Say›: 152 / 2019-1

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ,
“ULAŞIM DEVRİMİNİN” MOTOR
GÜCÜ OLMAYA HAZIRDIR

YÜKSEK YAPILAR “UZAK”

DEPREMLERDEN NASIL
ETKİLENECEK?

ULAŞTIRMA POLİTİKALARI
ÇALIŞTAYI
 sayı 152/2019

TMMOB
İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
İSTANBUL ŞUBESİ
tarafından iki ayda bir yayınlanmaktadır. ULAŞTIRMA
POLİTİKALARI
‹MO ‹stanbul fiubesi Ad›na ÇALIŞTAYI
‹mtiyaz Sahibi
Nusret SUNA

Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü

Rezan BULUT

Yay›n Kurulu
Nusret SUNA
Mete AKALIN İMO MOTİVASYON
Temel PİRLİ
VE KURUM İÇİ
Rezan BULUT
EĞİTİMİ
Murat ANTİK
Ş. Erdal YILMAZ
Funda KILINÇ SUVAKÇI

Graf ik Tasar›m ve Uygulama

Nur AYMAN ÇAKMAK

Bask› ve Cilt
Maya Basın Yayın ve Matbaacılık Ltd. Şti.
Maltepe Mah. Davutpaşa Cad. İMO ŞUBE
Güven İş Merkezi No: 55-56 A Blok BAŞKANLARI
Zeytinburnu-İstanbul 3. ORTAK
Basım Tarihi: 22 Mart 2019
TOPLANTISI

Yay›n Türü: Yerel

Yay›n Koflullar›
Yaz›larda Ad›, Soyad›, Tarih ve ‹mza bulunmal›d›r.
Yay›nlanan yaz›lardan dolay› doğabilecek
her türlü sorumluluk yaz› sahibine aittir.
Gönderilen yaz›lar› yay›nlay›p yay›nlamama,
daha sonra yay›nlama ya da özü kaybettirmeden
k›saltmak yay›n kurulunun yetkisindedir.
Yay›nlanmayan ya da daha sonra yay›nlanan yaz›lar
için yaz› sahibi herhangi bir hak talep edemez.
1 BAfiYAZI / İnşaat Mühendisliği, “Ulaşım Devriminin” Motor
Kaynak gösterilmeden al›nt› yap›lamaz.
Gücü Olmaya Hazırdır - TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul
Yönetim Yeri
Şube Yönetim Kurulu ............................................................. 4
Adres: Mumhane Cad. No: 21
Karaköy - ‹stanbul
1 MAKALE / Yüksek Yapılar “Uzak” Depremlerden Nasıl
Tel: (0212) 293 20 00 Pbx
Faks: (0212) 232 09 12 Etkilenecek? - İnş. Yük. Müh. Nejat BAYÜLKE .............................. 5
e-posta: istanbul@imo.org.tr
web: http://istanbul.imo.org.tr 1 ÇALIŞTAY / Ulaştırma Politikaları Çalıştayı ........................... 8
http://www.facebook.com/imoistanbulsube
http://twitter.com/imoistanbulsube 1 fiUBEM‹ZDEN ................................................................. 16
http://www.youtube.com/user/imoistanbulsube
instagram: imoistanbul

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ, “ULAŞIM DEVRİMİNİN”
MOTOR GÜCÜ OLMAYA HAZIRDIR
D eğerli Meslektaşlarımız,
Bültenimizin yeni sayısı sizlere ulaştığında 31 Mart
yerel seçimleri de geride kalmış olacak. Seçim
sonuçlarının nasıl tecelli edeceğini kestirmek
zor olsa da, yeni yönetimleri devasa sorunların
beklediğine şüphe yok.
Çünkü İstanbul’un ulaşımdan barınmaya, kültür
varlıklarından kamusal değerlere, depremden doğal
hayatın korunmasına kadar geniş yelpazeye yayılan
konular bağlamında tam bir enkaz yığını halinde
olduğu açık. İster mevcut yerel iktidar başka
aktörlerle yoluna devam etsin, isterse yerel iktidar
el değiştirsin temel soru şudur: İstanbul’un makûs
talihini değiştirmek mümkün müdür?
Tam da bu noktada birbiriyle bağlantılı iki soru
devreye girmelidir: Birincisi, İstanbul’u sorun
yumağı haline getirenler, bu kadim kenti enkaz
yığınına çevirenler derde deva olabilirler mi? İkincisi,
yerel iktidara aday olanların vaatlerinin toplamı
İstanbul’u yeniden yaşanabilir bir kent haline
getirebilecek ufka ve bütünlüğe sahip midir?
Bir kentin yaşanabilir olmasının en önemli
kıstaslarından biri ulaşımdır. Ekonomi ve İş
Araştırmaları Merkezi tarafından hazırlanan Trafik
Raporuna göre, İstanbul’un trafiği bir önceki
yıla kıyasla yüzde altı artış gösterdiği, bir araç
sürücüsünün yılda 7 gününü trafikte geçirdiği
belirtiliyor. Açık ki, toplu taşımadan yararlananlar
araç kullananlara göre daha fazla trafikte kalıyor;
hem de pek de insani olmayan koşullarda.
Toplu taşımacılığı ihmal eden, ona adeta “üvey
evlat” muamelesi yapan; bireysel araç kullanımını
teşvik eden, ulaştırma yatırımlarına buna göre yön
veren bir kent yönetiminin, geçen zaman zarfında ne
trafikte kalma süresini azaltabildiği ne de konforlu
toplu taşıma sağlayabildiği görülüyor. İşin en dikkat
çeken kısmı ise gelişmenin olumsuz bir seyir izliyor
olması. Açık ki toplu taşıma yatırımları gerekli ve
yeterli düzeye getirilmediği sürece, bireysel araç
kullananlar için de trafik cazip olmaktan çıkıyor.
2018’e ait İETT verileri, bu tabloyu doğruluyor.
Yaklaşık 15 milyon yolcunun yüzde 18,07’si raylı
sistemi, yüzde 78,15’i karayolunu, yüzde 3,77’i ise
denizyolunu kullanıyor. Haliyle İstanbul ulaşımı bu
veriler ışığında mevcut fotoğrafı veriyor.
6 sayı 152/2019
başyazı
Şubemizin ev sahipliğinde 2 Mart 2019’da
gerçekleşen Ulaştırma Politikaları Çalıştayında
bütün bu sorunlar bir kez daha tespit edilmekle
kalınmadı, çözüm önerileri de geliştirildi.
Onca katlı kavşağa, altüst geçide, Boğaz
köprülerine, Marmaray gibi yatırımlara rağmen
İstanbul ulaşımı sorun yaratıyorsa ve bozulma
eğilimi devam ediyorsa, Çalıştayımızda işaret
edildiği üzere bu durum, ulaşımda bütünlüklü bir
yaklaşımın olmamasından kaynaklanıyor. Kent
ulaşımında raylı sistem ve denizyolu kullanımının
oranı artırılamadığı sürece, tablonun daha da
kararacağı anlaşılıyor.
Birbirini tamamlamayan, belli bir bütünün parçaları
olmaktan uzak metro hatlarının bölgedeki emlak
rantını yükseltmekten öte ulaşıma dair köklü
ve kalıcı sonuç yaratmıyor olduğu gerçeği bile
başlı başına yatırımlarda nelere dikkat edilmesi
gerektiğini ortaya çıkarıyor.
2000 yılı baz alındığında İstanbul’da 1,7 milyon
araç bulunuyorken, 2018’de bu sayısının 4 milyonu
aştığı görülüyor. Bireysel araç kullanımını teşvik
eden yatırımlar bu artışta önemli bir nedendir ki,
asıl olarak bu “ulaşım kültürünün” değişmesi
gerektiği açıktır. Kültür değişmediği sürece,
birkaç yıl sonra, mevcut kısır döngü bile “mumla”
aranacaktır. İyileştirme yerine, mevcudiyeti
sabitleme ulaşılabilir tek hedef olacaktır.
Elbette “ulaşım kültürü” zaman içerisinde
değişecektir. Ancak yerel yönetimlerin kültür
değişimi için, bir yandan eğitime ağırlık vermesi,
diğer yandan yatırım tercihlerini değiştirmesi
gerekmektedir. Aslında İstanbul’un mevcut
durumu göz önüne alındığında, bunun sıradan bir
değişim olmayacağı açıktır. Dolayısıyla bir “ulaşım
devrimi”nden söz etmek doğru olacaktır.
“Devrim” toplumların değişim seyrinin simgesi
olarak kabul edilirse, inşaat mühendisliğinin her
dönem “devrime” öncülük ettiğini, bu nedenle
“medeniyet mühendisliği” olarak tanımlandığını
tespit etmek gerekmektedir. Bilinmelidir ki inşaat
mühendisliği, “ulaşım devriminin” motor gücü
olmaya hazırdır.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası
İstanbul Şube Yönetim Kurulu
makale
YÜKSEK YAPILAR “UZAK” DEPREMLERDEN
NASIL ETKİLENECEK?
...................................................
Yapıların deprem davranışı
yapının dinamik özelliklerine
ve yapının bulunduğu noktada
oluşan deprem kuvvetli yer
hareketinin genlik ve süre
ve frekans (ya da periyot)
özelliklerine bağlıdır. Deprem
kuvvetli yer hareketinin
özellikleri deprem merkezinde
ve merkezden uzaklaştıkça
farklı niteliklerde olmaktadır.
Bu nedenle farklı dinamik
özelliklerdeki olan yapıların
yakınında oluşan deprem yer
hareketinin bu yapılardaki etkileri
farklı olabilir. Bu nedenle yüksek
yapıların uzak depremlerden
etkilenmesi önemli ölçüde uzak
depremlerin yer hareketlerinin
niteliğine bağlıdır.
DEPREM YER HAREKETİNİN
ÖZELLİKLERİ
Depremde oluşan yer hareketi
değişik periyot ve genliklerdeki
titreşimlerin bileşkesidir. Bu
bileşke içindeki kısa periyotlu
titreşimler deprem merkezine
yakın uzaklıklarda (< 100km)
hızla söner. Uzun periyotlu
titreşim bileşenleri ise 100’lerce
kilometre uzaklara kadar gidebilir.
Uzun periyotlu yer hareketi
bileşeni genişleyen küresel bir
dalga biçimde yayılırken titreşim
enerjisi genliği de giderek zayıflar,
kürenin yüzeyi açılıp genişlerken
birim yüzey alanındaki enerji
yoğunluğunun azalması
sonucunda uzaklara giden uzun
periyotlu bileşenlerin genlikleri,
deprem merkezine yakın kısa
periyotlu titreşimleri genlikleri
kadar büyük değildir. Ancak
uzak depremlerin uzun periyotlu
genlikli titreşimlerinin, titreşim
periyodu 1.0 - 2.0 ve daha uzun
periyotlu olan bileşenlerinin,
İnş. Yük. Müh. Nejat BAYÜLKE
yüzlerce kilometre uzaklara
gidebilmesi bu miktarda ya da
daha uzun öz titreşim periyodu
olan yapıları etkiler.
“UZUN” PERİYOTLU YAPILAR
Yapıların kütle (ağırlık) ve
şekil değiştirme niteliklerine
(rijitlik) bağlı olan “öz” titreşim
periyotları vardır. Herhangi
bir nedenle dinamik (zaman
içinde genliği değişen) bir yükle
zorlanan yapılar bu yük etkisi
bittikten sona kendi öz titreşim
periyotlarında salınım yapar.
Bu, bir darbe vurulduktan sonra
salıncağın kendi öz titreşiminde
uzun süre sallanmasına benzer.
Uzun köprüler, Asma Köprüler
ve genellikle “yüksek” yapılar
uzun periyotlu yapılardır. Deprem
mühendisliğinde bir yapının doğal
titreşim periyodu yaklaşık olarak
katsayısı x 0.05-0.1 saniye
olarak kabul edilir. 30-40 katlı
(100-120 metre yüksekliğinde)
bir yapının titreşim periyodu 1.5
ile 4.0 saniye kadar olabilir.
Daha yüksek yapılarda 5,0-7.0
saniye titreşim periyotları olabilir
(Skolnik ve diğerleri-2014).
Bu nedenle uzun periyotlu
yapıların çok uzakta olan
depremlerden etkilenmesi
beklenir. Bu uzak depremlerin
yapı içindeki insanları “ürkütücü
ve korkutucu” boyutta sallaması
da beklenir.
UZAK DEPREMDE YÜKSEK YAPI
Deprem titreşimlerinin uzun
periyotlu bileşenlerinin çok
uzaklara yayılması sonucu yine
uzun periyotlu olan yüksek yapılar
uzak depremlerden çok etkilenirler.
Bu bir çeşit rezonans olayıdır.
2013 yılında İran’da olan iki
büyük deprem (Magnitüdleri
>7.0) Dubai’deki yüksek yapıları
çok etkilemiştir. Bu depremler
500 ve 850 kilometre uzakta
olmalarına karşın Dubai’de
yüksek yapılarda oturanlar
büyük bir panik içinde yapılarını
boşaltmışlar ve bu arada
yapılarda asansör sistemleri de
çalışmamıştır (Zoren Militunovic
ve diğerleri-2014).
Benzer bir durum 2011’de
Japonya’da olan depremde
de yaşanmıştır. (Çelebi ve
Okawa-2014).
Yüksek yapıların uzak
depremlerden etkilenmesinin
birinci göstergesi olan yapıda
bulunanların hızla yapıyı
boşaltmalarının nedeni insanların
titreşim algılama eşiğidir.
İvmesi 1 cm/sn2’yi aşan
titreşimler insanlar tarafından
algılanmaya başlanır. Dubai’deki
yapılarda 2013’de İran’da olan
depremlerde hissedilen ivme
yaklaşık 1.77 cm/sn2 kadar
olmuştur (Zoren Militunovic ve
diğerleri-2014)
Dubai’de 75 katlı bir binada
ölçülen deprem kaynaklı
titreşimlerin hız boyutunda
genliği ve süresi Derek Skolnik
ve diğerleri (2014) tarafından
hesaplanmıştır (Şekil 1).
Uzak depremde 75 katlı yapının
üst katlarında insanları ileri
düzeyde rahatsız eden titreşimler
yaklaşık 20 dakika sürerken,
daha alt katlarda ise insan
algılama eşiğinin üzerindeki
genlikte titreşimlerin 1 saate
yakın sürdüğü görülmektedir.
sayı 152/2019 7
 makale
TAŞIYICI SİSTEM ÜZERİNDE
ETKİLER (Çelebi ve
Okawa-2014)
2011 Japonya Depreminde Tokyo
(depremin merkezinden 375
km uzakta) ve Osaka (770 km
uzakta) olan yapıların titreşimleri
değişik katlarındaki ivme
ölçerlerle kaydedilmiştir.
Osaka’daki 55 katlı (250
metre yüksekliğinde 76m x
35 m taban alanında) yapının
yakınında ölçülen yer ivmesi
0.03 g kadardır (1 g=981 cm/
sn2). Bu ivme yapıda yaklaşık
%0.5 oranında kat ötelenmesine
Şekil 1. Dubai’de yüksek yapıda 2013 depreminde çeşitli katlarda neden olmuştur. Bu oran
ölçülen hızlar (Derek Skolnik ve Diğerleri-2014). yapı içindeki taşıyıcı olmayan
mimari elemanlarda hasar
başlatabilecek bir boyuttadır. Bu
Şekil 2’de İnsanların titreşim yüksek yapılarda deprem nedeni yapıda asansör halatları dolaşmış
algılama ve etkilenme eşikleri hız ile başlayan ve insan algılama ve yapı haftalar boyutunda bir
cinsinden verilmektedir. eşiğinin üzerinde genliği olan süre içinde kullanılamamıştır
titreşimler yapının üst katlarında (Çelebi ve Okawa-2014).
İkinci önemli nokta bu 10-15 dakika hatta Dubai’de 1
salınımların süresidir. Gerek saat kadar sürmüştür. Bu uzun Tokyo’daki 54 katlı (223 m
Japonya’da olan 2011 süren salınımlar insanları ürkütür yükseklikte), 5.2 ve 6.2 sn
depreminde ve gerekse 2013’de ve korkutur. Bu nedenle Dubai’de periyotlu 1979 yapımı yapıya
İran’da olan depremlerde yapılar hemen boşalmış ve en az 2009 yılında titreşim hareketi
depremin merkezinden çok bir gün kullanılmamıştır (Şekil 2). söndürücü amortisörler
uzakta (> 300-800 km) olan bu konulmuş ve 2011 depreminde
yapıya gelen ivme %30 ve çatı
ötelenmesi de %22 azaltılmıştır.
Yapının ortalama ötelenmesi
%0.25 gibi önemli bir miktarda
olmuştur. Deprem sonrasında
yapının salınımları 10 dakikadan
uzun sürmüştür.
Tokyo’da 2011 depreminde
salınım ölçülmüş iki diğer
yüksek (29 ve 31 katlı) yapıda
da zeminde ölçülen 0.09 g
kadar olan yer ivmesi çatı
seviyesinde 0.30-0.34 g ivmeye
kadar büyümüştür. Bu yapılarda
ortalama ötelenme oranları %0.3-
0.4 düzeyinde olmuştur (Çelebi
ve Okawa - 2014).
Betonarme çerçeve taşıyıcı
sistemli yüksek yapıda alınan
Şekil 2. İnsanların titreşim algılama ve etkilenme eşikleri deprem ivme kayıtlarının
(FTA-VA-1003-06, Şekil-7.3) incelenmiştir (Mehmet Çelebi
8 sayı 152/2019
makale
ve diğerleri-2016a). Söz konusu
deprem sırasında alt kattaki
ivme ölçerde en büyük ivme 0.1g
kadar olurken en üst kattaki ivme
ölçerdeki en büyük ivme 0.2g
kadar olmuştur.
Yapının 2007 yılından bu yana
çalışan ivme ölçme sistemi ile
alınan kayıtlardan geçmişte
olan depremlerde yapının
titreşim periyotlarında bir uzama
olmamıştır. Ancak 2011 depremi
sonrasında yapının periyodu %20
kadar uzamıştır.
Aynı şekilde geçmiş depremlerde
alınan kayıtlardan yapının
sönümü %1.5 ile %3.8 arasında
ölçülürken 2011 depreminde
sönüm oranı %6 - %8 arasında
ölçülmüştür.
TÜRKİYE’DEN BİR ÖRNEK
Istanbul’da 4ncü Levent’te
bulunan “Canyon” binasındaki
ivmeölçerler 2010 yılında olan
iki uzak depremi kaydetmiştir
(Ljubomir Tashkov ve Lidiya
Krstevska-2014). 27 katlı yapının
en üst katında 3 Ekim 2010’da
olan depremde yaklaşık 4.7 cm/
sn2 ivme ölçülmüştür. Büyüklüğü
M= 4.4 olan bu deprem yapının
bulunduğu noktadan yaklaşık
80 km kadar uzaktadır.
3 Kasım 2010’da olan M=5.3
büyüklüğündeki depremde ise
yapının 27’nci katında 1 cm/
sn2 ivme ölçülmüştür. Bu ikinci
depremin merkezi yaklaşık 230-
240 km kadar uzaktadır. Her iki
depremde yapıda ölçülen ivmeler
insanların rahatsız edecek ve
korkutacak boyuttadır.
Yapının yüksekliği yaklaşık 90
metre ve 1nci mod titreşim
periyotları birbirine dik yönlerde
1.92 v 1.50 saniye olarak
ölçülmüştür(Ljubomir Tashkov
ve Lidiya Krstevska-2014). Bu
uzun periyotlar yapının uzak
depremlerden etkileneceğini
ve yapıda bulunan kişileri
rahatsız edecek ve korkutacak
boyutta salınımların olacağını
göstermektedir.
SONUÇ
Bu yapılarda deprem nedeni ile
olmuş bir taşıyıcı sistem hasarı
bildirilmemiştir. Ancak bu yüksek
yapılar uzak depremlerde çok
korkutucu biçimde sallanmışlar,
insan hissetme eşiğinin kat
kat üzerinde ivme genliği olan
titreşimler olmuş ve yapılarda
ciddi boyutlarda %0.25-0.50
ötelenme oranları gözlenmiştir,
ölçülmüştür. Deprem dayanıklı
yapı tasarımında %1’i aşan
ötelenme oranları kritik bir
eşiktir ve az da olsa taşıyıcı
olmayan ya da taşıyıcı olan yapı
elemanlarında hasar başlangıcı
ötelenme oranları olarak anlaşılır.
Bu arada bazı Japonya’daki
bazı yapılarda uzak deprem
titreşimleri nedeni ile asansör
halatı hasarı (dolaşma) ve
uzun süreli kullanım dışı kalma
durumu gözlenmiştir (Çelebi ve
Okawa-2014).
Türkiye’de yapılmış ve yapılmakta
olan çok katlı ve yüksek yapıların
da öz titreşim periyotlarının
“uzun” olması nedeni ile
Dubai ve Japonya’da gözlenen
biçimlerde uzak depremlerden
etkilenmesi beklenmelidir.
KAYNAKLAR
Mehmet Çelebi, Izaru Okawa
(2014) “Drift Issues of Tall
Buildings During the March 11,
2011 M=9.0 Tohoku Earthquake
Japan, Implications” Proceedings
of the 2nd European Conference
on Earthquake Engineering and
Seismology, Istanbul, 25-29
August 2014.
Mehmet Çelebi, Yoshiaki Hisada,
Roshanak Omrani, S. Farid
Ghahari and Ertuğrul Taciroğlu
(2016a) “Responses of Two Tall
Buildings in Tokyo, Japan, Before,
During and After the M9.0
Tohoku Earthquake of March
2011” Earthquake Spectra,
Volume 32 No 1 pp 463-495,
February 2016.
Mehmet Çelebi, Toshide
Kashima, S. Farid Ghahari,
Fariba Abazarsa and Ertuğrul
Taciroğlu (2016b) ”Responses
of a Tall Building with US Code
Type Instrumentation in Tokyo,
Japan, to Events, Before, During
and After the Tohoku Earthquake
of 11 March 2011” Earthquake
Spectra, Volume 32, No 1 pp
497-522, February 2016.
Zoren Militunovic, Radmila
Salic, Ali Mogahed and Hassan
Almulla (2014) “Structural Health
Monitoring Systems: State of the
Art Infrastructure for Emergency
Decisions and Management”
Proceedings of the 2nd European
Conference on Earthquake
Engineering and Seismology,
Istanbul, 25-29 August 2014.
Derek Skolnik, Mauricio Ciudal-
Real, Mathias Franke, Yavuz
Kaya, Erdal Şafak (2014)
“Structural Health Monitoring
of Unique Structures in Abu
Dhabi Emirate” Proceedings of
the 2nd European Conference
on Earthquake Engineering and
Seismology, Istanbul, 25-29
August 2014.
FTA-90-1003-06 (2006) “Transit
Noise and Vibration Impact
Assessment” US Federal Transit
Administration, May 2006.
Ljubomir Tashkov, Lidiya
Krstevska (2014) “Identification
of Dynamic Characteristics of
Canyon Building in Istanbul
Based on Earthquake and
Ambient Records” Proceedings
of the 2nd European Conference
on Earthquake Engineering and
Seismology, Istanbul, 25-29
August 2014.
sayı 152/2019 9

ULAŞTIRMA POLİTİKALARI ÇALIŞTAYI
...................................................
Odamız adına Şubemizin
düzenlediği Ulaştırma Politikaları
Çalıştayı 2 Mart 2019 tarihinde
Şubemizin Konferans Salonu’nda
gerçekleşti.
Çalıştay Şube Başkanımız Nusret
SUNA’nın konuşmasıyla başladı.
SUNA, Şubemiz ile Erzurum
Şubemizin ortaklığıyla 10-11-12
Ekim 2019 tarihinde Erzurum’da
düzenleyeceği 13. Ulaştırma
Kongresi’nin “Yaşanabilir Kentler
İçin Kent-Ulaştırma Birlikteliğinin
Uyumlu Gelişimi” ana teması
ile toplanacağını ifade ederek
başladığı konuşmasında
“Ulaştırma politikasını sadece
teknik bazda ele almak,
mühendislik uygulamaları ile
sınırlı bir tartışmaya hapsetmek,
işin doğrusu yeterli olmayacaktır.
Elbette bunlar da gündemimizde
yer almaktadır ve bu alanda çok
değerli üretimler söz konusudur.
Ancak dikkat edilirse, metropol
kentlerimizin hemen hepsi, hatta
turizme açık sahil yerleşkelerinde
bile ulaşım sorunu vardır.”
diyerek, yapılan onca yatırıma,
kavşak düzenlemelerine ve
İstanbul örneğinde olduğu gibi
10 sayı 152/2019
2 Mart 2019
Boğaz Köprülerine rağmen
ulaşıma köklü, kalıcı bir çözüm
üretilemediğine değindi ve
bunun nedeninin ise niteliksiz
mühendislik uygulamaları,
teknik analizlerin yetersizliği,
hesaplamaların yanlışlığı,
mühendislerin öngörüsüzlüğü
olmadığına dikkat çekti.
Kentlerin on yıllardır araç
odaklı düzenlendiğini, ulaşım
yatırımlarına insanın değil
otomotiv sanayinin ihtiyaçlarının
yön verdiğini, kentsel hayat bir
bütün olarak ulusal/uluslararası
sermaye gruplarının ihtiyacına
çalıştay
göre belirlendiğini dile getiren
SUNA, ulaşım sorununu bir
bütün olarak çözmek gerektiğini,
yaşanabilir bir kent yaratma
hedefiyle yaklaşılması gerektiğine
değindi.
“Birinci Boğaz Köprüsü
tartışmalarından bu yana,
Odamızın temel yaklaşımı
bu doğrultuda olmuş, Boğaz
köprüsüne itiraz etmekle
yetinilmemiş, kent içi ulaşıma dair
bütünlüklü önerilerle kamuoyunun
karşısına çıkılmıştır. Bu sadece
ulaşımın bütünlüklü, işlevsel ve
sürdürülebilir olmasıyla sınırlı
çalıştay
tutulmamış, kentsel politikaların
bütünlüklü olması gerektiği
vurgulanmıştır. Açık ki, sağlıklı
kentleşme, güvenli yapılaşma,
eksiksiz altyapı, yeşili ve su
havzalarını koruma ve geliştirme,
sosyal donatı alanlarını çoğaltma,
sosyo-kültürel hayatı canlandırma
bütünlüğü içinde değerlendirilecek
ulaşım, sorun olmaktan çıkacak,
kentleri yaşanabilir kılan
unsurlardan biri haline gelecektir.”
diyen SUNA bugün karşı karşıya
olduğumuz tablonun, meslek
odalarının, üniversitelerin,
bilimin eleştiri ve önerilerinin yok
sayılmasıyla doğrudan alakalı
olduğuna dikkat çekti.
“Son birkaç on yıldır, “marka
kentler” kavramı meslek
alanımıza dahil olmuştur. Marka
kent kavramı, kentlerin rant
odaklı düzenlenmesini, ulaşımın
araç odaklı hale getirilmesini
içermektedir. Eğer hedefiniz,
“marka kent” yaratmaksa,
kentlerimizin bugünkü halinden
şikâyet etmenizin hiçbir
inandırıcılığı yoktur. “Marka
Kent”in gereği olarak kent
merkezlerini sermaye gruplarının
kullanımına açmış, plazalar,
çok katlı rezidanslar, lüks konut
projeleriyle nüfus yoğunluğunu
artırmışsanız trafiğin içinden
çıkılamaz hali sizin eserinizdir.
Ve ne yazık ki eserinizi, lokal
dokunuşlarla düzeltemeyeceğinizi
bilmeniz gerekmektedir. Bu
nedenle ulaştırma politikalarını
tartışırken, insanı, hayatı,
ekonomik ve siyasal tercihleri de
tartışmak durumundayız. Sadece
mühendislik uygulamalarıyla
sınırlı tartışma sorun çözücü
olmayacaktır.” diyen SUNA,
Odamızın ilk Ulaşım Kongresini
1974 yılında topladığını,
yaklaşık 50 yıldır aynı sorunların
tartışıldığını, İstanbul’un Ulaşım
Ana Planı olmadığını, 1983’te
yapılan ve sonra sümen altı
edilen Ulaşım Ana Planından
sonra İstanbul’un adeta kaderiyle
baş başa bırakıldığına dikkat
çekti ve şöyle dedi: “Bizler
sürdürülebilir, bütünlüklü, toplu
taşımacılığı merkezine alan,
meslek disiplinlerinin işbirliği
ile hazırlanan, üniversitelerin
ve meslek odalarının katılımcısı
olduğu bir süreçte üretilen ulaşım
planının hazırlanmasına somut
destek sağlar ve arkasında
dururuz.”
“İstanbul’da sorunlarına,
eksikliklerine rağmen karayolu,
denizyolu ve raylı sistem
taşımacılığı vardır. Ancak
aralarında eşgüdüm olduğunu
söylemek mümkün değildir. Bir
başka ifade ile İstanbul, entegre
ulaşım sisteminden yoksundur.
Bu aynı zamanda, tek tek ulaşım
sistemlerinin de verimliliğini
düşürmekte, işlevsizleştirmektedir.
Düşünebiliyor musunuz,
İstanbul gibi bir metropolde,
24 saat kesintisiz ulaşım
sağlamak mümkün değildir.
Zaten yetersiz olan raylı sistem
gece saat 12’den sonra devre
dışı bırakılmaktadır. Havaalanı
metrosu bile bir saate kadar
çalışmaktadır. Türkiye’nin
dünyaya açılan kapısı olarak
kabul edilen bir kentte böyle
bir uygulama olabilir mi? Hava
ulaşımıyla İstanbul’a ayak basan
bir insan kente nasıl ulaşacaktır?
Yeni hava limanı açıldığında bu
sorunun daha can yakıcı bir
duruma geleceği açıktır. Deniz
ulaşımı yeterli düzeyde değildir.
Denizle iç içe bir kentte deniz
ulaşımından yararlanmamak
ancak toplu taşımacılık
kültüründen uzak bir anlayışın
eseri olabilir. Bilindiği gibi İDO
2011 yılında özelleştirilmiştir.
Yani bir başka ifade ile temel
haklar arasında bulunan ulaşım
hakkı özel şirketler marifetiyle
yürütülmektedir. Hatırlanacaktır
geçen Kasım ayı içerisinde İDO
kâr marjını bahane ederek kimi
seferleri kaldırdığını açıklamıştı.
Siz ulaşım temel hakkını serbest
piyasanın insafına bırakırsanız
bu ve benzeri sorunları yaşamak
kaçınılmaz olacaktır. Haydarpaşa,
hızlı tren, Marmaray ve
benzerlerinin entegre olamaması,
Marmaray ve köprü geçişlerinde
alınan yüksek bedeller, engellilere
uygun olmayan ulaşım sistemi,
hatta engellileri adeta eve
hapseden mevcut durum sorunlu
konular olarak karşımızda
durmaktadır” diyen SUNA,
Çalıştaya başarılar dileyerek
konuşmasını sonlandırdı.
Oda Başkanımız Cemal GÖKÇE
ise “31 Mart 2019 tarihinde
yerel yönetim seçimleri yapılacak.
Sokaklar giderek ısınıyor. Çevre
kirliliği, kentlerin cadde ve
sokaklarını dolduran otomobiller,
trafik sıkışıklığı ve erişimdeki
zorluklar ve zaman kaybı gibi
konularda gündeme geliyor. Bu
süre içerisinde bilim insanları,
Oda ve şubelerimiz İstanbul
başta olmak üzere kentlerimizin
sorunlarını tartışıyor, yapılması
gerekenlerin altını kalın harflerle
çiziyor. Bu süre içerisinde
ülkemizin ve kentlerimizin
kalkınma stratejileri tartışılıyor.
Kentleşme, sanayileşme ve
erişebilirlik üzerinde duruluyor.
Üretken olan yatırımların
öncelikler arasında yer alması
gerektiğini, kentleşmeye ayrılacak
kaynakların nasıl kullanılması
üzerinde duruluyor.” diyerek
başladığı konuşmasında,
Türkiye genelinde yapılacak olan
Ulaştırma Çalıştaylarına değindi.
Ulaştırma konusunun, toplumsal
gelişmenin mekansal okumayla
anlam kazanacağını, ulaştırmanın
tüm yaşam alanlarıyla birlikte
ele alınması gerektiğini, konutlar,
iş yerleri, okullar, hastaneler
ve tüm yapılı alanlarla birlikte
ele almak gerektiğini, tüm
yaşam alanlarını erişebilirlik,
sürdürebilirlik, kültürel miras,
eko setsem ve çevre duyarlılığı
ile birlikte, plan bütünlüğü
sayı 152/2019 11

içinde ele alıp değerlendirmek
gerektiğine dikkat çeken GÖKÇE,
“Toplumsal gelişmeyi mekansal
okumayla değerlendirebilmek için
geniş bir bilgiye, farklı meslek
ve bilgi gruplarının bildiklerini
birleştirmeye ihtiyaç var. Bu
durum, art niyetsiz bir şekilde
sosyolojik bir öngörüyü ve uzun
ölçekli bir değerlendirmenin
yapılmasını gerekli kılıyor.
Dünyamızı ve çevremizi
anlamanın ve yorumlamanı
yolu yüksek bir öngörüye sahip
olmaktan geçer. Yaptığımız ve
yapacağımız toplantılarla böylesi
bir öngörüyü ortaya koyabilirsek,
yaşadığımız çevre ile bilginin
mekansal ilişkisini bir bütün
olarak kavramak mümkün olabilir.
Giderek kırsal alanlarda yaşayan
insanlar kentlere göç ediyorlar.
Bu nedenle mekanı anlamanın
ve sağlıklı bir değerlendirme
yapmanın ön koşulu, ulaşım
politikalarının bilimsel ölçüler
içinde ortaya konmasıdır.” diyerek
sözlerine devam etti.
“Dünyada ki 207 kentin yer aldığı
bir incelemede İstanbul trafik
yoğunluğu bakımında 11.sırada
yer alıyor. İstanbullu günün 52.5
dakikasını trafikte geçiriyor.
Ülkemiz ve kentlerimiz büyük
ölçüde ulaşım ana planından
mahrum olarak yönetilmiştir. Kent
Anayasaları ihlal ediliyor, planlı
bir gelişme ve yapılaşma anlayışı
yerini toprağın değer artışına
12 sayı 152/2019
ve rant paylaşımına bırakıyor.
Mekansal düzenin önemli bir
parçası olması gereken kentsel
tasarım dikkate alınmıyor. Sosyal
ve mekansal gelişme açısından
daha belirleyici bir hale gelen
kentsel siyaset bilimin, bilginin
ve mühendisliğin önüne geçiyor.
Siyaset kurumu rant dağıtım
merkezi haline geliyor. Kentte
yaşayanların bir bölümü de, küçük
ölçekli de olsa ortaya çıkan bu
ranttan yararlanıyor. Başlarına
yıkılacak yapıların bir parçası
oluyorlar. Bu nedenle işbirlikçi
bir yapı düzeni ortaya çıkıyor.
İstanbul’un Kartal ilçesinde
kendi kendisine yıkılan Yeşilyurt
Apartmanı bilinen kadarıyla 21
insanın yaşamını yitirmesine,17
insanın yaralı olarak kurtarılması
gibi bir sonuç doğuruyor.
Yapılarımız depremi beklemeden
kendi kendisine yıkılıyor. Tek
çalıştay
bir binanın yıkılmasına rağmen
ulaşım kilitleniyor, Can Kurtarma
araçları yıkım yerine gecikerek
ulaşabiliyor. Yıkılan binanın enkazı
5 günde ancak kaldırılabiliyor.
İstanbul bir deprem yaşayacak.
Ulaşım koridorları üzerinde
bulunan azımsanmayacak kadar
yapı yıkılacak. Çıkacak olan
yangınların söndürülmesi bile
büyük bir sorun olacak.” diyen
GÖKÇE, Avrupa Mekansal Gelişim
Perspektifi ve ilgili AB karar ve
hedef belgelerinde belirtildiği
gibi, AB’nin sürdürülebilir kentsel
gelişme ve yenileme için altı
çizilen dört hedefini (Kasaba ve
kentlerdeki ekonomik refah ve
istihdam olanaklarını artırmak,
Kentsel alanlarda eşitlik ve
sosyal katılımı özendirmek,
Kentsel çevreyi korumak ve
iyileştirmek, İyi yönetişime
ve yerelin güçlendirilmesine
katkıda bulunmak) dikkate almak
gerektiğine dikkat çekti.
İstanbul’un kuzeyini yapılaşmaya
açacak olan kanal projesi,
iki yakaya iki kent ve kentsel
dönüşüm projeleri İstanbul’u
yeni bir göç baskısı altına
sokacağını, 2. köprü ile 3.
havalimanı arasında bulunan
ormanlık alanlarının ve su
havzalarının yapılaşmasının
İstanbul’un yaşayacağı afet
sayısını artıracağını, hava
kirliliğinin daha da artacağı, sel
çalıştay
ve su baskınlarının çoğalacağını,
ulaşımın daha da zorlaşacağı
ve sosyal ve toplumsal sorunlar
büyüyeceğinin altının çizen
GÖKÇE, yeni havalimanının
yaklaşık olarak 7400 hektarlık bir
alana (Beş piste sahip dünyanın
en büyük havalimanı olan Atlanta
dünyanın en işlek havalimanıdır
ve 1900 hektar araziye
kurulmuştur.) sahip olduğunu,
arazi kullanımının oldukça fazla
olduğuna dikkat çekti.
Yapılan birçok projenin kentleşme
bilimine ve sürdürülebilir gelişme
anlayışına aykırı olduğunu,
toplumsal fayda, kamu yararı
ve sosyal eşiklerin aşılması
bakımından ülkemiz ve İstanbul
insanına yapılabilecek ‘büyük bir
kötülük’ olarak niteleyen GÖKÇE,
“Bu projeler birer rant projeleridir.”
diyerek sözlerini sonlandırdı.
Çalıştayın ilk bölümünde
Türkiye Ulaştırma Politikaları
konulu panel gerçekleşti.
Prof. Dr. Güngör EVREN’in
moderatörlüğünde gerçekleşen
Panelde Prof. Dr. Cüneyt ELKER,
Prof. Dr. Haluk GERÇEK, Prof.
Dr. İsmail ŞAHİN sunumlarını
gerçekleştirdiler. Bu oturumda,
Ulaştırma Planlaması Sürecini
Değiştiren Başlıca Etmenler,
İklim Değişikliği ve Sera
Gazları, Ulaştırma Planlaması
Süreci, Kentlerde Sürdürülebilir
Hareketlilik Planlaması İlkeleri,
Türkiye’de Yolcu ve Yük
Taşımalarının Türel Dağılımı,
Ülke Ölçeğinde Ulaştırma Ana
Planı Çalışmaları, Yeni Ulaşım/
Hareketlilik Hizmetleri, Türkiye Çalıştayın 1. Oturumu, Prof.
Ulaştırma Politikalarının Dr. Ergun GEDİZLİOĞLU’nun
Kilometre Taşları, Projelendirme moderatörlüğünde gerçekleşti.
Süreçleri, Sürdürülebilir Kalkınma “Hangi Politika İle
Modeli, Küresel Isınma ve İklim Nasıl?” konulu bu oturumda,
Değişikliği konuları üzerine Dr. İsmail Hakkı ACAR, Doç.
sunumlar gerçekleşti. Dr. Onur TEZCAN ve Doç. Dr.
Ilgın GÖKAŞAR sunumlarını
gerçekleştirdiler. Bu oturumda,
Geleneksel Planlama, Doğal
Dolaşım Sistemleri, Geleneksel
Planlamanın Önündeki Engeller,
Kaynak ve Mekanın Sınırlılığı,
Çevre Sorunları, Teknolojik
Çözümlerin Sınırı, Ortak
Mekanların Hakça Kullanımı,
Sınırları Gözeten ‘Bütünleşik
Ulaşım Politikası’, Bireysel
Ulaşımın Zorlaştırılması / Daha
Az Motorlu Araç Kullanımı, Toplu
Ulaşım ve Çevre Dostu Ulaşım
Sistemlerinin Öne Çıkartılması,
sayı 152/2019 13

Kalkınma Planlarında Ana İlke,
Hedef ve Politikala, Ulusal
Ulaştırma Ana Planı, Küresel
Eğilimler, Sürdürülebilirlik,
Avrupa Komisyonu Türkiye
İlerleme Raporu (2018), Akıllı
Ulaşım Sistemleri, Araçlar Arası
İletişim, Akıllı Şehirler - Temel
Yapıtaşları, Trafik Talep Yönetimi,
Sürdürülebilir Bütünleşik
Planlama Kavramları, Motorsuz
Ulaşımı Geliştirmek, Kamuya
Açık Alan Teşvik Etme, Global
Yaşanılabilir Şehirlerin Ulaşıma
14 sayı 152/2019
Yaklaşımı konuları üzerine
sunumlar gerçekleşti.
2. Oturum, Prof. Dr. Güngör
EVREN ve Prof. Dr. Ergun
GEDİZLİOĞLU moderatörlüğünde
gerçekleşti. Bu oturumda Prof.
Dr. Ergun GEDİZLİOĞLU ve
Dr. Öğr. Üyesi Selim DÜNDAR
sunumlarını gerçekleştirdi. Bu
oturumda Kentiçi Trafik Yönetimi,
Taşıt Trafiğinin Kaynağı; Arazi
Kullamı-Trafik, Kaçınılmaz
Olarak Trafik Talebinin Artışı,
çalıştay
Trafik Tıkanıklığı Göz Önünde
Tutarak Toplu Taşıma, Yol
Cadde Tasarımı ve Tek Yön
Yollar, Kavşak Tasarımı ve Işıklı
Kavşaklar, Katlı Kavşaklar, Trafiği
Sakinleştirme, Işıklı Kavşaklarla
Trafiği Azaltma, Ücretlendirme,
Hız Denetimi, Saptırarak Trafiği
ve Hızı Azaltma (Şaşırtarak),
Trafiği Yasaklama (Trafiğe Kapalı
Yollar), Bisiklet ve Yaya Caddeleri,
Korumasız Yol Kullanıcılarının
Trafikte Karşılaştığı Sorunlar,
Yayaların Trafikte Karşılaştığı
Sorunlar, Bisiklet Kullanıcılarının
Trafikte Karşılaştığı Sorunlar,
Motosiklet Kullanıcılarının Trafikte
Karşılaştığı Sorunlar, Korumasız
Yol Kullanıcılarının Güvenliğinin
Arttırılmasına Yönelik Öneriler
konuları üzerine sunumlar
gerçekleşti.
Eşzamanlı olarak canlı yayını
da yapılan Çalıştayımız soru
ve cevapların ardından genel
değerlendirme ve kapanış
bölümüyle sona erdi.
çalıştay
ŞUBE BAŞKANIMIZ NUSRET SUNA’NIN ULAŞTIRMA POLİTİKALARI ÇALIŞTAYI
AÇILIŞ KONUŞMASI TAM METNİ AŞAĞIDADIR:
Değerli Meslektaşlarım,
Değerli Katılımcılar,
Şubemiz tarafından düzenlenen Ulaştırma
Politikaları Çalıştayına hoş geldiniz. Sizleri
ağırlamanın bizler açısından mutluluk vesilesi
olduğunu bilmenizi isterim. Konuşmama
başlamadan önce Çalıştayın düzenlemesine katkı
veren değerli hocalarımıza, meslektaşlarımıza ve
şube personeline huzurlarınızda teşekkür etmek
istiyorum.
Değerli Konuklar,
Odamızın uzun zamandır hayata geçirdiği sağlıklı bir
uygulama var. Sempozyum ya da kongre öncesinde
konuyla ilgili tartışmayı Çalıştaylar toplayarak
kitleselleştiriyoruz, bir başka ifade ile demokratik
mekanizmaları işlevli hale getiriyoruz. Konuyu
önce çalıştay formatında ele alıyor ve tartışarak
olgunlaşan görüşleri sempozyum/kongre zeminine
taşıyoruz.
Aksi takdirde, birkaç güne sığdırılmış yoğun
kongre programıyla amaca ulaşmak mümkün
olmamaktadır. Şubelerimizin gerçekleştirdiği
çalıştaylarda üyelerimiz bir araya gelmekte, her bir
katılımcı görüşlerini özgürce ifade etmekte, ortak
sorular ve ortaklaştırılan görüşler kongrede yine
ortak çözüme kavuşturularak, kamuoyunun bilgisine
sunulmaktadır.
Bu bağlamda Çalıştayı beyin fırtınası gibi algılamak,
kongrenin ön hazırlığı, altlığı gibi değerlendirmek
doğru olacaktır. Şubemiz ile Erzurum Şubemizin
ortaklığıyla 10-11-12 Ekim 2019 tarihinde
Erzurum’da toplanacak olan 13. Ulaştırma
Kongresi, “Yaşanabilir Kentler İçin Kent-Ulaştırma
Birlikteliğinin Uyumlu Gelişimi” ana teması ile
toplanacaktır.
Ana temadan da anlaşılacağı üzere, yaşanabilir
bir kent yaratmanın yolu, ulaşımın sorun olmaktan
çıkarılmasından geçmektedir. Bunun anlamı
açıktır. Konu sadece mühendislik bağlamında ele
alınmayacak, aynı zamanda kent hayatına değinileri
içerecektir. Bu nedenle, yerel seçim arifesinde
olmamızdan da hareket ederek, partilerimize
davetiye gönderdik, çalıştayımıza katılmalarını
istedik.
Elbette İstanbullulara, ulaşımın sorunlu olup
olmadığını anlatmaya gerek bulunmuyor. Sokağa
adımınızı attığınızdan, eve döndüğünüz ana kadar,
nasıl bir kentte yaşamaya mahkûm ve mecbur
bırakıldığımızı anlatmaya gerek var mı? Dolayısıyla
biz burada sadece durum tespiti yapmayacağız,
sorunun nasıl çözüleceğini, mühendisliğin neler
önerdiğini, neler yapılması gerektiğini tartışacağız.
Her şey bir tarafa, mühendisliği, mühendisliğin
evrensel kabullerini reddeden, önerilerine kulaklarını
kapatan, “ben yaptım oldu” anlayışıyla kentleri
yönetmeye çalışanlara görüş ve önerilerimizi bir kez
daha duyurma şansını yakalamış olacağız. Bizlerin
tek hedefi, yaşanabilir kentler yaratmaktır ki, ulaşım
sorunun çözümü bu hedefin odak noktasında yer
almaktadır.
Değerli Katılımcılar,
Ulaştırma politikasını sadece teknik bazda ele
almak, mühendislik uygulamaları ile sınırlı bir
sayı 152/2019 15

tartışmaya hapsetmek, işin doğrusu yeterli
olmayacaktır. Elbette bunlar da gündemimizde
yer almaktadır ve bu alanda çok değerli üretimler
söz konusudur. Ancak dikkat edilirse, metropol
kentlerimizin hemen hepsi, hatta turizme açık sahil
yerleşkelerinde bile ulaşım sorunu vardır. Yapılan
onca yatırıma, kavşak düzenlemelerine ve İstanbul
örneğinde olduğu gibi Boğaz Köprülerine rağmen
ulaşıma köklü, kalıcı bir çözüm üretilememektedir.
Bunun nedeni niteliksiz mühendislik uygulamaları
değildir. Teknik analizlerin yetersizliği,
hesaplamaların yanlışlığı, mühendislerin
öngörüsüzlüğü hiç değildir. Ulaşımda karşı karşıya
bulunduğumuz sorunların kaynağı bir bütün
olarak kentleşme politikalarıdır. Bu konuda
sonuca ulaşmayı kolaylaştıracak temel bir soru
bulunmaktadır: Kentler kimin için düzenlenmelidir?
Eğer yanıtınız, kentlerin asıl olarak insan için
düzenlenmesi gerektiği şeklindeyse, sorunun
çözülmemesi mümkün değildir. Eğer yanıtınız
kentlerin araçlara göre düzenlenmesi gerektiğini
işaret ediyorsa, yanıtınızın ya da yaklaşımınızın
sorunun kaynağını oluşturduğunu bilmeniz
gerekmektedir.
Değerli Meslektaşlarım,
Bu sorunun yanıtında ortaklık yaratılabilirse,
mühendislik biliminin temel kabulleri uygulamaya
alınabilir, ulaşımın sorun olmaktan çıkmasını
sağlayacak teknik tartışmalar gerçekleştirilebilir.
Bugün ulaşım da dahil kentsel sorunların temelinde
kentlerin kentliler için düzenlenmemesi yer
almaktadır. Kentlerimiz on yıllardır araç odaklı
düzenlenmektedir. Ulaşım yatırımlarına insanın
değil otomotiv sanayinin ihtiyaçları yön vermektedir.
Kentsel hayat bir bütün olarak ulusal/uluslararası
sermaye gruplarının ihtiyacına göre belirlenmektedir.
Denebilir ki ulaşım, kentsel sorunların sadece
bir halkasını oluşturmaktadır. Diğer halkalarla
birlikte düşünüldüğünde karşımıza bugünkü kentler
çıkmaktadır. Yani bir başka ifadeyle, tek başına
ulaşım sorununu çözmek mümkün değildir. Soruna
bir bütün olarak yaşanabilir bir kent yaratma
hedefiyle yaklaşıldığında, çözümün kolaylaşacağı,
mümkün olabileceği görülmelidir. Yapılması
gereken birbirini teşvik eden, birbirinin çözümünü
kolaylaştıran bütünlüklü bir yaklaşım sergilemektir.
Değerli Katılımcılar,
Birinci Boğaz Köprüsü tartışmalarından bu yana,
Odamızın temel yaklaşımı bu doğrultuda olmuş,
Boğaz köprüsüne itiraz etmekle yetinilmemiş, kent
16 sayı 152/2019
çalıştay
içi ulaşıma dair bütünlüklü önerilerle kamuoyunun
karşısına çıkılmıştır. Bu sadece ulaşımın bütünlüklü,
işlevsel ve sürdürülebilir olmasıyla sınırlı
tutulmamış, kentsel politikaların bütünlüklü olması
gerektiği vurgulanmıştır.
Açık ki, sağlıklı kentleşme, güvenli yapılaşma,
eksiksiz altyapı, yeşili ve su havzalarını koruma
ve geliştirme, sosyal donatı alanlarını çoğaltma,
sosyo-kültürel hayatı canlandırma bütünlüğü içinde
değerlendirilecek ulaşım, sorun olmaktan çıkacak,
kentleri yaşanabilir kılan unsurlardan biri haline
gelecektir.
Bu yapıldı mı? Yapılmadı tabii. Yapılmadığı için
bugün işin içinden çıkılamaz hale bürünen ulaşım
sorununu tartışmaya devam ediyoruz. İfade
etmeliyiz ki, bugün karşı karşıya olduğumuz tablo,
meslek odalarının, üniversitelerin, bilimin eleştiri ve
önerilerinin yok sayılmasıyla doğrudan alakalıdır.
Örneğin İstanbul özelinde diyebilirim ki, 20 yılı
aşkın zamandır, İstanbul’da iktidar olan anlayışla
aramızdaki temel fark, kentlerin kimin için ve
ne şekilde düzenleneceği noktasındadır ve
sadece ulaştırma politikalarındaki yaklaşımdan
kaynaklanmamaktadır.
Değerli Meslektaşlarım,
Son birkaç on yıldır, “marka kentler” kavramı
meslek alanımıza dahil olmuştur. Marka kent
kavramı, kentlerin rant odaklı düzenlenmesini,
ulaşımın araç odaklı hale getirilmesini içermektedir.
Eğer hedefiniz, “marka kent” yaratmaksa,
kentlerimizin bugünkü halinden şikâyet etmenizin
hiçbir inandırıcılığı yoktur.
“Marka Kent”in gereği olarak kent merkezlerini
sermaye gruplarının kullanımına açmış, plazalar,
çok katlı rezidanslar, lüks konut projeleriyle nüfus
yoğunluğunu artırmışsanız trafiğin içinden çıkılamaz
hali sizin eserinizdir.
Ve ne yazık ki eserinizi, lokal dokunuşlarla
düzeltemeyeceğinizi bilmeniz gerekmektedir. Bu
nedenle ulaştırma politikalarını tartışırken, insanı,
hayatı, ekonomik ve siyasal tercihleri de tartışmak
durumundayız. Sadece mühendislik uygulamalarıyla
sınırlı tartışma sorun çözücü olmayacaktır.
Değerli Konuklar,
Odamız ilk Ulaşım Kongresini 1974 yılında
toplamıştır. Yani bir başka ifadeyle yaklaşık
50 yıldır aynı sorunlar tartışılmaktadır. Değerli
meslektaşlarım, bu noktada hafızlarımızı
canlandırmak istiyorum. Odamız Birinci Boğaz
çalıştay
Köprüsüyle ilgili tartışmalarda şu sorularla
kamuoyunun karşısına çıkmıştır:
• Boğaz Köprüsü, İstanbul’un ulaşım sorununu
çözebilecek mi yoksa yeni sorunların doğmasına mı
yol açacak?
• Boğaza köprü yapılması işlevsel mi, verimli mi,
sürdürülebilir mi?
• Neden toplu taşımacılık değil de, bireysel araç
kullanımı teşvik edilmektedir?
• Sebepsiz zenginleşmeye yol açıyor mu?
• Köprü yeşile, su havzalarına zarar verecek mi?
Bugün aynı soruları Üçüncü Boğaz Köprüsü için
de sorduk, soruyoruz. 50 yıl sonra aynı soruları
sormak, sadece mesleğimizin değil İstanbul’un
bir dramı olarak tarihteki yerini almıştır. Aradan
geçen onca zamana karşı görüyoruz ki ne İstanbul
kent içi ulaşım sorunları çözülmüş ne de İstanbul
yaşanabilir bir kent haline gelebilmiştir. Hatta tam
aksi gelişmeler yaşanmıştır.
Odamız o yıllarda itirazını ayrıntılandırırken, ulaşıma
köklü ve sürdürebilir çözümler üretilmezse, yeni
köprülerin yapılması kaçınılmaz olacaktır şeklinde
bir not da düşmüştür. Bunun mucizevi bir öngörü
olmadığı açıktır. Mühendislik biliminin, ulaşım
mühendisliğinin temel bilgilerine hakim olmak bile
bu öngörüde bulunmak için yeterlidir. Evet soruların
ardı arkası kesilmemektedir.
Ulaşım alanındaki evrensel kabullere, bilimsel
doğrulara rağmen neden toplu taşımacılık tercih
edilmemektedir? Neden kentlerimiz adeta köprüler,
altüst geçitler, katlı kavşaklar çöplüğü haline
getirilmiştir? Neden yerel yönetimler sorunları
çözmek yerine yeni rant alanları yaratacak
yatırımlara yönelmektedir? Neden yatırımların çevre
etkisi dikkat alınmamaktadır? Çünkü bugünkü
merkezi ve yerel iktidarın marka kent yaratmak
dışında kent politikası yoktur. Haliyle ulaştırma
yatırımları bu politikaya paralellik arz etmektedir.
Değerli Meslektaşlarım,
Diğer kentlerimiz ne durumdadır bilmiyorum ama
İstanbul’un Ulaşım Ana Planı olmadığı bilinmektedir.
1983’te yapılan ve sonra sümen altı edilen Ulaşım
Ana Planından sonra İstanbul adeta kaderiyle
baş başa bırakılmıştır. Bizlerin temel itirazı da bu
noktadadır. Bizler sürdürülebilir, bütünlüklü, toplu
taşımacılığı merkezine alan, meslek disiplinlerinin
işbirliği ile hazırlanan, üniversitelerin ve meslek
odalarının katılımcısı olduğu bir süreçte üretilen
ulaşım planının hazırlanmasına somut destek
sağlar ve arkasında dururuz.
Değerli Meslektaşlarım,
Değerli Katılımcılar,
Ulaşım İstanbul’un temel sorunlarından biridir.
Çalıştay katılımcılarımız karşı karşıya bulunduğumuz
sorunları ayrıntılı bir şekilde ele alacaktır ancak ben
de izninizle kimi noktalara vurgu yapmak istiyorum.
İstanbul’da sorunlarına, eksikliklerine rağmen
karayolu, denizyolu ve raylı sistem taşımacılığı
vardır. Ancak aralarında eşgüdüm olduğunu
söylemek mümkün değildir. Bir başka ifade ile
İstanbul, entegre ulaşım sisteminden yoksundur.
Bu aynı zamanda, tek tek ulaşım sistemlerinin de
verimliliğini düşürmekte, işlevsizleştirmektedir.
Düşünebiliyor musunuz, İstanbul gibi bir
metropolde, 24 saat kesintisiz ulaşım sağlamak
mümkün değildir. Zaten yetersiz olan raylı sistem
gece saat 12’den sonra devre dışı bırakılmaktadır.
Havaalanı metrosu bile bir saate kadar
çalışmaktadır. Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı
olarak kabul edilen bir kentte böyle bir uygulama
olabilir mi? Hava ulaşımıyla İstanbul’a ayak basan
bir insan kente nasıl ulaşacaktır? Yeni hava limanı
açıldığında bu sorunun daha can yakıcı bir duruma
geleceği açıktır.
Değerli Konuklar,
Deniz ulaşımı yeterli düzeyde değildir. Denizle iç
içe bir kentte deniz ulaşımından yararlanmamak
ancak toplu taşımacılık kültüründen uzak bir
anlayışın eseri olabilir. Bilindiği gibi İDO 2011
yılında özelleştirilmiştir. Yani bir başka ifade ile
temel haklar arasında bulunan ulaşım hakkı özel
şirketler marifetiyle yürütülmektedir. Hatırlanacaktır
geçen Kasım ayı içerisinde İDO kâr marjını bahane
ederek kimi seferleri kaldırdığını açıklamıştı. Siz
ulaşım temel hakkını serbest piyasanın insafına
bırakırsanız bu ve benzeri sorunları yaşamak
kaçınılmaz olacaktır.
Haydarpaşa, hızlı tren, Marmaray ve benzerlerinin
entegre olamaması, Marmaray ve köprü
geçişlerinde alınan yüksek bedeller, engellilere
uygun olmayan ulaşım sistemi, hatta engellileri
adeta eve hapseden mevcut durum sorunlu konular
olarak karşımızda durmaktadır.
Değerli Katılımcılar,
Çok değerli hocalarımız, meslektaşlarımız hem
sorunları görünür kılacak hem de çözüme dair
görüşlerini bizlerle paylaşacak. Bu nedenle
konuşmamı bu noktada sonlandırıyor, beni
dinlediğiniz için teşekkür ediyor ve Çalıştayımıza
başarılar diliyorum.
sayı 152/2019 17
 şubemizden
Şubemizden
haber ve duyurular
Derin Zemin İyileştirme Yöntemleri ve
Uygulama Örnekleri / 14 Ocak 2019
Şubemiz tarafından Şantiye Seminerleri kapsamında düzenlenen,
İnş. Yük. Müh. Alp GÖKALP’ın konuşmacı olarak katıldığı “Derin
Zemin İyileştirme Yöntemleri ve Uygulama Örnekleri” konulu
seminer 14 Ocak 2019 tarihinde Şubemiz Karaköy Hizmet
Binası’nda gerçekleşti. Seminerde derin zemin iyileştirme
yöntemlerine ilişkin bilgiler aktarıldı ve uygulama örneklerine yer
verildi.
Modern Sanat Müzeleri Yapısal Tasarımı:
Türkiye’den Uluslararası Önemde İki Örnek
15-16-17 Ocak 2019
Şubemiz tarafından Tekil Seminerler kapsamında düzenlediğimiz
İnş. Yük. Müh. Ahmet TOPBAŞ’ın konuşmacı olarak katıldığı
seminerler 15-16-17 Ocak 2019 tarihlerinde Şubemiz, Kadıköy
ve Bakırköy temsilciliklerimizde gerçekleşti. Seminerde modern
sanat müzeleri, yapısal tasarım konuları üzerine bilgiler
aktarılırken, ülkemizde ve yurtdışında yapılmış olan sanat
yapılarından örneklere yer verildi.
İnşaat Projelerinde Sözleşme Yönetimi
21 Ocak 2019
Şubemiz tarafından Şantiye Seminerleri kapsamında
düzenlenen İnş. Yük. Müh. Sinan NOYAN’ın, konuşmacı olarak
katıldığı seminer 21 Ocak 2019 tarihinde Şubemiz Karaköy
Hizmet Binası’nda gerçekleştirildi. Seminerde sözleşmelerin
yönetiminde temel adımlar, bildirim ve zaman aşımı, tarafların
risk paylaşımı, saha kayıtları ve uyuşmazlıklar konularında
bilgiler aktarıldı.
Yol Projelerinde Sanat Yapıları Tasarımı
22-23-24 Ocak 2019
Şubemiz tarafından Tekil Seminerler kapsamında düzenlediğimiz
İnş. Müh. Elif ERSOY’un konuşmacı olarak katıldığı seminerler
22-23-24 Ocak 2019 tarihlerinde Şubemiz, Kadıköy ve Bakırköy
temsilciliklerimizde gerçekleştirildi. Seminerde sanat yapılarına
ihtiyaç duyulmasının belli başlı nedenleri, hidrolik sanat yapıları
menfezler ve standartlar, yönetmelikler ve kaynaklar gibi
konulara yer verildi.
18 sayı 152/2019
şubemizden
Yenilikçi Güçlendirme Uygulamaları;
Eskişehir Alaattin Cami Eğik Minare
Sabitleme Uygulaması / 28 Ocak 2019
Şubemiz tarafından Şantiye Seminerleri kapsamında düzenlenen,
İnş. Yük. Müh. Suat YILDIRIM’ın konuşmacı olarak katıldığı
seminer 28 Ocak 2019 tarihinde Şubemiz Karaköy Hizmet
Binası’nda gerçekleştirildi. Seminerde çelik uzay çatı ardgerme
yöntemi ile güçlendirilmesi örneği, güçlendirmede klasik ve
yeni yöntemlerin temel farkları, sönümleme yaklaşımı ve tipleri
konusunda bilgiler aktarıldı.
İçme Suyu Temin, İletim ve Dağıtım
Sistemleri Modülasyonu / 29-30-31 Ocak 2019
Şubemiz tarafından Tekil Seminerler kapsamında düzenlediğimiz
İnş. Yük. Müh. Peyman ARBABHA’nın konuşmacı olarak katıldığı
Seminerler 29-30-31 Ocak 2019 tarihlerinde Şubemiz, Kadıköy
ve Bakırköy temsilciliklerimizde gerçekleştirildi. Seminerde
Cazibeli İsale hatları, terfi isale hatları, pompa istasyonları, su
dağıtım şebekeleri konularına yer verildi.
ULUSLARARASI 10. BETON KONGRESİ DÜZENLEME KURUL TOPLANTISI / 13 Şubat 2019
Odamız adına Bursa ve İstanbul Şubesi olarak 2-4
Mayıs 2019 tarihinde Bursa’da düzenleyeceğimiz.
Uluslararası 10. Beton Kongresi Düzenleme Kurul
toplantısı 13 Şubat 2019 tarihinde Şubemizde
yapıldı. Toplantıda kongreye gelen tam bildirilerin
değerlendirilmesi, çağrılı konuşmacılar, sponsorluk
konuları ve kongre program taslağı konuları
görüşüldü. Toplantıya Oda 2. Başkanı Cemal AKÇA,
Şube Başkanımız Nusret SUNA, Prof. Dr. Hulusi
ÖZKUL, Prof.Dr.Mehmet Ali TAŞDEMİR, Prof.
Dr. Adem DOĞANGÜN, Prof.Dr. Turan ÖZTURAN,
Bursa Şube Sayman Üyesi Ayşe Asena DİŞBUDAK, AGHABAGLOU, Şube Sekreteri Rezan BULUT,
Şube Yönetim Kurul Üyemiz E.Fusun SÜMER, Bursa Şube Sekreter Yardımcısı Ayşegül ÖZBEK,
Doç.Dr. Özkan ŞENGÜL, Yrd.Doç.Dr. Ali Mardani Şube Sekreter Yardımcısı Hasan ÜNAL katıldı.
ULUSLARARASI 8. GEOTEKNİK SEMPOZYUMU
DÜZENLEME KURULU TOPLANTISI / 1 Mart 2019
13-14-15 Kasım 2019 tarihlerinde İstanbul’da
düzenleyeceğimiz Uluslararası 8. Geoteknik
Sempozyumu Düzenleme Kurulu toplantısı
1 Mart 2019 tarihinde yapıldı.Toplantıda
ulusal ve uluslararası bilim kurulu üyelikleri
için gelen yanıtlar, sempozyum bildiri özetleri
ve çağrılı konuşmacılar görüşüldü. Toplantıya
Şube Başkanımız Nusret SUNA, Prof. Dr. Feyza
ÇİNİCİOĞLU, Prof. Dr. Mustafa LAMAN, Prof.
Dr. Recep İYİSAN, Doç. Dr. Havva Nur KILIÇ,
Doç. Dr. Pelin ÖZENER TOHUMCU,Doç.Dr.Özer
ÇİNİCİOĞLU, Doç. Dr. Banu İKİZLER, Dr. Selçuk
BİLDİK, Dr. Ece BAYAT, Dr. Selman SAĞLAM ve Şube Sekreterimiz Rezan BULUT katıldılar.
sayı 152/2019 19
 şubemizden şubemizden

AFETE HAZIRLIK VE MÜDAHALE KOMİSYONU TOPLANTILARI KADIN İNŞAAT MÜHENDİSLERİ KOMİSYONU TOPLANTILARI
19 Ocak / 9 Mart 2019 25 Ocak / 21 Şubat / 21 Mart 2019
Şubemiz Afete Hazırlık ve Müdahale Kurulu Şubemiz Kadın İnşaat Mühendisleri Komisyonu Fusun SÜMER, Ayşegül BİLDİRİCİ SUNA, Muradiye
toplantıları Şubemiz Karaköy Hizmet Binası’nda toplantıları 25 Ocak, 21 Şubat ve 21 Mart BİLEN, Zeynep GÖKSAL, Canan OĞUZ, H. Ülkü
yapıldı. Toplantılara Yönetim Kurulu Sayman 2019 tarihlerinde gerçekleştirdi. Toplantılarda ÖZER, Perihan KOÇ, Beste BEYGO ÇARPAR, Dilan
Üyemiz Temel PİRLİ, 46. Dönem İMO Afete Hazırlık 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe yönelik etkinlik TAŞGİT ULUŞAN, Suzan İLHANER, Müge ÖZGENEL,
Müdahale Kurulu Başkanı Abdullah İNCİR, Prof. kapsamında ilk 100 kadın inşaat mühendisi ile İpek BULGURCU, Özgecan OVACIKLI, Bilgen
Dr. Filiz PİROĞLU, Ş. Erdal YILMAZ, M. Sabri ilgili yapılan çalışmalar aktarıldı. Toplantılara G. BİÇER, Saadet KOSİF, Beste SALMAN, Tülay
KURAL, Erkin Erinç YALÇINKAYA, Sertaç İPEK, Yaşın ARSLANOĞLU, Elif ERSOY, Sinem KOLGU, E. ÇALIŞKAN katıldı.
Necip TIRPAN, Oktay GÜLAĞACI, Eren ERYILMAZ,
Mustafa YAZICI, Sultan ŞEBİTÜRK ve Alper
ULUŞAN katıldılar.

KENT YATIRIMLARINI İZLEME KOMİSYONU TOPLANTILARI

23 Ocak / 6 Mart 2019
Şubemiz Kent Yatırımları İzleme Komisyonu
toplantıları Şubemiz Karaköy Hizmet Binası’nda
gerçekleşti. Toplantılarda kent yatırımlarını
izlemedeki ÇED değerlendirme kriterleri süreçleri,
Avrupa kriterleri, İBB meclisinde kabul edilen 3 katlı
İstanbul tünel projesinin planlarına itiraz süreçleri,
Beykoz Elmalı Deresi bölgesinde 550 villanın yapımı
ile ilgili plan itirazları gibi konular değerlendirildi.
Toplantılara Şube Başkanımız Nusret SUNA,
Prof. Dr. Güngör EVREN, H. Ülkü ÖZER, E. Fusun
SÜMER, Prof. Dr. İlhan AVCI, Prof. Dr. Zerrin
BAYRAKDAR, Prof. Dr. İsmail ŞAHİN, Doç. Dr.
Özgür KIRCA, Mete AKALIN, Murat ANTİK, Adem
ERCAN, Ş.Erdal YILMAZ, Özgür DURMUŞ, Gökhan
ÖZEN, Mehmet KARAMUSTAFAOĞLU, Burak
GÖKÇEN, Ahmet YILDIRIM ve Rezan BULUT
katıldılar.
MESLEK İÇİ EĞİTİM KURULU TOPLANTISI / 19 Şubat 2019
Şubemizin 2019 İlkbahar - Yaz Dönemi yapılacak
olan meslek içi eğitim seminerleri ve kurslarının
programlandığı Meslek İçi Eğitim Kurulu toplantısı
19 Şubat 2019 tarihinde gerçekleşti. Toplantıya
Şube Başkanımız Nusret SUNA, Kurul Başkanı
Prof. Dr. Zekai CELEP, Sinem KOLGU, Şube
Sekreterimiz Rezan BULUT ve Proje Asistanımız
Alper ULUŞAN katıldı.

İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ KURULU TOPLANTILARI ENERJİ KİMLİK BELGESİ UZMANLIK KURSU (EKB-2019-2)
16 Ocak / 21 Şubat / 15 Mart 2019 30-31 Ocak-1 Şubat / 13-15 Şubat 2019
Şubemiz İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulu Şubemiz tarafından düzenlenen Enerji Kimlik Belgesi (EKB) uzmanlık kursu, İnş. Müh. Tülay ÇALIŞKAN ve
toplantıları 16 Ocak, 21 Şubat ve 15 Mart 2019 İnş. Müh. Mete YILDIZ eğitmenliğinde 30-31 Ocak-1 Şubat ve 13-15 Şubat 2019 tarihlerinde yapıldı.
tarihlerinde Karaköy Hizmet Binası’nda yapıldı.
Toplantılarda ‘kurul çalışma programı’ ve ‘6 Nisan
2019 tarihinde yapılacak olan panel’ konu
başlıkları görüşüldü.
Toplantılara İsmail UZUNOĞLU, E. Fusun SÜMER,
Beste ARDIÇ ARSLAN, Yusuf ÖZKAN, İlhan ÖLÇER,
Filiz GÖKÇE, Deniz HAMZAÇEBİ, İ. Mert UZUN ve
Hasan ÜNAL katıldılar.

ŞANTİYE MÜHENDİSLERİ BİLİRKİŞİLİK KOMİSYONU TOPLANTILARI

ÇALIŞMA GRUBU TOPLANTILARI 30 Ocak / 6 Mart 2019
24 Ocak/28 Şubat/21 Mart 2019
Şubemizin Bilirkişilik Komisyonu toplantıları Karaköy
Şantiye Mühendisleri Çalışma Grubu toplantıları Hizmet Binamızda gerçekleştirildi. Toplantılarda
Karaköy Hizmet Binamızda gerçekleşti. Yapılacak bilirkişilik alt uzmanlık dalları, bilirkişilik eğitim
olan panel konularının değerlendirildiği toplantılara çalışmaları konularında değerlendirmelerde bulunuldu.
İsmail UZUNOĞLU, Ş. Erdal YILMAZ, Cem ERCAN, Toplantılara Erdal YILMAZ, Canan OĞUZ, Tansun
Sadık DUMAN, M. Habip CANBİLEN, Celal BAŞTUĞ, Müfit BEŞER, Mehmet YILMAZOĞLU, M.
SELDÜZ, Ufuk AKKAŞ, Selçuk AYDIN, Hasan ÜNAL Nezir YILDIZ, M.Sabri KURAL, Ahmet YILDIRIM,
ve Mete YILDIZ katıldılar. Ömer SAVAÇ ve Hasan ÜNAL katıldılar.

20 sayı 152/2019 sayı 152/2019 21


LABORATUVAR NUMUNE TOPLAMA ELEMANI EĞİTİCİ EĞİTİMİ / 22 Şubat 2019
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası, Yapı Denetim
Uygulama Yönetmeliğinde yapılan değişiklik
uyarınca Yapı Denetim Laboratuvarlarında çalışacak
en az lise mezunu kişilere Şubelerimiz tarafından
Numune Toplama Elemanı Eğitimi verecek
üyelerimize Eğitici Eğitimi düzenledi. Pamukkale
Üniversitesi Öğretim Görevlisi İnşaat Mühendisi
Bülent ŞAHAN tarafından 22 Şubat 2019 tarihinde
Oda Merkezinde düzenlenen eğitici eğitimine Şube
çalışanlarımız Hasan ÜNAL ve Mete YILDIZ katıldı.
BIM (YAPI BİLGİ MODELLEMESİ) KURSU
21 Şubat - 6 Mart 2019
Şubemiz tarafından düzenlenen BIM (Yapı Bilgi
Modellemesi) Kursu Doç. Dr. Esin ERGEN
eğitmenliğinde 21 Şubat - 6 Mart 2019 tarihleri
arasında yapıldı.
MİMARLAR ODASI’NDA DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMI VE TÜRKİYE BİNA
DEPREM YÖNETMELİĞİ (2018) MESLEKİÇİ EĞİTİM SEMİNERİ / 15 Şubat 2019
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin talebi
üzerine Şubemiz tarafından Oda üyelerine yönelik
düzenlenen Depreme Dayanıklı Yapı Tasarımı ve
Türkiye Bine Deprem Yönetmeliği(2018) Bilgilendirme
Toplantısı, 15 Şubat 2019 tarihinde gerçekleşti.
İnş. Müh. Gülsun PARLAR ve İnş. Yük. Müh. Barış
ŞAHİN’in konuşmacı olarak katıldığı bilgilendirme
toplantısı MO İstanbul Büyükkent Şubesi Anadolu
1. Büyükkent Bölge Temsilciliğinde gerçekleşti.
SAMİ YILMAZTÜRK’Ü ANMA ETKİNLİĞİ / 7 Mart 2019
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi 43.
ve 44. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı C. Sami
YILMAZTÜRK’ü anma toplantısı ve “Sami’nin
Penceresi” sergi açılışı 7 Mart 2019’da Mimarlar
Odası Karaköy binasında gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl
kaybettiğimiz C. Sami YILMAZTÜRK’ü anmak üzere
ailesi, meslektaşları, çalışma arkadaşları, dostları
ve mücadele arkadaşlarının bir araya geldiği anma
toplantısına Şubemizden E. Fusun SÜMER ve
Funda KILINÇ SUVAKÇI katıldı.
22 sayı 152/2019
şubemizden şubemizden
İMO MOTİVASYON VE KURUM İÇİ EĞİTİMİ ANTALYA’DA DÜZENLENDİ
5-6-7 Şubat 2019
YAPI DENETİM LABORATUVARI
NUMUNE TOPLAMA ELEMANI
SERTİFİKA EĞİTİMİ / 13 Mart 2019
Şubemiz tarafından düzenlenen Yapı Denetim
Laboratuvarı Numune Toplama Elemanı Sertifika
Eğitimi çalışanımız İnş. Müh. Mete YILDIZ
eğitmenliğinde 13 Mart 2019 tarihinde Karaköy
Hizmet Binamızda gerçekleşti.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası tarafından İstanbul Şube Sekreteri Rezan BULUT İdari
kurumsal yapıyı geliştirmek, hizmet anlayışını daha İşlemler, İstanbul Şube Sekreter Yardımcısı Hasan
sağlıklı bir yapıya kavuşturmak için düzenlenen ÜNAL Teknik Bilimsel ve Mesleki Etkinlikler, İzmir
motivasyon ve kurum içi eğitim, 5-6-7 Şubat 2019 Şube Sekreteri Eylem ULUTAŞ Kurul Komisyonlar
tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirildi. Toplantının konu başlıklı sunum gerçekleştirdiler. Yönetim
açılış konuşmasını İMO Başkanı Cemal GÖKÇE Kurulu Üyesi Cem OĞUZ’un başkanlığını yürüttüğü
yaptı. GÖKÇE’nin açılış konuşmasının ardından 3. ve son oturumda; İstanbul Şube Sekreteri
sunumlara geçildi. Toplantının ilk sunumunu Rezan BULUT Üye İşlemleri, İzmir Şube Sekreteri
Motivasyon, Kurum Kültürü, İletişim Eğitimi Eylem ULUTAŞ İMOP kullanımı, Genel Sekreter
başlığıyla Akdeniz Üniversitesi’nden Dr. Mert Yardımcısı Ceylan ÖZKUL Öğrenci Üye İşlemleri,
BATU yaptı. Ardından Yönetim Kurulu Üyesi Cem Genel Sekreter Yardımcısı Serap DEDEOĞLU SİM,
OĞUZ Meslek İçi Eğitim konu başlığında bir sunum İTB, ve LPG İşlemleri, İstanbul Şube Sekreter
gerçekleştirdi. Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Bülent Yardımcısı Funda KILINÇ SUVAKÇI Yayınlar
ERKUL’un Başkanlığını yürüttüğü 1. oturumda; Mali konu başlıklı sunumlarını yaptılar. İMO Başkanı
Müşavir Ersin BURAN Bütçe Uygulamaları – Mali Cemal GÜKÇE’nin yaptığı kapanış konuşması ile
Konular (I. Bölüm), Ankara Şube Sayman Üyesi motivasyon ve kurum içi eğitimi tamamlandı.
Okan Çağrı BOZKURT Bütçe Uygulamaları – Mali Toplantıya Şube Sayman Üyemiz Temel PİRLİ,
Konular (II. Bölüm), Adana Şube Sayman Üyesi Şube Sekreterimiz Rezan BULUT, Şube Sekreter
Duygu ARGUNŞAH Personel İşlemleri konu başlıklı Yardımcılarımız Funda KILINÇ SUVAKÇI, Hasan
sunumlarını yaptı. Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin ÜNAL, Şube Çalışanlarımız Seda SEVSAL ve
KAYA’nın başkanlığını yürüttüğü 2. oturumda; Zeynep AKDERE katıldı
KENTSEL AFETLER, RİSK YÖNETİMİ,
YEREL YÖNETİMLER, HUKUKİ SORUNLAR
SEMİNERİ / 20 Mart 2019
Şube Başkanımız Nusret SUNA İstanbul Barosu’nun
20 Mart 2019 tarihinde İstanbul Barosu Konferans
Salonu’nda düzenlediği Kentsel Afetler, Risk
Yönetimi, Yerel Yönetimler, Hukuki Sorunlar
Seminerine “Yapılaşma ve Afetler” konusuyla
konuşmacı olarak katıldı.
sayı 152/2019 23

REFERANS BELGESİ ÜST KURULU İLK TOPLANTISI / 8 Mart 2019
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası’nın 46.
Döneminde görev yapacak olan Referans Belgesi
Üst Kurulu ilk toplantısını 8 Mart 2019 tarihinde
Oda Merkezi’nde yaptı. Toplantıda; Referans Belgesi
uygulama süreci ve çalışma programı değerlendirildi.
Toplantıya; Kurul Başkanı Cemal GÖKÇE, Kurul
Üyeleri; A. Tuğrul TANKUT, Salih Bilgin AKMAN,
Şube Başkanımız Nusret SUNA, Cem OĞUZ,
Şevket Murat ŞENEL, Baykal HANCIOĞLU ve
Genel Sekreter Yardımcısı Serap DEDEOĞLU katıldı.
8 MART ETKİNLİKLERİ
8 Mart Kadınların Birlik, Mücadele ve Dayanışma
Günü Etkinlikleri kapsamında 8 Mart 2019
tarihinde Taksim’de “Feminist Gece Yürüyüşü”
düzenlendi. Ayrıca TMMOB İstanbul İKK Kadın
Komisyonu’nun 8 Mart etkinliği TMMOB Mimarlar
Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nde 9 Mart 2019
tarihinde Melda YAMAN ve Bahar SAKIZOĞLU’nun
katılımıyla gerçekleşti.
YURDUMUZDA DEPREM YALITIM SİSTEMİ UYGULAMALARI / 20-21 Mart 2019
ŞUBE YÖNETİM KURULUMUZ, KADIKÖY
VE BAKIRKÖY TEMSİLCİLİK KURULLARI
ORTAK TOPLANTISI/ 15 Ocak 2019
Şube Yönetim Kurulumuz, Kadıköy ve Bakırköy
Temsilcilik Kurulları ortak toplantısı 15 Ocak 2019
tarihinde Şubemizde yapıldı. Toplantıda Şubemizin
Sonbahar döneminde yapılan çalışmaları ve 2020
yılına kadar gerçekleştirilecek olan çalıştaylar,
uluslararası kongre ve sempozyumlar, meslekiçi
eğitim çalışmaları, çalışma grup ve komisyonları
hakkında Şube Başkanımız Nusret SUNA
tarafından bir sunum yapıldı. Kadıköy ve Bakırköy
temsilcilik kurul üyelerimiz tarafından da yereldeki
çalışmalar kapsamında bilgilendirmeler yapıldı.
Toplantıya Şube Başkanımız Nusret SUNA, Şube
Sekreter Üyemiz Murat Serdar KIRÇIL, Şube
Sayman Üyemiz Temel PİRLİ, Şube Yönetim
Kurulu üyelerimiz İsmail UZUNOĞLU, G. Yaşın
ARSLANOĞLU, Evren KORKMAZER, yedek
üyelerimiz Sinem KOLGU, Gökhan ÖZEN, Dilan
TAŞGİT, Kadıköy Temsilcimiz Murat ANTİK, Temsilci
24 sayı 152/2019
şubemizden şubemizden
BASIN AÇIKLAMASI
İMAR BARIŞI İSMİ ALTINDA KAÇAK YAPILARA AF GETİRENLER
BU SİZİN ESERİNİZDİR
(İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi tarafından Kartal’da meydana gelen
bina çökmesiyle ilgili yapılan açıklama. 7 Şubat 2019)
6 Şubat 2019’da, İstanbul Kartal’da 8 katlı bir bina
çöktü. Binada 14 daire ve zemin katta konfeksiyon
atölyesi bulunuyordu. İstanbul Valiliği tarafından
yapılan açıklamada, binanın üç katının kaçak
olduğu, enkaz altında çok sayıda insanın olduğu
belirtildi.
Binanın neden göçtüğü, göçme öncesi uyarı verip
vermediği bilinmiyor. Basına yansıyan ilk bilgilere
göre 1992’de ruhsatlı şekilde yapılan binayla ilgili
yıkım kararı olup olmadığı, imar affına başvurup
başvurmadığına dair açıklama yapılmadı.
Son birkaç ay içerişinde meydana gelen göçme
ve yıkılmalara bakıldığında bunun bir varsayımdan
öte gerçeklik olduğunu görürüz. Bağcılar Kirazlı
Sokak’ta ve Beyoğlu Sütlüce Sokak’ta bulunan iki
bina göçmüş, Sancaktepe’de bir ilkokulun istinat
duvarı yıkılmış, Ümraniye Parseller Mahallesi’nde
Şubemiz tarafından Tekil Seminerler kapsamında
metro kazısı nedeniyle binalar göçme tehlikesi
düzenlenen İnş. Yük. Müh. M. Emre ÖZCANLI’nın
nedeniyle boşaltılmıştır.
konuşmacı olarak katıldığı seminer 20-21 Mart
2019 tarihlerinde Şubemiz ve Kadıköy Temsilciliği-
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi
mizde gerçekleşti. Seminerde Deprem Yalıtımı
Kartal Sema Sokak’a acilen heyet göndermiş,
Konsepti, deprem risk azaltılması, sarkaç tipli yalıtım
ilk gözlemlere göre çökmenin zemin kattaki
cihazlarının temel özellikleri, Türkiye’deki deprem
kolonların taşıma kapasitelerini yitirmesi nedeniyle
yalıtımı uygulamaları konularında bilgilere yer verildi.
olduğu sonucuna varmıştır. Benzer olaylar daha
önce de yaşanmıştı; Konya Zümrüt Apartmanı,
Diyarbakır Hicret Apartmanı, Zeytinburnu Beştelsiz
Mahallesi’ndeki bina da aynı nedenle çökmüş ve
onlarca insan hayatını kaybetmişti.
İstanbul Yapı stoku mevcut durumu ortadadır. Yapı
stokunun büyük bölümü ya ruhsatsız ve kaçaktır
ya da mühendislik hizmeti almadan üretilmiştir.
Meydana gelen her olay ister istemez depremi
akla getirmektedir. Olası bir depremde İstanbul
yardımcıları Atilla İZMİRLİ, Özgür DURMUŞ,
Duygu DEMİRKAN, Çiğdem CULHA; Bakırköy
temsilcimiz Ş. Erdal YILMAZ, Temsilci yardımcıları,
Rıza Evren KILCI, Elif ERSOY, Şube Sekreterimiz
Rezan BULUT ve Şube Sekreter Yardımcımız Funda
KILINÇ SUVAKÇI katıldılar.
yapı stokunun ne tepki vereceğini tahmin etmek
için inşaat mühendisi olmaya gerek yoktur.
Açık ki İstanbulluların can ve mal güvenliği
bulunmamaktadır.
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin, İmar
Barışı ismi altında başlatılan ve esasen imar affı
olarak uygulamaya alınan girişime yaptığı itirazın ne
kadar dayanaklı olduğu açığa çıkmıştır. İstanbul’da
pek çok bina aynı durumdadır ve ne yazık ki bu
sebepten dolayı haklı çıkmaya devam edeceğiz.
İmar affına neden gerek duyulmuştur? Mühendislik
hizmeti almadan üretilen yapıların yasal statü
elde ederek mevcudiyetini sürdürecek olmasından
vatandaşların can ve mal güvenliği ve kamu yararı
açısından zararı bir tarafa bırakalım, ne gibi bir
yarar umulmaktadır? Yoksa karar vericileri harekete
geçiren imar affı başvurularından toplanacak para
mıdır? İnsan hayatı ne zaman öncelikli olacaktır?
Bu sorunların yanıtı ne olursa olsun, gerçek yanıt
Kartal’da depreme bile maruz kalmadan binanın
göçmesiyle verilmiştir. İmar affının kaçınılmaz
sonucu budur ve bu facialar devam edecektir.
Mühendislik mesleğini itibarsızlaştıran, yapı üretim
sürecinin dışına çıkartmaya çalışan zihniyetin
eseriyle bugün Kartal’da karşı karşıya kaldık.
Korkarız ki kalmaya da devam edeceğiz.
Kartal faciası, afet sonrası organizasyonda ne
kadar yetersiz olduğumuzu da açığa çıkartmıştır.
Bir binada bile yetersiz kalan müdahale ve kurtarma
çalışmalarının olası bir İstanbul depreminde nasıl
hayata geçeceğini düşünmek bile geleceğe dönük
kaygıları çoğaltmaktadır.
Merkezi yönetim ve yerel yönetimler tarafından
acilen hayata geçirmesi gereken önlemler
bulunmaktadır. Yapılar güvenli hale getirilmeli, afet
sonrası çalışmaları bilimsel temele oturtmalıdır.
Bunları yapmak yerine olumsuz sonuçlar doğurması
kaçınılmaz olan uygulamalar başlatmak, imar affı
ilan etmek kent ve insanlık suçu olarak tarihe
geçecektir.
Olayda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet,
yakınlarına sabır ve yaralılara acil şifalar diliyoruz.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası
İstanbul Şube Yönetim Kurulu
sayı 152/2019 25
 şubemizden tebliğ
şubemizden

BASIN AÇIKLAMASI Bizlerin haklı çıkması elbette bir önem taşımıyor. kamuoyundan özür dilenmesini içermediği sürece
TEKNİK ELEMANLARI TUTUKLAYARAK SUÇU ÖRTBAS EDEMEZSİNİZ Önemli olan başta İstanbul olma üzere ülkemizin anlam ifade etmeyecektir.
(İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin, Kartal’da çöken binanın sorumlusu olarak yedi yılını kaybetmiş olmasıdır. Büyük tartışmalara
yol açarak başlayan ve devam eden bir sürecin, bir Belirtmek isteriz ki, amacı deprem tehlikesine
teknik elemanların tutuklanmasıyla ilgili yaptığı açıklama. 15 Şubat 2019)
Genelgeyle adeta yeniden düzenlenecek olması, karşı güvenli yapılaşmanın sağlanması şeklinde
Geçen hafta Türkiye’yi derinden sarsan acı bir Binayı yapan ve daha sonra kaçak kat ekleyen siyasi erkin gayrı ciddi yaklaşımının göstergesi çıkarılan yürürlükteki bir kanuna rağmen, güvenli
olayla karşı karşıya kaldık. Kartal Sema Sokak’ta müteahhit firma, kaçak kat yapılmasına göz yuman sayılmalıdır. olmaktan uzak yapıları İmar Barışı adı altında
bulunan Yeşilyurt Apartmanı çöktü ve 21 belediyeye, kolonları kestiği iddia olunan dükkan “affetmek”, Kartal Sema Sokak faciasından sonra
vatandaşımız hayatını kaybetti, yaralananlar oldu. sahiplerine dokunulmazken, dört teknik elemanın Yedi yıldır ne yapılmıştır? Yapılanların ne kadarı bir Genelgeyle durumu kurtarmaya çalışmak, yedi
gözaltına alınması ve ikisinin tutuklanması hiç şüphe sorunun çözülmesine dönüktür? Bir alanın ve yılın heba edildiğini dolaylı olarak kabul etmektir
Kartal faciası bir yandan yapı stokumuzun mevcut yok ki, kamuoyunda oluşan tepkiyi sönümlendirmek alandan bağımsız yapıların riskli olup olmadığı ve siyasi erkin bilimi ve mühendisliği yok sayan
durumuna dikkat çekerken, diğer yandan bir bütün içindir ve de ne yazık ki asıl sorumluları korumaya şimdiye kadar tespit edilememişse bundan yaklaşıma sahip olduğunu ve aynı zamanda insan
olarak yapı üretim sürecinin taşıdığı zafiyeti bir dönük alışageldik bir yöntemdir. sonraki üç ay içerisinde nasıl tespit edilecektir? hayatını değil, kentsel rant yaratmaya dönük
kez daha gündeme taşıdı. Belki de hepsinden Belediyelerin, bu zaman zarfında tespiti uygulamalar gerçekleştirdiğini göstermektedir.
daha önemlisi kaçak yapılaşmayı teşvik eden, İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi gerçekleştirebilecek nitelikli teknik elemanları var Olası bir İstanbul depreminde yitirilecek canların
hatta kaçak kat yapılmasını kolaylaştıran sistemin olarak bir kez daha kamuoyuna sesleniyoruz: mıdır? 20 milyon olduğu varsayılan yapı stokunun vebali hiç şüphe yok ki deprem tehlikesini yok
sorgulanması gerektiği bir kez daha vurgulanmalıdır. Meslektaşlarımız da dahil, sorumlular her kim veya riskli olup olmadığı üç ay içerisinde nasıl ve kimler sayan, güvenli yapılaşmayı yapboz tahtası haline
kimlerse açığa çıkarılmalıdır. Ancak eksik adaletin, tarafından tespit edilecektir? getirenlerin üzerinde olacaktır.
Ne yazık ki, her zaman olduğu gibi mevcut durumu adalet olmadığı da bilinmelidir.
açıklıkla tartışmak, sorumluluk üstlenmek, yapılan Siyasi erkin bu soruları yanıtlaması mümkün TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası
hataları samimiyetle kabullenmek, bir daha TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası değildir. Çünkü yanıtlar, kayıp yedi yıl için İstanbul Şube Yönetim Kurulu
yaşanmaması için ve neler yapılabileceğine dair İstanbul Şube Yönetim Kurulu
sahici tartışmalar başlatmak yerine, tabiri caizse İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ CERRAHPAŞA MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ
birkaç günah keçisi bularak, bütün suçu teknik İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ŞUBEMİZİ ZİYARET ETTİ / 29 Ocak 2019
elemanların üzerine yıkarak sorumluluktan kurtulma
yolu seçildi. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Mühendislik
Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof.
Elbette sorumlular tespit edilmeli ve gereken hukuki Dr. Cevza Melek KAZEZYILMAZ ALHAN ve Yapı
süreç başlatılmalıdır. Ancak unutulmamalıdır ki, Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cenk ALHAN
Yeşilyurt Apartmanı için yapı ruhsatı 1992 yılında Şubemizi 29 Ocak 2019 tarihinde ziyaret ettiler.
verilmiş, 1995 yılında ise kaçak katlar eklenmiştir. Ziyarette İÜ Cerrahpaşa Mühendislik Fakültesi
Bugünkü facianın nedeni, yapım aşamasındaki İnşaat Mühendisliği Bölümü ile Şubemiz arasında
hatalarla birlikte, kaçak kat yapılmasını, zemin yapılması planlanan mesleki konularda görüş alış
katındaki dükkan tarafından kolonların kesilmesini verişinde bulunuldu. Toplantıya Şube Başkanımız
de kapsayan bütün bir süreci içermektedir. Nusret SUNA ve Şube Sekreteri Rezan BULUT
katıldılar.
BASIN AÇIKLAMASI
DEPREM ÖNLEMLERİ VE GÜVENLİ YAPILAŞMA YAPBOZ TAHTASI DEĞİLDİR KANAL İSTANBUL TOPLANTISI YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ DANIŞMA
5 Mart 2019 KURULU TOPLANTISI / 7 Şubat 2019
(İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin, riskli alan ve yapıların tespiti için çıkarılan
genelgeyle ilgili olarak yaptığı açıklama. 21 Şubat 2019) TMMOB bünyesinde oluşturulan Kanal İstanbul Yeditepe Üniversitesi Danışma Kurul toplantısı
Komisyonu toplantısı Mimarlar Odası İstanbul 7 Şubat 2019 tarihinde Yeditepe Üniversitesi
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 19 Şubat süreci başlamıştı. İsmi geçen Kanun, özetle Büyükkent Şubesi’nde gerçekleşti. Toplantıya Mühendislik Fakütesi Dekanlık toplantı salonunda
2019 tarihinde yaptığı açıklamada, riskli alanların riskli alan ve yapıların tespiti ve dönüşümünü Odamız adına Şube Başkanımız Nusret SUNA gerçekleşti. Toplantıya Şube Yönetim Kurulu Üyemiz
üç ay içerisinde tespit edileceğini kamuoyuna içermekteydi. Kanunun himayesinde yedi yıldır katıldı. Fusun SÜMER katıldı.
açıkladı. Sayın Bakan, bu kapsamda 81 ile genelge yapılamayan riskli alan ve yapı tespitinin, üç ay
gönderildiğini, kentsel dönüşümün bütüncül bir içerisinde nasıl ve ne şekilde yapılacağı elbette
şekilde yeniden ele alınacağını da sözlerine ekledi. merak konusudur.
Hatırlatmak isteriz ki meslek odamız, ülkemizdeki
Bakanlık Genelgesinde, il ve ilçe belediye yapı stokunun gerçek durumunu kamuoyuyla
başkanlıklarının kentsel dönüşüm strateji belgesinin paylaşmış; ancak kentsel dönüşümün, yapı
hazırlanması doğrultusunda, en riskli alanların stokunun iyileştirilmesinden daha çok rant
bakanlığa bildirilmesi istendi. yaratmayı amaç edinen uygulamalarla devam
Bilindiği gibi 2012 tarihli 6306 sayılı Afet Riskli ettiğini ifade etmiş ve bu yolla güvenli yapılaşmanın
Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında sağlanmasının mümkün olmadığını defalarca
Kanun’un yürürlüğe girmesiyle kentsel dönüşüm vurgulamıştı.

26 sayı 152/2019 sayı 152/2019 27

 TMMOB 3. KADIN SEMPOZYUMU
23 Şubat 2019
TMMOB 3. Kadın Sempozyumu 23 Şubat 2019
tarihinde “Kriz, Kent, Kadın” içeriğiyle Ankara’da
gerçekleşti. Sempozyumda ekonomik krizin
kadın üzerinde etkisi, yerel yönetimlerde kadın
gibi konulara yer verildi. Sempozyuma E. Fusun
SÜMER, Sinem KOLGU, Ayşegül BİLDİRİCİ SUNA,
Zeynep GÖKSAL, Canan OĞUZ, Elif ERSOY, Necla
AYDINTÜRK, Beste BEYGO ÇARPAR katıldı.
İSTANBUL İL MİLLİ EĞİTİM
MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN ŞUBEMİZE ZİYARET
12 Mart 2019
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü Özel Kalem
Şube Müdürü Ahmet ÖZDEMİR ve Şube Müdürü
Süleyman ADIYAMAN 12 Mart 2019 tarihinde
Şubemizi ziyaret ettiler. İstanbul Milli Eğitim
Şube Müdürlüğü ile Şubemiz arasında işbirliği
çalışmalarının yapılması ve bu kapsamda bir
protokol işbirliğinin imzalanmasına yönelik görüş
alış verişinde bulunuldu. Şube Başkanımız
Nusret SUNA, Şubemizin 1999 Kocaeli Depremi
sonrasında İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ile
OKAN ÜNİVERSİTESİ GENÇ-İMO MESLEĞE MERHABA ETKİNLİĞİ / 13 Mart 2019
Okan Üniversitesi Genç-
İMO tarafından düzenlenen
Mesleğe Merhaba etkinliğine
Şubemiz Yönetim Kurulu Üyesi
Evren KORKMAZER “Odamız,
Mesleğimiz ve Genç-İMO” sunumu
ile İnş. Müh. İSG Uzmanı Beste
ARDIÇ ARSLAN “Yapı İşlerinde
İnşaat Mühendisinin İSG ile İlgili
Rol ve Sorumlulukları’’ başlıklı
sunumları ile katıldı. Etkinliğin
sonunda Genç-İMO üyelerine baret
hediye edildi. Etkinlik süresince
Genç-İMO standı kuruldu. Etkinliğe
Şube Yönetim Kurulu Üyemiz Evren
KORKMAZER, İnş. Müh. Beste
ARDIÇ ve Proje Asistanımız Alper
ULUŞAN katıldı.
İSTANBUL ANADOLU YAKASI ELEKTRİK
DAĞITIM A.Ş.’DEN ŞUBEMİZE ZİYARET
21 Mart 2019
İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım A.Ş.
Yatırım Planlama Bölümü Yetkilileri Şubemizi
ziyaret ettiler. Ziyarette karşılıklı işbirliği çalışmaları
görüşüldü. Toplantıya Şube Başkanımız Nusret
SUNA ve Şube Sekreteri Rezan BULUT katıldılar.
28 sayı 152/2019
İMO ŞUBE BAŞKANLARI
3. ORTAK TOPLANTISI / 12 Ocak 2019
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası 46. Çalışma
Dönemi 3. Şube Başkanları Ortak Toplantısı 12
Ocak 2019 tarihinde, Ankara’da gerçekleştirildi.
Oda Başkanı Cemal GÖKÇE’nin açılış konuşması
ile başlayan toplantıda; tasarruf tedbirlerinin
uygulaması ile örgütlenme ve meslek yasası
kurultayı ön hazırlık çalışmaları görüşüldü.
Toplantıya katılan Şube Başkanı Nusret SUNA da
toplantı gündemine ilişkin Şube görüşlerini aktardı.
TÜRKİYE BİNA DEPREM YÖNETMELİĞİ (TBDY-2018) IŞIĞINDA
TASARIMDA YARDIMCI YAZILIMLAR SEMİNERLERİ / 12 / 19 Mart 2019
(TBDY-2018) Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği Nurgül KAYA ve PROTA’dan Josef KUBIN konuşmacı
Işığında Tasarımda Yardımcı Yazılımlar Seminerleri olarak katıldı. Şubemizin Karaköy Hizmet Binası’nda
kapsamında düzenlediğimiz etkinlikte İdecad yazılım gerçekleşen etkinliklerde çelik ve betonarme
programına ilişkin konuşmacı olarak İDE YAPI’dan tasarımlara ilişkin bilgiler aktarıldı.
yapılan protokol ve İstanbul İlinde Milli Eğitime
bağlı okullarda yapılan meslek tanıtımı söyleşileri
ve ilkokul öğrencileri için hazırlamış olduğumuz
Deprem Kitabı hakkında bilgilendirmede bulundu.
Toplantıya Şube Sekreteri Rezan BULUT da katıldı.
CHP KADIKÖY BELEDİYE BAŞKAN ADAYI
ŞERDİL DARA ODABAŞI’NDAN
ŞUBEMİZE ZİYARET / 13 Mart 2019
CHP Kadıköy Belediye Başkan Adayı Şerdil
Dara ODABAŞI Şubemizi ziyaret etti. Toplantıda
mesleğimiz ve kentimize ilişkin görüş ve öneriler
aktarıldı. Ziyaret toplantısına Şube Başkanımız
Nusret SUNA, Yönetim Kurulu Üyemiz İsmail
UZUNOĞLU, Kadıköy Temsilcimiz Murat ANTİK,
Temsilci yardımcımız Özgür DURMUŞ, İnş. Müh.
Şeyhmus KARAHAN, Kadıköy Belediyesi Meclis
Üyeleri meslektaşlarımız H. Ülkü ÖZER, Soydan Sekreterimiz Rezan BULUT ve Şube Sekreter
ALKAN, Kadıköy İlçe Başkanı Ali NARİN, Şube Yardımcımız Funda KILINÇ SUVAKÇI katıldı.
ÖNCEKİ DÖNEM ODA BAŞKANLARIMIZDAN HİLMİ YÜNCÜ’YÜ KAYBETTİK
5 Mart 2019
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası’nın 35. Dönemde Oda Başkanlığı,
32. ve 33. Dönemde Yönetim Kurulu Üyeliği, 40. Dönemde Onur Kurulu Başkanlığı,
38. ve 39. Dönemde Onur Kurulu Üyeliği yapan Hilmi YÜNCÜ’yü kaybettik.
Ailesine, dostlarına, meslektaşlarımıza ve İMO Camiasına başsağlığı diliyoruz.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası
İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu
sayı 152/2019 29

BİR SABAHATTİN ALİ TRAJEDİSİ – “KAYIP KEMİKLERİN İZİNDE” BELGESEL GÖSTERİMİ VE
NEBİL ÖZGENTÜRK’LE SÖYLEŞİ VE İMZA GÜNÜ / 26 Ocak 2019
Şubemizin Sosyal Kültürel Etkinlikler Kurulu’nun
önerisiyle yönetim kurulumuz tarafından
kararlaştırılarak hayata geçirilen, Nebil
ÖZGENTÜRK’ün yönetmenliğinde hazırlanan BİR
“Sabahattin Ali Trajedisi - Kayıp Kemiklerin İzinde”
Belgesel Gösterimi ve “Nebil Özgentürk Söyleşi ve
İmza Günü” etkinliğimiz 26 Ocak 2019 tarihinde
gerçekleşti. Etkinliğimiz Şube Yönetim Kurulu
Üyemiz E. Fusun SÜMER’in açılış konuşmasıyla
Şube Yönetim Kurulu Üyemiz E. Fusun SÜMER’in açılış konuşması:
Değerli Konuklar,
Değerli Meslektaşlarım,
“Bir Sabahattin Ali Trajedisi Kayıp Kemiklerin İzinde”
başlıklı belgesel üzerine sohbet etmek üzere
toplandık.
Hepiniz hoş geldiniz. Şube yönetim kurulu adına
sizlere sevgi ve saygılar sunuyorum.
Bildiğiniz gibi konuğumuz gazeteci yazar ve
belgeselin yapımcısı Nebil Özgentürk.
Kendisini şubemizde misafir etmekten büyük
mutluluk duyuyoruz.
Açıkçası Nebil Özgentürk’le sohbet etme olanağı
bulmak heyecan verici olmuştur her zaman. Çünkü
sadece insanı, zamanı hissetmekle kalmaz, pek
çok eserinde olduğu gibi tarihsel bir yolculuğa
çıkarsınız.
Bunu sağlayan bir bilim insanı titizliğe hazırladığı
belgeseller, edebiyat, siyaset dünyasına mâl olmuş
isimlerin gerçek hayatlarına değmesidir. Naif ve
sevecen dilidir. Kendisine huzurlarınızda teşekkür
etmek istiyorum.
Değerli Konuklar,
Sabahattin Ali olayından hareketle tarihe yolculuğa
çıkacağız. Tarihe doğru yolculuğa çıkmak,
sadece özlemle açıklanmamalıdır. Aynı zamanda
30 sayı 152/2019
şubemizden
başladı. Konuşmanın ardından Sunay AKIN’ın
seslendirdiği Nebil ÖZGENTÜRK’e yönelik kısa
özgeçmiş belgeseli ve ardından “Kayıp Kemiklerin
İzinde” belgeseli izlendi. Belgeselin ardından Şube
Yönetim Kurulu Üyemiz G. Yaşın ARSLANOĞLU’nun
moderatörlüğünde Nebil ÖZGENTÜRK söyleşisi
gerçekleşti. Etkinlik Nebil ÖZGENTÜRK’ün kitaplarını
imzalamasıyla sona erdi.
geleceğin nasıl kurgulanacağını, nasıl bir gelecek
beklendiğinin emarelerini taşımaktadır.
Ayrıntılarını belgeselde izleyeceğimiz üzere, Türk
edebiyatının ve aydınlanmasının önemli isimlerinden
Sabahattin Ali karanlık bir cinayete kurban gitmiştir.
Kovuşturmalar, hapisler, cezalarla geçen ömrü
Bulgaristan sınırında Ali Ertekin isimli bir kaçakçı
tarafından sona erdirilmiştir. Sabahattin Ali’yi
öldüren Ali Ertekin, cinayeti milli duygularla
işlediğini itiraf etmiştir.
Şu noktayı bilmeliyiz. Türkiye’de aydınlar, gazeteciler,
yazarlar, sanatçılar pek çok kez saldırıya uğramış,
karanlık cinayetlere kurban edilmiştir. Abartılı mıdır
bilinmez ama Türkiye bir faili meçhul cinayetler
ülkesidir.
Sabahattin Ali olayı bütün yönleriyle aydınlatılabilmiş
ve sonuçları siyaset kültürümüzün belirleyicisi
şubemizden
haline getirilebilmiş olsaydı, aydınlarımızı katleden
karanlık güçlerin eli bu denli rahat olabilir miydi?
O nedenle tarih yolculuğu, aynı zamanda
geleceğe doğru yolculuktur. Hiçbir cinayet
gölgede bırakılmamalı, hiçbir cinayet faili meçhul
kalmamalıdır.
Sayın Nebil Özgentürk bunun için mücadele eden
ender aydınlardandır.
Kendisine müteşekkiriz.
Sevgili Meslektaşlarım,
Bildiğiniz gibi faili meçhul cinayetlerden birini
de İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi
yaşamıştır. Meslektaşımız, Teknik Güç yazı işleri
müdürü Zeki Erginbay 23 Ocak 1977’de Şube
İMO İSTANBUL ŞUBESİ HALK DANSLARI
TOPLULUĞU PROJESİ
İMO İstanbul Şubesi Sosyal Kültürel Etkinlikler
Kurulu çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen Halk
Dansları Topluluğu Projesi eğitmen İnş. Yük. Müh.
Sebla ÇINAR eşliğinde devam ediyor. Çalışmalar,
üye ve öğrenci üyelerimizin katılımıyla Cuma günleri
Karaköy Hizmet binasında sürdürülmektedir.
MÜZİK GRUBU ÇALIŞMALARI
İMO İstanbul Şube Müzik Grubumuzun dönem
çalışmaları Mircan KAYA direktörlüğünde devam
ediyor. Katılımcılar: Ergün KORKMAZ, Türkay
ZENGİN, Deniz DALGIÇ, Ayhan ÇAKIR, Jiyan
TUNÇTAN, Ufuk IŞILAR, Zelal ERTUĞRUL, Asımcan
ADIGÜZEL, Emrah ÇATALTEPE, Ayşegül BİLDİRİCİ
SUNA, Funda KILINÇ SUVAKÇI.
binamızdan çıktığı sırada kaçırılmış, cansız bedeni
12 gün sonra Ömerli Barajı’nda bulunmuştur.
Can Yücel arkasından, “Dün gece seyrime gömdüm
cerenim/ Kızlar ne kadar da seviyorlarmış ki seni/
Mosmor olmuş gülyazısı bedenin” diye yazmıştır.
Faili meçhule kurban gidenler, göz göre göre
katledilenler, hapse atılanlar, işsiz bırakılanlar bu
ülkenin değerleridir.
Şu nokta açık ki, Sabahattin Ali olayı çözülseydi,
Zeki Erginbay faili meçhule kurban gitmezdi.
Uğur Mumcu’nun katledilmesi bütün yönleriyle
aydınlatılsaydı, Hrant Dink’i katletmek mümkün
olmayabilirdi.
Şimdi bir başka değerimizle sizleri baş başa
bırakıyoruz. Hoş geldiniz Nebil Bey, onur verdiniz.
TİYATRO ETKİNLİĞİ
16 Mart 2019
İMO İstanbul Şubesi, Sosyal Kültürel Etkinlikler
Kurulu çalışmaları çerçevesinde, Müjdat Gezen’in
“Eyvallah” oyununa katıldık. Tiyatro 16 Mart 2019
tarihinde gerçekleşti.
YAZI ATÖLYESİ
İMO İstanbul Şubesi’nin Sosyal Kültürel Etkinlikler
Kurulu çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen
“Yazı Atölyesi” Mehmet SERDAR direktörlüğünde
ediyor. Pazartesi günleri yapılan atölye çalışmalarına
Mehmet SERDAR, Cemal GÖKÇE, E. Fusun
SÜMER, H. Ülkü ÖZER, Habip CANBİLEN, Evren
KORKMAZER, Özer OR, Rezan BULUT ve Funda
KILINÇ SUVAKÇI katılmaktadır..
sayı 152/2019 31
 şubemizden şubemizden

TEMEL FOTOĞRAF TEKNİĞİ ATÖLYESİ / 14-22 Şubat 2019 TMMOB 45. DÖNEM 2. DANIŞMA KURULU / 2 Şubat 2019
Şubemiz tarafından 14 Şubat 2019 tarihinde başlayan Temel Fotoğraf Tekniği Atölyesi 22 Şubat 2019
tarihinde sona erdi. Atölye’nin uygulama dersi 3 Mart 2019 tarihinde Serdar ERCAN eğitmenliğinde
Sultanahmet ve çevresinde gerçekleşti.

GENÇ İNŞAAT MÜHENDİSLERİ FORUMU / 27 Ocak 2019
45. Dönem TMMOB 2. Danışma Kurulu Toplantısı
9 Şubat 2019 tarihinde TMMOB Teoman Öztürk
Öğrenci Evi ve Sosyal Tesisi’nde gerçekleştirildi.
Toplantı TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin
KORAMAZ’ın açılış konuşmasıyla başladı. Ardından
TMMOB Genel Sekreteri Dersim GÜL, TMMOB’nin
1. Danışma Kurulu`ndan bu yana geçen 4 aylık
dönemde yapılan çalışmalar konusunda bir sunum
yaptı. Toplantıda İMO Başkanı Cemal GÖKÇE,
2. Başkanı Cemal AKÇA ve İMO İstanbul Şube
Başkanı Nusret SUNA birer konuşma yaptı.
Toplantıya İMO Başkanı Cemal GÖKÇE, 2. Başkanı
Cemal AKÇA, Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Bülent
ERKUL, Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin KAYA,
Genel Sekreter Yardımcıları; Bahaettin SARI, Serap
DEDEOĞLU, Dilek BEKİROĞLU ve Ceylan ÖZKUL
ile birçok üyemiz ile TMMOB Yöneticileri ve Danışma
Kurulu üyeleri katıldı.

Şube Başkanımız Nusret SUNA’nın konuşma metni:

Genç İnşaat Mühendisleri Forumu 27 Ocak 2019
tarihinde Şubemizde yapıldı. Şube Başkanımız
Nusret SUNA tarafından 6235 sayılı TMMOB kanunu,
ekonomik kriz, inşaat sektörü, kalkınma planları ve
inşaat mühendisliği eğitimi ile ilgili bilgilendirmeler
yapıldı. Foruma katılan genç meslektaşlarımız
işsizlik, ücret politikaları, inşaat mühendisliği
fakültelerinin fazlalığı, yapı denetim, şantiye şefliği ve
Odamızda yapılan meslek içi eğitimler gibi konularda
söz alarak görüş ve önerilerini aktardılar. Toplantı
GENÇ-İMO İSTANBUL
ŞUBE TOPLANTISI
16 Mart 2019
Genç-İMO İstanbul Şube toplantısı 16 Mart 2019
tarihinde Şubemiz Karaköy Hizmet Binası’nda
yapıldı. Toplantıya Şube Başkanımız Nusret SUNA
Şubemiz Yönetim Kurulu Sayman üyesi Temel PİRLİ
ve Şubemiz Proje Asistanı Alper ULUŞAN katıldı.
İKK ÖRGÜTLENME ÇALIŞTAYI
26 Ocak 2019
TMMOB İstanbul İKK tarafından 26 Ocak 2019
tarihinde Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul
Şubesi Konferans Salonu’nda, Şube yönetim
kurulu üyeleri ve İKK Şube temsilcilerinin katılımıyla
düzenlenen Örgütlenme Çalıştayına Şube Yönetim
Kurulu Sayman Üyemiz Temel PİRLİ ve yedek
üyemiz Ş. Erdal YILMAZ katıldılar.
katılımcıları sürecin devamında sorunların çözümü
için burada başlattıkları meslektaş dayanışmasını
büyüteceklerini vurguladılar. Toplantıya Şube
Başkanımız Nusret SUNA, Sekreter Üyemiz Murat
Serdar KIRÇIL, Sayman Üyemiz Temel PİRLİ,
Yönetim Kurulu Üyemiz Evren KORKMAZER, Proje
Asistanımız Alper ULUŞAN, Yönetim Kurulu Yedek
Üyelerimiz Sinem KOLGU, Dilan TAŞGİT ULUŞAN,
Bakırköy Temsilci Yardımcımız Elif ERSOY, Şube
Sekreterimiz Rezan BULUT katıldı.
Danışma Kurulumuzun Değerli Üyeleri,
Değerli Divan Kurulu,
Değerli Meslektaşlarım,
TMMOB 45. Dönem 2. Danışma Kurulu’nu
selamlıyorum. İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul
Şube Yönetim Kurulu’nun ve şubemize üye
meslektaşlarımızın başarı dileklerini iletiyorum.
Değerli Katılımcılar,
Danışma Kurulumuzu 2019 yerel seçim arifesinde
topluyoruz. Bu demek oluyor ki bugünkü tartışma
konularımızdan biri de yerel seçimler olacak. Elbette
seçimlerin kendisini de tartışacağız, demokratik
işleyiş bağlamında seçim güvenliği ve şaibeler ilgi
alanımızda olacak ama daha çok yerel yönetim
anlayışı üzerinde duracağız. Aynı şekilde mesleki
sorunlar, meslek disiplinleri arasındaki sıkıntılar,
tartışmalar da gündemimizde yer alacak. Görüldüğü
gibi, özellikle Odamız ile Jeoloji Mühendisleri Odası
arasında son dönemlerde karşılıklı açıklamalar ile
devam eden tartışmalar Danışma Kurulu’na taşındı.
Danışma Kurulumuzun Değerli Üyeleri,
Şu açık ki yerel yönetimler, katılımcılığın hayata
geçirilmesine uygun bir alandır. Merkezi düzeyde
katılımcılığın işler hale getirilmesi kapsamlı ve
çetrefilli bir örgütlenme gerektirirken, bu konuda
yerel yönetimlerin olanaklarının geniş olduğu
bilinmektedir.
Merkezi yönetim insana mesafelidir, yüzü gri ve
soğuktur. Yerel yönetim söz konusu olduğunda
mesafe kapanmakta, gri, yerini daha canlı renklere
bırakmakta, ilişki sıcaklaşmaktadır. Elbette
bu teorik olarak böyledir. Sanılmasın ki yerel
yönetimlerde katılımcı bir süreç işlemektedir.
Değerli Meslektaşlarım,
Yerel seçimlere giderken, değişmez temennimiz
yine gündemimizin ilk sıralarında yer alacaktır. Bizler
kentin kentlilerle yönetilmesini istiyoruz. Toplumun
örgütlü kesimlerinin, yani en başta da meslek
odalarının söz ve karar süreçlerine dahil edilmesini
talep ediyoruz.
Dikkat edilirse, her yerel seçim arifesi, birlikte
yönetme vaatlerinin havalarda uçuşmasına tanıklık
ediyor ve ne yazık ki seçim tamamlanınca, sumen
altı ediliyor. Ülke siyasetinin ayırt edici özelliği olan,

32 sayı 152/2019 sayı 152/2019 33


“ben yaptım, oldu” anlayışı sürecin egemeni haline
geliyor. İlk itirazımız ve haliyle de ilk talebimiz bu
yöndedir.
Bütün çağdaş demokrasilerde, yerel yönetimlerin
asli sorumluluğu, kenti kentlilerle, kentlilerin
örgütlü olduğu kurumlarla yönetmektir. Bu açıdan
bakıldığında, yerel yönetimlerin sorgulanması
gerekiyor ki, meslek odaları her seçim döneminde
eleştiren ve aynı zamanda öneren bir pozisyon
almaktadır.
Değerli Arkadaşlar,
31 Mart günü sandığa gideceğiz ve kentin beş
yıl süresince kimler tarafından yönetileceğini
belirleyeceğiz.
Açıkçası “kentin kimler tarafından yönetileceği”
vurgusu bir kabullenişi değil, daha çok bir itirazı
içermektedir. Çünkü ne şimdiye kadar kenti
kentlilerle yöneten bir tarz yerel yönetimlerde
egemen olmuştur ne de ismi geçen taliplilerin
kenti kentlilerle yöneteceğine dair güçlü emareler
bulunmaktadır.
Siyaset bilimi tarafından “sandıksal demokrasi”
olarak tanımlanan sistem, ne yazık ki vatandaşların
beş yılda bir sandık başına giderek oy kullanması
ve dönem içerisinde atıl, edilgen bir pozisyona
itilmesidir. Bırakalım kentlilerin yönetim sürecine
katılımını, söz ve karar sürecinde belirleyici rol
üstlenmesini, toplumun örgütlü kesimleri bile
sürece dahil edilmemektedir. Mevcut işleyişte,
halkın ve örgütlü kesimlerin kent yönetimine
katılımını sağlayacak kanallar yoktur.
Örgütlü kesimlerin başında meslek odaları
gelmektedir. Özellikle kentsel sorunların ve çözüm
önerilerinin mesleki alanına dahil olduğu TMMOB
ve bağlı Odalarının, bırakalım karar süreçlerine
katılımının sağlanmasını, uyarıları, önerileri bile
kayda değer tepkiyle karşılanmamakta, adeta yok
sayılmaktadır. Merkezi ve yerel yönetimlerin meslek
odalarını, üniversiteleri yok sayan anlayışının
kentlerimizi ne hale getirdiği ortadadır.
Değerli Katılımcılar,
İstanbul’a değinmeden yerel yönetim anlayışını
tartışmak mümkündür değildir. Çünkü bugün
sorun ve sıkıntılı sonuçlara yol açan, itirazlarımızın
kaynağını oluşturan uygulamalar İstanbul’da
denenmektedir. İstanbul bir bakıma büyük bir
laboratuvar gibidir.
Yerel yönetimlerin ticarethane gibi çalıştırılması ve
haliyle de kentlilerin müşteri gibi gören uygulamalar
34 sayı 152/2019
şubemizden
İstanbul’da hayata geçirilmiş ve ondan sonra ülke
sathına yaygınlaştırılmıştır.Neoliberalizmin “marka
kent” yaratma hedefi İstanbul’da uygulamaya
alınmış, kent merkezlerinin sermaye gruplarının
ve yüksek gelire sahip olanların ihtiyacına göre
düzenlenmesi, merkezlerin plazalara, çok katlı
binalara, lüks konut projelerine ayrılması ne yazık ki
İstanbul’da görülmüştür.
Bugün ilginç bir şekilde, çok katlı binalardan
yakınan, kentin siluetinden şikâyet eden Sn.Tayyip
Erdoğan’ın belediye başkanlığı yaptığı dönemde
bugünkü İstanbul’un ilk tohumları atılmıştır.
İstanbul’u o kadar çirkinleştirdiler ki, bugün
kendileri bile savunamıyor. Yine ne ilginç ki kimse
çıkıp “İstanbul sizin eseriniz” diyemiyor.
Evet İstanbul sizin eseriniz Sayın Erdoğan. Bunu
ne manipülasyonla örtebilirsiniz ne de bu gerçeği
gölgeleyebilirsiniz. Ancak belirtmek gerekir ki
sadece kent silueti sorunlu değildir. İstanbul devasa
sorunlarla karşı karşıyadır. Ulaşımdan kentsel
altyapıya, deprem önlemlerinden yapı güvenliğine
kadar biriken ve biriktiği ölçüde de artarak geleceğe
aktarılan sorunlar kenti her geçen gün yaşanılır
olmaktan uzaklaştırmaktadır.
İstanbul’da yer sarsıntısına maruz kalmadan binalar
yıkılmakta, kent yağmura, kar yağışına teslim
olmaktadır. Yeşil alanlar, ormanlar, su havzaları yok
edilmiştir, edilmektedir. Kentin yarattığı ekonomik
değer, kamusal hizmetlere aktarılmamakta, yerel
yönetimler sebepsiz zenginleşmeyi sağlayan
kurumlar olarak algılanmaktadır.
Kentin temel sorunları orta yerde dururken,
kenti içinden çıkılmaz bir yere götürecek olan
Kanal İstanbul gibi projelere yönelmek, bugünkü
İstanbul’dan hiç ders alınmadığını göstermektedir.
Kanal İstanbul projesiyle ilgili olarak “şehir şu an
batan bir gemidir ve bu yükü kaldırması mümkün
değildir.” diyen değerli hocamız İlhan Avcı’ya
katılmamak mümkün mü? Emlak rantı yaratma
dışında şehircilik politikası olmayanlar, bilim
insanlarının uyarılarına kulaklarını kapatanlar
yanıldılar ve ne yazık ki yeniden yetki istiyorlar.
Bir iddiamız var sevgili arkadaşlar,
Bir başka kentin, başka bir kent hayatının mümkün
olacağına inanıyoruz. Bunun bilimsel açıdan,
mühendislik mesleği açısından, kent politikaları
açısından olabileceğini biliyoruz.
Ne sorunlarımız karmaşık olduğu ne de meslek
odalarının, üniversitelerin, bilim insanlarının
şubemizden
çözüm önerileri sırdır. Belirtmeliyiz ki, İstanbul’un
ulaşım sorunu çözülebilir, yapılarımız güvenli hale
getirilebilir, kentsel dönüşüm projeleri barınma
sorununu çözme asli amacıyla ele alınabilir, su
taşkınları ve diğer afetlere karşı hazırlıklı kılınabilir,
yeşil alanlar çoğaltılabilir, kentlilerin ortak kullanım
alanları artırılabilir, katılımcı, şeffaf, hesap
sorulabilir bir işleyiş kurulabilir.
Bütün bunlar yapılabilir. Bunun tek şartı vardır:
Tercihinizi insandan, demokrasiden, sosyal
adaletten, toplumsal refahtan yana kullanırsanız
bütün bunları hayata geçirebilirsiniz. Bitirirken
şunu ifade etmek isterim ki, inşaat mühendisleri
ulaşımdan altyapı güvenli yaşamdan sağlıklı
kentleşemeye kadar bilgi birikimlerini kente
sunmaya hazırdır. Kamucu, halkçı, katılımcı
programları, kentlerin tarihsel ve kültürel
zenginliklerine sahip çıkacak yaklaşımların yanında
olacaktır.
Değerli Katılımcılar,
Konuşmanın başında değindiğim konuya, yani İMO
ile diğer iki oda arasında ortaya çıkan sorunlara dair
görüşlerimi izninizle sizlerle paylaşmak istiyorum.
Değerli Arkadaşlarım,
TMMOB ve bağlı Odalar ve dahi meslek disiplinleri
arasında geliştirici, yapıcı, yönlendirici, eğitici
tartışmalar yapılması devinim sağlamanın
yollarından biridir. Şimdiye kadar bu büyük oranda
başarılmıştır. TMMOB’a bağlı Odalar arasında
karşılıklı etkileşim, dostluk, yardımlaşma ve
dayanışma ilişkisi her daim belirleyici olmuştur.
Dönem dönem çıkan sorunlar, tanım yerindeyse
iç hukuk yolları tüketilmeden çözülmüştür. Ancak
ve ne yazık ki Jeoloji Mühendisleri Odası ile bu
ilişki bir türlü tam anlamıyla sağlanamamıştır,
sağlanamamaktadır. Hatta 2009 yılında meslek
alanlarının ve mesleki konuların kesişmesinden
doğan sorunlarla ilgili komisyon bile kurulmuştu.
Daha önce çıkan Geoteknik/Jeoteknik
tartışmasında YÖK, Türk Dil Kurumu bile devreye
girmişti. Asli amacın konunun tartışılarak çözülmesi,
ilgili meslek disiplinlerinin ortaklığının sağlanması
ve hatta sonucu değiştirecek kurum olarak
Birliğimizin devreye alınması olması gerekirken, bu
yazılı olmayan kural ne yazık ki zaman zaman ihlal
edilmiştir.
Meslek disiplinlerine uygun bulunmayan
herhangi bir düzenlemede konu doğrudan
kamuoyu gündemine taşınmakta, son örnekte
görüldüğü üzere, konu Cumhurbaşkanlığına kadar
iletilmektedir. Cumhurbaşkanlığı sorun çözücü
mercii olarak mı görülmektedir, anlayabilmiş değiliz.
Değerli Arkadaşlar,
Bu seferki krizi yaratan, 11 Ocak 2019’da Resmi
Gazete’de yayınlanan “Türkiye Bina Deprem
Yönetmeliği Kapsamında Yapılacak Tasarım
Gözetimi Ve Kontrolü Hizmetlerine Dair Tebliğ”
olmuştur.Konunun teknik ayrıntılarına girmeyeceğim
ama şu gerçekliğin kabul edilmemesi durumunda
her yeni düzenlemede Jeoloji Mühendisleri Odası ile
kriz yaşanacağının bilinmesini isterim.
Gerçek şudur: İnşaat mühendisleri zemin
koşullarına uygun temel sisteminin gerçekleştirilip
gerçekleştirilmediğine, zemin-üst yapı arasındaki
uyumun sağlanıp sağlanmadığına ve uygulamanın
projeye uygun olup olmadığına dikkat etmekle
yükümlüdür.
İnşaat mühendisliği, her zeminde güvenli
yapı üretilebileceğini kanıtlayan bir bilim
dalıdır ve mesleğimizi bu gerçekle geoteknik
buluşturmuştur. Bu buluşma, zemine uygun temel
tasarımının, güvenli bina üretiminin en önemli
ayaklarından biri olduğunu tescil etmektedir. Ve
mevzuat düzenlemeleri de bu gerçek üzerinde
gerçekleştirilmektedir.
Değerli Katılımcılar,
Değerli Meslektaşlarım,
Meslek odalarının, kendi mesleki alanlarına dair
tasarrufta bulunma hakkı elbette vardır. Üyelerinden
gelen talep ve önerileri dile getirme, buna göre
faaliyette bulunma, görüş ve yaklaşımlarını
kamuoyuyla paylaşma hakkını tartışmak da
kimsenin haddi değildir. Ancak mühendislik biliminin
temel kabullerini yok saymak, bilimi popülizme
kurban etmek de hiç kimsenin hakkı değildir.
Konuşmama burada son verirken, hepinizi bir kez
selamlıyor ve başarılar diliyorum.
sayı 152/2019 35
 şubemizden
TMMOB KANAL İSTANBUL BASIN TOPLANTISI / 7 Mart 2019
Odamız adına Şube Başkanımız Nusret SUNA’nın Basın açıklaması TMMOB Başkanı Emin KORAMAZ
komisyon üyesi olduğu TMMOB Kanal İstanbul tarafından yapıldı. Toplantıya Şube Başkanımız
Komisyonu, altı aydır yürütmüş olduğu çalışmaları Nusret SUNA, Şube Sekreter Üyemiz Murat Serdar
sonundaki raporu 7 Mart 2019 tarihinde Mimarlar KIRÇIL, Şube Sekreterimiz Rezan BULUT, Şube
Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Konferans Sekreter Yardımcımız Hasan ÜNAL katıldı. Basın
Salonu’nda basın toplantısı ile basına aktarıldı. metninin tamamı aşağıdadır:
TEKRAR UYARIYORUZ!
İSTANBUL KANALI ÇILGINLIĞINA DERHAL SON VERİLMELİDİR
İstanbul ve Marmara Bölgesi için yüzlerce bilim ve olan Küçükçekmece Lagün ve Kumul alanlarını,
meslek insanı, üniversite, meslek odaları, kamu İstanbul’un içme suyu ihtiyacının bir kısmını
kurum ve kuruluşları tarafından yılların birikimi karşılayan Sazlıdere Barajı ve havza alanlarını, yok
ile üretilen sayısız planlama, bilimsel araştırma ederek geçirilmesi öngörülmüştür.
ve çalışma sonuçları yok sayılıp; bilimsel niteliği
olmayan söylemler ve varsayımlar üzerinden Küçükçekmece Gölü’nün Sazlıdere Baraj Gölüne
tartışmaya açılarak meşrulaştırılmaya çalışılan kadar olan bölümü sulak ve bataklık alanları
“Kanal İstanbul“, tam anlamıyla coğrafik, ekolojik, oluşturmaktadır. Gölün gelgitleri ile oluşan
ekonomik, sosyolojik, kentsel, kültürel kısacası bataklık alan kuşların göç yolu üzerinde dinlenme
yaşamsal bir yıkım ve felaket önerisidir. ve üreme bölgesi durumundadır. İstanbul için
üretilen bütün çevre düzeni planları için yapılan
Marmara bölgesinin coğrafi, ekolojik ve jeolojik doğal yapı sentezlerinde; söz konusu alanı mutlak
olarak en hassas ve korunması gereken bölgesinde, korunması gereken doğal kaynak alanı, işlevlerinin
yaklaşık 45 km uzunluğunda, 25 m derinliğinde, bozulmaması gereken kritik önemdeki ekolojik
250 m genişlikte yapılması öngörülen söz konusu sistemler, su döngüsüsün sürdürülebilmesi
“Kanal”; Karadeniz’den Marmara Denizine kadar açısından birinci ve ikinci derecede kritik toprak
tüm coğrafyayı onarılmaz ve kestirimsiz bir biçimde ve kaynak alanları olarak tanımlanmıştır. Bölge
etkileyecek hasar ve yarılma meydana getirme barındırdığı dere ve doğal topografyası nedeniyle
tehdidi taşımaktadır. de çok önemli yer altı suyu ve bir yağmur suyu
toplama havzası ve İstanbul’un en önemli ekolojik
Söz konusu Kanal, Küçükçekmece Gölü, Sazlıdere koridorudur.
Barajı-Terkos Barajı doğusunu takip eden 45 Km’lik
bir güzergah boyunca devam ederek Marmara Şimdiye kadar açıklanan verilerden dahi; Kanal
Denizi Karadeniz’e bağlamayı önermektedir. projesi kapsamında; Terkoz havzası da dahil
Üçüncü Havalimanı ve 3. Köprü bağlantı yollarından
Kanal’ın uzunluk olarak, 7 km’si Küçükçekmece, geriye kalan bütün orman alanları, tarım alanları,
3,1 km’si Avcılar, 6,5 km’si Başakşehir ve 28,6 meralar, yeraltı ve üstü su toplama havzaları,
km’si de Arnavutköy ilçeleri sınırları içindedir. havzadaki mahallelerle birlikte, Karadeniz ve
Açıklanan Başvuru Raporuna göre 45 kilometrelik Marmara denizi ve kıyıları dahil olmak üzere bütün
güzergâhın; orman, tarım vb. ve yerleşme alanlarını, coğrafyanın inşaat ve yıkım alanı olarak tasarlandığı
dünyada örneği nadir kalmış coğrafik varlıklardan anlaşılmaktadır.
36 sayı 152/2019
şubemizden
İstanbul Boğazı’nın derinliği, genişliği ve doğal
yapısının elverişli koşullarına ve Boğaz’da
alınacak önlemlerle ilgili hiçbir uluslararası
engel bulunmamasına rağmen, gerekli güvenlik
önlemlerinin alınmaması, 100 yıllık ömür biçilen
İstanbul Kanalı’nın en temel gerekçelerinden biri
olarak gösterilmektedir.
Bitişiğinde yakıt kullanımı ve kaza riski açısından
büyük tehlikeler taşıyan ve uluslar arası havacılık
güvenlik Kurallarına göre 6 km içerisinde yakıt
depolaması yapılamayacağı bilinen Üçüncü
Havaalanı da varken¸ seyir, can mal ve çevre
güvenliği açısından Kanal’da seyreden son
derece kısıtlı ve sınırlı manevra imkanlarına sahip
tankerlerin Kanal çevresinde yapılması planlanan
yaşam alanları üzerinde öngörülemeyecek tehditler
oluşturacaktır.
Tekrar ve Önemle uyarıyoruz…
Bilimsel niteliği olmayan söylemler ve varsayımlar
üzerinden tartışmaya açılarak meşrulaştırılmaya
çalışılan “İstanbul Kanalı”, tam anlamıyla coğrafik,
ekolojik, ekonomik, sosyolojik, kentsel, kültürel
kısacası yaşamsal bir yıkım ve felaket önerisidir.
Derhal vazgeçilmeli ve gündemden düşürülmelidir.
(1) İstanbul Kanalı Projesi Bir Eko-kırım Projesidir;
Uluslararası anlaşmalar kapsamında yapılaşma
yasağı bulunan, 70 tür canlıya yuva olan sulak
alanlar, akarsular, dereler ile Terkos Gölü’nün
projeden etkilenmesi beklenmektedir. Kanal
güzergahı içinde kalan sulak alanlar koruma
statüsünden çıkarılarak kullanıma açılacaktır.
Küçükçekmece Gölü kanala dönüşecek, tek başına
İstanbul’un su ihtiyacının % 29’unu karşılayan
Sazlıdere Barajı ve diğer dereler tümüyle yok
olacaktır. Böylelikle, Küçükçekmece Lagün
havzasında kalan karasal alanın tamamı, kuzeydeki
sulak alanlar ve orman alanları yapılaşmaya
açılacaktır.
Karadeniz’in kıyı coğrafyası bütünüyle bozulacaktır.
Marmara Denizi ve Karadeniz kirlenecek, proje
deniz ekosistemine, Karadeniz-Marmara dengesine
ve iklime önemli etki yapacaktır.
Karadeniz’den Marmara Denizi’ne doğru akış
sebebiyle tatlısu aktiferleri ve karasal eko
sistem tuzlanacak, Karadeniz’deki tuzluluk değeri
%0,17’lere çıkacak, sadece İstanbul ve çevresi
değil, Trakya’ya kadar tatlı suların beslediği tarım
alanları ve karasal ekosistem geri alınamaz
şekilde bozulacak, yıkıma uğrayacak ve heyelan
riski artacaktır. Proje, tüm Trakya bölgesini ekolojik
olarak etkileyecektir. Marmara denizinde dip
oksijen seviyesinin 4.5 ppm olması gerekirken
kirlilikten dolayı 0.5 ppm civarında olması,
Karadeniz’den Marmara’ya dökülen az tuzlu,
daha soğuk ve besin değeri yüksek suyun, dipte
bulunan bakterileri besleyerek, oksijenin tamamen
tükenmesine neden olacak, mevcut “biyolojik
koridor” bozulacak, 20 ile 30 yıl içinde bakteri ve
mantarların faaliyeti sonucu denizel ekosistemin
çökmesi ile hidrojen sülfürden kaynaklanan, çürük
yumurta kokusu yayılarak, çevrede koku kirliği
oluşacaktır.
İstanbul Kanalı Projesi, Üçüncü Boğaz Köprüsü,
Kuzey Marmara Otoyolu ve Bağlantı Yolları ve
Üçüncü Hava Limanı ile birlikte 42.300 hektar alanı
kapsayan ve tarımsal üretimin yoğun olduğu bir
bölgede yürütülmekte olan proje alanı içerisinde
kalan yaklaşık, 12.000 hektar tarım alanı, 2.000
hektar çayır-mera alanı tarımsal vasfını yitirmiştir,
yitirmeye de devam etmektedir.
Proje alanı Avrupa-Sibirya Fitocoğrafik Bölgesi
içerisinde Marmara alt havzasında İstanbul ili
sınırları içinde yer almaktadır. Bölgenin taşıdığı
çeşitlilik, Kanal İstanbul inşaatı ve sonrasında
oluşacak ekolojik tahribat ve mikro klima
değişimlerinden olumsuz etkilenecektir. Planlanan
alanın fitocoğrafik konumu, toprak yapısı ve arazi
kullanım sınıflandırılması bakımından tarım ve
hayvancılığa uygundur.
Proje alanı içinde yer alan mera alanları üzerinde,
4342 sayılı Mera Kanunu’na eklenen 13. Madde
nedeniyle Kanun hükümleri uygulanmaz hale
gelmiştir. Aynı şekilde proje alanındaki tarım
arazilerinin, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi
Kullanım Kanunu’nun 13. Maddesinin d) fıkrası
gereğince Bakanlar Kurulu kararı ile Toprak Koruma
Kurulundan geçirilerek amaç dışı kullanımına izin
verilmiştir.
Proje, bölgede bugüne değin yaşamakta olan tüm
flora ve faunayı (balıkları, endemik olan ve olmayan
bitkileri, böcekleri, yabanılları, göçmen olan ve
olmayan kuşları) yaşam alanlarından koparacaktır.
Proje nedeniyle yaklaşık 20 bin futbol sahası
büyüklüğünde, üçte biri meşe ve kayın karışımı
doğal orman yok olacaktır. Yaban hayatı ve önemli
kuş koruma alanları hızla tükenecektir.
Hat boyunca inşa edilecek köprüler, yollar, bağlantı
yolları, vs. Kanal güzergahının yanısıra, İstanbul’un
doğal yaşam alanı olan ve bu özelliği ile korunması
gerekli olan Kuzey Batısının ulaşım projelerinin
baskısı altında bir yerleşim alanı olarak gelişmesine
sebebiyet verecektir. Böylelikle güzergahı içinde
kalan İstanbul’un kuzey ormanlarını yüksek
yoğunluklu yapılaşmaya açacaktır.
Proje alanında yapılacak kazılarla Sazlıdere
Barajı ve Karadeniz arasındaki kırsal bölgeden ve
dere yamaçlarından en az 3 milyar m³ hafriyatın
çıkarılması beklenmektedir. Bu hafriyatın, 600
sayı 152/2019 37

milyon m³ kayacın patlatılması, patlama sonucu
çevrede yapılarda hasar ve yıkımlar olması,
buna bağlı olarak yörede yaşayanların barınma
güvencelerinin ortadan kalkması, doğal koruma
alanlarında telafisi imkansız hasarlar meydana
gelmesi açığa çıkan partiküllerin 5 yıl havada
salınmasına bağlı olarak hava kirliliğinin katlanarak
artması ve yöredeki tüm canlılarda solunum
problemlerinin ortaya çıkması gibi etkiler yaratması
kaçınılmazdır.
100 yıllık ömür biçilen bu proje, kentte ve bölgede
geri dönüşü neredeyse imkansız ekolojik hasarlara
sebebiyet verecektir.
(2) İstanbul Kanalı Projesi; planlama ve koruma ilke
ve esaslarını hiçe sayan bir projedir;
Proje kentin üst ölçekli planına sonradan işlenmiştir
ve plan ana kararlarıyla çelişmektedir.
- 1/100 000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı;“Kuzeydeki
hassas ekosistemlerin korunması amacıyla kuzeye
gelişme eğilimi gösteren kent gelişiminin kontrol
altına alınarak, doğu batı aksında ve Marmara
Denizi boyunca kademelendirilmiş çok merkezli ve
sıçramalı gelişimin sağlanmasından” söz ederken,
İstanbul Kanalı Projesi tam tersine, kentin tüm
kuzey bölgesini ve hassas ekosistemlerini “Yok
edici bir kentsel gelişme” baskısı altına almaktadır.
- 1/100 000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı “Plan
kararlarının deprem başta olmak üzere, afet riskleri
dikkate alınarak üretilmesi” ne vurgu yaparken,
İstanbul Kanalı Projesi tam tersine bir girişimdir.
- Proje alanı, “Rezerv Yapı Alanı” olmasına rağmen,
güzergâhı üzerinde üç aktif fay hattı bulunmakta,
deprem ve tsunami riski de içermektedir.
- 1/100 000 Ölçekli Çevre Düzeni Planında; ”İçme
suyu havzalarının 1000 metrelik kuşağı içinde,
mutlak ve kısa koruma alanlarında ve havzaları
besleyen derelerin koruma kuşakları içinde
yapılaşma reddedilmektedir.” Buna karşılık İstanbul
Kanalı Projesi su havzaları üzerine yoğun bir yapı
ve nüfus baskısı getirmekte, havzaların koruma
alanlarını yapılaşmaya açarak, havzalarla ilgili
koruma kararlarını geçersiz saymaktadır. Bu bir
“Rant” projesidir.
- 1/100 000 Ölçekli Çevre Düzeni Planında;
“Kentin iki yakasında nüfus ve istihdam dengesinin
sağlanması öngörülmüştür.” ve “Planın 2023
nüfus projeksiyonu 16 milyondur.”Buna karşılık
İstanbul Kanalı Projesi ile tüm nüfus ve istihdam
dengesi alt üst olacaktır. “İstanbul Kanalı ve İki Yeni
Şehir Projesi” üst ölçekli planın nüfus eşiğini de
katlayarak artıracaktır.
- 1/100 000 Ölçekli Çevre Düzeni Planında;
38 sayı 152/2019
şubemizden şubemizden
“TEM’in kuzeyinin sanayi alanlarından arındırılması
ve kentin doğal kaynaklarının yoğunlaştığı kuzey
bölgesine kentsel gelişme baskısını önlenmesi”
ilkesini benimsenmiştir. İstanbul Kanalı Projesi’nin
ise, diğer mega projelerle birlikte yoğun bir
yerleşim ve nüfus baskısına neden olacağı açıkça
anlaşılmaktadır.
- 1/100 000 Ölçekli Çevre Düzeni Planında;
“Metropoliten Alan’da karayolu ulaşım şebekesinin,
demiryolu ve raylı sisteme yönlendirilmesi esastır”
denilirken, İstanbul Kanalı Projesi’nin karayolu
odaklı ulaşım baskısı yaratması kaçınılmazdır.
- 1/100 000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı;
“Büyükçekmece-Terkoz, Küçükçekmece-Terkoz,
Haliç-Terkoz arası ile Ömerli Barajı-Riva Deltası
arasında kalan ekolojik koridorların, doğal ve Şekil 1. Kuzey Marmara Fayı Şekil 2. Avrupa Yakası Fay Hatları
tarımsal karakterlerinin, yaban yaşamı hareketliliğini
ve kentsel hava sirkülasyonu işlevini sürdürebilmesi M=6.8 veya daha büyük deprem sayısı 44’dür. karşılayan Küçükçekmece Gölü artık bu amaçla
için korunması, gerekiyorsa iyileştirilmesini öngören Bunların çoğu Marmara Denizi’nin kuzey bölümünde kullanılamayacak kadar kirlenmiştir. Marmara
bir yaklaşımı” benimsemiştir. İstanbul Kanalı Projesi olmuştur ve İstanbul’daki yerleşimleri de en fazla Denizi’nin kuzeyinde yaptıkları deniz sismiği
Avrupa’nın acil korunması gereken 100 orman etkileyen bu depremlerdir (Şekil 1). araştırmaları sonucunda bir bölümü Küçükçekmece
alanı arasında yer alan ve Çevre Düzeni Planı ile Marmara Denizi’nin kuzeyinde doğu-batı Gölü tabanında olmak üzere kuzey Marmara Denizi
de korunması öngörülen kuzey ormanları üzerinde doğrultusunda dizilen bu büyük depremleri yaratan tabanında birçok diri fay bulunduğu tespit edilmiştir
güçlü ve yok edici bir baskı oluşturacaktır. Projenin fayın Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara Denizi (Şekil 3 ve Şekil 4).
45 km’lik güzergâhının yaklaşık 20 km’si orman içerisinde devamı olan Kuzey Marmara Fayı olarak
alanından geçmektedir. 200 metre Kanal genişliği adlandırdığımız kolu olduğu anlaşılmaktadır. Küçükçekmece Gölü’ndeki bu aktif fay hatları Kuzey
üzerinden yapılacak kabaca bir hesapla, yaklaşık Ayrıca, güncel deprem verilerini haritaladığımızda Marmara Fayı’nın hareketine bağlı olarak orta
400 ha orman alanı, yalnızca kanalın etkisiyle yok bu fayın halen etkinliğini çok belirgin biçimde kuvvetli artı depremler yaratabileceği olasıdır.
olacaktır. Proje, kırsal yaşam üzerinde büyük bir sürdürdüğünü ve geçmişteki büyük depremler için • Kanal İstanbul ve çevresindeki diğer büyük
tehdit oluşturmaktadır. enerji biriktirdiğini öngörebiliriz. Avrupa Yakası’nda inşaat projeleri nedeniyle Avrupa yakasında karada
- 1/100 000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda; 1900-2017 yılları arasında büyüklüğü 3.0 ve daha ve Marmara ile Karadeniz’de doğal ve çevresel
“Mutlak korunması gerekli tarım alanları ile tarımsal fazla olan depremlerin bölgenin diri fayları açısından dengeler geri dönülmez biçimde bozulacaktır.
bütünlük açısından mutlak tarım arazilerindeki yorumlanması gerekir (Şekil 2). • Kanal güzergâh yer yapısına ve şev duyarlılığına
ürün deseninin devamlılığını sağlayan marjinal Kanal İstanbul için öngörülen güzergâh üzerinde bağlı olarak heyelan, toprak kaymaları ve sıvılaşma
tarım alanları, tarımsal niteliği korunacak alan Küçükçekmece gölü Marmara Denizi giriş/ tehlikesi yüksektir.
olarak gösterilmiştir.” İstanbul Kanalı Projesi ile çıkış alanı ve İstanbul’un su gereksinmesinin • İstanbul Kanalı’nı şiddetle etkileyecek en önemli
tarım alanları tükenecektir. Yaklaşık 102 milyon m² bir miktarını karşılayan Sazlıdere Barajı var. deprem kaynağı kanalın güney bölgesinden 10-12
tarım arazisi yok olacaktır. İstanbul Kanalının etki Bir zamanlar İstanbul’un içme suyu ihtiyacını km uzaktaki deniz tabanında yatan Kuzey Marmara
alanı 130 milyon m²dir. ‘Mutlak tarım arazisi’ olan
korunması gereken yaklaşık 5 milyon 300 bin m²’lik
tarım alanı, projenin etki alanında yer almaktadır.
Buna bağlı olarak kırsal ekonomi sürdürülebilir
olmaktan çıkacak, köylerin kırsal karakteri de
tamamen yok olacaktır.
- 1/100 000 ölçekli planın ilkelerinin aksine, Kanal
projesi, İstanbul’un kültürel ve arkeolojik mirası
ile su havzalarını yapılaşma baskısına maruz
bırakacaktır.
(3) İstanbul Kanalı Güzergahında Mevcut Olan Diri
Faylar, Deprem Hareketini ve Yıkıcı Hasar Olasılığını
Artıracaktır;
İstanbul’un son 2017 yıllık tarihinde Avrupa ve
Anadolu yarımadasındaki yerleşimleri etkileyen Şekil 3. Küçükçekmece Gölü İçindeki Fay Hatları Şekil 4.Küçükçekmece Gölü’ndeki Diri Fay Hatları
sayı 152/2019 39

Fayı’nda beklenen büyük depremlerdir.
• İstanbul’un güney bölgelerinin jeolojik-
jeofizik yapısı nedeniyle deprem dalgaları aşırı
büyümektedir. Bu büyütme değerleri yer yer 10 kat
artabilmektedir.
• Kanalın depremler sırasında olabilecek yanal
ve düşey hareketlere karşı nasıl tepki vereceği
hayati bir araştırma konusudur. Bu yapının deprem
sırasında kayması, kırılması veya burulması çok
büyük felaketlere neden olabilecektir.
• Kanal İstanbul ve çevresindeki diğer projeler
etkisiyle ortaya çıkacak yeni yerleşim alanlarıyla
birlikte nüfus yoğunluğu aşırı derecede artacak ve
buna bağlı olarak olası bir depremin neden olacağı
can ve mal kaybı riski de yükselecektir.
• Kanal kazısı sırasında kaldırılacak 4.5 milyar tona
yakın hafriyat nedeniyle alandaki doğal gerilme ve
yeraltı gözenek basıncı dengeleri bozulacağından,
çeşitli büyüklüklerde tetiklenmiş depremsellik
görülebilecektir.
• Küçükçekmece Gölü içerisindeki diri faylar ve
bu fayların çevredeki diğer jeolojik olgularla ilişkisi
tetiklenmiş depremsellik ihtimalini arttırmaktadır.
(4) İstanbul Kanalı Projesi; sosyo-ekonomik yaşama
ve yöre halkının yaşam kalitesine büyük zarar
verecektir;
Proje ile, geçimini bugüne değin tarımdan,
hayvancılıktan, balıkçılıktan sağlayan yöre halkının
ekonomik yapısı dönüştürülecek ve yöre halkı tüm
yaşam güvencesini kaybedecektir. Kırsal niteliğini
kaybeden alanlarda, yer değiştirmeler kaçınılmaz
olarak gerçekleşecek, bugüne değin kır yaşamı
içinde varlık bulan nüfus, kent yaşamına uyum
sorunları yaşayacaktır.
Bölgede oluşacak yüksek yoğunluklu yeni
yapılaşma, alana yaklaşık 2 milyon nüfus çekecek,
bölgenin su rezervlerinin azalmasına bağlı olarak,
temel yaşam haklarından olan suya erişim hakkı da
kısıtlanacaktır.
(5) İstanbul Kanalı Projesi; katılımı olanaklı
kılmayan bir projedir;
Türkiye’nin tarım toprakları hızla kentsel arsaya
dönüşmekte, çiftçi yoksullaşmakta ve her geçen
gün daha fazla borçlu hale gelmektedir. Tarım
alanları hızla daralmaktadır. Tarım Alanları; 1987
ile 2002 yılları arasındaki 15 yılda 1 milyon
348 bin hektar (% 5) azalırken, 2002 ile 2017
yılları arasındaki 15 yılda ise 3 milyon 203 bin
hektar (% 12) tarım arazisi yok olmuştur. Tarımın
istihdamdaki payı 1990’da % 47’den, 2002 yılında
40 sayı 152/2019
şubemizden
% 35, 2016 yılında ise % 20’ye düşmüştür. Ekili
alanlarımız 2003’te 29.27.240 ha iken, 2016’da
23.943.053’a düşmüştür. Mera alanları son elli
yılda yaklaşık % 50 gerilemiş, 14 milyar ha mera
alanı kalmıştır. Hayvancılık uzun bir zamandır hazır
yem üzerinden yürütülmektedir. Bu koşullarda,
eli kolu tamamen bağlanmış, toprağından ekmek
yiyemez hale gelmiş köylünün İstanbul Kanalı
Projesine karşı çıkma olanağı bulunmamaktadır. Bu
nedenle, projeyi yerel halka danışma söylemleri,
projeyi meşrulaştırmak için boş girişimden başka
bir işe yaramayacaktır.
Bununla birlikte projenin etki alanına bakarak,
tüm kent ve bölge halkının projeye katılım hakkını
dikkate almak gerekmektedir. 27 Mart 2018
tarihinde yapılan ve katılmak isteyen toplumsal
kesimlerin büyük bir bölümünün içeriye alınmadığı
ÇED toplantısı, meşruluğunu ispatlayamamış,
projenin katılım ayağı olması gerektiği gibi
gerçekleşmemiştir.
(6) İstanbul Kanalı Bilimsel Teknik ve Standartlar
Esas Alınmadan, Fizibilitesi Yapılmadan Ortaya
Atılmıştır;
Uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan sorunlar,
seyir güvenliğinin sağlanamaması, Kanalın
yapım, işletim maliyeti ve geri ödeme süresindeki
dengesizlikler nedeniyle Kanal, telafisi imkansız
sorunlar doğuracaktır.
Sayılan bu nedenlerle bizler, çevremizin,
kentlerimizin, bölgemizin ve insanımızın geleceğini
tehdit eden, yaşam haklarını gasp eden bir eko
kırım projesi olan İstanbul Kanalı derhal gündemden
düşürülmeli ve Kanal bahanesiyle yapılmakta
olan arsa ve gayrimenkul spekülasyonlarına son
verilmelidir.
TMMOB Yönetim Kurulu
NOT: Bu çalışma, TMMOB’ye bağlı Çevre
Mühendisleri Odası, Elektrik Mühendisleri Odası,
Gemi Makinaları İşletme Mühendisleri Odası, Gemi
Mühendisleri Odası, İnşaat Mühendisleri Odası,
Jeofizik Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri
Odası, Kimya Mühendisleri, Makina Mühendisleri
Odası, Mimarlar Odası, Peyzaj Mimarları Odası,
Şehir Plancıları Odası, Ziraat Mühendisleri Odası
raporları ve Prof. Dr. Haluk Eyidoğan ile Prof. Dr.
Doğan Kantarcı’nın uzman raporlarından derlenerek
hazırlanmıştır. Ayrıca konu ile ilgili kaynaklardan ve
İstanbul Kanalı için hazırlanan ÇED başvuru dosyası
raporundan bazı veriler ve haritalar kullanılmıştır.
şubemizden
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
BURSA ULAŞTIRMA POLİTİKALARI ÇALIŞTAYI / 26 Ocak 2019
Odamız adına Bursa Şubesi tarafından düzenlenen
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Ulaştırma Politikaları
Çalıştayı, 26 Ocak 2019 tarihinde yapıldı. Çalıştayın açılış
konuşmaları TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı
Cemal GÖKÇE ve Bursa Şube Başkanı Mehmet ALBAYRAK,
Bursa Milletvekili Atilla ÖDÜNÇ, Bursa Büyükşehir Belediye
Başkan Vekili Zehra SÖNMEZ tarafından yapıldı. Açılış
konuşmalarının ardından oturumlara geçildi. Çalıştaya Şube
Başkanımız Nusret SUNA katıldı.
İŞ PROGRAMLAMA VE MALİYET YÖNETİMİ
KURSU (ŞB02- 2019) / 16-27 Mart 2019
Şubemiz tarafından düzenlenen İş Programlama
ve Maliyet Yönetimi Kursu (ŞB02- 2019) 16
Mart 2019 tarihinde Dr. Taylan Ulaş EVCİMEN
eğitmenliğinde başladı. Genç İnşaat Mühendisleri
forumunda 0-7 Meslek yaş arası işsiz
meslektaşlarımız için ücretsiz düzenlenen kursumuz
27 Mart 2019 tarihinde sona erecektir.
PLAXIS 2D TEMEL EĞİTİM KURSU EXCELL İLERİ DÜZEY KURSU
(ŞB01 - 2019) / 16 Mart - 21 Nisan 2019 (ŞB03 - 2019) / 18-20 Mart 2019
Şubemiz tarafından düzenlenen PLAXIS 2D Şubemiz tarafından düzenlenen Excell İleri
Temel Eğitim Kursu (ŞB01- 2019) 16 Mart 2019 Düzey Kursu (ŞB03- 2019) Dr. Taylan Ulaş
tarihinde Şubemizin Karaköy Hizmet Binası’nda EVCİMEN eğitmenliğinde yapıldı. Genç İnşaat
başladı. Eğitmenliğini Doç. Dr. Sedat SERT’in Mühendisleri forumunda 0-7 Meslek yaş arası işsiz
yaptığı kursumuz 21 Nisan 2019 tarihinde sona meslektaşlarımız için ücretsiz düzenlenen kursumuz
erecektir. 18-20 Mart 2019 tarihlerinde gerçekleşti.
SAHTE MÜHENDİSLİK TEŞEBBÜSÜNE HAPİS CEZASI!
Sahte diploma ile TMMOB İnşaat Mühendisleri Odasına üyelik başvurusunda bulanan kişiye,
Odamızın Cumhuriyet Başsavcılığına Suç Duyurusunda bulunması üzerine, Bursa 9. Asliye Ceza
Mahkemesi 1 yıl 8 ay hapis cezası verdi.
ARTIK TÜM ÜYELERİMİZ EUR-ING BELGESİ ALMAK İÇİN BAŞVURABİLECEK!
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB) üyesi olduğu FEANI (European Federation of
National Engineering Associations - Avrupa Ulusal Mühendislik Birlikleri Federasyonu) tarafından
verilen Eur-Ing (Avrupa Mühendisliği) Belgesi başvuru kriterlerinde önemli değişikliklere gidildi.
Ayrıntılı bilgi için: https://www.tmmob.org.tr
sayı 152/2019 41
 şubemizden şubemizden

TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI KONGRE KONULARI

13. ULAŞTIRMA KONGRESİ
10-11-12 Ekim 2019 / Erzurum
YAŞANABİLİR KENTLER İÇİN KENT-ULAŞTIRMA
BİRLİKTELİĞİNİN UYUMLU GELİŞİMİNİN YÖNETİMİ
DÜZENLEYEN
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası
Erzurum Şubesi İstanbul Şubesi
AMAÇ
13. Ulaştırma Kongresi TMMOB İnşaat
Mühendisleri Odası İstanbul ve Erzurum Şubeleri
tarafından 10-11-12 Ekim 2019 tarihleri arasında
Erzurum’da gerçekleştirilecektir.
Geride kalan 12. Ulaştırma Kongresi, ülkemizin
ulaştırma sorunlarına bilimin ışığında çözüm
araştırma anlayışı doğrultusunda ve özellikle
akademik çevrelerin artan ilgi ve desteğiyle gelişti.
Hem kamu hem de özel kesim uygulamacılarıyla
yaşanan verimli bir işbirliğinin son dönemlerde
zayıfladığını üzülerek belirtmek durumundayız.
Oysa kongre amaç ve ilkeleri içinde uygulamacı
kuruluşlarla birliktelik büyük önem taşımaktadır. Bu
nedenle uygulamacılarla ilişkilerimizi canlandırmak
için yeni bir çaba içine girmeyi kararlaştırmış
bulunuyoruz. Bu çabalarımızın karşılığını bularak
olumlu sonuç vermesini diliyoruz.
Kongrelerimizde izlenen öncelikli ilke bilimsellikten
ödün vermemektir. Öte yandan dünyadaki
ulaştırmaya ilişkin gelişmelerin ve yeniliklerin
paylaşılmasını önemsemekteyiz. Bilimin ışığında
ülkemizin, İstanbul başta olmak üzere büyük
kentlerimizin ve diğer kentlerimizin ulaştırma
etkinlikleri ile ilgili gözlem, sorunların saptanması,
çözümlenmesi ve çözümlerin geliştirilmesi
1. DUYURU
kongrelerimizin uğraş
alanını oluşturmaktadır. 13.
Ulaştırma Kongresi’nde de,
doğal olarak aynı yönde çaba
gösterilecektir.
Son Ulaştırma Kongrelerinde
İstanbul dışındaki kentlere
açılım yolu benimsenmiştir.
Böylece farklı kent ve
bölgelerin özel durumları, sorunları ve çözüm
yaklaşımları hakkında görüş ve önerilerin
tartışılması sağlanmış olacaktır. Bu bağlamda, 13.
Ulaştırma Kongresi’nin ana teması: “Yaşanabilir
Kentler İçin Kent-Ulaştırma Birlikteliğinin Uyumlu
Gelişimi” olarak belirlenmiştir. İstanbul ve diğer
büyük kentlerimizdeki sıkıntılı deneyimlerin diğer
kentlerimiz tarafından yaşanması gerekmez. Eğer
yaşanmışlıklardan dersler çıkarılırsa, Erzurum ve
diğer benzeri kentler ulaştırma ile uyum içinde
sağlıklı ve sancısız gelişmeler gerçekleştirebilirler.
Kongrenin ana teması ile ilgili bildirilerinizi
bekliyoruz. Ancak her zaman olduğu gibi,
güvenlikten, teknolojiye ve ekonomiye, planlamaya
ve politikaya kadar ulaştırmanın tüm konularındaki
bildiriler de kongre programında yer alacaktır.
GÜVENLİK POLİTİKA ARAÇLARI
• Altyapı • Hızın sınırlanması ve denetimi • Yasal altyapı • Yatırımlar • Halkın kararlara
• Yasal düzenlemeler • Trafik yönetimi • Eğitim katılımı • Karar süreçleri • Sistem yönetimi
• Talep yönetimi • Akıllı ulaştırma sistemleri
AMAÇ VE HEDEFLER
• İnsan ve toplum mutluluğu • Ekonomik ve İSTANBUL VE DİĞER BÜYÜK KENTLERDE
toplumsal kalkınma • Engelli ve tüm hareket kısıtlı ULAŞTIRMA DENEYİMLERİ
bireylere destek • Kazaların azaltılması • Doğa ve • Planlı gelişme • Sistem bütünlüğü içinde yönetim
çevrenin korunması yeteneği • Yatırım kararları • Yatırım ve işletme
kararı süreçleri
İLKELER
• Planlı gelişme • Sürdürülebilirlik • Erişebilirlik GÜNÜMÜZDE ÖNE ÇIKAN KONULAR
• Bütüncül değerlendirme • Ulaştırma-Arazi • Yaya ulaşım hakkı, bu hakkın kullanımı için gerekli
kullanımı etkileşimi • Sosyal ve ekonomik çevre ile yatırım ve düzenlemeler • Bisiklet kullanımı
uyum • Engelli ve hareket kısıtlı yolculara kolaylıklar
• Akıllı ulaştırma sistemleri
KONGRE TAKVİMİ
Bildiri özeti gönderilmesi için son gün ......................................................................... 27 Mart 2019
Bildiri özetinin kabulü ile ilgili olumlu/olumsuz kararın bildirilmesi ................................. 30 Nisan 2019
Bildiri tam metninin gönderilmesi için son gün ............................................................. 19 Haziran 2019
Bildiri tam metninin uygunluğu ile ilgili olumlu/olumsuz kararın bildirilmesi .................... 31 Temmuz 2019
Hakemlerce önerilen düzeltmeleri yapılmış bildiri tam metninin gönderilmesi için son gün... 28 Ağustos 2019
BİLDİRİ SUNACAKLARA ÇAĞRIMIZ
• 13. Ulaştırma Kongresi’ne sunulacak bildirilerin daha önce yayınlanmamış, özgün çalışmalar olması
gerekmektedir.
• Bildiri sunmak isteyenlerin en az 200 en fazla 300 sözcükten oluşan özetin en geç 27 Mart 2019
tarihine kadar kongre sekreterliğine (ulastirmakongresi@imo.org.tr) iletilmesi gerekmektedir.
• Bildiri özetleri ve tam metinleri, hakem değerlendirmesinin ardından kongrede sunulma konusunda karar
vermeleri için, Bilim Kurulu’na önerilecektir.
• Bilim Kurulu’nca kabul edilen ve sunulmalarına karar verilen bildiriler, “Bildiri Kitabı” içinde yer alacaktır.
DÜZENLEME KURULU
Prof. Dr. Güngör EVREN Doç. Dr. Niyazi Özgür BEZGİN Özgür BOSTANCI
Nusret SUNA Dr. Öğr. Üyesi Selim DÜNDAR Gökhan GÜNGÖRMÜŞ
Prof. Dr. Ahmet TORTUM Dr. Öğr. Üyesi Ahmet ATALAY Ömer Faruk ÖZKAYA
Prof. Dr. Ergun GEDİZLİOĞLU Dr. Öğr. Üyesi M. Yasin ÇODUR Rezan BULUT
Doç. Dr. Ilgın GÖKAŞAR G. Yaşın ARSLANOĞLU Funda KILINÇ SUVAKÇI

KONGRE SEKRETERLİĞİ
Funda KILINÇ SUVAKÇI Hasan ÇARIKCI
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
İSTANBUL ŞUBESİ ERZURUM ŞUBESİ
Mumhane Cad. No: 21 Karaköy 34425 İstanbul Lalapaşa Mah. Pelit Meydanı Cad. Doğu Apt. Kat:3
Tel: (0212) 293 20 00 (Pbx) No: 5-6 Yakutiye - Erzurum
Faks: (0212) 232 09 12 Tel: (0442) 233 47 03 Faks: (0442) 234 80 90
http://ulastirmakongresi.imo.org.tr http://ulastirmakongresi.imo.org.tr
ulastirmakongresi@imo.org.tr ulastirmakongresi@imo.org.tr

42 sayı 152/2019 sayı 152/2019 43

 şubemizden şubemizden

TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI DÜZENLEME KURULU

8. ULUSLARARASI GEOTEKNİK SEMPOZYUMU Feyza ÇİNİCİOĞLU Mustafa LAMAN Özer ÇİNİCİOĞLU Nejan Huvaj SARIHAN
13-15 Kasım 2019 1. DUYURU (Başkan) Recep İYİSAN Banu İKİZLER E. Ece BAYAT
Nusret SUNA Pelin ÖZENER Selman SAĞLAM Rezan BULUT
Süleyman Demirel Kültür Merkezi - İTÜ Ayazağa Kümpüsü / İSTANBUL Kutay ÖZAYDIN Havvanur KILIÇ Selçuk BİLDİK
BİLİM KURULU
SEMPOZYUMA DAVET
Ahmet SAĞLAMER Gökçe Çiçek İNCE Murat MONKUL Selim ALTUN
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi tüm
Ahmet TUNCAN Gökhan BAYKAL Murat OLGUN Semet ÇELİK
inşaat mühendislerini düzenlemekte olduğu 8.
Ali Hakan ÖREN Gülgün YILMAZ Murat ÖRNEK Serkan AKSU
Uluslararası Geoteknik Sempozyumu’na davet
Alp GÖKALP Gürkan Özden Müge BALKAYA Sina KİZİROĞLU
etmektedir. Amacımız inşaat mühendisliğinin en
Alper SEZER H. Bekir KARA Nilay KESKİN Sönmez YILDIRIM
önemli alanlarından biri olan geoteknik alanındaki bilimsel ve teknolojik gelişmeleri, bilgi ve birikimlerimizi,
Atilla ANSAL Halil Murat ALGIN Nurhan ECEMİŞ Suat AKBULUT
gün geçtikçe artan ve çeşitlenen deneyimlerimizi, uluslararası bilimsel ve mesleki standartta tartışmaktır,
Aydın KAVAK Hamza GÜLLÜ Okan ÖNAL Şahin ZAİMOĞLU
değerlendirmektir. Hedefimiz yaratacağımız bilimsel platform ile aramızdaki iletişim ve etkileşimi
Ayfer ERKEN Hanifi ÇANAKÇI Orhan İNANIR Taha TAŞKIRAN
güçlendirmek, bir araya gelerek geoteknik alanına neler katabileceğimizi tartışmak, uygulama ve akademiyi
Ayhan GÜRBÜZ Hasan TOSUN Osman AYDOĞDU Temel YETİMOĞLU
daha güçlü bir birlikteliğe yöneltebilecek konuları ve alanları tespit etmektir. Günümüzün inovasyon ihtiyacı,
Aykut ŞENOL Huriye BİLSEL Osman SİVRİKAYA Tolga ÖZER
akademi-uygulama işbirliğinin araştırma ve geliştirme doğrultusunda yeniden tasarlanmasını zorunlu
Ayşe EDİNCLİLER Hüseyin YILDIRM Ozan DADAŞBİLGE Tolga Tonguç DEĞER
kılmaktadır.
Ayşen LAV İlknur BOZBEY Özcan TAN Tuğba ESKİŞAR
Tüm bu amaç ve hedefler doğrultusunda sempozyumda yer alacak davetli konuşmacıların, sempozyum
Berna UNUTMAZ İsmail Hakkı AKSOY Önder AKÇAKAL Tuğrul ÖZKAN
konularının ve sunulacak bildirilerin seçimi titizlikle yapılacaktır. Sempozyum ortamının gereken sinerji ve
Bilge SİYAHİ Kemal ACAR Önder ÇETİN Turan DURGUNOĞLU
verimi sağlayacak şekilde gerçekleştirilmesi için gereken tüm çaba gösterilecektir. Ancak gerçek başarıyı
Can ÜLKER Korhan ÖZALP Özgür BEZGİN Utkan MUTMAN
tayin edecek olan bilimsel ve mesleki düzeyi yüksek bildirilerle sempozyuma geniş bir araştırmacı ve
Cavit ATALAR Kubilay KELEŞOĞLU Özgür Lütfi ERTUĞRUL Volkan OKUR
uygulamacı kitlesinin aktif ve interaktif katılımıdır.
Cem AKGÜNER Mehmet BERİLGEN Rasin DÜZCEER Yeliz YÜKSELEN AKSOY
Geoteknik sempozyumları yüksek standartları ve seçkin bilimsel nitelikleri ile meslektaşların
Deniz ÜlLGEN Mehmet Ufuk ERGUN Saadet Arzu BERİLGEN Yeşim GÜRTUĞ
teveccühünü kazanmış sempozyumlardır. Buna uygun olarak düzenlenecek olan 8. Uluslararası Geoteknik
Erdal ÇOKCA Mehmet Şükrü ÖZÇOBAN Sadık BAKIR Yusuf ERZİN
Sempozyumu’nun amacı her zamanki gibi çıtayı biraz daha yükseltmek olacaktır. Sizleri bu heyecanlı
Erdal UNCUOĞLU Mete İNCECİK Sadık ÖZTOPRAK Yücel GÜNEY
ve verimli ortama katkı vermek ve bu ortamın sunacağı mesleki platformdan yararlanmak üzere davet
Ergün TOĞROL Mustafa Hilmi ACAR Salih KESKİN Yüksel YILMAZ
ediyoruz.
Erol GÜLER Mustafa KOÇ Sami ARSOY Zekai ANGIN
Prof. Dr. S. Feyza ÇİNİCİOĞLU Nusret SUNA Erol ŞADOĞLU Mustafa TUNCAN Sami Oğuzhan AKBAŞ Zeki GÜNDÜZ
Düzenleme Kurulu Başkanı TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ferhat KEMALOĞLU Mustafa YILDIZ Sedat SERT Zeynep GÜLERCE
Fatih KULAÇ Murat MOLLAMAHMUTOĞLU Selçuk TOPRAK Zülküf KAYA
SEMPOZYUM KONULARI
DANIŞMA KURULU ULUSLARARASI BİLİM KURULU
• Zemin Özellikleri ve Zemin Davranışı • Derin Kazı ve İKSA Sistemleri
Cemal GÖKÇE - İMO Dietmar ADAM Joan MANUEL Tahir MASOOD
• Temel Mühendisliği • Zemin Yapıları, Şevler ve Heyelanlar
Cemal AKÇA - İMO Akram ALSHAWABKEH Larrahondo CRUZ Güney OLGUN
• Zemin Yapı Etkileşimi • Kıyı Yapıları ve Ulaştırma Yapıları
Necati ATICI - İMO Talal AWWAD Sabatino CUOMO Ernest OLINIC
• Geoteknik Deprem Mühendisliği • Çevre Geotekniği ve Enerji Geotekniği Ahmet Tuna ACAR - ÇSB Ahmet AYDİLEK Tuncer EDİL Sibel PAMUKCU
• Zemin İyileştirmesi Ayşe AKTÜRK BASIK-ÇSB Venkataraman Yasser ElMOSSALLAMY Jovan PAPIC
Sabriye Merve DEDE-ÇSB BALAKUMAR Kürşat ENGİN Erich PIMETNEL
BİLDİRİ ÇAĞRISI Mehmet TOKGÖZ - KGM Fatma BALIGH George GAZETAS Eun Chul SHIN
Uluslararası 8. Geoteknik Sempozyumu’na sunulacak bildirilerin daha önce yayınlanmamış, özgün Ülkü ARIOĞLU Daniel BARRETO Etienne Marcelin KANA Erol TUTUMLUER
çalışmalar olması gerekmektedir. Sempozyum dili İngilizce ve Türkçedir. Müge İNANIR Ömer BİLGİN Mykola KORNIENKO Mirjana VUKICEVIC
Sempozyuma bildiri ile katılmak isteyenlerin 400 kelimeyi aşmayan özet bildirilerini 25 Şubat 2019 tarihine Dağ BOUSSIDA Omar KUTSNASHVILI Askar ZHUSSUPBEKOV
kadar göndermeleri gerekmektedir. Bildiri özetlerinin https://www.dekonabstract.com/Geoteknik2019/ Luljeta BOZO Alessandro Rotta LORIA Katerina ZIOTOPOULOU
adresinden bildiri yazım programına kayıt yaptırarak göndermeleri gerekmektedir. Özette literatür bilgisine Bora ÇETİN Madhav MADHIRA
yer verilmemeli, sunulacak bildirinin konu, yöntem, kapsam ve sonucu özet içeriğinden anlaşılmalıdır. KAYIT & KONAKLAMA
ÖNEMLİ TARİHLER Sempozyuma katılanlar, bildiri kitabı veya bildirilerin derlendiği USB flash bellek sempozyum sırasında
sunulacak olanaklar karşılığı olarak;
Özetlerin Sempozyum Sekreterliği’ne sunulması için son tarih (son uzatma tarihidir) ........... 25 Mart 2019 Katılımcılar için: 400.-TL, Yurtdışından katılım: 200€, Lisansüstü öğrenciler için: 200.-TL.
Özetlerin değerlendirme sonuçlarının yazarlara bildirilmesi için son tarih ............................ 5 Nisan 2019 Bu ücrete sempozyum boyunca çay, kahve, öğle yemeği, sempozyum çantası, sempozyum bildiriler kitabı,
Bildiri tam metinlerinin Sempozyum Sekreterliği’ne sunulması için son tarih .................. 15 Haziran 2019 bildirilerin derlendiği USB flash bellek dahildir.
Bildiri tam metin değerlendirme sonuçlarının yazarlara bildirilmesi için son tarih ........... 26 Temmuz 2019 Sempozyum olanaklarından yararlanmak istemeyen katılımcılar oturumları ücret ödemeden izleyebilirler.

44 sayı 152/2019 sayı 152/2019 45

 şubemizden şubemizden

DAVETLİ KONUŞMACILAR GÖRSEL BASINDA İMO İSTANBUL ŞUBE

PROF. ANTONIO GENS / PROF. STEVE KRAMER / PROF. ALESSANDRO MANDOLINI / PROF. DAVID TOLL

SEMPOZYUM DÜZENLEME KURULU SEMPOZYUM KOORDİNASYON KURULU

İlgili Kişi: Havvanur KILIÇ Rezan BULUT Ece BAYAT
E-Posta: bilimsel@geoteknik2019.org Havvanur KILIÇ Selçuk BİLDİK
Pelin ÖZENER Selman SAĞLAM
DÜZENLEYEN KURULUŞ
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi
Mumhane Cad. No:21 Karaköy/İstanbul
Telefon: (0212) 293 20 00 (pbx) Faks: (0212) 232 09 12
http://www.facebook.com/imoistanbulsube | http://twitter.com/imoistanbulsube | • KRT TV - 16 Ocak 2019 • SPUTNİKNEWS - 7 Şubat 2019
http://www.youtube.com/user/imoistanbulsube | https://www.instagram.com/imoistanbul Şube Başkanımız Nusret SUNA, ‘İstanbul’da Şube Başkanımız Nusret SUNA, Kartal’da çöken
Betonlaşma” konusunda KRT TV’de Gün İzi bina ile ilgili SPUTNİKNEWS’e katıldı.
ORGANİZASYON SEKRETERYASI programının konuğu oldu.
• KANAL D - 12 Şubat 2019
DEKON CONGRESS&TOURISM • HALK TV - 7 Şubat 2019 Şube Başkanımız Nusret SUNA, Haşim İşcan
Sultan Selim Mah. Hümeyra Sok. No.12 34415 Seyrantepe - Kağıthane - Istanbul Şube Başkanımız Nusret SUNA, Kartal’da çöken Geçidi’ndeki korozyona ilişkin Kanal D’nin
Telefon: +90 212 347 63 00 Faks: +90 212 347 63 63 E-Posta: sekreterya@geoteknik2019.org bina ile ilgili Halk TV Televizyonu’nun Haber Masası sorularını yanıtladı.
Detaylı bilgi için lütfen www.dekongroup.com adresini ziyaret ediniz. programına (telefonla canlı bağlantı) katıldı.
• AHVAL NEWS - 12 Şubat 2019
• KANAL B - 7 Şubat 2019 Şube Başkanımız Nusret SUNA, Kartal’da çöken
KİTAP TANITIMI Şube Başkanımız Nusret SUNA, İmar Barışı ile ilgili binaya ilişkin Kanal D’nin sorularını yanıtladı.
UNUTMAYI BİR ÖĞRENEBİLSEM - Uğur KÖKDEN Kanal B’nin sorularını yanıtladı.
• AÇIK RADYO - 13 Şubat 2019
ARKA KAPAK: Geçen zamana kalemiyle meydan okuyan usta denemeci Uğur Kökden’den • KANAL B - 7 Şubat 2019 / 8 Şubat 2019 Şube Başkanımız Nusret SUNA, Kartal’da yıkılan
1900’lerin ilk çeyreğinden 2000’lerin ilk çeyreğine uzanan yıllara dair bir “zaman tanıklığı”: Şube Başkanımız Nusret SUNA, Kartal’da çöken bina ile ilgili Açık Radyo’da canlı telefon bağlantısı
Yüzyıl başına tarihlenen puslu Anadolu fotoğraflarından 1930’ların İstanbulu’na, parasız yatılı bina ile ilgili açıklamaları Kanal B televizyonunda ile Altın Saatler programına katıldı.
avlularından Paris kahvelerine, adliye koridorlarından tren kompartımanlarına, cezaevlerinden 7 Şubat 2019’da Ana Haber ve 8 Şubat 2019’da
dergi bürolarına, Bağdat’tan Mekke’ye, Lozan’dan Afrika’ya taşınan bu incelikli “özgeçmiş” Haberlerde yer aldı. • KANAL B - 19 Şubat 2019
dün ve bügün arasında sağlam köprüler kurarken, farklı coğrafyalarda hayat bulan çoksesli bir Şube Başkanımız Nusret SUNA, Kanal B’de 19
• ARTI TV - 7 Şubat 2019 Şubat 2019 tarihinde Kartal’da çöken bina, imar
dünyanın da izini sürüyor. Şube Başkanımız Nusret SUNA, Kartal’da çöken bina
“Küçük taşra istasyonlarının biricik canlılığı su, ayran ya da simit satıcısı gençlerdi o tarihlerde. Bununla birlikte, affı, kentsel dönüşüm ve deprem konularını içeren,
ile ilgili Artı TV kanalına Odak programına katıldı. Levent YILDIZ’ın hazırlayıp sunduğu Gündem Özel
büyük istasyonlarda sucuk-ekmek satanlara, dahası Sivas’ta başımıza geldiği gibi kelle-paça satanlara bile
rastlanırdı. Avrupa’da olduğu gibi, el arabalı kitap-gazete satıcılarıysa henüz ülkemizde yoktu. Buna karşılık, • KRT TV - 7 Şubat 2019 programının canlı yayın konuğu oldu.
trenin pencerelerinden okunmuş gazete, dergi ve kitap atılıyordu istasyonlarda! Bunların üstüne üşüşüyorlardı! Şube Başkanımız Nusret SUNA, Kartal’da çöken • ARTI TV - 19 Şubat 2019
Orta Anadolu’dan Doğu’ya gidildikçe artıyordu bu ilgi. Denebilir ki, trendekilerden çok dışarıdakiler bir okuma bina ile ilgili KRT TV Televizyonu’nun Ana Haber Şube Başkanımız Nusret SUNA’nın, Yapı Denetim
telaşı içindeydi.” programına katıldı. Kuruluşları Birliği Derneği Genel Başkanı Tekin
• GERÇEK TV - 7 Şubat 2019 SARAÇOĞLU ile birlikte Nazım ALPMAN - Derya
Şube Başkanımız Nusret SUNA, Kartal’da çöken DİBLEN’in Artı TV - Gün Başlıyor programına 19
KADINLARIN ÖZGÜRLÜK VE EŞİTLİK MÜCADELESİNİ YÜKSELTECEĞİZ! / 8 Mart 2019
bina ile ilgili Gerçek TV Televizyonu’nun Ana Haber Şubat 2019 tarihinde canlı yayın konuğu oldu.
1857’de ABD’li kadın işçilerin çalışma yaşamının iyileştirilmesi amacıyla başlattığı direnişten bugüne programına katıldı.
• KANAL B - 20 Şubat 2019
8 Mart, başta emekçi kadınlar olmak üzere tüm kadınların özgürlük, eşitlik mücadelesinin simgesi
Şube Başkanımız Nusret SUNA, 20 Şubat 2019
kabul edilmiş; kadınların, kadın olmaktan kaynaklı sorunlarının çözümünde itici bir güç olmuştur.
tarihinde Kanal B televizyonuna Kartal’da çöken
Kadın inşaat mühendisleri de 8 Mart’ın yarattığı moral ve mücadele azmini işyerlerine taşımaktan, bina, imar afları ve kentsel dönüşüm konularına
her düzlemde eşitliği savunmaktan asla geri durmamıştır. ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bu duygularla başta kadın meslektaşlarımız olmak üzere tüm kadınların 8 Mart’ını kutluyor, • AÇIK RADYO - 21 Şubat 2019
kadın mücadelesinin sesini yükselteceğimizi ilan ediyoruz. Şube Başkanımız Nusret SUNA, Açık Radyo’da
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Gürhan ERTÜR ve Elvan CANTEKİN’in hazırlayıp
İstanbul Şubesi Kadın İnşaat Mühendisleri Komisyonu sunduğu Altın Saatler Programında canlı yayın
konuğu oldu.

46 sayı 152/2019 sayı 152/2019 47

 şubemizden
• SHOW TV - 21 Şubat 2019
Şube Başkanımız Nusret SUNA, 21 Şubat 2019
tarihinde çöken yapılar ve deprem riski konularında
Show TV’nin sorularını yanıtladı.
• ULUSAL KANAL - 22 Şubat 2019
Şube Başkanımız Nusret SUNA, 22 Şubat 2019
tarihinde “İstanbul’daki Riskli Banlar” konusunda
Ulusal Kanal’ın (canlı yayın) sorularını yanıtladı.
• ULUSAL KANAL - 23 Şubat 2019
Şube Başkanımız Nusret SUNA, 23 Şubat
2019 tarihinde Ulusal Kanal’da Kent ve Yaşam
Programı’nda “Depremleri Beklerken, Yapı
Stoklarımız ve İmar Barışı” konusunda Osman
GÜDÜ’nün (canlı yayın) program konuğu oldu.
• KANAL B - 28 Şubat 2019
Odamız üyesi İnş. Müh. Niyazi PARLAR kentimizde
son günlerde çöken dayanma yapıları ile ilgili
Kanal B’nin sorularını yanıtladı.
• BİLGİ ÜNİVERSİTESİ RADYOSU / RADYO
VESAİRE - 22 Mart 2019
Şube Başkanımız Nusret SUNA, “Kentsel Dönüşüm
ve Deprem” konularında İstanbul Bilgi Üniversitesi
Radyosu/Radyo Vesaire’den Haber Muhabiri Gökçe
YALIÇ’ın sorularını yanıtladı.
YAZILI BASINDA İMO İSTANBUL ŞUBE
• BİRGÜN GAZETESİ - 7 Şubat 2019
Şube Başkanımız Nusret SUNA, Birgün Gazetesi’ne
Kartal’da çöken bina ile ilgili açıklamalarda
bulundu.
• MİLLİYET GAZETESİ - 7 Şubat 2019
Şube Başkanımız Nusret SUNA, Kartal’da çöken
bina ve imar afları ile ilgili Milliyet Gazetesi’nin
sorularını yanıtladı.
• SÖZCÜ GAZETESİ - 7 Şubat 2019
Şube Başkanımız Nusret SUNA, Kartal’da çöken
bina ve imar afları ile ilgili Sözcü Gazetesi’nin
sorularını yanıtladı.
• CUMHURİYET GAZETESİ - 7 Şubat 2019
Şube Başkanımız Nusret SUNA, Cumhuriyet
Gazetesi’ne Kartal’da çöken bina ile ilgili
açıklamalarda bulundu.
48 sayı 152/2019
şubemizden
• EVRENSEL GAZETESİ - 10 Şubat 2019
Şube Başkanımız Nusret SUNA, Türkiye’de Kentsel
Dönüşüm konusunda Evrensel Gazetesi’nin
sorularını yanıtladı.
• MİLLİYET GAZETESİ - 12 Şubat 2019
Şube Başkanımız Nusret SUNA, Milliyet Gazetesi’ne
Kartal’da çöken bina ile ilgili “Binalar risk sırasına
göre yıkılmalı” başlığı ile açıklamalarda bulundu.
• BİRGÜN GAZETESİ - 15 Şubat 2019
“Teknik elemanları tutuklayarak suçu örtbas
edemezsiniz” başlıklı basın açıklaması Birgün
Gazetesi’nde yer aldı.
• İSTANBULGERCEGİ.COM - 15 Şubat 2019
“Teknik elemanları tutuklayarak suçu örtbas
edemezsiniz” başlıklı basın açıklaması,
istanbulgercegi.com’da yer aldı.
• BİRGÜN GAZETESİ - 16 Şubat 2019
Şube Başkanımız Nusret SUNA, Birgün Gazetesi’ne
Kartal’da çöken bina ve imar affı konularına yönelik
açıklamalarda bulundu.
• HÜRRİYET GAZETESİ - 17 Şubat 2019
Şube Başkanımız Nusret SUNA, Kartal’daki çöken
bina, binaların güvenilir olup olmadığına yönelik
Hürriyet Gazetesi’nin sorularını yanıtladı.
• DEUTSCHE WELLE TR (DW) - 21 Şubat 2019
Şube Başkanımız Nusret SUNA kentimizdeki
deprem toplanma alanları ile ilgili DEUTSCHE
WELLE TÜRKÇE (DW)’nin sorularını cevapladı.
sayı 152/2019 49
 şubemizden
• M.SADECEHABER.COM - 22 Şubat 2019
Şube Başkanımız Nusret SUNA, Sadece Haber’e
Afet Toplanma Alanlarına yönelik açıklamalarda
bulundu
• SÖZCÜ GAZETESİ - 22 Şubat 2019
Şube Başkanımız Nusret SUNA, “İstanbul Kartal’da
çöken binaya ilişkin soruşturma kapsamında
bilirkişi raporuna yönelik Sözcü Gazetesi’nin
sorularını yanıtladı.
• EVRENSEL GAZETESİ - 26 Şubat 2019
Şube Başkanımız Nusret SUNA, Evrensel
Gazetesi’ne “İstanbul’da Yol ve Duvar Çökmeleri”
konularına ilişkin açıklamalarda bulundu.
• CUMHURİYET GAZETESİ - 26 Şubat - 1 Mart
2019
Şube Başkanımız Nusret SUNA, Odamız önceki
dönem başkanlarından Mete AKALIN ile Cumhuriyet
Gazetesi yazarı Şükran SONER’in “Deprem Yapı
Stoku ve Güvenli Yapılar” konusunda yaptığı
röportaj Cumhuriyet Gazetesi’nde 26 Şubat -
1 Mart tarihlerindeki yazı dizisinde yer aldı.
• GAZETE KADIKÖY - 1 Mart 2019
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin,
riskli alan ve yapıların tespiti için çıkarılan
genelgeyle ilgili “DEPREM ÖNLEMLERİ VE GÜVENLİ
YAPILAŞMA YAPBOZ TAHTASI DEĞİLDİR” başlıklı
21 Şubat 2019 tarihinde yapmış olduğu basın
açıklaması 1 Mart 2019 tarihli Gazete Kadıköy’de
yer aldı.
• BİRGÜN GAZETESİ - 8 Mart 2019
Şube Başkanımız Nusret SUNA, Birgün Gazetesi’ne
Beykoz’daki İlkokulun bahçesine yapılmak istenen
imam hatip binasının inşaat duvarlarında oluşan
çatlaklar konusuna ilişkin açıklamalarda bulundu.
50 sayı 152/2019
VEFAT
TMMOB İnşaat
Mühendisleri Odası
eski yönetim kurulu
üyesi ve Yıldız Teknik
Üniversitesi Emekli
Öğretim Üyesi
(İnşaat Mühendisliği
Bölümü Betonarme
Çalışma Grubu
Başkanı) “İLHAN BERKTAY’A SAYGIYLA”
Prof. H. İlhan BERKTAY vefat etmiştir. ANMA ETKİNLİĞİ
Ailesine, dostlarına ve meslektaşlarımıza Şube Yönetim Kurulumuz değerli hocamız için
başsağlığı diliyoruz. 13 Nisan 2019 tarihinde, saat 14:00’da
Şubemizde anma etkinliği düzenleyecektir.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası
Tüm üye ve öğrenci üyelerimiz davetlidir.
İstanbul Şube Yönetim Kurulu
Tebrik
58748 sicil numaralı üyemiz İTÜ Öğretim Üyesi B. Özden ÇAĞLAYAN “Doçent” ünvanı almıştır.
26645 sicil numaralı üyemiz Prof. Dr. Filiz PİROĞLU İTÜ Deprem Mühendisliği ve Afet Yönetimi Enstitüsü Müdürü
olarak atanmıştır.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu olarak tebrik ediyoruz.
Doğum
72819 sicil numaralı üyemiz Bahar Didem EROL’un oğlu Mert 18 Şubat 2019’da;
Kadıköy Temsilcilik Kurulu Üyemiz (Sicil no. 67051) Özgür DURMUŞ’un kızı Bilge 21 Şubat 2019’da dünyaya geldi.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu olarak sağlıklı yarınlar diliyoruz.
Nikâh
94378 sicil numaralı üyemiz Sibel SEVAT, Cihan CANPOLAT ile 9 Mart 2019’da evlendi.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu olarak mutluluklar diliyoruz.
VEFAT
• 5132 sicil numaralı üyemiz Hüseyin İlhan BERKTAY, 20 Ocak 2019’da;
• 4095 sicil numaralı üyemiz Akman ALKUMRU, 24 Ocak 2019’da;
• 15178 sicil numaralı üyemiz Mehmet Nihat DOĞANCI, 24 Ocak 2019’da;
• 25833 sicil numaralı üyemiz Hasan Sinan KARAGÖZOĞLU, 30 Ocak 2019’da;
• 2643 sicil numaralı üyemiz Kemal DÖNMEZ, 1 Şubat 2019’da;
• 25788 sicil numaralı üyemiz Hakkı EKŞİ, 5 Şubat 2019’da;
• 16692 sicil numaralı üyemiz Haluk GÖZTEPE (90959 sicil numaralı üyemiz Barış GÖZTEPE’nin babası), 10 Şubat 2019’da;
• 25072 sicil numaralı üyemiz Rıza Engin TUNÇER, 1 Mart 2019’da;
• 6196 sicil numaralı üyemiz Bayram Baysan ALTINER, 3 Mart 2019’da;
• 9679 sicil numaralı üyemiz Atilla AKSOY, 7 Mart 2019’da;
• 17849 sicil numaralı üyemiz Sabahattin ÖZŞAHİN, 8 Mart 2019’da;
• 9598 sicil numaralı üyemiz Mehmet Orhan SANER, 13 Mart 2019’da;
• 20969 sicil numaralı üyemiz Ömer YILDIZ, 14 Mart 2019’da vefat etmiştir.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu olarak tüm yakınlarına başsağlığı dileriz.
• Şubemiz Önceki Yönetim Kurulu Üyesi (Sicil no. 25488) Abdullah DÜZGÜN’ün annesi Nazmiye DÜZGÜN, 29 Ocak 2019’da;
• 19816 sicil numaralı üyemiz Fatime ARIN’ın annesi Peruze ARIN, 1 Şubat 2019’da;
• 33427 sicil numaralı üyemiz Murat ANTİK’in (Kadıköy Temsilcimiz) annesi Nebiye ANTİK, 19 Şubat 2019’da;
• 39125 sicil numaralı üyemiz Ayhan ÇAKIR’ın annesi Türkan ÇAKIR, 1 Mart 2019’da;
• 36512 sicil numaralı üyemiz Sabri KOCAKANAT’ın annesi Gülseven KOCAKANAT, 2 Mart 2019’da;
• 71429 sicil numaralı üyemiz Işıl SUNGUR’un annesi Hatice SUNGUR, 3 Mart 2019’da vefat etmiştir.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu olarak tüm yakınlarına başsağlığı dileriz.