Professional Documents
Culture Documents
Hz. Muhammed, Kureyş kabilesinin Haşimoğulları koluna mensuptur. Soyu Adnanoğulları vasıtasıyla Hz. İbrahim’e
dayanmaktadır.
Hz. Muhammed’in dedesi Abdülmuttalib, babası Abdullah, annesi ise Amine’dir. Hz. Muhammed, 20 Nisan 571
tarihinde Mekke’de dünyaya geldi. Peygamberimizin isimleri Ahmet, Mahmut, Mustafa ve Muhammed’dir. En çok
Sayfa | 2
kullandığımız Muhammed kelimesinin anlamı yerde ve gökte övülen demektir.
Peygamberimizin babası Abdullah, Hz. Muhammed (SAV) doğmadan önce vefat etmişti, kabri Medine’dedir.
Mekke’nin havası çok ağır olduğu için yeni doğan çocuklar genelde sütanneye veriliyordu. Hz. Muhammed de bu gelenek
gereğince Halime adında bir sütanneye verildi. Beş yaşına kadar sütannesinin yanında kaldı. Hz. Muhammed, altı yaşında
iken annesini de kaybetti. Sekiz yaşına kadar dedesi Abdülmuttalib ile birlikte kaldı.
Sekiz yaşında dedesinin ölümü üzerine amcası Ebû Talib’in himayesinde yaşamaya başladı. Amcası ticaretle
uğraşıyordu. Hz. Muhammed on iki yaşındayken amcasıyla birlikte Suriye’ye gitti. Kervan Busrâ kasabasına geldiğinde
Bahîra adındaki rahip O’nun geleceğin peygamberi olduğunu anladı. Bahira’nın uyarısı üzerine Ebu Talip burada
mallarını satarak Mekke’ye geri döndü.
Hz. Muhammed, on yedi yaşındayken Yemen’e seyahat etti, yirmi yaşındayken Kureyş ve Hevazinliler arasında
haram aylarında yapılan Ficar Savaşı’na katıldı. Peygamberimiz bu savaşta amcalarına ok hazırlamıştır.
Hz. Muhammed, Mekke’de Muhammed’ül Emin (Güvenilir) olarak tanınıyordu. Bunu öğrenen Hz. Hatice
kervanlarının yönetimini Hz. Muhammed’e verdi. Hz. Hatice daha çok kazanmaya başladı. Hz. Muhammed yirmi beş
yaşında iken kırk yaşındaki dul bayan Hz. Hatice ile evlendi. Hz. Hatice vefat edinceye kadar başka biriyle evlenmedi.
605 tarihinde Kâbe onarılıyordu. Hacer-ül Esved taşını her kabile kendisi duvara yerleştirmek istiyordu. Bu durum
az kalsın çatışmaya dönüşecekti. Kabile ileri gelenlerinden birisi Kâbe’ye ilk gelenin hakemliğine başvuralım önerisinde
bulundu. Kâbe’ye Hz. Muhammed geldi. Hz. Muhammed, yere bir örtü serdirdi, taşı bu örtünün üzerine koydu, kabile
ileri gelenleri taşı birlikte Kâbe’nin duvarına yerleştirdiler. Böylece bir çatışma ortamı yerini huzura bıraktı. Hz.
Muhammed’in saygınlığı daha da arttı.
Hz. Muhammed, hiçbir zaman putlara, ay, güneş, ateş vb.ne tapınmamıştır. Mekke’deki bir kısım halk gibi O da Hz.
İbrahim’in getirdiği Hanif inancına sahipti. Hanifler bir Allah’ın varlığına inanıyorlardı. Hz. Muhammed (SAV) zaman
zaman Nur Dağı’ndaki Hira mağarasına gitmekte ve orada düşünceye dalmak suretiyle ibadet etmekteydi. 610 yılında
Hira mağarasında düşünceye daldığı bir anda vahiy meleği Cebrail gelerek, peygamberimize: “Oku” dedi. Peygamberimiz
ben okuma bilmem cevabını verdi. Cebrail ikinci kez oku dedi, Hz. Muhammed yine ben okuma bilmem cevabını verince
Cebrail Alak Suresinin ilk beş ayetini okudu, peygamberimiz de bu ayetleri tekrarladı. Alak Suresinin ilk beş ayeti
şöyledir: 1-Yaratan Rabbinin adıyla oku! 2-O, insanı bir alekadan (embriyodan) yarattı. 3-Oku! Rabbin sonsuz
kerem sahibidir. 4-O Rab ki kalemle yazmayı öğretti. 5-İnsana bilmediği şeyleri öğretti.
Hz. Muhammed eve gelerek durumu eşi Hz. Hatice’ye anlattı. Birlikte dönemin bilginlerinden Hz. Hatice’nin amcası
Varaka’ya giderek konu hakkında bilgi verdiler. Varaka, Hz. Muhammed’in son peygamber olduğunu anlayarak kendisini
müjdeledi.
-"Müjde sana Ey Muhammed, Allah'a yemin ederim ki sen Hz. İsâ'nın haber verdiği son Peygambersin. Gördüğün
melek, senden önce Yüce Allah'ın Musâ'ya göndermiş olduğu Cebrail'dir. Keşke genç olsaydım da, kavmin seni
yurdundan çıkaracağı günlerde sana yardımcı olabilseydim... Hiç bir Peygamber yoktur ki, kavmi tarafından düşmanlığa
uğramasın, eziyet görmesin..." dedi. Aradan çok geçmeden Varaka vefat etti.
İlk Müslümanlar
Hz. Hatice (eşi), Hz. Ali (amcası Ebu Talib’in oğlu, daha sonra peygamberimizin damadı), Hz. Zeyd
(Peygamberimiz kölelikten azad etmişti) ve yakın arkadaşı Hz. Ebubekir’dir.
Daha sonra Hz. Muhammed’in amcası Hz. Hamza ile İslâm’a en çok karşı çıkan Hz. Ömer Müslüman oldular.
Onların Müslüman olmasıyla İslâmiyet hızla yayılmaya başladı.
Aynı zamanda baskılar da arttı. Baskıların artması üzerine peygamberimizin izniyle 615 yılında on iki erkek ve dört
kadından oluşan bir grup Habeşistan’a göç ettiler. Habeş kralı Asmaha’nın Müslümanlara iyi davranması üzerine ikinci
bir kafile Habeşistan’a göç etti. Kureyşliler Müslümanların teslimini istedilerse de Asmaha onları teslim etmedi.
Hz. Muhammed 619 yılında önce eşi Hz. Hatice’yi daha sonra amcası Ebu Talib’i kaybetti. Bu sebeple 619 yılı
“Hüzün Yılı” olarak adlandırıldı.
621 yılında Medine’den 12 kişiyle peygamberimiz arasında I. Akabe Biatı yapıldı. On iki Medineli Müslüman oldular
ve Hz. Muhammed’e bağlı kalacaklarına söz verdiler. 622’de ise yetmiş beş Medineli Müslüman oldu, Mekkeli
Müslümanları da Medine’ye davet ettiler.
Mekkeliler bu durumu endişeyle karşıladı. Medine’nin Müslümanlaşması Mekke - Şam ticaret yolunu tehlikeye
düşürebilirdi.
Hicret (20 Eylül 622)
Hicret, Mekkelilerin baskısı üzerine Müslümanların 622 yılında Mekke’den Medine’ye göç etmesidir. Mekke’den
Medine’ye göç eden Müslümanlara Muhacirin, göç eden Müslümanlara yardımcı olan Medinelilere ise Ensar denir.
Hz. Muhammed’in izniyle Müslümanlar Medine’ye göç ettiler. Evindeki emanetleri sahiplerine vermesi için Hz.
Sayfa | 3
Ali’yi görevlendiren Hz. Muhammed ile Hz. Ebubekir gizlice Mekke’den ayrıldılar. Bir haftalık sıkıntılı bir yolculuktan
sonra Medine yakınlarındaki Kubâ’ya ulaşmayı başardılar. Burada ilk mescid yani Kubâ Mescidi yapıldı.
Peygamberimiz bu mescidin yapımında bir işçi gibi çalıştı. Baskılardan uzak bir vaziyette hür olarak ilk ibadet burada
yapıldı. Yoluna devam eden peygamberimize Medine’ye ulaşmadan Cuma farz kılındı. Hz. Muhammed, Beni Salim
Yurdu denilen yerde ilk Cuma Namazını kıldırdı ve ilk hutbeyi okudu.
Hz. Muhammed, Medine’de sevinçle karşılandı. Yaklaşık altı ay müddetle Ebû Eyyûb El-Ensarî’nin evinde misafir
oldu.
Medine Sözleşmesi (Anayasası)
Medine’de yaşayan Müslümanlar, Yahudiler ve diğer gruplar arasında bir vatandaşlık antlaşması imzalandı. Bu
sözleşmeyle devletin kuruluş esasları, organları ve temel prensipleri ortaya konuldu. Böylece Medine bir şehir devleti
olarak teşkilatlandı. 47 maddeden oluşan bu sözleşme İslâm devletinin ilk anayasasıdır. Sözleşmeye uymayan Yahudiler
zamanla Medine’den çıkarıldılar.
Hicretle birlikte Medine’de İlk İslâm Devleti kuruldu. İslâmiyet hızla yayılmaya başladı.
c. Uhud Savaşı sırasında Mekkelilerle gizlice anlaşan Benî Nadir Yahudileri Medine’den çıkarıldı. Beni Nadir
Yahudileri Hayber Kalesi’ne yerleşti.
Sayfa | 4
Sayfa | 5
Mekke’nin Fethi (630):
Mekkeliler iki kabile arasındaki savaşta, kendilerine taraf olan kabileyi destekleyerek Hudeybiye Antlaşması’nı
bozunca Hz. Muhammed hazırladığı 10.000 kişilik kuvvetle Mekke üzerine yürüdü. Mekkeliler karşı koyamadılar. İslâm
ordusu dört ayrı koldan şehre girdi. Kâbe putlardan temizlendi. Mekke halkına dokunulmadı.
Peygamber: İnsanlara Tanrı'nın buyruklarını bildiren, onları Tanrı yoluna, dine çağıran kimse, yalvaç, yalavaç, elçi.
Resul: Kendisine kitap indirilmiş peygamber.
Nebi: Kendisine kitap indirilmemiş, önceki peygamberin şeriatına uyan peygamberdir.
Hariciler Hz. Ali, Muaviye ve Amr bin As’ı öldürmeye karar verdiler. Suikast aynı gün Kûfe, Şam ve Kahire’de
yapılacaktı. Amr bin As yaralı olarak kurtuldu. Muaviye rahatsız olduğu için sabah namazına gelmemiş ve suikastten
kurtulmuş. Hz. Ali ise 661 tarihinde tarafından şehit edilmiştir.
Hz. Ali döneminde devlet merkezi Kûfe şehri idi.
745 tarihinde Ebu Müslim Horasani Horasan bölgesinde ayaklanma başlattı. Bu ayaklanma büyüyerek İran ve Irak’ta
da yayıldı. 750 tarihinde Ebu’l Abbas Abdullah Kûfe’de halifeliğini ilan etti. Emevi ailesine son verdi.
Emeviler döneminde devlet merkezi Şam şehri idi.
IHŞİTLER (935-969)
Abbasilerin Mısır valisi olan Muhammed bin Tuğc tarafından Mısır’da kuruldu (935). Ihşit ünvanıyla anılmaktaydı.
(Akşit: Beyaz güneş demektir.) Muhammed bin Tuğc, Mısır’da dirlik ve düzeni sağladı. 946’da ölümünden sonra yerine
geçen oğulları dirayetli değildi. 969 tarihinde Ihşitlere Fatimîler son verdi.
Dikkat: Mısır’da kurulan bu iki Türk devletinin yöneticileri Türk, halkı Arap idi.
EYYUBİLER (1174 - 1250)
Devlet 1174 tarihinde Selahaddin Eyyubi tarafından kuruldu. Eyyubiler, Suriye, Filistin, Irak ve Güneydoğu
Anadolu’yu ele geçirdiler. Selahaddin Eyyubi, Hıttin Savaşı’nda (1187) Kudüs Latin kralı yenerek Kudüs’ü ele geçirdi.
Bu olay III. Haçlı Seferi’nin düzenlenmesine yol açtı. Ancak, Haçlılar Kudüs’ü geri alamadılar.
1193’te Selahaddin Eyyubi’nin ölümü üzerine Melik Adil Seyfettin hükümdar oldu. Yafa’yı aldı. Buradaki Latin
Krallığı’na son verdi. Bu olay IV. Haçlı Seferi’nin düzenlenmesine sebep oldu.
Aybeg, son Eyyubi sultanı Turan Şah’ı öldürerek bu devlete son verdi (1250).
Mısır’da kurulan Türk İslâm devletidir. Memlûk kelimesi “kul, köle, esir” demektir. Eyyubiler, Karadeniz’in
kuzeyinde yaşayan Kıpçak Türklerinden küçük yaşta satın aldıkları çocukları eğitmekte ve ordularında
görevlendirmekteydi. Bunlardan başarılı olanlar önemli makamlara yükselebilmekteydi.
Aybeg, Eyyubi ordusunda başkomutanlığa kadar yükselmişti. Eyyubi Sultanı Turan Şah’ı öldürerek Memluk
Devleti’ni kurdu (1250). Memluk Devleti önce Eyyubiler ve Haçlılarla mücadele ettiler. 1260 tarihinde ise İlhanlılarla
Ayn-ı Calud savaşını yaptılar. Bu zaferle Mısır Moğol istilasından kurtuldu. Moğollar Abbasi halifeliğine 1258’de
Bağdat’ı işgal ederek son verdiler. 1261’den itibaren halifelik Mısır’da devam ettirildi.
Memluk Sultanı Baybars, Türkiye Selçuklularının isteği üzerine Anadolu’ya geldi. 1277’de Moğolları yenilgiye
uğrattı. Selçuklulardan gerekli yardımı alamayınca geri döndü.
Osmanlı Sultanı Fatih zamanından itibaren Osmanlı - Memluk ilişkileri bozulmaya başladı. II. Bayezıt zamanında
ilişkiler daha da kötüleşti. 1485 - 1491 yılları arasında her iki taraf birbirine üstünlük elde edemedi.
Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim 1516 Mercidabık ve 1517 Ridaniye Savaşları ile bu devlete son verdi.
Kutsal Emanetler; üzerinde Hz. Muhammed'in ayak izinin bulunduğu bir taş, Hz. Muhammed'in bir dişi, Hırka-i Şerif ya da Hırka-i
saadet denilen Hz. Muhammed'in hırkası, Hz. Muhammed'e ait bir çift nalın; bir seccade, sancaki yay, biri Hz. Şuayb'ın iki asa, Hz.
İbrahim'in kazanı, Hz. Davud'un kılıcı, Hz. Nuh'un tenceresi, Hz. Yusuf'un gömleği, Dört Halifenin sarıkları, İmam Hüseyin'in gömleği,
Hz. Ebubekir'in seccadesi, Halife Osman'ın el yazısıyla bir Kur'an-ı Kerim, Cafer Tayyar'ın kılıcı, Halit bin Zeyd'in kılıcı, Kabe'nin anahtarı
ve bunların dışında kutsal olduğu bilinen kişilere ait bazı altın eşya ve silah.