You are on page 1of 124

slm Klasikleri

EL-MEDNETL FZILA
F ar ab i
slm Klasikleri
27

No. 12105

% 8 KDV DAHL FYATI 1.000.000. LRA


( 925.926 + 74.074 Lira)
MEB YAYINLARI

SLM KLASKLER
MLL ERM BAKANLII YAYINLARI: 1152
BLM ve KLTR ESERLER DZS: 280

slm Klasikleri : 15

Kitabn ad
EL-MEDNETL FZILA
Yayn Kodu
01.06. Y.0002.12218
ISBN 975.11.0311.8
Bask yl
2001
Bask adedi
5.000
Dizgi, bask, cilt
ABC MATBAASI

Yaymlar Dairesi Bakanlmn


06.10.2000 tarih ve 7088 sayl yazlan ile
drdnc defa 5.000 adet baslmtr.
slm Klasikleri

- MEDINETUL
FZILA
Farabi

eviren
NAFZ DANIMAN

Ankara, 2001
NDEKLER

nsz Frb kimdir? / 7


lk mevcut hakknda i 15
Orta olmad hakknda i 16
Zdd bulunmad hakknda /18
Mukaddes varlnn tarife smad hakknda 119
Birlii, zatnn ayn olduu ve Ulu Tanrnn lim, hkim, hak, diri
ve hayatn kendisi olduu hakknda 120
Yce Tanrnn azameti, bykl ve ululuu hakknda / 26
Btn mevcutlarn ondan nasl hasl olduklar hakknda 128
Mevcutlarn mertebeleri hakknda / 30
Pek ulu olan ilk mevcudu adlandran isimler hakknda 131
Sevani [ikinci mevcutlar] ve okluun oluu hakknda 133
Aramzdaki cisim ve mevcutlar hakknda / 34
Madde ve suret hakknda / 35
lhi mevcutlarn, mertebeleri ve heyln cisimlerin blmleri
hakknda 137
Semav cisimlerin mterek olduklar noktalar hakknda / 39
Semav cisimlerin nerede dndkleri, nedeye ve ne iin dndkleri
hakknda / 41
Devri hareketlerle mterek tabiatlerindeki haller hakknda / 43
lk sureti ve ilk maddeyi meydana getiren sebepler hakknda / 45
Varolmada heyln cisimlerin mertebeleri hakknda 145
Heyl zerinde suretlerin taakubu hakknda / 48
Nefsin czleri ve kuvvetleri hakknda / 54
Bu kuvvetlerin ve czlerin nasl bir tek nefis olduklan
hakknda 157
Ntk kuvvetin nasl ve neden dnd hakknda / 66
rade ile ihtiyar aramdaki fark ve saadet hakknda / 69
Ryalarn sebebi hakknda I 71
Vahiy ve melikeyi grmek hakknda / 76
nsann topluluk ve yardmlamaya ihtiya* hakknda / 79
Hkim uzuv hakknda / 81
Fzl ehir reisinin meziyetleri hakknda / 87
Fzl ehre aykr olan eyler hakknda / 90
Nefislerin birbirleriyle birlemeleri hakknda / 95
Sanatlar ve saadetler hakknda 196
Bu [cahil] ehirlerin halk hakknda / 98
Fzl ehir halk arasnda mterek olan evler hakknda /100
Cahil ve akn ehirler halknn fikirleri hakknda /104
[Cahil ehir telkkisine gre] adlet 109
[Cahil ehir telkkisine gre] huu 112
Cahil ehirler hakknda 117
NSZ

FARAB KMDR :

Uzluk olu Muhammedin olu Muhammed Ebul Nasr


Farab, slmlann fazilet ve ilmiyle ndkleri ve Garpllarn
fazl ilminden geni lde faydalandktan byk bir Trk
flezofudur. Eski slm mellifleri, onu ayn adla tannm dier
slm bilginlerinden ayrdetmek iin isim ve knyesinin sonuna bir
de Trk kelimesini ilve etmi ve ona Muhammed Ebul Nasr
el Farab ve Trk demilerdi.

Farabden bahseden slm mellifleri onun felsefe ve sair


ilimlerdeki bilgisinin metanet ve asaleti zerinde mttefiktirler.
Umumiyetle fikir ve kavraynn genilii, gr ve sezilerinin
incelii hepsinin takdirini mucip olmutu. alma ve aratrmala
rnn ne kadar verimli olduklarn zaman bize yeter derecede
retmi bulunuyor. Btn bunlara ilaveten Farabinin ahlk
nezahati, dindarl ve nsan duygulanmn mul onu, insn-
kmil mertebesine ykseltmiti.
Farab urat ilimlerin her birinde, en az bir ihtisas sahibi
kadar liyakat gstermiti. Dolaysyle ona bir lim demekten fazla
bir akademi demek daha doru olur. O, byk bir tevazuyla ben
Aristo zamannda gelseydim onun en iyi akirtlerinden olurdum
derken Aristonun en salhiyetli muakkibi olduuna iaret etmek
istemiti. Farab on sekizinci asrda domu olsayd muhakkak
surette Ansiklopedistlerin en parlak zeklanndan biri olurdu.
Bugn aramzda yaasayd ilim hikasnn zirvesinden hepimize
nur saard. Fikir tarihinde bu apta insanlara her zaman rastlan
maz.

Zannma gre Farabnin en byk ztrab yalnzlkt. Fakat


onun bu yalnzl; kendi ruh ve zihn stnlnn mahsul idi.
Farabnin bu stnln kendisi duyduu gibi etraf da mkem
mel duymutu. Dolaysyle kendi adalan, hatta ayn memleket
ve ayn ehirde yayan adalan, onun mevcudiyetinden haber-
8 NSZ

szmi gibi davranmlard ve onun aleyhinde syliyecek bir ey


bulamaynca, hi olmazsa susup lehinde konumulard. Ebul
Nasr Farabni lleri, en bilgin adalarnn balarm dndre
cek kadar geniti. Bu manada onun hakknda sylenen rivayetler
den birisini naklediyorum:
Ebul Nasr Farab Iraktan Suriyeye gelince, bu memleketin
ileri gelen alimleri toplanarak onu mnazaraya davet etmiler.
Mnazara balaynca her taraftan ykselen tenkid ve itiraz sesleri,
Farabnin sesini bouyordu. Fakat onun mukni cevaplan karsn
da bu sesler git gide alalm, nihayet kesilmi; ve yalnzca Farabi
konumaya devam ettii iin dier limler, ellerine kalem kt
alarak onun sylediklerini yazmaya balamlar. te Farabi, olsa
olsa, byle bir yalnzlktan ikyeti idi. Yalanda ve uzaklarda
kendisine fikir arkadal edecek kimse bulamyordu. Dolayisiyle
kendi iine kapanarak feyyaz ruhunun ve cevval zeksnn sonsuz
ufuklannda kendine teselli aramt. Onun bu halini - aadaki
Trke tercmesini verdiim - iirleri e kendisi tasvir ederek
diyor ki:
Zamann ters, yarenliin faydasz; her reisin bezgin ve her
ban hasta olduunu grnce; evime kapanp erefimi kayrmay
kr bildim. Yanmda sakl duran ve avucumda ldayan, hikmet
arabndan ierim. Sofra arkadalarm mrekkep ieleridir; sazm
onlarn akrtsdr. Bu arada dnyadan gm hikmet erbabnn
sohbetiyle neelenirim - Mamafih Farabnin bu muhteem yal
nzlnda hayatm ssleyen baka gzellikler de vard: O, zengin
ruhunun semasnda titreen yldzlan, mistik baklarla szer,
kinatn lhi ahengini - kendi icad olan saz ve kanun telleri
zerinde konuturur, yeilliklerin taravetinde, ieklerin zarafetin
de kefettii hikmetin esran karsnda mestolurdu.
Flayatm, yalnz okumak ve yazmakla kymetlendireceini
bilen bu byk insan, hep okumu yazm ve kendi adalanndan
ziyade mstakbel nesiller iin yazmt. bni Sina gibi bir adam,
kendi mkllerim ancak Farab'nin kitaplarn okuyarak zebili
yordu. bni Ebi Usaybiaya gre, Farab iki yzden fazla kitap ve
risale yazmt. Bunlarn bir ksm onun olmasa bile yansndan
NSZ 9

fazlas, kendi kaleminden kmtr. Misal olarak kendisine aidi


yetleri muhakkak olan birka kita ve risale ismi veriyorum:

1 - Felsefe, Mantk, Ahlk ve Ruhbilim hakknda: a) Felsefe


Kelimesinin Mnas, b) Eflatun ve Aristonun Felsefeleri, ) Akl
Kitab d) Kyas Sanatlar , e) Burhan Kitab, f) Ahlak Kitab, g)
Nefsin Mahiyeti hakknda risale.

2 - Metot Fiakknda: a) Bir ve Birliin Kitab, b) Birliin


blmleri hakknda risale.
3 - Tasnif Fiakknda: a) tmlerin Derecelerine gre tasnifi,
(Kitab Meratibil Ulm) b) limlerin says (Kitab hsil Ulum).
4 - Fizik ve Kimya Fiakknda: a) Fiayyiz ve Mikdar Fiakknda,
b) Atom Kitab, e) Mtenahi Kuvvet Kitab, d) Kimya Sanatnn
Lzumu.
5 - Felek ve Fiendese hakknda: a) Felek Fiareketinin Daimli-
i b) Vehmi Fiendeseye giri.
6 - Tabiat Fiakknda: a) Mevcudatn Balang, b) nsanln
Balangc, e) Fiayvan Azas hakknda sz.

7 - Siyaset, timaiyt ve Askerk Fiakknda: a) Fazl ehir


Fialknn fikirleri, b) Siyaset Kitab, e) Ordulara Komuta etme
risalesi.
8 - Din, Tasavvuf ve Kalem Fiakknda: a) Peygamberin
szleri hakknda mtalaa, b) Bilenlerle bilmiyenler bir olur mu? e)
Ravendye red kitab, d) Rzye red kitab, d) Tabi Sem lmi, f)
Tasavvuf hakknda risale.

9 - Kitbet, iir ve Fiitabet Fiakknda: a) Kitabet Sanat, b)


iir Sanatnn Kanunlar; e) Kinaye Kitab, d) Fiitabet Kitabna
Balang.
10 - Lingvistik ve Filoloji hakknda: a) Lafzlarn ve Fiarflerin
Kitab, b) Diller hakknda kitap.
11 - Musiki Fiakknda: a) Musiki Kitab, b) Musiki lminin
Ustukuslan.
10 NSZ

ayan dikkattir ki Farabnin temas etiti bir ok meselelere


ne kendi adalan temas etmi ne de ondan sonra drt be asr
sonra gelen slm bilginleri temas etmilerdi. Onun Sonsuz
Kuvvet Kitab, Felek Flareketinin Daimlii Kitab, Mevcudatn
Balangc Kitab, nsanln Balangc Kitab, iir Sanatnn
Kanunlan Kitab, Lafzlar ve Flarfler Kitab, Diller Kitab, Musiki
ilminin Ustukuslan Kitab onuncu asrdan fazla yirminci asr
nesillerinin altktan mevzulara ait kitaplardr. Asl mhim olan
ey, mevzu ve eserlerin kesretine ramen, onun mr boyunca
muayyen bir mefkure urunda, programl bir surette alm
olmasdr:
Farabi lemi, slm tevhidinin altnda grm ve her eyi
tevhid esaslanna gre dnm ve anlamt. Ona gre btn
mevcudat vhidin vahdeti inde mndemitirler. Kainatta bilinen
ve bilinmiyen btn mahlukat, canl ve cansz btn eya, Allahn
ahed birliinden feyz tarikiyle tamtrlar. Farabnin tasavvuuf
temaylleri de bu akidesinin mtemelt meyamna girer.

Geri slmn dier bilgin ve flezoflan da tevhidci idiler.


Fakat onlar, tevhidi bir tefekkr ve tahlil sistemi haline koymam
lard. Farab ise tevhidi, kendi fikir ve dncelerine esas bilmi ve
lm almalarna dstur klmt. Dolaysiyle o, tetkik ettii her
mevzuu vhidin vasf ve tezahrlerinden addetmi, ve her bahsi
vhidin czlerine irca etmiti. Bylelikle kendine hem gayet
salam bir tefekkr sistemi kurmu, hem de gayet cidd ve zengin
bir alma metodu bulmutu. Bu alma metodunun en verimli
unsuru phesiz tahlil idi: Vhidi daha iyi anlamak ve kavramak
iin, onu czlere ve her czn daha ufak czlere blerek
tahlil etmek ite Farabnin balca aratrma ve dnme metodu
budur. Bu mesele onun fikir hayatnda o kadar ehemmiyetli bir
mevki igal eder ki, bu noktay gz nnde bulundurmadka,
Farabyi bihakkn anlamak imknszdr. Flatt onun kitap listesi
tetkik edilirse bu mevzu zerinde iki ayr eser yazd da grlr:
Birincisi Kitabl Vhid vel Vahde adn tayan (Bir ve Birlik
kitab) dr. kincisi Risaletn fi taksimil Vhid vel Vahde adm
tayan (Biri ve Birlii Blme Risalesi) dir. Madd veya zihn bir
NSZ 11

vahdedi paralara ayrmak ve bu paralan daha ufak paralara


blerek yakndan tetkik edebilmek hususiyeti, Farabye onuncu
asrda Kartezyan (Cartesien) bir metodla ilim yapmk imknlann
vermi ve hatt onu, bu metodun en mhim unsuru olan tahlil
hakknda Tahlil Kitab adiyle bir de eser yazmaya davet etmiti.
Farabi hakknda yaz yazm olan mslim ve gayri mslim
mellifler flezofun terkipi ve uzlatmc hususiyetleri zerinde
fazla durduklan halde, onun ok daha ehemmiyetli olan, tahlilci
hususiyeti zerinde durmamlar. Halbuki Farab'de gayet kuvvetli
bir tahlil kudreti olmasayd onun terkipi ve uzlatmc kbiliyeti
semeresiz kahrd. Ayn kafa ve meslekte olan melliflerin dnce
lerindeki yaknl grp uzlatrmak iin, evvela bu dnceleri
tahlil adasesinin altna serip uzun uzadya incelemek lzmdr.
Farabnin sentez ve eklektisizmi, derin bir analiz kbiliyetine
dayanr. Onun bu tahlilci kabiliyeti btn kitaplannda mahede
edildii gibi tercme ettiim A u Ehlil Medinetl Fzla adiyle
kaleme ald (Fazl Medine Halknn Fikirleri) kitabnda da gayet
ak bir surette grlmektedir.
Farab, bu kitabnda dahi her eyden nce, varln menei
olan tik ve Tek mevcudu muhtelif bakmlardan tarif eder; daha
sonra btn mevcutlarn ondan nasl hasl olduklarm ve bunlardan
her birisinin mertebe ve ksmlarn anlatr. Bundan sonra ikinci
derecedeki mevcutlardan olan maddi varlklarn ne suretle hasl
olduklarn anlatr ve her iki tarafn mterek vasflarm tayan
insana geerek madd ve ruh zelliklerinden bahsettikten sonra,
insamn tima zelliklerini ele alr. Farab burada insan topluluk
larnn en mkemmel sahnesi olan ehirlerden bahsederken evvela
fazl ehrin (Medinenin) zelliklerinden ve bu ehrin idare tarz ve
artlarndan bahseder. Sonra da fazl ehrin zd ve nakzi olan
Cahil ehri ele alarak onun muhtelif eitlerini ayn ayn isimlerle
ydedip her birisinin husus karakter ve kanaatlerinden bahsile
kitabna son verir.
Aru Ehlil Medinetl Fazla kitabnn bandan sonuna kadar,
Farab az nce iaret ettiim metodun tesiri altnda kalm ve bu
12 NSZ

metodun bahettii tahlil ve terkip imknlarndan zami derecede


istifade etmiti. Bu hal eserin hemen her sahifesinde gze arpar.
Bununla beraber Farabinin cretli tahlil ve kontrolnden kaan
hususlar yok deildir. Ez cmle Fleramise denilen Flarran sabias-
nn tesiri altnda kalarak birinci mevcuttan taan Sevanleri (yani
ikinci mevcutlan) ve bunlarn arasnda zikrettii Zuhal, Mteri,
Merih, Gne, Zhre, Utarid ve Kameri, uur ve idrak sahibi
addeder. Farabye gre bu mevcutlardan her biri hem kendini
hem kendisine hayat veren mevcudu tand iin, o dahi nc
bir mevcuda hayat verebiliyor. Ancak kamerden peyda olan arz
kresi uursuz ve idraksizdir.
Farabinin kontrolnden kaan bu gibi harici tesirler mstes
na, Elmedinetl Fazla kitab, gayet kymetli mtalaalarla dolu
dur. Bu kitabnda bilhassa sosyolojiyi ilgilendiren ince bahislere
temas etmi olmakla, Farab sosyoloji ilminin en eski mbeirle-
rinden saylabilir.
Farabnin slubu, mterek ve arabizanlann iddias hilafna
ak, kolay ve sadedir. Buna ramen eserleri kolayca okunup
anlalmyor. Bunun balca sebebi, mevzu ve bahislerinin pek
mcerret olmalardr. Farabnin kendisi de mcerret bahisleri
mahhas tabirlerle ifade etmekten bililtizam ekindiini, ayn
kitabn bir ka yerinde ihsas eder. O, mecbur olmadka mahhas
misaller kullanmyor.

Flayatnn hibir devresinde maddeye kymet vermemi; ba


kabul etmemi; zarur ihtiyalarm aan maalar reddetmi;
eniyetten ayrlmamak, cemaat iinde kalmak ve nefsine eziyet
etmek iin, iilik etmi; en marur kafalara, hakaret makamnda,
srtm evirmi ve onlardan uzaklam olan bu byk insan (339
H. 950 M.) ylnda amda ld zaman, cenaze namazm
Suriye ve Cezre Kral Elamdan olu Seyfeddevle klm idi.

Nafiz DANIMAN
EL - MEDNETL - FZILA
lk mevcud hakknda
lk mevcud dier mevcudlann sebebidir. O
btn eksiklerden mnezzehtir. Ondan bakasmn
bir veya birden fazla eksii bulunur; halbuki onun hi
eksii yoktur. Onun varl, varlklann en stn ve
ilkidir; varlndan stn ve daha nce bir varln
bulunmasna imkn yoktur. O, varlk faziletinin en
yksek nahiyesinde ve varlk mkemmeliyetinin en
yksek mertebesindedir. Dolaysiyle varlnda ve
cevherinde ademin asl yeri yoktur. Adem ve zd
ancak kamer felekinin altnda bulunurlar. Adem,
varolmas lzm gelen eyin yokolmasdr. lk mevcud
ne bilkuvve ne baka tarzda varolmutur. Onun
herhangi bir vecihle mevcut bulunmamasna da
imkn yoktur. Bu yzden o ezeldir. Cevher ve zat
ile daima var olduundan, ezel olmas iin, bakas
na yardm edecek hi bir eye ihtiyac yoktur. Onun
cevheri, bakas ile varlnn devam iin, kfidir.
Onun varl gibi bir varln asl, bulunmasna
imkn yoktur. Varl mertebesinde, kendisi gibi
veya kendinden akn olan baka bir varln bulun
masna da imkn yoktur. O yle bir mevcuddurki
onun varolmas iin, ne onunla oldu ne ondan
oldu ne onun iin oldu denecek hi bir sebep
bulunamaz. O, ne maddedir, ne de madde ve mevzu
ile kaimdir. Onun varl her maddenin ve her
mevzuun dndadr. Onun sureti de yoktur. nk
maddesiz suret olmaz. Onun sureti olsa idi ztnn
madde ve suretten teekkl etmesi lzmd. yle
16 EL-MEDNETL FZILA

olunca da kendisini tekil eden bu iki czle kaim


olmas lzm gelecekti ve varolmas iin bir sebep
bulunmu olacakt. Zira bu czlerden her biri onun
toplu bir halde bulunmasna sebep olacakt. Halbuki
biz onun ilk sebep olduunu kabul etmi bulunuyo
ruz. Onun varolmas iin hi bir maksad ve hi bir
gaye yoktur ki o gaye ve maksad iin varolsun. yle
bir ey olsa idi, bunlar onun varolmas iin birer
sebep tekil ederlerdi, bu yzden o da ilk sebep
olmazd. O, aym zamanda varlm kendinden eski
bir eye borlu olmad gibi kendi dnunda bir eye
borlu olmaktan da uzaktr.

Orta olmad hakknda


O, cevheri itibariyle, kendinden baka her ey
den farkldr. Varl baka varln aym olamaz;
nk o zaman kendisi ile aym varlktaki ey
arasnda ayrlk kalmazd ve orada iki deil bir tek zat
bulunmu olurdu. Eer aralannda aynlk olsa idi
aynldklan eyin, mterek bulunduktan eyden
baka bir ey olmas lazm gelirdi. Bu suretle aynldk-
tan husus her birinin kvamm tekil eden ayn birer
cz olurdu. Mterek olduklan husus her birisinin
ayn bir cz addedildiinden her biri szde ikiye
blnm olm ve her birisinin her iki cz ztmn
kvamm tekil etmi olurdu. Bu suretle yalmz tek bir
ilk varln bulunmasna imkn kalmazd. Zira orada
onun varlna sebep olan daha eski bir mevcud
bulunmu olurduki bu da imknszdr.
EL-MEDNETL FZILA 17

Eer onlardan birisi, kendisini dierinden ayrd


edecek bir aynlk ihtiva ediyorsa ve biri dierindeki
aynlk dolayisiyle ondan aynlyorsa, ikisinin mte
rek varlklar yannda, her biri - kendisini dierin
den ayrdeden husus bir varla mazhar olurdu.
Minaenaleyh bunlardan birisinin varl iki eyden,
yani husus ve mterek birer eyden teekkl etmi
olurdu. Dolayisiyle birinin varl tekinin varl
deildir. Birisinin zat basittir ve blnmez, dierinin
zat blnebilir ve bu yzden ik-i czle kaim olabilir; o
halde varlnn bir sebebi bulunabilir ve birinin
varl dierinin varlndan eksik veya evvel merte
bede deildir.
Bundan baka birinin varl tekinin varlna
benzemekle beraber, birinin her hangibir hususiyeti,
tekinin dnda kalrsa, varl tam olamaz. nk
tam olan bir eyin varl dnda, kendi nevinden
baka bir varlk bulunamaz. Her eyde de yledir:
byklkte tamlk demek, onun dnda baka bir
bykln bulunmay demektir; gzellikte tamlk
demek, nevindeki gzelliin kendi dnda kalmay
demektir. Cevherde dahi tamlk, cevherin nevinden
olan bir eyin kendi dnda kalmay demektir.
Btn cisimlerde tamlk byle olur. Yani kendi
nevilerinden olan br eyin kendi dlarnda kalmay-
dr. Gne, ay ve dier btn yldzlar byledirler.
Eer ilk mevcut dahi tam bir varlk sahibi ise, o
varlkta bakasmn hi bir pay bulunamaz. Dolay-
siyle o, varlnda mstakildir, tektir ve bu bakmdan
birdir.
18 EL-MEDNETL FZILA

Zdd bulunmad hakknda


Nitekim onun zdd da bulunamaz. Bunu kabu-
letmek iin zddn ne olduunu tarif etmek kfidir.
Bir eyin zdd onun aykrs demektir. Zd hi bir
zaman eyin kendisi olamaz. Mamafih her aykn ey,
zd olmad gibi, kendinin aym olmyan her ey de
zt deildir. Fakat birbirinin tersi olan ve bir araya
geldikleri zaman birbirlerini ibtal ve ifsadeden ve
birinin bulunduu yerde teki bulunamyan eyler,
zd olurlar. Yahut ta birinin yok olmas tekinin de,
aym artlar altnda bulunduu iin, yok olmasm
emreden ey zd olur. Bu hl zdd olabilen her eye
mildir.
Bir ey baka bir eye ancak fiillerinde zd olup
dier hususlannda zd deilse, o iki ey biribirlerine
ancak fiillerinde zd olurlar. ayet keyfiyetlerinde
veya cevherlerinde zd iseler, onlar ancak keyfiyet ve
cevherlerinde birbirlerine zd olurlar.
Bir eyin bakasna zd olmas iin yle bir vasf
tamas lzmdr: bir eyin br eyi ifsadetmesi,
dierim yok edebilmesi ve cevheri itibariyle brne
zd olmas lzmdr: Fesada urayabilecek olan ey
ise kendi cevheri ile kaim ve bak olamaz. Onun
cevheri kendiliinden daim veya hasl olacak yeter
likte deildi. O, ancak bakas vastasiyle yeterlie
kavuabilir. Halbuki var olmayan ey ezel olamaz.
Varlk ve bakasna cevheri yetmiyen eyin vcut ve
bakas iin baka sebeplerin bulunmas lzmdr.
Dolaysyle yle bir ey olamaz. Zaten yle bir eyin
EL-MEDNETL FZILA 19

varolmas zddmn bulunmayndan ileri gelir. De


mek oluyor ki onun varlna sebep, zddmn yok
oluudur. Byle bir ey hi bir zaman ilk sebep
olamaz.
Bundan baka [her iki zddn] bir mahalde
beraber bulunmalar lzmdr ki, o mahalde bulu
makla, biribirlerini ifna etsinler. Bu mahal onlann
dnda kalan bir mevzu, bir cins veya baka bir ey
olabilir. O mahallin aym zamanda sbit olmas
lzmdr ki, zerinde, her iki zd taakub etsin.
Dolaysiyle bu mahallin varlk itibariyle her ikisinden
daha eski olmas lzmdr.
Herhangi bir kimse bu sfatta olmyan bir eyi,
dier bir eye zd olarak vazederse, bu vazattii ey,
dier eyin zdd deil, gayrisidir. Bunun dierinden
aynl, zddn aynlndan farkldr. Bununla beraber
ilk eye aykn eylerin bulunduunu ve bunlardaki
gaynln zdlanndaki ve mevcut olabilen eylerdeki
gaynlklardan farkl olduunu inkr etmeyiz. Dolay-
sile hi bir varlk onun varl mertebesinde olamaz.
nk iki zddn varlkla mertebeleri birdir. Bu
yzden de o, varlnda mnferiddir. Ona, varlnn
nevinden hi bir varlk ortaklk etmez. Kendi mka-
mnda tam bir infrad sahibidir. O bu bakmdan da
birdir.

Mukaddes varlnn tarife smad


hakknda
Yukanda da anlattmz gibi phesiz Allah,
varl kendisine bal olan eyaya szde bile bln
20 EL-MEDNETL FZILA

m deildir. nk bu hal, onun iin imknszdr.


Onun mns szle tarif edilebilseydi bu tarif bir
cihetten onu belirtmek iin varlna sebep olan
blmlerden birine veya ikisine delalet edecekti.
Nasl ki, bir eyin bir parasna delalet eden mana,
kendisiyle birlikte tarif olunan eyin de varlna
delalet etmesi bakmndan onun paralarndan bir
para olurdu. Naslki madde ve suretten mrekkep
olan eyin varlna da, madde ve suret sebep tekil
ederdi.
Bu ise onun hakknda varid deildir. Zira o, her
eyden nce vardr. Var olmasmn da hi bir sebebi
yoktur. Binaenaleyh o, bu suretle blnmezken,
sayca veya baka bir suretle asl blnemez. Bu
bakmdan da o, birdir. Zira birin manalarndan biri
de blnmezliktir. Bir ey bir cihetten blnemezse o
ey blnemedii cihetten birdir; fil cihetten bln
mezse o cihetten birdir; keyfiyeti cihetinden blne
mezse keyfiyete birdir. Cevheri itibariyle blnmi-
yen ey, cevheri itibariyle birdir. O halde ilk mevcud,
cevheri itibariyle blnemez.

Birlii, zatnn ayn olduu ve Ulu Tanrnn


lim, hkim, hak, diri ve hayatn kendisi
olduu hakknda
Varl, btn mevcudlardan farkl olmakla o,
olduundan baka bir ey olamaz. Onun bakasndan
ayn olmas, ztnda birliim muciptir. Birliin mana-
lanndan biri de, her mevcudu bakasndan ayrd
eden husus varldr. Bu itibarla her mevcuda kendi
EL-MEDNETL FZILA 21

hususi varl bakmndan birdir denebilir. Birin


manalarndan olan bu mna, ilk mevcuda tetabuk
eder. Bu cihetten de o, birdir ve birin adna ve
mnasna her birlikten daha mstahaktr.
O, madde olmad ve hi maddesi olmad iin,
cevheri itibariyle bilfiil akldr. Zira suretin akl
olmasna ve bilfiil dnmesine o suretin muhte
vasn tekil eden - madde mnidir. Dolaysiyle her
ey varl iin maddeye muhta olmadka, cevheri
itibariyle bilfiil akl olur. te bu hal onun hlidir. O,
bilfiil akldr. Cevheri itibariyle mkuldr. Zira bir
eyin mkul olmasna yine madde mni bulunmakta
dr. Binaenaleyh o, akl olmas bakmndan da
mkuldr. Hviyeti akl olamn, mkul olmas iin,
kendi dnda bulunan bir zat tarafndan tannmasna
muhta deildir. Kendini kendiliinden aklettii iin
o, hem kildir hem bilfiil mkuldr. Bundan baka
onun bilfiil akl ve bilfiil kil olmas iin kendi
dndaki bir zat akletmesine ihtiyac yoktur. O,
kendi zatm akletmekle akl ve kil olur. Akleden zat
akledilenin aym olduu iin de o, mkul bir akldr.
Binaenaleyh, o, hem akl hem mkl, hem kil olan
bir tek zattr ve blnmez bir tek cevherdir.
Halbuki insann kendisi mkl olduu halde
insamn dnd ey bilfiil mkul deildir. O, bu
esasa gre evvel bilkuvve mkul olmu, sonra da
akl tarafndan dnlerek bilfiil mkul olmutur.
Dolaysiyle insan tarafndan dnlen ey akledilen
ey deildir. Onun akl da daima makul deildir.
22 EL-MEDNETL FZILA

Yani aklmz, bir akl olmas itibariyle, mkul olma


d gibi biz de, cevheri akl olan killerden deiliz.
Zira biz dndklerimizle cevherlenmi deiliz. O
ise yle deildir. Onda akl, kil ve mkul aym
mnay, aym za ve blnmiyen aym cevheri ifade
ederler.
Onun alm olmas da byledir. Zira o, bilmek
iin zmn dndaki fazileti kendisine tantacak
baka zta muhta deildir. Onun tannmak iin de
baka zta ihtiyac yoktur. O, bilmek ve tanmak iin
kendi cevherinde yeterlik bulur. Onun, kendim
bilmesi, kendi cevherinden baka bir ey deildir.
Binaenaleyh o, hem bilir, hem bilinir, hem bilgidir
de. Bu itibarla kendisi tek bir zat ve tek bir cevherdir.
Onun hakim olmas da byledir. Zira hikmet,
kilin eyay en stn bilgi ile ve kendim aklederek
bilmesidir. Bilgi ile en stn ey bilinir. Bilginin en
stn ise zeval bulmyan srekli bilgidir ki ite bu da
onun kendi zatm bilmesidir.
Onun hak oluu da byledir. Zira hak var
olmaya tetabuk eder. Hakikat de, bazan varla
tetabuk eder. Bir eyin hakikati kendine mahsus
varldr. Varln en mkemmeli ise haktan paym
alan varlktr. Hak aym zamanda, akln varla
intibak etmek maksadiyle rastlad mkule denir.
Aym mevcuda, mkul olmas bakmndan da hak
denir. Ona, aklettii eye izafet edilmeden, ancak
kendi bakmndan vardr denir. lk mevcuda iki
vehile hak denir: o, hem varlnn en mkemmel
EL-MEDNETL FZILA 23

varlk olmas yznden haktr, hem mevcudu, mev-


cud olduu gibi bilmi bir mkul olmas bakmndan
haktr.
O, mkul olmas itibariyle hak olmas iin,
kendim dtan akledecek baka bir zata muhta
deildir. O, aym zamanda hak denmeye her iki
vecihle en liyaketlidr. Onun hakikati, hak oluundan
baka bir ey deildir.
Onun diri ve hayan kendisi olmas da byledir.
Bu iki szle, iki ayn zat kastedilmeyip bir tek zat
kastedilir. Diri demek, onun stn mkul stn akl
ile akletmesi demektir. Nitekim bize diri deniyorsa,
ilk nce, en iyi kavranlan en iyi kavrayla kavrad
mz iindir. [Soma] bize diri, deniyorsa,
mahsuslan ki en iyi malumlardr - idraklerin en
iyisi olan ihsas ile ve mdrik kuvvetlerin en iyisi olan
duygularla idrak ettiimiz iindir. O halde mkulleri
stn bilgi ile bilip akleden akim ne olmas gerek?
Onun diri olmas gerek. Zira o, akl olmas itibariyle
aklediyor. Onun kil ve akl olmas, alm ve ilim
olmas bir tek mna ifade eder.
Diri kelimesi, aym zamanda canl olmyan eyle
re de itlk edilir.
Son mkemmeliyetine erien varla ve mkem
meliyette, artk kendisinden gelenlerle kendi vasta-
siyle olanlar arasnda fark bulunmayan her mevcuda,
diri denir. Bu itibarla ilk mevcud en stn varlk
olmakla o, bu isme, istiare yolu ile, diri dediimiz her
eyden daha mstahaktr. Varlmz tam olduu
24 EL-MEDNETL FZILA

nispette bildiimiz ve aklettiimiz ey, bizce o kadar


iyi bilinip akledilir. Zira nefislerimizin onu anlama
nispeti varlnn her halde bir ksmna tekabl eder.
O halde nefislerimizin dndaki varl, bizce anla
lan varlna tetabuk eder. Eksikse tarafmzdan
eksik anlalr.
Hareket, zaman, lnihaye ve benzerleri, varolan
eylerdendir. Nefislerimiz bunlardan her birini eksik
surette akleder. Zira onlardan her biri, vucudca ve
sayca eksiktir. gen, drtgen ve benzerleri, taraf
mzdan daha iyi anlalr. nk bunlar daha m
kemmel varlklardr. lk mevcut da byle tannmal
dr. Zira o, varln ve mkemmeliyetin en son
merhalesinde bulunmakla, tarafmzdan en mkem
mel surette tannmas gerektir. Halbuki biz iin byle
olmadm gryoruz.
Geri mkemmeliyetin son merhalesinde olmak,
bizce idrak edilemiyecek bir hal deildir. u kadar ki
akl kuvvetlerimizin zf ve madde ve ademle kar
m olmalar, onun tarafmzdan idrakim zor ve
tasavvurunu g klmakla, biz onu olduu gibi
dnmyoruz. Onun ifrat derecesindeki mkemme
liyeti, bizi dehete garkeder ve biz onu tam olarak
tasavvur edemeyiz. Nitekim k, grnen eylerin en
mkemmeli ve en belirlisi olup, sair grnenler
onunla grnr. Renklerin grnmesine sebep odur.
Dolaysiyle bir ey nekadar tam ve byk olursa,
gzn onu o derece tam grmesi lzmdr. Halbuki
biz vaziyetin yle olmadm gryoruz. Ik ne
EL-MEDNETL FZILA 25

kadar kuvvetli olursa gzlerimizi o kadar karartr. Bu


hl [n] snkl ve eksiklii yznden deil,
bilakis belirliliin ve aydnln en st derecesinde
bulunmasmdandr. O, gzleri kamaran bir nur
olduu iin gzleri karartyor.
lk sebep, ilk akl ve ilk hak buna kyas edilir.
Onun tarafmzdan eksik anlalmas, kendi eksikli
inden deildir. Ancak akl kuvvetlerimizin zf,
tarafmzdan tasavvur edilmesini gletiriyor. Asl
kendi mkullerimiz eksik ve onlan tasavvurumuz
zayftr.
Demek oluyorki bu hl, iki suretle mtalaa
edilebilir: birisi mmten olup, onun varlndaki ve
zat ve cevherindeki eksiklik yznden tam bir surette
tasavvur edilemeyii ve anlalmaydr; dieri meb-
zl olup, onun tambir surette anlalp tasavvur
edilmesi mmkn iken, zihinlerimizin ve akl kuvvet
lerimizin zf ve onun cevherinden uzak oluumuz,
onu tam bir surette ve kemli derecesinde tasavvur
edemeyiimizdir.
Bu iki mtalaa, vcudun birbirinden uzak iki
ucunda yer alm bulunuyor. Biri mkemmeliyetin
ucunda, br eksikliin ucunda. Fakat unu bilme
miz lzmdr ki, maddeye bulam olduumuzdan
cevherimiz onun cevherinden uzak kalmtr. Cevhe
rimiz ona yaklatka onu tasavvurumuz daha tam,
daha dom ve daha gerek bir hl alyor. Bu da u
demektirki: biz maddeden uzaklatka, ilk mevcudu
daha tam bir surette tasavvur ederiz. Biz bilfiil akl
26 EL-MEDNETL FZILA

olduka ona daha ok yaklarz. Nihayet maddeden


tamamiyle syrldmz anda zihnimiz onu en m
kemmel surette kavrar.

Yce Tannmn azameti, bykl


ve ululuu hakknda
Onun azameti, bykl ve ululuu da byle-
dir. Bir eyin azameti, bykl ve ululuu, ya
cevherindeki veya hususiyetlerinin arazlanndan bi
rindeki mkemmeliyetine gre olur. Bu [vasflar]
bize nisbet edilince tenimizin zalanndan birindeki
ve yahut servet ve ilim gibi arazlarmzdan birindeki
mkemmeliyetimiz kasdedilmi olur. Onun mkem
meliyeti her mkemmeliyetten farkl olduu iin,
onun azameti, bykl her ulu ve byk eyden
stndr; azameti ve ululuu cevherinin gayelerin
den ibaret olup, cevheri ve zat dnda deildir.
O, bakas tarafndan iclal edilsin edilmesin,
tazm edilsin edilmesin, zatnda azm ve uludur. Her
mevcudun gzellii, revnak ve ziyneti kendi stn
varlna kavumasnda ve kendisinin en son mkem
melliine erimesindedir. lk mevcudun varl ise en
stn varlk olduundan, gzellii her gzelliin
fevkindedir. Ziynet ve revnak da byledir. Btn
bunlar onun cevherinde ve zatnda, yni kendi
varlnda ve aklettii zatnda bulunurlar. Halbuki
bizim gzelliimiz, revnakmz ve ziynetimiz zatmz
da deil arazlanmzdadr. Cevherimizde deil d
mzda kalan eylerdedir. Onun cemali, mkemmeli
yeti ve sair zellikleri ise zatndan baka ey deildir
ler.
EL-MEDNETL FZILA 27

Lezzetin, sevincin ve gbtanm okluu, mkem


mel ve tam bir idrkla, en gzel en zarif ve en ssl
eyi idrk etmekle hasl olur. lk mevcud gzelilin,
zarafetin ve ziynetin en son merhalesinde bulunduu
iin, onun kendi zatm idrk etmesi idrkin en
mkemmelidir; cevherim bilmesi, bilginin mutlak
surette en stndr. Biz ilk mevcudun duyduu
lezzetin knhn ve bykln ancak akl bilgi,
tahayyl veya ihsas ile kendi kemal ve zarafetimi
zin stn derecesini btn idrakimizle idrk ettiimiz
lezzetle mukayese ederek anlar ve reniriz. Lez
zetin bu derecesine vardmz zaman, bu lezzetin
byklkte her dereceyi atm zannederek iimiz
den son derece mahzuz oluruz; bu mahzuziyetimiz
sreksiz ve geici olsa da!.. Dolaysiyle,onun sevinci
ni, lezzetini ve gbtasm kendi sevincimize, lezzetimi
ze ve gbtamza kyas etmek, onun ilmini
ilmimize - zatnn stn gzellik ve revnakm idrk
ediim, bizdeki en gzel ve en revnakl eyleri idrk
ediimize - kyas etmek demektir. Binaenaleyh id
rkimizle onun idrki arasnda bildiimiz eylerle
onun bildikleri arasnda, kendi gzelliimizle ztnn
gzellii arasnda hi bir nisbet yoktur. Byle bir
nisbet bulunsa bile, son derece basit ve kktr. Bu
yzden bizim kendi lezzetimiz, sevincimiz ve gbta-
mzla onunkiler arasnda nisbet yoktur. Zira bu
nisbet pek czdir. Ufak bir mikdar ile kll arasnda
ve en eksik eyle mkemmeliyetin mntehas arasn
da nasl bir nisbet bulunabilir!...
28 EL-MEDNETL FZILA

lk mevcud kendi zatndan ne kadar ok lezzet,


sevin ve gbta duyarsa, kendi zatnn k olup,
zatn kendi nisbetinde sever ve beenir. Bizim kendi
faziletimize k olmaktan duyduumuz zevkin ilk
mevcuda nisbeti, onun fazilet ve kemalinin bizce
beenilen kendi fazilet ve kemalimize nisbeti gibidir.
u kadar ki onda seven sevilenin aymdr; beenen
beenilenin aymdr; rk maukun aymdr. Bizde ise
bunun hilafna olarak, fazilet ve gzellik muklan-
mz iseler de k deildirler. Bizdeki k ondakin-
den baka bir kuvvettir. Onda muktan eser yoktur.
Binaenaleyh bizde muk km aym deildir. Onda
ise muk kn aymdr. Ve o sevilsin sevilmesin ilk
sevgilidir; ona k olunsun olunmasn ilk muktur.

Btn mevcudlann ondan nasl hasl


olduktan hakknda
lk mevcud ondan varolunandr. lk mevcudun
kendine mahsus varlndan dier mevcudlann ister
istemez hasl olmlan lzm gelir. Bu mevcudlann
ksmen duygu ile mahede edilen, ksmen burhanla
bilinen varl, insamn irade ve ihtiyan ile hasl olmu
deildir, ilk mevcuddan bakasmn hasl olmas,
varlnn baka varla tamas ve bakasmn onun
varlndan tam olmas kabilindendir. Bylece
onun varl, kendisinin hi bir suretle ne sebebi ne
gayesi olabilir.
Nitekim ocuun vcudu, ana ve babann varol
masna [sebep] ve gaye tekil edemez. Bu, ancak u
EL-MEDNET L FZILA 29

demektir ki ondan hasl olan varlk, ona kemal


getirir; nasl ki bizim ilediimiz ilerin ou bize aym
eyi salar; mesel bir bakasna mal verdiimiz
zaman, elde ettiimiz eref, haz veya dier iyilikler,
bize kemal getirirler. Onda kendinden bakas da
bulunmazki, varlndan maksad, baka eyleri hasl
etmek olsun; ve varlna bir d sebep bulunmakla
ilk olmaktan km olsun. O aym zamanda bakasna
vcud vermekle, kendinde olmyan ve kendi kemali
dnda kalan bir kemali vermez; nasl ki malm veya
baka eyini balyan bir kimse haz, eref, riyaset
veya baka hayrlar kazanarak kemale kavumay
istihdaf eder. Bu gibi eylerin onda bulunmalar
imknszdr. Zira ilk mevcud o zaman ilklikten kar
ve ncelikten dp kendinden bakasmn nceliini
kabul etmi olur ve kendi varlna bakasm sebep
klm olur.
Hakikat halde onun varl kendi za iindir.
Cevheri, varlm takip edip arkasndan gelmekle,
ondan bakas hasl olur. Bylece varl bakasmn
varlna taar.
Onun cevheri ve zam cevherlendiren vcudu,
bakasmn varlm husule getiren vcudun aymdr.
Dolayisiyle o, bizim gibi - mesel bir zelliimiz
olan nutukla yazdmz yaz kabilinden iki ayn
hususiyet arzetmez ki, biri ile za belirsin, br ile
bakasm hasl etsin. O hakikat halde, bir tek zat ve
bir tek cevherdir ki, onunla hem cevherlenir, hem
bakasm hasl eder. Onun varlndan, aym zamanda
30 EL-MEDNET'L FZILA

baka bir varln - kendi zatnda


bulunmyan - baka bir eye tamasna da ihtiyac
yoktu. stelik ne kendisinde bulunan bir araza, ne
kendisine yeni bir hal kazandracak bir harekete, ne
kendi dnda bulunan bir lete dahi ihtiyac yoktur.
Mesel buhar elde etmek iin hararet verecek ate ve
buhar olacak su gibi vastaya ihtiyac yoktur. Ve
yahut gnein suyu stmas iin, suyun harekete
gemesi ve bu hareketle yeni bir hl kazanmas ve bu
hl ile suyun snmas kabilinden bir vastaya ihtiyac
yoktur. Yahut da marangozun tahtay ayrmak,
bimek ve yarmak iin keser ve bk gibi aletlere
ihtiyac yoktur.
Bakasmn varlna sebep olan vcudu, onu
cevherlendiren vcudundan mkemmel deildir. Ni
tekim onu cevherlendiren vcudu bakasmn varl
na sebep olan vcudundan mkemmel deildir.
Bilakis bunlann her ikisi aym zatdr. Bununla bera
ber ondan, baka varln tamasna mni olacak,
iinde veya dnda, hi bir engel yoktur.
Mevcudlann mertebeleri hakknda
Mevcudlar oktur. okluklar ile beraber birbir
lerinden stndrler. Her varlk, tam olsun eksik
olsun, onun cevherinden tamr. Cevheri yle bir
cevherdir ki btn mevcudlar mertebelerine gre
ondan tanca, her biri varlktaki srasna gre ondan
paym alarak hasl olur. Evvel bunlann en mkem
meli hasl olur. Peinden daha eksii hasl olur. Bu
minval zere eksikten daha eksie gidilerek, sonunda
EL-MEDNETL FZILA 31

yle bir mevcuda vanlr ki, ondan aasna gidildii


takdirde tam bir hilie vanlm olur. Bylece
mevcudlar vcudtan kalkm olur.
Btn mevcudlar, ancak kendi vcuduna mah
sus cevherden taklan iin, o cmerttir. Bu cmert
lik onun cevherindedir. Yine btn mevcudlar,
sralarna gre onun cevherinden paylarm alarak
hasl olurlar. Dolaysiyle o, dildir. Adaleti de
cevherinde olup cevherinin dnda deildir. Bu
cevher yle bir cevherdir ki, mevcudlar ondan kendi
mertebelerine gre hasl olunca, birbirleri ile yle bir
nizam zere badarlar ki bir sr ey, ek ey
hlinde toptan hsl olur.
Mevcudlan birbirlerine yaklatrp balyan bu
balar, baz eylerin kendi cevherleri iinde iseler de,
bunlar baz eylerin cevherlerine tbi hususiyetlerden
olup insanlar birbirlerine balyan sevgi gibidirler.
Sevgi, insanlarn hvalinden olup insanlann vcudu,
onunla kaim deildir. Geri sevgi de Allahtan gelmi
tir. nk onun cevheri, yle bir cevherdir ki, ondan
hsl olan mevcudlann kaynama ve badamalarm
icab ettirir.

Pek ulu olan ilk mevcudu adlandran


isimler hakknda
Onu adlandran isimler, aramzdaki en stn
varlklarn mkemmeliyetlerine dellet eden isimler
dir. Fakat bu isimler, bizim kullandmz mna ve
zeminde kullanlmayp ilk mevcudun cevherine mah
32 EL-MEDNETL FZILA

sus kemale dellet etmeleri lzmdr. Sonra bu


isimlerin dellet ettikleri mkemmeliyetler oksa da,
bunlarn ilk mevcudtaki eitli mkemmeliyetlere
delalet ettiklerim, onun blmlerinden olduklanm ve
ilk mevcudun bu mkemmeliyetlerden her biriyle
cevherlendiini zan etmiyelim. Bu eitli isimlerin,
bir tek cevhere ve blnmez bir tek varla dellet
etmeleri lzmdr.
Gzmz nndeki eyann kemal ve faziletine
delalet eden isimlerin bir ksm, bir eyin bakasna
gre deil de, bizzat kendi zelliine dellet ederler:
tek ve diri gibi. Bir ksm ise, bir eyin zelliine,
ancak baka bir eye nisbetle dellet ederler: dil ve
cmert gibi.

Bu isimler aramzda ifade ettikleri fazilet ve


kemale dellet ederler. Onun dnda kalan bir eye
nispetleri, kemalinin bir czne delalet eder: yleki
bu isim veya bu fazilet ve kemal, onun izfi bir
surette kvamm tekil ederler. Bu gibi isimler, nakil
tarikiyle, ilk mevcuda itlak edilince, bakaya nisbetle
bunlar, ilk mevcudtan taan mevcudlara delalet
ederler. Dolayisiyle bu nisbeti, ne kendisinin bir
cz telakki etmeliyiz; ne de o ismin ifade ettii
kemali, o nisbet vastasiyle, onun kvam telakki
etmeliyiz. Fakat o isim ile, o nisbetin zarureten tbi
olduu cevher ve kemali kasdetmeliyiz ki o nisbet, o
cevherle kaim olsun; ve o ismin dellet etmesi matlub
olan cevheri ifade etsin.
EL-MEDNETL FZILA 33

Sevan [ikinci mevcudlar] ve okluun


oluu hakknda
lk mevcudtan, kincisinin vcudu taar. Bu
kincisi dahi asl cisimlenmemi ve maddesiz bir
cevher olup kendi zatm ve ilk varl akleder. Kendi
cevherinden aklettii ey, zatndan baka bir ey
deildir. lk mevcudu akletmesi dolaysiyle, ondan
bir ncnn gelmesi gerektir. Kendine mahsus
zatiyle cevherlenmi olduundan ondan birinci sema
nn gelmesi gerektir. ncs dahi maddesiz olup
cevheri itibariyle akldr. Kendini ve ilki akleder.
Kendi hususi zatiyle cevherlenmi olduundan, on
dan sbit yldzlar kresinin gelmesi lzmdr. lk
mevcudu akletmesi dolaysiyle -ondan -bir drdnc
nn gelmesi gerekir. Bu da maddesizdir; hem kendim
hem ilk mevcudu akleder. Kendi hususi ztiyle
cevherlenmi olmakla ondan Zhal kresininn gel
mesi lzm. lk mevcuda akletmesi dolaysiyle, bir
beincinin vcudunu muktezidir. Bu beincisi dahi,
maddesiz olup kendim ve ilk mevcudu akleder; kendi
zatiyle cevherlenmi olduundan, ondan Mteri
kresinin gelmesi lzmdr ki bunun da vcudu
maddesiz olup kendi zam ve ilk mevcudu akleder;
kendi zat ile cevherlendiinden ondan Merih kresi
nin gelmesi lzm. lki akletmesi dolaysiyle ondan
bir yedincinin gelmesi gerektir. Bunun da vcudu
maddesiz olup kendini ve ilk mevcudu akleder.
Kendi zatiyle cevherlenmi olmakla, ondan gne
kresinin gelmesi lzm. lk mevucudu akletmesi
34 EL-MEDNET L FZILA

yznden ondan bir sekizincinin gelmesi lzm. Onun


da vcudu maddesiz olup kendim ve ilk mevcudu
akleder. Kendi hususi zatiyle cevherlendiinden,
ondan Zhre Kresinin gelmesi lzm. Bunun da ilk
mevcudu akletmesi dolaysiyle, ondan bir dokuzun-
cunun gelmesi gerektir. Bu dahi maddesiz olup kendi
zam ve ilk mevcudu akleder. Kendi zatiyle cevher-
lenmi olduundan ondan Utarid kresinin gelmesi
lzm. lk mevcudu akletmesi dolaysiyle, kendisin
den bir onuncunun gelmesi icabeder. Bunun dahi
vcudu, maddesiz olup kendi zatm ve ilki akleder.
Kendi zatiyle cevherlendiinden ondan kamerin gel
mesi lzm. Bunun da ilk mevcudu akletmesi yzn
den kendisinden onbirincinin gelmesi icabeder. Bu
onbirinci de maddesiz bir vcud olup kendi zam ve
ilk mevcudu akleder. Fakat bunun vcudunu hasl
etmek iin, madde ve mevzua hi ihtiyac olmyan
eyler burada son bulurlar. Onlar mufnk (madde
den ayn) olup cevherleri itibariyle hem akldrlar
hem mkldrler. Kamer kresinin yannda samev
cisimler sona erer. Bunlar, tabiatleri icab, devri
hareketle dnerler.
Aramzdaki cisim ve mevcudlar hakknda
Bu saydmz mevcudlar, daha balangta,
cevherleri en stn mkemmeliyetlere ulam olan
lardr. Onlann varl son ikisinin() yannda nihayet
bulur.

(1) Daha nceki bahiste zikredilen mevcudlann son ikisi.


EL-MEDNETL FZILA 35

Bunlardan sonrakiler, tabiatleri icab, henz


balangta, stn mkemmeliyetlerde olmazlar. Bi
lakis onlardan her biri, en eksik mevcutlardan
balayp peyderpey terakki ederek, evvel, cevherin
de soma da arazlarnda, mkemmeliyetin en ileri
merhalesine ular. Bu cinsin tabiatlerinden olan bu
hl, kendisine yabanc olan baka eyden gelmi
deildir. O, ksmen tabidir, ksmen iraddir, ksmen
de tabii ile iradden birlemitir. Bunlardan tabii
olanlar irdi olanlarn mukaddimesidirler. Vcutlar,
zaman iinde irad olanlannkine takaddm eder.
Dolayisiyle tabiiler bulunmadan iradler bulunamaz
lar. Bunlardan tabi cisimler, ustukuslar olup
hava, su, toprak ve benzerleri olan buhAr, alev ve
saire gibi eylerdir. Madeniler ise, her nevi talar,
bitkiler ve ntk olan ve olmyan hayvanlardr.

Madde ve suret hakknda


Bunlardan her birinin kvam, iki eyden teek
kl eder ki biri, beiin tahtas, dieri beiin yaps
makamndadr. Tahtas makamnda olan ey, madde
ve heyldr. Yaps makamnda olan ey, suret,
heyet ve emsali eylerdir.
Madde, suretin mahal ve mevzuudur. Madde
olmadan, suretin ne kvam, ne vcudu olabilir.
Madde, suret iin vazedildiinden, suret bulunma
dka madde de bulunmaz. Suretin bulunuu, madde
nin bulunmas iin deil, cisimlenen cevherin bilfiil
cevher olmas iindir. Her nevin sureti hasl oldukta,
36 EL-MEDNETL FZILA

o nevi, bilfiil ve en mkemmel mevcudiyetiyle hasl


olmu saylr. O nevin maddesi bulunup ta sureti
bulunmazsa, ona, bilkuvve bulunmu denir. Nitekim
beiin tahtas sureti bulunmazsa o, bilkuvve bir
beiktir. Onun bilfiil beik olmas iin suretinin
maddesinde tecelli etmesi lzmdr. Bir eyin iki
varlndan madd varl, en eksik bir haldedir. ki
varln en mkemmeli, onun suret hlidir.
Cisimlerin suretleri birbirine zd olup her biri,
hem bulunabilir hem bulunamaz. Her birinin madde
si, hem suretim hem zddm kabul eder. [Maddenin]
iinde, eyin sureti hem bulunabilir hem bulunamaz.
[Madde] icabnda baka bir suret hlinde de buluna
bilir.
Ustukuslar drt olup suretleri birbirlerine zdtr.
Her ustukussun maddesi, kendi suretine de zddna
da kbildir. stelik her birisinin maddesi, hepsi
arasnda mterektir. O madde, hem kendine gre,
hem semamn altndaki sair cisimlere gre birdir. Zira
gk altndaki sair cisimler, ustukuslardan teekkl
ederler. Ustukuslardan her birinin kendine mahsus
maddesi yoktur. Onlar gk altndaki her eyin
mterek maddeleridir. Bu isimlerden hi biri sureti
ni nceden almaz. Fakat onlar, nceden bilfiil
varlklarna deil de, uzaktaki bilkuvve varlklarna
mazhar olurlar. Zira onlar, yalmz ilk maddelerim
alm bulunurlar. Dolaysiyle, onlar kendilerim m
temadiyen cevherlendirecek surete doru
koup - bilfiil varlklarnn kvamm tekil
EL-MEDNETL FZILA 37

eden - suretlerinin husul iin peyderpey inkiaf


ederler.
lhi mevcudlarn, mertebeleri ve heyuln(')
cisimlerin blmleri hakknda
Bu mevcudlar ylece tertip edilirler: evvela
onlann arasndan en bayas ele almr. Soma daha
mkemmeline ve en sonunda ondan daha mkemme
li olmyan mkemmele varlr. Bunlann en bayas,
mterek ilk maddedir. Ondan mkemmel olarak
sikslarf2) gelir; soma bitkiler, sonra nutuksuz
hayvanlar, soma natk hayvan gelir ki, ondan m
kemmel bir ey yoktur. Daha nce bahsettiimiz
mevcudlar ylece sralanrlar: evvel en mkemmel
leri, sonra eksikleri, daha eksikleri Ve nihayet en
eksikleri gelir. Mevcudlann en stn ve en mkem
melleri ilk mevcudtur. lk mevcudtan hasl olan
eylerin en mkemmelleri, umumiyetle cisim olm-
yan ve cisimlerden gelmiyenlerdir. Onlardan soma
semav cisimler gelir. Bu mevcutlann en mkemmel
leri de, kinciler olup soma tekiler, srayla onbirinci-
ye kadar giderler. lk mevcudtan soma gelen ayn
sradaki eya, on sayda olup semav cisimler dokuz
olduklarna gre hepsinin toplam ondokuz olur.
Aere [onlar] dan her biri kendi varlk ve mertebesin
de mnferit olup varlnn kendinden bakasna ait

(1) Heyulas yani maddesi olan cisimler.


(2) Ustukuslar, drt unsur dediimiz su, toprak, ate, havadr.
Kelime yunancadan alnmtr.
38 EL-MEDNETL FZILA

olmasna imkn yoktur. Zira varlnda, ona ortaklk


edecek baka bir varlk bulunduu takdirde, o varlk
bunun gayrisi olacandan, bunu ondan ayracak bir
hususiyet ihtiva etmesi lzm gelir ki, bu aync
kuvveti ihtiva eden varlk, dierinin varl olamaz.
Binaenaleyh her ikisine ait varlklr bir olmayp, her
birini dierinden ayran baka bir hususiyet vardr.
Bunlardan her birisinin zdd da yoktur. nk zdd
olamn kendisiyle zdd arasnda mterek bir madde
si bulunmaldr.
Aere [on] lardan hi birisinin maddesi yoktur.
Nevin suret mevzular oalnca, ehas da oalm
olur. Bu yzden maddesi olmyan bir eyin nevrinde
kendinden bakas bulunamaz.
Bundan baka zdlar, ya cevherde birbirine zd
olan eylerden doarlar veya yerine gre, nisbet ve
hlleri birbirine zd olan tek eyden doarlar: nitekim
souk ta scak ta gneten gelir. Gne yaknlk ve
uzakla gre iki ayn durumda bulunduundan, bu
iki durumdan, birbirine zd hl ve nisbetler doar. lk
mevcudun ne zdd bulunur, ne kincinin zd hl ve
nisbetlerine maruzdur. kincide, ncde ta onun-
cuya kadar tezad bulunmaz.
Aere [on] lardan her biri hem kendi zam hem
ilk sebebi anlar. Hi birisinde, yalmz kendi zam
anlayacak bir mevcudiyet stnl yoktur. Fakat
her biri, kendi zat ile ilk sebebin zatm aklederek,
kusursuz fazileti iktibas eder. Ve fazilet stnln
akletmesi neticesinde kendi faziletinden zevk alr.
EL-MEDNETL FZILA 39

lk mevcudun kendim tanmaktan duyduu zev


ke nisbetle [bunlann yaan yegan ilk] mevcudu
tanmaktan duyduklan zevk stnl - kendi ke
mallerine nisbetle - ilk mevcudun kemalindeki s
tnlk mesabesindedir. Ve kendilerim tanmakla
kendilerim sevip beenmelerinin ilk mevcudu tanya
rak beenmelerine nisbeti, ilk mevcudun revnak ve
gzelliinin kendi revnak ve gzelliklerine nisbeti
gibidir.
Dolaysiyle onlar, ilk mevcudu tanmakla, ken
dilerine gre, nce sevilmi ve nce beenilmi
saylrlarsa da, kendi zatlanm tanmakla ikinci olarak
sevilmi ve beenilmi olurlar. Bu aereye nisbetle
dahi ilk mevcud yine ilk sevgili ve ilk puktur.

Semav cisimlerin mterek olduklar


noktalar hakknda
Semav cisimler, dokuz mertebeli, dokuz tm()
tekil ederler ki her tm bir yuvarlak cisim ihtiva
eder. Bunlardan birincisi yalnz bir cisim ihtiva edip
pek sratli bir hareketle dner. kincisi de tek bir
cisimden ibaret olup o dahi mterek hareketli bir
sr cisimler ihtiva eder. Bunlann hepsi mterek iki
hareketle dnerler. ncs, drdncs, beinci
si, akncs ve yedincisinden her biri, eitli cisimler
ihtiva eder. Bu cisimlerden her birinin kendine

(1) Tm burada cmle kelimesine karlk olarak kullanlm


tr.
40 EL-MEDNETL FZILA

mahsus hareketi olduu gibi hepsi arasnda mterek


hareketler vardr.

Bu cisimlerin hepsi cinsleri itibariyle bir olup


tmleri bakmndan muhteliftir. Her tmn br
tmle mterek olmyan bir tek hususiyeti vardr.
Nitekim gne baka bir tm ile mterek olmayp
kendi varlnda mnferidtir. Kamer ve dier yldz
lar da yledirler. Bunlar heylni cisimlerin cinsin-
dendirler. Zira onlarn suretlerine tmlerine ve
cevher ve emsaline benziyen mevzulan vardr. O
eyler o mevzularla kaimdirler. u kadar ki suretleri
nin zdlan olamaz. Her birinin mevzuu ne o suretten
bakasm kabul edebilir, ne de onsuz olabilir. Suret
lerinin mevzularnda hi bir vehile yokluk bulunma
dndan, ve, onlan karlyacak yokluklar bulunma
dndan bu mevzular, o suretlerin akletmelerine ve
bizzat akl olmalanna man deildirler. O halde
bunlardan her biri, sureti itibariyle bilfiil akldr. O
[akl] ile ilk mevcudun ve mufankn ztm tanr ki, o
zattan, o cismin varl [tam] bulunur.
Kendiliinden akleden her ey akl deildir.
nk o, mevzuunu aklettii halde, mevzuunun
kendisi, akledemez. Binaenaleyh mevzuu ile aklet-
meyip sureti ile aklediyorsa, onda akletmeyen bir
mkul vardr. O, kendim cevherlendiren ve kendine
suret veren her eyi akleder. Yni o, suret ve mevzu
ile cevherlenir; bylece ilk mevcudtan ve heyuldan
kurtulan aereden ve her mevzudan aynlr. nsan ona
madde itibariyle mariktir. Onun dahi gbta ettii
EL-MEDNET L FZILA 41

ey, yalnz kendi zatn akletmesinden deil de, ilk


mevcudu akletmesinden ve kendi varlna sebep
olan mfankn zatm akletmesinden ileri gelir.
Mfank - ilk mevcuda ak ve ilk mevcudtan kazan
d revnak ve gzellii ile kendini beenmesi
bakmndan dahi ilk mevcuda mariktir. u kadar ki
o, bu hususta aerenin pek aasnda olmakla
beraber, heyuln cisimlerin kendisine mareket
ettikleri hususlann en ereflisine ve en stnne ve
ekillerin en stn olan krevisine ve mretteb
keyfiyetlerin en stn olan a malik bulunmakta
dr. Onun baz czleri, yapar ki bunlar yldzlar
dr. Baz czleri ise bilfiil effaftrlar. nk onlar,
ya kendiliklerinden kldrlar veya yldzlar vasta-
siyle, aydnlanm bulunurlar. Hareketleri devri ol
duu iin, hareketlerin en stndrler. Onlar henz
balangta en stn surette cevherlenmi olduklarn
dan, en byk ekillerim ve kendilerine mahsus olan
mretteb keyfiyeti, alm bulunduklanndan [aere]
ye mariktirler.

Semav cisimlerin nerede dndkleri, nereye


ve ne iin dndkleri hakknda
[Yldzlarn] nereye doru dndkleri, onlarca t
balangta bilinmiyen ve dlarnda kalan bir eydir.
Halbuki onlann nereye doru dndkleri, her cismin
en basit ve en baya arazlar mey anndadr. Zira her
cisim, muayyen bir yerde bulunur. Onun yeri nin
nevi deyince, muayyen bir cisim dolaynda bulundu
u kastedilmi olur, yeri bu kabilden olan bir eyin
42 EL-MEDNETL FZILA

btn, nevin btnnde ayn olamaz. u kadar ki


hem nevin czleri, hem de onu ihtiva eden cismin
czleri vardr. Bu cismin hi bir cz husus
mahiyette, dolaymn herhangi bir czne tekabl
etmez. Fakat cismin her cz, dolaymn her czne
tekabl etmelidir. stelik cismin her cz dolaymn
czlerine muayyen bir vakitte deil de, her vakitte
ve daima tekabl etmelidir. Fakat bu cismin herhangi
bir cz dolaymn herhangi cznde hasl olduka,
ndeki czn nne dmesi iktiza eder. Bu uurda
her iki czn bir anda bulumalanna imkn yoktur.
Onun iin dolayn czlerinden her birinin devresini
ikmal edinceye kadar, bulunduu durumdan kp
ne gemesi lzmdr. Czn iinde bulunduu
durum, herhangi bir vakte tekabl etmedii iin,
kendi durumunda daima bulunmas gerektir. O cz
daima o dummda kalmayp say bakmndan bir iken
nevi bakmndan bir olursa, yani kh yle olup kh
yle olmazsa, soma da nevi bakmndan benzerine
avdet edip bir mddet soma oradan syrlarak nc
bir benzerine avdet ederse, ondan da bir mddet
soma syrlp bir drdnc benzerine avdet ederse ve
hep byle srp giderse, bilki hareket ettii nokta,
zerinde deitii ve ona doru dnd ey kendi
dolayndadr ve semann bulunduu cisme nisbetle
[yle] dir. Nisbet demek: una gre bu ve undan bu
ve emsali eyler demek olup bir mevki"in manas, bir
cismin intibak ettii dier bir cisme nisbeti demektir.
Mcessem bir dairenin kresinde bulunan herhangi
EL-MEDNETL FZILA 43

bir semav cisim czlerinin o cismin altndaki


sathlarnn czlerine nisbetleri, daima deimekte
olup, gelecekte o nisbetlerden her biri, evvelki
nisbetlerin benzerlerine avdet ederler. Halbuki bir
eyin baka bir eye nisbeti, onun baya hallerinden
olup, o eyin cevherinden en uzakta olan arazlar
meyamndadr. Mstakil bir hareketle dnen her
krrenin ve mcessem dairenin hareketi, dierinden
ya daha ar veya daha abuktur. Nitekim Kamerin
kresi Zhalin kresinden daha abuk dner.

Devri hareketlerle mterek tabiatlarindeki


haller hakknda
[Semav cisimlerin] hareketlerindeki bu tafzul
birbirlerine gre olmayp bizzat kendilerine gredir.
Onlardan ar olanlar her zaman aldr. abuk
olanlar daima abuktur. stelik bu semav cisimler
den ounun durumlar ortalarndan ve altlarndan
deiik olur. Durumlarnn bu deiiklii yznden
her birine, yerin dolaynda, bazan hzl dnmek
bazan ar dnmek gibi, araz bir hususiyet lhk
olur. Geri bunlardan bazlar daima hzl veya daima
ar dnerler. Zuhal hareketinin kamer hareketiyle
mukayesesi bu kabildendir. Bunlar onlara karlkl
nisbetlerle lhk olup bazan birleir, bazan aynlr,
bazan da birbirine zd nisbetler altnda olurlar.
Bunlar aym zamanda altlarndaki [ecrmm] bir ks
mna bazan yaklarlar, bazan onlardan uzaklarlar,
bazan gizlenirler. Bu zd eyler, onlann ne cevherle
rine ne de cevhere yakn arazlarna girer. Fakat
44 EL-MEDNETL FZILA

onlann nisbetleriyle ilgili olup, gnein domas ve


batmas gibi eylerdir ki, bunlar altlarndaki [mevcu
da] nisbetle birbirlerine zd saylrlar. Semav cisim
tezada urayan mevcudlann ilkidir. Tezad ihtiva
eden ilk eyler, bu cismin hem altndaki eylere
nisbetinden, hem de o eylerin birbirlerine olan
nisbetlerinden ibarettirler. Birbirlerine zd olan bu
eyler zdlarm en bay adrlar. Tezad ise varlkta bir
eksikliktir. Eksiklik, semav cisme - varolmalan
mukadder olan en baya eylerde lhk olur.
Btn semav cisimlerin mterek bir tabiatleri
var ki o tabiat sayesinde ilk cismin hareketiyle
hareketlenmi olurlar. Bu hareketlerden biri, bir
gece ve bir gndz iinde vuku bulan devr hareket
tir. Bu hareket ilk semann altnda zorla vuku bulmu
deildir. Zira semav hi bir ey zorla vuku bulmaz.
Aralarnda tezadsz bir cevher ayrl bulunur. Zuhal
ve Mteri ile, herhangi bir yldzla bakas ve
herhangi iki kre arasndaki aynlk bu kabildendir.
Sonra, onlann nisbetlerinde - bu nisbetlerle
zdlan deise de - bir tezad anz olur. [Bu nisbetler]
o [ecrm] zerinde taakub edecek bir nisbetten
zddna geerler. Ve, terk ettikleri hle say itibariyle
deil de nevi itibariyle dnerler. Bylece tekerrr
eden ve birbirinden dierine, daha uzun veya daha
ksa bir zamanda dnen nisbetlerle, hi tekerrr
etmeyen, hller ve nisbetler bulunur. Onlardan baz
topluluklann bir tek eyle tezad halindeki nisbetleri
de vardr. Nitekim onlardan bir ksmnn bir eye
EL-MEDNETL FZILA 45

yakn bulunmas, dier bir ksmnn da aym eylerden


uzak bulunmas bu kabildendir.

lk sureti ve ilk maddeyi meydana getiren


sebepler hakknda
[Semav cisimlerin] mterek tabiatleri, altlarn
daki her eyin mterek ilk maddesinin bulunmasn
gerekli klar. Cevherlerinin ihtilafndan muhtelif
cevherlerdeki cisimlerin gelmesi lzm. Nisbetlerinin
ve mnasebetlerinin tezdnda ise zd suretlerin
bulunmas lzmdr. Bunlann zerinde, zd nisbetle-
rin tebeddl ve takubundan, ilk madde zerinde,
zd suretlerin tebeddl ve taakubu gelmelidir. Zdnis-
betlerin ve ters mnasebetlerin husulnden zd
suretteki eylerde ihtilat ve imtiza arzeden bir sr
cisimden - aym zamanda tek zta doru gidilmesi
lzmdr. eitli tipteki deiik imtizalardan ok
eitli cisimlerin hasl olmas lzm. [Bunlann] teker
rr ve avdet eden mnasebetlerinden, kimisi daha
ksa kimisi daha uzun zamanda, tekerrr ve avde
eden eyler hasl olmaktadr. Ve tekerrr etmiyen
fakat herhangi bir zamanda vukubulan - nce bu
lunmadktan gibi somadan bulunmyacak otan hl ve
mnasebetlerinden husul bulduktan soma, bir da
ha tekerrr etmiyen eyler hsl olur.

Varolmada heyuln cisimlerin


mertebeleri hakknda
Evvel ustukustar hasl olurlar. Soma o cins ve
tabitteki cisimler hasl olurlar ki buhar ve bu
46 EL-MEDNETL FZILA

zmreden olan bulutlar, rzgrlar ve havada vuku


bulan dier eyler ve yerin dolaynda, altnda, suda
ve atete olan eyler bu kabildendir. Ustukus ve
mmasili eylerden her biri iin veya her biri vasta-
siyle var olan ve dtan hi bir muharriki olmyan
eylere doru, kendiliklerinden hareket eden kuvvet
ler, birbirleri zerinde messir kuvvetler ve birbirle
rinden mteessir kuvvetler hasl olur. Soma, bunlar
semav cisimlerin ve birbirlerinin tesirleri altnda
kalarak - bu husustaki fiillerin itimandan tezadl
veya tezadsz surette birbirlerinden farkl olan
trl ihtilatlar ve bir ok imtizalar ve mikdarlar hasl
olur. Bunlardan da sair cisimlerin var olmas gerekir
yleki: evvela ustukuslar birbirleriyle kanarak bun
lardan birbirine zd olan bir ok cisimler hasl olur.
Soma, bu zdlann bir ksm yalnz birbiriyle kanr;
dier bir k*sm ise hem birbiriyle hem ustukuslarla
kanarak ikinci bir kanma hasl eder ki bundan da
surete birbirine zd olan bir ok cisimler hasl olur.
Bunlann her birinden de birbirleri zerinde messir
kuvvetler ve d muharrikleri olmadan kendiliklerin
den hareket eden kuvvetlerhasl olur. Bunlann
zerinde de semav cisimler tesir ederek birbirleri
zerinde messir olmyan, ustukuslann tesiri altnda
kalmaya ve ustukuslann zerinde messir olmaya
balar. Bu muhtelif tesirlerin muhtelif cihetlerde
birlemelerinden muhtelif ihtilaflar hasl olup ustu-
kuslardan ve ilk maddeden ok uzakta kalrlar.
Bylece kana kara eski terkiplerden daha kank
EL-MEDNETL FZILA 47

yeni terkipler hasl olmakla, yle bir raddeye gelirler


ki artk kanma imknm gaip ederler ve onlann
karmalarndan hasl olacak cisimler, onlardan da
ustukuslar kadar uzak kalarak ihtilat son bulmu
olur.
Bylece baz cisimler ilk ihtilattan, bazlar
kincisinden, dierleri ncsnden bazlar da son
ihtilattan hasl olurlar. Madenler nisbeten sade ve
ustukuslara daha yakn ihtilatlardan hasl olmakla
ustukuslardan az uzaktadrlar. Nebat daha girift olup
ustukuslardan daha uzak terkiplerle hasl olurki
evvelkilere nisbetle ustukuslardan daha uzakta kalr.
Ntk olmyan hayvan nebattan daha kark bir
terkipten husule gelir. nsan ise, mstesna suretle,
son terkipten hasl olur.
Bu cisimlerin her birinde kendiliklerinden hare
ket eden kuvvetler, bakalar zerinde messir olan
kuvvetler, bakas vastasiyle messir olan yani faili
bakasnda yer alan kuvvetler bulunur.
Messir kuvvetlerin tesirleri: en ok, en az ve
msavi derecede olmak zere, derecede tetkik
edilir. Mteessir olan kuvvetler de en ok, en az ve
musvi derecede olmak zere derecede tetkik
edilirler. Her kuvvetin dieri zerinde tesiri ya
ynelici veya zd mahiyettedir. Soma bunlar, birbir
leri zerinde messir olurken, semav cisimler onla
nn bir ksmna dom ynelir, bir ksmna da zd
olurlar. Yneldikleri eylere de bazan ynelir bazan
zd olurlar. Zd olduklan eye de bazan zd olur
48 EL-MEDNET L EZILA

bazan ynelirler. Bu suretle onlann birbirleri zerin


deki fiillerine bir de semav fiillerin tesirleri inzi
mam edince, o kadar ok imtizalar ve ihtilatlar hasl
olur ki, her nevide son derecede kank bir sr
ahslar husule gelir. te gk altndaki tabii eylerin
varolma sebepleri bunlardr.

Heyl zerinde suretlerin taakubu hakknda


te [tab eyler] nce bu suretle var olurlar.
Var olunca da bki ve daim olmalan gerektir. Fakat
bu nevi varlklann kvam, madde ve suretten teek
kl ettii, suret de tezad hlinde bulunduu ve her
maddenin bu suretten ve zddmdan mteekkil oldu
u iin, bu cisimlerden her birinin, hem sureti
bakmndan bir hak ve liyakati bulunmakta hem
maddesi bakmndan bir hak ve liyakati bulunmakta
dr. Suretinin hakk, onun olduu ve bulunduu gibi
kalmasn emreder. Her iki durumu aym zamanda
tahakkuk ettiremedii takdirde, evvela birisim tahak
kuk ettirip mevcud olmas ve bu vcudunu bir
mddet muhafaza ettikten soma telef olarak zddmn
mevcut olup bki kalmas lzmdr. Bu hl byle
devam edip gitmekle, bu durumlardan hi birisinin
baks dierinin baksma mraccah olamaz. Zira
onlardan her birisinin vcud ve bakdan pay vardr.
Bundan baka aym madde iki zd arasnda
mterek olunca ve adlardan her biri onunla kaim
olunca madde iki addan birisim tercih edemedii ve
her birisine aym zamanda tahsis edilemedii takdirde
EL-MEDtNETL FZILA 49

o maddenin kah bu zdd kah o zdd nbetlee almas


lzm gelir ki bu suretle her birinin dieri nezdinde
sanki bir hakk bulunmu olur. Her birisinin nezdin
de bakasna ait bir ey bulunduu iin her birisinin
dierine iade edecei bir hakk bulunmu olur. Bu
hususta adalet, her birisinin maddesinden dierinin
hakkm ayrd edip sahibine, iade etmektir.

Mevcudlar arasnda, adaletin yerine gelmesi


iin, bir eyin sayca daima bir kalmasna imkn
bulunmayp zaman boyunca nev itibariyle tek kal
mas gerekir. Bir eyin nevi itibariyle bir kalmas iin
de ona ait ahslarn, bir mddet mevcud olduktan
soma, telef olarak, yerlerine o neviden baka ahsla
rn kaim olmalan gerekir. Bu minval'zere devam
eden eylerin bir ksm ustukuslardan teekkl edip
bir ksm onlann ihtilatndan teekkl eder. Bu
ihtilattan gelenlerin bir ksm daha girift terkipte olup
bir ksm daha sade terkipte olurlar. Ustukuslara
gelince her birinin telef edici zdd yalmz dnda
bulunur. Zira kendi cisminin ksmlar arasnda zdd
bulunamaz. Az terkipten hasl olan ihtilatlann i
muzadlan, basit olup kuvvete snk ve zaiftirler.
Dolaysiyle onlann itlaf edici zdlan, esas itibariyle
zaif ve kuvvetsizdir. Bunun mtlif olmas iin ddan
gelen bir yardmcya ihtiyac vardr. Bu suretle
bunlann da itlaf edici ztt dtan gelmi olur. Bundan
da az tertipteki ihtilatlann itlaf edici ztlan ise yalmz
dtan gelmektedirler.
50 EL-MEDNETL FZILA

Girift terkipteki ihtilaflara gelince, bunlann


ilerindeki ve terkiplerindeki tezadlann okluu nis-
betinde, ilerindeki ve muhtelif eylerdeki tezadlan
belli olur ve i ztlann tesirleri o nisbette kuvvetli ve
mterek olur. unu da syliyelim ki bu ihtilaflar
birbirlerine benzemiyen ztlardan mteekkil olduk-
lan iin ilerinde bir tezadn bulunmas, olmyacak
eylerden deildir. Dolayisiyle bunlann itlaf edici
ztlan cisimlerinin iinden ve dndan gelirler.
Cisimlerden d ztlar ile itlaf edilenler, daima
kendiliklerinden dalmazlar. Nasl ki ta, kum ve
benzerleri ancak dtan gelen messirlerle aynrlar.
Ama nebat ile hayvan, kendi ilerindeki muzadlann
tesirile aynrlar. Dolayisiyle bunlardan birisi mz
min ise, sureti ancak aynan cisminin yerine geen
bir bedel brak takdirde - bir mddet payidar
olur. Bylece aynan cismin yerine baka ey gemi
olur. Herhangi bir cismin yerine geen o cisimle ilgisi
olan bir bedel yoktur ki o cismin suretim alm
olmasn. Bu hl bedelin [o cisminden] beslenmesiyle
hasl olur. Zira her cisimde besleyici bir kuvvet ve bu
kuvvetin yardmclan bulunur. Bu sebebledir ki
cisimlerden her biri, kendine zt olan eyi cezbetmek-
le aralanndan zdlk kalkar ve o eyi kendine katarak
ona kendi suretim verir. Fakat bu besleyici kuvvet
zamanla bakasna geme kabiliyetim gaip etmekle
mezkr cisim telef olur. Zira cebredici kuvvet o cismi
artk eski hline iade edemez. te her cisim, iindeki
aynmalanndan bylece muhafaza edilir. Onu itlaf
EL-MEDNETL FZILA 51

eden d kuvvetten, kendi i ve d cihazlar ile


muhafaza edilir. Bu yzden nevi birliini muhafaza
ederek devam etmesi iin, telef olan ksmlarnn
yerlerine baka birliklerin gemesi lzmdr. Bunlar
dan da telef olanlann yerlerine bakalan gemelidir.
Bu [ameliye] de u suretle hasl olur: ya ilk birliklerin
yamnda daha yeni birlikler bulunup ilkler telef
olunca onlann yerlerine bu yeni birlikler kaim olur ve
bylece o yerde veya baka bir yerde, her zaman,
nevin birliklerinden birisi bulunmu olur. Ve yahut
ilk birliin yerine geecek olan halef, ilk birliin
telefinden bir zaman sonra hasl olur. Bu suretle o
nevin birliklerinden boalan bir zaman ortaya girmi
olur.
Bu birliklerin bazlarnda kendileririe nevi itiba
riyle benzeyen kuvvetler bulunur, bazlarnda bulun
maz. [Benzerleri] bulunmyanlann telef olan sebeple
rinin yalmz semav cisimler husule getirirler. Zira bu
cisimleri brlerine ustukuslan yneltirler. Nevileri
itibariyle benzerlerim ihtiva eden bir kuvvete mazhar
olan [cisimlerin] bu kuvvetlerine, semav olan ve
olmyan cisimlerin tesirleri katlarak bu kuvvetin
messir olmasna ya faydal olur veya onun tesirim
iptal etmiyecek hatta ona bir dzen verecek bir tezad
balarlar. Bu dzenle o kuvvetin iindeki tesir ya
itidal kazanr veya o tesiri iptal etmiyecek surette o
itidalden az veya ok uzaklar. Bylece o nevide itlaf
edici kuvvetin yerine geecek yeni bir ey hasl olur.
52 EL-MEDNETL FZILA

Btn bu eyler ya ounluk, ya aznlk veya


eitlik zere hasl olurlar. Mevcutlar arasnda cinsin
baks ancak bu vecihle hasl olur. Bu cisimlerden
her birisinin sureti bakmndan bir hak ve liyakati
olduu gibi maddesi itibariyle de bir hak ve liyakati
vardr. Sureti itibariyle hakk: olduu gibi kalarak
zail olmamasdr. Maddesi itibariyle hakk: vcuduna
zd olan baka bir vcud bulmasdr. Adalet ise,
bunlardan her birisinin, kendi liyakatinin icaplam
ifa etmesidir. Bunu bir anda ifa etmek mmkn
olmad takdirde, evvel birisim soma dierim ifa
etmek lzm gelir. Her biri bylece bir zaman iin
vcud bulur ve mevcudiyeti mahfuz kaldktan soma
telef olmak zdd yenileir ve hep bu yolda devam ede
gider. [Cinsin] vcudunu muhafaza eden ey ise, ya
onun suretim tayan cisimde bulunan bir kuvvettir
veya baka cisimde bulunan bir kuvvettir. Bu kuvvet
onun vcudunu muhafazaya yanyan bir let, veya
onun muhafazasn tekeffl eden herhangi bir cisim
olup, mahfuz olan [cisme] riyaset eden - semav
veya gaynsemv - bir cisimdir; ve yahut da, bu hl
btn bu eylerin bir maya gelmesinden hasl olur.
Bundan baka btn bu mevcudlm birbirlerine
zd olduklarndan, onlardan her iki zddn maddesi de
mterek olm. yle ki bir cismin maddesi tekinin
maddesi olup tekinin maddesi de aynen birincisinin
maddesidir. Binaenaleyh her birisinin nezdinde die
rine ait bir ey bulunduu gibi bakasmn nezdinde
dahi ona ait bir ey bulunur. Bu bakmdan sanki her
EL-MEDNET L FZILA 53

birisinin dieri nezdinde bir hakk bulunmu olur ki,


bu hakkn, mtekabilen birinden dierine kaymas
lzmdr.
Bir eyin, bakas nezdindeki maddesi - baka
cisimle beslenen bir cisim gibi - ya onun suretine
aynen brnr veya bir takm insanlarn evvelki
insanlara halef olmalan gibi - o eyin kendi suretine
deil de nevrinin suretine brnr. Bu hususta
adalet, o [eyin] kendi nezdinde bulunan teki eyin
maddesini bulup ona iade etmesi ve tekinin nezdin
de bulunan [kendi] maddesini geri almasdr.
Bir eyin kendi maddesini zddndan alp kopar
mas, ya cismin iinde surete iktiran eden kuvvetten
ibaret olur ve o cismin bu hususta [o kuvvetin]
mufank olmyan bir letim tekil eder; veya baka bir
cisimde bulunan bir kuvvetten ibaret olup o cisim, o
kuvvetin mufank bir letim tekil eder ki [onun
sayesinde] yalnz kendi zddndan maddesini kopar
maya yarar. O cisimde veya baka bir cisimde baka
bir kuvvet daha bulunur ki o cisme ya aynen kendi
suretim veya nevrinin suretim verir veya her iki ii
yapan bir tek kuvvet olur, veya ona riyaset eden
baka cisimden hakkm alan bir kuvvet olur. Bu da ya
semav bir kuvvetten, veya semav olmyan bir
kuvvetten, veya btn bunlann itimamdan ibarettir.
Bir cisim baka bir cismin ya suretim tam olarak
vermekle, maddesi olur veya kendi suretim ona
bahederek, izzetinden fedakrlk yapmakla onun
maddesi olur. Baka bir cisme let olarak hizmet
54 EL-MEDNETL FZILA

eden cisim, u iki halden birisine let olur: ya


suretinin btn ile olur veya suretinin izzetinden az
bir mikdar feda ederek, kendi mahiyetini deitir-
meksizin ona let olm. Nitekim kleleri altrmak
istiyenler, onlan dp alaltarak altnriar.
Nefsin czleri ve kuvvetleri hakknda
Vcude gelen insann ilk vcud bulan kuvveti,
onu beslenmeye sevkeden kuvvettir ki buna besleyici
kuvvet denir. Ondan soma sca, souu duyan,
yemekleri ve kokulan duyan, sesleri duyan, renkleri,
ve grnen her eyi duyan ve duyulan bu eylere
kar bizde arzu uyandran ve bu eyleri bize aratan
veya yadrgatan kuvvet gelir ki ona [duyma kuvveti
denir]. Ondan sonra duyumlanmzla mahede etti
imiz mahsslerin nefsimizde braktklan izleri mu
hafaza eden kuvvet vcud bulmutur ki buna muhay
yile kuvveti denir. Bu kuvvet mahssleri birbirine
ekliyerek terkip eder ve yahut onlan birbirinden
aynr. Bu eit eklemelerin ve aynlmalann bir ksm
aldatc, bir ksm sahih olup bizde tahayyl edilen
eye kar bir arzu uyandnr. Daha soma nk
kuvvet vcud bulur ki, onun vastasiyle insan dn
len eyleri dnr, gzeli irkinden ayrd eder, sanat
ve ilimleri kapar, ite dndklerimizi isteyiimiz bu
kuvvetin zelliklerindendir.
Besleyici kuvvetten bir tek hkim kuvvetle bir
sr tbi ve hdm kuvvetler kar. Hkim kuvvet
azda bulunur. Tbi ve hdm kuvvetler dier
EL-MEDNET L FZILA 55

uzuvlara dalm bulunurlar. Bunlardan her biri ayn


ayn uzuvlarda sakindir. Hkim kuvvet tabiatiyle
brlerim idare eder. Bunlar, kalpte sakin olan reisin
maksadianna gre ilerim ayarlayp dzenlerler:
kursak, karacier, dalak, bunlara hizmet eden uzuv
lar ve bu uzuvlarn hizmetim gren baka uzuvlar;
bunlann da hdm olan daha baka uzuvlar bu
kabildendir. Karacier, hem mir hem memur bir
uzuvdur. O, kalbin bir memuru fakat d, bbrek ve
benzerlerinin miridir. Mesane ise bbree, bbrek
karaciere, karacier de kalbe hizmet eder. Dier
uzuvlar da bu durumdadrlar.
Duyma kuvvetinin de reisi ve bir takm tabileri
vardr. Tbileri, herkesin bildii be hsse olup
gzlere, kulaklara ve sair uzuvlara dalmlardr. Bu
be hassedan her biri kendine mahsus duygusunu
duyar. Hkim kuvvet ise, be hassenin duygulanm
toptan duymaktadr. Bunlar onun mnebbih ve
muhbirleri mesabesindedirler. Sanki her biri kendisi
ne memleketinin bir bucandan ayn haber getirmek
le mkelleftir. Bu hkim kuvvet kalpte oturur.
Muhayyile kuvvetinin ise sair uzuvlara dalm
tbileri yoktur. O da kalpte oturan tek bir kuvvettir.
O, duyulan duygulan, duyulannzdan silindikten
soma muhafaza eder. Tabiatiyle duygulanmza h
kim olup, onlara tasarruf eder. Onlan birbirlerinden
tecrid ederek aym veya onlan birbirlerine o ekilde
yaklatnp terkibederler ki bu terkipler bazan duyu
lan duygulara uyarlar, bazan da hi uymazlar.
56 EL-MEDNET'L FZILA

Ntk kuwetin de, kendi nevinden baka uzuvla


ra dalm tbi ve hdimleri yoktur. O, ancak
muhayyile kuvvetine ve mir ve memuru bulunan,
dier kuvvetlerin reisliim gren kuvvetlere riyaset
eder. Dolayisiyle muhayyile kuvvetine reislik ettii
gibi duyma kuvvetinin de hkim kuvvetlerine riyaset
eder.
steme kuvveti ise, bir eyi zliyen veya yadrga
yan kuvvettir. Onun da reislii altnda hdim kuvvet
leri vardr. rade ite bu kuvvetle husule gelir. nk
irade, duyum, tahayyl ve dnme yoliyle idrak
ettiimiz eyleri isteyiimiz veya istemiyiimiz; ve o
eyleri almak veya brakmak hakknda verdiimiz
hkmdr.
steyi, bir eyi renmeye yahut o eyi vcudu
muzun btn veya bir uzuvu ile yapmaya ynelme-
mizdir. stek de isteme kuvvetinin reislii altnda
hasl olur. Cismimizle yaptmz iler ise isteme
kuvvetine hizmet eden kuvvetler ile hasl olurlar. Bu
kuvvetler o ilerin icrasna tahsis edilmi uzuvlara
dalm bulunurlar. Bunlar, hayvan ve insamn arzu
larm yerlerine getiren uzuvlara girimi sinir ve
kaslar dan (') ibaret olup eller, ayaklar ve iradeyle
hareket edebilen sair uzuvlar gibidirler. Bu eit
uzuvlara dalm olan bu kuvvetler, cismimizin
aletlerinden olup kalpte oturan reisi isteme kuvveti
nin hdmdrlar.

(1) Adale
EL-MEDNETL FZILA 57

Bilgiye gelince, ntk kuvvetle hasl olduu


kadar muhayyile ve duyma kuvvetleriyle hasl olur.
Bir eyi ntk kuvvet vstasiyle renmek istediimiz,
zaman, bu isteimizin gereklemesine yardm eden
bilfiil ntk kuvvetin iinde yer alan baka bir
kuvvetten doar ki buna fikir kuvveti denir. Dn
me, grme ve istinbat onunla olur. Eer renmek
istediimiz eyi duyum vastasiyle renmek istiyor
sak, bu hareketimiz iki ayn fiilden mrekkep olur ki
birisi cismandir, dieri nefsnidir. Mesel grmek
istediimiz eye gzlerimizi ap bakmak; uzaksa,
ona doru yrmek; nnde engel varsa o engeli
elimizle kaldrmak gibi hareketler cismni fiillerdir.
Duymann bizzat kendisi ise nefsni bir fiildir.
Bir eyi muhayyile kuvvetiyle renmek istiyor
sak, muhtelif vastalara mracaat ederiz. Bu vasta
lardan birisi, muhayyile kuvvetinin fil ile, istedii
miz ve umduumuz eyi tahayyl etmemiz veya
gemi bir eyi tahayyl etmemiz ve yahut muhayyi
lenin eseri olan bir eyi dileyiimizdir. Dier bir
vasta da, muhayyile kuvvetinin zerinde duygulan-
mzn braktklan korkun veya sevinli tesirlerdir.
Bu hl ntk kuvvetin fili ile de hasl olur. te bu gibi
eylere nefis kuvvetleri denir.

Bu kuvvetlerin ve czlerin nasl bir tek


Nefis olduklar hakknda
Besleyici kuvvetin reisi duyma kuvveti reisinin
maddesi mesabesindedir. Duyma kuvveti de besleyici
58 EL-MEDNETL FZILA

kuvvetin iinde suret roln oynar. Muhayyile kuv


vetinin reisi de ntk kuvvet reisinin maddesi mesabe
sindedir. Ntk kuvvet de muhayyile kuvveti iinde
suret roln oynar, fakat baka kuvvetlere madde
olamaz. O, ancak kendinden nce gelen suretlerin
suretidir. steme kuvvetinin duyma, muhayyile ve
ntk kuvvetlerin reislerine tbi oluu, ateteki
smni1), atei cevherlendiren eye tbi oluuna ben
zer.
Kalb bnyemizin hkim uzuvudur. Ona riyaset
edecek baka uzuv yoktur. Arkasndan dima gelir ki
ikinci derecede olan bir hkim uzuvdur ve dier
uzuvlara, ancak kalbin reislii altnda, reislik eder.
Dima kalbe hizmet eder; dier uzuvlar da ona,
tabiatiyle kalbin maksatianna gre hizmet ederler.
Bu bakmdan dima bir konak khyasna benzer.
Khya konak sahibine hizmet eder. Konan hizmet
ileri ise khyamn enirinde olduklan halde, konak
sahibinin maksatianna hizmet ederler. Dolaysiyle
dima kalbe veklet etmekle beraber, onun maruz
olduu deiiklikler, kalbin emirleriyle ilgili deildir
ler. O, kalbin ancak yksek emirlerine hizmet eder.
Nitekim s kayna olan kalbin - atc damarlar
vastasiyle - muhtelif uzuvlara ulatrd garz ha
rareti, dima ayarlayp dzenler. Zaten diman
dier btn uzuvlan ilgilendiren balca hizmeti de
budur. Dier bir hizmeti, sinirlerle ilgili bulunmakta
dr. Sinirler iki ayn snfa aynlrlar. Bir sinir smf

(1) Hararet
EL-MEDNETL FZILA 59

kalpte bulunan hkim duyma kuvvetinin tbilerine


let olup o tbilerden her birinin kendine mahsus
duyguyu duymasna yardm eder. Dier sinir snf da
yine kalpte bulunan isteme kuvvetine hizmet eden
uzuvlarn leti olup bu uzuvlarn ird hareketlerim
salar.
te dima bylece duyma sinirlerinin kuvvetle
rini muhafaza etmekle kalbe hizmet eder. Bu kuvvet
lerin tabileri ancak bu suretle duyma zelliini
muhafaza ederler. Dima, irad hareket sinirlerinin
kuvvetlerim de muhafaza etmekle kalbe hizmet eder.
Hareket uzuvlar ancak bu suretle kalbimizde yer
alan isteme kuvvetine hdm olurlar.
Bu sinirlerin ounun bitki tarlas, dima olup
onlar muhafaza eden kuvvetler dahi bizzt dimadan
beslenirler. Baz sinirlerin bitki tarlas, murdar ilik
olup st ucundan dimaa bitiik bulunmaktadr. Bu
sinirleri dima, murdar ilik yardmiyle besler.
Binaenaleyh muhayyile kuvvetinin tahayyl et
mesi iin kalb hareketinin muayyen bir nisbette
olmas lzmdr. Nk kuvvetin tefekkr etmesi iin
de bu hareketin herhangi bir fili takdir edebilecek
mahiyette olmas lzmdr. Bir eyi hatrlayp muha
faza etmesi de aym suretle olur. Demek diman
kalbe hizmeti iyi tahayyl edebilecek, iyi dnp
inceliyecek, iyi ezberleyip hatrlyacak
surette - hararetim dzenlemek ve ayarlamakla
mmkn olur. Dima bir cz ile tahayyl dzen
ler, ikinci bir cz ile tefekkr dzenler, nc bir
60 EL-MEDNETL FZILA

cz ile ezber ve hatrlamay dzenler. Zira kalb,


gazi hararetin kayna olmakla, uzuvlara hararet
datmas iin, kendi hararetinin ifrat derecesinde bol
olmas lzmdr. [Bir bakma gre de] kalbin eksik
veya bolca vermek tehlikesi karsnda - yine kalbin
menfaati urunda - [Dimala kalb arasnda] byle
bir aheng kurulmu bulunuyor. Onun uzuvlara gn
derdii hararetin ve bizzat kendi husus hareketleri
nin gzel ilemesi iin kendi hararetinin daha iyi
ayarlanm olmas lzmdr. Bu yzden dima tabia-
tiyle souk ve nemli bulunur. Onun dier uzuvlara
nisbetle souk olduu, ellendii zaman anlalr.
Onda kalbin hararetim belirli nisbette dzenliyecek
rh bir kuvvet vardr.
Duyma ve hareket sinirleri tabiatiyle nzdirler.
abucak kuruyabilecek durumda olduklanndan, tze
kalmalan ve uzayp ksalmaya msait yumuaklkta
olmalar lzmdr. Bununla beraber duyma sinirleri
nin, hi bir karartya tahamml olmyan, garz bir
ruha ihtiyalar vardr. Diman muhtelif czlerine
nfuz eden garz ruh ta byledir.
Kalb, ifrat derecesinde scak ve atein olmakla,
canl bir surette muhafaza etmek istedii sinirlerin
bitki merkezlerim abuk kumyup heb olmasnlar
diye, kendi iinde [yani kalpte] klmamtr. Bu
sinirlerin faaliyet tarz, kendi bitki merkezlerim
dima ve murdar ilie nakletmi bulunuyor. Zira bu
iki merkez pek nemli olup her birinden kan
serinlik, sinirlerin yumuaklm muhafaza etmee ve
ruh kuvvetlerim yaatmaya kfidir.
EL-MEDNETL FZILA 61

Sinirlerin bir ksm, beslendikleri rutubetin cvk


ve latif olmasm, peltelemi olmamasn isterler.
Bazlar ise bu rutubetin azck peltelemi olmasm
ararlar. Bunlardan latif bir cvkla muhta olanlarn
bitki merkezleri dimada bulunur. Halbuki rutubetin
ksmen peltelemi olmasm istiyenlerin bitki mer
kezleri murdar iliktedir. Bunlardan az nisbette rutu
bete muhta olanlarnn bitki merkezleri, fkralar ve
kuyruk sokumu altndadr.
Dimadan soma karacier, ondan soma dalak,
daha soma da tenasl uzuvlan gelir.
Bir uzuvda yerlemi bulunan herhangi bir kuv
vetin fizyolojik vazifesi, o uzuvdan bir maddenin
aynlarak bir uzva gitmesinini icab ettirir. Dolaysiyle
bu ikinci uzvun dier uzva balanm olmas lzmdr.
Bunun da ya sinirlerin dimaa ve murdar ilie
balandktan ekilde balanm olmas, yahut ta o
uzuvdan dierine geen maddenin akmasna msait
bir kanalla balanm olmas lzmdr. O kuvvet
mezkr uzvun ya hdmlanndan olm veya az,
akcier, bbrek, karacier, dalak ve saire gibi hkim
kuvvetlerden olm. Bu kuvvet ikinci uzvun zerinde
nefsn bir tesir icra etmek zorunda kaldka, bu iki
uzuv masnda, kalb ile dima arasndaki mecraya
benziyen bir mecradan istifade etmesi lzmdr.
Tenasl kuvveti de ikiye ayrlr ki birisi hkim
kuvvettir, dieri bdm kuvvettir. Hkim kuvvet
kalpte bulunur, hdm kuvvet tenasl uzuvlannda
bulunur. Tenasl kuvvetim ihtiva eden husyelerden
62 EL-MEDNETL FZILA

biri, canly vcuda getiren maddeyi hazrlar. br


ise canlya, kendi nevine mahsus olan suretini veren
maddeyi ifraz eder. Maddeyi hazrlyan kuvvet [hus
yenin] diilik kuvvetidir. Sureti veren kuvvet ise
[husyenin] erkek kuvvetidir. Binaenaleyh dii, diilik
maddesini hazrlamas itibariyle diidir; erkek te o
maddeye kendi nevinin suretim ve kuvvetim vermesi
itibariyle erkektir.
Canlnn maddesini vermekle kalbin emirlerine
hizmet eden uzuv, rahimdir. nsan ve hayvann
suretini vermekle kalbin emirlerine hizmet eden
uzuv, meni yapan uzuvdur.
Meni, diinin rahmine vanp orada, insann
suretim peydahlamak iin, rahim tarafndan hazrlan
m kam bulup harekete getirmekle insan uzuvlarnn
her birini, uzuvlarn suretlerim ve insann btn
suretini peyda eder. Dolaysiyle rahimde hazrlanm
olan kan, insamn maddesini tekil eder. Meni ise o
maddeyi, insanm suretim peyda edinceye kadar
tahrik eder. Meninin rahimde hazrlanm kan ile
mnasebeti, sd mayalandran mayalarn [stle]
mnasebetleri makamndadr. Sd mayalandran
eyler, mayalanm sdn ne bir paras ne bir
maddesi olmadklar gibi meni de rahimde vcud
bulan eyin ne bir paras ne bir maddesidir. Ceninin
meniden teekkl yourdun mayadan teekklne
benzer. Rahimdeki kandan teekkl ise, salm
stten yourdun teekklne ve bakrdan ibrikin
yaplmasna benzer.
EL-MEDNETL FZILA 63

nsanda meniyi peydahlyan uzuv, meniyi ihtiva


eden kaplardr('). Bunlar, (ot yeri kllarnn) altnda
ki damarlardr. Meniyi, bu damarlara, ksmen husye
ler ulatnriar. Bu damarlar kamn kanalna alr
lar. Meni buradan akarak rahme dklr ve rahim
deki kana bir kuvvet prensibi verir. Bunun zerine
kan, vcudun uzuvlanm husule getirip her uzva
mahsus olan sureti ve btn vcudun suretini verin
ceye kadar, ekilden ekle girer.
Meni, erkeklik letidir. Aletler umumiyetle bir
birlerine ekli veya birbirlerinden ayrdrlar. Misal
olarak doktora ele alalm. Doktoran eh, neteri ve
ilac birer tedavi letidirler. la doktoran [ahsn
dan] aym bir lettir. Doktoran o aletle temas, ilac
tertipleyip hazrlad - yani hastann cisminde sh
hate dora bir temayl uyandracak bir hale
geldii - mddete bkidir. Fakat ilta bu kuvvet
hasl olup ta hastaya verildikten sonra - doktor gip
veya lm bulunsa da - hasta iyilie dora yrye
bilir. te meni de byle bir durumdadr. Neter ise
doktoran elinde bulunmadka i grmez. El dokto
ran ahsna neterden daha sk bir surette baldr.
Halbuki il, doktoran ahsndan ayn olsa da, ihtiva
ettii kuvvet sayesinde tesirim icra eder.
Meni kaplan ve husyeler, cisme bitiik olan dl
yapma letleridir. Meni letlerim yapan damarlann
kalpteki hkim kuvvete nisbetleri, elin doktora nis-

(1) Farabnin kab dan maksadnn prostat olduu anlalyor.


64 EL-MEDNETL FZILA

beti makamndadr: doktor o el ile hastay iyilie


kavuturacak ilc hazrlayp verir. Kalbin kulland
bu damarlar yle letlerdir ki, meniye verdikleri
kuvvet ile rahimde hazrlanm olan kana hareket
vererek canllarn suretim peyda ederler. Kan surete
inkilap eden hareket kuvvetim meniden alnca evvela
kalb alr ve kalbin teekkl etmesiyle dier uzuvlar
peyda olmaya balarlar. Bunlarn [cinsiyet bakmn
dan] teekkl kalpte [o anda] bulunan kuvvetlere
uygun olur: eer kalpteki besleyici kuvvetle maddeyi
hazrlyan kuvvet bir arada bulunurlarsa meydana
gelen uzuvlarda diilik hkim olur; hayr besleyici
kuvvet sureti yapan kuvvetle bir arada bulunursa
meydana gelen uzuvlarda erkeklik hkim olur. te
bylece ilk [halita] dan diilik uzuvlar, ikinci halita
dan erkeklik uzuvlar hasl olur. Bunlarn arkasndan
nefsn kuvvetler gelir ki dii ve erkeklerde aym
surette hsl olurlar.
nsan nevinden erkeklik ve diilik ayn ahslar
da bulunur. Fakat ou bitkilerde, bunlar aym
ahsta toplanm bulunurlar. ekirdekten biten b
tn bitkilerde bu byledir. Bitki, maddenin bizzat
kendisi olan ekirdei verdii gibi, maddeyi surete
doru gtren hareketi de verir. Bylece ekirdekte,
hem sureti kabul etmek istidad, hem de surete doru
inkiaf etmek istidad vardr. ekirdee sureti kabul
etmek istidadm veren kuvvet, diilik kuvvetidir.
Buna mukabil, ona, surete doru inkiaf etmek
istidadm veren kuvvet te erkeklik kuvvetidir.
EL-MEDNETL FZILA 65

Hayvanlar arasnda da buna benzer hallere


tesadf edilir. Bundan baka hayvanlar arasnda,
diilik kuvveti tam olan - fakat bu kuvvetle bir
arada bulunan - erkeklik kuvveti eksik olan ahslar
vardr. Bu eksik erkeklik kuvveti muayyen bir
mikdar altnda tesirim icra edip zail olduu iin, d
yardmcya ihtiyac bulunur. Yumurtasn rzgara
savman hayvanlarla yumurtalarm muayyen yerlerde
brakan balklar bu kabildendirler. Bunlarn arkasn
dan gelen erkekler yumurtalara bir sv aktrlar.
Svnn dokunduu yumurtalar canlanr, dokunmad
yumurtalar bozulur.
nsan ise byle deildir. Bu iki kuvvetten her biri
ayn ahslarda bulunur. nsanlarda hef kuvvetin
kendine mahsus uzuvlar vardr. Tenasl uzuvlarnn
dnda kalan dier uzuvlarda [erkek kadn] mte
rektirler. Onlar dier ruh kuvvetlerinde de mte
rektirler. Ancak mterek bulunduklar uzuvlar,
erkeklerde daha scak olurlar: hareket ve alma
uzuvlar erkeklerda daha kuvvetli olm. Fakat fke ve
iddet gibi kuvvet ifade eden ruh hususiyetler
kadnlarda daha silik, erkeklerde daha kabarktr.
Buna mukabil [bakasna] acma ve acnma gibi zaf
ifade eden hususiyetler kadnlarda daha kabark,
ereklerde daha siliktir. Mamafih bu hususlarda kad
na benziyen erkekler ve erkee benziyen kadnlar
yok deildir. Biz yalmz erkekleri kadnlardan ayrd
eden hususiyetleri tantmak istiyoruz.
66 EL-MED1NETL FZILA

Duyma, muhayyile ve ntka kuvvetierinde iki


taraf arasnda fark yoktur. Her ikisinde de dtan
duyulan resimler, tli duyma kuvvetleri vastasiyle
hkim duyma kuvvetinde toplanrlar. Be duyumla
elde edilen duygularmzdan, muhayyile kuvvetinde,
bir sr muhayyel resimler husule gelir. Bu
resimler duyumlarla btn ilgilerim kestikleri
halde muhayyilede sakl dururlar ve muhayyilenin
hkmlerine tbi bulunurlar. Muhayyile onlar, ba-
zan birbirinden aynr, bazan birbirlerine katarak
onlardan sonsuz terkipler karr ki bunlardan bir
ksm kzib bir ksm sahih olur.
Nk kuvvetin nasl ve neden
dnd hakknda
imdi nkada eitli mkullerin irtisam etmesi
meselesi kalyor. Ntkada irtisam eden mkullerin
bir ksm, cevherlerinde fil akldan ibaret olan
mkullerdir; bir ksm bilfiil mkullerden olup mad
deden tamamen azad bulunurlar; bir ksm da cevher
leri itibariyle bilfiil mkul olmyan mkullerdir ki
bunlar, ta, nebat, cisim, cismin muhtevas, maddey
le ve madde gibi eylerle ilgili olan eylerdir. Bu [
nc snf] ne bilfiil akl ne bfiil mkuller
meyamndadr.
nsanda tabiatiyle hasl olan nsan akl ise,
mkullerin resimlerim kabule mheyya bulunan
madd bir heyet olup, hem bilkuvve bir akldr hem
heyuln bir akldr. O aym zamanda bilkuvve mkul-
EL-MEDNETL FZILA 67

terdendir. Fakat bir maddenin iindeki eyler veya


maddenin bizzat kendisi ve yahut maddeyle ilgili olan
her ey, ne bilfiil akldr ne bilkuvve akldr. O yalmz
bilkuvve mkuldr. Bilfiil mkul olabilir. Ancak
cevherin yetersizlii dolay isiyle kendiliinden bilfiil
mkul olamaz. Bu yetersizlik yznden ne ntk
kuvvet, hatt ne de huyumuzun verileri kendiliklerin
den fil akl olamazlar. Bunlarn bilfiil akl olabilme
leri iin onlar kuvveden file geirecek baka bir eye
muhta bulunurlar. Onlarn bilfiil akl olmalar iin,
ilerinde mkullerin husule gelmesi lzmdr. Bilkuv
ve mkul olan eylerin bilfiil mkul olmalar iin fil
akl tarafndan akledilmeleri lzmdr. Onlan kuvve
den file karan vasta yle bir zatr ki cevheri,
herhangi bir fil akldan teekkl edip, maddeyle asl
ilgisi yoktur. te bu akl bilfiil akl olan heyulni
akla k kabilinden bir ey verir ki gnein gze
verdii k mesabesindedir. Onun heyulni akla
nisbeti, gnein gze nisbeti gidir. Zira grme
denilen ey, muayyen bir maddenin iinde bulunan
yle bir kuvvet ve heyettir ki, grmeden nce de,
onda bilkuvve bir grg vard. Renkler de byledir-
lenyani onlar dahi grnmeden nce, bilkuvve g
rnmekte idiler. Gzdeki grme kuvvetinin cevhe
rinde, bilfiil grme yeterlii bulunmad gibi, renk
lerin cevherlerinde de bilfiil grnme yeterlii yok
tur. Hakikat hlde gz ve renkleri aydnlatan gne
dr. Bu surette gz, ancak gneten ald kla
bilfiil grr. Renkler de, yine bu surette, ancak o
kla bilfiil grnrler. Halbuki evvelce onlar ancak
68 EL-MEDNETL FZILA

bilkuwe grnmekte idiler. Fil akl heyuln akla


ite bu suretle faydal olur. Onun heyuln akl ile
mnasebeti, n gzle mnasebeti kabilindendir.
imdi gz - grme vastas olan kla - bizzat
ve n kayna olan gnei nasl grrse ve
bilkuvve grnen eyleri nasl bilfiil grrse, heyul-
n akl da - kendisine gre gnein mesabesinde
olan eyi - yle akleder. Bu ey vastasiyle heyuln
akl, o eyin irtisamna sebep olan bilfiil akl akde
der. Bu sayede bilkuvve mkul olan eyler bilfiil akl
olurlar.
te bu mufank akln heyuln akla tesiri, gne
in gze yapt tesire benzediinden ona fal akl
denmektedir. Onun, zikrettiimiz mufanklar arasn
daki mevkii - ilk sebebi saymazsak - onuncudur.
Dolaysiyle heylan akla, mnfail akl denmektedir.
Binaenaleyh gze nisbetle gne mesabesinde
olan ey, fal akl vastasiyle ntk kuvvet zerine
vki olunca, duyumlanmz - muhayyilede mahfuz
olan ekilleriyle - mkul eyler suretinde tezahr
ederler. Bu mkuller, btn insanlarda mterek
olan ilk mkullerdir. Btn paradan byktr ve Bir
eye eit olan kemiyetler birbirlerine de eittirler
demek bu kabildendir.
Mterek ilk mkuller snftr: bir snf,
hendesenin ilk prensiplerinden ibarettir; bir smf,
insamn yapaca gzel ve irkin eyleri bildiren ilk
prensiplerden ibarettir; bir snf ta filiyatla ilgili
olmayp, mevcudlann hallerim retmeye yarar. Bu
EL-MEDNETL FZILA 69

snf, mevcudlann prensiplerim, ilk sebebi, gklere


gre mertebelerini, dier prensipleri ve bu prensip
lerden doan neticeleri retir.

rade ile ihtiyar arasndaki fark ve


saadet hakknda
nsanda bu gibi mkuller hasl olunca, onda
tabiatiyle teemml, dnce, hatrlama, istinbat ar
zusu; ve dnd, arzu ettii ve istinbad ettii
eylere kar bir temayl veya nefret hasl olur. rade,
ite insamn bilcmle idrak ettii eylere temayl
dr. Bu temayl, duyma ve tahayyl vastasiyle
olursa, irade demlen umum isimle tesmiye edilir.
Fakat teemml ve dnce tarikiyle olursa, ona
cmleten ihtiyar denir ki bu hl yalnz -insanlara
mahsustur. Halbuki duyma ve tahayyl vastasiyle
husula gelen temayl, dier hayvanlarda da bulunur.
nsanda ilk mkullerin husul onda ilk mkemmel
leme arzusunu ifade eder. nsan bu mkulleri, son
mkemmelleme merhalesine varmak iin kullanr ki
bu merhaleye saadet denir.
Saadet, insan ruhunun vcudta, maddeye ihtiya
arzetmiyecek bir tekemml mertebesine ulamasdr.
Bu da cisim olmyan eylerin ve madde olmyan
cevherlerin srasna girmesiyle - ve bu durumda
daima mebbeden kalmasiyle - mmkn olur. u
kadar ki saadet, mertebece fal akln aasndadr.
Nefsin saadete ulamas iin ird fitillere ihtiyac
vardr. Bu fitillerin bir ksm fikrdir, bir ksm
bedendir. u kadar ki bu fitiller gelii gzel fitiller
70 EL-MEDNETL FZILA

den olmayp, mahdut ve muayyen baz davran ve


melekelerle elde edilen mahdut ve muayyen fiiller-
dir. Zira irad fiiller arasnda, saadete engel olacak
filler de vardr. Saadet hayr iin yaplan hayrdr.
O, hi bir zaman hayrdan baka eyler iin istenmez.
Geri insamn saadet tesinde ulaaca daha byk
birey yoktur. Saadete ulamaya yardm eden fiiller,
gzel fiillerdir. Bu fiillerin sadr olduklar davran
lar ve melekeler, faziletleridir.
Saadete engel olan fiiller ktlklerdir ki bunlar
irkin fiillerdir. Bu fiillerin sadr olduklan davran
larla melekeler, dklk, rezillik ve hasisliktir.
nsandaki besleyici kuvvet, vcuda hizmet etmekle
mkelleftir. Fakat duyma muhayyile kuvvetleri, hem
bedene hem nk kuvvete hizmet etmekle mkellef
tirler. Neticede her kuvvetin gayesi bedenle
kaim olan - ntk kuvvete hizmet etmektir.
Ntk kuvvet te ya ameldir ya nazardir. Bunla
rn amelsi nazarisine hizmet eder. Nazar kuvvet ise
hi bir eye hizmet etmez. O, ancak saadete ulama
ya hizmet eder.
Btn bu kuvvetler isteme kuvvetine baldrlar.
stek, hem duyma kudretine, hem muhayyile kuvve
tine, hem de nka kuvvetine hizmet eder. Mdrik
kuvvetlerin hepsi de hizmet ve vazifelerim ancak
isteme kuvveti vastasiyle if ederler. Duyulan tahay
yl edilen, dnlen veya renilen eylere kar bir
arzu belirmedike duyma tahayyl ve dnme kuv
EL-MEDNET L FZILA 71

vetleri [kendiliklerinden] yeter derecede fal deil


dirler. Zira irade, idrak ettiin eyi isteme kuvvetiyle
istemendir.
Saadeti nazari kuvvetle tandktan soma, onu
gaye bilip ulamak iin, muhayyile ve duyma kuvvet
lerinin yardmiyle, ne yapacam dnme kuvvetin
den istinbat edersen, sonra da bu fiilleri isteme
kuvvetinin aletleriyle gerekletirirsen, o zaman b
tn fiillerin iyilik ve gzellik olur. Hayr! saadeti
tanmazsan ve yahut tanyp onu arzu edilecek bir
gaye bilmezsen, veya ondan baka bir eyi gaye
edinip gereklemesine yeltenirsen ve muhayyilen
ve duyumlarn vastasiyle bu ikinci gayeye ulamak
iin lzm gelen fiilleri aklndan istinbat, ettikten
sonra gereklemeleri iin isteme aletlerim harekete
getirirsen o zaman fiillerin gzel olmaz.

Ryalarn sebebi hakknda


Muhayyile kuvveti, duyma ve ntka kuvvetleri
nin ara yerinde bulunan bir orta kuvvettir. Duyma
kuvvetinin tabileri, filen rollerim oynayp duygulan
n duyarken, muhayyile kuvveti, bu halden mteessir
olarak, hsselerin ona getirdikleri mahssleri kayd
ve resim ile itigal eder; aym zamanda nk kuvvetin
hizmetim grp, isteme kuvvetim harekete getirir.
Duyma, isteme ve dnme kuvvetleri ilk mkem
meliyetlerine vanp - uyku zamannda olduu
gibi - artk vazifelerim gremiyecek bir raddeye
vardklannda, muhayyile kuvveti tam serbestlie
72 EL-MEDNETL FZILA

kavuur ve, artk hsselerin [biz uyank iken] durma


dan tazeledikleri mahsslerin kayd ve resminden
kurtulur ve ntk kuvvetle isteme kuvvetlerinin hiz
metlerini terk ederek, nezdinde mahfuz bulunan
mahssleri resmetmeye avdet eder ve onlarla megul
olup kimisini birbirine ekler, kimisini de birbirinden
aynr.
Mahsslerin resimlerim muhafaza etmek ve bun
lar birbirine ekliyerek terkip etmekten baka, mu
hayyilenin nc bir rol daha var ki ona benzetme
ve taklit denir. Bu hal, btn nefis kuvvetleri
arasnda, yalnz nefse mahsus olan bir imtiyazdr ki,
muhayyilenin nezdinde bulunan mahsslerin taklid
tarikiyle ifadesinden ibarettir. yle ki bazan nezdinde
mahfuz olan mahssleri, ilgili bulunduklar be duy
guya benzetir; bazan makulleri, bazan besleme kuv
vetini, bazan isteme kuvvetim taklid eder; baz
anlarda cismimizin tesiri altnda kald mizac taklid
eder: cismimizin mizacm nemli bulursa, su veya
yzme gibi nemle ilgili mahssleri taklid eder;
cismimizin mizacm kum bulursa, kuraklkla ilgili
eyleri taklid eder. Aym surette souk veya scak
bulduu cismimizin soukluk veya scaklm taklid
eder.
Bu kuvvet cismimizin heyet ve suretim de taklid
edebilir. Cismimiz muayyen bir mizacda olduu
zaman, mizacm o kuvvete alar. u kadar ki bu
kuvvet, ruh olduu iin, alama ii o kuvvetin
kabiliyet ve istidatlarnn imknlar dahilinde vuku
EL-MEDNETL FZILA 73

bulur, madd cisimlerin aym mizalardan mteessir


olmalan suretinde deil. Zira, nemli bir cisim, kendi
rutubetim baka bir cisme aktarnca, onu kendisi gibi
nemli yapar. Halbuki bu [taklidci] kuvvet, rutubete
mamz olunca veya rutbete yaklatrldka, rtubet-
ten [bir cisim gibi] mtessir olmaz. Rutubetini, ancak
rtubet ifade eden mahsslerle taklid eder. Nitekim
ntk kuvvet te rtubetle temasa gelince, rtubeti
ancak idrak etmek suretiyle ondan mteessir olur,
yoksa rtubetin [bizzat] kendisinden mteessir ol
maz. te bu [takliti] kuvvet, bir eyin tesiri alnda
kalnca, o eyden kendi cevher ve istidadlamn
imknlar dahilinde, yalnz bu suretle mteessir olur.
mdi bu kuvvet mteessir olabilecei her eyden
iki suretle mteessir olur: birincisi, o eyi olduu gibi
ve kendisine arzedildii surette kabul ederek mtees
sir olmak. Mammafih o, bir eyi olduu gibi kabul
etse bile, o eyi nezdinde raslyabildii mahsslerle
ifade ederek taklid eder. O, yalnz mkulleri oldukla
r gibi kabul etmez. Nk kuvvet, hsl ettii mkul
leri, bu kuvvete nakledince, bu kuvvet o makulleri,
ntk kuvvetteki ekil ve suretleriyle kabul etmeyip
onlar, duyulan eylere benzetmekle kabul eder.
Cismimiz ona mizacm verdii zaman [taklid
kuvveti] o anda nezdinde bulunan mmasil mahss
lerle bu mizac benimser. Bu kuvvete duyan [uurlu]
bir ey verildii zaman, onu ya olduu gibi kabul eder
veya kendi nevinden olan baka mahsslerle ifade
eder. [Mezkur kuvvet] isteme kuvvetim, mahiyetinin
74 EL-MEDNET L FZILA

keyfiyetini ifadeye nisbeten mstaid, yani fke,


ehvet ve bilcmle fiillere mstaid bulunca, yalnz
isteme kuvvetini taklid edip, onun emriyle harekete
mheyya olan fiilleri ihmal eder. Bu gibi hllerde
znn fiillerini tatbik eden tli kuvvetlerin, bazan
uyanarak isteme kuvvetinin emirlerim infaz eder gibi
faaliyete getiim grrz. Bu durum karsnda
muhayyile kuvvetinin bazan bizimle alay ettiim veya
l roln oynadm zannederiz. Bununla da kalm-
yarak, cismimizin mizac, isteme kuvvetinde infiali
tahrik edecek mahiyette olursa, bu infialden doacak
hareketlerde mizac taklide kalkr. Bunun iin
infialin zuhur etmesine de hacet yoktur. Bu mnase
betle isteme kuvvetine hdm olan kuvveti ihtiva
eden uzuvlar, o fiilin icrasna gerekten ynelirler.
Nitekim cismin mizac, isteme kuvvetinde nikah
arzusunu tahrik edecek mahiyette ise, o mizac nikah
hareketleriyle taklid ederek bu iin uzuvlar nikah
fiilini icra etmek iin hazrlanrlar. Bu hareket o
anda uyanan ehvetin tesiriyle hasl olmu deildir.
Fakat muhayyile kuvvetinin, ehveti ehvet fiilleriyle
taklid etmesile hsl olmutur. Dier infiallerde de
aym hl vakidir: uyuyan bir kimsenin uyanp bakas
n vurmas veya - herhangi bir di messir
bulunmadan - bir kimsenin uyamp kamas bu ka
bildendir. Bu hususta muhayyile kuvveti, hakik
messirlerin yerine geer. Bu kuvvet, aym zamanda,
ntk kuvveti ve nk kuvvetin iinde husule gelen
mkulleri onlara has eylerle gstererek taklid eder.
Mkemmeliyetin son snrlarnda olan mkulleri,
EL-MEDNET L FZILA 75

mesel ilk sebebi, maddeyle ilgili olmyan eyleri ve


gkleri, mahsslerin en stn ve en mkemmeli olan
gzel eylerle ifade eder; kt mkulleri ise, mahss
lerin en bayas ve en eksii olan irkin eylerle ifade
eder. Sair gzel mahssleri bu suretle taklid eder.
Bilkuvve mkul olan eylerin bilfiil mkul olma
larna ve bilkuvve olan akim bilfiil akl olmasna
sebep, fal akldr. Ntk kuvvet te bilfiil akl
olmaya namzed kuvvettir. Ntk kuvvet iki nevidir:
nazar ve amel. Amelisi hzr ve gelecekteki cziy-
yt akleder. Nazarsi, bilgi ile ilgili olan mkulleri
' akleder. Muhayyile kuvveti ise, ntk kuvvetin her iki
nevi ile ittisal halindedir. Fal akldan muhayyile
kuvvetinin stne taar. Bylece muhayyile kuvveti
nin zerinde fal akln tesiri, bazan nazar dediimiz
ntk kuvvetin dourduu makuller nevinden olur;
bazan ameli dediimiz ntk kuvvetin dourduu
cz mahssler nevinden olup makul eyleri toplyan
benzerlerinden terekkb ederek onlan kabul eder.
Bazan da onlan baka mahsslerle ifade eder. te
amali natkamn uurlu bir surette imal ettii mahss
ler bu zmreden olup bunlann bir ksm bugne, bir
ksm istikble aittir. Bununla beraber muhayyile
kuvvetinin - uurun tavassutuna hcet
kalmadan - elde ettii btn mahssler, daha nce
uurdan istinbat edilmi bulunmaktadrlar.
te bu suretledir ki fal akln muhayyile kuvve
tine sunduu cuziyt di veya sdk ryalar vastasiy-
le hsl olurlar; [yine bu suretledir ki fal akln]
76 EL-MEDNETL FZILA

muhayyile kuvvetine sunduu ve bu kuvvetin kabul


ettii mkulleri ryalarla taklid edecei yerde, lh
eylerle ilgili, kehanetler suretinde ifade eder.
Btn bu eyler uykuda vuku bulduu gibi
uyankken de vuku bulurlar. u kadar ki uyankken
vuku bulan eyler, nadir olmakla, pek az kimselere
nasib olurlar. Uykuda vuku bulanlar ise ounluk
itibariyle cziyattan olup mkulleri azdr.

Vahiy ve melaikeyi grme hakknda


yle olur: bir insanda muhayyile kuvveti ok
keskin ve tam olursa ve dtan zerine den mahss-
ler onun btnn kaplamaz ve onu ntk kuvvete
let klmazsa, bu gibi eylerle urarken [muhayyile
sinde] kendi husus ileriyle uramasna msait bir
stnlk pay varsa ve uyanklk anndaki hali, uyku
anndaki halinden farksz ise ve fal akln verdii
eyleri gzle grnen mahsslerle taklid ve ifade
ederse, o zaman, muhayyilenin bu tahayyl ettii
eyler dner ve duyma kuvvetine irtisam ederler.
Muhayyilenin bu resimleri, mterek duygu kuvveti
ne geince, onlardan mtessir olan grme kuvvetim
zerine inikas eder. Grme kuvveti de bu resimleri,
gr ile katedilen aydn havaya aksettirir.
Havaya inikas eden bu resimler, bu sefer tersine
olarak, gzde bulunan grme kuvveti zerine yeni
batan irtisam ederler. Bu suretle fal akln verdii
eyler o insan tarafndan grlm olur.
EL-MEDNET L FZILA 77

mdi, muhayyile kuvvetinin sentetize ettii ey


ler, en gzel ve mkemmel mahsslerden iseler,
bunlan gren kimse: Allahn ne ulu ve acb bir
azameti vardr der ve bu grd acb eylerin sair
mevcudlar arasnda benzerlerine asla rastlanmadm
grr.
Dolaysiyle, muhayyile kuvveti, mkemmeliye
tin son haddine varm olan bir insan, fal akldan
uyankken dahi hzr ve istikbaldeki cziyyt
kabul() ederse ve yahut onlan mahsslerle ifade
edebilirse ve mfank mkullerin ve sair kutsal
mevcudlann sentezlerim kabul edip onlan grrse, o
kimse mteessir olduu mkullerin tesiri altnda,
peygamberler gibi, lhi eylerden dem vurabilir. Bu
hal muhayyile kuvvetinin eriebildii en yksek
mertebe olduu gibi insamn muhayyile vastasiyle
eriecei en yksek mertebedir. Bunun aasndaki
mertebelerde, insan bu eylerin bir ksmm ryasnda
grr, bir ksmm uyamk iken grr. Bazan da bu
eyleri tahayyl eder ama gzleriyle grmez. Bunun
aasndaki mertebede, insan bu eyleri ancak rya
snda grr ve bunlar allegorik mahiyette olmakla
insan onlan senbollerle, kapal veya ters manlarla
tebih ve bilmecelerle ifade eder.

(1) Burada almak, kabul etmek ve grmek tabirleri u suretle


anlalmaldr: almak veya kabul etmek, fal akln ilham ettii
suret veya fikri almak veya kabul etmek demektir. Grmekten
de maksad, fikir veya muhayyile ile grmektir; gzle grmek
maksud olunca, Farab bu kelimenin yanma mutlaka gz veya
basar kelimelerini ilve eder.
78 EL-MEDNET L FZILA

nsanlar bu hususta derece derecedirler: kimisi


yalmz cziyyat kabul edip onlan uyankken grr,
fakat mkulleri asl kabul etmez. Kimisi mkulleri
kabul eder ve onlan uyankken grr, fakat cziyya-
asl kabul etmez. Kimisi bunlann bir ksmm kabul
eder, bir ksmm grr, br ksmm grmez. Kimisi
bunlann bir ksmm uyankken grr, bir ksmm
ryasnda kabul etmez. Kimisi bunlardan hi birisim
uyankken kabul etmeyip onlan yalmz ryasnda
kabul eder: mesel ryasnda yalmz cziyyt kabul
edip makulleri kabul etmez. Bir dieri ise biraz
bunlardan biraz da onlardan alr. Baka birisi de
ancak cziyyatm birazm alr. Zaten insanlann ou
da bu neviden olup aralanndaki derece farklariyle
vnrler.

Btn bu eyler, nk kuvvetin yardmclan


meyamndadrlar. Mamafih bir takm tesirler altnda,
insamn mizac deiebilir ve bu eylerin bir ksmm
fal akldan kh uyankken, kh uykuda iken kabul
eder. Bu hl bir kimsede uzun mddet srebildii
gibi bazan ksa bir zaman iinde zail olur. Yine bir
takm tesirler altnda, bir kimsenin miza ve tahay
ylleri bozulabilir. Dolaysiyle muhayyile kuvvetinin
terkib eseri olan yle tuhaf eyler grr ki, bunlar
gerekte ne mevcuddur ne mevcud olan eylere
benzerler. Abdallar, dehler ve mmasilleri bu zmre
dendirler.
EL-MEDNETL FZILA 79

nsann topluluk ve yardmlamaya


ihtiyac hakknda
Her insan, yaamak ve stn mkemmeliyetlere
ulamak iin yaradlta bir ok eylere muhta olup
bunlarn hepsini tek bana sahyamaz. Her insan
bunun iin, ok kimselerin bir araya gelmesine
muhtadr. Her ferd bu ihtiyalardan ancak zerine
deni yapar. Btn insanlarn birbirleri karsndaki
durumlar da bu merkezdedir. Bylece her ferd,
tabiatindeki mkemmelleme ihtiyacm, ancak muh
telif insanlarn - yardmlama maksadiyle - bir ara
ya gelmeleriyle elde edilebilir.
Muhtelif insaniann bir araya gelmelerinden top
luluk peyda olur. Bunlar ya kmildirler veya eksiktir
ler. Kmil olanlar ksmdr: byk, orta ve'kk.
Byk topluluk, yer yzndeki btn insanlar
dan ibarettir. Ortancas, yer yznn [ayn ayn]
milletlerinden teekkl eder. K ise bir milletin
topraklannda oturan ehir halkndan ibarettir.
Eksik topluluk ise, ky mahalle, sokak veya ev
halkndan teekkl eder. Evden kk olan kulbede
bu cmledendir. Mahallenin ve kyn her ikisi de
ehre tbidir; u farkla ki ky, ehre hdm olmas
itibariyle; ehre bir cz olmasiyle tbidir. Bu
kabilden ev, sokan bir cz olmas itibariyle ona
tbidir. Bu kabilden ev, sokan bir cz, ehir
millet topraklarnn bir cz, millet de dnya nfu
sunun bir cz saylr. Mamafih haynn efdal ve
80 EL-MEDNETL FZILA

kemalin ls - ehirden ufak olan topluluk merkez


lerinde deil - ehirlerin snrlan iinde elde edilir.
unu syliyelim ki: hayr, nasl arzu ve iradeyle elde
edilirse, ktlk te arzu ve iradeyle elde edilir.
Dolaysiyle bir ehrin snrlan iindeki yardmlama
nn, kt amalara doru ynetmesi de mmkndr.
Fakat sakinlerinin ancak saadete erimek
maksadiyle - yardmlatktan bir ehir, fzl bir e
hir olur. Zaten saadete erimek maksadiyle kumlan
her topluluk ta fzil bir topluluk saylr. Onun iindir
ki, btn ehirleri saadete erimek maksadiyle elele
vererek alan bir millet de fzl bir millettir; btn
milletleri, saadete ulamak maksadiyle elbirliiyle
alan bir dnya da fzl bir dnya olur.
Fzl ehir tam shhatte bir vcuda benzer.
Btn uzuvlan onu hayat devresinin sonuna kadar
muhafaza etmek hususunda yardmlarlar. Bir vcu
dun uzuvlan nasl eitli iseler, yaradl ve kuvvetleri
bakmndan nasl birbirlerinden stn iseler ve hepsi
nin banda ba rol oymyan kalb adnda bir
uzuv varsa ve bu hkim uzva mertebece yakm olan
uzuvlar ve bunlann her biriyle sk mnasebette
bulunan dier uzuvlar varsa ve bu son uzuvlarla ilgili
olan ve emirleriyle hareket eden aa derecede
uzuvlar varsa ve bu tbi uzuvlara bal baka uzuvlar
ve nihayet ileri gleri yalnz bakalanna hizmet
olan daha aa uzuvlar varsa, ehir de byledir: yni
ehri tekil eden unsurlar, yaradlta eitli ve
birbirlerinden stn yapdadrlar. Bunlann arasnda
EL-MEDNET L FZILA 81

riyaset vazifesini gren bir insanla, mertebece ona


yakn baka kimseler bulunur. Bunlann her biri,
kendi kabiliyet ve melekelerini reisin gayelerine
uygun bir surette kullanr. Bu yksek rtbe sahipleri
nin enirinde baka kimseler bulunduu gibi, bunlann
da emrinde bakalan bulunur. Mertib silsilesiyle
bylece alala alala nihayet en aa tabakalara
vanlr ki bu sonuncular, artk bakalanna emretme-
yip yalmz aldklan emirleri yerlerine getirirler.
Mamafih unu da sylemek lzmdr ki bir
cismin hem uzuvlan tabiidir hem heyetleri tabi
kuvvetlerden ibarettir. Fakat bir ehrin czleri,
tabi olmakla beraber, bunlann o ehir hizmetinde
gsterdikleri faliyet - mahiyet ve tarz
bakmndan - tabi deil iraddir.
Hi phesiz, ehrin czleri [olan insanlar]
birbirlerinden stn yaradlta olup, kimi insan
kinlisine baz hususlarda faydal olm, baz hususlarda
faydal olmaz. Dolaysiyle onlar, yalmz, yaradlla-
riyle deil, sanat ve buna benzer irad ihtisaslariyle de
ehrin czlerinden saylrlar. Vcud uzuvlarnn
kuvvetleri tabi ise de, ehir czlerinin buna benzer
faliyetleri, tarz ve mahiyeti bakmndan, yalmz
iraddir.

Hkim uzuv hakknda


Vcudumuzdaki hkim uzuv nasl sair uzuvlarn
en mkemmeli ise ve kendiliinde ve kendine ait
hususlarda, dier uzuvlarn en tam ise ve yardmla
82 EL-MEDNETL FZILA

t uzuvlar arasnda nasl en yksek paye sahibi ise


ve emrinde nasl baka uzuvlar olup bunlarn emirle
rinde dahi baka uzuvlar varsa ve bunlarn riyasetleri
hkim uzvun riyasetine benzemeyip mir olduklar
kadar memur saylrlarsa, ehrin hkimi de kendine
ait hususlardaki ehir czlerinin en mkemmeli
olup yardmla kimseler arasnda en yksek paye
sahibidir; ve onun emrinde baka kimseler olup
bunlar da bakalarm idare ederler.
Kalb dahi ilk nce teekkl ederse ve ondan
sonra gelen uzuvlarn teekklne, kuvvetlenmeleri
ne ve mertebelerine gre yer almalarna sebep olursa
ve bunlardan birisine bozukluk nz olunca, kalb bu
bozukluu giderecek vastay ona nasl yollarsa, ehir
reisinin de ilk nce vcut bulmas lzmgelir ki
[bizzat] ehrin ve ehir czlerinin teekklne
sebep olsun ve - bunlarn mertebelerine gre yer
almalar iin gerekli olan irad melekeler teekkl
etmi bulunmakla bu czlerden biri aksaynca ze
rinden aksaklm giderecek vstay ona yollasn.
Hkim uzva yakn olan uzuvlarn grdkleri
tabi fiiller nasl reisin gayelerine hizmet etmekle
ereflenirse ve o uzuvlardan aadaki uzuvlarn
grdkleri tabi fiiller, mertebece daha yksek olan
uzuvlarn mertebelerine nasl eriemezlerse ve byle-
ce her ey derece derece alalarak en baya ileri
gren uzuvlara varlrsa, ehir reisine derece bak
mndan en yakn olan czlerin grdkleri irad
hizmetler de mertebece en erefli iler olup, onlardan
EL-MEDNETL FZILA 83

aa olan uzuvlarn grdkleri iler ikinci plnda


kalr; bunlar da derece derece alalarak sonunda en
baya ileri gren czlere vanlr. lerin
bayal - mesane ve kaln barsakta olduu gibi
bazan pek faydal olmalarna ramen - konulanmn
bayal ile llr; bazan da faydasz veya an
derecede kolay olulariyle llrler. ehir de byle-
dir; czleri birbirleriyle badam ve birbirlerine
intizamla balanm olan her blm de byledir.
Bunun da bir reisi olup dier czleriyle olan
mnasebeti bu durumdadr. Zaten btn mevcudlar
da bu durumdadrlar. lk sebebin dier varlklara
nisbeti, fzl ehirin pk ehirdeki dier czlere
olan nisbeti gibidir. Mesel maddesizlik ilk varln
imtiyazlanndandr. Onun aasnda semav, cisimler
bulunur. Bunlann aasnda da heyulni cisimler
bulunur ki hepsi de ilk sebebin iz ve peinden
giderler. Her var olan ey de bu yolda, kendi gc
nisbetinde gider. u kadar ki muayyen bir meratip
srasna gre gider: yle ki baya olan bir ey kendi
mertebesinden az yksektekinin izinden hedefine
doru gider. ncnn de hedefi kendinden ykse
idir. Bu teselsl, bu minval zre devam ede ede
nihayet, ilk mevcudla arasnda hi bir vastann
bulunmad merhaleye vanr. Btn mevcud olan
eyler bu sraya gre ilk sebebin hedefim gderler.
Bunlar arasnda vcudlamm kvamm tekil eden
her eyi ilk hamlede elde edenler, ilk mevcudun
maksadm ilk hamlede gtm ve izinden yrm
olduklarndan, yksek mertebelerine ulam bulu
84 EL-MEDNETL FZILA

nurlar. Fakat bidayette, vcudlanmn kvamn tekil


eden btn imknlar bulmyanlar muhtemel he
deflerine ulamak ve bu sayede - ilk mevcudun
gayesine dom sevkedilmek iin lzm olan kuvveti
alrlar.
Fazl ehir de byle olmaldr: btn czler,
derece ve mevkilerine gre, ilk sebebin maksadm
gdecek yolda yrmelidirler. Fazl ehrin reisi de
gelii gzel herhangi bir adam olamaz. Riyaset iki
eyle olur: birisi reisin riyasete tabiat ve yaradl ile
mstaid bulunmasiyle; dieri reisin heyete ve ird
melekesi ile riyasete mstaid bulunmasiyle. te,
tabiat ve douunda riyasete mstaid olan kimsenin
yapaca sanat herhangi bir sanat olamaz. Zira
ehirdeki sanatlarn ou, riyasete deil, hizmet
etmeye mahsusturlar. Zaten insanlarn ou da hiz
met etmek iin yaradlmlardr.
Sanatlar arasnda, hem riyasete hem hizmete
elverili sanatlar bulunduu gibi, yalmz hizmete
elverili olan ve riyasetle uzlamyan sanatlar da
vardr. Onun iindir ki Fazl ehirde reislik sanat,
gelii gzel, herhangi bir sanat veya herhangi bir
meleke olamaz. En byk reis, mensup olduu
zmreden hibir ahsn reisliini kabul edemez. Nasl
ki bedende reis olan uzuv, baka bir uzvun reisliim
kabul edemez. Herhangi bir topluluun reisi de bu
durumdadr.
Fazl ehir reisinin sanat yle bir durumda
olmal ki, reise hizmet teklif edecek mahiyette bulun
EL-MEDNET'L FZILA 85

masn ve o sanatdan daha yksek bir sanat mevcut


olmasn. O sanat istihdaf ettii gaye itibariyle dier
sanatlara rehberlik edecek mahiyette olmaldr. Ve
fazl ehirdeki btn ilerin hedefi, reisin bizzat
kendisi olmaldr. Onun baka kimselerin hkm
altna girmiyen bir insan olmas lzmdr. Fakat reis
yle mkemmel bir insan olmal ki hem akl olsun,
hem bilfiil mkul olsun ve nce sylediimiz gibi
muhayyile kuvveti tabiatiyle mkemmeliyetin en
stn derecesine ulam olsun ve bu kuvvet, fal
akldan cziyt ya olduklar gibi veya sembolize
edilmi bir halde uyankken veya uyku esnasnda
kabul etsin ve mnfail akl btn mkullerle mkem
mellemi olsun ki artk hi birisim yadrgamadan
bilfiil akl olsun. Zira mnfail akl, btn mkullerle
mkemmeleen her insan, bilfiil mkul ve bilfiil akl
olunca ve kendindeki mkul eyler akletmeye bala
ynca, onda bilfiil bir akl hasl olurki bu [akl]
mertebece mnfail akldan yksektir, maddeden
daha tam ve kati bir surette ayndr ve fal akla daha
yakndr.
Bu akla mstefad akl denir ki mnfail akl ile
fal akl arasnda orta durumdadr. Kendisiyle fal
akl arasnda baka bir vasta yoktur. Dolayisiyle
mnfail akl, mstefad akln maddesi mesabesinde
dir. Tabi bir heyet olan ntk kuvvet te bilfiil akl
olan mnfail akim maddesi olarak vazedilmitir.
Zaten inam insan klan ilk mertebe, bu tabi
heyetin faal olmaktaki istidat ve kabiliyetidir. Bu da
86 EL-MEDNETL FZILA

hepsinin mterek zeminini tekil eder. Kendisiyle


fal ak arasnda iki mertebe vardr: biri, mnfail
akln bilfiil husul bulmas, dieri, mstefad akln
husul bulmasdr.
nsanln bu stn mertebesine erien bir kim
seyle fal akl arasnda dahi iki mertebe vardr; yle
ki: mkemmeliyete erien mnfail akl ile tabi
heyet - maddeyle suretin birlemesi
kabilinden bir tek ey haline gelince ve bu vesile
ile bilfiil hasl olan mnfail akl, insan suretine
girince, kendisiyle fal akl arasnda bir mertebe
kalr.
Tabi heyet - bilfiil akl hline gelmi
olan - mnfail akln maddesi olunca ve mnfail akl
mstefat akln maddesi olunca ve btn bunlar tek
ey halinde kabul edilince, o zaman o insana faal akl
hull etmi olur.
Bu hl o insann nk kuvvetinin her iki
cznde, yni amel ve nazar czlerinde ve
muhayyile kuvvetinde asl olunca, o insana vahiy
nzil olmaya balar. Ulu ve Aziz Tanr ona, akl
vastasiyle vahiy verir. Bu suretle Allah tebareke
ve tala - dan taan vahiy fal akla gelir ve fal
akldan, mstefad akl vastasiyle taan vahiy, mnfa
il akla ve muhayyile kuvvetine gelir.
Vahiy bir kimsenin fal aklndan mnfail aklna
tanca o kimse tam manasiyle hakim, filozof ve akl
erbabndan olur. Vahiy, bir kimsenin fal aklndan
EL-MEDNETL FZILA 87

muhayyile kuwetine tanca, o kimse peygamber


olur; gelecekten haber verir ve ilhn aklettii bir
varlk ile hzrdaki cziyt hakknda haber verir. Bu
mertebeye erien bir insan, insanlk mertebelerinin
en mkemmeline ve saadetin en yksek derecesine
varm olur; nefsi de mkemmelleip, evvelce syle
diimiz gibi, fal akl ile birlemi bir halde bulunur
ve saadete ulatran her fiile vakf olur.
te reisin ilk art budur. Soma onun dilinde
yle bir kudret olmal ki her bildiim iyi tahayyl
edip gzel szle ifade etsin, saadeti ve saadete
ulatnc ileri retsin ve bu meyanda cziyatla ilgili
olan ileri grebilmek iin vcutca salam ve daya
nkl olsun.
Fz ehir reisinin meziyetleri hakknda
te fevkinde hibir kimse bulunmyan reis: o,
fazl ehrin nderi ve birinci reisidir; o, hem fazl
milletin reisi hem meskn olan yer yznn reisidir.
Bu hl ancak, douunda on iki meziyeti kendinde
toplyan kimseye nasib olur.
Evvela vcudunun tam ve her uzvunun kvamn
da olmas lzmdr ki vazifesini kolayca yapsn.
Soma kendisine sylenen her eyi tabiatiyle iyi
kavrayp anlamas lzmdr ki hem syliyenin maksa
dm hem konu mevzuu olan eyi olduu gibi anlasn.
Sonra hfzas kuvvetli olmal ki anlad, grd
, iittii ve sezdii her eyi iyi bellesin ve unutma
sn.
88 EL-MEDNETL FZILA

Sonra uyank ve zeki olmas lzmdr ki grd


en ufak delili annda farkedip yerinde kullanmasn
bilsin.
Soma gzel konumasm bilmeli ki zamirindeki
her eyi aka izah etsin.
Soma retmeyi ve renmeyi sevmesi, buna
kendim kaptrm olmas ve her eyi kolayca ret
mesi lzmdr ki retme ve renme yorgunluklan
ona ne ztrap versin ne de vcudunu hrpalasn.
Soma yemeye, imeye ve kadnlara dkn
olmamas ve tabiatiyle oyundan saknmas lzmdr.
Soma doruluu ve dorulan sevmesi, yalandan
ve yalanclardan nefret etmesi lzmdr.
Soma ulu olmas ve ululuu sevmesi lzmdr ki
utandnc eylere dmesin ve tabiatiyle hep yksek
eyleri arasn ve gmle altn gibi eylere ve dier
dnyalklara gz koymasn.
Soma adleti ve adlet ehlini sevmesi, istibdat
tan, zulmden ve zlimlerden nefret etmesi lzmdr
ki hem kendi akrabasndan hem bakalarndan hak
arasn, onlan hakka dvet etsin, istibdat kurbanlar
nn imdadna yetisin, iyi ve gzel bildii her eyi
desteklesin.
Soma mutedil mizacda olmal ki kendisinden
adlet istendii zaman iddet gstermesin, titizlik ve
aksilik etmesin; fakat istibdada ve ktle davet
edildii zaman iddet ve aksilik gstersin.
EL-MEDNETL FZILA 89

Sonra byk bir azim ve irade sahibi olmal ki


zaruri bulduu eyleri gerekletirmek hususunda
cesaret gstersin, korkak ve yahut yumuak olmasn.
Btn bu meziyetlerin bir kiide toplanmas g
olduundan bu yaradltaki kimselere insanlar ara
snda az tesadf edilir. Eer fazl ehirde yle bir
kimse bulunur ve bu kimse byd zaman zikretti
imiz riyaset artianmn ilk altsn veya beini ken
dinde toplarsa - bunlardan muhayyile kuvvetine ait
olan dier eitleri kendinde bulunmasa dahi reis
olur. Byle bir adama hi rastlanmazsa, o ehrin
riyasetine gelmi olan ilk reis ile haleflerinin verdikle
ri eriat ve snnetler muhafaza edilirler; daha somaki
reisin de douunda ve ocukluunda zikrettiimiz
artlarn bulunmas lzmdr. Byd zaman onda
da alt zellik bulunmaldr.
Birincisi: hakim olmas lzmdr.
kincisi: ondan nce gelenlerin ehre verdikleri
kanun ve dsturlar bilip bellemesi ve btn ilerinde
onlann izinden, bu kanunlar mucibince, hareket
etmesi lzmdr.
ncs: eskilerin kanuna balamadklar hu
suslar hakknda iyi istinbatlarda bulunmas ve istin-
batlannda eskilerin izinden yrmesi lzmdr.
Drdncs: eskilerin tabiatiyle megl olama
dklar hzr meseleler hakknda iyi hkmler vere
bilmesi iin kuvvetli istinmatlarda bulunmas ve
istinbatianmn ehir menfaatlerinden mlhem olmala
r lzmdr.
90 EL-MEDNETL FZILA

Beincisi: eskilerin eriatlerini ve onlann izlerin


den giderek kendisinin istinbat ettii kanunlan iyi
konuarak retebilmesi lzmdr.
Akncs: harp yorgunluklanna bedenen mta-
hammil olmas ve harp sanatnn esasl ve tli
zelliklerim bilmesi lzmdr.
Eer bu artlan kendinde toplyacak tek kii
bulunmayp iki kii bulunursa ve bunlardan biri
hakim olur, dieri de teki artlara haizse, her ikisi
de reis olurlar.
Eer bu artlar muhtelif kimseler arasnda dal
m bulunursa ve bunlann birincisinde hikmet, kinci
sinde ikinci art, ncsnde nc art, drdn
csnde drdnc art, beincisinde beinci art,
akncsnda altnc art bulunursa ve bunlar birimle
riyle anlam ve uzlam olurlarsa hepsi de stn
reis olurlar.
Fakat hikmet riyasetin art olmaktan kt
gn - dier artlar bulunmu olsa da - fazl ehir
kralsz kalr. ehri idare eden reis kral olmaynca
ehir tehlikeye maruz olur. Kendisine teslim olacak
bir hkim bulmyan ehir, gecikmez yklr.

Fzl ehre aykn olan eyler hakknda


Fzl ehre aykn olan ehirler unlardr: Chil
ehir, fask ehir, deimi ehir, akn ehir. Fzl
ehre aykn olan ferdlerden de ehir bellanm [belal
kimseleri] saymak lzmdr.
EL-MEDNETL FZILA 91

Chil ehir yle bir ehirdir ki, halk, saadeti ne


tanrlar ne dnrler. Kendilerine retilse bile ne
onu kabul ederler ne de ona inanrlar. Onlar ancak
shhat, servet, ehvet, serazad olmak, sayg ve itibar
kazanmak gibi zevahire, hayan gayesi nazariyle
bakarlar. te bu eylerin her biri cahil ehir halknca
birer saadet saylr. Onlarn en byk saadetleri de
btn bu eylerin bir arada toplanmasdr.
Onlara gre saadetin zdlan, bedbahtlk, hasta
lk, fakirlik, lezzetlerden mahrum olmak, istedikleri
ni yapamamak ve itibarsz kalmaktadr.
Bu ehir bir sr baka ehirlere ayrlr:
Zarur ehir: bunun halk yaamak iin yiyecek
ten, iecekten, giyecekten, evden ve kadndan ancak
zarur olan mikdarla iktifa ederler ve bu eyleri elde
etmek iin birbirlerine yardm ederler.
Deitirici (beddle) sarraf ehir: bunun halk,
ancak servet ve smanlam artrmaa alrlar.
Topladklar serveti baka uurda kullanmayp onu
hayatn gayesi addederler. Dolayisiyle servetlerim
durmadan kabartp oaltmaya alrlar.
Bayalk ve bedbahlk (sisset ve ikvet) ehri;
bunun halk, hayatn madd zevklerine dkndrler.
Yemek, imek, ehvet peinde komak, tahayyle
dalmak gibi eyleri, hele elenti ve akay, her
bakmdan ve her eyden stn tutarlar.
Haysiyet (kermet) ehri; bunun halk baka
milletler arasnda n ve itibar kazanmak, vlmek,
92 EL-MEDNETL FZILA

sayg grmek, an ve hretlerim artrmak iin el ele


verirler. Yabanclar arasnda ve kendi aralarnda
byk tannmak isterler. Her ferd diledii veya
elinden geldii kadar izzet ve ikram grmek ister.
Tagallb ehri; bunun halk bakalarm ezmeye
fakat bakalar tarafndan ezilmemeye alrlar. B
tn zevkleri zafer ve tagallpten ibarettir.
Cima ehir; bunun halk, serazad yaamak
gayesini gderler. Yalmz diledikleri gibi yaar ve
dilediklerim yaparlar.
Bu cahil ehirler umumiyetle mutlak olan kralla
rnn istedikleri ekilde idare edilirler. Biz bu ehirle
rin gayelerini cahiliye halknn arzu ve davranlarna
gre tasnif ettik.
Fsk ehir ise dncesi itibariyle fazl ehirden
fark edilmez. Ulu ve aziz Allah, sevaniyi,() fal
akl ve fazl ehir halknn bildikleri, inandktan her
eyi bilirler. Fakat ileri, cahil ehir halknn ileridir.
Deimi ehir ise, bunun halk, eskiden fazl
ehir halk gibi dnp ilerken baka fikirlerin
tesiriyle deimi ve baka trl almaya balam
lardr.
akn ehir halk ise, dnya hayatndan soma
saadete kavuacaklanm zannetmekle beraber ulu ve
aziz Allah hakknda, sevn (kinciler) ve fal akl
hakknda fsid fikirler gderler. Drst olmyan bu

(1) Sevni ikinci derecedeki yce varlklar.


EL-MEDNETL FZILA 93

fikirlerin mutiaka temsil ve tahayyl eseri olmalan


art deildir. Ancak ehrin birinci reisi, kendisine
vahiy nzil olduunu tevehhm edip bu uurda yalan
sylemekten ve aldatp aldanmaktan ekinmez.
Bu ehirlerin krallar fazl ehir krallarnn zdd,
reisleri de fazl ehir reislerinin zdd saylrlar; halk
da yledirler.
Fazl ehre muhtelif zamanlarda taakub eden
krallar bir tek kral gibidirler. Zaman boyunca yaa
m bir tek krala benzerler. Bunlar aym ehirde veya
muhtelif ehirlerde taakub etmi olsalar dahi aym
durumdadrlar. Cemaatleri bir tek kral, nefisleri de
bir tek nefis gibidir. ehir halknn her tabakas da bu
durumdadrlar. Yni muhtelif zamanlarda da taakub
etmi olsalar dahi zaman boyunca bir tek nefis
gibidirler. Bunlar muhtelif ehirlerde yaam olsalar
dahi yledirler. Bu tabakalar hangi mertebede olur
larsa olsunlar mir olsunlar memur olsunlar bir
tek nefis halinde yaarlar.
Fazl ehir halknn bildikleri ve yapklan m
terek eyler bulunduu gibi, bilimde ve ide, her
tabakaya ve her ferde mahsus eyleri de vardr. te
saadet merhalesine bu iki eyle varlr: biri, ferdi
bakasna balyan
Fazl ehir halknn bildikleri ve yapklan m
terek eyler bulunduu gibi, bilimde ve ide, her
tabakaya ve her ferde mahsus eyleri de vardr. te
saadet merhalesine bu iki eyle vanlr: biri, ferdi
94 EL-MEDNETL FZILA

bakasna balyan beraberlikle, dieri, ferdi mensub


olduu zmreye balyan beraberlikte. Her ferd bu
iki saadete ulamak iin alt takdirde stn bir
ruh seviyesine vanr. Bu uurda alt nisbette ruh
stnl artar, gn getike de fazileti kuvvet
kesbeder. Nitekim gzel yaz yazmak iin uzun
zaman uramak lzmdr. Gzel yaz melekesini
elde ettikten sonra dahi yaz yazdka sanatmzda
olgunluk ve stnlk grlr. Nefsin bu stnlkten
duyduu zevk arttka yaz sanatna olan ak da
artar.
te saadete ulatran iler bu mahiyette olup
insan onlarla ne kadar megul olursa ve onlan ne
kadar tekrarlarsa o kadar kuvvetli, o kadar stn ve
o kadar mkemmel bir saadet mertebesine ular. En
sonunda maddeden tamamiyle gna getirir, ondan
synlr ve artk ne maddenin yok olmasiyle yok olur
ne maddenin bki kalmasiyle ona muhta olur.

Nefis maddenin tesirinden kurtulunca, cisimlere


nz olan hallerden synlm olur ki ona, skun veya
hareket halindedir demek caiz deildir. Onun hak
knda cisim olmyan eylere mahsus ifadeleri kullan
mak lzmdr. Bu mfarik nefislerin durumunu anlat
mak iin cisimlerin vasflan ile ilgili hli ibareleri
kullanmaktan ekinmek lzmdr. Bu hali anlayp
tasavvur etmek gtr. nk allm eylerden
deildir. Nefis maddeden aynlnca, cisimlere ait olan
btn hususiyetlerden silkinir.
EL-MEDNET L FZILA 95

[Bununla beraber] maddeden aynlan nefisler


muhtelif heyllar halinde bulunurlar. Nefsn heyet
ler az ok vcutlarn mizalarna tbi olduklarndan
her nefsan heyet bulunmu olduu vcudun mizac
na uyar. Dolaysiyle nefisler ve muhtelif heyetler
arzederler. Vcudlar sonsuz deiiklikte olduklar
gibi nefisler de sonsuz deiikliktedirler.

Nefislerin birbirleriyle birlemesi hakknda


Bir taife gp vcutlar hi olunca ve nefisleri
kurtulup saadete kavuunca, arkalanndan kendi
mertebelerinde olan baka kimseler gelir ve [eskile
rin] yerlerine geerek onlar gibi yaparlar. Bunlar da
gp ortadan kalknca nce gm olanlar, saadet
mertebesine ularlar ve onlardan her, biri nevi,
kemiyet ve keyfiyete kendi benzerine kavuur.
Btn bunlar cisim olmaktan km olduklanndan
bir araya geldikleri zaman ne kadar ok olurlarsa
olsunlar - yer bakmndan darlk ekmezler. nk
onlar mekn iinde deildirler. Onlarn bulumalan
ve birbirine snmalar, cisimlerde olduu gibi vuku
bulmaz: birbirine benziyen bu mufank nefisler - bir
mkulun dier mkule katlmas kabilinden artp
oaldka, her birinin zevklenme imknlan o nisbet-
te artar. Yenilerin eskilere kanmasndan hem yeni
ler mahzuz olur hem eskiler mahzuz olurlar. Her
birlik, hem kendim hem kendi benzerim akletmi
olduundan akledilen eyin keyfiyeti artm olur.
Art bir yazarn yaz ilerine devam etmekle kitabet
sanatm kuvvetlendirmesine benzer. Tekrarlama,
96 EL-MEDNETL FZILA

muharririn kalemine kuvvet ve zellik verir. Arka


dan gelenlerin artmas birliin kuvvetim artrmaz
ama nmtenahi nisbette zevkim arttrr. Her gen
taifenin hli byledir.

Sanatlar ve saadetler hakknda


Saadetler birbirlerine bakmdan stn olur
lar: nevi, kemiyet ve keyfiyet bakmndan. Saadetle
rin birbirlerinden stn olmalan, nevilerinin ihtila
fndan ve birinin dierinden iyi olmasndan doar:
dokumaclk, bezzazlk, gzel koku imali, plk,
rakkastk, fkh, hikmet, hitabet sanatlan ve bu
sanatlarla megul olanlar arasndaki stnlk farklan
bu kabildendir.
Aym sanat mensuplan arasnda da kemiyete de
stnlk fark bulunabilir. Mesel kitabetle megul
iki kiiden biri brnden bilgin olabilir. Bu sanat,
lgatle hitabetin ve gzel yaz ile muhasebenin bir
araya gelmesinden teekkl ettii iin, iki ktip
arasnda bir tafzul tesis etmek mmkndr. Mesel
onlardan biri yalmz hitabeti ve gzel yazy bilirken
br hem hitabeti, hem gzel yazy, hem de lgati
iyibilmi olabilir. Bir bakas da kitabet artlannm
drdn de ihraz etmi olabilir.
Keyfiyete tafazul ise yle olur: her iki ktip
kitabet sanatmn esaslanna vkf olmakla beraber,
biri dierinden daha kuvvetli ve daha kavrayl
olabilir. Saadetler de bu esaslara gre birbirlerinden
stn olurlar.
EL-MEDNETL FZILA 97

br ehirlerin halkna gelince; bunlarn yap


tklar iler kt olduklarndan, zamanla onlara kt
istidatlar kazandrr. Nitekim kitabet ilerinde yanl
ve kt bir istikamet takib etmek, insana ktnn
kts olan fena ve bozuk bir kitabet kazandnr. Bu
yolda gidildike sanatn kusurlar artar. te bu
ehirlerde oturanlarn kt fiilleri de ruhlarna by-
lece kt temayller kazandrr. ehir ferilerinin her
birini ruh hususlan da o nisbette artm olur.
Nihayet yle olur ki, bu hl onlann ruhunda bir
hastalk ekline girer ve bu kt temayllerden zevk
almaya balar. te bu yzdendir ki stmaya mbtela
hastalarn ou miza bozukluu dolayisiyle hoa
gitmeyen eylerden zevk alrlar; tatl ve lezzetli
eylerden tiksinir ve bunlardan artk anlanmaz olurlar.
Ruhan mariz olanlar - irade ve alkanlkla
kazandklar bozuk tahayyller yznden kt i
lere ve kt temayllere tenedirler; gzel ve stn
eylerden tiksinir, hatta onlar tasavvur edemez
olurlar.
Hastalar arasnda derdim bilmedii iin kendisi
ni shhatli zanneden ve bu zamn kuvvetlenmesiyle
tabibin szlerine asla kulak asmyan - kimseler bu
lunduu gibi, ruh hastalan arasnda da hastalm
bilmiyen, bilkis, kendim stn ve ruhunu sahih
zanneden ve herhangi bir mridin, bir muallimin
veya bir mrebbinin szlerine kulak asmyan kimse
ler vardr.
98 EL-MEDNETL FZILA

Bu [cahil] ehirlerin halk hakknda


Cahil ehirlerin halk ruhan eksik kalmlardr. Nefis
leri bizzarure maddeyle kaimdir. Zira onlann nefisle
rinde mkullerin resmettikleri hibir hakikat yoktur.
Onlann hayat medan olan madde zlnce, madde
den beslenen hayat imknlar da zlp dalr.
Fakat maddenin [baka bir ekilde] devam etmesine
hizmet eden kuvvetler bki kalrlar. Bu da zlp
aynnca, kalan ey, zlp ayran eyin sureti
olur. zlme ve aynma devam ettike, husule
gelen ey kendinden nceki terkibin suretim tekil
eder. Nihayet bu zlme ve ayrmalardan ustukus-
lar hasl olur. Uskuslar da inhilal edince suretleri bki
kalr.
Ustukuslann paralanma ve ayrmalarndan en
kk czler, bir tesadf eseri olarak, insan tekil
edecek surette birbirleriyle karnca, insan heyetin
de toplanrlar. Onlan tesadfler, canl veya cansz
baka neviler meydana getirecek surette kantnnca,
bu nevilerin heyetlerinde toplanrlar.
Helk bulduktan soma yok olan eyler, et ve ot
yiyen hayvanlarla ylanlar cinsindendir. Hepsinin
mukadder kibeti budur. Fakat fzl ehir halknn
atalar fikrinden aldklan nefsan haller, onlan madde
olmaktan kurtanr. Rezil ilerden kazandklan nefsa-
n kt haller, nceki halleriyle arparak onlan
bulandnr ve onlara aykn bir durum alr. Bu aykn
durumdan nefis byk bir eziyet duyar. yi haller
dahi kt hallere kar aykn bir durum aldktan iin,
EL-MEDNETL FZILA 99

nefis yine eziyet eker. Bylece nefis iki byk


eziyetle muazzep olur.
Cahili ilerden kazanlan haller gerekten nefsin
ntk czlerine byk bir eziyet verirler. Fakat ntk
cz, duygularn getirdikleri [tesirler] le megul
olunca bu eziyeti duymaz. Bu hal ve heyetlerin
eziyetlerim duymas iin, yalnz kalp duygulann
tesirinden kurtulmas lzmdr. nk o zaman
bunlan madde olmaktan kurtarm ve duygularla,
dtan gelen btn teessrlerden ayrm olur. Nite
kim kederli insan, duygulann kendisine getirdikleri
eylerle avunarak kederlerim unutur veya onlan
duymaz olur. Onun tekrar mustarip olmas iin
duygulamm tesirinden bir daha kurtulmas lzmdr.
Istrap eken hasta da bu durumdadr: baz eylerle
avunduu takdirde srab azalr veya onu duymaz
olur, meer ki kendisini megul eden eylerin tesirin
den kurtulsun ve bylece strabm tekrar duysun
veya srab onu tekrar yoklasn.
Nk cz de byledir: duygulann getirdikleri
eylerle megul olduka, kt heyetlerin verdikleri
srab duymaz, tki tam yalnzlna kavuup duygu
lardan tecerrd etsin. O zaman bu hallerin verdikleri
strab kendisine zhir olur, onu incitir ve zaman
boyunca ona azap verir. [Ntk cze] o ehir halknn
getirdikleri strablar katldka, ektii eziyetlerin
says o nisbette artar. Bu saymn sonsuz olduu
dnlecek olursa gp giden zaman iinde ekilen
eziyetin ne kadar byk olduu takdir edilir. te bu
hal saadetin zdd olan bedbahlktr.
100 EL-MEDNET L FZILA

akn ehir halkna gelince, onlan yalnzca


artan ve saadeti bildii halde, cahilce maksatlar
uranda bu ehir halkm, saadet yolundan eviren
kimse - fsk ehir halkndan sayld
cihetle - bedbaht olur. Halk ise cahil ehir akibetine
urar ve kendi hallerinde kalrlar.
Sehiv ve yanllkla saadeti terk eden her insan,
bu durumdadr. Ama fazl ehir halkndan olup, zorla
ve zorbalkla cahilce iler ilemee mecbur edilenler,
zaten istemiyerek yaptklar eylerden byk eziyet
ler duymaktadrlar. Fakat bunlarn mecbur edildikle
ri eylere devamlar, onlara iyi bilinen nefsn heyet
lere aykn heyetler kazandramad gibi, stn
bilinen nefsn heyetleri bulandracak bir hal dahi
vermediinden fsk ehir halknn seviyesine d
mezler. Bunlar zorla iledikleri fiillerden sorumlu
tutulmazlar. Zira onlara musallat olan zorba, ya fazl
ehrin zdlarmdan birine mensuptur veya kendileri, o
zorbalarn istibdat ve tahakkmne tbi olan ehirde
yaamak zorunda kalmlardr.

Fzl ehir halk arasnda mterek olan


eyler hakknda
Fzl ehir halknn her ferdi tarafndan bilinmesi
lzm gelen eyler unlardr: evvel ilk sebebi ve
btn vasflarm bilmeleri lzmdr; soma maddeden
ayn olan eyleri ve bunlardan her birinin vasflann
ve mertebesini ve mufarakatten fal akla vanncaya
kadar fitillerini bilmeleri lzmdr. Soma semav
EL-MEDNETL FZILA 101

cevherleri ve her birisinin vasflarm, sonra bunlann


altnda bulunan tabi cisimleri ve bunlann nasl
teekkl ettiklerim, nasl bozulduklanm ve tbi
olduklanm olaylann salam ince, itinal, hakim bir
tedbirin eseri olduklanm ve bu tedbirde ihmal,
eksiklik, hakszlk bulunmadm bilmeleri lzmdr;
soma insamn oluunu nefsn kuvvetlerin teekkl
n ve fal akln bunlar zerine m aksettirince ilk
mkullerin ve irade ve ihtiyann nasl hsl olduklanm
bilmeleri lzmdr; sonra fazl ehirle halkm, nefisle
rinin eriecei saadeti, fazl ehre zd olan ehirleri,
ruhlannn lmden soma urayaca kibeti ve
hangilerinin saadete hangilerinin ademe uruyacak-
lam bilmeleri lzmdr; sonra fazl milletleri ve
bunlann zdlam bilmeleri lzmdr.
Bu eyler iki suretle bilinirler: ya [halkn] ruhu
zerinde, olduklan ve bulunduklan gibi irtian etme
leriyle; veya mnasebet ve temsil yoluyla, yni
benzer misalleriyle ruhlara aksetmeleriyle Fazl eh
rin hkimleri bu ehri, ruhlannn buhranlan ve
basiretleriyle bilirler. Hkimlerin ardndan gelenler
ise hkimlere tbi olmakla, onlara inanp gvenmek
le bu eyleri hkimlerin basiretlerinde olduklan gibi
kabul ederler. Bunlann dndakiler de bu eyleri,
belirtici misalleriyle bilirler. nk bu eyleri olduk
lan gibi anlamalan iin zihinlerinde ne yaradln ne
alkanln verdii [nefsn] bir hal bulunmaz. u
kadar ki hkimin anlay tarz bunlannkine mrac-
cahtr. Belirtici misallerle anlayanlann bir ksm bu
102 EL-MEDNETL FZILA

eyleri yakn misallerle, bir ksm ise uzak misallerle,


bazlar daha uzak misallerle, bazlar da pek uzak
misallerle bilirler. Her milletin ve her ehir halknn
nezdindeki misaller, bu eyleri en ok ve en iyi
bilinen eylere benzeten misallerdir. Dolaysiyle
muhtelif milletler arasnda, bu hususlann ounda
veya bir ksmnda ihtilaf kabilir. Her milletin kabul
ettii misallerin ifade ettikleri anlam, dier milletler
nezdinde aym anlam ifade etmez. Dolaysiyle fzl
milletlerin ve fzl ehirlerin mezhepleri, birbirinden
farkl olabilir. Fakat bu fark hepsinin de tek ve aym
maksad gtmelerine mni deildir.
Bu mterek eyler burhanlariyle tannm iseler
hibir noktada - ister mugalata, ister anlayszlk
yznden - srar ve inad konusu olamazlar. nk
inadc kimse, kendi iinde, meselenin hakikatim
deil butlmm anlam olurlar. Fakat bunlar benzeti
ci misalleriyle tannm iseler, bu misallerde inad
sebepleri bazan az, bazan ok olurlar; kimisinde
belirli, kimisinde gizli olabilir. Bu eyleri benzetici
misallerle tanyan kimselerin, o nisbetlerdeki inad
noktalarm bilerek zerinde durmalan olaan eyler
dendir. Bu kimseler de eit eit olurlar.
Bunlann bir ksm, renmeye tene olup bir
eyden phelendikleri vakit, onlan halka yaklatra
cak misal bulunursa inadlan zail olur. Kanaat getir
medikleri takdirde onlara baka misal verilir. Kanaat
ederlerse ne la, deilse onlara baka bir misal daha
takdim edilir, ve bylece her verilen misalden phe
EL-MEDNETL FZILA 103

lendike onlara daha yksek tabakadan bir misal


getirilir. Verilen btn misaller phelerini defet
mezse onlarda hakk tanmak arzusu belirmi olur ve
hkimlerin mukallidleri srasna girmi olurlar. Bu
nunla da kanaat getirmeyip hikmete tene olduklanm
gsterirlerse hikmeti renmek arzusunu izhar etmi
olurlar.
Bir ksm ise itibar, refah, mal sevdas ve saire
gibi cahilce gayelerin zebnu olurlar. Bunlar fzl
ehir kanunlannn kendi arzularm gerekletirmeye
mni olduklanm grnce bu kanunlan - isterse
hakka mek olsunlar, isterse hakkn bizzat kendisi
olsunlar - rtmek iin savarlar. Misaller iki e
kilde rtlr:
Birisi inad mevzulanndan bir bahsin ele alnma-
siyle; dieri, mugalata ve dzenbazlkla. Hak yalmz
mugalata ve dzenbazlkla vurulabilir. Bunu yapan
lar, cahilce ve irkin gayelerine itiraz edilmesini
istemiyenlerdir. Bu gibi kimseler fzl ehrin czleri
arasnda bulunmamaldrlar.
Bir ksm da btn misalleri iki bakmdan
rtmeye amadedirler: birisi, misallerin ihtiva ettik
leri inadn kendisiyle; dieri, kt dndkleri ve
yanl anladklan iin, misallerdeki ikr hakikati
yanl anlamakla. Bu suretle inad asl mucip olm-
yan misaller dahi onlarca rk saylr. Bunlar, hakk
tanmak iin hak mertebesine ykselseler bile, kt
anlaylar onlar artr, ve hakk olduundan baka
tahayyl ettikleri iin, hak olmyan eyi hak sanrlar.
104 EL-MEDNETL FZILA

Onlarn hak telakkisi nazarlarnda sukut edince,


sukut eden eyin kendi yanl telkkileri olmayp
hakkn bizzat kendisi olduunu sanrlar. Bylece hak
kn hi bulunmad, hakk renen kimsenin aldan
m olduu ve hakk retmek iddiasnda bulunanla
rn dalavere ve kurnazlkla riyaset peinde kotuktan
kanaatine vanrlar.
Bu hl, bunlann bazsn aknla srkler;
bazlan ise, bir eyi uzaktan veya ryada grr gibi,
hakkn mevcud olduunu fakat birok sebepler y
znden idrak edilmediini dnrler. Dolaysiyle
hak diye bildikleri eyi kasden rterek onun o anda
hak olmadn dnrler. Az sonra bu rttkleri
eyin hak olduunu zanneder veya yle bilirler.

Cahil ve akn ehirler halknn


fikirleri hakknda
Cahil ve akn ehirler eski ve fsk fikirlere
dayanan mezheplerin esirleridir. Bunlann kavimle-
rinden biri der ki:
Biz mevcudlann birbirlerine zd olduklann g
ryoruz. Her biri dierini iptal etmek arzusunu tar.
Her biri vcud bulunca kendi varln zlmekten
koruyan bir istidat bulduu gibi zerinden zddnn
tesirini defeden ve ondan kendisini esirgeyen bir
istidat kazanr. Bundan baka, zddn iptal edip onu
kendi nevine benzeterek her eyi kendi stn varl
na yarayacak ve bakasm salyacak bir ekilde
sindirecek bir istidat kazanr. ou mevcudlar ste-
EL-MEDNETL FZILA 105

lik. kendi muhaliflerini kahredecek bir istidat kaza


nrlar.
Her mevcudun, kendi zddna ve kendisinden
baka her eye kar, bu durumda bulunmas, bizi u
yolda dnmeye sevk eder: hayatta her mevcudun
yalnz kendi bana yaamas maksudtur ve yahut,
br mevcudlar arasnda en stn hayat hakk, yalnz
kendisine tefviz edilmi bulunur. nk kendisine,
zararl ve faydasz bulduu her eyi ispat etmek ve
bakas iin faydal bulduu her eyden istifade etmek
imknlar verilmitir. Biz, ou hayvanlarn baka
hayvanlara saldrarak onlar lzumsuz ve faydasz
yere vurup alt etmek istediklerini gryoruz. Bu
hayvanlar, sanki alemde kendilerinden baka hayvan
yokmu ve yahut kendilerinden baka bir hayvann
yaamasnda zarar varm gibi, onun vcudunu zarar
l grmek tabiatindedirler. Halbuki o hayvann mev-
cud olmaktan baka bir kabahati yoktur. Bu yaradl
ve tabiatte olmayan mevcudlar ise, birbirlerini ahs
menfaatleri urunda esir ve kle yapmak isterler.
Onlara gre her nevin baka neviyle mnasebeti bu
esasa dayanr. Ayn nevin iinde dahi her ahsn
baka ahsla mnasebeti bu esasa dayanr. Zaten bu
varlklar birbiriyle mcadele edecek ve birbirlerini
kovalyacak tabiattedirler. Aralarnda en kuvvetlisi,
yni bakalarn ezebilen, daha mkemmel bir hayat
srer. Bunlardan daima galip kanlar ya birbirlerini
ifna ederler - nk herbiri baka varln kendi
varlna eksiklik ve zarar getirdiini grr - veya
106 EL-MEDNET'L FZILA

birbirlerini kle gibi istihdam ve istismar ederler:


nk bakalarnn ancak kendileri iin yaadklarna
inamriar.
Bu kimseler stelik, bir sr eylerin nizamsz
yrdn ve mevcudlann mertebelerine riayet
edilmediim ve baz ferdlerin vcuda mstahak
olmadklarm ve haksz yere baz imtiyazlardan istifa
de ettiklerini, hatta imtiyaz demlen eyin gerekte
bulunmadm ve yaktrma eylerden ibaret olduu
nu dnrler. te bizim grdmz ve bildiimiz
mevcudlar byledirler.
Bunun zerine baka bir kavim der ki: bu hl
mevcudlann tabiat ve yaradllan icabdr. zerle
rinde tabi cisimlerin icra ettikleri hkmleri, irade
ve ihtiyat sahibi olan hayvanlar kendi arzu ve
iradeleriyle yapmal, aklllar dnerek yapmaldr.
Dolaysiyle bu kimseler yle dnrler. ehirler
birbirleriyle mcadele ve mnazaa halinde olmaldr
lar. lerinde ne nizam ne meratib bulunmaldr.
Hibir ahsn meziyet ve itiban onu imtiyazlandrma-
maldr. Her insan kendi haym kendi gciyle elde
etmelidir. Kendine faydal bildii hayn arzu ettii
zaman, urunda savamaldr. En bahtiyar insan,
mcadele sonunda, btn hasmlanm yenip kahre
den insandr.
Bu cahilce fikirler, daha soma ehirlerde baka
fikirlerin domasna sebep olmutur. Bu esasa gre,
baz kavimler derki: [mevcudlann] birbirlerine yak
lama ve birbirlerinden uzaklamalarm ne tabiat ne
EL-MEDNETL FZILA 107

irade emreder. Bilakis insamn inam vurmas ve ona


dman olmas dorudur. ki kii birbirleriyle ancak
zaruret halinde anlar ve ihtiya annda birleirler.
Bu birleme ve anlamay gerektiren sebep ne olursa
olsun, birletikleri mddete dahi bunlardan biri
mutlaka galip, dieri mutlaka malup durumdadr.
Onlarn harice kar kurduklar birlik, tehlikenin
devam mddetince devam eder. Tehlike zail olur
olmaz aynlmalan ve birbirlerinden nefret etmeleri
dorudur. nsanlk prensiplerinden d
seb= *b ) canavarlk iptilas demlen pren
sip ite budur.
Baka bir kavim ise bir ferdin tek bana btn
ihtiyalanm gerekletirmek iin yardmclara mfta-
kir olduunu grerek birlemeye kail olmulardr.
Fakat dier bir kavim, bu birlemenin ancak zorba
lkla gerekleeceim dnrler: yle ki bakalar
nn yardmna muhta olan kimse, bir mikdar inam
zorbalkla kahrederek kendine kul yapar; sonra
bunlar vastasiyle bakalarm kahrederek kullarnn
saysn oaltr. Bu yardmclarn kendisine eit
olmalar imknszdr. Bunlar onun tarafndan zorla
klelie sndrlm kimselerdir. Mesel kendisi,
bunlar arasnda vcudca en gl, silaha en kuvvetli
olduundan gzne kestirdii adam yenip kendine
kul eder. O adam vastasiyle bakasm veya bakalar
n kahredip kul yapar. Bunlar vastasiyle de bakalar
n kahredip, mteselsil bir surette, istedii kadar
yardmc bulur. Soma bunlann hepsini keyfi ve
arzulan urunda let gibi kullanr.
108 EL-MEDNETL FZILA

Dier bir kavim ise, bu ite kaynamamn,


sevimenin ve uzlamamn rol oynadna kanidirler.
Fakat kaynamamn hangi kuvvetin tesiri altnda
husule gelmi olduu hususunda ihtilaf ederler.
Bazlan, tek atadan gelmi olmamn beraberliim, bu
kaynamamn, birlemenin, uzlamamn,
sevimenin ve bakalarnn yenip bakalar tarafn
dan yenilmi olmamn - sebebi sayarlar.
Onlara gre aynlk ve nefret, ata ayrlndan
domaktadr. En kuvvetli balanty, en yakn ve z
babadaki beraberlik emreder. Bu beraberlik genile
dike ferdler arasndaki balant gever. Nihayet yle
bir raddeye vanlr ki aradaki balar tamamiyle silinir
ve onlann yerine karlkl nefret hisleri kaim olur.
Zaruret onlar ancak d tehlikenin defi iin byk bir
cemaat halinde toplamaya sevkeder.

Bazlan, kaynamamn tenasl beraberliinin


eseri olduuna inanrlar. yle ki bir taifenin erkek
evladan br taifenin kz evlatlanndan dl alrlar.
kinci taifenin de erkek ocuklan, ilk taifenin kz
ocuklanndan dl alrlar. Buna msdharet derler.
Baz kimseler ise kaynamamn sumu, kendileri
ni ilk toplayp tedbir eden, onlara zafer salayp
cahilce menfaatier salam olan byk reislerinin
etrafnda toplanmakta bulurlar.
Bir bakalarna gre de kaynama, yabancdan
yenmek ve onlann taallbn defetmek maksadiyle
her ferdin - topluluktan aynlmamak ve bozguncu
EL-MEDNETL FZILA 109

luk etmemek hususunda - verdii szn ve itii


andn mahsldr.
Bir bakalar da kaynamann ahlak benzerlii
ne, miza benzerliine, dil ve ive beraberliine
dayandm dnrler. Onlara gre milletler birbir
lerinden bu noktada ayrlrlar. Bunlarda ayrlk
dier hususlarda dahi ayrl muciptir.
Baka kimseler, kaynamay aym mahal ve aym
semtte oturmak beraberliinde bulurlar. Bunlar ara
snda, evvela ev beraberlii, soma sokak beraberlii,
soma mahalle beraberlii en byk rol oynar.
Dolaysiyle komu komuya yar olur derler. Komu,
bizimle aym sokak ve mahallede oturan kimsedir.
Daha soma ehir beraberlii, soma da o ehrin
bulunduu blge beraberlii gelir.
Btn bunlardan baka, kk bir cemaatin
efrad arasndaki veya iki kii arasndaki kaynamay
douran miller arasnda, bir arada uzun zaman
kalmak, dp kalkmak gibi sebeplerle meslek bera
berliini ve derd ortaklm zikredebiliriz. Hele
derdleri birbirine benziyen dert ortaklarnn bir arada
bulunmalan ne byk bir teselli kaynadr!. Bundan
baka lezzet ve elence ortakl ile uzun ve emniyet
siz yollardaki yoldalk zikre ayandr.

[Cahil ehir telkkisine gre] adlet


Dedilerki: kabilenin kabileden, ehrin ehirden,
frkann frkadan ve milletin milletten [hlsa] her
taifenin baka taifeden aynl, bir kiinin baka bir
110 EL-MEDNETL FZILA

kiiden aynlna benzer. Taifelerin


de birbirlerinden ayn olan ferdler gibi kendi
aralarnda bouma ve arpmas lzmdr.
Aralarndaki mnazaa konusu, selmet, eref,
refah, lezzet ve bunlara ulatran vastalardr.
Dolaysiyle her taife, baka taifeyi soyup elinde
bulunan bu eylerin topunu almak ister. Her birinin
dierine kar durumu bu merkezdedir. Hangisi
dierim ezerse, kazanl, mutlu ve bahtiyar o olur.
Her insann veya her taifenin ruhundaki bu tabi
temayller, mevcudlann tabi bnyeleri icaplann-
dandr.
Her tabi ey adalete uyduundan d te
adaletin t kendisidir. Adalet bakasm ezmektir.
Malup ise ya vcudunun selmetim muhafaza etmek
artiyle malup olur; veya mahiv ve telef olarak
glibe hayat alann bo brakr; ve yahut kt bir
durumda yaamak artiyle galip tarafndan bir kle
gibi istismar edilir; ve bylece galibin hayr ve
menfaatine almak zorunda olur. Bu itibarla galibin
malubu istismar etmesi adalet sayld gibi, malu
bun galibe hizmet etmesi de adalet saylr. Bu baptaki
tabi adalet faziletin t kendisidir. Bu suretle hareket
etmek te faziletli fiillerden saylr.
Glip taife mezkr kazanlar eline geirince
onlann istihsalinde en byk yararl gsterene en
byk pay verilir. Taifenin kazanc, hret ve eref
ten ibaret ise, en byk yararlk sahibine, eref ve
EL-MEDtNETL FZILA 111

hretin en byk hissesi verilir. Kazan maldan


ibaret ise, ona daha ok mal verilir. Dier kazanlar
da aym suretle datlr. Bu da onlara gre tabi bir
adalettir.
Dediler ki: al verite, emanetlerin iadesinde,
fke ve zorbaln terkinde ve buna benzer ilerde,
korku, zaf veya d zaruret hkimdir. yle ki, ahs
olsun taife olsun, her iki taraf kuvvete birbirine eit
olup birbirlerine kar zorbalk ettikleri takdirde,
mcadelenin sonsuz uzamas ve her birinin bu yzden
ekilmez ztraplara katlanmas lzm gelir. O zaman
her iki taraf birbirine yaklar ve aralarnda insaf
zere anlaarak her biri dierine mnazaa konusu
olan eyin bir parasm brakr. Bylece her birisinin
telkki ve kanaatlerinde deiiklik olmadan her biri,
muayyen artlar altnda, brnn elindeki mal
muvakkat bir zaman iinde gasbetmemeyi kabul
ederek aralarnda anlap barrlar. te al veri ve
itibar bu gibi artlar altnda vuku bulur.

Karlkl acnma ve yardmlama gibi eylere


gelince bunlar, her iki tarafn kendilerim aym derece
de zaif duymasndan veya birbirlerinden korkmala
rndan ileri gelir. Bu hl devam ettike, aralanndaki
eitlik devam eder. Meer iki taraftan biri kendim
br taraftan kuvvetli duymasn. O zaman artlarm
bozarak eski zorbalna dner.
Yahut her iki taraf, dtan gelen tehlikeyi, ancak
d brakmakla ve elbirlii yapmakla nlemenin
112 EL-MEDNETL FZILA

mmkn olduunu dnerek anlap beraberce ha


reket ederler.
Yahut ta onlardan her biri, murad ettii eyi
ancak bakasmn yardmiyle baaracam anlyarak
maksatlarm gerekletirinceye kadar beraber al
may kabul eder.
imdi bu sebebler yznden eitlik devam ettii
mddete doup byyen nesiller, grdkleri ve
iinde yaadktan eyi adalet sanrlar. Gerekte
adaletin zaf ve korku esasna dayandm bilmezler.
stelik onu tatbik etmekten gurur duyarlar. Oysaki
bu eylere kymet veren kimse ya zaittir veya tenesi
olduu [zorbaln] kibetlerinden ahsan mutazamr
olmaktan korkan bir kimsedir.

[Cahil ehir telkkisine gre] hu


Hu demek, lemi bir ilhn tedbir ettiine,
din adamlanmn btn ileri idare ve kontrol ettikleri
ne, lhi tzim iin namaz klp tebih ve takdis
ettiklerine, insann durmadan ibadet ederse ve
hayatta sevilen dnyalktan brakrsa - mkfata
nail olacana ve ldkten soma ok byk nimetlere
kavuacana, buna mukabil, ibadeti brakr ve ha
yatta dnyalkla elenirse, ahirette cezalandrlaca
na ve byk azaplar greceine inanmak demektir.
Btn bu eyler bir zmrenin br zmreyi aldatmak
ve tuzaa drmek iin ba vurduu hile ve sahte
krlktan baka ne olabilir. Bu eyler, dnya nimetle
ri uranda korkmadan aka dmekten ciz olan
EL-MEDNETL FZILA 113

kimselerin kurduklar dzen ve tuzaklardr; dnya


lezzetlerini haykrarak istemekten ve el ve silhlariy-
le hibir eye aldr etmeden ve hi kimseden yardm
istemeden, savlet etmee takati olmyanlann desise
leridir.
[Halk] bu dnyalklarn hepsinden veya bir
ksmndan vaz geirmek maksadiyle tahvif ve tedhi
etmeleri, o dnyalklara el koymak iindir. Dnyalk
lar aka istemekten ve onlann uranda savaa
atlmaktan ciz olan bir kimsenin, grnte bu
dnyalklara dkn olmad zannedilerek, itimada
lyk grlr; ondan korkulmaz, phe edilmez ve
kimse onu itham etmez. Maksad gizli olduu iin
hareket ve davramn lh olduu sanlr. [Din
adamlanmn] klk ve kyafetleri de dnyalklara tene
olanlann klk ve kyafetleri deildir. Dolayisiyle
onlara sayg ve itibar edilip dnyalklar adanr ve
herkes onlara yrekten balamr. Herkese sevildik
leri iin nefislerine ne kadar malup olsalar affedilir
ler; yaptklar btn ktlkler ho grnr. te bu
yzdendir ki itibar, riyaset, mal, lezzet ve her nevi
dnyal ele geirmek hususunda herkesten kuvvetli
ve stn durumdadrlar. Sanki btn bu eyler
onlann istifadesine mahsustur.
Canavarlar avlanm ele geirmek iin nasl hile
ve kurnazla ba vururlarsa [diyanet adamlan da]
dnyalklan ele geirmek iin aym hile ve kurnazlk
lara mracaat ederler. u kadar ki dem olu
bunlann, asl sylediimiz maksatlar peinde deil de
114 EL-MEDtNET L FZILA

baka maksatlar peinde kotuklanm tevechm ettii


iin, onlardan phelenmez, ekinmez ve korkmaz.
Kimse onlarla savamaya yeltenemedii iin hedefle
rine kolay vanrlar. [Hu] denilen bu eye devaml
surette balanm olanlar, madd maksatlarna eri
mek, yni dnyalklara kavumak iin, zahirde sofu
luk gstermekle kazandklar itibar ve saygy, uur
hikmet, ilim ve marifetle desteklemesini bilirlerse,
halk nazannda daha byk ve daha hretli olurlar.
Bu dnyalklar elde etmek iin deil de, yalnz
kendi nefsi iin ibadet eden bir kimse, insanlarn
nazannda aldanm, madur, bedbaht, ahmak, akl
sz, menfaatim idrak etmekten ciz, kadr kymetten
mahrum ve bednam saylr. Bununla beraber ou
kimseler, alay kabilinden onu er gibi grnrler.
Baz kimseler ise onun rekabet alamndan uzaklama-
siyle kendilerinin ve bakalanmn dnyalklanndan
daha byk lde istifade etmelerine imkn verdii
iin, hep bu yolda yrmesini tevik ederler. Bazlan
da, bir bakasmn kurban olmamak iin, onun bu
yoldaki fikir ve hareketlerim ho grrler. Daha
bakalan ise onun gibi aldanm olduklan iin onu
beenir ve metheder.
Mevcudlarda mahede edilen bu ve bu gibi
cahilce fikirler, birok insanlann mhunda kklemi
bulunmaktadr. O kimseler mezkr dnyalktan zor
balkla ele geirdikten sonra, bunlan eksilmeden
muhafaza etmek iin, mtemadiyen artrmak zorun
dadrlar. Dolaysiyle bunlann bir ksm da dnya
EL-MEDNET L FZILA 115

nimetlerini hem birbirlerinden hem bakalarndan


koparmak fikrindedirler; bunlan muhafaza etmek ve
iletmek iin ya kendi aralannda al veri ve mba
deleye ba vururlar, ve yahut bunlan bakalarndan
zorbalkla ele geirirler. Bir ksm da bu nimetleri her
iki usule ba vurarak artrmak fikrindedir. Bir baka-
lan aym fikirde olmakla beraber kuvvetlerim ikiye
blerler: bir ksm bu nimetleri istihsal ve istismar
eder, bir ksm da harp ve soygunculukla urar.
Bylece ihtisaslan birbirlerinden ayn iki taife teek
kl etmi olm ki biri dte br irad ilerde
[ihtisas kazanm olur.] Daha bakalan ise irad ileri
kadnlara brakr, sava erkeklere yklemek fikrin
dedirler. Erkeklerden savata zaaf gsterenler, i
grenlerin arasna alnrlar. Burada dahi faydasz
olduklan tebeyyn ederse, lzumsuz parazitler aras
na girerler.
Daha bakalan, i grenlerin, yenilmi ve kle
durumuna indirilmi kimselerden saylmamalarnn
lzumuna kanidirler. Bilkis bunlar, zorbalkla elde
edilen mallann mtevellisi saylmal ve mallan muha
faza ile, iletip nemalandrmaldrlar. Bir bakalan
der ki: mevcudlar arasndaki mcadele, deiik
cinsler arasnda olmaldr.
Aym zmreye mensup olanlann soy birlii,
onlann kendi aralannda dmesine mani ve sulh
iinde yaamalanm amirdir. Ancak onlardan fayda
umulan kimselerle dp, fayda umulmyan nevi
leri brakmak lzmdr. Mamafih bunlar arasnda da
116 EL-MEDNET L FZILA

zararl grlenleri vurup zararsz olanlar salmak


lzmdr. Bu durum karsnda insanlarn kendi soyla
rndan bekledikleri nimetleri irad muameleler yoliy-
le; bakalanndan istedikleri nimetleri de kuvvet
yoliyle tedarik etmeleri icabeder. Bu sonuncularn
nutku olmad iin irad hareketten mahrumdurlar.
[Bundan yle bir hkm kararak] derler ki;
te tabi insan byle olur. Halbuki muharip insan
savat hususlarda tabi deildir. nsanlar arasnda
tabi olmaktan uzak bir milletin veya bir taifenin
mutlaka bulunmas lzmsa, o taifenin veya milletin
dier taifeleri vurup ellerindeki mallan koparmaa
yeltenmesi lzmdr. te byle dnenler, tabi
milleti veya tabi taifeyi - ancak hariten gelen
tecavze kar korunmak iin, aralanndan bir miktar
mdafi ayrarak mtecavizleri savmak veya gasb
edilen haklann istirdat etmek uranda - savaa
srerler. Bu yzden her taife iki ayn kuvvetten
teekkl etmi olur ki birisiyle savap kendim korur,
birisiyle i grr. Mamafih bu mdafaaya ayrd
kuvvet dahi kendi istek ve iradesiyle harp etmez;
yalnz hariten gelen tecavz defetmek zarureti
karsnda savar.
Bu tarzda dnenler evvelki taifelerin tam
zdddrlar. Bunlar sulhn istikran iin dardan hi
bir tecavzn vki olmamas lzumuna kanidirler.
tekiler ise savamamn harici tecavzle hibir alka
s olmadm iddia ederler. Bylece sulhc ehirlerin
nazariyesi de meydana km olur.
EL-MEDNETL FZILA 117

Cahil ehirler hakknda


Cahil ehirlerin bir ksm zarur, bir ksm
deitirilmi, bir ksm dm, bir ksm haysiyetci
bir ksm da (toplumcudur.)
Toplumcu ehir halk istisna edilirse br ehir
lerin halk gayede mttefikdirler. Toplumcu ehrin
gayeleri oktur: gayeleri, savama ve korunmaya
matuf olmakla ban ehirleri kendi aralanna veya
mensup olduklan ehirler zmresine kalmak zorun
da brakrlar. Bylece aym ehir halk iki grupa
blnm olur ki birisi sava ve mdafaa imknlariy-
le mcehhezdir, dieri bu imknlardan mahrumdur.
Bu [ehirler] kendi mal ve nimetlerinin devamm bu
suretle salam olurlar. Cahil ehirler zmresine
dahil olan bu [sulhc] tayfann halk temiz ruhludur
lar. nk bunlar, sava ve dn en iyi ey
olduuna inanrlar, savamay da aka veya gizlice
yaparlar. Savamaya kadir olanlar aka hareket
ederler; olmyanlar, desise, sahtekrlk, dalkavuk
luk, tefecilik ve mugalataya ba vururlar. Fakat
[sulhcu ehir halk olan] brleri saadet ve mkem
meliyete erimenin mmkn olduuna, bunun iin de
dnyada fazileti sevmenin ve fazl iler yapmann
lzm olduuna inanrlar. Bunlar etraflarna baknca,
nazarlarna arpan tabii mevcudlann inkr ve phe
ye mahal brakmadklarm grerek demiler ki: her
ey tabiiliim ancak gzle grnd vehile hasl
ediyorsa cahiliye halknn zanlanm kabul etmek
lzmdr. Fakat bizim yle dnmemiz dom olur,
118 EL-MEDNETL FZILA

gzle grnen tabi mevcutlann bugnk vcutlarn


dan baka vcutlar vardr! Bugnk vcutlar tabi
olmayp gerekten tabii olan br vcutleriyle
zddiyet halindedirler. Tabi mkemmeliyetin ifadesi
olan br vcudun husul bulmas iin imdiki vcu
dun isteyerek ibtal lzmdr. nk [zhiri] vcut,
kemale ulamamza engeldir ve onun ancak yklma-
siyle kemale ulamak mmkn olur.
Bir bakalan yle dnrler: mevcutlar bug
nn mahsuldrler, fakat onlara bir sr eyler
katlarak kanm ve olanlan bozarak vazifelerim
yapmalanna mani olmu. Bir oklanna da hakiki
suretlerinden baka suretler vermitir. Dolaysiyle
insan olmyanlar insan zannedilmi, insan olanlann
da insan olmadklan zannedilmi; nsan fiillerin bize
tbi olmadklan ve insn fiillerden olmayan eylerin
bize tbi olduklan zannedilmi, bu yzden insanlar,
bu gnde yaplmayacak eyleri yapmaya ve yaplacak
eyleri yapmamaya balamlar. [Aym suretle] sadk
olmyan eyler sadk saylm ve mmkn olan eyler
imknsz zannedilmitir.

Her iki nazariydim sahipleri u noktada mtte


fiktirler: gzle grnen varln yklmas lzmdr ki
br [tabi] varlk hasl olsun; zira insan tabi
varlklardan olmakla beraber imdilik tabii varlm
yaamyor. Onun tabi varl bugnk varlndan
bakadr. Bugnk durumu hakiki varlyle tezat
halinde olup asl varla varmas yolunda engeldir.
EL-MEDNET'L FZILA 119

Binaenaleyh hlen yaamakta olan bir insann bugn


k durumu tabi deildir.
Baz kimseler de yle dnmektedirler; nefsin
tene karmas tabi deildir. Asl insan ruhtur. Tenin
ruha karmas onu bozar, fiillerim deitirir. Rezail
tenin ruha karmasndan doar. Ruhun mkemmeli
yet ve fazileti tenden kurtulmasndadr. O, saadet
halinde iken tene muhta olmad gibi, saadete
kavumak iin de, ne tene ne ten dnda kalan mal,
dost, akraba ve ehir halk gibi eylere muhtacdr.
Zira tenin dnda kalan eylere veehir toplantlanna
ancak cisman varlk muhta olur. Dolayisiyle bu
nazariye sahipleri, ruhun cisman varlktan syrlmas
nn lzumuna kaildirler.

Bir bakalar yle dnyor: ten insann tabi


varldr. Onda gerekten tabi olmayan ey, mh
nzalandr. Saadete ulatran eksiksiz fazilet ise
bu[rh] nzalan ykp ldrmektedir.
Baz kimseler bu hali, fke, ehvet ve benzerleri
olan nzalara tatbik ederler. nk onlara gre bu
nzalar, hayr zannedilen - ikbal, refah ve lezzet
gibi - ihtiraslann sebepleridir. Tagallp hevesim de,
yabanclk ve nefret hislerini de fkenin ve gazab
kuvvetin eseri saydklanndan bunlar yok etmeyi
muvafk bulurlar.
Baz kimseler, aym fikri yalnz fke ve ehvet
cinsinden olan eylere tatbik edip fazilet ve mkem
meliyeti bunlarn ibtalinde grrler. Baka kimseler,
120 EL-MEDtNETL FZILA

kskanlk ve cimrilik gibi nzalar hakknda da byle


dnrler.
Dolaysiyle baz kimseler der ki: tabi varla
faydal olan eyler, bugnk varlmza faydal olan
eylerden farkldr. ehveti fkeyi ve sair nefis
nzalanm meydana getiren sebepler, ntk cze
faydal olan sebeplere zddrlar. Bunun sebebim
Ampedokles gibi kimseler, faillerin tezadna atfeder
ler. Bu kanaat Parmenides ve baka tabiiyecilerin
eserlerinde aka okunur. Bu kanetlerden birisi de
eski mtefekkirlerin ou tarafndan kabul edilmitir
ki hulaseten yledir irade ile l ki tabiatle yaya-
sn zira bunlar iki trl lm kabul ederler: tabi
lm, r ad lm. rad lmden maksat, ehvet ve
fke gibi nefis nzalanm ibtal etmektir. Tabi
lmden maksat da nefsin cisimden aynlmasdr.
[Nitekim] tabi hayattan maksat, mkemmeliyet ve
saadettir. Bu fikirde olanlar, ehvet ve fke gibi nefis
nzalanmn insanda, phesiz, arzu hilfna birlemi
olduklanna kanidirler.
Eskilerin fikirleri hakknda naklettiimiz bir
sr fasit kanaatler, akn ehirlerde mezhep halin
de yerlemitir.
Baz kimseler, az nce bahsettiimiz tabi mev
cudatn ahvalini mahede edip, mevcudlann muhte
lif ve mtenakz olduklanm ve mevcudatn bazan var
olup bazan yok olduklanm ve buna benzer baka
iddialan - tetkik edince, grdler ki imdi mahss
ve mkl olan mevcutiar, mahdut cevherlere ve
EL-MEDNETOL FAZILA 121

her biri, ayn ve hssi bir tabiate malik deiller ki


cevherleri tabiatn yalmz kendisinden ibaret olsun ve
ondan baka bir ey olmasn. Bilkis [grdler ki] o
mevcudlardan her birisinin mesel insann
cevheri namtenahi eylerden teekkl etmekte
dir. Bu szden, cevherin mahdut olmad ve onun
sonsuz eylerden teekkl ettii anlalmaldr. u
kadar ki insamn cevherinden hissettiimiz ey, bizce
mahss olan eydir; aklettiimiz ey de ondan anlad
mz eydir. Onun bu mahssten ve bu maklden
baka bir ey olmamas da cizdir, nasl ki imdi
bulunan bir eyin bulunmas da cizdir. Onun cevheri
yalmz bu makl lafzdan ibaret deildir. Fakat
bundan olduu kadar duymadmz ve akletmedii-
miz baka eyden ibaret olabilir. Ve eer o, imdi
mevcut olan eyin yerine konmu olsayd, tarafmz
dan duyulmu ve anlalm olacakt. Ne are ki
elimizde mevcut olan ey budur.
Binaenaleyh bir kimse: Tabiat her lafzn verdii
anlamn tabiatdr; imdi anladmz ey deildir.
Fakat namtenahi baka eylerden ibarettir diyece
ine, O, budur fakat akletmediimiz baka bir ey de
olabilir dese [iki sz arasnda] hibir fark yoktur. Zira
caiz olan eyle bulunduu farz edilen eyin, imknsz
olmas art deildir. Nitekim bizce ondan bakas caiz
deildir demekle ondan bakas mmkndr demek,
bizi aym neticeye ulatrr. Halbuki o, baka ey
olabilir. Ve bu eyin mutlaka kendi ile arplm bir
say nevinden, yani kere dokuz eder nevin
122 EL-MEDNETL FZILA

den olmas art deildir. Bu, onun cevheri olmamak


la beraber, bundan doan eyin saydan baka bir ey
olmas, ve yahut duymadmz ve akletmediimiz
birey olmas; veyahut henz duymadmz ve aklet
mediimiz namtenahi duyumlardan ve makullerden
olmas, ve yahut mevcut olmad iin duyulup
anlalmayan bir ey olmas mmkndr; nasl ki
herhangi bir ey kendi lzmm cevher birlii
icab - ilzam eder diye lzm klmaz; fakat ona o
ekilde rastlam olabilir; yahut ta bir d messir onu
veya ahvalinden birini husule getirirken dierim de
husule getirmi olabilir. Bu artlar dahilinde her
mevcut bulunduu hal zere hasl olur. Hepsi de ya
tesadf eseri yledirler, ve yahut her ikisine dtan
gelen bir messir vcut vermi olabilir.
Lafzmzn ifade ettii eyin yerinde bugn akl
edemediimiz baka bir eyin kaim olmas mmkn
olabilirdi. D messirin yapabilecei ilerden biri, o
eyi bu makuln klna koymaksa, onun suretinde
baka kimseyi grmek ve akl etmek mmkn olmaz.
Bu fikir, u yolda dnenlerin fikridir: Bugn
aklettiiniz her eyin zt ve nakzi doru olabilir.
Meer bu grdmz eyin hak ve doruluk olduu
nu ya tesadfen veya buna benzer hallerde tevehhm
etmi olalm; veya insan lfzndan anlalan eyin
bugn anladmzdan baka bir ey olacam ve
yahut namtenahi eylerden ibaret olabileceim d
nm olalm. Geri bu eylerden herbiri tarafmz
dan anlalan zatn tabiatdr. Eer o eylerle buun-
EL-MEDNETL FZILA 123

k mkul, sayca tek bir ey iseler ve eer onlar tek


olmayp ounluk iseler ve hudutlar muhtelif ise,
insan ad toptan hepsine itlk olunur. Bununla
beraber onlann eer hayatta bir arada grnmeleri
mmkn ise, bugn onlar, kendilerine itlak edilen
mmeyyiz vasfla anlrlar. Bylece namtenahi ey
ler dahi sayca bir olurlar. Fakat bir arada bulunma
yp art arda sralanm iseler, cmleten tezad veya
tekabl halinde olurlar. Eer onlar mtekabil olmak
la beraber namtenahi veya mtenahi olurlarsa,
bizce kendinden bakas veya nakzi caiz olmyan
eylerin cmleten nakzi, ztt veya mukabili bulun
mu olur demek dahi doru olur. Ama [bir eyin]
bedel veya zddna gelince onun hakknda hibir
szn doru olmamas lzm geldii gibi, sylenen
her szn de sahih olmas ve kinatta hibir mhalin
bulunmamas lzm gelir. Zira bir ey baka bir eyin
tabiatine girince, bugn onun lafzndan maksud olan
eyden bakas olamaz.
Bir eyin tabiati denince ne olduunu bilmedii
miz bir eyin tabiat mdr? Duymas iin, akletmesi
veya mefhum olmas iin varl ihtimal dahilinde
midir? Bugn bizce makul deilse, ne olduunu
bilmediimiz bu eyi, tm itibariyle, kendi zdd
veya mukabili olabilir mi? Diye dnebiliriz ve
bylece bizce mhl olan eyin mhl olmamas da
imkn dahiline girer.
Bu ve bu gibi fikirler hikmeti iptal ederler.
Ruhlarda irtisam eden eyleri mhl klarlar. Halbu
124 EL-MEDNETOL FZILA

ki bunlar gerek ve cevherleri itibariyle var olabilir


ler. Varlklar cevher ve arazlar ile kaim olup
karlkl ve namtenahi vcutlardan teekkl ederler
ve hi bir eyin muhl olmasna asla ihtimal brak
mazlar.

You might also like