You are on page 1of 372

Din Fenomeni

Mezheplerin Psiko-Sosyol Yapm


Yahudi Kaynaklarna Gre Yahudilik
Katolik Mezhebi
Ortodoksluk Mezhebi
Protestanlk Mezhebi
Hinduizm
Budizm
slm Din

PKOF.Dil MEHMET YBIK


S*i Rvtfshesl llaftiyat Fakltesi cretitr yesi

3. B A S K I

NDEKLER

I. Din Fenomen:.............................................................

L Mezheplerin Psiko-Sosya' Yapts.........................

49

III. Yahudi Kaynakianna Gre Yahudilik...................

87

IV. Hrisyanlik..............................................

131

A) Katolik Mezhebi......................................................................... 131


B) Ortodoks Mezhebi.......................................... ......................... 197
C) Protestanlk Mezhebi.................................................................243
V. Hinduizm...........................

287

VI. Budizm

333

..................................

Vli. slm Dini..................................................................

IV

369

I - d in

f e n o m e n i1
Yazar: Je a n C h ev a lier2

XX. yzyln son ey re ind e bile, insan ru hu nu n gsterdii te


zahrler arasnda, d nyada en ok yaygn olanlardan birisi, din olaydr.
Bugn kremizin zerindeki buuk milyar sakinden hemen hemen mil
yara yakn, kiisel olarak din b ir sistem in tesiri altndadr. Aadaki
dinler tablo su, 1970 s a y m n a gre gittike azalan saysal nem lerine
ram en belli bal yerleim blgelerine gre bir art gsterm ektedir. Bu
tahm in rakamlara istatistik uzm anlar, ikiyiiz milyon da Anim ist inan
ca sahip kii (A frika-A sya'da) ilve ederler. Ancak burada unu hemen
belirtelim k, en titiz ekilde bile tesbit edilm i olsa, yine de istatistikle
rin tam oldu sylenemez. M esel in de ne kadar Konfuvanist ve Taoist
vardr? Bunu tesbit bir hayli.zordur. B unun iin dini istatistikler, eksiksiz
olmaktan uzaktr. Mesel H in d d e ve Hinde konuan A syada Budizm ile
H ind uizm b irb irine ok karmtr. Y ine saym kriterleri ve m e tod la n ,
hristiyanlarda bile her yerd e ayn titizlikle uygulanam az. Mesel Katolikler ve O rto d o k sla r, kendi v a ftiz ettiklerini k endilerind en sayarlar.
P rote sta n lar ise daha ok kiisel ikrar y a p anlar dikkate almaktadr.
Gabriel le Bras da Beer ilim ler d z e y in e ulaan Din Sosyolojisi ve
kltrel corafya bu nazik, ince, tam am en k avranlm az sahada, henz
balang noktasnda bulunmaktadr.
Belli bas dinleri ylece gsterebiliriz:
1- H R S T Y A N L IK :
a) K a t o l i k m e z h e b i : O rta, b at, g n ey Avru pa, ltin A m erika
lkelerinde yaygndr. 582 milyon mntesibi vardr.
b) O rto d o k s m e z h e b i: D ou ve G ney A v ru pada ve yakn douda
yaygndr. 126 milyon mntesibi vardr.
c) P ro te s ta n m e z h e b i : K u zey ve Orta Avrupa lkeleriyle Kuzey
Am erika ve Kommenvvelt lkelerind e yaygndr. 220 milyon mntesibi
v a r d r.
2- SLMYET: Kuzey Afrika, YTkndou ve Ortadou, Ortaasya ve
Endonezya blgelerinde yaygndr. 495 milyon mntesibi vardrT

3- H N D U Z M : H in d is ta n 'd a y a y g n d r. 44 m ilyon m n te s ib i
v a r d r.
4- K O ^FU Y A N Z M : in'd e ve Vietnam'da yaygndr. 372 milyon
mntesibi vardr.
5- B U D Z M : G n ey Asya ve Dou Asya'da yaygndr. 178 milyon
mntesibi vardr.
6- N TO ZM : Japonya'd a yaygndr. 70 milyon mntesibi vardr.
7- T A O Z M : in'd e V ietnam 'd a yaylm tr. 55 m ilyon m ntesibi
v a r d r.
8- Y A H U D L K : sra ilde, A m er ik a 'd a , F r a n s a da y a y g n d r.

14

milyon mntesibi vardr.


9- Z E R D T lL E R : H ind'd e, randa yaygndr. 140 bin m ntesibi
v a r d r.
ite n fu s art grafikleri ve dini grafikler, bu ihtiyatla form le
edilmilerdir. Yine d e bir devre, bir baka devre ile yani bir asrlk d o n e m
b ir asrlk d n e m le veya her o tu z yllk d nem kendi aralarnd a bu
ynden m ukayese edilebilir. Bylece btn dinlerin brt rakamlarnda bir
ilerleme grlecektir. S adece B ud izm , H ind iinideki karklklardan ve
in ihtillinden ileri gelen ar bir d gstermektedir. Ayn ekilde
y ahu dilik , Nazi k y m nn b t n neticelerini yirmi ylda izale e d e m e
m itir.
D ier d inlerd e g rlen art ise aldatcdr. Eer dnyann n fus
art inananlarn says ile m u k a y e s e edilirse, aa yukar b ir asrdr
ayn seviyede kalan Islm hari, inananlarda nisbi bir gerilemenin olduu
farkedtr. Bu. sl m n saysal arts, nfus artn takip ediyor d e m e k
tir. Mesel slm 185'ye doru dnya nfusunun % 14.68'ini htiva ed iy o r
du. Bugn ise o, dnya n fusu nun % 14.5'ini tekil eder. O halde slm
im diye kadar, m ed eniy et, eh irlem e ve zellikle endstri olaylarnn
kar darbesin e maruz kalmamtr. Bu konuya lerde yeniden dneceiz.
Bunlarn da Islm pratik lerin in gerilem esine neden olduklar aktr.
Bylece slm'n da kriz dnemi yaklam grnyor'3.
H ind uizm ise 1900den 1960a kadar % 13.10'dan %12'ye varan bir
d gstermitir. Yahudilik ise 1900'den 1940'a kadar dnya nfusunun %
0.58 ve 0.6 arasnda b y k bir istikrar gsterirken 1960'da m aruz kald
olaylar neticesinde % 0.4'e dmtr.
B u d iz m ise, 60 ylda % 30 'd a n % 13'e d erek en b y k istik
rarszl ve en g r n r a za lm ay gsterm itir. Burada istatistiklerin a l
datcln kabul etsek bile, grld gibi d ok nemlidir.

Hris ti yanlk se d i e r dinlerden daha az istikrarszdr. iki dnya


sava arasnda Hristiv aniarm oran % 1.2 art gstermitir. phesiz bu
art, Kato lik ve protestan papazlarn zellikle Afrika'daki misyonerlik
baarlarndan ileri gelm ekted ir. Fakat 19(XVden 196Va kadarki devrede,
h ristiy an hk ta d g r lm ek ted ir. nk XX. yzyln banda hristiyanlk, % 3 5 e ya km bir nfusu bir araya getirirken 1% 0'a doru sadece
insanln % 28'ini tekil edebiliyordu.
Bir baka adan da baz dinlerin ilerleme hznn, dnya nfusuna
nazaran ok daha az hzl olduu grlm ektedir. Netice olarak dinlerin
m ensuplarnn ayn kakl d nlrse; dnyadaki dinlerin sidiklerinin
azalmaya yz tuttuu aka grlr. Mesel 19-00'den 1960'a kadar yer
krenin nfusu, iki dnya sava geirmesine ramen % 87 artmt. Hristiyanlarn says ise ayn devrede % 6 5 d en teye gemedi. Bu farkh hz,
g znnde tutulursa 2000 alnda dnya nfusu 7 milyar olduu zaman 30
yl iindeki mesafe nereye varr? Buna gre dnyadaki hristivaniarm
says bugnk % 28'inde ok akm a decee benziyor.
B u n u n asl n e d e n i h r i s tiy a n h m , Ltin A m erik a hari, n fus
y nnden dnyann en zayf veri olan Bat varm kresinde yerlemi ol
masdr. Bvece daha hzl artan dnyann geri kalan ksmnn nfusu
iinde, hi deilse belli bir zam and a Balda hristiyanhm oran devam
etse bile, tm insanbm nfusuna oranla onda bir azalma grlecektir.
N fus sonular olduu gibi kalsa bile, beklenm ed ik temayller hari,
yine hris ti yanlk muayyen sarada bir azalma gsterecektir.

MEDENYET OLAYLARI VE DN HAYAT


Bilindii gibi ehirlem e olay, m odern medeniyetin tandansn! karakterize eder. Bu olay, g elim ekte olan lkelerde olaanst bir hza
ulayor. Bunun iin onlarn baehirleri topyekn lke nfusunun te biri
ni ve bazen de daha ounu kendine ekmektedir. Ancak ne var ki bu olay
m u ntazam olarak dini havaln azalm asyla paralel yrmektedir. Ihan
du Monde^ bu konuda unlar vazar: ''F ra n s a 'n n ve A lm a n y a 'n n baz
k s m la r hari, h n s t i y z n h k i a n u z a k la m a b ir e h ir le m e p r o b l e m i
d ir..." nk A v ru p a nn butun bvk ehirleri din pratiin azaldn
gsteriyor. Bu ise H ristiyanhk karsndaki sou m ann ak bir alam eti
dir. V ereceim iz bir ka rakam da bu hkm desteklemektedir. Mesela
Fransa'd a Katolikler, genel n fusu n % 8 5 'ini tekil ederler. Din pratii
olanlar se, baz anketlere gre bykehirlerde bu rakamn % 5 ile % 25i
arasnda d e im e k ted ir. O rada vaftiz edilenlerin says, kyle rd ekin in
ayn olduu farzedilse bile, b y k ehirlerde dini tatbik edenier, ehir

n fusu nun % 4 ile % 2 2'si arasnda deimektedir. Bu olay Ltin A m eri


ka'da d aha belirgin hale gelm itir. O ra d a Kato likler genel n fu s u n %
9l'ni tekil ederler. Oysa dini yayanlar, Lima'da % 18'i, R io da % 15i,
Buenos Aires'de % 3 3 amaz. Ayn gzlemler, bt n ktalarda btn d in
ler ve inanlar iin geerlidir.
Burada unu da belirtelim k, " B l a n du M o n d e " adl eserin yazarlar
bu konuda u sonu a varm ak tad rlar: " D n y a n n s o s y o l o j i k e v r i m i ,
z e llik le eh ir m u h it le r in d e to plu m u d ini b ir ilg isiz li e g t rm t r."
ehir hayatndan baka nedenler de bu dini ilgisizlie tesir etm i olabi
lir. Fakat imdilik bu, ehir gelimelerine bal bir olay olarak grnyor.
Bizzat bizi srkleyen medeniyet cereyan iinde kaydedilen bu son olay;
yani kitlelerin din gerilemelerin in devam, mevcut artlar iinde normal
grnyor. Grne gre, muayyen bir devreden sonra belki de sadece hristiyanlktan u z a k la m a o la y ile deil, iinde ok az b ir h r is tiy a m n
yaad laiklemi, dinsiz, gayri hristiyan bir toplumla da kar karya
bulunacaz. nk dini y aam ay anlar, vaftiz olmayanlar, ateistler (A l
l a h a in a nm ay anlar) gibi terim lerin, birinden dierine evrimi d evam l
m ahed e edilen olaylardr.
Dini istatistiklerin kesin olm ay, dinlerin m uhtevas zerin d e
giriilecek tahlillerd e de hl ciddiyetini koruyor. M esel C h rtie n s
(Hristiyan) kelimesi ne anlama gelm ektedir. Yeni bir misal bizi bu k o n u
da aydnlatm aktadr. Bu misal daha ok Fransa Katilliklerini ilgilend ir
mektedir. Bu anket, 1971 yl K asm ve Aralk aynda "La Croix" ve " P e l
erin" hesabna S.O.F. R.E.S. tarafndan yaplmtr.
B urad a F ra n s z la rn kilise ve man karsnda b ir tip le n d irm e
teebbs sz konu suyd u. Buna gre bu a n k e t,'% 96s vaftiz olmu olan
Franszlard an % 8 4 Katolik old u u nu , % 7 5 i Allah'n varl n a i n
andn, % 36's sann Allahlm kabul ettiini, % 32si ise sa'nn n o r
mal hayat sahibi olduunu, % 21'i ise muntazam olarak ayinlere gittiini
ortaya koymutur.
Bu ne tezat byle! E er sa'nn tanrsallna sadece te bir kii
inanyorsa, o zam an kilisenin d o g m atik ve ahlk retisine gre % 84
Franszm kabul ettikleri Katolik isminin ne anlam olabilir? Yine F r a n
sa'da kilise karsnda drt grup kendini gstermitir:
1- lgisizler,
2- D evredekiler,
3- Snrda ya yani ar,
4- Btnleenler.

Bu drt gruptan sadece son ikisi gene yeknun % 2 4 n tekil et


m ektedir. Buna ram en,onlarn ne inanlar, ne ahlklar ne de ibadetleri,tam olarak kilisenin isteklerine uygun deildir.
Btn bunlarla, y aplm olan bir anketin sonu lan zerine bir y o
ru m y apm ak gayesini g tm yoruz. Gayem iz, dini istatistiklerin ne derece
gv e n ilm e z o ld uk larn g s te rm e k tir. M esel ayn " K a t o l i k " k e li m e s i ,
gayri m sav i itirak d e r ece le rin i ve farkl nanlar iinde to p la m a k
tadr. te sadece b u nu n iindir ki Dini Fenomen'in (phenomene Religieux)
snrlandrlmas ve vasfan d n lm a s, olduka zor grnyor.
K a lita t if z e llik te k i

o la y la r n ,

s tatistik l le rin e tabi o l m a

larna mani olan e ng ellerd en bak a , dier baz m otiflerde bu konudaki


analizi g duruma sokmaktadr.
Bugn dnce ve dini hayat, ylesine kompleks bir yapya sahiptir
ki, sanki birbirinden farkl, ahsi notasn sunan deiik aletlerle v eril
mi bir konseri andryor. B unu n iin din kendiliinden, hr bir saha o l
maya doru gidiyor.
B irok lar tara fn d a n h a b e r v e rilm i olm asna ra m e n , snrl
ller iinde din, b e k l e n m e d i k ar bir hayatn alam etleri olm utur.
Yine bu, bir para anarist-ve kaba b ir itiin iln, yeni hayat ekillerinin
ve ideolojisinin grnm , abucak dini olarak vasfedilen bir olayn gizli
(sonra da ak) gerileyii n nd e, pein h k m s z bir dikkatin gereksiz
oluunu ortaya koym aktadr. Fakat ne yazk ki dini vocabulaire s a p m a
larla doludur.
Biz,istiyoruz k bir kelime veya bir anlaya kar reaksiyon yerine,
okuyucu lfz anlam asn ve gizli anlama nfuz etsin. te bunun iin sk o
lastiin kapal tanm larndan m m k n olduu kadar saknarak, bir takm
nirengi noktalar tesbit e tm e e alacaz. Din sahada kelimeler sabit
deil, o ynak tr. O ra d a ra k a m la r y ok, iaretler vardr. Yine orada bir
takm tarihler, olaylar, m esajlar vardr. te bu inceleme, bunlar mm kn
olduu k adar doru olarak n akletm eye almaktadr. Fakat hem en unu
belirtelim ki, b izim a k la m a la r m z ve yoru m larm z ne kadar doru
olursa olsun, aratrm aya bir snr koym a ddiasnda da deildir.

DN FADE EKL:
O halde din ifadenin b ug n zc bir revizyona tabi old uu nu
syleyebiliriz. D a ha y a k n la rd a bu d in ifade, tran sand ante ce vherler
zerinde h km ler y rtm ekte, oraya d eim ez varl koymakta ve on
lar bir takm form ller h a lin d e b i im le n d irm e k te; o hi bir g lkle

karlamayan objektif bir felsefeye dayanyordu. Dine uygulanan m eta


fizik, b ugn b ir oklarnn metamitoloji olarak tasarladklar eyi d o
urmutur. Buna gre Tanr'dan gelen tm evren, insann dnda ihtia
mn sergiliyordu. nsan dnyas, mutluluklara itirak etmek iin, sadece
dine tahsis edilen sahay oluturan m urakabeler a ile, irtibat tesis
ed e b ilird i.
Bugn ise grler deimitir. ada zeka prensip olarak nominasttir. Varlk, angoisse yap, fenomen felsefeleri, psikoanoalitik devrim,
antropoloji, klt r sosyolojisi, herm entik, iddetli bir ekilde cem aat
veya ferd, mahhas bir suje zerine, onun zellii ve hr yaratc kapa
sitesi zerine, olaylara ve kelimelere anlam ve mana vermeye mnhasr
bir yetenee dikkat ekm ek ted ir Bunlar, kinat sujenin boyutlar zerine
oturtmutur, y l e y s e insan, zel hesaplaryla aletleriyle, aklyla, A y ,
Mars', V e n s kefetm ek iin g ezegenler aras sondajlar yapma va,
hayatn ve maddenin en kk elemanlarn bulup karmaya, atomun ve
canl hcrenin srlarna nfuz etmeye, elektronik hecinler yapmaya d e
vam etsin...
ite o gndr bu gndr nesnel ve transandante pein yarglarla dolu
bir din anlatm, kulaklarmzda yabanc br idyom gibi ve hatta yabanc
olmaktan da te, km bir katedralden gelen mzik d alga lan gibi
nlamakta fakat com unication bir trl salanamamaktadr. Hatta ses
perdesi deiikliklerine vakf olan en kovu katoik muhitlerde bile, bu co
munication yok... Mesel, "F te s et S a is o n s " dergisi Mart 1972 fasikiilnde " G e l e c e i n Y a y lm t e le r i" balkl bir vazv u uvarc
szlerle nerediyordu: "A ld a n m a m a k lzm; Bugn gerekten manidar bir
iman sz sylem ek iin, sisli b ir ortamda bulunuyoruz... En aydn k iile r
b ile, b ir a k n l k i in d e o l d u k l a r n tiraf e tm ile rd ir. S a n k i sz
k srla n m , k e lim e le r anlam ve a rlk larn kaybetm ilerdir/ O halde
szden kaynaklanan bu iman, Aziz Pavlos'un dedii gibi nasl lh mesaj
nakledecektir? te bu fasikln ak yrekli hazrlayclar, havarilerin
yerini alm ak isteyerek, din retenlere, ilhiyatlara, vaizlere deil,
airlere, dncenin en sbjektif yorumcularna sesleniyorlar, " D e l i l l e r i n
her kne air, bir yaylm atei ile cevap veriyor." (Ren Char).
*
ada din pozisyonun talihsizliine bakn ki bu airlerin ou
inanszdr, O halde niin bu airane ifadeye ba vuruluyor? Katolik kz
rencilerin din grevlisi M ichel Clevenot bu konuyu yle aklar: " G e l e
neksel din ifad enin bu gariplii, grlmeyen ve anlalmayan bu karakte
ri karsnda bize, sadece airler k e n d ilerini dinletebilirler. nk onlar,
m u ha y y ile n in k a y n a k la r ile tem aslarn k ay betm em ilerd ir. O nla r b i
zim alk a n lk la rm z a hayret e tm eyi bilirler. n k onlarn im a jl ve

sem boll anlatm lar b izim b asit kavram larm zdan daha ok realitenin
derinliklerine ulaabilir. nk onlarn elinde k elim eler bir parlaklk,
b ir uyum , bir tatllk kazanr. O nlar gerekten tadabilm ek iin zam an ve
sknete ihtiya vardr. nk iir, b ir oyu n, b ir enlik, yeni b ir ya
ratltr. O, daha m ev su k b ir yaam , daha can l b ir hayat b ala
tabilir." Yine Katolik bir yazar olan Jean Onim us, unu yazacak kadar ile
ri gidiyor: "L irik p atlam alard a, sevin lk larn d a, skntdan b oal
m alarda, kltre kar airane vecdlerde, dini potansiyel, m esseselem i
kltrlerin ayinlerinden daha ok bulunuyor." 7
Bugnn Bat insannn dncesinde tanrsal g, ilimden ahlka,
kinatn seyrinden kiisel kad ere k ad ar her eyin iik ve son izah
deildir, artk. Mezafizie ba vurulan yerlerin dnda sebep-sonu ba
iinde artk onun yeri yoktur. Artk hi bir bilgi sahasnda ve hatta baz
teolojilerde bile "La mort de D ieu " denilen bir ifdeye yer verilmez^. Bu
ifade fikirlerden bile uzaklatrlmtr. nk filozofik tenkitler, ondan
btn tasavvurlar uzaklatrm , sosyoloji onun kltrel kaynaklarn
bulup ortaya karm, psikanaliz onun gayri uuri kklerini ortaya ser
mitir. Exgs (yorumculuk) ise vaktiyle kutsal kabul edilen metinleri,
mitolojik rivayetler olarak ele almtr. Daha dorusu diyebiliriz ki, teo
loji, antropoloji haline dnmtr. Gerei soviemek gerekirse zaten teo
loji, muayyen bir nsan anlay sergilem ekten hibir zaman geri kal
mamtr. Grek ve Ltin kilise b a b a la n , Saint Augustin, Saint Thomas
d'Aquin, Saint Bonaventure bir eit antropoloji ortaya kovmulardr. Fa
kat bu, gizliden ak hale gelmi, tanrya gre mstakil hal kazanm,
farazi yed en, nemli ve merkez bir d urum a ykselm itir. te ergin
(adulte) insan, Allah' " b a b a y " hyiece glgelemitir. Oedipus Kar
maas (Le complexe d oedpe) zlm , harekete geen kiisel devrimle
insan, olgunlua ulamtr.
Bugnn gen batl dim alarnn b yk bir kesiminin ruh dav
ranlarnda dinin, hi bir yeri yoktur. Onlar daha ilk anda sfrdan ha
reket etmi, i bir klasik kurala sayg gsterm em eye kararl ve sal
drgan olduu kadar da basit bir hayat tarzn: benimsemi grnyorlar.
Yine onlara gre evrelerinin geleneksel klasiklerinden kopmu
modern insanlarn dnce eletirisine hi bir ey kar koyamaz. Yine on
lara gre her ey yapmack, her ey esas olmaktan uzaktr. Bugn, varis
olunan zihn alkanlklarn artk var olma haklar yoktur. Bylece her
eyi bolua atma, arzu ediliyor. Devrimin, anarinin aknln ve in
krn, hiliin ekiciliini tatma tecrbe ediliyor. Yine bu ortamda, ampi
rik tarzda bile olsa, gv ensizlik teneffs ediliyor. Eitimde, ite, d
dnyann tecrbesinde, bir btnln ve gerein i araynda, geici ve

pramatik de olsa baka sahte hakikatlar yaratm aktan baka b ir sonuca


v a rlm y o r.
Bu szler kime aittir? Kim bu iman psikozunu, menfilii, kendi ken
dine yeterlii tasvir eden? 5 Ocak 1972'd eki ak oturumda bu szleri b iz
zat syleyen Papa VI. Paul olmutur.
Yine de m odem dncenin lm stnln ifade, din fenomenini
snrlam aya; hayatn deeri ve anlam , bilginin postulatlan konusundaki
sorulan, bir cevapla form le etm eye kifayet etmez. unu rahata syleyebilirizki, bu p roblem ler karsnda m odern zeka, ne kadar k ifayetsiz
olursa olsun bunlar incelem ek iin uygun bir anlatm ekline sahip olm a
m tr. Belki m odern zeka Allah'la-in san arasndaki ilikileri ifadeye
uygun olmayan ve bu sahada anlatlamaz ve kavranamaz olan bir takm
doru ifadeye, yapc manta, netice itibariyle rasyohel prensiplere sa
hip olmutur. te bunlar, bu konuda bilinen ve kabul edilen eyler haline
gelmitir. Baka anlatm ekli de olmad iin, bizzat problem ler silik
lemi, metafizik ve din endie, gayr uur uyuukluk iinde gerilemitir.
Felsefe sahasnda, da olsa, mister'e (metafizik ve dini srlar) y a k
lama yolunu kullanacak bir anlatm hl bulamadk. Akla dayanan
lm ve teknik gelimelerin aksine, modern filozofik gelimeler bu rasyonaliteyi bozmu veya onu, insan zihni tarafndan dnlen veya hayal
edilen, yenid en yap lm fenom enal yaplarn altna yerletirm itir.
Bylece eletiri, phe, inkar, hedefi, sadece kendisi olan; farkl, oynak,
ksm d o ru la r la ifad ey e z o r la n a n y a ra tclk g c n h r r iy e te
kavuturmutur. Bunun iin genel zmlerden ve vizyonlardan asla bahsedilememitir. Tabii ki ksm, mevzi keif ve zmlerden bahsetmiyoruz.
Fakat akl gereklerin verdii gven, teknolojik ve ilmi baardarlad a
dorulansa, yine de bu gven, yaratma gcnn artlarndan biri olarak
ileri srlen bir " i g v e n s i z l ik " tarafndan yptatlmlardr. Bylece
yine o, her eyi problem haline getiriyor ve kertci mevrozlar douruyor.
yle k i.korku n tehdit, dayanak noktasndan yoksun tm hr d nce
zerine arln koyuyor. Bylece bizatihi kendine, hrriyete, aksiyona,
dnceye isnat yalnzlk, evrensel bir iflasa gitme tehlikesi ile kar
karya bulunuyor...
Gerekten, daha yaknlarda dini diinya ile bugnn insannn zihni
arasndaki btn balar,kopmu-gibi grnyordu. Fakat bizim bu durumu
muza ramen, byk problemler srarl bir ekilde haykrmaktadr:
- Ben kemim?
- Hayat nereden geliyor- Nereye gidiyor? Hayatn bir anlam yok
mu?

10

- lm gerekten her eyin sonu mudur?


- Niin bu endie zihnin tamamen evrensel bir endiesidir?
Bu sorulara K. MarxIa kaam ak bir cevap verilmitir: " S e n i n prob
lem in bizzat, gerek olm ayan b ir eyden domutur... nsan, varlm yine
i n s a n a b o r l u d u r . . . " 9 der. K. Marx, Oysa hibir ciddi aratrma bu sorular
dan kendini kurtaram az. O halde bu sorular bo eyler deil, hayat
eylerdir. Bu sorulara bizi gtren sadece akl deildir. Bu sorular bizzat
bizim derinliimizde hi ayrlm adan duruyorlar. Bir dier kaamak ce
vap da " D i n ilk yalarn kork uy a bal p a n i in in b ir k aln tsd r" diyen
Freud'le verilmitir. Oysa bu sorularn bizim iin her panikten ayr bir an
lam vardr. nk lmden bu dnyada u veya bu tarzda ne kadar kendi
mizi kurtarabileceimizi, gelecek hayatm zn bu dnyadaki hayat tar
zmza ne kadar bal kalacan dnmekten kendimizi alamyoruz.
te bu belli bal sorularn tem elind e yatan ey; bizzat yaama
akdr. Bir takm g r n m e y e n 10, mistik veya mistik olmayan tanklarn
bize bir k getireceklerine inanlm asna ramen, mistik tecrbenin ve
ilmi bilginin esaslarnn tenkidine ve vahyedldiine inanlan kitaplarn
olduka dikkat ekici alam etleri to pladklarna inanlm asna ramen,
hl biz bu sorulara aklen ve tecrbeye dayanarak hi bir cevap veremi
yoruz. Oysa bu sorular bizi imana gtren ve ruhumuzu besleyen ifadeler
den sadece birini tekil ediyor. Br komedi yazar yle der: " A k }rok, an
cak akn delilleri v a r d r ."11 te bunun gibi din yok, sadece dinin delille
ri vardr. O, ispatlanmaktan ok, hissedilir.
Bunun iindir ki, bu aklst ihtiyac tatmin iin her eit eye
bavurulduu grlyor. Bu asrda peygamberler oalmtr12. Acaba bu,
kyamet alametlerinden biri midir? Bu peygamberler bize vahy getirdik
lerini iddia ediyorlar. Onlar genellikle basit, karanlk ve o kadar mecca
nidirler ki, en azndan gerekli olan akl tenkit, onlarn abucak ikna edi
ciliinden rahatsz olmaktadr. te bunun iin en yksek seviyede Fideisme (mutlak hakikati, iman ve vahyin zerine oturtma cereyan), zaafiyetlerini, athm larm , fantazilerini ortaya koyduu akl tenkide, skt
empoze ederek ve bin yllk donelerini, kalbin tasvibine arzederek, ze
kann ne ispatlayabildii ne de tecrbe edebildii bir dini inanca ve d u y
guya teslimiyeti neren bir vahiy fikriyle iktifa ediyor.
Oysa mitolojiden uzaklama abas, psikanalitik, sosyolojik, struk
turellst metodlardan da istifa d e e d e r e k , din olayndan, btn mahhas,
hayali, y apm ack hikyev ve otoriter hayat modelini u za k latrm t.
yle ki m atem atiksellem i, iskeletlenm i bir ilim iin din, mcerret,
inansz bir ema; bilgisiz, objesiz dinsiz bir iman da, saf ve bo ruh bir

(F-2)

11

h a r e k e ttir .
te bu iki an ucun arasnda, Papa VI. Pau'un katotiklere bir ted*
bir olarak tavsiye ettii m o d e m teoloji iine yerlemi olan geleneksel
dini yap bulunmaktadr. P a p a n n ba vurduu bu modern teolojik yap,
Roma'ya has takbihler arasnda ok belirsiz kalm, fakat hi bir ekilde
gerilememitir. M odernizm e adaptasyonun (aggiornamento) tezahrleri,
doktrinsiz; sadece dini b ir istek olarak tanmlanmtr. II. Vatikan Konsili'nin deklerasyonlar, durum un analizini byk lde geniletmi, fakat
Konsil kararlarnn tesinde, bt n dini aratrmalar, Papaln sk
kontrolnde tutmu ve daima kilisenin elindeki retme yetkisini hatr
latm tr.
Bvlece en azndan Katolikler iin geleneksel dini yap, tm iman
yorumlan Roma papaz rgtlerinin felsefesi iine yerletirmitir. Bu d u
rumda iaret ettiim iz manevi iletim yollarnda, derin ifade ve zihni
krlmalar olmutur.
Bunu nla b era b e r din olay ada insan m zn d ik k atini yenid en
ekmeye balamtr. D in olay, sadece her k ilisenin mntesiplerini, d in
ler ta rih ile rin i, s o s y o lo g la r, k lt r a n tr o p o lo ji u z m a n la rn d eil,
inansz in sa n la r b ile m e g u l e tm e k te ; b asn , radyo, televizyon gibi
b y k h a b e r b lte n le rin i, h a ft a lk dergileri, m agazinleri d o ld u rm a k
tadr. phesiz b ahsed ilen sadece dinn ciddi ynleri deildir. Ne var ki,
ne kadar sathi grnrse grnsn din hayata verilen dikkat, basit bir ente lle k t e m e ra k ta n daha b a k a b ir eyi, b e lk i de ruhun e n d i e sin i
gsterebilecek olan zamann bir alameti olarak grnyor. Her eyi agnostikoarak beyan eden M alraux "A srn Efsanesi" dizisindeki "G e c e H a lk "
adl televizyon yaynnd a b e lk i A lla h problem ind en synhnd ru fakat
lm srrndan, A kn (transcendance) konusundaki sorulardan asla kurtulu n am y aca n h a trla tm tr.
te bunun iindir ki din olay, ok sayda ilmi, felsef kitaplarn,
bir ok romanlarn, denemelerin, iirin merkezinde yer almaktadr. Hatta
tam olarak lik olduklarn syleyenler ve isteyenler bile din konusunda
bir karara varm ak zorunda kalmlardr. Bu ie din lehindeki tutumu
dorulamaktan baka bir ey deildir. yle ki l veya lmek zere olan
dinler bile, dikati harekete geirm eye devam ediyorlar.
Bunlardan her biri 1 Aralk !F 7 V d e Collge de France'de verilen
al dersinde Andr Bareau'nun B u d iz m den bahsettii eyi tekrar edebi
lirler: " V a k t i y l e b ir o k lk e d e p a rla y a n canl b ir k , y z y lla rn
iinde, b a zen de y a k n tarihlerde n e m in i k ay betm i ve hatta onlarn
b azlar yayan canl b ir din ola rak tamam en kaybolm utur. Fakat bu

12

lkelerin adeti, rf, felsefesi, sanat, ed ebiyat, dili zerindeki aratr


m alar, bu dinin ok derin izler b rak tn ortaya koym utur. yleyse
A sya m illetlerinin dou m ed en iyetlerin i, tarihini, hatta ada tarihini
anlam ann belli bal yolu, Budizm i incelem ekten gem ektedir/'
uras br gerektir ki, D i n i n etd, bizi kollektif ve kiisel faaliye
tin merkezine gtrmtr. Lanetlenmi airlerin babas olan Baudelaire,
" M o n coeur mis n u " da "Y e r yznde dinler kadar enteresan hi b ir ey
y ok tu r" diye itirafta bulunur.
stasitsik lerin hatas, m n te sip lerin snr, dinlerin safiyeti ne
olursa olsun, iinde yaadmz a, bir olay hesaba katmadan anlyamayz: Bu olay udur: Btn aksiyon ve dnce sahasnda geleneksel
d eerlerin k, dini pratikleri ve inanlar da bir kenara b rak
mamtr. Ancak ne var ki, insan k a lb in in rasyonel ve irrasyonel kavak
noktasnda yerlemi olan din, bt n deerler allak b u lla k da olsa, yine
de bir problem olmaya devam etm ektedir. Bu problem mehuln (metafi
zik endienin) almasndan sonra inkar edilebilir. Fakat insan, hayatn
dnmeye devam ettii srece din problemi inkr edilemez. nk dinin
sz konusu ettii, bizzat insann kendisidir.
alar boyunca ve bugn insan gidiatnn ve artlarnn bykl
nden ileri gelen kayglar; ilmin esaslar, aklmzn formle ettii kozmoz ve akl ilikilerimiz, ferd hayatn ba ve sonu, bir takm manevi
mesajlarn tarihi devamll, bizzat varlk, Allah, hipotez veya realite
konularndaki snrl bilgilerimizle daima u sorularla kar karyayz:
- Niin yayan b ir varlm?
- Niin leceim?
- Varlmn anlam nedir?
Bu sorulara verilecek skut veya cevap ne olursa olsun, bunlarn an
lam din problemine dayanmaktadr. te bunun iindir ki, biyolojiden, fi
zikten, matematikten, felsefeden daha ok kendine tabi klma vasfyla
din, kinattaki durumunu anlamaya alan insan tarafndan bir kenara
b r a k ia m a m tr.
Gidilebildii kadar gerilere doru gitsek, yine bir takm dmi olay
larn izlerini grebiliriz. Daha yaknlarda Francois Ja c o b , Claue LeviStrauss'la vapan diaiogda insan cemiyetlerinden yle bahsediyorlard:
"H e r m illetin bir dili, b ir takm dini inanlar, k u r u m la n vardr." Ancak
her iki bilgin de bu elemanlarn doutan m veya sonradan m olduklarn
kendi kendilerine soruyorlard. Bivolojist iin anlatm, beyinle ilgili bir
temele sahip olabilir. Netice itibariyle o genetik bir nedenden doabilir.

13

Sosyal kurumlara ve dini inanlara gelince, onlar, genetik bir yap iinde
de bulunm u olsalar veya sadece kltrden de meydana gelseler onlar
mevcut ilm artlar iinde ortaya koymak mmkn deildir. Fakat yine de
inanlar, anlatm, kurumlar, bir antropolog iin, sonradan elde edilmi
eylerd ir.
F akat doutan olanla sonradan olan arasmdaki eliki, sonradan
edinilen evrensel b ir karakter arzettiinde,' geerliliini kaybetm esidir.
Oysa, Franois Jacob bu ikisin in birbiriyle tam am landn, ibirlii
yaptn beyan eder. rs sistemin bir eit ereve saladn, daha son
ra ise renmenin, kltrn, eitimle alman her eyin onu doldurduu konu
sunda ok sayda rnee sahip olduumuzu syler.
O halde yle dnlebilir: Eer din, insann genetik program nn
iinde yazl deilse; onun d outan gelen tem ayllerinin, psiik pro
gram nn, varlk projesinin iinde de bir tem eli bulunm az. O zam an din,
psiik gelim enin tabii bir tezahr olarak grlecektir. D insizlik ise,
ksm en tabiattan km olan b ir k lt r ekline kar verilen b ir savan
m eyvesi olacaktr. Baka bir tabirle, fade ekli ne olursa olsun din, in
sanda tabii olacak , dinsizlik ise, hayatn belirli sonularna reak siyon
halinde olan bir hrriyet icraatnn sonucu olacaktr. Fakat dinin topyekun yokluu m m kn mdr? O, bir olay m dr? Dinsizlik, dinin icraatna
devam ettii bir klk deitirm e deil midir?
Jaques M o n od a gre dinlerin yaratc tii, o kadar tabii ve eskidir
ki bunlar, kkenleri itibariyle Franois Jacobun dnd gibi genetik bir
temayl seviyesine u laabilm ek iin kltr olaynn b asit artlarn
aacaktr. Mono diyor ki, eer inandmz gibi yalnzlk duygusu ve gen
el bir aklama ihtiyac doutansa ve alarn derinliklerinden gelen bu
miras,sadece kltrel deil, fakat genetikse; o zaman sert, mcerret, gurur
lu ahlk b ilg isin in kaygy in d ire b ile c e in i veva hayat d o y u r a b i
leceini dnebilir miyiz? Bilmiyorum. Bildiim tek ey, ahlk ilmi, in
sann telere g em e ve tra n sc e n d a n c e itiyacna hl b ir a k la m a
getirememi, o lm a s d r*4.
ou zaman felsefenin (La philo sophie) bir hududu gei olduu
sylenmitir. te bu adan din de bir snr geme olarak grnyor. Fakat
hangi snr? Bu snrl cevab akl, sadece kendi meselelerine verebilir.
nk din, sadece kendine soru sorabilen bir varlk iin vardr. Din, akim
ilk tezahratndan biridir. Fakat cehaletinin derinliklerinin farkna v a
ran, korkunun aknlna, m u hayyilenin efsanesine veya imann g e
nelletirilmesine kendini teslim eden bir akln tezahrdr. Onun harek e
ti daima akl telie doru st n basacak, fakat o yine de sadece irras
yonelle karlaacaktr. te b unun iindir ki din olaynn iindeki byle

14

olanla, sadece din olan temyiz olduka gtr. nk kutsal terimi, ile
ride greceimiz gibi bir ok kark elemanlar iermektedir.
nsan kendini b ir problem olarak ele alabilir. Ancak i bakn ne
kadar uzaklara yanstrsa yanstsn yine de o, sadece problemlerini derin
letirmi olur. n k ne b in lerce senelik b alang noktasna doru
ykselme, ne biogenetik, psikolojik refleksi tahliller, ne tarih, ne ilim, ne
de felsefe bu problem i ortadan kaldrmtr. Aslnda burada sz konusu
edilen problem , varln derinliindedir. te bu ana mesele, kendi kay
nandan kan m uayyen bir cevab, hi bir zaman bulamamtr. nk bu
ana problem, duygunun, endienin kaynann rn deildir. Bu problem
daha ok varln kaynanda vardr. O, metafizik seviyede kaldka, ne
kadar ac olursa olsun, patolojik hi bir eye sahip olamaz. O, mevcut olan
keskin bir duygudur. yleyse b ir duygu ki izah edilemez. nk insan
gemiinden ve.geleceinden daha ok bizzat bu gn problemdir. Antropo
lojik keifler ve farazi hipotezler ne olursa olsun bu problem daima bakire
olarak kalmtr. Belki de bu ilimler daha da ileriyecek, fakat bu prob
lem, olduka ba dndrc br karanlkta kalmaya devam edecektir. te
bunun iin insanln ifadeyi arayan kimse, imann boyutu olan uurumun
kenarna kadar zaruri olarak ular. O zaman o, ya zekasnn arayn
bomaya veya onu askya almaya, yahutta hududu geecek imanla veya
cinnetle karlamay deneyebilir. Bunun iin Saint Paul yle der: " K im s e
kendi kendini aldatm asn. Eer b ir kim se aramzda bu dnyada kendisini
hikm e tli sayarsa, h ik m e tli olm ak iin aklsz olsun. nk bu d nyann
hik m e ti, A llah 'n y annd a a k ls z l k t r . .. " 15
D urum byle olmasna ram en b iz bu iman; kltrel bir veriye
g m lm , belli b ir ifade iind e a k la n m , k a vram lara ayrlm ,
kltlerde orkestraianm , ilhahiyatlar tarafndan rasyonel sentezlere
gtrlm olarak bulacaz. te bunun iin mehule bir sray olan
iman, nsan llerle ekillenmi, deiik klt rlerde tecessmlenmi,
dinde formle edilmi, nihayet grlr ve elle tutulur hale gelmitir. te
bu d ve hzdan kesili, hududu yeniden ama olarak adlandrlabilir.
Yine din, sadece br grubun kltrel uuru grnmnde olmamak iin, insan
d inam izm inde l i b i d o n u n oynad role benzer bir rol oynayan imann
altnda, srekli olarak sebebi terk yolunu tutacaktr. Dinin bu dramatik
durumu, bu snr ama gcn, tabii bir aba olarak ve analk itinalarnn
arlklar altnda kabul edecektir. Buna gre kilise, ocuk douran ve
onu paralayan bir ana durum undadr. Ayn ekilde im ann da kendini
ifade iin dine ihtiyac v ardr ve varlnn devam iin de ondan
ayrlmas lzmdr. Yani hem itaat halinde, h e m de azat halinde olan
mistik bir g... Bylece iman, dini kalplar iinde ekillenmi ve tm

15

yapy tahrip etm itir... Din ise im anla beslenmi ve im am arlk iinde
insaniletirerek onu heder etmitir.
mann bulunduu kalpte din, kendini, tam bir btnlk iinde nihayetlenm i, adetleri, fikirleri kuatarak bir mnasebetler btn olarak
takdim eder. O rada dnya, insan, Allah tasarlanm ve orada tezatlar bir
uyum iinde zmlenmitir.
Fakat bu btnlk, tabiatyla anlam azln da kaynan tekil
edecektir. nk orada hayatn ve lmn itileri, vicdan hrriyeti, siste
m in yapsndaki sertlik, akn eitlilii, m essese birlii, kar karya
gelm itir. te ada huzursuzluun nedenlerini aratrm ak, yerinde bir
hareket olacaktr. Eer bugn bu gerilim ok youn bir karakter alm sa;
phesiz bu, eskisinden daha youn bir hayat eklinin, dinleri am ol
m asndandr. Yoksa bu, dinlerin lm nn bir iareti deildir. nk
bugn, sarsnt, isyan, k zgnlk, h areketsizlik; ilgisizlik ve terkten daha
geerli olm aktadr.
Dengenin geici bozulmalar ile anlamazln mbalaas, modern
deerlerin hesaba k atlm ay aca deil; aksine b tnleecei yeni bir
d enge meydana getirebilir. Bunlarn iddetli bir ekilde tasdiki, belki
btn dini reddetmekten daha ok bir dini sistemi stlenmeyi ortaya koy
ar. Fakat sadece iman din lem ek ve yozlaan dini sistemin h izm e tin e
girm em ek artyla... Dini temayl, kendine zg yaratl olan b ir real
ite st adna imann varln inkr etmektedir. Byiece o, kendi iine
kapanarak onu canlandran nefesini sndrmeye ynelmektedir. Bu d uru m
da din, ancak bir ie doula ve kendinin yetersizliinin farkna varmakla
v a r d r.

AK ve DN:
E d e b iy a t tarihinin ne ka d ar gerilerine gidilirse gidilsin, yaral
akn ikayeti daima fark edilir. Her ak lmle veya, ihanetle b itm ek te
dir. Onda zevki ulviletiren tebcilden sonra, onu geersiz hale getiren ke
der geliyor. Yine de nsan kalbi ak ebediletirmeye yneliyor ve ona bir
sonsuzluk hayat kazandryor. Yani ona bir " m u t l a k " karakteri vermek
istiyor ve onu kutsallatryor. Yaratcnn cm ert ltfuya inanyor ki
sevdii zam an gidiatn ekillendirecektir. Fakat hi kim se akn d a
yankszln ve d oy m a k b ilm e z ihtiraslarn hesaba katm yor. O da
lm gibi gldr. Burada telkin edilen, akn da lm gibi acmasz
olduudur. Her ikisi de birbirine ayrlmazcasna baldrlar. Fakat yine
ak, sel gibi hayatn bir kuvvetidir. yle bir kuvvettir ki, getii her
yerde her eyi kryor ve her seti ahp gtryor. Fakat her eyi tahribi

16

beklenirken; aksine sevin ve bereket veriyor. Bunun iin ak ilahelerinin


iki yan vard r: Biri efkat, dieri gazap . Onlar hem batan karrlar,
hem de ldrrler. Onlar hem cennet'de hem de cehennem 'de saltanat
srerler.
Bu hem tath h e m de ac kuvvet, yine insan varln, mutluluk veya
bedbahtln, zevkin veya mitsizliin snrna gtrmektedir. Felsefe bu
snrlan kabul ederken, din bunlar amak ister. Hi kimsenin hem cinsle
rinde bulamad bu m utlak ak, o bylece sonsuz ekilde baka, fakat
yaratn alabilecei imajda bir A llaha transfer eder. O, akn ihsanna,
sonsuzluun, gvenin, ebediliin im tiyazlarn dinle vermitir. Bylece
yaratk bu imtiyazlara sahip olmu ve onlar akna transfer etmitir. Fa
kat onlar artlandran sadece Allah ile olan iliki olmutur. O halde sz
konusu olan, bu ilikiyi muhafaza etmektir. Bylece her bir kural, ayin,
takdimeler, ak cereyanm Allah'a doru yneltecektir. Bu eklide ku
rumlam olan ak, hedeften sapnca bu durumun zddn meydana getirir.
O zaman o, kurtarc bir hareketle bu kuruma kar gelecek, onun kanun
larm ihll edecek ve b ylece orijinal hzna yeniden kavuacaktr. An
cak ne varki o zaman da o, nsan artlan seven kimselere sunduu btn
aclarda ve hayal krklklarnda kendini gsterecektir. Byle bir durum
da din tarafndan takdim edilen gvenlik, sadece muayyen basklar pa
hasna vardr. nk E ro s lft ycelmezse infilak eder. Bunun iin o, akn
tanrda kkletirir veya tanrya ulatrr. Bu, aka, tanrnn cmert fazi
letlerini vermektir. Yine bu phesiz realiteden daha ok, idealde sevilen
varl yceltm ektir. Aslnda bu ihtiya, snama veya hakszlk iinde
olan kimselere b ir yard m a gelitir. N ih a y et bu,kendilind en veya
baka bir eklide meydana gelen ferahlama ile yaratc eseri devam et
tirm ektir.
E er din tarafndan k u tsallatrlan b ir takm kurallar ve ta
lanm kiisel sansrler bu dinamik arla bask yaparsa; o zaman sujenin kendi kendini tahribi veya dinin tahrip edici ihtilali meydana gelir.
nk sadece transandant kabul edilen bir kuvvet, arzunun tabii kuvvetini
bir denge iinde koruyabilir.
Bilgi sahasnda iman'm yapt gibi bir duygu sahasnda da ak,
dinin son noktaya ulatrd srekli bir gerilim iinde kendini gsteriyor.
Sosyal ve kiisel bir takm kaidelerle akn tahrip edici sonularn ifade
iin din, onu ok dar bir ereve iine kapatmsa, bu, dinin kendini akn
dman ve ezici olarak gsterdiini ortaya kor. Pek tabii ki, neticede
tabiat, dallar arasnda m a b etlerin sslerini tayan Kamboya orm an
larnn dev aalan gibi olan kltr kracak, erotizm; kuralclktan in
tikamn alacaktr. te bu arzunun olaanst kuvveti, insan dinin kap

lad sonsuzlua doru itecektir.


lkel Budizm'e gre insann kurtuluu, arzuyu tamamen ldrmekle
veya b ir tek A llah'a tap a n m is tik le re gre A lla h ta fani olm akla
mmkndr. Akn yeryznde gerekletirilmesi de ancak imajlarla, sem
bollerle tanrsal birleim e y ak nlam a ile olmaktadr... nsann arzusu
karsmda, akn ykseltmek ve kutsallatrmak istedii eyi, hangi nok
taya kadar lebiliriz? Din, aslnda dzenleyici ve ykseltici fonksiyonu
ile dayankszdr. Bilakis o, tanrlatrmak istedii hayatn, tabii d in a
mizmi ile kar karya gelmie benziyor. Belirli bir devirde, ak, arzu,
seks olduka derin bir birlik iinde buluarak sevk glerini artryorlar.
Bylece bunlar, bazlarnn g z n d e yaratc hviyet iin ihtilalci b ir
sava grnm; dier bazlarnn gznde ise yoklua doru lgnca koan
bir grnm olan bir iddetle dini deerlerle kar karya geliyorlar. Din
hl bu tartmann tam ortasnda bulunuyor. Bylece din, ta n m a k ve
sevm ek gibi ift ihtiyacn iinde kk leiy or. Yani en yksek varlk sevi
yesinde yaam ak, cehaleti, yalnzl yenmek. Hakikatte insan, daim a
susuzlukta brakan ve bir snrszln ihtiyacn ve ryasn veya mutlakn uurunu ve sezgisini uyandran, istenenin, yaanann, bilinenin
tecrbesinin izafi snrn amak gibi bir eydir bu... te din, gvenlik ted
birleri altnda bu d uyguyu yok etmek pahasna bu ihtiyac teskin ediyor
ve besliyor. Bylece arzu ve akl hudutlarm aarak fkrm olan din, bu
hudutarm iinde tamemen tabii olarak gelecee doru yneliyor. Bylece
nsan ller iinde dnyaya iyice yerleen din, btn ly aan var
olma nedenini kaybetmi grnyor. Aslnda dnyann gzlerinde iman,
bir deliliktir. Sevmenin ls ise, lszce sevmektir. Biz burada Paul
Ricoeurun bir szn nakledelim. O yle der: "A rtk iman, d e liller ve
h ikm etler dzeyinde olan sabit b ir bilgi olarak deil; alkanlk ve m it
dzeyine ait olan d inam ik b ir aratrma olarak telkki edilecektir..."
te bu noktada din olarak vasfedilen her eyin analizine, zaruri
olarak geliniyor. Buna paralel olarak realitenin hi bir grnm en
azndan baka bir eyde belli bir realite iinde ifade edilemez. Gerekten
una dikkat etmek lzmdr: Zek, kelimenin lfzyla yetinmiyor, onun
mansn, istikametini aratryor. nk baka yerlerden daha ok ke
lime, burada snrszdr, b urada d osdorudur ve engelsizdir... Bunu sy
lemek zorundayz. nk gsterdiimiz gibi din, anari ve toleransszlk
iinde tartlyor. Her uzm an onu anlatm aya alyor. Biz de bu
aklama iinde kullanlan belli bal terimlere vereceimiz ksack a n
lama ramen, mterek ifadeye bal kalacaz.

18

DN OLUTURAN UNSURLAR:
"D oru olm ayan]a m uhakem e etm ek, yan l tartm ak dem ektir der,
bir gn Malraux. Fakat bir terimin doruluunu kim tesbit edecek. Din ko
nusunda hemen hem en her yazarn zel m anda teorik terimlere ba vur
duunu gstermitir. Bu gn teslis (T rinit), Hz. sa'nn dirilmesi (Resurection) ve Isa-M esih'in tanrl, sadece Katolik ifadede bile ok deiik
tarzd a yoru m lanm tr. Bir terim in d oru olarak tarif edildii kabul
edilse bile, onun doru olarak anlalm olacan kim garanti edebilir?
te bunun iindir ki, analizden analize, yorum dan yorum a, Hermeneutique
(Kitab Mukaddes'in anlamn iyice tesbit ilmi) amacnn aksine teblii
(vahyi) tahrif etm itir. nk yoru m lard an herbiri, kiisel anlay iine
kapanm olarak hayalle um aktadr.
Yine de din konusunda bir envanter yaplmtr. O, her ne kadar ta
m am lanm am da olsa; yine de en azndan dinin yzelii tarifini ihtiva et
m ektedir. Bu tarifler, Salom on R e in a c h 'n l? "D in yeteneklerim izin hr
gelim esine kar koyan kurun tu lar btn d r" eklindeki ac alayndan,
Allah'la m utlu birlem eye gtren b ir yolun m istik anlayna kadar var
m ak tad r. Biz ise burada dinin birleik unsurlarnn bir kayla veya
tam am iyle btn dinler iin geerli olan bir fenomenolojik din tahlili ile
iktifa etmek istiyoruz.
Aslnda dinin etim olojisi zerindeki grler farkldr. eron din
kelim esini, tekrar okum ak dnm ek, tefekkr etm ek anlamna gelen Releger kkne balar. Lactance ise, insanla T anr'y birletirm e anlamna
gelen Religare kkne balam aktadr.
inliler, dini b an, doktrinel vehesi zerin d e srar ederler. (Ki
buna gre Kiao - D oktrin - din 'd ir). H ind u lar, k in atn kutsal dzeni
(D harm a), A raplar tanrsal buyruk (din), Jerm en ler det ("e"), Yunanllar
ayinler ve kader, Rom allar, aile ve hukuk, zerinde srar ederek dine bir
anlam verm ilerdir.
Yeniden balam ak (R elier) fikrinden hareket ederek, dinin neyi
baladn Marcel M auss, R oger C ailloisa s o ra r18. Ona gre dinlerin herbiri kendilerine gre m asallar uyduruyor. Kim i gkle yeri,km i tabiatla
tab iat st n ; kim i de in san lar ve tanrlar veya insanlar kendi ara
larnda m terek bir im anla ite b irletirerek balam a iini icra ediyor.
Buna gre dn, aa yukar ne olursa olsun birletirm ektedir.
Aslnda en gerek tarif, dini "R elig io n es stram ento erant" diye erh
eden Fes tus'ta grlmektedir. Buna gre dinler sam an pnden balardr.
yle grnyor ki hi kimse bu kk cmleye iaret etmemitir. Fakat sa
m an d an hangi balar? Evet bu balar kprlerin kalaslarnn arasn sa

19

bitletirm ede kullanlan balardr. Bunun da en ak delili, R om a'daki


din stad olan papann kprler kurucusu olarak "P o n tifex" le isimlendi
rilmi olmasdr. Fakat acaba bugn biri, yce pontif olarak papadan bah
settii zam an ayn zam anda onu byk kprc olarak isimlendirdiini bi
liyor m u? Hakikaten kpr iki sahili d ar bir geile birletiriyor. te din
de ayn ek ild e iki dn yan n sah ilini birletirm i oluyor* ki h ud u d u
ayran u urum dan yle ki daim a frtnal dalgalar zerinde yap lan bir
yolculukla m ukayese edilen bir lm uurum undan tek bana geerek yok
olm a teh lik e sin i gze alam ay an y o lcu lar iin , din de, b ir taraftan
dierine bir gei yoludur.
Eer din, grnenle grnmeyen bir dnya arasnda bir kpr ise; bun
lar arasndaki m badelede yce kprc tarafndan dzenlenm itir. Bu
kprc ki bu grnen dnyaya, grnm eyen vahiyleri, onun kurallarn,
yasaklarn iletmi; bu dnyann eyasnn zerine kutsal damgasn v u r
mutur. Buna karlk o, koyduu kutsal dzene sayg gsterenlere ve bylece kurulularn gerekletirenlere grnm eyen alem e geii temin et
mitir. Bununla onlar, deniz yolculuu borasndan kat' lmden veya ebe
di mahkm iyetten kurtulmulardr.
Bunun iin papa, papazlkla ilgili btn bir bnyeyi temsil etm ekte
dir. M uayyen bir grubun tanr ile ve kutsalla ilikisinden sorum lu ol
m akszn din olm az, papazlk hiyerarisi olm asa bile, duay tavsiye
edenler, klt idare edenler, detleri ve kutsal kitab erhedenier ve onu
koruyanlar daim a var olm ulardr, ite bundan dolaydr ki atalardan
bycye, B arahm aridan, Swami d en (stad), byk rahipten, kendisine
hrm et edilen atadan, papaz adayna, rahibe, keie kadar her yerde;
din ilikilerden bir nevi sorumlu kiilere rastlanmaktadr. Papa basit bir
aileden, yzm ilyonlarca mensubu bulunan kiliseye kadar az veya ok
yaygn sosyal bir gruba, kutsal fonksiyonu olan delegelerini tayin eder. O,
dua form llerine, ritel dzeltm elere daim a gz kulak olur. Sevin ve
lm m erasim lerine bakanlk eder. M abedierin, m ihraplarn takdim e
yerlerinin himayesini salar. Kitaplar inceler (...}, bayram gnlerini tesbit eder... Ayrca o, dini sahada papaz snfn, ayinleri, tapnm aya ait
eyalar ve gayri menkulleri, daim a kontrolnde tutm aktadr A 9
Yine din zerinde yaplan tahlillerde, dinin zaruri olarak bir veya
bir ok tan rlara iman ihtiva edip etm edii, daim a sorula gelm itir.
Boudelaire, devrinin dinine bakarak yle diyordu: eer A llah m evcut ol
m asayd din yine kutsal ve m ukaddes olacakt. nk saltanat iin var
olm aya ih tiyac o lm ayan yegne vrarlk A lla h 'tr?0* Durkheim ise daha
limane bir ekilde yle der: "A llah veya ruh fikrinin olm ad veya hi
d eilse, on un ikinci derecede rol oynad bir takm byk d in ler de

20

vardr. te B u d iz m in , J a i n i z m n , B r a h m a n i z m i n b az ek ille ri byle d i r ." 2 1 . N itek im D in le r T a rih i'n d e de A llah fikri zerindeki ak
dnceler daha sonra ortaya k a ca k tr22. Aslnda Andr Bareau'nun
gsterdii gibi, B udizm in tarihi ok kom plekstir. te Durkheim bunu
dnememitir, Allah inanc olmayan dinlerin varln bir an farzetsek
bile; bundan ancak analizle ortaya konulan ok sayda unsurlarn dini
tavr iinde bulunmadklar sonucunu karabiliriz. Bugn byle bir din
fikri, en canl ekilde Allah'tan ve onun akndan bahsedenlerce kabul
e d ilm e y e c e k tir . n k on la r, A l l a h la v e y a M e sih -sa ile, kilise
aracl olmadan doru dan doruya iliki kurmak istiyorlar.
Din konusunda yaplan bir ok tahlillerin veya verilen tariflerin
iinde, her b yk dinin ana unsurlarnn ounu bulabiliriz. yle ki en az
veya ok zellik kazanm bir kii (vaiz, peygamber, ibadet yneticisi,
dua yaptran kii, v.s.), entelektel bir ekilde dzenlenmi dogmatik bir
takm fo rm ller ve baz sanatlarla stillenm i mitleri ihtiva eden bir
takm inanlar, tapnma, kurban, .ayinler, deimez bir ahlkn emirleri,
Allah tarafndan gnderild iine inanlan veya atalar tarafndan nak le
dilen bir takm gelenekler veya kutsal yazlar; az veya ok mistik bir
coku ile oluan bir iman ve as^, tamamen tabii, semeli ve tanrsal bir
topluma ait olan bir duygu... te Budizm, bu muhtelif unsurlar terimle
zetlemitir: Budha (A ydnlanm kurucu), Dharma (doktrin ve eriat),
Sangha (cemaat, D harm a, tapnma ve ayinler). Din, daha da sadeleti
rilerek yle ifade edilebilir: D in , i n s a n la yce kud ret arasnda yaa
nlm, dnlm b ir ilikiler sistemidir."
Burada tadklar neme gre sralanmam olan (nk byle bir tas
nif daima sbjektif kalacaktr) bu unsurlar her mminin, din hislerinde
olduu gibi; muhtelif dinlerde de gayri msavi ekilde grnmektedir. Fa
kat bir dnin ahengini, btnleme gcn ve kiisel katlmann kuvvet ve
samimiyetini kat'i ekilde bu unsurlara gre deerlendirebileceiz. te
din olay, her grupta ve her sujede deiebilen b u unsurlardan bir kom po
zisyondur. Her salik onlar, ok gayri msavi bir tarzda, esiz ve kaba bir
lik inde bt nletirir. Orada, artk bir km gerilerde ve hatta yok
olmu durumda, dierleri ise bir tek varlk olma derecesinde tebcil edilmi
olarak konulabilir. Ancak onlard an her biri ve bilhassa onlarn sentezi,
sonsuz uurumu atlamaya yani bilinen sahille bilinmeyen arasnda, daima
doymam bir arzunun snrl ve dnyaya ait honutluu ile, yksek insani
isteklerin tam doymuluu arasnda bir kpr kurmaya ynelmitir.
Dinler zerinde alan bir ok yazar, bu analizin belirli unsurlarna
imtiyaz tanmak istemitir. Onlardan bir ksm iin, en belirgin unsur, k u t
sal unsurudur. Onlara gre, dnya, kutsa! olan ve kutsal olmayan olarak

21

ik iye ayrlm tr* K utsak m nhasran dinle ilgilidir. O halde D urkheim'e gre, din, k utsal eylerle ilgili inan ve pratiklerin b ir dayan
m a sd r. Yani ayrlm alar, yasaklar, nanlar ve pratikler, herkesin ka
tld kilise diye adlandrlan b ir ahlki cem aatta b irlem itir23. Yine
Durkheim, din olaynn kollektif yn zerinde de durarak, dini toplumla
snrlandrmaya kalkmtr. Ona gre iki toplum vardr: K u tsal top lu m ,
kutsal olm ayan top lu m . Sosyal kategori bu iki sahay da ihtiva etm ekte
d ir.
Ne var ki D urkheim 'in bu sosyolojik snrlandrm as, dini tarif et
m ek iin kutsala arlk veren dier yazarlar tarafndan reddedilm itir.
zellikle B udizm tarihi, bir dini oluturan m uhtelif elem anlar
arasndaki etkileimleri ve zellikle bir kurumda aydnlanm aya geii24
belirli bir aklkla izah etm ektedir. Bu aydnlanm aya geii bir k
smlar, bir gerilem e olarak telakki ederken; dierleri bir btnleme ola
rak telakki etm ektedir. Hakm G u atam a, insanlar acnn etkisinden kur
taracak yeni bir kurtulu vizyon u nd a uyanm t. Bu yeni vizyon , ne
ilhlaia dualar, ne takdim eler, ne dom alar, ne de ayinler ihtiva ed iyor
du. O, sadece aldatc bo bir hayatn bilincine varm ak ve onun sahte caz
ibesinin tehis ettii btn ekiller altnda, bu hayatn tm arzularn
sndrmekten ibarettir,
te bunun iin Andre Bareau Coilege de France'deki m ehur al
dersinde bize yle demiti: Budizm erm ilerinin ve onlarn ilk saliklerinin olduka basit h ayatlar iin hi b ir ey, din kelim esi ile k asted ilen
eyi gsterm em ektedir. Yani ne m m inin kendisiyle tannd Allah, ne
sofuluk, tapnm a, dualar, takdim ler, kurbanlar, ne de ayinler dini m era
sim ler... A rtk hi b ir ey, esrarl, gizli, ezoterik, kutsal, m istik d eil
dir... M ritler iin Buda sadece bir insan, phesiz sayg duyulan bir va
stadr. D ier insan larla ayn tabiatl olan o, ilhlarn yard m n dan ve
bu yardm n elde edilm esini aratrm aya imkan verm eyen bir kurtulu
yolu kefetm itir25.
Bunun iin Buda erenlerinin ve onlarn zahitlerinin balca iki m e
galeleri v ard r: Br yan dan takip edilen psikolojik ekzersizler veya
Y oga'ya yaknlk (bunlar dnceyi kurtarm aya, teskine, tem izlem eye
m atuf zihinsel m erkezilem e hareketleridir). Dier yandan da doktrine
olan, retim, tartm a, vaazlar, tevikler, teselliler, liklere olduu ka
d ar gen zahitlere verilen hsanlar...
Fakat bu doktrinler ve pratikler Budistlerin ihtilaf halinde bulun
duu bir ortam d a kendini gsterm itir. Onun iin bu o rtam , onlar
deitirmeyi baarmtr. Hal bugn olduu gibi Buda'run zamannda da

22

byk bir Hind ounluu, zhdn ve m urakabenin insanda ki tabiat st


gleri gelitird iine ve m n tesip lerin i itaatla ve takdim elerde uzla
trm ann nem li olduu k o rk un yar ilh lar haline getirdiine inan
y o rla rd . Dier taraftan zahitlere datlan sadakalar ve azizlere sayg,
kt hareketleri giderir ve yeniden bedenlem eyi mmkn klar. te bu
H int dncesi, Buda'nm lm nden sonra ok hzl bir ekilde Buda
kltn ve Buda tarafndan vaaz edilen kurtulu yolunun din haline ge
liini salamtr. Neticede azizlerin cesetleri korunm u, onlarn m ezarlar
zerine trbeler ina edilm i, onlarn resim leri izilmi ve heykelleri
yaplm bylece yeni tanrlar smf icad edilm itir. Onlara ibadet edil
mi, ayinler dzenlenm itir. Bunun iin yeni ahlk kurallar tedvin edil
mi ti r.
N eticde A llahsz b ir k u ru lu yolu o larak ortaya kan Budizm ,
gerek b ir din olm u ve Buda T an n lam tr. Belirli bir kltr ortamnda
nazik olan bu saplanty, iskolastik d n ce, bu ortam dan ayrlm aya
ynelmi bir hareket olarak aklam tr.
Andr Bareau'nun kanaatine gre Buda dini, liklerin ve keilerin
aksiyon ve reaksiyonlar altn da; liklerin m anev ve dier ihtiyala
rn a, ru h b an larn veya hi d e ilse aralarn d ak i daha hakim lerin
B udadan onlara m iras kalm olan doktrininin ruhuna ihanet etmemek
endiesi ile zaruri bir uygulam ann tesiri altnda domu ve gelimitir.
Ne var ki, kendi kurum sal ve kltrel cevheriyle tem ayz etmek iin, ye
teri kadar gce sahip olam ad gn, artk Budizm yaam ayacaktr.
phesiz din konusunda yaplan bu analizin de mkemmel olduu
sylenemez. nk bu tahlil, yahudilik ve ondan kan dinlerde, peygam
berlii, ruhbanl, ilh ba ve kuralcl, ruh ve kurumu, ak ve kanu
nu, iman ve skolastii, bayramn cokunluunu ve klt birbirinin karsna
getirm ektedir.

DNE ADA BAKI


Gerekten dinin kompleks ve tartm al tabiat, din olayn bilhas
sa zayf drm tr. Dinin dier unsurlar hari, sadece bu elemanlardan
birine veya dierine gre dnldnde din olay, az veya ok inkarc
bir takm eletirilere m aruz dem ektir. imdi bu en yaygn temayln
din hakkndaki tenkitlerini grelim ;

23

MARKSZM VE DN
Kari M a r k s a gre din, ayn zam and a kendini iki farkl g rn m
altnda takdim eder. Bylece din, bir takm insanlarn gerek felk et
lerinin telfi edilmesidir. B u anlam da o, b ir afyon gibi, insanlar, d n
y ad aki skntlara b o y u n e direrek , en iyi b ir hayat, gelecek hayat,
hiret hayat ryas iinde u y u tm aktadr. Yine din, gerek fe l k e te 26
kar bir reaksiyondur. G l lerin adaletsizliklerine kar peygam berle
rin dmanl, zenginliklere ve ferisilere hitaben sann lanetleri, hristiyanlk adna prenslere kar fakirlerin isyanlar, rahip ve lik b ir ok
h ris tiy a n m a d a ih tila lle re itira kle ri buna eh adet e tm e k te d ir.
Bylece din, bir taraftan kurulmu dzeni devam ettirme gc, dier taraf
tan da onu tahrip unsuru olarak grlyor. te dini, marksistlerin gznde
itibarl k lan b u ik in ci vehedir. D in in birinci grnm, savaa olan h a
rareti sndrrken, ik in c i grnm, adalet iin verilen sosyal savata bir
let grevi icra etm ektir. Adalet, marksist tarafndan dnyann en iyi or
ganizasyonu olarak tasarlanmtr. Fakat bu adalet, Tanrsal iradeye uy
gun oian ve Kitab- Mukaddes'ten km olan dinlerin istedii gibi bir
adalet deil... M ark sist ad an Allah, insann abalarnn m erkezini
deitiriyor. Daim a o abalar daha nsan bir dnyaya ynelecei yerde,
Allahn buyruklar karsnda dalyor ve ntr hale geliyor. Bylece in
san hemcinsinden uzaklatryor.
Yine din, politik,sosyal, ekonom ik hayatn bilimsel analizine engel
olduu in bir baka unvann da dnda kalacaktr.
Marks'n ve Engesin dncesi, doan sosyalist teorilerin, ilk hrist i y a n 27 cemaatlerinden mlhem yeni-hristiyanlk mantosunu giydikleri
bir devrede gelimiti. Oysa ilmi sosyalizmin teorisyenleri bu temaylle,
srarla mcadele etmitir, onlara gre, modern fizik ilmi nasl metafizik
ten kurtularak teekkl etmise, bylece sosyal devrimler iimi de bir teo
loji himayesinden uzaklaarak gelimelidir. Bunun iin komnizm bir ilim
olmay isteyerek bir din olmay reddedecektir. Yine bir ksm reformistle
rin 1850ye doru dediklerinin aksine, Marks ve Engels, Atheizm'den "y eni
b ir d in" yapmay reddediyorlard. nk onlarn atheizmi hertrl teb
cile ve tapnmaya karyd. Bunun iin onlar, Allah'n dininden sonra bir
de insan dininin olmasn istemiyorlard. nk duygusuzluk ve dini
dnce, sosyal oluum un stndeki muhakem eyi bir yana brakmada
nemli bir etkendir. Bunun iin Marks ve Engels bu sahada hi bir yanl
anlamaya msamaha gstermezler. ada kimya yeni bir simya deildir
artk. Bugn o, tamamen yeni bir espri kazanmtr. Boviece kom nizm de
sosyalizmin ilminden gemektedir. Buna gre o, bir dinin yerine baka bir
dini koymaz ve o, dini duyguyu darda brakr.

24

Fakat itiraf etm ek gerekir k marksizm bu lm liyakate ancak ha


raretli bir diyalektik savala ulaabilecektir. Onun analizi, H enr Desrocheun "M ark sizm 'in b ireyci d in i" diye adlandrd eyi gstermek
ted ir.
Kklerini dinlerin iine uzatan dinsizlik olayn aydnlatabilm ek
iin verilen bu misal, ok dikkatlice seilmitir. Ayn sosyoloji, bunlar an
lamak iin bu kart olaylar birletirecektir. Yine byle bir sosyoloji, antihristiyan m arksistiiin sebeplerini daha iyi ortaya koym aya imkan
verecektir. Antihristyan marksistlik, kilise adamlarnn ahlk yoksun
luunu mevcut iktidarla ve insan smren ekonomik rejimlerle gizli itti
faklarn, Allah ve lm s zlk mlahazas gibi bu konudaki yabanc
mahedeleri bir yana brakarak sadece konusu ile ilgilenen bir sosyoloji
kurma iradesi ile belirginlemektedir.
Marksist likleme ve teoloji dnyas gibi iki zihinsel dnyann
kopuu, tarih bir d evam llktan ve genetik bir oluum dan ayrlmaya
dayanmaktadr. te m arksizm , biri geleneksel ve teolojik, dieri ihti
llci ve lik olan iki diyalektik faraziyeden domutur. Bylece mark
sizm, ebedi ve geici gr noktas gibi zerinde birbirine zt iki gr nok
tasndan hareket etmektedir. Yine o, beeri ilimlerin ve devletin muhta
riyetini stlenmitir. Marksistlerin gznde devletten baka arlk mer
kezi yoktur. Fakat bununla beraber devletin yeni bir kiliseye dnmemesi
gerekir. Henrl Desroche, marksist dnceyi dini dnceden ayran l
kopuklua yle iaret eder: "G e m i din lerle onlara bal sosyal rejim le
rin kopukluu; yine sosyal ilericilik maskesi altnda k lk deitiren mev
cut dinlerle, sosyal re jim lerin kop ukluu, veya gelecein dinleriyle devlet
ateizminin veya ateist devletin k o p uk lu u."
Aslnda insan zihnin in en ihtilalci unsurlarndan biri olan hristiyank, bir din olarak henz alamad- Sadece dier dinleri hor grd
gibi hristiyanl da hor gren ateist sosyalizm, hristiyanlm yerini
igal ederek, hristivanlk kaybolm aya yz tutmutur. Bylece marksist
ateizm, kliede messeseleen nceki ideolojilerin bir tamamlamas ola
rak gzkecek ve onlardan, onlarn domasn salayan hareketlere ben
zer hareketler iinde onlara kar evirecei orijinal ihtilalci bir mayay
muhafaza edecekti.
Yine bu diyalektik, ada ateizmin baz vehelerinin daha iyi de
rinlemesine yardm edecektir. O, her ne kadar devlet anlay iinde, din
d uyg u su nu n veya kutsaln b t n izlerini b ir yana brakarak devleti
likletirmeyi hedef alyorsa da, yine de dinin tezahrleri iindeki d ev
letle lgili olan eyi, ortadan kaldramayacaktr. Bunun iin ateist mark
sizm, ilk defa insanlarn dini hayatlarn idare etmeyi iddia eden kilise

25

leri rencide edecektir. Yine ateist marksizm bu konudaki her ara bulucu
fikri ve uygulamay reddetmektedir. " H a l k n a fy o n u " forml, sadece
dini kuramlardan deil, teolojiden de kaynaklanan ok derin bir eletiriyi
izhar etm ek ten geri k alm ay an b ir sava form l nden baka bir ey
deildir, ite sadece b unun iin G. Le Bras, yle der: " M o d e r n evrelerin
ateizm i bizi, tm sosyal kadrolar ve ruh hayatn incelem eye zorluyor.
nk d in sizlik sosyolojisi, din sosyolojinin en hareketli b l m lerin d e n
b irini tekil eder."
Aslnda marksist olduklarm syleyen hristiyanlar, m arksizmle ve
hristiyanlkla ne kadar d erind en m u halefet halinde olduklarnn fa r
knda deillerdir. Onlarn bu duru mlarm ne marksist ne de hristiyan di
yerek aklam ak daha mantki olacaktr.
Daha nce akladmz gibi din olaynn bir ksm unsurlar, en az
dini tavrlar iinde bile ama y nnden istikametini bulabilir... Mesel,
Mircea E lia d e 28, yahudiliin ve hristiyanln temel eskatolojik m itle
rinden biri olan " k u r ta r c lk ro l n n " marksizmin iinde devam ettiini
aklyor. Buna gre komnizm, bu kurtarcl onu smren cemiyetin kur
ban ve gelecek cemiyetin kurtulu vastas olan ezilene yani ploteryaya
tevdi ediyor. Dier taraftan Jaques M o n o d 29 Marks ve Engels'in diyalek
tik meteryalizmi iindeki animist tasary rahata aklyor.

FREUD VE DN:
Freud, en azndan temel nokta zerinde Marks'n tutumuna benzer bir
tutumu benimser. Fakat o, dier sebeplerle de dinin, insan ztrabna kat
lanma ihtiyacndan doduunu kabul eder. Bu ztrap, kardelerin baba
cinayetleri, yakn ile zina gibi ihlal edilen bir takm yasaklar iin, derin
bir sululuk duygusu iine yerlemitir. Bu duygu, haksz veya tatmin edil
memi insan arzularndan kaynaklanmaktadr. Onlar merulatrmann
yegne yolu, onlar yksek bir dzeye karmaktadr. te o da dindir. Din
bylece, arzunun ve kuruntunun meyvesi olmu oluyor.
insan sknts, bunalma kadar varan duygudan ve hayatn kar
karya bulunduu tehlikelerden meydana gelmitir. Yine tabiat k u v vet
leri karsnda insan, bir ocuk kadar zayftr. Bunun iin o nce annesinin,
sonra babasnn daha sonra da Tanr olan insanst bir varln him aye
sine muhtatr. Freud'e gre T an n , daima ok ulv bir liyakate sahip biri
olarak tasarlanmtr. Bunun iin nda, kanun koyucu, hkmedici, her eyi
himaye edici sfatlar vardr.
"D in b ir k u ru n tu d u r ki, ig d sel arzu larm z tatm in etm e

26

olayndan gcn alr." der Freud.


Yine Freud, dini, ok m utlu bir zihin karkl olan sanr psikozu
veya fikri sabitlikle m ukayese eder. Bu durum da din, evrensel?0 bir fikri
sabitlik halini alrken; zihinsel fikri sabitlik, defigure olmu zel bir din
durumundadr.
Freud dini, en tehlikeli b ir hasm olarak ilmin karsna karr. O
da Auguste Comte gibi, insanln yama uygun gelen u anlay kabul
eder: Anim ist anlay (mitolojik) d ini anlay, lm anlay. Ona gre bu
anlay XX. yzylda olduu gibi bir tek devirde mevcut olabilir. Yine zi
hinsel nitesi tam olarak var olm ayan br kii de bu anlay mtereken
var olabilir. Realite prensibinin zevk prensibine stnl ile belirgin
leen ferdin olgunluu ayn zamanda insanln gelimesinin lm sahasn
da gsterir.
nsann en gl heyecanlarn kendi yararna tanzim eden din, mu
cizeleri, domalar, toleransszl ve kinatta herkes iin kaygl ve
kendine inananlara iyi bir sonu srdrmekle megul bir fikrin varlna
kadar her eyi reddeden, ilmin karsna konmutur. Freud, bir dzenleyici
ve yce bir koruyucuyu ortadan kaldran " k t l n v a r l n " ileri
srmektedir. nk ona gre bu yce kudret, yzbinlerce seneden beri, in
sanlar daha mutlu ve daha faziletli y apm aya muvaffak olamad. Bunun
iin hayalden baka bir ey olm a y an dinin tesellileri, insan ruhunun
ocuksu fikirlerinin ve arzularnn bir kalnts olarak uyuturucudan
baka bir ey deildir. Dini fikirler, ta b ia tn ? 1 ezici himayesine kar,
insan savunmaya ynelik bir kltrden meydana gelmitir.
Artk bu gnn insanna, yetikin bir insan olarak kendi artlarnn
deiikliini yklenm ek dyor. Bu fikir, bir ok ada ilhiyat ta
rafndan Nietzscheistten daha ok Freudu bir muhteva iinde "La mort
de D e u " olarak ele alnacaktr. " te d in in terki, g ittike artan ka nl
maz b ir gelime ile meydana gelecektir, ite biz im di evrimin tam bu saf
hasnda bulunuyoruz."?2
Bu fikirlerle hareket eden psikanalist, ocuksu mminle yetikin
bilgini kar karsya koyarak yle aklamalara girer: Birincilere, dn
yanz geiyor, size sadece insanln geleceinden, medeniyetten mit
sizlik kalyor. Sonra ilmi esp riye sahip insanlara yle hitap ediyor:
ocuksu arzularmz bir yana brakmaya hazrlanalm. mitlerimizden
bazlarnn hayaller olarak ortaya ktn iddia edebiliriz. te bunu
iin kinata ve hayata kar ilgiyi kaybetmiyeceiz. Akldan ok, yolunu
asjrm bir libido iin daha tatmin edici olan br dnya ryalar iine
insan brakan kuruntulardan kurtulmu olan insan, yine de mutlulukla

(F .: 3)

27

kar karya gelm iyecektir. Yani zor bir durum da bulunacak, her skn
tsn, kinatn btn iindeki kkln itirafa zorlanacaktr. Artk o,
yaratln merkezi deil, iyi niyetli bir Tanrnn zenli efkatlerinin ko
nusudur. O, orada scak ve kendini iyi hissettii baba evini terkeden br
ocuk misali bulunacaktr. Fakat ocukluk devresi geride braklmad m?
nsan ebediyyen b ir ocuk olarak kalam az. N ihayet ona m uhalif bir
dnyada m aceraya atlmak gerekecektir. te bunu realite3? am acyla,
eitim olarak adlandrabiliriz.
Bir ksm psikanaliz yorumcular Freud'un din zerindeki m ahe
delerinin sadece psikolojik ve tedavi dzeyinde kaldn, onlarn akn
(Trenscendant) problemini bir kenara braktn sylemitir. Aslnda me
tinler, pein yargsz ok u n a cak olursa S. F reudun kiisel dncesi
hakknda yaplan bu yorumlan kabul etmek zor olacaktr. Fakat bir metod olarak psika n alizin ?4, baz genelletirmeleri ve kurucusunun hipotez
lerini ihmal ettiini ve akn zerinde bir almay muhafaza ettiini ko
layca kabul edebiliriz.
Freud, aadak cmlelerini yazd zaman aratrma hudutlarnn
bilincindeydi: M uhtelif aratrma d alla n tarafndan salanan sonularn
bir sentezi, dinlerin tekevvn iinde tasvirini yapacamz m eka n iz
maya hangi nisb nemi verm em iz gerekeceini gsterebilecektir. Fakat
byle bir alma, psikanalizin sahip olduu vastalar at kadar onun
takip ettii hedefi de a a r ." ? 5

JACQUES MONOD VE DN
Nobel dl alan biyoloji bilgini Jacques M onod un " K a r a n l k l a r
K r a l l " ? 6 konusunda vard sonularda ok sayda farkl perspektif
lere ramen Freud analiz onda da esas olarak grlmektedir. Ona gre,
in sanlk tarihinin b ilinen k a y n a k larn d a n beri, to plu m un kaderi ile
karan ferdin kaderi, sosyal zorlamalar, insan beyninden domu olan ka
tegorilerin genetik evrimine tesir etmitir. te bu evrim, kahilev kanun
larn kabuln kolaylatrm, fakat ona hakimiyet verecek onu tesis eden
aklam a ihtiyacn da yaratm tr. Dizler bu insanlarn torunlaryz.
Hi phe yok k, aklam a ihtiyacn, bizi hayatn anlamn ara tr
maya zorlayan sknty onlardan miras aldk, insandaki i daralgml,
bt n m itlerin, d inlerin , felsefelerin ve hatta ilmin yaratcsdr. Bu
aklama ihtiyac o kadar zorlaycdr ki (bu ifadede biyolojik term ino
loji, psikanalitik terminolojinin yerine gemitir) genetik yasann iine
kaydedilmi ve hl da tekaml halindedir. te mitlerin, dinlerin icad
ve geni felsef sistemlerin kurulmas, insann saf bir otomatizmin nnde

28

eilmeden sosyal bir hayvan olarak yaamas iin dem eye mecbur olduu
deerli eylerdir. Fakat sadece kltrel m iras, sosyal yaplar destekle
mek iin insana yeteri kadar g verm eyecektir. Bunun ini mirasa, ruh ta
rafndan istenen bir gday destek olarak verm ek gerekecektir. ayet
byle olm asayd, sosyal yapnn tem elindeki din olaynn evrensellii,
nasl izah edilecekti? Dier taraftan yine m illetlerin, dinlerin veya fel
sefi ideolojilerin iindeki ""ayn esas form u n" bulunduu nasl izah edile
cek tir?
te Jacques Monod, grup kanunu kurmaya, imajiner kaynaklara gre
onu ina etm eye ve bvlece kollektif bir iltica gvenlii takdim ederek
dman b ir dnya iinde yaama kavgasn teskine ynelen bu zati ya
ratklar " O n t o g e n i e s " olarak adlandryor. O, bu temel formun, tm din
lerde bulduuna inanyor. lham sahibi bir peygamberin hayat hikaye
sine dayanan biiytik dinlerde ayn ekildedir. nk peygamber, dini
temsil eder, onun iin konuur, insanlarn tarihlerinden ve adetlerinden
bahseder. Mesel tarih yaps ynnden en ilkel olan byk dinlerden
Y ahud i-H ristiy anlk (Ju d eo -C h n stian ism e ) Tanrsal bir peygam ber ta
rafndan zenginletirilmeden nce bir bedevi jestine sahipti. Bunun aksine
ok yksek dzeyde farkllam olan Budizm, orijinal ekli iinde sadece
kiisel kaderi idare eden yce kanun karm a'ya balyd. Aslnda Budizm,
insanlardan ok, ruhlarn hikayesidir.
Bu on ti nen ik aklamalar, onlarn gznde insan, tabiat, evreni
srekli birbirine etki vapan ve avn kanunla idare edilen, ayn cani:
varlklar iinde kartran animizmden baka bir ey deildir. Bu teskin
edici ittifakn karsna b ugnn bilgini, gerek hakikatn yegane kay
na olarak " o b j e k t i f b ilg iy i" koruyor. Freud iin de dinin karsna konan
ilimden beklenilen, ne mutluluktu ne de d uygusal rahatlkt. Sadece
olaanst baar gc ile hakikatti. Yine Upaniad'Iann aadaki d
ncesi il* daha kkl bir ayrl tasavvur e d em iyece iz: " T a b i a t
bydr ve yce R ab da bycdr. Bt n dnya R a h b m paralan olan
eylerle d o l u d u r ." ^
Jacques M onod n aka itiraf ettii gibi, objektif bilgi, dinin nemli
yerini, yalnzlktan donmu bir dnyada endieli bir aratrma ile doldu
rabilir... N ihayet insan, tesadfle kurtulduu kinatn hudutsuz ilgisiz
lii iinde yapayalnz olduunun farkna varr. stelik onun kaderi de,
devi de hi bir yerde yazlm am tr. B unu n iin ona " K r a l l k l a k a
ranlklar"' arasn semek dyor. nk insann zellii, sadece haki
kati aratrm ak skntsn yklenmektir.
Bu durumda hakikati aramada zor tatmin olan ve lm keiflerle
etkilenmi olan zihinleri knada, baar salad halde, ruhlarn fethi

29

ni baaramayan olduka sert bir pozisyon karsnda hayret edilmiyecektir... Akl zerinde ruhun, salt ilmi objektiflik zerinde ontogene kaygnn
intikamlarnn bir belirtisi olarak bugn artm grnen dini tezahrler,
Atalar animizminin ilkel tezahrlerinden baka bir ey deildir. nsan
ln olaanst gelimesi yerine ilimle, nmzde daima " b ir karan lk lar
u k u ru " kazlyor. ad a to plum , hl animist dzeyde olan ahlk
deerler sisteminden vaz gemeksizin ilmin sonularndan ve glerinden
y ararlanmak istiyor. te ada cemiyetin aclarnn ve tezatlarnn k
k, seim cesaretine sahip olmamasndandr. Yani sorumluluklarn ta
ma ve tutarllkla yaam a cesaretine sahip olamadndan k ay n a k la n
maktadr. M o d e m insann ktl, ahlk ve sosyal bir varlk olma
kkenindeki yalandan kaynaklanr.

DNLERN ETLER:
Din olaynn olduka kompleks yaps, dinin, tenkitlere kar o l
duka duyarl olmasna neden olmu ve dinlerin ak bir tasnifinin y a
plmasna da engel tekil etmitir. Bununla beraber bir ok insan, dinlerin
tasnifine teebbs etmitir. phesiz bu tasnifler, dinlerin ayrc karak
terlerine bal kalnarak yapld iin, ok eitli olmutur.
Bu tasnifleri yle sralayabiliriz:
a) A kl veya vicdan din leri: Bu dinler, kilisenin aracl olm adan
ferd i hayatn gelimesi zerinde, merkezilemitir. Bu dinin en bariz
rnei PETIZM (Pietisme)dir. Bu dinler, genellikle otorite dinlerine
(Katolik kilisesi, devlet dinleri gibi olduka tekilatlanm olan kutsal
kurulular) muhaliftirler.
b) lk e l D in ler: Yani by kalnts dinler. Anim izm gibi. Bu dinler
de tekaml etmi olan dinlere (yani iman le akl uzlatrm aya alan
Budizm ve Hristyanlk gibi dinlere) muhaliftirler.
c) A ksiyon D in leri: Bu dinler kurtuluu, hareketlerde ariyan dinler
dir. Bu dnler de inayet dinlerin e (mistik feragta ve ibadete ncelik
tanyan dinlere) muhaliftirler.
d) K ita b D nler: Kitab- Mukaddese ve Kur1aria sahip olan dnler
dir. Bunlar da szl dinlere (animizm gibi) muhaliftirler.
e) T a b ii D in le r: Bunlar da vahyedilmi dinlere, ok eski ve tarihi
dinlere (B udizm, Z erdtlk, Yahudilik, Hristiyanlk, slm ) m u halif
dinlerdir.
f) Sacerdotales D in ler; Brahmanizm gibi. Bunlar da peygamberlere

30

ait dinlere m uhaliftirler.


g) K urum sal D inler: Karizmatik dinlere muhalif dinlerdir.
1) K ozm ik D inler: Bu dinlere gre Allah, bilinen veya bilinmeyen
btn kinatn sahibidir ve tm evreni etkileyen kurtulutur. Bu dinler de
kozmik olm ayan dinlere (Bu dinlere gre d e Allah, balangta dnyaya
varlk ve hareket verm i olm asna ram en dnyaya mdahale etm em ek
ted ir.) m uhaliftir.
i) Kabile D inleri: Bu dinler de evrensel dinlere muhaliftirler.
j) K u rtulu D in leri: Bu dinler de sr dinlerine (ilk mildi asrda
m evcut olan M ithraizm gibi) muhaliftirler.
k) K lasik H ristiyanlk ve seilen h ristiyanlk.
Burada bir kere daha itiraf edelim ki "M u k a y e se li D inler ilm i"
hl kendini bu baarsz giriim lerden kurtaram am tr. Bunun iin de
snflandrma denem eleri hi bir zam an kesin deildir. Bu yaplan snf
landrm a, sadece din olaynn kompleksliini ve ar eitliliini ortaya
koym ak tad r. zellikle d in le r38 arasndaki bu ztlklar, m utlak br
ztlk olarak grm em ek gerekecektir. nk birbirine muhalif olarak kon
m u olan dinler, gayri m savi ekilde belirginlemelerine ve farkl e
kilde olumalarna ram en ok benzerliklere de sahip olabilmektedirler.
O halde problem , ne kadar m phem olursa olsun, btn dinlerde
m terek b ir esasn olup olm adn ve ilkel denen dinlerin ok zengin
ekilde btnlem i olan pozitif dinlere nasl tekml ettiini bilmeyi ge
rek tirm ek ted ir.

DNLERN TEKAML:
Aslnda tabii din bir tarafa, tabii bir dini retm e yetkisi de yok
tur. Fakat en azndan d uygularyla, inanlaryla, pratikleriyle tabii bir
din duygusunun olduu kabul edilebilir. Bu konuda bir profil izmek iin,
dinler tarihinin zikzaklar aram a kadar km ak burada biraz fazlaca
yer alr. Ancak burada hemen belirtelim ki "tab ii din duygusu" en eski
alarda okluu gibi bugn de vardr, her zam an da var olacaktr.
imdi, ada spiritel tecrbelerin iinde bu tabii din duygusunun
kklerini m eydana karm aya alalm :
B urada A m erikal k ozm on ot F a ste u run ay ile yer arasndaki
duasnn heyecan verici yanksn hatrlatabiliriz. Yine Rus kozmonotu
Gagarin'in "G kte A llah a rast gelm edim " eklindeki beyanat daha ok
glmeye neden olmu ve hi kimse onun teleskopunun arasnda Allah' far-

31

ketmemi olduuna inanmamt. n k dinin ve filo zoflarn Allah',, h i


b ir meteorda deildir.
Eskiden yldzlarla donatlm gk zerinde yaplan yorumlar gibi
imdi de evrenin hudutsuz yorumlar Lucrece dahil btn airlerde olduu
gibi m odern insann daim a derin kaygs, en ileri bilgilerin snrll;
tanmann, sevmenin, yaamann doymak bilmez susuzluu, bazlarnn in
karla, dier bazlarnn da A llaha 39 inanarak tatmin olduu tam bir din
sorun meydana getirmitir.
Aslnda b u meseleleri, teorik olarak anlatmak, onlarn daima akla
gelmelerine mani olmaktan daha kolaydr. te bunlar, bugnn din d uygu
sunun gelitii psiik bir ortam tekii ederler. Bunun iin sadece frtna
larn, boralarn, buzullarn, ormanlarn, yrtc hayvanlarn, depremlerin
kutsal korkular, kutsal duygusuna neden olmamlar; yine renmenin,
malik olmann, akn hududlarm kavrama ve bu hudutlar ama arzusu
da kutsal duygusuna neden olmutur. nk materyalizm, pozitivizm, ate
izm ve lim c ilik de varln srrn, d ok u nulm az olarak brak m la rd r.
nk sonsuz uzaylarn manzaras bizi Paskal'dan daha az korkutsa da
b ir tek su d a m la sn n varl hl b ir sr olarak kalmaktadr. B elk i, onu
analize, lm eye m u v a ffa k o labiliriz. Fakat onun varlnn esrar, hl
bitmemitir. D urum byle olunca, bizzat insann esran hakknda ne d ene
cek?
O halde bir smf bir dier snf smrmek veya kaygy giderm ek
iin icad edilen din, " h a l k n a fy o n u " olmay baarmtr! Fakat bilakis bu
belli bal istifhamlarn varl ile doan inan, ruhun oksijenidir. nk
ruh akim hudutlar iinde bouluyor. O, kendini o hudutlarda, korsa giy
dirilmi olarak hissediyor. Aslnda bu haliyle, ruh, akim yollarn, o n
lar tekzip etmeksizin akln deil imann atmosferi iinde srdrmeyi ve
takip etmeyi istiyor. te, az veya ok ihtiyatl veya verimli, souk veva
ateli olabilen bu iman, inkardan yakara, histen duaya, zihinsel kanaattan ahlk davrana ulaabilir. Yine byle bir iman, az veya ok fi
kirleri ve kurallar zorlayc bir sistem meydana getirebilir. Bir vahyin
dnda vicdandan baka hi bir yetki, onun snrlarn belirleyemez.
ite bu din d o y g u su , pozitif dinlerin; domalarn, eriatlarn,
ayinlerini yerletirecei tabi bir platform grevi yapacaktr.

POZTF DNLER:
nsan tarafndan cad edilmi dinler tablosu, olduka samalklarla
doludur. Bunun iin muhtelif k ta la r zerinde kefedilmi olan mitolojik

32

hikyeler, bo eyler demek deildir. nk bu komik eylerin arkasnda


hangi ciddiyet; maskaraln gerisinde, hangi d ram lar yatm yor? Sokrat
ncesi filozoflar, Y unan ilahlarn hangi istihza ile tepetaklak getirm e
diler?.. H om ere et H esiode, insanlarn yannda yz karas ve utan verici
olan , hrszlklar, cin ayetleri, zin ay, ih anetleri, ilhlara isnat etm i
lerdir. Evet, eer srlarn, atlarn, arslanlarn da elleri olsayd, onlar
da kendilerine benzer ilhlarn resim lerini yapacaklard. Yani atlar a t
larn, srlar srlarn, arslanlar arslanlarn (Xenophane Frag ments II,
15).
Btn bu menfiliklere ramen, bt n bu mitolojiler yine de tertemiz
olan hayatn din anlamna tank olmaktan geri kalmamlardr. te bu
nun iindir ki pozitif dinler, mesajlarnn iinde nsan artlarn bilmece
lerine cevaplar getirdiklerini iddia etmektedirler... Bu dinler, derun; din
duygusuna, objektif olarak akladklar uygun bir cevap getirdiklerini
beyan ederler. Fakat bu d inlerin farkll, karlkl msamahaszl
ve bazan da kanl savalar, tezatlar, anlam azlklar veya ilgisizlii,
takviye etmi olmalardr.
Yine de inan, ahlk, klt, hiyerari, cemaat eklinde oluan her
dinin karakteristik izgileri, en m kem m el ekilde bu dinlerde ortaya
kmaktadr. Bu hiyerari, ou defa, sadece grevle ilgilidir, yarglama
ile deil...
Btn katolik kilisesi zerinde direkt egem en olan Papanin, yce
otoritesiyle, bu hiyerarik organizasyon tipinin en mkem melini Katolik
kilisesi temsil etmektedir. te bunun, iindir k kmenik Konserin {Les
consiles oecumnique) bile, papa ile mutabk olmadka, kesin bir deer
leri yoktur.
Pozitif dinler, genellikle kendilerine bir Aiiah elisi, bir hakim,
bir peygamber, melek veya bizzat Allah tarafndan ulatrlm olan bir
vahve (Rvlation) ba vurmulardr. Bu vahyin en eski yazmalar, bil
ginler tarafndan M . . 1500 ile 900 y ilan arasnda yazld tarihiense
bile, bu vahv, Hinduizmin Y e d a 'la n gibi ok eski kaynakl da olabilir.
Ayn ekilde eski ve yeni A H D in biitn kitaplar, kesin ve kati ekilde
t a r ih le n e b ilir ie r ...

TEKMLN SAFHASI:
Belirsiz karakteriyle tabii din duygusu ve tamam en kilisede olu
m u olan pozitif dinlerdeki bu iki arlk arasnda, insanlk tarihinde
dinin douunu ortaya koyan yeterli iaretler var mdr?

33

Dinlerin evrimi zerindeki teoriler ayn ekilde ok farkldrlar ve


hi biri olaylarn btnn aklama maktadr. nk bu dini tekaml, bir
tek millette olsun, tam olarak devam etmemitir. Mesel byle bir kabile,
yahudilerde olduu gibi, politeizmin, monoteizmin ve bazan da muhalif
inanlarn varlna ahit olmutur. stelik bu inanlar, ou zaman birbi
rine karmtr ve bir tek dini tavr iinde, animizmden, manizmden, to
temizmden, henotizmden, monoteizmden karm olan elemanlar doru
ekilde gstermek de olduka zor gzkmektedir. Dini hayat blnemez ve
onu analiz eden bir takm kavramlarla snrlandrlamaz. n k d ini
hayat, k lt rel b ir to rtulam ad an ve k o m p le k s b ir p siik d uru m d a n
domutur.
Bu konuda tarih ncesi, etnoloji, psikoloji, felsefe, kltr sosyolojisi,
ksaca tm insan ilimleri, hl bugn; teorilerin birbiriyle arpt ka
pal bir sahadan baka bir ey deillerdir. Onlardan biri, bir an stn ge
liyor, bir dieri derhal onun yerini alyor. te bunun iin burada onlara,
sadece dini fenomenin her ekle giren kompleksliini anlamaya yardm
ettikleri lde ba vuracaz.
Dinin evrimini, zellikle b ir dinin evrimini, her cemiyetin temel
diyalektik seyri iinde gstermek mmkndr. Bylece o, zaman veya
devreyi40 ihtiva eder: Aa vurma (Extriorisation), m a h h a s la m a
(Objektivation), iine kapanm a (intriorisation).
Din veya din d bir cemiyetin evrim dereceleri bu safhaya gre
d e e rlen dirilebilir:
B irinci safha, yani aa vurma, bizzat cemiyetin evrendeki aksin
den ibarettir. Bizi kuatan btn varlklara dn olarak verilmi olan
btn insani faaliyetler, aslnda animist bir tutum douruyor. Bylece aks
olan varlk, bir tepki unsuru oluyor.
ikinci safha, bu dnceler insann yaratlmasyla objektiflemi ve
b izzat istikrar kazanmlardr. Sonra bunlar, insann ve kinatn y a
ratcs olmulardr. Neticede domalar, kurumlar olumu, salamlam,
sanki bunlar insanlardan bakasndan geliyormu gibi kanunlarn empoze
etmitir. Nihayet insan, kendi dncesine yabanc olmutur.
nc safhada, yani cemiyetin iine kapanmas safhasnda, onun
mitlerinin, inanlarnn, kanunlarnn, meseseselerinin yaratcs kefe
dilmi; onlara darda yabanc, yce bir temel atfedecei yerde vicd a
nnda olan bir esas kurmutu r. Onlar ya eletirmi veya onlar akl ile
stlenmitir. Bylece o, maziden kurtulmu, hale bal kalm, istikbal
den sorumlu olmutur.
te o zaman cemiyet tamamen laiklemi ve insanlemitir. Fakat

34

unutm amak lzmdr k bu zamanlar tamamen teoriktir. Yine kesindir ki


onlar, b ir tek ve ayn cem iyetin tarihi iinde birbirinin zerine oturtul
mutur. O halde bunlar, pratikte sadece, bir cemiyetin tarihinin muayyen
bir annda hakim olan eyi deerlendirmeye yarayabilirler.

VAHY PROBLEM:
Bylece dinin kaynandaki ilk vahiy teorisi, net olarak yukardaki birinci safha ile ilgilidir. nsanln ilk alarnda, hatta ilk insanda,
sonra da nesilden nesile bozularak, gerileyerek ve nihayet bir ka pey
gamberin ateinden canlanarak nakledilmi bir ilk vahyin olduu teorisi,
mcerret bir teori olarak devam etmektedir. Bu teori temelini yaratl ef
sanesinden almaktadr. Buna gre ilk insan Adem, birdenbire, gzel, zeki,
mkem mel, lmsz.olarak zuhur edecek ve nitecede btn bu orijinal im
tiyazlar gnah iinde kaybedecektir... Byle b ir hipotez iinde ilk in
sann (Ademin), gelip geici bir sezgi grnmnde deil (onu ezeli bir m u
rakabe iinde tesbit etmitir), direkt b ir vahyin iinde derin bir Allah
bilgisine sahip olmas kanlmazd. yleki bir ses, ilk insana tanrsal
sfatlar ve niyetleri, itlenb iklerin m rth larn d a , m eyve b ahesinin
hrtsnda net olarak tasvir etmitir.
Fakat bu gzel rya, tarih ncesine ait derslere mukavemet ede
mez... Anthropologic (insanln balangc ile ilgili bir ilim), amzdan
500.000 sene teye kadar giderken ve ilk paleolitik devir (yontma ta
devri) zamanmzdan 30.000 yl ncesini gsterirken, bugne kadar bu ta
rihten nce (30.000 yl nce) hi bir din iz bulunmamtr... Bir ksm
llerin, yiyeceklerle, a boyas ile gm lmesi, muhtelif eylerin mezara
konuu ldkten sonra hayatn devam ettii inancn gsterebilir. Yine bir
takm kuruyup kvrlrmss, grnte balanm olan iskeletler lm olay
larnn korkunluunu gstereceklerdir... Onlara iyi ve kt bir tesir atfedilmitir. Bu ller klt, muhtemel yardm lar iin yalvarma ayinlerine
olduu kadar, savunma ve tehditlere kar korunma tedbirlerine de b en
ziyordu... Ancak bu mezarlarn kefi, hibir din fikri, hibir br dnya
inancn, hibir lh varl, iyi veya ktnn karl olan bir adaleti
aklama imkan verm em ektedir. yleyse ilk vahyin izleri bu devirde
neye balanabilir?

LKEL DN ve KARANLIK:
Tarih ncesi devir uzman Fransz And re Leroi-Gourhan, yanl ve
saysz genelletirmelerin nnde son derece temkinli olarak yle yazar:

35

H om o S a p i e n den nce, yani amzdan 30 veya 40 bin yl ncesini ince


lemeye dayanan hemen hemen hi b ir ey yoktur... O, daima sivri n o k ta
lar zerinde dnen nazik teorilerle alay ederek yle der: "E s e rle rin ara
snda tarih ncesi insan, d in ahsiyetini k h zalim b ir byc veya ecdat
kafalarm b irik tiren dindar b ir k oleksiyoncu , k h ehvet dkn dansr
veya u y an k b ir filo zof olarak deitirmektedir. Bu eserlerin yazarlarna
gre, onun davran tarih ncesi biyografileri arasnda incelenm elidir..."
Bu b yk alim, m ezarla rd an ve va m aaralardan karlm kafa ta s
larn, eneleri, fosilleri, spheroidleri, kadehikleri incelemi, netice ola
rak, yle demitir: P aleanthropren'lerin yrngesi arkasnda, eskiden
geen bir ka eyin, daha sonra da ok nem kazanacan kabul etmek iin
bu kfi gelecektir. Artk bir din davrann taslan yapmak iin bunu n
ok k ifa y e tsiz .o ld u u n u da kabul etm ek gerekir. Byiece kavranlan
olaan stlk, tabiat st anlay lehine ok kuvvetli bir tahmin tesis
etmitir. Fakat bizim iki bin yldan beri anladmz istikamette d e il.41
Bilakis ilk ta devrinden itibaren Hom o Sapien'in dorudan doru
ya atalarnn yannda yani 30.000 ylna doru bir takm ahadetler, ken
dilerini daha iyi izhar ediyorlar... Roger Cailloisin ifadesine gre bu,
"G z le m le r in , d ini heyecan la birletii b ir devredir." bu devre ait elde
edilmi olan ekil sembolizmi, baz mcerret dnceye geii gsteriyor,
fakat hl bu devre ait, by, totemizm, amanzm ile iirilmi olarak
verilen aklamalar en azndan bir gozpeklktir...
Andr Leroi-Gourhan, yontma ta devrinde b y n n gerekten oldu
unu, fakat onu ne resimlerin ne de organizasyonlarn gsterdiini ileri
sryor. iftletirilmi ve yaral bir takm hayvan resimlerinden, seks'le
aklanm bir hayat ve lm fikrinin mevcut olduu ileri srlebilir...
Aslnda bu resim sanat, stelik samimi srtara bal bir ok sembollerin
gerisindeki eye, maddi dzeni am grnen bir ok kayglara, tamamen
din bir muhteva ile psiik faaliyete ihanet etmi grnyor. te b unu n
iindir ki yontma ta devri dini, karanlkta kalyor.
Etnoloji veya bugnn ilkel toplumlarm inceliyen etnolojinin bu
blm, acaba yksek ta devrinin dini olaylarna verilen yorumlar zen
ginletirebilecek mi? Gem ii mevcutla anlamaya almak, riskli b ir metoddur. Yine de onun neticelerini incelemeye alalm...
ze llik le hayatn bilmecesini kabaca ortaya koyan lm etrafm da,
ilkel dinin bir takm aydnlatc izgilerini bilebiliyor muyuz? Kaifler,
Filipin ierdek N egritesier ve A n dam enesler, Avusturalya'daki Tesm anienler ve Kurnailer, tchouktches'ler gibi bir ka eski kabilenin yannda
bir lnn kafasn veya ait enesini tama adedine iaret ederler... O ra
da beden rd zaman lnn geri kalan ksm mezardan karlr. Ke

36
J

ir

mikler denizde temizlenir. Kafatas ve alt ene krmz kille boyanr ve


rlm b ir bala tutturulur. D aha sonra bylece elde edilen paralar,
gs zerinde veya srtta tanr. Genellikle ebeveynler, ocuklarn;
kadnlar ise kocalarnn kafatasn tarlar42.
Bu mahedelerden kan nedir? Burada l ile canl arasnda bir
ban devam arzusu grlyor. l kafataslarnn muhafazas, genel ola
rak dorulanmtr. Ancak bundan, bir dini klt anlam karabilirmiyiz?
Bu detlerin, devam eden b ir mtereklikten, srdrlen bir balantdan,
duygusal bir kltten, gerek bir varln vekilliinden baka anlam var
mdr? Grlyor ki bunlardan din bir anlam karmak olduka zor.
Ancak baz hallerde "k afata s k lt " kutsal bir grnm kazanyor.
Kutub blgelerine yakn blgelerde Terre du Roi-GuUaumeun eskimolarnda veya Kanada'n n m erkezind e Ren geyii kurban, avda baar
datan gn sahibi yce bir varla ynelmektedir. Onun ilikli kemiini
yemek yasaktr. Aznn tadn bilenTi kimse taze R e n in beyninden ken
dine iyi bir ziyafet ekemez. O halde gelecekte iyi bir av elde edilmek is
teniyorsa, geyiklerin kafalarna ve iliklerine dokunulmadan suyun iine
daidrmaldr. Zira, hayvanlar anasnn istei b y le d ir4?. Mesel Karagasse'larda kurban olarak takdim edilen aylardr. Sam oyedes }urak'Iarda, bir dan tepesinde b o ulm u olan beyaz bir geyik, kabilenin
yce tanrs N um 'a takdim edilmektedir. a m a n , hayvann boynuna kementi geirdiinde onu sol ayandan yakalar ve yksek bir sesle yle
der: "Nurn, biz geyiim izi sana veriyoruz. Onu al." Nihayet et i olarak
venir. Daha sonra ba ve kemikler, vksek bir tahtann zerine konmak
tadr. tirakiler douya doru eilirler ve bir ok hareket yaparlar...
Bylece M u m u n gkten indiine ve kurbanlar kabul ettiine inanrlar...
Bu misalleri burada oaltm akta yarar yoktur. Burada, zerinde
durulan, grnm ez olanla ilikide olan bir inan vardr. Bu itibarla bu
inanc dini olarak vasflandrabiiiriz. Baz etnologlarn inand gibi, bu
klt bir hayvan klt olmasa bile; onlarn grnen tabiatlarn aan bir
takm vasflar, hayvanlara isnat etm ektedir. Bylece, akln ve hissin
tesine almak iin, grnenin snrn gei icra edilmitir. yleyse te
de olan bu varlk nedir? Bu bir Tanr myd? Gizli bir kuvvet miydi? Y ok
sa sularn, ormanlarn, maaralarn sahibi miydi? Av nimetinin bir ks
mn ona takdim etmek, onun yceliini itiraf, ondan bir miktar yemek,
ayn hayatta birlemek ve bu Rab'le yaknlk, onun lutufiarn cezbetmek
ve gelecek av garantilemek anlamn fade eder. Daim a pheli bir ga
nimet arzusu, tesadflerin risklerini azaltm aya, her eyin kararszlk ve
lme m ahkum olduu bir dnyann dnda, cevherlerin bir dzenle
yicisini aramaya tevik eder. te bunun iin ilkel insan, tesadf bilmez

37

M i bir gcn iradesine tevdi eder.


" M , * .
'

1dR DN SAPKINLIIDIR;

. I ' ,
* =s , 1
tok sapk bir ekilde, insanla olan bu yn deitirm e ve
' ^i s ( 1!
yksek glerden yararlanm a, kendini, bu temel kltr
-d ;|
! Matlarda gstermitir. Bunun da en canl misalini din bir

is

I: i

. ij.

M ' ! u ,ir'd e gr yoru z. K ayalara yaplm resim ler, srayan,


L ( 1 etm i av hayvanlarn tasvir eden kilden yaplm heyij j (
1 1 bir takm
bylerdir. Onlarla sanatkr, onun tasvir
i f.
( 'F altna koymay dnmtr.

^
s.
(

ki.
"' m |j
):

1 de bile bir ok eylerde bir ahsa ait resm e, ism e, eyaya


1klmaktadr, ite bu, o ahs bylem e gcne sahip olma
her.

emin iradesi, zellikleri, izilmi olan hayvana empoze


-M ,i} ^ ' "'hne, bizzat realite olarak tahakkuk edecektir. Bir hay*1: ( M
! *
L |
''
,j
ii j
m. j

* ' Mu olarak dnme, avdaki baarya bir giritir. Buzul


' l|tMize kadar, Afrika'da, Asya'da, Avustralya'da bu sihirsel
> !ikn d evam etmitir. Bu resimler, sadece avn yakalan^ n a z l a r , iftletirilm i h a k a n l a r ve hamile diileri de
1 zaman bunlar, verimsizlem avn yuvalarn, yeniden
l; iradeyi ifade ederler. Aslnda bunlar av, bereketlendir-

; , * ' m,.
h u 'asimlerdir. Yine bu resimler, btn varlklar elinde tu '1
t
, .
: 1
,
11 kudrete olan inanc da ifade ederler. Ve o kudrete itiI,
i :

.. '
msaade eder. Bu hpk insann uzaktan idare ettii yay' ! > ,
' !;t>nzer. Maskelere brnme, klt danslar, muhtelif mzik
M*, i
i
:
.
I i ahenkli ritmler, her eit hayalet oyunlar, sava, av
i
i ,
!ti V elde etm ek ve dm an tehditlerini nlemek amacyla
jj
lire daha ok itirake ynelmilerdir. Bylece resmin
' [ !.
? Mi tn i ve d tesirlerin, benliin ve kinatn kavak noki
! abulucunun gcnde kklemeyecek mi?
s- 1 !
!
! i kat belirtmek gerekirse Transcendante enerjiye imann
^ 1 idarin vard sonular, hipotez, folklor, mit seviyesini
!|
t
1iTr. Ancak bunlarn mantki sonular belki tahlil edile.

! 1

herinin de yapt budur.) Fakat hi bir ey onlarn, il' !(on akl le ayn dzeyde olduunu ispat edemez. Ak

j :
i! sn

si*nlilik ilaheleri olan Willendorf'un ve Lespugue'un Ve: urlarn korudular. Ar uykunun derinliinde, karlarn

1!

1 j:

" 'd a ik rya ortaya kt. Sadece eller, gecelerden kaf 11* muhafaza ed iy or.44

DNN GELECE
istikbal hakknda kehanette b u lu n m a k her n e kadar tehlikeli ve
gln ise de; bugnn grnen grafiklerinden hareketle, bir takm tahminlerde bulunmaya almak, gayri makul bir ey deildir.
Bu nedenle hem en belirtelim ki dinlerin yaknda nihayete erecei
ilnn ve Isann lm ilnn Avrupa'd a duym ayan kalmad. Kilisenin
ld, din messeseierin lecei hep sylendi. Ancak ne var ki bu szleri
haykrm ak, sadece le kurtlarnn alm alarn hzlandrm aya hizmet
edecektir.
Bu kaza lmlerin devam tam am en mantk grnyor. nk
Allah mevcut deilse, Allah dncede ve aksiyonda varln kaybetmi
de sadece kollektif uu rsuzluktan k m bir ''B e n " haline gelmise;
Allah'a iman isteyen, ahlk ve klt A lla ha gre dzenliyen dinlerin
de varlk nedenleri kalmam demektir. Byle bir durumda Allah, D e u s
ex M ach in a deildir artk. Yani insan skntsndan kurtarmaya ynelen
b ir ahsiyet deildir... Yine rahip Bonhoeffer "A ll a h s z , hay attan k ur
tulm aya ulaan in san lar g ibi y a a m a ly z " diyordu, ite bu olgunluun
doal sonucuydu...
Bazlarnn ise gzlerinde dinlerin sonu, lm iddiadan ve objektif
bilginin yeterliliinden kaynaklanyordu. nk dini inanlar, tahlilden
ve kontroldan uzaktrlar. Analizden kaan dini inanlarn muhtevas, an
cak ruh, muhayyile, insan hissiyatlar tarihine bal olarak ortaya k
maktadr. Bize den ey ise, ahlk bu objektif bilgiye dayandrmak,
metafizik ve dini iddialarmz bu bilgi boyutlarnda snrlandrmaktr,
insan akima lyk olan da sadece budur.

DN PROBLEMN NEM
Gelecek otuz y! iinde dinler hl devam edebilecek mi? Bu soru
bizzat din zerinde dnmeye davet etmiyorsa, byle bir soru doal olabi
lir. nsan nfusunun artan you n lu u , haberlem elerd e Audio-Visuel
vastalarn yaygnlamas, ehirleme ve sanayilemenin neden olduu si
nirsel gerginlik, phesiz ki insanlarn fizik faaliyetlerindeki gerginlii
artracaktr. ada medeniyet sonucu maruz kalnan tehlikelerin kap
sam karsnda (su, hava, yer, ate gibi temel unsurlarn maruz kald
kirlenmeyi dnelim) insan, bilhassa hayatn anlam konusunda en derin
ve en mahhas problemleri ortaya k oym aya sev kedi Imitir. Bunun iin
A n d r M alraux " G e l e c e k y z y l n m e t a f i z i k ve m i s t ik o l a c a n "
sylemitir. Yine bu konuda ayn m ellifin u satrlar zikre deer:

39

"n s a n l n maruz kald en korkun tehditler karsnda gelecek asrlar,


tanrlarla y enid en b t n le ec e k tir."45 Antik dinlerd en46 biri olarak kabul
ettiimiz Hri s ti yanln m evcut ekilden olduka farkl bir din ekli de
olsa, yzyln sonunun en nemli problemi, din problem i olacaktr.
Bylece o zaman da bir takm dinler var olacaktr. Amma bir takm
sorulara bir takm mitlere veya ayn imana itirak eden insanlar, daima
vicdanlarnn hrriyetini savunmak iin bir araya gelme temaylne sa
hip olacaklardr. Hi bir dinin insanlardan uzak yayamad dorudur,
fakat bu gelecein dindar cemiyetleri, sert eletirive hrriyet m navebe
lerinden sonra b izz at m m inlerin samimi yaay ve birlikleri iinde
denge noktasn bulacaklardr, bylece kutsal ruhun cazibesi, Allah'n
kullarnn hrriyeti, ak kanunu (bu glere ortodokslar katoliklerden
daha ok baldrlar), dogmatik ahlki kilise yasalarnn yerine geme
temayln gsterecektir. Bylece dinler, tutarllklarn, hiyerarik bir
sistemden daha ok; amel ve ibadet sahasnda kendiliinden aydnlk
saacak samimi, youn bir uygulamadan alacaklardr. te o zaman ok
deiik bir takm dini kabul strktrleri meydana gelerek, byk bir tole
ransla ay inlerde, kltlerde, ahlk ve benzeri inanlarda bir pluralizm
doacaktr. te "B a b a m n evinde ok m esk enler v ardr."4 7 sz,bunun iin
sylenmitir.

DN HAYATN DEVAMI:
Tarihin d ev am eden hz, byk nfus kesafeti sonucu, vicdan h a
yatnn younlam as, enteiiektel ve dini mayalama iindeki durakla
ma, biraz zor tahmin edilebilir. (Pektabii ki bu, vicdan uyann daha
kiisel nedenleri olmad anlamna gelmez) Mminin huzuru dogmatik ve
kurumsal istikrara bal kalnd lde bulandrlr. O bylece, kanu n
larn, kavramlarn, kurallarn alknlklarn gcnden daha az d a y a
nksz bir takm glere dayanmak zorunda kalr. Bylece de o, orijinlere
tekrar dner. Oradan yeni bir dinamizm gc alr.
Kierkegaard hakknda yazlm olan mkemmel bir makalesinde
Charles Blancher, imana olan bu trajik dnn gerginliini yie tasvir
eder:
" M o d e m k lt rn b ask s altnda m m inler, ruh hayatn anestezi
e den d ogm atik u y k u d an aniden uyan m lard r." Bir oklan ocuksu bir
zihniyetin son istei olan cokulu bir harekete snmlardr. (Piskopos
lara veya kiliseye kar verilen gerilla sava) Dier bazlar da ne pa
hasna olursa olsun, katolisizmin, enteiiektel sisteminin dayand z i
hinsel zem inin atrdlarm d u y m a m ay a alarak, dog m atik uykuyu

40

devam ettirmek istiyorlar. phesiz Kierkegaard sonu olarak bize unu


syleyecekti: sa'nn yaad diyalektik ekime iinde, drstlkle, na
muslulukla hristiyan paradoxe'nun muhtevasnda hile yapmadan sorun
larnzn sonuna kadar gitm eye cret ederek Isa ile olan ilikimizi ara
trmak gerekir, ite bu sertlik, i sukunun kayna olacaktr. Artk, asla
m min, gemi asrlarn m uzafferane alam etine sahip olamyacaktr. O
ilkel dogm atizm in aptalca iddias ve basklar karsnda, hakikata sa
hip olma gururunu kesin olarak kaybetm itir. Bunun iin bizi her gn
hrpalayan m phemliin, tanrsal babaln , varlk ve yokluu hayalin,
ve izahn sesleri ile mmin, bugn gemiten daha ok kafas megul va
z iy etted ir.
Bugn bizim tabiat grm z,eskisin den daha mphemdir. Yani
Jacques Monod ve Teilhard de Chardin'in gr asndan, tesadf ve za
ruretin klinik maceras ve gitgide incelikle organize edilen varlklarn
knn manasn ve m anaszln oku m ak, avn ekilde bize makul
grnyor. nk bize, bu uyu m su z seslerle iman yaamak diivor.
Kierkegard ve Dostoevski bize, imana olan bu trajik dnn byk sima
lar olarak grlyor. Yine onlar bize, temayl her eyi anlamak ve haz
metmek olan akln merkezne doru ynelen bu gerilim olmakszn, iman
yaamann mmkn olmadn retmilerdir4Y

DNN EVRENSEL ve KSEL GELECE


inde yaadmz asrn sonunda, yayan dinlerin vehesini imdi
den izmeye almak biraz kehanette bulunmak olacaktr. Ancak o zaman
btn dinlerin laiklemi ve tekniklemi bir dnyada var olacaklarn
dnerek, onlarn bir ok benzer karakterli sosyal durum iinde var
lklarn devam ettirecekleri dnlebilir.
Dnyadaki sosyal ve ekonom ik gelimenin ans ne olursa olsun,
retimin ve mbadelenin benzer hedeflerinin geni apta benzer hale ye
tirdii ideolojik, organizatr, teknolojik bir modele gre dinin vtvnesi
gerekleecektir. Sonsuz ekilde art gsteren retinvtkeim cemi\ etine
kar anti-sosya reaksiyonlar, henz byk rakamlar etkilemiyor.
nk tm zgrlkler, tm rejimler ve onlarn bir aile havasn belirten
yzlerinin izgileri altnda, ehir ve endstri karmakl ayn kanunla
ra tab id irle r. Se sten hzl v a s ta la r, lk e le r ara snd a k i farklarn
azaltlm asna yardmc olacaklardr.
phesiz din, muhtelif ekiller altnda, bu deiikliklere ilgisiz ve
yabanc kalmayacaktr. D in , tam am en m u h afa za k ar k a lm a k isterse, o,
b yle bir ce miyetten uzaklaacak ve lme m ahk m olacaktr. Eer din,

41

aktel evrim le birlikte olm ak isterse,, o zam an da din erim e tehlikesiyle


kar karya gelecektir. A caba din, bu riskli durum dan kendini kurtara
bilecek mi?
Aslnda dinlerin istikameti evrenseem ektir. Grld vehile,
ta balangtan beri katolik (evrensel) karakteri grlen Hristiyanln
dnda slm'n, Budizm'in bt n ktalara yayldm gryoruz. Bu du.rum, dinlerin bir blgeye, bir millete, hatta bir kltre bal k alm ay a
can gstermektedir. Bunun iin din ylesine bir grnm alacak ki, ken
dini muhtelif dinlerd e, farkl hassasiyetlerde, deiik sem bollerde ve
belki de farkl m an tk la rd a ifade e d eb ilecek ve nak led e b ile ce k tir.
A slnda e v re n s elle m e ile farkllk b ir tezat tekil edebilir. Fakat,
varln muhtelif safhalarn hesap etm ek gerekir. Eer dinler, tarihi
kaynaklarna borlu olduklar zel kltr izgilerinden ayrlmlarsa, bu;
szmaya altklar veya zel kltr evrelerine mesajlarnn esasn sok
maya daha m sait olduu iin b yle olmutur. Bylece dinler e v re n
selleerek, baz sosyal dzenlemelerden ayrlarak ve cemiyetin bir takm
farkl tiplerini canlandrarak geliiyorlar. Gerekten de, sosyo-kltrel
evreler, modern medeniyetin neticesinde lkileecekler, gelimelerine en
gel olan ve vaktiyle kklerini uzattklar mesajlardan daha az zel olan
yeni ve farkl bir takm mesajlar, kabule daha yatkn hale geleceklerdir.
Dier yandan bu evrensel dinler, messeseietii lde daha da
hrriyeti hale geleceklerdir. Bylece blgesel karakterli cem iyetlere
doru zaten balam olan temayle onlar da katlacaklardr. G enile
tilmi Avrupa cemaatleri gibi byk politik-ekonomik topluluklar blge
sel bamszln gereine en dikkatli olanlardr. phesiz ulusal, ok
ulusal veya enternasyonal bir kadro iinde yer alabilen ve devletlerin h u
dutlarn birbirine yakiatrabiien blgeler, nisbi de olsa kltrel, ek ono
mik, politik bam szlktan yararlanacaklardr. Bunu ise sadece mabed
organizasyonlar salayacaktr. nk mesajn evrensellii, merkezi ikti
dar birliini gerektirm ez. zellikle katolik kilisesi bu tekamc y a
pyla temayz etmitir. nk o, II. Vatikan Konsilinden (1962-1965) beri,
piskoposlar sistemini yava yava yerletirmekle evrensel, mill, hatta
blgesel veya ktalararas piskopos kurullar ile, dnya piskoposlar k u ru
lu ile, buna doru hazrlanmaktadr. Bylece mahalli bam szlklar da
olduu kadar evrensel sorumluluklara itirak yolunda da bir takm nirengi
noktalar grlmektedir.
Dem okrasinin alan zerinde daha da uzaklara gidilebilir. " V a tik a n n p o l i t i k a s " adl eserim izde yle yazmtk: Sadece piskoposlar
kuruluna ait bir iktidar temayl deil, ayn zamanda dem okratik bir
btnleme temaylnn geldii yer, piskoposlar kurulundan gelmemi,

42

byk kilise bnyesinin ifratlarndan ileri gelm itir... Belki de nebiler


arasnda saylabilen bir ksm ilhiyatlar, piskoposlar kurulunda bir
aama grmlerdir. Onlar uzak bir gelecekte, i oulculuun yerine yava
yava kaim olan milletten baka tem ellere dayanan , ok merkeziyetilii
seziy orlar.
Konstantin'in kilise tekilat, egem enlikten XVI asr sonra bile o
gndr bu gndr yayor. Bam sz kilise tekilatlar kendi aralarnda
papalk otoritesinden baka br gle yani "V e rtu s th e o lo g a le s" olan
im an , m it ve ak la birbirine balanm lardr. Dou A vrupa ve kk
Asya ortodoks kilisesinin durum u byle deil midir? Onun bu tutkunluu
yegane tanrsal aka bal olan bir cem aatn, byk dini maceras ola
caktr. Bu gelecee bak belki bazlar bir topi, d ier bazlar da bir
mjde olarak grebilir4
Ksaca "stik b alin d in leri" her tarafa salm "Y e r yznn tuz
la n " gibi olacak, dnyann btn noktalarnda m evcut olan dini ve lik
toplum lar ayaa kaldracaktr. Bir im an, mit, evrensel bir ak, bu to
p lu m lar! birbirine b alayacak ; onlar A ziz F av lo s misali bir takm
p ast r-h av ariter ziy aret ed e ce k tir. A rtk b un lar hukuk kurum sal,
kltrel toplum lar deil, sadece din ball olan din cem iyetlerdir.
phesiz bu, hristiyan midinin bir sonucu deil, hristiyanlk aleminin
ryasnn bir son u cu d u r. M ehur ciz v it ilhiyats Kari R ahn erin
yazd gibi bu, bir Diaspora kilisesi olacak, lik ve ntr bir dnyann
sinesinde zel bir gle kendini gsterecektir. phesiz kilisenin bu sosyal
durum u ve yine onun ilahiyat byk lde bana imdiden gereklemi
gr n y or, yakn bir gelecekte de tam am en hakikat olacakm gibi
grnyor^0.
Bu bak as gerekleirse kiliseden daha az bir yapya sahip
olan dinlerin snp gitmeleri mukadder grnyor.

MEZHEPLER ve DNLER
Dine katlma ihtiyac, bir takm klar aryor, daima da bir k
buiuyor. Bylece byk dinlerin yannda ok sayda mezhepler grnyor.
Bu m ezhepler, dialoga az elverili olan m uptedilerin kuvvetli imann
ihmal etmeyen uzlatrc dnce ile, m istisizm e olan temaylle, fikirle
rin deil, ahslarn srekli yenilenmesine neden olan mntesiplerin istik
rarszl ile tem ayz etm ilerdir.
Am erika'da sadece b eyazlar iin 343 m ezhep tesbit edilmitir. Me
sel Bat'da 23 milyon miintesibi bulunan P en tek otistler gibi baz spiritel

(F. ; 4)

43

hareketler, kendilerini yeni dinler olarak grm ektedirler. Her tarafa


yaylm ve bir ok mterek izgiye ramen yeterince farkllam olan
teozofik cemiyetler; kurulmu dinlerden ziyade bir hikmete, b ir sosyolo
jiye benzemektedirler. Aslnda yeni dinler, Ltin Amerika zencilerindeki
Vaudous kltleri gibi veya K B A N G U fSM E ve ktavala ve siyah Afrikada Harrisme'den kan hepsi gibi ou defa mahalli ayinlerle yabanc ru
hiyatnn karmndan kmlardr. Bunun iin say, Hz. Muhammed',
hatta Victo r H u go'yu , B ra h m ay, Buda'y ayn anda kabul eden yeni
Hinduizm in m u htelif ekilleri olan V ietnamdaki Cao-D ai, in deki JKwan-Tao'yu mill hayat ve aileler zerinde artan bir tesirle milyonlar
ca mntesibini gl bir hiyeraride tekilatlandran Japonya'nn TEURIKYOsunu buluyoruz.
ilim cilik, teknikilik, aklclk, sosyalizm, kapitalizm gibi garip
bir ekilde yeni dinlere dnen, ilmin, tekniin, hr akln, sosyal adalet
li bir cemiyetin, hr teebbsn lehinde sahte kutsai deerlere kar meru
bir m cadele ile karakterize olan baz dnce ekillerinde bile d uru m
ayndr. nk bu yeni dinler de, geleneksel dinler tarafndan kabul
edilmeyen ve kt tesirleri aratm ayan bir takm kurumlar, ayinler, do
malar, toleransszlk, bir takm icra vastalar meydana getirmilerdir.
Yine genliin isyanlar, mevcut medeniyeti redleri, yeni hayat modeli
aramalar, artistik ifadeleri, uyuturucu maddelere ve sekse kendilerini
atmalar da dini ihtiyacn tezahr (belki kt fakat gerek) olarak yorumlanmaldr.
Bugn teknoojik-im toplumlarda hi bir dinin en kk bir ekilde
hayatta kalma ansnn kalmadn Jean Onimus yazmaktadr. F ragm atik zihniyet, ilgisiz ve objektif evre, insandaki iman, midi ve ak d e
vam ettiren eyleri tahrip etmektedir, ite bunun iin byle bir toplumda
dinler ancak alkanlkla varlklarm srdrecekler, orada b ir takm
form llere ve ek illenm i pratiklere indirileceklerdir. ayet d inlerin
hl insanln geleceinde bir ans varsa; onlar bunu, gn na kacak
yeni zlemlere, kar-klirn airane zenginliklerine, deerlerin a n la
mn restore edecek idealist atlma, vecde ve gerek ak zlemine borlu
olacaklardr. Teknolojik lm dnya, artk mit sahibi deildir ve onun
artk ihtiyacm da d u ym u y or, o sadece iliyor... Fakat ukalalklarnn
zirvesinden ona itiraz edenler ve ona meydan okuyanlar cesaretlerini
daha asil, daha iyi ve daha m kem mel bir hayat midine borludurlar.
nk b y le b ir hedef, zaruri olarak akna ulayor ve varln bir
bakalamn ihtiva ediyor. " G n e in olunun ilkel halini, insana y e n i
den v e rm e k " Rim baudun daima diledii eydir. Bir kenarda yayan top
luluun iine iyice yerletirilmi olan robot ykmllklerinden feragat

44

ederek kendini gelimelerin otom atik olarak ykseltmesini bekliyor. Fa


kat sonradan verilmi bir kuvvet, olaylar kkl ekilde etkiliyor ve ro
botu kabul etm iyor. N ihayet robot, olm as gereken eylerin olmadn
grnce haykryor ve bir cevap bulmak iin ufka bakyor51.

GELECEK ASIR ve DN
phesiz insann kh vahi, kh akll bir hayvan olduu kadar,
dindar bir hayvan olduu kabul ediliyor. nk kollektif vicdann tarihi
rnleri olarak kabul edilen vahyedilmi dinleri yok etmeye teebbs
edildii zaman, hemen mutlak ihtiyac tatmin eden bir takm dinler der
hal kurulmutur. Aslnda son derece kompleks olan din duygusunu, bu ih
tivaca karlk olarak kullanmamak lzm. nk teden beri, bu konuda
kayg verici bir problem kyor. Eer evrensel dinlerin zahiren bir geri
lemeye tabi olduu ve kk gruplara itirakin artt, kitlelere dahil ol
mann azald doruysa, evrensel dinlerin muhtemel yenilenmesini bek
lerken, hangi d inlerin d o m a y a hazrlan d k la rn : kendi k endim ize
so rab iliriz.
Din ve manevi bir hayat arzusu, insani varl tehdit eden teknik
b ir m ed eniy etin k ararszlklarnd a olduu kadar, dini messeselern
karklnda ortaya kyor. nk dinin vadettii ve ayn zamanda
uzlatrd bu mutluluun sinesinden, ulv artlar iin ve gerekten in
sann, bizzat kendi dncelerinden ve yeteneklerinden uzak; gnlk ve
ufk eyleri aan bir takm perspektiflere ak, manev bir hayat iin
srekli istekler fkryor. yley se insann, aratrm a yollarn ayd n
latmak lzm. nsan ne kadar bilirse bilsin, ne kadar mukayese ederse et
sin, ne kadar kefederse etsin, muhtemelen o, uzun bir helezon! ykseliten
sonra ta batan beri kendine eken merkezi yeniden bulacaktr, ite
grne gre bu krizden bir yeniliin kmas mukadderdir. Bunun iindir
ki XXI. yzyln yksek dzeyde dini bir asr olaca sylenmitir. Mede
niyetlerin byk tarihisi Toynhee son eserlerinden birinde mabedlerin bir
gn bozulmu medeniyetlerin yerine geebileceini sylyor. O andan iti
baren bugnn krizleri artk, bir tekaml krizinden baka bir ev grnmeyec ektir.

DPNOTLAR
1

Bu makule Les Religions, Verviers (Belgique) 1974 adl kitabn 498-548 sahi-

Y a zar 1906'd a d o m u tu r. Felsefe ve lahiyat dok torud ur. Felsefe re t

felerinden terc m e edilmitir.


menlii, Fak lte Dekanl, U N ESC O Genel M drl yapm tr. Ayrca
U N ESC O da hkm etlerle teknik ibirlii ve ilikiler m drl yapm tr.
M illetleraras M etafizik Enstit s Bakan Yardm cl ve E d eb iyat Di
rektrl gibi grevleri de ifa etmitir.
3

Verilen bu istatistikler, slm'n bu gnn tam olarak yanstm yor. Bugn


dnyada, 1990 yl itibariyle bir milyara yakn mslm an bulunm aktadr
(terc m e eden).

Bu hkm nde y azar slm ', Bat m edeniyeti iinde pratik hale koym adaki
zorlua iaret etmek istiyor. Bu d orud ur nk slm medeniyeti gerek
yap ve gerekse am a ynnden Bat medeniyetinden ayrlr. slm , gerek
anlam da Islm m edeniyeti iinde rahat yaanabilir. nk o, tabiatna u y
gun sistem i, kendi yaps iinde oluturm aktadr. Ancak hemen belirtelim
ki. Bat teknolojisi de, Bat anlam ndaki endstriyel ehirleme de slm n
yaam asna byk engel tekil etm ez. nk mm in her yerd e inand
iman pratik hale koym a kolayln slm'n prensiplerinde bulm aktadr.
Mesel bir m slm an, ibadetini ifa edebilmesi iin mutlaka bir cam iye g it
mek zorunda deildir. Bulunduu her yerde ibadetini ifa edebilir. Bu y er
bir fabrika veya bir baka sanayi tesisi olabilir. Bunun iin slm' m o d em
eh irlem e v e san ay ilem e o rtam iinde dinler arasn d a en ansls
gryoruz. nk slm , rasyonel bir dnya grne daim e yer verm ekte
dir. (Tercm e eden)

Ban du M onde, l aris, 1984

D om incainler tarafndan neredilm ektedir.

J. Onimus, L 'A sp hyxie et le Cri, Pars, 1971.

Allah'a daha ok nsan zellikler verm ekten uzaklasm tr. Artk Allah

K. M arx, M anuscrit de 1844 (O euvres et Lettres) Paris, 1941.

yce transandant olarak tasavvu r edilmektedir.


10

Bk. J. Pneur, Les tmoins de L'invisible, Paris, 1972.

11

Bk. ces D am es du bois de Boulogne (1945), D iderotun jaqu es le Fatalis-

12

Yazarn kulland bu kelime (peygam ber) burada daha ok Din Mritleri

13

Papa Vi. Paul'un Beyanat,5 Ocak 1972.

14
15

J. M onod, Le H asard et la N sssit, Paris, 1970,


Bk, I. Korintoslulara III, 18-19,

16

E ros: A kta iki ey dikkati ek er: Biri ulv bir birlik iinde bir takm

me'in bir blm ne g re dzenlenen Robert Bresson'un filminden


anlam ndadr. (eviren).

varlklarla karlkl olarak birlem e zlem inde oan eros'tur. Bu birlem ede
farkl u n su rlar siliklem eye, birbirini tam alam aya, birbiriyle karm aya
ynelm itir. Dieri ise, birleme yerine unsurlardaki ayrlklarn, karakterin,

46

m izacn ayrlna sayg gsteren agnpe'dir. (Bk. Les Religions, V erviers


[Belgique], 1974, s.13).
17

S. Reinach (1858-1932), O rpheus, H istoire G enerale des Religions, Paris, Ip


28.

18
19

Caillois, cesis d'une chiquer, Paris, 1970


R. Caillois, Cases d u n chiquier, Paris, 1970.

20

C. Baudelaire^Fuses, L

21

E. Durkheim, Les Form es Elem aintaires de la Vie Religieuse, Paris,1912.

22

G. Van der Leeuw , La Religion dans son essence

et ses manifestations. P ar

is, 1970.
23

E. Durkieim, Les Form es Elm entaire de la vie religieuse, Paris, 1912.

24

Vaftiz de bir i aydnlanm aya benzetilmitir. Bk. Justin A pologies, trad, pazutigny (Paris, Picard, 1904). A yrca Bk. M. Jourgon, Le Baptm e, bain de lu
mire, in parole at pain. No: 49 (M ars - Avril - 1972).

25

Bu satrlar, Budizm 'de Allah inancnn olm adn ifade etm ektedir. Bu
dinde kurtulu (N trvana'ya ulam a) sadece ruh slah hareketleri ile olm ak
tadr. (Tercm e eden)

26

Bk. K. M arx, Contribution la critique de la philosophie du droit et G. mor-

27

Bk. H. Desroche, Socialism e

28

M. Eliade, Le sacr et le profane, P aris, 1965.

29

J. M onod, Le H asard et la N cessit, P aris, 1970

30

F reu d 'e g re dinin incelenm esi iin Bkz. S. F reu d , Totem et Tabou, ki ris,

el, Com m unism e A ujourd'hui in Les E tu des (Aralk 1971).

et sociologie religieuse, Paris, I960.

1971, L'A venir d'une illusion, Paris, 1971, N ouvelles Conferances sur la psycanalyse, Paris, 1936, Moise et le M onothism e, Paris, 1948.
31

Bk. S. Freud, L'A ven ir d 'u ne illusion, paris, 1971.

32

a .g .e .

33

S. Freud, Totem et Tabou, Paris, 1971

34

M. Dan teren u, b urada fikrim izi A llah babadan tem izlem eye ynelik bir

35

S. Freud, Totem et Tabou, Paris, 1914.

36

J. monod. Le H asard et la N cessite, P aris, 1970.

ar gryor: Freud, et latheizm e, Paris, 1972

37

Svestvnrn "Upnnihad, IV, 10.

38

Bir baka tasnifte G. Van d er Leevv'in La Religion, Paris, 1970 adi; eserinde

39

Tabii din zlem ler konusunda Bk. VI, PnuVun 12 Ocak 1972'de yapt

40

Sosyolojik analizler iin Bk. P. B erger, La Religion Dans la Consience M od

41

A ndr Leroi-G ourhan,Les Religions de la Prhistoire, Paris, 1964.

42

P . Schebesta, Le sens Religieux des primitifs, P aris, 1963.

43

Les Sens Religieux des Primitifs, P aris, 1963,

44

R. Ganzo, Pom es, Lespugue, Paris, 1942.

45

L 'H om m e et le Fontom e, in L'express, 21 mai, 1955.

grlyor.
konuma (D ocum entation Catholique, N o;1612 - 6 ubat - 1972),
erne, P aris, 1971.

47

46

48

Lignes de forces in "Preuves" M ars, 1955.

47

Yuhanna, XIV, 2.

48

Esprit, (Dec. 1971)

49

J. Chevalier, La Politque du Vatican, Paris, 1969

50

K. Rahner, Bilan de la thologie au XXe siecle, Paris, 1971.

51

J. Onimus L A sphyxie et le Cri, Paris, 1971.

II
MEZHEPLERN PSKO SOSYAL
YAPISI1
Y azan: Aim M ichel2

Bu blm, mezheplerin douu ve gelimesine mil olan p s ik o lo ji k


o la y la r n birtahlilini am alam ak ta d r. Bu am ala o, m anid ar olaylar,
dolayl tarih olaylar ile b irlik te sunm ay h e d e fle m e k te d ir. Yine bu
blm, muhtelif ilimlerin m m k n olan katklarn tartmakta ve birka
aratrm a istikameti telkin etm ektedir.

HTDA:
Karl ve frtnal bir k akam Paris'te, K artiye L atin 'in kk bir
lok antasnn kaps bir g a zete s atcsnn itiiy le alm t. Birden,
satcnn bana ynelttii literatre bir gz atmtm. Bu gazete "Lum ire =
k "^ ismini tayordu. Daha birinci sahifenin solunda bir yldz veya
belkide bir gnele sim gelenmi bir bayaz " A ll a h ' n m e s a j " ifadeleri
ile "E y insan, A lla h sana b urada d o ru dan k o n u u y o r" aklamalar ile
takdim edilmiti.
Gazeteyi tanmtm. Bu gazete 25 A ra lk 1950'den beri kendini, ye
rin ve gn yaratcs olduunu kabul eden M o ntfaveH posta tekiltnn
sabk grevlisi G e o rg e un szcln yapyordu. Gazete sol stte "A ktua litenin kutsal y o r u m u n u " haber veriyordu ve her onbe gnde "L u m ie re "d e bu, lfzan dinlenilmesi gerekiyordu. Orada, Tanr, ahsen; Byk
B ritany anm ortak pazara giriini, n ak liy at grevini mahalli seimlere
girii hakkmdaki dndklerini aklyordu. Eer, benim hereye kadir
olan gcme inanmak iin beni tanmaya kendinizi zorlarsanz, bu daha
iyiye gidecektir, diye y az y ord u 5.
Her iki lh g azetey i b a n a d oru uzatan kiiye baktm. Bu,
genlikle orta ya arasnda drst grnml bir beydi. Onun yz ne aptal
ne de deli yzne benziyordu. "sa yeniden geldi. Okuyunuz inanacaksnz.
Aydnla sahip olacaksnz ve kurtulmu olacaksnz."

51

Bylece bir a d am kendine Allah veya Allah'n peygamberi d iyor


du. Dier insanlar da ona inanyorlar ve onu takip ediyorlard. Aslnda
burada iki problem vard: nce, nasl oluyorda bir insan kendini, sonsuz
bir vazifeyle kuatlm olduuna inanacak hale geliyordu? Sonra byle
bir kanaata sahip old uktan sonra, nasl oluyor da bu kanaat yaylabiliyordu?

MEZHEP SALKLERNN ARASINDA


DOLANDIRICIDAN KEF
EHLNE KADAR HER TP NSAN BULUNUYOR
Bu problem lerden birincisi olan ve hl da mevcut olan basit ve
sade dolandrclk hadisesini bir kenara brakalm- Fakat ite kolayca
yorumu yaplamyan bir mesih tipi... 920 yllarnn banda Long island
blgesinde, East P atchoq ue'd a 1892 de Alm anyada domu olan A l b e r t
R e id t diye biri yayordu. O da vatandalarndan biri gibi, inaat b o y a
cl ile itigal edivordu. Ancak bu meslekte olduka hrete ulamt,
iyi bir ii, iyi bir komu, ivi bir e , iv bir aile babas olarak hereyde
vasat bir insan olan A lb ert R ed , 1924 senesine Kanar hibir evde kendini
zellikle gstermemitir. Ancak, bu senelere doru, istikbale ait bir takm
pheler izhar etm eye balamt. Daha sonra bu konuda " D n y a n n
lanetlenm i olduunu, dnyann 1925 y ln n banda yok olacan ve 6
u b at 1925 de k e s i n olarak ortadan k a lk a c a n " daha ak b ir e k ild e
ifade etmeye balam t.
Bu zc olay konusunda insanl uyarmak arzusu ile Albert R eidt,
vaazlara balamt. Eski siyah arabasnn zerine, aadan yukarya
doru iri harflerle iki yaz yazmt L Eir tarafta. "D ny a alevler iind e
b i t e c e k " , dier tarafta " s a 'n n a rk a d a lar s e k in ler o la c a k " diyordu.
Ksa bir zam an sonra kalabalk taraftarlar buldu ve 1925 senesinin b a
nda onun mezhebi, hemire Katherine B. Kennedy ve Willard C. D ow ns
K a rd e ile b r hiyerarinin balangcnda idi. Bir nokta hari, bu m ezhe
bin neden ibaret olduunu aklamak 'yersizdi: O da, mntesiplerinin tam
feragat iinde bulunmasyd. R og e r D elo rm e, R e id ti yle anlatyordu:
R eid t, evini, arabasn, mobilyasn ve btn maln yok pahasna satm,
zerinde sadece b ir gmlek, bir pantolon, bir ift eski ayakkab kalmt,
elindeki paray da East P a tch o g u e verlerine datmt. Adamlar da
ayn eyi yapmlard.
Reid t'in ailesi tam b ir yoksulluk iindeydi. N ew-York'tan gelen g a
zeteciler, R e i d t in ticari eyasn ve saklad bir kurnazln bulup o r

52

taya karm aya kararl idiler. Ancak, ne yazk ki, hi bir ey bulam a
dlar. nk, hi bir eyi yoktu. Bulduklar tek ey, sadece, dnyann sona
ereceine kanaat getiren ve dolaysyle byle hareket eden sakin ve ma
kul bir iiydi6 u b a t gn East P atchoq ue'd a byk bir kalabalk toplanmt.
Blge polis efi, J o h n S te p h a n i, sekiz silahl grevliye R e id t 'i kurut
mutu. Gelen polisler, fevkalade bir manzara ile karlamlard. K rk
ve P a ck a rd giyinmi insanlar, yakn olan k y a m e ti7 durdurmas vefc-reyler yapmas iin R e i d t e, m ilyonlar teklif ediyorlard. Kk inaat
boyacsnn bu paray almasna, dualarnn kyameti bertaraf edeceini
aklamasn dnr gibi grnmesine aslnda hibir mani yoktu. in ga
ribi, ona inanan kalabaln m iti-m ily on e re n n arasndan gelmi oimasvd... Bu manzara karsnda R eid t, artk ok ge kalndn znt
ile tekrar ederek, hibirey yapdam yacan, dunyanm kaybedildiini
bildirerek kendisine takdim edilen hereyi reddetmiti. Ancak sabahn
beinde dnyann her zamanki gibi normal oiarak devam ettii ortaya
knca R e d i son derece hayretler iinde kalmt. Neticede halk, polis
mdahalesi olmadan R e id ti lin etmiti. Fakat o, bir trl dnyann niin
yok ol madiim anlamamt. Daha sonraki alarda da birok defa " B t
defa d nyann k e s i n olarak y ok o la ca m " han etmiti. Nihayet bu iin
o ima d n grerek eline boya fralarn veniden almt. Bir daha da
ismi duyulmamt. Evet, dnyann sonu (kvamet) bir baka boyacnn e t
kisiyle. yirmi vl sonra gelmiti...
n c e normal bir akl bu tip olaylar, Z ih n y e tersizlik le ve sirayet
p s i k o z u iie aklayacaktr. Eer baz - e y le r i anlamak iin onlara bir isim
vermek yeterli olsayd, hekim bu konuda belki de Dafoirus zerinde d u
r a c a k t.
Bu "S ira y e t p s ik o z u " nedir? Psikiatr G eorge Heuyer 1954'de "U a n
D a ir e le r " konusunda, bu mefhumu aklamava teebbs etm iti . Onun
" S i r a y e t p s i k o z u " , her defasnda olaylarn tekzib ettii bir hipotezle
yanlyordu. Fakat U M M O olaynda grlecei gibi durum hite yle ol
m ad.

BAKA YERLERDEN GELDKLERN SYLEYEN


NSANLAR
1960 ylnn ortalarndan beri, spanva'da U M M O denilen uzak bir
g ezegend en gelenler tarafndan ilham edilmi bir mezhep gelimeye
balam tr. Bu uzak gezegenin insanlar, y e ry z ne gizlice inmiler,

53

iimize karmlar ve bizi inceleyerek iim izden setikleri bir takm


ahslara, m ezhebin kutsal kitap grevini yapan metinlerini, tak d im
etmilerdir. imdi bu metinler olduka kalabalk bir durum almtr. Bu
yazlar, daktilo le veya elle yazlm olarak, yahut mikrofilm halinde
elde edilmektedir. Onlar, B erlin, A vusturalya, K anada gibi belirsiz y er
lerden postalanmaktadrlar. Bir miktar ben de elde ettim. Elimde olan
larn bazlar da bana gnderilmiti. Neredeyse elimdeki tomar, bir kilo
ya yaklam t.
Fiziki, biyolog, muhtelif im muhtehassslarna dncelerini a n
latan U M M O 'n u n az kalabalk kaifleri, ayn duygularn onlara da
okutmay deniyorlard. Bununla beraber ok basit hatalar da yapyor
lard. Mesel, U M M O tarafndan nerilen dil, bir dilci tarafndan icad
edilmemi Hind-Avrup bir yapda bulunuyordu Aslnda U M M O 'n u n
ii bir noktadan da karanlkt ve Urrantia'n n iine benziyordu. La C o s
m o g onie d U rrantiann, Franszca tercmesi birok kopyeler halinde el
lerde dolaan kocaman kocaman anonim bir eserdir. (Bu kitabn orijinali
ngilizcedir.) O, yeryz tesi, bir m edeniyeti tasvir ediyor gibidir.
U M M O nun yazar ok daha mahir ve ok daha iyi vastalara sahiptir.
O, ihmal edilemez maddi bir takm vastalar ve ok dank veya gezgin
bir kiisellik nermektedir. Ona, bir takm eitim hizmetlerinin karm
olmas veya onu, akln anlamad bir ekle ykseltmi olmas da hti
malden uzak deildir. Ne olursa olsun, U M M O bir mezhep meydana getir
mitir. te bizi ilgilendiren de bu noktadr.
Metinler tarafndan gsterilen i tezadlara ramen, onun mntesiplerini oluturan gruplar, H e u y e r tarafndan veya sahtekrlarn ve d o
landrclarn maskesini drmekle megul nsanlarn ve mezheplere
kar sava veren polis ve kilise tekiltlarnn izdii, aptal bir ehreye
de hibir bakmdan uygun deildir.
Bu garipliin bir baka rnei de A d a m s k i s t 'l e r i n m ezhebiydi.
G e orge A d am sk i (1S91-1965), 20 Kasm 1952'de, uan daireleriyle V e n u s den gelen bir adamla karlam olduunu syleyerek mehur olmutu.
Sonradan, uzay dostlar ona, ayda ve gezegenlerde birok seyahatlar sun
m ular ve bu vesile ile ona, s p i r i t e l l ta b ia tl ve
ktlklerden saknn" 1 li gibi vahiyler sunmulardr.

"iyi

olun

ve

Bir gn Paris'te lks bir apartmanda yaplan mezhebin muhteem


bir toplantsna davet edilmitim. Bize bir srpriz vaadedmiti. M e ra
sim, stadn birka sahfe okumas ile balamt. Ortada grlen el
yazlar veya onlarn fotokopileri idi. Daha sonra bize, bitiikteki salon
da iki uzaylnn olduu ve yararl grdkleri takdirde ieri girecekleri
bize aka haber verilmiti. Ortal sessizlik kaplamt. Artk, eller

54

yardm iin kvranyor, kalbler titriyor, gzler salonun kapsn yutuyor


du sanki... N ihayet kap almt. Hindli veya Pakistanlya benzeyen,
zenle giyinmi, yzkt, parfml, salar dalgal, resmi bir eyh gibi,
iki arkl adamn ieriye girdiini grmtk... Onlar sessizlik iinde ken
dilerine gvenle dolu bir halde bize uzun bir ekilde dikkatlice bakar
larken, oradakilerin balar m u rakabe iinde nlerine eik vaziyetteydi.
Sonra onlardan biri, Parisi onurlandrm ak iin, son derece kymetli za
manlarndan birka saati bize tahsis etm eye raz olduklarn n g i l i z c e
olarak bildirmiti. Bunun zerine bir kelime bile sylemeden atafatl bir
ekilde bizi bekleyen akam sofrasna ynelmiler ve ngiliz sofra takm
laryla, b y k bir itahla yem eye balamlard.
Bunlar, iki uzay elisi kardeler olarak, ilk gelen dolandrcy
andryorlard. stelik, daha nce, benzer mahkemenin birinci celsesinde,
onlardan daha yeteneklilerde bulunm u tu. Ancak onlarn siklerinin
arasnda, mehur bir avkat ve C o m edie Franaise'in mehur bir aktr de
bulunu y ord u. Dahas, Avkat, hergn, daha tehizatl dolandrclarla,
aldanmadan dp kalkyordu. Yine komedyen, uzay elilerini oynamaya
kalksayd, ondan yz defa daha iyisini oynard. Ama yine de, her ikisi
de Vens'l adamlara inanyorlard. Bunlar geri zekat myd? Elbetteki
hayr. Onlar iin bir baka ey bulm ak gerekiyordu.

JOSHPH SMTH ve MORMONLAR


M o r m o n 'la n n tarihi 1 m ezhep kurucularnn ve onlarn ilk saliklerinin psikolojisine biraz daha nufz etme konusunda bize yardmc ol
m a k ta d r.
"I S A -M E S H ' N , A Z Z L ER N , A H R Z A M A N K L S E S " (Bu Mormonlarn kilisesine verilen addr), J o s e p h Sm ith'in (1805-1844) mkaefelerinden kmtr. O ntario gl blgesinde M e th o d i s t dindar bir ailede
domu olan Joseph, Kitab- Mukaddese sayg, sk bir temas ortamnda ve
muhtelif protestan manastrlarnn rekabeti iinde bymtr, onun tatl,
uslu bir tabiat vard ve hibir entellektel zellikle dikkati ekmiyordu.
O, ailesinde bile kibarca " m m i " o larak isim lendiriliyord u. Ancak
herkes de onu seviyordu.

BR MM RETMEYE BALIYOR
Jo s e p h S m ith , hayatn yle anlatr: " O n drt ya n d ay k en ateli
dindarlarn tartmalarndan ileri gelen glklerle muzdariptim. Bir giin
yakubun mektubunu okuyordum , I. ksm 5. cmlesi olan u ifadelerle
55

karlatm; "F ak at eer sizden birinin hikm eti eksikse, herkese cm ert
likle ve tek d ir etm eden veren A llah'tan istesin ve kendisine v erilecek
ti r ." Ktab- M u k ad desin bu pasaj, hibir zaman bir insann kalbini be
nimki kadar etkilememitir. Bunun iin, hikmete birinin ihtiyac varsa,
onun da ben olduumu kesin ekilde dnmtm. Bunun zerine, Allah'tan
hikmet talep etm eye karar vererek bir ormana dua etmeye gitmitim. 1820
ylnn gzel bir ilkbahar sabahyd. lk defa byle bir eye teebbs
ediyordum. H ayatm d a yk sek sesle dua etmeyi hi d en em em itim .
Balar balamaz, bana tamamen hakim olan ve beni kuvvetli bir ekilde
sarsan ok gl b ir kuvvetin tesirini hissettim. Dilim balanmt ve
artk konuam yordum . Her taraf zifiri karanlk olmutu sanki. Ani bir
ykntya m ahk u m old u u m a inanmtm. Bu byk alarm esnasnda
bamn stnde gneten daha parlak bir k stununun bana doru in
diini grdm. Ik stunu zerime konunca, parlakl ve zaferinin tasvir
leri m m kn olm ayan iki ahsiyet grdm. Onlardan biri ismimi a
rarak benimle konutu ve beni dierine gstererek yle dedi: " B u b en im
sevgili olumdur. Onu dinle" 1 2
Jo se p h bu mukaefesinden bahsetmiti. Fakat onunla bundan dolay
alay edilmiti: O da bunda srar etm edi ve yllar boyu artk vizyon da
grmemiti. Yine bir gn on yedi yanda, odasnda bulunduu bir srada
bir ziyareti ieri girer. Ona ismiyle hitap eder ve kendisinin de M O R O N olduunu aklavarak, onu, bir vazife ile grevlendirmek zere Al
lah tarafndan gnderildiini ona bildirir. Bundan drt vi sonra 1827'de
ayn melek, ona K M A R A H tepesinin yann kazmasn ve oradaki on
drt asr nce, ayn melek tarafndan gmlen altn plakalar karmasn
syler, j o s e p h S m ith 'in dediine inanlrsa, bu altn plakalar Lehi srail
kabilesinin (reform e olmu Msrl) okyanuslarn ortasndan Am erikaya
kadar (M.. 600'e doru ) kn ve onlarn nesillerinin macerasndan
bahseder. L e h i den iki cemaat kar. Bunlar, L a m a n i t e le r ve N e p h i t e l er'dir. Bu iki kabilenin st nlk sava, N e p h i t e l e r i n M.S. 421'de yok
edilmesiyle sona erer. Dirilmi olan sa, ncili, Lehi'n in oullarna haber
vermek zere gelmitir. Bunlar ncili,eski dnyadan daha sadk ekilde
m u hafaz a e tm ile rd ir. yleki, hakiki m evsu k ncil, altn plk alar
iindeki M O R M O N 'u n kitabnn iindedir. O halde onu aratrmak g ere
kir. Bu tarihte J o s e p h S m ith 'in yirmi iki yanda olduuna iaret e d e
lim... O, M o r o n nin yardmlar ile M O R M O N un kitabn tercme etmeye
teebbs etmitir. Tercme olay da en le olmutur: Jo seph Smth, bir per
denin arkasnda tek banadr. nk hi kimse lmeden Altn Piakalar
gremezdi. Jo s e p h , ngilizce metni, tamamen mmi bir kyl olan M a r tin
H a rr is e dikte ettiriyordu. 1829 hazirannda Jo s e p h , tercmenin bittiini
ve bir matbaac aramaya baladn iln ediyordu.

56

GARP BR KTAP
O vakit Sm ith yirmi drt yalarndayd. Kocaman "M orm on 'u n kit
a b n n "' o k u n d u u n u n h a trla n m a s g e rek ir. Bu kitap, cilt olarak,
R esullerin ileri ve vahiy kitab dahil tm yedi Ahit'i ve Eski Ahit'in
ilk iki kitab olan Tekvin ve k da iine alacak ekildeydi. Onda,
saysz olaylar, ahslar, y e r isim leri, vizyonlar, sem bo ller, nutuklar,
tekdirler, kehnetler, neideler yeralm aktadr. O nun uslbu ekseriya, bir
byklk taslamay a k s ettir m ek ted ir13. Edebi baarsnn tesinde Lehi
M iti, domakta olan Amerika'nn bt n kaynamalarn hayret verici bir
ustalkla zm ek te d ir. O, m a d e m k i L e h i ' n i n oullar H ristiy an d ,
yleyse Hristiyan Avrupa'nn yeni ktada varl da normal diyordu. Fa
kat ona gre bu meruiyet A m e r ik a yerlilerinin aleyhine olmamas gere
k iyord u. n k A m erika'n n ilk sakinleri olan insanlar, dorudan
L e h i nin ahfadyd. O halde onlara sayg gsterm ek gerekirdi. te bu
cmle gereince Bat'ya tehacm srasnda yerli katliamnn yegane so
rumlular olan birka m o r m o n afaroz edilmiti. Aslnda, m o r m o n h n n
yerlilerle ilikileri U T A H devletleri bnyesind e daima iyi olmu yleki
merkezi hkmet birok defa anlamazlklar dzeltmek iin onlara ba
vurmutur. Hl bugn mormordar, okullarnda, niversitelerinde, mormon
aileleri bnyesinde bile zel bir yer igal eden yerlilerin, eitlikleri iin
sava vermektedir. M o rm ord ar, yerlilerin yetim ocuklarn evld edine
rek kendi ocuklar gibi yetitirmeyi kendilerine bir grev bilmektedirl
e r 1 4 . Yine de M o rm o n ! arn, kardeleri (Larrdte) iin olan ilgileri, btn
Amerikallara ve yerlilere kadar uzanm aktadr. 1964den beri, birtakm
M o rm o n ok u llar, ili yerlilerine eitim yaptrmaktadr.
Kuzey Am erika yerlilerinin kaderi, her ne kadar Batya teha
cmden ok nce, yirmi iki yandan beri Jo s e p h S m ith tarafndan ak
lanan fikirlere gre dzenlenmise de yine de onlarn kaderinin farkll
kesindir.
Zencilere gelince M o rm o n K i t a b n n " bam szlk savalarndan
krk yl nce, k le li i15 kesin olarak yasakladn burada hatrlatalm.
Rahip Cherey, kk mmi Jo se p h Smith, melei Moroni ve onun altn lev
h a la r ile rahatn k a r m y o r 1 6 . O, m o rm on la rm baarsn K a l a
b a lk la rn anlalmaz, abuk k a m c l " ve " A m e r ik a lla r 'm s afl " ile
izah etmektedir. Ancak, bu szler biraz itiyadszca sylenmitir. nk,
M o r m o n la r m tarihinde iki olay, mezheplerin teekkl, onlarn psikolo
jik ve tarih anlama zerinde kendi kendine soru soran herkesin dikkatini
hl ekecek durumdadr: Birinci olay, S m ith 'in akibetidir. O, otuz dokuz
yanda, dardan idare edilen bir kalabalk tarafndan lin edilmitir.
Ancak S m ith , bunda, dmanlarndan kurtulmasn bilecektir. O gece O,

57

d rt m ridinin refakatinde Kaliforniya'ya hareket etm itir. Fakat bir


m ddet sonra fikir deitirerek Vali Thom as Ford'a, mormonlar terketmemek iin teslim olmaya gelmitir. Bylece Joseph Sm ith, kendi doktri
nini boazlayan bir tank durumuna dmtr. te bu olaydan birka sonu
karmak mmkndr.
kinci olay, kat ve realizm kark m aneviyat le bir Avrupa
iin hayret verici bir m aneviyata sahip oluudur. Yani, M o rm o n 'u n
drstl, efsanelemitir. Mormon dindar bir kiidir. Hatta o, dinin ona
empoze ettii bir takm kaidelere herhangi birinden daha saygldr.
Amerikal biyolog Frank B. S alisb u ry 17 bir mormondu. Bardana dk
tm nefis T ram iner arabn niin kabul etmediini sorduum da, M orm onlann alkol im ediklerini sylemiti. nk yirmi iki yandaki kk
m m i'nin kitab, hl yksek zekal b ir kalabaln tefekkr ve hayatn
ilham ediyordu.

MEZHEBN PARADOKSLARI
Bu mezhebin mensubundan bakasna bu mezhep, kayna, baars
ve doktrini ile sama grnr. Bu mezhebin zahir samal, kurucusunun
samimiyetinden, onun saduyusundan phe ettiriyor. Bundan dolay da
onun bir cahil veya bir dolandrc yahut her ikisi de olduu sylenebilir.
Ancak, bir mezhebin baars, onun sa duyuya armas ile hibir zaman
alakas yoktur. Baka bir deyimle dinle alkas olmayan etkileyen ey,
entellektei seviyesi ne olursa olsun sliki etkilememektedir.
Eer ticaret ve i dnyasndaki m o r m o n 'la r m listesine bir baklsayd; Jo se p h Sm ith'in Tanrsal vahyine inanmann bir saflk sonucu ol
mad ortaya kard. M o n tfa v e t'in mezhebini lm ne kadar paraca
destekleyen Lyonlu hami, phesiz bu iin sonuncusu deildi. Muhtedilerin
karakteri zerinde teori dzenleyenler onun parasn zorla almaya te
ebbs ettiklerinde bir hayli g durumda kalmlardr. Bununla beraber o,
bu paray, dinle ilikisi olmayan brinin aptallkla hkmedecei bir ie,
byk bir cmertlikle vermiti.

MEZHEP KURUCULARININ ve LK
SALKLERN ROL
Her mezhep, bir n balangc gibi kk balar. Balangta
artlarn, istisnai bir durum iine soktuu tamamen normal bir insan grubu
ile snrldr. te bir misal. 18 Ekim 1685de XIV. Louis, Fransz protes-

58

tanlarn, ya protestanh terke veya lkeyi terke mahkum eden N an te


ferm an n yrrlkten kaldrdn ilan etmiti. Bu politik hareketin ne
ticeleri muhtelif eyaletlerde farkl olm utur.

KAMZARD'LARIN DRAMI
C e v e n n e s blgesinde, topraklarna bal olan fakir H u g u e n o t1 s
kyllerinin srgn fikriyle korkutulm u olmalarndan baka bir ey
konuulmaz. 24 Tem m u z 1702de Lozerein Pont-de-M ontv ert'inde Kalvinistlere ikence yapan C h a y la rahibini bu kyller (H u g u e n o t ) ldr
mlerdir. Bu lm, ayaklanmay tahrik eden basky arlatrr, ite bu,
K a m iz a rd 'la rm macerasdr. Bu macera, 1713 ylna kadar devam 'e der.
N eticede krallk duruma hakim olur, sa kalanlar da lkeyi terketmek
zorunda kalrlar. Onlardan bir grup, efleri Je a n Cavalier'in ardndan
ngiltereye giderler. Bu ba emez erkek ve kadnlarn rnei, ngiliz protestanlarma ok tesir etmitir. Yarm asr sonra, M a n c h e s t e r de bu tesir,
pratikte ve zel inanlarda belirginlem eye balamtr. S li k er top
landklar zaman, aralarnda bazlar vecde g e lm e k te d ir19 ve kehnet
te bulunmaya balamaktadr. sa'nn gelecek dnsn ve tevbenin aciliyetini haber vermektedir. Birka sene nce Pariste D iy a k o s Ja n s e n is ti'n in, Fransz saliklernde olduu gibi, cezbeler, rpnmalardan nce gel
mekte idi. Parisliler, Diyakos saliklerine aziz M e d a r d ' n rpnmalar
adn verdikleri gibi; Ingilizler de S h a k e r s (titriy enlen)leri,M anchester
vecdlileri diye isimlendirmilerdi.

SADE BR KADIN
Buraya kadar anlattmz olay, kollektif, mphem gezici bir ka
raktere sahipti. S h a k e r s ler hl bir sarahate kavumu deildir. Onlar,
mezhepten ziyade bir ekol oluturmaktadrlar. Bunun iin bu hareket, ku
rucusunun ahsiyet damgasn tamaktadr. Hareketin kurucusu ise, A n n
Lee'dir. O, evlidir. Hepsi de l doan drt ocuk annesidir. Aklam
olduu hakikat, ona, kendininkinden baka hibir dnceye bavurmadan
(nk oku m a bilm iyordu) yalnzlk iinde yava yava vahyedilmitir.
ite onun, dnyaya tantaca hakikat budur.
Acaba A n n L e e nin hakikat olarak aklad ne idi? Aslnda o,
btn itici fikirlerde olduu gibi ok basitti. Yani, seksel likilerin en st
seviyed e gn ah olduu fikriydi. Ona gre erkek ve kadn bekr olarak
ya a m a ld r. nk evrensel bekarlk, insan rknn sona erm esiyle
sonulanrken, dnyann da sonunun yakn olduu gerei Ann Lee ta

(F. : 5)

5?

rafndan aklanyordu.
Bylece o, ruhundaki etkili ve derin ekilde yaanm olan kiisel
te crbeden evrensellie bir mevcut sistem kuracaktr. Derin lem esine
tatt yoksun kalm anne mitsizlii; onu, evrensel b r gerei kabule
ikna etmitir. yleki erkekleri olduu kadar kadnlar da, insan tabi
atna olduka ters bir doktrini yaamay, tercihe srklemesi ve tarihin
en hareketli ve tahripkr iki asr iinden bize dek onun nakled ileb ilmesi
iin A n n Lee'nn inancnn ok gl olmas gerekirdi.
Oysa, A n n Lee, annelik i gds incinmi olan ne ilk ne de son
kadnd. O halde niin onun ahsiyeti bir doktrinde yceletiriliyordu.
Gerekten, psikologlarn tecrbeden doan ahlk kriz alnca daim a
byle eylerin olup olmadn ncelemeleri gerekir. A n n Lee tarafndan
yaanm olan tecrbe ve onun, o tecrbeyi zm tarznda A n tip sik iy a tr-0
teorisyenlerin, izofrenide bildikleri eylere ok benzer birka ey yok
muydu?
A n n Lee'nin mesleinin balangcnda izofreni olarak dnlen
hibir delile sahip deiliz. Bildiimiz yegane ey, mezhebinin ilk teza
hratlarnn o kadar dzensiz olduu ve mahkemenin bu konuda karm
olduudur
Yine, onun oturumunun, geri zekallarla veya manen aydnlanmlkla snrlandrlmam olduunu biliyoruz ki, buras da olduka
nemlidir. Onlarn cemaat iinde S h a k e r s ler gerek yaratc bir deha ve
nemli bir tekilat hissini vermektedirler. Mesel, ilk amar makinele
rini Shak e rs'lere borluyuz. tiraf edilmesi gerekir k bu, Kamizard'arn
trajedisinde garip bir sonu tekil edecektir.

JOHN WESLEY
Tecrbe metodu, bir olayn srekliliini ortaya koyabilmek iin, bu
olayn artlarn deitirmeyi tler, ite, A n n Lee gibi kltrsz bir
kadnn hikayesinden sonra, dhi, kltrl, byk bir yazar da ayn de
virde ve ayn lkede bir mezhep kurmutur. Bu adam, bugn 25 veya 30
milyon m etodstin ilham kayna olan Jo h n YVesley'dir.
Epw orth'u n rektr olan babas, ona ve kardei Charles'a ok iyi bir
eitim salamtr. 17Q3'de domu olan J o h n , babasnn halefi olmaya
hazrland Oxford n iv e rs ite sinde ilk ikametine balar. Nihayet ba
b asnn yannda iki yl kalr. Bu zaman zarfnda gnlnde birtakm
pheler hisseder ve kendini retime adamaya karar verir ve 1729'da
O x f o r d 'a dner. Kardei ve birka arkada le din ve ilim tartma
larnn yapld bir kulp aarlar. Pastr olunca da vaaz verineye ve se

60

y ah at etm eye balar. Bu vesile ile zellikle, A m erik adaki yeni ngiliz
kolonilerini ziyarete gider ve yap t v e dedii e y le rd e hibir eki
ciliin olmadm ve hereyin bo olduunu grnce Ingiltereye ok byk
bir ykmla dner.
1738'de Aldersgate Streetdeki bir toplant srasnd a bir M o r a v e
kardein vaazn dinler. O, gazetesinde anlattna gre o zaman bir kriz
in dedir ve stelik kardei C h a r le s 'd a Z a t lcenp hasta sd r. A m eri
ka'ya birlikte seyahat yapm olan bu iki ad am , cesaretleri krlm ve
arp kalmlard. Tpk drdnc hatal d oum und an sonra Ann Lee'de
olduu gibi. Neticede onlar, kendilerine enok nem li gelen olaylarn
b aarszlna kar koymulardr. Bu kar koyu u da, adalarnn
dindarlkla, limle, aklla hidayete g elm esiyle yapm lard r.
A ld ersg ate S tr e e tdeki vaaz akam, J o h n yalnzdr. Kendi fade
sine gre birden, kalbinin garip ekilde sndn hisseder. Bir parlt
iinde hereyi anlar. imdiye kadar yoksunluunun onu saptrd evren
sel hakikati elde eder ki, bu yegane kurtarc olan im andr, ilmin; akim,
faziletin, imann arpc tecrbesi olm adan hibir deeri yoktur. O'nun
iman ite budur. O onu, o derece etkiliyordu ki, hemen kardeine koar ve
ona konumaya balar ve onu M o rave kardein vaazyla ikna olduu gibi
tam olarak ikna eder. "A m e llere deil, im ana nem veriniz sz, ngiliz
p s ik iy a tris ti W illia m S a r g a n t 'a 22 iaret etmektedir. Ayn zamanda, on
larn dini anlaylarm kkten deiiklie gtrr. Bu ise, gnmzde mu
h a fa z a k a r lk ta n k o m n iz m e gei g ib i o ld u k a k k l b ir d eimeyi
gsterir."
Ayn zamanda Jo h n W esley, iman nasl bulduunu ve dolays le
onu nasl verdiini anlatmtr: M orove brader onun ruhunu s itmiti. O
h ald e ruhu stmak gerekirdi. te bu andan itibaren W e s l e y , havarilik
m e to d la n n pekitirmitir. Bu aratrma onu, sann cemiyetinin (la soci
t de jesus) kurucusu olan Ignace de Loyola gibi bir baka d n deitirici
dahin in aratrm alarn yeniden icada evketti. W e s l e y , 20 Aralk 1751
tarihli gazetesinde bunu yle not eder: te iyi olduuna inandm vaaz
metodu... V a az m banda, Allah'n, gn ahk arlan sevdiini ve onlan k u r
ta rm a y a hazr old uu nu ana hatlar ile h a trla ttk ta n sonra, en sert
iekilde, tam olarak mmkn olan teferruatta eriat zerinde vaaz etmenin
:gereini aklar. G nahk r durumlarn k e fed e n le rin s a y la n arttka,
m a n meydana getirm ek ve eriat dncesinin etkileyecei kiileri, m a
n e v hayata gtrmek iin ncille hirleilecektir."

HTDA, BR KATALYSE OLAYINA


BENZEMEKTEDR
Baz grg tanklar W e s l e y gibi olduka beli ve gvenilir bir
adam tarafndan cra edilen bu metodun sonularn nakletmilerdir.
Muhted (converti) daima engelienemiyen bir heyecana k a plr23.
Neticede titremeye ve sararmaya balar. ou defa uursuz halde yere
der. O zaman, sirayet edici olan heyecan inde gz kamatran iltihak
lar, korku ve vecd kark bir atmosfer iinde birbirini takip eder. Bu
olaylarda hibir aklama grmeyen W e s l e y bile bu olaylar, eytana
galip olan kutsal-ruhun aksiyonuna atfediyordu. Dinleyiciler kadar o da
etkilenmiti. yle diyordu: "K onutuum esnada nmde b ir adam l
g ibi y k lm t. Sonra i k in c i ve n ih ay et b ir nc adam y k lm t.
Bylece, yarm saat iinde dier be kii dayanlm az acy tadmlard.
O nlarn zdraplar ce h en n em d e k in e benziyord u . O n la r bu fe laket
iindeyken biz say yardma ardk. O da bize bir sulh mesaj ile ce
vap verdi." eytan hareket, W esleyin vaazlar esnasnda farkl ekilde
icra oluyordu. B azan eytan, inay eti almaya hazrla na nla ra kence
yapyordu" Bu konuda W esley unlar sylyordu: "S a b a h saat 10'a doru
almaya oturan bir kadn aniden iddetli titremelerle ruhunda korkun
bir korkuya yakalanmt. Bu hal, btn bir leden sonra devam etmiti.
Fakat akam leyin toplantda; Allah onun, skntsn sevince evirmiti.
Ayn gn, zdraba yakalanm dier be veya alt kiide az sonra, kalb lerin n derinliine kadar tedavi edecek k iiy i bulmulard . Onlardan
biri, hibir ahsm teselli edemedii a}dardan beri, zdrap iinde bulunan
bir kadnd..."
yle grnyor ki, bu satrlar; Muhtedi'yi W e s l e y ' e balayan
ilikilerin, esasn tekil ediyor. Muhtedi, manevi bir zdrapla para
lanm ve mphem bir i belirginsize dalm olarak onu, hibir k ay
dnlatamyor ... Ekseriya bu manevi zdrap, zdrab eken bnye zerinde
tesirini gsterir (Bunlara benzeyen N ropsikooji deneyleri ileride ince
leyeceiz). ite bu halde din liderinin sz, onun ruhunda bir sv iindeki
Kristal tanesi gibi belirmektedir. Karkla (chaos) bir dzen modeli
ithal ederek sz, karkln dzenlenmesini abuklatrmtr. Bylece,
birden, aada olan, yukardaki gibi olur ve bylece doan mezheplerde
en ok kullanlan bu iki kelime bir anlam kazanr ve bylece karanlklar
aydnlk olur.
Bu misalleri gre gre w esley (onun ilmi formasyonunu unutmamak
gerekir), ihtid ann belirtilerinin bir eidini kabul etmitir. Bu durum
onu, istatistik olarak deneme yapmaya kadar gtrmtr. Neticede yle

62

demitir: "Sadece, Londra'da cem iyetim izin 652 yesini b u ld u m " onun bu
m ahed esi, her trl phenin st nd e idi. stisnasz herkes, onun
gnahtan ku rtarm asnn bir anda olduunu ve nsan deitirmesinin ise
sadece b ira n a ihtiyac olduunu dnyordu.

HTDA BR ZHN DZENSZLK DELDR


Bir an iinde olan ihtida, mezheplerin hayatnn ve bilhassa b a
langtaki yaylm alarn kaynan oluturmaktadr. Bunun klinik ve
helerinden ileride bahsedeceiz. " D i n l e ilg isi olmayan birkiiye bu k a
tlma ne dertli sama grnrse grnsn, niin daima bu mezhep salkler
arasnda, y k s e k zeka sahipleri vardr?" bu soruya belki, tarihi ve psi
kolog bir cevap bulacaktr.
Bir aydnlanmaya atfedilen bu katlma, akla bal olmayan zaruri
bir seyri gstermektedir. Akl, adm adm, phenin ve eletirinin arl
ile ilemektedir. Bu durum karsnda W e s le y 'in misli ok manidardr.
ngiliz dehasnn amprik ve septik zihniyeti iinde O x fo rd 'd a yetimi
olan bu byk adam nce, dini sahada sisteminin baarszln mahede
etmitir. Bundan dolay, onu; bitmi, arm, mitsiz olarak gryoruz.
Nihayet birgn M o rav e kardei dinlerken birden onda hudutsuz bir ey
uyanr ve bylece ruhu snr, zihn yetenekleri ise harap olur. eriat onu
tam aya balar. Artk herey anlayacaktr. Aydnlk onu kuatr. Bu
k, akln deildir. O, akl, sonsuz ekilde ycelten bir ktr.Akl
onu takip edecektir. Artk akl, ih tid a n n tecrbesi zerinde dnecek,
gerektiinde htiday nutkuyla dorulayacaktr. Fakat ruhun ise bu nutka
ihtiyac olm ayacaktr.
Dncenin24 dzensizlikleri arasnda ihtiday red etmek iin,
akim bu na - mevcutlusundan aklc eletiri, delil karmaktadr. Fakat
bu bir pein hkm. nk o, bilgiyi ispatlanmas gerekecek ey iin savu
nur. Yani, Rasyonalist seyri aan hibir dnce tecrbesi yoktur.
Fransa'da yaplan bir seyahatta P e k i n in bulunamamas in'in ol
mad anlamna geldii gibi, ihtiday yaayanlarn tasvir ettikleri ani
ihtidalar da aynen bylebir eydir. htiday yaayanlar da, byle bir
olayn arkasndan, aklc olmayan ey bize, hbirey retemez derler.
Bir eyden faydal bir ekilde bahsetmek iin, nce, o eyin akl d olup
olmadn veya akla kars bir zorlama olup olmadn bilme vastasna
sahip olmak gerekecektir. Yani in'in mevcut olup olmadn bilmek ge
rekecektir. ayet Fransa, titiz bir ekilde ziyaret edilir de, orada Pekin
b ulunmazsa; bu in'in olmadm ishat etmez. ayet hayal bir ehir ta
savvur edilirse bu da in'in varln daha ok ispat etmez. Daha keskin

63

a k lc 23 tenkitler burada bir noktay belirtmektedir. Onlar zetle yle


demektedirler: " in 'in varlnn in k an fikri, bizden uzaktr. Biz sadece
b ilm ediim izd en dolay d eliller istiyoru z. K ararszlk iinde delilin
yokluu bizi terkeder. B ylece, h ayalden baka b ir ey olm ayan eye
katlm aktan ziyade, hkm m z ertelemeyi tercih ederiz."
te bu ihtiyat bize meru ve m akul grnyor. Sadece olaylarn,
gzlemi tamamlayc olarak bizi unu ortaya koymaya zorlamtr ki, bu
eletiriler kadar saygn bir takm byk zeka sahipleri, ancak in'i ziya
ret etmekle ikna olmulardr. Onlarn bu kanaati, bir tecrbe neticesinde
hasl olmutur.
A ld ersg ate S tre e t vaazna kadar Ingiliz karakterli bir rasyonalist
olan W esley, Frre M orave' dinleyerek aniden, kendini hi bir eye arzu
lu brakmayan bir geree kavumutur. Akl noktay nazarnda bu gerek,
ihtidann belirtisini statik hale koyma cretinin ortaya koyduu gibi,
muhtedde dokunulmakszm kalmaktadr.
Bu durumda imann ani baskn,ihtida edende kritik aklla uzlar.
Buna itiraz tam am en bo bir eydir. Dinle ilgisi olmayan kii, ihtida
edene imann, bakalarnn iman ile elikili olduunu bouna ileri srm
olur. Muhtedi bundan da rahatsz olmaz. nk o bunu dorudan bir tec
rbe ile bilmektedir. imdi bu durumda, inin olmadn isbata ynelen
bir itirazcy, Pekin'den gelen bir yolcu nasl ciddiye alabilir?

NASIL TANRI OLUNMAKTADIR


Bir mezhebin en eski kaynaklarna kadar gidildiinde, bu mezhe
bin kurucusunun ihtidasnn; daima, ani ihtidann niha blmn tekil
ettii bir karklk, bir sknt bir arama devresine ulat grlr.
Bu adan Peder Chrynin l(> kitab, dikkat ekici bir dokman h
tiva etmektedir: Bu kitap, onun arkadalarndan biri tarafndan nakledi
len M o n tfa v e tin Tanrs olan George Raux'un ihtidasnn hikayesiydi. Bu
tank hergn G eorge Roux'yu iinde gryordu. Onun anlattna gre,
"htidasndan nce George, ciddi, sa duyu sahibi, zeki, dakik, ok drst,
msamahakr, neeli, sevimli, sakin ve gler yzl, baya olmayan b i
riydi. O Yoru lm ak nedir bilmezdi."' Hayat dzenliydi. Ne sigara ne de
iki iiyordu. Ksaca gelecein Tanrs, grnrde dengeli bir insand. te
habercinin, anlalamiyan karkl buradan ileri geliyordu.
O daima eskisi gibi bir ahhaht. Fakat ekseriya, bir rya iinde
kaybolmu gibi bir hal alyordu. Sonra, sinirli, kukulu alngan bir hal
almt. 1952nn sonundan itibaren de kendinin zulm grm olduuna in

64

anmaya balamt. 1 9 5 3 n lk haftalarndan itibaren, kendisinin, s a 'n n


y e n id e n b e d e n le m e si old uu nu sylyordu. 24-25 A ra lk 1953'de gece
yars, eskisin den daha ciddi olarak fazla mesaisinin ortasnda ayaa
kalkm ve bu saatte yeryzndeki hizmetinin sona erdiini aklamt.
N eticede, orada olan memurlarla tatl ekilde vedalam ve kaybol
mutu
Bu olaya ehadet eden metin okunduu zaman, fazla birey aranm a
d a n bir ruhi rahatszlkla kar karya olunduu sonucuna varlr.
Bylece, G e org e 'u n delilii kabul edilerek bu delilik W esley'e , oradan da
y ava yava P a s k a l 'a ve hatta tm ihtida edenlere kadar yaygnla
trlabilir. nk gerek udur ki, posta memuru George Roux ile B iaise
P ascal arasndaki tm habercilerde korkun bir yetenek bulabiliriz. Esas
skntl durum ise uydu: Biz kim oluyoruz da "D rtcelern"in yazann,
deli olarak iln ediyorduk?
leride daha az tehlikeli bir hipotez nereceiz. imdilik mahade ediyoruz ki, bt n muhtediler tarafndan takib edilen manevi yol,
b ir karklk ve sknt devresinden gemektedir. Bu devrede ihtida,
varl topyekn gzden geirme ile sona ermektedir.
N etice itibariyle ilk m uhtedi, eer etrafnda ayn ikence ile
olumu bir takm varlklar bulursa ve kendini iyiletiren tecrbeyi onlara
da yaatm aya kabiliyetli ise; birtakm ihtidalar zincirini meydana ge
tirmekten geri kalmayacaktr. Ayn olay, kardei C h arle sp 'a d e r h a l
koan ve ona bir solukta "a y d n l " aklayan W esley'de gryoruz. Yine
G e o rg e Roux, en dindar katolik olan yal annesi dahil btn ailesini hi
dayete ulatrmtr. Onun alt ocuu, damatlar, gelinleri olduka fana
tik olarak onun Tanrlna inanyorlard. Artk burada bir defa daha
zeki ahsiyetlerin ve samimi bir kii karakterine sahib kiilerin, nasl
olup ta onun uluhiyetine inandklarn sormayacaz, ite bizim burada
inceleyeceimiz nokta da burasdr. Eer bu olay, en yksek seviyedeki n
sanlar dahil, insann ruhunda veya topyekn insanln ruhunda meydana
gelmeseydi herhalde mezhepler de olmayacakt.

ESSEN PASSFL
Baarya ulam olan b t n m ezheplerin incelenmesi daim a,
nerilen doktrinin, mezhebin doduu devre veya yere ait olan bir proble
mi zdn ortaya koymutur. Biz bu durumu Shokers ve Mormon'lar gibi
olduka farkl mezheplerde mahede etmitik. imdi bunu aklamak
iin rnek olarak Essenleri ele alalm:

65

Onlarn kayna, Kitab- Mukaddes'ten Yahud ilere artc grn


d gibi; Costrats veya H ippies'lerin kayna da bize artc grne
cektir.
Hz. M u sann eriat, hakikatte ne retiyordu? Sert, fakat ac
masz bir ahlk. yle ki: G n a h ile m e m e k , y e m in etm em ek , h rszlk
yapmamak, k om u nun k ad m na gz dikm em ek ve sadece Allah'a tapmak.
Uzun b ir hayat srm ek iin ise, yeryz servetlerine sahip olmak, ok
eocuk sahibi olmak, nndeki milletleri kovmak, m ukavemet ettikleri za
man onlar yok etmek...
Adaletin stad ise ne retiyordu? imdi P h il o n 'u dinleyelim:
"O n la r n yannda m zrak, b alk , k l, zrh, k alk an ; ksacas silhlar
veya askeri m a k in a la r yapan b irk a usta veya ktle d n eb ilen
ban eyler bouna aranacak."
Grlyor ki onlar, mutlak surette sulhu idiler. yleki Romallar
onlar ldrecekleri zaman onlar kendilerini, mdafaa etmeyeceklerdir.
Bu duruma Flavius Jo sephe (37-9?) "La guerre des ju ifs, 2, 8, 10" adl ese
rinde tanklk etmektedir.
D nya zevkleri konusunda onlar " K a d n s z ve aka i lg i s i z "
yayorlard. Pline nin dediine gre onlarn mezhebi "H i doumun ol
mad b i r cem aatt." Bu cemaat, sadece yeni muhtedilerin iltihak ile
o alabiliy ordu28. Geleneksel yahudilerin aksine bunlar, ahirete inan
maktadrlar. Fakat ahireti, sadece " v a d e d il m i to p r a k " iin kabul et
mektedirler. Bunlar, b ed eni'de bir paavra olarak dnrler. Ksaca bun
lar, asl yahudi eriatna mmkn lde muhaliftirler. Acaba bu tesadfi
midir? Elbetteki hayr! Musa eriat, fatih ve kendinden emin bir toplum
-iin meydana getirilmitir. Esseniler ise, bu milletin iliklerine kadar tari
hin hak aretlerini tadd bir devirde ortaya km tr. Bu millet,
asrlarca zaferden sonra, hrriyetini kaybetmi ve yabanc milletlere ver
gi demitir. Onun ruhu, helenizmin entellektiiel prestiji nnde akna
dnmtr. Onun sahib olduu tek ey dimdik boynu ve Allah'dr. Fakat
bu Allah, onu terketmie benziyor. te mitsizliin, skntnn, isyann
kayna bu noktadr. syan, baarszla mahkum olarak ortaya kyor.
te o zaman yahudi milletine elikilerini zerek skntlarn izale iin
gerekli olan doktrin bu "A daletin stad" doktriniydi.
te Esseniierin doduu yer burasdr. Adaletin stad sabr diyor
du. nk bu dnya, aydnlk oullarnn gerek dnyas deildir. Bu dn
ya, lanetlilerin ve kaybolmularn dnyasyd. Netice itibariyle orada
sonuncu olmanzn ne nemi olurdu? "Adalet oullarnn imparatorluu" 2y
aydnlklar prensinin elindeydi... Ve yine sapklar imparatorluu k a

66

ranlklar meleinin elindedir. phesiz, birinci gruptakiler, ebedi hayat


ta, ebedi sevin ce, erefe, ebed aydnlkta eref libasna sahiplerken;
kinciler, ebedi cehennem e, ebedi korkuya, sonsuz yzkarasna ve atele
yok olma utangalna deceklerdir.

TARH AIKLAMANIN YETERSZL


Bu aklamalar baz kiileri, EssenIeri ve genelde mezhepleri hat
ta b yk dinleri, tarihin bir takm kt taklidleri, ekonomik ve maddi
k uvvetlerle temasn yegane gerekleri olacak olan eyleri mitolojilere
eviren bir takm sbjektif Epifenom en'ler (E ppheho m en es) olarak yoru
ma sevketmilerdi. phesiz bu tezin tartmas, ok geni kapsaml bir
teebbs olacaktr. Burada sadece unu belirtelim ki bu tez, ada
dncenin icra edildii btn sahalarda ok verimli bir psikolojik tavr
gstermitir. Mesel, O. J, Monod'un 30 metafizik tezlerinin ilham kay
na olmutur. Bununla beraber, mezhepleri saf mitolojik artlara nhisar
ettirmeksizin; onlarn, tarihi artlardan domu olduunu kabul edebili
riz. Bu adan, ktasal bir ablukadan domu olan pancarn ekeri, bir mi
toloji olacaktr. Yine ilk atom bombasnn ve bizzat bombann problemleri
ni zm ek iin icad edilmi olan Bilgisayar da beyledir. Tarihin sonsuz
tesadfleri, yava yava insan deifre olmaya zorlamaktadr, ite onun,
tesadflerin ocuu olmas, ayn zamanda onun mevcut olmamas anlamna
gelir mi?
Essenierin kurucularnn, fethin muzaffer Yahudiliinin yerine,
hereyi terk, fakirlik, ebedi kurtulu yahudiliini ikame ettiklerini isbatlam olduumuz zaman (nk Helenistik yahudiler artk, o muzaffer
yahu dilii fethetm e, onu elde etme, onda oalma durumunda deil; fa
kat, sefalet iinde ykm a doru gitme durumunda idiler), bir daha, in
sann kurtuluunu bu dnyada veya br dnyada, bir fetihte veya hereyi
terkte, varlklarn okluunda veya kk bir aznln iinde aramasnn,
insann hakikatna uygun olup olmadna karar vermek gerekecektir. El
bette bu seimlerden biri ne kadar iyi olursa, dierini muhtemelen istisna
edecektir. Fakat, onun hakknda bireyler sylem ek iin onlarn tarihi
doum larnn tesine b akm ak gerekecektir. nk her ikisi de ayn
ekilde tarihten domulardr.

HER ZAMAN MEZHEP BR MABEDDEN M


DOMAKTADIR
phesiz okuyucu, geen sahifeleri okurken, byk dinlerin znden

67

esas ayrmaya izin veren bir mezhep tarifi olmad iin, tahlilimizin,
usturann kesk in taraf zerinde gittike tehlikeli olarak gelitiini
dnecektir.
Eer, mezhep kurucusu tarafndan yaanm olan tecrbenin dern
m evsukiyetini kabul edersek; (Birka arlatann duru mu hari), eer,
havarilerin, muhtedilerin samimiyetini, onlarn zihin ve ahlk dengeye
sahip olduklann kabul edersek; o halde onlar tam olarak, B u d d h a'd a n ,
Paul'd an, L u t h e r d e n ve Hz. M u h a m m e d den ve Hz. Isa'dan ayran ne
olabilir? N iin byk bir din, dierlerinden daha iyi baarl olan bir
mezhepten ayrlmaktadr? Oysa biz, tehlikeden sakndrmak yle dur
sun, b y k dinlerle m ezheplerin ilikilerini inceleyerek onunla kar
karya geleceiz.
Aslnda bu ilikiler birok defa tartlm ve belirlenmitir. Birok
bilgine gre mezhep, sadece kt dine gre tarif edilebilir. phesiz bu
bak tarz, U m m o, Urantia, grnmezler (invisible) gibi mezheplere ve
mevcut dinleri tanmayan dier mezheplere kesin olarak hibir yer ver
mez,
Mesel, Peder Chry ve dier bilginler31 iin mezhep "B irb l n m e
o l a y d r " O, sann kilisesinde b u olayn b izzat kilise kadar eski
olduunu hatrlatr. O, bu hususu yle belirtir: Isaya mensup olanlar,
yahudiiiin din hkm iinde tutmak isteyen Yahudi-Hristiyan (Judo C h r t ie n n e ) bl nm eye kar; aziz paul, savamak zorunda kalmtr.
Grld gibi peder C h ry, yahudilikten ayrlmay reddeden yahudi
asll hristiyanlar " a y n l a n l a r " olarak adlandrm aktadr.
Byk Alman bilgini Ernst Troeltsch, daha sosyolojik32 bir pers
pektifle m ezhebi, kilisenin karsna karmaktadr. Ona gre, tarihin
her devrinde ve her belirli yerde kurulmu olan dzene uygun ve onda faa
liyet gsteren hiyerarik bir kilise vardr. Bu kilise, idareci snflarla iyi
ilikiler iindedir. Onlarn hesabna cemiyetin gzetimini salam akta
drlar. Bundan dolay bizzat kurulmu br dzen olarak kilise, kendi
anlamazln izhar etmektedir. te bu olay, imtiyaz olmayan grup
larn bed baht artlarn ifade eden musavatt ve radikal mezhep a n
layn meydana getirmitir.
Bu ema iinde, bizzat V o l t a i r e in bir yanks olan M i c h e l et ta
rafndan ortaa byclne33 nerilen bir aklamay bulmu olacaz.
T r o e l t s c h , tahlilini sadece Hristiyan kiliselerinin mezhepleri ile olan
mnasebetlerine dayandrmaktadr. phesiz yine de o, bu snrl ereve
iinde birok eyleri aklamtr. uras da bir gerektir ki, ortaan
byk mezhepleri, kendilerine bu dnyada isyan yasak eden acmasz bir

68
-

dzenin nnde; zayflarn mitsizliini izhar etmilerdir. Byle bir is


yann cezas ise, yeryznden s i l i n m e k t i C e z a s , lanetlenme olan, ka
nn, abasn ve hayatn efendisine borlu oIan,bedbaht'n, ihtidann
mjdeleyicisi olan gerek bir psikolojik durum iinde bulunduu anlal
maktadr. imdi bu anda V a u d o i s veya C a th a re 'a mensup, zavall bir
vaaz ona daha kt bir Allah'tan bahsetse, yine de onun iitilme ans
olacak t.

BASKI FANATZM DOURUR


Kyllerin isyannn kanl ekilde bastrlm asndan sonra, X V I .
Asrda Anabaptistlerin korkun fanatizmi, domutur. Bryan W ilson, Jean
de L e y d e 'n in ateli vaazlar ile M u n s t e r 'e ezbedilmi " k e i f s a h ib i ve
gebe s rlerind en "^ bahsettii zaman o, bize bu srleri hangi artla
rn ortaya kardn sylememitir. imdi Je a n de Leyde btn ateli
liine ramen, br okulun avlusunda toplanan bir semen topluluunun dik
katini bile ekmekte glk ekmektedir. imdi artk, zorbalara sahip ol
madmz halde, sakin ve konforlu bir dnyada yaarken Jea n de Leyde,
eitlii, zorbalarn gelecek cezasn, kan ve dem irden olan bu dnyann
yakn sonunu vaaz ediyordu.
Aslnda, ex - n ih ilo diye ad landracamz hristiyan d mezhe
pleri ele aldmz zaman; Tro eltsch'in analizi, yetersiz deildir. Bununla
beraber, m o dem Hristiyan mezheplerinde kurulmu olan kiliseye kar is
yan hareketi, daima ayn iddiadan domutur. Yani, kilisenin gerilemesi,
geveklii, iman, saflk, fazilet yoksunluu iddiasndan domutur.
Saf kaynaa dn adna paralanm grdmz e n te g ris te r
(Devleti, kiliseye tabi klma cereyan) ve M a r k s i s t hrstiyanlar, gzleri
mizin nnde srekli a y n h k olayn aklam aktadrlar. Bunlar bize,
daha nce mevcut olan kilisede ortaya kan sapk mezhebin olumasn
izah etmektedirler.

BR TEMAYL NASIL BLNME HALNE GELYOR:


Bu olumann ilk belirtisi, temayln grlmesidir. Kilisenin bnye
sinde oluan bir grup, akidenin, ahlkn, iturjinin veya Ortodoksluun br
baka vehesi konusunda o vakte kadar yapamyandan baka bir ey
zerinde srar etmektedir. Mesel, ilerici Hrstiyanlar olaynda, ncilin,
zenginlii, zenginleri ve dnyay lanetleyen baz pasajlarna daha ok
ncelik tannmtr. X V I I . Asrda, ilk J a n s e n i s t le r ok sert bir ahlk ile
riye gtrmeye arzuluydular. nk onlar, kurtuluun inanlmayacak ka

69

dar zor olduunu ve kurtuluun sadece aln yazs ile mmkn olduunu
sylyorlard. Aslnda bu grler, A u g u s tin u s'u n 36, kurtuluta inayetin
rolu zerindeki mehur tezleriydi.
Eer temayl, aktif bir grup tarafndan derinliine hissedilirse ih
tida faaliyetinde deiiklie urayabilir. te o zaman, onu, Ortodokslua
davet eden dier temayllerle karlatracaktr. Eer hiyerari bu du
rumda nazlanrsa onun da aleyhine geecektir. Mesel, Paskal, nce Je s u ite'lerle, sonra da papa ile kavgaya balamtr. Katolik kilisesinin sine
sinde mezhep, otomatik olarak, itizalle yani ayrlma ile sonulanmtr.
(XXIII. jean'a kadar daima byle olmutur). Hollanda'da meydana gelen
durum da ayndr. Augustinus'dan asr sonra bile Utrecht, Haarlem, Deventer'de hl Ja n s n iste piskopaslan vardr. Bylece, kurucunun rol er
veya ge akmdan, mezhebe varan seyir iinde kendini gstermektedir.
Bazan akm ve topluluu meydana getiren, bizzat kurucudur. Bazan ise
akm, kendiliinden domaktadr. O halde akmda bir takm ihtidalar
mahede edilmektedir. Bu olaydan nce muhtedi, olduka ilgisiz Orto
doks bir mmindir. Artk o, ilgisizlikten, grdmz ekilde ateli bir du
ruma geecektir.
Muhtediler oaldka Ortodoksluun gvdesinde sym olan to
murcuk, gittike gvdeye bal kalmaya tahamml edemez hale gelmek
tedir. te bunun iin muhtedi, eilmez bir ahsiyettir. nk o, kendine
gre hakikati elinde tutmaktadr. Onu btn varl ile tecrbe etmitir
ve ondan hibir taviz vermez haldedir. J s u i t e s ' l e r e kar Paskal'n
krgnlklar, sevin, ate gzyalarndan ve 1654un 23 Kasm gecesinden
iddetini almtr. " P r o v i n c i a l e s " bu m e u m geceden bir yl sonra
grnmeye balamtr. (23 Ocak 1656). Paskal'dan sonra, Janusnites'lerin
isyan blnmeye kadar varacaktr.
A km n zu hu ru ve onun Ortodoksluu reddi aras da dom akta olan
m ezhebin sinesinde, birok olaylar m eydan a gelm ektedir.

MEZHEP, KAYNAKLARA DN MTOLOJS LE


CAD EDLMEKTEDR
Belli bir inan daim a k a y n a k la ra d n iln ile ortaya
kmaktadr. Bunun iin mezhep taraftan, Ortodoksluun (eski gelenein)
saptn ve onun temeldeki safiyetten uzaklatn aklamaktadr.
Bylece, tek ynl yorumlanm " T e m e l S a f i y e t i" tesis etme atelilii
iinde bu sapk akm, zaruri olarak geleneki Ortodokslukla kar karya
gelmektedir. nk durum udur: Eer temel esaslara ihanet edilmise; bu

70

b iris i tarafndan yaplm olmaldr.


Her nanta Ortodoksluk, hiyerari ile izah edilmitir: ite bunun
iin bugn entegristlerin ve Frogr e istlerin, piskopaslara ve kardinallere
iddetle attklar grlmektedir. Yine W a lery , tarihin glerinin, sadece
Rom a tarihinde gsz hale geldiini sylemektedir. Bu, Petrusun Romasm m tarihi diye de fade edilebilir.
Bir asrlk fanatik psikolojinin tecrbesi, hereyin sinesinde getii
kato hk kilisesine, sabrn ve becerikliliin sonsuz kaynaklarndan ilham
lar vermitir. Antik Roma'dan beri, Katolik kilisesinin sinesinde gelien
tarikatlerin, derneklerin, cemaatlerin, to plu m lann, ar tarikatlerin bir
ou, biraz nce tasvir ettiimiz bir gelimeden domulardr. Ancak,
hiyerarik toleransla kanalize olmular ve ynlendirilmilerdir, ite b y
lece, hiyerarinin onlar ocakta tutma mahareti verimli olmutur. nce,
onlarn ihtida dinamizmi P etru s'u n antik kayna bal bulunuyordu.
Sonra, olduka farkl temayllerin organize edilmesi ve tannmas, kor
kun saldrganl, karlkl kk gsterilere doru yneltiyordu. Bir
manastr atasz yle diyordu: "n s a n , in sa n n kurdudur. Papaz ise, pa
p azn daha da kurdudur." (Homo hamini lupus, clericus elerle lupior). Eer
L u t h e r 57 Roma Mahkemesinden baka itham edecek birini bulm u ol
sayd veya Roma mahkemesi, onun ateli reformunu bir baka istikamete
evirecek zaman iyi tayin etmi olsayd L uth er, katolik kilisesinin b n
yesinde kalrd.
Nihayet u noktann da zerinde durm ak gerekir: tarkatler veya
" d in i cem aa tler" bizzat tarikatlerin ve dini cemaatlerin zerinde deil,
bilakis "s n rl temel esaslara" dnme tasavvuruna imkan veren ey ze
rinde durmaktadrlar.
M ezhep, orijinal bir topluluk olarak bilinlendikten sonra, doktri
nine, sosyal statsne, evresine gre deien bir ilerleme takip etmekte
dir. Bununla beraber o, asl karakteri benimsendike ortaya kar. Yine de
bu neri, karlkl olarak birbirini yaratan orijinal veya ikinci derecede
nemli bir ekle dnebilir. H utterien kardelerin uzun tarihi bu ili-dh
nesli ok iyi aklamaktadr.

HUTTERENLER VEYA KK BR GRUBA


TAHSS EDLM KURTULU
Anabaptist olan ja c o b Hutter, Anabaptist Munsterin yklmasndan
sonra 1533 - 1536 aras Austerlit2 'de sulhu ve kom nist bir mezhebin
efliini yapmtr. Onun prensipleri halefi Peter ried em ann tarafndan

71

1540'da ortaya konmutur.


Fakat M o r a v i e katoliktir. H u tt r ie r ile r zuimlerden kamak iin
toplu olarak hicret etm eye balamlar ve birka yzyl grnmemilerdir. Nihayet onlar, S lo v a q u ie ve T ra n s y lv a n ie 'd e ortaya kmlardr.
XVIII. Asrn Ortalarna doru onlar, Rusyada'drlar. Bunlar, Almanca
konum aktalar, kollektif y aam aktalarve daima silah tamaya kar
drlar. Rusya'da bir asr kaldktan sonra 1860a doru, ar tarafndan mec
bur edilen askerlikten kamak iin Birleik A m erikaya hareket etmeye
balamlardr. 1874'de D A K O T A ' d a cemaat tekil etmektedirler.
Saylar ise yedi yz kiidir.
Birinci cihan sava patlak verdiinde "H u tterin k ard eler" daima
XVI. Asr Almancas konumaktadrlar ve sava reddetmektedirler. Or
adan Kanadaya g ederler. Ondan sonra o kadar oalrlar ki 1965de
Kanada'da 12.500 ve Am erika'da 5.000 kiiye ulamlardr. Onlarn ori
jinallikleri ve ikinci derecede olular heryerde ayn deildir. imdi bu
konuda Bryan W ilson'u dinleyelim: "H u tt rie n ler cem aatlerinin sine
sinde bulunan ok derin b ir kurtulu fikrine sahiptirler... Cemaat ve din
cem aat orada biribirine karm tr... O nlarn ortaklk statleri, cem aat
ve k ilise terim lerin i ayrm gzetm eksizin k ullan m ak tad r. Erginlik
anda icra edilen vaftiz, cemiyete kabul ve onun kurallarna itaati sem
bolize etm ektedir. Cem iyetin kurallarna itaat, silah tam ay reddi ih
tiva etm ektedir, onlar ayrca, hertrl kam u hizm etinde alm ay da
reddederler... Sava m aksad ile konulan vergileri dem eyi ve ahd i
meyi de kabul etm ezler. Hutterien cemaatleri tam anlam ile kendi iine
kapal bir toplum dur. Bu toplumda d dnya bir yana braklm oldu
undan yaam a tarzlar hakknda fazla birey bilinm ez... H utterienler
evlenm elerine ve zel ikam etgahlara sahip olm alarna ram en, bazan
ocuklarn toplu olarak yetitirirler. Akam yem eklerini, erkek ve k a
dnlar, ayr ayr kendi aralarnda sessizlik iinde yem ektedirler. Gnlk
hayatlar, iftlik hayat gibidir. Y aadklar lkelerin ziraat hayatna
intibak etm i v aziyetted irler. H u ttrien cem aatn n ufus art oran
bugn bile, dnyann en ilgi ekici olaydr. Bir cem aatn says yz elli
kiiye ulanca, cemaat blme ve yeni bir koloni kurma dnlmektedir.
Bylece, bir koloninin douu ile blnm esine kadar aa yukar yirmi
yllk bir zam an gemektedir. Bu zaman zarfnda koloni, iki blnmeyi fi
nansm an edecek ekilde gelirlerini artrr ve orada nclk yapacak olan
yeleri iin yeni bir arazi satn alr... H uftrienler, darda h ib ir ie
yatrm yapm azlar. Birok kolonide, zor alma isteyen baz faaliyet ta
sarlar m uhafaza ed ilm itir. Bu tarz bir alm a, m ezhep yeleri
arasnda onlar isizlikten koruyarak cem aat ruhunun devamna katkda

72

bulunmaktadr. nk isizlik neticede onlar elenceye sevkedebilr." 38


Bu bilgilerden sonra W i ls o n , mezhebin politik ve sosyal tekilat
lanmasn aklamaktadr. O nun verdii aklamaya gre, orada herey
seim le ve kur'a ile olm aktad r. badette, yem ekte, gn l k hayatn
ilerinde rtbe mevcut deildir. Orada sosyal snflarda yoktur. Orada
herey, herkese aittir. Muayyen bir grup iinde herkes, herkesi tanr ve
hi kimse belli bir sosyal durumla temayz etmi deildir.
Hu tterien'ler, kendi aralarnda eski T y ro lie n lehesi ile konumaya
d ev a m etm ektedirler. badet dilleri, klsik A lm ancadr. Almanca ile
eitim yapan ilk okullar vardr. ngilizce de bilmektedirler. Fakat onu
sadece d dnya ile ilikilerinde kullanmaktadrlar. Sistemleri iinde,
hibir ihtiyaca cevap verm ey en yksek retimle ilgilenmemilerdir.
zellikle kadnlarda dikkat ekici olan (k ad m bal, uzun kyl k a d n
entarisi, k o y u re n k li dokum alar) geleneksel elbise giymi olmalardr.
W ils o n 'u n bildirdiine gre, modern hayati bu derece hakir gren bu er
keklerin ve kadnlarn mutlu grnmeleri olduka ilgintir. Psikologlarn,
onlarn zerinde yaptklar aratrm alar, onlarn istisnai ekilde bir zi
hin dzensizliine sahip olduklarn, kolonilerini terkedenlern olduka
nadir olduunu, terkedenlerin de hemen koloniye geri dndn ortaya
koymutur.
Eer mezhep olmay terketmeksizin bir mezhep baar kazanmsa;
phesiz bu da onlarn mezhebidir. Onlarn, ne anlalm olma, ne de bir
takm mntesipler edinme kayglar vardr. Onlar tm insanl severler
ve onlara sayg gsterirler. nsanlarla ilikilerinde her trl iddet hare
ketlerinden uzaktrlar. Ancak, dier insanlarn yanl yolda olduu kan aatm dad rlar. Tekelcilik, garip kanaat, ideolojik hakllk gibi tavr
iinde yer alan mezhebin tm karakterlerini bunlar, en yksek seviyede
temsil etmektedirler.

MEZHEPLERN NNDE AKIL, AKINLIA


KAPILMITIR
Mezhebinki kadar, insan zerinde mevcudiyetini ve bilinmeyen hu
dutlara kadar esnekliini devam ettiren ok az sosyal olay vardr. Mez
hepler, her yerde vardr. Dnyada ne kadar mezhep vardr? Bu pek bilin
miyor. Sadece gney Afrika'da binlerce mezhep vardr. Bir o kadar da
ltin Amerika'da olduu sylenmektedir. Baz sosyologlar, Amerika Z en
cilerinin her mahallesinin ve hatta her sokann br mezhep olarak
telkki edileceini dnmektedirler.

73

Her mezhep saiik, kendine dahi! olmayan bir sapk olarak kabul
etmektedir. Bu slik, saduyu sahibi, eletiri bir zekaya da sahip olan
bir kiide olabilir. Buna gre, saikler ok eitli olduu iin, bu mezhebi
aklc bir metodla inceleyen kiinin kafas kolayca dnmeye balaya
caktr. Salike gurur veren bu metod, ancak fanatik bir savunmadan baka
bir ey deil midir? O halde o, gvenini hangi mihenk tana balaya
caktr? Bu konu, pheye ve soru sornmaya az eilimli olan okuyucular ta
rafndan kabul edilm iyecektir. Ancak, objektif m etodun, mahhas
tecrbeye dayal sonulan, ilmin dier sahalar, tabiatn fethi, teknolo

jiye kadar

uzatlacaktr. Nihayet denilecektir ki bir mezhep olmak yle


dursun bilakis objektif metod, akim zaferini, dar kafalnn akl reddi ve
onun almas zerine tahsis edecektir. Btn bunlar, su gtrmez ger
eklerdir. Ancak ilmin en byk yaratclar arasnda olanlarn oklar,
objektif metodu en byk ayrc zellik olarak ileri srm ve onun ya
ratlmasnda byk emekleri gemi olanlarn, mehur mezhepiler olma
lar, iin zor ksmn tekil etmektedir. Mesel, Pascal, Sw ed en borg , N ew
to n boyledir... Belki bu noktada her byk zekann zaafiyetler olduu
sylenecektir. Bunda phe yoktur. Ancak, buna "Z a a fiy e tle rin nerede
olduuna kim karar veriyor?" itiraz, yaplabilir. Saylar m? Acaba, izafiyetik veya termodinamik oya konuldu mu? Bunu yapmak mmkn
m? O halde? Sonular m deerlendirilecek? Fakat hangi sonular? Hutterien'ler yine de deli deiller mi? Onlar, mutlu deiller mi?
Eer bu tartma sonuna kadar gtrlrse belki objektif metodun,
hibir olay istisna etmedii sylenecektir. Mezhep mensubu, kabul ettii
eyi ve grmeyi reddettii eyi seerken objektif metod, onlarn tamamn
ayn ekilde serin kanllkla deerlendirecektir. Mesel, M o r m o n , tarihi
eletiriyi kabul ederken; onun M elek Moroni'ye tatbik edilmesini kabul et
mez, Huttrien ve A m ish telefonu kabul ederken, onun imal edilmesini ka
bul etmezler. Hristiyanlar da Biyolojiyi kabul ettikleri halde onu sa'nn
dirilmesine uygulamazlar. Ancak objektif metodda bundan farkl deil
dir. Greceimiz gibi o da, seim ve redde hakl ve hakszla maruz kal
m aktad r.

MEZHEPLERN TEMELNDE BR TAKIM MUCZELER


VARDIR
Btn mezheplerin balangcnda ve bazan uzun bir devre iinde
mezhep sahibinin mucizelere bavurduu grlmektedir. Oysa, mezhep
mensubu iin son derece nemli olan bu mucizelerden objektif tarihi, asla
bahsetmemitir. Hemen belirtelim ki, mucizelerin mevcut olup olmadn

74

inceleme yeri buras deildir. Buras, mucizelerin reddine nasl karar v e


rildiinin inceleme yeridir. Mucizeleri reddedenlerden ka tanesi, onlar
dan sadece birinin dosyasn incelemilerdir?
Genellikle bu soruya, onun spatnn, inanlm az iddiay yapan
kiiye ait olduu eklinde cevap verilmektedir. Fakat bu d e lilleri39 ge
tirdiklerini ileri sren, bir ym dokman vardr. Bu dokmanlarn deeri
ne olursa olsun, onlar reddedenler acaba onlar incelediler mi? Genel ku
rala gre hayr. Fakat belki onlarn objektif olarak onlar redde hak lan
vardr. Ancak onlarn hakl olsun veya olmasn red nedeni hibir zaman
objektif bir incelemeye bal olmam, sadece o red, kltrel olmutur, ite
M e l e k M o r o n i'y e " T a r ih i T e n k i d i " uygulamak istemeyen, fakat dier
btn olaylara onu tatbik etmek isteyen M orm on'u n da seimi, ayn karak
teri ifade etmektedir. Mucizelerin delilleri de dier ilmi metodlar gibi
ayn metodlara ba vurmaktadrlar. Onlar da, dier ilim adamlarndan
hi fark olmayan ilim adamlar tarafndan aklanmlardr. Fakat on
lara ayn tabiatl bir inceleme uygun gelm ektedir. B ir 'm e z h e p d o
duunda onun saiikleri, tedaviler, kehanetler ve fal gibi ok sayda m u
cizenin meydana geldiini mahede etmektedirler. Bylece onlar, o mez
hebe, hayatlarnda ve dncelerinde ok nemli bir yer tahsis ederler,
ite bunun iindir ki "G e r e k olmayan bu m ucizelere" birok kimse inan
mtr. Saduyu sahibi kiilerin belki haklar var. Fakat onlardan biri,
kendi kendine hibir zaman bu iin byle olmadn sormamtr.
ite bunun iindir ki bu muayyen sahada bizim gvenimiz, esas ola
rak kltrel bir doyumun meyvesi olmutur. Bizim kltrmzn gerek
olup olmadn ve dnyann dz olduunu syleyen ifadeler kadar y a
nltc olmad, bilinmeyen ifadelerden bahsetme veya haber verme ko
nusunda bizi uyaran eyin gerek olup olmadn nasl bileceiz?

ATEL DEVRE
Eer mucize gerekten veya muhtemelen, ihtida zincirini karakterize eden psikolojik olaylarla beraber bulunuyorsa; o zaman, mezheplerin
etd ve bilhassa doan mezheplerin etd, insann aratrmasna umut
verici olduu kadar orijinal bir takm yaklatrn metodlar da sala
yacaktr. ayet mezhebin "A te li D e v r e s i" olarak adlandrlan devre
sinde leri srlen mucizeler (Normal insan hayatnn dnda ve nsan
ta s a v v u ru m u z u n h a ricin d e olan) gerek olursa, bu, baz hatlarn bil
d iimiz artlar iinde bir takm zel olaylarn meydana gelebilecei an
lam na gelm ektedir. Yine teorik olarak bile olsa; bu fikirleri akla
makla kabul edilen fikirlere saygszlk yaptmz biliyoruz. Fakat

(F. : 6}

7 5

zarar yok. nk b iz, burada tecrbe metodunun iinde olan mandan


baka birey telkin etmiyoruz. Bu, tecrbe m etodunun reddi anlamna
deil; gerekten " A te li dev re"d e bu muizelerin meydana gelip gelm e
diini renmek anlamna gelmektedir. Aksine, byle dnmenin, objektif
bilgiye zarar verici hurafi bir kalnt olduunu ve meselenin ortaya
kmasn reddin, tecrbe metoduna aykr olduunu dnyoruz. Bunun
iin bir delil mi istiyorsunuz?
ite 1969 Kasmnda New Yorkta "O la a n st eyler"' konulu mil
letleraras b ir psikiyatri kongresi to planm t. Birok bilgin, AngloSaxon'lar tarafndan olaanst eyler syleme, haber verme v.s. (out of
b o d y ) diye adlandrlan hallusinasyon olaylar nakletmilerd. Mesel,
birok kimse, vucudunu dardan grdne inanyordu. Yani, vcudunu yu
karda, bir yatakta, istirahat eden veya arkada bir koltukta oturmu ola
rak grdn sylyordu. Yine bir bakas, vucudundan uzaklaabiliyor,
dier odalara geebiliyor, duvarlarn stnden atlayabiliyordu. Baz bil
ginler, bu konudaki aratrmalarn aklamlard. Onlarn tecrbi ma
haretleri kadar, meraklar da gerekti. Bununla beraber bir tanesi bile bu
olaan d olaylarn gerek veya hayal olup olmadn bilmeye matuf
bandan geen bir tecrbe nakletmemitir. Bu hallusinasyon konusunda
her eit eyden bahsedilmesine karn hibir aratrmac vucudundan
ayrldn iddia eden hastasndan, arkasnda ak duran kitab oku
masn veya br odadaki bir adamn hareketlerini takip etmesini ondan
istememitir. Oysa byle bir tecrbe sadece birka dakika alacakt. Fakat
bu psikiyatriseler yle b ir eyi deeri olmayan bir samalk olarak
dnmekle veya kendileri bizzat denedikleri halde onlar nakletmem e
kltr ile artlanmlardr40.
Muhtemelen Bat Kltr, bu eit deneylerin olumsuz sonucunu
nceden tahmin etmekte hakldr. Ama yine de bu konuda emin olmak
iin onu denemek icabeder. Aksi takdirde niin reddedildii daima sorula
caktr. Bu durum, Hallusinasyonun bir hayal olmadn kabul eden dier
bilginler iin de geerlidir. nk bilginler anlamazlk iinde olduklar
zaman onlar sonuca gtrecek tek ey deneydir. Oysa, ileri srlen muci
zeler, mezheplerde olduka fazladr. zellikle yukarda belirttiim gibi
mezhebin "ateli d evresind e" bu mucizeler stn bir apolojetik rol oyna
maktadr. te bizzat, M o n tfa v e tin Tanrs, memurlar iinde iki yz ekzamahy tedavi etmitir. Bu olayn, onun meslektalarndan biri tarafndan
nakledildiini Peder C h ery n ak le tm e k te d ir41. Meslektann mucizeleri
nin tan olan Avignon istasyonunun bu memuru, ok ilgin bir aklama
getirm ektedir... onun dediine baklrsa, tedavi ettii meslektalar
arasnda bazan da baarsz oluyordu... O vakit o, " H a s t a n n kurallara

76

u ym adm veya resm doktorlara gittiini iddia ed iy o rd u 42.


Bylece M o n tfa v et'in mesihi, o kurallara riayetin zaruretini ve mu
cizenin ihtidaya bal olduunu ispat etmie benziyordu.

HTDANIN PSKOLOJS
E er ihtidann obje ktif bir analizini y apm ak m m k n olsayd,
phesiz onun yeri buras olmayacakt, incelememizin seyri iinde ihti
day, kkl ve genellikle ani bir psikolojik deiim olarak ele alabiliriz.
Bylece ihtida olaynn dinle hibir alkas olamaz. Bundan dolay ihti
da, ideolojik, politik, ahlki olabilir. te byle kkl
ve ani bir
deiiklikle harika air R i m b a u d , ticaret macera peresti, K o e s t l e r ise
ken burjuva ortamndan komnist43 bir militan haline gemitir.
Dini ereve dnda K o e s tl e r ve dierleri tarafndan yaanarr hal
ler mistikler ve muhtediler tarafndan tasvir edilen eylere ne kadar b e n
zerse benzesin, onlarn batn benzerliklerini hibir zaman isbat edemez.
Bu ikibatm durumun benzerliini ispat mmkn deildir, lsbatn farz et
sek bile, bu ok ey ifade edecektir. Fakat bu iki olayn psikolojik ve
psiik olan d ilikileri kontrol edilebilir. Bunlar N e u r o p h y s i o l o g i s t l e r 44, zellikle O h i o n iv ersitesi Tp Fak lte sin d e Psikofarm oloji
reten Amerikal R oland Fischer tarafndan N ro fiz y o lo jin in allm
tesisatyla yrtlm olan deneyleri, merkezi sinir sisteminin uyankl
ile, en hafif uyankllk hali olan yogilerin s a m d h is in d e n mistiklerin en
y k sek uyankllk f h y p e r e v e i l) hallerine kadar varan uur hallerinin
tasnifi arasnda, bir paralellik tesis etmitir.
F i s c h e r , ihtiday incelemek iin m i s t i k veya p ara m is tik hallerle
psikoloji arasnda yeni bir yol olan laboratuvar yolunu aarak bunlarn
arasnda iliki prensibini ispat etmitir. Onun uur olaylar; hayaleti fiz
yolojik, hissi ve zihn olmak zere balantl bir blm nermektedir.
Bu blmlerden birinin her noktasna bir nokta ve dier ikisine de sadece
bir nokta uygun dmektedir. balantnn detaynda onun yanlmas ih
timal dahilindedir. Fakat bu balantlar prensibinin, ie bakn mphemiyeti yerine, deneyin ve burada ln edilen ted birin43 kaim olmas
iin kurulmu olmas yetecektir. Gerekte uyan fizyolojisi insanda ve
yk sek h a y v a n la r d a 46 esasta mterek olduundan, hayvan fizyolojisi
nin, ihtida olaynda mahede edilenlere benzer somatik gelimeler sunup
sunmadn (pek tabii ki farkl bir ie bak metodu ile) aratrmak b i
zim hakkmzdr.

77

ALLAH ARPMAK STED ZAMAN


Curada grlmeyenlerin R a b e llu s adna stadlarmdan birine isnad
ettikleri ok derin bir prensibi hatrlatm ak gerekecektir. Grldne
gre hibir din de bunu stlenmeyi reddetm emektedir. R a b e l l u s ' u n
dediine gre Allah, arpmak istedii zaman imekden yararlanmak
tadr. Hviyetini tam olarak bilemediimiz R a b e l lu s bu szde, ilh! ak
siyonun ortaya kmas iin yaratl yollarn izlediini kastediyor,
nk imek tabii bir olaydr.
Hayvanlar zerinde yaplan deneylerde hidayete maruz kalan bir
insanda gzlenebilen olaylara benzer bir takm hadiseleri aratrm ak
hibir zaman, ruhdan maddeye veya insandan hayvana d ihtiva et
mez. Aksine, bu mracaat, ihtida'da, basit fizyolojiye bal olan ey
zerinde bize bilgi vermektedir. Durum byle olunca, bir haberleme var
demektir. te bundan dolay, ngiliz psikiyatrisi W illiam Sargant btn
bir k ita b 4 7 bu haberlemeye tahsis etmitir. ngiliz ordusunun psikologu
o la ra k 1944 H a z ira n k artm a h a re k a tn a katlan S a rg a n t ate
altndaki askerde Tav 1ov'un, labora t uvarnda kpekler zerinde tecrb
olarak haber verdii eylere benzer birok kriz grnce armt. O orada
fizik ve ahlk karkln tesinde askerin, uzun sre elikili ve acl
tecrbelerle artlm olan ra v lo v 'u n kpeinin srd veya aksini
yapt bekisine beklenmedik bir ballk gsterdii gibi, tm psikolojik
yapsnn birden deitiini muahade etmiti. te buradan Sargant
" B e y in Y k a m a " teorisini karmtr. Bu herne kadar, ihtidann bir tak
lidi de olsa, bizim aratrmamz pek ilgilendirmemektedir.
P a v o v un kpeinin fiziki deiimi hayvann igdsnde ve ze
kasnda artc anlayszlklar ve elikili uyarmalar yapan alk ve
eitli iddet olaylar gibi, asla deneycinin hissiyatn tebcil etmeyen bir
takm vastalarla elde ediliyor. Aslnda bunlar, kpee uygun deney
vastalardr. Sargant tarafndan askerler zerinde yaplan tecrbeler
ise, ksmen insanda da olan kpee uygun deneylerdi. Ksmen de insana
uygun deneylerdi. " G z le n e n ani d e iik lik le r" katlanlabilen dzeyde
bulunuyordu. Sadece fizik deney halinde asker az veya ok hayvansal
nevrozlara maruz kalyordu. Eer manevi deneyleri, ok yksek dzeyde
yapmak tercih edilirse o zaman olduka tipik ve derin nsan dzen
sizliklere neden oluyordu. Byece grlyor ki " i h t i d a " ona neden olan
bir seviyede bulunuyor ve ona maruz olan varlk'da onu yaamaya msait
bulunuyor.
Bu aklama bize mezhep olaynn en son anahtarn sunmakta ve
onu din olay kadrosu iine koymaya mkan veren denek ta grevini yap
m aktad r.
78

MEZHEBN FZYOLOJS
imdi burada mezhep kurucusunun hidayeti zerinde aklamalar
mz hatrlayalm. Bilindii gibi hidayet, hidayetin kapatt veya te
davi ettii sknt dneminden sonra meydana gelen bir haldir. te bunun
iindir k annelikten mahrum olan A n n Lee, kurtuluun Contience'da yani
evlenmemekte olduunu kefediyor. W e sle y ise, doymak bilmeyen rasyo
nalist ikenceye imanda bir ila buluyor. Yine Melek M o roni ise, J o s e p h
S m ith 'e Amerika'nn temize kmasn sadece savata gsteriyordu. Yine
insanln en zekilerinden biri olan Pascal, kendi ifadesine gre dern sukur " a p ta lla a ra k " bulabiliyordu.
te skntnn hidayetle tedavisi, ihtida'nn aniliini aklam ak
tadr. Y ine ite bu n d a n d olay, ihtida, sknty onu denkletirerek
evirm ektedir. Bundan dolay da skntlar kadar ihtida olay meydana
gelm ektedir. Deiim melek veya hayvan seviyesinde tezahr edebilir.
Srekli oalan seks m ezhepleri, isizlik gibi olduka eski kk bir
ktl tedavi ediyorlar. Uzaa gitmeye gerek yok. K ille , soanla, et
y e m e m ek le , arap ve dz izgi ile salkl bir shhat vadeden tedavi edi
ci birok mezhep de ayndr. Onlar sadece sabah aynadaki dile bakarak
varlmzn bir ksmn harekete geirm ek istiyorlard. O halde insan
daki dramlar kadar, ihtida'da olmas mmkndr. Yine intihar nedenle
rini sayarak ve pskosom atik doktorlarnn istatistiklerini inceleyerek
btn mezheplerin tipolojisini nceden haber verebiliriz.
ada tarihin gaddar olduu yer olan Amerika zencilerinde ve
gney Afrikada, gney Amerikada, Hindini'de, yine Japonya gibi ok
hzl d eiikliklerin hibir iz brakm adan geleneksel yaplar ykt
yerlerde, Ltin memleketlerinde, G allerde Ecossya'da, Dou Avrupada
olduu gibi bir kltrn dierinin yerine getii yerlerde u anda mezhep
lerin oalmas avn ekilde aklanmaktadr. sterseniz, bu mant sonu
na kadar gtrelim: ayet dnya tarihinde en yaralayc ve en ykc ih
tiday gerektiren zaman ve yeri belirtmek zorunda kalrsak; Yunan ve
brani gibi iki byk kltrn biribirlerine nufuz ettikten sonra, birden biribirlerini him aye ettikleri ve aresiz olarak da bir nc kltr olan
Koma kltr tarafndan zayi fi atldklarn da bu durum en iyi ekilde n e
rede bulunuyordu?
phesiz bu yer kk bir Romal grevliye itaat etmi olan Hele
nistik Filistindi. Bu devirde mildi birinci asrd. Bu durum ya Hrstiyanhk grnmnde aklc bir aklama ile ya da, incilin insanlara ha
ber verildii muayyen bir zamandaki ihtidann yaratlmas iin topyekCin
antik dnyaya yardm etmie benzeyen tarihin beklenmedik karakterinin

79

ispatyla aklanabilir. Gzn grnm iinde biyolojist gibi; tarihi de,


burada ja q u e s M onod'u n tlnomie adn verdii bir pardox bulmaktadr...
yle ki, herey nedenlerle aklandnda bile ne varki bu nedenler b a
zan bir projeyi gerekletirmektedirler.
Bylece, grnen nedenler asndan Hristiyanlk incelendiinde
onun sadece baarl olmu bir mezhepten baka birey olmad anlalr.
Hem de ok iyi baarl olmu br mezheptir. nk tarihin aktel ifade
siyle en ok mntesibi olan biridir o.
F akat niin bir mezhep baarl olm aktadr? Z incirlem e ihtida
mekanizmas bu soruya cevap bulmaktadr. Ancak, mezhebin kurucusunun
hidayeti baka sorular ortaya karmaktadr. Bunun iin verilen cevabn,
rnek deer tamas gerekmektedir. Eer rnek, tm nsanla empoze
edilirse; bu, hidayetin nsan esasna ulam olduundandr. Bir mezhe
bin baars, onun evrenselliini ortaya koymaktadr. Onun dinamizmi ise
yaayan insanda onun harekete getirdii seviyeler derinliini gster
mektedir.
ayet, mucizeler zerinde ileri srdmz hipotez gereklemi
olursa o zaman doan Hristiyanhn sinesindeki saysz ve parlak muci
zeler zerinde hibir pheye yer kalmayacaktr. Bu mucizeler en azndan
H ristiy an o lay nn insani d erin li in e yani, H ris tiy a n h n sonraki
baars ile tasdik edilmi derinlie sahip olacaktr. Ksaca diyebiliriz
ki mucizelerin bykl, gelecek baarlara ve Hristiyan mucizelerinin
saptad baarlara ehadet etmektedir.

MEZHEPLER RUHUN YARARLANABLRLNE


CEVAP VERMEKTEDR
Mezhepler, insann ahlk, manev ve psikolojik isteini dorula
makta ve dzenlemektedir. Onlarn varlna esef etmek demek, gn
rengine veya yerin yuvarlaklna zlmek gibi, varlmzn en derin
izgilerinden birini tanmamak demektir. Aslnda, insann yararlanabil
mesi olay, insan tarihin deiikliklerine aan bir adaptasyon evrimidir.
Bizzat bu deiiklikler, teknik, ekonom ik, sosyal ve kltrel icadanm zm yaayan evremizde icra ettikleri deiikliklerden domaktadr.
Hibir zaman icad yapmayan hayvanlar, yaam muhitlerini sadece
kendi biyolojik evrimlerinin hzyla deitirebilmektedirler. Yani, o n
larn hibir yararlanma ihtiyalar da yoktur. O halde tarihleri de y ok
tur. Aklc olmayan kabuller, aklc davranlarn zorunlu tamamaycsdrlar. nk, evremizdeki gnlk deimeler derhal birtakm ceva

80

plar gerektirmektedir. Ancak, akln yava ileyii onlar elde edememek


tedir. O halde doktrinel tercihlerde sezgi, daima akldan nce gelmekte
dir. te bunun iindir ki, din, politik veya baka trl olsun mezhep,
otom atik akl tecrih dzenini salamaktadr. O, otorite yolu ile ite kar
arszlk halinde olan sknt problemini zmektedir. Bylece mezhep Bu
rid a n problemini sistematik olarak bir takm ulv realitelere, bizzat pro
blem in kendisine ve her d realiteye ba vurmakla zmektedir.
Bizim hipotezimizin bizzat bir tahmin olup olmadn belirtmekte
yarar vardr. O hibir eyin temellendirmedii bir doktrin nermiyor mu?
Bir hipotez ancak red ded ilm eye48 im kan veren birtakm tecrbeler ner
meye balad zaman bir hayal olmaya balar,tezini goznnde tutmaz
sak; d urum dendii gibi olur. Bizim analizimiz iinde tecrbi kontroller
den baka bir ey bulacana inananlar aldanacaklardr.
Bu kontrollerin en mid vericileri, klinik ve patolojik sahada ara
nabilecektir. Bylece hipotez, her trl muhit dnda yan neticeleri iin
de kontrol edilebilecektir.
Mesel, psikosomatik karklklar, onlarn psikolojik nedenlerinin
ll ekilde arlatrlmas ile, sonra maksimum bir karklk nokta
snda, bu nedenin karsnda hastann ihtidasn tahrik etmek, kark
lklarn tedavisi denenebilir. p hesiz ihtida, irrasyoneldir ve hayali
bir fikre baldr. Sadece heyecanla beslenir. Bu konuda glk, sadece,
tedavi edicinin inandrchndadr. nk, keramete, kehanete kolayca
inand halde, beyaz gmlekli prastisyene 4 9 ok zor inanlmaktadr.
Dier taraftan bilerek doruk noktasna km olan bir karkln
tehlikesi, son derece ihtiyatla incelenmelidir. O halde nce i h tid a tah
rik edilecek sonra, elektrook veya ensunik ok tahrik edilecektir. Eer
bu son tedavi yollar normal olarak ok dzensiz bir takm sonular mey
dana getiriyorsa; meydana gelen tedavi belkide bizzat oktan ileri gelme
mi (zihinsel yaplarn nceden tahribine uygun olarak) fakat onu takip
etmesi gereken ihtidadan ileri gelmi ve onun tezahr de tesadfe kal
mtr. Freud'un biyografisini yazan Ernest Jones, Freudun, akl hastala
rna, aslnda mevcut olmayan sert ekilde "geri p sk rt len b ir takm
s a r s n tla r " gstererek iyiletirdiini nakleder. Fakat burada belirtmekte
yarar vardr ki Freudde hastasn ikna ettiine inanyordu
Eer takdim ettiimiz deneyler bir takm potizif sonular veriyorsa,
o zaman; psikanalitik mitolojiler gereine dayanan aratrmalarn bo ve
faydasz olduuna hkmetmek gerekecektir. Bunlar botur. nk onlar
bulmak iin aratrma yapmak yeterli olacaktr. Faydaszdr. nk, bu
mitolojiler, tedavi iin hibir zam an gerek olmamtr. Hastann ona

81

inanmaya balamas yetecektir. ste o zaman psikanalitik kr, saf ve sade


bir^htida'dr. Bu konuda Elienberger'in dnd debudur.
Bizim ise ulatmz sonu udur: Mspet sonular, din problemi, isbat veya red etmeksizin olduu gibi brakacaktr. ayet, "A lla h , arpmak
iin yldrm k u lla n y o rs a "; mucizeler dahil, daima kendiliinden olan
olaylarn kozal yaplar, az bile olsa; onlarn kendiliinden olma karak
teri aklanmakszm, izah edilebilir. nk o, bir hedef, bir gaye bir ni
yet gstermektedir. ayet eya bir yere doru gidiyorsa (Btn m minler
buna nanrlar) nasl, onlar esas konusunda birey retmeksizin oraya
doru gitmektedirler. te bunun in onlarn nereye gittii ve niin git
tiini bilmek daima problem olarak kalmaya devam edecektir.

DPNOTLAR
1

Bu'yaz, Les Religions, Verviers, 1974, isimli kitabn, 566-602 sahifeierinden1


evrilmitir.

/-

1919 ylnda dom u olan yazar, felsefe ve psikoloji tahsili yapm tr. Misti
sizm konusunda birok kitab vardr. Sehndetin Metodolojisi zerinde ince
lemeleri bulunm aktadr.

Ik = lhi bir tezahr olarak k kelimesi, din ifadeye girmitir. O, Allah'n


herey bildiine, g rd ne, vicdann gizledii eylere kadar b erseyi
akla kavu turdu un a iaret etm ektedir. Baz dinlerde Tanrlar, k
ayl'lar gibi grnm ektedir. Bunun iin, baz dinlerde ay ve gne Tanrdr
ve Tanrnn gzleridir. Yahut tanr, ktr. H er ne kadar Ktb- Mukaddes,
yldzlara tapcl kabul etmiyorsa da o, Tanry, milletinin kurtuluu iin
bir k olarak selm lam aktadr. Tanrnn, varlndan yayd k, vahiy
, kurtulu vaadi, inayet faaliyetidir. Tanrnn sz, ktr. Ik, n'mini
karlayan iman olacaktr. Allah'n kanunu ktr. Ik kanuna, itaat o la
caktr. Tan n, ktr, k, Isa aracl ile tanrnn hayatna itirak edendir.
Bu aydnlk ilahiyat, antitez olarak, zulmet ilahiyatn m eydana getirmitir.
Buna gre, m adde, d nya, eytanlarn faaliyetleridir. M azdeizm in dalizmine kadar gidilmese de yeni Ahid, zellikle, Azz Yuhanna, kilise baba
lar ve ilhiyatlar ile zulm et ilahiyatn! gelitirmitir. Buna gre, inayet,
gnah, sekinler ve m ahkum lan bu antitez ilahiyat kuatm, sa kurtarc,
eytan ise, saptrc olmutur.

M o n tfa v e t: Avignon garnda, 25 Aralk 1950'ye kadar posta tekilatnda,


mfetti yardmcs olarak alan Ceorge Roux, evli ve alt ocuk babasdr.
Bir Noel gn, sann kendisinde bedenletim , Jolays ile Tanr oldu
unu iln etm itir. H astalklar tedavi etmi m ritlerine iyiletirm e ye-

82

teneiru verm itir. sak ram ent ihdas etm itir: Vaftiz, Evienm e ve kom m u n yan . D oktrini, old u k a kapaldr. Y aln z G eorg eun Tanrl hari.
G eorges'a ita a t v e tapnm ak gerek m ek ted ir. M on tfavet, G eorge Roux'un
ikam et ettii verin addr.
5

Le te'moin de la vie. No:,202, P .4, "Com m entdire divin del quinzaine"

R,D eiorm e, Jesus - Christ, Paris, 1971.

A pocalypse: Mildi ilk asrlarda Yahd ve H ristiyan m uhitlerde, dnyann


sonu konusunda olduka yaygn olan bir edebiyat trdr. Bu vizyonlardan
bazlar, korkun sahneler tasvir etm ek ted ir. Bunlar, Ezekielin, Zekeriyanm , Joelin ve Daniel'in kehanetlerinde bulmak m m kndr. A pokalips
smini tayan yeni Ahidin son kitab H avari Yuhanna'ya veya onun en y a
kn talebelerinden birine atfedilm ektedir. Bu blm 94-95 ylm a d oru
D om itien in saltanatnn sonunda yazlm tr. N eron'a telm ih te bulunan
baz ksm lar ise bu tarihten nce yazlm olabilir. H er kitap, Rom a im
p aratorlu u n un bir dnem inin zulm leri zerinde m erkezlem itir. Bu
zulm ler, dnyann sonunu ve sann Saltanatnnin kesin tesisini haber
veren iaretler olarak kabul edilmitir.

C om p tes R endus de L A cad emie de M decine, 16 Kasm 1954.

Flou rn oy, De L' nde la plante Mars

G. Adam ski, Flying Saucers Farew ell, New York, 1961

11

M orm on'lar hakknda geni bilgi iin bak: R. M ullen, Les Saints des D er
niers jours, Paris, 1970; T.O. Dea, The M orm ons, Chikago, 1957; Faw n M.
Brodie, No Man Know, N o Man Know s m y Story, N ew York, 1945.

12

Bu konuda geni bilgi iin bak: H istory of the church (Salt Lake City) 1902

13

M esel sonraki o n b e cm le "M o rm o n un szleri1 diye adlandrlm tr.

14

R. Mullen, Les Saints des derniers - Jours, chapit. X X X. Paris, 1970.

15

Aima 27.9: Le livre de Mormon, Paris, 1962

16

H .C . Chry, offensive des sectes, Paris, 1959

Bak: Le livre de M ormon, Paris, 1962.

17

F.B. Salisbury, Utah niversitesi Biyoloji Profesr

Dilci, Albert Dnuznt'a gre H ugu nen ot kelimesi, Sovoie dkne dm an


olan vatandalarn efi olan H ugu es de savoie ism inden gelm ektedir. Bu
isim, 1520-1524de d oru Cenevre vatandalarna verilecektir. 1532ye doru
da reform e olm ulara verilecektir.

19

Veedin Tarihi hakknda baknz: M. E lade, le cham anism e et les tech


niques A rchaques de L extase, Paris, 1968; M. K eup, O ring And M echa
nism es of Hallucinations, New york, 1970.

20

Antipschiatrie dive bilinen hareket konusunda bilgi iin Bk: D. Cooper, P sy


chiatrie et Antypsychiatrie, Paris, 1971; F. Basaglia, L' Institution en N ga
tion, Paris, 1970; R. Laing, la Politique, de la lexprience, Paris, 1969; M.
Mannorti, le psychiatre, Son fou et la psychanalyse, paris, 1970.

21

B. Wilson, Les Sectes Religieuses, Paris, 1970

22

W. Sargant, Battle for the Mind, Londres, 1959; Franszca eviri: Physiologie
de la conversion politique et Religieuse, paris, 1967, W esleyin kiilii bu

83

41

kk aratrcya ok byk ilham kayna olmutur


R. A, Knox, Enthusiasm, a chapter in Religion His tory, Oxford, 1950.
Eski yazarlar arasnda unlar sayabiliriz: Murisier, Les Maladies du Senti
ment Religieux, Paris, 1901; Leuba, Revue Philosophique (Nov. 1902); Mod
em yazarlar arasnda, Dictionaire Rationaliste, yazarlarn sayabiliriz. (Edi
tion de F. Union Rationaliste, 1964)
M. Henri Lecatm makalelerine Bak: dictionnaire Rationaliste, Paris, 1964.
H. C. Chry, L' offensive des sectes, Paris, 1959.
a.g.e.
M. Simon, Les Sectes Juives au temps de Jsus, Paris, 1960.
l denizin mehur yazmalar arasnda bulunan Manuel du Discipline, 3,
20, 21; Bak: M. Simon, Les Sectes Juivesau Temps de Jsus, Paris, 1960,
J. Monod, Le Hasard et la Ncessit, Paris, 1970.
J. Labbens: "Sectes et Mouvement Religienx" n chroniqne sociale de
France, No:5 (1952) et "Eglises, Confessions, Sectes et Chapelle" in Chro
nique sociale de France, No:6
E. Troeltsch, The Social Teaching of Christian Churches {New York, Mac
milan, 1931); Die Sozialehren der Christlichen Kirchen Und Gruppen
(Tbingen, mehr, 1912)
J. Michel et, Histoire de France (1833 - 1867) et la Sorcire, 1862.
A. Michel et J.P. Clebert, la France Secrte, chap. IV, Paris, 1968,
B. Wilson, Les Cectes Religieuses, Paris, 1970.
L' Augustinus adl eser, Jansnismizmein temel kitabdr. HollandalI pis
kopos Cornlius Jansen (Jansenius) 1585-1683.
D. Olivier, Le Procs Luther, Paris, 1971.
B. Wilson Les Sectes religieuses, Paris, 1970.
Mucizeler konusunda Bk: J. S. Mackenzie, Philosophicaj Transactions of
the Royal Society, Vol. .LXVU, p.5; H. Thurston, Phnomnes physique du
Mysticisme, Paris, 1961.
K ongre raporlar iin Bak: Origin and M echanism of hallucinations, (71 ya
zarn raporu), New York, 1970.
H. C. Chry, L'offensive des Sectes, Paris, 1959.

42

Bak: Ayn Eser

23
24

25
26
27
28
29
30
31

32

33
34
35
36
37
38
39

40

43

A . Koestler, la corde Raide, Paris, 1953; Le Diu des Tnbres, Paris, 1950;
H iroglyphes, Paris, 1955.

44

Bu konuda Bak: A . Kosamntsu et T. Hirai, An Electroencephaiic Stdy on the


zen M ditation (Folia Pschiatre. Neuroi Japon. 20, 315, 1966) B. Anand, G.
Chhina et B. Sinah, Some Aspects of Electro encephalorafhi, Studies in Yo
gis, (electroenceph cl. Newrophysia!, 13, 452,1961)

45

Fischer'in alm alar aadaki yaynda toplanm tr: fon Creative, psyhotic and ecstatic St a t e s in p sychiatry and A rt; A rt Interprtation and A rt
Therapy" Bale, Jacob, K arger, 1969); U eber da s Rythm isch om a metale im
halluzinatorich schoepferischen (Linz-Vie Confgrs de la socit internatio
nale d'art et de psychopathologie, 1969) "D rug-induced Hallucination" in

84

origin And Mechanisms of hallucinations - New York, 1970)


Y. Ruekebusch: le Sommeil et les Rves chez les Animaux M. Jouvet et D.
Jouvet "le Sommeil et le Rve chez ranimai" Bu iki yaz iin bak: Psychiatre
Animale, Paris, 1964, Brain Development and Behavior, Nej York, 1971.
47 W. Sargant, Phsiologie de la Conversion Religieuse et Politique, Paris, 1967
48 ngiliz filozofu Karl R. Popper*in felsef analizleri iin zellikle baklmaldr:
The logic of scientific Discover Londres, 1959; Conjectures and Refutations:
The Growth of Scientific Knowledge, New York - Londres, 1962, M. Polanyi,
The Growth of Science in Socienty in Minerva, V. Cilt, Londres, 1967
49 H.F. Ellenberger, The Discovery of the Unconscious, New York, 1970
50 Jones bu konuda yle yazar: iyi tandm birini Freud, savatan nce teda
vi etmiti. Freud'un benim yanl bildiime inand: ve baka olaylar red
dettii birok olayla karlatm... Bk: E, Jones, la vie et Loevre de sigmund
Freud, Paris, 1958.

46

85

III
YAHUD KAYNAKLARINA GRE
Y A H U D L K
Yazanlar: Francine Kaufmann - Josy Eisenberg1

Bizzat "J u d a is m e " teriminin2, Yahudierin dini olarak, zel bir din
anlam vardr. Ayrca onun, Yahudi nufusunun topyekn temsilcisi olarak
sosyo-politikde bir anlam vardr, ite bundan dolay, dnya yahudiliinden veya sedece Fransz Yahudiliinden bahsedilebilir. te bu iki
lik, tam am en bir medeniyet ve din olan; veya sadece orijinal bir toplum
olan Yahudi yaamnn kompleksliini, gayet iyi bir ekilde ortaya kor.
Byle bir mphemiyet, bizzat, ada Yahudiler arasnda genel olarak
" Y a h u d i H v i y e t i " olarak isimlendirilen eyin etrafnda, birok tar
tmaya da neden olmutur.
Biz burada Yahudiliin genel grnmn tam olarak aklayacak
deiliz. Sadece bir doktrin olarak Yahudiliin asl tarifiyle megul ola
caz. Bu doktrinin, Yahudierin tarihinden hibir zaman ayrlmayan bir
tarihi vardr. Bir insan grubu tarafndan otuz asrdan daha fazla bir za
mandan beri yaanm bir din olarak Yahudilik ve onun evrimi, bu insan
g ru bu ile m aruz kalnm tarih deiikliklere, kesin olarak bal
kalmtr, ite bunun iin biz de, din dncenin evrimini, srekli olarak
balamaya gayret gstereceiz. Yine, mkemmel bir aratrma iinde ele
alnmas gerekecek baz konulan veya bir ksm ahslar da, onlarn
ada yahudilie olan az tesirleri nedeniyle bir kenara brakacaz. Fa
kat zellikle, yahudi dncesini hl besleyen gemiin doktrinlerini in
celeyeceiz.
Konuyu daha iyi aklayabilmek iin, yahudi evrimini balca drt
devreye ayracaz. Din doktrini belirtmeden nce bu drt devreyi tarih
adan ileyeceiz:
1- branilerin dini
2- H aham lk yahudilii
3- Ortaa yahudilii

89

4- M od em ve ada yahudilik

1-

B R A N L E R N D N (Hz. brahim'den birinci mabedin tahribine

kadar olan devre):


Yahudilerin tarihinin k keninde M.. XVIII. asr dolaylarnda
Kenan lkesine yerlemek zere K aidey i terkeden bir Smerli kabilenin
g bulunur. Hz. brahim nesli olan "b ra n ile r" ksa zaman sonra, Msra
yerleen on iki kabileyi meydana getirmilerdir. Orada kle durumuna
den ibraniler, Hz. M u sa3 tarafndan kurtarlmlar ve birlik haline ge
tirilm ile rd ir.
Kenan lkesinin fethinden sonra, srail krailntn kurulmasndan
nce b raniler, rahipler, prensler, h a k im le r tarafndan ynetilm i olan
yerleik bir kavim haline gelmilerdir. M . . 936da Kral Sleym an'n4
lmyle kuzey ve gney topraklan arasnda bir blnme meydana gel
mi, bylece M . . 722de yklan srail Krall kuzeyde; M.. 586'ya ka
dar yaam olan Yahuda Krall ise K u d s 5 evresinde kurulmutur, iste
bu 586 tarihi Mabedin ykld tarihtir. Kutsal Kitap (Tevrat), bu toplu
luun tarihi ve inanlarn bize anlatmaktadr. Bylece Tevrat'n ilk ki
tab (P entateuq ue) sayesinde, Yahudi durumunu, sadece Musa devrinde
deil, ilk krallar olan D A V U D 6 ve Sleyman devirlerinde de tanyabi
liriz. Ayrca braniclikten baka bir ey olmayan Yahudilie " M u s e v i
l ik " de denmitir.
Yahudi milleti, srail'in atalar olan b r a h im 'e , shak'a ve Y a k u b 'a grnen bir tek Allah'a inanr. O Allah ki, Sina dann eteinde
toplanm olan branilerin nnde Musa'ya, ahlk, din, ekonom i, hukuk
v.s. kanunu olan T O R A /,y vermeden nce, srail'in atalar ile ve onlarn
torunlar ile bir ittifak5 yapmtr, ite bu Allah - srail - Torah l ba
zlmez bir badr.

BRAN DN, TTFAKA DAYANIR


Allah' tanyan brahim'e, Allah grnyor ve ona yle bir vaadde bkmyor: Neslin, gkteki yldzlar, denizin kumu kadar olacak, bu
lke bozulmu sakinlerini dar att zaman ksa zamanda neslin Kenan
lkesine vris olacaklardr. Bu ittifakn ifadesi, gerek br tarih felsefe
sini gsterir. Allah brahime yle der: yi bil ki, senin zrriyetin k e n d i
lerinin olmayan bir memlekette garip olacak ve onlara k ulluk edecekler.
Kulluk edecekleri millete ben hkmedeceim ve ondan sonra byk malla
kacaklardr. Ve drdnc nesilde buraya (Kenan) dneceklerdir. nk

90

Am orilerin fesad henz tam am olm am tr9.


Bir tek, hereye kadir, korkun, dnyann yaratcs, insanlk tari
hinin h k m d ar, brahim 'in zrriyetiyle ittifak yapm olan Allah'a
inan. te bu inan, ilk peygamberlerin hl iyice anlalamam din ka
n a a tl e r id i r .

MONOTEZM ORTAYA IKIYOR


branierin " a h l k m o n o te iz m in i " hazrlamak ve formle etmek
grevi Musa'ya dm tr. F iravun'u n saraynda yetimi olan Musa,
phesiz; hayat ve lm, tabiatn zd glerini birletiren "Y ce Tanr
G n e y u v a r la n n u fk u A T O N " etrafnda m erkezilem i bir dini
Msr'da yerletirmeye alan A k h en a to n 'u n geici teebbsnden haber
dard .
Aslnda bir tek AL L A H fikri yeni bir ey deildi. Babilliler, yce
bir Tanr olarak A Y ' tanyorlard. Semtik to plu m larm pantheonu
(ilhlar topluluu), yce Tanr El'in etrafnda tekiltlanmt.
Fakat brani m onoteizm inin, nadir ekilde evrimlemi olan an
lay larla hibir ortak yan y ok tu r. O rada Allah, hibir pu tperest
Tanr'ya benzemez. O, ak bir gaye in yaratt kinattan tam oiarak
ayrlmtr. Onun hkim iyeti, m utlaktr, ebeddir ve evrenseldir. O,
"B y k b ir saati" bir " D z e n l e y i c i " (Demiurge) kaprisli ve gaddar bir
tanr deildir. Aksine o, tarihe mdahele etmi, mazlumlar ve dorular
tarafn tutmutur. Zaten o, kendisini sadece dnyann yaratcs olarak
takdim etmez, ayn zamanda tarihin hakimi olarak da takdim eder. te
bunun indir ki, brahim'e "U r'd a n K alde'y e seni kartan ebed T a n n n
b e n i m " demitir. branlere de, " S e n i M sr'dan kartan, Kzl D eniz'i
aan b e n im " demitir.
Tevrat'ta bir takm efsane kalntlar grnse de, Allah'n " T a
g iy m esi" veya " d o u m u " ile ilgili hibir efsane belirtisi yoktur. Putperest
tanrlarnn tersine orada Allah, hibir tabii veya akn (mteai) kanunu
na boyun emi deildir. Allah hibir byme dnemine, seksel ihtiyaca,
kinatla ilgili dzene zorlanm aya tbi deildir. Bilakis Allah, ahlk,
kiisel, gayri maddi, grlmez, hakim, dil ve iyi, kskan fakat m erha
metli, tam olarak bilinm eyen, hereye kaadir, ebed, sadece bir millete
aittir. O, iyilii ve ktl, aydnlk ve karanl yaratmtr. O, gayri
csmnidir. O, M u saya " B e n , b e n o l a n m " 10 demitir. Daha sonra, ha
hamlk ve mistik gelenek iinde uzun bir ekilde etid edilen on sfatla
kendini tantmtr:

(E. : 7 )

91

"Y ehova, ok acyan ve ltfeden, ge fkelenen ve inayeti ve haki


k ati ok olan, binlerce inayetini saklyan, hakszl ve gnah, suu
balayan ve suluyu asla susuz k arm ayan, b ab alarn g n ah m
oullarda ve oullarn oullarnda nc ve drdnc nesilde an yan Al
lah diye ilan e t t i ." 11 Yine Allah, kskan (Jaloux) bir Allah'tr. Putpe
restlii (id o ltrie) iddetli bir ekilde y asak lam tr: " s r a il, K en a n lla n n m ih rap larn y k m ald rlar. D ikili talarn p aralam aldrlar. A erelerin e v irm e lid irle r. nk baka ilha secde k lm a
yacaklar. nk ism i kskan olan Rab, kskan bir Allah'tr" 12
Bununla beraber, Allah hereyden nce bir ak Allah' ve adalet
Allahtr. O, yaratklarn, sraili, garibi sever. O, hem kendinin sevil
mesini hem de kendinden korkulmasn ister: "V e A llahn Rabbi btn
yreinle ve btn cannla ve btn kuvvetinle seveceksin. Allahn Rabden korkacaksn ve ona kulluk edeceksin..." 13

SRAL, ALLAHIN MTYAZLI MLLETDR


brahime yaplm olan vaatten beri, birtek ve mutlak olan Aiah,
srail m illetiyle im tiyazl m nasebetlere girim itir: "V e siz bana
k hinler m elektu ve m ukaddes m illet o la c a k s n z ."14 "B t n srail
oullan cemaatine syle, onlara de: Mukaddes olacaksnz. nk ben Al
lah nz Rab m ukaddesim ." 15
Boylece anlalyor ki, srail, ahit cem aatidir. Fakat bu zel aka,
lyk olabilmek iin Allah taycs (porteur de Dieu) millet, Toraya
yani kanuna riayet etmesi gerekir. Musa'ya verilen, vahyedilen buyruk
lar topluluu olan bu kanun, ahlak, politik, sosyal ve ekonomik hayatn
tm anlanlar ile alkaldr.
Bu kanunun hedefi, sraili kutsal (Kadoch) bir millet haline getir
mektir. Yani, ayn zamanda ayr, deiik ve kutsal sekin, fakat sei
miyle birok mesuliyetlerle ykml bir millet haline getirmek...
Mademki srailin topra kutsaldr (Kadoch) yleyse onun mahsul
leri, zel kurallara tabidir. Torah tarafndan konmu olan kurallarn ou,
esas orak temiz le pisi, kutsalla kutsai olm ayan ayrma hedefini
gder. l pistir, ona yaklaan, ayba olan ve baz hastalklar geici de
olsa bir pislie neden olur. Birtakm gda kanunlar, eti yenen temiz ha y
vanlar

temiz olm ayan hay v a n la rd an (etoburlar, le yiyenler, v.s.)

a y rm tr.
Her cins, tek olarak kalmaldr ve bir bakasna benzeme me Iid ir.
Bunun iin, ynden ve ketenden kark dokunmu elbiseleri giymem ek,

92

Buday ile ba birlikte kesilmemeli, ift srmek iin eek ile kz beraber
k o n u lm am ald r16. Yine erkek, kadn kyafeti giymemeli, kadn da erkek
k y a fe ti g iy m em eli d i r . 17 Aile namusu korunmaldr. Seksolojk kanunlar
zinay, ffetsizlii, hom oseksellii, det hallerinde cinsel ilikiyi ve
cinsel sapknlklar y a s a k la m t r 18. Z arj^ n kutsallamtr. Bir takm
im tiyazl vakitleri, haftalar ve m evsim leri gstermilerdir. Y edinci
gn, " C u m a rte s i"1 (Shabatt)dr. nsan, kars, ocufcian, kleleri, hayvan
lar; o gn k e n d ile rin i istirahata ve rm e k iin h i b ir i y apm ayacakl a r d r y.
Bayramlar, kinatla ve tarihle ilgili byk olaylar ve mevsimleri
kutlamaktadr. Bylece bayramlar, istirahat ve sevin gnleridir. Onlar,
tamam layc birtakm kutsallklara neden olmaktadr. nk hergn,
khinler (cohanim), srail'in hatalar iin, kefaret kurbanlar takdim et
m ek ted irler.

SOSYAL ADALET, FERD HMAYE ZERNDE


TOPLANMITIR
Fakat btn bu kanunlarn arasnda en orijinali dil bir cemiyet kur
may hedef alan kanunlardr. Mesel, Hammourabi yasasnn aksine b u
rada ferd, mlkiyetten, daha iyi muhafaza edilmitir. Burada vahyedil
mi b ir ahlk olarak ahlk ve ak, kiiler aras ilikileri idare eder.
Tora, elliye yakn yerde garibi sevmeyi tavsiye eder. Bu konuda yle de
nir: "... Komunu kendin g ibi seveceksin" 20, "S iz in le misafir olan garip,
aranzda yerli gibi olacak ve onu kendin gibi seveceksin, nk M sr di
yarnda g a r i p t i n i z " 21. Yine Toraya gre, b ak asiye m nasebette braniye, tolerans, anlay, cmertlik rehber olmaldr. Ebeveynlere, ihtiyar
lara, krlere, zayflara, dul ve yetim lere saygl olunmaldr. Yine, tar
lann, b a n b irk esi terk edilm eli ve baak lar yoksu llar iin b ra k l
maldr. G ndelikinin yevmiyesi akamdan nce denmelidir 22.
Ayrca zamanla oluan sosyal dengesizlikleri dzeltmek iin her
yedi ylda bir borlarn kaldrlmas k a n u n u 23 ve eer sahibi bir talihsiz
lik sonucu satmaya mecbur kalmsa, her elli senede bir topraklarn eski
sahiplerine dnderilmesi kanunu konmutur,

HAHAMLAR, AHD GARANT EDYORLAR


Teorik olarak her brani b ir haham dr ve Allah'n huzurunda ahdden mesuldr. Fakat, zel olarak kutsallk, Levi k a b ilesine ve Harun'un

93

nesli olan Levillere, khinlere tevdi ediimiiir. Yahudilikte H aham lar,


ta k d m e le re b a k a n l k e d e rle r ve A h it s a n d n n m u h a fa z a s n
sa la rla r.
Daha sonra Krallar devrinde, putperestliin reddine bal olarak,
klt yerlerinin birlii zerinde durulacak, bunun iin de, birok kutsallk
sahalar meydana gelecektir. te o zaman, mabed yapmak ve iine " A h i t
s a nd n" koymak zere K U D S seilecektir. Ksaca, Sleyman devrinde
din duygusu, esas olarak KUDS mabedi etrafnda arlaan kurallarn
tatbiki ve muayyen saydaki yasaklarn uygulan iinde; mterek bir
gemite oluan inan zerine kurulmutu. Bununla beraber tbraniler, Kenanilarm tesiri altnda belirli bir dini senteze gitmekten de kendilerini
kurtaramamiardr. Politik ve sosyal durum daha da istikrarszlatka
bu dini sentez, Museviliin byk tanrlarn tehlikeye drmtr. ste
bunun iindir ki, bu dini sentezcilikle M.. VII. asrdan itibaren muhtelif
srail Nebileri, zellikle Eli (ya) s a v a m tr24.

NEBLER DEVR BALIYOR


ite o zaman, ok verimli spirituel bir hareketin doumuna neden
olan bir takm dini fikirlerin byk gelimesine ahit olunmutur.
H a k im le re (hem dini hem de sava rehberi olan) halef olan N e b i
ler, nce byk ilham sahibi kimselerdi. Haham lar snf, takdimelerin
ve mabed kltrnn, bir eit teknik, mekanik ve byleyici bir hal al
mas iin, tm manev anlamn kaybetmek tehlikesiyle kar karya bu
lunduu kuralc, donmu bir dini hayat devam ettiriyorlard.
Ayn ekilde bir takm Hakimler de Orta-ark'm hikmet edebi
yatnn hzinelerin i naklediyorlard. Allah ise, tibara alnmyordu.
Devrin dini hayatn, lham aydnlatyor, o ekil veriyor, o yceltiyordu,
lham, sosyo-politik hayatn ortadan kaldrma tehlikesiyle kar kar
ya kald deerler olan, adalet, kardelik, ak zerinde srar ediyor,
komu Kenanllarn tesiriyle alnm olan Fetiist detlere, byclere,
sihirbazlara, khinlere yardm iin ba vurmay knyordu. Yine o, ller
kltn, kutsal fahielik, safahat, verimlilik, insan kurbanlar gibi put
perest tyinleri eletiriyordu. O, tm dini sentezcilii reddediyor,
srail'in, temiz bir dini uygulamak in, yksek yerleri, putlar, aereleri
yok etmeye davet ediyordu.
Hakikatte asker g ve refah, sraillilere ve Yahudi'lere daima
gven vermitir. Bunun iin onlar, kendilerine uygun gelen, maiub mllet
lerin putlarn benimsemilerdir. Fakat Mika ve aya, Gazab gnnde,

64

Allah'n " A r a b a l a r ve k a l e l e r i" ykaca, srailden; khinleri, b y


cleri ve putlar kknden yok edeceini itiraf ediyorlar.

SOSYAL ADALETSZLK BR CEZAYI GEREKTRR


Refah, ayn ekilde lks zevkini ve vurd um duymazl dourmu
tu r 25. Bir ta k m sosyal ahlkszlklarn, adaletsizliin, sefahatin, b o
zulmann irkinletirdii kutsal millete, Nebi; bir cezann yakn olduunu
hab er veriyord u . te AYA gayri menkul biriktiricilerine, bunun iin
yle kar kar; " Y e r k alm ay n ca y a k ad ar evi eve katan la rn , tarlay
tarlaya b ir le tir e n le r in vay bana! M e m le k e t iinde oturan ya lnz siz
k a l d n z . " 26 Y ine o, sefahati ve adaletin tefesshn ylece knar:
" a r a p im ek te y i it olanlarn ve ikileri kartrm akta zorlu olanlarn,
rvet i in kty hak l karanlarn ve hakl adamlarn hak k n elinden
ekip a lanlarn vay b a n a / ' 27
Bu inat ve gururlu milleti, Nebiler, " D i k bal b ir m ille t olm aya"
aryorlar. Bu millet, akl dinlem iyor ve " s r a i l y e n il m e z , m ab ed
y k lm a z . n k A lla h , b ranilerle ebed a kd ini y ap m tr" kuruntuaryle oyalanyor. Bu akdin ifadesine gre, srail, T o ray a riayet edecek; tir. Fakat mesele sadece bundan ibaret deiidr. Ayrca srail, takdmeler
sunacak, C u m artesiye, bayramlara, orulara saygl olacak, her trl
h a k s z lk ta n sa k n a c a k tr." 28
te Nebiler bu riykrh knamlardr. Onlara gre srail akdin
: milletidir. Fakat yine d e cezadan kurtulamyacaktr.

KURALCILIK, BADET ZAYIFLATIYOR


M usa tarafndan srail'e emredilen yinler ve tapnm alar, hi
: deilse belirli bir kesim iin, mekanik ve kupkuru bir ekilcilik haline
gelmiti; nk asra yakn bir zaman Nebiler, bu tutumu yaymlardr.
Oysa yerli halk aldatm ak ve onlara dolap evirmek iin iyi bir vasta
: olduktan sonra, Cumartesi ve bayram merasimlerine itirakin anlam ne
: o l a c a k t ? 2y nk samimiyetle cra edilmeyen bayramlarn ve takdimeern hibir anlam yoktur: " n m d e grnmee geldiiniz zaman eliniz
den bunu kim stedi de, avlularma ayak basyorsunuz. Artk bo takdime
getirmeyin... B irok dualar ettiiniz zaman da dinlemiyeceim . Elleriniz
kanla dolu... Ykann, temizlenin, gzmn nnden ilerinizin ktln
ahn, kt l k etmekten vaz gein."
te srail'in bu riyakrl, hakszl, putperestlii onu helake

95

gtrecektir. Bunun iindir ki Nebiler, onlar iin hazrlanan sava, ktlk,


tahrip, salgn hastalk, tenkil, srgn gibi birtakm b yk felketlerle,
srail'i daima uyarmlardr.

GNAHKRI, SADECE NEDAMET KURTARABLR


Tarih peygamberlik felsefesine gre, gnah-ceza dnemini M
sr'da veya Hkimler dneminde olduu gibi sadece Allah'a yalvarma ile
veya bazlarnn inand gibi kefaret kurbanlariyle durdurmak mmkn
deildir. Onun nne, sadece bir tek faktr olan topyekn nedamet ve ihlasla geilebilir. Bu, cem aatin kendi kendine cra edecei ve Allaha
kar bir dndr. nk Allah, sraili seviyor, onu kaybetmek deil,
kurtarmak istiyor. Bunun iin de tehditten sonra, daima bir teselli geliyor,
ite sadece bunun iin tahribden az nce (M.. 722'de srail Kral'nn
tahribinden) Hosea, sraillilere yle ricada bulunur: "E y srail, A llah'n
R abb e dn; nk kendi gnahnla ykldn. Nedamet szleriyle gelin ve
R a b b e dnn. Ona deyin: H er fesad bala ve bizi inayetle kabul et, o
zaman boalar yerine dudaklarmzn takdim eleriyle deyeceiz... O nla
r gnlden seveceim, srail'e gibi olacam. Z am bak gibi ieklenecek
ve kklerin i Libnan gibi salacak."

YNE DE AKD, GER DNDRLEMEZ


H oeanm bu ikazlar tesirsiz kalyor. Yine de, srailin krl,
onun alal bir akd bozulmasdr, eklinde karar vermek biraz acelecilik
olacaktr. nk btn Nebiler, "ak d in ebed olduunu, geri dndrlemez
o l d u u n u " tekrar etmilerdir. Allah, sraili seviyor, onu eski anna ye
niden iade edecektir. Bylece Allah, muhteem bir ekilde akdini yeni
leyecektir: " V e s en i e b e d iy y e n k e n d im e n i a n la y a ca m , evet, seni
dorulukla ve hakla, inayetle, rahm etle k e n d im e nianlayacam ve o
zaman R a b b i tan y aca k sn ."32
Yine bilhassa, yeryznn drt bir yanma srgne gnderilmi mil
letinden kalanlar Allah, SON'a geri gnderecektir: " e h i r d e n b ir
airetten ilk olarak sizi alp S O N a getireceim ... O gnlerde Yahuda
evi, srail evi b erab er yryecekler ve imal diyarndan atalarnza m i
ras olarak vermi olduum diyara birlikte gelecekler... Beni baba diye
aracaksnz ve ardmdan dnmiyeceksiniz..." 33

S6

BR MESHCLK LN EDLMTR
Bu rya devri (Meshcilik) srail'in Allah yolunu yeniden bulaca
M e s i h ' e 3^ ait bir devirdir. O halde M esihe ait rya, hereyden nce ok
kuvvetli bir milliyetilik mididir. Fakat Meshcilik, Evrensel bir ideal
ve ahlk olarak gelimitir. Gerekten VIII. asrdan itibaren Nebiler, tm
insanl kendi tarih grlerinin iine sokmulardr. Onlara gre, Allah,
m ademki kinatn ve tarihin mutlak hkmdardr. yleyse O, ayn za
m and a milletlerin de hkim id ir. A llah ile srail'i birbirine bahyan
vazgeilm ez, ihtirasl zel mnasebetleri inkr etmeksizin Nebiler, Al
lah'n, tm yaratklar iin olan srekli endiesinden sz etmilerdir. Yine
Allah'n srail'i cezalandrd ve kurtard gibi baka milletleri de
kurtaraca ve cezalandracana iaret edilmitir, ite Allah'n, baka
milletlere peygamberlerini gndermesinin sebebi de budur. Bunun iin
Amos, Obadya, Yunus, Iaya, Yeremya; M sr', Asur'u, B abil'i, A ra bis
tan', T y ri, Edom'u, M o ab', A m m o n u v.s. korkutmu ve kurtulu yolunu
gstermitir. Yunus, Ninova halkn nedamet, gidiatlarn tebdil konu
sunda, ikna etmi ve bylece onlar tehdit eden cezadan sakndrmtr.
Nihayet Nebiler, milletlerin i ve d politikalarn ynetecek ev
rensel b ir ahlkn zaruretine kanaat getirmilerdir. Onlara gre, tek
bana adalet bile b ir milletin mutlu olmasna ve hayatta kalmasna
m saade edebilir. Her millet, baarl veya baarsz hayat tarzndan,
Allah nnde mesuldr. Buna gre; ksaca, Evrensel tarihin yegne hede
fi, yer yznde " A ll a h 'n K r a l l m " kurmaktr. hir zamanda insanlk,
adaleti icra etmeyi baaracak, bylece Allah tanma evrenselleecektir.
Artk o zaman iddete gerek kalmayacaktr. Bunun neticesinde "n s a n la r,
k l l a r n saban d em irleri, m z ra k la rn b a c b a k la r yapacaklar.
M ille t, m ille te ka r k lm k a ld rm ay a cak ve artk cengi renm ey e
cek ler." 35
te bu evrensel ahenk iinde srail, rehberlik roln oynyacaktr.
O zam an, b t n m illetler, A lla hn szn d in le m e k iin SON'a
kacaklar, srail de tm insanla T O R A y retecektir. " V e m ille tle r
arasnda h k m ed ecek ve ok kavim ler hakknda karar ve re ce k ..."00

2-

H A H A M L I K Y A H U D L (Birinci mabedin ykmndan Tal-

m u d un tamamlanmasna kadar olan devre);


M.. 586 ylnda Bablli Buhtunnasr (Nabuchodonosor), Yahuda
Kralln istil etmi, Kuds mabedini tahrip etmi ve nfusun byk bir
ksmn srgn etmitir. Bu ykm, Yahudi milletinin tarihi iin kesin bir
dnm noktasdr.

97

BABL SRGNNDEN SONRA,


DASFORA OLUUR
70 yl sonra, Bab, Pers ve Medie Kral Cyrus tarafndan feth edi
lir ve srgnde olan Yahudlere dn izni verilir. ok kk bir aznlk
Filistin'e dnmekle ve mabedi yeniden ina etmekle beraber, Yahudilerden byk bir ounluk B a b il'd e kalr ve Daspora'y oluturur. Bundan
byle ya Y ah u d a 'd a ikmet ederek, mabed etrafnda merkezileen eski
din! hayat devam ettirerek, ya da, bir S i n a g o g etrafnda tekiltlanm
Daspora cemaatna aid olunarak iki ayr ekilde Yahudi olunacaktr,
ite on asra yakn bir zaman bu iki din duygusu birlikte yaayacak ve pa
ralel olarak geliecektir.
bran akd anlay, mill yaplarla, din karakterleri birbirine bozumazcasma ba lyordu. Kutsal ve dil bir toplum yaratm ak, sadece
srail topra zerinde dnlebilirdi. Allah'a ise, sadece Kuds m abe
dinde tapmlabilirdi.
Mill kklerinden kopmu olmasna ramen Diaspora, yeni br din
gelitirmitir, ibadet ve Kanun etdnde onun ok nemli bir yeri vardr.
Sinagogla ilgili kurallar ksmen, mabed kltrnn yerine gemitir. Yahuda blgesi bizzat, bu deiiklikleri tescil etmi, branicilik, Yahudilik
haline gelmitir. Neticede, evre medeniyetlerle temas eden Yahudi
dncesi, iyice belirginlemitir. O, ark mefhumlarn, sonra Yunan te
sirlerini ya kabul etmi, benimsemi veya iddetle reddetmitir. Ayrca
skenderin fetihleriyle Diaspora, esiz bir gelime kaydetmitir. Yahudi
hidayeti, egemen durumdadr. Tevrat Yunancaya tercme edilmi ve put
perestler zerinde derin bir tesir icra etmitir. Fakat Filistin'de Grek
basks, Asm oneensler (Makabi diye kaplanan rahipler ailesi) sava
ile sonulanan iddetli ve din bir reaksiyonu dourmutur. Makabiler, iki
asra yakn bir sre bamsz Yahuda blgesi, Romann eyleti haline gel
mitir. Ancak Y ah u d anm vatandalar (Zeotes) tarafndan balatlan
kurtulu sava, baarszlkla sonulanmtr. Neticede M.S. 70'de Tits
ordusu tarafndan Kuds tahrip edilmi ve mabed yklmtr. Simeon Bar
Kochba tarafndan balatlan son bir isyan da M.S. 130da bastrlmtr.
Artk, Diaspora, her geen gn nem kazandka merkez Filistin,
batm aktan geri kalmayacaktr. Bu tarihlerde, Roma im paratorluu
iindeki Yahudlerin nfusu, genel nfusun % 7 ile 10unu tekil ediyordu.
Oysa en verimli manev bir merkez olan Babil'de ise, bir milyona yakn
bir Yahudi topluluu politik bir efin (Exilarque) veya (Rech Ga!outo)nun
idaresinde yayordu. Poumbedia ve Sura'daki iki byk Talmud akade
misinin darecileri (Gaonim) ise o efin yannda idiler. Ancak slmn

98

itii, Yahudiliin manev merkezinin yerini batya doru deitirecektir.


Yine de Babi ve Fiiistin m erkezleri Yahudilie, ahlk ve hukuk bir
yasa olan Talmud tatbikatna dayal bir hayat stili kazandrmtr.

KNC MABED YAHUDL


M.. 538'de Cyrus'un fermanndan sonra Babil srgnleri Filistin'e
yerlein ce: Yazc E z ra'n n etrafnda toplanmlard. Tarihin ilk ' ' H a
h a m " olan Ezra, gerek anlamda bir dini restorasyona teebbs etmitir.
Talmud Ezra iin yle der: "Eer Musa, ondan nce gelmi olmasayd, Ezra
T o r a 'n m vahyine muhatap o labilird i."
Ezra, Yahudi ocann kutsall zerinde durmu ve putperest
elerini boayan bir takm mntesipler elde etmitir. Yine o, Mabed hiz
metini yeniden tesis etmi, srail ile Allah arasndaki ittifak cidd bir
ekilde yenilemitir. Bu ittifaka gre srail, yemin le Tora'ya itaati y k
leniyor; Cumartesi ve bayramlara, sosyal ve zira kanunlara titiz ekilde
riayeti stleniyordu. (lk rnler, yedi ylda bir topran dinlendirilmesi)
Fakat Ezrann, zellikle Tora etdne nemli bir yer verdiini gryoruz.
Bunun iin o, Pazartesi, P ere m b e (al veri gnleri), C u m artesi gnleri
kutsal metni halka okumay ihdas etmitir. Ayn ekilde, o idare ettii
topluluun (Kensseth Haguedola) yardmyla yin ve sinagogla ilgili Kura' da tespit etmitir. O halde b u g n k ekliyle mevcud olan Y ahudilik,
Ezra ile domutur. Yahuda hkmeti, ilk defa, bir krala veya rahiplere
deil, bilakis bilgin ve haham topluluuna tevd edilmitir.
Knesseth Haguedolamn 120 yesi (Bu Knesseth, skender'in fethin
d e n sonra S a n h e d r in 'e dnmtr), Tevrata ait yasay tesbip etmi
(branice Tevrat'n iinde 24 Kitap kabul edilmitir), gnlk dualar ve
kutlam a formllerini kaleme almlardr. Ayrca onlarn, Tora retimi,
m u h te lif emirlerin tatbiki gibi de grevleri vard. Yine onlar, yksek
m a h k e m e y i oluturuyorlar ve takvimi tesbit ediyorlard. Vahyin kesil
m e s in d e n sonra onlar H ayy olan A lla hn sznn rihleri olarak
kalmlardr. Aslnda, son nebilerin teblileri uzun erhlerin konusudur.

KYMETLE LGL TASAVVURLAR


N ebiler, Yahudi

felsefesi

tarihini

aklam lardr. Buna gre,

:srgn, kurtarc bir rol oynam, Mesih a yaklamtr. "R a b b i n G n "


hazrlanyordu. Orada drstler, dinsizler, gtiler ve kk Krallklar
lamellerinin mkfaatn dil ekilde alacaklardr. Kinatn alt st ol
m a s n d a n ve korkun savalardan (Gog, Magog kral Savalar gibi) son ra,

9S

Allah'n Krall yeryznde kurulmu olacaktr. Ezekielin haber verdi


i gibi, kurum u kemiklerin alacak grnm iinde, ller dirilecek
t i r 37.

YAHUD DNCES BABL MTOLOJSNN ve


YUNAN FELSEFESNN TESRNDE KALMITIR
Btn bu kyam etle ilgili tasavvurlar, srail milletindeki gerek
mistik ateten sz ederler. Daniel kitabnda olduu gibi, Kyametle ilgili
y azlar olduka o k tu r. M elekler, iblisler, eytan dikkate alnrsa;
Allah'n tm yaratklar kendi hedeflerine hizm et etmektedir.
br dnya, yani gelecek dnya zerinde bir takm tasanlar yapl
mtr. te devrin Yahudiliine uygun gelen bu nazariyelerin gelimesinde
ark inanlarnn ve Babil m itolojilerinin byk tesiri inkr edilem ez.
Ayn ekilde Y un an etkisi de Y ahudilii daha b elirgin lem eye doru
y n eltm itir. Yine de ne mitolojinin gayr ahlk ve kaprisli tanrlar, ne
de filozoflarn gayr m ahhas, souk, entellektel tanrlar yahudilere
cazip gelmitir.
Fakat genel fikirler erevesinde, en ortodoks yahudiler arasnda
bile, bedenlemenin bir takm izlerini tesbit mmkndr. QuoheIet'in ki
tab bu fikirlerle doludur. Tevrat'n Arm ice tercmesi (Targoum), Antro
pomorfizmi yum uatm tr. Bylece, Sina zerine inen Allah deil, " A l
lah 'n ah siy etid ir."
Hikmetin ok saydaki vgleri, Taimid H a ham'a (H akimlerin
Talebesi) olan hayranlk, z deerlerin alt-st olduunu gsterir. Ayn
eyi, Yahudiliin i evriminde Yunan medeniyeti indeki filozofa verilen
nemle, takviye edilmi olarak gryoruz. te bunun iin, Ben Sira'nm
H ikmet Kitab, yahudi unsurlar ile Y unan unsurlarn kartrmtr.
Buna gre Hikmet, Allah'n bir ihsandr. O halde o, yine bir bilgi ve
aratrma konusudur. Fakat dier taraftan hikmet, dncenin bir zihin
yeteneidir ve hayat, mantk ve zihne gre dzenler.
lk Yahudi filozofu skenderiyyeii Filon (Philon) bu fikirleri daha
da ileri gtrerek dn ve felsefeyi, vahiy ve akl, hikmet ve kelm (Lo
gos) uzlatrmaya teebbs etmitir. Ona gre dini buyruklar ve kurallar
da rasyoneldirler ve gerekte S t o is y e n ve P la t o n is y e n doktrinin ahlk
sonucuna varrlar. Fakat yine de Filon, geleneksel yahudiliin kenarnda
kalr. O, nemli rol, domu hristiyanhm gelimesinde oynamtr.
Gerekten, Yunan dncesi hahamlara, zararl grnm, bunun iin
hahamlar, kendi ilerine yani Tevrat kurallarnn ine kapanmlardr.

100

YAHUD MEZHEPLER:
Yine de Y ahudi dncesi donmamtr. Aksine, fikirlerin kayna
mas ylesine olmutur ki, birok kk mezhep teekkl etmitir. Resm
: bir dnce izgisi veya doma olmad iin bu mezheplerin hibiri ti;
:
:
;

zal'da olmamtr. Ancak onlardan herbiri, kendine gre kutsal kitaplar


yorum lam ve ondan din, ahlk, metafizik ve hatta politik bir davran karmtr. Bu davran, milliyeti Yahudilern (Zelotes) an milliyetiiiinden, Sadukilerin uyguladklar "o rta k alm a"y a, Ferisilerin
eyyamclna kadar uzanmaktadr.
Bu Yahudi mezheplerinden sadece drd, Yahudiliin tekml
iin nem tamaktadr. Bu mezhepler unlardr:

1- E s s e n ile r (E s s e n ie n s ): K u m ran yazmalar, onlarn; Y ahud i: Hrstiyanlarla akrabalklarn bize gstermitir.


2- Zelotlar (zelotes): Dindar ve milliyetiler.
3- S a d u k i le r (saduceens): Bunlarn dncesi, Karailer itizalinde
: yeniden ortaya kacaktr.
4- Ferisile r (Pharisiens): Byk kitlelere sahip olan bir mezheptir.
I. asr, Ferisilerin hkim iyet adr.
nce tarih birtakm sebeplerden, sonra da mabedin tahribinden
: sonra; Mabed klt zerinde merkezilemi olan klasik dini duyguyu de
vam ettiren rahiplerin ve S a d u k i l e r i n varlklarnn artk nedeni kal
m am tr.
Mill bamszl koruma sava veren Z e l o t e s Iar ise Yahudi r: nassansntn son midi ile birlikte yok olmulardr.
Zulm lerin krp geirdii E s se n iie re gelince; onlarn mistik ve
zhidne mezhepleri hi bir zaman cemaatleri etkilememitir.
Feriser, ayet tahripten sonra yaamlarsa; bu onlarn uzun za: m andan beri bu ihtimale hazr olmalarndan ve bilhassa orada cemaat
: hazrlamalarndandr. nk onlar,uzun zamandan beri, Tora'nm, devlet; ten, srail toprandan daha nemli olduunu ve Tora'nm ahid almeti bulunduunu kabul ediyorlard. Onlara gre, zulm giderse eriat yaamak
ta d r .

FERSLER N TEVRAT, EN BYK DEERDR


Yahudilii, yeni duruma (Diaspora) uygulamak iin Tevrat' dik
katli ekilde ok u m ak kfidir. nk "H e r e v ond a b u l u n m a k t a d r ."

1 01

Musadan, Knesseth Haguedola hahamlarna varncaya dek, nakledilmi


olan ifah gelenek, Yahudilere Allah ak ve hizmetine doru rehber ol
mak iin ok titiz hayat ereveleri koyan yazl kanunun yorumuna izin
vermitir. O halde eriatin etd yce bir deerdir. Dnya, sadece "T o ra
okuyan ocuklarn nefesleriyle, onun em irlerinin tatb ik ile ve menfaat
karl olmayan lutufla devam etm ektedir."
te bunun iin Hikmet, tevazu ve alak gnlllk, gerek Yahudinin faziletleridir. O, sevaplarnn mkafatm gelecek dnyada alacaktr.
nk bir amel, bu dnyada ve br dnyada mkfatlandrlmtr. Bu
dnya, br dnyamn giri odasndan baka bir ey deildir.
Ferisi Yahudiliinin kuvvet izgileri, okullard a gelimi ve erh
edilmitir. Fakat ksa bir zaman sonra, szl nakil artlarnn gveni
lirliinin olmad dnlerek (Yahudi merkezlerinin dalmas, z u
lmler, gvensizlik nedenleriyle) M ukaddes Haham Yuda, Filistin okul
larnda tedris edilen kanunlarn tmn yazmaya karar vermitir. te bu
tedvinden de Mina (Mchna) domutur.
M in a 'm n yorum ve derleme almas V. asra kadar T ib e ria a e ve
zellikle SU R A ve Poumbediat'taki iki byk Babil akademisinde devam
etmitir. te M in a'm n erhi olan Gemr (Guemr) buralarda kaleme
alnmtr. Bylece Mina ve Gemr, Talmudu meydana getirmilerdir.

TALMUD YAHUDL
Talmud, zahit yahudilerce hl yaanlan zel bir hayat tarz
meydana getiren zengin bir eserdir. Talmud, doumundan lmne, sabah
kalkndan uyumasna, bayram ve mevsimlerin srasna, Allah'la, insan
larla, aileyle ve toplumla olan mnasebetlerine kadar, her yahudinin
hayatnn her ann saran; hukuki, ahlk, din bir yasadr.
Bu nehir-ktap, (Talmudun tm metni, drt sahifelik yirmi cildi
doldurur) hazrlksz bir ekilde okuyan kimsenin yolunu saptrr, yleki
ondan "T alm u d D e n iz i" diye bahsedebiliriz. lk bata, onda dikkati eken
eyin, farkll, srekli konu diilii ve bilhassa T A N N A M L E R ta
rafndan aklanan bir takm fikirlerin eitlilii (Bazan da elikiler)
olduu grlr.

102

HUKUK, AHLK ve DN YASA OLARAK TALMUD


BR BRLK FAKTRDR
Ferisi yahu d ilii ne doma ne de resm bir dnce empoze etme
mitir. Talmud ise, olduka farkl bir takm okuma ekillerine uygundu.
n k T a lm u d 'u n b t n zellii, on u n fa rk ll n d a idi. Ta lm u d ,
" T O R A " n n yetmi yz olduunu sylemitir. Fikir plannda pluralist
olan Ferisiler, amel sahasnda kat b ir disiplin arzu su iindeydiler.
Aslnda, ihtilaf halindeki konular, ounlua bir seme imkan veriyordu.
te o gndr, bugndr tm yahudiler, ittifakla eriat uygulamaya ken
dilerini adamlardr. Bunun iindir ki, birka i sava bir kenara bra
klrsa; D ia s p o ra y a ramen, yahudilik, dikkate deer bir birlii devam
ettirm eyi baarmtr.
Yine de eer tarihi durum gerekli klarsa, hahamlar, gelenei y e
niden gzden geirmede hibir tereddt gstermezler.
Talmud, hem en hemen bin yllk bir tarihi kapsar ve evre m ede
n iy etin d eiik lik le rin i tescil eder, ite bu da, d e iik li in , ikinci
faktrdr. Ekonomik (yoksulluk ve refah gibi) ve politik (tolerans veya
zulm gibi) duruma gre Talmud, d medeniyete alma iradesini gsterir
(Evrensellik ve bizzat ihtida ile) veya aksine, kendi iine kapanr (parti
cularisme).

TALMUDUN TARH EVRME AILMASI DA


BR FARKLILIK FAKTRDR
Bu iki faktr (dnce hrriyeti ve tarihi evrime uygun gelme) Tal
mud'un "i tenak uzlarnn" kaynan tekil eder, ite buna birka misal:
1. En temiz maneviyatn yannda, maddi ve gnlk hayatn bir sev
gisi ve ak dini gsterir.
2. Tevrat bize gece ve gndz okumay emrediyor. Shimean Bar Yohai "gece ve gndzn haricinde bir an bulursan, al" der.
Fakat bir baka haham da vie der: "Eer, sen b ir aa dikm ekte
k e n M e s ih gelirse, nce aa dik m eyi tam am lay acak sn sonra mesh'i
k a r l a y a c a k s n ."
srail toprann ve srgn yerinin yeri ve oynad rol da ayn
ekilde h aham lar blm tr. Bazlar, " o u n lu u y a h u d i olan b ir
ehirde srgnde olunmaktansa; ounluu putperest olan srail'de oturmak
daha i y i d i r . " 38 derken; dierleri "s ra il iin, B a b iF i te rk e d e n kim se,
m sb e t b ir emri ihll etmi olur." demilerdir. nk onlara gre kitapta

103

yle yazlmtr: " R a b dyork, onlar, B a b le 39 srgn edileceklerdir ve


orada, onlar hatrlay aca m kadar kala ca k la rd r."
Bu c m led en aka, m ukaddes toprak ak ve oraya yenid en
yerletirme istei anlalyor. Fakat, srgnden kurtarcnn rol (A h ir
z a m a n a b u k l a t r m a n n ) yasak edilmesi (y a n i ta r i h i n s e y r in i
abuklatrmak) mesihi gnderme ve srgndekiieri geri getirme hakknn
sadece Allah'n olmas, siyonst olmayanlarn tutumunu izah etmektedir.
Ayn ekilde E v re n s e lcile rle , muhtaryetciler de atmaktadrlar;
onlarn bazlar, " T o r a , tm insanl a g nd erilm itir. Kutsal K itaplar
h a k k n d a derin b ilg is i olan b ir m uhtedi, cahil b ir rahipten byktr.
dil m ille tle rin , g e le c e k dnyada n a s ip le ri vardr" derken; d i e rle r i,
zulm d zenlerinin, m rik ahlknn bozukluu, Tanrsal seimdeki
hristiyan iddialarnn nnde yle itirazda bulunurlar:
"K i m s r a il e kar b a k ald rrsa , takdis edilm i b ir azize kar
bakaldrm gibi olur." "H br putperestin, br dnyda nasibi olmaya
caktr." " A lla h sraile yle demitir: "Ben, dnyaya gelen herkesin A l
lahym. Fakat ism im i sadece sana ortak ettim."
Yine Talmud, byk bir haya ile, bir takm fiziki ihtimallerin d e
rin anlay; zahitlik ile, lml bir tarzda kullanlan zevklerden kan
sevin, kadeh dmanl ile kadna kar duyulan derin sayg, hurafe
(eytanlara ve kt gze olan inan) ile en temiz iman, msamaha ile sof
talk arasnda taksim edilmitir.
Ksaca T a lm u d un, farkl grleri atmas gerekirken, itidali v
mesi icabederken, mmkn olduu kadar ar durumlardan uzaklamas
lazmken; aksine onun ok farkl kanaatleri biraraya getirdii grl
mektedir.

TORA'NN STNL .
Yine de bt n hahamlar, " T o r a 'm n temel n e m i" zerinde ttifak
etmilerdir. Kutsal dille yazlm, dorudan Allah'tan vahyedim i olan
Tora, herkes tarafndan renilmesi iin "n s a n n dili ile " konumaktadr.
Yine de o, birok sembollerin h z in e le rin i ve gizli manlar ortaya koy
maktadr. Ayrca, kutsal metnin her sahasnn, her harfinin, her kelime
sinin bir anlam vardr ki o, hahamlara zg yorumun ak metodlar say
esinde anlalabilir. Tora, "T an rsa l p ro je y i" ortaya koyar. nk Allah,
kainat yaratm ak iin, Tora'ya bakmtr. Yani, dnya Tora'da belirtilen
metafizik ve fizik kanunlara tabi olmaktadr.
Yine insann en nemli ii, gururlanmak iin bilgi toplamak veya on-

104

dian fayd alanm ak deil (Byle b ir etd g n a h a sevkeder), Allah'la


birlemek ve Tanrsal Kanunlarn sebebini anlamak iin okumaktr.
" T o ra , ona b a lananlar iin b ir hayat aacdr." O, hayatta kabul
edilmesi gereken hareket tarzn " H a l a ' h a " retiyor. O, ferd eitiyor
ve selmeti temin ediyor. "K a d n la r, sev ab nasl elde edecek? ocuk
la rm sin agog'a Tora okum aya g nd ererek ve kocalar, haham okulla
rnda b ilgi sahibi olarak reneceklerdir." 40

EMRLER
Okum a ksr kalmamaldr. O, aksiyona sevketmelidir. Toramn
emirlerine itaat ederek insan, "T a n rs a l p ro je y i" gerekletirir. Neticede,
dnyann yaratlmasnda Allahn orta haline gelir. Her hareket, es
rarl bir ekilde, evrensel dengeye, evrensel tarihe ve ferde tesir yapmak
tadr. insanlar, dayanma iindedirler ve birbirlerinden mesuldurlar. Fa
kat herbiri, Allahn szne itaat edip etmemede serbesttirler. Bu hrri
yet, yani cz'i irade, zaten, sadece ahlk hayat iin geerlidir. Nitekim
yle denmitir: " A lla h korkusu hari, herey Allah'n elindedir." taati
ile yahudi, srailin seimini dorulamtr. Gelenee gre srail'in seimi,
tm milletlerden sadece onun yle diyerek eriat kabul etmesi olayna
baldr: "B z itaat edeceiz ve anlayacaz."
Emirlerin says 613'tr. (Bunlardan 365i yasaklardr. 248'i ise dn
emirlerdir.) Bunu, Talm ud, Allaha kar devler ve bakasna kar
devler olmak zere iki byk kategoriye ayrmtr:
1) Allah'a Kars d ev len Bu devler, aka ve saygl korkuya day
al devlerdir. Bunlar, deiik kurallara riayetle kendilerini gsterirler:
M abed klt, dualar, kutlamalar, Cumartesiye ve bayramlara sayg, gda
kanunlar v.s. gibi.
2) Bakasna Kar devler: Bunlar da balca u iki grubu ilgilen
dirir:
a) K i iler a ra s lik ile r: Bakasnn kiiliine ve liyakatine sayg,
kar gtm em e, cmertlik, yardm severlik, mtecavizleri balama, te
sant, bakasna kar m esuliyet gibi bir dizi davranlarn temelini
tekil eder.
b) S o s y o - E k o n o m ik devler: Talmud Hukuku, doum ve servet
eitsizliklerini, bilhassa devler kadar gerekli olan vergilerle ve muh
telif balarla dzeltm e ynnden, sosyo-ekonomik ilikilerin tam bir
m ekanizm asn ortaya kbyar. Muhtelif sosyal snflar arasndaki ili
kiler, liberal ve sosyalist bir karmn iinde herkesin haklan muhafaza

edilmek zere dzenlenmitir. Bylece btn mbadele ve bor proplemlerinde olduu gibi, iverenin imtiyazlar ve cret haklan da dikkatlice ele
alnm tr.

BAZI BYK FKRLER


Talmud mtehassslar, ferd ve sosyal hayatn btn ynlerini in
celemilerdir. Zaten, mkem mellie ulamak iin, nsan faaliyetin tm
sahalarn gzden geirmek gerekirdi. Biz bu konuda, baz temel problem
lere k tutmakla iktifa edeceiz. Talmud'un gnah anlay, orijinallik
ten uzak deildir. Buna gre insan, iyi ve kt i gdlerin sava alandr.
Ancak ona, dn kurallar, igvalardan saknmada yardmc olmaktadr.
Fakat, nsan zaafiyetin farknda olan Talmud, Tora kanunlarnn etra
fnda kurallar oaltmaktadr, ite bunun iin, mademki Cumartesi gn
belirli saydaki faaliyetler yasaktr, o halde bayrama giriten bir saat
nce, yasaklanm bt n almalar terketmeye itina edilmelidir. Yine
Talmud, bir cahil tarafndan ihlal olarak yorumlanabilen tm faaliyet
leri de nsana yasak etmitir. te bunun iin, dindar bir yahudi, bir din
kardeinin bugn al-veri yapmaya izin verildii zehabna kaplmas
veya bunu yapmann ehemmiyetsizliine inanmaya gitmesi korkusuyla,
cumartesi gn bir maazaya girmeyecektir.
ayet bt n bu tedbirlere ramen b ir yahudi gnah ilerse; ona, dua
ve nedamet etm ek dmektedir, insan, duasnn samimiyetiyle, Tanrsal
yargnn sertliini yumuatabilir.
Mabed olduu zaman, takdimeler; ferd, mill, evrensel hatalarn
balanmasna im kn veriyordu. imdi ise, dua, takdimelern yerine
gemitir. Nedamete gelince, o, gerek bir ruh arnmann ifadesidir. G
nahkr, nedametle, hataya bir daha dnmeme haline girmitir. Bylece
gnahkr, hatadan nceki yksek ahlk seviyeye trmanr. Byle bir
kimse hakknda Talmud yle der: Bilm eden ilenen gnahlardan sonra,
tvbe edenler, hayatnda daima iyi h a re k e t e d e n lerd e n st nd r."
Bylece Talmud'a gre gnah, ferdin ahlk ilerleyiinde pozitif bir rol
oynam aktadr.

BR TARH FELSEFES
Talmud ayn ekilde, fakat gayr-i sistematik tarzda geni bir tarih
felsefesi teklif eder. Bu felsefe, btn insanl ilgilendirmektedir. Buna
gre tarihin hedefi, insanolu olan Mesih'in geliidir, insanln, tanrsal
irade kadar, kendi gayretleriyle de Mesih'in geliini hazrlamas gerek

106

mektedir. Ayrca Talm ud, M esihin ahsndan ok " M e s i h ! D ev ir" zeirinde durmaktadr. Artk bu devirde srailin grevi (seilmi millet olairak vahyi yayma grevi) sona erecektir. nk o gnden sonra, btn mil
letle r; A lla hn Kralln tanm ak iin Siyona (Sion) kacaklardr.

YNE DE SRAL ALLAHIN MUTLAK YCELN


TASDKTEN GER KALMAZ
phesiz, Talmud nutuklarnn znde, felsef kategoriler iinde
hibir zaman tarif edilememi b r Allah olan " s r a i l 'i n A l l a h 'n n " de
vaml varl bulunur. Byle bir A lla h n varl orada srekli belirtil
mitir. Ayn ekilde, Hahamlar, bu Allah'a durm adan nsan duygular sinat etmiler ve onu hibir ayrm gzetmeden "K ral Rab, Hakim, G klerde
o lan B a b a " gibi adlarla isim len d irm ile rd ir. O nlara gre, A lla h n
varl, herkes tarafndan kavranabilir. Zaten, Allahla insan arasnda
hibir arac yoktur.
Talm ud m uharrirleri olan H aham lar, kendilerini, sadece lh
kelmn yorumcular olarak takdim etmilerdir. (Ksa zaman sonra kutsal
bir kitap gibi okunacak olan) onlara gre Talmud, birlii, srgndeki yaihudi m illetinin zelliini, basar
ynelmi bir yasadr.

ile y k lenecei

rol m uhafazaya

3- ORTA A YAHUDL (Talmud'un bitiminden


zgrle kadar [1791]):
Aslnda Talmud yahudi i i, birka reaksiyondan sonra kendini, tm
D ia s p o r a topluluuna kabul ettirmitir. nce, slm fetihleri, yahudiierin iine yaramtr. Artk, bundan byle, Badat'a yerlemi olan politik
eflerin (Hxilarques) ve G aon im le rin iktidar, drt asrdan beri unutulmu
bir parlakl yeniden ele geirecektir. Geri, Batda olduu gibi ark'ta
da yahudiler, kinci snf vatanda olarak telkki edilmilerdir. Ancak,
yer yer grlen birtakm zulmlere ve ok kk bir aznla dokunan
ayrmcla ramen, ark'ta, yahu dilerin hukukuna ve dinine ok saygl
: d a v ra n lm tr.

BATI YAHUDlLER CEMYETN GZNDEN


DMTR
Batda hal seferleri, yahudilere kar Hristiyan tutumunu kkten

(F.: 8) 1 o7

deitirirken, XI. yzyla doru ark'ta Mslman g zayflam ve buna


paralel olarak da Islm topraklarnda din m samahaszlk artmtr.
Hatlar, getikleri yerlerde; yahudilerden sa'nn lmnn intikamn
almak iin, yzlerce cemaat kltan geirmiler (Fransa'da ve zellikle
Almanya'da), imdide sa'nn mezarn kurtarmaya ynelmilerdir. Artk
yahudi, bat toplumundan srlm, lanetlenmi ve tiksinilmitir. Yine
yahudiler, bat toplumunda, kuyular zehirlemekle, veba hastal getir
mekle, hristiyan mayasz ekm ein e saygszlkla, boazlanm hristiyan ocuklarnn kan ile mayasz ekmek yapmakla itham edilmilerdir.
Neticede, yahudiler, kk drc birtakm mesleklere sevkedilmiler,
sar elbise giymekle veya zel apka giymekle toplumdan tecrid edil
milerdir. Bu durumda yahudnin yegane destek kayna, iine kapanarak
mistisizm olmutur.
Bunun iin geici veya kesin bir takm kovulmalar, yahudi dnya
snn haritasn durm adan deitirmitir. Bylece, manev merkez Ba~
b il'd e n (M.. V. asr ve M.S. VI. asr) B a d a t a, daha sonra da K a y r a v a n a doru yer deitirmitir. Provence ve Alman yahudi cemaatleri pa
ralel olarak geliirken, bilhassa spanya, olaan st bir ekilde altn
a muahade etmitir (IX. asrdan XIV. asra kadar). 129G'da Ingilte
re'den, 1394'de Fransadan, 1492de Ispanyadan kovulan yahudiler, Hol
landa'ya, Dou Avrupa'ya s nmlar veya Kuzey Afrika, Trkiye,
talya, Filistin ve Polonya yahudi kolonilerini glendirmilerdir.
Polonya, yahudilere, sinagoglarn ve Talmud akademilerini geli
tirmeye imkan veren bir i muhtariyet verirken, XVI. yzyl, SA FE D de
(Filistin) mistik bir hareketin uyandn m u ahade ediyor. Fakat,
1648'de Polonya zerine dalga dalga yaylan C h e m i e ln i t s k i ve Kazak
larn katliamlar, bu geici refah tahrip etmitir. Yahudilere kar tec
rid tedbirleri ise, durmadan artmtr. Neticede yahudiler, tahsis edilmi
blgelere srlmlerdir. (Byk ehirlerde Ghettos, Rusya'da "Y erleim
B l g e l e r i" Kuzey Afrikada M e l la h ) . Bylece sefalet, yahudilere hrri
yet veren Fransz ihtilalin e kadar durmadan devam etmitir.

GAONMLER AI
V. Asrda Taimudun tamamlanmas G aonim 'Ier (Talmud Akademi
si Bakanlan) ann balangcn gsterir. Artk yahudiler, kurallarla,
medeni ve ze! hukukla veya yahudi olmayanlarla mnasebetlerle ilgili
tm problemlerde kendilerine boyun emek in Gaonimlere bavurma
alkanlna sahip olacaklardr. (Daha sonra da Hahamlara ba vuru
laca gibi). Yahudi cemaatleriyle, manevi otoriteler arasndaki mektup

108

lama hl bugne kadar devam eden geni bir "S o ru la r ve Cevap lar"
(C heelote outechouvote) edebiyatnn doumuna vesile olmutur. Gaon i m ler, m ntesipler niyetine b irtak m dua kitaplar, ahlk kitaplar
veya Talmud hukuku kitaplar kaleme almlardr, ite yahudiliin bir
lii bylece devam etmitir.

KURAL AYRILIKLARI YAHUD BRLN


SARSMIYOR
Hristiyan ve slm bloklarndan zoraki ayrlmadan sonra, yine de
b irtak m kural ayrlklar, kendini gstermitir. Filistin Gaonim'lerine
bal olan hristiyan dnyann yahudileri A S H K E N A Z M adn al
mlardr. Badat Gaonm'leri tarafndan ynetilen msiman dnyann
yahudileri ise, S E F A R A D N adn almlardr. Hla bugn bu iki kural
(veya metod), herbiri 2 ei detlerine bal olarak, yahudilie hakimdir.
Birtakm ayrlklar olsa da nemi yoktur. Yine de gerek yahudi birliini
Tevrat ve Talmud salamaktadr.
T alm ud un tamamlanmasndan sonra din dn, stikamette
gelime gstermitir:
1. Yorum
2. Dn Felsefesi
3. Mistisizm

Bu sahada da, yahudi orta a, belirli sayda klasik eser mey


dana getirmitir.

1. YORUMUN GELMES
Yorum, dorudan doruya Taim uddan mlhemdir. Ayrca yorum,
hem kanunlarla hem de metinlerle ilgilidir. Fakat o, bazan bir htisas ii
olmaktadr, ite spanyol haham ibn Ezra, hereyden nce, bir Tevrat yo
rumcusudur. En byiik karar verici Rabenou Cuershom ise, nce, h u
kukudur. Yorumcularn en by olan RASHi (1040-1105), ti er iki sahada
da esizdir. Bylece, kutsal kitaplarn geleneksel yahudi yorumunun hl
bugn temsilcileri olan birok Tevrat tefsirleri ortaya kmtr.

2. DN FELSEFES
Burada sz konusu olan, gerek vahiydir. Aralarnda byk bir ya-

109

hudi ounluun yaad slm dnrleri gibi Hahamlar da IX. asrdan


itibaren, Y unan felsefesiyle ve zellikle akl ve imann mnasebetleri
problemleriyle kar karya gelmilerdir.

YAHUD DNCES HER TRL RASYONALST


TEEBBSE MUHALEFET EDER
Muhtelif felsef eserler, kendi aralarndaki uyumazlklar rtbas
etmeksizin, Aristo dncesiyle, Musa'nn dncesi arasndaki yaknlk
lar gstermeye teebbs etmilerdir. Bylece yahudilik, yaratl fikrin
den vazgememitir.
bn Gabrol gibi dier dnrler Yeni Eflatuncu ekole balanmlar
dr.
Bylece, rasyonalizmin birtakm ekilleri, zellikle felsef bir b a
k ile arasnda orta a din felsefesi iinde, zel anlamda kendini gs
termitir. Bu dnemin belli bal dnr olan Maimonid'in eseri, ok
canl bir polemii ortaya koyar. Aslnda yahudilerin ou, felsef kate
gorileri ve her trl rasyonalizm teebbslerini reddederler.
Yahudi dncesine en ok tesir eden yazarlardan biri, rasyonalizm
den olduka uzaklam olan, ilhiyat ve air Jda Ha L e v i'd iU L Belli
bal eserlerden biri olan " K U Z A R " d e , uzun ekilde, bir tarih felsefesini
ve vahyin yorumunu gelitirmektedir. Onun ke ta, srailin seimiyle,
Allah', seilmi millete ve ayn ekilde seim yeri olan Filistin'e ba
layan mistik mnasebetle atlmtr.

3. MSTSZM VE KBBALA
lk alardan beri yahudilik, ok kuvvetli mistik bir cereyana sa
hip olmutur. Bu cereyann, Talmud'da izleri grlmektedir. Bununla be
raber, b.r lem konusunda, klsik bir takm nazariyeler yannda; evrenle
ve teoloji ile ilgili bir takm konularn da ortaya kt grlmtr.
Bylece Talmud u iki byk srr benimsemektedir: Dnyann yaratl
(Mass Berchite), Tanrsal Beden (Mass Mercaua).
te buna gre, Tanr'nm zel hayat ile, onun dnya ve yaratl
modelleri ile ilgili tm problem leri, bu iki sr zerinde kesafet ka
zanmtr. Ayrca, orta an balangc boyunca bu akmlar, G n o stik 42 ve
Y e n i -E fl a tu n c u ilikilerle zenginlemitir. Neticede bu akmlar, zengin
kapal bir ( s o t e r i q u e ) edebiyatn, bilhassa Yaratl Kitabnn ( S e f e r
Yetsra), Bilgi Kitabnn (Sefer Habahir) ve Tanrsal tedbirler konusunda

110

cesaretli faraziyelerin (Chiour Koma) domasna neden olmutur.


KABBALA'YA GRE TEVRAT'IN GZL MNSINI
TANIMAK SADECE MSTK HAREKETLE
MMKNDR
Bu metinler, XII. asra doru Provence'de domu, daha sonra Ispan
ya ya doru yer deitirmi olan (Gron Ekol) Kabbala hareketinin ilk
temellerini oluturur. XIII. Asrda bu edebiyatn iekcii olan S e fe r ha
Z o h a r ortaya kar km az, Tevrat ve T a lm u d dan sonra, yahudiligin
nc b y k kutsa) kitab olarak telkki edilir. Kabbalaya, zellikle
" Z o h a r " a gre Tevrat'n geleneksel okunuu sotrique (batn)dir: Bunun
iin geleneksel mistik hareketin amac, kutsal kitaplarn daha do^ru bir
okunuuna imkn vermeye yneliktir. nk, tarih olaylar ve kanunlar
sadece, Tanrsal kelmn elbisesi ve bedenidirler. Onlarn ruhunu anla
maya sadece, mistik hareket imkn verir.
B y k ilham sahibi N ahm anid (1194-1270) y le der: " T e v r a t
aadaki eylerd en bahsediyor. Fakat gerekte y u k ardaki eylere b a
v u ru y o r." Kabbaiam n zerinde durduu belli bal srlar; A l l a h n srr
zellikle, S e f i r o t e T a r 43 sisteminin domasna neden olan T o ra sistemi
srailin Seim i ve M e sih 'in Srr gibi konulardr.
Kabbala'nn iledii bu byk konular, yava yava btn yahudi
lerin yaad blgelere yaylmtr. Bu konular, Alm anya'da, R h n a n
mistik ekol olan " H a s s i d i m ' T e r 44 tarafndan hazrlanan bir alan bul
mulardr. Ispanyol Yahudiliinin kurban olduu zulmler, XIV. ve XV
yzyllar Ispanya'snda K a b b a l a nn en ackl konularna dikkat edilme
sine yardmc olmutur. Daha sonra ise bu konular, Filistinde daha byk
b ir ansa sahip olacaktr.
Neticede bu konular, XVI. asrda, byk mistik saac Lourianm te
siri aitmda ve talebesi Haim V ita lin nemli eseri sayesinde S afe d Ekol
tarafndan yeniletirilmitir. Daha ok popler hale gelmi olan bu konu
lar, olduka yeni manev bir hareketin gelimesi iin de ok nemli bir rol
o y n ay a ca k tr.
Bu ekollerin dnda ve bamszlktan nce, zellikle Rnesans
dneminde birka bamsz dnrn ortaya kt grlr. Bu dnrler,
saac b rahanel (1437-1509), Azaria dei Rossi (1513-1578), Goem in ya
ratcs M aharal de Prague (1525-1609)dr ki, onlarn adalar zerinde
hibir tesiri olmamtr. Aksine, "Z o h a r"d a n sonra en derin ve en srekli
tesir icra eden eser Jo se p h Caro (1565)nun "Choulhane Arouh" isimli eseri

111

olmutur. Talmud Kanunlarnn tedvini oanbu eser genel olarak benimsen


mi ve Polonya'I Haham M o ise sserle sin dzeltmeleriyle yahudilerin
dn birliinin devamnda byk lde pay olmutur. Bu kitap hl, H a
ham kanunlarnn ilk kaynan tekil etmektedir.
Aslnda, ortaan sonu ile bamszln balangc arasnda yahudi dncesi, tam olarak smrlandrlamamtr. Bu sadece bir G H E T T O
zamanyd. Yine bir takm artlarla karlam olan din dnce, XVIII.
asrn sonunda, yahudler karken bu yeni artlardan kmaya balaya
c a k tr.

4. MODERN ve ADA YAHUDLK


(1791'den Gnmze)
Aydnlanma a, her eit ekonom ik, politik, sosyal, entellektel
ve din pein fikirleri ykmaya ynelmitir. Bunun iin, Fransa'da, Al
manya'da, filozoflar ve yazarlar, bir mutluluk, tolerans ve eitlik an
mjdeliyorlard. Fransa'da Montescpeu ve Mirabeau, Almanyada Lessing
ve D o h m gibi baz dnrler, geleneksel olarak yahudilere atfedilen
hatalarn, onlardan ayrlmaz olmadn savunmulardr. Onlar bu hata
lar, asrlk basknn neticesi olarak gryorlard. Bunun iin onlara gre,
yahttdileri kabul eden toplumlarda, yahudileri " m u tl u ve f a y d a l"
klmak iin, onlara medeni haklar vermek gereklidir.

GHETTO'DAN IKARKEN YAHUDLER


ANTSEMTZM'LE KARILAMILARDIR
Y uk ard ak i

istekleri, y ahu diler lehine sad ece

Fransz

htilli

gerekletirmiti. ok ateli tartmalardan yl sonra 28 Aralk 1791de


Fransz Millet Meclisi, Yahudileri Fransz vatanda olarak kabul edi
yordu. Bu ise, iitilmemi br kargaala sebep olmutu. Artk bundan
byle yahudiler, politika ve halk hizmetleri dahil bt n mesleklere,
niversiteye girm e hakkna sahip olacaklard. Yine de Napoleon, Y ahu
dilerin haklarn biraz ksnt ile aklamtr. O, yetmi ik i y e lik bir
S A N H E D R N in (te ikisi hahamlardan, te biri de liklerden oluan)
toplanm asn em retm iti. Bu yeler, y ahu dilerle devlet arasndaki
likileri, yahudilii zel bir dava haline getiren bir takm formller
iinde belirleyeceklerdi.
Bundan byle yahudiler, kendilerini " S r g n le r " olarak telkki et
meyeceklerdi. nk yeniden bir vatan bulmulard. Napoieonn fetih! e

112

ri, ihtill fikirlerini em poze ettii zaman btn Avrupaya bu halet-i ruhiyye yaylmt. Fakat, imparatorluun d ile iddetli bir reaksiyon
ortaya kmt. A n cak bu reaksiyon, ok yava olmu ve yahudilerin
bam szlklarm elde ettikleri uzun harplerden sonra meydana gelmiti.
Bu uzun harplerden sonra yahudiler, meden haklarda eitlie, 1848'de
A lm a n y a 'd a , 1858 de B y k B ritan y a da, 1863'de svire'de, 1867'de
v ustu ry a-M acaristannda, 1870'c_1e talyada, (Fransz kontrol altnda
C ezayirde), 1917'de Rusya'da, 1919da Romanya'da, kavumulardr.
Btn bunlara ramen, yahudilerin, cemiyetin btn kademelerine
nufz etm elerine paralel olarak iddetli bir red olay, onlar kenar ma
hallelere tiyordu.
1859daki M o r t a r a 45 olay, D ou Avrupa'da ve R usy adaki din
crm ithamlar, aydnlk andan sonra, akl almaz vahilik ve iddet
programlar, Antisemit birliklerin teekkl, 1895'deki D reyfus hdisesi
(insan haklarn resmen iln eden lkelerde bile), Rusya'daki (1911-1913)
B e i l is O la y , kendilerine cazip gelen parlak medeniyetin, hl yahudileri kabule hazr olmadn, yahudilere inandrmt. te bunun iindir
ki, birok yahudi, kendilerini politik savan iine atmlard.
te bundan dolay bazlar, yahudi problemlerini otomatik olarak
zeceine inandklar eit ve dil bir cemiyetin kurulmas midiyle yeni
d oan sosyalizm e katlmlar, dier bazlar da, Avrupa milliyetilik
hareketleri kadrosu iinde " M i l l h a k " istemeyi tercih etmilerdi. Bunla
ra gre " k o v u lm u m ill e te " gvenlii ve ferahl sadece birtek yahudi
devleti salayacakt. te bu hareket, ok eski ve mistik bir hayal zerine
alanm politik bir hareket olan siyonizmi dourmutur.
N ihayet dier bazlar da, ateli bir yurtseverlie kendilerini ver
milerdi. Yahudi askerlerinin 1914-1918'de ne kadar fedakrane sava
tklar ve kabul edilen vatanlarnn sanatna, politikasna, dncesine
ve ilmine ne kadar gururla hizmet ettikleri bilinen bir gerektir.
Bugn hl bu temayller yahudilikte yaamaktadr. Fakat 1921e
doru yahudi ente le k t e lle rin in katlimndan, 1945-1952 arasnda bir
Yakm yiddi (yddishs) diliyle yazan yazarlarn kymndan "B e y az Bul u z lu la r n " davranndan ve milyona varan bir cemaatin kltrel im
hasndan sonra; komnizm, yahudi rnntesiplerini sarsmtr, Siyonizm'e
gelince o, kaytsz artsz bir heyecan ortaya karmsa da, bugn ok
ciddi d (Araplarla mnasebet) ve i (Devletin yapsnn belirlenmesi)
problemlerle kar karyadr.
Nihayet XX. yzyln en dikkat ekici olaylar, yahudi dnyasn
derinden sarsan Nazi jenosidi (1933-1945) ve srail devletinin kuruluu

113

olmutur (1948).

YAHUD NUFUSUNA BR BAKI


kinci dnya harbinden sonra yahudilik, yeniden kurulmak zorunda
kalmtr. nk bir defa daha, yahudi d nyasnn haritas alt st
olmutu. asr boyunca sekin Talmudular yetitiren ve Hassid izm in,
H a s k a la m n (K lt r Rnesans), sosyalizmin ve siyonizmin gelimesini
gren Dou Avrupa, bugn, gcn kaybetmi, nazizmle paralanm, XIX.
asrdan beri yahudi genliinin byk bir ksmn Filistin'e, Amerikaya
doru sevk eden gizli g hareketleriyle sszlamtr.
Israil-Arap anlamazl ve "P ra g u e l k b a h a r l a r " gibi birtakm
olaylar iinde sosyalist politika, Polonya'nn, R o m an y a nn, M acaris
tan'n, ekesiovakya'nn, yahudilerinden boalm asn iyice tam a m la
mtr.
Uygulad politika neticesinde, yahudilerin kltrel ahsiyetleri
ni eriterek onlarn ehem miyetsiz bir yapya sahip olmalarn sala
makla birlikte bugn sadece Rusya kuvvetli bir yahudi cemaatini (3 mil
yon yahudi) muhafaza etmektedir. Rusya yahudileri bir mddet skutten
sonra seslerini duyurmaya muvaffak olmular ve bir ksm ise srail'e
yerlemek istediklerini aklamlardr.
Bugn SR A L 2.5 milyonluk yahudi nufusu ile dnyann nc toplumudur46. 120 lkeden daha fazla yerdeki yahudi aslllar toplayarak
o, mthi bir rnek tekil eder (M etting pot). Filistin, 1882de 24000,
1914de 85000, 1948'de 65000 yahudiye sahip olmutur. Ayrca, srekli g
dalgalaryla devaml meskun hale gelmitir. Aslnda srail, esas olarak
Avrupa yahudilerinden oluan (A s h k e n a z im ) eski bir snr ihtiva eder.
Bunlar, Rusyal, AvusturyalI, ekeslovakyah, daha sonra nazi k am p
larndan kurtulan Avrupal yahudilerdir. srail Devleti'nin ihtiva ettii
yeni snf vatandalar ki, bunlara bazan " k i n c i s r a il " denir. Bunlar,
orta-arktan (Irak - Yem en - Libya) ve Kuzey Afrika'dan gelenlerdir. Bun
lara S EF A R A D M denir. te bugnk srail Devletini oluturan bu iki
ayr kltr snf arasnda problemler eksik deildir.
Aslnda 1954 ve 1967 arasndaki bamszlama gibi bir takm d
olaylar, yahudilerin Arap lkelerini terketm e ve kama kararlarn
abuklatrmitir. Bylece byk lde Islm dnyasnda kklemi olan
dou yahudlii dalmtr. Bu dalan Dou Yahudilii sraile veya
Fransa'ya yerlemeyi tercih etmilerdir. 1939'da 300000 yahudi nfusuna
ulaan Fransz yahudi cemaat, nazi katliamlarnda, nfusunun te birini

1 14

: kaybetm itir. B ugn, 100000'i Avrupa'dan sanm, 200000'i de Kuzey


A f r i k a ve M sr asll yahudi toplu mu, F ra n sadaki yahudi cemaatini
i takviye etmi ve bylece Fransz yahudilerinin says 500000'e ulamtr.
; B u ra d a y a h u d i cem aatini, onun hizm etlerini, din tedrisatn, et hItiyalarm yneten bir Hahamlar Kurulu vardr. Bu kurul, (Consistoire)
: ilk defa Napolon tarafndan kurulmutur. Bugn de bu kurul, Fransz
hkmeti nezdinde temsilci bir rol oynamaktadr.
Fakat, en nemli yahudi cemaati 5,8 milyon yahudiyle Amerika
: Y ahud i Cem aatid ir. Ta m olarak Am erika hayat tarzyla btnlemi
; olan yahudiler, yine de, yahudi zelliklerini muhafaza etmeyi, cemaat
ve kltr ynnden ok kuvvetli bir alt yap meydana getirmeyi, srekli
; mlteci dalgalarn veya anslarn denemeye gelmi gz pekleri kabul
i etmeyi bilmitir.
Bugn, yahudi milletinin 14 milyonluk nfusunun % 92si u alt
! byk devlette yaamaktadr:
1. Am erika
2. Rusya
3. srail
4. Fransa
5. Ingiltere
6. Arjantin
Geri kalan yahudiler ise dnyann drt bir yanma dalmlardr.

MODERN YAHUD DNCES


XVIII.
Asrn nihayetinde hl yekpare grnen yahudilik, nce
: bat Avrupay etkileyen, sonra da XX. yzylda Afrika ve Asya cemaat
lerinin k a rm a sn d a n nce, dou Avrupay etkileyen muhtelif te
mayllere ve felsef cereyanlara blnd.

BATI YAHUDL REFORME OLUYOR ve


MODERNLEYOR
ilk nemli deiim, Bat dnyasnn deerlerine, yahudilerin gri; ini kolaylatrd. Bu nemli mufasyonu salayan H A S K A L A nm babas,
: Alman yahudisi M O S E S M E N D E L S S H O N 'u n eseri olmutur.
Mendesshon, M a i m o n id in ^ yapt gibi kltrle-din duygusu,
: imanla-akl arasnda yeni bir senteze teebbs etmitir. Musev imann

115

Almanca ifade etmi, Kuds'n; manev vatan olduunu sylemi, " M e sih m id in" Siona dnnn sembodan baka bir ey olmadn dile ge
tirmitir. Derin bir m m in ve zahit bir yahudi olan Mendeisshon, yine de;
Bat'ya ayak uyduran ve reformist bir takm temayllere neden olmutur.
Yahudinin " h e m znde hem de darda b ir adam olm as" lazm
geldii eklndeki tarifini yapt zaman, onu, bir ksm O rto d o k s H a
h a m la r tasvip etmilerdir. Ancak bir ok Alman yahudisi, Bat toplumu
iinde btnlemenin kifayetsiz olduu kanaatini izhr etmilerdir. O n
lar, yahudiiii modernletirm ek, onu daha az yabanc hale getirmek,
tamamiyle ve sadece Alman vatanda olabilmek iin kesin olarak yahudilii Kuds'ten ayrmay dnmektedirler, ite bu hareket daha sonra
genileyerek Reform ist Yahudilii meydana getirecektir. (1808den iti
baren) Abraham Geger (1810-1874), Ludwlng P hilipson (1811-1889) ve Sa
muel Holdhem (1806-1860) gibi etkin dnrler Reformun tesirli fikirle
rini belirtmeye teebbs etmilerdir.
Tefrika (Sparatisme) ithamlarn nlemek iin, lm l re fo rm ist
lere gre, yahudileri; yahudi olmayanlardan ok ak bir eklide ayran
btn kurallar (yiyeceklerle, Cumartesi ile, snnet olma iie ilgili) yu
muatmak veya ortadan kaldrmak gerekir. Yine onlara gre sinagogla il
gili hizmetlere org deti ve ark korosu sokulmal, zaten ksa olan temel
dualar branice olarak okunmaldr, ibadetin byk bir ksm ve hahamn
vaaz, konuulan dille yaplmaldr. Din konusunda kadnlarla erkekler
mutlak eitlik iinde olmal ve sinagogta kadnlar, erkeklerin yannda
yer almaldr. Pekitirme (confirmatian) ayini, hem erkek hem de kz
ocuklarna empoze edilmelidir.
Ayn ekilde Reformizm, kitab yahudiiin kaynaklarna dnmeyi
istemektedir. Bunun iin Reform, peygamberler tarafndan vlen evren
sellik, kalb dini gibi bir takm deerler zerinde durmaktadr. Yine Refor
mistler, Talm udun modern hayata uygun dmediini dnyor ve ken
dine eskimi gibi grnen Talmud'un kaldrlmasn teklif ediyor. Bvlece
onlar, Dn Hukukun tamamn akl szgeinden geiriyor. Hatta an Re
formistler, tm Talmud dnyasn reddetm eyi, snnet olmaktan vaz
gemeyi, Cumartesi tatilini pazara almay, karma evlilikleri meru
grmeyi teklif etmektedirler. Ancak bu teklifler, sonusuz kalmtr.
Bugn sadece lml modernizm'in varl srp gitmektedir.
Liberal Yahudi cemaatleri ise, Londra'da Paris'te ve bilhassa Ame
rika'da yaamaktadrlar. Amerika'da Reform, muhafazakrlk ve O r t o
doksluktan nce bell i ba l Amerikan temayln meydana getirmekte
dir.

116

Reform istlerin arl ve iddetli yahudi dmanl birok Al


man yahudisini sindirmitir. Neticede Hristiyanla gl bir gei ken
dini gsterm itir. Bylece 1823'de yahudilerin yars Hristiyan olmu,
Y a h u d i - H r s t i y a n geici kiliseleri ortaya kmtr.

REFORMSTLERN AIRILIKLARI - MUHAFAZA


KRLARIN ve ORTODOKSLARIN REAKSYONUNU
DOURUYOR
Bu arlklarn belli bal sonucu, bizzat Mendelsshon'un derslerin
den yararlanm olan g elenek sel y ahu dili in reaksiyonu olarak grlr.
Bylece bu yeni cereyan, Yeni-Ortodoksluk olarak ortaya kar. Muhafa
zakr Y ahudiliin belli bal teorisyenleri, hem yahudiliin emirlerini
hem de modern hayatn gereklerini bir arada muhafaza etmeyi denemek
ted irler.
Sa m son Raphael Hirsch (1808-1888), Tora'nn ve Talmudun demode
olmadn belirtir. Ona gre, her devrin ok nemli felsef, hukuk, tek
nik problemlerine uygun cevaplar bulmak iin bu vahyedilmi metinleri
yeni bir gzle tekrar okumak yeterli olacaktr.
Bugn, Bat Avrupa Yahudi Cemaatleri veya srail'in byk bir o
unluu ve Amerikan yahudi toplumunun te biri bu Muhafazakr Yahu
d il i e baldrlar. Bu yahudik, d grnn biraz batllatrmak
konusunda tereddt gstermemitir. Bunun in de Hahamlk hiyerari
sini, b yk haham lar, hahamlar meclisini (consistoriale) benimsemi;
Sinagoglarda org alnmasn ve vaazn konuulan dilde yaplmasn ka
bul etmitir.
Batda yahudiler, modern toplum iinde btnleirken, Dou Avru
pa Yahudileri XX. yzyln bana kadar bask ve bamszlk halinde
devam edip gelmilerdir. Elbette bu, geleneksel O r t o d o k s l u u n yeniden
g z d e n geiri m em esinden ileri gelm itir. Bununla b eraber, XVIII.
y zyldan beri ciddi tartma, Baal C h em Tov'u n zahitlik hareketinin
mntesibierini (Hassidisme) ve titiz bir ekilde Taimudu olan veya
M ithnag ued im (muhalifler) taraftarlarn kar karya getirmitir.

MSTK BR HAREKET OLAN HASSDSME,


HTRASLARI TAHRK EDYOR FAKAT
ORTODOKSLUA YENDEN G VERYOR
"H a s s id im " I e r , bir "T a lm id H aham ", yani; Toraya, Talmud'a, ha

11 7

hamlara has edebiyata vakf b ir bilgin olmadan da iyi bir yahudi olu
nabileceini savunurlar. Bunlar, cahilleri hakir gren birtakm manevi
otoritelerin souk, sert, ekseriya gayr-i insan kuralclna kar kar
lar. Hassidimler, daha ok; niyet, Tanrsal hizmet sevinci, Allah ve kom
u ak gibi noktalar zerinde dururlar. Onlara gre, en mtevazi bile olsa,
her insan, kendi lsnde drst olabilir. Hassidisme, yaama zevkini
kaybetmi bir takm cemaatlere, Mesihin gelii hakkndaki imann, mis
tik tefekkrn, onun ateini ok hzl bir ekilde ulatrarak; ok hzl
bir ekilde btn dou Avrupa'ya yaylmtr. Bununla beraber, geleneksel
k u ra lclk , onun arlklarn ve yozlatrcln knayarak ona, id
detle hcum etmitir. Gerekten de mucizev haham larn bulunduklar her
yerde, onlarn evresinde bir takm ateti ve saf cemaatler olumutur.
Bylece, hurafe ve cehalet en yksek maneviyatla yanyana bulunmutur.
Sonu olarak diyebiliriz ki, "H a ssid ism e " ve "m ith n a g u e d im ", Orto
doksluu tehdit eden mterek dman H A SK A L A 'ya kar mterek bir
cephe oluturmak iin birlemek zorundadrlar.
Hassidik cemaatlerin % 90' nazi ikenceleri iinde kaybolmasna
karlk, hl bugn dnyada yzbinlerce mntesibi vardr. Onlarn
ounluu, Amerika'da, srail'de veya Anvers'de, Zrih'de, Montreux
v.s.de kapal cemaatler iinde yaamaktadrlar. Bunlar, mucizevi h a
hamlarn ahfad olan " T S A D K M " denilen stadlara baldrlar. Bugn
Loubavitch, Belz veya Guer "H assidi" olunabilir 4T
Gerekte bu mezhepler, hanedanln kurucusunun yeri olan kk
ehirlerin ismini muhafaza etmilerdir. Hassidimlerin pedogojik eseri
hudutsuzdur. Onlar, Kuzey Afrika'ya kadar ok sayda " Y E C H V O T E "
(Talmud Akademisi) amlardr.

HASKALA BRAN KLTR RN ESANSINA


MKAN VERYOR ve SYONST TEKLFLER
DESTEKLYOR
Batdan ithal edilmi olan Yahudi Aydnlanma hareketi H A S K A
L A, dou Avrupada yahudilerin eritilmelerini olduka zorlatran bir
takm ekonomik ve politik artlar bulmutur. te bunun iindir ki, Bat
kltr ve Ateizm kk yahudi ehirlerine szarken bile; bu kltrel ye
nilik orada yahudiye has vehesini muhafaza etmitir. Mendelsshonun
evresinde domu olan "Y ahudi limleri", aydnlar coturmutur. te bu
nun neticesinde brani dili, yorumu, tarihi ve brani dncesi geleneksel
llere gre deil; lm llere gre incelenmitir.

118

N iha yet Avrupa m e d eniy etinin aheserleri braniceye te rcm e


edilmitir. nce, ktrle-gelenek, akiia-iman arasnda bir sentez kay
gs olan H A S K A L A , bamszlk savana girerek btn din vehelerini
kaybetm itir. Fakat, XIX. asrn sonundaki yahudi kym dalgalarndan
sonra; bamszln etkinliine olan imann kaybeden Haskala, siyonist
zlemleri desteklemeye balamtr. Ona gre, mill bir kltr ve dil y a
ratldktan sonra, yahudi milletinin huzur ve onurunu yeniden bulabi
lecei bir devlet meydana getirmek gerekiyordu.

SYONZM FKEY VEYA ORTODOKSLARIN


HEYECANINI TAHRK EDYOR
Esas olarak politik bir hareket olan S iy o n iz m , salam bir din te
mele sahip olmadan hibir zaman muvaffak olamyacaktr. te bunun
iindir ki srgnden beri yahudiler, merasimlerinde veya bayramlarnda
S O N zlemini ifade etmilerdir. Bylece her asr, Filistin, kk m'min
cemaatlerin yerletiine ahit olmutur.
Netice itibariyle, milliyeti b ir hareket dounca bu hareketin
" s i y o n i z m " ismini almas ve imtiyazl yer olarak da Filistin'i semesi
gayet normaldi. Ancak, ortodoks yahudiler buna derhal tepki gstermi
lerdir. Hatta onlarn bazlarna gre Siyonizm bir saygszlkt. Onlara
gre, srgndeki yahudileri S O N a sadece Allah ve Mesih geri dnd
recekti. Vaktiyle C y r u s 'u n B abilonyasmda veya Romallar tarafndan
igal edilen Y ahuda'd a olduu gibi, tarihin seyrini hzlandrmann yasak
olduunu bir ksm hahamlar, itiraf etmilerdir. Onlarn en mfritleri
olan ve Kuds'n kalbi " M e a C h earim "d e yaayan "N eto ure Karta "lar
hl b ug n iddetle srail Devletini redde devam etmektedirler. Fakat,
bunlar kinci derecede bir neme haiz olduklar iin bunlan abartmak uy
gun bir hareket olmaz. Yine de yahudi din kurum lanm a birou uzun
mddet Siyonizm problemlerine ilgisiz kalmtr.
Byle bir hareketin ncleri arasnda, birok hahamn bulunmasna
neden olan eyin; bazlarnca bu hareketin Mesih (incesi bir hareket ola
rak telakki edilmesine balanmtr. 1862'den beri, P o z n a n h

haham

H irsch K a lis ch e n " S i y o n zlem i (D erichat S io n }" adl kitabnda Filis


tinde bir takm ziraat kolonileri yaratmay teklif ediyordu. Ancak H a
h a m S a m u e l M o b ile v e r i n evresinde A lm anyada, R om anyada, R us
y a da, dindar siyonistlerin bir ekirdei oluurken; onlarn teorileri neti
cede " S i o n Aklar {Herv S io n )" hareketinin domasn salayacaktr.
Bu ekirdek 1902den itibaren D in ci Sosy alist bir partiye d n ecektin
Hl bugn M Z R A H , srailde ok nemli bir rol icra etmektedir. Bu

119

parti Din le politikay uzlatrmaya kendini adamtr.


1919da kurulan Ar Dinci Parti A goudat Israel, kesin olarak,. s
raillinin hayatnda Yahudi ahlknn ve kanunlarnn yeteri kadar yer
etmedii kanaatindedir.
dealistler, Sosyalistler, dindarlar tarafndan teekkl ettirilen,
sonra her taraftan gelen mltecilerle doldurulan srail, bugn bir ideoloji
birliinin olmaynn zdrabm ekiyor ve ciddi bir din probleme ahit
oluyor. H em la ik hem de dinci olan Devlet, hi kimseyi tam olarak mem
nun etmeyen bir tutum iindedir.

BUNN DN PROBLEMLER
Btn dinler gibi XX. yzyl yahudilii de bir man krizine dm
tr. Taheizm , sam a felsefeler, materyalizm, genlerin ounu batan
karmtr. Yine jenosid ve srail Devleti'nin rnesans yahudi dn
cesini alt st etmitir.

"YAHUD HVYET" YENDEN BELRLENMEY


STYOR
Bulunduklar topluma intibak etmi olan yahudiler, bu durumlarna
ramen yine yahudi olarak kabul edilmilerdir. Filozoflar, yazarlar, ha
hamlar, Allah'n gayr-i mdahil grnnn ve A u s c h w itz olay iin
deki insanlarn su ortaklnn tahlilini yapmlardr. Sonra, srail Devletinin dirilii, D ia s p o r a yahudisin, srail'e gre tarif edilmeye zorla
mtr. Je n o s id den ve Alt G n H arb in d e n sonra daima, din hislerin ok
nemli ekilde yeniden douu saptanmtr. Ayn ekilde, lml veya bu
lunduklar topluma intibak etmi olan yahudiler de, kendilerinin, yahudi
toplumuna aidiyetlerini belirtmek htiyacn daima duymulardr. " Y a
hudi Hviyeti (k im in yahudi olduu)" zerindeki nemli tartmalar,
periyodik olarak cemaatleri sarsmtr. Yahudilik, hibir zaman bu ka
dar az yekpare, bu kadar az biimlenmeye maruz kalmamtr. Bugn O r
todoks Yahudiler - Reform ist Yahudiler - M u h afazakr Yahudiler - Ate
ist Yahud iler veya D ia s p o riq u e 'je r M is tik Yahud iler veya R a s y o n a l is t
Y a h u d i l e r olmak zere yahudi toplumu snflara ayrlmtr. Titiz br
adl mekanizma sahas hari, yce bir din otoritenin olmay bugn, bu
belli bal temayllerin birletirilmesini olduka zorlatrmtr. Herkes
tarafndan kabul edilen S A N H E D R N , zlecek birok problemler or
taya koym utur. Ancak aadaki baz fiil olaylar ksmen ve geici

120

cevaplar bulmutur:
1. Karm a e vliliklerin oalmas
Z Sadece yahudi anneden domu ocuun yahud olarak kabul edil
mesi ve Sinagogta evlenebilmesi
3. srail'de dinin iki anlam l yeri...

MODERN DNYANIN STEKLER KARISINDA


KURALCILIK - CDD OLARAK UYUM
PROBLEMLERYLE KARILAIYOR
G h e t t o gibi kapal bir dnyada yaad srede gda! kanunlara,
Cumartesi istirahatna, bayramlara veya defa Sinagoga ibadete git
m ek gibi eylere sayg gstermek yahudiye, nisbeten kolay gelmiti. Fa
kat, yahudinin de iinde bulunduu bir endstrilemi toplum iinde bu
buyruklara sayg gstermek gittike zorlamtr.
Mesel, Cumartesi gn elektrik k ullanm ak, yemek piirmek, araba
k ullanm ak , yaz yazmak, birey satn alm ak veya birey satmak v.s. ya
s a k tr. Diasporada her yahudi, bu kurallarn mistik ve ahlk deerine
inanp inanmadna gre hayat tarzn inanlarna uydurmaya gayret
sarfedebiiirdi. Fakat, srail'de Cumartesi gn; oto b s le r almaz, ma
azalar ve fab rik alar kapanr, ksaca lke tam bir uykudadr. phesiz
y egane haftalk tatillerin den diledikleri gibi yararlanm alarna engel
tekil eden bu halden; dindar olmayanlar iddetle ikayet etmektedirler.
stelik, baz fabrikalar ve bir ksm hizmetler (pois-h astahane), yirmidrt saat boyunca tam olarak durdurulamazlar.
Birtakm zm yollan bulunmutur. Fakat bunlar sadece zel bir
takm problemleri zmektedir. Bu karmak problemlere soukkanllkla
yanamak, Tora zerine kurulmu bir medeniyetin zeli iini ve bt n
ln sadakatle muhafaza eden topyekn cevaplar getirmek ve yine de
mny lafza feda etmemek, Ortodoks yahudilie ait bir meseledir. An
cak, ayn ekilde XX, yzyl insann megul eden byk meseleler de bir
takm yahudi cevaplar beklemektedir.
Bununla beraber, bugin arlk bamszlk iin mcadele etmeyen ya
hudi dncesi, yeniden gcn elde etmitir.
Herm ann Cohen (1842-1918), ferdin olgunluuna nem veren br ya
hudi monoteizmi zerine oturan insan birlii zerinde durmutur.
Martin B u b e r 3*1 (1878-1965), sevgi, Diyalogun anim ve Allah' a

121

ramak konularnda Hassidisme'in kaynaklarna ba vurmutur.


Franz R osem veig (1886-1929), "L'Etoile de la Rdem ption" adl te
mel eserinde, insan ile Allah arasnda gerek diyalog olan, samalk ve
ackl halleri amaya imkn veren vahyin, orijinal karakterini tahlil
etmitir.
A braham
H e s c h e l ' e gre Bat, m e k a n d a y a ra ta r a k kendi
ahsiyetini gsterirken; yahudi bizzat " Z a m a n n M im a r" ve " K u r t u lu
in d e " Allahn ortadr.
Sonu olarak diyebiliriz ki, Emanuel Lvinas, Andr Nher, Eliane
A m a d o le v i, V a le n s i ve bir takm yazarlarn, tarihilerin, yahudiliin
zelliini, gemiini, geleceini anlamaya alan birtakm bilginlerin
etrafna Fransa'da verimli bir yahudi kltr ve dnce hareketi durm a
dan gelimitir. Dier taraftan, hristiyanlarca bir diyalog balatlm
tr. Hibir yahudi, pein fikirleri ve srail milletini bunaltan eski tanr
katili ithamlarn ortadan kaldrmak iin XXIII. Jeann sarfettii aba
lar unutamaz.

DPNOTLAR
1

Francine Kaufmann, 1947'de dom utur. branice ve m odern dillerden li


sans diplom as alm ve ark Dilleri Mill O ku lu nd an mezun olm utur.
Paris (III) ve (Censier) brani Dili ve Edebiyat asistandr. O, ayn zamanda
gazetecidir ve televizyon yaynlarnda grevlidir.
josy Eisenberg ise, 1933de dom utur. "Etde Rabbniques"den diplomal
haham dr. Ayn zam anda yazar, televizyon fiim yapmcsdr.

Bu makale 1974 ylnda Verviers (Belika'da) de neredilen "Les Religions"


adl kitabn 286. snhifesinde neredilmitir.

M usa (M oise): Moise kelimesi ibranice M oshedir. Bu kelime, karmak


anlam na gelen Msr kkenli bir kelim eden teekkl etm itir. nk
Musa, Nil'in sularndan Firavun'un kzlar tarafndan karlmtr. (k, II,
10). Yahudi inancna gre Musa, peygam berdir ve srail'in ilk bakamdir.
(Tahminen M.. XIII. yzyl). Gelenee gre Musa, Sina danda Turay
alm ve bylece srail'in dininin kurucusu olm u!ur. Onun hayat ve eseri
ni esas olarak Tevrat'n sah i releri arasndan reniyoruz. Babas Amran ve
annesi Jo cab ed , Levi kabilesine mensup olan bran M usa, Firavun'un sa
raynda yetitirilmitir. Delikanllk yanda bir braniye kt muamele ya
pan bir Msrl'y ldrdkten sonra kamak zorunda kalm ve M idyana

122

iltica etm itir. O rada obanlk yapm ve rahip Jethro'nun kz, Tsipora ile
evlenm itir.
Vakta ki Allah ona, atalar brahim in, Yakubun A llah olarak grnm ,
o n u , srail m illetini klelikten v e M sr'n zu l m lerind en k urtarm aya
gnderm itir. Bir dizi m cizeler, yani on felket sayesinde M usa, grevinde
b aar k azanm , onlar ayaklar slanm adan Kzl Denizden geirdikten
sonra lde Ibranilere rehberlik yapm tr. Sin danda M usa'nn, A llah
adna onlara tebli ettii k anu nu srail kabul etm i, bylece krk sene
m ddetle, srail'i idare etmitir.
T am am en bir hkim , kanun koyucu, ord u kum andan d urum un da olan
M u sa, bran kln inancn, mill sistem ve sosyo-politik bir ekle sok
m u tur. O, on iki kabileyi birletirm e faktr olarak, dini kanundan yarar
lanm tr. O, dil ve rnek bir devlet kurmak ve evre putperestliine kar,
m zraktan kl olm ak iin Kenan lkesini fethetmek gibi bir ideal adna o r
dular savaa sevketm itir. M usa, "Vadedlm i Topra1 seyrettii (Tesniye,
XXXIV , 4) Nebo tepesinde lm eden nce, manev halefi olarak Josue'yi tay
in etm itir. Fakat bugne k ad ar hi kim se, onun kabrini bulam am tr.
(Tesniye X X X V , 6). lm nden son ra, M usa P eyg am b ere k ar, hibir
tapnm a olm am tr. "Artk srail'de M usa gibi bir p eygam ber gr lm e
m itir. nk Rab onunla yzy ze konum utur. (Tesniye: XXXIV, 11-12).
Bu konu iin Bkz. (Les Religions, Verviers, 1974, s.366).
4

D avu d
930

ve

B e th s a b e e 'n in

o lu

o la n

S le y m a n

(S o lo m o n )

M . .

970-

civarlarnda nc srail Kraldr. Onun saltanat parlak ve sulh iinde

gem itir. Onun devrinde srail, Asya'y Afrika'ya, M ezopotam yay Msr'a
birletiren belli bal ticaret yollan zerinde kontrol kuran byk bir ekono
mik g haline gelmi ve lke m am urlam , retim artm tr. Mttefiki ve
orta olan Fenikelilerle ticar tem aslarda bulunm utur. Kral Sleyman'n
filosu olduka m ehurdur. Bylece altn, gm , fildii, deerli aalar, na
dir h ayvan lar sraile akmtr. Netice olarak, lks ve bolluk, srail toplum unun sinesinde belirgin hale gelmitir. Olduka pahal ve zevkli yedi yllk bir
alm adan sonra Kral Sleyman, K uds'te S ON tepesine m uhteem m a
bedi ina ettirm itir. Monari, tanrsalln bir yanks olm u, mutlak krallk
(Askeri ve sivil hizm etler, krallk angaryalar, ar vergiler) srail patriarkal
v e kabilev cem aatnn h r gelenekleriyle atm tr. Kral Sleym an'n
lm zerine politik karklklar. Kralln blnm esine neden olmutur.
A y rca, Kral Sleym an, efsane karm bir ahsiyete brnm tr. Bir
takm mistik tariler, Sleyman'n hikm etini, takvasn, adalet anlayn
v e rle r.

"N ed eler N eid esi nin, ''Ecciesiaste"in , "P ro w erb "n , M az-

m uriarhn bir ksmnn yazlmas Sleyman'a atfedilmiim. Kr.


(Les Religions, Verviers, 1974, s.560)
5

K u d s (Jerusalem ), D avud tarafndan M.. X. asrda Jeb u seens!erden


feth edilm i v e srail Krallnn bakenti olm utu r. Daha sonra oraya
Sleym an, mabedi ina ettirm itir. Stratejik bir nokta olarak Kuds, 70den
ok igal grm tr.

(F. : 9) 12 3

Srgnden v e Yahudi bam sizliinin kaybedilm esinden itibaren v e m a


nev bir sembol olarak K uds, tm Mesih mitlerin kalbi olm utur. Kutsal
topraa dnle ilgili birok kitab kehnet, hakikatte Kuds'e dn (Son,
Ariel, v.s. olarak da isim lendirilmitir) ifadeleri iinde form llem itir. Bu
mit, dini m erasim iinde bir ana m otif olarak ortaya kar. (Btn dnya
yahudileri K uds'e d oru ynelerek dua ederler). P essah 'd a (Paque) ve
Yom K ip p o u r'u n (M afiret gn) sonunda "g elecek sen e K u d s'te" ol
m ay dileyen ilahi okunur. Yine, "K u tsal eh rin " hatras, her evlilikte ve
cen aze m erasim in d e h atrlan r. N ih ay et sen ed e yaplan

p erh iz,

K udsn tarihi olaynn hatrasn canlandrr.


Mistik d n ce "y e r y z n d e k i K u d s" gklerin m erkezin de olan
"G ksel K u d se ayn hizada kabul eder. Yine onlara gre, Ahirzam anda
btn milletler bir tek Allaha ibadet iin SON'a kacaklardr. (Bk. Le L iv
re de Jrusalem , Le trait d'Union (Dergisi), No: 150 (Paris-1968).
ncillere g re K ud s, sann hayatnn byk dnem lerinin getii yeri
gsterir. nk sa da, doum undan a z sonra m abede takdim edilmitir.
(Bk. L uk a, II, 22-39). Yine o, 12 yanda T evrat hukuk m tehassisleriyle
konum ak iin M abed'e gelm itir. (Bk. Luka, II, 41*50). Ayn ekilde sa,
lm e "K u d s'te " m ahkum edilm i, ehrin dnda bir tepe zerinde
armha gerilm i, dirilme, grnm eler, ykselm e, Yahudi yortusu (pentecote) hep y er olarak K ud ste gem itir. Incilin btn milletlere yaylma
emri de bu ehirde verilm itir "R asu llerin leri" ve "M ek tu p lari'd an iti
baren grnen gksel Kuds imaj vahiyle son seklini almtr. (Bk. Les Re
ligions, s.281.)
6

D avu d

(D a v id ), srailin kinci kraldr. (M., 1015-975), O, valyesi,

m zisyeni, dam ad olduu SAUL'un yerine gem itir. Dev Golinth'a olan
zaferinden sonra Saul, Davud'a kzn vermitir. Saul gibi o da, Samuel pey
gam ber tarafndan yalanm tr. Sava bir kral olarak, birok blgeler fe
thetm i, Filistinlilere boyun edirm i, Kenan m ukavem etinin son kaln
tlarn silip s p rm tr. Byiece, Jebuseennelerin (Kenan.hlardan nce
kiler) kk ehri, K ud s kuatm ve onu kralln politik bakenti
yapm tr. "A h it Sand"m oraya naklettirm i, Allahn anm tebcil etmek
zere de br mabed ina ettirm eyi tahayyl etm itir. O vakit srail, M
srdan Babile kadar uzanyor ve Kzl Denize kadar SNA yarm adasn ve
bugnk Suriyenin bir ksmm kontrol altnda tutuyordu. D avud, srail
milletinin birliini tam am lam , bir hkm et, bir merkez idare, mahalli bir
takm vazifeler ihdas etm itir. Onun mabed ina etm e hayalini se olu
Sleyman gerekletirm itir. (Bk. Les Religions, s.143).
7

T o ra h : retm ek anlamna gelen branice kkenli bir kelime olan Torah,


(dar anlam da ilk be kitab belirtir) Allahn insanlara verdii bir retidir.
Gelenee g re Torah, Sina danda M usaya szl bir tefsirle yani (Torah
eh eben pe) olarak vahyedilm istir. (Szl Kanun daha sonra Talmud'dn to
planmtr). Geni anlam da Tora, pratik ve bilgi asndan yazl ve szl ka
nunlar topluluunu ve onlarn tefsirlerini ihtiva eder. (Bk. Les Religions, s.

124

9).
8

ttifak (Alliance): Yahudi geleneine grednyann yaratlmasnda ve


dzeltilmesinde Allah ile nsan ortaktr. Yine Allah ile btn insanlk
arasnda "ittifak" denen bir szleme olmutur. Buna gre Nuh'a yedi Ka
nun tevdi edilmitir {Putperestlii - zinay - mahremle evlenmeyi - Hrszl
v,s. yasaklayan). Buna karlk olarak Allah, bir daha tufan ile dnyay yakmamay taahhd etmitir. Bu ittifak'n almeti ise, g k kuadr. (Bk.
Tekvin, IX, 13). Daha sonra, insanln manev kaderi Allah' kefeden
brahim'e zel br ekilde tevdi edilmitir.Artk ittifak, ebed olarak onay
lanmtr. Allah'n Kenanlkesini verecei gl ve ok
sayda milletleri, brahim meydana getirecektir. Buna karlk bu millet, Al
lah'a tapacak, hakka ve ahlka saygl olacaktr. Bir baka ahid almeti ise,
s n n e t o l m a k t r . (Tekvin, XII, 1-3, XV, 6-14). Allah bu ittifak, shak ve Yakub, daha sonra Sina dann eteinde toplam olan btn bran milleti
ile yenilemitir: "Eer g e r e k t e n s z m d i n l e y e c e k v e a h d i m i t u t a
c a k s a n z , b a n a
btn k a v l m l e r d e n h a s k a v i m o l a c a k s n z . n k
b t n

dnya

b e n im d ir.

V e

s iz

bana

k h in le r

m e le k u tu

ve

m u

olacaksnz." (k: XIX, 5-6). Neticede srail, yasa olarak


Tora ya saygy stleniyor ve ittifaka sz alyor. Allah ise sraili korumay
taahhd ediyor. Peygamberlerin belirtecekleri bu ittifak, srail'in hatas ne
olursa olsun geri dndrlemez. (Bk. Les Religions, s.9).
Tekvin, XV, 13-16.
kaddes

m ille t

10
11

k, ITT, 14.
k, XXXIV, 6-7.

12

a.g.k., XXXIV, 13-14.

13

Tesniye, VI, 5,13.

14

k, XIX, 6.

15

Levililer, XIX, 2.

16

Tesniye, XXII, 9-11.

17

Tesniye, XXII, 5.

18

Levililer, XXIII ve XX.

19

k, XX, 10-11.

20

Levililer, XIX, 18.

21

a.g.k., XIX, 34

22

a.g.k., XIX, 13.

23

Tesniye, XV, 1-6.

24

25

Bu konuda Bk. I. Krallar, XVII; II. Krallar, II.


Mika, V, 9-13; Amos, VI, 4-7.

26

aya, V, 8.

27

a.g.k., V, 22-23.

28

Amos, VTII, 4-6

29

a.g.k., VIII, 4-6

30

aya, 1 ,12-16. A ynca bak, Am os, 21-24 H oea, VI, 6; Mika, VI, 6-18.

31

H oea, XIV, 2, 6, yine bak. Yerem ya, ili, 1 2 , 13.

125

3 2

H o e a, II, 19-20.

33

Y erem ya, , 14-19

34

M essie (M essiah) kelimesi, "K u tsal ya" anlam na gelen lbranice Machiah kelimesinden alnmtr. Yunanca bunun karl ya anlam na gelen
ch ristos'tur. T ev ratta Mesih kelimesi, nce srail Krallarn veya byk
khinleri belirtir. {Bk. I, Samuel, XXIV, 6; I. tarihler, XVI, 22). Ayn ekilde
Pers m paratoru C yrus da Allah'n Mesihi olarak grlm tr, (Bk. aya
XLV , 1), zellikle Mesih kelimesi, peygam berler iinde tecridi olarak, hir
zam anda Sion srgnlerini bir araya getirecek olan Allah elisine tahsis
edilm itir. H ristiyan a dn em in de Filistin, Rom allarn egem enlii
altnda iken, Mesih mit atelenm itir. N eticede hir zam ana ait yazlar
o a lm tr. A rtk , m illetini k u rtaracak , srailin dm anlarn ce z a
land racak, D iasporaya son verecek bir kurtarc iyice beklenir hale gel
m itir. Btn Yahudi tarihi boyunca, zellikle zulum devirlerinde, Kitab
m etinlere d ayandrlm bilginlerin hesaplariyle M esihin gelii "D avud
olunun (Isa'nn) geliinin tarihiyle tesbit edilmeye teebbs edilmitir.
Bu arad a br takm sah te m esih ler de o rtay a km tr. Bunlarn en
tannmlar unlardr: Simeon Bar Kochba (II. asr), David Al Rohi (X, asr),
David H areouveni (XVI. asr) ve Sabbaatniz Zv (XVII. asr).
Bununla beraber Mesih, sadece "Y ah u d ilerin K ral" deildir. Peygam ber
v e Talm ud, M esih d evre; M esih'in ahsiyetinden daha ok nem v er
milerdir. Onlara gre Allah, dnyay, Mesih devrin olacan dnerek
yaratm tr. O halde Mesih veya "nsan o!u" insanlk tarihinin br sonucu,
bir rndr. Yine Mesih toplum, insanlarn gayretleriyle m eydana getiril
mi ideal bir toplum dur. nsanlk bunda baar gsterem ezse bile Allah
yine derhal Meinini gnderecektir, Talm ud'un u hikmetinin de anlam
budur: "M esih in san lk tam olarak iyi veya tam olarak kt olduu
zam an g e le ce k tir." (Sanhedrin 98). Mesih, "Y arg g n ", " l le rin D i
rilm esi", Allah'n krallnn kurulmas ve evrensel bar ile ayn zam ana
rasthyan hir zam anda grnecektir. Antik Yahudilik ise, Mesih ala
gelecek dnya ve br lem arasn biraz ayrm tr. Gelenee gre Mesih,
bu dnyaya gelm eye ynelm i ruhlar dizisinin tkendii veya srail ta
rafndan dklen gz yalarnn topland bardan dolmu olduu andan
itibaren gelecektir. H aham lar devrinde Mesih inanc, Yahudiliin temel
inanlarndan biri durum undadr. Fakat baz din evreler, srail devletinin
yaratlm as, srgnlerin toplanmas hdisesini, Mesih devri ncesi bir olay
olarak telkki etm ilerdir. Hristiyan toplum una gre Mesih, ahir zam an
an balatacak olan s-Mesih'tir. (Bk. Les Religions, s. 636).

35

aya, II, 1-5.

36

a.g.k., 11, 4.

37

Ezekiel, XXXVII.

38

K etoubat, XIII, 1 0 b - i n a

39

Bab ih Kitab- M ukaddes'te Babil, daima kt bir g olarak,

putperest bir

siteyi, insan gururunu, sem av Kuds'n antitezi olarak tasvir edilmektedir.

126

Tekvin K itabnn bahsettii Babil Kulesi, ok yksek bir zigurattr. Yan, te


raslar halinde ykselen bir kuledir. M erdivenlerle birbirine balanan bu te
raslar yz m etreye kadar ykseklie ulam aktadr. Babil Kules'nin nas,
insann ge ykselm e ve tanrlarla eit olma abasn temsil etm ektedir.
branice B b l kartrm ak anlam na gelm ektedir. Dillerin karm , sosyal
iletiimin kopmasna denk olan Babil m egalom asinin bir sonucu olm utur.
40

B era'hat, 17a

41

air, filozof ve doktor olan

Juda

H a

L ev, 1085'e d oru Tole'de dom u,

1140'a doru da Filistinde lm t r. Balca felsef eseri olan "K U ZA RT,


h ristiyanlann ve m slm anlann m ensuh olduunu iddia ettikleri yahudilii m dafaa etm ektedir. Ona gre, srail'in gerilemesi, Ahdin bozulmasn
fade etm ez. Yine ona gre, yahu di zdrab cem iyetlerin fena fonksiyonu
nun bir belirtisidir. nk, kalp nasl bedenle ise, srail de, tm insanln
kalbi durum un dad r. Bylece bir eit "k lim le r T eo risi'' gelitiren
H a

Juda

L evi, Filistin'in tanrsal bir aka sahip olduunu izah eder. Neticede,

S a a d ia dan beri yahudi felsefesini besleyen aklc cereyan a tepki g s


tererek; im ann akla olan stnln belirtir. Ona gre, topyekn bir
yakn, sadece iman verm ektedir. Yine m min, sezgi ile Allah'a ulaabilir.
Akl sadece, terih ediyor, d nm e konusunu tahrip ediyor ve birtakm
hipotezler ileri sryor.
N ihayet Ju d a H a Levi, Allah'n, kendini tarihte izhar ettiini ve fiilin, niy
ete stn olduunu sylem itir, ite yahudilikteki buyruklarn nemi bura
d an kaynaklanm aktadr.
42

G n o stik : Y u n an ca bilgi an lam n a gelen G n o s s

kelim esinden gelen

G n o se bir doktrindir. Bu cereyan, Hristiyanln ilk asrlarnda, bntn ev


relerde gelimi ve m kem m el bilgi ile insann kurtuluunu iddia etmitir.
nsanrt derinlem i bilgisi, b izzat insan, Allah'n bilgisine gtrecektir.
nk, Allah'tan gelen insan, gerekte. Tanrsal Tabiat tam aktadr. ok
sayda gnostik ekoller v ard r. H erb ir ekol, farkl bir kurtulu kavram
gelitirm itir. Btn gnostik ekollerde mterek olan ey, insann bizzat
kendisinin en samimi bilinci ile Allah'a ulam asdr. Allah'tan gelen insan,
m adde ile temas sonucu kirlenmitir. nsan, kendisinde daha ok olan ma
nev eylerle temasa geince, A llah'la birlik olma durum una gelm ektedir.
Bylece buradan donen bu "D n em b eri" kapanm oluyor. Bu dok
trin, Yeni-Efatunculukla olduka btnlem itir. Hristiyanln ilk asrla
rnn yazarlar, zellikle A ziz renee (l. 2H2), Gnostik teorilerle ok iddetli
m cad eleye girim ilerdir. nk bu teoriler, sa realitesi yerine birtakm
mitolojiler ve mecazlar koyarak yaratl fikrini bozuyorlar ve sa'nn kefare
tini, aldatc bilgi seviyesine indiriyorlard.
43

Sefirote: Tecrm esi mmkn olm ayan bir terim dir. Tanr'dan insana gid
en cevherlerdir.

44

H assid ism e: T al. mu d dnem inden beri, yahudiliin iinde grnen sofu
v e mistik temayll bir ekoldr. M.. II. yzylda H a ssid tsm e le r, M accab e e s lerin yannda m cadele etm ilerdir.

127

X m . Yzylda Rhnanei'de, nem li bir H assidism cem aat yayordu. Sefer


H assidim (sofular kitab) bunlarn eseriydi. Bu kitap, Allah'n bykl;
sofuluun, zabitliin, ibadetin nemi; Allah ve Kom u ak gibi konulan
iliyordu. M odem H assidim hareketi, Isral Baal Chem Tov (1700-1760) ile
dom utu r. Bu zata ksaca Becht denilm itir. M odem H assidim hareketi,

Safed kabbalistleri izgisine yerleerek, Isaac Louranm ledii konularn


byk bir ksmn ele alm aktadr. Becht, H aham ln arlklarna kar re
aksiyon gstererek, v asat bir yahudiye nem verm itir. nk ona gre,
dnyann dengesi, zengin, fakir, hakm veya cahil herkese bal bulunm ak
tadr. Yine ona gre, ihlasl ibadetle yahudi, dnyann temelindeki kopmay
tam ir (tikkoun) edebilir. E m irlere riayetle, yaratln ardndan srekli

"knlan v a z o Tardan beri; yah u d i, herkesin gzn den , kabuklarn (klipotes) saklad, k kvlcmlarn o rtaya karabilir. Zahitlikle deil, se
vinle, ark ile insan vecd e ulaabilir ve d irekt olarak A llah'la tem asa
geebilir, pekl ondan, sraili ve kurtulu gnnden beri beklenen Mesihi
gndererek dnyay kurtarm asn steyebilir. N ihayet, komu sevgisi, iyilik,
bakasna sayg ile bir H assidim mensubu, insanla diyalogu kefedebilir,
te ok abuk p op ularize olan bu konular, H assidism i baarya g t r
m tr. Fakat, m essese haline gelir gelm ez H assidism e, safiyetini kaybe
diyor ve bozuluyor. Bugn dnyada bir haham n etrafnda toplanm ok
sayda H assidik hareketli m ezhep vard r. Bu m ezhepler, olduka ortodoksturlar v e bir elbise ile ayrlm aktadrlar. (Kaftan, beyaz orap , krk apka,
srm alar gibi).
Bu konuda bkz: G. G. Scholem, Les Grands Courants de la M ystique Juive
et la Kabbale et sa Symbolique, Paris, 1962; A. Mandel, la Voie du Hassidis
me, Paris, 1963; J. Gutwirth, Vie Ju ive Traditionelle. A nalyse Ethnologique
d'U ne C om m unaut H assidique, P aris, 1970; E. Wiesse, Clbration H assidique, Paris, 1972.
45

Bir Italyan yahudi ocuu bir hizm eti tarafndan gizlice vaftiz edilmi ve

46

Bkz, A. Elan, Les israliens, Psychologie d 'u n Peuple, Paris, 1972.

kesin olarak ailesinden koparlmtr.


47

M oses M en d elsso h n , Saxe blgesinde D essau aa d om utu r (1729-1786).


Zahit bir yahudi olan M endesshon, yahudi kltrn. Bat kltr ile meczetmi ve H. Frdric tarafndan him aye edilen yahudilerden biri olm utur.
nl filozof arkada L essin g'e "Nathan le Sage iin dnce modeli v er
mitir. 1761'de "Phdon" adl eserinin yaynlanm asndan sonra Alman Pla
tonu olarak isim lendirilen M endelsshon, yahu dileri m edeniyete ula
trm aya kendini vakfetm itir. O, T evratn ilk be kitabn (Pentateuque) ve
N eideler N eidesini (Le Cantique des Cantiques) sade bir A lm anca ile
tercm e etm i ve branice bir tefsirini de yapm tr. Bu eser B O U R ad ile
1783de kmtr.
Yahudi zelliinin devam ile Bat kltrnn mecz arasnda bir uzlama
salayan M endelsshon'un eseri, ou zam an birbirinden farkl m odern ya
hudi dncesinin byk fikri tem ayllerine tesir etmitir. Bu eseri, H as-

128

k a la

(brani K ltr Rn esans) taraftarlar, yahudi lm taraftarlar. Reform

veya m uhafazakr yahudilik taraftarlar kendileri iin rehber kabul etmek


tedirler. M endelssohn'un olundan ikisi hristiyan olm u; ncs de
kendi ocuklarn vaftiz ettirm itir. te bu ocuklardan biri "M endelsshon
BarthodyT'un ortaya koyucusudur.
48

Ram bam ismi le de tannan M o se ben M aim n, 1135 tarihinde Kurtub a da dom utu r. Baz nedenlerle F a sa snm, daha sonra da K ahirey e
yerlem itir. O rada Msr yahudi cem aatinin manevi efi olmu ve sultann
tabibliini yapm tr. !2 0 4 'd e lm tr.
Talm udist, hukuku ve aklc filozof olan Moise ben Maimn, A ristocu fel
sefe ile Tevrat'n vahyini uzlatrm aya kendini verm itir. Maimonde'in bel
li bal felsef eseri " Y o l u n u a rm la rn R eh b e ri" (G uide des E g a
rs )dir. Bu eserde o, felsef dncenin vahyin karsnda olmakszn iyi bir
anlaya imkn verdiini gsterm eye alr. Maimonde'in n o dereceye
ulam tr ki, onun m ezar tanda u yaz bulunm aktadr: "H z. M u sa'd an
so n ra M u sa (M aim o n id e) g ib isi g elm e m itir."

49

"Hassidim de Belz" iin bkz. J. G utwirth, Vie Tradition elle, Paris, 1970.

50

M artn

B uben

Filozof, ilhiyat, yahudi yoru m cu su olan M artin Buber

1878'de V iyanada dom u 19 6 5 d e K uds'te lm tr. O, K ierkegarddan


m lhem E xistan siyalist tem aylleri geleneki yahudi mistik konularyla
birletirm itir. Onun dncesi daha ok, iman problem leri zerine top
lanr. Ona gre hakikatn kayna Allah'n vahyinden gelmitir. man bizzat
vahyin yoludur. Fak at eer nsan, bireye veya birine inanan olarak gr
lrse acaba, dinamik bir aratrm aya m uhalif olarak sahip olduu iman
alkanlnn farkna v aram az m? N etice olarak lm , onun imannn p ra
tik hale gelii deil midir? G erekten de onda iman, kurallarn, tasvirlerin
ekli altnda ekillenm i olarak gr nm elidir. A yn ekilde Sujet-objet
ilikisi bu dn yay olu tururken ; insanlar aras en canl iliki de bizim
d n yam z can lan dran sujenin suje ile olan ilikisini tekil etm ektedir.
nsan gerek varln a,tam olarak B E N 'e BAKASI ve BEN Ie A LL A H
arasndaki ilikinin gerekletii BZ dnyasnda ulaabilir. Bu konuda bkz.
M. Buber, Gog et M agog, Paris, 1959; Problm e de L'hom m e, Paris, 1962; La
vie en Dialogue, Paris, 1968.

129

IV
H R S T Y A N LIK

A ) K A T O L K M E Z H E B 1
(sa V astasiyle Kurtulu)2

Yazan: Albert M, Besnard

Katolik mezhebi, gerek say ve gerek yaylma ynnden byk


dnya dinlerinden birini temsil eder. Aa yukar 41 millete dalm 613
milyon mntesibi vardr, fakat katoliklerin dalm gayr-i msavidir.
Katolik m ezhebi m ntesiplerinin b y k bir ounluu, Ltin Ameri
ka'dadr (226 milyon. Genel nfusa gre % 90). Dier byk ounluk, Bat
A vrupadadr. (250 milyon. Genel nfusa gre % 56). Siyah afrika ve Ku
zey Am erika'd a ise aznlktadr. (Herbiri % 23,6 ve % 11,3 dr). Arab
dnyasnda (% 19) ve Asya'da (% 4) le daha da aznlk durumundadr.
p hesiz verd i im iz rakamlar hatasz, kabul etm ek mm kn
d e ild ir 3. Bunlar ok farkl aidiyet dereceleri ihtiva etm ektedir3.
Eer Vaftizi (Bapteme = Baptism), Katolikliin mntesiplerini, ke
sin bir sosyolojik tesbite izin veren bir kriter olarak kabul edersek; btn
Vaftiz olanlarn, dinlerini uygulamaktan yani Kiliseleri tarafndan em
redilen din ileri, yerine getirmekten uzak olduklarn greceiz. ok
lar, ancak, hayatlarnn byk olaylar olan evlenme, ocuklarn vaftizi,
cenaze merasimi gibi olaylar vesilesiyle Katolik grnrler. stelik btn
amel sahipleri de kelimenin tam anlamyla Katoliklie mensup olm ak
tan uzaktrlar. Yani Katolikliin, onlara verdii ykmllkleri ve ka
naatkar ahsen kendilerinin kanaati ve ykmll yapmaktan uzak
trlar.

133

Aslnda sosyolojik mensubiyetle; samimi ballk arasndaki byle


b ir fark, bt n dinlerde mevcuttur. Byle bir fark, Katolikliin gelitii
farkl lkeler iinde, kesin bir istikrara ve olduka sarih hatlara sahip
olmasna mani olmamtr. Katolikliin bu durumu, yirmi asra yakn bir
zaman srdrmeye muvaffak olduu salam bir birlikten kaynaklanmak
tadr. Yine de bunun ileride bahsedeceimiz gibi, dramsz da olmadn
syleyemeyiz.
Katoliklik, Budizm gibi sadece manev bir yaam yolu deildir. O
bir Kilisedir5. Bizzat bu kelime, hristiyanlarm icaddr. Katolikler iin,
onun temsil ettii hereyi belirtmek lzmdr. Bununla beraber, zaten
herkes, onun, sosya-din yapnn dayankl bir sistemini belirttiini bil
mektedir. Onda olan en ak ey, otorite ve idare yapsdr. Katolik kili
sesi, papa gibi ak bir birlik merkezine maliktir. P a p a 6, her piskoposlukdak Katolik cemaatin gerek mesulleri olan metropolitleri tayin eder.
Bu hiyerari, blgelere gre gayri msavi taksim edilmi o la n , bekr ve
kendini tamam en bu e vermi olan papaz snf ile desteklenm itir.
Dnyada 268.000 Sculier papaz snf (ruhan olmayan, yani dnyev papazlar)'mn olduu hesaplanmtr. Fakat Fransa'da tahminen bir Katolie bir rahip derken bu oran Ltin Amerikada drt veya be defa daha
azdr. Dardan birok gzlemcilere gre, katolik kilisesi, hiyerarisi ve
papaz snf ile dikkati ekmitir. Onlarn durumlar ve davranlar b a
sit olarak Katolik ifadede kendini gstermitir. Aslnda bu toplu br
baktr. tiraf edilebilir ki Katoliklik, hereyd en nce likler to plu
luudur. amzn fikir hareketleri ve zellikle II. V a tik a n 3 Konsili8,
bu lik kitleye sorumluluklarnn ve icra edecekleri rollerinin bilincini
yeniden kazandrmtr.

KATOLKLK TARH BR DNDR


Katoliklikte mahede ettiimiz deiiklikler ve gelimeler; o l
mas iddia edilen eyin izahn gletiriyor. O, ahlk, klt, ruh
b a n a , otoriter, merkeziyeti ve hiyerarik bir dinle ayn tutulduu an,
bazlarna tiksinti verici, bir bakalarna da mutlu bir sm ak gibi
grnen bu yn, daha karmak bir hale getiriyor. Fakat, bu noktada,
Katolik m ezhebinin tarihi b ir dn olduuna dikkat edilirse, her ey
aklk kazanyor. Bu, onun sadece tarihin belirli bir annda domu ol
mas anlamna gelmez. nk bu sfatla btn dinler, tarihdir. O halde
Katolikliin tarih oluu, onun tarih bir ahstan ve sa Mesih'in m e
sajndan domu olmas anlamn ifade eder. Bylece Katoliklik kendisi
ni, iten deiiklik projesi ile, insanlk tarihi iinde; Allah'n varlnn
aktif bir uzants olarak grr. O halde, tarihle estir ve onunla husus

1 34

ekilde bir baa sahiptir. Bu ba, ou zaman mphem, bazan frtnaldr.


Yeni nesil, nceki nesillerin davran biimin e itiraz ediyor. Bunlar/ d
ardan onda btn rejimlerde ve zel cemaatlerde takip edilecek tkenmi
bir yeterlilikten baka bir ey grmyorlar. Yine onlara gre, ona getirile
cek birka yeni yorum, Katolik olaynn bu orijinalitesini ortadan kaldr
m a y a c a k tr .
O halde bir anlamda Katoliklik, tarih ereveden uzak, saf bir
din, manevi bir kurtulu doktrini deildir. O, mazide birok vehelere sa
hip olmu ve daha baka vehelere de sahip olacaktr. Onu anlamak iin
b irok safhalarda giriim yapm ak, deiik anlatmlar altnda yaplan
lektrleri st ste koymak, hibiri inhisarc olmayan, hepsi de gerekli
olan gr noktalarn birletirm ek gerekir. O halde Katolik kilisesini
srayla u ekilde ele alacaz:
1- T op lu m un sinesinde zel cemaat olarak, (iki bin yllk tarihi
iinde)
2- Hayat ve doktrinin z iinde, inananlar cemaati olarak,
3- yaps ve tekilt iinde, din br kurum olarak,
4- Mistik ve manevi bir evre olarak.

TARH
Topyekn cemiyette, tm tarihi boyunca, Katolikliin mnasebetle
ri, o derece sk olmu ki onlar, her iki anlamda da olduka rol oyna
mlardr. Katolikliin igal ettii yz yllk mevkiini bilmezlikten ge
len hibir kimse, Bat kltrnn muayyen sonularn anlamayacaktr.
Aksine, cemiyetin evriminin onu almaya sevkettii byk dnemelere
iaret etm eden, Katoliklii de kimse anlayamayacaktr. Byle bir tarih
gz at, Katolikliin mazisini tasvir iin sadece faydal deil; srekli
olan zellikleri tesbit iin b iakis zaruridir. Bu zaviyeden, Katolikliin
evrimi iinde drt byk devreyi belirtebiliriz ve beinci devreye de gir
mi bulunduumuzu syleyebiliriz.

BYME VE YAYILMA DEVRES


Bu devre, sa'nn havarilerinin ilk vaazndan (Mild 30 ylnn
pentecte) 313 M ilan fermanna kadar uzanan devredir. Bu durumda
asrlk bir bym e ve yaylma devresi vardr.

135

HIRSTYANLIK YAHUDLKTEN KURTULUYOR


nce Yahudiliin bir mezhebi olarak grnen gen hristiyanlk, iki
eyin ok abuk farkna varmtr: B ir i n c i s i , sa'nn sadece Yahudilikte
beklenilen Mesih olarak tannm am olmas, ayn zamanda, srailin
A lla hna inananlarn ilikileri iinde kkl b ir yenilie neden olan,
Allah'n olu olarak da tannm olmasdr. te bu anlay Allah'la - in
sanlar arasnda yeni bir szlemeyi meydana getirmiti. Bu yeni ahid,
btn Yahudi cemaatna, gemi tarihinin bir sonucu olarak grnebilirdi.
Fakat d urum byle olmad. Yahudi muhitlerindeki srekli muhalefet,
doan Hristiyanln, ikinci uurun bilincini elde etmesini abuklatrd.
Yani, Yahudi eriat ve snnet olmakla belirtilen Yahudi hususiyetini,
evrensel bir ynelim e almak iin Hristiyanln amas gerekiyordu,
te Evrensellik ve hereyi iine alma fikrini artran K ato lik k e lim e
s in in anlam , b u rad an k a y n ak la n m a k tad r. (Katolik kelimesini ilk defa
Antakyal ignace, II. asrn banda bir mektubunda kullanmtr).
Matta ncilindeki "B t n m ille tle ri ak irtler e d in in " eklindeki
sann son szlerine verilen anlama gre, domu olan bu din, bir dnya
zlem i kazanm t. (70 y l n d a L K u d sn ve M abedin tahribi, 135
y l n d a 10 Yahudilerin kesin dalm) gibi bilinen dramlarla kaderi de
va m edecek olan Yahudilikle; kaderi b alay acak olan H ristiyanlk
arasnda, yzyllar boyunca, sert tartma devam edecektir. lk krgnlk
lara maruz kaldktan sonra Hristiyanlar, isteyerek ve tabir caizse ou
zaman iren derecede (bizzat prensiplerine ters den ve ancak II. Vati
kan konsilinde resmen bir karara varacaklar) bir Antisemitizme kendile
rini kaptrm lardr.
Sinagogtan ayrlan Yahudilerle, ihtida eden mrik ounluktan
teekkl eden Hristiyan cemaatleri, git gide Orta - arkta ve Roma
im paratorlu unun belli bal ehirlerinde kaynamlard.
Artk zemin Hristiyanlar iin uygundu. te yandan resmi GrekoRomen politeizmi, gerek bir dini endieyle kar karya kalan ruhlar,
artk tatmin etmiyordu... Sadece, Asya'dan gelmi olan " s r d in le ri" iti
barda idi ve biroklarnn gzlerinde hristiyanlk, ancak onlarn ara
sndan biri olarak grnyordu. Bu gn kim, Mtra Kltnn muayyen br
zaman Hristiyanln en korkun rakibi olduunu bilir. Ancak, yine de
Hristiyanlk ona galebe almtr. Hristiyanln mesaj, muhtelif in
sanlara hitap ediyordu: Yani, onun lk mterileri olan yoksullara,
kardelik ve adalet; dindar ruhlara, Yahudi zelliinden kurtulmu bir
monoteizmin safiyeti, kltrl ruhlara logos doktrini sayesinde abucak
zihne yerletirdii ikna ile konuuyordu.

136

ZULMLER'KLSEY SARSACAI YERDE


KUVVETLENDRYOR
Bizzat kilisenin baarlarn ona, zulm salamtr. H akikatte
b irok kltlere msamaha eden Rom a mparatoru, dierleri ile yanyana
yaamakla iktifa etm eyen; R om a dzeninin deolojik olarak dayand
politeizmin hiliini isbat eden ve mparatordan tanrsal (rablk) sfa
tn kaldran bir dini, asla kabul etmiyordu. Roma idaresi, ou defa ha
reket tarz zerinde tereddd etmi, bunun iin de zulmler, imparator
lukta srekli ve genel olmamtr. Bundan dolay, Alexandre Svre (222235)in saltanat altnda bir takm durgunluklar olmu, Dce ve Valrien
(250-26)'in saltanatlarnda se hristiyanl kknden kurutm a teeb
bsleri vuku bulmutur. Bylece Kilise, sonu itibariyle onu sarsmaktan
daha ok, kendini kuvvetlendiren ehitler am mahede etmitir, ite
b t n bu zaman zarfnda katoliklik, tekiltlanmt. Ana hcre, ayn
ehrin m'minerini bir piskoposun otoritesi altnda toplayan mahall
kilise di. Burada kilise, (Ekklesia) kelimesinin orijinal anlam ortaya
kyor. Buna gre Kilise, A lla h 'n ars ile davet edilm i m 'm inler
topluluu anlamna gelir.
retim ve Klt toplantlar zel evlerde yaplyordu. Delegelerin
k a r lk l. ziyareti, gezici vaizler, m ad d yardmlam alar, nemli olay
lar vesilesiyle birbirlerine gnderdikleri m ektu plar15 gibi birok tesant
iaretlerin i, m u htelif m ahall kiliseler, kendi aralarnda icra ediyor
lard. (Birok ehit rivayetleri bize bylece intikal etmitir).
Baz kiliselerin zel bir stnl vard; ncil yazar Markos'a
bal olan Antakya ve Iskenderiyye Kiliseleri ile ilk havarilerden olan
P e r r e 'n 12 ve Fa u lu n l? M.S. 60 ylliarnda ehit edildikleri yer olan
Rom a Kilisesi, zellikle byle idi.

MLAN FERMANI (M. 313) KONSTANTN


AINI AIYOR
M.S. 313'deki Milan Ferman ile Konstantin, zulmlere son vermi,
ancak M.S. 380de T h o d o s u n saltanatnda devlet dini haline gelebilecek
olan H ristiyanl, kayrmaya balamt, ite bu durum deiiklii,
Konstantin a denen a balatacak ve Katoliklii esasl ekilde etki
le y e cek tir.
Bylece Katolik Hristiyanlk, bir dizi mutlu sonulara sahip olur
ken, cidd anlam azlklara da srklenecektir.-A rtk, aktan yaylma
hrriyeti ile Hristiyan iman, byk manev ve'entellektel eserler mey

137

dana getirecektir. Yine kendisine takdim edilen Kilise alanlarn igal


etm ek iin Klt, gizlilii veya yar gizlilii, terkedecektir. (zel evler
veya mahzenleri terkedecektir).
arkta, Aziz Basile ve Aziz Jean Chrysstome'la olduu kadar, Ba
tda da, Aziz Ambroise veya Aziz Leon'la, youn yaratcl olan bu de
vir, hem popler hem de semboller yznden zengin ve din canilii olan
bir takm yinlerle sonulanm tr. Bu liturjler, Hristiyan manndaki
duygusal, kltrel, manev btnlemenin en aktif faktrlerinden birini
tekil ediyordu. nk Hristiyan iman, bunlarla retilmi ve nakledil
mitir.
Ayrca ounluu piskoposlardan olan byk zeklar, kutsal metin
leri aklamak ve m m in le rin hayatyla ve imanlaryla ilgili sorular
akalamakla mem ur edilmiler, bylece de ok sayda teolojik eser m ey
dana getirmilerdir- Kilise iinde ve hl bugn bile maneviyat ve dok
trin konusunda onlara tannan zel otoriteyi belirtmek iin; bu nc
Hristiyan dnrlerine " K il is e B a b a l a n " unvan verilmiti. Onlarn
rolleri olduka nemli olduundan dolay, Konstantin devrinin sknetini
Kilise iin bir istirahat devri olarak dnmek yanl olur. Aksine, inan
ve zek plnnda bu devir, karklklar ve srekli problemler devriydi.
Aslnda, ilk nesillerden itibaren Hristiyan im am, ya Hristiyan
olmayanlarn (Les Gnoses) batn gValarna ya da manay bozan yorum
larn tehditlerine (Les Hereses)14 maruz kalmt. Bylece Konstantin'in
sulhu, sonu tibariyle; ok sayda itizallerin mayalanm asn kolay
latran ikinci unsur olmutu.

'TZALLER KARISINDA LK ZNK KONSL (325)


SA HARKINDAK DOKTRN AIKLIYOR
Allah'n olunun bedenlemesi olarak sa'nn kabul ve 15unsurlu
bir tek Allahn tasdiki, rasyonel dnceyi kartrm ve birok yanl
anlamalara neden olmutu. Mesel, A r ia n i s m e , say tanrsal glerle
mcehhez, fakat zellikle tanrsal tabiatl olmayan istisna bir yaratk
olarak telakki ediyordu. Bu kanaat, nemli bir baarya sahip oldu ve bir
an Hristiyanlk dnyasna hakim olma tehlikesi gsterdi. Buna, Birinci
Genel Konsilin, yani muhtelif lkelerin piskoposlarnn toplanmasyla
are bulunmutu. Bu piskoposlar, inan konusunda yce bir davann ak
lanmas ve belirlenmesinin bilincinde idiler. Bu Birinci Konsil, Mildi
325'de znikte (Kk Asya'da) toplanm ve sa'nn uluhiyetinin m uh
teem bir ekilde iln edildii ilk iman formlnn belirlenmesiyle so
nulanmtr. Bylece, modern aa kadar Katoliklikte olduka byk rol

138

oynayacak olan dogmann gelimesi ve tarif edilmesi devri balayacakt.


te bu adan II. Vatikan Konsiii, Katolik ilhiyatlar envanterinin ta
rihi iinde 21. Genel Konsil olacakt.
Katoliklii daha iyi anlamamz iin bu II. Vatikan Konsiii zerin
de biraz durm amz gerekecektir. Orada bt n v a h y in 16 Isa - Mesih'e (bu
geleneksel terminolojiye veya vahye gre iman deposudur.) bir defada ve
rildii kabul edildii kadar; onun yorumlanmasnn da hibir zaman ta
mam lanmad da kabul edilmitir. Bylece meselelere ve zamanla or
taya kan glklere bal olarak Katolik kilisesi; yeni aklamalar
ilve etmeyi grevine uygun bulmutur.
Aslnda Konstantin'in suih, yine ciddi anlamazlklara neden
olmutu. nk resm din olan Hristiyanlk, daima sammi bir hidayetin
sebep olmad, ok sakda kalabalklarn vaftize akn ettiklerine ahit
olmutu. Putperestliin 356'da yasaklanmasndan sonra, imparator Julien
PApostat (361-363)'nn putperestlik kltrne yeniden canllk kazandr
mak iin abalarna ramen, genel fikir hareketleri, abucak yeni bir passif tavr te hlikesin in tesirine giren Hristiyanln, lehine olm utu.
Ateli Hristiyanlarm bir ou, genel bir iman yozlama tehlikesinin
farkna varmlard. Buna reaksiyon olarak da bir zahidlik ve manastr
hareketi, l kenarlarnda zellikle Msr'da, Suriye - Filistin'de ve
Kk Asya'da hzla gelimeye balamt.

SEZARO - PAFZM, KLSE VE DEVLET GLERN


KARITIRIYOR
Ki l i s e d m a n l n d a n , o n u n h a m i s i d u r u m u n a g e l e n m p a r a t o r , n e
tice iti bari yle pi s k o po s l a r n , poli tik d z e n i n d e v a m et ti ri l me si ne d i k k a t
l e r i ni e k m i v e it i z a l l e r l e k a r t r l m o l a n k i l i s e n i n b n y e s i n d e , d z e
ni y e n i d e n k u r m a y a a b a s a r f e t m i t i r . ( B y l e c e , i m p a r a t o r l u u n b i r f a a
l iy et i yl e z n ik K onsi ii t opl a nm t ) . N e t i c e d e D e v l e t v e Kilise m n a s e
b e t l e r i p r o b l e m o l m a y a b a l a m t r , b i r o k p i s k o p o s l a r da b u n u n u u r u n d a
idiler.

Ayrca burada, birok nazik d urum larda devletten

istenilmesi

v e y a i st eni l m e m e s i g e r e k e n d e s t e k l e ilgili b i r o k l a r n n t e r e d d t l e r i n i v e
d a v ra n deiikliklerini de be lirtm ekte yarar vardr. Sez a ro - p a p iz m
( C e s a r o - p a p i s m e ) 17 v e y a K a t o l i k h i y e r a r i sin in, m u t l a k i k t i d a r ile g i z
li i t t i f a k , K a t o l i k l i i n g e r i l e m e s i n i n a l l m b i r t e h d i d i o l m a y a b a
lamt.
Asln da,

Katolik

imannn

zellikle

orijinalitesi

i i n b i r

tehdit

teki l e d e n , s a d e c e m e r k e z i k t i d a r n d i r e k t m d a h a l e l e r i d e i l d i . B t n
G r e k - L t i n ( G r e c o - L a t n ) mi r a s ile i n d i r e k t b u l u m a da iyi b i r e k i l d e

<F.: 10)

1 3 9

gerilikle llebilen bir riskti. nk, piskoposlar, mparatorluun yksek


memurlarnn detlerini almlar, Roma piskoposu, Roma putperestliinin
en byk papaz unvan olan Papa (Souverain Pontif) titrine varis o l
mutu. m paratorluk saraynn merasim leri daha ziyade Roma din
yinlerine model tekil ediyordu.
Buraya kadar anlattmz durum mparatorluun hem dou hem de
bat ksmnda da aynyd. Ancak daha sonra, Bizans'n politik ilerleyii,
barbar istillar iki ksm da birbirine yabanclatracak!!. Her ne kadar
Dou ve Bat Kiliseleri arasndaki resm kopu IX. asrn ortalarnda, son
ra da kesin olarak 1054'de vuku bulmusa da; kiliselerin fiil ayrl,
farkl evrimlerin kuvveti le Bat imparatorluunun dnden (476) iti
baren kendini gstermiti.
Bylece Bizans kilisesi, Orto doxe (gerek im a n m uhafaza eden)
vasfn elde edecek, Roma Kilisesi de Katolik (B irlik iinde evrensellik)
vasfn kazanacakt. Fakat bununla beraber yine de her biri, dierinin
stlendii vasfa kendinin layk olduunu da iddia edecekti, ite bunun
iindir ki, onlar birbirinden ayran ayrl noktasnda her biri elde ettii
mterek deerleri farkl ekilde deerlendirecekti. Bundan dolay da,
modern devirlerde bir takm glkler kacak, ama yine de, Hristiyan ki
liselerinin yeni birlii iin, almalar eksik olmayacakt.

BARBAR STLASINDAN REFORMA


(V. - XVI. Asr)
ark, Islm istilsna kadar imparatorluun temiz mirasndan ya
rarlanrken; Bat Katoliklii, medeniyetinin ilk krizine dalm bulunu
yordu. imdi, kilisenin verimli bir ittifak kurduu bir dnyann kaybol
masna, alamak ve szlamak m lzmd? Yoksa barbarlarn tarafn m
tutmak gerekecekti? Bu kritik dnemde Bat Hristiyanhm ey kur
tarm tr:
n c e , O'nun tarihi aksaklklarn durduramad, istikbli olan bir
hakikatn taycs olduu hakknda bir kanaata sahip olmas, ite bun
dan dolaydr ki, Bat Hristiyanh, Greko-Ltin medeniyeti ile birlikte
kendini, mezara koymaya mecbur hissetmemitir.
S o n r a , piskopos tekiltndaki dayankllk. Birok yerlerde, sti
laclarn, karsnda bulduu yegne kuvvet, bu tekilt olmutu. Mstev
liler bu tekiltn mensuplarna kar saygl davranm lar ve onlarn
dostluklarndan yararlanmlardr.
N i h a y e t , az veya ok kabaca anlalm bir dinin cazibesi ki o,

140

Barbarlar in gerek bir kltr ykselmesini temsil ediyordu.


496'da Ciovisin vaftizi, balayacak olan yeni bir durumu sembolize
eder. Bu garip bir durumdur. Gerekte Hristiyanlk, istemeksizin misyo
nerlik durumunda kalmtr. Aslnda o, ncin18, bu milletlere, sonra vaf
tize gelsinler midi iinde iln etmedi. Ancak onlar, vaftiz olmak istedi
ler, Kilise de onlar; sonra Hristiyan olmalar midi iinde vaftiz etti.
Hatta onu gruplar halinde vaftize sevkeden ey; zel nedenlerle politik
gt. E er Hristiyan olmak demek, Hristiyan sosyal kadrosu iinde
yaam aktan baka br ey deilse; o halde Bat Hristiyanlnn esasn
da; sonraki glklerin bir ksmn aklayan bir kmseme var demektir.
nk Antikite'nin kltr kadrolarnn kmesi ve hareketli alar iinde
ruhbaniyetin doktrnel dknl; Kiliseye, vaftizi kabul edenler zerin
de her yerde tesirli br Hristiyanlatrma yapmaya imkan vermemitir.
Ve yine zorlama ile vaftizi kabul edenlere de hele hele hi kar koya
mamtr. Yetersizliin o kadar az farkna varlmt ki yeni vaftiz olan
lar, kendilerine sunulan dini, onun doktrinini,esaslarn tartmasz kabul
ediyorlard. te o zaman kilise hakikaten yeni Batnn annesi ve mrebbiyesi olduunun farkna varmt. (Bu nvan, 15 Mays 1961de yaynla
nan XXIII. jean'm papalk genelgesinde M a t e r ve M a g is tra olarak iln
e d ilm i tir).
te bylece Ortaa dnyasnn karakteristik izgileri, grnmee
balar; Bu, hereyden nce Kilise egemenlii; hemen hemen antik kltrn
yegne muhafzlar olan papazlarn enteliektel iktidarn tekelini mu
hafaza etmeleri ve kimse tarafndan itiraz edilmeyen manevi bir gle
donatlmalar ve neticede niha szn kendilerinin olmas eklinde kendi
ni gstermitir. Ancak itiraf etmek gerekir ki btn bunlar, dnyev ikti
darla kavgasz br ekilde yrmyordu. Aksine bu ekimeler, herkes ta
rafndan kabul edilen bir dzenin iinde oluyordu. nk, madd ve ma
nev ki ktidarn buundu Hristiyan dzeni, ayn tanrsal otoriteye ba
lanm ve deal bir Hristiyan cemiyetinin idaresini btnleyen bir unsur
olarak telakki edilmiti, (Bu kuvvet dengesi ve ona refakat eden ideoloji
nin hareket noktas olarak, Papa III. Leon tarafndan 800 ylnn Noel'
inde Bat mparatoru olarak C h arlem ag nea ta giydirilmesi olay gs
terilir.) te bu iki iktidar ortann biribirlerini kazanabilmeleri, birbir
l e r i n d e n a yrla bilm eleri, karlkl olarak yetk ilerinin hrriyetlerin e
saygl d avran a b ilm e leri iin; gerilimli ve krizli asrlara ve sosyal
tekmle ihtiya gerekecekti.

141

HRSTYAN BATININ TEMELN PAPAZ SINIFI


TEKL EDER
Hristyanhn en temiz din messesesi olan manastr hristiyanl 1? bile, bu iktidar kavgasna itirak etmitir. Aslnda gittike oalan
manastrlar, bu meselede, ihmal edilemez bir rol oynamlardr. M anas
trlar, yeryz zenginliklerinin topland ve gelitii kltrel ve entellektel ylm ann, ideolojik rezervlerin yapld yerlerdi.(Ktphaneler "edrisat, edebiyatla ilgili elence yerleri manastrlarn iinde yer
alyordu. Ayrca o, Ortaa katoisizminin, cemiyeti, topyekn manastr
halin* getirme topyasn temsil ediyordu.) Neticede, onlar arlatran
ve basit ve fakir yaama ideallerinden onlar uzaklatran feodal siste
min oyununa onlar da kendilerini kaptrmlard.
Aslnda, Ortaa Hn'stiyanhnn altm a, XII. ve XIII. asrlar
dr. nk bu yzyllarda, evrensel olmakla vnen byk bir medeniyet,
tm Bat Avrupa apnda gereklemiti. Artk kiliseler, hudutlarn bile
bilmedii mkem mel niversiteleri ynetiyordu20. Bolognea, Tarise, Cologneya, Oxford'a; sadece en iyi hocalarda ders grmek kaygs le gidi
liyordu. Bu devirde badet ve dnce dili ltince idi. Aziz Thomas d'
Aquinin21 " S o m m e T h e o lo g iq u e " gibi, esiz eserler yazlmt. Artk bu
d evirde H ristiy an lk , k a ted rallerle, kiliselerle, yeni m anastrlarla
evrilmiti. Manevi sahadaki ilerleme de kmsenemezdi. XII. asrn Cisterciennes'lerinin kuruluundan sonra, zellikle XIII. asrda Dominicain ve
Franriscain dilenci tarikatlerinin douu olmutu. Fakat bu tablonun ka
ranlk yanlar da vard: Delegeleri kltr birliine bal olan btn ce
miyetler gibi; Ortaa cemiyetleri de kendinden kopanlara msamaha
gstermiyordu, ite bunun iin o, Languedoc Cathares'larma kar savasj
am ve Engizisyon22 (Inquisition)u kurmutu. B y le c e Hristiyanlk, ta
rihinin bir aksakl olduu konusunda, daha sonra hasmlarm iknada
glk ekecei bir ekle brnmt.

KLSE, RENESSANS'IN LM VEHELERN


TANIMIYOR
XIV - XV. asrlardan itibaren Bat toplumu, gittike gelien lik
leme hareketi iinde; Kilisenin himayesinden tedrici ekilde uzakla
mt. Neticede, modern dnyann doumu iie sonulanacak yeni bir geli
me ortaya kmt. Bu yeni gelimenin tezahrlerini,
1- man le akl arasndaki ahengin kopmas,
2- Hmanizmin balamas,

1 42

3 - Sbjektif vicdann gelimesi,


4- Avrupa'nn politik patlamas,
5- Renessans,
6- Byk corafi keifler,
7- lim hareketleri,
8- Burjuvazi dnyasnn ilerleyii, eklinde belirtebiliriz.
Ancak bu defa, Barbar istillar zamannda olann aksine, Katolik
liin, bu yen dnyay kabule takati yoktu...
Gerekten Katoliklik, dnce dzeninde bir gerilik iinde bulunu
yordu. Bunun iin de, zahiren parlak olan skolastik ilahiyat, ne laik dn
yann gerek sorunlarn ne de ibadet ve imann hayat meselelerini tekil
etmeyen, nazariyelere nem veriyordu. dar sistemde de durum farkszd.
Politik iktidar karsnda imtiyazlar zerine gerilmi, kredisini tket
mi, Incilin tan olmay brakm, reformun isteklerine engel tekil ede
cek bir sistemin temellerini atm olan, bir papalk vard... Din sistemde
de gerilik hakimdi. zellikle 1349un ''Kara V eb a"sn d a n sonra, abucak
elemanlarn yeniden tekil ettii zaman, Azizlerin kutsal hatras veya
Indulgence2^ vaaz, Incilin veya dogmann vaazna stn geliyordu. Bylece Reform, tam bir zm hzlandran bir ok gibi, birden patlak ver
m iti.

REFORMDAN II. VATKAN KONSLNE


XVI. Asrn banda Luther, Roma kilisesinin yolsuzluklarna ve
gerek Hristiyanla sadakatszlma, kar kt zaman; o, hereyden
nce bir baka kilise kurmay iddia etmemiti. O, sadece Katolik kilisesi
ni slah etm ek istemiti24. Fakat teolojik, sosyal, kltrel, politik ereve
iinde ele ahnm olan Roma kilisesi sorunlarn inceleyen Romal ilhi
yatlar, ondaki meru isteklerinden ziyade; asprhklarm farkna v ar
mlardr. Bylece Roma, davay reddetmi, Hristiyan Avrupa ikiye ay
rlm ve kanl din savalar ile paralanmt. Reformatrlere kar k
m ak ve durumlarn hakl karmak isteyen papaya bal piskoposlar da,
gnmze kadar Katolikliin bilinen vehesini ona veren; bir kar refor
ma teebbs etmilerdir. Gerekte II. Vatikan Konsilinin, bu devrin sonunu
manidar bir tarzda belirttii dnlebilir.

TRENTE KONSL KARI-REFORMU BALATIR


Kar - Reform abas, yeniliin kanlmaz meyvelerini getirmi ve

143

Katoliklie, birbirini takip edecek rejimler veya fikir hareketleri iinde


tutunma imkn vermitir. Trente KonsiHnin ada olan La Compagnie
de Jesus merkezilemi tekilt ile, arap - ekmek (Eucharistie)25 ve mu
kaddes yrek olan26 Isa'nn saltanat zerinde temerkz etmi dindarl
ile, deal miUtancd ile, papala kaytsz artsz itaati ile, kar - re
formun en verimli ve en asil ruhunu karakterize eder.
Yeni bir yapya sahip olan Katolikliin bu salamlamas, kar
bir takm eyleri kazanmaya onu sevketmiti. Bu eyleri ylece belirte
biliriz: Reforma terlerin kendilerine gre deerlendirdii bir takm deer
lerin, dikkat etmeksizin kaybolmas, (m'minlerin papaz olmas, Incil'in
tannmas, ibadetin allm dilde olmas gibi); sonraki tarihlerin gerek
tirdii deiikliklere kar onu, gayri msait hale sokan Kilise b n y e
sindeki sertlik, felsefe ve yeni ilimlerle hakik dialoa girmede, gittike
byyen Katolik ruhundaki kapasitesizlik...
ite zaman getike bu gszlkler, Katoliklik iin dramatik ola
rak ortaya kmtr. zellikle XVIII. asrdan itibaren itiraf edilmi bir
dmanlk; eletirilmi bir gemi, cemiyet zerinde icra ettii nfuzla
otoritesinin geersizliinin iln, gittike gelien bir rasyonalizm tara
fndan hcum edilmi bir man... Neticede geleneksel bir pozisyon iinde,
modern dnyaya kar kukulu bir bak iine giren bir Katoliklik...
Aslnda resm kilise seviyesinde bu durum nemli olayla sembolize edi
lebilir: lS 6 4 'd e Papa IX. Pie, z am a n n hata larn aklar ve k i li s e n i n
m o dem dnya ile uzlaamayacam dnr. 1869'da, I. V atikan Konsilinde papann y a n lm az l n n 27 (in fa illib ite ) tarifi yaplr. Nihayet,
1907'de Papa X Pie tarafndan m o d e m izm knanr...
Fakat yine de resm kilisenin durumu, Katoliklerin tamamnn duru
munu yanstmyordu. Onlardan bazlar, onlarn imanlar adna (ngil
terede Anglikanizm'den dnen John H. Nevvman, Fransa'da Henri Lacordaire, Albert de Mun, filozof Maurice Blondel, Albert Lagrange gibileri)
devirlerinin duygusallna derinden ballk hissetmiler; hrriyetler,
d emokratik hareketler, i dnyas lehine, tenkidi ve tarih ilimlerle
ciddi temasla, Hristiyan dncesinin kkl yenilikleri uruna savam
lardr. Bu akmlar, zellikle XX. yzylda kesafet kazanmtr. Byk
dnya krizleri, devrin ihtiyalarna cevap vermede Tridentin28 Katolik
liin yetersizlii zerinde sivrilen bilinlenmeyi, tahrik etmitir. nan
szlkla temas; Kitab- M u k ad desin okunmasivie, liturjik yeniliklerle,
sosyal ve politik ykmllkle, Katoliklik ruhunun unutulmu kaynak
lar, yeniden kefedilmeye balamtr.
Burada unu da ilve edelim ki Asya'da ve Afrikada XIII. XVI.
XIX. asrlarda misyoner faaliyetlerinden kaynaklanan Katolik topluluk,

1 44

g ittike nemi olmaya balamt. Dam gasn tad batl zihniyet


lerden yavaa kurtulan bu kiliseler; btn katolikliin hzl deimesine
katkda bulunacan gsteriyor.

II. VATKAN KONSL LE KLSE, YENDEN


KAYNAKLARINA DNYOR
II. Vatikan' Konsili, otoritesinin arl ile bu yeni kaynaklara d
nn en iyisini benimsemitir. Ayrca o, balam olan hareketi hzlan
drm, Kilisenin en mkemmel ve kesin ehresinin-Tridentin K a to lik lik te
bulunduuna inananlarla, bu sonuncuya ve nceki gereklemelere nisbetle
Kilisenin olduka yeni bir kklem eye sahip olmasn isteyenler arasn
daki ayrl, ortaya karmtr. Yine de, ada Katolikliin deiik
liklerinden ve gerginliinden kacak eyi tahmin iin, vakit olduka er
ken. Am a hi deilse, tarihi bir panoramadan daha ziyade batn s
rekli bakla ilgili olarak, onu yakalayan krizin getirdiklerini ve sebep
lerini daha iyi anlayabiliriz...

DOKTRN VE HAYAT
(Din Topluma Giri)
Katoliklik, iman ikrar ve Vaftiz'le olunur. man ikrar ile M'min
olan kii, Kilisenin ona teklif ettii gibi Incili, " S e v i n l i h a b e r " ve Ha
kikat olarak kabul eder.
Bu mesaj, iman sembol veya Kredonu n2y iinde salam br formle
sahiptir. Fakat bu forml ksaltlm bir ekildedir. te bunun iin, onun
daima; bir din dersi veya gelenein (Traditionp temel ekli olan ifah
bilgiyle retilmeye ve erh edilmeye ihtiyac vardr.
te bunun iindir ki, Havariler ve Kilise babalarndan, Modern din
dersimi m erkezlerine kadar (Klasik din derslerini unutm am ak lzm)
ilh! mesajn esas, az veya ok tesirli ekilde bizzat azdan nakledil
mitir. man formlnn iki kullanm ekli var: Biri ksadr. (VI. yzyl
da Rom a'da tesbit edilmitir). Bu, Vaftiz merasim inde kullandr. te
Havarilerin sembol budur. Dieri de yinlerde kullanlandr. te znik stanbul sembol denen iman formlde budur. nk bu, 325 - 381 Konsl
le rin d e forml letirilmitir.

145

DOGMALARIN TESBT MAN YOLUNU


ARET EDER
iman muhtevasnn sonradan sarahate kavumas, dogmalar mey
dana getirmitir. Kilise, I'tizalleri red edebilmek, deiik yorumlara son
verebilmek, kesin inan esaslarn tesbit edebilmek iin, iman muhte
vasnn tesbitini gerekli grmtr. (Meryem'in ge k ve onun gnah
sz gebelii hari, btn dogmalar konsillerde tesbit edilmitir). Bu tesbitIerin, tanrsal srlarn bir aklamas olma iddias yoktur, Bunlar sadece
insan zeksnn onlar anlayabilecei yolu gsteriyor. Yani dogmalar, bir
sonutan ok istikamet; teoloji ve murakabe32 iin ise; tahditlerden ok bir
manivela durumundadr.
Bugn denilebilir ki, sa-M esihe inanan kii N asrd Isada, Ya
hudi tarihi iinde tarihlemi ve olumu mutlak bir olay oa kabul etmi
demektir. Bu olay udur: Aziz Paul'un dedii gibi metodsuz olarak tm
dinler tarafndan aranm olan kinatn yaratcs olan bir tek Allah, bir
defack btn insanln hayrna Hz. sa'da tecessd etmitir. sa'nn sz
lerinde, lmnde, dirilmesinde33, fiillerinde bu Tanr, yeni ve kesin bir
vehe altnda, Allah'n hull etmi olu olan Isa'nn bu yce baba ile de
vam ettirdii ilgi stisna edilirse, hibir benzeri olmayan bir babalk ve
hesi ile zuhur etmitir. Bundan byle, u andan itibaren varln btn
mesuliyetlerinde bedenleen ebed br gelecee ve manaya, her insan ha
yat ak bulunmaktadr. Eer katolik iman, mnzev bir vicdann ii
deil de, kiise! ve zgr bir vicdann meyvesi ise, byle bir iman ikrar,
Katoliklie zg bir husustur. Byle bir iman, sa Mesih'in babasn ve
Allah' kabul eden ve yine bu sfatla "A llahn C e m a atn "34 tekil eden
(II. Vatikan Konsili bu tabiri iftiharla kullanmtr) herkesi; zel bir
ekilde kardeler olarak telakki etmeye gtrecektir. Yine o iman, Isa'ya
inananlar aka sa'nn birletirme iradesine itirake sevkediyor/Bunun
iin Yuhanna yle demitir: (Bir olmak zere tamamlanm olsunlar) Yuhanna: XClf, 23)
Katolik kilisesi, teolojik olarak ve mistik olarak sann etrafnda
inananlarn birlii olarak ve " A ll a h 'n Cem aat" olarak tarif edilebilir
(yani bir tek beden halinde birleme). sa - Mesih'in bedeni, Aziz Pavlos'tan beri, " M e s i h 'i n B e d e n i" olarak adlandrlmtr.

VAFTZ, YEN BR DOUTUR


Vaftiz, Hristiyan olan kiiyi, topluluun faal bir yesi haline geti
ren sosyal bir faaliyettir. Vaftiz, sadece bir katlma, Vaftiz olan ta
rafndan bir taahht veya cemaat tarafndan bir kabul anlamna gelmez.
146

H ristiyanhk, ayn zam and a vaftize b ir S akram ent olarak bakar; yani,
onlarn nazarnda su35 le yaplan bu kutsal hareket, her defasnda iinde
Allah'n dahil olduu yaanm bir iaret olarak bizzat sa tarafndan is
tenmitir. Byece Allah, cemaatin sinesinde daima hareket eder ve vaf
tiz olana; sa'nn ahsnda gerek oul olma inayetim 36 ihsan eder.
Katolik mezhebi, inayetle, insan gcnn Allah'la yeni bir mnase
bete girmesini istiyor. Artk o mnasebet iinde, gnah balanmtr. n
san ruhu, Allah'n srrnn gerek bilgisini elde edebilmitir. Yine orada,
ib a d e t 37 ve ak iinde Allah'la kkl bir birleme gereklemitir. te oradaki bu birleme, yeni bir pozisyonun mayas haline geliyor. te Hristiyanlar bu vaftizle deimeyi ok kesin telkki ediyorlar, bundan dolay
da ona yeni dou adn veriyorlar. aret edilen bu gzergh, Katolik
mezhebini kabul eden bir yetikinin takip edecei yola uygun gelmekte
dir. Geleneksel Katolik geleneinin yaad yerlerde vaftiz, ihtidadan
sonra deil; doutan sonra yaplmas kabul edilir. Aslnda bu uygulama
katolikler arasnda hl bir tartma konusudur.
Btn eitim evrelerinde meru olduu gibi, bazlar vaftizin, ocu
a verilen dnya grnden ve Hristiyan gereklerinden ayr tutulabi
lecei kanaatindedirler. Ancak vaftiz, bulu andan nce yapldnda;
vaftiz olan, sakram ent ile aklanan iman, serbest bir ekilde kabul
ettii andan itibaren vaftiz, gerek anlamn kazanacaktr. Yine belirt
mekte yarar vardr ki, vaftiz edilen, kendini br a k 36 ve mit cemaati
olarak takdim eden bir iman cemaatna, dahil olmu demektir.

BR KURTULU DN
G erekte H ristiyanlk kendini, bir kurtulu dini olarak takdim
eder. Yeni alarda, zellikle XIX. asr burjuvazisi iinde saliklernin
birounun inand deizm'le lekelenmi olmasna ramen; Hristiyanlk,
her trl deizm'den kkl ekilde ayrlmaktadr. Deizm (Deisme), Evre
nin ve cemiyet nizamnn ayarlaycs ve sahibi olan bir Yce varl ka
bul etmektir. Bu arada yce varlkla statik ve ahlk bir perspektif
iinde makul bir kltle uzlamak sz konusudur. Hristiyanlk ise, bir ta
rihtir, dramdr ve harekettir.

HIRSTYANLIK YEN BR HAYATA TRAKTR


D krklna, durmadan doan hakszla, her eidi ile ktl
e, nihayet lme boyun emi bir hayatn evrensel tecrbesine gre Hris
tiyan, ncil', yeni birhayatm 'h abercisi olarak kabul eder.

147

Hristiyan, baarszl grd her yerde gnah sebep olarak g


rr. Aslnda bu, tahlili yaplabilen dier rasyonel sebeplerden ayrlmaz.
nk bugn m o d e m hristiyan, hakszln muayyen ekonomik ve sosyal
yaplarn arasnda devam ettiine iyice nanmaktadr. Fakat yine gnah,
ihsan ferd olarak ve to plum olarak ktle meyilli klan ve iyilik
grnmnde onu tahrip eden iten bir kopukluk ve temel bir kargaadr.
nsan, Allah'tan ayrlmaya kendini braktndan beri (pch originel) bu
k insanla beraberdir, ite insan, Allah'la iliki kurarak hrriyetinin
bu yarasn tedavi ederse, bu, kurtulu (salut) kelimesinin ilk mns ola
ca k tr.
Aslnda bu kelime (salut), lanetlenmi bir dnyay en abuk bir
ekilde terketme anlamnda, bir eit ana baba gnn hahrlatmamaldr. Bu, modern zeklarn esas olan "h a y a t d e i tir m e k " diye ifade et
tikleri eye, daha yakndr. Yine Hristiyannn kurtulu tecrbesi bu nok
tada, I. Asr Yahudi tecrbesinden ayrlmaktadr. nk Yahud iler M e
sih 'i ateli b ir adaleti olarak b ek liy o rla r ve b ir anda ortaya k an b ir
A l la h 'n K r a l l n 39 m id ediyorlard. Oysa, bu vaka zahmetsiz mey
dana geimiyecekti. Zira havariler, sa'dan, onun yldrm gibi bir kurtu
luu gerekletirmeye gelmediini, aksine; tedrici bir kurtuluu gerekle
tirmee geldiini renmilerdi. Bu tedrici kurtulu da insann ona dahil
olup olmamasna balyd. Allahn Krall ise, kalblerin, sonra da in
san kitlelerinin ve cemiyetin kkl ekilde d eim esine bal olarak
mtevaz bir ekilde teekkle balayacakt.

MSYON TARHNN KARANLIK VE


AYDINLIK VEHES
tira f e tm e k g e re k ir ki sa ta ra f n d a n h a v a r ile r in e e m a n e t e d ilm i
o la n m isy o n 'a b a llk iin d e v e b u n u n h e y e c a n altn d a K a to lik m e z h e b i,
ta rih in h e r d e v r in d e y a y lm a y o lu n u a ra trm tr. B u r a d a , K a to lik m e z
h eb in in m is y o n e rlik le y a y ln n d e ta y n a g ire ce k d e iliz . n k b u y le
b ir m a n z a ra a r z e d i y o r ki o r a d a a y d n lk ile k a ra n lk , s e v ile n le s e v ilm e
yen

iy ic e b ir b ir in e k a r m tr . B i z z a t K a to lik

ila h iy a tn n

p r e n s ip le

riy le eliik o lm a s n a r a m e n ; g e r e k te n z c o lan icb ari d in d e i tirm e


s a p k lk la r b ir y a n a b ra k lrs a , K ato lik v ic d a n , belli b al u s o ru la rla
k a r k a r y a

k a la c a k tr :

- ou defa im ann yasal ve meru nerisi ile ncillerden daha ok


nsan metodlarla biraraya getirilen salikler topluluu, birbirine kart
rlmam mdr?
- Baz m illetlerin her trl klt r deerleri ve hatta din deerleri,
gerek bir zaruret olm akszn sadece im an deil, fakat zel b ir kltr tipi

148

empoze etmek iin, ok basit bir teoloji adna inkr edilmedi mi?
- Birok yerlerde ok az da olsa koloniletirm e ile ibirlii yapl
mas kabul edilm edi mi?
- G erekten yeni h ristiy an lara, K ilisenin k atolikliin i zengin
letirm ek ve onu b atllktan karm ak iin zel kabiliyetlerini gelitir
me mkn verildi mi?
Artk bugn, ada insanla empoze edilen kltrlerle, cemaatler
arasndaki ilikinin byk revizyonundan Kilise, kendi hesabna kesin
sonular karma benziyor.
Kilise, II. Vatikan Konslinde " B i r kim seyi im an kabule zorlama
ya veya onu imana getirmeye, saygsz uygulamalarla birini imana ek
m e y e " almay; sert bir ekilde yasaklamtr. Ayrca muhtelif millet
lerde gizli tutulan V e r b e 40 (sa'ya imann to hum larnzn tecellisini
m em nuniyetle kefettiini aklamtr. Yine bunun iindir ki Vatikan,
yeni kiliselerin, milletlerinin geleneklerini, detlerini, felsefesini, ilmi
ni, sanatlarn, disiplinlerini Allahn kudretini itirafa yardm edecek;
kurtarcnn inayetini gn na karacak ve Hristiyan hayatnn gere
ini dzenleyecek hereyi; almalar tavsiyesinde bulunmutur.

BR HAYAT AHLKI
Btn milletlerden gelmi ve kilisede toplanm olan hristiyanlara; Konsilin, mcadele etmeyi hedef olarak gsterdii konular u n lard :
Y abanclar horgrme, ar m illiye tilik . Ve yine k onsil, insanlarn ev
rensel akn ilerletm elerini Hristiyanlara hed ef olarak gsteriyordu.
Gerekte Isann " I n c il'in yeni K a n u n u " diye zetledii bu karde
ak, dmanlara varncaya kadar, btn insanlara ynelmektedir. (Size
biribirinizi seviniz diye yeni bir emir veriyorum. Benim sizi sevdiim
gibi, siz de biribirinizi sev in iz."4 1 "S iz e diyorum: Dmanlarnz sevin,
sizden nefret edenlere iyilik e d in ."42 Byle bir emirdeki yenilik, bir H
ristiyan iin onun muhtevasndan ileri gelmez. Gittike saysal deerleri
artan insanlar, kendilerinde olan iyiliin basit anlam ile bu buyruu
daha ileriye gtrlmesi gereken bir ideal t) 1arak kabul etmilerdir. Ha
kikatte Hristiyanln yenilii, Adlahn olunun kendisi ile ve kendisin
den sonra yaplacak binann k ta olarak kendi hayatn vermekle ''in
san lar a ra s " byle hr ak realitesini koymu olmasndadr, tte Yeni
Ahit, onun kkl ve tanrsal kkenindeki yeniliini manalandrmak iin,
onu Ak olarak isimlendirmitir. Fakat bu kelime, bizim dilimizde yine
b izz at h ris tiy a n a r m hatalaryla g eerli ini k aybetm itir. sa ile

balayan ey, sadece tasarlanm basit bir ideal, bir ar, bir rnek
deildi. Aslnda bu, hristiyanhm, kutsal ruhun ba olarak isimlen
dirdii insan ruhuna yaplan yeni br enerji asyd: (nk bize verilmi
olan R u h u I-Kuds vastasiyie, Allahn sevgisi yreklerim ize d k l
mtr)^ eklindeki ifade de bunu doruluyordu.
yle ki bu bir uzlama enerjisidir. Isa, hayatn, ayrm yapm ak
szn herkes iin verdiinden bu enerji, insanlar biribirinden ayran btn
engelleri kaldrmaya davet ediyor. Yine bu, bir topluluk enerjisidir. Favlosun deyimi ile Allah'n; Isada her insan eksiksiz kabul ettii gibi; bu
enerji de bakalarn kabule davet ediyor. Avn zamanda bu bir ahsiyetletirme enerjisidir de. nk her insan varlna, ebed bir ifaya adan
d kanaati ile bu enerji; emsalsiz bir liyakat kazandrmaktadr.
ite Katolik ahlk, insan faaliyetinin tm alanlarnda, bu ak
prensibinin neticeler yeknundan baka bir ey deildir. Fakat burada
mkl, zaruri ekilde kar karya gelecektir: Birincisi: insan varlnn
ve onun varlk durumlarnn karmakldr. Aziz A ugustin44 " H r i s t i
yan topyasn" u cmlesinde iyi bir ekilde zetliyor: "Sadece sev. O za
m an vicd annn yap diyecei eye g v e n e b ilir sin ." Fakat itiraf etmek
gerekirse, baz ahsiyetler hari, bu vecizenin pek ilerlii olmamtr.
Her halkarda tesirli olabilmek iin Katolisizm; akn, insan tabi
atnn bilgisiyle ve onun cemiyet iindeki varlnn tahlili ile aydnlan
m olmaya ihtiyac olduunun farkndadr. te bunun iin, genellikle Ka
tolisizm, gelitii yerlerin kltr felsefelerinden geni lde istifade
etmitir. Bylece, S t o c i s m e 45, Yeni Eflatunculuk4fl, A r is to le lis m e 4? K a
to lik ahlk doktrinlerini byk lde etkilemitir. Fek tabii ki bu duru
ma, daha saf bir Incil ahlkn savunanlar, pek raz olmamlardr.
Fakat Katolik mezhebi, bu problemle devaml uramak zorunda
kalacaktr. nk ne Incil'in metni, ne de sadece sevme kurah, byle bir
durumun tesbitinde pratik olarak uygun olan eyi yapmaya kfi gelmiyor
du. Akn meyvelerini vermesi iin, Incil kurallarnn keskinliine ve
sadeliine kar olanlarn itirazlar kadar; felsefeden yansyan etd ve
insan ilimleri de bu faaliyette kanlmaz rol oynamaya devam etmitir.

AK YERNE KADELER VE MEYYDELER


kin ci glk, Incilin yakn sevmeye arsn, Hristiyan muhiti
nin ortak ahlk ile ayn klma temaylnden kaynaklanmaktadr. Akn
zaruri neticeleri olarak grlen eyler, meyyide ile kanun olarak empoze
edilmi fakat akm, empoze edilen bu davranlar; ahslarda canland
rp canlandrmayaca gz nne alnmamtr. Cemiyet zerinde Kilise,

150

direkt bir nfuza sahip olur olmaz bu temayl, Kiliseye, rflerin ilham
kayna olmasn ve gzeticihini salamtr. Genel olarak konumak
gerekirse, bu temayl b azan kiliseyi ilk defa sadakatsiz olarak itham
edebildiim iz deerler dahil; (insan ahsiyetinin saygnl, fakirliin
anlam, bar ak) batda kymetli deerlerin yaylmasna katkda bu
lunmutur. Fakat yine de tiraf etmek gerekir ki bunun mantki sonucu ola
rak Kato liklik, sosyolojik uygunlua, ahlkla, kuralcla kendini
teslim ederek, ncil buyruunun, ihanet deilse de tahripkr orijinalitesi
ni kreltmeye ynelmitir.
Ayrca, Ortaa monolithismine, plura'ist lik bir dnya halef ol
duu andan itibaren; Kilisenin, gelenekler kuraln, herkese iln etme id
diasna toplu olarak itiraz edilmitir. Fakat kendi mntesipleri zerinde
Kilisenin yasal yarglamas limit noktaya kadar gtrlm de olsa; dai
ma u problem ortada kalmtr: Gelenein, vahiyden ald objektif ku
rallar (evlilikte boanm ann yasakl) veya aktel olarak bugn kabul
edilmemesine ramen tabii kanundan (Evrensel Kanun), dnme sonucu
m eydana getirilen deerler, m mine (hristiyana), teklif edilerek nasl
yakn sevmenin yaratclndan sz edilebilir?
nc g l k daha baya olmasna ramen nemsiz deildir.
Aslnd a bu katoliklerin ifade ettikleri bir sadakatsizliktir. Bu nokta
zerinde hristiyan hassasiyetinin evrimini mahede olduka ilgintir.
lk alarda m'min cemaatin ahlki idealinin ok yksek bir seviyede
olduu grlr. O vakitler, Vaftiz, nemli bir hayat deiikliini temsil
ediyordu. Bunun iin oklan Vaftizi, geciktirmeyi tercih ediyorlard. A n
cak, daha sonraki devirlerde, ar gnahkr iin bir istisna olarak gr
len Tvbe Sakrament48 disiplini, meydana getirildi. Bunun anlam, Hris
tiyanlarn to ptan bir takm azizler olmadklarnn ifade edilmesiydi,
ite b unun iin Ortaan bandan itibaren, hassasiyet iinde, gnahn
anlm ok kuvvetli bir ekilde gelimi, bylece allm itiraf ve zahidne (perhiz, oru, hac, gnahtan kurtulma arzusu) pratiklerin refakat
ettii, manev b ir ortam meydana getirilmitir. Ancak teoloji, tabiat ve
inayet mnasebetleri veya gnah ve inayet ilikileri zerindeki kavgada
olduka zahm et ekmiti. (zellikle XVil. asrdaki Ja n s n ism e 49 kav
gasnda). Sonraki asrlar, onu tekrar bulmaya yardm etmekten ziyade,
ncil arsn daha ok gzden kaybettirmekle sonulanan br ortama
kar, tepki gsterecektir. Bylece insann kendini gnahkr hissetmesi,
ancak formalist bir tarzda olacak ve nsan gerek ahlki mesuliyetlerini,
bir kenara brakacaktr.
Netice olarak unu syleyebiliriz ki, ada Katolisizmde gnahn
anlam ve itiraf Sakramentinin bir kirizi grlr. Yine orada br yandan

151

genel bir yetersizliin sonucu, dier yandan aktel deiimler iinde birey
sel uurlardaki karklk ve yine nce mtevazi olarak " D a d a k i
V a a z n " ve "K o m u a k n n " pozitif uygulamasn tekrar renme ihtiyac
aka grlmektedir. (Bak: Matta, V, 7; Luka, V, 20-49, Mutluluklar,
Yeni Adalet, Gerek Dua, Altn Kural)

AYN - MERASM
lk H ristiya n neslinden itibaren h ristiyan iar pazar gn bir
Tanr ya olduu gibi sa'ya da bir takm lhiler sylemek (Gen Pline'nin
imparator Trajana yazd bir m ektu bun ifadesine gre) Incil'i ve onun
retisini dinlemek, ekmek-arap yini (Eucharste) kutlamak iin top
lanyorlard. ite bu ayin daha sonra ekmek - arap yini50 haline gele
cek ve XIII. yzylda da haftalk mecburiyeti olacak ve her mmin top
luluunun zaruri itiraki gerekecektir.

KATOLK N KLT VE KUTSALIN,


ORJNAL BR KARAKTER VARDIR
Hristiyan teolojisine gre dini kltn birok ekilerini meydana ge
tiren kutsaln, farkl kullanlnn varlk nedeni yoktur. Bundan byle,
Allah ile insanlar arasndaki temas bir tek realite yerin e getirir. Bu da
bizzat Isa'dr. (Bundan dolay o, yegane rahip veya arac olarak simlen
dirilmitir). Yine bu onun tebcil edilmi ve armha gerilmi bedenidir.
(Kesin olarak kurbann her eidinin yerine kaim olan). Bu, sann
m'mnlere ulam olan ruhudur. (Byiece m 'm inler direkt olarak
Allah'a yaklam aya yetenekli oluyorlar). Byiece herey "K u ts a l b ir
n e s n e " olmayan, fakat "R u h ta ve B ed e n d e" canl kutsallk olan sada
merkezileiyor ve kiiieiyor. Onun bedenlemi varl ile yersel ve n
san olan btiin eyler kutsallayor ve Allah olmak liyakatini elde edi
yor. Kefaret olan lm ile de bir anlam kazanm ve ebediyyen akt
ellemi olarak, insanlarla ilgili kurtulu iradesiyle, ona imanla y a k la
an kim seler de kendilerine gre kutsallam lar ve Allahla birle
milerdir. ite bundan dolaydr ki, Isa "R u h ta ve H a k ik a tte " olan bir
tapnmay (Culte) balatmtr, (Yuhanna, IV, 24). Bu noktada esas olan
ey, byle bir ihsan kabulllenmek, ona katlmak ve bunun kayna olan
kimseye minnet duymaktr.
te Katolik yini, bundan dolay, sadece bir cemaat olarak kutla
ma, inayet ve kabul festivalidir. Aslnda ayinde sk bir ekilde iliki
olan iki nemli vasta, onu mmkn klyor. Bunlardan b irin cisi, sa'nn

15 2

jest ve hareketlerinin anlamn ve sa'nn retisini muhafaza eden


Incil'in szdr. k in cisi ise, Katoliklerin en temel varlklarndan biri ol
arak telakki ettikleri Evharistiya srrdr. Gerekte bu, btn Incilin bir
zetidir. Bu, Isa ile havarileri arasnda dosta yenen btn yemekleri ve
zellikle Allah'n olunun insanlar kendi aralarnda toplamak istedii
samimiyetin sadeliini gsteren son yemei, hatrlatyor. Ekmek ve arap
sembol iinde onun kurbaniyetinin gerek varl ve anlamnn tekrar
land b u yemekle, m'minlere her zaman ona itirak izni verilmitir.
Y ine srail Peygamberlerinin bahsettii lende, kesin olarak kurtulan bir
insaniyetin, sevinci ifade edilmitir.
"H a k ik a tte ve R u h ta "k i tapnmada sa'dan baka kimse olmad
na ve btn m'minler onda birtek vcud olarak birletiklerine gre, bu
v cudun b ir fadesi olan Kilise'de, kendini kutsal b ir topluluk olarak
grecektir.
II.
Vatikan Konsili, m minlerin geleneksel kutsiyetleri doktrinine
yeniden itibar kazandrmtr. Bu dem ektir ki btn vaftiz olanlar, Al
lah'n holand ibadeti cemiyette, ailede, meslekte doru ve drst bir
hayatn ibadetini Allah'a sunma yetkisinde eittirler. Yine onlar, kurtu
lu realitelerine gre liyakatta hepsi eittir. (Bu onlarn rollerinin ayn
olmas anlamna gelmez).

KURULULAR VE TEKLATLANMA
Katolik doktrininin ve i hayatn belli bal izgilerini tasvir et
tikten sonra, bu doktrine ve bu hayatn hizmetine kendini adayan kuru
lulara, dikkatleri evirm ek yerinde b ir hareket olur. Bu kurulular,
asrlar boyunca nemli kurumsal gelimelere sahip olmulardr. yle ki,
b iro k Katolikler bile, daim ve esasl unsurlar, zararsz bir ekilde
geersiz olanlardan ayrd etmede zahmet ekmilerdir.

GELENEK VE MANI RETME YETKS


Kayna, tarihi vahiy tekil eden bir iman ve Kilisenin, hereyden
nce, sadk bir letiime ihtiyac vardr. te bu, gelenek ad verilen eyi,
meydana getirir. Sosyolojik anlamda kurumlam geleneklerin m uhafa
zasn, basit ve saf olarak grmem ek gerekir, ite bunun sayesindedir ki
Isann sz ve varl, gelecek nesillerde aktel bir yaay kazanmtr.

153

VAHYN BR KAYNAI VE K NTKAL


EKL VARDIR
Bu intikalin artn nemli husus tayin etmektedir:
1) Otorite olan Incil'de Havarilerin51 ehadetlerinin teminat alt
na alnmas:
Drt ncil, Resullerin ileri, muhtelif mektuplar ve Vahiy'den mey
dana gelen bu metinler topluluu, Yeni Ahit'i52 oluturur. Yeni Ahit'teki
kitaplarn resmiyeti, pratik olarak V. yzmla doru tamamlanmtr.
Yine Protestanlarla olan en sert tartmalardan biri, Kutsal Kitabn rol
zerinde cereyan etmitir. nk, Katolik Kilisesi, hibir zaman reforme
olmu bir "Scriptura sola" yani, Kutsal Kitabn, yegne iman kaidesi olma
durumunu, kabul etmemitir. II. Vatikan Konsili, bu konuda nemli akla
malar getirmitir: Onun kabul ettii yasaya gre, (No: 9) kilise, vahyin
tm muhtevas zerindeki inancn; sadece kutsal kitaptan karmamtr.
(Dei Verbun, man Yasas, 18 Kasm 1965).
Bununla birlikte o, bir yandan kutsa! kitap, dier yandan da ifahi
gelenek iddias gibi birbirinden ayrlmas olduka zor olan vahyin ayr
iki kayna olduu fikrini reddeder. Gerekte "K u ts a l gelenek ve Kutsal
Kitap b irb irine b a ld r ve birbiriyle yakn iliki iindedirler... nk
her ikisi de ayn kutsal kaynaktan fkrmaktadr..."
2) Havariler, kendi retme fonksiyonlarn ifa iin, bir takm pis
koposlar grevlendirmilerdir (TL Vatikan, Karar No: 7)
te bu fonksiyon "retme Y e t k is i"55 olarak isimlendirilmitir.
ite havarilerin bu miras, Katolikliin ok nemli bir parasn
tekil eder. Bu demektir ki, kesintisiz bir soy zinciri ile, havarilerin ha
lefleri olan piskoposlar, Allah'n kelmm mevsuk bir tarzda yorumlama
grevini yegne yklenenlerdir. (II. Vatikan, No: 10).
3) Allah'n kelm nn54 mevsuk yorumunu gerekletirmek iin; Ki
lise cemaatndan ve sa'nn vaadlerinden alnm olan, Kutsal Ruhun
canl yardm kanaati:
Bu nc eleman, gelenein, Katolik manada ne ilk kelmn katk
sz bir tekrar ne de kapanm bir tebliin nakledilmesi anlamna gelme
diini belirtmek iin, nemli bir nokta tekil eder. Bu yle ifade edil
mitir: "H avarilerden g elen gelenek, R uhu 'l-Kuds' n yardmlar altn
da, Kilise'de b irtakm ilerlem eler kaydetmitir." (11. Vatikan, No: 8)
Bu nemli husustan, tarihi gznde en nemli olan, kincisidir.
nk bu durumda, retme yetkisi (magistre) dnyann evrimi ta raf m-

154

dan elde edilmi yeni tavrlarn ilham n Incil'den arama gibi retme
yetkisinin az icra edildii ve o k az yenilenmi teolojilerden, zamann
hatalarna kar, bir delil ve s a v u n m a 55 aralar elde edildii uzun bir
devirden sonra, II. Vatikan Konsili, mevsuk bir denge kurmak iin nemli
bir abay temsil etmektedir.
Bu abann, b ir K o nsilin m eyvesi olmas ve Katolik Kilisesinin,
vaktiyle geleneksel olan " r e tm e y e tk is i " ne byece kavumu olmas,
ayrca dikkat ekici bir husustur. A slnda bu, kilise gidiatnn ve ge
leneinin mesuliyetine m drik olan tm episkopal bnye ile ilgilidir.
Bylece II. Vatikan Konsili ile piskoposluk kurulunun manas, muhteem
b ir ekilde tasdik edilmitir.

PAPA
"Piskoposlar Kurulun"da, P ap a n n rolnn kesin olduunu sylemek
gerekir. Roma piskoposu olarak, Havari Petrus'un halefi olan Papa, Hz.
sann dier havarilere nazaran Petrus'a bahettii stnle, varis ol
mutur. Bu stnlk kesin olmasna ramen, iman veya Kilise huzurunu
tehdit eden anlamazlklarda hakem lik ekli altnda, yzyllarca ll
ekilde icra edilmitir. Ltin B a t n n politik ve kiliseye ait evrimi,
R om a P iskoposunu gittike mahalli kiliselere direkt olarak mdahale
noktasna getirmitir. te zamanla bu temayl merkezilemi ve Papa ta
rafndan ynetilen bir eit Kilise monarik idaresi oluturmutur. Byle'
Katolik Kilisesi, XII. Pie'ye kadar, tam am en V atik anda merkezileen
bir eit st din tekilt olarak grnmtr. Bunun iin, emirler, direktif
ler, uyarmalar, tayinler v.s. hep oradan kmtr. Pek tabii ki Vatikann
taradaki piskoposlar da merkez hkmetin sivil valileri gibi, mahall
grevliler olarak grnmlerdi.

PAPANIN MUTLAK KTDARI PSKOPOSLAR


KURULUNDA CRA OLUNMAKTADIR ^
XXIII. Jean, Kilisenin ilk ba olmaya halel getirmeden Papanm
roln oynayabileceini ve Kilisenin piskoposluk kurulu yapsndan daha
yi istifade edeceini gstermeye almtr. Aslnda II. Vatikan Konsili
de, hibir zaman Roma Pontifin i n ^ imtiyazlarn kaldrmamtr. nk
onun karan u mahiyettedir: "R o m a Piskoposu, san n vekili ve btn k i
liselerin b a olmas hasebiyle K ilise zerinde her zaman serbeste icra
edeb ilecei m u tla k ve evrensel b ir iktidara s a h ip tir ."5^ Fakat u farkla
ki, piskoposlarda bizzat efi olan Roma piskoposu ile toplantda, btn

(F .: II)

155

kilise zerinde tam ve yce bir iktidar konusudur5**. Bylece yeni konsil
(II. Vatikan Konsili) Papalk meclisini sorumluluklarn mahhas ola
rak gzden geirerek bizzat kilisenin verdii imaj, gittike yekpare bir
tekilt olarak ve daha ok ayn alma modellerine sahip olmalar gerekmiyen mahall kiliselerin okluu olarak grlecektir. Bylece bir
liin kutbu olarak papaln rol, daha nemli olacak, fakat bu, vaktiyle
olandan ayr bir ekil iinde icra edilecektir.
Yine Papa tarafndan onaylanm ve toplanm olan bir genel Kon
sil, yce bir otoriteyi elinde tutmaktadr. Papann arzusu gereince top
lanm olan, fakat yelerinin bir ksm piskoposlar tarafndan seilen
"Piskoposlar Din K u ru lu "59 ise, bir nevi istir br role sahiptir.
Kard inallere gelince; bunlar, Konklavda Kardinaller Meclisi'nde
P a p an n seicileri olma imtiyazna sahiptirler. Bunlar da, bir piskopos
luun banda bulunan kardinaller ve kilise ynetimi iinde papaln di
rekt ibirlikileri olan kardin aller (Curie) olarak ikiye ayrlrlar. Papa
tarafndan atanan bu kardinallerin saylar srekli artmaktadr.
dare kardinalleri (Curie), Papalk apnda kilisenin gnlk idare
organn tekil eder. Bu dare organlarn belli bal u sekreteryaar mey
dana getirir: Topluluu dzene koyan Devlet B ak am , Hkmetlerle ilgili
Halk leri K o nsey i, m an doktrini, ark kiliseleri, Piskoposlar, Sakra
m ent d isip lin i, D in trenler, Papaz sn f ve la ik k urum lar, K a to lik
retim i, C em aa tleri h ris tiy a n la trm a , bakanlklar. Bunlardan ayr
olarak sekreterlik daha vardr ki, bunlar da ylece belirtebiliriz:
H ristiyanlarn B irlii -Hristiyan olm ayan dinler- inanmayanlar. Ayr
ca iki yeni tekilt daha ihdas edilmitir: L aik ler K o n s e y i ^ 1 - Adalet ve
S u lh K o m isyon u . Bu iki tekilt daha ok kendilerini, ada toplumun
problemlerini incelemeye vakfetmilerdir.
Yine papalkta bir takm m ahkem eler de dikkati eker: Bunlar
arasnda, byk gnahkrlar balayan K ilise M ah k e m e si (tiraf Sakramentini gsteren zel hadiselerle ilgili olarak), O n ik i yeli Roma
M a h k e m e s i (Kilisede son bavuru mahkemesidir). mza M ahk em esi (Bu
on iki yeli papaz Mahkemesinin kararlarm gzden geirir. Bir eit
Yargtay'dr). Bunlardan ayr olarak, kararlarn icrasn ve intikalini
salayan muhtelif brolar da vardr. N o n ce Iar se, yabanc hkmetlerde
papann elileridir. Bu eliler, m a h a l l kiliselerle ilgili olarak da rol oy
narlar. Fakat, tartma konusu olan bu roln, bugn uygulamas olduka na
zik bir nokta tekil etmektedir.
Piskoposlar Konferans, ayn kt'anm veya ayn memleketin pisko
poslarnn toplantsdr. Bunlara, yinler konusunda belirli sayda hak

156

lar tannmtr.

MAHALL KLSELER
Pastr (Pasteur) kelimesiyle Papann ve piskoposlarn fonksiyonu
nu hatrlatmtk. Bu fonksiyon, sadece imanm veya trelerin retimini
ve Kutsal Kitab'n yorumunu ihtiva etmez; bu fonksiyonun bir kltr ve
disiplin yn de vardr.

MAHALL KLSEY PSKOPOS YNETR


Piskopos, Mahall kilisesinde, Vaftiz olanlarn efi rolnde sa'y
temsil etmektedir.
zellikle sa'nn " B e n i anmak iin bunu yapn" dedii Bvharistiya
(ekmek-arap yini) trenlerinde, cemaat iinde, cemaatn ve yelerinin
manev yarar iin yinlerini ynetmede, Havarilerden sonra" sa'nn yeri
ni Piskopos igal etmitir. O, bu unvana, denkleri ve O rdre61 Sakramentinin en yksek derecesi tarafndan lyk grlmtr. Cemaatn birliine
ve iyi bir ekilde evkine memur edilmi olarak ayrca ona, yarglama
yetkisi ad verilen bir yetki de verilmitir. Bu yetki ona, Kilise hukuku
veya kiliseye zg genel hukuk erevesinde inananlarn lebine, bt n
faydal tedbirleri almasna yardm etmektedir.
Kilise egemenliine yardm eden sosyolojik durumlarda, papazlara
ait olan bu iktidar (tarih misaller eksik deildir) kuvvetli bir otoritedir.
yle ki, ada Katoikler, onun faydas ve gerekliliini itiraf ederek,
metodlarnm ve zihniyetinin en iyi ekilde belirtilmesini talep ederler.
Gerekte, sann havarilerine brakt anlay iinde, yklenilecek bir
takm mesuliyetler vardr. Fakat bu mesuliyetler herkesin veya her fer
din gerek varl iin, ak hizmetleri olarak yaanmas gereken mesuli
y e tle rd ir.

BR PSKOPOSLUUN YNETM
Piskopos, bir yardmc (Halef olma hakkna sahip olan) veya btiin
episkopal takdis le mcehhez yardmclar tarafndan desteklenir.
P iskoposun yarglam a yetkisinin bir ksm ile grevlendirdii
mesa arkadalar, gene! vekillerdir veya piskopos yardmclardr.
Piskoposun evresinde presbyteral (rahiplerden oluan) ve pastoral
(din ve laik ra r iplerden) konsey bulunur. Piskoposlar kurulu meclis ye

15 7

leri, vaktiyle sahip olduu nemi artk kaybetmeye balamtr. Ayrca,


her piskoposluk, muhtelif grevlerle ilgili bir sekreterlie sahiptir.
Piskoposluk din ileri kurulu, urda veya burda deneme safhasnda
grlyor.

CEMAAT HZMET RAHPLERN TEKELNDEDR


" H iz m e t " kelimesi, cemaatlerin i yapsn karakterize eden en m
sait kelimedir. Gerekte, her cemaat,gelimesini gerekli klan fonksiyon
lar, kendi bnyesinde ayrmaya ynelmitir. Balangtan beri, Hris
tiyan kiliseleri de b u zellikten uzak kalmamtr. te bu kiliseye ait
fonksiyonlar " re tm e y e tk is i" olarak adlandrlmtr. Bunun tesbiti ise,
zamanla olduka deiiklie uramtr. En nemli " re tm e y e tk is i" ,
Havarilerin, sonra Piskoposlarn, kendi ilerine yardmc olmalar iin
ihdas ettikleri retm e yetkisidir. te Diaconat (Diyakosluk) ve Presbyterat (Presbiterlik) messeseler! bylece ortaya kmtr. Hiyerariye,
piskopos gibi itirak eden fakat ondan daha aa derecede olan ve ondan
ne'et eden Diyakos (papaz mez)lar ve rahip (ki onlar ellerin st ste
konmas antik jesti ile, dzenleyen piskoposlardr), cemaatlerin yapsnn
ana parasn tekil ederler. Diyakoslar, zellikle madd ilerde, din
sorunlarn ce v a pland rlm asnd a, fa kirlerin gzetilm esinde ve baz
yinle ilgili ilerde piskoposlara yardm ederler. Asrlardr yrrlkten
kaldrlan bu hizmetler, 1967;den itibaren yeniden canlandrlm ve
birok piskoposluklar, diyakoslar yeni bir stille dzenlemilerdir. (Evli
diyakoslar da buna dahildir). Onlarn grevleri, mevcut cemaatlerin ih
tiyalarna daim a bal kalacaktr.
Buna karlk, rahipler kategorisi tarih ynden, daima artan bir
nem kazanmtr. Onlar, geirdikleri denemelerle tanrsal kelm ifa ve
retmeye, evharistiyi takdis etmeye, mahall cemaatlerin b a la n ol
maya yetenekli olmalariyie, Kiliseler yapldka piskoposlarn kanl
maz yardmclar haline gelmilerdir. Konstantin devri onlar sadece ki
lise olarak deil; toplum olarak da bir kategori iinde gstermeye bala
mtr. Bylece bir ok vergi ve borlardan muaf tutulmular, kendilerine
bir takm denekler salanm, toplumda resm br saygnlk elde etmi
ler, bir hukuk imtiyaz kazanmlardr. Bylece de rahipler, cemiyette
imtiyazl bir snf olan "Papaz S m f " m meydana getirmilerdir.

ORTAADAN BER PAROSSE SSTEM


stillarn basit bir krsal dneme evirdii Avrupann; Katoliklik
158

evrensel bir dini haline gelm esiyle birlikte'itilie/ tekiltlanmasn y e


niden gzden geirmek zorunda kalmtr... Temel cemaat, krsal bir m a
hal veya paro isse 62 haline gelmitir. Onun in piskopos, (veya blgenin
stad) bir b lge papazna veya Cure (Katolik papaz)ye ihtiya duyar.
Paroisse'lar sistemi, kolayca Feodal sistemle btnlemi, sonra cemaat
ynetiminin altnda varln srdrmtr. Bugne kadar da m o d e m
ehircilik hayat iinde deimeden kalmtr. Ancak bugn Kilise, orga
nizasyona uygun daha iyi bir takm ekillerin bulunup bulunmadm ken
di kendine cidd ekilde sormaya balamtr. Rahibe gelince, ok farkl
ynetimlerin sinesinde, bu srekli yapnn kendine oynamaya izin verdii
role gre, b ir takm deiik veheler arz eder. Kilise, toplumlarm evrimi
ile zmleri devaml sz konusu edilen birok problemlerle, daima kar
lamtr. Bu problem leri, balca yece zetleyebiliriz: Papazlarn
seimi ve onlarn formasyonu, bekrla riayet, gerek bir ibirlii ile pis
koposun etrafnda papazlarn toplanmalar, politik veya ekonom ik ilere
p apazlarn mdahalesi...
Denilebilir ki modern dnyann tedrici laiklemesi, Katolik papa
zn bu bin yllk dzenlemeden kurtarmaya yardm etmitir. Papazlarn
etrafnda, ada katolikliin harekete getirdii problemler, daima sivri
kalmakta devam etmi; fakat onlar, berrak ifadelerle ortaya konulmaya
balanmtr. Ancak, ne pahasna olursa olsun; artk uzun bir gemiin mi
ras olan Kilise yapsn, muhafaza kaygs kalmamtr. Fakat asl kay
g, modern dnyann ve zellikle ehirleme evresine dalm olan kilise
lerin, gerek ihtiyalar noktasndadr. phesiz 2000 ylnn papaz 1000
ylnda yaayan atasndan ok farkl yaayacak, fakat onun, m'minler
cem aatnn hizm etinde ifa edecei grev de daha az nemli olm a ya
ca k tr.

MANEV ZENGNLK
Bir dinin esas, zihinleri, bir mutlakla, bir yce varlkla temasa
geirmesidir. Bir dinin sadece tarihine, inanlarna veya tekiltna dik
kat edilirse, o din hakknda sath bir bilgi elde edilir. Halbuki din, szle
ifadesi g olan kutsaln bir tecrbesidir. O, dinin ikrar ettii Allah'a
doru, bir atlm ve bir komadr. Yine bu atlm ve koma bir takm aziz
ler ve mistikler meydana getirmitir. Burada itiraf etmek gerekir ki, Ka
tolikliin manev verimliliinin tm tablosunu izmek, bu makalenin s
nrlarn aacaktr. Bundan dolay, sadece zetle yetineceiz.

153

KUTSALLIK YOLLARI
lk Hristiyan cemaatleri, verimli bir manev tecrbe ortamna sa
hip grnyorlar. Kutsal ruh, ya bir ksm vecd ve heyecan63 olaylarna,
ya bir takm vahiyle bilm e olaylarna (yani Tanrsal srrn ve Kutsal
Kitabn yorumlar, bilgisi gibi) ya da, bir takm istisna hadiselere (has
talarn iyilemesi) meydan veren ihsanlar veya inayetlerle kendini gs
teriyordu. Bu ortamdaki sevgi ve vecd yoluna, zihinsel yola, bakasna
h izm et y olun a; Katolikliin iinde K utsalln belli bal tiplerinin
olumasna im kn veren, zahitlik yolunu da ilve etmek gerekir.
Bununla beraber, belirtmek gerekir ki, kutsalln belirli ls,
hibir zaman bir murakabenin, bir bilginin, bir sadakatin veya bir ilenin
gzlenebilen b ir baars deildir. Fakat o, bu faaliyetleri canlandran
akn ierde safilemesi ve younlamasdr. (Bu konuda Saint Faul'un u
mehur metnine bak: Korintosulara I. Mektup, Bab, XIII). Burada ak,
snrsz ve karlksz bir sevme olay deildir. Sz konusu olan ak, sa
gibi sevmek ve bir nev onun ilham altnda sevmektir.

LK ASIRLAR BR EHTLK MSTNN


EKLENDNE AHT OLUYOR
Eski kilise tarafndan tebcil edilen ilk azizler, ehit64 olmulardr.
O zaman kendi bedeninde sann armhn taklit eden ehit, urunda
kann dkt kii ile birlemi oluyordu. II. Asrm banda R o m a da
ehit edilen Antakya Piskoposu tgnace, gerek ehitlik mistiini ifade
eden birka mektup brakmt. te bu mistik anlay, baz devirlerde ye
niden ortaya kacaktr: Mesel, XIII. asrda, bir ksm francisken'lerin,
sadece ehit olmak midi ile, Mslman memleketlere Incil'i va'z etmeye
gittikleri grlr. Her mistik, ona anlamn veren birtakm zorlayc art
lardan ayrld ve mnhasran bir ideal olduu zaman; kolayca ifratlara
ve mbalaaya kaabilir. Bu, kutsalln muhtelif ekilleri konusunda,
Kilisede rol oynayacak olan bir eit manev bir kanundur. Bu konuda
Kilise hiyerarisi, dzenleyici ve yardm edici bir role sahiptir... yi
yrekliliin caiziyetini tesbit iin bizzat kutsal ruhla mcehhez olarak o,
gerek ehitlikle, gzpekii yani ehit veya zabitlii, intihar birbi
rine kartrm ay reddeder. te bu ihtiyat, bazan korkak bir ihtiyata
dnecektir. Fakat iyi bir tetkikten sonra, ancak bir ideali nerme ve duru
munu ciddi bir incelemeden sonra bir azizin tebcilini ve mminlere takli
dini teklif kaygs yava yava Katolikliin orijinal karakterlerinden
bir olacaktr. Baz ahslara yersiz bir tapma olan bu hurafe ekline

160

kar, hi deilse teoride ermiliin ln, bir garanti tekil eder. ou za


man, yine o, baz azizlerin hayatnda gerekten hoa giden eyi en iyi
ekilde gstermek iin bir frsattr.

ZAHTLK, HKMET VE DENGE LE BR


DNYA KURAR
Zulmlerin sona erm esinden sonra, Hristiyanlkta Manastr zahitiii geliir. lk mnzeviler, hayatn ok zor olduu dnyadan kamyor
lard. nk on lara gre h ayat kolayd. Onlar, e y ta n n igvasna65
kar savaan sa'y taklit ederek llere gidiyorlard. Bunlar, mehur
aziz A n toinefifi gibi bir ksm mnzevilerdi. Manastr ruhaniyeti zerine
ok byk etkisi olan Aziz Antonein hayat, Iskenderiyyeli Athanase67
tarafndan kaleme alnmtr. Bu mnzeviler kendilerini, Kutsal Kitab'
okumaya ve ibadete adamlard. Ayrca tam bir perhize ve ok sert bir
oruca da karar vermilerdi. Ancak yava yava temayller farklla
maya balamt. nk bunlarn arasnda, tarik-i dnyalardan ve kei
lerden ayr Cnobite'Ier veya mterek bir hayat iinde toplanm olan
r a h ip le r de va rd . arkta C nobite'erin en mehur organizatrleri;
Msr'da Aziz Pakme (290-346) (l Zahidi ii); Kk Asya'da Aziz B a
sile (329-379)(K iliseye baz hizm etler salamak iin mahall kiliseye
bal olan zahtlik)dir. Bat dnyasnda ise nce, zabitliin tecrit edil
mi b ir takm ocaklar vard. Tour'u. Aziz M artine (316-397) balanm
messeseler veya Marseilledeki Aziz Victor ve Lrin manastrlar gibi...
Buralard a Filistin ve Msr zahitlerinin doktrinleri, onlarn yaay
mislleri, eserleri, tm Ortaa boyunca srekli -okunacak olan C ami
e n 'in 6^ ahs h atra la r ile nak led ilm itir. Fakat Bat zabitliinin
gerek babas Aziz BenoitdiHA nsan ve ruh vasfyla onun disiplini,
i O rta a a kadar Bat hristiyanlar iin gerek br manev pedagoji rol
: oynayacaktr. Ancak VII. yzyldan itibaren daha zanidne ve t ev be kr
temayller olan ri and ah Aziz Patrick (385-460)'in ve Aziz Colomba n
j (540-615)!in manastr akmlar gibi dier manastr akmlarnn da Bat
: Hristiyanlarna tesirleri grlr.
Manastra has bir takm deiiklikler ne olursa olsun (gerilemeler
: ve srekli reformlar) bize kadar intikal eden abideler sayesinde buun
: bile, Manastrn temsil ettii byk dnya hakknda, bir fikre sahip ola: biliriz. Thoroneti, Fontenay veya Chaise-Dieu'yi bina eden insanlar;
; P ontigny, Snaque veya baka yerlerdeki insanla evresi arasndaki
: ahenk srrn kat olarak elinde bulunduran muhterem Cistercienne Kiii; selerini kurmulardr. Daha yakndan bakarak manastr hayatnn geri

161

sinde b iroklarnn arzu ettikleri bir h ik m et ve bir yaam a sanat


kefediyoruz. Bu yaama sanat ve bu hikmet, zellikle bir kltr dnya
snda tescil edilmitir. Orada lmle lfet, gksel sitenin rahat bekleyii
ile d eitirilecek, yaama taknl dengeli ve gerekli b ir disiplin
altnda uslanmay renecektir. Yine orada, yer yznn alma klelii
tatllaacak ve hamdin gnlk ahengiyle muhteemleecektir.
Renessans'tan sonra bu idealin gerilemesi, eskisinden tamamen ayr
kltr muhtevamz iinde manastr mayasnn, phesiz yeni bir ansa sa
hip olmasna mani olmamtr. Beki XIX. asrn, mtevazi onan m ar
basit kalntlar olarak grnebilir. Gerek olan udur ki, ada dnya,
aktel zahidii; Incil'e gre yepyeni artlara adapte olmu bir hikmet ve
bir yaama sanat aramaya sevkediyor.

DLENC TARKATLER NVERSTELER VE HALK


EVRELERN HEDEF ALIYOR
tiraf etm ek gerekirse XIII. asrdan itibaren Katoliklik ruhu, bir
takm yeni istikmetlerde ortaya kyor. Deikenlikle havarilere has
canllkla, ehirlere yerlem e ile herkesin itirakini ihtiva eden bir
takm ynetim kurulular ile dilenci fakirlii ile (onlara verilen dilenci
tarikatleri ismi, ite buradan ileri geliyor) karakterleen din asll bir
takm tarikatler zuhur ediyor. Bilhassa bunlar Mineur Kardeler (Frres
Mineurs) (veya Aziz Franois d'Assise70 tarafndan kurulmu olan Franciscains'ler) Prcheur kardeler (Frres Prcheurs) (veya Aziz Dominique ta
rafndan k u rulm u olan D o m in ica in Ier), C arm es Kard eler (Frres
Carmes) tarkateriydi. Bu gen kurulular, ya onlarla btnleerek ya da
mistiklerinden, manev stadlarmdan, ilhiyatlardan istifade ile gn
na kmay arayan yeni manev gleri, kendine doru ekiyordu.
ematik olarak onlar, belli bal iki yerde ibanda gryoruz. Bi
rincisi, dnce yeri olan n iv e rs ite dir, Dilenci tarikat mensuplar, ok
abuk bir ekilde belli bal Avrupa niversitelerinde bir takm krsler
elde etmiler ve onlar Dominicain'Ierden Albert le G ra n d 71 veya Thomas
d Aquin, Franciscain'Ierden Bonaventure gibi bir takm nl isimlerle
mehur etmilerdir. Ayrca her bri, Ange!e de Foligno, Raymond Lulle
gibi franciscain temaylde daha duygusal mistik; Catherine de Sienne,
stad Eckhart Tauler, Suso gibi dominicain temaylde daha entellektel
bir takm mistikler daha meydana gelmilerdir. te bu temayller, dier
ortaya kanlarla rekabet ederek srp gidecektir, ite ekol spiritualit
(cole spiritualit) denen ekol bylece domutur. Bu ekoln karakteristik
zellii, dncede sistematik bir retimin nakli yerine, ayn dnceye

162

sahip aileler eklinde grnmesidir.


Yeni tarikatlerin alt ikinci alan, halk kiliseleri iinden gelen
btn laiklerdir. nk din merasim, keilerin ve piskopos yardmcla
rnn ii haline gelmi ve halktan kopmutu (zaten merasim dilinin Itince oluu bir engeldi), ite bu, her eit sofuluun bir ilerleyii oldu. Ro
s a i r e 72 (tebih) ve Ha Yolu (Le Chemin de Croix) bunlarn en evrenseli
olmular ve hululn nsan vehelerine duygulu bir ekilde eilmilerdir.
B y lec e B ak ire M e r y e m 73, zellikle ocu k lu und a ve a r m h n d a 7 4
sa'nn insaniyeti (Noeldeki Kre deti), her ekil altnda tebcil edil
mitir. Bu devrin sanat, bu dnceleri, birok rneklerle bize kadar getir
mitir. (Heykelcilik, cam resimler, ssleme sanat, resim sanat gibi).

SPIRITUEL AKIMLAR AKSYON LE MURAKABE


ARASINDA BLNMTR
Buraya kadar aklanan bu akmlar Ortaan sonunda birbirlerin
d en ayrlm aya ve birbirlerini tanm am aya balamlardr. Kiisel ve
b ain sprituahte zerinde duran zihinsel teoloji ile ilgilen m eyen T hom as
a Kempis'in " s a nn T a k lid i" olarak aklanan "Modern Sofuluu" (Devotio M oderna) yeni br akm olarak grnmtr. Fransa'da bizzat Aziz
Franois de S a les 75, dnyada ruhi hayatla (devrin ifadesiyle sofuluu)
lik hayat uzaklatrm aya ynelecektir. Bylece onda, m o d e m an
sbjektif zelliini haber veren psikolojik tahliller kendini gsterecektir.
Belirtmek gerekirse, XIV. asrn din krizi iki nemli manev akm
m eyd ana karmtr. Birincisi; a k s iy o n u n m a n e v i l e m e s id i r . Bunun
nemli temsilcisi jsuites'Ier olacaktr. (Aziz Ignace de L o y o l a 7^, Aziz
Franois - Xavier, Aziz Vincent de F a u lu bunun iinde sayabiliriz.)
kinci akm, Azize Thrse d 'A v ia 77 ve Aziz Jean de la Croix gibi
byk isimlerle hrete ulaan Ispanyol Karmeile (Carmel) rindeki m ura
k a b e n i n y e n ile m e s i akm d r. Jean de la Croix78, akn canl ateinde
elde edilebilen saflk iinde ruhun plaklnn mistik bir zirvesini tem
sil eder. te,bu sert, m urakabe ile gittike yaplacak ileri artan bir
dnyada, hergn dikkat eken bir aksiyonun zaruretleri arasnda, modern
Kato liklik; hi bir zam an gerek olarak halledilem eyecek bir gerilimi
daim a duyacaktr.

163

KATOLKLK AIN MANEV ARAYILARINA


CEVAP VEREBLECEK M?
Modern dnyann byk kltr olaylarnn (Hayatn tedric olarakkutsallm kaybetmesi, tarihin ve konularn, insan ve tabiat ilimlerinin
felsefelemesi) mansn anlamak ona kesin bir ruh tecrbe mayas zerketmek ve akn sorununu incelemekten Katolikliin, yoksun bulunduunu
daha nce sylemitik. Farkl teekkller, ahenkli bir birlik meydana ge
tirmediinden dolay; teoloji, gitgide tecrbe ile megul olmaya bala
mtr. Bylece, tecrib sbjektiviteye ynelen teoloji, saygl bir dindar
la kendini vermi ve neticede Bat insannn gerek ruh dramlarn
batan samtr. Bylece de saysz kii, ekseriya aksiyon plnnda ve
rimli olan bir takm teebbslere girimilerdir. (Eitim, misyonerlik,
yardmseverlik v.s.}. Fakat bunlar, geerlii olmayan, dar bir ruh can
lanmaya bal kalmlardr. Tek tabi ki sonuta, Hristiyan sembolizmi
nin duyulm am zenginlikleri yava yava tannmam ve XIX. asrdaki
dini sanatn gerilii de, bunun dikkat ekici ifadelerinden biri olmutur.
Ksaca il. Vatikan Konsii ayet, Katolikliin yeni bir alma d
nemini gsteriyorsa; bu, onun spiritiiel derinliklerinin bir yenilenmesi an
lamna gelecektir. Dnyamz, devaml manev gleri beklemektedir. Bu
gler olmakszn, en gzel teknolojik ve gezegenlerle ilgili giriimleri in
san iin bir baarszlk olma tehlikesi gsterecektir, ite bu, Katoliklik
iin bir eit tahrik ve belki de onu, gizli kaynaklarn ilemeye sevkedecek bir anstr.

DPNOTLAR
1

Bu yaz, Les R eg io n s, V ervie rs (Belgique),

1 9 7 4 adl kitabn 87-1 2 1 . sah ite

le rin de n t e r c m e edilmitir,
2

1 9 2 6 d a d o m u olan y a z a r , E c o l e P o ] y t e c h n i q u e in eski re n c i s i d ir ,
1 9 4 9 da D o m in ik e n tarikatna gi rm i olan A ib e rt M. Besn nrd, b u g n "La
Vie S p ir im ell e" der gi sinin

m d r d r . H ristiya nl k inanc ve ruhan i!ii

k o n u la r n d a bir ok kitap yazm t r. Ayn z a m a n d a O.R.T.F .'in din y a y n


larnda grevl idir.
3

Bu r a k a m la r 1 970 istatistiklerine gredir.

V a f tiz , S u ya batr m a m eras im i olan Vaftiz,

dah a n c e Es sen il er (Esseniens)

gibi, baz Y a h u d i m e zh ep le ri tar af nd an icra edilmitir. Bu, giri trenlerine


b e n z e y e n bir m e r a s im d ir . Y u n a n c a d a l d r m a k a n l a m n a gelen b a p ti zeim
kelim esi, s u y u n bizzat roluna s embolik ol arak bal olan ift a n l a m ihtiva

164

e t m e k t e d ir . Vaftiz, ba z inanszlk , saygszlk, g nah krl k h alle r in d e t e


m i z l e n m e v e y a l m ; bir m ' m i n l e r c em aa tn n yeni bir yesi o l m a d u r u
m u n d a , b e r e k e t le n m e v e y a d o u m gibi se m b o li k ol ara k b i z z a t s u y a bal
ift bir m a n ifade ed er.
H ris ti y a n l k t a s u y a d a l m a y a v a y a v a su s e r p m e v e y a a b d e s t ekline
d n t r l m t r . F a k a t s a k r a m e n t ha lin e gelen b u m e ra s im , y in e de ift
gr nm n

m u h a f a z a etm i tir : B u n l a r d a n biri, c e m a a t l e ilgili dir. Bu

y n d e n Vaftiz, s a - M e s i h 'i n ki lisesine kabul e d ilm e, A ll ah 'n c e m a a t n a


i tirak, M e s i h in m is tik b e d e n i n e a i d i y e t an l a m tar. Di eri, kiiseldir.
B un a g r e v a f tiz im anla ls a - M e s i h in risaletine katlma, inayetle bi zzat A l
lah'n h ay a tn a itiraktir. Y in e Vaftiz, d i n a m ik ve ayd nlatl m r u h u n , yeni
bir ku vvetid ir. m an , vaftizin temelidir.
K atolik Kilisesi, oc uk lar vafti z e tm ek iin, H ri sti yan ebev eynlerd en vaftiz
an a v e b ab a la r n d a n bir im an ikrar is tem ektedir. Bylece o c u k d o u m u n
d a n it ib ar en vafti zin i n a y e t i n d e n y a r a r l a n r , O b u lu a n a g e l d i in d e
d a h a n c e ku tl an m o lan vaftizini, ahs bir im an ikrar le ya kabul e d e r
v e y a etm ez .
E b e v e y n l e r i n a r z u s u n a g r e y a p la n o c u k la r n vaftizi, o n la rn h r r i y e t
le r in e , F r a n s a v e y a B el ik a B e le d i y e k t k le r in e kay t lar n a v e on la rn
b y le bir sosyal k a d r o iinde ei tim lerine za r a r v er m em ek ted ir .
F a k a t in an sz ebev eynleri n v e Vaftiz babalarn n bir takm yo lsuzluklar v e
ba m s zl a s a v g ku runt ular ( o c u u s e i m i n d e serbest b rak m a), bu g n,
b i r o k h ristiya n rahibi v e likleri, o c u u n gerek vaftizini b u lu a m a
k a d a r e r te le m e y e d o r u tevik etmitir.
5

K i l i s e (E g l i s e =; c h u r c h } : Kilise kel im esi, y u n a n c a to plant anl a m n a g e


len E k k e s i a k elim esin d en alnm tr. F ak at bu ale la de bir to pla n m a deil,
d a v e t ile bir a r ay a gelin m i bir to plantd r . Eski y u n a n d a E k k e s i a , Site
efinin ars ze rin e, halkn to p la n m as d r . B u kelime, bra niceye, dini bir
to p la n ty a a r m a y belir te n K a h a i kelim es iy le te r c m e edi lm itir. H z .
I sa , bu a n l a m d a A r a m i c e " E d t a " vey a "k en i s ta", " K c h a l a " ke lim ele ri ni
k u lla n m t r . H r i s t i y a n kilisesini n k u r u lu u , A h it, s e i l m i h a l k , Y a h v e ' n i n m a b e d i , M e s i h K r a l l k m e f h u m l a r i y l e T e v r a t ta r a f n d a n h a z r
la n m t r. m r b o y u n c a , h a v a ri le ri n i t o p la d n d a , k alab al k la ra v a a z
ett i in d e , e k m e i k rd n d a, P e t r u s a a n a h ta r la r n iktidarn v e r d i in d e ,
m u h t e lif m illetlere Inc ili v a a z e tm e k iin tal ebelerini g n d e r d i i n d e , hi
d e i l s e ilk s a f h a d a H r i s t i y a n K il isesi, H z . Isa ta r a fn d an

gerekleti

rilmiti... Kilisenin ikinci safhas, ahir z a m a n a aittir. Byl ece o, z a m a n la r n


s o n u v e Allah'n krallnn kesin ol ara k tahta gelii ile ilgilidir. Genellikle
Katoliklikte anlald gibi. Kilisenin k u r u m s a ! ve teolojik yap s, temel iti
b ariy le ncill ere, R es ulle rin ilerine. M e k t u p la ra , b t n l n k a z a n m
ol an tm Y e n i A h it'e d a y a n m a k t a d r . Y o k s a , s ad ec e, B u lt m n n n 'm te o ri le
r ine g r e ko parl m baz n ite le re d a y a n m a m a k t a d r .
Kilisenin genel te z a h r ve on ikilerin (H avari le rin ) ahitlii iin (R es ulle
rin leri, 1,8) lh utfun b y k bir ekilde d k ld z a m a n (Res. . 11, 4)

165

Pentekte (Paskalya'dan sonra yedinci gn) da kiiisenin resmen kuruluu


tahakkuk etmitir.
Artk orada aka sa, grlmemektedir. stelik Kutsal Ruhun yardm da
grlmez. Bizzat havariler kendi kendilerine teslim olmular ve doan kili
senin mesuliyetini stlenmilerdir. Kilise hzla yaylm ve ta batan beri
i'tizal temayllerini mahede etmitir. Bylece gelecein byk i'tizlIerinden bazlar, kklerinin bu sapmalarda bulunmasna inanmlardr.
Neticede Kilise, Yahudilikten ayrlyor, ehitleriyle vnyor, imparatorluk
la savaa giriyor, onun ideolojik temellerini ykyor, fakat yaplarna varis
oluyor. Mildi 33 ylnn Pentakot'unda, Katoliklik, Ortodoksluk, Protes
tanlk mezheplerinin zetledii, yirmi asrlk bir tarih balyor.
Hristiyan, vaftizle. Kilisenin bir uzvu haline geliyor. Artk o, Sakramentlerle, kltlerle, szle ve Incil'in misllerine ve kurallarna gre ekillenmesi
gereken hareketlerinin ehadeti ile. Kilisenin hayatna itirak ediyor. Hiyer
arik bir kurum olarak Katolik Kilisesi ise, Papa, Patrikler, Kardinaller, pis
koposlar, lik ve din papazlar ve papaz adaylar ve laiklerden oluan tm
vaftizlilerin tekil ettii "Allah Cemaati" tarafndan temsil edilmitir. Bu
kadar geni topluluun merkezi ynetimi, papa ve idari Kardinaller Meclisi
(Curie) ile Vatikan'a tevdi edilmitir. Bylece btn ibadet yerlerine kilise
ad verilmitir. Kilise terimi, spirituel anlamda, sa'nn mistik bedeni,
m'minler de onun uzuvlardr. Btn iinde kilise dnlrse Kilise
ksma ayrlr:
1- Faal Kilise (Dnya Kilisesi)
2- Izdrap kilisesi (Araf Kilisesi)
3- Zafer Kilisesi (Cennet Kilisesi)
Papa (Pape = pope): Papa, Katolik Kilisesinin badr. Papa, Saint-pre,
souverain pontife, Roma piskoposu, Petrus'un halefi, sa'nn vekili olarak
da isimlendirilmitir. Ortodoks kiliselerinde Papa (Pappas) ismi, rahiplere
verilen bir isimdir. Papalk, kurumsal karakterine ve yce fonksiyonuna
iaret ederek Kilise hiyerarisinin zirvesini belirtir. Papolatrie (Papaya
tapclk), Papaya borlu olunan saygda bir mbalaadr. Yeryznde Al
lah'n temsilcisi olma, yanlmazlk, kutsallk, sa'nn vekili gibi
vasflardan dolay baz hristiyanlar, Papa'ya kar bir gerek tapnma
yneltmilerdir. Bugn "Sedia Gestaroria" (Baz ayinlerde papann
zerine oturduu sandalye) gibi Papa iin yaplan ar sayg ve tezah
ratlar kaldrlmtr. Ppizm terimi kk drc bir ifade iin kullanlr.
Bu kelime ile protestanlar, kataliklerin iman ve tutumlarn belirtirler.
Vatikan: Muhtemelen vaktiyle khinler Vaticnia ad verilen mucizelerini
Roma tepesinde gsterdikleri iin oraya Vatikan ad verilmitir. ehit edil
dikten sonra Azz Petrus'un (Pierre) cesedi oraya gmlm ve Konstantin
devrinde (325-340) ilk kilise orada ina edilmitir. lkel kilisenin evresine
birok defa yeni inaatlar yaplm ve geniletilmitir. Asrlar boyunca,
kk kiliseler, Apostolik saraylar, mzeler, ktphaneler, galeriler, kolej
lerle papalk binalar oalmtr.

Vatikan sitesi, eskinin en geni pontifikai (Roma imparatorlarna verilen


din bir nvan. Bu nvan V. asrdan sonra piskoposlara verilmeye
balamtr. Onlarn efi olan Papaya da yce Pontif denmitir) devletlerin
kalnts olan, dnyann en kk yce bir devletidir. 11 ubat 1929'da, XI.
Pie idaresinde olan Papalkla Mussolini'nin ynetiminde olan talya krall
arasnda Latran antlamalar ile "Roma sorununa" son vermek iin, onun
snrlar tesbit edilmitir. Bylece ona, btn devletler tarafndan milletle
raras hukukta bir yer verilmitir.
Vatikanda iki genel Konsil yaplmtr: Birincisi, 8 Aralk 1869'dan 20 Ekim
1870'e kadar devam etmitir. Bu Konsil, zellikle Papa'nn yanlmazl
zerinde durmutur, ikinci Konsil, 11 Ekim 1962!den 8 aralk 1965'e kadar
devam etmitir. Bu konsil ise, dogmatik deil pastoral bir zihniyet iinde
modem dnyann evrimi karsnda Hristiyan doktrinini yeniden gzden
geiren on alt belgeyi yrrle koymutur. Bu II. Vatikan Konsih,
amzn ahlk, sosyal, politik problemleri ve evrensellik zerinde Katolik
lie geni bir alma salamtr.. (Bu konuda geni bilgi iin bkz.: J. Cheva
lier, la Politique du Vatican, Paris, 1969; R. Roquette, Vatican II. fin d'une
chrtient, une nouvelle chrtient, 4. Vol, Paris, 1968).
8 Kons (Council): Konsil kelimesi, toplama veya toplanma anlamna ge
len ltince Concilium kelimesinden alnmtr. Katolik Kilisesinde Konsil,
muntazam olarak davet edilmi piskoposlar toplantsdr. Balca Blge
konsilleri, Mill konsiller, Ktalararas konsiller, Genel konsiller ol
mak zere drt eit konsil vardr. Genel Konsiller (Ocumniques), tm
dnya piskoposlar ve byk din tarikatlerin liderlerinin katlmasiyle
yaplr.
Mild 325'de ZNK'te yaplan ilk Genel Konsilden 1962-1965 tarihlerinde
yaplan II. Vatikan Genel Konsili'ne kadar yirmi genel konsil yaplmtr.
Bunlardan en uzun sreni, Reform hareketlerinden sonra toplanan 15451563 tarihleri arasnda yaplan Trente (Kuzey talyada bir ehir) Konsiidr.
Bu Konsil, btn tartma konulan zerinde iman ilkelerinin tarifini
yapm ve kilise disiplinini Papann otoritesi altna sokmu olan bir kar
Reform konsiidr. Genel Konsil, Papa'ya bal kalmak artyla en yksek
kili.se otoritesidir. mann tarifi, Sa kra men tali te, disiplin ve hayat konu
larnda doktrnel ynden konsil, yanlmazlk iindedir. Bu anlamda konsil,
II. Vatikan konsilinde olduu gibi (tartma yetkisi olmayan mahitlen)
Ortodokslar ve Protestanlar ihtiva etmez, {Sadece 1438-1439da Florenceda olan Konsil mstesnadr. Orada Yunan Ortodokslar, Konsil baba
lar olarak itirak etmi-lerdir).
Bununla beraber, Ocumenismein (Btn dnya kiliselerini birletirme
akm) basks altnda, b t n hristiyanlann eit olarak davet edilecei bir
genel konsil fikri ortaya kyor, Bylece o genel konsil, gelimi gerekle
mi sokra mental ve doktrine! bir cemaat peinen kabul etmeyecek, fakat
manev alann aray ve bekleyii iinde o, kutsal ruhun hsan olarak
arlm olan ve teolojik tartmadan ziyade, mterek duann meyvesi

167

olacak olan bir projeyi gerekletirm eye alacaktr. Bu yle bir O ecum enism edir ki gem i bir tarihin, fakat mid edilmi br gelecein zerine ku
rulm utur.
9

H erode le G rand fM . . 20) tarafndan ina edilen nabed, Rom a haki


miyetine kar ayaklanan Yahudilerin cezalandrlm as iin Titus tarafndan
yaklmtr. {M . 70)

10

Bir isyan neticesinde, H adrien, Yahudilere K uds'de oturm ay yasak etmi,


onlar da Akdeniz havzas etrafna dalmlard. (Diaspora, M. 135)

11

E. H am m an , la vie quatdienne des prem iers chrtiens, Paris 1971

12

P ierre (P e tru s): Galileli balk Simon bar tona (Yuhanna Olu Simun)
G nesaret gl sahilinde Beytsayda d om utur. H z. Isa tarafndan vaftiz
edilen Smun'a, s, Cephas (Kefas) (Yunanca ta veya kaya anlam na g e
len petros olarak terc m e edilm itir) lkabn verm itir, (Yuhanna 1, 42)
petrus (pierre), ncildeki H avariler listesinde daim a birinci srada yer alr,
Filippe C sarm da Isa'nn mesihlini ilk olarak Petrus tandndan H z. Is
(m ehur kelime oyununa gre) kilisesini petrus'un yani bu kayann zerine
kurm utur. (M atta XVI - 18). O, H z. sa'nn H avarileri aram a girm eden,
vaftizci Y ah y aya intisap etm ie benziyor. O, Isa'y tm risaleti m ddetince
takip etm i, stadn ikence gnlerinde onu defa inkr etmi, fakat bun
dan az sonra ac ac nedam et duym utur.
snm yeniden diriliinden sonra, kendini incilin vaazna verm i ve ilk p u t
perestleri vaftiz etmitir. Petrus, gen h iri s ti yan cem aatlerinde yahudi uy
gulam alarnn d evam na riayet edilip edilm em esi hakknda iki h avariye
kar s rd rlen m cadeleyi paulus lehinde zm leyen Kuds toplan
tsnn (M . 52 senesinde yaplm tr) kararlarn tasvip etmitir. (Bu toplan
tda putlara yaplan kurbanlarn, kanlarn, boulm u hayvanlarn, zinann
dndaki Yahudi yasaklarnn yerine getirilmesine lzum grlm em itir.}.
(Resullerin ileri XV - 29). P etrusa, bizzat kendisi tarafndan ya da sekreteri
Sylvain (Silas) tarafndan kaleme alm an iki risale atfedilir. P etru s, M. 64
ylnda Roma ya gelmi ve orada tutuklanp ayaklarndan aslarak armh'a
gerilm itir. Rom a Saint-Pierre kilisesinin altnda yaplacak olan bir takm
kazlar, onun kemiklerini gn na karm olacaktr. Romann ilk pisko
posu, kilisenin ke ta, havarilerin ilki, gklerin m elkutunu elinde tutan
Petrus, ayn zam anda ilk papadr,

33

Paul: Tarsuslu Paul, Hristiyanl yaym a grevini bilhassa yahudi m uhit


lerinin dnda ifa ettii iin "y ab an clarn h avarisi" olarak lkaplanm tr. Milattan sonra 10. sene civarnda Klikyan'm Tarsus'unda dom utur. O,
ferisier iinde yetitirilm i, devrinin bellen istik teorileri ve sr dinleri hak
knda derin bilgiye sahip olm utur. Yeni doan Hristiyanla kar savaa
girm itir. Bu durum yle ifade edilmitir: "Fakat saui (Paul) evden eve
girerek kiliseyi perian ediyordu, erkekleri, kadnlan srkleyip zindana
atyordu (Bkz res. i. VII[-3), am yolunda rabbin talebelerine kar tehdit
ve cinayet soluyarak giderken anszn (Res. . IX, 1-9) o, bir vizyonun
deheti ile y ere dt ve hidayete ulat. Derhal, Isa-M esih'i, h avralarda,

16 8

" A lla h 'n

o lu "

nvan ile ilan etm eye balad. Bunun iin F au l, Yahudi

haham lar tarafndan aforoz edilmitir


te o z a m an d an itibaren Y ah u d ier onun aleyhine d n m ler ve onu
ld rm ek iin kom plolar k urm aya balam lardr. Fakat o, btn bunlar
dan kurtulm ay bilmitir. Paul, Kk asya, Arabistan, Yunanistan sahilleri
ni v aaz ederek v e risale yazarak dolam tr. Paul, putperestlikten H risti
yanla dnen m uhtedier iin zaruri grm edii
d i eria tn

ta tb ik "

"S n n et

olm a" ve "Y a h u

konusundaki ihtilf P etrus (P ierre) ile bir sonuca

balam ak iin birok defalar gelmi olduu K udse, zellikle Mild 52. se
nesi yazna d oru tekrar gelmitir. M ild 58 senesinin pente cte (Paskalya
dan sonraki yedinci gn, bu gn hristiyanlar, kutsal ruhun h avarilere
iniini ydetm ek iin kutlarlar)unda m abedde tutuklanan Paul, Fersilerin
hkim iyeti altnda olan en yksek Yahudi Konseyi, Sanhedrin'in nne
karlm tr. Rom a mahkemelerinin nne de kartlan Paul, hapse atlm,
fakat Roma vatanda olduundan kendinin Rom a tarafndan yarglanm a
hakk old u u nu iddia etmitir. Mild 60 knda bindirildii gemi bahnlarak, 60-61 kn M alta adasnda g eirm itir. Yeniden Rom a'ya hareket
etm i ve Rom a'da M. 63'de serbest braklm tr. Mild 67 ylnda Roma'da
yeniden hapse atlan Paul, m ahkum edilmi ve boynu vurulm utur.
Paul'n havarilik, reticilik ve doktrinel rol, Kilise iinde emsalsizdir. sa M esih'in ahsiyeti ve risaleti konusundaki dikkat ekici zengin form l
leriyle, ateli v e dahi bir insan olan Paul, risaleleri ile, ncillerle ve "R esu l
lerin leri" ile incelenm eye ve Petrus ile esiz havari olarak telkki edil
m eye lyktr. (Kr. Jean Colson, Paul, A potre M rtyr, Paris, 1971).
14

H r sie (H e re sy ): Yunanca seim veva sem e anlam na gelen h a i res is


kelim esinden alm an H rsie ('tizal), Kilise tarafndan retilen iman hakikatndan farkl bir kanaat veya bu hakikati inkr ve red anlamna gelir.
H r tiq u e (sapkn) ise, bu kanaati veya davran benim seyen kimsedir.
H r s ia rq u e ise, bu kanaati yayan ve tahrik edendir. A ncak her ikisi de
bununla beraber, Hristiyan ismini m uhafaza etmek ister. Bunlar, kredoda
kendilerine gre bir seim yaparlar. ok nceleri Aziz Paul (Korintoslulara
I. mek. XI, 19 ve Rom allara, XVI, 17), Eucharistique (ekm ek-arap yini) y e
mek vesilesiyle baz zel fikirler etrafnda oluan bir ksm antisosyal gru p
lar ifa etm itir. II. yzylda, Aziz Irne "tizallere kar" ad ile bir eser
yazm aa m ecbu r kalm tr. Ahlk psikolojisi asndan hrtique {sapkn
kii) kendi yargsn, toplum yargsna tercih eden kiidir. Fakat bazan top
lum yargs, temiz olm ayan bir sosyo-kltrel ereve ile bulandrlr- Bor
dan ayrlan hrtique (sapkn kii), iyi bir imann bilincim ve bir ksm haki
katlerin d inam izm ini ve rnevsukiyetini m uhafaza edebilir. dizaller, bir
takm ilerlem elere de vesil olm utu r ki, "op ortet h aereses esse = Bir ta
km iti za lerin olmas uygundur" sz darb- mesel lias ine gelmitir.
te bunun iindir ki. Ih yzylda Gnosticisme'in karsnda sa'nn ve kilise
nin rol iyi bir ekilde ortaya konm utur, ili. asrda M anichism e kar
snda, ktlk prensibi birlii hari, yaratc prensip birlii yeniden belirtil-

169

m i; IV. yzylda Isa-M esih'in tanrsalln inkr eden A rius doktrinine


bal olan A rianism e karsnda, Isa'nn tanrsall, insanl, Mildi 325
tarihinde znik Konsilinde m uhteem bir ekilde iln edilmitir.
Kutsal Ruhun tanrsalln inkr eden M acedonius'un doktrini olan M aced onianism e karsnda, Teslis'n n c u nsuru olan Kutsal Ruh'un
tanrsall 3S l'd e stanbul Konsili tarafndan iln edilmitir. V. yzyldaki
plagianism e karsnda, lh inayetin zarureti akla kavum utur.
Aslnda birkanaat, Katolik iman gereine aykr olduu zaman i'tizal olur.
Yoksa ok sayda m m in ler tarafndan paylalan basit bir teolojik kanaattan aynhnd zam an itizal olm az. Bir dinin retileri daim a a p t deerde
olm azlar. H erkesin ona iman etmesi d e gerekm ez.
H in au lar v e Budistlerde olduu kadar H ristiyanlar ve M slmanlarn da
iinde farkl bir takm ekolleri, gelenek ve kutsal kitaplarn izdii ayrdedici h udutlar iinde, entellektel aratrm a hrriyetini kabul edenler bu
lunm aktadr.
T rin it (T rin ity ): Saysz felsef v e din teslis sistem lerinin karsnda
Hristiyan teslisi, tek, canl, mahhas olan cesur bir Tanr anlayna sahip
tir. O yle bir hayat anlayna sahiptir ki varlk ve evher birliine zarar ver
meksizin batn tem aslarla, Baba - Oul - Kutsal R u^/l uknum uyla te
m ayz etm ektedir. Bu uknum lardan kincisi, birinciden; ncs ise ilk
ikisinden kaynakland halde, de bir tek tabiat iinde eittir ve bln
me kabul etm ezler. U knum lar, y aratm a ve tabiat st dzeye ykselm e
lerinde birlik iinde hareket ettikleri halde; zellikle kudretle ilgili iler
Baha'ya, bilgi le ilgili hususlar oula veya kelimeye, akla ilgili konular
Kutsal Ruha atfedilmilerdr.
T eslis (trinit) kelimesi, Hristiyan edebiyatnda ancak II. yzyldan itibaren
grnm ee balam tr. Fakat "Teslis" Yeni A hit'te iyice berilginleinceye
k adar T evratta tedrici ekilde kendini gsterm itir. Gerekten Yeni Ahitte,
Baba-Ou-Kutsal Ruh ilikilerinden olduka sk bahsedilmitir, (Kr.: V o
cabulaire de thologie biblique, Paris, 1970). Onlarn varl, teorik ve bilim
sel olarak deil; tartm asz kabul edilmi bir hakikat gibi, mahhas tarzda
tasdik edilmitir.
Akl, burdaki esrar baka bir yere naklemekte ve onu ilah (trithism e)
olarak veya sadece bir tek uknum (U nitarism e, m odalism e, subordinationsm e v.s.) olarak tasavvur etmekte gecikm em itir. Kilise ise, esrar, tm
aklc ve kavram c tem ayyllere kar savunm aya d evam etmitir. Mild
325 znik ve 381 stanbul Genel Konsiljeri, vahyedilm i esrar, sapknlarn
zararlarna kar korumak zere tanrsal uknumlarn cevher de mutlak ola
rak eitlikte ayn olduklarn, sadece m ene m nasebetlerinde ayrldk
larn resm bir ekilde belirtm itir. A slnda bu ifadeler, esrar ortadan
kaldrma hedefine deil, bilakis esrara taham ml olm ayan bir akln /ah y e
getirmek istedii sapk aklamalar, redde yneliktir.
Ayrln Menei; Yunan teolojisi, birlie ulamak iin tercihan, uknu
mun ayrlm asna dikkat etm itir. Ltin teolojisi ise, nce Allah'n bir-

liini,sonra kiise] mnasebetlerin kt y er olan onun hayatn hesaba ka


tar, farkl yaklam lara ram en aa yu k an tem elde btn iman form l
lerinde anlam olan O rtodoks k iliseleri ve Roma Kilisesi

F ilio q u e

(K ut

sal Ruhun babadan ve ouldan km as m eselesi) problem i konusunda


ayrla dm lerdir. nem li sonular douracak olan bu tartm a, m uh
tem elen arkn batya boyun em em e gibi bilinsiz bir arzu su n u ihtiva
ed er. nk sa tarafndan havarilerin prensi olarak belirlenen P etru s
(Pierre) tarafndan kurulan Rom a Kilisesi, adeta kendini Allah'n olu ile
bir tutuyordu. ark kilisesinin skca bal olduu

k u ts a l

ru h

ouldan da

kt iin (Filioque); onun yery zn de ki ileri, oulun kilisesi olan Roma


Kilisesi ile olan m nasebetlerinden de km olu yordu. ark kiliselerinin
m uhtariyeti ise bundan m utazarrrd. A z veya ok form le edilm em i, bi
linsiz v e baka problemlerin tesiriyle kark olan bu hassas teolojik - poli
tik konu, bir uzlam aya varm aya engel tekil etmitir.
Teslis d ogm asnn F ilio q u e veh esi O rta a'n balangcnda H risti
yanl blmtr.
lh iyatlar d evam l, teslisi felsef analizlerle aklam ak iin kyasa ba
vurm ulardr. Onlarn en m ehurlar olan Saint Augustin (354-430) lh uk
num larn m nasebetlerini insan psikolojisi iindeki ak ve bilgi fenom enle
ri ile m ukayese etmitir. A ziz Thom as d'Aquin (1225-1274) ise ruhun m n
d em i (im m anent) m eyvesi olan L ogos (verbe) ve insn irade de m n
d em i olan ak hadisesi zerinde A ristotelci teorilerin de yardm ile bu
kyaslam alar derinletirm itir. Existansiyalist ve fenomenolojik olan m o
d e m felsefeler ise irade ve kiiler aras iliki teorileri zerine kurulan yeni
kyaslam alara doru aratrm alar ynlendiriyor. (Kr.: La Philosophie (Dic
tionnaire M arabout Universit), Paris 1972).
36

V ah iy (R v la tio n ); D nyann balangc, hayatn anlam , insan kaderi,


tabiat ve Allah'n iradesi ile ilgili nsan kararszlklar zerine, Allahtan gel
mi kabul edilen cevaplara v a h iy denir. Vahyin deeri, mesajn yceli
inden ve tann veya elinin vasfndan ileri gelm ektedir. V ah iy , topluluk
larn gznde kabul grmesi iin ekseriya alm et, hatta mucize ile beraber
bulunur.
Katolik Kilisesi doktrinine gre v a h iy , belli bir tarihte m uayyen olaylarla
zam an ve tarih iinde kaydediliyor. Bizim iin vahiy havarilerin lm ile
tam am lanm ve bitmi olarak telakki edilir. Vahiy, bir vaka ve ayn z a
manda da bir srdr. O, insan zihninin mahsl deil, bizzat Allahn insiyatifinden gelm itir. Vahiy, en yksek noktasna Isa-M esih'te ulaan, Eski
A hit gibi uzun bir tarihin iinde gelien, ok sayda tedrici tezahrlere sa
hiptir. Bu konuda 19 Ocak 1 % 2 de 11, Vatikan Konsilinde VI. Paul'un

" D e

V e rb u m " hakkmdaki szlerine baknz. Vahyin tam am lanm as, onun bir
yoru m konusu olmasna engel tekil etm ez. nk o, btn kltr insan
larna ynelirken ve m minlerin elde edebildikleri bir anlay iinde bir ev
rim in konusu olarak o, tarih bir kltr m uhitine bal, nsan ifade ile
aklanyor. lk ekirdee ve vahye olan ballk; Papann yanlm azl ve

(F. : 12)

171

yce yetkisiyle deerlendirilm itir. Hristiyanlk akidesini reten Kilise,


Papa VI. P au lun deyim iyle doktrinini yeniden ihdas etm em ektedir. O, sa
d ece ahit, m uhafz, yoru m cu v e aracdr. H ristiyan mesajnn gerekleri
ile ilgili her hususta kilise, kendisini m uhafazakar v e m sam ahasz olarak
grr. Kiliseye imann daha kolay ve zamann deien ihtiyalarna daha
uygun hale getirilmesi iin bask yapldnda; kilise, havarilere tabi olarak
bunun m m kn olam yacan (N on possum us) syler. (Resullerin ileri,
IV. 20). Bununla beraber v ah iy tabiatst anlam iinde, Allah'n ve
sz olarak anlalmamal ve kabul edilmem eli, bilakis vahiy, vicdann hr
iradesiyle ahsen ilh kelm kabul etmesi ve tanrsnn ak jestine imann
eveti ile cevap verm esi ii olarak dnlm elidir. O halde lh mesaj
iitmek iin m uayyen bir sbjektif yetenee sahip olm ak lzm dr. Byle bir
lh mesaj, zihinleri ifal etm ez. nsan arzular ile karlar, onun ,
midi dorular.
17

C esro - P apism e: Teokrasinin aksi olan (Tanrnn temsilcileri tarafndan


icra edilen hkm et), Cesaro - papism e, sivil ktidarn dini ileri keyfince
y nettii bir rejim dir. Bu, m utlak egem enlikler altnda gerekleen ve
tanrsal hukuk otorite teorisiyle d orulanan bir eilim dir. Kilise tarihi
iinde K onstantin'in, Charlem an'n, C harle Quint'in, VIII. H an rinin, XIV.
L uinin, AvusturyalI Franois Josephin, Rus arlarnn v.s.nin saltanatlarm
bu konuda farkl derecelerle zikredilebiliriz. M odem cem iyetlerde din ve
sivil iktidarlarn ayrlmasna ram en; her iki iktidarn evlenme, eitim, ad a
letle ilgili hudutsuz alan iinde biribirine tesir etm e abasn srdrdkleri
grlm ektedir.

ncil (E v an gtle): ncil kelimesi, yunanca iyi anlam na gelen EU ve haber,


mesaj anlam na gelen A N G E L O N kelim elerinden m eyd ana gelm itir.
ncil genel olarak evrensel bir ak kanununda, kurtulu vadinde ve A llahn
saltanatnn midinde zetlenen Isa - Mesih'in retilerine dayanm aktadr.
Aslnda bu retim , Eski Ahid'in retileriyle hazrlanmtr. Tekvin III, 15
"O , sen in b an a sald racak " cm lesinden balayarak kadnn olunun,
ylan eytann zerindeki zaferi "P ro te v a n g iie " diye adlandrlan ksa br
pasajda haber verilm itir, ite bu pasajda, Kilise babalan Mesih in an an
kklerini gryorlar. (lk mjde, gnahtan sonra ilkkurtulu ). Bu reti,
peygam berler, iir ve hikmet kitab yazarlarnca aklanmtr. (Kr.: R. Marie; Bultm ann et Iinterpre-tation du N ouveau Testam ent, Paris 1956). O,
Yeni Ahitin dier kitaplar ve Ekibin yldan beri yrrlkte olan bir gelenek
tarafndan aklanacak olan drt Incilde esas olarak ifade edilmitir.
Bu ncillerden " S y n o p ti q u e le r" (M ukayeseli nciller) olarak ad
landrlmtr. nk onlarn metinleri ayn paraleldedir. Benzer metinlerin
her biri ayn bak ihtiva eder. Benzerlikleri ve benzemezlikleri ihtiva eden
bu p aralar arasndaki yaknlk, ncil yorum lanln en byk problem lerin
den birini tekil eder.
Yorum ve M atem atik : Bugn, Incil metni tarihileri tarafndan LUKA ve
M A TTA nm kendi sluplaryla, kendi muhitleri iin aklam olduklar 107

172

p asajn m terek kayn an n, P etru s'u n (Pierre) talebesi M ARK O S'un


ncili olduu, artk isbat edilm ie benziyor. Matta v e Luka'da paralel olan
d i e r m etinlerin byk bir ksm ise, k ayn ak o larak adlan drlan ve
balangtan beri ifah olarak nakledilen, zellikle H z. Isa'nn szlerini ihti
va eden, izi bulunam ayan bir baka gelenekten gelm ektedir. Bu szler, Hz.
Isa zam anndaki Filistin halknn dili olan A ram iceden yunancaya evrilmi
olan H avari M atta'nn ilk ncilini tekil edebilir. N ihayet, direkt ahitlerin
yannda (Luka'nm kendisi iin dedii gibi) yaplm olan anketler veya petru sun, M arkosun,M atta'nm kiisel hatralarndan m eydana gelen Incil ya
zarlarnn her birine has metinler de vardr. lk ehadetlere ve bilhassa Aziz
renee'nin ehadetlerine g re: M attaya g re olan ilk In cil'in sz (logia)
ksm, M. 64'den nce (Petru sun R om ada arm ha gerildii sene) m uhte
m elen M. 40-50 yllarnn tarihini tayabilir. M ark os'a gre olan ncil ise
M . 64 'd e n biraz son rad r. P au lun sey ah at arkada L u k a ya g re olan
n cil ise aa yuk ar M . 80 tarihini tam aktad r. M a tta 'y a g re olan
Incil'in son ekli de ayn tarihlerd e olum utur. Y u h an n a'y a g re olan
Y u h an n a ncili ise I. asrn sonunda 95-98'e doru teekkl etm ektedir. Fa
k at bu Incil de h av ariy e ait p asajlarla, onun etrafn dan etkilenm i bir
evreden gelen pasajlar ayrm ak m m kndr.

Br m ann T em elleri: ncillerin m evsukiyeti ve tarihleri kabul edilmekle


beraber; onlarn tarih deerleri problem ine pek dokunulm am tr. uras
b ir g e r e k tir k i, n cil y a z lm a d a n nce, k o n u u lm u tu r. H avarilerin
v aaz konusu, sa - M esihin szleri ve hayatnn olaylar; m isyonerlerinin
m izac ile, ilk m u h ted ilerin reak siyon laryla, ahsiyetin baz izgilerini
oaltm a tem ayl ve baz olaylar abartm a ile etkilenm edi mi? Aslnda,
Incil sorum lularn, H ristiyan vaazn Isann lm nden 30-40-50 sene son
ra toplanan m etinler iinde snrlandrm aya tevik eden tavsiye, ak bir
risk deil mi? nk byle olduu takdirde uursuz bir mitoloji m eydana
gelecektir. yle ise mitolojiden uzak olan tarih hakikati ar ortaya karmak
iin; ncilleri, m itolojilerden tem izlem ek gerekecektir. te zellikle Bultm a n n dan beri yaplan m od ern yoru m alm alar bu am aca m atuftur.
H ristiyan imannn zn m uhafazaya olduka dikkatli olan bir takm K a
tolik y o ru m cu la r, "H ik m e tle rin

ve o lay larn

k k d e rle m e le rin in ,

o k e rk en d en din re tm e n le rin e ve v aazlara y a rd m c olm ak ze


re te k il e d ild i in i, o n la rn , te rcih le rin e ve d in le y icile rin

ih tiy a

la rn a g re o n lara b a v u rd u k la rn itira f ed e rle r. O n larn b ir k sm


m u ciz e le r, h ik m e tle r, h a lk h a y a tn n

b ir b l m , sa 'n n arm h a

g e rilm e sin in riv ay eti g i b i e y le rd i." te bylece az veya ok yavgtn br


takm kolleksiyonlar m eydana gelm itir. Daha sonra ncil yazarlar, onlar,
kendi y a zd an iinde toplam lardr. (K r. X. L. D ufour, Les Evangiles et
I'H isto ire de Je su s (P a ris, 1963; yine ayn yazarn, R esu rrectio n de jesus et m essag e P a sca l, Paris 1971) te nciller de tabiat st bir karak
ter gsteren her eyi mitolojilerin ofym pe'ine atm ak deti buradan gelm ek
tedir. te bu noktada yoru m cu larn ounun atlam ay kabul etm edikleri

173

bir uurum vardr. H akikatte, ncil metinlerinin detay Mild 30 ylndaki


Filistin'in durum una uygun dm ekle beraber, Mild 70 ylnda Titus ta
rafndan Kuds M abedinin tahribini takib eden d urum lara hi de uygun
d m em ektedir. nk nciller tarafndan tasvir edilen o rtam , P a u lun
M ektuplarndaki tasvirden ok farkldr. Yani, ayn vaaz, yeni ifadeler iin
de verilmitir. Mucizeleri anlatan ncil rivayetleri ise, dier m etinlerle bera
ber devam etm i ve onlarla ayn dokuyu olu turm u tur. O nlarn tart
m alar bir tarihten ziyade bir felsefeyi gsterm ektedir. nk, m etinlerin
bir ksmm kabule, dier bir ksmn se redde tarihi bir sebep yoktur.
D ier taraftan Incil yazarlar eer yeni m uhtedilerin imanm tebcil etmek
istemi olsalard, bilhassa dirildikten sonra kahramanlarnn, m uhteem bir
portresini izm ee muvaffak olacaklard. Fakat onlar, bunu yapm adlar.
Bu ve baka birok deliller, eletiri fikrine gre farkl ekilde deerlendi
rilmilerdir, F ak at y in e d e bu deliller her ne kadar lm bir gerein yerine
kaim olm asa da; insanlarn im anna makul bir tem eli salayab ilm ek
tedirler. (NOT: Toulouse Katolik Enstits Eski rektrlerinden Bruno de
Solage, Synoptique ncillerin etdne m atem atii tatbik etmitir. Bu konu
da bak.: Synopse Grecque des Evangiles: M thode N ouvelle p ou r Rsou
dre le Problm e Synoptique (Leyden ve Toulouse). Synoptique'de (M u
kayeseli nciller de bulunan 107 mterek pasaj zerind e yaplan ince
lem ede, bunlardan 6S'i her birinde vard r. Ayrca 5 i Luka ve M arkosta
vardr. 22'si de M arkos ve M attada aynen m evcuttur. Geri kalan ikisi de
Luka ve M atta'da yoktur. Btn bu mterek pasajlar iin baka delillerle
desteklenmi olarak kan m atem atiksel sonu, M arkosun m terek kay
nak olduudur.)
K eilik (M o n ach ism e): Keilik bir yaam a tarzn ve din kurulular
ifade eder. Bu kurululara gre, erkekler, kadnlar, taatm , fakirliin, iffetin
etin kurallarn kabul ederek, kendilerini Allah'a vakfederler. Neticede, ya
tarik-i dnya olarak; ya da tam tekiltl m anastr cem aat iinde kendileri
ni, m urakabeye ve duaya verirler. Keilik, arkta, Ortodoks kilisesi inde
ok byk rol ovmam ve hal da oynam aktadr. A yrca o, Roma m para
torluunun gerileme ve knden sonra, Bat medeniyetinin temellerini
atm aya katkda bulunm utur. K yler ve ehirler, sam im iyetle byk Aziz
Benoit manastrlar erevesinde kurulmulardr. A yrca, keiler, Antik E d
ebiyat hzinelerini, yaptklar istinsahlarla kurtarm lar ve ilk mektepleri
kurm ulardr. C h a rle m a n e , aziz Benoit disiplinini btn bat din adam
larna em poze etmitir. A z veya ok ikmal edilm i, deitirilm i, reform e
edilmi olan bu disiplin, Renediktinlerden baka, Cistercien'lerden, Trappistenlerden de ilham almtr. XI. yzyldan XIII. yzyla kadar btn Bat
A vrupa'da Fransa'nn Cluny merkezine bal kalan manas trla rn nemi ve
says karsnda bir Ciunysienne Avrupasndan sz edebiliriz.
Btn nsan burum larda olduu gibi, Keiler m essesesinin de bir geri
lim e ve slahat dnem ine varis olduunu, tarih kabul etmektedir. Bugn
ise d nyada, 12000 kadar erkek Bndict'in ve farkl tarikatlere bal bir o

k ad ar da kadn Bndictine vard r. Yine 30000 kadar Kei ve 20000 de


m uhtelif tarikatlerin m anastrlarna bal Rahibe nin olduu tahm in edil
m ektedir. Fakat bu rakam lara, saylar olduka fazla olan ve keiin m ura
kabe hayatnn onlar iin nem i olm ayan din cem aatlerin yeleri, dahil
deildir.
20

O rtaada, ilhiyat,hukuk, tp, yedi sanatlar reten retm en loncalar


ayn zam anda birok m uafiyetten de yararlanyorlard, lk niversite Bologn e'd e 1110'da, P aris niversiteleri 1150'd e, M ontpellier niversiteleri
1181, Toluouse niversiteleri ise 1230da kurulm ulard. 1789 htilli le
kaldrlan niversiteler 1808'de N apolon tarafndan yeniden kurulm utur.

21

A ziz T h o m as d 'A q u n : A ziz Thom as, 1225 ylnda Gney talya'da d o


m u, 1274'de lm tr.. Frres prcheurs tarikatna girmi Cologne'de b
yk Albert'in rencisi olm utur. A ziz Thom as, hayatnn byk bir ksmn
Paris niversitesi'nde eitim v e retim le geirm itir. ok sayda felsefi ve
teolojik eserlerinin yannda "Som m es thologique adl eseri, teolojinin
bidesi olarak kalm aktadr. Aristo felsefesini benimseyen Thom as d'Aquin,
akln isteklerini, mann hizm etine sunm utur. K ilise tedrisat. K ilisenin,
"M te re k D o k to r" veya "M elek D o k to r" diye isim lendirdii Thom as
d A quin'e, yzyllarca m racaat etmitir.

22

Engizisyon (n gu isition ): Engizisyon, sapklar afaroz etmekle, onlar takible, aratrm akla grevli bir kilise m ahkem esidir. Bir kim se hakknda
n ced en h erh an g i b ir itham vey a ihbar yapm akszn

so ru tu rm ay

srdrm ek, delilleri aratrm ak ve zaruri tedbirleri kendi bana almak E n


gizisyon m ahkem esine ait bir iti. Vron Konslinin bir karar ile 1184'de
Engizisyonun ilk yarglar yrrle konm utur, III. Innocent, 1198de Albigeoislara kar savam ak zere Citeaux'lu iki keii ilk engizisyon hakimi
olarak tayin etmitir. Bu kilise mahkemesi Latran (1215) ve Toulouse (1229)
konsilleri tarafndan resm en kurulm utur. Engizisyon hakim leri bilhassa
dilenci keileri, Dominikenler, Fransiskenler arasndan seilmilerdir.
Ispanya Krallar da bizzat bir Engizisyon kurm ulard. Bu Engizisyon, XV.
asrdan XIX. asra kadar itizallere olduu kadar, feodalite im tiyazlarna ve
belediye m uhtariyetlerine kar iktidarlarn icra etmi ve kralla hizm et
etm itir. Engizisyon hakimlerinin en korkuncu Sgouie dom inikenler inin
m an astr bakan olan Thomas de T orauem ada idi. P apalar, engizisyon
m ah k em elerinin yolsuzluklarna kar bir ok defa p ro testo d a bulun
m ulardr.
Yksek Engizisyon topluluu 1542de III. Paul tarafndan tekiltlandrlm
ve teferruatta olan bir takm deiikliklerle 1967de E ngizisyon, K utsal
Broya (Saint - Otfice) dntrlm tr. Bu tarihten itibaren onun yerine
"m an K urulu " gem itir.
Aslnda, Engizisyon tarihi, bir takm kara sahifeleri; baz hallerde ve baz
devrelerde de daha farkl eyleri ihtiva eder. A ynca da din ve politika he
defleri arasndaki anlam azln, zc bir rneini verir. E er Kilise, laik
lie ba vursayd devlet, Kliseden daha ok yararlanrd. N etice olarak,

175

diyebiliriz ki, papalar her ne kadar bir tacm sapm alar ve arlklar ifa
etmi de olsa; iman ve tabiat st ak adna yine de herkes iin ve h er za
m an iin vahyedilm i gerekle belli bir kltre ve belli bir devre has olan
inan lar arasm ayrm akszn meden yarglam a usullerinden ileri olmak
zere dayanlm az bir iddet ve uzlam az bir doktrin ihtiva eden bir takm
yarglam a usullerini kabul etmilerdir.
23

Indu Ijans (In d u lg en ce): Indulgences kelimesi, ltince hayra eilmek an


lam na gelen In d u lg e re den gelm ektedir. Bu m aksatla enduljans, affet
m eye, b alam aya, tolerans gsterm eye, h im aye etm eye bir temayl an
lam tar. Teolojik anlam da induljans, gnah dolayisiyle alnan cezann,
ksmen veya tam am en balanm asdr. nk gnah, bir sululuk ve bir
cezay ihtiva eder, induljans, tevbe sakramenti veya bir hayr iiyle affedilebilen sululuu giderm ez. O, sadece kefaretin cezasn hafifletir ve kaldrr.
Dier taraftan induljans, kiinin liyakatlerine deil, hac, dua, ha iareti, sa
daka v.s. gibi balam a ile ilgili olarak ifa edilmi zel icraatlarla Allah'n
h usus inayetine baldr. A ziz Petrus'a (Pierre) ltfedilmi olan yetkiler
(Gklerin m elekutu) le, onun halefi olanPapa, induljans vakti olarak m uay
yen gn, sene veya senenin btn gnlerini belirtebilir. Genellikle bu
gnler, Sakram entlere ve k ltlere itirak etm eden nce vaktiyle tevbekarlara em p oze edilen zam anlara uygundur. Ayn zam anda o, A 'rafa m aruz
kalanlarn cezalarnn azaltlm as anlam na da gelir. te bundan dolay,
gnlerin says, Anolojik bir anlam dan baka bir ey ifade etmez.
Bu papalara ait yetkiler, baz suiistimallere de neden olm utur. Bu yolsuz
luklar II. Joule (1503 - 1513) zamannda zirveye ulam tr. Rom a'da Yeni
Sen Pierre Kilisesi iin Papa, ihsanlara mukabil Endljans oaltm tr.
Yine bunun iin baz vaizler Hristiyan lkelerini dolam lar, Enduljansiar
takdim edip, balar toplayarak onlar Rom a'ya gnderm ilerdir. Bu en
duljans al - verii Skandal boyutlara ulaarak ok sayda hristiyanm isyan
ve protestosuna neden olm utu r... te LUTH ER onlardan biriydi. Ayrca,
Reform enduljans kavgalarndan kaynaklanmt. II. Vatikan KonsiH'nin so
nunda 1965 ve VI. Paul tarafndan neredilen (9 H aziran 1968) E n d uljan s
D e rle m el erP nden (Reeueil des Indulgences) itibaren; Endulgens'larn
tatbiki ciddi ekilde dzenlendi ve bundan byle indulgens'm geerlilii
gerek iman ve takva fiillerine baland.

24

Bk.: Daniel Olvier, le Proces Luther, Paris 1871.

25

kran (E u ch aristie) yin i: Eucharistle, balama anlam na gelen Y u


nanca eukharistia kelimesinden alnmtr. Eukharistia, Allah'n nimetleri
karsnda Allah'a sunulan sayg ve kran duasdr. Daha ak m anada eucharistiya ift vehe arzeden bir kilise srrdr. O, sa - mesihin havarileriyle
yedii son yem ei, yeniden canlandrm a m erasim idir. sa'nn tutuklanma
. ve lm nden nceki son yemek gn, yahudIer, Paskalya kuzusunu is
tihlk ed iyorlard. yin esnasnda bu vesile ile sylenm i olan Isa'nn
szleri tekrarlanrken, Katolik ve Ortodoks doktrinine gre rahip, ekmek ve
arap grnm altnda Allah ve insan, ruh ve beden olan Isa'nn, sr ve

176

gerek varln temin etmi oluyordu. Isa'nn kendini gsterdii eucharistiya y e m e in d e sa, yeni p ask aly a k u zu su olarak ; gcn ve akn
m m inlere ulatrm aktadr. Yine bu yem ein bir kurban grnm vardr:
A yn trler altnda babaya takdim edilen ekmek ve arap btn insanlarn
kurtuluu iin o rtaya km olan Isa'nn bedeni ve kandr.
H ristiyanln en karakteristik, en m an idar ve en nemli an olan bu yin
boyu nca, evharistiya s a m veya bir ksm ilhiyatlarn dedii gibi kurban
sa k ra m e n ti tam a m la n m ak tad r. Bu yin d e, insann takdim esi, A llah'a
d o ru ykselirken; allahm ihsan da insana doru iner. yinle icra edilen
bu ift h a re k e t, P ro te s ta n la r a g re sad e ce se m b o l o la ra k , K ato lik

ve O rto d o k s la ra g re ise g e re k o larak tah ak k u k etm itir. Bu m a


nay daha ak hale getirm ek iin yinle ilgili m od em reform , takdim eden,
takdisden, kom nyondan nce gelen kutsal kitab okum a, konusunda srar
e d er.
E vh aristiy a sad ece gem i olaylarn basit tasvirinden ibaret deildir, son
yem ein ve H a'n , ilh! inayetin olaca, A llahm krallnn, yeni d n ya
nn, yeni Aht'in balayaca dnyann sonu ile ilgili de, bir anlam vardr.
nk E vh aristiya, d n yaya, h er inayetin kayma olan bedenem i keli
meyi (Verbe) sunuyor. Bylece gelecek, imdiden tezahr ediyor, onunla.
II. yzyldan itibaren Antakyal Ignace, Evharstiyay lmszln bir ilc
(p h a rm a o n A th an asiae) o larak ad lan drr. Bultm ann'a g re byle bir
forml mitolojik dnceyi karakterize eder. Hristiyanln kendini ondan
tem izlem esi gerekir. (Kr. Butm ann'm tenkidi ve aklamas iin bk.: Ren
M ari, la Singularit Chrtienne, Paris 1971).
Y in e E v h a ristiy a , sa'nn ekrnek v e arap konusundaki u nutkunu da
zetler:
"B e n im etim i y iy ip k an m ien in , eb ed h ayat v ard r. Ben de onu
son g n d e kym ettirece im ." (Yuhanna, VI, 54)
A slnda m itolojik de olsa bu ifade cm lenin gerek anlam n yok etm ez.
nk incilin ok kuvvetli kelimeleri olan yemek ve imek Katolik m'mininin gzn de, takdis edilmi arab ve ekmei yemekle, lm ve dirilmi
olan Isa'nn hayat ile gerekten btnlem eyi ifade eder.
26

M u k a d d e s Y re k (S acr C o eu r): Sacr - C oeur, Isann kefareti say e


sinde Allah ile insan arasnda var olan ak birliinin sembol olarak sa'nn
kalbine zel bir ballk gsteren bir din cereyandr. A ziz M arguerite - Ma
rie A lacoque (1647 - 1690)un ald ilhamlardan sonra bu cereyan, daha da
kabul grm ve yaygnlam tr.

27

Y a n lm a z lk

( n f a i li b i l it e ) : K atoliklikte, h atay a

d m e d e n , b e lirli

a rtla r a ltn d a b ir takm ak d ev tarifleri b elirtm ek , gen el k on sllere


ve p apaya zg b ir h u su stu r. Ahlk ve doktrine! retilere papa ile bir
likte k arar veren piskoposlara da bu sfat amil olur. Bu im tiyaza lyk ola
bilmek iin, Allah'n sznn m uhtevas iinde bir iman hakikati akla
mak kasdyla, Konsilin ve papann karar verm eleri gerekir. Bu aklama sa
dece papa tarafndan yaplrsa buna "E x C athedra" denir. Yani, gelenein

177

dorudan doruya sa - Mesih'ten alnan mesaj naklettii havarilerin hale


fi olarak, P etru sun (Pierre) krssnn stnden o (Papa) bize onu bildir
m itir. H akikatte papann bu liyakati, dnyann sonuna kadar havarilerle
beraber old u u nu aklayan sa'nn vadine dayan r. (Bk. M atta, XXVIII,

20).
I. Vatikan Konsili (28 Tem m uz 1870) ve E . Vatikan Konsili (1965) Papaya ait
olan bu m asu m iyeti, A llah tarafndan vahyed ilm i d ogm a olarak iln
etmitir. (Constitution Lum en Gentium). P rotestan lk bu dogm aya itiraz
etm i; O rto d o k slu k ise bunu farkl o larak k abu l etm itir.
28

Tridentin Katoliklik, Trente Konsili kararlarna uygun olan Katoliklik de


mektir.

29

K red o (C re e d ): K red o , liturjide ond an nce okunan Incil m etinlerine


karlk olarak, yinde trenle sylenen veya okunan hristiyan imanndan
zetlenm i szler dizisidir. Kredo, hristiyanl baka dinlerden ayran bir
hristiyanhk sem boldr. A klanm olan hakikatler, havarilerin retile
rine dayand iin K redo, "H avarilerin sem bol" veya onun hakikatleri
nin form le edilmesi, iki genel konsile dayandndan, "znik - stan bu l
S em b ol " olarak da adlandrlmtr. K red o , geni anlam iinde bir iman,
m it ve ak fade eder.
Genel yinlerde bile onun tekil olarak sylenmi olm as, imann kiisel ve
cem aat karakterine iaret eder. Yani, ferdi vicdan lar birbirine karm akszm ; btn m m in ler, byk bir kollektif ahs olarak sadece bir birlik
m eydana getirirler. K redo k elim esi, bir dinin veya bir ideolojinin m ensu
plarnn balandklar tem el hakikatlerin btn ksa zetlerine amil ol
m aktadr. ite bundan dolay bir Islm kredosundan veya bir M arksist
kredodan bahsedilmitir.

30

G elen ek (T ra d itio n ): Ltince traditio kelimesi, bir ihsan nakletm ek an


lamna gelir. Y u nan ca p arad osis kullanlm tr. Dnt gelenek (tradition),
alar boyunca bir kurtulu mesaj olarak telkki edilm itir. Gelenei, ne
kesin ve hareketsiz bir em anet olarak ne de asrlardan asrlara gizlice inti
kal eden ifah bir anlatm olarak dnm em ek gerekir. Gelenek, son d ere
ce kGmpieks bir realitedir. O, vahyedilm i olan lh kelmn, yaz, vaaz,
yin, h ayatta tatbik yollariyle m uayyen bir cem aata ulatrlm asdr. te
bunun iin bir yahud gelenei (T evrattan stn), bir slm gelenei
(K ur'n'dan aa dereced e), bir H ristiyan gelenei v ar olm utur. Roma
Katolik mezhebi iin gelenei kontrol eden, kabul eden, yorum layan, sa
d ece kesin ve yanlm az otoritesiyle K ilised ir. Yine de Kilise farkl ekiller
ve anlatm lar.iinde belli bir lde teolojik kanaatlerin farklln yasak
etmemitir. Yani teolojik farkllk, Isa tarafndan havarilere ve onlarn halef
lerine em an et edilen sr ve iman erevesi iinde bulunduu m ddete
merudur. (Kr. VI. Paul, 19 Ocak 1972 tarihli oturum ). Canl bir gelenek, za
mann boyutu olan, gemii, hli, gelecei kapsar. O halde o, gemiin
uuru, hlin yaam nda ise gelecein tohum udur. Bir ksm dnrler, bir
sad akat garan tisi olarak, gem iin alm etlerini h ald e ararlark en ; baz

178

d n rler, ebed genliin bir m idi olarak gem ite gelecein toh u m
larn sezm eye m eyyaldiler. M uhafazakr, bir takm eski eyleri m uhafaza
eden gem ii yaatm ak ister. G elen ek , her ikisini de ayn birliin hviyeti
iinde ele alr.
R e fo rm , K utsal K itaba br ncelik verirken; Katolik kilisesi ise birinin di
erinin iinde m ndem i old u u nu bilerek m kem m el ve m evsuk bir y o
rum m eydana getirebilm ek iin, kutsal kitab gelenein karsna karm az.
Ona gre, szn yorum unu yapm ayan bir ortam da yaz, yaznn olm ad
bir ortam d a da sz yoktur. IL V atik an K o n sili bu konuda yle bir ak
la m a d a b u lu n m u tu r: "N a k le d ilm i k an u n u
m u h a fa z a

e tm e k

re tm e k , u y g u la m a k ,

iin, p is k o p o s la rla m 'm in le r, d ik k a t e k ici b i r

u yu m iin d e d irle r." Fakat, yazlm veya nakledilmi olan Allah'n sz


nn m evsuk bir ekilde yorum lanm as grevi, sadece Isa-M esih adna yet
kisini kullanan yaayan kiliseye em an et edilm itir. uras bir gerektir ki,
Kutsal gelenek, kutsal kitap, kilise yetkisi Aliah'n hakim ane gayesine gre
ylesine biribirine balanm ve ortak hale gelm itir ki onlardan hi biri,
dieri olm akszn istikrar iinde olam az v e onlarn hepsi sadece kutsal ru
hun tesiri ile ayn zam anda kendine gre, insanlarn kurtuluuna etkili bir
tarzd a katkda bulunur. (Bk.Die Verbun (la parole de Dieu - 18 K asm
1965).
Bu konuda h ristiyan m ezheplerini ylece deerlendirebiliriz: H areket
n oktalarna gre K atolik K ilisesi, k ilise y etk isi (M ag istre) zerin d e;
O rto d o k s

k ilis e s i,

g e le n e k

(T ra d itio n )

z e rin d e , P ro te s ta n lk

ise

d a h a o k K u tsal y a z (E critu re) zerin d e d u rm ak tad r.


31

D in D ersi (C a th ch ism e), retilen ey anlam na gelen yunanca k a t k h ism o s kelim esinden gelm ektedir. ou defa C a t ch ism e , soru ve cevap
eklinde iman v e ahlk gereklerinin sistematik ve plnl retim idir, ilk
hristiyan din kitaplar, vaftiz adaylarn eitmek iin; 350 ylnda K uds pis
k op osu A ziz C yrille tarafndan sorulu - cevapl ksa d ersler halinde,
"C a t ch se s" ad altnda kalem e alnmtr. Trente Konsili'nde kendi ism i
ni tayan bir hristiyan din kitabnda Hristiyan doktrininin zetlenm esine
izin verilmi ve 1566'da neredilmitir. Bu eser, Aziz Charles Borrom e'nin
(1538-1597) bakanlk ettii ve A ziz P ierre Canisius'un (1521-1597) bilfiil
itirak ettii bir kom isyon tarafndan hazrlanmtr. Daha sonra, Hristiyan
din kitaplar oalm tr. H em en hemen her piskoposluk iin, bir din dersi
kitab vardr. ada insana, Katolik imann retm ek iin 9 ekim 1966'da
n eredilm i olan: "H ollandalIlara Din Dersi" kitab. (Bk. Le Catchism e
H ollandas, P aris 1968; Le Dossier du C atchism e H ollandais, Paris, 1969)
byk yanklar uyandrm ve ok sert tartm alara neden olmutur.

32

M u ra k a b e

(C o n te m p la tio n ): C ontem plation yani m u rak ab e, Tanrsal

varln canl bir mekan olarak bir mahed tarznda yaam aktr. Orada ruh.
Kutsal Ruh'un (Saint - Esprit) bir mabedi haline gelm itir. Bu hle, insann
kalbiyle Allah aikre bir tarzda dnm esiyle ulalr. M elodik olarak bu,
m erkeze d o ru tedrici ilerlem e ve elem e ile m eydana gelen dnceden

179

ayrdr. Bunun iin m urakabe, bu m erkezlemenin sezgisel bir yakalan


olarak g r l r. Yani bir kutsallam a v e bakalam ann elde edilm esidir.
M urakabe, bizzat Allah'n varlnda ak bak ile dnlen eyi elde et
mek iin onun gc ile kendi benliinden karak vecd haline ykselmedir.
Fakat tiraf edilm elidir ki m urakabe yolu, kolaylk yolu deildir. Allah'n
zel lutfu bir yana, o yol; Mistiklerin, bir takm karanlklarla veya hi olmak
la m ukayese ettikleri akl ve duygularn arndrlmasn gerektirir,
33

D ir ilm e
en

(R e s u r r e c tio n ):

Bu kelime ltince tekrar grnm ek veya yenid

kalkmak anlam na gelen

R e s u rr e c tio n ,

R e s u rg e re

kelim esinden gelm ektedir.

cism n lmden sonra hayata bir dn

i id ir .

Btn din

ler, srekli bedeni deiiklikler iinde ruhun lm szlne, ldkten son


raki h ayata veya tenash akidesine inan m ak tad rlar. S adece Yahudilik,
H ristiyanlk, slm iyet, lm le kaybolan bedenden sonra, ayn bedenin sa
hibi ile yeniden dirilmesi eklinde llerin dirilecei doktrinini kabul et
mektedir. Yine d e bu konudaki vahiy, Eski Ahit'te noksan v e tedric olarak
verilmitir. A slnda ilenen fikir udur: Yaratan Allah, diriltm eye de kaadrdir. sa zam annda sadece Sadukiler (C adu ceen ler) bu inanc kabul etm i
y o rla rd . Isan m h ayatnd a g sterdii

" D ir ilm e

M u c iz e le r i"

(Jairenin

kznn dirilmesi, Mark. V, 21, 42; dul kadn Naim'n olunundirilmesi; Luka,
VII. 11 - 17; dostu Lazar'n dirilmesi, Yuhanna, XI); onlarn bildii bir hayata
bir dnt v e onlar, bu dirilmeler yeni bir lm e kar dn korum uyordu.
Gerekte bu m ucizeler, btn dierleri gibi, iman m eydana getirm eye m a
tuf A llahn yetleri olarak yorum lanm alar gerekir. Fakat Mild 30 ylnn
Paskalya sabahnda sa'nn dirilm esi ve llerin ahir zam anda dirilm esi
baka bir dzeydedir. nk bu cism n olarak len kimselerin ruh ve be
denle yeni bir hayata balam alarn gsterm ektedir. Burada ifade etmek
gerekir ki, "sa'n n d irilm esin e" im an, hristiyanlm esasn tekil eder.
Bunun iin Paul yle der: "E er sa d irilm em i

o ls a y d ;

bizim

va

azm z ve im an m z bo ey ler o lacak t... (K orintos, I. Mek. XV, 14). Bu


dirilm e, armh aknlndan sonra, havarilerin aksiyonunu balatan tari
hi bir olaydr. Yoksa, giriilen teebbs dorulam ak iin, i iten getikten
sonra icad edilen birde!1 deildir. Bu olay, havarilerin vaazlarndan nce
olm utur. Bu dirilmenin tarih m evsukiyeti, dorudan doruya ncillerde,
R esullerin lerinde, risalelerde nakledilen bo m ezarn bulunm as ve
m u h telif d u ru m lard a veya m terek yem ek te birok defa grnm esi
ehadetlerine d ayanm aktadr, {Kr. X. Leon - D utour, Resurrection de Je
sus et m essage Pascal, Paris, 1972). iste sann bu dirilm esi, llerin diril
mesinin bir tem inatdr. nsan, h ir zam anda ruh ve bedenle, yeniden
dnya hayatndan baka bir hayat yaam ak zere m eydana getirilecektir.
Sekinlerin v cu d u , A llah m gr lm esiyle bir nevi m anevileecek ve
lmszleecektir. Evren bizzat tanrsal bir Kuds haline gelecektir. (Vahiy,
XX, 11-25) Cehennem likler, lhi ktan m ahrum olan zeklarn karardk
lm olan bir "ikinci lm le" yok olacaklardr.
34

180

A llah 'n C em aat (Peuple de D ieu ): A llahn cem aat tbiri, Allah'n itti-

fakn vadettii btn insanlara am ildir. Eski Ahid'e gre bu toplum srail
m illetidir. Yeni A hid'e g re ise, sa - Mesih'in tebliinin evrensellii nede
niyle tm insanln meyli ve gc ile oluan k ilisedir. sraille, etnik ve bl
gesel bir toplum bahis k on usud ur. Bunun iindir ki bu toplum da bra
him 'in eceresine ve Arz- M ev'ut'a ballk olduka kuvvetli ekilde devam
etm itir. Yine orada Eski Ahid'in terim lerine sam im iyetle balanlmtr.
A ksine Kilisenin bnyesinde Allah'n cem aat, m anev bir snftr. Bu m ana
da o, ne blgeyle ne de rkla snrlanam az. O raya sadece Yahudi, Rum (Galaltyahlara Mek. 111, 28), Romal, yabanc, hatta erkek ve kadm deil; ayn
v a a d d e n y a ra rla n a n , ayn bedenin a z a la n olarak p u tp erestlerd e ncil
vastasiyle sa Mesih'teki m irasa kabul edilm ilerdir. (Efessoslular, IH, 5-6)
Fakat, yeryz hayat boyunca bu Allah'n cem aat, fonksiyonlar, hizm etle
ri, yetkisi, ibadeti ve hiyerarisi ile ayn zam anda cismn bir cem aattir.
Eski Ahid'in cem aati gibi, Allah'n yeni cem aat da, asrlarn sonuna kadar
Rabbine hem sadk, hem de sadakatsiz, m uti v e hem de s,kutsal hem de
g n ah k ar olarak varln d evam ettirecek tir. Sadece iyilerle ktlerin
ayrld kyam et nokta-i nazarndan, Allah'n cem aat, tam am iyle bir aziz
ler cem aat olacaktr. Bugn o, sadece hedef olarak gsterilm itir. II. V ati
kan K onsili kilise konusundaki d ogm atik anayasasnda, Allah'n cem aat
m efhum unu deerlendirm i ve ona tm bir blm tahsis etmitir. (Bk. Lu
m en Gentium C hapitre II, 21 Kasm 1964).
35

Su (W a te r = Eau): H er dinde kutsal szlerle takdis edilm i veya kutsal


latrlm bir takm eylerle tem asta olan temizleyici sular m evcuttur. Bu
sular, tem izler, takdis eder, blisleri kovar ve yeni bir h ayat bahederler,
te dinlerdeki abdest, su serpm e, banyo gibi ok saydaki pratiklerin an
lam budur.
K utsal Kitap geleneinde, su, ayn ekilde h ayat gc ve hayat kayna ola
rak tasarlanm tr. l verimletiren, insanlar ve srleri sulayan, ykayan
ve tem izleyen, sudur... Yine su, tufanlarla, saanaklarla, basknlarla ilahi bir
ceza olarak tahrip edici de olabilir.
A llah, gk kubbeden dklen ve kaynaklardan fkran sularn Rabbdir.
A llah, isterse sularla, insanlarn liyakatleri ve dualarna gre kuraklk veya
verim lilik vapar, isterse deniz ve gllerin sularn sakin veya dalgal yapar.
Yine su, hayatn ve ahlk m acerann vehesi olarak m kafat, korkun
ceza ve temizlem e vastasdr.
H ristiyanlkta su, inayetin, Kutsal Ruhun, Incil doktrininin, manen can
landrc olan her ey in sem boldr. V aftizde su , temizleyici roln yeni
den kazanr. H induizm kavram iindeki kinatn temel yapsnn be un
su rd an birisini, su tekil eder. Balangta ana sular. Demiurge (Bu Platon
tarafndan kinatn dzenleyicisine verilen bir isimdir, ona gre bu, A llah'
tan ayrdr) haline dnen bir em briyon m eydana getirm ilerdir, ite bu
d o ar dom az, yukardaki sular; aadakilerden ayryor ve yaadm z
bu dnyay m eydana getiriyor. halde kre, Okyanuslar stnde ireti bir
ekilde yzen bir sala benzem ektedir. Baz hallerde, yukarda ki su lar, yeri

18 1

su altnda brakabilir. Fakat, Y u k ard ak i su lar ayn zam anda yararldrlar


da: Yam urlar, rmaklarn tamas gibi...
ite, canlandrc, m esru r edici, bereketlendirci tanralar olarak

onlara

yaplan kltler, buradan kaynaklanm aktadr. N ihayet sular, tem izleyicidir


de: Hibir yin yoktur ki temizleyici sularla balanmam ve bitirilmemi ol
sun.
36

n y e t (G r ce ): inayet, m utlak olarak karlksz bir lutuf ve batr,


inayet, sje olarak dnld gibi (Allah gibi) obje olarak da (u veya bu
ba, afv gibi) dnlebilir.
Fak at inayet terim inin hristiyanlktaki mansn baka bir eyle kartr
m am ak gerekir. Bu, Hristiyanlkta, Allah'n zel birlutfuna atfedilebilen bir
Kurtulu amacyla bir takm iyi iler yapm ay m sait hale getiren sujenin, i
istidaddr. lhiyatlar, gnahn kaybettii ve tvbenin iade ettii insan
kutulatran inayeti, tanrsal bata bulduu iin veya bu hareket veya
grev asndan geici tanrsal itiler olan aktel inayetten ayrmslardr.
Katolk ilhahiyatm a gre, inayetin gerek neticesi, insann tabiat st bir
hale veya tabiat st ahlk bir aksiyona ykseltilmesidir. Basit yaratklarn
ulaam adklar ve keif halinde sekin kiilerde m kem m elleen tabiat
stlkle; Katolik ilahiyat, bizzat Allah'n tabiatna srl bir ekilde itiraki
kasdetm itir. Byle bir lhi inayet, Allah'n balayc akndan ve insan
lar gnahtan kurtaran, onlarn zerine ilahi ihsanlar cezbeden sa - Me
sih'in kendini arm h'ta feda etm esiyle kazanlan birtakm liyakatlerden
kaynaklanm aktadr. nayet hayat, verenle alan arasndaki bir ak m bade
lesinden ibarettir. Bu karlkl ak, insan adna; evrensel balaycl
iinde Isa'nn gidiatna benzer bir g id iat htiva eder,
insan hrriyeti, ilh inayet ve kaderin lutfu konularnda yaplan teolojik
tartm alar, kurtuluu, sadece ok az bir sekinler zm resine tahsis etmi
grnyor.
Bu tartm alardan da bir sonuca varabiliriz: Yani, inayet, hrriyeti ihll et
m ez. Bilakis onu gerekli klar. Yahut onu, her gerek akta olduu gibi ya
ratr. Allah kiiyi, hatas olm adan veya akn reddetm edike azaba dr
etm ez.
Bu terim ler zerindeki ince dnceleri veya itirazlar oaltm ak m m
kndr. M m inlerin uzlamalarnn m eydana getirdii glkler ne olursa
olsun, mu minier bu iki hakikata itirak ediyorlar.

37

D ua (P rire): Dua (Prire) kelimesi yalv arm ak m anasna gelen ltince


Prex P rcis kelimesinden alnmtr. Dua, lutuf elde etmek iin gliere
veya ilhlara bir bavurudur. Daha genel bir tarzda dua; ferdin kendi irade
sini lh iradeyle aymlatrma abasdr. Bu ise, ya lh iradeyi kendi irade
sine doru ekm ekle, ya da kendi iradesini lh iradeye teslim etmekle
elde edilir, ite, istirham, ham d, inayet veya kr gibi farkl dua eitleri,
buradan ne'et etm ektedir.Ksaca, bir nevi aka m racaat ve bir gvenin ifades olan dua'da, ok defa bu farkl duygular ve davranlar bir araya ge
lir. E er dua, akla dolar taarsa, ksaca Allah, ak haline gelirse, dua

182

gerekten tesirli olur.


ilhiyatlar, duann sam im iyetle yapld yan bu anlaya cevap verdii
zam an daim a kabul edildiini sylerler. Kiisel duygularn modelletiren
v e kanalize eden tm cem aatlerin iradesini ifade eden resm yinler ve
tapnm alarda olduu gibi; m urakabede gelien ve vecdde doruk noktasna
ulaan, zahiri ve batn birtakm resm dualar da vardr.
Islm , salt' (nam az = dua) Islm n be direinden biri olarak gr r ve
gnde be vakit nam az, gnn belirli saatlerinde emreder.
Yine, V edalar, A vesta, M ezopotam ya dokm anlar, Msrl llerin kitab.
Kutsal yazlar v e K utsal ifah gelenekler, lhlerle, dualarla, rituel t
lerle doludur.
D uay en ok sistem letiren din, Y ah u d ilik tir. Yahudilikte, birok d u alar
v a rd r: H a y r d u a lar - H am d ler - M e z a m irle r - y a k a r la r - stirh am
l a r - k u tla m a la r - B az g n lerd e itira fla r. Y ah ud i duasnn kalbini,
S ion 'a dn midi tekil eder. Dua, hareketle ve bir noktaya tem erkzle
okunm aldr. nk dua, insann, Allah'la bir olmasdr.
H angi dinden olursa olsun ada dnya, duaya pek meyyal grnm yor.
nk, aklc eletiri, ilim ve ahlk pozitivizm , likleme hareketi, sistem
ler, yeni izlenim lerle varln srekli harekete getirilm esi gibi tm eyler;
d uaya az elverili bir kltr rejimi m eydana getirmilerdir. (Kr.: J, A. Jungm ann, H istoire de la prire chrtienne, A vec une rem arquable in tro d u c
tion de E. Rideau, Paris, 1972).
Bununla beraber Dua, Allah duygusu nu n sreklilii, ou defa korkun
patlam alarla sonulanan din d uygusu. Reformist tedbirlerin canll, Kilise
trenlerindeki dans ve oyunda grlen serbestlik, kilise sorum luluklarna
itirak eden lik tem ayl, bunalmn hem en hem en eskatolojik anlam daki
geliimi ile; kendini, daim a gsterm eye devam etmektedir.
D ua, tm nsan duygularla b eraber b ulunur ve onun ifadeleri zamanla
deiir. Yine dua, tarihte; insanlarn arzularn ve kaderlerini bizzat ilhlarn
veya A llahn iradesiyle birletirmelerini gstermektedir,
38

A k (A m our); En evrensel insn gereklerden biri olan ak, az ok bencil


olan basit fizik aktan tutun da, kendinden feragat yeteneine kadar, ok
deiik ekiller altnda var olabilir. Ak konularnn okluu, askn eitle
rini artryor. Bizi burada ilgilendiren, nsann gelimesi ile ak arasndaki
liki iinde kkleen din akn anlam dr. nsan ahsiyeti esas olarak,
ilikileri olan bir varlktr. (Onun sz de jestleri gibi bir anlam ifade eder).
Yani insann kendini ortaya koyabilmesi iin ok sayda nimetlere, her trl
m badelede zellikle tem ayl, bakalaryle bir araya gelip onlardan ayn
zam anda hem eflcat, hem de anlay bulmak ve kendisini de dier insanla
ra iyilik ve sevin sunm aya adam aktr. Baka ahslarla bulumada ve yeni
arkadalarla karlam ada sevinci, m utluluu,refah aram a eklindeki bu
kkl iti, en geni an lam yla, aktr. Byle bir ak, bazan m add bir
hviyete brnebilir, byiece Bu, sekse ve evlilie has bir aktr. Yahutta bu
ak, dostluk seviyesinde kalr.

183

N ihayet ak, derinlii az da olsa; kiiler aras mnasebetlerin m eneinde


ve zellikle tm cem aat gereini olu turan existan siyalist payn kay
nanda, bir imento zelliinde grm ekteyiz.
ahsiyetin gelim esinde akn nem i, onun din! saha ile btnlem esini
izah eder. Gerekte tm dinlerde ak, imtiyazl bir yer tutar. Hatta ilkel din
lerde bile, Tanrsal m nasebetler iinde ona ou defa korku ile kark bir
h alde rastlanr. A k, h er toplum un tem elinde b ulun du un dan d o la y ,zellikle din cem aatlerde Allah'la olsun, gruplarn yeleri arasnda olsun
bir hayat art olarak onun varl zarurdir.
H ristiy an lk ta ak; ok nemli bir yer tutar. O halde ak. Tanr sevgisi an
lamna gelen ch arite'n in sinonim idir. H er insan deitirm eyi hedef alan
byle bir ak, hem nsana teslisin uknum larnn arasnda ak hayat olan
ilh! hayat ulatrr (Bunun zirvesini sa Mesih'in arm hia lm tekil
eder) ve hem de insann bu ihsana ve Allah akna mukabil bir akla ceva
bn tekil eder. H er insann davet edildii lh ak Com m unication'u, A l
lah iin olan aka benzer ayn akla, hem cinsleri tarafndan sevilm esi ge
reken her insan varlndan, bir A llah n olu m eydana getirir. O halde
H ristiyan ak, nsan d u y g u olarak insanlara balanr. H akikatte bu
karde ak tesirli olmas iin, artlarn bize yaknlatrd insanlara d ayan
mas gerekir.
O halde bu karde ak, Allah iin olan Ak gereinin br alm etidir. Biri
Eros ki, yce bir birlik iinde bir takm varlklarn karlkl birlem eye can
atm alardr. O rada farkl ahslar, siliklem eye, m kem m ellem eye, meze
olm aya ynelm ilerdir. Dieri A g ap ed ir ki o, sadece karakter, m iza, d av
ran uzakl noktasndan deil, ayn zam anda ahsiyetteki derin ayrlk
larda da birleme yerine farklla sayg gsterir ve onu gelitirir.
A gape akna verilmi mutlak bir ncelik iinde Hristiyanlk, isa tarafndan
yaylm ve bildirilmi olan Allah ak iinde, tm insanln yeniden top
lanmasna yardm , kendine vazife bilir. phesiz bu ak, insan likilerin
d e ok eitli ekiller alabilir. M esel, evlenm ede cinsiyeti hizm ete sokan
evlilik, bu ekillerin en nem lisidir. Bylece o, kendiliinden tm snrlar
am aya yneliyor ve tanr ak ile deim i, uzlam yeni bir insanlkta,
tm insanlarn toplanmas iin en byk faktr oluyor.
A lla h n K rall (R o yau m e de D eu ): Efsaneye g re ilhlar. Kralln
tm im tiyazlarndan yararlanrlar ve Yce bir T an ry a baml aa tan
rlar hari, bu tanrlarn hepsi, iktidarlarm kendi sahalarnda icra ederler.
Sadece Tevrat'n Allah', insanlarn karsnda nce srail milleti ile bir msakla iliki kurm utur. Sonra yeni bir misakla tm insanlk, lsa-Mesih'in ki
lisesine, yani O'nm yeni krallna girm eye d avet edilm itir. Fakat bu
krallk, insanlarn hr iradelerine tabi olarak dnyada yaylm aya braklan
gnahn tm glen tarafndan reddedilm itir. Bu bakm dan Isa - Me
sih'in, m anev m ahiyet tayan krall, bu dnyaya ait bir krallk deildir.
hir zam anda Allah'n krall kesin olacak ve onun eriat kesin olarak
stn olacaktr. Burada sz edilen krallk her eyin hakimi ve yaratcs

olan Allah'n kendi krall deil; insanlar tarafndan istenen ve kabul edi
len Allahn kralldr. nk A llahn kendi krall olan birinci tr krallk
kanlm az ve evrenseldir. nsanlar tarafndan istenen ve kabul edilen ikin
ci tr A llahn krall ise, snrl v e seime baldr.
O halde m anev ve ruhan bir m ahiyet arzeden krallk, inayet ve hrriyet
yn nd en insanla A llah n d iyalogu zerine dayan r. lk asrlarda H ristiyanlar, kralln yakn old u u na, M esih'in k uraca Allah'n kesin salta
natnn gelm ekte olduuna inanyorlard. A ncak zam anla onlar, daha d o
ru bir m esihlik, krallk; h iret anlay elde etm ilerdir. A slnda gerek
krallk, insanl kurtarm ak iin arm h'ta can veren Allahn olundan kay
naklanan sonsuz bir inhayetle balam tr. Fakat o krallk, kesin olarak ne
zam an o laca bilinm eyen h ir zam an d a son yarglam a o ld u u zam an
gereklem i olacaktr.
40

K elim e (verbe =

L o g o s ):

L ogos, sz, makul bilgi anlam na gelen yunanca

bir kelimedir. Logos, bedenlem A llahn oluna yani sa - M esih'e, d r


dnc Incil'in m ukaddim esinde Yuhanna tarafndan verilmi olan bir isim
dir. (Yuhanna: 1 ,1 - 10). Bu logos terimi daha nce Yunan filozoflar, Yeni Eflatuncular ve Stocienler tarafndan m ndem i akl, kinatn dzeni, fikirle
rin kayna, dnce anlam nda kullanlmt. Helenistik Yahudi edebiyat,
nce logosu, vahyedim i tanrsal sz anlam nda kulanm, sonra, Oulun
babas ile olduu gibi Allah'n akl ile tem asta olan uknum lam sz an
lam nda kullanmtr. Ltinler, bu fikri; Allah'n sz, hayat sz, ebed sz
anlam na gelen Ibranice d a b a r kelimesine de uygun den V erb e kelim e
siyle ifade etm ilerdir.
III, ve IV. asrlarn Kilise babalar, gerek Teslis'in ikinci uknum u olarak L o
gos (verbe) ve Kutsal - Ruhun baba ile birlikte ilham kayna olan babann
olu konularndaki faraziyeleriyle; gerekse insani bir tabiata brnen
Allah'n olu; Teslis'in ikinci uknumu Verbe ve

logos olan sa-M es h zerin

deki d ncelerle "B ed e n le m K elm " ilahiyatn nem li lde zenginletrm ilerdir.
M istik anlam da bir logos anlay ise O rtodokslukta O rig n ed e, Batda
stad Eckh artda, Isa'da m'm inlerin birlii konusu ve insan kalbinde logo
sun varl konusu eklinde bir gelime gstermitir.
41

Yuhanna, XIII, 34

42

Luka, VI, 27

43

Paul, Romallara M ektup: V. 5.

44

Saint A ugu stin : 354 ylnda Kuzey Afrika'da

dom utur. Kendisini Mani-

cheism e'den Hristiyanla gtren uzun bir mnevi ilerlemeden sonra, 387
senesinde aziz Am broise tarafndan Miln'da vaftiz olm utur. Daha sonra
lm ne kadar (430) Hippone (Bne) piskoposu olarak grev yapmtr. Ta
lebeleri ile birlikte yaam ve m terek bir hayat kuraln resm en ak
lam tr. 'tiraflar = Confession" (401) adl eserinde hidayetinin unutulm az
hatrasn brakm tr. Itzale kar, imann savunucusu olan A ugustin, d
ncesi ve eseriyle Kilise iinde ok nemli bir mevkie sahip olmu ve kili-

185

se onu d o k to r olarak iln etmitir.


45

S to cis m e : Bu kelime Yunanca sto a kelim esinden alnm tr. Stoicism e,


Kbrsl Zenon {Z enon de citium ) (362-264) tarafndan kurulan bir felsefi
ekoldr. Ona gre, dnyay bir akl idare etm ektedir.

46

Y en i

E flh a tu n c u lu k

(N e o -P la to n is m e ): Yeni E flatu ncu luk cereyan ,

Platonism e (Efatunculuk)'in yeni eklidir. I. asrda skenderyye'de gele


neksel Ploton ism ein dou dncesiyle (Yahudi - Iran - msr) karla
m asndan dom utur. Bu cereyan , birden o k lu a/o k lu k tan birlie olan
bir sudr doktrini ile kendini gstermitir. Bu birlik, ayn zam anda derin bir
m an ev gerekliliktir. Bu birlik, A llah'tr. H er Ruh, O na d o ru ynel
m ektedir,
47

A ris to t lis m e : M .. 384 - 322 arasnda yaam olan A risto doktrinine,


A ristotlism e denir. Yce m utluluk,hareket halindeki kinatn hareketsiz
m otoru olan dncenin dncesi tefekkrnde yatm aktadr. Bundan do
lay tm faziletler, bu m urakabeyi salam aya ynelmilerdir.

48

T v b e (P n ite n c e ): Ltince P a e n te n tia kelimesi, sknt iinde olm ak,


ndim olm ak anlam na gelir. Tvbe, hatadan dolay vicdanen hissedilmi
bir acdr ve bir balam a irdesini iine alr. Yani ksaca tvbe, hidyet
olaydr. Bvlece tevbe, btn Kitab- M ukaddeste lhi bir ba hali ile
lh inayetin refakat ettii bir hal olarak tasarlanm tr.
Yahudilikte, bir rahibin nnde gnh itiraf ve indulgens (balanma bel
gesi) yoktur. H ristiyanlarn anladklar anlam da bir inayeti de Yahudilik
kabul etm ez. Bir hata ileyen yahu d, ancak d ua, sadaka ve tvbe le
balanabilir.
Tvbe, zelliklerinden biri nedeniyle ou defa Confession diye isimlendiri
len bir sakram ente verilen bir isimdir. Tvbe sakram enti, biri tvbe eden,
dieri de tevbeyi idare eden rahip ynnden iki zellik ihtiva etm ektedir.
te bu iki eyin birlemesi, uzlama ve inayet halini salar. Onun etkili ha
reketlerini gsterm ek iin bu srra modern insan, uzlama (Rconcilliation)
adn verm eyi tercih ediyor. Bu sakram ente, imn aziz Petrusun ahsnda
havarilere verilen "G klerin M eiek u t A n ah tarlarn a" d ayan r: "G k
lerin m e le k tu a n a h ta rla rn san a v e re ce im ; Y er y z n d e b a la
y a ca n h e r ey, g k lerd e b alan m olu r ve y ery z n d e zece in
h erey gklerd e zlm olur." (M atta, XVI, 19).

49

J a n s n is m e : Jan sn iu sun doktrininin ad d r. 1585'de A cq ua'da d oan


Holandai ilhiyat 1614de Papaz olmu, 1635'd e Ypres Piskoposu olm u
ve 1638'de de lm tr. A ziz Augustin'in tesirinde o, tm faaliyetlerini
1618'den 1 6 3 5 e kadar L ou vain 'de ders verm eye, v aaz y ap m aya, kalem
m n a k aasn a,

Jan sn izm i

alev len d irecek

olan

1640'd a

n ered ilen

"A u g u s tin u s " adl eserini hazrlam aya teksif etm itir. Esas olarak onun
doktrini, ilahiyat ekollerinin birbirlerini yedikleri hr irade ve kader p ro
blemlerine dayanm aktadr. Ona gre kaderine boyun een kii, niha irad
enin. inayetini reddedem iyecei iin, ne de onu elde edem iyecei iin hr
iradeden m ahrum dur. Yine ona gre, kader varsa yleyse kurtulu evrensel

18 6

o lm am v e Isa ile olan keffaret de tm insanlarn yararn a icra ed ilm e


m itir. A llah n irad esin e gre, sadece sekinler ve cehennem likler vardr.
Bu seim d e hi bir nsan fiilin mdahalesi de yoktur. F ran sada Port-Royal
m an astrn a ;,A u g u s tn u s " u aziz C yran dahil etm itir. Doktrin hzl bir
ekilde A rn o u ld lnr, N icoe'ler,de S acyler gibi nl m n tesipler kazan
m tr. F a k a t 165 3'd e X . Innocent m dahale ederek Jansnuis'un kitabn
dan kartlan be neriyi sapklk olarak reddetm itir. Aslnda bu bir kazan
k ald rm a o lm u tu r: nk neticede, Jsu itesler, d om in icain ler, btn
niversite h ocalar, Port-Royal des-C ham ps m n zevileri/h cu m lar v e sa
vunm alarn artrm lardr. P ascaln provinciales'lar savaa katkda bulun
m u ve yaklm lardr. IX. Cimenfc'in sulh devresi olan 1669 sakinliinden
sonra mesele, daha iddetli ekilde yeniden ortaya kmtr. XIV. Louis'in
emri zerine 1711'de Paris'in Port R oyal'i yerle bir edilmitir. Papalk, Unigentusu (1713) bir defa daha Jansnizm i ve dier hatalar afaroz etm itir.
N eticed e ruhban snf blnm , parlam en to alevlenm i ve Jansnistler
1 7 6 4 de F ra n sa dan s rlm lerdir. Btn bunlara ram en m erkezi H o l
lan d ada olan bir Jansenite Kilisesi ayakta kalabilmitir. Bugn bu kilisenin
bir ba papaz, iki piskoposu, binlerce mrtesibi vard r. Fakat Jensnizm
baz m utaassp bristiyanlarm vicdannda derin bir ekilde yaayabilm itir.
50

y in (M e sse ): M ese, ltince gnderilm i anlam na gelen m issa kelim e


sinden gelm ekted ir. M e sse , E u ch aristienin toplu olarak kutlanm asdr.
Onun bir kurban ve hatrlam a (Bk. M. Rohm er, Dictionnaire de thologi de
Catholique, P aris, 1969), vehesi vardr. Bylece o ekmek ve arabn takdisi
ile, h a zerinde len Isa

M esihin kurban oluuna balanr. Hem A llaha

ham d, hem de insann ruh gdas olan Eucharistie yininin bir sr vehesi
vardr. Isa'nn bir takm insanlarn ve onlarn mallarnn kurban olm alarna
karlk, Allah ona (Isaya), Kutlu inayeti ihsan ederek onun lh mutlulua
itirakini temin eder.
M esse ( yin), Isa'nn havarilerle yedii son yemek olan mterek yem ek
esnasnda bizzat sa tarafndan ortaya konm utur. Bu Pavlos ve ncil y azar
lar tarafndan nakledilm itir. (Bk. M atta, XXVI, 26-29; M arkos, XIV, 22-25;
Luka, XXII, 15-20; Yuhanna, XIII, 21-30; Korintoslularn I. XI, 23-26.)
Katolik doktrini, II. Vatikan Konsiii ile 4 Aralk 1963'de neredilen Kutsal
yin konusundaki kurallarn, zellikle II. Blm nde Eucharisti'nin ce
m aat olarak icrasn yeniden kabul etmitir. Dar anlam da, o zam andan beri
geleneksel yin nem li lde d eim i, n eticed e lh kelm yinine
nemli bir yer verm ek ve mminlerin daha canl bir ekilde vine itirakini
salam ak iin uralm tr. Tabi bu da bir ksm m'minleri h ayrete d
rm tr.
C az mzikleri, m odern ritmler, arklar, danslar elele tutum alar gibi yeni
bir takm senliklerin yine dahil edilm esi, m'm inleri tabiilikten k u rtar
m aya ve gerekten Hristiyan kltrnn en manidar olan bu yinine bir
bayram karakteri kazandrm aya m atuf bir hareket olarak grlyor. Ayrca
ok dzenli olan bir yinin iindeki bu ifade hrriyeti, oktandr formalite

(F. : 1 3 )

187

iinde d onm u olan bir yine deiken v e farkl zihniyetlere u ym aya ve


bylece farkl zihniyet sahiplerinin bu yine itirakine imkn veriyor. Fakat
bu hrriyet, az ok ifrata kam adan mmkn olm uyor, ou defa allm
geleneklere ters dyor.
51

H av a riler (A p tres): H ristiyanlkta, sa tarafndan tebliinin balangcn


da seilmi olan on iki arkadana dolayl olarak tahsis edilmi bir nvandr.
H av a riler, n cil'i v a z e d e re k sa'n n risletin i d evam e ttire n le r ve K i
lisen in ilk ek ird e in i o lu tu ran lard n Yine Hristiyan itikadna gre bu
ekirdein bir yesi sa'ya ihanet edecektir.
Kesin olarak tsa tarafndan kullanlan A rm ice sliha kelimesi, Yahudiler
nezdinde, bir grevi veya dini, yahut din d buyruu ok geni bir takm
yetkilerle kabul eden her insana iaret eder. H atta ncildeki sralana gre
ilk on ki havari unlardr: P ierre (veya Simon Pierre), A n d r (Pierre'nin
k a rd e i), Jacq u es (byk), Jean , P h ilip p e, B a rth lm y , T h o m as (v e y a
D idym e), J a c q u e s (kk), T h a d d e (veya Jude), S im on , ju d as Iscario
te, M a tth ie u ... Judas'n ihanetinden sonra onun yerine M a th a s g ee
cektir... N ihayet on iki'lere yabanclarn havarisi olan P au l ve B a r n a b e
katlacaktr. D rt Incil'de ve "resu llerin leri"nd e verilen h avariler liste
sinde isim lerin sras deim esine ram en daim a Simon Fierre bata, Judas
ise sonda gelm ektedir. H avari unvan, kutsal ruh ile harekete gem i, ilh
kelmn tm m isyonerlerine varncaya kadar, yava yava temil edilmitir.
Fak at d a r m an ad a o, sa'n n d irilm esin e ah it o la n la ra , sa ta ra fn
dan tem silci o larak seilen lere ve onun g rev in i tak ip iin zel b ir
o to rite ile m ceh h ez olan lara tahsis ed ilm itir. Bunlar k urucu lar ola
rak, sa tarafndan yetkili klman btn mesuliyetleri yklenm ilerdir,
.te bunun iindir ki "H avarilerin halefleri olan" "P apa ve p isk o p o siarn
o to rite leri, bu d irek t b allk tan k ay n ak lan m ak tad r. Bu kesintisiz de
vamlla g re ilk piskoposu havarilerin reisi Petrus olan Rom a'd an itibar
en, bu iinvan Petrus sadece yabanclarn (Yahudi d milletlerin) havarisi
olan Paul'le paylamtr.
Modern m anada havarilik, havarilerin bu ilk grevlerinden kaynaklanm ak
tadr. sann szne ve hayatna ahadetle; bizzat sa'ya gtren havarile
rin geleneinde birleen ve dnyay hristiyanlatrm a faaliyetine itirak
eden her hristiyana hav-ari denebilir.
te Kilise'nin bu havarilik zelliidir ki, yirmi asrdan beri hi kopmadan
kiliseyi geleneine ve havarilerin geleneine balanm akla tem ayz ettir
mitir.

52

Y eni A hit (N ou veau T estam en t): Testam ent, bir mesajn ve bir iradenin
ak ve kesin ifadesidir. Kitob- M ukaddese gre o, nce Yahve ile srail
arasnda yaplm bir ittifak sonra da a-Mesih ile Kilise arasndaki szle
meyi belirtir. Ki tabu M ukaddes bizzat iki ksma ayrlm tr: Bunlardan biri
sa-M esihin doum undan nceki kitaplar ihtiva eden Eski Ahi t'tir. Dieri
ise Mesih'in doum u ile balayan Yeni Alit'tir. Bu Ahit, Allah'n kralln
daki ebedilik mirasndan bir pay, sn-Mesih'te birleen herkese intikal etti-

188

rir.
53

retm e Y e tk isi {M e g is t re }: Bu kelime, Kilise iinde, ahlk ve iman


hakikatlerini yanlsz bir ekilde retm e yetkisi anlamna gelir. En yksek
seviyede Isa-M esihe ait olan retm e yetkisi, havarilere ve onlarn halefle
ri olan Papalara ve piskoposlara da veraseten intikal etmitir. retm e y et
kisinin {M e g ist re ) tarih i, k lt rel v e p e d a g o jik olm ak zere l bir
grevi v ard r: T a rih g rev i; sa'n n teb li in i asrlar b o y u n ca tertem iz
d evam e ttirm e k tir. K lt rel g rev i; bu teblii tm kltrlere ve m ede
niyetlere onlardan hi birine katlmakszn bir m aya olarak sokmaktr. P e
d a g o jik g rev i; bu teblii her yatakilere, her snftakilere, her m uhittekiere tm nsanla eit bir kurtulu ans verm ek iin intibak ettirm ektir.
Genel olan m agistre ( retm e yetkisi) kilisenin gnlk hayatnda yinle,
din bilgisi le, ilahiyatla, v aazla, kilise srlar ile, insanla A llah arasndaki
araclklarla, hristjyanm tm hayatnn eHadetiyle icra edilir. Bunlar Pierre nin halefi olan Roma Piskoposu Papa ile birlikte ifa edildikleri zam an (ki
bu art daim a aranr) ayn zam anda imn hakikatleri ihtiva eden birer faa
liyeti tekil ederler.
O laan st m egistre ise, detler ve imanla lgili hakikatlerin genel konsillerle veya papa tarafndan resmen aklanm asdr.
M odem dnce, Allah'n cem aat iinde if edilen byle bir imann u ygu
lanm asnda zmm en de olsa gerek bir magstre'in varl grnde srar
ed er. Bvlece o, an'anenin bir vehesini tekil eder. Bu m anada btn
m 'm inler tarafndan yasanm olan iman hiyerarisi, m agistre bir ilham
kaynadr ve onu doru bir yola yneltebilir. E er iyi taneyi deliceden
ayrm ak iin m agistre inayeti ounlua tahsis edilirse; hristiyan g e
lenein emaneti de btn cem aat iinde yatabilir.

54

A lla h n k elm (La P arole de D ieu ): Katoliklie gre "A lla h 'n K e l
m " kutsal-Ruh ve manla sa'da birleen cem aat iinde, yani onun mistik
bedeni olan kilisede yaayan tarihi sa, Allahn hulul etmi (bedenlemis)
kelimesi olarak kabul edilir. Gerek olarak muhafaza edilmi olan "A llah '
n K elm " verimli ve canldr. O, sadece passif bir ekilde kabul edilmeye
deil; fakat, her ru h da, cem aatta, her kilisede orijinal bir tarzda beden1e ini, daim a yenilenm i olarak yaam aya m atuftur. Fakat bu hulisl ii, Al
lah'n yaayan ve nfuz eden szne inanan kimsenin sahip olduu insan
istidat ve R uhu'l-K uds'ten gelen m uhabbete uygun olarak h er cem aatta
ve kilisede bir deiiklik arz etm ektedir. (VI. Paul, 19 Ocak 1972 celsesiVntlkan).
Burada bir taraftan teolojik lisanda olduka ok rastlanan kelm-kel imetarihi Isa ile dier taraftar Kelam - Kilise - Kutsal Ruh arasndaki man
karmn belirtmekten kendimizi a h iniyoruz. Bu karm, birok farkl ve
benzer plnlarda, kelimenin (Verbe), Kutsal Ruhun, sa'nn, Kilisenin, inay
eti ti ve sal ikin iten ve mistik olarak birlem esiyle aklanabilir. te bu
birletirici ak srr, btn hristiyan bilgi teorisini kkten etkilemitir.

55

S avu nm a (A p o log tiq u e): H asm lannn itirazlarna ve hcum larna kar

189

bir din vakas iinde bir dnceyi, bir dogm ay, savunm aya (Bu A poiogetiin negatif yn d r), veya dogm ann inandrcln ortaya koym aya (Bu
da Apoogetiin msbet yndr) Apologetik ad verilir. Apologetik isbat,
dorudan doruya bir dogm ann muhtevasna d ayan m az. Bu konuda d e
rinleme ii teolojiye aittir. Apolojetik, bu dogm ay dorulayan ehadeteri
ve ne kadar esrarengiz olursa olsun bu fade edilen gereklerin akim ka
nunlar le atm am asn dikkate alr. Hatta ok defo daha da uzaklara
giderek byle bir dini hakikatn, insan ruhunun derinliklerindeki isteklere
uygun geldiini gsterir veya bununla da iktifa etmeyerek baz sezgileri or
taya koyar. Apolojetik, imann, hibir zam an sam ala sahip olm adn
bil'akis onun salam nedenlere dayandn gstererek akl, imana alm a
ya hazrlar. Fak at o , im an v erem ez. m an , sad ece A llah 'n b ir lu tfu dur.

Kilisenin ilk asrlarnda pagan dnyaya kar savaa girien baz kilise bab
alar veya hristiyan yazarlar, Apolojist (A poogiste=savunucu) ismini alm
lardr. Bunlar, II. ve m . asrda yaam olan Justin, Tatien, A thenogore, Minucius Felix, Tertullieridir.
56

Yce P ap az (P o n tif): Pontife kelimesi, ltince kpr kuran, geii bekle


yen kii anlam na gelen p o n tif e * kelim esinden gelm ektedir. P o n tif e ,
Roma im paratoruna verilmi olan yce din bir unvand. V. asrdan tibaren
bu unvan piskoposlara da verilm itir. Onlarn efi olan papa ise en yce
pontf olarak bugne k adar isim lendirilm itir. Bir papann saltan at s
resine p on tifcat ad verilir. VI. Paul, Aziz P etrusdan (Pierre) beri kesintisiz
bir seyir iinde 262 nci Rom a pontifidir. Pontif terimi sembolik bir ekilde
temel dini bir grevi ifade eder. Yeni H ristiyanlktaki inayet ve saMesih'in faziletleri kprs gibi Komnikasyon yolu ile insan ve lh iki
dnyay birletirir.

57
58
59

Bk, Actes du Concle, Constitution sur Ieglise, No:22 (Paris,le Centurion).


a.g.e.
S vn o d e, Y u n an ca birlikte yol almak anlamna gelen su nod os k elim esin
den gelm ektedir. Synode, cem aat ilerini tartm ak zere arlm olan
din liderlerin tekil ettii bir kuruldur. Protestan papazlar da synode'da bir
araya gelm ektedirler.
Bizans erkanl ortodoks kilisesi, patrik veya mill kilisenin metropolitine
yardm eden ve bazan da tm yetkileri elinde tutan yce bir konseye yani
Kutsal bir synoda sahiptir. Katolik kilisesinde ise, en azndan on ylda bir,
papazlar, piskoposlarnn etrafnda toplayan piskoposlua has, synode'iar
'.'ardr. Bunlar, sy n od laria ilgili statleri veya piskoposlua has y n et
melikleri yaynlarlar. Bir de mahall, Mill ve

K t 1al a ra

ra s; piskoposluk ku

rullar vardr. Bu kurullar da, cem aatle ilgili problemleri incelemek iin pis
k o p o sla r ve onlarn danm anlarndan (Belirli bir resm kurumsal karakteri
olmakszn) teekkl eder. 15 Eyll 1965'de Papa VI. Paul tarafndan, her iki
ylda bir toplanan Evrensel Piskoposluun temsilcisi sfa tiyle Kilise merkez
tekilt olarak bir piskoposluk kurulu teekkl ettirilm i ve bunun iin

1 SO

Rom nda devam l bir sekreterlik kurulm utur. Bu kurul, papann nezdinde
istiari veya Papa tarafndan belirlenen hudutlar iinde Papa karar verdimi
takdirde mzakereci bir yol icra eder. kisi arasndaki oran gznn de tutu
lursa

"G e n e l

K o n s ilie r in "

k o p o s la r K u r u lu "
60

L ik

toplanam ad uzun zam an dilimi iinde

{ L a ic = L a y m a n ) ;

Bu terim , papazlar ve rahipler snfna ait olm ayan

fakat bununla birlikte

C e m a a tn " tekil eden din bir cem aat

" A lla h 'n

belirtir. Katolik Kilisesine g re bu unvan iine,


tin ,

s a - M e s ih in

" P is

daim a papalkta danm anlk fonksiyonu icra etmitir.

k r a ll n n

a d n a

her

v a ftiz

S a c e r d o c e 'u n ,

kehne

olan grer. Gerek yu n an

ca Incil tercm elerinde, gerekse ldin edebiyatta laos, efleri olan rahipler
v e Levililerden

aa

bir toplum u, yani vasfsz bir kitleyi ifade eder. Bunlar,

basit m'm inler snfdr.

L a k o s

terimi, lk defa M. 96 ylnda Clm ent {90-

100 yllarnda papalk etmitir)n m ektubunda basit bir m mini, bir Diynkos veya bir rahipten ayrm ak iin kullanld grlr, (Bk. Yves Congar,
Encylopdie de la foi, Paris, 1967). te bu ayrm, Kilise hukuku yle diye
rek daha da sertletirm itir:

L ik ,

re

k i id ir .

s r r n a

i t ir a k

e tm e y e n

yarg lam a yetk isin e ve

z e llik le

O rd

Uzun bir duraklam adan sonra, likliin nemi bugn kilisede yeniden ken
dini gsterm eye balam tr. Bu konuda eit gte olm ayan iki cereyan bir
birine kar ynelm i d urum dadr: Bir taraftan ruhbanlktan uzaklaan bir
ksm rahip, kilise ve dnya iinde ayrlm imtiyazl durum larn red d e
derken; dier taraftan "A llah 'n C em aat" olarak likler, en kesin ekilde
haklarnn, devlerinin ve yetkilerinin bilincindedirler.
Bugn, In cilin ve m isyonerliin sem bol altnda yeni bir kilise laiklii
teekkl etmitir. O, vicdannda ve ihtiyalarnda ne m anastr spiritualitesinin bir kopyesie ve ne de baya bir Hristiyan hayatnn bir form lne
deil; fakat, insanlk dnyasnda yine insanln hizm etinde ak ve manla
dolu bir hayatn ifadesi olan spiritual is t bir uyuma kavum ay arzu eder.
(Bk. Encyclopdide de la foi). Bununla beraber yine onlar, btn kilisenin
grevlerini ifa etmek zoru nd adrlar. Bu y ece onlar, Isann krallna, s
zne, sakerdosuna gerek itirakiler olarak Isann srrn yaam ak; dn
yann Hristiyanlamasna ehadetleriyle ve nfuzlaryla katkda bulunmak,
Allah'n kanununu daha nsan, daha dil klmak iin madd dnyay dei
tirmek iin faaliyetlerle, yine kilisenin tm grevlerini ifaya ynelmilerdir.
H iyerarik organizasyon iinde ve bizzat kilisenin iktidar ekzersizi iinde;
likler tarafndan bu grevlerin ifasna sebep olan pratik sonular, henz
tam aydnla kavum am tr. Ayrca kuvvetli m ukavem etlerle de karla
acaa benzem ektedir.
61

O rd re, {O rd e r}: Bu kelime, ferd zelliklerini kaybetm eksizin bir birlik


tekil eden birok varlklarn, durum unu belirtir. Bu okluun birlie rca',
karm ak o lm az ahenkli olu rsa; gzn nd e tutulan birletirm enin ana
prensibini seferber etm eye kabiliyetli akll bir iradeye tanklk eder. Tesa
d f hipotezi, sadece ilh! sebebi kabul etmeyip de genel evrim veya evren
sel dzeni kabul edenler iin sz konusudur. Bu tesadf hipotezi, bir yana

191

braklacak olursa; kozmik dzen, dzenleyici bir akl olan Allaha veya bir
D m iu rg e 'a ; evin dzeni evin sahibine veya aile bakan ma; C itn in veya
bir devletin dzeni ise kurulm u olan iktidarlara atfedilir. Bu adan din
tarikatlar, onlara ilk disiplini veya dnceyi, dzenleyicilii ve ayrdedici
lii verm i olan kurucularna kadar uzanr. Bu tarikatler, bir disiplinle, bir
nizam nam e ile veya bir takm talim atlarla ve direktrlerle tespit edilmi
belirli artlar iinde ve bir takm am alarla erkek veya kadnlarn brleerek
tekil ettikleri topluluktur. Bu tarikatler, geliirken birliklerini korumak iin
hiyerarilem ilerdir. M anastr tarikatleri, hastahane ile veya m isyonerlerle
ilgili tarikatler asker tarikatler veya valye tari kaderinin hepsi bir greve
v e var olm as gereken br sebebe baldrlar... Bu kaybolursa, tarikat de
lr. E er bu, sadece zayflarsa; tarikat da zayflar veya sadece gsz bir
fikrin tan olmu lour,
te Katolik mezhebindeki O rdre srrn da bu fonksiyona!st perspektiften
tanmak gerekir, ite bu fonksiyon asndan bu O rdre srn kilisenin ncili
yaym as amacyla ve Isa-Mesihin otoritesinden kaynaklanan otorite ile, Pa
pann otoritesi altnda; baz kilise yelerini kendilerine has grevlere sevkeder. te bu g rev ler M esihin ve Allah'n srlarnn datclarnn
zellikle lh kelm m, evharistiyann, Reconciliation'un retim inin, kutla
mann ve idarenin grevleridir.
O rdre Sakram entine itirak, kadem elerle gerekleir. H iyerarinin en alt
derecesinden en st derecesine gitmek iin o, bugn drt kk me ra tip
ihtiva eder: A co ly tat, E xercistat, L ecto rat, P ortier. P isk oposlua u laa
bilmek iin orta m era tip dereceleri ise unlardr: S o u s-d ia co n a t, d ia co
nat, p rtrise. Bu m eratipler yzyllar boyunca deim itir.
O rganizasyon gayesiyle, ncillerde ve Resullerin lerinde formle edilen
yegne hiyerari prensibi ise unlardr: D io cse, p rtre, E vq u es. Sonra
ki om gan izasyon m san kararlarla ilgili olup onlarn koyduu eyi d ei
tirebilecek gce sahiptir. Fakat tayinler ise, sadece piskoposa aittir. nk
yalnz o, tam olarak Sakrament srrna sahiptir.
62

P aroisse (Parish ): Paroisse, kilise tekilt iinde ynetimi bir Katolik veya
P ro testan p apazna tevdi edilm i olan blgesel bir taksim attr. P aro sse'lerin btn, aa yukar, kasabaya eit olan bir manastr bakanln
m eydana getirir. Bir grup m anastr bakanl da piskoposluu olu tu
rurlar. A yrca Paroisse terimi, kilise blgesine ve bu merkezin evresinde
cereyan eden ilerin tm ne temil edilm itir. niversiteye has Paroisse
ise H ristiyan hayatnn ve imannn mtereken derinlemesine matuf ola
rak P gu y un bir dostu Joseph Lotte tarafndan kurulan ze], kamusal, K at
olik retim yelerinin bir araya gelmeleridir.
Nfusu lOG.OO'den fazla baz ehirleri ihtiva eden blgese! taksimat olarak
Paroisse, birbirini tanyan ve mtereken yasandan bir mminler topluluu
da d eildir. Bugn Katolik Kilisesi iinde P aru isselar yerine, fikirlerde,
m esleklerde daha yakn kom uluklarda birbirine benzem e esasna d a y a
nan bir takm cem aatler kurma tem ayl, kendini gsterm ek tedir. Pek

1 32

tabi ki bylece de, gitgide "K ain atta k u ru lm u olan kiliseyi" paroisse'in
tek bana temsil etm esi fikri zayflyor, (II. Vatikan, la Sainte L u tu rgie,
N o:42)
63

" B r t a k m
P a v lu s ,

64

e h it

lis a n la r la

Korintoslulara
(M a rth y re ):

konum ak

gib i," Bk. Resullerin ileri II, 4-9

M e k tu p , X II,

Eski

ve

ve

A ziz

10.

O rtodoks gelenek inde ehitlik, sad ece bu

dnyann gleri ve hakim lerin karsnda kan ile m hrlenm i bir ta


nklk deil; o, zdrabm sevin haline geldii, dirilmenin bilincinde olun
duu bir ak cezbesi ve en yksek mistik haldir.
ehit bizzat gszlne v e sefaletine ram en felketleri gvenle ve

a l a k

gnlllkle karlam asn bilirse, bu takdirde kutsal ruhla lm szle


u la r .

Bizans kilisesine ait bir duada

m r le r iy le
a ta

yo k

o lu y o r s u n u z "

" s a

der. "te

le

z d r a p

k a n n

ver,

e k e re k , ru h u n
ru h u

a l"

eklindeki

sz buradan neet etm ekterdir.

XX . asrda zellikle, Rusya'da ehitliin hibir zam an yok olm ayacak bir
baka vehesi arlk kazanm tr. O da, celltnn kurtuluu iin, m azlum un
dua etm esidir.
Vahyin 7 ve 18. cm lelerinde dendii gibi, ehitlerin klt, azizlerin klt
nn ilk ekli olm u ve onlarn ruhlar gksel mihrabn altna konm utur.
Bunun iindir ki, onlarn cesetlerinin kalntlar yerin mihrabnn altna kon
m utur. Zira gerek mihrab, onlarn cesetlerinin kalntlardr.
65

g v a

(T e n ta tio n );

Bir iin yaplm as veya yaplm am as iin m uayyen saik-

lerin cazibesi altnda iten veya dtan yaplan tahrike

g v a

denir. Igvanm

dindeki kabulne gre bu saikler, genel olarak bir hataya srkler. Ancak
onlar sadece bir denem eden ibarettir. H avva olaynda olduu gibi,

g v a 'y

icra eden ey tan d r. H z. brahim'in, E yy b un, ldeki sa-M esilin olay


larnda o ld u u gibi.

e y ta n 'a

bu imkn veren Allah'tr. (Bk. M atta,

IV ,

M arkos I). Yine kutsal kitapta Tanrsal planna kurtulu uygun olm asa bile
insann Allah'tan bir takm almetleri veya ihsanlan yalvararak istemesi de
Allah' bir nevi denem esi olarak zikredilm itir. Zevke, zenginlie, iktidara
d oym ayan insan istekleri, igvanm kaynan tek eder. Dnya istekleri
(ehvet), geici br nimetin cazibesine kaplr, fakat uzak olan daha yce ni
meti terkeder. Ona kar konulabilirse, igva bizatihi kt bir ey deildir.
nk o, faziletle beraber bulunabilir. Zl;d ve dua, ona kar savata, in
sann en iyi yardm csdr.
66

A ziz An to in e, M sr'da Hristiyan zhd hareketinin kurucularndan biridir.


M.S. 25 T e d o ru M sr'd ad o m u ve 356'da lm t r. ou zam an
H ristiyan sanatnda ve edebiyatnda tasvir edilmitir. (C ustave Flnubert,
La testation de Saint Antoine).

67

s k e n d e riy e li A th an ase (A th ann se d A Iexan d rie): skenderiyye p isko


posudur. Arianizm i m ahkm ettirdii znik Konsi'nin (M.S. 325) nclerindendir. lhiyat, hatip, kilise babas olan A thanase, itzal olarak m ca
dele ettii A rienler tarafndan birok defa srgn edilmitir.

68

C assien (360-435): Seyyah bir zahit gazetecidir.

193

69

Saint B en oit: 480'de dom u olan Saint Benoit 547'de lm tr. Barbar
larn is ti hsndan sonra, kurduu m anastrlaryla, yerlem e m erkezleri ve
kltr ocaklar ile yeni A vrupa'nn kurucularndan biridir. K urduu m a
nastrlarn en m ehuru 529'da kurduu M ont C assin m anastrdr. Bndictin tarikat ve birok din tarikatler, ittifakla insanln, ahlkn hukukun
aheseri olarak kabul edilen A ziz Benoit'in disiplinine baldrlar.

70

F ra n o is d 'A ssise (1182 -1 2 2 6 ) O m brieH zengin bir tccarn olu du r.


Incilin tavsiye ettii fakirlik idealine gre yaam ak iin tm servetini terk
etmitir. "C antique du S olei"de yaratcnn bir yanks olan tm yaratk
lara, bir lh terennm etmitir. Incilden baka kural koym ak istem eyen
m ntesipleri, balangta frres m ineurs diye isim lendirilm ilerdir. Daha
sonra bunlar, fra n c is c a in le r, C a p u cin le r, C o rd e lie rs 'le r olm ak zere
m uhtelif fraksiyonlara ayrlmlardr.

71

A lbert le G ran d : A lm an DominicaiVierinden olan Albert, 1206 ylnda


dom u, 1280 tarihinde lm tr. Ansiklopedik bir zekya sahip olan ve ki
lise doktoru olan Albert, ayn zam anda tabiat ilimleri, felsefe, ilahiyat konu
sunda da hrete ulam ve "ev ren sel d ok tor" diye adlandrlm tr. Kili
se felsefesine, zellikle A risto dncesinin dahil edilm esini kendisine
borlu o ld u u m u z A lb e r t, bylece talebesi T h om as d 'A q u in 'e reh b er
o lm u tu r.

72

T eb ih (R o saire): Bu, M eryem 'e kar yaplan bir iltica eklidir. Bunun
kayna, nm

H ris tiy a n la rn

M eryem 'e yaptklar yakarlar adet olarak

saydklar zam ana v arr. K ilisede ok nemli bir yeri olan bu m urakabe
ekol (tebihle zikir), M eryem'in srlarndan herbirini gsteren onbe onluk
halinde "A ve M ara" yani, "S izi selam ly o ru m

M ery em " eklinde te

bihle ekilen 150 zikri ihtiva eder. Bir tebih "S z i selam ly o ru m

M er

y e m " eklindeki zikrin be onluundan teekkl etm ektedir. Bu ise, Rosaire'in sadece te birini m eydana getirir. Tebihin tarihi X1. asra kadar
kar. zellikle Dom imken! er tebihi popler hale getirmilerdir.
73

M eryem (M arte): M eryem ismi, sa-Mesih devrinde kullanlan bir isim


olup, daha nce Hz. Musa'nn ki kardeine de verilmitir. (k XV, 20).
A ra m icede M eryem (M yriam ), m uhtem elen prenses, yksek seviyede
bayan anlamn ifade eder. M eryem , Cebrail'in haberi zerine bakire ola
rak hamile kalan sa-Mesih'in annesinin ismidir. (Bk. Lukn, I, 26-37), Y u
suf'a nianl olan gen bakireye Melek syle dem iti: "K u tsal-R u h senin
z e rin e

g elecek ve A llah 'n gc sen h im ay esin e

alacak .

Bunun

iin ocu k kutsal olacak ve A llah n olu diye a rlacak ." Daha son
ra, Bakire M eryem , ncillerde ancak nadir hallerde zikredilm itir... Elisa
beth ziyarette, say mabede gtrm ede; Kuds m abedinde, yeni yetien
say tekrar aram ada, C anann dnlerinde Ha'n dibinde dikkat ekici
Meryem teolojisi, kutsal analk valiyi ve m'm inlerin ateli sevgileri zerine
kurulm utur.
21 Kasm 1964'de yaynlanan "L um en G entiu m " inan tikeleri iinde II.
Vatikan Konsili, M eryem teolojisine uzun bir blm ayrm ve bu teoloji

194

zetlenm itir. Bylece M eryem tolojsi, Kilise babalar ve ilhiyatlar ta


rafndan M eryem 'e atfedilm i belli bah unvanlara yeniden kavum u ve
kilise srr, kurtuluun tarihi iindeki roln iyice aydnlatm tr. H am ile
m jdesinden ge ykselm esine kadar, M eryem 'e yaplan tm yinlerle
kilise iinde

" A lla h

A n n e s " n e

yaplan zel yini, yanl tebcilden sakn

m ak art ile, M eryem tolojisi izah eder.


L u th er ve Calvin, sa'nn doum undan nce de, sonra do Bakire domasn
kabul etm ilerdir.
ta p n m a y
s in d e

A ncak

k n a d

o ld u k a

i in

ih tiy a tl

b e lir t m e k
k ilis e

g e r e k ir

i in d e

ki

M e ry e m

P r o te s ta n lk ,

azizlere

t e o lo jis in in

g e li m e

d a v r a n m t r .

A rap ad a M eryem eklinde sylenen bu kelime, K u r a n d a da sayg ile


anlmtr.
74

P assio n : Passion, insanln kurtuluu iin, akla katlanlan zdiraplar ve


Isa-M esihin lm n hatrlatan bir kelimedir. Aslnda bu olaylar, heyecan
verici rivayetlerin konusunu tekil ederler. Bu rivayetlerde, drt Incil'de uy
durm alarn bulunduu tezine meydan okuyan tarih detaylar vardr. (Matta
XXV I; Markos XIV; Luka XXII; Yuhanna XVII).
H ristiyan ilahiyatna gre, Isann lm ve ektikleri, ilk gnah ve sonraki
tm gnahlar affettirdii iin; insanlkla Tanr arasn uzlatrm hr. te
vaftiz olan kii, inayet elde ediyorsa; bu, Isann ektikleri ile birlemesi ve
onun sevaplarndan dolaydr.
Ahlk adan, ihtiraslar, iddetli duygularn tesiri altnda harekete geen
bir takm eilim lerden ibarettir. B ilg e lik , hibir zam an, bizatih kt ol
m ayan ihtiraslara sahip olarak onlar iyiye doru yneltm ek veya ihtiraslar
akl kartrdklar ve irade zerinde egemen olma tehlikesi olduu zam an
onlar yattrm aktan ibarettir.
htiraslar tehlikeli zaaflar olarak kknden yok etm eye ynelen Stoaclk
ve idealizm in aksine Hristiyanlk; ihtiraslar, aksiyonun gl yardm clar
olarak disiplin altm a almay hedef semitir.

75

Fran ois de Sales: Cenevre ve Annecy piskoposu olan Franois de Sales,


Jeanne de Chantai ile birlikte visitation tarikatn kurm utur. Franois de
Salesin "Trait de l am ou r de Dieu" ve "Introduction la Vie dvate" adl
eserleri vardr. Franois de Saies (1567-1622), Laikler seviyesinde en m ev
suk m an ev hayat ortaya koym utur. 1877'de Franois de Sales "K ilis e
d o k to ru " olarak ln edilmitir.

76

Ignace de L oyola: Bask asll kibar bir nsan olan Ignace de Lovola (14911556), P am p elu ne kuatm as esnasnda yaralan d k tan son ra, h id ay ete
erm i, askerlik mesleini brakarak kilisenin ve papann hizm etinde Al
lah'n yce sn iin gayret gstermitir. 153 9 da birka arkadayla birlikte
kurduu "sa 'n n ark ad alar" (La Com pagnie de Jsus = Jsuites) tari
katndan sz etmitir. Ignace de Lnyola'nm, murakabe ve ile metodu ola
rak "R u h Ekz ersizi eri" hatr saylr bir neme haizdir.

77

T h rse d 'A v ila: Kar mel ve Kar m e (Carm el-Cnrm es) tarikatnn refo rm latncs ve Ispan yada yirmi kadar m anastrn kurucusu olan Saint Th-

195

rse d'Avila (1515-1582), Hristiyan mistik hayatnn en yksek simalarndan


bridir. O, Le L iv re des F o n d atio n s adl eserinde dua ve A llah'la birle
menin safhalarn aklar. Kilise onun doktrininin m nevi derinliini kabul
ederek 1970 ekiminde onu kilise doktoru olarak iln etmitir.
S ain t je a n d e la C roix: Thrse d 'A v illanm tesiriyle K arm es (C arm es)
tarikatn, ilk devirlerdeki disiplinine yeniden k avu turan reform isttir.
" M o n t e

du

C a rm e l"

" N u it

o b s c u r e ",

"V iv e

F la m m e

d 'A m o u r",

"C an tiq u e sp iritu el" iirleriyle mistik bir air olan Jean de la Croix (15421591) ayn zam anda m urakabe hayatnn da ozandr. Bu m arakabe'de ruh,
tem izleyici gecelerd en geerek A llah'la birleinceye kadar ykselm itir.
H ayatnda, reform atrlgnden dolay ac ve zdraba m aruz kalmtr.

B) O R T O D O K S M E Z H E B
(lk Yedi Konsil Kilisesi)

Yazan: Olivier C lm ent1

Muhtemelen, ilk b in yln bl nmez Kilisesi ile birlii en iyi ekil


de muhafaza eden Ortodoks Kilisesi2, tahminen 160 milyon vaftizlisi ile
Hristiyanln nemli mezhebinden birini tekil etmektedir. Bununla
beraber o, yine de yanl anlalmtr. Hakikaten birok kez, VII. Asrda
m slman Araplar, XIL Asrda Ltinler ve Moolar, XV. Asrda Msl
man Trkler ve XX. Asrda Komnizm gibi, doudan ve batdan gelen bir
takm yabanc gler, onda ifadeleen kltr ekillerini tahrip etmitir.
Bugn Ortodoks Kilisesi bnyesinde aadaki kiliseler toplanmak
ta d r;
Girit ve Finlandiya bam sz kiliselerinin (bunlarn bakanlarnm
seimi stanbul Patriklii tarafndan onaylanmas gerekir) ve Yunan ki
liselerinin bal olduu stanbul G enel Patriklii...
Kenya, U g an da, T a n ja n ik ada b ulunan Zenci cemaatlerin bal
olduu, tskenderiyve A p ostolk Patriklii...
Antakya ve Kuds Patriklii...
Japonya bamsz kilisesinin bal bulunduu M oskova Patriklii.
(Bugn bamsz in Kilisesi resmen kapanmtr.)
Patriklerle ynetilen S rbistan, Romanya, Bulgaristan Kiliseleri...
U zu n zam an bal kald patrik haney e saygdan dolay bir

199

Bapiskoposla ynetilen R um Kilisesi...


Bir K a t o l i k o s 3 ile ynetilen Grc Kilisesi...
Bapiskoposlarla ynetilen K b rs , A rna vu tlu k (Bugn Arnavutluk
kilisesi resmen kapatlmtr), P olony a, e k o s lo v a k y a ve A m erika K i l i
seleri...
Amerika Kilisesi, batda kendi bana olan ilk kilisedir. Bu kilise
1970'de Moskova Patrii tarafndan yeni dnyada ok sayda nesilleri
olan Rus asll Ortodokslarla kurulmutur.
Bunca dramlarn arasndan Ortodoksluk, ok defa popler ve rituel
olarak nakledilen, biraz da ilk bakta donmua benzeyen bir gelenek ha
linde iine kapanmtr. Btn buna ramen o, peryodik olarak yenile
tiren ve istikbl vadeden bir ruhun uzants olan tamamen ayn bir boyut
arz eder.
Roublevin 4 T r i n i t e " s i veya Karyie C a m inin "D e s ce n te aux en
fers"! iinde yer alan kutsal hm anizm den (Divino-Humanisme) bahset
meden; Batda dllenmi olan XX. yzyl Rus din dncesi, M odem dn
yann Allahszlna ve isyanna cevap vermeye ynelmitir.
B e r d i a e f f 5, D o sto ie v sk y n in 6, Nietzche'nin bildii tm eyleri faz
lasyla bildiini syler.
Yine ayn ekilde gnmzn gen Rum ilhiyats Chrstos Yartnaras " l'H o m m e Rvolt" yazar C a m u su "O rto d o k s lu u n d eerleri" ara
snda sayar.
Kompleks grnmler arzeden bu kiliseyi anlamak iin nce, ger
ekten onun bir " lm e ve Dirilm eler"den (Morts-Resurrections), olumu
tarihi m irasn, sonra ou defa d e iik lik lere daha duyarl batl
hristiyanlar artan veya fkelendiren sarslmaz temel nanlarn in
celeyeceiz. En sonra da bugnn sefaletlerinin problemlerinin ve vaadlerinin bir tablosunu izeceiz.
Ancak, bunca tarih gnahlar arasnda, Ortodoksluun gerek d e
vamn salayan ve Paskalm deyimiyle onu sadece kalbe kar duyarl
klan iki geliimi, gzden uzak tutmamak gerekecektir: ehitlerin krm
z kan ve N urlanm 2 (transfigurs) yzler.

YED GENEL KONSL-KLSES


M i l d i k i b i n y l n n d n e m e c i n d e , A k d e n i z e z g D o u e v r i m i ile
ve R om any a, Kafkasya,
trm akla

200

belirginlesin

Slavlarn bir ksm


Ortodoksluk;

topr akla rn hrlstiyanla-

ehitler,

kilise

b a b a l a n 8 (lde

etimt olsun veya yksek teolojik ehadetten olsun) ve Yedi Genel konsiln kilisesi olarak bizzat ilk b in yln Kilisesinin bir devam olduunun
bilincine ulam bulunmaktadr.
B u g n ortodoks hristiyanlk, trajik olarak yklrken bile, hereyden nce, Konstantn ncesi kilisesinin byk iletici imaj devam edi
yor. nk bu kilise kendini, evharistik cem aatin k ilisesi olarak hissedi
yor. Orada "sa'd ak i hayat" hizmetin ve kardeliin gerek bir tecrbesi
iinde ifade ediliyor. Orada hissedilen spiritualit, normal olarak gerek
mistik bir hal olan ehidin spiritualitesi eklinde grlyor. Orada sa
ile aynileen insan, dile getirilmez bir deiimi ve yeniden hayata kavu
mann (Rsurrection) bereketini duymaktadr. Pagan mparatorluu dev
rinde verdii ehitlerden baka, ibzal imparatorlar devrinde maruz
kald ehitler ve XX. yzyla kadar devam eden Osmanl egem enli
inde ahit olduu " Y e n i - e h i t l e r " nihayet iki dnya sava arasnda
R usy ada verdii ehitlere tank olan Ortodoks kilisesinde "K a n m ver ve
Ruhu elde et" eklindeki ata sznn ok nemli bir yeri vardr.
phesiz Constantin ve T hod oseden itibaren, mucizev ekilde
hristiyan olan C e s a rm Krall ile, A llahn Kralln kartrm ann
riski byk olmutu. Neticede geleneki kitleler, Kiliselere mtr,
piskoposlard a resm ahsiyetler haline gelmilerdir. Gelen Isaya doru
ynelen eilim ve Ruhun ateli ulviyeti, o zaman zahitlik tarafndan mu
hafaza edilmitir. Isa'nn yeniden geliiyle balayacak olan yeni Krallk
iinde, (P arou sie)9, tarihi tamamlamak iin daha bu dnyada bir ksm
gerek dirilmiler olmak isteyenlerin ilk ve ibtdad ekli iinde ortaya
koyduklar bu zahitlik, "A lla h m e czu b u " kiilerin bir baarsyd. Sessiz
ler (Silencieux - Allah'la birlemenin sessizlii), inzivada veya bir sta
dn etrafnda birka tilmizle, kalbi saran ve mutluluk iinde bedenin dei
imini hzlandran, "S a n a tla rn sanatn ve ilim lerin ilm ini" gerekleti
rirler. C n o b itle rd e 10 cem aat hayatnn tadszlamasm d en gelem ek
iin, servetlerin mterek olduu Kuds Orijinal Kilisesine benzer birta
km karde cemaatlar meydana getirmiler, ou kez de sosyal bir grev
ifa etmilerdir.
Bu b y k m a n a s t r t e c r b e s i , h r i s t i y a n c e m a a t i n e ; s a d e c e b i r m i s l ,
b i r b e n i m s e m e v e y a r a t c s p i r i t ua l i t o l a r a k dei l ; ay n z a m a n d a B i z a n s

U su l y i n l e r o l a n t o p y e k n b i r s a n a t n h a z r l a n m a s y l a i l e t i l m i t i r .
Bunca

akm lar arasnda hl Rom al bir medeniyetin, henz Bizans-

i a m bi r m e d e n i y e t e ge i i ne i aret en (bu d e v r i n Supra - Na ti onal helen i z m i i i n d e d n c e l e r i n i i f a d e e d e n ) V L A s r k r i z i ni n a r e f e s i n d e v e s o n


r as nd a, h e m e n h e m e n h e ps i kei v e Suri yel i ol an b y k i lhiyat ai r
l e r 11, i k o n l a r d a 12 v e f a y a n s l a r d a p a r l a k b i r g z e l l i i n G r e k m n s n n

201

etkili ve bedensel Smitik mn ile birletii hakiki "Br ilh nehri"


fkrtmlardr. stanbul'daki Ayasofyann (Tanrsal Hikmet) grkemli
ve zarif kubbesi, yer zerindeki g sembolize etmektedir. te bu, iiturjinin Ortodoksluka tarifidir.
Dier taraftan spiritualite'de ve liturjide yaanm olan Hristi
yan tecrbesi, Yunan felsefesiyle Hristiyanl kanlmaz bir ekilde bir
araya getirerek sadece birka skolastik faraziyye deil; fakat dn
cenin sr iinde aydnland bir kutlama teolojisine varmasna imkn ver
mitir. Bugnn Ortodoks ilahiyat iinde, hudutsuz bir yer igal eden

"K ilise babalar", te bu noktada

mdahale etmilerdir.

phesiz, Kilisenin btn devirlerinde birtakm Kilise Babalar ol


mutur ve olacaktr da. Fakat ilk sekiz asrn byk ahitleri, sentez kabi
liyetlerini, ayn zamanda ahlklar, zahitler, yorumcular ve dnce
adamlar olma keyfiyetine borludurlar. Onlarn ilahiyat; murakabenin
sessizlii ile, byk piskoposlarn existensiel kayglar ve liturjik hamd
arasnda yer almaktadr. Namn gerek vcuda ve gerekse ruha iletmek
iin Hay}' olan Allahn, Ruh kadar bedeni de atn gstererek bu teo
loji, Helenistik Spirtualizmi amtr.

ORTODOKS MANI YED GENEL KONSLDE


BELRLENMTR
Kilise babalarna has byk bir tefekkr, hl bugn bile Ortodoks
luun "Yegne im an kaidesini" tekil eden yedi genel Konsiiin dogmalar
iinde yer almaktadr. Oysa, Ortodoksluk, daha sonra ve hatta bugne
kadar birok konsiller daha grmtr. Fakat "H ik m etin Yedi stu nunu"
diktii, Kristoiojik ve teslisi ilnn bu byk dnemine olan saygsndan;
"B l nm ez K ilise", dier konsillere genel (O e cu m n iq u e ) Konsil vasfn
vermemitir. (Burada belirtmek gerekir ki Bat hristiyanl, sonralar
gereklemi olan Konslleri "genel olarak" tesmiye etmekle iktifa etmi,
byiecebu mefhumu uzun zaman paylamtr.)
IV, A s r d a e n b y k s a v u n u c u s u s k e n d e r i y y e l i t h a n a s 12 o l a c a k
o l a n I. z n i k { M . 3 2 5 ) v e K a p a d o k y a l ( C a p p a d o c i e n ) b a b a l a r t a r a f n d a n
h a z r l a n a n I. s t a n b u l ( M. 3 8 1 ) Ko n s l l e r i , t esl i s s rr n k u t l a m a k iin U k
n u m ( z e l l i k l e t e o l oj i k a n l a m d a n s a n ) v e C e v h e r i n a y n i y e t i a y r l
( Di s t i n c t i o n - den ti t) m b e l i r t mi l e r d i . O n l a r a g r e U k n u m , v a r l k i i n d e
t ekti . F a k a t a y n z a m a n d a o, c e v h e r y n n d e n b a k a l a r y l a a y n y d . O
h a l d e H a y y o l a n A l l a h m u t l a k b i r l i k t i v e t a m o l a r a k da m u t l a k a y r
l kt. O, a y n z a m a n d a a k d a , k i i s e l v a r l n t e m e l i y d i .

202

V.
Asrdan VIII. Asra k a d a r 1 4 sann, Tanr-Insan realitesi yahut
onun bedeni olan Kilise realitesi veya bizzat hristiyanm realitesi tavaz
zuh etmitir. nsanm, Tanrdan ayrlmamas ne de onda tam olarak yol
olmamas; fakat tanrlaarak onda tamamlanmas in zerinde durulan
konu, daima ikilikten birlie ve birlikten ikilie doru seyretmitir.
zellikle skenderiyyeli Cyrille tarafndan hazrlanan Efes Konsi (M. 431) sa'nn insaniyetinin konusunu, kelimenin (verbe) tanrsal U k
numu olarak belirtmek iin M eryem i "A llah - A n nesi" (Thotokos) iln
etmitir. K a d k y (C halcdoine) K o nsili (451) ise, bu birliin uzlamad
n fakat, karmakszm, deimeksizin, blnmeksizin, ayrlmakszm
Tanrsalln ve insaniyetin Isa'da tamln belirtmitir. Ne yazk ki bu
Konsii tarafndan kullanlan "A lla h - n s a n n " iki tabiat terimi, Tanr
lamamzn temeli olan sa'nm birliini belirtmek iin kullanlan yegne
realite olarak "A lla h - n s a n n " tek tabiatndan bahseden Iskenderiyye
ekolnn formllerine bal olan Msrllar incitmitir. Politik problem
lerin arl ile abucak ciddileen bu anlamazlk "K adk y K o n silin in "
ilkelerine uymayan Kilisenin (Ermeniler - Y a'k ub ier - Kiptiler - Habeliler, sonra; G ney H indistanllar) ayrlmasn nta etmitir. Bugn artk
bu ayrlma sona ermie benziyor.
Bununla beraber 553'de yaplan II. stanbul (Constantinople) Konsi
li, " A llah'n, lm b edende iaddn" ve sann insaniyetinin (insaniye
tine Kilise sayesinde katldmz) ayn zamanda Allah olduunu kabul
ederek, Iskenderiyye ekolunun nemli grlerini yeniden kabul etmitir.
6 80 de icra edilen III. stanbul Konsili, hristiyan olan bir insann
iindeki gibi Isada da, lh irade ile serbest bir ekilde birleerek ta
mamlanan; temiz bir nsan iradenin varlna iaret eder.
Nihayet 787'de toplanan 11. znik Konsili ikonlara tapnmay ka
bul etmitir. nk Allah'n huiulu, maddeyi kutsallatrm ve bylece
yz ve insan olan Tanr kendinde gerek vehesini bulmutur. Bundan do
lay, b ir ikona yaplan tapnma; aslnda onun modeline yneltilmi bir
h a r e k e tti r .
Maxime le Confesseurun, Jean Damascen'in byk sentezi ve son ii
konsilin enerjetik (nergtique) Kristolojisinin Batdan mehul kalmas,
kilisede evharistiyada gerekleen bir Tanrsallama srrn gstermekte
d i r 15. Bununla beraber Kilisenin iyi bir ekilde tanzimi iin "Yedi Konsil", mahall cemaatlerin metropol eklinde ve metropolern de patriklik
seklinde bira raya gelmesini kabul etmitir. (eref srasna gre: Roma,
stanbul, Iskenderiyye, Antakya, Kuds). Grnd gibi bu cemaat hiye
rari merkezlerinin zirvesinde Roma, evrensel bir imtiyaza sahiptir. Bu

(F. : 14)

2 Q3

durum, son genei konsiilerde ark tarafndan tamamen kabul edilmitir.


Buna gre, Roma bir hkm bozabilir ve yerine yeni mahall bir hkm
koyabilir. -R o m a 'm n toplantlara katlmas z aru rid ir- Bunun iin tm
Allah'n cemaatnn cma's ve patriklerin muvafakati ile birlikte ahnan
Konsii kararlarnn, yce br deeri vardr.

BZANS DAMGASI
M u htem elen ik bin yln nihayetinde balayan ve stanbul'un
Trkler tarafndan fethiyle tamamlanan donem, zellikle Bizans dnemi
olarak a d la n d r l m t r !6. Kadky KonsiIne bal olmayanlarn ayrl
mas, Yakm -D ou'n un Islm'a boyun emesi, Batnn uzaklamas, eski
Bizans olan stanbul'u, gitgide "D oru doktrin ve doru tapnm a" gibi ift
anlaml " O r t o d o k s lu k la " belirginleen hlristiyanlm, tannm merkezi
haline getirmitir. Artk bundan byle genel patrik (patriarche oecum
nique) ismini alan stanbul Patrii, ncelik imtiyazlarn stlenecektir.
Artk "Y e n i R o m a " d a Ortodoks im paratorluunun bakentidir. Orada
gelien kltr, keyfi bir kltr deil; Kilise tarafndan ilham edilen bir
kltrdr. zellikle keilerle canandrld kabul edilen bir kilisenin,
ehitlie kadar varan sarslm az mukavemetiyle belirginleen iddetli
krizlerden sonra; Csaro - papisme igvas alm; Kilise ve devlet mna
sebetleri ahenkli bir ekilde dzenlenmi, manev bamszln en sert
ekilde savunan kilise, madd iktidardan vazgemi ve antik hmanizmin
(bazan da anti - hristiyan) peryodik kaynaklar tand serapa lik yce
bir niversitede ortaya kan zel istikrarn bile; Devlete terketmitir.
Bakentin yannda murakabeye elverili olan A t h o s 12 adas (M eryem
Bahesi) tamamiyle Ortodoksluun manev bir merkezi haline gelmitir.
nk her Ortodoks lke, orada bir veya birka Manastrn bakmn s
lenmitir. (Bu adada XIII. Asra kadar talya Bndictinleri vard.) ite
buraya, Keiler ve Haclar akn ediyorlar ve ayrca Kutsal da (Saint
Montagne), etrafa ateli misyonerler gnderiyor.
Bu devri, tekml safhas karakterize etmektedir:
1 - B a td a n u z a k l a m a ,
2- M i s y o n e r l i k f a a l i y e tl e r i

3- zellik le h ristiy an tecr b esiyle ilgili teolo jik b ir d erin lem e.

204

1054 BLNMES POLTK VE TEOLOJK BROK


SEBEPLERE DAYANMAKTADIR
Hristiyan Dou ile Bat arasndaki ayrlk gerekte XI. asrdan
XIII. asra kadar devam eden uzun bir uzaklama seyri iinde grlmekte
dir. Bu konuda iki tarih, nirengi noktas tekil etmektedir: 1054de giri
ilen bir yaknlama teebbs baarsz olur ve stanbul Patrii ile P a
palk elisi arasnda Aforoz mbadelesi ile i sonulanr. 1204de ise kin
ve anlayszlkla dolu yzyln sonunda Drdnc Hal Seferi ile Bat,
stanbul zerine saldrr ve onu iren ve tahripkr lgnln iinde,
yakp ykar. Neticede paralanm ikonlar, Kutsal anaklar, aslm ra
hip ler, dinsel ihlaller, patriin taht zerinde bir fahie tarafndan
sy lenen edebsizce arklar, stanb ula Papa tarafndan atanm olan
Ltin Patrii, zorla ltinletirme gibi eyler cereyan etmitir... te Bi
zans'n, daha sonraki asrlarda Ltin ayin balna; Trk sarn tercih
etmelerinin sebebi burada aranmaldr.
Bugn tamamen eskimi olan psiko-sosyal faktrler yannda; bir Or
todoks asndan ki kilise arasndaki ayrln; Papann rol ve Kutsal
R u h (Saint-esprit) teolojisi ile ilgili tamamen mnevi bir takm sebepleri
vardr. Grgorienne reformu ile Bat, mutlak bir Roma Monarisine doru
gelime gstermitir. Uzun zaman mahall kiliselerin sinesinde cemaatin
merkezi ve onlarn hukukuna saygl olan ncelik, Evrensel Kilise zerin
de snrsz bir iktidar haline gelmitir. Orada bir piskopos bir papann
sadece memurlardr. Elakikatte papalk, sadece mnevi deil; cismn
olarak da btn iktidarn kaynan tekil eder. Bylece, iki bin yln ce
maat kilisesine sadk kalan arkla, Bat arasndaki mesafenin ne nisbette olduu tahmin edilebilir.
Kutsal-Ruh (Saint-Esprit) ile ilgili tartma " F i i o q u e " l s problemi
etrafnda dnp dolamaktadr. Bat problemi, bir genel konsiide ince
lemeden Yuhanna'daki sann "R u h , Babadan kar" szne; ltnce "Filio q u e " kelimesini ilve etmitir. Bu kelime " v e o u ld an" demektir. Ltin
babalarnda grlen " F i li o q u e " u n menei hakknda yaplan en yeni ara
trmalar, onun sadece Batda bir yanl anlama, Yunan formllerine br
m u halefetten deil; bilakis tamam layc farkl bir yaklam , gster
diini ortaya koymaktadr.
Ne varki Teslis i ikili ema iinde ifade etme rasyonal zarureti
iinde ltin skolastii, Ruh ile Oul arasnda karlkl bam llk ve
karlkl hizmet ban tesis etmemi, bilakis tek yanl bir bamllk
mnasebeti tesis etmitir. Bu, tin kilisesinin yeni yaplarna ak set
mitir Orada, ruhtaki hrriyet ve kehnet, sa'nm hiyerarik ve sakra-

205

men tel varlna (benzer bir ballkla) boyun emi bulunuyor.

ORTODOKSLUK DOU AVRUPA'YA UZANIYOR


k bin yln dnemecinde Ortodoksluk, K afkasyadan Karpatlara
ve Kuzey Buz D en izin e kadar tm dou Avrupa'y ortodoks yapmtr.
Dou Hristiyanlnn birok geleneine gre, Kutsal kitap ve yin adb
ou defa misyonerler tarafndan bir Syntaxe ve alfabe ile tehiz edilmi
olarak, halk lisanna tercme edilmitir. te O rtodoksluk tarafndan,
hristiyanlatrlm Slav lkelerinde bugn kullanlan C y r illiq u e denen
alfabe buradan ne'et etmitir. IX. asrda Aziz Cyrille ve Mthode gibi
Slav h a v a rilerin in tilm izleri, B u lg aristan'd a Slav htristiy a n l n n
gl bir ocan tekiltandrmlardr. Srplar ve Rumenler daha son
raki asrda, Aa Tuna blgelerinde bir takm izler brakm olan ok
eski bir Hristiyanl kabul etm ilerdir. Halkn yava yava Hristi
yanl kabulnde Bulgar menzilinin balca rol oynad Rusya, ancak
987'de (bu tarih semboliktir) resmen Hristiyan olmutur.
Ltinlerin stanbulu igalleri srasnda XIII. asrda Bulgaristan'da
ve bilhassa Srbistan'da Bat Hristiyanl ile verimli bir karlama
meydana gelmitir. Boana ve Sopotchani fresklerini borlu olduumuz
vehesi deimi bir hmanizmin kutsall az sanat, bunun ahitliini
yapmaktadr. Ayn devirde Kiev Rusyasmn Mooliar tarafndan tahri
binden sonra bu kilise, dank ve yaban Rus halkna Kuzey-Dou orman
larnn iinde kendilerine gelmelerine ve Moskova'nn evresinde birle
melerine imkn vermitir. XIV. asrda Poustinnki hareketi (l Hareke
ti), Kuzeydeki ormanda ilk zahidlerin macerasnn yerini deitirmi,
Fakat bu macera, ok geni bir sosyal ve kltrel gayretin ve politik bir
sulh abasnn iinde Serge de R ad ong e19 tarafndan gelitirilmitir.
Saint Serge'in izinde, zellikle Roublev ve onun ekolu iinde ikon sa
natnn, aydnlk ve tamamiyle "transfiguratif" (mucizev ekilde yzn
deimesi) bir sanat anlay iinde gelitii mahede edilir.
Uzun zaman, Bah'da ksr ve Bizans'a zg kavgalar olarak gste
rilen bu devrin teolojik verimliliini, yava yava anlamaktayz. A s
lnda, Bizans dnyev ynden kerken bile, o, Orkodoksluk dnyasna
k samtr. Bu k Batnn akl ndan ayr br k olan Tabor da
dr. Bu, T a b o r'd a 20 ekil deitirmi Isa'dan kan bir ktr.
Burada zerinde durulmak stenen, Hristiyan tecrbesidir. nk
zerinde durulan dnce, daha merkez bir sarsntnn sismografdr. As
lnda bu hareket, bin yldanberi yeni ilhiyat S y m o n 'u n 21 hakim
olduu profetik ve mistik bir hareketti. T m hiyerarizme ve otomatik

206

: s r a l a kar olan bu havari insanlar (H om m es Apostoiques), Ruhun


i tecrbesinin sadece mmkn deil, zarur olduuna ve sadece ruhdan doj mu kiinin kendinden geen Paul veya Patmos'daki Jean gibi grd i m ehadetini tayabileceine, iaret etmilerdir. Pentecotste veya Cat: h a re diye ad landrabiieceim iz bir desiseyi am ak iin mteakip asrj larda Bizans dncesi; Ruhun, sann esrarl bedeni zerinde durduunu
; ve prof etik tecrbenin b ir kilise tecrbesi olduunu gstermitir. nk
i sa'nn bedeni, Aziz Paul'un dedii gibi bir "S o m a Pneum atikon"dur. Yani
i R uhun enerjilerinden titreen bir maddedir.
Btn bu hazrlk 1351de stanbulda toplanan Konsle kabul edi
len Palamite byk senteziyle doruk noktasna ulamtr. Aziz Gregoire
P a l a m a s 22, Allahn srrna yaklama konusuna cevherin ve enerjilerin
" a y r l k - b e n z e r l i k " fikrini getirmitir: Cevherinde tam olarak serbest
ak k a vranam ay an Allah, T a b o rda parlayan, Paskalya gecesini nurlandran, bugn Evharistiya'da sel gibi dklen, sa'nn geliini hzlan
dran bu yaratlmam nur iinde, tam olarak enerjileri iinde itirak edi
lebilir hale geliyor. te bunun iindir ki insan, bu nur iinde kalbini, bede
nini, bt n varln, kinatn her maddesini deitirmeye davet edil
m itir.
Paamit sentezi, Kilisenin i bnyesinde dua ve yin hayatnn ye
nilii ve fakirliin anlam eklindeki bir reforma neden olan sessizler ge
leneinden ilk nce, A thosa gtrlm tr. Bylece arkta, Kilisenin
XVI. asrda Bat dnyasnn paralanmasndan saknmas ve sosyal sevi
yede amzn sosyalist rejimlerini kesin olarak kabul etmesi iin; profetizm ve Incil'e has tarik-i dnya (Pauperisme)25 hareketleri, yeterince ki
lisenin iinde kalmtr.

XV. ASIRDAN XVIII. ASRA KADAR


ORTODOKS AI
stanbul'un fethinden XVIII. asrm bana kadar bir eit Ortodoks
O rtaa uz an m ak tad r. B a lk an lar24 zerindeki Osm anl hkimiyeti;
Moskova Rusyasmn muhafazakr ve tecrid hareketi, "K a p a l C e m iy e t"
zihniyetini egem en klmtr. Aslnda bu yzyllarn bykl, toplum
h a y a t n d a 25 oluan gzellik ve anlamn zmlendirmesine baldr. Y u
nan takm adalarndaki beyaz kiliselerden, Rus ovasnn tatl alacal
kiliselerine kadar uzanan saha, biim deitirir. Orada merasimlerin,
enlikler halinde uzand zaman, liturjik ahenk dzenlemektedir. Bal
kanlarda kutsal sanat, Hz. Isa'nn irad tevazuuna ve ilk rneini Vaftizci Y ahya'nn tekil ettii cesur bir zahitle nem veren bir manastr ve

207

halk sanat haline gelmitir. Vaftizci Yahya ikonlar zerinde clz, k av


ruk ve kanatl olarak tasvir edilmitir. te bunun iin onun dadaki bir
benzeri olan zahite, her zaman, bir hayat sz istemeye gidilebilir.

ORTODOKS DNYA KEND NE KAPANIYOR


Bununla beraber bu igva, hemen hemen yasal gayri mahhas bir
imana ve sihirsel bir kuralcla kadar bym tr. Bizans dneminde
balam olan bir evrimin sonunda liturj, kutsal bir manzara almaya y
nelmitir. Mihrab, ahndan ayran ikonlarla kapl olan ikonostase (icon
ostase) blm, sanldna gre "A z iz le r A z iz in i" korumak iin Kuds
mabedi tarznda bytlm; Communion (Ekmek - arap yini) saygl
bir korku ile esiz hale gelmitir. Din kararlarda Leviiiler'den alman
emirler zerinde durulmutur.
Bu genel d urum iinde Allah'n cemaat, Osm anl mparatorlu
u n d a , kilisenin koruduu veya Rusya'da tebcil ettii Milliyetilikle ka
rmaya ynelmitir, ite Modern Ortodoksluun byk " T a r ih g n a h "
olan " D i n M ill i y e t i l ik " bylece ortaya kmtr. Osmanh Sultan tara
fndan hristiyan cemaatn hukuken sorumlu efi olarak kabul edilen s
tanbul Patrii; Osmaod im parato rluu bnyesinde, Slavlarn ve Arap
larn aleyhine Helenizm (Hellnisme) himaye etmitir. (H l b u g n ,
Kuds Patrikliinde b ir Yunan hiyerarisi devam etmektedir). Rus halk
ise, " nc R o m a " ve " nc mparatorluk" gibi bir Moskova ryasnn
etrafnda kendini gstermitir.
te bu Ortodoks dnya, Kar-R eform la26 galvanizlemi bir Kato
l ik li in d evam l h cum larna maruz ka ld iin, iine k apanm tr.
Roma, Avustu rya ve Polonya gibi O rto doks e y letler saylan K atolik
devletleri, zorla, ark grnm altnda, ru hen ltin le m i, Roma'ya
bal b ir takm Cemaatleri m eydana getirmeye sevketmitir. te btn
bunlardan dolay, fikren zayflam olan Ortodoksluk; bu baskya m uka
vem et edebilmek iin, dmann silhn benimsemek ve A lm a n 22 Ltin
tesirlerinin nfuz ettii bir ilahiyat ekol tekil etmek zorunda kalmtr.
Btn bunlara ramen lturjinin ve maneviyatn devamll ve
m minlerin "O r t o d o k s S e z g is i " esasn muhafaza etmitir. Fakat bir
takm ik dem ekler, Roma'ya balla kar kmlardr. .XVH. asrda
toplanan (1 64 2de Lassy'de, 1666-1667de M oskova'd a, 1672'de Betheme'de birer Konsil toplanmtr) konsilier, Reform ile kars Reform
arasnda, Kilisenin Sakramentel zelliini ve kilise srrnda KutsaiRuhun roln kabul etmitir. Antakya ve Iskenderiyye patriklerinin de
katldklar M oskova Konsili " M i l l M e s i h i l i i " ve " S i h i r s e ! Ku-

208

r a l c h " ama gcne sahip olmutur. Fakat bunu o kadar iddetli icra
etmitir ki bu iki temayle skca bal olan Raskol i'tizalini kanlmaz
hale getirmitir.

XVI, ve XIX. ASIRLAR BR LME-DRLME DNEM


Aslnda XVIII. asr, Ortodoks kilisesi iin bir can ekime devri ola
rak grlr. nk, Osmanl mparatorluunun k, Rum ve Balkan Or
to doksluunu da tehlikeye sokmutu. Rusya'da Byk Pierre (Pierre le
Grand), Kilisenin gszlnden (Raskoi) vastasyle yararlanarak Pa
triklii kaldrm ak ve Kilise idaresini yksek bir grevliye tevdi etm ek
teebb snd e b u lunm u tu. R osyanalist veya Okultisan (Gizli ilimlerle
uraan) olan yeni Rus elit tabakas ise, geleneksel imandan aresiz ola
rak ayrlm grnyordu.

KLSE BATIDAN GELEN TENKT ZHNYETLE


BTNLEYOR
XVIII. ve XIX. asrn dnem ecinde sessizlerin (silencieux) yeni bir
mdahalesi ile Ortodoks Kilisesinde yenilik aniden belirmiti. Corintheli M acaire ve Paruslu A thanasm yardm lariyle Saint Montagnl Aziz
Nicodme byk Bizans metinlerini neretmi; Batl birok mistii Orto
dokslua adapte etmi, liturjiyi ve cari olan yinin temizlenmesini tav
siye etm i ve nihayet 1782'de V ened ik 'te yaynlanan Zahitlik ilahi
yatnn abidev ontolojisi olan "P h ilo c a lie y i " 28 meydana getirmitir.
Athos'da uzun bir ikametten sonra Moldavie1ye yerleen Ukraynal Faissie V lit c h k o v s k y " , "P h ilo c a lie 'y i" Slavcaya evirm i, "P e re s= B a b alar"leri Rusa ve Roumence ner etmi ve XIX. asr Rusyasmda hristiyan
hayatn yeniletirecek manev bir topluluu oluturmutur. Bylece Phiocalique yenilik, tm Ortodoxe dnyada oalmtr. te eskilerin " m
nevi y a ra tc l " ve " Z i h i n g le ri" bylece kalabalklar kendine ek
mitir. Onlarn ahsnda, Kilise ile kltrl zmre arasndaki uurum, ka
panmaya balamtr. nk onlar, tm bilgi asndan Batdan gelen ten
kiti zihniyeti slenmekten ekinmemitir.
XIX. asrn en iyi Grek yazarlar " k i s k e n d e r" (Papadiamantis ve
M oraitadis) " g e r G n t e s " l e r in dostlardr. Rusya'da, Khomiakov ve Kirieskvy gibi byk Slav dnrlerinin nezdindek Ortodoksluun bilin
ciyle, Startsilerin canlandrdklar Optino Kei Manastrna; yazarlar,
filozoflar, mutlan aratrclar akn etmilerdir. Dostoievsky, onlarn
kurtarc babalnn iinde kle ve patron diyalektiine2'c e v a p bulmu

209

ve hristiyanl hrriyet dini olarak yeniden kefetmitir.


1848de, Yanlmazlk dogmasn hazrlayan papaln arma bir
cevap olarak. Dou Patriklerinin byk bir genelgesi, Ortodoks gelenei
iinde Hakikatn btn Kilise bnyesinde korunduunu hatrlatmtr.
Khomiakov ise hemen buna, "A k ve man ile birlem i kiilerin vicdan
larnn hr b irle im i" ifadesini ilve etmitir. Hrriyetine kavumu Bal
kan lkelerinde ise yeni Mill Kiliseler teekkl etmitir. 1833'de bam
szln iln etmi olan Yunan Kilisesi ancak 1850'de stanbul Patrii ta
rafndan resmen tannmtr. 1832'de muhtar olan Srp Kilisesi 1879rda
mstakil hale gelmi ve yeni Yugoslavya Ortodoks cemaatleriyle birle
tikten sonra da 1922'de Patriklik seviyesine ykselmitir. 1860'da kendini
mstakil bir kilise olarak in eden Bulgar Kilisesi, ancak 1945 ylnda
stanbul Patriklii tarafndan tannmtr. Yine 1953'de patriklie ykse
len Bulgar Kilisesini, stanbul Patriklii ancak 1960'da resmen tanmtr.
Aydn liklerle sk bir birlik iinde olan Rus Piskoposluu glen
mi ve 1904'den beri rejimin himayesinden Kiliseyi kurtarmak iin, Konsil
n cesi birtakm, komisyonlar toplamtr. ok sayda lik ve rahip de
legelerden teekkl eden Rus Kilisesi Konsili, 1917-1918'de Moskovada
toplanm, Patriklii yeniden gzden geirerek, tam bir lik mesuliyet an
lam iinde, Kilise hayatn reforme etmitir.

XX. ASIR: EHTLK ve EVRENSELLK DNEM


1917 K om nist ihtillinin arefesinde Roulgakov veya Berdiaeff
gibi marksizmden gelen veya Florensky gibi lm aratrmadan gelen se
kin bir din mtefekkir topIuluu,oIaya hakim olarak bir hristiyan an
tropolojisi hazrlamaya ynelmilerdir. Fakat aznlkta olduklarndan
ve endstri, sava ve ihtillle geleneksel kadrolarndan koparlm olan
kitleler, ihtillci mitlerini kralln eski bekleyii eklinde ifade ettik
lerinden onlarda, krizin iddeti ve hz ile abucak yakalanmlardr.
htillin heyecanl devresi boyunca 1922 ylna kadar rpertici zu
lmler meydana gelmiti. Ne varki bu zulmler, sistemli deildi. Bu du
rumda hristiyan dncesi, riskli bir ekilde olaanst bir hakim olan
evli bir rahip Alexis Metchev'in rehberliinde cidd bir gelime mahe
de etmitir. Fakat Lenin gelecei garanti etmek iin N.H.P. ile Marksizm
den inhisara bir ideoloji yapm ve 1922'de byk din mtefekkirlerinden
birounu lkeden kovmutur. 1929dan itibaren her ev, Kilisenin y kl
masna veya onun muhafazakrl iinde donmu bir hurafe seviyesine
dmesine ynelmiti. Ancak ne var ki savala herey birden deiiver
miti. Bylece Kilise, lkenin moralm en ykselm esine byk lde

210

itirak etmi ve 1943de yin hakkn eide ederek Sovyet cemiyeti iin
deki mtevaz yerini almtr. kinci Dnya H arbinden sonra Gneydou
Avrupa'da kurulmu olan Halk demokrasileri, Kilise hayatna olduka
sert kstlamalar getirmi; fakat ne kanl zulmler, ne de hristiyan ay
dnlarnn sistemli tahribi olmutur. ki Dnya Sava arasnda, mteva
z bir ky papaz, Romanya'da, sa'nn ismi adna politik srgnleri h i
maye etmiti. te onlard an biri Komnist Partisi iktidara geldikten son
ra, partinin genel sekreteri olmutu. Bylece bu hami papazda, Justinien
ad ile Patrik seilmitir. Patrik I. Justinien, Kilisesini tekiltlandrm
ve 1953'de c e m a a t l e r i sosyalist e konom inin iine sokan ve kalblerde
sa'nn ismini muhafaza ederek keileri, rejimin stedii "T a b i a t dei
i m i n e " itiraka davet eden bir manastr reformunu gerekletirmitir.
Yani " B i r transfiguration" asndan o, ibadet yapmasn bilm eyen onu is
te m ey en veya yapamryan n s a n larn ibad etle rin i k e i le rin stlenm e
lerin i tavsiye etmitir.
Ksaca denebilir ki, ayet XX. asr, Ortodoksluk iin bir ehitlik
asr ise ayn zamanda o, bir evrensellik asrdr da. Bat yarm kresine
doru yaplan ekonom ik glere; Rus ihtillinin ve 1922'de Trk Milli
yetilerinin zaferinin neden olduu neticeleri de ilve edebiliriz. Bylece
m ily o nla rca O rto d o k s, Batya, Bat A v ru pa'y a, zellikle Fransa'ya,
Am erika'ya ve Avustu raya'ya kadar dalmtr. N eticede her yerde
O rto doks cemaatleri, O rto doks hareketler ve birka Ortodoks ilahiyat
ekol teekkl etmitir. Rus dini dncesinin son meyvelerini verdii ve
Bat dncesi iinde (imdilik bu konuda Chestov ve Berdiaeffin isimle
rini sylemek yetecektir) Ortodoksluun tohumlarn sat yer, Parts
olmutur.

TEMEL GEREKLER
A s l n d a , b y k O r t o d o k s g e l e n e k i ind e, i lahi yat, m is t ik h a ya t ,
K il ise srlarn b ir i k i r i n d e n a y r m a k m m k n dei ldi r: B u n a g r e, E v h ristiya
Teolojik

(ekmek-arap
anlamdaki

yini),
"lh

kutsal

K elm "

kitabn

anlamn

aklamaktadr.

i se, y i n l e r d e t a m a m l a n r . S a d e c e

Hristiyan te crbesinin tehdit edildii z am a n l ar d a nadi ren form le e d i


l e n d o m a l a r se, I s a ' d a k i h a y a t n 3 ! i l e t i ci i m a j l a r n t e ki l e d e r l e r .

NSANN TANRI OLABLMES N ALLAH


NSAN OLMUTUR
"A llah

s u r e t i n d e " y a r a t l m o lan i nsan, Al lah'n b e n z e r i o l m a y a

211

arlmtr. Yani, insan lh br hayata itirake arlmtr. Yine de bu


hayatta, onu n insaniyeti ortadan k alkm am bilakis tamam lanm tr.
Maxime Le Confesseur'n dedii gibi, "y a r a tlm a m in a y e t" " T a b o r
d am n n u ru" "n s a n n esasm, evresini ve ak b e tin i" tekil etmektedir.
Bu felsefeye gre, insann yaratl bir nevi Allah'n Kutsal gerilemem e
sini ihtiva eder. nk bir baka hrriyetin zuhurunda zrveleen lhi
kudret, bir acizlie maruz kalmtr. Bunun iin Kilise babalan, yle de
milerdir: "A lla h , hereye m uktedirdir. Sadece insan, kendini sevmeye
z o r la m a z ." armha gerilmi olan tanrsal akla, insan hrriyeti arasn
daki bu esrarengiz uurum iinde inayet, Aziz Jeann dedii "h a y a t
d r". Bu yle bir k ki Allah onu, imann yce hrriyeti iinde insann,
Gethsmaninin defiguresinde Tabor'un ekil deitirmesini kefedebil
mesi iin insana ulatrmtr.
O halde balangtan beri, insana gsterilen hedef, T a n r - in s a n ol
maktr. Yine ezelden beri, insann ezel modeli olan "O u u n b edenlem es i" , kinat tesis etmi ve onu canlandrmtr. nayet, bizzat yaratma ii
nin iine de girmitir. Yaratlmam nur, eyann kknde fkrmtr.
Bylece orada tabiat ve inayet iie var olmu, fakat insann kiisel
hrriyeti, bu ayr insn artlarn ekilleri olan cehennem ve lm iinde
yaratl gizleyerek, onlar databilmitir. te bunun iin"ayrc, k e n
dine tapan, k tayc halin e gelen eytan" bu durumu aa vuruyor ve
abartyor. B u nd a n dolay ktlkte, sadece Allah' uzaklatran irvsanm
kaosu deil; ayn zamanda sapkn b ir zek da hissediliyor. Sadece, niha
Adem olan Mesih, bizzat ayrln arasnda, yani Ha ve onun kilise be
deni arasnda; hrriyetimizi kurtaran ve bizzat lm deitirerek onu
gerekten hayat deitirmeye yetenekli klan, canlandrc ruhun alanm
insana yeniden ayor.
B u n u n i i n O r t o d o k s l u k , i n s a n n a h s i y e t i v e es er i i i n d e h e r e y d e n
n c e ; l m , c e h e n n e m , y e ni yara t l n (hl b i r srdr) b a l a m a s k o n u
l a r n da e l de e d il e n za ferl eri , tebcil e t m e k t e d i r . A t e i z m i n s o n s u z m i d sizliklerine va r nca ya k ad ar sa'da olan her ayrlk (Allahm! Allahm!
b e n i n i i n t e r ke t ti n ?) teslis ak i i n d e y e r a l m a k t a d r . A r t k , h e r y a
ratlm, yaratlm am ha

geebilir.

Aslnda, her evharistiya'da y eni

l e n m i o l a n P a s k a l y a ( b u r a d a P a q u e s g e i a n l a m n a g e l i r ) s e v i n c i , ite
b u d u r . B u n a g r e M e s i h , l l e r a r a s n d a n d i r i l m i i m B y l e c e o, l m l e
l m k r m t r . M e z a r d a o l a n l a r a da h a y a t v e r m i t i r .
O h a l d e d i r i l m e , d n y a n n g n a h k r eki l l e r i i n d e b i r c e s e d i n y e
n i d e n h a y a t b u l m a s d e m e k t i r . ( B u e k i l l e r e g r e b i z z a t y a a y a n Di zl er
b i l e , b i r m a n d a b i r t a k m c e s e t l e r d e n i b a r e t i z ) f a k a t o, K u t s a l - R u h l a
a y n i l e e n ha ya t n , k i na tn, i ns anl n c a n l a n m a y a ba la d d e m e k ol an

212

bu ekillerin alt-st olmasdr. sann ge ykselii, Mesih'in ruhsal


(Pneumatique)32 insanl olan P entecteun kapsn aar. (Bu, Paskaly a'd an sonraki Y ed inci pazar gn, Havarilere inen K utsal-Ruhun
hatrasna kutlanlan bir hristiyan bayramdr). Bu, Kilise srlan iinde
ve Kilisede Hz. sa'nn dirilii sakramenti olarak bize kadar gelmitir.
Bylece, srekli bir pentecte, Parousie'yi (Isa'nn dnyann sonunda gelii
olay) kucaklamak iin azizlerin iinde alev alev yanmaktadr.

TESLS ve ANTROPOLOJK TESLS


Mademki nsan " T a n r ek lin d e y aratlm tr", o halde Teslis dog
mas, hristiyan dou ilahiyatnn ve onun tm antropolojisinin kalbini
tekil etmektedir. lme mahkum edilmi "g n ah k r m a n t k " , buna mu
halefet eder veya onu kartrr. Bu mantk, ikili temele dayanr l
b irlem eye deil. Aksine, Teslis dogm as bizzat hayatn kaynanda,
mutlak bir birlikte, mutlak bir ayrlkta, mkem mel bir uyumu telkin et
mektedir. Bu yle bir birlem edir k, orada birlik, E fltunu n B lR nden
veya Hind'in " k i o lm a y a n m "d a n daha tmdr. Yine oradaki ayrlk,
B a ty a has ferd gelime ve dialog zleminden, daha tamdr. Burada ,
matem atik tesi bir saydr. (Saint Basile le Grand'e ait bir fade) ve
daim a BlR'in ayndr. Bu ise gayri mahhashk iinde yok olma deil;
bil'akis herbirinin deerlerini, akl almaz teslisi bir birlik mnasebeti
iine koyduu, tam bir birlemedir. Bylece bu , muhalefeti sonsuz e
kilde amaktadr. Her Uknum, (Felsef anlamda deil, teolojik anlamda)
biricik cevheri, esiz bir ekilde var ederek onu dierlerinden alarak ve
onu onlara, Maxime le Confesseur'un bahsettii akn bu deimez hareke
ti iinde sunarak; belirtilebilir ve ifade edilebilir. Hz. brahim'in esra
rengiz misafirine gsterdii kabul ifade eden Andr Roublev'in ikonunda,
tasvir ettii teslisin mans, sadece budur.

NSANIN SIRRI TESLSN SIRRI LE UYUUYOR


A llahn hayatnn, insanlarn iind e33 dolamas dem ek olan; K i
lise iinde bu hayat ekli, zel hayatmzn hedefi ve esas haline gel
mitir. Nasl ki uknumda bir tek Allah varsa; ayn ekilde sada da
Ruh'un parltlar altnda (bizde yle olmaya arldk) birok ahslar
halinde " b i r tek k i i " vardr. Katolik kii (K a t 'h o la n ), sadece bakala
rnn benzeri deil; ayn zamanda ayn cevher itibariyle onlarn ayns
dr. Buna gre saya katlm olarak hepimiz birikirimizin uzvuyuz. By
lece Pentecte'da her ahs iin blnen Ruh'un kvlcmlar, iten onun

213

karakterini aydnlatr ve her simadan bir mutlak ahs meydana getirir.


XX.
yzyln byk Ortodoks dncesi, bilhassa Rus asll Fransz
ilhiyats Vladim ir Lossky ile54, Kilise babalar tarafndan h azrla
nan teslise zg tabiatn ztln, Antropolojiye uygulamay baarmtr.
Buna gre, nsandaki uknum, objektif olmayan bir temelsizlii ve Allahn
yeri olan ok derin bir kalbi belirtir. Byiece o, bir ama bir yenilmezlik
ve bayalk arasnda bir mucizedir. Yine de o, sadece vahiyle anlalr.
Kelimenin mistik ve teolojik anlamyla Tabiat (La Nature), ilh! inayete
itiraktir. Gerek tabiatiyle insan, Apocalypsein 35 (Vahiy) bahettiini
arzu eden bir varlktr. yle ki Allah, ebedi olarak sevilebien36 yegne
realitedir. Yine bu yegne realitenin iinde, herey ebedi olarak sevilebi
l ir .
Hz. sa'da restore edilmi olan tabiat, ayn zamanda tm insanl
ve hi kimsenin istisna edilmedii birlik iinde insann, kucaklamaya, al
maya ve aklamaya arld evrene iaret etmekte; ayrca da evrensel
kurtulu iin yaplan duada da bu doruk noktaya ulamaktadr. saac le
Syrten, azizi, tm yaratl, t m insanlar, kular, btn yaratklar iin
aktan yanp tutuan kii olarak tarif eder. Byle bir kii, hakikatn
dmanlarna bile duadan geri kalmaz. O, ylanlara bile dua eder. Sonsuz
merhametle harekete geirilmi olan bu kii, Allah'da fanilemi olan
larn kalbinde uyanr. (Sentence 55).

KUTSAL - RUHUN HULLU


H e r k e s e t a k d i m e d i l e n H r i s t i y a n t e c r b e s i , nce, l i t u r j k t e c r b e
di r . D o g m a n n k u t l a m a o l a r a k ' y e r a l d , K i t a b - M u k a d d e s ' i n a k t e l l e t i i v e e b e d i l i i i i n d e o r t a y a k t t o p y e k n b i r s a n a t n a r a c l
ile, l it urj i E v h a r i s t i y a ' n n s a t d i r i l m e s a y e s i n d e b t n y e t e n e k l e r i m i
zi v e d u y g u l a r m z u y a n d r y o r . B u r a d a i k o n l a r , l i t u r j i n i n b t n l e y i c i
kimsini

tekil

ederler.

Aslnda, Kutsal

Ruh'ta

saydamlaan

kiilerin

varln n tasviri o la n ikonlar, Allah'n gzelliini belirtirler. V e bizi


di ri lm i le r in, c e m a a t n a d ahi l ederl er.
te b y k O r t o d o k s z h d , n sa n n h e r e y d e e vhari st i y a p m a y a
y e t e n e k l i o l m a s i i n, b u l i t u r j k h a l i n s a l a m l a t r l m a s n i n s a n i i n h e
def olar ak semitir. Bu z h d, ruh ve be de n muh alefetini ta n m a z ve
" K u t s a l - R u h u n " bi r m a b e d i o l a r a k b e d e n i r i t ml e r i n e v a r n c a y a k a d a r , i n
s a n b i r b t n o l a r a k t e l k k i e d e r . O n a g r e K a l b , ( e n r eal i s t a n l a m d a fi
z i k i kal b, g e r e k k a l b i n s e m b o l d r ) b t n v a r l m z n k i i s e l b t n l e
m e s i n i n m e r k e z i n i tekil eder. te b u kal b, i m a n , a dal et , g z e l l i k v e
aktan a y r lm a y an btnletirici bilginin bir organdr. G n ah k r l k d u

214

rumunda kalb kararmtr. nk artk marifet ondan ayrlm, d dnya


ya ynelmitir. Fakat bize vaftiz Isann insaniyetini aladnda; lhi
inayet de varlmzn yani kalbimizin derinliklerine kadar nfuz eder.
Soluun ahenginden yararlanarak onu Isa'nn isminin himayesine sokan
silencieux'lerin (Sessizlerin) m e tod u ; vicdan adilikten, asabilikten, a l
datc tesbitlerden kurtararak, onu kalbin henz karanlk ola mabedinin
iine dahil ediyor. Bylece orada o, lh inayet ateiyle "R u h s a l K a l b "
ve " B i l i n l i K a l b " olarak teekkl ediyor. Nihayet bu durumda insan,
kendini toparlyor ve tm Allah'n mekn oluncaya kadar geniliyor.

NSAN KALB ALLAHLA BRLEMEY ARZULAR


Ortodoks zahitlie gre, gerek yol, mutluluk yoludur. Benlikten
kurtulmann esas, fakirlik ve tevazudur. Yine ona gre, vaftizin kalp
lam sular, gz yalarnda aktellemitir. Vaftiz sularnda "ta ka lp
l e r" , " b e d e n s e l k a l b e " dnm ve putlara kulluktan km olan tm ih
tiraslarmz, tapnma ve kabul iinde birlemitir. Bylece Allah'la babaa kalmak iin herkesten ayrlm olan " B y k ru h a n iy e t" bu ekilde
yine herkesle birlemitir. (Evagre le Pontique). Artk nianlnn gece bek
leyii indeki uyankl, " l m h a t r a s n " Allah hatras haline y
neltmitir. N eticede Allah iin, Allah'n aknn cazibesiyle alt-st ol
mu olan insan, efkat bakireleri halinde sonsuz efkat haline gelmitir.
t e o z a m a n I s a ' n n i s m i , ( P a s k a l y a H a ile h e r e y b u i s i m d e y e
nid e n yaratlmtr) kalbi sarar ve dam ard a

d o l a a n kanla ayn olur.

B y l e c e d u a k e n d i l i i n d e n d e r i n b i r u y k u h a l i n e al r. A r t k i n s a n d u a e t
m e z ; d u a n n t k e n d i s i o l u r . B u h a l i y l e o, k i n a t n t a k d i s i ni k u r t a r r , l
v e ateli m a s k e l e r i n al t nd a, k o m u n u n g e r e k s im as n sezer. Ne t ic ed e,
s o n a s r d a A z i z S r a p h i n d e S a n o v ' u n l i k b i r s b k e i fa et t i i g i bi ; l h
n u r d u y g u l a r d a v e b e d e n d e k e n d i n i gs t er i r .
G en el li k le so n der ece ce su r v e ll olan bu m a ne vi y a t, mistik
r kn t ler e, k v e su l h u n b y k b e y a z rtleriyle g n l k n f u z u ve
s a ' n n d i r i l m e s i n d e k i pa r l t i i n d e t m v a r l n k e f i n i t e r c i h e d i y o r .
B u n u n l a b e r a b e r , b u " K u r t a r l m h a y a t s a h i p l e r i " H i n d u deil, H ri st iy an la rd r. n k b u n l a r , H a tayclar o l d u k l a r k ad ar , ay n z a m a n
da R uh

t a y c l a r d r d a 3 7 . B a z a n H a a b a l l k o n l a r y l e s i n e i st i l

e d e r ki, o n l a r b i r t a k m m a s u m l a r v e s a m e c z u b l a n h a l i n e g e l i r l e r . B u
d ur u m d a onlar, sonsuza kadar (mutluluk d ny as n n aksine) huysuzlara ve
halka

h a b e r v e r i l m i o l a n I n c i l i, y a a m a y a

d e v a m ederler. Kt

ka

dnlarla ve kt erkeklerle b u l u a r a k ve aalk d avr an la r ve szler


s y l e m e k s u r e t i y l e h e r t r l g u r u r l a r n y o k e d e n b u ki i l e r , s y l e d i k l e r i

215

mansz szleriyle, kablerde geeni bildikleri ve kehanette bulunduklar


da vaki ilerdendir.

CEVHER VE ENERJLERN FARKI


Bu paradadoksal tanrlama, Ortodoks dncenin en orijinal ekli
iinde yer almtr. Buna Apophatique ilahiyat ad verilir. A pophase38,
Allah konusundaki tm kavramsal hudutlandrmalar inkr eden negatif
b ir ilahiyattr. Buna gre Allah, bir deerler ve kavramlar sisteminin
kubbesinin anahtar deildir. Yine de o, ne yce bir varlk, ne dokunul
mayan bir cevher ne de bizzat Allah'tr. Allah'tan te bir ey olan bu, tm
tasdiklerin ve tm inkrlarn tesindedir. B y lece uuru m kendini
gsteriyor. Neticede ulvilii iinde yce olan Hayy, kaybolm u koyun
olan tm insanl ve herbirimizi cehennemin tabanna kadar aramaya
ynelmi ve bizim iin "H a y a t e k m e i" ve " l m s z l k m a y a s " olmak
iin A k n haline gelmitir. (Bu tabir Antakyal Aziz Ignace'a aittir). Bu
kurtarc geli ve nfuz edilemez varolu, cevherin ve enerjilerin ayniyet
ayrl iinde kendini gstermitir. Yukarda grdnz gibi Aziz Gregoire Falam as tarafndan bu aklanmtr. Ak diyalektiinin fade
edildii byk Apophatique tezad budur ite: Yani, bu eriilm ez bir
itirak ve bizzat nurunun kaldnmasiyle rtlm, bir haldir. Hayy olan
Allah, bulunduka ve o, karlkl tkenmezlie dahil olmu itirakle,
yeniden aranacaktr. Bu durumda Allah'n hakikati ne se, komunun ha
kikati da odur. nk tanrlam olan Ruh, hudutsuz ekilde yaylma du
rumundadr. Bylece, nihayetsiz balangtan, balangca, gidiyoruz ve
gideceiz. Bilinmezliinin dinamizm tekil ettii, hristyan marifet ka
nunu "B ilin e n ey, bilindike bilinm ez hale gelir' eklindedir. Bir vecd (en
- tase - ekstase) olaynn iinde, tamam en cevherin tesinde tam olarak
enerjiye inklp etmi olarak elde edilen Kemal mertebesi yeni bir atlm
ortaya kor3 V Bylece, Tanrsal enerjiler ilahiyat, Hristiyanla kozmik
bir hava kazandrmtr. Allah enerjileriyle varlklar ve eyann kal
bindedir. O yerle gk arasna sa'y yerletirerek aydnln byk ak
mn bize enerjileri ile fa ediyor. Yine " T a b i a t n m u r a k a b e s i" iinde,
Varlklarn ruh cevherlerini, yaratklarn takdim eleri olarak Allah'a
sunmak iin40 toplanmamz gerekir. Bylece, Confesseur'un bir baka ifa
desini yeniden almak iin, kinatn "A te A ac " ekline dnmesine
katkda bulunmu olacaz.

216

KLSENN ANLAMI
Esas olarak Orto doxe Kilise ilmi ( E c c l s i o o g i e ) , Isa, Kutsai-Ruh ve
T eslisle ilgili dogmalar, dorudan izah etmeye ynelen bir k o m m u n io n
Ecclsiologie'si olarak grnr.
K i li s e , e v h a r is tik ce m a a tler d e n olutu u in b irin ci derecede
sann b e d e n i41 o larak tarif edilm itir. Gerekte evharistik bakalam,
m 'm in ler to plu lu unu en realist anlamda sa'nn bedeninde btnleti
riyor. Bu durum d a Mahall Kilise, mcerret evrensel kilisenin bir paras
deil; belli b ir m anada, Kutsal Birliin (Una Sancta) tezahrdr. Za
m anla, det piskoposlar tarafndan kabul edilmi ve tm mahall kili
selerin sadece onda bir birlik tekil ettikleri bir tek evharistiya meydana
gelmitir. nk sa'nn bedeni, Kutsal-Ruhun4^ dayand, manev bir be
dendir. O halde sa'nn bedeninin uzuvlar olan m'minler de Kutsal-Ruh
tayclardr. 1848'd e ark Patriklerinin bir genelgesinde hatrlatld
gibi, onlar, bu vasfla, hakikatin sorumlu muhafzlardr. Allah'n ce
maatinin (Laos Thau) uzuvlar olan liklerin rol ise, teolojik retim ve
aratrm a iin de ok daha nemlidir. Bu rol ba za n, prophtique ahsi
y etler veya hareketler iinde ve bilhassa mnevi ehadet iinde mer
kezileir. O halde, imn hakikatlerini retme yetkisinin (Magistre) te
siri ve tarifi sadece Allahn cemaatnn ortodoks gezisi hesaba katlarak
yap la bilir. H a k ik at, ayet hayatn kendisi ise, vicdanlara dardan
kendini kabul ettirmez. Bilakis o, ruhlarn Kommunionunda ak grlr.
Kilisenin bu iki yn n n karlamasnda, her sr hareketinin kalbini
tekil eden p ic l s e i (yakar) buluyoruz. t e bunun iin zellikle evha
ristiya yininde, deiim, sadece sezgisel s z l e r e bal deil; ayn zaman
da esas o la ra k A llah'tan daha ak b ir ifade ile babad an, ruhun
zerimize ve sa'nn bedeni le bizi b t n l e t i r e n ekmek ve arap ihsan
larnn zerine gndermesini isteyen bu y a l v a r m a y a (Epiclse) baldr.
yinde rahip y alvarm ay (piclse) syler. H e r k e s d e ona itirak eder.
Bylece iki kutsal papaz snf belirir: E v r e n s e l p a p a z l n yeleri olan
likler yalvarma seviyesinde kutlama icra e d e r l e r . Protestan papaz bu
yalvarlar cem eder ve blgede temsilcileri olan papazlarn ve pisko
poslarn havarilere has ehadet 1er s a y e s i n d e , y a l v a r n kabuln tas
dik eder. Dier taraftan yakar olay, o r t o d o k s papaznn, Isa'nn ayn
olmadn, bilakis onu l i k l e r d e n ayran c e v h e r fark olmakszn onun
benzeri olduuna iaret etmektedir. te b u n u n i i ndi r ki her blnmez kili
se gibi ortodoks kilisesi de din g r e v l e r i bi r t a k m evli insanlara tevdi
etmekten geri kalmamtr.
Ortodoks papaz ile halk a r a s n d a k i bu sk i bi r l i i dnlecek
olursa, psikoposlua en lyk adayn, g e l e n e k s e l o l a r a k seilmi olduu

217

anlalr. Aslmda bu seim birok Ortodoks kiliseleri inde kaybolmu ve


orada sadece liturjik b ir alk halinde devam etmektedir. Bununla bera
ber, Kbrs'da ve Antakya Patrikliinde piskoposlarn geleneksel seimi
devam etmektedir. 1917-1918 Konsili le Rus kilisesinde de bu geleneksel
seimin tekrar uygulanmas cidd olarak dnlmtr.
Isa'nn bedeni, Kutsal-Ruh'un mabedi, Allah'n cemaat olan kilise,
nihayet Teslisin ahsnda birlik olarak grlyor. Aslnda bir yandan bu
birlik, kiisel vicdanlarn birliidir. retme yetkisine sahip olan birinin
bir karar yine genel kilise konularnn tm garantisi altnda toplanan bir
Konsi'in karar, t m Allah'n cemaat tarafndan kabul edilmelidir. Fa
kat grltl ve sindirme devirlerinde, yeni aydnlanma abalarna ve
hatta yeni konsillere ihtiya vardr. IV. asrdaki Efes ekaveti VIII.
asrdaki Hierela P ut Kran Konsili; XV. asrdaki Florence Konsii Birlii,
Kilise vicdan tarafndan reddedilmitir. Buna karlk kiisel vicd an
larn bu birlii, iiten getikten sonra 381 ylnda stanbulda toplanan
blgesel Konsili, genel olarak iln etmekte veya 1848deki papalk genel
gesine Panorthodoks deerde bir nem vermekte tereddt gstermemitir.

ORTODOKS KLSES MAHALL KLSELER


BRLDR
Dier taraftan, Ortodoks Kilisesi, bir bakm a Mahall Kiliseler
Birliidir. O, anlama merkezleri hiyerarisi etrafnda tekiltlanm
tr. Onlarn bakanlarm m , mahall cemaatlerin toplumdan uzaklama
larna engel olmaya ve onlarn birliklerinin realitesine, dikkat etmeye
hak lan vardr. ok eskiden, bir blgenin kiliseleri, bir metropolitin
evresinde bir metropol (Bakent) meydana getiriyorlard. (Bu anlamda,
metropoller, Yakn Douda, Yunanistan'da ve Romanya'da ok nemli bir
rol oynam lardr). Daha sonralar, kendi kendilerini yneten byk
bamsz meden cemaatler, oluturulmutur. (R o m a n n evresinde ltin
dnya, stanbul'un evresinde Grek dnya, Antakya'nn evresinde Semitik dnya, s k e n d e r iy e 'n in evresinde Niotik N ile lgili dnya) gibi.
Artk, XIX ve XX. yzylda Balkanlardaki Milliyetilik hareketlerinden
ve Rusya'nn abalarndan sonra bugn, bamsz Ortodoks Kiliseleri bir
takm Mill kiliseler haline gelmilerdir. Genelde Patrik olarak isimlen
dirilen bam sz bir Kilisenin bakan, kendi Kilisesinin topluluu ta
rafndan seilir. Yani o, kiliseye bal, halkn, papazlarn, piskoposlarn
itirakiyle seilir. Fakat o, dier lkelerin patrikleri tarafndan da
tannmas icabeder.
Gerekten geleneksel olarak bir bapiskopos, evrensel bir stnle

218

sahiptir. Kilise birii iinde Roma piskoposu ve siyas blnmeden sonra


yeni Roma oian stanbul Piskoposu byleydi. Ancak kurulu ve iman
ayrlklar aldktan sonra R om a, ilk mevkiini yeniden elde edecektir.
Ancak geleneksel ortodoks anlay iinde, evrensel stnlk, hukuki bir
hakimiyet anlamna gelmez, ite bu n u n iindir ki, papann tm inananlar
zerind e "d o ru d an ve g erek anlam da episkopal b ir yarglam a" icra
ettiini b elirten I. V atik an K o n sili'n in domas; O rtodoksluk iin geerli
deildir. nk bu stnlk onursal b ir st nlk deildir. Bapiskoposla
beraber olma ve bir davann temyizini sadece onun nnde taleb etme; ev
rensel kiliseye aidiyeti dorulamaktadr, ite bylece o, ncelik imtiyaz
larn ve d ini bilgileri retm e yetkisini elinde bulund urm aktad r.
B lnm ez kilisenin geleneini karakterize eden ey; kilisenin, kutsal ru
hun ilhamn izhar etmek iin birok vastalara sahip olmu olmasdr.
Bu vastalar, piskoposlarn uyum u, zellikle patriklerin destei, ilk pis
k oposun prestiji, kiisel vicdanlarn birlii ve onu canlandran kehnet
gibi eylerdir. Aslnda bu yle bir senfonidirki, Ruh ve onun meydana ge
tirdii esrarl uyumdan baka kimse, onun hakknda sze sahip deildir.
Y a n i, her hristiyanm im annda; evharistiya'ya bakanlk eden pisko
poslarn imtiyazl ehadeterinde (Kuds'te ilk kilisede Petrus'un bulun
duu gibi) ve Kilise Birliini izhar eden bapiskoposun misyonunda, Pe
trus'un miras (O da Petrus gibi kiliseyi bir havariyyun topluluu haline
getiriyor) herkesde seviyeli ekilde bulunuyor. (Ancak, Petrus'un bu mi
ras, Peygamberlerin ve Resullerin tan olarak Paul'un ve Yuhanna'nm
miraslarn hi bir zaman bir kenara brakmaz).

ADA DNYADA ORTODOKSLUUN DURUMU


B u g n , Ortodoksluk, k o m n i s t d n y a , bat d n y a s v e n c d n y a
gi bi b i r l i k t e y a a y a n v e y a kar k ar y a g e l e n m u h t e l i f m e d e n i y e t l e r i n
iinde bulu nma kta dr.

ORTODOKSLUK ve KOMNZM
O r t o d o k s l u k , h i b i r z a m a n b i r m l k i y e t t e ol oj i s i g e l i t i r m e m i t i r .
Manastrlarn benzer rnekleri olduu ve servetlerin mterek bulunduu
i l k k i l i s e n i n h a t r a s , s rai l p e y g a m b e r l e r i n i n v e G r e k b a b a l a r n n s o s y a l
a d a l e t a r l a r ( A z i z j e a n C h r y s o s t o m e a g r e f aki r , I s a ' n n b i r b e d e n l e m e s i n i t e k i l e d e r . O ' n a g r e m i h r a b s rr , k a r d e l i k s r r n a u l a m a z s a
h i b i r a n l a m i f a d e e t m e z . ) X I X . a s r R u s y a s m d a k i s o s y a l g n a h n sert a n
l am gibi t m

eyler (m paratorluk rejiminin

uzun yllar stifadesine

( E : 15)

219

ramen) Ortodoksluun 1917den sonra sosyal ve ekonomik alandaki yeni


dzenlemeyi kabul etmi olduunu aklamaktadr.
Ancak devlet, ondan zel mlkiyetten vazgemesini ve hayatn or
tak hale getirmesini isteyecek miydi? Oysa Rus Kilisesi'nin sorum lu
larndan birisi 9 2 7 den beri "im a n la rn n , hristiyanlara rettii eyin
bu old u u n u " yazyordu. O halde tedenberi var olan problem, Totaliter
bir materyalizm karsnda, insann ebedilik ehadeti ve Hayy olan Al
lah n ehadeti idi.

ORTODOKS KLSES RUSYADA KANLI OLMAYAN


FAKAT BUNALTICI BR ZULME TANIK OLUYORDU '
Yukarda belirttiimiz gibi 1943'den 1959'a kadar Rus Kilisesi bir
yenilik iinde bulunuyor. Bu geici uzlama (modus vivendi)nn erevesi
devletten ve partiden ayrlmakt. Bylece Komnist Partisi din dm an
ln devam ettirecek, Devlet de Anayasada yazlm olan ibadet hrri
yetine sayg gsterecekti. nk o devirde, Komnist olmadan da Sovyet
vatanda olunabiliyordu. ancak 1959'a doru 40-45 milyon Hristiyan
m u mi nin olduu tesbit edilmiti. (Genel Nfus 210 milyondu, bu nfusun bir
ksm da baka dinlere mensuptu.)
1959'dan tibaren, tamamen Komnist rejimde yetien inteliektellere ve iilere zarar veren bu yenilik bata Kruev olmak zere Komnist
teorisyeneri ileden karyordu. Neticede, sadece parti ile deil, devlet
tarafndan da ynetilen zulm 5 yl btn iddetiyle devam etti. Bakanlar
Konseyinde Din leri in kurulan komisyon, Ortodoks Kilisesi zerinde
basksn artrm ve 1961'de Ortodoks Kilisesini statsn deitirmeye
zorlamt. Yani bundan byle Kilise cemaatlerinin hayatn iten
kertmek iin yneticiler lik bir idareyi kullanyorlard.
N eticede 22.000 kiliseden 15.000'i; 68 manastrdan 6 0 '; 8 papaz
mektebinden 5'i; kapatlmtr. te bu zulm, kanl olmamakla beraber
soluk kesici oluyordu. Pek tabi ki, btn bunlara, iten uza k atn lanlar,
tenzil-i rtbeye maruz braklanlar, pisikiyatri kliniklerinde gz altnda
tutulanlar da ilve etmek gerekecektir.
Kru.ev'in dmesinden sonra durum biraz duraklama benziyor. Bu
arada kilisede, kilisenin devletten ayrlmasn isteyen bir muhalefet
grup teekkl etmiti. Ancak durgunluk ve komnist rejimin gerilemesi bu
muhalefeti susturmu ve yksek Sovyet grevlisine benzeyen bir takm
yksek rtbeli papazlar n safta yer almlard. Bylece onlar, politik din diplomaside rejimin karlarn ve nc Roma o l a n M o s k o v a ' n n

220

mesihtlini geici olarak biraraya getirmi oluyorlard. Yeni zulmler


geni halk kitlelerini, zellikle k alabalk koy topluluklarn Hristi
yanlktan uzaklatrmtr. Bu zulmler, kltrl mzminlerle kendi ku
ralclklar inde kuvvetlenmi olan m m inlerin, kar karya gelmesi
ne engel olmutur. Btn bunlara ramen, gizli olarak birok geleneki kil
isede vard. Bunlar b y k gayret gsteren vaftizllerdi. Fakat Ortodoks
teolojisi, resmen donuklanca, urda-burdaki kk gruplarla, gen intellekteller, hristiyanhkta ahsiyet ve hrriyet dini gren, bir felsefeye
ilgi duymaya balamlard. Dnn, byk Rus yazarlar Akhmatova,
Pasternak ve bugnn yazarlar Soijenitsyne, Siniavski ne kadar riskli
olursa olsun, Ortodoksluk ruhuna aka bal kalmlardr.
Ksacas, O rtodoks Kilisesi, varln srdrm ve ekseriyetle
duann nemli bir ehadetini tamtr. Orada, piskoposlarn ve papaz
lar ou ll ve fakat derin bir blgesel aksiyona sahiptir. ratrik Alex
is (1945 - 69)'in lm zerine; rejimin, Patriklii ortadan kaldrlp kal
d rmyacam sorabilirdik. Ancak, onsekiz aylk bir tereddtten sonra,
yeni Patrik Pimer'i seen ve Pentekot gn onu tahta oturtan bir konsilin
toplanmasna, Komnist rejim izin vermitir. Bylece bu Konsil, 31 Mays 3 Haziran 1975 aras Trinit Saint - Serge Manastrnda toplanmtr.
Rus idarecilerinin 1958'den beri Romanya'y zulm yeri olarak
tiklerini syleyebiliriz. nk orada, her trl manastr hareketi
edilmi, belli bal ruhaniler ve ilhiyatlar hapse tklmlard.
cak bugn, milli bamsz politika iinde de olsa, durum iyilemi ve

se
yok
An
Ro

manya Kilisesi yeniden Ortodoksluun uuru iin ve genel diyalog iin, ok


nemli bir rol oynayacak duruma gelmitir,

GREK ve ARAP DNYASINDAK ORTODOKSLUK


H e l e n i z m ' i n v e Y a k n D o u n u n e n eski k i l i sel er i i n d e d u r u m , t a
r i h a r l k l a r a v e y a r u h u n y e ni ley ici i t i l e r i n e g r e o k f arkl o l m u t u r .
s t a n b u l O r t o d o k s R u m c e m a a t ( o r a d a g e ne ! p a t r i k l i i n m e r k e z i ol an F e n
er P atrikhane si

vardr)

Kbrs

krizi

boyunca

Terklere

rehine grevi

g r m e k iin aza ! mi s t i r 4 L F a k a t F a t r i k 1. A m n a g e r a s (' 1950d e n b e r i ) , bu


t a r i h z a a f i y e t i , p a r l a k b i r m a n e v i y a t a d n t r m e s i n i b i l m i t i r . O n u n
y e n i l e t i r i c i r u h u , e v r e n s e l l i e , s o s y a l f a a l i y e t e , t e o l oj i k d e r i n l e m e y e ,
c e m a a t - p i s k o p u s i b i r l i i n e o k g z e l b i r r n e k olan. G i r i t K i l i s e s i ' n d e
ykse k y a rg d am a sfatiyle kendini gstermektedir.

221

RADIKAL BR AKIM MODERN CEREYANLARA


MUHALEFET EDYOR
Teknolojik medeniyetin ve liklemenin tesiri, Yunanistanda ok
cidd bir krizi meydana getirmitir. zellikle bir rahipler ve likler ta
rikat tarafndan canlandrlm olan gl bir havarilik ve h iri s ti yan
aksiyon hareketi, son yllarda lik tzklere ba vurma teebbs le ah
lk bir sofuluk tarzna dnmtr. Bu da, Albaylar rejimi karsnda
"Y u nan-H risty an m e d e n iy e tin in " d grnn devam ettirme mak
sadna matuf bir hareketti. Fakat Atina Bapiskoposu Hieronvmos, Ba
Papaz olmasna ramen yine de kilisenin byk bamszl iin gizlilik
iinde hareket etmek gereini duymutu. Bu arada anti-modern ve antikmenik olan muhafazakr bir cereyan kuvvetlenmi (Roma'ya yakn
lamasndan sonra Patrik Athenagoras sapk ('tizal) olarak iln etmi)
Athos keileri yannda byk bir destek bularak yeni bir ilahiyatlar
nesli, bylece gelenein diriltici kuvvetini kefetmitir. Bu gen entel
e k t e lle rd en bir ksm imdi Atina piskoposu ile ibirlii yaparak Ati
nada Ortodokslar aras bir merkezin kurulmas (1971) gibi mid dolu ted
birlere teebbs etmilerdir.
Y akm -dounun politik-din paralan iinde oktandr zellikle
sosyolojik bir cemaat haline gelen Arab Ortodoksluu, 1940'dan beri An
takya P atrikliinin Ortodoks Genlik Hareketi (M.J.O.) ile canlanmtr.
Esasda serapa lik ve profetik olan bu hareket, birtakm rahip ve pisko
poslar eitmi, manastr ve blgesel hayat yeniden ihdas etmi, 1970'de
B a la m a n d da ok nemli bir ilahiyat okulunun kurulmasn salamtr.
Bugn o, Hristiyan olmayan dinlerin sinesinde hristiyanln orijinal
varln aratrarak, nc Dnyann zellikle Arab dnyasnn proplemlerine cesaretle eilmitir.

ORTODOKSLUK ve BATI DNYASI DAILMA


PROBLEM
Yeni gler (1880 ve 1924) Ortodoks kavimlerin bir ksm temsilcile
rini, Am erika'y a, Kanada'ya, B rezily aya ve Arjantin'e sevketmitir.
(Mesel bugn Arnavut Kilisesi sadece A m erik a da vardr). htillin
akabinde ve kinci Dnya Harbinden sonra olan iki Rus g, ayrca
1922den sonra Asyah RumUynn byk g, Bat yarm kresinde 5 mil
yonluk bir Ortodoks-topuiun toplanmasna neden olmutur.
Bylece XIX. asrn bandan itibaren Bat Avru pa'da, zellikle
Marseile'de bir Rum Konsili teekkl etmeye balamtr. Burada itiraf

222

etm ek gerekir ki, buraya gelenlerin ounu Trkler tarafndan Yunanlla


rn dezine dklm esinden sonra 1920 senelerinde gelenler tekil etmekte
dir. L o n d r a daki Kbrshlarla, A lm a n y adaki, Belika'daki v.s. y e rler
deki R u m iilerle ve Fransada ok sayda bulunan Srbiarla bu g hare
keti, h l d ev a m etmektedir. Bugn Fransada doumdan sonra vaftiz
e dilen 100.000 civarnda O rto doks Fransz vatandann varl tesbit
e d i l m i ti r .
Gerekte Ortodokslar, bulunduklar her yerde, o lkenin vatanda
o lm u la r ve sessizce oalmlardr. Bilhassa, parlak bir entellektel
k adroyu ihtiva eden Rus g, Ortodoksluun derinlemesi ve ehadeti
iin, hu du tsuz bir rol oynamtr. te bu elit kadro, Paris'te Saint-Serge
ilahiyat E nstit s n kurmutur. Bu Enstit,kinci Dnya Harbinden sonra
N ew -Y ork 'ta Amerika Ortodoksluunu birletirmeye matuf olarak Saint
V ladim ir Papaz Okulunda be amtr.
Eugraph Kovalevsky (mgr. Jean, lm: 1969) tarafndan kurulmu
olan "F r a n s a - Katolik - Ortodoks Kilisesi"nin maceras bir yana brak
lrsa, O rtodoksluk; Bat'da, propaganda yapmaktan kanmtr. Btn
bunlara ramen, Hristiyan d evrelerden Ortodoksluu kabul edenler
olmutur. (Bu makalenin yazar iin de durum ayndr.) Bugn Ortodoks
lu u n ilhiyatlar ve rahipleri arasnda, Fransz, ngiliz, Alman, s
vire ve Amerikan asll, birok kimse vardr. Bugn Amerika'daki Orto
d okslu k, srl anlam, uurlu kapasitesiyle ve zdrab yok edicilii ile
birok genleri kendine ekmektedir. Yine burada itiraf etmek gerekir ki,
Bat, kltrnn muhtelif sahalar iinde bulunan, byk dinler tarihi
Mircea Eliaddan gen ve mid verici Fransz yazar Gabriel M a tz n effe 44
kadar birok insan, Ortodoks bulunmaktadr.
Bylece Diaspora (srgndeki Ortodoksluk), Ortodoksluun, evren
sel tecrbeye sahip olduu bir karlama, bir mbadele, bir uurlanma
yeri olarak grlr. Ancak, Diasporann psikolojik durumu olduka komp
lekstir. Baz evreler, O rtodokslukta mill orijinalitelerinin m u h a fa
zasn grmekteler. D ier bazlar ise, asllarn inkr etmeksizin, Orto
doksluu, vatandalar olduu millet varl iine dahil etme gayretindedlrler. ite bunun iin, baz etnik topluluklarn ve herkese ak cemaatle
rin; Amerika'da ngilizce, Fransa'da Franszca konuarak birlikte yaa
dklar grlmektedir. Yine bunun iin Fransa'da, gmenlikten, Ortodoks
imaniyle beraber Fransz vatandalna gei; Rus gmenlerinin oalmasiye younlam vaziyettedir.
Ortodoksluun dald yerlerde hakim olan kark kilise hukuku
ile bu gei hl zordur. Ekseriya, geleneksel kiliseye bal bazan da
Dou avrupa Kom nist ihtilllerinin neden olduu Din - politikadan

223

k ay n a k la n an i'tizaler " b i r o k y a r g l a m a " 1 kurullarna sahip olarak


mtereken var olmulardr. Bylece merkezi Amerika'da olan " H u d u t
d Rus K ili s e s i " veya " K i l i s e M e c l is i" Moskova Patrikliini Deccalin
aleti olmakla itham etmektedir.

ORTODOKS KLSES ve KONSL HAZIRLII


Kilise evrensellii ve birliini gzetmekle ykml olan stanbul
Ortodoks Patriklii, nihayet Ortodokslarn dalmasna kar zel ilgiyi
stlenmek zorunda kalmtr. O, bunun iin, Rum dalmas zerinde hu
kuk velayetini iln etmi, fakat ayn eyi; Bat Avrupadaki Rus gleri
nin en nemli franksiyonu hari, dier milletler zerinde kuramamtr.
Bugn o, merkezi Faris'te Daru caddesinde Saint-Alexandre-de-a Neva
Katedrali olan bir " o k M ille tli b ir B a p isk op oslu a" sahiptir. Bylece,
1971den beri, evrensel bir tahtn geici bir vekili, bu Bapiskoposlukla,
R um Metropolitini Fransa'da bir araya getirmekte ve bu lkede yayan
Ortodokslarn byk ounluunu toplamaktadr. Bu bir geici tekilattr.
nk Patrik Athenagoras'a gre, Ortodoks dalmann kesin problemle
rini, sadece yaplacak olan Konsl zebilecektir.
Son yllarda stanbul Patriklii, Amerika'da btn Ortodoks pisko
poslardan oluan bir konferansn yaplmasn salamtr. Bu konfenransta genel patrik, daha ok Amerika R um Kilisesi'ne dayanm ve gayri
milllikten holanmadm belirtmitir, te bundan dolaydr ki, Ameri
kan Ortodoksluunun ncleri olan Saint-Vladimir'in gen ilhiyatlar,
Moskova Patrikliine ba vurmulardr. {Bu konudaki politik nedenlere
ileride eileceiz). Moskova Patriklii onlarn isteklerini byk bir m em
nunlukla karlam ve 197Q'de "Ortodoks Kilisesi" konferansna dahil
olmayan Rus asll Ortodokslar iin, Amerika bamsz Ortodoks Kilise
sini kurmutur. Bu olay, Ortodoksluun ykml olduu uzlama seyrine
ters dt iin, karde kiliselerin ounluuma souk karlanmtr. Yi
ne de bu olay, zarur br uzlama seyri ile resmen Bat Ortodoks Kilisesi
grnmn ortaya koymutur.

TEOLOJK CEREYANLAR
Ortodoks ilahiyat XX. yzylda, bizzat Rusya'da daha sonra da
Ortodokslarn dald lkelerde Rus dncesi tarafndan uzun sre canl
tutulmutur. Bunun iin, son derece bir yenilikle peygamberlere has gl
bir cereyan; nce "R u s din felse fe si" olarak dikkat ekmitir. Bu cereyann
en byk temsilcisi olan Nicolas B erdiaeff, 1948'de Clamartda lmesine

224

ramen, yine de onun dncesi farkl sentezler iinde de olsa; zihinlerde


fikirleri zenginletirmitir. Bu din felsefesi, tarih ve kltr yaratc bir
tarzda ortaya koymak iin, manev tecrbeyi esas almtr. Bu felsefenin
teorisyenleri, n iv ersite c a m ia s n d a n deil; D ev rim cilik ortam nd a
Ateizme bal olan aklc maceraperestlerdir.
Bylece onlarn ahsnda, kilise b abalan ile modern dnyann b a
balar olan Marx, Nietzsche ve Freud kar karya gelmiledir. Mesel
Rozanov45 cinsiyeti, temel bir din tecrbe olarak incelemitir. Bulgak o v 4f> Ekonorcnin, tabiat tahrip eden kan emici bir tavrla; tabiata
sayg gsteren, onu gzelletiren onun deiimini hazrlayan e v h a r is tik
tavr arasnda seim yapacan belirtmitir. B e r d i a e f f e gre gerek y a
ratclk Kutsai-Ruh'tak insann yaratcldr. Burada ne Allah'n in
sana/ne de insann Allaha muhalefeti sz konusudur. Ne de "K u ts a l ol
m a y a n " dinden ayrmak sz konusudur. Burada sz konusu olan, Tanr
msan btnl iinde nsan gelimede, insan krlkten kurtarmaktr.

MKEMMEL BLG AKL BLGY AAR


Bu balk altndaki dnceye hakim olan kayglar, Antropolojik
ve Kozmolojiktir. Genellikle din filozoflar rasyonel bilginin snrlandr
malarn eletirmekte (C hesto v47 ve Forensky bunu p a s k a la bir slpla
yapyorlar) ve insann Allah tm birletiricii ve vahdeti iinde tan
d bir H ikmet aramaktadrlar. Bu durumda kilise, bizzat ruhun temel
yaps olarak grnmektedir. (Troubetskoi, Ncolas Lossky, Berdiaeff g ib
ileri byle dnr). Hikmeti ve hereyi birletirici olan filozoflarn
temsil ettii bu akm (her zaman mevcut olan tanrsal hikmet dncesi)
iinde, Forensky, Bouigakov, Frank, Zander, Kilisede; ekil deitirme
yolunda olan kozmozu,tarih iinde ise Alah-insandan, Allah-insaniyete
ve Ailah-knata mukadder geii, tebcil ediyorlar.
Oysa Berdiaeff, ykc bir ihtirasla, kii, trajedi, hrriyet zerinde
durmaktadr. Ona gre Allah benim hrriyetimdir. Allah olmakszn ben
tabiat ve toplum mekanizminin klesi olurum. Yine ona gre Hayy olan
Allah, K u rban sal a k tr ve sadece kiilerin effaflklar arasnda kendi
ni gsterebilen hayat ve k parltsdr. O, fizik sebep olarak ve bu
dnyann kudreti olarak hareket edemez. O, serbest akla onu tanyan
kiilerin ruhlarnda dirilmek iin Hata lmtr. te gerek yaratclk,
Ruhun parltsndan bir anda fkrmadr. Yine ona gre, sadece zahidin
tebcili deil; sosyal reformcunun sava, matematiki veya airin sezgisi,
bir erkek veya kadn ak, bir annenin glmesi; din bir anlamla kapldr
ve kanlm az m a h h a s h m tesin d e, Kinatn nih d eiim ini

225

h z la n d r m a k ta d r.

KLSE BABALARI GELENE ORTODOKS


DNYAYI ETKLYOR
Rus din! felsefesinin ar ekilde modernlemesi; phesiz kayg
verici formller, bir takm dengesizlikler Gnostik veya okliberal bir kili
se ilmiyle dolu birtakm desiseler olmadan, meydana gelmemitir. Bun
dan dolay, Kilise babalarnn ve Bizans'n byk geleneine dn gerek
li grlmt. Bir Athonite olan Basil Krivochine ve gen Romen ilhi
yats Dimtru Stanibae palamite sentezinin nemini belirtirken ve b a
yan Myrrha L o t48 Borodine Yunan Kilise babalan ve Bizans dnrleri
nezdn de tanrlatrma yollarn serinkanllkla incelerken; 1940 ylla
rnda Georges Florovsky4^ Vladimir L ossky50 arlklara ve din felsefe
sinin kararszlklarna kar saldry srdrm lerd ir. 1950 yllarnda
Florovsky tam bir kristoloji gelitirir. Lossky ise, oul ve ruhu, sakrament
ve kehaneti birletiren ilikiye dikkati eker. N icolas Afanassieffy,
Sant-Serge'de, bu sahifeerde sk sk zikrettiimiz evharistik birkilise
ilmi hazrlar.
Yine sessizlerin (silencieux) geleneini amza adapte etmek iin
; ok byk aba sarfedilirken Bat Avrupa'da Sophronv'nin51 (Bu zat Lon
dra yaknlarnda bir manastr cemaatn idare ediyor), M g r Antoine
Blo om'n5L Lev Gillet53 ve Elisabeth Behr - Sigel'in54 almalarndan
da bahsedebiliriz. Bunlardan son ikisi Fransz aslldr. Bununla beraber
bu sahada en byk eser, Romanya'da Stanioa'nin eseridir. Staniloa,
harbe mteakip senelerde, byk philocaliques metinleri, zellikle M a
xime le Confesseur'un metinlerini, sadece tercme etmekle kalmam, ayn
zamanda yorumlamtr da.
Bugn Yen-KiIise babalan teolojisi, Ortodoks dnyaya hakimdir.
Fakat o, birbirinden ayr iki hareket noktas iindedir. Onlardan baz
lar, Kilise babalarn sadk bir ekilde tekrarla yetinir. Bylece tipik
bir Ortodoks btnlemeyi glendirmeye alr. Gelenekte kklemi
olan dierleri ise, bugnn problemlerine cevap vermeye ynelmiler ve
genel bir diyaloga drst bir ekilde tirak etmilerdir. Bylece Bizans
kristolojisi ve P alam ism e55 tarihisi olan Jean Meyendorf, New-Yorkta;
Boris Bobrinskoy, Paris'te Ortodoks Sakrament ilahiyatnn yenileyicile
ri olarak grnmektedir.
Dier bazlar daha da ileri giderek, yeni kilise babalarnn ve din
felsefesinin muhalefetini amay denemilerdir. Bunun iin Amerika'da

226

Peder Schm em ann56 hayat Sakramentinin ve maddiyat esrarnn zerinde


durmutur. Fakat bu konuda anahtar eser, dorudan franszca yazlm Rus
asll lik b ir ilhiyat olan Paul E vdokim ovun (1901-1970)57 eseridir.
Kilise babalarnn szlerini deil, nefeslerini yeniden bularak o, gelenee,
din filo zoflarnn bilhassa Berdiaeffin sezgilerini dahil etmitir. Ona
gre "A lla h 'n sessizlii" onun "d e lice a k " le ayndr. Yine ona gre in
sanlk, teslis'de birlem eye davet edilmitir. Kilisede, ha iaretine va
rncaya kadar herey bir yalvarmadr. Gerek ilahiyat, gzelliin takdis
edilmesidir. kon haline gelen yz, Allah'n yegne delilidir. ine k a
pank "e vren se l k e i lik " beer akn esrar ile birlemitir. nk gerek
iffet ruhun drstlnn ve btnlemi sevgisinin akla birlemesidir.
Son zamanlarda Tanrnn, Tanralk srr kendini ifa ediyor ve ksmen
Kutsal-Ruha (Consalateur) bal olan kadn, yeni grevini kefediyor.
Bundan byle, srgnle evrensellemi olan bu Rus dnceleri ara
snda yeni gelimeler kendini gsterecektir. Ne varki yabancln gerek
tirdii tevazu iinde batnn tesiri her zaman kendini gsterecektir. An
cak, Yunanistanda gen ilhiyatlar, Helenizmin (bunlara Heidegger'n
a lm a la r y ab a n c d e ild ir) topyek n kad erini ve B izans Spiritaitesinin n ifadeyi denemek iin rasyonel ve skolastik dnceden
(bu konuda sadece b ir Karm irsn salam ve drst eseri, kesin olarak
b irey ler sylem ektedir) kendilerini kurtarm lardr. Burada, Nissiotis'in gnoselojik ve evrensel, Ziziouilasm kilise ilmi, Nellasn Antropo
lojik aratrmalarn ve bilhassa gen bir dnr ve dhi bir yazar olan
C h istos Y a n n a r a s 'm 58 ateli eserlerini zikredebiliriz. Artk, onunla
ilahiyat, garib bir ihtisas olm aktan km, bir anlam ve canllk ka
zanmtr. Ayrca o; sanatlar ve Allah'szlar harekete geirmitir. Bir
kenarda dnen bugnn "H ristiyan Sokrat" Dmtre Kontroubis59, il
ham veriyor, fakat yazmyor.
Yine Arab Ortodoksluu iinde iki byk piskopos olan Lbnan da
Metropoliti Georges Khodr ve Lattaquie60 metropoliti Ignace Hazim ta
rafndan yeni br teoloji yazlm ve tecrbe edilmitir. (Bu sadece inziva
da deil; ayn zamanda sava alanlarnda da yaanmtr). Tamamen ki
tab ve iiturjik, b ed enlem e anlam ile tamamen sem dik olan onlarn
dncesi, kelimenin tam anlam ile Batl olmayan insanlara, onlarn
dil ve dern olan ift isteklerine doru yneliyor ve Kutsal-Ruhla (Orto
doksluun en mehur duasnda dendii gibi, Kutsal-Ruh her yerde hazr
ve herey i doldurur.) vahiylerin vahyi gibi nihai bekleyite Rus din fel
sefesi olarak doruk noktasna ulayor.

227

EVRENSEL KLSENN YAPILARI


Bugn Ortodoksluk hakknda ortaya konan en cidd problemlerden
biri, Evrensel Kilisenin yaps problemidir. Uzun zaman Kilise Evrensel
lii, genel patrikliin etrafnda birok milletlerin Apostoik patrikleri
nin anlamas iinde ifade edilmitir, ite bunun iindir ki stanbul Pa
trii, konsillerde, Antakyal, skenderiyyeli, Kudsl kardelerinin dai
ma yannda olmasn istemitir. Onlarn da herbiri, piskoposluunun tem
silcisi olan Synode (Meclis)le birlikte hareket ederek, piskoposluunu
temsil etmitir. Bu konsillerin sonuncusu 1872'de stanbulda toplanmtr.
Ancak b urada belirtelim ki, bu tekilatlanmay milliyetilik hareketleri
sz konusu etmitir. Ayrca, Osmanl mparatorluumun zayflamas, s
tanbul Patrikliinin de zayflamasna neden olmutur. Hrriyetlerine ka
vuan Balkan milletleri Rus Kilisesinin ve imparatorluunun desteiyle,
bamsz kiliseler haline gelmilerdir.
Neticede ou zaman biribirine muhalif iki kilise teekkl etmitir.
Bunlardan biri geleneksel stan b u l K ilisesid ir. Ona gre evrensel kuru
lular, hakiki imtiyazlarla mcehhez bir cemaat merkezini htiva eder.
Dieri ise, Roma ile polemikten ve milliyetilikten domu olan Rus Orto
doks K ilis e s id ir . Ona gre se, Ortodoksluk, tamamen bamsz karde
kiliselerin bir konfederasyonudur. Rus Kilisesi, bam szl ka b u l ettik
ten sonra (de Facto en 1448, de Ju re en 1589) stanbul'la ibirlii yaparak,
k o n sille rin e Dou P atriklerini itirak ettirerek nce g e le n e k se l sistem
iinde btnlemitir. Bununla beraber XIX. asrdan itibaren, Rus Kilisesi,
karde k iliseler arasnda birinci derecede rol oynam ak iin, bilhassa yeni
kilise fikrini savunmutur. kin ci ve nc R om a'm n bu kavgalar daima
g n celli in i korum aktadr. nk, stanbul'da Fenerin tarihilii d urm a
dan ypranrken Sovyet rejimi, Rus Kilisesinin dnya politikasiyle bil
hassa ilgilenm ektedir61.
A n c a k , b a m s z k iliselerin o a lm a s n g z n n d e tu ta ra k , o n la rn
y e n id e n te k il tla n m a s n d n e n s ta n b u l O rto d o k s K ilise si, 1 9 0 2 d e n
b e ri d z e n li b r P a n -O r to d o k s fik rin i ca n l tu tm a k ta v e h a tta b ir k o n sil
h a z rl in d e o ld u u n u iz h a r e tm e k te d ir . F a k a t b u n u n ta h a k k u k u iin
p a tr ik I. A th e n a g o r a s ' b e k le m e k g e re k e c e k ti. T e v a z u u v e m n e v i g c
p a p a XXIII. je a n ' h a tr la ta n bu b y k a d a m 62 b ir ta k m

t a r t m a l a r n

te s in d e , O rto d o k s la r b ir a r a y a g e tir m e sab r v e seb at ile ie g irim i v e


b iro k fe d a k rlk la r la b a a r s a la m v e M o s k o v a O rto d o k s P a trik li in i
d e bu ite d e v r e y e s o k m u tu r. te b u a m a la 1 9 6 1 , 1 9 6 3 , 1 9 6 4 'd e R o
d o s ta, b iri d e 196R 'd e C e n e v r e y a k n la rn d a k i C h a m b e s y 'd e o lm a k z e re
d r t O r to d o k s B irli i K o n fe ra n s to p la n m tr. B y le c e E R o d o s K o n fe
ra n s g e le c e k b ir k o n s in p ro g ra m n o rta y a k o y m u ; C h a m b e s y K o n fe

228

rans ise b ir dizi konferans hazrln ihtiva eden konsil ncesi geli
meye, ilerlik kazandrm tr.
Fakat, b irtakm yanl anlamalardan dolay M oskova Patriklii,
bir dizi mzakere ile; stanbul'un nceliine bir yenilik muhtevas veren
bu konsilleri, tehlikeye sokmutur nk, Moskova Patriklii, 1969'da ce
maatini K a to lik lere aarken ve 1970de Am erika bam sz O rto doks K i
lisesini kurarken, b tn bunlar sadece k endi
to d o k s b i r l i e d a m m a m t r . Pek tabiki
Patriklii, Konsil ncesi gelimeyi tanmam,
ederek Ortodoks hareketin mihverinde kendini

insiyatifiyle yapm ve Or
bylece de Rus Ortodoks
kendini tam bamsz ln
grmtr.

Grne gre bu tkanma, vasat nemi olan kiliselerin mdahale


leriyle ve dnya apnda O rtodoks efkr- um um iyesinin uyan ile
alacaktr. Ortodoks genliin evrensel tekilt olan "S y n d e s m o s " (Ba)
Tem m u z 1971'de Bostondaki Sekizinci genel toplantsnda, Hristiyan
halktan; zellikle genlerden, Konsil hazrlklarna girmelerini istemi
ve onlar uzlam aya armtr. Ayrca, bir ksm lik ilhiyatlar da
benzer arlarda bulunmulardr.

ORTODOKSLUK ve HIRSTYAN BRL


stanbul Patrii 1902-1904'den beri ve ayrca 1920'deki Genelgesiyle
btn hristyanar diyaloga ve yardmlam aya armtr. Yirmi yl
iinde stanbul, Ortodoks Patrii, 1948'de kurulan Kiliseler Birlii Konsey'nde Anglikan ve Luthercilerle birlikte "H ristiy an B ir li i" h a r e k e
tinin kurucusu olmutur. Yine o, 1945 - 1955 aras Rus Kilisesinin, "Kilise
BirliF'nin, Bat Emperyalizminin bir leti ve "Y u n a n K ilisesinin"' Orto
dokslu un Safiyeti iin bir tehdit okluunu ifa ettii zaman; Ortodoks
luun Konseye itirakini engellemitir. Ancak 1960 yllarnda B a n iinde
b ir l ik t e yaam a p o li tik a s ; Ortodoks kiliselerinin (Rus Kilisesi hari)
1966dan beri yesi olduu "K ilis e le r Birlii K onseyi"ne, Dou Ortodoks
Kiliselerini balanm aya sevketmitir. Yine de bu itirak ii, birtakm
problemlerle kar karya bulunmaktadr. Konseyin almas, daha ok
enteliektel sahadadr. O rtodoksluk entellektel kuvvetlere az sahip
olurken, Birliin mnevi boyutlar ve Sakramenii zerinde srar ederken
veya gerek yaratcnn her taahhdnn kaynan SIR'da grrken;
Konseyin temayl, Sosyo-politik taahhdn iinde hristiyan srrn
e ritm e y e y nelm itir, ite, bir takm kslm alarn ve art niyetlerin
tesinde, Konsey'deki Ortodoks ehadetin anlam da bu noktada bulun
m a k tad r.
Bununla beraber Ortodoksluun itiraki, Konsey kadrosu iinde"Ka

229

d ky K o nsiline uym ayanlarla" (M. 451} esasta bir takm diyaloga zemin
hazrlamasiyle; meyvesini vermitir. 1964*ten 1970e kadar olan Diyalog
lar, iman konusunda tam bir anlama ile sonulanm ve bu, devaml bir
birliin habercisi olmutur.
Y ine birka yldan beri, zellikle Katoliklerle O rtodokslar a ra
snda, ok verimli diyaloglara giriilmitir. Bylece 1964'de I. Athenagoras ve VI. Paul Kuds'te bir araya gelmiler ve 1967'de Papa, Fener Pat
rikhanesini; Fener Patrii de Vatikan' ziyaret etm itir65. ite bu " i y i
Niyet", diyaloglar 1965'den beri; 1054 Afarozunun kalkmasna ve " B l n
mez K ilisen in " u yzne kmasna zen gsteren orijinal teolojik diyalog
larn, balamasna imkn vermitir.
Ortodokslar iin eski bir yara Katolikler iin se taze bir yara olan
U N A T E S 64 Cemaati problemi, bir ac olarak ortada durmaktadr. nk
Uniatisme, kinci Dnya Harbi akabinde dou lkelerinde kaba ekilde
tasfiye edilmi ve samimi Katolik olan cemaatler, Ortodoks Kilisesine
girmeye zorlanmtr.
Burada unu belirtelim ki, XVL asr Katolisizminin krlmalarna
maruz kalmam olan Ortodoksluk; Katoliklie, Kilise gerek srrn kay
betmeksizin Reform un pozitif isteklerini benimsemesine yardmc olabi
lir.
Bugn Bat Hristiyanl, bizzat imann muhtevasn ortaya koyan
m anev br kriz iindeyken; O rtodoksluk, Kilisenin bed enem esini
aklayan tarih bir kriz iinde bulunmaktadr. Bylece ikisi arasnda
nasl bir karlama olaca ve herbirinn oraya ne getirecei beklenm ek
tedir. Burada sonu iin sz, gen Ortodokslara brakalm. Onlar mese
leye yle bakyorlar: "Y apsal problem lerin tesinde, ada dnyann
krizi hereyden nce bir dnce krizi, b ir ruh krizidir. Bunun iin, iinde
bulunduumuz zaman, hristiyanlann kiliseyi b ir sr olarak unutaca ve
duann nem ini azaltaca bir zaman deildir. Byle yaptklar takdirde
onlar, ekil deitiren ve Tanrlaan sa'da bir hayat olan hristiyanl,
esas y nnden yoksullatrm adan baka bir ey yapm olmazlar. Orto
doksluk, insann gerek kurtuluunun, sadece evreyideirmekle deil;
her seviyede, yeni toplumu kapsayan b ir hizmet iinde, insanlar " D i
rilm e s ev in cini" yeniden kefe sevketmekle m m k n olduunu, gster
m i t ir . " 65

230

DPNOTLAR
1

H ristiyan olm ayan bir m uhitte d om u olan, Olivier Clm ent, uzun bir
aratrm adan sonra O rtodoks Kilisesinde vaftiz olm utur. niversite d o
enti olarak Paris'te Saint-Serge O rtodoks lahiyat Enstitsnde ve Yksek
E t dler E nstitsnde retim yelii yapm tr. "C o n ta c ts" dergisini ka
ranlar arasnda olan Olivier Clem ent, H ristiyan Dounun tarihi ve ruhiyat
zerinde bir ok eser verm itir.

P. Evdokim ov, L'O rtodoxie, Paris, 1965; J. Meyendorff, L'Eglise O rthodoxe,


hier et Aujourd'hui, P aris, 1966; O. Clm ent, L eglise O rtodoxe, Paris 1965.

K ato lik o s, vaktiyle Bizans m paratorluun un Dou snrlar dnda bulu


nan kilise eflerine verilen bir nvandr.

S a in t A n d r R o u b le v ; R oub levin h ayat ve eseri. Saint Serge d e Radonge'in evresindeki m anastrn tesiriyle XIV ve XV. asrlarda Rus kltr
ilerlem esi ve M ill kalkm m asiyle ayn zam ana rastlam ak tad r. 1360-1370
aras d om u olan Roublev ok gen yata Trinit-Saint-Serge m an ast
rnda kei olm utur. O Bizans'n byk ressamlarnn izini tamakla bera
ber, yeni slu p lard a ortaya koym akta gecikmemitir. M oskova'da, Annociation Katedralini (4 0 5 'e doru) ve V ladim irde Dormition Katedralini ss
leyecek olan (1408'e doru) Roublevin belli bal ikonlar bugn, M oskova
Trtiakov galerisinde v e L eningrad m zesindedir. Roublev, 1427 v e 1430
aras lm tr. G m l olduu A ndronikov M anastn, imdi adna tahsis
edilmi bir mzedir.
Sanatnn m an ev deeri ona, ok erkenden erm i olm ay salam tr.
phesiz, A ziz A ndr Roublev eski R usyann en byk ressamdr ve O rto
doksluun kutsal sanatnn en byk yaratclarndan biridir. O, ekil de
itiren bir H ristiyanln hizm etine, onlar sokabilmek iin, Bizans ikon
larnn arasnda Antik sanatm ahengini ve akcln yeniden kefetmitir.
Son derece saydam renkler, ekseriya yuvarlak bir ekilde dzenlenm i olan
izgiler, neeli ve cidd bir takm siluetler ve veheler Roublev'i, mistik bir
ilahiyatn imtiyazl tan haline getirm ilerdir. Onun aheseri olan "Trinit"
bugn, Trtiakov galerisindedir. (Bkz. V. Lazarev, A ndreri Roublev, M oskcou, 1960).

B erd iaeff: 1874'de Kiev'de doan ve 1948'de len N icolas Berdaeff, kendi
ni Batya kabul ettiren yegane Rus din filozofudur. H ristiyanlar daha mis
tik, daha sosyal ve hatta devrim ci birtakm yollara iten onun dncesi,
Dou ve Batnn, iman ve isyann kavak noktasnda kendini gsterir. Asil
bir aileden d om u olan Berdiaeff, gazeteci olm ak iin abucak ev re
sinden uzaklam v e tm politika ve kltr m cadelelerine katlm tr.
nce sosyalisttir: (Bunun iin iki defa tutuklanm tr), az da olsa konform isttir. O, M a rx in dncesi ile Knnt'm dncesini birletirm eye teeb
bs etm itir. 1 9 0 1 'den itibaren, zellikle N ietzsche sayesinde yaratc de
h n n kefi onu, M arxizm den u zak latrm t. Yine de o, Marksizmin ad a
let fikrini daim a m uhafaza etmitir.

231

199a d o ru o, O rtodoks Kilisesine katlm ve onun teolojisinin y e


niletirilmesine tirak etmitir. Bununla beraber onun yok edilem ez uyu m
su zlu u, 1913'de "Le sens de l acte C rateu r" adl eseriyle beraber onu,
kiliseden uzaklatryor. O, kendini, bir hristiyan antropolojisinin h azr
lna ad ayan bir peygam ber olarak gsteriyor. 1914 v e 1917 ihtilalleri tari
hin temizleyici okunu temsil ederler. Sosyalist tecrbeyi kabul, hicreti red
dederek, birtakm riskler altnda (Yeni rejim onu iki defa h apsetm itir)
hazrlanan cem iyet iinde, ruh hrriyetini ve yenilem i bir hristiyanh,
ykseltm eye giriiyor. Y azarlar C em iyetin in bakan yardm cs olarak o,
1919'da "H r M a n e v K lt r A k ad em isi"n i kurar v e 1920de M oskova
n iv e rsite sin e P ro fes r olu r. Daha sonra, Bat dn yasn da n eredilm i
olan bu niversite notlan tarihin anlam na ve Dostoievskinin dncesine
tahsis edilm itir. Berdiaeff, 1922de 'K o m n izm in d eo lo jik D m an "
ithamiyle, Rusya'dan kartlmtr.
1 9 2 2 -1 9 2 4 de Berlin'de, A v ru p ada ilgi grm esini salayacak olan "U n
N ou veau M o y en A g e "l adl eserini neretm itir. 19 2 4 de de F ran sada
C la m a r ta kesin olarak yerlem itir. Bir m uhacir olm ay kabul etm eyen
Berdiaeff, Fransa dnce hayatna girer. Bylece, D ou H ristiyanlaryla,
Bat H ristiyanlar arasnda kesin bir karlam ay harekete geirir ve personalist hareketin ilham ed icilerinden biri haline gelir^. kinci Dnya
Sava srasnda onun ilham ettii "O rto d o k s H arek et" ok sayda yahudiyi k u rtarm , b izzat R u sya'd a h issettii mill u zlam a gelim elerini
kayrm aya teebbs etm i ve bu konuda "L 'Id e Russe"^ adl eserini ka
lem e alm tr. Stalnizm in son evrimi ile hayal krklna urayan Berdi
aeff, savatan sonra yine de bir dnya zaferi zerinde yarg yrtm tr. O,
ada dnyann bir peygam beri olarak telkki edilmitir. 28 M art 1948'de
en verimli zam annda lmtr.
G E L E C E N H I R S T Y A N L I I : B erd iaeff, M o d e r n isyan la bir h ristiy n
b t nlem eyi,

z elli k le

M a r k s 'l a

N i e t z s c h e yi b i r l e t i r m e y e

te e b b s

etmitir. A sl n da o n u n d nc es i, t m varl a y d n l a tm a k v e de i tir m e k


iin m a n e v te c r b e d e n h a r e k e t ed en " M i s t i k b ir r e a l i z m " d i r .
Bol n m e n in v e kleli in s a lta n a t s r d n m p r ik d n y a , d a h a g e r e i
t k e t m e m i t i r .
H a y a t n hakikati ken dini, az izl erin, mistiklerin, p e y g a m b e r le ri n , ad a l e t y a
ratclarnn, sevin ci n ve g zelli in tecrbesi i in de iz h ar ed iy or . Bu ge r ek
varlk , h rr iy eti n trajedisi ile deli di v a n e o l m u t u r . H rr iy e t , ir ras y o n eld ir
v e esastr. Al lah ise o n u n n n d e g s z d r . H r r i y e t i n , insanla m n a
sebeti insan trajik bir kad ere , yani a r m h a g eril m i bir aka dahil eder.
G n a h , orijinal ve srekli ol arak m an ev ve k o zm ik bir had is edir. O, in sa
ni yeti p a r a m p a r a

e tm i v e z a m a n n , m e k a n n , m a d d e n i n

m ah h a s

la n m bir tarzn m e y d a n a ge tirm iti r. Yine de nsan, s a d e c e A llah'da in


san o l m u t u r . Yan, s a d e c e sa, insana T a n n -n s a n iy e t in kap sn a m tr .
G e r e k te sa'da, K u ts al-R uh la a y d n l a n m h r r iy e t yar at c hale gel mitir.
B u n u n iin A llah , in sa n d a n , ya rat c akn h r c e v ab n be k li y or . te en

232

yksek d ereced e din faaliyet, kinatn eklini d eitirm eye gelen sadan
nuru fkrtmak iin biran olsun mahhasl kran yaratc bir faaliyettir.
B y lece g elecek , m ah h as sev iy ed e arm ha gerilm i, fakat h ereyi
aydnlatm aya yetenekli^ bir Kutsal-Ruh hristiyanlma ait grnyor.
(Berdiaeff iin Bkz.: 1- N. Berdiaeff, U n N ouveau Moyen Age, Paris, 1927; 2Esprit et Libert, P aris, 1943; De la Destination de l'hom m e, essai d'thique
p arad oxale, P aris, 1935; Cinp M ditations sur lexistence, Paris, 1966; Les
sources et le sens du com m unism e Russe, Paris, 1963; De l'Esclavage et de
la liberte de l'hom m e, P aris, 1964; Essai de Mtaphisique Eschatologique,
Paris, 1946; 3* N. Berdiaeff, L'Ide Russe, 1969; 4- N. Berdiaeff, Le Sens de la
cration, Paris, 1955; Essai d'A utobiographie Spirituelle, Paris, 1958,
6

D osto iev sk y : M oskovah asker bir doktorun olu olan D ostoievsky 1821 'de
d om u ve 1881de lm t r. G rd din eitim in derinden tesiri al
tndadr. (Kutsal hafta esnasnda Kilisede, E y b n kitabn okum ak isteye
rek alard). Saint-Ptersburg'da mhendislik eitimi grrken. Rom antiz
min tesirinde kalarak gazeteci ve y azar olm ak iin tahsilini terk etm itir.
sa'ya olan hayranlndan vazgem ed en birtakm sosyalist kulplere g ir
m i, tutuklanarak lm e m ahkum edilm i,idam sehpasnda balanm
v e d rt yl m ddetle zindanda kalmtr. Daha sonra 1859'da yeniden Saint
P tersbou rga dn m tr. Ac ihtiraslarla ve oyunun byleyicilii le ce
hennem lere bu ini; onu, yava yava Allah-nsan tapnm asna gt rm
tr^. Bizim, bu yaz m uhtevasnda ayn zam anda psikolog olan yazar detay
l incelem em iz uygun olm az. Biz b urada onun sadece bir pneum atologue
olduunu hatrlatm akla yetineceiz. P neum atologue, Ruhun ve hrriyetin
trajedisini cereyan ettii nihai derinlie k adar insan incelemektedir.
D ostoievsky'in din dncesinin temel konusu, h rriyet konusudur. "Y e r
altn d a k i a d a m n " ackl, irrasyonel hrriyeti, teknik ve lim dnyasnn
kendisine d o ru yneldii "K rista l sa ra y " ve "M a h e r K a lab alk " o r
tam , kabul etm iyor. Kesin bir ekilde hrriyet, sadece iman ve ak iinde
tam am lanabilir. Byk E ngizisyon ca efsanesi iinde sa, sevgi d oludur ve
sakindir. nk o, iktidarn ve perestijin desiselerini reddetm i, H atan in
m em i; sad ece "in sa n n h r ak ile" tannm tr, ite o zam an sknt
g ven e d n m , dirilm enin m utlu haberi, katiller ve fahielerce kabul
edilmitir.
te D o s t o ie v s k y bu akla, K u rtu lu nda m o d e r n ha ssas iy et in iki tem el
k o n u s u n u ele a lm tr . B a b a y a kar is ya n v e y e r y z n n tebcili, ite
"Frres

K a r a m a z o v = K a r a m a z o v k a r d e le r " adl son r o m a n n te m a s

" B a b a n n G n a h dr. Pu tr o n -k le m n as eb eti n in karsna, D o sto ie v s k y ,


ye n ile y ie i v e c a n l a n d r c ru h u n m e k n o lan Tes s ba b al n n i in d e
kkleen h a k im Z o s s i m a ' n m m a n e v bab aln k ar y or. Di er ta raft a n
h a k im in bu d n y a y a g n d e r d i i A l i o c h a yeri pyor ve N i e tz s c h e gibi,
v e h e s i d e i m e y e n bir e v r e n i n i in de bu d n y a d a herke sin d irile c e in e
im an iinde y e r y z n e balln iln edi yor. A yr c a, Allah'n varlnn iki
existen siel delili bu e s e r d e yn nyan a gelmiti r: Kalbin gereklilii ile ol u an

233

delil. {Buna gre insan arzu dolu bir varlktr. Onu, sadece H ay y olan A l
lahn gzellii ve yaratlnn gzellii doyurabilir). Zahiren faydasz olan
tam bir sessizlik iinde bulunan, fakat hereyin onun nda man ka
zand azizin vehesiyle m eydana gelen delil.
Babalar Kilisesi olarak Hristiyanln yegne mezhebi olan O rtodoks Kili
sesi, M odem d n yaya, N ietzsche veya Freud^ kadar byk babalarndan
biri olan D ostoievsky'yi vermitir.
1 Le Sou terain (1864), Crim e et Chtim ent (1866), L'Idiot (1868); Les D
m ons (1872), L'A dolescent (1875), Les Freres K aram azov (1880). Bu eser
lerde D ostoievsky imanla canlanm bir dnya grn aklar.

2 N. Berdiaeff, L Esprit de Dostoievsky, Paris, 1929; L- Z ander Dostoevski


et et le Proplem e du bien, Paris, Paris, 1946; P. Evdakim ov, Godol et Dos
toevski ou la D escente aux enfers. P an s, 1961.
7

T ra n s fig u ra tio n : Bu kelime latinee model anlamna gelen (figure) kelime


sinden ve " a r a s n d a n

g e m e " anlam na gelen " t r a n s "

k elim esin den

teekkl etm itir. Bu d urum da transfiguration, yzn daha parlak bir


grne mklb etm esidir. Isa-Mesih, Mesih olarak tannd anda h av
arisi olan Pierre, Jaques, Jean'n nnde transfigure olm utur. O zam an o,
tanrsal risaletini teyid iin tank olarak Musa ve llya ile evrilmi vaziyette
N u rd a n parlaklk iinde grnm ve Allah'n sesi, kendini yle diyerek
iittirm iti: "S ev g ili olum bud ur. O ndan razy m . Onu d in leyin (M at
ta; X V II, 1-S)ft Bir rivayete gre bu m u cize, Thabor d an da cereyan
etmitir. (Bu bayram 6 Austos'ta kutlanmaktadr)
8

K ilise B ab alan (P res de I'E glise): Kutsal Kitab, yazl veya szl g e
lenei esas alarak , Kilise tarafn dan

retilen d ok trin ler btnn

hazrlayan, ilk Hristiyan yazarlarna verilen bir addr. Bu isim altnda pisko
poslar, p apalar veya brn Hristiyan yazarlar toplanm az. Bu ismi, sadece,
"d o k trin le rin in d e eri, h ay atlarn n k u tsa ll , K ilise n in tasv ib i ile
tem ayz eden k iiler alrlar" Kilise babalan a, birinci asrn sonundan
itibaren Romal Clment, Antakyal Ignace, Lyonlu Polycarp e gibi hemen
havirelere halef olan Apostolik babalarla balam ve IV. ve V. asrlarda.
Aziz Atnanase ve A ziz Cyrille, Basile, Nazianzeli Grgoire, Nysseli Grgoire,
Jerom e, A ziz Augustinlerle doruk noktasna ulam ve nihayet Vil. ve VIII.
asrlarda Batda byk Grgoire'Ia, Douda Jean D am acneIe sona erm i
tir. Icrna1 hali hari yanlmazl olm ayan Kilise babalarnn retisi, ge
lenein en deerli ehadetieridir. Kilise babalarnn retisi, yine, Hristiyan
mesajnn bir takm fizloyojik kavranlan nasl stlendiini, onlarn saye
sinde teolojinin hibir inn! sisteme katlmakszn nasl gelitiini gster
m ektedir.
9

P aro u sie (P aro u sia): Parousia, yunanca, hazr olu, geli anlam na gelir.
P arousie, dnyann sonunda sa'nn m uhteem geliini b alatacak olan
yeni kralln bal angcn gsteren kyamete ait (Eschatologique) bir terim
dir. Bizzat, cesetlerin dirildii anda, Mesih'in ikinci defa ve kesin olarak
grnm esidir. Katolik inancna gre Parouise, Mesh bir bekleyi iinde

234

im anda ve inayette daha imdiden yaanabilir, fakat onun tam ekli, parlak
bir k iinde son yarg gn gerekleecektir.
10

Bu

11

Rom a non s la M ode, Les H ym nes, Paris, 1964 - 9165

12

konuda bilgi iin "k ato lk M ezhebP'ne baknz.

tk o n

(Ico n e): D ar m anda kon, tahta panonun zerine yaplm bir resmi

belirtir. Bu ikon bir bayram vesilesiyle Kilisede tehir edilir veya kilisenin
duvarlar zerinde ve bilhassa kilisenin ikon ostase blm nde srekli ola
rak bulundurulur. Bir evde de "Y k sek b ir k eye" konmu olan ikonlar,
ailenin m ihrabm tekil eder. Fakat bir kilise, tm m im arisiyle, fayanslaryle, freksleriyle dev gibi bir ikonu m eydana getirir. VII. Genel Konst
(787) "K u tsa l re s im le re " veya

" k o n la r a

saygy kesin olarak kabul

etm itir. Bu sayg, bir tapnm a deildir, o, sadece tapnm aya br vastadr.
; Zira ikon, daim a asmi yanstr. Yani

o,

dirkt veya indirekt

" ik o n la r ik o n u "

say temsil eder.

VII. Genel Konsil ve 1667 M oskova Konsili, tanrsal derinliin kayna ola
rak babann tasvirini yasak etmitir. Ancak sa tasvir edilebilir ve edilmeli
dir de. nk Isa, sadece tanrsal kelm deil, o, ayn zam anda babann
ayn cevherinin bir suretidir. Onda grnm ez olan baba, m addeyi kutsal
latrarak gr n r hale gelm itir. A llahn eklinde yaratlm olan insan,
Isada v e kutsal ruhta tam bir benzerlik, yani gerek ehresini bulur.
Tanrlam a konusunda O rtodoxe mistik gelenei aklayan konun, telkin
ettii ebedilik ehresi ite budur. (Orada kulaklar ve azlar incelmi ve ie
kvrlm, aln genilemi ve parlam ; yz, bsbtn gz haline gelmi, yani
tam am en ef fa flam tr. Tasvir, daim a cepheden yaplm tr. te btn
bunlar, saf dua ve saf kabul haline gelmi bir varl gstermektedir.)
Bnylece Ikon, tanrsal gzelliin srr haline gelmi, kutlu bir ahsiyetin
varln ortaya karm tr. O rtodokslua gre ikon, yinin tamam layc bir
ksmn tekil eder. konun ressam ise, gerek bir grev icra eder. Sert ku
rallar, bayram larn anlamn ve tasvir edilmi yzlerin hrriyetini korurlar.
Fakat ressamn hrriyeti onlar kullanmak iin hudutsuzdur.
S o n a s r l a r d a k i b y k b ir g e r i l e m e d e n s o n r a ikon sanat

b u g n , bir

R n e s a n s d n e m in i y a a m a k ta d r . (Bu k o n u d a ayrca Bkz.: L . O u sp e n s k y ,


La T hologie d e I 'k n e , Paris, I 9 6 0 ; P. E v d o k im o v , L A rt de lIcne, tholog i d e n B eau t , Pa ris, 1970.)

13

A thanase

d ' A l e x a n d r i e : Iskenderiyye p i s k o p o s u o lan A th a n o s e , 3 2 5 ' d e

yap l an znik (N ic e) Konsilinin n c le r in d en d ir . O K o n s ld e A r ia n izm i nfor oz ettirmitir. A yn z a m a n d a A th an as e, ilhiyat, yazar, kilise babasdr.
tizal o l a ra k m c a d e l e ettii A r ie n l e r taraf nd an birok de fa s r g n edil

mitir. (2 98 -373 )
14

B u n u n iin Bkz: J. Chr ist dan s la thologie byzantine, Paris, 1968.

15

T a n r l a m a { D i f i c a t i o n ) : O r t o d o k s Kilisesi gelenei,

"insann T an r o l

a b i l m e s i iin, A l l a h ' n i n s a n o l m a s n " kabul etm itir, in sa n t m varl


ile - bedeni da h il - Tanr sal h ay ata tirak e tm e k ve unu kinata ulatr m ak
iin y a ra t lm tr . A s l n d a g n a h bir kendini ta nr latr ma te eb b s d r .

( E : 16) 2 35

sa'd a g erek leen kefaret se; kin at v e insaniyetin p otansiyel olarak


tanrlam asdr. Bu saya has olan realite - canlandrc ruhun krall - Kili
sede, kendini insanlara dirilme srr olarak takdim etmitir. Kilise babalan,
A ziz Paul'un ve A ziz Yhannann; AUah-insan birlem em iz ve oulda kabul
ed ilm em iz konularndaki byk itiraflarn, en realist bir tarzda y oru m lam lnrdr. nsann roj, "G erek d irilm e k u v v eti" olan E vharistik ve
Vaftizle ilgili inayetin bilincine serbest bir ekilde varm adadr. O, onu Paskalya'nn srrnda aynleen dirilmi lnn geliimi ile; kendi yokluunda
lerek yapm tr...
O halde Tanrlam a (Dification), kiiler aras bir karlamada Tanrsalla
ontolojik ve gerek bir itiraktir. Bu durum da "T a n rla a n " insan, Tesls
birleimin benzerliinde byk nsan birlem eyi gerekletiriyor. Yine
bylece o, lm v e kainatn ekil deitirm esinde kat zaferi hazrlyor.
Daha im diden o, evrensel hayatn ykn azaltyor, onu teskin ediyor, o
konuda birtakm kehnetlerde bulunuyor, tedaviler yapyor, ruhlar ayr
yor, neticede kurtarc bir Babalk icra ediyor. (Geni bilgi iin Bkz.: M. LotBorodine, La Dification de IH om m e, Paris, 1970)
16

Bizans devrinin toplu bir yorum u iin Bkz.: O. Clment. L 'Essor du Christia
nisme Oriental et Byzance et le Christianism e, 2 vol. Paris, 1964.

17

A TH O S (A Y N A R O Z ): Y unanistann kuzeyinde E ge denizine d oru uza


nan boyutlu bir yarm ada vardr. 60 km. u zunluunda, 10 km. geni
liinde olan dou uzants ucunda, ismini tad Athos (2034 m.) da ile
sona erm ekted ir. O lduka yksek m anastrlar, kuzeyin aalkl tepele
rinde tesbihtanesi gibi dizilm ilerdir. Gneyde, yksek tepelerin eteinde
zahitlerin snd akll l vardr.
A thos kutsal da, dou hristiyanlnm m anastr gruplarnn sonuncusu
dur. imdi buras, Yunanistan'n him ayesi altnda hr bir zahitler cu m h u
riyetidir. Sadece erkeklerden oluan, daha d orusu "M ery em B ah esi"
olan Cum huriyet, baka kadnn orada varln yasaklam tr.
G enelde O rtodoks zahitlik olarak A thonite keilii, serapa m urakabeye
dayanr. Fakat orad a, el iinde birlemi olan m urakabe, en yksek aksiyon
olarak tasarlanm tr. Bu m urakabe dnyay koruyor ve onun ekil dei
tirmesini hazrlyor.
A th o s'd ak i m an astr h ayat, birinden d i erin e ykselm enin m m kn
olduu ksm a ayrlm tr: 1- d oritm ik M an astrlar (Les M anastres
d io ry tm iq u es): Bu m an astrlarda her kei "k en d i zel g id iin i" takip
eder ve ayr yaar. Sadece belli bal ibadetler cem aat halinde kutlanr.
2-

C n o b itle r

M a n a s tr

(Les

M o n astres

Cenubi tiq u e):

Bu

m a

nastrlarda daha ok itnata ve ok uzun ibadetlere nem verilmitir.


3 - H sy ch a ste h ayat (La Vie h e s y c h a s t e ) ; Bu h ayat, h r bir ekilde
seilmi m anev bir babann etrafndaki mritler, kk gruplar ve ou za
man keilerden oluan cem aatlerin iinde yaanr.
X. asrdan beri Athonite zabitlii, Ortodoks dnyann btn milletlerinden
talebeler alarak, hristyan douda bir dini hizm et birlii v e evrensellii

236

teekkl ettirmitir. Biri 130, dieri 1800 yllarnda Ortodoks Kilisesini kur
taran iki yenilik hareketi de, A thosculardan kmtr. Onun ada krizi ise
hereyden nce biyolojiktir: XX . yzyl ihtillleri, Slav ve Rumen mensubi
yetini kurutm u ve bu saysal gszlk (19I2'd e 7000 kei, 970' e 1300
kei) sert olaylarla ve bazan da ahlk bozucu olaylarla kendini gster
mitir. Fakat yine de kriz, tarm sal geleneksel bir cem iyete bal olan zahitligin artan uyum suzluu ile, psiko-sosyal bir grnm dedir. Tehdit altnda
olan A thos, dnyann karsnda ou defa kayg ile ve inkr ile tepki
gsterm itir. Yine de yenilem eyi ve hsychaste (iffet) gelenei kabul eden
birka Y u n an m anastr, "lde" d evam etm ektedir. XX. yzyl Ortodok
sluunun en byk ruhanilerinden biri olan Hakm Sylvain (l. 1938) bir
A th o n itdir. (Bu konuda Bkz.: L 'A th o s et le M onachism e O rtodoks in
"C on tacts", P aris, I9 6 0 . J. Bies, M ont A thos, Paris, 1963; Le M ilnaire du
M ont A thos (963 - 1963), ln E tu des et M langes (H eversin, C h evetogne,
1964, A rchim andrite Sofrany, tlie Undistorted image, Staretz silouan, (1866 1958), London, 1958.)
18

Filioque problem i zerindeki tartm a iin Bkz.: V. Lorssky, La Procession


du Saint - Esprit dans la doctrine trinitaire O rthodoxe, in A lIm age et la
ressem blance de Dieu, Paris, 1967)

19

Bkz.: P . Kovalevsky, Saint Serge et la Spiritualit Russe, Paris, 1959.

20

T a b o r (T h a b o r): Thabor, N asira'm n G ney dousunda Galile'nin kutsal


dadr. Ibranilerin apokrif nciline gre, sa, bu da zerinde ekil deiik
liine (Transfigure) m aruz kalm tr (M atta XVII, 1 - 9 ) ve Mezardan diril
dikten sonra orad a h avarilerine g r n m t r. (M atta, XXVIII, 16). ark
m nevi hayat Tabor dana has olan bu , Tanrsal N urun tezahr ve
onun mistik ruha girii olarak isimlendirmitir.

21

S y m e o 'u n eserlerin in

tam am na ]. Param elle tarafndan franszcaya

evrilen M gr. B. Krivochne'n eletirisiyle birlikte "Sources Chrtiennes"


koleksyonu iinde rastlanabilir. No: 51, 96, 1 0 4 ,1 1 3 ,1 2 2 ,1 5 6 , Paris.
22

Saint G rgoire Palam as (1296 - 1359) O rtodoks gelenein ok nemli bir


sim asdr. Onun O rtodoksluk iin yapt sentez, Saint Thom as d'Aquin'in
K atoiszm iin yapt kadar nem lidir. Ha'tta, Palumas'm sentezinin daha
* aktel olduu sylenebilir. nk onun sentezi kavramsal deil, manev bir
tecrbenin sem boldr.
stanbulda asl bir aileden doan Palam as, 1316da, politik bir meslekten,
kei olm ak iin ayrlm tr. Athos'ta yirm i be sene "yeni h sychaste" za
hitliini ren m i ve n eticede bu m n evi tecrbe m etodunun stad
olm utur.
H m anist rasyonalistler "H sychasm i" (O rtodoks zahitlerinin Zhidne ve
mistik metodlardsr) tartm a konusu yaparlarken ve onlarn psikosom atik
m etodlariyle alay' ederlerken, "T h ab o r n n " yaratlm am karakterini
ve ona gerekten itirakin imknn inkr ederlerken P alam as 1340da Aihonitlerin istei zerine "M n ev i tecr b e sin in esa sla rn " aklam ayd
girim itir. 1341'den 1347'ye kadar ortal yakp ykan sava, krizin z

237

m n geciktirm i Palam as da tutuklanmtr. 1347de serbest brakldktan


sonra, stanbul'da toplanm olan birok Konsil, Paam as'n doktrinini be
nim sem i, bilhassa I 3 5 l de Tom e Synodale tarafndan takdis edilm itir.
(Palam as, Dfense des Saint H svchastes (Louvin, Spicilegium Sacrum L ovaniens, 1959). Ayrca Bkz.: j. Meyendorff, Introduction l'Etude de Gr
goire Palam as, Paris, 1959).
23

P a u p r i s m e : steyerek, sad ece ruhen deil, gerek ten bu yaratlm


dnyann btn nim etlerinden yz evirm e hareketidir. Din Pauperism in,
her eit sosyal kategorideki ekonomik yoksullukla hibir ortak taraf yok
tur.

24

Bkz.: S. Rundm an, The G reat Church in Captivity (Cambrridge, 1968)

25

Bkz.: I. kologrivof, Essai sur la saintet en Russie (Bruges, Beyaert, 1953).

26

K a r

R e fo rm :

Kar Reform (Contre - Rform e) tabiri, XVI. yzylda

P rotestan Reform u karsnda, Katolik Kilisesinin tavrn belirtmek iin,


Protestan tarihileri tarafndan kullanlm polemik bir ifadedir. nk, itizaller, blnm eler, papaz snfnn cehalet ve disiplinsizlii; Katolik kurum
la rda acele bir reform u gerektirm iti, ite bunun iin Papa III. Paul (15341549) tarafndan bu reform a teebbs edilmi IV. Paul (1555 - 1559) ve Aziz

V. Pie (1566 - 1572) tarafndan yeniden balatlm; III. Jules (155 0 - 1555), II.
Marcel (1555) ve IV. Pie (1559 - 1566) devirlerinde de az veya ok bu reforma
devam edilm itir. III. Paul tarafndan toplanan T ren te K o n sili (1545 1563), Kilise kurulularn ve retisini yeniden tekiltlandrm, yeni itizalleri fa etmi, fakat Kilise birliini yeniden kurmay baaram am tr.
1 5 3 9 da A ziz

Ig n ace de L oy ad e tarafndan kurulan "sa 'n n

a rk a

d a la r" (La Com pagnie de Lsus) tekilat, Protestanlara kar yaplan bu


savata, papaln en aktif yardm clarndan birini tekil ediyordu. Trente
Konsiinden drt asr sonra bugn, Kar-Reform (Contre - RTurme) tavr
nn evrensel kilise ruhunu tatmin etmedii ve devam l bir reform , kilisenin
kanunu haline gelmesi gerektii fikri, artk kendisini yice kabul ettirmitir.
27

G. F l o n o v k s y , T he O r t o d o k s c h u r c h e s an d the O e c u m e n i c a l M o v e rn e n t
p r i o r to 1910 A H i s t o r y of the O ec u m e n i c a l M o v e rn e n t ( 1 5 1 7 - 1 9 4 8 ) L o n
dres, R. R o u ss e and S.C. Veill, s.p.c.k, 1954

28

P h iio cale

( P h i o k a i a ) : Philocnlie " G z e l l i k

a k " a n l a m n a gelir. Bu

g zellik, Allah' n g zell iid ir v e Tanrsal nurl a y k a n m ya ra tl g z e l


liidir. ok geni a n l a m d a kelim e, m a n e v m eti n le r ontolojisini belirtir.
Buna g r e d u a y a slk etm i her insan, gzellie d o r u zel seyrini k o la y
la t r m a k iin vird le ri n i k o m p o z e y e a r lm tr , P h ilo ca l i'n in en m
ke m m eli 1 8 7 2 d e Venedik'te g r le n d ir . ki s tun h alin d e 1 2 0 0 sahifeden
fazla olan a b i d e v eser e hakl ol ara k " P h i l o c a l i e

des Saint N e p t i q u e s "

ismi verilm itir. O rada, aktif ve tefekkri ha y a t felsefesiyle, ruhun nasl te


m izlen dii, ayd nland , m k em m el le ti i g r l r . Bu, Pi sk op os Corintheii
M a c a i r e (1 731 - 18 0 5 ) iie A th o n ite ( A t h o s d a zah id i) olan N i c o d m e
L 'H ngiorite (1 7 4 9 - 181)9)'in m terek bir e s e n d ir. M od ern insann saltanat,
m e y d a n ok u y u u , buhr an karsnda ner ikisi de, "sa'nn d u a s " ve sakr a-

238

m en tel h ayata nem veren m an ev kalknm a iin, byk abaya giri


m ilerdir. O h alde 1S72 "P h ilo c a lie ", h sychn ste (M anev bir zahidik
tecrbesi) geleneinin, ok geni sem e iirler rneidir. m urakabe me
todu ile, tapnm ayla dzenlenm i yksek teoloji ile, m anev babann reh
berlii ile, havarilere has lh inayet yollarnda yol arkada ile, Philocalie;
akim klar ansiklopedisi v e bir N ov alisin byl gece ansiklopedisi
karsnda, yaratlm am nur ansiklopedisi v e "p arlak k aran lk'' ansiklo
pedisi olarak belirtir.
Bu eser, R om an ya'da ve Rusya'da gl br yeniliin canlandrcs olan
byk hami Paissi Vlitchosky (1722 - 1794) sayesinde fevkalde bir basan
k azanacaktr. 1970'den beri Tropistes tarikat m ensuplar ok sayda Ortod o x un itirakiyle 1782 "Philocale'nin" deiik, fakat tam bir basknm
franszca yapm a hazrl iindedirler. (Bu konuda Bkz.: La Petite Philocalie
de la Pire du Coeur, texte traduite en franais. P ar Jean G oullard "Le livre
de Vie", P aris, 1968; W riting from the Philokalie on p ray er of the H eart,
trad uit en A nglais p ar H. K adloubovsky et G .E.H . P alm em r, Early Fathers
from the Phillokalia, Londres.

29

Bkz.: La Philosophie, Paris, 1969

30

Bkz.: C ontacts, Revue Franaise de L'O rthodoxie, t.XVII. No. 49, Paris, 1965

31

Bu konuda Bkz.: V. L ossky, Essai

su r la thologie m ystique de l'Eglise

d'Orient, Paris, 1968; P. Evdokim ov, La Connaissance de Dieu dans la Tradi


tion Orientale, Lyon, 1966
32

Pneum a: Canlandrc nefes dem ektir.

33

P. Evdokim ov, L'O rtodoxie, Paris, 1965

34

Bkz.: V. Lossky, "La Notion thologque de personne hum aine" in a limage


et la ressem blance de Dieu, Paris, 1967

35

K y a m e t (A p o ca ly p se ): A pocalypse, M ild birinci asrda sembolik m kaefeler olarak hir zam an hakknda birtakm vahiyleri ihtiva eden, Yahu
di ve H ristiyan muhitlerde olduka yaygn olan bir edebiyat trdr. Bu
m kaefelerden bazlar H ezekie, Zek erya, Yoel ve Daniel p eyg am b er
lerde grdm z gibi bir takm dehet sahnelerini tasvir eder.
Bu ismi tayan Yeni Ahid'n son kitab (Vahiy), sevgili H avari A ziz Yuhanna'ya atfedilm i veya ksmen onun yakn talebelerinden birine isnad edil
mitir, Yuhnnna onu, mild 94 - 95 senelerinde Domitie'nin saltanatnn so
nuna doru yazm olabilir. N eron'a telmihlerde bulunan baz ksmlar bu
tarihten nce yazlm olm aldr. Roma im p aratorluu nu n bir devresinin
zulm leri zerinde merkezilem i olan her kitapta bu zulm ler, zamann
sonunun mjdeci alm etlerine ve sa-M esihin saltanatnn kesin tesisine
balanm tr. Bylece biri tarih, dieri peygam beri ve e sk a to o jik olmak
zere iki seviyede yorum yaplmtr. H er iki halde de yorum , zellikle ra
kam larn sembolik anlatm na ve tasvirlerin ba d ndrc ifadesine d a
yanm aktadr.

36

F. M. Dostoievsky, Dans les possds, 1870

37

Ruhun Srr hakknda Bkz.: P. Evdokim ov, L'Esprit Saint dans la tradition

239

O rthodoxe, Paris, 1970.


38

Bkz.: A . Scrim a, "L'A pophase et ses Connotations selon la Tradition Spiri


tuelle de lOrient Chrtien" in ie Vide, experience spirituelle en en occident
et en O rient, H erm s, No: 6 (Paris), 1969

39

Bkz.: H om lies su r le "Cantiques", dans Grgoire de N ysse : La Colom be et


la Tenebre, Paris, 1967.

40

Saint M axim e le Confesseur, M ystagogie, 2. une traduction franaise de la


m ystagogie a t publie p ar A . H am m an dans l Initiation Chrtienne, P ar
is 1963.

41

sann "Bedeni Kilisesi "Evharistik Ecclsiologie" hakknda Bkz.: G. Florovsky. Le Corps du Christ Vivant" in la Sainte Eglise U niverselle, paris, 19S3;
N. A fanassieff et autres : La P rim aut de Pierre dans l'Eglise O rthod oxe,
Paris, 1960.

42

Ortodoks Ecclsiologie iinde Kutsal ruhun oynad rol iin Bkz.: N. A . Nissiotis, "Pneum atoogie O rthodoxe" in Le Saint - Esprit, Genve, 1963.

43

Bu tesbitin gereklerle ilgisi yoktur. stanbul'daki O rtodoks aznlklar din


hrriyeti iinde rahat yaam aktadrlar. (Tercm e eden)

44

G. M atzneff, TA rdinm andrite, Paris, 1966; Com m e le feu ml d'A rom ates,
Paris, 1969; Le Carnet A rabe, Paris, 1971.

45

V. Ruzanov, La face Sombre du Christ, Paris, 1964.

46

S. Boulgakov, Du Verbe Incarne, P aris, 1943, L e Pareclet, P aris, 1946,,

47

Chestov'un eserleri in Bkz.: La Philosophie de la Tragdie sur les confinges d e la Vie; Le pouvoir des Clefs - Athnes et Jrusalem sur la balance de
Job.

48

Ayrca Bkz.: Un Maitre de la Spirituallite Byzantine du XlV.'e, sicle, N ico

49

Bkz.: Y. N. Lelouvier, Perspectives Russes sur l'Eglise, Un thologien Con

50

Losskynin dncesi hakknda toplu bilgi iin Bkz.: O, Clm ent, Vladimir

las Cabassilas, Paris, 1958.


temporain, Ceroges Fiovovsky, Paris, 1968.
Lossky, Un thologien de la personne et du Saint - Esprit in Mmorial Los
sky, N um ro Spcial du M essager de l E xarchat Russe, Paris, 1959.
51

A rchim an drite Sofrony, The Undistorted image. 5 ta rets Siouan, L ondres,

52

A. Blomm, Living prayer, Londres, 1966

53

L. Gillet, Sur l Usage de la Priere de Jsus, Bruxelles, 1952, prsence du

A-

E. Behr - Sige], La prire de Jsus, in Dieu Vivant No:8, Paris, 1948; Pierre et

55

J. M eyendorff, Introduction lE tu de de G rgoire P alam as, P aris, 1959,

1958.

christ, Bruxelles, 1962,


Saintet dans l'Eglise Russe, Paris, 1950.
Saint G rgoire Palam as et la M ystique O rthodoxe, Paris, 1959; O rthodoxie
et Catholicit, Paris, 1965; Le Christ dans la thologie Byzantine, Paris, 1969.
56

P. Schm em ann, Pour la Vie du Monde, Paris, 1969-

57

Toplu bir deerlendirm e iin Bkz.: O, Clment "La Vie et P O euvre de Paul
E vd akim ov, Quelques Approches" inPaul Evdakim ov, Tmoin de la Beaut

240

d e Dieu, Paris, 1971; La F em m e et ie Salut du M onde, Paris, 1958; Gogol et


D osto iv sk y ou la d escen te au x en fers, P aris, 1961; Le S a cre m e n t d e 9
l'A m o u r, Le M ystre Conjugal la Lum ire de la Tradition O rthod oxe, P ar
is, 1962; Les ges de la Vie Spirituelle, P aris, 1964; L e C hrist dans la Pens
Russ, P aris, 1969; L A rt de l'Icne, Thlogle de la beaut, Paris, 1970.
58

C . Y an n aras'm F ran szca'ya eviren tek eseri u dur: De IA bsen ce et de


Inconnaissance de Dieu, Paris, 1971.

59

Bununla b erab er o C o n tacts dergisindeki Paul E vd o k im o v derlem esine


tirak etmitir.

60

I.H azim , L H om m e d'Ajourd'hui et la Rsurrection, Beyrut, 1971.

61

A slnda R us O rtodoks Kilisesinin politika ile ilgilenmesi kendilinden ol


m am tr. Katolik dnyann din lideri olan Papa'nn siyas faaliyetlerinin
karsna, Rus K o m n ist rejim i, Rus O rtodoks Kilisesinin ban k ar
m aktadr. Dolaysyla M oskova Patriinin verdii beyanatlar sad ece K om
nist eflerin istedii istikm ettedir. stanbul Fener Patriklii Trk kanun
larnn glgesind e sonsuz bir din hrriyetine sahiptir. T rk iyedeki O rtodokslar da, R usya'daki O rtodoks cem aatten daha da rahattr. Bu bakm dan
Fen er P atrikhanesinin tarihini yp ratt eklindeki k an aat, T rk iye g e r
eklerine ters d m ektedir. (Tercm e eden)

62

Bkz.: O. Clm ent, Dialoques A vec le P atriarche A thn agoras, Paris, 1969

63

(Fay ard )
Yine Papa IL Jean-Paul 29 Kasm 1979'da Fener patrii . D im itrios'u ziyaret
etm i v e Istan bu l Saint G eorge k ated ralin d e m terek d u ay a itirak
etm itir. Bk. La D ocum entation Catholique 16 Aralk 1979.

64

U N A TFS: Roma Kilisesi cem aatna bal olan ark m ezheplerine ve o n


larn geleneksel kiliselerine verilm i olan bir unvandr. Bugn bu cem aat
ler, M sr'da H abeistan'da, Lbnan'da, Suriye'de, Trkiye'de ve D ou A v
rupa m em leketlerinin birounda m evcuttur.

65

Kr.: Syndesm os genel birlii karan, bos ton, (12 - 25 Tem m uz 1971)

241

C) P R O T E S T A N L I K M E Z H E B

Yazan: Roger MEHLA

TA R H BR BAKI
XVI. asr reformundan domu olan Protestanlk2 hareketi, B a tn n
din tarihi iinde kendini, ne yeni bir din olarak ne de Hristiyanln yeni
bir ekli olarak takdim eder. O, Bat kilisesini uzuvlar ve ba iinde de
rin bir reforma tabi tutma hareketidir. Bylece, Protestanln douunda,
hibir itizali ihtilf da sz konusu deildir. O, XIIL yzyla kadar uza
nan, uzun bir kilise reform faaliyetinin bir uzantsdr. Bu hareketin
nclerinden bir ksm, Kilise tarafndan aforoz edilmi; dier bir ksm
ise aforoz edilmemitir. Mesel, Hussites ve Vaudoislar, savonarole, pic
de la Mirndole bir takm zulmlere maruz kalmlar; Luther3 ile akra
balna henz iaret edilmemi olan aziz Bernard, "P a p a l n olduka
ar idare ve istilsn a" kar yapt hcumlara ramen kilisede sakince
yaamtr. Eer Reform, "ayn kiliselerin teekkl" ile sonulanmsa, bu
ayn zamanda nerilen reformlarn, toplu karakterlerinden, politik ve Ki
liseye has durumlardan kaynaklanmtr, ite bunun iindir ki, Tapalk ve
H km darlar arasndaki tartma korkun boyutlara ulat anlarda ve
h k m d arlar muhtelif sebeplerden dolay Reform cular destekledikle
rinde krlma, zaruri olarak ortaya kmtr.
ite bund an dolaydr ki Reformu, uzun sre dnlm stratejik
pln ve bir takm liderleri olan organizeli bir hareket olarak grmem ek
gerekecektir. nk Reform, Avrupa toplumunun btn kesimlerinde ma
yalaman manev bir ihtiyaca cevap olarak domu, kendiliinden ve biz

245

zat anarik olarak patlak vermitir. O devir insanlarnn biroklar Re


formu istiyorlard ve hatta bunu zaruri gryorlard. Ne var ki hepsi re
formu sonuna kadar gtrme azminde deillerdi. nk hikimse Kilise,
karsnda shism atik (mutezili) damgasn yem ek istemiyordu. Onlarn
istedii yegne husus Birtek Kilise bnyesinde Incil'e uygun bir hayat
tarzyd. te sadece bunun iin, 1520 senelerinin sonuna doru, bir kimsenin
Protestan olduunu veya olmadn sylemesi bile ok zor bir iti. Bundan
dolay, R e form , taraftarlar sadece efkr- um umiyenin verdii ismi
tayorlard. Bylece Reformcular, Lutherenler, Biblienler, Evangeker
veya Fransada olduu gibi Huguenotlar {Bu kelimenin kayna karanlk
ve tartmaldr) olarak isimlendiriliyorlard. Bilinen Protestan kelime
si ok sonra ve tesadfen ortaya kmtr. 1529da Spire Meclisinin (Diete
de Spire) topland bir srada Reform a gemi imparator devletlerinin
belli saydaki delegeleri tarafndan aznlklarn, ounluun ald ka
rarla ezilmesi din olayna kar bir protesto (protestation) dzenlemi
lerdi. Bu din protestonun esas gayesi u cmlelerle belirtilmiti:"Allah'n
erefi veya ruhlarn selmeti bahis konusu olunca, herkes Allah'n huzurundadr ve sadece Allah'a kar hesap verir"
te bu gsterinin savunucular "P rotestan " ismini komik bir ekilde
byece alm oldular. Hl evrensel olarak kullanlmayan bu terim byle
empoze edilmitir. Mesel Almanlar, Evangelik terimini protestan teri
mine tercih ederlerken; Anglikanizmin^ byk bir kesimi, onu benimsememektedir. Buna karlk Reform dan asrlarca sonra domu olan Hris
tiyan mezhepleri (Baptister ve Metodistler gibi), gnll olarak Protes
tanla aidiyetlerini iln e tm ilerd ir. Kiliseler tarafndan k u llan l
mam bile olsa bu kavram, Reform un iinde tarih olmasa da manev
.esasn bulan tm adlandrmalar belirten, cins bir terim haline gelmitir.
Burada unu hemencecik belirtelim k, Reform; muhtelif memleket
lerde farkl ek iller ald nd an (zellikle A lm a n y a da, F ra n s a da,
ngiltere'de) ve Reformu oluturan olaylar srf din olaylar olmadndan;
Reformun ksa bir tarihini izmek olduka zordur. O halde Reform, Poli
tik ve sosyal hareketlerle iiedir. Bunun iindir k prensler ve h
kmdarlar, bazan reformcular desteklemi, takviye etmi, bazan da ak
sine onlarla atmlardr. te Charles Quint ile I. Franois arasndaki
atmalar bunlardan biridir, i. Franois'in Almanya! Lutherci prenslerle
ittifak kurm as, neticede onun Fransz p ro testanlanna hsn kabul
gstermesini salamtr. nk onlar, 154da Luther'in lmnden sonra
im paratorla lutherci prensleri savunma birlii arasndaki atmay
balatmlard. Yine Almanyada 1522 - 1523'de valyelerin ve bilhassa
Kyllerin isyan (1524 - 1525), Reformcularn onlar desteklememesi ve

246

onlarn da dini olmaktan ok sosyal ve politik gruplar olmasna ramen,


reform d olaylar saylmaz.

H M A N ST L E R ELVERL BR O R TA M YARATIYORLAR
Bu konudaki ese rle re 5 b av u rara k , harek etin genel b ir tahlilini
y apm ak iin, R eform un m anev yapsn zellikle tasvire alacaz.
Arka pland a, Reform, btn sosyal snflara nfuz eden derin bir kayg le
olumutur. Bu kayg, kurtulu problemi ve kurtulu inanc etrafnda
arlk kazanyordu. Yine Reform un kklerini, gemi iki asrm mistik ve
dini olan tm h a rek etlerinin iine uzaty ord u... K ark d evirlerin
zellii olan byle bir inan arayna, Kilise uygulamalar ve kurumlarm
eletirisi de ilave edilebilir. Dikkat eken manzara u idi: Papalk ile
hkm d arlar arasndaki kt ilikiler (1516'dakt Fransa Concordatosu6
bu konuda iyi bir misl tekil eder), saray faaliyetleriyle silinip yok edi
len yksek rtbeli papazlarn istikrarsz durumlar, askeri ve diplomatik
faaliyetler, yksek papaz snfnn cehaleti, Kilise menfaatlerinin suiis
timali, piskoposlar ve keiler aras otorite atmalar, ticaret meta
haline getirilen endljensler v.s...
Eer m atbaann icad olmam Incil'e ve Kilise babalarna ait olan
yazlar, byk bir neirle kanalize edilmemi, kaynaklara dn hareke
ti, Hmanistlerin sabrl almalaryle mmkn olmam olsayd; ite bu
sosyal endie ve honutsuzluk; muhtelif ekiller alabilecek ve neticede de
Reform gereklemiyecekti. phesiz orijinal yaynlarn, tercmelerin ve
erhlerin de Incil'in s ad elik e nd iesine katklar olm utur. Birok
h m anist, reform cular izlem em elerine (ancak E rasm e veya Lefvre
d Etaples hari) ve kiisel bir din ukalalk iinde olmalarna ramen
Hmanist hareket Augustin R enaudet'in7 tasvir ettii Reform ncesi at
mosferi yaratmtr.
R e fo rm cu

hare k e tin

b a lang c

o larak

g e n ellik le

1517

tarihi

gsterilir. 31 Ekim 1517de Luther, devrin detlerine ve halk tart


malarna uygun olarak W itte n b e r g atosunun Kilise kapsna endulgens
kavgalar vesilesiyle 95 maddelik iddialarn astrmt... nk, Roma
Sant-Pierre Kilisesinin mal finansman in Papa X. Lon, tm cmert
balara bir endljans verilmesine karar vermiti... Bu nedenle Agsb ourg un byk bankalarndan birisi bu balar toplamay stlenmi ve
K e i T e t z e l, A lm anya'da utan verici bir k am pan y ay a girimiti.
Grld gibi endljans ii, sadece bir vesile olmutur. 95 maddelik iddi
alarn muhteviyat da bunu ak olarak gstermektedir. O halde bu ddi
alarn, endljans satn almann meydana getirdii sahte - tevbekrla

247

kar, M artin Luth er tarafndan ortaya konmu olan gerek tvbekarlk


doktrini olduu sylenebilir. nk eer bir Hristiyann btn hayat
tvbeden oluuyorsa bu; insan tabiat iinde insana ulaan kkl ktl
oluturan gnahtan dolaydr... Aslnda Lutherin papaln varlndan
sz etmeksizin burada ortaya koyduu problem, Papann manev gc ve
yetkileri problemiydi.

ALLAH'IN NAYET KURULU PROBLEMN


TEK BAINA ZME ULATIRIYOR
Luther'in doktrini, 1517 ylndan itibaren her ne kadar tamamlan
mam sa da; onun nceki almalar sayesinde yine de b ir biime ka
vumutu. teden beri Luther'in dncesine ve hayatna hakim olan en
byk problem "Kurtulu problem i" idi. "A llah'n nnde inayeti nasl bul c a m ? " abalarna, takva ve n e f s in i kreltm e riyazetlerine ve ok
cidd bir rahip olmasna ramen; Lutherin kiisel tecrbesi ona, gnahn
onun yakasn brakmadn ve Kurtulu nancn yok ettiini retmiti,
ite bundan dolay Luther yle diyordu: yi amellerle sa, bende oluncaya
kadar iyi iler yapmarn gerekecek... Yine byk bir otoride olan ilhi
yat Gabriel Biel ise, insann, iradesini iyiye ynelttiini bizzat iyinin
zerinde ve inayeti elde e deb ilm ek in gerekli eylerle yaratlm
olduunu retmiyor mu?
Isa, Luthere sert ve acmasz bir yarg olarak grnyordu. Luther,
miri Stau pitz'in yannda ar kuruntu lara dalm am a gayretini elde
etmi olmasna ramen; yine de onun iin probiem tam olarak durm ak
tayd. Byk bir bilgin olarak o, kendini eitime verdii zaman onun
aratrmalar onu, skolastiklerden daha ok kutsal kitaba yneltmiti.
"M e z m u r l a r " zerindeki dersleri vesilesiyle 1513'e doru aniden, Allah'n
adaletinin zecri bir mefhum olmadn; onu, Allahn insana meccnen
verdiini ve onunla insann balandn kefetmiti.

MAN GEERL OLAN BR NAYETTR


Bu anlay, tamamen kilisede retilen eye muhalefetti. Yani Al
lah sadece " A l l a h ' n

n a y e tiy le eld e e tti im iz d e e rleri m k f a t

l a n d r r " demekti bu. Allahn, kaytsz ve artsz affnn bu kesfi, Refor


mun, tm teolojisinin kalbini tekil eder. Allah'n bu adaletini sadece
iman tanr... Bunun iin iman, bir gvendir. O, cezalandrd zaman bile
Allaha, hak verir. Byiece Allah'a hak vererek onun gibi davranyoruz
ve gnahm zdan syrlyoruz. Fakat Allahn adaletini bildiimiz bu
248

iman, bizim eserimiz deildir... O, bizzat Allah'n bir ihsandr, ite bu


durumda Luhter'e, balanma ameliyesinin iinde Isa'nn merkezi roln
kefetmek (O nun doktrini balangta Isa - Merkeziyetilikten ziyade,
ilh merkeziyetiydi), Kristoloji ile ilikide Kutsal Kitabn fonksiyonu
nu aklamak, yepyeni bir tarzda Kilisenin tarifini yapmak ve tedenberi
ona R o m a d a n ayrlm a kararn hibir vakit telkin etmeyen tm bu
keifler mecmuuna, yeni bir hrriyet vermek dyordu... Btn bu bekle
nen iler 1515 - 1520 yllarnn ii olacakt... Bundan dolay bu dneme,
Henri S tro h i8 ile birlikte Reform un gelime dnemi adn verebiliriz. Bu
dnem, Luther'in "R o m a llara M e k t u p l a 9 tahsis ettii dersleriyle esasl
ekilde belirg in hale gelm itir. Bu ders notlarnn yazm alar, ancak
1899da buiunabiimitir.

LUTHER TEFRKA YAPMAK NYETNDE DELD.


FAKAT ROMA ONU AFAROZ ETMT
1517 ylnda endljans meselesi patlak verdii zaman sadece yol
suzluklar proplemi ve ksm reform sorunu, oktan Luther'in dncesinde
almt... imdi onun iin sz konusu olan bizzat Hristiyan doktrininin
esasyd. Ancak endljans meselesinin byk yanksnn uzantlar 1520'de
Luther'in afarozu ve 1521'de de imparatorluktan srgn ile sonulanmt.
N eticed e Luther, Saxe blgesi sakinleri tarafndan h im a y e edilerek
W artbourg atosuna bir yl kadar snmt. Bu zaruri kapanma, Luther'e
bt n ncili Almancaya evirme frsatn verdi. Tamamiyie mevsuk bir
tercme olan bu ncil tercmesi, ayn zamanda Alman lisannn edeb y
nn ortaya koymutur. Burada yine belirtelim ki, Alman tarihilerinin
"R e fo r m c u l a r n b y k y a z la r " olarak adlandrdklar ve 1520 tarihini
tayan dier yazlar da Reform fikrinin yaylmasna ve Incil doktrininin
belli bal hatlarnn tesbitine yardmc olmutur.
Bu y a y l m a h a r e k e t i , s a d e c e A l m a n y a ' d a d e i l , A l m a n y a d n d a
da o l d u k a s r a t l i g e l i m e g s t e r m i t i r . K k e ser ler, lhiler, k k
h a l k t r k l e r i , o u d e f a b u y a y l m a n n vas tas o l m u l a r d r . N i h a y e t
1 5 2 2 ' d e A l m a n y a iki k a m p a a y r l m v e o k s a y d a d e v l e t l e r ( p a i a t i n a t ,
Saxe, Brandebourg,
gemilerdir.

Hesse)

ve o k say d a b a m s z eh irler R e fo r m a

Fransa'da bile zellikle piskopos

B r i o n n e 10 v e L e f v r e

d E t a p l e s ' i n e t r a f n d a f a a l i y e t g s t e r e n M e a u x g r u b u v e o k s a y d a k e i i n
vaa zy la, zihinlerin artlandrlmas na ra m en ; yine de, Fra nsa'ya L u t
herci

yazlarn

girmesine

ve

halk

i i n d e 11 t a n n m a s n a e n g e l o l u n a

m a m t r. F a k a t b t n b u n l a r a r a m e n he rkes (bata L u t h er ve on u n
ev resi) yo l su zl u k l a r ortaya k o y a c a k ve doktrine, Incil'e has ve h ey i

249

verecek bir Konsilin toplanmasn mid ediyordu. Ancak, imparatorla


Papa arasndaki geimsizlik; I. Franois le Charles Quint arasndaki
srekli harbler, byle bir Konsin toplanmasna imkn vermedi. Niha
yet 1545 ylnda Trente Konsili topland. Ne var ki ok ge kalnmt
artk. Bu Konsl'de bylece bir kar-Reform Konsili olmu, ortadaki ger
ginlik ise, Avrupa'y kana boyayacak olan din savalarnn bir balangc
olmutu.

JEAN CALVIN SAHNEYE IKIYOR


Her nekadar Fransa'da, reformcular akmnn tesirinde kalmsa
da; Reform orada Almanya'dan daha sonra gereklemiti. nk Fran
sa'da Reforma nderlik edecek bir lider yoktu. te Fransadaki bu boluu
Jean C a lv in 12 doldurmutu, Calvinde, Luther'in fikirlerine ve Kitab-
Mukaddes etdne balyd. Hatta onun kuzeni Oivetan, Kutsal Kitab
tercmeye bile balamt. Calvin, ilk defa re form cu fikirlerle, hukuk
tahsili yapt Orlan ve Bourges niversitelerinde karlamt. Kii
sel hayat ok az bilinen Calvinin, reforma gei tarihi olarak 1534 sene
si gsterilir.
Bu anda lke ncil propagandaclaryla dolup tayordu. " P l a c ards'larm davas" (1534), Rektr Copun nutuklar (onun gerek syleyicisi
Calvin olmas m u h tem eld ir), davaya henz kazanlm olan Ble
ehrine, Calvin i snmaya mecbur etmiti. Orada, "R e fo rm edilmi k i li
s e l e r e " teolojik yapsn ve temel kurallarn kazand racak olan
"L'Institution de la Religion Chrtienne" "Hristiyan dini kurumu" (1536)
adl eserini neretti. Salam istidlal, sert muhakeme, Kutsal Kitap ve
Kilise babalan hakkmdaki mkemmel bilgi, Caivin'in bu eserinin birok
bask yapmasn salamtr. Ltince olarak yazlm olmasna ramen
birinci bask, ok abuk bitmi, ilaveli ikinci bask ise 1539'da nere
dilmitir. 1541'de Franszcaya tercme edilmitir, Ayrca, 1.534de yeni
basks yaplm ve bu da 1545'de Franszcaya tercme edilmitir. Yine
1550deki neri, 1551'de yaplan tercme izlemitir. Nihayet bu eser
1559'da kesin eklini alm ve 1560'da da tercmesi yaplmtr.
1536 ylnda ilk basks yaplan " I n s t i t u t i o n " aklamal bir
hsristiyan din bilgisinden baka bir ey deildir. Buna ramen bu eser,
dikkatleri Calvin zerine derhal ekmi ve Ble'in sessizlii iinde ken
dini, incelemelerine adam olmasna ramen Reformu Cenevreye sokan
ve Kiliseyi kurmak iin kendinden yardmlarn isteyen Guillaume Far
e li n acele arsna mukavemet edememiti. Roma Katolik Kilisesi'nin
kendini reforme etm ekte yeteneksizlii nedeniyle iyice younlaan

250

blnm e, Protestanla b ir tekiltlanma devresini gerekli hale getir


miti. te bylece Calvin bir organizatr durumuna gelmiti. O dnce ve
faaliyetlerinde, sadece A llahn kelm ile ynlenmi bir cem aat kur
may, vazife olarak tasarlyordu. nk Allah'n kelmnn iyi bir yoru
mu, en iyi ekilde tutarll gsteriyordu.

REFORM NCE STRASBOURGDA SONRA DA


CENEVREDE TEKLATLANIYOR
Calvin, Cenevrede sadece iki yl kalmt (1536 - 1538). nk e
hir yargc, gerek bir R e fo rm u n b tn gereklerini kabul etmeye hazr
deildi. Neticede 1538'de Fare! ile birlikte hudut d edildi. Daha sonra
Calvin Strasbourg's gitmi, orada Martn Bucer'in, Matteu Zell ve Capitonun tesirleriyle Reform , baarya ulam ve 1539da Kilise yini, res
men yrrlkten kaldrlmt.
yllk ikamet (1538 - 1541), Calvin'in devrimini kesin bir sonuca
gtrmt. Artk o, sadece Fransa'ya snm olan cemaatn ilk bakan
deildi, ayn zamanda Collge de France'de ders vermi olan pedagojik ve
hmanist Jean Sturm tarafndan idare edilen ve 1538de kurulan " Y k s e k
O k u l"d a lahiyat dersleri veren retmendi. Yeni Klte ayinsel bir dzen
leme verm e konusunda kaygl olan dengeli ve uzlatrc bir zekya sa
hip Bucer ile temasa geince Calvin, Klt ve Kilise disiplini zerindeki
fikirlerini yeniden gzden geirmitir. 1541de Cenevre'ye geri arlan
Calvin, artk lmne kadar (1564) oradan ayrlmamtr. Onun grevi.
Kilise ynetim ini C o n s i s t o i r e ad verilen Protestan papazlarndan ve
laiklerden oluan bir Konsey'e tevdi eden Kiliseye zg reetelerin neri
ile, belirginlemitir. Bu C o n s i s t o i r e (Protestan papazlar Konseyi) her
trl politik otoriteden uzakt... Ekseriya tekrarland gibi, bir teokrasi
olm aktan izyade Calvin'in Cenevresi, mnevi iktidarla, madd imkan
larn arasn net olarak ayrm akla temayz etmitir. 1559'da kurulmu
olan, ayn zamanda bir Orta retim ve bir lahiyat Fakltesi olan C e
nevre A ka d em isinin daresi, Thodore de Bze tevdi edilmiti. Aslnda
bvle bir vakfn kuruluu biraz gecikmiti. nk, Fransz Protestanlnn
acele ihtiyac olan Protestan papazlarnn formasyonuna yeterli zaman
ayrlmamt. Yine cie bu konuda ok byk bir ilerleme mahede edi
m i t i 15. C alv in 'in balca grev i, papazlk ileriyle megul olmak
olmutu. Bunun iin Calvin'in zamannn byk bir ksmn, vaaz, ncil yo
rumu, papazlk messesesinin oluturulmas, geleneklerin denetimi (byk
bir otorite ile icra edilmiti) gibi iler almt. Yine Calvin, svire'de,
Fransada, Hollanda'da ve talebesi John Knox tarafndan reformun idare

<F. : i 7)

251

edildii skoya'da canlanan reform tipini benimseyen, tm kiliselerin


danman ve nderi olmutur. Ayrca Calvin, devrin belli bal ilhi
yatlaryla dzenli haberlemeyi srdryordu. Katolik ilhiyatlarla
tartyordu (zellikle Sadolet ile.) Bilhassa Fransz protestanhmn ka
deri ile megul olmu ve bu alanda ok nemli diplomatik bir rol oy
namt. Fransz mltecilerinin Cenevre'ye akn; Cavin'i yeni endstri
tesisi ile megul olmaya zorlam ve ekonomi zerindeki grleri, bi
im le n e n ^ ekonom ik deiimin derin anlayna deii tekil etmitir.
VIII.
Henri'nn Roma ile anlamazlndan domu olan " n g ilte r e
K i l i s e s i " sadece kkl bir Galicanismei fCallcanisme radical}15 (Kato
lik domalara samimiyetle bal kalarak papaln karsnda ngiliz
Kilisesinin zerkliini savunan br doktrindir) temsil ediyordu. Ancak,
ngiltere Kilisesi, Calvinin ve Bucer'in tesiriyle 1553'n " K r k iki mad
d elik belgesi iinde" ak olarak protestan doktrinine ynelmi ve Book of
common prayer'in ikinci basksnda zayflam olmasna karlk Kralie
Elisabeth tarafndan seilmi olan "V ia M e di a = Orta Y ol" iinde hl
gerekliini korumutur.

REFORM AVRUPA'YA YAYILIYOR


Lutherci Reform, Kilise tekiltna, d kltr ekline, Kilise hiye
rarisine byk deiiklikler getirmeksizin A lm anyaya, skandinav l
kelerine hakim olurken; Calvin tipi Reform svirenin bir ksmna, Fran
sa'ya, Macaristan'a, H ollandaya yaylmt. skandinav lkeleri, kilise
hiyerarisine, organizasyonuna ve kltn d ekline byk deiiklikler
getirmeksizin Toptan Reforma gemilerdi. svire'de, zellikle Zrih'de
Ulrich Zvvingli tarafndan telkin edilen, zel bir R eform kendini
gstermitir. Zvvingli'nin Reformu, dier reformistlerden sadece iki nokta
da ayrlyordu: O , b ir taraftan Luther ve C alvin'd en daha kuvvetli bir
ekilde istedii Cumhuriyeti Sivil iktidarla k ilise ynetim inin arasnda
samimi b ir ittifak savunuyordu. D ier taraftan ekmek-arap yininin
(Evharstiya) hatrlam aya vesile olma karak te rin i ortaya koyuyor ve
sa'nn varlndan, bir realiteden ok bir sem bol yapma temayln gs
teriyordu.
Bu arada, Akdeniz lkeleri de Reform hareketinin dnda kal
mam lardr. Sadece Gney Fransann byk birksm harekete ka
zandrlm, fakat Piemunta yerlemi olan eski Vaudolse cemaatinin
dnda talyada reformculara sahip olmutur (zellikle asillere Reform
cazip gelmiti) ancak Engizisyon, uzun mddet reform, hareketine engel
olmutur. 1519dan itibaren Luther'in yazlarnn nfuz ettii Ispanya'da

252

da d urum aynyd. Fakat orada da Engizisyon ve Ignace de Loyala ta


r a fn d a n b a la tlm olan d a h a e tk ili b ir hareket, R e fo rm cu larn
karsna daha kesin bir engel karmt.

DOKTRN AYRILIKLARI REFORMCULARA


MUKAVEMET EDYOR:
Bylece Reform, birok merkezlerden balayarak Avrupa'ya yayl
mt. Ayrca bu merkezlerden herbiri bir reformcunun ismiyle temayz
etmi ve bu reformcu tarafndan doktrine zel bir anlam verilmiti. Bu
artlar inde ve Avrupa politik ayrlklar ortamnda Reform, birliini
muhafaza edebilecek miydi? ayet, ilk reform dalgas aka Lutherci
olmu olsayd, ayrlklarn domas gecikmeyecekti. nk bizzat Lut
herci blged e bile ihtilflar bagstermiti. Mesel L uth erin arkada
Mlanchton, anlamaya Luther'den daha ok eilimli ve Reform ncesini
karakterletiren h m a nist oluumu dikkate almava Luth er'den daha
msaiddi. Fakat, Kutsal Ekmek - arap yininde (Eucharistie), sa'nn
varlnn yorumu konusunda byk ayrlklar ortaya kmt. T ran ssu b s
tantiation eklinde ifade edilen K ato lik dogmasn reddeden ve sann,
iki tabiatiyle E k m e k - arap tr iinde, trlerin tahavvuh olm akszn
h azr o ld uu nu ifad e e den L uth erle; A llah'n sama y k se lm i olan
sa'nn E km ek - arap yininde sadece Kutsal - Ruhun kudretiyle var ola
b ildi in i bild ire n Calvin arasnda b ir uzlama phesiz zor deildi. Fa
kat L u ther ie Zvvingl arasnda se uzlama bir havli zordu. Ancak Re
form birliinin bilincinde olan Reformcular, bu gbi glkleri amak iin
g ay re t safretm ilerd ir. M esel, Bucer ve Calvin, hayatlar boyunca
bkmadan, uzlama teebbsnde bulunmulardr.

REFORM BRLE DORU YNELYOR


Reform birlii iin yaplan teebbslerin en mehuru Calvin'in te
ebbsnden (incedir. Bu Marbourg Tartmasdr (1529). Reformun doktrin
birlii konusunda kaygl olan Philippe de Hasse'in istei zerine impar
atorlua ve Roma'ya kar mterek bir cephe oluturmak gayesiyle top
lanan bu zor toplant (Marbourg), Luther ve Metanda thon, Zwingli ve Ocolarnpade, Bucer ve Johann Stu rm gibi br takm insanlar bir araya
getirm itir. Bu

to plantnn hedefi Zrih

ile VVitenberg arasndaki

uyurnazhklan zmekti fakat bu toplant baarsz olarak takdim edil


mitir. A n c a k hakikatte hi de yle olmamtr. nk kaleme alnan,
onbe maddeden ondord zerinde uyuma gereklemi; Ekmek-arap

253

yini ile ilgili olan onbeinci maddenin de nemli bir ksmnda uyuma
salanmt. Sadece " s a nn gerek bedeninin ve kannn cismen ekmekte
ve arapta olup olmamasn b ilm e k " problemi bu toplantya itirak eden
leri blm ve protestanln tarihi boyunca b r takm glkler dour
maya devam etmitir. Ancak XX. a s n n sonunda bu Evharistik {ek m ek arap yini) kavga, bir zm bulmua benziyor.

FAKAT BR TAKIM MEZHEPLER ORTAYA IKIYOR:


Btn bunlara ramen Kutsal-Ruh doktrinine arlk veren ve Kutsal-Ruhun m'miniere yeni vahiyler getirdiini kabul eden mistik ve viz
yon hareketleri gibi Reforma elik eden tm yan hareketler ve Millnari s t i sosyal devrim (C arlstadt'n radikalizmi ve Thom as M u n z e rin
Sosyalist Mistisizmi gibi), temiz bir k ilise yaratma endiesiyle ocuklarn
vaftizini reddeden Anabaptizm gibi daima Reform a refakat eden bir
takm hareketler karsnda Reform, mterek bir cephe olarak grle
cektir. Luther de Calvin kadar, " S c h w r m e r " , Enthousiastes, fanatik ola
rak adlandrdklar kimseler karsnda sert br tutum iine girmitir.
Yine de muhtelif anslarla ve yeniliklerle bu hareketler yaamaya ve ku
rulmu olan resm Protestanlk iin srekli bir dzeltici olmaya devam
etmilerdir. Burada tarih sralanmalar, aka ortaya koymak mmkn
olmasa bile; tarih boyunca, Protestanln uygun olm ayan yeni a d
landrmalarla zenginletiini belirtmek uygun olur. Bir takm mezhepler
olarak grndkten sonra bu yeni isimler, zellikle Kuzey Amerika'da
byk Protestan kiliseleri haline gelmilerdir. Mesel, Anabaptist ge
lenein varisi olarak XVII. yzylda grnen Baptism hareketi, XVIII.
yzyldan itibaren dikkat ekici bir yaylma kaydetmitir. Ayn ekilde
XVII, yzylda muhtelif Protestan kiliselerinin kendilerini verdikleri
merkezileme ve hiyerarik rgtlenmeye kars savaan kongregasyonaI i z m 12 hareketi de; Reformun, Kilise dncesini oluturan eylerden sa
dece birini esas olarak, mahall cemaatn hrln ilan eder. phesiz
XVIII. yzylda, Anglikanizmin iindeki bir blnmeden doan Methodizm, tarih protesta nha daha yak m olarak ihtidann nemi zerinde
srar etmektedir. Bu hareketin kurucusu olan John YVesley, sadece ngiltere
Kilisesini yenilemeyi dnyordu. Fakat bu hareket, Anglikan toplumunun sinesinde bugn kabul edilen gl bir kilisenin teekkl ile sonu
lanmt. Nihayet XX. yzylda Pentekotizm (Pentectisme) hareketi or
taya kmtr. Bu hareket aslnda karizmatik bir Protestanlktr. Bu,
Kilisedeki hiyerari ve doktrinin doruluundan phe etmeksizin Kutsai-Ruhun bir takm lutufiarm gren bir harekettir. Onun ferdiyetilii,
kolektif disiplinlerinin ncelik kazand bir devirde bile, yaylmasna
254

engel olamamtr. Amerika'da glenerek eski ktaya geri gelen bu hare


ket, yakn zamanda A m erik a'd ak i Katolik gruplar canlandrmtr,

PROTESTANLIIN RUHU
Protestanln tarihini B ossuet'd en beri, bir blnmeler ve ayrlk
lar tarihi olarak mtalaa e tm e k det olmutur. Aslnda bu olaylarn
yle bir izahn yapmak gereklere daha uygun dmektedir: Lutherci ve
Calvinci reformdan dom u olan Kiliseler, Roma'ya kar tavrlarn "La
Confession d'Augsbourg (1530)", "A rticle de Smalkalde 1537", "La Confes
sio n de la Rohcelle 1559", "L a C o n fe s sio n cossaise 1560", "La Confession
des pays - Bas 1561", "L e Catchism e de Heidelberg 1563", "La Confession
Helvtique Postrieur 1 5 6 6 ", "L a Form ule de Concorde 1577" gibi byk
sem bolik yazlar iinde b elirtirlerken ; dier taraftan kendilerini d
manlarna kar savunmak ve bu yzden de gelimelerini srdrerek tarih
boyunca yeni kiliselerin domasna neden olan birtakm zlemleri ve be
lirli konulan, bir kenara brakm ak zorunda kalmlardr. Ancak bu Kili
seler de er ge Protestanla katlmlardr.

PROTESTANLIK NCLN OTORTESN TASDK


EDER
Protestanln belli bal iki prensiple tarif edildiini herkes bil
mektedir. B u n lard a n b iri form el prensiptir. Hristiyanlarn hayat ve
im an konusunda kutsal kitabn yce otorite olduu prensibidir. Dieri de
yaama b iim i ile ilg ili prensiptir. G nahk r bir insann, amellerin in te
siri olmadan sadece lh inayetle baland prensibidir. Bu mterek
nokta dorudur. te Protestanln, XVI. yzyl katoilklii ile polemie
girdii nokta burasdr. Dier yandan, Roma dini retimi yetkisi ile be
lirtilmi olan gelenein g elim esi k a rsnd a Reform , tek kuralc deere
sahip olan eyin, Isa-Mesih'teki Allah'n vahyi konusunda yetkili ehdetlerin br derlemesi olan Kutsal Kitab gstermektedir.
Ancak Reform, yine de bir Kutsal Kitap putperestlii deildir. Lut
her, Kutsal Kitaba otoritesini verenin, sadece muhtevas olduunu, dur
madan tekrar etmitir. Eski A hid'in peygamberleri tarafndan haber ve
rilm i olan bu muhteva, bizzat sa'nn ahsiyeti olarak bedenlemi, sonra
lm ve nihayet nsann kurtuluu iin dirilmitir. Kutsal Kitap, sa'y
tad lde A llah kelm dr. B unu n iin Luther, Kutsal Kitab, Hz.
Musa'nn iine konularak terkediidii sorgun dalndan yaplm sepetle
mukayese etmitir. Luther, burada nemli olann ocuk Musa olduunu,
255

yoksa, sepetin neminin olmadn belirtir. nk sepet, grevini ifa eder


etmez deerini kaybedecektir.
phesiz, Rnesans hmanistlerinin, en eski ve en salam metinleri
yeniden kefetmek ve yayan deiik d ille rle V u lg a te 'd a n l8 daha lm
deere sahip Kitab- M ukaddes tercmelerini Hristiyan halka sunmak
iin gsterdikleri endieye Reformistler ok nem vermilerdir. Ancak R e
form istler, sadece bu endie ile yetinm em ilerd ir. O nlar, vaaz edilen,
aklanan, oku nan ncil vastasyle hayy olan Isa ile her m min arasnda
kiisel bir m nasebetin olumasn istiyorlard. Bu, formel denen ncil oto
rite prensibinin, formel prensibden daha ok ey olduunu gsterir. Yani,
gerekte bahis konusu olan btn iinde yeniden kavranan ncil mesajnn
otoritesidir. sa'dan gelen bu btn, bizzat Isann ta kendisidir.
Rasyonalizm ve m odernizm dneminde Reform 'a, hr aratrma
prensibi ilve edilmitir. Artk bununla her Protestan, istedii gibi, Incil
bilgisine bai olarak "K u ts a l K i ta b " yorumlayabilecekti. Neticede her
Protestan elinde Incil olan bir rahip gibi olacakt. Fakat Reform, hr
aratrma prensibi ile dahil edilen bu ferdiyetilii ve Subjektivizmi ka
bul etmemitir. Onlara gre Kutsal Kitap, K iliseye ve m mnlere veril
mitir. Bylece bu kitap Kilisede okunm al ve orada aklanmaldr. Reformsitlere gre K ilise, Ku tsal Kitaba deil, Kutsal Kitap K ilisey e sa
hiptir. Bylece Kutsal Kitap, Kiliseye hkmeder, onu kurar ve onu slah
eder. Kutsal Kitap, Kilisenin sahip olaca inayet vastalarndan biri
olacana, Kilise Kutsal Kitaba boyun emelidir ve onun tenkidini kabul
etmelidir. Reformistlere gre, Kilise iinde Papa veya Konsil gibi gnah
sz bir otorite mevcut deildir. nk byle bir otoritenin mevcudiyetinin
kabul, Kutsal Kitaba itaati tahrip eder. te bunun iin Kilise, kendisin i
srekli eletirecek b ir eye ihtayac vardr.
Subjektivizme gelince; o, sadece reformistlerin ii olmamtr. nk
Reformistler, Kutsal Kitabn objektif bir mukavemet sunduunu, onun her
anlama gelebilen bir esneklie sahip olmadn, onun yaratklar iin
A llahn akndan bize vahyettii, kristolojik olaylarn bizim iin (pro
nobis) bir anlam olduunun bilinmesiyle Kutsal Kitabn bir mantk denge
sunduunu dnmlerdir. Btn bu itiraflar, normal bir insann ii
deildir, insann, Incil'in kurtarc anlamn kavrayabilmesi iin, KutsalRuhun i ehadeti elzemdir. nsanda yaratlm olan Tanr, bir bilgi or
gandr ki onunla insan, Kutsal Kitabn tebliini ahsen kendine hitap
edilmi bir mesaj olarak kavrar. XVII. yzylda Ortodoksluk, ak olarak
telkki edilmi doktrinler halinde Kutsal - Kitabn muhtevasn sistem
letirirken; R eform , Kutsal Kitab okuma olaynn karakterini ak
ekilde devam ettirmitir. Onun aklamasna gre, insana, Kutsal Ki

256

tabn hakikatini, sadece Kufsal - Ruhun mdahalesi retebilir. Ancak bu


hadisenin olumas, insana ait b ir olay deildir. Bu hadise, Allahn raz
olduu zaman ve yerde (Ubi et quando Deo Visum est) kendini gsterir, ite
bunun iin Reform dncesi iinde Kutsal Kitap doktrini, basit metodolo
jik bir prensip deildir. Kutsal Kitap doktrini, muayyen sayda temel teo
lojik semeleri de ihtiva etmektedir.

GNAHKR MANLA BAILANMAKTADIR


lh inayetle balanma doktrini, Reformun neden olduu pole
miklerin merkezini tekil eder. Protestan lhiyatlar bu noktay kesin
bir husus olarak kabul etmilerdir. tiraf etmek gerekirse yine de bu konu
da bir yenilik sz konusu deildir. nk bu konu, Kilisede kabul edilmi
ve Kilise ulemas tarafndan retilmi bir doktrindir. Saint Augustin'in,
P l a g i a n i s m e 1^ kar sava, bu konuya aklk getirmitir. Ancak Ortaa'm Kilise uygulamalar bu konuyu anlalmaz hale sokmutur, insan
kendi kurtuluunu salayabilir mi? Eer bu soruya msbet cevap verilirse
ve ilh nayet, insan fiillerinde tezahr eden nsanm kesin iradesine bir
destekten ve bir tamamlayclktan baka bir ey deilse; o halde insann
gnah kkl bir gnah deildir. Bu durumda insanda daima Allah
tanma ve iradesini gsterme gc, mevcud demektir. Fakat o zaman, lsaMesih'te kurtuluun anlam nedir? Olunun ihsan ve onun armh ile so
nulanan nihi zme Allah niin bavurmutur? Reform, Allahla insan
arasndaki gven bann kopmas dem ek olan gnahn, tam ve genel bir
karakteri olduunu, onun insan hayatnn hibir vehesini bir kenara
brakmadn ancak yeni bir yaratlla olabilen bir onarm olmadka,
insann ne gerek Allah tanyabileceini ne de iradesini icra edebi
leceini aklamtr. Sadece gnahn tahrip ettii eyi ilh inayet ona
rabilir. te Hata ve Isann dirilmesinde kendini gsteren sadece bu lh
inayettir. Aslnda insann, kendi kurtuluunu saladn veya ona kat
kda bulunduunu savunmak; sann armhn boa karmak demektir.
Oysa, insandan istenen tek ey, bu lh inayete inanmasdr.
te Luther " S a l ih , im anla yaayacaktr" (Roma 1ila ra I, 17) ifadesi
zerinde dnd zaman, bu iman, Lutherde aka tezahr etmitir.
Bylece de bu sz, onun iin Incilin anahtar olmutur. Ona gre insan, an
cak imanda tasarlanan, ilh inayetle kurtulabilir. Bunun iin o, en kk
detaylarna kadar Allah'n eriatnn i f edilip edilmediini renmek
iin tedirgin olmad. O, Allahn kutsall nnde gayr sa!h ve g
nahkr olarak kaldn biliyordu. O, ilh inayete manla balana
bil irdi. Yine o biyorduk Allah onu, sada tam olarak beyan etmi ve

257

sadece Allah'n bu fiili, onun adaletini tesis etmitir. O bu adaletin


gerek adalet olduunu biliyordu. nk Allah'n kelm yaratcyd. O,
gerekten insan deitiriyordu ve onu gzel ilere yetenekli klyordu. Fa
kat, bu gzel iler, hibir ekilde insann balanmasnn art deildi.
Bilakis onlar, bir sonutu. "Heidelberg Catchisme" (Haidelberg Din bil
g i s i n i n kuvvetle iaret ettii gibi, yi ilerin nedeni; balanmay elde
etme arzusu deil, bizim dmzda icra edilmi bu balanmay tan
madr. Bylece Hristiyan ahlk hayat, zorlama, korku ile deil; kendi
liinden ve sevinle ortaya konmu bulunuyor. Luther bunu, iyi aacn iyi
meyve vermeye zorlandn, onun bizath iyi aa olduu iin iyi meyve
verdiini aklayarak ifade etmitir. Bizim dmzda (Extra Nos) icra
edilmi olan balanma ile insan, iyi meyve veren bir aa haline gel
mitir.

LUTHER KORKUDAN VE KAYGIDAN


KURTARMAK STYORDU
insann istirahat etmesi ve bu dnyada hi yapaca bir eyi olma
mas dncesi, insan iin hibir zaman problem olmamtr, insan iin sz
konusu olan, amellerine gvenmemesi veya onlarda kurtuluu iin bir ga
ranti aramamasdr. te Lutherin hedefi bir Hristiyam bu skntdan ve
korkudan kurtarmakt. Vicdan, kendini kurtaran bir takm amelleri fa
etmek istediinde, bu korku ve kayg vicdan sarmaktadr. Bylece insan,
iman ile birlikte br gnahkr olarak kalyor ve onun amelleri de hibir
zaman salih ameller olamyor. O halde insan, Luther'in sk sk tekrar
ettii gibi "d aim a salihtir ve gnahkrdr = Sempet justus ac peccator"
Eer insan ameli iinde, sulh ve gven ararsa o, onu hibir zaman bula
mayacaktr. nsana verilen yegane mit, lh nayet tarafndan sunul
mutur. O, bu gveni iman inde tasavvur ederse; bu durumda o, btn gc
le ak lerine, yardmlam aya, kardelerinin hizmetine girm eye hazr
demektedir. phesiz yine de insann gerekletirdii bu eyin, sadece
rsisb veya zel bir deeri olacaktr. Bu durumda ilh inayet insana en
azndan hareket hrriyeti vermektedir. Eer Luther, ann zahitlik h a
reketine kar bir sava vermise, bu, orada aktan aa insanlara hiz
mete kar br feragat grd gndendir. Yine Calvin'ln, hristiyanlar,
hangi stille aksiyona ardn ve bu aksiyona yepyeni bir stii ve boyun
verdiini de biliyoruz. Ortaa dindarln karakterize eden bir feragat
eidinin tesinde Calvinzm, daha fatih, yeni teknik vastalarn sunduu
gz peklie ve mecareya daha meyilli yeni bir insan tipi yaratmtr.
Modern kapitalizm in Protestan kkenleri zerindeki Max W e b e rin

258

m ehur tezi, her ne kadar hmlatrim da olsa; yine de bir hakikat


pay ihtiva etmektedir. Gerekte, ilh inayetle balanma doktrini, sa
dece feragat, zahitlik, kurtuluu kaybetm e korkusu iinde nefsi k i r le t
meyi deil; ayn zamanda sadece imanla elde edilebilen ve Isa tarafndan
herkes iin vaktiyle elde edilen kurtuluun yardm iinde; yaratc hr
yaylm a ile, yeni bir ahlk emreder.
Yine balanma doktrini, Incil'le eriat arasndaki mnasebetlerin
deerinin ykseltilmesini emrediyordu. Hkmlerin nihayetindeki Paul'c doktrine iaret ederek Luther, buna zellikle bal kald. Buna gre
Hristiyan, sadece kurallar altnda yayan bir kii deil; ayn zamanda
Incil'in vaadinde yayan bir kiiydi... te bunun iindir ki Luther, insan
kleletiren tm kilise kanunlarn altst etmitir. Ona gre hristiyan,
promth'nin {Mitolojide bir tanr) gururlu hrriyeti iinde deil; hata
lar hergn yeniden balanan mtevazi bir varlk hrriyeti iinde hr
bir insandr. Bunun iin istikbal onun iin daima aktr.
Reform dncesinin bu iki nemli konusu olan Incil'in otoritesi ve
il h inayetle b a la n m a n n tesinde, Protestanlktan br fikir karmak
mmkn mdr?

ALLAH HA YY OLAN KELMDIR - MAN, KELMIN


TME YERDR
Andr Dumasm 20 iaret ettii gibi, Protestanl Tanr kelm dini
olarak tarif edebiliriz. Bu anlamda o, Allah'n Kutsal Cevher olarak
deil, H ayy olan kelm olarak tasavvur etmektedir. Bu ifade ekli sa
dece Reform istlerde deil; biribirlerine olduka ters olan Kari B arth2L
Rudolf Bultm ann22, Gerhard Ebeling gibi ada ilhiyatlarda da gze
arpar. Allah bize kendini sadece kelm olarak ve vahyin zellii olarak
tantr. Bu durumda vahiy, bedenlemi kelmdr. Bu durumda iman
kelm dinleme yerinden baka bir ey deildir. Thomismein ifade ettii
Katolisizm, evharistik trler iinde mevcut olan ve Kilise retme yetkisi
iine ilemi olan ontolojik cevhere imtiyaz vermeye meyillidir. Misti
sizm tarafndan retilen K ato hszm ise, Allah'n ifade edilmez bir
sknet haline getirmitir. Protestanlk ise, Allah'n varlnn kelm
olduunu, sonra insanla Allah arasndaki mnasebetin; kelmn alnd,
Allahn konutuu, insann cevap verdii bir diyalog iinde meydana gel
diini retmitir. Kelmn haber verilii olan vaaz, zerinde, protestanin srar, ite bunun iindir. O bu haliyle srlar (sacrement) ihmal
etmi deildir. Yine bundan dolaydr ki kelm ve kilise srr, Protestan
ibadetinin iki kutubunu oluturm aktadr. Fakat ibadetteki i hareket,

259

kelmdan srra doru ilerliyor, srdan kelma doru deil, E v h a rs tiy a


yininde (E k m ek - arap yini) dikkat, kutsal b ir cevher haline gelm iyen
(yani Ekmek, e k m e k olarak; arap, arap olarak kalm aktadr) trlerde
temerkz etm ez. Fakat, m minleri yemee davet eden Rabhn, sz ze
rinde toplanr. Orada Rab, onlara kendini, Hayy olan kelm olarak sun
mutur. Burada trlerin takdisi sz konusu deildir. Yine burada hibir
cevher deiimi meydana gelmez. (Ex opera operata). Bunun iindir ki
kelm olarak Allah, elle tutulabilen bir kutsaln iinde bulunamaz.
htiras dolu arlklar ve ona karan msamahaszlklar ne olursa o l
sun; Reformun, ikon dmanlnn bir teolojik anlam vardr... Buna gre
Hristiyan, resimlere, heykellere, cesetlere deil; kelma kar dikkatli
olmaya onu kalbinde ve zihninde yaatmaya davet ediliyordu.f

KLSE KELMLA TOPLANMITIR


stelik Kilise, Havariyyun'a zg miras silsilesi ile Kutsal bir ik
tidarn intikali ile temayz etmi, Kutsal bir cevher deildir. G e r e k t e
K ilise, b a lanm gnahkr insanlarn, kelmla gereklem i b ir top
lanm asdr. Reforma inanan insanlar, Kilisenin olduu her yerde, kelamn
haber verildiini ve Kilise srlarnn Incile gre datldn syle
milerdir. O halde Kilise bir olaydr. nk sz, b ir olay meydana ge
tirme zelliine sahiptir. te btn bunlardan dolay, Protestan papaz
lar, k elm n hizmetileridir. Zaten onlarn, kelm b ilm elerind en baka
da b ir mtiyazlar yoktur. Kendileri e likler arasnda bir tabiat fark
kuracak hibir silinmez deeri de ellerinde bulundurmadklarndan onlar,
bir din adam da deillerdir. Bunun iin Protestanlk, btn m minerin
evrensel dini imtiyaz ile; din adamlarnn grev-imtiyaz arasndaki
ayrmn, uurlu olarak reddetmitir. Bir Protestan papaz tarafndan if
edilmi hibir Kilise faaliyet yoktur ki o, bir lik tarafndan da y a
plm olmasn. Eer, Protestan Kilise tarihi iinde icra olunan olduka
sert ilerin bir taksimi yaplmsa; bu taksim, sadece disiplin asn
dandr, iman adan deildir.
Bu duruma gre, kelm vastasiye bir toplanma olayndan baka
bir ey olmayan Kilise; insann kurtuluunu elinde tutan veya onu bl
tren b ir yer deil; sadece onu iln eden b ir yerdir. Bu yzden Kilise,
gnahlara bir balama vermiyor, sadece balanmay iln ediyor ve
onu doruluyor. Gerekten sosyolojik olarak Protestanlk, Kiliseyi ilh
inayet vastalar! datcs haline getirme temayl ile mcadelede bir
hayli zorluk ekmitir. Hristiyan ilahiyat tarihi iinde, bu temayzn
stn gelme tehlikesi annda, iddetli reaksiyonlar rnahade edilmitir.

260

Bu konuda, K ierk eg aa rd 22 tarafndan ifa edilen Kilisenin bozulm uluunu dnmek gerekir.

MAN VE TENKTL YORUM


Allah, kelm olduuna gre, insann iman da gvenden baka birey deildir. Kelm ya kabul edilir veya reddedilir. nsan da onu ya hay
atiyle ilgili olarak kabul eder ya da onu yabanc bularak kabul etmez.
nsann iman sahibi olmas, onun aptal olmad anlamna gelir. Bu ha
liyle iman, tabiat st tezahrlerin bekleyii ile gdalanmtr. Yine onun
konusu, grnen bir kutsallktr. Bu artlar iinde, vasflandrdm z
gibi, kutsal kitabn zel roln tasavvur edebiliriz. O, sadece kelma gir
dirm e vastasdr. Yine o, A llahn konutuu yegne ehadettir. Buna
gre, kelm teolojisi yerine " K u ts a l Kitap id e o l o jis i n i" 24 koyarak, Protes
tanln bir Kutsal Kitap dini haline geldii devirleri, gerileme devirleri
olarak telkki edebiliriz. Btn bunlara ramen, Kutsal eylerin, ihti
yatl kullanlmas anlamnda bir din olmak iin; Kutsal reddetme gayre
ti iinde Protestanlk, daim a ayn kalamam, ona, Incil'i, " K t t a n
Papa" yapan bir durum rz olmutur.
Hatta bazan onun Kutsal Kitabm lfzn bile Tanrsal bir lham
olarak tasavvur eden Theopneustique ve l a f z a 25 birtakm temaylleri
bile, besledii olmutur. Bylece, ok nemli bir hadise olarak kelmn
asl anlam, darda braklmtr. Ancak burada, Protestanln zihni
yetine uygun olarak, tarihi eletiri metodlarm Kitab- Mukaddes etd
ne uygulamay yasaklam adn da belirtmek gerekir. B y lece P rotes
tanlk, tarih dokm anlarn bir derlenii olarak, Kitab- M u k ad d e sin de;
dier m e tin le r g ib i ayn metodla in c e le n e b ile c e in i b e lirt m e k ister.
phesiz, Kutsal Kitap karsndaki bu serbestlik zellikle XIX. yzyln
sonunda, Allahn babal ve insanlarn kardelii gibi genel fikirler ko
nusunda Kutsal Kitabm muhtevasnda, sanldndan daha fazla abart
mal kritiklerin yaplmasna neden olmutur.
a d a Katolik m od er n i zm i olarak telakki ed ebi le ce im iz P r o t e s
t an

liberalizmi,

Hristiyan iman

ve h a y a t n

t esi s e t m e k i i n; y e g n e

o t o r i t e o l a n e k i r d e i o r t a y a k a r a b i l e c e k o l a n e y i n , t a r i h e l e t i r i m e
l odi ar o l d u u n u d n m e k l e , h a k s z l k e t mi t i r . L h z c h k h a r e k e t i d e
farkl m e t o l a r i a d a ol s a, a y n e n b u n u g i bi di r . O da K t a b o M u k a d d e s m e
t inl eri nde g z e b a t a n k e l m ol aynn pe indedi r. Asl nda bu ol ay, i ns ann
ve

tarihin

I s a s o l a n

sa ile k a r l a m a d r . a d a d n y a d a , k e l m

o l a y n n b u k a r a k t e r i n i , e n iyi e k i l d e o r t a y a k o y a n p h e s i z Ka r i B a r t h
o l mu t u r .

261

PROTESTANLIK RUHU RSKSZ YRMYOR


phesiz bu Protestanlk ruhu, Reformdan domu olan kiliseler iin
b ir dayankszlk ihtiva ediyordu. imdilik kelm hadisesi, Kilise b ir
liinin yegne garantisidir. Ancak, bu artlar iinde Kilisenin tarih b o
yunca devamll, nasl temin edilecektir? nk Protestan kiliseleri,
birtakm kurumiara ve sosyolojik yaplara da sahip bulunuyordu. Bunlar,
zaruri, kesin fakat yine de izf birtakm ifade vastalar olarak kabul
edilmilerdir. Gerekte Protestanlk bu dnceyle tutarl olabilmek iin,
Kilisede Allah'n vaadi ve sadakatinden baka bir garanti bulamamtr.
Dier taraftan, eer kelm, Kutsa] Kitap'dan yeniden dinlenmi olsayd;
salam bir doktrinel bnye oluturmak olduka zor olacakt. Hi phe
y oktur ki, Protestanlk, iman ikrarlar iinde aklanm, bir takm
domalara sahipti. Fakat bu domalar, ne kadar dikkate deer ne kadar
saygya lyk olursa olsunlar, onlarn otoriteleri kelm karsnda daima
ikinci planda kalacak, sadece, domalarn da yeniden ele alnmalar ve
formle edilmeleri imknsz olmayacakt. Zaten Protestan imannn, ta
rih boyunca formle edilmi birtakm domalarn, tenkitli bir incelemesi
olduu sylenebilir. Kutsal Kitabn ehadet ettii Allah'n kelm, yine
bu noktada srekli bir tenkit grevi icra eder. Deimez bir doktrinel
retme fikri, yani yegne Doktrinel gerek gr, Protestanlk ruhu ile
uzlamaz. Yine biri tarafndan sylenen sze iman, doktrinel nermelere
konu tekil etmez. phesiz bu nerm eler, retim, mesaim ulam,
Hristiyan mam ile dier doktrinler veya dnyann gzlemi arasndaki
uyumazlklarn farkna varmak iin, zaruridirler. Ancak bu zaruret,
ikinci plandadr. Daha makul bir ifadeyle o, yaad midin hesabn
verm ek iin iman bir abay temsil eder. Burada kesin olan husus, ilk
anda imana katlmann, doktrine! nermelere dayanmaddr. Bu adan
domalar, sadece bir yol gstericidirler26.

PROTESTANLIIN NFUS UNSURLARI


Dnya protestanl bugn nev temsil ediyor? Bu soruya lm bir
sarahatle cevap vermek olduka gtr. nk elimizdeki resm belgeler
ve Kilise istatistikleri, birbirini tutmamaktadr. nk her iki istatistik
de ayn kriterlere dayanmamaktadr. Ayrca, baz kiliseler, sadece K i
liseye ballklarn aka ifade eden yetikinleri, m ensuplan olarak
dikkate alrlarken; dier bazlar ise, tm vaftiz olanlar,kendi mensup
lar olarak kabul etmektedirler. Bununla birlikte dnyada 300 milyon ci
varnda Protestan'n olduu kabul edilmektedir. Bu nfusun dalm ise
eyledir:

262

A vrupada: 110 milyon; Kuzey Amerik'da: 130 milyon; Afrika'da:


22 milyon; Asya'da: 12 milyon; Avustralya ve Okyanuslarda: 9 milyon;
Gney Amerika'da: 10 milyon. Protestanln yaylm Avrupa'dan A m e
rika ya doru olmutur. zellikle XIX. yzylda, protestanlk Afrikaya
ve Asya'ya ve okyanusa nfuz etmitir.
Belli bal Protestan m ezhepleri arasndaki nfus taksimat se
yledir:
Luthrinier: 75 milyon; Persbytrinler (Reforms): 50 - 55 milyon;
Anglikanlar: 38 - 40 milyon; Methodistler: 41 - 42 milyon; Baptistler: 50 60 milyon, Congrgationalistler: 6 milyon; Pentkotistiere gelince bunlar
istatistiklere girmek stemezler. Fakat olduka yaylmlardr.
Bugn Protestanln durumu nedir? Protestanlk yaylyor mu? Ger
iliyor mu? Bu soruya yuvarlak bir cevap verm ek mmkn deildir. Genel
nfus art gznnde tutulursa, Avrupa ve Kuzey Amerika'da Protestan
larn says deim em ektedir. Ayrca, Protestanlktan, Katoliklie, K a
to liklikten Protesnala geenler de biribirini dengelem ektedir. Btn
bunlarla beraber, rakamla zor belirtilebilen genel bir Hristiyanlktan
uzaklama sz konusudur. Fakat bu uzaklama ok yava olmaktadiF. Bu
konuda, ok ehirlemi ve endstrilemi baz lkeler, daha hzl bir
uzaklamaya ahit olmulardr. Mesel, Bat Almanya'da, Kilise vergi
sinden kurtulmak iin kiliseden ayrlmay yazl olarak belirtmek gere
kir. Bunun iin son yllarda Kiliseden k beyan edenlerin saysnda bir
art olduunu syleyebiliriz (1967 ylnda 42.000 kii; 1968 ylnda 54.000
kii Kiliseden ayrlmtr). Buna karlk, A v u stu ry ada Protestanlk,
nemli lde art gstermitir. (Yani 1945den beri % 20 artmtr). Fa
kat bu artn sebebi, ksmen eski Avusturya - Macaristan topraklarndan
gelen mlteci aknlandr. Gney talyada se yirmi yl boyunca, Protes
tanlk lehine bir hareket olumutur. Ancak bu olayn istikrarim b e
lirtmek in vakit erkendir. inde bulunduu yan hrriyete ramen, Is
panyol Protestanl, yava ilerlemektedir. Saknca tekil eden blgele
rin te fih a lah n lm a sm n kurban olarak Fransz Protestanl, Birinci
Dnya Savamn sonundan itibaren muayyen br gerilemeye ahit olmu
tur. Avrupada zikre deer nemli bir olay da; Sovyet Rusya'daki vaftizlilerin oalmasdr. Ayrca, asrn b and an beri Kuzey amerika, btn
din ekollerin dikkate deer bir artna ahit olmutur. Bylece d n, sos
yal hviyetin tesbitinde nemli bir vasta olmua benziyor. Fakat bizzat
medeniyetin yapsndan ileri gelen sebeplerden dolay, bu din hareket
imdi durmua benziyor.
Gney Amerika se, Protestanln hzl artnn parlak bir rne
ini takdim eder. 1916 ylnda sadece 122000 Protestana sahip olan bu

263

kt'a, 1957 saymnda 5-6 milyon Protestana ve nihayet bugn 10 milyon


dan faza Protestana sahiptir. 1962de gnde 1000 civarnda KatoIin
Protestanla getii tahmin ediliyor. Daha sonraki yllarda bu hareket
biraz yavalamtr. Formasyon ynnden kifayetsiz olan ok az bir Kato
lik papaz, Protestanln bu ekiciliini, gerek cemaat olan P a r o is s e m
olmay ile aklamaktadrlar. A slnda buna, b ir Protestan m ezhebi olan
Pentectiste misyonerlerinin olaan st dinam izmlerin i de ilve etmek
yerinde olacaktr.
zellikle, slm'n yayl ile mukayese edildiinde; A frikann
hristiyanlatm lmas, nisbeten ar olmutur. Yine de ylda 200.000 Afrikal'nn vaftiz olarak kiliseye katldklar tahm inen sylenebilir. Mis
yonerlik neticesinde domu olan bu bamsz kiliselerin ou, zellikle
kinci Dnya Harbinden sonra, ok nemli blnmelere muhatap olmutur.
Netice Bat Hristiyanln reddeden, ok belirgin bir mesihi karakter
kazanan ve o kilisenin kurucusuna endie verici bir din anlam veren
bamsz kiliselerin douu ile sonulanmtr.
Hristiyanln Asya'daki yerleimi, Afrika'dan ok daha eskidir.
Ancak geleneksel Monoteist dinlerin gsterdikleri mukavemet nedeniyle,
Hristiyanlk oraya da ok yava nfuz etmitir. Mesel, Hindistan'da
12,5 milyona yakn Hristiyan vardr. Bunun da 4 - 5 milyona yakn Pro
ies tandr. Protestanln en hzl yayld memleketler, Endonezya (1966
- 1969 aras Vaftiz olanlarn says % 50 artmtr), 1,5 milyon Presbytri
en ve Mthodist ile Kore, 800.000 Protestan ile Birmanie yad ir. Protes
tanlk, in'de Komnist ihtilalinden nce 1 milyon mntesibe sahipti.
Hatta kurduklar niversiteleri vastasiyle orada ok kuvvetli bir tesir
icra ediyordu. Bugn bu cemaatn varlnn devam edip etmediini bil
miyoruz. 700.000 mntesbiyle Japonya'da zayf olmasna ramen Protes
tanlk, ellerindeki okul ve niversite teekklleri ile muayyen bir par
lakla sahip bulunm aktadr. H r is tiy a n l n g ele ce i g ib i, P ro te s
tanln istikbali de yeni teknolojik medeneyetin meydan okumalarna ve
onun getirdii promlemlere, cevap vermesine baldr.

PROTESTANLIK KLSESNN TP
Protestanlk, kilise yapsna ve tekiltna birinci derecede nem
vermez. Protestanlk, amentsnde Allah'n kelmnn ve kilise srlarnn
reti ' m es iin sadece br hizmete gerek duyduunu akiar. Hatta Lutherden daha ok kilise tekilts olan Calvin bile, kilise disiplinine
fazla tin em vermemitir. Fine de o, Ingiltere kilisesi iinde gerekten
Incil'in vaaz edilmesi artyla '.-arl devam eden piskoposluk hiye-

25 4

rarisinln kabulnde, pek zorluk karmamtr. Reformun belirledii kilise tarifi, mahall cemaata temel bir nem atfediyor. nk sann bedeni
nin ekillendii yer cemaattr. Bu mahhas cemaat endiesi, Protestan
kilisesinde daimilik arzeder. Fakat bununla beraber, Protestan Kilisesi
iin, kilisenin evrensellii de gzden uzak tutulmamtr. nk mahall
ce m aa t, evrensel kilisenin im tiyazl b ir ifadesidir. Y in e reform dan
d om u olan kiliselerin bu iki zoraylc hesaba kattklar grle
cektir. Fakat bu kurulularn tek ekilli olmadn belirtmek gerekir.
ada A vrupay karakterize eden mill blnme, farkl kiliselerle hi
bir zaman uziamamtr. Dier taraftan, toptan reforma gemi olan mil
letlerde kurulan kiliseler, sz konusu edildiinde (skandinav Kiliseleri)
veya Katolik kiliseleri ile birlikte veya ona m uhalif olan kiliseler
gznnde tutulduunda; kilise organizasyonunun olduka farkl olduu
dikkati eker. nk temel ilhamla, tarihin deikenlii arasndaki
kom binezon, belirli kilise yap tiplerini ortaya karmtr.
P iskop oslu k la lgili hiy erarik kilise tipi, Roma

ile y u m u ak

kopuun cereyan ettii blgelerde daha da belirgindir. Bunlarn en canl


rneini Ingiltere Kilisesi ile skandinav lkelerindeki Luther'ci kiliseler
tekil eder. Din kurulu ile ilgili olan presbytrien kilise tipi ise, daha ok
konsey ve kuru! hiyerarisine baldr. Bunlar da, cemaat kurulu ve m a
halli dzeyde presbyterial konseyden oluur. Blgesel kurul ve blgesel
konsey; mill kurul ve mill k onseyden oluur. te Fransa, Iskoya,
svire, talya, Reform kiliselerinde geerli olan kilise rejimi, bu tip bir
sistemdir.
Net olarak belirginlemi bu iki kilise tipi arasnda Sinod rejimini
dzenleyen ve piskoposluklar ile konseyleri dzenleyen bir takm karma
kilise tipleri daha vardr: A lm anyann Lutherci Kiliseleri ile Lutherci
ve Reformist Macar kiliseleri gibi. Piskopos, ya kayd- hayat art ile ya
da belirli b ir zaman iin seilir. Bu haliyle Piskopos, sadece Sinod un veki
li deildir. Onun zel otoritesi de vardr. Piskoposluk, papazlara lias hiz
metin zel bir eklidir. Burada ayrca presbytrien kuru! tipinin, pisko
posluk tipine yakn olduuna iaret edilebilir. Hafta bu anlamda, farkl
konseylerin bakanlar! piskoposlarn yetkililerine sanp grnyorlar.
Piskopos tipli kilise tipleri de, bir takm kurullara sihipiir. Bu adan
ngiltere Kilisesi bnyesinde yaplan devrim, miintesiplerin tamamnn,
delegelerle kilise ynetimine katlabilmesine matuftur.
Kongregnsyonalist kilise tipi ise, mahall topluluun muhtariyeti
ile temayz etmitir. ou defa bu muhtariyet ok ileriye gider; yle ki,
ayinsel problemlere ve doktrine! problemlere kadar uzanr. Amerika Kong regasyonalizm i, Baptizm, Librizm, bu kilise tipinin rneklerini tekil

265

eder. Ancak burada da bir evrim kendini gstermektedir: yle ki, m a


hall topluluklar, kendi aralarnda kuvvetlenm eye ynelen birleik
(Fdral) bir tabiat ba ile birlemilerdir. Kiliselerin, dnyaya ynelik
problem lerle karlat, misyoner stratejisi hazrladklar bir devirde,
bu eski kongregasyonalizm in kifayetsizlii, kendiliinden ortaya k
m a kta d r.
Protestan kiliselerinde grlen b ir baka kilise tipi de, ksmen
gemi kilise tiplerinden biim kazanm olan tiptir. Protestanln olduk
a kalabalk olduu blgelerde ve Protestan kilisesinin tam bir resmiyete
sahip olduu yerlerde Multitudinst denen bir kilise tipi, stnlk ka
zanmtr. Bu tip kilisenin yeleri, Protestan nesi indendir. yleki, onlar,
bu kiliseden ayrlmazlar. Bu kilise tipi, her insann bir kiliseye bal ol
masnn doal olduu bir Hristiyanlk sisteminin delilini tekil etmekte
dir.
Bir baka kilise tipi de XVIII. ve XIX. asrlarn uyan hareketle
rinden domu olan ikrarc (professant) kilise tipidir. Byle adland
rlmasnn sebebi, kiliseye girite kiisel bir iman ikrarnn art koulmu
olmasdr. Bu kilise tipi, V aftizi; sadece y etikinlere tatb ik etm ektedir.
Bu kilise tipi, hristiyanhm zlme devresiyle adatr, ikrarc kilise
tipi, mensuplarnn militanl ile temayz etmitir.

KSEL TAAHHDE YEN BR MN VERMEK


GEREKR
p h e s i z b u iki tip a r a s n d a z a r u r i o l a r a k k ar l k l b i r t e s i r m e y
d a na gel mi t ir. m a n n , k e n d i l i i n d e n o l u m a d , d e i i k ideoloj il er in
o n u n l a m c a d e l e ettii bi r d n y a d a ; h ri st iy a n t a a h h d n e d a h a ciddi
bi r k ar ak t er v e r m e k t e z a r u re t vardr. Y i n e m u l t it ud i ni st kiliseler, Kon fi rmasyon

ayinine

kiisel bir t a a h h d

karakteri v e r m e y e

alyorlar.

( B y e c e K o n f i r m a s y o n y i n i 1 6 v e y a 18 y a m a k a d a r g e c i k t i r i l e r e k d i n
eitim uzatlyor ve K on fi rm a sy o n u n otoma ti k karakterine are b u l m a k
i i n al l yo r ) . A y r c a o n l a r n bi r o u , k k l e r i n va f t i z i k o n u s u n u , y e
ni d en g z d e n g e i rm ek te d ir le r. Teol oj i k ol arak Al lah ' n g n l rahatlatc
I u t f un u n bir a l a m e t i o l a r ak d o r u l a n m o l a n p e d a b a p t i s m ( oc u k l a r n
vaftizi) ki li sed en az v e ya o k k o p m u ol an eb e ve y nl e ri n, o n u s ad e c e s o s
yal bir ayin olar ak grm eleri yl e anlamn gere kt en k a y b e t m e tehlike
s i y l e k ar k a r y a g e l m i t i r . F a k a t b u n a p a r a l e l , i k r a r a k i l i s e l e r y l e
b i r g e l i m e g e i r m i l e r d i r : n c e i krarc k i l i s e t ipi, o n l a r a g r e g e l e n e k s e l
b i r m o d e l h a l i n e g e l mi t i r . ( Ya n i ai l e g e l e n e i ile, B a b a d a n o u l a g e e
r ek ) . D i e r y a n d a n o n l a r , f e r t l e r i n i m a n n n i k r a r n n d u y g u s a l v e h e y e

266

can verici karakteri zerinde, olduka ihtiyatl davranmlardr.


Kilise tipleri arasndaki bu etkileim, mterek projeler zerinde
daha merkezi ve ayn zamanda daha da ak bir cemaat hayatinin yeni
ekiller aram asn n b ir ifadesidir. K a toliklikte olduu gibi P ro te s
tanlkta da bir takm Gizli itirazc gruplarn oluu (Bunlar temel cemaat
veya yeralt kilisesi olarak isim lendirilm ilerdir) bu aratrmann ve
endienin bir baka belirtisidir.

BRLK PENDEK PROTESTANLIK


Blnm elerinin skandalini, Protestan kiliselerine en iyi ekilde
hissettirenler misyonerler olmutur. Bu skandal, misyonerlik alannda
eski hristiyan mem leketlerinde ok dramatik olarak tadlmtr. G er
ekte yerli halk, ayn Incilin, niin farkl ve hatta rekabet halinde kili
selerin kuruluuna neden olduunu sormaktan kendini alamamtr, ite sa
dece bunun iin, 1910'dan beri ilk defa Edinburgda toplanan I. Dnya Mis
yonerleri Konferans Kiliselerden, bkm adan birlik yollarn aramalarn
talep etmitir. Aslnda Protestanln dahili blnmeleri, gemite dram
atik bir karaktere sahip deildi. Bu blnmelerde Protestanlar ile Anglikanlar arasnda ve ou defa Lutherciler ile Reformistler arasnda evharistik bir ayini imkansz hale getirmiti. Ancak, politik artlar, baz
lkelerdeki zulmler, haberlem e zorluklar, XVII. asrda tm y ak n
lama gayretlerini imknsz hale getirmiti. Yine, Reformun farkl cere
yanlar, sert bir Ortodoksluk halinde kristallemiti. te bundan dolay,
1631'de bir uzlama salama niyetiyle toplanan Dordrecht Konsili baar
salayamad. Neticede XVIII. asrda ve XIX. asrn byk bir ksmnda
protestanhk; Rasyonalizm, Petizm, Ortodoksluk, Liberalizm gibi her ki
lisede canl bir gerilimin meydana getirilmesine sebep olan ve hibir za
m an birlemeye imkan vermeyen ok saydaki doktrine! atmalarla iyi
ce sarslmt. Oysa, XIX. asrda bir takm uzlatrc teebbsler de eksik
olmamt. Fakat bu teebbsler, bir yandan mill pln zerinde vuku bul
mu; dier yandan da her kilisenin iindeki farkl zihniyetlerle kar
lamt. Mesel, 1841'den beri Reformistlerle, Luthercilerin birlemesi
iin Fransa'da ok sayda toplant yaplmt. Fakat bu toplantlar hibir
netice vermemitir. nk R eform istlerin byk b ir ksm , z a h id in e bir
u y an n tesiri altnda ik en ; Lutherciler daha ok lib e rs lis t b ir tavrm
iindedirler.

(F.

18)

267

GENLK VE MSYONER DERNEKLER KLSELER


SORGUYA EKYORLAR
Protestanln birlemesi iin, olduka dar olan Mill ereveyi
am olmak gerekiyordu, te bu beklenen durum, mezhepler aras ve mil
letler aras genlik hareketlerinin ortaya kmasyla tahakkuk etmitir:
Bu genlik hareketlerini, " G e n hristiyanlarm Evrensel ttifak (1855'de
Paris'te kurulmutur), 1894de kurulan " G e n Kzlarn Hristiyan Birlii
Evrensel t t i f a k " ; 1895de kurulan "H r is tiy a n niversite re n c ile ri
derneklerinin genel federasyonu" olarak gryoruz. te btn bu hareket
ler, reform kiliseleri kadrosunu aan, bir hristiyaniatrma endiesiyle
kendini gstermitir. Btn bu hareketler, gen kuaklara, evrenselliin
anlamn vermi ve mezhepler tesi b ir birlik tecrbesiyle yaama izni
vermektedir. Bu konuda U. C. ]. G. (Les Unions Chrtiennes de Jeunes Cens)
yasasnn btn bu derneklere hizmet edebilmesi manidardr. Bu birlik u
grleri yanstr: " G e n h r is tiy a n la r m e v re n sel i t t i f a k n n h e d e fi,
Incil'e uygun olarak tsa-M esih'i tanrlar ve kurtarclar olarak tanyan
tm g enleri b irletirm ek tir. Bu genler, nvanlaryla ve hayatlaryla
s a -M e s ih in talebe le rin d e n d ir ve onlar genler arasnda R a b b la r m m
k r a l l n y a y m a k i s t e r l e r ." te bu hareketin, kilise blnmelerinin
tesinde bir birleme hedefi vardr. Ayrca bu hareket bir likler hare
ketidir. Bunun iin hibir kilise otoritesinin kontrolne de, boyun eme
mektedir.
Misyonerler de u problemi ortaya koymakta gecikmediler: "H r is tiyanlatrma hareketi, mezhep hu du tlarnn almasn, gerektirm iyor
muydu?"
te bylece genliin ve misyonerlerin mterek faaliyeti, birliin
aranmasnn mmkn olduu yeni bir ortam oluturmaya muvaffak olmu
tur. Ayrca I. Dnya Savan haber veren tehditler, Bat dnyasnda et
kili ekilde h ristiy an lk tan ayrlmalarn, farkna varma, kiliselerin
daha geerli bir eklde kendilerine u soruyu sormalarna neden olmutu:
"Eer grevimizde baarsz olmusak bunun balca nedeni birliim izin
olmay deil midir?"

BRLK KMENK HAREKETTE ARANIYOR


te bu tecrbeler ve problemler X X . y z y l n kiliseler birliinin
domasna neden olacaktr. Protestanlk bu birliin " T e k B iim "citik an
lamna gelmedii grndedir. O, din geleneklerin dindarlk tiplerinin,
yin ekillerinin byk bir farkllkla devamnda fayda grmekledir.

268

Yine Protestanla gre; Kilise, dari merkezilemeyi redde rnek tekil


etmelidir. nk Protestanla gre, m'minlerin evharistiya yininde
ayn masa etrafnda toplanmasna mani tekil eden tm engeller kalkt
zaman, birlik tam olarak gereklemitir. Aksiyon, misyon, ehadet, in
sanlara hizm et anlamlarndaki birlie gelince (Gneydou Asya veya
btn Afrika Kiliseleri Konseyi gibi) ya genel konsey seviyesinde ya da
mahalli konsey dzeyin de veya mill konsey dzeyinde gerekleebilir.
(A merika'daki Mesih'in kiliseleri mill konseyi, Fransa Protestan fede
rasyonu, almanya L'Evangelisehe Kirche kiliseleri) gibi.
Aslnda, Protestan birliinin doktrine! ve manev temeli, reformdan
km olan b yk kiliselerle ak ekilde ortaya konmutur. Bylece, iki
asrdan daha ok gereklemi grnen Bossuetnin kehaneti imdi son ne
fesini alm aktadr. Bununla beraber, katolik Mezhebi iin olduu kadar,
Protestanlk iin de onun gelecei ile ilgili olarak kiliselerin bnyesinde
yeni bir takm atlaklklarn grnd hipotezini de gz nnde tutmak
gerekir. Artk, bu kiliseler, XVI. asr krlmalarnn temelinde olan veya
bizzat Protestanln i blnmelerinin temelinde olan klsik tartmala
rn zerine dayanmyorlar. Onlarn aktel problemleri, kh teolojik de
nen, kh sosyal ahlk ve politik denen tartmalardr. Hakikaten Bultmann'n ve talebelerinin Kutsal kitap teolojisiyle ilgili olarak tannan
tezlerinin byk baars (Yani Kutsal Kitab mitolojilerden temizleme ve
iinde K ervgm ein ifade edildii ilim ncesi dnyann imajlarndan K ut
sal Kitab kurtarma tezleri) bir yandan, btn kiliselerde, Kutsal Kitabn
yorumu konusunda hareketli tartmalar doururken ve tabiatyla yeni
vaat ve retim ekillerinin domasna yol amtr. Dier yandan da,
Protes tanlard an olduu kadar Katol iki erden de b iro k hristiyan;
messese olarak kilise ile eitli ekonomik ve politik iktidarlar arasnda
olacana inandklar tesant konusunda kendi kendilerine bir takm soru
lar sormulardr. Onlar, daha devrimci ve mu teriz bir hristiyanlm yol
larn belirlemeyi istemektedirler. Onlara gre, Kilisenin gelecei, kili
senin ezilmilerin ve hakszla uramlarn yannda yer almasna ba
ldr. nk onlar, Ortodoksluun, Orthopraxie zerinde stnlk sala
mayaca d ncesind ed irler. nk XVI. asrlardaki kesin propiem,
iih. inayetle kurtulu problemi iken, XX. asrn problemi, sosyal ve ekon
om ik vaplar iinde yaplacak bir devrim vastasivle insana hizmettir.
Dn "R o m a lla ra M e k t u b u " doru ekilde yorumlama sz konusu iken;
bugn Matta X X Y :in " S o n yarg gnn ciddiye almak" ifadesi sz konusu
dur. te btn bunlardan dolay bir devrim teolojisinden bahsedilmekte
tereddt edilmemitir. Acaba, tm hristiyanbk dnyasnda grnen bu
veni atlaklklar, yarn, bugn talimin edilemeyen yeni krlmalarn sonu c u n a m sal ip o Ia c a k ? A s h n da b u sor u, soru! ma ya d eer b ir s o r ud u r.

269

PROTESTAN SOSYAL AHLAKI


Protestanlk, devirlere ve blgelere gre topyekn cemiyet ile ve
devletle ok farkl ilikiler iine girdii aktr. Protestanln muhtelif
memleketlerdeki azlk veya okluu gz nne alnrsa, bu farkllk hl
ortada durmaktadr. Mesel, skandinav lkelerinde Protestanlk, genel
nfusun % 9 5 'ni tekil etmektedir. Ayrca kral, teorik olarak da kilisenin
badr ve genellikle ynetimle ilgili baz kilise kararlar parlamentoda
oylama konusu olmaktadr. Fransa'da 50 milyon genel nfusa gre 850.000
Protestan ok aznlk tekil eder. nk Fransa'da Protestanln tarihi,
zorluklarla doludur. 1560 ylma doru kralln y ansna yakn, Protes
tanlk lehine fethedilm iken; (N ante Ferm annn yrrlk ten kalk
masyla) 1685den tibaren Protestanlk ihtill arefesine kadar devam
edecek olan gizli b ir hayata zorlanmtr. Kendini devletin himayesi
altna sokan resm bir staty lk konsil'den alan Protestanlk, ekseriya
skc idarelerin altnda XIX. yzyl boyunca eitli durumlara ahit ola
caktr. te bunun iin de o, 1905 ayrlma kanununu, sevinle kabul edecek
tir. Bu iki mislin karlatrlmas bile b ir to plum ierisinde Protes
tanln, btnlemesinin farkl olduunu gstermeye kfi gelecektir.

VCDANLAR HRRYETLERE SAYGI DUYUYORLAR


Son on yln nda, sosyal ve politik faaliyet alannda Protestan
kiliseleri tarafndan uygulanan muayyen hareket kaidelerini ortaya koy
mamz mmkndr. Bu kaideler, herhangi bir politik ideolojinin ne lehindedir, ne de aleyhinde... Bizzat Marksizm bile, Protestan otoriteleri ta
rafndan prensip itibar ile hibir resm knamann konusu olmamtr.
Dounun kom nist lkelerinde kurulan kiliselerin tecrbesi udur: Hris
tiyan ehadeti, kapitalist rejimlerde olduu gibi, komnist rejimlerde de
ifade edilmitir. Her iki rejimde de karlalan engeller ayn tabiatta
olmasa da, her ikisinde de engellerin varl gerektir. Ayn ekilde, De
m okratik A lm an C um huriyeti'n de, ekoslov ak ya'd a, M a c arista n da,
Protestan kiliselerinin; Hristiyan inanlarn inkr etm eksizin, yani
Marksist ideolojiyi kabul etmeksizin mntesipierni drst bir ekilde sos
yalist devlet kurmaya davet ettiklerini gryoruz. Bu, belki gerek
lemesi zor bir bahis olarak dnlebilir. Fakat gerekten buna teebbs
edilm itir.
M uhtelif ideolojilerle ilikisi olmakszn Protestan kiliselerinin
mdahalesi hayatn aka engaje olduu mahhas problemlere dayan
maktadr. Bu problemleri, lmden sonra yaama, hrriyet, insan ha y
siyeti, insann kendini tam olarak fadesi hakk eklinde belirtebiliriz.

270

Kiliseler, inanlar nokta-i nazarndan topyekn cem iyete m dah ale


lerini hakl bulm aktadrlar.
Genel bir kaide olarak, Protestan kiliseleri, genel mdahaleleri,
gizli bask vastalarna tercih etmi grnyorlar. Byiece onlar, efkr-

u m u m y ey i u yarm aya v e onlara bilgi vermeye gayret gsteriyorlar. Ne


var ki onlar da bask deerine sahip bir takm vastalara bavurm u
lardr. Ancak bunu aka yapmlardr. Bunun iin olduka zengin olan bir
ok Am erikan kiliseleri G ney Afrikann rk devletlerine para veren
b a n k a la ra k ap italle rin i ektik le rin i b ild irm i le r v e b u kara rla rn
basnla duyurmulardr.
ou zaman Protestan kiliseleri, ok nemli ada problemlere,
yetkileri olmayan teknik b ir takm zmleri, teklif etme hakkn ken
dilerinde grmezler. Onlarn tutumlar Eski Ahid'in, Peygamberlerin tu
tu m larn hatrlatr. O nla r da, tehlikeyi haber verir ona kar halk
uyarr ve hatta kabul edilmez bir takm icraatlar ifa ederler.
Yine, Protestan kiliselerinin haber kampanyalarn ynetm ek iin
baka hareketlere de katldklar olmutur. Ancak bunu sadece belli bir
mddet ve belli bir hedef iin yapmlardr. Bugn ise, Protestan kilisele
ri, zellikle Roma K atolik kilisesi gibi dier hristiyan kiliseleri ile,
ibirlii yaparak hareket etmeye, gayret gsteriyorlar.
Protestan kiliseleri, politik vazifelerinin, blgesel cem aatlerinin
veya zel bir takm hareketlerin bnyesinde m minlerin sosyal ve m ede
n meguliyetlerinin anlamn harekete geirmek olduunu dnmekte
dirler. Byiece m'm inler serbest bir ekilde partilere veya sendikalara,
yahutta tercih ettikleri aile ve kltr tekiltlarna (Kltr evleri, ebe
veyn ve talebe demekleri v.s.) girmeye davet edilmilerdir. Protestanlk
daim a, kilisenin m'm inlerin hareket hrriyetini snrlandrmamasn;
bilakis davay tam bilerek seimlerin onlara yardmc olmasn dn
mtr. Bunlardan ayr, Kilisenin kollektif taahhdn gerektiren bir
takm ivedi problemler de eksik deildir, (Irkla kar ve gelime iin
sava gibi). Kiisel kanaatlerin farklln da hesaba katarak Kilise,
onlara uygun gelecek artlara gre sadece yelerinin ferd taahhdn
harekete geirebilir. Genel olarak ok nadir istisnalar hari (H ollan
d ada ve svirede olduu gibi) Protestan kiliseleri, liklie gsterdik
leri saygdan dolay, ounlukla olduklar zaman bile; hristiyan ad ve
rilen bir takm partileri veya sendikalar kurmaktan men edilmilerdir.
ada protestan kiliselerinin sosyal ahlk zerinde verd iim iz
bir ka bilgi, dnya ile incii arasndaki byle bir mesafenin olduunu ve
ruh ile beden arasndaki mutlak ayrln devamnn uygun olacan,

271

bundan dolay kilisenin sadece ruhlara itinaya kendini adamas gerek


tiini dnen bir ok zhidne cereyanlarn varln unutturmamaldr.
Aslnda bu cereyanlar, nemini kaybetmilerse de baz yerlerde hl ki
lise insiyatifini felce uratabilmekteairler. te ok az sayda da olsa bu
cereyanlarn mevcudiyeti, baz Protestan cemaatlarnn imdiye kadar
genel konseye niin katlmadklarn ifade etmektedir.

PROTESTANLIKTA PRATK DN HAYAT


Bu nazik problem lerle ilgili lm aratrm alar, henz yeterince
yaplmamtr. Bundan dolay burada sadece genel hatlarla iktifa ede
ceiz:

KURTULU MANA BALIDIR, AMELLERE DEL


Din pratiklerin, Protestanlkta snrlandrlm as, Katoliklikten
zordur. nk onda pratik, hibir kilise yasasnn konusu olmamtr. Bu
nun iin Protestanlkta, nafile ile farz arasndaki snr izilmi deildir.
Bu da, doktrine! olarak " b i r sevap" dini mevdana getirmekten saknmak
iin byle olmutur. Protestanlkta din pratik, sadece imana bir yardm
anlam tar. Gabriel le Bras'm Katolik mezhebi iin belirttii amel
ileyenler (pratiquants) zmresini sosyolojik adan, Protestanla da uy
gulayabiliriz. Bu tatbikatlar (pratiquants) zmresi, unlardan meydana
gelmitir: Ayrlm lar, lgisizler, M evsim lik uygulayclar, dzenli uygu
l a y c la r (pratiquants), s o fu lar. Yine belirtmek gerekir ki Protestanln
iindeki snrlandrmalar olduka net deildir. nk orada yaplacak
ameller olduka az saydadr ve kesin olarak belirtilmi deildir. Mesel
Protestanlk, dil ile ikrar vecibesini ve son yalamay (extrme - onction)
kabul etmez. Yine e v l e n m e , Protestanlkta bir kilise srr saylmaz.
Byiece Reform, sadece ncil tarafndan tasdik edilen vaftiz ve Kutsal ekmek-arap srrn muhafaza etmitir. Aslnda Protestanln aznlkta
olduu blgeler hari, genel olarak Reform kiliselerinde, yinlere itirak
nisbeti, Katolik Kiliselerinden dalsa azdr.
Katolik kilisesi ile Protestanlk kilisesi arasndaki bir baka fark
da udur: Katolik, bir rahibin ve mabedin b u lund uu yerde K ilis e n in
varlm kabul ederken; Protestanlk rahibe hi sahip olmayan bir ce
maatin. varlnda kilisenin var olduunu kabul etmektedir. Netice olarak
Kilise ilerine sadk ve angajeli olan Katolik, bal olduu blgesel ce
maatn (la com m unaut-paroissiale) dnda da bir takm icraatlara
giriebilmektedir. Buna karlk Protestan ise, kendi blgesel cemaatine

272

daha ok baldr. te bunun iindir k Katolisizm, blgesel cemaat mer


kezlerinin dnda ok sayda kiliseye sahiptir. Protestanlk ise blgesel
ce m aatn dndaki kiliseyle ilgilenmez. Protestanlkta Blgesel cemaat
(C om m unaut paroissiale) zerindeki srar, Evharistik tatbikatn nemli
evrim i iinde zel olarak m nlandrlm tr. Byiece, Reformistlerin
isteinin aksine, evharistiyann sadece b yk hristiyan bayramlarnda
kutlanmas gelenei Reform kiliselerince de kabul edilmitir. (Bu kutla
ma ylda drt defa yaplmaktadr). Bu gelenek halk dindarlnn daima
kayrd M a g is m e S acram entel (Bir trenin devaml yapl kurtuluu
salar kanaat)'dan kaynaklanmaktadr. Bugn ise bu gelenek zayflam
durumdadr. nk Kari Barth tarafndan belirtilen yeni teolojinin tesiri
altnda lkel kilisedeki tapnma zerinde yaplan bir takm inceleme
lerle de ayinsel yenilik, yarm asrdan beri olduka nem kazanmtr.
Fakat yine de ce maat hayatn daha belirginletirmek iin, Evharistiya
daha sk kutlanm tr. Btn m'minleri birletiren gerek bir yemein
bnyesinde onu btnletirerek Evharistiya'ya tam bir cemaatanlam ver
mek iin ok deneme yaplmtr.

DN MERASM VE MSTK HAYAT


Din merasim hayatna gelince, o, son yarm asrdan beri belli bal
iki akmla temayz etmitir. En eski olan akm, (bu akm, Berneuchen d e
nilen A lman harekt, svire kilise ve yin harekt veya Taizenin En
ternasyonal cemaat) iinde olduka gelien ve olduka fakir olan Protes
tan yinini, eski kilisenin tm yin hzinesi ile zellikle Reform kilise
lerinin iinde zenginletirmeyi ve yine daha belirgin tapnma vakitleri
dahil etmeyi hedef alyordu. Daha yeni olan kinci akm ise, lik bir de
virde kltn yeni ekilleri zerinde genel konseyin aratrmalar ile b es
lenmi olarak, birincinin aksine, klte, doallk, diyalog, en modern m
zik ekilleri ve imdiye kadar kutsal zellii olmayan mzik aletlerini
dahil etmeyi hedef alyordu.
Ekseriya, Protestan sofuluunun az mistik karakterine iaret edil
mitir. Mistik (mystique) terimi, son derece deiik birtakm anlamlara
sahip olmasna ramen, genel olarak yukarda ki hkm kabul edilmekte
dir.
Orada mistikin darda braklmas, kaynan, Protestan teolojik
seim lerind en alm aktadr. yle ki: Bir yandan, Allah'la insan ara
sndaki ncillerin sa'sndan baka aracnn olmadn tasdik (Allah'a
sadece sa ile var), Allah yz yze seyretme teebbslerini ve onda
fani olmay darda brakmaktadr. ayet Protestanlkta mistiklik olmu

273

olsayd bu Isa ile adalk (Kierkegaard) abasndan baka bir ey ol


mazd. phesiz sa dirilmi, ge ykselmitir. Fakat o, orada ahir za
mana kadar Golgotada armha gerilmi olarak kalacaktr. Dier taraf
tan Protestan uknumculuu (Teslis'in unsurlarndan herbir), Allah'la her
trl ilikiden uzak durumdadr. nk ona gre Allah, uknumlar aras bir
mnasebet olmayacaktr. Orada uknumlardan herbiri, en derin anlamdaki
birlemede bile kendi hviyetini muhafaza etmektedir.
te Kilise babalarnn ve Dou teolojisinin tersine Protestanlk, in
sann geleceini bir tanrlatrmadan ok gerek bir insanla giri olarak
grmektedir. Ondan ilk doan da Isa olmutur. te btn insanln bu te
zahr midi, Protestanl, Hristiyan sorumluluu ve hrriyeti zerinde
durmaya evketmitr. Bunun iin Protestan, idare edilen bir insan deil
dir en azndan byle olmamaldr. O yetikin bir hristiyan olmaldr.
Protestan papaznn grevi, ruhu tedavidir, vicdan idare deildir. Pra
tikte biie, fark nemlidir, iki fonksiyon arasnda smr, daima bir problem
olarak kalm aktadr.
Burada belirtmek istediimiz husus, Protestanln daimi hedefi
nin, yeterince bilgili her vaftizciyi (Pazar okulu ve din bilgisi asndan)
bir vicdan darecisine boyun emeden tam olarak iradesine sahip ve Prote
stan papazlaryla eit bir eklide, kilise ynetimine itirak eden bir duru
ma getirmek olduudur. Fakat yine de byle bir hedefin, ancak; Prote
stan'n imannn muhtevasna ve onun sonularna yeterince, canl bir
uurla sahip olduu lde, gerekleme ans vardr. Ne var ki laiklemi
bir medeniyet iinde bu uur kendiliinden geimemektedir. nk imann
bymesi, zihn gelimeyle atba gitmemekte ve iman zayf olarak kal
ma tehlikesiyle kar karya bulunmaktadr, ite bundan dolaydr ki
liklerin ykselmesi, Protestanln daim hedeflerinden biridir. Bunun
iin kinci Dnya Savandan beri bu durum, sistemli ekilde gelitiril
mitir. Lik blmleriyle genel konsey, bu noktada kiliseleri heveslendir
miim. Byiece, yetikinler iin Birleik Amerika'da olduka yaygn olan
Pazar Okullar gibi eski kurululara, Almanya ve svire'de " n c il Aka
d em ileri"; Fransa'da "Y etim e ve Aratrma M e rk e zle ri" gibi yeni kuru
lular ilve edilmitir. Bu kurulular, bu sayede, uzun mddet likleri, bir
arada bulundurmaktadr. Bu toplantlarda meslek ve yalara gre gru
planm insanlarn; meslek, meden veya teknik hayatlarnda kar
latklar i man problemleri incelemektedir.

274

INCL'N LM EKLDE OKUNMASI TEVK


EDLMTR
Liklerin bu tekiltlanmas, ferdi dindarln ve mnzev tefek
krn bir sonuca balayamad, herkesin hayatnda karlat kom p
leks problem ler zamanna rastlar. Protestanln, gemite olduka kuv
vetli olan aile ferd, din pratik ekillerinin bugn sonunun gelmi
olduunu grmesi neye balanabilir? Incil'in gnlk okunmas, baba veya
anne tarafndan icra edilen aile klt (bu konuda hibir genel aratrma
yaplmam olmasna ramen), ailenin partiarkal yapsna bal, gemi
in bir takm kltleri olarak grnyor. Yine itiraf etmek gerekir k, Cevenne kyllerinin asrlarca yaptklar gibi, Incil'in ihlasla okunmas,
ada kltrm zn iinde olgun b ir iman beslemek in artk kfi
deildir. Belki de bunun iindir ki, Protestanln iinde, hatta Katolik
gruplarla ibirlii yaparak, Kitab- M ukaddes'in okunmas ve yorum u
iin b ir takm lm erhleri ve aktel y orum lar2? yapmay hedef alan;
genel bir abann olduu grlmektedir.
ted e n be ri, Protestan dindarl, sadelik, Hz. Isa'nn araclndan
baka araclk kabul etm eyi, sofuluklar srarl red ve bazan ifrad
ekilde de olsa tm kuralclktan uzaklama ile temayz etmitir. M uh
telif uyan formlarnn tesiri altnda, Protestan dindarl, XIX. asrda
Romantik bir duygusallk akmna mruz kalmtr, ite bu devirde Pro
testan ilahilerinin bolluu bu akmn damgasn tamaktadr. Bu uyan
hareketi XIX. asrn misyonerlik faaliyetlerinden domu olan bir ok gen
kiliselerde ve A m erika'd aki P entektste (P entectiste) hareketlerd e
hl yaamasna ramen; artk bugn sona ermek zeredir. Bugn Protes
tan dindarl, ifadesini, olduka sert bir din merasim iinde veya sde
bir modernizm iinde bulmua benziyor.

PROTESTAN DNCE STL


zellikle amzda, bir tek Protestan dnce stilinin olmad or
tadadr. nk XVI. asr R eform u, bnyesind e bir akmlar farkll
tayordu. Bu farkllk, gnmzde daha da belirginlemitir. Ancak, Ortodokslar, liberaller, zahitler arasnda olduunu kabul ettiimiz klasik
farklar, artk laiklemi bir dnyada faaliyet gsteren yeni Luthercilerin, yeni Kaivincilerin, Barthistlerin, BuLmannistlerin, Allah'n lm
teolojisinin, politik teolojilerin laiklemi bir dnyada faaliyet gsteren
m u h te lif ilahiyatlar, m it teolojisinin farkllklarn ihtiva etm iyor.
Yine K atoliklkte de bu ayrlklar, doktrinel retme yetkisine ramen

275

mevcud olduuna gre, Protestanln, inde bu ayrlklarn olmas nor


mal olacaktr. Btn bunlara ramen, bir takm muhtevalar hesaba kat
mayarak ve dnce stilini gz nnde bulundurarak, Protestan dn
cesindeki daimi unsurlar tesbit etmek mmkn grnmektedir,

PROTESTANLIK KELAMI ANLAMAYA AIRIYOR


Hi phe yoktur ki Protestanlk m u ayyen bir entellektellikle
damgalanmtr. Protestanlk bir kitap dini olmamakla beraber yine de
bir kelam dini, anlalan bir kelam dini olarak kalmaktadr. nk o, in
sann tm zihinsel yeteneklerine ba vurmakta ve insandan srekli bir
kltrel aba istemektedir, ite bunun iindir ki Reform, yapabildii her
yerde bir takm kiliseler kurmakla yetinmemi, o, bir takm akademiler,
niversiteler kurmutur. Michelet, Protestanlk iin u itirafta bulunur:
"R efo rm un ilk kelimesi okul'dur. Okul en byk eydir, Protestan m emle
ketleri demek, okuma bilinen, dinin tamamen okumaya dayand m emle
k e tle r d em ek tir." Aslnda Reform, mtehassslarn giritikleri doktrinel
bir devrimdir. Bunun iindir ki, o, her Protestan papaznn bir mtehasss
olmasn istemitir. te bunun iin her rahibin sahip olduu niversiteye
has formasyon yeniliini Reforma borluyuz. phesiz, Protestan zihniye
ti, hissedilenin yerine anlahrh koyan, modern dncenin byk hare
keti iinde yer almtr. phesiz ok retici vaazla, Protestan kltnn
iinde bulunduu merkez mevki, hzllk ve nisb kolayl aklayan bu
enteil ektaizmin en manidar semboldr, ite bunlarla Protestanlk, lm
ve tarih yorumlara ak bulunmaktadr.
P r o t e s t a n l k t a b u e n t e l e k t a l i z m i n be l l i b a l v e h e l e r i n d e n bi r i ,
t a r i h l i i n a n l a m d r . B u a n l a m iki e k i l d e g r n m k a z a n m t r : n c e ,
P r o t e s t a n d n c e s i v a h y i n t a r i h o l a y l a r n , g e l e n e k l e r i n i r t m e s i n i r e d
d ede r. So nr a, P r o t es t a n d n ce s i , s pe k la ti f i lahi yata o k n e m v er m e z ,
a y r c a P r o t e s t a n d n c e s i , A l l a h n c e v h e r i z e r i n d e p e k m u h a k e m e y a p
m a y a r a k , A llah g r n d gibidir diy en aziz Augustin'in ya n nd a yer
al r. O y s a , b u a n l a m , i n s a n n -cer a l d v e k e n d i n i a n l a d b i r t ar i h
i i nd e b e l i r m e k t e d i r . E e r t ari h f e l s e f e n i n b i r k a b y k i smi , P r o t e s t a n ise
ve

hatta

zihinsel

form asyonlaryla

Protestan

ilahiyatlar

ise { K an t ,

H e g e l , D i l t h e y , M a x W e b e r g i b t j ~ s bu , bi r t e s a d f d e i l d i r . Y i n e t a r i h i n
ve zam ann

a k a b i r i hl l i o l a n m i s t i k h a y a t a , P r o t e s t a n l n a z t e

m a y l ettiini d e beli rt mi ti k.

276

DOAL EYLERN KUTSAL ANLAMI YOKTUR


Protestan dncesi, daha ok Katolik dncesi stilini karakterize
eden btnleme diyalektii yerine, tasfiye diyalektiini ikame ediyor.
Bunun iin Katolik dnce, bir takm sentezler dini olarak grnr: Tomasln, (Thomsm) byk abas, Vaftiz yaparak, tm putperest hik
meti telfi etmekten ibaret deil midir? Oysa Protestanlk, bir kopma
dini olarak grlyor. te bundan dolay, tabiat ile inayetin arasn ayr
mak ve tabiattan inayete geii aramaktan vazgem ek gerekir. te bu
temel fark, Katolik savunmas tarafndan bir takm ek balarla ve onla
rn Protestanlk tarafndan reddi ile aklanacaktr. Katolik dnce de
nilince Kutsal Kitap ve gelenek; iman ve ameller, sa ve Meryem, sa ve
Azizler, Rahip ve Lik akla gelir. Protestanlk ise hemen, "S o la Serip tu
ra" (S M ec e Kitap), " S o la F id e s" (Sadece iman), "S o la C h ristu s" (Sadece
sa) ve tm vaftizliilerin genel kutsall diye cevap verir. Burada b e
lirtmek gerekir ki, bu spirituel durum, sadece Reform devrinin karakteris
tik zellii deildir. Kilise birliinin etkin yaklamna ramen bu durum
bugn de vardr. Mesel, II. Vatikan Konsili, Katolik olmayan (Ortodoks
luk dnda) Hristiyan cem aatlerinden bahsettiinde o, onlarn ne hristiyan zelliklerine ne de kilise cevherlerine itiraz etmemi; sadece on
lar noksanlkla ve eksiklikle deerlendirmitir. Buna karlk olarak
Protestanlk ise, Katolik btnln, dtan gelen unsurlarn katlmasyla
bozulduunu sylemektedir.
Protestan

teriminin

orijinal

olarak m s b e t bir m n s ol m as n a

r a m e n ; y i n e d e o n u n b i z z a t d i n i m e f h u m a d a y a n a n bi r m u h a l e f e t l e e n g e l
l e n d i i i n k r e d i l e m e z . Bi r o k K a t o l i k d n r i in, e n g e l i m i eki l l eri
i n d e d n , bi r n e v i i m a n n b e k l e n i i v e n e a l m n teki l e d e r . Y i n e , h e r
d i n d a r r u h da b i i k u v v e h r i s t i y a n d r . B i r o k P r o t e s t a n d n r i se, L u t h e r
v e K a l v i n ' i n d o k t r i n i n e t a bi o l a r a k v e o n a b i r a z s e r t l e t i r e r e k d i n i n d a i
m a i m a n i i n b i r b a h a n e o l d u u n u s y l e m e k t e d i r l e r . Ha t t a i m a n s z l n
i n s a n n i l i k i l e r i ni H a y y o l a n A l l a h ' l a d e i l , k u t s a l l a d z e n l e m e i d d i
asn or t ay a k o y d u u n u s y l e m e k t e d i r l e r . B u g n hu d n c e n i n , Kari
B a r t h , B o n h o e f f e r 2 , H a r v e y , G n A - 1 g i b i o l d u k a f ar kl i l h a h i y a t l a r d a
olmas

olduka

manidardr.

Yine

Taul

TiilichM

g-:p;

bir Protestan

i l h i y a t s , h r i s t y a n l , d a h a o k m n f e r i t di ni t e ms i l e d e n g e n e l b r
a n l a y n i i ne d a h i l e t m e k t e , t e r e d d t g s t e r m e m i t i r .

PROTESTANLIK, KLSE REALTESN ARTIRMIYOR


P r o t e s t a n l k h e r n e k a d a r k i l i s e ile ilgili o l u r s a o l s u n P r o t e s t a n
d n c e s i , Kil ise real it esi ni a r t r m a yol larn a r a m az . n k on a g r e,

277

Allah'n bir ihsan olan Kilise, tanrsal bir realite deildir. Ahir zam an
da olacak olan eylere tank olarak (yani Tanrsal Kralla) Kilise, son
dan bir nceki realitedir. sa'nn bedeni olarak kilisenin, ancak imdiki
dzen iinde bir anlam vardr. O, haber verdii " A l l a h n K r a l l "
nnde yok olup gidecektir. Kilise zaman ile Krallk zaman arasnda
veya ebedilik arasnda ok derin bir kopukluk vardr. Bu mesele, yle de
ortaya konabilir; Kilise, daima savaan kilise d ir, m u z a ffe r k ilise de
ildir. O, Ha altnda b ir kilisedir. Hibir zam an m uzaffer kilise deil
dir. O rtodokslarn veya K ato likle rin aksine, Protestanlar, " K ilis e gna
h n d a n " b a h se tm e k d e tereddd etm em ilerdir. Aslnda Protestanln
teolojik seyri, bir kristolojik seyirdir: Bylece bu seyir, Kiliseden sa'ya
deil; kiliseyi kefetmek iin sadan Kiliseye doru ynelmektedir. Her
ne kadar o, ok gelimi bir Kilise ilmi formle etmemi, Kilise kuru
lularn artrmam, aksine onlar izafilendirmeye ynelmise; bunlar,
sadece Bedenlemi Kelm olan sa'nn, ulv roln azaltmamak iin
yapmtr. nk bu yaplar ne olursa olsun bu szn haber verildii her
yerde ve bu szn srlarnn tatbik edildii her yerde Kilise, bir realite
olarak vardr. Netice olarak denebilir ki, bu olaylar meydana gelmedii
srece de Kilise var olmaya devam edecektir.

KURALCILIK, LHAMDAN DTEN BAKA


BR EY DELDR
P r ot e st a nl k, P r o t e st a n o l m a y a n l a r d a b a z a n sert b i r a hl k l k fik
ri o l a r a k g r n r . F r a n s z e d e b i y a t n n P r o t e s t a n l k t a n v e r d i i k o n u l a r
i i n d e b u i ma j , s k s k i l e n m i t i r . B e l k i d e , D n c e n i n s e r t l i i , k i i s e l
va rl n c i dd a n l a m b u i maj n o l u m a s n a y a r d m c o l m u t u r . A y r c a ,
P r o t e s t a n l n k u r a l c l k i i nde, i n k r e d i l e m e z a h l k l k

safhalarna

a h i t o l d u u d a i l v e ed i l e b i l i r . Bu s a f h a l a r , P r o t e s t a n l n o r i j i n a l h e
d e f i n i n z a y f l a m a s n a u y g u n g e l mi t i r . G e r e k t e , A l l a h n Y c e i n a y e t i n i
t e m e l d e k a b u l e d e n b i r d o k t r i ni n, e m i n v e s a k i n b i r h a y a t tarz d o u r m a s
n o r m a l d i r . O y s a a h l k g e r g i n l i k bi r n e v i . d t e m s i l e d e r . Z a t e n P r o
t e s t a n l k t a l h am n n d e v a ml bi r ek il de z i r ve s in d e b u l u n d u u n u iddia
edemez.
A y r c a t a r i h o n u , t e k i l t l a n m a y a , h e r e i t i l e r e u z a n m a y a ve
s a l a m b i r K i l i s e h a l i n e g e l m e y e d e z o r l a m t r . O y s a P r o t e s t a n l k , Bat
K i l i s e s i n i n y e n ileni i v e R e f o r m u n b e k l e n i i i i n d e g e i c i b i r g r n m o l a
r a k d o m u t u r . N e t i c e d e XVI I . as r n ser t p o l e m i k l e r i , o n u n b i l i n l e n m e s i n e
y a r d m c o l m u , n e t i c e d e P r o t e s t a n l k , a k b e t i ni d n m e k z o r u n d a k a l
m t r . Y i n e d e k e n d i n e h a s K i l i s e i l m i y l e b u e i l i m i , k s m e n m u h a f a z a

278

edebilmitir. Bu kilise ilmi, Protestanla, bir messese ile " K il is e S r


r n " kartrmay ve baka bir deyimle Kilisenin snrlarm tesbit etmeyi
yasak ediyordu. Tr iinde tek olan Kilise, sa gibi bir merkeze sahipti
ve nsanlar tarafndan tannan bel bir snra da mlik deildi. Bundan
dolay, sm rlaryle, yelerinin saysyle Protestan Kilisesi tam anla
myla izf grlmektedir. Boy 1ece Protestanln, Dnya zerinde daha
byk ve daha ak bir birlik aray olan Kiliseler Birlii hareketinde
bizzat gizli bekleyiinin ifadesini bulmu olmasnn derin nedeni ortaya
km oluyor.

BU ASIR LKLEME ZAMANI MIDIR?


Yine ayn hedefin bir baka aktel iareti daha vardr. Aslnda Re
formun btn kiliselerini harekete sevkeden ana problem udur: Bir
likleme and a Kilise, ikinci d erecede nemli olan kiliseleri nasl
kapatabilir? Kilise, ie d n k l k ten nasl kurtulabilir? Kilise nasl,
bakalar iin bir tek Kilise, dnya iin bir tek kilise olabilir? Hrstiyanlatrma nasl basit bir din deitirmeden baka bir ey olabilir?
Kilise, ezilm ilere ve fakirlere verilm esi gereken karlksz hizm et
iinde ncili nasl vaaz edebilir?
te bu hipotezler Protestanln gelecek hayatnda daima hakim
o la ca k tr.

D P N O T L A R
1

2
3
4

1912'de d om u oan Roger MeM, lahiyat doktoru ve felsefe doentidir.


A yrca G lasgow ve Bale niversitelerinin fahri dok torud ur. H alen Stras
bourg niversitesi P ro testan ilah iyat Fak ltesi retim yesidir. Roger
M ehi, bu Fakltenin uzun zam an dekanln yapm tr. "R evue d'H istore
et de Philosophie Religieuse" adl derginin m drdr. ok sayda eser
yazm tr. Ayn zam anda o, Fransa Protestan Federasyon Konseyi ve Kili
seler Genel Konsey M erkez K omite yesidir. "L e M onde" gazetesinde P ro
testanlkla ilgili fkra yazardr,
Bu yaz, Les Religions, Verviers (Belgique), 1974 adl kitaptan alnmtr.
E, G. Lonard, Histoire Gnerale du Protestantism e, Paris, 1961.
A n g lic a n is m e : ngiltere Kilisesinde d om u olan Kilise doktrinini veya
A nglikan cem aatn, i534'd e VHP H enri, stnlk faaliyetiyle kurm utur.
Bylece VHP H enri, Roma Katolik Kilisesi ile olan ihtilfa son veriyor ve
"n g iliz K ilise sin i" yegne sz sahibi olarak iln ediyor. Btn Britanya
lkelerine yaylan A nglikanizm , Luthercilkten daha geleneki olan XVI.

27S

7
8
9

280

yzyl refo rm u n u n orijinal bir .seklini belirtir. T ahm inen 40 m ilyon


m ntesibi v ard r. A n g lik a n iz m , Roma katolik Kilisesinin ba olan papa
hari, Kilise hiyerarisini devam ettirir. 1896'da, Anglikan Kilisesinde, pisko
poslukla veya papazlarn tecrbeleriyle ilgili uygulam alar kabul etm eyen
K A T O L K K L S E S , yeni lahiyat ve tarih aratrm alar ve evrensel
d ncen in nda d urum un u yeniden gzden geirm esi gerekecekti.
Roger Mehl'in dediine gre A nglikanizm ; Roma Katoliklii ile P ro tes
tanlk arasnda bir kpr kilise olarak, kendini gsterm ektedir.
Bk. G. L onard, H istoire G nerale du Protestanism e, 3. vol., Paris, 1961 1965; H. Ha user. La N aissance du Protestantism e, 1940; P. Im bari de la
Tour, Les Origines de la Rforme, 4. Vol, 1905 1935; J. D elum eau, Nais
sance et Affirmation de la Rforme, Paris, 1965.
K o n k o r d a t o , bir din n d eri ile d evlet bakan arasn d a y ap lan
anlam adr. I. Franois ile Papa arasndaki anlam a byle bir Konkurdatodur.
Bk. A . R en au d et, P rrfo rm e et H um anism e Paris pend ant Les P re
mires guerres d 'Italie (1495 -1 5 1 7 ), Paris, 1916.
Bk. H. Strohl, L uther jusqu'un 1520, Paris, 1962.
M e k tu p la r (E p itrs); M ektuplar, H avariler tarafndan, man,hristyan
hayat ve hristiyanlm yaylmasnda karlalan glkler konusunda bir
takm ahslara veya cem aatlere gnderilm i olan m ektuplardan oluan
ncilin bir ksm dr. H ristiyan inancna gre bu m ektuplarn da K utsalRuh ta ra fin dan ilham edilmi olduuna iman edilm itir. Bvlece onlar da
tanrsal vahiyleri ortaya koym aktadrlar. A ziz Paul a (Pavios) atfedilen
o n d rt M e k tu p , onun ihtida senesi olan milad 49 yl ile m uhtem elen
Roma'da ehit olduu sene olan mild 67 y arasnda yazlm tr. Bu mek
tuplarn yazlma sras ovledr:
- Selniklilere (Thessalonicens) I, ve II. Mektup,
2- Korintoslulara (Corinthiens) 1 ve 11. Mektup,
3- G alatyallara (Galates) Mektup,
4- Rom allara (Romains) Mektup,
5- Fili pililere (PhiHpiens) Mektup,
6- Efesosu'ara (Ephsiens) Mektup,
7- K oloselilere (Colossiens) Mektup,
8- Filimona (Philmon) Mektup,
9- Timoteosa (Timothee) I ve L Mektup,
10- Titusa (Ti te) Mektup,
Paul'un "b ra n ile re (H b reu x)" Mektubu'mn ise, yukardaki m ektuplar
la slp yn nd en fark b ulun du un dan , eskiden beri bu m ektubun
P a u a aidiyetine itiraz edilm itir. ncil yorum cular bu mektubu buun,
Luka tarafndan zikredilen skenderiyyeli bir Yahudi olan A p o llo sa atfet
mek temaylndedlrler... Onlara gre, Aziz Paul'un tesirinde kalan Apokos
bu mektubu, 67 ylma doru, 70 ylnda Kuds mabedinin tahribinden nce
talyada kaleme alm olabilir.
Saylar yediye ulaan dier mektuplar, ilk alardan beri "K ato lik " (g e n
el) olarak adlandrlm tr. nk bu m ektuplar, birtakm ahslara veya
birtakm zel cem aatlere hitap etmezler. Bu m ektuplar tm hrisfjyanlar il
gilendiren genel problemleri ilemektedirler.

10
11
12

Bu mek tup la rdan birincisi "R a b (sa'nn) k a rd e i" (geni anlamda ne


baba tarafndan hsmdr ne de havaridir) olan K uds'de Ju d e o c h r
t ie n n e cemaatn efi bulunan Aziz Jaq u es'a (Yakub'a) atfedilmitir. Bu
mektup, 49 ve 60 yllar arasndaki bir devrin tarihini tamaktadr. "Rab
(sa'nn) d i e r k ard e i" Aziz Jude'a (Yahuda) ya atfedilen mektup ise, 70
- 80 yllan arasnda yazlma benziyor. Aziz Petrus'a atfedilen iki m e k
t up ta n b irin cisi, onun sekreteri olan Silvain tarafndan Aziz Petrus'un
ehit edildii tarih olan 64 veya 67 yllarnda kaleme alnmtr. kinci mek
tubun yazar ve yazld tarih ise birtakm problemler ortaya koymaktadr.
A n c ak bu m e k tub un iledii doktrin, Apostolik an dncesini
yanstyor ve ncirin genel kural iinde onu devam ettiriyor.
Bir ksm yorumcu lar, "T e fe k k ri bir takm davetleri' olan dier mek
tubun, d r d n c Incille (Yuhanna) dikkat ekici doktrinel ve uslup
yaknl olmasna ram en, ncil ya za n Aziz Yuhannaya atfedilmesinde te
reddt gstermilerdir. *
Bu mektuplarn nemi, sadece onlarn doktrinlerinden ve Mesih'in tebli
inin direkt yoru m u nd an deil; onlarn ilk hristiyan cemaatlerinin hayat
ve iman konus unda ok canl ehadet olm alarndan ileri gelmektedir.
nk bu mektuplar, Hristiyan tebliinin, i. yzyln nve kurulular ve
vicdanlar iinde ald yolu, gstermektedir.
Btn bunlara ram en bu mektuplarn mevsukiyeti ihtimalli grnyor.
Onlarn 1. mild yzyln sonunda yazlmalar mmkndr. Bu konuda Bk.:
La Bible, Edition Oecumnique (traduction de la Bible de Jrusalem, Evec
introduction Catholique, O rthodoxe, Protestante et Juive), Paris, Edition
plante, tome III., 1966.
Bk. R. J. Lovy, Les Origines de la Rforme Franaise, Paris, 1959.
Bk. W. G. Moore, La Rforme Allemande et la littrature Franaise, Stras
bourg, 1930.
Jean Calvin: Protestan Reforma tor olan Calvin, 10 temmuz '1509dn Noyanda domutur. Hukuku ve H uman is t formasyonu ile 1533-153 4e doru
Katoliklikten Lutherci fikirlere gemitir. Zulmden kaarak srayla, Potie rs 'e , N ra c 'a , S f r a b o u r g a, daha sonra da B l e yerlem itir. 1536
martnda basilmi olan ve . Franoisya takdim ettii "H ri sti y a n Din
Bitim "n i ilk defa orada kaleme almtr. Bamsz Cumhuriyet olarak ye
nice kurulmu olan Cenevre'ye onu bir baka Reforma tr olan Farel davet
etmi. Calvin de orada 1537den I 5 3 8 e kadar kalmtr. Artk Calvin'in v aaz
larna sokuturduu dzensiz reformist fikirleri onu Cenevre'yi terke mec
bur etmitir. N eticed e S t r a s b r u g ' a geri gelen Calvin, orada " D i n
E i t im i" kitabnn ikinci bir varyantn kaleme almtr. 1540'da evlenen
Calvin 1541de Cenevreye arlm, orada 1564'de lnceye dek nem poli
tik hem de dini bir ef rol icra etmitir. Onu, L u t h e r c l i k t e n ak bir
ekilde uzaklatran fikirlerinin evrimi, eserinin basklarna srekli getirdii
rtler iinde kendini gstermitir. C a l v i n e, sertliinden dolay sitem
edilmitir. (4553'de Michel Servetin lm cezasn infaz ettirmitir.) O, Ce
hennemliklerin kr kaderini retmitir. Onun sertlikleri ateli, dar ve
uzla m az bir intana dayanr. Orada tanrsal felaketler, ncil akn gl
gelemie benzer. nn dncesi ayn ekilde "L Cathchisme de Ge
nv e" (1542), "La Confession de foi de la Rochelle" (1559), "L e Catchisme

281

13
14
15
16

17

18

19

282

de Heidelberg" (1562-1563) gibi eserlerde ifade edilmitir. Calvin'in yazl


eserleri "C o rp u s ReformatorurrCun 57. cildini kaplamak tadr. O, Lutherden sadece doktrinin bir ksm ile deil; Reform Kilisesinin organize
endiesiyle de ayrlmaktadr...
Bk. F. VVendel, Calvin: Sourceset volution de sa pense religieuse, Paris,
1950.
A. Bieler, La pense Economique et sociale de Calvin, Gneve, 1959.
M. Simon, L'Anglicanisme, Paris, 1969,
M i ll n a r is te s: I. yzyldan beri daima yenilenmi olan Millnariste mez
hepler; bkmadan, usanm adan dnyann gelecek sonunun yakn olduunu,
ktlerin toptan mahvn ve Mesih'in saltanat altnda kk bir aznln
kurtuluunu haber verirler. lk M ill na ristler, Ju st in , Ir nee, Fapa s,
TertiiIIen, K ip p o l y t e , L actance idi. Onlar, Vahiy (XX, l - 6 ) daki pasaj
larn nda Mesih'in gelecek dnnn iparou sie) ve onun bin yllk
(M ille n iu m ) saltanatnn yakn olduunu haber veriyorlard. Yine Vahiy
(XX, l-6 ) daki pasajlarda eytann bin yl cehennemde bal kalaca haberi
verilmitir. Ancak v a h i y (Apocalypse) bu olayn tarihini verm ez. Sapk
(Hrtique) olarak iln edilen bu ilk M iilnarizm V. yzyla doru ortadan
kaybolmutur. Fakat bu cereyan XVI. yzylda bir baka ekil altnda A nab a p t i s t l e r l e XVII. yzylda Fransz Protestan lhiyats khin Jurien
Camisardlarla yeniden domutur. ada M ill n a r is tl e r arasnda, A d v entistleri, Y eh o v a ahitlerini, nsan D ostlarn zikredebiliriz. Hris
tiyanla atf yapm adan, dnyann sonunun yakn olduunu haber veren
birka mezhep daha vardr...
C o n g r g a t i o n a l i s m e : Protestan Kilise prensibine gre mahall cem aat
(C o n g rg ation ), dnyev bir kurulu olan kiliseden daha nemlidir. Bu
prensip muhtelif kiliselerce ve zellikle Baptiste kiliselerince titizlikle uygu
lanmtr. Fakat, bilhassa Amerika'da ok sayda kilise "C o n g r e g a t i o n a l st Kilise" adn almtr. Yeni bir cereyan " C o n g r e g a t i o n a l i s t " kiliseleri
Reform kiliseleriyle yaklatrm ve bylece de Dnya Reform ittifak kurulmutur.
V ulgate: Vulgate kelimesi, Latince "H a lk arasnda y a y l m " anlamna
gelen V ulgatus kelimesinden alnmtr. Vulgate, IV. Asrn sonunda ve V.
asrn banda Aziz Jrme 5350-420) tarafndan yunanca ve branice met
ne dayanlarak yaplm olan Kjtab- Mukaddes tercmesidir. A z veya ok
doru olarak ellerde dolaan birok Kitab- Mukaddes nshalar ihtilflarn
ve tartmalarn kaynan tekil ediyordu. Resmen olmasa da en azndan
byk bir selahiyetle gvenilen ve Papa tarafndan tasvib edilen bir inci! ih
tiyac, kendini hissettiriyordu, ite bu ncil kei, zahit, bilgin, kltrl,
son de re ce zinde ve a l kan olan bu J r o m e 'u n eseri o lm u, ve
l m n den sonra birka talebesi tarafndan da tamamlan m itir. Bu
tercme daha sonra Papa D am ase'a sunulmu ve btn Ltin Kilisele
rince benimsenmitir. Tr ente Konsli de bu tercmenin mevsukiyetini
resmen kabul etmitir. Ayrca bu tercme, gelimelerin nda devaml
gzden geirilmitir.
Pea gianism e: Bu, byk Britanyal kei Plange'm doktrinidir.
Pelage (360-440?) V. asrn banda Romaya, Airika'ya, Filistine seyahatlar
yapm ve Aziz Augustin'le iddetli mcadeleye girimitir. Mild 412 ve

20
21

22

4 16 da Kartajada (Carthage) yaplan Konsillerle sapk olarak afaroz edil


mitir. Pelage doktrinine gre, asl gnah (Pch Originel) inkr edilmitir,
k urtu lu ; m'minin yalnz sevaplaryla ulalabilen bir husus olduu, bu
konuda ilh inayetin sadece yardmc bir rol oynad iln edilmitir.
nsan iradeyi tebcil eden; lh inayete olan ihtiyac nemsemeyen bu zah
it, byk bir tesir cra etmitir. Za m anla zayflam olan F ela g e'in itizai V.
v e VI. asrlarda L r i n s ve C a s s t e ekollerinin birok ilhiyatlarnn
retilerinde gizli olarak yaam aya d e va m etmitir.
A. Dumas; "L a Parole Dans la Tradition P rote sta n te " In Lum ire et Vie,
No:88, Lyon.
Karl Barth , 10 Mays 1886'da Ble'de d o m u ve ayn ehirde 10 Aralk
1968'de lmtr. Kari Barth, bu asrn ortalarna doru en mehur Protes
tan ilhiyats olmutur. 1925den 1 9 3 4 e kadar Munster'de v e Bonneda
Pro testan ilahiyatn oku tmutur. N a z iz m e kar muhalefetin liderliini
yaptndan dolay, niversitedeki krssnden kovulmu, akademik rt
beleri elinden alnmtr. Snd B l e de 1935'den 1962ye kadar Profesr
olarak hreti devam etmitir. Alman ca yazd esen olduka nemlidir:
(1918'den 1965e kadar yirmi ciltten fazla eser ve saysz makale yazmtr.)
m ana Giri (1927), lahiyat ve Kilise (1928) adl eserlerinden balayarak
1932den 1959'a kadar onun Dogmatik (Akide) hakkmdaki grleri Protestanlar zerinde gittike artmtr. Bu ltm a nn ve Tillich'in grleri yayn
lannca; onun tesiri biraz zayflamtr. D ial e k tik denilen Barth tolojisi
nce, zellikle Schliermacherle H ge lin idealist akm ve protestanln
geleneksel tezleri arasn uzlatrmaya alan "A ra c ila h iy ata" kar bir
reaksiyon olarak grlmtr. Bilhassa, Kierkegaard'la balayan e x i s te n
tialist h arek et, bu teebbsn elikili ve yapm ac k karakterini ortaya
koymutu.
lk neriyatlarnda, Kierkegaard eletirileri slendikten sonra svireli l
hiyat, DanimarkalI filozoftan ay rlm ve " D o g m a t i q u e " adl geleneki
protestanha dnmtr.
R u d o lf K ari Bultm ann: 20 Austos 1884de Oldenburg yaknlarnda d o
mu olan tefsirci Bultmann, bir Protestan papaznn oludur. Tubngue,
Berlin, M arbour g niversitelerinde felsefe, ilahiyat, y o ru m culu k tahsili
yapm olan Bultmann 19 21den 19 51e k adar Marbourg niversitesinde
"Yen Ahit voru mu okutmutur. Bultmnnnm birok eseri vardr. Bunlarn
en muhuru "H istoire de la Tradition Synoptique" adh eseridir.
Gelitirdii Formangeschcte (Edebi ekiller Tarihi) teorisi, Incilin y o ru
mu n a canllk kazandrmtr. Bu teori, bugnn teolojik tartmalarnn
merkezini tekil eder. Buna gre, szl ve yazl fo rm lar.halin de ilk
tanklarn geleneklerini belirten ncillerin, bir tarih ncesi mevcuttur. Bun
lar sonradan dzenli yazmalarla " ncille r" halinde toplanmlardr. Bu
yeni ncil (ekil), imann, propaganda;un, muhitin tesiri altnda "lk Para * l a r n " t e k a m l ile o l u m u t u r . Byit-ce, ta b ii sem bolik d nc enin kol A k
tifleme te m a y l n e u y g u n ol ara k birok e f san ele m e icra edilmitir. te
b u n d a n d o l a y : ncill erdeki tem e; esaslar ur tiren k arab ilm ek in, ncilleri
e f s a n e le r d e n te m iz le m e k s z ko n u su d u r . Bu efsa nev u y d u rm a c l a , s o n
r a d a n o l u t u u n a in an l an bir takm r i v a y e t l e r d e d ah il d ir . Bu efsa n el er
a r a s n d a , I s a nn o c u k l u u ile ilgili rivay etleri, r d n n eh ri nd eki vaftizi,

(F. : 19)

283

23

sa'nn ehre deitirmesi, bir takm mucizeler vs. ile ilgili rivayetler bunlar
arasndadr,
te bu teoriye gre, bylece her trl tabiat st unsurdan tecrid edilmi
ve olumlu bir hayata kavuturulmu sanm tarihi v e onun gerek teblii or
taya km olacaktr. Bultmann' bir septik (pheci) olarak gstermek is
teyen baz yorumcu lar, hakszlk iindedirler. nk Bultmann, InciTdeki
ilah kelma inanyor. Fakat onun, Heidegger'in existansialist izgisi iinde,
imdilik her insann kahlabildii "Kilisenin, devam eden Isadan baka bir
ey olm ad" eklindeki bir proje olarak yoru mlanm as gerektiine de
inanyor. (Protestan gr iin bkz.: A. Malet, La Pense de Rudolf Bult
mann, Gneve, 1962; Katolik gr iin bkz.: R. Mari, Bultmann et la foi
chrtienne, Paris, 167; R. Bull tman n'm belli bal eserlerinin bibliyografyas
iin bkz.: Bilan de la thologie du X X e Sicle, t. Il, Paris, 1971).
Sren K ierk e gaa rd: Berlin'de (1841-1842) Scheling'in okul arkada olan
DanimarkalI ilhiyat ve fizolof K i e r k e g a a r d 1 8 1 3 d e C o p e n h ag u e da
domutur. stihza kavram (Le consept d ironie) zerinde bir tez savun
mas yapm olan Kierkegaard, 11 Kasm l S 5 5 de lmtr. E xistan s iy aJist hareketin kaynanda Kierkegaard bulunmaktadr. I 8 3 7 de karlat
nianls Rgine Olsen'le olan mnasebetlerinin ac tecrbesi, onun d n
cesine ok etki yapmtr. Hegeki idealizme ve din kuralcla kar dn
cesinin merkezine, ferdin altedilmez deerini koymutur. Ona gre, ebe
veynine, nianlsna, dostlarna, kendine ve Allaha k olan herkes bed
bahttr. O kayglan, duygulan, yoksunluklar, yalnzl, dile gitirilemez d u
rumlar analiz eder, bundan, zamann karsnda ve kendi iine kapanm
insann d u r u m u karsnda, mitsiz bir tutum karr buradan da bu
dnyann artlarna ters dsen hristiynn ahlknn ancak eb edilik iinde
tatbik edilebiliecei sonucunu karr. Bu ahlak, "E b e d ilik , zaman n tm
y ara larn iyiletirecektir7' szyle ifade edilmitir.
Kierkegaard hayat, menzilli uzun bir yry olarak tasavvur eder. Bu
m e n z i l l e r , Duyarlln p a ro d o x lariyle kuatlm olan Estetik d n em ;
Akm km azlan zerinde dnceler devresi olan. A h l k D o n e m ; Bu
dnyann geici artlarnn dnda olan. Dn Dnem'dir...
Ateli araylar, sadece onun "D in air" olduunu ortaya koymutur.
Kierkegaard, hi ris tiyan ln ebediliini ve tarihiliini u cins formllerle
uzlatryor: "E e r b ir olay, so nsu zlua d e k ge re k bir olaysa; o ayn
ek ild e btn dev irlere yakn d e m ek tir."
Kierkegaard 'm nemli ve orijinal eseri Fans ad a ancak lmnden 80 sene
sonra yaylm aya balamtr. Onun tesirini bilhassa, Heidegger, Jaspers,
Max Scheller, Karl Barth, jean Wahl, Gabriel Marcel, Jean-Paul Sartre
zerinde grmekteyiz.
Balca

e s e rl er i :

S. Kierkegaard: 1- Le Traite du dsespoir, Paris, 1932.


2- Le Concept de l'Angoisse, Paris, 1935.
3- Crainte et tremblement, Paris, 1935.
4567-

2 S4

Riens phiisophiques, Paris, 1937.


Post-Scriptum aux mie tes, philosophiques. Taris, 1941 Ou bien... ou bien, Paris, 1943.
Etape sur le chemin de la Vue, Paris, 1948.

24
25

26
27

28
29

30

8 - Journal, Paris, 1941'den 1961e kadar.


A y rca K ierk egaa rd hakknda bkz.: Je a n W ahl, E tu des Kie rk egaardiennes, Paris, 1949.
A. Dumas, La parole dans la tradition Protestante "in Lumire et vie No:88
Mevcut kelimeleriyle Kutsal Kitab Allah'n yazdrdn kabul edenler iin
bkz.: L. Gaussen, Thopnestie ou pleine inspration des saintes Ecritures,
Paris, 1840.
M. A. Chevallier, La prdication de la Croix, Paris, 1971.
S. de Dietrich'in eserleri gibi. Le Dessein de Dieu - Paris, 1945; Le Renou
veau biblique - Paris, 1945. R. Voeltzel, Selon les Ecritures, (Taiz), 1965, Bu
listeyi oaltmak m mkndr. te bu kitaplar byle bir okumay kolay
latrmaya ynelik vastalardr. Fransa'da Kitab- Mukaddes aratrclar
gibi ok toplant yapan gruplarn elde ettii baar, Incille beslenmi bir
dindarln, Protestanlkta kaybolmadn gsterir. Ancak ne varki bugn,
o, bir kltrel deimeye mar uz kalmtr.
Bu konuda bkz.: La philosophie (Marabout).
Dietrich B on hoffe r: Alman ilhiyats ve papaz olan Bonhoffer, 4 ubat
1 90 6 da Brsslauda dom ut ur. Psikiyatrist olan babas, ailesiyle birlikte
1912 ylnda Berlin'e yerlemitir, Bonhoeffer, 21 yanda "L a C o m m u n
ion des Saints" adl baarl bir doktora tezi hazrlamtr. O, Liberal Prote
stan ilahiyatna ve Kari Barth'm diyalektik ilahiyatna, insanln geleceini
temsil eden kollektif bir ahs olacak olan Isa-Mesih anlayyla muhalefet
etmitir. 1928'de B a r c e l o n e Kilisesinin pa pa z vekili ulan Bonhoeffer
1929'da Berlin niversitesine asistan olmutur. Heidegger felsefesinin de
tesirinde kalan B o n h o e e f r , A merika'da bir yl kaldktan sonra 1931de
Pastr olmutur.
1 93 3 de Hitlerin iktidara gelmesinden sonra Nazizme kar vaazlar ile,
retisi ile ifah olsun, vazh olsun mcadeleye girimitir L Bylece AntiHitler mukavem ete katlm olan B o n h o e f f e r retmek, yayn yapm ak,
halka konumak gibi btn haklarndan mahru m edilmi ve 5 Nisan
1943'de hapsedilmitir. B u c h e n w a ld temerkz kampnda S.S.lerin asker
mah kem esi nce l m e mahkum edilmi, Hitlerin intiharndan hafta
nce 9 Nisan 19 45de idam edilmitir.
Hapishaneden, sansasyon yaratan birka mektup yazmtr, yine o, "d in siz
b i r h r istiy a n lik " ve "A lla h sz A lah'da olan bir h a y a t" problemlerini
ortaya atmtr. Ona gre Allah, hereyin tesinde hayatmzn merkezinde
dir . 39 yanda tm problemlerini zemeden lmse de onun tesiri d ur
madan bymtr. Onun problemleri, manev olgunlua ulam modern
insann vicdan problemlerine uygun dmektedir.
1) Bu konuda ok nemli bir aratrma iin bkz.: A. Dumas, Dietrich Bon
hoeffer, Bilan de la Thologie du X X e sicle, t, II, Paris, 1971. R. Marie, Die
trich Bonhoeffer, Thmoin de Jsus - christ parmi ses frres, Paris, 1967; G,
Hordin, Bonhoeffer, Une Eglise pour De-Main, Paris, 1971.
2) D. Bonhoeffer, Resistance et soumission, Geneve, 1963.
H a r v e y C o x : a d a A m erik an ilhiyats ve H a rv ard niversitesi
profesrlerindendir. O, Kari Bnrth'm talebesidir. Bugn o, ihtillci politik
bir aksiyonun iinde, mristiyan itaatinin modern eklini gren sosyalist bir
Barthiendir. En mehur eseri olan "L a Cit Sculire" 1 Laikleme ve

31

ehirleme olaynn Hristiyan iman iin temsil ettii ans belirtmeye


alr. "L a Fte des F o u s " adh ven eseri ^ Politika 3 ve dini merasim
iindeki tabiilii gcendirmektedir.
1) H. Cox: La Cit Sculaire, Paris, 1965.
2) H. Cox: La Fte des Fous, Paris, 1972,
3} H. Cox: Responsables de la Rvoluton de Dieu, Paris, 1969; Ne la laissez
pas au Sergent, Paris, 1969.
Paul Tilich: Alman asll bir Protestan ilhiyatsdr. (1886-1965). nce
Berlin niversitesinde privat-Doent'di (Alman ve svire niversitelerin
de bamsz profesrlere verilen bir nvan). Daha sonra 9 2 9 !da Frankfurt
felsefe krssnde M ax Scheller'in halefi oldu. 1933'de Nazizm iktidara
gelince A m erik aya g etmi, retmenlik mesleine N ew-Yorkta sonra
da Chicago'da devam etmitir. Zamanmzn en nemli iki Protestan ilhi
yats olan R u d o l f B u l t m a n n ve Kari B a r t h 'm ekollerinin etkisiyle
yetimi ve burjuva ideolojisinin sonunun geldiine
inanm olan T illich ,
Almanya'da din sosyalizmin ortaya kmasna yardmc olmutur. Yine Til
lich, devrinin yo ru m , tarih, ilahiyat, sosyal ilimler, psikoloji sahasndaki
aratrmalarn, anlatm ve derinlii olduka z or bir girile kiisel bir sentez
iinde birletirmitir. S c h e l li n g i nin tesiri altnda romantik bir devreden
sonra mitsizlik ve sknty konu edinen birtakm existansiyalst filozoflarn
yoru m u na girimitir. O, ateizme varm ad an "cesaretli olm aya" ard
hayata bir anlam vermektedir. Ona gre artk mitolojik hristiyanhk lm
tr. Fakat m o d e m insan, hrist iyanhn yeni b i r ek lini icad etme kab
iliyet ve ihtirasna sahiptir. Aslnda bu ada bekleyie cevap vermek
isteyen bir teolojinin, meydan okumasdr. Onun eserlerinin bir ksm J. P.
Gabus tarafndan Franszca'ya evrilmitir. J. P. Gabus: A m o u r pouvoir et
justice; Religion biblique et anthologie; Theologide de la Culture.

286

--------

V
HNDUZM1

Yazan: Jean Varenne

1961 tarihini tayan son resmi nfus saymnda, Hind Cumhuriyeti,


Pakistan, Bengalde, N epal, Seylan, mterek olarak Hind ktas 553
milyon nfusu ihtiva ediyordu. Bu nfusun dini dalmlar ise eyleydi:
1- Hindular: 388 milyon, genel nfusun % 70i
2- Mslmanlar: 131 milyon, genel nfusun % 24
3- Hris ti yanlar: 11 milyon, genel nfusun % 2'si
4- Budistler: 10 milyon, genel nfusun % 2'si
5- Sikliler: 8 milyon, genel nfusun % 1,5'u
6- Jainistler: 2 milyon, genel nfusun % 0,4
7- Parsiler: 0,3 milyon, genel nfusun % 0,1i.
B u tablo b ir ka n o k t a y b e l i r t m e k t e d i r . n c e b u kt'a da i n a n s z la r
b u l u n m u y o r . F a k a t o n l a r n sa y sn n h e n z bat m e d e n iy e t in in d e r i n l e m e
si ne n f u s e t m e d i i m e m l e k e t l e r d e n e m s i z o ld u u d n le b ilir. B u d istle re g e li n c e , b u n l a r , T i b e t'e v e H i m a l a v a d a l a r n n iin e s n m l a r d r .
B u d i z m VIII. a s r d a n b eri t a m a n l a m ile H i n d i s t a n ' d a n k a y b o l m u t u r .
B u n a k a r l k , H r i s t y a n l a r , h a k ik i H i n d l i d i r l e r . H a t t a o n l a r n i i n d e n
b a z l a r , ilk a s r d a n b eri y a k s n - d o u d a n g e lm i ola n s a t c l a r t a r a f n d a n
H r i s t i y a n l a s o k u l m u l a r d r . H i n d i s t a n n bat s a h i l i n d e s r y n tipi
b ir t a k m k ilis e le r , h a l v a r l k l a r n d e v a m e t t i r i y o r l a r . F a k a t kesin o l a r a k , X V I I. A s r d a n i ti b a r e n a d a y ; e l d e e t m e y e g a y r e t e d e n A v r u p a l I
l a r n tesiri a l t n d a X V I . A s r d a n s o n r a , h r i s t i v a n l a o k s a v d a n sa n
k a tlm tr.
m lar

ve

'

-i

h arek etin in

yann da

S i k h v e J a i n ' l e r ' ise d a h a y a k n d a n H i n d u i z m ' d e n a y r l


ara

sra

b am sz

refo rm ato rler

yer

269

almlardr. Fakat ona yaknlklar nisbidir. Bilindii gibi J a i n asll


olan G an d h i, Hindu olarak arlmay istememitir. Parsi lere gelince
bunlar, parsiden gelen Zerdtn4 {Zaroaster) son mridieridir. Adn da
buradan almaktadr. Bunlar genel nfusa gre olduka azdrlar. Fakat on
larn tesiri, saysal nemleriyle lmemelidir. nk onlar, Hindis
tan'n ekonomik varlnn byk bir ksmn ellerinde tutmaktadrlar.
Geriye ktann yegane ounlukta olan din cemaatleri olarak Hindular ve M slm anlar kalmaktadr. Bunlar, genel nfusun % 94 un temsil
etmektedirler. Politik plnda olduu kadar, sosyal, ekonom ik, kltrel
vs. alanlarnda da devaml ekime halinde olan bu iki medeniyetin herbiri bir gelime kaydetmektedir. Ancak bugn hangisinin daha iyi durum
da olduunu sylemek mmkn deildir. 1961 nfus saym rakamlar, nisbeten dengeli grlmektedir. Buna ramen herbiri ile ilgili kazancn
deerini takdir etmek olduka gtr. Eer rakamlarn oald gerek
olsa bile, iki cemaatten hangisinin nfus ynnden daha verimli olduu
tam olarak bilinemez.

HNDUZMN SINIRLARI BELL DELDR


Nihayet Hinduizmle ilgili olarak onun snrlarn tesbit gl ile
karlayoruz.. Daha nce grld gibi S ik h 'le rin ve Ja in 'le r in Hindu
olup olmadklarna karar verm ek de kolay olmamtr. Orta H ind is
tanda veya dou eyaletlerinde yasayan bir ksm krsal gruplan, ngiliz
ynetimi " A n i m i s t " olarak gstermi; bamsz Hindistan ise onlar H in
du olarak tespit etmitir. Byieee orada, mevcut durumun karakteristik
izgilerinden biri olan ve Emperyalist olarak vasfediiebilen bir geliim
dikkati eker. Buna ileride iaret edilecektir. Aslnda sz konusu olan 388
milyonluk Hindu kitlesinin kk bir yzdesidir.
Hinduizm g ib P bir dini takdim etmek iin nce, o dini gndelik
yaayanlarn davrann tasvir etmek, sonra bu kiisel tutumlarn neye
yer aldna iaret etmekte yarar vardr. te bundan dolay, ada re
formist hareketi ksaca analiz ederek sonuca varmadan nce, sadece temel
mitleri ve ideoloji ele alnacaktr.

PRATKLER
Daha ilk anda, hi deilse normal ekli altnda H in d u izm in , sosyal
bir din olduu zerinde srar etmek olduka nemlidir. Bu sz, bu dinin
m Aminlerinin Tanr ile olan mnasebetlerinin, aile, kast, mezhep gibi sos
yal bir gruba ait olarak skca belirlendii eklini de anlamak gerekir.

290

Bir ferdin, nceden var olan kadrolarn, yani daha doutan ast olduu
kastn dnda, hareket etmesi m m k n deildir. ayet bunu yapmaya
yneltilirse bu, bir baka k as tn , yani m e z h e b in ortaya kmasna neden
o l m a k t a d r . Daha sonra grlecei gibi m ezhepler, canl bir vcudun
hcreleri gibi oalmaya ynelmilerdir. S osy al hak lard a n kurtulmann
vegne yolu, keilerin ve dilenci rahiplerin hayat tarzn benimseyerek
dnyadan vazgemektir. Fakat ekseriya bu dnyadan vazgeenler "s d h u " , 6 manevi stad " g u r u " / haline dnmekte bu nvanla mezhep kurucu*
lan olm akta ve kendi ahsiyetleri etrafnda nce kurtulmay d n
dkleri bir cem aat tipi meydana getirmektedirler.

H N D S T A N D A

D N

P O L T E S T T R

Hinduizmin bir baka temel karakteristii de onun politeizm iinde


bulunmasdr. Ne kadar Tanr vardr? sorusuna Y a jn a v lk y a b yle cevap
veriyordu: otuz m ilyon... Bu, Veda'lar zamannn sonuydu. Yani milddan nce, X. Asrda. Fakat b u g n n Hindulars da bu karar, kolayca
benimsemilerdir. Bu iman ikrarnn. Hinduizmin hangi derin gereine
uygun dt n anlayabilm ek iin, ok muhtelif Tanrlara vakfedilmi
mabedlerin bol bulunduu Hind topraklarnda dolamak veya binlerce
ilhlarn ve ilahelerin iinden klm az eklinde v cud annm kart
byk b ir mabedin yzeyini, temaa etm ek yetecektir. phesiz baka
yerlerde olduu gibi Hindde de, Hinduizmin iki byk rakibi olan Islm
ve hristsyanha bavurarak m onoteizm hesabna mcadele eden kiiler
de vardr. Fakat bunlar son derece aznlktadrlar ve Batllam entelektelerden olumaktadrlar. Bunlarla olan asl fark, ilhlar panteo
nundan herhangi birini yce Tanr seviyesine ykselten ve ona zel tapn
ma sunan dier Hndularm davrammdadr. nk burada monoteizm, an
cak zahiren vardr. nk tercih edilmi Tanr, ksmen prestijlerinden
dm bir Tanrlar maiyetiyle kuatlm kral gibi hareket etmektedir.

HER ALENN LHI VEYA LHLARI VARDIR


P o l i t e i s t v e s o s y a l d i n g i b i b i r i b i r i l e r i y l e l i ki l i o l a n b u iki r e a l i t e
n a s d a n l a l m a l d r . H e r a i l e n i n , h e r k a s t n , h e r m e z h e b i n i l h v e y a
i l h l ar v a r d r . n k o r a d a t e r c i h e d i l e n o k l u k t u r . B u k k t o p l u m
la rn d i n h a y a t , m e r a s i m l e r t a k v i m i ile v e T e r k e s e h a s o l a n p e r h i z l e r l e
a h e n k l e t i r i l m i tir. p h e s i z b i r t a k m mi l l i v e y a hi d e i l s e b l g e s e l
festivaller

vardr.

Fakat

bunlar,

ok

zorlayc

olan

aile

ve

mezhep

tapnmas ka r s n da o l d uk a az sa yd a kalma kt ad r. te bu rad a H i n

291

duizm zekasna ve ksaca " D i n ded' oarak adlandracamz eye, uy


gun gelen nemli bir husus vardr.

DHARMA
Hndular bu realiteyi ifade etmek in sanskrite D h arm a terimin
den yararlanrlar. Olduka zor tercme edilebilen bu kelime, ayn anda
evrensel dzeni, hukuk kanunu, politik ve sosyolojik normu hatrlat
maktadr. Bu kelimeye, ebedlik dem ek olan santana kelimesi de ilve
edilerek, Hindu mminleri bu ismi, dinleri olan H induizme veya " S a
ntana d harm a"y a vermektedirler. Byle bir kelimenin seimi ise mani
dardr. nk bu, bu dinin evrensel ve daimi bir realitenin nsan, dnyev
ifadesi olarak hissedilmesine iaret etmektedir. Yani, hibir kurucu onun
messeselemesine nder olmamtr. Yine de o, daima var olmu en kk
bir deiiklik olmadan da varolmaya devam edecektir. Mesel iki kast
arasndaki klt farklar, birtek elmasn parltlarndan baka bir ey
deildir, iki mezhep arasndaki doktrinel muhalefetler, uzlamaz fark
llklar olarak deil; ayn n muhtelif krlmalar olarak hissedlmeldir. Hatta bu okluk D h a rm a 'n m evrenselliine dellet etmektedir.
gdsel olarak H indu, her din ekli (onu tam olarak bilemese de) ebed
Normun bir orta olarak telkki etmektedir. Bylece bu, bir eit ideoloj
ik emperyalizm sz konusu olduu zaman, Hinduizmin dier dinlere kar
bir tolerans olarak alnabilir. Hristiyan misyonerleri bunu ok iyi an
lamlar ve sa'nn bunca eyleri arasnda v s h n u n u n 10 bir A V A T A R nd a n 11 baka bir ey olmad cevabn vermilerdir.

KURUCUSU OLMAYAN BR DN,


FAKAT KOZMK BR GERE FADE EDYOR
Yine de bu dinde, Tanr, evann dzeni, statik olarak telkki edil
memitir, O, canl bir rya gibi, bir doutan bir lme srekli tekaml et
mekte, ekil deitirmektedir. te bu, evrene a i tli_ dnemler teorisidir. Bu
teoriye gre Kainat, dzenli aralklarla tezahr ediyor, g eliiy or sonra
yeniden grnm ek iin ortadan k5k}:or. Bu, bylece sonsuzlua dek de
vam edip gidiyor. Her gelime, reklerin drt a olan, Altn a (en iyi
ve en uzun), Gm a, Bronz a, Demir a (Bizim adr. Bu en kts
ve en ksasdr)na uygun gelen drt menzilden olumaktadr. Tezahr e
killeri olduka deiik de olsa, evrenin cevheri daima ayn kalmaktadr.
Temelyap (ite bu, harm ann bir baka tercmesidir) bu cevherde tama
men devam etmektedir. O halde, terimin dar anlamn ifade eden bir

2S2

ebedilik yok, fakat ayn konu zerinde saysz deiiklikler var.


Bilgimiz ve bilgimiz dnda olan dnya ve dnyalar bir k a r lk
l k ifade etmeyen okluk grnmndedirler. nk bu eHstansiyast zen
ginlik, d h arm a'nn ak ifade ls iinde, kurulmu tekiltlanmtr.
Var olan kreler, dnyalar hiyerarilemilerdir. Misl olarak, insanlar
dnyasnn, Tanrlar dnyasndan aada olduu grlmektedir. nemli
olan kk evrendir. Byk evrenler, biribirine benzerler. Yani, aadaki
olan yukardakine benzemektedir. stelik bu varolan krelerden herbiri
bizzat hiyerarilesmi unsurlardan olumutur. Mesel, otuz milyon
ilh, karm bir sr deildir. Bilakis, her birinin yerinin olduu gerek
bir cemiyettir. Ayn ekilde Hindularn gznde insanlar da hibir zaman
eit deillerdir. Cemiyette oynadklar role gre insanlar da, hiyerarik
bir merdivenin muhtelif basamanda yer almlardr, te bu organizatr
sistem, kast sistemi ad altnda bilinmektedir.

DN BR REALTE OLAN KAST,


HBR ZAMAN SOSYAL SINIFLARLA
AYNI DELDR
nce, Kast'm sosyolojik terimlerle tanmlanmad onun din bir re
alite olduu ve sadece B r a h m a n ilahiyat ile anlalabildi konusu
zerinde biraz duralm. Bu ilahiyata gre, herey, birtek prensipten, piatoncu " gelenein uknumlar gioi sudur ediyor. Mutlak olan bu prensip
B ra h m a n dr. Onun ilk uknumu ise yaratc olan Tanr Brahma'dr. Bunun
altnda ise, V is h n u , Shiva, byk Tanra gibi baka byk ilhlar yer
almaktadr. Sonra hiyerarik basam ak inildike, yani Brahmadan uzak
laldka oalan, bir Tanrlar dizisi gelmektedir. Mademki kk insan
evreni, Tanrsal kk evrenin aynsdr. O halde Kast'm inde de ayn
yap bulu n acaktr. B u n a gre, z ir v e d e , isim lerin in d e iaret ettii gibi
B r a h m a n la r , bu toprak zerinde B r a h m a n temsil etmektedirler. Sonra,
toplumu idare eden ve onu dmanlarndan koruyan asiller gelmektedir.
Nihayet ekonom ik zenginliin reticileri olan nc tabaka gelmektedir,
sonra, pram idin zorunlu tabann tekil ettii saysz kleler kalabal
bulunmaktadr. Bylece teori olarak kastlar, sayca sadece drttr: B rahm a n l a r ^ - Kshatriya - V aishya - Sdra. Bununla beraber pratikte yzler
ce kast vardr. nk vaishya'iar ve shudra'lar ya mesleklere ya da co
raf tespitlere uygun olarak ok sayda cemaatlere ayrlmlardr. Baz
fertler'd e (B u n la r H in d is ta n da on m ily o n kadardr) Dha rinaya bal
deillerd ir ve kastlara ayrlmamlardr. Bunlar, paryalardr (kast d
). Bunlarn din anslar, kendilerini Hindu alarak grmelerine ramen

293

yine de salam deildir. nk yksek kastlarn yeleri tarafndan onlar,


dinlerinin yaanmasn reddeder olarak grlmektedirler.
M abedlerin, herkese hatta Allah'n cem aat (Hari Ja n s ) olarak
isimlendirdii paryalara bile ak tutulmas iin, G andhi'n in, srdrd
sava herkese bilinmektedir. Burada e k onom ik realitelerin deil; m eta
fizik b ir hiyerarinin sz konusu olduu olay zerinde, yeniden srar et
m ek uygun b r h arek et olacaktr. Baka yerlerde olduu gibi Hindde de
mevcut olan snflar, kastlar, kesip atmyor. Mesel, ticaret ve fabrika
sahiplerinin ok lan parya'dr. ok sayda B r a h m a n ise, sefalete boyun
emi durumdadr.
Byle bir sistemin sertlii, doru dan doruya yle anlalabilir:
Bir kast iinde dnyaya gelinmekte ve o, deitirilememektedir. Evlilik
zaruri olarak ayn kastn iinde icra edilmektedir. Sadece yksek kasttan
bir ocuun aa kasttan bir kzla evlenmesi olay haritir. (B u nun tersi
m m kn deildir}. Byle bir aile ocanda doan ocuklar, (Yani st ve alt
kast k arm b ir evlilikten) ebeveynlerinin kastndan daha altta bir orta
kasta balanmaktadrlar. Oysa, mnhasran doum tesadf zerine k u
rulmu bir sosyal te kilatlanm ann haksz grn, dinam ik bir gr
as ile telkki edilmesi gereken b ir sistemi dorulayan, tenash inanc
i le d z e l t i l m i t i r . Hakikatte, Hindu ilhiyatlar, belirli bir kast
iinde bir ferdin doumu fikrinin ok geici bir hayat tarzna ancak uygun
gelecei zerinde durmaktadrlar. nk, binlerce, belki de milyonlarca
sene yaanaca dnlrse; yz sene bile olsa bir hayatn anlam ne
o la b ilir?

GEBE RUH, SREKL HAYAT NDE


YENDEN BEDENLEMEKTEDR
Ksaca aklanan Hinduizmin tenash doktrini, yayan btn
varlklarn bir ruh (.atman)1* ve bir bedenden teekkl ettiini belirtmek
tedir. Ruh yok olmamakta, beden ise ruha gre lml olmaktadr.
Dnyann balangcnda biricik kaynaktan, tam b ir hayattan kan B r a h
m a n yani Ruh, mutlaa yeniden kavumak iin uzun bir yolculua
girimektedir. k menzilin, evrenle ilgili hayatn en ilkel ekilleri
arasnda varlklarn en alt basama olduunu kabul etmek lazmdr. Ruh
olan bu gebe varlk, basamaklarn trmanyor, gittike; yksek hay
vanlar, insanlar gibi en komplex bedenler iinde yeniden diriliyor. Bu
ekilde o ykseldike iik prensibe gre, bulunduu yerdeki nisb uzakla
bal olarak mesuliyetler elde etmektedir. te bunun iindir ki insanlar
bir takm ahlk kanunlarna riayet etmilerdir. Hayvanlar ise bundan

294

habersizdirler. nsanlar arasnda B r a h m a n lar, S h d r a 'la r m yaa vn


larm idare eden kurallardan daha titiz birtakm kurallara riayet et
m eye z o rlanm lard r. Belki de H ind u lhiyatlarnn dedii gibi,
canllar tarafndan if edilen iler, meyvesini verecektir. Yani, gen ru
h u n kaderi, R uhun hulul ettii ferdin, davranna baldr. yi d av
ranta bulunursa (k a stn d e v lerin e d ik k a t ederse) Ruh hafiflemi bir
halde evrensel hiyeraride ykselir, insan veya Tanr olarak yksek bir
bedende yeniden doar. Kt davranta bulunursa, Ruh arlam bir
halde ilenmi olan gnahn arl ile p a ry a la r veya hayvanlar gibi
aa bedenler iine dlmektedir. Bylece her fert, kendi talihine lyk
olmaktadr. phesiz her ferd, kendi talihine lyk olan eye mazhar ol
maktadr. Ortodoks Hindu ilhiyatlar, G a n d i'v i takip etm emektedir
ler. nk onlarm gznde paryalar, gnahn ekmekte olan gnahkr
lardr. Onlara herhangi bir avantaj vermek, onlarn slh olmalarn geri
almak ve bir mahkumun cezasn azaltmak anlamn tamaktadr. Oysa
bu, br balama deil, ikencenin uzamasdr. nk bu durumda insann
hibir mdahale gc yoktur. Bununla birlikte, baz Hindulann bir halka
olarak hissettikleri bu sistemi, krmak iin sarfettikleri abaya, az sonra
iaret etme imkann bulacaz. Ancak nce, kastn devi olan eyi, yani
ksaca, kocaman Hindu ounluunun din! hayatnn neden baret olduunu
grmekte yarar vardr.

BADET
Yukarda, Hinduizmin bir aile dini olduunu sylemitik. Bu, ferdin
d oum unda; dahil olduu sosyal gruba zg trenlere ve nanca varis
olduu anlamn ifde etmektedir. nk, mahhas olarak kast, bir aile
fedarasyonundan baka birey deildir. ( phesiz burada aileyi geni
anlamda anlam ak gerekm ektedir). Bu durumda kastta, hem ailenin hem
de kastm devi karm durumdadr. Kendi zel dharm a'sm a15 kar ri
ayetkar olan ferd, tm ocukluu sresince kendine retilen kaidelere ti
tiz bir ekilde uyarak itaatla mkelleftir. ocuk bulu ama eriince (Bu
ya 7 ile 12 ya arasdr) Bu giri merasimi ocuun yetikinler cemaatine
giriini belirtmektedir. te bu andan itibaren artk o, yapt lerden so
rumludur ve btn din merasimlere riayetle mkelleftir. Bunu nce, ba
basnn kontrol altnda icra eder. Evlendii andan itibaren de kendi insiyatifi ile bu ayinlere katlmaktadr.

2 S5

BADET BR TAPINMA MERASM VE


OK SAYIDA SOFULUKLARDAN BARETTR
Din merasimler, esas olarak, aile Tanrlarna (pja) gnlk tapn
malardan ve senenin baz zamanlarnda ruhlara sunulan kurbanlardan ibarettir. Aile Tanrsna (p j ) , sabah ve akam bizzat eve veya bitiik
baheye kurulan mihrap nnde tebcil edilir. Birtakm heykeller veya re
sim ler, Tanrlar veya Tanralar, insan eklinde temsil etmektedirler.
Fakat birtakm zelliklerle, elbiselerle btn bir evre, onlar rahat bir
ekilde tefrik imkan vermektedir. Dini merasimin balad anda Tanr,
geleneksel forml vastastyle arlr ve sonra " a k a m y e m e in e " davet
edilmektedir. Bu srette ona, nemli bir misafir gibi davranlmaktadr.
Bylece a y ak lan ykanr, ona iekler ve parfmler takdim edilmekte,
gda maddeleri sunulmakta ve nihayet yemek bitmi kabul edildii za
man da ona yol verilmektedir. Jestlerden herbrini ahenkletiren dua oku
ma esnasnda buhur yanmakta ve birok defa ikonun nnde klar ayar
lan m a k tad r. ( ou defa gaz l a m b a la r), phesiz kullanlan gda
maddeleri Tanr (veya cenaze m e rasim lerind e ruhlarla) ile cemaat ha
linde m m inler tarafndan tketilmektedir.
Teorik olarak P j , sadece bir tek Tanrya hitap etmektedir. Fakat,
Tanrlar o kadar ok ki mesel, Shiva ve onun grnts olan parv atiye,
Vishnu ve onun tezahrlerinden biri gibi, grup halinde birok Tanrlarn
tapnl ma sn d a da P j kullanlmaktadr. Yine de burada bir ehveni er
sz konusu olmaktadr. Bu gl rtbas etmek zere, herkes iin aile
Tanr panteonu'nun iinden mnhasran kendisine tapnlan bir "s e ilm i
t a n r " (ishtadevata) sem ek det haline gelmitir. Ekseriya i s h t a - d vat denilen Tanr, kast ayrm yaplmakszn br kyn btn ailelerin
de mterek olmaktadr. Byiece bu Tanr, Hindde onbinlerce kr Tanr
sndan birisidir. Aile Tanrlarn tebcile ynelik bu temel ibadete; bir
yn nemi kk ithaflara da bavurulan ok sayda dini hareketlerde
ilave edilebilir. O nlarla, bir hastaln ifas, bereket, zenginlik, iyi
mahsul, istenilen zamanda yamur v.s. gibi eyler istenmektedir. Yine
orada bir p j 'n m tebcili sz konusudur. Fakat merasim, sz konusu
Ta n rn n oturduu yer olarak telkki edilen bir maarada, bir dada, bir
kayada, bir aata, bir glde veya bir nehirde icra edilmektedir. Takdimelerin nemi, ayinsel atafat, ou defa sofu kiinin heyecanna veya
isteinin aceleliine gre deimektedir.

296

SENE, DN BAYRAMLARLA AHENKLEMTR


Deerler kademesinin br ucunda aile veya kast erevesini geni
biimde aan, byk dini bayramlar yer almaktadr. ou defa bayram
lar, geici olarak bir takm kast engellerinin kalkmasna da imkan ver
mektedirler. Btn bu bayramlar, paryalarn btn haklara sahip olarak
kendilerini Hindu hissettikleri anlardr. Senenin en nemli anlarn be
lirten ilk b a h a r b ay ram n, ay d n lk lar b ayram n, (Ekimdeki) D iw a li'y
y lan lar ba y ram m (Temmuzda) ve Shiva'n n gecesini (Kasmda), K rishna'mn doumunu16 (A ustosta), tanra D u r g 'n m erefin e (Eyllde)
y a p la n D esse ra gibi belli bal Tanr enliklerini misal olarak zikrede
biliriz. Burada ayn ekilde, en mehurlar P u r i de (Orissa eyaleti) j a g annth ayini olan blgesel ayinleri de zikretmek yerinde olacaktr. Bu
ayinde, Allah'n resmin in tahta oturduu kocam an arabay yzlerce
m'min srmeye girimektedir. O anda p u ride heyecan o kadar byktr
ki, baz sofu kiiler, arabann tekerleinin altna kendilerini cezbe ile
atarak intihar bile etmektedirler.
Ayn ekilde, din bir vecibe olmamasna ramen olduka yaygn bir
ibadet ekli olan H a cca da burada yer verilmesi gerekmektedir. Bunun
iin Hindularn ou, G a n j n kaynaklarna, Benares'e veya V shn u, Shiv a ya adanan byk mabederden birine gitmektedirler. Ayrca, byk
mistik T U K R M m vd pandharput (Bombay blgesi) gibi mahalli
hac yerleri de vardr. Bu tren gnlerinin haricinde H in d u iz m , aile iba
detleri zerinde toplanmakta ve ferd insiyatife ok az yer brakm ak
tadr. Neticede falan Tanrya (deva) veya filan Tanraya (dev) sayg
gsterm ek gerekmektedir. nk byle bir blgede, byle bir babadan
doulmutur. Yine de belirli ibadetlerin vecdden ziyade, bir alkanlk ii
olarak kaldn sylem ek de gerekir. Yine de Hindularn ou bu dev
lerle tatmin olmuyorlar ve Tanr ile daha sk bir temas aratryorlar,
te buna sofuluk veya B h a k ti hareketi ad verilmektedir.

BHAKT
Burada, tamamen kiisel mnasebetleri, rn'minle Tanr arasndaki
likileri dzenleyen ferd bir hareket tarz sz konusudur. Buradaki
Tanr, aile kltnn icra edildii Tanr olabilir. Fakat ekseriya B h a k t i ,
geleneksel dini sistemle ve genel inhisarclkla bir kopu halinde bulunur
ve m'mini, kastnn devlerini ihmale sevkeder. nk Allah iin ak
gereklidir. Ayrca, B h a k t i nin irad olmas da nadir bir olay deildir.
nk B h a k t i , H ind u nu n sosyal zorlam alar amak in koyduu
vastalard an biridir. Gerekte muayyen bir Tann'ya kar edan ateli

297

d uygu, gerek b ir ihtiras eklini almaktadr. (Bu ok a llm b ir


olaydr) Bylece, btn snrlamalar bir yana braklmas gereken bir en
gel gibi hissedilmektedir. Bu ekilde m'min, kendisini isteyecek kiiyle
sosyal ayrm y ap m ak szn yani kast engellerinin tesinde ak ile
itirake sevkedilmektedir. Dier yandan, mevcut sistem (d harm a) taraf
tarlarnca skandal b ir tutumla itham edildiklerinde bu sofular, derhal
manevi bir stadn etrafnda toplanma temayln gstermektedirler, te
Hindu mezheplerinin douu bu ekilde olmutur 17.

MEZHEPLER HNDUZMN BOYUTLARINDAN


BRDR
Mesel, T u k r m , bir S hu dra idi. Yani en aa bir kasta aitti. O, ne
okuma ne de yazma biliyordu. Bununla beraber, byk bir tutku ile bal
olduu Tanr V ith o b 'n m erefine syledii iirlerle, byk bir hrete
ulamt. A knn sirayetiyle kazanlm baka sofu kiiler, onu n
etrafnda toplanmlar ve bylece onun kurduu mezhep mahrshtra
(Bombay Blgesinde)da daima canl kalmtr. Bu mezhep, onu arzu eden
btn Hindular, V ithob mabedinin bulunduu pandharpurda yllk hacc
za m an n d a k ast ayrm y a p m a d a n kabul ediy or ve B rah m a n lar,
S h d r a Iar yanyana geliyorlar. F akat hl, daha radika] olan hareket
XV. yzylda Ben ares blgesinde K a b i r 18 tarafndan balatlan hareket
tir. Hl orada geleneksel sosyal sistemle bir kopu sz konusudur. nk
k a b ir, dokumacyd ve en aa bir kasta aitti. Ayrca isminin de belirt
tii gibi onun ailesi slm' kabul etmiti. Oysa bu durumun, Ben ares gibi
bir ehirde kabir'den bir eit parya meydana getirmesi gerekirdi. Fakat
o, Allah'n tebcili iin syledii mezamirin nezaketiyle kendini kabul et
tirmeye muvaffak olmutu. Bylece orada, btn kastlardan gelmi olan
ok sayda m minler, onun etrafnda toplanmlar ve hl yaamakta
olan bir mezhep kurmulardr. Bunun gibi misalleri oaltmak mm kn
dr. nk mezhepler, okluka oktur. Birincisi kast, kincisi, m e zhepler,
ncs yoga olmak zere; mezhepler, Hinduizmin boyutundan birini
tekil etmektedir.

HEREY TERK
nce, B h a k t i nn ekseriya sofu kiiyi, kendini tam olarak Al
lah'na verebilmesi iin, dnyadan uzaklamaya sekvettiini belirtmekte
yarar vardr, mesel kabir yle der: "E b e d olarak yaayanlar, kasttan
ve aileden vazgeenlerdir/' Bazan, Hind yollan zerinde, Krshna, Rma

2 SS

veya V is h n u 'n u n bir baka tezahrlerinden birine olan aklarn! d urm a


dan terennm eden bu "H ereyi terketm i" insanlara rastlanmaktadr.
M ezm u rlarla ve g eleneksel hahilerle veya kendilerinin syle
dikleri iirlerle srekli hac yollarnda yaayan bu hereyi terketmi olan
sofular, durm adan bir mabedden, bir mabede dolamaktadrlar, ilk etap
ta, vaazlarn ve lhilerin tekrar edildii b ir eit dini ibadet olan
K i r t n organize ederek ekseriya kyllerin ibadetlerini yn e tm ekte
dirler. H indde bu ibadet ekli kadar hibirey popler deildir. " A l l a h
M e c z u b l a r n a " halkn gsterdii bu sayg, cemiyetin en alt tabakalarna
kadar, onlarn retilerinin yanksna ahit olmaktadr. rnek reti,
m ad em ki onu itiraf edenle yaam akta ve bir baka feragat tipi olan
S d h u Iar tarafndan yaylan b yk yoga akmna katlandan daha iyi
bir ekilde fertlerin kalblerinde nlamaktadr. Sanskritcede s d h u , aziz
anlamna gelmekte ve kurtuluu iin hereyi terkeden kimseyi gster
mektedir. Biraz nce grld gibi bu i B h a k t i yolu ile yapla
bilmektedir. Fakat bu ekseriya y o g a yolu ile icra edilmektedir. Aslnda
sofu lar, sevinlerini hemcinsleriyle paylamak temaylndedirler. Bunun
iin vaz ederler, mezhepler kurarlar. Oysa S d h u ' a r (Azizler) gerek
anlamyla keitirler ve tam bir sessizlie kendilerini vermilerdir. te
bu hal onlarn d dnya ile tm likilerini kesmektedir. Bunun iin onlar
sessizdirler, maaralarda veya aa altnda tefekkr halindedirler. E er
Hind kylleri onlarn nne, onlara en kk bir sual sormakszn; hergn
biraz yiyecek (pirin - meyve) koymay kutsal b ir grev olarak telkki et
memi olsalard bu m nzevilerin hepsi alktan lrlerdi, Bu hereyi terk,
b ir ayin vesilesi ile icra edilmektedir. Bu tren esnasnda istikbalin
sd husu sam ny sa (feragat)y uygulama niyetini aklamaktadr. Artk
bu andan itibaren o l olarak telkki edilmektedir. Bunun iin kars yas
tutar ve olu malna varis olur. Prensip itibariyle tercih reddedilemez bir
eydir ve s d h u (aziz) kyn arazisini terketmeidir. Hereyden fera
gatin, bekarlar tarafndan icra edilmesi olduka nadirdir. nk Hinduar "T e r k n iy e tin in " hakimiyetinden tince gen yata evlenmektedirler.

ERMLERN FERAGAT SOSYAL BR LMDR


p h e s i z b u k o n u d a o k say d a ri vayet le r vardr. F a k at b u k o n u d a
esas o la ra k sosy al bir l m e tekabl

eden kkl bir k o p u u n ortada

g r n m e s i d i r . H i n d u i z m i i n b u sosyal d z e n i n n e t ak di r etti i d n l r s e ;
S a m n y a s a ' n n lgnlk veya k a h r a m a n l k davaran oldu u g r l e c e k
tir. H a k i k a t t a D h a r m a t eori s i v e o n u n m a n t k s o n u c u o l a n t e n a s h teori si
ge rekse; Sd h u , l m n d e n sonra, kastnn devlerini yerine g et ir m e

<R : 20)

29 9

diinden varlklarn en alt basamana dmeye mahkum olur. Bir Sdhu,


ehemmiyetsiz bir beslenmeyi kabul ederek, aile Tanrs p u j a y tebcil et
m em ekte karsn ve ocuklarn terk etmektedir. Baka bir deyimle
" B y k G n a h " diye adlandracamz eyleri kendinde toplamakta ve
bizzat dharm a'nin inkar olan artlarn iinde sebat etmektedir. Bu o ka
dar ak olmaktadr ki, gelenekiler, zellikle B ra h m a n la r, S h a d h u lar
bir kenara brakmay, onlarla al veri yapm am ay, onlarn kylere
girilerini yasaklamay tavsiye etmektedirler. Onlarn "to p lu m s a l k o p
m a la r ", "y ersiz, o c a k s z " olarak tarif edilen gebe olularna balan
mtr. te bu durum onlar, eer mmkn olsa paryalardan daha aaya
k o y a ca k tr.

SDHULAR ALLAH AKI LE YENDEN


DOUUN ARKINDAN KURTULMAYI
MD ETMEKTEDRLER
Yine burada "dnyadan el etek ek enlerin " ortodoks Hinduizmden
domu mterek bir ideolojiye sahip olduklar, niha hedefleri ve onlar
gerekletirm ek iin kullanacaklar vastalarda da olduka orijinal ol
duklar sylenebilir. D h a r m a teorisi, katl iinde, niversel dzenin
bir sureti olan sosyal dzenin bizatihi iyi olduunu retmektedir. nk
o, herkese zel vazifelerine sayg ile, kainat hiyerarisinin her b a s a
manda varlklar hiyerarisi iinde herkese ykselme imkan vermekte
dir. Zaten B h a k t i , Tanrlarn seyir esnasnda m dahale edebileceini
reterek doktrini dzeltiyordu. Bylece, samimi m min, birok basa
maklar atlayan ve en yksek artlara abucak ulasan bri gibi bir avan
tajla mkafatlandrlm olduu grlmektedir. Daha yisi, lh irade
sofuyu cennetine kabul edebilmekte ve orada yeniden domaya gerek kal
makszn seyrin sonuna kadar muhafaza edebilmektedir.
Aa yukar btn mezhep kurucular, u anlamda mesaj ver
milerdir: " T a n r n z seviniz. O, sizi k e n d is iy le b irlik te oturacanz
gne kabul edecektir."
S d h u ' a r i se . daha i l e r i y e g i d e r e k h e r k i i n i n k e n d i b a n a , k e n d i
k u r t u l u u n u , k e n d i g c y l e e l de e d e b i l e c e i n i s a v u n m u l a r d r . O n l a r " k u r l u u " l a , c e n n e t t e u v e y a b u T a n r ile b i r l i k t e o t u r m a y d e i l ; d o u l a r n
srek lil i ind en kur tulm ay kasdetmlerdir. Tanrlar, kainatn parasn
t eki l e t m i y o r l a r m ? O n l a r n c e n n e t l e r i d e b i r t a k m d n y a l a r d e i l m i ?
Y a n i , m e v c u t k r e l e r b i z i m k i n e b e n z e m i y o r m u ? y l e y s e , kai nat a ba l
olan

300

herey

ve

var olan

h e r ey,

hangi

ekil

altnda

olursa

olsun,

lmldr. Zamann sonunda, yer gibi gklerde kaybolacak ve Tanrlar,


her canlnn ruhlar gibi, Brahmanda yok olacaktr. Neticede herey, son
suza doru devir devir yeniden balayacaktr. Onlarca nemli olan, koz
mik illzyon olan M Y 'd a n 19 kurtulmaktr. Gerekte dnyadan elini
eteini ekenlere, bu dnyaya, ait olm ayan ve mutlak olan Brahm ana
doru dan ulaabilecekleri teminat verilebilir. O tezahr etmemitir. Bu
nunla beraber, o, kendinden kan bu kozmik tezahrn soukkanl seyir
cisidir, Ona ulamak, kurtulua ermektir. nk Ruh (tman), gerekten
B ra hm ann ayns olmay gerekletirmitir. Artk onun iin hayal per
desi yrtlm ve ebediyyen dnyadan kmtr.

YOA
Bu ayniyetin gerekleebilmesi iin phesiz bir metod gereklidir.
Bunun ise asl, hereyi terkdir. Slik, dnyay terk ederek, btn balan
koparmakta, sahip olunan hereyi brakp, bir eyh (guru) tarafndan,
yani hedefe ulam bir aziz tarafndan, kendisine takdim edilen giri
artlarn kabul etmeye ynelmektedir, ite bu drumda gerekten y o a 20
denilen metodla kar karya kalnmaktadr.

YOA BEDENN VE RUHUN BR LESDR


Yoa kelimesinin birinci anlam " b a l a m a " d r . Gerekten aziz
(S d h u ), Yoa ile zaptedilmez atlara benzetilen tm canl gleri nle
melidir. Oraya ulamann yolu, etin bir riya zattr, y ie k i o, sadece ok
gl ruh sahiplerinin baar salad gerek bir karinde (carm el) da
yanmaktadr. Nasl " N e fe s T u tm a " hayat enerjisini disipline ediyor ve
ona insan st bir g vermek iin onu merkeziletiriyor ise, vcudun pozis
yonlar da (postures) bedeni yenmeyi, hedef olarak semitir. Daha sonra
" M a n a 'n m ek ilm e si" ve ruhun merkezlemesi safhas gelmektedir. Onun
sayesinde slik, gerekten kendini eviren dnyadan kamasn, muraka
benin ana merkezine yaklamasn bilmektedir. Onunla kalbinin derinlik
lerine kadar inerek ruhuna ulamaktadr. Bu esnada Brahmandan baka
bir ey olunmayacak, o bizzat Brahman olacaktr. nk Hindu felsefe
sine gre " B i li n e n ey olu n a bim ek ted ir." Bu ise s a m d h idir. Samdhi,
" k e s i n b ir duru m a" ulalan tabiat st bir haldir. zellikle bu hal, idrak
edilebilen btn eylerin tesinde bir haldir. nk bu durumda kiisel
varlk, kiiliini kaybettikten sonra " V a c i b u T - V u c u d " haline gelmitir.
Bu devrede l veya diri olmann nemi yoktur. nk, kurtulu gerekten
yaklamtr... Slik, bundan byle mkemmel bir yogin olarak (Yoa'nin

301

saliki) yaamaya devam ederse tecrbesinden dier tarik-i dnyalar da


yararlandrmak iin bir guru haline gelecektir.

TARK- DNYALAR EKSERYA BR TAKIM


MANEV STADLARDIR
retilerinin baars iin bu guru'lard an baz mehurlar, evrele
rinde S H A R M 21 denilen az veya ok tekilatlanm ve prensip olarak
daima geici bir varl muhafaza eden bir cemaat meydana getirmeyi
dnmlerdir. Bu durumda eyh, artk retmemeye karar verebilir ve
kaybolabilir. Tabiiki bylece, sharm 'd a kaybolur. Aslnda bu cemaatn,
ne manastr, ne kurum ne de okul cemaat ile ilgisi yoktur. O sadece byk
br yoginin etrafnda, saliklerin basit bir topluluudur. Yine de bu konuda
bir takm farkl rivayetleri de yardr. Bir ksm A s h r a m ' l a r ey h in
lmnden sonra yaamlardr. (Pondicherydeki A urobindo'nun yaama
s olay bunlardan biridir.) Dierleri ise kollej haline gelmiler ve bylece
bir takm binalar ina etmilerdir. Fakat s h r a m l a r m byk kitlesiyle
mukayese edildii takdirde neticede birtakm sapmalarn ve istisnalarn
da olduu gze arpmaktadr. Bu u demektir: Uygun olandan baka
yaamamak bir sretir. Burada bir baka noktann zerinde durmak ise,
daha ok faydal olacaktr. O da tarik-i dnyalarn ancak k kk bir
aznl bask altndadr. Aksi takdirde Hindu cemaat oktan kaybola
cakt. Hindistan'daki 385 milyon din sahibinden bugn 3 milyonu sdhu'dur. imdi bu byk kitlenin yaad belli bah mitolojilerin bir envante
rini yapmaya geebiliriz.

HND MTOLOJS
Brahmanizmin ilhiyatlarna kulak verm ek icabederse " H i n d u
i z m in " 22 otuz milyon Tanrs, Tanrnn u temel grnmne uygun ola
rak byk aileye (Buna klan veya k abile de denilebilir) taksim edil
mitir. O halde orada varlk - uur - mutlu luk (sac - chid - Ananda) olarak
tarif edilen bir eit Hindu teslisi kendini gstermektedir. Bu uknumlar
dan herbiri mitolojik plan'da kendini, Brahma - Vishnu - Shiva olarak
gsterecektir. Gerek ise, biraz farkldr, nce, B rahm a, Jiturjik bir varlk
deildir. nk onun ismi, ancak dnyann yaratlmas hatras olduu
zaman zikredilmektedir. Bu ise allm bir ey deildir. Allm aile
klt ise bunu bilmez. Aksine Hindu'larn dini hayatnda merkez bir yer
tutan byk Tanra, Teslisin geleneksel emas inde gzkmez. O halde
uknum lar, vish n u - shiva - Tanra olan bir teslisi ortaya koyarak

302

lhiyatlarn doktrinini d zeltm ek gerekir. Byle bir teslis daha canl


dr. Bu sfatla saysz Tanrlar, Tanrnn grnmnden birini gsteri
yorlar d em ek daha doru olur. Yahut, Allah'n iki prensibi ile Tanr
a n n hakim olduu byk sektre gre muhtelif kozmik fonksiyonlara
Tanrlarn ayrldn da sylemek mmkndr.
phesiz ou defa ok saydaki Tanralara verilen isimler V is h n u
veya S h i v a 'r u n eleridir veya kzlardr. Mesel L a k s h m , V is h n u 'n un;
P r v a t ise S h i v a ' n m karsdr. Bylece teslis iddias bir daiteye d a
yanm olacaktr. Yine de onda, Tanra klt, byk ilhlarn kltnden
ve bir erkek Tanrya sadece ikinci derecede bal bir Tanradan mstakil
olarak vardr. Mesel denilebilir ki K l , 2'1 Shiva'n m ortak24 isimlerin
den biridir. Bunun iin s h i v a 'n m roln B e n g a l d e Hindularm m din
hayatnda azaltm ak iin bu Tanraya tapnmak yeterlidir.

VSHNU
Alla gelen hiyeraride v i s h n u birinci Tanrdr. O, Aydnlk ve
ltuf Tanrsdr. Onun isimlerinden birisi de V A S U -D E V A (yi Allah)dr.
Onun kozmik glerinden br iaretle gne tutulmaktadr. En stn gne
kuu olan k a r ta l, onun aile dostlarndandr. V i s h n u , gksel cennetinde,
mutluluk ve talih Tanras zevcesi L a k s h m i ile oturmaktadr. Herey,
lutfedici ve teskin edici olarak Tanrya komaktadr. Bunun iin, B h a k tinn nce vishnuist muhitte grnm olmasna hayret etmemelidir.

VSHNU KANATIN MUHAFAZASINDAN


SORUMLU BR TANRIDIR
B u n u n l a b e r a b e r T a n r n n a h s i y e t i n i n d i e r b a k a i ki v e h e s i d e
u n u t u l m a m a l d r . O n l a r d a n b i r i s i , v i s h n u ' n u n baz t a s v i r l e r i n i n s u l e il
gili o l m a s d r . B u n u n g n e i ma j ile i lgi si y o k t u r . n k o u z a m a n su
s e m b o l i z m i ay i z g i l e r i n e v e b u r a d a g r n m e y e n k a r a n l k l a r a b a l o l a
rak b u l u n m a k t a d r . B u t as av vu ra gr e, d e v bi r ylan zerine u z a n m olan
v i s h n u , e v r e n i n sul ar z e r i n d e y z e r v e d n y a ; o n d a n , o n u n m e r k e z i n d e
d o a n b y l e y i c i bi r l o t u s gi bi b i r d e n b i r e or t ay a k m a k t a d r . B u r a d a
s z k o n u s u o l a n ey , v i s h n u n u n k a i n a t t a n s o r u m l u o l u u d u r . O n u n a h s i y e
tini n d a h a n e m l i o l a n d i e r b i r y n ise, be l k i d e o n u n , v i n u i s t mi t o l o j i d e
ilk p l a n a l m o l m a s d r . B u r a d a y a t a n t e m e l d e k i d n c e u d u r : K o z m i k
d ze n yani d h a r m a , geici olara k d e v a m etmektedir. n k eytanlar,
o n u n y k l m a s i i n g a y r e t g s t e r i r l e r k e n , " D h a r m a ' r u n m u h a f z " 1 o l a n y e
V i s h n u o n u d e v a m l m u h a f a z a e t m e k t e d i r . B u n u y a p m a k i i n ise, T a n r ,

303

her defasnda zaruri olarak bedenemektedir, Bundan dolaydr ki onun


tecessiidlerinden herbir, " A V A T A R " (ini) olarak isimlendirilmitir.
Buna gre d h a r m a sekiz defa kurtarlm, dharma restore edilmitir.
yle ki:
1- Tufan olduu zam an Vishnu, balk olm u, hayatta kalm birtek
drst insan tayan gem iye dan tepesine kadar rehberlik etm i ve
byece sularn ekilmesini beklemeye muvaffak olmutur.
2- Okyanus zerinde bir sal gibi yzen yer yzn batma tehlikesindeyken desteklemek iin vishnu tmsek haline gelmitir.
3- Bir baka zam anda, yer yz akmakta iken onu yzeye karmak
iin vishnu, yaban domuzu olmutur,
4- yine o, insan-arslan olarak yer yzn ykm ak isteyen dev bir
eytan ldrmtr.
5- Uursuz b ir devi devirm ek iin srngen haline gelm i ve onu,
Davudun cautu devirdii gibi devirmitir.
6- N ihayet in san haline gelm i ve ik tidar sadece k end i y arar
larna igal etm ek isteyen ok saydaki savay baltas ile ldrmtr.
7-S- Halk inan iinde en ok yaayan en nemli iki tecessd olay,
Rama ve Krihna olan yedi ve sekizindi erdir.

RAMA VE KRHNA VSHNU'NUN


BEDENLEMESDR
Sanskrite Rmyana destan iiri, muhtelif artlar sonucu vishn u 'ru n nasl prens' R m klnda bedenletini, geleneksel olarak seylanla btnleen Lnka adasn nasl kuattn; orada gc, kurulmu
dzeni tehdit eden eytan R a v n a y nasl yokettiini dile getirmektedir.
Dokunakl olaylar, sit'mn R m a 'y a olan temiz akn, kocas olan Rma'nn kk kardei drst lakshm anay maymunlar ordusunun eti Hanumant ile Rma'nn izdivacn, maymunlar sayesinde k a n l a n n ee gei
riliini dile getirmektedirler. Burada nemli olan Rm'ya olan tapn
mann, zellikle Ganj Hindi s tannda gelitii ve ortaadan beri R a m m
Allah ile ayn anlama gelmi olduu hususudur. te bunun iindir k kabir
onu V ahi d = Tek olarak arm, G andhi canna kyan mermilerin al
tnda "R am ! R m !" (Adlah! Allah!) diyerek dmtr. Byk mistikair
T u ls Ds (XVI. yzyl), R m a n m yeni bir jestini yazmtr. Oradaki dindrene yorum, aka grlmektedir: yieki, si t, Allaha sdk ruhun
bir imajdr... R svna, Tanrsal inayetin tezahrne zaruri bir ktlktr.

304

artlar, ne kadar farkl olursa, K r is h n a 'n n tarihi de ayn ekilde


farkldr. Orada durum yle cereyan etmektedir: Vishnu, Kuzey Hindis
tan'da bir prens ailesi iinde tecessd (bedenlemi) etmektedir. nk
orada dzeni tehdit eden ok gl b ir kral vardr. Bu savan hikayesi,
liad e tipi serbest byk M a h b h ra ta iirinde (yzbin drtlk) dile geti
rilmitir. Yine orada birok olaylar, konu d anlatlan baka efsanelerle
sk sk kesilmitir. Bu iir iindeki iirlerin en mehuru B h a g a v a d G t 23 yani Rabbin arksdr. Orada, krishna'nn Av kpei A r j u n a y,
eytana kar (D harm a) savunmaya gtrd zaman savan, zaruri ol
duunu ve stelik sava bir aile de (K sh a triy a ) doan.kimseler iinde
bunun, bir kast devi olarak ncelik tadn anlatt grlmektedir:
Bylece mlyimlik, Brahmanlarm iidir. Bunu retmek ve onu destekle
mek vesilesiyle k ri h n a , kadir-i mutlak gerek Tanr tabiatn izhar et
mektedir.
Sonu olarak diyebiliriz ki B h a g a v a d -G t ayn zamanda Hinduiz
min temel metinlerinden biridir. nk o, genel olarak ( D h a r m a y )
eytan ve krihna dini hayatnn temelini lemektedir...

... VE YEN - HNDUSTLER N BUDDA - SA VE


HZ. MUHAMMED
Bununla beraber Git'd a zikredilmeyen, krishna'n n bir baka ve
hesi vardr. Bu, Tanrnn genlik devresi ile ilgili efsaneleridir ki, aa
yukar on asrdan beri olduka poplerdir. Bu efsanede, gen krishna'n n,
G a n j' n sa kolu olan Y a m u n a kenarlarnda ineklerini nasl muhafaza
ettii ve o r m a n la r d a nasl flt ald anlatlm aktad r. Civardaki
iftlik kadnlar, bu sihirli fltn cezbesiyle kocalarn ve ocuklarn,
Tanr ile dans etm ek zere terketmiler ve kendilerini Tanr'ya teslim
etmilerdir. Tanr, bizzat R u k m i n i le evlenmi olduu halde, R d h 'y
tercih edecek ve zamann bununla, byl fltnn sesiyle byledii ok
saydaki srtma arasnda, taksim edecektir. phesiz bu yasak ak
la U mistik terimlerle yorumlanmtr: Buna gre, Tanrsal ak, hayatn
tm kurallarn amakta, iyi ve kt kavramlarnn tesinde bulunm ak
tadr. K r i s h n a 'n n fltnn nlad andan itibaren hereyi terkeden
kadnlar, inayet arsna cevap veren sof u ruhlar grnmndedtrier.
Bylece btn bir mistk-cinsel ak (Erotico - mystique) edebiyat Govinda
(ineklerini koruyan krishna)y ve G ilha - G ov in 'd a /(srtm a yinijy
tebcil etmektedir. Ksaca ekli " l h ile r l h is in e" benzeyen bu XII. Asr
Sanskrit iiri, G o v in d a m 1mini eri iin Bhagavad Gt roln oynam ak
tadr. Yine de maceralar listesi bitmi deildir: V ishnu, ahir zamanda, o

305

zamana kadar yaayacak olan birka adil kiiyi kurtarmak ve yaram az


lar yok etmek iin yeniden gelecektir. Ayrca, birok dini mezhepler, ku
rucularnn bedenlemi V ish n u 'd a n baka birey olmadna inanmtr.
Dier bazlar ise, Hinduizm'den baka dier byk dinlerin de, B u d da'da, Isa'da ve Hz. Muhammed'de bizzat bedenlemi olan V is h n u ta
rafndan kurulduuna kanaat beslemilerdir. Yine orada, Tanrsal inayeti
gsteren hereyde enkarnasyon mefhumunu yayan biricik ve evrensel bir
macera ilahiyat da mevcuttur.

SHVA
Shiva'ya ait tasavvur ise tamamen farkldr: Geleneksel tasavvur,
shivay basit b ir petemal'a sarlm, buzullar ve kayalklar arasnda
yksek dalgalarn iinde bir Kaplan derisinin zerinde tayyrle oturmu
olarak ve l keskin bir elik tuttuu halde, boynunda da insan kafa
larndan bir kolye tad halde gstermektedir. Topuz halinde dm
lenmi uzun salarndan Ganj akmakta ve nne yatm beyaz bir boa,
Shivay seyretm ektedir.

SHVA, ZAHTLK VE VERMLLK TANRISIDIR


Vishnu'nun evreye yayd sevimlilik, sevin, mutluluk ve zengin
deerlerin aksine; burada herey titiz bir zahidiik havas iinde dzen
lenmitir. Bylece, kllerle svanm shiva'nm plak bedeni, cennet b ah
elerinde deil; karla kapl dalarda oturmaktadr. Fakat bu T a n r in m
tehdit edici ynleri de eksik deildir. ektii silah, dmanlarnn ke
miklerinden yapt kolye, bunu gstermektedir. N ihayet, D h a r m a ,
sdhularda olduu gibi, kesin olarak s h iv a n m ii deildir. Kast devi,
salarn muayyen bir ksmn kesmeyi empoze ederken, onun uzun salar
vardr. (M ese l , B ra h m a n lar, b a n arka k s m n d a az b ir sa hari
tra ld r la r ) O halde sh iv a dnya ile ilgili ilere hi mdahale etm e
mektedir. O, mkemmel bir mnzevidir. Dalarn ermiidir. O, ancak,
sdhulann ve yogilerin onu, hamt olarak setikleri andan itibaren anlaslabilmektedir. Bununla beraber lhlar, yryzn ortaya karmak iin
denizi (ya elde etmek iin yapld gibi) alkaladklar zam an; bir
eytan, hazrl nlemek iin okyanusu zehirler. Ancak shiva, boaznda
mavi bir benek meydana getiren bir uursuz svy imi ve bundan dolay
da "Boaznda mavi olan T a nr" demek olan "N i la k o n th a " ile isimlendi
rilm iti.
Dier yandan eer Shiva, kaynan gklerden alan Ganj'n koca

30S

man ellesinin altna ban koyarak tesirini azaltmam olsayd ganj,


id d eti le y r y z n y k aca k t. B y lece Kutsal n ehrin, A llah'n
salarndan akt grlmektedir. S h i v a nm topuzunun iine ay, bir kopa
gibi yerletirilmitir. Yine burada sembol gne olan Vishnu'ya bir mu
halefet grlmektedir. S h iv a 'n m bu ay grnm, ift deere sahiptir.
Bylece bu, bir taraftan, karanlk, sert ve souk karakterle mcehhez
zhidane Tanr temayln gsterirken; dier yandan da, Hindu mitoloji
sine gre ayn bir ktlk Tanrs olduunu bilmekte yarar vardr. Onun
belli bal fonksiyonu ise her ay, sular ve yenilemeye kabiliyetli bitki
leri bereketlendirm ek iin gelmi olmasdr. Bylece, S hiva kiili inin
bir baka nemli boyutunu kefediyoruz: Seks el vehe. Onun cinsel ikti
darnn almeti (S a n s k rit e Linga) dikilmi talarla sem bolize edilmi
tir. H indistan'n heryerin de bu almetlere rastlanmaktadr. ou defa,
silindir veya koni eklinde tatan veya metalden slenle svanm, ba
sit kaba talar evlerde veya daha ok shiva'n m erefine ina edilmi ko
caman mabetlerde tam olarak Kutsal kabul edilmektedir. Genellikle bu
dikilmi talar, kadn seks organ ile birlikte gsterilmitir: Bylece o, bir
genin ortasnda, bir penisin girdii bir vulgu simgelemektedir. uras bir
gerektir ki bu klt zellikle (dikili ta klt ), Neslin devamlln te
min hed efine m atu ftur: Bylece, ok sayda ocuk m eyd ana getiren
m m in le rin evlerini Sh iv a 'n m takdis edecei iimid edilmektedir. Btn
Tanr mahedlerinin nnde bulunan beyaz boa da ak olarak ayn sembo
lizme itirak etm ektedir. Burada da, ksr kadnlar, kendilerini ocuk
yapmaya msait hale getirmesi iin, b o a y a adakta bulunmaktadrlar.
Nihayet shiva,

"Dans Rabbi"

(Natarja)

olarak

tasarlanmtr.

Bilhassa g n e y H i n d i st a n 'd a y a p l m olan ok gzel Bron z he yke ll er


o n u , t u t u m u m e a l e l e r l e us t a c a o y n a y a n bi ri g r n m n d e , b y k b i r at e
e m b e r i i l e k u a t l m v e a y a k l a r n n bi ri b i r c c e y i e z m i o l a r a k h a r e k e t
dol u g s t e r m e k t e d i r . B u r a d a s e m b o l i z e edil en, ahi r z a m a n d r . B u n a gre,
m uh afazak r V ishnu'y a

m uhalif olarak,

Shiva,

tahripkardr. Aslnda

S h i v a n m d a n s i l e o y n a d , a t e t a r a f n d a n d a t l a n k v l c m l a r k a
d a r k s a s r e n b u d n y a l a r d r . B u d n y a l a r , S h i v a ' d a n c o k u ile f k r
yor , p a r l y o r , l d y o r , s o n r a d a iz b r a k m a k s z n y o k o l u p g i d i y o r , i t e
biz b u gei ci h a r i ka y realite o la r a k al yor uz. H al b uk i g erek ol an s ad e c e
s h i v a ' d r . A t e l e o y n a m a y b r a k t z a m a n , rer e y k a y b o l m a k t a , s a
dece o k a l ma k t ad r . B u n u n l a be raber , T anr n n bu a p o ka l ip t ik vehesi , i n
sanlar a l d a t m a k t a n z e v k a lan m e r h a m e t s i z bir Tanr k a v r a m n d n
d r m e s i n . A k s i n e , s h i v a n m h a r e k e t i y a r a r l v e krl b i r h a r e k e t t i r . B u ,
my' n n. n e o l d u u n u a n l a m a y a a l a n m rni ne a n l a m a m k a n v e r m e k
tedir. B y l e c e o, g r n t l e r p e r d e s i n i n t e s i n d e s h i v a ' y a u l a a b i l m e k t e v e
bu bi l gi ile ( H i n d u l a r a g r e , b t n b i l g i l e r g i b i ) k u r t u l u a e r m e k t e d i r . te

307

bunun iindir ki, eiiyle tuttuu tamburla ve inayeti ile, cehaleti yok et
tiini sembolize eden; ezdii Cce ile, Tanrnn dans, bir sevin kayna
olm a k tad r.

SHVA'YA BAIMLI OLAN OK TANRI VARDIR


te btn bu zellikler byk Tanr M ah - D ev aya yani S hiva'y a
refakat eden eitli Tanrlar hviyetinde yeniden grlmektedirler. Bu
yce Tanr her zaman, insanl kurtarmak iin gkten inen vishnu olarak
grnmez. Halk klt iinde Vishnu'nun hullu'nun oynad roe benzer
bir rol oyniyan s h iv a n m , oullar, kleleri, nedimeleri vardr. Mesel,
fil bal, koca karnl G a n e s h a 28 bir aile Tanrs olarak, mntesiplerinin
yollarndaki engelleri gidermektedir. Yine ad geen engellere deneme
tarznda bizzat onun sebebiyet verdii de sylenir. Bylece o da, geici
dnyalar yaratan ve yok eden Shiva gibi hareket etmektedir. S h iv a 'd a n
sonra gelen ve btn iddet hareketlerinin, zellikle savan banda bulu
nan b ir baka Tanrda S K A N D A dr, (Buna karttikeya da denir) Burada
da sz edilen shivaist problem, dmanlarn yk edilmesi ve engellerin
kaldrlmasdr. Bir cce olarak tasavvur edilen k u b e r a ise, zenginliin
reticisi ve onun kskan muhafzdr. O, altn, kymetli talar zerinde
saltanat srmektedir. O, kymetli talan, sadece onun rzasn kazan
masn bilenlere vermektedir. Gen oku K M A ise, Hindu ak ve kahra
manlk Tanrsdr. te onun nedeniyle shiva , prvatiye k olmutur.
Terkedilm i olarak yce Tanr, gazaba gelmi ve onu kl haline getir
mitir. Fakat daha sonra, akn gereini anlayarak ona vucudunu iade
etmi ve ak Tanrsn, oklarn nsanlarn kalherine serbeste atmas iin
serbest brakmtr. Yine burada brkez daha, sadece onarmak iin ykan,
yeniden dnyaya getirmek iin ldren, engellere onlar amak iin neden
olan, zenginlikleri kefedilmesi iin saklayan s h iv a nm temel fonksiyonu
ile kar karyayz. Burada, s h iv a iz m in btn zenginliini meydana ge
tiren ve onun tesirini .Hindu metafizii zerinde aklayan dikkat ekici
bir diyalektik gze arpmaktadr.

TANRIA
nc byk mitolojik sektr, tanra D e v i veya daha dorusu
M ah - Devi (Byk Tanra)y tekil eden sektrdr. L akshim i, Durg,
K li gibi zel bir takm isimler tayan u veya bu Tanrya zel olarak
ibadet edilmesine ramen, Mah - Devi, tekil olarak yazlmaktadr. Bu
nunla beraber, bu uknumlarn herbirine has zel izgilerin tesinde birtek

308

temel yapy rahat b ir ekilde bulm ak m m kn olmaktadr. Bylece


D e v i ' n i n muhtelif tezahrlerini belli bal iki ekil altnda tasnif edebi
liriz: in a y e t tez ah r , gazab tezahr, ite bu iki tasnif ekli, Tanr
alar, v i s h n u olsun, s h iv a olsun birine balamaya rahata imkan ver
mektedir. Bu Tanralar baka bir yere balama gayreti ise, tarihen yeni
ve v is h n u , shiva ilhiyatlar tarafndan bir telfi giriimi olduu da
olduka phelidir.

TANRIALAR FT GRNMLDRLER
nce refah, talih, mutluluk, shhat tanras gelir ki o, sh ri veya
L a k s h m i diye adlandrlr ve o vishnu'ya benzer olarak tasvir edilir.
yle ki, zengin kum alardan giymi, al tn ve kymetli talardan kolye
tayan, am bir l o t s zerinde ayakta durmu vaziyette tasvir edil
mitir. Ondan bir k fkrmaktadr ve herey ondan inayet, mutluiuk te
neffs etmektedir. Onunla, gzel sanatlara rehberlik yapan sa ra sv a ti
mistik bir rmak kiiliinde birlemi ve A nnapurn ise beslenmede bere
ket saan bir grnmde onunla beraber olmutur. Yine o, tavuskuu gibi,
m zik letleri vasflarna sahip olan allm hayvanlarn, ieklerin,
k rlang larn refakatind e, m u htelif bitkilerle ve bilhassa fesleenle
birlemi olarak; baz hallerde erkeklerin de itirak edebildii iyi kastn
kadnlarnn tapnma konusudur. Ayr^a, byk vishnu mabedlerinde dai
ma L a k s h m (veya shri)ye adanm bir mihrap bulunur. Yine R m a 'm n
sadk ei S t 'n m veya K r is h n a 'n m ihtirasl sevgilisi R d h 'n n destan
figrleri hep, L ak shm i'nin bedenlemesi olarak ele alnmtr.
Korkun, dehetli gazap tezahr ise, bir takm farkllklar ihtiva
eder. Dala ilgili olan parvti, shira'nn asl eidir. O, U m olarak da
isimlendirilir. O, byk Tanr ^ ile evlenmeden nce boyun emez br b a
kire olarak ve birazda endie verici olarak, dada avlanyordu. O, s hiva
ile ebed birliin mutluluunu biliyordu. Binlerine yaklamann gazaba
bal olduu ki iftin sadakati frtna ve bora kopmadan olamazd. ko
nografi, onlar, kolayca dn gnlerinde veya elencede tasvir edebil
mektedir. Gney Hindistan'da tapnlan bakire K u m r D 0 ise S hiva ile
evlenmeden nceki parvtiden bakas deildi. Yine onun Ganj blgesinde
olduka canl bir klle sahip olan D u rg a '^ h n n iinde eritilmi olmas da
m uhtem eldir. D u r g , dikkat ekici bir kiilie sahiptir. Vahi hayvan
larla kuatlm ve birikirinin stne binmi bir kaplan (veya aslan) tah
rik ederek, kendisiyle boy lmeye cesaret eden eytanlar malup et
mektedir. Her sonbaharda, camz grnmndeki hasma kar elde edilen
onun bu zaferi byk bir bayramla kutlanmaktadr. Aslnda bu, koz-

309

moonik deeri nemli olan bir mitolojidir. Buradaki camz, m ith ra 'n m
boasn, M in o t a u re 'a galip gelen T h e see 'y i, bir ejderhay deviren S a in t
G e o rg e 'u hatrlatmaktadr.
Kuzey-Dou H indistanda tapnlan K a l de olduka mehurdur.
Memeleri sarkm yal bir zenci kadn, vampirin dilerini gsteren du
daklarndan kan akan burumu bir az amaktadr. Bir kl, bir kasap
ba sallamakta, ayrca, insan kemiklerinden yaplm bir kolye ta
maktadr. Burada felket, llere has sahada yarm akda, ayrca ona
vakfedilen klt, kanl kurbanlar istemektedir. K a l k u t a daki byk mabedde, etini mminlerin yedii yzlerce kei ve baka hayvanlar boaz
lanmaktadr. Buna ramen bu Tanr, bu blgeye byk felketler, ktlk
lar, karklklar, devaml ktlkler gnderdiinden dolay yine de
m minlerin K l'y i bir eytan olarak dndkleri sylenemez. Aksine
onlar, ona R d h ile ilgili olan ibadetten, edeb ifadesi geri kalmayacak
hareretli bir dini tezahr sunmaktadrlar. XIX. yzyln byk mistii
R m a k r is h n a '2, tam anlam ile K li'n in aklarndandr. O, Tanrann,
cahillere irkin ve tehdit edici olarak grndn; bilginlerin ise onu
gerek ekliyle yani tebessm eden, gzel, kendisine samimi bir kalb ile
dua edenleri kabul eden, merhametli bir kz olarak grdklerini ak
layarak, gzellii tebcil ediyordu. Bylece bir defa daha, belli bal
Tanrlarn bu ift grnm, anlalm olmaktadr.

SEKS KURALCILIK NDE DEERLENDRLMTR


u r a s b i r g e r e k t i r ki s e k s e l g r n m , T a n r a y a v a k f e d i l e n k l t
i i n d e y o k e d i l e m e z . B i l i n d i i g i bi , T a n t a r i s m e

olarak

isimlendirilen

d o k t r i n i n b n y e s i n d e z e l l i k l e b u i f a d e e d i l m i t i r . B u r a d a k i t e me l fikir,
m u h t e l i f t anr al arn her t anrdaki zel en er ji de n b a k a bi r ey o l ma d
g r d r . B u s h a k t ' d i r ( ener j i , g ) . Y i n e p r v a t i , s h i v a n m g l e r i n i n
n e ml i t ez a h r er in de n di r. L a k s h m i , v i s h nu ' nu n g l er indendi r... O halde
kiiliin bu ift y n , insanlar dahil b t n canl lar da

mterektir. O

h a l d e T a n t a r i k k l c n h e d e f l e r i n d e n bi r i s i , b i z d e k i b u di i g c u y a n
d r m a k v e o n u , k e s i n k u r t u l u a e r m e k iin, e r k e k o l a n r u h l a ( t m a n ) e v
l e n d i r m e k t i r . B y l e c e , T a n t a r i s m , Y o g a ya k a v u m a k t a d r . A y r c a , b i z
d e k i s h a k t i n i n u y a n m a s y o g a m e t o d l a r m d a n d a y a r a r l a n m a k t a d r . U y
g u n e k z e r s i z l e r l e u y k u s u n d a n u y a n d r l m o l a n b u K U N D A L N ' N 1 k a f a
tasnn s t n e k a d a r km a k ta orada, met in ler in zi kretti i p a r v t i ' y i k u
ca k la y a n s h i v a tarznda, A t m a n

ile b i r l e m e s i n i y a p m a k t a d r . B y l e c e

f er d, k u r t u l u u n g e r e k sarf o l a r a k v a r l n n b i r l e i m i n i g e r e k l e t i r m i
o l m a k t a d r . E r k e k v e y a k a d ir o l a r a k

3i 0

insan tabiatnn derin liklerinde

kefedilen bu ebed diilik, herkesde oiduu itiraf edilen bu erkek prensip


(tman), Nihayet, ancak hayatn bu iki grnmnn birlemesiyle elde
edilen kurtulu, kesin olarak insanln kltr mirasna Hinduizmin en
nemli katklarndan birini tekil etmektedir.

TARHE
N ihayet H induizm in, alar boyunca ayn ekilde kalmadn
sylem ek gerekir. Bebin yllk bir tarihle o, devaml sosyal yapnn de
iikliklerine uym ak zorunda kalmtr. Bir yanda, Budizmle, Islm'la,
hristyanlkla, kar karya gelirken; dier yandan, Bat medeniyetinin
ona uzatt eylere de cevap vermek zorunda kalmtr. Yine de Brahmank gelenein bunca asr devam etmesi, ok dikkat ekici bir olaydr.

VEDALAR DEVR
Brahman dininin en byk ahidi, Hindularm "E n stn B ilg i" diye
adlandrdklar Metinler topluluu olmutur. Buna sanskrite V E D A den
mektedir. te muhtelif Tanrlara yneltilmi lhiler, yinin detayl bir
eklide olumasn salayan eserler, mitolojik ve yorumsal derlemelerden
meydana gelen bu kocaman eserler, hi olmazsa teorik olarak, Hinduizmin
kutsal yazlarn meydana getirmektedirler. Eski bir dille yazlm olan
V e d a , ada Brahmanlar tarafndan olduka az renilebilir olmasna
ramen; modern Brahman klt, Hindin bu "K utsal K itabn dan" bir takm
cmleler almtr. Aile, evlenme, cenaze merasimi, dine giri merasimleri
de daim a veda'la ra gre yaplma ktad ir.

VEDA HNDN KUTSAL KTABIDIR


Bu edebiyatn'1 , M.O. 11. ve II. bin yllarnda yava bir ekilde
olutuu ve resmi eklini de M.. 1500 yllarna doru ald tahmin edil
mektedir. Hind havzasnn ve Canj ovasnn sahipleri olan Aryenler bu
srada Dakkan ele geirm eye alyorlard. Aryenler''5 Hindi - Avruna
aile rkna bal olarak; o srada Avrupa'ya yerlemelerini tamamlayan
Greklerin, Ltinlerin, keklerin, Jerm enlerin, Slavlarn kardeleriydiler.
Aslen gney Rusya ovalarndan gelmekteydiler. Orada onlar, sr yeti
tiriyorlar, mukayese le oluturduklar mterek bir din icra ediyorlard.
Hind - Iran kolu, haklarnda ok az ey bildiimiz yerli halkn kltr
lerine kendi kltr miraslarn da katarak, Pers ve H ind olmak zere iki
byk medeniyet meydana getirmitir. Ne olursa olsun, ite Veda, en es

311

kilerin inanlarnn esasn ve zellikle, politeizmi muhafaza etm ekte


dir: Tanrsal dnya, topluluklarda grlen papaz snf, asiller ve dier
leri gibi, l b ir g revde tekiltlanmtr. Buna benzer bir tasnife,
Fransz ihtillinden nce, Fransa'da da ahit olmaktayz.
Birinci grev, hukuku ve ahlk koruyan papazlarn, yani din
adamlarnn grevidir. Buna, ahid tanrs Mitra, korkun hkmdar V a r a
n a 36, Aryenlerin hamisi A ryam an bakanlk etmektedir.
iddet ve onun her trl tezahr ikinci fonksiyonun sahasna gir
mektedir. Bu savalarn iddetidir ki onun belli bal ilhlar n d ra
(Zeus), V y u (vent), M a r u f l a r n ordusu (Romallarn Mars), v i s h n u
(Apoilon ve Poseidon)yu hatrlatmaktadr.
Dounun svarileri olan Ashvinsler, burada zikredemiyeceimiz ko
ruyucu Tanrlara sahip olan ziraatlar ve zanaatkarlar himaye etmek
tedirler.
Dier taraftan her yerde mevcut olan hayat tems eden k, ate,
sular gibi kozmik gler de bir tapnma konusudur. Ayrca bu klte, Tan
ralar, o rm anlarn ve nehirlerin cinleri, eytanlarla ilve edilebilir.
Bunlarn hepsine kanl kurbanlar takdim edilmektedir. Tedrici ekilde
Aryen prensleri zenginleip, kuzey Hindistann sahibi olunca, din mera
simde kark bir hale gelmitir. Bu durumda, Brahman kastlar daha ok
nem kazanmtr. Neticede bu ktle kar, gerekli olan bir ayin gelierek,
gerek dini espriyi ksa zamanda diriltmi tir.

KLSK HNDUZM
M . . V I I . A s r d a n i t i b a r e n V e d a

ayinl erin in karkl kend ini

gstermeye balamtr. Birtakm sdhu'lar, kurtuluun hayvan kurban


l ar le v e b i r k s m m t e h a s s s l a r a t e v d i e d i l e n k a r k y i n l e r l e d e i l ,
herkesin

Allah'la

mnasebeti

olan

ferd bir

disiplinle

elde

edilebi

l e ce in i v a a t e t mi l e r d i r , ite, t o p t a n v ed a g e le n e i n i r e d d e d e n ; k sa ca
H i n d u i z m ' d e n a y r l a n , J a i n i z m l e , B u d i z m i n d o u u h y e c e b a l a m t r .
F a k a t H i n d u i z m i n i i nd e y o g a o k n e m l i bi r y e r i gal e d e c e k t i r ,
i s i ml e r i n i v e t a r i h e l e r i n i b i l e m e d i i m i z b i r o k m e z h e p g r u b u n u n b a s k s
ile B r a h m a n l a n n

ok de ri nd e n dinlerini d e i ti rm e y e sevked iid ik ier i

g r l m e k t e d i r . N e t i c e d e , k a nl k u r b a n l a r , b a s i t t a p n m a p u j a y a r a r n a
t e r k e d i l m i t i r . B y e c e , s h i v a gi bi y e n i T a n r l a r n p l n a g e m i t i r . B u
n u n l a b e r a b e r M i t r a , V a r a n a , A s h v i n gi bi T a n r l a r n e r e d e y s e u n u t u l m u t u r .
Eski

klt,

tam

olarak

icra

edilirken,

zellikle

kast

sistemi

ve

on un

m a n t k i s o n u c u o l a r a k t e n a s h v e d h a r m a d o k t r i n i e m p o z e e d i l i r k e n bi r

312

takm m abederm inasna da balanmtr.


VIII. yzyldan itibaren H ind istana mslmanlarn girii, sonra
Avru palIlarn, gayretli h ristiy a n m isyonerlerinin gelii, H induizmi
daha da orijinalitesini artrm aya sevketmitir. yieki, sanki Hindular
igdsel olarak, politeizme arlk vererek, kastlar ve alt-kastlar o
altarak en artc ekilde Tanra kltn gelitirerek kendi z kl
trlerinin zelliini g sterm eye alrlarken; H ind uizm d en m uhtelif
Tanrlara yneltilen kltleri durm adan oaltmtr. Bilhassa "orta a"
kendini, olduka eski bir dini temayl olana B h a k ti ile gstermitir. te,
iinde K r is h n a i le R d h 'n m aklarnn tebcil edildii bir eit " l h i l e r
l h is i o l a n " Gt - Govinda, XIII. yzylda kaleme alnmtr. K a b ir 'd e
konuulan dildeki mistik lhilerini VI. yzylda meydana getirmitir.
Bununla beraber, M a h l r s h tr a 'd a (Bombay blgesinde), en belirli simas
T U K R M 1' olan yeni azizler hareketi de kendini gstermitir. (XVI.
yzyl). Birka asr nce Hindu felsefesi, zellikle V e d n t a 38 sahasnda
temel eserlerini vermiti. Orada, (XI. Asrda) bu amala deimi olan
(IX. yzyl), s h a n k a r a 3^ metafizik sisteminde onu btnletirerek B h a k tiye yce harflerini veren R m n u ja 'n m 40 dehas kendini gstermektedir.
R m n u ja veya Bhagavad - Gt, eserlerinde olduu gibi, byk air Tuls
D a s 41 da, V ishnu ist din temaylne sanskritede deil en modern Hindu
dilinde kaleme alnm, en tannm kutsal metnini verirken; ayn zaman
da tarihlerin tesbiti olduka g olan; temel doktrin olarak kutsal sh a k ti
klt bulunan birok byk T a n t r i z m 41 metnide kalem e alnmtr.
M sl m anlarn Hind vad isine gelileriyle, Hindistan'n inglizler ta
rafndan fethi arasnda uzanan on asr, en sert dharma (Kast sistemi) sis
temi le ve din hayatn (vishnu, shiva, Tanra klt) mterek ahengi
nin temin edildii yeni yaplarn sahneye konduu ve bir yenilemenin
gerekletii bir zaman dilimini gstermektedir. Dini plnda bu baarl
olduu lde Hinduizm bir defa daha sertleme temayl gsterecek ve
H ind uizm e dinamizmini verme ii XIX. ve XX. asrlarn b y k reformatrierinin megalesi olacakt.

ADA HNDUZM
Reform hareketi, XIX. yzyln ortasnda bir yandan btnleme
(integrism), dier yandan adalatrma (Aggiornamento)42 diye adlan
dracamz iki hareket altnda grnmektedir. Birinci harekette, gele
nein safiyetini korumaya ynelinerek, zararl yargs ile bat dnyasnn
tm tesirlerine tamamen srt evrilmitir. (Bu durumda, Ktamn yeni ida
recileri olan ngilizlere kar) kinci harekette ise, Hinduizme modern

3 13

dnyadaki yerini vermek iin, Hinduizm de bir reformun gerektii gr


h a k im d ir.

REFORMATRLER ENTEGRSTLERE KARI IKIYOR


Hangi gruba ait olursa oisun Reforma trlerin derinden milliyeti ol
duklar ve bamsz bir Hindistan iin savatklar konusunda srar ede
biliriz. Ancak, reformatrler, Brahmanik bir Hindistan, yani sadece sanatna D harm a'nm mensuplar ile meskn edilmi bir Hindistan isterken;
(Kast sistemi, devlet dini Hinduizm ); E nte g ristle r ise, dinin her vatan
dan isteine gre yerini bulacak olan lik bir sistem istemektedirler.
Yine entegristler ok titiz bir ekilde "H in d u olarak doulur, Hindu olun
m a z " doktrinini, titiz bir ekilde korurlarken; modern reformistler, hi
kimseyi ayrd etm eden hakikati herkese vaaz etmeyi stemektedirler.
Gerei sylemek gerekirse, entegrist hareket kesin olarak aznlktadr
ve byk neticeler elde edememitir. Tesiri Bombay blgesinde olduka
byk olan Bl Gangdhar T i la k hari, bu hareket byk ahsiyetler or
taya karamamtr. Onun doktrininden ilham alan bir takm askeri di
sipline sahip gruplar teekkl etmitir. te G a n d h i, bu gizli cemiyetler
den birine bal olan bir katilin kurunlarna hedef olmutur. Bu cinayet,
bu blgede hakim olan halet-i ruhyyenin bir tezahr olarak grlmeli
dir. nk G a n d h i, bundan tiksiniyordu. O, paryalar mill hayata dahil
etmek ve mslmanlarm , hristiyanlarm, hindularn yerinin olduu bir
Hindistan temenni ediyordu. Bunun iin, Hind ktasnn, H indistan ve Pa
kistan diye taksimi, mslman ve hindular arasnda faaliyet gsteren en
tegrist bir tahrikin sonunda ortaya km bir hadisedir.
D a h a n e m l i o l a n b i r b a k a n o k t a i se, m o d e r n i s t h a r e k e t i n , e n t e g r i s t e r gi bi t e k i l a t l a n m a m o l m a s d r . B u n a r a m e n , a r a l a r n d a h i b i r
ba o l m a y a n ok sayd ak i m an ev i s ta d la rm retileriyle bu h ar ek et
g el i me gs ter mi t ir. T a m XIX. y z y l n ba n da R m M o h u n R o y ( 1 7 7 21 8 3 3 ) ^ p r o t e s t a n k i l i s e l e r i t a r z n d a k u r u l a n b i r n e v i H i n d u k i l i ses i o l a n
BRAHMO

S A M J (Allah'n cemiyeti) m e y d a n a getirmi. Sam j, o k

f az l a m n t e s i b e s a h i p o l a m a m t r v e h a t t a s t a d n l m n d e n s o n r a b i r
t a k m r a k i p t e k i l a t l a r d a o r t a y a k m t r . F a k a t b u n a r a m e n o, d a i m a
bir r nek o l m u t u r . Buna g r e , kast ayr ml arnn, mil l iyet v e hatta i nan
a y r m l a r n n o l m a d bi r m e z h e p k ur u la bi l ir ve y in e d e H i n d u o l a r a k
k al nabil ir. N i s b ba ar s zl a r a m e n R o y ' u n , zel l ik le B e n g a l e e n t e l
e k t e l l e r i a r a s n d a o k n e m l i bi r t esi ri g r l m e k t e d i r . B y i e c e , h e m e n
h e m e n b t n b y k r e f o r mi s t l e r i n b u e y a l e t t e n k m o l ma s , p h e s i z b i r
t e s a d f es er i d e i l d i r .

314

REFORMSTLER KAST TAKSMN


REDDETMEKTEDRLER
R a m a k ris h n a (1836-1886), bu adan tipik bir durum arzetmektedir.
Grnte fakir, kalkuta yaknlarnda kk bir mabedde hizmet gren bir
rahipten baka bir ey deildir. Bununla beraber, unun mistik deneyleri
onu ksa zamanda byk bir hrete ulatrm ve etrafnda bir takm
mintesipler toplanmaya balamtr. te bu toplanma neticede, stadn en
gzde talebesi olan V iv e k n a n d a (1863 - 1902)'nn4i4 efi olaca bir mez
hebi meydana getirmitir. Burada nemii olan R m a k rish n a 'n n , sadece
B h a k t i yi deil, fakat ''d in lerin lv b ir li in i" ve "h e p s i, A llah'n olu
o l a n " fertler arasndaki bt n ayrmn unutulmasn da vaaz etmi ol
masdr. D h arm a 'm n , Hindistandaki yksek kasttan birisinde doma
yan "B a rb a r"ia ra , bir eyi aklamay yasak etmesine ramen, bu mantk
nedenle (Allah'n olu olma) V iv e k n a n d a , parlak szleri deniz tesine
yani A m erikaya kadar gtrmekte tereddt etmemitir. Ksaca, G a n d h i'de (1869 - 1948), buna benzer birtakm fikirleri tatbikat safhasna koy
mutur: O da, toplumun kastlara blnmesine kar km, "A lla h 'n ce
maat = Hari - j a n s " olarak isimlendirdii paria'larm, dini saha dahil,
tm haklara sahip vatanda, olmalar in mcadele vermitir. B h a g av ad
- G t 'm n , Incil'in, Kur'rt'm ayn eyleri rettiini beyan etmitir.
zellik le, iddet d B rahm a nik idealin (A him snn) iiniversal bir
deere sahip olduunu iddia etmitir. O, darya yapt ok saydaki
seyahatlar srasnda, d dnyaya model olarak sunduu bu yeni H in
duizmi, tatbik frsatn da bulmu oluyordu. Bylece o, bizzat br eit
misyoner pozisyonunda kalmtr. Bat ise bu vaazlara cevap vermitir.
Bunun iindir ki, ngiiizlerden, Alnanlardan, Amerikallardan, Franszlardan ok sayda insan Hinduizme ynelmi ve onu, bir mesaj olarak ka
bul etmilerdir. te bunun iindir ki, pratik olarak, Batl: mntesperi
reddetmek, modern birg u ru iin mmkn deildir. Dier manevi mritler
Avrupa'da, Am erikada yer deitirirken, Aurobindo (1S72 - 1 95)M Pond i c h e r y inzivasna batl salikleri kabul etmitir. Misl olarak, m h arishi m a h e s h y og inin vaazn ve Hare K rishna hareketi olan K m a k r s h n a tarikatnn Sw am i'ierin burada zikredebiliriz. Ramana Maharshi (1879 - 1950) gibi kendini sesizlie adayan bir sdhu bile etrafnn Av
rupalI sal i k eri e evrildiine ahit oluyordu.

MODERN HNDUZM YEN BR VEHEYE M


SAHP OLACAK?
Hinduizm'de inkar edilemeyen br vaka var: O da artk hi kimse

(E

31 5

D h a rm a'm n , denizleri gemeyi yasaklama kaidesini uygulamay dn


myor. Paryalar ise, imdi tm dari ilere kabul edildii gibi, hemen he
men btn mabedlere de girme hakkna sahiptir. Ayrca, Hindistan, res
men kast sistemini kaldrmtr. Bunu tatbike kalkanlara da ceza kanunu
bir takm meyyideler getirmitir. Artk geriye, geleneki, Hinduizmin
kastsz kalp kalmayacan bilmek kalmaktadr. Bunu sadece zaman ka
rara balayacaktr. Ancak u da bir gerektir ki, Hinduizm, ona yeni b'r
vehe verecek derin bir inklap iinde yaamaktadr.

D PN O TL A R
1
2

316

Bu yaz, Les Religions, verviers, 1974, isimli kitabn 204-234 sahifelerinden


tercme edilmitir.
S k hler: Bugn Hindistan'da aa yukar sekiz milyon civarnda insan,
"Guru N anak " (1469-1538)'n retisine gre yaama gayreti gsteriyor ve
kendilerine sikh (penjabi dilinde tilmiz) adn veriyorlar. Aa yukar sa
dece penjba (Lah or blgesine) yerlemi olan bu cemaat, AMRTSAR
altn mabedinde, kurucusu tarafndan kompoze edilmi dualarn ve mu h
telif airlerden, zellikle Kabirden alnm mezamirin topland Kitab
(Adi - Granth) takdis ederler. Onlarn ana problemi ahsiyetlerini kabul et
tirmek n oktasn dadr: nk Hin dular onlar, H in d u iz m d en reform e
olmu olarak grrler. (Bak: W. H. Mac Leoad, Guru Nhanak And The Sikh
Religion, Oxford, 1948)
Jain iz m ; Jina (galip) veya Mahvira (byk kahraman) lakapl prens Vardhamna jnta (540-468) tarafndan kurulmu olan dine verilen bir isimdir.
Budann ad olan ve Bihrasll olan bu ahsiyet, kendi varln tam ol
arak anlamak ve yeniden doularn (samsara) dayanlmaz devr-i daimin
den ebediyyen kurtulmak in dnyadan yz evirmi ve zahite yaamay
tercih etmitir. Patna'nm evresinde dilenerek ve tam olarak plak ya a
yarak otuz yl gibi bir zaman doktrinini vaaz etmi ve lmnden sonra bir
kilise tekilat tarznda yeni dini, organize eden belirli sayda tilmizi etrafna
toplamtr. Bir takm misyonerler Jatn'in retisini zellikle Hindin Bat ve
Gney blgelerine yaymlardr.
1961 nfus saymna gre Jam'lerin iki milyon olduu grlmektedir. On
larn dini nfuslar, modern dnyada olduka azdr. Fakat daha ok sosyal
durumlar sayesinde politik hayatta ihmal edilemez bir rol oynamaktadrlar.
Mesel, Chnndi, bir jam aileden domutur,
D N D O K T R N : Jainin dini ideolojisi, devaml canl bedenlere huil
eden ve yaplan islerin dierine gre deien belirli sayda ruhlar ihtiva
eden kainat fikrine dayanmaktadr. Ksaca, Karm an ve samsa ra doktrini,
Hinduizmin ve Budzmin temelini tekil etmektedir. Bu lke Hind dini gibi
Jainizm'de yeniden dou arkndan kurtulabilmek iin ferdn, arzuyu
tekil eden (glu-kashya) dan uzaklaarak dnyadan kopmaya gayret sar-

5
6

fetmesini nermektedir. Ona gre bununda tek yolu, zabitliktir. Bunun iin,
hereyi terkederek plak olarak yaam ak gerekecektir. Sadakalarla sa
dece, nceki zamanlar boyunca birikmi olan K a rm a n n bitimine yetecek
kadar gerekli bir z a m a n iin yaanmald r. Digambaras'Iartn d u r u m u
beyledir. Bununla beraber shvtmbaras, rahiplerin ve rahibelerin, entari
giymelerini, bir bostana ve bir sadaka tasma sahip olmalarn istemitir. Jainist cemaatn, balca grevleri, rahiblerin yiyecek ve giyecek maddelerini
salamak olan laik m u minlerin varlna, msam aha etmilerdir.
Jainizmin genel havas olduka serttir. Hatal rahiplere verilen istifarlar
da olduka ardr, Ve yasak alan ok nemlidir. Jniriler, sadece Vgtari
en (et y em ey en le r) deillerdir. ok sayda rahip, bcekleri yutmak tan
saknmak iin, azlarnda bir rt tarlar ve yrrken karncay ezmemek
iin, nlerini sprrler. Onlara gre lm, bir kurtulutur. Bunun iin ra
hipler, zellikle lm amacyla ritel intihara sk sk ba vururlar. (Bak: W.
Schubring, Die Lehre der Jainas, Berlin, 1935; C. Caillat, Les expiations
dans le Rituel Jain, Paris, 1965}
Z e rd t (Zoroastre): Zerdt , muhte m ele n ran'n kuzey -dou platosu
blgesin dendir. Zoroastr e (zarothushtra) yce Allah' A H U R A -M A ZD A
(Hakim Rab), (ite onun mntesiplerine mazdnler ad burada veril
mitir) ad ile ileri srd bir tek Tanr halinde sunarak monoteizmi vaat
etmitir. Ayn ekilde "Kanl. K u rb a n lar" ve " h a o m a " (Bir nevi iki) kul
lanmay da knayordu. Rivayete gre Vitshpa adnda bir kral hidayete ge
tirmitir. ite bu kral sayesinde bu yeni din, btn dou rana yaylmtr.
Zerdt, Vitshpanm d m anlan tarafndan ileri yalarda ldrlmtr.
Hakikatte, zarathushtra hakknda ok az ey bilinmektedir. Onun yaldzl
efsanesi, her eit mucize, gksel mdahaleler v.s. gibi ok sayda arz un
surlarla doldurulmutur. Zarathushtra, en azndan din imtiyaz olan bir ail
eye aitti. O, yeni bir din kurmak istememi, sadece atalarnn dinini re
forme etmek istemiti. Bize kadar ulaan birka iirin ehadet ettii gibi o,
ayn zamanda ilham sahibi birisiydi. Bu mezmurnr (gths), zoroastrienle
rin kutsal kitab olan AVESTA'nn kalbini tekil etmektedir. Genel olarak
kabul edilenin aksine Batl bilginler, Zornastrienne reformunu zaman ola
rak daha gerilere (M.. 1500) gtrmek tem a y lndedirler. Buna ramen
parsler, peygamberlerini mildi VII. Asra kovmay tercih etmektedirler.
Zarathushtra retimi, kendini kabul ettirmede baz zorluklarla karla
mtr. Onun yaylmasn salayan neden byclerin hidayeti, Bat! ran'n
kutsal kardelii, sonra, chmnide imparatorlarnn kardelii olmutur.
Bununla beraber zellikle Sasaniler (111 - VIII Asr) mazdeizmin ateli
mntesipleri olmulardr. ran'n, mslmaniar tarafndan fethine ramen,
G ub re s ve P a r s l e r bugne kadar Zerdt dinini devam ettirmilerdir.
(Bak: R. N. Frye, The Heritage of Persia, Londres, 1962)
L. Renau, L Hinduisne, Paris, 1951; R. C Zaehner, Hinduism, Londres,
1962.
S dh u: S dh u, Mkemmel, kutsal anl muin gelen Sanskrite bir kelime
dir. Bu kelime, cemiyetten uzak kalmaya karar veren Hindulan belirtmek
tedir. Sdhu, d grn itibariyle normal ilerin terkivle kendini gsterir.
Trik-i dn ya, almaz, yaamas iin gerekli olan dilenir. (Kimden olursa'
olsun, onu kabul eder.) yi kasttaki insanlarn yaptklar; gibi, tra olmaz,

317

sakal brakr, salarn kesmez. Birok sdhu, plaktr. oklar da dikisiz


safran renginde basit bir kuma paras giymektedirler. S d h ub nn , bir ift
sandal, baston, sadaka kasesi ve bazan da bir tebih tamalar gerekir.
stelik onlar, eit bir hviyete de sahip deillerdir. Onlar, bizzat kendileri
nin setikleri veya " g u r u " a n n d a n aldklar yeni bir isimle adlandrl
maktadrlar. Gerek S d h u , Guru'ya dnmez. O, durmadan Hind top
raklarnda dolar, ehirlerinden ve kylerinden kaar. Dier trik-i dn
yalarla ancak birka nemli hacc vesilesiyle bir araya gelmektedir. oklan,
sessizlik iinde yaarlar. Onlar bu durum da " m u n i " adm almaktadrlar.
Bazan da fevkalde ile hayat yaamaktadrlar, (mutlak hareketsizlik,
lm orucu v.s, gibi). Yine de br ksm sdhular baz tilmizleri kabul etmek
tedirler ve bylece de manev stad (Guru) olmaktadrlar. Mezhep kurucu
larnn ou, Mnhavira, Buddha, Shanknra v.s, dahil sdindardand. Hepsi
veya tamam yoga ekzersizlerini tatbik etmektedirler. Hemen hemen ou
defa bu sfatla (yoga) Guru haline gelmektedirler.
Moden Hindistan'da bugn milyonlarca Sdhu vardr. Fakat sdhular nor
mal bir hayat tarzna sahip olmadklar iin istatistiklerin onlar tam olarak
ortaya koymas mmkn deildir. (Bak: L. Dumont, Le Renoncement dans
les Religions de Lmde, Paris, 1966)
G u r u : Sanskritede Curu, arl olan, nemli anlamlarna gelmektedir.
Geleneksel Hinduizm de ise G uru, manevi stad belirtmek iin kullanlr.
Tarihte ne kadar uzaklara gidilirse gidilsin Hind, dhnrmaya gre az veya
ok ortodoks mezhepler oluturmaya ynelen birtakm snlikleri etraflarn
da toplayan din ahsiyetler yetitirmitir. Hin duizmin m o d e m ekliyle
olutuu zam andan beri, yani onbe asrdan beri, oalm mezhepler,
Hindu din hayatnn en canl unsurunu gstermilerdir. Hepsi nz veya ok
gevek bir ekilde bir manev mridin etrafnda tekilatlanm, onun
retisine gre yaam, ou defada onun lm ile kaybolmutur. Bu
mezhep gruplanmalarnn en byk ounluu, mmtesiplerin saysna
gre ok az bir nem tamaktadr. Hatta bu mezheplerin tesiri, sadece m a
hallidir, Buna ramen bazlar, byk dini hareketler olmay ve hatta yeni
dinler olmay baarmlardr. Birka tilmiz en byk guru olan, Jinanm,
Buuddhann, Nanak'n etrafnda toplanarak, Hinduizm kadrosu iinde jainzm, Budizm, Sikhizm mezheplerini dourmulardr. Neticede adalar
n dhnrmn ile uzaktan veya yakndan ilgili bir problemle ilgilendirmeye ye
tenekti her alsn, Guru olarak adlandrd grlr. Bununla beraber veri
len (.'iretinin gerek bir manevi muhtevaya sahip olmas gerekmektedir:
Bir ilhiyat veya okumu bir kimse ister istemez bir guru deildir. Byle
kimseler daha ok pandit (doktor) olarak adlandrlr. Aksine, G uruarn
ou mmi kimselerdir. Bu unvan onlara verenler mritlerdir. Bu unvann
bizzat istendii pek bilinmez. Bir kimse guru unvan ile ereflenirse o kim
se, kendisinde devaml Tanr bulunan kutsal bir k inse ola ra k telkki edilir.
Bnznu, biz/at guru, bir eit taht zerine verlesmi olan vinunun veya shivn'mn bedenemesi olarak grlr. Bylece o, brtek Allah'a bal olarak
takdim eleri kabul eder. Burada grlen yegane ey, kurtuluu salayan
byk inayet olaydr. (Dnrshaua Ayini). ste bunun iindir ki onun re
timine, bizzat guru tarafndan icra edilen kabul merasiminden sonra, iti
rak edilebilir. Curu, yeni snlike "s h ivaya sa y g " eklinde her gn ok uya-

8
9

10

11

ca, m an tra denilen bir zikir verir.


Yajnavalkya, H in duiz m de peygamber olarak kabul edilir. Bu szler Brihad
Aranyaka Upanishad, Paris, 1934de gemektedir.
Sanskrite: Veda, Upanishad, Bhagavnd - Gita, Tan tara gibi Hinduizmin
belli bal kitaplarnn kaleme alnd lisann addr. Bu dil, tndo-Europe'enne dil ailesine aittir. Onun hakimiyet sahas, rlandadan Bengaldee
kadar uzanr. Sanskrite, L t incenin, grekenin, eski S av cann, germen ce
nin, Seltkenin kardeidir, (Bak: j. Varene, Grammaire du Sanskrit, Parts,
1971.)
V i s h n u : Hindu teslisinin ikinci ukn umu olan vishn, bilinci temsil eder.
Buna gre Varlk (Brahma), Bilin (Vishnu), mutluluk (siva)dr. Veda da,
vishnu, ikinci fonksiyonlu bir Tanr olarak grlr. C. Dumezil'in terminalojisine gre ndra ile O, Tanrnn sava grnmn temsil eder. Okla
techizath olarak btn kainat etapta fethet inektedir, (airler, bundan
"vshnu'nun adm diye bahsederler) onun her yerd e hazr olduu
s'ylenmitir. Bunun iin, vedalar devrinin sonunda panishndlnr onu, koz
mik ruh olan Nary ana ile ayn kabul ederler. Hinduizmde gerek anlam
ile yiite sav ala r Vishnunun tecessmlerinin ve zellikle R a m a ve
K r i s h n a ' n m iidir. U n u tm a m a k gerekir ki, v is h n u nun tecessiimleri,
ktlk kuvvetleri tarafndan tehdit edilen kozmik dzeni kurtarmak in
y er yzne nen bizzat vis hnum m kendinden bakas deildir. Vishnu'ya
tapnma, Hindin her yannda vardr. (Bak: j. Conda, Vishnuism And Shivaism, Londres, 1970)
A V A T A R : Sanskritede Ava ta ra, tenzil anlamna gelmektedir. Klasik H in
d uizm , Brahm a tarafndan yaratlan kinatn, bizzat varlnn sebep
olduu deiken bir denge iinde old uunu dnr. Buna gire Kainat,
durmadan deerini kaybetmekte ve nihayet bir gn, nihai ykm iinde yok
olm aya doru gitmektedir. Hind teslisinin (trinte) ukn um undan biri
olan V i s h n u , kainatn dzeni nih ykmdan nce bozulma tehlikesiyle
kar karya geldiinde derhal mdahale etmektedir. te hu mdaheleler,
Allah'n yery zn de inii demek olan A VATARA adn almaktadr. Celeneksel olarak vishnu, sekiz defa aadaki ekiller altnda bedenlemitir:
1- Tufan srasnda y e r y z n d e bulunan tek doru kii olan MAN U y u kur
tarmak iin Balk eklinde bedenlemitir.
2- Dnyay desteklemek iin atlas .eklinde bir eri olarak bedenlemitir.
3- Okyanusun tabanna batm olan yeryzn yerine getirmek iin bir y a
ban domuzu ekline girmitir.
4- U ur suz bir titan yenmek in nsan-Allah seklinde bedenlemitir.
5- Dev boylu bir eytan kral ldrmek iin cce seklinde bedenlemitir.
6- Cisman iktidarn asalet sarhou haline gelmi olmaktan rahipler snfn
kurtarmak iin parasiu-Rmn klnda bir kalmaman olarak bedenle
mitir.
7- Rvana eytann devirmek iin RAMA eklinde bedenlemitir.
8- Bh ra ta 'lan n iktidarn! Hin dde kurmalarna v ard m iin K r i s h n a
eklinde bedenlemitir.
Yine de bu liste snrlayc deildir. nk herhangi bir mezhep kurucusu
olan Vshnu'nun hulluna sahip olabilir. Yine Hindulnr, dier din kurucu
larn da (zerdt, sa, Hz. Muhnmmed v.s.) Vishnunun bedenilemesi ola

319

12
13
14

14

15

320

rak telakki etmektedirler. Bazlar, Vshnu'nun, Buda eklinde, mminleri


sapk bir doktrinle denemek iin yeryzne inmi biri olduunu kabul et
mektedirler. Yine baz geleneklere gre Vishnu, br defa daha yakn bir
gelecekte K A L K eklinde bedenleecekr. Apokaliptik bir sava olan bu
ahs, btn ktleri yok ederek kainatn sonunu belirleyecektir.
R. Gunon, Form es Traditionneles et cycles cosmiques, Paris, 1971
M. de Gandillac, la sagesse de plotin, Paris, 1952
Brahmanlar: H in du din hiyerarisi iinde en yksek kastn yeleri, Brahmanlar ismini tamaktadr. nk bunlar, ze (Brahma) en yakn insan
lardr. Bu sfatla bunlar vahyi (veda) korumaya kendilerini adamsdtr ve
zellikle geleneki evrelerde herkese bilinen manevi bir yetkiyi tasarruf
larnda bulundurmaktadrlar. Bir ayinde sadece onlarn hazr bulunmalar
o ayine baar temin eden bir dzenlilik getirir. Ayn ekilde mevcut olan
hayat kura 11lan (et yemezlik) onlar herkes iin bir takm modeller olmaya
yneltmitir. Bununla beraber, ayn kurallar, Bran m ani arn m o d e m dnya
ya uyumlar iin bir engel tekil etmektedir. Gn m zd e, ekonomik zen
ginlik, aa kastlara ait olan Hind ularn elindedir. Brahmanlar, hayal krk
lna u ram ad a n icra ettikleri nadir mesleklerden biri olan Halk reti
mine kendilerini vermilerdir.
A T M N : vedalar dini, insan veya hayvan, yayan her varlkta, ferdin l
mnden sonra, bu dnyadaki hayat boyunca yaad olaylara gre bir ka
derle karlaacak olan lmsz bir prensibin varln retmektedir. (Me
sel, kurban olarak sunulan bir hayvan ruhu, sunucunun ruhu ile birlikte
cenneti kazanm aktadr). Upaniadlar devrinden beri, A tm a n mefhumu,
yeni bir metafizik boyut kazanmtr. Buna gre ruh, mutlakla (Brahman)
ayn iln edilmitir. Buna, kar bir doktrin olarak Budizm meydana gele
cektir. Bu nun iin Buda, " h e r e y i n g e i c i" olduunu ve " c e v h e r d e n
y o k s u n " bulunduunu sylemitir. O halde Buda'ya gre ne Atman var ne
de Brah m an vardr. Dnya, bo hayal olaylardan baka (My) bir ey
deildir. Brahmanizmin ilhiyatlar, eer olaylar, geici ekillerin bir g
rnts ise, sz edilen ekiller, tamamen realiteden yoksun deillerdir.
Onlar ruh (Atman) veya mutlak (Brahman) olan bir tek prensibin elbiseleri
olarak v ar olmulardr demilerdir. Birok Hindu'nun nazarnda ruh Tanr
sal ze itirak eder ve onun kaderi, cennette ebed mutluluktan yararlan
mak iin iyi amel sayesinde Allah'a dnmektir. Dier Hindular iin ruh,
sonsuz doular (samsara) dairesi iinde mahkum, gezici bir ztiyete sahip
olan bir eydir. Bu durum un bilincinde olan ferd, gerekten ruhu kurtar
mak iin aba gstermesi gerekmektedir. Bu kurtulua o,ya bilgi ile (vednta tezi), ya zel birzahitkle (yoga) ulaabilir. Tantrisme gelince o, insan
daki iki temel prensibi birikirinden ayrmaktadr. Onlardan biri Atman (erkek)dr ki Shiva'nn temsilcisidir. Dieri, prvtinin ekli olan. Tanrsal g
Shaktj (disi)dir. te o gndr bu gn dr kurtulu, ebed mutluluun
(Ananda) kayna olan bu iki unsurun birlemesinin gereklemesiyle elde
edilir. (Bak: M. Biardeau, inde, Paris, 1956; P. Deussen, The Philosophy uf
the Upanishad, New York, 1966}
Bu ifade Bhaavud - Gita'da bulunmaktadr. Bu metnin ok sayda Fransz
ca tercmesi vardr. Son olarak bu Bh agavad - Gt, A. M. Esnoui'un
1972'de Paris'te yaynlad " U Hindouisme adl eserde yer almaktadr.

16

17
18

19

K rish na: Kainatn dzeni dharm a, her tehlikeye girite vishnu onu koru
mak iin mdahale etmektedir. Bunu gerekletirmek iin de cennetinden
iner v e gerekli olan ekilde bedenleir. Buna Vshnu'nun bedenlemesi te
orisi denir. (Avatr). Baharata kabilesine, kendilerine vaadedilen toprak
zerinde, yani H in dd e kendi bana saltanat srmelerine imkan vermek
iin vshnu'nun girdii ekil ise, klsik listenin sekizincisi olan krinadr.
Bylece, sava arabasn idare eden Krishna, Arjunann yannda savaa
rak, kesin olarak savaa mdahale eder. te bu savan rivayeti, Hindin
byk iiri Mahbharatay m ey d ana getirmektedir. Krishna ile Arjuna
arasndaki teba'nn devi zerindeki diyalog Bhagavad - Cita'y meydana
getirir. Ortaa ve Modern Hin dde olduka popler olan efsanelerin bir
baka destan, flt alarak inekleri Vrinda ormannda koruyan Krishna'nn,
ocukluunu ve delikanlln dile getirir. Mzikle cezbeye gelen evredeki
iftlik kadnlar dansetmek zere gece toplanrlar ve oban Tanr ile ak oyunlarna girerler. Rukmini ile evli olmasna karn krina, saysz kadn
larn sevgilisidir. Bilhassa onlarn arasnda Rdha gzdesidir, ilhiyatlar,
bu ak yaklamlarn, Rabla birlemek ve ondan hayat ihsan alan dindar
ru hlar imajn grerek zah etmilerdir. Aslnda, krishna dindarlnn,
Brahm ank tarikatn esas prensiplerini alaya alan bu lirik ekli tedrici
ekilde olmas, olduka manidardr. Buna gre Tanr, zinadan holanmakta, aklarn btn kastlardan ve tercihanda en aa kastlardan semekte
v e ikili elencelere bakanlk etmektedir. Bu btn canll ile Bhakti'dir
ve hibir ey, ada Hinduizm de bu kadar canl deildir.
G. A. Deleury ve C. Vaudeville, Les Introductions a u x Traductions de
pomes de Tu kra m et de Kabir, Paris, 1956 ve 1959.
K a b r ; B n ar sde m sl m a n olmu bir aileden 1 4 4 0 da d o m utu r.
1518de len Kabir, btn hayatnda dokumaclk yapmtr. Bununla bera
ber, mistik bir kriz neticesinde Allahn ann tebcile koyulmu ve kendi
ahsiyetinin, btn dinleri; zellikle slm ve Hinduizmi oktan atn id
dia etmitir. Gerek edeb bir dehaya sahip olan Kabir, Hinde (Kuzey Hindistanda Indo-Aryenne dili) terennm edilen ok sayda iir meydana ge
tirmitir. Onun vaazlar, dinlemek isteyen kimseye, kast ayrm ve dini
bamllk olmakszn hitap ediyordu. Bylece o, hem Brahmanlarn hem
d e snni msSmanlarm kinlerini kazanyordu. Btn bunlara ramen
birok kimse onu dinlemeye geliyor ve onun arklarn tekrar ediyordu. O,
ldkten sonra, onun mritleri, gnm ze kadar gelen ve drt m ilyona
yakn mensuplar olan bir mezhep meydana getirmilerdir. Yine de onun,
H in dularla-M slman lar birletirme temayl baarszla uram ve
kabr-Panthi cemaat, zamanla kuvvetli bir ekilde Hinduhmtr. Bir ma
nad a, Bnarsli fakir dokumacnn baz iirlerini kutsal kitaplar ADGRANTH'n iine sokan sikliler, Kabrn en sadk al taddr. (Kabir: Au Ca
baret de l'Amour, Paris, 1959)
M YA : Veda'da m y, Tanr Varunan m bir sfatdr. Bu sfat sayesinde
Tanr Varuna, karsnda ok kuvvetli bir rakip olduuna inanan, akna
d nm dman askerini felce uratarak kendi m'minlerine zafer ihsan
etmektedir. O halde burada, geici bir takm grntler meydana getiren
sihirsel bir iktidar sz konusudur. Nazari anlamda (Una ni ad larda) ve kla
sik sanskritede kullanld andan itibaren bu kelime, kozmik haya! nnl-

321

20
21

22
23

24

25

322

m ma gelmeye banlyor. (Bak: J. Giliiozat, Les Phtlosophies ndennes, Paris,


1970}
Klsik Yoga'mn temel doktrinleri iin Bak: Les Upanislad du Yoga, Paris,
1971
s h r a m , Sanskrite br kelimedir. eyhin ve mritlerin cemaat halinde,
maneviyat ve dern bamszlk aram aya gnll olarak kendilerini ver
dikleri bir inziva yeridir. Sulh,murakabe, ile, manevi ekzersizlerin mekan
olan shram, genel olarak sadece benliin deiimini hedef almaz. Ayn
ekilde o, yegane kuvvet olan uur ve merkezilein eyle,dnyann deii
mim hedef almaktadr. Bylece, mistik tecrbe, sosyal ve kozmik tecrbe
halinde genilemeye ynelmitir.
A. Danielou, le Polytheisme Hindou, Paris, 1900
Klu zellikle Bengale'de byk sayg duyulan Tanra Kli, Tanrnn kor
kun vehesini temsil eder. Bu sfatla o, ayn tip deer Tanralarla ve
zellikle Durg, Bharavi (korkun) ve Candl le ayndr. Hepsi keskin bir
silh tarlar ve hepsinde de kan lekesi vardr. Kli klt, hayvan kurban
edilmesini ister (vaktiyle insan kurban edilirdi). Mistikler, grnlerin
tesinde klT'nin gler yzl br anne olduunu iddia ederler. Rmakrishnn
KH'nin bir rahibi idi ve gnlerinin sonuna kadar da ylece kald. O, onu
ana Tanra olarak gryordu. Ona sevgi dolu bir din duygu besliyordu.
Hinduar, Kli, Durgu, Cand mitolojisinin kanl sembou'nn, manev ha
yatlarnda karlatklar engelleri yok ederek mntesiperine Tanrann
yardm saladn hatrlatt kanaatindedirler.
P a r e n d r e : Klt veya sanatta bir baka Tanrya ortak Tanr demektir.
Onunla o Tanr bir ift meydana getirir. Bu Tanr ve Tanra iftleri, Tanr
nn erkek ve dii olarak iki grnm eklinde yorumlanmtr. Bu g r
nm, en eski politeist dinlerden beri vardr. Htiilerde, frtna tanrs Hatti,
e olarak gneTanras Arinna ya sahiptir. Filistin'de Bnal ve Ana Tanra,
Msr'da sis ve osris, Hindde, Shiva ve Parvnti vishnu ve kli, Krishna ve
Lakshm, Y u nan da Zeus ve Hem, Koma'da jupiter ve junan gibi...
Bh agavad - Gita; Drder msrnhk 700 bentiik bu iir, 18 blm halinde
Hindin en byk klsik destan olan " M a h b h r a t a " y btnleyen bir
m anzumed ir. Bhagavad - Gita, sanskrite, Rabbm arks anlamna gel
mektedir. O, prens Ariunny ve onun sava arabacs Krishna'y (vishnu'nun
sekizinci bedeni emesi) sahneye koymaktadr. Nih savan arefesnde
Arjuna, zaferin muhtemel lutuflarmn, insanlar itaat iin ldrmeye deip
demediini sorar. O vakit, Krishna, D han nay (Kutsal kanunu - Gerek
dini) Arjuna'ya ve onun, tesinde btn insanlara gsterme imkan bulur.
Krishna retisi, aadaki ekilde formle edilebilir: "M e cb u r old uun
eyi yap" hakikatte orada hibir ey tesadfe bal deildir. O halde eer,
Arinna bir savalar ailesinde domusa, onun nceki hayatnda toplan
m olduu karman (saygn! klar ve saygn szdklar) onun ruhunu (Atman)
bu artlar iinde ekillenmeye gtrecektir. Bu durum u red etmek (Mese
l, Arjuna'nm olay; iinde savamay red etmek) Kainatn asl deerini
(dharma'mn bir baka anlam) inkar etmektir. Onu yapacak olan kiiyi, ce
henneme lyk klacak byk bir sapklktr bu. Aksine, ifa edilmi iyi iler,
gksel lemin kazanlmasna imkan verecektir. Bununla beraber cennette
ki veya cehennemdeki ikametler, geicidir. f edilen ilerin deeriyle

orantl belli bir zamandan sonra ruh yeniden lmekte ve yeniden d o u m


lar (samsara) devresinde yerini almaktadr. Ancak yine de bir kurtulu yolu
vardr. Bu sdhular tarafndan vaz edilen herseyden el etek ekme deildir.
nk hareketsiz yaamak mmkn deildir. Yine bu, vedanta'nn men
suplan tarafndan aratrlan saf metafizik de deildir. Bu, tanrya kendini
brakma ve dindarca yaamaya ba vurutur. Allah ak ile (Bhakt doktrini)
Karman'n kknn bizzat aksiyon deil; arzu, ehvet olduu ortaya k
maktadr. O halde insann kalbinden menfaati atmas, grevini ihtirassz,
itahsz ilgisizlik iinde yapm as gerekir. te bylece, Evrensel dzen ko
runmu olmaktadr. Dnya sreklilik kazanm ve mii'minin ruhu da kur
tulmutur. nk, yeniden doular devresine ruhu balayan yegane ba,

26
27

28

arzunun snd an kopmutur. uras kesindir ki, bu jest ve bu durum ra


hat bir ekilde elde edilemez. Orada Citn'nn "S p irit e l m e t o d u n " en
geni anlamn bu kelimeye vererek yoga diye adlandrd tamamen zahidane bir disiplin olmas kzmdr. Zaten Krishna, yoga'mn muhtelif ekiller
alacan, fakat esas olan eyin Rabbin yardmm dileyerek onu tatbik et
mek o ld u u na iaret ed il m i tir. Ksacas bu, kurtul usa gt re n bir
tapnmadr. Bu, mkemmel bir disiplindir. Geleneki Hindularn yannda,
"B hag av ad - Git", Hristiyanlarn yannda "Yeni Ahit"in oynad role
benzer bir rol oynamaktadr, O da byleee okunmu, erhedilmi, ezberden
okunm u ve modern Hindu cemaatinin ounluunun mterek inanc
olan teolojik doktrin orada eklini bulmutur.
Bak: L' Introduction des pastorales de Surdes, Paris, 1971
Gt - Govinda: XII. Asrn, Bengalli airi Jayadeva'nn iiri olan Git - Covinda (airler tarafndan Bouvier diye terennm edilmitir.) Krishna h m ve
Goplerin (obanlarn) Yamuna (Ganjn kolu) Kenarlarndaki aklarn, or
manlardan ve bozkrlardan teekkl eden ssz bir tabiat iinde canlandrr.
Krishna, Rukmini ile evli olmasna ramen, saysz metresleri arasnda
gzdesi Kndha ile dikkati ekmektedir. Fakat yine de bu, onun civardaki
iftlik kadnlarn ayartmasna mani olmayacaktr. Gt - Govinda, terkedil
mi, Rdhanm kaderini, arzusunu, zlemini, sonra, Krishnanm dnn
ve birlemi sevgililerin sevincini terennm etmektedir. Klsik Sanskrite
ile yazlm olan metin, arklar serisine dahil edilen bendlerden meydana
gelmitir. Orada ok canl bir ihtirasa maruz kalm sevgi dulu bir kadnn
tecrbe ettii muhtelif duygular ifade edilmitir, Saray airi Jayadeva'nn,
a m atr iirleri kullanarak lirik bir eser meydana getirmi olmas muhte
meldir. Fakat ok erkenden Ct - Govinda'nm metnini, mistik terimlerle
y oru mlamak moda olmutur. Buna gre Rdh, Rnbbi ile birlemeyi a ra
yan ruhu temsil etmektedir. Bununla beraber, sadece halka ak olan,
modern dillerde terennm edillenlere benzeyen bu iirler gerekten bu
rotu oynamaktadr. te bu yanllktan dolaydr ki sadece birka Hind
ilhiyats (pandit) tarafndan anlalan bu yksek dzeydeki metin, sa
dece din adamlarna ait grlmtr. te bu nhisardan dolaydr ki Hindde, balangta kutsal iirle, kutsal olmay an iirin aras kesin ekilde
ayrlm deildir. (Modern Hindin birok manevi stadlar Cita'y tercme
ve erh etmilerdir. Bunlarn arasnda zellikle Shr A urobindo (Paris,
1942}yu, Mahrishi Yogiyi sayabiliriz.)
G an e sh a : Shiva ve Prvatinin olu olan Ganesha (sanskrite kutsal sr

323

29

30

31

32

lerin Tanrs) veya Ganapati yani kk Tanr, hakikatte Hindular tarafn


dan en ok bavurulan Tanrlard an biridir. Onun grevi, nsan teeb
bslere bir takm engeller koymak ve onlar amak iinde kendi mensu p
larna yardm etmektir. 0 ,y a r insan, y an hayvan olarak tasvir edilir. Yani,
insan bedeni zerinde fil bana sahiptir, iri gbekli, yum uak minderler
zerine o tu rm u, krmz elbiselerle sslenmi, ayn renkte sunulan i
ekleri almaktadr. Demek oluyor k, ok kompleks bir ahsiyeti vardr. Bir
yandan savadr, (krmz, tad silahlar) dier yandan bolluu m eyd a
na getiricidir, (elinde bir kalbur tutmaktadr, imandr) ve entellekteldr.
(fil zekann semboldr.) Gnm zde Hindde, Ganesha'ya tapanlar kk
dkkan sahipleri ve serbest meslek sahipleridir. Kk dkkanda. Tanrnn
bir ikonu bulunmaktadr. Ritel alamet, ve kutsal kitap bulunmamaktadr.
(Asl olan Ganesha'ya saygdr).
Bu izdiva air Klidsa (IV. Asr) tarafndan anlatlmtr. Bu nun "L a
N a is s a n c e d e K u m a r a " adl iiri, F ran szcaya G. Tubini tarafn dan
evrilmitir. (Paris), 1957,
K u m an : M odern Hinduizm, Anne, kan, sevgili, gen bakire grnmleri
altnda Tanralara ynelen tapnmalarla dikkati eker. Kumar veya Kany (gen kz) olarak nitelenen pucelle gney Hindistan'da tapnlmhr.
Dakkann en cra kesinde ona ait bir tapmak bulunur. Yabani bir gr
nm ile rzasn kazanmak g olduundan ona Durg ismi verilmitir.
D u r g , "yaklatrlmas zo r olan e y anlamna gelmektedir. Hin dde,
byk Tanraya, dehetli grnmnden dolay verilen isimlerden birisi
dir. Bu, K l ye, andi've, B h a jra v i'y e benzetilmi olarak o, bakiredir ve
yunanllarn Arthemis' ile ayndr. O, utangatr, iddetlidir. Vahi tabi
atldr ve yrtc hayvanlar avlamaktadr. Bu bakmdan onun belli bal m a
hareti, dev bir camzn stesinden gelmi olmasdr. Bir aslann stne bin
mi olarak tasvir edilen onun resimleri, az veya ok ikili festivallere ve
Dassra (ekimde) knmavallerine yn vermektedir. Onun klt, zellikle
Bengalde ve Ganj'm orta vadilerinde olduka yaygndr.
Rm a k rishn a: 1834'de Bangnlede domu, 1886da lmtr. Fakir bir
Brahmnne ailesinde bym olan gen Gaddhura chatterj, on dokuz
yanda Kal iye vakfedilen kk bir mabedde grev almtr. Bu grevde
yle bir gayret gstermitir ki birok sofu, Ramnkrishna adn tayan, onun
tarafndan icra edien yinde hazr bulunmak iin Dakshineshvvara akn
etmitir. Zam an la, kendisi istememesine ramen, zorlukla okumasn ve
yazmasn bilen bu mtevazi ky rahibi, gzide talebesi Viveknanda'nm
tesiri altnda ok byk hretli, manevi bir stad haline gelmitir. Btn
blgelerden onu grm eye gelenler oluyordu ve tilmizleri ona balanyordu.
Btn bunlara ramen Rha ma krishna, bir murakabe, bir ile hane kur
mam, okul da amamtr. Ramnkrishna ekolu, ancak onun lmnden
sonra meydana gelmitir, Ramakrislna'nm retisi, birlii aramakla belir
ginlemitir. O, okluun aldatc bir grn olduu kanaatyln, mutla
tanmak iin daha ileriye gitmenin zarureti zerinde srar etmektedir.
Brahman tanmak, hakikatte ondan ayr olmayan evi gerekletirmektir.
te bu gerekletirme ise kurtuluu tekil etmektedir. Bizzat dern bir sofu
olarak Ramnkrishna, Hakikate ulamak iin en nemli yolun B h a k t
olduunu aklamaktadr. Ona verilen isim, ne olursa olsun; Tanrya

324

33

34
35

36

yaplan, haraketli bir tapnma olaydr. Bu sfatla btn dinler, ayn deer
dedir. Bu nun iin yle denm itir: "D o k t ri n le r veya D in le r z e rin d e
t a rtm a y n . O'un h e p s i birdir. B tn n e h irle r o k y an u sa ula rlar.
Byk su, rk la ra, a la ra, ru hlara gre inii b oy u n ca farkl b i r y a
tak yap a r. F a k a t su , d aim a a y n su du r." Ramakrishnn, vecd halindeki
birlii, sadece kli ile deil; K rish na, .Isa ve Hz. M uhammed 'le de tecrbe
halinde yaadna iaret etmitir. Btn bunlara ram en, o, derin bir Hin
du olarak kalm ve yabanclarla mnakaa ettii zaman, srekli olarak Vedanta'ya ve Yoga ya, Tantarizm'e ba vurmutur. Bu bir yana, o, geleneksel
dinin man ev anlam iinde Hin duizmin nemli bir reformatr olarak
grlmektedir. O, sk dharm a pratiinden daha ok, kalbin hidayeti ze
rinde srar etmektedir. Bununla, Ramakrishna, 1850'den beri Hindin dini
tarihine hakim olan Hin duizmin yenileme hareketiyle, farknda olm ak
szn btnlemektedir.
K u n d a l n i : Yo ga'da ve i enerji tantrzminde, her nsanda bilkuvve m e v
cu d olan lhi tabiata verilen bir isimdir. Uygun bir takm ekzersizlerle
(Nefes tutma, tefekkr gibi) slik, bizzat kendi i dnyasn (nefsini) gre
bilir: O, omurgann dibine kangal olmu olan, uyumu dii bir ylana benze
mektedir. H aya t nefesiyle uyanm olan yogin ona kadar gtrlm tr.
Bu enerji, (ylan ykseliyor denilir) kutsal ei shivny kucaklayan prvat
tarznda sonsuz ekilde Ruhla (Atman) birieinceye kadar tedrici ekilde
kendini gsterir, ite o za m an fert tam olarak gerek varln ger ek
letirmi ve yeniden doular (samsra) arkndan kurtulmutur,
Veda metinlerinin bir Antolojisi iin bk: J. Varenne, Le Veda, Paris, 1967
A r y e n e r "Dil ve kltr ynnden Indo-Eropen denilen topluma ait olan
milletlerin bizzat kendilerine verdikleri isimdir. nk onarm gleri o n
lar, Bengal ve Seylan gibi uzak Hindde, Ispanya ve rlanda gibi uzak A vru
pa'ya kadar g t rm t r. Bu kelime, ran'da, rlandada grlmektedir.
Dar anlam da bu isim, daha zel ekilde Trkistan'da M... 3000 ylnda
yaayanlarn adn gstermektedir. Daha sonra bunlar, ikiye blnm, biri
ran', dieri de Hindistan igal etmitir. Dini plnda, lndo-Eropen'lerin
ideolojik birlii ok belirgindir. Buna gre, l yap cemiyette (alma entellekeller, sa v a lar'v e reticiler arasnda blnm tr) olduu kadar
pantheonda da ( fonksiyonlu Tanrlar: Hukuk hakimiyet, kozmik dzeni
koruyan cismnn iktidar, zenginliklerin datlmas) grlmektedir. Bu
vasfla, Aryenne ideolojisinin izi o kadar gl olmutur ki. Mesel, F ran
sada 1789 kadar devam etmitir. ok farkl kkenli Hlnd kastlar, sanskrit
e metinlerde varn a (grevler) ya mracaatla felsefi ynden dorulan
mtr. Eer yce Tanr, Brahma (rahip) vishnu (dh arm anm muhafz) ve
shiva (ebedi hayatn btnln salayanjdan oluan bir teslis olarak
telkki edilmise bu hibir zaman tesadfen olmamtr.
V a r u n a : Rig-Veda'nn en eski illileri; varunay, panteonun en yksek
zirvesine yerletirmektedir. Yardmcs Mitra ile beraber o, birinci fonksiyo
nun kiilemesi olan by ve hukuk olmak zere iki bal bir hakimiyeti
gsterir. Ayn ekilde, ranl Avesta da, mitra ile yardmlam Ahura Mazda'ya da birinci derecede yer vermitir. Bununla beraber, en yeni veda me
tinleri, ndra'y, ilhlar kral dnyann hakimi haline getirmilerdir. Oul indra, babay tahtan indirerek, otoriteyi ele aldndan bahseden birok

325

37

38

39

326

metinler, gerek bir devrimden sz etmektedirler. ste o zamandan beri vu


runa; ikinci derecede bir gzetimci roln stlenmi bulunmaktadr. O,
saysz gzleri sayesinde insanlarn aksiyonlarn bilmekte ve ktlk yapan
kiileri, filesinin iine almaktadr.
Tukrm; En alt kasta mensu p bir butik sahibidir. (1598-1650) Modern
Hindde, henz gelimi olan vatkar mezhebinin kurucusudur. Bu mezhep
slikleri, ylda bir defa, pandharpur'da bulunan vithob (vishnu'nun en
kk tecellisi) mabedine, Tukrm'a borlu olunan ilahileri syleyerek
hacc iin gitmektedirler. T u k r m m, airlik ve dini dehas, bu ilham mah
sul olan iirlerde kendini gstermektedir. "Fukaram, Allah inancnn, ha
raretli dini yaayn bizzat dharmadan stn olduunu aklad iin o, bir
Hinduizm reformatr olarak kabul edilebilir. nk ona gre, kim olursa
olsun varkri olabilmektedir. Veda bilgisi, kurtulu iin faydaszdr.
Vednta: Sanskrtede Vedant, Vedanm tamam lanmas anlamna gel
mektedir. Brahmanizm ilahiyat iki ana temayle ayrlmaktadr: Biri, tak
liti, ikilci, iyimser olarak samkya'dn ifadesini bulmaktadr. Dieri ise,
birletirici,tekilci, bedbin olarak vednta olay iinde ifade edilmitir. Darshana (eyaya bak tarz) veda devrinin sonunda (M.. VIII. Asr) resmi
dinle iktifa etmeyen birtakm fertlerin, mutlak susuzluu iinde kaynan
bulmaktadr, ite bunun iindir ki biroklan dnyay terk etmektedir! er.
(Bunlar, sdhu yani azizler diye isimlendirilir.) Bunlar, Kainatn olu nede
nini bizzat kendilerinde kefetmek iin le ekilmektedirler. Aslnda, Bu
dizm ve jainizm'de byle domutur. Bunun in Vednta'da ayn kadere
doru hazrlanyordu. Bununla beraber, Budizmin aksine vednta, Brahmnnizmin birka prensibini zellikle Brahman mefhumunu tam am hyacakt. Veda da bu kelime, ayinlerin tesirini temin eden esrarl bir enerjiyi
belirtmektedir. Daha geni anlamda bu, dnyay tayan bir gtr. Vedantinler, Brahman, mutlak bir metafizik feragat haline getiriyorlar ve onu
Atman (ruh)la ayn halde dnyorlar. te bundan sonra vednta'tun
program, aadaki tarzda gelime gsterecektir: nce, insan, mevcut olan
sefaletinin bilincine varacaktr ve ebediyven fenomenler dnyasna onu
bal klacak olan (yeniden doular devr-i daimi = samsa ra) karman mey
dana getiren dnya ile ilgili faaliyetten vazgemeye alacaktr. Bu bilin
lenmeden sonra, ferd; mutlakla (Brahman), ruhunun (atman) ayns olan
mkemmel bilgiye (mahhas bir gereklemeye gtren) ulamaktadr.
Bu bilgi, samsa ra'dan kurtarlm olduu anlamyla onu, kurtulua
gtrmektedir. Titiz ekilde uygulanan bu program, aslnda Ateist bir pro
gramdr. nk ferd (ona rehber olan grnm yardm ile) bizzat kendisi
kurtulua ermektedir. Sankara (M.S. Vtl. yzyl) iin Allah, Brahmanm hi
potezinden baka birey deildir. Bununla beraber, XII. Asrda Rmjuna,
kurtarc bilgiyi elde etmek iin Allah'n yardmnn gerekli olduunu
aklamtr. Gnmzde vedhanta, Ortodoks Hinduizmin mterek teoloji
si haline gelmitir. (O. Lacombe, I'Absolu seion le Vednta, Paris, 1966)
S h a n k a r a : Shankara 788'de Gney-Bat Hindistan'da Kerala blgesinde
Kldi'de domutur. nce retimini, Vedhnnta'mn mnfesihi olan yce
bir guru olan Govinda pda'nm idaresi altnda gen Brahman dan alm ve
neticede eyh (cnrya), yani shankara olmutur. Bu vedntnmn tesiriyle
shankara, karsn, ailesini terke karar vermi; hylece tarik-i dnya (sam-

40

41
41

nysin) haline gelmitir. te o zam an bir Sdhu'nun babo hayatn yaa


maya koyulmu ve az sayda, filozof olarak byk bir hrete ulamtr.
Birok slik tarafndan guru olarak kabul edilmi ve bugne kadar devam
eden drt manastr kurmutur. (Bu manastrlarn en nemlileri Pri'de ve
Shrtgeri'de kurulmutur) Onun lm 8 38 e doru olmutur.
Kurduu doktrin,mutlak olarak M onizm dir. Buna gre, sadece Brahman
vardr. O, tektir ve esizdir. Onun dnda herey, sadece hayalden (my)
ibarettir. u kadar v ar ki, bu, dnyann gerek olmad anlamna gelmez.
Dnya bizim iindir ve haki olarak baka varlklar, kendi kendimizi,
gnei veya Tanra Durga'nn varln kabul ediyoruz. Fakat bu varlklar,
bu eyhler bu ilhlar fenomenler dnyasna ait olan eylerdir. Bu dnya ise
sadece geici ve cevherden yoksun bir dnyadr, Buna karlk, fenemonel
dnyay mutlak olarak aan Brahman, srf cevherdir. Realite le doludur.
R m n u j a : 10 17 ylnda g n e y H in d istan da bir Brahm an ailesinde
d o m u olan R m nuja erken den evlenmi, bir san ka ren in (guru )
ynetiminde vednta'y tedris etmitir. Hayat, daha ok son nefesine ka
dar savat shankara'mn hayatna benzemektedir. H enz genken hid a
yete mazh ar olmu, evini terk ederek tarik-i dnya (samnysin) olmutur.
Hindistan' batan baa dolam v e ksa zaman sonra, onun manevi
stadlmn hreti, etrafna ok sayda mrid cezbetmitir. Tam oulda,
onun retimini sevmeyen bir kral tarafndan ikence edilmi, neticede 120
yasnda ld (1137) Mysore'a iltica etmitir. Shankara shivaist olduu
halde Rmnuja, vishnuisttir. Bu onun iyilik Tanrs (vikhnu Vasudeva) iin
olan derin balln ve onun Monizmi reddini aklamaktadr. Gerekte,
Tanrsal inayetin lutuflarm tecrbe edebiliyorsnk, eer, mucizeler iindeki
eserlerde lhi hrriyeti grebiliyorsak; bu, Allah'n hereye kadir olan bir
varlk olmasndandr. Artk bu andan itibaren o, bir mutlaktr ve ntr,
nemsiz brey deildir. Buna gre, Upaniadlar, Braturtandan bahsettikle
ri zaman, gizli bir isim altnda aslnda vishnuvn mracaat etmektedirler. Bir
anlamda monizm, gerektir. nk Yce Tanr tektir. Fakat onun olaylarla
ilgili tezahrleri de (Tanrlar - Kainat - insanlar vs.) ayn ekilde gerektirler.
nk onlarda, bir nevi Tanrsal ekillerdir. te, Vedantarim btnleyici
bir ksmn tekil eden, B h a k t i cereyanna katlan bir doktrine verilen
"fark l M o n i z m " isminin kayna bu noktadr. Bu teoloji ekli, ortudoks
Brahman evrelerinde ok moda olmutur. nk bu, Hindde olduka
kuvvet olan "B ir li k z lem i" ile Hinduizmin temeli olan politeist din
darlk tatbikatn uzlatrmaya imkan vermektedir. (M. Esnau, Rmnuja,
Paris, 1964)
Tu isi Ds: Hindu airidir (1532 - 1623). Eseri olan R m yan a, Hindde, ede
biyatn aheserlerinden ve bugn en ok okunan din kitaplardan birisidir,
Tan trzm : Bu kelime, sanskrite dokuma, sistematik olarak aklama ve ki
tap anlamna gelmektedir. T A N T R A nm prensipleri A. A volan tarafndan
ngilizceye tercme ve erh edilmitir, (M ad ra s Ga nesli). Tanraya tapn
ma bizzat gelimekte olan Krishna Klt ile rekabet halinde bulunan m o d
ern Hinduizmin belli bal, belkirfe en nemli cereyanlarndan biridir. Bu
dini cereyan Tan tara ad verilen bir takm kitaplara sahiptir. Bunlar, tarihi
iyice tespit edilmemi olan tahminen X. mildi asr dolaylarnda sanskrite
kaleme asman didaktik hacimli iirlerdir. (Binlerce b end en meydana gel

327

42
43

328

mitir), Bu iirlerde tarih ncesine varan birok eski inanlarn yeniden o r


taya kt grlr. Tantrizmn temel doktirini, her erkek Tanrnn yannda,
kainatta fonksiyonun gerektirdii ey sayesinde gerekletirdii bir diilik
gc (s h a k ti ) n u n v a r olmas eklinde ifade edilebilir. Mitolojik olarak
shakti. Tanr'nin ei olarak, bazan da kz olarak takdim edilir. Shivann tas
virlerinde Tanr, vucudunun yarsnda erkeklik vasflan dier yarsnda ise
kadnlk vasflar tar halde gsterilmitir. Bu durum dan metinler, tanra
ya ibadet yaplmas sonucunu karrlar, nk Tanr, hareketsiz olarak
kalrken, Tanra hareket halindedir.
Ayrca, gney-Hindistandaki kumar (gen kz) veya Durg (Hindu ilahlar
panteonunun avc Dane) gibi bamsz Tanralarda vardr. Tanrnn bu
kadn vehesinin tebcili metinleri, btn ekilleri altnda ve her trl m u
hayyile katklar ile "eb ed diilii" tebcile sevketmitir. O halde cinsel bir
tantrik v ard r ki, onu n en dikkat ekici belirtileri Khajurahonm (X, Asr)
heykelleri v e K o n a r a k (XIII. Y.Y .)m byk mabedinin kabartmalardr.
Birok mezhepler, "S hak ta " (Tantrizmn mensuplar) dn ayinler srasnda
deiik seksel ilikilerin gereklemesini tavsiye ederler. Teolojide, Tantrizm, bu ilgiyi en yksek mutluluun (Ananda) srekli birleik halde bulu
nan sh va- pr vti iftinin mutluluu olduunu reterek bu ilikiyi doru
lamaktadr. Oysa kk evren (insan) byk evrene benzemektedir. Yayan varlklarn erkek ve di olarak blnmesi, kurtuluu elde etmek iin
kullanlm olmaldr. Daha derin bir manada insan, bizzat kendinde bir er
keklik prensibine (Atman) ve omurliin dibinde kvrlm bir halde uyuyan
bir ylana benzeyen bir diilik unsuruna sahiptir. nsan, uygun bir takm
pratiklerle ylann gcn uyandrmaya ulaabilir ve onu AtmanTa birle
meye gtrebilir. Bu dur um da o insan, mkemmel sevinci tanr ve devaml
doul ar ( s a m s r a ) arkndan kurtulur. Hind kaynaklarn dan hareket
eden Tan tarizm, Mhynizmle yaylmtr. O, III. Asrda ine girmi, ora
da imparator Tang tarafndan himaye edilmi "Sr okul!ann"dn doktrin ol
arak gelime gstermitir. Bu cereyan, Saicho ve shngon mezhebinin kuru
cusu olan k u k a i ile Japonyaya girmitir. Tantrizm, en eski Lamaik m ez
hebin kurucusu olan padma-Sambhnva ile Tibet'e nfuz etmitir. Bu m e
zhep, baz rahiplerin evlenmesine izin vermektedir.
Bak: I' Histoire des Religions de I' Encyclopedie de la pliade, III, isimli eserin iindeki "I Hinduisme Con tempomun" adl yaz, Paris, 1970-1972
Rm M o h u n Roy (1772 - 1833): Geleneki bir Brahman ailesinden, Bengalde dom u, 1 83 3 de lmtr. Roy, nce Delhide merkez idaresinde
m em ur olmu; 42 yanda, mesleki faaliyetini terke karar vermi ve H in
duizmin- reformuna kendini adamtr. Mslman ve Hristiyan grevlilerle
temas: neticesinde politeizmin ve putperestliin, geri bir dinin belirtileri
olduu sonucuna varmtr. O halde, ona gre, ailesinde ve halk muhitinde
icra edilen Hinduizmi amak ve ona orijinal safiyetini yeniden kazandr
mak gerekiyordu, 0 ,b u n u gerekletirebilmek iin nce, bir kulp ve m a
son locas eklinde bir organizasyon kurmu ve ona da "D ostlar C em iy e
ti" adn vermitir. Fakat az sonra, btn akl ile farkna vard ki V d a
la r, Hindu, fakat monoteist bir ayini gda kandracak hibir eyi ona sala
myord u. Ryleee, 1824'de B ra hin o -S a m a j (Allah'n cemiyeti) diye bir
baka organizasyon kurmaya ynelmitir. O, bu tekilat, protestan kilisesi

44

45

tarznda organize etmiti. Yine d e ksa zam an sonra bu tekilat biribirine


rakip gru plara blnmekte gecikmedi. Bunlarn arasnda en nemlisi, ge
leneksel Hinduizme dn deneyen Kashab Chander Sen {1838 - 1884)in,
N ava Vdhna (Yeni Vahiy)si Shiv Narain Agnihotri'nin Deva Samaj
(Tanrsal Tophm)dur. Orada, dini hayat, canl Allah olarak kabul edilen
G uruya tapnmaya inhisar ettirilmitir. (Bak: J. Majumdar, Rm M ohum
Ray And Progressive Movements, Calcuta, 1941)
V i v e k n a n d a : Rm akrishna'nm en oksevilen talebesi olan viveknanda
(1863 - 1902), stadn fikirlerini sadece Hindde deil, btn dnyada ba
kalarndan daha ok yaymaya itirak etmitir. Bengalli aristokratik bir aile
den km olan viveknanda, nce merakla D a k sh in e sh w ar'a gelmi, fa
kat fakir rahibin parlak maneviyatnn cezbesine kaplmakta gecikmemi
tir. Bu harekete gnln kaptrarak kendini tam olarak stada adam ve
Rmakrishna'ya direkt bal kk mrit topluluunun bir nevi lideri ha
line gelmitir. Rm akrishna'nm l mnden sonra bir danman ve kayd
h ayat art ile seilmi bir keile iyice takviye edilmi bir eit Rmakrishna tarikat olan, bir manastr tarikat tesis etmitir. Aslnda, Hindde bu
tip gruplar eksik deildi. Fakat ou kez, o derece sk bir tekilta sahip
deillerdi- Byle bir tekilatta ayrca, Hristiyan tarikat modellerinin bir tak
lidi ve eyhin retisini devam ettirme arzusu grlebilir, Hindu asndan
hl tuhaf olan ey, Doktrinini da y a y m a y a ynelmi bir Rmakrishna
misyonunun yaratlm olmasdr. O, aka Hristiyanl taklit etme irade
sini belirtmekte ve Hristiyan lkelerine Hindu misyonerleri gndererek
Hristiyanlk dnyasna misillemede bulunmaktadr. Bu faaliyet, geleneki
evrelerce skandal olarak karlanmtr. nk d harm a , Hinduizmin sa
dece kutsal arzda yani Hindde doma-erefine lyk olan insanlara tahsis
edildiini, sylemektedir. te bunun iindir ki, R m a k rish n a misyonu ve
tarikat Hindde az gelimitir. Hindular, her eit din otoritenin yok olduu
bir dini hayata almlardr.
V i v e k n a n d a seya (hizmet) yolunu takdim etmitir. Buna gre "A lla h '
b u l m a k ister seniz, insan a hiz m et ediniz" denmektedir. Bu yol, bilgi ve
sofuluk hakknda geleneki yogalar kadar geerli kurtulu vastalarndan
biridir. Ancak btn bu.metodlar, birlikte tatbik edilebilir. Onun kral y o
gasnn iinde ( R a j a y o g a ) , Hindin manevi yollarn tasvir iin haberdar
olduu batl ilimlerden istifade etmektedir. Tarikat yelerine (samnyadin)
fakirlii, mutlak iffeti empoze etmektedir. Rajayoga hayati gcn (pranapineuma) kontrol ilmidir. Fakat, pratik bir ilim olan praxilogie, bu akcln
yksek faaliyetlere doru ykselmesini idareye ynelmitir. Tefekkr, ru
hun gelimesi ve Tanrlamas iin tamamen elde mevcut hale gelen p rana kuvvetini merkeziletirmekte ve artrmaktadr. Viveknanda tarafndan
uzunca aklanan heyecanlarn sndrlmesi, teknik soluma, bir takm be
densel tavrlar bu merkeziletirmeyi kolaylatrmaktadr. Fakat o, sidikleri
ni, mistik olaylarn vakitsiz bir aratrmasnn sonucu olabilecek uursuz,
psikolojik sonulara kar uyarmaktadr. (R. Kullana, Viveknanda, et 1
Evange niversel, Paris, 1932)
A u r o b in d o : Arubindo, 15 Austos 1872'de olduka ngilizemi bir dok
tordan, Kalkura'da d om u bir Hind dnr ve mistiidir. Be yanda
Darjeeling Ingiliz okuluna verilmitir. Yedi yanda, ok parlak bir tahsil

329

yapt ngiltere'ye gnderilmitir. Orada, ngilizce, Franszca, Ltince, Y u


nanca renmitir. Ayn zaman da Ingiltere'de fakirliin ne demek oldu
unu da renmitir. Yirmi iki yanda, bat kltr ile dulu olarak Hindde
dnd zaman, lkesi hakknda hibir ey bilmiyordu. O, profesr, gaze
teci, mahamdjah sekreteri olarak Hindin bamszlk savana katlmakta
gecikmemitir. Yirmi sekiz yanda evlendii kadndan, aksiyon hayatna
katlmad iin be yl sonra ayrlmtr. Bir yogin onu, dern hayattan ha
berdar etmitir. 4 Mays 198'de ng il izler tarafndan tutuklanm ve ASipore'da bir yl hapis yatmtr. Hapishanede, Hindin dini kaynaklan olan
veda ve Upaniadlar okumutur. Dier yandan, can ekien kardeinin
aniden iyilemesi karsndan birden bir i aydnlna airi t olmutur. Bu
nun zerine, kendini ruh aratrmaya vakfetmek iin ihtillci almalar
dan vaz gemitir. Neticede, Fransa'da pondichery'ye gelmi ve orada
lmne kadar kalmtr. Krk yl boyunca o, dostlarnn yannda okumu,
tefekkr etmi, yazm ve yogay tatbik etmitir. 1914 Austosunda, pastr
Paul Richard ve kars Mira ile, belli bal eserlerini ve yogalarnn sentezini
nerettii A RYA dergisini karmaya balamtr. 1920 ylnda Mira yeniden
ortaya kar. O vakit onun ya 42'dir. Madam Alfassa ad altnda onun ese
rine ortak olur. Artk o, annedir. Birtakm dostlar ve talebeler onlarn
etrafnda toplanrlar. Nihayet 24 Kasm 926'da S H R A M , annenin idaresi
altnda kurulur. Sulh ve murakabe, /.hd ve ruhi ekzersizler barna olan
Aurobindoun shram, sadece vicdan kuvvetle deitirmek istedii top
luma, ak kalmtr. te bunun iindirki, Aurobindo dnyay deitirmek
endiesinden, mistik tecrbesini hibir zaman ay rmayacaktr. O, Gandhi'nin aksine 1939'da Nazizm e kar savasn lehinde bulunmutur. 15
Austos 1947'de 75. ya gnnde Hindistan'n bamszlnn ilnn iit
mekle mutlu olmutur. O, 5 Aralk 1950'de lmtr.
A u ro b in d o nun sh rarn'nda byk bir dogmatik hrriyet saltanat sr
mektedir. O, onu, manev hayatn direkt tecrbesi olarak isimlendirir.
Onun retisi, tecrbesinin bir tercmesidir. O, onu bizzat Hindin kutsal
metinlerinde ifade edilmi bulmakta; btiin sosyal kayglar ile onu zengin
letirmektedir. Ona gre, dnyay, deitirme gcn getirmezse; bilgi, bo
bir raftan baka birey deildir. Onun mesaj bu topyekn deiiklie
ynelmi dern bir maceraya davettir. Onun tilmizleri iin hibir ey, onu
bizzat tecrbe etmek kadar deerli deildir. Bunun iin o, onlar daima
uzaklara gitmeye, btn yollan gemeye, btn gemiten kurtulmaya d a
vet etmitir. nk bugn kullanlan, yarn iin faydaszdr. Bu, stnd, yol,
din iinde geeri id ir demektedir. O, messeselem i btn dinlere
kardr. Ona gre gerek demokrasi, papann, kilisenin, kutsal bir snfn
insandaki hakimiyeti deil; Allah'n krallnn insanda'hakim oluudur. O
birgn keifler leminde iken yle der; n grd mz ihtilal, ruh ihtilal
dir. Maddi ihtill ise ancak bir glge v e akisdir. Ruh, insan ncesi bir
gemie ve insan st bir gelecee sahiptir. (Bak: C. E. Monod, Shri A uro
bindo, Pondichery, 1954, Satfrem, ! Aventure de la Conscience, londichery,
1964) (Bu eserde Aurobindo'nn tm ngilizce eserlerinin listesi ve
Franszca tercmeleri bulunmaktadr.)
R m ad a M ah a rsh h 1879 ylnda Hindistan'n gney ucunda d om u olan
Rhamana, btn bayatn orada geirmi ve 195i)'de lmtr. Rhamann,

bir s h r a m kurmay kabul etmemesine ramen ve birtek mrit kabul et


mem esine ra m en , m em lek et in de old uu kadar Batda da b yk bir
hrete ulamtr. ok titiz ekilde birlii (Nanduallism e) vaz ederek,
shankara izgisine yerlemitir. Fa kat ou kez, Bhakt, ekseriya mukayese
edildii Rmakrishna'ya benzemeksizin onunla kyaslanmaktadr. O, ayn
ekilde, Tamoule lisannda birka iir de yazmtr. Bu bir eit, Upanishad
olan "Varlk Bilgisini" tekil eden tamamen ortodoks metinler izgisindedir.
Onunla lm e tilmizler dalm v e Rmana maharshi sadece onlarn
hatralarnda yaamtr. (Etudes Sur Ramana Maharshi, Paris, 1949; La
Connaissance de I' Etre, Paris, 1955)

(F. ; 22)

331

V I
B U D Z M

Yazan: Jean Va renne"*

Budizmn dnyadaki aktel yorumunu deerlendirmek olduka zor


dur. Gerekte Hind ktasnda (Hindistan - pakistan - Bengalde - Nepal Seylan) olan 553 milyon nfusun 388 milyonu Hindu, 131 milyonu Msl
m an, 11 milyonu hristiyan olm ak z ere taksim edilmitir. Bylece,
dnyann bu blgesinin sakinleri, gerekten bu farkl dinlerin kurallarna
gre yayorlar, onlar topluca uyguluyorlar, kendilerine esas olarak ka
bul ettikleri doktrinin esasn muhafaza ediyorlar. yleyse Budizm hak
knda ne diyeceiz? Eer onu da dier dinler gibi kabul edersek Budizm
iin hangi rakam ileri sreceiz. Seylan ve Nepal'da nfusun ounluu
B u d is t olarak kabul edilebilir. Bu da on milyon insan yapmaktadr. Yine
L h a s sa 'y a marksist bir hkmetin yerlemesine ramen Tibetlilerin Bu
dist kaldklar kabul edilebilir. Ayn ekilde, Birmanya, Tayland, Laos
ve Kam boya'da birer Budist memleketidir. nk buralarda Budizme
inan, anayasa emridir. Fakat iki vietnam da gznnde tutmak gerekir.
B u d istlerin b u ra d a aznlkta olduklar kesindir. Fakat hangi oranda
aznlktadrlar. Yine in, Moolistan, Kore, Japonya'da, bu asrn banda
yapld gibi Budist lkeler olarak kabul edilebilir mi?
B u d iz m e nisbetle V ietnam 'da ve in'd e olduka nemli olan
T A O Z M t , sapk bir mezhep mi, yoksa bamsz bir din mi kabul ede
ceiz? Konfyanizm, Budist iman ile badayor mu, badamyor mu?
Ayn soru yu, intoizm iin de sorabiliriz. Ayrca bu doktrinel sorulara,
in'in, Moolistan'n byk bir ksmnn, Kore'nin ve Vietnam n da bir
ksm nn diyalektik materyalizm e katld da ilave edilebilir. Bu d u
rumda yle bir sual sorulabilir: Acaba, diyalektik m ateryalizm , B u
dizm'in ayan kaydrmay baarabildi mi? Bunu syleyecek biri var m?
O halde izafi bile olsa bu konuda bir rakam vermekten saknmak ve sa
335

dece aadaki noktalara iaret etmek akla daha yakn bir davrantr:
1- B u d iz m H in d d e d o m u , fak at o rad an ta m a m e n u z a k la m tr.
S ad ece T ib etli m lte cile rd e n olu an k k b ir B u d ist cem aat b u g n H in
d ista n 'd a y a s a m a k ta d r.
2- B u d izm , H in d in d n d a, d ah a ok b t n A sy a'y a d a lm du
ru m d a d r. K e s in ra k a m la rla b ilin m e m e k le b e ra b e r B u d iz m , T ib e tte,
M o o lis ta n da, in 'd e, K o re'd e, Ja p o n y a 'd a ve ik in ci d ereced e de T rk is
tan 'n ve S ib iryan n baz b lgelerind e m evcu ttu r.
3- B t n g n ey -d o u A sy a'n n B u d izm e m en su p o ld u u n u s y ley e
b iliriz .

B irm a n y a 'n n , T a y la n d 'n , L a u s u n, K a m b o y a 'n n sa k in le rin in

te k d in i, B u d iz m d r. A n ca k V ie tn a m da B u d iz m , K o n fu y a n iz m le ve
T a o iz m le m te re k y a am ak tad r. B u d izm , M a le z y a 'd a ve E n d en o zy ada
slm dini ta ra fn d a n tesirsiz h ale g etirilm itir.

BYLEYC BR DN
Mdi ilk asrlardan beri Budizm'in olduu sylenebilir. mparator
A sh o k a Budizmi Hindistana empoze etmi olmasna ramen, Budizm

Hindi terketm ek zorunda kalmtr. slm' kabul eden gney-dou


Asyann yarsn ise Budizm, kaybetmitir. Mill dinin stn olduu Ja
p o ny ada Budizm kendini tam olarak empoze edememitir. in de ve
Kore'de ise KonfCiyanizm, Budizm'e nefes aIdrinamakta ve Bat ideoloji
si marksist ekliyle ona egemen olmaktadr. O halde gnmzde Budizmin
en nemli merkezlerinin Seylan'da ve Hindistan'da kurulmu olmas bir
tesadf eseri d eild ir. Tibet Kilisesi ise kapaldr. Fakat Japonya'd a
zellikle Z en B u d iz m 4 gelenei devam ettiref bir kilise mevcuttur.
Burada, batl bilginlerin almalarnn, B ud izm e olan ilgiyi sa
dece Avrupaya deil; Budist lkelerde de uyandrmaya katkda bulun
duunu da ilave etmemiz gerekir. Yine Budist lkelerde, kaybolduuna
inanlan metinlerin yaynlanmas veya ok sayda modern lisanlara geni
bir halk kitlesinin anlayaca ekilde tercme edilmesi sayesinde de bu
ilgi artmtr. Burada, Budizm tarafndan baz batl filozoflara, Schopenhauerdan Ja s p e rs e kadar, zellikle A lm anyada Budizm'in yapt
byleyici tesiri nasl izah edeceiz3.

BUDZM DN MDR, FELSEFE MDR?


Belki de bu problem Budizmin dier byk dinlere benzememesi
olay ile aklanabilir, y l e k i, bazlar bunun iin Budizmi, sadece

336

ahlkla mcehhez bir metafizik'den baka br sev olarak grmezler. O n


lara gre Budizm, tek kelime ile bir imandan ok bir hikmettir.
Budizmin mahhas bir Allahn varln ortaya kovmamas, fer
d ruh ve klt mefhumunu reddetmesi, nihayet onun tefekkrle ve zhdle
ifadelenmesi konulan, bu tez lehinde deliller olarak ileri srlebilir. Fa
kat bu konuda nemli olan, ilk nce, Tanr szc zerinde an.ksmaktr:
Mesel, slm m her eyden yce olan tek A lla h , politeist ve kozal esa
sa daval Hinduizmin Tanr kavramna ters deil mi? Bununla beraber,
tabanda bir ibiri ne ters kurulmu olan bu iki doktrine de dn ismi veril
mekte tereddt edilmemitir, slm dini, ru hbanl tanmaz, tasvir k u l
la n m a y b e n i m s e m e z . Hristiyanlk ise, baz istisnalarla her ikisini de
kabul etmektedir. Fakat doktrinlerin konumuna bal olan, bu nemli
farklarn tesinde herkes orada iki dinin var olduunda birleiyor.
Aslnda Hinduizm 'd e, slmda, Hristiyanlk'ta mterek olan ey; saklerine kurtulu yolunu gsteren uyumlu bir ideolojiye sahip olmalardr.
Bu ise bir hayat kural deil, tabiat iist mutluluu elde etme vastasdr.
Eer bununla, bu dnyada mevcud olmayan bir eye ulama tercih ediliyor
sa, bu sadece metafizik bir olay deildir. nk bizzat ideoloji tabiat
stne dayanm aktad r. Buna gre Kur'an, Allah tarafndan vahyetilmitir. Hristiyanlk'ta ise Isa'nn dirilmesi, iman garanti etmitir. T e
n as h ise Dharmay iba t etmektedir. Yksek seviyede olan dnce ve
ilmi bilgiden uzak olan bu realitelere ba vurma, aslnda din olayn karakterize etmektedir. Bylece, din olay, sadece tabiat stne doru bir
ynelme deil; bizzat onda bir kkleme olaydr,

BUDZM BR HKMET EKOLUNDAN


DAHA OK EY FADE EDER
Budizm bu ifadeye tamamen uymaktadr. Mesel, N irv n a ''d u y u
lar lem ine ait bir ey deildir. O, old uu ndan baka bir ekilde
tannamaz. nk Budistler onun bilgi d bir saha olduunu sylemek
tedirler. Yine onlar, insann ruhsuz olduunu, onda srekli hibir eyin bu
lunmadn, onun tenasuhtan kamak iin aba gstermesi gerektiini be
lirtmektedirler. M ademki doan bir bedenin ve lmsz bir ruhun ol
mad aktr; o halde bu nasl anlalacaktr? Her iki yolunda ila
hiyatlar, bu soruya; tam olarak anlayacak bir evin mevcud olmad
eklinde cevap veriyorlar. nk Buda, da byle demitir. Bu birka mi
salle, Budizmin dier dinlere hibir imrenecek yannn olmad grl
mtr. Onlar gibi Budizm'de, manta ve nsan muhakemeye aldr et
memektedir. nk onun sahas da bir tek tabiaile snrlanmamtr. O,

337

bilhassa, tahsis edildii tabiat stn ilgilendirmektedir. phesiz bu,


teolojik ve filozofik tartmalar bir yana brakm ak anlamna gelmez.
Ancak yine de Budizm sadece bir metafizik veya bir hikmet ekolu olarak
da grlemez.

DHARMANIN DAILII
Budizm byle grld takdirde btn Asya'da onun istisna ekil
deki dalmn gerekten anlamamak gibi bir durum ortaya kar. Bu ko
nudaki gerekli aklama, bu yaznn sonunda yaplm olacaktr. Ancak,
imdiden Asya'daki dnce ekillerinin Dharma ile btnletii konusun
da da-srar edilecektir. Sanskrtce olan bu kelime (d harm a), e v r e n s e l
dzeni gstermektedir ve Hinduizmin bir kelimesinden bizzat Buda ta
rafndan alnmtr. Ayn zamanda ahlk kanunu olarak adaleti, haki
kati v.s.yi yneten evrensel dzen veya kozmik kanundur. leride grle
cei gibi, B u d a eriatn tekerini harekete geireceini haber vermitir.
Yani o, gerek doktrinini aklam ve bylece retisini benimseyenlere
gerek kurtulu yolunu amtr. yleyse istisnasz herkese ulaabilen bu
ferd kurtulu mefhumu, amzdan VI asr nce vaaz edildii zaman her
kese veya aralarndan birine benzeyen bir adam tarafndan nerilen bir
doktrine bal kalan kurtulutan, daha az kabul gryordu. Bu, Hindde
olduu kadar, in'de de, ve Gney-Dou Asya'da da byleydi. Bunun iin
gelecek hayatn, aile efi tarafndan kendi ve btn ailenin if ettii ayinsel kurallara bal olduu inanc, o zaman ar basyordu. Vahvedilmemi de olsa en st derecede gayr-i nsan olan kutsal yin, ebed olarak
en ufak bir fark olmakszn, en eski zamanlardan beri mevcuttu.

BUDZM BR KURTULU VAAZ EDER


Bu adan B ud ann yer yznden geii - Benares j-akmndaki vaaz
bt n Asya iin, sa'nn Galiledeki birka yllk ak hayatnn Avrupa
iin tad nem kadar ehemmiyetlidir. nk, Buda'nm lmn takip
eden yzyllar iinde, bu kocaman ktann din panoramas da derin
ekilde deiecekti. Mesel, Hindistan'da, V e d a ritazmi yerini, sati
kin saysz Brahman ilhlar panteonun iinde seilnM olan Tanrnn ina
yetinden kurtuluunu bekledii klsik Hinduizmin sofu eklne bra
kacaktr. phesiz kuralclk, Brahmanarn Budizmie savaaca lde
devam edecektir. Ancak ne var ki bundan byle kast devlerinin ifasnn
dnda da kesin bir kurtulua inanlmas mmkn olacaktr. Ayn ekilde
eer, aa snftaki inlilere, aristokratik ve imparatorlara ait din

338

merasimler yasak edilirse; onlar da bylece bir kurtulu midine nail ola
ca klard n Burada, Roma im paratorlu um un, Hristiyanla katlmasna
izin verdii esirleri dnmekten kendimizi alamyoruz. nk kendile
rine kapal tutulan ehir mabedleri, onlarn dini ihtiyalarn tatmin edemiyordu. te Budizm de geriledii yerlerde de mutlaka onun ruhundan
bireyler kalm olmaldr. Mesel, Hindde, Brahman kltrnn byk
bir blm Budizmden derin ekilde etkilenmitir. Bunun iin, Hinduizmin
en b yk filozofu s h a n k a r a (M.S. X. Asr), hasndan tarafndan " k l k
deitirmi b ir B u d ist" olmakla itham edilmitir. Bylece bu durum, en Or
todoks sistem olan Vedant'nn kendini, Budizm dncesinin byk parl
tsndan koruyamadn gstermektedir.

DN PRATKLER
B u d a n n ve onun doktrinini tasvir etmeden nce, bizzat Budistlerin
ne olduunu ve bu dine aidiyetlerini nasl gsterdiklerini tasvir etmek ye
rinde bir hareket olur. Bununla beraber okuyucu, nemli olmakla beraber
Budizmin ok byk bir corafi atmosfer zerine yaylm olduunu hesaba
katarak, deiik rivayetlerin detayna girmenin mmkn olmayacan
hatrlayacaktr. Budizm'de iman ikrar ve Amentii (credo) yoktur. Ancak,
dine katlma zaman geldiinde veya ocuk bulu ama ulat zaman,
yeni slik yle der: "B u d a 'y a s m y o ru m - eriat'a (dharma) sa m
yorum - cemaata s m y o ru m " Bunlar, Budizm'de incidir, Slik, her ve
sile ile onlara dayanmay, hlsm kendinde glendirmek iin haraketle
onlara sarlmay hatrlayacaktr. Burada ilgin olan, bu aklamann Bu
dizmin ne olduunu anlamak iin doru bir gr vermesindedir. Burada,
sahip olduu orijinalitesini, kurucusunun sznde bulan bir kilise vardr.
phesiz, kurucusunun taklidinde Dharma (eriat)y gerekletirmek iin
kilisenin hayatna itirak normal bir seyir olacaktr.

KLSE
Pali dilinde s a n g h a denen m m in le r cemaat mahalli bir tekilt
olarak kendilerine Budist denen fertlerin bir araya gelii olaydr. Pra
tikte cemaatlar olan p a r o is s e iara benzem ektedir. Baz memleketlerde
bu blgesel tekiltlar piskoposluk veya bazan da bizzat milli kilise ola
rak federasvon halinde birlemilerdir. Bununla beraber V atik an'la mu
kayese edilebilen milletler aras bir tekilt Budizm'de yoktur. Kimse de
evrensel bir Budizm ad ma sz syleme iddiasnda bulunamaz. stelik Bu
d izm deki toplantlar, hibir zaman mecburi deildir. Bu toplantlar sa

339

dece, idari ve okullarn ma finasmanlar iin fonksiyonel olmaktadr.


Zaten btn idari makamlar seimle ilemektedir. Btn hiyeraride oy
lar egemen olan bir takm komiteler mevcuttur. Bu bakmdan Budizm,
mkemmel bir demokrasidir.

RAHPLER YAATANLAR LKLERDR


Budist cemaatn tekil eden sangha'd a liklerle - rahipler arasn
da temel bir ayrm vardr. Likler, lkenin kyafetini giyerler ve lkenin
modasna gre tra olurlar ve bylece dnyada yaamaya devam ederler.
Halbuki Budist rahipleri, dnyadan feragati belirtmek iin safran re nkli
kum a giyerler ve b a larm tamamen tra ederler. Liklerin kesin olarak
devi, rahipleri yaatmaktr. Yani onlara birtakm yiyecek ve giyecek
salamaktr. Bu yiyecekler basit olmal, elbise ise dikisiz basit bir ku
ma parasndan ibaret olmaldr. Bylece, rahiplerin masraf, likler
iin ar bir yk tekil etmemektedir. Hindin sdhu'lar eklindeki atesiz ve mekansz sapk birtakm dilenciler olmamalar iin, gnmzde
manastrlar, ekseriya rahipleri barndrm ak gayesiyle ina edilm ekte
dir. Manastrlarn inas ve bakm, iki Budist kategorisi arasndaki ili
kileri kkten deitirmektedir. Bu ilemlerin yksek mali deeri lik
lerin omuzlarna ar ekilde basmakta ve bylece rahiplerin, liklere
bam llklar kendini iyice hissettirmektedir. Bylece, rahiplere bir
yere yerlemeyi yasak eden eski kurallarn ne kadar hakimane olduu
anlalmaktadr. phesiz, en kt evde, zengin ahslarn, zenginlikleri
bir skandal konusu olan bir grup rahibe, balan doldurmak arzusudur.
Hatta bazan bir ksm prensler, kyllerle, mahalli rahip arasnda feo
dal balar meydana getirerek vergiyi, kendi yararlarna toplama hak
kn manastrlara vermilerdir. phesiz iki grup arasnda sulhun deva
mnn en iyi vastas bu deildir. zellikle liklere kar, rahiplerin
vazifesi dini eitimi yaptrm alardr. Budizmin kuralna gre rahip
gnde sadece bir defa yemek yemeli ve en azndan da gnde bir defa vaaz
etmelidir. Kamboya'da (C am bodge) grlen ilgin bir dete gre likler
geici olarak rahip klna brnmektedirler. Bu detin uyguland
yerde din adamlar ile inananlar arasndaki etkileim mkemmel bir
ekilde icra edilmektedir. Dunun iin eer Kamboya, Budizmin en yi
yerletii lkelerden biriyse, phesiz b, bir tesadf eseri deildir.

340

BUDAYA YAPILAN TAPINMA BZZAT BUDZMN


PRENSPLERNE ZIDDIR
Grndne gre Budzmin kurucusu, Brahmanizme kar savaarak
tapnmann her eklini yasaklamtr. Bunun iin Budann sofuluun faydaszl konusunun aldatc karakteri zerinde ok sert szleri vardr.
B u d aya gre Tanrlar ve onlarn cennetleri, databildikleri inayetleri,
hep bu dnyaya aittir... Bu dnyann belli bal karakteri ise, srekli ol
maydr. O, aldatcdr ve cevherden yoksundur. Bundan dola) !, Tan
rlar, cennetler, sofuluklar deeri olmayan eylerdir. Bunun iin, onlarla
oyalanmak bo eydir... Bununla beraber insanlar kurtulua olduka zor
ulatklar iin, B u d a n n lm nden sonra, telabeieri, O nun geride b
rakt eylere tapnmak iin tartmaya girimilerdir,
te B u d a n n kutsal kalntlar karsnda beliren bu tipik Buda
klt, bvlece domutur. Bu kutsal kalntlar, muhteem bir ekilde deko
re edilen l kavanozu iinde toplanm mezar tmseklerine benzeyen yar
krev' yaplarn ine konmutur. Bu tmsekler, sembolik bir glgelikle
(Bu emsiye, b ir g alametidir) rtlm ve etraf, iinde Budistlerin kut
sal emanetleri salarna alarak ayin yaptklar bir itle evrilmitir.
Frensip olarak, bir Stpa'nm (Bu kutsal emanetlerin bulunduu yaplara
verilen isim d ir.) Ziyareti, sadece bir murakabeye vesile tekil eder, Fa
kat pratikte s tp a, kutsaln bir mua thaslama s olarak grnmektedir.
nk buras, bir falclk ve glgesinde yaananlar iin bir nevi tlsm y e
ridir. Ana giriin nnde mzikle, dansla, bayramlar yaplr ve birok
Budist bir st p a dan dierine hacca gider ve bazlar inayetle dolu olduk
larndan emindirler. Bundan baka, Buda'mn resmini muhafaza etmek
iin birtakm mabedler de ina edilmitir. Bu mabedlerden bazlar, yk
seklikleri, gzellikleri, kullanlan malzemenin zenginlii ile mebu ra ur.
Bu mabedlerden hibiri nemsiz deildir. nk Budizm, Buda'mn l
mnden sonra, kurucusuna kars bu sayg ekline, zel bir zevkle nem ver
mitir. Y ine daim a, b iz z a t ta sv irin gerek b ir takd is gcne sahip
olduuna inanlm tr. te bundan dolay, Budizm, daima ve her yerde ve
her frsatta Buda'nm resimlerini oaltmtr.
Hindistanda grld gibi bu resi n ere bir tapnma icra edilmek
tedir. Bu vesile ile, B u d anm tasvirne, Buhurlar, kl lambalar, iek
ler, yiyecekler sunulur, ezberden bireyier okunur, arklar sylenir, sunu
lan yiyeceklerin bir ksm yaklr, nemli bir ksm ise kalr. Bu uygula
malar teyid eden met iriler, mabedler in raf iplerle, liklerin karlama
yeri olduunu ve orada liklerin iyi szler iitme imkan b u l u n d u u n u
sylem ektedirler. Yine bu metinler, Buda'nm tasviri nnde, sessizlik

341

iinde murakabe yaplmasn bildirirler. Kutsal metinler byle dem ekle


birlikte, tatbikat tamamen ayrdr. nk liklerin ou ve hatta rahip
ler bile, gerekten Budaya ibadet ederler. ayet bundan bir teori yapmak
gerekirse (B udist ilhiyatlar bunu yapmlardr) Buda'nm N R V A N A 'y elde edemediini, ancak insanlara kurtulu yolunu bulm aya yardm
iin N irv a n a mn gereklemesinin ifsn ertelediini kabul etmek gere
kecektir.
te bunun iindir ki Budizm, bu durumda olan birok mstakbel
Budz'larn varln kabul etmektedir. Bunlar akla, " M u tl a k iy iy e " do
ru yolculukta saliklere rehber olmak iin N R V A N A YA girilerini ertele
mektedirler. B O D H S A T T V A ad verilen bu ahslara da benzer br klt
icra edilir. Fakat bu defa hakl olarak bu klt yaplmaktadr. nk
Bod hisattva 'nm grevi lyk olanlar kurtarm aya d evam etm elid ir.
Ksaca burada sz konusu edilen klt, Hristiyanlktaki azizlere yaplan
klte benzemektedir.

RAHPLER
Bununla beraber, Budizme zg olan vaazn esas, klte deil;
dnyadan vazgeme zaruretine dayanmaktadr. Burada ideal olan Nirvana'ya gtren yola sulk etmektir. Bu yolda da ilk adm, hereyi terktir.
Burada slik, sd hular gibi hereyden soyulur. Sadece toprak renginde
bir kuma paras, bir baston, bir de sadaka kutusu muhafaza eder. H er
eyi terk ayini srasnda, ba tra edilmitir. Eer, Budizm'in kuraln
takip etmek isterse o seyr-i sulke balar. Bu yle bir seyr-i sulk ki,
slik, lmne kadar bu yolculua devam eder. Eskiden Budist rahipleri
yollar zerinde dilencilik yaparlard. Sadece maaralara veya snma
gayesiyle stn kr ina edilmi barnaklara sndklar zaman olan
Muson zaman, ay mddetle dilencilikten uzak kalrlard. Neticede
Bhikkhu'Iar tedrici ekilde yerleik hale gelmiler ve gnmzde de ou,
hl ehir mabederine bitiik olan manastrlarda yaamaktadrlar. Fa
kat Budizm, 10 asrlk (M .. VI. yzyldan M .S, VI. yzyla kadar) y a
ylmas esnasnda, fevkalade bir ekilde, kk gruplar halinde veya
mnzev olarak yol alan ve bkmadan vaaz ed en bu insanlara medyundur.
Bu insanlar, kendilerini "y a b a n c hale sokan" dil sahasn da ihmal et
miyorlar, iinde bulunduklar lkenin dilini de renerek D h a r m a 'n n
misyonerliini yapyorlar. te, gney Asya, in, Japonya, Buda'nm sz
n bu insanlarla tanmtr. Bylece P iR veya sanskrite kaleme alman
mevsuk Budist m etinleri' Hindlilerin ve inlilerin birlikte bulunduu
alm a ekipleri tarafndan B h i k k h u ilhiyatlarnn y n e tim in d e

342

ince'ye tercme edilmitir. Bylece pli lisannda kaybolan S tra la r 'n


(D ogm atik eserler) inceleri in manastrlarnda muhafaza edilmi ve
B h i k k h u ' l a r tarafndan hazrlanan tercme o kadar dikkatlice y apl
mtr ki sanki ince tercmenin arkasnda effaf bir ekilde Hinde ori
jinalini okumak mmkn olmaktadr.

RAHPLER BRTAKIM ADAKLAR YAPIYORLAR


VE ERATA KARI KUSURLARINI AIKA
TRAF EDYORLAR
phesiz B h ik k h u 'la r onlar dnyevi igvalardan korumaya ynelik
ok sk bir kurala tabi olmulardr. mezlik srasnda Bekarla, fakir
lie, sk nete k e n d in i adama olarak belirtilen adaklar, likler ve rahip
lerden oluan btn bir cemaatin huzurunda yaplan rahiplik hiyerari
merasim inde tasdik edilir. Rahip aday, tarikata kabul edildikten sonra
zorunlu olarak vaaz edecei doktrin hakkndaki bilgisine dayanan bir de
nem eden sonra taahhdn yenilemektedir. Aday bu durumda, manevi
stad (yani onun eitimi ile sorumlu olan) tarafndan desteklenmi olarak
aka kendini, iyice bu ie vermitir. Gerekte bu hiyerarik merasimin
tabiatnda daima bir mphemiyet olmutur. Grldne gre dnyadan
feragat ka ran, balangta tamamen kiisel bir iti. Fakat bizzat B ud a
'mn hayatnda S a n g h a 'n n (kilise cemaat) yaratlmas, tamam en Hinde
zg olarak btn hal deiikliklerini bir gei kuralna dntrm ve
bylece B h i k k h u Iarn hiyerarik merasimi zamanla bir giri merasimi
vehesi k azanm tr10. te o gndr bu gndr manevi stad, bir nevi Guru
haline gelmi ve cemaatn bas olarak giri merasimini icra ederek, mane
vi gc iletmektedir.
in'de, Japonyada, Viet-N am da durum byledir. Oysa, Hndiini"nin geri kalan ksmnda balangtaki sadelik daha iyi muhafaza edil
mekteydi. Ayn ekilde, S angha'da gerek bir hiyerari de olmamas gerekiryordu. Fakat orada hl, eskilerin otoritelerini tanma, b ir rahibi
seme, bir takm nvan verm e gibi alkanlklar vard. Bilhassa grev
taksiminin kanlmaz olduu byk manastrlarda bu olay daha gze
b a tm a k ta d r.
"A y n yeni olduu" veya "D olu nay olduu" zamanda muntazaman,
R ahipler cem aatnn, tam kadrolu toplantlar yaplr. Bu vesile ile,
eriat, merasim le oku nur ve B h i k k h u 'l a r srayla herbiri ilenmi olan
gnahlar itiraf ederler. Daha dorusu, eriata kar kusurlarn itiraf
ederler. Gerekten, gnahlar itiraf etm emek, sadece yasaklanm ilerin

343

yaplm olmasn tiraf etmek, Budzmin orijinal b ir ynn tekil eder.


nk, niyette hata, dncede ktlk, kiisel hareketlerdir. Bunun iin
bunlarn tiraf gerekmemektedir. Aslnda bu aktan itirafn hedefi, sa
dece; onun gelimesine ve faydal ilemesine engel olacak birtakm d a v
ranlar toplumun dzeltmesine mkan vermektedir. Yine Budizm'de bir
takm cezalar da vardr: M e s el b ir rahip k e n d in e bir ta k m ey le r
salarsa, onlar m sadere edilir. nk o, sadece bir baston ve bir sadaka
ksesine sahip olabilir. Yine birtakm k e fa re tler emredilir Oru tutmak,
Kutsal K ita b o k u m a k gibi. Yahut, cemaattan kesin veya geici olarak
ihra gibi... Yine bu sahadaki yegane endie, cemaatlemenin nazik den
gesini korumaktr. Burada nemli olan, Rahibe, Buda'mn taklidi olan
idealini yaamasna yardm etmektir. M u tlular tarafndan takip edilen
yol, kurtulua doru giden yoldur. O halde Buda'nm hayatn ve retisini
devaml dnmek en uygun harekettir.

BUDA
Bizatihi Buda'nm hayat bir eitimdir. Bu hayat kurtuluunu sa
lamak iin samimiyetle dnyadan feragati arzu eden her insann mmkn
olan kaderini aydnlatr. (B u nun in, B u d am n hayatnn b ir olayndan
balayarak onun d oktrinel retilerini takdim etmek. B udist ilhiyat
larn detidir.) Hakikaten Buda, rnek bir hayat yaamtr. nk o,
dnyadan fergattan nce her trl zevki tanm, salam gzergah kefet
meden nce birer kmaz olarak grnen kurtulu yollarn kefetmitir.
Bylece herbirimiz istenilen srara sahip olduktan sonra, kurtulua nail
olabiliriz. Hayatn belli bir ksmnda dnya terkedilmi veya gerek
Hakdan cahil sta d iann nasihatleri takip bile edilmi de olsa durum
deimemektedir.

UYANI NCES
Gelecein Buda's, kiatriya (asiller, savalar) kastna mensuptu.
Babas, Himalayalarn eteinde kurulmu olan bir lkede saltanat sr
yordu. Bylece Buda'nm doumu en byk ihtimalle M.. 558'de olma
ldr. Doan ocua S D D H A R T A ad verilmitir. Aile ad ise h a n e
danlk ismi olan S H K Y A idi. B u d a Brahmanik kln olan G A U T A M A dan geliyordu. Aslnda, zikrettiimiz btn bu detaylarn nemi
vard, nk Bud a, yerli halkn, A ryen ncesi kltrlerinden birok eyi
muhafaza ettii daha yeni Aryenlerni bir blgede domutu. S h k y a lann, G a u t a m a l a r m B rahmanik klanna ball, hanedann sadece

344

H in d - Avrup olduu anlamna gelmez. Bunun iin Hindde yaplan


Buda resimlerinin, Buda'y hafife ekik gzlerle tasvir etmeleri bir tesa
d f eseri deildir. Aksine, B rahmanik vaazn snr kentlerinde baka
yerden daha saldrgan olduu ve halk iinde birtakm reaksiyonlara ne
den olduu dnlebilir. Her halkrda bu dnemde bir gei ve tekaml
devrinde bulunuyord u. N eticede gezici rahiplerin dini olan Veda dni,
zir ve yerleik yeni artlara da kt intibak ediyordu. Dier taraftan,
iki yksek kast olan B rah m a n la rla Katriyalar arasnda da gerilim m ev
cuttu. nk bu devrin reformcu hareketlilerinin hepsi, U p an iad la rd a11,
Budizm'de, Ja inizm de grld gibi asil hareketlerdi, rakip hareketler
d e ild i.

BUDA YRM DOKUZ YAINA DORU


DNYAYA YZ EVRYOR
Gen S D D H A R T A durumuna uygun den prens eitimi alm ve on
a l t yanda da evlenmiti. kars vard. Fakat sadece R A H U L A
adnda bir erkek ocua sahip olmutu. O, hayatnn uzun bir ksmn, aile
babas ve zel prablemleri olmayan gelecein kral olarak yaamtr.
nk onun dnyadan el-etek ekmeyi dnd ya yirmi dokuz yat...
Burada olduka anlaml olan bir ey vard. Devrin Hindu detlerine gre
dnyadan e-etek e k m e k ancak normal olarak aile devamll sala
dktan sonra m m kn oluyordu. Buna gre Buda, dnyay terke karar ver
dii zaman olu Rhula domu olmaldr. Bu durum, prens Bud ann hi
dayet olayna cevap vermesi ve devrin detlerine uygun olmas iin dn
meye bizi sevkedyor. Bu, bakasna kar saygl ve yumuak davranmak
eklinde belirti lebi lev; fakat kararlan iinde kesin ve Hakikat ile ilgili
(D harm a) noktalar zerinde daima orta yolu reddeden Budann karakte
rinden yaplabilen imaja uygun geliyordu...
Anlatldna gre onun hidayeti, insan varlnn geicilii zerin
deki bir murakabeden domutur... Efsaneye gre, Buda'nn babas, olunun
bir gn dnyadan e-etek ekeceinden haberdar edilmi o da istenilen za
manda onun tahta oturmas iin Buday bu ivadan korumaya karar ver
mitir. Amacna ulamak iin, olunun zahitlerle temasna engel olmaya,
ve dnyann ho yanlarn ona retmeye aba sarfetmitir. Fakat hereye
ramen prens Buda, tesadfen bir gn b ir ihtiyarla, b ir hasta ile, bir ce
naze olay ile, b ir dilenci iie karlam ve neticede her insann, l m e ,
hastala, ihtiy arla mahkum olduunu anlam ve geici zevkler or
tamndaki saraylardan baka yaamann da mmkn olduunun farkna
varmtr. Bu olayn tamam en bir efsane karakteri vardr. Fakat reali

345

teye de uygun olmas mmkndr. Prens Sidharta (Buda) bir gn hayatn


bedbahtlna maruz kaldnda onun tabi sonucu olarak manastr haya
tnn da bir ilticagh olduu fikrindeydi. Bunun iin aadaki olayda ol
duka manidardr: S D H R T A dnyay terke kararl iken; karma da
k bulunuyordu. Bir gece sarayda gezinirken, karsn, maiyetiyle bera
ber uyur bulmutu. Uyuyanlarn yere serilmi bedenlerinin manzaras ona,
sanki bir kasap tezgahnn nnde bulunuyormu gibi tiksinti vermitir.
Efsaneye inanlrsa babasnn koyduu ar bir gzetimden kurtulabilmek
iin B u d a n n , saray gizlice terketmi olmas gerekir. Buna ramen b a
bas, onu aramak iin askerler gndermi, gelecein B u d a s da G A N J m
gneyinde yani K A PL A V A ST U 'nu n 400 km uzaklnda bir ormana sn
mak zorunda kalmtr. B u d a n n bu gece ka, gen kars ile olmas
mmkn olan duygulu bir sahneden saknmak iinde dnlm olabilir.
(Kars o vakit hamile idi veya yeni dourmutu). Buda'nm (prensin)
gnl holuu le ilerini dzenledikten sonra hareket ettii de kabul edi
lebilir. nk bu devirde byle le ekilmelerde alacak bir ey yoktu.
Hatta prensin (Buda'nm) belli bir programnn da olmad ve onun nereye
gideceini, kiminle karlaacan da bilmedii de sylenebilir... Bu,
onun hidayetinin alla gelenin aksine herhangi bir G U R U 'n u n mdaha
lesi olmadan tamam en ahsi bir ey olduunu gstermektedir. te Buda
doktrininin temel aklamasn burada grmek gerekir. Boylece burada
hidayet, asla dardan tahrik edilmi deildir. O, ifade edilemeyen bir
eydir. Onu belirten yegane ey, nceki hayatlarda ilenen amellerin
arldr. Buna gre ferd "u y a n " iin olgunlatnda, artlar ne olursa
olsun hidayeti ifaya elverili bir ahsiyetin bedeninde domu oluyordu.
te bundan dolay, SD H R TA 'n n (Budanm) babasnn onu dnyay terk
igvasndan korumak iin sarfettii abalar, baar salayamamtr.
S D H A R T A prens elbiselerini terk ettikten sonra tesadfen karla
lan bir sefilin paavralarn giymi, onu N R V A N A ya ulatran yolda
aydnlatacak bir bilgi aramak zere yola koyulmutu. Bir ara, abucak
onu, d krklna uratan A R A D A okuluna balamt. Sonra yoluna de
vam ederek bir eit Y O G A pratikleri yapan bir baka Guru olan R U D R A K A ile karlamt. Ancak S D H A R T A (Buda) bu meslei abucak
renmi ve onu faydasz bulmutur. Bu srada Buda, kendisine bal olan
kk bir salikler topluluundan dolay muayyen bir prestije sahip
olmutu. nk hereye ramen hakikati bulma sabrszl iinde, byk
yolculua balayal be yl gemiti. Fakat, S i d h a r t a yalnz harekete
karar verm iti. Bylece, Ha k im ler olarak isimlendirilenlerin yapt
gibi en sert riyazatlara katlanacakt. te bazan B udaya, H akm sakya
(skya mani) adnn verilmesi bundan dolaydr. Buda, en etin riyazatlar benim ser, her eit gday terkeder, d dnya ile temas keser,

346

bkmadan usanmadan murakabeye dalar ama yine de hakikati grmeve


nail olamaz. O zaman yanl yolda olduunu anlar ve derhal riya zat
brakarak yemeye balar ve yola koyulur. Ancak onun bu baarszlna
ahid olan ilk talebeleri onu terkederler.

UYANI
Bununla beraber S D H A R T A karmak bir halde hedefe yakn ol
duunu hisseder ve biraz daha dolar. Daha sonra, P A T N A n m gneyinde
100 km uzaklkta kurulmu olan U R V L A kynn yaknma yerleir. Bir
eit Tropikal inciri olan bir aacn altna oturur ve tefekkre balar. Ef
saneye gre eytani igvann her eidi ile denenmi olarak gnler ve gece
ler geer. te bir sabah gn doarken anszn uyan vukubulur. Dler
iinde olan bir insann bir anda gereklerle karlat gibi E udada H a
kikati ayn ekilde mahede eder.

UYANI TECRBES ANLATILAMAZ


Bu uyanta bir aydnlanma veya bu cinsden bir ey szkonusu de
ildir. Buradaki uyan, bir anda gerein uuruna ulamadr. Alelade in
sanlar, hibir eyin gerek zle alkas olmayan aldatc bir dekor iinde
hayatlarn bir rya le geiriyorlar. te, S D H A R T A nm tecrbesinden
geen kim se, bu aldatc dekorun tesinde uyanan bir kiidir. (Sanskritede
Budda). Artk o, hakikat olan sevi kozmik dnyada temsil eden evin
paras olarak griir. Bu olay B U D A yle anlatr: " S o n gecede nih b il
giye ulatm ... K ara n lk lar dald ve ve ay d nlk zu h ur etti." te bu
olaydan sonra S D H A R T A BU D A unvanna Ivk olduunu beyan ediyor.
Fakat, burada geen dekor, uyku, karanlklar, avdmlk v.s. gibi eylerin
tamam sadece bir takm yaklamalar ve mecazlardr. nk " U y a n
o l a y " tabiat itibariyle anlatlamaz... te bunun iindir ki Buda, bunun
tam uurunda olarak onu ifa etmeye karar vermeden nce yedi hafta te
reddt etmiti. Fakat ne varki bakalarna da rehberlik etmenin grev i
olduunun farknda olarak B E N A R E S 'e gitmi ve orada eski talebelerini
bulmutur. Burada, yukarda geen grev kelimesinin tam olarak yerinde
bir kelime olm adna iaret etmek gerekir. Buradaki uyan gerek
N R V A N A dr. Uruvila ncir a a c n n altnda S D H A R T A , hedefe
ulamt. Neticede mantki olarak bir tek darbe ile zerinde hl tesiri
olan K A R M A 'n m arln sona erdirmi olacakt. Fakat yine de, zgr,
kurtulmu olan Buda, merhametle {Bu Budizmin anahtar kelim elerinden
biridir) yol gsterici olmak iin dnyada kalmaca karar vermiti.

(F.

: 23)

3 47

Bylece, B E N A R E S 'i n ok yaknnda her tarikatn S D H U 'la rm n


snmasna hizmet eden parkda ilk defa vaaz etm eye balamt. Bu,
D h a rm a 'n m te k erin in harekete geirildii B u d a 'n m m ehur "B e n a re s
vaazdr", ite Budizm, orada domutur. Gerekten eski talebeler sulu ol
duklarn kabul etm iler ve yeniden Buda'nm yannda yeralmlardr.
ite onlarla Buda, ilk cemaatn (sangha) meydana getirmitir. Fakat bu
noktaya biraz daha aklk getirmem iz gerekir. lk slikler, Budann
szn dinlemek iin N R V A N A 'y a ulam deillerdir. Onlar, ancak bun
dan byle, bir yolun olduunu ve bir yolun ak olduunu renecekler; fa
kat, ancak Buda'y takip ettikten, onun szn dinledikten, doktrinini
rendikten sonra, Buda olmay gerekletirme abasndan kendilerini
uzak tu tm ayacaklard r. Yine de, onlar, Buda tarafndan seildikleri
lde " a z i z l e r " (saints) veya " d e e r li le r " (sanskritede Arhant, pai di
linde ise Arahant) adn alacaklardr. nk bu seim, onlarn nceki
hayatlarnda biriktirdikleri deerli fonksiyonlardr ve hayatta if et
tikleri bir takm kutsal hareketlerdir. te bu, Budizmin daim bir g e
lenei haline gelecektir. Buna gre B H K K H U olmaya karar veren kii,
sadece karmann (Burada bu "d e er lile r" anlamndadr. nk "d e er
s i z l e r bu eit te m ay l nden uzaklatrm aktalar) arl ile nceden
sevkediidii eyi yapmaktadr.
te ksa zaman sonra bir l i k hidayete ulamaktadr. Bu, B e n ares'd e bir bankerin oludur. Bu zat, babasnn hayatn yaamamaya
kararldr. B unu n iin B u d anm vaazn dinler ve azizler kadrosuna
katlmaya karar verir. Fakat lgna dnm olan babasnn adamlar ta
rafndan takip edildiini bildii iin birgn vie haykrr: " B u d a y a
smyorum - Dharmaya samyorum, cemaata samyorum"
te ilk defa Budist cemaata giri forml, bylece ortaya kmtr.
Neticede bankac, olunun hidayetine boyun emi ve btn yaknlan ile
beraber s a n g h ann (cemaatn) ilk velinimetinden olduu sylenmitir. Bu
rada, gen adam ve bankacnn balarn kabul eden B udanm durumu
ok manidardr. Bu hareketle Budizm, kkl aln ortaya koyuyordu.
Bundan byle, hibir ayrm yaplmakszn Budist cemaata (sangha) her
kim olursa olsun katlabilirdi ve herkim olursa olsun iman derecesi dik
kate alnmakszn Budist mabedinin iyi seyrine katkda bulunmuyordu.
(nk Budist rahiplerinin iman ikrarlarnda daha nce grld gibi
nemli olan, sadece amellerdir.)

348

UYANI SONRASI
te Budizmin ayrdedici bu izgileri, kurucusunun hayatnn son se
nelerinde iyice belirginleecektir. Bu seneler uzun yllardr. nk 36
yanda " u y a n a " ulaan B u d a , 80 yanda lecektir. (M..: 478). Hereyden nce, tilm izlerin says hzla artacaktr. M adem ki B e n a r e s
v a a z n d a n sadece birka ay sonra, evre lkelerde birtakm misyonerler
grlmektedir. O halde Buda bunun iin hereye sahip durumdadr. Bunun
iin B u d a , hidayete erdirmek iin karlat S d h u larla temasa geme
frsatndan mahrum olmamtr. Mevsuk Budist metinlerinden anlald
zere Buda, baz artlarda "zorla hidayete erdirm e" olayna kar olma
m tr.

MUHTEDLER AKIN EDYOR


Her ne olursa olsun, birok hkmdarlar bu yeni doktrine destek
olm u lar ve nitecede s id h a r t a 'n m ailesi bile B u d i s t cemaat himaye
etmitir. Fakat bu, muhtemelen kolay olmamtr. nk B u d a , sadece
K A P L A V A S T U 'y a iki ziyaret yapm ve orada oyalanmamtr. Yine de
bu konuda manidar bir olay nakledilir: Buda'nm babas ld zaman dul
kalan annesi (H ind geleneklerine gre kocasna kar grevlerinden kur
tulmu olarak) olunu aramaya gelir ve kendini rahibe olarak kabul etm e
sini ster. B ud a ise, bu teklifi "d n y a d a n fe ra g atin " br erkek ii olduu
telkki edildiinden nce onu reddeder. nk dnyadan e-etek ekmek
iin hr olmak gerekir. Oysa bu devirde kadnlar, tamamen kocalarna
bal idiler... Bununla beraber o, bizzat kralie olarak sam kesmi ve di
lenci elbiseleri giymiti. Bunun iin Buda, annesini desteksiz bir ekilde
dolamaktansa onu tercihan cemaata almay kabul etmiti. te Budizm deki k a d m manastr dzeni bylece kurulmu oldu. Ancak Buda, (ondan
sonra btiin ilahiyatlar) kadna kar kukulu olmaya devam etmi
lerdir. Birgn Buda, "K ilisesini b in yllk kurmay dndn ancak ona
k a d n la r k a b u l edildii iin onu n sadece be asr devam e d e c e in i"
sylemiti. B ud izm de rahibeler iin daha sert zel bir kural konmutu.
Ayrca rahibeler, Rahibelerin himayesine tevdi edilmitir.
Buda, p a t n a nm kuzey batsnda 180 km. uzaklktaki G o r a k h p u r
blgesinde Kushinagara kynde bir dizanteri krizi sonucu lmt. Onun
vucudu yaklm , B u d a 'n m tilmizleri, onun kalntlar olan klleri, ke
mikleri ve elbisesinin paralan iin, vahice ekimslerdi. Eer bu konu
da bir sava patlak v e r m e m i s e , bu sadece evredeki hkmdarlarn
m dahalesinden dolay olmutur. Yine de bir taksimata girimek gere
kiyordu. A slnd a Buda, k lt n her eklini tarif ettii halde byle b ir

349

tartmaya ahit olm aktan daha nem siz b ir ey yoktu. Neticede Buda'nn brakt eyler, bu amala ina edilen Stpa ad verilen bidelerde
takdis edilmitir. Bylece, B u d a'nn retilerine daha bidayette ih a n et
edilmi oldu,

DOKTRN
Buda'nn retisinin kalbini durmadan tekrar edilen " B u dnyada
herey z d r a p t r " 12 eklndeki ifade tekil etm ektedir. Buna gre,
dnyada gerek zevke sahip olunmaz. Bunun iin, kim dnyada mutlu
olduunu ifade ederse, o sadece bu szyle akibetini aklam olur. nk
o, dnyada mutlulua nail olamaz. Buda ya gre, zevk ve mutluluk sadece
deimez ve devaml olursa mevcuttur.

MUTLULUK SADECE BR HAYALDR BU DNYADA


HEREY IZDIRAPTIR
T ecrb e ile anlalm tr ki, b irta k m m u tlu lu k anlar belki
tannabilir, fakat devaml mutluluk hali asla yoktur, O halde bu tannan
ey, sadece mutluluun bir grntsdr. Bu tpk ryalardaki ekicilie
benzer. Mesel, rya halinde sefil bir hizmeti kt bir yatakta olduu
halde krallk gcnden aldatc bir ekilde yararlanr. te bylece Buda,
zevkin mmkn olmadna inanr. Bunun iinde zavall N A N D A 'y evli
liini f etmeden kartr. (Nanda, Buda'nn vey kardeiydi. Buda onu,
e vlenm ek zereyken bulur ve ona aile b a b a l n n bo ey olduunu,
yaama zahmetine demediini izah eder. Ancak gen prens Buda'y din
lemez. Buda da onu kartr ve zorla salarn keser.) Bu hareket, Buda ta
rafndan vicdan azab ekilmeden icra edilmitir. nk o, kozmik hay
lin tehlikelerini bilmektedir. Bunun iin vle diyordu: "B i z gzlerim izin
nnde oynayan piyesin hayran seyircileri deil m iy iz?" Bu aldatcla
yakalanm: olan seyirciler, bunun sabit bir oyun olduunun farknda
deillerdir. te bizler de bu dnyada bu seyircilere benzemekteyiz. Fay
dasz yere tehlikeli bir K A R M A N I 1" biriktirerek seviyoruz, savayoruz,
onlarla birlikte alyoruz. Aslnda Budistier bu anlamdaki vaaziariyle,
her varl irin gerek bedbahtl, ahlk ve fizik izdi raplar, lm den
kurtuluun mmkn olmay zerinde houna srar ediyorlar. nk hatr
lanaca zere, Buda, bir cenaze alaynn getiini grerek, kendinin ol
duu kadar sevdiinin de lm zerinde murakabeye daldktan sonra,
kendinin de leceini hatrlam ve bu dnvay terke karar vermitir. Bu
rada ok nemli bir nans dikkati ekmektedir: Bud a, h a y atn b ed -

3 50

b a h th m b ir ihtiyara, b ir hastaya, b ir cenaze alayna rast gelerek an


la m t. Fakat yine o, sakin br adam grmt. Bu adam, ondan sadaka
isteyen bir dilenciydi. Bu adamda, zdrap grnts yoktu... O, evre
sindeki hayat dram nn arasndan, ona itirak etmeden geiyor gibiydi.
Mevsuk Budist metinleri, gelecein B u d a 'sn m kafasn n karm a k ark
olduu konunun bu nokta olduunu sylerler. Birka sene sonra, uyan aa
cnn altnda dnen B uda zdraptan kurtulma veya en azndan ondan
saknma problemine, bu dilencinin halinin cevap verdiini itiraf etmiti.

YOL
Gerekte izci irabn varlm ve onun evrenselliini ortaya koymak
kafi gelm ez. Esas olan, k tnn kaynan kefetmeye ve dnyay
zdraptan kurtarmak iin onun yok edilmesinin mmkn olup olmadn
grmeye gayret sarfediimeiidir.

IZDIRABIN KAYNAI ARZUDUR


Yukarda sylendii gibi, metafizik adan zdirabn kayna, hereyin srekli olmaymdadr. Bunun iin insan, varlnn geiciliinin
uuruna erince, bir skntya maruz kalmaktadr. Yine ayn ekilde insan,
bunca nem verdii kk sevinlerin sadece birer hayal olduunun, yani
her gece grd ryalardan baka bir ey olmadnn farkna varnca,
onlar; bir daha tecrbe etmeksizin onlardan yz evirmektedir. Bununla
beraber, insann zdraptan bunalsa bile zevkler peinde kotuu ve haya
ta baland da bir gerektir. Peki bunun sebebi ne? zellikle bu mehur
z e vk ler, n iin b ir k l tad b rakyorlar? Nihayet niin bu " b o l u k l a r
b o lu u " tecrbe edildikten sonra, bkmadan usanmadan bu sahte sevin
leri aramakta srar ediyoruz? te bunlarn cevab Buda tarafndan uyan
aacnn altnda kefedilmitir: Buna gre "b iz le r arzu dolu insanlarz."
O ndan bireyer elde etmeye, bizde, bizi iten mukavemet edilmez bir g
var. Yine bizde, bizi daima arzulu brakan bireyer elde etme igds
vardr. te bu sndrlemiyen arzu, bizim bizzat varlmzdr. Buda,
"b iz i tekrar tekrar douran ey ite bu, arzudur... Bu arzu tutkudur... Bu
yaam tu tkusudur..." der. Bu arzu bize, durmadan deiik objeler dn
dryor. Onlar elde ediyoruz. Fakat onlar sabun kabarcklar gibi kay
bolup gidiyorlar. Ancak ne varki arzu orada hl duruyor. Bizde sisy phe
gibi kayamz yuvarlamaya srarla devam ediyoruz.

35 1

HEREYDEN LGY KESMEYE ANCAK ZAHTLKLE


VE MURAKABE LE ULAILIR
imdi ila anlalmtr. Bu, bizdek arzu ateini sndrmektir.
Yani hibir ey istememek. Bu durum, Buda'ya gre, zdrabm kayna
olan d krklndan kurtulmak demektir. Bu hal, metafizik olarak " d e
k o r u n b r tarafna g e m e k " ve artk kozmik drama itirak etmemek,
mkemmel sukn tanmaktr. te Budizm tarafndan tarif edilen muay
yen riyazat tipi, bu dnyadan el etek ekmeye ulamaya imkan vermekte
dir. Yoga teknii, kesin eklini almadan nce, Buda tarafndan tavsiye
edilen metod (Bizzat onun tarafndan tatb ik edilmitir) tedrici ekilde,
fakat kesin ekilde bizi bu dnyaya balayan hereyden yani bir arzu ko
nusu olan hereyden vazgemekten barettir. Bylece Bud a, nce meslek
ve ailev balan krmaya zen gstermitir. (Tahtn ve sarayn terketmitir.) O bunu yapmak iin bir hrsz gibi gizlice oradan gitme, ona yeter
li olmam; terkettii eyler in tam bir tiksintiyi tecrbe etmek iin aba
sarfederek tam bir kopmay gerekletirmek istemitir.
Ayn ekilde "D i y a le k ti in e y ta n " olarak isimiendirilebilen eyi
de onun kalbinden skp atmakta uygun bir hareket olacakt. Bunun iin o,
dilenci elbisesine brnm, btn balardan a zad olduunu kabul eden ge
lecein Budas, farknda olmadan kendinde bir baka arzuyu saklamtr.
Bu, tanma, dier manev stadlarla tartma, zahidane tecrbeler iinde
onlarla yarma arzusuydu. te bu, Budanm, ilk baarszlk dersi olmu
tur. nk o, A r d a 'n n , R u d r a k a nm yannda veya ilk tilm izleriyle
yiite bir jimnastie giritiinde hl o, dnyadan ayrlmam ve baka
larnn kanaatleriyle megul olmutur... Bunun iin, saliklerinin ondan
vazgemesi yararl olmutur. nk bu terk onu, aratrmay brakmas
konusunda uyarmt, ite Buda'nm taklitisi olan Salik, kurtulutan nce,
felsefi tartmalardan holanmamaya dikkat etmeliydi...
ark dinlerinin biroklan gibi Budizm de icraat fikri zerinde srar
etmektedir. Mtehassslar, mantk noktalar zerinde tartabilirler. Fa
kat muhakem e al kimseyi kurtaramayacaktr. Evet doktrin ak lan
mal ve dinleyicinin entellektiiel kanaati elde edilmelidir. Ancak B u
d iz m , yine de tek yol olarak kalacaktr... Neticede B rah m a n ve B ud ist
ilhiyatlar, bir tezin doruluunun isbata deil; rnek olmakla ispatla
naca konusunda ittifak iindedirler. Bunun iin B E N A R E S vaazn din
leyenler orada Buda tarafndan aklanan tezleri kabul edenler, deerli
kiilerdir, azizlerdir. Fakat Buda deillerdir...

352

EN Y YENDEN DOUA RUHU TEMZLEYEREK


HAZIRLANILIR
Budizm ilahiyat kitaplarnn esas, Budist rahibinin hedefe varm ak in kendini t a m o la r a k verdii, ruhunu temizledii (Bu z e llik le
B h i k k h u Iar i lg ile n d ir m e k t e d ir .) Murakabe eitleri ve zihinsel tec
rbelere dayanmaktadr. Yine de okuyucunun bu konuda tatmini zor. nk
ulalacak hedef akn olduu halde tavsiye edilen ekzersizlerin hepsi
psikolojik saha ile ilgilidir. Ayrca, btn mevsuk eserler "m k em m el Bu
d a l a n a " son derece nadir olduklarn sylemekte a:z birlii etmektedir
ler. Yani milyonlarca senede ancak byle bir olay olmutur! Mademki ye
niden douun olduu artlar, srekli hayatn devam ettii sre iinde ifa
edilen hareketlere (K a r m a n ) baldr; bylece tavsiye edilen ekzerszler
sayesinde ruhunu artarak " e n m kem mel doua" hazrlanmak mid edi
le b ilir .
Yine de "D e erli k iile rin " (Arhant) (Buda'mn vaazn dinleyenler)
N R V A N A 'y a ulaabilecekleri de sylenmitir. Ancak bunlar, Buda
deildirler. (Bunlarn ounluu k ozm ik devr-i daimin iindedirler. Bun
larn iinde ok az m kem m eldir.) Bylece, ne kadar yce olursa olsun
N R V A N A nn bir hiyerari ihtiva ettiini kabul etmek gerekir.
Budizm'deki dier bir problem se bizzat tenasuh'ln ilgilidir. Eer
ruh yoksa, ferdin k a r m a n a varis olmas ve onu dier bir eye ulatrmas
nasl olacaktr? te bu problem, Budist ilhiyatlar! ve batl mtehas
sislarca, ittifak inde ak bir cevaba ulal ma kszm durm adan tart
lmtr... ou defa, " r u h " bedenin lm ile "la yk olduklar" yani ta
bir caizse " a h l k renklere gre" yeni varln embriyonu iinde yeniden
b irlem ek iin ayrlan zihni bir formasyon olay olarak aklanmtr.
Durum byle olunca, bir yandan, Dnyadan feragat kotu zihni formasyon
lar artk meydana getirm em ek iin en emin yollardan birisidir; dier
yandan da, uygun ekzersizler daha nce oluan formasyonlar tamamen
yok edinciye kadar tahrip etmeye muktedir olmaktadr, (ite Nirvaanm anlam budur)

BUDST N GN MUTLULUU
CENNET MUTLULUU DELDR
te Budizm'deki bu iin zorluu ve doktrinin kapall, salikierin
kesin olarak ayinsel klte ve sofulua itilmelerine katkda bulunmutur.
Birok Budist iin bir q u i t i s m e 1 (saf ak) vardr: Buna gre ahlaken iyi
bir hayat yaamak ve ksaca bir kurtulu olmasa da sonraki artlarda en

azndan bir yeniden doua izin veren inayeti mid etmek gerekmektedir.
nk, N ir v a n a y aramay ven mevsuk kitaplar, ayn zamanda ilah
larn yaad muhtelif cennetlerden de bahsediyorlar. phesiz bu kate
gorideki insanlar, Buda'nm durumuna ulaanlardan aa seviyededirler.
Ancak bunlarda asrlarca zevk iinde yayorlar. Anlalyorki bu prog
ram birok iyi insanlara yeterli olmaktadr. Bu konuda Buda'nm haya
tndan bir olay nakledilmektedir: Buda vey kardei Nanda'y ele gei
rerek zorla k afasn tra ettirmi ve bunlarn onun iyilii iin yaptn
gsterme sadedin de en iyi cennetlerle Nirvana arasnda ne gibi farkn
olduunu ona izah etmeye ynelmitir. Bylece tezini isbat iin Nanda'ya
g gstermitir. K a n s olacak olan kadndan ayrlan zavall gen adam
onun harika gleri sayesinde gksel mitolojileri grerek bu cenneti Nirvanaya tercih ettiini haykrr. Fakat artk Nanda gibi hareket edecek bir
slik yok...
Yine Budist metinlerinde N R V A N A 'y a ulaan bir ok azizin, kar
delerine yardm etmek iin gerek Buda olacaklar zaman erteledikleri
grlmektedir. (Uyantan sonra krk yllk mcadele hayatnda Buda da
ayn eyi y a p m t) Bu varlklar, uyanan varlklar anlam na gelen
B O D H S A T T V A adn alyorlar. Onlar, yle bir merhametle hareket
ediyorlar ki halk dindarl onlarda, koruyucu melekler gryorlar. B u
nun iin onlara sadece Nirvana yolunda ilerlemek iin deil; birtakm ina
yetler elde etmek iinde bavuruluyor. Tibette, in'de, Japonya'da bu Bodlisattv a , Tanralar dahil, aa tanralar klt ile tasarlanm olarak
byk bir ilerlemeye ahit olmutur... Bunlarn iinde en mehurlarndan
biri T A R A 'd r . Zamanla Tanraya tapnma (T a n t r is m e ) tanra klt
sayesinde zellikle Bengalde (Budizm oradan kov u lm a d an nce) ve Ti
bet'te Bdizmi etkilemitir.

NRVANAYA ANCAK YENDEN DOU SEYRNN


SONUNDA ULAILMAKTADIR
Ksaca Budizm'in doktrine! esas, kendinde N R V A N A 'y a ulama
arzusu olan kiinin (Meritan) deerli olduunu retmeye dayanmaktadr.
nk byle bir kii (saysz doular sresince) yaayan varlklar zinciri
nin son haikasndadr. te bunlardan olan "d e e r lile r " Budann szn
dinlemeye elverili bir ruha sahip olmulardr. te bu sz, ferdi, bu basit
hidayet olayndan gerek hidayete geie elverili bir ilerleme tavsiye
eder. Bunun gerek menzillerini yle ifade edebiliriz:
1- Dnyay terk (Bu, manastr nizamna zaruri girii ihtiva eder)

354

2- Ruhtaki pislikleri temizlemeye ynelen ruhi ekzersizler.


3- Murakabe T e k n i i. Bununla ferd, her arzuyu tamamen sndrebilir. B ylece de Nirvana'ya ulalr.
Artk N R V A N A 'y a ulamakla hr daha bu dnyada yeniden dou
olmamaktadr. Bu durumla fert, kozmik (evrene has) devri daimin sonuna
ulaabilir. Yahut bir B o d h isa tv a olmak veya mkemmel bir Buda olmak
iin ilerleyebilir.

TARH GELM
Budizmin bu panoramas iinde, gerek blnmelere gtrecek ok
farkl y o rum lar iin yeterince kapalln olduunu gsterme imkan
vardr. Daha B udanm hayatnda D e v a d a tts , Buda ile atma halinde
bulunuyordu. Sylendiine gre o, ilk Buda cemaatinden ayrlanlarla ra ti
zi bir mezhep kurmutu... Bununla beraber,Budist Cemaat (sangha) onun
alhn an tekil ettii on asr esnasnda muayyen bir birlii muhafaza
edecektir. Bu zaman zarfnda mevsuk yazlar derlenmi, ok sayda h
k m darlar Budizmi kabul etmi, Budist ilhiyatlar lim ne y o ru m
larn yapmlardr. Fakat btn bu basanlar bile, Hinduizmin, daha son
ra da slm'n dinamizmi karsnda Budizmin yeterince doktrinel yapya
sahip olmamasndan dolay dmesine engel olamamtr.

HNDSTANDA BUDZM
o k sk n tl s a h n e le rle t e z a h r e d e n B u d a 'n m c e n a z e t r e n in d e n
so n ra (B u d a 'n m b r a k t k l a r i in ) d e rh a l, B u d a 'n n h a lefin in k im o la c a
k o n u s u s z k o n u su e d ilin ce , a z kalsn b l n m e kend in i g ste re ce k ti. k tid ar
k o n u s u n d a B u d a 'n m iki tilm izi o lan K S H Y A P A v e A N A N 'd a ta r t m a
lar v e n ih a y e t R j a g r i h a k n n si n d e (M . : 4 7 7 ) A N A N D A s t n g e lm itir.
A s ln d a bu iki a d a m n k arlk l fik irlerin in ne o ld u u ta m o la r a k b ilin
m e m e k te d ir . A n c a k yle g o r n y o r k i K S H Y A P A d o k tr in in i v e y n e ti
m in in s e r tli in i ik m a l e tm e k i in c e m a a tn k e n d i iin e k a p a n m a s ta ra fn
tu t a r k e n ; A n a n d a c e m a a t g e n i le tm e k i in h e r ta ra fa m i s y o n e r le r g n d e
r e r e k b ir o k m n te s i p i e r e d in m e k g r n d e y d i. Ni t eki m o n u n y n e tim i
a ltn d a B u d iz m , H in d is ta n 'n en b a ts n d a k i Ke mi r ' e u la m , g n e y d e
d e D a k k a n b lg e s in e k a d a r n u fu z e tm i tir. Y z yl k a d a r s o n ra d a ikinci
k o n sil B i h a r b lg e s in d e V a i s h l i 'd e to p la n m tr. N ih a y e t b ir c n c
k o n sil ise, b u n d a n y z se n e so n ra p ta l ip u t r a 'd a to p la n m tr. F a k a t d a h a
bu z a m a n l a r d a b ile d o k trin e ! a y rlk la r o d e r e c e y e u la m t ki, bu to p
l a n tla r e s n a s n d a a lm a n k a r a r l a r a itir a z e d ilm i v e n e tic e d e p a t a l i p u -

355

tra konsilinin bakan, sapk keilerin ldrlmesini emretmiti.

BUDZM HNDSTAN'DA ASHOKA'NIN


DESTEYLE YAYILMITIR
Bu devrenin n e m ir>, M.. IH. Asrn sonuna doru Maurya hane
danndan kral A s h o k a nm Budizme girme olayna bah kalmaktadr. Bu
prensin askeri talihi ona, G anj ve H ind havzasn, bugnk Afganistan'
ve Dakkan blgesinin byk bir ksmn iine alan kocaman bir imparator
luk kurma mkan vermitir. phesiz bu blgeler daha nce onun saye
sinde Budizm'i tanm ve B h ik k u 'la rn vaazlar sayesinde de imparato
run dini olan bu yeni dini, yeni bir gzle mahede etmilerdir. stelik
A sh o k a, saysz kurulular desteklemi, Budist mabedlerine para yard
m yapm, mezhep kavgalarna mdahale etmi, ksaca Hristiyanlk
iin Konstantin'in oynad rol o, Budizm iin oynamtr.
Ashoka'n m ynetimi altnda ve hemen ondan sonra, Budizm, kuzey
bat il yneticilerinin yunan kltr ile temasa gemitir. Neticede Hind
ve Afganistan snrlarnda Grek-Budist san'at, insanhn san'at trle
rinin en gzel tezahrlerinden biri olarak grlmtr. Yine bu dnemde
Budizmin, Seylana ulat ve bu blge sakinlerinin ok hzl bir ekilde
Budist olduklar grnrken; Hindistan'n gney ucu, Budist misyonerle
rine boyun ememi t ir.

TEOLOJK KAVGALAR VE SAPIK MEZHEPLER


BUDZM BLMTR
Hristiyan andan nceki asriar veya Hristiyan ann ilk
yllar; Budizmin, bugn Rusya'nn ve inin topraklarnda bulunan Tr
kistan'a kadar yayldna ahit olmutur. Batda, Iran topraklarnda
Mazd eizm in1* douu ile engellenen Budizm, byiece muhtemelen biraz
tesire sahip olduu Batya ulaamamtr. nk, Hz. Isa'dan 11. asr nce
Yunan kral M E N A N D R E 'n penjab fethettikten sonra, Budizme girdiini
gelenekler nakletmektedir. Yine bu devir, doktrininin byk metinlerinin
kaleme alnmas sayesinde muhtelif ekollerin donuklamasna temayl
gsterdikleri br devirdir. Hinduizm tarafndan yutulan saysz bzal
frkalarndan bilhassa iki byk doktrine) cereyan, net olarak kendini
gstermitin Bunlardan biri "G n e y G elen e i" veya " K k yol" HI'NAY N A ' dieri ise "K u z e y g e le n e i" veya " B y k y o l" M A H Y N A
i d i l s . Aradaki ihtilaflar yattrmak iin bir konsii toplamaya teebbs

356

eden kral K A N S H K A (M..: II. Asr), sadece bu ihtilaflar tesbitten


baka bir eye muvaffak olamamtr. Hatta tuhaftr ki kral tarafndan
bu teolojik kavgalara gsterilen ilgi, bu ihtilaflarn artmasna yardmc
olm utur. nk , m u htelif doktrine! cereyanlarn taraftarlar, kendi
grlerini savunmaya ynelik bir takm eserleri bu vesile ile yazm
lardr, te Budist filozoflarn, en nemlilerinden birisi olan N G R J U N A y balca eserini by lece yazmtr. Mildi IV ve V. asrlarda
Grupta hanedan, IV. asrn sonunda btn kuzey Hindistan' kaplayan bir
imparatorluk kuran M A U R Y A 'nm kine benzer bir rol oynamtr. phesiz
Budizm, bundan yararlanyordu. nk imparatorlar Budizmi himaye
ediyorlard. Fakat yine, bizzat Hindde, Budist yaylmasnn yeniden ola
bilmesi iin, kilise ii kavgalarda ok ciddilemiti. Darda ise Budizm,
in'i elde etmi ve gneydou Asya'da tutunmaya alyordu. Bununla be
raber inli H i n a n - T s a n g VT. yzylda Budist ilhiyatlarna danman
iin geldiinde; vaktiyle gelien manastrlarn bulunduu terkedilmi
hali, rahiplerin cehaletini, s t p a 'la rn terkini, onlard an biroklarnn
harabeye dndn tasvir edecektir. Yine o, Bhikkhu'lar by tacirlii
veya cretli meslekler icra eder grmekten de deli oluyordu.
Yine bu esnada Budizm, Hindistann dnda ok canl bulunuyordu.
Mildi V n i. Asrdan itibaren Budizm, Kuzeyde aznla der ve onun
orada kaderi tamamen yok olmaktan da kurtulamaz. Ancak, bu yok oluun
seyrinin yava ve aralkl olduunu tesbit iin muayyen bir tarihi tesbiti
m m kn deildir. XIV. yzylda Kemirde ve Bengaldede hl birka
Budist cemaat mevcuttu. Fakat onlar sadece bir kalnt tekil ediyorlard
ve T antrism e'd en ok etkilenmilerdi.
Budizm, T ib e t, Seylan, Birmanya ve btn uzak douda yaylrken
X. miladi asrda artk Hind'de, Budizm mevcut deildi.

K YOL
B u d izm , H ind istan'n dnda, iki ekilde ve iki farkl tarzda
yaylm tr. Kuzey istikametinde M A H Y N A temayl ad verilen
" B y k y o l" Kara yolu ile Tibet ve in'e doru, Trkistan, Moolistan,
Kare, Japonya arasnda yaylmtr, M a h y n nm in'den tesiri altnda
kald yegane yer Hindiin'in V ie tn am ' olmutur.
Gneyde ise, deniz yolu ile Hinayn " k k y ol" ekolunun veya
Theravda "eskilerin. Doktrini'hv.n S e y la n dan balayarak, B irmanya'ya,
M a le z y a 'y a , T a y la n 'd a , Laos'a, K am b oy a'y a, E ndenozye'ya d o r u
yaylmtr. Vietnam'n gney ksmnda iki ,ikimin mKyunerlerinen d o
mu olan iki temayl birlikte yaamaktadr.
357
/

Aslnda iki yol arasndaki fark, doktrin meselesidir. Fakat bu f a ik


lar, yaylma blgelerinin farkll ile belirginlemilerdir. Bunun iindir
ki bazan, gney Budizmine (H in ay h an ) muhalif, kuzev Budzminden
(M a h y n a ) bahsedilmitir.
Genel olarak denilebilir ki bu iki temayl, Budanm retilerinin
iki byk yorumu olan " B i r kurtulu dini" veya "zhidane bir d is ip lin "
eklindeki aklamaya uygun dmektedir:

BYK YOL (MAHYNA)


(Tam Bir Mitoloji Gelitirmektedir)
M a h y n a 'n n mntespleri iin tam olarak (tam bir Buda hali)
N R V A N A 'y a ulamak ok zordur. ok nadir istisnalar hari, nsanlar o
" m k e m m e l l i e " ulamaya muvaffak olamazlar. Fakat B o d h i s a t t v a l a r n m evcudiyeti; olgunluk yolunda ilerlemeyi samimiyetle arzu
edenlerin, normal insanlarn stnde bir duruma ulaabileceklerini garanti
etm ektedir. Bylece onlar da B o d h i s a t v a olma tarznda, tanrlarn
arasnda yeniden doacaklar veya bizzat N R V A N A 'y a ulaacaklardr.
Bylece, sonu itibariyle burada gerek bir mitoloji gelimektedir. Bu
gelimede varlklar, sadece tenashn normal seyrine boyun ememiler
bilakis, srekli hayat devrelerinde de ona tabi olarak ya cehennem de
izdi rap ekmiler veya cennetin zevklerini tadmlardr.
phesiz zdrap mekanlar oktur ve onlar cennetteki kametlere
gre hiyerarilemitir. (Yani bazlar scak, dier bazlar ise souktur.)
B o d h isa ttv a 'la ra gelince onlar ayr yerlerde ikamet ederler ve kozmik
grevlere gre grev taksimine itirak ederler. Bunlarn en mehurlarnn
arasnda, gelecein Bu d as olacak olan Matreya'y zikredebiliriz. Bugn
o, bulunduu TU SH TAlarn gnden insanlarn ak ile birtakm lutuflar
datyor. Salklerin ok sevgilisi bir dier B od hisattva ise A v a lo k ite s h vara'dr. O, ikametgahn mitolojik bir da zerine kurmutur. Elinde bir
lotus iei, b ir kitap, bir te bih ve b ir ambrosie (mitolojik bir yemek)
iesi tutmaktadr. Yine o, dnyay korumakta, hastalan yiletirmekte
ve lmszlk salamaktadr. B od hisattva'lann altnda insanlardan ok
uzakta B u d d h a s denilener saltanat srmektedir. Bunlarn arasnda, tarh
hi Bud a'd an baka, tm dierlerinin ilk rnei olan Buda A m it b h a 'v
ayrd edebiliriz. Onun dnyay aydnlatm aktadr. Nihayet b ir
takm "aa tanrlara" sra geliyorki bunlar, bir nevi insanlarn dnyas
ile B o d h isattv alarn dnyas arasnda kpr vazifesi grmektedir.

358

KK YOL (HNAYN) ZAHTLE VE


DOKTRNEL SERTLE NEM VERYOR
H in a y n a doktrinine gelince o, mitolojik oalmay azaltmaya ve
eski doktrinin safiyetini muhafazaya gayret gstermektedir. Aslnda
"k k y ol" ismi, "g n e y e k o lu n a " Mahyna'nn sakler tarafndan is
tihza ile verilmi bir addr. Oysa Budzmn bu eklinin siikleri, eskile
rin doktrinini (T h e ra v d a ) takip ettiklerini sylemeyi tercih ediyorlar
d. Burada manastr disiplininin sertlii dikkati ekmektedir. yle k l
ikler hayatlarnda hi olmazsa bir defa b h i k k h u halinden gemeye da
vet edilmektedirler. phesiz orada da "ce h e n n e m le rin ve cenn e tle rin "
varl ve ayn ekilde ilhlarn varl kabul edilmektedir. Yine B o d
hisattva ve eski b u d d h a s lar takdis edilmektedir. Fakat orada esas olan
ey, slikin kiisel abasdr.
Orada Bodhisattva'larn klt henz msamaha grmtr. Bunun
la beraber, bedeni ve ruhi disiplinler srekli ne srlmektedir. Hindiini
lkelerinde Budizmin yerlemesi phesiz oraya yaplm olan mabedlerde Buda'nn ve birka Bodhisattva'n m resimlerinde oralarda kurulmu
olan s t p a larda kendini gstermitir. Fakat in'de Japonya'da incelenen
mabedlere nsbetle, bu mabedler sde kalmaktadr. Mesel, Vietnamda
birlikte olan her iki y o lu n mabedler i rahata tannmaktadr. " B y k
yol"un mabedieri, kalvinist mabedlere benzerken, "k k yolun" mabedleri daha ok talyan kiliselerine benzemektedir.

ZEN BUDZM, JAPONYADA BUDST TEFEKKRN


YEN BR EKOLUDUR
Bununla beraber her iki Budist ekolun mntesiperi, rakip dinlerle
mukayese edildiklerinde grld gibi, tek ve ayn dine bal kalm
lardr. Bylece iki Budist ekolu lszce ayrmak yanl bir hareket ola
caktr. Onlarda mterek olan ey, mevsuk metinlerin ve onlardan kay
naklanan teolojik eserleri okuma ihtirasdr. Mesel bugn, Japonya'da ve
gney memleketlerinde, Japonya'nn maddi zenginliinden ileri gelen Ja
pon stnlnden temayz eden, Budizm dncesi zerinde youn ara
trma merkezleri kurulmutur. Yine Japonyada Zen ad verilen zel bir
murakabe ekli gelitii bilinmektedir. Zen kelimesi, sanskrite m u ra
kabe anlamna gelen dyna kelimesinin Japonca ifade ediliidir. Zen ke
limesi, imek gibi bir " u y a n " hedef alan spiritualist birtakm ekzerSizlerin vld mahyna ekolunun damgasn tamaktadr. " K k
yol" yava ve dikkatli bir ilerleyiin gereklilii zerinde srar ederken;

359

z e n , baz haberde slikin birden N R V A N A 'y a ulaabildii konusunu


ilemektedir. Fakat, ekzersizlerin zorluu, onlarla beraber olan disiplin
ler, evrenin sadelii v.s. gibi eylerden dolay, Zen'in H inayn'y a ula
t sylenebilir. Bu durum, ar bir ekol iin hi de tuhaflk arzetmez.

B U D Z M N G E L E C E

XX. yzyln sonunda "D o u A sya'nn" iinde bulunduu zel duru


mundan dolay, Budizmin gelecei hakknda byk bir ey sylemek ok
zordur. Fakat bizzat H in d d e , baz dnrler, Kastlar yasaklayan ve J a
ponya misii bir modern Bat medeniyetine geie uygun bir din olarak Budizme ilgi gsteriyorlar. Y ine M a h r s h t r a nn (Bombay blgesi) bir
ksm p a ry a la r politik liderleri Dr. A m bed kr'n idaresi altnda Budizmi kabul etmilerdir. Bundaki hedef, kast d bir durumdan dini bir ce
maat statsne ulaarak kamak ve gerilediine hkmedilen B r a h m a
n i z m karsnda, bir ilericilik hareketi gstermekti. Ancak bu hareket,
sadece Hindin, kk bir blgesine inhisar etmekte ve en ok da bir milyon
kiiyi bulmaktadr. Bunlarn da Budizme geilerinin gerek bir dini faa
liyet olup olmadn bilmek olduka zordur. Bu zel durum bir yana
braklrsa, bugn Budizmin yaylmakta olduu sylenemez. Ancak Budiz
min, hl Asya'da, nemli bir din olduu ve insan dnnn en byk
boyutlarndan birini temsil ettii sylenebilir.

DPNOTLAR
1

1926 d o u m lu olan y a z a r, Hnd g elen ek sel k lt r k o n u su n d a u z


m a n d r. U zu n y lla r H in d is ta n da k a lm tr. P ro v e n ce (a ix -M a rs e iile ) iv e rs ite s inde H ind M e d e n iy e ti ve S a n sk rit e p ro fe s
r d r. E serleri a ra sn d a , Z A R A T H U S T R A , P aris, 1965 ve G R A M
M A IR E DU S A N S K R T , p a ris, 1971 ile o k sa y d a te rc m e le ri
v ard r.

Bu y a z , Les R elig io n s, v erv iers, 1S74, isim li kitabn 49-77 sa h fe le rtn den terc m e e d ilm itir.
A S H O K A : M arya hanedan im p aratoru olan A s h o k a , M . . 2 7 3 'den
2 3 2 y e kadar Dou ran'dan, Bengal 'e, Hint a la y a d an Dekkan'a kadar uza
nan h ud utsuz bir alanda saltanat srm tr. U zun zaman terrle saltanat
sren dounun bu zorba kral, Hind .prenslerinin kendilerini Brahm anik
dzenin koruyucular olarak telkki ettikleri bir devirde Budizmi kabul et
memi olsayd, hibir ey ona engel olm ayacakt. Ancak hidayetinden son-

360

5
6

ra, Budizm in gelim esini salam , darya m isyonerler gnderm eyi h i


m aye etm i, Brahm anizm in saliklerine zulm etm eyi reddetm i, bylece de
toleransl bir m uhtedinin yegane rneini verm itir. Bununla beraber onun
eseri ondan sonra varln devam etti rem em i, birka asr sonra da Bu
dizm Hind topraklarndan pratik olarak kaybolmutur.
Z EN B U D Z M : M ahyana ekolundan km ulan bir Budizm eklidir.
Mildi VI. asrda H indli bir Budist rahibi olan Bodhidharm.a tarafndan
inde yaylm tr. Sonra, Japon YosaY, onu, XII. yzyln nihayetinde Japon
ya'ya sokm utur. Z EN kelimesi, Japonca " z e n n a " kelimesinin ksaltlm
eklidir. Bu sanskrite, objesiz dnce, tam konsantre olm a, tam bir zihni
boluk anlam na gelen "d h y n a " kelimesinden gelm ektedir.
ite bu tefekkr Jap o n y a'd a, ekillerin, renklerin, seslerin ve unsurlarn
eitlilii arasnda, kozm ik bir birlik esrar gsteren ok eitli sanatlar il
ham etm itir, ite iek sanat, yay oyunu, ay merasimi, kukla tiyatro, m i
m ari, bahe, karate ve judo oyunlar, sk bir ekilde konsantre olm u bir
iiri (Haikai) ilham eder. Bu sanatlarn ve bu oyunlarn pratii veya onlarn
sessiz m urakabesi de ayn zam anda uyarcdr ve murakabenin meyvesidir.
A yn zam anda da birlii aram ann hareket noktasdr ve hereyi terke var
noktasdr. Burada sz konusu olan, temel birlii ve grnrlerin tesinde
ekilsizi yeniden bulm aktr. Ze'in ad a m ritlen, doktrinlerinin, her
hakl sava, d n yad an u zaklatrarak dnya sulhunu otu rtm aya m sait
olduunu itiraf etm ektedirler.
Bu d n n teknikleri olduka serttir. O nlar, az kon uurlar, saiki,
mantk olm aktan karm aya ve onda yeni bir dnya gr m eydana ge
tirm eye ynelik birtakm temel, irrasyonel, attno sorular sorarlar. Bu so
rular, daim a "z ih in d in a m itle rin e " benzetilmilerdir. ste bu infilk edici
eyler, zihn m uhtevay alt st etm ektedir. Btn bunlardan dolay Zen'n
s t adlar, cevap verm eyi reddederler ve onun yerine bir baston darbesi v u
rurlar. Bylece tek geerli ey, kiisel keif olm utur. Ayrca dnce, ob
jektif olm ak ister ve hedeften uzaklatrr. yleyse, feragati esas alarak,
imajsz, fikirsiz, kelimesiz; denge ve sulh halinde bir eit i aydnla (sntori) ulamak gerekir.
Zen d n sistem i, Japonya'nn m odern m edeniyete alndan sonra,
ancak A m erika'da ve A vrupa'da tannm tr. Onun Batdaki baars, hereyden ok, dncenin kkl bir eletiri ihtiyacna ve saf akln ve Endstri
m edeniyetinin km azlar nnde hayatn sz konusu edilm esine bal
grlm ektedir. nk ondaki hedef, yapm acklarn, letlerin organize edil
mi sistem lerin tesin d e "p la k b ir ad ann zerin d ek i p lak b ah
enin k ay as" gibi temel muahhnsh yeniden bulmaktr. Fakat bununla
beraber ZEN , bir nihilizm ve bedbinlik deildir. Bilakis o, insana gizli bir
hrriyet verm eyi ve bir sulh medeniyeti yaratm aya kabiliyetli olduunu id
dia etm ektedir.
H. de Lubac: la Rencontre d Boudhsrne et de l'occicient, Paris, 1955
D H A K M A : Sanskrite dharm a, kozmik dzen veya m anevi kanun an
lamna gelir. H induizm ve Budizm .m tereken. Evrenin (canl varlklar d a
hil) geici olarak dengeli hr unsurlarn bir birlemesi olduu fikrindedir
ler, H erey dzenli ve herey iyi alyorsa, ite bu D'narma'dr. Bununla
beraber, onu ktlk kuvvetleri (a-dharna) tehdit e t m e k t e d i r . Eer d zen ,

361

vakitsiz yani norm al devrinden nce tehdit edilm ise, H indular, Vishnnun ktl (Malin) malup etmek in cisimletiini kahul ederler
(Ava t ra doktrini).
Budistlere gelince, onlar, gerek manevi kanunun (dharm a) yoklua (N ir
v ana) u lam ak o ld u u fikri zerind e d u ru y o rlar. nk onlara g re
yaadm z dn ya, zd glerin savana adanm tr. (Sevin - ac, scak souk, vs. gibi). Nihayet d h arm a kelimesi, Budizmin temel doktrinini belir
tir. Fakat H indular da, dinlerini, "S a n a ta n a D h a rm a " yani "E b e d K a
n u n " olarak isim lendirirler. yleyse iki din arasndaki fark, onlarn koy
duu d eerler sistem inde b ulunm aktadr. Bunun iin Budizm , manevi
kanunun i veh esin e nem vererek N irvana yi kazanm ak iin dnyay

terk ederken; Hinduizm, sosyal dzen mefhumu zerinde srar eder. Bu

362

nun iin ilahlar yannda dharm a, ilhlar p an th on u h u n fonksiyonel o rg a


n izasyonudur. nsanlar yannda D h arm a, hazrlanan bir yinle ynetilen
klt oian kast sistemidir. Tabiatta ise D harm a, evrensel nhenktir. Yani ayn
safhalar, gnein dn, gerekli zam anda, m ussonlarm gelii v.s. gibi. Ve
yine insanlarn m ecbur olduklar gibi davranm alar,
N irv an a: Sanskrite bir kelime oian N irvn a, yok olma anlam na gelm ek
tedir, pli dilinde bu N ib b n a dem ektir. Budizm bu kelime ile, yce
(Transcendantal) bir hli belirtir. Ona gre bu hle, ancak, fenomenlerin
dnyasndan tam olarak ayrlm a gerekletirildii zam an ulalr. Bylece
N irvna, zihni faaliyetin yok olmas (Nirodhn) olarak tasvir edilen yoga'm n
kaivalya haline, ok benzemektedir. H in d u izm d e, Brahm ana dnd za
man, A tm an 'n (Ruh) bulunduu yeni durum u belirtmek iin de N irv n a
kelimesi kullanlmtr. Bununla beraber birok Budist ekolu, metafizikle
rine bir ikilik (dualit) dahil etmek korkusuyla bir ruhun varln nkar
etm ilerdir. Bylece kii, btn varl ile (Bedeni - Ruhu) norm al hayatn
artlarndan kurtulduunda yani artk, souk ve scaktan m uzdarip ol
mad zam an, bilhassa bedbahtln kk ulan dnya isteklerinden kurtul
duu zam an, bu dnyada Nirvana ya ular.
Dnyev artlardan kurtulmu olan ahs artk K arm an kendinde biriktir
m ez. Bylece, nceki hayatlarnda kazand Karm an (nceki h ayatlard a
ifa edilen iler) yklr. lm annda da tam olarak N irv n a y gerekle
tirir. Fakat ou defa bu makam, hayatn ktlklerinin hibirinin hissedil
medii daimi bir ikametgh olarak takdim edilmitir. Bylece bu, okyanus
larn ve samsrn (srekli hayatlarn devri dnimi)nin tesinde br ky ka
zanld zam an kavuulan bir l m s zl k t r. C en net m efhum unu
hatrlatan bu N irvana anlay, zellikle halk Bdizni iinde ok canldr.
Pek tnbiiki oradaki Budizm , felsef bir ekolden ziyad e bir kurtulu dini
zellii tam aktadr.
P A L : Budizm in en eski metinlerinin yazld d ile verilen addr, Pli,
aslnda kuzey H indistan kkenlidir. Bylece pli, bir p rk rittir. Yani
dorudan d oruya, sanskriteden kan bir blge dilidir. Buda'nm bu dille
vaaz etmi olmas m m kndr. Yine Budist metin yazarlar tarafndan bu
dilin kullanlm olm as m uhtem eldir. Bu m etinler, B u danin lm nden
sonra, d rt asrdan fazla bir zaman, tarihini tam aktadr. Pli dili, bizzat,
Budanm B n ars yaknlarnda tebli yapt zam an kullanlan bir dilden
t rem itir. Bu gn , S e y la n 'd a , B i r m a n y a 'd a , K a m b o y a 'd a , L a o s da

9
10
11

12

13

B u d ist pli dili, Buda rahipleri tarafndan yinde kullanlmaktadr.


Buda m etinlerinin antoojik bir zeti in Bak: R.A. G ard, Le Boudhisme,
Paris, 1970.
P. Levy, Buddhism a m ystery Religion, Londres, 1957
U p a n is h a d : V eda esas olarak ayinle ilgili form lleri ve yaygn talim at
btnn ihtiva etm ektedir. Buna, liturjinin yorum una hasredilen nesir ha
lindeki dev eserler de ilve edilebilir, Bunlar, "B R A H M A N A " diye isim
lendirilm ilerdir, nk bunlar, Veda dininin metafizik esasn aratrm ak
tadrlar. Bu eserler, ksa blm lerle sonulanm aktadrlar. Bu blmlerde,
nsan varlnn sonu veya kozm ozun teekkl, Tanrnn Tabiat, v.s. konu
lar zerinde a k l, kendi kendim ize soru sorm ak iin "A y in le ilg ili" y o
ru m lardan ayrlm ak tad r. te B rahm anad an ayrlan bu blm lere U p aniadlar ad verilir.
M ilddan bin yl ncesinin tarihini tayan Veda U paniad'arnm says
o n b e i gem ez. A ncak, klsik H induizm in belli bal m ezhepleri olutuu
zam an (Y an i m il d ilk a s rla r b oy u n ca) bu topluluklar, biribirlerine
m evsuk bir edebiyat verm ek istem iler ve yeni U pan ishad lar bu gaye ile
m eyd ana gelm itir. Bu olay, a d a zam an lara k ad ar d evam etm itir.
nk, m slm anlarn H indistan'a geldiklerinden sonra bir "A lla h U p
a n is h a d " vard. "R m a k ris h n a U p a n ish a d " ise bu asrn banda kaleme
alnm t. Bununla berab er, en deerli olanlan en eski U panishad'ardr.
nk onlar, V e d n ta'm n kaynan tekil ederler. Gerekten radikal bir
lik ilk defa H nd edebiyatnda ifade edilmi ve bu ekolun byk stadan
S H A N K A R A , R M N U JA , isbatlann Veda U pan ishad lan nd an aldk
lar nakillerle desteklem ilerdir. phesiz bu metinler, "B h a g a v a d -G ita "
ile birlikte H ind felsefesinin gelim esinin kaynan tekil ederler. A ncak
onlarn temayllerinin sadece metafizik olmad, onlarn yannda ayinle il
gili buyruklarn, dnya, ahlk, tpla ilgili m uahadelerinde yer aldna dik
kat etmek gerekir...
Felsefi aklam alar ve ekollerin kavgalar bir yana braklrsa Budizm in, nisbeten basit bir esas; birka temel fikrin etrafnda organize edilebilir. Bu
nun da izah, Buda'nin m aneviyatna girii hatrlatm adan yaplam az. Bu
konuda Bak: A . Bareau, Le Bouddha, Paris, 1953, VV. Rahula, L'Enseignem ent du Bouddha, P aris, 1961.
K A R M A N : Sanskrite bir kelime olan K arm an, i, faaliyet, h areket an
lam na gelir. Brahm anist ilahiyatlar tarafndan ferdin, h ayat boyunca
deerli veya deersiz olarak biriktirdii eyler btnn belirtmek iin kul
lanlm tr. Byk H indu ounluu tarafndan kabul edilen bir anlaya
g re insan, elem andan m eydana gelmitir: Beden (Duyu ve hareket o r
ganlar), A k l (m anas: zihn organ ). Ruh (A tm an). te bu sonuncusu, te
sadfen fenomen dnyasna inmi olan bir zdr. Orada bu z, kafesteki
bir ku gibi dnyann sonuna kadar hapis olarak kalacaktr. Sz edilen
ku, um ak istiyor. Fakat o, fertlerin if ettii hareketlerin herbiri vesilesiyle
d ok uduu alarla tutuklu bulunuyor. (te bedenle Ruhun misali). nk
iyi ve kt her hareket, grlm eyen fakat gerek olan bir sonucun nedeni
dir. te buna karm an denm itir. Bu, ruh zerine tesir eder ve onu baka bir
artta veya sonsuz yeniden douun bir devresinde ferdin lm ne sevk eder. Bylece ayn d eim ez ebed ruh, zam an lar b oyu nca, h ayvan

(E : 24) 363

14

15
16

artlarndan, insan artlarna geen gm en bir ku gibi bedenden bedene


geer. Bu srekli h ayatlar boyunca biriken karmann deerine gre, kt
lk yok olu r. Bylece, yce bir ermilik hareketi ferdi, kutsal bir statye
ulatrabilir. Fakat bu sadece bakalarna kar yksek olan bir haldir. O n
lar aam az. Bir m d det son ra, kendisinin o m evkiye ulam asna imkan
veren liyakati tketen ruh, ya bir insan bedeni ya da hayvan bedeni iinde
kendini gsterir. Ancak yine, hareketsiz yaanam az. Yeniden karm an depo
edilir ve bu sonsuza dek bylece srer gider.
Byle bir teorinin dourabilecei m etafizik bir m itsizlie kar, saysz
Hindu m ezhepleri byle bir lanetten kamaya imkan veren bir kurtulu yo
lunun varln ifade etm ilerdir. Mesel, B h a k tinin m ensuplar. Tanrnn
{vishnu, shiva, krishna, tanra) inayetiyle mu mini, cennetinde sonsuzlua
dek tutabilir, derler. D ier m ezhep salikleri, ferdin, karm ann birikim m e
kanizm asnn uuruna vardnda, hareketi reddederek onu krabileceini
ifade etm ilerdir. Bylece ruh, S am sra (sonsuz yeniden dou lar d evr-i
daim i) dan kesin olarak kurtulur ve hviyetini m utlaka (Brahm an) gerek
letirir. Ancak ebediyyen fenomenler dnyasndan kurtulur ve bir daha da
bedenlem ez. Yoga pratii yapanlar da ferdi, insani artlardan ekip kar
m ak ve ona karm an'dan kurtulm aya imkan verm ek iin onu yap m ak ta
drlar. B u rad a ok sayda m odern H indu'nun da gelecek hayatlarn Hristiyan lar v e m slm anlar gibi cehennem veya cen net olarak tahayyl
etm e m eylinde olduklarn da ilave edelim. Bununla beraber, K arm an mef
hum u, geleneksel din ve felsefe iinde esas olarak kalm aktadr. Bu mehfum , H indu evrensel kltrnn iinde heryerde vardr. (Bak: L. Renou,
Religion of A ncient India, Londres, 1953)
Q u ie tism e : Ltince istirahat anlam na gelen q uies kelim esinden gelm ek
tedir. Q uietism e, spanyol rahip Miguel Molinos (1628 - 1696) tarafndan
h azrlan an ve "L a G ude S p iritu el" adl eserinde zetlenen bir Saf ak
doktrinidir. Bu doktrin, Fransa'da fe n e lo n ve M ad am G uyo zerinde
byk bir tesir yapm tr. Bu doktrin, lh iradeye mutlak teslimiyeti nerir.
nsan abaya byk bir gven atfeden metodik m urakabelere ve manev
ekzersizlere kar reaksiyonla bu doktrin, ilahi iradeye mutlak terki nerir
ve ilh inayete mutlak gveni tercih eder. ayet ruh, Allah'la samimi ve
gvenilir bir birlik iinde ise, gszln ve bedensel igvalnrn ne nemi
alabilir, ite bu pozitif durum , birok yolsuzluklara gtrebilirdi. Bunun iin
M olinos mebbet hapse mahkum olm u ve 1696da br h crede lm tr.
Onun az veya ok deform e olm u fikirleri, Fran sada B o ssu et ve F en elo n
arasndaki q u ie tism e mcadelesini beslemitir. (Bak: Miguel M olinos, Le
Guide Spirituel, Franszca'ya eviren, Jeun C renier, Paris, 1971)
E. Lnm otte, His toi re du Bouddhism e indien, Louvain, 1958
M a z d e ism e : A vestada takdim edildii gibi ran dinine verilen bir isimdir.
M nzdeizm , M.. iki bin yldan beri m evcuttur. Hl bugn bile ran'da
(Kemimi blgesinde) G u eb re kk cem aat tarafndan ve H indistanda
(Bom bay blgesinde) pars'ier tarafndan bu inan yaam ak tadr. Balan. gta yani, M.. nc bin yl boyunca bugnk Trkistan'da h ayv an
clkla geinen, H ind - A vrupai bir dil konuan bir kabileler konfederasyo
nu vard. Tedrici ekilde bu kabileler gneye doru g etmiler ve iki gru
ba ayrlarak ran'n kuzeyine ve penjnb'a yerlem ilerdir. Sonra kklerinin

364

m terek old u u nu h atrlay arak biri birleri ne Aryen isi m ini verm eye d e
v am etm ilerdir, ite Iran ismi, buradan gelm ektedir. H er iki yeni lkede
bu kabileler, orada daha nce yaya cem aatlerle temas kurmular ve dn
lerini tahrif ederek y aam ay a d evam etm ilerdir. te randa AV ESTA ,
H in dd e d e V ED A byle d o m u tu r. H er iki kitap da, iki lkenin dini
inanlarnn ifade edildii bir liturjik m etinler derlem esidir. A ncak ikisi
arasnda m terek esas daim a anlalsa da yine de yaplacak bir m ukayese
H indou-K oush'un dousu ile bats arasndaki ideolojinin ok farkl olduu
d erh al aa ak m ak tad r. nk, V edaya bal H indliler, politeist te
m ayle v e ibadete ok nem verm ilerdir. Oysa ranllar, m onoteizm i be
nim sem iler ve liturjiyi basitletirm ilerdir. ran'da, Aryen ilahiyatnn birtek v e iyilik isteyen Allah'n vahyi anlam iinde deitirilm esi Zerdte
(zoro astre) atfedilm ektedir. (Bak; J. Varenne, Z arathustra et la tradition
M azdeenne, Paris, 1965)
Z A R A T H U S T R A : phesiz zerd st n vaaznn balad devir, bize
m ehul kalm aktadr. Fakat kesin olan, mnzdeizm in ran'da byk II. C yrus
zam annda mterek din olduu hususudur. (M..: 559 - 530). Bylece mnz
d eizm , M.S. VII. A srd a ran 'd a, Islm fethi oluncaya kadar yaam tr.
M nzdeizm A ryenlerden saysz canl trlerinin yasad hiyerarilem i bir
kainat m efhum u m uhafaza etm itir. O rada hayvanlar, insanlar, tanrlar
hiyerarisi v ard r. T anrlar dahil btn bu trler, birtek yce varlk olan
A hu ram azdan n (H akim Rab) otoritesine tabidirler. Bu, iktidarn icra et
mek iin, alt aziz lm szden (Am esha Spenta) teekkl eden bir konsey
tarafndan yardm grm ektedir. Bu konsey unlardr:
1- Voh M anah : Kutsal Ruh - iyi dnce
2- Asha : Adalet
3 - Kshathra : im paratorluk
4- Armaiti : Sofuluk
5- H aurvatat : D oruluk - Drstlk
6 - A m e re t t: lmszlk
A v esta, M azdava v e onun alt m eleine bal ok sayda d ier aa
Tanrlar zikreder. phesiz, cehennem de bu ynden zengindir. nk her
Tanr, tam am en zt bir hasmla belirlenmitir. Mesel, kt dnce, kt
ruh olan A aka M an ah, iyi dnce, kutsal ruh olan Voh Ma n ah'm karsm dadr. H astalk, lm , ahlkszlk gibi m uzdarip olduum uz btn fela
ketlerden sorum lu olanlar ok sayda eytandrlar. Bunlara zel isimler at
fedilir. D aha genel tarzda eytan dnyas, Druj dnyasdr (Ktlk). Bu
eytan veya T anrsal varlklarn m evcudiyeti, onlarn yardm clar veya
hasm lar olduu yce varln m evcudiyetine tabidir.
Btn bunlarla beraber, m azdeizm in ikinci byk devresinde bir evrim
olum utur. Yani, sasnilerin hakimiyeti altnda (miladi 111. Asrdan itiba

ren). N eticede M A Z D A , gitgide yegane Tanr olm u, dierleri ise onun


yce kudretinin tezahrleri olarak kabul edilmitir.
F akat o zam an d a ktln hesab nasl verilecektir? te zaruri olarak
ilh iyatlar A N G RA M A N YU (m erham etsiz Ruh) dedikleri bir hasm
varl ortaya karm aya ve undan da iyilik ruhu Abura Mazda (dier ad
sp enta M an uy) k ad ar gi bir varlk m eydana getirm eye sevkedilm islerdir. ste bu, saf haldeki dnlizm dir. Bundan bir iti/al hareketi olan

365

M anichenne (M aniheizm ) hareketi doacaktr.


Mani'nin vaaz vesilesiyle H ristiyan, m slm an basm lara cevap verm ek
zere m azdeenler, spenta m anuyu (A hura M azda) m azdaya bal bir eit
melek haline getirerek bir m onoteizm kuracaklardr, ite o andan itibaren
temel strktr yle teekkl edecektir: "Yegane hakim olan A hura M az
d a", A ngra M anyu tarafndan ynetilen, ktlk kuvvetleriyle, spenta
m aunyu tarafndan ynetilen iyilik kuvvetlerinin arptklar bir evrende
saltanat srm ektedirler.
M slm an igalinden sonra M azdeen teolojisi pehlevi dilinde aklan
m tr. O zam an A hu ra M azda O R M U Z D
v e A n g ra M anyu ise
A H RM AN olm utur.

17

366

G nm zde ise, G ub res ve parsler, m slm an igalinin arefesinde sasanilerin hakimiyeti altndaki mazdeizmin deerlerine olduka sadk olan bir
din, yaam aktadrlar. Bu toplum . Hindin kastlarna benzeyen ok kapal
bir toplum dur, M azdeenler, her eit slm ve H in du tesirinden uzak
kalmlardr.
Ancak XIX. A srn sonunda, p ars ilahiyat,Hindistan'daki Anglikan m isyo
nerlerinin takdim ettikleri hristiyan deerlerine uym a teebbs ile d am galanm tr. Bu teebbsde ahlk bir edebiyatn gelitii grlr. Orada
zerdt, ilk tarzda Isay temsil etmektedir. Dier parsiler ise, theosophinin
belli bal prensiplerini kabul ed iyorlar ve H ristiyanlkla m azdeizm in
arasm dak farklar amaya alyorlar.
Bugn ise bu m odeller almtr. Bugn daha ok H indde ve ran da milli
y eti d u y g u larn uyanna ynelik bir k ayn ak lara d n h areketi
grlm ektedir,
H N A Y N : H inayn ismi (k k y o l), M ahynrta'nm (Byk Yol)
dm anlar tarafndan verilm ie benziyor. Gerekten m ahyna'nn m en
suplarna takdim ettii ok byk yol karsnda, H inayna olduka dar ve
kat bir yol fsterir. "K k y o l" doktrininin esas blm "B y k yoI"d an
olum aktadr. Onun en nemli metinleri ise sansknte deil, pli dilindedr. Aslnda bu "K k y o l" daha yeni bir m ahyana'dan baka bir ey
deildir. phesiz bu iki akm balangtan beri,m tereken vard. nk
bunlar, Budizm in iki tam am layc vehesine uygun dm ekteydi. Teek
klnden sonra H in ayna, Hindistan'n dnda gneye doru yaylmtr:
S e y la n , B irm a n y a , M a le z y a , T a y la n d , K a m b o y a , L a o s . O ysa,
M ah yn , T ib et, in, Viet-NTam 'a doru yaylm tr. Genel olarak H in a y n , Buda'm n talimlerinin ahlki vehesi zerinde srar etmektedir.
nk onlara gre, insann bedbahtl, dnyevi arzularndan ileri gelmek
tedir. Bunun iin tek kurtulu yolu, uygun bir psycosom atik teknikle bu
istei yok etmektir. phesiz ilhiyatlar, B u dan n, "iy i y o lu " v aaz ederk
en acy tadd m inkar etm iyorlar. Onlarn zerind e durduklar konu,
Buda'mn dindarlklar karsnda insanlar kurtaran'bir Tanr olmad nok
tasdr. O nlara gre B u d a , katetmek isteyen insanlara yol gsteren bir
staddr. Bunu gerekletirebilmek iin ise insann, doru bir davran, dai
mi tefekkr, bir nevi zihni bir yoga ekzersizi gerekm ektedir. (Bu, zihni her
eit arzudan temizlemek iin yaplr.) H m ayn Ekolu, L ik lerin , "Bhikku" (dilenci rahiper)larn yaad m anastrlara ekilerek hedefe yak
laabileceklerini kabul etm ektedirler. Bu staj dnem inde l ik , bir rahip

18

19

gibi giym ekte ve onun gibi sad akalarla yasam ak ta, tavsiye edilen btn
ruh ekzer sizi eri yapm aktadr. Bu ekolde kadnlarn grevi, daha az serttir.
Fakat rahibeler iin de m an astrlar vardr.
M A H Y N A : Budizm , ilk asrlarda, kurucusunun vaazlarnn ahlk yn
zerinde d u rm aya ve n etice itibariyle N irvanaya ulam aya im kan veren
benlie hakim olm a tekniini gelitirm eye nem verm itir. Bununla bera
ber, ok kuru olarak grlen bu akm a kar baz Budistler, vaazlarn; daha
z iyad e B u d a n n szlerinin slah edici vehelerine ve y ery z n e gelen
Buda'nn ve B u da'd an nce gelen B u d a s'la rm tecrbe ettii m erh am et
zerine yneltm ilerdir. (Veya b izzat insanlar, kurtarm ak iin d urm ad an
bedenleen y eg an e Buda zerine) Buna karlk olarak insanlar, saysz
B o d h is a tv a lann ve b izzat B u d an n nnde tapnm a tecrbesini ifa ede
bilirler. Bylece, B udizm in, tedrici ekilde, yeni bir gr n m h azrlan
mtr.
te bu gr n salikeri, d ar denilen H n av n 'y a nisbetle buna " B y k
y o l" (M ahyna) adn verm ilerdir. M ah yn a ek olu , kara yolu ile H in
d istan'n dnda y aylm a alan bulm u ; bylece T rk ista n , T ib e t, in ,
K o re, Ja p o n y a , V ie tn a m , M ahyna m ensuplarna v atan olm utu r. M a
h yn a ekolu, B u d iz m e , m ito lo jik b ir renk v erm itir. nk o, B u d a s'la r alabildiine o altm tr. Buna g re, B u d a s lar, sad ece byk
saylarla y ery z n d e deil, u zayd a da otu rm aktad rlar. stelik h er Bu dh as, tabiat st bir v u cu d d u r. (H atta onun birok vucudu vardr. Birtakm
harikalar'da icra edebilirler.) Yine bu B u d h as'lard an A m itb h as (lm sz
k), A k s h o b h y a (sabit), B h aish ajy a G uru (tabib) v.s. gibi bazlar zel
tapnm a konusu olm utur. Yine M ahyna'nin salikeri, birtakm tanrlara
v e tanralara tapm aktadrlar. nk gksel dnyalar olduu gibi, cehen
nemi d n yalar da v ard r. Slikler, ibadetlerini zellikle B o d h is a ttv a 'y a ,
yani varlklarn ak ile N R V A N A 'y a girilerini erteleyen istikbalin B u d h a s lanna ad am lard r. (Bak: F. H ou an g, Le Boudhism e, de Finde la
chine, Paris, 1963)
N G R JU N A : Hindistan'n kuzeyinde mildi ilk asrda yaayan ok bilgi
li br B u dist d ok toru d u r. K im ya m etinlerine, m etafizik m etinlerin elik
ettii bir eser yazm tr. Bu metafizik m etinler onu hrete ulatrm ve
onu H induizm deki S h an k aray a e, m kem m el bir Budist filozofu y a p
mtr. N g rju n a doktrini " B o lu k " (Vacuit) zerinde tem erkz etm i
tir. Yni ona gre fenom ene! dnya cevherden yoksundur. Onun zel bir
varl yoktur. O, bo eydir. phesiz bu dn, Brahm anizm in bir esas
olan Brahm an zerine d ayan m ak tadr. Ayn ekilde, H indularm gznde
insan, realitesini kendinde duran A T M A N 'd an alm aktadr. Bununla b era
b er dier birok Budist filozoflar gibi N g rju n a da insan, ruhsuz (sanssoi-m em enn-A tm nn), yani realiteden bos olarak aklam aktadr. (Bak: K.
Jaspers, N grjuna, in Les Grandes philosophes, Paris, 1963)

367

VII
SLM DN

Yazan: Prof. Dr. Mehmet A Y D IN 1

Bugn kuzey Afrika'dan Endonezya'ya, orta Asya'dan Gney-dou


Asya'ya kadar uzan an corafya paras zerinde bir milyara yakn
mslman yaamaktadr. Bu durumda slmiyet, dnya nufusunun bete bi
rinin dini olarak grlmektedir. On be asrlk bir zaman dilimi iinde ge
ride, m ed eniy etin zirvesine ulatktan ve Bat medeniyetinin temelini
oluturacak Y unan klasiklerini bat insannn anlayaca dzeye kar
dktan sonra slm dnyas, bugn, siyas, ekonomik sosyal ve kltrel bir
krizin iine dm grnyor. Biz burada on be asrlk bir zaman dilimi
nin Islm asndan bir tahlilini yapacak deiliz. Bu, bizi konumuzun ok
tesine gtrr. Bizim burada yapacamz, bir ku bak e, din tarihi
hudutlar inde Islm'n genel bir panoramasn izmektir. Bu pln dahi
linde slm dinini, douundan balayarak slmn temel k a y n a k la n , itik ad, ibadet, ahlk, sosyal ilikiler ve ada dnce a k m la n asndan
ksaca incelemeye alacaz.

1- S L M IN D O U U V E TA RH GELM :
Mildi VII. yzyln balarnda Islm, yzlm Avrupann te
biri kadar olan Arab yarmdasmda domutur. Arap yarmadas, Bizans,
Ssni, Iran ve Hristiyan Habeistan arasnda y e r i l i y o r d u . Islm n
doduu asrda, Araplarn gebe bir toplum olduunu pek syleyemeyiz.
En nemli yerleim merkezleri Mekke, Taif, Medine gibi ehir ve panayr
merkezleriydi. lde birok yerleim merkezi vard. Geim kaynaklar,
b yk lde ticaretle elde ediliyor; am'a, Yemen'e ve Habeistan'a
nemli ticaret kervanlar gnderiliyordu. randa Ssni imparatorluu
Hindistan'a kadar uzanan bir blgeden beslenen Iran kltrne sahipti.

371

Bizans, Bat Roma topraklar zerinde Dou Roma imparatorluunun ha


kimiyetini srdren Judeo - Chrtien (Yahudi - Hristiyan) kltrn tem
sil ediyordu. Btn bunlara ramen, Arabistan'da Islmn doduu yl
larda hakim olan kltr ve ona dayal din, putperestlik olarak yaygn
halde bulunuyordu. Yahudi ve Hristiyan aznlklarn Mekke'de ve M e
dine'de bulunmasna ramen Araplar, putperest kltre bal kalmlard.
Arap putperestlii ok tanrcla dayal idi. Fakat yine de m phem de
olsa Araplarcia Tek Tanr inanc da vard.
slm ncesi Mekke, bir ticaret ve din merkeziydi. Kabe btn evre
kabileler ve yerieim alanlar iin kutsal bir yerdi. Kabe'de bulunan Hacerul-Esved (Kara ta) sayg gryordu. Ama yine de Arap toplumu cahiliyye denilen bir kltr bataklnda idi. Yani, insanlar k e n d ilerin i, k e n
di sevk-i tabiilerine gre ynetiyorlard. Kan ba topluma yn veriyordu.
Kz ocuklar toplumda kt karlanyordu. Hak glnnd. Gl kabi
leler, topluma hakim olabiliyordu. Kadnn toplumda deeri yoktu. An
cak yine de Islm ncesi Arap toplumunda ailenin yeri daima salam
ekilde kalmtr.
Hitabet, yazya stn tutuluyordu. craat daima nemliydi. Misafir
kutsald. Onu himaye ok nemli bir kabile greviydi. Arap toplumunun
dini hayat putperestlie dayanmasna ramen, M ekkede " h a n i f " denen
Hz. brahim dininde olduklarm syleyenler de vard. Bunlar, birok arap
detlerine uymakla beraber, Tek Allaha inanyorlar ve putperestlie il
tifat etm iyorlard.
ite slm bu sosyal, kltrel ve dini muhitte ortaya km t;
Islm'n doduu yllarn huzurlu ve mutlu yllar olduu sylenemezdi.
Bizans'da mezhep kavgalar ayn dinin mensuplarn krp geiriyordu.
ran hem siyasi hem de dini ynden huzursuzdu. Bizans ve ran rekabeti
blgede huzur ve gveni daima tehdit ediyordu. Toplumlar, bir ahlk
k iindeydi. Dnya bu ortam iinde iken Hz. Muhammed (A.S.) M. 570
ylnda domutu. Hz. Muhammed Mekke'nin en nemli ailesinden olan
Himi boyuna mensuptu. ok kk yata yetim kalmt. Babas Abdul
lah, annesi Amine di. Kk yata havaim skntlarna gs germeye
balamt. Ticaretle megul olmu, amcas Ebu Talib'in himayesinde
bymt. Doruluu, drstl kk yatan beri herkesin dilinde idi.
Namuslu ve zekiydi. Bunun iin Mekkeiler onu "e l -E m in " (Doru adam)
diye adlandryordu. Onun bu drstl zengin br tccar kadn olan Hz.
Hatice'nin ok houna gidiyordu. Onun adna am'a yapt bir ticaret
kervannda iyi bir krla dnmt. Hz. Muhammed'deki bu inceliklerle,
Hz. Hatice'deki zengin mal varl kurduklar aile yuvasnda bir araya
gelmiti. Hz. M u h a m m e d in ya 25, Hz. Haticenin ya ise 40 idi. Hz.

372

Muhammed gnl k hayatn megalelerinden zaman zaman kurtularak


Hra maarasna gider, nzivaya ekilir ve vaktini tefekkrle geirirdi.
Mildi 610 ylnn, Ramazan aynn 27. gecesi, kendisine Hira m aara
snda Cebrail, grnerek, kendisinin Cebrail olduunu, yce Allah'n onu
peygamber setiini haber vermek zere geldiini bildirmiti. Ona " o k u "
dedi. O, ise her defasnda okuma bilmediini sylyordu. Cebrail Hz, Muh a m m e d i, kollar arasna alp kuvvetli ekilde skarak brakm ve
yle demiti: "Y ara tan R a b b in in adyla oku: O, insan b ir k a n pht
sndan yaratt. Oku, R a b b in n ihay etsiz kerem sahibidir. Kalem le yaz
may reten odur. nsana bilmediin i o retti."2
Bu ekilde karlat ilk vahiy, onu derinden sarsmt. Cahil iye
Arap toplumu bu mesaj nasl anlayacakt? Vahyin ilk haberini ei Hz.
Hatice'ye anlatm t. Hatice onun peygamberliine derhal inanmt.
nk o gne kadar ondan hibir ekilde yalan duymamt. Hatice ile
birlikte ona inanan birka dostu daha kmt. Fakat Kurey bunu duyun
ca, Hz. Muhammed'e alayl bir tavrla cevap vermilerdi. Ancak, yine de
bu ortamda Hz. M uhammed'in getirdii mesaj, ilk mslmanlar olarak
kabul ettiimiz, zenginden fakire ve kleye kadar kk bir gruba ruh
suknu ve mutluluk vermiti. Onun getirdii mesaj ise ok akt: Allah'n
birlii, Ahiret hayat, Cennet, cehennem , Hz. Adem'den Hz. sa'ya kadar
gelen b t n peygamberlere iman eklinde zetlenen ve Hz. brahim di
niyle ba kurulan b ir inanlar diziiydi. Bu inancn mensuplar, her geen
gn M ekke'd e artm aya balaynca, M ekke aristokrasisinin sahipleri
endielenmeye balamlard. Onlar, cemiyetlerinin geleneksel yapsnn,
Evrensel slm vahyi ile tehdit edildiini gryorlard. slm dininin
dinamik vehesi, Mekkeli zenginleri endieye sevkedyordu. Yeni din,
Allah'n huzurunda herkesi eit gryordu. Toplumun en alt kademesinde
ki bir kle, slm' kabul ederek, ehrin en zengin mslmam olan Hz. Ebubekr'te din kardei olabiliyor ve ayn sosyal seviyeye kabiliyordu. Bu
nun in slm, Mekkeli mrikleri korkutmutu. Mekke sitesinin sahip
leri, slm'a ve onun mensuplarna en amansz ekilde sava amlard.
Hz. M uham m ed'i, Kurey yneticilerine kar himaye eden amcas Ebu
Talib'in lm zerine, Kurey, b a sk lan daha da artrarak, mslmanlar ok zor durumda brakmt.
Bu sosyal, ekonom ik ve idari bask altnda daha fazla yaamak
mmkn deildi. Bunun iin Hz. Muhammed hicret iin bir k noktas
a ry ord u .

Taif d en em iti.

O lum lu

cevap

alam am t.

Daha

sonra

Mekke'den 35i) km. uzaklkta olan Yesrb (Medine) halk ile temas dene
miti. M e k k e ye, K a b e yi ziyarete gelen M edneliler'Ie ilk temas
Mekke'de kurmutu. Onlara slm tebli etmiti. Onlar slm' kabul

373

ederek kendi arkadalar arasnda yeni dinin iman esaslarn y aym


lard. Bylece Medinede bir avu mslman teekkl etmiti. Bu, Hz. Muhammed ve mslmanlar iin ok nemli bir dnemi balatyordu. Gerekli
tm mzakereler ve hazrlklar tamamlanarak Mekke, mslmanlar ta
rafndan terkedecek ve Medineye hicret yaplacakt. Birok mslman,
daha nce Medine'ye intikal etmiti. Nihayet Hz. M u h a m m e d le, Hz.
Ebu Bekir de 16 temmuz 622 ylnda Mekke'den M edineye hicreti gerek
letirmiler ve bylece Medinede slm, emin bir yer bulmutu. Bu tarih,
hicri takvimin balangc olacak ve msl manlar iin yeni bir dnem
b a la y a c a k t.
Medine dneminde, Medineli mslmanlar Ensar = yardm eden,
Mekke'den gelen mslmanlar da Muhacir = Hicret eden, adn almlar
d. Medineli mslmanlar, tarihte ei grlmemi bir dayanma ile mu
hacir kardelerini kucaklamlar, slm'n ilk kardelik dayanmasn
benzeri bir daha pek grlmeyecek ekilde sergilemilerdir. lk slm toplumunun ekillenmeye yz tuttuu Medine dneminde Mslmanlar, ehir
merkezinde birka dar kafal yahudi hari pek bir muhalefetle kar
lam amlard. Kararsz mslm anlar olarak vasflandrabileceim z
" m n a f k l a r " da, Medine'de ilk Islm cemaatine baz zararlar ver
milerse de Hz. Muhammed'in (A.S.) engin tolerans, zamanla onlar za
rarsz hale getirmi ve topluma kazandrmtr. Bylece, Medine Islm
toplumu, daha serbest bir hareket stratejisi izme imkanm bulmutur. Bu
rada ifade etmek gerekirse Mekke'de tesis edilen kiilik yapsna dayal,
Medine'de yeni bir toplum ve dzen kurulmutur. Artk Mekkede kk bir
cemaat zellii tayan mslmanlar, Medinede siyas, ekonomik ve sos
yal bir toplum halinde kendini gstermeye balamlardr. Bunun iin her
geen gn Medine slm cemaat, sosyal kurumlan gelitirme abas iine
girmi, bu amala da slm kardelii, Medine'de yaayan dier sosyal
gruplarn sosyal sitatleri belirlenmi ve Medine Anayasas iinde herkes
bir yere oturmutur. Medine-lslm devleti Hz. Peygam berin nderliinde
gelen vahiylerle her geen gn daha da aksiyoner olmaya ynelmitir.
Artk slm'n bir devleti vardr ve egemen olan da mslmanlardr. Otor
ite Islm'n vahyi ile belirginlemekte ve Islm dini hem bir din hem de
bir dnyev sistem olarak kendini gstermektedir. Siyasi otorite arl
ile dini otorite arl arasndaki fark kalkmtr. slm hem bir din
hem de bir devlet yaps iinde Medine Islm toplumunda ekillenmitir.
Islmn, itikad, amel ve sosyal hkmlerinin ze kadar sindirildii bu
dnemin cem iyet yaps, saadet asrnn temellerini atmtr. Bu temel
zerine oturan slm toplumu ylesine gl, ylesine inanl ki, savata
cenneti nnde grm, herhangi bir yolsuzlukta Allah' kendine ah d a
marndan daha yakn hissetmitir. Bu ortamda Medine Cami, sadece bir

374

ibadet yeri deil; en nemli sava kararlarnn alnd, toplumsal fel


ketlere zm arand, halka heyecan verilmesi in en hararetli nutuk
larn atld bir mekan olmutur. Medinede bu muhteva ve muhit iinde
temellendirilen slm devletinin, toplumunun sosyal ve siyasi gvenliini
de salam a balamas gerekecekti. Bunun iin de Mekke'deki putperest
klt rne dayal dini ve siyasi gc tesirsiz hae getirmek gerekiyordu.
M ekke gibi siyasi ve dini bir muhalefetin; evrede gvenlii tesis etmeden
bertaraf mmkn deildi. Hz. Muhammedin ilk ii bunun iin, Medine ve
evresindeki kabilelerle iyi niyet ilikilerini salamlatrm ak olmutu.
Bir dizi siyasi ve askeri hareketlerd en sonra hicretin VIII. ylma doru
evred e em n iy et salanm t. 629 ylnda mslm anlar Kabe'yi hac
etmilerdi. 630 ylma doru btn Hicaz blgesi mslmanlar tarafndan
kazanlmt. Kureyin ticareti km, nfuzu krlmt. Kabeyi putlar
dan te m izlem ek ve Mekke'd e Islm hakimiyetini kurmak iin Hz. Muham m ed (A.S.) Hicretin sekizinci ylnda yani miladi 630 ylnda slm
ordusu le M ekke'ye girmiti. Kabe'deki putlar yklm, Islm'n hede
fine uy gu n b ir m ab ed haline getirilmiti. Putperest M ekke halkn,
slm'a armt. Gelenler gelmi, gelmeyenler affedilmiti. Daha son
ra, btn Meke halki slm' kabul etmitir, iki yl sonra, Hz. Muhammed
yzbin mslmana Mekke'ye veda haccna gitmitir. Orada, mehur veda
hutbesini okumutur. nsan haklarna saygy esas alan bu hutbe, tarihin
eh mehur nutku saylmaktadr. slm birlii zerinde hassasiyetle dura
rak Islm mmetinin vazfilerine dikkat ekilen veda hutbesinde; kar k o
cann karlkl vazifelerinden, haksz kazanlarn, kan dkmenin kt
lklerinden bahsedilmitir. Artk bu, Hz. Muhammeh'in son hacc olacak
t. Nitekim Medine'ye dnnde hastalanm ve 8 Haziran 632 tarihinde
de hayata gzlerini yummutur.
Hz. Peygam ber'in vefat ile M edine-lsm topluluunun dn ve
siyasi aktivitesi durmamtr. Mslmanlar ok abuk bir ekilde kendile
rini toparlamlar ve braklan yerden yeniden balamlardr. 632'den
661 ylm a kadar uzanan yirmi dokuz ylk dnem, drt halife dnemi
olmutur. Peygamberin vekili anlamna gelen H alife szc, hem siyasi
hem de dni vazifeleri zerinde toplayan m'minierin reisine, bir unvan
olarak verilmitir. Bu anlamda h a l i f e , dini ve siyasi liderdir. Namaz
kldrmakta, siy asi otoriteyi m'mmier'le birlikte icra etmekte, Allah'n
kanunlarn tatbik etmektedir. Drt halife dneminde Islm co rafy a
snn hudutlar, Suriye, Msr, Mezopotamya, ran ve Hindistan'da nds
rmana kadar uzanan blgeyi iine alyordu.
D aha sonra slm hilfetini ellerine geiren Emeviler (661-250)
slm devlet merkezini a m a naklederek, slam'n h u d u t la r m , in'e,

375

Hindistan'a kadar uzatmlar, Batda ise Fransaya doru ilerleyen Islm


ordularn Foitiers'de Bat zor durdurmutu.
slm devletinin ynetimini ellerine alan Abbasiler (750-1258) be
asra yakn br zam an B a d atta slm iyetin mudafiliini yapm lar,
Islm bu dnem d e zellikle teolojik ve felsefi boyutu ile derinlik ka
zanmtr. Badat'ta kurulan "B e y t 'l- H ik m e " Yunan dncesiyle slm
dncesinin belli oranda karlamasn salam, slm dncesi bu ya
banc dnce karsnda kendi ahsiyetini derinden bulmaya ynelmitir.
slm dnyasnda fikri derinliin en youn olduu bu dnem, slm'n altn
a olarak gemitir. IX. Asrdan XI. kadar uzanan slmi dneme, klsik
hmanizm dnemi ad verilmitir. Bu dnemlerde Badat'ta byk bir
fikri canllk yaanrken, Kahire'de Fatim iler, Ispanyada Endls Emevieri emsalsiz bir parlaklkta slm medeniyetini devam ettiriyorlard.
X. yzyldan itibaren cretti Trk askerleri arlklarn hissettirmeye
balamlard. Abbasiler, iten, Karmatiler gibi kom nist hareketlerle
sarslmt. Dardan ise, Hallar 1095 ve 1270 tarihleri arasnda, snn
Islmn birlemesi iin hedef olmutu. Bu birlemenin de belli bal mi
mar Salahaddin- Eyyubi olmutu. Cezayir'de, Fas'da ve zellikle Kahirede Abbasi mparatorluu bamsz krallklara blnmt. 929-1031
yllan arasnda, hemen hemen bir asra yakn bir dnem, slm dnya
snda birbirine muhalif iki halife olmutu: Badat halifesi ve Endls
Emevilerinn Krtuba halifesi... spanya m slm anlan, Hristiyan fetih
darbeleriyle gittike ufalm ve nihayet m sl m an spanya 1492'de
derek tarihe karmtr.
XIII. yzyln ortalarnda kendini gsteren Mool istilas Dou
Msl manlarriin byk bir felaket olmutu. Bu dnem, Orta Asya s t e p
lerinden gelen g ebe Bdistlerin sahneye k dnem idir. 125S'de
B adat kuatm lar, halifeyi ve ailesini ldrm lerdir. Ancak daha
sonra slm' yava yava kabul etmilerdir. Ne varki Mooliar, Anadolu
Seluklu devletinin de yklmasn salayarak, Anadolu Seluklu Trk
mparatorluu da XIII. yzyln sonuna doru tarihe karmtr.
Anadolu Seluklu mparatorluunun paralanmasyla Bilecik blge
sinde u beylii olarak grev yapan Osman oullan parlamaya balam
ve XIV, yzylda bu blgede gl bir beylik olarak, gelecekte kuraca
imaratorluun temellerini atmtr. Ksa bir zaman sonra Osmanllar,
Bursa'y bakent yaparak, Avrupa'ya doru ilerlemiler, Edirne'ye ba
kenti tayarak Balkanlara almlardr. Bulgaristan fethedilmi Bat
imparatorluklar tehdit altnda tutulmaya balamtr. Kuruluundan iki
asr bile gemeden Bizans tarihten silen Osmanl Trkleri yeni bir a
balatmlardr. Alt yz yllk bir zaman, Islm'n savunuculuu grevini

376

stlenen Osmanl mparatorluu 1918de birinci dnya savac ile tarihe .


gmlmtr. Ancak, Osmanl Trklerinin z torunlar bugn Anadolu'da
hl Islmn en sdk bekileri olarak ayakta durmaktadrlar.
XVI. yzyldan bugne kadar slm dnyasnda mslman devletle
rin varln belli bal drt slm devleti belirlemitir: Osmanl impara
torluu, medeniyetinin doruk noktasna Kann Sultan Sleyman za- ;
mannda ulamtr. Osmanl imparatorluu onun zamannda ktada
hkm sryordu. Ancak XX. yzyln lk eyreinde Rusya, Ingiltere,
Fransa, talya tarafndan " H a s t a A d a m " olarak iln edilen Osmanl,
Bat devletleri tarafndan paralanm ve Osmanl'nn torunlar Anado
lu'da bugn bamsz bir devlet olarak denge unsuru olmaya devam et
mektedir.
XV. yzyldan XVIII. yzyla kadar saltanat sren safeviler, XVII.
yzylda iilii devlet dini olarak empoze etmiler ve kendilerine has bir
kltr ve medeniyet meydana getirmilerdir. Bugnk Iran ynetimi de ii
arlkl bir slm devletini ayakta tutmaya almaktadr.
Hind ktasnda kurulan Hind-Mool imparatorluu ise Snni Islm
izgisinde iken, Sultan Akbar (1542-1605) iilii benimsemi ve Hinduiz
m e alarak sanskretk bir dini atm osfere yol amtr. Bu imparator
l u k l a 1857de ngilizer tarafndan srgn edilen son Mool sultan le
yok olmutur. Bugn bu ktada Pakistan, Hindistan, Bengalde olmak ze
re ii ayr devlet yaamakta, mslmanlar snni Islm izgisinde, Islm
dnyasnda ok nemli bir rol oynamaktadrlar. Hindistan'da Hindular,
Sikhier olmak zere dier din m e n su p la n ile birlikte yaayan miisliimanlar, zaman zaman dini problemlerle karlamaktadrlar.
Fas ise, tarih boyunca bamszln korumasn bilmi ve hane
danlar eklinde yaamaya almtr. Kral Haan bugn, Fas ynetiminin
banda, slm la - Bat modernizmini belli bir senteze ulatrmak iin
gayret gstermektedir.
Bunlarn dnda dier lkelerde de slmiyet, varln srdrm
tr. Bugn bir milyara varan mslman nfus dnyada nemli bir din ve
sosyal nite olarak dikkatleri her zaman zerine ekmektedir.
Ku bak ile buraya kadar izmeye altm, slmn yaylm a
konusunu ne e izah edebiliriz? Bu konuda zellikle Batl birok yazar
birok spek:latif grler leri srmtr. Peygamberinden hemen sonra
d od u u topraklarn dna kan slmiyetin, bu yldrm hz ile
yayln, miislmanlarn din ve akl melekelerinin gll ile izah
edebiliriz. Tepeden trnaa, kendilerini Islma teslim eden kadrolarn,
dnya grleri, " A l l a h n rz a s n d a n " baka bir eye dayanmyordu.

377

Herey Islm iin ve Allah iin yaplyordu. slm, adalet ve eitlik


esasna d ayanyor, fethettii blgelerde insan haklarna sayg g ste
riyordu. D nyay hie sayan, fakat buna ramen de dnyadan n asibini
un utm ay an b ir s l m cem aat, bu yld rm h z l fe tih le ri g e r e k le
tirm i tir . Yoksa slm'n bu hzl yaylnn nedeni, iten ken Bizans
deildi. Mezhep kavgalar ile yaralanm da olsa o dnemde Bizans yine
gl bir devletti. Yine Islm'n bu hzl yaylnn nedeni alt tabakala
ra (klelere) st tabakalara kma imkann vermesi de olamazd. nk
Islm cemaat "im tiy a z s z ve s n fsz bir to plu m " meydana getirmeye
yneliyor ve sadece imtiyazn Allah'n yannda olduunu iln ediyordu.
slm 'n ksa zamanda bu kadar hzla yaylm asn n ned eni, onun
m e s a jla rn d a k i s a d elik ve a n la lrh k olmutur, in s a n h a k larna, din
hrriyetine saygl oluu olmutur. slm devletini ynetenlerin samimi
yetleri, d r stl k leri; akan hayatn gidiine are b u la n slm ay d n
larnn kvrak zekas olmutur. Islm n zihinsel gleri ile siyasi ve ida
ri kadrolarn btnlemesi olmutur.
Islm ksa zamanda bu kadar geni bir corafya zerinde yaylp,
medeniyetinin klarn satktan sonra niye bugnk duruma dmtr?
Her zaman sorulan bu sorunun cevab pek kolay bulunamamtr. slm ce
maatlerinin, ilk baar yllarnn gururu iine gmldkleri eklindeki ce
vap, pek tatmin edici grlmemektedir. slm leminin geriye kal
olaynn, tek ynl bir cevapla zlemeyecei kanaatindeyiz. Her sosyal
hadise gibi bu da kom pleks bir olaydr. Fakat kn ve gerilemenin
temelinde bizce yatan "z ih in s e l m ekan izm a n n " istememesidir. Yan i, entellektel tembelliktir. Gazaliden sonra (l. 1111) durgunlat kabul
edilen slm n zihin sel ileyiinin,bir trl canllk k azanam am as
Islm aleminin gerilik nedenlerinin belki de en nemli sebeplerinden b i
ridir.
Islm dnyasnn geri kalma olaynn vebalini slm dinine yk
lemek son derece hakszlk olur. Abbasiler dnemindeki rnslman dina
mik hale getiren slmda ayn slam'd. Bunun iin vebali slm'a deil;
mslmanlara yklemek gerekecektir, O dnemde X i bulan, saat aralk
larndaki dakikalar bile hesap edebilen msimanm beslendii dinde
bugnk mslmamn beslendii din ayndr. Kavnak deimemi, bak
lar, sezgiler, d inam izm deimitir. Bunun iin o gnn mslmanlar
birok keiflerin sahibi olmutur. Hatta Batl kaynaklar, slm dnya
snn o zaman, in icadlar iin bir ara menzil grevi bile yapmadklarn
itiraf etmektedirler. Mslmanlar o dnemlerde kendi Ogrlerini
ortava
i
j
koymular ve kendilerine baka yerlerden gelen eyleri de olgunlatr
malardr. Ancak zellikle XII. yzyldan itibaren dnce durgunlam,

378

i tih a d konusu letilmemi, gemiin eserleri erhlerle yeniden ortaya


konmaya balanmtr. slm topumunun sosyal deime dinamiklerine
gre slm' ayarlayan mekanizmas, tihad olduu iinde yeni sosyal
artlara slm adapte etmede glk ekilmitir. Aslnda deien dnya
artlarna gre, Islm'n Kitap ve Snnete bal yeniden yorumu, bugn de
Islm dnyasnn aktel bir problemidir. Bu reformist bir yenilie duyulan
zlem deildir. Bu, slm topumunun akma engel olan manialarn gide
rilmesi ve ada mslmanm, hayatla btnletirilmesidir. Bunun iin
slm dnyasnda ok geni ap!: bir Islm rnesansma ihtiya duyulmak
tadr. Bunun iin de slm dnyasnn nce, bilim kadrolar problemini
halletm esi gerekm ektedir. Bt n bunlardan dolay, slm dnyasnn
ada probleminin siyasi, ekonomik olduu kadar entellektiie olduunu
da syleyebiliriz. Teorisyen kafalara her geen gn duyulan ihtiya da
bunu ispatlamaktadr.

2- SL M 'IN TE M E L K A YN A K L A R I
Islm dininin temel kayna Kur'n- K erim dir. Sonra ikinci sray
s n n e t almaktadr. Daha sonra ise icma ve k y a s gelmektedir. Islm'
ayakta tutan bu drt temel kaynak, slm'n dayand temel esaslar
meydana getirmektedir. imdi biz bu balk altnda bu drt temel esas
incelemeye alacaz:
A) K T A P
I s l m n

tem el

kayna

ola ra k

kabul

edilen

kitap,

Kur'n-

Kerimdir. Kurn- Kerim, Hz. Peygam bere vahy yolu ile nazil olmutur.
Vahy hadisesi, Allah'n, buyruklarn peygamberlerine ulatrmasdr.
Bunun iin Kurn- Kermde yirmi yl zarfnda para para Allah
reslne nazil olmu, gelen vahiyler hemen vahiy katiplerine yazdrl
m ve ezberlenmitir, Allahn peygamberine gelen btn vahiyler, onun
hafzasna olduu gibi nakedilmi ve dier miisimanlar da gelen vahiy
leri ezberlem ilerdir. Bylece Kur'n- Kerm, ift metodla muhafaza
altna alnmtr. Yani hem yazyla hem de ezberleme ile... Bu metod o
gnden bugne kadar da hi deimeden devam etmitir. Bugn de slm
dnyasnda yz binlerce hafz vardr. Byle bir metoda dnyada hi bir
kitap sahip olamamtr. Bu da K u rn- Kermin vahiy karakterinden
k a y n a k la n m a k ta d r.
Hz. P eyg a m be re vahyin nasl geldii konusu zerinde slm bilgin
leri detaylca durm ulardr. Vahyin bazlar, sdk rya eklnde gelir
ken; dier bazdan da, dorudan doruya Hz. Peygamberin kalbine gelmi
veya Cebrail bir insan seklinde grnerek Hz. Peygam bere vahyi tebli

(F. ; 25) 3 7 9

etmitir. Kur'n vahyi, baz defalarda da ngrak sesleri ve ar vzlts


altnda geliyordu. Vahyin en ar ekli de buydu. Bunun dnda C e b rail
kendi ekliyle Hz. Peygambere grnerek de vahyi tebli etmiti. lk va
hiy de ve Mra'da Hz. Peygam ber vahye bu ekilde mazhar olmutur.
Vahiy olay, kolay ca anlalaca k b ir k o n u d eild ir. Allah'la Peygam
b e r '! arasnd a b ir i le t i i m d ir v ah iy . Bu iletiimde vahyin kayna
Allah'tr. Peygam ber sadece vahye muhatap olan kiidir. V ahye sadece
peygamberler muhatap olabilmektedirler. P ey g a m b e rin etrafndaki ce
maat, vahyin meydana getirdii fiziki deiiklikleri gzleme imkanna
sahiptirler. Ancak, vahyin, nasl peygamberlere geldiini fiziksel metodlarla inceleme imkanna sahip deillerdir.
Allah'n kelm olan Kur'n- Kerm 114 sreyi ve 6666 ayeti ihti
va etmektedir. Bu srelerin bir ksm hicretten nce Mekke'de nazil olmu
bunun iin M e k k S r e le r adm almtr. Bir ksm da Medine'de nazil
olmutur ve Medeni sre adm almtr. Kur'n- Kerm, Hz. Peygamber
zamannda m u shaf eklinde deildi. Yazlan Kurn ayetleri, muhtelif
malzem elerin zerine yazlmt. Allah'n Resulnn lmnden sonra,
Kur'an'n bana birey gelmesinden korkan lk halife Hz. Ebu Bekir ve
Hz. mer'in gayretleriyle dank halde yazl olan K u r a n ayetlerinin
toplanmas ve bir araya getirilmesi dnlmt. nk Kur'n- Kerim'i
ezberleyen hafzlarn Yem me katlinde ldrlerek saylarnn azalmas
le Kur'n'm kitap haline toplanmas zorlanabilirdi. Bunun iin derhal
Zeyd bin Sbit'e Kur'an'n cem edilmesi vazifesi verilmiti. Bylece ilk
Kurn- Kerim nshas ortaya konmutu. Zeyd bu ii yaparken sahabenin
en iyi hafzlarndan istifade etmiti. Bu ekilde ortaya karlan Kur'n
nshas, muhafaza altna alnm ve iine beer lafznn kartrlmasnn
nne geilmiti. Hz. Ebu Bekir'in nezdinde muhafaza altna alman bu tek
nsha, K u ran- ezberlem i hafzlarn kafasndaki Kurarila yazlm
olan Kuranm ayns olmutu. Zaten Zeyd b. Sabit, Vahiy Katiplii de
yapmt. Bu nshay ilk halife Hz. Ebu Bekir daha sonra Hz. mer, mu
hafaza etmilerdi. Hz. Osman zamannda Kur'n nshalarnn oaltlma
ihtiyac ortaya knca; Hz. mer'in kz Hafsa'ya geen bu ilk nsha
alnarak oaltma ilemi yaplmt. Hz. Osman, Zeyd b. Sbit, A b d u l
lah b. Zbeyr, Sa'id bn'1-As, Abdurrahman b n u l-H ris b. Hiamdan
oluan bir heyete Kur'n- Kerim'i istinsah etmelerini emretmiti. Bu
heyet, stenilen nshalar tamam ladktan sonra, eski nsha muhafaza
altna almarak, yeni Kur'n nshalar dnemin belli bal ilim merkezle
rine gnderilmitir. Bu nshalar, Zeyd b in S a b itin derledii ilk Kurn
nshasnn aynyd. Bunun iin bu nshalar zerinde herhangi bir itiraz
olmamt. Bu gnderilen Kur'n nshalarndan da yeni nshalar meyda
na getirilmitir. Bugn Islm dnyasnn muhtelif blgelerindeki Kur'n-

380

Kerim'lerin kayna bu nshalar olmutur. Kurn- Kerirriin bugne ka


dar herhangi br deiiklie uram am olmas, Islm'n bidayetinden
itibaren Kurn- K e r i m e kar gsterilen ar titizlie bal olmutur.
Hem yaz hem de hfz yolu ile bugne kadar gelen Kuran- Kerim, her
trl itirazn stnde sapa salam, Allah Resulnn tebli ettii gibi m u
hafaza edilmitir.
Daha nce vah y ed en Tevrat'n, Z eburun, Incil'in ayn titizlikle
korunamad, bylece asli nshalarnn kaybolduu bugn tarihi ve ilmi
bir vakadr. Tevratn verdii bilgilerin, phe gtrd zerine, cilt
lerle kitap yazlmtr. ncil, Aramice, tebli edildii halde bugn Aramice bir nshas yoktur. K u ran- Kerim ise hem verdii haberler hem de
b u g n e ka d a r geli ek liy le d i e r kitaplar zerinde br st nlk
s a la m a k ta d r .
Kur an- Kerim birok konuya temas etmitir. Bu konularn hepsini
burada ele almak mmkn deildir. Kurn- Kerim'in ele ald konular
temel olarak drt kategoride toplayabiliriz. Bu kategoriyi yle tasnif
e deb iliriz :
a) tikad hkmler
b) badetle ilgili hkmler
c) Ahlk hkmler
d) Sosyal ilikilerle ilgili hkmler
a)

tik ad H kmler: slm akaidinin temellerini bize Kur'n- Ke

rim vermektedir. slm'n inan esaslar olarak kabul ettiimiz alt esas
bize, Kur'an- Kerim ve Allah resulnn hadisleri aklamaktadr. Bu
esaslar yece sralayabiliriz:
1- Allah'a iman
2- Meleklere iman
3- Kitaplara iman
4- Peygamberlere man
5- Ahiret gnne iman
6- Kaza ve Kadere iman
slm akidesinin temelini Allah'n birliine iman tekil etmekte
dir. Allah, hereyin sahibidir. Her trl ortaklktan mnezzehtir. Rah
m andr. Rahim d ir. Hereye kadirdir, insana ah dam arnd an daha
yakndr. Fakat fiziksel olarak Allah' grmek mmkn deildir, bunun
iin Allaha ekil de v e r e m e y iz . Allah sadece s fa t ar ile b iliriz , -d lah dost ve kendimize v ek il olarak kabul ederiz. Allaha gveniriz, o n

dan yardm bekleriz. Islm akaidinin dter hkmlerini detayl ekilde


ele almamz burada mmkn grnmemektedir. Ancak burada unu belirte
biliriz ki, slm inanlarnn temelini Allaha imann stne oturan, pegamberere iman, kitaplara iman ve Ahiret gnne iman tekil etmekte
dir. Hz. Peygamber'd en nce geen btn peygamberlerin tasdikini gerek
tiren Islm iman, bu peygamberlerin Allah'tan getirdikleri kitaplara da
iman zaruri grmektedir. Peygam berin Allah'tan vahiy yolu ile getir
dikleri kitaptan haber verdikleri Ahiret gnne imanda slm inancnn
ayrlmaz unsurunu tekil etmekte ve slm'n dnya grn belirlemek
tedir. Bu inan, kodlarnn dnda kalan meleklere iman ve kaza-kadere
iman unsurlar da, bu temel kodlardan sonra gelen iman prensiplerini
tekil etmektedir.
b) badetle ilg ili hkmler: Kur'an- Kerim mslumanlara yapacak
lar ibadetleri bildirmitir. Bu ibadetleri grupta inceleyebiliriz:
1- Bedeni ibadetler: Namaz, oru,
2- Mali badetler: Zekat, sadaka, her trl hayr ileri
3- Hem maddi hem de beden ibadetler: Hac gibi.
Yalnz slm ibadetlerini bunlarla snrlandranlayz. slm'da
badet en geni anlamda hayatn tm faaliyetlerini iine almaktadr.
M minin Allah'n rzasna uygun t m faaliyetleri, ibadet olarak kabul
edilmitir. slm'da ibadet konusu slm'n artlar iinde belirtilen asli
ibadetlerle snrl deildir. uurlu bir mslman, hayatnn tm faaliyet
lerini ibadet huzuru iinde geirmeye alr ve ibadet sevab elde edebi
lir. slm ibadetlerinin hepsinin bir de sosyal ynnn olduunu unutma
mak gerekir.
c) A h l k H km ler: Kur'an- Kerim bize ahlki bir takm dutur
lar da vermektedir. K u rann bize bildirdii ahlki emirler; ferdi psiko
lojik ynden temizledii gibi toplumun da en dengeli insan yapmaktadr.
Kur'an'da verilen ahlki emirlerin slm topumunun sosyal huzuru ile
yakinen ilikisi vardr. Zaten slm emirlerin ahlki boyutunu ayrmak
da pek mmkn grnmemektedir. Yani slm dini, itikacii ve ameli emir
leriyle birlikte ahlki de bir btnlk arzeder.
d) Sosyal ili k ile rle lgili Hkm ler: Kuran- Kerim sadece, itikad, badet ve ahlk dini deildir. Kuran- Kerim, huzurlu, dengeli bir
toplum meydana getirmeyi hedef olarak semitir. Bunun in de Kur'an-
Kerim, insan-cem iyet, ferd-aile, halk-devlet gibi konularda da bir takna
kaide ve prensipler koymutur. Kur'an- Kerim'in koyduu btn bu prensi
pler, dnyasn ve ahiretini unutmayan bir toplumun yaama kurallardr.
Bunun iin slm'n ortaya koyduu sistemin, mevcut dnyevi sistemlerle

382

hibir alakas yoktur. slm'n koyduu sistemin kendine zg tabiat ve


bir hedefi vardr. Islm! deer lleri de ancak bu sistemin atmosferinde
deer kazanmaktadr.
B) S N N E T

Islm n ikinci nemli kaynan snnet dediimiz, Peygamberimiz'in szleri, leri ve davranlar meydana getirmektedir. Bunun iin
Kur'n- Kerim'den sonra mslmanlarm slm' renmek iin bavur
duklar ikinci kaynak snnet olmutur.
Hz. Peygamber'in snneti genelde ksmda incelenir:
a) K a v l S n n et: Hz. Peygam berin syledii szlere kavi! (szl)
snn et denir. Allah R esu l nn syledii szler, Kur'n- K e rim den
ay rlr. B unlar, va h iy d e e rin d e szler deildir. P ey g a m be rim izin
snnetinin bu ksmna H A D S denir. Islm'n anlalmasnda ve tatbi
kinde hadislerin olduka nem b ir yeri vardr.
b) F iil S n n et: Hz. Peygamber'in yapt ilerin tm fiti! siinnet
hudutlarna girmektedir. Bu snnete misal olarak peygamberimizin na

maz eda ediini ve hac ediini gsterebiliriz.


Peygamberimizin fiil snnetini ksmda inceleyebiliriz:
1- slm er ia tm a k la m a k iin yapt iler: Din vecibeleri ye
rine getirirken veya baz sosyai konularda tavr koyarken yapt iler,
buna rnek tekil etmektedir.
2- Sadece k e n d in e zg olarak yapt iler: Drtten fazla kadnla
izdivacn yalnz Allah Resulne ait bir i olduu gibi. nk, onun izdi
vacnn din, sosyal ve siyasi ve hatta ekonomik birok hedefi vard.
3- A llah R e su l n n , iind e yaad to plu m un geleneklerine ve
rfne gre yapt iler. Hz. Peygam ber'in giyinmesi, yemesi, al-veri
yapmas gibi iler.
Allah Resulnn yapt btn leri, m minler iin de yaplmas
zaruri iler olarak g r m em ek gerekir. Sadece Islm kanunlarn tatbik
veya aklamak iin gsterdii ilerin eri kaynak olma zellii vardr.
Anlalyor ki yemek, imek gibi, yaad tonlumun gerei, yapt bir
takm iler, mutlak anlamda m'minlerin yapmakla mkellef olduklar
iler deildir. Bunun iin bu gibi fiiller, m'minleri balamam aldr.
Allah Resul motorlu vastaya binmedi diye bugn motorlu tatlara bin
memek, slm'n dinamik vehesiyle hibir zaman badamaz.
3-

T ak rr Sn net: Hz. Peygamber'in bulunduu bir yerde, sylenen

bir sze veya icra edilen br ie kar skt etmesi, bir ey sylememesi;
yapldn duyduu bir i hakknda ses karmamas, Hz. Peygamber'in

takrr snnetini tekil eder. Allah Resulnn byle bir i karsnda sus
mas, o yaplan iin, caiz veya mbah olduunu gstermektedir.

c} CM
Islm'n hukuk ve sosyal yapsn oluturan nc temel kayna
icma'dr. Kelime anlam ittifak , azm, kasd olan icm a ' teriminin Islmi
literatrde nemli bir yeri vardr. cmanr tarifini yle yapabiliriz: Hz.
P ey gam berin v e fatn d an sonra, herhangi b ir asrda, sl m mtehidlerinn dini b ir konuda ayn gr paylamalardr.
cm am n artlar:
1- Icmann geerli olmas iin, icma' yapanlarn mutlaka mtehid
olmas gerekir. Mtehid, D in hkmleri, sahip olduu lm salhiyetle,
cidd bir gayret gstererek delillerinden karan kimsedir.
2- cma', sadece dinin ferd ve sosyal hayatla ilgili meselelerinde
yaplabilir. nanla ilg ili konularda icma'ya gerek yoktur.
3- k m a 'n m geerli olabilmesi iin ayn asrdaki mtehidlerin bir
konuda ihtilafsz ittifak etmeleri arttr. Baz slm bilginleri, mtehidlerden bir iki ahsn muhalefetinin icma'nin shlatna zarar verme
yeceini belirtmilerdir. Bylece byk bir mtehid gru bunun ittifak
ettii bir konu icma mertebesinde kabul edilmektedir. Yine de icma'da
aranan, b e lli b ir asrd aki slm m cte h id lerin in b ir k o n u zerinde
ayrla dmeden ittifak etmeleridir.
slmn asl kaynaklarnn arasnda icm anm bulunmas, slm dini
iin fevkalde bir dinam izm konusudur. Bu, slm d n y a sn n sosyal
gelimeye, dini y nd en i n tib a k m fade etmektedir. D ier yandan, bu,
slm m illetleri arasndaki b ilim sel dayanmay ortaya koym aktadr.
Bt n bunlardan, slm lk elerinin; daima, slm m illetleri dzeyinde
mtehid kurullarna sahip olmas m eselesi kmaktadr. Bu da, slm
dnyasnn siyasi fikri istikrara kavumas ile meydana gelebilir.
D) KIYAS
Islm dininin hukuk kaynaklar arasnda yer alan kyas, b ir eyi
baka b ir eyle lm ek , k arlatrm ak anlamna g e lm ekted ir. Kyas,
Kur'an- Kerim ve Hadis'le belirtilmemi olan bir konuyu, sebep yakn
lndan dolay, Kur'an- K e r i m ve hadislerle belirtilmi olan baka bir
konu ile mukayese ederek zme ulatrmaktr. slm delil kaynaklar
arasnda olan k y a s , aslnda bir itihad iid ir. Kyasn Islm dinnde
mevcut olmas da slm gelimelere dinamizm vermesi asndan olduka
nemlidir. ti had kapsnn kapanmam olmas, slm'n dier dinler

384

arasndaki imtiyazl mevkiini ortaya koymaktadr. slmn, sosyal ge


lime ve deime iindeki yerini tayin eden kyas ve dolaysyle itihad,
m sl m a n la n n karlatklar her trl sosyal, ekonomik proplemlere
zm bulma yoludur. Ksaca kyas, slm'a alar tesi bir sistem olma
zellii kazand rm aktad r.
slm toplumunda herkes, kyas ve itihad yapamaz. Kyas yapa
cak kiinin mtehid olmas gerekir. M te h id ise, eksiksiz slm bilgi
sine sahip olan, K u ran ve hadisler konusunda detayl ekilde bilgili
olan, sezgi ve muhakeme gc yerinde olan, iyi niyetli bilginlerdir. Bugn
slm dnyasnn ekonom ik ve teknolojik gelimelere ihtiyac olduu ka
dar mtehid olacak kapasitede bilginlere de iddetle ihtiyac vardr.
Bunun iin ada slm dnyasnn krizinin ekonomik ve teknolojik olduu
kadar, dnce adam krizi olduunu da syleyebiliriz.

3) I s l m d n y a s i n d a d n c e a k i m l a r i
slm dini, yeryzndeki dinler kadrosu iinde zel bir yer tutmak
tadr. Her dinin itikad, ibadet, cemaat yn olmakla birlikte; slm gibi,
sosyal ve ekonom ik bir yap oluturamamaktadr. slm, dini sistemle,
siyasi sistemi birletiren, daha dorusu dinle dnyay biraraya getiren bir
inan sistemidir. Bunun iin, "S e z a rn ha kk Sezara, Allah'n hak k Al
l a h 'a " forml slm iin geerli bir forml deildir. slm dini, bir yan
ile ferdi ve toplumu akide, ibadet, sosyal davran yn ile kucaklarken;
dier yan ile de mutlu ve dengeli bir toplum yaps modeli sunmaktadr.
Bu mutlu insanlar topluluu sadece bir m'mnler cemaatini deil, Yahudi,
Hristiyan gibi baka dini cemaatleri de bnyesine alarak olumakta ve
baka din m ensuplarna kendilerine ait dini yap iinde varlklarn
srdrme imkan vermektedir.
slmda dnce daima canl tutulmutur. manla aksiyonu birle
tiren bir din olarak slm, insann tefekkr dnyasna daima saygl dav
ranmtr. Bunun iindir ki, slm tarihinde "B ir slm skolastik d nem i"
yoktur. Kur'an- Kerlm'de dnmeye, ak yrtmeye dair yzlerce ayet
vardr. Allah'tan en ok korkanlarn limler olduu belirtilmitir. Bilen
ler, daima bilmeyenlere stn tutulmutur. Herhangi bir konuda akl
yrterek sonuca varan bir mtehid, isabetli karar verdii takdirde iki,
hatal karara ularsa bir sevap alacan bildiren bir dinin, dnceye ne
kadar nem verdiini aklamaya bile gerek yoktur.
Bunun iin slam dnyasnda dnce akmlar daima canllm ko
rumutur. slm'n ruhuna uygun olmayan, kitap ve snnetken destek al
mayan rafzi hareketler daima slm mmetinin vicdannda mal kum

385

olurken, ehl-i snnet ruhuna uygun hareketler, mslmaniar tarafndan


daima kabul grm ve tebcil edilmitir.
Bugn de slm dnyasnn her tarafnda birok dnce akmlar
vardr. Bu akmlarn bir ksm, reformist ruhlu akmlardr. Bunlarn hi
bir Islm toplumunda koklu ekilde kabul grmesi mmkn olmamtr.
Yarm asra yakn bir zaman dilimi iinde, Kuzey Afrika'dan, Sudan'a,
Msr'a Suriye ve Irak'a kadar uzanan, zaman zaman Endonezya'y da
iine alan " s l m s o s y a liz m i" akm bugn artk flas etmi grnm ek
tedir.
Islm dnyasnda dikkatimizi eken dier bir entellektel akm da
"B a t m odeli A y d n tipi"dir. XX. yzyln banda balayp, asrn orta
larna doru btn hzyla yaylan Bat modeli avdn tipi, bugn braz
Islm dnyasnda duraklam grnmektedir. Bunun sebebi, artk slm
dnyasnn, kendi modeli olacak aydm yetitirmeye balam olmasdr.
Asrn banda Bat, dnyann en iyi dnen, en iyi karar veren blgesi ol
arak dnlrken, bugn Bat, slm dnyasnn kendi z aydnlar tara
fndan tenkid ve tahlile tbi tutulmu ve szgeten geirilmeye balan
mtr. Ancak yine de zellikle sosyal demokrat, liberal olduklarn sy
le y e n le rd e n tutun da, dem okrat ve lik olduklarn syleyenlere kadar
birok entellektel'in hl Bat modeli aydn tipini ve yaama modelini
arzu ettiklerini syleyebiliriz. Fakat bu kadrolarn da, her geen gn
azaldn, slm dnyasndaki uyann iinde kaybolmaya yz tuttuunu
ifade edebiliriz.
Bu Bat tipi modelin hayranlarnn hemen karsnda taassup dere
cesine varan bir tutumla her trl yenilie cephe alan birtakm kk
gruplarn da slm dnyasnn her yannda olduunu da inkar edemeyiz.
Geleneklere ve bilinsiz bir ekilde rendikleri baz eylere bal kalan
bu kadrolar da slm adna hareket ettiklerini syleyerek slm dini iin
bir handikap oluturmaktadrlar. Bu kadrolarn taassubu, daln ziyade
cehalete dayand in zamanla yok olma zellii tamaktadr.
Bugn Islm dnyasnda kkl bir ekilde geliene gsteren dinamik
dnce akm, Bat teknolojisini slm deerler sistemi iinde ifade etme
gayretidir. Yani, slm deerlerle ahsiyetini rgtleyen slm cemaati
nin, Bat modeli sanayi tipine kavuarak; ruhunu kaybetmeden modern
hayata adaptasyonunu salamaktr. Bu tip kadrolar temsil eden slm
entellektelleri her geen gn slm dnyasnda art gstermektedir. Bir
anlamda din dncenin radikallemesini ifade eden bu akm, dier an
lamda da Islm dnyasnn adalamasn ifade etmektedir. Bugn s
lm dnyasnda, Bat modeli hayat tarzn seenlerle, radikal slamc
larn arasnda baz yerlerde ak, baz yerlerde de gizli rekabet ve mca

386

dele devam etmektedir. Bu mcadelenin nerede, ne zaman ve nasl bitece


ini kestirmek henz zor grnyor. Kesin olan Islm dnyasnda uurlu bir
uyann olduudur.
Bugn slm dnyas, dank bir manzara arzetmesine ramen;
halk nezdinde bt n m slm anlarm birbirlerini kucakladklar da bir
gerektir, lkeleri arasndaki siyasi gerginlik, halk kitlelerini etkileme
mekte, dnyann neresinde olursa olsun bir msman, bir baka mslman
lkede destek bulabilmektedir. Bu evrense! slm kardeliinin bir sonucu
dur. slm lkeleri arasndaki mmet uurunun canlanmas iin eitim ve
siyasal alanlarda byk yatrmlarn yaplmas gerekmektedir. Batda
dn ve rklar ayr devletler, "A v ru p a Birlii"' ad altnda snrlarn ve
paralarn ortadan kaldrmaya hazrlanrken, slm dnyasnn " m m e t
B i r l i i n i " kurmak iin aba sarfetmemesi ac bir olaydr. Bat ittifaknn,
mslmanlar uyana sevketmesi gerekir. XXI. yzyln bu uyana gebe
olduunu syleyebiliriz.
Yine bugn slm dnyasnda hi beklenmedik gelimeler de olmu
tur. Nfuslar seksen milyona varan Rusya mslman Trk Cumhuriyetle
ri, slm'n gelecei iin fevkalade mtd vermektedirler. Blgede Trki
ye'nin stlenecei istikrar politikasyla Trk-slm birliinin temelleri
nin atlmas, gelecek asrn; mslman Trk asr olmasn da salayabi
lecek bir potansiyel olarak grnmektedir. Tabiiki bu, Trkiye'nin blgede
stlenecei pozisyona bal olarak geliecektir,

4) D N LE R A R A S IN D A SLM 'IN YER


zellikle Bat dnyasndaki Dinler Tarih almalar, bugne ka
dar zerinde ittifak edilebilen bir dinler tasnifine ulaabilmi deildin
phesiz bu, Batnn dinlere bakndan kaynaklanmaktadr. Artk, Bat
dnyasnda tekmic din tasniflerinin sonu gelmi grnyor. Bunun iin
dinlere, Bat'nm baknda da bir deime, grlmektedir. Artk her dinin
kendi bana tarihi bir realite olduu dnlmekte ve kendi kltrel te
melleri zerinde incelenmesi gerektii gr her geen gn Bat dnya
snda ar basmaya balamaktadr. Bu adan hareket edildiinde de
yine belli bir dnler tasnifine ulamak zor olmakla birlikte en azndan
hatadan belli oranda uzaklalmaktadr. Bunun iin slam dinini dinler
arasnda nereye koymak gerekir? B unun, b ir m sl m an gzyle tart
lm as bile, doru olmaz. slm Allah'n nezdindeki dindir. slm'dan
baka b ir din, Allah yannda m akbul deildir. Fakat bir Batl iin, bu es
priyi kavramak kolay olmaz. Yine de Islm dini, kendini hak dn olarak
grmekle birlikte, baka inan mensuplarna da bayat hakk tanmak-

387

tadr. A lla h 'n R e su l n n M e k k e de izdii inan stratejisi her zam an


slm dnyasnda dier din mensuplarna kar kullanlm tr. Bu strateji
iki temele dayanm aktad r. Birisi " D i n d e z o rla m a yoktur""* ayetidir.
Dieri " S z i n dininiz size, ben im k i de b a n a " 4 ayetidir. slm dini, bu ayet
ler istikametinde dini toleransn ve dolay isiyle vicdan hrriyetinin bek
isi durumundadr. Btn, slm tarihi buna ahittir. zellikle Trkler,
slmn bu toleransl bakn en yksek noktaya karmlar, Hristiyan
krallklarn m slmanara gstermedikleri anlay, Trkler, Hristiyanlara, Yahu dilere ve dier din mensuplarna kar gstermilerdir. Bu du
rumu "T r k l e r in T a r ih i" adl eserinde Jean Paul Roux yle diyerek dile
getirmektedir: "T rk le r in evrensel medeniyete en b y k katklar ok luk
iinde b irlik te y aam ak olmutur." Gerekten Yahudiler, Rumlar, Ermeniler ve dier dini zmreler en byk msamahay Osmanl mparatorluu
dneminde tadrmlardr. Bugne kadar Trk blgelerinde varln srd
rebilen bu dini cemaatler, bunu sadece Osmanh'nn dini tolerans ile ak
layabilirler. Buradan kan sonu udur: slm dini, kendi dndaki din
mensuplarn zorla slam'a getirmek iin bir politika izlememitir. Ancak
Islm Devleti, " S i y a s i h a k im iy e tin k e n d in e ait" olmasna dikkat e t
mitir. Kur'an-J Kerim'de et-Tevbe sresinin 29. ayetinde yle buyrulur:
" E h l - i K ita p ta n , A llah'a ve ahiret gn ne i n a n m a y a n , A lla h 'n ve
Resulnn haram ettiklerini haram saymayan, Allah Reslnn getirdii
H akk dine tbi olmayanlara kar zillet ve meskenet iine dp kendi
elleriyle cizye verinceye kadar s a v a n z "11 Bu ayet-i kerime, Kur'an-
Kerim'in genel din politikas konusundaki " D i n i m s a m a h a s n a " ters
dmez. Burada, slmn ve onun siyasi gc olan slm devletinin, Islm
d topluluklar, zellikle ehl-i kitap hviyetini tayan yahudi ve
hristiyanlar, slm'a davet ettiine dair aret vardr. slm, kendini
buna lyk grr. nk Allah indinde kabul edilen Hakk din, slam'dr.
slm, kendini byle grmesine ramen " m u tla k b ir zo rlam a" ile
Islm'a armay deil, tebli ve daveti esas kabul etmitir. te, slm'
n bu tebli ve davetini kabul etmeyen ehl-i kitap, slm devletinin siya
si otoritesini kabule zorlanr. Ayeti kerimede de istenen budur. slm dev
letinin siyasi otoritesi ya sulh ile kabul edilir veya harp neticesinde ka
bul edilir. Sulh neticesinde gayr-i mslim teh'a, slm devletine ciz y e
verir. C izy e vermeyi kabul eden ehl-i kitap se, omuzlarnda slm ida
resinin arln duyacaktr. Byiece bakalarnn himayesinde olduk
larnn farkna vararak, ayet-i kerimedeki " z ille t ve m e s k e n e t" ha!et-i
ruhiyesi ine deceklerdir. Bu durumda hile, gayr-i mslim teha dini
yaaylarnda serbesttirler. Byiece tnlar, slm devletinin himayesine
girmilerdir. slm devleti, onlarn, verdikleri cizye karlnda gven
liklerini salar, her trl tecavzden onlar korur.

388

Grlyor ki slm her halkrda dier dinlerle diyaloga ak bir


dindir. zellikle II. Vatikan konsilinden (1962-1965) sonra, Vatikan ta
rafndan balatlan Dinleraras Diyalogu, Islm XV. asr nce balatm
ve tm tarihi iinde de bunu uygulamaya koymutur.
Dinler arasnda Islm'n yerini, diyalog asndan ortaya koyd u k
tan sonra; imdi de sosyolojik ve teolojik ynden Islmn pozisyonunu orta
ya koym aya alalm. B ug n bir milyara yaklaan slm dnyasnda
mslman says, deien dnya artlarnda slm dinnin istikrarn ha
ber vermektedir. Modern ada, sanayi ve dev ehirleme ortamnda bile
Islm, bu yeni durumlara gs gererek ayakta kalmasn bilmitir. nk
Islm n teorik yaps yani onun akide hayat, hibir zaman sanayile
meye ve modernlemeye kar koymamakta/bilakis deien dnya artla
rna, kendi zne bal olarak zm getirmektedir. Bunun iin de mslm anlann says, deien dnya artlan karsnda azalma yerine oal
maktadr. Oysa bugn Hristyanln nfus artn ltin Amerika dengel
emektedir. Bat dnyas azalan nfus oran ile birlikte, Hristiyanl da
nfus ynnden azaltmaktadr. Yaayan dnya dinleri iinde Hinduizm ve
Budizm ise, ada gelimelerden olduka zarar grmektedirler. Dnyada
en ok mensubu azalan din de Budizm'dir. nk Budizmin bedbinci dnya
grnn bugnk dnyada kabul grmesi gittike zorlamaktadr. Hin
duizm ise milli karakterli bir dindir. Yaylmas ve oalmas tamamen
Hindu olmaya baldr. Hindistan ise, Bat teknolojisiyle hair neir
olmu bir lkedir. Bat kltr modeli iinde gelime gsteren Hindi
stan'da dini ynden bir kaos yaanmaktadr. Ayn dinden fkran mezhe
pler, tarikatler; senkretik bir karakter gsteren dni cereyanlar lkesi ha
line gelen Hindistan ve onun milli dini Hinduizm, ada Bat medeni
yetinden olduka muzdanp grlmekte ve her geen gn de dini kriz iine
gmlmektedir.
Dnya dinlerine, teorik ynden baktmzda da birtakm arpc
durumlarla kar karya geliyoruz. Bir dinin teorik vehesi hereyden
nce onun amentsn oluturmaktadr. Dinlerin itikad ynne genelde
in anlr ve m'mi olunur. Ancak bu doktrine! vehenin mantki yn de bu
inancn salam temellere oturmasnda nem tamaktadr. Bugn, yahudilik, hristiyanhk monoteist dnler kadrosu iinde olmasna ramen; yahudilik milli din hviyetinden henz kurtulmu deildir. Tanr Yahve, sa
dece yahu dinin Tanrsdr. H ristyanln kredosunu tekil eden esaslar
ise, hl Bat e n t e le k t e l l e r i n i n vicdannda mantksal temellere otur
mu grnmyor. Trinit (teslis) problemi, Batnn dini kriz iindeki yerini
tayinde nemli rol oynam aktadr. Bu uurda yaplan ok ar felsefi y o
rumlar, Bat enteilekteiim daha da karamsarla gtryor ve onlarn

389

ya dinsiz olmalarn veya dine kar ilgisiz olmalarn salayarak duru


mu daha da berbat b ir hale sokuyor. Teolojik ynden konuya yaklap
slmn teorik yapsn ele aldmzda slm akidesinin rasyonel y ap
sn derhal farkederiz. Metafizik br sahada rasyonalizmden bahsetmek
tezad tekil eder grnmektedir. Metafiziin de mantksal temellere otur
mas sz konusudur. slm'n, Allah anlaynn, peygamberler dnce
sinin, Ahiret telakkisinin Kurarida mantksal temellerle izah edildiini
gryoruz. nsan aklmm, slm akidelerine vardrlmas iin Kuran-
Kermde byk aba sarfedildii dikkati ekmektedir.
Bu konuyu daha fazla uzatmadan, slm dininin insann zihinsel ve
bedeni yapsna uygun bir teolojik yap sunduunu ve dnya grn bu
yapnn zerine oturttuunu syleyebiliriz.

5) S L M D N N N ZELLKLER
Bu balk altnda slm dininin dikkat ekici baz ynlerini ele ala
caz, nk slm dinini, tepeden trnaa taramak burada mmkn
grlmemektedir. slm dininin, dier dinlerle mukayesesi yapldnda
u zellikleri dikkatimizi ekmektedir.:
1) slm dini bugnk yaayan dinlerin byk bir ounluuna naza
ran ok yeni bir dindir. Yani, XV. asrlk bir mazisi vardr. M.. XIII.
yzylda doan yahudilikie ve il bin yllk mazisi olan hristiyanlkla
mukayese edildiinde, Islm dini olduka yeni bir din saylr. slm dini
nin yeni bir din oluu, onun hakkmdaki bilgilerin daha salam temellere
dayandn gsterir.
2- Son peygamber olan Hz. Muhammed hakknda yeterli bilgi ve
malzeme toplanmtr. Hayat batan aa tesbit edilmitir. Bizim gibi
bir insan olan ancak ona vahiy gelen peygamberdir. Hayat yaz ve ifa
hi olarak hafzalara nakedilmitir. Islm mesajlarn getiren Hz. Muhammed'in hayatnn byiece tesbit edilmesi, onun getirdii mesaja olan
gveni artrmaktadr. Yahudilik veya Hristiyanhk bakndaki bilgilerin
eksiklii, Hz. Musa'nn veya Hz. sa'nn hayat hakkmdaki kukular
dikkate alndnda Hz. Peygamber'in ok berrak ve tarih sahnesinde
ak ve seik bir hayat olduu grlmektedir.
3- Hz. Peygamber hakknda birok bilgilere sahip olan tarih, onun
getirdii mesajlar hakknda da berrak bilgilere sahiptir. Kur'an- Kerim,
ilk nazil olduu andan itibaren ezberlenm eye balanm ve yazya
geirilmitir. Bu ift metod, onun gnmze kadar eksiksiz gelmesini
salamtr. Byle bir koruma metoduna hibir kutsal kitap sahip ola
mamtr, Bunun iin de, bugn ellerde ne Hz. Musa'nn tebli ettii Tev-

390

r a f n Hk nshas ne de Hz, sa'nm tebi ettii inciiin ilk nshas vardr.


Bu ynden slmn kutsal kitab Kurn- Kerim, daima stnle sahip
olmutur.
4- Islm dini, sunduu mesajlarda daima insan unsurunu gz nnde
tutmutur. Bunun iin de mesajlarnda hayali deil, gerek hayatla uyuan
emirler verm itir. Bu mesajlar getiren peygamberin hayatnda, tatbik
edilmitir. O peygam ber bir beerdir, o da evlenmitir. ocuk sahibi ol
mutur. Ticaret yapmtr. Ancak kendisine vahiy gelmitir. slm, insan
tabiatn tahrip etmeyen her trl eski kltre dokunmam bilakis onu

himaye etmi ve gelitirmitir. nsan tabiatn tahrip eden hereye kar


kmtr. Bunun iin slm yerel kltrlere yeni bir bak as getirmitir.
l, insann mutluluu ve dolaysyle cemiyetin mutluluudur. Bundan
dolay Islm'n getirdii mesajlar topik mesajlar deil, tatbiki kabil ve
beer tabiatna uygun mesajlardr. Yine bunun iin slm dini ne dnya
hayatnn ekiciliine aldanmay ne de dnyadan el etek ekmeyi tavsiye
etmez. slm bir l dinidir. Ne dnyay terk eder, nede dnyaya drt
elle sarlp ahireti inkar eder. kisi arasnda beer tabiatna uygun bir
denge kurmay hedef alr.
5- slm dini sadece dini zellikler tamaz. slm, hayat b t
nyle kavrar. slm dini, srf ibadetlere, baz ahlki dstur ve birok mu
cize zerine bina edilmi bir din deildir. slm bir taraftan esas itiba
riyle bir din iken, dier taraftan kendine hakim bir kltr ve kendine ye
ten bir m edeniyettir. slm n dndaki birok dinde bu zellikleri
bulm ak olduka zordur. Yahudiliin kurmaya alt bencil ve sadece
yahudi toplumuna hitap eden sistemi, anlamak olduka zordur. H ristiy an lk teorik taban itibariyle dnyevi b ir sistem deil; tamam en uhrev
hayata dnk bir sistemdir. Onun, prensip tibariyle dnyevi sistemlerle
alkas yoktur. Fakat tatbikat tamamen ters olmutur. Budizm, d nyaya
srtm dnmtr. Bunun iin de sadece mistik br din olarak yaamaya de
vam etmektedir.
Bu din sistemlerin yannda slmn dtinya-ahiret dengesi iindeki
yeri olduka dikkat ekicidir. slm tamamen yeni bir dnya kurmay he
d ef alr. Onun dnyasnda din ile devlet birlemitir. Hedef, dnyadan is
tifade eden, orada meru olarak yeterince elenmesini bilen ve fakat uhrev hayatn unutmayan bir toplum kurmaktr. Bu toplumda hakka riayet
vardr. Mazlum korunmaktadr. Beeri tm ilikilerde sadece "A lla h k or
k u su n u n " hakim olduu grlmektedir. Medeniyetini srf "Allah korkusu"
zerine kuran bir baka din bulmak olduka zordur.
6- Yaayan dnya dinleri arasnda slmn dikkat ekici bir dier
yn de onun her trl fikir hareketlerine gs gerecek bir durumda ol

331

masdr. slm dini, Allah'a kar ve onun gnderdii mesajlarn dorulu


una kar inkar bayran aanlar, mantki yollarla imana arm ak
tadr. Bunlarn delillerini en akl ekilde ykmaya ynelmekte ve o n l a r
akl ve kalb g zle rin d e n yakalayarak dnm eye ev ketm ekted ir. Al
lah'a nanmayanlardan tutun da, Ahireti inkar edenlere kadar, Kuran-
Kerim de cevaplar verilmitir. Dnmeyi yasak etmeyen, bilakis d
nmeye insanlar davet eden Islm dini, srekli dinamik tuttuu dnce
yapsyla, dier inan sistemlerine kar uyank durumdadr.
7Dinler arasnda Islm'n yerini belirgin ekilde gsteren dier bir
hadise de slm'n itikadi mezhepler ve tarikatlerle paralanm olm a
m asdr, Y a h u d ilik le zellikle Hristiyanlkla m u k ay ese e d ildi ind e
slmn bu konudaki mevkii olduka nem tar. Hristiyanlkta gerek iti
kad ynden ve gerekse pratik ynden ortaya kan her mezhep bir kilise
etrafnda to planarak ana Hristiyan yapdan kopmutur. Islm'da ise,
Snni slm'n karsnda belli bal dikkat eken mezhep ii mezhepler
dir. ok erken d nem d e siyasi bir boyutla ortaya kan ia hareketi,
gnmze dek siyasi karakterini nde tutarak dini bir hareket olarak ken
dini gsterm itir. Ehl-i S n n e t le ia arasnda itikadi farkllklar ve
amel farkllklar da vardr. Fakat yine de slm dininin mezheplerle
blnmesi olay sz konusu deildir. Bu ynden slm dnyas, dini bir
btnle sahiptir. Bu da dinler arasnda ona ok nemli bir mevkii ver
mektedir.

D PN O TLA R
1

1942

ylnda

1 9 7 5 d e
D inler
da

Tarihi

birok

tesinde,

dom u

ve

eseri

Felsefe

m aktadr.

el-A lak: (1-5)

el-Bakara:

4
5

e l-K a firu n : 6
e t-T e vb e: 29

352

olan M e h m e tA y d n ,

ilahiyatdoktoru,

256

D in

Sosyolojisi

vardr.
ve

198'ded o en t

D n

H alen

lah iyattahsili

alannda
Seluk

bitim leri

Blm

yapm

1987'deprofesr
alan

A y d m 'm

niversitesi
Bakan

bu

lahiyat

olarak

ve

olm utur.
saha
Fakl

grev

yap

KAYNAKLAR
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12

K u r'a n - K erfm
Prof. D r. M eh m et A y d n , slm D ini lm ih ali, K onya, 1983
P ro f. D r, M u h am m ed H a m id u lta h , slm P e y g a m b e ri, I - II, st.
9S 0
P ro f. D r, M e h m e t A y d n , M s l m a n la r n H ris tiy a n ia r a k ar
y azd R e d d iy e le r ve T artm a K o n u la n , K onya, 1989
P rof. D r. sm ail C e rra h o lu , T e fsir U sulu, A n k ara, 1979
P ro f. D r. M u h am m ed Ebu Z e h ra , slm H ukuku M e to d o lo jisi, ev.
A b d u k ad ir en er, A n k ara, 1973
P ro f. D r. F a z lu rra h m a n , slm , ev . D o. D r. M eh m et D a - D o.
D r. M eh m et A y d n , A n k ara, 19S1
L u is G ard et, La cit M u su lm an e, Vie Social et p olitiq u e, P aris, 1981
P ro f. D r. E rol G n g r, slm 'n B u gnk M eseleleri, st. 1983.
P ro f. D r. Y u su f el-K ard av , T em el N itelik leriy le slm , ev. b rah im
S arm , K o n y a, 1986
A b d u rre z z a k N ev fel, slm 'd a A y rlm azlk , ev. M eh m et A y d n , st.
1985
D r. M u sta fa R a fii, slm 'd a S osyal D zen , ev. A h sen B atu r, st.
1975

393

You might also like