Professional Documents
Culture Documents
Emre Dorman
edorman@hurriyet.com.tr
İlk İslam filozofu olarak bilinen ve aynı zamanda matematikçi, fizikçi, astronom,
hekim ve coğrafyacı olarak çok yönlü bir kişiliğe sahip olan El-Kindi’nin
‘Üzüntüyü Yenmenin Çareleri’ isimli bir makalesi vardır.
Kindi, söz konusu makalesinde insanı üzüntüye sevk eden şeyler ve bunlardan
kurtulma yolları üzerine çeşitli tespitlerde bulunur.
- Maddi iyiler insanın içsel dengesine, gerçek özerkliğine zarar verirken, onu
yoldan çıkarıp acı ve üzüntülere sevk eder. Yani maddi şeylere bağlanmak bireyin
ruhsal dengesini bozar ve bu sözde iyileri kaybetmek korku, endişe ve üzüntülere
yol açar.
Ona göre gerçek mutluluk, insanın dünyevi ve maddi iyilere karşı aldırmazlık
içinde olmasından geçer. Gerçek saadet, erdemli bir hayatla mümkün olur.
Onun sözünü ettiği erdemler hikmet (bilgelik), hilm (yumuşak huylu olmak) ya da
itidal (ölçülü olmak), adalet ve cesarettir. En önemlisi ise bilgeliktir.
- Hiçbir kimsenin bütün isteklerini elde etmesi mümkün olmadığı gibi sevdiği her
şeyi sonuna kadar elde tutması da mümkün değildir. Bunun nedeni, içinde
bulunduğumuz oluş ve bozuluş dünyasında değişmezlik ve sürekliliğin olmaması
yani her şeyin bir sonu olmasıdır.
- Oysa akıl ve gönül âlemine ait olan erdemli şeyler için değişmezlik ve süreklilik
söz konusu edilebilir.
Böyle yapıldığında hiç kimse bizim edindiğimiz değerleri gasp edemeyeceği gibi
sevdiğimiz akli değerleri yitirmemiz de söz konusu edilemez.
NEDEN ÜZÜLÜRÜZ
- “Bizden kaynaklanan bir şeyi, bize üzüntü verdiğini bile bile yapıyorsak, yani
üzülmeyi istemediğimiz halde yapmayı istemediğimiz bir şeyi yapıyorsak, o
halde, istemediğimiz bir şeyi istiyoruz demektir. Bu ise, akıldan yoksun olanların
özelliğidir.”
Kindi’ye göre aksi halde belki de hiçbir zaman gerçekleşmeyecek bir üzüntüyle
kendimizi huzursuz etmiş oluruz ki, bu da başkası yüzünden değil, yine kendi
elimizle kendimize üzüntü çektirmek demek olur.
Ona göre her halükârda sebebin gerçekleşmesini önlemek esastır. Dünyadaki her
şey geçici olduğuna göre, üzüntü de geçici ve sonludur. Yani mutlu olmak
elimizde olduğu sürece bedbahtlığa rıza göstermemeliyiz.
Kindi’ye göre insan, başına hiç musibet gelmesini istemiyorsa, hiç var olmak da
istemiyor demektir. Çünkü musibetler, bozulma niteliği taşıyan şeylerin
bozulmasından ileri gelir.
GERÇEK KAZANCIMIZ
Başkalarının ortak olamadığı ve sadece bize ait olan şeyler bizim gerçek
kazancımız ve manevi hayırlarımızdır. Kaybedecek olsak üzülmemiz gereken
şeyler de işte bu manevi hayırlarımızdır.
*
ALLAH’IN İSİMLERİ
Hayy:
Sürekli diri. Hayatın kaynağı. Kendisi için ölüm söz konusu edilemeyen.
Karîb: