You are on page 1of 4

Reddedildim Ama Hala Seviyorum

5 dakikalık yazı

Reddedildim ama hala seviyorum, onu düşünmeden bir saat dahi


duramıyorum. Öyle bir raddeye geldi ki bu his, fiziksel acılar
hissediyorum. Sanki biri gerçekten bıçağı göğsüme saplıyor. Geçenlerde
onu yeni sevgilisiyle gördüm. Çok mutlulardı… Tamam kestik!! Lise
zamanlarında henüz toyken hepimiz bu evrelerden geçmişizdir. Bu
şanssızlık değil.

Aslında bunları yaşamamak şanssızlık. Bunları bu zamanlarda


yaşamayanlar, bu durumu koca adamken yaşayacak. Acıları daha büyük,
sonuçları da daha kötü olacak. O yüzden liseden beri bir kaybeden, bir
yalnızsanız aslında bunun iyi yanlarını da görmeniz gerekir. Çektiğiniz
acı sizi çekeceklerinize karşı güçlendirdi…

Bu yazımızda “reddedildim ama hala seviyorum abi” diyen


arkadaşımızın beyninin derinliklerine ineceğiz. Yaptığımız analizlerden
çıkarımlar yaparak, kalbimizi kapladığımız “+8 full plate armor”a yeni
bir parça daha ekleyeceğiz.

Reddedilmek Neden Bu Kadar Acı Verir?

Reddedilmek ilk medeniyetlerden günümüze insanın korkulu rüyası


olmuştur. İnsanın ilkel düşünce yapısı ve kolaycılığından burada
bahsetmiştik. Reddedilmek ise hayatta kalma içgüdümüzle doğrudan
bağlantılıdır. Böyle olduğu için de hissettiğimiz en şiddetli duygulardan
birisidir. Yaşaması tam bir yıkım anıdır. O hissi yaşama olasılığı da
ölüm kadar korkutucudur. Bir insan için üç saniyelik bir reddedilme anı
nasıl oluyor da ölümden bile daha korkunç olabiliyor. Bunun sebebini
öğrenmemiz için yine evrimsel sürecimizi incelememiz gerekiyor.

Gözümüzü ilk kurulmuş medeniyetlere ve oranın doğal şartlarına


çevirelim. Bir kabile düşünün. O kabilede bir üye, töreleri hiçe saymışsa
kabile dışına sürülür.
O zamanın şartlarında kabile dışında kalan biri ölür. Doğa hiçbir zaman
yalnız gezenin dostu değildir. Doğa acımasızdır. Yalnızlığın bedelini en
ağır şekilde, dolaylı yollardan o bireye ödetir. Bir avcı adayı işinde
ustalaşana kadar kendini kanıtlaması gerekir. Böylece ava giden grup
daha güvende olacaktır. Reddedilen avcı adayı da alt sınıfa düşecektir.
Bu da üremesini etkileyen birincil hiyerarşik nedenlerden biri olacaktır.
Kabile törelerine uymayan, çiftleşme ritüellerini gerçekleştirmeyen ve
avcılıkta ustalık sağlamayarak reddedilen kişi dolaylı yollarla öldürülür.

Dışarı sürülür, idam edilir ya da hiyerarşik sıralaması düşürülür. Bu


yüzden dışlanmak, kabul görememek ve reddedilmek kişiyi maddi veya
manevi olarak öldürür diyebiliriz. İşte bu yüzden reddedilmekten
ölümüne korkarız. Hatta reddedilme korkusu yüzünden isteklerimizi bile
dile getiremeyiz. Hani “ucunda ölüm mü var?” derler ya. Bu da aynı
öyledir. Evet, bir zamanlar reddedilmenin ucunda ölüm vardı  ve bizim
genlerimize öyle işlendi
Reddedilmenin Geçmişini Bilmemiz Ne İşe Yarayacak?

Reddedilmenin geçmişini bilmemiz, bize daha geniş çerçeveden


bakmamızı yardımcı olacak. Aklımıza kazınmış ilkel hafızayı silmemizi
sağlayacak. Örneğin; bir kızın seni reddetmesindeki duyduğun acı hissi
gerçek değil.

Atalarından sana kalan eski, işlevsiz bir miras. Ama bu öyle ki atsan
atılmaz, satsan satılmaz. Sözde seni ölümden koruyor ama ortada ölüm
riski bile yok. Üstüne üstlük bu mekanizma çalıştığı zaman sana büyük
acılar yaşatıyor. Hatta bizzat kendisi seni ölüme sürüklüyor. Bizim
bundan çıkarmamız gereken sonuç şu: deneme yanılma yoluyla bugünlere
gelmiş, etrafı çizik dolu, orası burası kırılıp bantlarla yapıştırılmış,
dördüncü sınıf bir elektronik cihaz gibisin. Sıfırdan bu dünya için
tasarlanmadın. Yaşadığın zorluklar seni bu haline getirdi. O zorlu
günlerden kalan genetik hataların da sancılarını çekiyorsun.

Senin işletim sistemin Windows 95’in bile çok çok gerisinde. Sen av
peşinde koşup, üremek, aileni beslemek ve böylece varlığını sürdürmek
için tasarlandın. Sen dağda, bayırda iki elma için birbirine düşüp katliam
çıkaran vahşi bir hayvan türünden geliyorsun. O yüzden oyunlarda
öldürmeyi seviyorsun. O yüzden evde oturman hemen sana kilo aldırıyor.
O yüzden kapalı alanlarda bunalıyorsun. O yüzden kız tarafından
reddedilip, üreme ihtimalin sekteye uğrayınca kafayı yiyor, karalara
bağlıyorsun. Sen açlık, susuzluk, soğuk, sıcak ve üreme sıkıntılarıyla bu
günlere evrildin. Sert konuştuğumu biliyorum ama bu sensin ve bunları
bilmen senin iyiliğin için.

“Reddedildim ama hala seviyorum” diyorsun ya, aslında senin asıl


sorunun yok oluşa karşı üreme içgüdünü yerine getirememiş olman. Yani
ölümlü bir bedene hapsolmuş olman. Başka biri tarafından reddedilsen
onu da hala sevecektin.

Reddedilen Kişi Niçin Üzülmemeli?

Çünkü reddedilen kişinin duyduğu acı mantık dışıdır. İlkel kabile


zamanlarından kalma genetik hafızanın bir “bug”ıdır.

 Reddedildin, çünkü aceleci davrandın.


 Reddedildin, çünkü karşındaki dişinin kriterlerine uymuyorsun.
 Reddedildin, çünkü kıza utanacağı bir ortamda teklifte bulundun.
 Reddedildin, çünkü gerçekten berbat birisin.
 Reddedildin, çünkü senin duygularının pekte bir önemi yoktu.
 Reddedildin, çünkü ona çocuk sevmediğini söyledin ama o
çocuklara bayılıyordu.
 Reddedildin, çünkü sigara içiyorsun ama o kullanmıyor.

Bunun gibi sayısız basit basit sebepler var. Her birini kafamıza takacak
olsak hayata devam edemeyiz. Herkes, her sebepten sizi reddedebilir.
Onu anlatmaya çalışıyorum.

Reddedildim Ama Hala Seviyorum Ne Yapmalıyım?


Reddedildim ama hala seviyorum kafasını yaşayan arkadaş, şunu
unutma: Dişi için önemli olan sağlıklı çocukların olabilmesi ve kendisinin
konfor alanıdır. Senin duygularının bir önemi yoktur. O yüzden hiçbir
zaman bunun için kadınları suçlayamazsın. Hadi diyelim ki kadınlar suçlu.
Ne değişecek? Haklı olduğunuzda kadınların karşında sıraya girmesini mi
bekliyorsun?

Sence seni reddeden kız, mantıklı konuştuğun zaman milyonlarca yıllık


genetik hafızasından vazgeçip ikna olur mu? O yüzden kadınlara düşman
kesilmeyin. Kaderinize isyan etmeyin. Bu sadece cinsel seçilim. Zamanı
geldiğinde başka bir dişi tarafından tercih edilen olacaksınız zaten.
Kendinizi geliştirmeye devam edin.

Hiçbir insan, beğenmeyip yere attığı çürük bir elmanın akıbetini merak
etmez. O yüzden intikam peşinde koşma. O elma yere atıldığı için
karşısındakini pişman edemez. O kişiyi aklından çıkar. O sana kin
tutmadı, sadece seçimini başka yönde kullandı. Emin ol, sen bunları
okurken yeni sevgilisiyle keyifli bir şekilde en sevdiği diziyi izliyorlardır.
Gerisini hayal gücüne bırakıyorum. Öfkelen, öfke umutsuzluktan iyidir.
Ama kendine öfkelen, o kıza ve sevgilisine değil. Kaderine değil. Kendine
öfkelen. Öfkelen ki daha iyi ol. İntikam almak istiyorsan başarınla al.

Konuyla ilgili sizin de anlatacaklarınız varsa “Senin bir şey bildiğin yok.
Aslında durum böyle…” diyorsanız da yazmaktan çekinmeyin.

You might also like