You are on page 1of 4

Hatırlarsanız, geçtiğimiz yazılarımızda tür tanımını ayrıntılı bir şekilde ortaya koymuş ve en önemli iki

türleşme türü olan allopatrik türleşme ve simpatrik türleşme kavramlarını tanıtmıştık. O


yazılarımızdan, birer cümleyle bu tanımları alacak olursak:

Türleşme, Biyolojik Tür Tanımı dahilinde, sonradan "ortak ata" olarak anılacak olan bir grup canlının,
çeşitli mekanizmalar dahilinde birbirleriyle çiftleşemeyecek kadar farklılaşmaları sonucu, kendi
içlerinde çiftleşebilen ancak diğer canlı gruplarıyla verimli döller veremeyen, iki veya daha fazla yeni
canlı grubunun oluşması demektir.

Allopatrik türleşme ise, fiziksel bariyerler sebebiyle meydana gelen coğrafi ve cinsel izolasyon sonucu
oluşan türleşmedir.

Simpatrik türleşme ise, fiziksel bariyerlerle birbirlerinden ayrılmayan popülasyonlar içerisinde


meydana gelen türleşmeye verilen isimdir. Genellikle çok-kromozomluluk (polyploidy) veya zamansal
bariyerler (çiftleşme dönemleri gibi) aracılığıyla meydana gelir.

Bu makalemizde ise iki diğer türleşme tipine de değinerek, günümüze kadar tanımlanmış türleşme
biçimlerinin tamamını sizlere aktarmış olacağız. Doğrudan konuya girmekte fayda görüyoruz:

Peripatrik Türleşme

Bu notumuzda inceleyeceğimiz ilk türleşme allopatrik türleşmenin bir alt kolu olan Peripatrik
türleşme'dir. Bu türleşme tipinde, bir popülasyon dahilindeki bireylerin küçük bir kısmı, ana
popülasyondan ayrılır (göç eder) ve yeni bir ortamda yaşamlarına devam ederler. Allopatrik türleşme
ile aralarındaki tek fark, allopatrik türleşmede fiziksel bir bariyerin zorla bir popülasyonu ikiye
ayırması durumu mevcutken, peripatrik türleşmede bunun genellikle bir fiziksel bariyer yerine göç
yoluyla ve göreceli olarak daha az zorunluluktan meydana gelmesidir (göçlerin de altında genelde
zorunlu sebepler yattığını unutmayınız).

Her ne kadar allopatrik türleşme ile özellikler açısından oldukça benzer olsa da, peripatrik türleşme,
Evrim konusundaki en önemli birkaç açıklamayı yapabilmek için en iyi türleşme tipidir. Bu önemli
kavramlardan ilki kaşif etkisi (founder effect), ikincisi darboğaz (bottleneck), üçüncüsü ise bu
notumuzda girmeyeceğimiz Genetik Sürüklenme'dir.

Şimdi, yine hayali bir popülasyonu ele alalım, bu sefer, bir Pan troglodytes (şempanze) popülasyonu
olsun. Bu popülasyon, yüzlerce yıldır bir ormanda yaşamakta olsun. Ancak talihsizlik sonucu meydana
gelen bir yangında, ormanın bir kısmı yansın ve 350 kadar bireyden oluşan popülasyonun büyük kısmı
bulundukları bölge civarında hayatta kalmayı başarırken, göreceli olarak korkak olan 30 bireylik bir
grubun, ana popülasyondan yüzlerce kilometre öteye kaçtığını düşünelim. Bu popülasyon, eski
bölgede kalan Pan troglodytes bireylerinin hiçbir zaman gelmediği, yepyeni bir alana ulaşmış olsun.
Tabii ki, ormanın hiçbir yeri aynı özelliklerde değildir; daha önceki notlarımızdaki fare örneğinde
verdiğimiz gibi, tamamen farklı koşullar (besin, sıcaklık, nem, sığınak, avcı, av, vb.) bulunabilir. Bu
durumda da, bu şekilde, oldukça farklı bir ortama geçilmiş olsun.

Bu noktada, allopatrik türleşmeden farkları şu şekilde sayabiliriz: İlk olarak, zorunlu gibi gözükse de,
popülasyonun büyük kısmının eski bölgede kalmasından ötürü bu kadar uzağa kaçmanın kritik bir olay
olmadığını görmemiz gerekir. İkinci olarak, allopatrik türleşmede, popülasyon genelde eşit oranlarda
(şart değildir bu elbette) ve zorunlu olarak bölünürken, peripatrik türleşmede bir tarafa büyük bir
grup, diğer tarafta ise göreceli olarak küçük bir grup bulunur.

Şimdi, bu 30 bireylik küçük grubumuzun, eski ve 350 bireylik gruba göre çok daha az genetik çeşitliliği
bulunmaktadır. Bunu şöyle düşünebilirsiniz: Türkiye'ye genel olarak baktığımızda, binlerce farklı insan
görebilecekken, tek bir bölgedeki, tek bir apartmanın tek bir katındaki insanları hesaba katarsak,
çeşitlilik ve farklılık miktarı oldukça azalacaktır.

Bu küçük grup, yeni ortamlarında yaşamaya devam edecek ve birbirleriyle çiftleşerek gittikçe
büyüyecektir. Ancak bunlardan oluşacak olan yeni popülasyon, açık bir şekilde, bu 30 bireyin genetik
özellikleriyle harmanlanacaktır; çünkü çeşitlilik azdır. Yani bir insan popülasyonu için düşünürsek,
mutasyonlar göz ardı edilirse, tamamen kahverengi gözlü olan bir popülasyonda, durup dururken bir
mavi gözlü bireyin çıkması mümkün olmayacaktır, o popülasyon, mavi gözlü bireylere sahip bir diğer
popülasyonla karışmadığı sürece (veya göz ardı ettiğimiz; ancak gerçekte olan mutasyonlar işlemediği
sürece). Bu durumda da, aynısı geçerlidir. Özellikler, 350 popülasyonluk ve geniş çeşitliliğe sahip bir
gruptan değil, 30 kişilik ve sınırlı çeşitliliğe sahip bir gruptan alınacaktır. İşte bu şekilde, genetik
materyalin daha büyük bir gruptan ayrılan küçük bir gruba ait olmasına ve onlardan oluşacak
popülasyonun, bu ana bireylere ait özellikleri taşımasına kaşif/kurucu etkisi (founder effect) denir.
Adından da açık olduğu gibi, bu 30 birey, yeni bir bölge "keşfetmiş" (veya "kurmuş) ve oraya, kendi
özelliklerini taşımıştır.

Eğer ki geride ve eski bölgede kalan bireyler ölseydi veya üreyemeyecek hale gelseydi ve
korkak/kaçak olanlar avantajlı konumda olup üreyebilselerdi, popülasyon üzerindeki bu etkiye,
darboğaz (bottleneck) denecekti. Örneğin, 100 kişilik bir popülasyonda meydana gelen bir viral
hastalık sonucu popülasyonun çoğu (örneğin 80 kişi) ölse ve 20 kişi hayatta kalıp, yeni bir popülasyon
üretmek üzere birbirleriyle çiftleşseler; popülasyonu bu kadar azaltan bu viral hastalığın etkisine
darboğaz etkisi diyecektik.
Uzun lafın kısası, peripatrik türleşme, fiziksel bariyerlerin zorunlu ayrımı etkisi olmaksızın, küçük bir
popülasyonun, büyük popülasyondan ayrılması ve onlardan farklılaşmaları sonucu meydana gelen
türleşmedir. Olan olaylar temel olarak allopatrikle aynıdır. Yeni ortama giden canlılar, yeni ortama
adapte olmaya başladıkça (daha doğrusu Doğal Seçilim, genetik varyasyon dahilinde en çok adapte
olanları seçtikçe), canlılar farklılaşacaktır. Bu minik farklılaşmalar, birikecek ve eninde sonunda türü
nesiller sonunda apayrı bir noktaya taşıyacaktır. Bunun sonucunda, ana türle çiftleşemez hale gelen
popülasyonlar, yeni türler olacaktır.

Parapatrik Türleşme

Bu notumuzda değinmek istediğimiz ikinci türleşme tipi ise parapatrik türleşme dediğimiz bir tiptir.
Şimdiye kadar verdiğimiz bilgiler dahilinde, bu tipi anlamak çok daha kolay olacaktır. Parapatrik
türleşme, temel olarak, allopatrik türleşme ile simpatrik türleşme arasında bir "geçiş türleşme tipidir".
Biraz açıklayalım:

Allopatrik türleşmede, sıkça tekrarladığımız üzere, ciddi bir fiziksel bariyer bulunmaktadır. Simpatrik
türleşmede ise, bu bariyer bulunmaz ve bireyler, bir arada bulunmalarına rağmen daha önceki
notlarımızda açıkladığımız çeşitli yöntemlerle birbirlerinden farklılaşır ve türleşirler. Parapatrik
türleşme olayında ise, canlı bireyleri arasında tam bir bariyer yoktur ve zaman zaman birbirleriyle
karışırlar. Ancak, yine allopatrik türleşmede olduğu gibi, bazı mekanizmalar sonucu kısmen
izolasyonlar oluşur, bireyler bir süre sonra birbirleriyle çiftleşememeye başlarlar ve türleşme
meydana gelir.

Bunu da, yine şempanze popülasyonu ile örnekleyebiliriz: Orman, çok büyük ve çok çeşitli bir yaşam
alanıdır. Tek bir orman dahilinde akıl almaz sayıda tür barınabilir. Türler bir yana, popülasyonlar
birbirleriyle komşu veya iç içe olarak bulunurlar. Genellikle, benzer türlerin farklı popülasyonları
arasında bir sınır çizilir ve birbirlerine çok fazla bulaşmazlar (ağaçlara ve taşlara üre bırakarak
alanlarını işaretleyen köpekleri düşünün). Ancak yine de, doğa koşulları dahilinde, kimi zamanlar
karışmalar olabilir. Bu karışmaların seyrelmesi ve genetik bazı olaylar dahilinde (azalan heterozigot
uyum başarısı gibi) türleşme meydana gelebilir.

Gördüğümüz gibi, türleşmenin en temel tipleri allopatrik ve simpatrik türleşmeler olmakla birlikte,
bunların arasında kalan veya alt kolları olan türleşme tipleri de bilim insanları tarafından
tanımlanmıştır. Bunlar, doğada, insanın tahmin edebileceğinden daha sık meydana gelir.

Bu da, "Evrim gözlenebilir mi?" sorusuna açık bir cevap vermektedir: Evet, Evrim her an, her yerde
gözlenebilir, gözlenmektedir ve gözlenecektir. Tek yapılması gereken, bu işin eğitimini almak ve
doğaya bilim insanlarının tarafsız gözleriyle bakmayı öğrenmektir.
Unutmayın: Türleşme, asla ama asla bir türün bir anda kendisinden çok farklı ve çok uç özelliklere
sahip bir diğer türe dönüşmesi değildir! Türleşme, bu notlarda açıkladığımız sebeplerle meydana
gelen ufak değişimlerin nesiller boyu ve insan ömrünün yetmeyeceği seneler boyunca birikmesi
sonucu, canlıların çok yavaş, çok narin bir şekilde farklılaşması ve evrim geçirmesidir. Bu şekilde,
Kambriyen Dönemi'nde yaşamış denizel bir canlının günümüzdeki ata kadar süren evrimi 450 milyon
yıl sürerken; faremsi (günümüzde var olan fareden ÇOK farklı; ancak tipik olarak ve görünüş açısından
ona benzeyen) bir türün günümüzdeki modern bir file dönüşmesi 80 milyon yıl kadar, insansı-
maymunsu (günümüzdeki modern maymunlar değil!) bir türün şempanzeye (Pan troglydytes)
dönüşmesi 6 milyon yıl, insansı bir türün insana dönüşmesi 2 milyon yıl kadar alabilmektedir. Ve her
şeyden önce milyon yıl tabirinin ne olduğunu idrak etmek gerekir. Bunlara zamanı geldikçe
değineceğiz.

Bir sonraki notumuzda, farklı türler haline gelmiş popülasyonları bir araya getirip çiftleştirmeye
çalışırsak neler olur, bunları ve doğadaki üreme engelleme mekanizmalarını göreceğiz.

You might also like