You are on page 1of 112

SAKN YATAN ALTNA BAKMA

J JOSE MILLAS
SAYFA: 147
2002
KITAP ARKASI
Gen Savc Elena Rincon'un i llerin zabt kaytlarn
tutmaktr; babasnn teikiyle seti savclk meslende
aradn bulamam gece nbetlerinde, karartc Madrid
metrosunda cesetlerin izini srmekten bkp usanmtr.
Bir gn ayn metronun bask tnellerinden birinde, Teresa
isimli bir gen kzla tanr ve hayat der.

Masr Teresa, ayak bakm uzman Vicente Holgado, Elena ve


yasak a yad adli tabibin iliileri sarpa sararken, bir de
ayakkab ve oraplar dile gelip a, birliktelik, yam ve lm
hakknda felsefi sorgulamalara girince, em gldren hem de
dndren, arikulade bir yk kar ortaya...

***

YAZAR HAKKINDA

Valencia domlu Juan Jose Millas, aapanyol edebiyatnn


en dikkat ekici romanclarndan biri. Kitaplar panyol
bestseller listelerini altst eden yazar, ilk roman Cerbero son
las sombras' 1975 senesinde yaymlad. 1990'da La soledad
era esto isimli romanyla Nadal dln kazand, l 999'daysa
Mariano de Cavia dlne der grld. On bir romanndan
yz binin stnde bir satrakamna ula, romanlar
birok dile evrildi. Juan Jose Millas ayn zamanda El Sol, El
Pais gibi panya'nn nde gelen gazetelerinde k yazarl
yapmaktadr.

***

SAKIN YATAN ALTINA BAKMA


B

Savc Elena Rincon ile grevli adli tabip, Lopez de Hoyos'da


bir cesetle ilgilenmier, resmi arabayla nbeti mahkemeye
dnyorlard. fr n suratl, gencecik bir delikanlyd;
yanndaki koltukta uyuklayan zabt ktibinin ba ikide birde
nne dyor, kucandaki bond antaya arpyordu. Saat
sabahn yd, aklanmas mmkn olmayan bir ilgiyle
ssz kaldrmlar incelermigibi grnen savcnn zihninde,
yz onun yz, elleri onun elleri, boynu onun boynu,
bacaklar onun bacaklar olan bir ceset morga kaldrlyordu.
Darp izi yoktu. Adli tbba gnderilse, sonu temiz kard
mutlaka. Bu lmn nedeni bir hayal krkl, bir yrek
yarasyd kuusuz.

Babas, mutluluk iinde olmasa bile, kzn Madrid'e tayin


olmubir savc olarak grmenin huzuru iinde aylar nce
lm. Babas hukukularn tm dnyay yerinden
oynattklarna inanrd, kzn da buna inandrm. Adamn
grev yapt, kuzeydeki kk kasabada durum byleydi
belki de, Elena da orada yamve snavlarn verdikten sonra
bir sre kasabada al; ama Madrid'de durum hi de
babasnn sand gibi deldi; insann orada her gn
mahkemelerde can kar, nbetler ruhunun derinliklerine
kurn gibi kerdi.

Nbeti oldu gnler, zellikle gecenin byle ge saatlerinde,


bir an gelir, sululukla hn aras bir duyguyla mutlaka
babasn hatrlard. Cenazesine istemeye istemeye katlm
cenaze treninden sonra eve girmeye tenezzl etmemii.
Sanki babas hl orada oturuyormugibi, kapy arkasndan
ekip km. Madrid'e dnerken kafas karmakarkt, sanki
babasnn ealarna dokunmazsa, adam yamaya devam
edecek, bylece Elena o srada yapmak istemedi
hesaplaay daha ileri bir tarihe erteleyebilecekti. Bir gece
babasn telefonla aram tam yapt samaln farkna vard
anda elindeki almac telefonun yanna brakmve l adamn
telesekretere mesaj braklmasn isteyen sesini dinlemii.
Savc allak bullak, telefonu kapatm yine de merhumla bir
iletim yolu buldunu dnm. Bylece hl cann actan
konulan onunla konubilecekti. rnen hukukular dnyay
yerinden falan oynatamazlard. Bir yaland bu ve bu yalan
uydururken o kadar arzulu ve kararlyd ki, sanki yaklan
tufandan korunmak iin bir gemi in ediyordu. Ama tufan
yamn ta kendisidir, baba: Sonuta yarata yarata, kendimi
varoluan soyutlayan bir fanus yarattm. mdi ne sokaklar
anlayabiliyorum, ne de varlmn klerini mesken tutan gizli
duygular. Baba.

Tepe lambalar snk bir polis arabas einde hzla adliyeye


dnen otomobilin iindeki savc ie byle dnyordu.
Babasyla konuaya yle bir kaptrm ki kendini, andan bir
yler kamolabilecenden korktu, nk sayannda
yolculuk eden adli tabip dnd, yznde geceye zg bir
yardmseverlik duygusuyla, "Bir y mi oldu?" diye sordu.

"Hibir y," dedi savc, "kendi cesedimi kaldrdm."

"Sana otopsi yaplmasn istersen, sonra ofisime bir


uayver."

Daha nce de nbetlerde karlaoldu adli tabip bunu


dedikten sonra bir sigara karm yakmadan nce filtresini
baarmann trnayla tam dibinden koparm. Asla sigara
imek iin izin istemezdi, savc otoriter bir baka ona engel
olmaya kalkndaysa yaramazlk yaparken yakalanmbir
oan ocu ifadesi taknarak kadnn silahm etkisiz hale
getirirdi. Elena Rincn'un babasna benziyordu bir anlamda.
Babas boyunda, sradan, kalifiye ii olabilecek tipte bir
adamd; iyi bir elektriki ya da becerikli bir kalorifer tamircisi
falan. Son derece uzun parmaklan vard, orta ya bir adam
olmasna karn hareketleri evikti. Elena Rincon ile birlikte
pek ok ceset kaldrmar, kadn onun kadavralarn
evresinde yarann ya da lmn nedenini bulmasna
yardmc olabilecek bir ipucu aramasn, darbn
gerekleiolabilece, gzlerden rak kleri inceleyerek
dnp durmasn izlemii.
La Castellana caddesi boyunca gidiyorlard mdi. Adli tabip
kadnn yzndeki strap ifadesinin silinmedini fark edince
koluna iki kez arkadaa dokunmu bu da savcnn kafasn
karrm. Byle cesetlerle uaklar nbet gecelerinin
devamnda Elena Rincn'un gl bir cinsel arzuya kaplmas
ve bunun da ruhsal durumunu tmden allak bullak etmesi,
hi de az rastlanr bir olay deldi.

Plaza de Castilla'ya vardklarnda, savc kararllkla kendi


dairesine dou yrm kendini nbeti savc odasna bitik
odadaki yatan zerine atm. O geceye kadar kendisiyle hi
bylesine kararl, bylesine sert yzleemii. Her y bir
yalandan ibaretti. Peki mdi ne olacakt? ancn yitiren ve
ini, inancn yitirmeden nce yaptndan daha rahat yapan
bir rahip hakknda bir kitap okumuu enciyken. Elena da
yapt i inanmad halde, onurunu koruyarak alaya
devam edebilir miydi peki?

Bir anda zerine ken duygulardan rahatsz olmuu, girdi


odadan hzla kt ve yandaki ofise geerek babasnn telefon
numarasn evirdi. Babasnn telesekreterdeki sesini duydu,
ardndan sinyal sesi ve sessizlik. Bitmek bilmez birka saniye
boyunca evin skunetini ve ddnyadan gelen bu istila
karsnda etrafa n n bakan ealar hayal etti. An
amadan telefonu kapatt, birka saniye tamamen kendi
dncelerine gmlmbir halde, ylece ayakta durdu.
Nbetin bitmesine daha besaat vard. Kayg ve tedirginlikle
dolu bir sonsuzluk, upuzun bir gece vard nnde. Ofisinden
kp onu bekleyen adli tabibe gitti.

"Seni bekliyordum." Kalp kalbe karym diye dnd.

"u351 te buradaym," dedi Elena.

"Sana mdi otopsi yapmam ister misin?"

"Elbette."

Adli tabip, otopsileri genelde nbetlerin ertesi gn enstitde


yaptn aklarken Elena'y iinde kk bir yatak ve beyaz
bir dolap olan bir odaya gtrd; dolapta tecavz ya da
saldr ihbarlarnda teis koymada kullanlan bir iki ara gere
duruyordu.

Adli tabip, "Buras otopsiye pek uygun bir yer del elbette,"
diye devam etti, "gerekli ara gere olmasa da becerimizi
kullanarak stesinden gelebiliriz. Ceketini kar ltfen."

Elena rpermii. Ceketini kard. Adli tabip ceketi yatan


zerine yayarak santim santim incelemeye baad.
Parmaklarnn i ksmlaryla savcnn bedeninin brakt
bou, kadnn yoklunun hatlarn arayarak kumaaki her
kvrm ellemeye koyuldu.

"Biliyor musun," dedi doktor, "iyi bir adli tabip giysilere de


otopsi yapmal, hatta bedenden nce giysilere bakmal.
ular en beklenmedik yerde kar insann karsna. Bluza
bakalm."

Savc bluzunu bir uzvunu uzatrmgibi uzatrken bir demi


tamamladn biliyordu. Bu demin tm evreleri artk
gerilerde kalm. mdiyse gizemli bir gelecen efendisi
oldunu ve yanndaki adamn, doktorun, onu bir adm yukar
karacak bir basamaktan baa bir y olmadn seziyordu.
Yamn bir yerinden bir baa yerine varmak iin bir kpr.

O geceden sonra savc ile adli tabip gelece olmayan bir


iliiye girdiler: Elena Rincon srarla byle tarif ediyordu, adam
iin de fark etmiyordu. Dnya bitip tkenmii, onlarsa
geren crufu, klleri, korlarydlar.

"Bu kollarda," dedi Elena sert, ieleyici bir ifadeyle, "bekr


bile olsan senden benimle evlenmeni istemek aklma
gelmezdi. Neyse, sen de bekr delsin zaten."

Birbirlerini otel odalarnda grmeye baadlar. Adli tabibin


rahat tavrlar, bu tr yerlere aln oldunu dndrtyordu.
Nadiren de olsa, Elena'nn evinde buluyorlard; doktor,
inatla kadnn zel alanlarn ial etmeye alyor, kadnsa
ayn inatla o alanlar korumaya uayordu. Arzu, ortaya
ktnda kendini tam da ortak bir gelecen yoklu ve ufkun
darlyla besliyordu. Savc, bir gn, tavan aynalarla kapl bir
otel odasnda (doktor bunun hobir espri oldunu dnm),
kendi bedenine ve tuhaf bir biimde zerine abanan
doktorun bedenine baktktan sonra, farkl iftlere ait iki
ayakkabya benzediklerini dnd. Aynalara raen pek de
kendilerini vermeden seks yapmard. Belli ki doktor
otopside ata oldundan daha becerikliydi. mdi srt st
yatyor, doktorun iti sigarann tavana dou ykselerek
cival camn iine girermigibi grnen dumann izliyorlard;
sanki iki dnyay bir arada tutan incecik bir sicimdi duman.

"Farkl iftlere ait iki ayakkab gibiyiz," dedi Elena.

"O zaman bu i yatan altnda yapmalyz belki de," yantn


verdi adli tabip, "belki de iyi olmamasnn nedeni dou yerde
olmamamz."

Doktor srarla baa bir yere gitmelerini nerdi, ama Elena


Rincon aynalarn hakkn vermek gerektini syleyerek bu
neriyi reddetti.

"Baa bir gn, o zaman," diyerek konuay bitirdi adam.

"Baa bir gn."

Bu farkl iftlere ait iki ayakkab imgesi, dos gere bamsz


bir birim olan insanounun, bir btnn yarsymasna
kendisini tamamlayacak bir earama merakn dndrd
savcya. sanlarn bana gelen tatszlklarn onun nedeni
-buna i gere her gn tank oluyordu-, bu earay ya da
bulunan e kaybetme korkusuydu. Kendi kendine yatan
altndaki ayakkablarn sol tekinin saan ya da san soldan
bamszln ilan etmeyi ve bamsz, farkl bireyler haline
gelmeyi isteyip istemediklerini sordu. Ama sigarasn
sndrr sndrmez bir sigara daha yakan adli tabibe bir y
sylemedi bu konuda; belli ki o karsyla iyi uyuyordu, belki
biraz kaba ve yontulmamard, ama ayn numara ve ayn
kalitedeydiler.

"Kuusuz," diye ekledi adam, "doma aykr kalplar


denemekten hoanyorum, bu da arya kaabilecek
elimlerimi sradan bir sapknl indirgiyor. Hukun hibir ye
yaramad saplants, geren tkenmesiyle baantl. Biraz
dikkatli bakarsan geren tamamen tasfiye edildini
greceksin. ylerin gerekten var oldu zamanlarda, yamda
birtakm amalar da vard; savc ya da doktor olmak gibi.
Baban haklydi ama biraz gecikmii. Byk olaslkla
dnyann sonundan haberdar deldi, kimse olamaz."

Elena Rincon adli tabibin kahinlik konusundaki bu srarn,


iktidarszlna baad. Geren kk kurumua adamn
kendinden bir y vermemesi de tuhaf saylmazd. Nedeni her
neyse kesinlikle tatmin olamamard. Savc bu bulualarn
onu, enimi sresince ayr d yama yaklardn sezdi.
Bu gelie ve yeni bir yin kysnda bulunma durumu onu
formda tutuyordu. Keyfi yerine gelmese bile en azndan
evresinde olanlara katlyordu; konualar, hareketler,
scaklk ya da ruh hali demleri, karlaalar, uyuazlklar.
enim yllar Elena'ya esasl bir konsantrasyon yetene
kazandrm ve mdi bu yetenek onu sokakta, metroda,
mahkemelerde ele geiriyor, Elena iretin nereden, ne
zaman geleceni bilemiyordu. Arada bir babasna telefon
ediyor, baba evinde her yin eskisi gibi olup olmadn
yokluyor, bir iki dakika bu beklenmedik istilann nlna
kaplan solgun mobilyalarn mrltsn dinliyor, telefonu
kapatyor ve dnyaya geri dnyordu.

Bir gn metroyla adliyeye giderken vagonun iinde bir cam


fanusa hapsedilmisinekler gibi kprdan yolcularn vzltsn
dinliyordu. Gzlerini yerden kaldrnca tam karsnda uzun
sre nce yzn kendi yz olarak hayal etti bir kadnn
oturdunu fark etti. Kadn arada bir gzlerini okudu kitaptan
bir iki saniyeline kaldrp bou bakyor, sonra yine kitabna
geri dnyordu. Kanatsz bir melek, bir tanrayd. Elena
kendini bu kadnla, tavanlar ayna kapl otel odasnda hayal
etti, sanki bir ift oluurmuard. Kadn Elena'dan bealt
yagen olmalyd, yirmi sekizlerinde diye hesaplad savc;
sahiplerinin yrme biimlerine gre, ayak kablardan bir teki
her zaman biraz daha fazla ypranr diye dnd. Karsndaki
kadnn zerinde yaratt beklenmedik etkiyi hafifletmek iin
bunlar biraz da kayla kark dnmeye al. Kadn tpk
Elena Rincon gibi o sabah salarn at kuyru yapm. Scak,
onlu hl kk giysileri iinde olan yolcular gafil avlam.
Pek bir gariban, ykk dkk grnyorlard. Okuma merakls
melek herkesin aksine beyaz bir gmlekle sanki zerinde
hibir y yokmuizlenimi veren ksack, siyah bir etek giymii.
Kadna dair her y yokmuizlenimi veriyordu aslnda; boynu
ipinceydi, sanki kopuverecek gibi; bedeninin uzuvlar ele
gelmez bir ekirde evrelemigibi duruyor, yerekimi
yasalaryla eliyorlard sanki. Srann zerinde sanki
oturmuyor da yzyordu kadn. Savc bu narin bedenin
iinde gereklen sindirim srecini dnd ve ona hi
yakrmayp annda dnmekten vazgeti.

Kadnn kendine dnk halini frsat bilen erkekler gzlerini


dikmisrarla bakyorlard. Savc Rincon bu durumu
tahamml edilemez buldu. Gen kadn evresinde neden
oldu felaketlerden tmyle habersiz grnyordu. Baknda
bir zellik vard, belki de hafif bir hlalk tm yzne bir
nlk, bir kuu ifadesi veriyordu. Sanki bu vagondaki, hatta
dnyadaki hi kimsenin yantn veremeyece bir soru sorar
gibiydi.

Birden o ana kadar organik bir madde gibi dalp zlen ve


sreyle ilgisi olmayan bir devamllk oluuran zaman,
saatlerle ifade edilme zellini geri kazand, saniyeler
yeniden ilerlemeye baad ve tanra, bir kz bcenin
evikliyle yerinden kalkarak Gregorio Maranon duranda
indi.

O gn Elena Rincon iin bir gn del, ertesi gne dou


cesaret krc bir yavakla iinde yolculuk etti bir kapsl
oldu. Akm bitkin halde evine dnd. Buray hukukulu,
varolun gerek sna, hatta motoru sand gnlerde dekore
etmii. Fuencarral'de, Tribunal'in zerinde oturuyordu. O
akmsa ona artk bir alay gibi gelmeye baam bu. Tm
odalar ar, koyu renkli mobilyalarla doldurmu pencereleri,
pilileri asalet aran uzun, ar perdelerle donatm. Yapay
bir minesi bile vard. Bu ahptan yaplma, kapakl minenin
iinde, gzlerden gizlemek istedi televizyon duruyordu. Bir
gn, oturma odasnda, aln televizyonunun karsnda bir
yldr oturmakta olan bir kadnn cesedini kaldrdktan sonra
kendi televizyonunun rengini ve sesini ksm minenin
kapaklarn rtm televizyonu orada yaynma kesintisiz
devam etmek zere ak brakm, minede ebediyen duran
kller gibi. Otopsisinin sonucunda karnndan
hazmedilmemihalde, karmakark haber krntlar, yaralar,
diziler fran zavall kadncazn iinde bulundu durumu
kendi salonunda canlandrmak istemii savc, ama biraz
deirerek. O zamandan beri ne zaman salonundan gese,
minenin kapsnn altndan kayg verici bir aydnlk szar,
Elena kendi kendine orada siyah beyaz geren ya da
geren korlarnn yandn sylerdi. Belki de adli tabip
haklyd, geren soyu tkeniyordu.

O gece evinin odalarndan birine, savc ala odas olarak


dekore etti odaya ekilerek bir metro haritas at nne.
Elena, metroya Tribunal'den binip adliye binalarnn bulundu
Plaza de Castilla'da iniyordu. Belki kitap okuyan kadn da
Tribunal'den binmii metroya, ama bunu enmenin yolu
yoktu. Ne olursa olsun, Gregorio Maranon'da inmii. Savc
Madrid'i pek tanmyordu. Gregorio Maranon'dan ne tr
sokaklara kldn bilmiyordu. Ama kitapl kadn burada
metrodan indine gre, alarla evrili genibir caddenin,
heykellerin, lks otellerin oldu bir yer olmalyd. Yoksul ya
da sapk insanlarn yamad bir yer...

Gen kadn Gregorio Marann'da yedi numaral hatta bir


aktarma yaparak, Guzmn el Bueno'ya kadar gitmide
olabilirdi elbette; pek ok olaslk vard. Metro plan insanlarn
birbirlerini kaybedecekleri bir a dnyordu birden. sann
bu tnellerde bir nceki, belki de bir sonraki trene binse bir
iki dakikayla karaca ikiziyle karlaasnda ytani bir yn
vard. Savc dakik biriydi. Hep ayn kilde, ayn saatte, birinci
vagona binerdi. Kitap okuyan kadnn da bu kadar dzenli
oldundan emin olunamazd elbette. Belki de tanralarn
dzenli olmaya ihtiyalar yoktu. Ama onu yeniden grebilme
umudunu srdrmek iin kadna gvenmesi gerekiyordu.
Baz gnler drt bedakika ge, baz gnler drt dakika
erken, her gn farkl vagonlara bindini ve belki de hi
gerekleeyecek bir karlaay kovaladn hayal etti ve daha
ortada fol yok yumurta yokken, iini szlatacak kadar kendine
acd. Madrid haritasnn zerine eldi, kentin yeralt
dehlizlerinin sundu, yol kaybetmenin sonsuz olaslklarn
incelerken akln karmann ene gelmekten korktu. Bir
gece takntl bir fikre saplanan, sabaha kadar uyuyamayan
ve fak skerken ilerinde hi grlt karmakszn bir yin
alt st olup yklmaya baad normal grn insanlar
dnd.

Savc, babasn arad ve almac tutar tutmaz bir eliyle kapatp


adli tabibin zamann sonuna dair syledi usandrc szleri
dnd. Ende durdu dnya yok olmuu, evet dou. Ama
metrodaki kadn grdnden beri savc iin llerin dirilme
zaman da gelmii.

Acaba merhuma bir y ifade ediyor muydu bunlar?


Etmeyeceni dnerek, babasna yam hakknda haber
gndermek istedinde hep yapt gibi, almac ses etmeden
yerine koydu. Evinin tm odalarn yavayavadolarak
salona gitti, minenin karsndaki koltu oturdu. Kan krmz
alevler arasnda, o gece geren ta kendisi cayr cayr
yanyordu.

Savc ertesi gn, bir nceki gnn hareketlerini bir robotun


kesinliyle yineledi. yle ki, bu robotsu hareketlerin mantki
sonucu, kitap okuyan kadnn yeniden metroda belirmesini
saamak olacakt sanki. Her zamanki saatinde uyanmgibi
yapt, ama aslnda gzne uyku girmemii. Giyindi. Her
sabah kt saatte evden kt. Kafasnn iinde, zamann
daha hzl gemesini saayabilirmigibi, tm hareketlerini
hzlandrmaya niyetli lgn bir arkn varln duyuyordu.
Ama kendini tuttu metro istasyonunun, sanki sradan bir
gnmgibi, o saatin ana yzleriyle birlikte kendisini de
yutmasna izin verdi.

Peronda melen oralarda ortaya kp kmayacan grmek


iin evresine baknmak istediyse de, belki de hayal krkln
ya da hata yapt duygusunu bertaraf etmek iin kendini
yere bakmaya zorlad. l bir balk grd; bir ak
byklndeki bal ayann ucuyla yavaa tren yoluna dou
iterken her yerden bolluk, ama dengesiz bir bolluk frdn
dnd. Birinci vagonun kaplar birbirlerinden ayrlr
ayrlmaz gzlerini yukar kaldrarak ieri girdi ve sefil
bedenlerin arasndan kendine yol aarak kaygyla bir utan
tekine ilerledi. Tam umudunu yitirmek zereyken grd
tanray. Bu kez ayaktayd, sol eliyle demiri tutmuu,
saelindeki ak kitaba bir nceki gnk kadar kendini
kaptrm. Giysisini deirmemii ama sanki ilk kez
giyiyormuhissi uyandryordu. Elena Rincn grg snrlarn
ihlal etmeden, gen kadnn dibine sokulup, bir yandan
morfolojisinin narinlini inceleyip, boynunu ve salarn
koklarken, te yandan da omzunun zerinden kitabn birka
satrn okudu. Kadna olan yaknl alglama yeteneni yok
ediyor, ok derli olmas beklenen o an da dahil her yi yakp
kle dnryordu; bylesi bir deniz kazazedesinin
sarlabilece tek bir can simidi yoktu ortalarda. Tren ac
iinde kvranan Elena'ya gre neredeyse tm bir varolun
tesindeki, ama aslnda iki durak sonraki Gregorio
Maranon'da durunca, gen kadn bou bir bakfrlatp,
savcya da ne oluyor gibisinden bir el hareketi yaparak
vagondan indi. Savc, "Bundan sonra yamaya nasl devam
edebilirim?" diyerek kalakald. Daha sonra bu ayrln yapt
tahribat dnrken savc, zararn bykl karsnda
hayrete d; bir kutuda unutulmue olmayan bir eldiven
gibi ortada kalm.

Ortadan ikiye blnmbir yenge gibi kendinden arta kalan


srkleyerek, bir an bile olsun unutun ve uykunun
tesellisine snamadan, her anyla gn ve geceyi yad.
Sonraki gnlerde tanra ortalarda grnmedi. Baz
durumlarda ruhun bedenden ayrlmasna dair deneyimlerden
haberdar olan savc yamn bir ucundan tekine, evin bir
yanndan dirine, ruhunu bedeninin drt adm ardndan
srkleyerek doland durdu. Kendine ve bedenine incecik bir
iplikle ba olan bu ruh, ekti strab sona erdirmek iin pek
ok kereler bu ipi kesmeye yeltendi. Elena nc gnn
sonunda metro istasyonlarn gezmeye karar verdi. Belki de
tanra buralarda bir yerde yayordu ve onunla
istasyonlardan birinde karlacakt. Eline birka gn nce
tnellerin mantn zmeye al haritay alarak aya,
dehlizlere indi. Davalardan zaman alarak iki gn tnellerde
dola durdu. Cin arpmbir karncay andryor, caddelerin
zerindeki deliklere dzenle girip kan karnca srsn
izlemektense kt aydnlatlmgalerilerde bir kr gibi
dolayor, tm kadnlarn, zellikle de elinde bir kitap
tutanlarn yzlerini inceliyordu. Belki de bu yeralt
dehlizlerinde gerek karnca yuvalarnda oldu gibi
hkmran karncalarn oturdu hcreler vard ve kitap
okuyan gen kadn bu hcrelerden birinde hkm sryordu.
Byle bir hcre varsa bile, kimi zaman bedenini ruhunun,
kimi zaman da ruhunu bedeninin ardndan srkleyerek
dola metro hatlarnn hibirinde rastlamad. Bedeni ve
ruhu durmadan yer deiriyor, ancak savc, kitap okuyan
kadnn kaybolarak ardnda brakt eksiklik duygusu
nedeniyle hangisinin daha kasvetli oldunu kestiremiyordu.

Ertesi gn nbeti vard. Ceset kaldrma (belki de


kendisininkini) bahanesi dnda adliyeden kmasna olanak
yoktu. Tkenmii. u351 ten dnerken, tnellerden dr kt,
gn nda lseydi kee; bir telefon kulbesine ynelerek
babasna bir veda mesaj brakmak istedi. Karsna bir kitap
kt. Bir kitap. Birden beyninde bir mk akt! Aklna
metrodaki kadnn okudu kitabn ad geldi: Sakn Yatan
Altna Bakma!

Yre ana gelerek dkkna girdi, kitab istedi, hemen


getirdiler. Kitap tanrann yerini dolduramazd geri, ama
Elena Rincn kitapla dkkndan karken sanki elinde bir
protez tutuyordu; kitabn dokunu melen yoklunun neden
oldu, iindeki, organ kesilmiik, koparlmk duygusunu
biraz olsun hafifletmii. Savc kitapla evine kapand. Kitab
okumadan ona sarlarak uyudu ve ertesi gn kitab i
gtrerek nbeti savc odasna kapand, baa bir boyutun
kaplarn aar gibi kitabn kapan at. Kentin yeralt
dehlizlerinde, kendi yarsnn pende kou lgnlk haliyle
kitabn sayfalar arasnda kaybolup gitti. Tam satrlarn tadn
kartmaya baam ki, adli tabip kapdan ieri ban
uzatarak,

"Ben de nbetiyim, ne tesadf, istersen sonra sana bir


otopsi yaparm," dedi.

"Bugn olmaz," diye yant verdi savc ve sayfalardan birinde


gen kadnla karlaak umuduyla, metro tnellerine girer gibi
kitabn iine dald.

Vicente Holgado'nun saayakkabs bir orab tek lokmada


yuttuktan sonra diliyle dudaklarn yalad. Sol tek,
kendininkini yavayavayiyor, orabn, elinden kurtulmak iin
yapt umutsuz hareketlerinin tadn karyordu sanki. Ayn
belli belirsiz yatak odasnn tabanna arparak dolabn
zerindeki aynaya giriyor, srn stnde gz alc yalmlar
oluuruyordu. Vicente Holgado'nun ayakkablar siyah, sivri
burunlu ve baklyd. Yatan altndan aynada olun harika
killeri izliyor, tembel tembel duruyorlard. Karnlar hl at
aslnda, ama grnrde baa orap yoktu.

Yatan altnda bir ift de kahverengi, alak topuklu, sivri


burunlu kadn ayakkabs vard. Pek ok gecedir ayn kadn
ayakkablarn gren Vicente Holgado'nun ayakkablar onlara
yaklacak bir yol bulup kompliman yapmann ve evi
dolarmann zaman geldini dnyorlard. Ama, bunu
hibir heyecan duymadan, sanki kmldayamayacak kadar
yorgunlarmya da kmldayabilmek iin pek bilinmeyen bir
biyolojik yoksunlukla ba kmak zorundalarmgibi bir tavrla
yaptlar.

Sonra beraber koridora ktlar, ama fazla gezinmeden


banyoya gittiler. yle bir bidenin evresinde dolalar, ta ki
evsahibi ayakkablar sa sola kan hamambcekleri grene
kadar; o an satek, bcekleri yere mhlad. Kadn ayakkablar
hibir y sylemeyip, ansz nesnelerin zelli olan bir iine
kapanmkla kapnn arkasnda durmakla yetindiler. Bu
davranar bir tr sansr olarak kabul edilebilirdi.

Bir sre baa bcek grnmeyince Vicente Holgado'nun


ayakkablar kadn ayakkablarna mutfa gitmeyi nerdiler.
Orada bazen bir araya geldikleri eski bir ift terlik ve i
avlunun oluklarndan trmanp amar odasnn pencere
kafesinden ieri girmeyi becerebilen son derece kvrak bir
ift spor ayakkabs vard.

Tana faslndan sonra spor ayakkablar birbirlerine, gn


nerede ve nasl geirdiklerini tahmin etmeleri iin tabanlarn
gsterme oyunu oynamay nerdiler. Ama bu oyunda
genellikle tabanlarn ilk gsteren Vicente Holgado'nun
ayakkablar olurdu, sonra da hemen sklrlard. Birden
pencere kafesinin oradan bir ses geldi ve ieriye topal bir
ayaktaymgibi sekerek siyah bir mokasen teki girdi.

Belli ki ok yapl bir bedenin sol ayana aitti ve o kadar hor


kullanlm ki, dikiyerlerinden patlamak zereydi. Vicente
Holgado'nun ayakkablar her sabah asansrde karlaklar,
dengesiz varln anlaya inceledikleri bu ayakkaby hemen
tandlar. Nasl ki kaza geirip sakatlanan bir dostu, bu zor
zamanlarnda destek olmak iin, bana basar insan; ie yle
aldlar onu aralarna. Durum gerekten de buydu: Ayakkab
binada yayan tek bacakl birine aitti. Eski terlikler
mokasenin bu toplantlardan nasl haberdar oldunu
enmek istediler.

Mokasen, "Mutfak balkonunda hava alrken amar ipine asl


iki yn orabn aralarnda konuuklarn duydum," dedi, "ama
trmanmay beceremem, drim, dedim, nk saak ok
dar."

Vicente Holgado'nun ayakkablar ne zamandan beri


oraplarn ayakkablarn etkinlikleri hakknda birbirlerine bilgi
aktarp yorum yaptklarn merak ettilerse de, konuyu
amadlar; pek spontan davranmazlar, konuadan ya da bir
karar vermeden nce dnmeyi yeerlerdi. Ama e olmayan
ayakkab ok booz kt ve hemen iini dkmeye baad.
Sahibi bir ikazas geirmive bir bacan kaybetmi o ve
evdeki tm ayakkablar da bylece bu ackl dullu mahkum
olmuard. Spor ayakkablar,

"br teke ne oldu peki?" diye sordular.

"Kesik bacakla birlikte gmld, o zamandan beri kendimi


blnm paralanm yarm hissediyorum. Eskiden sizler
gibi iki tane grnrdk ama aslnda birdik, mdi tek
grnyorum ama biliyorum ki yarmm."

Hepsi bu konuda hemfikirdi, bamsz teklerden olur gibi


grnseler de aslnda hepsi iftken bir btndler ve
teklerden birinin yok olmas bir uzvun kesilmesi anlamna
gelirdi. Birbirlerinin fantezilerine ve bamszlna sayg duyan
Vicente Holgado'nun ayakkablar, genel kanya kar
kmadlar ama mokasenin durumunun avantajlarn ortaya
koymak istediler:

"Her y o kadar da kt olamaz. Bize kyasla kvraklk


kazanmndr mesela."

"Duydum srekli yoksunluk hissini ortadan kaldracak hibir


y olamaz, hem daha kts de var..."

Mokasen sanki anlatmak istemezmigibi nazlandndan kadn


ayakkablar, spor ayakkablarnn da desteyle ona gaz
vermeye allar.

"Peki anlataym," dedi dul mokasen, "en zoru kendi acma


dayanmak del, emin acs. Uzaktaki bir ac, uzaktan verilen
bir zarar gibi. Bu duyguyu yatrmann yolu yok; kendi acma
katlanabilirdim, ama ikizimin paralanm daha ok canm
yakyor."

Tm ayakkablar duygularn bu denli plak ortaya konmas


karsnda ilerine kapandlar, nutuklar tutuldu. Tarifsiz bir
ience gibi toplanty karartan bu duruma bir son vermek
isteyen kadn ayakkablar sessizlin ciddiyetini krmak iin
atldlar:

"Peki evdeki br teki olmayan ayakkablarla ift oluurmaya


yeltenmedin mi?"

"Evet ama dnyada bir ift oluurmaya kalkn iki sol


ayakkab kadar gln bir y olamaz, ikimizin de burnu d
bakyor, dnsene. Benim evimde biri kee, br deri iki
terlik var, sk sk bir iftlermigibi birlikte dolarlar ama
grntleri o kadar yrek paralayc ki, bamz dik tutarak
yalnz kalmaya karar verdik biz geri kalanlar. Ayrca ben
evdeki tek mokasenim; br ayakkablar bakl, aramzda
husumet yok ama, bir araya geldimizde farkllmz daha da
gze batyor."

Vicente Holgado'nun ayakkablar da baklydlar ve bu


yorum hoarna gitmedi, burunlarn sinirli bir hareketle
yukar a oynattlar. Ortamn gerginlini yumutma ine
soyunan yine kadn ayakkablar oldu. Satlmadan nce,
meriler tarafndan denendikten sonra ayakkabcnn arada
bir yanlarak kendilerini daha kk bir numarayla, 35
numarayla (onlar 36'yd) eeirip farkl kutulara yerleirdini
sylediler. Durumu idare etmeye alalar da, bu deklikten
hoanmaz, yaplan yanlfark edilip de dou biimde
eeirilene kadar kendilerini dayak yemigibi hissederlermi

Vicente Holgado'nun ayakkablar bu hikyeyi pek sama


buldular. Arada bir edeirmek, hatta daha byk ya da
kk bir numarayla yamak gibi bir fantezileri vard. Bu fikir
hi de kt deldi. Varolukavramna bu denli duygusal
yaklaklar iin br ayakkablar kmsediler. Vicente
Holgado'nun da mokaseni vard ve bakl ayakkablar onlarla
pek anlamazlard, nk mokasenler fazlasyla
duygusaldlar. Eski terlikler, tecrbelerine dayanarak, varolu
byle ikili tarif edilen baa bir yaratk tanmadklarn
sylediler. oraplar hari elbette, onlar sk sk baa
oraplarla karrlr ve eeirilirlerdi.

"Peki ya eldivenler?" diye sordu Vicente Holgado'nun


ayakkablar.

"Bir eldiven iftinin aralarnda konuuklarna hi tank


olmadk. Derinli olan varlklar gibi grnmelerine karn belki
de bilinleri yoktur."

"Belki de," dedi spor ayakkablar, "peki tek grnp de ift


olan yaratklar da var m?"

"Bilmiyoruz."

"Peki ya ayaklar?" diye atld dul ayakkab. "Tek midir, ift


mi?"

Vicente Holgado'nun ayakkablar kimsenin kar kmaya


yeltenmedi "Onlar ift," yantn verdi.

Varoluhakkndaki bu atei fikir beyanlarndan sonra toplant


biraz duruldu. Spor ayakkablar amar odasna gitmeyi
nerdiler. Kirli sepetinde azlarna layk birka orap
olabilirdi. Herkes bu fikre katld, bir blgeyle tekini ayran
ince duvar aak iin havalandrma borusunun iinden
geerlerken biri ynl, teki pamuklu iki orapla karlalar.
Dul mokasen bir iki klot yemeyi tercih edeceni syleyince,
bu, tm gruba epeyce tuhaf, hatta sapka grnd. Terlikler
bir y yemek istemediklerini sylediler. Kadn ayakkablarysa
naylon kadn oraplarn ya da kadn klotlarn tercih
ettiklerini sylediler. Ama bu oraplar da kaliteliydi ve
kocamand. Kabalk etmemek iin onlarla yetineceklerini
sylediler. Azlarnda oraplarla mutfa dnp, pr pur
yediler. Gn armaya baaynca spor ayakkablar saa aak
iin dul ayakkabya yardm etmeyi nerdiler; dul ayakkab bu
neriyi ylesine bir hzn ve minnetle kabul etti ki, Vicente
Holgado'nun ayakkablar bu teklifi son derece ackl buldu.

Sonraki gecelerde kadn ayakkablar yine misafirli geldiler.


Vicente Holgado'nun ayakkablaryla artk samimi olmaya
baadlar, onlarn nevi hsna mnhasr birer kundura
olduklarn kabul ettiler. Hamambce ldrme saplantlarn
onaylamamalarna karn mutfak toplantlarna seve seve
katldlar.

Gnlerden bir gn mokasen yine ortaya kt ve sohbet


tekrar varolusorunsal evresinde dnmeye baad. Dolapta
sra bekleyerek astarlarnda bir ayan scakln duymadan
aylar geirmektense, ok kullanlan ayakkablar olmay tercih
ettikleri konusunda hepsi hemfikirdi. Bir ayak olmadan hayat
bou. Terlikler protez diye bir y duyduklarn sylediler. Suni
bir ayakt bu, scaklk vermese de bou dolduruyor, uzun
sren bouklarn yaratt kaygy hafifletiyordu.

Kadn ayakkablar tartay sonulandrrmasna, "Bir


ayakkabnn ruhu ayaklardr," dediler.

"Daha da fazlas," diye ekledi spor ayakkablar, "ayak,


ayakkabnn tanrsdr."

"Ruhu!" diye srar etti kadn ayakkablar. "Geceleri


bedenlerinden, yani bizlerden ayrlrlar, arflarn yumuk
dnyasnda gezinirler. Ama mdi oldu gibi ayaklardan ayr
oldumuzda bile, bizi ayaklara baayan grnmez bir kordon
vardr.

Eski terlikler, "Gnl ba," dediler.

"Benim tesellim saemin iinde kesik bacan olmas. Bobir


ayakkabdan daha hznl bir y olamaz.

Vicente Holgado'nun ayakkablar tm bu sohbeti belli bir


mesafeden dinliyorlard. Ayaklarn ruhanili konusunda
ekinceleri vard. Bu tuhaf, sert ve parmakl olumlara
metafizik zellikler atfetme yanls dellerdi pek.

Kadn ayakkablar, "Bir ayakkab bir kez ayaklarn scakln


hissetmeyegrsn, artk kolay kolay vazgeemez, hele bir de
bizim gibi nslysa, arada orap olmadan scakl doudan
hissedebiliyorsa," dediler.

Spor ayakkablar oraplarn ayakla aralarna mesafe


koyduklar konusunda kadn ayakkablarna katlyorlard.
Terliklerin ekleyecek pek fazla yi yoktu, arada bir konuya
giriyorlar, ama pek di dokunur bir y sylemiyorlard.

Vicente Holgado'nun ayakkablar dnyann tm dolaplarnda


ok az kullanlan ayakkablar oldunu ama bu durumun
szkonusu ayakkablarn anlamsz oldunu gstermedini
syleyerek bu konudan duyduklar rahatszl ifade ettiler.

Kadn ayakkablar, "Elbette. Tpk etrafta ruhtan fazla beden


olmas gibi," yantn verdiler.

Spor ayakkablar da, "Ayaklar yamlar boyunca pek ok


ayakkabya girerler, ama biz yalnzca bir ift ayan iimize
girmesine tolerans gsterebiliriz," diye atldlar. "Bizim
evimizde bir lye ait ayakkablar vard. nce dolaptan
dolaba kaldrldlar, sonra da ortadan kayboldular. Onlardan
bir daha haber almadk. lnn ayaklarn ok zlemierdi ve
ilerine baa ayaklarn girece dncesi onlar korkudan
titretiyordu," diye eklediler.

"Ne ien!" dedi kadn ayakkablar. "Bizleri baa ayaklar


giyerse, lrz."

Vicente Holgado'nun ayakkablar kuulu bir tonla, "Ayaklar


arasnda ne fark var ki?" diye sordular.

"Nasl aklayacamz bilemiyoruz, ama bu dncenin son


derece rahatsz edici olmasn engellemiyor bu."
Vicente Holgado'nun ayakkablar topuklu ayakkablarn
inanlarn savunmasndan hem hoanyor hem de
hoanmyorlard. Dul ayakkab lafa karrak bir lnn
ayakkablaryla tann syledi. Sahip deirmier, yeni
sahibin teriyse iilecek gibi delmi

Vicente Holgado'nun ayakkablar sinirli, "Samalamayn, tm


terler iilebilir!" yantn verdi.

Dul ayakkab, "Grnd kadaryla yle del," dedi.

Vicente Holgado'nun ayakkablar bu sohbetin anlamn


zmeye alyor, ama baramyorlard. Dirlerinin
laflarndan bu kadar emin olmalar canlarn skyordu.
Satek, sol teke kagz edip duruyordu. te yandan kendi
ierinde o kadar blnmerdi ki, ayakkab iftlerinde normal
oldu zere monolog biiminde del, diyalog biiminde
konuyorlard bir sredir. Artk bir del, ikiydiler ve bu durum
hem hoarna gidiyor hem de onlar korkutuyordu.

Birden yatak odasndan grltler geldi ve ayakkablar


cansz nesneler durumuna getiler. Tehlike geince ilk olarak
dul mokasen konuu, brlerine onlarla iletim kurmasnn
asl nedeninin eni kurtarmak oldunu syledi.

"Ayan gml oldu mezarl yryerek gitmeyi biliyorum,


ama bu i tek bama yapamam, unutmayn ki ben bir
btnn yalnzca yansym."

Atl durumlarndan kan terlikler, "Biz sana yardm etmek


isterdik," dediler, "ama bizler evde yrmek iin yaplmz.
Sokakta i yaramayz."

Kadn ayakkablarysa, "Bizler bu topuklarla uzun mesafeleri


amayz," dediler, "ayrca bu evde fazla zaman geirmedik
ve blgeyi de tanmyoruz. Kaybolmaktan korkarz. Ayrca hi
l bir bacak grmedik ve dncesi bile homuza gitmiyor,
sana yardm edebilecemizi sanmyoruz."
En istekli olanlar spor ayakkablaryd. Mezarln nerede
oldunu da biliyorlard nk sahipleri sk sk orada koya
kard.

"Seve seve geliriz," dediler.

Vicente Holgado'nun ayakkablar bandan beri mokasenden


hi hoanmamard, ama kadn ayakkablarnn karsnda
kk demek iin neriyi kabul ettiler. Bu karar verdikten
sonra, kaytarmann hibir yolu da kalmaynca o fkeyle eski
terliklerin zerine bastlar. Terlikler onlardan kamak iin
mutfaktan kp, koridoru geerek banyoya girdiler ve
Vicente Holgado'nun ayakkablarnn yeterince esnek
olmadn bildiklerinden, lavabonun ayann arkasndaki
aral gizlendiler. Ayakkablar mutfa geri dndkleri zaman
kadn ayakkablar onlarn terliklere kar olan davrann
eleirdiler.

"Her zaman ezeriz onlar, tpk hamambcekleri gibi."

"Neden iletim kurmak iin baa bir yol denemiyorsunuz,


diliniz yok mu!" diyen kadn ayakkablar Vicente
Holgado'nun ayakkablarnda ana olmadklar, rahatsz edici
bir i karklna neden oldular.

Spor ayakkablar tartann daha da uzamamas iin araya


girdiler ve mokasenin eni aramak iin ertesi gece buluay
nerdiler. Gn armaya baaynca, her zamanki gibi amar
odasna giderek kirli amarlarn arasnda orap aradlar.
Mokasen brlerinin n bakar arasnda afiyetle birka
klot yuttu. Terlikler de bu lene yeniden Vicente
Holgado'nun ayakkablarndan kamalar gerekirse diye
temkinli hareketlerle katldlar. Ama bu kez bir olay kmad.

Ertesi gece yeniden mutfakta buluular. Sonra yapacaklar


kefle ilgili birka ayrnty tartktan sonra, avluya ulaann
en gvenli yolunu gsterecek olan spor ayakkablarnn
penden hep beraber amar odasna gittiler. nc
kattaydlar; saaklar, oluklar ve kablolar inierini
kolaylaracakt. Kk balkonda kadn ayakkablarna ve
Vicente Holgado'nun ayakkablarna en kk bir kin
beslemez grnen terliklere veda ettiler. Aksine terlikler kef
grubuna dikkatli olmalarm ve faktan nce dnmelerini
tlediler. Bu klevari davran kk drc bulan kadn
ayakkablar tam eleirecekken terliklerin hibir neden
yokken ieri, bulak makinesinin yanna gidip, nesnelerek
yan yana durduklarm grdler. Bunun zerine onlar da
aresiz yatak odasna kop, yatan altndaki cansz
nesnelerin karanlk dosn benimsediler.

Bunun gibi bir sr maceradan sonra avluya varan kef


grubu, soka kyolu bulamaynca ks ks eve geri
dnmeye karar vermii ki, bir gider borusunun iinde gzden
yiten bir fare grd ve onu izlemeye karar verdi. En nde
mokasen, ardnda boruya zar zor sn spor ayakkablar ve
grubun en arkasnda boyu a yukar kendilerininki kadar
olan bu hayvan formunun kvrakln ve bamszln
hayranlkla izleyen Vicente Holgado'nun ayakkablar.

Borunun sert bir a yaparak dnd birka noktada biraz


sknt yadktan ve hacimleri byle bir evre iin devasa olan
spor ayakkablarn ite kaka geirdikten sonra, borudan
kurtulduklarnda dar bir sokakta buldular kendilerini. Biraz
durup hem yadklarn gzden geirdiler hem de
izleyecekleri rotaya karar verdiler. Yolu bildini iddia eden
mokasen aksayarak en nde, onu izleyen spor ayakkablar
arkada, yola koyuldular. Korteji sanki grnmez ayaklarca
yrtlyormugibi sallana sallana takip eden Vicente
Holgado'nun ayakkablar tamamlyordu. Her bir tek, farenin
bamsz hareketlerini taklit etmeye alrak kendi bana
hareket etmeye alyordu, ama bu tr bir bamszlk
dolarnda yoktu: i olma drtlerine karn tek bir beden
oluurmaya mahkmdu onlar.

Sokak lambalarnn klar karanl yumutacana sis


yznden sadece delebiliyor, havaya karanlk bir gaz
grnm kazandryordu. Ayakkablar bir tehlike annda
binalarn bir parasymgibi grnmek iin cephelere yapk
yryorlard. Sokaklara mutlak bir sessizlik hakimdi. Tek
duyulan arada bir uzaklardan geen bir arabann
grltsyd. Klerde temkinle birka dakika duruyor,
caddeleri arabalarn klarna yakalanmamak iin bin bir
nlem alarak geiyorlard. Byle bir y olursa sanki felce
uuyor, hemen duran bir konuma geiyorlard. Vicente
Holgado'nun ayakkablar bu konumdan, azlarnda ac bir tat
brakan anlalmaz bir bouk duygusuyla kyorlard. Vicente
Holgado'nun ayakkablar ilerinde bulunduklar duruma kar
kesif bir kin besliyor, gelecekte kendilerini asla byle aresiz,
kontrol edemeyecekleri bir durumda bulmayacaklarna
yemin ederek kendilerini teselli etmeye alyorlard.

Dul mokasen ve spor ayakkablarnn byle varoluat


dertlerinin olmad ve benliklerinin silindi byle zamanlan
alelade bir y saydklar akt. Bu nedenle belki de Vicente
Holgado'nun ayakkablarndan daha kvraktlar, nk
bakllar sk sk kuuya kaplp, durumlarn sorgulamaya
baadklar iin ayn zamanda bir kabna smama hali iine
dbiliyorlar, mesela allmadk bir hamambce bollu
sergileyen p kutularnn yannda durmadan edemeyip, iki
tanesini eziveriyorlard. Yegne deri tekrar bir fareyle
karlaakt, nk farenin, kendi dolarna en yakn yam
formu oldunu hissetmierdi. Gecenin tek kei bu deldi
elbette: Belirli bir zamanda, rnen bir otomobil lastinin
yan banda hareketsizken, dul mokasen ve spor ayakkablar
izleyecekleri yolu tartrlarken, bunlar ularn kauu
srtyor ve lastikten kan tandk bir koku alyorlard.
Otomobil lasti daha przsz ve daha ince bir malzemeydi,
ama belli ki tabanlar da benzer bir maddeden yaplm;
hatta belki de kkenleri aynyd. Lastikle konuaya ve bir
iletim kurmaya alyorlard, ama belli ki tekinin bilin
seviyesi pek dkt, bizimkilere o kadar zayf sinyaller
gnderiyordu ki, kayna lastin bir etkinlinden ziyade
Vicente Holgado'nun ayakkablarnn hayal gc olabilirdi
ancak.

Sonunda mezarln parmaklklarna ulalar. O zamana dek


sokkanlln korumuolan mokasen, ene bu denli
yaklanca sknetini tmden yitirdi ve kef gezisinin
liderlini spor ayakkablarna brakt. Kap kapalyd, duvarda
da trmanmay kolaylaracak ok az girinti knt vard.
Ancak mezarln evresini dolanca duvarn ykk bir yerini
keettiler. Spor ayakkablarnn zerinde imrenilecek bir
rahatlkla hareket etti bu moloz ynnn zerine trmanp,
birka mezarn zerinden atlayarak mezarl girdiler ve hem
biraz g toplamak hem de yeniden bir araya gelmek iin bir
mezar tann zerinde soluklandlar. Sokak klar uzakta
kald ve mezarln klandrmas olmad iin her yere kesif
bir karanlk hakimdi.

Vicente Holgado'nun ayakkablar mokaseni azarlar gibi,


"Peki mdi kesik bacan nerede gml oldunu nasl
bilecez bakalm?" diye sordular.

Mokasen heyecanla, "Biliyorum!" dedi. "Kendimi daha btn


hissetmeye baadm bile! Byle gelin."

Yeniden aksayarak ne geti mokasen ve birbirine ok


benzeyen bir sr patika katederek kk bir mezarn nne
geldiler. Mezar ta yoktu, mezar atetuasyla kaplanm.
Mokasen kendini mezarn zerine atarak hkrd.

"Yayor!" dedi. "En az benim kadar."

Vicente Holgado'nun ayakkablar kendilerine bir varln


yars canlyken, br yansnn nasl lebileceni sordular,
geri tam da bu belirtilere uyan, ad fel mi ne, ie yle bir
hastalktan sz edildini de duymamdellerdi. Ama artk
dnecek zaman yoktu. Mokasen umutsuzca tualarn
zerinde zplayarak onlar krmaya ve br yarsna ulaaya
alyordu. Bir glge Vicente Holgado'nun ayakkablarnn
arasndan kaverdi: Bir fare. Spor ayakkablar mokasene
yaklarak bir tekme savurdular. Mokasen yere kapakland.
Douldunda biraz olsun sakinleii.

Spor ayakkablar ciddi bir tavrla, "Dnelim," dediler.


Vicente Holgado'nun ayakkablar, ieri bir dzene sokmann
spor ayakkablarndan ok daha ciddi bir grnmleri olan
kendilerine dnn farkna vardlarsa da, akllarn bir trl
fareden alamadklar iin sorumluluklarn yerine
getiremiyorlard. Spor ayakkablar mezar enine boyuna
inceledikten sonra en zayf yerini belirlediler. Satek,
topuyla tualara darbeler indirerek atlaklar meydana
getirdi. Bir sre sonra mokasenin izin almadan iine dald
bir delik amay bardlar. Spor ayakkablar ylmadan ykm
ine devam ettiler. Bir sre sonra mezar ortaya kt. Sis
neredeyse yere yap; ay nda mezar taarnn zerinde
uucu bir gaz gibi grnyordu.

Tualarn altnda yar rmbir kutu vard. Mokasen bu


sefer onun stnde zplamaya baad, ama ibitirici hareket
kutuyu bir tekmede toza eviren spor ayakkablarnn darbesi
oldu. Ortaya simsiyah, mumyalanmbir bacak kt, ayanda
rmenin ileri amasnda bir mokasen vard. Pasiflikleri
canlarn skmaya baayan Vicente Holgado'nun ayakkablar
kadavraya yaklarak inisiyatifi ele aldlar ve spor
ayakkablarnn yardmyla ayakkaby rmayaktan
skmeye baadlar. Ayakkab o kadar kt bir durumdayd ki,
bacakla birlikte iinde gml oldu kutu gibi dalverecekti
sanki. Dul mokasen yarm metre kadar tede, korkudan fel
olmugibi duruyordu. l bacaktan kurtarlan lime lime
olmue ac iinde uludu:

"Siz ne yaptnz zannediyorsunuz?" Birden herkes bu


rmayakkabnn serbest braklmak istemedini anlad. O
kadar uzun sredir, gnler ve geceler boyu, bir aya
sarmalam ki, artk o olmadan yayamazd. Vicente
Holgado'nun ayakkablar byle bir ar ayak bamllndan
sz edildini duymuard. ok uzun sreleri bir an bile
karlmadan bir aya sararak geiren baz ayakkablar bu
bamllktan mustarip olabiliyorlard. Ama anlatlanlarn bir
efsaneden ibaret oldunu dndkleri iin tank olduklar
manzara karsnda dehte derdi. Pejmrde ayakkabnn
eyvahlanmas o kadar i paralaycyd ki, bu sefer kendi e
onu mumyalanml aya geirmek iin yalvarmaya baad.
Alelacele ayakkaby rk aya geirmeye uarken baz
paralarn kopardlar. u351 lem bittinde l ayan
baarma ayakkabnn ucundaki bir delikten frlam, topuk
ayakkabdan kopmak zereydi, ama rmpabu, anestezi
altna alnmbir hasta gibi sknete kavuuu.

Vicente Holgado'nun ayakkablarnn her bir teki kendi


hesabna, teki tekten bamsz olmann bir samalk
olmadn anlad tm bu keekearasnda.

Satek, sol teke telepatik olarak, "Ama ne bedelle!" dedi,


sanki ikiymier gibi ilk kez byle konubilmierdi.

"Yolun sonunda bireysellik elde edilebilecekse, denen


bedelin bir nemi yok," dedi sol tek, "snrlar, mdi oldu gibi
seninkilerle del de, yalnzca benimkilerle belirlenen tam bir
birey olabilmek iin yamm verirdim."

Save sol en arasnda geen bu konualar onlar hem rtan


hem de korkutan bir dollkla akyordu. nk iki olma
drtleri ilk kez bir blnme deneyimiyle kar karya
kalyordu, ama fiziksel hareketleri ortak hareket edecek
kilde dzenlenmeye devam ediyordu.

Onlar bu ilerine kapanmdurumlarndan kartan spor


ayakkablar oldu.

"Gitmemiz gerek, gn aracak."

Mumyalanmayan yan banda, e gibi harabeye


dnmdul mokaseni gstererek, "Peki onu ne yapacaz?"
diye sordu tekiler.

"Srkleyip gtrmeyi deneyelim."

Spor ayakkablar mokasenin iki yanna geerek her biri bir


yanndan tuttular ve zar zor yerinden skp Vicente
Holgado'nun ayakkablarnn yanna kadar srklediler.
"Gitmemiz gerek. la istiyorsan kal burada. Ama seni
tanmad bile, yannda kalman aptallk olur; artk bir ift falan
delsiniz, senin de grdn gibi iki tek ayakkabsnz."

Dul mokasen, "Biz biriz," diye inledi.

"isiniz, grdn ie! Ama rmbir pabucun yannda bir


oldunuz hayaliyle yamak istiyorsan bizim amzdan bir
sorun yok! Bu saksz ortamda iki ayda onun gibi pejmrde
olur karsn. Hemen kararn ver, seni daha fazla
bekleyemeyiz!"

Eiz kalmmokasen biraz bocaladktan sonra grupla birlikte


geri dnmeye karar verdi. Fakat ene yrek paralayc
olmas amacyla sylenen, ama retorikten teye geemeyen
birka veda szc sylemeyi de ihmal etmedi. Vicente
Holgado'nun ayakkablar, bu ac ve strap dolu sahne bir
yana, makosenin rmekte olan enden bamsz bir bireye
dnoldunu fark ettiler ve ilerinden onu tebrik ettiler.

Dnyolunda, mezarln duvarnn ykk oldu noktada, tam


soka kmak zereyken, asker botlarn andran gl ayak
sesleri duydular. Bu kez ne bilinlerini kaybetmigibi yaptlar
ne de devinimsiz duruma getiler; bilakis gayet canl bir
kilde kop molozlarn arasna gizlendiler. Bu durumda
beklerlerken Vicente Holgado'nun sol ayakkabs, iinde
aniden bir aya saryormuasna, ama ok daha yumuk ve
esnek bir his duydu. Bunun bir fare oldunu anlaynca,
burnundan topuna, hayvann kuyrunu en mahrem
klerinde hissederek tarifsiz bir mutlulukla doldu.

Sis kalknca kendilerini korumasz hissettiler. Dnyolunda


daha fazla araba vard. Arada bir ilerinde ayaklar olan
ayakkablarla karlayor, tekme yememek iin bina
cephelerine yapyorlard. Bu yabanc bacaklar ok yakndan
getinde devinimsiz nesnelerin karakteristik durgunluna
brnyorlard. Ancak bu hal deirme sreleri giderek
ksalyordu; sokakta yadklar bu deneyim biyolojilerinde
birtakm demlere neden olmuu sanki.
Vicente Holgado'nun ayakkablar mezarlkta yadklar ikiye
blnme deneyiminin heyecannn etkisi altndaydlar;
organik olarak birbirlerine ba olmaya devam etseler de,
aralarnda sanki iki varlkmar gibi sohbet edebiliyorlard.
Ksa bir sre sonra, bu zgrleirici hareketin kisel bir kini
de beraberinde getirdini fark ettiler; artk biri iinde
hissetti huzursuzluk iin tekini sulayabiliyordu mesela. Sol
tek, farenin ialinin verdi zevki kendine saklam. Kendini
hi bylesine dolu hissetmemii. Ne de bylesine hasis.

Vicente Holgado'nun ayakkablarnn evinin yaknnda bir


yerde ac bir fren cayrts duydular. Sesin geldi yne
baktklarnda bir insan bedeninin kaldrmn zerinde srt st
yattn grdler, ayakkablarnn burnu havadayd. Adama
arpan otomobil bir iki saniye durakladktan sonra zerinden
geip saygszlk etmek istemez gibi cesedin evresinden
dolanarak kat. Kaf ayakkablar bir sre sessiz beklediler.
Karanlk sokakta baa bir hareket olmadndan emin olunca,
saknarak cesede yaklalar ve evresinde dolanarak olan
biteni kavramaya allar. Vicente Holgado'nun ayakkablar
cesedin de tpk kendileri gibi tehlike anlarnda dkleri
cansz ve hareketsiz duruma mahkm oldunu anlaynca,
bana ve boynuna basarak zerine ktlar.

Bu grntden rahatsz olan spor ayakkablar, "O


hamambce del," diye uyardlar.

Vicente Holgado'nun ayakkablar, "Birinin cesedini iemek


gibi bir deyiduymadnz m?" diye sordular.

Mezarlktan ktklarndan beri sus pus olan mokasen "Evet,"


yantn verdi. "Bazlar istedini elde etmek iin babasnnkini
bile ier."

"Diyelim ki bu da birinin babas. Hadi gelin, herkes yukar!"

Spor ayakkablar bu teklifi duymazdan gelip lnn yannda


durmaya devam ettiler. Birden canlanan mokasense lnn
bozna atlp sanki aclarn boak istermiesine lgn bir
neyle zplamaya baad.

Yorulunca cesedin zerinden indiler, biraz sakinleierdi,


ayakkablarn zgr brakmak iin cesedin bacaklarna
yneldiler. Siyah, bakl, ok sivri burunlu ayakkablard,
Vicente Holgado'nunkileri andryorlardi, ama tabanlar
kauuk del, kseleydi. Daha kaliteli grnyorlard ve ok
daha yeniydiler. Yeni ayakkablar ayaklardan karlr
karlmaz sokan ortasnda inlemeye baadlar. kyeti bir
tonda,

"Siz ne yaptnz zannediyorsunuz?" diye sordular.

"Sizi kurtaryoruz, zgr brakyoruz. Bu adam lm"

Spor ayakkablar kurtardklar ayakkablarla tartdursunlar,


Vicente Holgado'nun ayakkablar lnn ayaklarna
yaklarak rtc bir beceriyle oraplarn mideye indirdiler:
Yzde altmyn, yzde krk naylon karm, tam azlarna
layk, hazm en kolay bilem.

Tm ayakkablar, haetli bir kilde gkyzne dnmplak


ayaklarn manzarasna kendilerini kaptrdlar; bir sre izleyip,
tadn karmak arzusuna yenik dler.

Spor ayakkablar saygyla, "Ayaklar hakikaten insan


bedeninin en asil paras, zaten bu nedenle bizim zel
korumamza gereksinmeleri var," dediler.

Vicente Holgado'nun ayakkablar da, "Evet insan gvdesi ne


kadar byk olursa olsun, nereye gidecene ayaklar karar
verir," diye sze katldlar.

"Ayaklar tanrdr," dedi lnn ayakkablar. "Bedenin geri


kalanna ihtiyalar yoktur, beden, acdklar iin gece gndz
tadklar bir arlktan baa bir y deldir. Gzlerini
krpmadan bedeni baarndan atabilirler."
Dul mokasen, "Bir oyun var," diye sze kar, "futbol. Ayaklar
kafay kullanarak futbol oynar, ama kafann ayaklar
kullanarak oynad tek bir oyun bile yok. Ayaklarn kafaya
kar stnlkleri ie buradan belli zaten. Benim tandm
kramponlar vard, ayaklarn kafay alet edip canlarnn
istedini yaptklarn sylemii. Kafa buna itiraz etmezmi"

Spor ayakkablar, "Bizim ayaklarmz bazen bizi giyerek


futbol oynarlar, menden yaplmbir kafaya tekme
savurmaktan ibaret, aptal bir oyun," dediler.

lnn ayaklarnn girinti ve kntlarn aydnlatan sokak


klar onlara fantastik bir grnt kazandryordu. Trnaklar
parmaklarn etine yle gmlmerdi ki, snrsz hatta zalim
bir egemenlin habercisi gibiydiler. Vicente Holgado'nun sol
ayakkabs ayaklarn neredeyse farelerin yceline ericek bir
organik karmakl sahip olduklarn dnd. Ama bilekten
kurtulup da kendi baarna hareket edip edemeyeceklerinden
emin deldi.

Tam bu srada yaknlardaki bir sokaktan gelen bir araba sesi


duyuldu, cesedin ayakkablar hari hepsi hayran hayran
ayaklan szmeyi brakp kalar. Cesedin ayakkablar
yerlerinden edilmier de geri dnmek arzusundaymar gibi,
ayaklarn yan banda durmaya devam ettiler.

Fare sayesinde keettikleri oluktan ieri girip, binann i


avlusunda birbirlerine veda ettikten sonra, her ayakkab
saaklardan ap, elektrik kablolarndan trmanarak kendi
evini gitti. Vicente Holgado'nun ayakkablar amar odasna
vardklarnda ilerinde garip bir duygu vard. Sokakta ancak
bir iki saat kalmalarna karn, hem birlikte hem de ayr ayr
tuhaf deneyimler yamard ve kendilerini ok uzun bir
yolculuktan dnmgibi hissediyorlard. Artk eskisi gibi
deldiler sanki.

Sol e "Dnmek zorunda deldik," dedi.

Sae "Bunu daha nce sylemeliydin," yantn verdi, "ben


senin iin dndm."

Eve dnmeleri birbirlerine duyduklar nefreti pekiirmii.


Nefretleri bireysel de olsa, bilemi aynyd. Belki de bilinleri
ikiye blnd iin, ayn makinenin iki farkl paras gibi
davranyorlard. Mutfa girip de terlikleri bulak makinesinin
yannda yan yana grnce, terlikler daha bilinsiz nesne
konumlarndan kmaya frsat bulamadan zerlerinde
tepinmek geldi ilerinden.

"Bunlar da iyice ihtiyarladlar, ne zaman grsem uyuyorlar,"


dedi sol pabu.

"Uyumuyorlar bence, lmer," dedi sa

Entelektel bireyselli ulaktan sonra aralarnda ilk kez lm


szcn telaffuz etmierdi; szcn kendilerine zarar
verdini fark ettiler, mdi daha farkl, daha derin ve dramatik
bir anlam vard sanki. Belki de ayrlmalarnn diyeti buydu.

Yeni farkna vardklar bu bilgi onlar rahatsz etti, yatan


altndaki yerlerine getiler. Orada cansz bir nesne konumuna
gemeden nce, br yanda duran kadn ayakkablarna
baktlar, ama onlar istiflerini bozmadan hareketsiz durmaya
devam ettiler.

Aradan birka saat geti. Yatan altna dn gn yla


uyandlar ve Vicente Holgado tarafndan
giyilmemiolduklarn fark ederek irkildiler. evrelerine
baknca kadn ayakkablarnn da ortalarda olmadn fark
ettiler. Yatan altndan dikkatle kp yar aralk giysi dolabna
gittiler ve Vicente Holgado'nun siyah mokasenlerinin yerinde
olmadn grdler. Adam aylardr mokasenlerini giymemii
oysa.

Sol ekeyifsiz bir tavrla, "Ayaklar bugn mokasenleri tercih


etmier," dedi.

"Tuhaf," yantn verdi br, "bu mokasenler vuruyor


halbuki."

Evde sessizlik hkm sryordu, ilerindeki tasann kurban


olmasalard, gndz vakti hibir nlem almak zorunda
kalmadan boevde at kourmak nasl da keyifli olurdu.
Aslnda o kadar korkuyorlard ki, durumun farknda
olmalarnn, yadklar biyolojik bamszlaa srecine engel
olmasn tercih ederlerdi. te yandan ayaklarn baa
ayakkablar giyerek onlara uygulatt perhiz, geici ve
demin tamamlanmas asndan gerekliydi belki de.

Yatak odasndan karak koridora dou gittiler ve aynada


yansmalarn grnce Vicente Holgado'nun ayaklarnn
neden kendilerini semedini anladlar. Kirliydiler, syrk
iindeydiler, her zamankinden eski grnyorlard. Mezarl
gitmenin faturas. Her yin bir bedeli vard. tiyarlk konusuna
gelince, bu da yeni farkna vardklar bir huzursuzluk
kaynayd. Araba altnda kalan adamn ayakkablarnn
genlini ve parlakln hasetle hatrladlar. Kendilerinin
derileri yzlm atlam; atlaklara dolan kirler bu yalk
izlerini oldundan da derin gsteriyordu.

Keyifsizce koridorda yrdler, banyoya gidip bidenin


arkasnda tepeleyecek hamambce olup olmadna bakmak
istiyorlard. Mutfak kapsnn nnden geerken organik bir
grlt duyup, ieri girdiler. Terlikler canlanm ve her biri
bir yn orap yemekle meuld. oraplar ok lifli, ok iyi
kaliteydiler. Ancak yine de bu keeden yaplma avclar iin
fazla kalndlar. Vicente Holgado'un ayakkablarnn sol teki
her iki terli de yle bir tekme indirdi ki, zavalllar oraplar
brakp amar odasna katlar. Ayakkablar oraplar hi
acele etmeden, sindire sindire mideye indirdikten sonra
banyoya dou yollarna devam ettiler.

Hibir y yoktu grnrlerde. Bu nedenle lavabo ayann


dibine yerlerek bidenin evresinde bir hareket olmasn
beklemeye baadlar. Satek biraz huzursuz olmuu nk
sol ayakkabnn orab yeme itiraz etmemesine karn
terlikleri tekmelemedini fark etmii.
"Terlikleri tekmelemekten kandn fark ettim."

"Canm istemedi."

Satek sessiz kald, artk yoldandan nefret ediyordu, nk


bu isteksizlini kendisinin dand bir ahlaki koda uymak gibi
alglam.

"Sen benden daha iyi delsin."

"Biyolojik olarak birbirimize ba olsak da, bir yerine iki


olacaksak, en bandan farkl olabilecemizi de kabul
etmemiz gerekir. Sen cann her istedinde terliklere tekme
atabilirsin. Ben atmayacam. Nokta."

Satek, enin kendisinden daha net dndn fark etti. Tam


uad hayal krklna dair bir sz edecekti ki, birden bidenin
arkasnda bir hareket gzne arpt ve oraya dou seyirtti.
Enin yanna dnerken kzgnlkla,

"Bir y yokmu" dedi.

Sol tek, "Fark ettin mi, tek bana hareket ettin," dedi.

Saayakkab, sol tek kendini izlemedi halde gidip geldinin


farkna vard. Bir kez daha denedi, bu kez banyoyu dolarak
geri dnd, sonu aynyd.

Yeniden yerine dnd ve korku iinde, "Sanrm artk


birbirimizden bamszz," dedi.

Sol tek "Ben de deneyeyim," dedi ve hibir sorun yamadan


kapya kadar gitti.

Satek yerinden kmldamadan, "Koridora kmay


denesene," dedi.

Sol hibir zorluk ekmeden banyodan karak koridora gitti.


San ruhsal olarak da kendinden uzaklan
hissediyormugibi bir duyguya kapld. Bu tr bir zgrlk,
son derece heyecan verici olmakla beraber zcyd de.
Lavabo ayann yanna dndnde ende bir rahatlama
hissettini sand. Birbirlerinden bu biimde ayrlabilmelerinin
kendilerine verdi zarara hi denmeden ylece yan yana
durdular. Hibir hamambce gremeyince sol tek evde
dolaalarn nerdi.

Yan yana yrdler ama hareketleri aln olduklar gibi


eamanl del, bireyseldi. Arada bir birbirlerine srtnyorlar,
hi aln olmadklar bir utanma duygusuyla hemen
ayrlyorlard; Salona varnca igdsel olarak fiskos
masasnn altnn gvenlini aradlar. Bir yerine iki olmalar
nedeniyle organik bakmdan zerlerine ken yorgunlu
atmak istiyorlard.

Satek samimiyetle, "Sana anlatmadm ama," dedi,


"mezarlkta iime fare girdi, yaklak bizim
byklmzdeydi, gerek ki kendimi hi bylesine tam
hissetmemiim, scaktan ibir ayak bile benzer bir duygu
yaratamyor. Sen de bir eksiklik hissetmiyor musun?"

"Evet ama bir fare del."

"Dndm ki, bizler belki de ii bofareleriz, kusurlu


varlklarz, yle delse, neden iimizde byle bir bouk var
ki?"

"Ayan sas iin."

"Ama ayak hem karmak bir y hem de sert, sanki iinde


kemiklerden baa bir y yok. Oysa fare guddelerden, bir
mideden oluubir yaratk, bir memeli. Tam olmas gerekti
kadar scak. Sok bir aya stmann ne kadar zor oldunu
bilirsin."

Sol tek, "Bana kalrsa hamambcekleriyle ortak noktamz


farelerle oldundan daha fazla," dedi. "Beden smz da,
hareketlerimiz de hamambceklerininkine daha yakn.
Neyse, ben gerek tanrlarn ayaklar oldunu
dnenlerdenim."

"Farelerin avantaj da bu, onlar tanr del."

inde akla hayale gelebilecek her trl paracn uuu bir


gne huzmesi pencereden ieri szlerek, masann
altna, Vicente Holgado'nun ayakkablarnn satekinin
burnuna d.

Masann glgesine snmaya aln ayakkab, "Gneen


giderek daha az hoanyorum," dedi.

Sol tek de igdsel bir hareketle onu izledi. Tek baarna


hareket edebildiklerini keettiklerinden beri ayrlmak
istemiyorlard sanki. Birden dairenin girikapsnda bir grlt
duydular, biraz bocaladktan sonra korak yatak odasna
gidip, yatan altna gizlendiler. Vicente Holgado'nun
hizmetisinin ayak seslerini tamdlar. Kadn geligzel evin
iinde dolaktan sonra yatak odasna girdi.

Byle tehlikeli bir durumla karlaklarnda dol olan


bilinlerini kaybetmeleriydi, ama hibiri bilincini yitirmedi.
Yatan altndan, topuklar akta brakan ortopedik terlikler
iindeki plak ayaklarn sa sola gidip gelini izlediler. Bu tr
terliklerin varln duymuar, ama hi yakndan
grmemierdi. ok prtkl olan taban tahtaya benziyordu.
Terlin yz gzenek gzenekti (boylarna bakarak bunlara
delik demek daha dou olur), dikiyerleri altn yaldzl
raptiyelerle sslenmii. Vicente Holgado'nun ayakkablarnn
ban dndren baan karc bir iticilikleri vard. Bu tr
ayakkablar deformasyon sorunu olan ayaklar giyer diye
biliyorlard ve daha nce byle bir sorunu olan ayak
grmemierdi. Kadnn akta kalan topuklar nasr ve
atlaklarla doluydu ki, bu hem muhtem hem de bir anlamda
muhtemliyle ayakkablara ience eden bir grntyd.
Ayan geri kalannn coafyas da byle arzalysa, etkileyici
bir organ olmalyd.
Hizmeti ortopedik terlikleri ayakkablarn birka santim
tesinde kard ve plak ayakla koridora yneldi; admlar
hafif ve sngerimsiydi, sol ayann yry bir farenin
saknml hareketlerini aryordu. Ortalk sessizlence
ayakkablar yatan altndan karak kendine ait bir can
yokmugibi grnen ortopedik terliklere yaklalar. Belki de
terlikler cansz nesne durumlarn byle yabanc bir evde ve
deforme ayaklarn bu kadar yaknnda terk etmek
istemiyorlard. Galiba bu terliklerin duygusuz bir dos vard
ve tuhaf, heykelsi bir hava yaratmalarnn nedeni de buydu
belki.

Vicente Holgado'nun ayakkablarnn sateki terlikleri


burnuyla iteledi. Bu onun nesneleri yoklama biimiydi; sol
teke gelince, baklarnn arasndan dilini kartarak terlikleri
yalad ve raptiyelerin brakt elektrikli tattan hi hoanmad.
Satek ok rm:

"Neden byle bir y yaptn?"

Sol tek ortopedik terlin seksi tenini yalamaya devam


ederek, "Nesnelere tekme atmaktan ve zerlerine
basmaktan skldm, baa bir ilii biimi deniyorum," dedi.

Satek olan bitenden bir y anlamad zamanlarda yapt


gibi kindar bir sessizlin iine gmld. Tam o srada yumuk
ayak seslerini duyarak yeniden yatan altna gizlendiler.
Oradan deforme olmuayaklar hayranlkla ve imrenerek
izlemeye baadlar. Zorunlu perhiz yapmaktaydlar ve bu
arpk ayaklarn ilerine girerek en gizli sakl bouklarn
doldurmalar iin her yi yapmaya hazrdlar. Vicente
Holgado'nun ayakkablarnn sateki bu ayaklarn pembe
farelere benzediklerini dnd. Acaba ayaklarn ve
ayakkablarn gayesi ayn myd: karlarnda duran barl
biyolojik forma ulacak bir evrim geirmek.

Deforme ayaklar ortopedik terliklerin iine girdiler; kesin,


sert admlarla koridor boyunca grnmez bir izgi izerek
uzaklalar. Dkapnn kapandn duyan Vicente
Holgado'nun ayakkablar yatan altndan ktlar ve
igdsel bir hareketle, sanki atalarndan kalma, ikisini de
ayn anda etkisi altna alan bir hatrayla evin girindeki aralk
dolaba dou yneldiler. Kilidin dili bozuk oldu iin kap aralk
duruyordu, bu yzden dolab rahata ap girdiler. erisi
karmakarkt, st ste ylmealarla doluydu. Aralarnda
uzun zamandr orada duran basit bir ift ayakkab kalb da
vard. Bir kalp ok matik olmasna karn aslnda yapma bir
ayaktr. Ptrl ve esnek bir maddeden yaplmgvdenin
ucunda plastikten yaplma bir burun ve arkasnda da, yine
plastikten yaplma bir topuk vard. Ayakkablar kalplar
ivedilikle ilerine soktular; bylece iinde bulunduklar perhiz
durumunun yaratt kayg biraz olsun hafifledi.

"Belki de ayaklarn rprodksiyonlar yaplsa asllarndan


vazgeebiliriz. Ama bunlardan daha iyi bir yler olmalar rt,"
dedi satek.

"Neden byle bir y istiyorsun?"

"Daha bamsz olabilmek iin. Dndm de, ayaklar aslnda


kusurlu farelerden baa bir y deller."

"Taktn fareleri kafaya!"

Satek ikisinin mantklarnn farkl iedini dnerek yant


vermemeyi yeedi. Hl dolabn iindeydiler, kullanlmayan,
krk dkk nesnelerin zerinde duran bir askda asl eski bir
kabann etekleri duruyordu tepelerinde. Toz kokuyordu, o
nedenle varln hemen belli ediyordu. Ama ayakkablar
anlamn kendilerinin de zemedikleri bir zevk iinde orada
ylece durmaya devam ediyorlard. Birden sol tek pani
kaplarak,

"Buras bir nesneler mezarl," dedi.

"Emin misin?"
"Grrsn."

isi de aslnda byk oranda nesne olduklarn itiraf etmeye


cesaret edemedi. Sonra aceleyle dolaptan karak kalplarn
ansn yamak zere banyoya gittiler.

Ertesi gece, son zamanlarda sk sk grdkleri ve artk


alaya baadklar kadn ayakkablar geldi. O gn Vicente
Holgado'un bakllarn yerine giydi mokasenler de yatan
altndaydlar. Baktlar, artk alanlk oldu zere kadn
ayakkablarnn yanma giderek onlar mutfak toplantsna
davet ettiler. Di ayakkablar,

"Mokasenler gelmeyecek mi?" diye sordular.

Vicente Hogado'nun bakl ayakkablar, "Burada yarlar


ama bizle grezler," yantn verdiler.

Hareketsiz duran makosenler sanki ta zamann


baangcndan kalma organik bir kayg iindeydiler; sanki
evrim geirirken yollarn kaybetmier, bitkisel bir durumda
kalakalmard. Bu durumlar kadn ayakkablarna fena halde
itici geliyordu.

Diler yatan altndan karlarken, "Ay ne sinir!" yorumunu


yaptlar.

Vicente Holgado'nun ayakkablar, "bugn karlamz


ortopedik terliklerle karlarnca bunlarn durumu hibir y,"
yantn verdiler.

Her iki ift de koridora karak mutfa dou yneldiler. Spor


ayakkablar, kom dairede yayan dul mokasen ve Vicente
Holgado'nun ayakkablarnn geldini grnce korkudan ya
da saygdan biraz tedirgin olan eski terlikler oradayd. Bakl
ayakkablar sanki birlermigibi davranmalarna karn,
arkadaarn grnce iki birey haline geldiklerini itiraf
etmeden duramadlar.
"Sre dn baad," diye eklediler dul mokasenin sorulan
zerine, "mezarlk ziyareti srasnda. Baangta yalnzca
farkl yler dnebiliyorduk, ama bu sabah baryla tek
bamza hareket ettik. Artk iki bireyiz."

"Grelim bakalm," dedi spor ayakkablar.

Vicente Holgado'nun ayakkablarnn bir teki bir yana, br


teki dir yana giderek, bcekleri ezme konusunda farkl
gralan varmgibi aralarnda konuaya baadlar.
Mokasen heyecanlanm ama hem kadn ayakkablar hem
de spor ayakkablar sanki anormal bir duruma tank
oluyormuasna, anlamak ister gibi bakyorlard. Terlikler
seslerini karmadan duruyorlard. Hokarlanmadklarn
gren Vicente Holgado'nun ayakkablar yeniden gruba
katlarak birmigibi davranmaya baadlar.

Ortamn gerginlini yumutmak isteyen Vicente Holgado'nun


ayakkablar mezarlkta baarndan geenleri tartay
nerince, kadn ayakkablar bu neriyi sevinle karladlar.
Hem dul mokasen hem Vicente Holgado'nun ayakkablar
hem de spor ayakkablar yadklar servenin
umduklarndan daha korkutucu oldu konusunda
hemfikirdiler. Kadn ayakkablar mumyalanmbacan
bulununu heyecanla dinlediler, hatta hikye ilerledike
terlikler bile canlanp sabrszlk belirtileri gstermeye
baadlar. Ayak parmaklan gkyzn gsteren cesede sra
geldi zaman anlatclarn bile tylerinin rperdi sylenebilir.
Vicente Holgado'nun ayakkablarnn sateki lafa karp, bir
rpda iine giren fareyle ilgili deneyimini aktarnca herkes
rd.

Sol tek, "Bu, ayaklarn kusurlu fareler olduklarn dnyor,"


dedi.

Bu durumu frsat bilen kadn ayakkablar ve spor


ayakkablar, Vicente Holgado'nun ayakkablarnn ayr ayr
davranmalarndan duyduklar rahatszl hareketleriyle belli
ettiler.
Terlikler, "Biz uzun sreden beri fareleri biliriz," dediler. "Bu
evde lavabonun altnda bir yuvalan vard. Bedenlerinin biimi
ve dar yerlerden geerken esneyebilme yetenekleri bizi
andrr. Ama ilerinde her birinin ayr bir ievi olan organ ve
guddeler vardr. Bizim ayaklardan baa i organmz yok,
onlar da arada srada iimize girip kyorlar, ama farelerinki
hep ilerinde. Bir kundura dnyann en tuhaf formudur."

Vicente Holgado'nun ayakkablarnn sateki bu alaklarn,


fare muhabbetini tekellerine almalarndan hi hoanmad.
Houtsuzlu, ortamda kunduralarn tuhaf bir biyolojisi oldu
konusunda hemfikirmigibi bir etki uyandrd. Kadn
ayakkablarysa memnuniyetsizliklerini topuklaryla yere
vurarak, spor ayakkablar da ksrerek belirttiler. Ne
ksrmenin ne oldunu biliyorlard ne de ne i yaradn,
ama terliklerin yapt aklamalarn getirdi olumsuz havay
datmaya yeter bir grlt oldunun farkndaydlar. Vicente
Holgado'nun ayakkablarnn sateki sonunda dayanamad:

"Bu bir tahminden te bir y del, bana kalrsa bedeni


olmayan ayaklar olsa ve srekli bizi giyseler, sonunda birer i
organa dnrler."

"Peki ya oraplar?" diye sordu spor ayakkablar.

"Onlarda smks bir zara dnrek duyarl blgeleri


korurlar, bylece farelerinki gibi tamam bir grntmz olur.
Bu, onlarn kvraklna erieden nceki adm olur. Demek ki
yapmamz gereken, ayaklarn ihtiyalarmz gz ard ederek
iimize girip kmalarna izin vermemek. Sol em ve ben bu
sabah zorunlu perhiz duygusunu yenmek iin eski bir ift
kalptan yararlanmak zorunda kaldk, nk ayaklarmz bir
ift ien, stelik de vuran mokasen giymierdi."

Dul mokasen, "Bylece yamlarmzdan tmyle biz sorumlu


oluruz," dedi.

"Elbette," diye onaylad Vicente Holgado'nun sol ayakkabs.


"Koloniler oluurabilir, gruplara ayrlr, ilgi alanlarmza gre
dzenlemeler yapabiliriz. Bugn hibir kilde bilinci olmayan
bir ift ortopedik terlikle karlak. Son derece tuhaf, stelik
de deforme ayaklara boyun eek zorundaydlar. Gerekten
durumlarna zldk."

Terlikler rmbir ifadeyle, "Ayaklarn durumuna m


zldnz?" diye sordular.

"Ayaklarn del, ortopedik terliklerin."

"mdi oldu, nk deforme ayaklar sperdir."

Vicente Holgado'nun saayakkabs, "Nasl yani?" diye sordu.

"Deformasyonlar, farkl organik ievlerde uzmanlabaz i


organlarn varlnn gstergesidir."

Ksa bir tartann ardndan evdeki ayaklarla baant kurmaya


ve onlar toplantlarndan birine davet ederek organik bir
btnlk oluurmak konusunda anlaann yollarn konuaya
karar verdiler.

Dul mokasen tercihen siyah bir ift a sk orabn eli olarak


grev yapmasn ve hemen mesaj iletmesini nerdi; vakit
henz erken oldundan belki de hemen o gece
toplanabilirlerdi. Herkes bu neriyi kabul edince spor
ayakkablar amar odasndaki kirli sepetine atlayarak bir
ift orapla dndler; oraplar tmyle naylondu ve
umutsuzca yakalarn kurtarmaya alyorlard.

Arba bir tavrla oraplara yaklan Vicente Holgado'nun


saayakkabs, "Kimse size zarar vermeyecek," dedi; "tam
tersine ok incelik gerektiren bir diplomatik greviniz var.
Barrsanz size asla yenmeme garantisi."

Siyah oraplar biraz olsun rahatlayarak, "Ne yapmamz


gerek?" diye sordular.
inisiyatifi kaybetmemeye kararl olan satek, onlardan yatak
odasna gitmelerini ve yatan iindeki tm ayaklan,
ayakkablarn mutfakta yaptklar toplantya davet etmelerini
istedi.

"Yalnz gelmelerinin ve genellikle birlikte, hareket ettikleri


bedenleri peerine takmamalarnn ok nemli oldunu
syleyin."

oraplar bu grevi kabul ettiler ve gizlenerek yatak odas


ynnde yerde srnmeye baadlar. Arkalarnda oraplara
pek gvenmeyen ve koridorda kap gideceklerinden
kuulanan Vicente Holgado'nun ayakkablar vard. oraplar
sanki geniaklklardan korkarmgibi sprgeli yaprak
ilerliyorlard. Yatak odasna varan oraplar yatan
bacaklarndan birine dolanarak rtc bir kolaylkla birbiri
ardna arflarn arasna szldler.

Saayakkab sol teke, "Biz de bylesine esnek olsaydk,


onlara ihtiyacmz kalmazd," dedi.

Sol tek, "Bizim kimseye ihtiyacmz yok," dedi; "fareye


dnnce tm bu sorunlar zme kavuuolacak."

arfn kvrmlar arasnda, ayaklarn oldu blgeye giden


yolu bulan oraplar, sabrszlkla grenin sonucunu
bekleyen Vicente Holgado'nun ayakkablarnn
gralanndan kayboldular.

Sonsuz bir pazarlkmgibi grnen bir srecin sonunda siyah


oraplar arflarn arasnda belirdiler, arkalarnda Vicente
Holgado'nun ayaklan vard. Bir srktan a inermiesine
yatan bacandan aya kaydlar. Davranar
ayakkablarnkini andran save sol ayak, grnmeyen bir
bedenin hizmetinde olan tek bir birey gibi eamanl hareket
ediyorlard. Yere inip durumu gzden geirdikten sonra yata
dnp bir yler fsldadlar ve arkalarndan iki kadn aya
grnd. Kendilerine hi gveni olmayan ve aya inmek iin
yatan bacan nasl kavramalar gerektini bilmeyen bu
ayaklar yere atlamay tercih ettiler, parke tabanda
kardklar ses herkesi yerinden sratt.

Bir araya gelince yatak odasndan karak srayla koridorda


ilerlemeye baadlar: Siyah oraplar (hemen sprgeli bulup
yaplar; rtc biimde grnmez olmuard); Vicente
Holgado'nun ayakkablar ve ayaklar (yan yana ilerliyor ve
arada bir alak sesle bilgi alerinde bulunuyorlard); kadn
ayaklar (sanki plaklklarndan ekiniyormugibi onlar da
sprgeli yaprak ilerliyorlard). Mutfa varan topluluk,
kadn ayakkablar, dul mokasen ve spor ayakkablar
tarafndan saygl bir sessizlikle karland. Terlikler yine
ilerine kapanmard. Vicente Holgado'nun saayakkabsnn
zor hakim oldu bir ddetle toplantdan dandlar.
Mikrodalga frnn dijital saati toplantnn yapld kyi
fosforlu bir kla aydnlatyor, ayn soluk amar odasna
alan cam kapdan i avluya szlerek yansyordu.

i ift ayan varl ayakkablar sessiz durmaya itiyordu sanki.


Vicente Holgado'nun ayaklarnn baparma ve kk
parma ie dou kvrlm. Kemiksi bir kabu andran
trnaklarla korunmaktaydlar. Ayan tabanna dayanyorlard
ve ayakkablarda neredeyse taparcasna bir sayg uyandran
uzunlamasna bir nasrn zerinde duruyorlard; kabu
andran st ksmlarnn derisinin rengi krmzya alan bir
pembeydi. Kadn ayaklarnn parmaklar daha uzun ve
kibirliydiler geri, ama kendi glgesinden korkar gibi
davranan kk parmaklar korunmak istermigibi yzk
parmann altna girmii. Trnaklar da Vicente Holgado'nun
trnaklarndan daha ksa ve bakmlydlar, krmzya
boyanmard. Daha yumuk ve hafif bir grnmdeydiler,
topuk ile burun arasnda genie bir oyuk vard.

Vicente Holgado'nun ayaklar, ayakkablarn bu neredeyse


dinsel sessizli uzun zaman bozamayacan anladlar. Bunun
zerine aceleyle yatan dnda pek zamanlarnn olmadn
nk tuvalete gitmeye yeltenen gvdenin ayaklarn
yoklunda bileklerin zerinde yere kapaklanacam
akladlar.
Spor ayakkablar utanga bir tavrla, "k kez mi gvdeden
ayrlyorsunuz?" diye sordular.

"Hayr, hayr, geceleri kendi hayatmz yarz," yantn verdi


Vicente Holgado'nun ayaklan; "ama arflarla pikelerin
arasndaki karanlk blgeden ayrlamayz. Buras ayaklarn
dol blgesidir, gvde uyurken burada rahata gezeriz. Bu
blgeden uzaklabiliriz istersek, ama bu kez enfeksiyonlara
ak oluruz. arflarn arasnda gvencedeyiz."

Erkek ayaklar, kendilerine hayran hayran bakan kadn


ayaklarndan feyz alp anlatmaya devam ettiler. Gvdenin
yokluklarnn farkna varmadm, nk yerlerine gerek
organlarnkine ebir duygu uyandran hayaletler braktklarn
da akladlar.

"Tek sorun," diye szlerine devam ettiler, "bu maddesel


olmayan ayaklarla yrnememesi. Bu nedenle gvde
uyanmaya baad zaman yerimize gemek iin her zaman
yaknlarda olmalyz."

Kadn ayaklarysa susuyorlard, sanki bir an nce yerlerine


dnme kaygs iindeymigibi sinirliydiler. Bir biimde
plaklklarm Vicente Holgado'nun ayaklarndan daha fazla
duyumsuyor gibiydiler. Onlarn sinirlerini yatrmak isteyen
Vicente Holgado'nun ayakkablar gn madan ne adamn ne
de bir sredir onunla uyuyan kadnn gvdelerinin
uyanacan sylediler.

Kadn ayaklan, Vicente Holgado'nun ayakkablarndan ok


ayaklarna hitap ederek, "yle olsa bile," dediler, "buras
bizim alk oldumuz bir yer del."

Kunduralar bu tmcede bir kmseme sezdiler. Ayaklar


ayakkablara kyasla stndler sahiden de. Hatlarna
bakmak ve derilerinin altndaki formlar incelemek
ayakkablarda olmayan ilgin bir karmak yapya sahip
olduklarn grmek iin yeterliydi. Vicente Holgado'nun
ayakkablar bir sre daha kendileriyle kalmalarn rica
edince, kunduralarn anlalmaz hrmetinin farkna
varmolan erkek ayaklar, kadn ayaklarnn yanna giderek
alak sesle bir yler konuular.

Sonra tanlar. Dul mokasen huyu oldu zere kendini


andrd. Bunu asimetrik ya da tekil durumu nedeniyle
yapyordu belki de. Kadn ayaklar grubun dnda kendi
ilerine kapanm belki de nesneleihalde duran eski
terlikleri sorunca, Vicente Holgado'nun ayakkablar hor
grerek,

"Onlar eski," dediler.

Vicente Holgado'nun ayaklarnn "Ama ok rahatlar," yant


tm ayakkablarn terlikleri kskanmalarna neden oldu.

Yn belli olmayan ksa bir sohbetten sonra sz alan Vicente


Holgado'nun ayakkablar, bu ikili dnyada bireysel
davranarak sorun yaratmamak iin sanki hl tekmier gibi
davranarak ilerinde bir ayak olmad zaman yadklar
bouk duygusunu anlattlar; ayaklarn, ayakkablarn ruhu ya
da tanrs olup olmad konusunda yaptklar tartalar
aktardlar. Vicente Holgado'nun ayaklar, durumdan
duyduklar memnuniyeti gizleyemediler dousu. Kadn
ayaklarna gelince, ya korkunun ya da o yl her zamankinden
daha scak bir yl oldu halde bir me duygusunun etkisi
altndaydlar. Kadn ayakkablar ayaklara yaklarak saygyla
ilerini sundular. Ayaklar tereddt etmeden bu topuklu
ayakkablarn iine atlayarak rahata yerleiler.

Vicente Holgado'nun boayakkablar bylenmigibi onlar


izledikten sonra, bir araya gelip, farelere benzer bamsz
varlklar olma yolundaki dncelerini ayaklara amadan
edemediler. Sanki anlalmak iin trajik bir vurguya ihtiyalar
varmgibi abuk abuk konuyorlard.

Vicente Holgado'nun ayaklan, "Ama bu bizim ilelebet


gvdeden ayrlmamz anlamna gelir," dediler.
Arkadaarnn heyecanna kaplmolan mokasen, "onlara ne
ihtiyacnz var ki?" diye sordu.

Spor ayakkablar da, "gvdenin tm zeks ayaklarda


toplanmr. Onun size ihtiyac var, sizin ona del," diye sze
kar.

"Bizim dnyamzda tanr olacaksnz," dedi Vicente


Holgado'nun ayakkablar, "bu gnlerde avludaki fareleri
inceledik, biraz pratik yaparsak onlar gibi olabiliriz."

"Ya da bokbcekleri gibi," dedi dul mokasen.

Spor ayakkablar, "Biz beyaz fare olacaz," dediler.

Vicente Holgado'nun ayaklan kuuluydular sanki, dnmeleri


gerektini sylediler. Tm gn i yaramaz bir bedenin arln
tamak, onu istedi yere gtrmek zorunda olsalar da,
yamlar fena gemiyordu. Geri ayakkablarn sundu iirli
varoluar asndan yeni ufuklar ayordu, ancak dikkatle
zerinde dnlmesi gerekirdi. Bunu, yeni edindikleri
stnlk taslayan, ilahi ifadeyi hi bozmadan sylediler.
Ancak zaman dur durak bilmeden geiyordu ve yatan
uurumuna geri dnmeleri gerekmekteydi. Vicente
Holgado'nun ayakkablar bir gndr yadklar ve dolapta
bulduklar kalplarn biraz olsun dindirmeyi bard aln
izlerini silmek iin ayaklardan birka saniyeline bile olsa
ilerine girmelerini istediler. Ayaklardan her biri ayakkablarn
iindeki bou zplad. Ayakkablar oraplarn aracl
olmadan zlerini, i organlarn oluuran bu varlklar
ilerinde hissedince ylesine rahatlambir soluk koyuverdiler
ki, eski terlikler nesnesel uykularndan uyandlar. Ayakkablar
kendilerini hi bylesine dolu ve hafif hissetmemierdi, nk
zerlerinde kule gibi ykselen gvdenin arl yoktu.
Sakngan davranarak hibir y sylemedikleri halde, bylesi
bir btnlk duygusuyla tm dnyay hi yorulmadan, bir
kemirgenin kvraklyla dolabileceklerini dndler. gdsel
olarak hem sol hem de satek baklarn sktlar ki, ayaklar
ilerine tam olarak yerlep her klerine sinsinler. Hatta bir
ara ayaklarn kmasn nlemek iin baklarn hi
gevtmemeyi bile dndler. Ya ayaklara olan sayglarndan
ya da bu biyolojik servenin psikolojik basksyla ayaklarn,
iirlinden ekinmelerinden korktular. amar odasnn bir
delinden kap ko ko aya, binann i avlusunda yayan
farelerin yanna gitmemek iin kendilerini zor tuttular.

Tam bu anda yatak odasndan bir ses duyuldu. Sanki bir


beden gecenin karanlk sessizlinde olan bir gmbrtyle
yere d ona da ac dolu bir k eik etmii. Vicente
Holgado'nun ayaklan gvdenin aya kalkmak istedini
anladlar; belki banyoya gitmek istemi ama ayaklar olmad
iin odann parkesine yap. Bu tehlikeli durum karsnda
ayakkablar baklarn gevttiler ve erkek ayaklan kadn
ayaklar peerinde, bir ko yatak odasnn yolunu tuttular.
Biyolojik dnyaya dnmolan terlikler de, sanki ellerinden
bir y gelirmigibi ayaklarla birlikte koular. Kunduralarn her
biri byle bir durumda kendileri iin uygun grdkleri bir
kye ekildiler, ancak Vicente Holgado'nun ayakkablar
biraz nce tattklar mthizevki dnerek yan yana, olduklar
yerde kalakaldlar.

alar saatin sesini duyan Vicente Holgado, sersemlemihalde


arflarn arasnda douldu, dirseklerini dizlerine dayayp
yzn ellerinin arasna alarak yatan kenarna oturdu. Biri
sanki bir kuman rld tek ipi ekmide, kumagzlerinin
nnde sklp gidiyormugibi uykudan uyankl
srkleniyordu. Arkasndaki kadn esneyince, bilincinin dipsiz
bouklarnda avare dolan bir ipe dnn bu del kumayok
oldu. Gzlerini kapad parmaklarn aralayarak ayaklarna
bakt ve yerinden srayarak gzlerini yumdu. Kadn adamn
rahatszln fark ederek ne oldunu sordu.

Adam nefesini tutup, her y yolunda m diye yine


parmaklarnn arasndan bakarken, "Hibir y," yantn verdi;
"sanki ayaklarm bacak deirmier gibi, saayam sol, sol
ayam sabacamdaymgibi geldi."

Kadn yatan kenarna kadar gelip, ban uzatarak adamn


ayaklarna bakt.

"Bir yin yok," dedi glerek, "yerinde olmayan kafan. Neden


gece yars o kadar patrt kardn?"

"Ayaklarm yerinde yoktu, ikisi de. Banyoya gitmek istedim


ama elbise askln devirdim ve yere yapm."

Vicente komodinin zerinde duran bir kitab iret ederek,


"Metroda okudun ayakkablar hakkndaki kitap yznden
kbus grdm," dedi.

"Sakn Yatan Altna Bakma!" dedi kadn.

"Her ne haltsa! Dn gece sen uyuduktan sonra uyku tutmad,


uykum gelsin diye biraz okudum. Uyuyacama kitaba
kaptrdm. Beni fena etkiledi, bir de stne scak..."

"Ryan nasld?"

"Ne bileyim, hatrlamyorum ki!"

Vicente ayaklaryla yeri yoklayarak terlikleri arad, bulunca


ayana geirip koridora kt. ok yksek tavanl eski bir
evde yayordu. Banyo ebeveyn yatak odasndan epeyce
uzaktayd. Dierini fralarken az dinde kendi ayla ilintili,
ama anlalmaz biimde baa bir azdan gelir gibi uzaktan
uza bir ac duydu. Bir an durdu ve ne oldunu anlamak ister
gibi, sanki ilk kez gryormuasna lavabo deline bakt.
Kenarlar metal bir halkayla evrili gider deli adam ksa bir
sreline hipnotize ederek, gndelik yamn kvrmlar
arasnda onu bekleyen gizemli bir kader oldunu haber verdi
sanki. Du girdi. Suyun altnda, Teresa orada kalmaya devam
edecekse bir takm dzenlemeler yapmas gerekeceni
dnd. rnen kadn kaps iyi kapanmad iin banyoda
rahat edemedinden yaknm. Hibir kap dou drst
kapanmyordu ki, ne yatak odasnnki, ne de mutfanki. Hele
taban dmesinin amas hali... zellikle de banyoda bidenin
evresi atlak doluydu, yakar yakmaz oraya buraya
bcekler kayordu.

Aslnda Holgado'nun daireden fazla bir kyeti yoktu, kiras


makuld. Madrid'in, Fuencarral Caddesi'nde, Tribunal'in
yaknndayd. Hep yamak istedi yerdi buras. Tek sorun,
Arturo Soria'da byk ve modern bir alerimerkezinde
evvelki sene at ayak bakm merkezinden ok uzak olmas
ve Vicente'nin ine nefret etti bir ulam aracyla, metroyla
gitmek zorunda kalmasyd. te yandan yer dmesindeki
atlaklar, koridordaki ei blk, pencerelerin dou drst
kapanmamas ve binann genel dknt hali, Vicente'nin
ilecilin medeni bir versiyonuyla iliilendirdi gsteriiz bir
varolu iret ediyordu.

Sok suyun ensesine arpp terinin yan sra sabah iinde


uyand nl da aktmasn umarak dun altnda dururken,
banyo kvetindeki ayaklarn dnceli dnceli inceledi.
Onlara acyordu. Hem kzarmard hem de bir trl
iyileiremedi bir mantar yznden pek iyi grnmyorlard,
ayaklarna yeterince zen gsterdi de sylenemezdi zaten.
Terzi kendi skn dikemezmi

Yatak odasna dnnce, Teresa adndaki kadn arflarn


arasnda yan uyur yar uyank durumda buldu. Yznde bo
neredeyse ktcl bir glmseme vard. Vicente giyinmeye
baamaya kalmadan adamdan yata gelmesini istedi. Adam
yata girince tm uzuvlaryla birbirlerine sarldlar ve fazla
bir deklik gstermeden onon begndr sregelen tutkulu
sahneyi yinelediler. Ancak kadn Vicente'nin kendisini hl
sevmedinden emin olmak istiyordu ve bunu tekrarlamasn
istedi.

"Seni sevmiyorum," dedi adam, "bunu bal gibi biliyorsun."

Teresa, "Arada bir sanki birbirimize kmz gibi projeler


yaptn seziyorum," dedi.

"Proje del, hesap."

Sevielerinin rktc ddetini birbirlerini sevmemelerinin


gvencesine borluydular bir nevi. Her biri tekinin bir
varnoktas del, daha kesin, daha saam, daha ayaklan
yere basan bir ye giden yolda bir duraklama, bir
geioldunu biliyordu. Bu bilgi ikisine de yadklar iliide bir
stnlk kazandryor, bu stnlk de cinsel bir yarara
dnyordu. Yadklar asndan cinsel bolmalar kadar
birbirlerine ettikleri szler de nemliydi; nk bu szler bu
konular hakknda sradan, gelip geici bir tana, bir taksi
srcsyle ya da bir trendeki kompartman arkadayla
konulanlarla ayn snftand, bu nedenle de dokunaklydlar.
Bir gece nce, kadn adamn ryasnda grd roman
hakknda bir iki yorum yaptktan hemen sonra Vicente
kadna bir srrn am ama kadn ciddiye bile almam.

"Neden yatan altna bakmamak gerektini biliyor musun?"

"Daha o blme gelmediysem de," dedi Teresa alayla,


"neden?"

"Aslnda ok yaknmzda olmasna karn bize ok uzak bir


boyuttan sz ediyor."

"Sen bu konulardan ne anlarsn?"

"nk ben yatak alt canavarym."

"O zaman burada, yukarda ne yapyorsun peki?"

"kmak gibi bir yanlyaptm. Daha dousu karldm, o


zamandan beri strapl bir yamm var, dikkat ekmemek
iin bu kaslar, bu sinir ular ve bir trl iine tkmadm bu
deriyle insan klna girdim."

Teresa yle karanlk bir kahkaha att ki, kahkahas sanki


yanlkla ieri girmibir yarasa gibi yatak odasnn
penceresinden uup gitti. O yl scaklar erken bastrm,
daha mays ba olmasna karn haziran sonu kadar scakt.
fak vaktinin serinlinden faydalanmak iin pencere ak
yatyorlard.

Sabahn cinsel alerini bitirdikten sonra Vicente

Holgado giyindi, ayana siyah oraplarm geirdi ve bir gn


nce giydi mokasenlerle bakl ayakkablar arasnda
kararsz kald. Bakl ayakkablar daha rahattlar, ama ok
kirliydiler. Sonunda bakl ayakkablarda karar kld, ama
epeyce sylendi.

Seks sersemlini atlatmaya aln Teresa, "Yine ne var?" diye


sordu.

"Mokasenlerim ayam vuruyor, bakl ayakkablarm da ok


kirli."

"Bakllar temizle o zaman."

Vicente ayakkablarn giydikten sonra ayakl elbise asksna


dnerek gece ona taklp d iin zr diledi. Teresa onun
mobilyayla kalan grnce, asknn bir casusa benzedini
syledi.

"Babamn da bir tane byle asks vard. Ama bu daha ciddi,


eminim ki babamnkinin patronu."

Vicente kahve hazrlarken Teresa zerinde Vicente'nin bir


pijamasyla mutfa geldi, iinde kollar ve bacaklar
kayboluyordu. Salarn o kadar sk at kuyru yapm ki,
bakarnn zelli olan soru ya da nlk ifadesi iyice ortaya
km. Kahvalt srasnda iine kapand, nedense Vicente'nin
grd kbusu sordu yine.

Vicente, "Romandaki gibi ayakkablarla ilgiliydi," dedi, "ama


ryamdakiler benim ayakkablarmd. Sanrm seninkiler de
vard."

"Belki de yatak alt canavar masalyla kitabn konusunu


birbiriyle karrdn ve patlayc bir karm yarattn."

"Yatak alt canavar bir masal del, varl bilimsel olarak


kantlanm"

"Benim yatamn altnda hibir zaman canavar olmad," dedi


Teresa, "benimki dolabn iinde."

"Yatan altndakiyle dolabn iindeki ayn canavar. Odada


yayann karakterine gre yatak altnda ya da dolapta
olabilir. Benimkisi yatamn altnda yayor. Korkumu
geirmenin tek yolunun canavara dnek oldunu keettim.
Kkken somyann altna saklanr, saatlerce terliklere,
ayakkablara, okul botlarna bakardm. flesen canlanacak
gibi dururlard. Hayatmda grdm ilk l de o dneme
denk gelir; belki de tabuta yerleirilibiiminden dolay bana
devasa ayaklan var gibi grnm."

Teresa alayc tavrn brakmadan, eliyle adam sen de der gibi


bir hareket yapt ve "Biraz tuhafz galiba?" dedi. Belki de bu
kann fazla ileri gittini anlatmak istiyordu.

"Tuhaf. Hi de del, sadece yatan altna girdim. Orada


olanlar grdm ve yasalaryla, yasa bouklaryla tm
biyolojik topluluklar gibi bir ekosistem oldunu fark ettim.
Neden mdi birbirimize k olmadmz anlyorum. Senin
Mavi Sakal'n ben delim."

Kadn kay uzatarak, "Benimkinin dolaptan m kmas gerek


k olmamz iin?" diye sordu.

"Elbette. Belki de kitabnda ayakkablar hakknda bilgi


vardr."

"Grdm kadaryla bu sende saplant olmu Yatan altna


girme adetin ka yana kadar srd?"
Vicente yerinden kalkt, damlatan muslu skt, yeniden
yerine oturmadan nce dolaptan bir yort ald.

"On bir, on iki yaarma kadar, hatrlamyorum. Denizden bir


ahtapot kartr gibi beni yatamn altndan zorla skmek
zorunda kaldlar."

Teresa yzn bir korku ifadesiyle kacktan buruurarak


elindeki galetay Vicente'nin yzne dou sallad, sussun
diye.

"Tamam, en baarda arada bir yatamn altna saklanrdm,"


diye itiraf etti adam, "ama bir gn annemle babamn dnin
altnda terliklerle oynuyordum ki, odaya annem girdi. nce
yatan altndan kmay dndm ama sonra annemin dn
patlatacam dnerek vazgetim ve yatan altndan topuklu
ayakkablarn iinde bir o yana bir bu yana gidip gelen
ayaklarn izledim. Sonra yatan kenarna oturdu. Sanrm
ayordu. Ayakkablarnn topuklar amn sadece birka
santimetre tesindeydi, yalasam annem farkna bile
varmazd. Birden annemin ayaklarnn yzne ok uzak
oldunu dndm. Ayaklarn baa hi ilgisi olmayan bir
dnyalar vard. Benim orada, yatan altnda oldumu
bilmelerine karn hibir y sylemediler, syleyemezlerdi
nk o anda ayn dnyaya aittik. Birbirimizi korumak,
birbirimizle dayanak zorundaydk."

"Bu anlattklarn gerekten oldu mu? Bir karabasan falan


del, del mi?" diye sordu Teresa; kahve fincan elinde,
havada asl kalm, anda bir korku atacak ya da
kahkahalara bolacak gibi arada derede bir ifade vard.

"Elbette," diye devam etti Holgado, kadnn tepkilerinin pek


farknda olmad belliydi, "sonra somya, annem kendini
stne brakverince gcrdad. Bir sre sonra annem yine
douldu ve ayak bileklerinin dibine bir klot d. Klodunu
saelinin iki parman kullanarak tek bir harekette kard.
Ayakkablarn da kartarak klodunu birinin iine koydu ve
yatan altna itti. Ayakkabnn klotu yutacan dndm,
nk ben ayakkab olsam yle yapardm. Bu sahneyi
grmemek iin ko ko oradan kamak istedim ama
dayandm. Annem kalkt, hareketlerinden ev elbisesini
giydini kardm nk yatan altna elini sokarak terliklerini
arad, ona terlikleri uzattm, farkna bile varmad ve daha
sonra yatak odasn terk etti. Uzaklaasn bekledim, ama
birden oradan kmak istemedimi anladm, nk o yer
bana aitti ve kmadm."

"kmadn m?"

"Hayr yatan altnda yamaya baadm. Evden katm


sandlar. Bir okul arkadam bir ay kadar nce evden kam,
benim de aynsn yaptm varsaydlar. Gnlerce sokaklarda,
istasyonlarda beni arayp durdular, oysa evde, onlarn
yatann altndaydm. Orada yamaya alm. Beni zorla
kardlar, psikolojik tedaviye soktular, kas erimesi ve cilt
tedavileri falan verdiler. Ben de elimden gelenin en iyisini
yaptm, ama asla sizler gibi hissetmedim o olaydan sonra.
Sonra bydm ve bu olanlar unuttum, szn bile etmedim
hatta, ama bir gn kpemi yatan altnda l buldum, sana
geen gn anlatmm ve birden her y kafama dank etti.
Hemen ardndan elinde ayakkablar hakknda bir romanla
sen ortaya ktn..."

"Kes, kes artk, tamam korkudan hoanrm ama kk


dozlarda..."

Kirli tabaklar ykamak iin lavaboya gtren Vicente, "hepsi


bu del," dedi.

"Tamam, tamam, yamda her yin bir aklamas var elbet,


mdi ayaklara duydun tutkuyu anlyorum."

"Ayaklar olup bitenleri bilir."

Vicente ykadklarn bulakl yerleirdikten sonra Teresa'ya


tek bacakl bir hastasn anlatrken saa solda buldu
bardaklar alkalamaya koyuldu.

Hl Vicente'nin pijamalarnn iinde uyuklamakta olan


Teresa sanki olup biten bir ryaymda uyanmak istermigibi
ban sa sola sallad.

"Tekrarla bakaym," dedi.

"Duydun ie. Ona durmadan rahatszlk veren hayali bir aya


var, bir sreden beri tedavi ediyorum."

"Ne yapyorsun peki?"

"Bir lenin iinde tuz ve bikarbonat banyosu hazrlyorum.


Oturuyor ve grnmeyen ayan lk suya sokup, acs dinene
kadar ieride tutuyor. Bunlar, diyabete ba damar tkankl
belirtileri. Masaj iin onu sana gndermeyi dnyorum."

"Olmayan aya masaj yaptrmak i yaramaz ki!"

"Elbette."

Teresa masaj uzmanyd ve Vicente'nin iyerine bitik kk


bir muayenehane amay dnyordu. Hl srmekte olan
dekorasyon alalar srasnda Teresa, Vicente'den bir iyilik
istemi o srada tanard. Teresa bir y sylemeyince,
Vicente bir uzvu eksik, zellikle de masaj yaplacak yeri eksik
bir hastay ona gndermeyi dnmenin samalk oldunu
fark etti. Yine de kendi kendine sylediklerini gzden
geirerek, tkrdn yalamamas gerektine karar verdi,
ste kmann baa yolu yoktu.

Teresa birden konuyla ilgilenmigibi, "Onu gerekten de bana


gndermeyi dndn m?" diye sordu.

Kadnn ani ilgisinden rahatsz olan Vicente, "Elbette," dedi;


Teresa kar kmaynca adam bozuldu. Bu omurgas olmayan
bir canly kemik uzmanna gndermek gibi bir ydi. Muslu
kapatt ve bir mutfak beziyle ellerini kuruladktan sonra
evden kacan syledi. Teresa dnceliydi, olmayan bir
aya masaj yapmak konusunu enine boyuna lyordu sanki,
birden:

"ene dou marangozla bulucam. Gelince sana uarm.


Annemlere gidip zerimi deirmem gerek. i gndr ayn
yleri giyiyorum," dedi.

Her zaman byle ayrntl aklamalarda bulunurdu.

Vicente, ikisi de istemese de durumlarn bir dzene


sokmalar gerektini dnd. Hem reddedilme korkusundan
hem de Teresa'nn hemen tanacandan ekindi iin
beraber yamay nerip ilk adm atan olmak istemiyordu.
Varlnn yalnzca yars hatta belki de yzde krk Teresa'yla
yamak istiyordu. br yars yalnzlndan houttu, ama her
iki yary da memnun etmek kolay grnmyordu. ok
zaman nce bu tr kayglarndan bir kadna sz etmi kadn
da onun sz vermekten korktunu sylemii. Ama varlnn
yalnz yamak isteyen yarsyd sz vermekten korkan. br
yans bunu istiyordu. Belki de Teresa'nn da byle iki yars
vard, bu nedenle sz vermeye dou bir adm att anda yle
bir hzne kaplyordu ki, iinden kmas ok g oluyordu.
Vicente glmseyerek en iyisi bu yarlarn birbirleriyle
anlaas diye dnd: Bir yar Teresa'yla evlenir, teki de
yatan altnda yamaya devam ederdi. Bu tpk "Koridorun
sonundaki oda hari evimin tm odalarna girebilirsin"
demek gibi bir ydi. Acaba Teresa bu tr bir neride bulunsa
Vicente ne derdi? indeki yasa delebilir miydi? Hangi
yaryla? Fethedilmiolanla m, serbest olanla m? Gerek olan
her ikisinin de iinde tekinin giremedi gizli bir blgesinin
olmasyd; coafyas olmayan bir yer, dili, anayasas, tarihi
olmayan topraksz bir lke.

Teresa kapnn nnde Vicente'nin dudaklarna kocasn


urlayan mutlu bir eedasyla bir pck kondurunca, adam
bunun hem iyi hem de kt oldunu dnd.

Vicente metroyla ine giderken, her ne kadar


ypranmolsalar da, bakl ayakkablarn daha rahat oldunu
bir kez daha teslim etti. Bir gn nce giydi mokasenler
ayaklarn szm szm szlatm. Baz ayakkablarn kalp gibi
aya uyma zelli varken, bazlar da bir kap olmaktan teye
gidemezdi. tasyonlarda vagona yeni insanlar bindike
ayaklarn izliyor, olas rahatszlklarn tahmin etmeye
alyordu. Dnya trl rahatszlktan mustarip ayaklarla
dolup tayordu ama Vicente'nin muayenehanesi nedense
bou. sanlar damar sorunlar olunca kardiyologa, kemikleri
aynca travma uzmanna giderlerdi, ama kimse ba ciddi
biimde derde girmeden bir ortopediste baurmazd
nedense. Oysa Vicente tp etimi almamolmasna karn pek
ok doktordan daha fazlasn bilirdi. Ayaklarna en iyi bakan
adamn bile, onlara en fazla bir protez kadar der verdini
dnd. Kendi de, bir sredir klasik tedavilere direnen bir
mantar hastalndan mustarip olan ayaklan iin herhangi bir
tedavi giriminde bulunmam. Teresa'nn ayaklar mesela
gayet bakml, tertemizdi, ama kk parmann ie bklme
elimi vard. Teresa nceki gece anne ve babasnn Vicente'yi
tanmak istediklerini sylemi adam da kar kmam.
Bilakis, mutlu ift rolne soyunacaklardysa, neden bu tr
oyunlar oynamasnlard ki? Karakterleri hakknda biraz bilgi
toplamayla snrlam ana kadar bu insanlarla iliisini.
Teresa'nn annesi hastalk belirtilerine, babas da alet
edevata kafay takm (hatta bunlarla yatp bunlarla
kalkyorlar da denebilirdi). Her ikisi de Esperanto konun bir
toplulun yesiydiler ve kzlarna da bu dili akc biimde
konuay etmierdi.

Teresa annesinin migren alarndan ve bbrek taarndan


sz etmeye bayldn sylemii. Babasnn dnyasysa yldz
tornavidalar, matkaplar, yuvarlak ulu penslerdi. Hrdavat
dkknnn vitrinini butik gibi dekore etmii.

Vicente bu hastalk hastalnn ve alet edevat bamllnn


ardnda ahlaki bir dzen ittifak oldunu dndyse de bir y
sylemedi. gintir, onu her ikisi de, ilgilendiriyordu, hem
belirtiler hem alet edavat... nk bu iki saplantnn bir
anlk formu aray ierisinde birbirlerini tamamladklarn
dnyordu. Yllar nce ok amal bir aleti grnce duydu
hayranl anmsad: Bir sapn iinden akla hayale gelmeyen
bir sr pratik alet, aaca, bak, trnak trps falan
kyordu, sihirbazn pkasndan kar gibi. Bu aleti hemen
satn alm ve komodininin ekmecesinde saklyordu, evde
onunla zemeyece bir sorun yoktu. Vicente gzel bir pens
ya da her derde deva bir cmbzla oldu kadar genel anlamda
hastalklarla, zel olarak da ayaklarda meydana gelen
hastalklarla ilgileniyordu.

Bu zelliklere baklrsa Teresa'nn daha iyi bir anne ve babas


olmas beklenemezdi (Esperanto'yu hesaba katmam, ama
bu, tezini olumsuzlayan bir ayrnt deldi, sonuta o da pratik
bir alet, bir arat). Geirdi tuhaf gecenin ardndan metroyla
ine giderken, Teresa'ya istedi zaman ebeveynleriyle
tanaya hazr oldunu sylemiolmay istedi. Trajik bir rya
grm.

san tketen uykular vardr. Ayan kaybetti duygusunu,


dn, elbise asksna arpmasn anmsad ama bu
talihsizliklerin ncesini ve sonrasn anmsayamyordu.
Yeniden kpenin lmn dnd. Saa solda kouran
minik bir yavruydu, heyhat, geen ay bir sabah uyandnda
kpenin yatan altnda korkudan titredini grm zavall
hayvan bir iki dakika iinde korkun bir y grmya da
koklamgibi oluvermii.

Gregorio Maranon ve Avenida America'da hat deirdi.


Alonso Martinez'de de inebilir ve drt numaral hatla dosdou
Arturo Soria'ya gidebilirdi, ama on durak gitmesi
gerekiyordu ve bunun ursuzluk getirecene inanyordu.
Baa bir bakasndan da hat deirmenin rahatszlna
karn bedurak tasarruf etmioluyordu. Bunu hesaplayan
Teresa'yd. Vicente'yle ayn zamanda evden kyor, iyerinin
bulundu arya Vicente'den daha ge varyordu. Hangi
yolun daha iyi oldunu tartard bir keresinde. Sonunda
Teresa hat deirmenin batl inanlar nedeniyle del de,
zamandan tasarruf etmek asndan daha olumlu olduna
karar vermii. Bu polemik Vicente'nin anda ac bir tat
brakm, demek ki varolual sorunlar ya da pek ok
gndelik karar, durak saylar ya da hatlar arasnda seim
yapmaktan teye gidemiyordu. Mantksz olmasna karn
belki de batl inanlar da i karrmakta fayda vard,
nsszln nne geemeseler bile, en azndan verilecek
karar karmaklarabiliyorlard.

Kafas bu kark dncelerle dolu, istasyonda indi ve Arturo


Soria Caddesi'ni kat ederek, henz pek ok iyeri ve
dkknn halka kapal oldu alerimerkezine vard. Giysi
dkknlarnn gen tezghtarlar ellerinde kahve kupalaryla
bir o yana bir bu yana gidiyorlar, ene alyorlar, ekingen
bir itenlikle birbirlerine selam veriyorlard.

Vicente'nin muayenehanesi ikinci kattayd. AYAK BAKIM


ATLYES Kapnn zerinde yel neon kl harflerle byle
yazyordu. u351 yerini bu kadar saldrgan bir biimde,
insanlarn gzne sokmaya karar vermesi kolay olmam.
Sahtekarlkla sulanmamak iin tbbi bir unvan kullanmam
ancak nasr skc gibi bir tanm da bilgisini gz nnde
bulundurunca, gzne yetersiz grnm. AYAK BAKIM
ATLYESjenerik bir isimdi. Sorunu ciddi olsun olmasn
herkesi ekebilirdi. Gelen hastalarn onun rahatszlklar
son derece sradan ylerdi ve yarm saatlik bir tedavinin
ardndan, gelmeden nce tahmin edebileceklerinden ok
daha fazla rahatlamolarak muayenehaneden kp
giderlerdi.

Vitrininde her trden taban, ortopedik ayakkab, dek


hastalklar olan yapma ayak vard. Bir maskot dkknn
andryordu; ocuklarn vitrinine yapp hayvanlarn
dikkatini ekmeye alklar dkknlardan... Teresa'nn
dkknndaysa daha tadilat vard, o nedenle henz
almam. Dkknna bir ad takmam henz. Kadn,
fizyoterapist falan deldi; o da Vicente gibi yapt in etimini
grmemii. Bu konuda sk sk ka yapard, ama ticari iznini
alana kadar epeyce sknt ekmii. Sonuta kapsnn zerine
MASAJ yazan bir tabela asmakla yetinmii. Vicente bunun iyi
bir fikir olmadn nk fahilin bir dalnn bu unvann
arkasna saklandn sylese de Teresa aldrmam bile. Belki
"terapi" terimini ekleyebilirdi bir yere, TERAPMASAJI, ama
Teresa byle afili szcklerden nefret ettini syleyerek
konuyu kapatm.

Vicente o gn dkknna girerken ayaklar geri geri


gidiyordu. Aal bir yl olmuu neredeyse, insanlarn yediden
yetmi ayak bakmnn ne kadar nemli oldunu
kavramolmas gerekiyordu oktan. sanlar dzenli biimde
dihekimine grnmeye alard. Bu bir ilerlemeydi elbette.
Genlerin pek onun dierine tel taklyd. Baz gnler
Vicente Holgado bu tellerden taklmazlar sayar, bir telin
parasyla az saysn arpar, diendstrisinde dnen parann
miktarna r kalrd. stelik de insanlarn sadece bir azlar
varken hal byleydi. Ayak gibi iki azlar olsayd, bu rakamlar
astronomik olurdu. Ama sokakta ayn miktarda ortopedik
ayakkab gremiyordu dousu; ayaklarn diere gre daha az
dzeltilmeye ihtiyac oldundan del, sak kltr bedenin
bu blgesine ulamamoldundand bu. Muayenehanesine
giren ayaklar bir elin parmaklarn gemezdi. Bazen de, tek
ayakl hasta rnende oldu gibi teker teker gelirler ya da
kimi hastalar olan ayayla del, olmayanla uard. Ksacas
klinik iyi iyapmyor, banka verdi krediyi uzatmak iin ayak
diretiyor, Vicente de ulsuz geziyordu.

Vicente, insanlar neden ayaklaryla, bacaklaryla


ilgilenmiyorlar, onlar kenar mahalle gibi alglyorlar diye
kyet eder dururdu. Pek ok insan nemli organlarnn
dizden yukarda yer aldn sanard.

Tabelann klarn sndrdkten sonra st cebinde krmz


renkle ad ii doktor gmleni giydi. Baa kimseyi
beklemedinden hayali ayakl hastas iin bir zelti
hazrlamaya koyuldu. Bu kez denemek iin tuzla bikarbonata
bir para da inko ekledi. Gerek ayaklar yerine olmayan
ayaklar zerinde deney yapmak daha iyiydi. Bir sreden beri
inkonun anestezik bir etkisi oldunu dnyordu, ama
kendinden baa kimsede denememii henz bunu. Bu
deneyde amac mantarlarn verdi rahatszl azaltmakt.
Arada bir her derde deva mucize bir ila keetmenin hayalini
kurard. Formln Japon laboratuvarlarna satacak, kazand
parayla mrn ararma yapmaya adayacakt.

zelti dinlenirken iinde dek hastalklar temsil eden


altandan ayaklarn durdu bir vitrini at ve teker teker
tozlarn ald. arpk, atlak, krk, nasrl ayaklarn her birine
avutacak bir iki szck fsldad. Kentteki en iyi al ayak
koleksiyonlarndan birine sahip olmasnn nedeni yalnzca
arda her rastladn almas del, kendisinin de dkknn
arkasndaki kk bir atlyede gizlice imalat yapmasyd
(aka yapacak profesyonel yeterlilikten yoksundu). Hasta
ayaklar yapyor, bazen yapt ayaklara olmayan hastalklar
atfediyordu. nk Vicente'ye gre hastalktan haberdar
olmak iyileirmekten daha nemliydi. Bu ayaklar arasnda en
sevdinin tek bir devasa trna vard; bu trnan altndaki
parmaklar sanki korkmugibi yataklarnda bzlmer,
birbirlerine sokulmuard. Baz merileri bu ience
grmayaklardan ienirler, yine de bakmaktan kendilerini
alamazlard. Bu davranar Vicente'nun kafasn karrrd.
Kafasnda Akhileus'un topuna sahip bir ayak yapmak vard
ama hastal nasl simgeleyeceni bilemiyordu. Kendi
uydurdu bir hastal sahip bir ayak yapt m kalb krard ki,
eseri tek olsun. Tp Fakltesi'ne yazm etim grevlilerini
encileriyle birlikte koleksiyonunu grmeye davet etmii,
ama henz ses seda kmam.

Saat onbirde hayali ayak geldi. Ba oldu bacan dizden


yukars grlmeye derdi dousu. Pantolonun paas ayan
evresinde dalgalanyor, konturlarna pek sadk olmasa da,
arada bir aya resmediyordu sanki.

Koltuk deeklerini bir koltun zerine brakp oturan adam,


"Allah'tan baa y isteseymim," dedi, "ikazas geirdim
iin hem ykl bir tazminat aldm, hem de sakat maa
almaya hak kazandm. Canm ne isterse onu yapabilirim
artk."

"Peki ne yapmak istiyorsunuz?" diye sordu Vicente, bir


yandan da zeltinin scakln kontrol ediyordu.

Adam gzlerini ayaklarn sergilendi vitrinden ayrmadan,


"Omurgaszlar. Bir gn sizin al ayak koleksiyonunuz gibi bir
kabuklu koleksiyonum olmasn ok isterdim."

Ayak bakm uzman zeltiyi dkt leni adamn ayann


altna srd. Paasn svayp hayali ayan suya sokan adam,

"Oh! Dnya varm" dedi.

"Bu gn karma inko da ekledim. Anestezik bir etkisi var,


banyodan sonra da sryor."

Vicente zr dileyerek dkknn arkasna geti ve ahp bir


arv kutusu kartarak hastann fini inceledi. Tekrar teisini
okudu: Diyabetik damar tkankl. Kendine yanlmolup
olamayacan sordu. Yeni hazrlad zeltiye koydu inko
miktarn kaydettikten sonra, yapt ien pek memnun, n
tarafa geti. Tam o srada kapdan merkezin alt katndaki
butiklerden birinin mdirelini yapan, son derece ekici, orta
yan zerinde bir kadn girdi. i aydr tabannn altndaki
nasrlar tedavi etmekteydiler. Holgado nasrlar ponza tayla
ovuyordu, ama nasrlar, anlayamad bir inatla annda
yeniden oluyorlard.

Vicente kk bir paravan aarak hayali ayakl hastay


arkasna gizledi ve alak bir tabure ekip kadnn nne
oturdu. Kadn dz, son derece ciddi grnml siyah
ayakkablar giyiyordu, ayakkablarn karp kenara koydu.
Vicente kadnn saayan alarak ne oldu anlalmaz,
mphem bir nesne gibi bir elinden brne aktard. Hasta
durumdan kuuland.

"Durum vahim mi?" diye sordu.

"Hayr, ama ar, belki de daha spor ayakkablar giymelisin."

Kadn plaj terlikleriyle bir modaevini ynetemeyeceni


syleyince Vicente ona katld.

Yksek sesle, sesinin titremesine engel olmaya alrak


"Sana taban yapaym," dedi, ortopedist deldi ama bu
unvana sahip pek oklarndan daha fazlasn bilirdi. "Bylece
daha az nasr tutar, nk taban ayan baa bir adan
hareket etmeye mecbur eder."

Taban fikri hastann hona gitti, yine de Vicente'den


sertlikleri taamasn istedi. Vicente nce zel bir bakla
al, daha sonra, en hassas kata varnca, ponza tayla
srtt. Pek ok profesyonel bu yntemi modas gemibulsa
da, Vicente zellikle nasr tedavisinde hl tartlmaz bir
yntem oldunu dnyordu.

Kadn siyah ipekten bir pantolon giymii, paalar bileklerinde


bir yara izi gibi duran bir kurdeleyle bzlm. Paravann
br tarafndaki hayalet ayakl hasta Vicente'ye ocuklunu
anmsatan eski bir rk mrldanyordu.

"O nasl gidiyor?" diye fsldayarak sordu kadn.

Vicente eliyle ne iyi ne de kt anlamna gelen bir iret yapt.


Kadn irete yant olarak gerek olmayan ktlkleri ortadan
kaldrmann daha zor oldunu syledi. Vicente gerek
olmayan ktlklerin de gerek oldunu sylemek istedi,
ama hastasnn onlar duyup, arkasndan konuuklarn
dnmesinden ekindi iin konuyu baa ynlere kaydrd.
Kadn saatine baktktan sonra korak gitmesi gerektini, yeni
bir elbise sipari bekledini syledi. Ertesi gn yine gelecekti,
tam karken inli bir toptancsnn oldunu syledi, mutlaka
ayaklan sarglyd, nk aksayarak yryordu.

"Belki de sarglar karmaya ve sana gelmeye ikna


edebilirim, ok paras var."

Vicente ok tekkr etti. Ayaklarn bymemesi iin bu kilde


sarglanmasnn kemikler zerinde yaratt etkileri incelemii,
ama bu ienceyi ekmiherhangi bir ayakla hi karlaam.
Kapy kapatt, geri dnd ve paravan katlayp duvara
yaslad. Saatine bakt.

Hayali ayakl hastaya sanki sre de en az inko kadar


nemliymigibi davranarak, "On dakika daha," dedi. Belki de
gerekten nemliydi. yle veya byle, her yin Vicente'nin
kontrol altnda gibi grnmesini sayordu.

Tam bu srada Teresa geldi. Giysi deirmii, salar yeni


ykanmgibi nemliydi. Vicente ona nlk hatta biraz da ala
bakt, bu kadar arzulanas bir kadnn kendisini benmesine
rmgibiydi.

Teresa, "Saat on bir buuk ve marangoz ortalarda


grnmedi," dedi, yznde ier pek yolunda gitmiyormuve
dkknn zamannda aamamaktan korkuyormugibi bir
ifade vard. Davetiyeleri bile gndermi bir hazr yemek
rketiyle kokteyl iin anla.

Konurlarken gzlerini topaln, lendeki suyun iine batm


grnmeyen bir kaplumbaya benzeyen hayali ayandan
alamad. Vicente onlar tanrd ve Teresa'nn fizyoterapist
oldunu syledi, syler sylemez de pian oldu, nk bu
dou deldi. Ama andan km bir kez ve geri alamazd.
Kadn profesyonel bir ilgiyle grnmez ayan zerine eldi.
Ellerinin arasna alarak,

"in verir misiniz?" dedi.

Hasta izin verdi. Teresa'nn yapt masaj karsnda yzn bir


rahatlama ifadesi kaplad.

"Bu bir diyabetik damar tkankl del," dedi kadn. Alak


sesle konuuu ama hem Holgado hem de hasta, ayak bakm
uzmannn tansyla hemfikir olmadn duydular, ortam
danca bir gerginlik kaplad.

"Zarar grmbir sinir var," dedi Teresa kendinden emin.


"tiyacnz olan rehabilitasyon ve masaj. Ayak taranzda
duyarszlabir ksm var."

Vicente durumu kurtarmak iin sze kar, Teresa'nn


tansnn diyabetik damar tkankl ile eliedini syledi;
zaten bir masaj tedavisi nerip nermeyeceni enmek iin
Teresa'ya danak istedini de ekledi. Ayak uzman ve masaj
uzmanyla ayn zamanda birlikte alak fikri hastann da
hona gidince, Teresa dkknn amolacan varsayarak bir
sonraki haftaya adama randevu verdi.

Topal knca Vicente, Teresa'ya olan bitenden hoanmadn


ve bunu yapmaya yetkisi olmadn syleyecekti, ama her
yin bir de ya da romanda olup bittini dnmeyi yeedi.
Srf bu oyunu devam ettirmek iin:

"Diabetik damar tkankl oldunu hi dnmedim aslnda,


ama bu, kalbi ilgilendirdi iin insanlarn ok hona giden bir
tan," dedi.

Terasa, "Kalbin eskisi kadar prestiji kalmad, insanlar


karacirleriyle ilgili bir sorunu tercih ediyorlar," dedi.

Vicente, "Ne olursa olsun e olmayan organlar iftlere gre


daha fazla kredi sahibidir," yantn verdi.

Teresa da bir asimetri tutkusunun oldu konusunda


Vicente'yle hemfikirdi, bunun bireysellin ykselen der
olmasyla ilgisi vard belki de.

Tam o srada Teresa'nn marangozu kapdan kafasn uzatarak


gecikti iin zr diledi. Teresa, Vicente'ye veda ederken
anne ve babasnn onu o gece yeme beklediklerini syledi.

Glmesini bastrarak yalancktan tehditkr bir sesle, "Seni


tanmak istediklerini sylemiim," dedi.

Vicente e yemeni birlikte yemek istediyse de, Teresa'nn


tm gn alerimerkezinin dnda yapacak ieri vard.
"Gece bizimkilerde grrz, ge kalma."

Teresa'nn ailesinin yad ev Hortaleza'da, Marfa Moliner'in


ksinde, Holgado'nun evinden fazla uzak olmayan eski bir
apartmandayd. Babas evin altnda bir hrdavat dkkn
ietiyor, annesi de kasada oturuyordu. Bina dklyor,
ziyaretilerin zerinde tarihi bir kalntya girmier etkisi
brakyordu. Teresa'nn babas girieki rutubet lekelerine
"klcal damarlar" diyordu, ama Vicente Holgado adamn ne
demek istedini pek anlamam dousu.

Tanktan sonra hep birlikte mutfa, akm yeme iin zel


bir y piren annenin yanna gittiler. Vicente, girer girmez bir
karnca srasnn lavabonun altndan kp, bulak
makinesinin altnda kayboldunu fark etti. O kadar
kktler ki gidiyorlar m, geliyorlar m, belli deldi. Vicente
sraya yaklarak brlerine sezdirmeden, istemeden olmu
sanki kendisinden ziyade ayakkabsnn kararymgibi
karncalar eziverdi. Teresa olan bitenin farkna vard ve
Vicente'ye engel olamad iin gzle grlr biimde gerildi.
Bu srada annesi kzna dnerek lavabonun altnda bir
karnca yuvas keettini, ama bozmaya kyamadn syledi.

"Bazlarn gre," diye szlerine devam etti, "karncalar tm


dnyann evresinde, alerie kullandmz fileye benzer bir
aoluuruyorlar, ama iinde karpuz yerine Dnya var,
yeterince byk bir delik aarsak, dseriz. stelik de insan
rahatsz etmiyorlar ve eski mobilyalarn dkntlerini de
ortadan kaldryorlar."

Vicente temizlemeyi unuttu bakl ayakkablarnn


durumundan utan duydu ve insanlarn dikkatini
anatomisinin daha st blgelerine ekmeye al. O eden
sonra alerimerkezindeki dkknlardan birinden maddi
olanaklarna gre fazlasyla pahal olan mavi bir kravat satn
alm. Bir doktor kravat diye dnd ya da bir dedektif.

Teresa'nn babas odann bir ksinde, yemek masasnn


yannda oturmu bir bardak rabn tadn kartrken bir
yandan da elindeki kk tornavidayla bir fndk kracan
kurcalyordu. Arada bir tatminkr bir ses karyordu.
Ddnyaya uyum saamakta sorunu olmayan kendine ait bir
dnyann iinde yayordu sanki.

Vicente birden ilk kez birlikte oldu bir kadnn ebeveynleriyle


tann fark etti ve bu ilii gzne hi olmad kadar gerek
grnd. Teresa'yla ierin byle geliceni dnmemii, ama
hona gitmiyor da deldi dousu. Aslnda bu ziyaret bir
mikrokozmosun iine dalmasna ve onlardan biriymigibi
davranarak bu dnyann sakinlerini mikroskop altnda
incelemesine olanak tanyordu. k rabn bitirdikten sonra
kendine gveni geldi ve bir sraya mutfak tezghnn
zerine oturdu; biraz yksek gelmii galiba, nk ayaklar
havada sallanyordu. Bu samimi hareket ailenin hona
gittiyse de, Vicente kirli ayakkablarnn grntsnden fena
halde rahatsz oldu ve sanki ayaklan bileklerinden
ayrlverecekmigibi mthibir korkuya kaplarak hemen yere
atlad.

Vicente'nin ailesine karasndaki doll dayanarak, "Yeme


burada yiyelim," dedi Teresa.

Ebeveynler yapmacktan bir itiraza giriilerse de ayak bakm


uzman mutfan scakln yemek odasnn resmiyetine
yeedini syleyince itirazlarndan vazgetiler. Tam o srada
sokak kaps alnd ve ieri minicik bir kpekle bir masal
postacsn andran gen bir kz girdi. Julia. Teresa'nn kz
karde. Kodan geliyormugibi yelek ve spor ayakkablar
giymii. Herkesi bilgi bir tavrla selamlad, tm dnyaya
ailesinin tm fertlerinin ona bir borcu oldu mesajn
yayyordu sanki. Konurken dierindeki tel gzkt. Bu,
Vicente'nin duygularnda tuhaf bir dalgalanma yaratt. Ayak
bakm uzmanna sanki onu baa bir yamdan, baa bir
romandan tannmgibi baktktan sonra cannn akm yeme
yemek istemedini syleyerek kpeyle birlikte odasna
ekildi.
Son kez Vicente'yi szerken de nlk, hatta korku dolu
atlak bir sesle, "Ayrca, son derece yorgunum," diye ekledi.

Vicente birdenbire Teresa'nn neden baa bir yere giden


yolda bir duraklamadan baa bir y olmadn anlad. Bu yer
Julia'yd, artk biliyordu: Julia. Gen kzn gzlerinden geen
bir k huzmesi ya da dierindeki tel Vicente'yi orackta, tm
ailenin nnde mahvetmii; adamn ykl ya da zaferi o
kadar kesindi ki... evresinde soluk almas imknsz bir
atmosfer oluuu sanki.

Sessiz geen birka ann ardndan Teresa'nn annesi


Vicente'ye dnerek yznde mahrem bir ifadeyle,

"Kk kzmn giydi ayakkablar dikkatinizi ekti mi? Hava


blmeleri var. ok rahatmar yle diyor, ama bende tuhaf
bir duygu uyandryorlar. Sanki cirleri varmgibi. Geen gn
ykarken nefes aldklarn sandm," dedi.

"Vicente'ye byle yler syleme sonra ayakkablar


kbuslarna girer anne," dedi Teresa. Yznde glmesini
tutmak istermigibi tuhaf bir ifade vard, ya da belki
aamasn.

Annesi, "Ayakkablarla ya da ayaklarla ilgili ryalar grmesi


normal del mi, bir ayak bakm uzman eninde sonunda,"
yorumunu yapt.

"yle del," diye atld Vicente, "kznzla ayakkablarn


kendilerine ait kilikleri oldu hakknda bir kitap okuyorduk,
belli bir miktar yamlar varm dn gece bir dgrdm,
ayakkablarm canlanm," dedi.

Herkesin ilgi alanndan hl biraz uzakta duran baba,


"Ayakkablarn bir yam olmas bana o kadar da masals
gelmiyor," dedi. "o kez ayamz kanr ve karken
kandrann ayakkab oldunu fark ederiz. o ki ayakkabm
kanyor ya da ayakkabm vuruyor der, ayn y. san derisine
ok yakn olan nesneler bunlar. Ama acaba bunlar canl m
yoksa cansz varlklar m? Ben ikisinin arasnda bir snrda
olduklarn dnyorum; tpk deniz yldz gibi... Hayvan
mdr, bitki mi? Bazen belli belirsiz itersin, hemen bir kolunu
uzatr. Ayakkablar canl varlklar olmayabilir, ama tamamen
l de deller."

Vicente Holgado bir y syleyecek gibi oldu. Tm yzler ona


dnd, ama o, hl kk kz karden yznn ve annenin
kzn spor ayakkablar hakknda yapt organik benzetmenin
etkisi altnda oldundan an aamad. Julia'nin kk
kpekle ieri giri nceki samimi havay bozmuu sanki,
sohbet eskisi gibi dol akmyordu. Teresa, Vicente'den sofray
kurmak iin yardm istedi; kimin nerede oturaca konusunda
kalalar, bu havay biraz yumutt belki. Anne kznn zel
durumlar iin saklad bardaklar del de, gndelik bardaklar
kullanmasna yalancktan ierlemigibi yapt ama, pek sevdi
kristallerinin bir kazaya kurban gitme ihtimali ortadan kalkt
iin rahatlam besbelli. Masa kurulduktan sonra Teresa'nn
kardene fena halde abay yakmasna karn hl
ayakkablarnn kirini dert etmeyi srdren ayak bakm
uzman tuvalete gitmek istedi, baba kaybolmamasn
syleyerek ka yapt.

"Koridorun sonunda saa, tm evlerde oldu gibi."

Koridor iyi aydnlatlmam ama Vicente evin plann hemen


kavrad. Salon koridorun bir uundayd, mutfak teki ucunda;
bu, bu tr eski evlerde sk rastlanan bir durumdu. isinin
arasnda yan yana odalar diziliydi. Ebeveyn yatak odasnn
kapsnn nnden geerken ieri ban uzatt ve yatan br
yannda kendisininkiyle ayn aileden, belli bir amac
varmgibi grnen, zerinde bir iki erkek pantolonu asl
ayakl bir elbise askl oldunu grd; Holgado'ya kalrsa
pantolonlar nlerindeki aklktan yeterince iyi soluk
alamamaktaydlar. inden, "Zavalllar, strap ekiyor
olmallar," diye geirdi ve pantolonlara talep etmedikleri bir
mahremiyet saamak iin kapy biraz itti.

Biraz daha ileride, saa, altndan k szan kapal bir kap


grd. Kk karden odasyd kuusuz. Onu yatanda
uzanmkitap okurken ya da dierindeki teli karrken hayal
etti ve o gne kadar tatmad bir tutkunun penesinde
kvranmaya baad. tiyat elden brakarak anahtar delinden
oday gzetlemeye baad. yle bir heyecana kapld ki, allak
bullak olmubir suratla kendini kk, buzlu camdan
kapsyla br odalardan ayrlan banyoya att.

Banyo genii. Kvet demirden ayaklaryla yer dmesinin


stnde ne oldu belirsiz bir hayvan, belki bir aslan gibi
duruyordu. ok eski lavabonun zerinde yer yer oksit lekeleri
olan genibir ayna aslyd. Duvarda, tam bidenin zerine
denk gelen yerde bir sra askda soyu tkenmekte olan
hayvanlar andran bornozlar aslyd. Bornozlar ayak bakm
uzmannn bir nevi pani kaplmasna neden oldular.
Bornozlardan Julia'nn oldunu dndne sarld. Gzlerini
yere dikmi kendinden gemiylece dururken lavabonun
ayann dibinde kk kz karden kpenin cesedinin
yattn grd.

Gzlerini yerden kaldrd, tekrar indirdinde grmeyeceni


dnd bir illzyon oldundan emindi kpek lsnn.
Kendi kendine, "Tekrar baktmda orada olmayacak" diye
telkin ederek yeniden bakt, l kpek yerli yerindeydi.
Gerekle yzleek ve bir karar vermek zorunda oldunu
hissetti. Eldi, uyuyup uyumadndan emin olmak iin
hayvana dokundu. l kpen tam nnde, mutfaktayken
ience iindeki ayaklarn sezdirmeden izledi Teresa'nn
annesinin oldunu dnd hafife topuklu siyah, simsiyah
ve ok eski bir ift ayakkab grd. Kpen pani kaplarak
ldn anlad ve nedenini aklayamazd ama bu cinayetin
sorumlusunun ayakkablar oldunu dnd. Ayakkablardan
birini tiksinerek eline aldnda biraz nce olup bitmibir
biyolojik hareketin kalntlarn sezdi sanki.

k dncesi banyodan kp keini duyurmak olduysa da,


bunun hem yeme mahvedeceni hem de daha o sabah
Teresa'ya kendi kpenin de tuhaf kollarda ldn
anlatmoldunu dnerek vazgeti. Kadn, kpekleri
ldrenin Vicente oldunu dnebilirdi. Bu tr kaklar yok
deldi, kck bir hayvan ldrmek iin ana burnuna bir
iki dakika havlu bastrmak yeter de artard. Teresa'nn
yargsndan ziyade andaki diteli dahil her yine k oldu
kk kz kardeen ekiniyordu.

Bu srada zamann getini fark etti ve bir yler yapt


izlenimini yaratmak iin muslu at. Bir para tuvalet kadn
slatarak ayakkablarn sildi, zaten bunu yapmak iin
banyoya girmii. Mutfa geri dnmeye ve grdnden sz
etmemeye karar verdi (cesedi ayayla birazck itmesi
lavabonun ayann arkasnda kalp gzlerden gizlenmesine
yetecekti). Kd tuvalete atarak sifonu ekti. Kafasnn
zerinde dnp duran bir karasinek yel bir plastik bardan
iinde duran drt difrasndan birine kondu. Sine eliyle
kovan Vicente sifonun dou drst yerine oturmadn ve
aktmaya baadn fark edince, tpann yerine tam
oturmasn umarak pek ok kez farkl miktarlarda su aktarak
sifonu ekti, ama bir i yaramad. Sifonun sap mekanizmann
geri kalanndan bamsz hareket ediyordu sanki. Kapa
kaldrarak neyin yolunda gitmedini anlamaya al, ama
sifon mekanizmasyla uzaktan yakndan alakas olmad iin
oldu gibi brakmaya karar verdi.

Aynada kendisine baknca srtnn ter iinde kalmve yzne


bir panik ifadesi yerleioldunu grd. Ne kadar zamandr
mutfaktan uzak kaldn bilmiyordu, ama bir kpe
ldrmeye ve bir sifonu bozmaya yetecek bir sreydi
kuusuz. Kpen minicik cesedini eline alarak banyodan kt.
Neyse ki kk karden odasnn altndan k szmyordu
artk. Kendini gizlemeye alrak koridorda ilerledi, ebeveyn
yatak odasnn biraz nce kendi kapatt kapsn aarak
odaya girdi ve kpek cesedini yatan altna brakt. Ayayla
ileri dou iterken pantolonlarn hzl hzl soluk alp verini
duydu. Gzlerini asklktan ayrmadan, kendine eki dzen
verdi ve mutfa dnd.

Mutfa girince annenin kocaman bir tencere duman tten


kabuklu deniz hayvann masaya tadn grd. Teresa ve
babas acilen yerlerine oturmuard, nk annenin yz
ifadesinden kaln mutfak eldivenlerine karn fena halde
ellerinin yand anlalabilirdi. Kimsenin zel bir ilgi
gstermemesinden faydalanan Vicente, kaygyla iti bir
bardak rabn da yardmyla kendini toparlamaya al.

Baba gururla kabuklular gstererek, "Evimizin zel yeme,"


dedi.

Vicente huzursuzlunu ardna gizleyebilece bir konua


konusu bulmann telayla aya hayali hastay ve kabuklulara
olan dnln anmsad; o sabah Teresa'yla karlaalarn
anlatmaya koyuldu. Dncesini, l kpek ve bozuk sifondan
uzaklarmaya alrak, "Teresa adamn olmayan ayana
masaj yapt," dedi.

Teresa'nn annesi kznn olmayan uzuvlara masaj yapmas


dncesinden hoanmam (dierinin ucuyla bir deniz
hayvann kabundan kartrken kzna dnp iki ayann
yere basmas gerekti konusunda bir t verdi), ama yine de
iyamnn baangcnda insann pek ok zorlukla karla,
bunlar da her zaman bertaraf etmenin mmkn olamad
konusunda Vicente Holgado'yla hemfikirdi. Teresa'nn keyfi
kam, konuyu deirmek istedi, ama ayak bakm uzman
at konunun ortamda yaratt huzursuzlu fark etti halde,
biraz gndz Teresa yznden yad skntnn biraz da o
srada yad kaygnn intikamn almak iin, konuyu mahsus
zalimce uzatt; aslnda iinde bulundu durumda anda o
olanst tel aletiyle kk kz kardeJulia'dan baa kimsenin
suu yoktu. Kendi i dnyasndan km benzeyen baba,
deniz kabuklular bulamasnn en ok sosunu sevdini
syleyerek bir para ekme sosa band, ana gtrrken
rty lekeledi ve Vicente'den olmayan uzuvlardan sz
etmeyi brakmasn istedi.

Aileye verdi skntya zlen ve kendini hl banyodaki ev


felaketleri dizisinden sorumlu hisseden Vicente, intikam
hrsn bir yana brakarak ev sahibesine kabuklu deniz
hayvanlarnn sahte ayaklarn anlatmaya koyuldu. O srada
dierinin ucuyla bir kabukluyu ayordu.

"Aslnda yakndan bakarsanz bu hayvann minyatr bir


ayakkab taban oldunu fark edersiniz. Esnek bir taban
yapmak istiyorum, biyolojik grnml, kabuklunun vantuzlu
tabanna benzer bir y, her tr yzeye uyum saayacak bir
taban."

Bir sre sonra Vicente konuay ayaklara ekti, bu hem


kendini daha rahat hissetti bir aland hem de Teresa'nn
anne babasyla, Julia'y (hepsi bir yana Julia'y!) etkileyerek
kendisinden gurur duymalarn saayabilirdi. Ama annenin
ayaklara aldrd yoktu, varsa yoksa kafayd derdi. Sonunda
sz kendi ilgi alanna getirdi.

"Eikli migrenim var," dedi, hastal bu ad verilmii, zira her


zaman baa belirtilerle beraber ortaya kyordu bu hastalk.
"Eskiden bam aynca gzlerimin nnde, yleri evreleyen
haleleri andran klar belirirdi. Sonra bu klar derinlini
yitirdi ve onlar bir resimmigibi bir dzlemde grmeye
baadm. Sonra dilim eye baad ve szckleri
yanltelaffuz etmeye baadm. Kocamdan bir y isterken
samalyorum," dedi.

"Aslnda samalamyor, bilinmeyen bir dilde konuaya


bayor" dedi Teresa.

Baba sze karrak karsnn bu kollar altnda kendini


Esperanto dilinde ifade etmeye baamasnn ok da tuhaf
olmadn syledi.

"Yenim iyi bir Esperanto uzman," diye szlerine devam etti.


"Bir dilbilgisi kitab yazd, hrdavat dkknnn vitrininde
duruyor."

Bylece konua gizemli bir tona brnd. Kimse konuyu ak


ak dile getirmese de, Holgado hem Teresa'nn hem de
babasnn kadnn andan kendilerine aktarlacak
Esperantoca gizemli bir mesaj bekledikleri kanaatine vard.
Bir sre sonra sohbet yine tavsad. Vicente yeniden l
hayvan ve bozuk sifonu anmsad, rengi soldu. Onun bu
durumu, Esperanto muhabbetinden don samimi ortam
bozdu. Yemen geri kalan boyunca o konudan bu konuya
atladlar. Vicente, anne babann kzlaryla olan iliisine dair
bir aklama yapmasn beklediklerini dnd. Byle bir
aklama yapp yapmamak onun iin fark etmiyordu, ama l
kpe bulduklar zaman kacak rezalete engel olacaksa,
elinden geleni yapmaya hazrd. Ne diyeceni bilemiyordu.
Ellerine bir dileke verse, olayn tm parlts snecekti.
Kafasndan geen alternatiflerse uygun grnmyordu.
Mahremle genele ak olan arasnda Vicente'nin bilmedi bir
ara dil var myd acaba?

Tatllar bitip de sra kahveye geldinde Vicente Holgado bir


aya kapda, kamaya hazrd oktan. Birden ekte kk kz
kardeuykulu uykulu belirdi. Anda diteli yoktu, tr
tkenme tehlikesi iinde olan bornozlardan birine sarnm
(ne yazk ki Vicente'nin sarld del). Sinirli sinirli birinin
sifonu bozdunu, su sesinden uyuyamadn syledi.

Vicente kekeleyerek, "Ben yapmolmalym," deyince ailenin


tm yeleri ona dndler.

Kk kz kardeona gizemli bir bakfrlattktan sonra


kapnn arkasnda bir y ararmgibi baknarak kpemi gren
var m diye sordu.

"Gece boyunca buralarda grnmedi, salona bak, bfenin


altna gizlenmekten hoanyor," dedi anne.

Vicente'nin rengi ylesine solmuu ki, Teresa'nn babas onu


sakinleirmek iin sifonun mekanizmas zaten bugn yarn
bozulacakt dedi.

"Zaten deirmek istiyordum, ama zamanm olmad, bana


yardm edersen mdi bile yapabiliriz."
Adam aya kalkt, Vicente Holgado kayg iinde yardm ister
gibi Teresa'ya bakt, kadndan sessiz bir emir alnca, ks ks
adam izledi.

Teresa'nn babas koridorda, "Dkkna gidip gereken


paralara bakmamz gerek," dedi.

Binann ana girikapsna inip, merdiven altndaki fena halde


cilas dklmkk bir kapdan dkkna girdiler. Dkknn
iinde Vicente, Julia'nn andaki telle ilintilendirdi iin son
derece huzur verici buldu bir hrdavat kokusu ald.
Teresa'nn babas klar yaknca, Vicente, gayet oturmubir
ortam buldu. AYAK BAKIM ATLYESnin bu seviyeye ulaak iin
daha krk frn ekmek yemesi gerekirdi. O srada Vicente'ye
kafasndaki dkkn modelinin, hatta yam modelinin ne
oldunu sorsalar, hi tereddt etmeden bu dkkn oldunu
sylerdi.

Gerek bir heyecanla, "elik ya da demirin bu kadar


hokokabilecen! hayal bile edemezdim," dedi.

"Sadece metaller del," dedi Teresa'nn babas, "baz aletleri


korumakta kullanlan parafin, bazlarnn alasn
kolaylaran ya.. Ayrca bol bol bakr, biraz da boya var, ama
haklsn: Sonuta bunlarn bilemi gzel kokuyor. Bir
hrdavat dkknnn hrdavat gibi kokmas hobir y.
Halbuki, senin dkknnda ayaklarn kokmas pek
hokarlanmaz herhalde."

i adam eski, ahp raflarn oluurdu koridorlarn arasnda


dolarken gller. Mallar Vicente'nin anlayamad, bildik
snflandrma kriterlerinden farkl, ama ilerledike
hrdavatnn yapt aklamalardan da anlalaca zere son
derece ievsel biimde yerleirilmierdi. Sifon mekanizmas
bu karmak grnml btnn iinde tematik bir adack
olan muslukuluk blmndeydi.

Teresa'nn babas, "Aslnda shhi tesisat ieri homa gitmiyor,


ama her yden anlamak lazm bizim ie," dedi. "Bu alet
edavat merak yznden insanlar kendi baarna evlerindeki
muslu deirmeye bile cesaret ediyor artk, senin
anlayacan ufaktan tesisatl bile soyunuyorlar. u351 te
Fluidmaster. Sifon mekanizmalarnn h. Buray nasl
buldun?"

Vicente Holgado tezgha yaslanarak hayranlkla dkknn


arka tarafn seyre koyuldu. Geni yksek tavanl, zerlerinde
el yazs etiketler olan ana kadar vr zvrla dolu karton
kutularn durdu raflarn dar geitler oluurdu bir labirent.
Her y, hatta bol miktarda bulunan ahp bile zamanla demire
benzemii; parmaklarn tezghn zerinde gezdirince insann
eline talayapyordu.

Vicente orann zn ya da gizini yakalamak istermigibi


gzlerini bir utan bir uca gezdirirken samimiyetle, "hane,"
dedi.

Hrdavat da Vicente'nin yanna geldi ve beraber bir


katedralin mimari zelliklerini incelermigibi nlerindeki
mekna bakmaya baadlar.

"Bu ne byk spermarketlerin ne de alerimerkezlerinin el


atabildikleri nadir ierden biri," dedi adam. "sanlar bir
tornavida almak istedikleri zaman vidalarn da getiriyor ve
deneyerek dou aleti aldklarndan emin olmak istiyorlar.
Merilerin sorularn duysan, arsn. Bazen buras bir
hrdavat dkknndan ok doktor muayenehanesine
benziyor. Sadece rn satmak yetmiyor, hastalara, pardon
merilere bir kilidin kap kasasna nasl taklacan da
anlatmak gerekiyor; bir lambay tavana asmak iin nasl bir
takoz gerekir, damlayan bir muslun contas nasl deirilir...
sanlar sana gelip dolaplarnn, prizlerinin, sifonlarnn, frn
kaplarnn yara berelerinden dert yanyorlar. Sen de her
birine uygun bir tedavi bulmak zorundasn. Hoanrsan
tutkulu bir ua"

Vicente Holgado rm hatta imrenmii; belli ki


mthiolanaklar sunan bu dkkna kendi muayenehanesinin
tersine btn gn insanlar girip kyordu.

Teresa'nn -ve ayn zaman da Julia'nn- babas "Benim gibi


tbbi bir yaklam yerine sanat tavr iindeysen, hrdavat
dkkn bulunmaz bir yerdir," dedi, "bunu kk kzm
Julia'ya da syledim, kpe olan; bir ara heykeltraolmak
istiyordu. Bir giliz anahtarndan daha iyi bir heykel
grmedim ben."

Adam koridorlardan birine dalarak elinde dev bir giliz


anahtaryla kt ve Vicente Holgado'ya neredeyse dinsel bir
vkle gsterdi. Vicente anahtar eline alarak saygyla aletin
ann geniini inanlmaz bir kesinlikle ayarlayan viday
evirmeye baad, aletin dudaklar vidann hareketine yant
vererek alp kapanyorlard. Sanki dost gleri olan bir
azd ve birazdan gndz olmasn emredecekti.

Teresa'nn babas, "Aletler konubilselerdi, Esperanto


konurlard," dedi.

"Neden?" diye sordu Vicente.

"nk Esperanto tek bir ortak dil zlemini temsil eder. Biz,
Babil Kulesi'ni in etmeye yeltenmeden ve Tanr, dillerimizi
karrmadan nce konuumuz dil. Esperanto ve
aaaletlerin becerisiyle bu kuleyi hi sorun yamadan in
edebilirdik. Belki bir gn yaparz."

Vicente'ye adam bir y neriyormugibi geldi. Belki de bir sr


verecekti. Ne yazk ki Vicente bu ziyaretten ald zevkin
tadn tam anlamyla kartamyordu, nk arada bir kk
kz karden l kpe aklna taklyordu. Kpen lmyle hi
bir ilgisinin olmamas biraz olsun iini rahatlatyordu
rahatlatmasna, ama yine de cesedi ana babann yatak
odasna saklamolmak kurtulamad bir sululuk
duygusunun altnda ezilmesine neden oluyordu. Ancak
adam en ok kayglandran, o sabah Teresa'ya yatak altnn
kendisi iin ifade etti yleri anlatmolmasyd: Kadna
kardenin kpenin de tpk kendi kpe gibi gidip yatak
altnda lmesinin bir tesadf oldunu aklamak kolay
olmayacakt. Bu kadar ksa srede nasl bu kadar acemilik
yapabilmii acaba?

Bir yandan ya adama ilgi gsterirken bir yandan da henz


bulmamarsa, eve dner dnmez cesedi ortadan
kaldrmann daha akllca olup olmayacan dnyordu.
Kk bir yaratkt, el kadar bir y. Her yere sbilirdi, aklna
bir fikir geldi.

Teresa'nn babasna dnerek aka, "Benim bir alet


antasna ihtiyacm var," dedi, "ama iine neler koymam
gerektini hi bilmiyorum. O kadar ok pens, tornavida,
zmpara ya da testere edi var ki... Geenlerde bir ak
grdm, zerinde her tr alet vard, ama almaya cesaret
edemedim, evde oradan oraya atlan, i yaramaz
oyuncaklardan birine dnesinden ekindim. Beni biraz
ynlendirirseniz, kendime mdi mtevaz bir alet antas
dzebilirim."

Adam yardm etmeye ok hevesliydi, en iyi markalar ve ev


ortamnda i yarayacak baca aletler konusunda bilgi
verdikten sonra, iki katl metalik bir alet antasn
doldurmaya baad. Ayrca para almay da reddetti. Vicente,
rahat bir soluk alm.

"Ben en gereklilerini hediye ediyorum, antan


zenginleirmek istersen, kendi paranla yaparsn yavayava"

Vicente tezghn altnda grd byk naylon torbalardan


birini istedi, antay torbaya yerleirdikten sonra biraz
yat. mdi dkknn huzurlu havasn iine ekebilirdi
biraz. Birden tavana bakt ve floresan lambalarn grnce
rd. Aslnda beyaz ve ibir k veren ve iyerlerinde hi
raet edilmeyen bu lambalar, hrdavat dkknnn
ortamnda son derece sevimli ve scak bir k yayyorlard
sanki.

Teresa'nn babas, hadi deyince, dkkndan ktlar.


Merdivenlerden daireye dou ynelirlerken, adam Vicente'ye
ayak bakm atlyesinin bulundu, kznn da bir masaj
merkezi amak zere oldu Arturo Soria'daki imerkezinin
gelece hakknda sorular sordu.

"Ben de arada bir dnyorum," diye ekledi, "acaba bir


kundurac amak iin uygun bir yer mi? Acil tamirler iin,
hem aletler fazla pahal del, hem de vasfsz bir ii her yi
yapabilir, ayrca ayn dkknda anahtar oltlp, tabela da
hazrlanabilir. Hrdavatl ek bir i stelik riski de az."

Vicente Holgado, adamn kendisine bir neride bulundunu


dnd, baa kollar altnda tereddt etmeden kabul ederdi,
ama kimi dkknlarn tekilere kyasla daha iyi iyaptklarn
sylemekle yetindi. Alerimerkezi genel olarak iyiye
gidiyordu. Szlanr grnmemek iin kendi durumundan sz
etmedi. Baba, tek ayakl bile olsa kzna ilk merisini
gnderdi iin ona tekkr etti ve sesini alaltarak bu masaj
ine gvenmedini syledi.

"Teresa'nn aletlerle ilgilenmesini yeerdim, ama ok inat,


her zaman kendine uygun olan da yapmaz stelik. Annesi ve
ben ona bir yere kadar yardmc olacamz syledik, artk
ini gcn belirlemesi lazm. Ben gen delim. Ak konuak
gerekirse, siz ikiniz de artk gen delsiniz."

Ayak bakm uzman, adamn hem korktu hem de bekledi


konuyu atn dnd. Adam Vicente' nin anlamad bir
nedenle asansrle kmak istememii, biraz soluklanmak iin
sahanlkta durmuard. Ama Vicente, Teresa'nn babasnn
kayglarna derman olacak durumda deldi. Belki tam o
srada Teresa da annesiyle Vicente'den konuyordu. Evet,
gerekten yleydi. stelik bu sand kadar kt bir y de
deldi. inde bulundu ortamda kendini gvende
hissediyordu, ayrca hrdavat da iyi bir insana benziyordu.
Teresa ile iliisi resmiyet kazanrsa, kz kardeher zaman
elinin altnda olacakt. Ne diyeceni bilemeden adamn
dkkndan ald sifon mekanizmasnn markasn okudu.
Fluidmaster. Bir sifon mekanizmasnn adnn gilizce
olmasna bir anlam veremedi, belki de dousu Esperanto
olmasyd.

"Esperanto'da Fluidmaster nasl denir?" diye sordu.

"Esperanto mu? En ufak fikrim yok."

Vicente Holgado o kollar altnda adama fazla bir y vaat


etmeyen szler syleyerek daireye varmay bard. Mutfa
girince yzlerdeki ifadelerden kpek lsnn hl
bulunmamoldunu anlad (kk kardearamaktan
vazgemi yatana geri dnm). antay havaya
kaldrarak yznde bir fetih ifadesiyle:

"Baban bize bir alet antas arman etti," dedi.

"Bize" szcn bilerek kullanm, etkili de oldu. Tek


yapmas gereken yatak odasna gitmek iin bir bahane
bularak kk kpen cesedini elbise asklnn saldrsna
uamadan alet antasna yerleirmekti. Istrap iindeki
pantolonlarysa durumun vahametini artrmamak iin aklna
bile getirmemeye al.

Fliudmaster' karton kutusundan kartp, kutuyu p


tenekesinin yanna brakan hrdavat, "Siz kadn kadna
sohbet ederken, biz sifonu tamir edecez," dedi.

Vicente Holgado, "Ben de alet antam getireyim de siftah


yapaym," dedi.

Teresa'nn babas Vicente'nin, bir ran saf ve hevesli halini


andran bu davran karsnda yrekten glmsedi; iki adam
karanlk koridora karak banyoya vardlar. Hrdavatnn ilk
yapt su vanasn kapatmak oldu. Bidenin kenarna oturarak
sifonun iindeki sznty kesti. Sonra dr kp, kk bir
tabut byklndeki kendi ahp alet kutusunu getirdi; sap
olmadndan koltunun altnda tayordu.

Adam ar antay tuvaletin zerine braktktan sonra


Vicente'ye, "Kapy kapat da, grlt patrtyla Julia'y
yeniden uyandrmayalm," dedi.

Vicente bir eliyle kapy kapatt, br elinde iinde kk alet


antasnn durdu plastik torba vard. Daha nce grd
sinen yine bir difrasnn zerine konmuoldunu fark etti,
frann zerindeki mikroskobik etkinlini bitirmek zereydi.
Tpk ay yzeyinde duran bir adam gibi, diye dnd. Daha
sonra bidenin zerinde asl tehditkr bornozlar ve kk
kpen cesedinin yannda buldu derisi atlamayakkablar
grd. Kendi kendine bir kez daha, ie gerek bu dedi. Ancak
birdenbire sabahn birinde kendisininkine ok uzak bir
banyoda, hemen hemen hi tanmad bir adamla bir sifon
tamir etmekte oldunu fark etti, yetmezmigibi bir kpen
cesedini ortadan kaldrmak iin gizlice ebeveyn yatak
odasna gidebilece bir frsat kolluyordu. Tm bunlarn
nedeniyse dierinde tel olan bir gen kza k olmasyd.
Gerek bu olamaz, diye dzeltti.

"Tam tahmin ettim gibi," dedi Teresa'nn babas, sifonun


iindeki mandray karrken. Dikkatle yere koydu. "u351 te
sap rm tutmaz olmu nemi yok, zaten kendini amorti
etmii oktan, artk bu sistemler de kullanlmyor.
Fluidmaster daha etkili, daha sessiz, su miktarn
ayarlayabiliyorsun ve ok uzun mrl."

Vicente Holgado Fluidmaster adndaki aleti eline ald, onun


iin hibir y ifade etmiyordu. Ama yapt in Teresa'nn
babas iin ev iinde ufak tefek tamirattan daha fazla bir
anlam oldunu anlam oktan. Kh silahlanyor, kh
silahlarn elinden brakyor, ya da bu aletini tantyor, ek
yerlerini yaltc teflon mu, taflan m bir bantla saryordu. Bir
mekanizmay tamir etmiyor da, kendi yarasn iyileiriyordu
sanki. Vicente aletlerin barsnn bize hayali olarak pek ok
kez varlmz tamir etme frsat vermekte yattn dnd.
Altandan ayaklara yaklamn dnd. Yapt ibedeninin
birbirinden ayr duran blgeleri arasnda eklemler in etmekti
sanki.
Teresa'nn babas, Vicente'yi sifonun iine bakmaya davet
ederek, "Bir sifonun mekanizmas ytanidir," dedi. "Bir
sifonun grevi taaktr. Bu nedenle su dolmaya baar, ama
su miktar arttka bu mandra da suya aktrmadan
ykselir, gryor musun? Bylece musluk, su, farkna bile
varmadan yavayavakslr. Belli bir anda, yani su, kendi
ykselmek istedi del de, bizim karar verdimiz seviyeye
gelince de hop, kapanr. Suyun taa tutkusu muslu kapatr,
ama bu tutku olmasayd, sifona dolmaya bile baayamazd.
Yani onu yatan ayn zamanda da ldrendir. Bu pek ok
insan iinde geerli del midir? Sana dedim, ytani, sapk bir
mekanizma. u351 leyine bak ne gzel!"

Ayak bakm uzman hrdavatnn bu mekanik dram


yorumlaybiiminden bylenmii ama zamann geinden
de kayg duymaya baam.

Tam o srada Teresa'nn babas "Bana bir iyilik yap, mutfa git
de karm sana bir versin, kak bak ekmecesinde, o
hangisi oldunu bilir. Alet kutumdakiler ksa, buray biraz
kazmam gerekecek," dedi.

Vicente Holgado hibir y demeden hatta soluk bile almadan


elinde plastik torbasyla kt, kapy ardndan kapatt. Koridor
bekledi gibi sessiz ve karanlkt. Kz karden oda kaps da
kapalyd ve altndan korktu gibi uyank oldunu gsterecek
bir k szmyordu. Vicente kzn yanma uzanmak, daha da
iyisi yatann altna girmek iin cann verebilirdi, ama
koridorun br ucundaki mutfaktan floresan lambalarn
aydnl gzkyor, sanki Teresa'yla annesi hl yemek
masasn topluyorlarmgibi tabak anak sesleri duyuluyordu.
Vicente kulaklarn dikti ve iki kadnn konualarn duydu,
sesleri fslt gibi geliyordu. Tehlikeli bir durum yoktu. Vicente
mutfak ynnde ilerledi, ebeveyn yatak odasna ulanca
kapsn itti. Bir iki saniye bekleyince gzleri karanl al ve
elbise askln seti ama pantolonlarn hrltlarn
duymuyordu. Belki de lmerdir diye dnd, elbise askl
cesetlerini yemekle meul oldundan Vicente'ye sataazd
bylece. Bir iki adm atp ieri girdi. Yatan yannda melip
el yordamyla kpe aramaya baad. Bir yandan da elinin
l bedenle temas edece dncesinden irkiliyordu. Eline
yumuk bir y dence bunun kk kpek oldunu dnd,
ama yatan altndan kard ona ok tandk gelen bir y
oldu: Belki de kendininkilerin ayns bir terlik. Terli bir yana
atarak kolunu omzuna kadar yatan altna soktu ve kpe
bulmadan nce bir ift ayakkab daha kard. Yatan
altndaki tm kunduralar kk srngenler gibi l
memelinin evresine erdi sanki. Kpek lsn
kartnca hemen alet antasnn iinde durdu plastik
torbann iine att. Sonra koridora kt ve pantolonunu
silkeleyip alnnda biriken teri kuruladktan sonra, normal
davranmaya alrak mutfa gitti.

"Bir verir misin? Mutfak ekmecesinde varm" dedi.


Anneye hitap ederken, gece boyunca ilk kez "sen" demii
galiba.

Teresa elinde plastik torbayla bir ona yana bir bu yana


gittini grnce glerek, "Alet antan burada brakabilirsin,"
dedi, "kimse almaz merak etme!"

"Olmaz gerekebilir!" diye yant veren Vicente yatak odasnda


kaybetti zaman telafi edebilmek iin bir elinde torba
tekinde hzl admlarla banyoya dnd.

Hrdavat yardmyla sifonun iindeki su giderinin


kenarlarnda birikmikireci temizledi. Derken, Fluidmaster'in
homurtusu duyuldu. Adamn yznde tatmin olmubir ifade
vard. Tuvaletin evresine iki giliz anahtar, bir pense,
tornavida ve ad teflon mu, taflan m her neyse plastik bant
paracklar salm. Hrdavat "mdi deneyelim," diyerek
eldi, bidenin yanndaki muslu at. Sifonun iinde grltl
bir etkinlik baad.

"antay raya koy da yakla" dedi hrdavat. Vicente


Holgado antadan bir dakika olsun ayrlmamak konusundaki
kararllnn kuu uyandracan anladndan onu bir anlna
kapnn yanna brakt ve sifonun iindeki dram izlemeye
gitti. "Bak," dedi hrdavat.

Vicente bakt ve su seviyesi artmaya baaynca mandrann


suyla birlikte, suya ihanet edercesine ykseldini grd,
mandra Teresa'nn babasnn belirledi noktada suyu kesti.
Ancak ne yazk ki gerek dram sifonun dnda olacakm
Banyonun kaps ald ve kk kz kardeerkek pijamalar
iinde, ditelini karm yznde azarlar bir ifadeyle kapda
belirdi.

"Tm bu grlt patrtnn nedenini sorabilir miyim?"

Vicente Holgado plastik antaya yznde ylesine korku dolu


bir ifadeyle bakt ki, bak Julia'nn dikkatini ekti. Gen kz
biraz eldi, torbann andan iinde tuhaf bir y oldunu
grd. "Bu ne?" Kz antann iinde grdn sand yi
gerekten grdne o kadar inanamam ki, sorusunda
nlk bile yoktu.

"Bir alet antas," dedi hrdavat dol bir tonla.

Kk kz kardeelini plastik torbaya daldrmve minik


kpenin lsn karm bile. Banyonun iinde nce sessiz
bir grlt dalp paraland sonra bir dn, Vicente
Holgado'nun kafasndan geerek koridora kt, dr, soka
ta, galaksileri a ve evrenin snrlarn zorlayarak saniyenin
onda biri kadar ksa bir srede banyoya geri dnd. Bir
yavaekimi andran alakgnll bir sonsuzlun sonunda
kapda Teresa ve annesinin baan grnd. Gzlerine
inanamayarak kk kz karden bir elinde, akla hayale
sayacak bir zafer ganimeti gibi havada tuttu, iinden can
ekilmityl deriye bakakaldlar. Gen kz umutsuzlukla
br elini sryor, gzleriyle Vicente Holgado'yu suluyordu.

Ayak bakm uzman kpek cesedine imrendi birden. O anda


onun yerinde olmay tercih ederdi gerekten de. Ancak
zaman olarak adlandrlabilecek bir y yavayavagn
delip, kendisi olmaya devam ettini hatrlatnca, Vicente
banyonun girini tkayan bedenlere dou atld. Teresa ile
annesini itti; korak koridora kt, oradan evin girikapsna
vard ardndan annenin klar geliyor, anlamad bir yler
sylyordu, belli ki Esperanto dilinde.

Vicente Holgado, Vicente Holgado idi yine. Vicente Holgado,


yani barsz bir ayak bakm uzman. Daha sonra, zaman
kendine zg esnekli yeniden kavuu. Vicente, evinin
kapsn at ve yatan, hatta tm yataklarn altndaki
canavarn ta kendisi olduna inanarak ieri girdi. Sanki bu
iyiliksever hrdavat ailesi, ininden kmama yasan
ieyerek iinde bulundu duruma dn Vicenre'nin tm
foyasn ortaya karm ve onu az daha kurtaracakt.
Mutfanda bir bardak suyun nnde solunu toparlamaya
alrken, belki de artk gere yolculuklar yapmamas
gerektini dnd. Yatak odasna gidince giysilerini
karmadan kendini yatann zerine att, zmler retip
reddetmeye, ykntlar iinde bir gelecek tasarlamaya baad.
Teresa'nn, zellikle kz kardenin ans, onu yani onlar
kaybetmeden nce hayal bile edemeyece biimde gn
yakyordu. Umutsuzlu dayanlmaz olunca aklamalar,
zrler, yeni dzenlemeler dnerek biraz avunmaya
alyordu. Ama rahatlamaya baar baamaz kt dnceler
yeniden iemeye bayor, ncekinden de zalim bir kilde
zerine kyordu.

Tam bu srada dairesinin kilidinde bir anahtarn dndn


duydu. Kendisinden baa bir tek Teresa'da vard anahtar.
Baas olamazd. Belki aklama istemeye gelmii, belki onu
affedecekti, ama neden ne olursa olsun, Vicente onunla
karlaak fikriyle rperdi; sonra birden frlayarak yatann
altna girdi ve kadnn koridordaki ayak seslerini dinledi.

"Vicente?" dedi Teresa, yatak odasnn n yakarak,


temkinle "Vicente?"

Holgado orada deldi. Yatan altndaki canavar, kadnn ayak


bileklerini ve sabrszca yatan kenarna dou gelen
ayakkablarn grd. Teresa oturdu ve aamaya baad. Ayak
bakm uzman korkmuu, hi kmamolmas gereken yere
geri dndn dnerek solunu tuttu. Tpk hayaletler gibi
yavayava sessizce nefes alp vermeye baad.

Teresa'nn ayaklar topuklu ayakkablarnn iinde ve o kadar


yaknndayd ki, bileklerinden yakalayabilir, kendi boyutuna
ekebilirdi. Ama kadn kar koyar ve k atard kuusuz
nk dolar farklyd. Holgado bunlar dnrken kadnn
ayaklarnn dibine beyaz bir klot d ve bir sre orada
oyalandktan sonra, bir el tarafndan ayakkablarndan birinin
iine tklp yatan altna itildi. Vicente Holgado korku iinde
kundurann kadnn i amarn yalayp yutunu izledi.
Birden kendi ayaklarnn onu gereklikten uzaklardn, bir
yere dou ektini, saysz yatan altndan gemeye
zorladn fark etti. Sanki bu sonsuz geionu kk
kzkardeJulia'nn odasna gtryordu; ya da Vicente
yakaland hezeyan iinde byle oldunu sanyordu. Tam o
anda, dokusu bir hayaletin dokusuna dneden nceki o
anda, o sabah lavabo giderinin evresindeki metal halkann
neden ylesine srarla dikkatini ektini anlad: Bu halka
yastn te yannda korkuyla soluk alp vererek kendisini
dinlermigibi duran kk kz karden an vaat ediyordu.

DRT

Teresa yatan altndaki Vicente'nin cesedini, adamn ortadan


yok olunun nc gnne dek keetmedi. nc gece
yattktan bir sre sonra tuhaf bir hisle yerinden douldu ve
yznde korku dolu bir ifadeyle komodinin zerindeki masa
lambasn yakt. Elip bakt rktc delikte Holgado'dan
baasna ait olamayacak bir ceset vard.

Cesedi kaldrmak ve ilk soruurmay yapmak da savc Elena


Rincon'a d. Savc, Teresa'y, Teresa Albor adndaki kadn
lgn gibi nce metroda sonra Sakn Yatan Altna Bakma!
adl romann sayfalan arasnda aram ama nedense onunla
kitabn ve metronun dnda, gerek hayatta, can skc,
sradan bir nbet esnasnda karla. stelik kuusunu da
doulam: Tanrann bedeni tuhaf bir durum, az rastlanr
bir olumdu. Belki de btnn kusursuzlunu vurgulamak
iin gerekli bir kusurdu.

Duygularnn badndrc etkisi altnda olan savc tan,


yatan altna bakmasna sezgiden baa bir belirtinin (kt bir
koku, kan, yerinde delmigibi duran bir giysi paras...)
neden olmuolup olamayacan sordu. Ama Teresa Albor'un
yant olumsuzdu, sezgisi dnda her y yerli yerinde
grnyordu. Bu aklamann savcya yetersiz geldini fark
edince, iliileri srasnda bir gn Holgado'nun hayalperest
insanlarn yataklarnn altnda yayan canavarlardan biri
olduna inandn akladn syledi.

"ka yapyordu elbette, ama ciddiydi de. Bu nedenle orada


olabileceni dndm ve yatan altna baktm."

Savc iindeki huzursuzlu karn tarafsz, kaytsz grnmeye


alrak, "iide oldunuz birinin aslnda bir canavar oldunu
iddia etmesini nasl karladnz?" diye sordu.

"Bilmem, benimkinin dolabn iinde yadn syledim."

"Yani sizin de dolabnzn iinde yayan bir canavarnz m


var?"

"Gelip gider, duruma gre; ama ben kkken her zaman


eteklerimin arasnda saklanrd."

Savc bakarn Teresa'nn yznden baa tarafa evirerek,


"Hi onu grdnz m peki?" diye sordu.

"Bir gn eteklerin arasnda gzlerini grdm, ardna kadar


am ama hemen kapatt ve ortadan yok oldu," diye yant
verdi Teresa kendini aklar gibi bir glmsemeyle. Ne ilgi
alanlarnn birbiriyle akn ne de savcnn bu sorularyla
nereye varmak istedini anlamgibi bir hali vard. Belki bu
samimi itiraflarn uygun olup olmadn dnyordu kadn.

Kafay bu hayalet meselesine takmgrnen Elena Rincon,


"Er Vicente Holgado'nun grevi hayali olmak ve her zaman
yatan altnda yamaksa, neden drda yayordu ve
gerekti?"

"nk kkken onu yatan altndan kmaya ve normal


insanlarn davranaryla alanlklarn benimsemeye
zorlamar. Byle demii. Ama syledim ya hepsi kayd
bunlarn."

"Bana kalrsa ciddi bir ka."

"Vicente yle bir adamd ie."

Elena Rincon ya sabr anlamnda, ok prova edilmi tanklarn


genellikle tehditkr bir hava sezmelerine neden olan bir el
hareketi yaparak, "lmek iin asl meknna dnmolabilir
mi?" diye sordu

Bunun zerine Teresa aamaya baad. i kadn, nbeti


mahkeme ofisindeydiler. Pek bir ciddi grnen ala
masasnn nndeki yuvarlak bir masada karlkl
oturuyorlard. Klimalar tehditkr bir hrltyla durmadan
alyor, ortam sotuyorlard gya. Yine de hava bocuydu.
Bir sekreter legibi bir bilgisayara notlar alyordu. Savc,
kadndan oday terk etmesini istedi. Yalnz kaldklar zaman
tekrar Teresa'ya dnerek,

"adenizi bir avukat einde vermek istemedinizden emin


misiniz?" diye sordu.

"Hayr, hayr!" dedi Teresa gz yaarn tutmaya alrak,


"Saklayacak hibir yim yok ki."

"Size sakinleirici verdiler mi?"

"Sanrm adli tabip bana bir iki hap verdi."

"O zaman biraz dinlenin. Yarn kafanz bu kadar kark


olmayacaktr. Belki de aileniz bir avukat bulur. O zamana
kadar sizi burada tutmak zorundayz."

"Burada m?"

"Yani mahkemenin nezaretinde."

Teresa, nezarette zaten birka saat geirmi allak bullak


olmuu. Elena Rincon, acaba kz burada tutmak iyi bir fikir
mi, diye dnd.

"Bakn bu ne bir cinayet ne de benzeri bir y," dedi Teresa.

"Ama durum o kadar karmak ki, nlem almaktan baa


arem yok," diyen savc kendisinin yapmaya muktedir
olmad aklamann tm sorumlulunu tann omuzlarna
ykt.

"Yeniden baayalm," diye rica etti Teresa, "size her yi


anlatacam, bylece belki olaylar yerli yerine oturur.

Elena Rincon bu davay ararrken davranmas gerekti gibi


davranmadn biliyordu, ama risk almaya karar verdi. Tuhaf
bir fikre kaplm. Er Teresa'nn anlataca hikyenin bir
anlam varsa, bunun kendi yamnn anlamyla bir ilintisi
olabilirdi.

"O zaman not almayalm. Bana ana kadar anlattklarnzdan


durumun ok karmak oldunu karyorum. Sanki bu ifade
hi verilmemigibi davranalm."

"Nasl isterseniz."

"Tamam yeniden baayalm. Ne kadar zamandr Vicente


Holgado'yu tanyorsunuz?"

"Yaklak bir ay. u351 yeri amak iin, Arturo Soria


imerkezinde onunkine kom dkkn kiraladm. Dekorasyon
ieri yaplrken pek ok kez ondan ufak tefek yardmlar
istemek zorunda kaldm. Ayrca sk sk telefonunu da
kullandm. Dkknna girip kyordum yani. iimiz ok hzl
gelii. On on begndr onun evinde birlikte kalyorduk. Bana
bir anahtar vermii, bazen eve farkl zamanlarda gidiyorduk."

"Peki neden ortadan yok olduktan sonra da onun evinde


kalmaya devam ettiniz?"

"Dneceni dndm. Yatan altnda olabilece nasl aklma


gelebilirdi ki?"

Teresa Albor hi gerek yokken, Holgado'nun, annesinin beyaz


klotunun bileklerine dn yatan altndan izledini de
anlatt. Sonra merhumun ortadan yok oldu gece anne
babasna yeme davetli oldunu bir mantk sras izlemeden,
karmakark anlatt. Son olarak da kz kardenin kpenin
lmnden sz etti.

"Ama kpe Vicente'nin ldrmedinden eminim, o yle biri


deldi," diye ekledi. "Olayn baa bir aklamas olmalyd, bu
nedenle hem o gece hem de daha sonraki geceler onun
evine gittim. Onu beklemek ve aklama yapmasna frsat
tanmak istedim."

"Arturo Soria'daki bu merkezde Holgado ne iyapard?"

"Ortopedistti, yani y deldi aslnda, ortopedist deldi, ayak


bakm uzmanyd, ama pek ok ortopedistten fazlasn bilirdi.
sanlarn ayaklaryla ilgilenirdi."

Savc, elinde olmadan pani kapldn gsteren bir hareket


yapt ve hareketini ok hzl bir soru sorarak gizlemek istedi.

"Yatan altndaki cesedi bulunca incelediniz mi?"

"Hayr, bedeni grdm ve korkuyla bam ektim nk


biliyordum ki Vicente'den baas olamazd."

"Demek istedim ... Cesette tuhaf bir y ilginizi ekti mi?"


"Ne demek istiyorsunuz?"

Savc tylerinin rpermesine engel olamadan, "Cesedin


ayaklar yoktu," dedi, "ne cesedin yaknndaydlar ne de evin
baa bir yerinde. Bir ayak bakm uzman iin tuhaf bir
durum."

Teresa sandalyesinden frlayarak rmeye baad ama


andan bir y kmad. Elena Rincon gen kadna yaklarak
elini alnna koydu ve ne oluyor bu kadna, diye dnd.
indeki bu acma hissi nereden kaynaklanyordu? Yani tankta
beden bulan parasna dokunmann dayanlmaz arzusu del
de acma hissiyse er tabii bu. Korkusu nereden
kaynaklanyordu peki, nk korkmuu. Durdu yerden gen
kadnn burunlar iemeli ayakkablarn, ksa, siyah eteni,
zerinde bir markann amblemi ii beyaz gmleni
grebiliyordu. Aceleyle giyinmii ya da onu aceleyle
giydirmierdi. Giysisindeki buruklar kadar saysz saatler
boyunca ifadesinin alnacan umuyordu belki de. Terliyordu;
savcnn elinin teri kadnnkine karyordu. Bunca ter nereden
geliyordu?

rmeleri geince Teresa Albor savcnn alnna koydu elini


iki elinin arasna alarak yalnzca kendisine del, ayn
zamanda Elena'ya da ait bir yorgunlukla aamaya koyuldu.
Elena kadnn dkt gz yaarnn ikisine birden ait oldunu
dnd. Savc hayatnda hi kusmam, ok uzun sredir
aamam, mdi her ikisini de kendisinden daha gen bu
kadn araclyla yapyordu sanki.

"Peki Vicente Holgado'nun dkknnn yannda nasl bir


iyapmay dnyordunuz?" diye sordu, soru sormaya devam
ederse, ne oldunu anlamad o yin kendisine
dokunamayacan dnyordu.

Teresa, "Masrm," dedi ve birden savcnn irkildini


hissedince ekledi: "Terapi masaji."

Ge kalm. Elena Rincn tanktan uzakla, neredeyse


baylmak zereydi, anlalmaz bir yler geveleyerek ala
odasndan kt.

Savc Elena Rincon, iinde ok fazla ahp, ok fazla koridor


olan, yksek tavanl, eski evinde, adalet savunuculunun
zelli olan ahlaki bir atmosferin hkm srmesi iin gereken
her yi yapm. Pencereler kaln emprime kumaan
perdelerle rtlyd, renkleri ylesine anlalmaz ve
tarafszd ki; tam da bu nedenle gzle seilmeleri olanakszd.
Gn pencerelerden ieri huzmeler halinde szlyor,
tozlar felsefi dnceyi tetikleyici bir seyirlik gibi bu k
huzmelerinde dans ediyordu. Koyu renkli, oturakl mobilyalar
biyolojik bir snrda yer alyor, geceleri scaklk dnce, bir
takm gurultular karyorlard; organik bir barsak etkinliyle
ilgili sesler deldi tabi bunlar.

Elena Rincon o gece hi bilmedi bir huzursuzlukla evine


geldi ve br odalarn ahlaki yonlundan kanarak
mutfana snd. Elena bu atmosferi bir gn gzne normal
grneceni umut ederek yaratm, ama kaln perdeler,
koyu renkli koltuk takmlar, deri kapl kitaplar, her y, sanki
kendilerine dan bir iklimin kurbanymgibi giderek
bitkinleyordu. Evindeki her y, zellikle de kapan anca
iinden televizyon grnen ahp mine gzne
yanlgrnyordu. Bir savcnn televizyon izlememesi ya da
en azndan televizyonu mobilyalarnn bir paras yapmamas
gerektini dnd iin onu mineye gizlemek gibi parlak bir
zm bulmuu. Ama artk bu dekorasyon kendisine ience
etmeye baad halde deirmeye gc yetmiyordu. Arada
bir ekrann karsnda oturuyor ve minede yanan resimleri
izlerken onun gibi insanlarn dekoratif sapknlklarla
kendilerini tatmin ettikleri srada, dnyada gerekten ok
nemli yler oldunu dnyordu. Bunun etkisiyse, ekrandaki
zgn alevlerin siyah beyaz olmasndan dolay azalyordu.
Birgn televizyon karsnda lp kalmbir cesedi kaldrdktan
sonra, televizyonunu soylu ahbn iine yerleirip her zaman
ak brakmaya karar vermii. O gnden sonra hi televizyon
izlememii, ancak minenin ahp kapaklarnn atlaklarndan
sanki ieride ateyanyormugibi bir parlaklk szmaya
baam. Aslnda yanan, Elena Rincn'un kysndan
ksinden, hi bir yerinden tutunamad dnyayd. Savc,
siyah beyaz ekran nedense daha onurlu, insanlarn daha
mutlu oldu bir a ait bulur, renkli televizyon izlemeyi su
addeder, renklerin kls bir zelli brndn dnrd.

Elena'nn yapt dekorasyon sayesinde tm ev siyah beyaz


grnyordu. Meknda tek bir renk bile gze arpmyordu.
Savc, yatak odasndaki maun dolabn aynasna bakt zaman
kendini de siyah beyaz gryordu. Her zaman, siyah beyaz
ya da gri giyinirdi. plakken ya da i amarlarylayken bile
derisinin eski filmlerdeki gibi siyah beyaz bir ton aldn
grr, bundan belli bir sabrla besledi ve daha sonra hukuk
ilmine dair bir utanma duygusuyla kand bir huzursuzluk
duyard.

Evin odalarnda kendi eliyle yaratt dekoratif karabasandan


kurtulmak iin mutfa snd. Geceleri oturup bir yort yedi
masada nnde bir su bardayla oturdu. Akln Teresa
Albor'dan alamyordu. Albor: Yatan altndaki cansz ve
ayaksz adamn zerindeki kadn. Elena o gne dek meslek
hayatnda pek ok cesetle karla ama ayakszn ilk kez
gryordu. Cesedin ayaklan birinin czdann yrten bir
yankesicinin ustalyla yok edilmii sanki. Cesette ne darp izi
vard ne de kan. Byle bir cinayet, er ortada bir cinayet
varsa, anda adliyenin nezarethanesinde bulunan ve yegne
tank olan Teresa Albor tarafndan ienmiolamazd.

Savcnn gnden yle bir ac geti ki, savunma olarak


uslamlamaya snd aresiz. l bir ayak bakm uzman,
ayaksz... Vicente Holgado'nun aslnda bir insan del de
yatan altnda ya da belki de dolapta gizlenen hayali bir
canavar olduna iliin inanmas imknsz bir hikye... ki tipik
bir hesaplaa riteline benziyordu. Ya ikincisi? Tam bir
samalkt. Gnlerce altnda bir ceset olan yatakta uyuyan
kadn da bir masr oldunu sylyordu.

Savc, tannn gazetelerde masr ilanlar arkasna gizlenerek


reklam yaplan trden bir fahilikle iigal ettini dnm.
mdi kendini sulu hissediyordu, belki de gerekten bir
masrd, bunun arkasnda baa bir anlam filan aramamak
lazmd. Ayrca baz arkadaar da rahatlamak, dinlenmek iin
masaj yaptryorlard. Elena da bu konuda uzman bir merkeze
baurmak istemi ama istemekle karar vermek arasnda
bocalamve o gn tann mesleni duydundakine benzer
bir igdsel bir ret drtsyle hi gitmemii.

Kaygyla mutfak kapsnn yannda duvarda asl duran


telefona gitti ve adli tabibin ev numarasn evirdi. Telefon
ald, ama ses vermeden kapatt. Vicente Holgado'nun
cesedi hakkndaki kansn duymak ve otopsi raporunun ne
zaman hazr olacan enmek isterdi, ama bu vakaya zel
bir ilgi gsterdini belli etmekten de ekiniyordu. Ayrca
telefonu adli tabibin kars aabilir ve savcnn sesini
tanyabilirdi, bir ara kocasyla Elena arasnda bir y
oldundan kuulanm belki de; belki hl kuulanyordu.

Telefonu kapatnca buzdolabna gitti, bir yort karp


yavayavayeme koyuldu. Yemeni bitirince (bu, yemeydi
onun nk sindirim srecinden nefret ediyordu) mutfaktan
kp evin geri kalanyla, yalnzca kitap raflar dizili, normalin
iki kat dar koridorla del, yatak odasyla da karlaas
gerekeceni biliyordu; belki de o gece yatann altnda uzun
yllardr, ocuklundan beri aklna gelmeyen yatak alt
canavar olacakt kim bilir...

Tam bu srada telefon ald, Elena babasnn olmamasn


diledi. Babasnn l oldunu ve telefon edemeyeceni
biliyordu, ama yine de diledi; arayan adli tabipti.

Soru ve onay aras bir tonla, "Arayp da telefon almadan


kapatan sendin del mi?" diye sordu.

"Nasl anladn?"

"teki dnyadan gelen bir ay ayrt etmeyi


beceremezsem, lanet olsun benim adli tabiplime!"
Savc, korkuyla titreyerek mutfa gzden geirdi ve orackta
uyumann ya da adli tabibi gece yatya davet etmenin daha
iyi bir fikir olup olmadn sordu kendi kendine. Birka saniye
iinde, yamnn bir gerilim yks oldunu anlad. Biraz
kulak verse, evinin odalarnda korkunun uludunu ve iine
girmek iin i organlar aradn, zellikle kendininkilerin
pende oldunu duyacakt sanki. Mikrodalgann tehditlerine
ya da erzak dolabnn kehanetlerine karn bir tek mutfak bu
lgnln dnda kalyordu. Hangi yam bir korku hikyesi, bir
terr yks deldi ki?

Kaytsz bir tonda, "Ayaklar olmayan kadavray atn m?"


diye sordu. O na kadar kendisine sauyu gstergesi gibi
gelen bu tonlama birden gznde bir hezeyana dn.

"Evet."

"Nasl bir y?"

"Gelince anlatrm, sana geliyorum."

Adli tabip ile savc, savcnn yatanda, plak uzanmar,


tavann ayrntlarn inceliyorlard. erideki tek k ak
pencereden gelen sokak lambalarnn yd. In yan sra o
saatlerde artan, tm kentin iinde yzd bunaltc, soluk
aldrmayan bir balona dnn asfaltn scakl da ieri
doluyordu. Adli tabip hi de kibar olmayan bir biimde sigara
iiyordu. Sigarasnn filtresini baparman bir bisturi gibi
kullanarak kopartm, kln de kllk gibi kendi karnnn
zerinde tuttu avucuna silkeliyordu. Adam elbise asklna
asl, etekleri yere srnen siyah cppeye bakarak,

"Bir kugibi," dedi, "kara, byk bir ku bir akbaba."

"Bu rktc bir ea," yantn verdi kadn, "baro snavn


verince, babam cppemi asmam iin arman etti."

"Sinir bozucu bir mobilya oldu kesin, insann zerine atlmak


iin geren ahenginin bozulmasn bekliyor sanki."
Savc bir ya sabr ekti, nk adli tabibin en sevdi konu
olan dnyann sonundan sz amasndan korkuyordu.

Yastn dndrp altnn serinlini arayarak, "Ne scak!"


dedi.

Doktor, "Benim gzlemlerime gre, cansz nesnelerin de bir


yamlar var, istersen gizli yam de; bizler yani grn gre
canl varlklar, ayakkabmn satekinin sol tekiyle yadndan
daha fazla iletim sorunu yayoruz inan ki. Bana kalrsa
ayakkablarmz yatan altnda bizim zerinde
geirdimizden daha keyifli zaman geiriyor."

Elena Rincn bunun cinsel pasifline yneltilen bir kyet


oldunun farkndayd, adli tabip onun kaytszln kullanarak
bu tr retorik kyetler retiyordu besbelli. Aslnda zevk
alyor ama pian oluyor, bu pianln zerine kadnn hor
grmesi ekleniyor, bylece giderek birbirlerinden daha az y
aldklar dzensiz bir ilii srp gidiyordu. Elena, Vicente
Holgado hakknda konuak iin sabrszlansa da, nden hara
olarak adli tabibe inen vahiy zerine kk bir sylev
dinlemesi gerektini biliyordu.

"Peki dnyann sonu geldiyse," dedi, sanki i hzlandrmak


istercesine, "neden bu sca katlanmak zorundayz?"

"nk lmden sonra da yam var. Hatta lmden sonra


lm de var. sanlar canl olmasalar da lmeye devam
ediyorlar."

"llerden sz almen," dedi Elena ve tam ortasndan


konuya dalarak doktorun da kendini konunun iinde
bulmasn saad, " Vicente Holgado'nun cesedini grdn
m?"

Adam iret parmann ucuyla bir tkrk damlasn izmaritin


zerine kondurup izmariti yatan altndaki siyah
ayakkabsnn iine brakmadan nce, "Ayaklar olmayan
m?" diye sordu.

"Evet ayaklar olmayan. maritler iin mutfaktan bir kahve


taba alamaz msn?"

"Sen bir kl tablas satn alsan nasl olur?"

"Bu konuda batl bir inancm var. Bir kl tablas satn aldm
gn herkes gelip burada sigara iecek gibi geliyor. Aslnda
sen de o herkesten birisin ve her kolda burada sigara
iiyorsun. Ceset hakknda ne dnyorsun?"

"Korkmu Bunu sadece ak gzlerindeki ifade, yz


kaslarndaki kaslma nedeniyle sylemiyorum. leli gn
olmasna karn kaslarndaki adrenalin miktar ok yksek,
ayrca kanndaki glikoz zenginli bir pastane zincirine bir yl
yetecek kadard. Neden ldn sorarsan sana kesinlikle
syleyebilirim: Korkudan."

"Korkudan m?"

"Bu terimin, zavallnn yatan altnda ruhunu teslim etmeden


nce yad korkuyu anlatmaya yetecek arlkta olmadn
sylemeliyim. Ama zavally atmda, bana hl
titriyormugibi geldi."

"Peki sence yatan altnda m lm yoksa baa bir yerde


ldkten sonra m oraya tanm"

"Herhangi bir tanma emaresi grmedik. Yatan altnda bir


yden o kadar ok korkmuki, orackta lm"

"Peki ayaklar?"

"Ayak yok."

"Biliyorum, demek istedim... Ne demek istedimi


biliyorsun."
Adli tabip komodinin zerinden sigara paketini ald, iinden
bir sigara ektikten sonra filtreyi ayn profesyonellikle,
baarman bisturi gibi kullanarak kopard. Bu kez sigaray
yakmadan nce paketin jelatinini kard, kl tablas niyetine
kullanmaya baad.

"Ayaklar yoktu, ama testereyle de kesilmemier. Edebiyata


kamadan raporumun bu blmn nasl yazacam
bilmiyorum."

"Neden?"

"nk ayaklar kesilmekten ziyade sanki sklmer, bir


motorun paralarn sker gibi. Ne grnrde bir zarar var ne
de kula, dili olmayan cesetlerde oldu gibi bu tr olaylarda
uygulanan tipte bir ddet uygulanm

"Peki neden hi kan yok?"

"Bunun bir aklamas yok, ama duruma uygun olarak yle


denebilir: Kan damarlarnda donmu Gerek yamda bu
olmaz ama bir romanda neden olmasn? Ben raporuma byle
yazacam, inandrc bir rapor yazmak kolay olmayacak bu
kez. Senin kannn damarlarnda dondu olmad m hi?"

"Sanrm anda donuyor! feci sca raen..."

"te yandan, ayaklarn bedeni kendi z iradeleriyle terk


ettiklerine yemin edebilirim. Ya da olgun bir meyve gibi kendi
yamlarn yamak iin bedenden kopmuar. Gere
enmek istersen, polisleri sokaklarda bu ayaklan aramaya
yolla, bulduklarnda da onlar sorgula. Byk ihtimalle
ayakkablarn, hatta oraplarn iinde bulurlar, nk cesedin
tm giysileri zerindeydi. Kaybolan bir ayakkab olup
olmadn arardn m?"

"Hayr, ararmadm."

"Olmad ie."
Savc birden kendi ayaklarnn da arfn altnda bir
bireysellik kazandklar hissine kaplarak, sola dou uzatp
adli tabibinkileri arad, adam da korkmuolmalyd ki
ayaklarn birbirlerine doladlar. Savc, aya tuhaf bir ye
srnmgibi bir duyguya kapld. Sanki benci bir ayak
arfn altna girmi br drdyle bir konuda pazarlk
ediyordu, korku dolu bir hareketle arf kaldrd.

Adli tabip, "mdi ne oldu?" diye sordu.

Savc ayaklar saydktan sonra arf rtt.

"Hibir y, adamn ayak bakm uzman oldunu biliyor


muydun?"

Doktor bir kahkaha savurarak, "Bir baant daha!" dedi,


tkrkle nceden slatt jelatinin zerinde sigarasn
sndrmekle meuld.

"Adam korkak insanlarn yataklarnn altndaki canavar


olduna inanrm"

"Yatak alt canavar m?"

"Evet."

"Aman Tanrm! sanlara neler oluyor byle?" adli tabip


nlkla yerinden douldu, "Kkken ierin bydke
basitlecene inanrdm!"

"Hangi anlamda basit?"

"Bu anlamda. Yatak odalarndaki hayaletler yok olacak ve


insanlar bana ve arkadaarma gre daha mantkl hareket
edeceklerdi. Ama dnya bydke ktye gidiyor, biz
bydke."

"Senin de bir canavarn var myd?"


"Benim bir lm vard. llerin hayaletlerinin biz canllar
oldumuzu dnerek kendimi avuturdum. Bylece onun beni
korkuttu kadar ben de onu korkuturdum. Bylece ller ve
canllar koridorda karlaazd."

Sokaktan bararar duyuldu, bir de yaur sesine benzer


bir ses.

Savc, "Bu saatte soka ykyorlar," dedi.

Sonra yataktan yznde korkmubir ifadeyle kalkt, plak


bedenine siyah, ipekli bir sabahlk giydikten sonra odann
lambasn yakt.

Ayaklarn altna alp, kadife bir koltun zerine otururken,


"Korkuyorum," dedi.

Adli tabip de korkmugrnyordu, ama belli etmek


istemedi.

"Neden?"

"Ayak bakm uzmannn sevgilisini tutukladm. Adliyenin


nezaretinde anda. Masum oldunu sanyorum, ama gece
cesedin zerinde uyumu Ayrca Vicente Holgado'nun yatan
altna dnmeye karar verdi gece kzn anne babasnn
evinde yemek yemier ve grn gre adam kk kz
kardenin kpeni ldrm Ayrca ana babas da Esparanto
meraklsym"

"Tm bunlarn Esperantoyla ilgisi ne Allah ana?"

"Ne bileyim, l kpek, Esperanto, ayaklarn kesilmesi...


Sanki her y bir psikopatn i gibi, ya da, bir tarikat falan.
Tm bu verilerle baa ne olabilir ki?"

Adli tabip yatan kenarna oturdu, rlplakt. Birden sanki


yatan altndan iki el uzanp bileklerini yakalayacakmgibi
bir duyguya kaplarak odann ortasna zplad.

Azarlar gibi ellerini aarak, "Beni de korkutmay basardn,


aferin!" dedi.

Savc Rincn bzlm titriyordu, gzlerini yatan


kenarlarnn yerde oluurdu karanlk dikdrtgene dikmii.
Doktor yaklarak kadn omuzlarndan tuttu.

"Endilenme, mdi sakinleen iin yatan altna bakacam."

"Hayr! Sakn yatan altna bakma!"

Doktor komik olmasna ua, ama dramatik kan bir sesle,


"Nasl yani?" diye sordu, "Ne gizliyorsun orada?"

"Ben bir y gizlemiyorum ama ayaksz Vicente Holgado orada


olabilir."

"Vicente Holgado adli tabiplikte, buzdolabnda."

Elena bir tepki gstermeyince doktor douldu, komodine


dou gitti, zerindeki kibriti alarak yakt ve elinde kibritle
ban rktc, karanlk bou soktu. Bir anda hem kibritin
alevi hem de plak adamn yam snd. Kalp krizi geiren
adam yatan ayaklarnn dibine yld.

Elena donup kald. Sokaktan gelen yaur grlts kesilip,


adamlar kendi aralarnda anlalmaz bir dollkla konup
glrek gidene dek orada ylece durdu. Daha sonra olaylar,
sreklilik yasalarn deiren statik bir mdiki zamann
zerine ken bir karabasann ritmine girdi. Her y gemie
kalm ama Elena yine de babasn ve savc Rincon'un yatak
odasnda bir adli tabibin plak olarak l bulunmasnn
neden olaca prestij kaybn dnd. Tm geleceni gznde
canlandrd. Aslnda kefen olan beyaz bir arfn iine tm
zaman yasalarn geren, ekiiren mdiki zaman
sarmalanm. Dikkatle yatan kenarna oturdu, komodinin
zerindeki telefona uzanarak zalim bir dollkla, adli tabibin
canl olmas olasln gz nnde bulundurarak bir ambulans
istedi, ama byle olmadn biliyordu. Her y bir anda olup
bitti iin daha elinden telefonu brakmadan doktoru
giydirmeyi dnd, ama en deneyimsiz adli tabibin bile
cesedin sonradan giydirilmioldunu annda anlayacan
biliyordu.

Hayr.

Ambulans gelmeden nce giyinmesi gereken kendisiydi.


Elena da lyd, ama korkudan. Gayet profesyonelce
hareketlerle aya kalkt, giysilerini aramaya baad, iinde
frtnalar kopuyordu. Hl babasn, ambulans arn, l
adli tabibe klotunu giydirip giydirmemeyi dnyordu. Kendi
kendine hayatnn bittini syledi ve bunu kayg giderici bir
ila alr gibi kabul etti. Ama tm olup bitene baklrsa
lmden sonra da yam vard. lmden sonra lm de vard.
Doktorun ailesini, ocuklarn, karsn, dnyann te ucunda
olup biten buna benzer olaylar dnd. Dul e telefon
etmesi gerekiyordu. Sutyenini takm klodunu giymii bile.
mdi iindeki yatan dibinde l bir adam yatan bir yatak
odasnn maun giysi dolabn aan siyah beyaz bir kadnd.
fak vakti len bir zina zanls ve siyah beyaz bir zina zanls
daha. Eteni ve o gn ya da bir asr nce adliyeden eve
dndnde zerinde olan k ceketini giydi. zerindeki cppe
bir vampirin kanatlarn andran elbise askl odann bir
ksinden Elena'y izliyor, ama geren yeteri kadar
znmedini dndnden olacak, sesini karmyordu.
Savc, ayakkablarn giymeyi unuttunu fark etti. Eve
gelirken giydi ayakkablar giyemezdi, nk yatan
altndaydlar ve yatan altnda adli tabibin korkudan
lmesine neden olan bir canavar vard besbelli. Bir kez daha
dolabn at ve bu tr oyunlar oynamadklarn dnd baa
ayakkablar seti, o gn olan biten hibir y oyun deldi
aslnda. Ayakkablar giyer giymez, derdeki ylerin olup
bitti yalnlkla saayanda bir sorun oldunu fark etti,
bacann ucundaki ayak kendisinin del, galiba l adli
tabibindi. Ya da biraz nce arflarn arasnda kendininkiler
ve doktorunkilerle tartn benci ayakt. Aya ve parmaklarn
oynatabiliyordu oynatmasna, ama ne ayak kendi aya ne de
parmaklar kendi parmaklaryd. Tm blgede sanki anestezi
etkisindeymigibi bir his hakimdi, sanki mantardan
yaplmbir aya daha geliminin ok banda bir sinir
sistemiyle donatmard. Geceyi, ayaklarnn arfn altnda
adli tabibin ayaklarnn korumasn arayn anmsad ve
garipseyerek, ama hi korkmadan, belki de tam o srada
ayaklarn ait olduklar bacaklar karrdklarn dnd.
Uzaktan cesedin ayaklarn inceledinde, sabilen altndaki
ayan kendi aya olabilece kansna vard. Bir savcdan
ziyade bir ayak bakm uzmanna yakn bir fantezinin kurban
myd, yoksa gerekten bir dem mi olmuu, bilemiyordu.
Adli tabibin ayaklarnn da babasnnkiler gibi kk oldunu
dnd, bir kadn ayakkabsna scak kadar kk.
Ayakkablarm giydi ve yeni uzvuna alak iin topallayarak
odann bir ucundan tekine gitti. Cesede orap giydirmesinin
uygun olup olmayacan dnd, kimsenin cesedin
saayann aslnda savcya ait oldunu anlamasn
istemiyordu. Ne ml bir durum! Hi bir savc, yani bir
cesedi kaldran bir savc oraplarn sonradan giydirildini ilk
baka anlayamazd, ama tam davranmak zereyken evde
bu dn sonunu haber veren bir nlama duydu, biraz kulak
kesilince nlamann dkapnn otomatik ziline ait oldunu
anlad. Deli gibi yatak odasndan karak koridoru a, salonu
geerken minenin kapaklarnn atlaklarnn arasndan
ierideki kl etkinli grd. Siyah beyaz klarn dans dr
szyordu, demek ki dnya sona ermemii, korlar kalm en
azndan. Bir sre daha da yanaca benziyordu. Kapya vard
ve kim olduna bakmadan at. Beyaz giyimli iki gen adam
ve yine beyaz giyimli, boynunda stetoskop asl, bir enci
olacak kadar gen bir kadn ieri girdi. Savc, bu kzn fazla
bir deneyimi yok, diye dnd. Nabznn attn sylersem,
adamn l oldunu bile sylemeye cesaret edemez. Ben bir
savcym, pek ok ceset kaldrdm. lyle diriyi ayrmasn
bilirim. Kaldrn nu. Kaldrn nu!

Gen doktor adli tabibin cesedini inceledi, bir sonda takt ve


yumruyla gne vurdu, sanki ieniyormugibi. Elena,
adamn saayann kendi aya olmadn anlamalarndan
korktu. Kendi aya olmadn. Gen adamlardan biri ne
oldunu sordu Elena merhumun (merhumun) oraplarn
aramak iin yatan altna eldini ve bir y grp ok
korktunu syledi. Gen doktor cesedin gne vurmaya
devam ederken adam yatan altn inceledi, sonra arkadayla
tuhaf bir biimde bakrak orada hibir y olmadn syledi.
Doktor bu erkek dayanasna rd ve yardm ister gibi
savcya bakt. Hi konuadan anlalar ve gen doktor ly
ambulansa gtrmelerini emretti. Cesedin kaldrlmas iin
bir savcya gerek yoktu. En kt karabasanlarda bile bir
solukluk rahatlama anlar vardr. Bylece herkes karanlk evin
dar koridorlarndan geerek kapdan kt, bir lnn yamn
kurtarmak iin... Salonu geerlerken gen doktor yalanc
minenin kapaklarnn tahtalar ardnda parlayan klan grd
ve savcya:

"Bu scakta atemi yaktnz?" diye sordu.

"Televizyon," yantn verdi Elena. Saaya topallyordu,


minenin iinde yanann yam oldunu da syleyebilirdi;
drda yanansa, metroda bir yolcunun omuzunun zerinden
okumaya baad ve anlalmaz bir delikten ieri drek
giderek gerek varoluan ve televizyonunkinden uzakla
gizemli bir romand.

Elena daha nce hi topal olmadndan grubu izlemekte


glk ekti (ceset asansre yatay sam). Doktor acyarak
Elena'ya bakt, merdivenleri inmesine ve ambulansa,
yardmclarnn giysilerini zerine geligzel geirdikleri yar
plak l adamn yanna binmesine yardm etti; hl yatan
altnda olmas gereken ayakkablar ve oraplar hari. Kimse
cesedin iki ayann farkl oldunu fark etmemii.

Otopsiye gerek kalmad. Gen doktor sradan bir lm raporu


yazd, alt taraf bir kalp krizi daha. Bylece Elena'nn ifade
vermesine ya da hibir aklamada bulunmasna gerek
kalmad. Elena Rincon adli tabibin ailesine haber verdikten
sonra, dul eve yetim iki ya da ocuk hastaneye
gelmeden kat, kendini gnn armaya baad sokaklara
att. Varlnn yeni bir gizemli blgesine girer gibi sokaklara
kmaya hazr myd, bilemiyordu. Anlalmaz bir mutlulun
penesinde saayan sryerek Francisco de Sales'den
Reina Victoria'ya dou yrd; topalln uzamsal alglama
sisteminde anlamlandrdndan beri yamnn nceden
varln bile bilmedi blgelerine giriyordu sanki. Bir caddeyi
geerken kaldrmn zerinde ters dnmbir spor ayakkabs
grd. Hava blmeleri vard, strap iindeymigibi duran bu
ayakkabya acd. Ayakkaby bandan tutarak bir p
kutusuna att, gz nnde lmektense, tek bana
mahremiyet iinde lmeyi yeeyeceni dnd. Sakn Yatan
Altna Bakma! adl romanda nefes darl eken hava blmeli
spor ayakkablarna iliin bir blm oldunu hatrlad. Roman
bitirmemii, hl okuyordu, okumalyd; sonradan olma bir
topal olarak zorlukla bindi takside biraz okudu.

Kent hareketlenmeye baarken evine dnd. Daha pler


toplanmam, p tenekesinin yaknnda ok ok hasta bir
ift siyah ayakkab ve kafas kark gibi grnen yksek
tabanl bir sandalet grd. Genlinde snavlar arasnda
okudu pek az sayda romandan birini anmsad.
Ayakkablarn yataklarn altndan kmaya baamalar gibi,
fareler de lamlardan kmaya baamard romanda ve bu
durum veba salgnnn habercisiydi.

Hi korkmadan evine girdi. Vicente Holgado'nun, tm olas


Holgado'larn, yatann altnda toplandklarn biliyordu. O
durmadan alrken, Devlet'in en karanlk organna, Adalet'in
iine szmak iin sama sapan yasalar okur, ezberler, kafa
patlatrken de hep ordaydlar. Banyoya gitti, siyah beyaz
soyundu, buz gibi dun altna girdi. Sngeri ald, sinir
sistemine uyum saama srecinde olan tahtadan bir organ
gibi alglad saayan sona brakarak tm bedenini
sabunlad. Adli tabibin karsnn, kocasn, adama ait olmayan
bir organla gmdklerini anlamamasn umarken, kendi
ayann baa bir bedenin paras olarak mezara girmesi
dncesinin hona gittini fark etti. Ayn anda pek ok kadn,
hatta pek ok adam olmay kabul etmek gibi bir ydi bu.
Duan knca tabureye oturarak adli tabibin ayann -tabii
ayak adli tabibinse- ok ihmal etti trnaklarn kesti. Sonra
mutfaktan yer frasn ald ve yatan yanna elip, hi altna
bakmadan frann sapyla adamn ayakkablarn ve
oraplarm kard. Yalnzca bir tek orap buldu. brn
yemier diye dnd. Ayakkablar bakl, siyah ve ok
eskiydiler. Sateki denedi, ayana bir eldiven gibi oturdu.
Ayakkab ayandayken daha az topallyordu, yatak
odasndan minede geren yanmaya devam etti salona
kadar yrd. Savc fkelenerek dnyadaki tm yataklarn
altnda ve tm dolaplarn iinde anlalmaz yler olageldini
ve insanlarn bunlardan son derece bihaber olduklarn
dnd. Bir an bir ayana adli tabibin ayakkabsn tekine
kendininkini giyerek adliyeye gitmeyi dndyse de,
ayakkab teklerini birbirinden ayrmay zalimce buldu ve
doktorun ayakkablarn gnn birinde dul ene gndermek
zere dolabna kaldrd.

Giyindikten sonra topallayarak soka kt ve bu kez


adliyenin nezaretinde oldunu bildi Teresa Albor'u aramann
kaygsn duymadan metroya bindi. Bu yokluk romann en
heyecanl yerine gelen okurun birdenbire bombosayfalarla
karlaas kadar rezalet geldi Elena'ya. tasyon says kadar
bosayfa. Adliyeye girince ne mahkmla konuaya ne de
grevli savcya haber vermeye gerek grerek Teresa Albor'un
serbest braklmas iin gereken evraklar imzalad. Sonra
nbeti odasndaki masann ekmecesinden Sakn Yatan
Altna Bakma! adl kitab alarak antasna koydu. Elena
kitabn derinlerinden gelen, az di ekildikten sonra ene
keminde uzaktan uza duyulan strab andrr bir ac
duyuyordu.

Aradan birka gn geti. Scak hi azalacak gibi


grnmyordu; sokaklar, bar ve kafelerin kaldrmlara att
masalarla capcanlyd; her yer donuk kmevsiminin ardndan
atei atei sohbet eden merilerle doluydu. Savc Rincn
sanki organik olan, bilinmez bir mutluluk pnarndan tap, iyi
kapanmambir musluk gibi bedeninde akan bir iyimserli
kaplm. Kendine gmsapl bir baston alm, akm
zerleri farklln hissederek dolaaya kyordu. Kafelerin
taraalarnn nnden geerken bastonunun ucuyla kaldrma
gizemli bir kaligrafiyle bir yler yazyor, zerinde o gne
kadar hi olmayan n ya da imrenen bakar hissediyordu.

Artk evine de yatak odasna da kar korku duygusunu


yitirmii, adli tabibin lm Vicente Holgado'nun hayalinin
saldrlarn engelleyen bir bedeldi sanki. Yatann altndaki
canavarla ok sakin olmasa da hibir tehlike iermeyen bir
ilii geliirmii. Yatak odasna girdi zaman ilk iayakkablarn
kartyor (saaya tamamen bir erkek aya), plak ayakla
ve bastonunun yardmyla odann iinde gezinerek
karanlklara ait o yaratn varln iine sindiriyordu. Sonra
hem bir heyecan hem de ihtiya duyarak yatan kenarna
oturuyor, eteni kaldrp beyaz klotunu bileklerine dryor,
biraz orada tuttuktan sonra bir ayakkabsnn iine
koyuyordu. Tm bu hareketlerin verdi mutlulu kendisine
aklamaya kalknda, hukuk etiminin onu uzak tuttu bir
takm zihinsel yollar keettini sylyordu.

Arada bir adli tabibin bedeniyle birlikte gmlen saayan


anmsad oluyor, kitaptaki teki olmayan ayakkab gibi gidip
onu aramak istese de, ayana duydu zleme direniyor ve
insanlarn uzuvlarna duyduklar zalim ve anlamsz bal
yenmekten dolay bir tatmin duyuyordu. Elena insann
ayaklar, eller, gzler gibi ift organlarnn farkl cinslerden
olmalar gerektini, nk dnyay genietirmigibi yaparken
aslnda yanstmaktan baa bir i yaramayan sapkn
simetrilerinin bozulmas gerektini dnyordu. O sralar her
bir teki baa renk olan yazlk ayakkablar moda olmuu. ok
gen insanlar iin tasarlanmolmalarna karn savc bu
ayakkablardan bir ift alm, soka karken hatta bazen
adliyeye giderken bile giyiyordu.

Sk sk Teresa Albor'u dnyordu. Ama onun iine girme


sreci bitmeden ve tm uzuvlar tamamlanmadan gen
kadn aramay dnmyordu. u351 e taksiyle gidiyor ve
src ne kadar dinlemez grnse de olsa ona sanki yeni bir
felsefeden, hatta yeni bir dinden sz edermigibi nasl topal
kaldndan, sakatlndan sz ediyordu. Bir gn topallndan
sz etti kadar byk bir heyecanla, bir gznn kr
olundan sz eden bir taksi srcsyle karla. Adam
ehliyetini alrlar diye kimseye sylemiyormu

"Tek gzl olunca," dedi, "derinlik yok oluyor. Her yi tek bir
dzlemde gryorum, sanki gereklik bir resimmigibi, ama
mdiye dek hi kaza yapmadm."

Birinin ksmi krlnn, brnn topallnn onlar


asimetriyle, etsizle, orantszla ilintilendiren bir mucize oldu
konusunda fikir birline vardlar. Bu orantszlk duygusu,
daha nceki bakalarna gre sosyal olarak olanaksz
grnen inisiyatifleri almalarna da yardmc oluyordu.
Bylece savc bir gn kendini, elinde bir kutunun iine
koydu adli tabibin ayakkablaryla adamn dul karsn
ziyaret ederken buldu.

Kadn kapy anca, sol eliyle pek de dol olmayan ve


saelindeki bastonun varln vurgulayan bir hareketle
kutuyu uzatarak, "Enizin ayakkablarn getirdim," dedi.

Dul eyznde n bir ifadeyle kutuyu ald ve savcy eve


davet etti. Adli tabibin evi de bir zamanlar doktor olmann
ciddiyetine inanmbiri tarafndan ar perdelerle dekore
edilmii ve ahlaka uygun bir atmosfer sunuyordu. i kadn
karanlk, serin bir salonda oturdular.

"Gneknca panjurlar kapatyorum ve batana kadar da


amyorum. Bylece oda fazla snmyor," dedi kadn,
gzlerini yere indirirken. Savc Rincn kadnn kocasnn
ayan tanmasndan korkarak saayan sol ayann ardna
gizledi. Kadn tandysa bile sesini karmad. Savc, kadnla
sylebilecem sezdi, nk meslek yam sresince kimi
zaman tanklarla yad, en son adli tabibin lm raporunu
veren gen doktorda deneyimledi o kadn dayanasnn
varlnn farkna varm.

Dul ebastonuna n bir bakfrlatnca savc, "Tm bu tatsz


olaylardan sonra topal oldum," dedi.
"Kocam yarken topal del miydiniz?"

"Hayr, daha sonra oldum."

Kadn l kocasnn savcda ne buldunu anlayamamgibi


n, hatta hayal krklna uambir ifade taknd.

"Erkekler topallardan hoanr," dedi.

Sonra savcnn getirdi kutuyu at, ayakkablarn satekini


kartarak bir ka saniye yznde dnceli bir ifadeyle bakt:

"Kendimi byle hissediyorum ie," dedi, "e olmayan bir


ayakkab gibi. Bombo Sadakatsizliklerine raen bir btnn
iki yars gibiydik."

Savc ona moral vermek iin, "Ama yalnzln da avantajlar


var," dedi, "yle dnn."

" ana kadar herhangi bir avantaj grmdelim. Tam bir


kadn delim ben." "Zamana ihtiyacnz var," dedi savc.

Dul eayakkabnn sol tekini tmyle yalnz brakarak


kutunun kapan kapatt ve sateki savc Rincon'a uzatt.

"Aln, bu sizin olsun. Hatra." Savc, sol elinde adli tabibin


ayakkablarnn sateki, evden kt, bir telefon kulbesine
giderek babasn arad. Dnyay yerinden oynatanlarn
hukukular del, topallar oldunu syleyecekti.

"Ama zlme baba, ben topal oldum," diyerek mesajn,


aracl sayesinde ok daha yukarlarla iletim kurdu
telesekretere kaydetti.

Tam bu srada kaldrmdan herkesten farkl grnen topal bir


kadn geti. Savc, babasna aceleyle veda ederek telefon
kulbesinden kt ve sol elinde adli tabibin ayakkabsnn
sateki, kadn izlemeye karar verdi. Kadnla konurak yeni
katld bu evrenle bir iletim kurmann mmkn olup
olmadn grmek istiyordu, ama kadn zerinde Esperanto
dilini konunlar dernenin tabelas bulunan karanlk ve eski
bir kapdan ieri girerek gzden yitti.

Elena evine dnnce adli tabibin ayakkabsnn iini inceledi,


ama ok derin oldu iin snrn gremedi. Dul bir ayakkab
gibi duruyordu, dilinde kaygl bir ifade vard; sanki uzun
sreden beri iki olduktan sonra, tek olmann varolual
skntlarn yayormugibiydi. Ayakkabya mutfakta
amarlar ast balkona yakn bir yer yapt ve yemesi iin
ucuz, siyah naylon oraplar ald. oraplar ya yere brakyor
ya da yars dr sarkar biimde kirli sepetine atyordu.

te yandan adli tabibin ayakkabs sokakta grd tek


ayakkablar toplamak gibi bir alanlk geliirmii. Scak ya
da hastalk onlar gizli klerinden kartyor, yzlerinde
pani kaplmbir ifadeyle kaldrmlarda brakyordu. Bylece
ayakkabnn ksa zamanda kendi gibi dul ya da tekini
yitirmipek ok arkada oldu ve kayg ifadesi yerini huzur ve
durumu kabule brakt. Savc, bunu ayakkabnn dilinden
anlam ya da en azndan yle dnyordu.

Vicente Holgado'ya gelince, polis soruurmas bir sre daha


bir sonuca varmakszn devam etti, hibir y akl
kavuurulamad. Ne ayaklar ne de ayakkablar bulundu.
Ararmalara gre yatan altnda da dellerdi, muhtemelen
ilerinde lnn ayaklaryla kaybolmuard. Elena Rincn,
polisin Teresa Albor ve ailesini bir sre daha rahatsz ettini,
ama cinayet iediklerine iliin hi bir kant bulamaynca
onlar rahat braktn biliyordu. Savcnn zerinde zel bir
etki brakan bu dava arve kaldrld, tpk, cbbesinin
cebinde, bir yrek gibi atan Sakn Yatan Altna Bakma! adl
kitap gibi.

Elena, bir gn evinin salonuna girince mine biimindeki


dolabn iindeki hareketin arttn fark etti. Geren kendi
sonunu hazrlarmgibi allmadk bir fkeyle yandn
grmek iin kapaklar amasna gerek bile yoktu. Bylece
vaktin geldine karar verdi.

Ayn gn eden sonra Arturo Soria'daki alerimerkezine


gitti ve Teresa Albor'un dkknn arad, ama bulamad; onun
yerine tabelasnda AYAKKABI HASTANESyazl bir ieri vard.

Yaral ya da ciddi biimde hasta ayakkablar ahp raflarda


dinleniyorlard. Dkknn her yeri ayakkabyla doluydu,
demirden yaplma pek ok kalp, ilerinde ayak olmayan
ayakkablar rahatlatmakta kullanlyordu. Savc Rincn
tezgha yaklarak Teresa'y hafif bir irkilmeyle selamlad.
Kadn da ayn biimde sok bir i rpermesiyle selamna
karlk verdi.

"Masaj yaptrabilecemi dnerek gelmiim," dedi savc.

"O ien vazgetim," diye yant verdi Teresa, "yer uygun


deldi, babam bu kundura tamircisini amam nerdi. Hzl
tamir."

"nemli del," dedi savc, "sol ayakkabm da fena vuruyor


zaten."

Teresa Albor savcy tezghn arkasna alrken elindeki baston


hakknda bir yorum yapmamasna karn, Elena Rincn topal
oldunu vurgulamak zorunda hissetti kendini.

"Topal oldum," dedi.

Teresa onu bir tabureye oturttu, ayakkabsn yadrgatc bir


dikkatle kardktan sonra iret parman iine sokarak sanki
zel bir organ yoklarmgibi en derin noktalarn ararp
nemli bir y olmadn syledi.

"Biraz beklerseniz, ayakkabnzn skntsn giderebiliriz."

Savc, kalplarn yannda duran bir kitabn bana gzlerini


dikerek acnacak bir sesle, "Tm yamm boyunca
bekleyecem," dedi.
Teresa savcnn Sakn Yatan Altna Bakma! adl kitaba ilgiyle
baktn grnce, "Yoksa okudunuz mu?" diye sordu.
"147. sayfadaym," yantn verdi Elena.
"Ben de. Ben de ayn sayfadaym. Ne tuhaf."
SON

You might also like