You are on page 1of 78

BEKTAŞİ SIRRI NAM RİSALEYE MÜDAFAA

Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri sülale-i zahiresinden reşadetlü Çelebi Ahmet


Cemalettin Efendi Hazretleri tarafından tanzim ve tertip buyrulmuştur.

Müellif ; Risale-i Mütevelli-i Vakf-ı Şerif Çelebi Ahmet Cemalettin Efendi

1
BEKTAŞİ SIRRI NAM RİSALEYE
MÜDAFAA

Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri sülale-i zahiresinden


Reşadetlü Çelebi Ahmet Cemalettin Efendi Hazretleri tarafından
Tanzim ve tertip buyrulmuştur.

Musahhihi Sahip ve Naşiri


Müşarülileyhin Vekil-i Umumisi Asr Matbaa ve Kütüphanesi
Rıza Lütfi K. Faik

Dersaadet
Manzume-i Efkar Matbaası : Hüseyin Onur Veşriki
1328

2
Çelebi Ahmet Cemalettin Efendi Hazretleri tarafından gönderilen iş bu eser bitaraflık
hasebiyle arzuları vecihle müdafaa unvan verilerek risale şeklinde aynen tab’
edilmiştir. Bektaşi Sırrı namı altında neşr edilmekte olan risalenin sahip ve naşiri K.
Faik Efendi’ye: Tab’ ve neşr etmekte olduğunuz << Bektaşi Sırrı >> nam risalenin
on bir ve on ikinci cüzlerinde meslek-i matbu atte-i müsemmasına muhalif şahsiyete
girişilmiş ve muamelat-ı hükümet-i seniyyeye müdahale edilmiş olduğundan risale
gerek zahirinde tahkikat ve hukukunu havi evrakın maa’l-memnuneye kabul ve neşr
edileceğe dair olan beyanata istinaden hak ve hakikati meşar aleyhimde vaki
neşriyatı mekzub iş bu cevapnamenin, müsned elbeha olan vesaik mutebere ibraz ve
irsal edilmekle, iş bu müdafaa ve cevapnamenin neşr edilmesi matlubdur. Risale-i
mezkurenin on birinci cüzünün onuncu sahifesinde Hazret-i Pir Efendimiz Kadıncık
Ana’ya hitaben: << yurdum bekçisi senden gelecek ve senden olacak >> ve Kadıncık
Ana’dan mütevellid Hızır Bali Hazretleri’ne: << yurdum bekçisi bunlardan olsun >>
diye nutuk ve vasiyet ve Hızır Bali Hazretleri’ni dergah-ı şeriflerine kaimakam
buyurmuş oldukları ve Hangah-ı Pir’de mevcut Çelebilerin sülale-i vücudu bu Hızır
Bali Hazretleri’ne ittisal ettiği sırahaten gösteriliyor. Şu hikaye kısmen yanlış
olmakla beraber madem ki Hazret-i Pir Efendimiz yurdunun bekçisinin Kadıncık
Ana’dan ve Hızır Bali Hazretleri’nin sülalesinden geleceğini nutuk ve vasiyet ve
dergah-ı şeriflerine kaimakam nasip ettiği tasdik ve itiraf olunuyor. Ve bir zatın
vakfıma falanı mütevelli veya kaimakam kıldım demesine istilah şer’i şerifte şart ve
akif deniliyor, o halde neden dolayı Çelebi’nin Hızır Bali Hazretleri’nden teselsül
ettiği risalede tasdik ve itiraf ediliyor da sonra Çelebi’nin – şu hakikat-i muterifeye
ve şart-ı vakfa rağmen- dergah-ı şerifin tevliyet ve tasrifine gayri müstehak
gösterilmesi gibi bir tenakusa düşülüyor? İşte şu ifadenin batılanını, bu sarih
tenakuzdan, avam dahi istidlal eder. Tarikat-ı Aliye-i Bektaşiye’ye intisap edenlerin
her halde ihtiyaz-ı tecrit etmeleri tarikatın şerut ve erkanından gibi gösterilmesine
gelince: Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri gibi sadat-ı kiramdan olan ve mertebe-i bülend
velayeti ihraz etmiş bulunan bit zat-ı alakadarın << tenakühü ve tenasülü >> nazım-ı
celiline ve << la ruhbaniyye fiddin >> hadis-i şerifine muhalif ef’al ve ahvali ne
kendisi ihtiyar, ne de ihlafata tavsiye ve ihtar etmeyeceği derkardır; zira velayet-i
atikaya, itikada avamir-i ilahiye ve sinen-i seniyyeye itibaa mütevakkıftır. Zaten
Fatma Nuriye İsmail’e müsemma Kadıncık Ana İdris Hevace’nin zevcesi değil
kerime-i muhteremleridir; Hazret-i Pir müşarülileyhayı tezvic eylemiş ve firaşlardan
( Seyyid Ali ) nam-ı diğer ( Timur Taş İbn-i Hacı Bektaş ) isminde bir mahdumeleri
dünyaya gelmiş ve Seyyid Ali Hazretleri’nden Resul ve Mürsel namlarında iki evlat
tevlit ederek sülale-i veli-i müşarülileyh bu iki koldan teselsül eylediği pek eski ve
yazma bir nüshası Üsküdar’da himmet zade dergah-ı şerifi kütüphanesinde mevcut
olup muhafazasına itina buyrulan Tarih-i Selatin-i Osmaniye nam tarihçenin kırk
dokuzuncu sahifesinde aynen << Sultan Osman Hazretleri mahdumlarından Ali Paşa
biraderi Orhan Gazi Hazretleri’ne terk-i saltanat ve ihtiyar-ı azlet buyurduklarında
asakirinin İksa ve Elbasan’daki muhalefet ve mücanesetin ref’ini tavsiye eylemesi
üzerine Asakir-i Osmaniye’nin bidayet teşkilinde Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri dua
ve yekundan alamet iksa buyurmuş olduklarından Orhan Gazi Hazretleri asrında
bulunan ve İdris Hevace’nin kerimeleri olan Fatma Nuriye Hatun’dan mütevellit ve
Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri’nin sülbi sahih ve nesl-i pageninden mütahassıl

3
mahdum necibeleri << Seyyid Ali Timur Taş bin Seyyid Mehmed Hünkar Hacı
Bektaş-ı Veli >> Hazretleri’ne varıp destini pos edip elbise ve kisve hususunda
müşarülileyh Seyyid Ali Timur Taş ibn-i Hacı Bektaş-ı Veli ile istişare ve istizan
birle ( hayru’s-siyab el-ebyad ) hadis-i nebevisine emsalen ( ak börk ) yani beyaz
kisve iksası müşarülileyh Seyyid Ali Sultan tarafından emir ve tensip buyrulmasıyla
yeniçeriye ak börk ve kisve evvel zamandan kaldığı >> ve izahen ve tefsilen basit ve
beyan olunuyor; yine mezkur kütüphanede <<Risaletü’t-tac li Saadettin Süleyman
Efendi eş-şehir bi müstakdim zade>> unvanıyla el yazısıyla yazılmış diğer bir
risalenin birinci sahifesinde yine aynen <<merhum ve mağkurla Sultan Murat
zamanında asker de kesiret… İcnas-ı mestuceb-i iltibas olmakla tevzi-i libas, tefrik
esnafa esas ittihaz kılınıp Bektaş Paşa dalaletiyle bir vesaya celp ve davet buyrulan
Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri’nin mahdum necabetleri Seyyid Ali Timur Taş ibn-i
Hacı Bektaş ve evlad-ı pak Mevlana’dan Emir Şah Efendi marifetleriyle yeniçeriye
ve mülazaman dergah bulunan ayan-ı devlet ve erkan-ı saltanata (berata) tabir olunur
geceden börk tayin ve ihtiyar buyrulduğu>> salifü’l-beyan tarih ve risalede kanaat
olunacak derecede tefsil ve izah edilmiş ve kütüphane-i mezkurda mevcut bulunmuş
olduğundan mütalaasıyla hakikat-i ahvale tefsilatıyla kesb-i itla’ olunur. Miratü’l-
makasad nam risalede, gerçi takdim-i te’hir var ise de bin iki yüz seksen sekiz
tarihinde ba berat-ı alişan dergah-ı şerifin müşeyyihat ciheti tevcih buyrulan sülale-i
müşarülilayhten pederim Mehmet Feyzullah Çelebi’ye kadar vesaik-i mutebere ve
hacec-i hatiyeden bulunan tevcih beratları tarihleri gösterilerek zikir ve tadat edilmiş.
Gerçi bu gibi tevarih ve resail vesaik-i subutiyeden ad edilemez ise de Hacı Bektaş-ı
Veli Hazretleri te’hil etmemiş ve evladı yoktur gibi nefi sarf ve inkarda
bulunanlardan şeriat ve kanun ve hakam-ı beyyine ve hüccet talep etmez, evladı
vardır ve evladıyız iddiasında bulunanlardan ise beyana ve berhan-ı iştirake nazır-ı
şer-i şerif ve kanun-u münifede hacec-i hatiye olarak kabul buyrulmuş olan berat-ı
sultani ve kuyud-u hakani ve muhakem-i şeriyye sicilatı o beyanat ve berahibin
katiyyedendir. İşte nazır-ı mütalaaya aldırmak üzere gönderdiğim 1177 tarihli
ferman-ı alide dahi: <<Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerinin evladı iki sınıf olup sınıf-ı
evveli mürselli demekle maruf, sınıf-ı ahiri hüdadat denmekle meşhur olduğu ve
dergah-ı şeriflerinin tevliyet ve müşeyyihatı şart-ı vakıf mucebince evlad-ı mürsele-i
meşruta iken hilaf-ı şart-ı vakıf vuku bulan inhaya binaen evlad-ı hüdadattan Bektaş
Çelebi’ye tevcih edildiği bir nehc-i şeri tahkik etmekle tevliyet ve müşeyyihat
cihetlerinin Bektaş Çelebi’den refiyle evlad-ı mürsel kulundan Abdüllatif Çelebi
Efendi’ye tevcih olunduğu >> beyan izah buyrulmuştur. Tevcihat hakkındaki bu gibi
bervat ve feramin-i aliye herhalde bir alam-ı şeri ve mahalli mazbatasına müsteniden
verile gelmektedir; binaenaleyh veli-i müşarülileyh evladından mürsel kulunun iş bu
ferman-ı ali tarihi olan 1177 senesine kadar silsile-i vücudu tahkik eder. Ondan sonra
da ceddim Veliddin ve amcam Ali Celalettin ve pederim Mehmet Feyza Çelebilere
değin ba berat-ı tevcihatın tevali ettiği de risalenizde zikir ve tasdik olunduğu halde
feramin ve bervat-ı aliye ve sicilat-ı muhakem-i şeriyye ve kuyud-u hakani hilafına
Balem Sultan Hazretlerinden sonra sülalenin inkıtai gösteriliyor; ve bu suretle an
cehlin veya an kasdın akıl ve mantığın asla ve kata kabul etmeyeceği bir hata ihtiyar
olunuyor. Yine bir ay mütalaa gönderdiğim vakf-ı müşarülileyhe mahsus kuyud-u
hakanide: <<evlad-ı merhum ve mağfurla Hacı Bektaş-ı Veli kuddüssere >> ibare ve
azhasıyla evvel vakit mevcut bulunan Kalender ve İskender ve Murtaza Ali ve diğer

4
on üç nefer Çelebilerle hangah-ı müşarülileyh hıdmetkaranı ale’l-esami-i tahrir ve
terkim buyrulmuştur. Mezkur kuyud-u hakani bundan üç yüz yetmiş sene evvel
ulema ve rical-i devlet-i aliyeden emin ve şayan-ı itimat-ı zevat marifetiyle tahrir
tanzim edilmiş ve binaenaleyh tezvir ve tesniden salim bulunmuş olmakla müteahirin
ulema vakıfhanın müzehher kabulü olarak balayına mezmunuyla amil ve hakem
tecviz buyrularak kanun-u umumi olan mecelle-i celileye derece edilmiştir.
Risalenizin hamisinde Kalender Çelebi’nin Balem Sultandan sonra silsileye duhulü
mirat el makasad nam risalede hangi vesikaya müstenittir gibi istihkam-ı inkarı
kabulünden bir sual-i irad olunuyorsa da Kalender Çelebi’nin silsile-i veli-i
müşarülileyhten Balem sultandan sonra idhali bela-yı beyanına mezmunuyla amil
edilmesi lazım gelen fepud-u hakaniye müstenit olmakla beraber şu sual-i gayet-i
safdalane ve daha doğrusu imayanedir; çünkü müteaddit evladı bulunan Mürsel
Çelebi Hazretlerinin evladından birisi olan Balem Sultan hazretlerinin mücerredin
vefat etmesiyle Mürsel Çelebi’nin nesli münkata olacağını akıl kabul etmeyeceği gibi
Çelebiyan-ı salife ve mevcudenin Balem Sultan neslinden teselsül ettikleri beyan ve
itikat edilmeyip hazret-i pir evladından ve Mürsel kulundan teselsül ettiği teslim
gerde-i umumidir; yine risalenin o sayfasında: zuhur eden silsilenin Balem Sultan
hazretlerinden başka yola yani diğer evlada ayrılan bir silsile olduğu da tasdik
ediliyor. Risalenin on birinci cüzünün on birinci sayfasında: Balem Sultan
hazretlerinin pederleri Mürsel Baba Pir Tarikat hazretlerinin sülbi manevisinden
gelen Yusuf Bali Sultan’ın oğludur[1] deniliyor; sülbi maneviden gelmek gerçi daha
ali ve daha mukaddes ise de şimdiye kadar sabık eden ve mevcut bulunan Çelebiler
bu kadar kutsiyet ve efratı kabul etmeyerek adetullahın cereyanı vecih ile evlatlığı
kabul etmişlerdir. Bu nice karamin-i aliye ve kuyud-u hakani ve sicilat-ı muhakem-i
şeriyyede evlat lafzı bila kayd-ı talik olarak zikrolunuyor. Arayınca malumdur ki
usul-ü fıkhada evlad-ı manevi ve dua gibi bir kasıt ile mukid olmayarak mutlak
zikrolunduğu halde kemaline masruftur; ve bir de hazret-i pirin valid mevlüt
olmasında şeran ve aklen bir mani olmadığı surette evlat lafzının mana-yı hakiki ve
zahirisi bırakılıp da bir takım mecaza ve adetullahın hilafına itikadın mecaz
olamayacağı ve ifvah-ı nasta söylendiği vecih ile hazret-i pirin mücerret olarak otuz
seneye kırıp sahib’üz-zevc ve namahremi bulunan Kadıncık Ana’nın hanesinde
bulunmasına memurun hükümetin ve tasibi derkar olan ahalinin müdahale ve
mümanaatı tabi olduktan maida-i müşarülileyhin haiz oldukları derece-i velayet ve
mükteza-yı şeriat ve tarikatın bu hale asla kata müsaade etmeyeceği bedihi ve
bedidardır. Akazib cümlesinden olarak on ikinci cüzün otuz ikinci sayfasında Çelebi
ailesinin dergah-ı şerife ayak basmaları hakkında irade-i seniyye olduğu gösteriliyor;
böyle bir irade-i seniyyenin asıl ve esası yoktur; öyle bir irade-i seniyye var ise aynen
veyahut tarih ve numarasını göstermek lazımdır. Zaten risalenin beyanat-ı sairesi de
şu ifadeyi mekzubdur. Ayak bastırmamak şöyle dursun dergah-ı şerifin müşeyyihat
ve cihet-i tevliyetinin ceddim Veliddin ve onun mahdumları amcalarım Ali
Celalettin ve pederim Mehmet Feyza ve fakire kadar tevcihi tasdik edilmekle tevfik
gayr-ı kabul ve tenakus teşkil ettiğini cümle ile beraber sizin de teslim edeceğiniz
şüphesizdir. 1241 tarihli ferman-ı ali nazır-ı mütalaaya alınırsa vefaa-ı malumede sü-

[1] doğrusu Mürsel Sultan Yusuf Bali Sultan’ın oğlu değil << Seyyid Ali Timur Taş
ibn Hacı Bektaş >> Hazretlerinin oğludur bu da balada ba ibaretha yazılan tarih ve
risale-i mutebere ile müsbettedir.

5
lale-i veli-i müşarülileyhten bulunan Çelebiler hakkında bir muamele edilmediği
görülüyor. Risalenizin beşinci ve sair cüzlerinde beyan olunduğu vecih ile Bektaşi
kisvesi altında efkar-ı delalet-i naşirlerinin Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerine isnat
ettikleri tarık-ı bektaşiyenin ittifak ara, iktiza-yı şeriat-ı garraya binaen galeyan ilga
ve memalik-i mahruse-i şahanede bulunan seniyyeleri kamilen imha edilip ancak
veli-i müşarülileyhin hangah ve türbe-i şerife ve vakfı bil istisna ibka ve derun
hangahta bulunan Bektaşi dervişanı tart ve icla edilip ol vakt-i mütevelli ve şeyh
bulunan Hamza Efendi’nin müsadıkı olan birkaç dervişanın tarık-ı nakşibendi
üzerine icra-yı ayin etmek suretiyle, alıkonulduğu anlaşılacaktır, aksi iddia edilirse
muarızlarımızın aleyhine olan ferman-ı mezkurun aynen neşrine mecburiyet hasıl
olacaktır. Şu kadar ki vakadan iki sene sonra yani 1243 tarihinde şahsına vaki bir
isnattan dolayı Hamza Efendi’nin nefi edilmesi bir sülale ve aile-i cemaate iras-ı şin
edemez. Hatta hükümet-i seniyyece de bu muamele Çelebiyan-ı saireye teşmil
edilmeyerek tevliyet ve müşeyyihat-ı mumaileyh Hamza Efendi’nin biraderi ceddim
Veliddin ve onun vuku-u irtihaliyle mahdumları amcam Ali Celalettin ve pederim
Mehmet Feyza Çelebilere tevcih buyrulmuş olduğu bervat ve kuyudatla mütehakkık
ve risalenizle de müsadıktır. Şehit Feyza Efendi şöhretiyle maruf zatın taraf-ı
hükümet-i seniyyeden siyaseten sülbi ve idam edildiğinin gösterilmesine gelince:
bunda da lagarzin hilafı ihtiyar ediliyor, müşarülileyh Şehit Feyza Efendi yeniçerilere
karışan ve hazret-i pire intisap davasında bulunan eşhas-ı mezraya nesayih icra ve
irşat etmek üzere hükümet-i seniyye canibinden davetname tastiriyle İstanbul’a celp
edilip şehit mumaileyh hasbe’l-tarık ve’l vazife ifa ve nesayih eylemesinden münfaal
bulunan küre-i batıla tarafından şehit edilmiştir; bu babdaki evrak-ı resmiyyede
menzurunuz olacaktır. Şu resmiyetle beraber hükümet-i seniyye tarafından şeriat-ı
garraya istinatla sülbi ve idam olunan bir kimseye şehit unvanı verilmeyeceği hatta
şehit müşarülileyhten sonra vuku bulan tevcihat beratından Şehit Feyza Efendi’nin
vuku-u vefatıyla vazifesinin mahdumuna tevcihi gibi ilfazın resmiyette istimal
edilmeyeceğini derpiş ederek şu rivayetin kezb u deruğdan merkep olduğunu siz de
tasdik ve tashih edersiniz. Aslını gönderdiğim 1240 tarihli hatt-ı hümayun ile müşih
diğer ferman-ı alide << Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerine mensup memalik-i mahruse-i
şahanede bulunan baba ve dede Abdal Derviş Sultan namıyla nazargah ve hangah ve
zaviyelerin meşayih ve tekye teşebbüslerinden birinin fevt ve tebdili lazım geldiği de
aziz müşarülileyhin evladından olmak üzere bilfaal kendi asitanesinde seccade nişin
olanların arz ve icazetiyle tevcih olunup kaza ve nevab ve ashab-ı arzın arz ve
arzuhalleriyle olamayacağı >> sırahaten irade ve ferman buyrularak Çelebiyanın
imtiyazları bu fermanla da teyit buyrulmuştur. Ve hükümet-i seniyye-i osmaniye
hiçbir vakitte sülale-i müşarülileyhadan bulunan Çelebileri dergah ve varidat-ı
vakıftan mahrum etmemiştir. Tanzimat-ı hayriyeden sonra suret musaddikası
müberrez 1260 tarihli ferman-ı alide dergah-ı şerife şeyh tayin olunan Mehmet Nuri
Efendi tevliyet-i vakfın müstakilen ihdasına ihalesine kıyam ve istida eylemiş iken
tevliyet hissesinin müstakilen mumaileyh itası evlat ve fukaraya mesutlarım gadr
olacağından tevliyet ve müşeyyihat hissesinden şeyh mumaileyh şehri 800 kuruş
maaş ita ve mütebakiyesi mütevelliye terk edildikten başka 15 hisse itibariyle üç
hisse de veli-i müşarülileyh evladına ayrıca tahsis buyrulmuştur ki hatta evlat
olduğunu eda eden bazı zatla sabık eden muhakeme neticesinde evlad-ı veli-i
müşarülileyten bulunduğum bir nehc-i şeri sabit olarak üç yüz on sekiz tarihinde la

6
hak olan alam-ı şeri ve ahiren evlad-ı müşarülileyhten bulunduğumuzu inkara tasdi
eden memurun vakfiye ile cereyan eden muhakemede dahi evlat ve sülale-i
müşarülileyhadan olarak şart-ı vakıf mucebince tahsis ve meşruta kılınan menafi ve
imtiyaza müstehak bulunduğumuz andü’ş-şeri el ali tebeyyen ederek olbabda üç yüz
yirmi altı tarihli hakem ilamı temyizen tetkik buyrularak canip fetva-yı penahi ve
meclis-i tetkikat-ı şeriyyece tasdikle iftiranla kesb-i katiyet eylemiştir ki ve saik-i
katiyeye müstenit olan şu izahat evlad-ı veli-i müşarülileyhten olduğumuzu inkara
meydan bırakmamıştır. On ikinci cüzün yirmi üçüncü sayfasında akıl ve mantık
kabul etmez derecede tarikat-ı bektaşiyyede silsile-i vücudiyeye yani beladan gelen
evladın rağbet yoktur. Yoldan gelen evlat makbuldür; deniliyor. Bektaşi sırrı ve
itikadı böyle zan olunuyorsa bu pek yanlıştır, bi hakkin ehl-i tarık olanlar hakkında
bir iftira mahzuddur: zira tarikatın şeriattan ayrılmayacağını risalenizde de tasrih
etmiştiniz. Nazar-ı şer-i şerifte miras ve istihkak-ı sairede yoldan gelen evladın
tercihi şöyle dursun iştirak bile ettirilemez; maa haze efal ve hüviyeti meçhul ve kara
cahil ve bilge de kat-ı tarık ve ceraim-i saireden yakasını kurtarmak üzere tarikat-ı
kisve-i müstearını bürünmüş bir şahıs sülale-i evlad-ı müşarülileyhten bulunanlara
şeriat tercih etmez ki bi hakkin müntesibin tarık-ı tercih etsin, mesail-i şeriyye ve
cihat nizamnamesinde ehliyetin müsavatı halinde dahi evladı icabına tercih olunacağı
herkesin bileceği bir şeydir. On birinci cüzün on dördüncü sayfasında mehban-ı
tarikat-ı aliyyeden naili efendiden nakil ve hikaye suretiyle << nezd-i erbab-ı irfanda
umur-u malumeden olduğu üzere dersaadette Sünbül Sinan Hazretlerinin türbesinde
evladı olmayanlara bir gül Üsküdar’da Aziz Mahmut Efendi türbesinden bir miktar
pamuk ipliği verilir hazret-i pirin türbesinden dahi buğday ve mercimek alınır
bunların bir katiple çocuk husule gelir bu ise duadan ve himmet-i ruhaniyeden ibaret
olduğuna nazaran artık bu vecih ile husule gelen çocuklar zevat-ı müşarülileyhin
evlad-ı sülbiye veyahut evlad-ı maneviyesi mi olurlar elbette evlad-ı maneviyesi
olacaklar izhar mine’ş-şemsdar demiş İdris hevacenin zevcesi Kadıncık Ana’ya
edilen dua ve himmet hazret-i pir-i hünkarın berekatıyla zuhur eden evlat hazret-i
pirin evlad-ı manevisidir >> denilir gerçi keramet-i evliya haktır ve hariku’l-asada
ifal zuhur eder ama hayat ve memat emsali ahval bahş ve ihsan buyrulmuş olan
muacezedir kerametle muaceze arasında çok fark olmakla beraber keramet ve
muacezat ile zuhura gelen ifal ve ahvalin halki hazret-i ileyhtir. Bunun aksi olarak
ifal ve ahval ve mevcudatın nefis ve himmetle zuhur ve vücut bulunduğu itikad-ı
batıl ve bilge de kefirdir istiane-i kubur tecviz buyrulmuş koca kadın ve birtakım
cühelanın ve sahip ve risalenin yazıp itikat ettiği gibi ehl-i kuburdan bir şeyi
beklemek halk-ı hakikinin halk ve icat buyurduğu eşyayı himmet ve duayı ehl-i
kubura atıf ve falan-ı zat veyahut falan-ı türbenin nefsi ve dua ve himmetiyle falanın
evladı oldu veya falana falan verildi suretinde zan ve itikadın batılan ve hatası inkar
olunur bir şey değildir hatta bu gibi şeyler Anadolu’da celb-i menafi maksadıyla
ziyaret ve her ne gibi hacetleri varsa hasıl olacağını iman ve itikat ettirilen bir hayli
türbe ve kabirler vardır hatta Burgaz sancağı Yozgat sancağı dahilinde {Durak Baba}
namıyla bir kabr-i ziyaret ve talib-i hacat olunur bade’l-ziyare tevlit eden çocukları
Ahmet Durak tesmih ediyorlar iken Durak Baba’nın evladı veya oğludur diye itikat
etmiyorlar hatta Sünbül Sinan ve Aziz Mahmut Efendi hazret-i pir efendimizin
türbesinden verile gelen gül ve pamuk ipliği ve buğday ve mercimekten evlatları
vücuda geldiğini zan ve itikat eden cahil ebeveyn bile Sünbül Sinan ve Aziz Mahmut

7
Efendi’nin ve hazret-i pirin evladı ve sülalesinden gibi yad ve o suretle telakki ve
ilan etmiyorlar ve zevat-ı müşarülileyhim sülalesine iltihak dayesinde bulunuyorlar
gül ve pamuk ipliği ve buğday ve mercimekten ve himmet ve keramet-i
müşarülileyhim saikasıyla dünyaya geldiklerini bilip ve işiten bir şahsın bugüne
kadar zevat-ı müşarülileyhimin manevi evlat ve sülalesinden olduklarını ve vakfı ve
hukuk-u sairesine müstehak bulunduklarını ne resmi ve ne de gayr-ı resmi eda
eyledikleri görülüp işitilmemiştir çünkü sahib-i akıl ve irfan olan her kimse bilir ki
bu gibi gül ve pamuk ipliği ve buğday ve mercimek ve infas-ı evliya ve pir ondan
mütehassıl evlad-ı maneviyyenin ayniyle sülbi evlat hukukunu haiz olmasını farz-ı
mahal olarak şer-i şerif kabul etse bile zevat-ı müşarülileyhimin evladı ordular teşkil
etmek ve bunların yek diğeriyle evlatlık hakkındaki münazaa ve muhasamalarının
faslı için birçok muhakem bulunmak lazımdır. Halbuki şeriat-ı garra bu gibi eşya ve
infasdan mütevellit evlad-ı maneviliği hiçbir vecihle kabul ve hakamda bu hususta
istima dava etmez idi yüz seneye karib bir müddet zarfında hazret-i pir efendimizin
türbe ve asitanesinden buğday ve mercimek alanlar ve onu müteakip evlad-ı zuhura
gelenler la bade ve la yehsadır. Lakin ferd-i efradenin Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri
evlat ve sülalesinden ve hatta evlad-ı manevi ve duasından olduğunu eda etmesi
şöyle dursun lisana bile aldığı işitilmemiştir. Nerde kaldı ki hikaye ve temhid
olunduğu vecihle hazret-i pir efendimizi müteakip Hızır Bali [2] ve daha sonra da
Çelebilerin hazret-i pirin dergah-ı şerifinin müşeyyihat ve cihet tevliyetinin
ihdalarına tevcihine tesdi ve kıyam edemeyecekleri çünkü tevcih cihat bir alam-ı
şeriyye ve mazbata-i mahalliyeye menut ve mütevakkıf olup efva-i nasta söylendiği
ve zan ve zahab edildiği vecihle sor meşruha dairesinde hazret-i pirin buğday ve
mercimek veya dua ve nefisleri evladındım şeriflerinin müşeyyihat ve tevliyet
cihetlerinin ihdama tevcihini talep ve dava eylerim yolunda serd-i iddia nezd-i şer-i
şerifte makbul ve hatta mesmu olamayacağı ve veli-i müşarülileyhin evladı olduğuna
ve vazife ve cihet-i medaanın tevcihi lüzumuna hakem ve alam-ı ita edilemeyeceği
ve öyle de mazbata tanzim ve tasdiki yoluna gidilemeyeceği müsellemattandır.
Bervech-i hakikat sülbi ve nesli evladı olduğunu eda etmişler ise hazret-i pir
efendimizin mücerret ve bilaveled irtihal-i dar-ı beka ettiğini bilenlerin mevcut
bulunması lazım gelen bir zaman-ı karibde zahir halik bunu mükezzeb olduğu yani
mücerret ve bilaveled intikal eden bir zata nısb isnadı gibi vahi dava ve işhada
kimsenin mücaseret edememesiyle beraber hikamen de istima ve kabul etmeyeceği
iki defa ikinin dört edeceği kadar zahir ve nümayandır bu kadar şehvet ve hikame
kezb ve hatta isnat etmekten ise hazret-i pirin zevce ve evlad-ı sahibi olmasını tercih-
i evvel bi’t-tarıktır. Bu cümle ile beraber veli-i müşarülileyh evlat ve sülalesinden
bulunan Çelebilerin evlad-ı müşarülileyhten olduğu bir nehc-i şeri tebyin ve tahkik
ederek yedi yüz seneye karib bir zaman zarfında yüzlerce hakem-i şeri ve berat ve
ferman-ı aliye aktaran eylediği halde aksini iddia ve hilafını neşr ve işaa Çelebilerin
şahsına tecavüz etmekten ziyade ahkam-ı şeriyyeye ve evvel vaktin kanun ve nizamı
olan feramin ve bervat-ı alişana sahtelik mahza adl ve hakkaniyete kemal derece
reayetleri ve kibar evliyaullahın hayır duasını ve hoşnud-u umumiyi isticalaya
mezheriyetleri semiresi olarak mazum ve cihangir bir hükümet teşkil eden selatin-i
azam hazretine vukufsuzluk gibi bir uzuv ve isnada cüret pek çirkin ve bilge de
matbuatıyla müftehir bulunduğumuz Osmanlı hükümetinin siyasetini mahal olacağını

[2] Timur Taş ibn Es-seyyid Mehmet Hacı Bektaş

8
ve şu risalenin ne gibi maksat ve arzuya mebni yazdırıldığını herkesin anlayıp tekbih
edeceği ve arasta-i iştibahtır. On ikinci cüzün yirmi ikinci sayfasında << hükümet-i
seniyyeye karşı istimal-i nüfuz ve hükümet-i seniyye-i canibinden ibraz-ı tevcih
olunmak >> gibi suizan ve mana-yı batılayı camii uzv ve isnada kadar gidilmiş.
Meslek-i dervişanda bulunan bir fakirin hükümete istimal-i nüfuzu kabl-i kabul
olamayarak bunu reddedeceğim gibi hilaf-ı vaki ibraz-ı tevcih tabirinin-ki pek
şumullidir- hükümet-i meşrutaca da asla kabul buyrulamayacağı şüphesizdir. Uzviyat
ve isnadat cümlesinden olarak İstanbul’a gelişim bir takım sui tefsire uğratılıyor;
halbuki maksadım meşrutiyet-i meşruaya nailiyetimiz hasebiyle cülus-u serir-i
saltanat olan vekil padişahımızın hakipa-i şahanelerine yüz sürüp bizzat ifa-yı
tebrikattan ibaret idi. Hükümet-i seniyyece görülecek ve gördürülecek bir işim yoktu.
İstihkam olan tevliyet-i vakıf birçok sene evvel ihdama tevcih buyrulmuş vukuf-u
müşarülileyh kadimen ve bidayet-i tanzimat-ı hayriyedesiniz kalem-i müstesna
evkaf-ı adadına dahil bulunmuştur. Emr-i teşir ve muamelat-ı rüsumiyesi kemagan
mütevellilerine terk olunduğu emsali hakkında meri’l-icra-ı talimat ve mukarrerat
ahkamından iken devr-i sabık-ı muamelat cümlesinden olarak kesriften men ile idare
ve varidat ve vakfe-i memurun vakfa ve bir vazife-i resmileri bulunmayan sükkan
dergah-ı iştirak ve müdahale ettirmekle sekiz kalem-i evkaf hakkındaki kanun-u
adaletin tatbiki ve müsavatın muhafazası çoktan beri bilvekale takip olunarak kanun
ve talimat ahkamına muğayir mülga feramin ve o emir ve tebligatın hüküm ve tesiri
olamayacağından emsali evkaf hakkında mabe’t-tatbik bulunan kanun ve talimat
ahkamınca veli-i müşarülileyh vakfının da mütevellisi marifetiyle idare ve cibayet
edilmesi lazım geleceğine şura-yı devlet ve meclis-i vükelaca karar verilmiş ve 6
Nisan sene 1326 tarihli tezkire-i samiyye ile devair-i aidesine tebligat icra buyrulmuş
olduğunu bunda umum-u sarasında haber aldım. Adil ve hükm-ü kanun ve müsavat
ve hazret-i pir efendimizi aza-i kiramından bilerek ve tanıyarak kadimden beri
bahşedilmiş istisna-i imtiyazını muhafazadan ibaret bulunan şu karardan dolayı
kendisini hazret-i pir efendimize müntesip tanıyanların daha ziyade mütenkir ve
sena-i havan olmaları lazımadan iken bilakis muamele-i hükümeti tenkite ve sui zana
kıyam edilmesi araz-ı şahsiyenin son derecesine kadar varılmış olduğunu
göstermektedir. Mertebe-i risale kendisini adeta müddei ve risalesini iddianame
şekline koyarak on ikinci cüzün otuz birinci sayfasında ( Cemalettin Efendi’nin
İstanbul’a gelmekteki maksadı varidat-ı vakfın cümlesini kendi ihdasına geçirerek
fukara ve dervişanın aidatını kesmek ve orada bulunan dede babanın nüfuzunu keser
eylemektir ) mealinde ve kitap veya risale üslubuna muhalif ve arz-ı şahsiye müstenit
beyanat ile ehl-i tarık arasına müfsedat-ı ilka ediyor dergah-ı hazret-i pirde şeyh
bulunan Hacı Hamza Efendi’den başka sahib-i berat ve aidat diğer bir şeyh ve dede
baba yoktur bir dergahta iki şeyh bulunup ifa-yı vazife edemez ve müşeyyihat-ı
mezkurenin ihlali surette dede baba ve nam diğer ile ahra-ı tevcihi cihetine
gidilemez. Zira dergah-ı veli-i müşarülileyhin tevliyet ve müşeyyihat cihetleri
kadimen ve şart ve akfa-ı tevfiken evlad-ı veli-i müşarülileyhten ve mürselli sınıf ve
kolundan bulunanlara meşrut ve mahsus idüğü müteselsül tevcihat ve teamül-ü
kadimi ve berahın kataya ile müsbet ve muhakkak olup hilaf-ı şart-ı vakıf tevcih ve
berat edilmese dahi refiyle müstehakına tevcihi şer aşrif ve fetva-yı münif
iktizasından olarak şu ahkam-ı şeriyye masbıkda bihak icra ve bilfaal ifa
buyrulduğunu iş bu müdafaanamenin birinci cüzünde hülasa-yı muharrer (1175)
tarihli ferman-ı al-i şan dergah-ı müşarülileyhin tevliyet ve müşeyyihat cihetlerinin
9
hilaf-ı şart-ı vakıf inhaya binaen tevcih edilen hüdadad kolundan Bektaş Efendi
ihdasından refiyle mürselli sınıfından cedd-i ekberim Abdüllatif Çelebi’ye tevcih
edildiğini haki ve natık ve ferman-ı mezkurla şart-ı vakıf müsbettedir ve
mütehakkıktır. Bin iki yüz seksen sekiz tarihinde müşeyyihat ihdasına tevcih
buyrulmuş olan pederim Mehmet Feyzullah Çelebi’nin vefatı vukuuyla cihet-i
müşeyyihat pederim mahlulundan lede’l-imtihan sabit olan ehliyet ve istihkakıma ve
şart-ı vakfa binaen ahdime tevcihe dair usulen mahallinden ilam ve mazbata tanzim
edilmiş iken sadr-ı esbak-ı müteveffi Halil Rıfat Paşa’nın yazmış olduğu bir tezkire
üzerine cihet-i müşeyyihatın el yevm dergahta resmen şeyh bulunan Hacı Hamza
Efendi’ye tevcih edildiği mumaileyh Hacı Hamza Efendi’nin tevcih-i beratında zikir
ve tasrih olunuyor ehlinin malumudur ki kavaid-i umumiye-i fıkhiyye mucebince
(mana zail olduk da memnu avdet eyler) müşeyyihat-ı mezkurenin vukuu-u
inhilalinde şu hakk-ı sarihin sahip ve müstehakına rücu’ etmesi icap eder yoksa
müşeyyihatın sülale-i müşarülileyhten hariç olanlardan birisinin ihdasına tevcihi ve
keyfi muamele devr-i sabıka ait olup devr-i meşrutiyet-i meşruamızda nas ve şari’
kuvvetini haiz-i şart-ı vakıf ihlal ve hiçbir kimsenin hak sarihi payimal edilmemiştir
ve edilemez. Ve hiçbir vakit bu mislü muğalatat hak ve hakikate galebe çalamaz.
Varidat-ı vakfın ihdama geçirilmesini hatır ve hayalime almayacağımı ve azdiyat-ı
hasılat için canparane gayret edeceğimi şahsımı bilip tanıyanların tasdik
buyuracakları cihetle bu hususta tatvil ve temhidattan içtinap ile ancak şerait-i vakfın
izahına lüzum görülmüştür şöyle ki: Varidat-ı vakf-ı müşarülileyh, on beş hisse
itibariyle dört hissesi tevliyet ve müşeyyihata ve dört hissesi taamiyeye ve dört
hissesi türbe ve dergah-ı şerifin tamirine ve üç hissesi de veli-i müşarülileyh
evladından bulunan Çelebilere tahsis ve meşruta kılınmış 605 tarihli ferman-ı ali ile
de teyit buyrulmuş olmakla hissedarın ve saireden birinin diğerinin hisse ve
istihkakına tecavüz edebilmesine bir vecihle imkan bırakılmamıştır. Müstesna evkaf-
ı şerifenin dahi hariç muhasebe alınmayarak bahr-ı sene hesabı rüyet ve tetkik
olunacağı vazife ve hissedar olanların istihkakları hesabatını her an ve zaman arayıp
sorabileceği ve hille-i misafirin ve mücaverin ve fukara ve dervişana ait taamiye
hissesinin cibayet ve suret ve sarfını anlamağa her şahsın salahiyatdar bulunacağı
meydandadır bugüne kadar varidat-ı vakfa el sürmediğim halde (suya varmaksızın
çömrenmek) kabulünden kable’l-vukuu şekvi ve şikayat ve bu gibi risaleler
vasıtasıyla bilamuceb neşriyat ve tecavüzat pek manasız bir muameledir. Hasılat-ı
vakf-ı şerifin idare ve cibayetine bide ve mübaşeret edildikten sonra bir su-i istimal
görülürse müttazırlarının şer-i şerif ve kanun-u münif ahkamına tevfik ol zaman talep
adalet edebilecekleri. Ve mütecasirlerinin de ceza-yı maneviden maida mecazat-ı
kanuniyeye düçar olacakları tabiidir. Risale-i mezkurenin on ikinci cüzünün yirminci
sayfasında << Hamdullah Efendi imamiyeye nefi edilerek bu seccade nişinlik unvanı
onu ortadan kalkar deniliyor >> yine o sayfasında << hangah-ı hazret-i pir de usul-ü
nakşibendi icra olunmak üzere Hamdullah Efendi’den sonra biraderi Veliddin
Efendi’ye müşeyyihat tevcihi >> gösteriliyor. Yine o sayfada << Veliddin Efendi
ihdasından müşeyyihat ref’ olunarak badema Çelebi ailesinin hangah-ı şerife vaz-i
kıdem etmemeleri hakkında irade-i seniyye suduru >> gösteriliyor. Yirmi ikinci
sayfasında << Veliddin Efendi’nin vefatından sonra Çelebiliğin mahdumu Ali
Celalettin Efendi’ye tevcih edildiği >> tasdik ediliyor. Şu beyanatın muhalefet
vazdiyetinden dolayı sahip risalede teeccüb ve hayrat gösterip bi’l-zarur cehlini itiraf
eyliyor. Mezkur on ikinci cüzün on dokuzuncu sayfasında << Çelebiler sufvilik
10
mezhep ve erkanına dehalet ve kabul ederler >> gibi bir iftira-yı muhiz ile perde-i ar
ve hicap kaldırılıp uzv ve isnad-ı garzkariye kıyam ediliyor. Aynı cüzün yirmi
sekizinci sayfasında << Çelebiyan sülalesinin ne gibi akait hangi tarıka salik olduğu
muciz ve mümiz değildir >> deniyor. Seraba mecmu akazib olan şu risale ve salife’l-
beyan mütenakıs fukarat nazar-ı devr-i bin hakikatten geçirildik de mücerret celb-i
menfaat hülya-yı hamine müsteniden tertip ve telif edilmiş olduğu derhal tezahür
edecek muhaliflerimizin kaffe-i maddeiyatının batılanına karine-i fatıa teşkil
eyleyecektir. On ikinci cüzün on sekizinci sayfasında << Anadolu’nun bazı
mahallelerine efkar-ı batılasını serpmiş olan Şah İsmail sufvi Şiilik namına tesis
ettiği erkan-ı sufviyi teyit ettiği hengamede Çelebiler buna dehalet ve sufviliği kabul
ederler >> tabir şelii ki din ve mezhep tarizi ve bühtan-ı azime cüreti tazmin eder,
isnat malım yekun kabulünden olarak tarık-ı efkar ve erkan-ı batılaya duhul ve kabul
hakkındaki lagarizin vaki olan bu uzviyatı namına ve umum-u Çelebiyan ve Anadolu
ahalisinden bir fert olmak melabisesiyle Anadolu ahalisi namına ret ve per u testiv
ederim. İslaf ve mevcut Çelebiler ehl-i sünnet ve’l-cemaat mezhebine ve hazret-i pir
efendimizin salik ve müstehalif bulunduğu tarık-ı müstakime ittiba’ eylemişlerdir; bir
şahıs ve cemaatin mezhep ve tarıkını o hakikatten hariç olanların mutlaka tanıması
iktiza etmezse de bilmediği ve görmediği mezhep ehline duhul ve taarruzdan tevki ve
mecanibet eylemeleri de lazımadandır; hayrat ve sabite-i matbuat-ı ahirin hayrat ve
mezhep ve ayin ve tarıkına müdahale ve tecavüz etmemekle mahdut ve mukittir
çünkü matbaalar kanununun yedinci maddesi mucebince << matbuat kanununda
münderiç ceraim ve ahkam-ı cezaiye ketb ve resail ile vaki olan neşriyata da
şamildir. >> Mecmua-yı müfteriyat namına alık olan risalenin on ikinci cüzünün
yirmi sekizinci sayfasında << teselsül eden Çelebiyan sülalesinin ta zamanımıza
kadar gelen efradının ne gibi akait ve hangi tarıka salik olduğu muciz ve mümizi
değildir >> ibare-i vazıhasıyla akait ve tarikatlarının neden ibaret olduğunu
bilmediğini ikrar ve itiraf edilmiş iken << Çelebiyanın sufvilik tarık-ı batılına dehalet
ve kabul edildiği >> katiyen neşr ve beyan edilmesi and-ı el haca neşrih edilecek
esbab-ı arzkaraneye müstenit ve hilaf-ı vaki iftira ve bühtana tasdi edilmiş olduğunu
ispat hususunda başkaca binaya hacet bırakmaz. Çelebilerle Anadolu’nun bazı
mahalleleri ahalisine sufvilik ayin ve mezhebinin uzuv ve isnadına cüretle beraber
risale-i mezkurenin on üçüncü cüzünün kırk sekizinci sayfasında << saffe-i hatai >>
<< Bektaşi tekyelerinde okunan nefislerde tesadüf edilen bu ismin Şii mezhebinin
mükteda-yı yeganesi olan Şah İsmail sufvinin oğludur ve kendisinin tarikat-ı aliye-i
bektaşiye ricalinden olduğu ve pir-i sani Balem Sultan kuddussere’l-mennan
hazretlerinden ahz-ı biat ettiği nakil ve hikaye suretiyle Bektaşilerin sufvilere taklip
ve iltihak ettiğini gösteren sahib-i risale Bektaşiliğe öyle bir darbe vurmuştur ki fikr-i
selimle düşünenlerin ve tarık-ı bektaşiyeye hakkıyla mensup olanların şu mütenakız
ve mütearız fukarat ile mali ve bi’t-tabi hakikatinden hali risaleyi kabul ve tasdik
etmeyeceği şüpheden azadedir. Bir halkın mahluku ve bir pederin evladı olmak
hasebiyle kainatta bulunan insanlar hangi din ve mezhepte ve her nerede bulunursa
bulunsun öz kardeş ve dar dünyada yoldaştır meyane-i beşerde gerçi celb-i menfaat
zamanında bir takım muhalefet zuhur etmiş ve ede gelmekte bulunmuş ise de
(hayru’n-nas min yenfe’ sehimi’n-nas) hükm-ü celiline itibaen insanların hayırlısı
insanların meyanındaki bade-yi neza’ ve muhalefet olan mevadın rafi ve defana ve
hiç olmazsa tehvin ve tekinine, ittihat ve ittifak husulüne sarf-ı himmet ve gayret
eder. Eşrar-ı nas ise insanların arasına yoktan münaferet elkasından kendisini geri
11
alamaz. Risalenin beşinci ve onu takip eden diğer cüzlerinde << kaşif el-esrar sahibi
İshak Efendi ehl-i sünnetle tarikat-ı bektaşiyeye intisap eden zevat-ı beyanına <<
gayet mehinane ve hainane lisan-ı istimal ve hikayat ve isnadatla nifak vaziyet
düştüğü >> beyanıyla son dereceye kadar tenkit ve tezyif edilmekle beraber risalenin
maksad-ı tahriri, muceb kıl ve kal ve itiraza dal olan Bektaşi sırrı ve itikadı ve
erkanını inzar-ı ammeye vaz’ edip su-i tefhemin ezalesi ve hak ve hakikatin araesi
suretiyle umumun mültezimi bulunan ittihat ve ittifaka hıdmetten ibaret bulunduğu
basit ve beyan olunmuş iken hakikate ve ittihat ve ittifaka hadim bir kelime sarfından
sarf-ı nazar Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerinin evlat ve ahfadı ile tarıkına salik
bulunanlar arasına hass-ı nefret ilka edecek beyanattan ve o hass-ı nefreti teşdit ve
teyit ederek bi’n-netice tarık-ı aliyi ta esasından sarsacak terhatten merkep
bulunduğu nezd-i erbab-ı irfandan müstağni-i tariftir. Yine on ikinci cüzün otuz
ikinci sayfasında: << ezkeru mutakem bi’l-hayr >> emr-i celiline muhalif ağrazda
iltizam şeditle irtihal dar-ı beka eylemiş olan Çelebiler hakkında da bühtana tasdi
edilerek << Çeleban familyasından gelen zevat arasında adap tarikatı muhafaza eden
adamlar olmadığı gibi ara sıra ihtilaf ve fesat tertip eden zevat çıktığı >> beyan ve
Hamdullah Efendi’nin Amasya’ya nefi edildiği buna delil olarak atiyan olunuyor. On
dört ve on beşinci cüzlerinde yeniçerilere Bektaşilik isnat edilmesi ve Bektaşi namı
ortalıktan kaldırılması için Kıncı Baba ve kazadattan Ahmet ve hevacegandan Salih
ve İsmail Firuh efendiler ve şanı zade ve Melik Paşa ve Cağal ve Kethüda zadeler
misli rical ve allame ve salhadan bir hayli zevatın idam ve nefi ile mağdur edildiği
zikir ve tadat ve muamelat-ı vakıaya zulüm ve istibdat ve zaman-ı zulumet denilip
de. Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri sülalesinden bulunmak melabisesiyle aynı sebepten
dolayı Hamdullah Efendi’nin nefi ve ilcasını numune-i adalet ve evlat ve ehfadına
muceb töhmet alarak telakki edilmesi risalenin tahririndeki maksadı araeye kafi ve
vafidir veli-i müşarülileyh sülalesinden bulunan Çelebiler mevrus peder itikadında
bulundukları davat-ı hayriyeyi edadan ihlas ve sadakatten hiçbir vakit
ayrılmamışlardır. << Ahmet Cemalettin Efendi’nin iddiası vahi, takınmak istediği
lakap sahte >> cümlesiyle bir de mesutlarım mecazat sahtekarlık uzuv ve isnadına
mücaseret olunuyor. Aza-i kiramdan Mevlana Celalettin Rumi ve Hacı Bektaş-ı Veli
Hazreti’nin sülalesinden bulunanlar hakkında nas beyninde ve muamelat-ı resmiyede
Çelebi lakap ve unvanı istimal olunduğu feramin ve bervat ve muhaberat ve kuyudat
ile müspet ve mütehakkık olmakla beraber risalede esamileri geçen Mahmut,
Hüdadat, Kalender, İskender, Murtaza Ali ve Hamdi Çelebilere ve hatta ceddim
Veliddin Çelebi’ye değin Çelebilik elkabı yazıldığı gibi 12’nci cüzün 30’uncu
sayfasında << (1288) senesinde Çelebi olan diğer Feyza efendi’den sonra Çelebilik
ortadan kalkmıştır >> denilen Feyza Çelebi öz pederimdir. Pederime kadar tezkar ve
tasdik edilen Çelebilik unvanı nasıl munkata’ olmadıkça ortadan kalkmayacağı ve
kadimen ve kaideten bahşedilen unvanın pederimden bana ve benden evladıma
intikal edeceği emr-i gayr-ı hafi olduğu halde muharrer risale güya hükümet-i
seniyyenin nazar-ı dikkatini celp etmek gibi bir cümle-i vazife naşinasane ile
bitaraflığı kamilen bertaraf ederek adeten müddei sıfatını takınmak istiyor ki bu hal
dahi risalenin bir arz ve maksada mebtini olarak yazılmış veya yazdırılmış olduğuna
nezd-i erbab-ı ibtisarda delil katidir. Risalede bu kadar taridat ile de kanaat
edilmeyerek bir de bu fakirin dergah ve vakf-ı şerife asla nispet ve münasebetim
olmadığı ve bir taraftan enaba ve hilafete malik bulunmadığı serd ve beyan ediliyor
ki (ab-ı pa ki ne gider ve kuffe-i kurbağadan) darp misline memail ve bir kuru
12
yaygaradan ibaret olan şu sözün batılanını ispat için balada tefsil edilen tevcihat kafi
olmakla beraber muamelat-ı resmiyeye karşı temred ve taned olunursa bi’l-istihkak
verilmiş olan tevliyet-i berat-ı al-i şanı ile tarık-ı aliyyeden münib ve mecaz
olduğumu müsadık icazet ve hilafetname aynen neşr ve ilan edilir ve bugüne kadar
ahz-ı hilafet etmiş bütün Bektaşi babalarının yedlerinde bulunan icazet ve
hilafetnamelerde bir delil kati teşkil eder. Baba ve dedegan yedinde bulunan
hilafetnameler müftehri bulunduğumuz sülalemiz erkanını ale’l-esami natık olduktan
maida gerek bunların gerek icazetnamelerin Çelebiyan-ı salife ve tarafımızdan tasdik
edile geldiği muhalifinin acaba malumu değil midir? Şu cihet cümlenin malumu
olmakla buna muharrer risalenin mütalaa olmaması hakikat-i tarıkı bilmediğinden
ileri geldiği gibi ağraz-ı şahsiye ve menafi-i zatiye peşinde dolaşan birkaç şahıstan
başka bi hakkin tarıka mensup olanlardan tahkikat dahi icra edilmediği anlaşılıyor.
Menfaat civayan tarafından öteden beri takip edile gelen ve fakat saye-i adalette
hiçbir zaman husulü kabul olamayacak olan maksad-ı nacibeye hıdmeten yazıldığı
veyahut yazdırıldığı bedihi ve bedidar olan risaledeki isnadatın hakikate karşı hiçbir
hüküm ve tesir yoksa da aleyhdaranımızın davalarının ne kadar batıl olduğunu inzar-ı
umumiyede ispat ve izhar için yedlerindeki hilafetnamelerin nazar-ı mütalaaya
alınması ve bundan böyle de matbuat-ı esas ve mesleğine muhalif olan ağraz-ı
şahsiyeye hadim terhatın celb-i menfaat suretinde neşr ve ilanından tevki edilmesi
bilhassa tavsiye olunur.
- Hazret-i fahr-i alem nebi-i muhterem Muhammed’ül-Mustafa sallallahu teala aleyhi
ve selem
- Cenab-ı imam-ı ale’l-murtaza keremullahi vecibuha ve radiyallahu anha-Hazret-i
Fatımatü’z-Zehra radiyallahu anha
- Hazret-i İmam Hasan müctebi radiyallahu anha
- Hazret-i İmam Hüseyin şehid-i Kerbelatullahu anha
- Hazret-i İmam Zeynel Abidin radiyallahu anha
- Hazret-i İmam Mehmet Bekir radiyallahu anha
- Hazret-i İmam Cafer el-sadık radiyallahu anha
- Hazret-i İmam Musa el-kazım radiyallahu anha
- Hazret-i İmam Ali radiyallahu anha
- Hazret-i İmam Mehmet el-taki radiyallahu anha
- Hazret-i İmam Ali el-naki radiyallahu anha
- Hazret-i İmam Hasan el-askeri radiyallahu anha
- Hazret-i İmam Muhammet el-mehdi radiyallahu anha
- Seyyid İbrahim el-mükerrem el-mecab bin İmam Musa el-kazım
- Seyyid Hasan bin Seyyid İbrahim el-mükerrem el-mecab
- Seyyid Mehmet Sani bin Seyyid Hasan

13
- Seyyid Mehdi bin Seyyid Mehmet Sani
- Seyyid İbrahim bin Seyyid Mehdi
- Seyyid Hasan bin Seyyid İbrahim
- Seyyid İbrahim bin Seyyid Hasan
- Seyyid Mehmet bin Seyyid İbrahim
- Seyyid İshak bin Seyyid Mehmet
- Seyyid Musa bin Seyyid İshak
- Seyyid İbrahim Sani bin Seyyid Musa
- Seyyid Mehmet e’ş-şehir bi Hacı Bektaş-ı Veli bin Seyyid İbrahim
{Es-Sani Kuddussere’l-ali Hacı}
Şöhretleri << Hacı Bektaş-ı Veli >> dir. Valideleri Hatim Hatun bint Şeyh Ahmet
Nişaburi olup << 645 >> sene-i hicriyesinde Nişabur’da kadimenhade-i alim vücut
olmuşlardır << 680 >> tarihinde Anadolu’yu teşrifleri vuku bularak Kır şehri
mezafatından << Hacım >> nam diğerle << Kara Öyük >> de ihtiyar ikamet ve <<
738 >> senesinde alem-i ikbaya rihlet buyurmuşlardır. Mahal-i mezkurda kain
asitane-i aleyhlerinde defin hak atırnak olup mezkur kasaba bilahare ism-i alilerine
izafetle nahiye merkezi olmuştur.
{Seyyid Ali Sultan nam diğerle Timur Taş bin Hacı Bektaş}
Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerinin mahdum necabet mevsum-u alileri olup << 571
tarihinde veli-i müşarüliileyh hazretlerinin menkuhaları Fatma Nuriye Hatundan-ki
ehl-i tarık beyninde (Kadıncık Ana (Kuvvetli Melik) denmekle müteariftir-tevlit
eylemişlerdir. Müşarülileyh, Şehzade Süleyman Paşa ile beraber Rumeli’ye geçerek
Dimetoka’da isimlerine izafetle meşhur dergahı tesis ve bina eylemişler ve bilahare
yani << 805 >> senesinde irtihalleri vuku bularak mezkur tekyede medfun
bulunmuşlardır. Hazret-i pirin << hak muayyenin hızır lalan olsun >> diye dua ve
nutuk buyurmuş olmalarına binaen ehl-i tarık beyninde bu lakap ile müştehir ve
ekser-i hilafet ve icazetnamelerde hazır lala diye muharrerdir.
{Resul Bali bin Seyyid Ali Sultan}
<< 763 >> tarihinde tevlit eylemişler ve << 845 >> tarihine kadar puset nişin
bulunmuşlardır. Dergah-ı hazret-i pirde medfundur. Müşarülileyhin mahdumu <<
Hüdadad >> a ve onun neslinden gelen Çelebiyan’a müşeyyihat ve vezaif-i saire
tevcihatı vuku bulmamıştır.
{Mürsel Bali bin Seyyid Ali Sultan}
<< 786 >> tarihinde kehvare zeyb-i vücudu << 889 >> senesinde azam gülşan saray
rahmet olmuştur. Dimetoka’da medfundur.
{Bali Sultan bin Mürsel Bali}

14
Ehl-i tarık arasında << Balem Sultan >> namıyla maruftur. Müşarülileyh << 878 >>
senesinde kadimenhade-i alem şuhud olarak << 927 >> tarihine kadar puset nişin
irşat olmuşlar ve sene-i mezkurede tarik dar fani olarak dergahı hazret-i pir de kain
türbe-i mahsusada medfun bulunmuşlardır.
{Kalender Çelebi bin Mürsel Bali}
<< 881 >> tarihinde tevlit ve << 935 >> de irtihal-i dar-ı beka eylemiştir. (Genç)
lakabıyla maruf ve Balem Sultan Hazretleri türbesi ittisalinde kain türbe-i
mahsusasında medfundur.
{İskender Çelebi bin Kalender Çelebi}
<< 918 >> de tevlit edip << 955 >> tarihine kadar seccade nişin irşat bulunmuştur.
Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri evladından Mürsel nesline münhasır bulunan Kırklar
Meydanı’ndaki mahal-i mahsusada defnedilmiştir.
{Yusuf Bali Çelebi bin Kalender Çelebi}
<< Zehra noş >> lakabıyla maruftur. Müşarülileyh << 922 >> tarihinde tevlit edip <<
977 >> senesine kadar mütevelli ve kaimakam irşat bulunmuştur. Salifi’z-zikr
türbede medfundurlar.
{Bektaş Çelebi bin Yusuf Bali Çelebi}
<< 951 >> tarihinde tevlit edip << 988 >> senesine kadar puset nişin ve mütevelli
bulunmuştur. Mahal-i mezkurda medfundur.
{Resul Bali Çelebi bin Yusuf Bali Çelebi}
<< 953 >> senesinde tevlit ve << 997 >> tarihine kadar müşeyyihat ve tevliti haiz
bulunmuştur türbe-i mahsusada medfundur.
{Mürsel Çelebi bin Yusuf Bali Çelebi}
<< 958 >> tarihinde tevlit ve << 1013 >> senesine kadar seccade nişin ve mütevelli
bulunmuştur. Mahal-i mezkurda medfundur.
{Hasan Çelebi bin Resul Bali Çelebi}
<< 971 >> senesinde tevlit eylemiş ve << 1016 >> tarihine kadar puset nişin
mütevelli bulunmuştur türbe-i mezkurede medfundur.

15
16
{Bektaş Çelebi bin Resul Bali Çelebi}
<< 974 >> tarihinde tevlit eylemiştir << 1042 >> senesine kadar şeyh ve mütevelli
bulunup mezkur türbede medfundur.
{Kasım Çelebi bin Mürsel Çelebi}
<< 986 >> tarihinde tevlit edip << 1056 >> senesine kadar mütevelli ve puset nişin
irşat bulunmuştur. Müşarülileyh dahi ecdadı yanında medfundur.
{Yusuf Çelebi bin Bektaş Çelebi}
<< 991 >> senesine tevlit etmiş ve << 1067 >> tarihine kadar seccade nişin ve
mütevelli bulunmuştur türbe-i mezkurede defnedilmiştir.
{El-hac Zülfikar Çelebi bin Yusuf Çelebi}
<< 1014 >> tarihinde mütevellit olup << 1078 >> senesine kadar müşeyyihat ve
tevliyette bulunmuştur. Merhum müşarülileyh dahi türbe-i mezkurede medfundur.
{Hüseyin Çelebi bin Yusuf Çelebi}
<< 1018 >> tarihinde tevlit ve << 1085 >> senesinde rihlet etmiştir. Puset nişin ve
mütevelli idi. Türbe-i mahsusada medfundur.
{Şehit Abdülkadir Çelebi bin Zülfikar Çelebi}
<< 1038 >> senesinde mütevellit ve << 1097 >> tarihine kadar şeyh ve mütevelli
bulunmuştur. Mezkur türbede defnedilmiştir.
{Elvan Çelebi bin Hüseyin Çelebi}
<< 1050 >> tarihinde tevlit etmiştir. Yozgat ve Kır şehri sancakları dahilinde
kendisine ve (Kılınc Abdal) Hazretlerine terk ve tahsis buyrulan galle-i vakıf ile
idare edilen zaviyesinde puset nişin irşat olup irtihallerinde zaviye-i mezkurede
defnedilmişlerdir.
{Murtaza Ali Çelebi bin Abdülkadir Çelebi}
<< 1056 >> tarihinde tevlit edip << 1143 >> tarihine kadar mütevelli ve seccade
nişin bulunmuştur. Çelebiyana mahsus türbede medfundur.
{El-hac Feyzullah Çelebi bin Abdülkadir Çelebi}
<< 1087 >> tarihinde tevlit edip << 1143 >> senesinde baht-ı hümayun tevcih
buyrulmuş olan müşeyyihat ve tevliyeti idare ederek << 1173 >> senesinde irtihal
vuku bulmuş ve İstanbul’a civar Terdiyan karyesine şahkulu sultan tekyesi hatırasına
defnedilmiştir.
{Bektaş Çelebi bin Hacı Feyzullah Çelebi}
<< 1123 >> senesinde tevlit etmiş ve << 1175 >> tarihine değin kaimakam
müşeyyihat ve tevliyet olmuştur. Türbe-i mahsusada medfundur.
{Abdüllatif Çelebi bin Hacı Feyzullah Çelebi}

17
<< 1137 >> tarihinde tevlit etmiştir. << 1177 >> senesinden << 1218 >> tarihine
kadar vazife-i tevliyet müşeyyihatı ifa eylemiştir. Türbe-i mezkurede medfundur.
{Şehit Feyzullah Çelebi bin Bektaş Çelebi}
<< 1155 >> senesinde tevlit eylemiş ve << 1218 >> senesinde mütevelli ve
kaimakam irşat olup << 1240 >> da hanesinde şehide-i irtihal etmiştir. Mezkur
türbede medfundur.
{Muhammet Hamdullah Çelebi bin Şehit Feyzullah Çelebi}
<< 1181 >> senesinde tevlit ve << 1243 >> tarihine kadar tevliyet ve müşeyyihatta
bulunmuş ve bilahare Amasya’da vefat eylemiştir. Merhum-u müşarülileyh
Amasya’da türbe-i mahsusasına defnedilmiştir.
{Veliddin Çelebi bin Şehit Feyzullah Çelebi}
<< 1186 >> tarihinde tevlit eylemiş ve << 1244 >> senesine kadar müşeyyihat ve
tevliyette bulunmuştur. Salifi’z-zikr türbede medfundur.
{Ali Celalettin Çelebi bin Veliddin Çelebi}
<< 1223 >> tarihinde tevlit etmiştir. << 1263 >> de veli-i müşarülileyh vakfı ve
mülhakatı malikaneleri tevliyet ve hissesi ve << 1265 >> senesinde Çelebiliğe ve
evladiyete mahsus hisse ba berat-ı al-i şan ihdasına tevcih edilmiştir merhum-u
müşarülileyh bilaveled irtihal etmekle türbe-i mezkurede medfun bulunmuştur.
{Feyzullah Çelebi bin Veliddin Çelebi}
<< 1225 >> tarihinde kadimenhade-i mehd-i şuhud olmuş ve << 1288 >> senesinde
ihdasına dergah-ı şerif puset nişinliği tevcih buyrulmuştur. Müşarülileyh << 1296 >>
tarihinde alem-i ikbaya rihlet eylemekle türbe-i mahsusada defnedilmiştir.
{Ahmet Cemalettin Çelebi bin Feyzullah Çelebi}
<< 1320 >> senesinde vakf-ı veli-i müşarülileyhin tevliyeti ihdasına tevcih edilmiş
ve el-yevm ifa-yı vazife eylemekte bulunmuştur.
Tarık-ı aliye-i bektaşiyenin silsilesi bervech-i ati beyan olunur:
Hazret-i İmam-ı Ali keremullah veche ve radiyallahu anha
Ekmel asri cenap Hasan bin Yesari Basri radiyallahu anha
Feyzi Hüdanın cemi cenab-ı Habib acemi kuddussere
Zahit Fenai Derviş Abai Davut tai kuddussere
Aşiyan-ı tarikin kesir el-farhi ebu mahfuz cenab-ı maruf
El-kerhi kuddussere
Evliyanın ferti cenab-ı şeyh sır saktı kuddussere
Maide-i marifetin lezzet-i vedadı Seyyid el-taife cenap Cüneyt Bağdadi kuddussere
Şeyh Ebu Ali Rudbari Ahmet ibn Mehmet kuddussere

18
Şeyh Ebu Ali Katip Hüseyin ibn Ahmet Mısri kuddussere
Şeyh Ebu Osman Mağribi Sait bin Selam kuddussere
Şeyh Ebu Kasım Kerkani Ali bin Abdülvahid kuddussere
Şeyh Ebu Hasan Harkani Ali bin Cafer kuddussere
Şeyh Ebu Ali Farmıdi Fazlan Mehmet Tusi kuddussere
Hevace Ahmet Yesevi bin Mehmet Hanefi kuddussere
Hevace Yusuf el-hamdani bin Eyüp kuddussere
Pir-i Tarikat-ı Aliye-i Bektaşiyye Es-seyyid Mehmet bin İbrahim es-sani
El-müştehr bi Hacı Bektaş-ı Veli el-Horasani kuddussere es-sami
Cennet mekan Sultan Mustafa Han Salis Hazretlerinin hatt-ı hümayunlarıyla
muşih ve 40 ve 41’nci sayfalarda fotoğrafisi bulunan ferman-ı al-i şan suret-i
münifesidir:
Evlad-ı Hacı Bektaş-ı Veli’den iş bu rafi-i tevki-i refü’ş-şan-ı hakani iftihar es-salaha
es-salikin Abdüllatif daima salah-ı divan-ı hümayunuma arzuhal sunup vilayet-i
Anadolu’da vaki Hacı Bektaş zaviyesi vakfının müşarülileyhin evladı iki sınıf olup
sınıf-ı evveli mürselli demekle maruf ve sınıf-ı ahiri evlad-ı hüdadad demekle
meşhur olup lakin matıkadimden beri seccade nişinlik mezbur evlad-ı mürsele
mahsus iken bundan akdem ba vazife-i muayene müşeyyihat-ı mezbureye bervech-i
meşruta mutasarrıf olan ıslah. İrşad-ı evlad-ı vakıftan Es-seyyid Bektaş Efendi fevt
olduk da hilaf-ı inha müşeyyihat-ı mezbureyi evlad-ı hüdadaddan Hüseyin ibn
Bektaş bir takrip ile Konya kazası arzı üzerine berat ettirip muğayir şerut ve hatt-ı
hümayun olmakla müşeyyihat-ı mezbura müteveffa-yı mezburun mahlulundan ve
merkum Hüseyin’in refinden kendi veya tevcih olunmak babında istida-yı inayet ve
matıkadimden beri irşad-ı müşeyyihat seccade ancak evlad-ı mürsele münhasır ve bu
ana değin evlad-ı hüdadaddan şeyh olmuş değil iken bu helalde merkum Es-seyyid
Eş-şeyh Bektaş fevt olduk da evlad-ı hüdadattan Hüseyin nam kimesne hilaf-ı inha
müşeyyihat-ı mezbureyi üzerine berat ettirip mezbur Hüseyin na ehl ve hıdmet-i
müşeyyihatı idareye bi iktidar ve Rum ili canibinde hala mültezim çokdarı ve vücut
ile adem liyakati ve istihkakı sıhhihen ve mütevatera-i ihbar ve inha olunmakla bir
takrip ettirdiği berat kaydı mahalinden refi ve terkin ve müteveffa-yı merkumun
mahlulundan hatt-ı hümayun şevketmakron şerutiyle evlad-ı mürselden irşat ve ıslah
Abdüllatif dam salahaya tevcih ve şerutiyle yedine berat-ı şerif-i al-i şanım ihsan
olunmak ricasına iftihar el-ali ve’l-azam dergah-ı muallam yeniçerileri ağası Ömer
dam ilve-i alam etmekle alamı mucebince mezbur Hüseyin’in refinden müşeyyihat-ı
mezbura Abdüllatif dam salahaya tevcih ve berat olmak üzere ferman-ı al-i şanım
sadır olmağın hakkında mezid-i inayet padişahanem zuhura getirip bin yüz yetmiş
yedi senesi receb-i şerifinin yirmi sekizinci günü tarihiyle mürih verilen ruus-u
hümayunum mucebince bu berat-ı hümayun izzet-i makrunu verdim ve buyurdum ki
irşat ve ıslah evlad-ı mürselden mumaileyh Abdüllatif dam salaha varıp müteveffa-yı
merkumun mahlulundan ve merkum Hüseyin’in refinden zaviye-i mezbure vakfının
müşeyyihatına mutasarrıf olup eda-yı hıdmet eyledikten sonra bundan evvel bervech-

19
i meşruta vazife-i muayene ile müşeyyihat-ı mezbureye ne vecihle mutasarrıf
olagelmişler ise mumaileyh dahi evvel münevval üzere vazife-i muayenesini evkaf-ı
mezbura mahsulünden olup mutasarrıf olup olbabda ref’ olunan Hüseyin tarıkından
ve taraf-ı ahirden hiç ferd mani ve müzahem olmayıp dahil ve taarruz kalmayalar
şöyle bileler ve alamet-i şerifeme itimat kılalar. Tahriren fi yevmü’s-sani şaban sene
seb’ ve sebin mie elf. Hakan-ı müşarülileyh hazretleri tarafından ıstar buyrulan diğer
ferman-ı hümayun suretidir: suret-i hatt-ı hümayun
[mucebince amel oluna]
Vilayet-i Anadolu’da vaki Hacı Bektaş-ı Veli zaviyesi vakfının seccade nişini
evlattan el-hac Feyzullah Çelebi bazı mesalih için asitane-i saadetime azimet ve
vasikdar civarında Nerdebanlı karyesine ve sol ve misafirat üzere iken bi emrullahi
teala dar-ı bekaya irtihal edip seccade nişinliği mahlul olmakla aziz müşarülileyhin
sülbi oğlu erbab-ı istihkaktan iş bu rafi-i tevki-i refü’ş-şan-ı hakani kıdvetü’s-
salahai’s-salikin es-seyyid Bektaş dam salahaya tevcih ve şerutiyle yedine berat-ı
şerif-i al-i şanım ihsan olunmak ricasını sabık dergah-ı ali ağası olan el-hac Şahin
Mehmet Paşa arz etmekle mucebince mezbur el-hac Feyzullah mahlulundan
müşeyyihat-ı mezbura es-seyyid Bektaş dam salahaya tevcih ve berat olunmak üzere
ferman-ı al-i şanım sadr olmağın hakkında mezid-i inayet-i padişahanem zuhura
getirip bin yüz yetmiş üç senesi rebiyyü’l-evvelinin birinci günü tarihiyle mürih
verilen ruus-u hümayunum mucebince bu berat-ı hümayun saadet makronu verdim
ve buyurdum ki irşat ve ıslah ve aziz müşarülileyhin mürsel evladı sınıf ve kavlinden
mumaileyh es-seyyid Bektaş dam salaha varıp müteveffa-yı mumaileyhin
mahlulünden zaviye ve hangah-ı mezbura vakfının müşeyyihat ve tevliyetine
mutasarrıf olup eda-yı hıdmet eyledikten sonra bundan evvel bervech-i meşrut
müşeyyihat ve tevliyet-i mezbureye ne vecihle mutasarrıf olmuşlar ise evvel minval
üzere vazide-i muayenesini vakf-ı mezbur mahsulünden alıp mutasarrıf olup olbabda
hiç fert tarafından mani ve müzahem olmayıp dahil ve taarruz kalemiyeler şöyle
bileler alamet-i şerifeme itimat kılalar. Tahriren fi yevm seb’ aşra min rebiü’l-evvel
sene selase ve sebin mie elf.
Cennetmekan Sultan Mahmut Han Evvel Hazretleri tarafından ihsan
buyrulmuş olan ferman-ı hümayun suret-i münifesidir:
Suret-i Hatt-ı Hümayun
[mucebince amel oluna]
Kutbu’l-arifin zuhru’l-vasilin vasıl sidde-i rahmet el-bari Hacı Bektaş-ı Veli-i Ali’ye
rahmetü’l-celinin evlatlarından olup bilfaal seccade nişin evladı rafi-i tevki-i refü’ş-
şan-ı hakani eş-şeyh Feyzullah zid salaha dersaadetime mektup gönderip memalik-i
mahruse-i şahanemden vaki baba ve abdal ve derviş ve sultan namıyla es-sene-i
nasda mezkur nazargah ve tekye ve hangah ve zaviyelerde fima bade mahlulat ve
tebdilat ve meşrutiyet iddaası ve birbirlerine ferağ ve kasrid ve sair tevcihata
müteallık keyfiyet vuku bulduk da kaza ve nevab ve mütevelli ve sair ve ashab-ı
arzın arz ve arzuhalleriyle tevcih olunmayıp ancak cedd-i alamız kutbu’l-arifin
gevsül’l-vasilin sadat-ı kiramdan pir-i tarikat-ı aliye-i Bektaşiye Hacı Bektaş-ı
kuddusere’l-azizin hangah-ı aliyesinde aziz müşarülileyhin evladından olmak üzere

20
bilfaal seccade nişin evlatların arin ve inhalarına meşruta olduğu beyan birle bu defa
seccade nişinlik mezkur ba berat-ı al-i şan kendi veya tevcih ve ihsan buyrulmakla
mukaddem verilen o emr-i şerifem mucebi emr-i şerifim sudurunu inha ve istida
eylediği ecelden hazine-i amirem kuyudatına müracaat olunduk da memalik-i
mahrusamda vaki aziz müşarülileyhin tarıkına mensup nazargah ve tekye ve hangah
ve zaviyelerinin fima bade mahlulat ve tebdilat ve meşrutiyet iddası ve birbirlerine
kasrid ve ferağ ve sair ve tevcihata müteallık keyfiyet vuku bulduk da kaza ve nevab
ve mütevelliler ve sair ashab-ı arzın arz ve arzuhalleriyle tevcih edilmeyip kendi ve
hangah ve zaviyesinde aziz müşarülileyhin evladından olmak üzere bilfaal seccade
nişin ve tevliyet ve tasrif edenlerin izin ve icazetiyle tayin ve verdiği mektup
mucebince taraf-ı şahanemden berat ve sair temsekatım verilmek üzere şart ve
akfada-i mestur ve meşruh olduğu ecelden bu babda şart-ı vakıf mucebince amel
olunup kaza ve nevab ve sair ashab-ı arz müdahale etmeyip cümle memalik-i
mahrusa-i şahanemde bulunan nazargah ve hangah ve zaviyenin şeyh ve ehl-i
vezaifince tebdilat vukuunda aziz müşarülileyhin tekyesinde seccade nişin bulunan
evladı şeyhler arzlarıyla verilmek üzere ecdad-ı azam zamanlarında bade merhum ve
mağfur lehüm Sultan Mehmet Han ve Sultan Süleyman Han ve Sultan Ahmet Han ve
babam Sultan Mustafa Han tab serahim ve umum-u Sultan Ahmet Han zamanlarında
islafına verilen nişan-ı hümayunlarda derece ve nestir ve’l-hale haze selefi eş-şeyh
Ali fevt olup müşeyyihat ve tevliyet ve tasarruf kendi veya intikal etmekle islafına
verilen bir vaat mucebince kendi veya dahi nişan-ı hümayunum ita ve mazmunu
üzere tasarruf olunmak ricasına ve emir el-ümera el-kiram Rum ili beylerbeyliği
payesini haiz olup bilfaal dergah-ı muallam ağası olan Şahin el-hac Mehmet Paşa
dam ilave-i alam arz itmeğin bu berat-ı hümayun saadet makronu verdim ve
buyurdum ki iş bu emr-i şerif-i şahane-i vacibu’l-ittiba ve lazımu’l-imtisalimin
mazmun itaatmakronu üzere amel olunup hilafına bir derlü rıza ve cevaz
göstermeyeler şöyle bileler alamet-i şerifeme itimat kılalar tahriren fi yevmü’s-saniye
min zilhiccetü’ş-şerife sene selase erbain mie elf.

21
22
Sultan Mahmut Han Sani Hazretlerinin [mucebince amel oluna] Hatt-ı
Hümayunlarıyla Müşih Bulunan ve 56 ve 57 Sayfalarda Fotoğrafisi Münderiç
Bulunan Ferman-ı Hümayunun Suret-i Münifesidir:
İftiharü’s-salaha es-salikin Hacı Bektaş-ı Veli kuddussere’l-azizin evlatlarından olup
zaviyelerinde seccade nişin olan es-seyyid Şeyh Mehmet Hamdullah dama takva-i
tevki-i ref-i hümayun vasıl olacak malum ola ki memalik-i mahrusa-i şahanemde
baba ve abdal ve derviş ve sultan namıyla es-sene-i nasda mezkur nazargah ve tekye
ve hangah ve zaviye var ise cümlesinin fima bade mahlulat ve tebdilat ve meşrutiyet
iddaası ve birbirlerine ferağ ve kasrid ve sair tevcihata müteallık keyfiyet vuku bul da
kaza ve nevab ve mütevelliler ve sair ashab-ı arzın arz ve arzuhalleriyle ve sair
arzuhal ile tevcih olmayıp ancak cedd-i alamız kutbu’l-arifin gevsü’l-vasilin Hacı
Bektaş-ı Veli kuddussere’l-azizin hangah-ı aliye ve zaviyesinde seccade nişin
olunanların arz ve inhalarına meşrut olduğu beyan-ı birle bu defa seccade nişinlik
mezkur kendi veya tevcih olunmuş olduğu beyan birle mukaddem verilen emr-i
şerifim mucebi emr-i şerifim sudurunu inha ve istida eylediği ecelden hazine-i
amiremde mahfuz baş muhasebe kuyudatına müracaat olunduk da memalik-i
mahrusamda vaki baba ve derviş ve abdal ve sultan namıyla es-sene-i nasda mezkur
nazargah ve tekye ve hangah ve zaviyelerinin fima bade mahlulat ve tebdilat ve
meşrutiyet iddaası ve birbirlerine ferağ ve kasrid ve sair tevcihata müteallık keyfiyet
vuku bulduk da kaza ve nevab ve mütevelliler ve sair ashab-ı arzın arz ve
arzuhalleriyle tevcih olunmayıp kendi ve hangah ve zaviyesinde seccade nişin olan
taraflarına havale olunmak üzere mukaddem baht-ı hümayun kaydı mahlullerine şerh
verilmiş olduğu mukit iken bundan akdem bade ashab-ı arzın arz ve inhalarıyla
zeamet ve tımar misillü alakası olmayanlara tevcih olunduğundan fukara-yı
bektaşiyenin tevcihat ve vuku bulduk da ahirin arz ve arzuhallerine amel ve itibar
olunmayıp meşayih-i bektaşiyenin zaviyeler ve seccade nişin olanlara havale
olunmak üzere bu defa dahi mücdaden mahaline şerh verilip alam-ı hali mütezammın
emr-i şerifim sudurunu mukaddema lede’l-istida kutbu’l-arifin Hacı Bektaş-ı Veli
kuddussere’l-azizin memalik-i mahrusamda baba ve dede ve abdal ve derviş ve
sultan namıyla es-sene-i nasda mezkur nazargah ve hangah ve zaviyeleri şart-ı vakıf
üzere asitanesine meşrut olmakla seccade nişin olanlardan ve meşayih ve tekye nişin
olanlardan beri mevt ve tebdil olunmak lazım geldik de aziz müşarülileyhin
evladından olmak üzere bilfaal kendi ve asitanesinde seccade nişin olanların arz ve
icazetiyle oluna gelip kaza ve nevab ve mütevelliler ve ashab-ı arzın arz ve
arzuhalleriyle ve sade arzuhal ile tevcih olunmak üzere kırk dört ve kırk yedi
senelerinde aklam ve hazine-i defterlerine şerh verilmişken şart-ı mezkura müraat
olunmayıp Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri asitanesi mesafe-i badedir deyü bir takrip
tevcih olunmakla nizam-ı mezkure muhattal ve tekyeleri na ehl-i kimselerde kalıp
hususa kara ve mezarı olan zaviye avam-ı nasda yevmiyeleri fevt ve maliyeleri
sebebiyle gerek hakam istila ve üzerlerine berat ettirip tımar ve zeamet misillü her
sene bir kimseye havale ve iltizam ve hak fukara olan mahsulat ve kaffeyi kendi
umurlarına sarf ve istihlak eylediklerinden dervişan fukarasından sadırmak edecek
maaşları kilit ve müfit ve zail ve hangah ve tekyelerde meks-i ikametleri adimü’l-
imkan olduk da ekseri harap ve fukarayı dervişan han köşelerinde sefil ve sergerdan
olup zaviye ve hangah ve tekyelerde dest-i zalimeden halas olmayıp teşine ve şem’
ve kanadil yakadıyla zikri’l-hal muatıl kalmakla fukara-yı dervişanın hallerine

23
merhameten fima bade mahlulat ve tebdilat ve meşrutiyet iddiası ve birbirlerine ferağ
ve kasrid ve sair tevcihata müteallık keyfiyet vuku bulduk da kaza ve nevab ve
mütevelliler ve ashab-ı arzın arz ve arzuhalleriyle tevcih olunmayıp ve mesafe-i
badedir deyü aziz müşarülileyhin asitanesine gitmeğe izhar aciz ve bahane-i ahir ile
zikrolunan erbab-ı arzın inhasına müsaade olunmayıp kadimisi üzere bermuceb şerut
vakıf aziz müşarülileyhin hangah-ı aliye ve tekye ve zaviyelerinde seccade nişin olan
şeyhler tarafına havale olunmak üzere kasıtlarına şerh verilip ve şerh-i mezkur fima
bade desturu’l-amel tutulmak üzere şerh ve aklama alim ve haberleri ve balası hatt-ı
hümayunum ile manun tevarih-i muhtelife ile verilen emr-i şerifim mucebince bin iki
yüz onuncu senesi seferü’l-hayrın yirmi yedisi tarihinde mücdaden balası hatt-ı
hümayun şevketmakronum ile manun emr-i şerifim verilmiş olduğu derkenar
olmakla derkenarı mucebince emr-i şerifim verilmek babında iftiharu’l-ümera ve’l-
ikaber bilfaal baş defterdar es-seyyid Mehmet Esad dam ulve-i telhis etmekle mucebi
iktiza eden mahallelere alim ve haberleri verilmekle imdi vech-i meşruh üzere amel
olunmak babında ferman-ı al-i şanım sadır olmuştur ve buyurdum ki son şerifim
vardık da bu babda sadır olan emrim] üzere amel edip dahi husu-u mezbur için
tevarih-i muhtelife ile ve ba hatt-ı hümayun emr-i şerifem verilmiş olduğu hazine-i
amirem defterlerinde mukid olmakla mukaddema varid ve hala vech-i meşruh üzere
şerifyafta-i sudur olan iş bu emr-i şerif-i şahane-i vacibü’l-ittiba ve lazımu’l-
imtisalimin mezmun itaat makronu üzere amel olunup hilafına bir derlü rıza ve cevaz
göstermeyesin şöyle bilesin ki emr-i şerifime itimat kılasın rebiyyü’s-sani aşr şehr-i
ramazan sene erbain miateyn elf.
Kuyud-u Hakani Suretidir
Hacı Bektaş Derlü Kır Şehri
Karye-i hacım nam diğer Kara Öyük malikane ve divanı vakıf Hacı Bektaş
kuddussere’l-aziz kadim-i eyyamda avarız-ı divaniye ve tekalif-i örfiyeden muaf ve
müsellimlerdir deyü kayd-ı itikada mukiddir: Evlad-ı merhum ve mağfur Hacı
Bektaş kuddussere.
İskender veled Kalender-Allah verdi veled İskender-İskender veled Süleyman
Allah verdi Hasan ah verdi-Hüseyin-Ali Veli
Murtaza-Cafer-Mahmut-Bektaş
Mürsel-neferan 13
Kendim ve Şair Gayri Resmi Çift Resmi Ganım
Resmi Divan Aşr Bağ ve Duhan Resmi Tuz ve Bostan
Hıdmetkaran zaviye-i Hacı Bektaş-ı Veli kuddussere
Halil veled Hasan-Hüseyin-Durgudlu-Süleyman-Hünkar kulu
Derviş İhsan veled Timur-Halis-Haydar-Dursun Hüseyin
Ramazan-Turidi-Hasan Şah-Arap Yusuf
Osman-Nureddin-Hasan-Hüseyin

24
Nasuh-İsa-İskender-Çorumlu Dursun
İskender-Bektaş-Süleyman-Yakup
Kırlı Abdal-Nuri-Hüseyin-Budak
Mazlum-Satılmış-İdinli Derviş Süleyman-Seyyid Rahman
Maksud-İdinli Resul-Musa-Ağvarlı
Abbas-Seyyid Ali-Emmi-Ali Bali
Şah Kulu-Ulvi-Süleyman-diğer Süleyman
Selim-Hüseyin Haydar-İdinli Hasan-Derviş Resul
Derviş Veli Allah verdi-Kasım-Hasan
Hacı-Haydar Şems-Rıdvan Şems-Nusret
Şeyh Onur-Mehdi-Kasım-Abdullah
Musa-Ali Hasan-Yusuf-Şah Kulu
Musa Ali-Pehlivan-Hüseyin-Bektaş
Şah kulu-Süleyman Onur-Edhem-Ramazan
Salih-Sünbül Abdal-Mehmet-Kasım
Mezkurun madem ki zaviye hıdmetinden kusurlu olmaya binin vecbeh-i resmi teklif
olunmaya zaviye hıdmetinden olmayanların rüsumların alıp vakfa sarf oluna.
Fazıl Muhterem Firaşarlı merhum Şemseddin Sami Begin << Kamusu’l-Alam
>> nam eserinde Kadıncık Ana hakkındaki fıkra aynen bervech-i atidir.
Kadıncık Ana-tarikat-ı bektaşiye müntebiyeninin itikat rivayetine göre, Hacı Bektaş-ı
Veli Hazretlerinin kiramanını görmekle, hazret-i müşarülileyhin mültezime hasar
vücud etmiş salihe bir kadın olup, müşarülileyhin burnundan akan kanı içmekle
hamile kalmış ve Kır şehrine tabi Hacı Bektaş’taki Çelebiler bundan teselsül etmiş.
Sahibe-i tercümenin veli-i müşarülileyhin nikahlı zevcesini olması ihtimali akla daha
mülayimdir.(sayfa 3504)
Suretleri ve fotoğrafları derece edilen ve onlara memasil mevcut ve mahfuz olup
fakat diğerleri müeyyid ve müsadık bulunması hasebiyle derece ve nastirinden sarf-ı
nazar olunan bervat-ı sultani ve muharrer ve münderic bulunan kuyud-u hakani ve
sair ve saik muhteviyatı Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerinin zan edildiği gibi mücerret
olmayıp tehil eylemiş ve mevcut Çelebiyanın müşarülileyhin sülbi evladı bulunmuş
olduğunu izahen ve ispat eylemiştir. Bütün bu hacec-i hataya ve beyyinat-ı kataya ve
sicilat-ı muhakem-i şeriye hilafına olarak aksi hali iddiada ısrar, güneş kadar aşikar
bir hakikat-i sarihayı li menfaat ve li maksat tevil ve inkardır. Çünkü her davanın
delail-i akliye ve nakliyeye istinadındaki zaruret bedidar ve hilafı batılan ve hasarına
müntehi bir tarik nahimvardır. Hal böyle iken muhaliflerimizin cedd-i ikram ve
valamız veli-i müşarülileyh hazretlerinin ihtiyar-ı tecrit buyurmuş oldukları
hakkındaki iddiayı sahifelerine efva-ı nasda dair olan şuyuat-ı delil ve hacet şeri

25
olamayacağı derkar iken bunların evladiyeti inkar hususundaki netice-i makasad
vahiyeleri tevliyeti ile geçirerek ve amellerince varidat vakfı keyf-i mayişa-i sarf ve
cibayet etmekten ibaret olduğu tezahür etmiş ve bu babdaki tefsilat tenvir meseleye
hakkıyla kifayet eylemiş olması hasebiyle bu hususta temhid ve tevsi mütalaat ve
ibraz hac ve beyyinata lazım kalmamış ise de veli-i müşarülileyh hazretlerinin evladı
olan Çelebiler sadat-ı kazımiyeden ve binaen aleyh al ve evlat resulden bulundukları
müspet ve mütehakkık iken Bektaşi sırrı, nam risalede muğayir İslamiyet, hilaf-ı
tarikat, menafi-i insaniyet olan birtakım mefriyata cüret olunması ihvan-ı tarikçe
bittabi nazar tesif ve telhifle görülerek müfteriyat ve terhat-ı mezkureyi cerh ve ibtal
sadedinde daha ne kadar ve sabık ve delail varsa derece ve tebsibiyet ve bu vecihle
hakikat-i ahvalin inkişafına müntezir bulunan tarafdaran hak ve elsafın kulübü
tenşiyet olunması fazıl ve kemaliyle müştehir bir zat-ı ali kadirden alınan mektupta
tavsiye buyrulmuş olduğu cihetle ali kadir el bazaa tevsi mütalaata ve izah-ı hak ve
hakikate mecburiyet el verdi. Şöyle ki: Mezkur risalenin on birinci cüzünün 18 ve
19’ncu sahifelerde… Kalender Çelebi merhuma asiyan ve şekavet uzv-u isnad edilip
dolayısıyla bu fakiri li kelimelik hayal hamiyle güya Kanuni Sultan Süleyman devri
sultanında sadr-ı azamı bulunan İbrahim Paşa kumandasında üzerlerine asker
gönderilip başına topladığı Celali eşkıyasıyla kilayen helak edildiğini bazı turahide
cümle mecmuasıyla hikaye ve rivayet etmek murih mühimi şahit zor kabulünden
olarak mefturiyata iştirak ettirmek demek olmakla beraber tarih şinasen kiramca
malumdur ki ekseri tevarihin müfsalen bahs ve hikaye eylemiş olduğu Celali isatına
Kalender Çelebi’nin sergerdelik ve başbuğluk ettiğine dair hiçbir irade kayıt ve
sırahat şöyle dursun bir ima ve işarete bile tesadüf edilememiştir. Mertebe-i risalenin
bühtan-ı sarihine mevsuk el-kelam hiçbir mevruhun iştirak etmeyeceği tabiidir. Gerçi
nazar ve şer ve kanunda hikayat olur olmaz tevarihdeki beyanat sebut medaya delil
olmakla beraber istinat etmek istediği tarihin isim ve sahifesini göstermeğe mecbur
iken bilakis risalesinde münenkıs surette beyanat ve hikayatla kezb ifadesini ve
ağraz-ı şahsiyesine tamamıyla izhar ve ilan eylemiştir. Mertebe-i risale, Kanuni
Sultan Süleyman devr-i saltanatında İbrahim Paşa’ya katl ve ahlak ettirmiş olduğu
Kalender Çelebi merhumun mezkur on birinci cüzün on yedinci sahifesinde Resul
Bali’nin hafidi Mahmut Çelebi’nin oğlu Hüdadad Çelebi tarafından puset nazaından
dolayı katl ve idam ettirildiğini yazıyor. Yine cüz-ü mezkurun yirmi sekizinci
sahifesi hamişinde bu rivayeti mekzeb olarak merhum Kalender Çelebi’yi bu defa da
cedde’l-müdheşle İskender Çelebi’nin katlettiğini söylüyor muhalif ve mütenakız
olan şu hikayat var ve ayat-ı katl-ı keyfiyetinin bi asl ve esas olduğunu ve İbrahim
Paşa tarafından katl ve helak edildiğine dair olan ifadeyi mekzeb ve mebtal
bulunduğunu erbab-ı aklın yek nazarda takdir buyuracağı bedihidir Kalender Çelebi
merhumun Hüdadad Çelebi tarafından katledilmesi bahsine gelince: bunun da her
noktasında bir derlü hata ve kezb mevcuttur. Evvela Hüdadad Çelebi Mahmut
Çelebi’nin oğlu değil Resul Bali Çelebi’nin oğludur. Saniyen Hüdadad Çelebi ile
Kalender Çelebi merhum hem asr ve hem sen değillerdir. Hüdadad Çelebi << 795 >>
senesinde tevlit edip << 887 >> vefat eylemiştir. Derece edilen silsilenameden
anlaşılacağı üzere Kalender Çelebi ise << 881 >> tarihinde tevlit eylemiş hasebiyle
Hüdadad Çelebi’nin vefatında altı yaşına ancak vasıl olmuş bir sabi bulunduğundan
böyle altı yaşındaki çocuğun puset nezaında ve katl-ı idam ile neticelenecek bir
harekette bulunmayacağı derkardır. İskender Çelebi tarafından katl olunması
hususuna nakl-ı kelam edilince: faal katl isnat edilen İskender Çelebi Kalender
26
Çelebi’nin sülbi oğludur. Evvela dinin bila sebep pederini katl eylemesi istibat
olunmakla beraber mezkur silsilenamenin mütalaasından müsteban olacağı vecihle
pederi Kalender Çelebi’nin hin vefatında oğlu İskender Çelebi on altı yaşlarında olup
makam-ı müşeyyihat pederinden tevarüsen ve talimalen ve meşruten kendi ve sene-i
tevcih edilmiştir. On altı yaşında bulunduğu ve ortada ve badi şer ve katl bir sebep
bulunmadığı halde pederini katl eylemiş olunmasını akıl ve mantık kabul etmeyeceği
gibi pederinin katli olan evlat pederinin mütervekat ve mahlulüne varis ve müstehak
olamayacağı icabat-ı şeriyedendir. Hususuyla o saf ve ahlak noktasından asla lekedar
olmamış bulunan ve erbab-ı liyakate meşrut olan cihet-i müşeyyihatın kendisine
tevcih edilerek meded-i medide puset nişin irşat bulunması İskender Çelebi merhuma
uzv edilen katl-ı keyfiyetinin asıl ve esası olmayıp sarf ve ağraz-ı şahsiyeye mebtini
bulunduğunu yek nazarda tayin eder. Mezkur risalenin on ikinci cüzünün 31’nci
sahifesinde << 1175 >> tarihinde İstanbul’a geldiğinde batın padişahı İstanbul’a
geldi diye toplar indahat ettiren Çelebi Feyzullah Efendi’nin huruc-u ale’l-sultan
fetvasıyla taraf-ı hükümet-i seniyyeden idam olunduğu gösteriliyor ve mirat el
makasıd nam risale sahibinin gerek Kalender Çelebi ve gerek bu Feyzullah Çelebi
hakkında şehit tabir ti istimal eylemesinin sülbi bilinemez cümlesiyle mirat el
makasıd müellifi tezyif ve tenkit edilmek isteniliyor bu fukara da son derecede
hakikatten baid ve vücuh muteidde ile hatta alveddir. Evvela idamı uzv ve isnat
edilen bu Feyzullah Çelebi merhumun davet-i vakıa üzerine İstanbul’a gelişi <<
1175 >> senesinde olmayıp şu müdafaa risalesinin 51,52’nci sahifelerinde aynen
matbu bulunan ferman-ı ali tarihiyle metin ve muhakkak olduğu vecihle << 1173 >>
senesindedir. Saniyen öyle uzv ve isnat olunduğu vecihle huruc-u ali sultan gibi bir
sait ve şenaat icrası zamanında gelmeyip ancak bazı mesalih için ancak asitane-i
azimet ve Üsküdar civarında Nerdebali karyesine balimu asla orada misafirat üzere
iken bi emrullah teala dar bekaya irtihal ederek seccade nişinlik mahlul olmakla aziz
müşarülileyhin sülbi oğlu erbab-ı istihkaktan es-seyyid Bektaş Çelebi daima salahaya
tevcih buyrulduğu mezkur ferman-ı aliyede tesrih buyrulmuştur merhum
müşarülileyhin iş bu müdafaa risalesinin ikinci cüzünde beyan edildiği vecihle
görülen icap ve lüzuma mebni hükümet-i seniyye canibinden celp ve davet ve
mazhar-ı ihsan ve atıfet buyrulduğu izhar-ı mine’ş-şemsdir. Salisen merhum
müşarülileyh gibi meslek-i dervişiyede bulunan bir fakirin payitaht-ı saltanat-ı
seniyyede indahat edecek veya ettirecek top ve tüfenk tedarik edebilmesi ihtimalini
akul-u selime erbabının hiçbir zaman kabul ve tasdik etmeyeceği bedihidir. Böyle
olmayıp ve mebhus ana top ve tüfenk hükümet-i seniyye veya ümera-yı mülkiye ve
askeriyesi taraflarından indahat ettirilmiş ise bunun da muceb-i etmam ve sebeb-i
idam olmayıp bilakis muceb-i şerif ve ibtihac olacağı müsteğni-i izahtır. Erbaen
silsilename-i mezkur nazar-ı mütalaaya alındık da nümayan olacaktır ki veli-i
müşarülileyhin evlat ve sülalesinden bu alem-i faniye şimdiye kadar Feyzullah
isminde üç zat gelmiştir. Bunlardan birincisi Nerdebanlı karyesinde medfun bulunan
Feyzullah Efendi ki Şehit Feyzullah Efendi değil el-hac Feyzullah Efendi’dir. Şehit
Feyzullah Efendi denilen zat (1155) senesinde tevlit edip (1218) senesinde ahraz-ı
makam-ı irşat ve tarikat-ı aliyeyi layık olduğu mertebe-i aliyeye esad ederek
muahiren yani (1240) tarihinde hanesinde sarık ve caniler tarafından katledilmekle
şehiden irtihal-i dar-ı beka eylemiş ve asitane-i hazret-i pirde Çelebilere mahsus
türbede medfun bulunmuştur mumaileyhin katillerinin derdest edilerek
cezalandırılması hakkında ferman-ı ali şerk-i müteallık buyrulması üzerine memuren
27
azam kılınan kapucu başı tarafından icra kılınan tahkikat-ı neticesinde gece saat dört
raddelerinde hanesinde kasaba ahalisinden elli oğlu baba ve iki rafıkı taraflarından
tabanca kurşunuyla şehit edildiği anlaşılmış ve caniler itiraf-ı cürüm eylemiş.
Olmasıyla idamları hakkındaki hükm-ü şeriyenin infaz ve icrası hakkında Sultan
Mahmut Sani tab sarah hazretleri canip sene el-civandan şer fesadır olan ferman-ı al-
i şan mucebince katiller kasabada sülben idam edilmişlerdir. Bu sebile merhum ve
mağfurla, Şehit Feyzullah Çelebi namıyla yad edilmektedir. İşte mirat el-makasıdda
da bundan dolayı merhum hakkında şehit tabiri istimal edilmiştir katillerin idamına
dair şer fesadır buyrulmuş olan mezkur fermanın ki-1241 tarihiyle murihdir- aslı
nezd-i fakirde mevcut ve mahfuzdur. << 1173 >> tarihinde İstanbul civarında vefat
eden el-hac Feyzullah Çelebi merhum an kasıd bir asra karib zaman sonra vefat eden
Şehit Feyzullah Çelebi yerinde gösterilerek şehit tabirine itiraz ve huruc-u al-i sultan
gibi yoktan cürüm ve isyan-ı isnat ve bila sebep idam gibi hükümet-i adile aleyhine
zalim gaddar atf ve icat olunduğu meydan bedahattedir. Üçüncü Feyzullah Çelebi ki
<< 1296 >> tarihinde alem-i ikbaya rihlet eylemiş olan pederim Feyzullah Çelebi’dir.
Bu üç zattan başka Feyzullah Çelebi namıyla bir zat daha gelmiş idi ki zahir ve hüda
olup intisabıyla mebahı ve meftehar bulunduğumuz sadat zavi el-ibtihac hak
aliyelerinde birinci asrı müteakip asılamam diyenler taraflarından ne kadar medheş
ve acıklı eza ve cefalar vukua getirildiğini bilenler ve bi hakkın tefekkür ve teamül
edenler için varis peder adıyla Çelebiler hakkındaki müfteriyatın hiç menzilde
görüleceği tabiidir. Tarik-i aliyenin cümlesinde emanat ve ısrar-ı kudsiye min
tarafullah ehl ve eminine bahş ve ihsan buyrulmuş olmakla << min lem yezk lem
ya’rif >> ve yılan demez diyen bilmez medlulunca tarik-i aliyeden birisine intisabı
bulunmayan ısrar-ı tarikattan tabii haberdar olamayacağı kesanın ve olsa da neşr ve
ilan edemeyeceği.. Derkar olmakla beraber hıras ve avamın calb-i merakı olur surette
Bektaşi sırrı namı verilmesinden dolayı fevku’l-me’mul olarak risalenin satış ve
bedelinden temin eylemiş olduğu menfaa kanaat etmeyerek bazı eşhasın amal-ı
hususeye tab’an aleyhimizde bulunmalarından müstefit olmak hülyasıyla bitaraf ve
şahsiyetten müctenib olması lazım gelen risaleyi adata naşr-ı efkar-ı mahsusa
menziline tenzilen beladan gelen ola da itibar yoktur yoldan gelen evlad-ı makbul ve
muteber gibi hakem-i şere ve akıl ve mantıka muhalif terhata tabi olarak dağdan
gelip bağdakini koğmak kabulünden veli-i müşarülileyhin evlat ve sülalesinden
bulunan Çelebilerin yedi yüz bir seneye karib ibaan cedd-i varis ve müstehak
oldukları dergah-ı şerifin müşeyyihat ve tevliyeti gibi hak ve meşrularını gasp ve
zapt etmek hülyasında dolaşan ve inva tecizat tasdiatla bulunan eşhasın müruc ve
naşr-ı efkarı olmakla cüretle karinin kiram ve hususuyla memurun hükümet-i
seniyyeye karşı Çelebiler aleyhine hilaf-ı hak ve hakikat müfteriyet derece imla ve
münaferet ilka etmek suretiyle o amal-i hususenin husulüne sui eylemiş ise de bütün
bu mesainin neticesi << hiç >> den ibaret kalmıştır. Müfteriyat ve müfalikat ile husu-
u imla çalışmak şeriat ve tarikata bilgiliye muğayirdir. Tarikat-ı aliye-i bekataşiyeye
mensup memalik-i şahanede bulunan bi’l-cümle tekye ve dergah ve sairenin meşayih
ve puset nişini herhalde müşarülileyhin asitanesinde evlad-ı veli-i müşarülileyhin olp
bi’l-faal puset nişin olunanların izin ve icazet ve inhalarıyla tayin ve berat ita
olunması ve her bir köşede şeyh zuhuruna meydan verilmemesi diyaneten ve
siyaseten derece ve cevapta görülerek hükümet-i osmaniyenin bidayetinden Sultan
Mahmut Sani Hazretleri devr-i saltanatına değin feramin-i al-i şan ile sabit ve
müstesna evkaf ve mülhakatı cihat ve ehl ve zaifenin tayini mütevellilerin intihap ve
28
inhalarıyla tayin ve yedlerine berat ita edebileceği el-yevm meri’l-icra bulunan cihat
nizamnamesiyle de tasdik buyrulmuştur. Müdafaa risalesinin sahifelerinde münderic
ve bu hakka dair olan ferman-ı al-i şanlar nazar-ı tedkike alınır ve ehl-i tarik
hakkındaki tan ve tenkidatın esbabı aranılırsa hikmet-i hükümet ve her umurda
maddi ve manevi bir şahıs mesul bulunmasındaki elzemiyet teslim edilir. Bu kadar
feramin-i aliye ve cihat nizamnamesi ahkamına muğayir olarak asitane-i hazret-i
pirdeki müşeyyihat cihetinin evlad-ı veli-i müşarülileyhden alınarak hüviyeti meçhul
eşhasa verilmesini şer’ ve kanun ve hiçbir vicdan kabul etmeyeceği
müsellemattandır. Asitane-i hazret-i pirde bulunanların hıdmetkaran elkabıyla melkıb
oldukları balada sahifede muharrer kuyud-u hakaniden anlaşılacağı gibi evvel ve ahir
bunların bir saffet ve hıdmet-i resmiyeleri olduğu meclis-i meşayih kiramın 8 şevval
tarihli mezkuresinde sükkan-ı dergah tabir-i istimal edilmesinden dahi müsteban
oluyor. Terabi babaya gelinceye kadar sükkan-ı dergah yalnız gayrı resmi hıdmata ve
iddia-ı lazıme ve ibadata müdavemet ede gelip hariç iz-i salahiyet muamele ve halata
tesdi etmemişlerdi. Dergahın mücerretlere ve bir sınıf ve asırdan bulunanlara hasr ve
tahsisi gayri caiz olduğu gibi hazret-i pir efendimize isnat ve meslek pire sülün zan
ve itikat edilen mücerretlik << fanikehva matab lekum mine’n-nas >> nas-ı celiline
<< el-nikah min senti femen lem ye’mel bisniti felis mini >> hadis-i şerifine
muhalefetle emr-i ilha nubuyeden mücanebetle beraber teşbihi muceb olacak surette
nikahtan tecrit ile değildir ehl-i ilhek merğubu ve muhtarı olan mücerretlik masevayı
terk etmek ve her şeyden pak ve azade olmaktır hakikatte mürit ve mücerret
olunanlar hatta ateşe atlasa aç bırakılmak lazım gelse haktan gayrıya tezlim şükve ve
izhar-ı hal etmez ve gömemez yoksa öyle zan ve itikat olunduğu vecihle senet-i
seniyyesinden tecrit ile mücerretlik alem-i muhteremine girilmez şart-ı vakıf ve
bunca senedir vakıf olan tevcihat ve teamül ve feramin ve bervat-ı al-i şan hak ve
istihkak-ı meşruiyet nazar-ı eman ve insafa alınmıyorsa bari hazret-i pir efendimizin
nutuk saadetleri ayin hükümet ve vacip el-riayet tanımakla iftihar olunduğu ve tarikat
ve hakikatte mürit ve dervişanın pir ve mürşidinin nutuk ve emrine itaat ve inkayadla
memur ve mecbur bulunduğu meydanda ve hazret-i pir efendimizin Kadıncık Ana’ya
hitaben << senden gelecek evlat benim evladımdır bunlardan teselsül edecek evlat eli
yevme’l-kıyam baki ve kaimakamım ve yurdum bekçileri olacaktır halkın yetmiş
yaşında olanları bunların yedi yaşında bulunanlarına hürmet << riayet edeceklerdir
>> diye vaki olan nutuk vilayet penahileri kaffe-i müntes bin tarikin tasdik ve teslim
gerdesi iken şu nutuk-u hümayundaki eli yevme’l-kıyam bekaya ve hürmet ve riayete
ne için itimat ve itikat edilmiyor da emir bilakis olarak evlad-ı veli-i müşarülileyh
hakkında fert efradının layık göremeyeceği derecede bir takım iftira ve bühtan ve
bila istihkak hukuk-u mürusa ve meşrualarını gasp ve zabt etmek sevdasıylar
hükümet kapılarında sürünüp emrar-ı vakit edilmesi dervişlik ve mücerretlik
meslekiyle gayrı kabil tevfik muamelattan bulunduğunu erbab-ı nasfet ve
merhametin herhalde tasdik ve bu gibi muhalif meslek-i muamelattan mücanebet ve
tevki edilmesini tavsiye ve ihtar edecek şüphesizdir. Terabi ve Hasan ve Mehmet Ali
babaların ne gibi halatta bulunduğu ve ne suretle dergahtan kaldırıldığı tahrirat ve
mazbata-i münderice eylemiştir. Pederim Feyzullah Efendi’ye tastir buyrulan fi 19
şaban 1290 ve 29 eylül 1289 tarihli tahrirat fetva-yı penahi suretidir. Reşadetlü
efendim şiar-ı islamiyete ve adab-ı şeriat ve tarikata muhalif ahval ve akval ile bir
takım sade dalan ibta-yı müslimini izlal eylemekte oldukları işitilen erbab-ı refz ve
al-had Hacı Bektaş-ı Veli kuddussere’s-sani hazretlerinin dergah-ı şeriflerinden bu
29
kere tard ve ibad edilerek hıdmet-i şerife-i müşeyyihatın kemagan tarafınızdan eda ve
ifa ettirilmesi zamanında Ankara vilayet-i celilesine bil emirname-i sami tebliğ
keyfiyet edilmiş olmakla zatınız dahi ahkam-ı celile-i şeriat-ı mahtura ve adap..
Tarikat-ı nakşıbendiye üzere ıslah-ı tarik-i salikin ve ihyasının cenab-ı seyyidü’l-
mersiline dikkat buyurup hilaf-ı şer-i şerif olan adat ve etvarın ref’ ve ilgasına
dergah-ı şerifte cemaatle salavat hamseyi eda ve tehzib-i ahlak ve teskine-i infas
müridan ve müntesabana sai ve himmetle lazıme-i salah ve iffetin tamami-yi icrasına
sai ve gayret buyurmaları ihtarıyla şaka tahrir ve tesir kılındı.
Es-Seyyid Ahmet Muhtar
Pederim Feyzullah Çelebi Efendi’ye tastir buyrulan fi 27 şaban 1290 tarihli meclis-i
meşayih mazbatası suretidir. Hazret-i Hacı Bektaş-ı Veli kuddussere’s-sani dergah-ı
şerifi müşeyyihatı canib-i alisine numaru 2
Faziletlü efendim hazretleri
Ba berat-ı al-i hıdmet müşeyyihatı ahde-i aliyelerinde bulunan Hazret-i Hevace
Bektaş-ı Veli kuddussere’l-ali dergah-ı feyz iktinahında bir zamandan beri dede baba
namıyla mukim olup dergah-ı şerif-i mezkurun her umurunu yed-i talibine almış olan
Selangalı Hasan Baba bir takım na ehl ve ehl heva kimselere hilafet ve babalık
vererek etraf-ı ignafa.. Göndererek nası ifsat etmekte olması hasebiyle merkum
dergah-ı şeriften ihraç ve minfası tayin olununcaya değin merkez vilayette tevkif
olunması ve zat-ı aliyeleri dergah-ı şerife ikame olunup kaffe-i umuru dest-i
idarelerine verilmesi hakkında evvelce Ankara vileyet-i celilesine hitaben ba telgraf
sami tahrir buyrulmuş olduğu 9 recep 1290 tarihiyle murahen bir kata tezkire-i
samiye ile makam-ı vala-yı müşeyyihat penahiye.. Ve makam-ı vala-yı
müşarülileyhden dahi ba tezkire-i aliye meclis dervişanımıza işar buyrulmuş
olduğundan merkum dergah-ı şeriften ihraç ve merkez vilayette tevkif ve umur-u
dergah-ı zat-ı seniyyelerine havale buyrulmuş olduğu anlaşılmış olup bu cihetle
meclis dervişanımıza verilen tenbihat üzere meclis-i dervişanemizden sevb-i
arifanelerine bazı mevadik işarı iktazı halden bulunmuş olmakla bada mazat-ı
seniyyeleri dergah-ı şerif-i mezkur pusetine calis olup kaffe-i umur hangahı bizzat
rüyet ve idare buyrulmalarını gerçi tarik-i aliye-i saire hangahlarında sırr-ı tarik ve
yapış kadimnameyle meşayih taraflarından birer adam bulunduğu mislü hangah-ı
celil-i mezkurda öyle bir adamın nısbı lazım geldiği takdirde intihabında ahiri neşrin
olunmayıp meclis-i dervişanemizle bi’l-muhabire taraf-ı alilerinden ehl-i müteşri’ bir
kimse nısb ve tayin buyrulması ve puset nişin elkabı ise tekayaya ba berat mensup
olan meşayihe mahsus olup bu cihetle öyle bir adamın nısb-ı matizi bulunduğu halde
puset nişin etlak olunmayıp sırr-ı tarik veya pişakdım gibi bir nam verilip puset nişin
elkabı zat-ı seniyyelerine mahsus olması ve merkumun dergah-ı şerifte bulunan
evnesinin memur mahsus ile ve hükümet-i seniyye marifetiyle tard ve teyit olunmalar
melhuz ve ihtimal galip bulunmakla oraya meydan bırakılmayıp merkumun
avnesinden serseri ve hilaf-ı şeriat mahtura ahval ve harekatta bulunanlar dergah-ı
şeriften tard buyrulması münasip olacağı beyan ve işarına ibtidar kılınmış olmakla
icap ve iktiza-yı halik icrası babında irade efendim hazretlerinindir. İşte şu tahrirat
müşeyyihat penahi ve meclis-i meşayih mazbatası bi hakkin nazarı mütalaaya alındık

30
da bu tarik-i aliyeye kimler tarafından fesad-ı ilka ve ne suretle şunun bunun itirazına
hedef ve feda edilmiş olduğunu hak ve hakikat ashabının takdirine havale eylerim.
Et-Tevfik Omanallah
Suret-i Hatt-ı Hümayun
Mucebince Amel Oluna
Tuğra-yı Garra-yı Hümayun
Mahmut bin Abdülhamit Han
Destur mükerrem müşir mefham nizam-ı alem medber umuru’l-cumhur bil fakirü’s-
sakib mütemmem miham el-nam bi’l-re’yi mümhed binyadi’d-devlet ve ikbal
meşidü’l-erkan el-imade ve’l-iclal el-mahfus bi sınıf avatıfu’l-mülku’l-ala Karaman
valisi vezirim adam er-rafi iclale ve kudvetu’l-kaza ve ahkam medeni el-fail ve’l-
kelam Konya naibi ve Kır şehri kazası zid fezlehama tevki-i ref-i hümayun ve asıl
olacak malum ola ki bin iki yüz yirmi üç senesi cemaziye’l-ahirin dördüncü günü
taht-ı ali baht-ı Osmani üzere cülus-u hümayun mimenet makronun vaki olup
umumen tecdid o emir olunmak fermanım olmağın binaen ali zalik sultanü’l-arifin
Hacı Bektaş-ı Veli kuddussere’l-azizin sülale-i zuhuresinden olup asitanesinde puset
nişini olan eş-şeyh es-seyyid Feyza dam takvanın mukaddema divan-ı hümayuna
takdim eylediği memhur arzı mefhumunda müşarülileyhin zaviyesi vakfı karasından
Kırşehri sancağında vaki hacım nam diğer Kara Öyük karyesiyle sair malum el-
esami kara reayasının muafiyetlerini havi balası hatt-ı hümayun şevketimkarunla
manun verilen avamir-i şerife zayi olduğundan bazı kimseler hilaf-ı muafiyet-i
müdahale daiyesinde oldukları beyanıyla kaydı mucebince mücdaden bir kata emr-i
şerif sudurunu şeyh mumaileyh tahriren inha eylediği ecelden hazine-i amiremde
mahfuz mevkufat defterlerine nazar ve muktezası sual olunduk da kara-i merkum
reayasından bundan akdem bazı esbaba mebni müteferrik ve pir-i şan alıp Kırşehri ve
Ürgüp ve mücevver ve Bozok ve mahal-i sairede iskan eden reaya bulundukları
mahallelerden zaman-ı itibar olmaksızın kaldırılıp bermuceb şerut kadim karyelerine
nakl ve iva ettirilmek için iki yüz on yedi senesi sulh recebinde balası hatt-ı hümayun
şevketmakrun ile müşih kazaha-i merkum kadılarına hitaben şakka ve sefer-i
hümayun vukuunda cenud mücahidin için tertip olunan deva ve katr ve ağnam ve
tertibat-ı sairede muaf ve gayrı muaf ve hülasa-i evkafa dahil ise dahi aziz
müşarülileyhe hürmeten bundan akdemce ardavi hümayun için Kırşehri sancağından
merteb deva ve katr ve mürettebat-ı sairede kara-i mezkure hisseleri saire-i sirayet
etmemek şartıyla afv olunduğunu meşar iki yüz on sekiz senesi o ahrezi el-hacesinde
başka ve aziz müşarülileyhin evkafı karalarından hacım nam diğer Kara Öyük ve
karra-i sairesi ve mezarının bermuceb defter-i hakani baht-ı hümayun şevketmakrun
sadır olan avamir-i aliye muceblerince vakfiyet ve muafiyet ve serbesiyet üzere
mütevellisi tarafından zabt ve rabt oluna gelen resm-i çift ve binin ve resm-i ağnam
ve sair bad hevasına ve evkafa hasıl kaydolunan rüsum-u serbestisine haracdan dahil
ve taarruz icap etmez iken hilaf-ı emr-i al-i şan ve ve muğayir defter-i hakani Konya
ve Kırşehri mütesellimleri ve ayan ve zabitan ve sair mültezimin taraflarından karra-i
mezkurenin resm-i çift ve binin ve resm-i ağnam ve sair bad hevasına müdahale ve
reayasını dahi tekalif ve hazariyet mütalibesiyle rencide ve tedi eylediklerinden

31
bahisle olvecihle vaki olan müdahalelerin men ve refi için bir kata emr-i şerif
sudurunu aziz müşarülileyhin evlatlarından olup mukaddema zaviyesinde seccade
nişin irşat olan Şeyh Abdüllatif zide salaha bair zahal lede’l-istida ol vakitte kuyuda
bi’l-müracaa
(nahiye-i Hacı Bektaş-ı derleva-ı Kırşehri)
Karye Hacım nam diğer Kara Öyük
Malikane ve divanı vakıf Hacı Bektaş-ı kuddussere’l-aziz
Kadimden beri avarız-ı divaniye ve tekalif-i örfiyeden muaf ve müsellimlerdir deyü
defter-i atikada mukit (evlad-ı merhum Hacı Bektaş-ı kuddussere neferen
adet)(hıdmetkaran Hacı Bektaş-ı Veli neferen hıdmetkadran-ı mezkurun madem ki
zaviye hıdmetinde olmayanların rüsumları alınıp vakfa sarf oluna) yani baştan
hasılatı kendim ve şair ve gabire resm-i çift ve binin ve resm-i ağnam ve yuva ve
kaçkun ve müjdegane-i abd ve yuva ve resm-i arus yekun maa gayre on sekiz bin
akçe maa karra-i ve mevad-ı saire kırk beş bin sekiz yüz yetmiş akçe pazu ile vakf-ı
zaviye-i Hacı Bektaş-ı Veli kuddussere deyü mukit olduğu defterhane-i amiremden
ve vakf-ı şerif-i mezkur karası sadrazam nezaretine ilhak olunan zir nezaretinde ise
de el-an evkaf-ı saire misillü min külli el-vecva. Sakinesine mezalim ve tediyata
cesaret vukua gelmemek ve vatken mine’l-avukat Karaman valileri taraflarından
karra-i mezkureye illet ve bahane ile mübaşirler irsal ve fukaraya cever ve eza
ederler ise kendilerine cevap verilmek üzere iki yüz dokuz senesi vasıt cemaziye’l-
ahiresinde ale’t-tefsil verilen emr-i şerif kaydı dahi baş muhasebeden Kırşehri
sancağında vaki Hacı Bektaş kazasında Hacı Bektaş-ı Veli kuddussere’l-azizin
evkafından hacım nam diğer Karaca Öyük ve Turablı Hacı ahalisi ve Kızılca ibn nam
diğer Cebar Irmak vekilisacık kışlak ve top İsa ve elkun ve sair muad karaların umur-
u seniyyeleri Hacı Bektaş kazasından ifraz ve Konya kazasına nakil ve ilhak
olduğuna binaen yüz otuz yedi senesinde suret verildiği ve bundan akdem Kırşehri
sancağından dahi Karaman sancağına ilhak ve mahaline kayd için yüz yirmi üç
senesinde suret verildiği ve Kırşehri kazasında medfun kutbu’l-arifin gevsu’l-vasilin
merhum ve mağfurla Hacı Bektaş-ı Veli kuddussere’l-azizin karye-i mezkurede vaki
zaviyesiyle evkaf karrası reayası kaza-i mezburda avarız vere gelen karyelere dahil
olmayıp kadim el-eyyamdan beri cami-i tekalif-i örfiye ve şakkadan muaf ve
müsellem olmalarıyla avarız ve nezl ve sursan ve binin ve iştira ve gereçle ve sair
tekalif talebiyle rencide olunmamak üzere yedlerinde müteaddıd avamir-i aliyeleri
var iken ve öteden beri muafiyetleri muteber tutulup bir vecihle dahil ve tarruz
olunmak icap etmez iken mücerret kaza ahalilerinin ağavaleriyle tekalif-i mübaşirleri
muafiyetlerine adem-i itibar ile helak Karaman-ı ali tekalif talebiyle tedi ve rencide
eylediklerinden başka Konya valileri ve mütesellimleri tarafından bazı husus için
varan mübaşirleri ali tarik el-misafire yatıp iktiza eden mekulatların aldıktan sonra
fukaradan akçe mütalibesiyle zalim ve tedi ve bazılarını dahidir zincir ve cebren ve
akçelerin alıp ziyade gaddar kafi eylediklerinden evkaf reayasının perakende ve
perişan olmasına ba’s ve nadi evlatlıkları haber verilip ilhalet haze aziz
müşarülileyhin zaviyesi vakfı olan karra reayası yedlerinde olan muafiyetnamelerine
muğayir tekalif mutalebesi ve sair bahaneler ile miktar-ı arz recürü ve tedi olduğuna
katar za-yi şahanem olmakla vech-i meşruha üzere aziz müşarülileyhin zaviyesine

32
vakıf olan karra reayası yedlerinde olan muafnamelerine muğayir tekalif
mutalebesiyle ve ahir vecihle zinhar ve zinhar tedi ettirilmek üzere bin yüz kırk yedi
senesi balası hatt-ı hümayun şevketmakrun ile manun emr-i şerif… Verildiği hazine-i
amirem defterlerinde mukit olmağın mukaddema verilen emr-i şerife muğayir gerek
Kırşehri mutasarrıfları ve Hacı Bektaş kazası naibleri taraflarından reaya-yı vakıf bir
derlü rencide olunmak babında hüdavendigar esbak zamanlarında verilen o emr-i
şerife muceblerince bin iki yüz üç senesi recebinde mücdaden verilen emr-i şerifin
hilafı karra-yı mevkufenin resm-i çift ve yenen ve bade heva vecih ve sair hasıl
kaydolunan rüsum serbesitisine taraf-ı ahirden müdahale olunduğu beyanıyla hilaf-ı
kayd-ı ahirin müdahalesi men ve ref’ ve reayası tekalif mütalebesiyle tedi olunmaları
için emr-i şerif suduru lede’l-istida rüsumat-ı mezkure vakf-ı aziz müşarülileyhin
irad-ı kaydolunmuş olduğu defter-i hakani derkenarından ve reayaları dahi avarız ve
nezl ve tekalif-i örfiye ve şakkadan muaf ve müsellem oldukları dahi müteaddid o
emr-i aliyeden müsteban olmakla inha ve derkenarlar mucebince amel olunmak
babında bin iki yüz on yedi >> senesi o istezi’l-kaidesinde verilen emr-i şerifin
tekidini havi bin iki yüz on sekiz senesi zilhiccesinin yirmi dördüncü günü şeyh
mumaileyhin inhasına binaen emr-i şerif verilmiş olduğu mukit olmakla bu surette o
emr-i mezkure muceblerince emr-i şerif asdarı emr ve irade-i aliyem menut mevattan
idü ki mevkufattan derkenar olunmakla derkenarı mucebince amel ve hareket
olunmak babında bi’l-telhis bin iki yüz yirmi senesi avail seferinde hüdavendigar
esbak cennetmekan firdevs-i aşiyan merhum ve mağfurla gamam zadem Sultan
Selim Han tab serah zamanında verilen emr-i şerifi bu defa dersaadetime getirip
tecdidin rica etmeleriyle bundan akdem şerf-i yafta-i sudur olan mübarek hatt-ı
hümayun şevketmakrunum mucebince karra-i mezkur ahalilerinin keyfiyet-i
muafiyetleri bilinmek için emr-i şerif-i mezkurun tecdidi hususi rikab-ı hümayun-u
şahanemden istizana muhtaç idü ki ve muahiren hilafına emr-i ahir verildiğinin kaydı
bulunduğundan tecdidinde dahi bir güne mahzur melhuz olmadığı bade’l-ihraç imdi
şerifafte-i sudur olan hatt-ı hümayun şevketmakrun malikanemin mantık münifi
üzere mukaddem verilen emr-i şerif mucebince tecdidine ferman-ı al-i şanım sadr
olmuştur buyurdum ki hükm-ü şerifim vecihle dikkat bu babda mukaddema varid ve
hala vech-i meşruh üzere şerefyafta-i sudur olan iş bu emr-i şerif celilü’ş-şan
vacibu’l-ittiba ve lazımu’l-imtisal mezmun münifi birle amel olup hilafına rıza ve
hareketten mücanibet ile sin ve alamet-i şerifime itimat kılasın tahriren fi el-yevmu’l-
aşr zilkade li sene seb’ ve aşrin mieteyn ve elf iş bu ferman-ı al-i şan emsali veli-i
müşarülileyhe hürmeten ve takdiren (evlad-ı merhum ve mağfurla Hacı Bektaş-ı Veli
kuddussere kadim eyyamdan beri avarız divanına ve tekalif-i örfiyeden muaf ve
müsellem) olduktan başka karra-yı mevkufesi ahali ve sakinesinin dahi tekalif-i
emiriye ve şakka ve rüsumat-ı metnuadan muafiyetlerini amir ve sülale-i
duayanemizin evlat ve insal veli-i müşarülileyhden bulunduklarını meşar selatin-i
azam hızır-ı ati taraf-ı zi şereflerinden tastir ve ihsan buyrulmuş hatt-ı hümayunla
müzeyyen ve tuğra-yı garra ile müşih yüzlerce feramin-i al-i şan nezd-i fakiranemde
mevcut ve mahfuz ise de Sultan Mahmut Han tab serah hazretleri canib sinü’l-
cevanibinden şeref yafta-i sudur olan balada muharrer iş bu ferman-ı aliyede bu
babda eslafı selatin ve hakan-ı azamın vermiş oldukları feramin ve hutut-u aliyanın
bazılarının tevarih ve hülasaları zikr ve beyan buyrulmuş olmakla iş bu ferman-ı al-i
şanın derece ve tastir ve mütalaası diğerlerinin derece ve tahririnden istiğna hasıl
edeceği mütalaasına-valane seyürüsünün saz-ı ilmyane davul zurna az darp misline-
33
binaen bu babdaki feramin ve hatt-ı hümayunun derece-i varanesi zaid ve bi sud
görülmüştür.
(Maliye nezaretinden Niğde Sancağı Kaimakamlığına yazılan)
(emirname suretidir)
İzze-i kiramdan Hacı Bektaş-ı Veli kuddussere’l-celi hazretleri yenen sülale-i
tahirelerinden olup Kırşehri kazası müdafatından Kara Öyük karyesinde meskun
bulunanlardan mine’l-kadim bir şey olunması karar-ı ahir iktizasından iken
kendilerinden vergi alınmakta idü ki beyanıyla icra-yı icabı Seyyid Feyzullah Çelebi
Efendi tarafından istida olunmasıyla bu hususa dair mukaddema mahalinden mürüd
mazbatada aziz müşarülileyhin dergah-ı şerifi merbutatı üç beş haneden ibaret olup
taht-ı muafiyette ise de karye-i mezbure yüz doksan iki haneyi müştemel olarak her
biri muceb temen’ olur imlak ve arazi-yi ashabından oldukları halde bu sürereşte ile
cümlesi iddia-yı muafiyede kalkışmış oldukları inha olduğuna ve Mevlana
Celaleddin Rumi kuddussere’l-esami hazretlerinin sülale-i zahirelerinden bulunan
zevata nizam müessesi hükmünce tekaliften hisse tefrik olunmayıp fakat dergah-ı
feyz penahilerine merbut karrada mütemekkin ihadnasdan sair karra ahalisi misillü
vergi vesaire alınmakta bulunduğu tebin eylediğine mebni aziz müşarülileyhin evladı
hakkında da bu usule tevfik muamele olunması hakkında itare kılınan tahrirata
cevaben Niğde sancağı meclisinden ve rudaydan mazbatada karye-i mezkure ahalisi
bir minval meşruh yüz doksan iki haneden ibaret ve bunun on dördü sülale-i
müşarülileyhimden bulunan Çelebiyan hanesi olarak ahali-yi meskunenin bidayet-i
tanzimat-ı hayriyede vuku bulan tahrir imlagında mumaileyhimin dahi imlak ve
arazisi tahrir olunup ol vakit karyece tahsis olunan vergiden ve muahir atmış sekiz
senesinden itibaren virgü-yü umumiyeye yüzde on beş hesabıyla zam ve ilave kılınan
mebaliğden karye-i mezbure hissesine isabet eden akçeden iş bu on dört haneye yüz
sekiz kuruş yetmiş dokuz para düşerek bu hesap üzere bunlardan sene beste bin beş
yüz yirmi iki kuruş vergi alınmakta ise de mumaileyhim kable’l-tanzimat kaffen
tekaliften muaf oldukları ve şayan merhamet bulundukları beyanıyla iktizasının icrası
enba ve işar olunup bu mukavele izze-i ikram hanifahlarıyla tarik-i saire tekaya ve
zevayası taamiyesine meşruta olup hasılatı meşayih ve zaviyedaran ve mütevelliler
taraflarından alınmakta olan kır evimiz er’ sakinesinden işar ve tekalif alınmayıp
fakat bunlardan ahali-i saire misillü vergi alınması nizamı iftizasından bulunduğuna
ve şu hale göre Çelebiyan mumaileyhimundan emsaline tevfiken vergi alınması
karar-ı ahir iktizasından olduğu ve esası istida nizamına dahi müvafık bulunduğu gibi
henüz bu babda mesbuk olan tebligat ahkamının mahalince icra olunamamış
olmasından ve mumaileyhimunun bir minval muharrer bidayet usul-u tahrirde hilsf-ı
nizam imlakı tahrir ile umum sıradında tahsis olunan vergilerinin kaza-i mezkur top
vergisi meyanına ahal olunmasından neşet eylediği anlaşılmış bu takdirce nizamı ve
karar vaki ahkamı icabınca Çelebiyan mumaileyhimin muafiyet kadimlerinin ibka ve
kendilerinin istihsal vergi emrinde ahali-i saireden istisnası lazımeden ve tahkik
olunduğuna göre zikrolunan Kırşehri kazasının muazzam cedit miktar vergisi yedi
yüz altmış bu kadar bin kuruşa baliğ olup hadd-i itidalde olmasıyla Çelebiyan
mumaileyhim hissesine mümib akçenin ahaliye tahammülü dahi kendilerine keran
gelerek pek de münasip olmayacağı bedihi bulunmasına nazaran zikrolunan bin beş
yüz şu kadar kuruşun kaza-i mezkur top vergisinden tenezzülü hususuna meclis-i

34
vala ve metruk meclis muhasebe kararıyla irade-i aleyhe müteallık buyrularak
hazinece icabı icra kılınmış olmakla bermuceb irade-i aliye mahalince dahi tahsis
kayd ile bade zin Çelebiyan mumaileyhimden vergi talep ve istihsal olunmasına
himmet buyurmaları siyakında şakka terkim kılındı.
Fi 7 sefer sene 280 fi 11 temmuz sene 277
Maliye Nazırı Mustafa Fazıl
Buyruldu-u Ali Suretidir
İftiharu’l-ekabir ve’l-kiram Kırşehri kazası müdürü refetlü Tahsin Efendi zid mecide
şeriatmeab naib ve müftüsü müddetlü mükerremetlü efendiler zid alimha ve
kudretu’l-emasil ve’l-ayan aza-yı meclis fütüvvetli efendiler ve ağalar zid
temkadirhum inha olunur ki gemlin evliyaü’l-lehden Hacı Bektaş-ı Veli
kuddussere’l-cali hazretlerinin sülale-i tahirelerinden olup Kırşehri kazası
müdafatından sölice Kara Öyük nam karyede meskun bulunanlardan mine’l-kadim
bie şey alınması karar-ı icradan iken kendilerinden vergi alınmakta idü ki beyan-ı
alisiyle icra-yı icap reşadetlü Seyyid Feyzullah Çelebi Efendi Hazretleri tarafından
istida olunup şerf-i vuku bulan isti’lamname-i nezaret penahiye vuku bulan arz ve
inha üzerine nezaret müşerülileyhadan eslafımız zamanında hama perayı tazim ve
ibcal olan bir kata emirnamede sülale-i müşarülileyhden on dört hane Çelebiyandan
yetmiş sekiz senesinden itibaren virgü-yü umumiyede hisse-i muzibeleriyle maan
senesine alınmakta olan bin beş yüz yirmi iki kuruş vergilerinin Kırşehri kazası top
vergisi yekunundan tenzili hususuna meclis-i vala ve metruk meclis muhasebe
kararıyla irade-i aliye şerf-i müteallık buyrularak hazinece icabı bi’l-icra mahalince
dahi tahsis kayd ile badema Çelebiyan mumaileyhimden vergi talep ve istihsal
olunması emr ve ferman buyrulmuş mezkur emirnamenin bir kata suret-i memduyesi
dahi islafımızdan saadetlü Abdülhalim Galip Paşa’nın bu babda tastir edilmiş idü ki
buyrulduya merbut görülmüş ve bi’l-mütalaa meal-i alisine nazaran mezkur on dört
hane ashabı Çelebiyan mumaileyhimunun vergi ve teklifat-ı saireden muaf ve
müsellem oldukları anlaşılmış olduğundan ve bu misillü aza-i kiram hızr-ı atinin
sülale-i tahirelerinden bulunan zevatın tasviye-i mesalih ve ikaları lazımeden ve
mezkur emirname hüküm ve katza-yı calılı üzere hareket-i mübaderet mükteza-yı
zimmet memurundan bulunmuş idi. Ki size ne muhatabın mumaileyhimsiz keyfiyet-i
malum ve dirayet ve fetanet melzumlarınız olduk da suret-i idare ve buyruldu
mezbure mealine nazaran Çelebiyan mumaileyhimden vergi ve saire talep olunması
ve bu yüzden zerre kadar ezac edilmemesi lazım gelecek iken muğayir emirname
bazı mültezimler taraflarından Çelebiyan mumaileyhim işar ve adet-i ağnam
bedelinden dolayı ezac ve tazyik vukua getirilmekte idü ki Çelebiyan mumaileyhim
taraflarından ifade olunması ve bu suret-i hilaf emr-i valade-i aliye-i vekalet ve
nezaret penahi bulunmuş yediğinden o misillü mültezimin bermuceb irade bade’l-
yevm vuku bulacak müdahale-i vahiyelerinden men ve refine meclisce müsareetle
tenfiz-i idareye himmet ve şu muafiyetin bir mantık irade tamamı icrasıyla taht-ı
muafiyetten çıkarılmayarak virgü-yü senevileri olan salifi’z-zikr bin beş yüz kör
kuruşun muamelatı vecihle bade zin vergice ve teklifat-ı sairece Çelebiyan
mumaileyhim haklarında hiçbir taraftan müdahale ve ezac vukua getirilmemesine
mezid ve itina eylemeniz babında bermuceb emirname ve mezkur buyruldu

35
mentufunca işte buyruldu tastir ve imla ve müşarülileyhe Feyzullah Efendi Hazretleri
yedine ita kılınmıştır gerektir ki bermuceb emirname ve buyruldu amel ve hareket ve
hilafına hazır ve mücanibet eyleyesiz. 15 rebiülevvel 282
İş bu buyruldu sureti aslına mütabık olduğu tasdik kılındı.
Naib-i Liva Kaya Şehri
Es-Seyyid Ahmet Hamdi
Suret-i Hatt-ı Hümayun
Mucebince Amel Oluna
Tuğra-yı Garra-yı Hümayun
Mahmut bin Abdülhamit Han
Vilayet-i Anadolu’da vaki Hacı Bektaş-ı Veli zaviyesi vakfının vazife-i muayene ile
seccade nişinliğine balası hatt-ı hümayun ile meğbun berat-ı al-i şan ile mutasarrıfı
olan evlad-ı mürselden Şeyh Bektaş Çelebi zade es-seyyid Feyzullah Çelebi vefat
edip yeri hali olmakla sülbi kebir oğlu olup ıslah ve irşat evlad-ı mürselden iş bu rafi-
i tevki-i refü’ş-şan-ı hakani-i iftiharü’l-allameis’s-salikin es-seyyid eş-şeyh Mahmut
Hamdi ibn eş-şeyh Feyzullah dam salaha mahal ve müstehak olmağın mahlulundan
tevcih olunmak babında aziz müşarülileyhin asitanesinde bulunan mazharıyla inha ve
mumaileyh Mehmet Hamdullah Çelebi dam salaha müteveffa-yı mumaileyhin sülbi
kebir oğlu olup irşat ve ehak ve müşeyyihat ve nazarata müstehak olduğu mevsuk el-
kelam edilip vukufdan tahkik olunmanın müşeyyihat ve nazarat-ı mezkure babası
mahlulundan meşrutiyet üzere mumaileyhe tevcih ve yedine berat-ı al-i şanım
verilmek babında dergah-ı muallam yeniçerileri ağası iftiharu’l-ümera ve’l-ikaber
Hasan dam ulve-i ilan etmekle alamı mucebince müşeyyihat ve nazarat-ı mezkure
müteveffa-yı mumaileyhin kebir oğlu mumaileyh Mehmet Hamdullah Çelebi dam
salaha tevcih olunmak fermanım olmağın hakkında mezid-i inayet-i padişahanem
zuhura getirip bin iki yüz kırk senesi şabanu’l-muazzamının yirmi birinci günü
tarihiyle müric verilen rüus-u hümayunum mucebince bu berat-ı hümayunu verdim
ve buyurdu ki mumaileyh Mehmet Hamdullah Çelebi dam salah varıp babası
müteveffa-yı mumaileyhin mahlulundan müşeyyihat ve nezaret-i mezkureye
evladiyet ve meşrutiyet üzere mutasarrıf olup hiddet-i lazımesin meri ve müeddi
kıldıktan sonra bundan evvel seccade nişin olanlar vazife-i muayenesine tevcihle
mutasarrıf ola gelmişler ise mumaileyh dahi olvecihle vazife-i muayenesinin vakf-ı
mezkur galesinden alıp mutasarrıf ola olbabda iş bu berat-ı al-i şanıma muğayir
müşeyyihat ve nezaret-i mezkure umuruna taraf-ı ahirden hiç ferd mani ve müzahem
olmayıp bir derlü dahil ve taarruz kılmalar şu beyanat ve alamet-i şerifime itimat
eyleyeler. Garra-ı şehr-i ramazanu’l-mübarek sene erbain ve mieteyn ve elf.
(Pederim Çelebi Feyzullah Efendi’ye müşeyyihat-ı dergah-ı şerifin)
(tevcihi hakkındaki berat-ı ali suretidir)
Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerinin Niğde’de kain dergah-ı şerifi vekaletinde bulunan
ve tevliyet-i müşeyyihata ait derdet sehim hasılasından mahalinde ahz ve istifa
olunmak üzere üç yüz kuruş maaşı olan Yusuf Ziyaleddin Efendi’nin vuku-u vefatına

36
mebni hıdmet-i vekaletin sülale-i aziz müşarülileyhden Feyzullah Efendi’ye tevcihi
mahalinden işar olunmuş ve hıdmet-i müşeyyihatta bulunduğu halde tevliyet ve
müşeyyihata ait hasılattan olmak üzere evkaf hazinesinden beş yüz kuruş maaş
tahsisiyle afv olunan müderrisinden Mehmet Nuri Efendi dahi vefat ederek cihet-i
müşeyyihat-ı mahlul olduğu cihetle vekil tabinine hacet kalmamış idüğünden
vekalete mahsus salifi’z-zikr üç yüz kuruş maaşın müşeyyihat maaşı olan beş yüz
kuruş maaşla birleştirilerek sekiz yüz kuruşa bala belağ müşeyyihat cihetinin asl
müteveffa-yı mumaileyhin mahlulundan vekaleti inha olunan mumaileyh Feyz
Efendi ihdasına asalete tevcihiyle yedine icap eden berat-ı şerifinin itası mefsuh
evkaf-ı hümayun nezaretinin takriri ve zat-ı şeyh-i islamiyenin işareti üzerine şura-yı
devlette tensib olunmuş olmakla mucebince tevcih olunmak fermanım olmağın bin
iki yüz seksen sekiz senesi ramazan-ı şerifinin ikinci günü tarihinde bu berat-ı
hümayunumu verdim ve buyurdum ki bermuceb şart-ı vakıf ve teamül-ü kadimi
vecihle müşeyyihat-ı vazifesini yazlat eda etmek üzare mutasarrıf ola deyü şereftir
buyrulan ferman-ı ali ba ibaretha cihet kalemine kayd ile Hacı Bektaş-ı Veli
Hazretlerinin dergah-ı şerifleri müşeyyihat cihetinin cemen sekiz yüz kuruş maaş ile
sülale-i aziz müşarülileyhden Feyza Çelebi Efendi ihdasına asaleten tevcih
olunduğunu mübin yedine berat-ı şerif ve beyan-ı keyfiyeti mübin mahaline tahrirat
tastiri zamanında mektubu odasına ve keyfiyet-i malum olmak için evkaf-ı hümayun
ruznamçesiyle varidat odalarına alem ve haberlerinin itası derkenar olunduk da
yazıla deyü ferman buyrulmağın mucebince bi’l-kayd berası ve mahal-i merkumeye
diğer alem ve haberleri verilmekle bir minval muharrer 16 ramazan sene 288
tarihiyle ruznamçe defterlerine dahi alem ve haber verildiği.
(Tevliyet-i vakf-ı şerifin ihda-i fakiranemize tevcih berat-ı al-i şanı suretidir)
Müstesna evkaftan ve ağra-i kiramdan Kırşehri’nde kain Hacı Bektaş- Veli
kuddussere’l-ali zaviyesi vakfı hasılatının on beş sehm itibarıyla bir bıçak sehmine
mutasarrıf olan imasiyede metun Hamdullah ve İbrahim Selamet efendilerden
İbrahim Selamet’in bilaveled vefat etmesine mebni ana ait sehmin mahallerinden
hisse-i kadimelerine ilhaken Çelebi Ahmet Cemalettin ve biraderi Veliddin
efendilere tahsisi varid olan Ankara vilayeti meclisi mazbatasıyla melfufu bulunan
alam-ı şeriyyede inha olunması ve veli-i müşarülileyh hazretleri vakfının 265 senesi
zilkaidesinin beşinci günü tarihli ferman-ı al-i şanım hükmüne tevfiken bila haraç ve
aidat mahal-i evkaf-ı müdürü marifetiyle idaresiyle hasılatının tamamen ferman-ı al-i
şanımda müsrih nisbet dairesinde on beş sehm hasılatının dört sehmi müşeyyihat ve
tevliyetine ve üç sehmi bervech-i maaş ola da ve dört sehmi hangahın tamirine ve
dört sehmi fukara ve zevar taamiyesine ait olmak üzere sarf tevzi edilmesi ve fakat
gerek evkaf müdürünün idare ve muamelatına ve hasılatın emr-i cibayetine nezaret
ve gerek vakfın muhasebesini müdür mumaileyh ile birlikte tanzim ve rüyet etmek
üzere evlad-ı vakıftan müstehakının emsal ve nizamına tevfiken mütevelli tayin
olunması mumaileyh Çelebi Cemalettin ve Veliddin efendilerin vekili ve Rıza Beg’in
vaki istidası üzere şura-yı devlet-i mülkiye dairesinden tanzim kılınıp sureti tebliğ
olunan mazbatada beyan olunmakta naşı icra kılınan tetkikatta vakıf müşarülileyh
hasılatının on beş hisse itibarıyla bir bıçak hissenin nısfı İbrahim Selamet ihdasında
olduğu ve tevliyet ve müşeyyihata mahsus salifi’z-zikr on beş hisse de dört hisseden
sekiz yüz kuruş maaşla yalnız müşeyyihat ciheti Hacı Hamza Efendi’ye tevcih
kılındığı anlaşılmış ve mumaileyh Çelebi Cemalettin Efendi evlad-ı evlad-ı vakfın
37
ekber ve erşedi olarak umur-u vakfı Hasan idare ve rüyeti ehl ve muktedir idü ki bir
nehc şeri tebin eylemiş olduğundan mütevfi İbrahim Selamet’ten mahlul olan
hissenin hisse-i kadimelerine ilhaken mumaileyh Çelebi Cemalettin Veliddin’e
tahsis-ve tevliyet ve vakfın fen maddevitiyetten dolayı hazine-i evkaftan müşeyyihat
maaşı olarak verilmekte olan mezkur sekiz yüz kuruş Şeyh Hamza Efendi’ye
kemagan vermek ve baki hasılata mutasarrıf olmak üzere tevliyetinde Çelebi
Cemalettin Efendi’ye tevcihi mahkeme-i teftişten tanzim olunan alam üzerine
makam-ı nezaret-i evkaf-ı hümayunumda ba takrir ifade kılınmakla mucebince tevcih
olmak fermanım olmağın bin üç yüz yirmi iki senesi seferü’l-hayrının on sekizinci
günü tarihinde mezkur sehm hissesi için mumaileyh Çelebi Cemalettin Veliddin
yedlerine lazımu’s-sudur olan diğer bir kata berat-ı şerifim bi’l-ita bervech-i
muharrer iş bu rafi-i tevki-i refü’ş-şan-ı hakani Çelebi Ahmet Cemalettin zid salaha
yedine mezkur tevliyet için dahi bu berat-ı hümayunumu verdim ve buyurdum ki
mumaileyh bir minval muharrer hazine-i evkaftan müşeyyihat maaşı olarak
verilmekte olan mezkur sekiz yüz kuruşu şeyh mumaileyh kemagan vermek ve baki
hasılata mutasarrıf olmak üzere tevliyet-i mezkureye evladiyet-i meşrutiyet vecihle
vakf-ı mezkur umurunu Hasan idare eyleye bahr sene lazım gelen muhasebesini
rüyet etmek-ve terk ve tekasül vuku bulmak şartıyla mutasarrıf ola. Tahriren ki garra-
i şehr rebiülevvel sene isni ve aşrun ve silsima-i ve elf.
Alam-ı Şeri Suretidir
Ankara vilayet-i celilesi dahilinde vaki medine-i Kırşehri’ne tabi nefs Hacı Bektaş
kazası ahalisinden ve Hacı Bektaş-ı Veli kuddussere’l-ali hazretlerinin sülalesinden
ve aziz müşarülileyh vakfından on beş hisse itibariyle bir bıçak hissesine ba berat-ı
al-i şan mutasarrıf olan Çelebi Cemalettin Veliddin efendiler ibn Feyzullah bin
Veliddin tarafından zikr-i ati davaya vekil-i meclis şeriyle vilayet-i müşarülileyha
dahilinde merkez-i liva olan Yozgat kasabasının Tekye mahallesi sakinlerinden olup
Kırşehri kasabasının kazğancı oğlu hanında mevkaten sakin iş bu bas-ı alam Hasan
Rıza Beg ebn el-hac Ömer Lütfi Beg bi’l-vekale mütekadim arzuhalinde teamül-ü
kadime muğayir ve muhalif veli, müşarülileyhin vakfından almakla müdahale
eylemekte olduğu bir bıçak hissenin el-yevm medine-i Kırşehri’nde sakin Hamdullah
Efendi bin Bekir Efendi üzerinden refine müdahale-i vakıasının menine ve
müvekkillerim mumaileyhima Çelebi Ahmet Cemalettin Veliddin efendiler
hisselerine zam ve ilhaken tevcihine dair medine-i Kırşehri naibi esbakları
taraflarından mezbur Hamdullah Efendi aleyhine dair sudur eden 25 recep 1310
tarihli ve cahi alamı ve 29 cemaziyelevvel 1316 tarihli hüküm gıyabi alamlarının
sebki noksan ve helalden hali olmadığından dolayı bab-ı vala-yı fetvan-ı penahiden
nıks edilerek iade buyrulmuş olmakla muhakeme ve merafaalarının yeniden icrasıyla
sebki müvafık son şeri alama rabt edilmesini talep ve iddia etmesiyle Amasya
kasabasında mütevellid ise de dört beş mahiden beri medine-i Kırşehri’nde kain
ikametgah tayin eylediği Hacı Ahmet Ağa hanında sakin Hamdullah Efendi ibn
Bekir Efendi’ye muhakeme-i şeriyyeleri icra olunmak üzere taraf-ı şeriden ale2l-usul
ayrı ayrı günlerde üç kata izhar ve dördüncü olmak üzere bir katada ihbarname
gönderilip zatına tebliğ kılındığı halde bizzat vürud etmediği gibi müsadık vekil dahi
göndermeyip ve mazeret-i meşruası olduğuna muhakeme-i şeriyeyi cezadar
etmediğinden ve medi, mumaileyhima vekil Hasan Rıza Beg dahi muhakemenin
gıyaben fasl ve rüyetini müvekkillerine bi’l-izafe talep eylediğinde mezbur
38
Hamdullah Efendi’nin hukukunun muhafazası için kabl-i şer aşrifden vekil ve
mesher tayin kılınan medine-i mezburenin Kayabaşı mahallesi ahalisinden Recep
zade Mehmet Arif Efendi ibn Mehmet ve Kırşehri sancağı evkaf müdürü fütüvvetli
Atallah Efendi ibn Abdurrahman Efendi hazır oldukları halde medine-i Kırşehri
mahkeme-i bidayetine mahsus odada makud meclis-i şer’ onurda vekil mashar
mumaileyh mevacehesinde medi mumaileyhima vekil Hasan Rıza Beg takrir-i kelam
ve asvir müdaasında veli-i müşarülileyh hazretlerinin vakf-ı şerifi galebesi ve
zaviyedarlığı kadimen batınen bade batan veli-i müşarülileyhin valadı’z-zekuruna
tevcih oluna geldiği gibi vakıf müşarülileyhin olan zekurundan ve müvekkillerim
mumaileyhima Çelebi Cemalettin Veliddin Efendi’nin cedd-i alaları el-hac Feyza
Çelebi Efendi’nin mahlulundan oğlu Bektaş Çelebi Efendi’ye ve Bektaş Çelebi
Efendi’nin mahlulattan oğlu Feyza Efendi’ye ve Feyza Çelebi Efendi mahlulundan
oğlu vekil mesher Arif Efendi’nin müvekkili med-i aliye Hamda Efendi’nin lam-ı
cedd-i Hamda Efendi’ye tevcih olunup evlad-ı inaslarına asla tefrik ve tevcih
olunmayıp müteveffa Hamdullah Efendi’nin tevliyeti isnada fesad beldeye biat
olduğundan dolayı ba emr-i halakat penahi Amasya kasabasında ikamet etmek üzere
leki ve tabiyet eylediği gibi vakf-ı şerif-i mezkurdaki tevliyet ve zaviyedarlığı
üzerinden refiyle müvekkillerim mumaileyhimanın cedleri mezbur Hamda
Efendi’nin labvinar karındaşı Veliddin Çelebi Efendi bin Feyz Efendi’ye ba berat-ı
al-i şan tevcih olunarak menfi-i mumaileyh Hamda Efendi’nin tevliyet ve
zaviyedarlık ve hisse-i vakıfta asla hakkı kalmamış ve bir mütevelli ve murtazakanın
suistimaline sebni tevliyetten gazel ve ihraç edildikten sonra zaman müruruyla asla
nefs etmedikçe tekrar tevliyet tevcihi caiz olamayacağı gibi tevliyet-i hissedarlığın ba
berat-ı al-i şan mutasarrıfı olan Veliddin Çelebi Efendi’nin Feyza ve Ali Celalettin
namlarında iki nefer oğulları olup vefatında usul-u tevcihat ve teamül-ü kadim ve
fetava-yı şerife mucebince oğullarına müşetereken tevcihi lazım gelir iken vekil
mesher mezburun müvekkili Hamdullah Efendi’nin pederi Bekir Efendi Amasya
kasabası eşraf ve mütehizanından olmak hasebiyle teamül-ü kadim ve şart-ı vakfı
teberril ve tağyir ile beraber Hamda Efendi üzerinden ref’ ile Veliddin Efendi’ye
tevcih olunduğu gösterilmeyerek evlad-ı zekura tahsis buyrulan hissenin Hamda
Efendi mahlulundan denilerek bir bıçağını yani nısfını zevcesi Hamda Efendi
kerimesi ve vekil mesher Arif Efendi’nin müvekkili Hamda Efendi’nin validesi
Rahime Hatun’a ve diğer bir bıçak hissesinde müvekkillerim mumaileyhimanın
pederleri Feyzullah Çelebi Efendi’ye tevcihine dair Amasya meclis-i idare
heyetinden aldığı hilaf-ı vaki mazbata üzerine ve müvekkillerim mumaileyhimanın
pederi mezbur Feyzullah Çelebi Efendi’nin sağıralsan bulunmasından bi’l-istifade
olvecihle tevcih ettirmiş ve Rahime Hatun’un vuku-u vefatıyla mezkur bir bıçak
hisse iş bu med-i aliye Hamdullah Efendi ile biraderi İbrahim Selamet Efendi’ye
intikalen tevcih buyrulmuş ise de iş bu hilaf-ı vaki ifade ve inhaya binaen vuku bulan
tevcihat-ı berat ettirilse bile hacic muteber olmadığından ref’ edileceği ve şart-ı vakf-
ı malum olmayan vakıflara teamülü kadim vecihle amel vacip olacağı devle-yi
müşarülileyhin iş bu vakf-ı şerifi galesi kadimden iş bu tarihe gelinceye değin evlat
zekuruna tevcih oluna gelip asla mevcut bulunan evlat anasına hisse tevrik ve tevcihi
vuku bulmadığı bu babda meclis-i şere ibraz ve araz eylediğim tevarih-i muhtelife ile
mürih ve balası tuğra-yı garra-yı şehinşahı ile müşih berat-ı sultani ve mera’z-zikr
teamül kadimini bir nehc-i şeri tebeyyen ve tahkike hazır olduğum gibi ve
müvekkillerim Çelebi Cemalettin ve Veliddin efendilerin aziz müşarülileyh
39
hazretlerinin medfun atr nak olduğu mezkur Hacı Bektaş kasabasında bütün adideyi
şamil emsal ve eslafına faik surette Ani’de ve Revende’ye itam-ı taam ve Hasan
hıdmet ve istirahatlerinde ihtimam ede geldikleri meşhud ve mahsus anam olup şu
halde vekil ve mesherin müvekkili Hamdullah Efendi’nin hilaf-ı teamül-ü kadim
fuzuli veya pir hakkin alem feda ve müdahale etmekte olduğu medaya bir bıçak hisse
ve vakfın müvekkili Hamdullah Efendi özünden refiyle müdahalesinin meni için
müvekkiline izafetle vekil mesher Arif Efendi’ye tenbih ve teamül-ü kadim vecihle
evlad-ı zekurundan ve ezher cihet müstehak lehaları bulunan sevgilerim
mumaileyhima Ahmet Cemalettin Veliddin efendilerin nısf-ı hususlarına zam ve
ilhak buyrulması ve tevcihi için kabl-ı şer eşraftan derbar muadelet karara arz ve
alam olunmasını bi’l-vekale halatıb ederim deyü bade’l-dava ve insival vekil mesher
Arif Efendi cerabında vekil-i mezburun müvekkilleri Ahmet Cemalettin Veliddin
efendiler müvekkili gaib ani’l-meclis Hamdullah Efendi’den kezaran eden 25 recep
sene 310 tarihli sebk eden ve cahi muhakemelerinde müvekkilim Hamdullah Efendi
tarafından olunan müdafaada müdaaya olan bir bıçak hisseye müvekkilimin validesi
müteveffaya Rahime Hatun otuz sene ve bade vefatuha müvekkilim mumaileyh
Hamdullah Efendi ve biraderi İbrahim Selamet Efendi on yedi sene ki ceman kırk
yedi sene mutasarrıf olduklarına mebni husus-u mezkurda mürur-u zaman
bulunmakla vekil mumaileyh Hasan Rıza Beg’in bilvekale ikame eylediği bir bıçak
hisse vakıf davası balamir ali mesmu olmaz deyü bade’l-dava tekrar vekil mumaileyh
Hasan Rıza Beg müvekkilleri mumaileyh Ahmet Cemalettin Veliddin efendilere
bilizafe cevabında davanın istimaına mani olan ancak bilağder terk olunan mürur-u
zamandır müddet sefer olan diyar-ı ahirde bulunmak gibi ağdar-ı şeriyeyle mürur
eden zamana itibar olunamayacağından ve müvekkili Hamdullah Efendi validesi
müteveffaya Rahime Hatun medaya hissenin üzerine tevcihinden hin-i vefata ve
kendisiyle biraderi müteveffa İbrahim Selamet Efendi’nin bin üç yüz tarihine değin
mezkur Amasya kasabasından bir tarafa infikak ve aktarak etmediklerini ve Amasya
sancağıyla müvekkillerim mumaileyhimanın sakin oldukları Hacı Bektaş kasabasının
altmış saati mütecaviz bade mesafesi bulunduğunu mesbuku’z-zikr üç yüz on
senesinde ve müvaceheten muhakeme esnasında ve huzur-u hakimde zabitan ikrar ve
itiraf etmekle şu hal-i mürur zamanı kat eder izar-ı şeriyeden olmakla müvekkili
mumaileyh Hamdullah Efendi’nin şu ikrarı hacec-i hatıyadan madur sicil muhakeme-
i şeriyede mukid mühürüyle mühür ifade-i mazbatasıyla sabittir deyü müdafaası
üzerine vekil mesher Arif Efendi’nin müvekkilinin mühürüyle memhur zabt-ı
cerideleri ve kuyudata bilemr ica nazar-ı tedkikten geçirildik de vekil mumaileyh
Rıza Beg’in takrir ve müdafaasına mütabık ikrarı sebk eylediğine ve müpdea mürur
zaman ezerek zeval ve indifai tarihinden muteber tutulacağına binaen dava-yı
vakıada mürur-u zaman olmadığı bade’l-fehim tekrar vekil mesher Arif Efendi
müdafaasında müvekkilimin maskat reisi olan Amasya mahkemesinde rüyet-i dava
edilmek lazım geleceğini beyan etmesiyle vekil-i mezbur Hasan Rıza Beg cevabında
davayı mutlaka medi aleyhin mütevellit olduğu kasaba mahkemesinde rüyete mahsus
olmayıp medi aleyhin sakin bulunduğu belde mahkemesinde rüyet ve fasl dava
olunacağı ve müvekkili Hamdullah Efendi ise yedi sekiz seneden beri dusadat ve
şurada burada dolaşır serseri takımından olup şimdiki halde iş bu medine-i
Kırşehri’nde sakin idüğünden ve beyinlerinde müddet sefer baid olan iki belde
sakinleri bir beldede birleşip muhakemeleri kabul olduğu halde birleştikleri belde
mahkemesinde ikame-i dava ve icra-yı muhakeme edileceği gibi ve ikdamları ve cahi
40
muhakemede Kırşehri mahkemesinde muhakemeye razı olup bir güne itirazda
bulunmayarak muhakemenin hitam edildiğini ve bu defa dahi li ecelü’l-muhakeme
gönderilen ahrazaya varakaları zatına tebliğ olunduğu halde suret-i itirazda
bulunmadığını söylemesi ve şu müdafaası fetva-yı münifeye ve nefsü’l-emre
müvafık olmakla ve muhakeme ve mürafaaları esna-yı muhakemede sakin
bulunduğu medine-i Kırşehri mahkeme-i şeriyesine ait bulunmakla vekil mesherin
gayrı varid şu müdafaasının reddiyle esas hakkındaki müdafaasının beyanı bi’t-
tefhim cevabında müvekkili Hamda Efendi’nin lam ceddi bulunan Hamda bin Feyza
Efendi üzerinden tevliyet ve hisse-i vakfın fesad beldeye ve baas ve badi olmasından
dolayı ref olunarak biraderi medi mumaileyhima Cemalettin ve Veliddin efendilerin
cedleri Veliddin Çelebi üzerine tevcih olunduğunu ve bu vakf-ı şerifin galesinden
evlada meşruta üç akçe hissenin evlad-ı zekura mahsus ve münhasır bulunduğu
hakkındaki medi-i mumaileyhima vekil Hasan Rıza Beg’in iddiasını galeyan inkar
etmekle vekil mumaileyh Hasan Rıza Beg’den bervech-i muharrer bi’l-vekale tasdi
eylediği teamül-ü kadim medayalarına mütabık bünye talep olunduk da aziz
müşarülileyhin batınen bade batın olan zekuruna intikal ve tevcih oluna gelip evlad-ı
anae şemüli olmadığı meclis-i şere ibraz arae ettiği 7 cemadiye’l-ahir 1166 ve fi 23
cemadiye’l-evvel sene 1193 ve fi 15 rebiü’l-ahir 1218 ve fi 18 şaban sene 1243 ve fi
6 zilkade sene 1262 tarihli beş kata bervat-ı şerif-i al-i şanlar ile ödül-ü ahrar rical-i
müsliminden ve mezkur Hacı Bektaş kasabası mahallatından suret-i mahallesi
ahalisinden Veliddin Efendi bin Ahmet Efendi ve bala mahallesinden sınıfı ağa bin
Veliddin ve Mustafa Ağa bin Habip Ağa ve Bekir Ağa bin Numan kimseler li
ecelü’ş-şüheda meclis-i şere hazırun olup vekil mesher Arif Efendi müvacehesinde
ayrı ayrı istishad olunduk da fi’l-hakika vakf-ı mumaileyh Hacı Bektaş-ı Veli
kuddussere’l-ali hazretlerinin evladından büyük Feyzullah Efendi demekle maruf el-
hac Feyzullah Efendi vakf-ı mezkurun mütevelli ve zaviyedarı olup bade’l-vefat
sülbi kebir oğlu Bektaş ve sülbiye kebire kaza Hadiceyi terk edip de tevliyet ve
zaviyedarlık oğlu Bektaş Çelebi Efendi’ye tevcih ettiği ve bade mumaileyh Bektaş
Efendi vefat edip sülbi kebir oğlu Feyzullah Efendi’ye ibtikalen tevcih ve Feyzullah
Efendi vefatında oğlulları Hamdullah ve Veliddin efendiler ile kızları Aişe ve Zarife
ve Gözde ve Huriye’yi terk edip tevliyet ve zaviyedarlık mezkureden teamül-ü
kadimi vecihle kızları mezburane hisse tevcih etmeyip kebir oğlu Hamdullah
Efendi’ye tevcih edilip muahiren mumaileyh Hamdullah Efendi fesad beldeye baas
ve badi olmasından dolayı taraf-ı sultani seniyyede Amasya’ya nefi olunarak
üzerindeki tevliyet ve hisse-i vakıf ref ile biraderi mumaileyh Veliddin Efendi’ye
tevcih ve muahiren mumaileyh Veliddin Efendi’nin vuku-u vefatında medi
mumaileyhima Ahmet Cemalettin ve Veliddin efendilerin pederleri Feyzullah
Efendi’ye tevcih olunmak lazım gelir iken her nasılsa hilaf-ı teamül-ü kadim evlad-ı
zekura mahsus üç akçe evladiyet hissesinin bir bıçağını mumaileyh Feyzullah
Efendi’ye ve diğer bir bıçağı da münifeyan ikameti esnada Amasya’da vefat eden
Hamdullah Efendi’nin kızı Rahime Hatun’a tevcih ve Feyzullah Efendi’nin vefatında
üzerinde bulunan nısf hisse oğulları şimdi bir hayat bulunan mumaileyhima Çelebi
Cemalettin ve Veliddin efendilere ale’-suya intikal edip hemşireleri olan Zarife ve
Sabire ve Şefika hatunlara intikal etmediği ve hilaf-ı teamül-ü kadim evlad-ı anaeden
Rahime Hatun’a tevcih edilen nısf hisse-i mezburenin vuku-u vefatıyla sülbi kebir
oğulları Hamdullah ve İbrahim Selamet efendilere intikal edip ve geçen de üç yüz
yedi tarihinde İbrahim Selamet Efendi’nin bilaveled vefatıyla Hamdullah Efendi
41
mezkur bir bıçak hisseye bitemameha tasarruf ve müdahale eylediğine ve veli-i
müşarülileyh hazretlerinin evladından iş bu medi mumaileyhima Ahmet Cemalettin
ve Veliddin efendilerin babaları ismi Feyzullah Efendi’yi ve onun babası ismi
Veliddin Efendi ve onun babası ismi diğer Feyzulah Efendi ve onun babası ismi
Bektaş Efendi ve onun babası ismi Büyük Feyzullah Efendi olduğuna ve
muharrere’l-esami mumaileyhimun vakıf veli-i müşarülileyhin evladından
bulunduğuna ve vekil-i mumaileyh Hasan Rıza Beg’in müvekkilleri mumaileyhima
aziz müşarülileyhin medfun olduğu nasibede ayinde ve revendeganın itam taamına
ihtimam eder ve hisse-i vakf-ı mezkurun müstehakları ve evlad-ı zekurunun ıslah ve
irşatları olup ve Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerinin vakf-ı şerifi hisse ve zaviyedarlığı
tadad ettiğimiz bütün müteaddidede evlad-ı zekura intikal ede geldiğine ve teamül-ü
kadimi dahi bu minval üzere olduğuna ve vekil mesher mezburun müvekkili
Hamdullah Efendi’nin validesi Rahime Hatun’dan başka derece-i evla ve saniyede
şimdiye kadar olan anae hisse verilmediğine şahidiz ve şehadet dahi ederiz deyü her
biri mütahidü’l-lafzü’l-mana bir nehc-i şeri eda-yı şehadet-i şeriyye etmeleriyle
şahedun-u mezburun usul mevzuasına tatbiken evvela ba varaka mestura mensup
olup zil mestureye vez’ imza eden mezkur sevat mahallesi imamı Musa Efendi oğlu
Ali Efendi bin Halil Efendi ve muhtar evveli İdris oğlu İbrahim bin Battal ve muhtar
sanisi Karabacak oğlu Salih bin Şaban ve marali’z-zikr bala mahallesi imamı Bektaş
Ağa oğlu Murtaza Efendi bin Hüseyin bin Murtaza ve muhtar evveli Kara Veli oğlu
Veli bin Mehmet bin Halil ve muhtar sanisi Kırmacı İbrahim Ağa bin Bektaş bin
İbrahim Vezir mahallesi imamı Hacı Veli oğlu Mustafa Efendi bin Mehmet Ali bin
Hacı Veli muhtar evveli Kemal oğlu Arif bin Yusuf bin Cafer ve muhtar sanisi
Körelme oğlu Seyyidi bin Mehmet bin Körelme namun kimesnelerden sırren ve
baden şahidun merkumun mezkurun mezkillerle beraber mezkur sevat mahallesinden
Akser ili oğlu Salih Ağa bin Ahmet bin Emin ve Topal Hüseyin oğlu Mustafa bin
Hakkı bin Hüseyin ve Akşar oğlu Musa bin Hüseyin bin Abda Vezir mahallesi
ahalisinden Tanacı oğlu Halil Efendi bin Hüseyin bin Hüsnü ve Veliddin Efendi bin
İbrahim bin Osman ve Abbas oğlu Murtaza Efendi bin Hasan bin Abbas ve bala
mahallesi ahalisinden Kırıslı oğlu Mustafa Ağa bin Mustafa bin Ahmet ve Mehmet
Fettah Efendi bin Ömer ve Halil Ağa oğlu Mehmet Ağa bin Mehmet bin Mustafa
namun mezkillerden dahi Hacı Bektaş nahiyesi naibi Hasan Efendi’ye verilen emir
ve mezuniyet üzerine mahalinde bi’l-müvacehe alenen lede’t-tezkiye adil ve
makbulu’ş-şahade idükleri ahbar ve işar olunarak şehadet vakıaları hayz-ı kabulde
olmağın aziz müşarülileyh vakfının tevliyet ve evladiyet hisse-i muayenesi batınen
bade batn-ı mezbut ve muharrere’l-esami evlad-ı evlad-ı evlat zekurundan el-hac
Feyza ve oğlu Bektaş ve onun oğlu diğer Feyza ve onun oğlu Hamda ve onun
refinden biraderi Veliddin Çelebiyan efendilere intikal ve tevcih ve evlat zekuru
taraflarından hisse-i vakf-ı mezkur bir minval muharrer ahz ve zabt ve tasarruf
olunarak batn-ı ala ve esfelde evlad-ı anase galle-i vakıftan hisse tefrik ve tevcih
olunmadığı halde medabe bir bıçak hissenin maaş namıyla medi aliye gaib ani’l-
meclis vekil müsterihin müvekkili Hamda Efendi’nin validesine ve onun vefatında
mahlulundan kendisiyle biraderi mütevekki İbrahim Selamet Efendi’ye tevcih ve
tasarrufları hilaf-ı teamül-ü kadim olduğu müteveffa-yı mezbure Rahime Hatun’un
pederi Hamda Efendi’nin fesad beldeye baas ve badi olmasından dolayı tevliyet ve
zaviyedarlık cihetinin üzerinden refiyle medi mumaileyhima Çelebi Ahmet
Cemalettin Veliddin efendilerin cedleri Veliddin Efendi’ye 18 şaban sene 1243
42
tarihli berat-ı al-i şanla tevcih olunduğu ve müteveffa-yı mumaileyh Hamda
Efendi’ye iadeten tevcihat vuku bulmadığı şahidin merkumunun şehadetleriyle ve
mecelle-i ahkam-ı adliyenin bin yedi yüz otuz yedinci maddesi mantukunca hacec-i
hatıyadan bulunan ve medi aleyhima vekili Hasan Rıza Beg tarafından ibraz ve
araesiyle mütalaa ve tedkik olunan balada merkum tevarihlerle müzeyyen bervat-ı
şerife muhteviyat alisiyle tebeyyen ve tahkik itmeğin ve şart-ı vakıf malum olamayan
tevliyet veya masraf-ı vakıf hakkında teamül-ü kadim ne suretle cereyan etmiş ise ol
vecihle amel ve hükm olunacağı ve bu surette teamül-ü kadimin hilafına hüküm ve
amel caiz olamayacağı ve mari’l-arz Veliddin Efendi’ye tevcih olunmuş olan hisse-i
vakfın üzerinden esbab-ı meşruaya binaen ref edilen Hamda Efendi mahlulundan
gösterilerek hilaf-ı vaki-i ifade ve inhaya mebni vuku bulan tevcihat-ı berat
ettirilmese bile hacec-i mutebere olmayıp refiyle meşrut lehine tevcihi lazım geleceği
ve bir kimseye yani evlad-ı zekura meşrut olan menfaate hilaf-ı şart-ı vakıf ve
teamül-ü kadim diğer kimisine teşrik edilemeyeceği fetava-yı münife ahkam-ı
celilinden bulunmağın mucebince vekil mesher Arif Efendi’nin müvekkili Hamda
Efendi’nin hilaf-ı teamül-ü kadim bağır hak ahz ve tasarruf ve müdahale eylediği
galle-i vakıftan bir bıçak akçenin hissenin üzerinden refi ve bilaveled vefat eden
biraderi İbrahim Selamet Efendi’nin mahlulu bulunan diğer nısf hisseye olan
müdahalesinin meniyle medaya bir bıçak hissenin vekil Hasan Rıza Beg’in
müvekkilleri ve müstehak lehaları bulunan Çelebi Ahmet Cemalettin ve Veliddin
efendilerin bir bıçak hisselerine zam lehaken ale’s-suya üzerlerine bermuceb teamül-
ü kadim tevcihi iktiza etmekle fima bade medaya olan bu bir bıçak hisseye müvekkili
Hamda Efendi’nin asla ve kata müdahaleye hakkı olmamakla müvekkili mumaileyh
yalazilfe vekil mesher Arif Efendi’ye kalbe şer eşraftan tezbih olunduğu tescil ve
bi’l-iltimas alam olundu. Tahriren fi’l-yevmü’s-salis min şehr zilhicce-i şerife li sene
seman aşr ve selasema-i ve elf.
Naib-i Liva-i Kırşehri
Abbasi
Tebliğ-i İlm ve Haber Sureti
Badi ilm ve haber oldur ki.
Fi 3 zilhicce sene 1318 tarih ve kırk yedi numaralı Hacı bekataş-ı Veli sülalesinden
Ahmet Cemalettin ve Veliddin efendilerin Kırşehri mahkeme-i şeriyesinden
aleyhimde gıyaben-istihsal eyledikleri alam-ı şerinin nüha-i sanisi Ankara mahkeme-
i şeriyesi mahzarı İsmail Ağa marifetiyle tarafıma tebliğ kılındığını mübin iş bu ilim
ve haber temhir kılındı.
Fi 15 zilhicce sene 1318 Hacı Bektaş-ı Veli sülalesinden
Hamdi
Kırşehri mahkeme-i şeriye sandık Handullah Efendi aleyhinde sadır olan 3 zilhicce
sene 1318 tarihli alam-ı şeri merkum Hamdulla Efendi’ye marifetimle tebliğ
olunmuştur. Fi 17 zilhicce sene 1318
Ankara mahkeme-i şeriyesi mahzarı

43
İsmail Hakkı
İş bu tebliğ usulüne muvafık idü ki tasdik kılındı. 17 zilhicce sene 1381 Ankara
mahkeme-i şeriyesi baş katibi
Hakkı
Balada muharrer alam-ı şerinin tasdikini heva fetva hane-i celileden yazılan
tasdikname suretidir 47 numaru. Mührü mütabık ve meali tenbih mezkur hakkında
usulüne müvafık olup ancak rüş-ü işara nazaran vakf-ı mezkur müstağlatı karra ve
mezarından ibaret olmakla hükm-ü alamın tenfiz ve icrası menut rey rezin hıazret-i
hilafet penahi idü ki.
21 zilhicce sene 320
Mümeyyez alamat Eminü’l-fetva
Şeriyya

44
Kırklar Meydanı’nda Hazreti Pir’in türbe-i şerifi kapısıdır. Resul Bali diğer
Çelebilerin kabr-i şerifleridir.

45
Kırklar Meydanı’nda medfun Şehit Feyzullah Çelebi Veliddin Çelebi Celalettin
Çelebi Feyzullah ve diğer Çelebilerin merkud şerifleridir.

46
Diğer Alam-ı Şeri Suretidir
Ankara vilayet-i celilesi dahilinde medine-i Kırşehri nevahisinden Hacı Bektaş
kasabasının bala mahallesinden ve Çelebiyandan Avni Efendi oğlu Aziz Efendi ve
Aziz Efendi oğlu Mehmet Habip ve Sufi oğlu Mehmet ve Latif oğlu Süleyman ve Ali
oğlu Sait ve Sait oğlu Dede ve Hüseyin oğlu Battal ve Raşit oğlu Hasan ve İskender
oğlu Faki ve Sait oğlu Hüseyin efendiler namun kimesnelerin ba hacet-i şeriye
vekilleri vükela-yı davadan Gürkor Efendi ibn Hacı Ahmet Efendi mevacahasında
vekaletnamede isimleri müsrih müvekkilleri on dört hane Çelebiyanın nahiye-i
mezkurede medfun Hacı Bektaş-ı Veli kuddussere’l-ali hazretlerinin müstesna
evkaftan olup Hacı Bektaş nahiyesine merbut kasaba ve kötü gece ve Hasanlar baş
karyesi sadık tebası delilin engel kesecek meakayı karyeleri ile karra-yı malume-i
saire hududu dahilinde mutasarrıf oldukları arazi-i mevkufede öteden beri zer’ ede
geldikleri mahallelerin bitirdiği hububat metnua aziz müşarülileyh hürmeten batınen
bade batn bervech-i teamül-ü kadim aşrdan muaf ve müstesna oldukları ba berat-ı al-
i şan ve kuyud-u hakani münderecatıyla sabit ve teamül-ü kadimde bu müzekkezde
iken Kırşehri evkaf-ı müdür sabıkı tarafından karra-yı mevkufe-i mezkure dahilinde
müvekkilleri tarafından rez’ edilen mezkur mahallelerden aşr istifası suretiyle
müdahale ve taarruz eylemekte hatta üç yüz yirmi bir senesine mahsuben
müvekkillerinin rez’ etmiş oldukları mahallelerin aşrını Medine-i mezkure
mahallatından Yenice mahallesi ahalisinden Şab Şab Ali’ye eren altı bin kuruşa ihale
edilip bilahare vuku bulan müracaat üzerine cereyan eden muhaberede vilayet-i
celileden olbabdaki ihale muamelesi fesh edilmiş olduğundan sual olunup müdür
mumaileyh Necip Efendi’nin karra-yı mevkufe-i mezkureye taarruz ve müdahale
eylememesi hususunun müdür ileyh izafetle vekil Akif Efendi’ye tenbih olunmasını
bilvekale talep etmesi üzerine takrir-i meşruhuna müvafık karra-yı mevkufeyi tayin
eder bir kata defter ile iki kata berat-ı şerif-i al-i şan ve bir kata Konya vilayet-i
celilesi tarafından verilen emir sureti ve kuyud-u hakani suret-i musaddıkasını ve on
dört kata istisnaiyetlerini mütazammın sand-ı hakani ibraz ve araesiyle bade’l-dava
vekil mumaileyh Akif Efendi lede’l-sual cevabında suret-i iddia vakfa ait mesailden
olmayıp yalnız Çelebiyanın işar itasından suret-i istisnaiyetlerine dair olduğu davanın
merci-i rüyeti muhakem-i hukukiye olduğundan dolayı bir şey diyemem dediğinde
tarafın müvafakatla muhakeme yevm ahire Tahir olunup tayin olunan günde vekil ve
idare-i mezkure müdürü dahi gelmediğinden ayrı ayrı tebliğ olunan üç kata ve rakka-
i davetiye ve görülen lüzum üzerine gönderilen iki kata ihbarnamede tayin günde
vekili ve müdür muhakemeye gelmediği gibi müracaat dahi etmediklerinden mediler
vekili mumaileyh Gürkor Efendi davanın ani’l-gıyab rüyet ve faslını talep
eylediğinden mahkeme-i şeriye mahzarlarından İsmail Efendi ibn İbrahim bin Ali
vekil mesher tayin olunarak mumaileyh Gürkor Efendi müvacehesinde vekil mesher
İsmail Efendi zabt-ı sabıktaki Akif Efendi medasına ısrar ve bu cihet red olunduktan
sonra vekil mumaileyh Gürkor Efendi’den bervech-i muharrer medasına mütabık
bünye talep olunduk da müprez bervat-ı şerife-i al-i şanlarda kuyud-u hakani sureti
irade-i padişahiyi meblağ defter-i hakani nezaret-i celilesinin tahriratı ve buyruldu ali
ve şuhud-u şahsiye ile ısbat meda edeceğini beyan ve zabt ceridesine isimlerini tahrir
ettirmiş olduğu şuhuddan Hacı Bektaş nahiyesinin hevani mahallesi ahalisinden udul
ahrar müsliminden altmış ve altmış sekiz ve altmış beş yaşlarında Salih Ağa ve İmam
Ali Efendi ve Ahmet Ağa namun kimesneler li ecelü’ş-şehade mahal-i şeriyede

47
hazırun olup münferiden eşhad olunduklarında fil hakika on dört hane Çelebiyanın
müstesna vakıf karralarında mutasarrıf oldukları arazid rez’ eyledikleri hububat
eşardan ve tekalif-i şeriye-i emiriyeden ihsan-ı padişahiyi olmak üzere az-i kadim ve
bervech-i teamül-ü muaf ve müsellem tevatıyla gelmişler ve ol yevm muaf ve
müstesnadırlar diye her biri metfuku’l-lafz ve’l-mana bir nehc-i şeriye-i eda-yı
şehadet-i şeriye ettiklerinde şahidun merkumun usul-u mevzuasına tevfiken sırren ve
alenen leden tezkiye adl ve makbul eş-şehade idükleri eşar ve ihbar olunup
şehadetleri şeren makbul olmağın ve defter-i hakani sureti ve emirname ve bervat-ı
al-i şanlarla şeren sabit olup Kırşehri evkaf idaresi müdürü Necip Efendi tarafından
bervech-i muharrer vaki olan müdahale mevterezin meni lüzumu bi’l-izafe vekil
mesher mumaileyh tenbih olunduğu ve binaen aleyh bu gibi muafiyet ve istisnaiyetin
idame-i mahfuziyeti yine emr-i evveli’l-ümera menut ve mütevakıf bulunduğu tescil
ve bi’l-iltimas Kırşehri mahkeme-i seniyyesinden 27 recep sene 1324 tarihiyle ve
184 numaralı sadır olan alam gıyabının bir kata suret-i müsaddıkası müdür sabık
Necip Efendi’ye tebliğ olunması üzerine evkaf-ı vekil Akif Efendi imzasıyla 13
şaban sene 1324 tarihli itiraz istidası üzerine hala medine-i mezkure evkaf müdürü
Recep Ferdi Efendi ibn Abdurrahman Efendi Medine-i mezkure mahkeme-i
şeriyesine mahsus odada makud ve meclis-i şer aşrif onurda on dört hane Çelebiyan
vekil Gürkor Efendi müvacehesinde muteriz müdür mumaileyh Recep Ferdi Efendi
dava ve takdir-i kelam edip vekil mumaileyh Gürkor Efendi’nin ol emirde vakıf
hakkında aşr ve sair tekalif-i emiriyeden istisnaiyetleri iddiasında ve alam gıyabı da
isimleri muharrer on dört hane Çelebiyanın huzur-u şeriyyede el yevm mevcut
bulunmadıklarından kimlerden ibaret namalum ve ahvalleri meçhul bulunduğu gibi
bu hususta vekaletnamesinin ibraz ve arae etmesi talebinde bulunmakla vekil
mumaileyh Gürkor Efendi ibraz eylediği alam-ı gıyabide isimleri müsrih on dört
hane Çelebiyanın mahalinde hüviyetleri mezunen irsal olunan mahkeme-i şeriye baş
katibi Mehmet Efendi’nin akd eylediği mecliste sabit olarak taraflarından işte şu
ibraz eylediğim vekalet cihetle vekaletim sabit olduğundan bi’l-vekale dava ederim
diye veklatname-i mezkuru ibraz ve arae ettik de muteriz müdür mumaileyh
cevabında Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri karra-yı mevkuvesi işarı evkaf-ı
müstesnadan ve varidat vakfiyesi veli-i müşarülileyhin türbesi ittisalindeki zaviye ve
ibadethanesine gelecek fukara ve zevar ve hıdme-i mevcudenin infak ve iaşesine
münhasır olup bundan yalnız tevliyet ve evladiyet namıyla on beşte yedi hissesi ba
berat-ı al-i şan mütevellisi bulunan Çelebi Ahmet Cemalettin ve karındaşı Veliddin
efendilere tahsis kılındığına Çelebiyan denilen ve esamileri alam-ı gıyabide olanların
evlad-ı Hacı Bektaş-ı Veli olduklarına dair bir güne berat-ı ali ve emir ve vakfiye ve
bunlara memasil evrak-ı subutiye gayrı mevcut ve isimleri de daire-i evkafta gayrı
mukid ve namalum muafiye böyle aşr itasından ve tekalif-i emiriyeden istisnaiyet-i
şahsiyeye berat-ı ali ile mütevelli olan mumaileyhima Ahmet Cemalettin ve Veliddin
efendiler bile mazhar bulunmadıkları halde hüviyetleri meçhul olanların hiçbir vakit
bu müsadeye mazhar olamayacakları derkar ne gibi cihet-i şeriyeye müstenid ise ol
emirde vekil mumaileyh Gürkor Efendi’nin ibraz eylemesini talep ederim vekil
mumaileyh Gürkor Efendi müvekkillerim on dört hane Çelebiyan evlad-ı Hacı
Bektaş-ı Veli’den bulundukları işte muhakeme-i şeriyeye mübrez alam giyabi
ferman-ı al-i şan ve kuyud-u hakani ve bu babdaki o emr-i resmiye ve şuhud-u
şahsiye ve vergilerine mukabil tahsis kılınan maaş ve alam-ı şeriye ile mertebe-i
sebuta vasıl olduğu ve bunlara karşı Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri alem-i tecritte
48
vefat ettiği cihetle müvekkillerimin evlattan olmadıkları hakkındaki muteriz müdür
mumaileyh Recep Ferdi Efendi’nin iddiası-ve ahi olduğundan teşkil saltanat-ı
osmaniye’den bu ana kadar selatin-i azam canib-i seniyyelerinden ihsan buyrulan
feramin-i aliyede evlad-ı evlad-ı Hacı Bektaş-ı Veli neferen adet deyü tamimen ve
bazılarında Ahmet Mehmet diye tahsisen mukit ol emirde müvekkillerimin evlad-ı
aziz müşarülileyhden bulunduklarına dair mevcut feramin-i aliye hilafına ne gibi
evrak ve vesaik mutebere ve arsa maruz mumaileyhin ibraz etmesi lazım bilahare
evlada bahş ve ihsan buyrulan imtiyazın müvekkiller madden refini iddia eylemesi
merdud müvekkillerimin evkaf dairesinden bir istihkakları bu kadar ki evkafça
isimleri mukit bulunmasın ferman-ı ali dairesinde müvekkillerimin rüsum-u
metnuadan istisna ve işarlarının vez’ yedine halel gelmemekten ibarettir.
Müvekkillerimden Ahmet Cemalettin ve Veliddin efendiler ise mütevelli ve evlattan
bulundukları berat-ı ali ile ısbat olduğundan muteriz müdür mumaileyhin iddiasının
reddini talep ederim-müdür muteriz Recep Ferdi Efendi bi’t-tekrar cevabında vekil
mumaileyh Gürkor Efendi’nin ibraz eylediği üç kata ferman-ı al-i şanın mezmun
celili veli-i müşarülileyh karra-yı mevkufesi dahilinde bulunan reayanın mütevellisi
tarafından zabt ve idare olunan deve ve katır ve ağnam rüsumu ve harpte icap edecek
binin ve çift rüsumunun ve bu gibi sair rüsumun muaf olduğundan Kırşehri sancağı
mutasarrıfı ve Hacı Bektaş nahiyesi naibleri tarafından bunun tahsil olunmaması
emir olduğuna nazaran rüsum-u mezkurenin de vakf-ı şerif-i mezbure hayratının
idame-i memuriyeti için batn ve tahsisine müsaade ve atfet-i seniyye arızan
buyrulmuş olduğu anlaşılıp yoksa vekil mumaileyh Gürkor Efendi’nin müvekkilleri
Çelebiyandan ve diğerlerinden vakfa mahsus olan aşr-ı şeriyenin istifa olunmamasına
dair bir kayd-ı şart olmadığına ve zaten alınan aşr ise hazineden alınmayıp sırf o
hayratın idaresine münhasır olmak üzere müstesna bulunduğundan ve daire-i evkafça
bu babda yapılan muamelede bu cümleden ibaret idüğünden vekil mumaileyh Gürkor
Efendi’nin müvekkillerinin şahıslarına müteallık olan muafiyet davasının reddini
talep ederim dedik de vekil mumaileyh Gürkor Efendi cevabında müvekkillerim on
dört hane Çelebiyanın ısrar-ı zatiyeleri kendilerine terk ve tahsis kılındığına ve ibraz
olunan gıyabi alamı ve feramin-i ali ve kuyud-u hakani ve teamül-ü kadimi dahi bu
merkezde bulunduğu şuhud-u şahsiye ile sabit olduğu ve müberrez fermanda ise
evlad-ı evlad-ı Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri neferen adet diye muharrer olması ve
evlattan bulunduklarına dair yedlerindeki kuyud-u hakani ve feramin-i aliye ile sabit
olduğundan ve iş bu feramin-i aliyenin hükmünü iskat eder bir kanun ve irade-i
seniyye bulmadıkça hükm-ü meri ve muteber bulunduğundan muteriz müdür
mumaileyhin iddiasının reddiyle bir kata alan ve cahinin itasını talep ederim demekle
muteriz müdür mumaileyh Recep Ferdi Efendi bi’t-tekrar cevabında vakf-ı şeriyesi
ve yahut ferman-ı al-i şanla muin olan keyfiyet hakkında teamül davası mesmu
olamayacağından vekil mumaileyh Gürkor Efendi’nin müvekkillerinin bir taraftan
aşrdan müstesna olduğu bir taraftan ferman-ı aliye müstenid bulunduğunu iddia eder
iken bir taraftan teamüle izaf eylediği halde müberrez ferman-ı al-i şan medasını
ısbata delil olamadığı gibi olsa bile selatin-i azam tarafından verilen mezkur
fermanlar hükmü gelecek halife-i azam efendimiz hazretleri canib-i şahidanelerinden
teyiden diğer ferman-ı ali isdad ve ihsan buyrulmadığı cihetle yine muafiyet sabit
olamaz dedik de kutbu’l-arifin ve gevsü’l-vasilin merhum ve mağfurla Hacı Bektaş-ı
Veli kuddusisırre’l-ali hazretlerinin Hacı Bektaş nahiyesinde vaki zaviyesiyle evkaf-ı
karra reayası aziz müşarülileyh hürmeten aradavi-i hümayun için Kırşehri sancağında
49
merteb deve ve katır ve sair rüsum ve tekalif-i şakka ve örfiyeden karra-yı mezkure
hisseleri saire sirayet etmemek şartıyla afv olunduğu gibi vuku bulan müracaat ve
olunan itiraz üzerine (evlad-ı merhum Hacı Bektaş-ı Veli kuddussere’l-ali neferen
adet) (hıdmetkaran Hacı Bektaş-ı Veli neferen adet) mezkurun madem ki zaviye
hıdmetinde kusurları olmaya rüsum-u tekalif olunmaya zaviye hıdmetinde
olmayanların rüsumları alınıp vakfa sarf oluna iki baştan hasılatı kendim ve şair ve
gayre resm-i çift ve binin ve resm-i ağnam yuva ve kaçak ve ayd ve resm-i arusi
yekun gayre on sekiz bin maa karra-i saire kırk beş bin sekiz yüz akçe zaciye Hacı
Bektaş-ı Veli kuddussere’l-ali diye hazine-i amire defterlerinde mukit olduğundan
ibaret olan << 1147 >> senesinde şerr-i fesdur eden emr-i şerifin tecdiden
mahfuziyeti << 1229 >> senesi zilkaidesinin onuncu günü ve tekiden mahfuziyetine
dair << 1265 >> senesi şabanü’l-muazzamının yedinci günü tarihleriyle mürih ve
balalar hatt-ı hümayun şevketmakrun ile müzeyyen şerr-i fesadır olan müberrez üç
kata ferman-ı al-i şanlarla ve karra-yı mezkure arazisi hakkında arazi-i emiriye
muamelesi cari olmayıp müstesna evkaftan olduğu için sendat-ı hakanilerinin itası
mütevellisine ait olduğuna dair irade-i seniyye-i cenab-ı hilafet penahinin şerf-i
senuh ve sudur buyrulduğunu meblağ defter-i hakani nezaret-i celilesinin 25 rebiü’l-
ahir sene 1322 ve 27 mayıs sene 1320 tarih ve on numaralı tahriratı ve 15 rebiü’l-ahir
sene 1282 tarihli Konya veli-i esiki tarafından tastir Kırşehri metsur feleğine tesir
olunan buyruldu münderecatlarıyla şeren sabit olduğu müberrez alam-ı gıyabiden
münderic ve hatta vakf-ı şerif müstesna evkaftan olup hazine-i evkafa cihet taliki
bulunmamasıyla emsali misillü müdahale edilmemesi ve on dört hane Çelebiyan
işar-ı zatiyelerine teamül-ü kadimi üzere muamele olunması hakkında evkaf-ı
hümayun nezaret-i celilesinden 30 haziran sene 1223 tarih ve << 53 >> numarulu ve
fi 11 şubat sene 1324 tarihli şerf varid olan emir nezaret penahinin birer kata suret-i
masdıkasını ibraz ile on dört hane Çelebiyan hakkında cari olan muamele ise aşr-ı
zatileri kendilerine terk ve diğer hasılat-ı aşriyenin cibayet olunmak suretiyle teamül
hasıl ettiği subuta isal kılındığı cihetle vuku bulan itirazın reddine ve Çelebiyan
mumaileyhim haklarında Kırşehri evkaf idaresi müdürü Recep Ferdi Efendi
tarafından bervech-i muharrer vaki müdahale ve taarruzun meni lüzumu hala
medine-i mezkure evkaf müdürü Recep Ferdi Efendi’ye tenbih olunduğu ve binaen
aleyh bu gibi muafiyet ve istisnaiyetin idame-i mahfuziyeti emr-i evveli’l-amire
menut ve mütevakıf bulunduğu tescil ve bi’l-iltiması Kırşehri mahkeme-i şeriye
senden huzur-u alilerine arz ve alam olundu tahriren fi’l-yevmü’l-tasi’ aşr min şehr
recebü’l-ferd li sene sitte ve aşrin ve selas mie ve elf 19 recep sene 1326.
Ed-dai Naib-i Kırşehri
Mehmet Rıza
İstanbul Kazası
Mustafa İsmet
Fi 13 şaban sene 327
Zuhur-u alamda muharrer meşruhat
Fetvahane-i aliye 20 cemaziye’l-ahir sene 327 4241 fi 28 sani sene 325 kaydı
322’dedir mührü mütabık olan iş bu alamın diğer nüshasına Kırşehri sancağı

50
mahkeme-i şeriyesinden aleyhine ita olunan alamın hükmüne adem-i fenaatle istinafa
tedkiki istidasına aziz mühriyeti havi melfuf lehce-i itiraziye zikrolunan alam ile
yerleştirilerek kıraat olundu alam-ı mezkurun netice-i meali ancak men-i mezkur
hakkında usulüne müvafık olup lehce-i mezkurun münderecatına nazaran ifa-yı
müktezası zamanında iş bu evrakın meclis-i tedkikat-ı şeriyeye havale buyrulması
babında deyü 12 cemaziye’l-ahir sene 327 tarihiyle tahrir ve tahtim kılındığı kayden
müsteban idü ki 22 cemaziye’l-ahire sene 327.
Mümiz Alamat Eminü’l-fetva
Meclis-i Tedkikat
20 recep sene 327
Kırşehri mahkemesinden 19 recep sene 326 tarihiyle ita olunup aziz mühürlü lehce-i
itiraziye ile temyizen meclise vürud eden iş bu alam-ı şeriyenin diğer nüshası
zuhuruna yazılan 12 recep sene 327 tarih ve 1326 numaralı derkenar netice-i mali
ancak men-i mezkur hakkında usulüne müvafık deyü fetvahane-i aliyeden müsadık
ve suret-i masdıkası evrakı meyanında bulunan zabtına mütabık ve muhteviyat layihe
dahi bu mertebe ile alam-ı mezkure gayri varid olmakla usulen icra-yı icabı
zamanında evrak varidenin Ankara vilayet-i aliyesine iade buyrulması arz ve ifade
edildiği kayden müsteban olmakla olbabda emir ve ferman hazret-i velii’l-emrindir.
22 recep sene 326
Meclis-i Tedkikat-ı Şeriye

51
Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerinin sülalesinden kasabada medfun Bektaş Efendi türbe-i
şerifesidir.

52
Kırklar Meydanı’nda medfun Veliddin ve Abdüllatif ve diğer Çelebi efendilerin
mirakad-ı şerifleridir.

53
Huzur-u hazret-i padişahide acizane nutuk edilen dua-yı fakiranemin suretidir.
Acizane sülalesinden bulunduğum Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerinden varisen ve
kadimen neslen bade nesil dua güllerinden bulunmakla devlet ebet müddet-i
osmaniyye ve hükümet-i meşrute-i şeruamızın ilk padişah faruk cahi olarak taht-ı ali
baht-ı osmaniyye cülus meyamen menus hilafet penahilerinden dolayı siddi seniyye-i
mülukanelerine bizzat yüzler sürerek arz-ı tebrik ve tazimat için dersaadete gelmiş de
şu arzavi fakiranemin isafına irade-i seniyye-i mülukaneleri şerif müteallık
buyrularak huzur-u la maa’n-nur şehinşahilerine kabul ve mesul-u şerif alembehasına
nailiyetimden dolayı kendimi son derece mebahi ve bahtiyar ad eder ve hükümet-i
meşrute-i osmaniyyenin şan ve şevket ve şerifle serir saltanatında bi’s-sıhha ve’l-
afiye madam ilim livan hükümran olmaları, hakkında mevazib ve mülazami
bulunduğum davat-ı hayret ayat-ı hilafet penahilerini tekrar-ı ale’t-tekrar yad ve
tezkar ve ref’ kabulgah bir ve redkar eylerim ferman. Sabah gazetesinin fi 23 teşrin-i
evvel sene 325 tarih ve 8226 numaralı nüshasıyla neşr ve ilan buyrulmuş olan
duaname-i fakirin mücerret tebrik ve temin ve bir kat daha emin-i hevan-ı umumiye
mezheriyet maksad hayr-ı hevanesiyle bu risaleye derce tensib edilmiştir. Ceride-i
feridelerinin 20 teşrin-i evvel 325 numaralı nüshasının ilk sütununda görülen
hükümyane ve ilcaatzamane ufak makalede Orhan Gazi tab serah hazretlerinin
tertibat-ı askeriyeyi vücuda getirdiği sırada hakan-ı müşarülileyhin davet ve teklifine
binaen Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerinin asker-i mertebeye yeniçeri namını telkib ve
nutuk etmiş oldukları dua ba beratha yazılmıştır. Veli-i müşarülileyh bizzat dua ve
niyazda bulunduğu gibi hükümet-i osmaniyye ve asakir-i mansure için davat-ı
hayriyenin her an ve zaman ve red ve zeban edilmesinin evlat ve insal ve tarikine ve
intisab ve imtisal edenlere vasiyet ve tavsiye buyurdukları cihetle şu vazife-i nazifeye
bervech-i vasiyet devam ve ihtimam ede gelmektedir. Dua ve maneviyatın hüküm ve
tesiri bi’l-cümle akvam ve mezahibin müsellem ve musaddıkı olduğu misillü selatin-i
azam ve evliya-ı umurlarınca da takdir buyrularak veli-i müşarülileyhin dergah-ı
şeriflerinin imar ve tezyinine mikdar-ı kafi varidat tahsis ve vakf-ı şerifleri müstesna
evkaf-ı adadına idhal ve müdahalattan mahfuziyetine itina buyrula gelmiştir.
Hükümet-i ebed müddet-i osmaniyyenin o yeniçeri nam asker ile harika kabulünden
nice fütuhat ve mezferiyat-ı azimede bulunduğu tarih şinasata malum ve müsteğni-i
arz ve izhardır. Meşrutiyet-i osmaniyyenin isal esası bulunan muaşeret ve ittihad ve
ittifak rükun ve tamamı dinmeğe bi hakkin size teşebbüsattan en koyusu olan
askerlik hıdmet-i mukaddese ve mübeccelesinin umur-u anasır-ı osmaniyyeye teşmili
ve müsavatın tahkimi hususunun meriyet ahkamını mübeşşer feramin-i aliyenin
kıraat ve faaliyetine binaen ve mübaşeret olunduğu bir zaman saad aktarane
tesadüfen İstanbul’da bulunmaklığım kendimce bir fal hayır ad edilerek veli-i
müşarülileyh hazretlerinin ruh pürfütuhlarına tevsilen varis ve madamı bulunduğum
davat-ı hayriyeye terdifen umum-u osmanlıların meşrutiyet pürur padişah mealicah
efendimiz hazretleriyle maen nice emsal-i hayriyeye nailiyet ve mevkufiyet bariye
mezheriyetleri şu vesile ile de acizane yad ve tekrar ve ref’ kabulgah pir ve redkar
kılınmakla kabulü için karin kiramın emin hevan olmasına delaleten şu ve rakamın
muteber gazetelerinin münasip bir mahaline dereceni temenni eylerim. Veli-i
müşarülileyh sülalesinden vakf-ı şerifleri mütevellisi es-seyyid Ahmet Cemalettin
Çelebi.

54
Fi 23 Şaban 307 ve Fi 1 Nisan 306 Tarihli Meclis-i Mahsus-u Vükela-yı
Mazbatası Suretidir
Memealik-i şahane olup işarının bedele rabtı nizam ve usulü icabatından bulunan
mezari’ ve karra-yı mevkufeden bazılarının aza-i kiram ve gazete azam hayrat ve
müberratına ihtisasından bahisle takdir bedelden istisnası mütevelli ve zaviyedarları
tarafından istida edilmekte bulunduğuna dair mecellelerinden varid olan mezabit ve
muharrerat ve arazi-i mevkufe tedkik komisyonunca kaleme alınıp maliye
nezaretinden bi’t-tezkire gönderilen mazbata üzerine icra kılınan tedkikat ve
mezakiratı havi şura-yı devlet-i dahiliye dairesinin mazbatası olbabda evkaf-ı
hümayun nezaretiyle muhabereyi şamil tezkire ve evrak müteferria ile birleştirilerek
meyan-ı bendeganemizde kıraat ve mütalaa olundu zikrolunan şura-yı devlet
mazbatasının hülasa-i medası izn-i sultani ile vakf idilüb vakfiyeti mezher tasdik ve
tescil-i şeri olan evkaf-ı şerifece icab-ı şeri muhafaza edilmiş olmak için bu babda ba
irade-i seniyye meri’l-icra olan talimatın öteden beri müstesna tutulan tabirine
tebatıyla elyevm vakfı memur ve vakfiyet ve vakfiyesi muteber ve makbul şeri olup
da şimdiye kadar ale’l-istisna daire oluna gelen aza-i kiram ve gazete azam
evkafınamüdahale olunması merkezinde ise de nezaret-i müşarülileyhanın cevabında
izah olunduğu üzere tanzimat-ı hayriyeden mukaddem arazi-i mevkufe mütevellileri
tarafından tımar ve zeamet ve mukataat gibi şeylerin ekserisi sahib arazi denilen
mutasarrıfları canibinden teşir ve ferağ ve intikalatı onlar tarafından icra olunurken
bidayet-i tanzimatta bi’l-cümle arazinin hattı selatin-i azam hazratı arazi-i
mevkufelerinin canib müridin bi’t-teşir bedellerinin ashabına itası taht-ı karara
alınmış ve fakat celaliye ve Hacı Bektaş-ı Veli ve Abdülkadir Geylani ve Hacı
Bayram Veli ve Gazi Mihal ve Ali Süleyman begler ve Gazi Evranos Beg vakıfları
müstesna tutulmuş yani emr-i teşir ve muamelat rüsumiyeleri kemafi’s-sabık
kendilerine terk kılınmış olduğu halde muahiren vuku bulan müstediyat üzerine
tevarih-i muhtelifede Zağnos Paşa ve Emir Ahmet El-behari ve Şeyh Sinan Erdebilli
ve Himmet Efendi ve Firuz Beg ve Tur Ali Beg ve Şeyh Şedaaddin Veli ve Bazirgan
Hacı Mehmet Efendi ve Çandarlı Kara Halil Hayrettin Paşa ve Germiyan Zade
Yakup Çelebi ve İshak Fakiye ve Bedrettin Faris Beg ve Minla Şemsettin Fenari ve
Abdulcabbar Zade Mustafa Beg vakıfları dahi daire-i istisnaya idhal kılındığı misillü
bir raalık bi’l-cümle Mevlevihaneler dahi evkaf-ı celaliyeye mülhakdır denilmiş ise
de müstesna denilen evkafın hemen kaffesi tahsisat kabulünden olan arazi-i mevkufe
aşri olmasına ve aşri vakfa ait olan arazi gerek arazi-i mahluladan gerek arazi-i
emiriyeden olsun madem ki alınan şey aşrdan vakf-ı sahih olamayacağından ve
evkaf-ı sahihten dahil şehirde vaki bi’l-cümle vakıflar müstesna tutulmamış
bulunmasına göre usul-u istisna vakf-ı sahih ve gayrı sahih esasına mübteni
bulunduğuna binaen bidayet-i tanzimatta istisna olunan salifi’l-beyan sekiz vakıf
kemagan müstesna olmak üzere ondan sonra tevarih-i muhtelifede istisna olunan
evkaf-ı mezburenin emsali ve kaide-i mahsusası vecihle beş senelik bedelatı bi’t-
tahmis seneliğine isabet eden miktarın bedel olarak tahsisiyle idare ve teşrinin
hazine-i maliyece icrası ve istisna edilecek evkaf-ı mezkure muhasebelerinin dahi
kaide-i mevzua-i umumiyeye tevfiken tedkik ve tasdik ettirilmesi zamanında
muamele-i mukteziyanın icrası hususunun nezaret-i müşarülileyhaya havalesiyle
maliye nezaretine de malumat itası müttehiden bi’t-tezkir mazbata ve tezkire-i
mebhuse arz ve takdim kılınmakla olbabda her ne vecihle emr-i ferman isabet beyan

55
hazreti hilafet penahi şer femenalü buyuruyor ise hükm-ü celili infaz edileceği
muhazalim-i ali buyrulduk da fatbe-i ahvalde emr ve ferman hazret-i velii’l-emrindir.
Fi 23 şaban sene 307 ve fi 1 nisan sene 306.
Tezkire-i Maruza Suretidir
Memalik-i şahanede vaki olup işarının bedele rabtı nizam ve usulü icabından bulunan
mezari’ ve karra-yı mevkufeden bazılarının takdir-i bedelden istisnası mütevelli ve
zaviyedarları tarafından iddia edilmekte olduğunu mübin mahallelerinden var ve olan
mezabit ve muharrerat olbabda arazi-i mevkufe tedkik komisyonundan ve şura-yı
devlet-i dahiliye dairesinden tanzim ve ita olunan mazbata üzerine evkaf-ı hümayun
nezaret-i celilesiyle muhabereyi şamil-i tezkire meclis-i husus-u vükelada bi’l-
mütalaa cereyan eden müzakere neticesinin havi kılmasa alınan mazbata
melfuflarıyla arz ve takdim kılınmış olmakla münderecatı hususunda her ne vecihle
emr-i ferman isabet-i beyan hazret-i hilafet penahi şeref sünuh ve sudur buyrulur ise
mantuk-u celili infaz edileceği beyanıyla tezkire tenaviri terkim kılındı efendim. Fi
23 şaban sene 307 ve fi 1 nisan sene 306
Sadrazam
Kamil
Şerefsadır olan irade-i seniyye suretidir
Reşide-i dest tazim olup melfuflarıyla manzur-u ali buyrulan iş bu tezkire-i saniye-i
sadaretpenahileri üzerine mucebince irade-i seniyye-i cenab-ı padişahı şerefsudur
buyrulmuş olmakla olbabda emr-i ferman hazret-i men lehü’l-emrindir fi 23 şaban
sene 307 ve fi 2 nisan sene 306.
Ser Katip Hazret-i Şehryari
Serya
Suretleri balada muharrer meclis-i mahsus-u vükela mazbatasıyla tezkire-i maruza ve
şerefsadır olan irade-i seniyye mucebince icra-yı icabı maliye nezaret-i celilesine işar
kılınmış olmakla evkaf-ı hümayun nezaret-i celilesinden dahi ifa-yı muktezasına
himmet buyrulmak babında fi 1 ramazan sene 307 ve fi 8 nisan sene 306.
Sadrazam Kamil
Maliye Nezaret-i Celilesinin 9 Şevval Sene 307 ve Fi 15 Mayıs Sene 306 Tarihli
Tezkiresi Suretidir
Memalik-i mahrusa-i şahanede bedele rabtı nizam ve usulü icabından bulunan
mezari’ ve karra-i mevkufeden celaliye ve Hacı Bektaş-ı Veli Abdülkadir Geylani ve
Hacı Bayram Veli Gazi Mihal ve Ali ve Süleyman ve Evranos begler vakıfları
kemagan müstesna tutulup bunlardan maide ahiren istisna edilmiş bi’l-cümle evkaf
karrası arazinin hükümat-ı mahalliye caniblerinden zabt ve teşiriyle beraber nizami
vecihle bedele rabtı hususuna bu kere meclis-i mahsus-u vükela kararıyla bi’l-istizan
irade-i seniyye-i hazret-i padişahı müteallık ve şerefsudur buyrularak bu babda
şerefsadır olan buyruldu-u sami mucebince hazinece icabı bi’l-icra irade-i seniyye-i
ahkam celilesinin üç yüz altı senesi martından itibaren ifası zamanında bi’l-cümle

56
vilayata yazılan tahrirat-ı umumiyenin bir kata suret-i matbuası icra-yı muktezası
zamanında ve muhasebat-ı atika muhasebesinin ifadesiyle leffen irsal sevab-ı ali-i
nezaret penahileri kılınmağın olbabda emr-ü ferman hazret-i men lehü’l-emrindir.
Maliye Nazırı Agob
Fi 24 zilhicce sene 307 ve fi 29 temmuz sene 306 tarihli meclis-i mahsus-u vükela
mazbatasının suretidir
Bidayet-i tanzimat-ı hayriyede istina edilen malumu’l-esami vakıflar arazisinin emr-i
teşir ve muamelat rüsumiyeleri kemafi’l-sabık mütevellilerine terk ile muahiren vuku
bulan müstedayat üzerine tevarih-i muhtelifede daire-i istisnaiyete idhal kılınan diğer
bazı evkafın emsali ve kaide-i mahsusa vecihle beş senelik bedelatı bi’t-tahmis
seneliğine isabet eder miktarın bedel olarak tahsisiyle idare ve teşirinin hazine-i
maliyece icrası ve istisna olunan evkaf-ı mezbure muhasebelerinin dahi kaide-i
mahsusa-i umumiyeye tevfiken tedkik ve tasdik ettirilmesi hakkında bi’l-istizan
müteallık buyrulan irade-i seniyye-i hazret-i hilafet penahi hükm-ü alisi vecihle sabık
eden tebligat üzerine icra edilen muamelattan bahisle istirhamı mütezaman bazı
mütevelliler canibinden verilen arzuhaller ile bi’l-cümle Mevlevihaneler evkafı ve
kaf-ı celaliye füruatından bulunduğu cihetle bunların dahi müstesna suretiyle
idareleri istirhamına dair Çelebi Efendi tarafından alınan mektubun lafıyla dahiliye
nezaretinden mebus-u tezkire ve evrak-ı saire ve Edirne’de kain Kadiri dergah-ı
şerifine mahsus taamiye hakknda dergah-ı mezbure puset nişini tarafından vuku
bulan istida üzerine şeref müteallık buyrulan irade-i seniyyeyi mütezaman tezkire-i
hususiye ile beraber meyane-i bendeganemizde mütalaa olundu bidayet-i tanzimatta
istisna edilen malumu’l-esami sekiz vakıftan maida ahiren istisna edilmiş olan bazı
evkaf işarının bedel-i maktua rabtı hakkında mukaddema tanzim ve takdim olunan
mazbata mucebince icra-yı icabına irade-i seniyye-i şerefsadır olarak muamele-i
lazım icra kılınmış olduğu halde mütevelliler kemafi’s-sabık idare ve cibayetin
kendilerine bırakılmasını istida eyledik de olup da halbuki iş bu kararın ittihazı
hayrat ve müberratın Hasan idare ve muhafazası emr-i mühiminin semin devamı için
emr-i idarece husul-u mazbutiyet mütalaasına mübteni ve evkaf-ı mezburenin işar-ı
miriye ile beraber ihale olunarak bedele rabtı muamelesi icra olununcaya değin
bedelatının tehir tüyesi idarelerini sektedar edeceği bedihi olmakla bedelat-ı
mezkurenin vakit ve zamanıyla mütevellilere itası lazımeden bulunmasına binaen bu
babda cereyan eden mezakire neticesinde bervech-i maruz ahiren daire-i istisnaiyeye
idhal edilen arazi ve karra-yı mevkufe işarının miri işarıyla beraber hükümat-ı
mahaliyece ale’l-usul mezayide takrir eden bedel ile mültezimlere ihale olunarak
arazi ve karra-yı mevkufe-i mezkure işar hisse-i bedelatı için mültezimlerden işar-ı
miriye sendatı misillü mütevelliler namlarına ayrıca send alınarak sendat-ı
mezkurenin menubin evkafa itası ve işar-ı miriyenin ihale olunamayıp da emaneten
idaresi takdirinde o misillü arazi karra-yı mevkufe hasılat-ı aşriyesinin yine
mütevellilerine bırakılması hususlarının usul-u ittihazı ve bir de evvelce bedele rabtı
kararlaştırılan işar-ı vakfiye muamelatının icarasına değin o misillü işar-ı vakfiye için
mal sandıklarından ale’l-hesab suretiyle akçe verilmekte ise de iş bu ale’l-hesab
miktarının cüziyeti cihetle ekser mahallelerde hıdme-i vazife alamadığından hayrat
ve müberrat-ı harab olmakta idüğünden dolayı her bar-ı işaret vukuuna ve hayrat ve
müberratın harab ve matuliyetten ve kapesi ehem-i umur idüğüne binaen hazine-i

57
celilede müteşekkil komisyonca tesri-i muamelat olunmakla beraber takdir-i bedel-i
muamelatının kemaline değin karra ve mezari-i mevkufe işarının bedel-i ahalisinden
sislinin hitam-ı tedkikatta yine ashabına verilmek üzere tevkifiyle silsanının
mensubin evkafa itası müvafık maslahat ise de karra-yı mevkufe bedelatı bu sene
müvazenesinde nısf üzerine mürteb olunmasına mebni bu senelik yine nısfının
itasıyla sene-i atiyeden itibaren bir minval muharrer muamele olunması ve
Edirne’deki Kadiri dergahı taamiyesine gelince dergah-ı mezkur evkafı mine’l-kadim
müstesna tutulan sekiz adet evkaf haricinde bulunmakla onun hakkında dahi balada
tadil olunan karara göre muamele olunması ve evkaf-ı mezkurenin ale’l-umum rüyet
muhasebatıyla varidatıyla meşrut lehlerine sarf olunmasına evkaf-ı hümayun
nezaretince tekid ve ihtimam edilmesi bi’l-ittihaz tensib olunduğu gibi izahat-ı
vakıya nazaran salifi’z-zikr sekiz adet müstesna evkafın muhasebelerinin rüyeti ve
mütevelliler tarafından verilen tasarruf sendatının defter-i hakani nezaretince tasdik-i
lazımeden olduğu halde bunda ifa müşkelat edilmesi ve mütevellilerinden harc-ı
muhasebe ve saire talep olunmasından neşet etmekte bulunduğundan müstesna evkaf
mütevellileriyle rüyet edilecek muhasebatta evkaf muhasebecileri tarafından harc-ı
muhasebe talep edilmemesi ve ferağ ve intikal sendatı için varaka behasından maide
hisse-i harc ve ferağ ve saire aranılmaması dahi ilaveten müzakerat edilerek evrak-ı
mezkure takımıyla arz ve takdim kılındı ise de olbabda katibe-i ahvalde emir ve
ferman hazret-i men lehü’l-emrindir. Fi 24 zilhicce sene 307 ve fi 29 temmuz sene
306.

58
Hazret-i Pir Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli kuddussere’l-ali hazretlerinin Kırklar
Meydanı’ndan girilecek kapısıdır:

59
Balem Sultan kuddussere’l-mennan hazretlerinin türbe-i şerifleridir

60
Tezkire-i Maruza Suretidir
Geçende istisnaiyeti ilga olunan karra-i mevkufe işarı hakkında mensubin-i evkaf
tarafından vuku bulan bazı müstediyat ve müracaat üzerine meclis-i mahsus-u
vükelada cereyan eden müzakereyi havi kaleme alınan mazbata takımıyla arz ve
takdim kılınmış olmakla olbabda her ne vecihle mer-i ferman-ı hümayun hazret-i
hilafet penahi şerefsenuh ve sudur buyrulur ise hükm-ü alisi infaz edileceği beyanıyla
tezkire-i senaviri terkim olundu. Efendim. 24 zilhicce sene 307 ve fi 29 temmuz sene
306
Sadrazam Kamil
Reside-i dest-i tazim olup ve melfufatıyla manzur-u ali buyrulan iş bu tezkire-i
samiyye-i sadaret penahileri üzerine mucebince irade-i seniyye-i hazret-i hilafet
penahi şerefsudur buyrulmuş olmakla olbabda emir ve ferman hazret-i men lehü’l-
emrindir. 11 muharrer sene 308 ve 14 ağustos sene 306
Ser Katib Hazret-i Şehryari
Serya
Suretleri balada muharrer meclis-i mahsus-u vükela mazbatasıyla tezkire-i maruza ve
şerefsadır olan irade-i seniyye mucebince icra-yı icabı maliye ve icab eden vilayete
tebligat icrası zamanında ve dahiliye nezaret-i Celilelerine işar-ı defter-i hakani
nezaret-i celilesine de malumat ita kılınmış olmakla evkaf-ı hümayun nezaret-i
celilesinden dahi icra-yı müktezasına himmet buyrulmak. Fi 16 muharrer sene 308
20 ağustos sene 306
Fi 6 nisan sene 322 tarih ve 101 numaralı
Maliye Nezaret-i Celilesinin Tahrirat-ı Umumiyesi Suretidir
Karra-yı mevkufe işarı hakkında icra buyrulmuş olan tebligat-ı umumiyenin bir
fıkrasında evkaf-ı celaliyeden madud olan bi’l-cümle Mevlevihaneler evkafına ait
işar-ı mültezim sendatının mütevellilerine verilmek üzere evvel emirde memurun
vakfiyeye itası muharrer olmasına binaen Konya vilayeti evkaf muhasebesince işar-ı
vaki hükmünün evkaf-ı celaliye işarına da şumuli olduğuna ve bi’l-müzayede
satılacağına zehab hasıl olduğundan ve celaliye evkafı ba irade-i seniyye-i hazret-i
hilafetpenahi müstesna olduğu cihetle fıkra-i mezkure hükmünün doğrudan doğruya
Hazreti Mevlana dergahına merbut evkafa şumuli olmayacağından bahisle evkaf-ı
mezkurenin kemagan istisnası istidasına dair reşadetlü Çelebi Efendi Hazretleri
tarafından takdim olunan tahrirat ve melgufelerinin ve olbabda Konya vilayetinden
takdim olunan tahriratın lafıyla şeref varid olan tezakir-i samiye üzerine hazinece
tedkikat-ı lazıme bi’l-icra karra-yı mevkufe hakkında irade-i seniyye-i hazret-i hilafet
penahiye aktaran eden karra-yı havi olup hazineye tebliğ buyrulan 24 zilhicce sene
307 ve 6 recep sene 308 tarihli meclis-i mahsus-u vükela mazbataları suretlerinde
gösterildiği vecihle bidayet-i tanzimat-ı hayriyede istisna edilen malumu’l-esami
sekiz kalem evkaf-ı şerife arazisinin emr-i teşiri ve muamelat rüsumiyesi kemafi’s-
sabık mütevellilerine terk ile üç yüz beş senesi nihayetine kadar evkaf mütevellileri
marifetiyle idare olunmakta iken üç yüz altı sene-i maliyesinden itibaren hazinece
idare olunan karra ve mezari-i mevkufe işarı dahi gerek istisnaiyeti ahiren lağv on

61
dört kalemden olsun ve gerek şimdiye kadar hazinece müdahale olunmayıp
mütevellileri marifetiyle idare ettirilen takımdan bulunsun mücerret intizam idare
için işar-ı emiriye ile beraber ihale ve ilzamıyla mütevellileri namına ayrıca send
alınarak mensubin evkafa itası ve işar-ı emiriyenin ihale olunmayıp da emaneten
idaresi halinde o misillü arazi ve karra-yı mevkufe hasılat aşriyesinin yine
mütevellilerine bırakılması hususlarının usul-u ihaz kılındığını ve salifi’z-zikr sekiz
kalem müstesna evkaftan beri de celaliye yani Hazreti Mevlana’nın vakf-ı şerifi idü
ki müsadık bulunduğu cihetle vakf-ı şerif-i mezkurun kemagan muhafaza-i
istisnaiyeti ve sair Mevlevihanelere merbut karra ve mezari’ işarının mücerret
intizam-ı idare için işar-ı emiriye ile beraber ihale yahut emaneten idare edilerek işar
ve hasılatı hakkında bervech-i meşruh muamele ifası lazım gelir ise de şura-yı devlet
kararında evkaf-ı celaliyeden madud Mevlevihaneler evkaf denilmiş olmasına mebni
evkaf-ı celaliyenin de vilayetlerce o meyana idhali cihetine gidildiği anlaşıldığından
ve bu suret-i hüküm irade-i seniyye-i cenab-ı padişahiye müvafık olmadığından
bahisle icabı arz ve istizan olunmuş idi şura-yı devlet-i mülkiye dairesinden tanzim
olunup sureti ba buyruldu-u ali tebliğ buyrulan mazbatada evkaf-ı celaliye ile
Mevlevihaneler vakfının olbabdaki irade-i seniyyeye atfen kemagan muhafaza-i
istisnaiyeti lüzumu seksen dört tarihinde meclis ve el-ikrarıyla evkaf-ı hümayun
nezaretine tastir buyrulan tezkire-i samiyede beyan buyrulmuş olduğu halde tevarih-i
muhtelifede tahdis eden ihtilafat hep sui tefhimden ileri geldiği anlaşılmış ve 30
cemaziye’l-evvel sene 322 tarihinde tanzimat dairesinden tanzim kılınan mazbatada
tefsil kılındığı üzere bu meselede doksan bir tarihi hadd-i fasıl itibar olunarak o vakte
kadar müdahale olunmayan evkafın bedele rabtından sarf-ı nazar edilmiş ve bu hudut
dahilindeki evkaf-ı şerife iki sınıfa bi’t-taksim sınıf evvel-i ihtiyar olunan sekiz
kalem vakfın şimdiye kadar ola geldiği üzere aynen mütevellilerine terk edilmesi ve
sınıf-ı sani itibar olunan on dört kalem vakfın dahi işarı işar-ı emiriye ile birlikte
müzayede ve ihale olunarak sendlerinin mütevellilerine verilmesi suretiyle
istisnaiyeti ifa kılınmış olduğuna yani evkaf-ı celaliye işarı galeyan mütevellilerine
terk edilen sekiz kalem vakfın birisi olmak üzere dahil irade-i seniyye olup da esasen
her biri sahib-i hayrın vakfı bulunan Mevlevihaneler evkafının diğer on dört kalem
evkaf-ı şerife gibi esamisi zikr ve tadad olunmasına nazaran diğer Mevlevihanelerin
cereyan kadimi vecihle evkaf-ı celaliyeden madudiyetindeki esasa katiyen
dokunulmamış olduğu bin bedihi olup fi’l-vaki saltanat-ı seniyyenin bidayet
teşkilinden beri cari ve meri olan bir usul-u ihtiram karının şu asır meali hasr-ı cenab
hilafet penahide tağyiri münasip olamayacağı mülahazası dahi o sureti iktiza
edeceğinden bu babdaki karar-ı ali ve irade-i seniyye-i cenab cihandarı mantuk-u
celilenin Hasan muhafaza ve evkaf-ı celaliye ile Mevlevihaneler başka olmak gibi
nas-ı irade ve esas-ı kaidenin maidası bir muamelenin icrasına mahal bir
ağlamayarak istisnaiyetin umum-u Mevlevihaneler evkafına siyanen tatbiki yani
evkaf-ı celaliye ona mülhak olan Mevlevihaneler evkafı hakkında şimdiye kadar
cereyan ede gelen usul ve muamelenin muhafazası iktiza edeceği dermeyan
edilmesine mebni keyfiyet-i muhasebe-i maliye ifadesiyle memurun maliyeye
bildirilmiş olduğundan mucebince ifa-yı muamele olunması babında. Fi 6 nisan sene
222
Maliye Nazırı
Ziya
62
Şura-yı Devlet-i Mülkiye Dairesinin 3620 Adedli Mazbatası Suretidir
Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerinin evkafı sekiz kalem müstesna evkaf meyanında dahil
olup bunların mütevellilerine terki irade-i seniyye iktizası celilinden bulunduğu ve
olbabda varid olan telgrafname suretinin irsal kılındığı beyanıyla mefadına ve
malumat-ı kuyudiyeye nazaran keyfeten işarı maliye nezaretinden inba olunmasına
mebni defter-i hakani nezaretiyle icra kılınan muhabereden bi’l-bahis istizanı
mütezammın evkaf-ı hümayun nezaretinden şura-yı devlete havale buyrulan fi 4
cemaziye’l-ahir sene 326 tarihli ve << 236 >> numaralı tezkiresi ve evkaf-ı mezkur
mütevellisi Cemalettin ve mütevelli vekili Hasan Rıza efendiler tarafından ita kılınan
arzuhaller üzerine hususu mezkur hakkında evvel ve ahir cereyan eden muhaberatı
şamil evrak takımıyla mülkiye dairesinde kıraat olundu. Evkaf-ı hümayun
nezaretinin hülasa-i işarı veli-i müşarülileyh vakfı şerifi mine’l-kadim müstesna
evkaftan olarak mukit olduğundan msütesna evkafa mahsus sendatın dahi müracaat
vukuunda Cemalettin Efendi’ye verile gelmekte olduğu defter-i hakani nezaretinden
işar kılınmakta olmasına ve vakf-ı mezkur umurunun fi 15 zilkaide sene 1265 tarihli
ferman-ı ali mucebince bila harac ve hisse mahali evkaf müdürü tarafından idaresiyle
hasılatı dahi ferman-ı alide müsrih nesit dairesinde sarf ve tevzi edilmek üzere umur-
u idareye nezaret için eski mülkiye dairesinin ba buyruldu-u tebliğ olunan fi 18
cemaziye’l-ahir sene 321 tarihli kararı üzerine mumaileyh Cemalettin Efendi fi 18
sefer sene 1322 tarihinde mütevelli tayin kılınmış ise de fi 18 zilhicce sene 1322
tarihli tezkire-i samiye ve fi 21 zilhicce sene 1322 tarihli tezkire-i müşeyyihatta
mütevelli mumaileyhe galle-i vakıftan tevliyet hissesi bi’l-ita umur-u vakıf ve
dergaha müdahale ettirilmesi ve Ankara veli-i esbakı merhum Sırrı Paşa tarafından
kaleme alınmış olan talimat hükmünün tutarak ve helalden ve kayesiyle hukuk-u
vakfın izaasına meydan verilmemesi emir ve işar buyrulmasına nazaran ifa-yı
muamelede tereddüt olunduğu beyanıyla keyfiyetin istizanından ibaret bulunmuştur.
Mütevelli ve vekil mumaileyhimanın elfi’z-zikr-i arzuhallerinde veli-i müşarülileyh
vakf-ı şerifi kadimen ve el-yevm müstesna tulmuş ve tutulmakta bulunmuş olan sekiz
kalem evkaftan biri olduğu ve vakf-ı mezkureye memurun vakfiye ve saire tarafından
müdahale edilmeyerek mütevellileri marifetiyle olunacağı ve salifi’z-zikr sekiz
kalem evkafın emr-i teşir ve muamelat-ı rüsumiyesi kemafi’s-sabık mütevellilerine
terk olunduğu ve arazi-i mevkufelerine verilecek tasarruf sendatının yalnız varaka
behası alınarak mütevellileri tarafınsan itası el-yevm meri icra olan doksan bir tarihli
talimat ile üç yüz altı ve üç yüz yedi tarihlerinde irade-i seniyyeye aktaran eden
meclis-i vükela mezabatında müsrih olmasına ve defter-i hakani nezaretince dahi
tasarruf sendatının mütevelliler tarafından verileceği bildirilmesine nazaran bu babda
bir güne tereddüt ve iştibaha mahal olmadığı halde sadr-ı esbak Ferit Paşa Hazretleri
tarafından verilmiş bir emre istinad ve 65 tarihli ferman-ı ali sırr-ı reşite ittihaz
edilerek vakf-ı müşarülileyhin evkaf-ı mazbuta misillü memurun vakfiye tarafından
idaresine teşebbüs edilmiş ise de ferman-ı alide vakf-ı mezkur müstesna evkaftan
olup harc-ı muhasebe ve aidat-ı saire alınamayacağı sırahat-i beyan edildiği gibi bir
vakıf mütevellisinin azl ve tasarruftan meni mücerret vakfa hıyanet ve sui
istimalatının sebutiyle hükm-ü şeri suduruna mütevakıf olmakla beraber Kırşehri
mahkeme-i şeriyesince cereyan eden muhakeme neticesinde veli-i müşarülileyh
vakfına memurun vakfiyenin müdahalesinin meni hakkında sadır olan alam-ı
fetvahane ve meclis-i tedkikat-ı şeriyece bi’t-tasdik kesb-i katiyet eylediği ve Sırrı

63
Paşa taraından kaleme alınan beyanname ise dergah-ı şerif şeyhi ile dervişanının ve
zaif ve nezurat tabir olunan zevar hüdayasının müret-i ahz ve sarfına dair olup vakfın
emr-i teşir ve idaresine taalluk etmediği gibi irade-i seniyyeye dahi aktaran
eylememiş olduğundan bi’l-muhakeme hal ve fasl edilmiş olan mevadın idareten
rüyeti hilaf-ı şeri ve kanun bulunduğundan bahisle müdahale-i vakıanın meni istida
edilmiştir. İcabı lede’l-müzakere evkaf-ı hümayun nezaretinden celp ve tedkik
olunan evrak-ı esasiye müellerine nazaran müstesna vakıflar hakkında meclis-i
mahsus-u vükeladan bi’t-tanzim irade-i seniyye-i cenab-ı padişahiye aktaran eden 23
şaban sene 307 ve 24 zilhicce sene 308 tarihli iki kata mazbatada bidayet-i tanzimat-ı
hayriyede istisna olunan sekiz kalem vakıflar kemagan müstesna olmak üzere ondan
sonra tevarih-i muhtelifeden istisna olunan vakıfların emsali ve kaide-i mahsusası
vecihle beş senelik bedelatı bi’t-tahmis seneliğine isabet eden miktarın bedel olarak
tahsisiyle idare ve teşirlerinin hazine-i maliyece icrası ve müstesna evkafın tasarruf
sendatının mütevelliler tarafından verilmesi ve rüyet edilecek muhasebelerinde
evkaf-ı muhasebecileri tarafından harc-ı muhasebe talep edilmemesi ve ferağ ve
intikal sendatı için varaka behasından maida hisse-i harc-ı ferağ ve saire
aranılmaması muharrer ve Hacı Bektaş-ı Veli vakf-ı şerifi salifi’z-zikr sekiz kalem
evkaf meyanında olduğunda müeyid ve hazine-i celileden hasılat-ı bedele rabt
olunacak karra ve mezari-i mevkufe işarı hakkındaki talimatın birinci maddesinde
dahi müstesna vakıflara canib-i miriden asla müdahale olunmayıp mütevelli ve
zaviyedarları tarafından zabt ve teşir olunacağı müsrih iken ne salifi’z-zikr sadaret ve
müşeyyihat-ı tezkireleri ve ne de mevzu-u bahis olan Sırrı Paşa talimatı vakf-ı
mezkurun istisnaiyesince tağirat ve tahrirata müsait olacak bir hüküm ve kuvveti haiz
ad olunamamak tabii olduğu gibi evrak meyanında bulunan fetvahane-i ali ile meclis-
i tedkikat-ı şeriyenin tasdikini havi olan 9 recep sene 326 tarihli alam-ı şeri
mucebince vakf-ı mezkur-u umuruna mahalli evkaf müdürü tarafından vaki olan
müdahale ve taarruzun meni merkezinde hükm-ü şeri sudur etmiş olduğuna ve gerçi
eski mülkiye dairesinin 28 cemaziye’l-evvel sene 321 tarihli mazbatasında vakf-ı
müşarülileyh umuru fi 5 zilkaide sene 1265 tarihli ferman-ı ali hükm-ü münifine
tavfiken bila harac ve hisse evkaf müdürü tarafından idare olunarak hasılatın ferman-
ı alide müsrih niset dairesinde sarf ve tevzi edilmesi ve fakat evkaf müdürünün
muamelatına ve hasılatın emr-i cibayetine nezaret ve gerek muhasebesini müdür
mumaileyh ile birlikte tanzim ve rüyet eylemek üzere evlad-ı vakıftan müstahfenin
emsal ve nizamına göre mütevelli tayin olunması lüzumu eytan edilmiş ise de bu
suret müstesna evkaf ile idaresi mazbut evkaf hakkında cereyan eden ahkamın
tevhidi demek olup vakf-ı mezkur muamelatının sur-u mezbure dairesinde tedviri
kaideye müvafık olamayacağına ve mazbata-i mezkurede istinad olunan 65 tarihli
ferman-ı aliye gelince bunda ihtiyar olunan kuyud-u tahdideye ona rencide nekun
eden ve esasa taalluk etmeyen bazı mesail ve ahvalden münbais ve bi’t-tabi
hükmiyede o ahvale münhasır ve mukit olarak balada beyan olunduğu vecihle sekiz
kalem müstesna evkafın ale’l-etlak mütevellilerine terki hakkında ve 307 ve 309
tarihlerinde meclis-i vükeladan tanzim olunan mazbatalar mucebince sudur eden
irade-i seniyyeye karşı ferman-ı mezkurda muharrer takyidata hükümsüz nazarıyla
bakılması zaruri olacağına nazaran Hacı Bektaş-ı Veli vakfının dahi sair mürtesna
evkaf misillü batımameha mütevellisi marifetiyle rüyet ve tasviyesi ve karra-yı
mevkufesi için verilecek sendatın defter-i hakani nezaretinin işarı vecihle canib-i
mütevelliden itası mükteza görülmekle tebliği tensib edilmiştir. İş bu mesele-i
64
dairece derdest mezakire iken konca ve lakavin ve katrin görüce merkezlerinden
Bektaş tekyeleri meşayih ve mensubiyeti imzalarıyla varid olup mütevelli aleyhinde
bazı ifadat ve şikayatı ve Bektaşi dergahlarına Nakşibendi meşayihi tayini hakkında
itirazatı havi bulunan dört kata telgrafname ile bir kata arzuhal leffen takdim kılınmış
iş bu maddeler üzerine tedkikat ivrası sadr ve bahisten ve esasen dairenin de
salahiyetinden hariç bulunmuş olup müstedilerin mütevelli hakkında mahkeme-i
şeriyeye ve şeyh tayini içinde müşeyyihat-ı celileye müracatta muhtar olduklarının
dahiliye nezaretinden icap edenlere ihtar ettirilmesi menut re-yi ali olmakla olbabda
25 şevval sene 327 ve fi 27 teşrin-i evvel sene 325
Tezkire-i Müşeyyihatpenahi Suretidir
Huzur-u Sami-i Sadaretpenahiye
Tahrirat Kalemi Adet 109
Maruz-u dai-i kimyaneleridir ki: Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerinin vakf-ı şerifleri
hakkında şura-yı devlet-i mülkiye dairesinden verilen mazbata ve melfuflarının
münderecatına ve bu babda evvel ve ahir cereyan eden muhaberat ve muamelatı
mütezammın fi 6 cemaziye’l-ahir sene 327 ve 8 şevval sene 327 tarihli tezakir-i
samiye ile irsal buyrulan telgrafname ve arzuhallerin mefadına nazaran mütalaa-ı
senaverinin istifrasına mütezammın varid olan 6 zilkaide sene 1327 tarihli ve << 194
>> numaralı tezkire-i samiye-i sadaretpenahileri ve evkaf-ı hümayun nezaret-i
aliyesinden gönderilip mazrufen tesbar buyrulan iki kata tezkire ve bu babda
mukaddema sadır olan feramin ve bervata nazaran müşeyyihat-ı mezkurenin
keyfiyet-i tevcihi ile mütevelli aleyhindeki şikayat ve ifadat ve buna dair bi’l-cümle
müstediyat meclis-i meşayihce mevki-i teamül ve tedkike alınarak tanzim ve ita
olunup evrak-ı varide meyanında huzur-u sami-i vekalet penahileine takdim ve isra
olunan meclis-i meşayih-i mezkuresinde temhid edilen mütalaat calib-i nazar-ı
ehemmiyet olduğundan bu babda tevali etmekte bulunan müracaat ve şikayata netice
verilmek üzere hususat-ı mebhusenin şura-yı devletçe mezakiresiyle bir karar kata
ittihazı münasip gibi mütalaa kılınmış olmakla olbabda. 8 zilhicce sene 1327 ve fi 8
kanun-u evvel sene 1325
Ed-dai Sahib
Şura-yı devlet-i mülkiye dairesinin fi tarih ve 3620 adetli zilan kaime aldığı
mazbata suretidir:
Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri vakf-ı şeriflerinin sair müstesna evkaf misillü
mütevellisi marifetiyle idaresi hakkında takdim konup iade buyrulan fi 25 şevval
sene 327 tarihli mazbataya zildir dairenin iş bu mazbatası makam-ı ali-i müşeyyihat-ı
islamiye ile cereyan eden muhaberat evrakıyla iade buyrulmakla tekrar kıraat ve
tedkik olundu.

65
Çelebi Cemalettin Efendi’nin dairesi
Kasabanın bir kısmı
Hazret-i Pir Efendimizin türbe-i şerifesi
Dergah ve dahilindeki camii şerifi

66
Hacı Bektaş Kasabası’nın bir kısmıyla Hacı Bektaş-ı veli ve Balem Sultan ve Bektaş
Efendi türbe-i şeriflerinin fotoğrafı

67
Tezkire-i müşeyyihatta meclis-i meşayihce kaleme alınıp leffen takdim kılınan
mezkurede temhid edilen mütalaat calib-i nazar-ı ehemmiyet olduğundan bu babda
tevali etmekte bulunan müracaat ve şikayata netice verilmek üzere hususat-ı mebhus-
u anhanın şera-yı devletçe mezakiresiyle bir karar kata ittihazı münasip gibi mütalaa
kılınmış olduğu bildirilmiş ve meclis-i meşayihin mezkur mezkuresinde Hacı Bektaş-
ı Veli Hazretleri dergahında sakin babaların hülasa-i medayatı dergah-ı mezkurdan
Nakşibendi müşeyyihatının refiyle tarikat-ı kadimelerinin resmen tasdiki ve nam-ı
kadimlerinin iadesi ve tarik-i Bektaşi namına bir şeyh ikame veyahut müşeyyihat
cihetinin galeyan ilgası husularına ait veli-i müşarülileyh kabulünden ve evlad-ı
mürselden olmak hasebiyle elinde bulunan fermanlara istinaden dergah-ı mezkur-u
tevliyet ve müşeyyihatıının tarafına ait olduğuna ve seccade nişin dergah-ı
müşarülileyh Hacı Hamza Efendi’nin ifadesi ise dergah-ı mezkurda sakin babalar
tarikat-ı Nakşibendi ayininin icrasına mümaneet ve kendini dergahtan tard
eylediklerine ve ahali tarafından gönderilen mahzarların bir kısmı babaların ve bir
kısmı da mumaileyh Cemalettin Efendi’nin leh ve aleyhinde ifadat ve medayata dair
olduğu anlaşılıp tarik-i aliye cümleten kitap ve senetten müstenbit ve mehuz ve bir
nehc-i kadim meşruh olduğu cihetle millet-i islamiyenin tavsiye ve hüsn-ü kabulüyle
tesis ve intişar etmiş olduğundan hiçbir vakitte devletin tasdik-i resmiyesine muhtaç
olmadığı için tarik-i aliyeden hiç birisi hakkında böyle bir muamele-i tasdikiye sebk
etmediğinden tarikat-ı bektaşiyenin devletçe tasdiki yolunda dermeyan edilen talep
abes görünüp çünkü tarik-i aliyenin tevarih-i şer-i şerif dairesinde kabul amme-i
müslimin ile tesis etmiş bulunması bi’l-cümle müluk-u islamiye ve hususa selatin-i
osmaniyye hazratının ahkam-ı şeriye ve umur-u diniyyedeki ihtimamatı neticesi
olarak kaffe-i tarik-i aliyenin devlet ebed müddet-i osmaniyye ihdasında mazhar ola
geldikleri hürmet ve muavenetten Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerinin tariki dahi
müstefid olmakta bulunduğu ve müntesibin tarikat-ı bektaşiyeye Bektaşi
tesmiyesinde hiçbir taraftan mümaneet olunmadığı gibi gerek namları gerek kıyafet
ve kisveleri bir güne taarruza hedef olunmayıp meclis-i meşayihe ve muhakem-i
şeriye ve nizamiyeye hülasa-i umum-u devair-i devlete müracaatları vukuunda
işlerine de bakılmakta olduğu ve şu kadar ki tarikat-ı mezkure müntesibinin şeren
tebeyyen eden bazı ahvale mebni ıslahları için canib-i celil-i hilafet-i azimadan
canib-i akdes-i şer-i şerife bi’l-müracaa bir nehc-i şeri Hacı Bektaş-ı Veli hangahına
bir Nakşibendi şeyhi tayin buyrulmuş ve el-yevm o vecihle muamele cereyan
etmekte bulunmuş olmasıyla bunun tebdil ve tağyiri yine öylece bir muamele-i
mühimeye mütevakıf ve husus-u meclis-i meşayihin daire-i salahiyetinden hariç
olduğundan ve maa haze mezkur müşeyyihatın ilgası hakkındaki talep ve iddianede
bir güne hak ve salahiyet görülemeyip umum-u müntesibin Bektaşiye gibi Hacı
Bektaş-ı Veli Hazretleri dergahında bulunan mücerret babaların dahi dergahın
sükkanı olup dergahına resmen ve ba berat-ı ali bir cihete malik bulunmadıklarından
ve kavanin-i suvfiyeye göre bir dergahın müntesibini o dergahın umuruna
müdahaleye mezun olmayıp dergahın idare ve usulü her ne ise onu kabul ve aksi
halde dergahtan tebaid etmeleri iktiza edeceği dergahın idare bi’l-cümle umur ve
hususu sahip tevliyet ve müşeyyihat olan zata mevdu olup eğer dergah-ı şerifte ba
berat-ı ali resmen imamet ve müezzinlik gibi bir cihete mutasarrıf olanlar da var ise
bunların sırf kendilerine ait bazı hukuk-u meşruayı talep edebilip bundan maida
hükümet-i seniyyeden gayrı her kim olur ise olsun dergahın o misillü muamelatına
müdahale edemeyeceği ve Çelebi Cemalettin Efendi’nin insal ve nasip meselesine
68
gelince yüzlerce senelerden beri cereyan eden teamül ve şerefsadır olan berat-ı
aliyede mumaileyhin veli-i müşarülileyh insalinden ve evlad-ı mürselden olmak
üzere telakki edilmiş olmasına göre bu hususun hilafı lede’t-tarafii’ş-şeri bir hüküm
ve alam ile hal olunacağı ve el-yevm dergah-ı mezkurede şeyh bulunan Hacı Hamza
Efendi’nin beyanatı vecihle kendini dergahta bulunan babalar tarafından bi’t-tağlib
icra-yı vazife-i müşeyyihattan men ve dergahtan tard edildiği vaki ise ba berat-ı al-i
şan dergah-ı mezkur şeyh olan mumaileyh hakkında nizamen ve şeren hiçbir hak
müdahaleyi haiz olmayan sükkan-ı dergahın şu muamelesi katiyen gayri caiz ve
muhalif usul ve kaide-i ahvalden olduğundan müdahale ve akasının hemen meniyle
mumaileyhin vazifesine devam ettirilmesi icap edeceği beyan ve ahali-i mahalliyenin
şikayetleri vecihle galle-i vakfın Bektaşi babaları ve Çelebi Efendi tarafından hilaf-ı
şart-ı vakıf sarf edilmesi ve şuradan buradan birtakım münasebetsiz adamlar ehl-i
tarik zi ve kıyafetinde dergah-ı mezkura sokularak ahkam-ı şeriata ve adab-ı tarikata
muhalif halat-ı vukua gelmesi sahih ve Çelebi Cemalettin Efendi hakkındaki isnadat
ve bu babda vaki olan bi’l-cümle medayat-ı hakikate mükaren ise bu gibi şeyler
intizam-ı ahval memleketi ve asayiş mahali ile idare-i hükümeti ihlale ve ahlaka
sirayet eden ahvalden olmakla hemen meni ile gerek bu hususa ve gerek galat-ı
mevkufenin israfı meselesine meydan vermemek ve dergah-ı mezkur ahvalini daima
nazar-ı teftiş ve mürakebede bulundurmak üzere güzellik mahali hükümetine tebligat
icrasıyla fesad-ı ihtilafın sirayet ve tamimi mahzurunun o ki olunması mükteza
bulunduğundan bahisle icra-yı icabı dermeyan kılınmıştır. Metn-i mazbatada
münderic tefsilattan malum-u ali olacağı üzere dairenin müzakeresine mevzu olan
madde Hacı Bektaş-ı Veli vakfı mütevellisinin emsali müstesna evkaf muamelatına
tevfiken idare ve sendat-ı tasrifeye itasına mezun olup olamayacağı meselesinden
ibaret olmasına ve meclis-i meşayih-i mezkuresinde tefsil edilen ahval ve mülahazat
noktasından dairecetecdid-i müzakere ve tadil-i kararı muceb olacak mahiyette
olmayıp hilaf-ı şart-ı vakıf sarfiyat hakkındaki medayatın kaideten mahkeme-i
mütaalakasında rüyeti lazımeden ve intizam ve asayiş-i memlekete dokunacak
hususatta dahi vazife-i hükümetin icrası umur-u tabiyeden bulunmasına binaen karar-
ı mezkur dairesinde ifa-yı muamele olunması evkaf-ı hümayun ve defter-i hakani
nezaretlerine işarı ve bu babda taraf-ı ali-i müşeyyihat penahiye gerek dahiliye
nezaretine ita-yı malumat buyrulması babında.
Meclis-i mahsus-u vükelaca ittihaz buyrulan karar-ı meblağ 8 rebiü’l-ahir 1328
ve fi 6 nisan sene 1327 tarihli ve << 217 >> numaralı maliye nezaretine yazılan
tezkire-i samiye suretidir
Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerinin Vakfı sekiz kalem müstesna evkaf meyanında
olarak bunların mütevellilerine terki idare-i seniyye iktizasından olmasıyla bu
babdaki malumat-ı kuyudiyeye nazaran keyfiyetin bildirilmesi nezaret-i
celilelerinden işar olunduğundan ve defter-i hakani nezaret-i celilesiyle cereyan eden
muhabereden bahisle istifarı mütezammın evkaf-ı hümayun nezaret-i celilesi
makamının şura-yı düveline mihval tezkiresi üzerine mülkiye dairesinden ita ve
melfuflarıyla beraber meclis-i mahsus-u vükelada mütalaa olunan mazbatalarda bir
tefsil serd ve atiyan olunduğu vecihle müstesna evkafın tasarruf sendatının
mütevelliler tarafından verilmesi ve rüyet edilecek muhasebelerinde evkaf
muhasebecilerinin harc-ı muhasebe talep etmemeleri ve ferağ ve intikal sendatı için
varaka behasından maida harc-ı ferağ ve saire aranılmaması esasen irade-i seniyyeye
69
aktaran eylemiş olan meclis-i vükela kararı icabından ve Hacı Bektaş-ı Veli vakf-ı
şerifinin sekiz kalem müstesna evkaf meyanında bulunduğu dahi malum ve müeyyid
olup hazine-i maliyeden hasılatı bedele rabt olunacak fera ve mezari-i mevkufe işarı
hakkındaki talimatın birinci maddesinde de müstesna vakıflara canib-i miriden asla
müdahale edilmeyerek mütevelli ve zaviyedarları tarafından zabt ve teşir olunacağı
cihetle bu talimat ve karar ve sırahasa menafi tebligat ve tekyidatın hükmü
olamayacağına binaen mari’z-zikr Hacı Bektaş-ı Veli vakfının sair-i müstesna evkaf
misillü mütevellisi marifetiyle rüyet ve tasfiyesi ve karra-yı mevkufe arazisi için
verilecek sendatın mütevelli canibinden itası mükteza görüldüğünden o dairede ifa-yı
müktezayatının nezaretin müşarülileyhimaya tebliği bi’t-tezkir icabı icra kılınmış
olmakla nezaret-i celilelerince de bir minval muharrer iktizasının ifasına himmet
buyrulması siyakında tezkire-i senaveri terkim kılındı efendim. Fi 8 rebiü’l-ahir sene
1328 ve 6 nisan sene 1326
Sadrazam
İbrahim Hakkı
Ehl-i tarik suretinde görünen birtakım cahil gafillik veli-i müşarülileyhin ve tarikine
intisab edenlerin nikahtan tecridini erkan ve şerait-i tarikattan ad ve itikat eylemeleri
tenkis nüfusu ve << min teşbihe kavmen fehu minhum >> hadis-i şerifi hükümet-i
münifince teşbihi müedi olduktan başka bu mücerretlik mesele ve ihyası bir hayli
fesad-ı itikada menbi’ ve münşea olmuştur << lem yelid ve lem yuled; saffet
mukaddesası zat-ı ecel-i alaya mahsustur birinci sahifede mestur olduğu üzere pir-i
müşarülileyhin Kadıncık Ana’ya hitab-ı nutuk ve ikrarı ve şer aşrifin hacec-i hatiye
olarak kabul buyurduğu feramin ve bervat-ı sultani ve kuyud-u hakani ve sicilat-ı
muhakem-i şeri ve 120 ve 137’nci sahifelerde fotoğrafisi münderic türbe-i şerife
dahilindeki Kırklar Meydanı’na evlad-ı müşarülileyhten olan Çelebilerin gayrı bir
şahs-ı haricin defn edilememesi gibi karniye-i fatıa ile bir nehc-i şeri tahkik ettiği
vecihle pir-i müşarülileyhin doğmuş ve doğurtmuş ve derece-i velayetin kutbu’l-
arifin ve gevsü’l-vasilin serine mazhar olmuş bir ihsan-ı ekmel ve mürşid-i
mükemmel olduğunu tanıyıp olvecihle itikat etmek ve şirk ve teşbihi mucebi bila
tezuc ve ictima-ı dem ve nefs-i evladı gibi mezaliki’l-ikdam tüfuhattan tebaid
eylemek li ebed ve lazım zira bi’l-cümle tarik-i aliye-i İslamiyet ve şeriat ve akaid-i
ehl-i senet ve icma-ı imtale kaim ve daimdir. Tarikat-ı aliye-i bektaşiyeyi menafi-i
şahsiye ve hususlarını teminen mecra ve erkan asliyesinden tedbir ve tağyirince imal
ve akval-ı fasede ve batıla idhal eden birtakım ve onlara intisab etmiş bir göre cühela
istemez olunmuş namazımız kılınmış mebni birtakım terahatte bulundukları ve
hürmeti nasıl kat ile sabit mahrumatı gül ve şarap ve haline kail oldukları ve şeriat ve
tarikata muhalif-i harekat ve siyaatleri hakkındaki ihbarat ve meşhudat ve şuyuat
hatt-ı tevatere varmıştır bu cümleden olarak Teselya katasında vaki Turbali Baba
tekyesine şeyh ve puset nişin unvanıyla gönderilmiş olan Şaban namı izanın ve şeyh
ve puset nişin tabinine asla salahiyatdar ve bir saffet resmiyesi bulunmadığı halde
merkum Şaban şeriri tekye-i mezkureye şeyh tayin ve azam eden asitane-i hazret-i
pis sükkanından Feyzi Baba’nın şeriat ve müşeyyihat-ı islamiye ile bir güne irtibat ve
münasebetleri olmadığını ve birtakım fezahat ve hezeyanı muhtevi Yunan hükümet
ve kraliyetine imza ve mühürleri altında müstedaiyat ve müracaatta bulundukları ve
ata sefaret-i seniyyesince bu cihet-i mihma hakkında ariz ve amiti icra-yı tedkikat

70
buyrularak Yunanistan ve mahal-i sairede ve memalik-i mahruse-i şahanede bulunan
bi’l-cümle Bektaşi dergah ve tekayasındaki Bektaşi dervişlerinin şeriat ve tarikat ve
islamiyete yakışır bir efal ve amalleri olmadığı mevzuhan ve medlühan sefaret-i
müşarülileyhten mekruran hariciye nezaret-i celilesine arr ve işar buyrulmuş ve bu
kere fi 14 kanun-u evvel 326 tarihli mezkure-i müşeyyihatpenahi üzerine olbabdaki
evrak-ı müferraa hariciye nezaret-i celilesinden meclis-i meşayih-i kirama tevdi
kılınmıştır şu efal ve harakat-ı esef eşmalik tefsilatına kesb-i itila etmek arzusunda
bulunan ashab-ı meraka hariciye nezaretinde ve meclis-i meşayihte mevcut tomar
halini almış olan evraka müracaat eylemeleri tavsiye olunur. Tarikat-ı aliye-i
bektaşiyede birtakım müdalanın ilhak ve dehalet ve bu gibi diyaneten ve siyaseten na
layık harekatın zuhuru vukuuna meydan vermemek cihet-i mutenası hükümet-i
seniyyece vaktiyle nazar-ı dikkate alınarak iş bu risalemizin 53 ve 58 sahifelerinde
muharrer fermanlarda bi’l-cümle Bektaşi dergah ve zaviyelerine kaza ve nevab ve
sair-i ashab-ı arzın arz ve inhalarıyla şeyh ve puset nişin ve ehl-i vazife tayin ve azam
edilmeyip ancak asitane-i hazret-i pirde evlad-ı veli-i müşarülileyhten bi’l-faal puset
nişin ve şeyh olanların icazet ve inhalarıyla tayin olunacağı suret-i katiyede
müteselsilen irade buyrulmuş ve tanzimat-ı hayriyeden sonra da el-yevm meri’l-icra-ı
cihat nizamnamesinde müstesna evkaf ve mülhakatının puset nişin ve ehl-i vezaifinin
intihab ve tayini mütevellilerinin arz ve inhasına talik ile mezkur ferman-ı aliler
ahkamı nizamname ile de tasdik ve tekid buyrulmuş ve Selanikli Hasan ve
İstanbul’un Güngörmez mahallesinin Arasata sokağı ahalisinden Mehmet Ali babalar
zamanına kadar olbabdaki feramin-i ali nizam-ı seniyye ahkamı muhafaza ile bi’l-
umum tekaya ve zevaya-yı bektaşiye meşayih ve ehl-i vezaifi evlad-ı veli-i
müşarülileyhten bulunan Çelebilerin izin ve icazet ve inhalarıyla tayin ve azam oluna
gelmiş ise de merkuman Hasan ve Mehmet Ali babalar (kendisi muhtaç himmet bir
dede bizde kaldı gayriye imdat ede) mefhumunca sahip berat ve bir cihet ve vazifeye
mutasarrıf değiller iken Çelebilere ait salahiyet-i vazife-i mevduayı terfiden ve
teğliba gasp edip birçok tekayaya baba unvanlı meşayih saffetli kimseler gönderilip
fesad ve delalet tahmi zer’ edilmiştir. Şu hal hükümet-i seniyyece tahkik ederek
risalemizin 77 ve 78 sahifesinde münderic tahrirat-ı müşeyyihatpenahi ve meclis-i
meşayih mazbatasında tefsil olunduğu vecihle Selanikli Hasan Baba irade-i
seniyyeye aktaran eden karar-ı ali mucebince nefi ve icla edilmiş ahiren Mehmet Ali
Baba da rezilane bir surette asitane-i hazret-i pirden tard ve tebid buyrularak şu
müfsedetin o ki olunmuş tavsii bir derece kat edilmiş iken devr-i sabık erkanından ve
mabin bendeganından hemşehrilerinin himayesinden ve icabat ve ilcaat-ı zamandan
bi’l-istifade kırk sene evvelki zabtiye mühriclerinden Feyzi Baba da dergah-ı hazret-i
pirde bila tevciye vela yerat kendi kendine türbedarlık ve dede babalık unvanını
takınarak eslafı Hasan ve Mehmet Ali babaların erine iktifaen gasb-ı vazifeye cüretle
her tarafta bulunan Bektaşi tekayasına baba unvanlı ve şeyh kılıklı adamlar
göndermeğe başlamış diyanet ve siyaset nokta-i nazardan mevki-i tabıka vaz’ olunan
feramin ve nizamat ahkamını pamal ve diyanet-i islamiyeyi ihlal eden bu gibi ahval-ı
esef iştimalin vukuunu ittac etmiştir bu cihet-i mutena hakkında hükümet-i seniyye
erkanınca lakayidane ve müsamahakarane muamele edilirse daha vahim halata
tesadüf ve maruz kalınacağı şüphesizdir. Pir-i tarikat Hacı Bektaş-ı Veli
Hazretlerinin gündüz saim gece kaim olduğu ve müddet-i medide çileler çıkardığı ve
keramatını münker olanlara karşı dairi harmanı üzerinde namaz kıldığı muteber
asarda mestur ve müteaddid çilehaneleri el-yevm mevcut ve ammece meşhud ve
71
menzurdur. Ve mübiden ve menşe-i tarikat olan Hıdır Girar Sahip Zülfikar ale’l-
murtaza keremullah-ı veche ve radiyallahu anh efendimizin salat ve siyama
müdavemet buyurdukları cümlenin müsellemi olmakla beraber salat-ı mefruzayı eda
esnasında cam şehadeti noş buyurdukları ihbarat-ı mevsuka ve mutemade-i
mutevatıra ile mahkuktur. Nur didegan Habib kebirya ve hafidan resul-u müctebi ve
sırr-ı efraz şüheda ve şehit deşt-i Kerbela Hazreti Hasan ve Hüseyin radiyallahu
anhuma hazretlerinin salat ve siyam ve kaffe-i avamir-i aleyhiye mülazemet ve
nevahi ve şebihattan son derece mücanibet buyurmuş oldukları ve maruke-i Kerbela
gibi dehşet ve vefaretli o kanda bile salat-ı mefruzeyi vaktinde eda bir vakit namazını
kazaya bıraktığı mevsuken menkul ve mezbuttur. Hazret-i ale’l-murtaza ve al ve
ifad-ı resul bir safa Hazret-i Hasan ve Hüseyin ve pir-i tarik-i Hacı Bektaş-ı Veli
bervech-i maruz saim ve kaim ve o emir ve nevahiye mutekid ve müdavim olbabda
onların tarikine sülün ve intisab dayesinde bulunan eşhasın som ve salat ve sair-i
mefruzattan ve şerb-i Hamza ve ısrar ve Afyon ve emsali mahrumat ve memnuattan
mafu ve müstesna olmalarını şeriat ve tarikat tursun akıl ve mantıkın bile necviz
etmeyeceği derkardır. Sonradan karışıp şeriat ve tarikat hilafına efal ve imal ve
harekatta bulunan dal ve müfzelanın akval ve efallerine bakılıp da evliya-yı kiramdan
Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerine ve müteselsilen Hazret-i Ali keremullah veche
hazretlerine müntehi asl-ı tarikin ve şeriat ve tarikata bi hak mütemessik ve asl-ı fazl
ve arifan bir hayli ehl-i tarikin bila tefrik umumiyet-i itibariyle tenkid-i vatana ve
suizana ilka ve düçar edilmeleri reva ve münasip olamayacağından mutasarrıf ve
muteşer olan alima ve zarifa ve arifa hazretlerinin erkan-ı tariki ve ehl-i tarik suret ve
siretinde görünenlerin hüviyet ve efal ve itikadını sencide-i kef-i mizan etmek
suretiyle ehli na ehilden hakkı batıldan ferak ve temiz buyurup ihvan dini şeren
memnu’ ve muceb nifak ve şikak ve mahal-i ittihad olan bazı bühtandan muhafaza
buyurmaları ve cevap derecesine gelmişti. Tarikat-ı aliye-i bektaşiye kisve-i
müstearıyla ehl-i tarikim iddiasında bulunanların hal-i hazırı yeniçerilerin son
zamanındaki halat-ı namaziye memasil bir raddeyi bulmuştur tarih-i şinasan ve ehl-i
vukufca malumdır ki hükümet-i ebed müddet-i osmaniyyenin az zaman içinde pek
büyük temin kuvvet ve setvet ve husul-u tekamulat ve terkiyatı ve kahr ve temdir
aida ve harika derecesindeki ve saat ve bunca mevfukiyatı ahval-ı ahirelerini göz
önüne alarak menfur gördüğümüz o yeniçeri nam-ı askerin kuvve-i kahire ve delirane
ve gazanferane ve muharebe ve mukatele ve sadıkane ve canisbarane hıdmet ve
himmetleriyle hasıl olmuştu yeniçeri nam-ı asker bir himmet pir ve kuvvet-i
maneviye ile teşkil ettiği gibi payidar olması için de bir usul-u mustahsene vaz’
edilmiştir şöyle ki bir şahsın yeniçeri ocağına kayd ve kabulü için herhalde üç beş
beton yeniçeri insalinden olmak lüzumu şart kılınmış ve o şarta son derece itina edile
gelmiş ise de ahiren mechul el-ahval ve bedmayalar duhul ve kabul olunup zaman
müruruyla o bedmaya zamiresi teksir ve tağlib ve sergara geçerek askerlik şerf-i
aleyhasını adeta dağı ve bağı menziline tenzil ve her derlü fenalığı ertekaba cinsar
eylemişler << el ceza min cinsü’l-amel >> medlulunca gerçi amellerinin cezasını
görmüşlerse de aralıkta ve o kargaşalıkta kurunun yanında yaş da yanar darb misli
hükmünce aslı pak nesli pak ve bıçak asker oğlu asker yeniçerilerin ve birtakım bi
zan’ rical ve alimanın mahv ve itlaf ve teyit ve perişaniyetlerine ve asitane-i hazret-i
pirden başka tarikat-ı bektaşiyeye nisbet edilen bi’l-cümle tekaya ve zevayanın tahrip
ve dervişanının def’ ve tenkiline badi ve bais olduğu gibi ehl-i tarik-i meyanına
karışan mağfelan ve mezlanın ika’ ettikleri şu fenalıkta neticede bir darbe-i medheşe
72
Müellif risale müteveli-i vakf-ı şerif Çelebi Ahmet Cemalettin Efendi’nin
resimleridir.

73
Hacı Bektaş kasabasında dergah-ı aziz müşarülileyh şabatından bi’l-mavi ve pir-i
müşarülileyhin asar-ı keramet-i aliyelerinden Ak.Pikar’ın resimleridir.

74
ile neticeleneceğini göstermektedir. Ehl-i tarik gibi görünen bir takım safha tarikat-ı
aliye-i bektaşiyeyi erkan-ı kadiminden ve cığrından çıkardıkları gibi veli-i
müşarülileyhin vakf-ı şeriflerinin umur-u idaresini dahi ihlal ve varidatını izmihlal ve
ecnebiler bir hale getirmişlerdir, hükümet-i seniyye-i osmaniyyeye maddi ve manevi
hıdmet-i mümtenada bulunan izze-i kira ve gazat-ı azam hızr-ı ati ki celaliye yani
Hazreti Mevlana ve Hacı Bektaş-ı Veli ve Abdülkadir Geylani ve Hacı Bayram Veli
ve Gazi Mihal ve Evranos ve Ali Süleyman begler evkafı bedele rabttan ve her güne
müdahalattan istisna ile idare ve cibayeti sarf-ı mütevellilerine terk edildiği el-yevm
mezi’l-icra bulunan kanun ve talimat icabından iken devr-i sabık erkanının müsaade
ve müsamahasından ferce yab-ı feraset olan bu göreve cühela ba berat-ı ali muce bir
hıdmet ve vezaifle muvazzaf olmadıkları halde sarf-ı eser tağlib ve tefrid ba berat-ı
sultani mütevelli-i vakfı ve şeyh dergahı ifa-yı vazifeden men edip asitane-i hazret-i
piri ve idaresini ve müstekfat ve müstağlat-ı mevkufe ve galesini tamamen gasp ve
zabt edip keyf-i mayiş-i mezak-ı zatiyelerine sarf ve itlaf ettiklerine de kanaat
etmeyerek hasılat-ı vakıftan on beş hisse itibariyle fukara ve zevar ve dervişanın ve
umum-u müstehakının itam-ı taamına tahsis kılınan dört hisseye musib mübalağla
şart-ı vakıf ve usul ve emsaline tevfiken mütevelli-i vakıf marifetiyle imarathane-i
mahsusunda itama tabh ve izhar ve müstehak ve meşrut lehine itam ve tenavil
ettirilmek lazımeden iken hukuk-u umumi olan bu taamiye hissesine musib olan
mübalağa şahıslarına ait bir ücret ve vazife bedeli gibi hiçbir vazife muce olmayan
dört baba nakden alıyor şer’ ve kanuna ve bu netice mukarrerata muhalif evkaf-ı
mezbute gibi işar-ı mevkufe bedelatını yed-i gasb ve idaresine olan evkaf memurları
da mesuliyet maddeye ve maneviyeyi tahtir etmeyerek bila nekul-u taamiye hisse-i
musibesini nakden vazife bedeli gibi veriyor müskefat ve müstağlat-ı mevkufe
galesinden ve taamiye hissesinden yüz bin kuruşu mütecaviz mehuzat
mağsubelerinin ne mütevelli-i vakfa ve ne de paraları vermil olan evkaf memurlarına
hesabını bile vermiyorlar mezak-ı zatiye ve inva-ı mükafata sarf ve israf edilen bir
paranın tabii hesabı verilemez ve verememekte onlar mazur ve müsteriderler en
ziyade calib-i tesif evkaf memurlarının parayı verip de hesabını aramaması o
dilememesidir nasıl hesap sorunlar onlar da bizzat ve bi’l-vasıta evkaf
memurlarından hesap isterlerse bunda menafi-i mütekabile olduğu gibi mesuliyet-i
mütekabilede mevcut idüğünden birbirinin halini hoş görmek mecburiyeti hasıl
oluyor şu sebeple vakfın evkaf memurları tarafından idaresi arzu olunuyor veli-i
müşarülileyh vakfı şerifinin ba berat-ı sultani mütevellisi bulunduğu halde gerek işar
ve gerek müskefat ve müstağlat-ı mevkufeye şimdiye kadar el sürmedim ve el
sürmekliğimde evkaf memurları ve mütegalibeden dört babaca katiyen arzu
edilmiyor edilemez ya hiçbir şahıs tesur olunmaz ki meşru ve gayri meşru menafi-i
şahsiyesindendir ve mehcur olsun bervech-i maruz-u hasılat-ı mevkufenin bir kısmını
evkaf memurları kısm-ı diğerini mütegalibeden dört baba keyf-i mayişa sarf ve idhar
etmektedirler evkaf memurları ve babalar menafi-i şahsiyelerini muhafaza
maksadıyla Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri güya izzeden ve vakfı şerifleri de müstesna
değil imiş gibi evkaf memurları marifetiyle idare ve cibayet edilmesi için İstanbul’a
hususi adamlar azam ve müteaddid vekiller tabin ve mesarif-i galiye ihtiyarıyla üç
beş senedir. Ale’t-tevali hükümet-i seniyyeyi işgal ve izac etmekteler çünkü evkaf
memurlarının şer’ ve kanun-u şikenane müstesna evkafı idare ve cinayetinde salifi’z-
zikr menafi-i mütekabileleri temin edilmiş oluyor. Hesabu’t-tevaliye makamata
müracaat ve bir derece takip olunarak Kırşehri evkaf-ı memur esbakı Ata Efendi’nin
75
emval-i vakıftan yüz yetmiş küsür bin kuruş zimmet ve ihtilası Kırşehri mülkiye
mahkemesince bi’l-muhakeme taht-ı hakeme aldırılmış ve evkaf nezaretinden istihsal
edilen o emre binaen teşekkül eden komisyon marifetiyle rüyet edilen sathı bir
hesapta Ankara evkaf muhasebecileriyle Kırşehri evkaf müdürlerinin sekiz yüz küsür
bin kuruş zimmet ve ihtilasları zuhur etmiş müdür esbak Ata Efendi’nin zimmet
mahkumesinden ve muhasebede zuhur eden sahfe’l-beyan zimmet ve ihtisalattan ve
işar-ı mevkufe bedelatından nam-ı mevhum mültezimin zamanında bekaya gösterilen
altı yüz küsür bin kuruştan maida dergah ve türbe-i şerifenin tamiriyesine mahsus
dört hisseye musib mübalağadan evkaf sandıkında mevcut olması lazım gelen iki
milyonu mütecaviz mübalağadan bir kuruş bulunamamış ve usulü dairesinde bir
tamire sarf edildiği tahkik ettirilememiştir ve haraba yüz tutan dergah-ı şerif
misafirhanesinin tamiratı için bin üç yüz on beş tarihinden beri keşif tayin eden yüz
bin kuruşun sarfına mezuniyet-i istihsali için liva vilayetten evkaf-ı hümayun
nezaretine mübalağa olmasın beş yüz defa inha ve mazbata edilmiş ise de mare’l-
beyan mütevellinin huzuruyla müteşekkil komisyon marifetiyle görülecek hesap
neticesine ve vakf-ı müşarülileyhin tamiriyesine mahsus mübalağın ne olduğu ve
nerede kaldığının anlaşılmasına taliken vakf-ı müşarülileyhin kendi parasının kendi
tamirine sarfına mezuniyet verilememiş ve şu on iki sene tarafında misafirhanede
kamilen harap ve yibab olmuştur ve mezkur hesabın siret neticesi nezaret-i
müşarülileyhadan 20 mayıs 320 tarihli tahriratla mahaline bildirilmiş ve yüz kataya
karib tekiden yazılmış ise de muhtelis memurların hesabı netice etmeyecekleri iki
defa ikinin dört edeceği kadar aşikar olmakla hususi bir muhasebe veya müfettiş
gönderilmesi bi’d-defaat nezaretten istirham edildiyse de devr-i sabık icabatı
nezaretce de netice-i hesabın meydana ihracı arzu edilmemiş olmalıdır ki yedi sene
zarfında mezkur hesaba bir netice verdirilmemiştir bu cümle ile beraber yüz yetmiş
küsür bin kuruş zimmet ve ihtilasla mahkum Ata ve en çok zimmetdar olduğu
görülen Ankara evkaf muhasebeci sabıkı İsmail Hakkı efendilerin her nasılsa
memuriyetleri yedişer sene bila kefalet devam ettirilmiş olmakla Ata Efendi’nin
ihtilas-ı mahkumesi tahsil olunamadığı gibi netice-i hesapta zuhur edecek zimmat ve
ihtisalat-ı galiyenin mahal-i tahsili de bulunamayacağı bir emr-i bedihidir müstesna
olan vakf-ı şerifin memurun vakfiye marifetiyle idaresinde inval-ı suistimal ve bu
kadar cesurane yağmadan başka bila harac ve ücret-i umur vakfı idare ve cibayet
eden memurun vakfiyenin bedeninden sarfiyat ihtiyarıyla huku-u vakfı muhakem ve
devair aidesince takip ve muhafaza etmek kabil olamadığından derece-i vakıf elhi
takdir ve takdisten aciz bazı memurlar mütevellisiz ve sahipsiz gördükleri veli-i
müşarülileyh vakfının bir hayli karra-yı mevkufesi işarını ve vakf-ı şerife ait karra-yı
mevkufedeki ağnam rüsumunu maliye hazine-i celilesine mal etmiş ve kaza vakf-ı
şerif mahsus tapu ve tasrif sendatı hasılatını da defter-i hakani idaresine zabt
ettirilmiş gerçi mütevelli bulunduğum halde şer’ ve kanun-u şikanane tağliben umur
ve hasılat-ı vakfa el sürdürülmüyor isem de hasbe’l-hamiye bedenimden masraf
ihtiyarıyla vakf-ı şerifin hukuku bi’t-takib saye-i adalette müstesna evkafa ait arazi-i
mevkufe için ita edilecek tapu ve tasrif sendatının ita ve hasılatı mütevelli-i vakfa ait
idü ki irade-i seniyye-i cenab-ı padişahiye aktaran eden berat-ı aliyat icabından
olmakla tapu ve tasrif sendatı itasından harcından defter-i hakani memurlarının men-i
müdahalesiyle mütevelli-i vakfa devr edilmesi hakkında defter-i hakani nezaretinden
fi 27 mayıs sene 320 tarih ve 10 numaralı ve fi 20 temmuz 321 tarih ve on iki
numaralı Kırşehri defter-i hakani memurluğuna iki kata emirname istihsaliyle hukuk-
76
u vakf-ı muhafaza edilebilmiştir ve karra-yı mevkufede bulunan ağnam rüsumunun
dahi işarı misillü sarf-ı vakf-ı şerife terk ve tahsis buyrulduğu ve maliye hazinesine
cihet-i taliki olmadığı maliye nezaretinden müteşekkil tedkik arazi-i mevkufe
komisyonu ve melğa-ı meclis-i maliye ve şura-yı devlet-i mülkiye dairesi ve meclis-i
mahsus-u vükelaca ariz ve amik icra buyrulan tedkikat neticesinde tebeyyen ve
tahkik ederek maliye nezaret-i celilesine şeref tastir buyrulan fi 7 temmuz 323 tarih
ve 1476 numaralı ve fi 6 nisan 326 tarih ve 217 adetli iki kata tezkire-i samiye-i
cenab-ı sadaret-i izamaya binaen karra-yı mevkufedeki ağnam rüsumu vakf-ı şerife
ait olmakla rüsum-u mezkure bedelatının canib-i vakfa itasına da maliye
nezaretinden fi 25 mayıs sene 326 ve 36 numaralı Ankara defterdarlığına emirname
astar kılınarak bu cihet hukuk-u vakf-ı şerifte temin edilmiştir şu zaman-ı meşrute-i
meşruada maliye hazinesine mal edilen karra-yı mevkuve işarı da cihet-i aidesine
iade ile huku-u vakfın muhafaza olunacağı şüphesizdir mebni adil ve sahibin vücudu
derece-i cevapta görülerek (tescil şeri teslim eli el-mütevelli) vakfın rükunundan ad
edilmiştir inşallah er-rahman vakt-i merhunu gelmiş olur da hükümet-i meşrutemiz
erkanı vakf-ı şerifin tezizib idaresini ve galesinin gasblar ellerinde yağmasını bir kat
daha görür ve anlar da şer’ ve kanun ve mukarrerat mebukaları ahkamını bi hakkin
tetbik ve icra buyururlar ümidindim. << Şer’ ve kanuna o kem emrini tatbik eyler.
Ani’de hazret-i hakk-ı mazhar tevfik eyler. >>

77
Çelebi Cemalettin Efendi’nin dairesi
Kasabanın bir kısmı
Hazret-i pir efendimizin türbe-i şerifesi
Dergah ve dahilindeki camii şerifi
Musenhihi Sahib ve Naşıri
Vekil-i Umumisi Yozgad’ı Azr Matbaa Kütüphanesi Sahibi
Hacı Lütfi Begzade Rıza K.Faik
Fiyatı-7 Buçuk Kuruştur
Dersaadet
Manzume-i Efkar Matbaası
1327

78

You might also like