Professional Documents
Culture Documents
Geçen sene Jose Saramago’nun Kabil adlı kitabını okumuştum. İlginç bir dili var.
Konuşmaları belirtmek için tırnak işareti kullanmıyor . Nokta koymakta oldukça
cimri olduğu için bol virgüllü cümleleri. Bu durum Kabil’i okurken beni
zorlamıştı. Fakat az önce bitirdiğim “Körlük” adlı kitabında tam tersi oldu.
Noktalama işaretlerinin bu şekilde kullanımı kurguya akıcılık ve gerçeklik kattı.
Bir nehirde akıntıyla birlikte sürüklenir gibi okudum romanı... Kitapta bütün
insanlar körlük denilen hastalığa yakalanıyor. Önce bir kişi kör oluyor ve
çevresine bulaştırıyor. Onlarda kendi çevrelerine. Hükümet salgının
yaygınlaşmasını engellemek için kör olan hastaları karantinaya alıyor. Karantina
binası git gide kalabalıklaşıyor. Sağlıklı insanlar yanlarına yaklaşmadığı için
karantina binasında büyük bir kaos yaşanıyor. Yazar, herkesin kör olduğu bir
dünyada yaşanan zorlukları tek tek anlatıyor. O kadar gerçek ki anlatılanlar
zaman zaman iyi ki kör değilim diye şükrederken buldum kendimi.
“... kör olan gözlerimiz değil de yaşamın kendisiymiş gibi, ne yöne gideceğini
bilemeyen o imiş gibi, belki de gerçek budur, belki de gerçek budur , ne yöne
gideceğini gerçekten bilemiyordur belki de, bize aklımızı bağışladıktan sonra
kendini bizim ellerimize teslim etmiştir, oysa bizim onu ne hale getirdiğimize
bakın...” sy 327
“İyi de kör olmak ölmek değil ki, Evet ama ölmek kör olmak demek...”sy 126