You are on page 1of 212

4.

Basm
[...] B irbirlerine ilikin tuhaf,

arpk bir im geleri vardr.

T avrlar o k ad ar fark ldr ki,

duygu d zey in de bile

ortak bir zemin bulam azlar p e k .'

C . P . Sn o w
ki Kltr

C. P . S n o w

T B T A K

LER BLM KTAPLARI


TBTAK Popler Bilim Kitaplar 157

k i Kttr / The Two Cultures


C. P. Snow
eviri: Tuncay Birkan
Redaksiyon: Mehmet Kk

Cambridge Uraversity Press, 1993


Trkiye Bilimsel ve Teknik Aratrma Kurumu, 1999

Bu yaptn btn haklar sakldr. Yazlar ve grsel malzemeler,


izin alnmadan tmyle veya ksmen yaymlanamaz.
Trke yayn haklan Nurcihan Kesim Telif Haklan Ajans aracl ile alnmtr.

TBTAK P o p ler Bilim K ita p la n nn seim i ve deerlendirilm esi


TBTAK Yayn Kom isyonu tarafn dan yaplm aktadr.

ISBN 975 - 403 - 331 - 5

lk basm Aralk 2001de yaplan


ki Kltr
bugne kadar 12.500 adet baslmtr.

4. Basm Temmuz 2005 (2500 adet)

Yayma Hazrlayan: Kurtulu Diner


Grafik Tasarm: Cemal Tngr
Teknik Hazrlk: Ylmaz zben
Sayfa Dzeni: nci Yaldz

TBTAK
Popler Bilim Kitaplar letme Mdrl
Atatrk Bulvan No: 221 Kavakldere 06100 Ankara
Tel: (312) 467 72 11 Faks: (312) 427 09 84
e-posta: kitap@tubitak.gov.tr
nternet: kitap.tubitak.gov.tr

Semih Ofset - Ankara


iki Kltr

C. P. S n o w

e v ir i
T un ay B irk a n

T B T A K POPLER BLM KTAPLARI


indekiler

nsz

BRN C K IS IM
Rede Konferans, 1959

I
ki Kltr

II
Doal M akine-Krclar Olarak
Entelekteller

III
Bilimsel Devrim

IV
Zenginler ve Yoksullar

KNC K IS IM
ki Kltr: kinci Bak

Notlar
nsz

7
M ays 1959 gn leden sonra saat bei bir
ka dakika geerken, iriyar bir adam ayakla
rn srye srye Cambridgedeki Senato
Salonunun bat ucundaki krsye yaklat. Al
larla atafatl bir biimde sslenmi neoklasik bina
da, retim yeleri, renciler ve birka sekin ko
nuktan oluan geni bir izleyici topluluu, Camb-
ridgein kamuya ak, grmeye deer toplantlarn
dan biri olan ve her yl verilen Rede Konferans
iin bir araya gelmiti. Onlara hitap etmek zere
olan kii C.P. Snowdu (kendisine o zamanlar daha
resmi biimde Sir Charles deniyordu, ksa bir sre

1
sonra da Lord Snow olacakt, am a btn dnyada
admn bu ilk harfleriyle tannyordu). Snow ara
trmac bir bilim adamyd; kamu hizmetinde ve
zel sektrde st dzey idari deneyimi vard; b aa
rl bir romanc ve nde gelen eletirmenlerden bi
riydi; ve artk o tanmlanmas zor staty, her tr
l konu hakknda gr beyan etmeye yetkili bir
kamu adam statsn elde etmiti. Bir saat son
ra yerine oturduunda, Snow en azndan ey
yapmt: Engellenemez lde baarl bir ulusla
raras kariyeri olacak bir tabir, hatta bir kavram
ortaya atmt; modern toplumlar konu edinen d
nce sahibi her gzlemcinin ele almas gereken bir
soru (ya da, sonradan ortaya kaca zre, birka
soru) formle etmiti ve kapsam, sresi ve en azn
dan zaman zaman da younluuyla dikkate deer
bir tartma balatmt.
Snovvun konferansnn bal ki Kltr ve B i
limsel Devrim"di. Saptad iki kltr, kendi tabi
riyle "edebi entelekteller'n ve doa bilimcilerinin
kltryd ve Snow bu iki kltr arasnda, dnya
sorunlarn halletmede teknolojinin baar ansn
azaltan derin bir karlkl phe ve anlayszlk
bulduunu iddia ediyordu. Snow bu konuyu
Cambridgeli dinleyicilerin dikkatine sunarken, b
tn dnyada bir yank bulan ve o zamandan beri zi
hinleri megul ve tahrik etmeyi srdren temalar
kamusal tartma gndemine getiriyordu. nk
aslnda Snow, saptam olduuna inand iki kl

2
tr arasndaki ilikinin ne olmas gerektiini sor
maktan te bir ey yapyordu; hatta orta renim
ve niversite mfredatlarnn, insanlara her iki bil
gi dalnda da yeterli bir eitim vermek zere nasl
deitirilmesi gerektiini sormaktan d a te bir ey
yapyordu. Bu acil ve nemli sonulara gebe soru
larn tesinde, dnyann nc lkeleri arasnda
Britanyann yerinin ne olacan soruyordu; zen
gin lkelerin yoksullara nasl yardm etmesi gerek
tiini (edip etmeyeceini deil, nasl edeceini) so
ruyordu; gezegenin nasl besleneceini ve gelecein
insanlk iin ne tr umutlar barndrdn soruyor
du. u anda Snowun zgn formlasyonlar hak
knda ne tr ekincelerimiz olursa olsun, bizleri
1959 ylnn bariz bir ekilde kendinden daha emin
olan dnyasndan ayran kafa kartrc ve skntl
tarih dneminin, bu sorularn aciliyetini azalttn
y a da daha kolay halledilebilir kldn dnme
miz imknsz.
Snow un gndeme getirdii kapsaml konular
zellikle tek bir disiplini ilgilendiren konular deil;
aslnda, bunlar eitimli her yurtta ilgilendiren ve
bir dizi akademik blmle snrl tutulmamas gere
ken birer konudur. Bu konular ile felsefecilerin, ta
rihilerin ve sosyologlarn her zaman ilgilendikleri
konu trleri arasnda aikr bir kesintisiz balant
var; bunlarn ayn zamanda fizikilerin, kimyacla
rn ve biyologlarn da asli profesyonel faaliyetleri
nin ne lde bir paras saylacaklar, tam da son

3
radan kan tartmann nemli anlamazlk nokta
larndan biri olmutur. Bu nedenlerle, iki kltr
fikrinin kkenlerini ve nemini kltr tarihisi
perspektifinden ele almann, insan bilimlerinin fen
bilimlerinden stn olduunu iddia etmekle, hele
fen bilimlerinin muazzam nemini kmsemeye
y a da iinin bandaki bilim adamnn perspektifini
kibirle hor grmeye ahmakla hibir alakas olma
dn ak a belirtmemiz gerekir. Gelgelelim,
Snow ve fikirleri, son dnem dnce tarihinde sk
sk rastlanan bir yazgyla karlam aya balyor.
Bu fikirler, artk yaayan ada kltrn bir par
as olarak net bir biimde hatrlanmayan, am a sa
brl tarihsel yeniden-ina faaliyetlerinin nimetle
rinden yararlanm aya da henz balamam bulank
bir A raf konum unda duruyor. Bu yzden,
Snowun ortaya att sorunlarn halen nasl bir g
ce ve neme sahip olduunu saptam aya girimeden
nce, yaptn ve yaratt etkiyi tarihsel adan ele
alp bu Araftan kn hzlandrmak faydal ola
caktr. Ama, nce bu tartmann tarihncesine k
saca bakmak, meselenin daha geni bir perspektife
yerletirilmesine yardmc olabilir.

T a rih sel p e r s p e k t i f i in d e "iki k lt r"


ki kltr arasndaki blnmeden duyulan
kayg, kltrel bir kayg olarak, esasen on doku
zuncu yzylda ortaya kmtr; bu kaygnn mo
dern biimi daha nceki dnemlerde pek anlalr

4
bir konu deildi. Bat dncesinin Yunan afan
dan beri, insan bilgisi elbette farkl olanlara ayrlm
ve dnen zillinler zaman zaman, bir aratrm a da
l y a d a disiplini tehlikeli bir ekilde egemenlik kur
duunda y a da bu daldaki bilgi birikimi ancak bir
aznln anlamasna elverecek lde aprak hale
geldiinde ortaya kan tehlikeler zerinde kafa
yormulardr. Ama O rtaa ve Rnesans boyunca
doann yorumlanmas genelde, her eyi kucakla
yan felsefe giriimini oluturan unsurlardan sade
ce biri olarak grlyordu. Doanm incelenmesiyle
elde edilen baarlar, herkes tarafndan gerek bil
ginin standartlarn koyan bir baar olarak grl
meye, ancak on yedinci yzylda, tarihilerin ok
sonralar bilimsel devrim" olarak adlandracaklar
sre iinde balad ve bu tarihten sonra doa fel
sefecilerinin (onlara hl bu isim veriliyordu) kul
land yntemler zel bir kltrel otoriteye sahip
oldu. On sekizinci yzyl Aydnlanma dneminde
"ahlk bilimlerinin Newton olma zleminin tek
rar ortaya kmas, yalnzca gk mekaniinin deil,
ayn zamanda daha genel olarak deney ynte
m in in de prestijine tanklk eder. Ama "ahlak bi
limlerinin Nevvton tabiri ayn zamanda, insan
dnyas hakkmdaki incelemenin, doay anlama a
basnn kesintisiz bir devam olarak grlebildiine
iaret eder. Kald ki, Aydnlanma dneminin byk
dnsel ant L'Encyciapedie, insan bilgisini, son
radan fen bilimleri" ile insan bilimleri" arasnda

5
ortaya kan blnmeye tekabl eden bir ayrlk et
rafnda yaplanan bir bilgi olarak sunmaz.
Bilgi trleri arasnda, hem bireyin yetimesine
hem de toplumsal refaha zarar veren bu tr bir y a
rlma ortaya kabilecei endiesi, ancak Romantik
dnemde, on sekizinci yzyln sonlar ile on doku
zuncu yzyln balarnda grlmeye balamtr.
Ama bu noktada bile, tehlike yaratan ey, insan
dnyasn inceleyenleri doay inceleyenlerden
ayran bir blnmenin iki yakasnn birbirleriyle
iletiim kurmay baaram am as olarak grlm
yordu. William Blake bata olmak zere bazlar
nn Newton ve brakt miras yerden yere vur
duu dorudur, am a hayal gcnn Romantik sa
vunucular insan dnyasnn incelenmesi ile doa
nn incelenmesi arasnda snr izgisi ekmekten
ok, iirin aa kard yaratc y a da duygusal
enerji ile politik ekonomi denilen kasvetli bilimin
temelinde yatan yarm yam alak insan hayat anla
y arasnda bir kartlk kuruyorlard. D aha genel
bir kltrel endienin ifade edildii sylenebile
cekse, bu endie de genelde irfann ve efkatin ye
rini hesabn ve lmenin alabilecei endiesiydi ve
tabii birok evrede asl mesele, her trl sekler
bilginin dinsel inanca ve dindar yaam a ynelttii
farz edilen tehditti.1
1. Bu n-tarihe ilikin ksa bir genel deerlendirme iin bkz. Wolf Le-
pemes, Between Literatre and Society: The Rise o f Sociology
((1985) Ing. ev., Cambridge, 1988), Giri. zgn Almanca balk,
Die Drei Kulturen, Snow,un teziyle aradaki ba aka gsterir.

6
Bilgi biimleri zerinde dnmeye ynelik st-
faaliyet de dahil olmak zere dnsel faaliyet, el
bette, farkl ulusal gelenekler tarafndan ekillenir
ve farkl toplumsal pratiklere tutunur. rnein, iki
kltr endiesinin Ingilizlere zg bir soyaac
karlabilir; bu endie eitim ve aratrma faaliyetle
rinin yrtld toplumsal kuramlarn ayr ayr
gelimelerinden domutur. Sz konusu ayrlk,
bilim teriminin daraltlm bir anlamda sadece fi
zik veya doa bilimlerine gndermede bulunmak
iin kullanld dil alkanlnda yansmasn bu
lur. Bu alkanlk ngilizcede ancak on dokuzuncu
yzyln ortalarnda yaygnlam grnyor. O x-
ford ngilizce Szl'nn, almaya on dokuzun
cu yzyl ortalarnda balam olan hazrlayclar,
bunun grece yeni bir gelime olduunu fark etmi
lerdi; szlkte bu anlama dair 1860larn ncesin
den hibir rnek verilmez ve rnek olarak verilen
ilk alntnn, ngilizcedeki kullanmn dier Avrupa
dillerinden nasl farkllamaya baladna dikkat
ekmesi de anlamldr: Bizler... bilim szcn,
ngilizlerin genelde verdikleri anlamda, yani teoloji
yi ve metafizii dlayarak fiziksel ve deneysel bili
mi anlatmak iin kullanacaz.2 Keza, bu terimden
bilim adam nn tretilmesi ve bunun da doa bi
limleri alannda alanlarla snrlanmas 1830larla

2. Alnt uradandr: W.G. Ward> The Dublin Revievv (1867); bkz.


OED, "science, 5. tanm. Szln 1987de yaymlanan Ek'inde "bu
artk gndelik kullanmda egemen olan anlamdr deniliyor.
1840larn iidir. Yaygn kanya gore bilim adam"
terimine yerleiklik kazandran kii, bu terimi 1840
tarihli The P h ilo so p h y o f the Inductive S cien ces ki
tabnda kullanan William Wheweirdir. Ama terim
ilk olarak, "maddi dnya bilgisi edinmeye alan
aratrmaclar betimleyen tek bir terim olmay
nn, Ingiliz Bilim Gelitirme D erneinin 1830lar-
daki toplantlarnda nasl sorunlar yarattn akta
ran 1834 tarihli bir makalede kullanlmtr; bu top
lantlardan birinde ak fikirli bir centilmen, sanat
( artist) terimiyle benzetirme yaparak, bilim ada
m ( scientist) terimim nermi", am a ayn yazda
bunun genelde pek beenilmedii" de kaydedili
yor.3 Terimin sonradan tedavle girmesi, doay in
celeyenler arasnda bir meslek kimlii bilincinin art
masn yanstyordu. Bu da sonralar rakip "kltr
ler arasndaki blnmlkten duyulacak kaygla
rn temel toplumsal nkoullarndan biriydi.
Ama "bilimler ile gittike daha fazla ayr d
tkleri kltrn geri kalan arasndaki iliki soru
nunu ivedilikle gndeme getiren asl toplumsal fa
aliyet eitimdi elbette. Bu, on dokuzuncu yzyl
boyunca ulusal eitim sistemlerinin kurulduu b
tn byk Avrupa devletleri iin geerliydi; ama
yine Ingiltere'de zellikle vahim bir biime brn
mt (Iskoya daha geni ve daha demokratik bir
3. [William Whewell], The Connection o f Sciences b y M rs Somervil-
le", Quarterly Review> 101 (1834), 59. Bu "ak fikirli centilmenin
Wheweirin kendisi olduu iddias iin bkz. Sydney Ross, Scientist:
the Story of a Word, Annals o f Science, 18 (1962), 65-85.
eitim modelini korumutu). D nsel nedenlerle
olduu kadar toplumsal nedenlerle de, devlet oku
lunda alnan klasik bir eitimin ardndan Oxford
y a da Cambridgede bir sre konaklamak, yirmin
ci yzyln ortalarna kadar, eitimli bir kii olmak
iin izlenebilecek en prestijli rota olmaya devam et
ti (bununla birlikte, matematik uzun bir sredir,
zihni olgunlatrmann bir biimi olarak klasiklerle
eit dzeyde grlmekteydi). Bilim eitimi bu elit
kurumlara aam a aam a girdi -1850de Cambrid
g e de bir doa bilimleri dersi verilmeye balamas
ve 1870de Devonshire Dk tarafndan Caven-
dish Laboratuvarnn balanm as nemli dnm
noktalaryd. Ama bilim baz evrelerde, bir centil
mene verilecek eitime hi uygun dmeyen mesle
ki ve biraz da baya bir faaliyet olarak dam galan
maya devam etti. Hatta, bilim m fredatta eit yer
bulabilmek iin btn dzeylerde mcadele etmek
zorunda kald, zellikle uygulamal bilimler hem
eitim hem de sanayi dnyasnda ikincil bir faali
yet olarak grlmeyi srdrd (belki de hl sr
dryor).4 On dokuzuncu yzylda bilimsel eiti
min taraftarlar ile edebi eitimin taraftarlar ara
snda yapdan ve Snow ile onun edebiyat eletir
menleri saflarndaki ba hasm F. R. Leavis arasn
daki tartmay ksmen nceleyen kanon hesapla

4. Eric Ashby, Technology and the Academics: An Essay on Techno


logy and the Universities (Londra, 1958), zellikle 2. ve 3. blmler.
Snow aada 117. sayfada bu almay onaylayarak zikreder.

9
masnn da* Cambridgede verilen bir Rede Konfe
ran sy la balam olmas ho bir tesadftr.
On dokuzuncu yzyl sonlarnda bilimin en gr
kemli ve en dobra taraftan, Kraliyet Madencilik
Okulunda profesrlk yapm ve Londrada sonra
dan imparatorluk Koleji haline gelecek olan bilim
sel retim kurumunun kurulmasnda nc rol oy
nam olan sekin doa bilimci ve anatomist T. H.
Huxley idi. malat ve ticaret alannda meslek edin
mek isteyenlere bilimsel bir eitim vermek amacy
la, ngiltere'deki sanayi blgesinin kalbi olan Bir
minghamda kurulan M ason Collegem 1880deki
al dolaysyla bir konuma yapan Huxley, gele
neksel klasik eitiminin savunucularna meydan
okuyordu. Bilim, diyordu Huxley, kltrn bir
parasn oluturur ve hem sk bir zihin eitimi su
nar hem de ulusun refahna vazgeilmez bir katk
da bulunur. Sonraki yzylda iyice aina olacamz
bir tnyla, geleneksel klasik mfredatn savunucu
larnn bilimsel eitim taleplerine gsterdii direnci
hem haksz hem de basiretsiz buluyordu.5
Huxleynin konumas, klasik eitimin savunucu
larnn ba kltr havarimizm yazlaryla, yani

** Latinceden gelen bir terim olan canon, lt, kural, yasa anla
mna gelir. Dolaysyla, buradaki kanon hesaplamas" tabiri, eitim
sisteminde mfredat dzenlenirken klasik eitim anlaynn m, yok
sa uygulamal bilimlere arlk veren modern anlayn m lt kabul
edilmesi gerektii sorusu etrafnda ortaya kan srtmelere gnder
me yapmaktadr. (-n.)
5. T.H. Huxley, Science and Culture (1880), tekrar basm Huxley,
Science and Education: Essays (Londra, 1893), s. 134-59.

10
Matthew Amoldn yazlaryla rehavete kaplmalary
la tatl tatl dalga geiyordu. Amold o gnlerde Vik-
toyen ngilteredeki en nde gelen edebiyat adamy
d, ama Okul Mfettii olarak alyordu, bu yzden
de eitim sorunlar hakknda ifte bir otoriteyle ko
nutuu dnlyordu. Amold, sonradan Snowun
da kaca Senato Salonuna 1882 ylnn Rede Kon
feransn vermeye ktnda, konusunu Edebiyat ve
Bilim olarak belirlemiti ve ak ak Huxleynin ko
numasnda gndeme getirdii itiraza yant veriyor
du. Bavurduu taktik esasen, Huxleynin bilim eiti
miyle edebiyat eitimi arasnda kurduu keskin kar
tl tamamen ortadan kaldracak ekilde terimleri
yeniden tanmlamakt. Edebiyat kategorisinin, yal
nzca belles-lettresi* deil, Newton'm Principia s ve
Danvinin Trlerin Kkeni dahil byk klasiklerin
tmn de iermesi gerektiinde srar ediyordu. Ke
za, Huxleynin bilimi ngilizcedeki dar anlamyla k
stladn ileri sryordu; dillerin ve tarihin incelen
mesi sistematik bilginin, yani W issen schaffn** par-

* Edebiyat eletirisi, felsefi yaptlar, genelde insan bilimleri, (.n.)


** Almanca Wissenschaft szc, doa bilimleri ile insan bilimleri
arasnda yaplan ayrm silen bir szcktr, tm sistematik bilgi biim
lerine gnderme yapar. Ama bu ayrma kar kmak iin 1882 ylnda
Wissenschaft szcne bavuran Arnold, bu tartmann ok daha
nce 1800 yl civarnda patlak veren bir kavgann, Almanyadaki
Methodenstreit m bir cephesini sunarken bir para anokranik duruma
dmektedir. nk 1882 yl civarnda Almanya'da Wis$enschaft
szc, uzmanlk dallarnda yaplan aratrmalardan, bilhassa uygu
lamal bilimlerdeki uzmanlk dallarnda yaplan aratrmalardan elde
edilen bilgiye gnderme yapmaya balam ve dolaysyla 1800 yl
civarnda barndrd anlam, yani teorik igry ve Bildung u (ir
fan) kapsayan anlam kaybolmaya yz tutmutu, (.n.)

11
as olabilirdi. Amold bylece, edebiyatla bilimin bir
birinden o kadar da farkl olmad ve drt ba ma
mur bir eitimde yer almay ikisinin de hak ettii gibi
barl bir karmda bulunmay kolaylatrm olu
yordu. Ama bu uzla gsterisini sergilerken Amold
aslnda Huxleynin bilimsel eitimi yceltip klasik
eitimi aalamasna amanszca direniyordu. nce
likle de, bir doa bilimi retiminin pratik adan fay
dal bir uzman yetitirebilse bile eitimli bir insan
yetitiremeyeceinde srar ediyordu: Bunun iin, ede
biyat, zellikle de antik dnem edebiyat hl vazge
ilmez bir nem tayordu.6
Bu tartma sonradan Snow ile Leavis arasnda
kacak atmann habercisi olmakla kalmyor,
toplumsal ve kurumsal zppeliklerin bu konu etra
fnda nasl kmeletiini de simgeletiriyordu. ki
adam iyi arkada olmalarna ramen, farkl dnya
lar temsil ediyorlard. Huxleynin toplumsal k
kenleri grece daha mtevazyd; niversite stat
snde olmayan bir meslek kurumunda ders veri
yordu; ticari ynelimli bir kolejin alnda konu
mutu; ve Yksek Viktoyen kltr alannda b
yk kiisel baarlar kazanm olmasna ramen,
yine de geleneksel ayrcalk ve iktidar merkezleri
nin dnda kalan bir sesti onunki. Oysa Rugbynin
en nl zel okul mdrnn olu olan Arnold,

6. Matthew Arnold, Literatre and Science (1882), tekrar basm


R.H. Sper (y.h.), The Compiete Prose Works o f M.atthew Arnold
iinde, c. x (Ann Arbor, 1974), s. 52-73.

12
klasik edebiyat ve Avrupa edebiyatlar alannda ra
hata dolayor ve asilzadelere zg bir edebi s
lupla yazyordu; iir Profesrl yaparken cazi
besini dillere destan bir biimde vd Oxfordun
cisimlemi hali diye grlmeye balamt. Britan
y a nn kltr tarihinde son kez olmamak zere,
ulusun eitim sisteminde bilimlerin ve edebiyatn
tutmas gereken yere dair sorular, kurumsal stat
ve toplumsal snfla ilgili elle tutulmaz am a gerilim
ykl meselelerle ayrlmaz bir biimde i ie ge
mi grnyordu. Bu kalc toplumsal tutumlarn
hem Snow un sonradan yapaca analizi hem de
ona Britanya iinde verilen tepkileri ekillendirmi
olduu ileri srlebilir.7
Huxley ile Arnoldn (dikkate deer lde dos
tane) tartmalarndan beri eitimin yaps epeyce
deimi olsa da, akademik uzmanlama ve yol a
t sonular sorunu, Ingilterede belirgin ve belki
de zellikle keskin bir biime brnmeyi srdrd.
Bu lkede hem lise eitiminin son aam alar hem
de btn niversite lisans eitimi, benzer btn l
kelerden daha uzmanlamtr. Snowun konuma
sn yapt tarihte, bu model ar bir biime b
rnmt: Akademik adan yetenekli ocuklarn,
daha on drt yandan balayarak btnyle fen
konular y a da edebiyat konular zerinde youn
lam aya balamalar, on alt ile on sekiz y a arasn

7. Hilay Rose and Steven Rose, Science in Society (Londra,


1969)daki tarihsel taramaya bkz.

13
da bu konulardan yalnzca zerinde almala
r ve sonra d a niversitedeyken yalnzca biri ze
rinde younlamalar yaygn bir uygulamayd. Son
yirmi otuz yldr, hem lisede hem de niversitede
daha geni y a da daha karma bir konu seimine im
kn vermek iin baz giriimlerde bulunuldu, ama
Ingilteredeki durum, sadece A B D deki modelle
deil, dier Avrupa lkelerindeki modelle de arp
c bir kartlk iindedir hl; sz konusu lkelerin
farkl kltrel tutumlardan oluan bir miras dev
ralm olmalar ve farkl eitim dzenlemeleri, "iki
kltr temasna farkl bir tn kazandrmtr. r
nein Fransada, balca bilimsel grandes eco-
lesn bazlarnda okumu olmak ile ulusal yneti
min ve kamusal hayatn st kademelerinde ie gir
mek arasnda sk bir ba olumutur: Birok k
demli devlet memuru, sermayedar ve sanayici son
derece prestijli Ecole Polytechniqueden mezun ol
mu, mhendislik dersleri almtr. Farkl bir d
zeyde, Almanyadaki Technische Hochschulenin
yksek itibar, mesleki ynelimli bilim eitimine,
Britanyad a herhangi bir zaman diliminde oldu
undan ok daha salam bir toplumsal mertebe ka
zandrm, sanayi ve ticaret alannda etkileyici tek
nik niteliklere sahip bir ynetici kadrosu olumas
na yardmc olmutur. Bu lkelerde "iki kltr te
masnn uyandrd yank, bu farkl kltrel gele
nekler nedeniyle kanlmaz olarak farkl olmutur.
Ama bu sorun artk belli bir zerk varolu kazan

1A
maya balam olmasna ramen, u anda onunla
karlam a biimimiz hl hem Snowun kendi
kayglarnn hem de dolaysz ifadesini bulduu tar
tmann izlerini tamaktadr; bu yzden bu tarih
sel koullar biraz daha ayrntl olarak tekrar ele
almak faydal olabilir.

Sn ow 'u n h a y a t
William Edward Snow ile Ada Sophia (evlen
meden nceki soyadyla) Robinsonn drt olun
dan kincisi olan Charles Percy Snow, Ingilterenin
gbeindeki Leicesterda 15 Ekim 1905de dodu.8
Snow erkeklerinin tarihi, modern sanayi Ingiltere-
sinin geliimindeki balca aam alarn yanstr.
Dedesinin babas John Snow, Devon'un krsal
blgelerinde 1801de domutu ve tm hayat bo
yunca okuma yazm a bilmedii belirtilmesine ra
men, ilk Sanayi Devriminin bir paras olarak Bir
minghama g edip motor tamircilii yapmt.
D ede William H em y Snow karakteristik bir Vik-
toryen simayd, kendi kendini eitmi ve Leicester
tramvaylarnn ba mhendisi olarak, atla ekilen
tramvaylarn yerine elektrikli tramvaylarn geiini
denetlemi radikal, aykr bir kiilikti. 1916y a ka
dar yaam ve torunlarnn gznde, kendi bana
ayakta durmann ve bir kahramanlk ann gl
erdemlerinin ete kemie brnm halini temsil et-

8. En ayrntl biyografik malumat kayna u kitaptr: Philip Snow,


Stranger and Brother: A Portrait o f C.P. Snow (Londra, 1982).

15
miti (Charles yaz ve konumalarnda birka kez
ondan hayranlkla bahsetmitir). B ab a William
Edw ard Snow un gl bir mzik sevgisi vard:
Sem t kilisesinin orgusuydu, Kraliyet Orgular
K olejine ye olmutu ve bundan ok gurur duyu
yordu. Ama mzikle hayatm kazanamazd: Haya
tn kazanmak iin Leicesterdaki bir ayakkab fab
rikasnda ktip olarak alyordu. Ingiliz snf kim
liklerinin h assas derecelendirmelerine gre, Snow
ailesi szde soylu alt-orta snf ile gbela saygnlk
kazanm st-ii snf arasndaki can alc ayrmn
doru tarafnda bulunuyordu. M ali olarak, iinde
bulunduklar skntl ve nazik durumun, civardaki
kendilerinden biraz daha aa konumda olan, te
rasl evlerde oturan duvarc ustalarnn, depo ii
lerinin, atei ustalarnn ailelerinin durumlarndan
pek bir fark yoktu. Ama Snowlarn evi, etrafnda
kilerden biraz ayryd; baba salonda piyano dersle
ri veriyor, evin oullar semtteki devlet okuluna de
il, kk bir zel okula gidiyordu. Snow hayat
boyunca toplumsal snf meselelerini ok dikkate
alacakt; yazlarna d a damgasn vuracak olan bir
takntyd bu.
Charles Snow (1950'de romanc Pamela H ans-
ford Johnsonla evlenene kadar ailesi ona Percy di
yordu) zeki, kitabi olan ocuklarnn klasik yolu
nu izledi, am a onlarn toplumsal avantajlarna sa
hip deildi: Semtlerindeki halk ktphanesi onu
daha geni bir yaratclk dnyasna balayan bir

16
cankurtaran halatyd ve on bir yandan itibaren
dnsel, kltrel ve sportif zlemlerini, on seki
zinci yzylda kurulmu mtevaz bir ortaokul
olan, Leicester'daki Alderman Newtons School
tevik etmiti. Alderman Nevvtons nemli bir okul
deildi, Snowun zamannda kimse bu okulu bitir
dikten sonra dorudan niversiteye gemeyi b aa
ramamt. Okulun asl gl olduu alan fendi, ge
leneksel olarak daha prestijli olan klasikler ve ede
biyat deil; Snow da almalarn bu alan zerinde
younlatrd. ne kmay baardysa da, trman
d eitim m erdiveninde h l gedikler vard:
1923'te girdii Bilim Ara Snav'ndan baaryla
gemi olmasna ramen, yksek renim grme
den nce iki yl beklemek zorunda kald ve bu d
nemde okulda laboratuvar asistan olarak alarak
biraz p ara kazand ve zihnini geni bir alanda, zel
likle de on dokuzuncu yzyl Avrupa roman ala
nnda birok kitap okuyarak besledi. 1925de, o s
ralarda yalnzca Londra Universitesinin harici
diplomalarn vermesine izin verilen taradaki o
kk yksek eitim merkezlerinden biri olan, y a
knlardaki Leicester Universiiy Collegen yeni a
lan Kimya ve Fizik blmlerine kaydoldu. Snow
Kimya alannda 1927'de lisans, 1928de de lisans
st eitimi ald. Son derece hrsl bir genti, son
ylnda yle ok alt ki, fiziksel olarak kmenin
eiine geldi. Ama daha geni dnyaya tayin edici
adm atmak iin ihtiyac olan baary salad ve

17
1928 Ekiminde Cambridgedeki Christs Collegee
doktora rencisi olarak girmesine imkn veren bir
burs kazand.
Snow, o zamanlar dnya apnda nl olan ve
Lord Rutherford tarafndan ynetilen Cavendish
Laboratuvarnda kzlalt spektroskopi alannda
aratrm alara balad. Aratrmas baarl oldu ve
1930da, yirmi be yandayken Christs Colle-
ge'de retim yesi oldu ve bu konumu 1945e k a
dar srdrd. Balangta, aratrm ac bir bilim
adam olarak baarl bir kariyer yapacakm gibi
grnyordu, am a 1932de hayatna yeni bir yn
veren bir aksilik yaad. Snow ve bir alm a ark a
da yapay yntemlerle nasl A vitamini retilece
ini kefetmi olduklarna inanyorlard. Bu kefin
muazzam bir teorik ve pratik nemi olacak gibiydi
ve olayn N ature dergisinde duyurulmasnn ar
dndan Royal Societynin Bakan ulusal basm a
bulgularn ok nemli olduunu bildirdi. Ama ne
yazk ki, yaptklar hesap hatalyd, keiflerini
kamuoyunda epey bir alkant yaratarak geri ek
mek zorunda kaldlar ve sonralar kardeinin diye
cei gibi, Herkesin nne bu ekilde ktktan
sonra yaad travma, Charlesn bilimsel aratr
may bir daha geri dnmemecesine brakmasna
neden oldu.9 Snow un mektepli bir bilim adam
olmas, sonralar iki kltr" sorununu ele alrken
yasland otorite iin ok nemliydi, ama, bilimsel
9. Snow, Stranger and Brother, s. 35.

18
kltrn bu kendisinden baka kimsenin tayin et
medii savunucusundan rahatsz olan baz bilim
adamlarnn belirtecei gibi, yeterlilik belgesi bi
raz zayft aslnda. Rede konferansn vermeye gel
dii srada, ilk elden bilimsel aratrm a yapmayal
yirmi yldan fazla bir zaman gemiti ve bir bilim
adam olarak kaydettii baar da, en iyi ifadeyle,
derme atmayd.
Snow un kendisine alternatif bir kariyer izme
sinde iki gelime rol oynad. 1932de D eath Under
Sail adl bir dedektiflik hikyesi, iki yl sonra da
gen bir bilim adamn konu alan bir roman olan
T he S ea rch yaymlad. Bu ilk giriimleri olumlu
tepkiler ald ve kendisini ciddi bir yazar olarak gr
meye tevik etti; 1935 yl balarnda birbiriyle b a
lantl bir roman dizisi tasarlad ve 1940 ile 1970
arasnda yaymlanan bu romanlar "Strangers and
B roth ers dizisinin on bir cildini oluturdu.
Snow un sonraki n ve kamusal itibarnn, ok sa
tan ve birka dile evrilen bu romanlara dayand
na phe yok. Ama kariyerindeki daha byk ks
metin kayna ikinci Dnya S avann kmasyd.
Snow, savata bilgilerinden yararlanlabilecek do
a bilimcilerinin ie alnp kullanlmalarndan so
rumlu olduu bir geici devlet hizmetine alnd. Bu
onun idari yeteneklerini gsterm esini salad,
nemli insanlarla balantlar kurmasna yardmc
oldu ve iktidarn uygulann ieriden grme iste
ini giderdi. 1945de Cambridgee dnmemeye ka~

19
rar verdi, onun yerine edebiyat kitaplar yazmay
srdrmesini salayan iki yarm-gnlk ie girdi:
Devlet kadrolarnda, esasen bilimsel atamalarla
uraan bir ubenin mdr oldu; zel sektrde de
byk lde danmanlk mevkni igal etti, en
sonunda da ngiliz Elektrik irketinin mdr ol
du. Romanlarnn kazand baar sayesinde, en
sonunda bu ileri brakma imknn buldu; kamu
sal bir sima, tartma yaratan konferans ve alim
sfatyla srdrd nc kariyerine balam as
n salayan ey de, 1959da resmi grevlerinin ze
rinde yaratt kstlamalardan kurtulmu olmasy
d. Rede konferans, onun bu yeni rolle verdii sy
levlerin ilki ve geriye bakldnda, en nlsyd.
1960lar Snow un nnn zirveye ulat yllar
d. Romanlar ve oyunlar hakknda kitaplar yazl
yordu: On yl iinde yirmi onursal paye ald ve en
nemlisi, en byk nnn kayna olan iki kl
tr fikri, ufak apl bir yorum ve tartma sanayi
inin temeli haline geldi. (Neredeyse btn onur p a
yelerini yabanc niversitelerden alm olmas ve
syledikleri ngilterede aslnda heyecanla kar
lanm olsa bile yine de phecilik ve hatta aala
ma oklarna maruz kalmken, baka lkelerde bu
oklardan kurtulmu olmas dikkate deerdi.) i
Partisinin 1964 Ekiminde seimi kazanmasnn ar
dndan, Harold W ilsonn, yeni kurulan Teknoloji
Bakanlnda mstear olma ve yaam boyu soylu
luk nvann alarak Lordlar Kamaras'nda hk

20
metin teknoloji konusundaki szcs olma nerisi
ni kabul etti. 1966 N isannda bakanlktaki grevin
den istifa etti, am a bu tarihten sonra hem edebi
hem de edebiyat d rn verme konusundaki do
urganln srdrd, hatta artrd ve konferans,
danman ve kamusal bilge sfatyla dnyay geze
rek bar, yoksulluk ve kalknma hakkmdaki fikir
lerini anlatt. 1 Temmuz 1980de ld.

k i k lt r" fikrinin g eliim i


ki Kltr ve Bilimsel Devrimin etrafnda y a
plan tartm ada su stne kan sorunlarn ou
bugn artk 1950lerin sonlar ile 1960larn bala
rna ait sorunlarm gibi grnyor. Ama konfe
ranstaki savn znn ve konferansn tnsnn,
Snow un kariyerinin en balarndan kaynakland
ve Snowun 1930larda biimlenip tamamlanm
olan dnsel geliiminin zelliklerini artc l
de yanstt sylenebilir. Snow kendisi, iki sava
arasndaki dneme, zellikle de 1930larn Camb-
ridgeine her zaman zgn bilimsel aratrmalarn
Altn a olarak bakm ve aka, o yllarda, J .
D. Bernal ve P. M. S. Blackett gibi ilerici bilim
adamlar ve radikal bilim szcleri arasnda zel
likle gl olan belli bir kltrel bilim anlayn
zmsemiti. Snow bilimi, geleneksel elitlerin yan
l yneterek ekonomik skntya ve ikinci bir yk
c savan eiine srkledikleri bir dnyadaki b
yk umut olarak gryordu. Ayrca, bilimi, salt y e

21
tenein toplumsal dezavantajlar aarak gerek
dln alabildii tek gerek meritokrasi olarak da
gryordu. Gen Snow, daha dar anlamda, edebi
entelektellere, zellikle onlarn zppece ve nos
taljik toplumsal tavrlarna kar, hibir zaman s
tnden atam ayaca bir antipati gelitirmiti.
Snow'un, bir nceki kuakta edebiyat alannda
bilimin en nde gelen savunucusu olan H.G.
W ellsle karlatrlmasnn nedenlerinden biri de,
ynetimin bilim adamlarndan oluan bir elitin eli
ne gem esini ister gibi grnmesidir. Aslnda,
Snow un genlik yllarnda W ellse duyduu hay
ranlk, iki kltr tartmasnn dinamiklerini an
lamay salayacak bir anahtar sunar. Bunun gayet
aklayc bir kant, W ellsm E xperim ent in A uto-
biography adl kitab hakknda Snow un yazd,
1934'te The Cam bridge R eview de kan tantm
yazsdr. Snow bu yazda W ellse byk bir y a
zar ve dikkate deer bir insan olduu iin hay
ran olduunu, onun planl bir dnya arzusu na
sempati duyduunu aka belirtmi; ayrca Camb
ridgede, zellikle de edebiyat eletirmenleri ara
snda yaygn olan W ellsi hor grme tavrndan ra
hatsz olduuna da iaret etmiti. Bu tavrn ks
men, W ellsin byk yazarlar arasnda nostaljiye
en az kaplan y azar olmasna balamtr (Wells
zeksn byk lde gelecek iin planlar yap
makta kullanmtr). Bu yaz sonradan doal ma-
kine-krclar olarak edebi entelektellere ynelte

22
cei saldrnn tohumlarn d a iinde barndrr.
Snow bu tr tavrlar hor grdn vurgulam
tr: Eer sanat faydasz, mitsiz ve nostaljik ka
jestlerinden baka bir ey deilse, o zaman Wells
gelmi gemi btn yazarlar arasnda en az sanat
olandr.10
Aslnda, W ellse ynelik bu farkl tepkiler, otuz
yl sonra kacak tartmann bir provas, Cambrid-
ge edebiyat evrelerindeki hor grc tutum kar
snda Snowun hissettii rahatszlktan da daha do
laysz bir provas niteliindeydi. Zira, Scrutiny
dergisinin 1932de kan dah a ilk saysnda,
Wells'in en son kitab The Work, Wealth, and
H appin ess o f M an kin d hakknda tantm yazs y a
zan kii F.R. Leavis'den bakas deildi. Leavis,
W ells karsnda dm anca bir tavr taknmann da
tesinde, dikkate almaya demezmi gibi bir tutum
benimsemiti. Aslnda, o gn iin W ellsin hakkn
da yaz yazmaya deip demediinden bile emin
deildi; sonradan Snow a yapaca saldry esra
rengiz biimde hatrlatan tabirler kullanarak,
W ellsin bir rnek vaka, bir tip, tatsz bir eylerin
habercisi olarak tartlmas gerektiini ileri sr
yor, sadece bu adan nemli olduunu sylyor
du. Leavis ayrca, insann iyiliine ilikin teknokra-
tik bir bak asnn snrlar hakknda tutturaca
10. C.P. Snow, "H.G. Wells and Ourselves, The Cambridge Re\'iew,
56 (19 Ekim ve 30 Kasm 1934), 27-8, 148. Snow ok sonralar u ki
tabnda da Wells'e ilikin olumlu bir deerlendirme yazacakt: Variety
o f M en (Londra, 1967').

23
nakaratn da provasn yapyordu: Makinenin ve
rimlilii nihai deer haline geliyor; bu da bize, da
ha engin ve mreffeh bir insan hayatndan ok
farkl bir eymi gibi grnyor." Leavis, derginin
ayn saysnda kan Edebi Zihniyet adl yazsn
da da Amerikal kltr yorumcusu M ax Eastman'
param para ediyordu; bu yazdaki en ar sulama
larndan biri uydu: st kapal olarak, [bilimin]
btn sorunlarmz zeceine inanyor. Ksacas,
hl H.G. W ells anda yayor.12
Snowun W ells hakkndaki yazs ise, Snowun
sadece muhalefetin (o sralarda hl tartmal ve
"klasiklemi olmaktan ok uzak bir yazar olan)
T.S. Eliotu W ellsin zerinde bir yere yerletirme
sinden sz ederken deil, ayn zamanda alayc bir
tavrla niversite rencilerine, on dokuzuncu
yzyl mazur gsteren tek eyin Gerard M anley
Hopkins olduu retilebilir derken de kastettii
kiinin Cambridge eletirmenlerinden Leavis oldu
u yolunda kesin kantlar ierir. Leavis, Eliotun
akademi evrelerindeki ilk savunucularndan biri
olduu gibi, srekli olarak rencilerine "doru
edebi yarglar alam aya kalkmakla da sulanmt
ve Hopkins, Leavisin 1932de kan M ew Bearings
in English P o etry kitabnda olumlu biimde ve
uzun uzadya ele alnan tek on dokuzuncu yzyl
yazaryd. Kamuya mal olmu kiilerin yarnn so

11. F.R. Leavis, "Babbitt Buys the Worl<i", Scrut'ny, 1 (1932), 80, 82.
12. F.R. Leavis, "The Literay Mind, Scrutiny, 1 (1932), 30.

24
runlarm ounlukla gemie ait tavrlarla ele al
malar anllr bir eydir, am a her zaman gelecee
bakmakla ve gelecei hcrelerinde tayanlarn
szcs olmakla vnen Snow un son dnem d
ncelerinin, 1930larda Cam bridgede yaanan
husumetler tarafndan bu lde biimlendirilmi
olduunu grmek zellikle arpc oluyor.
Snow un bilimin kltrel rol ve siyasi etkisine
ynelik ilgisi, hem romanlarnda hem de 1940lar
ve 1950lerdeki resmi almalarnda srekli su y
zne kmtr, am a iki kltr fikrini kamunun
dikkatine ilk kez, 1956 Ekiminde N e w S ta tes-
man d a yaymlanan ayn adl ksa yazsyla sun
mutur (bu yazdaki birok cmle Rede konferan
snda byk lde deitirilmeden kullanlacak
t). Btn bu fikre byk lde, belli bir "edebi
entelekteller" anlayna duyduu dmanln
can verdii, bu yazda, sonraki geniletilmi versi
yondan ok daha ak olarak grlmektedir.13
phesiz esasen edebi bir nitelik sergileyen gele
neksel kltr, gc hzla tkenen bir devlet gibi
davranyor -sallantdaki itibar sayesinde ayakta
duruyor, Bizans entrikalarna ok fazla enerji har
cyor, ara sra aslnda gc yetmedii halde saldr
gan kendini beenme nbetlerine kaplp couyor,
onu kanlmaz olarak yeniden biimlemesi gere-
13. Anlalan Snow entelektellere daha genel bir dmanlk besl3ror-
mu: Doru drst askerleri kaytsz entelektellere tercih ettiini
syler. Ona gre akll bir insan bir entelektele her zaman yedir."
Snow, Stranger and Brother, s. 143.

25
ken glere ak bir hayal gc gsteremeyecek
kadar savunm ada kalyor. Snowun duyduu d
manln dier ynleri ancak ima yoluyla ortaya
kar: Bilimsel kltrn tns, ona gre, her zaman
heterosekseldir; edebi kltrn tersine kaam a
a, kvrtmaya rastlanmaz burada.14
ki kltr tezinin bu ilk versiyonundaki aydn-
latcln iki zellii daha vardr. Birincisi, konu
nun daha sonralar ounlukla tartld balamn
tam tersine, Snow un burada eitim dzenlemeleri
nin yaps ve ieriiyle ilgilenmemesi kayda deer
dir; aratrmac bilim adamlarnn ve yazarlarn
grup olarak zelliklerinden bahsetmekte ve arala
rnda olduunu syledii mesafeyi azaltmak iin
pratik hibir neride bulunmamaktadr. kincisi,
Rede konferansnn ve Snowun bu nl konfe
ransta aslen ne yapmak istedii hakknda sonra
dan dile getirdii dncelerin tersine, 1956 tarihli
yaz, zengin ve yoksul lkeler arasndaki ilikiler
sorununu ve teknolojinin uygulanmas konusunda
bilimsel bilgiden yoksun siyaseti ve yneticiler ta
rafndan alnan kararlarn dourduu sorunlar
gndeme getirmez. Bu yazdaki balca tema, bir
grup olarak bilim adamlarnn, edebi entelektel-
lerden ahlken daha salkl olduklar inancn
iler. Ona gre, bilim adamlar doalar gerei in
sanln ortak refah ve gelecei ile ilgilenirler. Ge-

14. C. P. Snow, "The Two Cultures, Ne w Statesman (6 Ekim 1956),


413.

26
leneksel kltr"le bilim arasndaki kartlk, rnek
lerin olaan d lde tarafl bir biimde seilme
siyle kurulur: Kleliin yolunda gitmeyen tek ta
rafnn yeterince klelik olmamas olduunu syle
yen Bykeli Pobedonostseve yaclk yapan
Dostoyevski; 1914deki avant-garde'n siyasi yoz
luu ve bunu Faistler iin radyodan propaganda
yapm aya kadar vardran Ezra Pound; bakalarnn
ac ekmesinin erdeminden dem vuran M arshala
dindarlk taslayarak katlan Claudel; Zencileri
farkl bir tr gibi ele almasna duygusal nedenler
gsteren Faulkner. Bu tr ihanetler, yazarlarn bi
reysel hayatn trajik doasna ilikin alglarnn, in
san kardelerinin ihtiyalarn bulanklatrmasma
izin verme eilimlerinden kaynaklanyordu. Bi
limsel kltr, bozgun, kendine gmlmlk ve
ahlki kibirin oluturduu bu tavrdan neredeyse
btnyle muaftr. ki kltrn bu ilk versiyo
nunun temel mesaj udur: Bilimsel kltrn bize
sunabilecei en byk zenginleme... ahlki zen
ginlemedir.15
ki yl sonra, grnte Rutherford an ele
alan bir yazda, Snow bu temalar tekrar dile getir
mitir (ve yine dncesindeki temel kategorilerin
ne lde iki sava aras dnemde kklendiini

15. A.g.y., 414. Snow bilimsel aratrmann bnyesi gerei ahlki bir
doas olduu anlayn, 1960'da Amerikan Bilimi Gelitirme Derne-
i'nde yapt, ilk kez 1961'de Science dergisinde, sonra da Public Af-
fairs (Londra, 1971) adl kitabnda yaymlanan Bilimin Ahlki Taraf
girlii balkl konumasnda daha ayrntl olarak gelitirmitir.

27
gstermitir). Ayn kartlklar tekrarlanr: Bir
yanda Rutherford ve Blackett ile br yanda, me
sela Wydham Lewis ve Ezra Pound arasnda, han
gileri insan kardelerinin tarafn tutm aktadr? Bu
edebi ahsiyetler gericiydi, Faizmle mulak iliki
leri vard ve anti-Semitizmle lekelenmilerdi; oysa
ister muhafazakr olsun, ister radikal, btn bilim
adamlar gibi Rutherford da, neredeyse bunun ne
anlama geldiini dnmeksizin, gelecei hcrele
rinde tayordu.16 Rede konferansnn en artc
y a da kkrtc baz ynlerinin kkenleri bu ilk tas
laklarda bariz biimde grnmektedir; bu yazlar
her eyden nce sz konusu konferansta edebi en
telekteller" konusunda sunulan -hem de o sralar
da daha ok bir romanc olarak tannan bir adam
tarafndan sunulan- ktleyici portreyi daha iyi an
lamamza yardmc olur: Snow'un konferans hak
knda, edebiyata kar ar dm anca bir konuma
yerletiini sylemekten baka bir yorum yapla-
tt 17
maz.
ki Kltr ve Bilimsel Devrimi okurken aklda
tutulmas gereken son nokta ise, ait olduu trle il
gilidir. Bir konferans her eyden nce bir vesiledir,

16. C. P. Snow, The Age of Rutherford, Atlantic Nlonthly, 102


(1958), 79, 80.
17. Lionel Trilling, The Leavis-Snow Controversy, yeniden basm
Trilling, Beyond Culture: Essays on Literatre and Learning (New
York, 1965), s. 152. Bu deneme ilk kez A Comment on the Leavis-
Snow Controversy adyla Commentay (1962)'de, daha sonra da
University QuarterJy, 17 (1962), 9-32de yaymlanmtr; Snow bu ya
zy aada 52. dipnotta alntlar, ama tarihini 1959 olarak verir.

28
szcn iki anlamyla bir vesile: hem toplumsal
bir olay hem de bir frsattr. Konferans davet edil
mitir: Konumaya yetkilidir. (M odern kltrdeki
belli bal tartmalarn kann kkenlerinin bir tr
konferansta yattn aratrmak ilgin olurdu.)
Konferansn yaymlanan biimi bir deneme uzunlu
unda olsa bile, onunla deneme olarak yazlan bir
yaz arasnda nemli bir ton ve niyet fark vardr.
Konferans, klasik denemeye damgasn vuran iten,
dnceli ve bazen neredeyse kaprisli tny hibir
zaman yakalayamaz. Konferans dnceler bildir
me kipinde, daha keskin y a da tartmac bir tavr
la sunulur; en iyi konferanslar dinleyicilerle kur
duklar dankl dve benzer ilikiden yararlan-
salar bile, biimleri bnye gerei pedagojiktir (
retmen krssnden anlamna gelen e x cathedra
tabirinin "otoriteye dayal konuma ile eanlaml
hale gelmi olmas bouna deildir). Bu, Snowun
houna giden bir tondu. Snow un yazsnda grlen
biem, bir otorite iddiasn maskelemek iin srekli
olarak tevazu mecazlarndan yararlanr: Yazsnda
aktarmad kantlar lp tartm, meseleyi yanl
anlatmann douraca ciddi sorunlar bilen ama
konulan doru bir ekilde anlatma konusunda ba
kalarndan daha avantajl bir kii edasyla yazar.
Bu yzden, Snow un metnini okurken, kkenle
rini hatrlamamz ve onun sistematik bir dnr
olmad gibi, baz alardan, zellikle analitik bir
yazar olmadn kabul etmemiz gerekir. Onun ter

29
cih ettii zemin, Byk Fikir zeminidir: O byk
fikri yakalam, epey sra d bir yne evirmi,
ok farkl alanlardan alnan birka olgu ve anek
dotla rnekler vermi ve anlalr, gl bir slup
la tekrar etmitir. Snow un n arttka, fikir daha
byk, olgular daha az ve slup daha gl olma
eilimine girmitir.18 Snow her eyden nce syle
diklerine dikkati ekmeyi amalamt. Bu ltle
deerlendirildiinde, Rede konferansnn baarl
olduu tartma gtrmez.

T ep k ile r v e tartm alar


ki kltr kavram Snow un ilk dile getiriin
den sonra, u y a d a bu biimde srekli yorumlan
m olsa da, doal olarak en youn ve en aklayc
tepkiler tartmann ilk dneminde ortaya kanlar
dr. zellikle bir olay ne kmaktadr: F.R. Le
avisin 1962de Snow a ve konferansna ynelttii
iddetli saldrnn etrafnda kopan grlt. Bu g
rlt insann mutluluu konusunda nasl dn
mek gerektiine ilikin taban tabana zt iki anlay
n atmasn ieriyordu ve ksmen de olsa bu tr
gl hislerin (ve ar szlerin) alenen ifade edil
mesine yol am olduu iin, o zamandan beri tam
da Snow un saptam aya alt blnmln
simgesi olarak kabul edildi.

18. Bu durum en ok, Snowun 1968de yapt bir konumann metni


olan Kuatma Durumu' gibi, Public Affairs de toplanm son dnem
yazlarnda grlr.

30
Rede konferansnn metni Ezcounter da, H azi
ran ve Temmuz 1959da iki blm halinde yaym
land; ayrca Austos saysnda ilk gelen tepkiler
den oluan kk bir sempozyuma y er verilmi
ti.19 Bu tepkiler ok byk lde olumluydu ve
Snow kltrler arasndaki blnmeyi parlak bir
biimde tasvir ettii iin vlyordu.20 (Tarihi
J.H . Plumb bir ekince koyarak, Snow un bah
settii gerilimleri, 1910 ile 1950 arasndaki yllar
da hakimiyeti ellerinde tutmu olan, byk l
de st-orta snfa mensup edebi elitin yerine yeni
bir snf olarak bilim adamlarnn gem eye b ala
d daha kapsam l bir toplumsal gelimenin bir
paras olarak grmeyi tercih ediyordu.) stelik;
fikirleri sorulan kiilerin ou, aktan aa y a da
st kapal olarak, en acil sorunun bilimin stat
sn ykseltmek ve bilim adam olmayanlarn bi
limsel bilgisini artrmak olduuna inanyorlard.
D aha genel olarak, konferansn yaymlanm bii-
19. C.P. Snow, The Two Cultures and the Scientific Revolution", En-
counter, 12 (Haziran 1959), 17-24; 13 (Temmuz 1959), 22-7. '"The
Two Cultures': a Discussion of C.P. Snow's Views, 13 (Austos
1959), 67-73; bu tartmaya Walter Ailen,' Bernard Lovell, J.H.
Plumb, David Riesman, Bertrand Russell, John Cockcroft ve Micha-
el Ayrton katlmlard.
20. O tarihte 87 yanda olan Bertrand Russell, gnderdii ksa notta,
kltrler arasndaki blnmln olduka yakn bir gemite bala
m olduunu iddia ediyordu. Russell bu iddiay unlar syleyerek
desteklemeye alyordu: "otomatik dokuma tezghn icat eden
Cartvvright bykbabama zel dersler veriyordu ve ona Horatiusun
iirlerini yorumlamay retmiti; ama Russell unlar ekleyince, ver
dii rnein gcn biraz azaltm oluyordu: Benim anlayabildiim
kadaryla, bykbabam onun otomatik dokuma tezghn icat etmi
olduundan habersizdi (71).

31
mi uluslararas yorum lara da konu oldu; bunlar
daki genel eilim gittike acilleen modern bir so
runu tehis ettii iin Snow u tebrik etme ynn
deydi.
Bu yzden, Snow, ald ilk tepki dalgas ze
rinde dnrken, durumu doyurucu bulmak iin
yeterince nedeni olduunu dnyordu.21 ki
kltr kavram kabul edildii gibi, iki kltr ara
snda bir uurumun var olduu da kabul edildi.
Hatta, Snow artk iddiasn daha da ileri gtrmek
niyetindeydi: Kltrler arasndaki blnme ileri
sanayi toplumunun bnyesi gerei meydana gelen
bir sorunudur. Ama yine, artk ara sra baz ufak
yum uatm a abalarnda bulunsa da, yirminci yz
yln belli bal yazarlarnn sanayi-bilim devrimi
karsnda ayrm gzetmeyen ve son kertede bencil
bir dmanlk tavrn tevik etmi olmalarna yne
lik temel kaygsna dnyordu (on sekizinci yzyl
sonundaki Sanayi Devrimini sadece, bilimin reti
me uygulanmasna ynelik kapsaml srecin ilk
aam as olarak grdn aka belirtiyordu).
Anlaml bir biimde, "cevab nda (zirayaz aslnda
yalnzca bir cevapt) en ok yeri, ( Scrutin y dergi
sinin eski yazarlarndan biri olan G.H. Bantock gi
bi22) edebi ve kltrel eletirmenlerin onun iyimser
teknolojizmine ynelttikleri eletiriye kar tezleri-
21. C. P. Snow, The Two Cultures Controvery: Afterthoughts,
Encounter, 14 (ubat 1960), 64-8.
22. G. H. Bantock, "A Scream of Horror, The Listener (17 Eyll
1959), 427-8.

32
ni yeniden ifade etmeye ayrmt. Bundan sonra,
Snow un tezinin ektii ilgi azalmaya balad, ama
sonradan bunun dikkate deer bir polemik frtna
s ncesindeki geici sakin devre olduu ortaya
kacakt.
F.R. Leavis 1962 yaznda Cambridgedeki Ingi
liz Edebiyat blmnden emekli olacakt. Otuz
yldan fazla bir sre, ngilizce konuulan dnya
daki en sivrilen, tartmal ve etkili edebiyat ele
tirmenlerden biri olmutu, am a gereken ilgiyi gr
mediinden uzun sre yaknmt (rnein kendi
niversitesi, onu emekliliinden ancak yl nce
terfi ettirmiti). Y apt eletirilerde, sk sk hrn
la varan bir younlukla, byk edebiyatn
(baka hibir tr edebiyatla ilgilenmiyordu) her
anlam da en hayati insan tepkilerini iinde barnd
ran benzersiz ve canl bir hazine olma iddialarn
savunmaya almt. Hayal gc rn bu em
salsiz eserlerin canlandrd karmak, derinden
hissedilmi deneyimde; modern kitle toplumunun
hakim glerinin bir fesat ittifak kurarak deneyi
mi ucuzlatp yozlatrm alarna kar bir panzehir -
hem de artk olas tek panzehiri- buluyordu. Bu
yzden, ngiliz edebiyat eletirisi ve retimi, Le-
avise huu verici, neredeyse kutsal bir sorumlulu
u olan bir meslek gibi geliyordu. Baya, tuzu ku
ru y a da sadece moda eylere hi tahamml yok
tu -priten ciddiyeti, ihtirasl gecikme telayla
birleince, uzlam aya ve bir arada var olmaya im

33
kn kalmyordu- ve gn getike daha hrn bir
hal ald, kendini daha kstrlm hissettii iin de
rktc aalam asndan kaabilecek insanlarn
y a d a kitaplarn says da azalyordu. Cambrid-
ge'de kendi koleji olan Downingdeki rencilerin
1962de Richmond konferansn vermeye davet et
tikleri adam buydu. Leavis, Snow un iki kltr"
tezi hakknda henz alenen bir ey sylemi deil
di: Dncelerini imdi yle bir dile getirmiti ki,
olayn tamam hl Snow -Leavis tartm as ola
rak anlyor.23
Geriye dnp bakldnda, ktcl bir tanr Le
avis'in en derin antipatilerinin olabildiince fazlas
n ete kemie brndrecek tek bir kii tasarlam a
y a alsa Charles Percy Snow u yaratmaktan daha
iyisini yapamazd, diye dnmeden edemiyor in
san. Snowun romanlar hakknda L eavisin ne d
nebileceini tartmaya bile gerek yok. Leavis,
yzeysel, mekanik y a d a sadece popler bulduu
yaptlara sonsuz bir aalam ayla bakyordu.
Snowun romanlarnn 1940larn sonu ile 1950'ler-
de Londra edebiyat dnyasnda epey bir recla -
m enn yaplm olmas, L eavisin gznde, bunla
rn iirilmi olduunun kesin kantyd. Ve "Lond
ra'nn edebiyat dnyas, k kokteyl partilerin, P a
zar gazetelerinde kan tantm yazlarnn, herhan

23. Bkz. u kitaptaki malzeme: David K. Cornelius ve Edwin St Vin-


cent (y.h.), Cultures in Conflict: Perspectives on the Snow-Leavis
Controversy (Chicago, 1964).

34
gi bir konu hakkmdaki son grleri N e w S ta tes-
marida y a da B B C nin Third Programmenda be
yan etmenin dnyas, Snow un iinde rahata hare
ket ettii ve gittike n kazand bir dnyayd.
Ama Snow ayn zamanda bir teknokratt; yani, Le
avise gre insan deneyiminin teknolojik ve Bent-
hamc bir biimde nicelletirilebilir, llebilir,
ynetilebilir olana indirgenmesini savunan bir sz
cyd. Ve Snow yirminci yzyl Ingiliz kltrnn
en h assas blgelerinden birine destursuz girmiti:
Sanayi Devriminin insani sonularn deerlendir
miti.
L eav isin horgrs son haddindeydi. ie,
Snowun kendinden menkul otorite havasna ve be
nimsedii tonun arpc kendinden-honutluuna
dikkati ekerek balamt - byle bir tonu benim
seyen kiiyi ancak bir dahiyse ho grebiliriz, ama
bir dahi de zaten byle bir tonu benimsemez.
Snow, dahi olmak yle dursun, "entelektel adan
ne kadar vasat olunabilirse o kadar vasattr; konfe
rans "dnsel deerden tamamen yoksundur ve
utan verici bir slup kabal sergiler; "Snowun
bilgie szde-dncelerini ele alrken karlala
bilecek tek glk dnsel rklk olabilir vs.
vs. Leavis, Snowun iki kltr hakknda konu
maya ehil bir otorite olarak grlmesini salayan
eyin, bir bilim adam ve baard bir romanc olarak
tad ifte kimlik olduunu doru olarak algda-
mt. Leavis, bu otorite iddiasn geersizletirmek

35
iin, Snowun romanlarnn edebi tartya vuruldu
unda nerede durduklarn rahatsz edici bir netlik
le gstermesi gerektiini dnyordu; saldrsnn
birok gzlemciye gre mazur grlemeyecek l
de ad hominem * bir hal ald yer de burasdr.
Snow, tabii ki, bir -hayr, bunu syleyemem, n
k deil; Snow romanc olduunu zannediyor,
am a bir romanc olarak Snow diye biri yoktur; va-
r olmaya bile balamamtr. Romann ne olduunu
bildii sylenemez. Bu yokluk, roman diye yazdk
larnn her sayfasnda aka ortadadr ve bu min
val zre giden daha birok cmle. Leavis, iki parag
rafta ona gre (unu da sylemek gerekir ki, yalnz
ca ona gre deil) Snow un romanlarnn zaaflar
nn ne olduunu anlatrken ykc bir portre izer:
Karakterden yoksun, doallktan uzak diyaloglar,
srekli olarak gstermeye deil anlatmaya bavu
rulmas ve hayal gcnn kstl menzili. Hatta, di
ye ekler (ki bunda belli bir hakllk pay da yok de
ildir), Snow en iyi bildii farzedilen dnyay, yani
akademik hayat bile, asli dnsel faaliyetinden ve
temel amacndan yoksun brakacak ekilde betim
ler. Leavisin gnl, Snowu bilim konusunda otori
te olarak grmeye de raz deildir. Acmasz bir bi
imde, Rede konferansnn, gerek bir bilimsel ei
time y a da zihinsel alkanlklara dair hibir belirti

9 Dinleyicinin kiisel duyguya da nyarglarna seslenmek iin tasar


lanm sav", Y. Salman, G. Varm ve S. Keser, Ortak Kltr Szl.
Tmzamanlar Yaynclk, stanbul: 1992, s. 14. (.n.)

36
iermediinde srar eder; salam bir akl yrtme
yerine sadece bilgilik gsterisi vardr ortada.24
Leavis, Snowun nn, ada toplumun haya
ta bir anlam verebilecek deerlere dair yeterli bir
tasvir sunabilme yeteneini byk lde yitirmi
olmasnn semptomu, habercisi olarak ele alyor
du. Bu boluu refahtan ve ykselen hayat stan
dartlarn dan dem vuran bir dil doldurmaya bala
mt ve Snow tketim toplumunun peygamberiy
di. Leavis, sanayilemenin getirdii nimetlerden
son derece emin olan Snowun, Sanayi Devrimi'nin
insani bedeli konusunda phelerini dile getirmi
olan on dokuzuncu yzyl yazarlarn makine-kr-
clar olarak gsterip bir kenara atmasna zellikle
sinirleniyordu. Sanayi Devrimi'nin getirdii dei
ikliklerle, ounlukla ksmi ve endieli bir biimde
hesaplamann, en azndan 150 yldr ngiliz klt
rnn kalbinde yatan dram olduu ileri srlebilir.
Leavis gibi biri iin (aslna baklrsa onun gibi kim
se yoktu; bir eyleri en az temsil eden insan oydu
herhalde), bu dnemdeki ngiliz yazarlarnn en
byk baarlarndan biri, bu gelimenin hayat ka
litesinde yaratt derin tahribat kederle hissetme
leriydi. Snow kinci B akta, bu tr mklpe
sent burun kvrmalar karsnda duyduu taham

24. F. R. Leavis, Two Cultures? The Significance of C.P. Snow",


Spectator (9 Mart 1962), "Two Cultures? The Significance of Lord
Snow adyla yeniden basm, Leavis, Nor Shal M y Sword: Discour-
ses on Pluralism, Compassion and Social Hope (Londra, 1972), aln
tlar u sayfalardan: s. 42, 44-5, 47.

37
mlszl gsteriyordu: Tarihsel olarak yoksul
lar frsatn bulur bulmaz fabrikalara her zaman
kendi ayaklaryla gitmilerdir ve bugn dnyann
yoksul lkelerinin en byk umudu sanayileme
nin maddi nimetlerinin artmasdr.25
"Leavis-Snow tartm as Ingiliz kltr tarihin
deki benzer bir atmann yeniden sahneye kon
mas olarak grlebilir -Romantiklere kar Fayda
clar, Coleridgee kar Bentham, Amolda kar
Huxley ve daha az nl dier rnekler. Ve bu tr
kltrel i savata, her yeni arpma gemi yenil
gilerin, gemi gaddarlklarn arln tar; bu
yzden her zaman halihazrdaki tartmann gr
nrdeki nedeninden daha fazlas sz konusudur.
Ama L eavisin saldrs ayn zamanda, Snow un
edebi entelektellere kar gelitirmek istedii
zgl tezin bir rnei olarak da grlebilir. Birok
gzlemci, L eavisin eletirilerinin vahilii karsn
da hayrete ve dehete dmt ve bunu kendileri
ne yalnzca, kskanlk y a da garez gibi kiisel bir
gdyle aklayabiliyordu. Gelgelelim, bu akla
ma gereksiz olduu gibi, akla yatkn d a deildir.
Bu sertlikte Leavisin uzlamaz mizac bir rol oyna
mtr, tpk esas meselelere dikkati ekmek istiyor-
25. Snow, Raymond Williams,n 1958de yaymlanan Culture and So~
ciety adl kitabn okumutu (aada s. 164. sayfadaki Coleridge aln
ts kesinlikle Williams'n kitabnn 77. sayfasndan alnm), ama sana
yilemeye edebiyatlarn verdii tepkiler konusunda bu kitapta yap
lan karmak tartma, Snowun kltr savunucularnn hepsinin
"makine-knclkla lekelenmi olduklar inancn deitirmie benze
miyor.

38
sa szn saknmamas gerektiine inanmasnn da
bir rol oynam olduu gibi (Snow un otoritesinin
ve da vurduu tonun mahiyeti de bu esas mesele
lere dahildi). Ama bunlarn tesinde Leavisin sal
drsnn, belli bir tr edebiyat eletirisinin temelin
de yatan varsaymlarla ilgili ok daha derin bir e
yin rnei olarak kavranmas gerekir.
Szel ayrntlarn oluturduu dokuya dikat et
me alkanlnda olan edebiyat eletirmenini, bir
ey kt sylendiinde bile herhangi bir ey sy
lenmi olduuna ikna etmek gtr. Eletirmenin
pratiinde, biim ile ierik arasndaki klasik ayr
mn edebiyatta yanltc sonular dourabileceini
sylemeye bile gerek yoktur: Bir eser bu anlamda
szcklerden oluan bir eydir -kendini szckler
le doru drst ifade etmeyi baaram asa bile yine
de szcklerin ardnda metnin "mesajn oluturan
bir anlam "yattn tasasz bir ekilde varsayanla
yz. Dolaysyla eletirmen gevek, kark, ii bo
yazm tarznn aa vurduu dnce yoksulluu
nu, nihai olarak varlk yoksulluunun kant olarak
grr. Bu tr bir yazm en iyi ihtimalle bir yetersiz
liin semptomudur; demek istediini tam olarak
ifade edebilen bir tarzn saygnlndan yoksundur.
Sonu olarak, edebiyat eletirmeni ounlukla, ta
rafsz gzlemcide, eletirilen yazar y a da eletirme
nin k iisel baarszlklarn abartyormu ve ne ka
dar yetersiz ve bulank bir biimde olursa olsun bir
ekilde sylenmi olan szlerin ieriini grmezden

39
geliyormu izlenimi yaratr. Edebiyat eletirisi po
lemiklerinde d gzlemcileri dehete dren o ad
hominem dmanlk ruhunun en nemli kaynakla
rndan biridir bu.
Leavis'in Snowa verdii cevp bu kalba uyar.
Snowun dzyasnn gevek, kabaca kestirip atma
y a dayal yaps hakkndaki baz eletirileri ok da
haksz deildir; bu yazm tarznn aa kard k
stl hayal gc ve algsal dikkatsizlik hakndaki
yarglarnn da genel bir geerlilii vardr. Ama
Snowun konferansnda, ok farkl kltrel ortam
larda yaayan birok insan, onun ok nemli bir
konuda bam teline y a da ona yakn bir yerlere bas
m olduunu dnmeye iten bir eyler de vard.
Leavis, Snow un yazm tarzna allerjik bir tepki
gsterirken bunu yeterince deerlendirememitir.
Leavisin saldrs infial yaratmt, am a bu m esa
feden bakldnda, kan grltnn akl yrt
melerin nitelii kadar davran tarzyla da ilgili ol
duu grlmektedir. Leavis'in konferansnn metni
S pectato rda. 9 M art 1962'de yaymland (bu d a bi
ze, modernlik hakkndaki bu tartmann iki gele
neksel tr kanalyla, yani konferans ve haftalk
dergi makalesi kanalyla srdrldn hatrla
tr). Derginin bir sonraki saysnda, konu haknda,
neredeyse hepsi Leavisin arlklarn knayan on
alt mektup, bir sonraki hafta da on be mektup y a
ymlanmt. Sonraki saylarda mektup yamuru
devam etti; saylar gittike artan bir miktar Le-

40
a v isi destekliyordu ve 30 M artta S p ecta to r,
Snowu bilimin dnyay ynlendirmek iin yeterli
saladn savunur gibi grnd iin eleti
ren bir bayaz yaymlad.26Mektuplarn en ilgin
lerinden biri, Snow un en tannm romanlarndan
biri olan The VTastersdaki Paul Ja g o karakterinin
modeli olduu bilinen Cambridgeli ilahiyat Char
les R avendan geliyordu. R avenn mektubu ar
bal am a sulaycyd; Snow un romanlarnn,
konferansnda tam bir yetkiyle konuuyormu gibi
bir edaya brnd halde, akademik aratrm ala
rn doasn anlamam olduunu gsterdiini sy
lyordu: Sir Charles bize yalnzca kariyerizm su
nuyor. Bu da onun aleyhine iliyor.27
Ama btn olay hakkmdaki en etkili ve sonrala
r en ok anlan yorum, Amerikal nde gelen ede
biyat ve kltr eletirmeni Lionel Trillingden geldi;
Trillingin geni kapsaml ve grgl dnce yap
syla ve zarif davran tarzlaryla tannm olmas,
sylediklerini srf polemik olsun diye sylenmi ya
da tarafgir eyler olarak grp bir kenara atmay
olanaksz kldndan, yapt yorumun etkisi daha
da artyordu. Trillingin Leavis'in anlatm biimine

26. Bayazda Wiliiam Jam esden hnzrca u alnt yaplyordu: "Ger


ekliin btn doas karsnda yetersiz kalan btn otoriteler ara
snda en bata 'bilim adamlar gelir... Bilim adamlarnn ilgileri blk
prktr, mesleki kibir ve banazlklar muazzamdr. Aratrdklar
olgular konusundaki kusursuz otoritelerine ve burada saladklar
mthi baarlara ramen, onlardan daha dar grl bir hizip ya da
topluluk bilmiyorum. Spectator (30 Mart 1962), 387.
27. Spectator (6 Nisan 1962), 443.

41
itiraz etmesi artc deildi: Dr. Leavisin Sir
Charles ele alrken benimsedii anlatm biimi
hakknda tartmaya gerek yok. Kt bir biim, ho
grlemez bir biim bu. Ama Trilling bu ve baka
ekillerde Leavisin saldrs ile kendisi arasna me
safe koymasna ramen, yazsnn gidiatndan Le
avis'in eletirilerinin yanl olmaktan ok doru ol
duunu dnd anlalmaktayd. Trilling zel
likle, Snowun konferansnda birka nemli M.o-
dernist yazardan genelde edebi entelektellere y a
da edebiyata, hatta daha kts geleneksel kl
tr'^ sranmas zerinde younlayordu; bu tavr
Snow'un u temel iddiasnda zirveye ulayordu:
Bat dnyasn yneten kltr, geleneksel kltr
dr; bilimsel kltrn ortaya kmas bunu kayda
deer lde az deitirebilmitir (aada s. 103).
Ama bu noktaya gelinceye dek, birka Modernist
yazann grleri ile Bat dnyasnn ynetimi ara
snda olduu ima edilen edeerlik, akla yatkn gel
meyecek lde zorlamadr -ya da normalde kendi
ni tutan biri olduu halde bu kez tutamayan Tril-
lingin szleriyle: Hayret verici bir nermedir.
Snow geleneksel kltrden bu ekilde bahsede
rek ne kastediyor olabilirdi? Bu kltrn, onun
adlandrmasyla, edeb i olduu, onunla gerek ede
biyat adamlar ve kitaplar arasndaki ilikinin, bi
limsel kltr' denen ey ile bilim adamlar ve labo-
ratuvarlardaki ahmalar arasndaki ilikinin ayn
s olduu, gerekten sersemletici bir dncedir.

42
Trilling ayrca, tpk Leavis gibi, Snowun on doku
zuncu yzyl edebiyat adamlarnn Sanayi Devri-
mine y a zldkleri y a da onu umursamadklar
eklindeki ikayetine de kar kyordu: Hibir
ey doruluktan bu kadar uzak olamaz.28
Trilling, Snowun konferansnn elikileri ve
abartlarnn ancak Snowun bir amacn peine, di
er meseleler hakkndaki yarglarn arptacak ka
dar dm olmasyla aklanabileceini ve bu ama
cn da, dnyann iki parasndaki bilim adamlar
topluluunun ulaabilecei karlkl anlay saye
sinde D ou-Bat ilikilerini ve dolaysyla dnya ba
rn gelitirmek olduunu tahmin ediyordu. Ama
Trilling burada Snow'un konferansnn bir baka
kusurunu tehis ediyordu: B urada siyaseti unut
mamz gerektii yolundaki istek, olas en gl bi
imde dile getirilmektedir. Trillingin vard so
nu karakteristik biimde iki tarafa da adaletli dav
ranr: Ben iki K ltrn gerekten de ok byk
lde yanlgya dm bir kitap olduunu d
nyorum diye yazar, ama Leavisin tepkisi hakkn
da da dar grl yargsna varr. Gerekten de,
Trillingin dirayeti, kltrel mesafenin getirdii
perspektif hissinin rnyd, zira iki rakibin ne ka
dar ortak yan olduunu vurguluyordu, ikisinin ye

28. Trilling, "The Leavis-Snow Controversy, s. 150, 156, 158.


Snowun bu konulardaki savlan hakknda Trilling'in yapt yoruma,
Martin Green u yazsnda kar kmt: Lionel Trilling and the
Two Cultures, Essays in Criticism, 13 (1963), 375-85; Snow, Gre
en'in itirazna aada 53. dipnotta deinir.

43
titirildikleri toplumsal koullar birbirine benziyor
du, geleneksel toplumsal elitin dndaydlar ve
mterek bir ethosun* iki yzn temsil ediyordu:
Gelimi beenileri olan hareketli bir gence, ngil
terey e, lkesine ve Grevlerine en bal iki kiinin
adn sorsak, Leavis ve Snow cevabn verirdi. Bu
anlamda, her ikisi de Cumhuriyetidir.29
Snow, L eavisin saldrlarna, Leavis'in The Ti
m es L iteray Supp/ementd a yaymlanan bir baka
konferansnn da tevikiyle ancak 1970de doru
dan cevap verdi. Snow, Leavisin temel tartma
kurallarn ihlal ettiini -ondan yanl alntlar y ap
tn, ona savunmad fikirler atfettiini, yanl
olduu kantlanabilecek nermelerde bulunduu
nu- sylyordu. Ama bu noktaya gelene kadar, tar
tma Britanyada yksek eitimin genilemesi so
runuyla ayrlmaz biimde i ie gemiti. Snow
1960larn balarnda yeni niversiteler almasn
alklam; 1963 tarihli Robbins Raporunun geni
lemeci ilkelerini savunmu ve hkmette yer ald
ksa dnemde leri Teknoloji Okullarnn almas
na nayak olmutu. Bylece eletiricilerin daha
fazla daha kt demektir diyerek, genilemenin
ancak standartlar drme pahasna salanabile

* Adet, alkanlk, kiilik, zellik, (.n.)


29. Trilling, "The Leavis-Snow Controversy, s. 163, 165, 171. Trilling
ayrca u gzlemde de bulunuyordu: Leavis, iyi bilindii zere, ok az
modern yazara sempati duyar, bu yzden Sir Charles'n onlar hakkn
da sylediklerine kar onlarn yardmna koma tevecchn gster
mesi mmkn deildir.

44
ceini syleyerek itiraz etmeye baladklar srada,
canl bir genileme politikasyla kamusal olarak z
delemiti. Leavis bu genilemenin, niversitenin
toplumda sekin bir uygarlatrc rol oynamas
hakknda kendisinin savunduu fikirlerin gerek
lemesini nleyeceini dnyor ve yine Snow'u,
insan ihtiyalarn bu tr arasal ve salt nicel terim
lerle kavrayan zihniyetin temsilcisi olarak gryor
du. Bu sorun ve neredeyse tamamen ayn tartma
lar, daha sonralar Britanyada eitim sisteminin
her deitirilmesinde tekrar tekrar su yzne k
mtr, ki bu da iki kltr arasndaki blnme fik
rinin daha geni toplumsal ve hatta ahlki tavrlar
la nasl i ie gemi olduunu gsterir.
B urada devreye daha byk bir toplumsal geli
me de girmiti ve yakn dnem Britanya tarihinde
sk sk olduu gibi, bu gelimenin tam ortasnda s
nfsal meseleler yatyordu. Snow, geleneksel bir
eitim grm st snfn Britanyadaki kamu ha
yatna egemen olmay srdrmesi karsnda ak
a hayal krklna uramt. Yazlarnda srekli
olarak bir meritokrasinin, ncelikle de geleneksel
toplumsal tavrlarn ket vurmad bilimsel eitim
grm yneticilerden oluan bir yeni sn fn fay
dalarn vazediyordu. 1956 tarihli yazs ve Rede
konferansnn kendisi, bizzat Snowun da toplam
sa l anlamda bilim adamlarnn yannda kendini ok
daha rahat hissettiini aka gsteriyordu; bu y a
zlarda 1950lerin birok romancs ve oyun yaza

45
rnda grdmz snfsal ressen timen t\n * varl
hissedilir.
Snow un tezi ve uyandrd tepkiler, baka a
lardan da, Ingiliz siyasi ve kltrel tarihinin belli
bir dnemine aittiler. 1950lerin sonu, askeri ve
ekonomik endielerin teknolojik rekabet m eselesi
ne tand Sputnik yllar yd; bu da, Harold
W ilsonun 1964 seimlerinde teknolojik devrimin
heyecan hakknda yapt nl konumada oldu
u gibi, Britanyay modernletirmenin art ola
rak sunuluyordu. Hemen hemen ayn dnemde
epey ilgi grm bir baka kitap da, Snow un arka
da J.H . Plumbn derledii The Crisis in the H u-
manities idi (kitap, bu tr daha kapsaml toplumsal
endieler balam na oturttuu Snow un tezine
gndermelerle doluydu).30 Plumba gre, gelenek
sel insan bilimleri anlay bir centilmen yetitir
mekle, onu ynetici snfn yesi olmaya uygun ha
le getirmekle ilgiliydi. Bugn toplumsal olarak bu
nun modas gemiti; insan bilimlerinin kendileri
ni, bilimin ve teknolojinin hkm srd bir top
lumun ihtiyalarna uyarlam alar gerekiyordu.
Snow gibi Plumb da bilim, demokrasi ve modern
lii bir arada anyordu ve Britanyann bu alan
da d a yetersiz kaldn savunuyordu. htiyacmz

*Hn (.n.)
30. Bu derlemedeki yazarlarn ou Snow'un tezine gndermede bu
lunurken, Graham Hough yazsn Snow-Leavis tartmas zerine
kurar: Crisis in Literay Education, J.H . Plumb (y.h.) Crisis in the
Humanities iinde (Harmondsworth, 196-4), zellikle s. 96-7.

46
olan ey, gelenee daha az hrmet etmek ve ocuk
larna verdikleri dersleri yirminci yzyln kentli,
endstriyel dnyasna uydurmaya alm olan o
iki byk lkenin -Amerika ve Rusyann- eitim
sistemleri karsnda daha alakgnll bir tavr
taknmaktr."31 1960'larn balarnda Britanyadaki
"modernletirici enin otantik sesidir bu: Otuz
yl sonra bu sesin kendine olan gveni de tercih et
tii modeller de o kadar gl grnmyor artk.
Britanyada "modernlemeyi arkaik, centilmenli
e zg deerlerin nlemesi hakkndaki yaknma
larn kendileri de uzun ve hl canl bir Ingiliz ge
leneinin parasdr; Snow un lmnden sonraki
yllarn rpertici bir biimde gsterdii gibi, asl
tehlike bu yaknmalarn en indirgeyici trden tica
ri kltrszle ideolojik bir rahatlk vermeyi ba
armalardr.32
Snow kendisi, konferansnn bu kadar ok tepki
uyandrmasn, modern toplumlarn ounda zaten
bulunan mulak y a d a tamamyla farkna varlma
m bir kaygy biraz daha net bir biimde gnde
me getirmi olmasna balyordu. Gsterilen tepki-

31. Plumb (y.h.) Crisis in the Humanities, s. 7-10. Snow'dan alt ya


kk olan Plumb, tpk onun gibi mtevaz bir toplumsal evreden
kp Leicesterdaki Alderman Newton's'dan Cambridgedeki Christs
College a giden ayn yolu izlemi, en sonunda da burada retim ye
si olmutur.
32. Bkz. rnein u kitap etrafndaki tartma: Martin Wiener, Eng-
lish Cuture and the Decine o f the Industrial Spirit 1850-1980
(Cambridge, 1981). u yazda daha derin bir perspektif sunulur: J a
mes Raven, British Histoy and the Enterprise Culture, Pas t and
Present, 123 (1989), 178-204.

47
lerin okluu, bunun sadece ngilizlere zg bir
kayg olmadn gsteriyordu kesinlikle;33 Snow
ikinci B akta bununla kresel yoksulluk ve n
fus fazlal meseleleri arasndaki ba vurguluyor
du. Ama iki kltr hakkndaki tezi, onu douran
koullar deitikten sonra da ayakta kalmtr ve
temel anlayn ne lde ypranm olduunu ksa
ca inceleyebilmek iin bile hem akademik disiplin
lerin deien haritasna hem de daha geni dnya
daki gelimelere bakmamz gerekir.

D isiplinlerin d eien haritas


ki kltr kavramnn kalbinde, akademik di
siplinlerle ilgili bir iddia vardr. D ier meselelerin
de bununla yakndan balantl olduu aktr -ei
tim yapsnn sorunlar, toplumsal tavrlar, hk
met politikalar vs. Ama kavramn ikna ediciliini
srdrebilmesi iin, dnsel aratrmann iki tr
arasndaki blnmeye ilikin aydnlatc bir nitele
me sunmas gerekiyordu. Snow un kavraynn,
disiplinlerin 1959daki durumunu btnyle do
ru temsil ettiinin sylenemeyecei u ana kadar
anlalm olsa gerektir. Snow un M odernist edebi
yatla birlikte anlan bir dizi byk lde gerici y a
33. Cambridge niversitesi Yaynlarnn konferansn ilk haline ilikin
yazlar derleyerek meydana getirdii dosya ve zellikle de metni
1964te ikinci Bakla birlikte yaymlamas, konuya dnya apnda
gsterilen ilgiyi yeterince belgeler. Snowun kendisi zntyle "en
nemli tartmalarn bazlarnn, Macarca, Lehe ve Japonca gibi In-
gilizlerin ounun bilmedii dillerde yaplmakta olduunu duymak in
san rahatsz ediyor" diyordu (aada s. 154).

48
d a ktmser tavr ile doa bilimiyle birlikte anlan
bir dizi daha iyimser ve modernletirici ballk
arasndaki kartlk hakknda gerekten nemli
eyler syledii kabul edilse bile ve Ingilizlerin
toplumsal zppelikleri ve eitim alannda benimse
dikleri tavrlar hakknda yapt eletirilere sempa
ti d uyu sa bile, yine de kavramn betimleyici dee
ri konusunda birok ekinceyi dile getirmek gere
kecektir (eletirmenler de bunu yapmtr phe
siz). Nitekim, Snow'un konferansndan beri duru
mun nasl deimi olduunu ele almaya dnmek,
onun analizini sorunsuz bir kalk noktas olarak
kabul etmek anlamna gelmez hi de. Ama temel
fikri aradan geen yllarla etkisini bir lde yitir
mise, bu yalnzca kanlmaz kavram-yorulmas
sreleri yznden deil, ayn zamanda birok
nemli dnsel ve toplumsal deiim yznden
de olmutur.
Genel olarak, disiplinlerin haritasnda son otuz
ylda meydana gelen en belirgin deiiklikler, git
tike daha fazla uzmanlaan alt-disiplinler oluma
s ve disiplinleraras giriimin eitli biimlerinin
artmas gibi, grnte birbiriyle elien, en azn
dan atan biimlere brnmtr. Ama bir an
lam da bu iki deiiklik de ayn ynde hareket et
mektedir: Eskinin grnte kendinden emin im
paratorluklar yerine, harita, birbirleriyle karmak
ve bazen artc ekillerde kesien ittifak ve ileti
im alarnn birbirine balad ok daha fazla sa

49
yda kk devleti gstermektedir. Bu deiiklikle
re, iki kltr deil de, aslnda iki yz iki kltr ol
duunu y a da temelde sadece bir kltr olduunu
gsteren eyler olarak bakmak byk lde bir
vurgu meselesidir. Bu iki tepki arasndaki fark ks
men "bir kltr fikrinin farkl zelliklerini vurgu
lamaktan kaynaklanr. Birinci vurgu, mikro-orta-
mn dnsel edeeri zerinde, dolaysyla byk
lde kendine-yeterli, her biri kendi sz daarc
na ve referans noktalarna sahip birok giriimin,
ayr mesleki gruplarn yaam biimlerine nasl des
tek olduu zerinde younlar. kinci vurgu ise,
daha ok, eitli dnsel faaliyetlerin ortak bir
syleiye katldklarnn y a da belli ortak zihinsel
ilemler sergilediklerinin sylenebilmesini salayan
en geni ortak ereveyi arar.
Gelgelelim, bu iki tepki de, her eye ramen,
doa bilimleri" olarak anlan faaliyetler tarafn
dan paylald halde, insan bilimleri olarak ad
landrlanlarda rastlanmayan ayr bir eyler olma
olasln (bunu dnce hayatnda yapsal bir b
lnme olduunu sezdiren bir belirti olarak yorum -
lam asak bile) gz ard etmez. Pratikte, insan bi
limleri ve doa bilimleri gibi terimleri kullan
may hl ie yarar bulduumuz aktr ve ou
durumda bunlarla ne kastettiimizi kabaca biliriz.
Ama bu uylamsal kullanm artk zerinde anla
lm herhangi bir tanmsal lte dayal deildir
- bilimi bilim-olmayandan ayrt edecek herhan

50
gi bir aratrm a yntemi, konu menzili y a d a mes
leki veya kltrel ethos saptam aya alp alm a
mamz gerektii sorusu bile canl bir tartm a ko
nusu haline gelmitir. Byle bir ayrmn temelini
atm aya ynelik giriimlerin oluturduu zengin ve
aydnlatc bir tarih vardr ortada elbette; bu giri
imler, on dokuzuncu yzyln, bilim kategorisini
gvenilir, nesnel bilginin tek tedarikisi olma pres
tiji ve ykyle donatmasndan sonra ptrak gibi
oalmtr. On dokuzuncu yzyl sonunda W il-
helm Dilthey y a da yirminci yzyl ortalarnda
Kari Popper gibi filozoflar, bir bilgi biiminin,
meru bir biimde "bilimsel" adn almadan nce
sahip olmas gereken genel zellikleri madde m ad
de belirten kavram sal yasalarn taslan karm a
y a almlardr. Gelgelelim, bu giriimlerin hibi
ri, hele dier bilim felsefecileri nezdinde, genel bir
onay grm deildir. u sylenir: Uylamsal ola
rak doa bilimleri denen faaliyetlerin hepsi de
neysel yntemlere bavurmaz, hepsi bulgularn
nicelletirilebilir bir kalba dkmez, hepsi yanlla-
may ura haline getirmez, hepsi insanlar zerin
de deil de doa zerinde almaz; ayrca genel
yasalar, tekrar edilebilir sonular ve birikime d a
yal bilgi retmeye almak yalnzca onlarn teke
linde deildir.
Bu tr tanmlama sorunlarnda her zaman oldu
u zre, baz faaliyetleri bilim, dierlerini de bi-
lim -deil diye ayrmay hangi am alarla istedii

51
mize dikkat etmemiz gerekir. Bilimciliin en aa
al zamanlar olan on dokuzuncu yzyln ikinci
yarsnda, bu, bavurduklar yntem lerle bize
gerek bilgiyi sunan aratrm alar sunmayanlar
dan ayrt etmek anlamna gelebilirdi. Birok bilim
adam kendi pratiklerinde st kapal olarak bu
varsaym onaylamaya devam ediyor ve ara sra
kendini bilimin szclne adayan biri kp bu
nu en kstaha em peyalist biimiyle dile getiri
yor. Ama bu tr kendinden emin, at gzl tak
m pozitivizm bir zamanlar sahip olduu kltrel
otoritenin keyfini artk kartamayabilir; farkl d
nsel aratrm a biimlerinin bize ok eitli bilgi
ve anlay trleri sunduklar ve bunlarn hibirinin
tm dierlerinin uymaya alm as gereken as/i
modeli oluturmad artk geni kesimlerce kabul
ediliyor.
Aratrmac bilim adamlarnn fiili pratikleri, fi
lozoflarn onlarn faaliyetleri hakknda yaptklar
eitli yeniden-betimlemelerden ok az etkilendii
gibi, bilim adam larnm kimliine ilikin popler
anlay d a bu gelimelerden pek fazla etkilenmi
deildir. Gndelik kullanmda bu terime, tereddt
sz olarak matematikiler, fizikiler, kimyaclar,
biyologlar ve tp, bilgisayar ve mhendislik alann
da aratrmalar yapanlar iin bavuruluyor. ni
versitelerde bile, tanm sorunlar sadece kyda k
ede, o da tamamen rgtsel ve istatistiksel neden
lerle ortaya kyor -deneysel psikologlar belli bir

52
bilimsel burs kuruluundan destek almaya uygun
mu deil mi, demograflarn almalar corafya
blmne mi yoksa istatistik blmne mi dahil
edilmeli gibi.
Yine de, son yirmi otuz ylda bilim kategorisi
nin genel kullanm tarz makul lde istikrarl kal
m olsa bile, hem bilimlerin kendilerinde, hem de,
belki daha nemlisi, Snowun iki kltr iddiasy
la balantl bilim anlaynda deiiklikler oldu.
Birok alandaki aratrmalar zerinde yaratt et
ki asndan, molekler biyolojinin gelim esi,
1950lerden beri bilimde meydana gelen en nemli
deiim oldu muhtemelen; bu gelime biyokimya
ile tbbi aratrma arasndaki btn aratrma alan
larn yeniden tanmlad ve biyoteknoloji ve genetik
mhendislii alannda bir sr can skc etik ve
pratik meseleyi gndeme getirdi. Ama bilimsel d
nmenin doasnn daha genel imaj asndan, en
fazla dikkati muhtemelen teorik fizik, astronomi ve
kozmoloji alanlarndaki alm alar ekti. Fizik
uzun sredir kat bilimlerin en katis olarak, bili
min daha zayf y a da deersiz biimlerinin (bunla
rn durumu ounlukla fizik-kskanl eklinde
tehis ediliyordu) llmesinde kullanlan bir tr
altn standart olarak grlmt ki, Snow tarafn
dan da yle grlyordu. Geleneksel olarak, fizi
in; kontroll deneylerden yaplan tmevarmlar
yoluyla dorulanan y a da yanllanan birka genel
yasann tmdengelimsel analizinin, evrenin fiziksel

53
zelliklerinin davranlarna ilikin ngrde bu
lunmay salayan bilgiyi nasl sunduunu rnekle
dii dnlyordu.
Son yirmi yln yeni fizik i bu modeli birbiriyle
balantl iki yoldan deitirdi. lk olarak, madde
nin doasyla y a da evrenin kkenleriyle ilgili fiili
bulgular, fiziksel dnyaya ilikin bilgimizin tam
kalbine ngrlemezlii, ak ululuu ve hatta bir
teleoloji esini yerletiriyormu gibi grnyor
du. Hatta, kuantum fizii ve kaos teorisindeki ge
limeler, materyalizmin lmnn, yani New-
tondan beri egemen durumda olan, maddenin
zellik ve davranlarna ilikin mekanistik modelin
lmnn iareti eklinde yorumland (bu alma
larn sonularnn, bu alanlarda alan, ou kii
nin reddedecei bir biimde dramatikletirilmesi-
dir bu).34 kinci olarak, teorik fizik, astronomi ve
kozmoloji alanndaki devrimci almalarn mahi
yeti, bilimi kat tmdengelim ile ampirik gzlem
den yaplan kontroll karmlarn bir bileimiyle
alyormu gibi temsil eden bilimsel dnme
modeline meydan okumay kolaylatrd. Hayal g
cnn, metafor ve analojinin, kategorileri dnt
ren speklasyonlarn ve olaan d sezgilerin oy-
34. Materyalizmin lm terimi, bu gelimeleri konu alan yakn ta
rihli popler bir almadan alnmtr: Paul Davies ve John Gribbin,
The Matter Myth: Beyond Chaos and Complexity (Harmondsworth,
1992). Deneysel ve gzlemsel kantlarn roln vurgulayan daha tem
kinli ve salam bir aklama iin bkz. Malcolm S. Longair, Modern
Cosmoiogy: a Critical Assessment, Quarterly Journal o f the Royal
Astronomical Society 34 (1993).

54
nad rol ok daha fazla ne kmaya balad (ar
basan bilimsel yntem aklamas ne olursa ol
sun, bunlarn bilimsel keiflerin yapld gerek
srelerde zaten her zaman bir yeri olduunu sy
leyenler de kacaktr). Sonu olarak, artk doa
bilimleri/insan bilimleri ayrmnn her iki yakasn
daki zihinsel ilemlerin farkllklar deil de ben
zerlikleri hakknda daha fazla ey iitiliyor; am a u
nu da sylemek gerekir ki, baz benzerlikler biraz
zorlama y a da en iyi durumda analojikmi gibi g
rnyor.
Akademik dnyada, bilim adam olmayanlarn
bilimin doas ve toplumsal rol hakkndaki anla
ylar, bilimin kendi iindeki deiikliklerden ok
tarihilerin, filozoflarn ve sosyologlarn almala
rndan etkilendi. Saysal ve kurumsal adan, bilim
tarihi ve felsefesi Snow un zamannda olduka m
tevaz bir giriimdi. Bu alandaki almalar daha
zengin bir bilim anlayna ulalmasn salad,
am a ayn zamanda bilim adamlarnn kendileri ve
faaliyetleri hakknda benimsedikleri gzde anlay
lara d a meydan okudu. B ata Thomas Kuhn olmak
zere baz bilim tarihileri, bilimsel deimenin ill
ki deimez parametreler iinde dzenli bir bilgi
birikimi biimine brnmediini ileri srd; olgu
lardaki anormallikler birike birike yle bir nokta
y a ular ki, deiim kesintili bir sram aya da p a
radigm a kaymas biimine brnr; bu da temel
bir perspektif deiimini ve byk lde kuak

55
deimesine bal olarak yeni bir mesleki mutaba
kat yaratlmasn gerektirir.35 D aha geni bir top
lumsal bilim tarihi program ise, bilim adamlarnn
kendilerinin snfsal kkenleri, aratrmay u deil
de bu ynde ynlendiren siyasi ve kltrel gler,
profesyonalizm ve tarafszlk ideallerinin hizmet et
tii toplumsal ve psikolojik ihtiyalar gibi dsal
etkenlerin oynad rol zerinde odaklanmtr.
Yakn tarihteki birok alma ise, daha da radikal
biimde, kendilerini, bilimsel bilginin kuruluu
nun, kltre gre deien normlara ve pratiklere
bal olduunu gstermeye adamlardr; byle ba
kldnda, bilim sadece bir dier kltrel faali
yetler btndr; tpk sanat y a da din gibi toplu
mun dnya karsndaki yneliminin bir davuru
mudur, temel siyaset ve ahlk meselelerinden ayr
tutulamaz.36
Bu tr almalarn yaratt geni etki, ayn za
manda, son yirmi otuz ylda, zellikle akademi
dnyas iinde ne kmaya balayan baka akm
larn ruhu ile kendi ruhu arasndaki uyumdan da
kaynaklanr. rnein baz feministler bilimin ba-

35. Thomas Kuhn, The Structure o f Scientific Revoutions (Chicago,


1963 (2. basm 1970)) [Trkesi: Bilimsel Devrimlerin Yaps, ev. N.
Kuya, Alan Y., Istanbull982 (.n.)]; ayrca Kuhn'un almalarna
ilikin u kitaptaki tartmalara da bkz. Gay Gutting (y.h.), Para-
digms and Revoutions: Appraisals and Applications o f Thomas
Kuhn's Philosophy o f Science (Ntre Dame, 111., 1980).
36. Son dnemin kapsaml literatrne ilikin faydal bir tarama iin
bkz. Jan Golinski, The Theoy of Practice and the Practice of The-
oy: Sociological Approaches in the History of Science", Isis, 81
(1990), 492-505.

56
rndrd kontrol ve gayri ahsilik ideallerinin
toplumsal cinsiyete (gender) zg bir mahiyeti ol
duunu savunm ular ve bilim ideolojisinin bavur
duu rasyonalite anlaynn eril nyarglarna
saldrmlardr. ok moda olan edebiyat teorisi
giriimi ise, keza, bilimi kendi karakteristik biim
de andrc kategorilerine dahil etmeye alm
tr. Buna gre, bilim de br yaz biimleriyle ay
n trden retorik stratejiler, edebi mecazlar ve is
tikrarsz anlamlar kullanan bir sylemdir.37 Bu e
itli yaklamlarn genel eilimi, Alman toplum te-
orisyeni W olf Lepenies tarafndan zetlenmitir:
Bilim artk gereklie sadk bir yansmay temsil
ettii izlenimi vermemelidir. Bilim, daha ok, bir
kltrel sistemdir ve bize gerekliin belli bir za
mana ve yere zg yabanclam, karlarca belir
lenmi bir imgesini sunar.38 Yakn gemite yap
lan bu almalarn radikal sonular, brakn ara
trmalar yapan bilim adamlar tarafndan, btn
bilim tarihileri ve felsefecileri tarafndan bile b e
nimsenmi deildir kesinlikle. Entelektel moda
sarkac yaknda yine br yana kayp bilimsel bil
ginin zel statsn daha fazla vurgulam aya b a
layabilir belki, am a u anda bu tr grececi bilim

37. Son dnemi temsil eden bir rnek iin bkz. David Locke, Science
as Writing (New Haven, 1992).
38. Wolf Lepenies, "The Direction of the Disciplines: the Future of
the Universities, Comparative Criticism, 11 (1989), 64; aslen Alman
ca yazlan bu yazda, Lepenies "bilim terimini, Almancadaki W js -
senschaft, yani her trl sistematik aratrma anlamnda kullanr.

57
aklamalarnn yaylmas, "iki kltr tezinin d a
ha kat y a da daha saldrgan versiyonunu savun
may gletirmitir.
Yukarda bahsettiimiz eilimlerden bazlarnn
insan bilimleri alannn gbeinde yakn gemite
yaplan alm alardan kaynaklanm olmas,
Snow un ayrmnn br yakasndaki deiimlere
de dikkat etmemiz gerektiine iaret eder.
Snow un "edebi entelektellerin kltrnn port
resini izerken, ncelikle akademik bir gruptan de
il, doal ortamlar metropolit yaynclk ve gazete
cilik ortam olan yazarlar ve eletirmenlerden bah
settii kimi zaman unutulur. Ortam anlatan simge
olarak "Oxford ve H arvarddan deil, "Chelsea ve
Greenvvich V illagedan sz eder (m esela bkz. s.
93) Bu da tabii ki Snow un en yakndan tand
dnyalar yanstyordu, am a ayn zamanda, aradan
geen dnemde gereklemi ve bizlerin "iki kl
tr anlayn belirlemi olan nemli bir deiikli
e de iaret eder. Dnyann drt bir yannda
1950'lerin sonlarndan beri yksek eitimde deva
sa bir genilemenin yaanmasnn ve bunun sonu
cunda niversitelerin ve onlarn kayglarnn ileri
toplumlarn ulusal kltrleri iinde eskisinden da
ha byk bir y er kaplamaya balamasnn da te
sinde, bu toplumlarn, geimlerini bir yazar y a da
edebiyat olarak kazanmak isteyenlere sunduu
frsatlarda d a bir d yaanmtr. Snow un "ede
bi kltr esasen, birbirleriyle yaynclarn parti

58
lerinde karlaan ve birbirlerinin en son yaptlar
hakknda N ew Statesm anm y a da Partisan R evi-
ew un sayfalarnda kan son eletirileri tartan in
sanlardan oluuyordu. O zamandan beri, genel
kltr dergilerinin ou edebiyata ayrdklar say
falar y a birka katna karm y a da keskin bir bi
imde azaltmlardr ve Snowun edebi entelekt-
ellerinin modern muadilleri, birbirleriyle daha ok
akademik bir konferansta y a d a niversite kam-
pslerinde kurulan yazarlk atlyelerinde karla
maktadr.
Ayrca, "edebiyatn tem sil ettii deerleri
Snow un son derece semeci bir biimde niteleyi
i, artk her zamankinden daha az ikna edici g
rnmektedir. Yksek M odernizmin ou eserinin
sergiledii biimsel deneycilik ve siyasi reaksiyon
karm, 1930larm pzitivist ilerlemeciliini M o-
dernizm-ncesi y a d a kart bir edebiyat tekniiy
le birletirmi olan birinin dmanln doal ola
rak kazanyordu ve Snow, konferanstan sonraki
ilk yazsnda, "edebi entelektelleri betimlerken
semeci davrandn kabul etmekle birlikte, hl
bu akmn "edebi duyarlla egemen olduu nu
savunuyordu.39 Son otuz yln edebiyat karsnda
bu iddia artk savunulamaz: hatta, baz alardan,
Snow un kendi romanlarnda sergilediine benzer
bir karm, geleneksel anlat tekniklerinin ve s
nrl, hatta neredeyse taral bir konu seiminin
39. The 'Two Cultures Controversy: Afterthoughts, 66.

59
oluturduu karm, bu dnemde ngilteredeki
edebiyat daha iyi niteler. Hele dnyann dier
blgelerinde retilen edebiyat, Snow un Pound,
Eliot, Wyndham Lewis ve rekasnda grp k
nad reaksiyoner y a da makine-krc eilimle
ri hemen hi sergilemez. Geerken, ilerici, eit
liki, modernlii honutlukla karlayan tavrlarn,
edebiyatta, tam ters deerlerin ifade edildii g
ve cazibeyle hibir zaman ifade edilmemi olmas
nn Snow da belli bir znt yarattna da deini-
lebilir; hayal gcnn hafza-gdml eilimleri
bunda onun zannettiinden ok daha nemli bir
rol oynam olabilir.
Dikkatimizi edebi disiplinlere kaydrrken, bili
me karlk gelen eyin edebiyat deil eletiri oldu
unu fark etmek gerekir (edebiyat daha ok incele
me konusuna, incelemenin doasna tekabl eder).
Edebiyat almalarnn akademik yz, Snowun
zamanndan beri, zellikle Amerikada tartmalara
yol aan bir sratle deimitir; hatta aka deer
lendirmeye dayal eletiriden uzaklalarak "te
ori ye yaklalmas, bu deiimi ho karlamayan-
lar tarafndan bilimin yntem ve iddialarnn yanl
bir biimde taklit edilmesi olarak grlmtr.
Snowun en bata kurduu kartlk asndan bu
balam da meydana gelen en nemli deiimlerden
biri, zellikle A BD de (am a sadece orada deil),
kendi profesyonel dernei ve uzmanlam yaynla
r olan bilim ve edebiyat adl bir alt-alann y a da

60
ara-disiplinin gelimi olmasdr.40 phesiz, bu
tr btn ara- y a da iki-disiplinli giriimlerde, ara
daki tirenin sorunlu bir ilevi vardr: Bazen srf yan
yana gelmeyi, kendine-yeterliine halel getirmeksi
zin yan yana uzanan iki gururlu krall temsil eder,
am a daha ok taraflardan birinin konusunun die
rinin kayglarna tabi klnmas anlamna gelir. Pra
tikte, bilim adamlar Shakespearein oyunlarna y a
da Ja n e Austenn romanlarna kendi kullandklar
deneysel teknikleri uygulamak iin koturmu fa
lan deillerdir, am a edebiyat teorisyenleri, sylem
zmlemesi alann, en sade bilimsel aratrma y a
zsnn bile merkezinde yatan artc mecaz oyun
larn aa karacak ekilde geniletmeye hevesli
olmutur. Bu tr birlikteliklerin, her iki ebeveyni
de mutlu edecek evlatlar dourup dourmayaca
n sylemek iin belki henz ok erken, ama bu a
bann kendisi, iki kltr tezinin ima ettii anlay
szlk uurumunu kltmeye yardmc olabilir.
Snow, ikinci B ak ta, (anlalan, J.H .
Plumbun tevikiyle) toplum tarihileri tarafndan

40. Artk uluslararas bir Edebiyat ve Bilim Dernei vardr, bu alanda


saylar gittike artan almalara ilikin ayr bibliyografyalar yaym
lanmtr: bkz. Editors Introduction, Comparative Criticism, "Ede
biyat ve Bilim zel says, 13 (1991), xv-xxix; bu tr almalarn tem
sili bir rnei iin bkz. George Levine (y.h.), One Culture: Essays in
Science and Literatre (Madison, 1987); bilim ve edebiyat hakknda-
ki, sponsorluunu Londra Kraliyet Dernei, Britanya Akademisi ve
Kraliyet Edebiyat Dernei nin yapt ilk konferansa zel bir nem
yklenir: Gillan Beer, Translation or Transformation? The Relations
of Literatre and Science, Notes and Records ofth e Royal Society o f
London, 44 (1990), 81-99.

61
temsil edildiini dnd ve nc kltr ad
n vermeyi uygun grd eyin varlm yeterince
dikkate almam olmaktan duyduu pimanl dile
getiriyordu. zgn konferansta disiplinler hakkn
da izilen taslak haritada sosyal bilimlere hi yer
ayrmamann belli ettii bariz bir atlamay onarma
y a ynelik biraz zayf bir abayd bu. Snowun
"edebi entelektellerde bulduunu iddia ettii
zellikler iktisatlar y a da kriminologlar tarafndan
pek paylalyor gibi grnmyordu, am a bu disip
linleri kendi bilim kategorisine dahil etmedii ak
t. 1950lerin sonlarnda, Britanyadaki niversitele
rin ounun yeni sosyal bilimleri, zellikle A BD de-
ki benzer kurumlar gibi henz barna basmam
olduu dorudur, ama o dnemden beri muazzam
genilemi bir alandr bu da. Bu alanlarn ounda
ki egemen varsaymlar, genelde, biraz daha az pozi-
tivistlemiler ve yorumbilgisel (herm eneutic)
zmleme tarzlarna y a da kltr zmlemesinin
tarihsel tarzlarna daha ok yer ayrmlardr, ama
sosyal bilimlerin oundaki mesleki idealler ve y a
yn biimlerinin doa bilimlerindeki komularyla,
en az insan bilimlerindekilerle olduu kadar ortak
yanlar vardr hl. Ayrca, "insan bilimi olarak da
"doa bilimi olarak da snflandrlamayan ve kar
larnda iki kltr kavramnn, en iyi haliyle bile,
fena halde anakronik kald eitli toplumsal, uy
gulamal, profesyonel ve mesleki disiplinlerle ura
an ok ciddi sayda akademisyen vardr artk.

62
nceki paragraflarda bahsedilen rneklerin de
hatrlatmas gerektii zre, karlatrma yapmak
zere hangi zelliklerin seildiine bal olarak, di
siplinleri eitli ekillerde snflandrmak mmkn
dr -konu asndan yaplacak bir snflama, yayn
biimi asndan yaplacak bir snflamadan farkl
bir gruplama oluturacaktr vs. Bu nokta hakmda
dnmek, Snowun en bata yaratt kutupsall,
daha fazla sreklilik ieren bir tayf iinde yumuat
maktan te sonular dourmaldr, nk bu, disip
linlerin yerletirilebilecei tek bir eksen olmad
anlamna gelir. Ara balantlar ve kartlklar be
timleyen btn karmak parametrelerin plannn
ayn anda karlabilecei okboyutlu grafik ktla
r gibi bir eye ihtiyacmz vardr daha ok. Bu ekil
de, akademik disiplinlerin doas ve tek tek disiplin
ler iindeki gelimeler zerinde daha fazla kafa yo
rulduunda, yaplacak her trl iki kltr ayrmnn
akla yatknlnn her zamankinden daha da azald
grlecektir. Ama Snowun zmlemesinde da
ha derin ve baz alardan daha ilgin bir nokta var
d: Bilginin gittike uzmanlamasnn kltrel etkisi.

U zm an lam a
D ardan bakanlar baka gruplarda tekbiim-
lilik, kendilerininkinde ise ince ayrmlar grme
eilimindedirler. Bir biyokimyacmn y a da elekt
rik mhendisinin perspektifinden bakldnda,
ampirik tekniklerle alan bir sosyolog ile mo

63
dern bir toplumsal tarihi arasndaki farklar alg
lamak ok zordur; keza, bir klasiki y a d a sanat
tarihisi iin fiziin farkl dallarnn paylatklar
noktalar, ayrldklar noktalardan ok daha belir
gindir. Ama btn bu alanlar y a da alt-alanlar git
tike artan bir oranda kendi kayglarn, yntem
lerini ve szck daarlarn gelitirdi; yle ki, hi
bir ayrm brlerinden daha nemli grnmez h a
le geldi. Teorik iktisat ile Fransz iiri eletirm e
ni, profesyonel alm alar erevesinde birbirle
rini, eskiden bilim adam lar ile insan bilimci-
lerin anlam ad dnlen oranda anlam am ak
tadrlar.
Uzmanlama srecinin kendisinden yaknmak
faydaszdr: Uzmanlama, dnsel ilerlemenin n
kouludur ve ounlukla kavramlarn ve teknikle
rin etkileyici oranda rafine edilmesini temsil eder.
Profesyonel felsefecinin yazd her szcn ei
timsiz sradan okur tarafndan anlalabilmesi ge
rektiini iddia etmek, bu standard kristallografla-
ra dayatmak kadar anlaml olur olsa olsa. D aha il
gin olan sorular, bu tr uzmanlklarn daha geni
kltrle hangi yollarla iliki kurduklar ve bu me
selelere ilikin (hibir zaman tek bir akademik di
siplin alanna indirgenemeyecek) tartmalar ze
rinde nasl bir etki yarattklardr.
Burada bir baka basit gerei, yani tek bir kim
liimiz olmadn, yalnzca mesleki eitimlerimiz
ve mesleimiz tarafndan tanmlanmadmz vur

64
gulamak ie yarayabilir. Birbiriyle kesien birok -
toplumsak rksal, cinsel, dinsel, dnsel, siyasal-
kimliimiz vardr ve bunlarn hibiri her zaman
baskn durumda deildir y a da verdiimiz tepkileri
srekli olarak belirlemez. Nitekim, nasl astronomi
alanndaki son gelimeleri popler bir dille anlatan
yeni bir yazy y a da I. Elizabethin biyografisini
immunologya da makro-ekonomist kimliiyle oku
muyorsak, kamusal olaylara ve kamusal tartmala
ra da organik kimyac y a da toplumsal antropolog
kimliiyle katlmayz. Akademik hayatn tehlikele
rinden biri de, bu hayatn ethosunun ve rgtlen
me biiminin bizi, bu disipliner ballklarn gc
n ve nemini, dier, ounlukla daha derin bala
r ve ballklar ihmal etme pahasna abartmaya
tevik etmesidir. Keza olas tek bir ortak kltr"
biimi de yoktur. Ortaklk eitli biimlere br
nr; basit bir dahil olma y a da darda olma asn
dan deil, bu ortak dnyalara katlma d ereceleri
asndan dnmemiz gerekir.
Snowun iki kltr arasm da olduunu iddia ettii
blnml rneklemeye alrken, beeri bilim
ler alanndaki insanlarn Termodinamiin ikinci Ya-
sasn bilmediklerinden bahsetmesi ok nldr.41
Bu tikel rnein yerinde olup olmad sorusunu
bir yana brakarak, ortak bir kltr byle salt
paylalan bir enform asyon topluluu asndan

41. Bu rnek o kadar nlenmiti ki, Flanders ve Swanm At the Drop


o f Another fiatdeki komik bir arklarnda bile geiyordu.

65
dnmenin verimli olup olmadn sorgulamakta
fayda var. Her halkrda, lise y a d a niversite ei
timinde konular arasnda seimler yapmak gerekti
i andan itibaren bu olasln nne kat snrlar
konmu olur. Ama, daha temelde, uzmanlamann
kltrel etkileri bir endie y a da pimanlk mesele
sidir (ve belki de iki kltrden her bahsedildiin
de blnmenin yerini birlie brakmas zlemi ifa
de edilmektedir); bunun nedeni bunlarn herkesin
ayn bilgilere sahip olmas idealine gre deerlendi
rilmeleri deil, daha ok bir toplumun ilerinin
doru drst yrtlebilmesinin bal olduu tar
tmay y a da iki taraf iin de anlalr bir biimde
gr alveriinde bulunmay imknsz klma teh
likesi yaratmalardr.
Bu da kesinlikle unu gsterir ki, istenen ey
gelecein fizikilerini biraz D ickens okumaya,
gelecein edebiyat eletirm enlerini de baz temel
teoremlerle tanm aya zorlamak deildir. D aha
ok, ikidilliliin ( bilingualism ) dnsel ed ee
rini gelitirmeyi tevik etmeye ihtiyacmz var;
yani sadece kendi uzmanlk alanlarmzn dilini
kullanma yeteneine deil, dah a kapsam l klt
rel syleilere dikkat etme, bunlardan bir eyler
renme ve en sonunda d a bunlara katkda bu
lunma yeteneine ihtiyacmz var. Alnan eiti
min ok erkenden uzm anlam am as tabii ki buna
yardm c olabilir, Snow un bu konudaki uyars
geerliliini korumaktadr. Ama dah a d a nemli

66
si, eitli akadem ik uzmanlklarn ethosu iinde,
yalnzca kendi faaliyetlerinin daha geni bir kl
trel btnde nereye oturduuna ilikin bir anla
y gelitirm ekle kalmayp; ayn zam anda bu b
yk sorunlarla ilgilenmenin m esai saatleri dnda
gnll olarak yaplan bir i olmadna, kendi
belirli alanlarnda profesyonel baarya ulam a
nn ayrlmaz ve gereince dllendirilen bir p ar
as olduuna dair bir farkndalk da gelitirm ek
olacaktr.
Bu ethosu tek bana herhangi bir akademik di
siplinin yaratabilmesi mmkn deildir tabii ki.
Hem bu ethosu iletme imknlar hem de grecei
itibarn dalm, elverili kltrel gelenekler olma
sna baldr; rnein Fransada ve Britanyad a en
telekteller karsnda taknlan tutumlarn farkl
olmas, akademisyenlerin kamusal tartmalara ka
tlmalarna farkl deerler yklenmesine neden
olur; bu farkllk da mesleki formasyon srecinin
bir paras olarak iselleir. Genelde, bilhassa doa
bilimlerindeki rekabetiliin basks, kapsaml kl
trel veya etik sorunlarla ilgilenmeyi, yalnzca
aratrmann gerektirdii hz korumay baaram a
yanlarn uraabilecei bir megale statsne in
dirgeme eilimindedir. Ama doa bilimlerinde de
dier yerlerde de uzmanlarn, giriimlerini, uzman
olmayanlarn anlayabilecei bir dille savunmak du
rumunda kaldklar saysz durum vardr. Bu, bir
niversite komitesinde konumak, bir kitap hak

67
knda ulusal bir gazetede yaz yazmak -ya da
Snowun gnlne yakn bir rnek verecek olursak,
belli bir teknolojinin kullanm hakknda bir hk
met organna danmanlk yapm ak- gibi farkl fa
aliyetler iin de geerli bir tesbittir. Uzman kimlik
lerinin genelde katlat bir dnemde, Stephen
J a y Gould, Richard Dawkins y a da Stephen Haw-
king gibi birka parlak bireyin en yksek dzeyde
yaratc bilimsel almay, daha geni bir izleyici
kitlesiyle iletiim kurmakla birletirmenin mmkn
olduunu gstermeleri mit verici bir gstergedir.
unu da belirtmek gerekir ki, bu da, bu bireyler
den herhangi birinin modern bir Leonardo olmaya,
birbirinden ok farkl alanlarda ileri dzeyde bilgi
sahibi olmaya almalarnn deil, daha ok, uz
man olmayan bir okur kitlesine ar teknik nitelik
teki aratrmalarn ayrntlarn olmasa d a nemini
bir ekilde iletme beceri ve arzusunu korumalar
nn y a da edinmelerinin rndr.
Disiplinlerin snflanp yerletirilebilecei eksen
lerden biri bu noktada zellikle ne kar. Farkl
disiplinler yaz faaliyetiyle olduka aklayc nite
likte farkl ilikiler kurar. Deneysel bilimin birok
biiminde yaz gerekten yaratc bir rol oynamaz:
insan bilimlerinde olduu gibi, bal bam a bir ke
if sreci deil, olaydan-sonra yazlan bir rapordur
(yeniden yazm a deyii de bunu belirtir). Sonu
lar sunarken geree uygunluk, netlik ve tutumlu
luk kesinlikle aranan niteliklerdir, am a bulgularn

68
anlalr bir biimde dzenlenmesi, birok aratr
mac bilim adam tarafndan bir tr klfet gibi g
rlmektedir. Bilim adamlar bir teori y a da bulgu
nun zarafetine hayran olduklarnda -bunu da sk
sk yaptklarn hatrlamakta fayda vardr- hayran
olduklar ey genelde sz konusu teori veya bulgu
nun kavramsal y a da matematiksel przszl
y a da aklayc ilkelerinin tutumluluudur. Tek
tek baz bilim adamlar buna dikkat etseler de, s
lup zarafeti ounlukla profesyonel bir ideal olarak
benimsenmez y a da ona zel bir deer yklenmez.
Ama insan bilimleri alanndaki birok konuda, en
yaratc dnceler tam da yazm a sreci iinde or
taya karlr; hatta bir kitap y a da yaznn yazlma
tarz bal bana, ulalm olan kavray dzeyinin
balca tezahrn oluturur. Bu bakmdan, insan
bilimleri alanndaki almalar hem daha bireysel
olma hem de baka szcklerle yeniden anlatlma
y a y a d a sentetik yeniden-bildirime daha az ak ol
ma eilimindedirler. Buna uygun olarak, edebi ko
nularda verilen giri derslerinde ounlukla ders
kitaplar deil antolojiler kullanlr; ifadenin zgn
biiminden vazgeilemez.
Demek ki bu farkllk, belli disiplinlerin aratr
ma pratikleri ve ideallerinin, kamusal tartmaya
katlmak iin gereken yetenek ve eilimlerin geli
mesini nlemeleri hakknda daha nce belirttiimiz
konuya katkda bulunur? Bu da dar anlamda bir
cehalet sorunu deildir. Snow dan beri, insan bi
limleri alanndaki kamusal ahsiyetlerin ve bilim
adamlarnn bilimsel cehaletini knamak ynnde
bir eilim geliti, oysa aratrmac bilim adamlar
nn tarih ve felsefe konularndaki cehaletleri de en
az ayn oranda zararl olabilir. stelik, yneticilerin
ve halkn insan bilimleri alanndaki dnsel faali
yetleri fen bilimleri alanndakilerden daha iyi takip
ettikleri hi de kesin deildir. Aslnda, modern libe
ral demokrasilerin, tamtlanamayan nitelik yargla
rna byk bir pheyle yaklaan ve nicelletirile
meyen deer iddialarna tahamml olmayan fay
dac kamusal dili, baz alardan, tbbi, snai vb. uy
gulam a alanlar bulmay vaat eden doa bilimleri
alanndaki temel aratrmalar hakl karmay, in
san bilimleri alannda ancak ok zorlanarak ara
trma ad verilebilecek eyleri hakl karmaktan
ok daha kolay klmaktadr. Bu bakmdan, yirmi
birinci yzyla geerken, uzmanlarn daha geni bir
izleyici kitlesiyle iletiim kurmay kk grmeleri,
pratikte fen bilimlerinden ok insan bilimlerinin ge
lecei iin daha zararl sonular dourabilir.
Btn kusurlarna ramen, Snowun savnn, g
nmzde bilginin konumu hakknda tuzukuru bir
tavr taknmamz nlemek gibi faydal bir etkisi
vardr. Disiplinler arasndaki kat ayrmlar, karlk
l anlay eksiklii, farkl mesleki gruplardaki yanl
hedeflere ynlendirilmi stnlk y a d a kmseme
hisleri -btn bunlar sorun olarak grlmeli, kader
ci biimde deimez bir dzenin paras olarak g

70
rlmemelidir (ya da, W olf Lepeniesden bir alnt
daha yapacak olursak: "htiyacmz olan ey, trajik
kendini beenmilii ve ilke katln azaltp ironi
yi, zeletiriyi ve kendi bilimsel almalarmza d
ardan bakabilme yeteneini artrmaktr42) Ama
Snow bu konu ile gezegenin gelecei iin muazzam
sonular douracak daha byk baz meseleler ara
snda balantlar kurmutu; artk Snowun bu so
runlar hakkmdaki savlarnn zamann snavna ne
lde dayandn ele almamz gerekiyor.

D e ien dnyada iki k lt r


Modernliin en bildik mecazlarndan biri, bir in
sann mr iinde deiimin hznn neredeyse an
lalmaz hale gelecek lde arttn bildiren kafa
karkl rn dncedir; srecin kontrolden
ktndan yaknanlarn yapt kltrel ktm
serlik arlar karsnda dikkatli olmamz gerekir
(bu sre ne zaman kontrol altnda olmutur
ki?). 1959da bir sorun olarak tehis edilmi bir e
yin aradan geen yirmi otuz ylda ancak daha k
tye gitmi olabileceini peinen varsaymak yeri
ne, Snow un "iki kltr tezinin, ne tamamiyle iyi
ne de tamamiyle feci olan deiimler nda nasl
deitirilmesi gerektiini ele almak daha faydal
olabilir. rnein, halkn eitimli kesimlerinin bi
limle ve bilimsel ilerlemenin etkisiyle irtibat bu d
nemde muazam bir art gsterdi. Bilim adamlar-
42. Lepenies, Direction of the Disciplines, 64.

71
nn almalarna gsterilen ilgiyi ve kavray y a
yan televizyon kadar byk bir gle hibir zaman
karlalmamtr muhtemelen. Snow un dnce
sinde televizyonun rolnn hi vurgulanmam ol
mas anlalabilir bir eydir, zira konumasn tam
d a Britanyad a TV sahibi olmann yaygnlamaya
balad dnemin balarnda yapmt (kald ki,
grdmz gibi, benimsedii konumun ana hatla
r 1930larda saptanmt). Ama televizyon basitle
tirilmi bir biimde de olsa epeyce bilimsel enfor
masyon yaymakla kalmam; aldklar resmi eitim
kendilerinde bilimsel aratrmann heyecanl doa
sna ilikin hibir his brakmam olan milyonlarca
insann hayal gcn doal dnyann gizemlerine
de amtr.
stelik, Sn ow un y azd gnlerden bu y an a
gerek lem i olan m ik ro-elektron ik devrim ,
gndelik hayat zerinde, demiryolunun y a da
iten yanm al motorun icadnn nceki k uak la
rn hayatlar zerinde yaratm olduu kadar
byk bir etki yaratm tr ve teknik ilerlem ele
rin srati olaan k avraya srekli meydan oku
m aktadr.43 Hatta o eski grev, yani dnceye

43. rnein, u anda mikroilemcilerin performanslar her iki ylda bir


iki katma karken, bellek kapasitesi her ylda bir drt katma k
yor: 1980de bir karaktere bastnzda ilemci 39.000 ilem yapabi
lirken, 1990'da 1.250.000 ilem yapabiliyor... Bir ilemcinin bir ilemi
yapabilmesi iin harcad zaman bir saniye olarak belirleyecek olur
sak, insanlar 1980de gnde iki tua basarken, 1990'da iki haftada bir
tua basyorlar. Jean Bacon, Computer Science and Computer Edu-
cation", The Cambridge Revievv, 112 (1991), 174.

72
dzyaz biimini verme grevi bile bu gelimeden,
matbaann icadndan beri gereklemi olan btn
deiimlerden olduundan daha derinden etkilen
mitir -ki bu cmlenin kendisi bile, bir kabloyla du
vardaki bir bolua bal olan bir dizi kk plas
tik tua basmak suretiyle yaratlm ve dzeltilmi
tir. Bilgisayarlar, gndelik hayatn standart zellik
leri haline gelmekte olan ve kullanclarnn uygula
mah bilimin gcne ilikin kabataslak bir tecrbe
edinmelerini salayan bir sr makinenin en etki
leyicisidir yalnzca. Yazlarn bir kelime-ilemci
zerinde yazan ve sonra da bir dergiye bilimsel
ilerlemenin olumsuz etkileri hakkndaki ikayetle
rini fakslayan bir ahir zaman edebi entelekt-
e lnin, zellikle gze batan bir kt niyete sahip
olmas gerekir.
Ama bu tr deiimler bilimin modern dnyada
ki merkezi yerinin daha iyi takdir edilmesini sala
m olsa da, tam da kazandklar baar yznden
kanlmaz olarak ikircikli tepkiler yaratr. Bilimi
kaba denecek lde faydac ve pis bir ey olarak
grp kmseyen zppece tavra, Snow un (belki
de kendi sava ncesi toplumsal deneyimlerinden
karak) tehis ettiini zannettii kadar ok rast
lanmaz kesinlikle, ama bilimin olas zararl sonu
lar hakknda duyulan endie daha da artacakm
gibi grnmektedir. nsann doa dnyasn ele al
sorunu, bilimsel denetimin genilemesi ile bilimin
etkilerinden duyulan endienin artmasn birbirine

73
balayan diyalektiin rneini sunar. Teknolojinin
evre zerindeki zararl etkilerinden dem vuran
geni kapsaml ve yaygarac ikayetlerde bulunu
lurken, bu etkilerin ounu saptayp analiz edebil
memizi salam olan eyin tam da bilimin daha da
ilerlemesi olduu unutulur (ozon tabakasndaki de
lik bunun ak bir rneidir). Bu tr sorunlara ve
rilebilecek daha olumlu ve gereki tepki, tabii ki,
tehlike yaratan teknolojileri retmi olan glerin
ayn zamanda tehlikesiz teknolojiler yaratm a konu
sundaki en iyi umudumuz d a olduunu fark etmek
tir. Keza, Snow yetersiz dzeyde bir bilim eitimi
nin bilime verilen deerin azalmasna yol aacan
dan korkuyordu; am a bilimsel eitimin dnyann
drt bir yannda muazzam geniledii bir dneme,
bilime ve bilimsel akl yrtmeye fazla deer yk
lendii ynnde bir rahatszlk elik etti ki, bu pek
de artc bir ey deildir. Bu tepkiler bazen, ka
nlmaz olarak, insanl manevi ve ekolojik ba
kmdan ykc nitelikte olduu iddia edilen bilimi
tamamen reddetmeye armak gibi ar biimlere
brnmektedir/4 Ama bu tr tepkiler gerekilik
ten yoksun olmalarnn yan sra, ahlk adna ko
nuuyorlarm gibi pozlar da taknmaktadr; daha
yapc tepki yine, bilimsel eitimin kendisine, doa
dnyas hakkndaki bilgimizin artmasnn hem mu-
AA. Daves ve Gribbin u sralar Bat toplumunda grlen bilim-kar-
t tepkimden bahsedfyorlar ( The Nlatter Nlyth, s. 20); bu tepkinin son
dnemlerde ok tartlan bir rnei iin bkz. Bryan Appleyard, Un-
derstanding the Preseni (Londra, 1992).

7A
azzam yararlar hem de snr ve tehlikeleri konu
sunda bir farkmdalk alam aya almak olacaktr
tabii ki.
Snow'un tehis ettii sorunun kkeninde p
hesiz eitim in yatt dnlyordu, am a
Snow un Britanyay daha fazla sayda mektepli
bilim adam yetitirmeye armann dnda, a s
lnda zellikle eitimle ilgili hibir neri getirm e
dii bazen unutulmaktadr. D aha nce de belirtti
im gibi, Snow Ingilteredeki lise eitiminin son
yllarnn zellikle uzm anla dayal olduu bir
dnemde yazyordu ve bu d a yapt analizi ak
a etkilemiti. B ak a hibir byk lkenin eitim
sistemi bu kadar erken bir tarihte bu kadar ok
uzm anlam aya izin vermemiti. Ama son yirmi
otuz ylda ngilterede bile, lise ve niversitede
grlen derslerin kapsamn geniletmeye ynelik
giriimler oldu (am a hepsinin baarl olduu sy
lenemez); baka lkelerde de eilim, mmkn ol
duunca ge bir dneme kadar ocuklara dengeli
bir eitim verme ynnde. Yirmi yl akn bir s
re nce, George Steiner (ki kendisi de nde gelen
bir edebiyat eletirmeni olmadan nce fizik ala
nnda younlaan bir eitim grm olduu iin,
erken uzmanlama modellerinin dikkate deer bir
istisnas konumundayd), yalnzca eski szel yete
neklere sahip olan kiilerin, gelecekte kendi top-
lumlarnn ileri srelerinden dlanan szck-
kleleri haline gelebilecekleri uyarsnda bulun

75
mutu;45 am a yle grnyor ki temel matematiksel
ve szel yeteneklere sahip olmann bir ihtiya oldu
u gittike daha fazla kabul gryor, her ne kadar
bunun gerei henz tam anlamyla yerine getiril
mese de.
Bu temay tartrken, bilimi ve "edebiyat, za
man iinde bir anda (ounlukla da kendi grle
rimizin ilk olutuklar anda) donmu sabit varlklar
olarak ele alma tehlikesine dmek son derece ko
laydr. Snow "bilimden bahsederken, aklnda
Cambridgedeki Cavendish Laboratuvarnda olup
bitenler vard, ama bir nceki ksmda andmz
dnsel deiimlerin tesinde, burada bir de belli
bir lkeye zg bir dar grlle dme tehlike
si de vardr. Bilimsel aratrm ay en geni anlam
da ele alrken, Amerikann baskn konumda oldu
unu kabul etmek gerekir: 1984de bir yorumcu u
hesab yapyordu: "Bat dnyasnn aratrma ve
gelitirme almalarnn yars... bilime Japonya
ve Avrupann sanayilemi lkelerinin toplamn
dan daha fazla para yatran A B D de yrtlyor.
stelik, (tabii ki ou temel bilim alannda olma
yan) bu aratrm alarn gittike artan bir oran,
dolayl y a da dolaysz olarak zel sektr sanayii ta-
45. George Steiner, In Bluebeard's Castle: Some Notes Towards the
Re-definition o f Culture (Londra, 1971), s. 100. Steiner, Snovvun te
zinin ruhuna sempatiyle yaklayor ve bilim adamlar ile insan bilim
ciler/edebiyatlar arasndaki temel duyarllk farknn birinin gelece
e, brnnse gemie ynelik olmasnda yatt grn savunu
yordu. Ayrca Steinerin u sempozyuma yapt katkya bkz. The
Two Cultures Re-visited, The Cambridge Reviev/, 108 (1987), 13-14.

76
rafndan finanse edilen Iaboratuvarlarda yaplyor;
bunun aka grlmedii yerlerde bile, bilimin
kamusal finansman konusunda gndemi belirle
mekte baskn rol zel sektrn oynadn gr
memiz gerekir.46 Pratikte, herkes tarafndan bi
lim gzyle baklan faaliyetlerin ou, yirminci
yzyln sonunda, kar gzetmeyen bir aratrm a
dan ok, ila irketlerinin, havaclk-uzay sanayi
inin vb. ticari stratejilerinin bir paras olarak anla
lmaldr. Keza, Ingiliz edebiyat"n, yirminci
yzyl ortalarnda kabul edilmi kanon etrafnda
dondurmak da bir baka tr dar grllk olacak
tr. Son otuz ylda, Britanyal olmayanlarn ngiliz
ce kaleme aldklar edebiyat eserlerinin yayn ve
kazandklar uluslararas baar ok artmtr. n
giliz edebiyat artk ngilizcedeki edebiyatlardan
yalnzca biridir. "ngiliz edebiyat" belki en uzun ve
en zengin tarihe sahip olan bir edebiyat olsa da,
ada dnyada ok nemli bir yer tutmamaktadr
ve sonraki yzylda da en yaratc y a d a nemli
edebiyat olmayaca aka ortadadr. Snow un
verdii rnekle, Cambridgedeki yemek m asasnda
Termodinamiin kinci Y asas ve Shakespearein
oyunlar konusundaki karlkl bilgisizliklerini or
taya seren fiziki ile edebiyat eletirmeninin yerine,
yirminci yzyln sonunda onun "iki kltr" ara
sndaki ilikileri temsil eden simgesel simalar, Ame

46. David Dickson, The Ne w Politics o f Science (Chicago, 1984; gz


den geirilmi yeni basm 1989), s. 4, 44.

77
rikal yazlm tasarmcs erkek arkadana, Nobel
edebiyat dln kazanan en son Afrika-kkenli-
Karayipli air hakknda dndklerini e-posta ile
gnderen Singapurlu-inli ekonomi analisti olabi
lir belki de.
Bu durumun da hatrlataca gibi Snow un d
neminden beri gittike artan bir hzla gerekleen
bir dier deiim de, ngilizcenin yaygnlaarak
uluslararas bir dil haline gelmesidir. Snow dn
sel kltrleri olduu kadar ulusal kltrleri de bir
birlerinden ayran uurumlar vurgulamt, ama
insan iletiiminin gittike artan bir oranda ikinci
dil olarak ngilizce denen o zel lehe y a da lehe
ler topluluu iinde yrtlmesi bu iki karth da
biraz yumuatm olabilir. Bu gelimeyi krkle
yen ticari ve teknolojik glerin zayflamas pek
mmkn deil -adeta hepimiz hava-trafik kontro
lrleri durumundayz artk. Ksmen bu sebeplerle,
farkl lkelerdeki, zellikle de az gelimi" lkeler
deki eitimin ierii birbirleriyle gittike daha faz
la rtmektedir. Her eyden nce, ciddi bilimin
gerekli kanal olarak bir tr ngilizcenin kurduu
hakimiyet neredeyse mutlaklam durumdadr:
1989da Pariste, kendine zg ihtiamnn ve ken
di dilinin tarihsel statsnn en ok bilincinde olan
lkedeki nde gelen bilimsel yaynlardan biri olan
Annales d e l'Institut Pasteur, adn R esea rch in
M icrob iology olarak deitirip btnyle ngilizce
makaleler yaymlamaya baladnda, dnya bilim

78
topluluunun bir kresel ky haline gelmesi y
nnde manidar bir simgesel adm atlm oldu.
Snow sonralar, konferansna "Zenginler ve
Yoksullar baln koyma isteine bah kalm ol
sayd belki de daha iyi olacan sylemi, zira b
tn tartmann merkezinde bu konunun yer alma
sn istiyordum aslnda demiti (aada s. 18-4).
Bunun dnyann kar karya olduu en nemli
mesele olduunu ve insan kardelerimizin tedavi
edilebilir straplarnn, bir kere grldkten son
ra inkr edilemeyecek sorumluluklar beraberinde
getirdiini belirtmesi, Snowun konferansnn en
hayranlk verici ve ikna edici zelliidir hl. Ama
Snow'un geri kalm lkelerin modernlemeye
ihtiyalar olduunu sylerken taknd kendinden
memnun, zgvenli eday paylamak artk zor g
rnmektedir. phesiz o zamanlar bu ekilde konu
an tek kii o deildi: Aslnda, 1950lerde ve
1960larn balarnda, zellikle ABD'de modern
leme teorisi adyla bilinen bir sosyal bilim alt-ala-
n serpilmiti; bu teori, btn toplumlarn esasen
ayn yolda ama ok farkl hzlarla ilerledikleri y
nndeki toplumsal evrimci varsayma dayanyordu.
Bu ekilde bakldnda, yaplmas gereken ey,
"geri kalm lkelerde, kk aile birimleri gibi be
lirgin biimde "modern toplumsal yaplarn, sekti
ler bireycilik gibi kltrel tavrlarn ve temsili de
mokrasi gibi siyasal dzenlemelerin vb. gelimesini
hzlandrmakt.

79
Anlald kadaryla Snow, sanayilemenin iste
nen dier zellikleri de beraberinde getireceine,
bu srece yardmc olmaya alanlardan istenen
temel eyin yeni teknolojinin uygulan biimini
kavramak olduuna ve en nemli engelin ileri top-
lumlarn ynetici elitleri arasndaki bilimsel eitim
eksiklii olduuna inanyordu. Son otuz ylda, ge
limekte olan dnyann eitli blgelerinde y a a
nan deneyim, bu varsaymlarn her birinin zerine
phe drmtr. Toplumsal pratiklerin ve kl
trel tavrlarn dikkate deer lde direngen ol
duklar ortaya km ve bunlar onaylanan evrim
izgisini takip etmemilerdir; yerel koullardan
karlan y a da bu koullara uyarlanan teknoloji bi
imlerini devreye sokmak, Batl yntemlerin top-
yekn ithal edilmesinden daha iyi sonular vermi
tir ounlukla; kaynaklarn baaryla kullanlmas
nn nndeki siyasal engeller zannedildiinden ok
daha fazla kmtr vs. Ama Snow 1959da syle
diklerinden ok emindi: Byk bir lkeyi bt
nyle sanayiletirme ii iin tek gereken ey yeterli
sayda bilim adam, mhendis ve teknisyen yetitir
me iradesidir.... Gelenek ve teknik arka plan ala
cak lde az nem tayor gibi grnmektedir
(aada s. 142). Pratikte, kltrel ve siyasal gele
nekler, ister Dou Asyann ekonomik kalknma
snda olduu gibi olumlu biimde, ister Sahra-alt
Afrikada olduu gibi olumsuz biimde, bundan
ok daha nemli olduklarn gstermilerdir.

80
Bu gelimeler en azndan bir nemli adan
Snowun savlarnn etkisini zayflatt. Ona gre, iki
kltr arasndaki blnmenin en nemli pratik so
nucu, onun edebi entelekteller adyla zetledii
geleneksel kltrn, geri kalm lkelere tekno
loji ihracnn getirecei nimetleri hor grm olma
lardr. Bu tr tavrlarn aslnda onun zannettii
kadar yaygn ve siyasal adan etkili olmadklar
sylenebilir; Britanya Hkmetinin st kademele
rinde alman kararlarn, Snowun D.H. Lawrence
y a da Wyndham Lewis gibi yazarlarda tehis ettii
makine-krc tavrlar yansttklarn gsteren
hibir kant yoktur. Ama bunun da tesinde, son
yirmi otuz yln deneyimi, nc Dnyada y a
am standartlarn gelitirmenin, en son teknolojik
ilerlemelerin ierdii bilimi anlamaktan ok, i ba
ndaki siyasal ve kltrel glerin son derece kar
mak ileyilerini anlamaya dayandn gsterdi.
Ayrca, hkmetlerin iinde i grdkleri ortam
deimitir, zira okuluslu irketlerin ve mali ku
ramlarn kararlan, dnyann yoksul blgelerinin
refahn belirleme konusunda daha byk bir rol
oynamaktadr. Burada da, sz konusu gler ze
rinde etkin bir siyasal denetim kurulmas, salt tek-
nokratik sorunlarn hepsinden daha nemli grl
meye balamtr. D aha da genelde, Snow siyasetin
gittike pragmatikleeceinden ve atan ideoloji
ler tarafndan gittike daha az ynlendirilecein
den dem vuran ideolojinin sonu dneminin zg

81
venini yanstyordu. Souk S av an sona ermesi
bir bakma bu tahmini ksmen dorulam gibi g
rnse de, pratikte dnya, milliyetilik, etnik bal
lk ve dinsel fundamentalizm gibi gayri modern
itkilerle daha az deil daha ok blnm gibidir.
Bu gler ekonomik ve teknolojik ilerleme ile ehli
lemedikleri y a da ortadan kalkmadklar gibi, do
a bilimlerinden tretilmi y a da onlar model alan
terimlerle anlalmaya en fazla diren gsteren tr
den olgulardr da. Demek ki, kkrtc lde yaln
bir biimde ifade edecek olursak, Snowun yazd
dnemden bugne, bir fizik y a da kimya eitimi
grm olmann, dnyann sorunlarn zme ko
nusunda tarih y a da felsefe eitimi grm olmak
tan daha iyi bir hazrlk olduu hi de barizlemi
deildir.
Snowun kamusal beyanlarndan ve romanlarn
dan anlald kadaryla, o son kertede kamusal
tartmadan ok kapal kaplar ardnda olanlarla il
gilenmektedir: Snowun "iki kltr tezinin siyaset
le ilikisi konusunda benimsedii model, siyasetile
rin ve danmanlarnn oluturduu kk bir grup
tan ibarettir.47 Son otuz yln siyasal deneyimi, "ka
pal kaplar ardnda yrtlen siyasetin yararlarn-
47. zellikle "Bilim ve Ynetim adl yazs Snow'un bu konuya ne ka
dar taktn gstermesinin yan sra, onun en st dzeydeki tartma
lara ortak olma arzusunu da yanstr. Public Affairs adl kitabnda bir
araya getirdii yazlarn hepsi, iktidara ulatklarnn bilincinde olan
ve kendi zeklarndan duyduklar gururla yzleri kzarm, canl, ii
nin ehli meritokratlann meydana getirdii bu btnyle eril dnyann
tnsn yanstr.

82
dan ok sakncalarn ne karm ve devasa pratik
ve toplumsal glkler karsnda, karar alnmas
gereken nemli meseleler hakknda bir tr kamusal
tartma yaplmas gereine iaret etmitir. Akl ba
nda hi kimse temel bir matematik ve fen bilgisine
sahip olmann deerini ve hatta baz amalar iin
zorunluluunu inkr edemez; ama fikirler belli ta
rihsel ortamlarda i grrler ve yirminci yzyln
sonunda byk sanayi lkelerinde en nemli ihtiya
cn daha fazla bilimsel ve matematiksel ehliyete sa
hip olmak olduunda srar etmenin, faydas olduu
kadar zarar, hatta tehlikesi olabilir. stemeden de
olsa karar-verme srelerini saylabilen y a da l
lebilen meselelere indirgemeyi tevik etmek, yeter
siz bir teknolojik y a da istatistiksel kavray dze
yinde olmaktan rahatsz grnmemekten ok daha
zararl olabilir. Nicelletirilemeyen kayglara gerek
li arln verilebildii bir kamusal dil gelitirme ve
yaym a ihtiyac da, en az temel bir bilim bilgisine sa
hip olma ihtiyac kadar acildir.
Ama son sz Snow'un kendisine vermek gerek
belki de. 1971de ki Kltr kavramnn salt aka
demik formlasyonundan memnun olmadn ve
eitli defalar bu iddiay inceltmeye altm
belirtiyordu.''8 Fakat savnn temelinde yatan daha
kapsaml kresel meseleler onun gznde daha da
merkezi ve acil bir hal almt ve manidar biimde
Winston Churchillin de nl "demir perde ko-
48. Public Affairs, s. 11.

83
numasm yapt yerde (Fulton, M issouri) yapt
son nemli halka ak konumas olan "Kuatma
Durumu nda bu meselelere dnyordu. Genle
rin bir dav a istediklerini iitiyoruz, diyordu
Snow.49 Buna ok basit bir cevap vereceini syl
yor ve gelitirdii iki kltr fikrinin bu hedefle
rin gerekletirilm esine katkda bulunm asn
amalam olduunu vurguluyordu. Bar. Yiye
cek. Yeryznn kaldrabilecei sayda insan. D a
v a budur.

Stefan Collini

49. "The State of Siege (1968), Public Affairs, s. 220.

84
E k O kum a nerisi
Gerek Snow'un kendi almalar gerekse 1980
ylna kadar hakknda yazlanlar stne eksiksiz ve
aklayc notlara yer veren bir alma iin bkz.
Paul Boytinck, C.P. Snow : A R eferen ce Guide
(Boston, 1980). Snow un romanlarnn ou hl
bulunabilmektedir; on bir ciltlik Stran gers and
B ro th ers dizisi, ciltlik bir antoloji halinde yeni
den basld (London, 1972). Verdii nemli dersler
ve denemeleri Public A ffairsde (London, 1971)
topland; nemli simalar hakknda kaleme ald
portre denemeleri u kitaplarda biraraya getirildi:
Variety o f M en (London, 1967) ve The P h y sicists
(London, 1981).
En kapsaml biyografik kaynak udur: Philip
Snow, Stranger and B rother: A portrait o f C.P.
Sn ow (London, 1982). Baz ek malzemeler iin u
almaya bkz. Jo h n Halperin, C.P. Snow : An
Oral B io graph y (Brighton, 1983). Snow un ro
manlar hakknda, David Shusterm ann Tway-
nes English Authors dizisinde km olan C.P.
Sn ow almas dahil olmak zere birka eletirel
alma yaymlanmtr. Benim bavuramadm en
yeni gen el inceleme, John de la M othenin C.P.
t
Sn ow and the Stru ggle o f M o d ern ily sidir. (Aus
tin, 1992). F. R. L eavisin TWo C ultures? The S ig -
nificance o f C. P. Snow i u alm asnda yeniden
yaymland: N or Shall M y Svvord: D isco u rses on
Pluralism, Com passion and Social H ope (London,

85
1972). Leavis hakkmdaki en iyi yeni alma M ic-
hael Bell'in F. R. Leavisidir. (London, 1988). ki
kltr temas hakknda, ou 1960lara kadar ge
ri giden engin bir literatr var; bu incelemeleri
temsil edici nitelikte rnekler iin bkz. David K.
Cornelius ve Edwin St. Vincent, der-, Cultures in
Conflict: P ersp ectiv es on the Sn ow -L eavis Contra-
v ersy (Chicago, 1964) ve William H. Davenport,
The One Culture (New York, 1970).

ikinci Basm a n sz
zgn konferans hakknda epeyce yazlm ol
duu iin, iki kk hatay dzeltmenin dnda
metni ilk baskdaki haliyle brakmann en iyisi ol
duunu dndm.
kinci blmde, orada da akladm gibi konfe
ransa aradan geen drt yln ve konu olduu eit
li yorumlarn nda bir kez daha baktm.

23 Eyll 1963 C. P. Snow


R ede K onferans, 1959
I

ki Kltr

B
ir sredir kafam megul eden bir sorunu k
da dkeli yl kadar oluyor.1 iinde yaa
dm koullar nedeniyle yzlemekten ka
namayacam bir sorundu bu. Konu hakknda fikir
yrtme ehliyetini sadece bu koullardan, yani bir
rastlantlar dizisinden almtm. Benzer bir tecrbe ya
am herkes benimle ayn eyleri grebilir, zerlerin
de hemen hemen ayn yorumlan yapabilirdi herhalde.
Biraz olaan d bir tecrbeydi benimki. Aldm ei
time baklrsa bilim adamydm; setiim meslee ba
klrsa yazar. Hepsi bu kadar. ans da denebilir tabii
buna; yoksul bir aileden gelmenin getirdii bir ans.

89
Ama u anda konumuz benim hayat hikyem de
il. Tek sylemem gereken, Cambridgee girip ok
nemli bilimsel etkinliklerin yrtld bir d
nemde burada biraz aratrma yapm olduum. B
tn fizik biliminin tarihindeki en harika, en yaratc
dnemlerden birini, tiyatroda en n sraya oturmu
biri misali yakndan izleme ayrcalna sahip oldum.
O en n sra bakn o zamandan beri koruyabil
mem, daha dorusu ahlaken korumak zorunda kal
mam sava ortamndaki rastlantlar sayesinde mm
kn oldu; 1939da ok souk bir sabah, Kettering is
tasyonundaki bfede W. L. B raggla karlamam
da o rastlantlardan biri, pratik hayatm zerinde be
lirleyici bir etki yaratm olan bir rastlantyd. Dola
ysyla otuz yldr yalnzca bilime duyduum merak
tan deil, alma hayatmn bir paras olarak da bi
lim adamlaryla temas iinde oldum. Yine bu otuz yl
boyunca yazmak istediim kitaplar biimlendirme
ye alrken yazarlarla da temasm oldu.
alma saatlerini bilim adamlaryla geirip ak
amlar da edebiyat arkadalarm la bulutuum
birok gn oldu. Edebiyat yapmak iin sylemiyo
rum bunu, sahiden de byle oluyordu. Bilim adam
larndan da yazarlardan da ok yakn dostlarm ol
du elbette, ite bu gruplar arasnda yaaya yaaya,
galiba daha ok da birinden brne gide gele, k
da geirmeden ok nce kendi kendime iki kl
tr adn verdiim sorun kafam megul etmeye
balad. nk srekli olarak iki ayr gruba girip

90
ktm duygusuna kaplyordum; zekca birbirle
rine denk, ayn rktan, toplumsal kkenleri arasn
da byk farkllklar olmayan, gelirleri hemen he
men ayn olan bu iki grup arasndaki iletiim nere
deyse tamamen kopmutu; bu gruplarn iinde bu
lunduklar dnsel ahlki ve psikolojik iklim ara
sndaki ortak noktalar o kadar azd ki, Burlington
Housed an y a d a South Kensingtondan Chelseay e
gitmek, okyanus ar bir yolculua kmak gibi
oluyordu.
Aslnda, okyanusu amann da tesine geiyordu
bu yolculuk; nk Atlantikte birka bin mil git
tikten sonra karnza kan Greenwich V illageda
da Chelseadekiyle ayn dil konuulur ve ikisine de
M .I.T.deki bilim adamlar Tibete konuuyormu
gibi gelir. Zira salt bize zg bir sorun deildir bu;
biz ngilizlerin kendimize zg eitim ve toplum
yapmzn baz ynleri bu sorunu iddetlendirir
ken, baz ynleri de hafifletir; am a byk lde
btn B atnn sorunudur bu.
Bu dolambal yollara saparken ciddi bir ey an
latmak istiyorum. Oxfordun neeli retim yele
rinden birinin -bu hikyeyi A. L. Smithe yaktran
lar var-, Cambridgee yemee gidiini anlatan o ho
yk deil kafamdaki. Olay galiba 1890larda, St.
Jo h n s y a da Trinityde gemi. Her neyse, Smith,
Rektrn -ya da yardmcsnn- sanda oturuyor-
mu; etrafndaki herkesi konumalara katmaktan
holanan biriymi Smith, am a m asa arkadalarnn

91
yz ifadeleri ona pek de cesaret vermiyormu. Ox-
fordlulara zg o en akrak gevezelikle karsnda
oturan kiiye bir eyler sylemi, karlnda bir ho
murtu duymu. Sandaki adam denemi, ondan da
bir homurtu duymu. Sonra, adamlardan biri b
rne bakp "Neden bahsediyor, siz anlyor musu
nuz?, dieri de ona karlk olarak Hibir fikrim
yok deyince Smith bile anp kalm, diyecek bir
ey bulamam. Bunun zerine, havay yumuatmak
isteyen Rektr "Bunlar matematiki! Biz onlarla hi
konumayz diyerek Smithi rahatlatm.
Hayr, ben sahiden ciddi bir ey anlatmak istiyo
rum. Bat toplumunun tamamnda dnsel haya
tn gittike iki kutba, iki zt gruba ayrlmakta oldu
unu dnyorum. Dnsel hayat derken, buna
pratik hayatmzn byk bir ksmn da katyo
rum; nk en derin dzeyde bu ikisinin birbirin
den ayrlabileceini ileri srecek en son kii benim.
Pratik hayata biraz sonra dneceim. ki kutup, iki
zt grup: Bir kutupta edebi entelekteller var, bun
lar "entelektel sfatm, onlardan baka kimse
yokmu gibi sadece kendilerinden bahsetmek iin
kullanmay alkanlk edinmiler. G. H. Hardynin
1930larda bir gn, biraz da aknlkla, bana yle
dediini hatrlyorum: Bugnlerde entelektel
szcnn nasl kullanddna dikkat ettin mi?
Rutherford', Eddington, D irac, Adrian y a da
beni kesinlikle kapsamayan yeni bir tanmlama var
gibi. Bu bana biraz garip geliyor, dorusu.2

92
Bir kutupta edebi entelekteller varken, brn
de de ncelikle fizikilerin temsil ettii bilim adam
lar var. Bu ikisi arasnda da karlkl bir anlama
ma uurumu- hatta bazen (zellikle genler arasn
da) bir dmanlk ve hazzetmeme hali, ama en ok
da anlay eksiklii sz konusudur. Birbirlerine ili
kin tuhaf, arpk bir imgeleri vardr. Tavrlar o ka
dar farkldr ki, duygu dzeyinde bile ortak bir ze
min bulamazlar pek. Bilim adam olmayanlar bilim
adamlarn kstah ve kendilerini beenmi bulma
eilimindedir. Onlar, bu szn ettiimiz eilimle
rin arketip ahsiyeti olarak grebileceimiz Bay T.
S. Eliota kulak verir; Eliot kendisinin nazm tiyat
rosunu canlandrma yolunda yapt giriimler ko
nusunda ok fazla bir ey beklemememiz gerektii
ni, ama o ve onunla beraber alanlar ortaya yeni
bir Kyd y a da yeni bir Greene kmas iin zemin
hazrlayabilirlerse memnun olacan sylemekte
dir. Edebiyat entelektellerin alk olduu ton
budur ite, kendi kendini kstlayan, haddini bilen
bir ton. inde bulunduklar kltrn alak perde
den sesidir bu. Sonra ok daha yksek perdeden
bir sesi, bir baka arketipik ahsiyet olan Ruther-
fordun gmbr gmbr sesini duyarlar: Bilimin
kahraman olduu adayz artk! Elizabeth an
dayz ! oumuz bunu d a bunun yannda yumu
ak kalan baka birok sz de duymuuzdur; ka
famzda Rutherfordun Shakespeare rolne kimi
uygun grd konusunda herhangi bir phe kal

93
mamtr. Edebiyat entelektellerin duygusal y a
da dnsel ynden anlamakta zorlandklar ey,
Rutherfordun kesinlikle hakl olduudur.
T. S. Eliotn dnya byle sona erer ite, bir
patlamayla deil bir iniltiyle dizesini -bu arada,
gelmi gemi btn bilimsel kehanetler arasnda
gerekleme ihtimali en dk olanlardan biridir
bu-, Rutherfordun, kendisi hakknda sylenen "u
Rutherford ansl adam, hi zirveden inmiyor laf
na verdii nl cevapla karlatrn: yi de o zir
veyi ben kendim yarattm .
Bilim dndaki kiiler, bilim adamlarnn in
sanlk durumundan habersiz ve s bir iyimserlik
iinde olduu yolunda kkl bir izlenim edinm i
lerdir. te yandan, bilim adam lar da edebiyat
entelektellerin basiretten zerre nasiplerini alm a
m olduklarna, insan kardelerine kar tuhaf
bir umursamazlk iinde olduklarna ve sanat da
dnceyi de varolu anyla snrlam aya altk
lar iin derinden derine anti-entelektel oldukla
rna vb. inanr. H akaret daarc birazck geni
olan herkes, gruplarn birbirlerinin arkasndan
gizli gizli syledii laflara bir sr rnek verebi
lir. ki taraf iin de sylenen szlerin bazlar te
melsiz deildir. Ama hepsi ykcdr. Sylenenle
rin ou tehlikeli yanl anlam alara dayaldr.
im di bu yanl anlam alarn en derinlere y erle
mi olan ikisini, iki taraftan d a birer rnekle ele
almak istiyorum.

94
nce, bilim adamlarnn iyimserliini ele alalm.
Bu sulama yle sk yaplmtr ki artk basmakalp
bir hal almtr. Gnmzde bilim alan dndaki en
zeki kafalarn bazlar bile bu sulam ada bulunmu
lardr. Ama bu bireysel deneyimle toplumsal dene
yimi, insann bireysel durumu ile toplumsal duru
munu birbirine kartrmaktan kaynaklanr. Gayet
iyi tandm bilim adamlarnn ou, her birimizin
iinde bulunduu bireysel durumun trajikliini, en
az, yine gayet iyi tandm, bilimle alakas olmayan
insanlar kadar derinden hissetmektedir. Hepimiz
yalnzz: Bazen sevgi, efkat y a da belki yaratc an
lar sayesinde yalnzlktan kaarz, ama hayatta ka
zanlan bu zaferler, iki kenar da kapkara bir yolun
zerindeyken kendi kendimize drdmz k
huzmelerinden ibarettir: Her birimiz yalnz lrz.
Tandm baz bilim adamlar vahiy dinlerine inan
yorlard. Bu bilim adamlar durumumuzun trajikli
ini belki de o kadar gl hissetmemilerdir. Bil
miyorum. Ama ne kadar cokulu ve mutlu olsalar
da derin duyarllklar olan insanlarn ounda, hat
ta zellikle de cokulu ve mutlu olan insanlarda bu
his adeta hcrelerine sinmi, hayatn arlnn bir
paras haline gelmi gibidir. Bu baka herkes ka
dar, ok iyi tandm bilim adamlar iin de geerli.
Ama bilim adamlarnn neredeyse hepsi, bireyin
durumu trajik diye, toplumsal durumun da yle ol
masn gerektiren hibir neden grmez -umut
da ite burada devreye girer. Hepimiz yalnzz: Her

95
birimiz yalnz lrz: Peki tamam, kar koyama
yacamz bir yazgdr bu -am a durumumuzda yaz
gyla falan alakas olmayan ve kar koymadmz
takdirde insanlktan kacamz birok ey vardr.
rnein, insan kardelerimizin ou yetersiz
beslenmekte ve erken yata lmektedir. En kaba
haliyle, toplumsal durumumuz byle ite. nsann
yalnzln kavramann rn olan ahlki bir tu
zak vardr: Bu kavray kiiyi kendi benzersiz tra
jedisiyle memnun mesut bir kede oturup, baka
larnn yiyeceksizlikten lmelerini ylece izlemeye
itebilir.
Bir grup olarak bilim adamlar bu tuzaa baka
larndan daha az der. Bir ey yaplp yaplam aya
can grmek iin sabrszlanma eilimindedirler:
Aksi kantlanana kadar d a bir ey yaplabileceini
dnme eilimi gsterirler. yimserlikleri de bun
dan kaynaklanr; hepimizin fena halde ihtiya duy
duu bir iyimserliktir bu.
te taraftan, sert, iyi ve insan kardelerinin y a
nnda savam aya kararl bu ayn ruh hali, bilim
adamlarnn br kltrn toplumsal tavrlarna
tepeden bakmalarna yol amtr. Ama bu gerein
den fazla kolaya kaan bir yargdr; bilim adam la
rnn baz tavrlar gerekten kibirli olsa da, bu ge
ici bir evredir ve bilim adamlar topluluunu tem
sil ettii sylenemez.
Saygn bir bilim adamnn beni sorguya ektii
ni hatrlyorum. Neden yazarlarn ou Plantege-

96
netler dneminde bile kesinlikle uygar saylamaya
cak ve demode grlecek toplumsal grler be
nimsiyor? Yirminci yzyln nl yazarlarnn ou
iin geerli deil mi bu dediim? Yeats, Pound,
Wyndham Lewis, gnmzde edebi duyarlla
hkmeden on kiiden dokuzu siyasal adan aptal,
hatta dpedz ktcl kimseler deil mi? Btn
bu insanlarn temsil ettikleri etki Auschwitzi mm
kn klm deil m i?
O zaman en doru cevabn savunulamayacak e
yi savunmamak olduunu dnmtm, hl da
yle dnyorum. Y arglarna gvendiim dostla
rmn dncelerini aktararak Y eatsin byk bir
air olmann yan sra esiz ycelikte karakter sahi
bi bir adam olduunu cevap niyetine sylemenin
faydas yoktu. Byk lde doru olan gerekleri
inkr etmenin faydas yoktu. Drst cevap, yir
minci yzyl balarndaki sanatn baz biimleriyle
toplumsallk-kart hissiyatn en budalaca davu
rumlar arasnda, gerekten de, edebiyatlarn
grmekte ge kalmaktan kabahatli olduklar bir
balant olduuydu.3 Bazlarmzn sanata srt evi
rip kendimize yeni y a da farkl bir yol am aya a
lmamzn birok nedeninden biri de buydu/
Ama bu yazarlarn ou bir kuan edebi duyar
llna hkmetmi olsalar da, artk durum byle de
ildir, en azndan ayn lde byle deildir. Edebi
yat bilimden daha yava deiir. Bilimdeki zde-
vimli dzelti yeteneinden yoksundur, o yzden

97
yanl yollara sapt dnemler daha uzun srer.
Ama bilim adamlarnn 1914-50 dneminden kalka
rak yazarlar yarglam aya kalkmalar yanltr.
iki kltr arasndaki yanl anlamalarn ikisi
byle. Bu konu -yani, iki kltr- hakknda konu
maya baladmdan beri, baz eletirilerle karla
tm sylemeliyim. Bilim alanndaki tandklarm
dan ou, sylediklerimde bir sorun olduunu d
nyor, tandm sanatlar da yle. Ama bilim
alan dndan gelenler bana ayaklan yere basan
gayet salam kayglarla kar kyor. Onlara gre
meseleyi ar basitletiriyorum; bu terimlerle ko
nuulacaksa en azndan kltrden bahsetmek
gerekir, diyorlar. Kendileri bilim adam olmasalar
da, bilimsel hissiyatn nemli bir ksmm paylatk
larn ileri sryorlar. Son dnemlerin edebiyat
kltrn onlar da bilim adamlar kadar beenmi
yorlar; hatta bu kltr daha iyi tandklarndan,
beenmeme konusunda onlardan bile ileri gittikle
rini iddia ediyorlar. J . H. Plumb, Alan Bullock ve
baz Amerikal sosyolog dostlarm, ldrseler bir
araya gelmeyecekleri insanlarla ayn kltr ekme
cesine yerletirilmeyi y a da toplumsal umuda izin
vermeyen bir iklimin yaratlm asna yardmc ol
duklar savn iddetle reddettiklerini sylediler.
Bu savlara sayg duyuyorum. 2 says ok tehli
keli bir saydr: Diyalektiin tehlikeli bir sre ol
masnn nedeni de budur. Herhangi bir eyi ikiye
blme giriimleri pheyle karlanr hep. Ben de

98
uzun sre yeni ayrmlar yapmay dndm: Ama
sonuta bunu yapmamaya karar verdim. arpc
bir metafordan biraz daha teye gidecek, am a kl
trel bir harita boyutlarna da ulamayacak bir ey
aryordum: ki kltr terimi bu am alara gayet iyi
uyuyordu, daha ince ayrmlar yapmann yarardan
ok zarar olurdu.
Kutuplarn birinde, bilimsel kltr sadece d
nsel anlamda deil antropolojik anlamda da ger
ekten bir kltrdr. Yani, bu kltrn yelerinin
birbirlerini her zaman btnyle anlamalarna ge
rek yoktur, zaten ounlukla d a anlamazlar; biyo
loglarn ada fizik hakkmdaki dnceleri o
unlukla epey bulanktr; am a aralarnda ortak ta
vrlar, ortak standartlar ve davran modelleri, or
tak yaklamlar ve varsaymlar vardr. Bu ortaklk
artc lde geni ve derin boyutlara ular.
br zihinsel modelleri, rnein din, siyaset y a da
snf kaynakl zihinsel modelleri apraz keser.
statistiksel olarak, entelektel dnyann geri
kalanyla kyaslandnda, dinsel anlamda inansz
olan bilim adam saysnn biraz daha fazla olduu
nu dnyorum -am a dindar olan ok sayda bi
lim adam da var, zellikle genler arasnda dindar
larn says gittike artyor. Yine istatistiksel ola
rak, ak siyaset alannda Solda yer alan bilim
adamlarnn says d a daha fazla -am a yine, kendi
lerine muhafazakr diyen ok sayda bilim adam
da var ve yine genler arasnda muhafazakrlara

99
daha fazla rastlanyor. Entelektel dnyann geri
kalanyla kyaslandnda, bu lkede ve muhteme
len A BD de yoksul ailelerden gelen bilim adam la
rnn oran epey yksek. Yine de dnce ve dav
ran asndan, btn bunlarn pek nemi yoktur.
alma hayatlarnda ve duygusal hayatlarnn
nemli bir ksmnda takndklar tutumlar, din, si
yaset y a da snf alanlarnda kendileriyle ayn etike
ti tayan bilim dndaki kiilerden ok dier bilim
adamlarmmkilere benzer. Bir slogan retmeyi gze
alabilseydim, bilim adamlar gelecei hcrelerinde
tar derdim.
Holarna gitsin gitmesin, bu byledir. M uhafa
zakr J . J . Thompson ve Lindemann iin de, radi
kal Einstein ve Blackett iin de byleydi; Hristi
yan A. H. Compton iin de mateyalist B em al iin
de; aristokrat de Broglie y a da Russell iin de pro
leter Faraday iin de; Thomas Merton y a d a Victor
Rothschild gibi zengin ailelerden gelenler iin de
yoksul bir iinin olu olan Rutherford iin de bu
byleydi. zerinde dnmeksizin, birbirine ben
zer tepkiler gsterir bu insanlar. Zaten kltr de
bu demektir.
br kutupta, tutumlarn dalm daha engin
bir alan kaplar. Entelektel camia iinde fizikiler
den edebiyat entelektellere geilirken bu ikisi
arasnda her trden duygu tonuyla karlalaca
aktr. Ama bence dier hepsine damgasn vuran
tutum, bilimden tamamyla bihaber olma tutumu

100
dur. Bu bilimden tamamyla bihaber olma durumu,
iinde yaadmz iin ne kadar yaygn olduunu
fark etmesek bile, "geleneksel kltrn tamamna
bilim d bir eni katmaktadr ve bu bilim d e
ni de ounlukla, kabul ettiimizden ok daha faz
la, bilim-kartlna dnme eilimindedir. Bir
kutbun duygulan brnn kar-duygular olur.
Eer bilim adamlar gelecei hcrelerinde tayor
larsa, geleneksel kltr buna, keke gelecek olma
sayd diye cevap verir.6 Bat dnyasn yneten kl
tr, geleneksel kltrdr; bilimsel kltrn ortaya
kmas bunu kayda deer lde az deitirebil
mitir.
Bu kutuplama hepimiz iin -hem tek tek insan
lar olarak bizler iin hem de toplumumuz iin- tam
bir kayptr. Ayn zamanda hem pratik hem dn
sel hem de yaratc bir kayptr; tekrar ediyorum,
bu kaygnn birbirinden net bir biimde ayrla
bileceini zannetmek yanltr. Ama u an iin d
nsel kayp zerinde younlamak istiyorum. .
Her iki taraftaki anlay eksiklii tad kaan bir
aka boyutlarna ulamtr. lkemizde halen al
an yaklak elli bin bilim adam ve yaklak seksen
bin profesyonel mhendis ve uygulamal bilim dal
larnda alan insanlar var. Sava dneminde ve
sonraki yllarda alma arkadalarm la birlikte bu
bilim adamlarnn yaklak otuz krk biniyle, yani
yaklak yzde 25iyle grmeler yapmamz ge
rekti. Konutuumuz kiilerin ou bugn bile

101
krk yan altnda olsa da, bu say bize yeterli bir
rneklem verecek kadar byktr. Bu bilim adam
larnn neler okuduklar, neler dndkleri hak
knda birtakm veriler elde ettik. tiraf etmeliyim
ki, onlardan holanmama ve onlara sayg duymama
ramen ben bile kan sonular karsnda biraz
sarsldm. Geleneksel kltrle kurduklar balarn
bu kadar zayf olacan, bunlar da nemli eyler
tabii, sayg duymak lazm tavrnn tesine gitme
yeceini beklemiyorduk.
Beklenecei zre, en iyi bilim adamlarnn baz
larnn harcayacak bolca enerjileri ve meraklar
vard (hl da vardr); edebiyatlarn szn etti
i her eyi okumu olan birka bilim adamna da
rastladk. Ama bunlarn saylar ok ok az. Geri
kalanlarnn ou, okuduklar kitaplarn neler ol
duu yoklandnda, mahcup bir edayla ey, biraz
Dickens okumaya g a y ret ettim gibi itiraflarda bu
lunuyorlard; sanki Dickens olaanst kapal,
karmak ve insana ne verdii anlalmaz bir yazar
m, szgelimi Rainer M aria Rilke gibi bir yazar
m gibi. Bu keif, yani Dickens'in edebiyatn anla
lmazlna rnek gsterilebilecek bir tipe dn
trlm olduunun kefedilmesi btn aratrm a
dan kan en acayip sonulardan biriydi.
Ama bu bilim adamlar Dickens, deer verme
miz gereken neredeyse btn yazarlar, sadece ge
leneksel kltre olan sayglarn gstermek iin
okuyorlar phesiz. Onlarn kendi kltrleri var,

102
youn, canl ve srekli hareket halinde bir kltr.
Bu kltr epeyce tartma ieriyor, hem de genel
likle edebiyatlarn tartmalarndan ok daha ka
t ve hemen her zaman daha yksek bir kavramsal
dzeyde cereyan eden tartmalar oluyor bunlar.
Bilim adamlar szckleri ok rahat bir biimde,
edebiyatlarn bilmedikleri anlamlarda kullanma
larna ramen, bunlar gayet kesin anlamlardr; z
nel, "nesnel", "felsefe y a da ilerletici gibi terim
leri alagelenden farkl biimlerde bile kullansa
lar7, ne kastettiklerini bilmektedirler.
Unutmayalm ki son derece zeki insanlardr bun
lar. Kltrleri birok bakmdan kl krk yaran ve
hayranlk verici bir kltrdr. ok nemli bir istis
na olan mzik dnda pek sanat iermez. Neleri
ierir peki? Szl fikir alverileri, srarl tartma
lar. Long-play plaklar. Renkli fotoraflar. Kulak,
bir lde de gz. ok az da kitap; ama ou, bilim
merdiveninde deminden beri bahsettiim insanlar
dan -kabul etmeliyim ki- galiba epey aada yer
alan ve kendisine hangi kitaplar okuduu soruldu
unda gayet kesin ve kendinden emin bir tavrla u
cevab veren kahraman kadar ileri gitmez: Kitap
lar m? Ben kitaplarm alet olarak kullanmay ter
cih ederim. Bunu duyunca insann aklna "Bir ki
taptan ne tr bir alet olur ki? eki mi? lkel bir ka
z arac m ? gibi sorularn gelmemesi ok zordur.
Yine de ok az kitap var bu kltrde. Hele ede
biyatlarn ou iin peynir ekmek kadar elzem

103
olan kitaplar, romanlar, tarih, iir, tiyatro kitaplar
neredeyse hi yok. M esele, psikolojik, ahlki y a da
toplumsal hayatla ilgilenmemeleri deil. Toplumsal
hayatla kesinlikle ilgileniyorlar, oumuzdan daha
fazla. Ahlk konusunda d a genellikle elimizdeki en
salam entelekteller grubu onlardr; bilimin ma
yasnda bile ahlki bir bileen vardr ve neredeyse
btn bilim adamlar ahlki hayata ilikin kendi
yarglarn olutururlar. Psikolojiyle de oumuz
kadar ilgilenirler, am a ara sra bu konuda biraz ge
kaldklarn dnmyor da deilim. M esele bu il
gilerden yoksun olmalar deil. M esele, btn gele
neksel kltr literatrnn bu ilgilerle alakal ol
duunu dnmemeleridir. Tabii ki fena halde y a
nlyorlar. Sonuta da hayal gleri geliebilecei
kadar gelimiyor. Kendi kendilerini yoksullatr
yorlar.
Peki br yakada neler oluyor? Onlar da yok
sullam drmdalar -belki daha da ciddi bir bi
imde, zira bu konuda daha kendilerini beenmi
bir tavr takmyorlar. H l kltrun tamam ge
leneksel kltrden ibaretmi gibi davranyorlar,
sanki doa dzeni yokmuasna. Sanki doa dze
ninin aratrlmas gerek kendi bana gerekse do
urduu sonular asndan hi nemli deilmi gi
bi. Sanki bilimin ina ettii fiziksel dnya, yaps,
dnsel derinlii, karmakl ve dile getirili bi
imi asndan insan zihninin en gzel, en harika
kolektif almas deilmi gibi. Ama bilim adam

104
olmayanlarn ounun bu yapya ilikin hibir fik
ri yoktur. Fikir sahibi olmak isteseler bile olamaz
lar. M uazzam bir dnsel deneyimin menzili iin
deki btn bir grup adeta sardr. Ama bu sar
lk doann deil, eitimin, daha dorusu eitimsiz
liin rndr.
Sarlar nasl neler kardklarn bilemezlerse,
onlar d a bilemezler. Bir bilim adamnn Ingiliz ede
biyatnn nemli bir yaptn okumam olduunu
duyduklarnda acma dolu bir tebessm yaylr du
daklarna. Ona bilimden baka hibir eyle ilgilen
meyen bir cahil gzyle bakp hor grrler. Halbu
ki kendi cehaletleri de ayn lde rktcdr ve
kendileri de edebiyattan b aka bir eyle ilgilenmez
ler. Geleneksel kltrn standartlaryla yksek bir
eitim alm olduklar dnlen ve bilim adam la
rnn cehaletine inanamadklarm gayet incelikli
esprilerle dile getiren insanlarn bulunduu toplan
tlarda birok kez bulundum. Bir iki keresinde tah
rik olup etrafmdakilere Termodinamiin ikinci
Y asasn kann anlatabileceini sordum. Hem so
uk hem de olumsuz bir cevap verdiler. Oysa, H i
S h a k esp ea re okudunuz m u ! sorusunun bilimsel
edeeri denebilecek bir eydi sorduum.
u anda inanyorum ki, daha da basit bir soru -
mesela, "Okuma biliyor m u sun u z?un bilimsel e
deeri olan, "ktle y a da hz ne demektir? " gibi bir
soru- sormu olsaydm bile, bu yksek eitim gr
m kiilerin on tanesinden en fazla biri onunla ay

105
n dili konutuumu dnrd. Yani fiziin b
yk yaps gklere ykselirken, bat dnyasndaki
en zeki insanlarn ounluu onu en fazla neolitik
adaki atalar kadar kavrayabiliyor.
Bilim alan dndaki dostlarmzn feci birer
zevksizlik olarak grdkleri sorulardan birini daha
gndeme getireyim. Cambridge, bilim adamlaryla
bilim adam olmayan akademisyenlerin her akam
yemekte bir araya geldikleri bir niversitedir.8
Yaklak iki yl nce, btn bilim tarihinin en ar
tc keiflerinden biri yapld. Sputnik deil kastet
tiim -o farkl nedenlerle, bir organizasyon baar
s ve mevcut bilginin etkin bir biimde kullanlma
s olarak hayranlk uyandran bir eydi. Hayr, Co-
lumbiada Y ang ve L eenin yaptklar keiften bah
sediyorum. Olaanst gzel ve zgn bir alma
bu, am a kan sonu o kadar rktc ki, insan
onu ortaya karan dnme biiminin ne kadar
gzel olduunu unutuyor. Bu keif bizi fiziksel
dnyann temellerinden bazlar hakknda yeniden
dnmeye itiyor. Sezgi, saduyu -bu keif btn
bunlar ba aa ediveriyor. kan sonu genellik
le paritenin korunmazl olarak biliniyor. Eer iki
kltr arasnda ciddi bir iletiim olsayd, Cambrid
ge'deki her m asada bu deney konuulurdu. Konu
uldu mu peki? Ben orada deildim: Ama bu soru
yu sormak istiyorum.
Sz konusu kltrlerin bulutuklar hibir yer
yok gibi grnyor. Bunun zc bir ey olduu

106
nu syleyerek zaman harcayacak deilim. Durum
bundan ok daha kt. Bunun pratikteki baz so
nularna birazdan geleceim. Ama dnce ve y a
ratcln kalbinde ok byk anslar karyoruz.
ki konunun, iki disiplinin, iki kltrn -hatta en
uta, iki galaksinin- arpmas yaratc anslar do
urmaldr. Zihinsel etkinliklerin tarihinde baz b
yk atlmlar bu anslar sayesinde yaplabilmitir.
Bu anslar bugn de vardr. Ama adeta bir vakum
iinde gibidirler, zira iki kltrn mensuplar bir-
birleriyle konuamamaktadr. Yirminci yzyl sa
natnda, yirminci yzyl biliminden ok ok az y a
rarlanlm olmas tuhaftr. Eskiden ara sra da olsa
bilimsel deyimleri bilinli olarak kullanan, ama
yanl kullanan airlere rastlanrd -bir zamanlar
"krnma terimi iirlerde gizemli bir eymi gibi sk
sk boy gsterir, yazarlar kutupsal k terimini,
zellikle hayran olunas bir k tr olduu yanl
gsyla kullanrlard.
Bilim bu ekilde sanatn hibir iine yaramaz ta
bii ki. Bilim, btn zihinsel deneyimimizin ayrl
maz bir paras olarak zmsenmeli ve dier btn
unsurlar kadar doal bir biimde kullanlmaldr.
D aha nce bu kltrel blnmenin yalnzca In-
gilizlere zg bir olgu olmadn sylemitim: Bu
blnme bat dnyasnn her yannda bulunmakta
dr. Ama belki de iki nedenle ngilterede en keskin
biimine brnm grnyor. Bu nedenlerden bi
rincisi, eitimde uzmanlamaya duyduumuz fana

107
tik inantr; bu inan bizlerde dnyann, batdaki
y a da doudaki hibir lkesinde olmad kadar de
rinlere yerlemi durumdadr. Dieri ise, toplumsal
biimlerimizin billurlamasna izin verme eilimi-
mizdir. Bu eilim, ekonomik eitsizliklerimizi gi
derdike zayflayaca yerde gleniyor; bu durum
zellikle eitimde geerli. Bu da, bir kere kltrel
bir blnme yerleik hale geldikten sonra, btn
toplumsal glerin bu blnmenin katln azalt
maktan ok artracak tarzda iledikleri anlamna
gelir.
ki kltr altm yl nce de birbirlerinden tehli
keli bir biimde ayryd; am a Lord Salisbuy gibi
bir babakann Hatfieldda kendi laboratuvar var
d ve Arthur Balfour doa bilimleriyle amatrce
denemeyecek lde ilgileniyordu. Jo h n Anderson
devlet adamlna gem eden nce Leipzigde orga
nik kimya alannda baz aratrmalar yapm ve
aratrm a konularn bugn artk imknsz olduu
sylenebilecek kadar geni bir alandan semiti.9
Bugn artk ynetim kademelerinin zirvesinde bu
lde bir bilim merakna rastlamak pek muhtemel
deildir, daha dorusu olacak ey deildir.10
Aslnda, genler iin bilim adamlar ile bilim
adam olmayanlar arasndaki ayrl kapatmak bu
gn daha dn denebilecek otuz yl nce olduun
dan ok daha zordur. Otuz yl nce kltrler bir-
birleriyle konumay oktandr kesmilerdi, am a en
azndan kardan karya birbirlerine souk gl

108
ckler gndermeyi beceriyorlard. imdi bu neza
ket de ortadan kalkt, artk birbirlerine sadece bu
run bkyorlar. M esele yalnzca, gen bilim adam
larnn artk kendileri ykselite olan bir kltrn
mensuplar iken dierlerinin gerilediklerini dn
meleri meselesi deildir. Biraz acm aszca konua
cak olursam, gen bilim adamlarnn, kendileri v a
sat ortalamalar tutturarak rahat bir i bulacakken,
Ingiliz Edebiyat y a da Tarih blmlerindeki arka
dalarnn onlarn ald cretin yzde 60m kaza
nacak olurlarsa kendilerini ansl hissedeceklerini
bilmeleri meselesidir. Belli bir yetenei olan hibir
bilim adam, ansl Jim in kahramannn tersine,
istenmediini y a d a almalarnn gln olduu
nu dnmeyecektir; aslnda Amis ve arkadalar
nn yaadklar sknt, ksmen, i bulamayan edebi
yat fakltesi mezununun skntsdr.
Btn bunlardan kurtulmann tek yolu eitim sis
temimizi gzden geirmektir tabu ki. Bu ii yapmak
bu lkede, bahsettiim iki nedenden tr, baka
lkelerden daha zordur. Okullarda verdiimiz eiti
min fazlasyla uzmanlamaya dayal olduuna nere
deyse herkes katlacaktr. Ama yine neredeyse her
kes, bunu deitirmeye insan iradesinin yetmeyece
ini de dnecektir. Verdikleri eitimden baka l
keler de bizim kadar rahatszlk hissediyor, ama bi
zim kadar kaderlerine boyun emi deiller.
A BD on sekiz yana kadar bizden ok daha faz
la sayda ocuk eitmektedir; onlara bizden ok da

109
ha geni yelpazeye yaylm, ama bizim kadar de
rinlere inmeyen bir eitim veriyorlar. Bunun da
farkndalar: Sorunu on yl iinde halledebilecekle
rini umuyorlar, ama bu kadar zamanlar olmayabi
lir. SSC B de bizden daha ok ocuk eitiyor: On
lar da bizden ok daha geni bir yelpazeye yaylm
(okullarda verdikleri eitimin uzmanlamaya daya
l olduu, sam a bir bat efsanesidir), am a ok faz
la derinlere inen bir eitim veriyorlar.11 Bunun da
farkndalar -durumu dzeltmek iin bir kar yol
aryorlar. Hepimizden daha makul bir yolu izleyen
Iskandinavlarn, zellikle de isvelilerin derdi ise,
yabanc dil eitimine haddinden fazla zaman ayr
mak durumunda olmalar. Ama onlar da sorunu bir
ucundan yakalam aya alyorlar.
Peki y a biz? Eitim sistemimiz artk btn es
nekliini yitirecek lde kesin bir biime brn
m durumda m?
O kullardaki retmenlerle konutuumuzda,
dnyada benzeri olmayan youn uzmanlamamzn
Oxford ve Cambridgein burs snavlarndan kay
naklandn sylyorlar. Eer mesele buysa, Ox-
ford ve Cambridgein burs snavlarn deitiririz
olur biter, diye dnenler olabilir. Ama bunun ko
lay bir ey olduuna inananlar ulusumuzun dei
iklie direnme kapasitesini azmsam olurlar.
Eitim tarihimizden alnan btn dersler, bizlerin
uzmanlamay azaltmaya deil, yalnzca artrmaya
yetenekli olduumuzu dndrmektedir.

110
Nasl olmusa olmu, kendi kendimize, tek bir
akademik beceri konusunda eitilmi ufak -dier
lkelerle kyasladmzda ok ufak- bir eli te kesim
yaratm a grevi vermiiz. Cambridgede yz elli yl
boyunca bu beceri matematikti: Sonra matematik
y a da klasikler oldu: D aha sonra da doa bilimine
izin verildi. Ama yine de tek bir seim yaplmas ge
rekiyordu.
Bu sre tersine evrilmeyecek kadar gelimi
olabilir pekla. Bunun yaayan bir kltr yaratma
amac bakmndan feci bir sre olduunu dn
memin sebeplerini belirtmitim. Bunun dnyadaki
pratik grevlerimizi yerine getirebilmemiz asn
dan lmcl sonular yaratacan dnmemin
sebeplerini de anlatacam. Ama btn Ingiliz ei
tim tarihi iinde, uzmanlama araymza baary
la kar koyan sadece bir rnek geliyor aklma.
Elli yl nce, Cambridgede, Matematik Snavlar
eref listesinde eski yetenek sras kaldrldnda ya
plmt bu. Bu bitirme snavlarnn mahiyeti yzyl
akn bir sre iinde billurlamt. st sralar iin
giriilen rekabet iddetlenmiti, rencinin kariyeri
bu sralara balyd. Benim okuduum kolejin de
kesinlikle dahil olduu birok kolejde, eer bitirme
snavlarnda birinci y a da ikinci olmay baarabilir
seniz, hemen retim yeliine seiliyordunuz.
rencileri snava hazrlamak iin tam bir sanayi geli
tirilmiti neredeyse. Hardy, Littlewood, Russell,
Eddington, Jean s, Keynes kalitesindeki insanlar,

111
son derece rekabete dayal ve son derece g bu s
nav iin iki yl zel dersler alyorlard. Cambrid-
gedeki insanlarn ou, Ingilteredeki hemen herke
sin ne trden olursa olsun mevcut eitim kurumlan-
mzdan duyduu gurura benzer bir ekilde bundan
ok gurur duyuyordu. O zamanlar datlan bror
leri inceleyecek olursanz, snav sonsuza kadar tam
bu ekilde srdrmek gerektiini ileri sren ateli
savlarla karlarsnz: Standartlan korumann tek
yolu, yetenei len tek adil test, hatta dnyadaki
cidden nesnel tek test bu snavd, onlara gre. Bu
gn biri kp da burs snavlarnn da deitirilme
sinde fayda olduunu syleyecek olsa, ayn ateli i
tenlikle dile getirilecek ayn savlan duyacaktr.
Eski M atematik Snavlar, biri dnda her yn
den kusursuz grnyordu. Gelgelelim, bazlarna
gre bu istisna ok nemliydi. Bu d a -H ardy ve
Littlewood gibi-, yaratc gen matematikilerin s
rarla belirttikleri gibi, bu snav iin verilen eitimin
hibir dnsel deeri olmamasyd. Onlar biraz
daha ileri gidip, bu snavn ngilterede ciddi mate
matii yzyl boyunca talatrp ldrdn sy
lemilerdi. Akademik tartm alarda bile bu belli l
de yank uyandrd ve amalarna ulatlar. Ama
Cambridge 1850 ile 1914 arasnda u an olduun
dan ok daha esnekmi gibi gibi geliyor bana. O es
ki M atematik Snavlar bugn varln hl sr-
drseydi, kaldrmay baarabilir miydik acaba?

112
II

D oal M ak in e-
K rclar O larak
Entelekteller

ki kltrn var olmasnn, bazlar toplumsal


tarihlerden, bazlar kiisel tarihlerden ve ba
zlar da farkl trden zihinsel faaliyetlerin
kendi i dinamiklerinden kaynaklanan derin ve
karmak birok sebebi var. Ama ben bunlar ara
sndan, sebepten ok bir ballak unsur denebile
cek olan birini, btn bu tartm alara girip kan
bir eyi ayrp ne karmak istiyorum. Bu unsur
basit bir biimde yle dile getirilebilir. Eer bilim
sel kltr hari tutarsak, batl entelektellerin
geri kalan sanayi devrimini, kabul etmek yle
dursun, hibir zaman anlamaya almam, anla-

113
mak istememi y a d a anlayamamlardr. Entelek
teller, zellikle de edebi entelekteller doal ma-
kine-krclardr*
Bu tespit zellikle, sanayi devriminin dier yer
lerden daha nce, uzun bir dalgnlk dnemi sra
snda bamza geldii bu lke iin geerlidir. Belki
bu, bugn yaadmz billurlamann derecesini
aklamaya yardmc olabilir. Ama, ufak farklarla
bu tespit, Birleik Devletler iin de artc bir bi
imde geerlidir.
Sanayi devriminin ilk dalgas her iki lkede de,
aslnda btn B atda, kimse neler olup bittiini an
layamadan geliverdi. phesiz bu devrim, tarmn
kefinden beri toplumdaki en byk dnmd -
y a d a en azndan bizim dnemimizde, bizim gzle
rimizin nnde bu hale gelecekti. Aslnda, bu iki
devrim, tarm devrimi ve sanayi-bilim devrimi, top
lumsal hayatta insann grd yegne nitel dei
ikliklerdir. Ama geleneksel kltr bunun farkna
varmad: V ardnda da grdklerinden holanma
d. Ama bu geleneksel kltrn devrimin nimetle
rinden yararlanm ad anlamna gelmez; Ingiliz
eitim kurumlan on dokuzuncu yzylda Ingilte
renin artan zenginliinden paylarn aldlar ve ga
riptir, bu da onlarn u an bildiimiz biimlerde bil
lurlamalarna yardmc oldu.

Snow, burada ve balkta "Ludditeler terimini kullanyor. Luddite-


ler 19. yzylda ilerini ellerinden aldklarn dndklerinden maki
neleri krmak iin rgtlenmi olan bir Ingiliz ii topluluudur, (.n.)

114
Ama yetenek sahibi, yaratc enerji sahibi nere
deyse hi kimse, dnp zenginlii reten devrime
katkda bulunmad. Geleneksel kltr gittike zen
ginleirken devrimden gittike daha fazla soyutlan
d; bnyesindeki gen insanlar idari grevler st
lenmeleri, Hint im paratorluunda almalar,
kltrn kendisini idame ettirmeleri amacyla eit
ti, am a hibir ekilde onlara devrimi anlayacak y a
da ona katlacak donanm vermedi. Baz basiretli
insanlar, daha on dokuzuncu yzyln ortalarna
gelmeden, zenginlik retmeyi srdrmesi iin lke
nin parlak beyinlerinin bazlarn bilim alannda,
zellikle de uygulamal bilim alannda eitmek ge
rektiini grmeye balamlard. Szlerine kulak
asan olmad. Geleneksel kltr hi kulak asmad;
temel bilimciler de, artk her kimlerse, bu szleri
pek can kulayla dinlemedi. Ruhen gnmze ka
dar sren bu hikyeyi Eric Ashbynin T echn ology
and the A cadem ics kitabnda bulabilirsiniz.12
Akademisyenlerin sanayi devrimiyle hibir ilgisi
olmad; J e su s Koleji eski mdr Corrienin, pazar
gnleri Cambridgee ileyen trenler hakknda Bu
durum Tanry da beni de eit lde rahatsz edi
yor demesi, akademinin bu devrim karsndaki
tutumunu da gayet iyi anlatyor. On dokuzuncu
yzyl sanayiinde herhangi bir dnme abas ol
duu sylenebilirse, o da merakllara ve zeki iile
re braklm durumdayd. Amerikal toplumsal ta
rihiler bana ayn eyin byk lde ABD iin de

115
geerli olduunu anlatt. New Englandd a bizim
kinden elli yl kadar sonra gelimeye balayan sa
nayi devrimi13, gerek o tarihte gerekse on dokuzun
cu yzyln daha sonraki dnemlerinde, eitimli y e
teneklerin pek azn kendisine ekebilmi anlalan.
O da vasfl iilerin klavuzluu sayesinde olmu -
phesiz bazen devreye H eny Ford gibi dahi de
nebilecek vasfl iiler de girmi.
lgin olan, burada, ngilterede ciddi bir sanayi
lemenin balamasndan ok nceleri, Almanyada
1830larda ve 1840larda, uygulamal bilim alann
da, ngiltere y a d a A BD nin bir iki kuak boyunca
sunabildiinden ok daha iyi bir niversite eitimi
almann mmkn olmasyd. Bunu anlamakta zor
lanyorum: Toplumsal adan bunu anlamlandr
mak mmkn deil; am a gerek buydu. Sonuta
da ortaya u tr olaylar kmtr: Sarayda erzak
mteahhidlii yapan bir kiinin olu olan Ludwig
Mond, H eidelberge gidip salam bir uygulamal
kimya eitimi alm; Prusyal bir subay olan S i
emens ise askeri akademide ve niversitede elekt
rik mhendislii konusunda o dnem iin mkem
mel bir eitimden gemi ve daha sonra bu ikisi n
giltere'ye gelmiler, kendilerine kimsenin rakip ola
mayacan grnce dier eitimli Almanlar da a
rp, adeta zengin am a cahil bir smrge topran
da bulunuyorlarmcasma servetler kazanmlar
dr. Alman teknoloji uzmanlan A BD de de benzer
miktarda servetler kazanmlardr.

116
Ama hemen hibir yerde, entelekteller neler
olup bittiini kavrayamamlard. Hele yazarlar
hi. Sanki duyarllk sahibi bir insann seebilecei
en doru hareket tarz buymu gibi, birou tyle
ri rpererek geri ekilmiler; Ruskin, William
Morris, Thoreau, Emerson ve Lawrence gibi baz
lar ise aslnda korku lklarndan te bir ey ol
mayan eitli fanteziler kurmulardr. Birinci snf
yazarlarn hemen hepsi irkin arka sokaklar, tten
bacalar, yani sanayilemeye denen bedeli hemen
grdkleri halde; hayal glerini ve sempati yetile
rini gerekten zorlayp d a yoksullarn hayatna gir
meye balayan frsatlar, o zamana kadar yalnzca
ans olanlarn ulaabildii, am a insan kardeleri
nin geri kalan yzde 99 'unun da artk ulamaya
balad imknlar fark edebilmi olan bir yazar
bulmak zordur. On dokuzuncu yzyl Rus roman
clarnn bazlar bunu yapabilirdi; bunu yapabile
cek genilikte bir bak alar vard; ama sanayi-
ncesi bir toplumda yaadklar iin bunu yapm a
frsatlar olmad. Sanayi devrimine ilikin bir kav
ray gelitirmi gibi grnen dnya apnda tek
yazar, o yal haliyle Ibsendi. Zaten ihtiyarn anla
mad pek bir ey yoktu.
Zira, u gerek apak ortadadr phesiz: Sana
yileme yoksullarn tek umududur. Umut szc
n kaba ve sradan anlamyla kullanyorum. Bu
szc byle kullanamayacak lde incelikler pe
inde olan kimsenin ahlki duyarllyla da alveri

117
im olamaz. Rahat koltuklarmzda oturup, maddi
yaam standartlarnn o kadar da nemli olmad
konusunda ahkm kesmek kolaydr. Sanayilemeyi
kiisel bir seim olarak reddetmek, modern W al-
denlk yapmak kolaydr- ama duyduunuz estetik
nefretin gcne ancak, bunu karnnz doyuracak
yemek bulamadnz, ocuklarnzn ounu be
bekken kaybettiiniz, okuyazarln getirdii ra
hatlklar hor grdnz, kendi hayatnzn yirmi
ylndan vazgemeyi kabul ettiiniz halde yapyor
sanz sayg duyarm.14 Ama bu seimi, seme zgr
l olmayan bakalarna zorla kabul ettirmeye, pa
sif bir biimde de olsa abalyorsanz, size zerre say
g duymam. Aslnda, insanlarn neyi seeceini bili
yoruz. nk, yoksul insanlar, bu ans bulabildik
leri btn lkelerde, kesin bir sz birlii etmiesi
ne tarlalarm terk edip, fabrikalar onlar hangi hz
da kabul ediyorsa o hzda fabrikalara komulardr.
ocukluumda bykbabamla yaptmz ko
numalar hatrlyorum. On dokuzuncu yzyl za
naatkrlarnn iyi bir rneiydi bykbabam. Son
derece zeki ve yksek karakterli bir insand. On
yandayken okulu brakm, yallna kadar yo
un bir biimde kendi kendini eitmiti. Snfnn
eitime duyduu o tutkulu inan onda da vard.
Ama bu konuda ilerleme ansna hibir zaman sa
hip olamamt -u anda bunun iin gerekli olan
maddi gce ve beceriye de sahip olmam olduun
dan pheleniyorum. Aslnda bir tramvay garajn

118
da bakm ustabalndan teye geemedi. Y aad
hayat torunlarna zahmetli ve ekilmez, neredey
se inanlmaz bir hayat gibi grnebilirdi. Ama ona
pek de yle grnmemiti. Kapasitesini yeterince
kullanamam olduunu bilecek kadar duyarl bir
adamd: Bundan gerektii kadar ac duyacak kadar
da gururluydu: D aha fazla ey yapmad iin ha
yal krklna uramt -am a kendi bykbabas
na kyasla, ok ey yapm olduunu dnyordu.
Bykbabas bir tarm iisiydi galiba. Ben ilk ad
n bile bilmiyorum. Eski Rus liberallerinin kasvet
li insanlar dedii, tarihin byk isimsiz batanda
tamamen kaybolmu insanlardan biri. Bykbaba
mn bildii kadaryla, okuma yazmas yokmu. B
ykbabam, onun yetenekli bir adam olduunu d
nyor ve toplumun atalarna yaptklarn y a da
yapmadklarn balamyordu; atalarnn duru
munu romantikletirdii falan yoktu. On sekizinci
yzyl ortalar ile sonlar arasndaki dnemde, yani
bizlerin zppelik yapp yalnzca Aydnlanma ve
J a n e Austenn zaman olarak grdmz d
nemde tarm iisi olmann elenceli bir yan yoktu.
Sanayi devrimi, ona yukardan m aadan m
bakldna bal olarak ok farkl grnmtr.
Bugn de ona Chelseaden mi Asyadaki bir kyden
mi bakldna gre ok farkl grnmektedir. B
yk babam gibi insanlara gre, sanayi devriminin
ondan nceki eyler kadar kt olmadna phe
yoktu. Tek sorun, nasl daha iyi klnacayd.

119
D aha karmak bir anlamda, sorun hl budur.
Gelimi lkelerde, eski sanayi devriminin berabe
rinde neler getirdiini, rahatszlklarn yaayarak
grdk. Nfus byk lde artmtr, nk uy
gulamal bilim, tp bilimi ve tbbi bakmla elele ver
mitir. Ayn sebeple yeterli yiyecek de bulunmak
tadr. Bir sanayi toplumu baka trl leyemeye
cei iin herkes okuma yazm a bilmektedir. Salk,
yiyecek, eitim; en yoksullarn bile bunlara ulaa
bilmesini ancak sanayi devrimi salayabilirdi. Bun
lar birincil kazanmlardr -tabii ki kayplar d a var
dr15; bunlardan biri de bir toplumu sanayi iin r
gtlemenin kapsaml bir sava iin de rgtlemeyi
kolaylatrmasdr. Ama kazanmlar yerinde dur
maktadr. Toplumsal umudumuzun temelini bu ka
zanmlar oluturur.
Peki ama, btn bunlarn nasl olduunu anlyor
muyuz? Eski sanayi devrimini bile kavramaya ba
ladmz sylenebilir mi? Hele u an yaadmz
yeni bilimsel devrimi kavradmz? Oysa imdiye
kadar, anlalmas bu kadar gerekli baka bir ey
olmamtr.

120
II I

Bilim sel D evrim

B
iraz nce sanayi devrimi ile bilimsel devrim
arasm da bir ayrm olduundan bahsettim.
Bu ayrm ok kesin snr izgilerine sahip
olmasa d a faydaldr ve artk onu tanmlamaya a
lmam gerekiyor. Sanayi devrimiyle, makinelerin
yava yava kullanlmaya balamasn, kadn ve er
keklerin fabrikalarda istihdam edilmelerini ve bu
lkede esasen tarm iilerinden oluan bir nfusun
yerini esasen fabrikalarda nesneler imal etme ve
imal edilmi olan nesneleri datma iiyle megul
olan bir nfusa brakmasyla gerekleen deiimi
kastediyorum. D aha nce de sylediim gibi, aka-

121
demisyenlerin hi bulamad, gerek ve entelekt
el makine-krclarn nefret ettii bu deiim bizi ha
zrlksz yakalad. Bana yle geliyor ki bu durumla,
bilim ve estetik konusunda taknm olduumuz ta
vrlarn ou arasnda bir balant var. Bu deiim
kabaca on sekizinci yzyln ortalaryla yirminci
yzyln balar arasna yerletirilebilir. Bundan,
onunla yakndan balantl, ama ondan ok daha bi
limsel, ok daha hzl ve muhtemelen yaratt so
nular bakmndan ok daha byk bir baka dei
im ortaya kmtr. Bu deiim de artk tuhaf mu-
citlerin i olsun diye rettikleri fikirler olarak de
il, somut sonular olan bir ey olarak grlen ger
ek bilimin sanayiye uygulanmasnn sonucudur.
Bu ikinci deiimin tarihini belirlemek byk l
de bir beeni, bir tercih meselesidir. Bazlar yak
lak altm yl nceye, ilk byk lekli kim yaya da
mhendislik sanayiilerine dnmeyi tercih edecektir.
Ben ahsen bu deiimi ok daha yakn bir tarihe,
otuz krk yl nceye yerletirip, kaba bir tanm ola
rak sanayide atom paracklarndan ilk kez yararla
nld tarihi esas alyorum. Ben elektronik, atom
enerjisi, otomasyonu ieren sanayi toplumunun ok
nemli alardan, daha nce olup bitenlerin hepsin
den trsel olarak farkl olduuna ve dnyay ok da
ha fazla deitireceine inanyorum. Bence, bilimsel
devrim adm a ancak bu dnm hak kazanabilir.
Hayatlarmzn maddi temeli, daha dorusu birer
paras olduumuz toplumsal plazma budur. Ve

122
onun hakknda neredeyse hibir ey bilmiyoruz.
D aha nce, bilimsel olmayan kltrn yksek ei
tim grm mensuplarnn temel bilimin en basit
kavramlaryla b aa kamadklarn belirtmitim: Bu
beklenmedik bir eydir, ama uygulamal bilim kar
snda daha da rahatsz olabilirler. Eski y a da yeni
tarz retim sanayii hakknda herhangi bir ey bilen
ka eitimli insan vardr? Tezgh takm nedir? Bir
kere edebi bir toplulukta bu soruyu sormutum da
herkes kaacak yer aramt, insan bilmeyince, ona
sanayi retimi de frklk kadar gizemli gelir.
Y a da dmeleri ele alalm. Dmeler ok karmak
eyler deildir; her gn milyonlarcas yaplyor; bu
nu genelde deerli bir faaliyet saymamak iin insa
nn azgn bir makine-knc olmas gerekir. Yine de
iddiaya girerim ki bu yl Cambridgede edebiyat fa
kltesinde ilk yllarn geiren her on kiiden biri bi
le dme imal etmenin gerektirdii insan rgtlen
mesine ilikin en basit bir betimleme yapamaz.
Belki A BD de sanayiyle daha byk bir tank
lk sz konusu olabilir, am a imdi dnyorum
da, hangi apta olursa olsun hibir Amerikal ro
manc, okuyucularnn byle bir tankla sahip
olduklarn varsayabilmi deildir. Eski Gneyin o
son kalntlar misali szde feodal bir toplumla bir
tanklklar olduunu varsayabilir -ki sk sk, hat
ta biraz fazla sk varsayar da-, ama sanayi toplu-
muyla bir tanklklar olduunu varsayamaz. Bir
ngiliz romanc ise bunu kesinlikle varsayamaz.

123
Oysa bir retim organizasyonundaki kiisel ili
kiler son derece incelikli ve ilgintir. Bu ilikiler
son derece aldatcdr. Ordudaki bir blkte y a da
bir devlet dairesinde olduu gibi bir emir-komuta
zincirine sahip hiyerarik bir yapya girdiinizde
greceiniz trden kiisel ilikilerle karlalacak
m gibi gelir. Aslnda buradaki ilikiler ok daha
karmaktr, kat bir emir-komuta zincirine alk
olan herkes bir sanayi organizasyonuna ayak bast
anda kayboluverin Bu arada, bu kiisel ilikile
rin nasl olmas gerektiini hibir lkede kimse bil
memektedir. Bu, byk-lekli siyasetten neredey
se bamsz bir sorundur, dorudan doruya sana
yi hayatndan kaynaklanan bir sorundur.
Temel bilimcilerin ounun da retim sanayim
den fena halde bihaber kaldklarn ve ounun hl
bihaber olduunu sylemenin haksz bir yan yok.
Temel bilimcilerle uygulamal bilimcileri ayn bilim
sel kltr heybesine koymak makul saylabilir, ama
aralarnda byk uurumlar vardr. Temel bilimci
lerle mhendisler birbirlerini ou kez btnyle
yanl anlar. Davranlar ok farkldr: Mhendisler
hayatlarn organize bir topluluk iinde geirmek zo
rundadrlar ve alttan alta ne tr tuhaflklar yaarlar
sa yaasnlar dnyaya disiplinli bir ehre sunmay
becerirler. Temel bilimciler yle deildir. Keza temel
bilimciler siyasette, istatistiksel olarak, yirmi yl n
cekinden daha az da olsa, hl dier btn meslek
lerden daha yksek bir oranda ortann solundadr

124
lar: Oysa mhendisler ounlukla epey muhafaza
krdr. Ar anlamda gerici deil, sadece muhafaza
kr. Eya yapmakla o kadar meguldrler ki, mev
cut toplumsal dzen onlara yeterince iyi gelir.
M hendisler ve uygulamah bilim karsnda te
mel bilimciler genellikle donuk bir tavr taknr.
Onlarla bir trl ilgilenemezler. Bu alandaki so
runlarn ounun dnsel adan temel bilimlerin
ilgilendii sorunlar kadar aba istediini, bulunan
zmlerin ounun da onlarn zmleri kadar
tatmin edici ve gzel olduunu fark etmezler. Gali
ba, bu lkede sk rastlanan, mmkn olan her yer
de yeni bir zppelik bulma, eer yoksa bir yenisini
icat etme ihtirasnn da keskinletirdii igdler,
onlar, uygulamah bilimin ikinci snf kafalara gre
bir ura olduu kansn sorgusuz sualsiz benim
semeye iter. Bunu byle kesin bir edayla dile geti
riyorum nk otuz yl nce ben kendim de tam
olarak bu kandaydm. O zamanlar Cambridgede-
ki gen aratrmaclarn iinde bulunduu dnce
iklimi de bize pek yardmc olmuyordu. Yaptmz
bilimin pratik kullanma hibir biimde, msait ol
mamasyla vnyorduk. Bu iddiay ayaklarn y e
re daha bir salam basarak dile getirebilen kii
kendini daha da stn hissederdi.
Rutherford kendisi mhendislikten pek anla
mazd. Duyduklarna inanamaz bir edayla ve hay
ranlkla u yky anlatrd: Kapitza M etrovicke
bir mhendislik izimi gndermi, o sihirbazlar da

125
izimi iyice inceleyip, m akineyi yapm lar ve Ka-
pitzamn laboratuvarma gndermiler! Buna pek
aard. Rutherford Cockcroftun mhendislik be
cerisinden yle etkilenmiti ki, makine yapmas
iin ona zel denek kartmt -hem de alt yz
poundluk! 1933de, lmnden drt yl nce, Rut
herford kendinden emin ve net bir tavrla atom e
kirdei enerjisinin aa karlabileceine inanma
dn sylemiti -dokuz yl sonra, Chicagoda ilk
atom enerjisi aygt iletilmeye balad. Ruther-
fordun bilimsel yarglarndaki tek byk yanlgs
buydu. Bunu da temel bilimin uygulamal bilime
dnt noktada yapm olmas manidardr.
Hayr, temel bilimciler toplumsal olgular ne an
lamlar ne de onlar kavramaya almlardr.
H aklarnda sylenebilecek en iyi ey, mecbur kal
dklar zaman kolayca renebilmeleridir. Sava
dneminde birok bilim adam, insann dnme
gcn keskinletiren Johnsoncu nedenle, retim
sanayii hakknda bir eyler renmek zorunda kal
d. Sava gzlerini at. Ben kendi iim icab, sana
yiyi anlamaya almak zorunda kaldm. Hayatm
d a aldm en deerli eitimlerden biriydi bu. Ama
ne yazk ki bu eitimi almaya ok daha nce bala
mam gerekirken otuz beimde baladm.
Bu da beni yine eitim sorununa getiriyor. B i
limsel devrimle niin baa kamyoruz? Bu konu
d a dier lkeler niin bizden daha iyiler? Gelecei
mizi, hem kltrel hem de pratik geleceimizi, na-

126
sil karlayacaz? Her iki tartma hattnn da bizi
ayn sona gtrdne inandm artk aka an
lalyordur herhalde. ster yalnzca dnsel hayat
hakknda, ister yalnzca toplumsal hayat hakknda
kafa yorarak ie balayalm, eitimimizin yanl,
hem de ayn biimde yanl olduunun aka orta
y a kt bir noktaya varrz.
Herhangi bir lkenin eitiminin mkemmel oldu
unu iddia edecek deilim. Demin sylediim gibi,
Ruslar da Amerikallar da kendi eitimlerinden bi
zim kendimizinkinden duyduumuzdan ok daha
aktif bir biimde rahatsz oluyorlar: Yani, onu de
itirmek iin daha sert ve iddetli admlar atyorlar.
Ama bunun nedeni, iinde yaadklar dnyaya kar
daha duyarl olmalar. Ben ahsen, hibiri doru
cevab verememi olsa da, doru cevaba bizden ok
daha yakn olduklarndan hi phe duymuyorum.
Biz baz eyleri ikisinden de daha iyi yapyoruz.
Eitim taktikleri konusunda, ounlukla onlardan
daha yetenekliyiz. eitim stratejisine gelince, biz
onlarn yannda kumda oynuyor saylrz.
sistem arasndaki farklar aydnlatc. phe
siz biz on sekiz yalarna kadar ocuklarmzn ok
daha az bir orann eitiyoruz; bunlarn da ok ok
azna niversite diplomas aldrtyoruz. O eski mo
del, ufak bir elite kesim yetitirme modeli, hafife
bklm olsa da hibir zaman krlmad. Bu mo
del iinde, uzmanlamaya duyduumuz o milli tut
kuyu koruduk: Ve zeki genlerimizi yirmi bir y a

127
larna dek, Ruslar kadar olmasa da Amerikallar
dan ok daha sk altryoruz. Bilim alannda uz
manlaan rencilerimiz, on sekiz yalarna geldik
lerinde bilim hakknda btn her yerdeki yatla
rndan daha fazla ey biliyorlar, ama baka alanlar
daki her eyi onlardan daha az biliyorlar. lk lisans
derecelerini aldklar yirmi bir yanda, muhteme
len dierlerinden bir yl kadar nde oluyorlar.
Amerikallarn izledikleri strateji tr olarak fark
l. Onlar herkesi, btn halk16, on sekizine kadar li
seye alp ok gevek ve genel bir eitim verirler.
Onlarn sorunu, bu gevek eitimi -zellikle de te
mel matematik ve fenni- biraz sklatrmaktr. Son
ra on sekiz yandakilerin ok byk bir oran ni
versiteye gider: Bu niversite eitimi de, lise eitimi
gibi, bizimkinden ok daha danktr ve meslek
edindirmeye bizimki kadar arlk vermez.17 Drt
yln sonunda, gen erkek ve kzlar mesleki adan
ounlukla bizim kadar iyi eitilmi olmazlar. Ama
bu arada haklarn yememek iin unu da sylemek
gerekir: Bu rencilerin en iyileri, dizginleri daha
gevek tutulmu olduu iin, yaratc heyecanlarm
bizimkilerden daha iyi korur. Asl zorluk lisansst
dzeyinde gndeme gelir. Bu dzeyde Amerikallar
birdenbire rencilerini bizden ok daha sk al
trmaya balar. Her yl bilim ve mhendislik alanla
rnda, neredeyse bizim zorlanarak kartabildiimiz
sayda yetenekli master ve doktora rencisi kara
bildiklerini de hatrlamakta fayda var.

128
Ruslarn lise eitimi bizimkinden ok daha az uz
manlam, Amerikallarnkinden de ok daha zor
dur. Hatta birok kiiyi pes ettirecek kadar zordur,
bu yzden on be ila on yedi y a arasndakiler iin
baka yntemler denemektedirler. Genel yntem
herkese, kta Avrupasnda grlen trden, yzde
4 0 dan fazlas fen ve matematik derslerinden oluan
genel bir lise eitimi vermek olmutur. Herkes b
tn dersleri almak zorundadr. niversitede bu ge
nel eitim birdenbire kesilir: Ve be yllk niversi
te eitiminin son ylnda uzmanlama bizimkin
den bile daha youndur. Yani, ngiliz niversitele
rinin ounda gen bir renci makine mhendisli
i diplomas alabilir. Oysa Rusyada buna tekabl
eden bir diploma makine mhendisliinin ylnzca
bir alanndan -aerodinamikten, tezgh takm tasa
rmndan y a da dizel motor retiminden- alnabilir
ve muazzam sayda renci almaktadr da.
Beni dinlemeyecekler ama ben yine bunun abar
tl olduuna inanyorum, tpk yetitirdikleri m
hendislerin saysnn da gereinden biraz fazla ol
duuna inandm gibi. Rusya'daki mhendislerin
says, dnyann geri kalanndaki btn mhendis
lerin toplamndan ok daha fazladr; yzde elli ora
nnda daha fazladr.18 A BD den ancak biraz daha
fazla sayda temel bilimci yetitiriyorlar, am a fizik
ve matematik alannda Rus taraf epey ar basyor.
ABD'ye gre de S S C B y e gre de bizim nfusu
muz az. Benzerleri benzerlerle kyaslar ve bilim
adamlaryla mhendisleri bir araya getirirsek, ka
baca, mesleki dzeyde, adam bana her bir buuk
Amerikalya ve her iki buuk Rusa karlk biz bir
Ingiliz eitiyoruz.19 Burada hata yapan birileri var
am a kim?
Baz ekincelerim olmasna karn, Ruslarn du
rumu duyarl bir biimde deerlendirdiklerine ina
nyorum. Bilimsel devrimi bizden y a da Amerikal
lardan daha derin bir biimde kavram drmda
lar. Onlarda kltrler arasndaki mesafe bizde ol
duu kadar geni deil. rnein, ada Sovyet
romanlarn okuduunuzda, romanclarnn -bizim
romanclarmzn tersine-, okuyucularnn sanayiye
ilikin en azndan kaba bir fikri olduunu varsaya-
bildiklerini gryorsunuz. Romanlarda temel bili
me genellikle pek yer verilmiyor, buradaki edebi
entelekteller gibi onlar d a bunu pek istemiyorlar.
Ama mhendislik romanlarda yer alyor. Hem de
yle yer alyor ki, bir Sovyet romannda bir m
hendise yer vermek, bir Amerikan romannda bir
psikiyatriste yer vermek kadar olaan bir ey. B al-
zac nasl romanlarnda zanaat rnlerinin imalat
ilemlerini ele almaya hazrdysa, onlar da retim
ilemlerini ele almaya yle hazrlar. Bunun zerin
de fazla durmak istemiyorum, am a nemli olabilir.
Ayrca, bu romanlarda srekli olarak, eitime du
yulan tutkulu bir inanca rastlanmas da nemli ola
bilir. Bu romanlardaki insanlar eitime, tpk b
ykbabamn inand gibi ve idealist gerekeler ile

130
ekmek paras kazanma gerekelerinin karmn
dan oluan ayn sebeplerle inanrlar.
Her neyse, Ruslar bir lkenin bilimsel devrimde
zirveye kabilmek iin ne tr ve ne sayda erkek
ve kadna20 ihtiyac olduunu deerlendirm iler
dir. Biraz basitletirerek anlatacam, am a yaptk
lar tahmin (ki bence doruya ok yakndr) yle
bir eydir. Birincisi, bir lke elinden geldii kadar
ok sayda en st dzey bilim adam yetitirmeli
dir. Bunlarn says hibir lkede fazla deildir.
Okullarla niversiteler orada olduu srece, onla
ra ne retilecei nemli deildir. Onlar kendi
balarnn aresine bakar.21 Bu insanlar Rusya ve
Amerika'da hangi oranda varsa muhtemelen bizde
de o oranda var; bizim en az kayg duymamz ge
reken tabaka bu. kincisi, ilkinden ok daha geni
bir st dzey meslek adamlar tabakas; destekle
yici aratrmalar, st dzey tasarm ve gelitirme
ilerini bu insanlar yapacaktr. Ingiltere, bu taba
kann nitelii bakmndan A BD y a d a S S C B y le
rahat rahat boy lmektedir: Zaten eitim siste
mimiz zellikle bu tabakay retmeye ayarlanm
tr. Ama nicelik bakmndan, (yine adam bam a)
Ruslarn zorunlu grdkleri ve bulabildikleri say
nn yarsna bile ulaamyoruz. nc tabaka ise
D oa Bilimleri y a d a M ekanik Bilimlerinde b a
lang dzeyinde, y a da biraz daha aa bir d
zeyde eitim grm tabakadr. Bunlarn bazlar
ikincil teknik iler yapacaklar, am a bazlar zel

131
likle insani ilerde nemli sorumluluklar alacaklar
dr. Bu tr insanlar doru drst kullanmak, y e
tenein bu lkede olduundan farkl bir biimde
datlm asna dayaldr. Bilimsel devrim ilerledik
e, bu tr insanlara duyulan ihtiya bizim tahayyl
edemediimiz, am a Ruslarn ettikleri boyutlara
varacaktr. Binlercesine, on binlercesine gerek du
yulacak bu insanlar, niversite eitiminin onlara
verebilecei her trl insani gelimeye ihtiya du
yacaklardr.22 Bizim basiretimiz galiba en ok bu
rada balanm durumda. Drdnc ve sonuncu
tabaka ise, bilim adamlarnn nelerden bahsettiini
anlayabilecek kadar bilim kltr olan siyaseti
lerden, idarecilerden, ezcmle toplumun tamamn
dan oluur.
ite bu y a da buna benzer bir eydir bilimsel
devrimin artnamesi.23 Keke bu lkede sz konu
su artnameyi karlayacak kadar uyarlanma yete
neimiz olduundan emin olabilseydim. Biraz son
ra dnya gr asndan daha da nemli bir me
seleye gemek istiyorum: Ama imdi biraz sapp
kendi kaderimize bakmam balarsnz umarm.
Duruma baklrsa btn gelimi lkeler iinde en
istikrarsz konum bizimki. Tarihin ve rastlantlarn
sonucu bu; halen yaayan herhangi bir Ingilizi bu
yzden sulamak anlamsz olur. Atalarmz yete
neklerini Hint imparatorluu yerine sanayi devri-
mine ayrm olsalard, u anda daha salam bir te
melimiz olurdu. Ama yapmamlar.

132
Yiyeceini salayabileceimiz saynn iki kat
byklkte bir nfusumuz var bugn, yani her za
man Fransa y a da sveten a u fo n d * daha kaygl
olacaz24. Doal kaynaklarmz da ok az; hatta
byk dnya glerinin standartlarna vuruldu
unda yok gibi bir ey. Aslnda sahip olduumuz
yegne gerek servetimiz, akli yeteneklerimiz.
Bunlar d a iki yolla gayet iimize yarad. Birbirimiz
le iyi geinme sanatnda, doutan gelen y a da son
radan edinilmi bir ustalmz var ki, bu da nem
li bir gtr. Ve saymza oranla epeyce yaratc ve
marifetli insan var aramzda. Zek konusunda
uluslar arasnda farklar olduuna pek inanmyo
rum, am a dier lkelere kyasla daha aptal olmad
mz kesin.
Bu deerlerin varl gz nnde bulunduruldu
unda -ki bunlar yegne servetimizi oluturur-, bi
limsel devrimi ilk bizim anlamamz, kendimizi en
st dzeyde eitip nderlik yapmamz gerekirdi.
Hibir ey yapmadk deil. Atom enerjisi gibi baz
alanlarda, herkesin tahmininden daha iyi iler
kardk. Eitimimizin ve iki kltrn meydana ge
tirdii o kat ve billurlam model iinde, kendimi
zi aa uydurmak iin baya sk alyoruz.
in ac taraf, bu hi mi hi yeterli deildir. Y a
kendimizi eiteceiz y a da yok olacaz demek,
gereklerin desteklemeyecei lde melodramatik
olurdu. Ama y a kendimizi eiteceiz y a d a ksack
* Esasta, temelde, (.n.)

133
mrmz iinde lke olarak keskin bir de ge
tiimizi greceiz demek, her ynyle isabetlidir.
Artk eminim ki mevcut modeli krmadan bunu y a
pamayz. Bunun ne kadar zor olduunu biliyorum.
N eredeyse hepimizin duygusal yapsna aykr bir
ey bu. Birok adan, bir aya ukurda y a da l
mekte olan bir dnyada, br aya da her ne pa
hasna olursa olsun doduunu grmemiz gereken
bir dnyada olan benim kendi duygusal yapm a da
aykr. Keke, aklmzn bize yap dediini yapacak
cesaretimiz olacandan emin olabilseydim.
Aklma sk sk, istemediim kadar sk, tarihsel
bir efsane geliyor. Efsanede anlatlanlar doru mu
deil mi, nemli deil; benim iin yeterince etkile
yici. Venedik Cumhuriyetinin son elli ylm dn
meden duramyorum. Onlar da bir zamanlar, bizim
gibi inanlmaz anslymlar. Bizim gibi tesadf
eseri zenginlemiler. M uazzam siyasi yetenekler
edinmiler, tpk bizim gibi. Birou salam dn
celi, gereki, yurtsever adamlarm. Tpk bizim
gibi net bir biimde, tarihin aknn aleyhlerine
dnmeye baladn biliyorlarm. Birou ilerle
meyi nasl srdrebileceklerini bulmaya kafa yor
mu. iinde kesin bir biime brnp kaldklar
modeli krmakm are. Ama biz nasl bizimkinden
holanyorsak onlar d a kendi modellerinden mem
nunlarm. Onu kracak iradeyi hibir zaman bula
mamlar.

134
IV

Zenginler ve
Y oksu llar

A
ma bu bizim kendi yerel sorunumuz ve
onunla mcadele etmek de bize der.
in asl, bazen Venedikin glgesinin b
tn B atnn zerine dtn hissediyorum. Bu
nu M ississippinin te yakasndayken de hissettim.
D aha esnek anlarmda, kendimi, Amerikallarn bi
zim 1850 ile 1914 arasndaki halimize benzemele
riyle avuturum. Yapmadklar ne varsa, bunu bilip
ona gre hareket ediyorlar. Bilimsel devrime Rus
lar kadar iyi hazrlanmalar iin uzun ve iddetli bir
ura vermeleri gerekecek, ama ok byk olas
lkla bunu yapacaklar.

135
Yine de, bilimsel devrimin asl meselesi bu deil.
Asl mesele, sanayilemi lkelerdeki insanlar zen
ginleirken, sanayilememi lkelerdekilerin en iyi
durumda yerlerinde saymalardr: Bu yzden sana
yilemi lkeler ile geri kalanlar arasndaki mesafe
her geen gn artmaktadr. Dnya leinde, zen
ginler ile yoksullar arasndaki m esafedir bu.
Zenginler arasnda ABD, ngiliz Uluslar Toplu
luunun beyaz lkeleri, Byk Britanya, Avru
pa'nn byk ksm ve SSC B var. in arada bir yer
de, henz sanayinin zirvesine km deil, ama
muhtemelen kacak. Yoksullarsa geri kalan btn
lkeler. Zengin lkelerde insanlar daha uzun ya
yor, daha iyi eyler yiyor, daha az alyorlar. Hin
distan gibi yoksul bir lkede, ortalama mr ngil
tere'dekinin yars. Hintlilerin ve dier Asyallarn,
salt nicelik asndan, bir kuak ncekinden daha az
yemek yediklerine dair kantlar var. statistikler g
venilir saylmaz, FAOdaki* grevliler bunlara pek
gvenmememi sylediler. Ama sanayilememi b
tn lkelerde, insanlarn ancak hayatta kalabilecek
dzeyde yemek yedikleri kabul ediliyor. Ve insanla
rm Neolitik adan gnmze kadar hep almak
zorunda olduklar ekilde almaktalar. nsanln
ezici ounluunun hayat her zaman berbat, ac
masz ve ksa olmutur. Yoksul lkelerde hl yle.
Zenginlerle yoksullar arasndaki bu eitsizlik dik
katleri ekti. Doal olarak en keskin biimde de
Birlemi Milletler Gda ve Tarm rgt, (.n.)

136
yoksullarn dikkatini ekti. Bu durum, srf onlarn
dikkatini ekmi olduu iin de, ok uzun srmeye
cektir. Dnyada olduunu bildiimiz baka her ey
2000 ylna kadar devam etse bile, bu etmeyecektir.
Zenginlemenin srr bir kere renildikten sonra,
dnya y an s zengin yans yoksul bir halde yoluna
devam edemez. Bu olacak ey deildir.
Bat bu dnme yardm etmek zorundadr.
M esele uradadr ki, blnm kltryle Bat, bu
dnmn ne kadar byk ve her eyden nce de
ne kadar hzl olmas gerektiini anlamakta zorlan-
maktadr.
D aha nce, bilimsel hz kavramn bilim adam
olmayan ok az kiinin gerekten anladn syle
mitim. Bunda bir istihza vard. Ama toplumsal a
dan bakldnda, istihzann biraz tesine geen bir
ey bu. Bu yzyla kadar btn insanlk tarihinde,
toplumsal deimenin hz ok yavat. yle yava
t ki, bir kiinin mr iinde farkna varlamayabili-
yordu. Artk durum byle deil. Deiim hz yle
artt ki, hayal gcmz ona yetiemiyor. Ileriki on
yl iinde, imdiye kadar olduundan daha fazla in
san etkileyecek daha fazla deiim olmas g erek i
yo r. 1970lerde, daha da fazla olmas gerekir. Yok
sul lkelerde, insanlar bu yaln kavraya sarlm
drmdalar. Oradaki insanlar artk bir insann m
rn aan sreler boyunca beklemek istemiyor.
Belki yz belki iki yzyl sonra durumlarnn bi
raz daha iyi olabileceini bildiren tepeden inme te

137
selliler onlar ldrtmaktan baka bir eye yaram
yor. Bir zamanlar Asya y a da Afrikad a bulunmu
insanlardan hl duyulan baz laflar -bu halklarn
bizim standartlarmza ulaabilmeleri iin daha be
yz yl gemesi lazm !- hem dpedz intihar kabi-
lindendir hem de teknolojik cehaleti yanstmakta
dr. zellikle de Neanderthal Adamnm onlara y e
timesi iin be yl gese yetermi gibi grnen bi
nleri tarafndan sylendiklerinde -ki her zaman da
bunlar tarafndan syleniyormu gibidir.
in asl u ki bu deiim hzn yakalamann
mmkn olduu oktan grlmtr. lk atom
bombas patladnda, adamn biri tek nemli sr
artk aa kt: alet ie yanyor demiti. Bundan
sonra, kararl her lke bombay birka ylda yapa
bilirdi. Ayn ekilde, Rus ve in sanayilemesinin
tek srr da bunu yapmalaryd. Asyallarla Afrika
llar da bunun farkna vard. Zaten belli bir sanayi
altyaps olan - ar dnemindeki sanayi ihmal edile
meyecek boyutlardayd- Rusyann bunu yapm as
krk yln ald, am a araya bir i sava, sonra da b
tn savalarn en by girmiti. inlilerin sana
yi altyaps ok daha zayft, am a onlarda araya gi
ren bir ey olmad ve yle grnyor ki, ayn sre
onlarda Ruslarnkinin yarsndan biraz daha fazla
zaman ald.
Bu dnmler ar bir gayret gsterilerek ve
ok ac ekilerek gerekletirildi. ekilen aclarn
ou gereksizdi: nsann bu dnmlerle ayn yl

138
larda yaanan dehete gzlerini krpmadan bakma
s ok zordur. Yine de bu ekilenler, sradan insan
larn gelecekte ekilecek zorluklardan kurtulmak
adna bugn artc bir tahamml gsterebilecek
lerini kantlad, insanlar bugn yaanan zorluklar
halletme konusunda ok baarl olamasalar da, y a
rna dnk olarak yaptklar onlar soylulatnr. Bu
dnmleri yalnzca bilimsel kltrn kolayca y a
pabilecei de kantlanmtr. Ama bunu biz yapa
mazsak, herkes sersem olduumuzu dnr.
Demek istediim u ki, teknoloji olduka basit
bir eydir. D aha dorusu, teknoloji insann ng
rlebilir sonularla renebilecei bir insan dene
yimi daldr. Uzun bir sre, Bat bunu fena halde
yanl anlad. Be alt kuaktr birok Ingiliz meka
nik zanaatler konusunda becerikli olduunu gs
termi olmasna ramen, biz her naslsa kendi ken
dimizi teknolojinin tamamnn neredeyse nakledile-
mez bir sanat olduuna inandrm durumdayz.
Halbuki aslnda biz ie belli bir avantajla balyo
ruz. Gelenek yznden falan deil, btn ocukla
rmz mekanik oyuncaklarla oynadklar iin. o
cuklarmz daha okumay renmeden uygulamal
bilimin rnlerini ellerine alyorlar. Bu yeterince
deerlendirmediimiz bir avantaj. Tpk Amerikal
larn da, on yetikinden dokuzunun araba kullana
bilmesi ve bir lde tamircilikten anlamas avan
tajlarna sahip olmalar gibi. Kk makinelerin sa
va olan son savata, bu gerek bir askeri fayda

139
salamt. Rusya byk sanayide A BD ye yetii
yor, ama arabanz bozulduunda iinizi en rahat
grdreceiniz lke hl ABD; Rusya'nn bu hale
gelm esi iin dah a ok zaman gemesi gerek.25
in ilgin taraf, bunlarn hibirinin ok da
nemli grnmemesidir. Bugn inde olduu gi
bi, byk bir lkeyi btnyle sanayiletirme ii
iin tek gereken ey yeterli sayda bilim adam, m
hendis ve teknisyen yetitirme iradesidir. rade ve
birka yl. Herhangi bir lke y a da rkn bilimsel
renme yetenei asndan dierlerinden daha iyi
olduuna dair hibir kant yoktur; Hepsinin birbi
rine benzediini gsteren birok kant var. Gele
nek ve teknik arka plan alacak lde az nem
tayor gibi grnmektedir.
Btn bunlar kendi gzlerimizle grdk. Ben
ahsen, Roma niversitesinde Fizik dersinde -ki
ok zor bir dersti- en yksek notlar Sicilyal kzla
rn aldn grdm: D aha otuz yl nce neredeyse
tesettrl denecek kadar kapal bir hayat yaayabi
lirlerdi. Jo h n Cockcroftun 1930larn balarnda
M oskovadan dnn hatrlyorum. Onun ora
daki laboratuvarlar, hatta fabrikalar ve fabrika
lardaki makine ustalarn da grd haberleri y a
ylmt. Ne duymay bekliyorduk, bilmiyorum:
Ama bir deirmen makinesinin nnde yerlere ka
panan y a da matkaplar elleriyle krveren mujik
lerle ilgili, batl insann gnln okayan hikyeler
duymay keyifle bekleyenler olduu kesindi. Birisi

140
Cockcrofta vasfl iilerin nasl olduklarm sordu.
Cockroft hibir zaman boa konumazd. Bir ey
neyse oydu onun iin. "Metrovick'tekilerden hibir
farklar yok dedi. Hepsi bu kadar. Her zaman ol
duu gibi, haklyd.
Bundan ka yok. Elli yl iinde bilimsel devri
mi Hindistanda, Afrikada, Gneydou Asyada,
Latin Amerikada, O rtadouda gerekletirmek
teknik olarak mmkndr. Batl insann bunu bil
memesinin mazareti olamaz. Bugn yolumuzda
duran tehlikeden -Hidrojen bombas sava, a
r nfus, zenginlerle yoksullar arasndaki uurum-
tek kurtulu yolunun bu olduunu bilmemesinin
mazareti olamaz. Bu en kt suun bilgisizlik oldu
u durumlardan biridir.
Zengin lkeler ile yoksullar arasndaki uurum
ortadan kaldrlabilecek durumda olduuna gre,
kaldrlacaktr. Eer biz basiretsizlik ve beceriksiz
lik edip de bir iyi niyet gstermeyi y a da kendi
karlarmzn farkna varmay baaramazsak, sava
ve aln elik etmesiyle kalkacaktr bu uurum:
am a kalkacaktr. Soru, nasl ve kimin tarafndan
ortadan kaldrlacadr. Bu sorulara ancak ksmi
cevaplar verilebilir, am a bu bile bizi dndrme
ye yetebilir. Dnya apnda bilimsel devrim her
eyden nce sermaye gerektirir: makine sermayesi
de dahil her trl sermaye. Yoksul lkeler, sanayi
erisinde belli bir noktay geene kadar bu serm a
yeyi biriktiremezler. Zenginlerle yoksullar arasn

141
daki uurumun genilemesinin nedeni de budur.
Sermaye dardan gelmelidir.
Yalnzca iki olas kaynak var. Biri Bat, ki bu da
aslen ABD demektir, dieri ise SSC B . ABD'nin
bile bu alanda sonsuz sermayesi yoktur. Eer ABD
y a da Rusya bunu tek balarna yapm aya kalksa-
lard, her birinin savata sanayi asndan harca
mak zorunda kaldklar abadan daha fazla aba
harcamalar gerekirdi. kisi birden kalksalard da
o kadar byk bir fedakrlk yapm saylmazlard
-geri bence, baz aklevvellerin yapt gibi, bunun
hibir ekilde bir fedakrlk olmayacan dn
mek de iyimserlik olur. Yaplacak ilemin ap, ulu
sal bir ilem olmasn gerektirir. zel sektr sana
yii, hatta en byk olanlar dahi bu ie giriemez,
bu onlar iin hibir ekilde gze alnabilecek bir i
riski deildir. Dupontsdan y a da I.C .I.den 1940
ylna dnp atom bombas gelitirme almalar
nn tmn finanse etmelerini istemek gibi bir ey
dir bu.
Sermayeden sonra gelen ve onun kadar nemli
ikinci art, insanlardr. Yani, hayatlarnn en az on
yln yabanc bir lkenin sanayilemesine adayabi
lecek uyumu gsterecek yetimi bilim adamlar ve
mhendislerdir. Bu konuda, Amerikallar ve bizler
kendimizi hem duyarllk hem de hayal gc a
sndan eitmedike y a da eitene kadar, Ruslar
aka stn durumdadrlar. zledikleri eitim po
litikasnn yararlar ite burada aa kmtr.

142
Onlar gerektiinde bu tr ilerde kullanlabilecek
insanlara sahiptir. Bizse deiliz, Amerikallar da
bizden daha iyi durumda deil. M esela, ABD h
kmeti ile bizim hkmetimizin, inlilerinki le
inde byk bir sanayileme hamlesini yrtmesi
iin Hintlilere yardm etmek konusunda anlatkla
rn varsayalm. Sermaye de bulunmu olsun. Yine
de bu iin yaplabilmesi iin A B D den ve buradan
on bin y a da yirmi bin kadar mhendise ihtiya
vardr. u anda bu sayy bulmamz imknsz.
Henz sahip olmadmz bu insanlara sadece
bilimsel deil insani eitim de verilmesi gerekir.
Vesayetilikten (Paternalism) * btnyle kurtula
m azlarsa ilerini yapamazlar. Aziz Francis Xavi-
erden Schweitzere kadar birok Avrupal hayatla
rn, soylu am a vesayeti bir tutumla Asyaldara ve
Afrikallara adamlardr. Asyallarla Afrikallarn
bugn hogeldiniz diyecei Avrupallar bu tip kii
ler deildir. Onlar meslekda olarak alacak, bil
diklerini aktaracak, drst, teknik bir i yapacak
ve sonra da ekip gidecek insanlar istiyorlar. Ney
se ki, bilim adamlarnn hi zorlanmayacaklar bir

*" egemen durumda olan partnerin, kendi astlaryla arasndaki ih


tiyatl bir gzetici iliki kurmasn yanstan tutum ve pratiklerini (an
latan) bir terim. Vesayetilik kavram, egemen olan tarafn, ast konu
mundaki kiilerin yaamna istenmedik biimlerde burnunu sokmas
durumunu anlatr, G. Marshall, Sosyoloji Szl, ev: O. Aknhay-
D. Kmrc. Ankara: Bilim ve Sanat Yay, 1999, s. 778. "ada kul
lanmyla paternahzm terimi, bireylerin karlar adna zgrlklerini
kstlayan yasa ve kamu siyasalarn imler, Bla.ckweH'in Siyasal
Dnce Ansiklopedisi, ev: B. Peker-N. Kra. Ankara: mit Yayn
clk, 1995, s. 199. (.n.)

143
tavrdr bu. Onlar rksal kayglardan ou insana
gre daha ok kurtulmulardr; kendi kltrleri in
san ilikiler bakmndan demokratik bir kltrdr.
Bilim adamlarnn i iklimine girdiinizde, insanla
rn eitliini fsldayan bir rzgr arpar yznze,
katta bazen N orveteki rzgrlar gibi biraz serte.
Bu yzden bilim adamlarnn Asya ve Afrika'da
almalar bizim iin iyi olacaktr. Ayrca, bilimsel
devrimin nc artm yerine getirmekte de rol
oynayacaklardr -ki Hindistan gibi bir lkede, bu
artn sermaye yatrm ve balangtaki d yardm
la paralel gitmesi gerekir. On ylda niversitelerini
dntrm ve artk dardan gelen bilim adam la
r ve mhendislerden neredeyse bamsz olacak
dzeyde birok yeni niversite am olan in'deki
kadar btnlkl bir eitim programndan bahse
diyoruz. On yl. br yoksul lkeler, bizim lke
mizden ve AB den gidecek bilim retmenleri ve
ngilizce retmenleri (bu d a kesinlikle zorunlu
dur) sayesinde ayn eyi yirmi ylda yapabilir.
Sorun ite bu k ad ar byktr. M uazzam bir ser
maye harcam as, Batnm henz sahip bile olmad
bilim adamlar ve dilcilere yaplacak muazzam
bir yatrm. stelik ksa vadede ii gerekletirme
nin kendisinden baka kayda deer bir dl yok
tur, uzun vadede ise fena halde belirsizlik tar.
insanlar unu soracaktr -k aslnda zel sohbet
lerimizde soranlar oldu bile-: "Btn bunlar iyi,
ho. Ama sen gereki bir adam diye bilinirsin. S -
yasetin hassas yapsyla da ilgilenirsin; insanlarn
kendi karlarn gzetirken nasl davrandklarn
d a inceledin bir sre. nsanlarn, davranmalar ge
rektiini sylediin gibi davranacaklarna nasl
inanabiliyorsun? A BD y a da bizimki gibi parla
menter toplumlarda, bu tr bir plann gerekle
mesini salayacak siyasi bir teknik dnebiliyor
musun? Bunlardan herhangi birinin olacana on
da bir ihtimal veriyor musun gerekten 2
Bu yerinde bir yorum. Sadece bilmiyorum diye
cevap verebilirim. Bir yanda, insanlarn bencillik
leri, zaaflar, kibirleri, iktidar istekleri hakknda bir
ey sylediim izde h er eyi sylemi olduumuzu
dnmek bir hatadr; gereki denen insanlarn
yapm aya zelikle eilimli o ld u k la r bir hatadr p
hesiz. Evet, insanlar byledir. Bir eyler ina etmek
iin kullanmak zorunda olduumuz tulalar bun
lar, ki bunu kendi bencilliimiz sayesinde de gre
biliriz. Ama insanlar bazen bundan daha fazlasn
da yapabilirler ve bunu kabul etmeyen herhangi
bir gerekilik ciddi saylmaz.
te yandan, B atdaki insanlarn iyicil kapasite
lerinin harekete geirilmesini salayacak siyasi tek
niklerin neler olduunu bilmediimi itiraf ediyo
rum, itiraf etmezsem drst davranm olmam. Y a
placak en iyi ey, ki bu da pek zavall bir en iyi,
srekli bundan bahsederek rahatszlk yaratm ak
tr - Bu, hissettiimiz huzursuzluu pek teskin et
meyebilir belki de. nk, yapmamz gerekenleri

145
nasl yapabileceimizi y a d a herhangi bir ey yapp
yapamayacamz bilmesem de, unu biliyorum:
E er bunu biz yapmazsak, Komnist lkeler za
manla yapacaklar. Bunu yapmann maliyeti hem
onlar iin hem de bakalar iin ok yksek olacak,
am a yapacaklar. Eer byle olursa da, hem pratik
adan hem de ahlki adan baarsz olmu olaca
z. En iyi olaslkla, Bat farkl bir dnyann iin
deki bir kuatlm blge olacak -ngiltere de bir
kuatlm blgenin iindeki bir kuatlm blge.
Bunu kabulleniyor muyuz? Tarih baarszlk kar
snda acmaszdr. Zaten, bu olursa, tarihi yazan
da biz olmayacaz.
Bu arada, dnceli insanlarn glerini am a
yan admlar atlabilir. Eitim bu sorunun tam
zm deildir: Ama eitim olmadan Bat meseleyi
ele almaya bile balayamaz. Btn oklar ayn yn
iaret ediyor. Kltrlerimiz arasndaki uurumu
kapatmak, hem en pratik anlam da hem de en soyut
dnsel anlamda bir zorunluluk. Bu iki anlam bir
birinden ayrld zaman, hibir toplum bilgece d
nemez. D nce hayat adna, bu lkenin kar
karya olduu zel tehlike adna, yoksullar arasn
da tehlikeli bir zengin hayat yaayan bat toplumu
adma, dnyada yeterince akl olsayd yoksul olma
lar gerekmeyecek yoksullar adma, bizim, Ameri
kallarn ve btn Bat'nn eitimimize yeni gzler
le bakmamz elzemdir. Bizim ve Amerikallarn bir
birimizden en ok eyi renebileceimiz durum

146
lardan biridir bu. Her birimiz, ar gururlu dav
ranmazsak, Ruslardan da ok ey renebilir. Bu
arada, Ruslar da bizden ok ey renebilirler.
Balam a zaman gelmedi mi? Bizler dnya kadar
zamanmz varm gibi yetitirilmi insanlarz ki bu
da tehlikeli bir yanlg. ok az zamanmz var. y
le az ki bir tahminde bulunmaya bile cret edemi
yorum.

147
ki Kltr: ikin ci B ak
1

C
am bridgede (1959 M aysnda) Rede Kon
feransm vereli drt yl gemi. Birka
mzn bir sredir tartt bir konuyu se
mitim. nsanlar nce eitim alannda ve sonra da
-bence konferansn ikinci blm ok daha etkile
yiciydi- zengin ve ayrcalkl toplumlarn onlar ka
dar ansl olmayanlar iin duyduu kaygy derin
letirme konusunda bir eyleme geme arsnda
bulunma umudundaydm hepi topu. ok ey bek
lemiyordum. Birok insan benzer eyler sylyor
du. B ana insann kendi sesini de ykseltmesi gere
ken bir zamandaymm gibi gelmiti. Snrl bir iki
evrede szlerime kulak verilebileceini dn
mtm. Sonra bunun yaratt etki ksa zamanda
kaybolup gidecekti: Ben de konuyu iyice dert edin
diim iin, zaman gelince ansm tekrar deneye
cektim.
Bir sre bu makul bir tahmin gibi grnd. Te
amllere uyularak, konferans, verildii gnden bir
gn sonra bir kitapk olarak yaymland.26 Baz
dergilerde hakknda ksa tantm yazlar kt, ama
ilk aylarda pek bir eletiri yazs yaymlanmad.
Reklam yaplmad, yaplamazd da. E n counter der
gisi, konferanstan uzun alntlar yaymlad, bunlar
hakknda baz yorumlar yapld.27 Birka ilgin zel
mektup aldm. Herhalde bu kadarla kalacak diye
dnyordum.

151
Ama pek de yle olmad. lk yln sonuna gelin
diinde, kendimi bir byc rann rahatszl
iinde hissetmeye baladm. M akaleler, gnderme
ler, mektuplar, sulamalar, vgler havada uuu
yordu -ounlukla da daha nce admn hi bilin
medii yerlerden geliyordu bunlar. in asl, biraz
dan da aklayacam gibi, btn bu olup bitenle
rin benimle pek bir balants yoktu. Zevkli olmak
tan ok tuhaf bir deneyimdi. Bu konuda gittike
artan bir hzla bir literatr birikmeye balad: Bu
ilerin doas gerei, byle bir ey olabileceini his
setmitim herhalde, ama bu boyutlara varacan
kesinlikle grememitim. Ayrca en nemli tart
malarn bazlarnn, M acarca, Lehe ve Japon ca
gibi Ingilizlerin ounun bilmedii dillerde yapl
makta olduunu duymak insan rahatsz ediyor.
Literatr seli byrken, iki sonu ok aikr bir
ekilde ortaya kt. Bunlardan birincisi, farkl d
nce topluluklarnda, dnyann farkl yerlerinde
neredeyse ayn anda bir bam teline basldysa, bu
tepkiyi yaratan fikirler zgn olamazd. zgn fi
kirler bu hzda yaylmaz. nsan ok nadiren yeni
bir ey sylemi olduunu dnr y a da umar ve
sonra yllarca, bir yerlerde bir idrak kvlcm ak-
trabilecei umuduyla kasvetli bir bekleyie girer.
Buradaki durum ok farklyd. Bu konular hakkn
da birok kiinin dnm olduu akt. Fikirler
havada uuuyordu. Herhangi bir yerde, herhangi
birinin tek yapm as gereken belli szckleri se-

152
mektL Sonra -tk, tetie baslyordu, Szcklerin
doru szckler olmas gerekmiyordu: am a nce
den kimsenin tahmin edemeyecei zamann doru
zaman olmas gerekiyordu. Bu olduu zaman da,
byc rama, ieri doluan sulara bakmak kal
yordu.
Bakalarnn d a daha nceleri kendilerini ayn
rakvari konumda bulmamalar rastlantdan baka
bir ey deilmi gibi grnyor. Jac o b Bronowski,
ellili yllarda birka kere,28 bu sorunlarn eitli
ynlerini yaratc bir biimde ele almt. M erle
Kling 1957de, konferansmn ilk blmne epey
benzeyen -benim ok sonralar grdm- bir yaz
yaymlam.29 A.D.C. Peterson gibi eitimciler de
benzer eyler yazmlard. 1956da30 ve 1957de31,
ben kendim de Rede Konferansndan ksa olmak
la birlikte byk lde ayn ierikte olan iki yaz
yazmtm. Yine de hibirimiz pek bir tepki alma
dk. ki yl sonra doru zaman gelmiti; artk her
hangi birimiz grlt koparabilirdik. On dokuzun
cu yzylda hrmetle Z e itg eist* denen eyin gi
zemli ileyi tarzm hatrlatan bir durum bu.

"Almanca zamann ruhu anlamna gelen ve metafizik ya ela tarih fel


sefesinde, eilim ya da ynelimlerin, felsefeyle toplumsal yapnn, ikti
sat anlayyla siyasi yapnn, bir kltrn belli bir adaki durumunu
ve dzeyini belirleyen bilekesini anlatmak zere kullanlan terim. Bu
doalc yaklam, olaylar belirleyen, ynlendiren ve denetleyen eyin,
iinde bulunulan ekonomik, siyasi entelektel koullar veya Zeitgeist
olduunu syledii iin, tarihi daha ok yaratc insanlarn yaptm
syleyen byk adam kuramnn kiiselci yaklamna karttr. A.
Cevizci, Felsefe Szl. Ankara: Ekin Yaynlar, 1997, s. 736-737.
(.n.)

153
Demek ki ilk sonu u: Bu fikirler hi de zgn
deildi, havada sralarn beklemekteydiler, ikinci
sonu da aym lde bariz bence. O d a bunlarda
bir ey olmas gerektiiydi. lle de doru olduklar
n kastetmiyorum; birok farkl biimde y a da daha
iyi biimlerde ifade edilemeyeceklerini de kastetmi
yorum: Onlarn, dnyann drt bir yanndaki in
sanlarn gnmzdeki faaliyetlerle bantl oldu
unu dndkleri bir ey ierdiklerini y a da artla
rnda gizlediklerini sylemek istiyorum. Bu eyle
rin benim tarafmdan y a da Bronowski veya Kling
tarafndan, A, B y a da C kiisi tarafndan sylen
mesinin nemi yoktu. Karmak bir tartma b ala
d ve srecek. Bu tesadfen olamazd. Herhangi
bir kiinin etkisiyle de olamazd kesinlikle. Bu tr
meselelerde kiiliklerimizin hibir anlam yoktur:
Ama meselelerin kendisinin ok anlam vardr.
Eletirilerin hacmi bile kayda deer boyutlara
ulat, bunlardan bazlar bana katlyor, bazlar ka
tlmyor, bazlar de tarafsz kalyor. Eletirilerin o
una sayg duyuyorum. Hepsine tek tek cevap ver
medim, nk baka tartmalarda kendi kendime
koyduum bir kurala gre davranyorum. B ana y
le geliyor ki, her bir zgl nokta zerinde dolaysz
tartmalara girmek insann zihnini fena halde ka
patyor. Tartma oumuza dnmekten daha
fazla psikolojik tatmin hissi verir: Ama bizi doruya
yaklam a ansndan da mahrum brakr. Arkama
yaslanp, sylenenlerin yerli yerine oturmasn bek

154
lemeyi tercih ederim ben -bunun ok kolay bir ey
olduunu syleyecek deilim-; uzunca bir aradan
sonra, duyduklarmn ve yeni bilgilerimin avanta
jyla, konferans bir daha verseydim neleri deitir
mem gerektiine bakarm. u anda da bunu yapyo
rum. Ayn uygulamay ileride de srdrme niyetin
deyim. Fazladan syleyecek bir eyim olduunu
dnrsem, onu bir sre bir kenara brakrm.
imdiye kadarki tartmalarda, tek bir olaan d
durum yaand, onu da srf aradan karmak iin
zikrediyorum. Eletirilerin ok ok az bir ksmnda
anormal denecek lde kiisel saldrlar vard:
Bunlardan birinde bu saldrlar yle boyutlara ula
yordu ki, iki ayr yayn organnda bu eletiriyi y a
ymlayan32 kiiler ayr ayr gelip benim onaym is
tediler. D ava amayacam konusunda onlara ga
ranti vermem gerekti. Btn bunlar bana garip ge
liyor. Her tartmada sert szlerin uumas muh
temeldir, ama bunlarn kara alma boyutlarna
yaklamas, en azndan benim deneyimlerim iinde,
sk rastlanan bir durum deildir.
Gelgelelim, bu durumlarda nasl davranmak ge
rektii sorunu ok kolay zmlenir. Diyelim ki bi
ri bana yazl olarak kleptoman bir lsevici demi
olsun (bildiim kadaryla bana henz yneltilme
mi olan iki sulamay semeye zen gsterdim).
Tam tamna iki yol vardr nmde. Birinci ve ge
nellikle takip etmeyi setiim yol, hibir ey yap
mamaktr. Eer grlt tahamml edilmez bir hal

155
alrsa, ikinci yol da dava amaktr. Akll bir adam
dan kimsenin beklemeyecei bir hareket tarz daha
vardr phesiz: Yani, iddialara ciddi ciddi akl y
rterek kar kmak, tek bir ey bile almam ol
duuna dair noterden belge almak, Royal Soci-
elynin on alt yesinden, devlet kurulularndan,
bir mahkemeden vs. kendisini uzun yllardr tan
dklarna ve akrkeyf olduu gecelerde bile onu
bir mezarlk civarnda bir kez olsun grmedikleri
ne dair ifadeler almak.
Byle bir cevap olacak ey deildir. nsan, ken
disine amur atan kiiyle ayn psikolojik derekeye
indirir. Byle bir durumdan uzak durmak d a her
kesin hakkdr.
Neyse ki, bu ruhtaki eletirileri ve onlarla birlik
te anlanlar dikkate almadmzda akl yrtme
asndan bir kaybmz olmaz: nk bunlarn
yapt dnsel katky daha ciddi ve uygar bir bi
imde yapan bakalar da olmutur.
Sras geldike baz temizlikler yaplm as d a g e
rekecektir. Baz psikolojik durumlarn yarattklar
etkiler konusunda ders kitaplarnda verilen rnek
lere her zaman rastlam ak kolay deildir: Ama lite
ratrdeki bu tartm alarda birok rneini gr
mek mmkndr. Baz husumet trleri, fiziksel
okuma edimini icra etme konusunda bir yetenek
sizlik yaratrlar m? Kantlar bu ynde. Konferan
sn zgn hali gayet ksayd. Metin ok yaln. o
u insan, zellikle de iddetle saldrrken, metin

156
den alntlar doru drst yapm akta glk e
ker. Ama benim durumumda bu bile yaplm am
tr. B an a epey acayip gelen birok rnek var (za
ten olayn btn de acayip). En kabalarm see
yim. Konumamdaki rezaletlerden birinin de u
cmleyi kullanmak olduu syleniyor: Tek bana
lrz". Bu cmle, yalnzca yaynclarn benden
tazminat davas amayacam konusunda garanti
aldklar yazda deil33, onu izleyen baka yazlar
da da 34 alntlanp damgalanyor. En son saydm
da galiba on kere falan almtlanmt, zaten sonra
saymay braktm.
Peki am a bu alnt nereden km? Rede Konfe
ransnn metnini biraz dikkatli inceleyin, bu cm
leyi bulamayacaksnz. Hibir yerde yok. Zaten ol
sayd artc olurdu. Zira ben son derece tekil bir
deneyimi aktaran bir nermede bulunmaya al
yordum. Byle bir nermeyi kimse oul formda
yapmaz. Gariptir, Ingiliz dili bu art tam karla
myor. Kii tek bana lr doru deil. Ben de
en sonunda biraz hantal olmasna ramen kastetti
im eyi ileten bir cmle kullanmak zorunda kal
mtm: Her birimiz tek bamza lrz.
Burada, btn tartmadaki baka birok ey gi
bi, bu kavray d a zgn deildir. Iebaka dayal
dncede, zellikle de iebaka dayah dinsel d
ncede yzyllardr kullanlmtr. Bildiim kada
ryla, bunu ilk syleyen Blaise P ascaldi: On m our-
ra seul.

157
Sonralar bu tr aratrm alara yer bulunacaktr:
ama imdi deil. nemli olan tartmadan kiilikle
rimizi mmkn olduunca karabilmektir. Ben de
bunu amalamaya alacam.
D aha nce de sylediim gibi, u anda yapabile
ceim en faydal eyin ilk yazdklarma bir kez da
ha bakmak olduunu dnyorum: Bu metine,
onun hakknda, lehinde, aleyhinde ve doru alar
dan sylenmi olan eyler nda bakmak ve bunu
da, aratrma ilerledike, en azndan sorunun baz
blmleri hakknda bir kan deil bir cevap sunma
y a yardmc olacak yeni bilimsel, sosyolojik ve ta
rihsel bilgilerin yardmyla yapmak.

2
Konferanstaki ifadeleri elimden geldiince yaln
tuttum. Eylemle herhangi bir balants olan her
trl nerme yaln olmaldr. Herkesin malumunu
anlalmaz hale getirmek iin uralyorsa, her za
man bir eyler yanl gider, ifadeleri ekinceleriyle
birlikte dile getirmeye ve bazlarn rneklemeye
altm. imdi ekinceleri ve rnekleri karp ko
numamn zn mmkn olduunca sakin bir bi
imde yeniden aktaracam.
O da yle bir ey. Bizim toplumumuzda (yani,
gelimi bat toplumunda), ortak bir kltrmz
varm gibi yapmay bile braktk. Bildiimiz en yo
un eitimi alm kiiler artk, kendilerinin nem

158
verdikleri dnsel kayglar dzleminde birbirle-
riyle iletiim kuramyorlar. Bu da yaratc, dn
sel ve hepsinden ok da normal hayatmz iin cid
di sonular douruyor. Bizi gemii yanl yorum
lamaya, bugn yanl deerlendirmeye ve gelecek
umutlarmz inkr etmeye itiyor. Toplumumuzun
iyilii dorultusunda faaliyete girimemizi zor ya
da imknsz klyor.
Bu iletiim eksikliinin en belirgin rnei olarak,
iki kltr terimiyle vaftiz ettiim eilimi temsil
eden iki grup insan gsterdim. Bu gruplardan biri,
arlklarn, baarlarn ve nfuzlarn vurgulama
y a gerek olmayan bilim adamlarn ieriyordu.
br de edebi entelektelleri. Edebi entelektel
lerin bat dnyasnda asli karar-vericiler roln oy
nadklarn sylemedim. Edebi entelektellerin bi
lim d kltrn iinde bulunduu atmosferi temsil
ettiklerini, dile getirdiklerini ve bir lde de biim
lediklerini ve ngrdklerini syledim: Kararlar
onlar vermez, ama syledikleri eyler kararlar ve
renlerin zihinlerine szar. Bu iki grup -bilim adam
lar ile edebi entelekteller- arasnda ok az iletiim
ve yoldalktan ok husumete benzer bir ey vardr.
Bunun, mevcut durumumuzun bir betimlemesi
y a d a bu duruma ynelik ok kaba bir ilk yaklam
olmasn amalamtm. Bunun hi mi hi holan
madm bir durum olduunu yeterince ak gs
terdiimi sanmtm. lgintir, baz yorumcular be
nim bu durumu onayladm varsaymlar; artk

159
bunun karsnda yenildiimi itiraf edip Schillerin
o ie yarar dizesini mrldanmakla yetiniyorum .35
Bu zeti bitirelim. Tabii ki, tam bir zm yok
tur. Zamanmzn y a da ngrebileceimiz herhan
gi bir an getirdii koullarda Rnesans insan
nn boy gstermesi mmkn deildir. Ama bir ey
ler yapabiliriz. Elimizdeki balca ara da eitim -
daha ok ilk ve orta okullardaki eitim, am a lise ve
niversitedeki eitim de nemli. Bir kuan daha
bizler kadar cahil ve anlay y a da sempati yoksu
nu olmasna izin vermenin mazereti yoktur.

3
ki kltr tabiri daha en batan beri bazlarnn
tepkisini ekti. Kltr szcne itiraz edildi:
D aha salam gerekelerle, iki saysna d a itiraz
edildi. (Henz hi kimse belirgin tanm edatndan
ikayet etmedi sanrm).
D aha geni kapsaml savlara gemeden nce,
szcklerin kullanmyla ilgili birka konuya iaret
etmem gerekiyor. Balkta kullandm kltr
szcnn, ikisi de eldeki konuya tam tamna uy
gulanabilecek olan iki anlam vardr. lk olarak,
kltr, szlk tanmyla dnsel gelime, zih
nin gelim esidir. Bu tanm yllardr ounlukla de
rin ve mulak imalar tamtr. ok azmz szc
n incelikli bir tanmn aramzdr: Biri kp da,
Kltr nedir? Kltrl olan kimdir? diye sordu

160
unda, iaret oku olaanst bir tesadfle hep bi
zim bulunduumuz yn gsterir.
Ama insan zayflnn ho bir rnei olmasna
ramen bu nemli deildir: nemli olan, Colerid-
geden beri, yaplan btn incelikli tanmlarn, ge
leneksel zihinsel gelime y a da onun filizlerinden
herhangi biri iin olduu kadar, bir bilim adamnn
kendi m eslei iinde kaydettii gelime iin de (da
ha kusurlu bir tarzda) geerli olmasdr. Bizim
kltr dediimiz eye Coleridge ilenmilik di
yor ve onu "insanla zg olan nitelik ve yetilerin
uyumlu geliimi olarak tanmlyordu .36 Dorusu,
bunu hibirimizin becerdii sylenemez; ak sy
lemek gerekirse, edebi kltrmz de bilimsel kl
trmz de yalnzca alt-kltr adn hak ediyor.
insanla zg olan nitelik ve yetiler." D oa dn
yasna duyulan merak ve simgesel dnce sistem
lerinin kullanlmas, btn insani niteliklerin en de
erli ve en insana zg olanlarndan ikisidir. Gele
neksel zihinsel gelime yntemleri bu nitelikleri a
la terk etmitir. te yandan, bilimsel eitim de s
zel yetilerimizi a brakmtr -simgelerin diliyle ha
rika iler yaplrken, szcklerin diliyle hibir ey
yaplmaz. Her iki tarafta da bir insann yetenekleri
nin dalmn yeterince iyi deerlendiremiyoruz.
Ama kltr incelikli anlamyla kullanyorsak,
bilim adamlarnda bunun olmadn bize syletebi
lecek ey ancak hayal gc eksiklii y a da muhte
melen zr cehalet olabilir. Byle bir cehaletin maze

161
reti yoktur. Bir kuak iinde bilimin bnyesindeki
dnsel, estetik ve ahlki deerleri gsteren koca
bir literatr olumu ve stelik bu literatr zaman
mzn en gzel dzyaz rnekleri verilerek kaleme
alnmtr (bkz. A. N. Whitehead'in Bilim ve M o
dern D n yas, G. H. Hardynin B ir M atem atiki
nin Savunmas, J . Bronowskinin Bilim ve nsan
D eerleri). Son on yl iinde Amerika ve ngilte
rede bu konuda yazlm yaptlarda son derece de
erli fikirlere rastlanr -Needham, Toulmin, Price,
Piel, Newman akla gelen isimlerden sadece birka.
Bu konuya yaplm katklarn en nemlilerin
den biri olan ve henz yaymlanmam bir alma
snda, Bronowski, iki taraf iin de kltr szc
n kullanmaktan kasten kanm ve almann
baln ki Dnya Sistemi Arasndaki Diyalog
olarak belirlemitir. Ben ahsen bu szcn hl
yerinde olduuna ve makul insanlarn da onu do
ru biimde anladklarna inanyorum. Ama sz ko
nusu szc kullanmay srdrsem de, asl aktar
mak istediim ey olmasna ramen bir ekilde s
t rtlen mesaj tekrar etmek istiyorum: Sahip ol
duumuz potansiyeller iin, nmzdeki i iin,
iinde yaam aya balamamz gereken dnya iin
bilimsel zihinsel gelime sistemi de geleneksel sis
tem de yeterli deildir.
Kltr szcnn konumada ak ak iaret
ettiim ikinci, teknik bir anlam daha var. Antropo
loglar tarafndan, ayn ortamda yaayan, birbirleri -

162
ne ortak alkanlklarla, ortak varsaymlarla, ortak
bir yaam tarzyla bal olan bir insan grubunu ad
landrmak iin kullanlr. Nitekim bir Neanderthal
kltrnden, bir La Tene kltrnden, bir Trobri-
and Adas kltrnden bahsedilir: ok kullanl
olan bu terim kendi toplumlarmzdaki gruplara da
uygulanmtr. Bu szc sememi salayan ok
gl bir ek sebep buydu; insann her ikisini de
kullanmak istedii iki anlamda kullanlabilen bir
szckle karlamas pek sk olmaz. Bir yanda bi
lim adamlar, br yanda da edebi entelekteller
gerekten de antropolojik anlamda kltrler olarak
var olurlar. Demin de sylediim gibi, ortak tavr
lar, ortak standartlar ve davran rntleri, ortak
yaklamlar ve varsaymlar vardr. Bu, kiinin bir
kltr iinde bireyselliini ve zgr iradesini yitir
dii anlamna gelmez. Farknda olmasak da, zan
nettiimizden daha fazla kendi zamanmzn, yeri
mizin ve eitimimizin ocuklar olduumuz anlam
na gelir. htilaf yaratm ayacak iki basit rnek vere
yim. Bilimsel kltrn ezici ounluu (yani, ant
ropolojik adan gzlemlenen bilim adamlar gru
bu) uzun uzun dnmeye y a da kiiliklerini yok
lamaya gerek duymakszn, bir niversitenin asli i
levinin aratrma olduundan emin olacaklardr.
Bu tavr otomatiktir, kltrlerinin bir parasdr:
Ama edebi kltrde ayn oranda insann tavr bu
olmayacaktr. te yandan, edebi kltrn ezici o
unluu da basl sz zerindeki en ufak sansre

163
bile, hibir koulda izin verilemeyeceinden ayn
lde emin olacaklardr. Bireylerin tek tek d
nerek bu konuma ulamalar gerekmez: bu yine on
larn kltrlerinin bir parasdr. H atta ylesine
sorgulanmayan bir parasdr ki, edebi entelektel
ler daha otuz yl nce akla hayale gelmeyecek l
de, istediklerini yazabilmektedirler.
Kltr" hakknda bu kadar yeter. imdi ki sa
ysna geelim. Bunun en iyi seim olup olmadn
dan ilki kadar emin deilim. En batan beri baz e
kincelerimi belirttim. Konferansn balarnda sy
lediim eyleri tekrar edeceim.

2 says ok tehlikeli bir saydr: Diyalektiin


tehlikeli bir sre olmasnn nedeni de budur. Her
hangi bir eyi ikiye blme giriimleri pheyle kar
lanr hep. Ben de uzun sre yeni ayrmlar yapm a
y dndm, am a sonuta bunu yapmamaya karar
verdim. arpc bir metafordan biraz daha teye
gidecek, ama kltrel bir harita boyutlarna da
ulamayacak bir ey aryordum. ki kltr terimi
bu am alara gayet iyi uyuyordu, daha ince ayrm
lar yapmann yarardan ok zarar olurdu.

Bunlar bana hl makul geliyor. Ama dzeltil


meye am ve durumda yeni ortaya kan bir
zellikten de etkilendim, am a buna birazdan gele
ceim. Bundan nce iki muhakeme hattndan bah
setmem gerekiyor; bunlardan biri sonuta anlam

164
szla, hkmszle varr; bir zamanlar benim de
takip ettiim br ise yanltc olabilir. Birincisi,
hayr, der, iki kltr yoktur, yz iki, hatta iki bin
iki y a da hangi sayy vermek isterseniz o sayda
kltr vardr. Bu bir anlamda dorudur, ama ayn
zamanda da anlamszdr. Szckler, dzen verip
modeller oluturduklar kaba gereklikten her za
man daha basittirler. Byle olmasalard, tartmak
da ortak eyleme girimek de imknsz olurdu. Sz
gelimi, bilimsel kltr iinde birbirini izleyen bir
ok alt-blm vardr elbet. Teorik fizikiler yalnz
ca birbirleriyle ve Cabotlar gibi Tanryla konuma
eilimindedirler. Organik kimyaclar bilimsel poli
tikada d a herkese ak politikada da ounlukla
muhafazakr bir eilim gsterirler. Biyokimyaclar
iin bunun tersi geerlidir. Vs. vs. Hardy, Royal
Societynin konsey toplantlarnda btn bu farkl
lklar ileyi halinde grmenin mmkn olduunu
sylerdi. Ama etiketleri de kurumlan d a nemse
meyen Hardy, buradan yola karak Royal Soci
etynin hibir eyi temsil etmediini syleyecek bi
ri de deildi. Aslnda, bu kurumun varl bilimsel
kltrn en st tezahr y a da simgesidir .37 Ne za
man biri kp da, ne kadar uzak grnrse grn
sn yeni bir eylem plann gndeme getiren bir
neride bulunsa, bu ar karmaklk igzarl,
bu iki bin iki kltr okulu birden ortaya kar.
Bu da statkoyu ustalkla srdren btn muhafa
zakr grevlilerin ustas olduklar bir yetenei ge

165
rektirir ki, bu yetenee dolambal savunma tek
nii ad verilir.
ikinci muhakeme hatt ise, saf bilim ile (aalay
c bir szck haline gelmeye balayan) teknoloji ara
snda net bir izgi eker y a da ekmeye alr. Bir
zamanlar ben de bu izgiyi ekmeye almtm .38
ama bunu yapmay gerektiren sebeplerin hl geer
li olduunu dnsem de, artk yapmam. Teknoloji
uzmanlarm i banda grdke, bu ayrm gittike
daha savunulamaz gelmeye balad bana. Birini bir
uak tasarlarken grrseniz, parack fiziinde bir
deney yaplrken yaanan -estetik, dnsel, ahlki-
deneyimin aynsn yaadn fark edersiniz.
Bilimsel srecin iki gds vardr: Biri doal
dnyay anlamak, br ise kontrol etmek. Her bir
bilim adamnda bu gdlerden biri baat durumda
olabilir; bilim alanlar balang drtlerini (impul-
se) ikisinden birinden alabilir. rnein, evrendo-
um ( cosm ogony) -evrenin kkeninin ve doasnn
incelenmesi- ilk snfn gayet katksz bir rneidir.
Tp ise kincinin tipik numunesidir. Ama btn bi
lim alanlarnda, alma nasl balam olursa olsun,
gdlerden her biri brnde rtk olarak bulunur,
insanlar, klasik bir teknoloji olan tptan yola karak
saf bilimsel sorunlar -rnein, hemoglobin mole
klnn yaps- hakknda ahmaya balamlardr.
Btn konular arasnda uygulanabilirlikten en uzak
grnen evrendoumdan, nkleer fzyonla ilgili fi
kirler kmtr -ki, ister iyi ynde kullanlsn ister

166
kt ynde, kimse nkleer fzyonun uygulanabilir
lii olmayan bir faaliyet olduunu syleyemez.
S a f bilim ve uygulamal bilim arasndaki bu kar
mak diyalektik bilim tarihindeki en derin sorunlar
dan biridir. Halihazrda bu diyalektiin nemli bir
ksmn anlamann balang aamasnda bile deiliz.
Zaman zaman bir icat dalgasna esin veren pratik ih
tiyacn ne olduu apak ortadadr. ngiliz, Amerika
l, Alman bilim adamlarnn 1935 ile 1945 arasnda
elektronik alannda niin birdenbire -balangta bir
birlerinden habersiz olarak- byk ilerlemeler kay
dettiini kimseye anlatmak gerekmez. Bu muazzam
gl teknolojik silahn ok yakn bir tarihte astrono
miden sibernetie en saf bilimsel aratrmalarda kul
lanlaca da ayn lde aktr. Ama Bolyai, Gauss
ve Lobaevskiyi -balangta yine birbirlerinden ha
bersiz olarak- grnte btn kavramsal hayal g
c alanlarnn en soyutlarndan biri olan Eukleidesi
olmayan geometri zerinde ayn anda almaya han
gi dsal uyarc (stim ulus) y a da toplumsal karlk
itmitir? Tatmin edici bir cevap bulmak g olacak
tr. Ama ie sa f bilimle uygulamal bilim arasnda tr
sel bir ayrm olduu varsaymyla balarsak, bu ceva
b bulmay imknsz hale getirebiliriz.

4
Demek ki iki kltr tabiri kafamdaki am aca hl
uygun grnyor. Gelgelelim, bir ngiliz olarak,

167
aslen Ingiliz toplumundan alnm deneyimlerden
yola karak konutuumu daha fazla vurgulamam
gerekirdi diye dnyorum artk. Aslnda bunu
syledim, bu kltrel blnmenin Ingilterede en
keskin haline ulatn da syledim. imdi farkna
varyorum ki, bunu yeterince vurgulamamm.
rnein, A B D de bu blnme bu kadar almaz
deildir. Ingilteredeki benzerinden etkilenmi, ile
tiime direnme ve iletiimi kesme konusunda onun
kadar an bir tavr takman edebi kltr adackla
r orada da var. Ama bu bir btn olarak edebiyat
kltr iin, hele hele entelektel topluluun tam a
m iin genelde geerli deildir. Ve blnme o ka
dar derin olmadndan, bu durum hayatn dei
mez bir gerei diye kabul edilmediinden, onu d
zeltmek iin aktif admlar atlmaktadr. Toplumsal
deime yasalarndan birinin ilgin bir rneidir
bu: Deiim, durumun en kt olduu anda deil,
dzelme emareleri gsterdii anda gerekleir. M e
sela Y alede, Princetonda, M ichiganda ve Califor-
niada, dnya apnda bilim adamlar sosyal bilim
lerdeki rencilere dersler veriyorlar: M.I.T. ve
California Teknik Okulunda fen rencileri ciddi
bir insan bilimi eitimi alyorlar. Son birka ylda,
Amerikay ziyaret eden birinin lkenin her yann
d a Amerikan yksek eitiminin gsterdii esneklik
ve yaratclk karsnda hayrete dmemesi mm
kn deildir -hele bu kii bir Ingilizse bu hayrete
pimanlk d a karacaktr .39

168
Ayrca, bir ngiliz olarak yazmann beni, birka
yl iinde tartmay baka bir yne tayacak y a da
bunu yapm aya oktan balam olduu sylenebi
lecek bir ey karsnda duyarsz klm olduunu
d a dnyorum. Bu tartmann yzeyi altnda,
zel bir rgtlenme olmakszn, zel bir bilinli
ynlendirme olmakszn kendi kendine oluan bir
dnsel grler btnnden gittike daha fazla
etkilenir oldum. Biraz nce bahsettiim yeni zel
lik bu ite. Bu grler btn eitli alanlarda -
toplumsal tarih, sosyoloji, demografi, siyaset bilimi,
iktisat, kamu ynetimi, psikoloji, tp ve mimari gibi
toplumsal sanatlar alanlarnda- alan entelektel
kiilerin rnym gibi geliyor bana. Karmakar
k bir torba gibi grnyor, am a bir i tutarll
var. Bu alanlarn hepsi insanlarn nasl yaadklar
y a da yaam olduklaryla ilgilenirler -efsanelerle
deil, olgularla ilgilenirler. Birbirleriyle her konu
da anlatklarn ima etmek istemiyorum, ama b
yk sorunlara -m esela buradaki atma konusunu
oluturan, bilimsel devrimin insani sonular gibi
sorunlara- yaklarken en azndan bir aile benzerli
i gsterirler.
Artk gryorum ki bunu tahmin etmem gere
kirdi. Tahmin etmemi olmamn pek bir mazereti
de yok. Hayatmn nemli bir ksmnda toplumsal
tarihilerle yakn dnsel temaslar iinde oldum.
Beni ok etkilemilerdir. Son aratrmalar burada
ki grlerimin birounun temelini oluturur.

169
Ama yine de kendi formlmzn terimleriyle, bir
tr nc kltr haline gelmekte olan eyin geli
mesini gzlemlemekte yava kaldm. Yerleik d
nsel disiplinler dndaki btn disiplinlerden
phe duymaya koullanm, yalnzca kat konu
larla ilgilenirken kendini rahat hisseden Ingilizlere
zg eitimimin tutsa olmasaydm, daha abuk
davranabilirdim. Bu duruma zlyorum.
Bir nc kltrn halihazrda var olduun
dan sz etmek iin henz ok erken belki. Ama ar
tk bu kltrn gelimekte olduuna ikna olmu
durumdaym. Bu kltr olutuunda, baz iletiim
glkleri en sonunda yumuam olacak, zira bu
kltr, srf kendi iini yapabilmek iin bile olsa, bi
limsel kltre aina olmak zorunda. O zaman da,
demin dediim gibi, bu tartmann oda, hepimiz
iin daha faydal olan bir yne doru kayacaktr.
Bu ynde iaretler var. Baz toplumsal tarihiler,
bilim adamlaryla diyalog iinde olmalarnn yan
sra, dikkatlerini edebi entelektellere, daha doru
su edebiyat kltrnn en u halinin baz tezahr
lerine yneltmeye mecbur hissettiler kendilerini.
Organik topluluk, sanayi-ncesi toplumun doa
s y a da bilimsel devrim gibi kavramlar, son on y
ln bilgilerinin getirdii k altnda ele alnyor. Bu
yeni incelemeler, dnsel ve ahlki salmz a
sndan byk nem tayor.
Bu incelemeler konumann en h assas olduum
ksmlaryla balantl olduklarndan, bir sonraki

170
blmde bunlara tekrar dneceim. Syleyecekle
rimi syledikten sonra d a onlar mesleki adan ko
numa ehliyeti olan kiilerin ellerine brakacam.
Yine kt bir muhakemede bulunduum bir
baka p asaja deineyim. ki kltr arasndaki ileti
im eksikliini aklarken, abartya kamadm: D a
ha sonra yaymlanan alan almalarnn da kant
lad gibi / 0 sorunu yeterince gl dile getireme
dim bile. Yine de bilimsel okuryazarlk derecesini
snamak iin " Termodinamiin ikinci Yasas h ak
knda n e biliyorsun uz? sorusunu kullanm oldu
uma pimanm. Bu aslnda iyi bir sorudur. Fen bi
limleriyle uraan birok kii, bunun belki de en
manidar soru olduuna katlacaktr. Derinlii ve
genellii olan bir yasadr bu. Kendine zg kasvet
li bir gzellii vardr. Btn nemli bilimsel y asa
lar gibi, sayg uyandrr. Bilim adam olmayan biri
nin onu sadece bir ansiklopedideki bir balk ola
rak bilmesinin bir deeri yoktur tabii ki. Bu y asa
kavray gerektirir ki, fiziin dilini biraz bilmeden
bu kavraya ulalamaz. Lord Cherwellin bir ke
resinde Lordlar Kam arasnda benden daha zl
bir biimde syledii gibi, bu kavray yirminci
yzyln ortak kltrnn bir paras olmaldr. Yi
ne de keke farkl bir rnek seseydim. Seyircisiy
le temas kesmi bir oyun yazar gibi, bu yasann
ou insana allmam ve bu yzden de komik g e
len bir ad olduunu unutmuum. Drst olmak
gerekirse, allmamn insanlara ne kadar komik

171
geldiini unutmuum - ngilizlerin ehov oyunla
rndaki Rus adlar karsnda nasl elendiklerini,
Fyodor Ilyi y a da Lyubov Andreyevna adlarn
her duyduklarnda glmekten krldklarn ve by-
lece kendilerininkinden hem daha incelikli hem de
daha insani olan bir ad koyma sistemi konusunda
ki zr cehaletlerini gsterdiklerini hatrlamam gere
kirdi.
Onlar ben de gldrdm, ama yine beceriksiz
bir 03nn yazar gibi, yanl yerde gldrdm. im
di meseleye farkl biimde yaklap ortak kltr
mz iin, zellikle de okullarda okuyan herkes iin
renilmesi art olan baka bir bilim daln gnde
me getirmeliyim. Halihazrda bu bilim dalm a mole-
kler biyoloji ad veriliyor. Bunun ad d a komik
mi? Hayr, bu ad oktan evcilleti galiba. Bir dizi
uurlu rastlant sayesinde, bu konu yeni bir eitim
modeline uydurulmaya ideal denecek lde msa
it. Kendi kendine yeterli, yani bunu renmek iin
baka birok ey renmek gerekmiyor. Kristal y a
psnn analiziyle balyor ki, bu da estetik olarak
gzel ve kolay anlalan bir konu. Sonra bu yn
temleri, varoluumuzda hayati bir rol oynayan mo
lekllere -protein molekllerine, nkleik asitlere-
uyguluyor; (molekler standartlara gre) muaz
zam byk olan ve tuhaf biimleri olan molekller
bunlar, zira doa, bizlerin hayat dediimiz eyle il
gilenirken rokokoya* kaan bir beeni sergiliyor.
Crickle ve W atsonun bir deha rnei gstererek

172
DNAnn yapsn zmeleri ve bizlere genetik mi
rasmz hakkndaki temel dersi vermeleri de bu ko
nunun bir parasn oluturur.
Termodinamiin tersine, bu konu ciddi kavram
sal glkler iermez. Aslnda kavramsal adan o
kadar derinlere inmez; ilgimizi hemen ekmesinin
baka sebepleri var. Bir kere, onu anlamak iin pek
fazla bir matematik bilgisi gerekmez. Matematik
eitimi grmeden kavranabilecek ok az bilim dal
vardr. En fazla ihtiya duyulan ey grsel ve -
boyutlu bir hayal gcdr; ressam larla heykeltra-
larm kendilerini annda evlerinde hissedecekleri
bir alm a alandr bu.
Btn bilim kltrnn zelliklerini, alt-blm-
lerini ve bilim topluluunu son derece dzgn bir
biimde rnekler. ki bin iki kltr okulunun sa
vunucular, btn dnyada yalnzca bir avu kii
nin -be yz kiinin?-, szgelimi, Perutz ile Kend-
rewun kan proteinlerinin yapsn en sonunda z
dkleri srecin her aam asn ayrntlaryla takip
edebilecek ehliyette olduunu duyunca memnun
olacaklardr. Zaten Perutz hemoglobin zerinde
yirmi be yl almt. Ama renme sabr gste
ren btn bilim adamlarna bu sreler retilebi
lir ve btn bilim adamlar da bunu bilir. Bilim
adamlarnn byk ounluu kan sonularn ne
* Franszca bir szck olan rococo, gereinden fazla, anlamszlk nok
tasna varacak derecede ssleme tarz, XIV. Louis biemi, cafcafl ve
zevksiz ss anlamlarna gelir. Avrupada 17. yzyln sonlarndan 18.
yzyla kadar moda olmutu, (.n.)

173
anlam a geldiine ilikin yeterli bilgi edinebilir, is
tisnasz btn bilim adamlar kan sonular kabul
eder. Bilimsel kltr i banda gsteren ho bir
rnektir bu.
Bu bilim dalndaki fikirlerin fiziksel adan kin
ci Y asadakiler kadar derin olmadklarn y a da
onunkiler kadar evrensel bir fiziksel nemi haiz ol
madklarn sylemitim. Bu dorudur. kinci Yasa,
btn evreni kapsayan bir genellemedir. Bu yeni
inceleme ise, evrenin yalnzca bu dnyada var olan
-tabii bundan emin deiliz- mikroskobik paralary
la urar. Ama bu mikroskobik paralar biyolojik
hayatla balantl olduklarndan, hepimiz iin
nemlidirler. Bu nemi tarif etmek ok g. Galiba
en iyisi kendi kendimizi yalanlayp nmzdeki on
yl iinde bunu aratrmaclarn akla kavutur
masna izin vermek olacak. Ama sonuta ciddi ihti
laflara yol amayacak bir nermede bulunalm: Bu
bilim dal, insanlarn kendi kendilerini kavrama tar
zn, Darvvininkinden beri salanan btn bilimsel
gelimelerden daha derinden -hatta belki de Dar-
vvininkinden bile daha derinden- etkileyecektir.
leriki kuaklarn bu konuyu renmeleri iin
yeterli bir sebep gibi grnyor bu. Kilise burada
alt edilemeyecek kadar gl bir bilgisizlik grr;
im a burada bilgisizlik alt edilemeyecek bir ey de
lildir, byle olmasna gerek yoktur. Bu konudaki
almalar, hibir yapayla dlmeden ve zorla
raya bavurulmadan, yksek okul y a d a lise dze

174
yinde btn eitim sistemlerimize dahil edilebilir.
Her zaman olduu gibi, dnyada oktandr dola
mda olan bir fikirdir bu ve ben bu paragraf y a
zarken bir Amerikan koleji bu konudaki ilk dersini
oktan vermi olabilir.

5
Byk bilimsel atlmlar ve zellikle de molekler
biyoloji alanndaki bu atlm gibi insan bedeniyle
yakndan balantl olanlar, hatta ileride yksek si
nir sisteminin doas konusunda kaydedilebilecei
ni bekleyebileceimiz atlmlar, hem umutlarmza
hem de teslimiyetlerimize temas etmek zorundadr.
Demem o ki, insanlar iebak yoluyla kendileri
hakknda dnmeye baladklarndan beri, kendi
doalarnn nceden belirlenmi grnen blmle
ri hakknda tahminler yrtm, bazen de derin
sezgiler gelitirmitir. Bir kuak iinde, bu tahmin
lerin bazlarnn kesin bilgilerle snanabilm esi
mmkndr. Bylesi bir dnsel devrimin ne an
lama geleceini kimse imdiden syleyemez; ama
ben kacak sonulardan birinin bizi insan karde
lerimiz karsnda daha az deil daha fazla sorum
lu hissettirmesi olacana inanyorum.
lk konumada bireysel durum ile toplumsal du
rum arasnda bir ayrm yapmamn sebeplerinden
biri de buydu. Bunu yaparken, her bireysel hayatn
ekirdeindeki yalnzl, nihai trajediyi vurgula-

175
mtrn; bu da tezlerimin geri kalanlarn kabul edi
lebilir bulan birok kiiyi tedirgin etmiti. nsann
kendi mizacnn takntlarn bastrmas ok zordur
phesiz; Alfred Kazinin zekice iaret ettii gibi,
bu zel tn, yazdm eylerin byk ksmna n
fuz etmi durumdadr41: Roman dizimin adnn Ya
banclar ve K a rd eler olmas rastlant deildir. Y i
ne de, eer gnmzn kolayc toplumsal karam
sarlna gmlmek istemiyorsak, kendi benmer-
kezci soukluumuz iinde titremek istemiyorsak,
nasl yaplrsa yaplsn, bu ayrm zorunludur.
Bu yzden tezimi kendime ait fazla vurgu kat
makszn yeniden ifade etmeye alacam. Her bi
rimizin bireysel hayatnda, uzun vadede deitir
mek iin bir ey yapm a konusunda aciz kaldmz
birok ey olduu konusunda oumuz hemfikiriz
herhalde. lm bir gerektir -kiinin kendi lm,
sevdiklerinin lm. nsana ac veren ve um an ol
mayan birok ey vardr: Kii yine de ona kar
mcadele eder, am a geriye onmaz bir kalnt kalr.
Bunlar gerektir: nsan, insan kaldka da gerek
olarak kalacaklardr. Bireysel durumun bir para
sdr bu. Buna ister trajik deyin, ister komik, ister
sam a y a da ister en salam ve en cesur insanlarn
yapt gibi omuz silkin, bu byledir.
Ama her ey bundan ibaret deildir. nsan ken
disinin dna, sevgiyle, efkatle, sadakatle, ykm
llkle bal olduu baka hayatlara bakar: Bu ha
yatlarn her biri kendi hayatmznkiyle ayn onmaz

176
bileenlere sahiptir; am a yardm edebileceimiz y a
da bize yardm edebilecek bileenler de vardr. te
kiiliin bu kck uzants, umut olaslklarnn
ite bu ekilde yakalanm as sayesinde tam anlamy
la insan oluruz: nsann hayatnn kalitesini iyile
tirmesinin bir yoludur bu: nsan teki iin, toplum
sal durumun balangcdr.
Son olarak, insan kendisine yakn olmayan, yz
yze bilemeyecei hayatlarn durumunu da anla
maya alabilir. Bu hayatlarn her birinin -yani, in
san kardelerimizin hayatlarnn- bizimki gibi on
maz snrlar vardr. Her birinin, bazlar karlana
mayan ihtiyalar vardr: Btn bunlarn toplam
toplumsal durumu oluturur.
Btn dnyadaki toplumsal durumu bilmemiz
gerektii kadar bilemeyiz. Ama en nemli iki eyi
bilebiliriz, biliriz. Birincisi, bedenin kat gerekleri
ni, hepimizin bir olduumuz y a da olmamz gere
ken dzeyde karlayabiliriz. nsan kardelerimizin
byk ounluunun, belki de te ikisinin hasta
lk ve erken lmlerle koyun koyuna yaadklarn;
ortalama mrlerinin bizimkinin yars olduunu,
ounun yetersiz beslendiini, ounun ala y a
kn bir durumda olduunu, ounun da alk ekti
ini biliriz. Bu hayatlarn her biri bireysel duruma
zg straptan farkl bir strabn penesindedir.
Ama bu strap gereksizdir ve ortadan kaldrlabilir.
Bildiimiz -daha dorusu bilmememizin mazereti
y a da aff olamayaca- ikinci nemli ey de budur.

177
Uygulamal bilimin tek tek bir milyar insan ha
yatndan gereksiz strab karmay -kendi ayrca
lkl toplumlarmz iinde yaarken byk lde
unuttuumuz trden bir strab, hakknda konu
mak bile kabalk saylabilecek kadar ilkel olan st
rab ortadan kaldrmay- mmkn kldn gr
mezden gelemeyiz. rnein, hastalarn ounu na
sl iyiletireceimizi biliyoruz. ocuklarn bebek
ken, annelerin ocuk doururken lmesini nleme
yi; al giderecek kadar yiyecek retmeyi; asgari
barnma koullarn yaratmay, abalarmz boa
karacak kadar ok doum olmamasn salamay.
Btn bunlar nasl yapacamz biliyoruz.
Btn bunlar, yeni bilimsel keiflerin elbette
belli yardm lar olacaksa da, fazladan bir bilimsel
keif yapmay gerektirmez. Bilimsel devrimin b
tn dnyaya yaylm asna baldr. Bunun baka
yolu yoktur, insanlarn ou iin umut veren nok
ta budur. Kesinlikle de gerekleecektir. Yoksul
larn bar iinde bekleyebilecekleri sreden daha
uzun bir sre alabilir. Bunun ne kadar uzun sre
cei ve nasl yaplaca, hayatlarmzn, zellikle
de ansl doanlarmzn (ki bat dnyasndaki in
sanlarn ou byle doar) hayatlarnn kalitesi
nin bir yansm as olacaktr .42 Bu baarldnda,
vicdanlarmz biraz daha temiz olacak ve ardmz
dan gelenler en azndan, bakalarnn en temel ih
tiyalarnn biraz duygulu herkese bir utan kay
na olmas gerekmediini, tarihte ilk kez hepimi

178
zin sahici bir haysiyete kavutuumuzu dne
ceklerdir.
nsan sadece ekmekle yaam az -evet, bu tart
m alarda bu laf sk sk sylendi. Bu laf zaman za
man da bir hayal gc eksikliiyle, zihinleri tered
dde iten bir dar grllkle sylendi; zira bat
dnyasndaki birinin Asyallarn ouna, dnyann
mevcut hali iinde insan kardelerimizin ouna
yle rahata syleyebilecei bir laf deil bu. Ama
bizler bunu kendimize syleyebiliriz, sylemeliyiz.
Zira, temel ihtiyalar bir kere karlandktan son
ra, hayatlarmz srdrrken deerli ve tatmin
edici bir eyler yapmann kolay olmadn biliyo
ruz. Herhalde hibir zaman kolay olmayacaktr bu.
nsanlar gelecekte de, eer bizim u an olduumuz
kadar ansl olurlarsa, bizim imdiki varolusal hu
zursuzluklarmzla y a da kendilerine ait yeni hu
zursuzluklarla mcadele edeceklerdir muhteme
len. Aramzdan bazlar gibi, -seks, alkol y a da
uyuturucu yoluyla- duyusal hayatlarn younla
trmaya alabilirler. Y a da bugn kendimiz ve
toplumlarmz iin ama edinsek bile ancak belli
belirsiz alglayabildiimiz bir biimde, sorumluluk
larnn kapsamn genileterek, duygularn ve ma
neviyatlarn derinletirerek hayatlarnn kalitesini
artrmaya alabilirler.
Ama, alglarmz bulank olsa bile, u hakikati
bulanklatracak kadar da deildir: nsan bunlar
kendisi karlayabildii halde bakalar karlaya

179
mazken, temel ihtiyalar hor grmemelidir. Bunu
yapmak insann daha stn bir maneviyata sahip
olduunu falan gstermez. nsanlktan ktn y a
da daha dorusu, insan-kart olduunu gsterir.
Aslnda btn tartmamn merkezinde bu ko
nunun yer almasn istiyordum. Konferans metnini
yazmadan nce, bal Zenginler ve Yoksullar
koymay dnyordum. Keke fikrimi deitirme-
seydim.
nsanlarn ounun en temel eylere (uzun bir
mre, alktan kurtulmaya, ocuklarm yaatabil
meye) -bizim gkten zembille indiini sandmz,
oysa aslnda yakn bir gemite bilimsel devrimimi-
zi yapm olmamzn rn olan temel eylere- sa
hip olabilmesinin tek yolu bilimsel devrimdir. Bu
en temel eyleri herkes istemektedir. Kendilerine
ne zaman bir ans verilse, herkes bilimsel devrime
komaktadr.
Bu durumu yanl anlamak, bugn de gelecei
de yanl anlamak demektir. Dnya siyasetinin y
zeyi altnda kaynayan bir kazan gibidir bu durum.
Siyasetin biimi ayn grnse bile, bilimsel devrim
devreye girdike, ierii deimektedir. Byk l
de kltrler arasndaki blnmlk yznden,
bu durumdan doru sonular karmakta gerekti
i kadar hzl davranamadk. Bilim adamlarnn
syledikleri eylerin pratik anlamn siyasetilerin
ve yneticilerin kavramalar zor oldu. Ama artk
kabul edilmeye balyor. ounlukla bunu en ko

180
lay kabul edenlerse, siyasi grleri ne olursa ol
sun, pratik iler yapan insanlar oldu; mhendisler,
papazlar y a da doktorlar, yani baka insanlar iin
gl, dayanmac bir fiziksel sempati duyan her
kes. En temel eylere bakalar d a ulaabilir -evet,
bu tartma gtrmez; kesinlikle iyi bir eydir.
lgintir, kendilerine liberal dedikleri halde bu
deiime antipatiyle yaklaan birok kii var. Ade
ta uyurgezer gibi, dnyann yoksullar iin her tr
l insani umudun inkr anlamna gelen bir tavra
giriyorlar. Bugn de gelecei de yanl yorumla
yan bu tavr, gemiin de benzer bir biimde yanl
yorumlanmasyla balantl. Varsaydmz nc
kltrn temsilcileri ite bu konuda nemli eyler
sylyorlar.
Tartma ilk bilimsel devrim dalgas hakknda,
sanayi devrimi dediimiz dnm hakkndadr ve
megul olduu sorular, hayatn sanayi-ncesi top
lumda en temel insani koullar asmdan sanayi
toplumuna kyasla nasl olduunu cevaplam aya d
nktr. Neolitik toplumdan ileri sanayi toplumuna
kadar btn toplum trlerinin gzlemlenebilecei
devasa bir sosyolojik laboratuvar olan gnmz
dnyasndan d a baz igrler elde edebiliriz elbet
te. Ayrca kendi gemiimize ilikin ciddi veriler de
biriktiriyoruz artk.
Sanayi devrimiyle ilgili baz tesbitlerde bulunur
ken toplumsal tarih alannda yakn gemite yaplan
baz aratrmalarn bulgularnn daha iyi bilindiini

181
zannediyordum. Yoksa sylediklerimi belgelemem
gerekirdi: Ama bu herkesin malumu olan bir eyi
belgelemeye almak gibi gelmiti bana. Gnmz
dnyasndaki yoksul lkeleri ele aldm temel ko
ullar asndan, atalarmzn durumunun o kadar
da farkl olduunu dnen kimse var myd? Y a da
sanayi devriminin bizleri drt kuakta, yoksul in
sanlarn hayatlarnn kayda geirilmemi ac srek
lilii iinde yepyeni bir duruma getirmemi olduu
nu dnen? Buna inanmam mmkn deildi. Nos
taljinin, mitlerin ve dpedz zppeliin ne kadar
gl olduunu biliyordum tabu ki. Btn ailelerde,
her zaman, kiinin ocukluunda hayatn ne kadar
gzel olduuna dair hikyeler anlatlr: Benim o
cukluumda da anlatlyordu. M it derken, M ali-
nowskinin bize rettii eyi, yani insanlarn mitle
rine gerekmi gibi inandklarn unutmamalydm,
insanlara daha nce dnyaya gelmi olsalard ne ol
mak isterlerdi diye sorulduunda, -eer alakgnl
llerse- hemen bir rahip y a da on sekizinci yzylda
bir beyzade olmak istediklerini sylediklerini unut
mamalydm. Halbuki yle olamazlard. ok byk
bir olaslkla kyl olurlard. Eer atalarmzdan
bahsetmek istiyorsak, varacamz yer budur.
Galiba bu tr ayak diremeler karsnda daha ik
na edici olmaya almamakt hatam. Zaten benim
ok da fazla bir ey sylememe gerek yoktu. Sana-
yi-ncesi toplumun tarihiyle profesyonel olarak il
gilenen birok akademisyen var. Artk on yedinci

182
ve on sekizinci yzyl ngilteresi ve Fransasm da
kyllerin ve tarm iilerinin hayatlar ve lmleri
gibi temel olgular hakknda bir eyler biliyoruz.
Bunlar d a ho eyler deil. J . H. Plumb, gemiin
bir masal lkesiymi gibi retilmesi eilimine sal
drd yazlarndan birinde yle demitir: Akl
banda hi kimse, zengin bir ailenin ocuu olarak
doacandan, salnn son derece iyi olacan
dan ve ocuklarnn ounun lmesini tevekklle
karlayacandan emin olmakszn bir nceki asr
da yaam ay sem ez.
Fransz demograflarnn son on ylda kardklar
sonular incelemek herkes iin faydal olur -hatta
bunu herkes yapmaldr. On yedinci ve on sekizinci
yzyllarda, kilise topluluunun kaytlar Fransada
Ingilteredekinden ok daha titizlikle tutulmutu -
doumlar, evlilikler ve lmler, birok insann haya
tnn ufak da olsa tek kaytlar, tek izleri. Bu kaytlar
imdilerde btn Fransada analiz ediliyor.43 Bu ka
ytlar bize, bugn Asya (ya da Latin Amerika) top
luluklarnda da yaanan bir hikyeyi anlatyor.
Tarihiler, istatistiklerin kuru am a mthi ak
ve dzgn diliyle, on sekizinci yzyl Fransz ky
lerinde, ortalama evlenme yann ortalama lm
yandan daha yksek olduunu sylyor. Ortala
ma mr bizimkinin belki de te biri kadard ve
ocuk doururken yaanan lmler yznden bu
rakam kadnlarda erkeklerdekinden ok daha d
kt ( Kadnlarn ortalama olarak erk ekler kadar

183
uzun yaam a ansna sah ip olmalar daha ok yeni,
o da sa d ece ansl lkelerde grlen bir olaydr).
Koskoca topluluklarn byk ksm alktan l
yordu 44 ve bu ok yaygn bir durumdu.
Ingilteredeki kaytlar Fransadaki kadar iyi tu
tulmu olmasa da, Peter Laslett ve alma arka
dalar on yedinci yzyl sonlarndan kalma baz
kaytlar buldu 45 ve almalarnn kapsamn aktif
biimde geniletmekteler. Bunlarda d a ayn kor
kun sonular gze arpyor - ama bir farkla: sko
yoksullar arasnda srekli grlmekle birlikte, n
gilterede periyodik ktlklar yaandna dair bir
kant henz bulunamad.
Birok blgeden gelen ve hepsi de ayn dorultu
yu iaret eden daha birok veri var. Btn bunlarn
nda, ciddi ciddi, atalarmzn, uygulamak bilimin
melun entrikalar yznden atldklar bir sanayi-
ncesi Cennet olduundan bahsetmenin mmkn
olmadn herkes grmelidir. Bu Cennet ne zaman,
nerede grlm? Bu mite pek baylan biri kp da
bize u szde Cennetin nerede olduunu, ama yle
kuruntularla deil, zaman ve mekn iinde, tarihsel
ve corafi bir olgu olarak nerede olduunu anlatsa
da rensek. O zaman toplum tarihileri iddiay in
celeyebilir ve saygdeer bir tartma yaplabilir.
u anki durum saygdeer deildir. Profesyonel
ler yanl olduunu gzlerimizin nnde kantlar
ken kalkp da yanl bir toplumsal tarihten bahse
denleyiz, bunu rencilerimize retemeyiz. Oysa,

184
Plumbun da alenen kar kt (onun deyimini
kulanacak olursak) bu sam alk okullarmzda
retilmektedir. M atematiksel bir disiplinde eitim
grm biri iin btn bunlar ok tuhaf grnmek
tedir, adeta bir faaliyet olarak okumann, zellikle
de elli yl ncenin klieleriyle elien verileri oku
mann modas gemi gibidir. Fizik retmenleri
nin kuantum teorisini umursamayp, tam da kuan-
tum teorisinin skartaya kard nm yasalarn
retmeyi srdrmeleri gibi bir eydir bu. stelik
bunu, lm deindeki bir dinin rahiplerinin ses
lerini bile bastran zel bir srarla yapyorlar.
Sanayi-ncesi Cennete iman edenlerin toplum
tarihileriyle hesaplam alar gerekir. Kabul edile
bilir bir olgusal temele ancak o zaman ulaabiliriz.
Bir mit retilebilir; ama mit olgu olarak grld
nde ve olgu grmezden gelindiinde, bir yalan
haline gelir. Kimse bir yalan retemez.
Kendimi en temel konularla snrladm. nsanla
rn lmektense yaamalar, a kalmamalar, ocuk
larn lrken izlemek zorunda kalmamalar bana
daha iyi bir eymi gibi geliyor. En ok bu noktada
buluuruz. Bu noktada buluamyorsak, bu en te
mel dzeyde sempatimiz yoksa, hibir insani kay
gmz yok demektir, daha st dzeyde bir sempati
miz olduu iddias da glntr. Neyse ki ou
muz bu kadar duygusuz deiliz.
B ana fiziksel bir kaza gelmi herkes, baka du
rumlarda onun iin zlmeyecek birok kiinin, bu

185
durumda onun iin gerekten zldn bilir. Bu
sempati insann iinden gelir: Ortak insanlmz
inkr edemeyeceimizin bir gstergesidir.
Bu yzden toplumsal durum bizimle birliktedir,
biz onun bir parasyz, onu inkr edemeyiz. Bi
zimkiler gibi ansl lkelerde, milyonlarca birey,
son yz elli ylda uygulamal bilimin yapt dev
hamleyle, en temel eylerden belli bir pay almaya
balad. Dnyann geri kalanndaki milyarlarca bi
rey de benzer bir pay alacaktr. Zamann oku bu
yn gsteriyor. nsan trnn bugne kadar gr
d en byk devrimdir bu. U drt kuaktr hz
l bir deiim iinde yayoruz. u anda deiim da
ha da hzland. D aha da fazla hzlanacak. inde
hem fail (agent) hem de seyirci durumunda oldu
unuz bir durum bu. Dnyamzda neyi sevip neyi
sevmediimizi, hangi faaliyetlere girieceimizi,
deer verdiimiz y a d a yaptmz sanatn doasn,
bilim anlaymzn doasn bu duruma verdiimiz
tepki etkiler, hatta ounlukla belirler. Galiba ayn
zamanda, eitim hakknda, basit ve pratik olmas
niyetiyle dile getirilen baz nermelerin, birincil ve
nihai eyler hakknda yaplacak bir tartmann s
ram a noktas haline gelmesini de belirler.

6
Sanayi-bilim devrimiyle yaam aya daha yeni bal
yoruz; bu devrimi kontrol etmek, kazanmalarm

186
zmsemenin yan sra yaratt kayplar da telafi
etmek iin gerekli ilk pozitif admlar atm durum
dayz. Szgelimi, Kuzey talyann y a da svein
modern sanayi topluluklar, ilk olarak Lancashire
y a da New Englandda ortaya km olanlardan
niteliksel olarak farkldr. Srecin tamam yaratc
anlama yetimize henz nfuz etmi deildir. Onun
hakknda yorumlarda bulunan bizler onun dnda
duruyoruz: Toplumsal olarak en tehlikeli konum
dur bu, ona katlanlarnkinden biraz daha ayrca
lkl bir konum.
Gelgelelim u nokta aktr: Bu devrime katlan-
lar, hariten gazel okuyup onlardan sanayilemeyi
reddetmelerini isteyenlerle bir an olsun ilgilenme
milerdir. Konferansta da sylediim gibi, dnya
nn drt bir yanndaki btn toplumlarda bariz bir
gerektir bu. Fikir danmamz gereken kiiler bu
tanklardr, onlardan daha ansl olanlarmz deil,
onlar iin neyin iyi olduunu bildiini zannedenle
rimiz deil.
Bu tanklarn hissettikleri evkin, son blmde
ortaya koyduumuz birincil sebebi o kadar gly-
d ki baka sebeplere ihtiyalar bile yoktu. Ama
ben bireyin sezgisel hayatnn derinlerinde yatan,
genlerin ounu serbeste seme haklar olduun
da kentlerde yaam ay semeye iten baka sebepler
olduuna inanyorum; toplumun aa katmanla
rndaki insanlarn neredeyse tamamn, yksek de
recede rgtlenmi bir toplumu basit iktidar iliki

187
lerine dayal bir topluma tercih etmeye iten daha
baka sebepler de var.
lk gruptaki sebepler yeterince ak, amlanma
lar gerekmiyor: Siz hi gen olmadnz m? kinci
si biraz daha alengirli. Bunu, deyim yerindeyse
tersten bir rnek vererek anlataym. D. H. Law-
rencen, D anann Yelken D irei nnde iki Yl
yksndeki bir anekdot hakkndaki dnceleri46
geliyor aklma. Sz konusu pasaj ok uzun ve ta
mamnn okunmas gerekiyor: Pasaj geminin kap
tannn Sam adm da bir denizciyi krbalatmas
karsnda D anann hissettii tiksinti hakkndadr.
Lawrence D an ay tiksindii iin yerer: O durumu
onaylamaktadr:

Efendi ile kle -ya d a efendi ile elem an- ilikisi esasen, sev
gi gibi kutuplam bir aktr. Efendi ile kle arasnda gidip
gelen, her ikisi iin de ok deerli bir besin kayna oluturan
ve her ikisini de hassas, narin, hayati bir denge iinde tutan bir
canllk dngsdr. Ne kadar inkr ederseniz edin, byledir.
Ama bir kez efendiyi de kleyi de soyutlayp ikisini de bir fik
re (retime, crete, verimlilie v s.) hizmet eder bir hale geti
rince ve bylece her birinin kendisine tekrarlanan belli bir ev
rimi icra eden bir alet gzyle bakm asn salaynca, o zaman
efendi ile klenin hayati, h assas dngsn mekanik bir maki
ne birliine dntrm olursunuz. Sadece bir b ak a yaam
tarzdr bu: y a d a anti-yaam

Krbalama.

188
Sam adnda biri var elinizde, haftalar getike iyice y av a
layan, iyice apallaan iko, y av a bir adam. B ir de otorite
konumunda, abuk sinirlenen bir efendi var. Sam yle my-
mntlar ki artk midenizi bulandrm aya balar. Efendi de
kplere binmitir.
im di bu iki adam, Kaptan ve Sam son derece kararsz bir
kom uta-itaat dengesi iindedirler. Kutuplam bir ak. Ke
sinlikle kutuplam.

Balayn u iren domuzu! diye haykrr fkelenen Kaptan.


Ve krba rak! rak! diye iner o apal Sam'in plak srtna.
Peki ne y ap ar bu krba? Valla, bandan aa bir kova
buzlu su dklm gibi olur. K aptanm fkesinin ak o krba
vurularyla dorudan doruya k an a karr, Sam'in sinir sis
teminin donuk sinir dm lerine karr. atr! atr! akar
im ein alevi canl sinirlerin ta iine.
Ve canl sinirler tepki gsterir. Titremeye balar. Skr
lar. Kan dah a hzl akm aya balar. Sinirler canllklarn yeni
den kazanm aya balar. G lendirir bu onlar. Adammz
Sam in aklla dolu yeni, aydnlk bir gn ve zonklayan bir sr
t vardr. K aptanm sa m teessir bir kalbi ve yeni bir rahatla,
yeni bir gevem eye kavum u bir otoritesi vardr.
Yeni bir denge ve yepyeni bir balang sz konusudur.
S am in fiz ik sel akl onarlm, K aptann dam arlarndaki i
kinlik inmitir.
nsan birlemesinin, insan etkileiminin doal bir biimidir
bu.
Sam'in krbalanm as iyidir. Bu durumda, K aptann S am i
krbalatm as iyidir. Bence byle.

189
Bu dnceler, krbacn doru ucunu hi tutma
m y a da tutmas beklenmemi herhangi bir insa
nn -ki bu dnya yoksullarnn ou, aa katman
lardaki insan kardelerimizin ezici ounluu de
mektir- aklna gelebilecek dncelere taban taba
na zttr. Bu insan Sam gibi tembel olmayabilir: Yi
ne de bir bakasnn iktidar altnda olmaktan ho
lanmaz. Duygularn dorudan davurumunun,
canllk dngs "nn47y a da hayatla kurulan kan
tem asnn erdemlerinden dem vuran bu Rousseau-
vari grleri paylamaz. O krbac yiyen uta bu
lunup bakalarnn halet-i ruhiyelerinin acsn ek
mitir. O efendi-kle ilikisinin gzellikleri hakkn
da hi mi hi romantik bir tavr taknmaz: Bu yanl
sama sadece hiyeraride bir basamak yukar km
ve trnaklaryla orada tutunmaya almakta olan
lara zgdr. O, yoksullarn o kkl tecrbesiyle,
dolaysz iktidarn gerekte nasl bir ey olduunu
bilir -bu konuyu gerek bir insancllk ve bilgelikle
ele alan bir alma istiyorsanz, Bruno Bettelhe-
imn T he Inform ed H eart'n okuyun.
Aa tabakalardaki istinasz herkes tercihini,
Kaptan-Sam ilikisinden mmkn olduunca uzak
olacaklar toplumlardan yana yapmlardr -bunlar
da phesiz gelimi toplumlardr. Sendikalar, top
lu pazarlklar, btn modern sanayi aygt -yoksul
larn tecrbelerini hibir zaman yaam am insan
lara bunlar ldrtc gelebilir, am a bireysel iradenin
keyfi biimde dayatlmasna kar bir dikenli tel gi

190
bi dururlar. Ve yoksullar aresizlikten kurtulmaya
baladklarnda da, ilk nce bireysel iradenin keyfi
bir biimde dayatlmasn reddeder.

7
Bilimsel devrim etrafmzda devam edip giderken,
edebiyatmz onunla nasl bir iliki kurdu? Konfe
ransta da bahsettiim, am a hakknda sylenecek
daha ok ey olan bir konudur bu. leriki birka
yl iinde muhtemelen baz incelemeler de yapla
caktr bu konuda. Ben ahsen tartmann bu ks
mn daha iyi bir perspektife ekebilirsem mem
nun olacam. u anki dnme tarzm gster
mek iin bir iki yorum da bulunacam: e yarar
bir ey ekleyebileceime inandm zaman, bunla
ra yeri geldike dneceim.
Eldeki konunun biraz uzandan balayalm s
ze. Btn romanclar arasnda en iyi tandm
Dostoyevskidir. Yirmi yamdayken, K aram azof
K a rd elerin yazlm yazlacak en byk roman,
bu romann yazarnn da romanclarn en grkem
lisi olduunu dnyordum. Zamanla bu heyeca
nma baz ekinceler ekledim: Yam ilerledike
Tolstoy bana daha anlaml gelmeye balad. Ama
yine de Dostoyevski bugne kadar en beendiim
birka romancdan biridir: Tolstoy'la boy lebi
lecek en fazla iki y a d a yazar daha varm gibi
gelir bana.

191
Bu kiisel beeni itiraf grnd kadar yersiz
saylmaz. Byk romanclar arasnda Dostoyevski,
taknd toplumsal tavrlar en ak biimde ortaya
km olan romancdr -genellikle ikircikli, mulak
bir tutum taknd romanlarnda deil, ellili y ala
rnda ve nnn neredeyse zirvesinde olduu
1876-80yllar arasnda ayda bir kard Yazarn
G ncesi dergisinde yapmtr bunu. Tek bana
kard Gncede, okurlarn gnl meselelerine ce
vaplar veriyordu (tavsiyeler hemen her zaman pra
tik ve akllcayd), ama en ok yeri siyasi propagan
daya, kendi eylem reetelerini tutkulu ve mulakl
gittike azalan bir biimde anlatmaya ayrmt.
Bu reeteler, doksan yl getikten sonra bile in
san baya rktr. Dostoyevski iddetli bir Y a
hudi dmanyd; sava kmas iin dua ediyordu:
her yerde her trl zgrlemeye karyd; fanatik
bir otokrasi* taraftar idi ve sradan halkn hayatn
daki her trl iyilemeye (onlarn ektikleri stra
b sevdikleri ve onun sayesinde soylulatklar ge
rekesiyle) ayn lde fanatike kar kyordu.
Aslnda gelmi gemi en stn gericiydi. O tarih
ten beri bu konuma ulamaya zenen baka yazar
lar da olmutur, ama Dostoyevskinin gl miza
c, g ve psikolojik karmakl hibirinde yoktu.
unu da belirtmekte fayda var ki, bolukta konu
muyordu o; bazen en az onunkiler kadar utan ve
rici tavsiyelerle 48 uzaktan uzaa grlt koparan
Lawrencea benzemiyordu. Dostoyevski toplumun

192
iinde yayordu; gncesi ok etkiliydi ve gizliden
gizliye bir tr psikolojik danmanlk yapt ultra-
muhafazakrlarm sesi gibi davranyordu.
Yani onunla paylatm tek bir toplumsal fikir
yok. Ayn ada yaasaydk, beni hapse attrmaya
urard. Ama ben yine de onun byk bir yazar
olduunu biliyorum, stelik yle mesafeli bir hay
ranlkla falan deil, ok daha scak bir hisle biliyo
rum bunu. Gnmz Ruslar da ayn ekilde bili
yorlar. Benimle hemen hemen ayn tepkiyi veriyor
lar. Y azar yeterince iyiyse, gelecek kuaklar uzun
vadede balaycdr .49 Kimse Dostoyevskiye ho
bir insan diyemezdi, etrafndakilere epeyce bir za
rar da dokundu. Ama gelin onu, dnyann gelece
i konusunda Dostoyevskininkilere taban tabana
zt dnceleri olan ve ngrleri doruya daha
yakn km olan alicenap, ak yrekli ernievs-
kiyle karlatralm. ernievskinin iyi niyeti,
toplumsal tutkusu, ansn canl tutmutur; am a ge
lecek kuaklar verilen yarglarn yanlln y a da
ktln umursamadndan olacak, ayakta ka
lan, Dostoyevskinin kitaplar olmutur. N e Y ap
mal? m K aram azof K ard eler mi? -Sonraki ku
aklar, her iki yazarn da kiisel hikyeleri hakkn

* ktidarn, szgelimi Stalinist otokrasi rneindeki gibi, tek bir ki


inin ahsnda topland bir rejim. Esnek biimde kullanlan otokrasi
teriminin, devlet yaplar ve siyasal rejim tartmalarnda, zellikle to
taliter, faist, reel sosyalist ve monarik rejim rneklerinde sk sk ge
tiini grrz", G. MarsKall, Sosyoloji Szl, ev: O. Aknbay-D.
Kmrc. Ankara: Bilim ve Sanat Yaynlar, 1999, s. 551

193
da bir eyler renmilerse, yzlerinde acmasz,
gnlsz, alayc bir gl belirir ve hangisini see
ceklerini bilirler.
Gelecekte de ayn ey olacaktr. Deiimin do
asndan bihaber olan, ileride u anda hibirimizin
ngremeyecei trde toplumsal deiimler getire
cek bilimsel devrime kar olan kiiler, ounlukla,
sanki btn edebi yarglar sonsuza kadar gnmz
Londrasya da New Yorkununkiyle ayn bak a
sndan verilecekmi gibi dnr ve konuurlar:
Sanki okuryazar insann nihai olarak varp konak
lad bir tr toplumsal yaylaya ulamz gibi. Bu
tabii ki samadr. Toplumsal matris deiecektir,
eitim deiecektir, hem de E dinburgh R eview ile
Partisan R eview arasndaki dnemden daha hzl:
Y arglar deiecektir. Ama ar znellemeye ge
rek yok. Byk yazarlar uydurulan yeni kategori
lere ramen ayakta kalr; ideolojilerin, en bata da
kendi ideolojilerinin etkisine direnir. Okurken, ha
yal glerimiz inanlarmzdan daha ok esner, ge
niler. Houmuza gitmeyen eyleri darda braka
cak zihinsel kutular ina edersek, kendi kendimizi
aalam oluruz .50 Bernard M alamud, Robert
Graves ve William Goldingi en beendiim ada
yazarlar arasnda sayabilirim: Bu yazar, benim
le bir ekilde ilinti kurulabilecek edebi y a da edebi
yat d herhangi bir ema y a d a ideolojiye sokmak
ok zor olurdu. leride bizimkinden farkl bir top
lumda, zamanmzn byk edebi adlarndan baz-

194
lan hl sayg gryor olacak. Bu sylediklerim,
Dostoyevskinin uzak ve egzantrik nclerinden
biri olduu ve bat avant-gardem n edebiyat ola
rak daha ok yakn tarihlere kadar srm olan
akma dahil byk yetenekler iin de geerli ola
caktr.
Bu akma katlm olan yazarlara bugnlerde
ounlukla modernistler y a da modernler" deni
yor; neredeyse on dokuzuncu yzyl ortalarnda
balam ve artk aktif bir uygulaycs kalmam
bir okul iin bu terimleri kullanmak biraz tuhaf ka
abilir; am a edebiyat terimleri tuhaftr, bunlar be
enmiyorsak New College'daki y a da art n ouve-
au daki sfatlar gibi, sanat terimleri olarak grebi
liriz. Kald ki, hepimiz ne kastedildiini biliyoruz:
Bu akm u isimlerin temsil ettii konusunda az
ok bir m utabakata varlabilir: Laforgue, H eny
Jam es, Dujardin, Dorothy Richardson, T. S. Eli-
ot, Yeats, Pound, Hulme, Joyce, Lawrence, Solo-
gub, Andrey Bely ,51 Virginia Woolf, Wyndham Le-
wis, Gide, Musil, Kafka, Benn, Valery, Faulkner,
Beckett.
Beeniye gre ve modernizmin ierimleri kar
snda taknlan temel tavrn ne olduuna bal ola
rak, bu listeye baz isimler eklenip, bazlar kar
labilir .52 Nitekim, akmn kesinlikle en gl hasm
olan Lukcs, Thomas M ann onlar arasnda say
mazken, akmn en sebatl savunucularndan Tril-
ling kesinlikle sayar. Vb.

195
M odernist akmn uzunca bir sredir bat edebi
yatndaki byk yeteneklerin hepsini olmasa da
ounu kapsad konusunda neredeyse hepimizin
hemfikir olmas gerekir. Ayrca tek tek yazarlarn
tek tek yaptlarnn kendilerine ait bir varolular
olduu ve modernistlerin yaratlarnn en bykle
rinin, tpk Dostoyevskininkiler gibi, deien bir
kltrdeki ihtilaf alt-akntlarmn zerinde yze
cekleri konusunda d a hemfikir olmamz gerekir.
Ama akmn toplumsal adan (yani, toplumsal
kkleri ve toplum zerindeki etkileri asndan) ne
anlama geldii, ikiye blnm kltrmzn bu-
rada-ve-im disi iindeki anlam ve gelecekteki et
kisi hakknda, st kapatlamayacak ve oumuz
ldkten sonra bile srebilecek bir anlamazlk
vardr.
Yakn tarihlerde bu konuyla ilgili ilgin metin
yaymland: Lionel Trillingin T he M od ern E le
m ent in M od ern Literatre, 53 Stephen Spender'n
T h e Stru ggle o f the M o d em ,54 ve Georg Lukcsn
The M ean in g o f Contem porary Realism 55 adl a
lmalar. Bunlarda ilk gze arpan ey, moder-
nizmden ve modern edebiyattan bahsettiklerinde,
bariz bir biimde ayn eyden bahsettikleridir. Ona
farkl deerler yklerler. Biimsel analizleri farkl
dr; am a btn bunlarn ardnda, tepki verdikleri
z ayndr.
Lukcs ile Trilling kyaslamas arpcdr. kisi
de ok zeki, hem de ayn tarzda ok zeki adam lar

196
dr. kisi de edebiyat eletirisini, bilerek, edebiyat-
d disiplinlerden -Lukcs felsefe ve iktisattan,
Trilling ise Freudcu psikolojiden- aldklar malze
melerle donatrlar: ounlukla ortak bir izlenim,
ampiriklikten uzak olma izlenimini verirler: Ampi
rik olmaya altklarnda da bunu iyice gze sok
ma eilimindedirler. Lukcs lml ve saygl bir ta
vrla modernizme kar, Trilling ise kesinlikle mo-
dernizmden yanadr. Lukcs yapt uzun ve kap
saml bir analizde, modernizmin karakteristik zel
likleri olarak anlatsal nesnelliin reddini, kiiliin
zln, tarih-dl, statik bir insanlk duru
mu (bununla esasen benim toplumsal durum dedi
im eyi kasteder) anlayn sayar.
Trillingin grleri oumuza tandk gelecek
tir. Son denemesinde yle ak bir blm vardr:

B yl D a 'm yazar bir keresinde, btn yaptlarnn


kendisini orta snftan kurtarm aya ynelik bir aba olarak an
lalabileceini sylemiti; btn modern edebiyatn niyetini
gayet iyi betimleyen bir tanmdr bu phesiz...am a orta snf
tan kurtulmak deil, toplumun kendisinden kurtulmaktr. Ben
biraz ileri gidip unu syleyeceim: Kendini yok etme noktas
na varncaya dek kendini kaybetme, zkarlarn y a d a ahlk
dnmeksizin kendini tmyle deneyime teslim etme, top
lumsal balardan kam a fikri, Arnoldn o iten Viktoyen tar
zyla "manevi mkemmelliin tokluu dedii eyi dnmeye
cret eden her modern insann akim da bir yerlerde rastlanan
bir unsur dur.

197
Savn salam tezlerle savunan, derin duygularn
rn olan ve ounlukla okuru da heyecanland
ran bu iki denemeyi, yani Lukacsn ve Trillingin
denemelerini, pepee okuyunca, tuhaf bir dej vu ~
*
hissine kaplyor insan. ok farkl grnen bu iki
bak as ayn olgulardan bahsetmiyor mu? Bu ol
gular biri onaylyor, dieri onaylamyor, ama ara
larnda bir ba var. H ary Levinin gsterdii gi
bi56, klasik on doukuzuncu yzyl gerekiliinin
toplumsal kkenleri dndmzden daha kar
maktr.
Lukcs ve Trilling olup bitenleri betimliyor. Y
zeydeki farklarn altnda betimlemeler ounlukla
birbirine benziyor. nk Trillingin toplumdan
kurtulma anlay statik bir toplum grn n-
gerektirir. Romantik sanat anlaynn u nokta
sna gtrlm halidir bu. Romantik sanat anla
y da, ancak ortada deiimden etkilenmeyen, bi
limsel devrimden etkilenmeyen ve inen darbeyi yu
muatan bir toplumsal tampon olduu srece an
lamldr. Byle bir tavr, byle bir arzu, balang
taki ikilii ba aa evirip bireysel duruma ilikin
iyimser, toplumsal duruma ilikin ktmser bir g
r benimsemeye yol aabilir. Trilling bunu yap
mayacaktr tabii ki: Bunu yapm ayacak kadar ar
bal biridir. Ama en kt halinde, modernist ede
biyatn sk sk kapld bir ayartdr bu.

* Yaanmlk duygusu; gerekte ilk kez yaanan bir durumu daha n


ce de yaadn sanma duygusu, (.n.)

198
Aklma bir soru taklyor. Cevab kendi iinde
olan retorik bir soru deil, cevabn bilmiyorum. Bil
mek beni rahatlatrd. Soru u: Hem bilimsel devri
min getirdii umutlan, baka insanlarn hayatlar
iin beslenen mtevaz, g umutlan paylamak,
hem de ayn zamanda u anlattm trden edebiya
ta kaytsz artsz katlmak ne lde mmkndr?

8
Son olarak, ilk konumamda siyasete aldr etme
diim ileri srlyordu. lk bakta, bu garip bir
yarg gibi grnyor: Zira hem romanlarmda hem
de denemelerimde, siyaset hakknda, zellikle de
kapal siyaset (yani, kararlarn, genellikle varsa
ylann tersine aslnda iktidar-gruplar iinde aln
mas) hakknda, gnmzdeki birok kiiden daha
fazla yazmmdr. Ama bu eletiri tr grnd
kadar garip deil; nk bu eletiriyi getirenler,
aleni szcklerin ilettiinden epey farkl bir eyi
kastediyorlar. Yani, siyaset szcyle oumu
zun kabul edebileceinden daha snrl ve bence
ok tehlikeli bir eyi kastediyorlar. Kestirmeden
sylersem, siyaset onlara gre souk sava amak
demek. Eletirileriyle , benim konumay 1959da
srdrld haliyle souk savaa balamadm,
y a da daha da kts, souk sava amzn ve
ileriki btn alarn balca deimezi olarak ka
bul etmediimi sylemek istiyorlar.

199
Tabii ki kabul etmiyordum. Gerek 1959d a ge
rekse daha ncesinde bunu kabul etmedim. Bence
insani, ekonomik, hepsinden nce de teknolojik ne
redeyse btn belirtiler br yolu iaret ediyordu.
nsan askeri teknolojiyi biraz bilirse, ilgintir, teh
likeleri olduu kadar umutlanma imknn d a daha
belirginletirebilir: Zira uras akt ki, askeri tek
nolojideki sreksizliklerin souk savaa uzun sre
dokunmamas mmkn deildi. te ben ak for-
mlasyonlarn yzeyi altnda kaynayan bu tr siya
setle ilgileniyordum, bu yzden de eletirmenleri-
minkine hi benzemeyen yarglarda bulunuyor
dum. Baz yarglarm yanlt: Rede Konferan
sn d a inin sanayileme hzn ok abartmm
mesela. Ama artk baz tahminlerimizi kontrol ede
cek kadar zaman getiine gre, daha nemli y ar
glarma bakyorum da, onlar deitirmek iin bir
sebep gremiyorum.
Bu da beni ortaya attm temel konuya getiri
yor. Bir kez daha kendimi aka ifade etmeye a
laym. Birbiriyle iletiim kuramayan y a d a kur
mayan iki kltre sahip olmak tehlikelidir. Yazg
mzn nemli bir ksmn, yani yaayp yaayam a
yacamz bilimin belirlemekte olduu bir dnem
de, bu durum en pratik anlamda da tehlikelidir. Bi
lim adamlar kt tler verebilir57 ve karar alma
konumunda olan kiiler bunun iyi mi kt m ol
duunu bilemeyebilir. te yandan, blnm bir
kltrde bilim adamlar yalnzca kendi olanaklar

200
na ilikin bilgi sunar. Btn bunlar da siyasi sreci
uzun sre tahamml edemeyeceimiz kadar kar
mak ve baz alardan da tehlikeli klar. Felaket
lerden uzak durmamz da, tanmlanabilir bir top
lumsal umudu -vicdanmza ve iyi niyetimize mey
dan okuyan bir umuttur bu- gerekletirebilmemi
zi de tehlikeye atar.
u anda, ok nemli olduklar belli olan mesajla
r, o yar-eitilmi halimizle, adeta yalnzca birka
kelimesini bildiimiz yabanc bir dili dinlercesine
anlamaya abalyoruz. Uygulamal bilimin mant
bazen, belki de ounlukla, siyasi srecin kendisini
deitiriyor y a da ekillendiriyor. Nkleer deneme
lerde olan buydu szgelimi; zamanmzda pek rast
lanmadk bir biimde, insan aklnn zafer kazand
n grme ansna eritik. Uygulamal bilimin man
t, dilin mant gibi, eitimli kiilerin daarcna
girmi olsayd, bu zafer daha nce yaanabilirdi.
Ama kazandmz zaferleri azmsamann da alemi
yok. 1940 yaznda bir dostumun bana syledii gi
bi, hep en kts olmaz. Bilimin karmza kard
byk tehlikelerden kaacamza, bunlarn etra
fndan dolanacamza inanmaya balyorum. Ko
numann metnini yeniden yazacak olsaydm, iin
de yine endie olurdu, am a o kadar korku olmazd.
Uygulamal bilimin tehlikelerinden kamak b a
ka eydir, uygulamal bilimin gcmze katt y a
ln, bariz iyi eyleri yapmak baka; bu kincisi daha
zordur, daha fazla insani nitelik talep eder ve uzun

201
vadede hepimizi ok daha fazla zenginletirir. Bu
nun iin enerji, kendini tanmak ve yeni beceriler
gerekecektir. Hem ak hem kapal siyasete ilikin
yeni kavraylar gerekecektir.
lk konumamda da, imdi yaptm gibi, duru
mun yalnzca kk bir kesini ekip alyordum:
ncelikle eitimcilere ve eitilmekte olanlara, he
pimizin anlad ve kavrayabilecei bir eyden bah
sediyordum. Eitimde yaplacak deiiklikler, tek
balarna, sorunlarmz zmeye yetmez: am a bu
deiiklikler olmadan sorunlarn ne olduunu anla
yamayz bile.
Eitimdeki deiiklikler mucize yaratm ayacak
tr. Kltrmzn blnml bizi gereinden
fazla hissizletiriyor: Aradaki iletiimi bir lde
onarabiliriz: ama, daha nce de sylediim gibi,
dnyamz, Piero della Francescann, P ascalin y a
da Goethenin kendi dnyalarn anlad kadar an
layabilen insanlara dnecek deiliz. Gelgelelim,
ansmz yaver giderse, daha fazla sayda yetenek
li, akll insanmz, hem sanat hem de bilim alann
daki yaratc gelimelerden bihaber olmayacaklar,
uygulamal bilimlerin getirdiklerinden, insan kar
delerinin giderilebilir straplarndan ve bir kere
fark edildikten sonra inkr edilemeyecek sorumlu
luklardan bihaber olmayacaklar bir ekilde eite
biliriz.

202
N otlar

1- The Two Cultures, New Statesman, 6 Ekim 1956.

2- Bu konferans Cambridgelilerden oluan bir izleyici kitlesine veril


dii iin baz gndermeleri aklamaya gerek duymadm. G. H.
Hardy, 1877-1947, zamannn en sekin saf matematikilerinden biri
ve hem gen bir retim yesi olarak hem de 1931'de Matematik Kr-
ssne geri dndnde Cambridgedeki en dikkat ekici ahsiyetler
den biriydi.

3- u yazda bu balant hakknda biraz daha fazla ey sylemitim:


Challenge to the Intellect, The Times Literary Supplement, 15
Austos 1958. Bir gn bu analizi gelitirmeyi umuyorum.

4- Edebi sebeplerle hakim edebiyat tarzlarnn bize ie yaramaz grn


dn sylemek daha doru olacak. Gelgelelim, sz konusu tarzlarn
ya ktcl ya da sama veya hem ktcl hem de sama toplumsal ta
vrlarla el ele gittiini fark ettiimizde, bu hissimiz perinlendi.

5- Royal Society yelerinin geldikleri okullarn analizi bize farkl bir


hikye anlatr. Buradaki dalm, rnein Dileri Bakanl ya da
Danma Konseyi'ndekinden belirgin bir biimde farkldr.

6- George Onvell'in, gelecein var olmamas isteinin en gl ifade


si olan 1984u ile J . D. Bernal'n World Without Warunu karlat
rn.

7- ada teknoloji jargonunda, znel "znelere gre blnm, nes


nel ise bir nesneye ynelmi demektir. Felsefe genel entelektel
yaklam ya da tavr" demektir (rnein, bir bilim adamnn gdm
l silahlar felsefesi onu belli nesnel aratrma trleri nermeye g
trebilir). lerletici i, terfi imkn olan i anlamna gelir.

8- Neredeyse btn kolejlerdeki profesrler masasnda, bilim dallarn


daki retim yeleri ile dier dallardakiler bir araya gelirler.

203
9- Snava 1905'te girmitir.

10- Gelgelelim, ngiliz toplumunun ynetici tabakalarnn kesif tabiat


-yani herkesin herkesi tanmas-, bilim adamlaryla bilim adam ol
mayanlarn birbirlerini insan olarak tanmalarnn ou lkeden daha
kolay olduu anlamna gelir, demek doru olacaktr. Grebildiim ka
daryla, birok nde gelen siyaseti ve yneticinin dnsel ve sanat
sal ilgilerini ABDde olduundan ok daha fazla canl tutabildiklerini
sylemek de doru olacaktr. Bunlarn ikisi de hasletlerimizden sayla
bilir.

11- Amerikan, Sovyet ve Ingiliz eitim sistemlerini u yazda karla


trmaya altm-. New Minds for the New Wor\d", New Statesman,
6 Eyl 1956.

12- Konu hakkmdaki en iyi ve neredeyse tek kitap.

13- ok hzl geliti. Sanayide verimlilik zerinde alan bir Ingiliz


aratrma komisyonu daha 1865 gibi erken bir tarihte ABD'ye gitmiti.

14- Entelektellerin Valingby'de yaamaktansa Stockholmn on se


kizinci yzyl sokaklarnda yaamay tercih etmeleri makuldr. Ben de
bunu tercih ederdim. Ama baka Vallingbyler ina edilmesini engelle
meleri makul deildir.

15- nsanlarn, avclk ve toplayclktan tarma, gemelerinde de -ok


daha uzun bir dneme yaylm- benzer kayplar yaanm olmas ge
rektiini de unutmamakta fayda var. Bazlar iin, bu gerek bir ma
nevi yoksullama anlamna gelmi olsa gerek.

16- Bu tam olarak doru deil. Lise eitiminin tam anlamyla gelimi
olduu eyaletlerde, rnein Wisconsinde, ocuklarn yaklak yzde
95'i on sekiz yana gelene kadar liseye gider.

17- ABD karmak ve oul bir toplumdur ve kolejlerin standartlar


bizim niversitelerimize gre ok daha byk bir eitlilik gsterir.
Baz kolejlerin standartlar ok yksektir. Ama bir btn olarak aln
dnda, bu genellemenin yerinde olduunu dnyorum.

18- ABDde her yl mezun olan mhendislerin says epey keskin bir
d gsteriyor. Bunun tatmin edici bir aklamasn duym deilim.

19- Her yl yetitirilen mezun (bilim adamlar ve mhendisler bir ara


da) says en son, Ingiltere'de yaklak olarak 13.000, ABDde 65.000
ve SSCB'de 130.000dir.

204
20- Rusya'da mezun olan mhendislerin te biri kadndr. Ne dersek
diyelim, aslnda kadnlan bilimi meslek edinmeye uygun grmyor
oluumuz en byk aptallklarmzdan biridir. Bylece olas yetenek
havuzumuzu yar yarya kltm oluyoruz.
21- Bu yzylda bilim alanndaki en yaratc yz kiinin tam olarak ne
gibi bir eitim aldklarn incelemek ie yarayabilir, iimde yle bir his
var ki, artc bir oran, Cambridgedeki Fizik dersleri tr kat orto-
doks engellerle karlamamlardr.

22- ngilizler bu tr insanlar, daha aa bir snflandrma etiketi ta


yan niversite-alt kurumlarda eitme eilimindedir. Bu ok yanl bir
uygulamadr. Sk sk dar profesyonel anlamda teknik liselerden mezun
ngilizler kadar kat bir eitim almam Amerikal mhendislerle kar
lalr; ama Amerikallar, niversitelerde akranlaryla bir arada olma
nn getirdii toplumsal ve bireysel zgvene sahiptir.

23- Kendimi niversitelerle snrladm. Teknisyenlerin tr ve says


ok ilgin bir baka sorundur.

24- Nfus younluumuz bizi askeri adan da daha savunmasz kl


yor elbette.

25- Bunun, btn byk sanayilemi toplumlarda yaratt ilgin bir


sonucu var. Temel ilerin yaplmas iin gereken yetenek miktar, tek
bir lkenin tek bana retebileceinden daha fazladr ve bu sorun git
tike bariz bir hal almaktadr. Bunun sonucu da, toplumsal yaanty
dzgn bir biimde srdrmeyi salayan mtevaz ileri yapacak zeki,
iinin ehli insan kalmamasdr. Posta hizmetleri, demiryolu hizmetleri,
srf bir zamanlar onlar ileten insanlar artk baka eyler iin eitil
mekte olduklar iin, yava yava bozulacaktr. Bu durum ABD'de
imdiden aka grlmekte, Ingiltere'de de grlmeye balamaktadr.

26- Konferansn metni ABDde kitap olarak yaymland (Cambridge


University Press, 1959).

27- Encounter, Mays 1959 ve sonraki saylar.

28- J . Bronowski, The Educated Nlan in 1984. (British Associationm


Eitim Bim'nn kapan konumas, 1955).

29- Merle Kling, New Repubic, 8 Nisan 1957.

30- New Statesman, 6 Ekim 1956.

31- Sunday Times, 10 ve 17 Mart 1957.

205
32- u kitaptan bahsediyorum: F. R. Leavis, Two Cultures? The Sig-
nificance o f C. P. Snow (ilk basm, Spectator, 9 Mart 1962; Ekim
1962de Chatto and Windus tarafndan kitap olarak yaymland).
33- Leavis, agy.

34- Spectator, 23 Mart 1962 ve sonraki saylar: daha sonra baka r


nekler de kt.

35- M it der Dummheit kmpfen Gtter selbst vergebens.

36- S. T. Coleridge, On the Constution o f Church and State, V. b


lm.

37- Royal Societynin bu yzyln balarnda sosyal bilimleri ve baka


lkelerde evrensel anlamda "bilimin paras olarak grlen dier
renim alanlarn kasten kapsamnn dnda tutmas Ingilteredeki du
rumun ilgin bir yansmasdr.

38- Kr. The Search (1934).

39- Hem Amerikan hem de Ingiliz akademik dnyasn iyi bilenler, ba


zen Amerikan yksek eitimine hak ettiinden fazla deer bitiimi
sylyorlar.

40- Kr. Kenneth Richmond, Culture and General Knowledge (Met-


huen, 1963).

41- Alfred Kazin, Contemporaries, s. 171-8 (Secker & Warburg,


1963).

42- Yani, phesiz, gnmze kadar doan btn insanlarm standart


larna gre deerlendirildiinde.

43- Kr.. Paristeki I.N.E.D.'nin (Institut National dEtudes Demog-


raphiques) yaynlar. rnein bkz. M. Fleuy ve L. Heny , D es re-
gistres paroissiaux l h istoire de la population (I.N.E.D., 1956); J .
Meuvret, Les crises de subsistances et la demographique de la France
d'Ancien Regime, Population (1946).

44- Yani kyller alktan lrken, zengin kk bir kesim hayatta


kalmtr. On yedinci yzylda svein durumu hakknda yeni yaplan
bir aratrma, yar-alkla geen bir yln ardndan ounlukla, ocuk
lar, yallar ve zrlleri silip spren salgn hastalklarla dolu bir y
ln geldiini gstermitir.

206
45- rnein P. Laslett ve J . Hanisem, Clayworth and Cogenhoe,
Historica/ Es s ays 1600-1750 iinde (A. & C. Black, 1963).

46- D. H. Lawrence, Studies in Cassic American Literatre, 9. b


lm.

47- Bu szde-bilimsel jargonla btn pasajda karlarz.

48- The Rainbov/, 12. blm, birok rnekten biridir. "Ursulann y


rei nefretle doldu. Elinden gelse makineyi paralard. Ruhunun eyle
mi, byk makineyi paralamak olmalyd. Maden ocan yok edip
Wiggiston'un btn erkeklerini isiz brakacak olsa bile, yapard bu
nu. Byle bir laha hizmet etmektense, alk eksinler, yiyecek kk
bulmak iin topra eelesinler."
Aka makine-krc hislerin beyandr bu: "on!ar"dan bahsedildiine
dikkat edelim. Bu fedakrl yapp bedelini demeye tevik edilenler
bu tekilerdir. Ama makine-krc eylemleri tleyen Dostoyevski ol
sayd, kuru tevikle kalmaz, makinelerin nasl paralanacana dair bir
program yazp hazrlard.

49- W. H. Auden (bu arada kendisi son yz yldr hem bilimsel bir ei
tim grm hem de bilimsel kavray olan ok az airden biridir) bu
nu In Memory o f Yeats'de daha iyi anlatyor.

50- Szcn hem Ingiliz ngilizcesi hem de Amerikan ngilizcesi an


lamnda. ( ....we make ourselves meaner.)

51- Rusyada ehovun lmnden (1904) Devrime ve hemen sonra


sna kadar geen sre iinde bir modernist edebiyat patlamas yaan
mtr. Zamanmzn Ruslar biz bunlarn hepsini grdk geirdik de
diklerinde, uydurmuyorlar.

52- Bayan Edith Sitwelle, adnn modernistler arasnda saylp sayl


mamas sorulduunda, her iki durumda da seimi yanl sayaca ce
vabn vermitir.

53- Partisan Review Anthoiogy, 1962. Trillingin ki Kltr hakkmda-


ki yazsnn (Commentary, Haziran 1959) beni arttn sylemeden
geemeyeceim. Bir yazarn grlerinin yanl aktarldn iddia et
mesi kadar usandrc bir ey yoktur. Bu ounlukla onun kendi kaba
hatidir. Ama Trillingin bana, edebiyat hakknda hibir zaman ifade
etmediim ve benimsemediim grler atfettiini sylemem gereki
yor; stelik de bunlara, daha nce ve sonra yazdklarna baklrsa,
kendisinin de benimsiyor grnmedii grler ifade ederek saldr
yor. Martin Green tartmaya benim yapabileceimden daha yeterli,

207
daha uzdilli ve sakin bir hava getirdi: bkz. Essays in Criticism, K
1963.

54- Stephen Spender, The Struggle o f the Modern (Hamish Hamil-


ton, 1962).

55- Georg Luka.es, The Meaning o f Contemporay Reaiism (Merlin


Press, 1962 -Almanca ilk basm 1957) [Trkesi: ada Gerekili
in Anlam, ev. C. apan, Payel Y., stanbul 1969].

56- Harry Levin, The Gates o f Horn (Oxford, 1963).

57- Bu sorunu Science and Government ve Ek'inde ele aldm (ikisi


birlikte basld, New American Library, 1962).

208
C. P. Snow 'un 1 9 5 9 'da v erd ii R ede K on ferans, edebi

en telekteller ile bilim adam lar arasn d ak i kltr ve anlay

fark konusunda, h l devam eden nemli bir tartm a

b alatm t. T artm a g id e rek d o a bilim leri ile in san

bilim leri a la n n d a alan larn birbirlerini an lam alarn a

engel olan iletiim kopukluu zerinde y oun lat; bilim ile

teknolojinin toplum iin nem i ve eitim in ge le ce i k on u

su n d a bir tartm ay a dnt. Snow 'un, ana sav larn y e n i

den gzden geird ii kinci B a k ve S te fan Collini'nin

tartm ann tarihsel gem iini zetleyen nsz uyle birlikte,

iki Kltr, konuya kkrtc bir yak lam .

You might also like