yüzden birazcık uzatacağım. Akceket kasabasına mensup biri olarak dünyaya geldim. Bir Akceketli olmak İsmini ve kim olduğunu önemsizleştiriyordu. Fenalığın, kötülüğün ve dışlanmışlığın bir ibaresi olarak görülüyordu ama bu benim suçum değildi. Bu yüzden bu sorumluluğu üstlenmedim ama bir kere Akceketli oldun mu geri dönüşü yoktu. Bunu değiştiremezdim ama Akceketli isminin tanımını değiştirebilirdim yada ben öyle düşünüyordum. Tabi bunu başarmak için önce kendimi değiştirmem gerekliydi. Bende kendimi değiştirmek için başkalarının hayatını merak ettim ve kitapların akıl almaz evrenine girdim. -Okumaya başladığım ilk kitabı hatırlamıyorum.- Bir çok hayat gördüm. Bazılarını benimsedim kendime kattım. Kitapların evreni güzeldi. En azından beni üzmesine izin verdiğim kadar üzüyordu. Kitap okurken.Bazen kitap okuduğumu unutup kendi evrenime dalıyordum. Bu olunca kitabı baştan okumam gerektiği zamanlar oluyordu. -gerçi hala oluyor.- Ama bu sayede kitapların bitmediğini öğrendim. Kitabın sonuna gelince kitap bitmiyordu. Onu tekrar okuyunca tekrar hayat buluyor, ilk okuduğun anda düşündüğün şeylerin tam tersi şeyleri bile söylemene olanak sağlıyordu. Kitapların içinde yazılan yazılar aynı olabilirdi ama insanın içine yazılanlar sürekli değişiyordu. Bu yüzden kitabı başka bir zaman okuduğumda farklı bir kitap okuyormuşum gibi hissediyordum. Ben böyle hissediyorsam başkaları neden hissetmesin dedim. Akceketli'leri dışlanmadan ve kötülüğün sembolü olmaktan kurtarabilecek bir şeydi bu. Eğer ilk okuduklarında bu sonuca vardılarsa, bir daha okurlar ise farklı düşünebilirlerdi. Ama bunu anlatamadım. Hayatımın büyük bir bölümü Akceketli ismi altında dışlanmaya uğradığı için genelde sessiz bir varlık olarak, gizlenerek yaşamımı sürdürmüştüm. Yinede Akceketli, kimliğimi gizleyerek onlara anlatmaya çalıştım ama Akceketli olduğumu bilmedikleri halde yinede dinlemediler. Akceketli kanısı o kadar derine işlemişti ki onu değiştirmeye çalışmak saçmalıktan ibaret olarak görülüyordu. Bilinç altlarına yerleştirilmiş korku bizlerin şeytandan farkı olmadığını söylüyor insanların bizden uzak durmasını sağlıyordu. Ben kendimi değiştirsem hatta bütün akceketliler kendilerini değiştirse de bunun düzelmesi imkansız gibiydi. En azından bu nesil için imkansızdı. Yinede kendimi değiştirmeye çalışıyor yeni şeyler öğreniyordum ama kendimi değiştirmem çok zordu çünkü çevrem buna izin vermiyordu. Bana bir akceketli nasıl olunur bu aşılanıyor kötülüğün simgesi olmayı sempatik bulmam söyleniyordu. Ama ben bunları kabul edemezdim. Yapmak istemiyordum. Bu yüzden hem diğer insanlara hem kendi kanımdan olanlara karşı içimdekileri anlatmadım. Yıllarca sustum ve gizlendim ama onca yıl susmanın ve gizlenmenin bir getirisi oldu. Oda yazmayı sevmek. Eğer konuşmuyorsam bende yazardım. Sadece onca yıl sustuğum için yazıyordum. Bu yüzden anlaşılmayı pek önemsemedim. Bu yüzden anlamadılar ve yazılarım da bile, bir Akceketli oldum. İsmim değil kanımdı; Akceketli. Değişmeye çalıştım ama kanım lanet gibiydi. Nereye gitsem peşimden geldi. Kanımı değiştiremez, kim olduğumu değiştiremez ve en önemlisi ben Akceketli olduğumu kabul edemezdim. Çünkü Akceketli olmak sorumluluk almak demekti; atalarından kalmış laneti kabullenmek demekti. Akceketli'ydim ama bunu kabul edemiyor, yalanlıyordum. Çünkü değiştiğime, diğer insanlardan farkım olmadığına inanıyordum. Bir kişinin nerede doğduğu, onun ne olduğunu göstermez diye düşünüyordum ama yanılıyormuşum... Bir Akceketli olmak yaşamın zor geçecek demek gibiydi. Ben bir Akceketli'ydim hayatıma hayat denir ise sanırım zordu. Sürekli aşağlayıcı bakışların altında ezilmek ama kendini onlardan aşağıda görememek. Ama bunu onlara söyleyemiyordum sanki buna hakkım yokmuş gibi öğretmişlerdi. Akceketli'ysen sessiz olmak zorundaydın. Akceketli'ysen susardın. Aşağılanırdın. Kötülükleri üstlenir, kötülüğün kaynağı olarak gösterilirdin. Akceketli olmak, Akceket'de doğmak demekti. Akceketli olunmaz, doğulurdu. Akceketli olmak güçlü olmak da demekti. Eğer güçlü olmaz isen onca kötülüğü yaptığına inanmazlardı. Yıllarca kötülüğün kendisi olmaya ve dışlanmaya ses çıkarmadım ama bunun değişmesini istiyordum. Lakin konuşma izni olmayan biri, Akceketli'nin ne olduğunu değiştiremez, Akceketli'lerin aslında ne olduğunu söyleyemezdi. Kabullenmek zorundaydım. Kötülüğün simgesi olmayı sempatik, bulduğum için değil sadece elimden hiçbir şey gelmediği için kabullendim.