You are on page 1of 5

9.

HZ PEYGAMBERİN RİSALETİ SONRASI MEDİNE DÖNEMİ (2)

HUDEYBİYE ANLAŞMASI (Mart 628): Hz. Peygamber, Müslümanlarla beraber


hac yapmak maksadıyla Mekke’ye doğru harekete geçerek, Hudeybiye
denilen yerde konakladı. Hz. Osman’ı elçi olarak Mekke’ye gönderdi.
Öncesinde Hz. Peygamber, Mekke’de yaşanan bir kıtlık felaketinden dolayı
Mekke’ye fakirlere yardım amacıyla 500 dirhem göndermişti. Üstelik Ebû
Süfyan’la arasındaki akrabalık bağını güçlendirmek amacıyla Habeşistan’dan
dönmüş bulunan Ebû Süfyan’ın kızı Ümmü Habîbe ile nikâhlandı. Bu olayların
gerçekleştiği sırada Doğu Romalılar ve Sâsânîler arasında gerçekleşen 25 yıllık
savaş Ninova Savaşında İranlıların yenilgisiyle sona ermiş oldu. Mekkeliler
Müslümanların tüm gayretlerine rağmen onları Mekke’ye almadıkları gibi, Hz.
Osman’ı da alıkoydular. Bunun üzerine Hz. Peygamber’le aralarında 10 yıllık bir
barış anlaşması imzaladılar. Müslümanlar hac amacıyla bir sonraki yıl
gelecekler, Mekke’de en fazla üç gün kalacaklar kimseyle temas halinde
olmayacaklar, Mekkeliler Müslümanlar hac yaparken Mekke dışına
çekileceklerdi. Ayrıca Mekke’de Müslüman olup Medine’ye gidenler geri
verilecek ama Medine’den birisi Mekke’ye döndüğü zaman Müslümanlara
geri verilmeyecekti. Müslümanlar ve Kureyşliler müttefikleri haricinde kendisiyle
savaşılan üçüncü bir tarafa yardım etmeyeceklerdi. Mekkelileri temsilen
Süheyl bin Amr anlaşma metnini imzaladı. Anlaşmanın ardından Hz.
Peygamber ve kendisine inananlar arasında Biat-ı Rıdvan adı verilen
ahitleşme gerçekleşti. Bunun üzerine fetih süresi inerek hem Mekke’nin fethi ve
hem de öncesinde Hayber’in fethiyle Müslümanlar müjdelenmiştir. Hudeybiye
anlaşmasıyla Mekke’nin fethi arasında 19 aylık bir barış dönemi gerçekleşmiştir.
Bu barış döneminde 19 yıl içinde Müslüman olanların sayısının 19 katı insan
Müslüman olmuştur. Bu durum İslam’ın barış ortamında daha çok yayılan bir
din olduğunu net olarak ortaya koymuştur.

AYS BÖLGESİ MÜSLÜMANLARI: Hudeybiye anlaşmasının bir maddesinden


dolayı bazı Müslümanlar burulmuşlardı. Bu maddeye göre Mekke’de
Müslüman olan birisi Medine’ye geldiği zaman geri gönderilecekti. Hz.
Peygamber bu maddeyi hiç itiraz etmeden kabul etmişti. Bazı Müslümanlar
bunun bir gerileme olduğunu düşünerek itiraz etmişlerdi. Fakat sonrasında
gerçekleşen olaylar Hz. Peygamber’in ne denli ileri görüşlü olduğunu ortaya
koymuştur. Mekke’de Müslüman olduğundan dolayı Medine’ye alınmayan
yeni Müslümanlar Mekke-Şam karayolu üzerinde bulunan önemli bir mevki
olan Ays bölgesine giderek yerleştiler. Karınlarını doyurmak için de Mekke’den
Şam’a ticaret amacıyla giden Kureyş kervanlarını bastılar. Bu Müslümanların
başında Ebu Basir ve Ebu Cendel adındaki iki Kureyşli vardı ve sayıları 300 kişiye
ulaşmıştı. Mekkelilerin Şam ticari faaliyetleri zor duruma düştüğü için Ebu
Süfyan Medine’ye giderek o maddenin lağvedilmesini istedi. Bu durum Hz.
Peygamber’in haklılığını ortaya koymuş oldu.

HZ. PEYGAMBER’İN ÖN ASYA HÜKÜMDARLARINI İSLAM’A DAVETİ: Hz.


Peygamber, Hudeybiye anlaşmasının ardından gerçekleşen barış ortamını
fırsat bilerek civar ülkelerin hükümdarlarına İslam’a davet mektupları
göndermiştir. İranlıların Doğu Roma karşısındaki yenilgisi üzerine Arap
Yarımadası ve Yemen üzerindeki Sâsânî egemenliği kaybolmuştu. Bunun
üzerine İslam dini Yemen ve Umman’a doğru yayılmaya başladı. Hz.
Peygamber Bizans imparatoru Heraklios’a Dıhyetü’l-Kelbi’yi gönderdi, Hz.
Peygamber’in davetini olumlu karşılayan Herakleios kendisine kıymetli
hediyeler gönderdi. İran hükümdarı II. Hüsrev’e Abdullah bin Huzafe’yi
gönderdi. Hz. Peygamber’in mektubunu diplomatik teamüllere aykırı bulan
Hüsrev mektubu yırtarak, elçiyi azarladı ve İranlıların Yemen valisi Bazan’a Hz.
Peygamber’i tutuklama emri verdi fakat kısa bir zaman sonra oğlu Şireveyh
tarafından öldürüldüğü gibi Hz. Peygamber’i tutuklamak amacıyla gelen
Bazan da çocuklarıyla beraber Müslüman oldu. Aksum kralı Necaşi
Ashame’ye Amr bin Ümeyye’yi gönderdi ve kendisi buna olumlu yanıt verdi.
Mısır hükümdarı Mukavkıs’a Hatib bin Ebi-Belta’yı gönderdi, Mukavkıs daveti
olumlu karşıladı ve Hz. Peygamber’e kıymetli hediyeler gönderdi. Yemen emiri
Havze bin Ali’ye Şalit bin Amr’ı gönderdi. Havze, Hz. Peygamber’den sonra
Müslümanların başına geçme şartıyla iman edeceğini söyledi fakat Hz.
Peygamber bunu kabul etmedi. Gassan meliki Haris bin Ebu Şammar’a ise
Vehb bin Şuca’yı gönderdi. Gassanî Arapları, Arap yarımadasında kendilerine
rakip büyük bir güç görmek istemedikleri için Hz. Peygamber’in elçilerine en
kaba davrananlar bunlar olmuşlardır.

HAYBER’İN FETHİ (Mayıs 628): Hayber, Medine-Şam ticaret yolu üzerinde yer
almakla beraber Medine’den sürgün edilen Yahudiler burada toplanmışlardı.
Yahudilerin burada yedi büyük kalesi vardı. Yahudiler, Medine ticaret
kervanlarını tehdit etmekteydiler. Bununla yetinmeyen Yahudiler, Gatafanlıları
Müslümanlarla karşı savaşmak amacıyla yanlarına almaya çalışarak onlara
Hayber arazilerinin bir yıllık gelirini verme teklifinde bulundular. Ayrıca Kureyş,
Ben-i Süleym ve Fezare Araplarını da savaş için kışkırtmaya başladılar. Hz.
Peygamber onlarla bir anlaşma yapmak istedi ve Abdullah bin Revaha’yı
gönderdi. Fakat barış anlaşmasına yanaşmadılar. Komşuları Gatafanlılar ile
birlikte Medine üzerine yürüme kararı aldılar. Hz Peygamber daha erken
davranarak Raci vadisine gelip Gatafan ve Hayber arasındaki irtibatı kesti.
Hayber’de bulunan kalelerin en büyüğü Kamus kalesi idi. Yahudilerin reisi
Merhab adında bir adam idi. Merhab, Hz. Ali tarafından öldürüldü ve Hayber
fethedildi. Savaşın ardından Hz. Peygamber Yahudileri affetti, Yahudiler yarıcı
olma kaydıyla Hayber bölgesindeki varlıklarını devam ettirdiler.

UMRETU’L-KAZA (Mart 629): Hz. Peygamber’in Kureyşlilerle yapmış olduğu


anlaşma gereği bir sene sonra Müslümanlarla Mekke’ye giderek umre yaptı.
Bu ziyaret sırasında Müslümanların nezih davranışları Mekkelilerin gönlünü
İslam’a ısındırmıştır. Bu sene Müslümanların kuvvetlendiğini gören Halid bin
Velid, Amr bin As ve Osman bin Talha Medine’ye gelerek Müslüman oldular.

MUTE SAVAŞI (Eylül 629): Müslümanlar ve Doğu Roma arasında gerçekleşen


ilk savaştır. Gassanîlerin Busra Emiri Şurahbil bin Amr, Hz. Peygamber’in Doğu
Roma’ya göndermiş olduğu elçisi Haris bin Umeyr’i şehit etmiştir. Bunun
üzerine Hz. Peygamber, Doğu Roma’nın müttefiki olan Gassanî Araplarına
savaş ilan etmiştir. Bu savaşta Müslümanlar beş bin, Doğu Roma ordusu ise yüz
bin kişiydi. Savaşın denk geldiği dönemde Doğu Roma hükümdarı Herakleios,
İranlılardan geri alınan kutsal haçın Kudüs’e iletilmesi için bir merasim
düzenlemek amacıyla Filistin topraklarında bulunuyordu. Kudüs’ün 50 km
güneyinde Mute’de karşılaşan iki ordu arasında büyük bir çarpışma
gerçekleşmiştir. Müslümanlar Zeyd bin Harise, Cafer bin Ebi-Talib ve Abdullah
bin Revaha gibi üç komutanlarını şehit verdikleri halde Doğu Roma ordusuna
karşı direnmişlerdir. Bu savaş yakın bir gelecekte Müslümanların büyük bir
cesaretle Doğu Roma’ya karşı gerçekleştirecekleri savaşların öncüsü olmuştur.
Kendilerinden yirmi kat fazla düşmanla savaşan Müslümanlar Medine’ye
kıymetli ganimetlerle geri dönmüşlerdir.

MEKKE’NİN FETHİ (M. 11 Ocak 630): Kureyş’in müttefiki olan Benî Bekir
kabilesinin, Müslümanların müttefiki olan Huzaa Araplarına saldırarak
bunlardan 23 kişiyi öldürünce Huzaalılar Hz. Peygamber’den yardım
istemişlerdir. Hz. Peygamber öldürülen kimselerin diyetini ödemelerini ve Ben-i
Bekir kabilesini korumaktan vazgeçmelerini Kureyşlilere bildirdi fakat onlar bu
şartları kabul etmediler. Bunun üzerine, Hz. Peygamber Hudeybiye
Anlaşmasının bozulduğunu ilan etmiş ve Mekke’nin fethi için hazırlıklara
başlamıştır. Hz. Peygamber, on bin kişilik bir orduyla Mekke’yi kuşatmış ve savaş
yapılmadan Mekke ele geçirilmiştir. Hz. Peygamber, Mekke’yi ele geçirdikten
sonra genel bir af ilan ederek Kureyşlileri affetmiştir. Bağışlanan kimselere
Tuleka adı verilmiştir.

Huneyn Gazvesi (MS 630): Mekke’nin fethinin ardından İslam’ın giderek


güçlendiğini ve Arap yarımadasında hızlı bir şekilde yayıldığını gören Hevazin
ve Sakif Arapları Evtas adı verilen yerde toplanarak Mekke’ye yürüme kararı
aldılar. Amaçları Mekke’yi geri alarak Kureyş Araplarına yardım etmekti. Bunun
üzerine Hz. Peygamber ordusuyla beraber Evtas’an hareket etmiştir. Arapların
meşhur panayırlarından biri olan Zülmecez panayırı burada kurulur ve şiir
yarışmaları yapılırdı. Bu savaşta ilk defa Hz. Peygamber’in ordusunda
Müslüman olmayan ve sayıları 2000’i bulan Kureyşliler de bulunmaktaydı.
Toplamda Hz. Peygamber’in ordusu 12 bin kişiydi. Hevazin ve Sakif ittifakının
başında ise Malik b. Avf adında genç bir Hevazinli vardı. Savaşın
başlangıcında kaçan Kureyşlilerden kaynaklı bir dağılma yaşandıysa da
Müslümanlar toparlanarak kesin bir zafer elde ettiler.
TAİF KUŞATMASI (Ağustos 630): Evtas bozgunundan sonra Hevazin reisi Malik
bin Avf ve Sakifliler Taif’te toplandılar. Müslümanlar on yedi gün Taif’i kuşattılar.
Fakat Taif kalesi çok sağlam olduğundan ele geçirilemedi. Böylece Taif
muhasarası kaldırıldı ve Taifliler bir sene sonra Müslüman oldular.

Hz. Peygamber Mekke’nin fethinin ardından Attab B. Esid’i Mekke valisi


olarak atayarak Medine’ye geri dönmüştür. Doğu Romalıların sınır ihlali
yaptıkları yönündeki haberler üzerine Hz. Peygamber m. 631 yılında Tebûk
seferini düzenlemiş ve Eyle hükümdarıyla barış anlaşması imzaladıktan sonra
geri dönmüştür. Hz. Peygamber, Hac ziyaretinden sonra 7 Mart 632 yılında
düzenlediği Veda Hutbesini 100 bin insan dinlemiştir. Hz. Peygamber, 8 Haziran
632 tarihinde vefat etmiştir.

KAYNAKLAR

Avcı, “Tebük”, TDVİA

Algül, “Mute”, TDVİA

Halife b. Hayyat, Halife Tarihi

Hamidullah, “Hudeybiye”, TDVİA

Hamidullah, “Hayber”, TDVİA

İbn Esir, el-Kamil

İbn Hişam, Siyer

İbn İshak, Siyer

İbn Kesir, el-bidâye ve’n-nihaye

Küçükaşçı, “Taif”, TDVİA

Sebeos, History

Taberi, İslam Tarihi

Theophanes, Kronik

Vakidi, el-Megazi

You might also like