Professional Documents
Culture Documents
Hadis Istilahlari Talat Kocyigit PDF
Hadis Istilahlari Talat Kocyigit PDF
HAD S ISTILAHLARI
ANKARA ON/VERSITES
ILAHIYAT FAKLTESI YAYINLARINDAN - No. 146
NSZ
Hadis stlahlan, hadis ilminin temel ta lardr. Bunlardan herhangi birinin yok farzedilmesi, temel ta larmdan birinin yokluuna dellet eder. E er btn stlahlar kaldrrsanz, ortada, hadis ilminden
hibir eser kalmaz. Bu sebepledir ki her bir stlah, bu ilmin bir blm veya bir dal olarak, hadis imamlannn balca aratrma konusu
olmu ve her biri hakknda mstakil eserler telif edildi i gibi, hepsini
birden inceleme konusu yapan muhtasar veya mufassal eserler de vcuda getirilmi tir. Bu tip eserlere, hadis ilminde, stlah olarak konulmu
lafzlar mil olmalar itibariyle Mutalabu'lLiadi ad verilmitir.
Hadisiler, hadis ilmini, rivayet ve dirayet ynnden iki k sma
ayrmlardr. Rivayet ynnden hadis ilminin konusu, Hazreti Peygambere isnad edilen sz, fiil ve takrirlerin bilinmesi, zabt ve rivayetidir. Dirayet ynnden hadis ilmi ise, rivayetin hakikat n, artlanm,
eitlerini, hkmlerini, rvilerin hal ve artlarn ve merviyyat n snflarn inceleme konusu yapmtr. Bu taksimden de anla lmaktadr
ki, birincisi Hazreti Peygamberin hadislerinin zabt ve rivayetinden ibaret olduu halde, ikincisi, zabt ve rivayet edilen hadislerin s hhatini
inceleyen, sahih olanlarla zay f olanlar birbirinden ayrmay gaye edinen bir ilimdir. O halde, bu ikincisi olmaks zn, yani hadislerin tenkid
ve tahlillerini yap p sahili olanlar n zayf olanlarndan ayrmakszn
onlann zabt ve rivayetinden hibir fayda sa lanamaz. Bu sebepledir
ki dirayet ynnden hadis ilmi bu ilmin temelini te kil eder, ve "Hadis
lmi" denildii zaman da, umumiyetle dirayete dayanan ilim anla lr.
Nitekim hadisiler aras nda maruf olan cIlmu dirciyeti'll adi, `Ilmu
cIlmu mu klabt'lbadi veya ksaca cllmu'lbadi tabirleri de ayn manda kullanlm ve hepsi ile bu ilim kasdedilmi tir.
O halde, takdim etti imiz "Hadis Istlahlar" adli bu eser, bir
hadis usldr; yahut ad ndan da anlald gibi Mutala4d1-4adi
ilmini tmildir. Ancak allmn dnda stlahlar alfabetik srada
3
verilmi ve bylece her stlahn daha kolay renilmesi gaye edinilmitir. Konuyla ilgili eski ve yeni arapa kaynaklarda bu tr bir tertiple
hazrlanm herhangi bir kitap mevcut de ildir. Bu sebeple, hadisle
ilgili stlahlar tesbit ederken zami dikkat sarfedilmi ve herhangi
bir stlahn kitap dnda kalmamasna allmtr. Bununla beraber
btn dikkatlere ra men gzden kam baz stlahlar varsa, bu, tesbit edebildi imiz yzn stndeki stlahn da dellet etti i gibi,
konunun vs'ati ve ilk defa olarak hadis stlahlarnn alfabetik srada
verilmi olmas dolaysyledir.
Byk hadis imam elBubl, Islm'n Kur% Kerimden sonra
en gvenilir kitab olarak kabul edilen abil'ini tasnif etti i zaman,
inneme'l acwlu bi'n niyat (ameller niyetlere gre de er kazanr)
hadisini, tasnif ynnden yeri olmamakla beraber, kitab nn banda
zikretmitir. Kendisi bu konuda herhangi bir a klama yapmam ise
de, bunun delttlet etti i man ok ulvidir ve kitab n tasnif ederken
sahip olduu niyetteki samimiyetini gsterir. Biz de bu kitab takdim
ederken ayn hadise i aretle niyetimizin hlis oldu unu belirtmek isteriz. Bu itibarla, kitab mzn konu ile ilgilenenler iin faydal olmasn,
rastlanacak kusurlarm ba lanmasm dileriz.
Tevfik Allah'tandr.
Talat KOYIT
i NDEK LER
A
Sayfa
15
16
17
21
21
22
24
28
28
29
30
30
38
45
45
47
52
52
52
54
54
55
MA"' ve Ebng'
^Abdile
`Ad Met
<Adetu'r-RgvI
<Adi
Alkl
Ahberangt
Ahberan Rr 'aten <Aleyh
Ahberani
Ahberani Fulnun Mukgtebeten
Akva'1-Esnid
<MI
`Arz
Aahhu'l-AhAdI
Aahhu'l-Es
Aahhu'l-Kutub
AhM3
Ah ml-Bida<
Ahnu'l-BadI
A1
<Aere Mubeere
'Aziz
B
Bedel
Beyn
Bid<at
57
58
61
63
5
C
Sayfa
65
66
68
69
71
80
CahMet
Cmic
Crih
Cerh
Ceyyid
E
Eceztu Ehle Zenani.
Eceztu Leke Wa'. ahha Ev Yashhu Min Mesminti .. . ...
Eceztu Leke Mesmcti
Eceztu Limen Ye 'u FuLa'nun
Eceztu Limen Yilledu LifuUnin
Eceztuke En Terviye `Anni.
Eceztuke Muczti.
Eknir ve Asqn.
Elkb
En
Enbe'en
Erbe`fm
ErcahulEs"nid
Emri En T.A. Be'se Bihi
Esbet
E betu'lEsnid
E betu'nNs
Eer
Esn'
EsmW ve Kun.
Etkan
Evsaku'nNs
81
82
82
83
83
85
86
86
93
93
95
96
96
97
98
98
99
100
100
100
101
102
102
106
107
F
Ferd
Ferdi MuhMif
Ferdi Mutlals.
6
108
108
109
Sayfa
Ferdi Nisbi
Flsbu'rRvI
Fi ljadiibi Zdfun
Fihrist
Fisk
Fulah4 Seb`a
110
111
111
111
112
1131
G
Garlb
GarIbu'lljadIs
Gayru ika
114
115
116
H
Ha
Haber
Ah5d
Haberi Mutevtir
Iiaddesen
11adde,5en FuMnun Muk'jtebeten
ljaddesen1
1.1adi
1.1adisi hhi
Kudsi
Rabbni.
Hakk
ljasen
1.1asen Galib
1.1asenu'1I-JadIs
1.1asenu'1Isn
Ibsen Ligayrihi
1.Iasen Liztihi
1-jasen sahih
1.1asen sahl:h Garib
131y k.
1jueee
(Illet
117
118
118
118
118
119
119
120
123
123
125
125
125
129
131
132
132
133
134
137
138
138
139
145
7
Sayfa
`Ilm-i NaiarI
<Ilm-i Zarar'
147
149
bdrtl
151
151
152
155
156
160
161
161
164
165
166
167
167
168
169
170
174
174
176
176
Icaze
Icaze `Amme
Icaze Mucerrede <Ani'l-Munavele.
Icaze Mukterine Bil-Munavele
Idrac
Ikve Ve Akavat
namu'-eyh}
nda'
infirad
Inkta<
hab
Irsal
Isnad
Istimla'
ictibar
Itkan
htrab
K
Kadh
RadIt
Ralb
Kale Lena Fulanun
Rara'tu Bikatt Fullanin
Raena
Rasas
Kavi
Ket
Ketebe ileyye Fulanun
Kezzab
Kezzabun Yekzibu Decc'alun
Rra'a <Ale'-eyk
8
181
181
181
183
185
185
185
188
188
189
189
189
189
Sayfa
189
189
199
201
201
201
202
202
KitAbe
Kit g- betu'1-1.1adi
Kizb
Kudsi Hadis
Kun'a.
Kuri'e <Aleyhi ve Ene Esmdu
lu ri
Kutubi Sitte
L
203
203
204
204
204
204
204
204
204
204
204
205
205
205
L Be'se Bihi
Lab4
LalFab
L ey'
L Yuhteccu Bihi
Leyse Bihi Be'sun
Leyse Bihuccetin
Leyse Bikaviyyin
Leyse
Leyse
Leyse Biey'in
Leyse Bizk
Leyyinu'lHadis
Macrilf
Matriih
Matciinun fih
Mechfil
Mechillu'lcAdrle
206
206
206
207
208
208
210
210
211
211
211
211
212
9
Sayfa
Mechfilu'lcAyn
Mechiilu'lHal
Me'mn
Mens lh
Merdiid
Merf<
Merffic Mursel
Mestr
Mehur
Metin
Met/ k
Mevali
MevVf
Mevsl
Mucaddil
Mucalla
Mu(allel
Mu'ancan
Mu( sarat
Mubhem
Mubhemft
Mue2ese
Muez
Muez Leh
Muciz
Mudebbec
Mudelles
Mudellis
Mudevven
Mudrec
Mudrecu'lsn
Mudrecu'lMetn
Mudric
Mu'ennen
Mu'ennen
Mufredat
Mufterik
10
213
213
215
215
215
217
219
219
219
220
221
221
222
224
225
225
235
236
238
240
242
243
245
246
246
246
246
246
249
251
252
253
253
255
258
259
259
261
262
Sayfa
Muhaddis
Muhidefet
Muharref
Muha?ram
Muhkem
Muhtelif
Muhtelifu'lljadis
Mukele
Mulatebe
Muklln
Muksirfin
Mumli
Mun&vele
Munkatc
Munker
Mu nkeru'lkladIs
Mursel
Mursel Hafi
Muruvvet
Musfaha
Musahhaf
Musannaf
Musannf
Musgv t
Muselsel
Musned
Musnid
Mustahree
Mustahric
MustalahulHadis
Mustefft
Mustemli
Mut rbe(at
Mut ..lic
Mu'telif
Mute bih
Mutevtir
262
264
2 65
2 66
267
2 68
2 68
274
2 74
2 75
27 7
277
279
282
286
287
291
291
297
298
300
301
306
309
309
310
313
320
32 O
32 3
223
332
333
334
336
336
343
344
11
Sayfa
349
349
349
352
353
353
356
357
Mutlsm
Muttal
Muttefk
Muttehemun
Muvafalsat
Muvatta'
Muz'?al
Mugarib
N
359
359
359
360
360
367
Na.
Nait'
N azil
Nebbe'ena
Nesli
Nuzill
R
368
369
371
372
Rak
R a- v!
Rivayet
Rivaye Bil-Matna
S
Sabls ve Lahls
Sabit
achlsa
Sadak
ahab'
Sahile
Sahib
Sahlhan
Sahib Garib
abib Garib klasen
Salsrt
Salih
Sami`
Sema'
Sena
12
374
375
375
375
375
381
383
389
392
392
393
393
394
394
396
Sayfa
397
397
397
398
398
399
Sened
Seni
Sika
Sunen
Sunnet
hid
akk
gtz
Tabak U.
T 1bici
Tddil
Tahammulu'lkladis
Tahric
Ta hrif
Tak vik
Taktic
Tdlik
Taraba 11adiehu
Tashif
Tashik
Tasnif
Tazbib
Tedlis
Tekellemii Fih
Telkin
Temriz
Tercih
Terekhu
Tesviye
Tev 'ril> ve Vafeyt
Tevtur
404
405
405
409
411
412
414
419
420
420
420
421
427
428
428
429
429
431
432
436
439
439
440
440
443
443
443
445
13
Sayfa
446
446
tUluvv
V
447
454
454
462
463
463
464
465
Vahy
Vayyet
Vaz(
Vazztun Yaa<u
Veeedtu Bihatt FuUnin
Vehim
VicUle
Vuhdk
Z
Zabt
ZMaibu'1-1.1adi
Zarif (Zayf)
Zaciful-1.1adi
?drfun Cidden
Zarb
Ze-4?id
Zndik
Ziy a de
Zu(aW
466
467
467
470
470
470
472
473
476
479
BBLYOGRAFYA
INDEKS
481
14
485
A
ASA.' VE EBN /VHadis stlahnda aba' ve ebn' tabiri, bir aile
eb (baba)
ierisindeki hadis rivayeti mnasebetiyle kullan lmtr.
in, ebna' da bn (o ul) in o uludur. Babalar n oullandan, veya o ullarm babalarndan rivayet ettikleri hadisler, baz mellifler tarafndan
tasnif edilmi ve konu ile ilgili mstekl kitaplar meydana getirilmi tir.
elBa dadrnin babalarn oullarndan rivayet ettikleri hadisleri biraraya getiren byle bir kitab vardr'. EsSuytl, bu kitaptan baz misaller verir: cAni'lcAbbrs bn `Abdi'lMuffalib,`an bnihi'lFc41 enne (s.a.s.) cemca beyne'ssalcUeyni bi'lMuzdelife.
Enes bn Malik'in ismi zikredilmeyen bir o lundan; Ynus bn
Ebi ishak'n, olu srail'den; Eh -l Bekr bn Ebi (Ayya 'n, olu brahim'den; `mer bn Ynus'un, o lu Muhanmed'ten; Sacid ibnu'l1-Jakem elMri'nin, olu Muhammed'ten, Yalya bn Cacfer'in, o lu
11useyn'den buna benzer rivayetleri vard r2.
Oullarn babalarndan olan rivayetlerine gelince, bunlar iki k smda mtalaa edilmi lerdir. Birincisi, yalnz oulun babasndan rivayetidir ki, bu yolla gelen hadisler daima `an ebihi ibaresiyle nakledilmitir. Bu ekilde rivayet edilmi pek ok hadis vard r. Eb Na r elVa'ilrnin bu konuya tahsis edilmi bir de kitab bulunmaktadr'. kincisi ise, oulun, babas vastasyle ced (dede) dinden rivayetidir. Bu
ekilde gelen hadislerin isnadlarnda daima u ibare grlr: 'An ebihi
225;
1. Bkz.
s. 281; bn Ke lr, iblitru
es Suyti Tedribu'r rt vi, s. 431; el Kettni, er Risletu'l mustatrafa, s. 122.
2. Es-Suyiit", Tedrib, s. 433.
3. Ebil Nar el-V'ili (11beydullah 1bn Sa`id, bn Hatim bn Ahmed es-Siezi, el ibiinetu'lkubr*E1 sahibi olup ez-ZehebI tarafndan "sunnet ilminin imam," olarak tamtlmtr. 444 H.
senesinde Mekke'de vafat etmi tir. Bkz. Tegkiretu'l4uffri, II. 1118-1120; Ibnu' -Sall,
s. 283; bn Keir, Ptitiru `Ulami'l hadis. 230. bn Keir'in belirttiine gre El Nar el-V'ill
tarafndan tasnif edilen bu kitaba, mteahh rndan baz kimseler, nemli ve faydal bir ok ey
ihve ederek geni letmilerdir. Keza bkz. el-KettnI, er Ris lletu'l mustafrafa, s. 122.
15
16
'Abdullah bn `Anr
Hadis tarihi, s. 44-48.
EsSuyati, Techlb, s. 434.
Ayn eser, s. 437.
Bkz. Kamus tercemesi, I. 1202.
lah bn <Abbas, (Abdullah bn <Omer ve <Abdullah bn `Artr bni'l%Vur'. Kamus mtercimi ise yle der: "`Abdullah bn Mes<d cAbridile'den deildir. Cevheri galat eylemekle <Aba'dile'den addeylemi tir.
arih der ki: Elli kadar tblt nshalarna rracaat eyledim; birinde
dahi bn Mes< ld'un zikrine tesadf eylemedim" 9.
.
17
14. El Kiftye fi
15. EltImidI, ellbkrm fi
18
s. 80-81.
Il. 110.
yeterli grmlerclir". Yani bunlara gre adalet, islam n izhar ve mslmann yine zhir bir fsktan selmetidir". Bu gr iin rakhlarm
ileri srdkleri delil, bir arabinin, Hazreti Peygamberin huzurunda
Ramazan aynn girii ile Ilgili ehadetidir. bn cAbbas'tan rivayet
edildiine gre, bir al-abi, Hazreti Peygambere gelerek hilali grd n
sylemi, Hazreti Peygamber de ona "Allah'tan ba ka kah olmadma
ve Muhammed'in, O'nun elisi oldu una ehadet edip etmedi ini"
sormu, arabinin "evet, ehadet ediyorum" demesi zerine de orada
bulunan , Bilal'e" ey Bilal, halka duyur: Yar n oruca ba lasnlar"
diye emir buyurmu tur". 'Irak ehli bu haberi ele alarak "grlyor
ki Hazreti Peygamber, arabinin adaletin,, ba ka herhangi bir eyle
talkik etmeksizin, sadece islmiyetin izhar ile yetim/ni ve onun, Ramazan ay ile ilgili ebadetini kabul etmi tir" demilerdir20. Bununla
beraber, ayn gre sahip olmayan bu delile itiraz ederek
"Ramazan ayna ehadet eden ahsn arabi olmas , onun adil olmasna
ve Hazreti Peygamberin daha nceden onun adaletin vak f bulunmasna, yahutta halkn, onun halini Hazreti Peygambere bildirmi
olmasna mani te kil etme " demi, bir ihtimal olarak da, "belki, arabinin tasdiki hususunda o anda bir vahiy gelmi olabileceini, netice
itibariyle Hazreti Peygamberin, arabinin' haberini' kabul etmek iin
sadece slmiyetin izhar ile iktifa. edip etmediinin kesin olarak bilinemiyeceini" ileri srmtr21.
Adaletin tesbiti ile ilgili olarak imamlar aras nda ortaya kan bu
eit ihtilaflar, adaletin tahakkukunda islam n ve fsktan selmetin
birinci plana alnmas dolaysyle, esasa taaluk etmemi bulunmaktadr.
nk sfamn izhar ve zhir bir fsktan selmet ile iktifa edenler dahi,
netice itibariyle islami ahvali art ko mn olmaktadrlar. Filhakika
adaleti mehul olanlarn rivayetini kabul etmiyenler, bu rivayette yalan olmas ihtinialine'dayanrlar; fakat uras da muhakkaktr ki, ada-,
leti mehul olan ahsn yalan sylemesi ihtimali bulunmakla beraber,
byle bir ahsn, imiyetini izhar etmesi ile zhir bir f sktan salim
bulunmas halinde doruyu sylemesi ihtimali daha kuvvetli olacaktr.
19
Bir hadts rvisinde adaletin sbt bulmas iin bazi delillere ihtiya vardr. Bu deliller, ya iki alimin o rvinin adaleti hakk nda ehadette
bulunmasdr ki, bilhara bu ehadet, hadIsiler aras nda uybulur;
ya da ravinin adaleti, hadisiler ve sair ilim ehli aras nda hibir pheye
mahal brakmayacak surette hret kazan r. Mesela Malik bn Enes22,
Sufyan esSevri", Sufyan bn cUyeyneza, elEvzaci", e_u-s126,
A4med
bn klanbe127, ve emsali, adaletlerine ehadet edecek herhangi bir muaddile muhta de illerdir. Keza hadisilerden elLeys Ibn Sacd", ube ~
IbnulIjaccac 29, 'Abdullah Ibnu'lMubarek", Vekic bnu'lCerrah",
22. Tercemesi iin bkz. Ibn Ebi Wtira, Takdimetu'l-ced4 11-32;,Kitrbu'l-cerh ve 't-ta 'dil,
IV. 1, 204-206; Eb Nu'aym, Utlyetu'l-evliya", VI. 316-355; Ibn Hallikn, Vafeyatu'l-eyan,
III. 284-287; e-Zehebi, Tezkire, I. 207-213; Ibn Hacer, TeltzIbu't-teltgib, X. 5-9; el-Mes
Murt cu'-.zeheb, III. 350.
23. 161 senesinde vefat eden ufygn e-evrrnin tercemesi iin bkz. Ibn Ebi Hatim, Talsdimetu'l-cerh, s. 219-232; Ebil Nu'aym, 13tlye, VII. 368-380; el-Hatib, Trihu Badat!, XIII.
496-512; e4ehebi, Tezkire, I. 306-309; Ibn Hacer, Tehzib, XI. 123-131.
24. Hicri 198 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. Ibn Ebi Iitim, Takdimetu'l-cerh,
s. 32-54; Ebii Nu'aym, Ikiye, VII. 270-318; el-Llatib e1-Ba d3di, Taribu Badad, IX. 174-184;
Ibn Halfikn Vafeyt, II. 129-130; e -Zehebi, Tezkire, I. 262-265; Ibn ljacer,Teh ib, IV.117-122.
,
,25. Eb3 'Amr 'Abdurrahman Ibn 'Amr !bn Muhammed ed-D ma ki el-Evz3<I, 157 senesinde vefat etmitir. Tercemesi iin bkz. Ibn Ebi 1:13tim, Talpelimetu'l-terh, s. 184; Ibn Hallikiin,
Vafeyat, IL 310-311; e-Zehebl, Tezkire, I. 178-183; Ibn Hacer, Tehzib, VI. 238.
26. Muhammed Ibn Idris e -Siifi'l 204 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. Elya
Nu'aym, Iltlye, IX. 63-161; el-Hatib el-Ba cl3di, Tarihu Badad, II. 56-73; Ibn Llallikin,
Vafeyat, III. 305-310; /bn Ebi Ya`13, Tabakatu'141anabile, I. 288-284; e -Zehebi, Tezkire,
I. 361-363; Ibn Hacer, Tehzib, IX. 25-31; es-Subki, Tabaliitu'-itfi' yye, I. 172-175; Ibn Ke ir,
el-Bidaye, X. 251-254.
27. 241 senesinde vafet eden Ahmed Ibn Hanbel'in tercemesi iin bkz. Ibn Ebi W tim, TaltdiTarihli Badat!,
metu'l-cedt, s. 292-313; Ebii Nu'aym, Illye, IX. 161-233; el-Rabb
IV. 412-423; Ibn Hallikn, Vafeyat, I. 47-49; Ibn Ebi Ya`13, TabaUtu-ljanabile I. 4-20;
Ebu'l-Ferec
Ahmed; ez-Zehebi, Tezkire, I. 431-432; Ttrihu'17
Islam, I. 58-131. (Musned neri mukaddimesinde); Ibn Hacer, Tehzib, I. 72-76; es-Subkl, Tabakatu'-afi`syye, I. 199-221; Ibn Ke ir, el-Bidaye, X. 325-343.
28. E1-Ley Ibn Sa`d, 175 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. Eha Nu'aym, Fl lye,
VII. 318-327; el-Hatib el-Ba d3dI, Tarilju Badat!, XII. 3-14; e -Zehebi, Tezkire, I. 224-226;
Ibn Hacer, Teltzib, VIII. 459-468.
29. 160 senesinde vefat eden ube Ibnul-klacc3c'm tercemesi iin bkz. e -Zehebl, Tezkire,
I. 193-197; Ibn' Hacer, Tehzib, IV. 338-346.
30. 'Abdullah Ibnug-Mubilrek Ibn VA b. el-HanialI, 181 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. Ibn Ebi 133tim, Takdimetu'l-cerh, s. 262-281; Ebii Nu`aym, Iltlye, VIII. 162-190;
el-Hatib el-Ba dgcli, Taribst BadAd, X. 152-169; Ibn Hallikkin, Vafeyrt, IL 237-239; e-Zehebi,
Tezkire, I. 274-282; Ibn Hacer, Tehzib, V. 382-387.
20
21
iller kasdolunur; bu fiiller, mteaddi (gei li) olup, bir bakas zerinde
tesiri grlr. Mesl bir hkamdar hakk nda "teb'asna iyi davranr"
denildii zaman, onun adil olduu kasdedilmi olur.
eriat dilinde 'adi ise, Hazreti Peygamberden hadis rivayet eden
veya bu konu ile ilgili olarak ehadette bulunan bir ahsn, bu rivayet
veya ehadetinin kabuln gerekli k lan ehliyet manasma gelir".
Adl, yukarda zikrolunan mnalarda masdar olmakla beraber.
sfat olarak da kullanlr ve mesela raculun cadlun ve imra'atun tadlun
denir 38. Raculun cadlun beyyinu'lcadli ve'lcaddleti denildii zaman maEdarla vasfolunmutur ve zrz <adlin yani rivayet ve ehadetinde ehliyet
sahibi manasnda kullandmtr39.
Hadis stlahnda 'adi, zikretmi olduumuz bu manda kullan lm, fakat masdar olarak umumiyetle `adalet kelimesi shret kazanmtr (Bkz. <Adalet).
Atad, lugatta "bir" manasma gelen ve bir eyin saysna
dellet eden abad veya viffirdin ouludur. Istlahta ise, mutevatir
olmayan haberlere verilmi bir isim olarak kullanlr ve mesela l,aberu'lvd4td (bir kiinin haberi) denir ve bir ki i tarafndan rivayet edi-len haber kasdedilir Haberi cihad da birer kii tarafndan rivayet edilmi haberdir.
E afici (. 204) nin haberi lAssa da dedii haberi :vahd tabiri,
ilk asrlar iinde yalnz bir kiinin rivayet etti i haberler hakknda
kullanlmtr. Nitekim e afig, bu e it haberleri tarif ederken
"Hazreti Peygambere, yahut ondan sonraki bir ahsa mntehi olana
kadar bir kiinin bir kiiden rivayet etti i haberdir" demi ; bu haberlerin dinde huccet olarak kullamlabilece ini isbat hususunda da Hazreti Peygamberin hayat nda bir kiinin haberi ile ilgili tatbikattan
rnekler vermi tir (Bkz. erRisdle, 's. 369 vd).
Ancak daha sonraki devirlerde ve zellikle us'l , kitaplarnn tedvin
edildii asrla da haberi hd anlar nda nemli saylabilecek bir de iiklik olmu ve bu tabir, yalnz bir kiinin bir kiiden rivayet etti i haberler hakk nda deil, iki 'kiinin iki kiiden, kiinin ve hatt n
stnde kiilerin veya daha fazla ki ilerden rivayet ettikleri haberler
hakknda kullanlmtr. u artla ki, ijn stndeki ki ilerin, her tabakada mutevatirin art olan kalabalktan daha az olmas lazmdr.
37.
el iblet m, II. 108-109.
38. Kamas tercemesi, III. 1429.
39. bn Manitir, Lisanu'l `Arab, XI. 430.
-
22
Mutevatir derecesine ula mam olan mehur haberlerin bile hdtan saylmas, bu eit haberlere kar ileri srlen itirazlarda daima
gznnde bulundurulmas gereken nemli bir husustur.. Zira ilk as rlarda mutezilenin zuhuru ile birlikte haberi vh din dinde huccet
olarak kullanlp kullandamyaca hususunda ortaya kan mnakaalarda, mezklr tabirle kasdedilen mann n, yalnz bir kii tarafndan
rivayet edilen haberlere mi, yoksa daha sonraki as rlardalsal kitaplannda grlen ve aziz ve me hiir denilen haberleri de iine alan hda
m dellet etti ini kesinlikle tesbit etmek gerekir. Filhakika zaman mzda bile, itikadi konulann isbatnda kullanlan baz hadislerin mutezili bir grle reddedildi i grlmektedir. Bu red keyfiyetinde ileri
srlen gereke, delil olarak kullan lan hadislerin hdtan olmalar dr.
Ancak hdla kasdedilen man dk defa a k olmamakta ve hangi e it
rivayetlerin hdtan sayld kesinlikle bilinememektedir. Bu man
ile, mutezilenin sz konusu etti i yalnz bir kiinin haberi mi kasdedilmektedir, yoks'a hadis usul kitaplar ndn sz konusu edilen ve mutevatir saylmasa bile ok kii tarafndan rivayet edilerek mehr adn
alan, fakat hdtan say lan haber e idide mi kasdedilmektedir? Ahd
haberlerin bilhassa itikadi konularda delil olarak kullandam yaca
rn benimseyenlerin, hd n" zaman iinde sahip oldu u bu deiik manlan arasnda hibir ayrm yapmakszn onu reddetmeleri,
meseleyi saptrmakta ve yanl neticeler tevlid etmektedir. E er , bu
kimseler, mutezili gr benimsemeye meyyl olarak hd haberleri
reddediyorlarsa, bu haberlerin, yaln z bir kiinin rivayet etti i haber
cinsinden olduunu aklamak zorundadrlar; nk mutezile, haberi
h d ile bir kiinin haberini kasdetmi , yahut onu bu manda .anlamtr. Mutezilenin tan nm imamlarndan eltlayyt, nticir adh
kitabnda (S. 55) bunu yle aklamtr: "Biz adil bir kiinin haberi
(haberu'lvludi'l(dl) nin huccet olarak kullamlabilece ini kabul
etmiyoruz". E Sfi<i de haberi vh din tarifini yaptktan sonra,
onun huccet olarak kullandabilmesis iin baz artlar ileri srm ve
,
23
24
'25
lerin rivayetinde, hemen hemen al beranadan baka bir tabir kullanmamlardr". Ancak Ibnu' SalabL'a gre, afberandnn yaygn bir ekildeki bu istimali, tabirin, eyhe okuma ((arz) yolu ile al nan hadislere tahsisinden ncedir'. Maamafih altberanamn eyhe okuma (`arz)
yolunda istimali ve ona tlak zerinde hadisilerin ittifak etmediklerini syliyen yine ibnu'sSalat lilmutur47. Ona gre, `Abdullah ibnu'lMubarek, Yalya Ahmed bn Hanbel, enNesa'i ve
dier baz hadisiler, ahberand ve benzeri tabirlerin (h addeend ve enbe'end gibi) (arz yolu ile alnan hadislerin rivayetinde k llanlamyacam ileri srmlerdir; buna karlk elButari mezhebinde olanlarla
Bicaz ve K afelilerin ekseriyyeti, ezZuhri, Malik bn Enes, Sufyan
bn (Uyeyne, Yalya bn Sacid elR.attan gibi n tekaddiminden olan
imamlarn sonuncular ahberand ve benzeri t abirlerin <a.z metodunda
kullanlmasn tecviz etmilerdir". Bunlarn yannda yeralan nc
bir gr ise ahberand tabirinin tlakn tecviz etmi , laddeey,ii gibi
benzeri tabirler iin cevaz s ;Termemitir; bu da, e Safici e 'ashabnn
mezhebidir49. Muhammed Ibnu'lHasan elCevheri'nin a kladma
gre, hadisilerin o u bu gr benimsemilerdir; nk bu gr e
sahip olan hadisiler iin ahberand tabiri, "bize haber verdi" manaHrn, 206 senesinde vefat etmi tir. Tercmesi iin bkz. ez-Zehebl, Tezkire, I. 317-320; bn
Hacer, Tehzib, XI. 366. 369. 'Amr bn 'Avn, 225 senesinde vefat etmi tir. Tercmesi iin bkz.
ez-Zehebi, Tezkire, I. 426-427; bn Hacer, Tehzib, VIII. 86-87. Yahya et-Temin l, 226 senesinde
vefat etmitir, Tercemesi iin bkz. ez.-Zehebi, Tezkire, I. 415-416; bn Hacer, Tehz1b,XI. 296299. shak bn Itlrye'nin tercemesi iin bkz. 34 No.lu dipnot. Ahmed bnu'l-Furt bn Hlid ez-Zabbi er-Rzi, 258 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. bn Htim, Kitabu'lcerk, I. 1,67; el-Hatib el-Ba ddI, Trihu Badcld IV. 343-344; ez-Zehebi, Tezkire, I. 544,-545;
bn Hacer, Tehzib, I. 66-67. Muhammed bn Eyyb bn Yahya el -Beceli, 294 senesinde
vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. ez-ZehebI, Tezkire, I. 643.
45. El-Hatib el-Ba ddi,
s. 285; bnu'-alala, `111iim z'l-kadlz, s. 119; es-Suyyti, Tedrib, s. 240.-`Abdurrazzk, Ahmed bn Harbel'e, Ma`mer'den hadis rivayet ederken
gaddfserii Mdmer, fakat ba kalarma riva etti inde igerant Macmer der. Bu husus, ~red
bn Hanbere soruldu unda u cevab vermitir: 'Abdurrazzk, bizim kaddesent tabirini
daha ok sevdiimizi bildii iin bu tabiri kullamyor. Fakat kendisi dima ahberand tabirini kulland iin de bakalarna riyayeti esnasnda 'bu tabiri tercih ediyor. Muhammed bn EbilFevris'den gelen ba ka bir habere gre, Hu eym, Yezid bn Hran, ve 'Abdurrazzk ahberanddar baka tabir kullanmazlard Eer bunlardan birinin rivayetinde kaddesent tabiri grlmse,
bu muhakkak ktibin hatas ndan bala bir ey deildir. Haberler iin bkz. el-114lb el-Ba ddi,
s. 285; ibnu' -alb,.`Ulfrmu'l-badi, s. 119.
46. Bkz. ibnu' -Salb, `Ukmel-hadis, s. 120; es-Suyti, Tedrib, s. 240.
47. Bkz. `Illmu'/-lddi, s. 123.
48. Ayni yer.
49. Ayn yer. Keza bkz. el-Uatib el-Ba clcli,"el-Kifriye, s. 297.
26-
srada bir kelime olmaktan km, "ben eyhe okudum, yani arzettim"
mal:asma gelen bir alem olmutur".
cazet ve mundvele yolu ile alnan hadislerin rivayetinde de al berana
ve benzeri tabirlerin kullan lmas baz hadisiler tarafndan tecviz edilmi, bazlar da, bu tabirlerle birlikte tahamml yolunu belirtecek bir
ibarenin zikredilmesini uygun grm lerdir. Malik bn Enes, bn Curayc,
Ahmed bn Iianbel -ve di er baz hadisiler, akberana ve benzeri tabirlerin icdze ve mundvelede kullanlmasn ho karlamamlardr. Mesela
Malik bn Enes, "br senin el Muvegta' adl kitabn; yazdm ve karlatrdm; bunun rivayeti iin bana icazet ver; yaln z rivayet ederken
alberana Malik mi diyeyim, yoksa kaddesena Malik mi?" diyen bir ahsa
"hangisini istersen onu syle" cevab n vermi tirs : Ahmed bn klanbel
ise, ucayb'm hadislerini", bir k smn ona okuyarak, bir k smn ondan
dinleyerek, bir ksmn da icaze ve munave/e ile alan elHakem bn
Nafi" e, "btn bu hadiselerin rivayetinde akberand de" demitir54.
Bu haberler, icaze ve niunavele yolu ile alnan hadislerde de alberana
ve benzeri tabirlerin kullanldn gstermektedir. Bununla beraber
Ibnu'salah ve ona tabi olanlar, bu e it rivayetlerde tahamml yolunun aklanmasn daha do ru bulmular ve hadisilerin ekseriyyetle bu
gr zerinde birle tiklerini ifade etmi lerdir". Bu aklama i i de, ra
vinin, mesela akberand icdzeten yahut kaddeend munaveleten ve benzeri
ibareleri kullanmasdr.
Ahberandnn, mukatebe yolu ile alman haclislerin rivayetinde kullanilmas ise, el-Ley bn Satd, Man ar" ve dier baz hadisiler tarafndan tecviz edilmi olmakla beraber, baz hadisiler, bunu do ru grmemile dir.
50. Ayn yer ve es-Suyti, Tedrib, s. 246.
51. El-ljatib el-Baddl, el-Kifdye, s. 333.
52. Su'ayb bn EM Hamza, 162 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. ey-Zehebi,
Tezkire, I. 221-222; bn Hacer, Tehzlb, IV. 351-352.
Ebu'l-Yeman el-Hakem bn Nrfi, 221- senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz.
zg-Zehebi, Te'ZkIre, I 412; MizCn4/-i'tidii/, I. 581-582; bn Hacer, Te110, II. 441-443.
54. El-Hatl el-BaddI, el-Kifaye, s. 333.
55. bnu',-Salah,
s. 151; es-Suyiiti, TedrU#, s. 274.
56. Mins& bnu'l-Mu`temir es-Suleml, 132 senesinde vefat etmi tir. Tercmesi iin bkz.
eg-Zehebi, Tezkire, I. 142-143; bn Hacer, TehzUt, X. 312-315. Bir haberde Sn'be'nin yle dedii nakledilir: "Mansiir bana bir hadis yaz p gndermiti: Sonra onunla karlatm; bn hadis
hakknda sordum ve bunu rivayet ederken kaddesenr desem olur mu? dedim. Bana, sana tandis
etmedim mi? Sana bir l dis yazdm zaman tandis etmi olurum, cevab m verdi". Bu haber
iin bkz. el-Hakim
Mdrifet
s. 261; el-Hatib el-Ba ddI, el-Kifaye, s. 337, 343; el-Irzi `Iyz, el-Ilma` ila marifet uali'r-rivaye ve talcyldi's-sema', s. 85.
27
28
al beranay camt tahsis etmek suretiyle, ona, zhirin hilfma bir mana
vermilerdir. Nitekim elCevheri'den nakletti imiz bir habere gre bu
tabir, onu (arda kullanan hadisiler -nazar nda "bize haber verdi"
mansmdan ziyade "ona okuduk" veya "arzettik" mansma gelen bir
alem olmutur (Bkz. AbberanA).
"Bana haber verdi" manasma gelen ahberani tabirinin de, ahberana
gibi `arta tahsis olunduu, yahut, daha ziyade bu yolla al nan hadislerin rivayetinde kullan ld anlalmaktadr. Bu tahsis, Malik bn
Enes'in ashabndan olan 'Abdullah bn Vehb" tarafndan aklanmtr ve di er baz tabirler de bahis konusu edilerek yle denilmektedir:
"fladdeena dediim vakit, bu, baka kimselerle birlikte bizzat eyhin
azndan iittiim hadislerdir. Haddeeni dersem, bu da, yalnz bama
olduum zaman eyhten iittiim hadislerdir. Alaberana dediim vakit,
eyhe bakalar tarafndan okunan (arzedilen) ve benim de bu esnada
dinlediim hadislerdir. E er ahberani derseja, bu da, yalnz benim eyhe
okuduum hadislerden ibarettir" 60. 'Abdullah bn Vehb'in bu aklamasmdan anla lyor ki, I,taddeenCt ve baddeeni tabirleri, eyhin azindan iitme e, yani hadis tahamml yollarndan semaca dellet etti i
halde, al berana, ve ahberani tabirleri, eyhe `arta veya krk"'ata dellet
etmektedir. u var ki, ahberani tabiri, bir topluluk huzurunda eyhe
okunan hadislerin rivayetinde, ahberani tabiri ise, rvinin yalnz ba na
eyhe okuduu hadislerin rivayetinde kullan lmtr. Hadis usl ile
ilgili mehur kitap sahibi elHakim Eb (Abdillah (O. 405) ayn konuya
temasla yle demi tir: "Benim rivayette ihtiyar etti im ve eyhlerimin ekserisi ile muasrm olan imamlar' n ittifak ettikleri gr : Muhadisten yaln z ba na ve lafzan alan ahsn, 1.1addeseni fulan ; rnuhaddisten bakalanyle birlikte ve lafzan alan ahsn, baddesena fulan
bizzat muhaddise okuyan ahsn ahberani fulan ; muhaddise okunurken hazr olan ahsn da al berana fulan demesidir6. ElWkim'in bu
ifadesi, daha nce (Abdullah bn Vehb'ten nakletti imiz grn ay-7
dr.
n
AtIBERANI FULA.NUN MUKATEBETEN Mektupla ma yolu
ile alnan hadislerin rivayetinde kullan lan tabirlerden biri olan bu ibare
"fuln kimse mektupla
bana haber verdi" mans ng gelir. Bu e it ri
.
59. 'Abdullah Ibn Vehb bn Muslim el-Fikri el-Rurai, 197 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. Ibn Ebi I tim, Kitbu'/-cerb, II. 2, 189-190; Ibn Iiallikn, Vafeyiit, II. 240-242; ez-Zehebi, Tezkire, I. 304-306; Ibn Hacer, Tehzib, VI. 71-7 4.
60. Bkz. es-Suy-84, Tedrlb, s. 249.
61. Bkz. Ma`rifet
s. 260.
29
vayetlerde altberatta ve baddeena tabirlerinin kullamlmasm tecviz etmiyenler, tahammul yolunun rivayette auslanmas bakmndan alberata fulCatun mukCitebeten veya kitbeten yahutta ketebe ileyye fuldnun
gibi tabirlerin kullanlmasn zaruri grmlerdir. ibnu' --allr'a gre,
taharri ve nezahet ehlinin mezhebinle do ru ve lyrk olan da budur 62.
AR.VA'LESA
(Bkz. AalAru'les
`AL `Ali, lugatta birinci babtan fil olup masdar (u/uvdnr. Yksek olan nesneye denir. an ve eref sahibi kimseye ciaiyu'lkdb tlak
olunur ki erif manasmadr63.
Bu manyd uygun olarak, hadis stlahnda <d//, bir e it isnadn
sfat olur ve rivayetin, gerek Hazreti Peygambere ve gerekse me hur
hadis inandarndan birine veya sahih kitaplardan birinin rivayetine,
rvi saysmn azl dolaysyle yakn olmas halinde isndm kazand '
yksek deeri ifade eder. Bu, bir bak ma haberin kayna na en ksa
yoldan ula mak mansma gelir ki, bu k salk, tabiatiyle isndta rvi
adedinin azl ile mmkn olur. E er bir isndta yer alan ricalden her
birinin kendi cihetinden bir hata yapmas gzniide bulundurulursa,
ricalin bir isndta o almas halinde hatamn da o nisbette artabilece i,
buna karlk daha az rical ile rivayet edilen bir hadiste daha az hata
yaplaca tabiidir". Bu bakmdan cu/uv, isnda yksek bir de er kazandm. Hadis imamlar teli isndta rivayet eden kimselerden hadis
almak iin me akkati' seyehatlar bu sebepten ihtiyar etmi lerdir.,Alrmed bn Hanbel, bunu u szleriyle aklamtr: "Ali isnd talebi,
bize seleften kalan bir snnettir" 65. Filhakika, bunun rneklerini gerek
Hazreti Peygamberin hayat nda ve gerekse sahabe ve tbi'n devirlerinde
grmek mmkndr. ElIl kim Eb `Abdillah, Enes bn ?vnlik'ten
yle bir haber nakletmi tir: "Hazreti Peygambere herhangi bir ey
sormaktan 'nehyolunmu tuk. Bu, sebeple bir bedevinin ona gelip baz
eyler sormas ve bizim de bunu dinlememiz ho unauza gidiyordu. Bir
gn byle bir adam geldi ve dedi ki: Ey Muhammed, bize habercin geldi
ve senin Allah tarafndan gnderildiini syledi; sen byle diyormu sun. Hazreti Peygamber, evet do ru deyince bedevi suallerine devam
etti ve Allah Ta'l ile Islm'n artlarna dair bir ok sual sordu; reneceini renip oradan ayr ld' 66. ElHakim, haberi naldettikten
62. Bkz. `Intmu'l-btd1.1, s. 154-155.
63.
64. Kr.
s. 231.
65. Bkz. es-Suyfrti, Tedrib, s. 359.
66. Haberin tam metni iin Uz. Marifet `ttlani71-1>cdt, s. 5.
30
sonra yle der: "Bu hadis Muslim'in allib7inde yer atm olup, li
isnd talebinin caiz oldu una dellet eder. Bedevi, Allah' n zerlerine
farz kldi ibadetleri Hazreti Peygamberin elisinden renmi olmakla
beraber, bununla iktifa etmemi , Hazreti Peygamberin bulundu u
yere seyehat ederek elinin haber verdiklerini bizzat onun a zndan
Buna benzer seyehatler sahabe devrinde de grlr. Yine el-Hakimin bir haberine gre, Eb Eyyb M sr'da bulunan c1413a Ibr
cAmir'e bir hadis sormak iin Medine'den M r'a gitmi ve o hadisi sorup rendikten sonra tekrar Medine'ye dnm tr. El-11akim'in ifadesine gre, o sralarda bu hadisi Hazreti Peygamberden i iten Eb Eyyb
ile cUlOa bn cAmir'den baka sahabi kalmamt . Bununla beraber Medine'de hadisi ikinci elden alan kimseler de yok de ildi. Eb Eyyb,
hadis zerindeki teredddn izale etmek iin M r'a gitmeden bu kimselere ba vurabili di., Fakat o, bununla iktifa etmemi ve hadisi bizzat
Hazreti Peygamberin a zndan iiten .(U1A3a'ya dan mak iin Mr'a
gitmitir".
snadta (u/uv, be kasmda mtalaa edilmitir:
1. Gvenilir bir isnadla Hazreti Peygambere olan yak nlktr. Bu
yaknlk, Muhammed bn Eslem et.-Tiisrnin ifadesine gre Allah'a
yaknlk gibidir. nk isnadm yaknl, Hazreti Peygambere yak n
lktr; Hazreti Peygabere yak nlk ise, Allah'a yaknhktr69. Bu ksm,
(uluvvun en yksek derecesini te kil eder ve buna culuvvi mutlak denir".
Burada u hususu da belirtmek gerekir ki, <al isndta aranmas
icabeden en mhim art, isnadm zayf olmamas, hele iinde sahabeden
hadis iittiini iddia eden yalancla m bulunmamasdr. bn Hudbe,
Dinar, Ilarra , Nucaym bn Salim, -Ya% ibnu'l-E dalF ve Ebu'dDunya ,el-E ec gibi baz kimseler, sahabeden baz larna mlak olduklarn ileri siii-erek onlardan baz hadisler rivayet etmi lerdir. Bu suretle
isnadlar culuv mertebesini kazanm olmakla beraber, zayfhklar dolaysyle hibir de er ifade etmezler ve tabiatiyle daha sa lam olan ndzil isnadlar, bu e it %ii isndlara tercih eclilirler 71 .
Baz hadis eserleri gzden geirilecek olursa nzil isndlar yar mda %H isnadlarn da yer ald kolayca grlr. Mesela Malik bn Enes'in
67,
68.
69.
70.
71.
Ayn yer.
Ayn eser, s. 7-8.
ibnu'saM1,, `11Kmu'1 hadi, s. 231-232.
Bkz. bn Hacer, Nuhbetu'l fiker erhi, s. 79-80
EsSuyfig, Tedrib, s. 360.
31
r ole snad ikilidir; yani mam Malik ile Hazreti Peygamber aras nda biri
sahabi biri tabi'i olmak zere iki ravi halkas yer almtr. ElBu4ari,
saylar 22 yi bulan baz hadisle i, Hazreti Peygamberden yaln z
rvi vastasyle nakletmi , baz hadislerin isnadnda ise rvi says dokuzu bulmu tur. ElBut ari'den ,sonra gelen hadisilerin <all isndlarmdaki rvi says daha da artmtr; bu art , tabiatyle, her gelen yeni
nesille ve Hazreti Peygamber devrinden uzakla tka fazlala mtr.
Mesela 256 H. senesinde vefat eden elBubarrnin en 'an isnad , biraz
nce de kaydetti imiz gibi, l iken, 911 H. senesinde vefat eden Celalu'dDin esSuyfiti devrinde onikili olmu tur. EsSuyi'4I bu konu ile
ilgili olarak yle demektedir: "Bu devirde bize ve bizim eMsalimize
sema< yolu ile ve muttas l isndla sahih olarak gelen hadislefin en <MI
olanlar, bizimle Hazreti Peygamber aras nda oniki rvisi bulunan isnadlardr. Araya icazet girmi olan hadislerin isnadlar onbirli,
biraz zayf olmakla beraber yalan say lamyacak olanlar onludur...' 72.
(Uluvvun en yksek mertebesi olarak a klamaa altmz bu
ksm, elHakim Eb =Abdillah tarafmdan tenkide tbi tutulmu ve
. her nedense, rvi adedinin azl dolaysyle tezahr eden Hazreti Peygambere yaknlk, matlub olan <uluvden addedilmemi tir. Kitabnda <li
isnd talebiyle ilgili baz haberleri zikrettikten sonra <uluvvun bilinmesi
konusuna gemi ve yle demitir: "
snadlardan cali olanlarn bilinmesine gelince, bunlar, ava mn zannetti i gibi, ravi says bak mndan Hazreti Peygambere yak n olan isnadlar deildir". El-11akim'in
bu ifadesi herhangi bir izaha lzum hissettirmiyecek kadar a ktr.
Ancak, bu ifadeyi takip eden misaller, zerinde dikkatle durulmas
gereken bir hususiyet arzeder. El-1:lakim bu misallerin birincisinde
kendisine <Mi olarak ula an bir isnd verir. Bu isndta culuv, Eb l Hudbe
brahim bn Hudbe'nin Enes bn Malik'ten rivayeti itibariyledir. Keza
bunu takip eden misallerde <Abdullah bn Dinar'm Enes'ten, Milsii
bn `Abdillah etTavil'in yine Enes bn Malik'ten, Ebu'ddunya <0naan Ibnu'ltlattal'm <Ali bn Ebi Talib'ten rivayetlerini zikreder.
ElWikim'e gre, bu ve buna benzer isndlarla ihticac olunmaz; hi
bir hadis imamnn musnedinde bunlardan nakledilmi tek bir hadis
yoktur. O halde ricalin saysna gre de il fakat anlaya gre bilinen
isnd daha ba ka'bir eydir. nk yle isndlar vard r ki, ravi
says yedi ile on aras nda deitii halde drtl olanlardan daha calidir.
Bu esasa istinaden, mesela Muslim'in de abib'inde yer alan elA<me 'in
72. Aym yer.
73. Bkz. Mdrifet cularrti'l-hadis, s. 9.
32
"drt ey vardr ki, bir kimsede bulunursa o kimse mnafk olur" hadisi", yedi rvili bir isnda shiptir ve bu isnd calidir. nk buradaki
yaknlk Sleyman bn Mihran elA<me 'e olan yak rlktr ve hadis
elA`me'in hadisidir; elA<me ise hadis imamlarndan biridir. Buna
gre culuv, sahih bir rivayette, hadis imamlar ndan birine az bir rvi
saysyle yaknlktan ibarettir".
hulsa etti imiz bu gr, culuvv, yalnz hadis
imamlarndan birine olan yaknlk eklinde ortaya koymakta, fakat
Hazreti Peygambere olan yak nl <uluvden saymamaktad r. Daha
sonraki mustalahulhadis mellifleri, yukar larda da zikretti imiz gibi,
culuvv be ksma ayrmlar ve Hazreti Peygambere olan yak nl ,
culuvvn en yksek mertebesi olarak tavsif etmi lerdir. ElHakim bu
ksm reddederken zay f olan %ii isnadlar misal olarak gstermi tir.
Halbuki daha sonraki mellifler, sahih olan rivayetleri bahis konusu
ederek bu e it rivayetlerde Hazreti Peygambere yak nl culuvvn
en yksek derecesi saymlardr76.
2. cUluvvn ikinci ksm, elA<me (. 148), Hu eym (. 188),
bn Curayc (. 150), elEvzci (. 157), Malik (O. 179), ube (O. 160)
ve emsali hadis imamlar ndan birine, rvi say snn azh dolaysyle
ortaya kan ve elVakim'in de bahis konusu etti i yaknlktr. Bu
ksmda, Hazreti Peygamberle hadis imam arasndaki rvi saysnn
azl veya oklu u nazar dikkate alnmaz; bu arada rvi says oalm olsa bile, <uluv, hadis imam ile daha sonraki devifierde hadisin son
rvisi arasndaki yaknlk ile teekkl eder".
3. nc ksm, Kutubi Sitte gibi mutemed kitaplar n rivayetlerine nisbetle olan culuvdr. Bu, daima bir <uluvvi mutlak olmad
iin bn Dakik elcid tarafndan cu/uvvu'ttenza ismiyle tesmiye
olunmutur75. `Uluvvn bu derecesini biraz a klamak gerekirse denilebilir ki: Bir rvi, mutemed kitaplardan birinin tarik ile bir hadis rivayet etmi olsa, isnad, bir baka tarikla rivayet etmesi halindekine
nisbetle daha nazil olacakt r. Mesela etTirmizi, <Ali bn Huer'dan;
o, Halef bn TJalife'den; o, liumeyd elA<rac'tan; o, <Abdullah Ibnu'lliaris'ten; o da bn Mescd'tan "Allah Ta'ala, Ms (A.S.) ile konu tuu
zaman Hz. Musa'nn zerinde ynden bir cbbe vard " hadisini rivayet
74.
75.
76.
77.
78.
Bkz. I. 78.
Bkz. elHakim, Mdrifet
s. 11.
Elljkim'in gr ile ilgili ksa bir itiraz iin bkz. Ibnu' -alg,
EsSuyti, Tedrib, s. 363.
Ayn yer.
s. 232.
33
etmitir". Bir kimse etTirmizi tarik yle bu hadisi rivayet etse, o kimse
ile Halef bn Halife aras nda mesela dokuz rvi bulundu u halde, bir
cz shibi olan Hasan bn cArafe vastasyle rivayet etse kendisiyle
Halef arasnda yedi ravi bulunacak". Bunu, yle bir ema ile gstermek
meselenin daha kolay anla lmasn salayacakt r:
Hz.Pegamber
10.111
Ibnu'l-
41 la
F
umeyd el-Ac ree
Falef Ibll tialife
7 el -Hasan bn, <Arar.
cill bn ucr
Rvi
8 'Rvi (et-Tirmizi)
Rvi
7 Rvi
4 Rvi
6 Rvi
1-T5 Rvi
-
Rild
Rvi
-1-Rvi
4 Rvi
.
3 Rvi
2 Rvi
1 Rvi
34
liz.Peylfsaaber
Enes bn 113.1i1.
ljusleyd
ElRavi
Rami
T-
Ravi
Rvi
Ravi.
Musannf elBuhari, eyhi Muhammed bn `Abdillah
tarikyle bir hadis rivayet etmi tir. Bir kimse, elBuharl tarikyle de il
de onun eyhi elEnsarrnin kitab na varan bir ba ka tarikle bu
hadisi rivayet etmi olsa, isnad elBuharrye nisbetle %il oldu u gibi,
81. Ayn yer.
35
eyhi elEn ri'den rivayet etmek hususunda elButAr ile aralar nda
muvq .alcat olmu olur.
b) `Uluvvi nisbrnin ikinci ekli bedeldir ve buradaki muvafakat,
musannfn eyhinin eyhi zerinde olur. Yukar da verdiimiz ilk ema
bedele misal te kil eder. Elgral$1, bir ba ka tarikla etTirmizrnin
eyhinin eyhine vasl olmutur ve etTirmizi ile aralar ndaki muvafakat, onun eyhinin eyhinde vukubulmutur.
c) <Uluvvi nisbinin nc ekli musCviittr. Bu, kitap sahibi
ile Hazreti Peygamber veya sahabi aras nda ka ravi varsa, bir kimsenin, bir baka tarikla Hazreti Peygamber veya o sahabiye kadar ayn
saydaki raviler vas tasyle o hadisi rivayet etmesidir.
d) Bu musavat, ravi ile de il de ravinin eyhi ile kitap sahibi arasnda olursa buna da mu etfaba denir ve culuvvi nisbinin drdnc
eklini tekil eder".
4. `Uluvvn drdnc ksm, ravinin dier bir isndtaki raviye
nisbetle erken lmesi halinde te ekkl eder. Bu durumda mesela, iki
isndtan birinde di erine nisbetle ravi saysnn az olmas bahis konusu
deildir. Ibnu'alah, ravi vas tasyle elBeyhaki (. 458) den,
onun da (O. 504) den ivayetini misal olarak zikretmi ve bu
isnadn yine ravi vastasyle Ebr Bekr bn Halef (. 487) den, onun
da elUakim'den rivayetine nisbetle `al' oldu unu sylemitir 83 .
e1 FJ .kin
-
Ray'
bn Ja1ef
(0.487)
Rvi
Rvi
Rvi
Rvi
Rvi
el-Beyb
0.4 8
/bnu 9-a1i4
(0.643)
s. 234; esSuytl, Tedrlb, s. 363-364; bn Hacer, Nutt82. bn
betu'lfiker erhi, s. 81.
83. Ibnu'ala4,`Ultimu'l--/zadi, s. 235-236.
36
37
`ARZ Lugatta, bir eyi bir kimseye gstermek, ibraz ve izhar etmek manasna gelen `arz kelimesi", hadis 'sulak' olarak, ravinin, elinde
bulunan hadisleri eyhine okumas (arzetmesi) manas nda kullanlmtr. Bu bakmdan, hadisilerin o una gre `arz , "eyhe okumak"
eklinde ifade edebilece imiz elK ra'atu <ala'eyh tabirinin tam karldr. Bununla beraber bn Hacer, k raatla `arz arasnda umum husus
fark olduuna iaret etmi , (cron ancak kra'at yolu ile tahakkuk edebilece ini, fakat her kra'atta (crz gayesinin bulunmad n sylemise
de", bu fark, hadis tahamml metodunda <cr'n umumiyetle kra'at,
veya kra'atn `arz manasnda anlalmasna engel olmamtr. Esasen
hadisiler arasnda da bu konu ile ilgili herhangi bir ihtilaf mevcut
deildir.
Ravinin, eyhe hadislerini arzetmesi, ya bizzat onun, yahutta eyhin huzurunda bulunan bir ba ka ahsn eyhe okumas ve rvinin
de okunan hadisleri dinlemesiyle olur. Keza okuma i inin kil aptan veya
katmadan yap lmas, yahut eyhin, okunan hadisleri kitaptan veya h fzndan takip etmesi aras nda hibir fark yoktur ve hangi ekilde olursa olsun, `arz tahakkuk etmi olur".
yolu ile alnan hadislerin rivayetinin caiz olup olmad meselesi, hadisiler arasnda, bir ka isim mstesna, ihtilaf konusu olmamakla
beraber, <cimn hadis semac karsndaki mertebesi, hadisilerin mezheb zerinde toplanmalar na yol amtr.
Bunlardan birincisi, <amn, sema` mertebesinde ve ona e it derecede olduu grn savunanlarn mezhebidir. kincisi, `arta semaca,
ncs ise, sema` `ar t a tercih edenlerin mezhebleridir".
`Arz ile sema( arasnda hibir fark grmiyen ve cargn bizatihi
sema< oldu unu syliyen hadisilerin ba nda Medine ehlinden 'Abdurrahman <Ikrime 93, bn iha'b ezZuhri", Rebicatu'rIbn Manzr, Lisanu'l=Arak VII. 168; Kamus tercemesi, II. 1266.
Bkz. Fetb,u'lbari biserft akild'IBuljeiri, I. 110.
ibnu'aMb, `Ultimu'l4adis, s. 122; esSuyiiti, Tedrib, s. 242.
Bkz. esSuyiiti, Tedrib, s. 243.
'Abdurralmun Ibnu'1-1.1tiri , 143 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. bn Hacer,
Teksif), VI. 156-158.
88.
89.
90.
91.
92.
38
101. 'Alhame bn Iays en-Naha`i, 62 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. e -Zeheld,
Tezkire, I. 48-49; bn Hacer, Tehzib, VII. 276-278.
102. "Amir bn erMtil e -a`bi Ebfi 'Atar, 103 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz.
el-Badfdi, Tribu Baad, XII. 227-233; Ebil Nu'aym, Ijlye, IV. 310-338; bn
Vafeyt, II. 227-229; ez-Zehebl, Tezkire, I. 79-88; bn Hacer, Tehzib, V. 65-69.
103. El-Basan, bn Wih bn Hayy, tercemesi iin bkz. ez-Zehebl,
'tiddl, I. 496499; bn Hacer, Tehzib, II. 285-289.
104. Katrde bn Di%me es-Sediisi el-Ba rl, 118 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz.
bn Hallikn Vafeyt, III. 248-249; ez-Zehebi, Tezkire, I. 122-124; bn Hacer, Tehzib, VIII.
351-356.
105. Ebu'l-q1iye Ziyftl bn FIrrz 90 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. bn Hacer,
Tehzib, XII. 143-144.
106. Kehmes bnu'l-Basan et-Temimi el-Basri, 149 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin
bkz. ez-ZehebI, 1111zr nu'l-i `tidl, III. 415-416; bn Hacer, Tehzib, VIII. 450-451.
107. Sa'id bn Ebi 'Arbe, 156 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. ez-Zehebi, Tezkire,
I. 177-178;
'deka, II. 151-153; bn Hacer Tehzib, IV. 63-66.
108. 'Abdurrahman bnu'l-Kftm bn Muhammed bn Ebi Bekr, 126 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. ez-Zehebl, Tezkire, I. 126; bn Hacer, Tehzib, VI. 254-255.
109. Eheb bn 'Abdi'l-'AzIz (. 204), tercemesi iin bkz. bn Hacer, Tehzib, I. 359-360.
110. 'Abdullah bn Vehb, 197 senesinde Vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. 59 No.lu dipnot.
111. 'Abdullah bn 'Abdi'l-Hakem (. 214), tercemesi iin bkz. bn Hacer, Tehzib, V. 289-290.
112. Talir
Tevcihu'n-nazar iki
s. 201.
,
39
beyne'r-rvi
s. 428-429.
116. bn Cureyc, 'Abdu'l-Melik bn `Abdi'l-`Aziz, 150 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi
iin bkz. el-Uatib el-Ba drdi, Tdriltu Baddd, X. 400-407; bn Hallikn, Vafeydt, II. 338; e ZehebI, Te5kire, I. 169-171; bn Hacer, TehzU), VI. 402.-406.
117. `Onn bnu'l-Esved (. 149), tercemesi iin bkz. lbn Hacer, Teh0), VII. 107.
40
ynna,
41
42
43
44
Eb
45
rvilerin de hata yapmas veya baz eyler unutmas ihtimali dolaysyle bu shhat kesin de ildir. Keza bir hadis hakknda gayri sahih
veya zayftr, denilirse, sahih olan hadiste aranan adalet, zabt, z ve
illetten ri olmak artlaryle, ittisalde kusur ve noksanl k bulunan hadisler anlalr; ancak bu zayflk, yalan syliyenlerin bazan do ruyu
syliyebilecekleri ve ok hata yapanlar n da bazan hatadan slim olarak hadis nakledebilecekleri ihtimaline binen, zay f denilen hadislerin
yalan olmas kesin de ildir.
Sahih ve zayf hadisler hakk ndaki bu aklamadan anla ldna
gre, shhat ve zay flk, hadislerin isnadlar itibariyledir. Yani isnad,
mezkr artlar cemeden bir hadis umumiyetle sahih, bu artlardan birinde veya baz snda grlen herhangi bir kusur veya noksanl k dolaysyle de hadis zayf olur. Ancak, rvilerin gerek adalet ve gerekse zabt
ynnden birbirlerinden farkl derecelerde olmalar , isnadlarn, hem shhat ve hem de zayflk bakmndan birbirinden farkl mertebelerde
mtalaa edilmeleri neticesini do urmutur. Bu demektir ki, baz isndlar, dier bazlarna nisbetle akv ve esahtrlar. Bununla beraber, bir
isnd iinde yer alan btn rvilerin teker teker en yksek kabul artlarn haiz olmalar ve bu hususiyei in, di er isndlara nisbeten tesbiti
imkan dahilinde grlmedi inden, bir isnd hakk nda sylenen "isnadlarm en sahihi" veya "isnadlar n en kuvvetlisi ve en mreccah " hkm, tam bir kat'iyet ifade etmez. Bu hkm, hadisilerin kendi nazarlarnda daha sahih ve daha kuvvetli olan isndlar hasebiyle de iir
Bilhassa, bir lkede daha fazla yayg n olan isndlar, o lke hadisileri
arasnda daha muteber addedildi i halde, baka lkelerdeki hadisiler
nazarnda o derece tutulmazlar. Mesela Veki< ibnulCerrab'a Hin
bn ( Uva can eblhi `an
Mal bn Humeyd eani'lKesim <an 'A.'i e
ve Sufyan can Ibrahim cani'lEsved <an `A'i e isnadlarndan hangisini
tercih etti i sorulduu zaman, "beldemiz ehli ile hibirini msavi tutmayz" cevabn vermitir; fakat, bu haberin ravilerinden olan A lmed
bn Sacid edDarimi, Hi am bn cUrve <an Ebihi <an <71.'i e isnadm tercih etmitir-146.
Usal kitaplarnda, isnadlarm en sahihi olarak ileri srlm eitli
grler yer almtr. Bunlardan baz lar yledir:
Ahmed bn Ilanbel ve shak bn Ralraye mezhebinde olanlara gre
en doru ve en kuvvetli isnd: EzZuhri <an Salim can Ebihi <Abdillah.
<Ali ibnu'lMedini: ve elFilas mezhebinde olanlara gre en do ru
146. EsSuyf41, Tedrib, s. 31.
46
4,7
Cdmicus ablb'i kasdedilmitir. mam enNevevi, Muslim'e yazd erhin mukaddimesinde bu konuya temas ederek yle der: "Ulem, Kur'n
Kerimden sonra a allu'lkutubun elBubiri. ve Muslim'in Sattil;'leri
olduunda ittifak etmi lerdir. Sonra, bu iki kitab n da en sahihi, gerek
ihtiva etti i fevaidin ve gerekse a k veya kapal maarifin oklu u
dolaysyle elBut k-rnin kitab dr. Bizzat kendi itirafiyle de sbit olmutur ki, Muslim, elBut ri'den istifade etmi ve onun, hadis ilminde
naziri olmadn sylemitir. Zaten elBuls rrnin kitabn, dierine
tercih ediimiz bundandr. Hadisin es arma vkf olanlarn ekseriyyeti
de bu gre shiptir. Bununla beraber, Eb
elI-Juseyn bn
enNeysbri, Muslim'in kitab nn daha sahih oldu unu sylemi , baz
Marib eyhleri de ona muvafakat etmi lerse de, do ru olan gr ilkidir. Eb Bekr
elMedlarinde keza elBuljrryi tercih etmi ,
Eb cAbdirralyman enNesn ise, btn kitaplar aras nda elBuljlrnin
kitabndan stn olmadm sylemitir".
"ElButri, sahih hadislerden seerek meyana getirdi i kitab
zerinde 16 sene alm ve onun tertip ve tanzimiyle u ramtr".
"Muslim'in, c4ib'indeki uslne gre mdancan isndlar, semictu
ile mevsl hkmndedir. Bu isndlarda iki rvi her ne kadar muas r
olsalar bile, hazan bunlarn birbirleriyle bulu tuklar kat'yetle tesbit
edilememektedir. Halbuki elBuljri, bu e it isndlarda, iki rvinin
lika' tesbit edilemedike onlar n mevsl olduklarna hkmetmemi tir.
te bu usldr ki, elBub' rnin kitab n dierine stn klmtr. Bununla beraber Muslim de byle bir usle cevaz verdi i iin aleyhine hkmolunamaz. nk o, bir hadisin mteaddit isndlarm vermek suretiyle
dier zr ortadan kaldrmtr. Keza yaln z Muslim'e has bir usl daha
vardr ve faydas ynnden byk bir de er ta r. Bu da, her hadisi
mevz'una gre belirli bir yere koymas , o hadisin, uygun grd eitli isncllarm ve muhtelif lafalann seip biraraya getirmesi ve bu
suretle hadisin e itli ynlerden tetkikini ara trc iin kolaylatrm
olmasdr. Halbuki elBul-Jri, hadisin bu e itli ynlerini, kitabnn
muhtelif ve birbirinden farkl bblar nda ve hatt biroklar m da ilgisi
olmad zanmna varlan bblarda zikretmi tir. Bu bakmdan bir hadisin eitli turukunu biraraya getirmek ara trc iin bir hayli glemitir" 152.
EsSuyti, elBuhri'nin tercih sebeplerini bir ka madde halinde
sralamtr. Buna gre:
152. Bkz. enNevevl, erhu ahlhi Muslim, I. 9-10.
48
1. ElBurrnin, kendilerinden hadis almakla teferrd etti i kimselerin says 430-440 kadardr. Bunlarn arasnda yalnz 80 rvi hakknda zayf olduklar gr ileri srlmtr. Muslim'in teferrd
etti i rviler ise, 620 dir ve 160 hakknda zayf olduklar ileri srlmtr. phesiz, gvenilir (sika) kimselerden hadis nakletmek, haklarnda ileri srlen zafiyet ne derece hafif olursa olsun bu gibi kimselerden hadis almaktan evldr.
2. ElBukrI, kendilerinden hadis nakletmekle teferrd etti i
ve haklarnda da zayf olduklar sylenen kimselerden fazla say da hadis
almamtr. Yazl birer nsha olmakla beraber, zay f olarak bilinen
hadislerden yalnz (Ikrime'nin bn `.Abbs'tan ald msesn, dier
nshalara hi iltifat etmemi tir. Halbuki Muslim, Ebu'zZubeyr'in
Chir bn `Abdillah'tan"; Suheyl'in, babas ndan154 ;
bn cAbdirrahman'm keza babas ndanl"; Hammd bn Seleme'nin bit'teni 56
gelnshar
nn o unu kitabnda nakletmitir.
3. Muslim, yukarda enNevevi'nin ibaresinde de grd mz
mdadan isndlarda, ricali muas r olduu zaman, birbirleriyle bulu tuklar kat' yetle tesbit edilemese bile ittisal ile hkmetmi tir. El153. Sebebi C5bir bn `Abdillah'n tercemsi iin bkz. bn Hacer, el-stbe, Hazreti Peygamberin
ashab arasnda fazla hadis rivayet etmekle hret kazananlardan biri olan C5bir'in bir de hadis
sahifesi oldu u bilinmektedir. Bu sahife thifet Ctibir adyle tannmtr. Bir ok hadisi gibi
Ebu'z-Zubeyr de bu sahifeyi rivayet etmi tir. Nitekim tbn EbI Witim, bu konuda yle der:
"Suleymn Ibn Kays tarafndan yazlar sahife, onun vefatndan sonra ilesinin yamnda kalmtr. Ebu'z-Zubeyr, Eb Sufyiin ve a`bi,
dinlemiler ve ondan hadis rivayet etmi lerdir;
fakat rivayet ettikleri hadislerin o u bu sahifedendir. Keza Katrde de ayn sahifeden rivayet
etmitir" (Kitbu'l-Cerh ve't-tddil, II. 1, 136). C5bir'in ad geen sahifesi hakknda daha geni
bilgi iin bkz. Talt Koyi it, Hadis Tarihi, s. 48-51.
154. Suheyl Ibn Ebi lih tercemesi iin bkz. ez-Zehebl,
`iikl, IL 243-244; Ibn
Hacer, TehzEb, IV. 263-264. Suheyl, Eb Hureyre'nin hadislerini babas Eb 551ih vastasyle
rivayet ediyordu. Ez-Zehebrnin i aret etti ine gre, elinde babas ndan gelen nshalar da bulunmakta idi.
,
155. El-'.A.15' bn `Abdirralman tbn Ya`kilb el-Medeni de babas ndan yazl hadis rivayet
edenlerdendir. Ibn Kuteybe'nin Mtilik'ten naklen bildirdi ine gre, "el-`Alr'm elinde bir sahife
vard. Bir kimse bu sahifeden hadis yazmak istedi i zaman el-`..k15', ya hepsini yazars n, yahut
hi yazmazs n, derdi. Bu sahife Medine'de me hurdur" (bkz. el-Ma`iirif, s. 215). Tercemesi iin
bkz. ez-Zehebt,
`tidl, III. 102-103; bn Hacer, Tehx1b, VIII. 186-187.
156. Hammild tbn Seleme (. 167), Ahmed bn Hanberin ifadesine gre, bit Ibn Eslem
el-Bungni (O. 123) yi en iyi bilenlerdendir. Ayn zamanda hadisleri ilk tasnif edenlerden biri
olmas dolaysyle bit'ten gelen bir nshaya sahip olmas tabiidir. Hamm5d'm tercemesi iin
bkz. ez-Zehebi, Tezkire, I. 202-203; Miznu'l-ictiddl, I. 590-595; Ibn Hacer, Tehxib, III. 11-16.
ahit bn Eslem el-BuniinPnin tercemesi iin bkz. Tezkire, I. 125; MIznu'l-i`tidlil, I. 362;
Tehz1b, II. 2-4.
49
1345.11 ise, ittisal sabit olmad ka byle hadisleri nakletmemi tir. Ancak zikretti i bbla dorudan do ruya ilgisi olmayan hadisleri o bb
iinde nakletmesi, bir ba ka yerde mdadan olarak nakletti i isndlardaki rvilerin, eyhleini iittiklerini gstermek iindir.
4. ElButrri'nin, kendilerinden hadis nakliyle infirad etti i zayf
rvilerin o u kendi eyhlerindendir. ElBuhar onlara mlki olmu ,
onlarla ayn meclislerde bulunmu , hallerini renmi ve hadislerine
muttali olmu tur. Halbuki Muslim'in teferrd etti i kimselerin o u,
kendi asrna tekaddm eden, tabi'tin ve sonraki tabakalara mensup
kimselerdir. phesiz, bir hadisi, kendi eyhlerinin hadislerini asr na
tekaddm eden devirlerde mlki olmad kimselerin hadislerinden
daha iyi bilir.
5. ElBultri, birinci tabakadan h fz ve itkan derecesinde olanlar n
hadisleriyle, bunu takip eden tabakadan uzun zaman miilzemeti bilinen gvendii kimselerin muttasl hadisle ini ta(111c olarak nakletmi tir.
Halbuki Muslim, elI-Dzimnin de beyan etti i gibi'", bu tabakadan
asl olan hadisleri almtr.
6. ElButrl ve Muslim'in tenkit edilmelerine yol aan hadisler,
toplam olarak 210 kadardr. Bunun yalnz 80 civarnda olan elBuhrTde yer almtr. phesiz, daha az tenkit edileni, ok tenkit edilene tercih
olunur'".
te yukarda zikredilen bu alt maddelik sebepler dolay syle elBubirrnin kitab , Muslim'in kitab ndan stn addedilmi ve ona cecri/lu'lutub vasf tlak olunmutur.
Bununla beraber, yukar da enNevevi'nin ibaresinde geti i zere,
elHakim Eb (Abdillah "yer yznde Muslim'in kitab ndan daha sahih
bir kitap yoktur" demi tir. ibnu'sallft'a gre, e er, gerek elWkim'in
bu sznden ve gerekse ona tabi olarak Muslim'i elBubii i'ye tercih
eden baz Marib eyhlerinin bu e it gr lerinden maksat, Muslim'in
sahih olmayan hadisleri di erleriyle kartrmad ve elBuljr'de
olduu gibi, mukaddimesinden sonra yaln z sahih hadisleri yine di erlerine kartrmadan kitab nda serdetti i ifade edilmekse, bunda bir
157. Bkz. esSuyti, Tedrib, e. 42. Elklzimi Zeynu'dDin Eb Bekr Muhammed Un Ms, 584 senesinde vefat etmi tir. E1-11azimi, bata elBuVri ve Muslim olmak zere Elii Dvd, etTirmizi ve enNesTnin, kitaplar n tesnif ederken gznnde bulundurduklar art
lar inceleyen kk bir risale yazm ve bu risaleye uriitu'lE'imneti'lljamse adn vermi tir. EsSuytrnin
atfen iaret etti i husus, bu risaledeki gr leriyle ilgilidir.
158. Bkz. esSuyti, Tedrib, s. 42.
50
ElBultarrnin zabt ve adalet cihetinden stnl ne gelince, Muslim'in, haklarnda dedikodu yaplan ricali, elButtarrnin, haklar nda
dedikodu yaplan ricalinden say ca daha oktur. Bununla beraber elBut ri, Muslim'in hilafna, bu gibi kimselerden fazla hadis almam ,
daha ziyade yakndan tand eyhlerinden almtr.
ElBuhar'', saz ve llet ynnden ele al nrsa, tenkide u rayan hadisleri, Muslim'de bu ynden tenkide u rayan hadislerden daha azd r.
te zikrolunan bu cihetlerden ve uleman n ittifakyle el-Buhar'', gerek
ilimler ve gerekse hadis san'at bakmndan Muslim'den daha stn ve
daha bilgilidir. Muslim onun tilmizidir 6.
159. Bkz. `LIWmu'l hadis, s. 14-15.
51
52
Sunen, I. 58-59.
renilmez, o imamn lkesine, ondan hadis i itmek iin aknlar balam ; bu suretle H,caz am, (Irak, Msr, Yemen, Horasan gibi lkeler, hadis toplamak maksad yle daima ziyaret edilen lkelerden olmutur. Bu seyahatlar n neticesi, her bir hadisinin elinde, daha nce
hi kimsenin biraraya getiremedi i binlerce hadis toplanm ; hazan
bir hadisin yzlerce ki i tarafndan iitilmesi ve ayn ekilde yine kalabalk kimselere rivayet edilmesi suretiyle o hadisin turuku o alm
ve hadislerin hret veya garabet durumlar n tesbit etmek imkm
hasl olmutur. Keza bir ok hadis imam, taraf ndan sahih olduklarna
hkmedilen hadislerin de biraraya getirilmesi mmkn olmu ; ok defa
Fkh ehli arasnda bilinmeyen bir ok hadis, hadisilerin bu gayretleri
neticesinde, hkm istinbat nda fkhlarn istifadelerine haz r bir
ekle getirilmitir. Nitekim mam eSafi(1, bu konuda Ahmed bn
Hanbel'e u ricada bulunmu tur: "Siz sahih olan haberleri bizden daha
iyi biliyorsunuz. Bunlar bize syleyiniz; Kilfi olsun, Ba ri olsun ve ami
olsun; nerede ise gidip bu hadisleri alarm" 2.
,
53
vurduklar re'yle ictihadlar nda yine bu iki kayna n havas iinde kalmaa almlardr. Dini ve bilhassa itikadi konularda ise, bu iki kaynak dnda hibir gr e, hibir re'y ve ictihada iltifat etmemi lerdir.
nk, inanlarna gre, Allah, insanlar karanhktan nra, dalletten
hidayete karmak ve slm dinini dier btn dinlere stn k lmak
iin Hazreti Mulammed'i bir eli olarak gndermi ; onunla birlikte,
insanlarn ihtilf ettikleri meselelerde aralar n bulmak ve adaletle
hkmetmek iin bir de Kitap indirmi ve insanlara dini ve dnyevi
anlamazlklarnda bu Kitapla. Peygamberin sunnetine ba vurmalarm,
bu iki kaynan altnda mkillerini halletmelerini emretmi tir.
Ayrca Kitabnda, Peygamberi vas tasyle gnderdi i dini ikmal ettiini ve insanlar zerindeki nimetini tamamlad m aka beyan buyurmu tur"4 . O halde dini ve itikadi konularda bir insana ln n olacak
bilgi, tam olarak bu iki kaynakta mevcuttur ve mslmanlar n bunun
dnda bilip renmekle, veya iman ve itikad etmekle mkellef olduklar hibir husus yoktur.
te yukar dan beri a klamaa altmz bu gr ler, kendilerini
hadise hasretmi , slam dininin bu ikinci mhim kayna n her trl
tayir ve tahriften korumay gaye edinmi ve bu maksatla hadis usl
ve fr'l'una ait kaideler vazederek onu slm'n en erefli ilimlerinden
biri haline getirmi olan bir mslman grubunun gr leridir ki, slam
tarihinde bu gr lere ship olanlara a hbu'l-hadis (hadis ashab veya
hadis ehli) denilmitir.
AL -A l, lugatta temel, esas, dayanak mnas ndadr. Kaide ve delil
manlarnda da kullanlmtr. Cem'i u ii/ gelir. Hadisiler aras nda, bu
manya uygun olarak, hadis rivayet eden rvinin, veya eyhin, hadis'erini toplam olduu kitabna denir ki, rivayet esnas nda hfzasnn
destek ve dayana n te kil eder. eyh bu kitab byk bir dikkat ve
titizlikle yazar ve muhafaza eder; rivayet esnas nda yannda bulundurur. eyhin hadislerini istinsah etmi , veya sernc esnas nda yazm
olan bir rvinin, nshas n eyhe arzetmeden veya eyhin al ile mukabele etmeden o nshadan rivayeti ciz olmazl".
Bir eyhin a/ndan aynen istinsah edilmi bir baka kitaba o a hn
nshas denirse de, muhtelif eyhlerden derlenerek meydana getirilmi
bir kitap, onun shibine ait bir al olur.
cAERE MUBE ERE - Hazreti Peygamber taraf ndan cennetle teb ir olunan on sahabiye el-tA aratu'l-Mube ere ad verilmitir.
164. Ma'ide stiresi, 4.
165. Bkz. esSuytk Tedrit, s. 294.
54
55
yalnz bir kii tarafndan rivayet edilirse o hadis garib, iki ki i tarafndan rivayet edilirse aziz ad n alr"'.
bn 11bban'n ifadesinden veya baz kimselerin ileri srdkleri
grlere onun verdi i cevaptan, azizi, btn tabakalarda yaln z iki
kiinin iki kiiden rivayetleri olarak tarif edenlerin bulundu u anlalmakta ve bn 11bban "iki kiinin iki kiiden rivayeti asla bulunmaz"
demek suretiyle, byle bir aziz e idini reddetmektedir; yahutta bn
Hbban, azizin tarifi bahis konusu oldu u zaman, bu tariften, her tabakada yalnz iki kiinin yalnz iki kiiden rivayet etti i hadis mana= anlamaktadrm. bn Hacer, bn 1.1bban'n bu anlayna iaretle
yle der: " bn 1.1bban, iki kiinin iki ki iden rivayeti asla bulunmaz
demek suretiyle btn tabakalarda yaln z iki kiinin yalnz iki kiiden
rivayetini kasdediyorsa, bu do rudur; gerekten bu e it bir rivayet
bulmak hemen hemen imkans z gibidir. Fakat tecviz etti i aziz ekli,
iki kiiden az olmayan kimselerin iki ki iden az olmayan kimselerden
rivayet etmeleri suretiyle mevcuttur. Bunun misali eyban (el-Bubari
ve Muslim) n Enes'ten ve el-Bubarrnin Eb Hurayra'dan rivayet
ettikleri u hadistir: "Ben iinizden birine anas ndan babasndan ve
ocuundan daha sevgili olmad ka o, iman etmi saylmaz"'". Bu hadisi,
Enes'ten Ratade ve cAbdu'l-`Aziz bn uheyb; R.atade'den ube ve
Sacid; (Abdu'l-cAzli'den smacil bn cUleyye ve (Abdu'l-Varis; ve
bunlarn her birinden de, says ikinin stnde birer cemaat rivayet
etmitir"'".
Hz.Peysamber
Ebil/Hurayra
Enes
t
be
ube
Katnde
I
Sa d
ti
rCemaat
---
Cemiaat
Wipidu'l-5AzIz
I
ismatIl Wbduel-Varis
I
Cemaat
Cemaat
56
B
BEDEL - Bedel, uluvv-i nisbinin ksmlarndan birisidir. Bilindi i
gibi hadis, isnad ynnden ya ti, ya da nzil olur. Hadisin ali olmas,
onu en son nakleden raviye gre, ya kendisiyle Hazreti Peygamber
arasnda az sayda ravi bulunmas itibariyledir; ya da me hur hadis
,mamlarndan veya Kutub-i Sitte musanmflar ndan birine nisbetledir.
Birincisine, yani Hazreti Peygambere varan isnadta ravi say s az olan
hadise uluvv-i mutlak, dierine de uluvv-i nisbi denirm. Ite bedel, zikretti imiz bu uluvv-i nisbinin ksmlarndan biridir.
Bedel, mesela el-Bubarrnin kitab nda bulunan bir hadisin, elBub.arrnin eyhine muvafakatla onun eyhinden, ba ka bir isnadla rivayet edilmesidir ki e er bu hadis el-Bub.ari ve eyhi tarih ile rivayet
edilmi olsayd , ravi says daha ok olacakt . Bunu bir misalle yle
aklayabiliriz:
El-Bubari. kitab nda Msa bn smail vastasyle Hemmam'dan
bir hadis rivayet etmi tir. Hemmam bu hadisi shak bn <Abdillah'tan,
slak Enes'ten, Enes de Hazreti Peygamberden alm tr.
Hz .Peyramber
Hemm:,.ra
Ravi
r-
Rz
el-B ri
Rgyi
Rvi
Rvi
Biz
175. Daha geni bilgi iin bkz.
57
58
izahn bah etmi , onu bu ile grevlendirmi tir. Nitekim baz haberlerden
rendi imize gre, Hazreti Peygambere Kurn Kerlinden bir yet
nzil oldu u zaman, arkas ndan, Kur'ndan olmayan ve gayri metluv
diye tabir edilen bir ba ka vahiy de ilk vahyi tavzih ve tefsir etmek
zere gnderilmi t ir . ElE vz (rnin IJass
bn ,14yye' den ri vayet
etti i bir haber bu hususu yle aklamtr: "Cibril Hazreti Peygambere vahiy getirdi i zaman, o vahyi tefsir eden bir de sunnet getiriyordu,, 80 .
Kur'n Kerimde yer alan ve Hazreti Peygamberin kendi nefsinden ve hevas ndan konu madn , fakat konu tuu her eyin vahye
mstenid oldu unu ifade eden yet de, sunnet veya hadisin nemini
aklamak bakm ndan zerinde ayrca durulmas gereken bir manya
sahiptir. Bu yetin meali yledir: - "(Peygamber) hevadan konu maz;
onun konumas, sadece kendisine gnderilen bir vahiydir"i".
Buna gre, eriat n beyan olmak zere Hazreti Peygamberden
sadr olan her eye itaat, btn mslmanlar n zerine vcibtir; nk
o, Allah'n Kurn Kerimde murad etti i eylerin mbeyyin ve mfessiridir ve bu husus, yukar da zikrolunan iki yetin a k ifadesinden kolayca anla lmaktadr. Di er taraftan Hazreti Peygambere itaat n
vcbu, Kur'nn apak emirlerine de istinad eder. Misal olmak zere
u bir ka yet mealini zikredebiliriz:
"De ki: Allah'a ve Rasle itaat edin. E er bundan yz evirecek
olursanz (bilesiniz ki) Allah kfirleri sevmez'" 82 .
"Allah'a ve Rasle itaat edin; belki rahmet olunursunuz"" 3 .
"Kim Rasle itaat ederse Allah'a itaat emi olur" 184 .
180. bn 'Abdi'l-Berr, Ciimi`beyrni'l clm, II. 191. El-Evz"a% bu habere istinaden yle demitir: "Kitap, sunnete, sunnetin Kitab'a oldu undan daha fazla muhtat r", Bu, u demektir
ki, sunnet Kitab tefsir ve tavzih eder; fakat sunnetin Kitapla tefsir ve tavzihi sz konusu
deildir. Buna benzer baka bir haber Yahy bn Ebi Keir'den nakledilmi tir "Sunnet, Kitap
zerine hkm verebilecek bir vasfa sahiptir. Fakat Kitab n sunnet zerinde byle bir vasf
yoktur". Ahmed bn Hanbel'e bu sz hakknda soruldu u zaman "bunu sylemee cesaret
-
edemem; fakat uras muhakkaktr ki, sunnet Kur'n tefsir ve tavzih eder" demi tir. Bu haber
iin bkz. bn `Abdi'l-berr, ad geen eser, II. 191.
181. Necm sresi, 3.
182. 71.1-4 gnriin sresi, 32.
183. Ayn sre, 132.
184. Nis'4' sresi, 80.
59
Kur'm Kerim btn delilleriyle dinin ashd r; bunda hibir mslmann ek ve phesi yoktur. Ancak Kitapta gelen ahkam n o u
kllidir, cz'i de ildir; icmalidir, tafsili de ildir. Bununla beraber Allah
Ta'ala, bunlar n insanlara beyan n Hazreti Peygambere bah etmi , o
da vahiy yolu ile mcmelini beyan, m kilini tavzih etmi , yine kendisine gnderilen vahye istinaden, her ne kadar bu vahiy Kur'nda
yer alan metluv vahiylerden olmasa bile ahkm vazetmi tir. Buna
gre Kur'n Kerimin sunnet ile beyan eitli ynlerden olur:
1. Beyan bazan Kur'n nass na muvafk -olur. Bu takdirde sunnet,
Kur'an teyid ve tekid eden bir manya sahiptir. Mesela Kur'an]. Kerim'de namaza haz rlanan bir kimsenin yapaca ilk ile ilgili olarak u
emir gelmitir: "Ey iman edenler, namaza kalkt nz zaman yznz
ve dirseklere kadar ellerinizi y kayn; banz meshedin ve ayaklarnz
topuklarla birlikte ykayn""5 . Kur'an bu yetle unu aklamt r
ki, abdest bozan bir kimse, namaz k lmaya kalkt zaman abdest azalarn ykamak, yani abdest almak zorundad r. ElBulsarrnin Eb
Hurayra vastasyle nakletti i bir hadisten rendi imize gre, Hazreti Peygamberin bu ayeti beyan , Kur'n nass na muvaf k olarak varid olmutur. Peygamberimiz bu konuda yle buyurmu tur: "Abdest
bozan bir kimse yeniden abdest almad ka namaz kabul olunmaz" 186 .
2. Sunnet, bazan Kur'm Kerimde mcmel olarak gelen yetleri
beyan etmitir. Namaz, oru, zeka-t, hacc, alm satm, nikh, talk ve
dier meselelerle ilgili olarak pek ok mcmel ayet nazil olmu , daha
dorusu Allah Ta'ala bunlar n tafsil ve tavzihini yapmam , bunu Hazreti Peygamberin beyan na brakmtr. Mesela Kur'an! Kerimde "namaz klm" (al~u' alat) emriyle birlikte "namazlar ve bilhassa orta
namaz muhafaza edin" 187, "gne domadan ve batmadan nce Rabbin hamd ile tesbih et"'" gibi mcmel ayetler gelmi , fakat klnmas
emrolunan bu namazlar n vakitleri, rek'at adetleri ve ne ekilde k hnacaklar aka belirtilmemi tir. Bununla beraber Hazreti Peygamber,
yine Allah'n kendisine bah ettii gayri metluv vahiy ile bunlar beyan
etmi , ayrca mslmanlara "benim k ldm gibi khnz" 189 demek
185. M8'ide sresi. 6.
186. Bkz. ahiti, I. 43.
187. Bakara sresi, 238.
188. Kaf sresi, 39.
189. ElBulArI,
60
ahiti, I. 155.
suretiyle namazn eda eklini, db ve erkan n gstermitir. Keza Kurn Kerimde zekt verilmesiyle ilgili emirler bulunmakla beraber, hangi maldan ne miktar zekt verilece i hususu belirtilmemi tir. Sunnet
mcmel olarak gelen zekt yetlerini beyan etmi tir.
3. Sunnet, m manas nda gelen ayeti tahsisle beyan eder. Mesela
verasetle ilgili olarak gelen bir ayette "Allah, ocuklar nz hakknda
erkek evlad iin, iki kadn hissesi kadar (miras) emreder" 9, denilmi,
Hazreti Peygamber ise, "biz enbiyalar miras b rakmaya. Brakt mz
ey sadakadr'"91 ve "katil varis olmaz' 192 hadisleriyle m hkmnde
gelen ayeti tahsis ederek Peygamberlerin miras b rakmayacaklar n ,
katillerin de mirasa haklar olmadklarn beyan etmitir.
.
61
62
Sunen,
Sunen,
I. 19.
63
64
C
CAH 'ALET Celil veya cahalet, lugatta, "umur mubhemede ilim
olmakszn tekaddm" olarak tarif edilmi tir201 . Rgb'a gre cahaletin
ekli vardr: 1. Nefis ilimden tamamiyle hali olur. 2. Bir ey, olduundan baka bir ekilde bilinir ve ona ylece itikad olunur. 3. Yahutta
bir ey, yaplmas gereken eklin hilfma yap lr; bunu yapan ya itikad dolaysyle byle yapar ve bu itikad nda samimidir; yahutta fsiddir202. Maamafih cahalet hakk nda, "bilinmesi mmkn olabilecek
ey hakkndaki bilginin olmamas" eklinde gelen tarifi kabul etmek,
konumuz ynnden daha uygun grlmektedir. nk hadis stlahnda
cahalet tabiri, bir rvinin cerh veya tadiline sebep olabilecek hallerinin
bilinmemesi ynnden kullanlm olmaktadr. Ancak burada, u hususu belirtmek gerekir ki, cahalet lugat manmyle al nacak olursa, tacna
layk olan kimsenin, cahalet vasfna sahip olan kimse, yani chilin
olduu anlalr. Oysa zerinde durduumuz konu ile ilgili olduu zaman,
cahalet, hadis rvisi hakknda cerh ve tadil ynnden hkm verecek
olan hadis imamnn vasfdr ve bu imam n chili olduu husus da,
hadis rvisinin hal ve me rebidir. Bu bakmdan imam hakknda cahaleti dolaysyle ta'n bahis konusu de ildir; aksine bahis konusu olan
ta(n rvi hakk ndadr; yani rvinin bilinmemesi, cerh ve ta'dil ynnden mechill kalmas dr. Mechll olan rvi, mechiil kalm olmas dolaysyle tacna mstahak olur.
Rvinin bilinmemesi, yani hadis imamlar arasnda mechl kalmas, balca iki sebebe dayan r. Birincisi, rvinin isim, knye, lakab,
neseb gibi eitli ve pek ok sfatlar olduu halde bunlardan yaln z
birisiyle tannm olmas ve rivayet isnad nda, bu tannm olduu isimden baka bir isimle zikredilmesidir. Rvinin kendi ismi olmakla beraber, me hur olmayan bir isminin kullan lmas, onun baka bir ahs
olduu zannn uyandrr. Bu ise, hadis rivayetinde gven sa lam
,
65
kimseleri arayan hadisilerin, bu ahs hakknda tam bir bilgi edinmelerine engel olur; rvi hadisiler aras nda mechal kal r veya hadisiler bu rvi hakk nda cahil olurlar. Mesela Muhammed Ibnu'sSa'ib
bn Bir elKelbi, bazlar tarafndan ceddine nisbet edilerek Muhammed bn Bir diye isimlendirilmi ; bazlar ona liammad
demiler; bazlar da, ya Ebu'nNazr, ya Eba Sacid, yahutta Eba
am knyeleriyle onu belirtmi lerdir. Bu suretle asl nda tek bir ahsa
dellet eden bu de iik isim ve knyeler sebebiyle ahsn ayr ayr
kimseler olduu zannedilmi, iin asln bilmeyenler de, tabiat yle, bu
ahs hakknda veya onun hadis rivayetindeki durumu hakk nda kesin
bir hkm sahibi olamamlardr.
Ravinin mechal kalmas nn ikinci sebebi, hadis rivayeti ynnden
mulcd/ in'dan olmasdr. Mulc ll (o ulu muUlan) az hadis rivayet
eden kimselere denir. Bunlar aras nda umumiyetle yalnz bir kiinin
hadis ald kimseler vardr203 . Bu kimselerin isimleri ok defa isndda
zikredilmekle beraber, hazan da zikredilmez ve mbhem b raklr. Mubhem braklan bu isimler yerine atberani fuldn, ahberani, eyhun, ah,berani raculun, ahberani ba<;uhum, al
berani, bn fulnin gibi urnumi
tabirler kullan hr20i.
Ravileri bilinmeyen hadisler umumiyetle hadis imamlar arasnda
makbul addedilmemi tir. nk bir hadisin kabul edilebilmesi iin
onun ravilerinde adalet ve zabt gibi baz artlar aran r; yani ravinin
bu artlar cemeden aka kimselerden olmas lazmdr. Esasen hadisilerin bir rvi hakk ndaki cahaletleri de, bu rvinin adalet ve zabt
ynnden durumlarna vakf olmamalarndan baka bir ey de ildir 205.
66
67
68
in kitab iin daha sahih diyenler de olmu tur. Fakat Muslim'in stnl, hadisle inin elBuhrrnin hadislerine nisbetle daha sahih oluundan de il, belki tertibinin gzelli i dolaysyledir2".
CAR kl Crih, "cerh" kelimesinin fil veznindeki kullanldr.
Cerit, aada da aklanaca zere, bir ahsn adalet vasfn iskat ile
ehadetini ibtal etmek veya rivayet etti i haberi rvinin vasfna istinaden kabul etmemektir. Buna gre c5Til , rvi hakknda bu hkm
veren, veya verebilme salhiyetini kendinde bulan kimsedir.
Dini korumak gayesiyle ahslar hakknda bu trl hkm verme
ii, sahabe devrinde ba lam , bn 'Abbas, `UIA.de bnu' mit, ve
Enes bn Malik gibi sahabiler ahslarla ilgili grlerini aklamaktan
ekinmemi lerdir. Sahabeden sonra gelen tbi'n devrinde de e Sa(bi,
Muhammed bn Sirin, Sacid bnu'lMuseyyib ayn ii grnlerdir.
Ancak, bunlarn says, tabiatiyle kendilerinden sonrakilere nisbetle
daha azdr. Zira aralarnda zayf olanlar, yani zerlerinde cerhe konu
tekil edecek hal bulunanlar da azd r. Sahabenin bir ksmnn henz
hayatta oluu, hadis rivayet edenlerin umumiyetle sahabeden hadis
almalar ve nihayet devrin Hazreti Peygamber devrine yak nl, hadis
rivayetinde zayfln azlndaki balca sebeplerdir. Fakat Hicri ikinci
asrn balangc ndan itibaren, gerek adalet ve gerekse zabt ynlerinden
zayf kimseler treme e, hadisle hibir ilgisi olmad halde, burunlarn hadis meselelerine sokan ve hadisleri irsal eden veya mevkflar
merf yapan rviler ortaya kmaa balamtr. Tbi'iln asrnn sonlarna doru, yani Hicri 150 seneleri civar nda elMme hadis rvileri
hakknda konumaa ve bazlarn cerh, baz larn da tadil etme e balam ; bunu,hemen hemen yalnz ila (gvenilir) rvilerden hadis alan
ube, Hi am edDustuv'i, Sufy l esSevri, bnulMcifin, 11amm.d bn Seleme, elLeys bn Said takip etmi ; daha sonraki
tabakalardan da 'Abdullah bnu'lMul 'rek, Hueym, Elf sl 'k elFezri, elMa(ff bn (Imrn Bi r bnu'lMufazzal, Sufyn
bn (Uyeyne, bn (Uleyye, (Abdullah bn Vehb, Veki( ibnu'lCerrah
gelmitir. Bunlar aras nda bilhassa Yahya bn Sacid elKattan ve (Abdurrahman bn Mehdi cerh ve tadilleriyle byk hret kazanm,
halk nazarnda, bunlarn cerhettikleri kimseler mecrh, tadil ettikleri
kimseler de makbul olarak kabul edilmi lerdir. Herhangi bir rvi zerinde ihtilf etmeleri halinde, halk, kendi ictihad zere yine cerh ve tadil hususunda hret kazanm dier imamlara ba vurmulardr.
211. Bu konuda daha geni bilgi iin bkz. Aabhul-Kutub.
69
Yukarda zikredilen isimlerden sonra ve onlar takip eden tabakalarda Yezid bn 1-brn, Elyr tAbdurrazzk ve Ebil
<3.sm enNebil gelir ki, kendi zamanlar nda bilgilerine mracaat edilen
cerh ulemasmdan addedilmi lerdir'' 2
.
70
olarak kmalar, hadislerini yalandan korumad m iin Hazreti Peygamberin has m olarak kar ma dikilmesinden evlad r"217.
Hadis imamlarmn, hadis rivayet eden kimselerin hallerini bilmek
zorunluluu, onlar rvilerin hallerini ara trmaa sevketmitir. Bu
suretle renebildikleri hususlar , bakalarnn veya daha sonraki nesillerin de bilip renmeleri iin kitaplar tasnif etmi ler ve rvilerin e itli
hallerini bu kitaplarda a k ak anlatmlardr. Hadis trihinde, rvilerin cerh ve tadiline ait bu kitaplar nemli bir yer i gal ederler2'.
CERH Cerh, lugatta, yaralamak manas nda kullanlr Yaralamak fiili herhangi bir aletle olabilece i gibi dil ile de olur ve Kaniis
tercemesinde denildi i gibi "bir kimseye kadh ve ta'n, ya etm ile zebandrazlk edip dilazar eylemek manas na istimal olunur ki cerahat
sinandan e ed olur. Bu sebeple bir kimse bir kimseye sebb u etm ettii
zaman cera4ahu denir" 219 . Bunun dnda cerh kelimesi, bir hakimin kizb
ve fsk thmeti altnda bulunan bir ahidin adaletini, yani gvenilir
olma vasfn iskat ile ehadetini reddetmesi manas nda da kullanlr
ki bu mana ile kelime, biraz nce lugat manas nda grdmz sebbetmek, etmetmek v.s. gibi manalarm tamamiyle aksi bir mana kazanm olur. Zira sebb ve etmde (birisine svmek, kfretmekte), umumiyetle muhataba kar , hakl veya haks z, bir tecavz bulundu u halde,
adaletin iskat ve ehadetin reddi meselesinde byle bir tecavz bahis
konusut de ildir. Burada bahis konusu olan husus, muhatab n kzib
ve fsik olmas, yahutta ehadetinin reddini gerektiren baz vasflarn
bulunmas dolaysyle grlecek bir i in ona grdrlmemesi ve ondan
saknlmasdr. Hadis stlahnda cerh bu manda kullan lmtr ve hadis
ravisinin, rivayet etti i hadisin do ruluuna ehadetini redde mncer
olabilecek adl, zabt vs. ynlerden sahip oldu u kusurlu vasflar dolaysyle reddedilmesi demektir. Hadis ilminin nemli konular ndan birini, hatta en nemlisini te kil eden cerh, Hazreti Peygamberin hadislerini, sahteleriyle kar maktan korumak, kar anlar' dierlerinden
ayklamak gayesini gder. Yahya bn Ma<in'in syledi i gibi, hadisin
aleti sadk (do ru) olmak, bielcat terketmek ve kebair (byk gnah)
den saknmaktr220 . Keza Allah. Ta'ala adil olan n kabuln, fsik olann
da reddini emretmi tir. O halde, adl olsun, fsk olsun, her ikisinin de btn ayrntlaryle aklanmas gerekir; ta ki, fsik ve kzib olan n ha217. Ayn yer.
218. Cerh ve ta`dil ile ilgili telifler hakk nda bk. ayn eser, s. 113 vd.
219". Kamus tercemesi, I. 866.
220. ElIjafib elBagdrdi,
s. 101.
71
72
73
74
75
76
ElKiftye, s. 141.
Aym yer.
Ayn eser, s. 143
Ayn yer.
Ayn eser, s. 236.
ikaz zerine dzeltme e kalk mas, fakat daha byk bir hata yaparak bnu ylece rivayet etmesidir. Bazan, ba kalarnn hatal tashihlerine kapl p kitaptakini terketmek ve hatal olan rivayet etmek de
gafletin de iik bir rneidir. Bu gibi durumlarda hadisin mn ynnden de bozulduunu farkedemeyen rvi, hakl olarak hadis imamlar nn cerhinden kendisini kurtaramaz.
8. Telkin: Hafza ynnden zayf olan ve rivayet ettikleri hadisleri bilmeyen kimselerin maruz kald klar durumlardan birisidir. Bu
gibi kimselere bazlar gelip "bunlar senin hadislerindir; bu hadisleri
senden rivayet edelim mi?" diye sorduklar nda, kendi hadisleri olup
olmadn bilmedikleri iin "peki, rivayet et" derler. Asl nda bu hadisler kendilerine ait olmayabilir ve kendilerini kar larndakilerin telkinine kaptrarak bu hadisleri onlara rivayet etmi olurlar. Bu e it
telkine maruz kalanlar n hadisleri sahib olsa bile, ba kalarnn, onlardan aldklar hadisler aras na zayf ve hatt uydurma olanlar kar trmalar telkin yolu ile kolaylam olur. Bu sebepten telkin, ona maruz
kalan ravinin terkini ve hadislerinin reddini gerektiren byk bir illet
saylr.
9. Rivayet ettikleri hadislerin yalan oldu unu bilmeyenler: Hadis ehlinden olmayan ve hadis ilminin inceliklerini bilmeyen, bununla
beraber, inan itikad ve ibadet ynnden "dini btn" kimselerin maruz
kaldklar durumlardan biri de, cehaletleri dolay syle yalan sylemeleri,
fakat bu sylediklerinin yalan oldu unu bilmemeleridir. Yezid bn
Harun anlat r ve der ki: Vas t'da Enes bn Malik'ten hadis rivayet eden
bir kimse vard. Bir gn bu ahsn, Enes'in hadislerini bir kitapta toplad haberi geldi. Ona gittik; bize kitab n gsterdi; fakat kitaptaki
hadisler ureyk bn `Abdillah'n hadisleri idi. Ancak adam 1.uuldesenet
Enes (Enes bize rivayet etti) diyerek hadisleri okuma a balamt
bile. Ona, bu hadislerin ureyk'e ait oldu unu syledi imiz zaman
"haklsnz" dedi ve arkas ndan laddeend Enes (an ureyk (Enes bize
ureyk'ten rivayet etti) diyerek hadis nakletme e balad23 .
10. Grmedikleri ve hi kar lamadklar eyhlerden hadis nakledenler: Bu gibi kimseler ok defa ellerine geirdikleri ba kalarna ait
kitaplardan rivayet ederler. Asl nda kitapta bulunan hadisler sahih
olsa bile, kitap sahibini hi grmedikleri ve onlardan bu hadisleri i it237. bn Ijibbn, Kitrbu'ttarih ve'lmecrrbin, v. 22 b. ahsm, Enes bn Mlik'in sahabi olduunu ve ureyk'ten hadis nakletmesinin imkiinsiz bulundu unu dnemeyeeek kadar cahil
olduu grlmektedir. ureyk bn `Abdillah enNalja`i 177 senesinde vefat etmi tir.
77
78
Ayn
Ayn
Ayn
Ayn
eser, v. 23a.
eser, v. 24a.
eser, v. 24b.
eser, v. 25a.
dendir. Bunun d nda baka haller de bulunabilir ve bunlar da ravinin dini ve ahlaki durumlaryle ilgili olabilir. Mesela mu'min ve muslim
grnen, fakat gayeleri mslmanlar aras na fitne ve fesad sokmak,
slam'i ykp paralamak olan zndklar, elbette hadisleri reddedilen
kimselerdir. Bunun gibi ahlaki seviyeleri d k olan kimseler de, bu
ynden cerh edilerek rivayetleri terk olunur. Btn bunlar, Hazreti
Peygamberin hadislerini her trl tahrif ve tashiften korumak iin al nan tedbirlerdendir.
Burada, cerhle ilgili olarak zerinde durulmas gereken bir nokta
daha vard r. Bu da, cerh ve tadilin bir ravi zerinde birle mesi halinde
yaplacak ile ilgilidir. Yani bazlar tarafndan cerh edilen bir ravinin,
dier bazlar tarafndan da tadil edilmesi, yani gvenilir oldu unun belirlenmesi halinde takip edilecek yol meselesidir. EsSuyti'nin ifadesine gre, bu gibi durumlarda cerh ne al nr; fkh ve usid alimlerinin
ittifak ettikleri do ru gr budur'''. Eltlatib de bu konuda herhangi
bir ihtilafn bulunmadna iaretle, esSuyiWi'den ok nceleri cerhin
takdim olunacan belirtmitir243 .
Wavinin gvenilir bir kimse olduunu ileri srenler sayca daha
ok olsalar bile, hkm yine ek-ilde/in szlerine gre verilir. nk
carih, yalnz kendisinin bildii bir duruma gre raviyi cerheder. Grihle, raviyi tadil eden kimse aras nda konu ile ilgili bir konumann
getii farzedilirse, carihin, di erine yle diyece ini tahmin etmek
g olmaz: "Senin raviyi tadiletmendeki sebepleri biliyorum. Yaln z
bunlar olsa, onu ben de tadil eder ve onun gvenilir bir kimse oldu unu
sylerdim. Fakat benim bildi im baz eyler daha var ki, bunlar ravinin cerhini gerektirir ve sen bunlar bilmiyorsun; e er bilseydin, sen de
onu cerhederdin". Bu ifade kar snda, raviyi tadil eden kimsenin susmay tercih edece ine ve carihe tabi olaca na phe yoktur.
Zayf bir gr olarak, raviyi tadil edenlerin oklu u halinde ravinin tadili ile ilgili haberlerin kuvvetlenece i, cerhle ilgili haberlerin ise
zayflayaca , bu sebeple tadilin tercih edilece i ileri srlm se de, eltiatib bu gr reddetmi ve yle demitir: "Tadil edenlerin says
ne kadar ok olursa olsun, bunlar n ravi hakkndaki szleri, carihlerin
haber verdikleri hallerin yoklu una del'alet etmez. E er raviyi tadil
edenler "biz ehadet ederiz ki, rvide cerhi gerektiren bu haller vukubulmad" derlerse, bu takdirde, bunlar n cerh ve tadil ulemas ndan sa242. Bkz. Tedribu'rrCvi, s. 204.
243. Bkz. elKifiiye, s. 107.
79
ylmamalar gerekir. nk bilmedikleri haller zerinde hkm vermeleri, batl zerine ehadet etmekten ba ka bir ey de ildir" 244.
CEYY D Lugatta iyi ve gzel manas nda kullanlan ceyyid tabiri, hadis stlahnda, sahih'e yakn bir mnada zikredilmi tir. Mesela
ibnu' alah, Ahmed bn Hanbel'den naklen eZuhrrnin Salim'den,
onun da babasndan rivayetini bahis konusu ederken bu isnad aclAu'/
esiinid (isnadlarn en sahibi) olarak de erlendirmitir245 . Halbuki ayn
isnad hakk nda Ahmed bn Hanbel'in kulland ibare ecvedu'l-esCzn d
(isnadlarn en ceyyidi) eklindedir 246 . Nitekim elHakim de ayn isnad
Ahmed bn Hanbelden ecvedu'lesanid olarak nakletmi tir247. Bundan
da anlalyor ki, bnu' alah'a gre "ceyyid" ile "sah h" arasnda hi
bir fark yoktur. Keza etTirmizi de, t bla ilgili bir hadis hakk nda h-;d hadiun ceyyidun hasenun (bu ceyyid hasen bir hadistir) ibaresini
kullanmtr. Bu da onlara gre "ceyyid" ve "sah h" in ayn manay
ifade ettiklerini gsterir 248 . Bununla beraber baz lar iki kelimeyi ayn
derecede grmezler. Bunlara gre, hasen lizitihi olan bir hadis, bu dereceden ykselir, ancak "sah h" derecesine eri ip mimedii hakknda bir
tereddt has l olursa, o hadisi "sahh" vasfndan daha a a dereceye
dellet etmek zere "ceyyid" tabiri kullan lr. Buna gre "ceyyid",
sahhin altnda, hasen lizatihi'nin de stnde olan bir dereceyi gsterir.
80
s. 54.
81
82
83
84
EsSuyati'nin elgralg'den naklen belirtti ine gre, akh olmayanlara, yani delilere verilen icazet de sahihtir. Nitekim yukar da, icazetin
ibahadan ibaret oldu unu ve ibahann ise, hem ak l sahipleri ve hem de
akh olmayanlar iin sahih bulundu unu belirten eltiatrb'in szleri de
bunu teyid etmektedir.
Bu arada kafirlere verilen icazetin de makbul say ldn burada
zikretmek gerekir. Her ne kadar ilk slam ulemas arasnda bunun tatbikat grlmezse de, esSuytrnin yine elg[ralsrye atfen verdi i tek
misal, bu gr n doruluunu ortaya koymaktad r. Muhammed Ibn(Abdi'sSeyyid isminde bir yahudi doktor, Ebu <Abdillah e Sr/den hadis dinlemi ve ismi, ayn eyhten hadis dinleyen di er kimseler
aras nda yer almtr. Blahara eyh bu yahudi de dahil hepsine icazet
vermi ve bu icazeti hibir itiraza u ramamtr. Ancak yahudi, sonradan mslman olmu ve dinledi i hadisleri rivayet edebilmi tir267 .
icazet kafir iin sahih olunca .filsile ve bid<at ehlinden olanlar iin
de bitafiklevla sahih sayhr; ancak bunlar, tabiatiyle, mani zil olduktan sonra rivayet edebilirler.
ECEZTUKE EN TERVYE <ANNI H AZA'LK TAB "Bu kitab benden rivayet etmen iin sana icazet verdim" manasma gelen ve
belirli olan bir kitabn rivayeti iin yine belirli kimselere verilen icazetlerde kullan lan bir tabirdir. Muriz (icazeti veren eyh) in bu trl
icazetlerde eceztu lekelkitab elfulani (fulan kitap iin sana icazet verdim) veya eceztu leke me' temelet `aleyhi fihristi (fihristimin268 ihtiva
ettii eyler iin sana icazet verdim) gibi ayn manya gelen tabirler
kullanmas da mmkndr.
Bu tabirler, munaveleden mcerret olarak icazetin en yksek derecesine dellet ederler. slam ulemas, icazetin di er nevilerinde oldu u
gibi, bu tabirlerle verilen icazetin s hhati zerinde ihtilaf etmi , bazlar
buna cevaz verirken di er bazlar da ademi cevazma kail olmulardr.
ibnu' alah'n belirtti ine gre baz kimseler ise, bu nevi icazetin cevaz zerinde hibir ihtilaf bulunmad n, hatta Zhiriyye imamlarnn bile buna muhalefet etmediklerini ileri srm lerdir 269 . Fakat gerek
267. Ayn yer.
268. Bkz.
269. bnu' a.181.1,`U/mu'/badi, e. 134.
85
86
bidtat denilmitir. (Bkz. Bidat). Bidac, bidatin cemi ekli olup ehlu'lbidac (veya ehl-i bid'at) denildi i zaman, dinden olmayan bu eit hadisata intisap etmi kimseler anla lr. Bunlar, mubtedic (veya mubtedica) ismini de alrlar.
Bidat bazan iyi ve gzel olabilece i gibi (bid(at-i hasene), kt
ve irkin de olabilir (bidat-i seyyi'e). Fakat hadis dilinde bidcat veya
ehl-i bid(at denildi i zaman, sunnete muhalif olan ve daima zemmedilen eyler ve kimseler anla lr. (Bkz. Bidcat).
Bid(at, slam tarihinde, Hz. (Osman' n ehid edilmesinden sonra
ortaya kmaa balamtr. E z-Zehebi bu konuya temas ederek yle
demektedir:
" (Osman'n hilafeti zaman nda zhir bir bid(at vukubulmam tr.
Fakat onun katledilmesi zerine birbirine kar iki bid'at zuhur etti.
Biri, (Alryi tekfir eden Itavaric, dieri de, onun imametini, smetini,
yahut nbvvetini veya uluhiyyetini iddia eden raftg (gulat- i(a)
bid'atlar idi. Sahabe asr mn sonlarna doru, bnu'z-Zubeyr ve (Abdu'l-Melik'in imaretleri s rasnda murci'e ve kaderiyye bidatlar vukubuldu. Tabi'lln asrnn balarnda, Emevi hilfetinin sonlar na doru
cehmiyye ve muebbihe - mume ile bid(atlar zuhur etti. Sahabe devrinde bunlarn hibiri olmamt"274.
E z-Zehebrnin bu ifadesinde yer alan ve (Ali'nin imametini, smetini,
hatt nbvvet ve uluhiyyetini iddia eden rafga veya gulat- ica,
`Osman bn (Affan devrinin sonlar na doru teekkl etmi , (Ali bn
Ebi Talib zamannda daha ok byyp geni lemi bir frkadr. Emevi
devrinde, (Ali o ullarnn maruz kaldklar zulmler, bu bymede
balca rol oynam ; onlara kar duyulan sevgi ve ba lhn artmas n
salad gibi, iciliin mukabil ceryanlara kar yekvcut halinde kuvvetlenmesine de yard m etmitir.
Hazreti Peygamberin vefat n mteakp, hilafet ve imamet makamna (Ali bn Ebi Talib'in gemesi grn savunan baz sahabilerin, zuhurunda ne derece rol oynad klarn tesbit etmek gtr.
Fakat bu gr ne kadar masumane olursa olsun, mslmanlar aras na
fitne ve fesat sokmak isteyenler, daha Hazreti (Osman hayatta iken,
onun yumuak idaresini frsat bilerek, sahabenin Hz. (Ali ile ilgili bu
grn istismar etmiler ve Hazreti Peygamberin vefatmdan sonra,
hilafet ve imametin, Ali'nin hakk olduunu, ancak, Eb l Bekr, (Omer
ve sonra da 'Osman' n bu hakk ondan gasbettiklerini ileri srm 274. E?,--Zehebi, el-Muntehd min Minhdci's-sunne, s. 386.
87
88
fetten ibaret oldu unu ve gnah n imana zarar vermiyece ini syledikleri ve bu suretle ameli irca (yani te'hir) ettikleri iin murci'e ismini
alan bir mezhep de bunlardan biridir. Bilhassa bu ikincileri, yani ameli
te'hir edenler ve kt amelin imana zarar vermiyece ini syliyenler,
bu slam d inanlanyle ehl- i bid'attan addedilmi lerdir.
-
Keza, Allah Ta'lnn, Kur'n yetlerinde ve Hazreti Peygamberin hadislerinde isbat edilmi olan sfatlarm tatil eden cehmiyye281 ;
kaderi reddederek insana sonsuz bir irade ve hrriyet tan yan, iyi ve
kt fiillerinin bizzat insan n kendisi tarafndan yarat ldn ileri sren leaderiyye 282; ve bunlarn tamamiyle z dd bir gr e sahip olan,
kaderi isbat yolunda insan hava cereyan na kap lm bir tye benzeterek btn irade ve hrriyetini selbeden ve bu suretle mes'uliyyeli
omuzlarmdan atmak isteyen cebriyy
mezhepleri de, Kur'm Kerimin
ve sunnetin izdi i slam hudutlarn a arak bidat yoluna girmi lerdir.
Nihayet cehmiyyenin sfatlar meselesindeki ta til grn alan,
kaderiyyenin de kaderi red ve inkr eden inanc na ship kan mu(tez ile" 4, bu e it gr ve inanlarn kadim Yunan felsefesinin
281 Cehmiyye, Cehm bn afvan (o. 128) a nisbetle ortaya km olan bir mezhebin ad dr.
Cehm, mezhebini Kur'an ayetlerini tevil etmek esas zerine kurmu tur. Bu ie, nce, Kur'nda
mevcut olan Allah' n sfatlanyle ilgili ayetlerden ba lam, bunlarn tevili neticesinde O'nun
zatndan gayri btn sfatlarnu nefy, flnrette gzle grlmesini red, ve nihayet O'nun hakikatta mutekellim olmadn beyanla, Kur'am kerimin mahlak oldu u neticesine varrntr. Daha
sonralar byk gelime gsteren Mutezile mezhebi, Cehm'in bu gr lerini benimsedi i iin
Cehmiyye ad ile de hret kazanmtr.
282. Mslmanlar arasnda kaderin reddi ve kaderiyye mezhebinin zuhuru, Maled el-Cuheni (O. 80) ve Gaylan ed-D maki (. Hiam bn (Abdi'l-Melik zaman) ile balar. El-MakrizEnin bildirdiine gre (el-114at, IV. 181), "Islam'da kader meselesinde ilk defa konu an kimse
Ma`bed bn Halid el-Cuheni'dir. El-Hasan el-Basri meelisine devam edenlerdendi. Basra'da
bu gr yaymaa balad zaman, `Amr bn 'tibeyd de ona intisab etmi , bunu gren Basra
halk da onun pe inden gitmi tir. Macled el-Cuheni'nin lmnden sonra onun kaderle ilgili
grleri Gaylan ed-D maki tarafndan yaydnutr. Mutezile mezhebi, kader meselesinde bu
gr benimsemi ve kaderiyyecilik bu mezheb eliyle geli tirilmitir.
283. Islam'da Cebriyye mezhebinin kurucusu, Ca'd bn Dirhem adnda bir kledir. Bu adam,
Beni'. Hakim mevalisinden olup am'da ikamet ediyordu. Cebr akidesini burada yayma a balaynca am'dan tardedilmi tir. Ca'cl, sfatlarm nefyi ve ballcu'l-K.ur'an akidelerinin claili ini
yapmakla da hret kazanm tr.
284. Mutezile mezhebi, Basra'da, el-Hasan el-Ba rl'nin talebelerinden Vasfi bn 'Ata'nn murtekibu'l-kebfre meselesinde hocas na muhalif bir gr ortaya atarak ondan itizal etmesiyle ortaya kmtr. Cehmiyyeden ta`til, kaderiyyeden de kaderin reddi gr lerini alarak kaderiyye
ve cehmiyye adlar ile de hret kazanan mutezile, kadim Yunan felsefesinin de tesiri alt nda,
Islam akaidine de iik grler getirmi, Abbasi halifesi el-Me'man zaman nda devletin resmi
mezhebi olabilecek kadar byk geli me gstermitir. Fakat gerek el-Me'man'un ve gerekse onu
takip eden halifelerin, mutezile gr olan halku'l-Kur'an inanc n halka zorla kabul ettirme e
almalar, mezhebin ksa bir zaman iinde kmesine sebep olmu tur.
89
90
bidat ehlinden hadis al nmamas gerekti ini syleyen hadisiler de vardr. Eltiatih elBa ddi, bu konuya tahsis etti i bir blmnde u
izahat vermiiir: " lim ehli arasnda kaderiyye, havrie, ve rf ?a,
gibi bidcat ve hev ehlinden hadis semacm n cevaz zerinde gr
ayrl vardr. Seleften baz s bunun ademi cevazma kail olmu tur.
nk bunlara gre bidcat ehli, ya mte'evvilinin tekfirine gidenlerce
kfir, ya da tekfirine cevaz vermeyenlerce fsikt rlar. Yine bu grte
olanlara gre, tevil yolu ile kfir ve fsik olduklar na hkmedilen kimseler munnit kfir ve maksatl fsik mesabesindedirler. Bu bak mdan,
bunlarn haberlerini almamak gerekir. Malik bn Enes, bidtat ehlinden
hadis rivayet etmeyen kimselerdendir. lim ehlinden olan di er baz
kimseler de, yalan , ve hidlik yapacak durum olmad halde kendilerine muvafakat eden kimseler lehine ehadette bulunmay helal saymayan heva ehlinin haberlerinin kabul edilebilece ini sylemilerdir.
Bu gre ship olanlarn banda fukahdan Eb cAbdillah Muhammed
bn dris eSfici vardr. E fig bu konuda yle demi tir: Heva
ehlinin ehadeti kabul edilir; yaln z rfzadan olan liattbiyye 2" mstesn; nk bunlar, kendi taraftarlar iin yalan ehadeti mubah grrler. Rivayet olundu una gre bu gr , ayn zamanda ib'n Ebi Ley18289, Sufyn esSevri29 ve K41 Ebn Yiisuf 29' un da gr dr. Ulemann ou, hev ehlinden oldu u halde dilik yapmayan kimselerin
haberlerinin kabul edilebilece ini, fakat dilik yapanlar n haberlerinin
huccet olarak kullamlamayaca m sylemilerdir. Ahmed bn 13anbel,
bu gre ship olan imamlardan biridir" 292.
288. Bkz. el-Hatib
s. 120. El-Hattrbiyye, Ebu'l-liattrb Muhammed
bn Ebi Zeyneb el-Esedi taraftarlarmu tekil ettikleri bir frkadr. Bunlara gre, (el-Ba dadinin akladma gre) (bkz. el-Fark beyne'l-firals, s. 150) imamet, Cdfer e -Sdk'a kadar 'Ali
evladnda idi. Iddialarna gre imamlar ilaht r. Ebu'l-tlattab nce onlar n enbiya olduklar n
iddia ediyordu; sonra ilh olduklar n ileri siirmee balamtr. Yine ona gre Hasan ve Huseyn'in evlad Allah'm o ullardr. Cdfer de ilahtr. Fakat Cdfer, Ebu'l-Hattab'm bu iddias n
renince onu lnetlemi ve kovalanu, o da ulhiyeti kendi nefsi iin iddia etme e balamtr.
Ebu'l-Hattb'm taraftarlar da Caler'in ilh oldu unu iddia ediyorlar, fakat Ebu'l-Ilattb'm
ondan ve hatta `Ali'den daha hay rl olduunu ileri sryorlard. Hattabiyyeye gre muhalifleri
aleyhine kendi taraftarlar iin yalan sylemek, ve yalan ahadette bulunmak caizdir.
289. Eb cAbdirrahman Muhammed bn cAbdirralman bn Ebi Leyla, 148 senesinde vefat
etmitir. Tercemesi iin bkz. ez-Zehebi, Tegleir, I. 171.
290. Sufyn e-Seyri hakknda bkz. 23 No. lu dipnot.
291. Razi Eb Yfisuf Ya`kb bn Ibrahim
Eb Hanife'nin me hur talebelerinden
olup 182 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. ez-Zehebi, Tezkire, I. 292-294; Ibl
Vafey 1t, V. 421-431.
292. El-Hatib el-Ba dadrnin bu haberi iin bkz.
s. 120-121.
91
92
Bu konu ile ilgili izahata burada son verirken, u hususu bir daha
hatrlatmak yerinde olur: Baz hadisilerin bicl'at ehlinden hadis rivayet etmeleri, onlardan i itilen her hadisin mutlaka al nm olduu
manasnda anla lmamaldr. phesiz, bunlara mensup olan bir rvi,
en sk bir ekilde hadisilerin cerh szgecinden geirilmi , rivayet etti i hadisin shhat derecesi tesbit edilmi , sonra da, kabul veya reddi
hususunda bir hkme var lmtr.
EHLU'LHEV Hevd, lugatta kalbin arzu ve heveslerine veya
lezzetlerine tabi olmak man:asl na gelir. Bu manada hem medhe ve hem
de zemme Layk bir meyil anla hrsa da, ok kere mezmenn olan hevesler iin kullan lm tr. bn (Abdi'lBerr, Allah Ta(aln n sfatlarn nefyeden, ilmi, kudreti ve kelm zerinde cidal ve mnaka a kaps aan,
bunlar aslna uygun olmayan manlarda ve kendi arzu ve heveslerine
gre te'vil ederek Islam' n izdi i yoldan inhiraf eden kelamc larn hev
ehlinden olduklar zerinde hadisilerin ittifak ettiklerini zikreder 207 .
Keza, gerek elHasan elBasri ve gerekse Muhammed bn Sirin'in
"hev ehli ile birarada ictima etme, onlar dinleme ve onlarla mnaka aya giri me"2" dedikleri zaman, hev ehli tabiriyle, Kur'an yetleri
zerinde cidal ve mnaka aya girerek kalplerde phe yaratan, Hazreti Peygamber, ashab ve daha sonra bunlara tabi olan mslmanlar n
Kur'ana dayanan inanlar n reddeden e itli frka ve mezhepleri kasdettikleri anla lmaktadr. Bu bak mdan diyebiliriz ki, hadis dilinde
hevd ehli, bid'at ehli ile ayn manlarda kullan lm ve her ikisiyle de
ayn zihniyyete sahip kimseler kasdolunmu tur 290 .
EK.B R VE AS A
- GIR Hadis stlahatnda ekdbir ve asdlr tabirincilefin ikincilerden hadis rivayet etmeleri mnasebetiyle kullanlm tr. Usli hadiste bu blm, rivayetu'l ehdl ir (cni'l a d r (byklerin kklerden rivayeti) ba l altnda e itli misalleri gsterilmek suretiyle incelenir". Byle bir rivayet eklinin usli hadiste yer
almasnn en mhim sebebi, kendisinden rivayet olunan ahsn, gerek
ya ve gerekse fazilet ynnden rviden stn oldu u, veya rivayet
isnadnda takdim te'hirli bir hata bulundu u vehmine d lmemesi
iindir. Aslnda rvi, rivayet etti i kimseden ya bakmndan byk,
tabaka bakmndan akdem olabilir. EzZuhri ve Yahya bn Sa<ld el
297.
298.
299.
Bida`.
300.
93
94
95
Ynus bn Muhammed e - adiik: S ar-i etbadan kezzab (yalanc) bir kimse oldu u halde e - adk lakab verilmi tir.
Yunus el-Keziib: Ahmed bn Hanbel devrinde ya am sika (gvenilir) bir kimse idi. H fz ve itkan dolaysyle kezb denilmi tir.
ENik Hadis rivayetinde ok kullanlan abberana kelimesinin k saltlm ekilidir. Bu ve buna benzer tabirler, rivayette daima tekerrr
etti i iin, hadisiler, iltibasa meydan vermiyecek ekilde, her tabir iin
birer remz tesbit etmi ler ve isnadlarda daima bu k saltlm ekilleri
yazmlardr. El-Beyhaki ve di er baz hadisile , atberanciya dellet
etmek zere nan harfinden nce bir de b' harfi ilave ederek bena eklini kullanm larsa da umumiyetle bu ziyade harfe lzum olmad
ileri srlmtr. Es-Suytrnin ifadesinden anla ldna gre, ilave
edilen VI' harfi badde end kelimesinin ksalt lm olan ena remzi ile
kar t rlmamas iindir315 . Keza baz maribi hatt nda nan harfinden
nce ra' veya hcr harflerinin ilave edildi i de grlm , fakat bu rumuzlar hadisiler aras nda uyubulmam tr. At beranci kelimesinin en ok
kullanlan ve en ok hret kazanan k saltlm ekli, yukar da zikretti imiz ena eklidir3 ".
-
ENBE'EN - Nebe' (haber) kknden "bize haber verdi" manasnda kullanlan bir rivayet tabiridirm. Hadis tahammlnn e itli
315. Bzk. esSuyti, Tedril, s. 302.
s. 180; esSuyti, Tedrib, s. 302; elIAsimi, Ravd du'316. ibnu' alall,
tabdi, s. 193.
317. Rivayet tabirleri ile ilgili genel manda bilgi iin bkz. Abberan a- .
96
s. 122.
321. Ayn yer. Elgrkfnin itiraz , u`be'nin, icazeti bir tahammul yolu olarak makbul saymamas ynndendir. Icazeti makbul saymaymca, onun, bu yolla hadis rivayet etmeyece i ve
dolaysyle aym manda olmak zere enbe'end ve ageran tabirlerini kullanmayaca tabiidir.
97
hur eserinde en-Nevevi'den naklen zikretti ine gre (I. 77), ilk Erbetan
tasnif eden kimse, 'Abdullah Ibnu'l-Mubarek'tir (. 181). Daha sonraki asrlarda Erbecan tasnifi hi durmadan devam etmi tir.
Tasnif olunan Erbecnlar a asnda en me hur olan, phesiz,
Muhyiddin Yahya bn Seref en-Nevevi (. 676) nin Erbectine hadien
denilen ve el-Erbec- ne'n-Neveviye ad ile tannan tasnifidir. Erbe`fnlar, umumiyetle, belirli bir konu hakknda Hazreti Peygamberden varid olan hadisleri biraraya getirmi ve mesela bazlar usl-i dine,bazlar fura, baz lar cihada, bazlar zhd ve dba ait hadisleri toplam olduklar halde, en-Nevevi, Erbecnunu btn bu konulardan setii, ou el-BuharI ve Muslim'in abiltlerinde de bulunan hadislerden meydana getirmi tir. Ezbe lenmesini kolayla trmak iin zikrettii hadislerin isnadlarm hazfetmeyi de uygun bulmu tur. Erbecinlar
arasnda byk hret kazanan bu eser, pek ok imamm, zerine erhler yazmasna da mazhar olmutur. Haci Halife, Ke fu'i-Zunan'unda
(1.59) bu erhleri zikreder. Ebu'l-`Abbas Ahmed (O. 699) nin,
Necmu'd-Din Suleyman bn cAbdi'l-laviy et-Taff. (. 710) nin,
Tacu'd-Din `Omer bn el-Fakihi (. 731) nin, Zeynu'd-Din elMalati (. 788) nin, Yasuf bnu'l-Hasan et-Tebrizi (O. 804) nin, Burhanu'd-Din Ibrahim bn Ahmed (O. 851) in, Ebr Haf el-Belbisi'nin
erhleri bunlardan baz lardr.
Prof. Dr. Abdulkadir Karahan' n krk hadis eserlerine tahsis edilmi slam-Trk Edebiyat nda Krk Hadis (stanbul 1954) adl bir kitab, bu konuda daha geni bilgi edinmek isteyenler iin ba vurabilecekleri byk ve kymetli bir eserdir.
ERCAHU'L-ESANID - Isnadlarn en iyisi ve en do rusu olmak
bakmndan tercih olunanlar manas nda kullanlan bu tabir iin bkz.:
Asahhu'l-esanid.
ERCer EN LA BE'SE B H - Hadis rvilerinin cerh ve tadilinde kullanlan ve onlarn hadis rivayetinde gvenilir olmak veya olmamak bakmndan mertebelerine dellet eden tabirlerden biridir. Yeri
geldike aklanaca zere, cerh ve t adil ulemas , hadis ravilerini eitli ynlerden tenkide tbi tutmu lar, adalet ve zabt bak mndan
herbirini mertebelere ayrmlardr. Mesela bir kimse hakk nda ika,
~an veya ebt denildii zaman, o kimsenin adalet ve zabt ynnden
en yksek mertebede oldu u aklanmtr. Ibnu's-Salah' n ifadesine
gre, cerh ve tadilde kullan lan bu lafzlar, en gzel bir ekilde bn
98
99
eerrf, (mu-
329. 'Abdullah Ibnu'lIjuseyn el` kberi (0. 616), tercemesi iin bkz. bn Iiallkn, Vafeydtu'ltcytm, II. 286-287; bn Receb, Zeylun 'ald Tabal.ulti'l ljandbile, II. 109-120.
100
se, bn EM
tasnifine daha yksek bir mertebe ilave eden
ezZehebi"" de grlmez. Biraz daha a klamak gerekirse, bn Ebi
tadil elfazn drt mertebeye ay rm, ilk mertebede en gvenilir rvileri tavsif etmek iin baz tabirler sralamtr. (Sika, mutkm, sebtun, Imccetun gibi) kinci, nc ve drdnc mertebele de
de, kendilerinden bir evvelki mertebelerin dnunda tadile dellet eden
eitli tabirler yer alm tr"'. Ancak, birinci mertebede yer alan tabirleri, gvenilir ravilerin tavsifi iin kifayetsiz bulan ezZehebi, bu
mertebenin de stnde bir ba ka mertebe ilave etmi ve bunu birinci
mertebeden saymtn 334 . Bu suretle bn Ebi Hatim'in birinci mertebesi,
ezZehebi tertibinde ikinci mertebe olmu tur. EzZehebrye gre, birinci
mertebede yer alan tabirler, ya ikinci mertebede yer alan elfazdan
birinin te'kid maksad yle tekrar (sikatun sikatun, veya sebtun sebtun
gibi), yahutta bu elfazdan birine bir di erinin ilavesinden ibarettir
( ikatun ebtun, ebtun sikatun, sebtun mutkmun gibi).
bn Hacer el<Askalani'" ise, ezZehebrnin de birinci mertebesini
kifayetsiz bularak ondan stn bir mertebe ilave etmi tir. Bu suretle
bn Ebi Halim'in birinci mertebesi, ezZehebrde ikinci, bn Hacer'de
ise nc mertebe olmutur. bn Hacer'in birinci mertebesinde yer
alan tadil elfaz, efcal vezninde gelen tabirlerdir (evsak, e bet, etkan
Buna gre, bizim burada i aret etmek istedi imiz ebetu'nnds
tabiri, bn Ebi Hatim'in ve ezZehebrnin tasniflerinde yer almayan,
fakat b Hacerin tasnifinde ta'dilin en yksek mertebesine dellet
eden bir ibaredir.
ESER Eser, lugatta bir nesnenin yerinde kalan bak yyesine denir.
Bu manda mesela ra'eytu esere'ddar denildii zaman, evin bakyyesi
anlalr337. o ulu a ar ve asa'. gelir. Keza eser, haber ve hadis manasna mstameldir ki menkul canhten bak yyedir. Bu manda semi(tu
minhu'le er denildii zaman "ondan haber i itmi olduu" anlalr.
332. Bkz. Miznu'l-i`tidl, I. 4.
333. Bkz. Kitbu'l-cerh ve't-tddll, I. 1, 37.
334. Bkz. Miznu'l-i'tidl, I. 4.
335. Hicri 852 senesinde vefat eden tim Hacer el-`Askalnrnin tercemesi iin bkz. Nuhbetu'lfiker erhi, s. 9-17.
336. Bkz. ayn eser, s. 95.
337. Kamus tercemesi, II. 116. Kur'an' Kerimin ve nektubu m haddem ve rehum (Yasin
sresi, 12) yetinde ve nektubu srahum ibaresi bu manda kullan lmtr. Yani "iyi veya kt
yapp terkettikleri amelleri yazar z". (Bkz. bn Maniiir, Listnu'l-`Arab, IV. 6).
101
102
Nes'I bu isndla bir hadis nakletmi ve can Ebi Ustme klammrd budsScrib diyerek knye ile isim aras ndaki can harfini kaldrm ve iki ayr
ahs tek bir ahs olarak gstermi tir. Aslnda isnd can Ebi Usame
s. 297 vd.
103
104
105
106
iin baz tabirleri tasnif ettikleri malmdur 3". Ancak gvenilir rvilerin tadilinde kullanlan tabirleri yetersiz 13ulan bn Hacer, bu tabirlerin ef al veznini, hfza ve adalet ynnden en stn derecede olan
rviler iin kullanm ve bu suretle ef al vezni, tadilin birinci mertebesine dellet eden bir tabir olmu tur. 369
EVSAIWNNA S " nsanlar n en gveniliri" mansmda hadis
rvilerinin tadili iin kullanlan bir tabirdir Evs4, Silsa kelimesinden ef al vezninde olup tadilin birinci mertebesine dellet eder 370.
107
FERD Ferd, lugat ynnden bir, tek, veya iftin yar s manasna
gelir. Hr il ferdun (bu ferddir) denildi i zaman, onun, yegane, yekdane
olduu anlalr"'. Hadis stlahnda ise ferd, gerek lugat ynnden ve
gerekse stlah ynnden garib'in mteradifidir (garib maddesine bkz.).
Ancak stlahlar, her iki kelime aras nda, kullanllarnn azlna
veya oklu una gre ayrm yapmlar ve ferd ismini ok defa Ferdi
mutlak'a, garib ismini ise ferdi nisbi'ye tlak etmi lerdir. Ancak bu,
kelimelerin isim olarak kullan l ynndendir. Fakat bu kelimelerden tremi fiillerin kullanl bahis konusu olduu zaman aralar nda
hibir ayrm yaplmamt r. Mesela haber ister ferdi mutlak olsun,
ister ferdi nisbi olsun, her ikisinde de teferrede bihi fuldnun veya arabe bihi fulcinun denilerek, ferd ve garibten tremi fiiler ayn mnda
k ullanlmt r 372 .
Ferdin, garibin mteradifi olarak da kullan ld gznnde bulundurulursa, kelimenin hadis stlah ynnden manas , isnadn her
hangi bir yerinde 'iyisi tek kalm haber e idi olur. Ancak bu e it
haberlerin tarifinde kullan lan kelime, umumiyetle garib kelimesidir
ve ferd tabiri, yukarda da iaret olunduu zere, garibin ksmlar bahis konusu olduu zaman daha ok kullan lmtr (Bkz. Garib).
FERD MU1JALF Adalet ve zabt ynlerinden zay f olan bir
ravinin, kendisinden daha gvenilir ravilere muhalif olarak rivayeti ve
bu rivayetinde tek kalmas dr. Maamafih rivayetinde bakalarna muhalefet bahis konusu olmadan ravinin ba kalarnn rivayet etmedi i
bir hadisi rivayet etmesiyle tek kalmas da ferdi muhaliften say lm tr. Tabiatyle, rivayetinde tek kalan ravinin adalet ve zabt ynlerinden gvenilir bh kimse olmas halinde rivayeti ferdi muhalif kabul
edilir"'.
371. Bkz. Kamus tercemesi, I. 1234; bn Manir, Lisiinu'l `Arab, III. 333.
372. Bkz. bn Hacer, Nrhbetu'l fiker erhi, s. 32.
373. Bkz. esSuyrtl, Tedrib, s. 149.
108
109
bn Dinar vastasyle nakledilmitir. Gerek Ebr Salih ve gerekse 'Abdullah bn Dinar, bu hadisin rivayetinde tek kalm lard' 3".
FERD- NISBL- Ferd-i nisbi, garabetin senedin ortas nda olmas halinde ortaya kan haber eididir. Nisb denilmesi, haber aslnda mehr olsa bile, teferrdn belirli bir ahsa nisbetle vukubulmas
dolaysyledir. Haberin me hfir olmas ise, kendisinde teferrd etmi ravileri bulunmayan sair turuk (isnadlar) ynndendir. Mesela: Malik
Ibn Enes, Naficden, Nafi' de Ibn (Omer'den bir hadis rivayet etmi olsa
ve bir baka ravi de ayn hadisi mutabic olmakszn Malik'ten rivayetiyle teferrd etse, yani Malik'ten bu raviden ba ka hi kimse rivayet etmemi olsa, bu hadis, Malik'ten tek olarak rivayet eden raviye
nisbetle ferd'tir. Nafi'den rivayet edenler kalabal k bir cemaat olduu
takdirde, bu cemaata ve onlardan bize kadar nakleden ayni ekildeki
kalabalk '<yi gurubuna nisbetle de hadis mehr olur. Bunu yle bir
ema ile gstermek mmkndr:
Ukir
iLe
lD
ner
Iiific
rj
I
Ravi
Ravi
Ie:lik
Ravi
1
Rti.v1.
I
Ray-1
(Ferd)
Ravi.
1
Ravi.
110
FIRHU'R FaVi
lugatta "bir nesneyi zihin ve f tnatla
gerei gibi anlayp bilmek manasmadr" 378. Bu bakmdan, bir eyi iyi
bilen ve onun limi olan kimseye ayn zamanda fakih denir379. Bu
manya uygun olarak fthhu'rreivl, hadis rivayetiyle me gul olan kimsenin, rivayetin artlarn, hakikat n, eitlerini, ahkamm , rvilerin
ahvalini ve artlarn, merviyyatn snflarn gere i gibi bilmesi ve bu
bilgiye istinaden sahih olan hadisleri zay flarndan ayrt edebilmesidir.
Hadis ilminin inceliklerini iyi bilen bir rvi, ayn zamanda helal
ve harama da vak f olduu iin, Islam'n emretti ini emreder, nehyettiini de yasaklar. Nitekim Hazreti Peygamber bir hadisinde yle
buyurmu tur: "Allah, bizden bir hadis i iten ve onu ba kasna nakleden kimsenin yzn ak etsin. Olabilir ki f kh hmili, onu kendisinden daha fakih bir kimseye nakleder; ve olabilir ki fkh hmili fakih
deildir" 380. Bu hadiste grld gibi Hazreti Peygamberin szleri
birer ilimdir ve onlardan "f kh" olarak bahsedilmektedir. Bu ilme sahip olan kimse (rvi) ise "f kh hmili" dir. Hazreti Peygamberin hadis'erini iitip hfzetmek suretiyle "fkh hmili" olan bu kimse, onlar
bakalarna nakleder ve belki kendisinden daha fakih olan ve helal ve
haram ynnden daha isabetli istinbatlarda bulunabilen bir kimseye
nakletmi olur. Belki de bu hadisleri iyi bellemi olan kimse hi fakih
deildir ve hfzetti i hadisten istifade edebilecek kaabiliyeti yoktur.
Fakat onlar bakalarna, yani fakih olanlara nakletmek suretiyle, onlardan daha iyi istifade edilmesini sa lam olur.
F RADIS H ZA`FUN Ravilerin cerhinde kullanlan ve hadis
rivayetindeki mertebelerine dellet eden laf zlardan biridir. "Hadisinde
zayflk var" manasma gelen bu tabir, cerh elfaz nn birinci mertebesinde yer almaktad r.
FHRST Farsadan arapaya gemi ve dahrace vezninde (fehrese) kullanlm olan fihrist kelimesi, muhtelif kitaplar iinde cemeden
bir kitap manasna gelir. Hadisilerin muhtelif eyhlerden i iterek ivayet
hakkn aldklar kitaplarm bir listesinden ibaret oldu u anlalmaktadr" 1 .
378. Kamus tercemesi, IV. 823.
379. Tiic, IX. 403.
380. Eb Dvd, Sunen, II. 289; etTirmi&I, Sunen, V. 33-34; bn MOce, Sunen, I. 102. eitli rivayetleri olan bu hadisin bir rivayetinde "szmz i iterek onu iyice lufzeden ve snra da
iitmeyen kimselere tebli eden kimsenin yzn Allah ak etsin... denilmi tir.
381. Bkz. esSuyti, Tedrik s. 256.
111
FISK Fisk, "emri ilahiyi terk ile isyan edip tarik haktan hurc
eylemek, yahut zina ve fcr eylemek manasmad r" 382 . EsSuyatrden
nakledildiine gre Araplar, fisk lafz n bidayette mcerred ljurac manasnda kullanyorlard . Sonradan ilahi tcattan huruc fahi ile hurac
manasma nakledip bu vecih zere haric olan kimseye fasik tlak eylediler. Buna gre kelime, lugat manas na deil, stlah erg manasma
kullanlm olmaktadr"'.
Fiskn yukarda zikretti imiz manasndan anlalyor ki, insan,
Allah'n emirlerine ittiba ve nehiylerinden ictinab etmedi i mddetce
Allah'a Isyan etmi ve Islam'n yolundan km (hurc etmi ) olmaktadr. Hazreti Peygamber bir hadisinde bu hususu yle aklamtr:
"Zni, zina iledii sra m'min olduu halde zina i lemez. Hrsz, hrszlk yapt sra m'min oldu u halde hrszlk etmez. Iki
ien, iki iti i sra m'min oldu u halde iki imez'''".
Zikretti imiz bu hadisten anla lyor ki, Allah'a isyan eden ve
O'nun nehyetti i kebi i ilemekten ka nmayan kimse, onlar iledii anda m'min vasfm kaybetmekte; veya hi olmazsa, baz Islam
ulemasnn Kur'an]. Kerimdeki "Allah, kendisine irk ko ulmay affetmez; fakat bunun d ndaki gnahlar diledi i kimse iin affeder"'"
yetine istinaden, gnah i leyenlerin m'min olsalar bile, imanlar ndaki noksanlk sebebiyle gerek bir m'min olamayacaklar yolundaki
grlerinin muhatab olmakadrlar. te bu gre dayanarak denebilir ki, fisk, insan kmil m'min olmak vasfndan mahrum eden ve
Allah'n meiyyeti tecelli etti i anda onu azabma srkleyen bir davramtn.
Fisk, itikad ynnden ele al nacak olursa, islam'a aykr inanlara
balanmak demek olur ki, bu inanlar kfr gerektiren cinsten olmadka bidcat adn alr. Buna gre fisk , ameli ve itikadi olmak zere
iki ksma ayrmak mmkndr.
Hadis ilmi ynnden ameli fisk n banda yalanclk (kizb) gelir.
Hazreti Peygambere kas dl olarak yalan isnad eden ve hadis uyduran
kimseler, bu fsklanndan dolay terkedili ler (Bkz. Kizb). Yalanchkla
birlikte Islam'n yasaklad dier btn davran lar da fisk iinde mtalaa edilir ve fasik fisk ndan dolay cerhe tabi tutulur.
382.
383.
384.
385.
112
Bid<at).
FUKAILTA SEWA Tabiinun ilk tabakas iinde mednelilerden
fkh ile temayz etmi yedi zt vardr ki, bunlar elFulcahrt'u'sSebca
(yedi fakih) adyle hret kazanmlardr. Bu yedi fakih unlardr:
Sacid ibnulMuseyyib 386, elRasim bn Muhammed bn Ebi Bekr
Sddik3 87, <Urva ibnu'zZubeyr 388, Ilarice bn Zeyd bn Sabit389, Eb
Seleme bn cAbdirraiman bn <Avf", <Ubeydullah bn `Abdillah bn
`Utbe bn Mes`fid"' ve Suleyman bn Yesar 392 .
1.1caz ulemas umumiyetle yedi fakihi bu ekilde saym olmakla
beraber, di er baz mnferid gr ler de ileri srlm ve mesela 'Abdullah ibnu'lMubarek, Eb Seleme bn <Abdirrahman yerine Salim bn `Abdillah bn `Omer393 i; Ebu'zZinad yine Eb Seleme yerine
Eb Bekr bn 'Abdirrahman' zikretmi ; <Ali ibnu'lMedini ise, Medine
fakihlerinin on iki ki i olduklarn sylemi ve bunlarn isimlerini vermitir394.
Tbin ierisinde, phesiz, ilmi ile hret kazanm daha pek
ok kimse vardr. Fakat yukar da zikredilen yedi fakih ve onlara ilave
edilen di er isimler, Medine fukahas aras nda ilmiyle en ok gze arpan kimselerdendir.
386. Sdid bnu'l-Museyyib (O. 89, 91, 105), tercemesi iin bkz. Ebn Nu'aym, Ijlye, II. 161175; -Zehe131, Tezkire, I. 54-56; bn Hacer, Tehzib, IV. 84-88.
387. E1-1:asim bn Muhammed bn Ebi Bekr es-Siddik (O. 107), tercemesi iin bkz. eg-Zehebi, Tezkire, I. 96-97; bn Hacer, Tehzib, VIII. 333-353.
388. "Urve bnu'z-Zubeyr (O. 94), tercemesi iin bkz. Eb Nu'aym, Ijlye, II. 176-183; ezZehebi, Tezkire, I. 62-63; bn Hacer, Tehzib, VII. 180-185.
389. liarice bn Zeyd bn Stbit (O. 99) tercemesi iin bkz. bn Hacer, Tehzib, III. 74-75.
390. Eb Seleme bn 'Abdirrabman bn 'Avf (O. 94), tercemesi iin bkz. ez-Zehebi, Tezkire,
I. 63; bn Hacer, Tehzib, XII. 115-118.
391. "Ubeydullah bn 'Abdillah bn 'Utbe bn Mes'ld (O. 98), tercemesi iin bkz. bn
Vafeyt, II. 300-301; et-Zehebi, Tezkire, I. 78-79; bn Hacer, TehgEb, VII. 23-24.
392. Suleymfm bn Yes'r (O. 107), tercemesi iin bkz. bn Ijallik"n, VafeyEt, II. 135-136;
ev-Zehebi, Tezkire, I. 91; bn Hacer, Tehzib, IV. 228-230.
393. SMim bn 'Abdillah bn 'Omer (O. 106), tercemesi iin bkz. bn Hallikn, VafeyCt, II.
94-95; -ZehebI, Tezkire, I. 88-89; bn Hacer Tehzib, III. 436-438.
394. Bkz. es-Suyti, Tedrib, s. 421.
,
113
G
GARIB Garib, lugatta, yabanc , vatanndan uzakta, yaln z ve
tek bana kalm kimse demektir. Hadis st lahnda ise, metin veya
isnad ynnden tek kalm , yahut benzeri, ba ka rviler tarafndan
rivayet edilmemi hadise denilmi tir.
Garib hadisler, sahili ve gayr sahih olmak zere iki ksma ayrldkla gibi, metin ve isnad ynnden de garib, veya yaln z isnd ynnden, yahutta yaln z metin ynnden garib olmak zere k smlara
ayrlrlar.
Garib hadisler, umumiyetle sahih olmamakla beraber, garabetin,
shhati yok edici bir vas f olduu da ileri srlemez. Zira s hhat, rvilerin sika (gvenilir) kimseler olmalar halinde sbt bulur. Buna gre
rivayetiyle teferrd eden, yani tek kalan ve bundan dolay hadisi garib olan rvi, gvenilir kimselerden oldu u takdirde, rivayetini sahil
kabul etmemek iin hibir sebep yoktur. Hatt byle bir hadis, rvilerinin adalet ve zabt ynlerinden bulunduklar derecelere gre sahih
olduu gibi, hasen veya zayf da olabilir.
Akladmz bu ynleriyle garib hadis, s hhat ynnden di er
hadis eitlerinden farkl olmamakla beraber, hadis imamlar arasnda
yine de fazla ra bet grmemi ; hatt baz lar, onlar zemmeden szler
bile sylemi lerdir. Mesel Ahmed bn Hanbel "bu galib hadisleri yazmaynz; nk onlar menakirdir ve o u zayf rvilerden gelmedir"
demi ; Mlik bn Enes de "ilmin errinin garib layrnn da halk tarafndan rivayet edilen zhir" oldu unu ileri srm tr. cAbdurrazzk
"biz garib hadisin hayrl olduunu zannederdik; halbuki o e imi"
derken Eb Ysuf da "dini kelm ile arayan z ndklar; hadisin garibini arayan yalanc olur; mal kimya ile arayan ise ifls eder" demi tir395.Garibin metin ve isnad ynnden taksimine gelince, yukar da da
i aret olundu u gibi, hadis hem isnad ve hem de metin ynnden garib
,
114
olabilir. Garibin bu ksm, tek bir ravinin rivayet etti i metinle tek
kalmas halinde ortaya kar. Bazan da hadis yaln z isnad ynnden
garib olur. Mesela sahabeden bir cemaat taraf ndan rivayet edilen bir
hadis, baka bir sahabiden nakleden bir tabi'inin teferrd ile garib
olur ve onun "yalnz bu ynden garib oldu u" sylenir. Yalnz metin
ynnden garib olan hadis ise, ravisi o metinle teferrd eden hadisti ; ancak bu e it hadisler ferdin hret kazanm ekliyle bulunurlar; yani metin bidayette garib olsa bile sonradan hrete kavu mu
veya mehur olmutur. <Omer ibnu'l-Uattab'm inneme'l-acntlu bi'nniyt "ameller niyetlere gredir" hadisi garibin bu k smna bir rnek
tekil eder; zira bu hadisi Hazreti Peygamberden yaln z <Omer Ibnu'ltiattElb rivayet etmi tir. cOmer'den yaln z (Allame bn Vakkas, (AlIsame'den yalnz Muhammed bn brahim et-Teymi, ondan da yaln z
Yahya bn Sacid alm ; Yahya'ya kadar metin garib olarak rivayet
edildii halde, Yahya'dan rivayet edenlerin oklu u dolaysyle de hadis mehur olmutur.
Garabet bazan isnadn aslnda, yani sahabi tarafnda, bazan da
ortasnda vukubulur ve birincisine garib-i mutlak veya ferd-i mutlak,
ikincisine ise garib-i nisbi veya ferd-i nisbi denir. Ga ibin bu ksmlar
hakknda ferdie ilgili maddelerde daha geni bilgi verilmitir.
GARIBU'L - HADIS - Garib maddesinde akladmz bir hadis
eidinden tamamen farkh manda kullan lan garlbu'l-bach, hadis
metninde geen ve az kullan lmas dolaysyle anlalmas g olan kapal kelimelere verilmi bir isimdir. Hadis ilmi ynnden byk nem
tayan garibu'l-badi, ancak lugat ilmine vakf olanlarn iinden kabilecekleri bir konu olmakla beraber, hadisiler aras nda garib kelimeyi bilmeyen ayplanm ; byle kimselere, Hazreti Peygamberin
szlerini zanna dayanarak tefsir etmekten sak nmalan tavsiye olunmu, baz hadisiler de bizzat kendileri bu konuda geni bilgileri olmad iin hadis tefsirinden iddetle kammlardr. Mesela Ahmed bn
Hanbel'e bir kelime hakk nda soruldu u zaman, "onu garib ehline
(yani garib kelimelerden anlayanlara) sorun. Ben Hazreti Peygamberin szleri hakknda zan ile konumaktan ho lanmam" demitir396.
Hadis limleri garibdt-ladi konusunda kitap telifine de ok nem
vermi ve garib kelimelerin asl n, kullanld yerleri ve manalar m bu
kitaplarda a klamaa almlardr. Sylendi ine gre bu konuda ilk
kitap tasnif eden kimse en-Nazr bn umeyl (. 203, 204) dir. Baz lar
396. EsSuyiiti, Tedril, s. 378.
115
116
HA - Hadisilerin, hadis kitapla nda iaret olarak s k sk kullandklar bir harftir. Harfin grld yer, iki ve daha fazla isnad olan
bir hadisin de iik isnadlar altnda tek metni zikredildi i zaman isnadlar
arasndaki boluktur. Bir baka ifade ile, bu harf, bir isnadtan di erine
intikal edildi i zaman kullanlm ve onunla, orada nakledilen hadis
metnine ait mteaddit isnadlardan birinin zikredildi i, bundan sonra
ikincisinin zikredilece i ifade edilmek istenmi tir.
Harfin hangi kelimenin k saltlm ekli olduu kesinlikle bilinmemektedir. Bununla beraber baz lar , kla'mn, bir isnadtan di erine
geii veya de imeyi (tahvili) belirtmek iin taltvir den alndn ve
bu kelime iinde bulunan Ha harfi olduunu ileri srm, bazlar iki
isnad aras na girdi i iin lcril'in Ua's olduunu sylemi, bazlar da
Mariblilerin, isnadn bittii yere geldiklerinde "hadis" dediklerine
iaretle burada kullan lan 'At'nn "hadis" in 1.-/a's olduunu iddia etmilerdir. Fakat harfin hangi kelimeden al nd kesinlikle bilinmemi
olsa bile, uras muhakkaktr ki, kullanlma sndaki gaye a ktr ve ayn
hadise ait birbiri pe isra zikredilen isnadlar birbirinden ayrmak ve
aralarnda herhangi bir karkla meydan vermemek faydas mlhaza edilmitir.
Ayn gaye ile, Eb Muslim el-Leysi, EVI `0mn e - bnT gibi
baz hfzlar da, Ha yerine H harflerini koymu lardr. Bu i aretin
"doru" manasna gelen alda dan alndna phe yoktur 39g. ibnu' alh, birbiri arkas na iki isnad zikredildi i zaman, arada, birinci
isnada ait hadis metninin d tnn zannedilmemesi ve iki isnadn
birbiriyle kartrlp tek bir isnad yap lmamas iin if iaretinin konulmasm daha uygun bulmutur-399.
398. EsSuyi4i, Tedrib, s. 303.
399. `Ulranu'l-1:tacff, s. 181.
117
JABER Lugat ynnden herhangi bir ey veya bir mesele ile ilgili
olarak nakledilen bilgi mansma geldi ini syleyebilece imiz haber, hadis ilminde "hadis" kelimesinin mteradifi olarak kullan lm ve haber
denildii zaman Hazreti Peygamberin hadisleri anla lmtr. Bununla
beraber, haberle hadis aras nda ayrm yapanlar da olmutur. Bunlara gre hadis, yaln z Hazreti Peygamberden nakledilen szler iin
kullanlr Haber ise, Hazreti Peygamberin d ndaki kimselerden nakledilen szlerdir. Nitekim Hazreti Peygamberin szleriyle me gul olanlara muhaddi denildii halde, tarih, ksas, hikye ve benzeri nak llerle uraanlara al b dri denilmitir. Baz lar da, haberle hadis aras nda umum husus mutlak bulunduunu syleyerek, her bir hadisin haber olduunu, fakat her e it habere hadis denilemeyece ini ileri
srmlerdir. Buna gre, haber daha umumi man ta makta ve Hazreti Peygamberin szleriyle birlikte sahabe ve tbicndan nakledilen
szler de bu man iine girmi bulunmaktadr4".
Haberler, ister Hazreti Peygamberin szlerine dellet eden hadis
eklinde olsun, ister sahabe ve tbi<iin ile bakalarndan nakledilen sz
eklinde olsun, rivayet yolu ile bize geli ekilleri ok defa birbirinden
farkl olur ve bu farkl durumlar itibariyle deiik isimler alrlar. Mesel
bir haber, ilk kayna ndan itibaren, her nesilde say s belirsiz kalabalk bir cemaat taraf ndan rivayet edilirse, bu habere mutevCtir ismi
verilir. E er herhangi bir nesilde haberin rvi say s en az e derse me hr, ikiye derse (aziz, bire d erse garib adn alr. Ayrca mutevatir dnda kalan dier haber e itlerinin hepsine birden (yani me hr, aziz ve garib'e) cl4dd denir.
Mutevtir haberler, rvilerinin yalan zerinde ittifaklar aklen ve
deten mmkiin olmad iin kesinlik ifade ettikleri halde, iild haberler, ya malcbi, ya da merdd olurlar. Bu haberlerin kabul veya red edilmeleri, onlar rivayet edenlerin do ruluk veya yalanclk sfatlarnn
tesbitine ba ldr. Makbul ve merdd haberler, rvilerinin do ruluk
ve yalanclk sfatlarndaki deiik mertebeler dolaysyle ayrca gruplara ayrlr ve her biri ayr ayr isimler alr.
HABER- ANAD (Bkz. "Al d).
HABER-I MUTEVATIR (Bkz. Mutevtir).
1.1ADDESEN.L\.. Rvinin, eyhten ald hadisleri rivayet ederken
kulland tabirlerden birisi baddeenci olup, "bize nakletti" veya "riva400. Bkz. bn Hacer, Nugetu'l fiker erhi, e. 22.
118
yet etti" mansma gelir. eyhten hadis alma usulleri, se &L<, camkr'.'at, iczet munvele, kitEbet, va yyet, vic5.de gibi de iik ekillerde
olmakla beraber, bu usullerden herhangi biriyle alman hadisin rivayetinde kullanlacak tabir hakknda, hadisiler aras nda belirli bir ittifak
mevcut deildir. Bu itibarla haddeend tabiri, semr yolu ile alnan hadislerin rivayetinde kullanld gibiaol , ca402, munvele, icze 4" ve ki-t&
be4o4 yolu ile alnan hadislerin rivayetinde de kullan lmtr. Ancak bu
kullam, yukarda da i aret etti imiz gibi hadisiler aras nda hasl olan
belirli bir ittifaka dayal de ildir; baz hadisiler, onun herhangi bir
yolda kullanlmasn uygun bulurken, di er bazlar onlara muhalefet
etmilerdir.
,
IJADDESENA FULANUN MUKATEBETEN 1:laddesen tabirinin, kiUbet yolu ile al nan hadislerin rivayetinde, kiubet lafz ile
kaytl olarak kullanlan bir ekilidir ve "bize kitabet yolu ile rivayet
etti" mansma gelir.
HADDE ENI IJaddeseni, "bana rivayet etti" mansma gelen
bir rivayet stlahdr. eyhten muhtelif yollarla al nan hadislerin nakli
esnasnda kullanlm olmakla beraber, el-1Pkim, umumiyetle hangi
hallerde kullanldn gstererek yle demi tir: "Benim rivayette tercih ettiim, eyhlerimin ve asrmdaki imamlarn ounun da zerinde
ittifak ettikleri gr , rvinin, yalnz bana eyhten iittii hadislerin
401. EsSuyti, Teddb, s. 240. ibnu' Saliih'n ifadesine gre haddeend ve abberanii tabirleri,
sem` yolu ile alnan hadislerin rivayetinde semi`tu tabirinden daha yksektir; zira semi`tu'da,
eyhin, rviye bizzat hadisi rivayet etti ini gsterecek ak bir dellet mevcut de ildir. Bkz.
s. 120.
402. Ancak burada laddesen 'd'mn k aatla mukayyed olmas tercih edilmi ve I.taddeend k rdaten 'aleyh denilmesi daha do ru grlmtr. Bununla beraber, 'Abdullah ibnu'lMubrek,
Yaly bn Yahy etTemini', Ahmed bn Hanbel, enNes'i ve di er baz imamkr, baddef!.enii
ve atbemnr'mn kullamlmasm ho grmemiler; ezZuhri, Mlik bn Enes, Sufyiln bn `ITyeyne,
Yahy bn Said elKattn, elBuhilri gibi bir ok muhaddisle Ilicz ve Kiife ulemas mn o u
bu tabirlerin kullanlmasna cevaz vermi lerdir. Bazlar da yalnz aljberan'mn kullan lmasn
tecviz etmiler, laddeseniz iin cevaz vermemi lerdir. Bu da, e Sfil ve ashabuun mezhebidir.
Bkz. esSuyti, Tedrlb, s. 245-246.
403. EzZuhri, Mlik, elHasan elBa rl gibi baz imamlar leaddesenii ve alberan'mn munavelede, Eb Nu'aym elI bahni, Eki `Abdillah elMerzubni ve di er baz imamlar da mcerred icazette kullanlmasn tecviz etmi ler; ancak enNevevi, bnu' Salh'a tbi olarak eksen
ulemann buna cevaz vermediklerini ve do rusunun da bu oldu unu, bununla beraber tahammul
yoluna i aret etmek ve lcddesen7 icttzeten demek suretiyle buna cevaz verildi ini kaydetmi tir.
Tedrib, s. 274.
Bkz.
404. ElLey bn Sa`d, Manr ve dier baz muhaddisler, 1;addesenii ve agerand tabirlerinin
kullanlmasna cevaz vermi lerdir; ancak do ru olan, bu tabirlerin baddesenii fulcIn kittbeten
gibi kitabetle mukayyed ibarelerin kullan lmasdr. Bkz. ayn eser, s. 279.
119
120
ahiti, VII.
abilt, I. 33.
121
122
Necm soresi, 3.
Bkz. bn 111.ce, Sunen, I. 9-10; etTirmigi, Sunen, V. 38.
Eb Dviid, Sunen, II. 505.
bn `Abdi'lBerr, Ct mi` beyt ni'l' ln, II. 191.
Hazreti Peygambere gnderilmi birer vahiy olmak bakmndan ayndrlar; u farkla ki, Kur'n, hadisin hilaf na mutcizdir; kelimeleri lavh
mahfilzda yazldr. Ne Cibril (a.s.) in ve ne de Hazreti Peygamberin
Kur'n zerinde hibir tasarruflar bahis konusu olamaz. Hadis ise,
muhtemelen Cibril (a.s.) e man olarak tevdi ediliyor, Cibril (a.s.) ona
kelime ve lafalardan bir elbise giydiriyor, sonra da Hazreti Peygambere bunlar tebli veya ilham ediyordu. Hazreti Peygamber ise, daha
fasih bir dil ile bunlar tekrarl yordu4'4.
Hazreti Peygamberden hadis olarak tesbit edilmi , fakat daha ziyade onun baz gnlk ya ayna taalluk eden ve dini hibir vasf
bulunmayan szlerinin yukarda zikredilen hkmn dnda kaldn
kabul etmek gerekir. Onun, sair insanlar gibi bir be er olduunu ve
her beer gibi hata yapabilece ini aklamas4", buna dellet eder. Nitekim baz ictihadlarnda hataya d mesi, bu hususlarda herhangi
bir vahyin gelmedi ini gsterir; ancak bu hatalar n da hazan vahiy
yolu ile tashih edildii de unutulmamaldr4 ' 6.
HADIS-I ILAHI (Bkz.: Hadisi kudsi).
HADIS- KUDSI Hazreti Peygamberin sz olarak Rabb na izafe
veya Rabb ndan rivayet etti i hadislere hadisi kudsi (hadisi ilahi veya
rabbani) denilmi tir. Bu e it hadislere kudsiyyetin izafe edilmesi, tariften de anla ld gibi onlarn, het trl noksanlktan mnezzeh olan
Allah Taaladan sadr olmas ynndendir; yani bunlar n menei, Allah
Ta'aladr; onlar ilk defa syleyen O'dur. Allah Ta'aladan sadr olan ve
kudsi denen bu szlere hadis lafz nn tlak ise, bunlarn Hazreti Peygamber tarafndan Rabbndan nakl ve hikye edilmesi sebebiyledir.
Kudsi hadislerin, bir taraftan ilk kaynak olarak Allah Ta'alaya
izafe edilmesi, di er taraftan Hazred Peygamberin hadisleri aras nda
ve hadi lafzyle zikredilmesi, bunlar n baz ynlerden Kur'an Kerime,
baz ynlerden de Hazreti Peygamberin hadislerine benzerli ini ortaya
koymaktadr. Zira Kur'an! Kerim Allah Taalmn kelm olup Hazreti
Peygambere vahyolunmu tur; kudsi hadislerin de ilk kayna Allah
Ta'ala olduuna ve Hazreti Peygamber taraf ndan O'ndan rivayet
edildiine gre, bunlar da vahiydir. Binaanaleyh, vahiy olmak bak mndan Kul'n Kerimle hadisi kudsi aras nda herhangi bir fark mevcut deildir. Bununla beraber kudsi hadisler Kur'ndan say lmazlar;
414. Bu konuda daha geni bilgi iin bkz. Valny.
415. Bkz. Muslim, ahlb, IV. 1835-1836.
416. Daha geni bilgi iin hkz. `Abdulvahhrb
123
her ikisinin de kendilerine has zellikleri vard r ve bu zellikler ikisinin ayn ey olmalar na engel tekil ederler. Bunlarn ba nda, kudsi
hadislerin, bizzat Hazreti Peygamberin sz olmas gelir. Yani hadisin
manas Allah Ta'ala tarafndan Hazreti Peygambere vahyedilmi olsa
bile, bu mana= insanlara aktar lmasnda, kelimelerin veya ibarelerin
tercih ve tertibi Hazreti Peygamberin ihtiyanna b raklmtr. Hazreti
Peygamber kendisine vahyedilen herhangi bir eyi, manasna sadk
kalarak kendi szleriyle ifade eder; bu szler asl nda vahyolunan mannn vahyolundu u ekildeki szleri olmayabilir. Halbuki Kur'm
Kerim, hem man ve hem de harf ve kelimeleriyle vahyolunmu tur.
Bu harf ve kelimelerin ne ekli ve ne de tertip ve tanzimi Hazreti Peygamberin taht tasarrufunda de ildir. Hazreti Peygamberin grevi
kendisine vahyolunan szleri, ayn harf ve kelimelerle insanlara tebli etmektir. E er bu szler aras nda insanlarn anlayamyacaklar ibareler bulunursa, Hazreti Peygamber bunlar aklar, erh ve izah eder;
onun bu a klamas tefsir olur ve Kur'n olmaktan kar. O halde ksaca ifade etmek gerekirse, diyebilirz ki, Kur'n Kerim, hem mana
ve hem de lafz olarak vahyolundu u halde, kudsi hadis, yalnz man
olarak vahyedilmi tir; lafz Hazreti Peygambere aittir.
Kur'm Kerimi di erinden ayrt eden ba ka zellikler de vard r.
Mesela mana ve lafz ynnden onda bulunan icaz, veya insanlar benzerini sylemekten ciz b rakan e sizlik, kudsi hadislerde yoktur. Keza
Kur'n tilavetiyle teabbd, temiz olmayan kimsenin ona dokunmamas , namazlarda okunmas , man ile rivayetinin tecviz edilmemesi,
tevatr yolu ile lafzen ve manen nesillere intikali, kudsi hadisler iin
bahis konusu olmayan zelliklerdir.
Kudsi hadisi, Hazreti Peygamberin di er hadislerinden ay rt eden
zelliklere gelince, bunlar n banda, hadisi kudsinin vrd ekli yer
ahr. Yukarda da i aret olundu u gibi bu eit hadislerin ilk kayna
Allah Ta'aladr; hitap O'nundur ve Hazreti Peygamber bu hadislerin
rvisi durumundadr. Nitekim bu e it hadislerin ba nda umumiyetle
u ibareler grlr: "Kale'llahu Tacala fima ravahu canhu Rasidullah
(s.a.s.)" (Hazreti Peygamberin rivayet etti ine gre Allah Tacala buyurdu ki...) veya "Kale Raslullah (s.a.s.) fima yervihi can Rabbihi"
(Hazreti Peygamber Rabb ndan rivayetle buyurdu ki...).
Di er hadislerin vrdunda ise ilk kaynak Hazreti Peygamberdir
ve ok defa grld gibi bu hadisler sahabe tarafndan "Kale Raslullah (s.a.s.) (Hazreti Peygamber buyurdu ki...) ibaresiyle nakledilir.
124
125
126
Sunen, V. 758.
127
128
bir hasen hadis huccet olamaz. Di er taraftan baz vasflar vardr ki,
bunlar bir hadiste bulunursa, rivayeti kabul etmek gerekir. Bu vas flarn en a a derecesinde dahi hasen haber sahih hkmndedir; fakat
bu vasflar bulunmazsa, o habere hasen de denilse onunla ihticac olunmaz. Ancak haberin kabuln gerektiren bu vas flarm bulunmamas
halinde habere hasen denilip denilemiyece i de ayr bir konudur429.
Yukarda bn Hacer'in tarifini zikrederken, rvinin zabt ynnden
kusurlu olmas halinde hadisin hasen mertebesine d tne iaret
etmitik. Ayn konuya temas eden ibnu' Salah, do ruluk ynnden
me hur olan bir rvinin hafza ve zabt ynnden geri kalmas halinde,
hadisinin bir ba ka ynden de rivayet edilmesiyle kuvvet kazand n
ve bylece hasen mertebesinden sahih mertebesine ykseldi ini belirtir. Mesela Muhammed bn 'Arar bn tAlkame'nin Eb Seleme'den;
onun Eb Hurayra'dan, Eb Hurayra'n n da Hazreti Peygamberden
rivayet etti i "mmetim zerine g gelmemi olsayd, onlara her namazdan nce di lerini misvak ile fralamalarm emrederdim"43q hadisi, Muhammed bn 'A= sebebiyle hasen hadislerden addedilir. Bu
ravi dk (doruluk) ile maruf olmakla beraber itkan ehlinden de ildir. Hatt baz lar, hfznn ktl sebebiyle onu zayf rviler arasnda zikref niler bazlar da sdk ve celleti dolaysyle onun gvenilir ( ika) olduunu sylemilerdir. Ne var ki h fznn zayfl dolaysyle Muhammed bn (Amr'in hadisi hasendir; fakat bu hadis ba ka
ynlerden de rivayet edildi i iin, onun sahih oldu una hkmedilmitir. Mutbeat, Muhammed bn Eb Seleme'den de il, Eb
Seleme'nin Eb Hurayra'dan rivayeti iindir ve Eb Seleme'den, ayrca, elAtrac, Satid elMakburT, babas ve dier kimseler ayn hadisi
rivayet etmi lerdir4".
Bir hadisin bir ok zayf ynlerden rivayet edilmesi, o hadisin hasen
olmasn gerektirmez. Ancak do ru ve emin olan rvisinin hfzndaki
zayfhk sebebiyle zay f adedilen hadis, baka ynden rivayet edilmesi
suretiyle hasen olur.
HASEN GARIBI-Jasen garit, etTirmizi'nin elCrnzicu's ablb'inde, bir hadisi tavsif etmek iin s k sk kulland tabirlerden biridir. Bir
hadisi zikrettikten sonra &Izci badiun basenun garibun (bu hadis hasen
429. Bkz.
Tedrib, s. 91.
430. Hadisin deiik isnadlarla gelen rivayetleri iin bkz. el-Bubi -14 abil, I. 214; Muslim,
aUlt, I. 220. Ad geen rivayet iin bkz. et-Tirmi l, Sunen, I. 34.
431. Bkz. Ibnu's-Saltit, `U/iimu'l-badf, s. 31-32; es-Suya-tl', Tedrib, s. 103.
129
garibtir) dei. Ancak etTirmizi, hasen tabiri ile neyi kasdetti ini aklam , yani, kasenin tarifini yapm olmakla beraber, bu tabirin bir ba kasyle, mesela garIble birlemesi halinde, bu birle ik ibarenin neye ve
hangi manya dellet etti ini belirtmemitir. Mkil yalnz bu ibareye
mnhasr kalm olsayd, belki de fazla bir nem kazanmam olurdu.
Fakat etTirmizi'nin hasen garip tabirinden baka kulland dier baz
tabirler daha vardr: kiasen ai14, hasen abil garib, alih garib gibi ki,
etTirmizi bu tabirlerle de hangi hadis e itlerini kasdetti ini kesinlikle aklamamtr. Bu sebeple muhtelif devirlerde hadisle u ra anlar, bu tabirlerle neyin kasdedildi ini kendi gr alarndan aklamaga almlar ve e itli grler ileri srmlerdir.
EtTirmizi bu tabirleri zikretmi olmakla beraber, yukarda da i aret
ettiimiz gibi, yalnz kasenin tarifini vermi ve yle demitir: "K itab mzda badiun ilasenun dediimiz hadislerle, bize gre isnad hasen olanlar kasdettik. Bvisi kizb ile mttehem olmayan, ba ka ynlerden de
rivayet edilen ve z olmayan her hadis bizce laserdir"4".
EtTirmizi, muhtemelen, ya anla lmas g, yahutta yeni bir tabir
olmas dolaysyle kasenin tarifini vermi , fakat, belki de hadisiler arasnda mehur olduklar iin sahh ve garibin tarifini verme e lzum
grmemi tir. Bununla birlikte birle ik tabirleri de a klamam , yahut
aklamaya lzum grmemi tir. Bunun sebebini anlamak bizim iin
mmkn deildir.
130
Tevelitu'nnazar,
s. 161.
Bkz.
ahiti, I. 2, 20; Muslim, alii., III. 1515.
Bkz. elBubW, ahiti, III. 120; Muslim, ahiti, II. 1145.
Bkz. elBubri,
II. 216; Muslim, abk, IL 990.
Bkz. elCez'iri, Tevcihu'nnazar, s. 161.
Bkz. James Robson, Hasen hadislerin eitleri (IlLihiyat Fakltesi Dergisi, Yl 1963, XI.
131
132
hadisler, onlar takviye eden bir hususun ortaya kmas ile hasen mertebesine ykselirler. Bu hususun bulunmamas halinde zafiyet devam
eder ve tabiatiyle huccet olarak kullan lmalar mmkn olmaz440. Bu
kaide, umumiyetle, baz zayf hadis e itleri iin de bahis konusudur.
Zira zayf hadislerdeki zafiyet, bazan zail olmakla beraber, bazan da bu
mmkn olmaz. E er zafiyeti zail olabilecek hadislerden ise, bu, baz
rvilerinin do ru ve gvenilir olmalarna ramen, ancak hafza ynnden zayfhklar sebebiyledir. E er bunlarn rivayet ettikleri hadis bir
baka ynden de rivayet edilecek olursa, onlar n do ru rivayet ettikleri
anlahr ve bylece nceden zay f olduu bilinen hadis basen mertebesine ykselir; ancak bu mertebe, hasenin ligayrih mertebesidir.
Irsal ynnden meydana gelen zarfl k da byledir. Hfzass salam
olan bir imamn, bir defasnda mrsel olarak rivayet etti i bir hadisi,
bir baka ynden muttasl olarak rivayet etmesi halinde murseldeki
zarflk zil olur ve hadis hasen mertebesine ykselir.
Tedlis ve baz rviler hakkndaki cehalet de irsal gibidir; bu rvilerin bilinmesi halinde mudelles olan hadis, hasen grubuna girer. 0 halde
diyebiliriz ki, zayf hadisin hasen mertebesine ykselmesi, kuvvetlendirici vasf bulunan hrici bir sebebe istinad eder; i te bu sebep dolaysyledir ki, zayf iken hasen olan hadise, zt itibariyle basen olan, bir
baka ifade ile kuvvetlendirici vasf bulunan hrici bir sebep olmakszn ztndan hasen saylan hadislerden ay rt etmek iin, hasen ligayrih
denilmitir.
Kuvvetlendirici vasf bulunan harici sebeplerin bulunmas na ramen hadisteki zafiyetin yine de zil olmamas , baz rvilerinin kizb ile
mttehem olmalar ve hadisin z ve lletten slim bulunmamas sebebiyledir. Bu hadis, bir ba ka ynden de rivayet edilse, zarfl k zil olmaz
ve zayf mertebesinden hasen mertebesine ykselmez. Men hafiaia cafr
ummeti erbacine hadisen. (ummetim iin krk hadis toplayan kimseyi,
Allah, Kyamet Gn fukah zmresi aras nda baseder) hadisi, turukunun
okluuna ramen hadis imamlarmn ittifakyle zayf hadislerden addedilmitir".
IJASEN LIZA.TIH Ibnu' a14, etTirmizi ve eltIatt'brnin
basenle ilgili tariflerine i aretle, bu tariflerin sadra ifa vermediklerini
440. Ekz.
Kav V dzet-tab ll, s. 82. Haber-i hd n makbul ksmn drde ayrarak
drdnc ve en aa ksmna hasen ligayrihi diyen bn Hacer'in tarifi de buna benzer ve hakknda tevakkuf olunan bir haberin kabul tarafn tercihe yard m eden bir karinenin_bulunmas yle
onun hasen olaca n syler. Nuhbetu'l-fiker erhi, s. 33.
441. Bkz.
Teveth t'n-nazar, e. 149.
133
syliyerek baseni ayr ayr iki ksmda tarif etmi tir (bkz. 1:lasen).
Onun ikinci ksma ait verdi i tarif, eltlattabrnin tarifinde bahis konusu edilen hasen e ididir ve ,hasep lipltih'e aittir.
Ibnu' alah'a gre hasen lizatih, rvisi s dk (doruluk) ve emanet
(gven) ynnden me hur olan, fakat hfi ve itkan ynnden kusurlar
sebebiyle sahih hadis ricalinin derecesine ula amayan, bununla beraber rivayet etti i hadisle infirad eden ve bu sebepten b.adisi mnker
olan kimselerden stn derecede bulunan, hadisi de saz, munker ve
muallel olmayan kimsenin rivayetidir 442.
bn Hacer'in tarifinde hasen lizatih, saz ve lletten salim, adil,
fakat zabt ynnden kusurlu rvilerin muttas l senedle rivayet ettikleri hadislerdir443 .
bn Hacer'in bu tarifi, asl nda, rivinin zabt yn hari, di er artlarla sahih hadisin tarifidir (bkz. abib). Zira sahihte zabtm da tam
olmas art ko ulmutur. E er zabtta, hafza ve itkan ynnden bir
kusur bulunursa, byle bir ravinin hadisi hasen lizatih olur. Ancak bu
kusur, zayf ravilerde bahis konusu edilen kusur mertebesinde de ildir.
Keza hadisin hasen olmas , harici bir sebebe de istinad etmez. Nitekim
hasen ligayrih, ashnda, zay f bir haberdir; ravilerinin cerh ve adaleti
tahakkuk etmedii iin red veya kabul mmkn olmayan mestfr
bir haber cinsinden olabilir. Fakat harici bir sebebe istinaden bu zay fhk zil olur ve hadis hasen ligayrih mertebesine ykselir. Burada bahis
konusu edilen harici sebep, hadisin ba ka ynlerden de rivayet edilmesidir.
I-Jasen lizatih iin harici sebep bahis konusu de ildir; yani hadisin
baka ynlerden de rivayet edilmesi art ko ulmamtr; o, zat itibariyle basendir. Buna gre, hasen lizatih sahih haberler cinsindendir;
ancak derecesi sahihin derecesinden a adr.
Hasen lizatih, turukunun o almas ve baka ynlerden de rivayet
edilmesi halinde. sahih mertebesine ykselir. nk isnad n oklu u,
hadise hasen vasfn kazandran ravinin kusurlu zabtm takviye eder
(bkz. abib ligayrih)
IIASEN AI:11. 11 zellikle etTirmizi tarafndan kullanlan ve &Izci
hadi un basenun sabibun (bu, hasen sahih hadistir) ibaresiyle baz hadislerin de erlendirilmesi iin zikredilen tabirlerden biridir. Bu tabirle
442. Bkz.
s. 28; ihnu's- alall'tan naklen el-Cez'a'irI, Tevcihu'n-nazar, s. 148.
443. Bkz. Nubbetu'l-fiker erhi, s. 39.
134
445. Biraz nce de zikretti imiz gibi, bnu' --all, hasen alAt tabirinin, biri hasen, di eri
sahih iki isnadla rivayet edilen hadisler iin kullan ldn ileri srm-tr. Halbuki bn Dakik'm
da belirttii gibi etTirmizi bu tabiri "biz, bu hadisi yalnz bu ynden biliyoruz" diyerek isnadinin tek oldu unu belirtti i hadisler iin de kullanm tu. bn Dakik'm itiraz bu yndendir.
135
engel te kil etmez; sdk ile hfzn birarada bulunmas gibi. Buna gre,
sdk gibi daha a adaki bir s fata nisbeten hadis hasen, h fz gibi
daha stn bir s fata nispeten de sahih olur. Bu sebeple her sahih
hadisin hasen olduu ortaya kar Halkn her sahil hadise hasen demesi
de bu yzdendir446.
bn Kesir'e gre bu mesele asl nda yanl vazedilmitir. Zira husn
ve slhat'in bir hac:liste birle tirilmesi, sahih ile hasen aras nda bir mertebe te kil eder. Buna gre, burada mertebe var demektir. Birisi,
en yksek mertebe olan ali., ikincisi en a a mertebe olan hasen,
ncs de bu ikisi aras nda bulunan hasen ahiti mertebesidir. Halkn,
kendisinde hem tathlk ve hem de ekilik bulunan muz hakknda
"bu, tatl eki" demesi gibi. Buna gre, etTirmizrnin hasen abilt dedii hadis, yalnz hasen dedii hadisten daha yksek ve yalmz atiih
dedii hadisten daha a a derecededir447.
bnu'salah zerine yazd erhinde, bn Kesir'in
yukarda zikretti imiz grne itiraz eder ve "bu, delili olmayan bir
hkmden ibarettir ve etTirmizrnin sznden anla lan mandan ok
uzaktr" der448. Ayn ekilde, bn Ke ir'in grne Bedru'dDin ezZerkei (. 745) ve Hafz bn Hacer elcAskailni (. 852) de itiraz etmiler ve "bu, nc k smn isbatn gerektirir; ayn gre sahip baka
kimse yoktur" demi lerdir. Buna ilaveten ezZerke i, "bunun iemda
muhalif olduunu, doru olduu takdirde etTirmizi'nin kitab nda
ok az sahih hadisin bulunmas n gerektirece ini, zira onun hadisler
hakknda hza aWun (bu sahihtir) ibaresini ok az kullandn, halbuki hhat ve husn ile tavsif etti i hadislerin o unun elBuhari ve
Muslim'in kitaplarnda yer aldn" ileri srmtr. Bundan sonra
,hasen ahiti tabiri hakknda kendi gr n de aklayan ezZerkei,
bu konuda yle demitir: "EtTirmizi'nin zel surette kulland hasen
atab sz ile, teradf, yani iki kelime aras ndaki mana birli ini kasdetmi olmas ihtimal dahilindedir ve bunu nadiren kullanmas da onun caiz
olduunu gsterir. Nitekim baz kimseler, haseni sahih gurubuna sokanlarm grlerine istinaden husn s hhatle tavsif etmi lerdir. Onun,
iki hal ve zaman itibariyle bir tek isnadda her iki kelimenin de gerek
manalann murad etmi olmas da mmkndr. Bu takdirde etTirmizl, bu hadisi, doruluk (s dk) ve gvenilir olmak (emanet) bak mndan
,
446. Bkz. el-gr41, et-Takyid ve'/-4b(`rniimul-hadi 'in Haleb 1350 basks) ; s. 46; el-Cez Viri, Teedhu'n-naiar, s. 159.
447. Ayn yer.
448.
136
hrete eri mi, veya bu haller mevcut olmakla beraber henz tan nmam (mestr) bir kimseden iitmi ; sonra bu kimse adalet bakmndan daha yksek bir mertebeye ula m ve etTirmizi de o hadisi bu
adamdan tekrar dinlemi olabilir. Bilahara hadisi naklederken, duruma
gre onu iki ekilde (hasen ahiti olarak) tavsif edebilir. Bir ok kimseden rivayet olunduuna gre etTirmizi, bir hadisi bir tek eyhten mteaddit defalar i itmitir. Bir baka ihtimal de, etTirmizrnin hadis
hakkndaki kendi grnn hasen, ba kalarnn grnn de sahih
(yahut bunun aksi) olarak tezahr etmesidir. Bu takdirde hadis, hasenin en yksek, sahihin de ilk derecelerindedir ve etTirmizi, her iki
tabiri iki ayr gre istinaden
bn klacer'e gre, hasen ve sahihin bir tek vas f iinde birlemesi,
mctehidin, rvi hakknda shhat artlarn haiz olup olmamas ynnden
tereddt etmesi sebebiyledir. Ancak bu tereddt, rvinin rivayetinde
tek kalmas halinde zuhur eder. Hadis imamlann n rvinin halinde tereddt etmeleri, mctehidin, hadisi iki vas ftan birisiyle tavsif etmesine
imkn vermez; bu takdirde, hadisin baz larna gre hasen, bazlarna
gre de sahih oldu u sylenir. Ancak burada hasenun ev abibun (hasen
veya sahih) demek gerekirken, tereddde dellet eden ev harfi kald rhr.
Buna gre, hakknda hasenun abIluin denilen hadis, tereddtsz olarak
hakknda yalnz aliNn denilen hadisten daha a a derecededir; nk
kesin ifade, tereddt ifadesinden daha kuvvetlidir. Bu a klama, sz
konusu hadisin isnadnn tek olmas halindedir. Hadisin iki isnad bulunmas halinde, iki vasfn beraberce bir hadis hakknda kullanlmas
ise, biri hasen, dieri sahih iki isnad itibar iledir. Bu takdirde hakknda hasenun abIbun denilen hadis, ferd oldu u halde hakknda yalnz
altillun denilen hadisten daha stndr; nk isnad n okluu hadisi
kuvvetlendirir45.
Konunun banda da iaret etti imiz gibi, ileri srlen btn bu
grler, zellikle etTirmizi tarafndan kullanlan, fakat mans aklanmayan bir tabirle ilgilidir. Byle bir tabirin mans onu kullanan tarafndan aklanmadka, hakknda ileri srlen btn gr ler bir tahminden te geemez.
TJASEN AUTI-j GARIB EtTirmizrnin bir hadisi tavsif etmek maksadyle kulland birleik tabirlerden biridir. Di er birleik
449. Bkz.
137
tabirlerde oldu u gibi bu tabirin mans da etTirmizi tarafndan aklanmamtr. Her ne kadar bn Teymiye bu tabiri aklamaa alm
ve bunun, hazan ahiti garib bir isnadla, sonra da en evvelki rviden
sahih bir isnadla ve bir ba kasyle rivayet edildi ini ve bylece nce
abi1.1 garib olan haberin sonra basen olduunu ileri srm se de4", ahiic
basen garib tabirinin iasen ahiti garib tabiri ile ayn manda kullanlp
kullanlmadna dair herhangi bir a klama yapmam tr. Halbuki
etTirmizi her iki birle ik tabiri de yeri geldike kullanm tr.
1,1IY.k. R Rvilerin cerh ve tadilinde kullan lan tabirlerden biri
olup, bn tertibine ve elcIr4I'nin ilvesine gre tadilin
ikinci, ezZehebi'nin tertibine gre nc, bn 1:lacer'e gre de drdnc
mertebeye dellet eder. Lugatta "t ly -ru'ey'i" denildii zaman, onun
efdali mans anlalr ki, bir rvi hakknda kullanlmas, o rvinin itimada ayan bir kimse oldu unu gsterir452 .
IJUCCE Rvilerin tadili iin kullan lan ve hakknda kullanld
rvinin, bn Ebi Htim tartibine gre adalet ve zabt ynnden en yksek mertebede oldu unu gsteren bir tabirdir 4".
138
139
140
al;a4, III.
Aldrigret
s.
113 vd.
141
142
143
144
145
146
147
148
hd haberlerin lmi nazari ifade ettiklerini sylemi ler ve ilim lafzn nazari lafz yle tahsis etmi lerdir. nk haberi ahadla insanda
hasl olan ilim zaruri veya kesin bir ilim de ildir; kesinli i ancak naSzar'a
baldr. Ilim lafzn haberi hd iin ho karlamayan baz kimseler
ise, zan kullanm lar ve "haberi hd zann ifade eder" demi lerdir4".
Bununla beraber, her iki tabirin kullan h arasnda byk bir fark
mevcut, deilair. nemli olan husus, lmi nazari veya zan ifade eden
hadislerin sahil ve makbul olanlarn, zayf ve merdild olanlar ndan
ayrt etmektir. Bu ise, hadis imamlar tarafndan gerektii ekilde yaplmtr.
cILMi ZAKTRI Insanda zaruri olarak has l olan bilgi manasma gelen lmi zaruri (elclmu'?zaruri), hadis stlahnda, rivayet edilen bir hadisin, kabul ynnden insan zorunlu brakan ve reddine
imkn vermeyen bilgi manasnda kullanlmtr. Bunu bir misalle aklamak gerekirse, dnyan n herhangi bir lkesinde bulunan bir ehrin
ismini duyan bir ahs, o ehirin varln haber verenlerin oklu u karsnda, onu reddetmek imkanna sahip deildir. 0 ehri grmediini,
hatta o ehrin bulunduu lkeye hi uramadn sebep gstererek,
kendi gz ile grmedi i bir eyin varlna inanamayaca n ileri sremez; veya o ehirden bahsedenleri, yahut onun varl n haber verenleri
yalanclkla itham edemez; nk o ehir hakknda haber verenlerin bir
yerde toplanarak, asl nda bulunmayan bir ehrin, bulunduu yolunda
yalan bir haber zerinde ittifak etmelerine ve sonra da bunu halk arasnda yaymalarna imkan yoktur. Byle bir ihtimal sz konusu bile olamaz. nk akl, ister tesadfen olsun, ister kasden olsun, yalan haber
zerinde byle bir ittifak n olabilece ini kabul etmez. te, o ehirin
varlyle ilgili haberlerin insanda has l ettii bilgi, zaruri olan ve derine
veya reddine imkan bulunmayan bir bilgidir.
Hadis ilminde bu bilgi mutevatir haberler iin sz konusu olmu tur.
Hazreti Peygamber devrinden itibaren her nesilde say s bilinmeyen
kalabahk kimseler tarafndan rivayet edilen bir haber, onu i iten kimse
iin, yukarda verdiimiz ehir misali, zaruri bir ilim veya bilgi ifade
eder. O kimse, bunu reddetmek imkan na sahip de ildir; nk o haberi
rivayet eden say s belirsiz kalabalk topluluklarn biraraya gelerek byle
bir haber uydurmalar , biraraya gelmeseler bile ayn yalan haberin rivayeti zerinde birbirinden habersiz ittifak etmeleri ak ln kabul edebilecei bir i deildir. te bu sebepledir ki mutevatir haberler ilmi
zaruri ifade ederler.
483. bn Hacer, Nuhbeul-fiker erhi, s. 29.
149
150
151
ncil'de <Is (a.s.) hakknda gelen ente nebiyyun velledtuke mine'lBetl (sen, bkire bir kad n (Meryem) dan dnyaya getirdi im bir peygambersin) ibaresi, hristiyanlar taraf ndan ayn ekilde yanl okunup tahrif edilmi ve ente buneyye veledtuke mine'lBetl (sen bkire
bir kadn (Meryem) dan benden olma bir o ulsun) denilmitir4".
Hazreti Peygamberden rivayet edilen hadislerde bu e it yanlhklara meydan vermemek iin, onlarn iccm ve icrb ynnden tesbit ve
takyid edilmesi, zellikle bu sahaya yeni girmi olanlar iin gerekli
grlmtr.
CAZE caze veya icazet, "bir nesneyi reva ve mak ll grmek
ve dstr vermek ve mnasib tutmak mansma mstameldir...",
keza "bir maddenin cevaz na imza ve takrir eylemek mans na mstameldir"487.
bm' alh'n lugat Ebu'lHuseyn Ahmed bn Fris'ten nakletti ine gre icaze, hayvan veya arazi sulamak iin al nan suya delilet etmek zere kullandklar cevaz kelimesinden mtaktr. Nitekim
isteceztuhu feecazeni denildii zaman, "ondan su istedim; o da bana
hayvan ve arazi sulamak iin su verdi" mans anlahr488. Ilim talebi
de byledir ve isteceztu'lcalime cihnehu feyuclzunl (limden ilmini
bana balamasn istedim, o da bana ba lad) denilir. Buna gre
bir kimsenin eceztu fulnen mesmiicati demesi, sem yolu ile ald hahadislerin rivayetini fuln kimseye ba lamas mansma gelir ki, bu
balama, bir bakma izin vermek mansmda kullan lm olur489.
caze, semc, arz k ra'a gibi hadis tahamml yollarndan biridir.
Umumiyetle eyhe hitaben rvi cihetinden gelen ve "senin fuln ve
Ancak 'Abdullah, halk tarafnda sevilmiyor, e itli honutsuzluklara ve ikyetlere sebep oluyor; azli hususunda halifeye yap lan btn mracaatlar ise neticesiz kal yordu. Nihayet 700
kiilik bir heyet Mr'dan Medlne'ye gelerek halife nezdinde te ebbse geince 'Abdullah azledilmi ve yerine Muhammed bn Ebi Bekr tayin edilmi tir. Sylendiine gre, heyet bu neticeyi aldktan sonra geri dnm , yolda karlatklar ve pheye derek zerini aradklar bir
ahsn halifenin habercisi oldu unu ve 'Abdullah bn Sa`d bn Ebi Sert'a hitaben yazlm bir
mektup tadm da renmilerdir. te bu mektupta yer alan ibareler noktas zd ve "Muhammed bn Ebi Bekr, fuln ve fulan sana geldikleri zaman onlar kabul et" eklinde okunabildii
gibi "onlar ldr" eklinde de okunabilirdi. Nitekim heyet, bu ibareleri yanl okumu ve Medi
ne'ye geri dnmtr. O srada Basra'dan ve Kfe'den gelen di er heyetlerle birle erek halifenin
evini muhasara etmi ler ve halifeyi ldrm lerdir. Bu olaylar hakknda bkz. bn Kuteybe,
ve's-siy lse, s. 37. Keza bkz. es-Suyti, Tedrib, s. 287.
486. Es-Suyti, Tedrib, s. 287.
487. Bkz. Kamus tercemesi, II. 787.
s. 311-312.
488. `Uliimu'l-4tadt", s. 145; keza bkz.
el-Ba diidi,
489. Es-Suyliti, Tedrib, s. 268.
152
fuln kitaplarnda yer alan hadislerini rivayet edeyim mi?" tarz nda bir
istek olarak ortaya kan izin talebi, eyhin "onlar rivayet etmen iin
sana icazet verdim" demesiyle, hadis tahamml gerekle mi olur. Mvinin, bu hadisleri eyhten dinlemesi veya ona arzetmesi art k sz
konusu deildir. Bununla beraber, ube, brahim Eb Nar
elVa'ilI, Ebu' eyi elI bahani gibi baz hadis imamlaryle, fukahadan kluseyn, elMaverdI, Eb Bekr icazet yolu
ile ahnan hadislerin rivayetini tecviz etmemi ler, bu yolla gelen hadislerle amel etmenin caiz olmad n ileri srm lerdir. Yukarda ismi
geen ube "e er icazet caiz olsayd , ilim talebi iin yap lan seyahatlar batl olurdu" demi ; baz fakihler ise, "sana benden i itmediin eyin rivayeti iin icazet verdim" demenin, "benim zerime yalan syleniene izin verdim" manasma gelece ini, halbuki eriatn iitilmeyen
eyin rivayetini mubah kar lamadn ileri srmlerdir. Baz rivayetlere gre bu gr e sahip olanlar aras nda eafici, Eb Hanife, Eb
Yusuf, Malik ve bn gazm bulunmaktad r49.
Bununla beraber o unluk icazetin caiz oldu unu kabul etmi tir.
Konu ile ilgili olarak ihtilaflar da zikreden eltlatib elBa dadi yle
demektedir: " cazetle rivayet edilen hadisler zerinde ihtilafa d tler.
Bazlar bunlarn sahih olduklar grne balandlar; bazlar da reddettiler; fakat kabul edenler daha oktur. Sonra, bunlar kabul edenler,
ahkma taalluk eden hadislerle amel etmenin vcbu zerinde ihtilafa
dtler. Zhiriyye mezhebine mensup olanlarla, mteahh rndan
Zhiriyyeye tabi olanlar, icaze yolu ile rivayet edilen hadislerin, mursel
olan ve mehul kimselerden rivayet edilen hadisler hkmnde oldu unu
ileri srerek bu hadislerle amel etmenin caiz olmad n sylediler. Fakat ulemann ou bunlarla amelin vacib olduu grndedir"4".
cazetin shhati zerindeki gr iin, Hazreti Peygamberin ma azisinden <Abdullah bn Cah hadisini asl olarak gstermilerdir. Rivayete
gre Hazreti Peygamber, 'Abdullah bn Cal' Nable'ye gndermi ve'
ona "bize Kurey le ilgili bir haber getirinceye kadar orada kal" demi ,
fakat sava iin emir vermemi tir. Yalnz, Hazreti Peygamber ona
nereye gidece ini sylememi , eline kapal bir yaz vererek "adamlaruala
beraber k. ki gn yrdkten sonra yaz y a ve sana emrettiklerimi
oku, sonra onlar yerine getir. Adamlarndan hibirini seninle beraber
gitmesi iin zorlama" demi tir. <Abdullah iki gn yrdkten sonra
yazy okumu ve Nalde'ye giderek R.urey 'le ilgili haberler toplamak
490. Bkz. esSuyi41, Tedrtb, s. 256.
491. Bkz. elK ftye, s. 311.
153
154
155
s. 136-137.
500.
Ayn yer.
501.
156
etmiler, bazlar ise, bunun zerinde hibir gr ayrl bulunmadn ileri srm lerdir" 3 .
Bu eit icazetin bir ba ka ekli, eyhin, belirli kimseler iin eceztu
leke cemIca mesmacitti (sana i ittiim btn hadislerin rivayeti iin icazet verdim) ve benzeri tabirlerle, ismini zikretmedi i belirsiz kitaplarnn rivayeti iin icazet vermesidir. Bu e it icazet zerinde, hadisiler
ve fakihler aras nda daha ok gr ayrh km olmakla beraber,
ounluk tarafndan tecviz edilmi ve bu yolla rivayet edilen hadislerin ameli gerektirdi i sylenmitir5".
Munavelesiz icazetin nc ekli icaze<antme denilen ve eyhin,
umum vasfyle belli olmayan kimselere verdi i icazettir ki, bu icazet
ekli icdze cantme maddesinde ayrca aklanmtr.
Bir baka ekil, eyhin eceztu lifulanin en yerviye <anni Kitdbe'sSunen (fuln kimseye Sunen kitab n benden rivayet etmesi iin icazet
verdim) diyerek belirli kimseye mehul olan bir kitabn rivayeti iin
izin vermesidir. Mehul olan kitap "kitabu'ssunen" dir; zira eyh, muhtelif kimselere ait sunen kitaplar nn rvisidir ve rivayetine icazet
verdii sunen kitabnn bunlardan hangisi olduunu aklamam tr.
Buna gre mehul olan bir eyin rivayeti iin icazet vermi tir.
Bazan da eyh, eceztu liMuhammed bn Hdlid edDtma ld en yerviye canni Kitdbe'lfulan (Muhammed bn Hlid edDmakrye fuln
kitab benden rivayet etmesi iin icazet verdim) diyerek, belirli bir kitabn mehul kimse taraf ndan rivayet edilmesine izin verir. Ancak
eyhin yaad devirde Muhammed bn Iilid edDma ki isminde m
teaddit kimseler bulundu u halde, eyh bunlar n hangisi iin icazet
verdiini aklamamtr. ibnu' Salh'n ifadesine gre bu trl icazet fsid ve faydas zdr. Ayn zamanda bu, isimleri ve nesebleri belli
mslmanlardan bir cemaata verilen icazetten farkl dr. eyh, her ne
kadar bu cemaati te kil eden ferdleri teker teker bilmese bile, huzurunda
hadis dinleyenleri bilmemesi kabilindendir ve sahih kabul edilirs".
Bununla beraber, mehul olan ahs, veya rivayeti iin icazet verilen
kitap, herhangi bir karine ile bilinir ve mehuliyet zil olursa, o zaman
sahh addedilirs"
ElcIrkrnin, arta ba li olmas dolaysyle ayr bir icazet ekli
olarak zikretti i, bnu' alh ve ona istinaden enNevevi ve esSu503.
504.
505.
506.
bnu'saVnh,
s. 136.
Ayn eser, s. 137.
Aym eser, s. 138.
Bkz. esSuyiig, Tedrfb, s. 260.
157
yfiti'nin ise, mehule verilen icazet olmas dolaysyle, yukarda aklad= drdnc ksmda mtalaa ettikleri di er bir ekil de, eyhin
eceztu limen yeWu fuldnun (fulnn istedi i kimseye icazet verdim)
diyerek verdi i izindir507. Bu icazette hem cehalet, hem de arta bal
olu vardr; cehalet dolay syle de batldr"8 . Bununla beraber, Eb
Ya(l bnu'l-Ferr' ve Ebu'l-Fail Muhammed bn cUbeydillah, istein bulunmasyle cehaletin ortadan kalkaca prensibine dayanarak
bu eit icazetin sahih oldu unu ileri srm le diri". Yahya bn Maashabndan Eb Bekr bn Ebi Ijayseme kendi yaz syle byle
bir icazet vermi tir:
Eceztu li-EbI Zekeriyy Yally bn Mesleme en yerviye canni
ahabbe man
semitahu minni Eb Muhammed el-Rs m
bnu'l-A ba ve Muhammed bnu (Abdi'l-Aq kem semichu minni
ve ezintu lehu fi zlik ve limen ahabbe man ashbihi fe'in ahabbe
en tekne'l-iczetu li-ahadin ba(cle hz fe'ene eceztu lehu zlik bikitbi
hz. Ve ketebehu Ahmed bn Ebiljayseme bi-yedihi fi evv'1 sene sit
ve sebein ve mi'eteyn 5 ".
Munvelesiz icazetin be inci ekli, henz mevet olmayan kimselere verilen icazettir. eyh, ya eceztu lifulanin ve limen yledu lehu (fuln kimseye ve onun do acak ocu una icazet verdim) diyerek henz
mevet olmayanr mevcda atf yapar; yahutta at f yapmaks zn icazeti
yalnz mevet olmayana tahsis eder ve e c eztu limen yledu lifuldnin
(fuln kimsenin do acak ocu una icazet verdim) der. Mevet olana
atfla mevet olmayana verilen icazet, di erine kyasla makbul addedilmitir. Bununla beraber el-Uatib, mevcilda atfedilmeksizin yaln z
macdma verilen icazetin de di eri kadar sahih oldu unu ileri srm ,
bu konuda bir de risale telif etmi tir. Yine el-lJatib'e gre Mlik ve Eb
1.1anife'nin ashab da mevet olmayana verilen icazetin sahih oldu u
grndedirler51 .
EI-11atib, henz ya lar kk olan ocuklar da bahis konusu ederek yle der: "M.zi Ebu't-Tayyib et-Taberiye kk ocuklara verilen icazetin sahih olup olmad n, shhatte ya ve temyizin sz konusu
edilip edilemiyeceini sordu. Ya ve temyizin muteber olmad n ve
buna kyasla henz do mam olan kimse iin "sana ve do acak o507.
508.
509.
510.
511.
158
s. 105-106.
s. 142.
159
1.60
IDRAC drac, lugatta bir eyi bir eye eklemek, veya idhal etmek, sokmak manas nda kullanhr Dercu'ey' veya idrcu'ey'
denir ki, ikincisi daha fasihtir 517 . Hadis stlahnda idrCc, rvinin, rivayet
ettii hadisin isnad veya metnine hadisin asl ndan olmayan baz szler sokmasdr. Hadisi bu ilave ile alan ahs ise, ok defa onun fark na
yaramaz ve hadisin asl dan olduu zannyle o da ba kasna nakleder.
Bylece, ilk tabakalarda yap lm olan bu ilave, daha sonraki tabakalarda iin asl bilinmeden hadis olarak rivayet edilmi olur.
drc, ancak, ayn hadisin Hazreti Peygamberden ba ka isnadlarla
rivayet edilmesi halinde anla lr; nk di er rivayetlerde, yaln z
bir rivayette grlen ilvenin bulunmas na imkn yoktur. Bu sebeple,
rivayetler arasndaki fark, daha do rusu bir rivayette di er rivayetlere
nisbeten grlen fazlal k, o fazlaln, isnadta bulunan bir ravi tarafndan yapld neticesini do urur.
idritc, yukarda da iaret etti imiz gibi, ya hadisin isnadnda olur:
ya da metninde...Metinde olan da, ya onun ba tarafnda, ya ortasnda, yahutta sonunda grlr. Fakat neresinde olursa olsun, idrac edilmi her hadis, sahih veya hasen oldu u gibi, zayf da olabilir ve bu
eit hadislere mudrec ad verilir. (Daha geni bilgi iin bkz. Mudrec).
IIT LAT htilt iftical vezninde karmak manasnadr. l telewt' ey' denildii zaman imtezece manas anlalr. Keza "bir adam n
akl ve uru fsid olmak manas na mstameldir. Akh ve uru fesada
uram kimse hakknda iltelaN'rraculu denir'"".
,
161
162
halk iin ileri srerek, tAt'n n Bara'ya ihtilt halinde iken geldi ini
ve bu yzden basrallarn ondan bu halde iken hadis iittiklerini sylemi tir. Bununla beraber onun Ba ra'ya biri ihtilttan nce, biri de
ihtilttan sonra olmak zere iki defa gitti ini, ondan ilk gidi inde iitenlerin hadislerinin sahih oldu unu syleyenler de olmutur'''. Yine
bu deiik grler arasnda Sufyn bn <Uyeyne'nin ve Him edDustuvTnin isimleri gemekte; baz lar, bu iki hadisinin tAt'dan
ihtilttan nce i ittiklerini sylerken, di er bazlar, bunun aksini iddia etmektedirler 522.
htilta urayan hadisilerden biri de Eb sh4 esSebIcidir.
EzZehebrnin "ihtiyarlad ve unuttu; fakat ihtilta maruz kalmad "
demesine ra men523, hadisilerin o u onun bu llete yakalandn
sylemilerdir. EltlaliWye gre Sufyn bn cUyeyne'nin ondan hadis
semd ihtilttan sonraya rastlad iin, elBuhrl ve Muslim Sufyndan onun hadisini nakletmemi ierdir 524
ihtilta maruz kalan bir ba ka hadisi Sdid bn iys elCmayri
(. 144) dir. EzZehebi'nin ifadesine gre Sacid gvenilir ulemadan
biridir. Ancak sonradan hafzas bozulduu iin Yahya Ibn Sdid elRattn onun zayf olduunu sylemitir. u var ki Yahy, Sacid'e mrnn sonlarna doru yetimi ve ihtilt halinde iken ondan hadis i itmitir; bu sebeple onu zay f addediyor ve i ittii hadisleri rivayet etmiyordu 525 . Yahy. bn Sdid elKattan gibi islk elEzrak, Muhammed
Ibn Ebl 'Adi, `Isa bn Ynus, Yezid bn Hrn, Hlid ibn. 'Abdullah,
cAbdu'lAg.' Ibn <Abdi'lAcl, (AbdulVris bn Said, Cdfer bn
Suleymn, Hammild Ibn Usme, Hammd bn Seleme, Salim bn
Nh, Sufyn esSevrl, Suleymn bnu'lMuire, ube, <Abdullah ibnu'lMubrek, tAbdu'lV5Ind bn Ziyd, `Abdu'lVahhb esSekafl, Vehb
bn Hlid Yezid bn Zuray` da ondan ihtilttan sonra hadis i itenlerdendir. Bununla beraber, yine ismi geen bu hadisilerden baz lar, ihtilattan nce de ondan hadis i itmilerdir'26.
,
163
II. 1206.
164
s. 279.
165
166
167
168
169
Yahya bn
irsal hakknda verdi i tarifin aynn
de de grrz. ElI-Jatib der ki: "Ilim ehli aras nda ihtilfsz bilinmektedir ki, mudelles olmayan hadisin irsali, rvinin, muas r olmayan, yahut mlakat bulunmayan kimseden rivayetidir. Sacid bnu'lMuseyyib, Eb Seleme bn `Abdirrahman, tUrve bnu'zZubeyr, Muhammed
bnu'lMunkedir, elBasan Muhammed bn Sirin, Katade
ve bunlarn yanda olan di er tabi'nun Hazreti Peygamberden rivayetleri gibi..Keza tabicin dnda mesela bn Curayc' n (Ubeydullah
bn (Abdillah bn (Utbe'den, Malik bn Enes'in elKas m bn Muhammed bn Ebi Bekr e SddiVtan, Hammad bn Ebi Suleyman'n cAlkame'den rivayetleri de ayn ekildedir ve burada isimleri zikredilenlerin, kendilerinden hadis naklettikleri kimselerle muasaratlar yoktur.
ElIjaccac bn Ertat, Sufyan esSevri ve ucbe'nin ezZuhri'den rivayetleri gibi, muas n olup da mlaki olmad kimselerden rivayet
edenlerle, mlaki oldu u eyhten hadis i iten ve ancak baz hadisleri
iitmeden o eyhten irsal eden kimseler hakk ndaki hkmmz yine
aymdr" 548.
Gerek Yahya bn Sdid elKattan' n ve gerekse elHatib'in irsalle
ilgili bu tariflerinden anla lyor ki, el-11akim'in ve di er hadisilerin
municatc ve m tcgt/ adn verdikleri hadis e itleri, di erleri nazarnda
mursel yani irsal edilmi hadis nev'indendir. Zira marf olan tarife
gre isnadn ortasnda, daha dorusu tabici veya tabi`iden sonraki bir
ravi derse, bu isnadla rivayet edilen hadise murdsatc denir. E er birden fazla ravi d er -ve bu d meler birbiri arakas na devam ederse,
byle bir isnadla rivayet edilen hadis de mu4a/ adn alr. Fakat isnadtan sahabi d erse, yani tabi% sahabiyi atlayarak hadisi do rudan Hazreti Peygamberden rivayet ederse, bu e it hadise de mursel denir.
170
Peygambere varncaya kadar muttas l bir ekilde gvenilir kimse taraf ndan, yine gvenilir kimseden rivayet edilmesi keyfiyeti, Allah' n
yalnz mslmanlara hs kld bir sistemdir. Her ne kadar yahudilerde irsal ve iYal cinsinden isnada benzer baz rivayet ekilleri grlrse de, bunlar vastasyle Hazreti Msa'ya yakla malar , bizim Hazreti Peygambere yakla mamz gibi de ildir. snad, bizi tabicn ve sahabi
vastas yle Hazreti Peygambere yakla trd halde, onlar Hazreti
Ms.'dan ancak otuz as r sonras bir devre kadar gtrebilmi ti ; yani
isnadn son bulduu devirle Hazreti Msa arasnda otuz as rhk bir inkta,
bir kopukluk vardr. Bu bakmdan yahudilerin elinde, peygamberleriyle
ilgili kesin ve gvenilir haberler mevcut de ildir".
Hristiyanlarda ise, talak n tahrimi ile ilgili birka haber mstesna,
bu vasfa ship bir nakl mevcut deildir. Fakat yalana ve yalanc lara
mstenit haberler, gerek yahudilerde ve gerekse hristiyanlarda bol
miktarda grlr"'.
snad, yukarda da iaret etti imiz gibi, yaln z mslmanlara mahsus bir rivayet sistemidir. Eb <Ali elCeyynrnin belirtti ine gre,
Allah, mslmanlar dierinden eyle ayrmtr. snad, bu eyden biridir. Dier ikisi ise ensb ve icral tr. ElIjakim'in ve di er imamlarn Mataru'lVarraVtan rivayet ettikle ine gre, Kur'an' Kerimden
nazil olan ev esiiretin min clmin yeti 552 isnad ile tefsir edilmitir" 3 .
Hadis rivayetinde isnad tatbikinin daha Islam' n ilk devirlerinde
balad grlmektedir. <Omer ibnu'ltlattb'm hadis nakleden baz
kimselere, bu hadisi kimden ve ne zaman i ittiklerini sormas ve onu
baka kimselerin de iitip iitmediini aratrmas554, <Ali bn
550. Prof. M. Tayyib Oki, Horovitz'den naklen isnadla ilgili u bilgiyi verir; "Horovitz, isnad sisteminin klasik ve ark eski a literatrne mehul kald n itiraf etmekle beraber, onu,
yahudilerdeki rivayetlerin teyid sistemine benzetmekte ve men e itibariyle isnad n oradan geldiine inanmaktad r. Horovitz, hem yahudilerde de shim isnadna benzer bir sistemin mevcudiyetine iaret eder, hem de slm isnadmn mkemmeliyeti yznden, sonralar yahudiler tarafndan taklid edilmeye balandn itiraf eder. Zira ayn mellif, yahudi Talmud literatrndeki
rivayet materyaline ait kronolojik s raya gre tanzim i inin, ancak mildi dokuzuncu asr sonlarnda baladn ve bu gibi te ebbslerin islm devleti lkelerinde vki oldu unu ve bylece,
isliim isnaduun yahudilerin zerindeki tesirini a ka beyan etmi olur". Bkz. Baz hadis meseleleri zerinde tetkikler, s. 8.
551. Es-Suyti, Tedrib, s. 359.
552. AlAaf sresi, 4.
553. Es-Suyti, Tedrib, s. 359; Rtva`tdu't-tandfs, s. 186; el-Uatib el-Ba ddi, erefu ass. 39.
554. Eb ltim bn Hbbn, Kitbu't-tiirih ve'l-mecrithln, v. lla.
171
172
173
vefat etmi olan bn ihb ezZuhri "kale Rasidu'llah" diyerek kendisiyle Hazreti Peygamber aras ndaki rviyi atlayan bn Ebi Ferve'yi
azarlam ve "hadisini niin isnada ba lamyorsun da bize ipi ve halkas
olmayan hadisleri rivayet ediyorsun ?" demi tir 559 . Sufyan e evri
(. 161) "isnadm, m'minin silah olduunu" sylemi ", (Abdullah
bnul-1\lubarek (. 181) de "isnad dindendir; o olmasayd herkes istedi ini sylerdi" demitir56 .
snada verilen bu de er sayesinde, hadis rivayet eden kimselerin
hal ve mereblerini tesbit etmek de mmkn olmu ve herbiri hakk nda
tanzim edilen biyografik tarihler yard m ile kimin gvenilir, kimin
zayf veya yalanc olduu, bu ilimle megul olanlar n istifadelerine
su nulmutur.
STMLA.' stimla, lugat olarak "iml talebetmek", yani birisinden bir ey yazdrmasn istemek manas na gelir. Hadis stlahnda,
yine bu manya uygun olarak, hadis talebesinin eyhten hadis yazdrmasn istemesi demektir. Esasen "imla", if (al bb ndan eyhin hadis yazdrmas olduu gibi (Bkz. .tm/Ct'), istiml da, istifeal bab ndan
gelen ve talebe cihetinden hadis yazma iste ine dellet eden bir manya
sahiptir.
`TB
Lugatta, bir eyi tetkik etmek, saymak, mukayese ve
imtihan etmek manalarnda kullanlan itibar kelimesi, hadis stlahnda, ferd sanlan bir hadisin ba ka yoldan da rvisinin bulunup bulunmadn, yani bakalar tarafndan da rivayet edilip edilmedi ini ara trmak manasma gelir. Ferd olan hadisin ara trlmas u ekilde cereyan eder: Hadis imam ferd olarak bilinen hadisi ele alarak, bu hadisin ayn lafzla cami, musned, mu'cem,cz ve benzeri hadis kitaplarnda ba ka bir rivayet zinciriyle nakledilip edilmedi ini aratrn Ara trma iine, nce, elinde bulunan ve ferd olan hadisin, teferrud etmi
rvisinin akran ndan balar. Yani akranlardan birinin, rivayetinde tek
kalm rvinin eyhinden ayn hadisi rivayet edip etmedi ini aratrn
Mesela, ekille gsterilen rivayet zincirinde de grld gibi, bir hadis
A isimli raviden B, C ve D isimli rvi taraf ndan rivayet edilmi
olsun. B isimli raviden de F ve G ismili raviler bu hadisi rivayet etmi lerdir. Fakat F den sonra hadis ferd kalm tr; nk onu H isimli raviden baka rivayet eden olmam tr; yani H, bu hadisi F den rivayetinde
559. ElIirkim Eb `Abdillah, Marifet
s. 186.
560. E1-1lsimI,
561. Muslim, adi (mukaddime), I. 15.
174
teferrud etmi tir. te, sz konusu ettiimiz itibar, H isimli rvinin teferrudu ile ferd oldu u bilinen bu hadisin, H dan ba ka bir ravi taraf ndan da rivayet edilip edilmedi inin tesbiti iidir ve bu i , tabii olarak,
teferrudun H n bulunduu tabakada olmas dolaysyle, onun akranlar aras nda bu hadisi F den rivayet eden bir ba ka rvinin bulunup
Hadis
A
B C D
G
9
H
bulunmadn ara trmakla ba layacakt r. E er F den, H dan ba ka
bir rvinin de ayn hadisi ayn lafzlarla rivayet etti i, cmic, musned
vs. hadis kitaplaanda yap lan bu arat, ma neticesinde renilirse, H,
F den yapt rivayetle teferrud etmi olmaktan ve ferd san lan hadis
de ferd veya garib say lmaktan kurtulmu olur. Keza ayni laf zla, H
dan baka bir rvinin, F den rivayetiyle ferd san lan hadis iin muttbaat hasl olur (Bkz. Mutabacct) ve itibar neticesi bulunan ve H n akran
olan ikinci ravi mutbi', H ise mutiibac adn alr.
ctibarda H n mutabi` bulunamad takdirde takip edilecek
usl, bu rvinin eyhi F iin mutbi'm bulunup bulunmad nn aratrlmas olacaktr. Yani hadisi F den ba ka bir rvi B den rivayet etmi midir, etmemi midir? E er F den ba ka bir rvinin, mesela G nin,
hadisi B den rivayet etti i grlrse, bu tabakada mutabacat has l
olmu olur. Ancak bu mutabdat tam bir mutabdat de ildir (Bkz.
Muttibacc lcatra).
176
can
bn Umeyye can Eh! `Anr bn Muhammed can ceddihi
Ilurays bn Suleyman...
Bu isnadlarda da grld gibi, ihtilaf, smail bn Umeyye'nin
rivayetinden ileri gelmi ve smail, her defas nda eyhini deiik ekillerde vermitir. Buna benzer bir ihtilaf, ayn hadisi smacirden rivayet eden Sufyan bn cUyeyne'de de grlr:
<an bn cUyeyne can smail can EM cAmr bn Muhammed bn
Ibrays can ceddihi Ibrays
can bn cUyeyne can smail can EM Muhammed bn cAmr bn
Hurays can ceddihi raculin min Ben! cUzre...
Can bn cUyeyne can smail can EM cAmr bn Hurays can Ebili 564 .
<an bn (Uyeyne can smail can EM cAmr bn Muhammed bn
`Anr bn Ibrays can ceddihi gurays bn Suleym...
bnu' Salah tarafndan verilen bu misal?", elctrakrnin ifadesine
gre, rivayetler aras nda tercih yaplabilmesi halinde igrabu kaybolaca grne istinaden itiraza u ram, hadisin Sufyan es evri
564. Bkz. Ebl Dtivad, Sune, I. 158; bn MSce, Sunen, I. 301.
565. Bkz.
177
tarafndan da rivayet edildi i ve Sufyn'n hfz ynnden hadisi naklede dier rvilerden daha stn oldu u cihetle, rivayetinin di erine
tercih edilmesi gerekti i ileri srlmtr. Her ne kadar elHakim ve
dier imamlar, hadisin sal:fil olduunu sylemi lerse de, tercih yn
yine de ihtilafldr. Geri Sufyan dierlerine nisbetle daha stn hafizaya sahiptir; fakat rivayetinde 'an EM, `Amr bn liuray `an Ebthi
demek suretiyle teferrud etmi tir. Halbuki di erleri 'an Ebihi yerine
`an ceddihi demilerdir, ve hepsi de Basral gvenilir imardardr. Keza
Sufyan bn 'Uyeyne de rivayetinde bunlara muvafakat etmi tir. O
halde tercih edilmesi gereken rivayet, oklu un rivayetidir. Di er taraftan Ismacil bn Umeyye Mekkelidir; Sufyan bn cUyeyne de orada
ikamet etmi tir. Bu da rivayetinin ayr bir tercih yndr. Sonra, yine
Mekkeli olan bn Curayc, <an Huray bn (Amma,. (an Ebt Hurayra
dedii rivayetiyle dierlerinin hepsine muhalefet etmi tir. Bu takdirde
btn tercih ynleri birbirine zt olarak ortaya kar. Buna, hadisin
asl rvisi olan ahsn, yani sma'il'in eyhi Eb 'Anr bn Hurays'in
mechl oluu da ilave edilirse 566 , hadisin zayf olduu anlalr. Nitekim
Eb Davd da, Sufyan bn (Uyeyne'den onun zafiyeti ile ilgili bir haber nakletmi tir"7. E Safi% elBeyhaki ve enNevevi de hadisin zay f
olduunu syleyenlerdendir'".
Metinde vukubulan iztraba gelince, bunun iin Fat ma Bint Raysin u hadisi rnek gsterilebilir: Su'ile'nNebiyyu (s.a.s.) cani'zzekati felcale : nne lehalsan siva'zzekat. (Hazreti Peygambere
zekt hakknda sorulduu zaman, u cevab verdi: Malda zekttan ba ka
da bir hak vardr).
EtTirmizi hadisi ureyk tariklyle Eb Hamza'dan, o e Sa`blden, o da Fatma'dan bu ekilde nakletmitir. bn Mace'nin rivayeti ise
566. nk bu ahstan, Ismt'll'den baka kimse rivayet etmemitir ve hem onun hem de babasnn ismi zerinde ihtilg olunduu gibi, babasndan m yoksa ceddinden mi rivayet etti i,
veya Eb Hurayra'dan rivayet eden ahsm bizzat kendisi mi oldu u tesbit edilememi tir.
567. Bkz
Sunen,
I. 159.
568. Bkz. esSuyti, Tedrib, s. 171. Seyhulislm bn Hacer'e gre bu rivayetlerin en sa lam
Bir ve Ravl'm rivayetleridir. En mulls ise Ilumeyd IbnulEsved'inkidir. Mechul rvinin ismini Eb `Anr bn Muhammed olarak zikreden kimse, Eb Muhammed `A nr diyen kimseden daha ok tercihe ayandr; nk birincisini syleyenler daha oktur. Fakat isim zerinde
ne ekilde ihtilf edilirse edilsin hadisin ztraba misal olarak gsterilmesi uygun de ildir; nk
ihtilf yalnz bir rilvi zerindedir. E er bu rvi gvenilir bir kimse ise, ismi ve nesebi zerindeki
ihtilf zarar vermez. Sahih hadisler aras nda buna benzer misaller mevcuttur. Nitekim Ibm
Ilbbn da hadisin sahili oldu unu ileri srm tr; nk mezkr ravi onun nazar nda sikadr.
Ancak buradaki za`f izt rabtan gayri bir ynden gelmektedir.
178
569.
570.
571.
572.
179
Peygamber namaza elHamdu li'llahi ile mi, yoksa Bismi'llahi'rRahmani'rRahlm ile mi ba lyordu?" eklindeki bir sualine Enes bn
Mlik u cevab vermitir: "Sen, bana bilmedi im bir eyi sordun; senden nce de hi kimse byle bir sual sormanu t'"7 .
htrb, vermi olduumuz bu misallerden de anla ld gibi, hadisin za'fn gerektiren bir llettir; zira bunun men ei, hadis rvilerinin,
ne kadar gvenilir olurlarsa olsunlar, rivayet ettikleri bir hadiste, geici
de olsa gsterdikleri bir zabt zay fldr. Bu zayflk dolaysyle deiikekillerde gelen rivayetlerden herhangi birini tercih etmek mmkn
olmad zaman, o rivayet muztarib olur ve hadise de rnuarib ad
verilir (Bkz. Mu4arib).
80
KADH Kad1)., lugatta ta'n etmek, kusurlar ndan dolay ayplamak ve zemmetmek manalarma geldi i gibi, aalara ara olan bir
kurdun onlar kemirip yemesi manasnda da kullanlr Hadis stlahnda kelimenin bu manya uygun olarak mecazen kullan ld anlalmaktadr: Kemirip yemek, i e yaramaz, zayf bir hale getirmek. Filhakika usal kitaplar nda eitli ibareler iinde kelimenin bu manya
uygun bir ekilde kullanld grlr. Mesela esSuyti, lletle ilgili
olarak yle bir cmle kullanm tr:
Ve takacu'l(lletu filisnadi ve huve'lekler, ve kad taka`u
kad yakde4u fihi ve fi'lmetni...
metn; ve ma yaka`u minha
Ve kad yakdebu
bassaten ve yekanu'lmetnu macrfen aln an. (Illet, ok defa isnadta, bazan da metinde vaki olur. snadta
vaki olan, bazan hem isnad hem de metni kemirir (yani zayflatr);
bazan da yalnz isnad kemirir (zayflatr) ve metin, macraf sahih
k alr) 574
.
181
Bazan da "kalb, bir hadisin isnadnn bir baka hadise isnad edilmesiyle olur. Yabut bir ravinin hadisi, ba ka bir rviye isnad edilir.
Mesela hadis Salim'indir, yani Salim tarafndan rivayet edilmekle me hur olmutur; fakat ra beti artrmak iin o hadisi Nafi`e isnad ederler.
Hadis Malik'in hadisidir; onu <Ubeydullah bn `Omer'den rivayet ederle 58.
Kalb, ya ravinin zayfl dolaysyle hasl olur; yahutta kasden
yaplr. Kasden yaphrsa, ya zayf olan bir hadisi sahih yapmak, veya
hadise garib ss vermek suretiyle ona kar rabeti artrmak gayesi
gdlr. Her iki hal de, va?` (uydurma) dan farks zdr ve umumiyetle
577. Hadis iin bkz. ahiti, II. 715.
578. Bkz. ayn yer: Nasirin 7 No. lu notu.
579. Bkz.
182
183
Ultbnu'l4adis. s.
118.
184
81-1(iflye, s. 289.
esSuyi4i, Teddb, s. 137.
ayni eser, s. 282-283.
eser, s. 303.
185
EtTaberrnin hikayeeiye kar bu davran , Bacild halkn galeyana getirir; evini ta a tutarlar; adeta onu recmederler. Kap s ta altnda kaybolur593 .
Badd cmilerinden birinde Zurca isminde bir iss (hikyeci)
vard. Mehur mam Eb Hanife'nin anas, bir mesele hakk nda fetva
almak ister; ancak Eb Hanife'nin verdi i fetvay, "ben senin szn
deil, ancak Zurca'nn szn kabul ederim" diyerek reddeder. Bunun
zerine Eb Hanife anas n Zur(a'ya gtrr ve ona "bu benim anamdr;
senden u mesele hakknda fetva istiyor" der. Zurca "sen benden daha
alim ve fakihsin; istedi i fetvay sen ver" deyince Eb Hanife "ben bu
mesele hakknda u fetvay verdim" cevab m verir. Zurca'mn "mesele
Ebn Hanife'nin dedi i gibidir" demesi zerine kadn raz olur ve oradan ayrhrlar'94.
Bu hikye, lcui4n, halkn akllar zerinde ne derece hkmran
olduklarn gsterme e yete lidir. Fklta, ilimde, zeka ve anlay ta
591. Bkz. esSuyti, elLe'dli'lma nii`a, II. 471.
592. Isra' sresi, 79.
593. Mu afa e b'i, esSunne ve meknetuhii
Talziru'lhavC man eic.r7z/bi'/-1cu if'ndan nakledilmitir).
s. 102, (es--Suytrnin
594. Ayn eserden naklen Muhammed Eb Zehv, elHadis ee'lmul.taddi an, e. 266.
186
en yksek dereceye ula m , hreti her tarafa yay lm olan Eb Hanife gibi bir imamn verdii fetva ile anas kani olmuyor, hikyeci Zur`ann fetvasm istiyor.
Ashnda bunlar, halk n en hayaszlar idiler. Uydurduklar hadislerin halk arasnda tutulmas iin ezberledikleri bir ka isnad bu
hadislerin ba na eklerler, sanki Hazreti Peygamberden sahih isnadla
rivayet edilmi ve sanki kendileri de isnad n banda yer alan me hur
imamdan bu rivayeti alm gibi, byk bir ciddiyetle onu tekrarlarlard .
Eb Htim anlat r: Mescide girdim. Namazdan sonra bir gen
kalkt ve hadis ivayet etme e ba lad : ljaddeend Eb Halife, baddeend elVelld can ube <an R-cadde `an Enes... Rivayetini bitirdikten sonra ona sordum: "Sen Eb tialife'yi grdn m?" dedim. "Hayr" dedi. "Onu grmedi in halde ondan nas l rivayet ediyorsun?"
dedim. Bana u cevab verdi: "Bizimle mnaka a mrvvetin azlndandr. Bu isnad biliyorum. Ne zaman bir hadis i itsem onu bu isnada
ekliyorum!"59s.
Bu hayaszln bir baka rne ini de u hdisede grmek mmkndr: Bir gn Ahmed bn lianbel ve Yahy bn Mdin Rusfe mescidinde namaz klarlar. Namazdan sonra lcu atan biri kalkar ve hadis
rivayet etme e balar:
kladdesen Ahmed ibn 11anbel ve Yahy bn Matin kala haddesen (Abdu'rRazzk can Mdmer can R.atde `an Enes kale: Kale Raslu'llah (s.a.s.): Men kale la ilahe illa'llah halaka'llahu min kulli kelimetin tayran minkrehu min zehebin ve ri ehu min meren...
Ahmed bn 1;lanbel ve Yahy bn Mdin'den rivayetle isnad Hazreti Peygambere kadar varan bu hadis, "her kim la ilahe illa'llah derse
Allah bu szn her kelimesinden bir ku yaratr; bu kuun gagas altndan, tyleri de mercandandr..." szleriyle ba lamakta ve yirmi
varak kadar tutmaktad r. Ahmed bn klanbel ve Yahy bn
kendilerinden bu e it uzun bir hadis rivayet eden hikyeciyi byk
bir aknlk iinden dinledikten sonra birbirlerine bakarlar ve "sen
byle bir ey rivayet ettin mi" diye birbirlerine sorarlar. Fakat her
ikisi de bunu ilk defa iitmilerdir. Nihayet vacz biter. Yahy. bn Macin
eliyle iaret ederek adam yanlarna a rr. Adam hediye alaca n
zannederek gelir. Yahy sorar: "Bu hadisi sana kim rivayet etti?".
Adam "Ahmed bn 11anbel ve Yahy bn Mdin" deyince, Yahy "ben
595. Bkz. esSuyti, elLe'Wi'l nunra,
II. 473.
187
188
s.
(Bkz. 'Arz).
s. 358.
189
191
192
193
194
"Eb Hurayra'n n talebelerinden biri, bu eserin rvisi olan Hemnm bn Munebbih idi. Bu eser, bize kadar gelen eserlerin en eskisidir. bn Sa`d'a gre Eb l Hurayra 59 / 677-8 senesinde lm tr; dier
kaynaklar, onun lmn bir sene daha evveline, yani 58 senesine ahrlar. Aslen Yemenlidir; keza Hemmn. da Yemenlidir. Tahsil iin Medine'ye geldi i zaman, onun kendisini mmtaz hem ehrisi Ebn Hurayra'ya takdim edece i tabdir. Ebr Hurayra, bu gen hemehrisi iin
Hazreti Peygamberin hadislerinden 140 kadar n semitir. Bu hadisler
daha ziyade ahlki tav r ve hareketlerle ilgili olup, Eb Hurayra bunlardan kk bir risale te kil etmi ve talebesine yazdrmtr. Bu olayn
tarihi belli deildir; fakat Eb l Hurayra'nn lmnden nce olduu
muhakkaktr. Daha sonraki baz kaytlar, bu risaleye e ahife e
Sahiba denildiini gsterir; ancak Hemmm' n onu muhafaza ve rivayet etmek iin gsterdi i gayretlerinden dolay , sonraki nesiller ona
ahifetu Hemmam demilerdir. Bu sahifenin tam isminin "Ela Hurayra-
rna mkemmel bir delil te kil etmilerdir. Mesela Hemmam'n mezkiir koleksiyonundaki 56 No. lu hadisin, el Butarrrin abib'inde
Enes tarafndan, 124 No. lu hadisin (Abdullah bn cOmer tarafndan
rivayet edildi ini grrz. Keza 54 No. lu hadis, elButarI tarafndan
Enes ve Sehl bn Sa`d esSedi'ye istinaden nakledilmi tir. Dierleri
de bunun gibidir"" 4.
Hazreti Peygamber ve ashab devrinde yazlarak meydana getirilmi iki mehur hadis sahifesi hakknda bu ksa bilgiyi verdikten sonra,
islamiyetin daha ilk devirlerinden itibaren, mslmanlar aras ndaki
hadis kitabetiyle ilgili faaliyet az ok ortaya km bulunmaktadr.
Bu devirde vcuda getirilen daha ba ka sahifeler, zamammza kadar
intikal etmemi olsalar bile, kaynaklar, ba ka sahabilerin de hadis
yazdklarn ve sahifeler meydana getirdiklerini kaydetmektedirler.
Mesela sahabi Cbir bn <Abdillah'n bir hadis sahifesi abifetu CCbir
adryle hret kazanm ve bir ok kimse bu sahifedeki hadisleri rivayet
etmiler dir" 5.
( Al! bn Ebi Talib'in elinde bulunan bir sahifenin sadakt ve feraize ait hadisleri ihtiva etti i", yine sahabeden Semura bn Cundeb'in,
oullar iin pek ok "lm"i ihtiva eden bir risale haz rlad ve bu risale muhteviyatnn daha sonralar oullar ve torunlar tarafndan rivayet edildi i617 Enes bn Malik'in, elinde bulunan bir sahifeyi "bu,
Hazreti Peygamberden i iterek yazd m ve sonra da ona okuyup
tashih etti im hadislerdir" diyerek takdim etti i618 gznnde bulundurulursa, bir ok sahabinin hadis kitabetiyle me gul olduklar ve hafza yannda kitabete de byk lde nem verdikleri anla lr. Sahabenin dizi dibinde yeti en tabi`iler devrinde ise, hadis kitabeti art k
byk bir mkil olmaktan km , her hadisinin e itli yollarla elde
ettii binlerce hadisin muhafazas iin bavurulan yegane vas ta haline
,
`tim, s. 95-96.
196
197
200
s. 117.
onunla kar latn syler. Bunun zerine rviye yle der: "Allahtan kork ve yalan syleme. Iplid bn Macch'n 104 senesinde vefat etti;
sen ise onunla lmnden drt sene sonra kar latn sylyorsun.
Sana unu da syleyeyim ki, o Erminiyye seferine de il Rum seferine
k atlmt"6".
Hadis rvileri arasnda bu eit yalanlar ok abuk ortaya kan
pek ok kimse vard r. Bu sebepledir ki 11afs bn Gly "bir eyhi itham
ettiiniz vakit, onu senelerle hesaba ekin", yani o eyhin ya ile ondan hadis rivayet eden kimsenin ya n hesap edin, demi tir. Nitekim
Sufy esSevrI de "rvilerin yalan syleme e ba lamala zerine kendilerinin de tarihler kullanma a baladklarn" sylemitir624 . Bu tarihler sayesinde mlki olmad klar eyhlerden hadis aldklarn iddia
eden kimselerin yalanlar kesin bir surette ortaya kmtu 625 .
KUDSI HADIS (Bkz. Hadisi Kudsi)
KUNA (Bkz. Esn.. ve Kun')
KURPE cALEYH VE ENE ESMAcU K ra'at arz yolu ile
alnan hadislerin rivayetinde kullanlan tabirlerden biri olup " eyhe
okundu, ben de dinledim" mansma gelir. Arz veya k raat, rvinin,
daha nce elde etti i ve rendii herhangi bir eyhe ait hadisleri rivayet edebilmek iin o eyhe ba vurmas, hadislerini ona okuyup hatah olanlar varsa tashil edip ondan rivayet hakkn almasdr (Bkz. (Ar?).
lk anda bu usiiln, rvi ile eyh aras nda bir hadis al p verme iinden
ibaret oldu u anla hrsa da, ok defa ba ka kimselerin de bu vesile
ile hadis iittikleri ve bu hadislerin rivayet hakkn kazandklar grlr.
nk rvi, hadislerini eyhe arzederken veya okurken yanlar nda baka kimseler de bulunur ve bunlar da rvinin okudu u ve eyhin, varsa
hatalarn tashih etti i hadisleri dinlerler veya yazarlar. Bu kimseler,
bu ekilde dinlemi ve renmi olduklar hadisleri, aynen eyhten
iitmi gibi rivayet hakk na sahiptirler. Tabiatiyle rivayet esnas nda
laddesena, al berand gibi baz tabirler kullamrlar; fakat bu us ll ile
alnan hadislerin rivayetinde, ne ekilde alndklarn da gstermek
bakmndan mecliste hazr olan ve eyhe okunan hadisleri dinleyen kimsenin "okundu, ben de dinledim" mansma gelen buri'e caleyhi ve ene
esmdu tabirini kullanmas en do ru ve en gzel bir hareket olur.
623. Eltlatib elBa d3di, elKifiiye, s. 119.
624. Ayn yer. Keza bkz. esSuyrti, Tedrfb, s. 505.
625. 1bn Hacer, Nuhletu'lfiker erhi, e. 55.
201
R.U Ji (Bkz. Ra g )
KUTUB S TTE Sahih hadis kitaplar aras nda en sahih olarak
bilinen elBut ari ve Muslim'in elCami'u' attlh'leri ile Ebu Davud,
etTirmizi, enNesa'i ve bn Mace'nin esSunen'leri, Kutubi Sitte
(alt kitap) adyle hret kazanm tr. Ancak bunlarn arasnda yer alan
bn Mace'nin Sunen'i, alt nc asrn bana kadar Kutubi Sitte'den saylmamt ; daha do rusu, bu zamana kadar hadisiler nazar nda asl
olan be hadis kitab bulunuyordu. Ebu'lFail bn Tahir elMakdisl
((O. 507) nin bu be kitaba tahsis etti i Ap.cif'a bn Mace'nin Sunen'ini
de eklemesinden ve "Alt mamn artlar" (urfitu'le'immeti'sSitte)
adl kitabn telif etmesinden sonra, bn Mace'nin Sunen'i de muteber
kitaplar arasnda zikredilme e balamtr. Bununla beraber onun,
yalanclk ve hadis hrszl ile itham olunmu baz ravilerden gelen
hadislere de kitab nda yer vermi olmas, baz hadisilerin Sunen'in
altnc kitap olarak kabul edilmesine muhalif kalmalar na sebep olmutur. Bu hadisilerden bir k sm, daha az zayf rvileri ve daha az
saz ve munker hadisleri bulunan edDarimrnin Sunen'ini altnc kitap
olmaya layk grrken, di er bazlar, Malik bn Enes'in MuvaHii' adl
kitabn bn Mace'nin Sunen'i yerine teklif etmi lerdir. Maamafih Sunen,
sayca fazla olmayan zay f ve hatt mevzil saylan baz hadislerine ra men, bilhassa fkh bblan ynnden byk faydas dolaysyle altnc
kitap olarak kabul grm ve hret kazanmtr"'.
Kutubi Sitte, dier hadis kitaplar na nisbetle daha sahil ve itimada sayan olduklar iin t4(tb, adyle de isimlendirilmitir. Bununla
beraber ilk iki kitap, yani elBubari ve Muslim'in kitaplar , dier drt
Sunen'den daha sahihtir ve al iiiin adyle hret kazanmlardr.
Kutubi Sitte'den her birinin kendine has bir takm hususiyetleri
vardr. Mesela fkh bablan ynnden elBul arrnin, tertibinin gzellii ve talikat nn azl ynnden Muslim'in, rivayet sanat ynnden
etTirmizi'nin, ahkm hadislerini toplamas ynnden Ebu Davud'un,
fkh bablanna ayrmam ynnden bn Mace'nin ve nihayet bu meziyetlerin o unu kendisinde toplamas ynnden enNesTnin kitab
ayr bir de er ta r.
202
L
L BE'SE B H Ravilerin tddilinde kullan lan ve bn Ebi Htim'in tertibine gre ikinci, ezZehebi'nin tertibine gre nc, bn
Hacer'in tertibine gre de drdnc mertebeye dellet eden tabirlerinden biri olup "bir beis yoktur" veya "fena de il" manasma gelir.
Yahya bn Macin'in ifadesine gre, bir rvi hakk nda la be'se bihi denilirse bu sz onun ika olduuna dellet eder. Ancak bir rvi hakk nda
kullanlan ika tabiri ile bu tabir arasnda bir farkn bulunduu muhakkaktr ve ika tabirinin daha stn bir dereceye dellet etti ine phe
yoktur627 .
LAHAR. Hadis kitabetinde dikkat edilmesi gereken, nemli
meselelerden biri /ahals't r. Lahak, lugatta zid, ilave edilen ey manasma
gelir. Hadisilerin ve bilhassa hadis yazanlar n stlahnda ise, kitabn
ashndan den, fakat sonradan ha iyede gsterilen veya kitaba ilhak
olunan sz veya ibareye denir. Metinden d en bir ibarenin ha iyede
gsterilmesi iin umumiyetle takip edilen usl, ibarenin d t yerden
yukarya doru kk bir hat ekilmesi ve bu hatt n, iki satr arasnda,
haiyenin bulunduu tarafa ksaca yneltilmesinden ibarettir. Lal:14
ise, haiyede bu hatt n karsna ve sa tarafa yaz lr. E er yazlacak
ibare uzun ve hatt n karsnda sadan balayarak hatta do ru yazlmas imkansz ise, onun yine hat hizas ndan balamak zere sahifenin yukarsna doru yazlmas uygun olur. E er yukardan aaya
doru yazlacak olursa, ileride kabilecek lahalOar iin ha iyede bo
yer bulamamak ihtimali do ar.
Lahakn yazlmas tamam olduktan sonra, sonuna alda ibaresinin, veya biti ik "Sad" ve "Ha" harflerinin konulmas da gerekir. Bununla, metinden d en ibarenin haiyede kaydolunandan ibaret olduuna iaret edilmi olunur Bazlar alsIsa yerine inteha'llakak (lahak
son buldu) eklinde bir ibare koymay det edinmiler, bazlar da kitabn aslndan den ibarenin sonuna metinde d en ksmdan sonra
627. Bkz. esSuyiiti, Tedrit, s. 234.
203
yer alan ilk kelimeyi de ilave etmi lerdir; bylece lahakn son kelimesi,
metin iindeki kelime ile birlikte mkerrer olarak yaz lm ve lahakla
kitap iinde yer alan ibarenin ittisali sa lanmtr.
Kitab n aslndan olmayan, fakat erh, bir hataya i aret, rivayet
veya nsha farklarn belirtmek maksadyle haiyeye konulan kay tlar
ise, kitabn aslndan olduu zannn uyandraca dncesiyle bazlar
tarafndan ho karlanmamtr.
LAKAB (Bkz. Elkb)
LA EY' Hadis ravilerinin cerhinde kullan lan ve hadislerinin
reddedilmesi gerekti ini gsteren tabirlerden biridir. "Hi bir ey deil,
ie yaramaz" manasma gelen bu tabir, esSuytrnin belirtti ine gre
tecrihin drdnc mertebesinde yer ahr 628 .
LA YUHTECCU B H Tecrihin nc mertebesinde yer al r
ve "onunla ihticac olunmaz" man:asma gelir.
LEYSE B H BE'SUN (Bkz. L' be'se bihi)
LEYSE B HUCCETN "Huccet de ildir" manasnda kullanlan ve rvilerin cerhine dellet eden tabirlerden biridir. Bununla taysif edilen bir ravi, her ne kadar adalet ynnden sak t ve metra say lmazsa da, herhangi bir eyle mecrih olduu kabul edilir. Bu gibilerin
hadisleri ancak itibar olmak zere yaz labilir.
LEYSE
AVYYIN Tecrihte kullan lan ve "kuvvetli deildir" man:asma gelen bir tabirdir. Leyse biltuccetin ve benzeri tabirlerin dellet ettikleri mertebenin a asnda olan bir mertebeye dellet
eder. Bu vasfta olan ravi dierlerinden daha zayftr; bununla beraber
hadisi itibar iin yazlr.
LEYSE BI'LMETIN "Metin deildir" manasnda tecrih iin kullanlan tabirlerdendir ve leyse bihuccetin tabiri ile ayn mertebededir.
LEYSE BPSSIKATI Cerh tabirlerinin en iddetlilerinden olup,
bu vasfa ship ravinin ve hadisinin terkedildi ine dellet eder. Gerek
adalet ve gerekse zabt ynnden gvenilir olmayan kimseler hakk nda
kullanlr ve "s4a deildir" manasma gelir.
LEYSE B EY' N "Bir ey deildir" manas nda ravilerin cerhi
tabirine nisbetle bir derece
iin kullanlan bir tabirdir ve leyse
daha hafiftir.
628. Ayn yer.
204
LEYSE
Cerhte kullanlan tabirlerin birinci mertebesinde yer alanlarndandr. Bununla vasfedilen rvi, bir eyle mecrill
olmakla beraber adalet ynnden sk t deildir. Bu sebeple hadisleri
yalnz itibar iin yazhr.
LEYYNU'LHADIS Tecrihin birinci mertebesinde yer alr;
hadisi metr lk deildir; itibar iin yaz hr.
L RF
bir kimsenin bir kimseye kavu mas (mlki olmas )
mansma gelir. Lik'm hadis rivayetinde nemi ok bykt . Bir
rvinin muhtelif eyhlerden nakletti i hadislerin kabul edilebilmesi
iin, her eyden nce o rvinin hadis ald eyhlere mlki olduunun
bilinmesi gerekir. Bir eyhe lik' bilinmeyen rvinin o eyhten rivayet
ettii hadisler, mursel veya mudelles hkmndedirler ve isnadta
inkta var demektir; nk o rvinin, hadisi ba ka kimselerden ald
halde o kimseleri zikretmemesi ve mlki olmad eyhe isnad etmesi
ihtimali vardr.
eyhe lik' bilinmeyen rviler, hadislerini o eyhten rivayet ederken
lik'a da ihtimali olan Iccile ve can gibi tabirler kullan rlar. Mutlak surette lik'a dellet eden semictu ve baddeend gibi tabirlerin kullanlmas,
bunlar kullanan rvinin yalancln gsterir. nk rvi, mlki
olmad eyhten semictu (o eyhi iittim) veya baddeend (o eyh
rivayet etti) demek suretiyle yalan sylemi olur.
Hadis ricali hakknda telif edilen biyografik eserlerde, mlki
olmad halde baz eylerden hadis rivayet eden kimselerin durumlar
e
ak bir ekilde gsterilmi tir.
205
M
M 'A A(LEMU B H BE'SEN "Onda bir beis grmyorum" manasna gelen ve tadilin son, yahut tecrihin ilk mertebesine dellet eden
tabirlerden biridir. Hakknda bu tabir kullanlan bir kimse metr lk
saylmaz; fakat onu adaletten iskat etmeyen bir ey-le mecrhtur ve
hadisleri sadece itibar iin yaz lr.
MAHALLUHU ESSIDRU "Mahalli veya yeri do ruluktur"
manasnda kullanlan ve tadil lafzlarnn bn Ebi Wtim tertibine
gre ikinci, ezZehebi tertibine gre nc, bn Hacer tertibine gre
de drdnc mertebesinde yer alan bir tabirdir.
206
`Arar bn Dinar'dan alm , fakat birisi isnadnda ibn (Abbas' zikretmi, di eri ise zikretmemi tir; yani biri di erine muhalefet etmi tir.
Bu durumda, bu iki rivayetten hangisi do rudur ve hangisini tercih
etmelidir; yahut hangisi magai, hangisi sclzd r? Eb hatam, Sufyan
bn (Uyeyne rivayetinin tercih edilmesi gerekti ini ve onun malfa
olduunu sylemitir. nk, her ne kadar I-Jammad bn Zeyd de adalet ve zabt ehlinden bilinirse de, bu isnadla rivayetinde tek kalm ve
ondan ba ka hi kimse, hadisi, bn `Abbas' isnadnda zikretmeksizin
nakletmemi tir. Buna mukabil bn `Abbas'n zikrinde Sufyan bn
`Uyeyne'ye tbi olan ve aralar nda bn Curayc gibi tan nm imamlar
da bulunan kimseler vard r. O halde Sufyan' n rivayeti, bu rivayete
tbi olanlarn okluu dolaysyle 1-Jamm.- d bn Zeyd'in rivayetinden
daha kuvvetlidir ve onun tercih edilmesi gerekir. te tercih edilen bu
hadise maljai denir. Tercih edilmeyen klammad bn Zeyd hadisi ise
aglr.
MAUV Mabv, hadis kitabeti esnas nda yanh yazlan bir kelime
veya ibarenin parmak veya bir bez paras ile silinip yok edilmesi usullerinden biridir. Ancak bu usal, henz yaz lm ve mrekkebi kurumam yazlarn silinmesinde geerlidir; ayn zamanda zerine yaz lan
kat veya evrak n da kaln cinsten olmas gerekir. Bununla beraber,
byle bir silme ii, ok defa ka dn kirlenmesine ve kararmasma, hatt
yrtlmasna yol at iin hadisiler tarafndan tecviz edilmemi tir.
Mahv, eitli ekillerde yaplr. Yukarda da iaret olunduu gibi,
ya parmakla, yahutta bir bez paras ile olduu gibi, en garibi ve elCeza'irrnin ifadesine gre en sa lam olan, Mliki fukahasndan
Salman Ibn Sa`d'n usaldr. 'Bu zt, bir ey yazdktan sonra onu dili
ile yalarm . Bu usal, her halde Ibrahim enNat a`rden rivayet olunan
u sze istinad etmektedir: "Bir adam n elbisesinde ve dudaklarnda
grlen mrekkeb lekeleri onun mrvvetindendir" 630. Yine rivayet olunduuna gre Ebil shak e irazi'nin elbiseleri gkten mrekkeb ya ini da o alt nda kalm gibi leke iinde imi ve o buna hi aldr etmez(Ubeydullah bn Suleymn da, elbisesinde grd sar lekeyi
boyadktan sonra "mrekkeb bizim iin za`ferandan daha gzeldir"
diyerek u beyti inad etmitir:
innema'zzaffernu ( tru'luziir ve midadu'ddiviyyi ctru'rrical
207
MAKBL Makbl, bn
tasnifinde iki ks mda incelenen
hd haberlerin birinci k smn tekil eder; di eri ise merddtur. Umumiyetle saltihin mradifi olarak kullan lan makbul, kendisiyle amel edilmesi gereken haber e ididir; nk bu e it haberleri nakleden rvilerin doruluklar sbit olmu ve haberleri kabul s fatn kazanmtr632 .
MAKLB Hadis rvilerinin isimlerinde, isnadlarda ve metinlerde baz kelime veya ibarelerin, gerek yerlerini de i tirerek ve gerekse
yerlerine ba ka kelime ve ibareler koyarak rivayet edilen hadislere nalelb denilmi tir. Buna gre maklfib, kelime mansma uygun olarak, stlahta, kalbedilmi , veya takdim ve tehi,le de iiklie uram hadis
demek., ir.
Bir hadis, ya metninde yap lan de iiklik dolaysyle makhil olur;
ya isnadta bir rvi isminin kalbi, yahut hadisin mar olan isnad nn
bir ba ka isnadta, yahutta manf olan rvisinin bir ba ka rvi ile de itirilmesi halinde maklb olur.
Metin ynnden makbiba, Uneyse'nin iz ezzene tbnu Ummi
Mektm fekulu ve' rab l; ve iz ezzene Bill fel vela te aba
( bn Ummi Mektm ezan okudu u zaman yeyin ve iin; Bill ezan okuduu zaman da yeyip imeyin) hadisi misal olarak zikredilebilir. Bu
hadis, bn <Omer ve Hazreti <Al e rivayetiyle me hur olup do rusu
yledir: " nne Billen yu'ezzinu bileylin fekul ve' rabr ; hatt
yu'ezzine bn Ummi Mektm" (Bill geceleyin ezan okur; o okudu u
zaman yeyip iin; t bn Ummi Mektm okuyuncaya kadar... 633 . Bir
rivayetin d nda ve farkl olarak gelen rivayetler maklbtur. Ancak
bn 1:lbbl ve bn Iluzeyme, Bill ile bn Ummi Mektm'un geceleri
mnavebe ile ezan okumu olabilecekleri ihtimaline dayanarak Uneyse
rivayetini de maklbtan saymami larsa da, bunun zayf bir ihtimal
olduuna ve basit bir tevilden ibaret bulundu una phe yoktur.
Rvi isminin kalbedilmesi de, hadisin m41 -]) saylmas na yol aar.
Byle bir kalb, rvi isminin baba, baba isminin de rvi ismi olarak deitirilmesiyle olur: Ahmed bn <Ali ile <Ali bn Ahmed gibi.
ki veya daha fazla hadisin isnadlar nn deitirilmesiyle ortaya
kan deiik isnadl hadislere de makbab ad verilir. Ba dd ulemasnn
elBuhrrnin hafzasn ve hadis ilmindeki kudretini lmek iin, ona
isnadlar makkb yz hadis sorduklar, onun da her isnad ait olduu
hadise vermek suretiyle stn bilgi kudretini isbat etti i maMndur634.
632. Bkz. 'bn Hacer, Nuhbetu'lfiker erhi, s. 28.
633. Bkz. esSuyti, Tetkik s. 191.
634. Bu konuda daha geni bilgi iin bkz.
208
Makkib, bir ravi ile mehur olan hadisin, bir ba ka raviden rivayet
edilmesiyle de meydana gelir. Mesela, Salim'den rivayetle me hur olmu
bir hadisi Naficden, yahut M lik'ten rivayetle me hur olan cUbeydullah 'bn <Omer'den rivayet ede er. Me hur hadis, Naficclen veya <Ubeydullah'tan maklb olarak ri ayet edilmesi halinde, rivayet edildi i
isnadla garib olur ve baz ha isiler aras nda ra beti artar. Ancak hadisin isnadnda bu e it dei 'ldikler yaparak ona kar rabeti artrmak, hadis vazedenlerin i idir Hammad bn `Arnr, Eb smail brahim
bn Ebi Hayye, Behll bn beyd elKindi, bu i i yapan yalanc lardandr. Mesela yukarda ismi een Hammad bn `Am; Hazreti Peygamberin selam ile ilgili bir adisini merfil olarak el`Ame 'ten yle
nakletmitir:
...`An Hammad bn <Amr (anilA<me `an Ebi Salih <an Ebi
Hurayra merfacan: za lakitum elmu rikine fi tarikn fela tebde'hum
bi'sselam. (Bir yolda m riklerle kar latn z zaman onlara ilk defa
siz selam vermeyiniz). Asl nda bu hadis, elAtme 'in deil, Suheyl bn
Ebi Slih'n hadisidir. Fakat . Hammad bn Suheyl yerine elA`me 'i koymu ve bu suretle hadise kar rabeti garib isnadla art rmak istemi tir. Nitekim Muslim, akil'inde ube, Sufyan esSevri,
Cerir bn <Abdi'lHamid ve <Abdu'l`Aziz edDaraverdryi zikretmi ve
hepsinin de hadisi Suheyl'den rivayet ettiklerini gstermi tir6".
Garib hadisler, ok defa, onlara ra beti artrmak gayesi gden yalanc (kezzab) kimselerin maklb hadisleri oldu undan, hadis ulemas
arasnda garib pe inden komak ho karlanmamtr. Nitekim garib
hadislerin sahihi de bu yzden yok denecek kadar azd r.
Bazan maklbun, ravinin gaflet ve hatas yznden meydana geldii de olur. Mesela Cerir bn Hazim, Sabit tarikyle Enes'ten yle
bir hadis nakletmi tir:
Cerir bn 11zim 'an Sabit <an Enes merfacan: za ukimet es-
alatu fela tekam hatta teravni... (Namaz ikame edildikte beni grmedike aya a kalkmaymz).
Halbuki bu hadis: Yahya bn Ebi Kesir <an `Abdillah bn Ebi
Katade <an Ebihi cani'nNebiyyi (s.a,s,) isnad yle mehurdur,
Muslim'in ahil'inde yer alan isnad da yledir: <An Haccac esSavvaf, haddesena Yahya. bn Ebi Kesir can Ebi Seleme ve `Abdillah bn
Ebi Katade <an Ebi Katade kale kale Raslu'llah (s.a.s.) 636.
635. Bkz. Muslim, 54/4, IV. 1707.
636. Bkz. ahiti, I. 422.
209
malgu< denir. E fici ve etTaberni, maktcu isnad muttasl olmayan, munkat mansmda kullanmlardr 639 . Bu kullan , muhtemelen,
kelimelerin stlah olarak istikrar kazanmas ndan nce olacaktr. Zira
bu istikrar meydana geldikten sonra maktc, isnad muttasl olarak tbiciye varan ve orada son bulan haberlere denilmi tir. Munisaic ise, Hazreti
Peygambere nisbet olunan fakat isnad nda inkta bulunan hadistir.
Bu bak mdan maktc, metinle ilgili konular aras nda incelendii halde,
munktc isnadla ilgili konular aras nda mtala edilir. u var ki, maktl` hadislerin de isnadlar, merf( ve mevkilf hadis isnadlar gibi bazan
muttasl olmayabilirler.
MA(1,10-L
edDrakutni ve
etTirmizi,
dier baz hadis imamlar arasnda macll, mdallel yerine kullanlm
olmakla beraber, uslcler, rubaci olan iclarin ismi merlnn magl
gelmiyece ini ileri srerek bu kullan hatah bulmulardr. Bununla
beraber, hatal bulduklar ma(ll yerine, i'llin ismi mefcl olan
m ttall'i kullanmalar gerekirken bunu da kullanmam lar, yerine, me gul
etmek ve avutmak manlarma gelen ve konu ile hi ilgisi olmayan taclirin
ismi merl mdalleri stlah olarak vazetmi lerdir.
Magl ve mucallel, zhirde sahih olan, fakat gerekte s hhatine
zarar veren bir lleti bulunan hadis e ididir. Burada, macllun man637. Bkz. esSuyati, Teddb, s. 193-194.
638. Ayn eser. s. 173.
639. Ayn eser, s. 117.
210
sna bu kadarla i aret olunmu , daha geni bilgi mucalle/ bahsinde verilmitir.
MA<ROF Munker veya z merdd olan hadisin mukabili olarak
tercih edilen hadise mdr lf denir. Munker veya az merdild, zayf rvinin sika rvilere muhalif olan rivayetidir. Buna gre munker rivayete
kar tercih olunan sika rvilerin rivayeti macrf ad m alr.
bn Hacer ve bn Hacer'den naklen esSuytl, macr lfa misal olmak zere bn Ebi Hubeyyib bn Habib tarikyle rivayet
ettii u hadisi nakletmi lerdir:
Hubeyyib bn Habib <an Ebi shak cani'lcAyzr bn Hurays `an
bn `Abbas (ani'nNebiyyi (s.a.s.) kale: Men elme's alfite ve ta'zzekii.te ve hacce ve sime ve is.ara'??ayfe dehale'lcenne.
Eb kUtim'n Ifadesine gre, sikattan olan di er baz kimseler,
mezklr hadisi Eb slAk'tan mevkuf olarak, yani Hazreti Peygambere
isnad etmeksizin bn Abb.s'n sz olarak rivayet etmi lerdir. MdrCf
olan rivayet de budur"). Buna karlk, hadisin hazreti Peygambere
isnadla merf olarak gelen rivayeti munkerdir.
MATRQ1 Zayf hadis eitlerinden biri olup, hadisiler aras nda
umumiyetle metrk manasnda kullanlmtr. Esasen ne lugat ynnden ve ne de stlah ynnden matrh ile metrk aras nda hibir fark
grlmemektedir.
MATcCINUN Fili Cerh tabirlerinden biri olup, birinci mertebede
yer alr. Bununla vasfolunan bir rvi, sk t ve metra de ildir; fakat
onu adaletten iskat etmeyen bir eyle mecriih saylr, ve hadisleri itibar iin yazhr.
MECHL Tecrihin nc mertebesine dellet eden bir tabirdir. Bununla tavsif olunan bir rvinin hadisleri yaln z itibar iin yazhr.
Mechln, rvileri tavsif etmek iin kullan lan bu mansmdan
baka, adalet ynnden hali bilinmeyen kimseler hakk nda kullanlan
bir mans daha vardr. ElHatib elBa dMi'nin de belirttii gibi,
hadis ashab arasnda, bu manda kullanlan mechul, hadisle me gul
olmayan, ilim talebi (talebu'ltlm) ile hret kazanmayan, fazla hadis
rivayet etmeyen ve bu sebepler dolay syle de hadisiler aras nda bilinmeyen kimselerdir. Bunlar n isimlerinden bahsedilmesi ise, kendilerinden umumiyetle bir kiiden fazla kimsenin rivayet etmemesi sebebiyle640. Bkz. bn Hacer, Nhbetu'lfiker erhi, s. 45; esSuyti, Tedrib, s. 152.
211
212
Mechlu'l(ayn n hkm, aynen mubhem gibidir. Yani mechlu'lcayn olan kimse, hadisiler nazar nda merdadtur ve hadisleri al nmaz.
Bununla beraber rivayetin kabul iin islam'dan ba ka art aramayanlar,
mechiilu'l<aymn rivayetini makbul saym lardr. Bazlar <Abdurrahman
bn Mehdi ve Yahya bn Sacid gibi yalnz adil olan kimselerden rivayet etmekle mar olan kimselerin mehfil raviden teferrd etmeleri
halinde rivayetinin kabul edilebilece ini ileri srmler, bazlar da
ilim dnda bir eyle, mesela zhd veya secaatle hret kazanm olmalar halinde rivayetlerini makbul saym lardr ki, bu sonuncusu bn
<Abdi'lBerr'in gr dr'. bn 1:lacer'e gre ise, mechlu'Paynden
teferrd eden rvi, cerh ve tadile ehil bir kimse ise bu ravinin tezkiyesi
ile, deilse bunun dnda cerh ve ta dile ehil bir kimsenin tezkiyesi ile
mechitlu'lcaymn rivayeti kabul edilir; aksi halde, yani ehil bir kimse
tarafndan tezkiye edilmeyen mechlu'lcayn makbul deildir. Yine
bn I-Jacer'e gre en do ru olan bu grtr644.
MECHCLU'L-117k Hadis talebiyle veya hadis rivayetiyle tan nmam , haknda cerh ve tad ' imamlarndan herhangi biri tarafndan
cerh ve tadille ilgili hibir hkm verilmemi ve bu sebeplerle hadisiler
arasnda mechal kalm bir kimseden iki veya daha fazla adil ki i ismini zikrederck bir hadis rivayet ederlerse, bu kimseye mechlurhal
veya mestr denir. Bu kimse, her ne kadar ismi zik edilerek kendisin643. Bkz. esSuyutl, Tedrlb, s. 210.
644. Bkz. Nubbetu'lfiker erhi, s. 67-68.
213
den iki veya daha fazla kimseler taraf ndan hadisi nakledilmise de, adil
olup olmad aklanmad iin, mechl ve bu ynden hali mestur
kalm demektir. Mechalu'lbal ile mechalu'lcayn arasndaki fark, yukarda da akland gibi, birincisinden iki ve daha fazla ki inin rivayet
etmesiyle ahsnn mechl olmaktan kmas ve yalnz adalet ynnden halinin mechl kalmas , buna karlk ikincisinden, yani mechalu'lcayn'den yalmz bir kiinin rivayet etmesi dolaysyle hem ahs, hem
de adaleti ynnden mechul bulunmas dr.
bn Hacer, mechalu'lbal ile mestar arasnda hibir ayrm yapmaz
ve "eer bir rvi, kendisinden iki ve daha fazla kimse rivayet eder ve
fakat tezkiye olunmazsa, bu rvi mechalu'llaldir ve buna mestar denir" der 645 . adaleti mechl olursa, bunun mechalu'l4a1 olduunu, fakat
zahiren adaletine hkmedilip bt nen ne olduu bilinmeyen kimseye
de mestar denildiini ileri srer646.
bn klacer'e gre mechlu'll al veya mesturun rivayeti, herhangi
bir kayda tabi tutulmakszn baz kimseler tarafndan kabul edilmitir.
Fakat doru olan, her iki ihtimale istinaden ne reddine ve ne de kabulne hkmetmek, hali belli oluncaya kadar beklemektir 647.
ibnu'sSalaVa gre ise, zhiren ve btmen adaleti bilinmeyen
mechalu'lbal, ounluun nazarnda makbul de ildir; fakat zhiren
adil olduu bilinen mestar ise, mechalu'lbali reddedenlerce kabul edilmitir. Baz Safi% imamlar bu gre sahiptirler. Mesela bunlardan Suleyman bn Eyyfb erltzl, zhiren adil olan mestarun kabul ile ilgili
olarak u gr e yer vermi tir: Bir ey hakknda haber vermek, o haberi nakleden rvi hakk ndaki husni zanna dayan r. E er bir rvi,
reddini gerektirecek ekilde cerh edilmemise, yahut kendisi ile ilgili
herhangi bir cerh bilinmiyorsa, o rvi hakk nda husni zanda bulunmak gerekir. Bu, zahiren de olsa onun adaletini gsterir. Halbuki cerhedilmeni bir rvinin, cahalet dolaysyle tezkiye ve tevsik edilmemesine istinaden reddine hkmetmek, onun hakk nda sui zanda bulunmak demektir. Nitekim bir ok me hur hadis kitabnda, bir hayli zaman nce vefat etmi ve btmen adaletlerini.tahkik etmek imkan kalmam pek ok rvi hakknda bu yolla, yani husni zanla amel edilm itir648 .
645. Ayn yer.
646. Bkz. `Ulmu'lhadis, s. 101.
647. Nuk,betu'lfiker erhi, s. 68.
648. Bkz. ihnu' aMl, `Ulfnu'lhadis, s. 101.
214
Hadisin merdd olmas, ya isnadndan bir veya bir ka rvi d mesi, yahutta rvilerinden birinin veya bir ka = diyanet yahut zabt
ynnden cerh edilmesi sebebiyledir.
Rvi dmesi, ya hadisi kitab nda nakleden bir musann fn kendi
tasarrufu olarak isnad n bandan bir veya birka rviyi, bazan da
btn isnad hazfetmesi suretiyle olur ki, bu e it hadise mutallab ad
verilir; yahutta hadisi rivayet eden rvilerden birinin isnadm ortas ndan
veya sonundan bir veya bir ka rviyi d rmesi sebebiyle olur. snadn
ortasndan bir rvisi dm hadise munlcaP,c, birbirini takip eden iki
veya daha fazla rvisi d m hadise de mu<zal denir. E er isnadn sonunda sahabi dm olursa, bu eit hadislere de mursel ad verilir.
649. Bkz. bn Hacer, Nuhbetu'lfiker erhi, s. 28-29.
215
219
`'"0
s. 60.
221
bn Yesr.
Bunlar nedir?
Mevli.
Medine fukahas kimler?
Zeyd bn Eslem, Muhammed bnu'l-Munkedir, Nfic bn Ebi
Necih.
Bunlar nedir?
Mevli. `Isa bn Miis'nn rengi de iti ve tekrar sordu:
Kub ehlinin en fakihi kimdir?
Rabicatu'r-Re'y ve bn Ebfz-Zind.
Bunlar nedir?
Mevliden. Yz kart ve sordu:
Yemen fakihi kimdir?
- Tvs, olu ve bn Munebbih.
Bunlar kim ?
222
am fakihi kim?
Mekhl.
Bu MekiAl ne?
Mevla. Yorgun ve bitkin bir halde nefes alma a balad :
Kilfe fakihi kim ?
Eer korkmasaydm el-Hakem bn (Uteybe ve (Ammar bn Suleyman diyecektim Fakat iin ktye varaca n dnerek brahim
en-Nalidi ve e - dbi dedim. Bunlarn ne olduklarn sordu. "Arap"
deyince Allahu ekber dedi ve skn buldu" ( bn 'Abdi Rabbih, el-cIlsdu'l-ferld, 415-416).
Bu haber, azad edilmi mevalilerin veya mevli ocuklar nn slami ilimlerde ula tklar yksek dereceleri gstermek bak mndan byk
nem tar. Bu mevalilerin byk bir ksmnn hadis rivayetiyle de megul olduklarna phe yoktur. Bu sebeple hadis imamlar , mevalilere
de ayr bir itina gstermi ler; bn Hacer'in yukar da zikretti imiz szlerinden de anla ld gibi, onlarn bilinmesini hadis ilmi ynnden
lzumlu grmlerdir. Hatt es-Suyrtrnin iaret etti ine gle (bkz.
Tedrib, s. 530), Ebil <Omer el-Kindi, Msrllara nisbet edilen meviller hakknda bir de kitap tasnif etmi tir.
Mevlilerin eitli ekillerde zikredildiklei grlr. Bunlardan baz lar kabilelere nisbet edilir ve mesela fuliin el-R.ura i denir. Zhire
baklarak onun, Rurey kabilesine mensup bir Arap olduu zannedilir;
fakat aslnda bu kabilenin azadh klesidir. Mesela Rufey`
er-Riyahi, Ben Riyah"tan bir kad nn azadi' klesi idi. Kibar- tabiindendir.
Sirin, Ben Neccar' n azadii klesi idi. Olu Muhammed ( bn
Sirin), kibar- tabilnin mehur imamlarmdandr.
Baz mevaliler de, kendilerini zd eden ahsa izafe edilerek meviCt
fular eklinde zikrolunurlar ki o unluu bunlar te kil eder. Mesela
mam. Malik bn Enes'in eyhlerinden Nafi`, mevl 'Abdullah bn
(Omer ((Abdullah bn `Omer'in zdh klesi) olarak hret kazanmtr.
223
s. 19.
Teverhu'n-nazar, s. 67.
225
nemdeki yerine haz rlansn)" hadisi gere ince haramdr; keza bir hadisin yalan oldu unu bile bile onu rivayet etmek de ayn derecede gnah
saylr. Nitekim Muslim'in abil'inde bu konu ile ilgili olarak yle
bir hadis nakledilmi tir: "Her kim benden yalan oldu u bilinen bir hadis
rivayet ederse, o kimse yalanc lardan bilidir" 6". Bununla beraber, gerek
hadis rivayet edenleri ve gerekse renmek iin hadis toplayanlar
uyarmak ve haram say lan bir fiili ilemelerini nlemek maksad yle,
mevzl` hadisleri, mevz l` olduklarn da aklamak suretiyle rivayet
etmek zaruri grlm tr. Nitekim bu rivayetler neticesinde mev?ii.c
hadisleri kitaplar ierisinde toplamak ve isnadlar yle birlikte tehir
etmek mmkn olabilmitir 662 .
Bir hadisin nev? -fic olduuna eitli ekillerde hkmedilir; ancak
onu uyduran raviye nisbetle verilecek hkm, insanda has l olan zann
galip yolu iledir, kesinlikle deildir; nk ok yalanc olan bir kimsenin bazan do ru sylemi olmas da mmkndr. Byle bir kimse tarafndan rivayet edilen hadis hakk nda mevzfc hkmn vermek, o kimsenin rivayetinde do ru olabilece i ihtimali dolaysyle zamla dayan r;
ancak bu zan, ravinin yalanc olarak bilinmesi dolaysyle de gere e
yakndr ve hadis hakknda sahih hkmnden ziyade mevzac hkmnn
verilmesini sa lar. Di er taraftan, bu hkm verecek olan hadis imamlar, sahip olduklar kuvvetli meleke, parlak zihin, geni anlay ve hkme
mesned tekil eden karinelere derin vukuf sayesinde, hadislerin mevzf c
olanlarn dierlerinden ayrt etmekte glk ekmezler.
Bir hadisin mev?fc olduu, bazan da, onu vazedenin ikrar ile bilinir. Mesela Meysere'nin Kur'n n faziletleri ile ilgili hadisi bizzat
uydurduunu itiraf etmesi 663, yahut tOmer bn ubh'un Hazreti Peygamberin bir hutbeyi hakk nda "bu hutbeyi ben vazettim" demesi
gibi664. Bazan hadisi vazeden kimsenin ikrar , yukardaki misalde grld gibi ak olmamakla beraber, hadisle ilgili bir ba ka ikrarnn
660. 70 sahabi tarafmdan rivayet edilmi ve her nesilde rivayet edenlerin o almasyle mutevtir hadislerden olmu tur. Kutubi Sitte ile di er hadis eserlerinde nakledilmi tir. Baz rivayetleri iin bkz. elButrri, Sahlh, I. 35; Muslim, ahiti, IV. 2298; Ibn M'ace, Sunen (mukaddime), I. 16-17.
661. Bkz. Musliin, ahiti (mukaddime), I. 9. Hadis metninin sonunda yer alan "yalanc lar",
kelimesi, baz rivayetlerde cemi, baz rivayetlerde de tesniye sigas ile gelir. Tesniye olmas halinde, yalan olduu bilinen bir hadisi rivayet eden kimse iki yalanc dan birisi olur; dieri hadisi
bizzat uyduran ve Hazreti Peygambere isnad eden kimsedir.
662. Bkz. Ibn Hacer, Nuhbetu'l fiker erhi, s. 60.
663. Bkz. Talat Koyi it, Hadis tarihi, s. 164.
664. EsSuyfti, Tedrib, s. 178.
226
manasndan o hadisin mevzfic oldu u anlalr. Mesela bir Ta-vi, bir eyhten hadis rivayet eder; fakat bu hadisi uydurdu unu sylemez. Bununla
beraber raviye do um tarihi soruldu u zaman verdi i tarihin, kendisinden hadis nakletti i eyhin vefatndan sonra olduu grlr.
Hadisin eyhten bu rviden ba kas tarafndan da rivayet edilmemesi
halinde, onun mevzfrc oldu una hkmedilir.
Bazan hadisin mevziic oldu u ya ravide yahutta hadisin kendisinde
grlen baz karineler yardm ile anlalr. Nitekim bir ok uzun hadisler vardr ki, lafzmda ve manas nda bulunan rekket, onlar n mevzfic
olduklarna ehadet eder. ErRebic bn Hu eym'in de ifade etti i gibi,
her hadisin ya gndz n andran bir aydnh, yahutta gece karanln andran bir zulmeti vardr; bunu kolayca anlayan hadis imam'
birini ahr, di erinin mevzl( olduuna hkmeder6". u var ki yalnz
lafzda bulunan rekket onun mevzi-1c olduuna dellet etmez; zira
bazlar hadisi manen rivayet ettikleri iin lafzlarn fasahatine dikkat
etmezler; bu suretle hadis manen do ru olsa bile lafzen bozuk rivayet
edilmi olur. Bu sebeple as l mhim olan, manadaki rekkettir ve bu
rekket hadisin mevzfc olduuna dellet eder.
Ravinin halinden anlalan ve hadisin mevzii` olduuna dellet
eden karineye misal olarak Me'mn bn Ahmed'in elHasan elBa ri
ile ilgili bir sz zikredilebilir. Bir gn bu ahsn yannda elHasan elBari'nin Eb Hurayra'dan hadis i itip iitmedii hususundaki ihtilaf
sz konusu edilince, Me'mun, hemen Hazreti Peygambere ula an bir
isnadla el-Hasan'n Eb Hurayra'y iittiini ileri srmtr 666 .
Seyf bn cOmer etTemimi anlat r: Sacd bn Tarif'in yan nda idim.
O srada a layarak o lu geldi ve hocasnn kendisini dvdn sy
ledi. Olunun alayna dayanamayan Sa`d hemen u hadisi ileri srd:
"ocuklarnzn hocalar, sizin en eririnizdir; onlar yetime en az merhameti ve kimsesize en iddetli olanlardr'"67.
,
227
cak. Yine mmetim iinden Ebil Hanife adnda bir adam kacak;
bu ise, mmetimin olacak, mmetimin olacak" 668 .
Bir hadisin mevziic olduu, bir de, mervinin yani rivayet olunan
hadisin metninden anla lr. Vazca dellet eden ve hadisin metninde
grlen karinelerin ba nda, tevili mmkn olmayacak ekilde akla
aykr olmas, Kitab (Kur'n) n, yahut tevatr yolu ile sabit olmu
sunnetin, yahutta kesinle mi icmdn dellet etti i hkme aykr bir
hkm getirmesi bulunur. Bazan ok mhim bir olay veya bir hkm
ifade etmesi dolaysyle, tevatren sbt bulmas , yahut hi olmazsa
kalabalk bir cemaat taraf ndan nakledilmesi gerekirken yaln z bir kii
tarafndan nakledilmesi; gayet kk bir fiil iin ok iddetli bir va<id
(azab ile korkutma), yahut yine nemsiz bir i iin byk vdd (mjde) getirmesi de - bu sonuncusu kussas n rivayetlerinde ok grlr - vazca dellet eden karinelerdendir.
Akla aykn olarak gelen mevz lta misal, ibnu'l-Cevzi'nin `Abdurrahman bn Zeyd tim Eslem tarik yle babasndan nakletti i u iki
hadis gsterilebilir:
"Nah'un gemisi Beyt'i yedi defa tavaf etmi , iki rekfat da namaz
klmtr" 669 .
"Allah at yaratm , sonra ko turmu ; at terlemi ; bunladan da
kendisini yar atmtr' ,670.
Hadis vazedenler, kendilerini vazta sevkeden millerin e itli olmas dolaysyle muhtelif ksmlara ayrlrlar. Bunlar n hadis ynnden en zararl ve din ynnden en tehlikeli olanlar , kendilerini
zhd ve ibadete nisbet edenler, yani bid ve zhid olanlard r. Allah
katnda byk ecir kazanacaklar zannyle uydurduklar hadisler, zhd
ve takva ynnden insanda uyand rdklar gven hissi dolaysyle, ok
defa, kabul olunurlar. Bu sebepledir ki Yahya bn Sacid
zerlerine caiz olanla sak nmalar gereken hadisieri, cehaletleri dolay syle birbirinden ay rt edemeyen, yahut daima ship olduklar husn-i
zanla iittikleri her eyi doruya hamleden bu gibi kimseler hakk nda
668. Ayn eser, s. 181.
669. Aym yer ve Ahmed M. akir, olBii'i u'lbai. , s. 91.
670. Aym yer. Muhammed bn Suca` dinden sapm bir kimse idi. Hadis onun tarafndan uydurulmutur. Manasndan da anlald gibi bu sz, herhangi bir mslmann, hatta akl sahibi bir kiinin hadis olarak ileri srebilece i bir sz deildir. isnadda yer alan Ebu'lMuhezzim'in
de dierinden fark yoktur. u`be bu ahsi "bir dirhem karlnda yetmi hadis uydurabilecek
bir tip" olarak tavsif eder. Muhammed bn ucii` (O. 266) hakknda bkz. ezZehebi, Miztnu'li`tidal, III. 577-578; Ebu'lMuhezzim Yezid bn Sufyan hakknda bkz. ayn eser, IV. 426.
228
"hi kimsede bunlarda grd m yalan grmedim" demi tir67 . Maamafih bunlarn hali halkn ou tarafndan bilinmese bile, hadis ulemasmn
veya hadis tenkitilerinin mehul
Ecir ve sevab kazanmak maksad yle hadis uyduranlara misal olarak Nnh bn EM. Meryem zikredilebilir. cIkrime tarik yle bn <Abbstan rivayet etti i hadisler sz konusu edilerek "Kur'a= sre sre faziletleri ile ilgili hadisleri nereden buluyorsun ? Bunlar (Ikrime'nin ashabnda bile yok ?" denildi i zaman, Nl u cevab vermitir: "Ne yapaym; gryorum ki halk Kur'ndan yz evirip Eb Hanife fkhyle,
yahut bn IshWn Matzrsi ile megul oluyor. Ben de hasbeten bu
hadisleri vazediyorum" 672.
Keza bunlardan Meysere bn 'Abdi Rabbih, zhd ve takva sahibi
olmasna, dnyevi ehvetlerden iddetle kanmasna ve lm zerine
btn Badd arsnn kapanacak kadar hretli olmasna ramen,
hadis vazederdi. Kendisine "fulan sreyi okuyan kimse u kadar ecri,
fuln sreyi okuyan kimse de bu kadar ecri kazan r gibi ifadeleri ihtiva
eden bu eit hadisleri kimden ald n" denildii zaman, "halkn rabetini artrmak iin vazettim" demi tir673.
Keza Eb Wwd enNaha% geceleri en uzun namaz k lanlardan,
gndzleri en ok oru tutanlardan 674 ; Eb Bi r Ahmed bn Muhammed elMervezi de zaman nda sunnete iddetle bah olanlardan ve
onu en ok mdafa edenlerden 675 olmalarna ramen, her ikisi de hadis
vazederdi.
Yukarda da i aret etti imiz gibi, Hazreti Peygamber adna yalan
sylemek en byk gnahlardan saylmakla beraber, Kerr miy_ye676,
671. Es-Suyti, Tedr, s. 184.
672. Ayn yer. Ez-ZehebI, MEzrzu'l-i`tiddl (III. 279) da Nh hakknda u bilgiyi vermi tir:
Nuh bn EM Meryem Eb 'Isme el-Mervezi Merv ehli ttlimidir. Kendisine NO el-Ciimic de denilmitir; nk fkh Eh Ilanife'den ve bn Eld Leyl'dan, Hadisi Haccc bn Ertiit'tan, tefsiri
el-Kelbi'den ve MulFtirden maaziyi de bn sblF'tan almtr. Es-Suyiitrnin bn klblfn'dan naklen bildirdiine gre (Tedrib, s. 184), Nh, sdk (doruluk) dnda btn ilimleri kendisinde cemetmitir.
673. Bkz. ez.-Zehebl, Miziinu'l-i`tiddl, III. 230; es-Suyilti, Tedrib, s. 185. Ez-Zehebrnin bn
Ilbbn'dan nakline gre, Meysere, hadis vazetti i gibi, gvenilir kimselerden de mevz hadisler rivayet ederdi.
674. Ez-Zehebi, Miz(nu'd-ictiddl, H. 218; es-Suyiiti, Tedrib, s. 185.
675. Es-Suyiiti, Tedrib, s. 185.
676 Muhammed bn Kerrm es-Sieistnrye ve onun mezhebine mensb olanlara Kerrmiye denilmitir. E-ehristni, sfatlar isbat etmeleri, bununla beraber teesim ve te bihe mnteli olmalar dolaysyla bunlar sfat yyeden sayar (bkz. el-Milel ve'n-nihai, I. 108).
229
sevab gerektiren amellere kar rabeti art rmak (ter ib), kab gerektiren amellerden de sak ndrmak (terhib) iin hadis vazc n tecviz etmi ,
Hazreti Peygamberin men kezebe caleyye mutecammiden (benim adma
kasden yalan syleyen kimse) hadisinin baz varyantlarnda grlen
bihi'nnase (halk dallette b rakmak iin) ibaresini delil olarak ileri srm lerdir 677 . Ancak bu gr ehli sunnetten olan mslmanlarn iemac ile merduttur.
Zhid ve bidlerden sonra gayeleri iin hadis vazc nda byk fayda
mlhaza eden ikinci grup, z ndklardr. Zndk ismi, zahiren mslman olan, fakat aslnda kfr iinde gizleyen kimselere verilmi tir.
Zndklar, genellikle Mecsi dinine mesup olan, yahut Mani ve Senevi
akaidini benimseyen, iki ilha ibadet eden kimselerdir. Bunlar Emevi
devrinin sonlarnda ortaya kmaya balamlar, Abbasi devrinde itikadi bozukluun yaygmlamas ve dinsizli in aa vurulmas zerine
ultshiyeti inkr etmekten ekinmemi lerdir. slmiyetin kendi hakimiyetlerine son vermesini hazmedemeyen z ndklar, silah gc ile onu
ykp intikam alamayacaklarn bildikleri iin, ona inananlar n itika
dn bozmay ve bu maksatla hadis uydurmay balca kar yol olarak
grmlerdir678.
1,1ammad bn Zeyd'in belirttiine gre zndklar ondrt bin hadis
uydurarak bunlar Hazreti Peygambere isnad etmi lerdir. Halife el
Mehdi zamannda ldrlen z ndk cAbdu'lKerim bn
bile, ldrlmeden nce tek ba na drt bin hadis uydurduunu ve bu
hadislerle helh haram, haram helal kld-m itiraf etmi tir".
elKari tarafndan ldrlen, sonra da yak lan Beyan
bn Semcan enNehdi ve Muhammed bn Sdid eSami, zndklar arasnda hadis vazc ile en ok hret kazanan kimselerdendiler. Bu sonuncusu, ileride ortaya srece i peygamberlik iddias na delil olmak zere
ene h,Utemu'nnebiyyin, l nebiyye baccll ulu en ye d'ellahu (ben peygamberlerin sonucusuyum; benden sonra peygamber yoktur; ancak Allah
dilerse...) hadisini uydurmu ; Ulu en ye d'ellahu ibaresiyle de, peygamberlik iddiasn Allah'n meiyyetine ba layarak ileride kendisinin peygamber olabileceine iaret etmek istemitir"
677. Men kezebe `aleyye mute`ammiden liyuz lle bihi'n dse, yani "halk dallette b rakmak
iin benim adma yalan syleyen kimse" ibaresinden anla ldma gre, mezmilm olan hadis
baz halk idll iin yaplandr. Fakat dini emirlerin ifas iin halk tevik etmek gayesiyle hadis
vazedilirse, bu, Kerrmiye'ye gre mubaht r. Nitekim bazlar, "biz, Hazreti Peygamber aleyhine deil, lehine hadis vazediyoruz" demi lerdir (bkz. esSuyti, Tedrlb, s. 184).
678. Bkz. Talt Koyiit,Hadis tarihi, s. 117 vd. Keza bkz. Zndk.
679. Ayn eser, s. 186.
680. Ayn yer.
230
231
232
s. 94.
233
Ancak hadisin baka isnadlarla gelen rivayetler ine istinaden bu e it ilveler hadis imamlar tarafndan kolayca tesbit edilmi tir (bkz. Mudrec).
Mevzc hadislerin, slam dini ynnden sebep olabilece i zararlar
ok byk olduu iin, hadis ulemas , dier hadisler kadar, bunlar
zerinde de durarak isnadlar yle birlikte hepsini mstekl kitaplar
halinde biraraya getirmeye al mlardr. B kitaplar n en me huru,
Ebu'lFerec 'Abdurrahman bnu'lCevzi (. 597) nin Kittbt'lMev4cr t'dr. Bu kitabn ihtiva etti i hadislerin o u elCzikni'nin Kitabu'lEbritTinden alnmtr. Ancak elCzikni, sunnete muhalif btn
hadisler hakknda mev4( hkmn verdi i iin, ibnu'lCevzI de onun
tesiri altnda kalarak, bir ok hasep, hatt ahih mertebesinde olan hadisle i mevzilt aras nda zikretmek hatas na dmtr. bn Hacer'in
ifadesine gre, Muslim'in cl,Winde yer alan bir hadisin ibnu'lCevzi
tarafndan mev4` olarak tavsifi, onun byk bir gafletidir"a. Yine
ibn Hacer, Ahmed bn Hanbel'in Musned'inden 24 hadisin
Cevzi'nin kitab nda yer aldn tesbit etmi ve mam Ahmed'i byle
bir thmete kar mdafa etme e ahmtr.
ibnu'lCevzi'nin Mevpicc- t' bir ok hadis imamlar tarafndan
tahlil ve tenkide tabi tutulduktan, ihtiva etti i hadislerin dereceleri
gere e daha yakn bir ekilde tesbit edildikten sonra daha faydal
bir ekle getirilmitir. Hatta esSuyti, bu hususu gznnde bulundurarak ibnu'lCevzi'nin kitab n telhis etmi ve her hadis hakknda
hadis imamlar tarafndan ileri srlen gr leri de kaydetmek suretiyle kullanl bir kitap meydana getirmi tir. Bu kitabn ad elLe' cili'lmanica
dr
EbulHasan (Ali bn Muhammed bn (Arrk (. 963), esSuytinin kitabna bir ok ilveler yaparak Tenzihu' eri<ati'lmerflica <ani'lal beiri'enicati'lmev pira adl kitabn meydana getirmi tir. Mukaddimesinde hadis ilmiyle ilgili baz fasllar ve hadis vazedenlerin alfabetik sra ile isimlerini ihtiva eden bir kitap da di erleri gibi tabedilmi
olarak elimizde bulunmaktad r.
.
234
s. 31
235
Mucaddilin bir ahsn ta`dil ve tezkiyesinde kulland szler zerinde, bu szlerle adalet vasfnn hasl olup olmayaca ynnden, eitli
grler ileri srlmtr. Baz larna gre, bu konuda makbul olan
sz, mucaddilin "bu ahs, leh ve aleyhime ehadeti makbul olan bir
kimsedir" demesidir. Baz lar da "adildir; raz olunur", "adildir, makbuldr", "ehadeti makbuldr" szlerinin tacdill iin yeterli olaca n
ileri srmlerdir. <Irak ulemas ise, mdaddilin "onu yaln z hayr olarak
biliyorum" demesini yeterli saymlardr693 . Burada nemli olan husus,
elI-JatIb'in de iaret etti i gibi, tacdilde, ahsn adaletinin beyan edilmesiyle birlikte, ehadetinin makbul ve r za gsterilir oldu unun da
belirtilmesidir. Nitekim adil olan ve fsktan salim bulunan bir ok kimse
vardr; fakat bunlarn gaflet, zayfhk, unutkanlk ve ehadette bulunduu ey hakknda bilgisizlik gibi halleri dolaysyle ahadetlerine
rza gsterilmez. Bu hallerin hepsi, adil bir kimsenin adalet vasf na
halel getirmese bile, ehadetinin kabulne mani hallerdendir. Bu itibarla hadis ulemas , mucaddilin, bir ahsn tddilinde sadece "bu adildir" demesini yeterli grmemi ler, ayn zamanda, ehadetinin kabulne
mani bir hali bulunmadn ortaya koyacak bir tabirin de buna eklenmesini istemilerdir. <Omer bnu'lIJattab'm me hur sahabi. 'Abdurrahman bn (Avf'a u hitab, bu konuda hadisilerin ileri srdkleri
en gzel delillerden birini te kil eder: Ente `ttclend elcadlu'rrtzd, femci'z semi`te ?". (Sen, bize gre adil ve ehadetine rza gsterilen bir
kimsesin; Hazreti Peygamberden neler i ittin?).
MU<ALLAR snadnn ba ndan bir veya birbirini takip etmek
zere daha fazla ravisi hazf ve en son hazfedilen ravinin eyhine nisbet edilmi hadislere mucallak denilmi tir. Bazlar, btn isnad hazfedilerek kcIle Rasflu'llah (s.a.s.) denilmek suretiyle nakledilen hadisleri
de mucallaktan saymlardr.
Mucallak ismi, umumiyetle cezm sigasiyle, yani kale, .fecale, emere,
nehci,zekere ve halde gibi kesinlik ifade eden tabirlerle rivayet edilen hadislere verilmi, fakat bnu'sSalaVn da dedi i gibi, yurvci, yakala,
yuzkeru, yuhM ve benzeri tabirlerle nakledilen hadislerde bu isim kullanlmamtr694 . Bununla beraber, mteahh rtindan bazlar, mesela
Ebu'lljaccac elMizzi, elButiTnin abil 'indeki bu kabilden hadislere
de mucallak ismini vermi tir 695 .
693. Bkz. el-Hatib el-Ba drdl,
694. Bkz.
695. Es-Suyti,
236
s. 84-85.
cUlntu'l-hadis, s. 63.
Tedrib, s. 137.
El-Bu4arnin
mdallak hadislerin ba lca menei olduu anlalmaktadr. "Kaynaklarn verdii malumattan anla ldna
gre, alilft'te mevcut bu gibi merviyat ilk defa ciddi bir ekilde ele
alp taclik diye adlandran kimse Ebu'l-Hasan ed-Darakutni (. 335),
daha sonra ayn isimle el-Cem` beyne' - abikayn adl kitabnda mevzuubahs eden MA `Abdillah (. 420) olmu tur696. Bu bakmdan mutallak hadis, bir hadis e idi olmaktan ziyade el-Bul>arrnin
alil.'inin en nemli hususiyetlerinden birini te kil eder. Bu hususiyet zerinde duran bn Hacer yle der: "Ta(lik, eyhten sem yolu
ile alndn gstermiyecek (mesela kle, zade, zekere, yuzkeru, yukedu
gibi) kat veya yar kat< bir ifade ile, isnadtan bir veya daha fazla
ahs hazfetmektir. E er kat(i bir ifade kullan lrsa (kale, reva gibi)
kendinden alnann shhatine dellet eder 697 . Ancak, onun hazfolunan
senedinin ravileri zerinde d nmek gerekir: E er bunlar sikattan iseler, ta<liklerindeki sebep, bu hadisin, kitab n bir baka yerinde, veya manaslm o bbta di er bir vasta ile de olsa bulunmu olmasdr ki, ihtisaren ona ta<lik ile i aret edilmi tir; yahutta bu ta`lik, muhaddisin,
hadisi eyhinden sem yolu ile ald n, fakat bu eyhin tedlis ile tanm
dn, yahutta hadisin mevkuf bulundu unu, yani senedin ancak sahabiye kadar kabildiini gsterir. Bir baka ihtimal de, haddizat nda
rvileri 'sikattan olmakla beraber, aralar nda, el-Bubarrnin artna
uymayanlarn bulunmasdr. te bu ihtimaller dolaysyle mellif
hadisini dorudan do ruya tatlikan, yani senedini ksaltarak alr; hazan da mtabeat yolu ile al r. Bu da, yukar daki muhtelif sebeplerden
biriyle "cezm" (yani kat% mesela kale fulanun, reva fulanun) sigasiyle
yaplr... Musannf, ayed temriz (yani katci olmayan, mesela yullu,
yurv) sigasiyle bir hadis almsa, bu takdirde hadisin isnad nda, talikda zikretti i ahsa kadar zay f bulduu bir ahs var demektir.
Yalnz bazan bu zay flk, bakalarmn seneddeki lleti grmemi olmasndan veya mhimsememele inden dolay sahih kabul edecekleri
kadar ehemmiyetsiz derecede de olabilir. Bu tarzda, mutallak olarak
alnm bulunan hadisin birinci kategoride oldu u gibi senedinde teemmle ayan pheli bir taraf var demektir""s.
:
237
haiz olarak hadisiler aras nda maraf olan mutallak bir hadisin sahish
veya hasen hkmn ta mas tabiidir. Ancak, isnadm bandan bir ve
daha fazla rvinin hazfedilmesi, ok defa mellifin tasarrufundan olduu cihetle, hazfolunan rvilerin bilinmemesi veya onlar hazfeden
kimsenin "hazfetti im rvilerin hepsi de sils.attand r" demesi halinde
mucallak hadis zayf hkmndedir; zira mellifin, hazfetti i rvileri
tacdili mbhemdir ve hadis hakk nda shhat hkmn vermek iin kifayet sizdir 699 .
MU'ALLEL' Grn itibariyle sahih olan, fakat aslnda gizli
ve kdih (s hdatini kemiren) bir lleti bulunan hadislere mucallel denilmitir. Ancak bu llet ke fedilmedike hadisin mu(allel oldu u elbette
sylenemez. Bu sebepten, mucallelin tarifini yaparken, kendisinde s hhatini kemiren bir lleti bulunduu anlalan, bununla beraber grn te
yine de sahih olan hadistir, demek daha do ru olur.
Mucallel kelimesi, lugatta bir eye ara olarak onu me gul etmek
manasma gelen tac/I/den ismi meNildr. Hadise bir lletin arz olmas,
onu shhatten drd gibi, bu Jiletle mucallel olmas neticesini de
dourur. Bununla beraber elBulyari, etTirmizi, edDarakutni ve dier baz hadisiler, mucallel yerine ma`/ii/ tabirini kallanmlardr. Ancak bazlar, hadise bir lletin isabetini gznnde bulundurarak, hi olmazsa Nah!' ismi mef`lln kullanp ndll demenin daha
doru olaca n, zira icllden ismi mef<ln maqil vezninde gelmedi ini
syliyerek bu tabirin kullan ln hatah grmlerdir700. Yine bunlara
gre, ma`lCi 1, lugatta devenin ikinci defa sulanmas manasnda kullanlan (aile fiilinin ismi mef`fldr. Bu ynden tabirinin lletli
hadisler iin kullanlmas hatadir701 . Bununla beraber macha tabirinin
kullanlnda herhangi bir mahzur bulunmad n ileri srenler de vardr. Bunlara gre calle fiili, baz lugat kitaplar nda, bir eye llet isabet
etmesi keyfiyetini gstermek iin de kullan lm ve calle'ey'u, aza
e Cbethu tilletun denilmitir. Buna gre, baz hadis imamlar tarafndan
kullanlan macll tabirinin bu mandan al nm olduu anlalmaktadr ve bu kullam hatal deildir 7 2.
Hadislerin mucallel e idi, hadis ilminin en nemli ve en g bilinen konularndan birini te kil eder. Yksek anlay , stn hafza, yzbinleri a an hadislerin metin ve isnadlarma derin vukuf sayesinde ha699.
700.
701.
702.
238
239
240
s. 77-78.
241
242
Mubhem isimler, bir ahsa dellet etmek zere kullan lan eitli
tabirlere gre muhtelif k smlara ayrlmtr. Bunlarn en mhimmi
raculun (bir adam) ve imra'etun (bir kadn) kelimeleriyle bu kelimelerin tesniye veya cern< halinde kullan lm ekilleridir (raculni
imra'etni iki kadn, ricdlun adamlar, nisd'un iki adam,
nlar gibi).
kad
Mesela Eb Davd, IIaf bn <Omer tariluyle yle bir hadis nakletm itir :
...`an 'Arar bn Evs <an raculin min beni `tamir ennehu kale: Ya
Rasiila'llah enne ebi eytun kebirun la yestetru'lhacce ve lagcumrate
712. bn Hacer, Nubbetu'lfrer erhi, s. 67.
243
244
Eer mubhem, isnad iinde yer alm sa, adalet ve zabt ynnden
onun tesbiti gerekir; ta ki hadisin sahih veya zay f olduu hususunda
kesin bir hkm verilebilsin. te, mubhemin kefinde mlhaza edilen
bu gibi faydalar sebebiyle, hadis imamlar tarafndan konu ile ilgili
bir ok kitap tasnif edilmi , ierisinde mubhem isimler bulunan hadisler tertip edilerek mubhemlerin dellet ettikleri isimler a klanmaya
allmtr (Bkz. Mubhemt).
MUBHEMA T Hadislerin metin ve isnadlarnda vaki olan mubhem
isimleri beyan etmek maksad yle tasnif olunan kitaplar, umumiyetle
elMubhemcU ad altnda toplanmtrn". Bu konuda kitap tasnif edenlerin banda cAbdulGani bn Sacid elMisli (. 409), eltlatib el
Badad (. 463) ve Ebu'l-1s m bn Bakuval (O. 578) gelir.
bn Bakuval' n kitab, dierleri aras nda en byk ve en nefis
olandr. Kitapta 321 hadis biraraya getirilmi ve bu hadislerde geen
mubhem isimler a klanmtr. Ancak tertip edilmemi olduu iin
kitaptan faydalanmak bir hayli gtr 718.
Eltlatib'in kitab, 171 hadisi ihtiva eder. Mubhem ahslarn isimlerine gre alfabetik bir tertibini de vermekle beraber, g istifade edilir
bir kitaptr. Bu glk, mubhem ahslarn isimlerine gre tertip edilmi olmaktan ileri gelmektedir; nk mubhemin ismini bilen kimse
iin kitaba mracaat lzumsuzdur; bilmeyen kimse ise, el-11, aO'in
kitabnda mubhemin yerini tesbit etmekte glk eker.
EnNevevi ise, hadislerin isnadlar n hazf ve sahabi ravilerinin isimlerini alfabetik s raya gre tertip etmek suretiyle eltlatib'in mezkr
kitabn ihtisar etmi ve onu daha kullanh bir ekle sokmu olmakla
beraber, baz mubhem isimleri a klamadan brakmtr"'.
Nihayet eeyh Veliyyu'dDin elIraki (0.806) elMustefdd man
mubhem ve'lisn ld adn verdii kitabnda, eltlatIb'in, bn
Bakuval'n ve enNevevi'nin kitaplarn biraraya getirip, ba ka ilaveler de yaparak bunlar fkh bablarma gre tertip etmi ve bu konuda
en gzel tasnifi meydana getirmi tir720.
Bunlar yannda, baz hadis kitaplarnn mubhematna tahsis edilmi
kitaplar da vardr. Mesela eyhulislain bn Hacer (O. 852), ButarI
717.
718.
719.
720.
245
erhinin mukaddimesinde
mubhematna ayr bir fasl
e ll'i ((O.
ayrm721 , keza Eb Zer Ahmed bn brhim
884) de Muslim'in mubhemat na ayr bir kitap tahsis etmi tir722 .
MUCALESE Mufcale bb ndan birarada oturmak veya meclislerde beraberce bulunmak mans na gelen muclese, hadis stlahnda,
yine bu manya uygun olarak, hadis rvilerinin birbirleriyle olan sohbetlerine ve yakn ilikilerine dellet etmek zere kullan lm bir kelimedir. ki rvi arasndaki muclese, kesinlikle mulkta dellet ettii iin, birbirlerinden rivayetlerinde ittisal hkm cridir. Tabiatiyle
bu, rvilerin mudellis olmamalarma ba ldr. Aksi halde, bir mudellisin, celisi olan kimseden i itmedii hadisleri de rivayet etmesi dolay syle rivayetlerinde ittisal bulundu unu ileri srmek gle ir.
MUCAZ Mucz, icazetten nefc1 mansmda, rivayet edilmesi
iin hakknda icazet verilen kitap vs. ye dellet eden bir kelimedir. oulu muczt olarak kullan lr Mesel bir rvi, elinde bulunan hadis
kitaplarnn, bir bakas tarafndan rivayet edilmesini istedi i zaman
o kimseye icazet verir ve yle diyebilir: Eceztuke mucazatl, yani "bana,
rivayet etmem iin icazet verilen ( u kitaplar , senin de benden) rivayet
etmen iin sana icazet verdim". Bundan da anla lmaktadr ki mucaz,
icazet tarik yle rivayet edilen veya al nan hadislerdir.
MUCAZ LEH Hadis tahammlnde icazetle ilgili rivayetlerde
kullanlan mucclz leh tabiri, rivayet iin "kendisine icazet verilen kimse"
mansndadr.
MUCAZ Muciz, icazetten f' l mansnda, hadislerini rivayet
etmesi iin bir kimseye "icazet veren eyh" e dellet eder.
MUDEBBEC Mudebbec, ibnu' all'm ifadesine gre, akrann,
yani yaa birbirine yak n olan rvilerin birbirlerinden hadis rivayet
etmeleridir. Keza isnadca olan yak nlkta da rvilerin birbirlerinden
hadis rivayet etmeleri bu isimle adland rlmtr723 . Bu konuda ibnu' alh yle der: Ya a ayn olan rvilerden birinin di erinden rivayeti
muhtelif ksmlara ayrlr. Bunlardan biri de mudebbectir. Mudebbec,
ayn yalarda olan iki rvinin birbirinden hadis rivayet etmesidir. Meseli sahabeden Hazreti (A'i e ile Eb Hurayra gibi ki, bazan cA'i e Ebr
Hurayra'dan, bazan da Ebii Hurayra cA'i e'den rivayet etmi tir. Keza
tbiciindan ezZuhri ile `mer bn (Abdi'l`Aziz, etbadan Mlik ile
721. Hedyu'sstri, II. 2-81.
722. 1.15e1 Halife, Ke fu'iiunrn, II. 1583.
s. 278.
723. Ibnu' aMb,
246
elEvzaci ve daha sonrakilerden Ahmed bn Hanbel ile 'Ali ibru'lMedini de byledir ve birbirlerinden hadis nakletmi lerdir724.
ibm's alalfa yazd Talcyld'inde, ibnu's alal'm
mudebbec ile ilgili bu tarifine baz itirazlarda bulunur ve yle der: "Musannfn mudebbeci birbirinden hadis rivayet eden iki karine (yani
ayn yalarda olan iki rviye) hasretmesi, tbi olmas dolaysyledir. Nitekim elHakim, Ulamu'lladls adl kitabnn "akranlarm rivayeti' ba hkl 46 nc blmnde yle demektedir: ki karin
ya ve isnad ynnden birbirine yak n olduklar zaman, k sm
ortaya kar ki, bunlardan birincisi, eyhlerimizin mudebbec olarak
isimlendirdikleri ksmdr. Bu, bir karinin kendi karininden rivayet
etmesidir. Sonra ikinci karin brnden rivayet edinCe mudebbec olur".
"ElHakim'in ksaca ortaya koydu u ve ibnu'salnh'in ona tbi
olarak terkrarlad bu tariflerden anla ldna gre mudebbec, iki
karinin birbirinden rivayetidir. Fakat asl nda bu byle de ildir. Mudebbec, iki rvi, ister karin olsun, ister biri di erinden byk ya ta olsun,
birbirinden rivayet etmeleridir. Ancak, by n kkten rivayet
etmesi halinde, bu, uslde "byklerin kklerden rivayeti" blmne girer".
"ElHakim bu ismi (yani mudebbeci), kimli ini aklamad baz
eyhlerinden almtr. Onun asl kasdetti i kimse de edDarakutni'dir
ve bu ahs onun eyhlerinden biridir. Bildi ime gre mudebbec ismini
de ilk defa kullanan edDarautni olmu tur ve bu konuda elMudebbec adn verdi i bir cildlik mufassal bir de kitap tasnif etmi tir. Bu kitabn sahih bir nshas elimdedir; burada iki rvinin karin olmalar n
art ko mamtr. Kitapta Eb Bekr'in Hazreti Peygamberden ve Hazreti Peygamberin Eb Bekr'den, (Omer'in Hazreti Peygamberden ve
Hazreti Peygamberin (Omer'den, a`d bn (Ubade'nin Hazereti Peygamberden ve Hazreti Peygamberin Sacd bn (Ubade'den, rivayetlerini
zikrettii gibi, baz sahabenin tabinden rivayetlerini de zikretmi tr ki, bu tabitInun, kendilerinden rivayet eden sahabilerden rivayetberi vardr. Mesela cOmerle Ka(bu'lAbbar' n, bn cOmer'le (Atyye
el--(Avfi'nin ve Bekr bn (Abdillah elMuzenrnin, bn (Abbasla <Amr
bn Dinar, Eb Seleme bn (Abdirratman ve `Ikrime'nin, Ebn Sdid
elHudri ile Eb Nazra el(Abdrnin, Enes bn Malik ile Bekr bn (Abdillah elMuzeni'nin birbirlerinden rivayetleri bunlar aras ndadr.
Keza kitapta, baz tbinun, baz etbau'ttabi(inden rivayetleri de
zikredilmitir. Mesela (Abdullah bn `Avn ve Yahya bn Sacid elEn724. Ayn yer.
247
248
249
Bayinin, kendisine hadisi as l nakleden kimseyi isnadta zikretmemi olmas dolaysyle kullanlan mudelles tabirinin itikak, alacakaranlk denilen ve karanl k ile aydnhn birlemesine dellet eden
deles'tendir. Sanki rvi, eyhinin ismini zikretmemekle isnad n aydnln karartmakta ve zay flatmaktad r 733 . Bununla beraber deles'in
bir manas da, satcnn malndaki kusuru mteriden gizlemesi ve sa lam mal fiyat ile satma a almasdr ki, bu manya gre mudelles,
L-ayinin, kendisine hadisi nakleden zay f kimseyi atlayarak ondan sonraki eyhe isnad etmesi ve bylece isnad salam gstermesidir. Bu
eyh, ayn zamanda, rvinin kendi eyhi de olduu iin, aralar nda bir
vastann bulunabilece i ok defa d nlemez ve yanl olarak isnadn
salamlna hkmedilir
Ravinin, mlki oldu u eyhten iitmeden hadis rivayet etmesi ve
kendisine hadisi nakleden as l eyhi isnaddan d rmesi iine tedlis
denir. Tedlis maddesinde bu konuda da ayrca bilgi verilmi tir.
731. Bkz. bn Hacer, Nuhbetu'lfiker erhi, s. 56.
732. Ayn yer.
733. Ayn yer.
250
Bkz.
elBadrdI,
Ayn eser, 359.
Ayn eser, s. 361.
Ayn yer.
Ayn yer.
Ayn yer.
s. 358.
251
mudellis, haberini, vehmi izale edecek bir laf zla rivayet edecek olursa, ancak o zaman, o haber kabul edilir. ElI-Jatib bu konuda "bize gre
sahil olan gr budur" diyerek mezkar art teyid eder740.
Mudellisin rivayet etti i haberde, yine tedlis yap p yapmad hususunda hasl olan vehim ve pheyi izale edecek olan laf zlar semictu
252
2 53
2 . Rvinin elinde iki muhtelif isnadla gelmi iki ayr hadis bulunur.
Her iki hadisi bu isnadlardan birisiyle rivayet eder, yahutta bir hadisi
kendi isnadyle rivayet ederken, metnine di er hadisin metninden baz
ibareler sokarsa, hadisi mudrecu'lisnad olur. Mesela Malik bn Enes
tarikyle muttefekun aleyh olan bir hadis, Sacid bn Ebi Meryem tarafndan u ekilde rivayet edilmi tir:
. Sa`id bn Ebi Meryem, <an Malik, `ani' zZuhr , can Enes enne
Rasala'llah (s.a,s,) kale; La tebagaa vela tehaseda vela tedabera vela
tenafesii.
Aslnda bu hadis mudrecu'lisnadt r ve hadisi Malik'ten rivayet
eden Sacid bn Ebi Meryem, metnin sonundaki vela tenafesa ibaresini
bir baka hadisin metninden alarak bu hadise idrac etmi tir. Di er
hadisin metni yledir: yyakum fe'inne'iianne ekzebu'l-
254
MUDRECU'LMETNBir ravinin ika rvilere muhalefetle, metne, metnin asl ndan olmayan baz szler ilave ederek bu szlerin hadisten olmadm beyan etmeksizin rivayet etti i hadise mudrecu'lmetn
denir.
Rivayet sras nda, hadisin ravisi tarafndan idrac edilen ve hadisten olmayan bu szler, ya hadis metninin ba nda, ya ortalar nda,
yahutta sonunda yer ahr. Mevkid gibi sahabi sznn, yahut maktac
gibi tabii sznn, yahutta daha sonrakilerin szlerinin herhangi bir
tefrik yap lmakszn Hazreti Peygamberin (merfac) szne eklenmesi
ve ona atfedilmesi dolay syle, idracn daha ok hadis metninin sonunda yapld grlr. Metnin evvelinde yap lan idrac ise, ortas nda yap lana nisbetle daha oktur; nk ravi ok defa bir sz syler ve bu szne kuvvet vermek iin Hazreti Peygamberin hadisini delil olarak zikreder; fakat kendi szyle zikretti i hadisin arasn ayrmaz Bylece
kendi sznn de hadis metninden oldu u zannm uyandrr.
Eba Kutn ve ebabe tarik yle ayr ayr ucbe'den,
onun Muhammed bn Ziyad'tan, bn Ziyad'n da Miii Hurayra'dan
rivayet etti i u hadis, metninin evvelinde vaki olan idraca misal te kil eder: (An Ebi Hurayra Iade : Kitle Raslu'llah ((s.a.s.) : Esbi771
vup.Ve, veylun min'nncir (abdesti eksiksiz al n; cehennemde
yanacak olan topuk arkalar nn vay haline)747.
Mezkar hadiste yer alan esbi ft'lvuWe (abdesti eksiksiz aln) ibaresi, Ebl Hurayra'ya ait bir szdr. Muhtemelen yan ndakilere abdest
alrken dikkat etmeleri gereken hususlardan bahsediyor ve uzuvlarda
ykanmam yer braklmamas gerekti ini sylyordu. Bu maksatla
"abdesti eksiksiz aln" dedi, sonra da Hazreti Peygamberin mezkar
hadisini zikretti. Bunu i itenlerden baz lar da, Eb l Hurayra'nm ihtar ile Hazreti Peygamberin hadisini birle tirerek rivayet etme e baladlar. Maamafih buradaki hatan n, hadisi u(be'den rivayet eden Ebi "
Kutn ve ebabe'den ileri geldi i ve bu rvilerin iki sz aras n ayrmadan rivayet ettikleri anla lmaktadr. Nitekim elBuhari ve Muslim
altiVlerinde yine ube tarikyle ayn hadisi rivayet etmi ler ve Eba
Hurayra'nn szn hadis metninden ayrmlardr:
... Muhammed bn Ziyad kale: Semictu Eba Hurayra ve kane
yemurru bina ve'nnasu yetevazza'ane minelmitherati, kale: Esbi lvuza'e, feinne as m (s.a.s.) kale: Veylun li'lackabi mine'nn51.748 .
747. Bkz. esSuyiiti, Tedrit,
748. Hadis iin bkz.
s. 175.
ahiti, L 49; Muslim, ahiti, I. 215.
255
256
Rasala'llahi (s.a.s.) ahaze biyedi (Abdillah (bn Mes (ad) fe(allemehu'tteehhude fi'alat (fezekere mi le duccri hadiilA(me ) iza kulte ha.0
ev bazayte haza fekad bctayte alteke, in i'te en tebame febum ve in i'te
en tabcude feb`ud 7".
Mezkar hadisin isnadnda ismi geen Zuheyr ( bn Mdaviye) ve
hadisi ondan rivayet eden baz rviler, izd kulte haza ev bazayte hciza
ile balayan ve sonuna kadar devam eden sz merfa hadise eklemi lerdir. Aslnda bu sz bn Mescad szdr. Nitekim edDarals.utni
rivayetine gre, ayn hadisi Zuheyr'den nakleden ebabe bn Seyyar
mezkur ibareyi ble (Abdullah ( bn Mescad) : zel kulte haza ev kaglyte
!Laza.. diyerek merfa hadisin metninden ayrm ve onun 'Abdullah
bn Mesectd'un sz olduunu bylece belirtmi tir751 .
drac, ister isnadta, ister metinde yap lm olsun, hadis ve fkh
ashabnn icmd ile haramdr. EsSem'ani ve di er baz imamlara gre,
kasden idrac yapan kimsenin yuharriffne'lkelime an mevap,(Lhi 7" ayeti
gereince adaleti salut olur ve kezzahan zmresine iltihak eder 753 . Bununla beraber esSuyati, hadis metni ierisinde yer alan baz garib
kelimelerin tefsiri maksad yle yaplan idracta bir beis grmemektedir.
Nitekim ezZuhri gibi bir ok hadis imamnn idraclar hep bu kabildendir754.
Bir hadis metninde idrac vaki olup olmad eitli ekillerde bilinir I Hadisin bir ba ka sahil isnadla gelen rivayetinde mudrec olan
ksm, kendisine idrac edilen hadis metninden ay rt edilmi olur. Yukarda zikredilen misallerde bu husus a k bir ekilde grlmektedir.
2. Ya ravinin, yahutta buna vak f imamlarn ak beyanlaryle
mudrec olan ksm bilinmi olur. Mesela 'Abdullah bn Medud'tan
men mcite la yu riku bi'llahi ey'en debale'lcenne, ve men mate yu riku
bi'llahi eyh'en dehale'nndre (kim Allah'a irk komadan lrse cennete
girer; kim Allah'a irk koarak lrse cehenneme girer) hadisi rivayet
edilmitir. Ayn hadisin bir baka rivayeti ise yle gelmitir: `An (Abdillah ble : Semictu Rasiila'llah (s.a.s.) yabalu : Men mate yu riku bi'llahi ey'en dehcle'nnare : ve bultu ene : Ve men mate la yu riku bi'l750.
751.
752.
753.
754.
257
(Kle
kul iin iki kat ecir vard r. Nefsim yedi kudretinde olan llah'a kasem
ederim ki, Allah yolunda cihad olmasayd , hacc ve anama iyilik etmek
kaygusu bulunmasayd , kle olduum halde lmeyi temenni ederdina 7".
Bu hadisin "kle iin iki ecir vard r" ibaresi merf ve sahih olmakla
beraber "nefsim yedi kudretinde olan Allah'a kasem ederim ki..."
sz ile balayan ve sonuna kadar devam eden ibareler Eb Hurayra'nn szdr. Zira Hazreti Peygamberin kle olarak lmeyi temenni
etmesi imkansz olduu gibi, anasnn o daha kk iken lm olmas
dolaysyle anasna iyilik etmek kaygusunda bulundu undan bahsetmesi lzumsuzdur 757
.
258
MU'EN'EN(Bkz. Mu'ennen)
MU'ENNENsnadmda haddeend fulanun enne fuldnen kaddesehu gibi enne harfini ihtiva eden ibarelerle rivayet edilmi hadislere
mu'ennen veya mu'en'en denir.
Enne harfinin, senedin ittisaline dellet edip etmedi i hususu,
hadisiler aras nda ihtilaf konusu olmutur. Ibnu'sSalah' n ve ona
uyan enNevevirnin ifadelerine gre Ahmed bn 1.1anbel ve bir cemaat
enne harfinin, can harfi gibi olmadn, yani ittisale dellet etmedi ini,
senedin munkatc saylacan, ancak ayn haberde bir ba ka ynden
semacn belli olmas halinde ittisal ile hkmedilebilece ini sylemilerdir.
Bununla beraber ekseriyet, bu arada Malik bn Enes, enne'nin, rvisi
tedlisten slim ve eyhine mlki olduu bilindike, ittisal ynnden
can gibi olduunu ileri srm lerdir759. bn (Abdi'lBerr ise, enne ve can
gibi rivayette kullan lan harflere ve sair elfaza de il, rvi ile eyhi arasndaki mlakat, mcalese, m ahade ve semaca itibar etmek gerekti ini
sylemi ve "rivayette semac n belli olmasn art ko mak manaszdr; zira icma ile sbit olmu tur ki sahabiye kadar uzanan isnadta sahabi
ister can, ister enne, ister kale ve ister semictu tabirini kullanm olsun,
hepsi de muttasldr" demitir76.
bu'salah, sem belli olmadka enne harfinin inktaca hamlolunaca grn ileri sren elBerdicryi bahis konusu ederek u mahedesini anlatr. ElBerdici'den nakledilen bu gr n aynsn Yackilb bn eybe'nin Musned'inde grdm. Y"ftb, Ebu'zZubeyr'in
rivayet etti i (Ebu'zZubeyr Yan Ibni'lI-Janefiyye can cAmmr kale :
Eteytu'nNebiyye (s.a.s.) ve huve yu alli fesellemtu caleyhi fereddecaleyye's-selam hadisini zikretmi ve bunun musned mevsl oldu unu sylemitir. Sonra lays bn Sa`dn ayn haberle ilgili (Rays bn Sacd) can
`Ata' bn Ebi Rabdh can
enne (Ammiiran merre bi'nNebiyyi (s.a.s.) ve huve yu alll.
rivayetini zikretmi , bunun da can
cAmmr kle : Enne cAmmiiran merre denilmesi dolay syle mursel olduunu ileri srmtr76 .
ibnu'salah'n bu ifadesinden anla ldna gre ayn hadisin iki
rivayetinden birinde can cAmmr kle dierinde enne Ammaran merre
denilmesi sebebiyle birincisi muttas l, ikincisi mursel veya munkatc
addedilmitir. Bu, u demektir ki, enne ittisale dellet ynnden can
759. Bkz. Ibnu's-alW, `Ulrmu'l-badi , s. 57; es-Suyati, Tedrib, s. 134.
760. Ayn yer.
761. bnu's-alal, `Ulumu'l-hadis, s. 58; es-Suyati, Teddb, s. 135.
259
gibi deildir. 'An ittisale dellet etti i halde enne buna dellet etmez.
Bu gr, yine ibnu's alh'n Ahmed bn kianberden naklen verdi i
`an ve enne eit deildir" hkmne uygundur762.
.
Ancak
ibnu's alah'n <IT/,m'u zerine yazd Talcyld'inde bu gre itiraz eder ve yle der:
"Musannfn Ahmed bn Hanbel ve Ya<kub bn eybe'den (an
ile enne'nin birbirinden ayr eyler olduuna dair hikye etti i gr,
onun anlad ekilde deildir. Aslnda gerek Ahmed bn Hanbel ve
gerekse Ya<kab bn eybe enne sebebiyle can ile enne arasnda bir ayrm
yapm deillerdir. E er burada bir ayr lk sz konusu edilirse, bu baka
bir sebep dolay syledir. Bu sebep de udur: Yackfb bn eybe enne ile
gelen rivayeti mursel olarak tavsif etmi tir; nk ibnu'lHanefiyye
kssay <AmmWa nisbet etmemi tir. E er o, enne Ammran Merertu bi'nNebiyyi (s,a.s.) demi olsayd, rivayeti mursel klmazd ;
fakat enne Ammaran merre lafz kullanld iin bnu'lHanefiyye,
hid olmad bir hdiseyi anlatm oluyordu. Filhakika ibnu'lIjanefiyye, <AmmW n Hazreti Peygambere u rayp ona selm verdi ini
bizzat m ahede etmemi ti. Bu sebeple hadisi mursel olarak tavsif
etmitir. Kaideye gre bir rvi, herhangi bir vak`a ile ilgili bir hadis
rivayet etti inde, eer Hazreti Peygamberle baz ashab arasnda cereyan eden bu vak`a zaman n idrak etmi se ve bunu rivayet eden o yakaya hid olmu bir sahabi ise, rvinin vakcaya hid olup olmad kesinlikle bilimese bile, rivayetin muttas l olduuna hkmedilir E er
vak`a zamann idrak etmemi se, rivayet, sahabi murselidir. E er rvi
tbici ise rivayet munkat <dr. E er tbi`i, vukuu zamann idrak etti i
bir hdiseyi hikye ediyorsa muttas lelr. Keza vukuu zaman n idrak
etmemi , fakat bunu sahabiye isnad etmi se, bu da mutas ldr; aksi
halde munkatt olur".
"Ahmed bn Hanbel'in <an ve enne ayn de ildir, sz de bu kaideye uygundur. Nitekim eltlatib'in Kifrye'deki rivayetine gre, Ahmed bn Hanbel'e bir kimsenin Kae (Urve enne ciPie lutlet demesi ile
(an Urve an i'ie demesi aras nda fark bulunup bulunmad soruldu u
zaman, "nasl fark olmaz" demi ve iki lafz arasn, birincisinde `Urve'nin, zamamna yeti emedi i kssay Hazreti c..k.'i e'ye isnad etmemesi,
ikincisinde ise, can<ane ile ona isnad etmesi dolay syle tefrik etmitir.
Bu bakmdan birincisi mursel, ikincisi ise muttas ldr"763 .
762. Ibnu'salt, `Ulnzu'lhadis, s. 57.
763. Bkz. elgagb elBa dMI,
s. 408; keza bkz.
69-70.
260
etTalcyid ve'/-1,04, s.
301), tercemesi
261
Ciln bn Ferve
Ebu'l-Celed el-Ahbari.
Ed-Duceyn bn Sabit Ebu'l-Gun.
Zirr bn Hubey : Bu isim ferd de ildir. Aym isimde bakalar da
vardr.
Su'ayr
Yurdan.
Mustemirr ibnu'r-Rayyan.
`Azvan bn Yezid.
Nevf
Zurayb bn Nukayr bn umeyr.
2. Kunyelerde mufredat:
Ebu'l-cUbeydeyn: smi Mu'aviye bn Sebre olup bn Mes'ad'un
ashabndandr.
Ebu'l-'Uera': smi Usame bn
Ebu'l-Mudille: smi maruf
Eb Muraye: smi 'Abdullah bn 'Amr'dir.
Eb Mu'ayd: smi Haf bn Gaylan'dr.
3. Lakablarda mufredat:
Sefine: Hazreti Peygamberin klesi olup ismi Mihran'dr. Bundan
baka Sefine lakab alm kimse yoktur. Savalarda pek ok mal ta d iin Hazreti Peygamber ona "sen bir Sefine (gemi) sin" demi ,
bundan sonra Sefine lakab ile hret kazanmtr.
Suhnan veya Salman: smi 'Abdu's-Selam bn
Mutayn.
Mukedne.
MUFTERIR.(Bkz. Muttefik)
MUHADD Muhaddi , lugat olarak tandi (rivayet etmek)
ten ism-i fail olup hadis rivayet eden kimse manasma gelir. Bu manada
kelime, rvinin mradifidir. Fakat stlahta muhaddi , ravi kelimesine nisbetle daha zel bir manya sahiptir ve aralar nda umm husas
vardr; yani her muhaddi ravidir; fakat her rvi muhaddi
Muhaddisi rviden ayran fark, onun, rivayet ve dirayet ynnden mhir, sahih olan hadisi sakiminden ay rdedebilecek bir melekeye
sahip, hadise mteall k btn ilimlere ve hadisilerin stlahlarna vakf,
262
263
mesi, bir hata neticesi merl tim olarak okunur ve yaz lrsa, o ibare muharref olur; yani tahrife, veya yaz ekli de iiklie uram demektir.
Hadisler arasmda bu trl de iikli e u ram olanlarna ok rastlanr. Ancak hadis imamlar bu deiiklikleri i aret ederek kelimenin do ru
olan eklini gstermi lerdir.
Burada unu da kaydetmek gerekir ki, gerek elHakim enNeysMiri ve Ibnu' alab, ve gerekse enNevevi ve onun arihi esSuy lti,
yazda ekil deiiklii ile meydana gelen muharref hadisleri, sadece
harflerin nokta de iikliine uramasyle meydana gelen mu ahhaf
hadisler ierisinde mtalaa etmi ler ve hepsine birden mu ahhaf demi lerdirn2 . Bununla beraber bn Hacer, mu abbaf iki ksma ayrarak,
yukarda da i aret etti imiz gibi, ekil ve hat de iikliine uram
yazlara muharref, yalnz nokta de iikliine uram yazlara da muahhaf ad n vermitiM 3 .
MUHAZRAMMul a?ram, chiliye devrinde ya ayan, Hazreti
Peygamberin devrini de idrak eden ve fakat onunla sohbeti bulunmayan mslmanlara verilmi bir isimdir. Kelimenin lugat manas eitlidir. Mesela tlarama'/uzne denir ki "kula kesti" manas yla gelir. Bu
manada ncilsatun muhav-am "kula kesilmi deve" tabiri kullanl r.
Yahut labmun mulwam denir ve etin erkek veya di i hayvan eti olup
olmadnn bilinmedii kasdedilir. Keza
mul cv-am tabiri de
suyun ne tatl ne ac olduuna dellet eder. Babas beyaz, kendisi siyah
olan ocu a da mullaram denilmitir.
Chiliye ve slam devirlerini idrak etmi olmakla beraber, Hazreti
Peygamberle sohbetleri bulunmayan ve onu hi grmeyen kimselere
de muhazram tabirinin isim olarak verilmesi, phesiz, yukarda zikretti imiz lugat manalarndan birine uygun d er. Fakat bu isim,
hangi mandan alnm olursa olsun, tlak olunduu kimselerin tarifi
hususunda hadisilerle lugat lar arasnda baz gr ayrlklarnn bulunduu anlalmaktadr. Lugatlara gre mul a?ram, yar mrn
chiliye, di er yarsn da ister sahabeyi idrak etsin ister etmesin, slam devrinde ya am olan kimsedir. Hadisiler nazar nda ise, Mekke
fethinden nce kendi kavmini veya ba kalarm kfr halinde idrak eden
kimsedir. Zira Araplar fetihten sonra islam'a tamamen dahil olmu lar ve chiliye ismi bundan sonra zerlerinden kalkm tr. Nitekim Mus772. Bkz.
s. 146-152; Ibnu's aMb,
Mdrifet
252-256; esSuyfnti, Tedrib, s. 385.
773. 1bn Hacer, Nuljbetu'lfiker erhi, s. 64.
266
s.
etTakyld ve7izah,
s. 282.
777. Nitekim Allah Ta`ill da Kur'm Kerimde Kur'n yetlerinin bir k smn muhkem olarak
isimlendirmi, muhtelif manlara gelmesi muhtemel olan yetlere de mute abih adm vermitir.
Kur'm Kerimde bu konu ile ilgili olarak gelen yet, melen yledir: "Sana Kitab' indiren
O'dur. Bu Kitab'm yetlerinden bir k sm muhkem olup, bunlar Kitab' n temelidir; di erleri ise
mute abihtir" (Ali `Intrn sresi, 7).
267
Kiti-bu'lumm, VII.
268
2-413 hamisi.
hiri tearuza dellet eden hadisler aras ndaki bu ihtilafn sebeplerine i aretle, Hazreti Peygamberden birbirini nakzeden hadisler vrid olmad n
aklam780 , Muhammed bn slk bn Iluzeyme de "birbirine zt iki
hadisin varoldu unu bilmiyorum. Her kimde byle hadis varsa getirsin, aralarn telif edeyim" dem.i tir781 .
Zhiri manalar tearuza dellet eden, fakat aralar nda cem ve telif
yaplmak suretiyle gerekte byle bir tearuzun bulunmad anlalan
iki hadise misal olarak /61 cadv hadisi
firre mine'lmczmi hadisi783
zikredlb.HatPygmerbinchadst"yokurbyurmu , ikinci hadiste ise "czamldan kamay" emretmitir.
Her iki hadis de sahihtir ve zhiri manalarmda bir tearuzun bulunduu Sikardr. Bu tearuz, sirayetin nefiy ve isbat ndad r. nk
Hazreti Peygamber, bir hadisiyle hastal klarn, hastalkl kiilerden
salam kiilere gemiyece ini belirterek sirayeti nefyederken, di er
hadisiyle czamldan kamay emrederek sirayeti isbat etmi tir. Bununla
beraber hadis ulemas , iki hadis aras n eitli yollardan cem ve telif
etmiler ve aralar nda bir tenakuzun bulunmadn ortaya koymu lardr. Onlarn bu cem ve telifi yle zetlenebilir:
1. bnu's al'at'm da iaret etti i gibi', hastalklar, tabiatlar
itibariyle sirayet edici de illerdir; fakat Allah Ta'ala, bir hastal a mbtela olan kimsenin sa lam kimse ile temasn , hastaln salam olana
gemesi iin bir sebep k lmtr. Bu itibarla Hazreti Peygamber, birinci
hadisi ile, chiliye Arab n, hastalklarn tabiatlar itibariyle sirayet
780. Bkz. e-ffri,
s. 210 vd.
781. Bkz. es-Sur-4i, Tedrib, s. 387.
782. Hadisin e itli rivayetleri vard r. Muslim'deki bir rivayet yledir: 'An Ebi Hureyre:
Hine kle Rasulu'llah (s. a. s.) "I cadv ve l afer ve Iri hme" felsle a`rbiy: Y. Rasla'llah
fem blu'l-ibili teknu fi'r-remli ke'e mehr'i-ibcu, feyeePu'l-baciru'l-ecrebu feyedhulu
flh feyucribuh kulleh? Kle: Femen a`da'l-evvele?".
"Ebu Hureyre'der rivayet edilmitir Hazreti Peygamber: Hastah m bizzat sirayeti yoktur. Safer'in hurmeti yoktur. Bayku ile tee'un de yoktur, dedi i zaman bir l Arab
yle hitap etti: Y Rasulallah, yle Ise, benim geyikler gibi sa lam ve temiz develerime ne dersin? Uyuzlu bir deve gelip de sa lam develer arasna girince onlarn hepsini uyuz ediyor? Hazreti Peygamber arbiye yle dedi: Ya ilk uyuz deveye bu hastal kim sirayet ettirdi?". Hadisin metni iin bkz. clffi, IV. 1742. Hadisin el-Buhri rivayeti iin bkz. ahiti, VII. 19.
Hadis metninde geen `advC kelimesi, hasta olan bir kimse ile temas eden sa lam kiiye aym hastaln gemesi demek olan i<dirdan isimdir ki hastal m sirayeti mansum gelir.
Hazreti Peygamber WadvC sz ile sirayeti nefyetmi olmakta, yani hastaln kendi kendine
gemiyece ini bildirmektedir.
783. Bkz. el-Buhri, 5414, VII. 17.
784. Bkz.
s. 257.
269
270
nin rvisi kadn ise, birincisinin rivayeti tercih olunur keza rvinin
hr olmas bu da, kle olan bir rvinin rivayetine tercih sebebidirravinin neseb ynnden me hur olmas , isminin, aralarnda ayrm yap lmasn gletirecek zay f bir rvi ismi ile kar mamas , isminin tek
olmas, mracaat edece i kitab bulunmas , adaletinin tezkiye ile sabit
olana kar ihbar yolu ile sbit bulunmas , rivayetiyle amel edilmi
olmas , muarznn, tezkiye eden taraf ndan haberiyle amel olmmamasma karlk dierinin haberiyle amel olunmas , adaleti zerinde ittifak
edilmesi, tadil sebeplerinin zikredilmi olmas , tezkiye edenlerinin ok
olmas, keza tezkiye edenlerinin ulemadan olmas , rvinin nakletti i
haberle ilgili vak'aya bizzat ahid olmas mesela Hazreti Peygamberin
zevcesi Umm Seleme'nin cnb olarak gecelemekle ilgili haberi, buna
muarz olarak elFazl bn 'Abbas tarafndan nakledilen habere tercih
edilir; nk Umm Seleme, bu konuda elFazl bn (Abbas'a nisbetle
daha bilgilidir rvinin islam'a muteahhr olarak girmi olmas bazlar bunun aksini ileri srm lerdir; nk mutekaddim olan n asalet
ve marifeti daha kuvvetlidir. Fakat mtekaddim olan n lm, Islam'
mteahhr olana nisbetle teahhur ederse rivayeti tercih olunmaz; nk
bu durumda islam' mtekaddim olan rvinin rivayetinin di erine nisbetle teahhur etmi olmas ihtimali vardr. Bununla beraber mtekaddim olann rivayetlerinin di erinden mukaddem oldu u bilinirse, mtekaddimin hadisi tercih olunur. 11:ayinin hadisini dikkat ve titizlikle
aratranlardan olmas ve ushlbnn gzelli i; rvinin muarzna nisbetle eyhine daha ok mlzemet etmesi, kendi lkesinin eyhlerinden
hadis iitmi olmas, hadis alrken eyhini bizzat m ahede etmi ve
onunla konumu olmas, mana ile rivayeti tecviz edenlerden olmamas ;
sahabinin byklerden olmas ; hadis 4ziye ile ilgili ise, rvisinin <Ali
bn Ebl Talib olmas ; helal ve haramla ilgili ise Mucaz'dan, fera'izle
ilgili ise Zeyd'ten gelmi olmas ; isnadnn Hicazi olmas, yahut ravilerinin tedlise rza gstermeyen bir lkeye mensup olmalar . . . bunlarn
hepsi de hadisin tercih edilmesinde gznnde bulundurulan ve rvinin
haline taalluk eden sebeplerdendir. Bu halde bulunan rvilerin hadlleri, ayn halde bulunmayan rvilerin nuarz olarak rivayet ettikleri
hadislere tercih olunur.
2 . Hadis tahamml ile ilgili tercih sebepleri: Bhl andan sonra
hadis alanlarn hadisleri, bazsn bhl andan nce, baz sn da bu
adan sonra alanlarn hadislerine tercih olunur; nk bu ikincilerin,
bldan sonra alm olduklar hadisleri de bh'dan nce alm olmalar ihtimali vardr. Halbuki blclan sonra hadis tahamml eden kimse, zabt ynnden daha kuvvetlidir.
272
Rvinin, eyhinden sem yolu ile ald hadis, arz yolu ile alan di er
rvinin hadisine, yahut arz yolu ile ald hadis, kitabe veya mnavele,
yahut vicde yolu ile alan rvinin hadisine tercih edilir
3. Rivayet keyfiyeti ile ilgili tercih sebepleri: Lafzan rivayet edilen hadis, man yolu ile rivayet edilen hadise, sebebi vrtidu zikredilen
hadis, sebebi vrd zikredilmeyen hadise tercih olunur; nk rvinin
hadisin sebebini bilmesi, onun hadise kar olan titizli ine dellet eder.
Rvisi tarafndan hadis zerinde tereddde d lmemesi, hadisin baddeencl ve semictu gibi ittisale kesinlikle dellet eden tabirlerle rivayet edilmesi, ref`i veya vasl zerinde ittifak edilmi olmas, isnadmda ihtilf,
yahut lafzmda izt rab olmamas , hadislerden birisi me hur iken dierinin aziz veya garib olmas , yahut birisi aziz iken di erinin garib olmas
da rivayet keyfiyeti ile ilgili tercih sebeplerindendir.
4. Hadisin vdd vaktiyle ilgili tercih sebepleri: Medeni olan hadis
mekki olana, tahfifi ihtiva eden hadis, teahhura dellet etmesi dolaysyle, iddeti ihtiva eden hadise tercih olunur nk Hazreti Peygamber, islm'n ilk devirlerinde, yani Mekke devrinde mslmanlar chiliye detlerinden uzakla trmak iin daha iddetli bir dil kullanm,
fakat sonralar buna lzum kalmad iin daha yumuak olmaya meyletmitir. Keza islm'n geliinden sonra tahamml edilen hadis, islmiyetten nce tahamml edilen hadise, vrd tarihi zikredilmeyen
hadis, vrd tarihi mtekaddim olarak zikredilen hadise, Hazreti Peygamberin vefat na yakn bir tarihte vrd eden hadis, tarihsiz hadise
tercih edilir
5 . Hadisin lafz ile ilgili olan tercih sebepleri: Lafzlar hss ifade
eden hadis, m olarak gelen hadise; m olarak gelen ve tahsis olunmayan hadis, tahsisten sonra sir ferdlerine delletinin zarfh dolarsyle tahsis olunana; mutlak, bir sebep zerine vrid olana; hakikat
mecaza; hakikata benzeyen mecaz, benzer olmayan mecaza; er'l olan
olmayana tercih edilir
6 . Hkm ynnden olan tercih sebepleri:Tahrime dellet eden, yani
bir eyi haram klan hadis, onu mubah klan hadise, ihtiyat gerektiren
bir meselede iddet getiren hadis, hafife, haddin nefyine dellet eden
hadis, haddi getiren hadise tercih olunur.
7. Hrici tercih sebepleri: Kur'n Kerimin zhirine, yahut bir
baka sunnete, kyasa, mmetin veya Hulafai R idinin amel ve tatbikat olan dier bir rivayetle takviye edilen, yahut getirdi i hkmle
273
274
MUK "ATEBE Lugat ynnden "yaz ma" mansma gelen mukrtebe, hadis stlahnda tahamml yollarndan birine dellet etmek
zere, eyhin kendi mesmuct m veya hadislerinden baz sn yaknda
veya uzakta olan bir kimseye yaz p gndermesidir. "Kitbe" de denilen
bu metodla, kendisine hadis gnderilmi olan ahs, o hadisleri eyhten
alm ve rivayet hakkna sahip olmu saylr.
eyhin, ister kendi hatt ile olsun, ister bakalarna yazdrmak suretiyle olsun, bir ahsa gnderdi i hadisleri muhtevi mektup veya risale,
bazan eyhin, o hadislerin rivayeti iin icazet verdi ini belirten ak
szlerini de ihtiva etti i halde bazal): da bunlardan mcerred olur; yani
hadislerin rivayeti iin izin verildi ine dellet eden icazet lafalar m
ihtiva etmez.
cazet lafzlar, eyhin, mektubun ba na veya sonuna kaydetti i
eceztuke ma ketebtu leke "sana yazdm hadisler iin icazet verdim"
ve buna benzer ibarelerden ibarettir. cazet lafzlarm da ihtiva eden
bu trl rivayet ekli, shhat ve kuvvet ynnden icazete ba l mun-vele ile ayn derecededir.
cazeti ihtiva etmeyen muktebe ekline gelince, ba larnda eleljAmidi ve ibnu'lKattan olmak
zere baz kimseler, bu yolla alnan hadislerin rivayetini ciz grmemilerdir. Bununla beraber, Eyy -ah esSattiyni, Mansr, elLey .
bn Sacd, bn Ebi Sebura gibi mutekaddimn ve muteahh rndan bir
ok kimse, Ebu'lMuzaffer esSem(ni, uslclerden er7-Rzl: bunu
tecviz etmi ler ve kitaplar nda bu eit rivayetlere yer vermi lerdir.
Nitekim hadis kitaplarn gzden geirenler ketebe ileyye fulnun kle
kaddesen fulnun... gibi ibarelerle rivayet edilmi bir ok hadise rastlarlar ki, hepsi de bu kabildendir. Hadisiler aras nda bu eit rivayetler mevl saylmtr. Hatt esSem(ni byle rivayetleri icazetten
daha kuvvetli addetmi , esSuyti ise, belki munvelenin bir ok eitlerinden de kuvvetli oldu unu sylemi tir79.
ipw
elBasan bn `Abdirratman tarikyle baz ilim erbabndan nakletti ine gre, bir muhaddis, herhangi bir kimseye hadisleriniyazp gnderir ve bu hadisleri fuln kimseden i ittiini de ayrca
tasrih ederse, hadisleri alan kimse, ya muhaddisin kendisine bunlar
yazdn yakinen bilir, yahutta onun tarafndan yazldnda pheye
der. E er pheli ise, bu hadisleri rivayet etmesi ciz olmaz. Fakat
onun tarafndan yazldna yakinen inamrsa, o zaman, yaz l olarak
790. EsSuytl, Tedrib, s. 278.
275
276
s. 209.
277
278
Eb Sacid
bnu'lCevzi'ye gre 1170, Ahmed bn Hanbel'in Musned'inde 958 hadis;
Abdullah bn Mes'fid: ibnu'lcCevzi'ye gre 848, Ahmed
Hanbel'in Musned'inde 892 hadis;
bn
'Abdullah bn (Amr
bnu'lCevzi'ye gre 700, Ahmed
bn Hanbel'in Musned'inde 722 hadis yer almtr.
Burada, Ahmed bn Hanbel'in Musned'iyle ilgili olarak verilen hadis
saylarnda, mkerrer olan hadislerin de dahil bulundu unu unutmamak
gerekir. nk bir hadis, muhtelif isnadlarla rivayet edildi i zaman isnadlarmn saysmca bir ok hadis olur. Bu bak mdan, her sahabinin
rivayet etti i hadislerin gerek say sn, ancak mkerrer olanlar n karlmas suretiyle tesbit etmek mmkndr. Mesela Ahmed bn Hanbel'in
Musned'inde yer alan Ebfi Hurayra hadislerinden mkerrer olanlar karld takdirde 1579 hadisin kald grlr. Halbuki ibnu'lCevzI
Baky bn Mahled'in Musned'inde Ebfi Hurayra'ya ait 5374 hadis
saymtr. phesiz bunlar aras nda mkerrer olan hadisler de yer alm
olacaktr799.
MUMLI mWdan ismi fail olup "imla eden, yani yazd ran" manasma gelen mumli, hadis meclislerinde, hadis dinlemek veya yazmak
maksadyle toplanan cemaata kitab ndan veya hafzasndan okuyarak hadis yazdran eyh yahut muhaddis kar* kullamlm bir
t abiridir .
Bazan, hadis yazacak cemaatin ok kalabal k olmas ve geni bir
sahay kaplamas dolaysyle, mumlinin sesinin uzakta oturanlar tarafndan duyulmamas, iml srasnda mustemli tabir olunan yksek sesli
araclar kullanlmasna yol amtr. Bunlar, mumli (eyh) nin okuduu
hadisleri yksek sesle tekrarlayarak uzakta oturanlar n daha iyi duymalarm salarlard (Bkz. Mustemli).
Ancak, mumlinin sesini duymadan sadece mustemlinin tekrar ile
hadislerin yaz lmas, bilahare bu yolla alnan hadislerin mumliden rivayet edilmesi hadisiler aras nda ihtilaf konusu olmutur. Mutekaddimfindan bir cemaatin gr ne gre bu caizdir. Mesela' bn 'Uyeyne,
halkn ok kalabalk olduunu ve bir ok kimsenin iitmediini syleyen mustemli Elyfi Muslim'e "onlara sen duyur" demi tir800. ElAcme
anlatr: brahim enNeba'rnin etrafnda oturur, rivayet etti i hadis799. Ayn eser, s. 211-212.
800. EsSuyi41, Ted ib, s. 253.
2 79
280
Aym yer.
Aym yer.
Bkz. Ibnu' alrb,
s. 132.
Bkz. Muslim, abIl., III. 1452-1453.
El`Ir4I, etTalcy[d ve'1-104, s. 149-150.
(s.a.s.) yevme
lah (s.a.s.) kale: Feket e ileyye: Semictu
Cumucatin, ca iyyete ucime'leslemiyyu, yaklu "la yezalu'dDinu
ka'inen hatta tekiime'ssacatu ev yekiine <aleykum isna ca ere halifeten, kulluhum min Rureyin...
bn Sa`d, rivayetinde, Cabir'e bir mektup yazarak Hazreti
Peygamberden iittii bir eyi kendisine haber vermesini istedi ini,
onun da yine bir mektupla, k yamete kadar, yahut hepsi de Kurey ten olan 12 halife gelinceye kadar dinin baki kalaca na dair Hazreti
Peygamberden i ittii hadisi yazdn bildirir 806.
Bu rivayette Cabir bn Semura, iitmedii ksm, dier iittii ksmdan ayrt etmemi, daha do rusu, babas vastasyle rendi ini belirtmemitir. Bu bakmdan Cabir'in bu hareketi, mumliyi i itmeden mustemll vastasyle ahnan hadislerin mumliden rivayetinin cevaz na delil
olarak gsterilmi tir. Bununla beraber elcIraki, rivayetle ilgili bu
gre eitli ynlerden itiraz edilebilece ini syler ve u ihtimalleri
ileri srer:
1. Bu rivayetteki i itilmeyen ksm, belki de ba ka rviler tarafndan idrac edilmi tir. Bir baka deyile, Cabir, Hazreti Peygamberden iittii ksmla babasndan iittii ksm ayrt etmitir de, hadisi
ondan nakleden baz rviler iki ksm birletirmilerdir. Nitekim <Aldu'lMelik bn cUmeyr, ea`bi, Hu ayn ve Simiik bn Harb gibi bir
ok kimse, hadisi mursel olarak rivayet ettikleri halde, yaln z qmir
bn Sacd nevl olarak rivayet etmi tir.
2. Seyhan, yani elBuhar! ve Muslim, her ikisi de mufassal rivayette ittifak ettikleri halde, Muslim, cAmir'in raevsul rivayetiyle infirad etmi, yani tek kalmtr.
3. Ekseriyetin Cabir'den mezkr hadisi rivayeti semal yolu ile
olduu haldeilmir bn Sa(d'n rivayeti muktebe yolu iledir ve sema(
ile muttasl deildir.
4. ayet Cabir hadisini irsal etmi se, bu da ancak sahabe iin
cizdir; yani bir sahabi, bir ba ka sahabiden i ittii hadisi irsal ederek
(Bkz. rsal ve Mursel) Hazreti Peygamberden rivayet edebilir; nk
sahabenin hepsi de udldiir; yni adil kimselerdir. Fakat bu, sahabi
olmayan kimseler iin caiz de ildir. Binaanaleyh Cabir'in, bu rivayette
hadisi babasndan irsal etmi olmas da ihtimal dahilindedir 807.
806. Mezkiir hadis iin bkz. Muslim, ,5414, III. 1453.
807. Bkz.
etTa4yid
s. 150
281
282
283
284
285
gre, sair tahammul yollar nda olduu gibi, hadisin alnm olduu
yolun belirtilmesi arttr. Mesela rvi "baddeeni, yahut al berani fuldnun
munveleten der; yani fuln kimsenin, hadisi munvele yolu ile kendisine rivayet etti ini, yahut haber verdi ini belirtir. Yahutta naveleni
fulnun ve buna benzer tabirler kullan r824 . Bununla beraber hadis
imamlar arasnda tatbikat nn yine de bir birinden farkl olduu anlalmaktad r. Mesela Eb Ca<fer Ahmed bn 13[amdan, elBuharrnin
kle li fulnun diyerek rivayet etti i btn hadislerin turz ve mundvele yolu ile alndn syler825 . Bunun gibi, mam elEyzati, munavelede baddesen yahut al,beran kullanmak istediini soran `Amr
bn Ebi Seleme'ye "e er sana rivayet etmi isem bunlar kullanrsn;
fakat munavelede kle Ebii Amr yahut can Ebi Amr dersin" demi tir 826.
MUNKATIt Munkat < tabiri, lugat ynnden, umumiyetle isnaal muttas l olmayan hadisler iin kullanlmtr. nkta< veya ravi
dmesi, isnadm ister ba nda olsun, ister ortas nda veya sonunda olsun, o isnad munkat <dr. Bu bak mdan, sahabisi d en ve mursel denilen isnadda munkat< aras nda lugat manas ynnden hibir fark yoktur 827
286
Macrifet
s. 52.
831. HadIsin metni iin bkz.
832. Bkz.
U/Cmu'/-/md4, 52-53.
287
288
s. 83.
289
290
291
Haccac bn Ertat'n, Sufyn esSevri'nin ve ucbe'nin ezZuhri'den rivayetleri misal olarak gsterilebilir. Bize gre bunlar n hepsi hakkndaki hkm birdir. Hatt mlki oldu u eyhten hadis iiten, fakat
bu arada iitmedii hadisi irsal eden kimseler hakkndaki hkm de
byledir 846 .
ElHatib'in bu ifadelerinden a ka anla hyor ki, ona gre, tabiciinun dorudan do ruya Hazreti Peygamberden rivayet ettikleri hadisler
mursel olduu gibi, tabicindan olmayan ve daha sonraki tabakalara
mensup bulunan kimselerin musarat etmedikleri, yahut musarat etseler bile mlki olmadklar hatt mlki olupta i itmedikleri kimselerden rivayet ettikleri hadisler de murselden say lr. Maamafih, murselin tarifiyle ilgili olan bu ihtilaf, stlah ve kelime ynnden olan bir
ihtilaftr ve mannn z zerinde herhangi bir tesiri yoktur; zira ister
grne uyularak hepsine birden mursel denilsin, ister mursel yalnz tabiclnun rivayetine atfedilmi olup bunun dndakilere
muczal veya munlat c denilmi olsun, hepsi de, her iki grup nazar nda
makbul olmayan hadis e itlerindendir. u da var ki, mursel tabirini
daha umumi manda kullanan elIjatib, esSuytrnin ifadesine gre,
bu tabirin istimal ynnden ok defa tabicanun Hazreti Peygamberden
rivayet ettikleri hadislere tlak olundu unu da belirtmi bulunmaktadir847.
Buna gre, muhaddisler mursel laf zm tabiciinun Hazreti Peygamberden rivayet ettikleri hadislere tahsis etmi ler, fukaha ve uslcler
ise, bunu daha umumi manada kullanarak munkat c hadislere de te mil
etmilerdir.
Mursel hadislerin delil olarak kullamhp kullan lamayaca hususunda e itli grler ileri srlmtr. EnNevevi'nin belirtti ine gre,
hadisilerin ounluu, bir ok fukaha ve usleler nazar nda mursel
zayftr ve onunla ihticac olunmaz. E afici de ayn gre sahiptir 848 .
mam Muslim ise, abib'inin mukaddimesinde "rivayetlerden mursel,
bize ve haberlere vak f kimselere gre huccet de ildir" demitir 849 .
Murselin zayf ve merdld hadisler aras nda yer almasnn balca
sebebi, mahzilf olan ravinin, yani tabiinin hadisi alm olduu eyhin
adalet ve zabt ynlerinden halinin bilinmemesidir. E er isnaddan
dm olan bu rvinin sahabi oldu una kesinlikle hkmedilebilse
846.
847.
848.
849.
292
s. 384.
850.
851.
852.
853.
293
294
Bkz.
s. 464.
Aym eser, s. 465.
Hadis iin bkz. MElik, elMuvag r, II. 655.
Bkz. esSuyti, Tedrib, s. 121.
hilfma, bnu'lMuseyyib'in murselleri e fiTnin nazarnda huccettir; nk e fici, onun mursellerini tetkik etmi ve hepsinin _de
musned olduunu grmtr. Dier bazlarna gre ise, ibnu'lMuseyyib'in murselleri de, e ficinin nazar nda dierlerinden farks zdr;
yani onlar da di erleri gibi huccet de ildir. Bununla beraber e fici,
onun mursellerini tercih etmi tir; nk, her ne kadar hkm istinbatnda mursel delil olarak kullan lmasa bile, baz hallerde onunla
tercihde bulunmak cizdir 858.
Elljatib, bu ikinci kka iaretle, kendi nazarnda sahih olan grn
bu olduunu syler ve "esasen Sacid'in murselleri aras nda musned
olmayan hadisler de bulunmaktad r. Bununla beraber e fig, kibar
tbicinin mursellerini di erlerinden ayrdederek onlara stn bir meziyet
atfetmi tir. Bunlar aras nda tabiatiyle Sagd'in murselleri de vard r"
der 859 .
Burada una da iaret etmek gerekir ki, Sacid bnu'lMuseyyib'in
murselleri, imamlar aras nda umumiyet itibariyle sahih kabul edilmitir. Mesel Yahy bn Macin "mursellerin en sahili Sacid bnu'lMuseyyib'in murselleridir" demi , Ahmed bn Hanbel de, buna yakn
bir ifade ile "Sacd bnu'lMuseyyib'in murseltnn en sahih murseller" olduunu sylemitir86q.
Sa(id bnu'lMuseyyib'in mursellerini sz konusu eden elklikim
de, bunlarn en sahih murseller oldu unu sylemi ve buna delil olarak
yle demitir: "nk Sacld sahabe evldmdand r. Babas elMuseyyib bn Hazn, ecere ve Rivn bey'ati ashab ndan idi. Sacid, <O ner'i,
cOsnn', 'Ali, Talha, ezZubeyr ve di er Aerei Mube ere'yi idrak
etmitir. Halbuki tbictn arasnda onlar idrak eden ve onlardan hadis
alan Sdid ve Rays bn Ebi lizim'den ba ka kimse yoktur. Btn bunlara ilveter Sacid, IJicz ehlinin fakih ve mftisi ve Fukahai Seb`an n
ilkidir; o Fulahi Seba ki, Mlik bn Enes onlarn icmacm btn halkn icmac saymtr" 861.
Elklkim'in belirtti ine gre, mursellerin o u, Medine ehlinden
Sacid bnu'lMuseyyib, Mekke ehlinden `At' bn Ebi Rably, Msr
ehlinden Sacid bn Ebi Hill, m ehlinden Meklal edDmaki, Bara
ehlinden elHasan bn EbilHasan (elBa ri) ve Kfe ehlinden Ibr858.
859.
860.
861.
elBadk11,
s. 404-405.
s. 25-26.
295
296
Ayn yer.
EsSuyilti, Tedrib, s. 123-124.
Ayn eser, s. 125.
Ayn eser, s. 124.
Ayn yer.
Ayn yer.
isnad ederek nakletti i hadisler huccet olarak kabul edildi i halde, murselleri kabul edilmemitir.
Kiife ehlinden gelen brahim en-Nahacrnin murselleri ise, Yahya
bn Ma% tarafndan daha shhatli grlm ve mesela e -acbrnin
mursellerine tercih edilmi tir. Hatta bn Ma`in, "onun murselleri Salim
bn <Abdillah'n, el-Kasm ve Sacid bnu'l-Museyyib'in mursellerinden
daha ok ho uma gidiyor" demi tir. Keza Ahmed bn Hanbel'e gre
de en-Natacrnin mursellerinde bir beis yokturs".
Mursel hadisler, baz imamlar tarafndan mstek l kitaplar halinde
cemedilmitir. Bunlar aras nda en ok hret kazananlar Eba Davad
es-Sicistani (202-275) nin Kitclbu'l-Merdsll'i, yine bn Ebi Hatim (240327) in ayn isimdeki kitab ve Ebii Sacid (694-761) nin CCImi<u't-talll
Burada, bir de sahabi mursellerine i aret etmek yerinde olur. Bu
murseller, bir sahabinin ya nn kk olmas, yahut slm'a ge girmesi dolaysyle bizzat m ahede etmedi i, yahut iitmedii eyleri
Hazreti Peygambere isnadla nakletti i haberlerdir. Sahih olan gr
gereince, bu eit mursellerin s hhatine hkmedilir El-Buhari ve Muslim'in c4/41erinde bunlar say lamyacak kadar ok yer alm tr nk
bir sahabinin, Hazreti Peygamberden i itmeden ona isnad etti i bir haberi ancak kendisi gibi bir sahabiden alm olduuna phe yoktur.
Belki sahabi olmayan kimselerden ald haberlerin de bulunabilece i
dnlse bile, bu ok nadirdir ve bu e it haberlerin kaynaklar da genellikle belirtilmitir. Sahabe, hepsi de udal olduklar iin, haberlerinde
herhangi bir phe ve tereddde yer yoktur.
MURSEL HAFI
bn Hacer'in tarifine gre mursel hafi, bir ravinin, muasn olan, fakat mlak olduu bilinmeyen kimseden rivayet
ettii hadisin ismidir869. bm'-alah'n ve ona uyan en-Nevevi'nin
tariflerinde ise, ravinin, kendisinden hibir hadis i itmedii, yahut
kendisine hi mlak olmad bilinen eyhten rivayet etti i hadistirs".
Bu tariflerden anla lyor ki, mursel hafi, senedinde inkta bulunan
hadistir; yani munkat c dedi imiz bir hadis e ididir. Bununla beraber,
senedinde inkta bulunan hadis e itleri vardr ve bunlar birbirinden
ayrdetmek gerekir; zira bunlar aras nda, senedlerindeki inkta ynnden bir benzerlik bulunsa bile, ink tacm sened iinde bulundu u yere ve
868. Ayni yer.
869. Bkz. Nubbetu'lfiker erhi, s. 56.
870. Bkz.
`U/rmu'/hadis, s. 261; esSup:iti, Tedrib, s. 393-394.
297
Hz.Pey amber
Hz.Peyramber
Sahabi
Rvi
Sahabi
__T__
Rvi
3
4
RNd
T
Rvi
Rvi
Ravi
Rvi
Rvi
6
veya Muslim
vi ( eyh)
Ravi
T-R
301
302
naklen belirtti ine gre, Eb Masa Muhammed ibnulMusenna bu ibareyi ta la ederek ev titun tenctru eklinde rivayet etmi tir877 .
Zikrettiimiz bu misallerde a ka grld gibi, baz kelimeler
zerinde yap lan hatalar, tamamiyle nokta de imelerinden ibarettir
ve bn Hacer'in tarifine gre bu e it hatay ihtiva eden hadislere musahhaf denir.
bn Hacer'in mubarref olarak isimlendirdi i dier rivayet hatalar
ise, kelime eklinin bozulmas yle ortaya kar. Mesela:
...Ihtecera Raslu'llah (s.a.s.) hucreten bibasafetin ev ha irin...
Zeyd bn Sabit'ten rivayet olundu una ge, Hazreti Peygamber
(mescid iinde) kendisine hasrdan kk bir oda evirmi tir.
Ba tarafndan bir cmlesini zikretti imiz bu hadis, elBubarl
ve Muslim tarafndan nakledilmitirm. Ancak, ayn hadisi eyhinden
iitmeden bir kitaptan al p rivayet eden bn Lehica, ilk kelimede hataya
dm ; ibtecera okuyacak yerde, onu tahrif ederek, "hacamat oldu"
manasnda ilteteme eklinde okumutur879. Bu sebeple, iinde yaz
ekli deiiklie u ram kelimeleri ihtiva eden hadislere mubarref denilmitir.
Tashif ve tahrifin, bazan da isnadta vaki oldu unu yukarda kaydetmitik. Bunun gzel bir rne ini elHakim zikretmi tir: Muhammed bn (Abdi'lRuddas elMukri'nin, baz eyhlerinden nakletti ine
gre, Ba dad'ta bir eyh hadis rivayeti iin oturmu ve yle bir isnad
okumutur:
...`An Sufyan esSevrT, `an Celed
`ani'lCisr...
303
304
adh
305
demitir: "Bu ok garibtir; zira onun tefsirle ilgili bir de kitab vardr.
Onun hakknda yle eyler naklediliyor ki, bunlar, mektep ocuklar ndan bile sadr olmaz"".
Ta hif metinlerde vaki oldu u zaman, ok defa man:alarm bozulmasna yol amtr. Bilhaassa bunu yapanlar, hadis bilgisi bak mndan
kifayetsiz, hafza bakmndan da zayf olurlarsa, mann n ne ekil
alabilece ini tahmin etmek g olmaz. Bunun gzel bir rne i elBuharl ve Muslim tarafndan rivayet edilen"' (aneze (stre olarak kullanlan baston) hadisinin Muhammed Ibnu'lMusenna elcilnezi nazarnda kazand bir manadr. Kutubi Sitte imamlarnn eyhlerinden
olan bu ahs, Hazreti Peygamberin caneze denilen bir bastonu stre
olarak nne dikip ona kar namaz kldn bildiren hadisi iitince
"biz erefi byk olan kavimiz; biz (Aneze'deniz. Hazreti Peygamber
bize la (dua) . da bulundu" demitir892.
MU ANNAF Tanif babndan ismi mefcal manas nda "tasnif
edilmi", veya snflandrlm demek olan musannaf, ibadete, mumelta ve dier eitli konulara ait hadisleri, ilgili olduklar blmlerde
kitaplar ve bblar halinde cemeden eserlere verilmi bir isimdir.
kinci Hicri asr n ortalarna kadar hafza yolu ile muhafaza edilen
ve ancak unutulmaya, yahut h fzedenlerin lmleri dolaysyle yok
olmaya kar ikinci derecede bir tedbir olmak zere, herhangi bir tertip
ve tasnife tbi tutulmaks zn gelii gzel yazlan hadisler, ikinci as rn
ortalarndan itibaren musannaf, cami` ve sunen gibi isimler alt nda ve
konularna gre tertip ve tasnif edilme e ba lamlardr. Bu bakmdan
hadis edebiyat tarihinde hadislerin yaz lmasyle ilgili devri blmde
incelemek gerekir.
Birinci devir, Hazreti Peygamber ve sahabe devridir. Bu devirde
yaz bilen baz sahabe, Hazreti Peygamberin de msadesini alarak,
ondan iittikleri baz hadisleri yazm lar ve ahife adn verdikleri
kk apta hadis kitaplar meydana getirmi lerdir. 'Abdullah bn
(Artr Cabir bn cAbdillah,
bn Talib, ahife sahibi
sahabilerdendirler. Bu sahifelerde yer alan hadisler aras nda herhangi
bir tertip, ve tasnif d nlmemitir (Bkz. ahife).
kinci devir, tabiciin devrini iine alan tedvIn devridir. Bu devirde
birinci devre nisbetle hadis yazma ve toplama i i daha ok sratlen890. Bkz. bn Keslr, .ktigiru `u/iimi7hadis, s. 192.
891. Bkz.
al.dh, I. 127; Muslim, 5414, I. 358.
892. Ibnu'salW},
s. 254; esSuyiiti, Tedrib, s. 385-386; Ahmed M. akir,
s. 195.
306
mi, resmi ve gayri resmi olarak bir ok hadisi, hem daha nce meydana
getirilmi olan sahifeleri, hem de sahife haline getirilmemi olmakla
beraber, hadisle me guliyeti ihtisas haline getirenlerin ifhi olarak rivayet ettikleri hadisleri, sahifelere nisbetle daha byk hacimli kitaplarda toplamaya ba lamlardr. Bu kitaplar da mretteb ve musannaf
deildir. Ancak, birinci devirde meydana getirilen sahifeler, yaln z Hazreti Peygamberden do rudan do ruya, veya muayyen bir sahabi vas tasyle Hazreti Peygamberden rivayet edilen hadisleri ihtiva ediyor
iken, ikinci devirde ve tedvinin ba lanasyle, muhtelif sahabiler tarafndan Hazreti Peygamberden, yahut muhtelif tbi'iler tarafmdan muhtelif sahabilerden rivayet edilen hadisleri muhtevi kitaplar ortaya kmtr (Bkz. Tedvin).
nc devir ise, ister ikinci devirde yaz lm olsun, ister nc
devirde yeniden toplan p meydana getirilmi olsun, mevcut kitaplar n
tertip ve tasnif edilme e baland devirdir. Bu devirde, muannaj
dediimiz, hadisleri konularna gre belirli bb ba lklar altnda toplayan byk hacimde kitaplar ortaya kmtr.
Yukarda yaplan aklamaya gre, diyebiliriz ki: Hadis tarihinde
kitabetu'/-4adi denildii zaman, umumiyetle, Hazreti Peygamber ve
sahabe devrinde hadislerin yaz lmas akla gelir. Hazreti Peygamberin
bidayette ashab n hadis yazmaktan menetmesi, sonra buna izin vermesi, sahabeden yaz bilenlerin hadis yazmalar, baz hadis sahifeleri
ve bunlarla ilgili btn meseleler bu blm iinde incelenir (Bkz. Kit b etu'l4adi )
Tedvin, hadis kitabetini de iine alan ve daha geni bir yazma ve
toplama faaliyetine dellet eden bir isimdir (Bkz. Tedvin).
Tanif ise, yazh olarak toplanan hadislerin, konular na gre bblar
halinde ayr ayr tertip edilmesidir. Bu itibarla, hadis kitabeti olsun,
tedvin ve tasnifi olsun, her n de birbirinden ay rmak gerekir. Nitekim baz mste rklar, kitabet, tedvin ve tasnif tabirleri aras ndaki
farka, belki de kas dl olarak, dikkat etmeksizin, musannaf eserlerin ortaya k tarihleri hakk nda kaynaklarda yer alan haberlere at fla,
bu eserlerden nce yaz l bir hadis edebiyatmn mevcudiyetini inkr
ve bu konuda gelen haberleri de tekzib etme e almlardr893.
kinci asrn ortalarna doru ilk defa meydana gelen mu annaf
eserlerden zanian mza intikal edenler birka gemez. Bununla bera893. Msterk Goldziher'in bu konudaki iddialarnn mnakaas iin bkz. M. Fuat Sezgin,
Buharinin kaynaklar, s. 37 vd.; keza bkz. Talt Koyi it, Hadis tarihi, s. 205 vd.
307
ber kaynaklar, kimlerin ilk defa hadisleri tasnif ettiklerini ortaya koyan bol haberler saklam lardr. Mesela hadis uslne ait ilk eserin
mellifi saylan er-Ramahurmuzi (. 360), bu eserinde konu ile ilgili
olarak yle der:
"Bildiime gre hadisleri ilk defa tasnif edip bblara ay ran kimse,
Basra'da er-Rebi` bn Subeyl (. 160), Sdid bn Ebi (Arbe (. 156),
Yemen'de <Abd diye adlandrlan tialid bn Cemil ve Mdmer bn Raid
(. 153), Mekke'de bn Cureyc (. 150), sonra Kfe'de Sufyan es-Sevri
(. 161), Basra'da 11ammad bn Seleme (. 167) ve yine Mekke'de Sufyan bn (13-yeyne (. 198), am'da el-Velid bn Muslim (. 195), Rey'de
Cerir bn <Abdi'l-Hamid (. 182), Horasan ve Merv'de <Abdullah bnu'l-Mubarek (. 181), Vasit'da Hu eym Ibn Be ir (. 193) ve bu asra
Kafe'de bn Ebi Za'ide (O. 193), bn Fuzayl (O. 196) ve daha sonralar
Yemen'de `Abdurrazzak bn Hemmam (O. 211) ve Ebu Rurra Musa
Ibn Tarik olmutur" 894.
Yine ayn konuya temas eden Eb Talib el-Mekki de mu annaf
eserlerin 120 veya 130 senelerinden sonra kmaa baladn, bn
Cureyc'in Mekke'de tefsire dair baz kitaplar tasnif etti ini, Ma<mer
bn Raid'in baz suneni muayyen bblar halinde toplad n, Malik
bn Enes'in Medine'de Muvcftn, Sufyan bn `Uyeyne'nin Carnici, Sufyan es-Sevri'nin Muannaf' telif ettiklerini aklar 895.
bn ljayr el-bili (. 585) ise, Endulus'e giren kitaplar aras nda
bizzat okuyup rivayetlerini verdi i baz musannaf eserleri zikreder.
Mesela bnu'l-Cerrah (O. 196) n Mu annaf', Sufyan e-evri (O. 161)
nin Cami<i, Hammad bn Seleme (O. 168) nin Muannaf', Sufyan bn
`Uyeyne' (. 198) nin Muannaf', (Abdurrazzak bn Hemmam (O.
211) m Muannaf', Eb Bekr <Abdullah Ibn Ebi eybe (O. 235) nin
Muannaf', Sdid bn Mansr (O. 227) nin Muannaf' bunlar
arasndadr896 .
Yukarda isimlerini zikretti imiz ve ilk musannaflar diyebileceimiz kitaplar, ok az bir zaman fark yle el-Butari (O. 256), Muslim
(O. 261), ve et-Tirmizi (O. 279) nin el-Camicu'-Sahib denilen musannaflaryle, Eb Davud (O. 275), en-Nesai (. 303) ve bn Mace (O.
273) nin Sunen ad verilen kitaplar takip eder. Hadis musannafat
arasnda el-Kutubu's-Sitte unvaniyle hret kazanan bu alt kitap,
s. 611-613.
894. ErRmahurmuzi,
895. Fuat Sezgin, Buharinin kaynaktan (Kitu'/ku/b'tan naklen), s. 41-42.
896. Ayn eser, s. 42-43; keza bkz. Talt Koyi it, Hadis tarihi, s. 205, vd., 231 vd.
308
309
310
s. 189.
907. Ayn yer. EsSuyti bu ibareyi bn Hacer'in Nubbe erhine atfetmi tir. Ancak elimizde
bulunan bu erhin nshalarnda buna benzer bir kayda rastlanmam tr.
313
314
s.
17-19.
315
316
rifin
grne de uydu unu kaydetmi ve "zira elIlakim, musned tabirini, muhaddisin eyhinden, bu eyhin de kendi eyhinden semaclar zhir olarak Hazreti Peygambere kadar bu ekilde devam
eden bir ittisalle rivayet ettikleri hadislere itlak etti" demi tir9' 6.
bn 13acer'e gre "muhaddisin eyhinden sema<mn zhir olmas"
sz iinde gizli bir inktac bulunan isnadlarn da yer almas ihtimali
mevcuttur. Halbuki, bize gre, 'tarifle ilgili olarak yapt
aklamadan byle bir ihtimalin de nlendi i ve mutlak bir ittisalin art
koulduu anlalmaktadr.
Burada, muttas l isnadla merfac olarak Hazreti Peygamberden
rivayet edilen ve musned denilen hadis e itleriyle ilgili bu a klamay
yaptktan sonra, yine bu e it hadisleri topladklar iin musned ad
verilen hadis eserlerinden bahsetmek yerinde olur.
Filhakika elBuhar' taraf ndan telif edilen elCdmicu' Sahlh'in
tam isminin elGimicu'lMusnedu' Sahihu'lMuitasar Min (Umitri
(s.a.s.) ve Sunenihi ve Eyydn ih olduu917 gznnde bulundurulursa, ittisal ynnden sahih olan hadisleri muhtevi eserlere
musned adnn verildii anlalr. Nitekim elBuhari'nin abil'i gibi
edDarimrnin Sunen'i de bu isimle anlmtr" 8.
Maamafih fkh bablarma gre tasnif edilmi sahih eserlere verilen
musned ismi, stlahta uyubulmam, fakat konular ne olursa olsun,
rvilerinin isimleri altnda toplanan hadisleri muhtevi eserler nusned
ismiyle hret kazanmlardr. Eb Davad etTayisi (. 204) nin,
Ahmed bn I-Janbel (. 241) in, Abdullah bn Muhammed bn Ebi
eybe (. 235) nin, <Osman bn Ebi eybe (O. 237) nin ve Eb ljayseme (O. 234) nin eserleri bu nevidendir.
Musned eserleri, men e itibariyle ilk zuhur eden hadis kitaplar
olarak kabul etmek yerinde olur. Zira me hur rviler tarafndan rivayet edilen hadislerin, o rvilerin isimleri alt nda toplanmas keyfiyeti,
tedvin devriyle birlikte balam tr. Maamafih bu eserler, daha sonralar telif edilen mesela Eb Davild etTayalisrnin veya Ahmed bn
Hanberin Musnecrleri ap nda olmamlardr. Di er taraftan, baz
imamlara atfedilen ve onlar taraf ndan rivayet edilen hadisleri toplayan baz Musned eserlerin daha sonralar baka mellifler tarafndan
meydana getirildikleri de bilinmektedir. Mesela Eb Hanife Musned'i
916. Ayn yer.
917. Bkz.
918. bn Keir, Puiiiru
317
318
319
zayf olanlarn ounun zayflk derecelerinin de iddetli zarfa ula madklar gznnde bulundurulacak olursa, gerek ilmi yola dellet
eden bu amen brhan, Musned'i en iyi bilenlerden olan bn Kesir'in
sznn do ru olduunu ortaya kor" 928.
hreti dolaysyle hakknda ksaca bilgi verdiimiz Ahmed bn
11anbel'in Musned'inden ba ka daha pek ok Musned'ler telif edilmitir. Bunlar n hepsini burada zikretmek lzumsuzdur 929 .
MUSN D Lugat ynnden hadisi kayna na isnad eden kimse
manasna gelirse de, stlahta, hadisleri musned ad verilen kitaplarda
toplayanlara denilmitir. Buna gre mesela Ebil Davild
Ahmed bn Hanbel ve bunlar gibi Musned sahibi olan imamlar birer
musnid'tirler.
MUSTAUREC Lugat ynnden karmak manas ndaki "istihrac tan ismi mefrll olan mustahrec (o ulu: mustahrecat), stlahta,
bir hadis kitab nn hadislerini, o kitab n isnadlar ile deil de, baka
isnadlarla toplayan kitaplara denir. Mesela bir musann f, elBuharinin kitabn ele alarak, birinci hadisten itibaren her hadisi, elBuharPnin isnad ile deil, fakat kendi isnad ile kitabnda naklederse mustahrec denilen bir eser meydana getirmi olur. Mustahrecin musann f,
ok defa, verdi i isnadta, zerine istihrac yapt kitap mellifinin eybinde veya daha stteki bir eyhte mellif ile birle ir. stihracta nemli
olan husus, daha uzak bir eyhte birle erek, kendisine daha yak n ula tracak olan senedi kaybetmemektir. Bu bak mdan istibracta gaye,
hadisin al' olan isnadn vermektir.
Baz hallerde musann fn, bir hadisi, zerine istihrac yapt mellifin isnad ile verdii, yahut baz hadisleri de hi vermedi i grlr.
Bu takdirde, o hadislerin musannfa hi ula mad, yahut ula m
olsa bile mellif tarih ile ula t anlalr.
Mustahreclerde, zerine istihrac yap lan kitaplarn hadislerine
lafzen olsun, manen olsun, tam bir muvafakat art koulmamtr. Bu
sebeple, bir musannf, kendi kitabnda, mesela elBuharrnin bir hadisini
kendisine ulaan bir isnadla nakletti i zaman, bazan bu rivayetin elBuhari rivayetine lafz ynnden tamamiyle uymad grlr ki, bu,
musannfn, rivayeti eyhlerinden bu ekilde aldma dellet eder. Bu
deiik rivayetler dolay syle, mustahrec hadislerle altill'in hadisleri
arasnda az da olsa lafzen ve manen farkl lklar bulunur. Bu itibarla
928. Bu aklama iin bkz. Ahmed akir, elBirksu'lhasi , 28-29.
929. Telif edilen ilk Musned'Ier hakknda bkz. Talat Koyiit, Hadis tarihi, s. 233 vd.
320
321
322
Muslim zerine; Ebu Nucaym elI bahni (. 430) 944nin, Eb <Abdillah bnu'lEhram (. 344) 945 in, Eb Zerr elHerevi (. 435) 9"
nin, Eb Muhammed elH, alll (. 439) 947m, Eb elMercisi
(. 365) 948nin, Eb Mescd Suleynn bn ibrhIm elI bahnI (.
486) 949 ve Eb Bekr elYezdi (O. 428) 950nin ayr ayr her iki ahiti zerine; Eb Bekr (. 407) 951nin yine her iki abilz_zerine tek
bir kitap halinde telif ettikleri mustahreclerdir 952.
Bununla beraber mustehrect yaln z abilcin'a mnhasr kalmamtr. Muhammed bn `Abdi'lMelik bn Eymun (. 330) 9".
Eb Dvfild'un, Eb (Ali etTsi (. 312) 954 etTirmizi'nin Sunenleri zerine, Eb Nu<aym (O. 430) bn Iluzeyme (O. 311) 955 nin etTevhld'i
zerine birer mustahrec telif etmi ler; EbulFail elcIr41 ise elMustedrek zerine bir mustahrec iml etme e balam , fakat tama nlayamamtr9".
MUSTAHRC stuhrac'tan ismi fil mansmda olan mustahric,
elBul:Ar' ve Muslim'in cbil'lerinde yer alan hadisleri kendilerine ula an
323
eden ravileri adalet ve zabt ynnden s k bir incelemeye tabi tutmu lar ve bunun neticesi, rivayeti kabul edilenlerle reddedilmesi, yahut
zerinde durulmas gerekenleri renmiler, ayn zamanda, telif ettikleri tabakat kitaplar nda, bu rendiklerini tesbit etmi lerdir.
Rvilerin tetkikine paralel olarak, rivayet halleri de ayr ca tetkike tabi tutulmutur; nk rvilerin tetkiki neticesinde grlm tr
ki, adalet ve zabt s fatlarn hiz olan her rvinin rivayetini kabul etmek do ru deildir; zira insan ne kadar adil ve ne kadar zab t olursa
olsun, bazan vehim ve hataya d mekten, yahut nisyan (unutkanl k)
lletine maruz kalmaktan kurtulamam tr.
Gerek ravilerin ve gerekse rivayet hallerinin tetkiki neticesinde,
bunlarn, birbirinden farkl dereceleri tesbit edildi i gibi, tesbit iinin
daha salim ve daha kesin bir ekilde yaplmasn mmkn klacak baz
kaideler vazedilmi , bu kaideler yardm ile tesbit edilen farkl derecelerin her birine uygun, s hat ynnden yine birbirinden farkl hadis
eitleri ortaya kmtr. Ancak hadis imamlar aras nda bunlarn her
birinin ayr ayr bilinmesi ve kolayca tannmas iin her birine dellet
etmek zere yeni stlahlar vazedilmi tir. Mesela her ynden mkemmel olan hadise ahiti denilmi, ancak sahih hadisler aras nda da farkl
dereceler grld iin, en stn derecede olanlar ahiti lixitihi, bu
dereceye ula mam olanlar ise, ahiti ligayrihi ismini almtr. Sahih
ligayrihi'nin altnda yer alanlara ise hasen li,;.t tihi ve hasen ligayrihi
denilmitir. Hasen ligayrihi derecesine ula mayan hadisler de zayf
hadisler arasnda yer almtr.
u var ki, bir hadisin zayf vasfn kazanmas nda eitli miller
rol oynar. Bu millerdea bir ksm, ya rivayet hallerinden olmak zere
isnaddaki bir veya bir ka ravi d mesi ile ilgilidir. Yani hadisi rivayet
eden ravi, isnadnda bir veya bir ka ravi d rr; yahutta bu millerden bir ksm da rvinin halleri ile ilgilidir.
Birinci kta, birbirinden farkl eitli ravi d mesi olmu mesela
bazan isnadn banda, bazan ortas nda, bazan da sonunda bir veya daha
fazla ravilerin d t grlmtr. Hadis imamlar her bir ekil iin
ayr bir stlah vazederek, isnad n banda rvisi dm hadislere
mucallah ortasnda rvisi d m hadislere municaf c, birbirini takip
eden iki ravi d m ise mual, isnadn sonunda rvisi, yani sahabisi
dm hadislere de mursel adm vermilerdir. Bazan da isnadda ravi
dmesi, herkesin kolayca anlayamayaca kadar gizli olur. Bu, rvinin, mlki olduu eyhten iitmedii bir hadisi rivayet etmesi halinde
324
hutta ba kalarn vehme drmek iin kasdl hareket etti ine hkmedilir Mesela hadisle me gul olan bir kimse, zayf bir hadis hakknda
"bu hadis hasen hadistir" der, itiraza u raynca da" "ben, hadisin
sahip olduu yksek hikmete binen hasen szn kulland m ve bununla lugat man:as' olan gzel'i kasdettim" derse, mugalata yapm ve cehaletini ortaya koymu olur. Bunun iin, her stlahn vazolundu u
manya dellet edecek bir konu iinde kullan lmas arttr.
Hadis stlahlar, hadis ilminin temel ta lardr. Her bir stlah,
bu ilmin bir blm veya bir kolu olarak hadis imamlar nn balca
aratrma konusu olmu ve her biri hakknda mstekl eserler telif edildii gibi, btn stlahlar tek bir kitap ierisinde ele alan muhtasar
veya mufassal eserler de vcuda getirilmi tir. te bu eserlere, hadiste,
stlah olarak konulmu lafalar amil olmalar itibariyle mu talalpz'lltadis ad verilmitir.
Hadis ulemas na gre hadis ilmi iki ksmdan meydana gelir. Birincisine rivayet ynnden hadis ilmi (clmu'lhadis rivayeten), ikincisine de dirayet ynnden hadis ilmi (<11mu'lhadis dirayeten) denir 957.
Rivayet ynnden hadis ilmi, Hazreti Peygambere izafe edilen
sz, fiil ve takrirlerin bilinmesini, zabt n ve rivayetini konu edinen bir
ilim dandr. Dirayet ynnden hadis ilmi ise, rivayetin hakikat m,
artlarn, eitlerini, hkmlerini, ravilerin hal ve artlarn ve merviyyatn snflarn inceleyen bir ilimdir.
Hadis ilminin bu taksimi gznnde bulundurulursa, hadis metinlerinin toplanp yaz lmasndan, sonra da hfzedilip rivayetinden
ibaret olan birinci ksmn, yani rivayete dayanan hadis ilminin, dirayete dayanan ikinci k smla ilgisi bulunmadka hibir ey ifade etmiyecei aikardr. nk dirayet olmaks zn hadislerin tahlil ve tenkidini yapmak ve dolaysyle sahih olanla= sakim olanlar ndan ayrmak imkan yoktur. Bu sebeple hadis ulemas arasnda dirayete dayanan
hadis ilmi, Hadis Usill, yahut Mu talallu'lHadis adlar ile de hret
kazanmtr. Buna gre (Ilnu Dirayeti'lHadl (Dirayet Ynnden Hadis lmi), 'ama Usiili'lHadi (Hadis Usal lmi) ve 'limit MustalablHadi (Hadis stlahlar lmi), hadis ilminde ayn manya dellet
eden ibarelerdir.
,
326
mnferid blmlerde sz sahibi olanlar da yok de ildi. Haberlerin kabul iin rvilerin cerh ve tadil szgecinden geirilmesi gerekti i sahabe
devrinden beri biliniyordu. bn `Abbs (O. 96) ve Enes bn Mlik (.
93), bu konuda byk hret kazanmlard . Tbi`iindan eSa<bi (.
104) ve bn Sirin (O. 110), bu tabakan n sonlarndan elA<me (.
148), ube (O. 160) ve Mlik bn Enes (O. 179); bunlar takip eden tabakadan <Abdullah ibnulMubArek (O. 181), Sufyn bn <Uyeyne
(O. 197), <Abdurrahman bn Mehdi (O. 198) ayn konuda sz sahibi
olmulard . Yahy bn Macin (O. 233) ve Ahmed bn Hanbel (O. 241)
ile cerh ve tadil ilmi zirveye ula m bulunuyordu. bn Sa`d (. 230) n
Tabalcat', elBuhrrnin Tarihleri bu sahada yaz lm en nemli eserlerdendi.
Muhtelifulhadis sahas nda eSfi<1. (. 204) ve bn Kuteybe
(. 276) telif ettikleri kitaplarla hret kazanmlardr.
Ilel bahsinde <Ali bnulMedini (O. 234), Ahmed bn Hanbel (O.
241), Muslim (O. 261), bn Ebi Htim (O. 327); garibulhadis bahsinde
Ebr. (Ubeyde Mucammer bnulMusenn (O. 210) ve Eb `Ubeyd elKsm bn Sellm (. 223) byk hrete sahiptiler ve her birinin bu
konularda yaz lm mstekl kitaplar vardm. Fakat mu talahulhadise ait, bu ilmin btn konular n iine alan ve kaidelerini toplu
olarak ortaya koyan eserler nc as rdan sonra ortaya kmtr.
Bu konuda bn Hacer yle der:
"Hadisilerin stlah hakknda tasnif edilmi kitaplar pek oktur.
Bu konuda ilk kitap tasnif eden kimse elKani Eb l Muhammed erRmahurmuzi (. 360) dir. Kitab na elMul cddiu'lfa l beyne'rrad ve'lvet(I adn vermitir. Ancak erlUmahurmuzi bu kitaba btn
konular almamtr959. Bundan sonra elHakim Ebri <Abdullah enNeysbfiri (. 405) gelir. Fakat bu da kitab n istenilen ekilde tertip ve
tehzib etmemi tir9". Ebr Nu<aym (O. 430)
958. lk asrdaki muhtelif hadis eserleri iin bkz. Talt Koyi it, Hadis tarihi.
959. Ebii Muhammed el-Hasan bn `Abdirrabman bn Halld el-Frisi, er-Rtnahurmuzi
Hicri 360 senesine kadar Ba ra'nn dousuna den ve Huzistan iinde yeralan Rmahurmuz
ehrinde ya amtr. 290 hieride ilimle megul olmaa balam ve bata babas olmak zere tamnm bir ok kimselerden hadis dinlemi tir. bn Hacer'den naklen yukar da da belirtti imiz gibi
usl-i hadise ait ilk kitab n musannfidr. El-Muhaddisu'l-fiiz l adli bu kitabn bir nshasm
elinde bulundurdu unu bildiren ez-Zehebi, er-Rmahurmuifyi bu sahanm adam olarak tantr ve "onun hadis ilmine ait kitabn gzden geiren bunu kolayca anlar" der. Bkz. e -Zehebi,
Tezkire, II. 906.
960. El-Hkim Ebii `Abdillah Muhammed bn 'Abdillah bn Muhammed bn Hamdeveyh
bn Nu'aym ez- Z abbl en-Neysbrrnin hadis uslndeki me hur eseri, bizim de kaynak olarak
sk sk bavurduumuz Mdrifet
Khirede 1937 senesinde tabedilmi olan bu
eser, hadis dminin 52 nev'ini ihtiva eder. El-Rkim'in tercemesi iin bkz. ez-Zehebl, Tezkire,
III. 1039.
327
takip etmi ve onun kitab na baz ilveler yaparak yeni bir kitap vcuda
getirmi , bir ok eyleri de kendinden sonrakilere b rakmtr961 . Bunlardan sonra eltlatib Eb Bekr elBa ddi (. 463) gelmi , elKifaye
adm verdii rivayet kaideleri ve elCamic ve'ssamic adn
verdii rivayet db ile ilgili birer kitap tasnif etmi tir. Hadis ilmi ile
ilgili ne kadar fen (ilim) varsa, o konuda mstakil bir kitap vcuda
getirdi i iin 1.1fi, Ebn Bekr bn Nulga onun hakknda yle demitin
Her insaf sahibi bilir ki, elIlatib'ten sonra gelen muhaddisler onun
kitaplarna dayanmlardr962 . Daha sonra eltiatib'i takip eden baz
kimseler gelmi ler ve bu ilimden nasiblerini almlardr. (Iy4
(. 544) kk ve faydal bir kitap cemederek ona el--Pmat adn vermitir9fi3. Eb IIaf elMiynci (O. 580) de Mit la yesacu'lmuladdise
cehluh adli kitab n tasnif etmi tir. Bunun gibi daha bir ok me hur,
mufassal veya muhtasar kitaplar ortaya km ; nihayet hafz ve fakih
Eb 'Atm cOsn n ibnu'sSalah (. 643) D mak'taki E refiyye Medresesinde hadis derslerini zerine al p da mehur kitab n tasnif edinceye kadar bu i devam etmi tir. Ancak Ibnu's-- alh bu kitab talebelerine ksm ksm iml etmek suretiyle meydana getirdi i iin tertibi
istenilen ekilde olmamtr. Musannf, daha ziyade el jatib'in da nk
tasniflerine itina gstermi , onlardaki de iik konular biraraya getirerek ba ka kitaplardan da faydal olanlarn ilve etmitir. Bu suretle,
dier kitaplarda da nk olan bilgiler onun kitab nda biraraya gelmi
ve hadis ilmi ile megul olan herkes ibnu's alt'm bu kitab na eilmitir. Ka ki i onu nazmetmi , ka kii hulsa edip k saltm, ka
kii onun murz veya mdafii olmu tur, saylamaz... ,,964.
961. Hafz Ahmed bn (Abdullah bn Ahmed bn slk bn msri bn Mihrn e-fi Eb
Ilrlyetu'l-evliyt' adli eseri ile hret kazanmtr Tercemesi iin bkz. ezNu'aym
ZehebI, Tezkire, III. 1092-1098.
692. Eb Bekr Ahmed bn 'All bn 5'bit bn Ahmed bn Mehdi, el-Hatib el-Ba ddl Ttrlhu
Bagcldcl adli byk eserin mellifi olup, hadis uslnde telif etti i el-Kifdye fi `Ilmi'r-rivtye,
el-Cami` ve's-sgunic ve erefu ahai'l-hadi gibi eserlerle de hret kazanmtr.
Tercemesi iin bkz. ey-Zehebi, Tezkire, III. 1135-1146.
fi erefil-Mu4vfii, Tertibu'l963. El-Rgi `Iyz bn Ms Ebu'l-Fail
mediirik ve Me hriku'l-enviir gibi eserleriyle hret kazanmtr El-linii` ild macrifeti urrrrivtye ve takyldi's-semr< adli hadis usl ile ilgili eseri 1389 / 1970 senesinde ne redilmitir
tercemesi iin bkz. Ez-Zehebi, Tezkire, IV. 1304-1307.
964. eyhulisln Takyyu'd-bin Eb cAmr (Omn bnu' -allit e-ehrazri
hadis uslne ait telif etti i Mukaddimetu Ibni' -aliih diye de hret kazanan `Illitnu'l-hans adl kitab ile tannmtr. Tercemesi iin bkz. ez-Zehebk Tezkire, IV. 1430-1433. Mutalalu'/hadise ait nc as rdan sonra ortaya kmaa balayan eserler ve mellifleri hakk nda yukarda
verdiimiz bilgi iin bkz. bn Hacer, Nuhbetu'l-fiker erhi, s. a18-20.
328
Filhakika eyhulislm bn Hacer'in yukar da nakletti imiz ibarelerinden de anla ld gibi, Ibnu' - alh'n (U/iimu't-ladis adl kitabnn hadisiler aras nda hret kazanmas ndan sonra hadis uslne
dair kitap tasnif eden bir ok kimse, onun kitab n ele alarak ya zerine
erh yazm , ya onu ksaltm veya nazmetmi tir. Ancak bu manzum
ve muhtasar eserler, konu ile ilgili meseleleri ok defa dar ve anla lmas
g kalplar iinde verdiklerinden, bunlar n da erh ve izahna lzum
grlm ve bylece bir kitabn eitli ellerden yap lm erh ve ha iyeleri ortaya kmtr.
Hadis usl iin kaynak olmak bak mndan da byk nemi olan
bu eserlerden baz lar= mellifleri ile birlikte zikretmekte fayda vard r.
Muhyi'd-Din Yahy bn eref en-Nevevi (O. 676), Ibnu's- alh'n
mezkiir kitab n ilk ihtisar edenlerden say lr. Bu ihtisar ile meydana
getirdi i kitaba TalcrIbu'l-irdd ila (lmi'l-istCd adn vermitir. EnNevevi, bu kitab ikinci defa ihtisar ederek ona da et-Talgil ve'tteysir limdrifeti Suneni'l-Be ir demitir. Et-Tata* ve't-teystr, hem
Zeynu'd-Din `Abdurrahim el-qrki (. 806), hem Burhanu'd-Din ibrhim bn. Muhammed el-Halebi (O. 851), hem es-Set .vi (. 902),
hem de Cellu'd-Din es-Suyti (O. 911) taraf ndan erhedilmitir. EsSuytrnin Tedribu'r-rvi fi ertt Talcribi'n-Neved adli kitab bunlar
arasnda en ok hret kazanan ve mteaddit defalar tabedilen bir eserdir9".
`Uliimu'l-tadi'in dier bir muhtasar Bedru'd-Din Muhammed
bn brahim bn Sa(di'llah bn Cemca el- Kinni (O. 733) ye aittir.
El-Menhelu'r-revi fi'l-badii'n-Nebevi adl bu kitap, bn Cem (a'nn
torunu (Izzu'd-Din Muhammed bn Ebi Bekr bn (Abdi'l-(Aziz bn
Bedri'd-Din bn Cem'a (O. 819) tarafndan el-Menheeu's-sed fi erlt'l-Menheli'r-revi ad ile erhedilmitir 966 .
bn `Osman el-MardIn. (.
`Ulmu'l-ladt.s, (Al'u'd-Din
Ebu'l-Fid' smail tbn
750), bn Kesir ad ile maruf
(Omer el-Kura i (O. 774) ve Sircu'd-Din Ebn Haf (Omer bn Rasln
e- fici (. 805) taraf ndan da ihtisar edilmi tir. bn Kestr'in muhtasar , asrmzda Ahmed Muhammed akir tarafndan elBit' u'l-b,at ertu Ptidri cUlftmi'l-badi ad ile erh ve tabedilmi tir.
Mekdsinu'l-t ttliit fi ta;mirti, kitbi bni'-alab, adl
965. Bkz. Haci Halife, Ke fu'i Lunrn, I. 465; II. 1161.
329
( bn Habib) (O.
330
331
332
333
lanmas det olmu tur. Mustemli denilen bu kimseler, cemaatin okluuna gre ya bir, ya da bir ka ki i olarak kalabaln arasnda bulunurlar ve eyhin rivayet etti i hadisleri aynen tekrarlayarak, eyhe uzak
mesafede oturanlar n rahat bir ekilde duymalar n salarlard . Ksacas bunlar, eyhin szlerini nakletmek bakmndan canh bir hoperlr
vazifesi grrlerdi. EsSuyTrnin a kladna gre, Eb l Muslim elKeccl, bir iml meclisinde yedi mustemli kullanmtr. Bu mustemlller,
40 bin ki iyi bulan cemaatin iinde eyhe farkh mesafelerde yer alm
ve her biri eyhin szlerini bir di erine nakletmek suretiyle harekesin
iitmesini sa lamlardr982.
ml sisteminin revata bulundu u devirlerde mustemlilik bir
meslek haline gelmi ve bir ok kimse Mustemll unvan kazanmtr.
Bunlar, yapt klar i e karlk ya belirli bir cret al rlar, ya da eyhin
iml ettii hadislerin yazl bir nshasna sahip olurlard . Bu ikincisi,
hadisle me gul olan mustemliler iin paha biilmez bir kazan say lrdm.
Mustemliliin bir rne ini Hazreti Peygamber devrinde de grmek
mmkndr. Eb Dvd .ve enNesTnin rivayet ettikleri bir haberden anlaldna gre Hazreti Peygamber Min'da halka hitap ederken, 'Ali de onun szlerini duyurma a almt'''.
Mustemlinin grevi, yalnz eyhin szlerini cemaata duyurmaktan
ibaret de ildi. Meclisin dzenini salamak, Kur'n kraatmdan sonra
cemaati sktita davet etmek, besmele, hamdele ve salvele okumak,
sonra da mumli eyhe du ederek kimlerden hadis rivayet edece ini
sormak, rivayet s rasnda Hazreti Peygamberin isminin her gei inde
ona salt ve selmda bulunmak, sahabi ismi zikredilince onun iin Allah'n rzasn istemek, mustemlinin belli ba l grevlerindendi9".
MUTA BEcAT Ferd oldu u zannedilen bir hadisin, camilerde,
musnedlerde, muccem ve cz gibi e itli hadis kitaplarmda tetkike
tabi tutularak aranmas neticesinde, o hadisin,teferrd eden rvisinin
eyhinden veya daha yukar daki eyhlerden birinden de rivayet edilmi olduunun grlmesi halinde mutbecat ortaya km demektir.
Bu manya gre mutbecat, eyhinden rivayetiyle tek kalm bir rviye, bir baka rvinin tbi olarak, ya o eyhten yahutta eyhin eyhinden ayn hadisi rivayet etmesi demek olur.
982.
983.
984.
985.
334
bn Hacer mutabe`ata misal olarak e -Safi<rnin Kitdbu'l-Ummde rivayet etti i u hadisi vermi tir:
,
335
Bu aklamadan anla ldna gre, muUbecat, teferrd eden rvinin kendisi iin has l olursa, bu trl mutbe`ata mut lbecat-1 tiimme
denir. Fakat muUbecat, daha yukar daki eyhlerden biri iin has l
olursa, buna da mutdbe'at kdra ad verilmektedir 989.
Ayn hadisin baka sahabiden gelen rivayetine ise ahid denilmitir (Bkz.
Ferd zannedilen bir hadisin mutabi't bulunup bulunmadnn aratrlmas, o hadisin takviye edilmesi gayesine matuftur. Zira rvileri gvenilir olsa bile, isnad tek olan bir hadisle, daha fazla isnad bulunan
bir hadis aras nda kuvvet ynnden fark vard r. Bu bakmdan mutbecat,
tek isnad olduu zannedilen hadise kuvvet kazand ran bir haldir.
MUTIS ` Mutbetattan ismi fil mansma gelen mutbic (oulu: mutbi.(t), rivayetiyle tek kald zannedilen bir rvinin hadisine uygun olarak, o rvinin eyhinden veya daha yukar daki eyhlerden, bir baka rvi vastasyle rivayet edilen ayn hadise denir. Zira
ferd zannedilen hadise, bir ba ka rvinin ayn hadisi rivayet etmi
olmasyle mutabecat hasl olmu ; dolaysyle ilk hadisin bir mutdbic
bulunmu olur.
E tifi(i, <an Millik, `an <Abdillah bn Dindr, <an bn cOmer isnad
ile merffl olarak rivayet edilen Ramazan ay nn ba alang ve sonu ile
ilgili hadis, e fi<rnin garib hadislerinden say hrken, ayn hadisin
ella(nebi tarafndan Mlik'ten rivayet edildi i grlmtr. Buna
gre, e fiernin rivayetine muvafakat ve mutn ecat eden elRacnebi
hadisi mutabi< ismini alr (rivayet iin bkz. MutAbecat).
MuUbic, ferd zannedilen hadisi, ferd olmaktan karan ve onu
takviye eden di er rivayettir.
MU'TEL F Hadis ilminin nemli konularndan biri olan mu'telif ve muhtelif, isim, lakab ve neseblerden yazl (hat) ynnden ayn ,
fakat okunu ynnden ayr olanlara verilen bir isimdir.
Hadis rvilerinin isim, lakab ve neseblerinin do ru olarak bilinmesi, herbirini di erinden ayrdetmek iin zorunludur. nk rviler,
adalet ve zabt ynlerinden birbirlerinin ayn olmadklar gibi, rivayet
ettikleri hadisler de ayn derecede kabule sayan de ildirler. Bu bakmdan, bir hadisinin hadis rvilerinin isimlerini, an ldklar lakab ve
neseblerini, bilhassa hat ynnden ayn olduklar halde okunu ve syleni ynnden ayr olduklar iin ayrt edilmeleri glk arzedenleri
989. bn Hacer, Nuhrbetu'lfiker erhi, s. 45.
336
990. bnu' alab, `Ulfimu'l-hadis, s. 310. Eb Nasr <Ali bn Hibetillah lbn `Ali, Ibn Maltatercemesi iin bkz. ez-Zehebi, Tezkire, IV. 1201-1207.
991. Bu ismin Sellm olduu da sylenmitir. Ibn Ebi Iltim bu gr ileri srmiistr. Fakat
Ibnu's-Salah'a gre do ru olan Selan'dr. Zira Guncar' n Trllyu Buldirg'da zikrettii sahs
budur ve onun kendi memleketinden olan bir kimseyi herkesten daha iyi bilmesi tabiidir (bkz.
`Iillna'/-hadis, s. 310) El-grkrye gre ismi Sellam okuyanlar, Muhammed Ibn Sellm Ibni'sSeken el-BIkendI adndaki dier bir alusla kartrmaktadrlar. (Bkz. es-Suyati, Tedrib, s.
465).
992. Et-TabertnI bu isme ha' ilave ederek Selme okumustur. (Bkz. ayn yer).
993. Ayn eser, s. 466.
-
337
bn cimara bu harfin kesri iledir. Bu hat ile yaz lan isimler arasnda,
erkek ve kadn olmak zere, cayn harfinin fethi (stn) ve mim harfinin te didi (edde) ile (Ammara okunanlar da vard 1.
Keriz ve Kureyz: tluza`a kabfiesinden olanlar Keriz, `Abdu Sems'ten olanlar da Kureyz olarak okunur.
1;lzan ve Haram: lurey 'ten olanlar 1.11zam, En ar'dan olanlar
1.1aram'd r. Bu, klzam olanlarn mutlaka Rurey 'ten, yahut Haram
olanlarn mutlaka En ardan olduklar manasnda de ildir. Fakat Rureyte bu isim klzam, En ar aras nda ise Haram olarak okunmu tur.
Kurey ve En ar dndaki dier kabilelerde isim daha ziyade Haram
eklinde yaygndr. Iluzacada her iki ekil de grlr 99a.
Eba (Ubeyde: Kunye olarak yaln z `ayr harfinin zamm ile okunur.
cAbide ismi bulunmakla beraber Eba `AbIde denildi i duyulmamtr.
EsSefr: Kunye olarak kullan ld zaman fcr harfinin fethi ile
Ebu'sSefer, ismlerde ise esSefr'dir. Bununla beraber Ma ribliler
arasnda Ebu'sSefr kunyesi de grlr. Ebu'sSefr Sacid bn Yuhmid gibi995 .
cIsl: Bu hat ile yaz lan btn isimler, cAsel bn Zekvan elAbbarI
elBa ri mstesn, cisl'dir.
Gannam: `Ali bn cAssam ezZahid'in babas cAssam bn `Ali elmstesn, hepsi Gannam olarak okunur 996 .
Kumeyr: Mesrak ibnu'lEedac n kars Kamir Bint 'Arar mstesna,
bu hat ile yaz lan btn isimler Kumeyr okunur.
Misver: Sahabi Musevver bn Yezid ve Musevver bn `Abdi'lMelik elYerbaci mstesna, di erleri Misver'dir.
ElCemal: ElBuharI ve Muslim'in eyhi Muhammed bn Mihran elCemal'de oldu u gibi sfat olarak okunur. Bununla beraber, ya
bez cinsinden fazla yk ta d iin, yahutta ilim sahibi oldu u iin
Harun bn <Abdillah, elklammal lakab ile anlmtr. Bunun gibi el1-.1ammal lakab ile anlan baka kimseler de vardr: Beyan bn Muhammed elI-Jammal, Rafic bn Nar elHammal, Ahmed bn Muhammed I-JammM, isim olarak da kullanlmtr: Yemenli saha994.
etTal.cyid ve'1-4r11.1, s. 336.
995. ibnu'alth, "Ulfmu'1lad1, s. 312.
996. Gannam ve cA tm arasnda her ne kadar nokta de iiklii varsa da, ismin hat ynnden
birbirinden fark yoktur. lk devirlerde harflerin noktalanmad gznnde bulundurulursa
Gannam ve 'A iim'm mu'telif ve muhtelif isimlerden olduu anlalr.
338
b Ebya? bn 11ammal ve gammal bn Malik gibi. El-klammal ve elCemal aras nda hat ynnden hibir fark yoktur.
El-Hemdni: Hemdan kabilesine nisbetle mtekaddimn arasnda bu isimle anlanlar pek oktur. Fakat mteahh rndan olanlarm
ou da Hemezan ehrine nisbetle el-Hemezani (el-Hemedani) olarak
anlrlar.
El-Uannat: cisa bn Ebi `Isa'nn "buday sat cs" manasnda lakab el-Uannat'tr. Bu kelime, ayn zamanda, deve yiyece i satanlar
iin el-tlabbat, ve terzi manas nda el-tlayyat eklinde de okunur. Yukarda ismini verdiimiz cisa bn Ebi 'Isa, her meslek ile de me gul
olduu iin, her lakabla da an lmas hata saylmamtr; ancak el1.1annat olarak hret kazanmtr. Kendisinden bu konu ile ilgili olarak
u sz nakledilir: Ene I-Jayy4un, ve klannatun, ve kiabbwn (ben, hem
terziyim, hem buday ve hem de deve yemi sat csym997 .
Muslim bn Ebi Muslim de, 'Isa bn 'Isa gibi, hem IJayyat, hem
IJannat, hem tiabbat't r.
Mu'telif ve muhtelif olan isim, lakab ve knyelerden yaln z aldlCdda, yahut a4Ilcin ile birlikte Muvag('da, yahutta bu kitaptan birinde
bulunanlar ise yledir:
Yesar: Bu hat ile yaz lanlarn hepsi Yesar'dr. Yalnz Muhammed
bn Bear mstesna, Be ar ismi tabicin arasnda nadir, sahabe arasnda ise hi yoktur.
Bir: Hepsi Bir'dir. Yalnz drt isim. ba' harfinin zamm ve skin
sin ile Busr'dr: 'Abdullah bn Busr el-Mazeni, Busr bn Sackl, Busr
bn `Ubeydi'llah el-Uazrami, ve Busr bn Miheen
Beir: Iki isim mstesna, di erleri be r'dir. ki isim Bueyr olarak
okunur. Bueyr Ibn Ka`b el-(Adevi ve Bu eyr bn Yesar
el- Medeni.
Bu hat ile yaz lan dier iki isim ise, Yuseyr Ibn cA
gre bu Useyr'dir) ve Kutn bn Nuseyr'dir.
(bazlarna
339
Dier iki isim ise, bu harfin te didi ile elBerra'd r: Eh- Ma(er Yasuf
bn Yezid elBerr' ve Ebu'l`Aliye Ziyad bn Firaz elBerra'.
Harise: Hepsi hd.' harfi ile Harise'dir. Ancak Cariye bn ludame,
, Yezid bn Cariye, elEsved bnu'l`Ala' bn Cariye esSels.afi, <Amr
bn Ebi Sufyan bn Useyd bn Cariye esSelpfi, cim ve ra',harfleri ile
C ariye'dir.
Cerir: ki isim mstesn, hepsi de Cerir'dir. Mstesn olan isimler
ise, ha' ve sondaki zdy harfleri ile Hariz'dir: IElariz bn (Osman elHumui ve Eb l Hariz (Abdullah bnulHuseyn elEzdi'dir.
Hra : Hepsi h harfinin kesri ile H ra'tr. Yalnz Ribci bn Hr4
noktasz ha' iledir.
Huayn: Ebr Hain (Osman bn (.7im ve Hzayn Ibnu'lMunzir
mstesn, hepsi Hu ayn'dr. Burada ismi zikredilen kimseden baka
Hu?ayn adn tayan birinin bulundu u bilinmemektedir.
Hazim: Btn isimler noktas z Hir harfi ile Hazim'dir. Yaln z
Eba Mucaviye Muhammed bn Hazim ezZarir, noktah ha' ile Hazim'dir.
Hayyan: Bu hat ile yaz lan btn isimler yd' harfi ile klayyan'dr.
Ancak Habban bn Munipz, Vasi( bn Habban'n babas , Muhammed
bn Yahya bn Habban'n dedesi, Habban bn Vasi( bn Habban ve
Habban bn Hilal, ba' harfi ile Habban okunur. Bunlar bazan babalar na nisbet edilerek yaz hrlar; hazan da nisbet edilmeksizin sadece Hahban olarak zikredilirler. Fakat di erlerinden ayrt edilmeleri eyhleri
ynnden olur. Mesela Liabbdn can ube, 1.-labbdn can Vuheyb, Habban
(an Her/mam, Habbdn can Ebdn ve 1.1abb cin
' can Suley ndn ibnu'lMu ire
denildii zaman, utbe'den, Vuheyb'ten, Hemmam'dan, Eban ve Suleyman bnu'lMu ire'den rivayet eden bu ahslarn Habban olduklar
anlalr. Fakat babalarna nisbet edilmeyen ve (Abdullah ibnu'lMubarek'ten rivayet eden ismi ayn hatla yazlm olan ahs, harfinin kesri ile Hbban olarak okunur. H bban bn Masa esSulemi elMervezi ve Hbban bn (Atyye byledir.
Habib: Btn isimler noktas z hd' ile Habib eklinde okunur.
Hubeyb bn (Adiy ve Hubeyb bn (Abdirrahman bn Hubeyb elEn ari, noktah ha' ile Hubeyb'tir. Bu ikincisi, yani Hubeyb bn (Abdirrahman, alrihan'da Haf bn (Am'dan babasna nisbet edilmeksizin
rivayet eden Hubeyb'tir (Hubeyb <an Haf bn (ik m). Keza (Abdullah
bnu'zZubeyr'in kunyesi de o luna nisbetle Eb Hubeyb'tir.
Hakim: ki isim mstesna, btn isimler
340
ba'
998.
Salim ve Selm isimlerini mu'telif arasmda zikreden bnu'salh'a itirazla "mu'telif ve muhtelif sahipleri Slim'deki elif harfinin fazlalk dolaysyle, bu iki ismi kitaplarnda
zikretmemilerdir. Bunlar yalnz elMe trili sahibi zikretmi, Ibnu' altt da ona tabi olmutur.
Aslnda bu iki isim hat ynnden birbirinin ayn deildir" demitir. (Bkz. etTaliyld
s. 348). EsSuyiiti ise elcIrVnin bu gr ne iaretle u itirazda bulunmutur: " ki ismin hat
ynnden ayn olmadn ileri srmek do ru deildir. Zira hat ilmindeki kaideye gre harfin
stndeki alemlerde elif daima hazfedilmitir: Malik Malik; lib alib gibi. Salim de bu
kabildendir. (Bkz. Tedrib, s. 475).
999. EsSuyilti, Teddl, s. 475.
341
`Akil: Hepsi (ayn harfinin fethi, kdf harfinin de kesri ile 'Akil okunur. Ancak, ezZuhri'den, gayri mensb olarak rivayet eden (Ukayl
bn Illid elfil, Yahy bn <Ukayl elIluz9: ve me hur kabilelerden
Ben cUkayl ki bu kabileye mensup olanlara <Ukayli denir cayn
harfinin zamm, Isaf harfinin fethi ile `Ukayrdir.
Vkd: Hepsi Ii:Tf harfi ile Vkd okunur. Bununla beraber abihan'da ve Muvatta'da ismi gemeyen Vfid bn Selme ve Vfid bn
Ms edDrT, f.' harfi iledir.
Ensb arasnda grlen mu'telif isimlerden baz rnekler de unlardr:
ElEyli: Hepsi de hemzenin fethi ve ye'mn iskm ile Eyli okunur.
Ancak kitapta yer almamakla beraber ha' harfi ile ve hemzenin zamm
ile Ubulli de vardr.
ElBari: Hepsi de me hur bir ehir olan Ba ra'ya nisbetle Basri.
okunur. Ancak muhazramlardan Mlik bn Eves, <Abdu'lVlud bn
(Abdillah ve Slim mevla'nNa riyyln, nun harfi ile Nasl' olarak nisbetlenirler.
E Sevri: Hepsi Sevri'dir. Yaln z Eb Yag Muhammed tbnu' Salt, etTevvezi olarak nisbet edilir Tevvez, rn'da bir yer addr.
ElCurayri: Hepsi Curayr'e nisbetle Curayri okunur. Sacid elCurayri ve <Abbs elCurayri gibi. Ancak elBuhri ve Muslina'in eyhlerinden olan Yahy bn Bir, ha' harfi ile elHariri olarak nisbet edilir.
Bundan baka elBuhrrnin kitab nda Cerir ibn. <Abdillah' n oullarndan Yahy bn Eyyb elCerit.' vardr ve cim harfinin fethi ile
ceriri okunurnm.
EsSelemi: Selime'ye nisbetle Selemi okunur. Bununla beraber
ldm harfinin kesri ile Selimi diyenler de vard r. Ben Suleym kabilesine
342
343
345
olmazsa, byle bir kalabaln nesilden nesile rivayet etti i haber mutevtir olur.
Bu aklamaya gre mutevtirin tarifini yapmak gerekirse, denebilir ki: Mutevtir, yalan zerinde ittifak etmeleri aklen mmkn olmayan bir kalabaln, yine kendisi gibi bir kalabalktan rivayet
haberdir.
Burada una da i aret etmek gerekir ki, mutevtir haberden maksat, haber verilen ey hakknda, onu i itenler iin reddedilmesi mmkn olmayan ve dolay syle kabul zorunlu olan bir bilgi vermektir.
Mesela fulan tarihte dnyan n baz yerlerinden grlebilen bir kuy
ruklu yldz gemi ise ve bu yldz gren kalabal k bir cemaatin ferdleri "fulan tarihte arz semas nda geen bir kuyruklu y ldz grdm"
diyerek hdiseyi nakletmi lerse, keza bu olay nesiller boyu ayn kalabalk azalmadan sonraki nesillere nakledilirse, "fulan tarihte bir kuyruklu yldzn gemesi" ile ilgili olan bu haber mutevtir olur ve as rlarca sonra bu haberi i iten kimse iin onu yalanlamak ve "fulan
tarihte byle bir yaldz gemedi" dernek imkan yoktur. Haberin
yalanlanmas imkannn olmay, yldzn gei ini grenlerin oklu u
olduu kadar da haberin "grme" fiiline istinad etmesi sebebiyledir:
Haber, hazan da "i itme" fiiline istinad eder; yani fulan kimsenin
syledi i bir sz, kalabalk bir topluluk tarafndan iitilir. Bu topluluktan olan. her -ferd, o kimsenin szn "fulan kimsenin yle dedi ini
iittim" diyerek nakleder. itilen bu sz, nesiller boyu yine kalabal k
tarafndan nakledilecek olursa mutevtir olur ve as rlarca sonra, bu
haberi iiten kimse "fulan kimse byle bir ey sylernedi" diyerek onu
red ve inkr edemez.
Bu aklamalarn altnda mutevtir haberin artlarn ylece
sralamak mmkndr.
a) Mutevatir haber kalabal k bir cemaat tarafndan nakledilmelidir.
b) Bu haberi nakleden kalabal n yalan zerinde kas dl veya
kasdsz ittifak etmesi mmkn olmamand r.
c) Bu kalabaln saysnda, herhangi bir nesilde, azalma olmamaldr. Fakat kalabaln art haberin do ruluunu teyid eder.
d) Haber, meneinde onu nakledenlerin "grme" ve "i itme" fiillerine istinad eden cinsten olmal dr.
Bu artlar bir araya geldi i zaman haber ilmi zaruri ifade eder;
yani onu iiten iin red ve inkar mmkn olmayan, aksine tasdik ve
346
kabul zorunlu olan bir bilgi has l olur. Bu bilgi, dine taalluk eden bir
bilgi olduu zaman, ona inanmay , amele taalluk ediyorsa onunla amel
etmeyi gerektirir. Hazreti Peygamberin hadisleri aras nda yukarda
zikretti imiz artlar cemetmi olanlara mutevtir hadis denir.
Burada una da i aret etmek gerekir ki, yukar da artlarn aklad= mutevatir, hadisilerin inceleme konusu etmedikleri bir hadis
eididir. nk incelemeden maksat, sahih olan hadisi sakim olandan
ayrmaktr. Halbuki mutevtir hadislerin hepsi, yukar da aklad= artlarla, sakihtir ve onlar incelemeye gerek yoktur. Bununla
beraber, baz hadisilerin szleri aras nda, herhangi bir hadisin Hazreti Peygamberden tevtur etti ini belirten ifadelere rastlan r. Bu ifadelerde kullanlan tevtur kelimesini, yukar da artlarn belirtti imiz mutevtirin stlah unanas ile kartrmamak lazmdr. Onlar, daha
ziyade, hadisin hret kazandn ifade etmek maksad yle bu tabiri
kullanmlardr ve tabiatiyle hret kazanan, yani me hur olan hadisle
stlahta mutevtir ismi ile anlan hadis aras nda fark vard r.
Mutevatir hadislerin hadis ilmi ierisinde bahis konusu edilmemesi,
sadece isnad ynndendir. Zira hadis ilmi, bir bak ma, isnad ilmidir.
Bu ilmin konusu da, bir hadisin rivayet zincirini s hhat ynnden incelemek ve bu zinciri te kil eden rvi halkalar nn, adalet ve zabt ynnden olduu kadar, birbirleriyle ba lantlar ynnden de sa lam ve gvenilir olup olmadklarn tesbit etmektir.
Mutevatir hadislerde ise, daha nce de a klad= gibi, belirli
bir isnad yoktur; fakat hadis, Hazreti Peygamberden rivayetleri
zaruriyi gerektiren bir kalabal k tarafndan nakledilmi ve bu kalabalk
her nesilde artarak o almtr. Bu derece hrete ulam olan bir
hadisin, mutevatirin artlarndan bahsederken de belirtti imiz gibi, red
ve inkar mmkn olmaz ve iitenler iin ilmi zaruri ifade eder. Bu
sebepledir ki hadis ilmi, yalmz ldid ad verilen hadisleri inceleme konusu yapmtr; nk sahih veya zay f olmas muhtemel bulunan hadisler iihdd arasnda yer alrlar.
Mutevatir hadisin hadis ilmi ierisinde sz konusu edilmemesi,
-baz ulema aras nda, bu eit hadislerin bulunup bulunmad , yahut
bulunsa bile say itibariyle ok az oldu u yolunda deiik grlerin ileri
srlmesine sebep olmutur.
Bazlarna gre Kitap, yani Kur'an tevatren sabit oldu u halde,
sunnet ve icma, hem tevatr, hem de hd yolu ile sabit olmu tur.
Ancak gerek sunnetten ve gerekse icmadan mutevtir olanlar ok
347
348
dan rivayet edilmi tir); Nezele'lKur'nu cala seb (ati ahrufin (yirmiyedi sahabi taraf ndan rivayet edilmitir); Men ben li'llahi mesciden
bena'llahu lehu beyten filCenne (yirmi sahabi taraf ndan rivayet
edilmitir); Kullu muskirin haramun (keza yirmi sahabi taraf ndan rivayet edilmitir); Bede'elislmu gariben; Su'lu Munker ve Nekir;
Kullun muyesserun lim hulika lehu; elMer'u ma(a men ahabbe; nne
ahadekum leya(melu bitameli ehli'lCenne hadisleri de ayn ekilde
mutevatir olarak rivayet edilmi tirw".
MUTKIN tkan'dan ismi fail olan mutkm, rvinin hadis tahammul ve rivayetinde hzik, mhir, titiz ve dikkatli oldu unu belirtmek
maksadyle kullanlan tabirlerden biridir. Raculun mutlanun denir ki
1.Le zikun fi'lcamel (iinde hzik) manas na gelir.
Bu tabir, ayn zamanda, rvilerin tadilinde kullanlr ve Ibnu's alah'n tertibine gre sika, ebt, hucce, cadl, hfli gibi di er tabirlerle
birlikte birinci mertebede yer ahrm 9.
MUTTAIL ster merfac olsun, ister mevkaf veya makt( olsun,
isnad kesiksiz olan hadislere muttas l denilmitir. ttisal, bir isnad
te kil eden ravilerden her birinin kendi stndeki rviyi ( eyhi) iitmesi, veya ondan icazet almas ile hasl olur. Semictu, baddeseni ve ahbarani gibi rivayet sigalar ile nakledilen hadislerin muttas l olduklarna
hkmedilir Kale zekere ve can gibi tabirler ise, ancak rvinin hadis
nakletti i eyine mulaki oldu u ve mudellis olmad kesinlikle bilinirse ittisle dellet ederler. Mutta l hadislere mev l de denilmitir".
,
349
nc k sm : Hem kunyeleri, hem de nishetleri ittifak eden kimselerdir. Eb (Imran el-Cevni bunlardan olup iki ki idir. Biri tabi(i
Abdulmelik bn Hanbib el-Cevni (. 129), di eri ise, daha sonraki tabakalardan olan ve er-Rebi( bn Suleyman'dan rivayet eden Masa
bn Sehl bn (Abdi'l-Hamid el-Basri'dir.
(
Yine bu ksmdan Eb Bekr bn cAyya , ayr kiidir. Biri elRari', di eri el-Hmsi, ncs ise es-Suleml el-BaceddaT d ir 10 11 .
Drdnc k sm : nc ksmn aksine, isimleri ve babalar nn
kunyeleri ittifak eden kimselerdir. ahl bn Ebi Mil bunlardandr.
Bu isimde drt ki i vardr ve hepsi de tabi(idir. Biri Mevla't-Tev'eme
lakab ile bilinir; babas nn ismi Nebhan, kunyesi ise Eb Mahammedtir. Eb Hurayra'dan, bn (Abbas ve Enes bn Malik'ten rivayet etmi tir. Et-Tev'eme ise Umeyye bn Halef el-Cumahrnin k zdr.
kincisi, 'Eb ahl es-Semman Zekvan' n olu alih olupIunyesi
Eb (Abdirralman'dr.
ncs, (Ali ve c,k'i e'den rivayet eden es-Sedsi, drdncs
ise, cAmr bn Hureys'in klesi olan alil'tir. Babas nn ismi Mihrn
olup Eb Hurayra'dan rivayet etmi tir.
Be inci k sm : Isimleri, baba isimleri ve nesebleri ittifak eden kimselerdir. Muhammed bn cAbdillah el-Ensari gibi. Bu isim ve nesebde
iki kii vardr ve her ikisi de birbirine yakn tabakalara mensuptur.
Biri el-Bubari'nin kendisinden hadis rivayet etti i mehur Basrah
R.azi olup ceddi el-Musenna bn `Abdillah bn Enes bn Malik'tir ve
215 H. de vefat etmi tir. Dieri ise, yine Basrah Eb Seleme olup zay f
rvilerden biridir.
Alt nc k sm : Yalnz isimleri, veya yalnz kunyeleri ittifak eden
kimseler olup di erlerine nisbetle daha oktur. Bu isimler ynnden
hasl olan glk, isnada baba ismi veya nisbeti zikredilmeksizin yalnz bana yer almas ve bu suretle o ismin hangi ahsa ait oldu unun
bilinmemesi itibariyledir. Mesela isnadda yaln z Hammad ismi zik ,
i takdirde, bunun, Harama(' bn Zeyd mi, yoksa Hammad bnredil
Seleme mi olduunu tesbit etmek gle ir. Bununla beraber bu gibi
durumlarda ismin dellet etti i ahs bulmak, ondan hadis rivayet
edenler cihetinden mmkn olmaktad r. Mesela Muhammed bn Yahya
ez-Zuhli, er-Ramahurmuzi ve el-Mizzi'ye gre, Hammad'tan rivayet
1011. ElcIrrki bu ismi ayr bir ksm olarak zikretmistir. Zira burada muttefik olan knye
ile baba ismidir, nisbet de ildir. Bkz. et Takykl ve'1 44, s. 358.
351
352
berin hadislerinde yalan grlmese bile sair konu malarinda yalan syledii anlalan bir kimse de yalanc hkla itham olunur ve bu sebepten
cerhe mstehak olur".
MUVIIFAIAT Me hur hadis kitaplarndan birinin rivayetine
nisbetle <dil olan isnadn ksmlarndan biri saylan muvidakat, musannflardan birinin eyhine, o musanmf tarik ile deil, fakat bir ba ka
tank ile vasl olmaktr. Ancak bu tarik, musannf vastasyle gelen
tarika nisbetle rvi says bakmndan ksa ve dolaysyle lidir. Mesela
Kuteybe, elButarrnin eyhidir ve elBuhari ondan hadis rivayet
etmitir. Bir kimse, elBubari tarafndan Ruteybe'den rivayet edilen
bir hadisi iki rvi vas tasyle elBukari'den rivayet etmi olsa, kendisiyle R.uteybe aras na rvi girmi olur. Halbuki bu kimse, ayn hadisi Kuteybe'den iinde elBubarrnin bulunmad bir baka isnadla
rivayet etmi olsayd, kendisiyle Kuteybe aras nda yalnz iki rvi bulunmu olacakt. te byle bir rivayet halinde bu kimsenin isnad elBubari vastasyle gelen isnada nisbetle daha k sa olduu iin 'an saylr. Ayn zamanda bu rivayette, elBuharrnin eyhinden hadisi almakta
elBul irrye i tirak etmi ve kendisi iin muvafakat meydana gelmi
olur. (Bkz. <Ali).
MUVATTA' MuvettO, mehur imamlardan Malik 'bn Enes (.
179)"in Hazreti Peygamberin hadisleri ile, sahabe szlerini ve tabi<iin
fetvalarn biraraya getirmek maksad yle telif ve tasnif etti i kitabn
addr. Rivayet olundu una gre Abbasi halifelerinden Eb Cacfer elMansfir, mam Mlik'e, elinde sahih olarak bulunan hadislerin, halk n
faydalanmas ve hadis meselelerindeki glkleri kolayla trmas iin
bir kitap halinde tedvini tavsiyesinde bulunmu , Malik de mehur
kitabn telif ederek, kolayla trlm manasnda ona Muvatfcr adm
vermitir". Bir baka rivayete gre Malik, mezkr kitab n telif ettikten sonra yetmiten fazla fakihe arzetmi , hepsi de muvafakatlarm
bildirmilerdir. Bu manya gelmek zere kitaba Muvaff' ad verilmitir".
Muvat!?i'daki hadislerin say s hakknda deiik grler vardr.
Bir rivayete gre Malik, yzbin hadis rivayet etmi , bunlar aras ndan
seip ayrd onbin hadisi Muvawrda cemetmi tir. Ancak, bunlar
Tedrb, s. 479.
1013. Bkz. Ibn Hacer, Nuhbetu'l fiker erhi, s. 57.
1014. Tercemesini veren kaynaklar hakkmda bkz. 100 No. lu dipnot.
1015. Ez-ZurkEnI, erbu'l Muvatt r, I. 8.
1016. Ayn yer ve es-Suyfg, Tenviru'l haviilik, I. 7.
-
353
354
355
356
muczal denilmitir. Bu takdirde mu`zal ile mucall4 denilen hadis eidi birlemi olur. Zira mutallal, musannfn tasarrufu ile isnad n bandan itibaren ya tamamnn, ya sahabiye kadar, yahutta tabigye kadar olan rvilerin hazfedilerek rivayet edilen hadis e ididir; bazan da
musanmf, ya kendi eyhini, yahutta eyhi ile birlikte onu takip eden eyhleri hazfedebilir. u var ki mucall4ta, birbirini takip eden rvilerin isnadn bandan itibaren d m olmas gerekir. Buna gre muczal
ile mucallak, isnad n banda iki ve daha fazla rvisi d t zaman
birleirler; fakat isnad n ortasnda veya sonunda iki ve daha fazla ravisi dm olan mdzal e idi ile mucallal aras nda herhangi bir benzerlik yoktur. Bu bakmdan her mu'allalpn, ayn zamanda muczal
oldu u sylenebilirse de, her muczahn mucall4 oldu u sylenemezw29.
Tabi<u'ttabicinin tabi`iden maltii` olarak rivayet etti i merffic
hadisler de muczaldir. Mesela Ebr Bekr bn cAyy cani'lAcme cani'acbi kle : Yuklu Yevme'lK yme : cAmilte kez ve keza
hadisini elA(me etmitir. Nitekim Muslim'in altiVinde Fuzayl bn 'Arar, e achi tank ile Enes bn Malik'ten u ekilde rivayet
etmitir: Fugkyl bn cAmr (ani' dbl can Enes bn Millik kale : Kunn
cnde Rasli'llah (s.a.s.) fegktke fekle : Hel tedrane mimme ezbaku?. ." 3
Mu`zal hadisler, isnadlarndan d rlen rvilerin kimlikleri bilinip adalet ve zabt ynnden halleri tesbit edilmedike merdd hadislerden say lrlar.
,
357
358
N
NA 1.-ladde entt ve alberanii gibi baz rivayet sigalar nn, isnadlarn zikri srasnda sk sk tekrar edilmesi sebebiyle, bu sigalara dellet etmek zere onlar n ksaltdm ekillerinin kullanlmas hadisiler
arasnda det haline gelmi tir. /V(/ bunlardan biridir ve 1>ackleenC'ya
dellet etmek zere kullan lmtr. Ksaltlm i aretin aslndan da
anlald gibi, kelimenin haddee ksm hazfedilmi, ona dellet etmek
zere zamir eki olan na b raklmtr.
Bu eit ksaltmalarn, hadis kitabeti s rasnda yazanlar iin byk
bir kolaylk olduuna phe yoktur.
(Bkz. Nes4).
NAZ L Nzil hadis rivayetinde en son rvi ile Hazreti Peygamber veya hadis imamlar ndan biri aras ndaki rvi saysnn azlk veya
okluuna, yahut me hur hadis kitaplar ndan birinin rivayetine, rvinin erken veya ge vefat etmesine, yahutta hadis semac mn erken veya
ge vukubulmas na gre, isnad n uzunluk veya ksalk ynnden kazand iki vasftan biridir. Dier ikinci vasf, isnadn 'O olmasdr.
,
isnad, en son rviyi haberin kayna na en az rvi says ile ulatran en ksa yoldur. Mesela elBubarl, Hazreti Peygamberden normal
olarak be rvi vas tasyle hadis rivayet ederken, baz hadisleri yalnz
rvi ile nakletmi tir. Bylece, bu hadislere ait isnadlar, di erlerine
nisbetle ok ksalm ve bir bakma elBuhari, bu isnadlarla Hazreti
Peygambere daha ok yakla mtr. te bu yak nha dellet eden iSnadlara `dil ad verilir (Bkz. `Ali). Buna kar lk dier isnadlar, yani rvi
says daha ok ve daha uzun olanlar ise, neizil isnadlardr. Bundan anlalyor ki, nazil, zdd olan bir isnad eididir.
<Ali isnadlar be ksma ayrld gibi, nazil isnadlar da be ksma
ayrlr ve nazilin her bir ksm, Wide onun mukabili olan k smn zdddr. Buna gre, mesela calinin birinci ksm, Hazreti Peygambere
359
sahih bir isnadla yak nlktr. Nazilin birinci ksm ise, ayn hadisin rivayetinde daha ok ravi says ve daha uzun bir isnadla Hazreti Peyambere
ulamaktr. Mesela elBuljarryi ravi vas tasyle Hazreti Peygambere
ulatran isnad <ali olduu halde, alt veya yedi raviden te ekkl eden
isnad nazildir. Nzilin di er ksmlarn da calinin bilinen ksmlarna
gre tesbit etmek mmkndr.
Nazil isnadlar, rvi say snn okluu ve bu okluk halinde hata
yaplmas ihtimalinin fazlal dolaysyle, hadisiler aras nda rabet
grmemitir. Bununla beraber, nazil isnad n ravileri, gven ynnden,
yahut hafza ve fkh ynlerinden stnlkleri dolaysyle (ali isnad ravilerine temayz ederlerse, yahut call isnad rvileri hadisi mnavele
veya icazet gibi baz mnaka al tahamml yollar ndan biri ile aldklar halde, nazil isnad rvilerinin semac ile muttas l olduklar grlrse,
nazilin
isnada tercih edilmesi tabii olur. Zira isnadt an maksat, onun
`ali veya nazil olann bulmak de il, fakat onun vas tasyle gelen hadisin shhatinden emin olmakt r. Bu emniyeti temin eden isnad, `Mi veya
nazilden hangisi ise, tercih ona gredir. Nitekim Vekic Ibnu'lCerralft,
bir gn ashabna yle sormutur: "Size gre elAc ne, <an Ebi
can `Abdillah isnad m, yoksa Sufydn, can Man iir, can ibrdhim, `an
(Alicame, `an `Abdillah isnad m daha iyidir ?". Bu soruya "elAc ne, can
Ebi Vit'il, <an Abdillah isnad" diye cevap verdiler. "nk bu isnad
daha yak ndr; yani 'Midir". Bunun zerine Vekic onlara yle dedi:
"ElAcme bir eyhtir; fakat Sufydn, can Man fr, <an briihim, `an 'Allcame isnad faldhun can faleihin `an fabihin can falcihin isnad gibidir" 1032.
NEBBE'ENA. "Bize haber verdi" manas nda bir rivayet sigas
olan nebbe'end kelimesi, umumiyetle ravinin semac yolu ile ald hadislerin rivayetinde kullan lr. Ancak bu tabir, 4addesena, al beranii ve
benzeri dier baz tabirler kadar hret kazanmam , hadisiler aras nda
nadiren kullamlmtr.
NES1,1 Hadis ilminin nemli konular ndan biri olan nesh, birbirbirine z t manlarda varid olan iki hadisin cem ve telifi mmkn
olmad zaman, aralar nda bulundu una hkmedilen bir ibtal keyfiyetinden, yani biri ile getirilen hkmn, di eri ile getirilen hkme tatbikat
ynnden son vermesinden ibarettir.
Lugatta nesh, "nakil", "izale" ve "ibtal" manalarma gelir. Nitekim
nesahtu'lkitttbe denildii zaman, iindekileri aynen bir ba ka yere nakletmek manas anlahr. Yahut nesahati'r ribu'lit'dra denildii zaman
1032. EsSuytl, Tedrib, s. 368.
360
yel-
361
363
364
kap (krba)lar mstesna, di er kaplarda kurulan ray imekten menetmitim. Artk imdi her e it kaptan iebilirsiniz. Yeter ki sarho edici
iki imeyiniz"42.
rnek olarak zikretti imiz bu iki hadisin nsih oldu u ve daha ne
varid olan nehiyleri neshetti i hadis metinlerinden a k bir ekilde anlalmaktad r. Buna gre, kabir ziyareti ile deriden ba ka kaplardan ra
iilmesini nehyeden hadislerin mens ll olduklarn kabul etmek gerekir.
Nesh keyfiyeti, hadis metninden anla ld gibi, bazan da, sahabinin birbirine z t manlarda gelen iki emirden muahhar olan n rivayet
esnasnda belirtmesi ile bilinir ve muahhar olan n nsih olduuna
hkmedilir Bu konuda bir rnek, CMir bn cAbdillah'n Sunen sahipleri tarafndan da nakledilen u szdr: "Hazreti Peygamberin (ate te
piirilmi eylerin yenilmesi halinde abdestin yenilenip yenilenmiyece i
hususunda) iki emrinin sonuncusu, abdestin terki, (yani yenilenmes;ne
gerek olmad) ekilinde idi" 1043 .
Cabir'den rivayet edilen bu sz, konu ile ilgili abdest hususunda
Hazreti Peygamberin iki tatbikat olduunu, birincisinde, ate te pi irilmi eylerin yenmesi halinde abdestin bozulmu olduuna hkmederek
yeniden abdest ald n ve bunu emretti ini, ikincisinde ise, abdestin
bozulmayaca na hkmederek yeniden abdest alman n gerekmedi ini
ve bunu emretti ini gsterir. Filhakika birincisi ile ilgili e itli rivayetler vardr. Bu rivayetlerden birisinde Hazreti Peygamber yle buyurmutur: "Ate e deen eylerden (yedi iniz zaman) abdest ahn z"' 044 .
Daha sonraki bir sunnet ile Hazreti Peygamber, bu emri de itirmi
ve kendisi de ate te pimi bir ey yedii zaman yeniden abdest almak
lzumunu hissetmemi tir. Bu husustaki rivayetler de abdest alman n
lzumunu belirten rivayetlerin hemen akabinde "ruhsat" ile ilgili bablarda zikredilmitir. Yukarda iaret etti imiz CMir'in sz ise, bu iki
deiik tatbikattan muahhar olan n bildirerek nsih olan n anlalmasm k olaylatrmtr.
Birbirine zt manlarda varid olan iki hadis aras nda shhat ynnden e itlik bulunmas dolays ile herhangi birinin tercih edilememesi,
te'vil ve teliflerinin mmkn olmamas ve yukarda iki kta iaret
ettiimiz nesli keyfiyetinin de hadis metinlerinden a k bir ekilde an1042. Hadisin e itli rivayetleri iin bkz. Muslim, ahiti, III. 1584-1585.
1043. Hadis iin bkz. Eb DSVd, Sunen, I. 43; enNesn, Sunen, I. 108; etTirmizl, Sunen,
I. 119-120.
1044. Muslim, ahiti, I. 272-273; Ebl Drviid, Sunen, I. 43-44; enNes'al, Sunen, I. 105-106;
365
366
EtTermizi ise, Cbir'den gelen bu rivayete i aretle "Hazreti Peygambere drdnc defa iki imi bir adam getirildi ini, Peyamberin
onu dvdn, fakat ldrmedi ini" ilve etmi , ayn zamanda
ldrlmiyece i hususunda icma` hasl olduunu belirtmitir 1050.
Hadislerin nsih ve menshuna dair zikretti imiz bu rnekler,
konunun hadis tarihinde ne derece nemli oldu unu gsterme e yeterlidir. Hadisleri bu ynleri ile bilmeden onlardan hkm karmak,
yahut fetva vermek mmkn de ildir.
NUZL (Uluvv'un kart olan nuzl, bir hadisi rivayet eden
en son rviyi o hadisin kayna na en ok rvi says ile ulatran isnadn keyfiyetidir. Nzil denilen bu e it isnadlar, baz hallerde tercih
edilmi olsalar bile, Hazreti Peygambere yaknl gsteren sahlh lt
isnadlarn aasnda kabul edilmilerdir (bkz. NAzil).
1050. Bkz.
Sunen, IV. 49. Keza enNevevi de, Muslim'in alftlly'i zerine yazd
erhinde, yukarda zikredilen hadise istinaden ldrlmesi gr n savunan bir taifeye itiraz
ederek "bu gr batldr; sahabenin ve daha sonrakilerin ldrlmeyece i hususundaki icma.na muhaliftir; istinad ettikleri hadis mensilltur; bir cemaat onun neshine icma' n delfilet ettiini sylemitir" demitir. EnNevevI'nin bu konudaki gr iin bkz. erl;
alAli Muslim,
XI. 217.
367
R
BAR Hadiste yerle mi bir tabir olmamakla beraber, tezyin
etmek, naketmek, sslemek gibi manlara gelen rak , yazy noktalamak mansnda da kullanlmtr. Bu manda i(camn mteradifi
gibi grnrse de (bkz. 1[`m) rak 'n i(cmdan daha geni bir manya
ship olduu anlalmaktadr. Nitekim esSuytrnin
istinaden nakletti ine gre, (Ubeyd bn Eves
M viye'nin
nnde bir mektup yazm , Mucviye de ona "ey `Ubeyd, yazm rak
et; ben de bir zamanlar Hazreti Peygamberin yan nda iken bana ey
Muc viye, yazm rak et, dedi" demi ; (Ubeyd'in "y Emire'lmu'minin, yaznn rak nedir ?" diye sormas zerine Mu`viye'nin "her
harfe kendine uygun noktas n ver" eklindeki cevab , sadece mu`cem
(noktal) harflerin noktalanmas deil, fakat muhmel (noktas z) harflerin de i aretlenmesi mans nda deerlendirilmi tiros . Buna gre b ,
cim, la, zel, zC, n, zd i, gayn, f., Isdf, nin gibi noktalanmas
gereken harflere noktalarm n kusursuz bir ekilde verilmesi nas l gerekli
ise, muhmel (noktas z) olan bc-i7, dal, r, sin, siid, t, cayn gibi harflerin
de, noktal olan, fakat hat ynnden kendilerine benzeyen di er harflerden, mesel bcrn n cim'den ve /Jtdan; darm zerden; sin'in n'dan;
ad'n z.ad'tan; f 'run it'dan ayrt edilebilmesi iin baz nokta veya i aretlerle belirlenmesi zorunlu grlm ; bu suretle noktas z olan bu harflere konulacak baz nokta veya i aretlerle, o harflerin noktas z harflerden olduklarnn belirlenmesi gayesi gdlm tr.
,
368
konulan bir nokta ile zei'den ay rt edilmitir' nk zerin noktas sttedir. Bunun gibi, n'n noktas harfin stne de il de altna yazld zaman, bunun sin olduu ifade edilmi tir. Ancak sin'e dellet etmek
zere bu harfin alt na konulan nokta d iik ekillerde kullanlmtr. Bazlar noktalarn yan yana ve bir s fta konulmas gerektiini
ileri srerken (... gibi), di er bazlar, ut z rinde tepesi yukarda bir
gen meydana getiren (. .) eklin aksine, tepesi a a gelecek ekilde
( ..) sin harfinin altna konulmas gerekti ini sylemilerdir.
RV YET Hadis stlahnda rivayet, sunnetin ve benzeri haberlerin nakli ile, bunlar haber verenlere isnad ndan ibarettir. Bu tarif,
bize, rivayetin temel unsuru bulundu unu gsterir: Birincisi rivayete
konu te kil eden sunnet veya benzeri olan haber; ikincisi bu haberi
kendisine nakledene isnad ile rivayet eden ahs; ncs de haberi
kendisine rivayet edenden alan di er ahs. Rivayetin gayesi, her, eyden nce, Hazreti Peygamberin sz ve fiillerinden ibaret olan sunnetini,
yahut daha umumi manas ile hadisini, asrlarca sonra gelecek olan nesillere duyurmak olunca, biraz nce i aret etti imiz l unsur sistemi,
bu duyurma i inin en emin yolu olarak ortaya kar. Nitekim Hazreti
Peygamberden haberi alan sahabi, bunu Hazreti Peygambere isnad
ile tabi'iye rivayet etti i gibi, ayn haberi sahabiden alan tabi'i de, onu,
kendisine rivavayet eden sahabiye isnad ile tabi'u'ttabi'iye rivayet
etmi ; bylece haberin, Hazreti Peygamberden as rlarca sonra ya am
olan bir kimseye ula trlmas mmkn olmutur.
Rivayetin shhati, bu l unsurun shhatine baldr. l unsurun
shhati ise, rivayet edilen haberde herhangi bir de iiklik yaplmamas
ve rivayet eden ahsn da haberi kayna na isnadnn sahih olmas ile
gerekle ir. Bu sebepledir ki hadis ilminde, bir taraftan rivayet edilen
haberin aslnda, hangi suretle olursa olsun, bir de iikliin yaplp yaplmad incelenirken, bir taraftan da haberi rivayet eden ahsn, onu
kendisine rivayet eden ahsa isnadn shhati aratrlm-tr. Keza
1052. El-1141b elBadfdI, el Kifiiye, s. 23-24.
371
372
ken hazan vay, ya da elif ilave etti ini, yahut noksanla trdm, oysa
Hazreti Peygamberden yaln z bir defa i itilen hadislerin rivayetinde bu
eit ilave ve eksiltmelere engel olunam yacam sylemi ve "biz
size mana zere hadis rivayet etti imiz zaman, bu sizin iin yeter" demitir"". Feza Cbir bn `Abdillah Huzeyfe'den "biz ok hadis nakleden bir kavimiz; bu sebeple bazan takdim ve tehir yapt mz olur"
dediini nakletmitir"56.
Tabilan tabakas na mensp bir ok hadisi de rivayet bilmanay
tecviz etmi ; yeter ki takdim ve tehirin, yahut metindeki k saltmalarm
veya ilavelerin kas tl olarak yaplmamasn ve hadisin manasmn her
ne surette olursa olsun bozulmamas n, bu e it rivayetin ba lca artlar olarak ileri srm lerdir. bn Hacer bu konudaki ihtilflara i aret
ederek yle der: "Hadisin mana ile rivayetine gelince, bu konudaki
ihtilaf da me hurdur. Hadisilerin o u, mana ile rivayetin caiz oldu u
grndedirler ve bu husustaki en kuvvetli delilleri, slam eriatnn
yabanc milletler iin kendi dilleri ile izah nn cevaz zerindeki iemacdr. Buna gre, dine taalluk eden bir eyin yabanc dile evrilmesi caiz
olunca, ayn eyin yine arapaya evrilmesindeki cevaz evla olur. (Zira
arapa bir metnin man ile rivayeti, yine ayn metnin arapa olarak
deiik kelimelerle ifade edilmesi, bir bak ma tercemesi demektir)".
"Bazlarna gre mana ile rivayet, mufredatta caiz oldu u halde,
murekkebatta caiz de ildir. Bazlarna gre de, lafzlar hatrlayan ve
bunlar zerinde tasarrufa ehil olan kimseler iin caizdir. Baz lar ise
dem5 lerdir ki: Mana ile rivayet, yaln z, badisi hfzeden, sonra lafzlarn
unutan ve sadece mana= hat rnda tutan kimseler iin caizdir. Byle
kimselerin, hkm karmak maksad ile, hadisi manen rivayet etmeleri
lazmdr; fakat lafz hatrlayan kimseler iin, bu caiz de ildir"57.
bn Hacer, rivaye bilmana ile ilgili gr ayrlklarn bu ekilde
zetledikten sonra, kendi gr n de belirtmek iin yle demitir:
"Yukardan beri zikrolunan eyler, mana ile rivayetin cevaz ve
ademi cevazna miiteallk deiik grlerdir. phe yoktur ki, bu
konuda en do ru olan, tasarrufa gitmeksizin hadisin lafzen rivayetidir. Nitekim elRAzi. `Iyz bu konu ile ilgili olarak yle demitir: Eskiden ve halen, bir ok ravilerde vaki oldu u gibi, iyi rivayet etti ini
zannedip de iyi rivayet etmeyen kimselerin hadise musallat olmamalar
iin man ile rivayet kap sn kapamak lazmdr""58.
1055. Ayn yer.
1056. Ayn yer.
1057. bn Hacer, Nuh,betu'l-fiker erhi, s. 65.
1058. Ayn yer. Hadisin man ile rivayetini tecviz eden ve etmeyenlerle ilgili haberler iin bkz.
el-Bagdrdi,
s. 188-211.
SABIK VE LA.
- Sbk ve 10115, iki rvinin, ayn eyhten hadis rivayet ettikleri halde, vefat tarihleri aras nda uzun zaman fark
bulunmas dolays ile, isnada ulvv ynnden ayr bir zellik kazandran ve bu fark n bilinmemesi halinde isnadda ink ta bulundu u vehmini uyandran bir haldir ki, hadis ilminin nemli konular ndan birini
tekil eder. Baz rneklerle tarife uygun bir a klama yapmak gerekirse
yle denebilir:
Muhammed bn ish4 es-Serrc, el-Buhrrnin eyhlerindendir
ve Trillin da e ondan rivayet etmi tir. Keza Ebu'l-liuseyn Ahmed
el-Ilafff en-Neysbrl de es-Serrc'tan hadis rivayet etmi tir. Buna
gre, gerek el-BuhrT ve gerekse el-tlafff, her ikisi de es-Serrc'tan
hadis aldklar iin onun talebesidirler ve her ikisinin de a a yukar
ayn yalarda olmas gerekir; yahut hi olmazsa insan byle d nr.
Fakat grlyor ki el-Buhri. 256, el-Ijaffff ise 395 (393, 394) senesinde
vefat etmitir ve her ikisinin vefatlar arasnda 139 (yahut 137 veya
138) senelik bir zaman vard rw".
bn ihb ez-Zuhri (. 124) Mlik bn Enes (. 179) in eyhlerinden
olmakla beraber, byklerin kklerden rivayeti kabilinden ez-Zuhri
de Mlikten rivayet etmi tir. Mlik'in son ashab ndan olan Ahmed
bn es-Sehmi'de Mlik'ten hadis rivayet edenlerdendir ve vefat
259 dur. Buna gre ez-Zuhri ile es-Sehmi'nin vefatlar arasnda 135
sene vardrlm.
Bir eyhten rivayette i tirak eden iki rvinin vefatlar arasnda bu
kadar uzun mddetin bulunmasnn sebebi, kendisinden hadis i itilen
eyhin, rvilerden birinin lmnden sonra daha uzun mddet ya a
masdr. yle ki, baz kk ya taki kimseler de ayn eyhten hadis
iitir ve uzun mddet ya arlar. Bu suretle eyhin, ilk rvinin vefat n1059. Bkz. esSuyfg, Tedrib, s. 438.
1060. Ayn yer.
374
dan sonra hayatta geirdi i mddet ile ikinci rvinin lmne kadar
geen mddetin toplam ndan, iki rvinin vefatlar arasndaki bu uzun
zaman hasl olur oe
elBa dadi, bu konuda esSab ls ve'llaiui adm verdii
bir kitap elif etmi ve bu eit rvileri ve eyhlerini gstermi tir.
SABIT Sabit, makbul haberlerin tavsifinde kullan lan tabirlerden biri olup onlarn shhatlerine dellet ederi 62.
SADIKA (Bkz. Sahile).
SADI:1K Rvilerin tadilinde kullanlan tabirlerden biri olan sadk,
bnu' Salal'a gre ikinci mertebede yer al r ve la be'se bihi derecesindedir. Haklarnda bu tabirlerin kullanld bir kimsenin hadisleri,
ancak itibar maksad ile yazhr; nk bunlar, rvinin xabt vasfna
sahip olduuna kesinlikle dellet etmezler. Fakat hadislerinin bir as ldan rivayet edildii anlahrsa, z abt sfat kesinlik kazanr ve rvinin
gvenilir oldu una hkmedilirw6 a.
adalc tabiri ile, rvinin zabt ynnden zafiyetine dellet eden kelimelerden birinin birlikte kullanlmas, bnu' Sa1513'm tertibine gre
tadilin nc mertebesine dellet eder. Bunlar: adakun seyyi'u'l14.5, ada lcun lehu evham ve adalcun teayyere lrih tabiridir. El<Iraki tarafndan ilave edilen adalcun ina'allah tabiri ise, drdnc
mertebeyi gsterir" 4.
AHAB' Hazreti Peygamber devrini idrak etmi , mslman olarak Peygamberi grm , onun sohbetinde bulunmu ve yine mslman
olarak lm olan kimselere sahabi (o ulu: Sahabe) denir. Gerek hadis rivayetinde ve gerekse inan ve amel olarak slam dininin mteakip
nesillere retilmesinde ilk kaynak olmalar bakmndan sahabenin
nemi pek byktr. Bu sebepledir ki slam dini tarihinde her bir sahabi
zerinde titizlikle durulmu , her birinin tercemesi veya hayat hikayesi yazlarak cildler dolusu sahabe tarihleri vcuda getirilmi tir. bn
Sa`d (. 230) n etTabalcatu'lKubra's, bn cAbdi'lBerr enNemeri
(. 463) nin el sticab fi macrifeti'la l>ab' , Ibnu'lEsir (. 630) in Usdu'lgabe fi macrifeti'a4abe'si, bn Hacer elcAskalani (. 852) nin el abe
fi ternyIzi'altabe'si, bugn matbu olarak elimizde bulunan ve sahabe
teracimine tahsis edilmi olan en me hur eserlerdir.
1061. bn Hacer, Nuhbetu'l-fiker erhi, s. 84.
1062. Es-Suyini, Tedrib, s. 104.
1063. Bkz. ibnu's-arb, `Ularnu'l4adE, s. 110.
1064. Es-Suyti, Tedrib, s. 332.
375
376
3 77
378
379
Sahabiler, slam dininin yaylmasnda ve Allah isminin yceltilmesinde Hazreti Peygamberle birlikte mcadele etmi , mriklerin tecavzlerine ve e itli ikencelerine sab rla g s germi kimselerdir.
Bu sebepledir ki Allah Ta(l, yukarda meallerini zikretti imiz yetleri
ile onlar medhetmi ve onlardan raz olduunu bildirmitir. Ancak unu
unutmamak lzmdr ki, Allah Ta'ln n bu tebcili genel anlamdadr
ve sahabilerin hepsinin de fazilet ynnden ayn derecede olduklar na
dellet etmez nk biz, Hazreti Peygamberi bir defa da olsa mslman olarak gren, k sa bir sre iin onunla sohbet eden ve yine mslman olarak len kimseleri de sahabeden sayar z. Bunlar, Hazreti Peygamberle birlikte gazvelere kat lmam , mriklerin tecavzlerine ve
ikencelerine maruz kalmam , hicret me akkatine katlanmam olsalar
bile yine sahabi ismine ly k olmulardr. Fakat bu gibilerle, islm' n
bidayetinden itibaren Hazreti ,Peygamberin yan ndan ayrlmam ,
onunla birlikte mcadele etmi , tecavze u ram, maln mlkn,
evini barkn terkederek Medine'ye hicret etmi , btn gazvelere katil1082. Ibnu'salah, llrmu'l4adi, s. 266; esSuyiltl, Tedrib, s. 405; Ahmed M. rkir,
s. 213.
1083. uffe ehli hakknda baz hadisler iin bkz.
ahiti, I. 113-114; 149-150.
1084. Bkz.
.54113, IV. 195-196; VII. 123; VIII. 96-97, 136.
380
rm, gazi yahud ahld olmu sahabiler aras nda elbette fark olmak icabeder. te bu sebepledir ki, hepsi de sahabi olarak Allah' n kendilerinden honud olduu kimseler olmakla beraber baz lar bazdarndan stndr. ilnu' Salah bu konuda yle demi tir: "Sahabilerin efdali Eb
Bekr, sonra `mer, sonra selefin byk ekseriyetine gre (Osman, sonra
da (Ali'dir. Ancak ehli sunnetten olan Kfeliler (Alryi 'Osman'a
takdim etmilerdir. Bunlardan Sufyan esSevri'nin de gr bu idi;
fakat sonradan bu gr ten rc e -,mi ve (Osman' (Ali'nin nne
almtr. 'Osman' n (Ali'ye takdimi gr , btn hadis ve sunnet ehli
mezheblerinde yerle mi olan grtr. Sahabilerin grup olarak stn
olanlar ise, nce drt halife, sonra (A erei Mubaere'den olan di er
alt sahabi, sonra s ras ile Bedr gazvezine kat lanlar, Uhud'a kat lanlar
ve 1Judeybiyede Rzvan bey'atinde bulunanlard r"""
Hafz bn Kes'ir ise yle demitir: "Sahabenin efdali, hatta btn
insanlarn efdali, enbiyalardan sonra, Ebu Bekr I3alifetu Rasli'llah
(s.a.s.) dr. Hazreti Peygamberi herkesten nce tasdik etti i iin ddik
diye isimlendirilmi tir. Sonra cOmer, sonra 'Osman, sonra da (Ali'dir.
Bu, btn Muhacirn ve Ensar n grdr. Nitekim cOmer, kendisinden sonraki halife iin alt kiilik bir ra kurup da, i i bu raya
havale ettiinde, seim `Osman ve (Ali zerinde d mlenince, `Abdurrahman bn (Avf, geceleri ile birlikte gn, evdeki kad nlara, mektepteki ocuklara sormu , onlardan hibirinin bir ba kasn (Osman'a takdim ettiini grmemitir. Bunun zerine o da cOsman' (Ali'ye takdim
etmi ve halifelie onu getirmi tir. Bu sebepledir ki edDarakutni, her
kim (Alryi 'Osman'a takdim ederse Muhacirn ve Enesar yaptklar
iten dolay ktlemi olur, demitir. Bununla beraber ehli sunnetten
olan baz Klifelilerin (Alryi `Osman'a takdim etmeleri hayret verici9, 1086 .
dir
Sahabilerin birbirinden farkl dereceleri bulunmas na ra men,
slam dini tarihinde hepsinin de mstesna yeri vard r. Allah cmlesinden raz olsun.
SAI.IIFE Hadis stlahnda sabife tabiri, genellikle Hazreti Peygamber ve ashab devrinde yaz lm olan kk aptaki hadis kitaplar hakknda kullanlmtr. Mesela (Abdullah bn (Amr ibni'lqstan nakledilen bir haberde onun yle dedi i grlr: "Raslullahtan,
iittiim hadisleri yazmak iin izin istedim; bana izin verdi ve ben de
1085. Bkz. ct/h7mu'1badi, s. 268-269.
1086. Bkz. Ilyitsru
s. 206-207.
.381
bu abife'yi yazd m""s7 . Ayn sahife hakknda Muehid de unlar sylemitir: "(Abdullah bn 'Amr'in yan na girdim. Ba nn altndaki
sahifeye bakmak istedi im zaman bana engel oldu. Ona, kitab n benden niin gizliyorsun, dediimde: Bu, Rasabllahtan iittiim Sahife
adka'dr. Benimle Hazreti Peygamber aras nda hibir vasta yoktur.
Kitabullah ve bu Sahife, benim iin kesin olduktan sonra, art k baka
eyler beni ilgilendirmez" 1088.
Hazreti Peygamber devrinde baz sahifelerden sz edilmesi, hadis
yazma i inin onun hayatnda balam oldu una dellet eder. Nitekim
(Abdullah bn 'Anar, Sadlca adn verdii hadis sahifesini, Hazreti
Peygamberin kendisine izin vermesinden sonra yaznal 89 ve onu byk
bir titizlikle korumutur. (Abdullah'm vefat ndan sonra ayn sahife
onun torunlarna intikal etmi ve onlar tarafndan rivayet edilmi tir.
Ahmed bn Hanbel'in Musned'i gzden geirilecek olursa, (Artr bn
Su<ayb, (an Ebihi, can Ceddihi (`Abdullah bn cA nr) isnad ile pek ok
hadisin nakledilmi olduu grlecektir ki, hadisilerin ittifak ettikleri
gre gre, bu hadislerin hepsi de ad geen sahifedendirw 9.
Sahife sahibi ba ka sahabiler de vardr. Bunlardan biri, me hur
sahabi Cbir bn `Abdillah'tr. Katde bn Dicme'nin hafza kudretinden bahsedilirken, "ona Cbir'in Sahifesi ( ahifetu Cbir) bir defa
okununca Katde'nin sahifede bulunan hadisleri hemen h fzetti i"
nakledilir'9 '. Ne var ki, baz haberlerden anla ldma gre bu sahife
bizzat Cbir tarafndan de il, fakat onun talebelerinden Suleymn
bn Kays elYe kuri tarafndan yazlm , Cbir'in hadislerini ihtiva
etmesi dolays ile de Salgetu Cbir (Cbir'in Sahifesi) ad ile hret
kazanmtr. bn Ebi a kladna gre, Suleymn bn Kays
elYe kuri, Cbir ile uzun mddet beraber bulunmu , ondan hadis
iitmi ve bir de sahife yazmtr. Suleymn' n vefatndan sonra bu
sahife ailesinde kalmtr. Ebu'zZubeyr, Eb Sufyn ve agoi, Cbirden hadis dinlemi ve rivayet etmi lerdir. Fakat ondan rivayet ettikleri
hadislerin o u bu sahifedendir. Keza Katde de ayn sahifeden rivayet etmitir" 1092. Ahmed bn Harbel ve Eltlatlb elBa cildi'nin verdikleri bir haber de yledir: "Suleymn elYe kuri'nin anas bir kitap
1087. bn Sa`d, Tabaldt, VII. 2, 189.
1088. Ayn yer. Keza bkz. ezZehebI, Tarlhu'lslam, III. 38.
1089. Bu konuda daha geni bilgi iin bkz.
1090. Bu konuda daha geni bilgi iin bkz. Talt Koyi it, Hadis tarihi, s. 44-48.
1091. EzZehebi, Tezkire, I. 116; Tttrittu'l slam, IV. 296.
1092. Kitiibu'lterk ve (tta<C111, II. 1, 136.
382
383
385
1102. Bkz. bn Hacer, Nultbetu'l fiker serhi, s. 34. Daha geni bilgi iin keza bkz.
Mdrifet s. 53-56; es-Suyiiti, Tedrib, s. 31-39.
-
386
387
388
ElBuhri, kk ya tan itibaren hadisle me gul olmaa balamtr. Henz onalt yanda iken 'Abdullah ibnulMubrek ve Vekic
Ibnu'lCerrt'm kitaplarn ezberlemi ; daha sonralar hadis toplamak
iin lkeler dola mtr. Sriye Mr, Cezire, Ba ra, Kfe, klicz, onun
dolat yerler aras ndadr.
,
390
391
1-1accc'm kitabndan daha sahih bir kitap yoktur" szne i aretle "bu
szden ve Muslim'in kitab m elBulrrnin kitab na tafdil eden baz
maribli eyhlerin szlerinden, eer Muslim'in kitab nn, baliklardan
sonra yaln z sahih olan hadisleri zikrederek, elBulv rrnin kitab ndaki
bb balklarnda isnadsz zikretti i baz hadislerde .grld gibi,
sahih olmayanlarla kartrmad kasdediliyorsa, buna diyecek bir
ey yok. Bundan, Muslim'in kitab nn shhat ynnden elBuls rrnin
kitabndan stn oldu u mans kmaz. Fakat bu szle Muslim'in
kitabnn daha sahih olduu kasdediliyorsa, bu gr merddtur"
demitir .
uras bir geretir ki, Muslim'in kitab tertip ve tanzim bak mndan
elBulrrnin kitab ndan stndr. Fakat, shhatle ilgili olarak, gerek
hadislerinin isnadlarndaki ittisal ynnde, gerek tenkide u rayan hadislerin ve cerhedilen Tvilerin azl ynnden elBubAri'nin kitab
daha stn ve dolays ile daha sahihtir (bkz. ahih). Fakat her hal u
krda ve Muslim'in kitaplar tasnif edilmi hadis kitaplarnn
en sahihleridir ve bu sebepten iki kitap sz konusu edildi i zaman, daima
ahihn adyle zikredilmi lerdr.
GARIB EtTirmizi tarafmdan, bir hadisin tavsifinde
kullanlan fakat hangi e it hadisler iin kullanld aklanmayan
tabirlerden birisi de akik Garib'fir. Filhakika etTirmizi'nin Cami(i
incelenecek olursa, onun baz hadisler hakknda, sadece hasenun veya
altibun, yahutta garibun dedi i halde, baz hadisleri de hasenun abiltun,
yahut abiltun garibun, yahut hasenun garibun, yahutta hasenun abilun
gariban gibi tabirlerle de erlendirdi i grlr. EtTirmizi, Cdmicinin
sonunda yalnz lasen'in tarifini vermi"", fakat kulland dier tabirler hakknda herhangi bir aklama yapmamtr. Bu sebeple, onun
tarafndan kullanlan bu birleik tabirler, daha sonraki hadisiler tarafndan aklanmaya ve dellet ettikleri manlar gsterilmeye al lmtr". Bu aklamalardan anlaldma gre, bir hadis, isnad garib
olmakla beraber e er sahih olduuna hkmedilirse, bu hadis hakknda
hiaz hadi un attibun garibun demek do ru (durma.
GARIB IJASEN cbih, garib tabirinin aklamasn
yaparken de i aret etti imiz gibi, bir hadisin de erlendirilmesinde,
1111. Bkz.
s. 14-15.
1112. Bkz. V. 758.
1113. Mesel bkz. tbnu's alb, 'Uhinu'lhadis, s. 35-36; !bn Hacer, Nuhbetu'lliker erhi,
s. 39-41; esSuyfig, TedrU, s. 92-96; elCez1VirI, Tevcihu'nnaiar, s., 158-162.
1114. ElCez'irI, Tevelhu'nnaiar, s. 162.
392
kLig - Hadis ehli aras nda makbul haberler hakknda kullanlan tabirlerden biri skilib. szdr. Ceyyid, lsaviy, mdnif,
muccevved, abit gibi tabirlerin hepsi de bu kabildendir ve haberin
ihticaca salih olduuna, yani hakknda bu tabirlerden herhangi birisinin kullanlm olduu haberin delil olarak kullanlabilece ine dellet
ederler.
ibu' alWn EM!" Dvd'tan Sunen'i ile ilgili olarak nakletti i
u szlerde alih tabirinin kulland m ve dellet etti i many grmek
mmkndr:
"Ebii Dvd'tan bize rivayet olundu una gre, kitab hakknda
yle demitir: Bu kitapta, sahih olan, sahihe benzeyen ve ona yak n
olan hadisleri zikrettim"
"Kitabmda zikretti im hadislerden herhangi birinde iddetli bir
zatf varsa, onu, belirttim. Hakk nda hibir ey zikretmedi im hadis
ise ail'tir ve bazs bazsna gre daha sahihtir" 1118.
Eb Dvd'un bu silerini naklettikten sonra u
mtalaay ileri srer: "Buna gre, Ebil. Dvd'un kitab nda grd mz
1115. Aym yer.
1116. Bkz. Kiabu'lcerl; ve<ttddil, 1, 1, 37.
1117. Bkz.
s. 113.
1118. Ayn eser, s. 33.
393
bir hadis alditayn'den birinde yer almam , sahih ile hasen aras nda
ayrm yapmaya muktedir bir kimse taraf ndan da sahih oldu u belirtilmemi ise, bu hadisin Ebn Dvd nazarnda hasen olarak kabul
edildiini anlarz" 1119.
Gerek Eb Dvd'un szleri ve gerekse bnu' all'n bu szlerle ilgili a klamas , lil tabirinin delil olarak kullan lmaya elverili
makbul haberler hakk nda kullanld ve bu haberlerin sahih veya hasen olabilece ini gsterir.
SAMI' e itli ekillerde (iml` veya taldis) ile hadis rivayet eden
bir eyhten, gerek rivayet esnas nda hfzederek ve gerekse yazarak,
onun rivayet etti i hadisleri alan kimseye smic denir. "Hadis dinlemek" veya "i itmek" mansma gelen semi`a yesmecu'dan fil vezninde "dinleyen" veya "iiten" demektir ki, hadis tahammlnde ba lca
grevli kiidir.
Hadislerin bazan icaze, hazan mnavele, bazan da kitabe veya
vicade yolu ile alnp rivayet edildi i, fakat bunlar n hepsinin de eitli
ynlerden mahzurlu bulunup, en emin tahammul yolunun eyhin szlerini bizzat dinlemek (sema`u lafi ,'eyh) olduu gznnde bulundurulursa hadis tahammulunde smic n yerini ve nemini anlamak
k olaylar.
SEMA.c Iitmek ve dinlemek mansma gelen sem', hadis tahamml yollarndan biri ve en nemlisidir. Hadis tarihi, Hazreti Peygamberin hayatnda sem` ile balam ve yine sem` ile devam etmi tir.
nk sahabiler, Hazreti Peygamberden hadis rivayet etme e baladklar zaman, yalnz iittikleri ve belledikleri hadisleri rivayet etmi lerdir, ve bu tarz rivayet mtek p nesillerde de devam etmi tir.
caze, munavele, kitabe, vicade gibi e itli tahamml yollar veya
hadis alma usulleri arasnda bulunan sem(, dierlerinden daha stn ve
daha makbul say lm tr. nk sem`da eyh ile talebe kar karya
gelir ve talebe, arada herhangi bir vas ta olmakszn, eyhi dorudan
doruya iitir. eyh, hadislerini rivayet ederken talebe bu hadisleri
ya dinleyerek hfzeder, yahut dinlerken bir taraftan da yazar. Bazan
da talebenin eyhin hadislerini nceden elde etti i olur. Ancak talebe,
bunlar rivayet etmek iin eyhten icazet almad ka rivayet edemez.
Rivayet hakkn almak maksadyle eyhe mlki olur ve eyhten o
hadisleri bizzat dinler; daha nce elde etti i bu hadislerde hatal olanlar varsa onlar tashih eder. Bu gibi durumlarda, e er talebe eyhin
1119. Aym yer.
394
s. 69.
s. 118.
s. 284.
395
396
398
399
400
devrinin ba lamasndan ve eitli ilimlerin ortaya kp tedvin edilmesinden sonra, her filmin konusu ile ilgili olmas ynnden deiik tarifleri yap lm ve bylece farkl stlah manalar kazanmtr:
Fkh usl alimleri, sunneti erci deliller iinde incelerken, fakihler onu farz, vacib, mendb, haram, mekrh gibi er<i ahkamn bir
eidi olarak mtalaa etmi lerdir. Kelt= ehli aras nda ise, sunnet,
bidcatn kart olarak grlr ve baz kimseler bidcat ehlinden say lrken, hakk nda bir nass bulunsun veya bulunmas n, umumiyetle
Hazreti Peygamberin d nce ve davranlarna uygun bir hayat
yolu takip edenlerin sunnet ehlinden olduklar sylenir.
Hadisilere gre ise sunnet, Hazreti Peygamberin sz, fiil ve takrirlerinden ibarettir. Keza, onun ahlaki s fatlar, sireti, ma azisi ve
kendisine vahiy gelmeden nce ibadet iin ekildi i tlr' maarasndaki
yaay da sunnetten saylr. Bu mana% ile sunnet hadisin mradifidir.
Sz, fl ve takrirden ibaret olan sunnet, ay n zamanda, ilahi vahyin
iki ksmndan birini te kil eder; di er ksm Kur'an]. Kerimdir. nk
Allah Tacala Hazreti Peygamberin "kendi heva ve hevesinden konu madn, her ne konu mu ise onun, kendisine vahyedilen bir vahiy
olduunu" beyan buyurmu tur" 34. Bu manay teyid eden Hazreti
Peygamberin bir hadisinde de "bana Kur'n verildi; bir de onunla
birlikte onun gibisi" denilmitirn", Kur'nla birlikte Hazreti Peygambere verilen Kur'n gibi vahye mstenid olan eyin, snnetten baka
bir ey olabilece ini dnmek mmkn de ildir.
Kur'n ve sunnetin vahye mstenid olmalar na ramen her ikisi
arasnda fark oldu una phe yok ur. Kur'n, man ve laf z olarak
vahyedilmitir. Bu sebeple onun manen rivayeti veya nakli caiz de ildir. Hazreti Peygambere gnderili inden bugne kadar, nasl tebdil,
tayir ve tahriften korunmu ise, kyamete kadar da korunacakt r. nk
onun korunmasn Allah Ta'ala tekeffl etmi ve "O Zikr'i (Kur'm)
biz indirdik biz; onun koruyucusu da elbette biziz" buyurmu tur1136.
Lafz ve mana% ile mu`ciz olan Kur'n, be er kelm ile kyaslanamayacak kadar stn vasfa sahiptir. Hi kimse onun bir benzerini getirmeye muktedir olamaz. Allah Tacala bu gere i ak ve kesin bir ifade
ile yle aklamtr: "De ki: Andolsun, insanlar ve cinler, u Kur'nn
bir benzerini getirmek zere toplansalar, yine de onun benzerini getiremezler. Birbirlerine arka olup yard m etseler bile bunu yapamaz1134. Necm sresi, 3.
1135. Ebr Drviid, Sunen, II. 505.
1136. 1.11er soresi, 12.
401
lar""". te bu vasflar ile Kur'an' Kerimin namazda ve namaz d nda okunmas ibadet hkmndedir.
Vahye mstenid olduuna iaret etti imiz sz, fiil ve takrirlerden
ibaret olan sunnete gelince, onu Kur'an' Kerimden ay ran en byk
zellik, lafzen vahyedilmi olmamas dr. Bu sebepledir ki sunnetin
lafzlar Kur'n lafzlar gibi mucciz deildir; bu lafzlara ve manalarma
hakk ile vakf olanlarca manen rivayet edilmesi cizdir; okunmas
ibadet hkmnde say lmaz.
u var ki, slam ulemas, Hazreti Peygamberin, ilahi vahyin gelmedii baz meselelerde ictihadda bulundu unu ve kendi gr ile
hkm verdiini ittifakla kabul etmi lerdir. Bu husus, ilk anda, sunnetin vahye mstenid oldu u grne aykr grnr. Fakat baz
meselelerde, Hazreti Peygamberin ictihadlar nda yanlmas halinde,
bu yanlgnn ilahi vahiyle tashih edildi i gznnde bulundurulursau",
Hazreti Peygamberin, ictihadlar nda da tamamiyle yalnz braklmad, Rabb tarafndan daima kontrol edildii, yanld ictihadlarnn
dzeltildii, yandmadklarmn ise tasvib grd anla lr ki, bu da
sunnetin vahye mstenid oldu unu teyid eder. Keza Kur'an! Kerimde
yer alan Hazreti Peygambere itaat emreden ayetler de bu teyidin.
dier rnekleridir:
"Allah'a ve Peygambere itaat ediniz; ola ki rahmet olunursunuz""".
"Kim Peygambere itaat ederse Allah'a itaat etmi olur" 1140.
"Ey Peygamber de ki: E er Allah' seviyorsan z bana ittiba ediniz ki Allah da sizi sevsin ve gnahlarnz affetsin" 1141.
"Ey Peygamber de ki: Allah'a ve Peygambere itaat ediniz; e er
yz evirirseniz, biliniz ki Allah kfirleri sevmez" 1142.
"Peygamber size neyi getirmi ise onu almz; neden sizi nehyetmi
ise ondan da saknnz" 1143 .
1137. Isra sresi, 88.
1138. Mesela Bedir gazvesinde Hazreti Peygamberin esirlerden fidye almak suretiyle neticelenen ictihad , Tebuk gazvesine itirak etmek istemeyenlere izin vermesi ile neticelenen bir ba ka ictihad, ilahi vahyin gelmesine sebep olmu tur. Ayetlerin sebebi nzlleri incelenecek olursa bunun pek ok rneklerine rastlanabilir.
1139. Ali 'Imran sresi, 132.
1140. Nisa' sresi, 80.
1141. Ali 'Inran sresi, 31.
1142. Ali 'Imran sresi, 32.
1143. Har sresi, 7.
402
403
bn (Abbs'tan" 44, elBubrrnin aNt'inde ayn man ile Eb Hurayra'dan" 45 rivayet edilmi tir. Bu bakmdan, e fi(I'nin Mlik vas tasyle
bn (Omer'den gelen ve garib saylan hadisinin, ayn lafzla bn (Abbs'tan, de iik lafz fakat ayn man ile Eb Hurayra'dan gelen hadisler hidleri sayhr 146.
Burada una da iaret etmek yerinde olur: Ferd olarak bilinen bir
hadisin, tek kald sanlan rvisine bir ba ka rvinin de muvafakat
ettii grlr, yani tek kalan rvinin eyhinden, yahut daha ilerideki
eyhlerden, bir ba ka rvinin de ayn hadisi rivayet etti i anlahrsa,
bu hadise de mutabi( ad verilmitir. Yukar daki misalde e ficrnin Mlik'ten rivayet etti i mezkfr hadisle tek kald ve bu hadisi
Mlik'ten rivayet eden ba ka kimsenin bulunmad bilinirken, elBubrrnin (Abdullah bn Mesleme elRa (nebi vastasyle Mlik'ten
ayn hadisi naklettii grlmtr. Buna gre el-1(nebrnin Mlik'ten rivayeti, e ficrnin ferd san lan rivayeti iin mutdbi( saylr (bkz.
Mutbi(). Bu bakmdan, hid ve mutbi ( tabirleri ayn manda kullamlmt r"47.
AK K Lugatta, yarmak, yrtmak, ayrmak gibi manlarda kullanlan akk kelimesi, hadis stlahnda, yanl olarak fazladan yaz lan
kelime veya ibareleri ibtal etmek demektir. Fazlal n ibtali, umumiyetle, fazladan yaz lan ibarenin ilk harfinden ba layarak son harfine
kadar, zeiine bir izgi izilmesi ile yap lr. Bylece fazlalk, bu izgi
ile, doru yazlm ibarelerden ay rt edilmi olur. Baz lar bunun, bir
hayvann ipe veya kemende tak lmas mansma gelen nesle (neak)
tan geldi ini sylemilerdir. Byle bir ip hayvan nasl hareketten ahkorsa, yaz zerine izilen izgi de o yaz y okunmaktan ahkor, ibtal
eder.
405
vayeti ile tek kald hadis iin kullanlm bir tabirdir. yle ki, rvinin rivayeti ile cemaatin rivayeti aras nda bir tercih yapmak gerekti i
zaman, rvinin rivayeti terkedilir ve daha ok isnadla gelen cemaatin
rivayeti tercih edilir Bu sebepledir ki saz hadis, zay f hadisler aras nda
yer alr.
Sazn genel olarak kabul edilen bu tarifi yan nda ileri srlm
baka tarifleri de vard r. Bu tariflerin eskisi imam e Safici (. 204)
ye aittir. Ibnu'sSalh'n Yunus bn cAbdi'lAcra'dan naklen bildirdiine gre, eSafici yle demitir: "Saz, gvenilir olan bir rvinin
rivayet edip de ba kalarnn rivayet etmedi i hadis de il, fakat gvenilir bir rvinin, bakalarnn rivayei etti i hadise muhalif olarak rivayet
Ulitmu'l4adf, 69.
1150. Mdrifet
406
s. 119.
s. 119.
407
baka rvi ynnden muhalefet vaki olursa, daha stn oldu u iin
tercih olunana muhfai, di erine, yani terkedilene 4 denir. EtTirmizI, enNesai ve bn Mace'nin Sufyan bn `Uyeyne tank ile `Anar
bn Dinar'dan, onun cAvsece'den, onun da bn cAbbas'tan rivayet
ettikleri "Hazreti Peygamber devrinde bir adam vefat etmi ve zd
ettii kleden ba ka vris brakmamtr... "hadisiw 4 buna bir misal
tekil eder. Bu hadisin bn cAbbas'a balanmasnda bn Curayc ve
dierleri bn (Uyeyne'ye tbi olmu lar: Hammad bn Zeyd ise, bunlara
muhalefet etmi ve hadisi <Amr bn Dinar vastasyle (Avsece'den nakletmi , fakat bn (Abbas' zikretmemi tir. Eba Iiatim der ki: "MaIlfi
olan bn `Uyeyne'nin hadisidir. Ilammad bn Zeyd adalet ve zabt
ehlinden olmakla beraber, Eb Intim say bakmndan Ilammad bn
Zeyd'e nisbetle daha ok olan kimselerin rivayetini tercih etmi tir. Bu
aklamadan anla lyor ki az, makbul olan rvinin, kendisinden stn
olan kimselere muhalif olarak rivayet etti i hadistir. Ist lah ynnden
aml muteber olan tarifi budur"H".
1154. Hadis iin bkz. Elya D3vrid, Sunen, II. 112; bn Miice, Sunen, II. 167.
1155. Nugetu'lfiker erhi, s. 43 44.
-
408
TABAK.XT Tabakat kelimesi, lugatta, birbirine benzeyen kimseler manasna gelen abaka'nn oulu olup, stlahta, birbirine yakn
yalarda bulunan eyhlerden, yine birbirine yak n kimselerin hadis
rivayet etmek, yahut hadis rivayet etmeseler bile o eyhlerin devrine
yetimek suretiyle meydana getirdikleri gruplard r. Bazan iki kimse,
bir hususta birbirine benzemek suretiyle ayn tabakadan say ldklar
halde, benzemedikleri di er bir husus sebebiyle ayr tabakalardan saylrlar. Buna gre, mesela sahabiler, Hazreti Peygamberle sohbetleri
itibariyle hepsi de bir tabaka te kil ederler. Bununla beraber, slm'a
ilk girenler, baz gazvelere i tirak edenler, hicrette bir olanlar ve bunun
gibi baz tarihi olaylara katlanlar itibariyle sahabilerin de tabakalara
ayrldklar grlr. bn Sa`d onlar be tabakaya ayrm,
enNeysabri ise onlar n oniki tabaka olduklarn sylemitir. Elliakim'e gre birinci tabaka, Mekke'de ilk mslman olan sahabilerdir.
Eb Bekr, cOmer, (Osman ve (Ali bunlardand r. kinci tabaka Daru'nNedve ashab dr ki, (Omer'in islam'a girmesi zerine Mekkeli
bir cemaat da Hazreti Peygambere beycat edip mslman olmu tu.
nc tabaka, Habe istana hicret eden sahabilerdir. Drdnc
tabaka, <Akabe'de Hazreti Peygambere bey'at edenlerdir. kinci
`Akabe'de beytat edenler be inci tabakay, Hazreti Peygamberin
hicreti esnas nda Medine'ye varmadan nce R.uba'da iken hicret maksadyle Mekke'den ayrlp ona iltihak edenler alt nc tabakay, Bedir
savana katlanlar yedinci, Bedir ile kludeybiye arasnda hicret edenler sekizinci, R?van beycatnda bulunanlar dokuzuncu, Uudeybiye
ile Mekke'nin fethi aras nda hicret edenler onuncu, Fetihte mslman
olanlar onbirinci, Fetih gn ve veda hacc nda Hazreti. Peygamberi
grp mslman olanlar da onikinci tabakay tekil ederlern56.
Tabicsm da sahabe gibidir. Hepsi de bir veya birka sahabiye mlaki olmalar itibariyle bir tabaka te kil ederler; bununla beraber,
1156. Ma"rifet
s. 23-24.
409
410
ile benzerlikleri varsa da, tarihi olaylar incelemesi ynnden di erlerinden ayrlrlar. Mesela tarihin konusu, Bedr sava n, bu sava a
katlanlarla birlikte incelemek oldu u halde, tabakat kitaplar , bu sava a katlanlarla, yalar kk olduu iin katlamayanlar , ayn zamanda daha nemli olarak, sava a katldklar halde, kk ya ta
olup da katlamayanlara nisbetle daha ok ya ayan ve onlardan sonra
vefat edenleri inceleyip ortaya korlar.
s. 42.
Tedrib, s. 416.
411
412
onun rivayet etti i hadis de o derece shhat kazanm olur. Bir hadisin
isnadn tekil eden rvilerin hepsi gvenilir olduklar takdirde, o hadisin sahih olduuna hkmedilir. Aksi halde, yni rvilerden birinin veya
birkann gvenilir olmamas halinde, onlarn bu halleri, rivayet ettikleri hadisin s hhati zerinde phe ve tereddtlerin belirmesine ve
dolaysyle onun sahili olmad hkmnn verilmesine sebep olur.
te bu basit ve basit oldu u kadar da nemli olan kaide dolay syle,
hadis ravilerinin gznnde tutulmas na ve hallerinin ara trlp ortaya
konmasna byk bir titizlikle nem verilmi tir.
Bir rvi zayf halleri dolay syle cerhedilir ve bu haller a klanr.
Zay f hali grlmeyen ve gvenilir oldu u anlalan bir rvi de tddil
edilir; bir ba ka tabirle tezkiye olunur.
Rvinin cerhinde cerh sebebi olan hallerin a klanmas art koulduu halde, tddilde byle bir art sz konusu de ildir. nk bir insan n nadiren de olsa yalan sylemesi, onun bu yzden cerhedilmesine
sebep olur. Bu itibarla onun yalan syledi inin bilinmesi gerekir ve
bu hali aklanr. Bir baka cerh sebebinin de ayn ekilde aklanmas
gerekir. Fakat kendisinde cerhe sebep te kil edecek herhangi bir hal
bulunmayan kimse tddil edilirken, onun yalan sylemedi ini, yahut
eitli cerh sebeplerini birer birer sayarak bunlar n hi birisinin kendisinde bulunmadn sylemek gereksizdir.
Cerh ve tddil, bir rvi zerinde birle irse, yani baz kimseler rviyi cerh, dier bazlar da tddil ederlerse, hkm, cerh edenlerin
grne gre verilir nk bu gibi durumlarda raviy tddil eden kimselerin, rvinin cerhe sebep te kil eden hallerini yakndan bilmedikleri
anlalr. E er bu hallerini bilmi olsalard, phesiz, onlar da r viyi
cerh etmekten geri kalmazlard (bkz. Cerh).
Rvinin tddilinde baz tabirlerin kullanlmas hadisiler arasnda
det haline gelmi ; ayn zamanda bu tabirlerden herhangi birisi bir
rvi hakknda kullanld zaman, o rvinin, gvenilir olma s fatnn
hangi mertebede bulundu unu anlamak da mmkin olabilmi tir nk
bu tabirler, hadisiler aras nda ayr bir snfalandrmaya tbi tutulmu
ve bir rvinin gvenilirli i hangi derecede ise, onun hakknda yalnz
o dereceye dellet eden tabirlerden biri kullan lmtr. Mesela bn
Ebi kltim'e gre tddilde kullan lan tabirler drt gruba ayr lr. Birinci
grup tabirler, en gvenilir rvileri belirtmek iin tesbit edilmi tir. Bunlar: Silca, mutistn, ebtun, 4uceetun, (adlun baftun, cadlun abfun tabirleridir. EzZehebi ve el`Iratf, bn Ebi kltim'den farkl olarak,
tddile dellet eden tabirleri be gruba ayrmlardr. Ancak onlarn
413
ilave ettikleri grup, bn Ebi I-Fatim'in birinci grupta zikretti i tabirlerin de nnde yer al r ve en gvenilir raviler hakknda kullanlr Bu
tabirler, bir tabirin tekrar edilmesinden ibarettir: Siha iha, siha hucce,
iha haft gibi.
bn Hacer ise, tddile dellet eden tabirleri alt gruba ayrm ve
birinci mertebedeki raviler hakk nda bu tabirlerin ef `al veznindeki
ekillerini kullanmtr: Evsah, ebet gibi.
bn Ebi Wtim'in ikinci mertebede kulland tabirler ki bunlar
ezZehebi ve el(IraVnin tasnifinde nc, bn Hacer'in tasnifinde
ise drdnc mertebeye dellet ederler sadahun, mahalluhu e dhu,
la be'se bihi, me'mnun gibi tabirlerdir.
nc mertebede kullan lan tabirler di er ikisine gre drdnc,
bn liacer'e gre be incidir eyhun, feyuktebu hadisuhu, yunictru fih,
eyhun vasatun, ceyyidu'lhadis, hasenu'lhadis, adahun,
adahun lehu evham, adahun tegayyere bi'ahrih gibi tabirlerdir.
Drdnc mertebede ise ikisine gre be inci, bn Ilacer'e gre
altnc mertebedir
yuktebu hadi uhu li'li(tibar, adahun
ina'allah, erca en la be'se bihi, uveyl h, mahbalun gibi tabirler kullanlm tr'"
Bu son mertebede kullan lan tddil tabirleri, ravinin cerhinde
kullanlan tabirlerin en hafif olanlar na en yakn derecede bulunanlardr. Bu sebepledir ki, en gvenilir ravi ile en zay f 'iyi aras nda muhtelif derecelerde yer alan ravilerin hallerini belirten bu tabirler derecelerine uygun manalar ifade ederler.
TAIJAMMULU'L-1-JADIS Lugatta yklenmek manas na gelen
tahammul kelimesi hadis stlahnda, bir kimsenin, ba kalar na nakletmek maksadyle hadis rivayet eden bir' eyhten, rivayet etti i hadisleri eitli yollarla (ya iiterek ya kitaplar n alarak, ya ona arzederek)
almas, yani onlar bakasna devretmek zere yklenmesidir.
Talammulu'lhadis, ethten, hangi yolla olursa olsun hadis almak
demek olunca, ilk akla gelen husus, tahammul i inin hangi yalarda
ve hangi hallerde balayabilece idir. Bu konuda hadisiler aras nda
deiik grler ileri srlm olmakla beraber, genellikle, ki i ister
kfir olsun ister ocuk olsun hadis alabilece i kabul edilmitir. Ancak
1163. Ta`dilde kullanlan bu tabirler hakknda bn Ebi Ijrtim'in tasnifi iin bkz. Kidbu'lI. 4; bn Hacer'in tasnifi
cerh ve't-ta` dil, I. 1, 37; eg-Zehebi'nin tasnifi iin bkz.
Tedrib, s. 231-232.
iin bkz. Nuhbetu'l-fiker erhi, s. 95. Keza bkz.
414
s. 120.
415
Hadisi sema` yolu ile alan kimse, onu bir ba kasna rivayet ederken haddeend, alyberand, enbe'ena, semictu, kale lend falan, zekere lena
fuldn gibi tabirler kullanr. Bu tabirlerin en stn semictu, sonra srasyle haddeend ve al berant 'dr. Ancak ahberand, kraata tahsisi
yaygnlamadan nce semdda en ok kullanlan tabir idi.
2. `Arz veya eyhe okumak ac rda cale'eyh) : eyhten hadis
alacak olan kimsenin, nceden bildi i, yahut yazl olarak elinde bulundurdu u eyhin hadislerini, eyhe okumas veya arzetmesidir ki,
bunun balca iki gayesi vardr: Birincisi, phesiz, bu hadisleri ba kalar na rivayet edebilmek iin eyhin haberdr olmas n sa lamak,
bir bakma onun iznini almak; ikincisi ise, nceden bildi i veya yazl
olarak elinde bulundurdu u eyhe ait hadisleri ona arzederek, yanl
bildii, yahut yanl yazd ksmlar varsa onlar dzeltmek ve ileride
bakalarna rivayet etti i zaman do ru olarak rivayet etmektir.
eyhten arz veya k raat yolu ile hadis alacak olan kimsenin bizzat
arzetmesi veya okumas art deildir. eyhin huzurunda bir ba kas
okurken di eri de dinlerse, dinleyen de arzedenle birlikte eyhten hadis
alm olur.
lk tahamml yolu olan sema` ile arz n tercih ynnden kar latrlmas neticesinde gr ortaya kmtr. Baz hadisiler, semac
ile arz aras nda hibir fark grmemi ler, her ikisinin de ayn derecede
olduunu sylemi lerdir. Dier bazlar sema<1 arzdan stn grr'erken, baz lar da arz sema`a tercih etmi lerdir. Her gr n mdafaasn yapan bir ok hadisi ve me hur imamlar vard r.
Arz yolu ile alnan hadislerin rivayetinde kullanlan ideal tabirler,
eer arzeden bizzat rvinin kendisi ise, Icara'tu 'ada fuleinin, bir bakas
arzederken rvi dinlemi ise, buri'e cald fuldnin ve elle esmdu tabirleridir.
Bununla beraber baddesencl, aljberand ve hatt semictu tabirlerinin kullanlmasna cevaz verenler de vard r. Bunlar, bu tabirlerden baz sna
cevaz verirken, di er bazsna da muhalefet ederler. Bu bak mdan hepsi
arasnda kesin bir ittifak yoktur.
3. Iedze : Hadis tahamml yollar nn ncs icaze'dir. icaze,
eyhin, hadislerini rivayet etmesi iin bir kimseye izin vermesidir. Ancak
bunun eitli ekilleri vardr:
a) eyh, belirli kimseye veya kimselere belirli hadislerinin veya
kitaplarmn rivayeti iin icazet verir.
b) Belirli kimseye veya kimselere belirli olmayan hadis veya kitaplarnn rivayeti iin icazet verir ve mesela "sana (yahut size), btn
416
mesmlatmn rivayeti iin icazet verdim" der. Asl nda eyhin "btn
mesm) al ", icazet verilen kimse iin mehuldr. Bu sebeple, bu tarz
icazetin cevaz hakknda birincisine nisbetle daha ok ihtilaf kmtr. Bununla beraber, bu icazete ve bu icazetle al nan hadislerin rivayetine cevaz verenler olmu tur.
c) eyh, belirli olmayan kimselere umum vasf kullanarak icazet
verir. ve naesel "btn mslmanlara icazet verdim" der. Bu e it
icazet, daha ok, muahhar ulema aras nda ihtilaf konusu olmu ; bazlar
bu umumi icazetin " u beldenin ilim talebesine icazet verdim" denilerek tandit edilmesini cevaza daha yak n grmlerdir.
d) eyh, belirli kimselere mehul olan kitab nn rivayeti iin icazet verir ve mesela "sana sunen kitab nn rivayeti iin icazet verdim"
der. Fakat kendisi bir ka sunen kitab rivayet etti i iin, icazet verdii kitabn hangisi olduunu belirtmez. Yahutta eyh, belirli bir kitabnn rivayeti iin mehul olan bir kimseye icazet verir ve "Mubammed
bn Hlid edD ma krye fulan kitab mn rivayeti iin icazet verdim"
der. Aslnda Mubammed bn Hlid edD maki adnda bir ka kii
vardr, fakat eyh, bunlardan hangisine icazet verdi ini belirtmez.
e) eyh, olmayan bir kimse iin icazet verir ve mesela "fulan kimsenin doacak ocuuna icazet verdim" der.
f) eyh, sema` yahut icazet gibi e itli tahammul yollar ndan birisi ile henz almam olduu hadisleri veya bir kitab , ald zaman rivayet etmesi iin bir kimseye icazet verir. cazetin ihbar, yani haber vermek hkmnde olduu gznnde bulundurularak, elinde haberi olmayan kimsenin ba kasna hibir ey veremiyece i gr ile bu e it
icazetin bat l olduu ileri srlmtr.
g) eyh, kendisine rivayet etmesi iin icazet verilen kitaplar n ,
yine rivayet etmesi iin ba kasna icazet verir ve "mucazat m rivayet
etmen iin sana icazet verdim" der.
Zikrettiimiz bu yedi icazet ekli, bazlar hakknda daha ok muhalifi bulunsa bile, hadisiler aras nda yine de tatbik edilmitir.
4. Mundvele: Hadis tahammul yollarnn drdncs, elden vermek
manasma gelen munveledir. eyh, hadislerini ihtiva eden bir kitab
rivayet etmesi iin herhangi bir talebesine verir. Bu verme i i, ya icazetle birlikte olur (mundvele malcrdne bi'l icdze); ya da icazetsiz olur
(mundvele mucerrede cani'l icdze). Birincisi, icazetin en yksek eklidir ve shhati zerinde hibir ihtilaf olmam tr. eyh, semacuu ihtiva
417
eden kitab talebesine verir ve "bu, benim semac mdr", yahut "fulndan
rivayetimdir; bunu benden rivayet et" der.
ikincisinde ise, kitab n talebeye verir ve "bu, benim semc mdr",
yahut "hadisimdir" der, fakat talebesinin, onu rivayet etmesi iin kendisine icazet verdi ini sylemez. Byle bir munvelenin s hhati zerinde
deiik grler ileri srlm tr. Baz lar, bu munvele ile al nan hadislerin rivayetinin ciz olmadn ileri srerken di er bazlar bunun aksini iddia etmi lerdir.
5. Kitabe : Tahammul yollarnn beincisi kitbettir. eyh, rivayet edilmesini istedi i hadislerini uzakta bulunan bir kimseye yazarak
gnderir. Mukatebe de denilen bu usl, munvelede oldu u gibi, ya icazetle birlikte tatbik edilir, ya da icazetsiz olur. eyh, yazd hadisleri
kendisinden rivayet etmesi iin talebesine icazet verdi ini ayrca belirttii gibi, bazan da sadece hadisleri yazmakla yetinir; rivayet etmesi
iin icazet verdi ini zikretmez. Bu ikinci ekil, zerinde gr ayrlklar bulunmakla beraber, eyhin hadislerini yazmas nda icazete dellet
bulunduunu ileri srenlerce kabul edilmi ve bu yolla alnan hadislerin
rivayetine cevaz verilmi tir.
6. 1<lamu'eyh ( eyhin i<lam, bildirmesi) : eyh, talebesine
gsterdi i hadis veya kitab hakknda "bu benim fulndan sam'mdr"
der, fakat talebenin bunu rivayet etmesi iin hibir ey sylemez. Byle
durumlarda talebenin, eyhin hadisini veya kitab n rivayei etmesi,
hadisilerin byk o unluunca ciz grlm , hatt zhiriyeden baz
imamlar, eyh "bu benim sem'mdr" dedikten sonra "bunu benden rivayet etme" dese bile,rivayeti ciz olur, demi lerdir. Bununla beraber,
eyhin icazet vermeksizin mcerred i'lm mn rivayet iin yeterli olmadn ve rivayetin ciz say lamyacan ileri srenler de vard r.
7. Vagyye : eyh, lmnden nce veya bir seyahata karken
hadislerini ihtiva eden kitaplar n birisine vasiyet eder. Kitaplara vasiyet yolu ile ship olan kimsenin onlar rivayet edebilece ini ciz grenler bulundu u gibi, ciz olmad grnde olanlar da vard r.
8. Vicade : Tahammul yollarnn sekizincisi "bulmak" mansma
gelen vicdedir. Herhangi bir kimsenin, bir eyhe ait hadisleri ihtiva
eden baz kitaplar bulmasdr. Bulan kimse, eyhin musr olabilecei gibi, musr olmayabilir de. Fakat ne olursa olsun, bu hadisleri
haddeseni veya at,berani gibi tabirlerle rivayet edemez. nk onlar
eyhten ne i itmitir, ne de rivayet iin icazet alm tr. Bu gibi hadislerin rivayetinde um.umiyetle kara'tu fi kitbi fulanin veya vecettu bi418
l,aff fulanin gibi tabirler kullanlmsa da, sahih bir rivayet olarak
kabul edilmemi tir.
Yukarda ksaca aklamaya altmz hadis tahammul yollar,
bazlar dier bazlarna nisbetle daha ok itiraza u ram olsa bile,
hadisiler aras nda az veya ok tatbik sahas bulmutur. Bu yollardan herhangi biri hadisilerin o unluu tarafndan zayf saylm ise, bu yolla nakledilen hadislerin de , zayflna hkmedilmi ;
yolun shhatine inananlar ise, hadisleri de sahih kabul etmi lerdir. Bununla beraber semac, arz veya k ra'at gibi tahammul yollar, herhangi
bir ihtilaf sz konusu olmakszn en stn hadis alma usulleri olarak
yaygn kabul grm ve hadisiler, srf bu yollarla hadis alabilmek iin
rtt le fi talebi'lbadis ad altnda uzun ve meakkatli seyahatlar gze
almakta tereddt gstermemi lerdir.
TAURIC kIarece fiilinden tretilmi tefcil bab nda masdar olup
ilrac manasnda karmak demektir. Bu kkten gelen ve hadis stlahnda sk sk rastlanan ba ka tabirler de vardr. Hkm karmak
(istinbat)manasnda istilrac, bir kimsenin, mehur bir hadis kitabnn
hadislerini srasyle ele alarak kendine ula an isnadla vermek suretiyle
meydana getirdii kitaba dellet etmek zere mustat rec, hadisin geldii
yere, yani rvisine dellet etmek zere kullan lan mallrec, bir hadisi
isnad ile birlikte bir kitapta irad etmek manas nda ihrac bunlardandr.
Tabric ise, iki manda kullanlmtr. Birisi Ma rib ulemas tarafndan biraz nce i aret etti imiz iljrac manasnda kullanlan ve bir
hadisi isnad ile birlikte bir kitapta irad etmek manas na gelen tabrictir kinci inanas ise, bir kitapta bulunan hadisleri isnadlar ile birlikte
karmak ve her bir hadisin, varsa di er isnadlarm gstererek shhatlerine i aret etmekten ibarettir. Mesela elcIraki (. 806), elGazali
(O. 505) nin Pya'snda yer alan hadisleri Tat ricu eladisi'l-14ya ad
altnda toplamtr. Bu kitapta baz hadislere vakf olamamas dolaysyle ikinci defa, fakat daha kk bir kitap tasnif etmi ve bu kitaba
da elMagni can Itamli'lisfar fi'lesfar fi tat rici ma fi'lIl ya mine'lal bar adn vermitir. Kitapta, her hadisin turukunu, sahabilerini,
mahrecini, s hhat ve zafiyet derecesini gstermi tir. Keza Zeynu'dDin Rasim bn Kutlubua (O. 879) da Tulfetu'l-14ya fima fate min tel.(11.kt
:L
et adisi'l lya adnda bir kitap tasnif etmi tir 167. Bunun gibi,
mstekl bir hadis kitab olmad halde bir ok hadisin delil olarak zikredildii eserlerdeki hadisleri toplayarak onlar n eitli isnadlarm
1167. Bkz. FIci I3alife Ke fu'i iunan, I. 24.
,
419
420
B.
314-315.
421
Islam'n daha ilk gnlerinden itibaren hadise olan ihtiyac n nemini anlam mslmanlar tarafndan srdrlm ve ok ksa bir zaman ierisinde cildleri dolduran binlerce hadis toplamp yaz lmtr.
Hazreti Peygamber henz hayatta iken, ashab , onun sylemi
olduu bir sz, yahut yapm olduu bir fiili, kendilerinden sonra
gelecek olan nesillere nakledebilmek iin byk bir arzu gsteriyor
ve bunlar renmek hususunda e itli arelere ba vuruyorlard. Onlar
hadis renme e sevkeden baz miller vard ve bunlarn banda, phesiz, sunnetin, slam dininin kayna olmas bakmndan sahip olduu
byk deer geliyordu. Bu sebepledir ki, Hazreti Peygamber " hid
olan gib olana tebli etsin; belki kendisine tebli edilen, onu i itenden
daha anlayh (fakih) olur" 74, baka bir rivayette de "Allah, bizden
bir hadis iitip de onu hfzeden, sonra da ba kasna tebli eden kimsenin yzn ak esin. Bazan ilim sahibi kimse, kendisinden daha alim
olan kimseye onu nakletmi olur; bazan ilim ykl kimse, alim olmayabilir"H" buyurmu tur. Bu szleri ile Hazreti Peygamber, hadislerinin
bakalarna nakledilmesini istiyor, ancak byle oldu u takdirde, o hadislerin onlardan daha iyi hkm karabilecek fakil (alim) lere ula abileceini belirtmi oluyordu.
Bir taraftan, hadisin slam dinine kaynak olmas itibariyle kazanm olduu deer, dier taraftan, Hazreti Peygamberin kendisinden
iitilen hadislerin ba kalarna tebli edilmesi hususundaki emirleri,
sahabenin, onlar renme arzusunu art ryor ve her frsatta Hazreti
Peygamberin yan nda bulunarak onun szlerini dinlemeye sevkediyordu. Medine dnda oturanlar bile s k sk Medine'ye geliyorlar, Hazreti Peygambere dinleri ile ilgili hususlarda sorular soruyorlar, sonra
da onun szlerini ve nasihatlar n renmi olarak dnyorlard . Medinedeki sahabiler ise, ok sual sormaktan menedilmi lerdi. Bunu sz konusu eden Enes bn Malik yle der: "Peygambere sual sormaktan
nehyolunmu tuk. Bundan dolay, l ahalisinden akll birinin gelmesi
ve bizler dinlerken Peygambere sual sormas houmuza giderdi" 1176.
Enes'in bu sz, sahabenin Hazreti Peygamberden daima bir eyler
duymak ve renmek arzusu iinde bulunduklar n ok iyi aklamaktadr.
Hazreti Peygamberin vefat ndan sonra da hadis renme arzusu
kuvvetinden hibir ey kaybetmemi tir. Her sahabinin i ittii ve bil1174. ElBuh5r1, ahiti, I. 24; II. 191; Muslim, ahiti, III. 28; Ebil Dgvild, Sunen, I. 294; bn
Mace, Sunen, I. 104.
1175. Ebil Davfid, Sunen, II. 289; bn Mce, Sunen, I. 102.
1176. Muslim, ahiti, I. 41.
422
di i hadisler, gerek say ve gerekse man ve mahiyet itibariyle birbirinden farkl olduu iin, bir sahabi, Hazreti Peygamberin hayat nda ondan iitmedii hadisi, onu iiten bir baka sahabiden sorup renebiliyordu. Hatt o hadisi bilen sahabi, islam lkesinin ok uzak bir k esinde bulunsa bile, o hadisi ondan renmek iin bazan onun bulunduu
yere kadar yolculuk etmek klfeti bile gze al nyordu. Mesela Hazreti
Peygamberin tan nm sahabilerinden, kabri bugn Istanbul'da bulunan Ebii Eyyab elEnsail, bir hadisi Mr'da yaayan Ukbe bn cAmir'e
sormak iin Medine'den Msr'a gitmi, sorup rendikten sonra da geri
dnmth 77 . ElButarrnin bir haberinden rendi imize gre sahabi
Cabir bn `Abdillah da, sahabi 'Abdullah bn Uneys'in rivayet etti i
bir hadisi bizzat onun a zndan iitmek iin Medine'den am'a gitmiti" 78.
Fetihlerin o almas ve islam lkesinin ksa bir zaman iinde geni lemesi neticesinde bir ok sahabi lkenin e itli ve birbirinden uzak
yerlerine da lmt. Bunlarn byk bir ksm asker ve kumandan, bir
ksm da fethedilen yerlerde devlet hizmetlerini yrtmekle grevli
bulunuyordu. Bu sahabilerin o unluu gittikleri yerlerde kal yor,
yerleip ev bark sahibi oluyorlard . ElHakim, muhtelif ehirlere yerlemi ve oralarda vefat etmi sahabilerin isim listelerini verir" 79.
Bunlarn bir ksm Kfife'de, bir ksm Basra'da, bir ksm Mr'da, Semerkand ve Horasan'da yerle mitir. Cezire'de, Merv'de ve Nisabarda yerleenler vardr. EsSuyatrnin verdi i rakama gre M sr'a 300
sahabi girmitir".
Sahabenin bu ekilde dalmas, gayet tabii olarak, Hazreti Peygamberden iitip rendikleri hadislerin de da lmas neticesini do urmutu.
Her sahabinin bildii hadislerin miktar, man ve mahiyet bak mndan
farkl olmas da her ehir ve kasabada farkl hadislerin yaylmasna
sebep olmutu ve bu da tabii bir netice idi; nk her sehabi, bulunduu yerde, yalnz Hazreti Peygamberden i itip rendii hadisleri
rivayet ediyor; bylece, bir yerde rivayet edilen hadi.ler, o hadisleri
iitmemi olan sahabilerin bulunduklar dier yerlerde bilinmiyordu.
Buna mukabil buralarda da, oralara yerle mi sahabilerin hadisleri
yaylyordu.
Tabi<i'm devrinde tedvinu'lt adi (hadislerin toplan p yazlmas)
yaygnlanca, hadis renmeyi
islam dinine hizmet
1177. E1-1:1.kin, Mdrifet
s. 7; bn `Abdil-Berr, Cmic beyiini'l-`11m, I. 94.
1178. Bkz. el-ButffirI, a4/4, I. 27; bn `Abdi'l-Berr, Cami` bey lni'l=a1m, I. 93.
1179. Bkz. Wrifet
s. 191 vd.
1180. Bkz. es Suyiiti, Fjusnu'l-muhi4ara f i ahheri Mra ve'l-Kiihire, I. 81.
-
423
etmek ynnden gaye edinen ve ona ilmi bir hviyet kazand ran tabiri hadisiler, elbette, sadece ya adklar ehirlerde ya ayan sahabilerden rendikleri hadislerle yetinemezlerdi; nk hadisler, sadece
tandklar sahabilerin rivayet ettikleri hadislerden ibaret de ildi.
Geni slam lkesinin muhtelif ehirlerine yerle mi baka sahabiler
de vard ve onlar da kendi bildikleri hadisleri rivayet ediyorlard . Bu
sebeple oralara gidip her sahabinin rivayet etti i hadisleri de i itip
renmek gerekiyordu. te bu gaye ile, tabi`iin devrinde, sahabe devrindekinden ok daha fazla seyahatlar vukubulmaya ba lad . Hadis
renmeyi gaye edinen her tabici hadisi, maddi imkanlar nn elverdii nisbette ba ka ehirlerde ya ayan sahabileri ziyaret ediyor ve onlarla temas etme imkanlarm bulup rivayet ettikleri hadisleri kendi
azlarndan dinliyor ve reniyordu. Hadis renmek iin yap lan bu
seyahatlara erR 4le fi alebi'llcdi ad verildi.
Tabi<tsndan sonraki nesillerde de bu seyahatlar geni leyerek devam etmi ve bunlarn neticesinde bildi imiz hadis eserleri meydana
gelmitir. Burada, baz mehur hadis imamlar nn talebu'l'lm de denilen bu faaliyetlerine baz rnekler vermekte fayda vard r:
424
425
426
427
428
ilnu' alah, yaplan hata ister yaln z nokta de iikliinden, ister yaz
deiikliinden ibaret olsun, her ikisini de ta hif ad altnda zikretmi t ir 1191 .
Tashf yaplarak rivayet edilen hadislere rnuah4af denir. Bu konuda, rnekleriyle birlikte daha geni bilgi edinmek iin mu alAaf
maddesine bakmak gerekir.
Lugatta, dzeltmek, do ruluunu salamak manasma
gelen ta lll hadis stlahnda, herhangi bir hadis kitab nn yazlmasndan sonra, gerek rivayet ynnden ve gerekse man ynnden phe
ve tereddde sebep olabilecek baz yazl ibarelerin yeniden gzden geirilerek, do ruluundan emin olunduktan sonra, o ibarelerin zerine veya yanlarna d ve lt(' harflerinden mte ekkil alAa kelimesinin yaz lmasndan ibarettir. Bylece, kitab yazan veya istinasah eden kimse,
kitabn yazlndan sonra, yeniden kontrol edilip gzden geirili inde
gaflete dmediini, ona gereken ihtimam gsterdiini belirtmi ve
kitab okuyanlara emniyet telkin etmi olur. Bugn, elyazmas kitaplar mtal edenler, baz ibareler zerine, yahut sahifenin yan bo luuna konulmu abb,a kelimesine s k sk rastlarlar.
TA N F Lugatta, snflandrmak, ayn cinsten olan eyhleri biraraya getirip di er cinslerden ayrmak manasma gelen ta nif, stlahta,
hadisleri konularna gre ayrp ayn konudakileri bir bb iinde toplamak demektir. Nitekim hadislerin byle bir ayrma tbi tutulmas
neticesinde muannaf denilen ve fkh bablarma gre blmlere ayr lm olan eitli hadis kitaplar meydana gelmitir.
Hazreti Peygamberin hayat nda ve vefat ndan sonra hadisler baz
sahabiler tarafndan yazlm (bkz. Kitabetu'lhadis), daha sonralar
ezZuhri (O. 124) ve akranlar tarafndan geni bir tedvin faaliyeti
balatlm olmakla beraber, hadislerin fkah bblarma ve sair konulara
gre tasnifi yaplmamt . Bilhassa tedvinin balamasndan sonra meydana getirilen kitaplar, bir hafi= ancak unutmamak iin hadis kaydettii birer koleksiyondan ibaretti ve gerekti i anda istenilen hadisi
bulmak hususunda elveri li birer kaynak olmaktan uzakt .
Hadis kitaplarnn, gerek hkm istinbat ynnden ve gerekse
aranlan bir hadisin daha kolay bulunmas ynnden ba vurulabilir
birer kaynak haline gelmesi, ancak hadislerin f kh bablarma gre tasnif edilmesinden sonra mmkin olmu tur. Burada una da iaret etmek
gerekir ki, hadislerin toplan p yazlmas (tedvinu'lhadi ) ile tasnifi
1191. Bkz.
s. 252.
429
arasnda uzun bir zaman fark yoktur. Mustalahu'lhadise dair ilk kitabn mellifi olarak bilinen erRamahurmuzi (. 360), tasnifin ba langc hakknda u bilgiyi verir: "Bildi ime gre, hadisleri ilk defa
tasnif edip bblara ay ran kimse, Ba ra'da erRebi< bn ubeyl (.
160), Sa(id bn Ebi (Arbe (. 156), Yemen'de `Abd diye adland rlan
tialid 'bn Cemil ve Matmer bn Raid (. 153), Mekke'de bn Cureyc
(O. 150), sonra Kfe'de Sufyan e Seyri (O. 161, Ba ra'da Hammad
bn Seleme (O. 167) ve yine Mekke'de Sufyan bn (Uyeyne (. 198),
am'da elVelid bn Muslim (. 195), Rey'de Cerir bn
(. 182), Horasan ve Merv'de <Abdullah ibnu'lMubarek (O. 181),
Vast'da Hueym bn Beir (. 193) ve bu asrda Kfe'de bn Ebi
Za'ide (O. 193), by Fu?ayl (. 196) ve daha sonralar Yemen'de `Abdurrazzak bn Hemmam (O. 211) ve Eb Kurra Msa bn Tark olmutur1 "2.
bn Hacer de, hadislerin Hazreti Peygamber, ashab ve kibar
tabi(in devrinde tedvin edilmedi ine temasla yle der: "...Bu devirde hadisler iki sebepten dolay camilerde mdevven ve mretteb
deildi. Birincisi, Muslim'in alll,'inde de belirtildii gibi, Kur'an!
Kerimle kar ma korkusundan dolay sahabenin tedvinden menedilmeleri; ikincisi ise, hafzalarmn viiscati ve zihinlerinin akcl idi. ou
yaz bilmiyordu. Fakat tabi`n devrinin sonlar na doru, ulemamn
muhtelif ehirlere dalmas, havaric, ravafz ve kader mnkirleri gibi
bid(at ehlinin ortaya kmas zerine, asar n tedvini ve bblara gre
tasnifi ba lad . Bu ie ilk defa giri enlerin ba nda erRebi( bn Subeyl
(. 160), Sacid bn Ebi (Arabe (O. 156) ve di erleri vard . Bunlar,
nc tabaka gelinceye kadar her hain ayr ayr tasnif ediyorlard .
mam Malik (O. 179) elMuvagcV adn verdii kitabn tasnif etti. Bu
kitapta Ricaz ehlinin hadisini toplam ; sahabenin szlerini, tabi<an
ve daha sonrakilerin fetvalar n da mezcederek onu telif etmi ti... 1193.
Fkh bablarma gre tasnif edilmi eserleri bir ka gurupta toplamak mmkindir. Bunlarn bir ksmna sunen denilmi, bir ksm Cami(
adyle hret kazanm , bazlar da muannaf diye adlandrlmtr.
Bunlarn yannda, bir de musned denilen hadis kitaplar vardr ki, bunlarn hadisleri fkh bablarma gre de il, ya onlar rivayet eden sahabi
isimlerine gre, ya da me hur bir imamn rivayetleri olarak tasnif
edilmitir.
1192. Bkz.
1193. Hedyu'ssarf, s. 4-5.
430
s. 611-613.
431
finin yazlmayarak onun yerine izgi ekilmesi, tazbib ile tashih'i birbirinden ayrt etmek iindir. Ta bil iareti, hadisin hem rivayet ynnden hem de ibare ynnden sahih oldu una dellet eder. Ta4lb
iareti ise, hadisin yaln z rivayet ynnden sahili oldu una dellet
ederse de, cld harfini takip eden izgi, tashihin henz tamamlanmadn, ibarede noksanl k ve bozukluk bulundu unu gsterir. Kitab n
yazar ibare zerine bu i areti koymakla, okuyucuya, her ne kadar hadis
nakil ve rivayet ynnden sahih olsa bile, ibaredeki noksanl a ve bozuklu a vakf olduunu, ancak bu bozuklu u giderecek ba ka bir rivayetin kendisine ula madn ve onu geldii ekliyle kitabna aldm,
belki onu okuyanlarn rivayetin sahili ekli hakknda bilgileri bulunabileceini belirtmi olur.
Ta?bib i aretinin baz kitaplarda isnadlarda da kullanlm olduu
grlr. Umumiyetle mursel veya munkat olan isnadlarn irsal veya
inkta yerlerine bu i aretin konmas det olmutur. Baz eski hadis
usl kitaplarmda da, bir hadisin rivayetinde birden fazla kimseler
birleip bunlarn isimleri vci atf harfi ile birbirine atfedildi inde, isimler aras nda zabbeye benzeyen i aretler konuldu u grlr. Ancak
bu iareti ta4lb i areti sanmamak gerekir. Bunlar, at f harflerini tekid
iin kullanlm iaretlerdir.
Tazbibe temriz da denilmitir. Bu tabir de, hastal k man:asma gelen
nart4'dan alnm olup, hadisin, yukar da akladm z kusurlu ibarelerine i aret etmek demektir.
Burada unu da hatrlatmakta fayda vardr: Gerek tas4111 ve gerekse ta;bib veya tenr.4 i aretlerini elyazmas hadis kitaplar nda sk
sk grmek mmkndr. Bu i aretlerin dellet ettikleri manalar bilmek, phesiz, metinleri de erlendirmek bak mndan ok nemlidir.
TEDLIS Tedis, lugatta, karanl k, zulmet manasma gelen deles'ten tretilmi olup, bir eyin aybm ve kusurunu gizlemek, a k ve
belli olmas gerekirken onu karanlk iinde brakp belirsiz hale sokmak demektir. Hadis stlahnda ise, bu manya uygun olarak, rvinin, eyhinden iittii ve iitmedii hadisleri birbirinden ay rt etmeksizin rivayet etmesidir ki, i itmedii hadisleri de i itmi olduu velimini uyandrd iin, aybm ve kusurunu gizlemi olur.
Tedlisin eitli ekilleri vardr. Bunlardan birisi ted/isu'/isrcd'dr ki, rvi, muasn hatt mlki oldu u eyhten do rudan do ruya
iitmedii, ancak bir ba kas vastasyle ald hadisi, aradaki vas tay
kaldrarak ondan rivayet etmesidir. Bu hadisi o eyhten rivayet eder432
ken kale fultnun, yahut can fulanin yahutta enne fulanen kitle gibi
ittisale de muhtemel olan bir tabir kullan r. Bylece, o hadisi eyhten
iitmedii halde iitmi vehmini uyandrr.
,
bn Hacer'in tedlis ile ilgili bu a klamasn ksaca zetlemek gerekirse, denebilir ki: Bir rivayetin tedlis say labilmesi iin, rvinin, hadisini rivayet etti i eyhe mlki olmas arttr. Zaten mlkt sz konusu
olunca, musarat zikretme e gerek yoktur; nk ancak muas r olanlar birbirlerine mlki olabilirler. te byle durumda rvi, mlki
olduu eyhten iitmedii hadisi rivayet ederse tedlis yapm olur.
Fakat rvi musr olmayan, yahut mus r olsa bile mlki olmad
bilinen bir eyhten hadis rivayet ederse, buna tedlis denmez; nk
byle bir eyhten hadis iitmi olmas mmkn deildir ve iitmedii
de ikrdr. Binanaleyh rvinin byle bir rivayette gizlemeyi gaye
edindii kt bir davran sz konusu olamaz. Olsa olsa, rivayetinde
ak bir nkta bulunduu sylenir. Oysa tedliste durum ok daha
farkldr. Ba arafta kelimenin mans m verirken de i aret etti imiz
gibi, bu eit rivayette, rvinin, mlki oldu u ve hatt baz hadislerini
de iittii eyhinden, i itmedii hadisleri de rivayet etmesi ve sanki
1195. Nuhbetu'lfiker erhi, s. 56.
433
onlar da iitmi gibi bir zanna yol amas dr. Bu sebepledir ki tedlis
ile rivayet, hadisiler aras nda iddetle knanmtr. E Wi(rnin ube
ibnu'lliaccc'tan nakletti ine gre "zina i lemek, rivayette tedlis
yapmak kadar kt de ildir"; yine u`be'ye gre tedlis kizbin kardeidir 196 .
Tedlisin bir baka ekli tedlisu'ttevsviye'dir. Tesviye, bir eyi dier bir eyle ayn seviyeye getirmek demektir. Bir hadisin isnad ncla
hem zayf hem de gvenilir kimseler yer alm ise, zayf rvilerin isnaddan kart lmas halinde bu isnad tesviye edilmi , yani yalnz gvenilir rvilerden olu an bir isnad haline getirilmi olur. Buna gre bir
rvi, eyhini deil de, ya eyhinin eyhini, yahutta daha yukar daki
bir eyhi, ya zayf, ya da kk oldu u iin isnadtan d rr; yani
onu tesviye eder. Tedlis ile tesviye edilmi bu isnad gren bir ba ka
kimse, rvinin gvenilir olan eyhinin tedlis yapmadn ve kendisinden sonra gelen eyhten hadisi alm olduunu dnerek isnadn sahih olduuna hkmeder; oysa rvi, eyhinin eyhini isnadtan karmtr.
Bu eit tedlis yapmakla hret kazanm olan Bakyye ibnu'lVelld'ten yle bir hadis rivayet edilmi tir:
`An Bahlyye, hadde enl Ebi Vehb elEsedi, can Nafi`, can
cOmer : Li tahmeda islame'lmer'i hatta tacrifa uhdete re'yihi.
bn
434
435
rivayet etti i hadisleri hep ayn eyhten almad n isbat etmek gayesiyle bu tarz tedlis yaparsa, elbette bunun di eri kadar zarar yoktur.
Zikretti imiz bu tedlis ekillerinden ba ka bir ka tedlis daha vardr. Bunlardan birisi tedltsu'lcatf't r. Bir rvi, ayn hadisi rivayet eden
iki eyhinden o hadisi nakleder ve her ikisinin ismini de vev harfi ile
arka arkaya zikreder. Mesela baddeenci fulrnun ve fulanun der. Ashnda bu rvi, hadisi ilk zikretti i eyhten i itmi fakat va'y harfi ile
birinci isme atfetti i ikinci eyhten i itmemitir.
Bir dier tedlis ekli tedlisu'ssukt'tur. Ravi isnad zikrederken
baddeen, yahut semictu dedikten sonra hat rna bir ey gelmi gibi
bir mddet susar ve sonra eyhinin ismini zikrederek isnad , sonra da
metni verir. Bylece, eyhinden hadisi i itmedi i halde iitmi gibi
bir zan uyandrr. Bu son iki tedlis ekli de tedlisulisnad n birer e idi
saylr.
Tedlis ile rivayet edilen hadisler hakk ndaki hkme gelince, bu
hususta de iik grler ileri srlm tr. Bazlarna gre, ne olursa
olsun, byle hadisler kabul edilmez Di er bazlar, Sufyan bn `Uyeyne'nin yapt gibi yalnz silFa (gvenilir) kimselerden tedlis yapt
bilinen kimselerin rivayetlerinin kabul edilebilece ini ileri srm lerdir. Bir gr e gre de, e er tedlis yapan kimse gvenilir bir kimse
ise, onun yalnz baddeseni veya semictu gibi kesinlikle hadisi iittiine
dellet eden tabirler kullanarak rivayet etti i hadisler kabul edilir;
cancane ile rivayet etti i hadisler ise kabul edilmez 2.
Burada una da iaret etmek gerekir ki, eyhinden tedlis ile hadis
rivayet eden bir kimse, bu rivayetinde semictu, Itaddesenet veya buna
benzer semaca dellet eden tabirler kullan rsa, bu, a k bir yalan olur.
eyhinden i itmedii halde "iittim" diyerek hadis rivayet eden bir
kimse elbette terke mstehakt r.
TEDVINU'LHADIS Lugatta cemetmek, toplamak, biraraya
getirmek manasma gelen tedvin, hadis stlahnda, sahabi olsun, tabiti
olsun, muhtelif kimseler taraf ndan rivayet edilen hadisleri yazarak
bir kitapta toplamaktan ibarettir.
Hadis tarihinde tedvinin ba langc, takribi olarak, birinci asr n
ikinci yarsna rastlar. Tedvinin ba langcn bu ekilde tesbit ederken,
bunu, hadis kitabeti (kitabetu'lbadis) ile kar trmamak gerekir. Kitabet tabiri, genellikle, Hazreti Peygamberin hayat nda baz sahabi1201. Bkz. esSuyfiffl, Tedrfb, s. 143-144.
436
lerin Hazreti Peygamberden i ittikleri hadisleri yazmalar nda kullanlmtr. Bu yazma i i neticesinde hacimli bir kitap vcuda getirilmi olsa bile, buna yine de tedvin demek mmkin de ildir; nk bu
devirde sahabi sadece Hazreti Peygamberden i ittii hadisleri yazmay
dnm, fakat hibir zaman ba ka sahabilerin iittikleri hadisleri de
onlardan toplayp yazmay gaye edinmemi tir.
Hazreti Peygamber devrine yeti ememi, fakat onun ashab ndan
pek ok ey renmi olan tabi<an tabakas nda hadis kitabeti ok
daha farkl bir mahiyet kazanm tr nk Hazreti Peygamberin sa lnda, onun hadislerini dinlemek ve slam dini ile ilgili bilgi almak
iin Arabistan llerinden Medine'ye ko turan mslmanlarn onun
nnde birleen yollar, onun vefatndan sonra art k birleme noktasndan ayrlmaa, ok daha deiik ynlere da lmaya balamtr. Bunun sebebi, phesiz, Medine'de art k kendisine ba vurulacak bir
Peygamberin bulunmay idi. Buna karlk, ondan rendiklerini
bakalarna retebilecek derecede iyi yeti mi bir sahabiler topluluu vard ; ancak bunlar, Medine'de toplu olarak bulunmuyorlard
ve bilhassa Hazreti 'Osman' n hilfetinden sonra Kuzeyde am'a,
batda imali Afrikaya kadar uzanan geni slam lkesinin e itli
ehir ve kasabalarna dalmlard. Bu sebepten, Hazreti Peygamberin
vefat ndan sonra her biri birer retici olarak kabul edilen bu sahabiler, kendilerine seyahat edilen ve bildikleri sorulup yaz lan kimseler
oldular. Onlar, renmek iin yaln z Hazreti Peygamberin huzuruna
geliyorlard ; onlar takip eden tabi'an nesli ise renmek iin, Hazreti
Peygamberin nnde yeti mi , vefatndan sonra da drt bir tarafa
dalm olan binlerce sahabinin huzuruna gitmek zorunda idi. nk
tabi(ndan olan bir hadisinin, yaln z bir sahabinin de il, belki bir ok
sahabinin bildikleri hadisleri toplamas gerekiyordu. te bu durum,
tabii olarak, hadislerin tedvini neticesini do urdu.
Hadisileri tedvine sevkeden ba ka miller de vard . Halife 'Osman bn (Affan'n ehid edilmesinden sonra mslmanlar siyasi ve itikadi grleri farkl birtakm frka ve hiziplere ayrlmlard. Daha
kts, bu frka ve hiziplerin bir ksm, kendi grlerinin do rulu unu
isbat edebilmek iin bir tak m szlere hadis ss vererek, onlar Hazreti Peygambere isnad etme e baladlar. Bylece mem -Lc denilen uydurma hadislerin ksa bir zaman iinde o almaa balad grld.
Sahih hadisleri bu uydurma szlerin tasallutundan korumak gerekiyordu. Bu da, ancak, onlarn ciddi bir ekilde toplanp yazlmas ile
mmkin olabilirdi. te bu sralarda, ilim ve takvas yannda hadisle
437
438
dedik. Hazreti Peygamberden gelenleri yazd k. Sonra ez-Zuhri, sahabeden gelenleri de yazalm; onlar da sunnettendir, dedi. Ben de ildir,
dedim O yazd, ben yazmadm. O muvaffak oldu, ben kaybettim" 1207.
Ebu'z-Zinad (Abdullah bn Zekvan da a a yukar ayn manada yle
der: "Biz helal ve haramla ilgili haberleri yazard k. bn Sihab ez-Zuhri
ise, iittii her eyi yazyordu. Ona ihtiya oldu u zaman anladk ki
ez-Zuhri halkn en alimidir" 1208. Ebu'z-Zinad'n baka bir sz de yledir: "Ez-Zuhri ile birlikte ulemay dolardk. Yannda baz lvha
ve sahifeler bulundurur, i ittii her eyi yazard" 1209.
Ez-Zuhrrnin hadis toplamak iin gsterdi i bu gayret, onun ilk
mudevvin saylmasn salad gibi, pek ok mudevvenatn ortaya
kmasna da yard mc olmutur. Onun me hur talebelerinden Ma(mer
bn Ra id, bu konu ile ilgili olarak yle der: "Biz, ez-Zuhri'den pek
ok hadis rendiimizi zannederdik. Fakat Halife el-Velid bn Yezid
ldrlp de (126) hazinelerinden Merv an ailesi iin ez-Zuhri'den yaz lan ilmin kitaplar halinde hayvan s rtnda tandn grnce, ondan
rendiklerimizin ne kadar az oldu unu anladk" 1210.
Tedvinul-hadis, ez-Zuhri ile ba lam, onun muasrlar ve talebeleri ile en yayg n eklini almtr. ok gemeden de toplanan hadislerin
fkh bblarma gre tasnifi ba lam ve hadis tarihinin alt n ana
girilmitir.
TEKELLEMe
"(Cerh ve ta<dil ulemas) onun hakknda
konutular, onu cerhettiler" man:asma gelen tekellem fih sz, bir
ravinin cerhinde kullanlan ve onun mecrh oldu una dellet eden tabirlerden biridir. Bir kimse hakk nda konumak, umumiyetle, onun
zayf olan ve hoa gitmeyen taraflar n ortaya koymak manas nda kullanlmtr. Gvenilir kii ise, hakknda hi sz edilmeyen kimsedir.
Maamafih bu tabir, ta (dile en yakn tabirler aras nda yer alr ve hakknda kullanlan kimsenin, onu adaletten iskat et neyeeek bir eyle
mecrh oldu una dellet eder. Leyyinu't-l adis, fihi maldlun, leyse bizak, leyse bi'l-metin, marf nun fihi, seyyi'u'l-b fi gibi tabirlerle ayn
dere cededir .
TELKIN- Lugatta, birisine bir eyi anlatp zihnine sokmak,
kabul ettirmek manasma gelen telkin, stlahta, hadislerini hfzetme1207. Ebil Nu'aym, Ij/ye, III. 360; -Zehebl, Trrilzu'l-sliim, V. 145; bn Ijacer, Tehzib,
IX. 448.
1208. bn ljacer, Tehzib, IX. 448.
1209. E.--ZehebI, Tdrilu'l-sliim, V. 137; Tezkire, I. 109.
1210. EVI Nu'aym, 1//ye, III. 361; bn Keir, el-Bi<Mye ve'n-nihlye, IX. 344; ez-ZehebI
Tlr11tu'l-sliim, V. 141.
439
yen ve ne rivayet etti ini bilmeyen kimseye "bu, senin fulndan rivayet
ettiin hadistir" denildi inde, o kimsenin haddeseni fuldnun diyerek
hadisi rivayet etmesidir ki, bu haliyle o kimse telkini kabul etmi ve
aslmda iitmedi i bir hadisi iitmi gibi benimsemi olur.
Telkini kabul edenler, umumiyetle, ya lar ilerlemi ve hafzalar
zayflam ve ktlemi olan kimselerdir. Byle kimselerin telkin kabul etmee baladklar devir bilinirse, hafzalarmn salam ve kendilerinin gvenilir olduklar devirlerde rivayet ettikleri hadisler kabul
edilir; daha sonrakiler, yani telkine maruz kald klar devirde rivayet
ettikleri hadisler ise makbul de ildir. Fakat rvinin eskiden beri telkin kabul eden bir kimse oldu u bilinirse, hfzetti i hadislerle kendisine
telkin olunan hadisleri birbirinden ay rdetmek mmkn olmad iin
rvi terkedilir; kendisinden hibir hadis al nmaz" 1 .
TEMRIZ Bir hadis kitabnn yazl esnasnda kitabn tashihi
iin gsterilen byk ihtimamn, dikkat ve titizli in bir neticesi olarak,
gerek rivayet ve gerekse man ynnden tereddde d lebilecek ibarelerin yeniden gzden geirildikten ve do ruluu tesbit edildikten
sonra ibare zerine dd ve lcl' harflerinden mte ekkil sabha i aretinin
konulmas (bkz. Ta hih) yahut rivayet ynnden do ru olmakla beraber, baz ibareleri arapa ynnden bozuk, bir ka kelimesi d k,
yahut musahhaf olan hadisin zerine de ba nda d harfi bulunan bir
izgi (--,) ekilmesi (bkz. Ta la) hadisiler aras nda det olmu tur. te burada sz edilen ta hIb'e temrI de denilmitir.
Mareg (hastalk) n tef<il bab ndan hasta etmek manasma gelen
temri, hastaln tedavisi iin ihtimam gstermek manas nda da kullanlmtr. Bu man gznnde bulundurulursa, kelimenin, stlahta,
kitap sahibinin rivayet ynnden do ru olmakla beraber, arapa ynnden bozuk olan ibareye vak f olduuna, onu dzeltmek iin hadisin baka rivayetlerini ara trdna, fakat dzeltme imkan bulamadna, bu sebeple zerine temri iareti koyarak okuyucunun dikkatini
ekmek istedi ine, belki onun, hatal olan ibarenin do ru eklini bulabilece ine dellet etti i anlalr.
Man ynnden birbirine z d olan iki hadisten hangisi
ile amel edilece i hususu, hadis ilminin nemli konularmdan birini
tekil eder. Zira byle iki hadisle kar lald zaman, ya bunlarn nsih olann tesbit etmek gerekir; nk aralar nda varolduuna hkmedilen bir nesli keyfiyeti sz konusudur; bu takdirde hadislerin vrad
1211. Eltlatib
440
elKiPye,
s. 149.
s. 8 vd.
441
f) Ravilerin hafz olmalar . Hafzadan rivayet eden rvilerin hadisleri, kitaba dayanarak rivayet eden rvilerin hadislerine tercih
edilir.
g) ki hadis ravilerinin de fakih, nahvi veya haf z olmalar halinde birinin efdaliyeti.
h) Ravilerin hadise kar gsterdikleri itina ve ihtimam dolay syle mbt ynnden stnlkleri.
i) Ravilerin hreti. hret raviyi yalan sylemekten uzak tuttu u
iin, ravileri me hur olan hadis tercih edilir.
Ve bunun gibi, rvinin hali ile ilgili sfatlard r ki, yukarda zikredilenlerle birlikte k rka ular; bunlar n hepsi iki hadisten hangisinde
bulunursa o hadisin tercih edilmesini Sa lar.
2. Hadisin tahamml ile ilgili tercih sebepleri:
a) Vakit. Ilayinin bhl ana girdikten sonra alm olduu
hadis, bu aa ulamadan nce alnan hadise tercih edilir; nk bulf
a na ulaan ravinin zabt daha kuvvetli olur.
b) Hadisin semac, yahut arz yolu ile al nm olmas. Sema(
nan hadis, dier yollardan herhangi birisi ile alnan hadise, yoluiea
yahut arz yolu ile al nan hadis, munavele, kitbe yahut vicade yolu
ile alnan hadise tercih edilir
3. Hadisin rivayet ekli ile ilgili tercih sebepleri:
a) Hadislerden birinin lafzen, di erinin manen rivayet edilmi olmas . Lafzen rivayet edilmi olan hadis tercih edilir.
b) Hadislerden birisinde vrd sebebinin zikredilmi olmas.
Vrd sebebi zikredilen hadis tercih olunur; nk bu, ravisinin ihtimamna dellet eder.
c) Hadisin rivayetinde ittisale dellet eden semictu, 4addeseni gibi
lafzlarm kullanlm olmas.
d) Hadisin ref`nde yahut vaslnda ittifak olunmas .
e) isnadnda ihtilaf olunmamas, yahut lafznnm muztarib
olmamas.
f) Hadisin me hur yahut aziz olmas .
4. Hadisin vr'd zaman ile ilgili tercih sebepleri:
a) Hadislerden birinin medeni, di erinin mekki olmas . Medeni
hadis, mekki hadise tercih edilir
442
b) Hazreti Peygamberin yceli ine dellet eden hadis, zay fl a dellet eden hadise tercih olunur.
c) Hadislerden birinin hafifletici, di erinin iddetli unsurlar
ihtiva etmesi halinde, birincisi tercih olunur. nk hafifletici unsurlar, hadisin muahhar oldu una dellet eder. Hazreti Peygamber, mslmanlarn chili de lerden s yrlmalar iin ilk devirlerde daha iddetli davranyordu ve hadisleri de bu devirlerde daha iddetli unsutlar ihtiva ediyordu. Chiliye devrinden uzakla ldka iddete lzum
kalmam , hadislerinde de buna dellet eden unsurlar yer almam tr.
5. Hadisin lafz ile ilgili tercih sebepleri:
a) Lafz hs olan hadis, lafz mm olana tercih edilir.
b) Lafz hakikat olan hadis, mecaz olana tercih edilir.
6. Hkmle ilgli tercih sebepleri:
a) Tahrime dellet eden hadis, ibaha yahut vcilba dellei
eden hadise tercih olunur.
b) Hadde dellet eden hadis, haddin nefyine dellet eden hadise
tercih olunur.
7. Harici baz hususlarla ilgili tercih sebepleri:
a) Kur'mn zhirine uyan hadis tercih edilir
b) Bir baka sunnete, yahut k yasa, yahut mmetin veya Hulefi R idin'in amellerine uyan hadis tercih edilir.
TEREKCHU Rvilerin cerhinde kullan lan tabirlerden biri olan
ve "onu terkettiler" mansma gelen terekiihu, fuletn yesriku'lbadt ,
muttehemun bi'lkezib, muttehemun leyse bi ikatin, gayru
ikatin gibi tabirlerle ayn derecede yer alr.
TESV YE Lugatta, bir seviyeye getirmek mansma gelen tesviye, hadis stlahnda, hem zayf, hem gvenilir rvilerden mte ekkil
bir isnadtan zayf rvilerin drlerek yalnz gvenilir rvilerden
mteekkil bir isnad meydana getirmek demektir. Zay f rvilerin d rlmesi halinde, isnadta kalan rvilerin birbirlerine mlki olduklar bilinirse, yap lan tesviye tedlls mansma gelir ki, hadisiler aras nda
iddetle ktlenen bir rivayet tarz dr (bkz. Tedlis).
TEVItRIU VE VAFEY:AT Hadis rvilerinin do um, senc,
muhtelif ehir ve kasabalarda seyahat ve vefat tarihlerinin bilinmesi,
hadis ilminin nemli konular ndan birini te kil eder. nk, ancak
443
bunlarn bilinmesi sayesinde bir hadisin ittisal veya ink tatna hkmetinek mmkin olabilir. Hadis rvileri aras nda yle kimseler vard r ki,
baz eyhlerden hadis i ittiklerini iddia ederler; fakat bu eyhlerin vefat,
iddiada bulunan rvilerin de do um tarihlerine bak ld zaman, bu
rvilerin, o eyhlerin devirlerine bile yeti medikleri anla lr. Yahut
onlarn devirlerine yeti mi olsalar bile, ya ad klar ehirlere ve seyahat
ettikleri yerlere bak ld zaman, o eyhlerle hibir yerde kar lamadklar grlr. O zaman anla lr ki, bu rviler, kar lamadklar eyhlerden hadis nakletmektedirler ve naklettikleri hadisleri do rudan onlardan de il de baka kimseler vas tasyle almlardr.
Eb (Abdillah enNeysbri anlat r: "Muhammed
Ibn Htim elKei bize gelip de (Abd bn Hamid'ten hadis rivayet
etme e balaynca ona do um tarihini sordum. 260 da do duunu
syledi. Arkada larma dnp yle dedim lmnden 13 sene sonra
ondan hadis iittiini iddia ediyor" 1215.
Ksaca i aret etti imiz bu husus dolaysyle hadis ulemas , rvilerin do um, sem` seyahat ve vefat tarihlerini, kar latklar ve hadis
aldklar eyhlerin isim listelerini tesbit eden tarih (o ulu: Tevrlh)
ve vefat (o ulu vafeyt) kitaplar telif etmi lerdir.
bn Sa`d (O. 230) in, Yahya bn Ma(in (. 233) in, (Osmn bn
(.
Ebi eybe (O. 239) nin, Halife bn Hayyk (O. 240) n,
(O. 261) nin, (Abdullah bn
(O. 256) nin, Ahmed bn cAbdillah
Muhammed (O. 271) in, Hanbel bn shk (. 273) n, bn Ebi IJayseme
(. 279) nin ve Eb Zurca (O. 280) n n Trrilu'rricrrleri bu cmleden
olarak zikredilebilir.
Eb Suleymn Muhammed bn (Abdillah (. 379) da, Hicretin
balangsndan 338 senesine kadar hadis ricalini iine alan elVafey<it' n
telif etmi tir. Tilmizi Ebu Muhammed <Abdu'l(Aziz bn Ahmed elKettni (. 466), hocas nn kitabna, onun tilmizi Eb Muhammed
Hibetu'llah bn Ahmed elEkfni (. 524) 485 senesine kadar 20 senelik
bir devri ele alarak elKett5.anin kitab na, erefu'dDin Ibnu'lMufazzal elMakdisi (O. 611), elEkfnrnin kitab na, Zekiyyu'dDin
Eb Muhammed cAbdu'l`Azim elMunziri (O. 656) etTekmile livafeyliti'nnakale ad ile cild olarak ibnu'lMufazzal'in kitab na,
cIzzu'dDin Ebu'lcAbbs Ahmed bn Muhammed bn `Abdirrahman eerif elHuseyni (O. 695) elMunziri'nin kitab na,
Ahmed bn Aybek edDimyti 749 senesine kadar e erif elHuseyni1215. bn Ke5ir,
444
s. 267.
nin kitabna, Zeynu'dDin elgrki (. 805) de bn Aybek edDimytrnin kitab na birer zeyl telif etmi lerdir. Btn bu kitaplar, ahslarn isimleri gznnde bulundurularak alfabetik s raya gre deil,
vefat tarihlerine gre tertip edilmi tirm 6.
TEVA TUR Lugatta tevtur, birbirini takip etmek, kesilmeksizin birbiri arkas ndan gelmek manas nda tefdul babnda masdardr.
Titttere' avme denir ve bir kimsenin aral klarla devarnh oru tuttu u
kasdedilir. Ancak bu aral klar belirli deildir. Hadis stlahnda tevtur ise, bir haberin, yine belirsiz aral klarla birbiri arkas ndan gelen haberciler tarafndan verilmesi veya nakledilmesidir.
Tevtur, lafzi ve manevi olmak zere iki ksma ayrlr. Lafzi tevtur, habercilerin sz (laf z) lerinin ayn man zerinde a k ve kesin bir
ekilde ittifakdr. Mesela "Sultan Mehmet Istanbul'u fethetti" haberi,
birbiri arkasna gelen haberciler taraf ndan, ister ayrl kelimelerle,
ister bu kelimelerin yerine ayn manya gelen ba ka kelimelerle verildii zaman, bu haber lafzen tevtur etmi olur.
Manevi tevtur ise, habercilerden bir k smnn bir vakcay haber
verirken di er bir ksmmn baka bir vakcay, yine bir ba ka ksmnn
bir baka vakcay haber vermek suretiyle szlerinin muhtelif olmas ve
fakat bu muhtelif szlerde hepsinin belirli bir ey zerinde ittifak etmeleridir ki, onlarn ittifak ettikleri ey, manevi tevtur ad n alr.
Mesela baz haberciler "Ahmed'in yz lira hibe etti ini" haber verirler. Dier bazlar "onun yz koyun", baz lar da "yirmi deve hibe ettiini" bildirirler ve bunlarn okluu tevturu meydana getiren okluk
derecesine ula rsa, verdikleri haber muhtelif olsa bile, ittifak ettikleri
husus, manen tevtur et mi saylr, ki bu da, verilen misalde Ab ned'in
bir ey hibe etmi olmasdr. Bu bakmdan onun cmertli inin tevtur yolu ile sbit oldu u sylenir.
Tevatur derecesine ula m haberlere mutevatir denir (bkz. Mutev tir)
445
(ULUVV Lugatta ykseklik, yikelik manas na gelen `uluvv, stlahta, hadis isnadlar iin bir sfat olarak kullanlm ve rivayette
Hazreti Peygambere yak nlk (kurb) kasdedilmi tir. Bu yaknlk, hadisi, en k sa yoldan Hazreti Peygambere ula an sahib bir isnadla
rivayet etmek suretiyle meydana gelir. Bunu bir misalle yle aklayabiliriz: Bir tabicinin Hazreti Peygambere yak nl, hadisi bir sahabi
vastas yle ondan nakletmesidir. Fakat tabi`i, hadisini nakletmek istedii sahabiyi grmemi ve ondan hadis i itememi ise, ondan iiten
bir baka tabi`iden hadisi rivayet etmek zorunda kafir. Bu durumda,
kendisi ile Hazreti Peygamber aras nda, birisi kendisi gibi bir tabi'i,
birisi de bu tabi'inin hadis ald sahabi olmak zere iki vas ta bulunur
ve dolaysyle uluvv, yani Hazreti Peygambere yak nlk ortadan kalkm olur. Halbuki bu tabi`i, hadisi, kendisi gibi baka bir tabiciden rivayet etmek yerine, o hadisi rivayet eden sahabiyi aray p bulsa, hangi
ehirde oturuyorsa oraya kadar gitmi olsa ve hadisi do rudan do ruya
ondan iitse idi, kendisi ile Hazreti Peygamber aras nda yalnz o sahabi
bulunacak ve dolaysyle ksa yoldan ona ula m olacakt .
snadn Hazreti Peygambere yaknl ((uluvv), her tabakada
veya nesilde bulunan hadisiler iin rne ini verdiimiz ekildedir.
Mesela elBut rrnin alii'inde nakletti i 22 kadar hadisinde kendisi
ile Hazreti Peygamber aras nda yalnz vas ta bulunmaktadr. Bunlar elBu t arrnin ah' olan isnadlardr. Buna karlk, baz hadislerini
en ok dokuz vasta ile nakletti i grlr; yani kendisi ile Hazreti
Peygamber arasnda dokuz ravi vard r. Oysa sair hadislerini, normal
olarak, drt, be veya alt vasta ile nakletmi tir.
Bunlar tali isnadlardan szederken yeteri kadar a kland iin,
burada tekrar na lzum grlmemitir (bkz.
U GLU'LHADIS (Bkz. Mu talaba'1-1;ladis).
446
V
VAHIY Lugatta, gizli ve sratli bir ekilde bir eyi bildirmek
(HA') manasna gelen valpy, eriat dilinde, Allah Tatalmn, tebli ini
istedii eriat ahkamn ve dier haberleri gizli bir yolla peygamberine
bildirmesi demektir.
Allah Ta'alnn "Allah bir insanla (kar lkl) konumaz. Ancak
vahyle (kulunun kalbine diledi i eyi ilham ederek), yahut perde arkasndan konuur; yahutta bir eli gnderip izni ile diledi ini vahyeder" 12 '?
melindeki yetinde de a klad gibi, vah y ekilde tecelli eder.
Birincisi, ilham yolu ile bildirmektir. Ilham, b ldirilmesi istenen
eyin bir defada ve sratle peygamberin kalbine ilka edilmesidir. lka'n hemen akabinde Peygamberin kalbinde bir lmi yakin hasl olur
ve Peygamber kendisine hemencecik ilham olunan eyin Allah ndinden
gelen bir -vahy olduunu bilir. lhamm, Peygambere yakaza halinde
geldii gibi uyku halinde geldi i de olur.
kincisi, Peygamberin, Rabb n grmeksizin perde arkas ndan onun
Kelm'm iitmesidir. Nitekim Masa (a.s.) ya risalet grevi verildi i
srada, bir ate grm ve ailesine "siz durun; ben bir ate grdm;
belki ondan size bir kor getiririm; yahut ate in yannda bir yol gsteren
bulurum" demiti. Msa o atein yanna gelince kendisine seslenildi:
"Ey Masa! Ben, evet ben senin Rabb nm Pabularn kar; nk
sen kutsal vadide, Tuva'das n. Ben seni setim. Sana vahyolunan
dinle Muhakkak ben, evet ben Allah'm; benden ba ka tanr yoktur.
Onun iin yalnz bana kulluk et ve beni anmak iin namaz k l" 1218.
Keza "Masa tayin etti imiz vakitte bizimle bulumaa gelip de
Rabb onunla konuunca "Rabbim, bana kendini gster, sana bakay m"
dedi. Rabb buyurdu ki: "Sen beni gremezsin; fakat da a bak, eer
o yerinde durursa sen de beni greceksin", Rabb daa grnnce onu
darmadan etti ve Masa da bayg n dt. Aylnca "Sen ycesin, sana
tvbe ettim; ben inananlar n ilkiyim" dedi" 1219.
Bu ayet meallerinden de anla ld gibi, Masa (a.s.), Allah Ta'alann Kelam'n iitmi, fakat kendisini grmemi tir. Hazreti Peygam1217. r sresi, 51.
1218. Taha sresi, 10 14.
1219. A`rrf sresi, 142.
-
447
Vahy, Allah Tatalmn ibla n istedii eyleri, Hazreti Peygambere, k saca i aret etti imiz bu ekilde bildirmek manasma geldi i
gibi, bildirilen, vahyolunan ey (ml,d bih) manasma da gelir. Bu manada vahy, metluv ve gayri metluv olmak zere iki ksma ayrlr.
Metluv vahy, Allah Tacalnn, esiz bir mcize, Hazreti Muhammed (s.a.s.) in nbvvetine kesin bir delil k ld ve "O Zikr (Kur'an)
biz indirdik biz; ve onun koruyucusu da elbet biz olaca z" melindeki
ayetiyle1222 muhafazas n bizzat tekeffl etti i Kur'an]. Kerimdir.
Allah Ta'alnn "muhakkak ki o (Kur'n) lemlerin Rabb nn indirdiidir. Onu erRhu'lEmin (Cebra'il) uyar clardan olman iin
apak bir dille senin kalbine indirdi" melindeki ayetlerinden' 223 de
anlald gibi, Kur'an' Kerim, yaln z Cebra'il vas tasyle indirilmi tir ve bu, Kur'ndan herhangi bir ayetin veya srenin, Hazreti Peygamber uyku halinde iken gelmi olmas keyfiyeti ile ilgili gr do rulamaz. nk uyku halinde kalbde ancak ilham (ruy) vaki olabilir.
Ilham sz konusu oldu u zaman da Mele in gelmi olmas dnlemez. Bu bakmdan, Kur'm Kerimin tamam Hazreti Peygamber yekaza halinde iken gnderilmi tir.
Bununla beraber Muslim, Enes ibn Malik'ten u mealde bir haber
nakletmitir: "Bir gn Hazreti Peygamber aram zda bulunurken ze1220. Bu konu ile ilgili bir hadis iin bkz.
1221. Bkz. Mak I. 3.
1222. her sresi, 9.
1223. u'ar' sresi, 192-195.
448
5411.1, I. 91 vd.
449
tii man iinde sunnetin "ikmal" fonksiyonunu d nmemek mmkin deildir. Eer bu fonksiyon inkr edilecek olursa, Kur'n Kerimin namaz, zekt ve hacc gibi slm'n temelini te kil eden ibadetleri
emredip de ifas ile ilgili tafsili sunnete brakmas nasl izah edilebilir ?
E er inkrla birlikte bu soruya verilebilecek makul bir cevap bulunamazsa, o zaman, inkr terkedip sunnetin, dinin ikmalindeki roln kabul
etmek gerekir.
Hazreti Peygamberin sair insanlar gibi bir be er olmas da' 228 sunnetinin roln kmsemek iin bir sebep te kil etmez. nk s k
sk Hazreti Peygambere itaat emreden ve bu itaat n Allah'a itaw la
ayn derecede oldu unu belirleyen Kur'n yetleri nazar dikkata
alnmakszn sunnet hakk nda hkm vermek mmkin de ildir; zira
Peygambere itaat, ancak onun sunnetine itaat etmekle gerekle ir. Bu
bakmdan "Peygambere itaat" emrini, onun sunnetine itaa mans nda
anlamak gerekir.
Sunnetin bu de eri, Kur'n Kerimde, Hazreti Peygamber hakk nda
vrid olan ve ma yanghu cani'lhevt in huve ill vahyun ylci (Peygamber havadan konu maz; onun szleri kendisine vahyedilen vah yden
baka bir ey de ildir) yeti" 29 gznnde bulundurulursa daha kolay
anlalr. Her ne kadar bu yette bahis konusu edilen Peygamber szleri ile Kur'n Kerimin kasdedildiini ileri srenler varsa da, byk
bir ounluk, bunun sunnete dellet etti i grndedir. Buna gre
sunnet de vah ydendir.
Sunnetin vahyden olduuna dellet eden ba ka hadisler de vardr. Bu hadislerden birisinde Hazreti Peygamberin yle dedi i grlr: "Bana Kur'n verildi; bir de onunla birlikte onun gibisi" 1230.
1.1ass'an bn cAtyye de "Hazreti Peygambere vah y gelirken Cibril
(a.s.) in onu tefsir eden bir de sunnet getirdi ini" sylemi tirn .
Sunnetle vahy arasndaki bu mnasebet, kar mza, yukarda
mahiyetini aklamaa altmz vahyin ba ka bir e idini karmaktadr. Kur'n Kerimin, Hazreti Peygamberin yakaza halinde ve
yalnz Cebra'il vastasyle getirilen vahiyden ibaret oldu una yukarda
iaret etmitik. Yine yukarda zikrettiimiz bir yet meline istinaden,
1228. Muslim tarafndan naklen "ben sadece bir be erim. Size dininizden bir ey emretti im
zaman onu alm. Re'yimden bir ey enredersem biliniz ki nihayet ben bir be erim" melindeki
hadis iin bkz. ahin, IV. 1835-1836.
1229. Necm siiresi, 3-4.
1230. Bu hadis iin bkz. Ebii Diiv ad, Sunen, II. 505.
1231. bn `Abdi'lBerr, Ct mic beyni'lYm, II. 191.
450
vahyin, ilham yolu ile, perde arkasndan duyulan ses olarak ve bir de
Cebr'il vas tasyle geldiini sylemi tik. Bu ksa hatrlatma, bize u
gerei gstermi olmaktadr: Kur'an Kerim, bu vahiy eklinden yalnz Cebr'il'in ibl ile gelmi , baz yetler de Micrc gecesi muhtemelen perde arkasnda Hazreti Peygambere duyurulmu ; fakat sunnet,
bazan Cebr'il vas tasyle gelmi olsa bile, umumiyetle, Kur'n n
nzlnde grlmeyen ilham yolu ile, gerek yakaza ve gerekse uyku
halinde iken gnderilmi tir. Hadis kitaplar nda buna dellet eden pek
ok rivayete rastlamak mmkindir:
Muslim tarafndan KitMu'llnn banda zikredilen uzun bir
hadisin son ibaretleri melen yledir:
44
451
getirili inin, hi olmazsa Cebra'il taraf ndan teyid edili inin ak bir
rneidir. Byle bir sunneti vah yden saymamak mmkin
Bir baka rnek, Hazreti Peygamberin Cebr'il'in arkas nda namaz
kl ile ilgilidir. Eba Mescad elEnsarrnin Hazreti Peygamberden
"iiterek" rivayet etti i bu hadise gre, Rasulullah (s.a.s.) yle buyurmutur: "Cibril inerek bana imaml k etti; onunla namaz kldm; sonra
onunla tekrar namaz k ldm. " Hazreti Peygamber "onunla namaz
kld m" szn be defa tekrar etmi tir ki bu, be vakit namaz Cebra'il
ile beraber kldm gsterir 12".
Bu haber de, Hazreti Peygamberin bir ba ka sunnetinin, fiil olarak
nasl Cebra'il vastasyle getirildi ini gs' erin. Bu da vahiyden ba ka
bir ey deildir.
Enes bn Malik, teyzesi Umm liarm'dan rivayet eder: "Bir gn
Hazreti Peygamber bize geldi. Yam nda uykuya dald. Sonra glerek
uyand. Ona: Seni gldren ey nedir, y Rasulallah? diye sordum.
yle dedi: Ummetimden bir ordunun deniz ortas nda, hkmdarlarn
tahtlar na kurulduklar gibi, gemilere binerek Allah yolunda deniz
savana gittikleri bana gsterildi; ona glyorum". Ona sordum:
Benim de onlar aras nda bulunmam iin du etsen... ? Hazreti Peygamber yle dedi: Sen de onlardans n. Bir mddet sonra tekrar uykuya
dald. Uyand zaman yine glmsyordu. Ona niin gld n sordum. Hazreti Peygamber, birincisinde oldu u gibi ummetinden baz
mcahidlerin uzun sefere ktklarnn kendisine gsterildi ini syledi.
Benim de onlar aras nda bulunmam iin dua etmesini istedim; fakat
du etmedi; sen evvelkilerdensin, buyurdu" 1234.
Bu kavli sunnetin Hazreti Peygambere ruyas nda gnderilmi
bir vahiy olduunu kabul etmemek mmkin de ildir. Nitekim ona
gsterilen bu iki askeri sefer, vefat ndan sonra gerekle mi ve Hicretin
28 inci senesinde am Valisi olan Mucaviye tarafndan haz rlanan bir
donanma Kbrs' fethetmek iin yola kmtr. Adaya kanlar arasnda, kendisinin de mcahidler aras nda bulunmas iin Hazreti Peygamberin du etmesini isteyen Umm Haram da bulunuyordu; bu
muhterem kadn adaya ktktan sonra orada ehid dmtr.
Hazreti Peygamberin i aret etti i ikinci sefer ise, Hicretin 52 nci
senesinde klan stanbul seferidir. Bilindi i gibi bu seferde mslman1233. Bkz.
ahiti, T.
425.
1234. Hadis iin bkz. elBubrrI, ahiti, III. 232; Muslim, ahiti, III. 1519.
452
Ebn
453
etmesi dolaysyle, tek bir harfine bile halel gelmeden zaman mza kadar
nakledilmi ve kyamete kadar da ylece nakledilecektir Sunnet ise,
Kur'an derecesinde muhafaza edilememi , zamanla arasna sunnetten
olmayan yabanc unsurlar karmtr. Hadis ulemas, ortaya koyduklar usul ve kaidelerle bu unsurlar gerek sunnetten ay rmay gaye
edinmiler ve bu almalarnda byk lde muvaffak olmu lardr
(bkz.
VAIYYET eyhin, rivayet etti i bir kitab, lmnden veya
seyahata kmazdan nce birisine va yyet etmesi manas nda kullanlan bu tabir, hadis tahammul yollar ndan birini te kil eder. Muhammed
/bn Sirin ve Eb Rlabe gibi seleften baz imamlar, va yye yolu ile
alnan hadislerin rivayetini tecviz etmi ler; elRazi <Iyaz da, kitab n
verilmesinin, iznin bir e idi, arz ve munvelenin bir benzeri oldu unu
sylemi, hatta Nama yakn bir tahammul ekli olduunu ileri srmtr1237 . Ibnu's alah ise, bu gr e itiraz ederek, va yyetin ve
munveleye benzetilmesinin do ru olmad m sylemekle beraber 123 ',
vasyyeti, bir ba ka tahammul yolu olan vidide'den stn grenler de
vardr" 39.
Eb R labe (. 104), kitaplarn Eyyb esSahtiyani (. 131) ye
vayyet etmi tir. Ancak Eyyb, bu kitaplar rivayet edip etmemek
hususunda Muhammed bn Sirin'in grn sormu, o da nce "evet"
demi, sonra da "sana ne rivayet et, derim, ne de etme derim" diyerek
onu muhayyer b rakmtr. Bununla beraber Eyyb'un bu kitaplar Eb
R.labe'den daha nce i ittiini, fakat hfzetmedi i iin rivayeti hususunda Muhammed Ibn Sirin'in gr n sordu unu syleyenler de
olmutur. Bu haberleri nakleden elBa dadi ise, -vasiyet hakkndaki grn yle aklamtr: "Bir alimin kitaplar n bir adama
vasiyet etmesi ile, alimin lmnden sonra, o adamn, onun kitaplarn
satn almas arasnda hibir fark yoktur. Bu sebeple adam n o kitaplardan rivayet etmesi, ancak viceide yolu ile caiz olabilir. Idrak etti imiz
btn ilim ehli bu gr tedir" 1240.
VAZ< Lugatta isgat etmek, iftira ve ihtilk etmek, uydurmak
manalarma gelen vazt, hadis stlahnda, Hazreti Peygamber tarafndan sylenmemi , onun azndan kmam bir sz hadise benzeterek ona isnad ve hadismi gibi ondan rivayet etmektir. Hazreti Peygam1237. Bkz. ellindc, s. 115.
1238. Bkz.
s. 157.
1239. EsSuyti, Tedrib, s. 281.
1240. Bkz.
s. 352.
454
ber, mutevtir derecesinde rivayet edilen "her kim, kas dl olarak benim
zerime yalan sylerse cehennemdeki yerine haz rlansm" 1241 hadisi
ile, hadis vazen haram klm , hatt "her kim yalan oldu u bilinen bir
hadisi bana isnad ederek rivayet ederse, o kimse yalanc lardan biri
olur"" hadisi ile de, yalan olan bir hadisin rivayetini bile ktlemi
olmasna ra men, Islam tarihinin olduka erken bir devrinde hadis
vazc balam ve ileriye do ru e itli sebeplerle giderek yayg nla mtr.
Hadis yaz(' ne zaman ba lamtr? Bu konuda Fecru'lIslan
mellifi Ahmed Emin' 243, biraz nce zikretti imiz ilk hadisin vrd
sebebi olarak Hazreti Peygamberin hayat nda ortaya km yaz' iini
ileri srerse de, bu iddias n isbat etmek iin herhangi bir delil ortaya
koymaz. Muhtemelen o, baz mnafklarn sahte davranlarn, yahut
yalan szlerini gznnde bulundurarak byle bir gr benimsemi
olabilir; fakat bunlar n, daha sonraki devirlerde grd mz mevz
hadislerle uzaktan veya yak ndan ilgileri, yahut benzerlikleri yoktur.
Hadis vaz`mn balangc hakknda bilgi verebilecek ve daha inandrc olabilecek deliller vard r. Bunlardan birisi, hadis rivayetinde
isnad tatbiki ile ilgili Muhammed bn Sirin'in bir szdr. bn Sirin
yle der: " lk zamanlar isnad sormuyorlard ; ne zaman ki fitne zuhur
etti; bize kendilerinden rivayet etti iniz kimselerin isimlerini syleyin,
demee baladlar. Ehli sunnetten olanlara bakyorlar ve hadislerini
alyorlar; ehli bid'attan olanlara bak yorlar, onlarn hadislerini de
terk ediyorlard " 1244.
Hicri 110 senesinde vefat eden bn Sirin'den nakledilen bu sz,
hadis rivayetinde isnad tatbikinin fitne ile baladn gstermektedir.
Rivayette isnad tatbiki, hi phesiz, hadisleri garanti altna almak
ve sahtelerinden korumak gayesine matuf olmak gerekir.. nk
isnadn kullanlmas , hadisi rivayet eden ravilerin her ynden bilinmelerini gerektirir. Nitekim bn Sirin, bunu, yukardaki sznde belirtmi ve "ehli sunnetten olanlar n hadislerinin ahndm, bidcat ehlinden
olanlarn hadislerinin ise terkedildi ini" sylemitir. Slfyan esSevri
(o. 161) nin "rviler yalana ba vurunca biz de onlar iin tarihi kullandk" sz dC1245 bunu teyid eder. Buna gre u gerek ak bir ekilde
1241. Hadisin baz rivayetleri iin bkz.
ahiti, I. 35; Muslim, ahiti, IV. 2298.
1242. Bkz. Muslim, ahiti, I. 9.
1243. Bkz. ad geen eser, s. 210-211.
1244. Bu haber iin bkz. Muslim, ahiti (mukaddime), I. 15; bn Ebi Wtim, Kitabu'lcerk
ve'ttdeltl, I. 1, 28; elljatib elBadi, elKifc7ye, s. 122.
1245. Elkjatib elBagdAdI, elKifiiye, s. 119.
455
457
458
ve onlar da Mutaviye hakk nda hadis uydurma a balamlard r. Bunlardan bir ka rnek de yledir:
"Cibril (a.s.) bana altundan bir kalemle indi ve dedi ki: cAliyyu'lA<la sana selam ediyor ve diyor ki: Habibim, sana, Mu'aviye bn Ebi
Sufyan'a verilmek zere Ar 'm n stnden bir kalem gnderdim;
bunu ona ula tr ve bu kalemle Ayetu'lKursi'yi yazmas m, harekelemesini ve noktalamasm emret; zira ben, onun yaz ld saatten kyamet gnne kadar Ayetu'lKursryi okuyanlarm adedi kadar Mu<aviye'ye sevab yazdm. Bunun zerine Hazreti Peygamber, yan nda
bulunanlara Mu<aviye'yi bana kim getirecek ? dedi. Eb Bekr kalkt
ve biraz sonra onu elinden tutup getirdi. Selmla tlar. Hazreti Peygamber Mu'aviye'ye: Ya Eba <Abdirrahman, bana yakla , dedi. Mu'aviye
yaklat. Hazreti Peygamber kalemi ona verdi ve yle dedi: Ey Mucaviye, bu, Rabbmn yetu'lKursryi yazman iin Ar 'n n stnden sana
hediye etti i kalemdir. Kendi hattnla yazacaks n, harekeleyip noktalayacaksn ve bana arzedeceksin. Sana bu kalemi verdi inden dolay
Allah'a hamd ve kr ederim" 1256.
"Allah katnda gvenilir olan kii vardr: Cibril, ben ve Mu<aviye "1257 .
459
460
461
milne adyle hret kazanan bu hadiseler mutezilenin tam bir ba arszl ile sonulanmtr' 270.
Mutezilenin, slami hibir de eri olmayan t alku'l-Kur'an inanc n
mslmanlara zorla kabul ettirme e kalkmalar, bunun iin de insanlk d yollara ba vurmalar, byk tepkilere yol am tr. Baz mslmanlar devlete kar harekete geme te ebbsne giri irken, bazlar da, yine Hazreti Peygamberin hadislerinden medet ummu lar ve
yukarda rneklerini grd mz hadisler gibi, tepkilerini Hazreti
Peygamberin a zndan dile getirme e almlardr:
"Her kim Kur'a= mahliik oldu unu sylerse kafir olur" 127 '.
"Gklerde ve gkle yer aras nda, Allah ve Kur'n mstesna, her
ey mahlatur; Kur'n onun kelm dr; her ey onunla ba lam ve
,O'na dnecektir. mmetimden baz kimseler kp Kur'a= mahlk
olduunu syleyeceklerdir. Her kim bunu sylerse Allah'a kfretmi
olur. Byle syleyen kimseyi kar snn hemen bo amas lazmdr; nk
m'min olan bir kadnn kfir bir erke in taht- nikahnda bulunmas
caiz deildir; meer ki kadn, ayn sz kocas ndan evvel sylememi
olsun""72.
"Kur'an Allah'n kelmdr. Halk da de ildir, mahlk da. Kim
bundan baka bir ey sylerse kafirdir"L".
Hadis
rnekleriyle birlikte a kladmz bu minya' zere
devam edip gitmi tir. Fakat hadis ulemas , Hazreti Peygamberin hadis'erini korumak ve sahtelerinden ay rmak iin e itli usill ve kaideleleriyle hadis ilmini gelitirmiler, hadis rivayetinde isnad zerine titizlikle
eilerek, hadis rvilerini teker teker kontrolleri alt na almlar ve yalanclarla iddetli bir mcadeleye girmi lerdir. Bugn, sahih hadis kitaplarndan ayr olarak telif edilmi mevz' at kitaplar ve bunlar vazedenlerin tesbit edilmi isim listeleri, hadis ulemas mn bu mcadeledeki
ba arlarnn en ak delilleridir (Kimlerin hangi maksatlarla hadis
vazettikleri hususunda ayr ca bkz. Mevzg).
VAllA`UN YMAcU - Hadis ravilerinin cerhinde kullanlan ve
bir ravinin hadis vazetti ine dellet eden bu tabir, cerhin en iddetli
ekillerinden biri sayhr. Yaz? ac kelimesi, fa`cil vezninde olup yaz' i ini
1270. Bu konuda geni bilgi iin bkz. Talk Koyiit, Hailisilerle kelmalar armandaki mnakaalar, s. 184 223.
1271. Ibnu'l-Cevzi, Met4`iit, 1.107.
1272. Ayn yer.
1273. Ayn yer.
-
462
s. 82.
463
464
1277. Bkz.
elBadfdI,
1278. EsSuyiltr, Tedril, s. 442.
s. 88.
465
Z
ZABT nsann, iittii herhangi bir eyi, aradan uzun zaman gemi olsa bile, diledii anda hat rlayabilecek bir ekilde iyi belleyip hfzetme yetene ine sahip olmas mansma gelen zabt, hadis stlahnda,
rivayetinin kabul iin bir rvide bulunmas gereken iki nemli sfattan birini te kil eder. Bu iki sfat bir rvide birle tii zaman, o rvi
ika (gvenilir) olma vasfn kazanr. kinci sfat <achlketir.
Zabtn yokluu, rvinin rivayetinde vehim ve hatas nn okluu
ile anlalr. Nitekim yalanclkla itham olunan kimselerin hemen hepsi,
hatas ok olanlardr ki, bunlar, umumiyetle zabt ynnden cerhedilmilerdir.
Bazlarnn iddialarna gre bir kimsedeki zabt, kuvvet ve za<f
ynnden deerlendirilemez; yani insan, ya zabtla tavsif olunur ve
zb t olur; yahutta zabt yoklu u ile tavsif olunur ve gayri zb t olur.
Zabt ile tavsif olunanlar n hepsi de ayn derecede olup, birisinin di erine nisbetle daha zb t olduu sylenemez 1279.
Bir rvinin zabt , rivayetlerinin, sika olan rvilerin rivayetlerine
muvafakat ile bilinir. Bir ba ka ifade ile, rvinin hadisleri, di er gvenilir ravilerin hadislerine man ynnden de olsa, uygun d t takdirde, o rvinin zabt na hkmedilir Nadiren vukubulacak muhalefet
onun zabtna zarar vermez. Fakat muhalefet o alr ve rvi pek ok
hadisinde gvenilir rvilerin hadislerine muhalif d mee balarsa,
onun zabt sahibi olmad anlalr Byle rvilerin hadisleri kabul
edilmez ve delil olarak kullan lmazi2".
Zabtla ilgili olarak vermee altmz bu bilgi, bn I-Jacer'e gre
gs zabt (zabtu'ssadr) d r ve insann iitti i bir eyi diledii zaman
hemen hat rlayabilecek ekilde hfzetmesinden ibarettir. G s zabt
yannda bir de kitab nn zabt (zabtu'lkitb) vard r ve rvinin, iitti i
1279. ElCezWirI,
1280. EsSuyilti, Tedrrb, s. 201.
466
s. 32.
ve tashihini yapt andan, iindeki hadisleri eda veya rivayet edinceye kadar kitab n korumasdri2".
ZAHIBU'LHADIS Hadis rvilerinin cerhinde kullan lan g"hibu'l--4adis tabiri, skt olan, hadisi hibir surette yaz lmayan r-
467
sebepleridir. Bu sebeplerden biri yahut bir ka ile ta'n edilen rvi terkedilmeye mstehak olur ve hadisi de zay f saylr.
Bazan rvi zabt na taalluk eden halleri dolay syle de ta`n edilir.
Zabtn yokluu, rvide ok defa fh hataya ve gaflete, vehme ve gvenilir rvilerin rivayetlerine muhalif hadis rivayetine sebep olur.
Hatas fh ve gafleti ok olan rvinin hadisi munker, vehim sahibi
rvinin hadisi ise muccllerdir. Zabt yokluu dolaysyle gvenilir rvilerin rivayetlerine muhalefet eden rvi de, ya hadisin isnad veya metnine hadisten olmayan ilveler yaparak ta yir ve tebdile sebep olur ve
hadisine mudrec ad verilir; ya rvilerin isimleriyle baba isimlerinde,
yahut hadis metninde takdim ve tehir yaparak hadisini maklb hale
getirir. Yahut ibdal ile mugarib klar; yahutta isnad veya metinde geen
baz isim ve kelimelerin yazlnda harf veya nokta de iiklikleriyle
hadisin mukarref ve mu aUtaf olmasna yol aar. Bunlar da rvideki
zabt yokluu sebebiyle ortaya kan zayf hadislerdir.
Sahih hadisin artlarndan saylan isnadn ittisaline gelince, bu
ittisalin bozulmas ve art n ortadan kalkmas ile hadis yine zayf Iladisler arasnda yer alr. ttisalin bozulmas , ya isnaddan sahabi d mesiyle olur; bu takdirde hadise mu sel denir. Ya isnadn ortasndan bir
veya bir ka rvi d er ve hadis munkat c veya m (al adn alr. Yahutta
isnadn ba tarafndan baz rviler d rlr ve hadis mucallalc yaplr.
Bazan da rvi ile eyhi arasnda gizli bir nktacn bulundu una hkmedilir ve hadise mudelles denir.
Bu aklamalardan da anla ld gibi, hadisin shhatini gerektiren
sfatlardan bazan birinin, bazan ikisinin veya daha fazlas nn kaybolmas halinde zayf denilen hadisin e itli ekilleri ortaya kmaktadr.
Ibnu' a14, Eb l Witim bn Hbbiln'a aften 49 hadis e idi bulunduuna iaret etmi tir 283 . Aklen bu e itlerin 129 a kabileceini,
fiilen vukubulmasa bile 81 inin vukuu mmkin olabilece ini syleyenler de vardri 284. Fakat usi'l kitaplarnda sz konusu edilen ve kendilerine hs isimlerle belirlenen e itler, bizim yukarda iaret etti imiz
ve bu kitapta sras geldike aklamaya altmz hadis eitleridir.
Shhati gerektiren s fatlar kaybolmu hadisler, her ne kadar zay f
adyle bir grup te kil ederlerse de, bunlar, kaybettikleri s fatlarn nemine
gre birbirinden farkl zafiyet derecelerinde bulunurlar. Bu sebeple
bazs dier bazsna gre daha zayftr. Yukarda da akladn= gibi
1283. Ayn eser, s. 37.
1284. Bkz.es Suy741, Tedrib, s. 105.
468
469
bakasndan almaynz. Bunun dndaki hadisleri di er eyhlerden almanzda bir beis yoktur" 1287. Sufyn e evri'nin "di er eyhler" olarak szetti i kimseler, phesiz, fsk zhir, hatas fh ve gafleti ok
olan ve hadis imamlar tarafndan terkedilen kimseler de il, fakat
hatalar olsa bile savablar hatalarndan ok olan kimselerdir; yani hasen
hadis rvileridir. Esasen zafiyet ynnden birbirinden farkl derecelerde bulunan ve her biri kendine hs bir isimle belirlenmi olan hadis
eitleri hakknda sras geldike verme e altmz bilgilerin
altnda, bunlardan hangilerinin merdd munker, hangilerinin kabule
yakn olduklar ve ancak itibar iin yazldklar anlalacaktr. Maamafih u da bir gerektir ki, hadis ulemas , sahih ve zayf hadisleri birbirinden ayrmak iin byk gayret sarfetmi ve bunda tam bir ba ar salam olmakla beraber, baz zayf ve hatt hi isnad olmayan baz mevz
hadislerin halk diline ve baz halk kitaplarna girmeleri ve zaman zaman
delil olarak ileri srlmeleri nlenememi tir.
ZA<FU'LHADIS Rvilerin cerhinde kullan lan tabirlerden birisi olan zdifulhadis, hadisleri zayf olan, ancak tamamiyle reddedilmeyen ve itibar iin yaz lmasnda bir mahzur grlmeyen kimselere
dellet eder. Ayn derecede olan rviler hakk nda fulan zacifun, munkeru'lbadi gibi tabirler de kullanlmtr.
ZA<IFUN CDDEN Rvilerin cerhinde kullan lan zacifun cidden tabiri, daha nce i aret etti imiz zaVu'/hadis tabiri ile cerhedilen
rvilere nisbetle za(f ynnden bir derece daha a ada olan kimselere
dellet eder. Bu sebeple, haklar nda bu tabirin kullanlm olduu rvilerin hadisleriyle isti had olunmaz, yani delil olarak kullanlmaz;
itibar iin de olsa yaz lmaz.
ZARB Hadis kitabeti esnas nda, kitaba yaz lmamas gereken bir
ibarenin yanllkla yazlmas halinde, onu ibtal etmek iin ba vurulan
usullerden biri zarb't r. Dier usuller, fazladan yaz lan ibareyi bak
ucu ile kazmak (bkz. liakk ve Ke t) veya parmakla yahut bir bez
paras ile silmek (bkz. Mahv) ten ibarettir.
Zarb ise, fazladan yaz lan yazy bakla kazmak veya bezle silmek yerine, yaz zerine bir hat ekmek, yahut baz iaretler koymaktr. Yaznn bakla kaznmas kd ypratt ve paralad,
bezle veya parmakla silmek ise karart p kirlettii iin, zarbn, hakk ve
malvdan daha iyi olduu ileri srlm tr.
Yaz zerine hat ekilmesi veya izgi izilmesi mans na gelen
zarb yerine, bu izginin yanl yazlan ibareyi do ru olan ibarelerden
1287. Ayn yer.
470
471
trm banda olursa, sat r sonundakinin ibtali gerekir. nk sat r bann ak ve temiz tutulmas , satr sonuna nisbetle daha uygundur.
Eer tekerrr, muzaf, muzafun ileyh, s fat ve mevsufta vukubulursa, o zaman satrn sonuna veya ba na bakmaks zn muzafla muzafun ileyh veya s fatla mevsuf aras ndaki ittisale dikkat edilir ve bu ittisalin bozulmamas iin uygun olan kelime zarbedilir.
Eer ibareler aras nda takdim ve tehir vukubulmu sa,takdim
olunmu ibarenin bana yu'ahharu, tehir edilmi ibarenin bana da
yuicaddemu yazlarak, ilk ibarenin sona, son ibarenin de ba a alnaca na
iaret edilir E er bu kelimeleri yazacak yer yoksa, bunlar n haiyeye
yazlmas , yahut remiz olarak bu kelimelere dellet etmek zere mim
harfinin kullanlmas uygun olur.
Btn bu aklamalar, phesiz, elle yaz lm kitaplar iin sz
konusudur. Bugn bunlarn tatbiki elbette d nlemez. Fakat ktphaneleri dolduran binlerce elyazmas eserde bunlarn rneklerine sk
sk rastlamak mmkindir ve dellet ettikleri manalar anlamak, bu
eserlerle me gul olanlar iin elbette gereklidir.
ZEVA'D Bilindii gibi, ikinci asrdan itibaren hadislerin tedvin
ve tasnifi ba lam, nc asrda ise, tasnifin alt n ana gelinmitir.
Bu asrda Kutubi Sitte adyle maruf elButarI ve Muslim'in kitapDavad, enTirmizi ve bn Mce'nin Sunenleri, Ahmed
bn Hanbel'in Musned'i, dier Sunen ve Musned'ler ortaya kmtr.
Ancak hadisleri tasnif eden musann flarn hedefi, hadisiler aras nda
alnp rivayet edilen btn sahih hadisleri kitaplar nda toplamak olmamtr. Zaten bu mmkin de ildi. Bununla beraber, e er her musannf, kendinden nceki musannaf n kitabna almad sahih hadislerden
kendisine ulaanlar cemetmeyi gaye edinmi olsayd, btn hadisler,
uzun bir zaman gemeden, tek bir kitapta toplanm ve tek bir musannaf ortaya km olurdu.
Maamafih, dokuzuncu as rdan itibaren buna benzer bir telif
faaliyeti balam ve Kutubu'zZevtt'id ad verilen tamamlayc kitaplar telif edilmitir.
Zeva'id, fazlalk manasna gelen z(l'id'in ouludur. Zeva'id kitaplar ile kasdedilen mana ise, musannafn, dier musannaflara gre ihtiva
ettii fazla hadislerin tesbit edilip bir kitapta toplanmas ndan ibarettir. Mesela elButarrnin altl'inde nakletti i hadislerin bir ksm
Muslim tarafndan da kendi abill'inde nakledilmitir. Fakat Muslim'in
aldl 'inde bir ok hadis vard r ki, bunlar elButarrnin kitab nda yer
472
almamtr. E er biz, elBuhrinin kitab na almad Muslim'in hadislerini ayrr, bir kitapta toplarsak, elBuhri zerine yap lm bir
zevirid kitab telif etmi ve elBuhrrnin kitab n Muslim'in hadisleriyle bir cild daha bykm oluruz.
rneini verdiimiz ekilde pek ok zev'id telif edilmi tir. Hafz
ibibu'dDin Ahmed bn Ebi Bekr elBu ayri (O. 840) tarafndan
bn Mce'nin Sunen'inin Kutubi Hamse (elBuhrl, Muslim, Ebii
Dvd, enNesn ve etTirmizrnin kitaplar ) zerine Zev'd'id; ayn
mellifin Ebl Dv ld etTaylisi, elHumeydi, Musedded, bn Ebi
<Omer, shak bn Rhye, Eb Bekr bn Eh! eybe, Ahmed bn Munic,
(Abd bn Hamid, elHris bn Muhammed, Eb Ya% elMav li'nin
Musned'lerinin Kutub'i Sitte zerine Zevcrid'i; keza ayn mellifin yine
Kutubi Sitte zerine elBeyhakrnin esSunenu'lKubnrs iin cemettii Zevi'id'i
Ayn ekilde bn Hacer el<Askalni (O. 852), bn Ebi <Omer el
bn
<Aden!, Ebii Bekr elHumeydi, Musedded,
bn Ebi eybe, <Abd tim Hmid ve elHris bn Muhammed'in Musned'lerinin Kutubi Sitte zerine, keza onun Musnedi Bezzr ve Musnedi Ahmed bn Hanbel'in Kutubi Sitte zerine ayr ayr cemetti i
Zeviridieri vard r.
Ebu'lHuseyn <Ali bn Bekr elHeysemi (O. 807), iki cild olarak
Zeviridu Musned Ahmed cale'lKutubi'sSitte, byk bir cild olarak
Zevii'idu MusnedilBezzc r cale'lKutubi'sSitte, bir cild olarak Zevi'idu
Musned Ebi Yacld elMm ll cale'lKutubi'sSitte, cild olarak Zevciidu'lMuccemi'lKebIr <ale'lKutubi'sSitte, ve iki cild
olarak Zev ridu'lMuccemi'lEvsa ve'lA gar WtTaberiini cale'lKutubi'sSitte'yi cemetmi, sonra btn bu zev'idleri bir kitap ierisinde
birletirmitir.
Bunlar, dokuzuncu asrdan itibaren cemedilen zeva'id'lere bir ka
rnektir. Bu ekilde meydana getirilmi daha pek ok eser vard r.
EsSuyati, bnu'lCevzi'ye istinaden, yalan hadis rivayet edenleri ksma ayrdktan sonra, nc k s mda yer alanlardan yle
bahseder: Bir kavimdir ki kasden yalan syler; fakat yalanlar hataya
dmekten, yahut yalanc lardan rivayet etmekten dolay deildir.
Bunlar, bazan isnadda yalan sylerler ve i itmedikleri kimselerden rivayette bulunurlar; bazan rivayet ettikleri hadisleri ba kalarndan alarlar; bazan da hadis vazederler. te bu hadis vazedenlerin ba nda
zantdlica gelir. Bunlar eriatn ifsadn, kullarn kalplerine phe sokmay ve dinle oynamay kasdederler. 'AbdulKerim bn EbilcAvca'
bunlardandr. Yakalanp boynu vurulmaya gtrlece i zaman drt
bin hadis uydurdu unu, bunlarla helli haram, haram da helal yaptn sylemitin Keza ba ka bir zndk, Halife elMehdrnin huzurunda,
drt yz hadis uydurdu unu, bunlarn halk elinde dola tn itiraf
etmitir. Zndklardan bir ksm da, kitabet esnasnda, baz eyhlerin
gafletlerinden istifade edip, hadislerinden olmayan eyleri sokutururlar; eyh de onlar kendi hadisinden zannedip rivayet eder 1288 .
Baka bir zndk, Beyan bn Sem'an enNehdl Hicri 100 nc
seneden sonra `Irak'ta ortaya km ve 'Ali bn Ebi Talib'in ulahiyetini iddia ederek mslmanlar n kalplerine bir ok fesad tohumlar sokmaya almtr. Bu faaliyeti anla ldndan, <Iral valisi Halid bn
`Abdillah elKasri tarafndan ldrlm , cesedi de yaklmtr 2".
Muhammed bn Saci.d bn Hassan elEsedi e Sami elMa lab
da zndklardan idi. Uydurup Enes bn Malik'ten merfa olarak rivayet
etti i bir hadisle, nbvvet iddias nda bulunanlar iin e ine rastlanmaz bir destek ortaya koymu tur. Bu hadiste yle denilmektedir:
"Ben nebilerin sonuncusuyum. Benden sonra nebi yoktur; ancak Allah
dilerse...". Zndn bu istisnay, yani "ancak Allah dilerse..." szn
vazetmekle halk nasl ilhada davet etti i aka grlmektedir. Bu zndk
da Halife Eb l Ca(fer elMan ar tarafndan ldrlm tr. Ahmed
bn Salih elMri onun hakknda yle diyordu: "Bu adam bir z ndktr ve boynu vurularak ldrlm tr. Drt bin hadis uydurmu tu
ve bunlar ahmaklarn elinde dolamaktadr. Bunlardan saknnz 951290.
Zndklarn islam tarihinde zuhuru, Emevi hilfetinin sonlar na
rastlar. Son halife Mervan bn Muhammed (127-132) in mrebbii olan
Ca`d bn Dirhem, Bena Hakim mevalisinden, am'da ikamet eden ve
mslmanlar aras nda cebr akidesini yayan bir kimse idi. Ayr ca, sufatlarn tatili ve tallu'lKur'n akidelerinin de diliini yapyordu129.
1288. Bkz. esSuyf41., elLe'li'lma nfea, II. 468; Tedrib, s. 186; Ahmed M. akir,
4at, s. 92.
1289. EsSuyi-41, Tedrlb, s. 186; Ahmed M. akir,
1290. Ayn yer.
1291. E1-1lsml, Tdrily,u'lCehmiyye, s. 27.
474
s. 92.
475
El-Hdi, babas nn bu vasyyetine uyarak pek ok z ndk ldrm ; hilfetinin onuncu ay ndan sonra da "Allah'a yemin ederim ki,
eer ya arsam, bu frkay kmilen ldrecek, bunlardan, k rpan tek
bir gz brakmayaca m" demitir"%.
ZIYADE Hadis ilminde bilinmesine nem verilen konulardan
birisi ziyade olup, bununla, gvenilir ( ika) olan bir rvinin, hadisinin
rivayeti esnasnda yapt fazlalk kasdedilir. fkh ve hadis
ashab mn, sika olan bir rvinin rivayetinde tek kalmas halinde ziyadesinin makbul olduu grnde olduklarna iaret ederek syle
der: "Hadis ehli ve fukah, kendisine ser(' bir hkmn taalluk etti i,
yahutta herhangi bir hkm taalluk etmeyen ziyade ile bu ziyadeyi
ihtiva etmeyen haberin hkm ynnden bir noksanl a sebep olacak
ziyade arasnda herhangi bir ayrm yapmadklar gibi, sbit bir hkmn
deimesine yol aacak ziyade ile buna yol amayacak ziyade aras nda
da ayrm yapmam lardr. Hatt haberin rvisi bir rivayetinde bu
ziyadeyi yapmasa da bir ba ka rivayetinde yapm olsa, yahut onu
bakas rivayet etse de kendisi rivayet etmemi olsa bile, yine bir ayrma lzum grmemilerdir" 1297 . Bununla beraber el-ljatib baz istisnai grlere de i aret etmi tir:
Yapt ziyade ile tek kalan adil ki inin ziyadesini kabul eden baz
kimseler, bu ziyadenin kendisine taalluk eden bir hkm ifade etmesi
halinde onun kabulnn vcib oldu unu, fakat bir hkm ifade etmezse kabulne gerek bulunmad n ileri srmlerdir.
afici mezhebine mensub olan baz kimseler, ziyadenin rvi cihetinden olmayp, sika bir kimseden gelmesi halinde kabul edilebilece ini,
fakat rvinin kendisi, haberi nce noksan, sonra da ziyade ile rivayet
etmesi halinde kabul edilmemesi gerekti ini sylemilerdir.
Hadis ehlinden baz kimseler ise, sika olan kimsenin ziyadesinin,
eer bu kimse ziyadenin rivayetiyle tek kal r ve onunla birlikte ba ka
hfzlar da onu rivayet etmezlerse, onun kabul edilemiyece ini ileri
srmlerdir.
El-Uatib bu grleri zikrettikten sonra, kendi gr n aklam ve "bize gre ziyade, e er rvisi adil, hafz, mutkn ve zbt ise, ne
ekilde olursa olsun makbuldr ve kendisiyle amel edilir" demi tir' 2".
ilnu's-all ise, el-Hatib'in bu konudaki gr ne i aret ederek,
sika olan rvinin teferrdn k smda mtal etmeyi uygun grmtr.
1296. EtTeberl, TBrih, VI. 434.
1297. Bkz. s. 424-425.
1298. Ayni eser, s. 425.
476
477
478
zeyfe'den, o da Hazreti Peygamberden rivayet etmi tir. Hazreti Peygamber yle buyurmaktad r: Fufftlnc7 (ala'n-nsi biel in: Cu<let
ufffna kesuftifi'l-mehrike; ve cu' let kulluh mesciden ;
ve cu' let turbetuh len tuhran, id lem
"nsanlar zerine eyle tafdil olunduk: Namaz saflar mz meleklerin saflar gibi yapld ; btn yeryz bize mescid ve topra da, su
bulamadm z zaman, temizlik (teyemmum) vas tas klnd" 1304
Muslim tarafndan nakledilen bu hadisteki ve cuctlet turbetuh lena
fuhran (ve topra bizim iin temiz klnd) ibaresi ziyade olup, Eb
M5lik el-E caci bu ziyadenin rivayetiyle tek kalm tr. Gerek Muslim'de
ve gerekse el-Buhri'de yer alan ayn hadisin deiik rivayetlerinde
ve cu( let lene'l- arg mesciden ve tuhiran ibaresi yer almtr.
Buna benzer daha pek ok rnek zikretmek mmkindir. Fakat
konunun anlalmas bakmndan bu iki rnek yeterlidir.
ZUcAFYi' 2:acifin o ulu olarak "zayflar" mansma gelen zucafi.''
tabiri, hadis stlahnda, imamlarn eitli ynlerden cenhine u ram
ve bu sebeple zayf saylm hadis rvilerine dellet eder. Bir hadisin
sahih veya sakim olmas, her eyden nce, o hadisi rivayet eedenlerin
halleriyle ilgili bulunmas dolaysyle, hadis imamlar, mesailerinin
byk bir ksmn hadis rvilerinin hallerini tesbite hasretmi ler ve onlar bu halleriyle tan tmak iin e itli hacimde pek ok rical kitaplar
telif etmilerdir. Bu kitaplardan bir ksm silsAta tahsis edilmi ve bunlarla yalnz gvenilir olan rvilerin tercemeleri anlat lmtr. Bir ksm
da zucafaya tahsis edilmi ve rvilerin hangi hallerden dolay cerhedildikleri gsterilmitir. Dier baz kitaplarda ise, gvenilir ve zay f rviler mtereken ele alnm ve her biri hakk nda bulunabilen yeterli
bilgi verilmitir.
?u'af hakknda pek ok kitap telif edilmi tir. Bunlardan baz larn yle sralayabiliriz:
Muhammed bn cAbdirraldm
(O. 249) nin Kitc- bu'ucafa's, el-Buh5I (. 256) nin Kitabu' t`cf(t's, en-Nesn (. 303)
nin Kitbu'uccfir vel-metrkin'i, Muhammed bn cAmr
(O. 322) nin Kitbu'uccfit's, Eb Nucaym cAbdu'l-Melik el-Curcni (. 323) nin KitCbu'
ccftt's, Eh)] I3tim bn 1;lbbn (O. 354)
n KitCbu'uccf's , Eb Ahmed `Abdullah bn Muhammed bn `Adi
(O. 365) nin el-Kmil fi v caftri'r-ricid'i- bu kitapta, zucaf yannda,
cerhedilen baz ahlbn rvilerine de yer verilmi ve her rviden bah1304. Bkz. ahiti, I. 371. Keza bkz.
abil>, I. 86.
479
sederken onun garib veya munker hadislerinden de rnekler zikredilmitir. Byk hacimde olan bu kitap, rical tarihi ynnden ok k ymetlidir. edDralFutni (. 385) nin Kitdbu'.5wcetfirs , Ebu'lFerec
ibnu'lCevzi (. 597) nin Kitclbu'uccifit's Byk hacimdeki bu
kitap ezZehebi taraf ndan nce ihtisar edilmi , sonra da zeyli yap lmtr. cAl'u'dDin Mu laty (. 762) n da zerine bir zeyli vardr.
EzZehebi (o. 748) nin Miziinu'lictidri zu<af yannda sika rvilere de yer veren bu kitap, rvileri alfabetik s raya gre ele alm ve her
ismin yanna rivayetlerini ihrac eden Sitte imamlarna dellet etmek
zere baz rumuzlar da koymutur. bu kitap zerine bir
zeyli bulundu u gibi, ibr Hacer de Tehzibu'lKemarde zikretmedii
isimleri de alarak Lisr '/mizdn' n meydana getirmi tir.
480
B BL YOGRAFYA
tAbdulvahhab FIallf
Koyiit).
cani'l-Musned
el-.Kavlu'l-musedded
Nutbe-u'l-fiker erhi (Ankara 1971, Tere.
(Kahire)
Safici Eb 'Abdullah Muhammed bn Idris, htilfu'l hadh (KitabulUmm, Bulals. 1321, VII. cild hamiinde)
Safiq Eb `Abdillah Muhammed bn Idris, er Risale (Msr 1358 / 1940)
Sehristani Ebu'l-Feth Muhammed bn (Abdi'l-Kerim, el Milel ve'n nihal
(Kahire 1381 / 1961)
Tanribirdi, en Nucamu' Z Zahire (Kahire 1348 / 1929)
Tirmizi EbcIsa Muhammed bn `Isa", es Suneri (Msr 1356 / 1937)
(Msr 1325)
Zehebi Eb `Abclillah Semsu'd-Din,
Zehebi Eb <Abdillah, el Munteha min Minhaci's Sunne(lahire 1374)
Zehebi Eb <Abdillah, T ril u'l islam (Kahire 1368)
Zehebi Eb 'Abdullah, Tehzibu'l esma' ve'l lugat
Zehebi Eb <Abdillah, Tezkiretu'l huffa (gaydarabad 1375 / 1955)
Zebidi, Tacu'l (aras (Msr 1306)
Zubeyr ddilsi, Hadis edebiyat tarihi (Istanbul 1966, tere. Y. Ziya
K avak)
Zurlsani emsu'd-Din Muhammed bn <Abdi'l-Balsi, Serhu'l Muvatta'
(Msr 1280)
-
484
INDEKS
-A-
485
'Abdullah bn Selam
337
`Abdullah bn eddad 102,311
`Abdullah bn Uneys 423
`Abdullah bn Vehb 29,39,44,276,283,284
`Abdullah bn Vehb bn Muslim el-Iura i
68,69
`Abdullah bnu'z-Zubeyr 17,340,352,379
`Abdu'l-Melik 87
bn
bn Curayc
105
bn Hanbib el-Cevni 351
`Abdu'l-Melik bn cUmeyr 280,281
"Abdu'l-Melik bn Yesar 224
`Abdu'l-Muttalib 40
`Abdulvahhab el-Haffaf 399
bdulvahhab Dallaf 123,363
`Abdu'l-Vahhab bn
bn...16
`Abdu'l-Vahhab e -ekafi 163,164
`Abdul-Yahni bn 'Abdillah 342
`Abdu'l-Vaind bn Ziyad 163
`Abdu'l-Vari 56
`Abdu'l-Vari bn Sa'id 163
`Abdurrahman 310
`Abdurrahman (Fba Hurayra) 105
`Abdurrahman bn 'Abdullah bn 'Utbe bn
`Abdullah bn Mes'ad 164
bn Ahmed 208
`Ali bn 'Am 163
`Ali bn 'Aam ez-Zahid 338
`Al] bn D'aviid 282
TMib) 16,32,40,41,47,52,55,62,87,
`Ali (bn
88,91,102,104,144,154,154,171,196,218,
272,286,295,296,306,334,351,376,380,381,
383,386,409,453,456,457,458,460,474
`Ali bn Ijarem 143
486
Bel-Baandi 318
Badad 86,91,166,183,186,208,229,314,343,426
el-Biri2u'l-kasIs 188,228,231,232,239,240,278,
283,306,320,329,378,380,469,474
el-1341111in! 43
Bakru'l-Garkad 453
Baky tbn Mahled 278,279,378
Bakryye tbnu'l-Velid 434
Basra 39,52,89,92,152,162,163,166,183,222,282,
295,308,327,390,423,424,426,430
Baz hadis meseleleri zerinde tetkikler 166,
171,334
Beeale bn cAbede (cAbde) 341
Bedir 402
Bedru'd-Din Muhammed bn tbrahlm..329
Bedru'd-Din ez-Zerke l 136,330
el-Beavl 321,350
Behll bn (Ubeyd el-Kindi 209
Bekr bn <Abdullah el-Muzeni 247
Bekr bn Karvas 212
el-Bellizuri 192
Ben cAmir 243,244
Ben Esed 244.
Benli Hakim 474
Benli Hanife 352
487
488
CC5.bir 47,144,233
Cbir bn (Abdillah 49,196,277,278,306,365,
367,373,379,382,388,423
Cbir bn (Atik 303
Ciibir tim Semura 280,281
Cndr bn Zeyd 52
el-Ca`d Ebil (Omn 383
Ca`d bn Dirhem 89, 474,475
Cafer el-Firy'dbi 343
Ca(fer bn Muhammed el-Firybi 166
Ca(fer bn Suleym d
- n 163
Caffer e - chlF 91,231
Cini( ((Abdullah tbn Vehb) 68
Ccintic (<Abdurrazz4) 68
C.Sni` (el-Bul(iri) 68
bnu'l- E ir
Cdmi c (el-uifl
68
Crnti( (Mac/11er) 68
CCanic (Muslim) 68
Ct mic (Rabi( bn Habib el-Bi rl) 68
(Sufy a. n bn (11yeyne) 68, 308
Ccinic (Sufyffil e -Seyri) 308
Ct mic (et-Tirmizi) 35,68,392
beyni'l-clm 53,59,93,122,400,423,438,
450
el-Ctntic li'&1(bi'- eyh ve 's-simi` 328
el-Cdmic WahlifIc 'r-rtivi, 305
e -SevrI) 68
el-Cr micu'l-kebir (Sufy
(e-Suyp) 68
CCni(u'lmes(mid ( bn Keir) 68
el-Ciinicu'l-musnedu' -afih el-mufy aar min
De-Dhrakuni 45,210,238,239,247,256,257,302,
304,337,381,461,480
ed-Darimi 52,53,122,202,317,399,438
Daru'l-kurra 192
Daru'n-Nedve 409
Davud ei-Zehiri 43
ed-Deberi 321
Dbyetu'l-Kelbi 448
Dmak 328
Dinar 31
ed-Duceyn 'bn abit Ebu'l-Gu n 262
ed-Dalabi 399
ed-Durer fi mmalalp, ehli'l-eser 332
ed-Dustuval 140
EEban 340
Eban bn Ebi `Ayyas 154
Ebu'l-`Abbas Ahmed el-tsbill 98
Ebu'l-`Abbas es-Sarrac 164
Ebu'l-`Abbas el-Velid 'bn Bekr 165
Eb `Abdillah 106,261,435
Eb `Abdillah el-Ahram 350
Eb `Abdillah el-Itumeydi 237,427
Eb `Abdillah bn Bekr 261
Eb ( Abdillah bn Ebi Zuhl 322
Eb `Abdillah ibnu'l-Ehram 323
Ebn `Abdillah el-Merzubani 119
Ebn `Abdillah Muhammed bn 'AH es-an`ani 314
Eb `Abdillah Muhammed bn `Ali es- eykani 234
Eb `Abdillah es-seri 85
Eba `Abdillah (U~e Ibn Zeyd) 105
Ebn `Abdillah ez-Zehebi 337
Eb `Abdirrahman 105,310
Eb `Abdirrahman en-Nesll'i 48
Ebn `Abdirrahman (Sefine) 106
Eb `Abdirrahman es-Sulemi 397
Ebn `AbIde 338
Eb Ahmed 'Abdullah tim Muhammed bn
`Adi 479
Eb Ahmed el-Gatrifi 322
Eb Ahmed bn 'Adi 45
Ebffl-`Al a ' bn 'Abdillah Ibni'-Shhir 287
Eb 'Ali el-Ceyygml 171
Eb 'Ali el- Cubbr'I 385
Eb 'Ali eUluseyn tim `Ali en-Neysabrl 48
Eb 'Ali el-Mrsereisl 323
Eb 'Ali en-NeystibrI 391
Eb `Ali er.-Tiisi 323
489
Ebu'-`Aliye 282
Ebu'-q1iye Ziyad bn Firz el-Berra'39,340
Ebii 'Arar 286
Eba `Anr /bn Duray 177,178
Eba <A= Ibn Muhammed 178
Eba cAmr Ibn Muhammed bn `Arar 177
Eba `Arar Ibn Muhammed bn Duray 176,
177
Eba cAnr el-Mustemli 249
Eb `Amr 'Osman Ibn Ahmed es-Simak
314
Eba `Amr es-Seyhan! 344
Eba `Anr e-eybanI 344
Ebl
m Tbnu'l-cAla' el-Kisa'l 305
Eba
un en-Nebil 44,70
Ebl `Avan 140,304
Eba `Avan el-sferayln 322
Eba `Avn e-ekafl 311
Eba Basra el-Gfarl 105
Eb Bekr 305
Eba Bekr 'Abdullah Ibn Ebi eybe 308
Eba Bekr `Abdu'l-Kebir Ibn `Abdi'l-Mecid
el-hanefi 352
Eba Bekr 'Abdurrahman
bn
Hiam el-Mahzand 104
Eha Bekr Ahmed bn Hasan el-Berdici 287
Eb Bekr el-Bakllani 270
Myr]. Bekr el-Ceveki 322,352
Eba Bekr el-Ebheri 354
Eba Bekr el-E rem 399
Eba Bekr el-Drzind 156
Eba Bekr el-Ijucendl 153
Eba Bekr el-Ijumeydl 200,473
El& Bekr el-Isma911 48,322
Eba Bekr (Manar bn Ebi'l-Mdrll) 105
Eba Bekr el-Mdayti 304
Eba Bekr Muhammed Ibnu-Tayyib 18,72
Eba Bekr er-RrzI 219
Eba Bekr e - ayrafl 200,219
Ebra. Bekr (e - ddIk) 47,55,62,87,95,140,141,
154,176,179,218,247,286,294,376,380,381,
409,459
Eba Bekr e - all 302
Ebr Bekr e-IrrzI 95,323
Eba Bekr el-Yezdl 323
Elya Bekr bn cAbdirrahman 113,294
Eba Bekr bnu'l-`Arab! 261
Eba Bekr Ibn <Ayya 357
490
491
492
Eb Riyah 341
Eb Said el-cAla'i 297
Eb Sacid
e - afig 350
Eb Said ebtjudri 247,277,279,379
Ebn Said bn Eh! `Ozman 322
Eb Sdid es-Siezi el-Hanefi 350
Eb Sdid Yahya bn Hakim 311
Ebr. Salih 49,109,110,209,314
Ebn Salih es-Semmk Zekvan Eb `Abdirrahman 351
Ebu's-Sefer 338
Eb Seleme 52,129,143,179,209,351
Eb Seleme bn `Abdirrahman bn `Avf 113,
170,247,291,410,412
Eb Sufyan 49,102,144,233,382
Ebn Suleyman 142
Eb-a Suleyman Hamd bn Muhammed bn
brahim bni'l-ttattab el-Bustl (el- Hattabi) 126
Eb Suleyman Muhammed bn <Abdullah 444
Eb eybe el-Hudri 104
Ebu'- eyh ebtsbahani 153
Eba ihab 143
Eb Tahir bn Seleme 166
Eb Talib el-Mekki 308
Ebu't-Tayyib 81,84
Ebu't-Tayyib et-Taberi 156,158
Ebdt-Tayyib Tahir bn <Abdillah 72
Ebu't-Tufey1 qmir bn Va ile 212
Ebdt-Tufey1 (Ubeyy bn Ka<b) 105
Eb Turneyle 105
Eb Tumeyle Yahya bn Vrzb. Ebii Muhammed 104
Eba. Tural) 'Ali bn Ebi Talib Ebu'l-Hasan
104
Ebil `Ubeyd 21,224
Eb <Ubeyd el-Kasm bn Sellam 116,327
Ebu) <Ubeyde 16,141,338
Ebii <Ubeyde bnu'l-Cerrah 55
Eba <Ubeyde Mu<ammer bnu'l-Muenna 116,
327
Ebu'l-rUbeydeyn 262
Eba Uname el-Bi-dili! 410
Ebn Unr s el-Kinani
(ed-Du'eli)
Eb Muveyhibe 104
Eb Usame 102
Ebr. Usame Hammad Ibnu's-Sa'ib 103
Ebu'l-cU era' 262
Eb V8'il 253,360
Eb V3'il el-Esedi 412
Eb
aklk bn Seleme 410
Eb Vehb el-Esedi 434
Ebu'l-Velid 41,102,254
Ebu'l-Velid 11assfn bn Muhammed el-R.ura i
322
Ebu'l-Velid (tbn Curayc) 105
Ebu'l-Velid et-TayMisI 425
Ebu'l-Velid Yiinus bn Mugi 159
Eb Ya%
239,406,407
Eb Ya% bnu'l-Ferril' 158
Eb Ya% el-Mav li 473
Eb Ya% Muhammed ibnu' -Salt 342
Eb Yfsuf 91,114,153
Eb Zekeriyy Yabyf bn Mesleme 158
Eb Zer Ahmed bn Ibrhlm el-l alebi 246
Eb Zer el-Gffri 380
Ebn Zer el-Herevi 323,343
Ebn Zeyd (Usfme tbn Zeyd) 105
Ebu'z-Zincl 105,113,197,251
Ebu'z-Zinfd 'Abdullah bn Zekv a. n Ebil< Abdirrahman 104,439
Ebu'z-Zubeyr 49,259,382,388
Enu'z-Zubeyr Muhammed bn Muslim 282
Eb Zukeyr Yahyr. bn Muhammed tbn
I.ays 289
Eb Zurca 145,239,296,444
Ebyaz bn Hammfd 339
Ecmed bn cUcyrn 261
Eflah 224
Eflah bn Humeyd 46
el-Ekf-ani 146
E/fiyet e/-</rilkI 330
Endulus 278
Enes bn Mtilik 15,32,35,40,56,57,77,94,104,
131,140,141,142,144,179,180,187,190,196,
209,220,247,254,277,278,282,289,308,311,
312,327,351,357,379,383,410,411,422,448,
449,452,474
el-En ri 220
el-Erberan en-Neveviye 98
Erkam ( bn SuralbIl) 164
Esd (Ezd ) 302
Esved 46
el-Esved
bn Criye e -Sekafl 340
el-Esved tbn Yezld 344,410
Eheb 421
39
Eheb bn
Erefiyye Medresesi 328
Evsat bn cAmr el-Beceli 261
el-EvWI 20,33,44,47,52,59,69,140,141,143,154,
247,283,286,344
el-Eyll 342
Eyy-U 104,335,404,478
Eyyb es-Sal tiyni 70,154,256,275,276,454
el-Ezhiiru'l-mutentire fi'/-46tri'/-muteviltire
348
Fel-Fark beyne'l-ftrah 91
F a- tma Bint R.ays 178,179
el-Fazl (tbn cAbblis) 15,272
Fecru'l-Islinn 455
bi-erht ahihi'l-Buhttri 38,99,
330,386,438
Fethu'l-mu i bi-erht Elfiyeti'l-htidi 330
el-Fevrt!idu'l-mermiectt
234
el-FezfrI 140
el-Fihrist 475
el-Fil a- s 46
el-Firyfbl 463
Fuat Sezgin 237,307,308,428
Futithu'l-buldn 192
Fuzayl bn 'Arar 357
GGannm 338
Garlbu'l-hadf 126
Gaybm ed-DmakdFi 89
el-Gaz'ali 17,166,419
el-Gffr (bnu'l-Muire bn ube) 165
Gy tbn briihim 231,232
Goldziher 307
Guncar 337
Habl fn 340
Iiablfn bn Hfird 340
Habbrn bn Munkz 340
bn Habban 340
Habbn bn
el-Babbft 339
Habeistan 409
Habib 340
493
el-klaccae 296
el-Haceac bn Ertat 170,229,292
el-klaccalc bn Ferafia 143
klaccae bn Muhammed (el-A`ver) 141,164,
184
klacere e - avvaf 210
Haci Halife 68,97,98,245,318,329,348,419,445
el-Hade i 344
el-Hadi 475,476
kladiee 376
Hadis edebiyat tarihi 378
Hadisilerle kelmclar arasndaki mnakaalar 90,92,462
el-Hadis re'l-muhaddisAn 186
Hadis tarihi 16,49,90,116,194,197,202,225,226,
230,307,307,308,309,318,320,327,382,383,
399,424,341
Haf bn 'Asm 340
Haf bn Gaylan 262
Haf bn Crya 201
Haf bn `mer 179,243,244,276,
Hakim 340
(Elra `Abdillah en-Neysabilri) 27,29,
30,31,32,33,36,37,44,47,50,51,80,95,102
103,119,120,128,141,142,143,144,145,166,
169,170,171,174,178,210;220,224,233,238,
239,247,248,249,266,283,286,287,295,303,
304,311,312,313,314,315,316,317,327,350,
357,385,386,391,396,406,407,409,410,411,
423,444,460
el-Hakem bn Nafi( 27
el-Hakem bn <Uteybe 223,251
klaleb 34,94,99,106,136,248
Halef bn Halife 33,34,35
Halid el-ljazza' 141,142,303,
Halid bn (Abdillah 163
Halid bn `Abdillah el-la ri 230,474,475
Halid bn `Allcame 304
Halid bn Cemil 308,430
Halid bn Macclan 200,201
Halid el-Vang 163
bn Hayyk 410,444
el-kjalill 163
bn Ahmed (el-ishal:ki!) 349, 350
Halil bn ahin 398
el-Halil es-Siezi 350
el-Hallal 421
Hanan' bn Cezel 212
494
klammad 251,404
klammad bn 'Am" 209
klamnad bn Ebi Suleyman 170,291
klammad (briu's-Sa'ib es-Saluk) 102,103
ljammad bn Seleme 25,49,69,162,163,308,
335,352,388,396,399,430
klanunad bn Usame 163
klammad bn Zeyd 162,206,207,210,230,256,
280,351,352,408
el-ljammal 338
Hammal bn Malik 339
Hamza 305
Hamza ( bnu'l-Mu ire bn u`be) 165
Hanan el-Esedi 344
Hanbel bn shak 444
el-klannat 339
Haniala bn Ebi Sufyan 40
Haram 338
el-Harameyn 43
Hariee bn Zeyd bn :ibit 113,410,412
Haris bn Kelede 233
el-Hari bn Muhammed 473
Harie 340
klariz 340
Hariz bn 'Osman el-klumu i 340
Harras 31
Fikrin bn cAbdillah (el-klammal) 338
Has( 'isu'l-Musned 318
el-Hasan 40,303,383
el-Hasan el-Ba ri 52,89,92,93,119,154,170,227,
285,291
el-Hasan ibn (Abdi'l-A`la e- an'ani 314
el-Hasan bn `Abdirrahman 275
el-Hasan bn 'Ali 254
el-Hasan bn <Ali bn Ebi Talib 396
Hasan bn `Arafe 34,35
el-Hasan bn Ebil-Hasan (el-Basri) 222,295,
296
el-Hasan bn Mukrem 314
el-Hasan bn Salih nn. klayy 39
el-Hasan bn Sufyan 465
el-Hasan el-Masercisi 224
Hassan bn `A(yYe 47,59,122,450
Htiiye cala'n-Nubbe 333
el-Hatib el-Ba dad 15,16,18,19,20,21,25,26,
27,28,39,40,41,42,44,71,72,74,75,76,79,81,
84,85,91,94,103,152,153,154,155,158,159,
170,171,172,173,183,184,193,196,200,201,
211,212,231,235,236,245,251.252,255,256,
260,275,276,284,285,286,291,292,295,305,
315,316,328,343,344,352,371,372,373,382,
383,395,411,434,438,440,454,455,465,469,
476
el-Ijattab 164
el-Hattrbi 125,126,127,133,134
Bint Tuveyt 244
Ilaydarrbrd 319
Ilayve bn ureyb 154
Ilayyan 310
Ilayyan el-Esedi 344
Ilayyan bn Huayn 344
el-Ijayyat 23,339
Ilazim 340
Hazim 340
el-Hazimi 50,162,271,361,366,441
Hedyu's-seri 430
Hemdan 339
el-Hemdani 339
Hemedan 166
el-Hemegani 339
Hemmam 47,57,58,340
Hemmam bn Munebbih 195,196,383
Hemmam bn Munebbihin sahifesi 192,194
Hemmam bn Yahya 289
el-Herevi 90,93,196,438
el-Heyem bn Hane 212,465
el-Hezhrz bn Mizen 213,465
Ilbban bn 'Atlyye 340
Ilbban bn Masa es-Sulemi el-Mervezi 340,
Ileliz 44,53,113,119,282,295,390,391,424,425,
426
Ijls bn 'Amr 212
Iftlyetu'l-evliya' 20,21,25,38,39,113,174,328,439
Hm 200
Ihrit 122, 256
Hra 340
el-Ijm 89
Ilzrm 338
Horasan 53,102,183,223,308,423,425,430
Horovitz 171
Hilal bn Yesaf 310
Hindistan 190
Hiam 475
Hiam bn 'Abdillah 144
Hiam bn 'Abdi'l-Melik 89
Hiam bn 'Ammar 426
495
I`41F 18,19,236,391,425,457,458,474,475
el- c1r4I 34,35,36,83,85,94,97,99,104,106,131,
136,138,157,162,167,177,215,237,247,248,
249,260,267,274,280,281,288,296,309,310,
318,319,330,337,338,341,342,351,355,356,
375,413,419,480,
(a.s.) 152,233
bn Miis 222
496
ibnu'l-M'acisfn 69
bn Manifr 22,38,55,61,67,101,102,139,148,
161,166,361,400
tim Mehdi 253
bn Mende 81,103,166
bn Mes<fid 33,34,120,248,262,311,352,386,458
ibnu'l-Mubfuek (`Abdullah) 352
bn Munebbih 222
ibnu'n-Nedim 475
bn <Omer 47,104,110,139,144,208,288,316,335,
336,404,405,434,463,478
bn Receb 100
ibnu's-Sabb3 43,84,165
bn Sa`d 194,195,196,327,375,382,398,409,410,
412,438,444
bn Said 350
Ibnu's-Sekit 61
bnu' - a13h 15,17,21,26,27,30,31,33,36,37,38,
41,43,44,45,47,50,55,80,81,82,83,84,85,86,
93,96,97,98,99,103,104,105,106,117,119,
127,128,129,132,133,134,135,136,152,156,
157,158,159,162,164,166,167,169,177,181,
183,184,214,221,236,237,246,247,248,249,
259,260,263,266,269,274,280,283,284,285,
286,287,288,289,290,297,302,304,306,317,
321,328,329,330,331,332,337,338,341,348,
349,352,354,356,357,375,380,381,387,390,
391,392,393,394,395,396,406,407,420,421,
427,429,434,435,441,454,463,464,467,468,
476,477,478
bn Seleme 341
bn Selime 341
ibnu's-Sed'ani 343
Ibn Sirin 327, 404
bn ahin 261
bn Sih3b (ez-Zuhri) 38,52,143,154,155,174,
374,438,439,439,458,465
bn ihdb ez Zuhri 458
bn Tfthir 37
bn Teymiye 131,138,457
bn cUceyy3n 261
bn cUleyye 69,163,341
bn Umm Mektm 208
bn Umr 84
bn cUyeyne 279
bn Vehb 44
bnu'z-Zubeyr 87,396
el Ibttnetu'l kubrii 15
-
br3him (a s ) 361
ibrfblin 46,311,360
br3him el-Ilarbi 45,153
brahim (bn Ebi Bekr bn Ebi `Ayya) 15
br3him bn Ebi Yaby3 312
Ibr'ahim bn ishfk 197
briihim bn smfcil bn `Uleyye 385
ibr3him bn Meymfm 224
brhlm bn Muhammed el-Italebi 162,330
ibr3him bnul-Mungir 426
briihim en-Naba `I 47,52,207,223,279,282,
296,297,386
ibrfthim bn Said el-Cevheri 415
br3hIm bn Tahra3n 240 398
ibr3him (bn cUyeyne) 165
bi tekmili'n Nuket '<ait ibni' alrib
330
162
el-Itibiit bi-men rumiye
el-Naim 22
aiili'l-ablaitn 18
ti,t,ti/fu'i-hadis 366
111tiru cUlami'l hadis 15,277,306,313,317,
319,381,390,415,444
Ibyir (culami'd-din) 419
el-Ikmil 337
el-Iktirb fi u ali'l-hadis 332
Pliimu'-ahiti 126
-
497
-K-Ka`bu'l-Ahbar 94,247
Ka`b bn Murra 182
Kablsa bn (Ukbe 141
el-Kaffal 333
el-KafleI 146
Kahire 301,327
el-Kamil fi zu'af Vi'r-riciil 475,479
Kamir Bint 'Avar 338
Kamus tercemesi 16,17,22,37,38,55,71,95,101,
102,108,111,112,152,161
el-Ka<nebl 335,336,354,405,425
el-Kasm 46,297
el-Kasm bn Muhammed 294
el-Kasm bn Muhammed bn Ebi Bekr e ddik 113,170,291,412
Kasm bn Krtlabua el-Hanefi 330,331,
el-K5smI 96,133,145,146,174,237,326,474
el-KastalanI 84
Katade ( bn Dicame) 39,55,56,92,140,141,154,
170,187,212,220,282,291,382,383
el-KatIcI Eba Bekr el-Ba dadI 350
Katacdu' t-tablis min funfini mu talah'lhadis 96,133,145,146,171,174,237,326,332
el-Kavi 96
el-Kavlu'l-musedded fi'z-zebbi
(ani'l-Musned
2:H4,318
Kays bn Razim 250,295,410,433
Kays bn Sa`d 295
Kays bn (Ubad 410
Kays bn 'Cihad el-KaysI 342
Kazdu'l-v gar min Nuzheti'n-naiar 331
Ebu'l-Iluseyn bn Ya% 53
Ebu't-Tayyib 81
el-Kaz1 Duseyn 153
498
tIyaz 27,43,81,82,97,125,159,165,183,
184,328,373,395,454
Kehmes bnu'l-Hasan 39
el-Kelbi 229
Kelede bn Hanbel 261
Kemalu'd-Din Eba `Abdillah Muhammed ibni'l-Basan bn `Ali bn Yahya...es- emeni. 331
Kemalu'd-Din Muhammed bn Ahmed (bn
Hacer el-cAskalanI) 331
Keriz 338
Ke ft'n-nikah <ani71-elkab 95
Ke fu'i-iunun 68,97,98,245,318,329,332,348,
361,419,445
el-Kettanl 15,95,103,106,438
el-Kezilb 96
Kbrs 452
18,19,25,26,27,28,
el-Kifiye (fic lmi'r-riv dye)
41,42,44,71,72,74,75,76,79,84,91,94,152,
153,159,170,172,173,184,185,196,200,201,
212,231,235,236,251,260,276,284,285,286,
292,295,315,328,371,372,373,383,395,434,
440,454,455,465,469,476
el-Kirmani 146
KitCbu'l-birr ve ,s- la 431
Kitc7hu'l-cerh ve 't-tac lll 20,25,26,29,49,99,100,
101,104,107,173,196,382,393,398,414,455
Kit4u'l-cilttd 431
Kitilbu'l-ebilril 234
Kitiibu'l-ferC'iz 431
Kittibu garibi'l-badts ve '1-r7r 116
Kitiibu'l-c lel 173,383
ve'l-mensh 361,
Kitrbu'l-i<tibr
366,441
Kitiibu'l-mertstl 297
Kitrbu't-merzf`iit 234
Kitbu's-sik& 104,398
KitCbn't-tobak'dt 410
Kit(tbu't-tarih ve '1-mecriihin 73,77,171
Kitiibu't-tefstr 431
Kittbu't-tekmil fi marrifeti' -ikiit ve'zi `af6
ve'l-mecrhil 398
Kit1bu'l-umm 268,335,366,404479,480
Kitbu'z-zdafii ve 'I'metrrltn 479
Kitaez-zuhd ve'r-ralsrf k 341
Kuba 222
Kafe 44,92,119,152,282,295,297,308,390,423,
424,430,475
Kumeyr 338
Kureyz 338
Kurtuba 159
Kutbu'd-Din Muhammed bn Muhammed elIlayzarI 330
Kuteybe 353
Kuteybe bn SdId el-Belki 425
Kutn tbn Nuseyr 339
Riitu'l-Isu/i/b 308
Kutub-i Hamse 473
Kutub-i Sitte 33,57,67,202,226,300,306,308,309,
319,399,425,431,472,473
Kutubu'z-zevii'id 472
Lel-Laknevi 132
el-Le'iili'l-mani-t`a 88,186,187,234,458,461,474
el-Ley bn Sa`d 20,27,47,69,119,275,276,426
Listinu'l-`Arab 22,55,61,67,101,102,139,148,161,
166,361,400
Lubeyy bn Lebr 261
Mansfr 275,276,360
en-NeysM3iiii 105
Mansr bn
Mansfr ibnu'l-Muctemir es-Suleml 27,119, 154,
253,310,311,460
Mansfr tbn Suleym 337
Macrifet culftmi'l-hadis 2' ,29,30,32,33,44,47,
80,95,141,142,145,169,174,220,225,247,
266,283,286,287,295,303,313,314,327,357,
385,386,406,409,411,423
Matar el-Yarr4 171
el-Mrverdi 153,333
Me`rtlimu's-Sunen 126
Mecdl 282
Medine 31,38,48,49,99,100,113,152,190,192,222,
235,282,295,296,354,364,376,377,378,380,
409,422,423,437,457
el-Mehdi 230,231,232,329,460,474,475
Melthfil 223,372
Mekhl ed-Dmaski 295
Mekhril es-Mni 154,399
Mekke 39,99,131,154,190,222,273,282,295,296,
308,314,376,377,380,409,430
Mekki bn brahim el-BelbI 424
el-Me'mn 89,90,415,461
Me'mn bn Ahmed 227
Menellabu'l-Imi- m Ahmed 20
el-Menhecu's-Sevi fi erhn-mettheli'r-revi 329
el-Menhelu'r-revt fi'l-hadisi'nnebevf 329
Merv 166,224,229,308,423,430
Merv'n 439
Mervrn el-Cddi 475
Merv'ffil bn Muhammed 474,475
Meryem 152
Mesriik tbnu'l-Eedd 338,410
Mes<d 164
el-Mescit- d' 20
el-Mesilrik 341
Mevla't-Tev'eme 5"Mih itl n Ebi Mil, 351
Met4frt t 319,458,461,462
Meymfme 224
Meysere 226
Meysere bn 'Abdi Rabbih 229
Msr 31,39,53,55,151,152,190,261,283,295,301,
318,319,390,391,423,424,425,426
Mihran 262
Mihr'O'n (Ebil Mih) 351
Milrrb (Sefine) 106
el-Milel ve'n-nihal 88,229,231,475
499
Misver 338
1111ziinuri<tidia 27,39,41,49,75,94,95,101,104,
162,163,167,228,229,232,305,385,398,414,
458,460,461,480
el-Mizzi 351
Mdallimu't.tuMb bimd
nine'lelk db
- 332
Mu%viye bn `Abdi'l-Kerim ez-Zrl 96
Mu%viye (bn Ebi Sufy'an) 88,94,189,366
368,425,452,452,456,458,459
Mu`iviye bn Sebre 262
Mucrz (bn Cebel) 52,141,272
el-Mubhemdt 245
IVlueMlid 173,194,222,282,296,382
el-Muire 189
el-Muire bn ube 165
Mulat.y 354,355
el-Muni 'an
fi'l-esfr fi taljrrci
nci
mine'lab.,beir 419
el-Mubaddisu'l-ftpl beyne 'r-riivti ve'l-vt`i
40,165,196,308,327,430
Muhammed (s.a.s.) 30,40,54,448,451,459
Muhammed Cemrlu'd-Din bn Muhammed
Saqd bn Kasm el-KAsmi 332
Muhammed Ebii Zehv 186
Muhammed Ekrem bn `Abdirrahman elMekki 331
Muhammed Hamidullah 192,194,383
Muhammed bn 'AM& 341
Muhammed bn `Abdi'l-Acli 158
Muhammed bn `AbdPI-Kuddfs el-Mukrl 303
Muhammed bn (Abdillah Ebr Cacfer el-Kurai el-Ba cldi 343
Muhammed bn cAbdillah el-En 'ari 35,36,351
Muhammed bn cAbdillah el-Mularrimi 343
Muhammed bn
bn Eymun elKurtubi 323
Muhammed bn `Abdirrahman el-Berki 479
Muhammed bn `Abdirrahman es-SelAvi 234
Muhammed bn (Abdi's-Seyyid 85
Muhammed bn cAbdi'l-Vehhlib bn Sel n
el-Cubbn 337
Muhammed bn `Atlan 240,256
Muhammed bn 'Ali e-iiri 94
Muhammed bn `Anr 'bn cAlkame 129
Muhammed bn `Arar el-Ley i 39
Muhammed bn `Anr el-cUkayli 479
Muhammed bn `Arcara bni'l-Birind (elBerend) 339
500
501
Mukilu'l--jsir 268
Mukedke 262
Mutebehu'n-nisbe 337
el-Muctam 90,461
Mt4ayn 262
el-Mutevekkil 90
el-Muttefik ve'l-mufterth 94
d-M/iva/k1'
27,140,179,182,202,239,240,254,
294,308,337,339,341,342,353,354,355,356,
390,430
el-Muzeni 283
N1fic 47,110,142,154,166,182,209,222,223,280,
316,335,434,478
Nahle 153
en-Nazr bn Mutarrf 75
en-Nazr bn umeyl 115,116
Neblfan 351
Necmu'd-Din Suleymn 'bn (Abdi'l-R-.avi
et-Tfl 98
Nehcu'l-bel4a 457
en-Nes2'i 26,44,50,67,103,119,164,202,206,289,
301,308,309,310,334,365,399,404,408,421,
425,431,461,463,479
Neacetu'n- n azar fd erht Nulbeti'l-fiker 331
en-Nevevi
41,44,48,49,50,97,98,102,119,146,
147,157,166,178,200,245,249,259,263,266,
268,283,292,297,321,332,367,421
Nevf el-Bikrill 262
Nisi" 425
Nis:lbr 166,423,424
Nucaym bn Salim 31
Nubeye el-Bayr 261
en-Nucrnu'i,idhire 41
Nh (a.s.) 228
Nih bn Ebi Meryem 229
Nuhbetu'l-fiker fd mustalaht ehli'l-eser 331
Nulbetu'l-fiker erhi 31,36,51,56,64,66,101,102,
108,109,110,118,128,133,134,137,149,156,
183,201,208,211,213,241,215,219,221,222,
226,227,233,238,242,243,248,249,250,252,
253,254,266,270,287,290,293,297,302,303,
313,316,328,331,332,335,336,345,348,353,
357,373,375,386,387,388,392,405,408,414,
420,428,433,467,478,
Nuket 330
en-Nuketu'l-vefiye bin Ct fi eritt'l-Elfiye 330
502
Pizdevi 361
Rab'ab 341
Bubi` tim Habib el-Bri 68
Bubi` bn Hueym 310
er-Rabi bn Hueym 227
er-RabI` bn ubeyh 308,430
er-Rabi` bn Suleym'an 351
Rabia 282
Rabia bn Ebi tAbdirralunan 154
Rabi<atu'r-Rey 38,39,164,222
Rfic bn Eras 74
Rfi` bn Nar el-Hammiil 338
er-R5fici 17,449
Rib 65
er-R5mahurmuzi 40,165,196,308,309,327,430
Bayl ibnu'l Zism 177,178
Bayl bn cUMde 350
er-Ravzu'l-mukellel ve'l-verdu'l-mdallel 332
er-ltrzi 275,285
Reru'l-irtiyab
mine'l-esmii've'l-ensb 344
-
Sabit 164,209,210,383
Sabit bn Eslem el-Bu/ri/II 49
Sabit bn Mr14 233
es-S1,14 ve'l-drill k 94
Sad bn Bekr 40
Sa`d bn Ebi Vakkas 55,176,380
Saccl bn yas 344
Sad bn Tarif 227
Sad bn `Ubrde 247,383
es-tchka 16
es-Sadiik 96
Safv a. n hn Suleym-312
ablfe 306
al.afe (`Abdullah bn Arnr) 382
aktfetu Cabir 49,196,382
ahifetu Ilemmam 195,383
es- altife e-rldli,a 194,195,382
es- abife e- alfilm 194,195,383
ahiti (el-Buhar!) 40,48,51,56,61,67,88,98,99,
109,112,112,120,121,129,131,136,140,179,
182,189,194,196,202,220,226,236,237.244,
306,253,254,255,256,269,280,282,297,302,
303,308,309,317,319,320,321,322,323,355,
366,376,378,380,385,389.390,391,399,405,
406,407,422,423,424,427,438,446,447,448,
452,453,455,472,478,479
.504 (bn Ijuzeyme) 335
ahiti (Muslim) 31,32,48,51,56,61,62.70,88,98,
109,112,120,123,129,131,140,141,142,173,
174,179,182,189,196,202,209,220,226,234,
241,244,254,255,258,269,280,281,292,297,
302,303,306,308,309,319,321,322,323,335,
357,364,364,365,366,367,385,389,391,399,
400,407,410,412,422,424,427,430,449,450,
451,452,453,455,472,478,479
ak ffifn 202,321,323,337,339,340,341,342,389,
392,394,479
Salmfm 262
Satnfm bn Sacd 207
es-Wib bn Yezid 410
Said 56
Said bn cAbdirratman 425
Said el-A.dem 311,312
Sdd bn Cubeyr 222,296
Said el-Curayri 342
Said bn Ebi Yrbe 39,92,140,164,251,308,
399,430
Said bn Ebi Hilal 295
Said bn Eh! Meryem 254
Said ibnul-Hakem el-M sri 15
Said bn iyas el-Curayri 163
Said bn Mansr el-Belki 308,399,425
Said bnu'l-Museyyib 52,113,170,291,294,295,
296,297,410,412
Sarld el-lVlakbur-i 129
Said bn Zeyd 380
Said bn Zeyd bn Anr bn Nufeyl 55
Said bn Zi ttuln 212,465
Salu'd-Din el `Ala'! 162,354
Sdlebe 44
SMit). (mev15. Amr bn Ibrey ) 351
alih (Sefine) 106
Salih 351
SWit bn
Salih bn Keysk 143,438
alih bn NebMn 164
S8lim 46,47,80,182,209,341
Salim bn `Abdillah 297
Salim bn (Abdillah bn `mer 113,386
Salim bn NO 163
Salim mevla'n-Nasriyyin 342
e s-Sayraff 333
es-Sedsi 351
es-Seffaly. 460
Sefine 105,106,262
es-Sefr 338
es-Sehvi 329
Sehl hn Sdd es-SiiSdi 196
Sehl bn Zencele 399
-Sekafi 150
es-Sekati Ebii Bekr el-Basri 350
Selam bn Ebi'-1-1:lukayk 337
Selam bn Muhammed en-NShiz el-Makdisi
337
503
Sirin 222
Sirgeu'd-Din Ebf Tiaf cOmer bn RasMn
e-Wici 329
Sirin 222
Sirriyyu'd-Din bnu's-S2'i 331
Sucayr ibnu'l-Elms 262
ubli e-SWil 305
es-Subki 20,21,103,183
Suffe 192
Sufygm 40,46,75,141,151,360
Sufy a- n bn cUyeyne 20,26,44,47,52,68,69,92,
119,140,155,163,164,165,177,178,206,207,
248,251,263,308,327,408,430,436
Sufy"n e-Sevri 20,41,44,52,68,69,91,106,139,
143,154,154,162,163,170,174,177,178,201,
209,251,253,283,288,292,303,308,311,381,
415,430,431,455,463,469,470,478
Suheyl 49,388
504
229,230,231,232,233,234,235,236,237,238,
242,245,249,254,255,256,257,258,259,261,
266,267,268,269,270,271,274,275,279,282,
283,284,285,286,289,291,292,293,294,296,
297,301,302,306,309,310,313,315,316,318,
319,321,323,329,330,332,334,335,337,339,
341,348,349,352,353,354,355,356,358,360,
364,366,368,372,374,375,378,380,385,386,
388,390,392,414,415,420,421,423,434,435,
436,441 ,449,454,458,461,463,465,466,468,
474
97,140,151,153,162,163,164,166,170,187,
75,209,228,255,276,292,304,327,340,434
udeyy bn `Atlan Ebit Umame el-Babili 261
urabbil 164
urayh 341
urayb. bnu'l-Hari 410
en-Nandi 77,178,179,
ureyk bn
233,254
urpfl-eimmetil-ltamse 50
urfitu'l-eimmetis-sitte 202
T
-e-dbi 52,29,178,212,223,281,282,297,327,
357,382
e - afici
18,20,22,23,26,44,47.53,58,72,76,91,
119,140,153,165,178,210,214,218,219,227,
268,269,283,292,293,294,295,303.318,327,
335,336,343,354,366,371,372,386,390,404,
405,406,434,464,478
am 53,89,190,194,223,295,308,423,425,426,
430,437,452,456,475,
ebabe 255,257,
ebabe bn Seyyar 257
eddad bn Evs 287,366
e- ehristani 88,229,231,475
ekel bn klumeyd 261
emguven bn Yezid Eha Reyhan 261
emsu'd-Din Muhammed bn `Abdirrahman
es-Sehavi 330
emsu'd-Din Muhammed bn Muhammed
bni'l-Cezeri 332
erefu asbeibi'l-hadis 94,171,328
erefu'd-Din 'Ali bnu'l-Mufazzal e-Makdisi
444
erefu'd-Din Hasan bn Muhammed
332
erbu'l-Muvattr' 353,354
erbt Nehci'l-beliia 457
erbu ablbi Muslim 48,147,367
eyban bn `Abdirrahman 140
ilfab bn I:Tra el-Ijaveb 311,312
ihrbu'd-Din Ahmed bn Ebi Bekr el-Bu ayri
473
imali Afrika ] 90,437
ucayb ( bn Ebi Hamza) 27,143,154,165
ube bnu'l- laccae 20,27,33,41,45,52,56,
505
506
Tevcihu'n-naar 17,39,70,125,127,130,131,133,
134,135,136,137,140,146,158,160,189,207,
225,238,317,332,385,392,421,466
et-Tevhid 323
mulatelifi'l-hadis 151,268
Tevvez 342
et-Tevvezi 342
Tezkiretu'l-hufM 15,20,21,25,26,27,29,38,39,40,
41,49,86,91,94,99,103,104,113,126,172,196
261,322,323,327,328,337,382,410,439
Tegkiretu'l-culemd 332
et Tirmizi 33,34,35,36,44,50,61,67,68,80,111,
122,126,129,130,131,133,134,135,136,137
138,168,176,178,179,195,202,206,210,238,
244,253,287,302,304,308,309,310,323,365,
366,367,392,393,399,408,425,426,431,472,
473,478
Trablus 190
Tuhfetu ehli'n-naiar 332
Tulzfetu'l- lzyd fin d fdte min tehdrici alddizilkyd 419
`Ubr de 341
`Ubeyd ibn Evs el-Gassrud 368
`Ubeyde 341
`Ubeyde bn `Amr es-SelnAnI 386
`Ubeyde Ibnu'l-Cerrah 380
`Ubeydullah 352
`Ubeydullah bn `Abdillah bn `Utbe ( bn
Mesciid) 113,170,291,410,412
`Ubeydullah bn `Amr 434
`Ubeydullah bn Burayde 244
`Ubeydullah bn Ebi Cafer 154
Tbeydullah bn Msa (el-`Aksi) 25,94396,424
`Ubeydullah bn cOmer 182,209,251,335
`Ubeydullah bn SuleyMn 207
Ubeyy bn 'Imrra 337
Ubeyy bn Ka`b 105,141
Ubullt 342
Uhud 381
342
Ukayl bn Halid
el-cUkayli 162
`Ukbe bn qmir 31,47,423
Ukey1 305
Ukey1 304
Ukeyne bn `Abdillah 16
cUldmu'l-hadis 15,21,26,30,31,33,34,36,38,41,
43,44,47,41,55,80,81,82,83,85,93,94,96,97,
99,103,104,105,106,117,119,127,129,132
134,135,136,152,156,157,158,159,162,164,
166,167,169,177,181,183,184,214,221,236,
237,246,248,249,259,260,263,266,280,283,
284,285,286,287,288,297,303,304,306,317,
321,328,329,330,331,332,337,338,348,349,
352,354,355,356,375,380,381,387,390,392,
393,395,396,406,407,420,421,427,429,434,
435,441,454,463,464,467,477
'Uggntu'i-hadis ve mu talabuhu 305
Ummu 11ariim 452
Ummu Kays 99
Ummu Seleme 272
`Umeyr (Sefine) 106
Umeyye bn Halef el-Cumabi 351
Uneyse 208
`Urve (bnu'l-Mune bn ube) 165
cUrve /bnu'z-Zubeyr 113,170,256,260,291,294,
412
Usrune bn Malik 262
Ustme bn Zeyd 105,288
Usdu'l-Obe ffi mdrifeti' -altbe 375
( Utbe (bn Mes'ad) 164
cliyeyne 165
el-Velid
Yezid 439
Veliyyu'd-Din el-'Irabi 245
Verrad 189
Vuheyb 141,340
Yurdan 262
Yalya 253
Yahya bn Bisr el-Bellji 342
Yahya bn Bisr el-Rarlri 342
Yabya bn Cdfer 75
Yalya bn Ebi 'A= es-Seybani 344
Yahya bn Ebi Ke5ir 59,143,144,154,209,
210,411
Yahya bn Eyyb el-Ceriri 342
Yahya bn Ma% 21,71,78,158,162,164,167,
187,188,203,232,248,187,188,203,232,248,
249,289,295,297,327,425,444
Yabyri bn Sdid 52,110,115,213,251,276,296,
386,406
Yabya bn SdId el-En ari 39,93,94,131,154,
169,247,282
Yalya bn Sdld el-Kattan 26,28,44,69,70,75,
92,119,163,169,170,228,296,
Yalya (bn Talha bn rUbeydillah) 165
Yahya bn cUbayl el-Huzg`i 342
Yalya. bn Yabya et-Temini 25,26,44,119,
283,424
Ydlyrb (bnul-Muire bn ube) 165
bn eybe 239,259,260
Yagg bnu'l-Edak 31
Yacla bn `Ubeyd (et-Tanafisi) 139,288,463
Yedam 261
el-Yeman el-Cdfl 224
Yemen 53,122,308,430
Yesar 224,339
el-YevCkftu ve'd-durer fi er1:41 Nultbeti'l-fiker
331
Yezid bn Cariye 340
Yezid bn Ebi Habib 47
Yezid bnu'l-Esved 344
Yezid bn Hazan 25,26,44,70,163,166,341,
396
Yezid (bn Sabit) 164
Yezid bn Subaym 212
Yezid bn Zuray< 163
Yedi' er-RulFrl 282,311,312
Yarma 143
507
Za'ide 254,310
Za'ide bn Eudrme 163
ez-Za`If 96
ez-Za] 96
e3-Zehebi 15,20,21,25,26,27,29,38,39,40,41,
49,62,63,75,86,87,91,94,95,99,101,103.
104,106,113,126,162,163,167,172,193,
194,196,203,206,215,228,229,232,261,
274,305,322,323,327,328,337,382,385,
398,410,413,414,439,457,458,460,461,
480
Zekeriya bn Za'ide 163
Zekeriya Ibn Muhammed el-En arl 330
Zekiyyu'd-Din Ebu Muhammed (Abdu'lc Aiim el-Munziri 444
ez-Zemaheri 17
Zennu'l-kelgm 90,93,196,438
ez-Zerke i 130,131,136,210
ZevCt'id 473
Zev ridu'l-muccemi'l-etsat ve'laar li't-Taberni
cale'l-Kutubi's-sine 473
Zevrt'idu'l-Muceenti'l-kebir In-TaberCni, cale'lKutubi's-sitte 473
Zev'idu Musnedi Al med ale't-Kutubi'ssine 473
Zev'idu Musnedi Bezzlir cale'l-Kutubi's-sitte
473
508
<ale'l-
Zeyd 272
Zeyd bn Eslem 222,251,298
Zeyd bn Barie 376
Zeyd (bnul-Ijattrb) 164
Zeyd (bn Sabit) 164,303,380
Zeyd bn Yuseyr 286
Zey/un `alt Tabaldati'/-Haneibile 100
Zeylu Ke fi'i-iunim 332
ez-Zeylu'l-rnumehhed 319
Zeynu'd-Din ( AbdurrahIm el-cIraki 329
Zeynu'd-DIn Eba Muhammed 'Abdurrahman
bn Ebi Bekr el-`Ayni 330
Zeynu'd-Din el 'Irak/ 46,146,330,445
Zeynu'd-Din Easim bn Et4laba a 398,419
Zeynu'd-Din el-Malag 98
?Imam bn Sagebe 40
Zirr bn ljubey 262
Ziyrd Ibn Riyah 341
Ziyad 1bn Sa`d 289
Zubeyd 341
Zubeyd bnu'l-ljari 341
ez-Zubeyr 55,295,380
Zubeyr ddiki 378
Zuheyr bn Mu%Niye 163,257
Zuheyr bn Muhammed 142
ez-Zuhri 26,44,46,47,55,80,93,94,119,131,142,
169,170,22,246,251,254,256,257,282,284,
385.288,289,292,314,316,342,386,407,429,
438,439
Zur`a 186,187,344
Zurayb bn Nukayr bn umeyr 262
ez-Zurkrni 353,354
Zuyeyd bnu' - alt bn Macd Yekrub 341