Professional Documents
Culture Documents
Burhdn
Fdrdbi
KLAS İK
50. Kitap
DÜŞÜNCE
İslam Felsefesi 7
KİTABUL-BURHAN
Farabi
Tercüme
ÖmerTürker
Ömer Mahir Alper
ISBN 978-975-8740-71-0
ICIASıı'K
İslam felsefe geleneğinde kurucu bir role sahip olan Farabi (ö.
339/950), felsefenin neredeyse bütün alanlannda özgün ve yaratıcı
ürünler ortaya koymuş eşsiz filozoflardan biridir. Gerek klasik ge
rekse modern biyografi yazarları tarafından ona nispet edilen eser
lerin sayısılOO'ü aşmaktadır. Bununla birlikte onun eserlerinin bü
yük bölümü mantığa dair olup İslam dünyasında asıl mantık çalış
malan onunla başlamıştır. Kendisinden önceki mantık geleneğine
son derece vakıf olan Farabi, "İlk Muallim" (Mu' allim-i Evvel) Aris
toteles'in mantık eserlerine pek çok şerh yazdığı gibi, çok sayıda ol
dukça özgün ve etkili müstakil eser de kaleme almıştır. Denilebilir
ki, onun en büyük başansı mantık sahasında kendini göstermekte
dir. Birçok ortaçağ biyografi yazarı yanında büyük düşünür ve ta
rihçi lbn Haldün (ö. 732/1332) da Farabi'nin ününün gerisinde
onun mantıktaki başarısının yattığını düşünmekte ve Aristote
les'ten sonra "İkinci Muallim" (Mu'allim-i Sam) unvanı ile anılma
sını haklı olarak esasen bu alandaki başansına bağlamaktadır.
esasını oluşturmaktadır.
Mantık inde'l Farabi içinde, Beyrut 1987, s. 19-96). Eserin aynı yıl
tam tenkitli neşri Macid Fahri tarafından gerçekleştirilmiştir (el
' -
'
ri, Beyrut 1987, s. 106-159) istifade edildi. Yer yer gerekli görülen ve
anlamı daha doğru verdiği düşünülen yerlerde farklı nüshalar dik
kate alındı ve bu tür durumlarda bunlar dipnotlarda belirtildi. Ori
jinal metne bağlı kalınan tercümede Türkçede tam olarak karşılığı
bulunmayan birtakım Arapça terimler korunmaya çalışıldı.
Birinci Bölüm
KITABlN BAŞLANGlCI 1
Ikinci Bölüm
BURHAN VE SINIFLARI 5
[Mutlak Burhan]
[Kesin Bilgi ve Kısıınları] 7
[Zati Yüklemler] 9
[Burhfuıi Olan ve Burhfuıi Olmayan Terkipleri 13
[Önce Gelen ve Sonra Gelen] 18
[SadeceVarlıkVeren Burhfuılar] 19
Üçüncü Bölüm
TANIM VE ÇEŞITLERI 24
Dördüncü Bölüm
BURHAN VE TANIMIN
NAZARI SANATLARDA KULLANILMA KEYFIYETI 36
Beşinci Bölüm
SURHANI DIYALOGLARlN SINIFLARI 52
[Öğretim] 52
[Öğretimin tıkeleri] 61
[Burhfuıi tnad] 64
[Çıkanmda Ortak Olanların Muhatabası] 67
[İlmi Sınama] 67
Notlar 71
·Kitabu'l-Burhan
_ı K i ti b u ' I - B u r h i n
BİRİNCİ BÖLÜM
Kitabın Başlangıcı
[Tam Tasdik]
Tam tasdik, kesin (yakin) tasdiktir. Tam tasavvur ise, bir şeyin ona özgü
olan bir tarzda zatını ifade eden şeyle tasavvurudur. Bu da, bir şeyi onun ta
nımının dela.J.et ettiği şeyle tasavvur etmektir. Bu ikisinden, tam tasdike öz
gü olanı açıklamakla başlıyor ve diyoruz ki: Genel olarak tasdik, insanın, bir
hükürnle bükümde bulunulan bir şey hakkında, onun zihin dışındaki varlı
_,_,....')\ .} C,ı'il Jiili ,.ı..J.JA.:i_, �.JL'I � l....c. J..ı\:WI (.)\� J.ıy ı;ll .}J
.u_,t.�•....Jıuü.-1 0.cı � � � 4-:ı ı;,ıı �wı
t...j_, �� t...J ,� 0.cı .l::ı.l. _, �-' .�J _,� :c.ıtil......:ı u).ıt..oll_,
� �� � 0.cı .l::ı..l_, � .)1 .y J..,.:..i t... .)41 r..ıii � � i!_, .�ı
ı
Y.F· �\:lll u.)ı...-...JI \J.l �
- " �11
c.r ı ı.� c.r�11 .J-""''il -:..u\S WJ ·'-'�)11,'il
--"
1.... �y c.ıl U:I.J ,�;;1 � 1...._, �'i\� 1.... .)c u_,§_,ll.} �IS..)#
ü.cı ts�J .�1 � �\ w_,ı...-.I..J _, �l:ill u.Jı...-...JI � 1.... � Ul....
.�l:illu.Jı...-...Jı�t...��
[l'l:ill�lı)]
.:. 1. l..ı.
. .ı ı:- IJ'""" - -�11""' ·..: ·'1 ..T" ..: . ' -�11•
.ı.:il� �. _
�.ıı .)_,...�....ı ..T"
.ı. f'\:lll .)Y""'" J ' U:la:' .ı. f'\:lll � ....
. ·..\ı. U"'
· ....,
:,.l:W ı:- IJ'"""
�.l\ .)� (.)·1 �J 1.... "
.J . o.l::ı..
�
\...,
u::- .ı...ılc. U'"'::
"- l..ı..ı '� yıı..ı.:
. .J
· �
� •
.
�
.:.
�
.li:i.ıı...ı ·i .b.�\ r..,r ��,·ı ·J.O.;�
. � f'l:ill -,: \�
(.), � -� ' 1 , _,
(.) ..T"
.
� � y.
.0\�4 .y3 � 1.... � (.)\�\ �).:... .)A'i\ üfo. c.ıl y. J..ıl....JI_, '0\�1
...,.,�ıs � �J �ı.} J..ı� y. � üfo. i! 0;�ti
_ı K i ti b u ' I - B u r hi n
Tasdikin bir kısmı kesindir, bir kısmı kesine yakındır ve bir kısmı da nefsin
bir şeyde sükun bulması olarak adlandırılan tasdiktir ki bu, kesinden en
uzak olan tasdik çeşididir. Yanlış tasdikte asla kesinlik meydana gelmez. Ak
sine kesinlik, doğru olana ilişkin bir tasdikte mümkün olur.
inanç, onun nezdinde ilk inançtan başka olamaz ve bu, sonsuza kadar böy
dir. Öyle ki, kişinin ilk inancı hakkında herhangi bir inanç alındığında, bu
0o
·
•
, •-r
. ..b. • .� • 11 1...J .J\.i.J I �..: -�11 t."'l':' '-'• .l....:::ı....ll .J.JA';llJ .-r-· )Wl
· . • ·,
•
•.ı.
..: ·' -�'1 ..r •.11
� .
·' ·
. � ç.�
üLAJ.i.o uc ı.::..ı.ill ül....4§ uc r.Ylll LA)J ,\Al-»-" ı$.» LA.J üi.J� I LA)
'rA'-»-" ı$YH 0o J' ysyı J' F.' ��LA y. .J�' 01 _Y-C ,ö���
�J ..l..i9 �4 Jl ,.l:r..\ .J ,ljc. u_,l� �4 Jl .l:r.. IJ ��LA y. J_,ıi.J IJ
Bununla birlikte, bazen tanıklıklada ilgili sözlerde gerçekten doğru olan şey
lerin bulunduğuna rastlanabilir. Böylece, onlarda kesinlik, bilaraz bulunabi
lir. Bundan dolayı çoğu insan, tanıklıklann bilaraz değil de bizzat kesinlik
oluşturduğunu zanneder. Başka bir kesim ise, sanki tanıklıklann kesinlik
oluşturmadığının farkına varmış ve kesinliğin meydana geldiği tanıklıklarda
özellikle de nefsin sükuna ermesini saglayan tanıklıklarda kesinliğin ilahi bir
emirle olduğunu zannetmişlerdir.
[Kesinlik ve Kısımları]
Şimdi de, kesinlik ve kesinliğin kendisinden meydana geldiği şey hakkın
da konuşalım. Şöyle deriz: Kesinliğin bir kısmı zorunludur, bir kısmı da zo
runlu degildir. Zorunlu kesinlik, [dış dünyadaki] varlığında, olduğu duru
mun hilafına olması mümkün olmayan şey hakkında şöyle inanmaktır: O şe
yin, inanılan durumun hilafına olması asla ve hiçbir zaman mümkün degil
dir. Zorunlu olmayan ise, sadece belirli bir vakitte kesin alandır. Zorunlunun
değişmesi ve dolayısıyla yarılış olması mümkün olmaz. Aksine sürekli olarak
zihinde meydana geldiği durum üzere bulunur ki bu, ya sadece olumlama ya
da sadece olumsuzlama şeklindedir. Zorunlu olmayana gelince, onun degiş
mesi ve böylece -zihinde bir eksiklik meydana gelmeksizin- yanlış olması
mümkündür.
Zorunlu kesinlik, ancak varlığı sürekli olan şeylerde mümkün olur. Buna
örnek, bütünün parçadan büyük olmasıdır. Çünkü bu durumun değişmesi
mümkün degildir. Zorunlu olmayan [kesinlik] ise, ancak varlığı degişip bir
halden başka bir hale geçen şeylerde meydana gelir. Buna örnek, senin
ayakta olduğun, Zeyd'in evde bulunduğu ve benzerlerine ilişkin kesinliktir.
Zorunlunun mukabili, varlığı imkansız alandır; bu sebeple o [mukabil], im
kansız yanlıştır. Zorunlu olmayan ise mukabilinin varlığı imkansız olmayan
dır. Dolayısıyla zorunlu olmayan kesinin mukabilinin varlığı, mümkün yan
lıştır. Zorunlu olanın mukalıili ise, varlığı imkansız yanlıştır. O halde, yanlı
şın bir kısmı imkansızdır bir kısmı ise imkansız değildir. Zorunlu kesin ve zo
runlu varlık gereklilikte birbirine döndürülebilirdir (yen'akis): Zorunlu ke
sinlikle kesin olarak bilinen şey, varlıgı zorunlu alandır; ve varlığı zorunlu
olana ilişkin tam kesin, zorunlu kesindir.
Şimdi burada zorunlu olmayan kesini incelerneyi bırakalım [da zorunlu
kesini inceleyelim]. Zorunlu kesin, bazen kıyasla elde edilir bazen de kıyas
sız elde edilir. Kıyasla elde edilen, ya bizzat ya da bilaraz elde edilir.
[....UI..t U:fi.:ıll c))
.u.. .
• .:.ıı
� ·ı. .·JcJLiS
u �.· .�
•
. .:.ıı ..uc. �
, �- . t...ıi
�.J� .. :.ıı
• .
-r u. �ı U"-"
ı:,,
.J
� J� wl��
I J#. t...IJ
� � wl � .u� 'ı$.J.Jy.A} I o.:ı.:.. .Jı..,.ıL...
. .o.:ı.:.. .Jy4-;J .J
-�� \ ı.} �.:ı.:..: � JF.(.).o 4\j\S.
oWI
. .J.)\.:ıl\ ı.r -ı .iliL. � · � · ,.:ı.Y!-Y \ �\ . .J 1
ı.r �
JP.J'� yj\S. � � '.:ı.Y!-)1 � �ti..ı ı.jjll .JA ı,i.) J
. y.Qli .J.ı.ill.:l
U""" . �- ·
ı.j.J.Jy.Qll J#. W:ıi:ıll �ti..ı! ..:ı�)l (.).o � JF.�ti..ı 'i� \ .JA ı,i.J.Jy.A}I
. y.Qll �ti..ı.J,.:ı�)\ ı:fi- yj\S.
.u.. yj\S.ll �� ..:ı.Y!-)1 � yj\S. ı,i.) J
• . •: . ıı :::1
. ..:.1\;.
.:ı§ ı,i.) .J
_,... .ı.r
•
�"" ..)F � �
.
__A K iti b u ' I - B u r hi n
kesin ise, yine zorunlu bir kesinlikle kesin olarak bilinen iki öncüiden mey
o halde insan canlıdır." Bir kıyastan bilaraz olmaksızın elde edilen zorunlu
dana gelir. Bunlar da ya ilk başlangıçlarında bir kıyas olmaksızın elde edil
mişlerdir ya da kendileri hakkında zorunlu kesinliğin kıyassız meydana gel
diği öncüilere tahlil yoluyla irca edilebilirler. Bu kesinlikle bilinen öncüller,
ya tümeldir ya da tikeldir. Bunlardan sadece tümel olanları inceleyelim.
Çünkü onların çoğu, ilimlerde kullanılır ve ayrıca tümelleri incelemek tikel
leri de kapsayabilmektedir.
•
u\..."j
..U \ u
'\ � J\l.ı · ..
, (.,.,\"'� .)"'-' . �
·- 'L 1t:_J.J� '":. 11 �.,..
· ·-11 � ...! u
-...r- \...ı. .bl\ \...;:.-.ı\ �.-::\
- ..ı! � ..;-.J
�.J
- •
l.·."j - l
. ..!o� (JA
..., . .J
•
-.:.ılı:ı
- �'1 ı--'=1 - l ..., � u (' .:;--'
__5_ K i t i b u ' I -B u r h a n
İKİNCİ BÖLÜM
Burhan ve Sınıfları
mel öncüller iki sınıftır. Bunlardan biri dogal olarak elde edilen, digeri tecrü
Kendileri hakkın da zorunlu kesinliğin kıyassız olarak meydana geldiği tü
[ll Dogal olarak elde edilenler, nereden ve nasıl elde edildiğini bilmeksizin,
beyle elde edilen öncüllerdir.
ı.rüıl�l
��\..9 (ıi.A_>.JI � Jjill
.l::ı.l. � J.J'il w).•ı..JI a1\ � 4.1.> _;ll ��.J .4-ic l"j)lll �\Ul �.>:
·
.
• .-i LL-� ' •\ •.C 1 ,u.j.J l....J
• ' . ı.r
)L...:.\ ı:. ı.s""" � .l.ıS \., � .-.1\ u.j
.
'"I!":' ..r- .J
�U � ('"
•
,�_,g.J <.::.ı4.;ı. ı..iı (.)"Ull ı:.l) �� ..l!.J .w)...I..J .;ı...... yı .}:i..;; "-4 �.J
. 1 . � l....l.ıS t,?..r-
\\ (..)·1 ,\Aı\..ıl t..il\.-:il... ..l.ic ,4..:.. .,L:.. DJ w......ıl .ul
.
(.)A_J r.rll
(..):! •
•. • . • JF-
. �1 uc �l:.. �i 1"_,! Jj
_6 Kitabu'I-Burhin
[2] Tecrübe ile meydana gelen öncüilere gelince bunlar, az ya da çok ti
kellerini duyumsamaya yönelik bizdeki bir kasıt sayesinde sözkonusu kesin
liğin kendileri hakkında meydana geldiği tümel öncüllerdir. Çünkü tecrübe,
bizde zorunlu kesinlik oluşana kadar tümel öncüllerin yüklemlerinin onla
rın tikellerinin her birinde bulunup bulunmadığını tespit amacıyla sözkonu
su öncüllerin tikellerini incelememiz ve tikellerin tümünde ya da çoğunda o
yüklemin izini sürmemizdir. Çünkü o hüküm, o türün tümünü kuşatan bir
hükümdür. Bu [yani tecrübe], tümevanma benzemektedir. Fakat onunla tü
mevarım arasında şu fark vardır: Tümevarımda tümel bir hükme dair zorun
lu kesinlik meydana gelmezken, tecrübede tümel bir hükme dair kesinlik
meydana gelmektedir. İnsanların çoğu, bu iki isimden her birini diğerinin
yerine kullanmaktadır. Fakat biz, bu iki anlamın nasıl ifade edilegeldiğini
önemsemiyoruz. Yine açıklıyoruz ki, nefis, bunlarda sadece inceledikleriyle
yetinmemekte aksine incelemeden sonra, hem incelediklerini hem de ince
lemediklerini kapsayan genel bir hüküm vermektedir. Ama nefiste bu ince
lemenin ardından sözkonusu genel hükmün nereden oluştuğu meselesine
gelince, daha önce dediğimiz gibi, bunun ertelenmesi gerekir. Zira bunu bil
menin, ona dair oluşan kesinlikte bir faydası olmadığı gibi, bilmemenin de,
öncüHere ilişkin kesinliği artırması ya da eksiltınesi sözkonusu değildir. Ay
nı şekilde bunu bilmemek, o öncüllerin kullanılmasını da engellememekte
dir. Şimdi bu öncülleri, kesinliğin ilkleri (evailü'l-yakin [yani ilk kesinler])
olarak adlandıralım.
� �LQ5; O.l:ı..J � � � ��� �UC :i.L:,b, üj\S LJ!.J �� Üo\ t.\ 0.!Aı �.J
�J. lo�l Lı ) .li.� � � � Lıl ul � ()6 ,�wıı � 4.1�
'-�-
"1l-"" w� · .c:: . u·1
ı.... u� �) ,,).Alı Ô.).J.l:oo...4 uWc.l '-�Wc.ı · �� wı
- ..:.ıl.....:..: � tA.l:ı...l
. ı..P-l. J. ,4.,JS ':/ �
_ - "e-'- 0" •
uc
• • • •
�
1.... . .... ul �-
· --�1 1 u.·)j . .�<:Lı\. .J
'� 1.:.
'1!-"" u: Lı\ ,ı.jWj
� .
"0-' ./H
.JI
� � P.:., �1 .clJj 0� '':$.JJ. �I ufo:ıll W � ıjl �1 ,t.\.fol �
ıjl �>l.fo.-.':/1 LJ:H.J � J.).ll 0i .)#- '�'l.fo.-.':/4 � �.J .t>JI �
\...o � ��I.J ,�1 �4 (,?.J.Jy.::.l.l ufo:ıll .ı._jc ��Lı y. �>l.fo.-.':/1
,.Ll�
l.fi
.l:ı.l.J � u�
· -"-· · . .�<.J . ı.r-
U"wı 0" �
1<1 1 . . : ı 1 ı.·--
-<-IL U:1":f'
r- 1 ..
� ı_ı.ı..=>.
0" .
·
Üçüncüsü ise, her ikisini de birleştiren burhandır ki buna mutlak olarak bur
han adı verilir.2 Hem varlığa hem de sebebe ilişkin kesinlik, mutlak olarak
"burhani bilgi" diye adlandırılır. Mutlak burhan, bilaraz değil de bizatihl bir
şeyin hem varlığını hem de varlık sebebini veren kesin kıyastır. Böylece her
burhan, kendisinden elde edilen bilginin sebebidir. Bununla birlikte bur
hanların hepsi, bir şeyin varlık sebebinin bilgisini vermez.
[.ı....L...ii.J "iJ'iJII �1 ı)]
1� � ıJ.i3 �� J_,'il üt...�ı ;;c J..,.:..:..:j �� u.;t......ll ı; CJ'il Ji,il_,
�.l:.-1 '� Jc �� ı} �'l".li:i � \..il! ı....s 'rW' ı-ı'l.JJ :JJ!i! .0.!i:ıll
·
::.ıı .J , � -: . , -�''
.. . ı ı.... 4...l.o.J 0:!8:! 4...l.o �-' - -�'ı r.r·wı -:., -�'1
4...l.o � (...)":!-' .)� .J �
(,?.J.J_;-411 0.!i:ı!l Jc � rW I 1'"""1 l.JI y.U:._, .(,?.J.JY:.:. ..)#- �_, (,?.J.JY:.:.
• .• � • �
•
� ı-:ıl. J ,(,? .J.J� u.ı:ıl.J 0:!i:ı .JA (,?�\ _,1 ,� u.ı:ıl t... Jc �_,1_, lJ.cı .)SI
.�lrWI
,..ı..?-�1 rlc- .JA.J ,.l:.iS ı:-�1 ..ı..?.� 0.!i:ıll l.A.l:.-1 :�� A;i}iıllr..,.WI_,
l.J.JA'"':Ir_,l_, ,.l:.i.9 "'�1 ..ı..?._,��� .,;�ı_, '"'�ll.JI rk- .ıü.JA'"':Ir_,l_,
4ii}i;ll t;..ıl,ı.J4 ü4_,l.h.JI_, .� � l.J:ıi:ıll Wl�l_, '"'�1 rJ rlc- rWI 1�
rlc- � 0"1.:!! ;;c ı...ı. _, ,._jjl_,'il � uyü � t...} ,o..ı..?._, �.;- ü.o.li:i .ı! ı....
o� .l:..\ ..ı\..91 _, 4.J.JY:.:. � � � ül......ıi..ı tje Ul.).! (,?�\0"'-:ıiJI_, ...bii ..l__?._,l\
l.A.l:.-1 :uli....::.l �� �� l.Jl.A�\..9 l.J
. l.A.J-ıll � (,.7�1 � ,�)l:jll uli...'i
.::. l
'"'�\ rJCJl.AY. �� 1_, '"'�1 l.JI l.Jl.AY. � (,?.lll y._, ,..ı..?-�1 l.Jl.AY.
�ı_, .J)lb'il � l.Jl.A.J-ıll _,. �_, ' � 0:JJA'il � (j.llll.Jl.A.J-ıll Wl�l_,
J)lb'il Jc l.Jl.A._>:J\..9 . .,;tA.J-ıll rW' J)l}.,'i\ Jc � k.. �1_, ..l__?.�
ı,$_, .k.. o..l__?..J �-'ı:-�1 ..l__?..J �...;a).4'i .U\�� (,?.lll�� u»'-:ıiJI .JA
. �1 ..l__?..J�rWI � .ı...lS. u.ı:ıl.Ul_;F. ,� ..ıü:i....ı..JI rl.Jl � � l.Jl.AY.
ı:-
_8_ Kitib u ' I -Bu r hin
[Mutlak Burhan]
Önce, mutlak burhan hakkında konuşalım. O, varlık ve sebebi birlikte ve
rendir. Sebepler ise dörttür: Şeyin maddesi ile maddeyle birlikte maddede
sayılan [maddi sebep]; şeyin tanımı ve tanımının parçalan ile tanımtarla bir
likte onlarda sayılan [süri sebep]; fail ve onurıla birlikte sayılan [fail sebep];
ve gaye ve onurıla birlikte sayılan [gM sebep]. Bu sebeplerden her biri, ya ya
kındır ya da uzaktır; ya bizzattır ya da bilarazdır; ya daha geneldir ya da da
ha özeldir; ya bilkuvvedir ya da oilfiildir. Kıyaslar içinde bilaraz sebebin bil
gisini veren kıyas, asla burhan içerisine girmez. Fakat bilaraz burhan diye
adlandırılabilir. Bunun [bilaraz sebebi veren kıyas çeşidinin] dışında diğer
sebep sınıflarını bize veren kıyaslann tümü ise burhandır. Bilfiil olan, zati,
yakın ve daha özel sebebi veren burhanın, burhan adını alması diğerlerin
den daha çok gerekir. Sebepleri veren burharılarla birincil amaçla talep edi
len şeyler (el-matlubdt), bunlardan ibarettir. Açıktır ki, bu sebeplerden her
biri, kıyasın parçaları içerisinde orta terimin yerine yerleştirilir. Orta terimi
sebep sınıflanndan biri yapılan her kıyasın verdiği sonuç bilgisi, onun se
bepleri içerisinden sadece o sebebin bilgisidir. Bu sebep de, uzak ya da ya
kın veya bunun dışında daha önce anlatmış olduğumuz bir başka sebep ola
bilir. Burhantarla bilinenler, ya tümel ya da tikeldir. Tümelleri intaç eden
burhanı incelemek, tikelleri intaç eden burhanı da kapsadığından ilk önce
tümel sonuçlan intaç eden burhanların durumunu bilmek gerekmiştir.
Açıktır ki, tümel sonuçları intaç eden burhanların öncüllerinin tümel olma
sı gerekmektedir.
Şimdi de burhanların parçalannın birbirlerine nispetle durumları, onla
rm nasıl olması gerektiği ve aynı şekilde sonuçların parçalarının durumu
hakkında konuşalım. Kendileri hakkında zorunlu kesinliğin meydana geldi
ği sonuçların varlığı zorunlu olunca, bizzat onları intaç eden kıyasların ön
cüllerinin de, varlığı zorunlu öncüller olması gerekir. Zorunlu öncüllerin bir
kısmı yüklernlidir, bir kısmı ise şartlıdır (vaz'i); meseleler de böyledir. Zorun
lu yüklemli öncüller, yükleroleri konulan için zorunlu olan öncüllerdir. Zo
runlu şartlı (vaz'i) öncüller ise, kenditerindeki önbitişenin (mukaddem) ge
reklerinin zorunlu gerekenler olduğu öncüllerdir. Her şartlı (vaz'i) mesele
sözümüz gibidir: "Bir üçgenin iki kenan, diğer bir üçgenin iki kenarına -her
nin yüklemli yapılması mümkündür. Şartlı (vaz'i) meseleler şu ve benzeri
bir kenar diğerine denk gelecek şekilde- eşit olursa ve bu iki üçgenin -birbi
rine paralel kenarların çevrelediği- iki açısı eşit olursa, bu durumda bu iki
üçgen eşittir."
ıJlla.t.ll dA_>.ıli ı)ı
� �I.J .ı-.?.)1 � .;�1 Y.. J •J)Ll..� l Jc .,:ılA _;,ıli _j. �.JI Jiili
,o.ı.:.. �� � �.J ��� .ı.:...J '�.J a.ıWI ı.} .la.;! ı.....J ��1 a.ıt... :�) ı...,.ı4,...ı�I.J
.
.ı.:..I J JS.J .�.la.;! t....J �WI.J ,o\.or...o .la.;! t....J Jc.WIJ ,� .ı.J.ı.:.JI ı.} .la.;! t....J
,�1 L..JJ �\ L..JJ , ı_ı;,:._pJ� L..!.J wl�� t...).J ,� t...).J ı...,...ı:ı) L..J •o� (.)4
� y. ..,� ı y,ı..Jı Jc � �t:iJI w-- .,:ıı.s ı.....J .�� L..JJ a_,il� ı...ı. .J
,ı_ı;,:.yJl.: .,:ılA _;,ıli � .,:ıl�� � 1 ,)L.... I 0;>\ l .;,ıll ı.} �l .ı y. 0"fo ,ı_ı;,:._pJ�
� j;>\ l_;,ıll w-- .,:ıi.S ı....J .0;>\ly, � y4,....� 1 u\..i.....::.l yL... \..j� 1......ı ol .ıı:. ı....J
.j\A _;,ıli �"""�" � .,:ıl � .;�1 � , �� .;�1 ��� ı...,..ı:ı.).l l _; 1�1 y,ı..J I
.o� � y4,....� 1 � _;ll j;>\ l_;,ıl� J.J�I ..ı.....:.il l Jc w�_,lh.JIJ ,oJ#- (.)4 .)S I
.ı.:.J I �_,.... ı.} U"Yill �1�1 ..J.o -..,..ı:i_>.! ı...,.ı4,....� 1 o� ..J.o .ı.:..I J JS w l �.J
o� .;�1 .,:ıi.S ı...,.ıt.,ı....ı�1 uU..... I (.)4 \.... � ..l.:....J
..ı �� o.ı.:.. �1 U"y! .;1.! ..l.:......ıJ��
4.!.) . J I 1� l..,ı,ı.... .ill.:l ui.S J..i9 <�.:4-.-1 j.o y,ı..JI � �� y. 4.;:ill� rlall j.o
.
�. J 1 ....�
.a u· 1 ("Y·.ı ,..:.ıW,i ..r.""'
·--'1 �.:,. .ı.:.:ıı .· ts wJ
�- �'\:ii � •.• . �l l . ..b.\ ?. ,b,1...1:.! .us.l �
·
.. l �'\:iil i !..Jr"
• . • •
.. l l u · 1 ..r . · b.\ ?.
··'1 iJA ı.... _)A 1
...,.- !..Jr"
•.
.
- �t... .ıi.o
.. 1"tt-'
�
.•
.U.>-*' ..
·1 �
. <:� u
..:ı l�� � _;ll �t:iJ I ..:.ıt....ıi.o ufo .,:ıl i"Y .ıy:.-_,11 �.J.JY.:.. .;.J.J�I
,�.J �J. � � �.J.J�I ..:.ıt....ıi.J I.J ..ıy:.._,11 �.J.JY.:.. ..:.ıt....ıi.o
4-ı'"tı:. _,..;.:.� �.J.J_;....;:. 4-:i�.JA="A �� � �.J. J�I ��.J . J:ıt......JI �.J
;iJl..... JS .J . �·:U.J_;....;:. i" j1 _,l '+-ı9 i".ıi.JI i"j1 _,1 _;ll � �.J.J�I �_,li.J
.
.J:ıt......J I
_jj_ K i t a b u ' I - B u rhin
[Zat! Yüklemler]
Zati yüklemler, iki sınıftır. Birinci sınıf, konularımn cevheri ve doğası, bu
yüklerıılerin onlara yüklenmesi olan zati yüklerıılerdir. Bunun örneği "Her
insan canlıdır" sözümüz vb. dir. İkinci sınıf ise, cevheri ve doğası, konuların
da bulumnak olan zati yüklerıılerdir. Bunlar, zati arazlar olarak adlandırılır.
Buna örnek, hareket ve durağanlığın doğal cisimlerdeki varlığıdır. Konuları
nın doğasında yüklerıılerinin kendilerine yüklenmesi olan zati yüklerıılere
[yani birinci kısma giren yüklerıılere] gelince; o konuların yüklerııleri, ya "İn
san, düşünen canlıdır" veya "Daire, şu durumdaki düz şekildir" sözlerimiz
de olduğu gibi tanınıdır ya da tanınıların parçalarıdır. Tanımların parçaları
ya yakın cins, uzak cins veya cins benzeridir ya da yakın fasıl, uzak fasıl veya
fasıl benzeridir. Yakın cinsin örneği, "Daire, düz şekildir" sözümüzdür. Uzak
cinsin örneği, "Daire, şekildir" veya "Daire, bir büyüklüktür" sözümüzdür.
Cinsin benzeri olanının örneği ise, "İnsan, et ve kemik sahibidir" sözümü
dür. Yakın faslın örneği "Daireyi tek bir çizgi çevreler" sözümüzdür. Uzak
<bA ':J_,i ..uıs.... J.l,U w!-9 ·� IY'lAı <U4,ı w�.JJIJ •J)lb':JI .)c o�J-?-J
1(' (..)"': ı l .
··''-·..ı,jlğ
:-' ..u � - \ 4-.ı,_)J�,,
,:lı:i\:ll �. - ı�
. ._
: 4-.ı,_)J� . .
··-1 1J . �
\'(!-:' - <U..ı.-· .ıjJ...
u
• .•
ı�ı:ııı �"i_,..a..oll �]
4-c\..,ı.bJ 4-i\.c_,...:::.yı _y.� yı .,ş:lll L.A.l=ı..l : üW....:. 4..;:il:lll w';J�IJ
- �� o�IJ ı.JIJ:P- ı.JL...il J$. :UJ_,i � -ill�J ....::..ı':/_�1 o� 4-:ılc. J.=.:ı 0i
� /)� J _..,_,.\.c.._,...;::.yı � ol?-J:! 0ı .ı..cl,ı.bJ o--"� .,ş:llı yı ı;wı ��J
.) ��J .�1 �4':JI � üfi.JIJ �y>-11 �J-?-J � ,4..;:il :lll �ly';JI
:lll_,!� '�J.l=ı.. l.oJ �':Jyı.:ı..<ı 0� 4-Jyı.:ı..<ı � J.=.:ı ül 4-ı1c_,...;::.yı tl,ı.b
ı:-1__?..\ J .�J.b..ll ı:-lj.;..ll.oJJ .1� Jk..: � � öyl.ı.l\J ,J_bw ı.JIJ:P- ı.JL...i':JI
Jl '� Jl Y:ı.J � l.o!J •ol�',?...>=H Lo Jl '� Jl Y:ı.J � Lo] �J .b.JI
�� J.A.ıllJ ,-\.. . k' • Ö '\.ı.\\ UJ.� (..J-lo<l"
J"
t> � '<... ...lJ
-��� �
.. :-1\ \..o\.9 o\�',?...>=H \..o
• c...- u->-'-" • ,..)"'"'
:Li.l_,i jj...s ,�ı .,ş� .,ş...>=H t.o t...-.IJ .t.o � �� Jı � ;;_yı.ı.ıı :Ul_,i
•A
U""' - y •
'(j-:'. ..l...ı.:.
- - ..ı;;y'l.ı.\1 ·\..i.lJ" :tıt.oiJ · �
..b:.. ı. .� ,<......lJ -- J� ·
.;;ıı uLü';JI
1 _t:._ J
.t� � � \""''
iki dik açıya eşittir." Elbette bu, üçgene ilk yüklem olarak yüklenmiştir. Çün
kün olmayan yüklemdir. Üçgen hakkındaki şu sözümüz gibi: "Onun açıları,
"Tek bir doğrudan daha çoğunun çevrelediği her düz şeklin açıları, iki dik
kü onun üçgenin cinsine tümel olarak yüklenmesi mümkün değildir. Zira
cinsi için tümel olarak varolan yüklemdir. Buna örnek, açılann iki dik açıya
açıya eşittir" dememiz doğru olmaz. tık olmayan yüklem ise, konusunun
ki iki açıyı iki dik açıya eşit yaparsa, o iki çizgi paraleldir." Kuşkusuz paralel
örneği şudur: "İki doğru çizgi üzerine bir çizgi çizilip de bu çizgi aynı yönde
kabilindeki iç açıya eşit hale getiren iki çizgiye yüklenir. Paralellik bunlara ilk
lik, hem bu iki çizgiye hem de üzerlerine doğru çizgi çizilip de dış açıyı mu
Im cinsi ise, her ne kadar hem onun cinsi hem de onun cinsinin cinsi olma
kurucu faslı ve bunun üstünde olana gelince, bunlar ilk değildir. Kurucu fas
sa da, ilk yüklem olabilir. Bir şeyin faslının kurucu faslı da böyledir. Zati
arazların da bazısı ilk yüklemdir; bazısı değildir. Bununla birlikte zati olup
da daimi surette konuya özgü bulunana gelince, bu, tanımdır. Zira tanım,
konusuna özgüdür. Son fasıllar da bunun gibidir.
,4-J U"'�ı4Ji�'i ,\.Aı..ı.J..l:ı. �ıy..l\+ilc.__,.....;.._,... �>i �� w'i�l \...,A,..l:ı,.\
_;ıı ._.i\.:ill � �.J .ül.....i'il _; li!6...ı..:a.l Ji... ,Jy..ai!ı rli... rli:i 0i � ..fil
..)..)c J$ :Wl_,a Ji... '4J 0"41 4Jl � 'i 'l.A...).J..l:ı. .; 4-Jlc. __,.....;:.yı (,)"'�ı �y
.�.Jj .U.. �\.! '�Jj ..ı..ıc_;YY..::. ..ı_)
..;:. � �_;ll �Iili�
Lı! ,4)$ � 4-ı'"\.c.__,...yı CJA ..l:ı.l_, J$...9
��'i� ..ı.;..>.! 0\ �'i <,?ili y. JJ'il J�I.J .JJI _.)#- Lı!.J JJI
y. l� ül-9 , �W �_,t..... ol:JI_,j 0) ��_; Wl_,! Ji... ,4)$ � .ı.c__,...yı
..;..
� 4JS � � üi � u-ı:.J 4,.jj J,ı! ÜA ,'J_, I � �� � J�
..l:ı.l.J ÜA fo\ "-:' � � J$..;, J$ :J� 01 ..,� 'i 4,.j]-9 , �ı �
� ..l.?->.ı <,?ili _y. J_,'il _.)#- J�l.J . �w �_,t..... ol:Jl_,j-9 � �
ıü;!\....JI ı,?.JL...:i.JI ��W l:JI.J)I öl_,t..... WL...:... Jj.... ,4)$ l..ı _,.;ı.._, .ı.c__,.....;..yı
Lı <Ü..oJ 't__,.....;.._,..Jt.: (..)-'Qı.:.. _y. Lı .u.. J_,'il J�ı_, ·t�'il �ı�_,ı
�� _, k J$ ül Ji... 't__,..._,...1
..;:. 4 .y:>l:...,ı u-ı:.J <,?illa .t__,.....;.._,...14 (..)-'QL:...,ı u-ı:.J
· •· .Jt..... ö..l:ı.l_, �"' . � ·.� nı : ill.ı ı)ı ,h�� ,.-,,�,;;'�·� ···'-�
.·u ,
�·wı...»':! -ır:- ı...? U::""" �-' � v.:-::---- �
:ill · .. L � ll 1,.. L � '1 · � ı..r- 1,.. � !,?.) - � 1 \ u· \.! w '\ .:i... • . L:.IJ &j
u. ·
. 'l_,...
� i � ı.,r- .J � u: • . . u .)�-�
,,"�!-":'
·'·li:i �nı �ı.ill t.ı_,t..... :i..:.. .). wı 4..J_,ljlı �
.
·- k '�
. · .
.
· ·
�
•
"·�·� , �
..
'
ül �..ıiğ
4-:11_, ı'i.JI ��_,...:.:._,...�:U�� �Iili u�\ CJA � <,?1 �
,lJ""'l:...,ı � 4-:ıl.J ,.ı.ı:;. __,.....;:._,...,ı l>"'ı.:.. 4-:11_, J.Jl.: �
�ı � Lıi_, .t__,.....;.._,..Jt.: L:ıl:.. üfo ül � ..ı.§ <-,-�:!_;.ll J,...i.:.s.l J
l"'_,i.JI J,....:.s.ll � Lıi_, .J.Jl.: � 4J].! ı<\!_,! J.SL..ı_, � f'_,i.JI J,....:.s.l\...9
..cil�_, ,'j_,\ 'i� üfo 01 � ..ıS! ık..ı �.J � 4 � r-1 0! 4,.j].!
�-' ,J_,I J� _y. Lı 4-W �\ili �\y:. 'i\ Lıl.J .��� J,....:.9.1 f'_,i.Jl J,...l.:.s.l
(..)-'Qı.:.. ..l:ı.ll ül-9 ı..l:ı.ll! A..;:ilill ÜA tY.:.._,...11.: l>"'ı.:.. w.ı _y. Lı Lıi_, ...cil� u-ı:.J Lı
.ö_;.F..'i\ Jy..aill üfo ül �..cil�_, ..ı.c __,....;:._,...,ı
_ll K i ti b u ' I - B u r h i n
sayının türleri için [zati] olan durumda, bunların cinsi, tanımlarında alınır.
lenir. Sayı için [zati] olan durumda, bizzat sayı, onun tanımında alınır. Fakat
Tek ve çiftin sayı için bulundugu tarzda herhangi bir cins için mevcut
olan zati arazların bazısı mütekabildir ve bazısı ise mütekabil degildir. Mü
tekabil olarıların örneği, sayı için tek ve çiftin, çizgi için dogruluk ve egriliğin
varolmasıdır. Mütekabil olmayanın örneği ise sayı için mevcut olan cisim ve
çifttir. Mütekabil zati arazların bazısı herhangi bir cins için ilk zatilerdir; ba
zısı ise onun için ilk değildir.
c:}Aj.ill � _
,_
, -
JS 0i J;ı.o ' t �_,...l4 �Li. üfo. ::ıl � � 'i.J Wl.ı .y9 r-J:ı � ,�
<)c ._,.Jij J� � .J)I 0!-i .�.Jj <ÜJ.! '� .Jj .ı.ıc � yy..<:ı �.Jj .ı.ıc.
� .JI .ı..c. _,.�
..;.. � .Jkı.J ,.ı.ı.JI oh � �):! (.Ş.lll � .J)I � Y.Jy.::....ll
� o.l:ı.ı.:ı..:i � �):! .UJ.! �\.il yi.J)I '0\.JL.......o L.l.J ."'-:ı �Li. y\ �.J '�
•
.:..ıt.Jl,ı '-"""Li. y. .J ,� 1...>"4--1 .JI �1
...!y...:i.o
!
_9 � Li:i... Y.F :ÜL.......o .ı..JS..>="-! c---:
.ı.;...J-:
. _9
� '-.r
.
•
oli:i... (..). L..). '-.r t.� .ı9 .U\.! ,oli:i...
: Y.F.
j-o .ı..c. _,...;..� � �}.ı
. . • •
•
.
� ıp
t r: .;
�
- ·ı;;. �.
f. 'r J
.ı:-[!:;· .ı:- t f,.
v
t' ..- -
. ... € . b V
E-
t'
tl lfA ı i:. c..
'e f � . ç 1• '
1: �
v·
. �i � ' r.
"'
c..
-
t -� i·_ � f. "' .
ı;;. �-
C.
[ �. ıp � f' _;- ·f -� �- � l � � f �-
· E::
� �
-
- \,
�
·
Ç:_
�
•
·ı;;.
· - ll' ,
r t ı, r � -�
.
•
� �- r �- B � � � � � ı, : � r- � t tl
V. �
\e_
( ç -� (� � �· • C · .[ tl �&> çC 'ı. � \. t -: ç B �.
fç · l
�;:, '
f. • . ;..• � � v
f Ç
-
&. � "' � C(;: � b"" C(;: - Ç
to
· �
V .
L � tl
( ı:: ·c' ı:- [· .
.
"' ·.
.
' ·"��> f
-
ı;;.
•
r-.
.
C·
f.=
�·
�
f
�
•
-
1· · �· � �
1
·
� t � :;. f. � � - r: Ç:. -r
b l� - r· 1 , , 1... l.
"' - ı:.
"'· - .- 0" - lı-
.r;; V \..1
- '--
•
� . � �
.
�ı;: 1 r. ı. r C.· � cr. ."'[ "'� �tr.. ...� 'i2�· t;-Ç,·ı;- �f. t. �.· C·. ..
C" 1... .c: c: 1... ı;;. C.
c .
•
·
fV ç� l� <i)1. �b· i
-
ç:.
·. - E::
"'
·
' ç t,.
·f!::� �: � �: B_ f: :c �� "'f i � � }. �-� ·[f t �� { .[[; · �r .t[ Çt ÇJ.;.
�
-
·
�
(.'t
� � �
f
ı::
- ·
·
�
r:
"' .c- l
�
� ·f Ç C; r � \,.. •L
fC ' ,. - ' V\ t•
·
1 -ı Ç _ "' �
'
V\
v' V\ _;
f. �· -e. � � · · . [ ·
ı::
� C � r . "' \.ı.b lA
L . �
ÇÇ ·, - .� t;-
. c_. e_
v· ·
-
-
0" ı;.
r
'ı.
·-
.
�
,.,.,
�
·
S . -
V c: i- L r-
.
lı-
\
ll\ ll\
� �
Ç_, �
�
C• .
� G· � r
P
� t' ·� � r Ç;.
[
'e ·
-:- �- r � lA ·�
�: f' B t �� ll
1... ı.- ' v - � ·ı;;. -
r:
to
.1;' 1...
l:,.� l. � � C; l. � J'
. "' C; 'ı J . li � "' ı;:
V.
· E � · �
-
f
·
- "' -
"'
__13_ K i U b u ' I - B u r h lln
rin iki taraftan her birine karşı durumunun, zorunlu olarak bu durumlardan
lenme yönleri de bunlardan ibaret olunca, orta terim olarak alınan sebeple
biri olması gerekmiştir; yine zorunlu olarak bütün sebeplerin, her iki tarafın
hut bunlann, bir şekilde iki tarafın tanımlannda ya yakın ya da uzak bir or
yahut iki taraftan birinin ya tanımlan ya da tanımlannın parçalan olması ya
olanı kastederiz. O halde terkip sınıflannın ilki, şöyledir: [1) A, B' nin tanımı
si vardır" dediğimizde ise, bununla çiftin ve tekin tanımında alınan sayı gibi
dır; B, C'nin tanırnıdır. [2) A, B'nin cinsidir; B, C' nin cinsidir. [3) A, B'nin fas
lıdır; B, C'nin faslıdır. [4) A'nın tanımı B'dir; B'nin tanımı C' dir. [5) A'nın fas
lı B'dir; B'nin faslı C' dir. [6) A'nın tanımında B vardır; B'nin tanımında C var
dır. [7) A'nın tanımında B'nin cinsi vardır; B'nin tanımında C'nin cinsi var
dır. [8) A, B'nin tanımındadır; B, C'nin tanımındadır.
-.::.ı.i\5. w_, -� � � � ��� wl....li.ı ç. \_?...1 J.=. w4-;ı.. o�
wW.....:.I ol:..\ �_,ll \A .)_,.l:.. �_,:; WJ yl.,ı...ı� l_, .)_J.;ıı.yl � �\ � \.):lll
ul O.JJ Y.:::. r) , o� ı/' ���� .. ı _?...ı J.=. ..wı ..::.wlS_, ,..:ı _fo� �� yt,ı....� ı
r.j .l:..l ().!!_;l:JI 0"' .l:.. l_, JS 0"' ltlL:.. ,�_, b_,.l:.. , �_;:; _;31 yt,ı....� ı ufo
.)J .l:.. ç.\_?...1 _,1 l.ı_,.l:.. I...J ,� yl.,ı...ı� l ufo ui "ô.JJ Y.:::. I"� J .JI.r=-�1 o�
�_) :i..S_y:.; 1...) 'o.J-?-}1 0-> �>! �.ı_,.l:.. � :i..S_y:.; ltlJ I ,�ol:..� .JI ().!!_}:.ll
J\.:i.o � - � ��
•.1 \ ol:.. ı.,? · ç. ı.,r-
.�.\\ (..)\ r--
.\. : (..)· \ �_
. . • ..�\
, .v.;- •
Y.
, 0Lı.i�l .l.:>. � L}bUll �>.ı 1... JW�4-iAJ ' UL..u� l ol:.. � ul �l �>.ı 1...
"r."' �
•
1.- �J:!
-..r-
· 1... ı. :.
"'i"""" J ,..cl � (..)· t...u� l �J:!
L:......:::J I .l.:>. ı..? n� .
· 1... U'-"" 1.-
-..r-
· 1... ı"'i"""
�J:! . ·. .J"
"� � .u\ .. � � � lA. Ul3 � _.)_)1\_, C:: J )I .l:.. .} .lk!\ :ı.=._).ı 1... JW
"� � Ul3 �_, . uLı.i�l �0ı�ı J.=. Ji.. ...ı..:.. u\5. 1... .ı...,ı � w� , 1...
� � uı �� � ..J..-ill .. _?..._, . ut...u)li 06Ull Ji.. � , ..� J.-! .uı
4JI "ôylill � \..i.l_,! Ji.. ,J.-9.11 r.j..f!>-4 r.j.YH � ,.yle ..�ı � _,1 .. �ı
� ,.l.:>.\ j J,...o.9 ç.fi. y. ç.\_?..� 1 o� 0-> .l:..l j J$..9 ,.l.:>.I J k .ı...,ı � �
k � � oylill :..cl.!� JW -� �-' ,oylill�o.l:..J � ul � �
�_,.:...Wı uLı.i� ı Ji.. u\5. 1... .ı...,ı � w� '"� .l.:>. � � 0ı uıg �_, . .l:..l_,
u\5. 1... .ı...,ı � W� '�'� � o-l:.. .} � ul Ul3 1... �J . ..clL:......:::JI .l.:>. �
y. �Wl wli....:.l 0..o J_,�l �� _.)_)ll_, c;:J)I ol:.. .} �y..WI .).W\ Ji..
i . � J,...o.9 YJ , yı J,...o.9 \ .� � YJ ,yı � 1 -� ol:.. YJ , yı .l.:>. i : 1�
�i .t o.l.:>. � YJ 'Y o.l.:>. � i .c;: .ı..l....:::ı.9 YJ 'Y 4.l....::ı.! \ .c;: o-l:.. YJ 'Y o.l.:>.
. c;: .l.:>. � YJ 'Y .l.:>. � i .c;: � o-l:.. � YJ 'Y � o.l.:>.
_H K i tibu' I - Bur h i n
B u terkip sınıfının ilk kipi, iki sonuçtan birini verir: Ya A, C'nin tanımıdır
ya da parçaların tanımı, onun tanımıdır. A'nın C'nin tanımı olduğu sonucu
nu veren yerde şayet C'nin iki tanımı olması denk gelirse, bu ikisinden biri
digerinin açıklamasında alınır. Daha sonra açıklayacağımız gibi, bu, imkan
sız degildir. Bunun örneği şudur: Her insan düşünen canlıdır; her düşünen
canlı, iki ayaklı yürüyendir; o halde insan, iki ayaklı yürüyen canlıdır. Parça
ların tanımının onun tanımı olduğunu sonuç veren yere gelince bu, ilk taraf,
her biri C'nin tanımının parçalarından birinin tanımı olan sözlerden terkip
edilmiş bir söz olarak alındıgı zamandır. tkinci ve üçüncü kipierin sonuçları
açıktır. tkinci kipin örneği şudur: Her insan, canlıdır; her canlı, cisimdir; o
halde her insan, cisimdir. Üçüncü kipin örneği ise şudur: Her insan, düşü
nendir; her düşünen, idrak edendir; o halde her insan idrak edendir. Dör
düncü kip, birincinin aksidir; bununla birlikte A'nın kendi tanımının parça
larına ait tanırnların bütünü için varlığını intaç eder. Bunun örneği şudur:
Duyumsayan ve iki ayağıyla hareket eden her cisim, iki ayaklı yürüyen can
lıdır; her iki ayaklı yürüyen canlı, insandır. Beşinci kipin örnegi şudur: Bir or
gandan daha fazlasıyla idrak eden her şey, duyumsayandır; her duyumsa
yan, canlıdır; o halde bir organdan daha fazlasıyla idrak eden her şey, canlı
dır. Bu terkibi, fasılları, tanımlananlara eşit olanlar hakkında da oluşturmak
mümkündür; fakat bu burhan, sebebi vermez, yalnızca varlığı verir ve faslın
faslı için şeyin varlıgını intaç eder. Altıncı kipin örneği şudur: Her insan, şa
şırandır; her şaşıran gülendir. Bu, A'nın kendi tanımının parçasına yüklen
mesi sonucunu verir. Bu da ancak özel zati araziarda olur. Yedinci kipe ge
lince, B'nin ve C'nin cinslerinden birinin diğerine nispeti, daha önce geçen
nispetlerden biri olmazsa, bu terkip, burhan olmaz. Eğer burhan olması ka
rarlaştınlmışsa, bu durumda B'nin cinsinin C'nin cinsi için zati olması ya da
C'nin cinsinin B'nin cinsi için zati olması gerekir. Ve daima zati arazı sonuç
verir. Verdigi sonuç da ilk olan ve ilk olmayan, özel olan ve özel olmayan ola
bilir. Sekizinci kip ise, altıncının aksidir. Bunun örneği de altıncı kipin örne
ğinin aksidir ve sebebi vermeyip sadece varlığı verir. Bunlar, kendilerinde il
kin [büyük terimini ortaya [orta terime) nispeti, ortanın sona [küçük terime)
nispeti gibi olan terkip sınıflarından ilk sınıfın kipleridir.
. - -·
.A i u. ı Lı!' .. � .. .Uli , Wl...:.J \ 1� (.)"' J.J "1
c.?.Al C::.l.l:!
,_ı . ;ı '-.1�
. ·- 11 Lı!
� 0\.S 01 JA:ll \jl � . � .A i 01 � c.j :ı.ll �_,.ll Lı\.J ,o.A ç.\_?..'i l .A LıJ.J
(:_- •
� u· ı� v->le:- .J
�� . 4..:w .. �- .�� U
ıc:- .·-::.ılt.:ill w �
. � . �
.J .�
•
u· wı
• •
-: Lu u· wı
, '-""" . ·-11 u .... ...
�� � .·.\1 le:-� ,
..)#- , J.J'll
l,.l'" U'>"
.
.0WI � , �.J c.?:ı ç.ı...;;_.. 01� �.J , �.J .J:ı ç.ı...;;_.. 01� � , �Y.
.� ,.AI.J y:=- ü-o fo� ..cly.. � :U!_,! Ji.. � '(..}"-"Wl y�\ WI.J
� , .A\.J � 0-o fo� ..cl.).lA � �)j ' 01� � 'c.J"'b JS.J 'c.J"'b
01 ..)#- ,..:.ıb.J.l:::ı..4.1! �.Jl...ı...ı 4...\_,.....,.9 � �WI I� u.l� 01 � WI.J .01�
ç.�l � _,::ı..J �.J ,O.A.J � .r.--_,.11 � Wl .ı..:ıs.l ,�\ � � 01A...r.ıll \�
� � �.J ,� � 0t......iı � :4...1\l.ı.! c.J"'�wı ı....1.J .� J...::.il
�l :ı.l\ u-=ol y:. 'il � .cl1:ı 0fo. WI.J , o.A ç. __?.. .)c � 1 01 �.J , ��
Y.,'l\ ı)l Lı.\ .AI � lfi:ı rl 01 ,� �.J y � 0\j 't:ıt....JI Lıi.J .�Wl
l..1.>..<:>.l u• ı �..)A
_,_----. . u . \.S u. 1.J . lli.A Y. u.Jbll \� U"":i . ı '��
·.< . (""' �ll �1 1 .:.Al
.. ı..?' . ':<'
�.J
� �.J 'c.J"'�L.JI � � y. 4...\t.:i.o.J 'c.J"'�L.JI � .UlJ ,LJ.ot:ill Lı\.J
uli......:ı\ i).o J.J'll Wl...:.l\ Y.JY...::. o� ...l:.i! �.r.--_,.1\ � W\ J,ı ,�\
. JP.'ll Jl .h....J'l\ � .h....J 'l\ Jl J.J'i\ � "-;! 0fo c.?:ı.ıı w�blı
__15 Kitabu ' I -Burhin
ve B, C'nin iki faslıdır. [3] A ve B'nin tanımlarında C vardır. [4] A ve B'nin ta
Bu terkip sınıflannın ikincisi şöyledir: [1] A ve B, C'nin tanımlandır. [2] A
nımlarında C'nin cinsi vardır. Bu sınıfta, ilkin ve ortanın sona nispeti tek bir
nispettir. Bu sınıfta, bu dört kipin dışında bir terkip oluşmaz. Birinci kip,
A'nın C'nin tanımı olduğu sonucunu verir. İkinci kip ise, A'nın C'nin faslı ol
duğu sonucunu verir ki, bu ya daha geneldir ya da eşittir. Üçüncü kip, sebe
bi vermeyen fakat sadece varlığı veren burhandır ve sonucun konusuna öz
gü yüklerni intaç eder. Sebebi vermemesinin nedeni şudur: Eğer sebebi ver
mesi amaçlanmışsa, bu durumda, A ve B' den her birinin diğerine bir girdi
sinin olması gerekir. Böyle olduğu zaman ise, birinci sınıfın altıncı kipine
dönüşür. Dördüncü kipe gelince, tüm burhan kipleri yani illet burhanı ile
varlık burhanı bundan oluşturulabilir. Bu, ilk ve özel olan ile ilk ve özel ol
mayanı intaç eder. Dahası, ilimlerdeki burhanların çoğunu dikkatlice dü
şündüğünde bunların bu kipe döndüğünü görürsün.
Terkip sınıflarının üçüncüsü şöyledir: [1) A, B'nin tanımıdır; B, C'nin cin
sidir. [2] A, B'nin tanımıdır; B, C'nin faslıdır. [3) A, B'nin tanımıdır; B'nin ta
nımı, C' dir. [4) A, B'nirı tanımıdır; B'nin tanımının parçası, C' dir. [5) A, B'nin
tanımıdır; B'nin tanımının parçası, C'nin cinsidir. [6) A, B'nin tanımıdır;
B'nin faslı, C' dir. Birinci kip, C'nin cinsinin tanımının C için mevcut olduğu
sonucunu verir. Buna örnek şudur: Her insan, canlıdır; her canlı, duyumsa
yan ve beslenen cisimdir. İkinci kip, C'nin faslının tanımının C için mevcut
olduğu sonucunu verir. Bunun örneği şudur: Her insan, düşünendir; her dü
şünen, teemmül ve bir kıyasla idrak edendir; her insan, teemmül ve bir kı
yasla idrak edendir. Üçüncü kip, sadece varlığı veren burhandır ve o ancak
lunduğunda, bu tür bir terkiple bu şeyin iki tanımından birinin diğeri için
muhtelif tanımları olan şeyler hakkında düzenlenir. Bir şeyin iki tanımı bu
varolduğu açığa çıkar. Bunun örneği şudur: Her iki ayaklı yürüyen canlı in
sandır; her insan düşünen carılıdır. Dördüncü kip, muhtelif tanımlarının
bulunması mümkün olan şeyler hakkında düzenlenir. B'nin konusu, iki ta
nımından birinin parçalanndan bir parça olup yüklemi de diğeri olursa, bu
terkibin sonuç vermesi mümkündür. Ama orta terimin -ki bu, B' dir- sadece
tek bir tanımı bulunduğunda onun konusu -ki bu, C' dir- parça olur. Dolayı
sıyla tanımın bütününün varlığının o bütünün parçalarının bir kısmı için ol
duğu, sarıki bu terkiple açığa çıkar. Bunun örneği düşünen canlının varlığı
nın düşünen için olduğunun açığa çıkmasıdır ki, bu saçmadır. Beşinci kip,
burhandır ve hem varlığı hem de sebebi intaç eder. Ayrıca bazen sadece var
lığı intaç eder. Bunun örneği şudur: Her çift sayıyla çarpılan sayı, çift sayıdır;
her çift sayı, iki eşit kısma bölünür. Altıncı kipin durumu dördüncü kipin du
rumunda olduğu şekildedir. Her ikisi de sadece varlığı intaç eder.
i ('�') .� wl.l=.. y_, ı ( ' ) :1� _y. w�tilı uU....I L>A .;�ı uı....:Jı _,
YJ ' � ol=. 1 ( '1' ) .� � YJ' � ol=. ı ( ' ) :1� _y. ��� Ul....:JI_,
� ol=. i ( o ) .� o.l=.. ç. )'?. y-' ' � ol=. i ( i ) .� ool=. yJ '� ol=. 1 (i) .� J..,...!
� wl � J_,';/1 y�\..9 .<;: ..ı..1.....9 YJ ' � ol=. 1 (i) .<;: � o.l=.. ı:. j?. YJ
. L>"t.....:.. � � wl� J5.J wl� wWI J5. :dlj � .� .:ı..*..J-0 <;: �
·• q � . 1(' J �
-:. '-Li � : L..ı,j\
-:. '-Li U 1(' .· dlj U'"""
� n � . -1 .:ı 1 ;.
·(;.- ..*..J-0 <;: � ol=. Uı � ı.T·�ı J
· •.
� ı.)I.A Y. ��1_, . L)"� .:.;c J,.ı\.:l,ı .cly.. üL..ı,jl JS.9 'L>"y! uc-' J,.ı\.:l,ı ..cl..).l-4
Jtr
ı:- �1 w\S ._;u. .ı...\..i .9 , � .:ı_,.l=.. 4J �� ı:.�':/1 .} Ul.ı\ı WIJ ,.b:Q9 .:ı--*_,11
J5. :.illj J1ia . _;:>.)U "-:/ol=. .l=.-1 .:ı-*-' �Wl ı� Ji....! l»:Ü 'wl.l=.. .ıJ .l=.-1_,11
� \4 ut4 t-:1 )1 _, .�Li ı..r- � wL..ı,jl jS_, 'WL..ı,jl �.J ı.jj J;.L. wiJ:�-=>
"-:/.l=.. .l=.-1 ı:. lj?.l ÜA ç.j'?. 4.c�_JA y w\5. ()1 �1 \j\j -� .:ı_,.l=.. .ı..l wfi:ı ()1
,..b..._,.. ':/1 .:ı.:Jl wl5. � L..\..9 . � �Wl 1� wfi:ı wl ı.)S...I ,_;.:..':/ 1 .ı..l� J
4-,ı � Wl .ı...\5.9 .i ,t.:ıj?. � '<: JAJ ,4.c�..JA w\5. ,.b:Q9 .l=.-1 _, ol=. 'Y _y._,
- 1 1 .:ı--*-' �
-:. '-\.ili -r- • u: \ dJj ul,l,Q
· n�
. �� cll:i ı:. 1 ..)'?-
· 1
�ı .:ı::JI :U.. ..:.. .:ı--*-'
� .:ı!_, ,t...... y,ı...JI_, .:ı--*_,11 � .:ı! 'ÜI.A Y. <->""'Wl_, .� .,cllj_, ,�\..ill
· · ·-- .
� .
<;: Jj J5. J ' <;: J j ,:ı.:ıı;;. � ' <;: Jj ,:ı.:ıı;;. .; '-,J� L. J5. : .illj � . O.l=..J .).*_,ll
w'-J.l:uy � � _, '&1) 1 Jh .ı..lh L>".:ıL...Jı_, .c.).ul...ü.. � � .:ı.:ıc �
..bi9 .:ı..*Y.lj
_1.6. Ki tib u ' I -Bu r hi n
nımı, C' dir. [4] A, B'nin cinsidir; B'nin tanımının parç�sı, C' dir. [5] A, B'nin
nımıdır. [2] A, B'nin cinsidir; B, C'nin faslıdır. [3] A, B'nin cinsidir; B'nin ta
cinsidir; B'nin tanımının parçası, C' nin cinsidir. Birinci kip ancak A, C' nin
tanımında açıkça belirtilmediğinde kullanılır ve C'nin tanımının cinsini in
taç eder. Bunun örneği şudur: Her insan, düşünen canlıdır; her düşünen
canlı, cisimdir; o halde her insan cisimdir. İkinci kip, C'nin faslının cinsidir.
Şu sözümüzde olduğu gibi: Her canlı, duyumsayandır; her duyumsayan, id
rak edendir; o halde her canlı idrak edendir. Üçüncü kip, sadece varlıgı intaç
eden burhfuıdır. Şöyle ki, şeyin sebebi, sonucun konusudur; zira şeyin cinsi
nin varlıgtnı ancak onun tanımı için intaç etmektedir. Ayrıca bu cins, o şeyin
tanımında açıkça belirtilmeyen bir cins olarak bulunmuş olmalıdır. Bunun
örnegi şudur: Her düşünen canlı, insandır; her insan cisimdir; o halde her
düşünen canlı cisimdir. Dördüncü kip de aynı şekilde sadece varlıgt intaç
eden burhandır. Şöyle ki, şeyin tanımının parçası -ki bu, onun sebeplerin
den birisidir- sonuçta konu olarak bulunmaktadır. Bunun örneği şudur: Her
insan, gülendir; her gülen, tebessüm sahibidir. Beşinci kip, illet burhanı ve
gibi onun iki tanımı olduğunda iki tanımdan birinin parçasının varlıgtnı di
ayaklı yürüyen canlı, insandır; her insan, düşünendir" sözümüzde olduğu
ger tanımın bütünü için intaç etmiş olur. Bu da şöyledir: Her iki ayaklı yürü
yen canlı, düşünendir. Bunurıla birlikte o sadece varlıgt verir. Dördüncü kip,
bazen şeyin nedenini, bazen de sadece varlıgtnı verir ve C'nin zati arazını in
taç eder. Bunun da örneği şudur: Birbirine nispeti sayının sayıya nispeti gi
bi olan çizgiler, ortaktır; ortak olanları ise tek bir miktar ölçer. Bunun sonu
cu şudur: Birbirine nispeti sayının sayıya nispeti gibi olan çizgileri tek bir
miktar ölçer.
YJ , y1 � 1 ( '1') .� � YJ ,yl � 1 ( ' ) :1� _JA. �\) \ �\J
1 (O) . � o.ı.:.. � _)::.. YJ , yl � 1 ( f ) .� o.ı.:.. YJ ,y1 � i (i) . � J..a!
4-,ı c y..c::ı.a _;i;. i ı.:..üi.S 1 �\ 'i\ � 'i JJ'ilJ . � � o.ı.:.. �_)::.. YJ ,y1 �
j.bü ır JSJ , j.bü ...r wt.....üı JS :�� JtJ..ı -� .ı.:.. � �J -� .ı.:.. �
JS.J '(.)"ı.....:.. w'� JS :ü.l_,i Ji.. ,� J..a! � �wı.J . � wt.....üı J5.! , �
wl J:ı9 U.o ,J..i9 .ıF--_,ı1 � wl.A. y, y. �wı.J . �_;.lA 0ı� J5.! , �_;.lA (.)"ı.....:..
.o.ı.:J ��� � .ı�.J � W\ ui.S �\ , �\ t_,...;._,. . ... Y. ��� �
:�� JtJ..ı - ��1 ..cll� .ı.:.. � .ı.: c y..c::ı.a ..Ji:. 4 �� �� ufi.:ı u' �.J
JA �� )ı.J . � ..;kü 0ı� J5.! ,� 0t.....üı JS.J , 0t.....üı � , ..;ı:.ü 0ı� JS
.ı..:4--ıı .ı.:..ı JA (,Şili "'�' .ı.:.. � y;.. 0ı J:ıS U.o ,J..i9 .ıF--_,1 1 � ul.Aı Y. t....::...ıı
.u� J� JS J , �� 0wı JS :�J JtJ..ı �ı � t _,...;._,.
� �� . ...
'�.Jj � Y.J� .ı.ıc. JS :�� JtJ..ı .uı LJ'..Aı Y..J rl ul.Aıy, ufi.:ı .ı! l>"-"ı..:...ıı.J
.
_ j.bü � ..;kü ...r J5.! , ..;ı:.ü � ut.....üı JS.J , ut.....üı � ..;kü ...r JS :��
JSJ , 0t.....üı � ' �.J (,Ş � "'� 0ı� JS :ü.l_,i Ji.. 0ı .ı.:.. .ıJ 0ı.s ı�ı t...ı .J
JS 01 : Y. .J ,y...'J I .ı.:JI � 0:ı.ı.:JI .ı.:..\ � y;.. .ıF.-J � &il , ..;kü ..:ıt.....ül
.ı! �\ )I J .l:.iS .ıF--_,1 1 � Wl .u\ _;i;. .j.bü � �.J (,Ş � �� 01�
- � 4JI� Wıy:.
.
IŞ'1) 1� � . L � 1)"""'
..b ..'J""" �\j l.A. .ı...- .ı ;i_S�
.ı.ıc.
-�
. .
_ll K i t ib u ' I- B u rhi n
u_,.....
..ı..:;..J:l
.
.e:-:1)1 ...iljS
l .J . ..ili� �
'Y oh ı) 1 (" ) . � � Y.J 'Y oh ı) i ( ' ) :11\ _y. e:-:L..JI Wl....:ıli.J
� oh "' fiı. Y.J y oh ı} i ( i ) . c;: oh Y.J 'Y oh ı} i (i) .� J.-! Y.J
�.J ' 0\ Jfl'- 0\.....j\ � : ..ili� Jll.ı ·C � �6. Y.
La � JJY \ yy.'J\.! ·C
Jll.ı · "'�\ J,.-! � La � �\.J.Il.J .J_,..:;ı .J� (.)Wl J$..9 ,J_,..:;ı J� 0\ J:!-='-
-.: L\.j . \('J ' -:. L\.j . W\ . le:' - ��
(:_J\.J.\1.J . 4.:;,.J.) J� ' '-'""'
� "' � � u-> '-'""' u u->
. La
J\l.. ' -�- 1 1 -·
.J� , 0wı � :..U\l.ı e:-:1)\J �l:......:::ı wWI �J (.)Wl � J..bu wi J:!-='" � :��
•
- . ı. . - '\.9
.
n� -
. \.:i.ı \....:i..., . \.:i.ı
u ,Jı .) � ' (.);!-�Al
.._ •
� UC ı�
J ..l_,..c - J1 . . ıc:- U• �\.! ..l_,..c �
-r-
<.,F
. ·w.ıı U'-"" - ' (.);1-lAl l..»l:! - •
•
- ·w 4...ı.. JL.... o)WI olı\.. J..r--� � u->1.:-J ' � � - ..�L..J\ (.jJl...:i...ı u->1.:-
• • . •
ıc:-• - � •• � ı,.p-
• .) u-> UC
•
,� ..6�
• .
le:-
u-> .J ,� •• �
� '
-'-� .6.:i)t:ı � .l:..ı.:.
.. '
..ı
. ·t:1)1 U'-""
� u->
. n� .
. le:- �. . le:- .
J � • '
.�< ı U· ı .r.r
�
"
1" �1 ı . _j J ı JJ J' ' �
·wı �
..ı>?-Y. ııJ �
.. �� . · ...ı.. ı ?.
. L . ı.,r� � � � .. , , J-""' J.ö'""
�
, ı......
-F4 ı...ıJ uL.)4 ı...ı '0.1� u-ı . ı r.} J:A:ı ı... .u..._, ,���
.b.IJ JSJ _..ı_,.,._,l
.. � ��ı uL.j J,ı9 uL.j .; ....ay:. .,ş:llı yı ��� .; uL.jl4 i"..ı!'l iJ
�yı-o uc '1 ,wL:.:.. .ı..,ı ��� ı.:.ı.il.S � '��� .} i"..ı!l JlA:ı ..ı!J . �Wl
.; �".ı!' .u ı J:A:ı 'ft' .. � �yı-o wL:.:.. ....:i!� .,ş:llı ula ,�, _, .ft' .. �
�_;..ı..o -.1- � u-ı ' � li..ı;ı\.9 � u'+ 'l iJ ..:..ı415Jı ula ,�ıJ .���
_ lftl.:i �� ..:..ı41SJIJ , ._yı::J4 ��� .; ı.....ı.i:i �� �� u4c'11 � J.ı9 ,�4
'�...H-! li..ı;ı\.9 �J . �ı o� �� � � i"..ı!l utS. ,ı...y= �� utS. ı... JSJ
�� w41SJI .} J.ı9 , :;.J�I :;�U::..II �Y'-"'J 0"1_,:...11 (,ŞY"' � utS._;..ı..o W. J
ul..i-:.1 Lm li..ı;ı\.9 �J , l_jı.l.:i �� �� u4c'11 �J ' ��� o� .) L...ı.i:i ��
.��� o� .) i"..ı!l <�,..j\ � fo\ utS. � J.ı9 , ..:..ıl:,JS.ll
.,ş i , _jı.'J I ..ı_,.,.._,l y,ı.... � .,ş:lll �� .b.l <�,..jla ,..ı_,.,.._,ll .) i"..ıi:i.JI L.I J
ı _,l.ii:ı uı J"Ulı u-ı .. l ....aU-:.ı u-ı utS.
� ..ıtic ı .ı!J . tA w_ftj _;11 ;..,.ıt.,ı.'l y,ı....
Ö.JJY.:., ı"jl,ı rol ..l.:?-J ljiJ , _jı.'JI ı:- �1 ..ı..c. l.i:i.J4 �) �.JI Ijl .,ş:ll l ı:-�1 .)
cllj u-ı
i"..ı!ı <�,..j\ ,..ı..c. \.i:i.J4 yı �Y- rol ft'l l cilj �) ıjıJ , ft'JI .ı.;...,.; uı
.. �ı ....�
.o uı C.JJY.:., i".Jl= rol u...;c- ljı .,ş:lll ..�ı �J .ft'l l .. �ı
..y.9 � ,JJ'l l u...;c- .ı! ufi.: uı C .JJy.:., i"jl ft'l l ..�ı .....oy:. ljiJ ,ft'JI
.ft'l l .. �ı cilj u-ı u...;c- ı .uı
_19 K i t i b u ' I -B u r h a n
1
t' .
[L ( � h oG;
�
oG;
�
t>
�
>{;, c.-
·
'ı.
· ' \. - � ll � ıı - -
·[
�
-
· _
· ); r r
1, 1
1ı
·��JI 1�-' e. Ç:_ · �. .- z- • -
�
� - . \::
{\__ 1::!.
� ' ç
� •
fu ı;:
...
:
�
r- ..
r
- \p
•
•
c.-
- \o �G ·ı.,.
:.. � �
c.. b
·�. �.
·
,-;. t.4 -
C;? e;: ;- fu
•
ı:
·ır., <>
� � 'ı.
Ç
);. r �-
\o
:r r � F ç b � �c-
c �. c·' t l
V -
· � rt'. � t
�
{. t k 1;
' t>
, (· \,,�. \ h[
�·
� ft
-ı.
_;_ {
v
.
�
L
·
1 � •ı.. . •L ı.; �
·
, �
1.' ;. • �
f. Ç·
F
r
'e.
'
t r. . ;: � � l � :f
V \o
. � � � Ir '\; �
,.ı �
.
� \. �· � '1C· t � t C� {- k� ��
.,
\�· [
�.o
.
. ;�· l � .Y
� ı: .t - cı;:- li.<
§- c. � �
� V
\o
r _
� � ı: � ı: \.. _ �- � � 'f t � -
. ı;· f:,
�:. [•
�·
� ı. � ·cı. h ..:. [;: h L)/'S:,
f. t l·
c.-
E
t
= ı Ç:_ 't . . � �: �� �· 1 �(
-
�: ,.._
Cf\�· ı. . .
,E·
'� g 'ı.
C f �
�:
r \o·
.
iA � e.
ı.:.
� ct· ...� . 1
ı.:. \,: ( \,. k p h. ·�
·ır., �� �� \-r Cc::·
'
f�
t>
.
'ı;
�:
\o ·
C:
-ı.
C �
' ·
fu ,(- \, · f �t>- C�·
�
-:--
-e; [. C-·
• t.' � �
- c..
�
r -
-
'
);-.
l.l\ ı::;
Ç:_ . ·�
-
<> ı
i· .
"l_. L-. [.,
[.,• •-
f •
� �e; $'.� 1 � �
� 1· ç E
. Tl\. � t ... 1;;, �
( F � c· \.. �
b
ç c
<&t·.
_...
�...
� •
V· �
'
ı. �
r;2t! ,Y ·��·:ı:, l:
•
�r
\o t> t.4
.-
ı� \c.
•
\o-
L'
li.<
� -
-
�
.f ,[..·
b
.r.
'
ı::
\o \o ı;: b -
.... L. L. - -
__..2.0 K i t i b u ' I - B u r h li n
Bu sözlerdeki orta terimler bazen ilk tarafa [büyük taraf) tabi olup bazen de
tabi olmadığından, bu durumda, önce gelen şeylerin sonra gelen şeylerle
açıklanması da mümkün olmamaktadır.
,� 'i �_, J_,'il w)=.ll & � �tS W J.ı_,ti'il o1\ .} �_,ll .:ı_,.l:...ll ı,j\.9
o�· i.:i..JI ç.W'jlı • .;. . · .< - . . 1
• ı�
- A......:ıS:i.JI ı> W
, 'i l
.
� . . .c : .l l
· ı...
.1 -< ·
'-or"
u· 1 �'t:i.ll J
-� � .
J\1. . ..?-i.:i..JI .:ı:... -' 1 �1 f'.:ıS:i.JI-' , f'.:ıS:i.JI ·.ı . ..?-· i.:i..JI UJ'"":
· . ·.ı . ı-
.ı...y-:, .ı.... y-:, ·
0ı.s ı.;-._, ''-''�' �Wt9 0�.:ı �\..l.\ 0ı.s ı.;-. �\.9 ,_,,�'il_, 0�.:ılı cl!�
IJ" .Jöö'
· < - . Wl ı>W
·.a. Ul U· 1 � . 'i l o1\ U'"""' .�
� � 1 ....,- · .< . U· 1 f'Y.:,
u· �.:ı UJ'"": ·. ı . . . . ı;.
�
• 1
, (.j' 1 _;..ı.=.
..?-l.:ilı .ı...y-:,
� �
·. .
ç.�\ cl!� LF- y..l.:ilı .} 4.l.o .:ı:..l_, JS 4.+iyı 0foJ ,1....\ ..,;:C .:ı:..l _, ç.�
� ,-.:ı.fi� �� �� ..illi cJ.:ı:..ı y..'i l Jı 1....\ .:ı:..l � ufo_, ,o.:ı:..ı _, 4.+iyı
J\1. ._?.'i l yı'i l .y! .h...._,'i l .l:...ll .l:i...J:ı 04 t... t �_,.J 0:!_?..\.:WI .:ı:..l .:ı�_,
�'i '� 'i ..k:ıb..ll_, ,�\�� 0� 4-l � 4:l'i '�� 'i '-""'_)'i\ı,jl �
� ..bi9 .:ı�_,ll � �� (>.ıAiyll_, .(>.ıAiyll o1\ o�l _, 'U\� �
�-' ._?.t.:i..Jl,ı f'.:ıS:i.JI � w_;c. t....,ı � ]ıSI f"""''i l 11\ �-' ,Jj'i.:ıll
':?jjl �>� 1 ..cll:.S..J _ :;.ıW� .ı_,.::-.__,...) 1 �>�1 .ıy:-..J :;.J.J Y..::. �_}.ı c.fi.; ' �.J
Eğer buna cevap olarak "Çünkü yaprağın ağaç üzerinde tutunmasına sebep
olan nem, geniş yapraklılarda daha çabuk yayılrr" denilirse, bu durumda, bu
sebebin verilmesi, yaprağın genişliğinin onun dökülmesine nasıl sebep ol
duğunun bilinmesine daha yakın olur. Eba Hurşiş'in şu sözü de bu şekilde
dir: "Sicilya bölgesinde zurna yoktur; çünkü orada üzüm ağaçlan bulunma
maktadır." Aratas'un şu sözü de böyledir: "Güney tarafındaki yıldızlar, ku
zey tarafındaki yıldızlardan daha hızlı kaybolurlar; çünkü onlar, kuzey kut
bundan uzaktır"; "Ay, burçlar dairesinin ortasından geçmesi sebebiyle tutu
lur". Tüm bu örneklerde sebepler uzak sebeplerdir ve bu sebeplerle varola
nın, nasıl varolduğu açıklanmış değildir. Burhanların orta terimleri, böylesi
sebepler olduğu sürece bu burhanlar neredeyse deliller [yani yalnızca varlık
bildiren burharuar] arasına girerler.3 Bundan dolayı da, sebebi verilen her
şeyde, bu şeyin yakın sebeplerinin ortaya konulması yönünde araştırma ya
pılması ve sadece uzak sebeplerle yetinilmemesi gerekir. Mesela, Ay tutul
masının gerçekleşmesi konusunda sadece Ay'ın burçlar dairesinin ortasın
dan geçmesini sebep olarak vermekle yetinmemek gerekir. Aksine buna, şu
sözü de ilave etmek gerekir: Ay, Güneş'in karşısındaki burçlar dairesinden
geçerken Dünya, Ay ile Güneş arasına girer; böylece, Güneş'ten gelip de Ay
üzerine düşen ışuılar engellenmiş olur.
Bazen tek bir şeyin, daha önce zikrettiğimiz sebep çeşitlerinin çokluğu
kadar çok sebebi olabilir. Aynı şekilde bazen de çok şeyin, sebepleri tek ola
bilir. Tek olan sebeplerio bir kısmı cins bakımından, bir kısmı tür bakımın
dan, bir kısmı da tenasüp bakımından tekdirler. Sebeplerinin cinsi tek ola
nın örneği, yankı ve gök kuşağıdır. Bu ikisinin sebebinin cinsi, yansımadır.
Yankının sebebi, sesin yansımasıdrr. Gök kuşağının sebebi ise, ışığın yansı
masıdır. Sebeplerinin türü tek olana gelince bu da gök kuşağı ve aynada gö
rülendir. Her ikisi de ancak göze yansıma sebebiyle görülmektedir. Şu fark
la ki, birinin sebebi, sisten dolayı, ikincisi ise, parlak madenden dolayı göze
yansımadır. Sebepleri tek olan şeylerin bir kısmı, bazen diğer bir kısmının
sebebi olabilir ve daha uzak sebep, onların tümünün sebebi olabilir. Bazen
de bunların bir kısmı diğerleri için sebep olmaz. Bir kısmının diğer bir kısmı
na sebep olmasına örnek şu sözümüzdür: "Niçin Nil'in suyu, ay sonunda
bollaşır?"; "Niçin hava, ay sonunda daha nemli olur?"; "Niçin hava, ay so
nunda kış durumuna benzer?" Kuşkusuz tüm bunların sebebi, Ay' ın ışığının
kaybolmasıdır. Bunurıla birlikte Nil'in baliaşmasının sebebi, havadaki ne
min çoğalmasıdır. Bunun sebebi de havanın durumunun kıştaki havanın
durumuna yakın bir hale gelmesidir. Bunun sebebi ise, havadaki sıcaklığın
azalmasıdır. Bunun sebebi de havanın Ay ışığından yoksun kalmasıdır.
�.� ·- • 1 .11 1� .cl...L.:i.ı
.,
;ij.)J y.ı.ı � 1 r..r- l,j.)y :\..ı· -"""
. L)l
"'- �11
·
V" �
L... 1� � • •
� '.#'"" (.)
.·
'J ·
•
L�
U;!" \�\.!
u:.=a_;c .)�.....::. u,;s w_;c � wfo- wl �� y.JI �� ı� �U:.c. ı wtS 't ->""'
�ti....:JI �� wl �Y.., �1 .ı...lt! lo r.j YH jt:WI 1� -)cJ ,b.JI::liJ'J 4,wı J.J)I
r_,.,...ill wl uc uJ::.I.J' .ıJt.i lo ..ill�J .r-J .fi �+.ı � wl J.ıi u.- ' -»"1 _y. � �
w1 �� w'J , �ı yhilı uc ;;� �-ı ,�t....::.ıı u.- �� t ..r-' �#ı
�J ,;;� ı.,..ıt.,ı....: ı .)JA -ı ı b � Jtl.ıl wl! .c J,>.Jı ;;Jıb .b...J Jc b.)J.,)4f �
Jt,:i...ıl �_,ll �.ıJ..l:ı.. �ji c.J:;Aılyll W...I J loJ 4-,ı �y;ı.yJI �y;ı.J U,;S �
�� lo JS .; r.?A wl � ..ill:ili .J:ı-ı ..ı.lı .; wfo jSJ �\.! , ı.,..ıt.,ı.'J
.
...: ı b�
-ı .oJI ..ili� JL:i... .�ı�ı .�,.,ıt.,ı....: l Jc 4.1o � -ıJ , �_;lı .�,.,ıt.,ı....:ı � wl �
wJ.ı '<:J,>.Jı ;;_;ıb .b...) w...L.... AJI Jc �� w_,..& �bı .; � wl �
�J A...i:H ı.>-=a.J-ıı w...t.i , �ı d.J.:ti.. .; <:J,>.Jı öJıb w...L.. ı � ı .oJI � wı
.�ı t � 0"> � t91)1 � _,....,.ıı A...ic. w_;...! , �ı
.;ıı ı.,..ıt.,ı....:'J ı ww......ı ;;_;s � ;;_»;s ı.,..ıt.,ı....ı .ı...ı wfo. � ..l:ı..l )ı ���J
ö ..l:ı..l)ı ı.,..ıt.,ı....'J IJ . o..l:ı..I J ı.,..ıt.,ı....l 4.1 wfo wl � � ;;�ı ��-ııJ , �ü.fi�
ö..l:ı..IJ � lo �J 'ty.l� ö..l:ı..\ J </' lo � ,�� iı�\J � lo �
� � wl! 'c: .) vı,!J r.?.ı.....:JI :� ��J 4-,ıt.,ı....:ı � lo Jti.ı . �Ll:il�
. � _,...oJ\ vıts.....ıl � c: .) vı,!J , <.::,ı_,....JI vıts.....ı\ � r.j.ı.....:J\.! ' vıts...'J
..ı \
w\..:Y- Wl � ul! , ;;I_;.JI .} �yJIJ c: .) U"_,§ _y. �\J � t � r.j �\ J
0-o _;WIJ 'r#- ü-o �\ l>"ts.....ıl � �..l:ı..l wl _;i;. �\ l>"ts.....ı\ �
wfoJ . � �t.,ı....l � wtS �.) ö..l:ı..IJ 4-,ıt.,ı....ı .;ıı � �-ı 1J .J.ıL:. �
� wfo- lo Jti.ı .� �t.,ı....ı � .:fi:ı r-1 �.)J , � 1..,ı,wı �-ıı �
.} ���\ � rlJ , � \ y..ı .} bjlo .J� �ı .JL...o r-1 :W_,! � �t.,ı....ı
b� wl! �� �ı Jb.:ı �� �ı y..ı �ı.JA � rlJ ,...,.J..) �ı y..ı
. L)ı ;; .�< Ab. U:!""
y,ı.o..ı
. ! .'1\ ;; ı
. w..ı....ı · ı . . .:ıı � . �l::...:i..ıl .b. 1 . lC
.
4..19
.) y:- . . u .;::c . ...JA"" . _,..... '-'
..ili� y,ı....J ' ��ı .; �ı�ı Jh 0-'> �ı�ı Jh y_) _y. � �J ,�ı�ı
ı.r ·
Buna sebep olan da Ay ışığının, onun Dünya'ya bakan yüzünden üst tarafı
na yükselmesidir. Bunun sebebi ise, Ay' ın Güneş' e yakınlığıdır. Böylece Gü
neş'in Ay'a yakınlığı, bunların hepsinin sebebidir ve bunların bir kısmı da
diğer bir kısmı için sebeptir.
Çoğu zaman bir şeyin yakın sebebi verilir ama orada hala o şeyin niçin
olduğuna ilişkin soru varolmayı sürdürür. Bunun örneği şudur: "Niçin ikiz
kcnarın açılan iki dik açıya eşittir?" Bunun yakın sebebi, onun üçgen oldu
ğunu söylemekle belirtilmiş olur. Fakat hala şu açıklamayı yapana kadar so
ru varlığını sürdürür: "Çürıkü ikizkenarın açıları, diğer kenarı çıkartıldığın
da, kenarlarından birinin iki yanından çıkan iki açıya eşittir; [zira) düz bir
çizgi üzerinde dik olan düz bir çizginin iki yanında oluşan her iki açı, iki dik
açıya denktir." Böylece konu hakkında onun niçin böyle olduğu şeklinde bir
soru kalmamış olur. Bundan dolayı sebebi bilinmek istenen hiçbir şeyde,
onun niçin olduğu sorusunun devam ettiği bir cevapla yetinmemek gerekir.
Ya mutlak olarak ya da her hangi bir şeyde varlığı zorunlu olmayana ge
lince, bu, iki sınıftır. Bunlardan biri, çoğu zaman varolan ya da çoğu konu
için varolan yahut da her iki durumu birden kendisinde toplayandır. lkinci
si ise, daha az ya da eşit olarak varolan dır. Bu ikincinin iki kısmını kesinlikle
hiçbir ilim incelemez. Çoğunlukla varolanı ise, pek çok ilim inceler. Bu nite
likteki öncüllerin bizzat sonuçlan da bu niteliktedir. Bu nitelikteki sonuçları
bizzat intaç eden kıyasların öneilileri de bu niteliktedir. Bunlar, pek çok di
siplinde zorunlularla birlikte düşünülür ve onlar gibi işlev görür. Bunlarda
sadece zatiliğin gerçekleşmesi ve ilimlerde kullanılmaları gerekir.
,� "j \ �4-- Jl ıY=ı.J":l\ J:ı 'ıi:ı.ll �J uc _;.o.ill ı:-_,...;:. tti:i) � �J
�1\ � � y. _;.o.ill lJA �\ y_fo .�1 lJA _;.o.ill y.) � �J
. � yt.,ı...l � �1\_,
.ı..:ıc. A..L..J.ı �_,... .lıt.,ı � � '1..:-l:l_;l\ ç.�\ � (,Ş:.� ı.... 1 _#._,
� ��W �_,L...w byl_,j , LJ:ı!WI '-:?JL..ı:i.JI .JL..... r-1 :� Jt:i...ı .ı:-�1 �
0":! Jt.A:ı 0ı Jı ,:uL....ll �_,... ,.ı.,ı9 � , wr;... .uı .ı.,ı9 Jt.A:ı 0ı 1..:-l:l_;ıı
. ·.e. · \.x.9.J U:!-""
-�11 1 ·.n 4...ı-J\....w olıl J J·
.lıt.,ı
WIS. <..J:l-U
· .Jı .)· JSJ , y:ı.
'
.. .
ı... rı·u �
.b. ı..?
• ·
.. • -- .b. �
•
� ,� · · ':l l
- · - ·w ·
ı
.� ut.:i.l:.t-
;y;.
-'
. ı.:.ı.5A y. ı- :uL....ll �_,... - -'..ı ..r· �
· t _,...· ..._,. ":! �
-
�
· <\..ı.9 . ' l..ı ır- ..r' � "j u· \
.ı..:ıc.
. ı:-�l � .ı..:ıc.
� ,ı.... ı:-._r. .) l..ı\ J <J)U."j \ � l..ıl ''ıi.JJY:.:. .)#- b:._y;ı._, ı.... ı....ı _,
ı.... ı....ı _, 't_,...;:._,...ıı fo':! :.>?-yı.�ı Jı uı....Jı fol .; :.-""'_,...ıı w.:..:..ı :uw....:.
,_;�ı 11\_, . (,ŞJL....:il\ � _,1 J!":ll lJ-cı :.J-?-yı.\1 .;�ı_, .� U;yı":ll �
. . .�< 4..ı.9 .1.:.: . .u\.9 ' ...)"'-' 1 ... :..Yi"_,.,... ı;.
(.)A ..fr'"" - � ı..r � l>":i""
.�<""j \ ı..? - -'1 l..ı lJ , )l....,\ 1 -
_,,.. � . _j . 1: : .
,�\ b� � -:.ıl:ı.l4 �� �w
- <l.ı'l..ı:.io u l:ı.llı. '�
o1\ J .�\ �J+.ı - - � : . '-i:ı.ll U"lıil
- l u·lj ,�\ o'J+.ı i.,?
�ll �'l.:ül\ J
lJA fo .) WY.JJ..r-dl C'" � :.3
f'Y"'"' ..r 1 . - � .� .l::ıi9 .:i...ıJ :ıJ
ul � o1tı_, ,tA, \� (,Ş�J �u.....J\
· �J \ \ 1. ö
-
��
. L 1\
•
- .
_2! K i t a b u ' I - Bu r h i n
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Tanım ve Çeşitleri
san, güneş ve ay gibi lafiziann delalet ettiği ya da terkibinin yapısı (siga), tam
Şimdi tanımlar ve tanımlanan şeyler hakkında konuşalım. Bunlar, ya in
bir sözün terkibi şeklinde olmayan bir sözün delillet ettiği şeylerdir. Tanım
lar, burhfuıları oluşturan şeyler derecesinde birden fazla şeyden oluşturulur.
Bununla birlikte, tanımlann terkip tarzı, burhfuılann terkip tarzından farklı
dır. Burhfuıların nasıl oluşturulduğu, genel olarak kıyaslar ve kıyaslann par
çalan, daha önce anlatılmıştı. Tanımlann parçalarının terkibine gelince, bu
nun yapı tarzı, parçalannın bir kısmının 'hüküm', diğer bir kısmının da 'hak
kında hüküm verilen' (mahkfim 'aleyh) olacağı bir yapıda değildir ve tanı
mın bütünü, tam bir sözün parçası yapılmaya elverişlidir. Tanımlar, en az iki
parçadan terkip edilirler.
Tanımların parçalannın bütünü içerisinden tanımlanana (mahdCtd) yük
lem olabilenler olduğu gibi, yüklem olamayanlar da vardır. Buna örnek, da
irenin tanımıdır. Çünkü daire, içerisinde bir nokta bulunan, bir parçanın
[yani çizginin] kendisini çevrelediği ve bu noktadan çevre çizgisine doğru çı
kan her doğrusal çizginin eşit olduğu bir şekildir. Bu tanımda, daire hakkın
da söylediğimiz "şekil", daireye yüklem yapılabilir, çünkü daire bir şekildir.
"Bir parça" sözümüz ise, daireye yüklem yapılamaz. Zira dairenin bir parça
olduğunu söylememiz doğru değildir. Aksine doğru olan, daireyi bir parça
nın çevrelediğidir. Böylece "parça", dairenin yükleminin bir parçası olur.
öyleyse o, faslın parçasıdır. [Tanımdaki] fasıl, "bir parçanın çevrelediği" sö
zümüzdür. Tanımlanana yüklem olamayan şey, tanımın tam parçası değil,
parçasının parçasıdır.
J..S,ı 4-:11 �_, �u.....:.ı w.ı..... w \..i....,.:J .ı!_, ".::.ıl _;_,.......:ilı � u'1' Jii,l_,
�ı_, . -::..ıl _;_,.......:ill uW..... I J,......:..:i � _;11 _;_,...'1 1 �ı_, ,�, 4-:11_,
4J....$1 _, ,\Al..>?-'" ı.;_;:;.. L..ı_, " �\ .)c :UI ..lll ö�_j.o.ll .l::.W')I �_,1 l..ı ül_;_,.......:ill
JJ... .1:.wı 4-:ılc. J..lJ 0ı t.....ı � ,ö�_,�ı "�') ı_, �_,�ı � u'l' Jij.l_,
J.,! �_; �_; � � J.,! 4-:ık J.l:! wl t.....ı _, ,_yıilı_, �,_, ul...'l
.i l
<...li
.ill UıS 1 · ..& \ ..r."
. .ıı <...li
.ill -- ,, uıı...:... �J�\ <..... li
.ill ..?-l
...>-' - 0A
- -"'"'""'
·
' ..&\ .. ı ı . _., """' .ı!J . u::-
u::- ..r." .• - U"""
.01y.. �_,�ı u.�.ı-l.:i .u.. �..A J!l _, ·f'j� J.,! " y.. � � 0ı
� 'i t..... 4-.iA_, , �_,�ı .)c � 0ı � t..... �J�� "'Y..' � 0AJ
Lli .ı....ı ..h.ı.:...
U;.b '-r...! .l:ı..l J c--'"' .
.ı k' • .:W\..9 ,öy' \.lll .l:ı.. �� - ' �J�� 1� ı - - . u. 1
UA"":!
ız _;::...ı
.J\ .l:ı..:JI , 1 • '. �ll �\
""" , 'T""
• -
� '1 .l:ı..l _,
lJC ô._.?..l:i.a �)lj:;ı.l ıj�l � <\.c_,§_, 0-> _;sı ı::ı.ı. � hll r"'\ t_,s-' J .�y.ll:
,.l_J�ı
� Lı �_, '� .. �ı � � Lı 4-W ,,.�\ .l�_, 4-,ı _;ll Lı\_,
� ç. �\ � �-' o.l�-' 4-,ı _;ll: )L.:.i. ,.�ı � 9�\.J ,,.�I L;c �).i:..
_;ll .l_,.h..l l ,.lj:;ı.IJ . .. �ı L;c �).:.. �)lj:;ı.l Lı � � Lı.. fo\ hll r"'l .y.lc
. � 0-> f'�l �-' ,.l_,�l 0-> i"�\ � hi_, JS,a ,,,plb'J I � .l_,h �
ç.\j:;ı.l i"�l_, .�ü.lll �\�\ ç.\j:;ı.l i"..lS::i J\,:iA .)c .l_,..ı.::.....Jl .l_,.h..ll ç.\j:;ı.l r-..lS::i_,
r..ı!'lt! 'i"�'J\ üfi:! 01 � 4,j\j;ı.I .JA ._.?..l.:i....ıl _, . 1 ._.?..\.:i �1 J�l ü.a �.JA hll
�'J\ u· ::ıt! . ,. ı.r-
.�.ll !.,?"
1 ,. ,. ı.r-
.�.11 -...
. . ..u.... i".lS:; .ı...ı. �
· · Wl � lA. i"..ıS:i.\1_, . -...ı.ı:;
. - ..J-W . .�
.�ıı ;.ş-
� �..ı�J \..ı\ J .l_,..ı.::.....Jl �.l�_, \..ıl , ._.?..ti...J\ ...., � ..)+:. üı � � .h..ll ç.\j:;ı.l 0->
i"
,.lj:;ı.IJ .�1 ..y. fo\ ô� ,.\j:;ı.l 0-> l.il:i_;.., hl l ()IS. � .ili�_, ,j)Lb'Jı
Lı �_, ,,l� .1:ı.al .y.lc J.l:! Lı �_, 'yS.JA .1:ı.al .y.lc J.l:! Lı � �\:il\ .h..ll
.l_,..ı.::.....Jl �.l�_, �_;:.; 01 � Wt! 'yS.JA ..l::ı.al .y.lc J.l:! Lı Lı\ .J_,! .y.lc �
� 1)1 � \..ı �� � ,._.?..'J I ç. \j:;ı.'J\ D::ı.ı. ..:.ı.i\S. lJ\J , ._.?..'} \ ç.\j:;ı.'J\..:
�-' ,� L.Jl.k...»! ._.?..)U �j;ı. hi .ly,._, � Y.:. L.JI Lfi....l ,� .)c �
' � .)c � .ı..Jij;ı.l J.=. � 'J ı:.;IS. ı:.;l_, . ._.?..'l l .. j::Jı .yS .1......_, '}1 .h..ll
J_,! .y.lc J.l:! Lı Jl..:.. .ı..\1..:.. ı:.;t! ,,l� � � J.l:! Lı L..l _, .�Y::, �� �Y.
JS � J.l:i _;l l �\:ili .h..ll ç.\j:;ı.l_, .� � � .ı..Jij:;ı.l J.=. � 'J
,.l_,..ı.::.....Jl _,L....a .u... ..-» JS �..ı �_, .l_,�l ..y. re' yı �..ı � ,J.,i: � hi_,
JS 1i...J:ı ı:.;l � ..ı! .l_,..ı.::.....Jl wy_,L...t!
...l ,J_,A.: 4-:ılı::. J.l:! �� �\:ili .h..ll ,.lj:;ı.l_,
,.l J..ı.::.....Jl lh �.ll_j.jl � � hi_,
_.2.6 Ki U bu ' I - Bu r h a n
Bu iki parça içerisinden sonra geleni, "burhanın sonucu olan tanım" diye
adlandınlır. Bu ikisi içerisinden önce geleni ise "burhanın ilkesi olan tanım"
diye adlandırılır. Bu ikisinin toplamı da "vaz' [sözün kuruluşu] bakımından
değişen burhan olan tanım" diye adlandırılır. Bu ise, tanımların en mükem
i:nelidir. Zira bu tanım ile burhan arasında sadece parçalann tertibinde fark
vardır. Bu böyle olunca, bir şey mutlak olarak burhan ile kanıtlandığında,
burhanın parçalarını aynıyla tanımın parçalan olarak almak mümkündür.
[Yine) bir şey tanırnlandığında da, onun tanımının parçalarını burhanın par
çaları olarak almak mümkün olur. Bizde tekil lafzın delalet ettiği bir şey bu
lunduğunda ve onun varlığını yüklemli burhan ile kanıtlamaya ihtiyaç duy
duğumuzda, o şeyi açıklayan sözü (el-kavlü'ş-şarih) alıp da mutlak burhan
ile onu kanıtladığımızda ve ondaki orta terimi, bileşik lafzın delalet ettiği bir
anlam olarak aldığımızda lafzın açıklayıcısı olan bu söz dönüp burhanın so
nucu olarak o şeyin tanımı olur ve böylece orta terim de burhanın ilkesi ola
rak onun tanımı olur. Bunun örneği şudur: Mesela biz gök gürültüsünün
varlığını kanıtlamak istediğimizde, [önce) "gök gürültüsü" lafzını, "Buluttan
kaynaklanan sestir" diye açıklarız. Sonra, onun kanıtianmasına imkan vere
cek bir durumu oluşturmak için bu sözün tertibini değiştiririz ve şöyle deriz:
"Bulutta ses vardır." Ayrıca ondaki orta terimi de, "rüzgarın bulutlardaki ha
reketi" yaparız. Böylece burhanı şöyle terkip ederiz: "Rüzgar bulutta hareket
etmektedir; rüzgarda ses vardır; o halde bulutta ses vardır." Bu terkip tarzı,
sürekli bir şekilde devam eden ve belirli bir sonuca götüren burhanın terkip
tarzıdır. Bu parçalan aynıyla gök gürültüsü için tanım olarak almak istediği
mizde, bu parçalann tertibini değiştiritiz ve şöyle deriz: "Gök gürültüsü, rüz
garın buluttaki hareketi dolayısıyla buluttaki sestir." Böylece burhanda sıra
sı önce gelen şeyin, tanımdaki sırası sonra gelir ve orada sırası sonra gelenin
ise burada sırası önce gelir.
ı.} ';ll c:.;I.A yll �J ..ı..:ı...l\ 1 � � J_>! 'i ..W\..9 , .;ıJ..ı..:ı...ll j..ıSI .Jk> I� J . �_,ll
.)c ı:.;I.Ayl� y�' ı,y..Jiı l:ıı ..W\..9 ,c.ill:ıs. oill:ı c:.;\.S. ı:ı\..9 .bS! ç. \..):?.';/1
•
�y
�� ç.�l .:ı.:ı.::.. ı :ııJ . .:ıJ.:ı.::.. ç. \...):?.1 4Jl,ıc-4 c:.;I.Ayll ç. \...):?.1 �y ı:.;\ �1 J�';l\
.1:.il � J..ı.: L. yi u.... ı:.;\.S. ı:.;l JS:il .;.oJ .0.1'\ 1_;: y \..):?.1 ...:ıJ.:ı.::.. ç. \...):?.1 �):ı ı:.;l
..ÜA_;:y�.ı C .Jw..ı1 J_,i\1 u�\..9 ,� ulA _;:.: ...:ıy:.J ı,y. .;:ü ul _)1 u.,...::ı.:..1J .:ı.).a
.:ıt..c. ' �->" .1:.il � J.:ı:ı ..,:- � .h...J. ':lı � � u�I.J ,J�'il _)c ı:.;I.A. _;:.:
..ı..:ı...ll .)� ' ÜI.A. Y. .:i,.;ı; ..Wl .)c y)l.l \.:ı.::.. ..)� ,.l:.ill L:...y!:ı ı:.;\.S. '-:?.lll c.ill:ı
.:ıc )\ .:ıy:.J ı:_y.__r.U ı)l U.:ı) ı:ıı U\ c.ill:ı Jt:i..ı .ı)'ı..A _;: b:IA ..W\ _)c .U \.:ı.::.. .h....J';/1
. . - . 1 J �ll �� . .. Y
'--Iii .. uY-P- (""'� ' �
o
o
� ..Wl
(...)A ..:.ı
o
h�� , )ll.ı
.:ıc)l .1:.il U:....r-
,..:.ı� � �� :UliS '� ı:y. � ı:.;l � �
� _,...
- J ;;.:ıJ.ı.:...... .:i..:....ı:i.:
<.,?'''
ı.ş- iJ"' ·-
u ..r--
ue. .:ıc ../'"'ıı ı.:ı.::.. ı"tt-'
. :�..ı
.. ı::. wo · 'il ..� �Lı (..).- ı u.:ı..)ı ...r"
ç.\ fo o ..
L. � , � C:l..J c_,...:J � � ..:.ı� .Jk> .:ıc.Jı :Lil!J , ç. ı __:r...':lı ..� �.;
.
o
. _j 4...ı:i..r'"
(".:ıi::i... ..clliı\ .ı..:w..>" ...?-o li..J\ j '..ı..:ıJ\ 4.,? ...?-li... (..)tA J'!"' . .• .ı..:w..>" ...:.ı.d
o . . l l ış-
o
tA
o • o
o o
,li.\ �_;.JI
..Jyı'i l .illi u\..9 dJ.:ı.::.\...J ,:p 4).� I..Jyı\ 4JI..):?.\ �y _;ll .:ıJ..ı..:ı...l\ L.IJ
.: L.\ :uu...ı.. :(j� 4..,..)..:Jı
. .:ıJ.:ı.::....Jı � ç.� Jı ,.u ı.::.ı)lc\..9 L.IJ , ç.� ı.::.ı\.\1;.
L. .}c J.:ı.; ç. ..):?.J �\i;..}c Jb ç.__:r... ...:ı.::.. � �� uı .:ı.::.ı. J ç.� ...) JS:il �
_?.'il y�\J ,.:ı.::..J\ oill:ı .} ı:.;I.A._;: i.l,ı-a y. �Wl _)c J..ı.: '-:?.lll c:.;\..9 , y �l �
.J� Ji � � �1 4JI .Jk> J �1 .:ı.::.. ..cll:ı Jt:i..ı . ı)IA _;: .:i,.j'ii .Jk>
� Ul_,! � \ '��� 0.1� � ı:.;\..9 ,.,cll.).:ı';/1 & _;ll J..a..!';l\j ..cl\ _).:ıl 4...lc
u4-J.=.. u� , ..clı.;.:ı':l l & _;ll JW'iiJ ..ciı..J.:ıı 4...lc ..)� u.ı_,.sj _)i �
. �l ,jc
_ll K i tab u ' I -B u rhin
..; L>"uıı LJ-o -.fo u\5. jı., . 4-.IS ..l.Jh..lı wl...i.....::ıl _;.ol J..,ill ı� � .ili
_;hü 01 � ,J�.J L>"�l LJ-o W.l_;:i 4-il _,l� ıjl l.,..l\.:iı:.l ..l! W,ı.l:JI ., r.ı�l
LJ-o �� � � .uı :J.P ,� wl...i.'j....::ı l .;ı .,; �" .cll:ı LJ-o .u_,l� t.... .,;
t....ı., ,�ı <Uc c:J·� y. t....,ı .,.�ı wyy �� .u� .;:.ı.ll .,.j.;>..!ı wl .ilil.,ı
.�.ll C: .Jh
ç. r..r- .b. l...
..r . .ı . ·. . �
wyy .U\ \'1!-"" . .�c: . �
· . 1.: . .ili
.u� (,? :.ı.ll ç. �
'�
ı _;ı ı· - 11
�
· . 1.: . t....J u
. . �� �.J · W'j \ � u- . ı� , .cllj .ı.... .ı � .ı"::' ı-e--
· . 1.: . (..)" . : . �.J ..
. . �< . ..l.J..ı.:ı...JI
� LJ-o .l;� .cll:ı5;.J Y..hiWI ..::.ıt:ı :.;c. C:.Jh y. Wi..JI � ul9 , Wi..JI �
•
Faslı, tanımlananın dışındaki şeye delalet edene gelince, bu fasıl iki sınıf
tır. Bunlardan biri, şeye ilişkin konumu silret mesabesinde bulunanın tanı
mı olması ve "suret" adının yerine suretin tanımının kullanılmasıdır. Bu da,
neği, hurmanın şu şekildeki tanımıdır: "0, meyve veren bir ağaçtır." "Ağaç"
suretin bir adının olmaması durumu rast geldiğinde gerçekleşir. Bunun ör
� L
·
• � Ç:_
t· 'i. r -ı s .,; � t t
.�-. '� C"'· \:• {t- t. � t- r. � �· t .
t:
-
\o
-.
�b
• -
�
f:. E: � � � C�·
\o .._ �
- � C
V l'
�•
� . ı;:· - tr;
('(l L
• "'
\o �
Ç
� � . .�· ·1 ·, L(
.'
)!· _:_ C· �
- � .
� -;: "' C... .
l � l:'
. �
.
• .
\- .r ·t; � C· C...
(..: r
-
<E (
L
f· � r 1A t- cr,·- t � :- � l.
\o
..: f. t
\o
•
v �
f.
_ �
., r;;:
�
. � '
�
-
. ·�
lr.,
{ f
( çf \- � E E- � � t.,. t �
t.
ib � � � t � -f �
� V -
)!· i. ıt·
\ i- f. � { t f
r: .�·
� l t. . _ r
� �. Ç:_ - �.v cr,· �· ·r; .t .·f.� · E�-:.
lr... �
• •
r
� 'ı:.
r-
ç·
. � t:. l- t r. l.. � ıt-· �v.
�.
� ·� t.� t€ r
�
ı: �
.
� _:
"'.
.
V �/
\-
.
c- �
t �: Ç: � �· �
.. �. � b.
L.
�
� <f;: Ç: ):
C· -
�. ;_
"· � �
c.
.-
[
f.
..:
i; -r
C· ç �>
.
C· o<
. :-
Lf. � -
� � �;. · �· L
E ( F - \ ,. � ç· 'Er l.,, b· C·
c..
.
"'
"-
� r r
- " .t
't Ç: t �
h
- ı.-.
•
�
\o -
b t_ �. .F- 1: 1 b [ - 1- C-· [
•
':_ � - �
�
i. �
� L
)i . (ı;-• \o� • - b tg ç •
-
f)
. t_ :;.• ·�
\_ ·�
ıt· c. v
.
�· �
� Ç:_ � � . L
. - r
\o
• ıt· = v
\o
'b
- r;;:
t·
\o
� �. �· .� 1: r r ç � � i� ı � 1 ı: t
\o
•·
ı c:.. r
� . "'
� r
• - �
/ · [
ı;
ç
__..2.9_ K i t a bu ' I - B u r h a n
Önce gelen ve sonra gelen şeylere sahip olan şeyler, iki sınıftır. Birincisi,
önce gelenleri sonra gelenlerinden bizim açımızdan daha iyi bilinen şeyler
dir. Böyle olanda nakil, sırasıyla, önce gelenden önce gelene ve sonra gelen
den sonra gelene yapılır. Bu da, matematiksel şeylerin çoğunda olduğu üze
re, önce gelenin mutlak burhfuılarda orta terim yapılmasıyla gerçekleşir.
İkincisi ise, kendisinden sonra gelenlerin ondan önce gelenlerden bizim açı
mızdan daha bilinir olduğu şeylerdir. Böyle olan şeyi, başlangıçta, sonra ge
lenler içinde bize göre en iyi bilinen ile tanırnlarız ve sonra da bundan, daha
önce gelene intikal ederiz. Bu intikali de, doğal şeylerin çoğunda olduğu
üzere, sonra geleni delilde orta terim yapmak suretiyle gerçekleştiririz.
..::.üi.S
- ·
.� . � .
r.ı.S'i \ .)1 � 4...\lll\ ..::.üi.S 'Y.)\ �__p.l.:i.JI WSJ · i".ı!'i \ J.:J\ ç.\_?..1 �
� \.... 1.... \J .4...�1 Jc Jj'jj �__p.l.:i.JI J...:ı.,:i 01 Jc 't>"IJ �1
�yJL: J l Y"'Y 'il r-.ı.S'i l .)1 � Wl � � ,:i_,ı.JJ�
'Ll�
.
bJ..l.:ı.. 4...� \ J...:ı..:i i.JI .)c '1"\.hlll .)c __p.l.:i.Jı.a __p.i.:i.JI _) 1 r.ı.9'i1.9 . r-.ı.S'il
ı..r'lll\ J ·�lk.l,ll ...)"
.�q""' <.,? · · , "'��'il �
. .J ..)A 'j\ .....J.c. \.... 4J� 1 ... <Jr
. · ..& \...F. . .J -r-J
. 1 1 <.,? L . ..
jy:..� J..!�IJ .•�� j_,.....iJ\ "� �tp. .)c � .l:ı.lJ � jY:..J J..!..J"-4
. . �
. -Jl.A y, uc 1....\ J , )l....,\ (,.}"\.,ı9 uc 'iJ -Jl.A y uc 'i \....\ J,...:.:...:i ç.� ç.�\
___..3.0 K i tibu ' I - Bur h ii n
J:ı..):. LJo4 ç.�ı _)c r.::...ı'i� LA\ ufo ul � ,Wl! L..S ,..ı.::....�ı ç. \J.;>.IJ
• ·
r.::...ı'i� �..ıc .} � ı:ı\..9 . �yJ'-! 'i ,.u\� ç.�\ ..ı.>?-J 4-:ı 1_;_,..1 Jl ,yı LA
J\ 'UI.A� LAIJ � LA\ ,yı LA J:ı..):. LJo4 J� 4-l.o ��J JS <.)1 ç.�\ _)c
..ı.::....1 1 �\.:iJ .� I.A w..ı� ç.�l ..ıy:ı.J 4-:ı LA ı_;_,..ı 0ı �_,.ıı 011ıı �'-! �
- t:.. ••
\""" 1� Ut:i:i.a
<..,?' "
1�
. . .�y..J ' �-
U'"""-'
' 1 ,)1\ 1 •L �ı
"(!-''-"" i..F'
. 'i 1 � ı.ill:ı
ı ç. 1./!'- ·.�1 .
. \"""=!
..lJı..ı •
..ı! üfi:ı 0ı �y..;-9 ,<1.1\fi. , ..ıJ.l:ı..Jı ç.�ı ..ı Y-'"_, _)c 0tAy,ıı ..ı......::.ii 0ı ,\..ili
l.i.1 .. ·- .ı.§ ı.ill:ıs
... Y � u1 �. , .u\.A y ç. 1y::.1 L:ı.l �
J . ı� � r .. "-.W .. . . . . .. . t .-
�
� ,.ulA Y. ç. IJ.;>.I Wl � ..ı! ufi:ı 0ı �..# ,o..ı.:..,jğ ç.�ı .l:l..ı.:..:i.l ..ı......::.ii 0ı
·· ·1
.. Y � u
•.ıı ..ı..ı..ı.:...:i -rıı .ı..ı. J.,..:..j ı;:lll
ç. ....r- . uı .1>. \\. Q wi.A Y. � r
- ....w
. -
.. I � t:i.:..... .ı LA u->
-
ı � ..ı..ı..ı.:..:i.ll . .J 1 ...
.. 0:1J""" " ..T' ..,.. •
<..,?
d...iıi:J
.. I <..,?' ..ı...J tC' <.rll J f'Wl <..,?'
_j <U � . .. .. ,.ı J.ı.::....� ı _n....!w 1"(!-' ' · '" . ı...r '-' J"""" y'L...ı
..
•
.<..,? .. .
. \..ı \� . ,, \�
. . (.)""":! �ll .. -uı \..ılJ
LA ı"'(1-""
. ' ·j � · · LA <..,?'
1.- w...
<..,?
· · LA <..,?'
ı ... �- '· i..J"
. · y.ı
"" .. ı...r y·t....,
•
.. ....J J 1 �
. � 1 1 .ıJ..ı.::..l.. l
·• ·
. J.
, .. l..,?Q 1�
..�
U'"
4.,?Q r.::...ı
..ı ..ıc .li! ,ol.h....JI .ıJ..ı.::....ll _)Lı...
·
· �
... . ı..,r�11J . 4.....ii ..ı..ı...ı.::..:i.ll . .� .ı..ı
4.,?
ı.j..?.-" �..Y!'-1 �\ _;i;. , �_,ı. y\.:iS LJo4 �L..JIJ 4.....ı...ı t....JIJ �WIJ �1)1
<Gl A..,ı u1:.,ı \...ı LAIJ .:lJiJii}l ..ıJ..ı.::....ll .} .ı.., � \..ı 4-l.o � , �..ı.:;JI wi_;'-!--JI
:J..):. :i.:i� ç.\...ı.llll 0C 4-l.o :ı_,:...Wı <.:.ı\..9 ,.l:l.ı.::..:i.!ı � �w
_ll Ki tii b u ' I - B u rhin
Bunlardan biri, Ksenokrates'in yoludur ki, bu, her hangi bir şeyin bir nesne
nin tanımı olduğunun mutlak burhan ile kanıtlanmasıdır. İkincisi, Efla
tun'un tercih etmiş olduğu bölme yoludur. Üçüncüsü ise, Aristoteles'in zik
retmiş olduğu terkip yoludur.
� ._L::....ll ()1�1 ;..ili� J\i.ı . � y,.J.JI .l:..ll lJ.o i"i!l _?.\ .l:.. � _y.'i l .l:.. üfo
..ı..ı9 1 ·�� 1 \ ..ı.......J'il .l:..ll U�
· �<:. . U· ı · · W\j ,U 1 ... • .ı.. • · 1 , ·· ·'- ) \
, · L...i'J I r.r-
....Al�
· .J
• � � ı..r Y.J U �
. •
ı .J
.· \..JP- �
u
c- �Lı "'""" . ıc- · 1�
�Lu u· 1� u· L...il � .
, �Wl "'""" � L\Jll u' \ �
· ·- '1
�'... i! u�
..ı....J... 'il .l:..ll u· ı ı · .< . u· ı ".? · ı �
. �.J -�.J ·" ..
t..::... u. · ı�
..,_,. J'r �Lu
.. � �t... '-'""'
0 1 i"jl ,0\.ı\JH 'il � 'i .ı..,ı \J:i!.J"-" <.::.ı.ilS 0\j . o .l:.. y_,lh.JI _y.)U .l:.. W:-:1 �
. . _
• •
..�ı �.J.l:.. �"i!ı üfo- 01 ("'Y , 'JL:....:. ..ili� 0ts 0\j �� ..Ji:- Jı ..ill�.J 't:'.J .l:..
•
' .J.JA'il LJ.o ':?�\ \� ı,ŞYH � �_):.ll l� � Wl ,�\j .üiAJH 'i uy::.
i! \� ()\ .)c . o�_J.l:.. ("i!\ ()lA Y. )\ı �.J� <Ü � 'J.J ,..l..i9 �\.J .l:.. � Lı ı_} 'J
· � t....r.� U· \
U.r----..
1.- . . L -� _r.:--
!.,?" .(.}"�
. � 1.- · tA . .1 \ ·
!.,?" U ��\ . .J ı_
,.i)
--.J .kı. \
� .k. � ,.,ill� ()lS 0\j ..u�J �\.J .l:.. LJ.o fo\ .l:..\_,l\ � üfo- ()1
Jl" U"' • ı.r
--
.l:..l\ �.k, 'i 01 t...l 0�\j . _?.'i\ .. j;Jl,ı .l:..l\ ,_;,p,.. .l:..\ �_k, Wl , �\ .l:..l\
. ul�.l:..:ill � ı.} �u ..)#- L;IAy,l\ �_).. üfo- ül t...I.J , �\
--� �.l:..:il u� � u\ � J .�� .� ,�\ �� .l:..l\ hi t...\.J
• .;..ıl
- \ <... .J .li\ Lı � .u u. ts u. ü . J=,.b J"
•.ı..
� ı$ \ u.:..:i u..)"'"'-'
.\.: � ,ı....
. ..r
<l...
. ..ı.l.:ı. U"'
. •
Im birinden elde edilen toplam, iki fasılla bölünüp ikinci fasıllardan biri, ilk
kendisine yakın iki mütekabil fasilla bölündügünde; sonra cins ve bu iki fas
..
,
c.. . .
� 2 i l: \, � ç. ·Cv ' ;:: �:-l�f f Y6� ç· �f.· � �· � � �- � � � 1 l- �
� rt � �. .ç:, -ı
� �
- l fi: l � <ç· '-- .
�
c "' [
-
- �
- -
.
fu fu
l..o
f •
r
·
!�'
f
'
.
- - -
,Ç
' ' ı.....
- C.. 1> .
�
I>
• • •
·
-
(•
.
. .
� - C
�
_;_
v
r
.
\_ .
� ll\
r. · h 1 ..�- l· ı.. E:· �. ·L.. r ..
�
-
' . ' .
·t �· � � �
;;... c . l..o
�·
r.· Cı;:·
�- � L
Ç;_
� '� 4.!'.. -g;
ç
�
.
. .
( r:ç
b . _
�· lf. t t:. f �
-
<G}_ ı;:
-� 1> ..�
�-� �.� ı � t_ C·� tf. { \- � �b i� ı oG}�' ��· �ı.- · ·�� � �-. � � Cf· �.;� f[ i f
c: c_ _
.t>•
� -
.
\. . - C· · � 'v C-· li
l'.v
� ( (�' f. ·t-
�' ' c·- l·
v
· �
;; , C' r_
- � .
, . f
' "1-
1> ·
ı;.-:
.- t. ı. , - ı>- 1>
.
h' r � p s
"
� ,
G
� (1\
•
�
Ç
'
� � �
F ·v ' l ��
�....
C·
-ı. 't -
c
' '
v
ı: ..
•
,ı;: ' 1> l..o C. [., Ô "
- ' v .
•
i-
-
vL
f f � � f t- �b �- . � � �-- � �� f � ı \- � � ı � � �
(.'t ·ı,.. P l..o V
� � t
ı.....
� ' • · ,
\..
c..
\- . V
1:-
� � f
ç � .�:-t t' \-:. \.. �- ?·. :- ç-�' . � � �. � � l..o·,.. l - r� ·t � Gl·!' l .r
•
� . .c- \
ç
�
(
-
c.
�. <f ·L c.. .
cr;
1>
-� (
1: c;.,
� � r
�
· . tl
t r.,
\
�· �
l
.
\
Ç L - C .t· L
·ı.. . l..o
[;: � �
-
J. .. CK �
-, •
'b
'IP. ('{>
-
l.
t
ı;
E "C· ' lı
f f. r 'r
�
�-
c.. ·"'
.ç:, 'e... -
.;- 1>
f · �· -� 1.. 1 f: f f [ � f � ı: �
-
1.
.
t -
r Ç. tl
- �
L
. .
l..o
�· _:. •f:
1:!
__.3.3_ K i t i b u ' I-B u r hi n
_
-
) · ': ; �-Ç �-
-
�
t! J.
�
{;..
'ı,
e Ç. t [ . f . ·g�· "l
'Gi
' �
ll- i·�· Ç� fi� ·ffu_ C·'
�
\o \: � \o \o
)!f' �
-
t h � f � � � t (. ih
\o
( ı
{;.. -
\o ı..-
l_: �- �
r.. ,
'ı.
· ı. · 't::_
t:..
_ ·E fi . b· �
·
- (1tr o � C..
�
'
;- B : f · � � � � 1 �-
-
[ t:' {f · : · [ � 'ğ
r-
b
- r.. , r '
" �
t" ı;··
c· ;.
..., '-.o
�·
-
l � 1� \-
� o
� fi· B ��. l t ll t
"� �. � � �
fi· � h re· ·V ( l- f ·!;: �
�
·
�
{;..
fi
·
f:f
�
t' ç� � (;! ih �- � �- � ':' :ı: Ç:_ t. {f ·
f 'b �
.. x-
� \ hÇ__2
'Ci-
Ll h
L
f
-
· �-.
.c-
L
p :ı: rt L
f
_ C
e �• (1\·
t:. (.;-ıs. :-·
��
);· {;.. � {;.. � -
- ı;:
;(
�
(
-
�: ); . - g
L1 t' t� f
ll
Ç:_
�
Er
�:
(;! fA ç. , � � Ç:_
l c.. ff � h
rı -
�
-
C.
L- ·
� �
-� � � '1::. f." �
.h
� � . C·
C·
Ch·
ır
'(\_
,.: ·� ��-
� '
�
-
..:!. V\
h
E );•
-:
�f.
•
�
ll '
�• L
'ı.
{f•
-
C
r
t.
" 1>
· r:h', ıÇ
\..-_ ·lı (' \o '
t i:- k
( .
t � � ·�
ı:. t"' [, • . �·
-
hl
,
�� •ı;,
�
�·
fu � r- 'ır, �
� � lL f L
f!. t -:: fı
\o \o ,_,
L-
'�
!T:
1 ı:;-
C· f li
l· t t
&o r, .ı:;- (;;" " Eı -:-
(• �� �
.
'Gi ' p
- f.' l ı; ll
[,
·
ı; \o �. �. '
. . � 'ı, �- '(\_h � t
.
· . 't,
'
t'
g
l � ht � 1: h L· ��-
'ı.
[' •L �·
- t:..
rı -
C· f ��
ır
�
L
fE c - Ç_ t:: \o Ç.
� \o
�.
C· � C�· .[ \o
�
•
. Ç. � e . � \ ·b . E� r:
- -
-
·.,
,r;: -
t- �t -; �r -�[, •
ır ,
� .
�: � � l t � ·� c
"!:::- C c.
-�
ı;:
,
fu,_ ç -
lı ı; -ı,.. . . Er � rt
'
·
G,, � c.
"1.- ı:;-
�-
. '
ı�
t:.. � \o - - - L -
____ll K i t i b u ' I-Bu r h ll n
.) � c-l 01.! . ..:..ı:ıL<. 0.6w ı..r- 01..."l...:J l :Jfo ,�yıı .} ..:..ı:ıwı � 0.6Ull
y,ı:i_jill tA�_;_, ;;��Wl -.:ı')�\ � .�1 � \Ali�\ _;ll w"l�l
A Ul � • -)J ")1 �_;.JI .,; o�J �Wl � �� �.ii..:::.\ J • olili (,Ş�\
l<.IJ .J)lb")\ � �_jill 0.ı_;h,ı ı>�\ A �\ .) lilL.; J.;,wıl\ 1� . ı> �\
l.i..ı_;l � •0.ı.):JI \� I.A..ı_,A li�\.! ,;;�\ le.\�\ I.A..l;ı..ı.::..:i w�_,ll:..JI ..:..ı:ıi.S ()1
AIJ JS A \.i�l! ,\.i�\ W �\ t \�")\ .} wp '�\..i.;ı..\ ..l.JA �� ()1
..; �fo.JI l.i�l_, 40\..lbi..,\ J AIJ JS � LA .)l liP � •0.ı.):JI \� �
()\.S ()\.! ' t \_,.i")\ ..ill:i � � y_)") lA ı.clJ� ()\.S ")_}. ()\.S ()\.! .� ..l.Jh
.:OA J-:;....,1 t'""l ...ı ı:fi.:ı c-l 01J ,........, , 4J")..ı.l YJL.... ..ı..:JI 11\ ()I.S t'""l �ı ı.ill�
ı� � yı La _yı...... �ı wp �� 11\ � A �li 0ı w..ı) ı�ı_, _........,, J..ı.,ı
�Y.J �\�\ ..l.JA �lı 0� l<.IJ ,J_,")I 0.ı_;h,ı la\ I.A..ı_,A li�\_, ,�\
A ı.ill� ()tS ,")_;. _)'-:JI ()I.S ()\.! -� Al_, JS � LA ..l.:.iuü_, I.A..ı_,A � � �
. ._,JWI � � ._,.ll y'J'I _;.:..1 ._; � 01 �\ ı.ill� � Jly "1 ..cl!�_, .�1
_3..5_ K i t a bu ' I -B u r h a n
dJ_>iA ı)4l1 0ıs. 01.J ,'+1 eı� r-""'1 F'-xı ı.:ill.:ı 01 � ,'+1 � .uı u.ı.:. ':i.:ı.ı1
•
y .l:ı.. :ı.:..ı � .ill..u (,Ş.:ı.ll ..ill....J\ � o.l:ı.. hi ili) u\..9 .'+1 4 ı.:ill.:ı u\S.
. - ...l..ISY"
,<U:.
l...
- ...ı! 'il ' '-'""'�'i \ V" : .,...ı.J..ıl \jl
· 4..ı. � l... �11 ' .L 1 - " ·
u· 1 ; · .< . . 'i .U\ �
· •.J
. .JA
0.1� � i.J""""::
LJ.<ı
.
.
� � <Wl (,ŞY-' , .,illj _Y-i;. � 'i.J 'JA L. J:ı_):. LJ.<ı .l.JJ.:ı...Jl � 4.1�
. ..
- - •
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Burhan ve Tanıının
Nazari Sanatlarda Kullanılma Keyfiyeti
benzerleridir.
Şimdi amacımız bunları incelemektir. Bu amaçla deriz ki: Her nazari sa
nat, genel olarak üç şeyi kuşatır: Konular, meseleler ve ilkeler. Sanatın konu
ları, zati arazların kendileri için varolduğu ve o sanatta incelenen diğer şey
lerin daha önce zikredilen nispet tarzlarından biriyle kendilerine nispet edil
diği şeylerdir. Bunun örneği, Aritmetik ilmindeki sayı; Geometri ilmindeki
çizgiler, yüzeyler ve cisimlerdir. Sanatın konusuna nispet edilen şeyler ise,
üç sınıftır. Bunlardan birincisi, konuların tanımlarında alınan şeylerdir;
olan zati arazlardır. Bu [son] iki sınıfın ise tanımında konu alınır.
ikincisi, sanatın konularının türleridir; üçüncüsü de, o konular için mevcut
- � . � <f. � � (,
c
� �V � � ( �' � If. cb
v
ç � �
P f"
�t J
��, �
C,. ·
- Cv
i' � : �· t:· � L· �_''f
�-
v
: . l [ ·�_'
�
� Ç
� t
� -
_J
C- � '
l: ! t�· � � �� f
•
t � � -[ t � ı �r:. r � t..
� ff;
1'_,. �: ·r.ı... �
� (� �
ı:. Er
·� \:.- f �. - � ·f �
ı:;,
�- �
. �
0
Pl
.r
-4 � � [ .b ...:. �
f ı:.. -
�. ��- ·r i ·t �- r { � � � � <p.�
�'
� �
t:
-�
� c-..
r>
�- C:·t� �. ı
�
l>
·[ �
•
!ı>
� � C· .
.
�-
�
ı: V � v [ � Cfı· - � <ıı..
"
;f� �l -
:;
!:;; tl �
!:;; <f. \;' � C: ı: - i l·
.r r v - ....
t. -4 �-
"\1\
-�- � [r
c. "
l:c. \
, 'ı; � � �
b
l
• •
-l:.l (o
� L· <ıs..
\
\ [. � 1: � t; [ � � t; � � � t c[. �
� [;
.
b
n
} ., ' C
�
(o
\ fl[·
l· v: 't · � ı: lr
.[ L �· Ir f 't, t
� �
�- -4
0'
t- t
·
� [ � � <E · f. )x
·V � C·
� � � ç �
1>
�
-;- -�
l· \
l:.l <;; •
[ f - - t_ .c � \- �l,' C• f f" -
"' 0'
Ç:_ 'rı (i �
�
� �· ı: �· ...:
c_...
� ı: l, � ' � � � �- � o � Ç:_ �
[- ı. \ l�· � [- �- ..tc \� [- �[
\p
ct � - _:
IJ
� �
____ll Kitii b u ' I - B u rhan
Açıktır ki, her sanatta ilk ilkeler, o sanattaki matlupların hepsirıirı, kendi
lerine raci olduğu şeylerdir. Matlupların bir kısmı ilk matluplardır, bir kısmı
ise ikinci matluplardır. llk matluplar, o sanatta kanıtlanan ilk şeydir. Bunlar,
ancak ilk ilkeler olan öncüllerden kurulan burharılarla kanıtlanırlar. lkinci
ler ise, ilk matluplar sabit olduktan [yani kanıtlandıktan] sonra onlardan ku
rulan burharılarla kanıtlanırlar. Her sanattaki ilk ilkelerin bir kısmı, o sanata
özgüdür; bir kısmı ise, o sanat ile başka sanatlar arasında ortaktır. Sanata öz
gü olan ilk ilkelerin her iki parçası da, daha önce zikredilen yönlerden biriy
le o sanatın konusuna nispet edilirler. Buna örnek, beşin tek sayı olması ve
bütün sanatlarda ortaktır. Bu ortak ilkelerden her biri de ya sadece iki parça
benzeridir. Ortak olan ilk ilkeler ise, ya birkaç sanat arasında ortaktır ya da
sından biriyle ortaktır ya da her iki parçasıyla ortaktır. Her iki parçasıyla or
tak olana örnek, şu sözümüzdür: "Bir şeye eşit olan şeyler, eşittir." Sadece
yüklem ile ortak olana örnek de şu sözümüzdür: "Birbirleriyle örtüşen iki
şey, eşittir." Çünkü örtüşme, sadece miktarlar içindir; eşitlik ise, sayı ve bü
yüklüklerin hepsi içindir. Her iki parçasıyla ortak olan, bazen özel bir kulla
nımla kullanılır, bazen de genel bir kullanımla kullanılır. Genel kullanım, or
tak ilkelerin konularını sanattan daha genel şeyler yapmaktır. Şu sözlerimiz
de olduğu gibi: "Bir şeye eşit olan şeyler, eşittir"; "Her şey hakkında ya olum
lama ya da olumsuzlama doğrudur." Özel kullanım ise, ya konunun özelleş
tirilmesidir ya da her iki parçanın özelleştirilmesidir. Konuyu özelleştiren
kullanım, sanatın konusundan daha genel olan şeyin yerine o sanatın konu
eşit olan sayılar, eşittir." Her iki parçanın özelleştirilmesi ise, sanata özgü
sundan daha özel olan şeyin geçirilmesidir. Buna örnek şudur: "Bir sayıya
1 • . : . _, ,JJ 1 ül.ı �1 L
.u· .Y ül.ı-� -illJ
ül.ı·'-"""
�l L ."""' 1'T"" 1 . :. -lLIJJ �u...JI
·'-""""""'
_ğ
� _;!{.ı Wl_, ,�ll....:JI .illi ı.} �_;il: ı:.� J_,l � J_, 'il ü\.,ı_,l1..J IJ
'T"" . <,r
.....all L.c
.....al_JJ
•" · . • ...)'f"
�ll
c..r v:- a. \. · .a.
. . 1Lı• ı..r �
--
·:lı �-
(.$"" . _.ı. ı..r'1Y""
-':tı_, ,J_,1 . ..ılı.o
i.S • . _.ı. c..r
�- �ll ül..� l L)A
.
·
J_,'iı .::.ıt.,ı_,11..Jı
. _., _ ı :i..$.�• �-
_., Lo ı'T""
. ·. _, ,�l..i.• ....::ı.ı :i...G.
..ı..y
)1.5. ...::. .
.
. :._?.-
1� :i...W �l l
...::. I_, • � Jj"-'
. , 1_, 1'-(!-'
c..r <Ş- . • � _
ı• . •.ı ;;_,..Jl...ı.JI ,�
. -� .. _?.-
J_,...11.. � :i..$.�
.� • .11 _, ;;_,_,1.....ı:i.a ..l:>.l_, \.:ı.l
• •
"ı.r-
"
�W"'I � 1� .�
,..l:.S! .):l..ıl.Wl JA
_ __ . . · . •
(J->oO _
•.
U"""'
.r "
..ıljc)lli ':?_,uı_, <J\.,ı.l:..i'i l u\.9 . u\..a_,�...
:4 ..ı:i.a ut:4b.WI : uı_,;
. 1 -� .� ..ı.9 �
1 -� � ..ı.9_, . �G.. 'il....ü...ıl � ·�··· - ' 1_, . � ı- _ ı:.. _ ı , _,
•
� -
• ·.- 11 . :i..$.�
l.):!J• ..>?-'�
ı'"(!-'
. �.r.� .�u...Jlı. :i...G.
...::. . 1-� .� · ı
.)_J"' 1 � u .T"
.a. � ··- 1
l.):!J .)-i'"' 1 �
. •
. •
_, ;;_,··-'\.....ı:i..,
'i �1_, .�)-•� L.ı_, � (Y-t.,ı... l..l �\ :l.:ı.l_,! Ji.. ,:i..$.ji._W I 4...�\ ö_,!
" • •
" �' � J..l.....::ı:ı u' � 'i :uı_,; ö_,! _,ı . yLJı _,ı y�'il � J..l.....::ı:ı
·
.
Çünkü bir şey, aralannda orta bir durum olmayan iki zıttan birinden yoksun
kalmadığında bu iki zıddın gücü, birbirine mütekabil olumlama ve olum
suzlamarurı gücüdür. Şu sözümüz de böyledir: "Bu çizgi, ya şu çizgiye eşit
tir, ya ondan daha büyüktür ya da daha küçüktür. " İşte bu şekilde sanatların
genel öncüileri tek tek her bir sanata özgü hale gelir. Şu sözümüzde olduğu
gibi: "Orantılı şeyler yer değiştirdiğinde orantılı olur." Kuşkusuz bu, genel
bir öncüldür. Bu sözdeki 'şeyler'in yerine, tek tek her bir sanata özgü olan
şeyler kullanıldığında, öneili o sanatlara özgü hale gelir. Mesela "Orantılı sa
yılar yer değiştirdiğinde orantılı olur" dediğimizde, bu, aritmetik bir öneili
olur. Yıne "Orantılı miktarlar yer değiştirdiğinde orantılı olur" dediğimizde
de bu, geometrik bir öneili olur. "Orantılı zamanlar yer değiştirdiğinde oran
tılı olur" dediğimizde ise, astronomi ya da doğa ilmiyle ilgili bir öneili olur.
Olumlama ve olumsuzlamadan kurulan tüm öncüller genel öncüllerdir. An
cak burılar, ilimlerde ve cedeli muhatabalarda genel bir kullanırrıla kullanıl
mazlar, aksine ilme ya da şeye özgü olup da genelin gücüne sahip başka şey
ler olarak kullarıılır. Olurrılama ve olumsuzlama öncüllerinden biri şu sözü
müzdür: "Her şey hakkında ya olumlu ya da olumsuz doğrudur; hem olum
lu hem de olumsuz beraberce doğru olamaz." Yine şu sözümüz de böyledir:
"Eğer olurrılu doğruysa, olumsuz yanlıştır ve eğer oluıniuyu tasdik edersen,
olumsuzu tekzip etmiş olursun."
Sanatlar ve ilimler iki sırııftır. Birincisi, mutlak olarak şey ve mevcut, bir
ve çok gibi konusu tümel şeyler olan sınıftır. İkincisi ise sayı ve büyüklük gi
bi konusu daha özel mevcutlar olan sınıftır. Bunlar, burhan! tikel sanatlar
olarak isirrılendirilir. Konulan tümel şeyler olan sanatların biri, Hikmet yani
İlk Felsefedir [Metafizik] , biri Cedeldir ve biri de Safsatadır. Bu üç sanat bir
birinden ilkeler, araştırma tarzı, bilgi miktarı ve gayeyle ayrılır. Hikrnetin
[Metafizik] ilkeleri, kesin (yakfni) öncüllerdir; araştırma tarzı, şeyin bütün
yörılerden düşürıülmesidir; bilgi miktarı, şeyin doğasının insanın bilmesine7
imkan verdiği ölçüde insanın şeyi bilmede ulaşabileceği en son sınıra ulaş
masıdır; gayesi ise bütün mevcutlann en uzak sebeplerini bilmektir. Cedelin
ilkeleri, meşhur görüşler ve meşhur gibi işlev gören görüşlerdir; araştırma
tarzı, şey bir insan tarafından kabul edildiğinde ona karşı meşhur bir şekilde
inatlaşma (muanede) yapılabilmesi yönünden ve böyle bir inat yerinin
(mevzi1 şeyden giderilebilmesi yönünden şeyin düşünülmesidir. Cedelin
şeyi bilme miktan, genel meşhur bilgidir.
�_,9 ,ı......ı. .ı.:..l (>A � '1 ç. � l ül.S 1�1 ,..b...., ji.a � � U:!:.ı.ll U:!.l...A\1 ıj\.9
� � Lıl_, Wl \� _,ı..... Lı\ Wl ı .:o..ı. :Ul_,9 ..,ili�_, -�� yL, _, 1 y4-:!\ ö_,9
,;tc u..... ;tcli.... ..::...ı �6. cı'li......::.ll �wı wl..ı.li..l\ �� �
:; · - 11 -r.-
o\. ·• · ı
.� LılJ
\j\.9 .�\.c �� •.:ı.ı. ıj\.9 .�li:l.... w.it.S ,...:.l,ı
:.ı.l \jl �\..i:i.J\ ç.�'}\ :Ul_,9 �
�� '11 ,�\.c wL..� 4JS. � , yL..J ı_, y4-:!'1 l l.;A l.:u:i �� wl..ı.ıi.JI_, - �
ftl � �� � � . :l.-:ıJ..ı.;J I w4bl:....J\ � '}_, l"'_,l.JI � '1 ,�\.c � '1
: Ul_,9 � , yL..Jı_, y4-:!'1 \ wL..�_, . �Wl s_,g 4-J_,9 •yı'14 _, ı r-W4 �6.
. t...... . I .y.lc. J.l......:ii 0ı Lıl "� J5;
. I _, ,�Wl _,ı 4..,ı:;._,.J
üt.U......:i '1 �Wl_, 4..,ı:;._,.J
. .ll -:..ı3.l....a 0\_, ,�j\.S �W\ w.i\.S ,�.ll....c:. 4..,ı:;._,...
Ü!� 4..,ı:;._,... . .l l w.i\.S 01 : Ul_,9_,
. �L.J\
��� � ,� .JY'I '"'-ı��_,.... ı...ii.....:: : 0\.il.....:ı l"'_,l.JI_, �Ll...:I:J _,
, �ı wby:ı._,.... .ı...��_,...
.ı . ı...i_,i.....:: , �ı_, .ı.:..l _,ll_, •J�'l l -)c. .ly:ı._,.JI_,
�11" cı'Ll...::J\J
�..?" . :ı._ı:ı ·· - 1 \ :i..ı.i
- .)-:""' · ·'1 cı'ü...::J\ �' o.:ı.ı. J
- \Aı f.' - t:.. li"' J
· \""" .loWI 1� ·
U""'
�-' ,;;ıi.ı'}l wl..ı.li..ll _, .�ı ts.l4-o Lıl .�W\.,ı_, :i.!_;....Jı ).li.o.,ı_, _):..lll
. 1.:. '
tl; \A. �
. ''i Ç..ı... � �� ..) ��J . w'- � ç. �
. �li ;;_,ı.. "&-'" .1 . L�ô - - li .�.\\
U \ UL..,.j)U (,?
•
IC' , •
Lı_, 'ö.J�ı �ı.J 'JI J..ı.;JI ts.l4--J .4-lS ..:.ıb-"'"_,.Jı yt.,ı....l '-?� -)c. w_,9_,ll
bllc. .l.i� ıjl � Lı � (>A � �' J.,.l:u ıjl � \Aı_;l:ü �J , \Aı l � ı.j..?.
� �_,.... <Uc Jljı 01 � Lı � ÜAJ • ıJL..ül (>A l.J..... J..,.:u. .;,.. d.J�
, ö_,�\ �W\ 4.!_;....Jl � ��4 .ı..:i!� )�_, .llW\ ı.:ı.ı, •
_19 K i tib u ' I - B u r h a n
Bu bilgi, tasdikte kesine yakın ve kesine yakın gibi işlev gören bilgidir. Tasav
vurda ise şeyin bazen bir durwnda bazen de o durumun zıddında hayal edil
diği tahayyüldür. Cedelin gayesi, iki şeyden biridir: Ya şeyin ispat ve iptalin
de alıştırma yapmaktır ya da şey hakkında derinlemesine değil de genel ola
rak (avami) araştırma yapan iki kişinin güçleri bakımından sözün temelien
dirilmesidir ki böylece inatça daha zor olanına veya daha az olanına inanıl
sın. Safsatanın ilkeleri, gerçekte meşhur olmadığı halde meşhur olduğu zan
nedilen öncüllerdir. Araştırma tarzı, şeyden saptıracak veya şeyde mugiüa
taya düşürecek şeyin talep edilmesi ve hasını zanni bir galiplikle yenıneyi
sağlayabilecek şeyin araştırılmasıdır. Bilgi ölçüsü, daha önce saydığımız ya
nıltıcı şeylerin gerçekleştirdiği, hakikatten sapmış bilgidir. Gayesi, safsatacı
nın hikmet ve ilimlerde üstün olduğunun, ayrıştırmaya muktedir olduğu
nun ve hakikati destekleme ve batıla karşı direnme kudretine sahip olduğu
nun zannedilmesi ile onun yetkin ve başkalarının eksik olduğunun zanne
dilmesidir. Burılar genel [yani konuları genel şeyler olan] sanatlardır.
Medeni ilim8 ve Ahlak ilmi gibidir. O halde genel ilimler, mutlak olarak or
Konuları özel şeyler olan sanatlara gelince burılar, Matematik, Doğa ilmi,
tak ilkeleri kullanırken tikel ilimler söylediğimiz tarza mahsus ortak ilkeleri
kullanır. Tikel ilimlerde kullanılan ortak öncüller, her iki parçasıyla da [yani
konusu ve yüklemiyle] özeldirler. Çünkü bunların her iki parçası da sanatın
konusuna birincil olarak nispet edilmektedir. Buna örnek çaptır. Çap ya or
taktır ya da ayrıdır. Yalnızca konusu özel olarak kullanılan öncüllerin yük
lem olan parçası ortak olur. Öncüllerde yüklem olan parça, sonuçlarda da
yüklem olduğundan tikel sanatların matlupları arasında sanatın konusuna
birincil olarak nispet edilmeyen arazların bulunması gerekmiştir. Buna ör
nek, Geometridekidir. Kuşkusuz eşit olma ve eşit olmama, büyüklük ve sayı
nın birincil zati arazları değil ve fakat büyüklük ve sayıdan daha genel olan
niceliğin zatisidirler. Bir sanatta kullanılan ve matlubun genel olduğu bütün
matlupların durumu böyledir. Bunun Doğa ilmindeki örneği şudur: Doğru
sal hareket, döngüsel harekete zıt mıdır? Burada matlup yani zıtlık, Doğa il
mine özgü değildir. Aynı şekilde: Cisimlerin ilkeleri bir midir çok mudur?
Kuşkusuz bir ve çok, mutlak olarak varlığa nispet edilirler, Doğa ilminin ko
nusuna değil. Tikel sanat ve ilimierin bir kısmının ilk konusu birdir, bir kıs
mının ise ilk konusu birden çoktur. lik konusu bir olanların örneği Aritmetik
ve ilk konusu birden çok olarıların örneği Geometridir.
�\ .)_,.-:ili ..}J ·�.;ili '-?� '-?fi> L.J �\ ÜA �_ftl1..9 J:ı�l ..} L.l
�. Lı:i, .)';l l L.l . . �
'� , J . \Aı.l.... .<::u \.ilı.:..
.l:ı.l .u.ıı.c. � - \.ilı.:..
, lJ ' U'""'":' , \ �.ıı �
ı .� .
c.j :lll
. .J . .J
.
ç.�
-''- '
Y"'-"'1
.ı... •
- .ıS U:!� -''-Wl\ c.j J"
.ii �
. -�'1 �- J1 .ı..l\.hı. l -.rJ
JY" �> -�·'1 .::.ılı:i. l
l..ı\.iı:. _;F.
• � ı..r
.
. .ft'"' ·
� � -'1 .::.ıt...ıi.J
�� ... I eY'
(.) - . � . �
�.)u..
·
- ..fi'-' t"_,..,.... ..... �
-
L.l , _):..ili : .&ı Jli.. ..)Ji � �Li....:J\ t_y.;a.JA .)1 � �_)::.. )IS
_ ı.sy..::...ı J_,.-...1...1 oj_)::.. ..;: ,.,biğ t_y.;a_,...ll �� J-:i,..ıl L.J .üı4-a t....ıJ
ı} ufo. ul r-jl , �t:Wı ..} 'i� .::.ıt...ıi.J
... ı � J_,.-...Jı �' j;JI uı.s wJ
L. � .&lJ .�Li...I.:J t_y.;a_,...l .)JI � �l_;c l :i.;ıy,...ll �Li....:JI w�_,l1....11
,..�..ı..Jl 'iJ Fll üılJ' ı)ı.jilj �..;c � ' c..jJt...:.ı'i J c..jJL...ı.:il u\..9 ,.4...�
... 1 ..}
..} J-:i,...\ y_,lh.ı J!; Jh �J -�' JkıJ ' � r-e' .JA w üjil:.ı LJS.!J
�yJI J,\ :�1 r.l.JI ..) .&ı J\i.. . L.\.c y_,lb.JI ul.SJ ,L, �li...:.
_yı � ,:;..ıı.....:...Jı Y.J ,� l.Aı y_,11....lı u\..9 \'s.>.l..ı.:i......Jı �_p.ll s..ı� �ı
..ı.::.l. _,ll u\..9 Yöfo Jl ö.l:ı.IJ t"4'il ts..ı4-a J,\ :�J .�\ r.l.J� 1...1.
...::. .:..
Tek bir sanatın içerdigi birden çok ilk konuların cinsdeş (mütecdnis) ol
ması gerekir. Cinsdeş de bir yönden birdir. Cinsdeş olan ilk konuların bir kıs
mı, birbirlerine olan nispetin tek bir nispet olması nedeniyle cinsdeştirler.
Buna örnek, Geometrinin konularıdır. Çünkü noktanın çizgiye nispeti, çizgi
nin yüzeye ve yüzeyin cisme nispeti gibidir. Bir kısmı da tek bir şeyin -ki bu,
sanatın kuşattıgı şeylerden gözetilen en yüce gayedir- yetkinleştirilmesi için
.
·-- �
. ı:: · ıölıl J � � r..Fll 1�
..::.ık. _,..-· _,.. (J'-4 ·
< : u· Lı. (..}'1-l·l:..lı lA ı"tt"'"
u� • • . ·. ."
•
• -
·
• •
l.P
. . .
•
.UI ';l l ,..ill:; t�JA ı.J.cı �� 4-c�_,.. L.JtS ,_;u. 'iJ_?.I 4..c.W... � 4..c u....JI
4..c u....Jl t.Y-_,... . � - ı ı .ill:i.ı � U
- -1. k. J-l. U'""'-' . �. 1 ..ı..k.
· 1 _;:c. (.)A
. . ..:i U'""" . Lı
n - .":' j..? .
1A h\ � � Jly:...'-! �1.c_,...;:y
:. ..l.;>._ji �\
� �1.9 , �\ r-WI_, �k..:J\ Ji.o ..cil�_, .Y,..':/ 1 0-o �� ':/_, ,_y...)U \.c _,.i
w� Whl ':/_, ,_y...';l \ w.:.:i Whl �-' ,JI_,.b':/1_, r-4':11 � wl �
� �� r-W I J , fo ı...., � u-- r-4':1 1 � .� �t.a.:ilı 0ı � u-- , y..)U
f'_,k. � �� f'_,l:JI_, .ô.l\...., ı..�' t..., � 0-o _,1 , � � \...., � 0-o r-4':1 1 �
;;�_,:..L. c.?-l'-1-a �wı_, ,� i.s-l'-1-a whl :ul.il....::. J3':11 �-l'-!-o 01.9 ,_y...':/ 1
i.s-l4-JI ..cll:i u fo 01 w hi :ul.il....::. � 1� J 4.:ı..ı r..ı!l ı..,şA � � �l...i.....::ı.lı uc
�_,Wl ..):1-lt.WI wl Ji.o , y...':/1 1� y.it:l_, ,4.:ı..ı �� ı..�' � J31 i.s-l'-1-a ':/_,1
.
-:..uı.s uı_, ,o� _;sı wl Y-'=- y:.w.... rlc � J.W,....J .ı! 4-i\..9 ,�_,L...:i... ı...., )..li...�
l .�
c.?
�� -- �1\ 1� ' ..
� (.)· ı �
·.< . . . · ·· _ı!
\ � · ·- '1 � 1,.. �ı . _� "
ı . ·.l.,9 ,
.
c- u �
ı.,r � �.llı..ı
.
•
.· .C u· \ ,....,_jt:ıl \J
'r-�1 rlc � ':IJI i� � �� u\.9 ,;;jıl.ı.ll .;k.9 � _,-,.....,.. (.)"��
wlı_,...
.IL ·.. .ı.. ı:-WI Uy->-"
· -<� .ı! ,JiiJI 1� ...,r-
1�
J · � -'-'�!-' .1,..
''· 1 1 1 ;, \...;:,.ı\ . · .ı.. �J
u-
Ji.o ,� Ji...,':/ IJ .)c ':/1 � �_,lh.. ı..�' ı:-�1_, ,Ji._.,';/1 r-W I � ,.t...:,L:;,.
o.,r ı.,r
•
. • •
f'yık.ll 0-"J . ):.\.Wl rlc � t....:..,ıl �J ��\ � � .ı...i\.9 ' f.? j\_,:ill
':/ .ı...i\.9 ,.l..laJI rlc Ji.o , _y...l rlc � � Y.-" i.s-l'-1-a )L....I � ';/ \...., �j;JI
:;ı...._1 y.· 1 _ 1... wl..,.li... .ı...ı-t..ı_,... • " . .J ı _ � .
.. .
. r . " w.w:;
ı.,r _
.1 ,_ ... (.)"' r.r' ı.,r �
•
Daha önce söylediğimiz gibi ilimierin bir kısmı geneldir, bir kısmı tikel
dir. Genel ilimler, konularda, matluplarda ve öncüllerin çoğunluğunda or
taktırlar. Fakat bu ilimler daha önce zikrettiğimiz durumlarla farklılaşırlar.
Tikel ilimiere gelince bunların tamamı, İlk Felsefenin [Metafizik] altındadır.
Dolayısıyla İlk Felsefe, tikel ilimlerle, bunların konularının hepsinin mutlak
olarak mevcudun altına girmesi açısından ortaktır. Bazen bu ilim [yani tık
Felsefe] , tikel ilirolerin tamamının söylediğimiz şekilde kullandığı genel ön
cülleri kullanır. Tikel ilimler ise "Bir, birin zıddıdır" vb. tık Felsefede kanıtla
nan öncüileri kullanır. Çünkü "Bir, birin zıddıdır" öncülü hiçbir tikel ilirnde
kanıtlanmaz, İlk Felsefede kanıtlanır.
Tikel ilirolere gelince bunların kimileri söylediğimiz şekillerde konularda
ortak olabilirler. Yine söylediğimiz tarzda öncüllerde ortak olabilirler. Mese
la birçok tikel ilim "Bir şeye eşit şeyler birbirlerine eşittirler" öncülünde or
taktır. Bir kısmı başka bir ilirnde kanıtlanan bir şeyi kullanmakta ortak olabi
lirler. Mesela Geometri, Aritmetikte kanıtlanan şeyleri kullanır.
'(
' t_ •
':::= '[X t' · '
.(.,
}
� ıı;
�
-
·�,
:-
..:..
.
.t � _ : 0
· ç �. ��: ,
•
""l- �
-
\, .
t L. -
11· "'- �· � �· ��. Er� ,Cll\· \,�·.. \,( . \.Ç_. �t• 1..- �
� [ If � \.. � �-
. � c, 'e . �,
� :� �' t 1:t
1... ll '
[-
� .
\
�, � .
f- � �, � •
-ı.
� � �� t.
·�, l: '
. l �. (.,
h· "i_ ı,. ;
� r
.c
E
1...
&.
.� ' � .
•
��·
;. ><;:, ,. c;., ı(
{.. ll �
�
� - ı;:
��:
.� ·.If '
�( t:
•
-
"'
i: 1:.. ""l- ı( �.. 1: f. Ff r ,t·�' �
-=-
f • . -
"i_
� . � � - &. (1 ll\
1:t.' �: 1: "' t �· - \ \..
- ll 1...
� � . ı;;: � -
"i.. \:: . ·ı.. .
� tı ""l- . ' � �
(.,
ll ı(
f
.c- h
t c; t;tı
"'
€ t .� �. � .�ı;:. �
tı � .
r · J� � J;; ,
� �...
- �· �t ·t·-. t·
�
ı. � .
f � ,_.
... . � fl
ı. � � � �·
•
""l-
'r. �
•ll . .c- ç; •F. ' ·· - '·ı..
: fl
(.,
t' c· t �F· �· . · � {-
- '
( · · "i_ \.. �:ç," 1
-
;b.: ç - c· . t:� f
�,
• �
1... -ı. (., ıf
ı;;: 1'
r-
"i_ \. . � r � t· \.. l:- �- ·L
- � ı.
r r· ·. � :r (•
·_
'
·
�
f t ·� ·ı.. . ·t· ll\
�...
·�
�... � r f.,_
. �
1:.· ('" ı:. 1> .c ı;;: · R -ı.
� �. � � � t
( k k \. f .b- t
'?.
. p �� r c:t· t I � �ı· ��: l'f· r- ��
.t .,_�. �F yF
fi
.
-
.t·
&. -
-;-
f
t C�· ı E-� ·r· ç � �-� 1> ı1...� i- ' bc t:' 1. � �- · -;
-;-
.
� ç -; · $' f -
ı;;,
�
fu
�
'i \ �
·�;;, ç
.
�� lı
� 'ı... f � ·� -L ı. I � i: ·f � � \.� r·
- .c- J;; ,
� ·f � �
1>
f)
[ 'e... �
�
�'-' { -
,t
t. f.• ,t C · - c_- t ı_ Ç 'e
'e.. r�
c- Ç: ı:;;; c ·�
f 1-- 1;- frı f� ç)A � · �.�· � �� t · � \.. ·� t r · fi � �
C· - L. .C
� �
�
: �. .
� ı: L·
�
F
_!3_ Kitabu' I-Burh lin
Birbirinin altına sıralanma şeklinde değil, fakat bir kısmı maddesi, bir
kısmı tanımı, bir kısmı gayesi ve bir kısmı da faili olmak şeklinde tek bir şe
yin pek çok sebebinin olabileceğine gelince bu, söylenilmişti. Daha önce
belirtildiği gibi tek bir şeyin bir sanatta bütün bunlarla kanıtlanması müm
kündür.
w\..9 , �· 'J\ .u,. Y.-: · ..ı. Y.-: u· ı
L.. �. u- (.,?'� :lı:ı
- ..H"""
··- ı ı .uı
("_,_...
.cly...
• •·..ı u· 1 L..l.J
Y..' t_,...;:..JA .;c .Jı � t_,...;:.yJ ı .ill:ı .;c ufi..:. u' t....ı .u\..9 . u:.rı � Jfo
.1......J:ıı ı:Jı .JA �wı .; .h.... J:ıı ı:Jı ufi..:. 0ı L..\..9 ,y..ı t _,...;:..JA .;c u� ul.!
.
wtS .J' , �
\ (' . · ..ı.
� u-.Y.-: uı �
· . · .< . ı ,J.J'l l 1� . . .- •
U"b'J :i...ül:ıll i..>"· " ı � -e.'J\ <..r. .J u·
j� . l.!. ��
- L.
•
.JJ � .JI _?.1 ıJc. � -.,.ı_,lh.JI .ill:ı t _,....;:..JA 0-<> 'Uj.;>. �Wl t_,...;:..JA ufo.
.
•
. .J t �Y""
. (.,?' '-'
- ır· wı <Ş'
·
.
. ·
� ..ı.:..I.J �� � 0>\.Y.-: ul
-
� .t.,ı,ı.... � � ufi..:. u' t....ı.J ,t.,ı,ı.... yı.:.rı �.J )y.l..ı L.4. .l:ı.l ı) ufi..:. 0ı
n_q � . \.!. �� · ı
,� �
.
.ı...ı9
• u""'"' • � u
...::.ı.:..:; � Lo.: :ı ,r.fo -.,.ıt.,ı....ı .l:ı.ı _,ıı ufi..:. 0ı .uı t....ı
, )le.\.! �.J �tc �.J ,JJ l.l:ı. �.J r...ıt.... � ufi..:. u4 uSl '�
t.... ._.1:. ,ö.l:ı.I J �W.....:. ı) � o� .l:ı.l _,ll ��\ 0'\.k ul �.J . J.ı! .ı! .ili�
Tek bir şeyin bir sanatta bu sebeplerin biriyle kanıtlanması ve başka bir sa
natta öteki sebeple kanıtıanmasına gelince bu ancak her sanat, bütün se
bepleri soruşturmadığı, aksine sanatlar arasında matlubu hakkında yalnızca
sebeplerin bir kısmını veren sanat bulundugunda olur. Çünkü bir sanat tek
bir şey hakkında yalnızca bir sebep verdiği halde, sonra aynı şey başka bir
sanatta incelendiginde o diğer sanatta başka bir sebep verilebilir. Durum
böyle olunca sanatların tamarnını ayrıntılı olarak incelememiz ve her birin
de hangi sebeplerin verildiğine bakmamız gerekir. Malumdur ki, gayeyi zo
runlu olarak diğer sebepler izler. Madde ve fail sebep de bir yönden böyle
dir. Öyleyse bu sebeplerden herhangi birini verdiğini açıklayan bir sanatın
diğerlerini de vermesi gerekir.
?t
ı.-
�
"-
.. \:
-
\.
(if ı;: �!
.r
'V>
t
b
' C.ı.-·
� , "; C.·
ı;:· C.-. C.-·
. .
�=
;ı:•
t,
�\
�.
"- ' L
-.,
.
Ç
) . � :[ � :E
(_
�
•
�
•
�
•
l k E
"-
�
t>
L
'r-
t� \.
>4
E �
� İ � f- t_ :�·. \.. [ �.J>-· [-
(.,
k Tl
�.
lf .
• .
}.Ç:_ i
:cr ı.-�· l
�
.,_t �. �� �
·ı, .
·ıı.. ·_ı.
1:.. li\ {r \:-
. .c�·
'[ ç· � t � c. � � � )· � ·
�
:: [t � � . (.,�· �· �:ı: �r �
� ;ı:;
}. ..[��-· � r :r
.
� c.
�
e� ·�:r·. i· i �
_:
[·
t
. _: _:
ı "' tl .
"'�
\
{ ı:-
•
f
' "·
.
!':�:�
�
{ �
v c. •t. '\_.
E
>4 rı. k
(
.
?t � t�,! r
� ·�
"' l. � . � "i . f \.. f
'
{. � ı;:
"'
't,• �
� �·� t t �
� � }.• )!· �Ç: t- t
.
ğ t f � t � \·
�
·
"'
�
tl � \;... � �
� '[ � �
- - [;.
� �.
- �
t {1 ·ır [ t. Ç:
(
� [
. �
� � -� : � � ğ Ç:_ � f <C � .� �
{:. � [ r � r
Ç;_ \. .
E
!_
:
� ·
r �
- C.
� \.
- - . r- r.
�
�
�: >4
f�. '& { "' � Ç:_ I -
� · � :t •[ }
<i:
" . - "'� i �.
.
\..
. ·
f. . l � �i � � � t f- \.. r � :f'
ci- � � { �.. � �
- � �
� J. . [
it= i �. ı � t <ri: ( � · � �. · � Ç:_ ·�r
:
� .
. � .
�� � r C· �
t. le- �· � c- ı> . . ..: � :�: -ı. �
• r �=.
� -
. r- i" � "'
<ri: -
.
(if' c..' _:_ {
.r .
� \ �· � ; � �= � t · f
. " 't
t ı� � t; � � :[ �
.
t 1. ·r ç .t � �
{:. ct. C - �. f { f t � f
r' .L (• [: �
. \
{
· c.�
�
1; ı; r' L·v · -- • � - ı:- tl
.ç. .
� Lv C.-· [
·
(., (., t,· ·ı, . . {
.
ç;
c( 1;
- . .
Ç
[� . ·�
'
"'� � r• �r 1 •
1 r , �r - çr'
·
f . \..
v r:-
. ı
ll'
r
"- /'-' J>-•
V\
t>
\
F
• _ \e_ _
____45 K i t a b u ' I - B u r h 1i n
Bundan dolayı Matematik ve Doğa ilminin bir şeyde ortak olması ve bu iki
ilimden birinin o şeyde bir sebebi ve diğerinin ise başka bir sebebi vermesi
mümkündür. Bu nedenle Yerin, evrenin, Güneş ve Ay' ın küreliğini hem Ma
tematik hem de Doğa ilmi inceler.
L 1 1 3 Jl L') \ ' \ '• .�.. - - 1 1 . ç. �') \ o� -� . 1� :1j Liıtı I.A .cl -�:1
..b.9.:JI J c_,...
·
.. .Y"' ·
u ,...-;: � .J - ı.r ..)""'-'-' Y"-'.J
_?.. \ Jl_,bl � -fi.\ ' o� � p � 4-JI � r.ılLUII wl ı-J. Jt.ğ3 .ö�L. � 4-JS
�ı.:; .,� �3 '1 _,ı �� � dll:i � _}:u:i ��� r.ılWll wl__, , o� w'lt:i...3 .JYA �
ıJA ;;�Lo � �1 u-ı=JI � �1 .,� � p r.ılLUII wl L?J Jj.i.il3 .ı_Y:> y..lt.,ı
·1
u �.. o� u· \ J_;J-J
• • •3 ,Lı.ıt:i
- .J ')3 ı ı"'t!7"
. ..; 1
. �: . Wl Y""
.1�Ul\ 1• ı-- ·
- · 1 _Y-C
-<- � u
Wl t . ,.ı....ı.ğ . 1�: · 1
\ .ı... t . . t\ 0� • •11 -�1\
-} 0.1� 0-" .1:..1__, � ') .ili�_, . J__,'ll 4.i..Jill �ı...... ')__, �� .ı..# �
�ı.:.. 4-JS .,� w\.! ,�ı �� J.ı. '13 �':lı c.;:.ı _; '13 �_,wı
. r.ılLU14
__AB_ K i t i b u ' I - B u r h i ln
Yine iki sanat bilgi alış verişinde bulunup d a b u ikisinden tecrübi olan sanat,
kıyasın yetersiz kaldığı şeyde layasi olan sanata yardım ettiginde ve layasi
olan sanat da tecrübenin yetersiz kaldığı şeyde tecrübi olan sanata yardım
ettiginde de durum böyledir. Bundan dolayı Tıp ile Doga ilminin bir oldugu
ve Tıbbın Doga ilminin bir parçası oldugu zannedilmiştir. Aynı şekilde arne
li [pratik] Siyaset ile ilmi [teorik] Siyaset ve benzerleri de böyledir.
:i...§.)LA... \A.l!.l ı.r- ı ,.. L.. l . ı -� � · -tj\ - .ıi.Jülı ,·u.ı • j.lıJ \ _ı_ . · · '" ·
1.- L..l J ,:ij.)l.i..JI ı.r-
.
r-1
("':" ....,.-: '->"
CU"':/
L.. �li...:ı · < � · 1 .. u-ı::'
.
Y.. . J JJ 'il LS j\..ı..J\ wl.ı....ı l �
· . 1 J ;; · l.:i..J ı �\..l...::JI '-? L�
.cll:i jA tıhlj
.$ � ,;;.le. -.::.ıtt:. ll...:ı jc �t.,ı..ı �j:l ö_?.\ı..
. •
• • •
ü
ü_,.....
y�'X �
..illi.! �.) 4-i\j ' (,?_?.\ �ll...:ı ç.ı.sj4-o y�l w..bc l :i..c ll...:ı .$.) .\.�jl,ı.o (.;�
.U\j •Y�'il � �\ !"_,J..J I � ıJA l9)\.l,'X\ .)c �)\ r-WI L..IJ .:i..cll....::JI
�1 y. ü� ul � r-WI I� J . (,? �\ -.::.ıb.Y!-_,.JI y�l � (,?.lll y.
. .)J'XI
\ • �-...ı.J \ .lL.... j
\A l>"J .cl....)-l. -Ll\ .cl....)-l.
n•...ı.J U,ıS
.. \..l.ı.ı
... .,W
•
UıSJ
�J
· ı...tr'� \Y-". lj U"-'-'
i.J:!-:I-l:1 l..iA>
• •
(.):!
• •
.ı f'y-<-'
.
.. : .• . .
·\ �
ü "-"'
·.< . . 'X :u\ J :i..cll...:ı ı.r1\ �ll...:ı '->"
'" �J . (.)-"""':! · .< .
1�'' ü\ (.)-"""':! •
JJI � L.. 4.iA ()S..\ < hi.J Jt.:i.., Jc � !"_,J..J IJ ul.ı::. \..l...::JI .} JJ'XI ts..ı4-JI
·
•
4.iA ts..ı4-JIJ :i..c \..l...::JI .} L.. �4 Jl u-ı\#4 JJI � L.. 4J..J •l9)\.l,'XI .)c
� J ' ..ı.Y!-_,ıı ts ..ıl,ı.o � L.. 4J..J ,Jı-x..uı � J .l::.i9 uJ........ı ı ts..ı4-o � L..
.
4J.. JJ'i\j . k... ..ı.Y!-)I J :iJy...l..l ts.ıt.,ı..ı L.. IJ .�y...Jl ts..ıl,ı.o L..l :U:ı� hl l..i.ı>
� U"\#1 � JJ'XIJ ,)l....l UA>fi. 'i �1 � �ll...:ı .$ .} l9)\.l,'XI .)c
. (,?Y.,I �ll...:ı .} ;;_?.\ı.. � J , L.. �ll...:ı .} 'XJ I � �1
4-Jğyı..o ıJA (,?� 'i .U\j , L.. 4.cl1...:ı .} L9)lb'Xl .)c JJI � L.. L.. 1
-
'-?� ..)"""
·'"Wl\ 1� � · · .t;. , U"Lıillı
· .. .. U":l""" ...t. L.. L.. lJ . :i..c ll....::JI
.. . JJ 1 Y.'' . .cll:i � ·''li ı�
:� .�J
· 1 ,:i..c\..l...::JI .cll:i
'-? ..)"""
• • ·
·.< · r
.ı u
.cll:i Jı,l .ı.:u:. 4.ı··.ı•.ı 4-il .)c ,:i..c _,._,. ...;:. . 'i_,.....l �-' •4lAI jc \A�l.:ı
·
..Y.J -r'
.�
. . .. o.ı.:u:. U"'"' _1 Ü• 1J , :i..cll....::J\
· -<� i
_jJ_ K i tabu' I - Bu r h i n
Açıktır ki, bir sanat erbabının, kendisinin de erbabı olabileceği bir sanatın il
kelerini araştırması mümkün değildir. Çünkü bu ilkeler mutlak olarak ilk il
keler iseler onun nezdinde meçhul değildir ki onları araştırsın. Eğer başka
bir sanatta açıklanan ilkelerden iseler bu durumda bu ilkeler, o sanatın er
babından olması bakımından o kimse nezdinde, kendileriyle ötekilerin ka
nıtlandığı öncüller değildir. Aynı insan hem geometrici hem de mO.sikici ola
bilir. Bu durumda MO.sikiye (/lmü't-te'lfj) ait bir şeyi MO.siki ilminin erbabın
dan olması bakımından değil geometrici olması bakımından kanıtlar. Fakat
bu şayet olması gerekiyorsa bile bilarazdır.
Mutlak olarak ilk ilkelerin bilgisinin başka bir sanattan elde edilip edile
meyeceğinin incelenmesi gerekir. Bu amaçla şöyle deriz: İnsanın hangi yön
den ve nasıl meydana geldiğini bilmeksizin kendisini başlangıçtan beri tas
dik etme yaratılışındaymış gibi bulduğu ilkelerin başka bir sanattan alınma
sı mümkün değildir. Tecrübeyle meydana gelen ilkelerin ise başka bir sanat
tan alınması mümkündür. Çünkü bir insanın bir sanatta tecrübe ettikleri,
başka bir ilirnde ilkeler olarak alınabilir. Tecrübenin fayda verdiği sanat, ya
sanatta tecrübeyle meydana gelen şeyleri o sanata ait başka bir şeyi bilmek
te kullanmaksızın sadece tecrübeyle ortaya çıkan şeylerle sınırlı bir sanattır
ya da tecrübeyle meydana gelen şeyleri, o sanata ait başka bir şeyi bilmekte
kullanır yahut da her ikisini de yapar. Tecrübeyle meydana gelen şeyi başka
bir şeyin bilgisine ulaşmak için kullanmak amacıyla tecrübe eden ve yalnız
ca tecrübe ettiği şeyle yetinmek için tecrübe etmeyen sanatın örneği, Mate
matik ilimlerden biri olan Astronomidir (Nücüm ilmi) . Tecrübenin ortaya
koyduğu şeyle yetinmek için tecrübe eden sanatın örneği, Astroloji (Ahka
mü'n-nücum) ve çoğu arneli sanatlardır. Çünkü çoğu arneli sanat, yalnızca
tecrübeyle artar ve tecrübe ettiği şeyle o sanata ait başka bir şeyin bilgisini
çıkarsamaz (istinbdt) ve tecrübeyi gerek o sanatta gerekse de diğer bir sanat
ta bulunan başka bir şeyle çıkarsamaz. Yalnızca tecrübeyle tamamlanmaya
doğru ilerleyen sanatların tamamı, içerdiği şeyin bilgisi olarak yalnızca şeyi
ve onun varlığını verir, o şeyin illetini vermez. Varlık bilgisi bilinen şeyler
böylesi sanatlarda alındığında başka bir sanatta kullanılır. Bu şeyler [başka
sanatta] ilkeler olarak kullanılır ve bunlarla başka şeylerin bilgisine ulaşılır.
Birbirine olan nispetleri bu şekilde olan sanatların -ki bu, sanatlardan biri
nin yalnızca tecrübeyi kuşatması ve ikincisinin başka şeylerin çıkarsanma
sında (istinbat) o tecrübelerin aynısını kullanmasıdır- birbirinin aynısı olan
sanatlar olduğu zannedilir.
' rf · [ '\.1>4 � � ç· C· {
t i:t �� ��: \t.' -4 ": t � ı.
r � .ç; ' b' �' f. i: ·� '" Ç:t
•t )i. tC . Ç \.o C ·
�
.
'
·. �.. {
·
f . C· ıf · C(· ' . �
t
.
t {. E[•
\
�. : f ç � ��
t'�
t
• L
\ E �. �
\.o
[
�
ç
l-
'
-
- ,
·f f � C
ı; ı;
t
C
fe· -
-
· ·f 1
\.o
\ [ ·c: ç· � t;
),{ [ � . r
�
� ��= · ��. ;:_ \. .-f
. -
, �
t '\,. �
C·
\.o Ç '
V\
�.
.
�.
\-
r..,_ ..
�{ � t: � � �c :r i
�-�
.�
'L Er f\ '-
� \.
� f\
k ll • · . ��
[ ı�
t: .ıı-. ç \.,[ �. l\· ),� [ ç· 'L �.
c;;
� � :�· 11: -� f. � r
<(;) l 1>4 f\ \.,
� - _;.
[
� "' ç -1. ;- � �
1 f t E -: �· : � t \ �
r;: � - \., 1: 'L
-
�
�
. �
k t k f � � -� � fA� � � [ <(;) -
t • . � � � ·� :-- � <f,• 'ti· f
_, f5.
�
·
· ·
t>
t> � � -
.. ç � � · � : r
�
,c fi" ,c 1> - f"'-. C.. 8-
.� ç� c �- Ç: ): � [t' � \.
t ç· Ç: r �: 1
· .
�
.
- Ç: ; Ç:. ·� �-:
·f .c;;
� '1:..
,
[ )/.
� 'Ç - ""t.
Y. (>_
�
.�· f �- f 'li.. •Ç,
�
C:
�
�
Ç;_ C [i\
�.
)/. t ·�.
�· �
' • 'L C
l-
t' ,r•
� • k '!, �
.
�
�. · C
� L
Ç
·�· C·
L
t
C· t l· [• ;[:• <( C.:-·
ı
. 0.'"
J-
.c t .
fl
�· .r� [- �' ı: i �
'
� { \.
-
�
•
'Gl ç
''ı..
'L
.r,: 1.o � -
t.
·ll
1' .
� ,
-
""
:� ·�t· ·tr
·
:·· b' Ç·� .E -
·ıs. . ll C..
\., - -
� �. .� - ç· f s
fl
.
�
.c- ç.· .ı::- (i ı,· 'e- �"' (""
: lı 't; .r
.
..... Ç;.
\
Ç·
-
p
Ç
� �
ll ·
..... ll' Ç;. C\ !;:- ı;
·
ı: . l- l-
�.
� . � J· f [ � Ç:
.._
. � ( �. 'f �· Ç: �
ti·
. �
� {
fl
�· ' �} k. \
:t :t t
(t C �
�. �
R 1>4
-� ·� � .t. � ff,· { [-
f>
'\.:
� !·
\., Ç;. �\
-�
�.
� �. [ � � � � f r � � l � .r ıf· � 'f. [ f
\ � \
\-
,"�>
�
. '&
lı
- � r �
�
•
f
__AB_ KiUbu ' I -Bu r h i n
Yine iki sanat bilgi alış verişinde bulunup da bu ikisinden tecrübi olan sanat,
kıyasın yetersiz kaldığı şeyde layasi olan sanata yardım ettiginde ve layasi
olan sanat da tecrübenin yetersiz kaldığı şeyde tecrübi olan sanata yardım
ettiginde de durum böyledir. Bundan dolayı Tıp ile Doga ilminin bir oldugu
li bilgide onu ifade edebilecek bir seviyeye ulaştığında onu sözle de öğrete
arnele yönelik bir istidatla sadece bilaraz birlikte olabilir. Ancak insan, arne
ı. ır
J>.• -i.
f \-4 r h
V\
Ir . rt;.
� � � - t 'rv
.�: { . t�
ı;..
:�
'f
f. t
l.
i E
1.(., f
f
� .�· "'
�
lı � lt : t
f. t . �
ç...
t'
: .( f
� .� t
h
:
.ç,
�
1'
�,,.
[
. ı:- 'ı.
k - ' [
\
- - �
t '
f tç ·ı;;: �C.'· C·- ' � r �
'
. .
.
� r:·
C·� f). .. -
'(>
:�'
- (
. -�
i? ce.
\- . ' -� ,E
· �
.
Ci \ · · ,.... t;· � ��
l. (.:
. � :;;; � it. � g
. t;:.
•
t.
'
o
.
. ı;' ._ l.
li: .
-� ç f
ç
�
tr . ır '
, .ı:-
o
. � � f.-
' .
�. �t: k
E:
h·
�-
ç...
l. 1· r:
�
t
-
4\ l. r�
· .
�
.
�
t •
'rA : ·ır:
� ' Ç:_
.t' � .t '
'r
�- t; f �·
11 r� c;;
... .
\.. ·_
�.
-
\:_.
ç :
�
le,, \
�
...:. rt.
- ı:;;:
o•
C· t> � �
� � � [ ) :� L
El -
t
'ı. �
(• :� ç C·
_ı;:
t'
�
� :
�- [. t�· � C· ��--
r ı;
� �
�
\- � f l
c..
1:-
�- '
�
-
c:: �:
-
�- � 'k t �:
�� · i [ ·� t h ·
·
'r. �- [
V\ C
� '[f i-r:: �. f
:
r:. 't 'ti
-
rt . L [. C .
'
.t. if. ç Ci• � i? � �- t �tr .fc. );� t
'
. t; -
- 'r�. f � [ \
o
·� ..
r.
-
s; ' ·
l· 't ,
� ıı:
'r.. . � -
\
-
lA
""l-
. ,. L . , ..
l.
.
. 1� � ""- ı;-
•
r,
h
·L -
\ \
cr;
' ,
t �- t ...
, (:_ .··ı... 11\
1·
b;, ı:.
' Lo ·
. ' . •&..
J
t !ı J,. �-
•
:t·
fu
�
fu
,; � - f
"'
;ı_ .f f �:
:� � �
_ _
. "'
�
� 9- •t- -
- - Ci• �
"-
V
.:
-
f
�
� :� t -�
<;..
� � �-4 � � ,1! ır ti ,1! ·� �
fu
ı�
_ � �_ _ _ .ı:- _
� KiU b u ' I-B u rhin
Daha önce tahayyül ve tasavvur sınıflannı anlatmıştık. Bundan dolayı tek bir
tahayyül tarzında alıştırma yapmakla yetinmemeli, aksine bütün tasavvur
tarzlannda alıştırma yapmalıyız. Çünkü her bir tahayyül tarzına bir sanatta
ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle çoğu insan, ya doğal olarak ya da adet
yoluyla zihinleri tasavvur sınıflannda işlev yapma gücüne sahip olmaksızın
Matematik ilimlerde alıştırma yaptıklannda Doğa ilminden aciz kalmakta
dır. Aynı şekilde Doğa ilminde de bu tarzda alıştırma yapanlar Matematik
ten aciz kalmaktadır.
Her bir ilirnde derinleşme, o ilirnde yetecek kadardır. Tek tek her bir ilim
de yeteri derecede bilgiyi aramak ise yalnızca tasavvurdadır. Tasdike gelince
ilimdeki her bir tasdikte tanımlamış olduğumuz tam kesinliğe ulaşmak ge
rekir. Şeylerin çoğunda kesinliğe ulaşmanın mümkün olmaması veya müm
kün olması ama henüz o şey hakkında bizde kesinliğin meydana gelmemesi
ve bu durumda o şeye dair tam kesinlik bizde meydana gelinceye dek ulaş
tığımız tasdik miktanyla yetinmemiz imkansız değildir. Kesinliğin altında
kalan tasdikiere gelince bunlar ya bir şeyin genel olarak bir şey için varlığın
dadır ya da onun tamamı için varlığındadır. Çünkü çoğu şeyin konu için var
lığından emin olunur ama konunun tamamı için var olup olmadığından
emin olunmaz. Dolayısıyla bunlann tamamında kesinliğe ulaşıncaya kadar
arayışa devam etmemiz gerekir. Aynı şekilde çoğu şeyin tam olarak tasavvur
edilmesi mümkün olmayabilir. Bunun nedeni şudur ki; ya doğası açısından
o şeyde tasavvur ettiğimiz miktardan fazlası mümkün değildir ya da müm
kündür ama biz bundan acizizdir. O halde her şeyde ya yeterli miktarı ya da
gücümüzün yettiği miktan aramamız gerekir. Tasdikte yeterlilik, daha önce
tanımladığımız tam kesinliktir. Tasavvurda yeterliliğin ise bir sının yoktur ve
bu, her bir ilmin miktarına göredir. İnsanın gücü yettiğince tasdik, yalnızca
kesine yakın alandır. Tasavvur ise farklı farklıdır. Kimi tasavvurları tanım ta
rif eder. Bunun ardından tanımın tarif ettiğine yakın olan tasavvur gelir.
Bunlar daha önce anlatılmıştı.
İnsanın gücü yettiğince kesinlik, kimi zaman kıyasla oluşur kimi zaman
da kıyastan başka bir şeyle oluşur. Kıyastan başka bir şeyle oluşan kesinlik,
ya sadece bütün insanların tanıklığıyla ya da duyuyla meydana gelir. Bütün
insanların tanıklığıyla meydana gelen kesinlik, cedeli veya hatabidir. Duyuy
la meydana gelen kesinlik ise şeyin, geçmiş zamanda görülen, gelecek za
manda görülecek, bizim zamanırnız da ve her yerde görülen bütün duyulur
larında bir şeyden dolayı varolması ve ona aykırı bir duyu ve kıyas bulunma
masıdır. İşte bu, ilimiere girer.
--· ') · ı · · ��J . w l. - ��'ı w�\ w�\
1... � JY"""'"" .J 1 -� L...ı9 � .J .l9J
, 4-JS .WW\ � �l.:iy J.ı , J.p..:i.l\ 0-> �\J � � �l.:iy .:_ıl
ı..r- u � - Uf" -
� � JS .:_ıij
1 . - \ \�\ r\:i::ı.-..ı
. . ·'L.ı..:i.ll .
. _j _,....) Wl\ (.)"' . .�< .)L...:. ��J .ı... �� . _j
-.:r o\..ıl- \
..>F-
.,..ı (..)-" J;t'-'
.ı._jlj ��� t...IJ .� .J�\ � _y. r1c r.k � :Uy.JI 0-> :i..;lli:.\1 '-?�J
.)/jS .:.ıfo .:_ıı F �J .�w.ı� '-?�ı i"tilı �� .u.. ı>� JS � t4.ı .:ıı �
J1 , �
.
') u· 1 ....,.--;;
. ö.lıı .wl � uc. , �
.·.< . . � · _,.
- . (..) .<�... . . .� .1 \ t y-:
_ı . '�
· ·• ') ı>W'l\
.· .< . .
� - ·
0"'
� t... l � ,�1 ü.J.ı Lo t...\ 3 · i"till �1 .u.. Wl � .:_ıl �1 ,.ı..: ��\ 0->
. �
r.k r.k
0.l
'-?�\J . l.>"'-:ı! _;F 0C- üfo .l9J l.>"'-:ı! .:;c- .:;fo .l9 4.!lhll � �IJ
� ı:ıs..,. .:_ı\.S LoJ �� �� r..ı� uc- ı... ı � -� ' l.>"'-:ı! ..>#- uc- üfo
� �J ' JA')
�>�\ 0.� .:_ıl Y. J , �\ .:;c- L.IJ � � )4 31 �.l.?
�J li.il..j �.J _;� Lo � ..)J)t..:;.:i3 �Wl .:_ıL.)I � w.lJI � �� .ı..i1....�
.l.?- .J:!
Her iki duruma da [hem amel hem de nazara] nispet edilen ilimierin bir
kısmı, bizzat nispet edilir ve bunlar gerçekte böyle olanlardır. Bir kısmı da
bilaraz ve zan bakımından böyledir. Bizzat böyle olanlara örnek, Tıptır. Çün
kü Tıbbın arneli ve nazari bir sanat olduğu söylenir. Bu, yalnızca Tıp ve
onunla cinsdeş olan ilimler hakkında söylenmiş ve marangozluk sanatı hak
kında söylenmemiştir. Çünkü bu sanatlarda yalnızca tecrübe yeterlidir ve
bunlarda insanın, sanata dair zihninde resmolan şeyi ifade ederneyecek du
rumda olması kafidir. Oysa Tıp ve onunla cinsdeş olanlarda sadece tecrü
beyle yetinilmez ve onun bilgisine bu seviyede ulaşılmaz, bilakis kıyasi ilke
lere ve başka ilimlerden alınan öncüilere ihtiyaç duyulur ama bunlardaki
bilgi de ancak arnele yönelik hazırlar. Bilaraz ve zan bakımından böyle olan
ilimler ise çeşitli tarzlardadır. Bunlardan biri yalnızca arneli bir sanattır ve
arnelde yetecek kadarıyla incelenen şeyleri kuşatır. Diğer bir sanat ise naza
ri olup o şeylerin kendisini inceler. Çünkü nazari ilimierin kimisinin arneli ve
ilmi olduğu zannedilir. Buna örnek, Tıp ve Doğa ilmidir. Çünkü Tıp, doğal
şeyleri arnelde yetecek miktarda inceler. Bundan dolayı Doğa ilminin naza
ri ve arneli olduğu zannedilmiştir. Sözkonusu tarzlardan biri, nazari bir sa
natın kuşattığı şeyin fertlerinin o sanatla varlık kazanmasıdır. Matematik
ilimierin birçoğu buna örnektir. Bir diğer tarz, sanatın irade, seçme ve Met
özelliğindeki şeyleri incelemesidir. Onun Medelli ilim ve arneli felsefe hak
kında söylenınesi bu tarzdadır. Bir diğer tarz, isim ortaklığıyla söylenendir.
olduğu söylenir. Çünkü burada iki sanat vardır. Birisi arnelldir, diğeri naza
Buna örnek, MO.sikl ilmidir. Çünkü MO.sikl ilmi hakkında onun ilim ve amel
olan hakkında onun da amell olduğu zarınedilir. Bilaraz veya isim ortaklığıy
ridir ve bu ikisinden her biri diğerinin adıyla adlandırılır. Bu nedenle nazari
la her iki duruma [ilmi ve arneli olmaya] nispet edilen sanatlarda sözkonusu
iki durum, gerçekte bir sanatta bulunmaz, fakat bu iki durumdan her biri,
diğerinin olmadığı sanatta bulunur. Bundan dolayı arneliye nispet edilen sa
natlardan hiçbiri, gerçekte bu tarzda arneli değildir ve yalnızca nazaridir.
c:,ı..,>.ı�ı ı..:ıUS o
__
. _
.wc. U..:.W I 4..9� 1 ..:..ü\S '0"4! � �\.! ,JJ'il -=..ıt.o.li.JI ıYı 1� u\S W
..l!J .f"_,l.JI .} � ..l! _;ll � J ,�1 0-o �t:ill A.,ı:iyJI .} � o� �
)L9 ,efi.; � l.Jti ,� Lo.;! oli..ı� -,ş:ı.ll �1 � l.JI yıl � .} -,ş � l.JI �
·1"_,lıJI .} J:,...ı:i � , �\.:ili o� l.JJ..l u\S LoJ .�t:ill o� ıYı J91
� J , -:.ıl:ı.l4 � Lo � l.JÜ , � ı):yı'il _) 1 � _;ll l"_,lıJI LoiJ
J'j....! , -:.ıl:ı.l4 y. LoJ .üh\1 �J u""�4 .cll� � \..ı �J ,.cll� �1 .}
...,i t...J ybll .} .cll� J.ı! WIJ . �J � � U...:. -ül .ı.:ı9 JLS:ı -üti ,ybll
,.ı...�
,tA�J �_r.ı.:i14 � A �\.l..-11 ��� uı � ıYı öj�l �u.... .} JS:ı �J
��
. . : . � -.r
L.ılJ - ı� ...! �.J1 L..c �
-.: L: . 'i � u· L..ü'i l u�
-
.· w. ı'tr.�"
· .c u •�< .J
. .. ı.r-;
...,i t...J
0-o .ı.:ı9 t... uı ...)#- , _F.I !"_,b lJC- ö�_,.:..� -=..ıt...ıi.
.. J. �y! ts..ıl,ı.o _)ı .ı.:ı9 (�
� � ,ül=JI �J u""�4 .cll� y. t... L..IJ .J-.11 � .la.:! Wl �1 rLJI
� u\S .)l ..ıi..u. · b� Wl (,?'"'
1- � L" •" d••aP ıLıc �ı.ı...:. U:r""' · -<� u· 1 ı�. ·. . . oY.-J
_,_,_,,1 u. · u
4..ı� ı:-W'il ..cll:i ı..r
•.
� ..?-
• •
. :LJcL
ı"(!-' U:r""'
, _! . b . �� \j �� J "Llj . 1. 1) 1� ,� J 4...ıL.
- .c 1 . : ) L . •.1: . L :.
J""'"""'
-.r � .
- . . • • -
u
•
. .
•
r.,r:::-- (""'"""' � - "(!-' '"ft:' IJ""':' �
-,ş.):ı.i <Gl �1 rW4 .cll:ı.l � ,J-_ll .} �tsS..l\ ).li..,ı � ı:-�\
. ,,. •." t... �ı.ı...:. <\...Jc
..::> ı �. _JJ- :i...ı- ..J"""
� l.l..-lw <�...� , " · � t... .· .< .
.. � . : . J -�
u� u· ı ,� ı. ... J
sanatların kuşattığı şeylerin tek tek her birinde kuşku duyulabilir: Acaba on
da sadece tecrübe yeterli midir yoksa tecrübenin yanı sıra layasi ilkelere de
ihtiyaç duyulur mu? Çoğu sanatta iki sanatın da yardımlaştığı açıklık kaza
nır. Tecrübi olan sanat, diğerine kıyasın yeterli gelmediği durumda tecrü
beyle yardımcı olur. Diğeri de tecrübi sanata tecrübenin yeter dereceye ulaş
madığı durumda yardımcı olur. Bunun örneği, Tıp ve Doğa ilmidir. Bu kadar
söz, buradaki amaç bakımından sanatlar hakkında yeterlidir. Bunun her bir
sanattaki ayrıntısı ve tek tek her bir sanatta yeterliliğin incelenmesini ise biz
zat sanatların kendisini incelerneyi amaçlayan kimseye bırakıyoruz. Çünkü
Geometrideki yeter miktan ancak geometrici bilir ve diğer sanatlarda da du
rum böyledir.
� t � � � •t. ·t. Ç· t t: k � 't � [ ·ı.. . :l
· Cfi. f. f � t ı� } t �: t � '"
'
·
'r
[ � -;
t � [- :t· 1 .r -t i ·� f � � � f �· � i
.. lo
L
.
f" [_ C· <t - � ı_ �· { �·
�: Ç � , [ k 1v b �� •t t - f
"' ı... .c r
<( f
rr. �· [ ·f' c_. rt
• <>
� ı� }.- � � !i;· :
t> tC C:. L. ı;
'\- -� r-
� '
[ f· � •{;, [ •t. \v � . t , � � � t f
t>
·
i
�
·� \.. � � 1 f. rı :· [ � �
:r ) "' \..
t [r E.t·' -t
'
\:. ı r
ç·� r ç
f ·ı .� ri;
,[""
r. \."' . �1-. �{ !- (;;·r f·
'rı ..... �l·
·
ı=:
r .
: �
. ... � �
ı t' � [
ı.,
.,
�
� t r l· l 1: [ � � -L
... .
� t . -f .c �· � �
.,
r... ...:... fı>, ...:...
'
·
t- i� � ı t f- ( �� f ' 1- � � i- E � � � t
� - ,18 � - - ,18
ı�
.c ı;: lo C
_52 K i t i b u ' I - Bu r h i n
BEŞİNCi BÖLÜM
[Öğretim]
Öğretme, insanın yaptığı ve bunurıla başkasında bir şeyin bilgisinin mey
dana gelmesini amaçladıgı veya başkasında herhangi bir fiile kaynaklık ede
cek alışkanlığa dayalı (i'tiyddi) bir melekenin meydana gelmesini amaçladığı
her bir fiil hakkında gerçekleşir. Adeti, insan ve çoğu hayvan sınıfı kabul eder.
Fakat alışkanlığın (i'tiydd) iki anlamı arasında farklılık vardır. Öyle görünüyor
ki "alışkanlık" ismi, bu iki anlama isim ortaklığıyla söylenmektedir. Nitekim
zehirlerin çoğu hakkında bir toplumun onlara alıştığı ve böylece o toplum
için gıda haline geldiği söylenir. Bundan dolayı birçok hayvanın doğalarında
bulunmadığı zannedilen fiillere alıştınlmasına "hayvanların öğretimi" adı
için bir fıil yapsa ve kendisinde bir meleke meydana gelmesi için onun yaptı
verilir. Aynı şekilde insan her ne zaman başkasına benzemek [taklit etmek!
ğının benzerini defalarca yapsa buna "öğretim" denir. Bu nedenle insan bir
melekeye kaynaklık eden bir fiille nitelendiğinde ve bununla o meleke kendi
sinde meydana gelinceye değin [o fiili] yapması kastedildiğinde buna "öğre
Telkin iki sınıftır: Birincisi, konuşanın bir lafzı söyleyerek bununla dinieyenin
tim" denir. Aynı şekilde telkin [aşılama] de bazen öğretim olarak adlandırılır.
aynı lafzı ezberlemek için pek çok defa telaffuz etmesini amaçlamasıdır. Bu
na örnek, dil ve şarkı telkinidir. Bu, benzerini yapmak [taklit] yoluyla öğretim
kısmına girmektedir. tkinci sınıf ise bunun yanı sıra o lafiziann anlamlarının
dinieyenin zihninde resmalınasını amaçlamasıdır. Lafızdan başka, bilginin
meydana gelmesini sağlayacak başka fiiller de yapılır ve [bu fiillere] "öğre
tim" denir. Buna örnek, işarettir. Yine biz yazı yazarız ve bu yazı, öğretim
olur. Bu şeylerin aynntısı ve kısımlannın sayılması zor değildir.
r � �: ı � · \ 1 �� l!E ı:ce: �.t ·f_-
.: f. 'i. 'i.. c Cr: r. r� '. fu
:t.'
Ç
· (i
,'f
€F. !� · r t � [;
ı;:- L
E
.c- �
� �- ·t'
· t.. �.
.(Ç
' \.,
� � · :r ·rt .
\., t>
ı:- _ ç
� c;:_
·r- �t
.
�
�· f� l..
\
� �
\
ç ıı-
\
tı:
�
- �
[.
·
�
·t:
�
� � �
[
\.,
� �.
t� ı �:r � -� 1�. r�· �r. �- : Er
� .
� �
. ı:
�- r. c E:
-
ı r J.
ı.- �
·r- �
{. � :t•
[
.
�
[•
t '-"ıı:: ,1rg c� �g�. r ep t ) r': � C·
ı.- :
• � ı ): ·� { ·�
't
Ç:_ l
\., ..
t - -
_
[ -
t � ...... t �
,['
E - .t
..t ;;:. � ' t, c. f (•
Ç- r .- 1
}.!
-
�
�o
,
� 1!.
.t'
.
ı:. li'
Cvv Ç:_
.
� li' ı; t..
. ·
Ç•_
tt
lı: ' ' � C· C·
- 1!
f -�[
t , �f.
n. ; :
t.
:c
ı; •
\p_
�
1 r.. .
- f· � 'ı:. Ç:_
\., .�'
f i- (.
-
12
.t
� t: >(;, .
ı.-- f.' \.,
Ç_
[ -
•fu \· ·� � l �· � � f
�
� C• (\__ � '"-·
.� � .t
lı. - \.,
t. f
(' \.,
r.;
\-
�
�.
''i. �; �
�: ç..
( �: � t
ç -
� � ı.
- �- - �
� C·
ı_
� � �.
� f.
Ç ll\ .E·' L · [
<i· �. �. ·� ç:
.� !!:: lı.
� o• f" �
li ' f. lt: l..
- � � f � �
r..,_
·�
�
(;;
f � �t f
\.,
\.,
'f;: \., �
,
r r r- t r.. . .ı: � -
ı- � t> -
h
\..
t>
C· !- \ . -
�
� \· 1. j; 'b
t
� • V
t t �. m f
ı:..
b � c � � 'r- lı
ç
ı�
_5a K i t i b u ' I - B u r h lln
bir kısmının da herhangi bir adı yoktur. Bunlardan ahlaki olanlara, "ögre
Diğerlerine gelince onların bir kısmı, alıştırma (riydzet) olarak adlandırılır ve
�. . t � .c V: ·
ı
\ [
·rı. \.,..
.. c.c Cı;:· �
fı
{ - L
�· t> � f; ��·
· •
� . ,J:' r- t>
l. �� �� \
lı
fç,·' �� Ç:_:�
�
=r t. ·
f t. . �
c-
r-. � €- [
�• l' .' . t� V:
� [
�
� .· � � . "'[ �
· !?. f ' -
('(>
·
�-.
'1--
;;.
c Ç c L
r '
\
-
c:. .f -
C·
� 'g. l..� t � Ç:_ f ': � �t l �-
ı;:
Ç:_
fV: �-
L. v·
� ·cı. .
1A G. .r.
\
�
� � 'fu ;;
tt"'
.
C;
� �·
. . �
��
�
- ' � ·--:ı ı;: Ç:_ �.· ()o [• �"fi· "-:- � ç_.
ç
• . ı. [ L
"'
ı { ; ·. V 1 t � � c..
·. 1
.tf;� 1• � ·� � \, .
�
- [- C· � C· Ç- �
t "� ,ı:
f-. ı:
. . .1
� � �b.
.
f-
fi
f::: "' t
>• Ç:_ 'ı;.
} 1. � :t·� .t ·'c� � ·f �- t ��
t> .
:: · � ·� � � [ �- "'<r. t. � t · �
f. \· � [ ft � [ i_ � f �
\.o
�
ı;
c·· 1- ç,· � . � �1 �
·rı. · ·
r � r � r: } · ·ı ·{;, � -�
·
� -t � t t t � r � ·� t. � 'f � : ��
.� .
�
�i " ır- h: tv � f t -;y__ "' {_ � � v · V.
f Ç:_ � . �
C· ,[" . (_ f
t � � f �. ·
� � ) g � [- . · tf •
�. {;, · ;;, :r � � rı:
E:!.
� � 1r.
t�
·
[ v: · f [ ... .
� � V\�. � c
�
"'. 1;:
E":
.� " . ·ı ·'c. � k.
�t. ·� • L �
ı l E "'g_ � � ! f
�
�
1
Ç:_ t·
1;: .�· .c
V\
� 1 "' � "'
� �
. .1'- • 'li-• • Ç C·• t. � �1 f[ k� {,1 C.• b · lı� C·• & · , & 1
�
�
\::.
·t �
� -
Ç-
{;, t f� f
�
• · �1- ; • cr;
• �
·
\.o
't ( � � �. �.
r t -c. � � c· � t' -r- <i � ·� �
()o
� . - �
ı
ı.
·�
.ı;-
�
\.o
�· ·{;, c· r
\
�·
ı;
_M Kitib u ' I - B u r ha n
Birincisi, bilgisizlik (cehalet) olduğu fark edilen bir bilgisizliktir. İkincisi ise
bilgi olduğu zannedilen bir bilgisizliktir (cehalet) . İşte ögretim, daha önce
bilgisizlik (cehalet) olduğu fark edilen bir bilgisizlik seviyesinde bilinmeyen
bir şeyin bilinmesinin amaçlandığı muhatabadır. Öğrenen kimse bizzat o
şeyi daha önce bir yönden bilmiş olmalıdır. Bilginin bir kısmı tasavvur ve bir
kısmı da tasdiktir. Eğer ögretirnle kastedilen, bir şeyin tasavvuru ise o şeyin
ögretimden önce bir şekilde tasavvur edilmiş olması ve onun başka bir ha
yalinin bilirımiyor olması gerekir. Hakkında tasdik oluşturulması amaçlanan
şeyde ise onun daha önce bir şekilde tasdik edilmiş olması gerekir.
ı . : . . 1 • Lı
:
·.1 . - . � W• \.9
f'...>":i . - -�ıı
.J� 4..ı!
- U""""":l 1 W:!
ı.... Js; � .uı uJ::.:ı .ı.9_, ._;� .ı.9 ufi:ı uı oy 0:1.4Ai.ll t�ı � l.o.,ı9 :;_;_,y.:.:.
,ı.... �"""'' � � ıjı liı ..clljJ . J:ıS CJA _;� .ı.9 ufi:ı uı r-J; o_;� �
� •oli_;�J o� � '1"""'';; 1 � .y.l.c J..ı.:ı '-iili �� _;__,.......:l.i ul li..ı_;\.9
\...i9_?-J- Lı w· tS \'';; \"""';; ı ..cllj �
1 L.l . - . li.! tS
i.Y":i".ı l:ı..ı.
- .:;, .ı..l.o .
w f'ı �� (...)-"
U:"' ı
.)� w·
� CJA o� .ı.9_, ,li� r-_,ı,....JI I"""'':J� .y.l.c J_,l.l.4 y. � CJA 1_;� li�
ı� � l...l9_;c .ı! 0fo uı t... ı � ;; .u\.9 ..cllj t"'-' . ..ı_;ı_,lı �"""';;� .y.�.c J_,l.lA y.
� uı � � Jı ..ı .uı � r-1 0ı .u\.9 ,Jı...ı ..>#- r-' Jı..ı .ı_;ı_,lı �"""';; ı
/)� .)� li.! � (.;1 � ';; .ı!_, .':ı' r-1 Jl..ı y. � r1U ul � ':l l o� .)�
l...l9_;c
.y.l.c J..l:! '-iili li_;� ..ıi9 ,Jl..ı .uı l...i9y:. .ı.9 us e;\.9 . w.:..yJ� USl ,La... Jl..ı .ul_,
CJA ı� ujı _;� ..ıi9 , J� �� _,ı t... � .uı y._, ,t... �� �""";; ı �
1 _;� o_;_,......:y ul �J �� /)� _;_,.....:Wl � U:...# ·� _;_,......:ili
• ..ı�yı .U\ ..cllj t"' � e;ı _;�1 0-" �� �� .)� �....:ı! f'jl; �J . �1
0-" � Lı � oy � (,?il i J_,ill_, . .ı�_,.. .U\ � L;l w.:..yJ� � .ı!_,
� � 0ı ;; ı �� ,.u ı ..ı.:.. y. �_, 'c _;Lıılı J_,ilı � �� /)� �ı...y
... ı
.f""'':J I ..cllfo� l..ı.:..
__55_ K i tii b u ' I - B u r ha n
Boşluk (hala) ve sonsuzluk gibi tekil bir ismin delalet ettiği matlupların du
rumu bu şekildedir. Keçigeyik hakkında onun bir tanımı vardır denilmesi de
bu şekildedir. Yine Anka-i Muğrib de böyledir. Öyleyse tasavvuru amaçlanan
her şey, bundan önce tasavvur edilmiş olmalıdır.
talep edilen şeylerin tamarnı hakkında "0, daha önce de tasdik edilmiştir"
edilen şey, iki doğrudan oluşan bileşimdir. Bu bakımından tasdik edilmesi
L.. l ' � ı}.ı.l...::>.J.ll yl..6.; ._;ll .)yı'l l -:;1 �U:..J ,') r-1 J-:9 � .ı..: �� J.9 üfo. -:;1
• ı..,r
---;--;o- •
-
�y;ı.yı _;:!;. yji.S.ll -:;1.5. -:;1.! .(».ıji.S. üi.S. L...,ı.) ();!� )IS..J '�->" L..l.J ı;�_).<.
.ı l übli:ic. ')\ .)� -:;1 -:;jl � U"fo '.)_,......:i; -:;1 � )\.9 ,)L..,..I
cfol .ı>..l...lil
.)c L..p.. .ı.:..l.J JS.J ' Ü;!�y;o.yo ()C l..,ıSy 4-iA �yJl -:;1.5. -:;1 ,�ji.S.ll .,.y..:;.') l
()1 �� o� .)c r-Jl:ı .Ut! , �y_JI <)1 J=..:ı ()1 � J.9 yS.yJ\ ()IS..J 4o�\.).il
t .� . L
-�'1 .....i.ı$.9 '� u· IS. u• \.9 L>:"' . - .l...:l:>.J.l -
.,. W')\ ..>y-::>J- .,r. JY'"' V" 'V" 0.l C'.J J.9 u-'""=
. C .
.
4-lS o� cfoJ . �\ � 0-" 4.: �� J.9 .o...il 4.: ı}.ı.l...:.Jl\ yl.b.; L.. � � Jl9.;
. ül� '+l.a -:;1.5. L.. cfol , \� y_,l.h.JI �.J ' u"=ıy..l4
.<j c.r�ll üt.iı�l u_,... . .<�. u· ı ı;..>.J�. f'fl .. .1 J
. � ·-- . r� I.A.ü..J-"
� 1 ·.1 . �.
·. 1 .
U.. J� -;.,,,�� <I.J Ul f'� U· \ ı;.).J_y..ı:> ('fi �1 f...):!:"i
• . � .1:'1 <\.J Ul - U· ı � L.. U· 1j
• . .
.
�
• •
. .
· .<
u::- .
· �· yw
• •
-:.
· ' -�'1 ı.r
..! )l...l.. . ·1 , o.a:;_, · .< ı , f...):!:"i
· . .� ·'1:'
..,.. ı...r-::
ur:. V" ·- 'Lı J.9 U"""
. u-'""=· u .
..>F-
. 1.....\ .ı.:.lı. .
.l...:.Jll.J , �
t �
.
-t.
0.!�
.• - �11 ır- 1... \..ia..ı
�.l .ill.J \
""'
.T"
.. .
, � 1.....\ .ı.:.l. <)1 .)1..1:.; -:;1 _;:!;. 0-" ��t....:. �ill.JI .ı.:..\ -:;1 �\.i:ic. ')\ J,ı ,J..=,...
•
(.}.ı -
;:9� Wl V"Yili.J .J..=.... Ji;. ı}.ı� .JA.J .l::,iğ ��L....:JI .JA OA.J \� -:;1 �
.�.ll V"LS · .< w· 1 � •
·"' .,.
- �y;ı..J L>:"' V" r.li:WI 0.!.l...:.Jll u-'""= . - . � 0.!�
t .� ·
.r-
•
Önceki tasavvur, tasawuru talep edilen şey ile varlığı talep edilen şey
hakkında olur. Talep edilen tasdiki öneeleyen belirsiz tasdik, talep edilen
bilgiyi yapan [meydana getiren] bilgi değildir, fakat o, şeyin birinci bilgiden
başka bir bilgiyle bilinmesi için hazır hale gelmesini sağlayan bir bilgidir; o
kendisi sayesinde şeyin matlup haline gelmesinin mümkün olduğu bilgidir.
Ancak burada [talep edilen şeye dair müstakbel bilgiyi] öneeleyen başka bir
bilgi olup da bu bilginin talep edilen şey hakkında beklenen bilgiyi yapıp
yapmadığına gelince bunun araştırılması gerekir. tık olarak şöyle deriz: ll
ham ve hatırlatma olmaması ve insan zihnin de daha önce bulunan bir bilgi
ye ilave bir bilginin meydana gelmesine "öğretim" adı verilmesi uygundur. 1 1
Bu, bir grup insanın ilahi bir fiille meydana geldiğine inandığı şey konumun
dadır. Şayet bu da "öğretim" olarak adlandırılıyorsa bu sınıf şu anda hakkın
da konuştuğumuz öğretimden değildir. Bunu, insarun yapabileceğinin dı
şında kalan felsefeyle sözüm ona felsefe yapan (tefelsü/J kimselere bıraka
lım. Biz şu anda insani makulleri [akledilirleri] içeren felsefe dahilindeki in
sani öğretim hakkında konuşuyoruz. lşte bu, Sokrat'ın Atina şehri ahalisinin
liderlerine karşı delil getirirken hakkında şöyle dediği felsefedir: "Yurttaşla
nm! Ben sizin bu ilahi hikmetinizin yanlış bir şey olduğunu söylemiyorum,
fakat diyorum ki, ben onu yaparnıyorum ve ben, insani bir hikmetle hakim
olduğumu söylüyorum." Şu anda hakkında konuştuğumuz bu öğretim, in
sani muhatabayla gerçekleşen öğretimdir. Bu bağlamda şöyle deriz: Bir şeyi
anlamanın amaçlandığı öğretim, varsayılan bir şey hakkında daha önce bu
lunmayan bir tasawurun gerçekleştiği bir muhatabadır. Bu muhataba, mat
luplardan olan o şeyin, matlup olması bakımından tasawur edilmiş olarak
anlaşıldığı bir lafızla olursa onurıla birinciden başka bir anlama gerçekleş
mez, aksine o, biricinin tekrarından ibarettir. Bundan dolayı bu muhataba
nın başka lafızla ve birinci lafza ilave bir lafızla olması gerekir. O Iafızdan da
bu muhatabadan önce konuşan ve dirıleyenin uzlaştığı bir anlam anlaşılma
lıdır. Öyleyse o lafızdan anlaşılan anlam, konuşan ve dirıleyeniD her ikisi ta
rafından da muhatabadan önce bilinmelidir. Bu muhataba, talep edilen şe
yi daha fazla anlatımla anlattığına göre her ne zaman fazla lafızla delalet edi
len o anlam anlaşılırsa ve bu da talep edilen tasavvuru gerçekleştiren şeyse
bu durumda bir şeyin tasavvurunun amaçlandığı her öğretim zorurılu ola
rak, şeyin matlup hale gelmesini sağlayan bilgiden başka, öğrenerılerden
önce varolan ve talep edilen tasawuru yapan önceki bir bilgiden olmalıdır.
��1_, . o.:ıy:.._, ..,.J.h:ı �J o_>� ..,.J.h:ı � w fo. ıJ:ıl..JI _>_,.....,.:ili J
4..9_;-11 4..k. WI 4..9yı-oll _y. � y_,lh.JI ��� -)c- r.:ıii...ll �1 �
� _, , .)_,'1 1 � ı;_p-1 4..9_;- w� 0'1 y'1 1 )1.1 fo. � 4..9_;- CJS.l , �_,l.h.JI
· "' · 4_9->- Liıtı u_,...
'? y.. 1
·.1 . U"'
· -<�. u· 1 f'J'"j . I L � · \ ·.C . I
. 1 . t..,l-' \_ı.Y-""'" � ) 4_9�
"' � u � � r..r-1
• . . - -1\ • .
r..r-
:i..i..Jill .r· U"" t : \ :ıli _ ,1.�11 .r. 11\ �
t..F"L..,j'} l r.:--
J.JLl - . Wl �
ı.r- "-::ı
- · • JJS:l ı.r- . _., J , A...ı,j ..ı.j \ w'l _,...-.
. 6.
ı. . .:i.:..l .:ı..ic. .bly...ı .. \.'}
··
ı... - 1�
ı.r- �
,Jb4 yi �'1 1 o1\ � wl J_j.l u....ı �� r_;. t:ı» :�1 �.:ı...ı J4ı l �t...:.. u
ı.; jjl r.ıWll 11\ _, .«�L..,jl � � �1 J_j.l Wl_, .�1 u..J J_j.l �J
.ı..ı. - .1.�11 u· 1 · J..r-
�- ı; jjl ı-- .ö;Q .A...
- L..w .,jl .tı.l:::.
. G.. ...ı ·.< . - ·'-�'1
ı; jj\ ı-- ·"' .ı..!
..
L:ı...ı�
�
.
o1\ J .� �
0"' .ı _,l.h.JI 0"' wt.S :ı! ı.;jjl ��ı .uc. � � w_j\.S wl �ı.:......11
"->� .::.t.,ı
. u� 1'W\ .ı..ılc.
· ·
u� u
- ' i. All .
u. �\.9 . .tı.l:::.
. u...JI o1\ � - t.:ı.bl J-1-" -r- ('� J.:.illl .ili�
f' � .u\.9 ,y_,l.h.JI ..J_,.....,.:ill �� ı.;jjl _y. .ili� wt.S_, ,.:ı:ı\ )1 ML,ı � J_,l.:ı...ı.ll
� (.)C- � w_,$.; wl �� ..J_,......J � � � ..ıs w_,$.; wl ö..).J� ��
U.lfo. ı.;jjl r1JI i.$Y-" ,y_,lh.JI ..)_,...,.lll Jet! , � o.:ıP.-J r.li:i ıJ:ıL...Y.,I
. 4)1.... ...»'-"':! w'l y'l l �
_51 Ki t a b u ' I-B u rh a n
Yine daha önce bilinen ve talep edilen şeyin kendisinden [hareketle) ta
savvur edildiği şey, kendisi anlaşıldığında zorunlu olarak kastedilenin de an
laşıldığı bir şey olmalıdır. Bu ya mümkün değildir ya da şeyin dogasında, bi
lindiği zaman matlubun da bilinmesi özelliği vardır. Aksi halde bizim matlu
bu o şeyden anlamamız bizzat değil bilaraz olur. Bu, ya mümkün değildir ya
da o şey ile matlup arasında zati bir nispet vardır. İki tekil şey arasındaki za
ti nispet sınıflarının parçaları alınsın. Bu parçalar, ya yüklerndir ya yükleme
benzerdir ya da başka bir şeydir. Açıktır ki bunlann nispet bakımından en
tam, zatiliğe en layık ve zorunlulugu en güçlü olanı, o şeyi tarif etmesi en
tam alanıdır. Sonra onlardan her biri, zati nispetlerin tamlığı ve eksikliği
açından mertebesine göredir. Açıktır ki, onların bu duruma [zati nispet ol
maya) en layık ve en tam olanı, [tarif edici konumundaki) o şeyin, bir yön
den bu şeyin ta kendisi olmasıdır. Şayet [bu iki şey) bütün yönlerden tek bir
şeyse ve orada kesirılikle bir başkalık yoksa daha fazla veya daha eksik başka
bir bilgi verilmez. O halde o şeyin öteki şeyle özdeş olmasının kaç yönden ol
dugunu ayrıntılandırmamız gerekir. Onlar içinde bu sıfata en layık olan, hiç
kuşkusuz tarif etme bakımından en tam alandır. Onun hakkında bu yol iz
lendigi ve iyiden iyiye araştırıldığında bu kitapta ve Medhal'de saydığımız
anlatıcılar (müfehhimdt [tarif ediciler)) ortaya çıkar.
Böyle bir araştırmanın aynısını tasdik hakkında da yapmalıyız. Tasdikin
gerçekleşmesini sağlayan öğretim, kendisindeki muhatabanın yalnızca hak
kında tasdik gerçekleştirilmesi talep edilen şeyle sınırianınayı sağlayan lafız
la oldugu öğretimdir. Böyle öğretimde ise kendisinden tasdilin gerçekleşti
ği şey, yalnızca muhataba değil, buna ilaveten konuşanın durumudur. Bu
durum, muhatabadan önce dinleyen tarafından biliniyor olmalıdır. Böylesi
muhatabalarla "taklidi" adı verilen öğretimler gerçekleşir. Bizim amacımız,
bu tarz öğretim hakkında konuşmak değildir. Amacımız, muhataba esnasın
da tasdik edilmesi talep edilen şeye delalet eden lafızla sınırianan ve bunun
yanı sıra o anlamdan başka şeye delalet eden başka bir ilave lafız bulunma
yan öğretim hakkında konuşmaktır. Bu anlamın muhatabadan önce, mat
lup ve onun varlığı hakkında meydana gelmiş tasavvurdan başka bir bilgiy
le, işiten tarafından biliniyor olması gerektiği açıklandı. Bizde tasdiki gerçek
leştiren bu şey ile tasdik edilen şey arasında zati ve zorunlu bir nispet olma
lıdır. Ayrıca onun [yani tasdiki gerçekleştiren şeyin) doğasında mutlaka biz
de ona dair tasdikin gerçekleşmesi özelliği bulunmalıdır ki onu tasdikimizle
bizde matlubun tasdiki gerçekleşsin. Yine bu şey, öneili olmalıdır. Öncüller
arasındaki bağlantıları almamız gerekir. Bağlantılar çeşitli şekillerdedir.
Bunlardan biri, öncüllerden birinin tümel, diğerinin tikel olmasıdır.
·t:
C· C
�·
� {1 Ç;,
1ı .(!: 16 {f • .t { ç \; �: 'ç :c ,f � � 7- {
. t .t l
�
C: �
);-·
ç.. t,� , &� � �
. r' rt[ ,ı;<c � � .�
ıı-
· ı.. , 11
�
v-
·�.
FA \:
,t C · - ft ��
=ı: ıc
�. � .t ).. C·.
ı: . \., c
� r E', �
B,. ftı.., '-'� ı �
·
- �:
"' h'
h:
[;.
- -
>(h �
�
{ � �-
�t' �: �.t· �h. :i.;�- �r;- �.t' "'i b ·�·( ':�- (. );
C·
�
'(;,
·
� t
-
ır
lv
�
� �-
g � i2
�jl ·
1'.- .ç
· � �. � ·�: t � b'
'
�·'
•
�
\
� .If. f ;;,
t
,.., t, 'ı!- ır-
'
�
Ç:.
�
"' , .
' li\
-
.f 'f:: 'ı � t (
. ı:;:
�
ç
� . (!:
L
.�
� ,f
� ı:;:; i C�
ı:-
C:
ı... · �· ,�'-_
.(;; � 'f- 'r' c ı... � 1...
�
.
{�
C
Ç:. C· C· �\ Ç:_
. ·
�
f
� �
1':
( 1: 'e..� ç f t !E � l �
·
.E
�
'� rr
, '
-:
c
'Gl •t.
-
l §-
c r ±' Ç.. lt �� t � . t· � fu: ı-C· L"' . \ı>_
L
p � [\ v · � �
�
� 1 L
l \· -� � � 4' . �-
�
-
c,
f
-
� .ç: [ ç ±'
\ �
ı:;:
ı;. ( ç Ç:.
&' ....
·.
• � .
,t''
ç
\
l �
-
�
'
-
:.... •(h
�...
· - i
V\
.c;; ,
p
. ı..
� L
·
·(· { �· � . .
{f· "' CV.. t _ �
C•
r · '-'· L� ı...-·
� - l 1'-.
. 1> L. ..
"[:";." -
r: 1:: ·� - �
•
-
·
-
•
� f;_
. �
·�
c.. ,
·
�
ı;
� r (•
1...
t .� �. � [ �. \- �. E f .t
� >(;.,
� 't � f- � ·� b[ .� �- �
,. IF ı;
-
.
l. "'r:
� �
,ı:-
V"
�
�·
...._
t &>
f
___58_ Kiti b u ' I - B u r h i n
Biri, tümel ve tikel olmaması ama aralannda benzerlik, gereklilik ve iki ön
cül arasındaki diğer nispetlerden biri gibi başka bağlantılar bulunmasıdır.
Öncüller arasında bu tarz ilişkiler kurulduğunda tasdiki gerçekleştiren şey
ler meydana gelir. Bu şeyler ise daha önce sayılan kıyaslardır.
tasdik ister tasavvur olsun her zihni (fikri) l2 öğretim, ancak öğrenci nezdin
"işitilen zihni öğretim" adı verilen şeydir. Durum böyle olduğuna göre ister
de daha önce varolan bir bilgiden olur. Bu önceki bilgi, iki sınıftır. Birincisi,
bilinmesi talep edilen şeyin matlup olmaya elverişli hale gelmesini sağlayan
sınıftır. İkincisi ise talep edilen bilgiyi yapan sınıftır.
Tasavvurun bir kısmı, ismin anlamıdır. Bir kısmı da [tasavvuru talep edi
len) şeyin varlığından ibaret olan şeyin tasavvurudur ki bu, o şeyin mahiye
tidir. tsrnin anlamının tasavvuru, mevcut olanı ve mevcut olmayanı kuşatan
bir tasavvurdur. tsrnin anlamı ya başka bir isimle ya da bir sözle bilinmeli
dir. Açıktır ki, isminin anlamı başka bir isimle veya bir sözle tarif edilen şey,
mümkün olan en genel şeyle tasavvur edilmektedir. Çünkü o, tahayyül edil
mesi mümkün bir şey olarak tasavvur edilmektedir. Mahiyetin bilinmesi ise
daha önce varlığı bilinmiş, bir tarzda tasavvur edilmiş ve başka bir tarzda ta
savvuru talep edilmiş şeyde olur. Burada daha önce saydığımız tasavvur sı
nıflarını ve her bir tasavvur sınıfını gerçekleştiren şeylerin sınıflannı sayma
lıyız. Fakat daha önce bunları başka yerlerde saydığımızdan burada sayma
mız fazlalıktır.
Tasdikin gerçekleştirilmesi ise kıyaslarla, kıyas gibi işlev görenlerle ve kı
yas gücünde olanlarladır. Açıktır ki, sonucun iki parçası kıyasta olduğundan
ve konu da bir yönden orta terimin -birinci şekilde bilfiil, ikinci ve üçüncü
şekilde bilkuvve- altında bulunduğundan varlığı talep edilen şeyin varlığı
daha önce bir yönden bilinmiş demektir. Çünkü şeyin tümeli bir yönden şe
yin kendisidir. Şeyin diğer sıfatları da böyledir. Bundan dolayı her ne zaman
bir şeyin bir şey için mevcut olduğu bilinse o, orta terim olarak alınmaya ve
diğer tarafın onun altına konulmasına elverişlidir. Bu durumda bilinmesi ta
lep edilen şey bir yönüyle bilinmiş demektir.
.} ı.j...?.- 1�\J .�IJ 4.....-liJ\ 0:M �\ y.....ill _jı\.....ı ı.J.o .ili� �J f'Jjlll Ji..,3
U'-"'>_,.. Y - ...?.- - u_,...
. . •
wL. � ��
�� � ı;�l .JAJ 'ı""'""') \ �� ı;_rı-1 _JA �� 0-o �\ 11\J
.
wl.! ı ı .Jy..aJ 3ı l.i:ı..ı......::..J -:;\S • ı;fo � Js..a • .ili� u\S ı�\.! . � �� t_,.......ıı
i..bji:ı � :utii....a �� r-LJI 11\ J .�1 .uc o�y:..J rill � � uc 0�
,y_,lh.JI � Jet! �J ıl,ı� u� u'i .ıJy.J y_,lh.JI y>'il �
�Yi'"J _JA ı;�\ .>"'il .)y..a:i .u.J .,......')\ � .)y..a:i .u. .J_,......:lli_J
�y:ı.yı _JA l.. � .)y..a:i _JA ı""'"')
" \ � .Jy..a:i_J . �> �\ �l.. _JA .ill�J '�>�\
Öğrenen bakımından ilke olan öncüllerin bir kısmı, her bir öğrenen bakı
mından ilkedir ve bir kısmı da bir grup veya gruptan bir öğrenen veya öğre
nenlerin çoğu bakımından ilkedir. Gruptan bir öğrenen bakımından ilke
olan öncüllerin bir kısmı, belli bir topluluk ve belli bir zaman bakımından il
kedir ve bir kısmı da insanların hepsi ve çoğu bakımından ve bütün zaman
nezdinde en açık olan şeylerdir. İnsanlar nezdinde en açık şeyler ise iki sınıf
larda ilkedir. Genel olarak öğrenenler açısından ilke olan öncüller, onlar
-
l. •
'.
� \.
·
'i o•ç � _ c�;
'l.
' ı;- '
l
�
.
r
l,f '[ � l,
� �
-
•
� � �--
l:'
f: . l
11
�
i�· �- s· t�
<E
r
_r;:
B
�
� . � �
't
-� ;;
-
E: c � �-
- � tl 0' -
�- l:' � � �
-� ·r� � �� ·�f
ı.. .
... �
b. �
·�· � �
� t �;
� 8 � t
ı.. �· C· �C· �� ı;--
( . ): �· � � � C · �
\- ı.. .
-
�·
>(;,
o• t> -ı.
·
l-
r ı..-. ·�.� �t
l, l,
[ \- � .t �:
:k
[.
L
f �- t
-
G:
ı;.. ' �·
-
� t 1;: �c f �f t- \r·
{) ı::: � • l_,
�
A \ �
E·
•
�� t
\
c. ı.. . ır · Ç -ç
- \·
. . f \· �
-
�.. � � s· -� - �
ı.. . r
� �
(\:: . t
-ı ç i �. -: f
b' � t ·[' •'t
c · �� '! �� .r;;
.c-
y. l,r \(;)t � t -ı
� �. �-
D· [• l,
- . 'r,.,
•
r
ı=: �
.
ı.. .
L- ·
s;·
ı.. . ı.. . � - ·�. �
!� - 1� 'l. Ç
�.,..,
-� f !:=; f � �·
....- ı- �..
t � l-f [•
lı- \.o
- r..,_ :k ı.;. �: ·�-;
[1\ '::; � Ç
-
\
-
t� �· Ç�
y •
V Er � ....
V
' ·
\
. l- · C· ır
·v f
\ \ ı.
f$· ·� [�..· �
t
•-�Ç
,..
�
r.
, t'
�· ·� -[- [ }:
C: ·
11 l9' ;ı:
ı: 'r.
\'
fu -;- !i:: �
f
r
ı;
ı.. (;," 0' . ·ı:..
(. 1
r
ç �Ç
.
ı.. .
ı.:
� � h! ı• l-
·ıı.. <;.-
[• � cV\- �Cf:_ (�-
t..Ç l ''ı:::.:(. �Ç
�
lı:;: . L t cı:- �- -�
-
�: Ç:, ' �� \: •
'.
l-
l � �
-
�
ı;;, . - - l, 11 f\ � '
"' - �
� '
ı:··
ı.. ($-· C·r:
cı;-· � �
� J
.
� f.
'f, (\::
1: ·� � .-c- 1. i2 'i.. 't ı?: L�. �
V\
�'
.r;;
�
.r. ' C: ,
·
.
�. 17\
·E..
� ·ı.. . '::; - ' b l, ı:..
�
-
- r
l, .
(\:: 11
r �t
'- -< "
�� �- �� � � r t� �- �- t- � �ç fll �- ��
·
- tı - - 'r,.,
ı�
- - ı;
_&.ll Kitib u ' I - B u rhin
"Nitelik sahibi şeyler, türemiş isimler yoluyla veya başka bir yolla söylenen
şeylerdir." Sonra Aristoteles şöyle demiştir: "Bu, erdemden 'çalışan' denil
mesi gibidir." Kuşkusuz bu, bizim dilimizde yoktur, aksine bizim dilimizde
ki her şey, türemiş isimler yoluyla söylenmektedir. Çünkü Arap dilinde er
demden erdemli denilmektedir, çalışan değil. Bir diğer örnek Aristoteles'in
ma'dule [olumsuz biçimindeki olumluları ve basitler hakkındaki sözüdür.
Bunlar, onun söylediği şekilde Arap dilinde yoktur. Yine onun örneklerinin
çoğu kendi zamanındaki insanlar nezdinde meşhur veya bir toplum nezdin
de kabul edilen şeylerdi. Ama onlardan sonra sözkonusu meşhurlar değişti
ve onların ülkelerinde ve bizim ülkemizde bizim bu zamanımızda meşhur
lar, o örneklerden başka şeyler oldu. Böylece onun örnekleri tanınmaz hatta
� ., 1 J.
]: �.,? �-� J �-·J -� �- ] �- �"'
•] ; 1 ,;;> J 't .,
�
�
� � 3 ' ] �
"1 ı, A
'\ \]
. •
.
�
.J' """ :c'! ;
�
. -"
\
-
-
_
.
j.
J� :;.� d3 ı") �::J ·�
")
\ !)
\
J
. �· � .,�")
")
l l
�
'\ � '\,
� -
..1 ı · l, j J
-� ::] 1 -:j �
'
:-
�. J . -� ·ı � J � . i: ;_
•
J J ,:J' -
,..
�
1..
-.,
� !) rl l � '] :J
-�
-
\
\
·� 1 _j
]
-, �
�
�
� \. i1" �J �J.::'
J
1.
�
·�
"
� :�'
'
., "' � ' ·
3
·'l
� :- -
� IL �
�
-
� � �
� . .
� J � -�, � '? �- } �j � 1 � -� � � 0 i: J
' . :c'! ") J" IL � , ._:ı r
\ j. �
- -:;{
] � J l � �-·, J] . j 1 1 :?. ı. � -� i: 3 1 -� \
.
•.
� � ·� ::.4 - . 5 j
�
!) . J
u �'
'
-
\ ,':}
-
�
.
�
:? � ·.� l '.,]. '\ - 3;
\
�·
J
. � '
") . \ J . -
'
3
., � ., "lı · �� · · '"
.., . i
.,
.,-
1· ., J. j
""-
j. :� 1; 1- � '\ - "lı •
J
:Y J, � � �i J ·�
- � ; ] � � J 1 j � ·:i �
:J •
·
�
·� . ' 0 >; :A -
\ ].
_
d -' ;
_
. .
1.
:_ı
.
")
. \ ::9
J
�. j �. J � 2 � � � i 0 '\ ., •] J �- �
�
- \
-
y
-:i � �3, �., -\
_., ı,
., •J
1 �] _j _j•J \� � J i: ·� J; �� �
.!) .
- 3 J _j
·4· •J
� � � .") �
!1;")
-") J.
·�
- .
!\
·J
"
� o
-
\
' J
o
_j... 1._ �ı
- - �
• -:)
... � ...
•
-:i
� -,
o
�
.
-
l.j. J
\ ... �. t). '
_61 K i U bu ' I-Burhan
İnsaniann kimisi şiirsel tarza alışmıştır, kimisi hatabi tarza alışmıştır, kimi
si ilmi tarza alışmıştır. Yazılı öğretimde Empedokles ve çoğu Pitagorasçıla
nn yaptığı gibi şiirsel tarzın ve çoğu geç dönem Yunan düşünürlerinin yap
tığı gibi hatabi tarzın kullanılması uygun değildir. Tek tek her bir ferdin öğ
retirninde ise herkesin alıştığı tarz kullanılır. Tertibe gelince birkısım tertip
ler düzenlidir ve bir kısmı düzensizdir. Çoğu insan, düzensiz tertibe alış
mıştır. Halk öteden beri şeylerin çoğunda tertipte hoşgörülü olmayı adet
edinrniştir. Bu sebeple meşhurlarm kullanıldığı sanatiann ilk ilkeleri, ken
dilerinde düzensiz tertibin kullanımına yakın olmalıdır. Buna örnek, Arito
teles'in Kategoriler kitabında ve es-Sema'u't-tabf'f kitabının ilk makalesin
de kullandığı tertiptir.
[Öğretiınin İlkeleri]
Sanatlarda öğretimin ilkeleri dörttür: Kesirıler, tanımlar, vaz' edilmiş asıl
lar ve müsadereler. Mantıkçılar öteden beri kesin ilkelerin dışındakilere
"vaz'lar" adını vermeyi adet edinmişlerdir. Kesirılere gelince mantıkçılar
bunlara "kabulü zorunlu öncüller" adını verirler. Bunlar, öğrencinin öğren
meyi amaçladığı şeye gelişinden önce kesin olarak bilmesi gereken öncüller
dir. Ayrıca öğretmen, öğrenciye bu ilkeleri söylediğinde öğrencinin burılara
dair kesin kanaati tıpkı öğretmenin kesin kanaati gibi olur. Bu nederıle öğ
renci, öğretmen hakkındaki iyi zannından dolayı değil, bizzat kendisinin sa
hip olduğu bilgisi ve içinde bu ilkelere dair bulduğu doğal tasdik nedeniyle
bunları öğretmenden kabul etmesi gerekir.
Kabulü zorurılu tümel öncüllerin bir kısmı, tümel şeyler hakkında tümel
olarak kullanılırlar. Bir kısmının ise tek tek şeyler hakkında gücü kullanılır.
Buna örnek şu sözümüzdür: "Her iki çelişikten biri doğru, diğeri yanlıştır;
her şey hakkında ya olumlu ya da olumsuz doğrudur." Çünkü burılar ve ben
zerleri, sözkonusu genel lafızlarla delalet edilen tümel olarak kullanılmazlar,
aksine her bir şey hakkında tikel olarak kullanılırlar. Bu sebeple bu öncülle
rin çoğu, sanata başlayan kimseye genel halleriyle söylenildiğinde onun ka
bul etmeyebileceği duruma gelmiştir. Çünkü o kimse, bu öncülün ancak
kendisinin o vakte kadar meşgul olduğu şeyler hakkında kullanılan gücünü
bilmiştir. Her insan her şeyle meşgul olmadığından her bir insan nezdinde
kabulü zorunlu böylesi öncüllere dair varolan, yalnızca meşgul olduğu şey
de kullanılan gücüdür.
�-' ,�)411 �\ �l:lc \ .ı! 0-o �-' '':?�\ �ı �l:lc l .ı! 0-o U"li.ll �
ı " " u· ı �
,:l,, J"-""'"'
·- . , , � . . )\.! ' .....ı . ·:(" .lj Lı\ · �
- · '-�''
' _,_ ,, :lj l:lc l .ı! .
. ...9
_,....,.,... � Y"""' �
...r- ı.r )L,\. \ Y"""':ıı ':J-' ' U"_)JC. \.:i_,s Jl U"' .fl"'-'-' . 1� 'lı,j\ .u..iı ı.....s
- --
. 1,? U"'
0-o _;:e.
. - ? U"' .fl"'-'-'
-
-. ..)*'
-�'1
u �
"
�- ı.... :U� ı.ill�-' · �
ı..r . • • ...)'*'
_
[�l zs.ıı.,...J
:. .. J_,......l_, �_,.l:ı.._, :ı1;1;1 : e:ı) wl..cw...:..l\ � �� i.S�4-o_,
.d.c_,...;:_,.
Lı..JA'-'l:l e,\ �� ��� :;�\.ı::. wy:.. � ,;;1·•19;1\ be ı..._,. .wı..J�L......_,
0ı � _;11 �-' , 4-1_,ı9 �\_,ll wı.....� ı 4-i.JA'-'l:l � ,:ıı··ıs;lı t...\.9. · tt...;._. ,':Jı
ı�ı �� �-' . .ı...J....:i � .ş�ı ..�ı .)c 0�-'..J-' J,ı; 0-o � .ı! �� c.ıfo.
':J '�\ 0-o 4-1-:i:ı e,\ f'.Jl:ı.9 '�\ Lı:+i:ı Ji.., 4-:ı �\ Lı:+i:ı e,lS '�\ 4-:ı o_fi� ı
.;,_:J; · .
'11":' �
L. ' .l.ı...:.:il\ U"'
· � . _9 .l::ıı.J l...ı-' � t9.lJ · .......ı..ı •.c:"l , _1 1\ •
•
.. U"' • •
1,? • · • . u---ı r-- U"' �
':J u· ı
� - . wL.�\ ıı1t. U"' .fl"'-'
·.< . . � . ...9 �
..':< _)� ı.ill:ili , yı \ yı \ 1,? ·- - ' 1 �
- ..r.""'
ı . _" "
0-o u_JC W\ e,t.S � \ '4-o.JAC Jc 4-,ı _fi�\ \ �\ , :i..c w...J \ .)c �)_,l\ 4-:ı u�
rl W .ı,_j\.9 ,w!_,ll ı.ill� Jl Lı.ü\.ı::. _;ll _).JA':J\ � � ı;ll \+i_,i :i..,�\ o1t.
o1t. �\ 0-o e,WI � .lj,e J.,...\..:J\ e,t.S ,,.� � J_,IJ:! e,WI � �
. ...9 � ·:ıı 1 . � -� 4-1 - ı.....ı.::.. l -'1 wL.� ı
..u-'ıY.. ':? �ı yı':J\ 1,? �
,biğ
·
. <.,? �J"" .,.. • •
_6.2 K i t a bu ' I-B u r h a n
Ç· :ı;- cr t �: i � 1ı !:;; W [.
�
- l !:;; , \:.:. ,
·
(., (.,
� ·
·
·
1 r -: t t:_ � L. . - \.. L �
. .
�
·.
��·· 1 �-
r- L { E . "i. �· � r- �· t' � C::. [ 1' r
...
ç
·Ç · � � �
f .-; � ·f � � �- r- 1:· t c (. :� {. ·t c. f L, c. f
;: � C::. f"
� ·t - t'
·
·rı. . �-.
ı:• f \. . .� - � ,� � �
[.: , f � L
.� ·
·&
1:;: (;i
l . f 1_ Cf- $= �. f l �ı:,, 1: *
. E [• � . � � ·�
-
ır C::. .c
� f• · ıı.. ' - 1 '
(.,
.
�.
\:. - .. .ı:.· .ç
l C· '
' ı;- ",--
-
f: [ �· 1 -
!:;: ''h �· i '
-
_ç;
�·
1>
-
•!;,..
Ç:_ \.. � ' : t �;
. - (• E ( . .- �
� - ı;: J;:, ; : f::�
'fıi
fu . � · �
� .
[ -Ir: � � �.. ·. . : Cı;-·
·
- f - -:-- C ı;-
.D\: (•
'
·� - � \. Ç:.
.
�,-,
1 1ı·
.ı: 1>
L
Ç >GL
'
t �
( l ·. l{ r. -� \:, r c 1 . 1ı �- f;� -..f f � -t .r.f.
i Ir. 't.. L tı.
Ç:. c .
. C . L C·
ı.
·
1
. <E
.t Ir . • ,-- Ir: � L- ' L '� b ' -..h Ç
• ·. ·
. " �
\- .c . ı:- Ç:_ "' ·ı,..
�
C·
�
(..
' � � �-
�
·
.t
.
f. t .� &- � t- t )� l- ( . t. � ;�
,
· C· �
�
h:
t. Ç
.t
·
·f·�
\_ .
·
·
-.. C 1 .
·
�: t �· ı;: - l.'
. ·
!; ' t
•Gi \.ll ' .(;,
(. .�: !:;; ' [
� [ � ı;- .
\..
ı:. - t .�
[t ç� f.� f:-: � jit. 'kp ı.� .f. lı� � [ Q_ [.· t- :E� 'i� t• ��· ı� 1� :��� 1ı� \-t 1.�
1> [. D\:
1>
'
' �
t
\ ,
�-
.:-
� � � · ı.f:.
\
rı
r - � � � f .� � �. �. .E= � ·
·( r � f J= ·;·. ş .t ·! ' �
� � C· \- � - fl 1
� �: �� �- ;E·, :� -r_ (
�
·
- Ç - fr ,E .t:. ·ı,.. - �. f) .t �
l :ır- �· · L r" ı r" r f � ,t.· 1. � ç [ �· � ·Dt f. � �· � ç ll\
·�
•
� f€ �
- t \.. \..
� f
.
L
t:
J:!
(.,
_6.3. K i t i b u ' I -B u r hi n
Çünkü o kimse yaptığı b u şeyle bize sözle açıkladığı anlamın mevcut oldu
ğuna veya olmadığına ve sözün delalet ettiği parçaların bir mevcudun veya
mevcut olmayanın bileşimi gibi bileşip bileşmediğine inanma ödevi yükle
miş değildir. O sadece "Daire adıyla bu sıfata sahip her anlama delalet edi
lir" görüşünü vaz' etmekte ve lafzın açıkladığı şey, lafızdan anlaşılan bu an
lamın mevcut olduğunu içermemektedir. Tanım, ismin tarif ettiği şeyi bir ta
rif tarzıyla tarif edebilir. Bu takdirde tanım, adeta başka bir isim olur ve ilk is
min terkisine bindirilir. Böyle alındığında tanım, ne öncüldür ne de öncül
parçasıdır. Her ne zaman tanım isimden anlaşılanın terkisine bindirilir de
bunların toplamı, tam bir söz (cazim kavl) kipine girerse isimden anlaşılan
şey, anlamın geneli (cümlesi) ve tanımdan anlaşılan şey de o anlamın özeti
(telhis) haline gelir. Böylece tanımın lafzının delalet ettiği sıfatıarın toplamı,
ismin delalet ettiği o anlama yüklem olur ve bu ikisinin toplamı da öncül ha
line gelir. Aynı şekilde onun aksi de öncüldür. Bu sebeple tanım, öncül sınıf
ları arasında sayılmıştır. Çünkü şeyi tarif eden olarak almanın, şeye yüklem
olarak alınması mümkündür. Tanım, bu iki yönden alınabildiğinden, bazen
onun isim gücünde olduğu söylenebilir bazen de öncüller arasında sayılabi
lir durumdadır. Sonra o sıfattaki anlamın varlığının işin başında açık olması
durumunda anlamdan ve onun tanımından birleşen şey, kabulü zorunlu
öncüller arasında sayılır. Şayet onun varlığı açık değilse ya vaz' edilmiş asıl
lar arasında ya da müsadereler arasında sayılır. Tanımlar ilk olarak bizatihi
alındıklarında [yani tanımlar kendileri bakımından alın dıklarındal ancak ta
rif edici olarak alınırlar. Bu sebeple ilk başta öncüller arasında sayılmazlar.
Tanım bir öncül veya öncül parçası olarak kullanılabildiğinde öncüller ara
sında da sayılır. Şimdi Aristoteles'in tanımların vaz' edilmiş asıllar veya mü
sadereler oluşunu hangi bakımdan reddettiği açığa çıktı. Vaz' edilmiş asıllar,
öğretmen öğrenciye hatırlattığında öğrenci nezdinde onlara dair kesinlik ve
onları çürütecek bir şey olmayan öncüllerdir. Bunun nedeni sözkonusu ön
cüllerin ne öğrencinin görüşü ne de onun görüşüne zıt olmasıdır. Bu neden
le öğrencinin bunları kabul etmesi istenir.
(.;C- � <.,?�\ ,�\ ..ill:.ı ı.JI ..l::.illl � C� Lo Lil � (.)1 ..)#- ıJ.4 �� o1\
. -
.W:!pl (.).4 Lo 1� f"""''i i <!Jyy W \.!y...o 0fi.:ı (.)1 � � .i:JI_, , -l_y;ı._,... ..l::.illl
"• .J �.licı u.J-"':1
0 _ - �A�- J.J "
.< ' \1 ı :.ıs..ıı :.ı.:...ı r..ş- .ı 1 t""')U �
• - .).J .,;::>-1 t""' 1 .ı...;ts �
0 .< ,O
.. I.JJ-":"' 0
J_;5 � ı.} �� }.JJ:>.J t""''i\ ()C ('�\ ı)l �_) .;u..J .�.li.. » _?...
._illj � ..b..ll (.;C- f'�I.J ,�\ u..;,. f"""''i l (.;C- f'�\ jL..... f'j\.::
<.,?�1 �� ..ill:.ı ı)c 'iyu..o ..l:JI .l:.il � � �� .ı...�
.ı u..;,. � ,�\
�1 I�.J �.li.. �1 4--.&:. ..cl.l:.ı5;.J , �.li.. �� � 'f"""''i l � �
'iy=-o :.ı.:...J:ı 01 ,� \..9__,_ :ı.:...ı � lJS....ı:ı � ı.JI.S :.ıı .ı .liJI u�ı ı.} .)C
,...:.Lcı
�_;9 �_,! U4:--l � � (.)1.5. , �\ Ü:J-1� :.ı.:...J:ı ı.JI lJS....ı:ı � .ı...;'i_, .�
0.;-: �� � ı$�\ �� ı.JI.S ı.JI 09-JI ı :.ıı !ı .w\..o..ı.WI .; � U4:--I.J 'f'···ı'i l
�\_,ll wLo..ıi..ll ı) o.l:ı.. 0-ı.J �� ıJ.4 u.l:i.J..oll .)C y'il J.JI ıJ.4 -l_y;ıo.)l
ı.} Lol_, :i.c�_,..JI J_,...,.'i l ı.} Lo\ .)C -l_y;ıo.)l 0.;-: � � ı.JIJ .�_,ı!
'i.J1 � 'i ��
. . , �.J · - W l ı'e-'
._ . ı .4J__,_ :ı.:..y · � Lo J.J1 -l.J..l:J I.J . wl .)-l�l
. � ı:.ı..ı. :ı.:..y
ı.} �� � .ı...;\..9 ,�Ji.cı » _?... .JI �.licı � (.)1 (.fi.- ..l:JI ı.J'iJ .wLo.liJI ı)
'i_,...,.1 .ı.J..l:JI 0fi:i ı.JI �U._,b) fo\ � ı.,?l ıJ.4 0'il � � . w\..cı..ı.WI
,�ı � 1 4-! y.:.ı ı:.ıı �� � A.c�_,..Jı J_,...,.'i l_, .wlyı..... -'' A.c�__,...
'i .J 4.,;1.) 'i ..ill:.ı 0fi.:ı 'i ıjl ..ill:.ı.J -� �j:ı Lo 'i_, 4-! �� �� .ı.ic ��
-� �, ..,_u� ,-\;l) b�
ı.JI ..)#- ,�\ o i.J:l Lo u)G.. � �� ı.,?.J:l �� � wi .J-l�l Lcıl_,
'�
· ' =· .l:ı..l ..ill:.ı J"-"
-�< \ .<�...., - � --� � � 1�
Wl tl..._J.:.:. 'il 01\ .J -� ı � - �\.hı 1 � 1 1
1..) .. r--
· _,.
.
• . . _ . .
____6.4 K i ta b u ' I - B u rh i n
[Burharu İnad]
Şimdi burhfuıi inad hakkında konuşalım. Bu muhatabayla, ancak şey
hakkında yokluk yoluyla bir bilgiye sahip olmayan kişiye hitap edilir. Şeye
dair bu tarz cehalet, cehalet olduğunun farkına varılınayan ama bilgi olduğu
zarınedilen cehalettir ki bu, şeye varlıkta olduğundan başka türlü İnanmak
tır. Bu, varlığında olumlu olan şeyin olumsuzlanmasına ve varlığında olum
suz olan şeyin olumlanmasına inanmaktır. Bu, hal yoluyla cehalet adı veri
len cehalettir. Farkına vanlan diğer cehalet sınıfı ise olumsuzlama yönünde
cehalet olarak adlandırılır. Bu, ya insanın bir hükrnün iki parçasından -yük·
lem ve konusundan- hiçbirini tasavvur etmemesidir ya da iki parçasını da
tasavvur etmesi ve hükümdeki olumlama ve olumsuzlamaya inanmaması
sedir. Diğer cehalet tarzında cahil olan kimse ise "0, hata etmiştir veya ya
dır. Bu tarz cehalet tarzında cahil olan kimse, muhatabası öğretim olan kim
�(;j� 1.�
.�[ �· b:
·� t {t t
'ı- 'ı.
ı;-
·t: �b '- { l �· lÇ ':cf tı _
·ı.ı ';:.b• f.- �r- "'·· · ı·-ı::•
.�
.
h- f Ç:_ �
K:
-..
"- · P, C• b 'll·
·�
f'
JK: ı;-,
"'r. �
rı
"' �
�·f f !=;. {f· �� �· � � "'
ı"'� �
.r l..
.r �.
-
_
� �. � f
'V> - - -
&
�
- 1>
· · ı. �·t. \ \·
'
[. "' .�: �
\
�
c
l· �·L· 'li-{f· ·.fll �·t.
t �
t "-�.. Ç:_. � f. �.
f)
�
� f "'Ci;•
r.
.t- ......
t h fr: oL
Ci;L· F .t"'
-
·
_;
�
;:-
·ır. . t· ...-
ı;- \.e_
�� i"' � Ci>· � t
�� f.
e f f' J · �
1:
�
� :::- b
�·
�ı;- �t_ �t' i \:.:-,�: \'i7- ·�
· Ç-
.,.
.�·
[ "'
�-
"' �
�- ı
-
L ,C'
l ·� t� "i... b "' ·
ı.
�·
·
(• ·�:
-
�
\r,
�
�
- � .t,'
�
�
\'
K: ·b � �·
-
� f' ·ır.. � ·
.ç c
'h
Ç:_
d
�
�
-
· �·
'c-
K:
-
ç;
"'· · �· · · r ı; · � r {\__
� 'r ·� ·f�
.,.A
-
�· Cj; { � · 1 �· J ·� � t
� .� 'ıA <[
·� ı.
.�� t ç t�
-
� � \: (;! � ( �. ��· ;K:f t·ı.ı t.\ 'ı.� <[6": 'li- \.. · ·(; \;
{
Ç:_ .cr .
[- r ·t.
tl 'll·
r
. - ı;- ,t"'
� b ·�t Cj;· .t· �· "'�B ıt � � � Ci;• � :
�-
�.
1'
�
\
.
-: . 'r.
r.
i 'i,..� <f � � f
�
1.' � .
tv tl
C
, "
- -� V\
·ı,.. ,
- - � f' �·
l..
f:_ K:
b ��� 1:",
ı�
V
ll
_M K i t a b u ' I-B u r h a n
Bunlar, bazen doğru bazen de yanlış olarak nakledilirler. Ister doğru ister
yanlış olsunlar bunlann nakledildiği sanatın erbabının bunlan incelemesi
mümkün değildir. Buna örnek, her üçgenin iki kenannın toplamının üçün
cü kenardan daha uzun olacağını şöyle açıklayan kimsenin açıklamasıdır:
"Hareket eden her iki şey, iki mesafeyi biri diğerinden fazla iki zamanda eşit
bir hareketle kat ettiklerinde daha uzun zamanda kat edilen mesafe daha
uzundur." Kuşkusuz bu, Geometride zati değildir ve Doğa ilminden Geo
metriye taşınmış bir açıklamadır. Geometrici bunu incelemez. Genel zati ol
mayan yanıltıcı ise dairenin dörtgenliği hakkında Bryson'un kıyasıdır. Çün
kü onun açıklaması, cedelidir ve geometrici onu incelemez. Bryson'un kıya
sı şöyledir: "Daire, daire içinde çizilen düz çizgilerden daha büyük ve daire
dışından çizilen düz çizgilerden de daha küçük olduğundan bu ikisi arasın
da yapılan şekil, dairenin dışından yapılanlardan daha küçük ve dairenin
içinden yapılanlardan ise daha büyüktür. Bu durumda daire, hiç kuşkusuz o
şekle eşit olacaktır." Bryson'un dairenin dörtgenliğini ileri sürdüğü söz, ce
delidir ve geometrici onu incelemez. Zati ise geometrici Hippocrates'ın da
irenin dörtgenliği hakkındaki sözüdür. O, hilalsi şekli dörtgenleştirince hilal
si şekiliere ayrılsa bile dairenin toplamının dairenin kesildiği hilalsi şekiliere
eşit düz çizgilerin toplamına eşit olduğunu zannetti ve sözkonusu hilalsi şe
killere eşit düz çizgi şekillerinin toplamına eşit olan bir dörtgen yapıldığında
daireye eşit olan dörtgenin varolacağını düşündü. Onun yaptıklan zati yarul
tıcılardır ve geometrici bunlan incelemez.
Bir sanatın ilkelerinde yarulgıya düşen kişiye karşı o sanat erbabının inat
!aşması mümkün değildir. Bu, o kimse sanata ait bir şeyin açıklamasında o
sanatın ilkelerine zıt bir şey kullandığındadır. Buna örnek, Antiphon'un da
ireyi dörtgenleştirmesidir. O, dairenin içinde düz çizgili bir şekil yapmış,
soma dairenin içine çizilen düz çizgili şeklin kenarlarının gerdiği birbirine
eşit iki kısmı, ikişer yarıma bölmüştür. O şu hükme vanncaya kadar bunu
yapmaya devam etmiştir: Doğrusal kenarlar, bölünmeyecek derecedeki kü
çüklüklerine ulaşırlar ve bu takdirde daire ve doğrusal çizgilerin kendisin
den bileştiği bölünmeyen büyüklüklere vanrlar; böylece dairelerin kendisin
den bileştiği büyüklükler ile açı sahibi şekillerin kendisinden bileştiği bü
yüklükler eşitlenirler. Antiphon dairenin dörtgenliğinin açıklamasında Geo
metri ilkesine zıt bir şeyi kullanmıştır. Çünkü Geometrinin ilkelerinden biri,
büyüklüklerin sonsuza dek bölüneceğidir. Bu, Geometride burhan olmadan
kabul edilmesi gereken bir şeydir.
·t � f·
· t �o• l'.
�
·.,
[ �
[ çll �
C·
(i\� [·- ••
r r -� ·:· l �·�;,
C·
B ·�
Cf::. L. t \;..._ •�
.
'�> C flo� C •G. .r. ('{' J;""
- ·,._,
>Ç.
� , � ,' - \.: C· . c � t.
r. ı::: f ı:.
•çL �
·b
:E"
"' r.:
- f
[ � � �
..
c
�-
.
\: � �- _ı;: � � V\ �F
�
t f f. � .
-: ,._, ,._,
L
c ç.
-
r'
ih F
�- r
·
�- ... l_ ... .
Cı;· -ı.
1/\
.t' .,, e; tl
-
L
c-
�)L .. �� ct' � . t t,f
_
1. �t r- r-
..; .. .. � � r . t �· t .- r � r
E{
-4
\:.. ı ç t;t
c �
�
C· ["
� �
. r. : . V\ r t ."' �t:: � t �- "p; );· r·
f.'l (i\
, \; IL .E
1 r ı ç:·
11<..,..
C
ne..... ,
� rr- �
': k-
i
.....
rı
rs.'
- 1:
� \
.L
• •
;;
{ c . -
·lA
l tA \- t' .E C · \ı;
c_
-4 �
- •'
0
\
-4
ri::
- - r; �·
.
t.
- : c-
f � 'J,.
1::" }{ ('{'
<GL. ('{' ç... f t._ \o- B t .
,
.
\o
- L·
-:- - ·G. ·�
� �t r �
�(J· � r.fı �. tl. ·t �es �- "'.t· tı: ç �� �- l � �� ı ·�k'.. r�
•
ct- f �Cf::.-
\A k.
� :t:
ç_ � \o
{
-4
1ı V\
): � �-
·r
i ç.. � f (• � "';; f � �. f. ·�. � t � �
k
!J · E - 'ıt "'
.
f \.c r.• -c-E
c-
- '
- 1 ı::�· ı::·
�
• ·
t.
f
'&- t. \; -
t Cr;:· -�
� b:.�· \e.
;;ı;: <f-. " f
-:- (;:, ır: t[ \.: � ' [ V\
'e. .ı;;� � [
,
r;:
..
t t' L ' • .(•·-4 [ -� �
f
-
'
t
,
"t- � \_. · � �
e \o
·
:[· ·
-4 •
IJ v
"' '
-;:- f"' � t r
� 1;.
- �
( - ' - r '1:·
f. t
E: �..' c_ .r;; t
.
� . r,
�...
.ı;-
'
ı:. lı �
:ı:
�
. ' ç -
�
\:. V\ : ı:
�.
tc_
� ,
�.
�
'\:..
[ [ { ı-
-ı.,. tt: f
� \o
� �
.c \o · n- �
� �• .ç.�. ·�t �: �
-'-
\
- �
� �- ·� � c_ � �
.
. ..� : �
�
[
l
�
ı-
:Ç:.. • IJ · t CI:ı;·· - �- L
\
.r
, '
'"t: ı
); - (.;
• -�
�
�: İ. t r t t �
·'
(�
� � � � tı:· -� ·�. [. � t.
-
1. � �-
\
,._,
�
2- �
_
. • _ �
't- o
- ' . \
[ �- \..
1;:
___.6.6_ Kitib u ' I - B u rha n
nakzedilen kıyasa gelince ya onun şeklinin sonuç vermeyen bir şekil olduğu
açıklanır ya da öncüllerine inatlaşılır. lnat da bir kıyas olduğundan burhani
kıyas ile burhani inat arasında fark yoktur. Bundan dolayı inatların burhani
olmaya en layık olanı, tümel olan inatlardır.
kabilirı iki parçasını birleştirmek istediğimizde çelişiğin değil, zıtlığın iki par
kat "Bir şeye eşit olan şeyler, eşit değil midir?" deriz. Sınama esnasında mu
çasını birleştiririz. Bu nedenle şöyle deriz: "Bir şeye eşit olan şeylerin hepsi,
dirde iki mukabille soru, burhani olur. Ama bu soru, sınama sorusu iken ön
eşit midir değil midir? Bir şeye eşit olan şeylerin hiçbiri eşit değildir." Bu tak
�
y'\......, <..,?
(..) (..)
'-.? -
�m ,lj�.....; W\.9 , U"45 lJC- 'J! .jl.b... � ,iJ lJC- ..�ı � üi.S ..;-. ..b.li.lı J
0
,.;,...,jl\ <\.ll � (.j.:ı..ı ı U"y.Ql\J '}/\ ,ljk..; <\.l\.9 U"45 rjc üi.S ..;-.J ...bi9 ..)4 '}/\
J U"y.QJ\ ,lj_JC ,�\ (.j.:ı..l\ U"y.QJ\ t) LJS.l ,.;,....ii ç.�\ � 'J! ..b.li.ll üi.S ..;-.J
..)4
o lı
� rol
(..)
,\...4§
..., ..ıWI üi.S
.�
, wl..ıWc. ...:i.S
:..ü \...ı �tA · -<�... U· Lı. wl..ıWI (.jY...1 U�
.. Y. U_,...
·
· .< U· 1 � ·
0.H F- ü' li..ı) ..;-.J ��JL.....:i.a ..ı..:,.\ J --� �JL..ı.J\ ç.�Jl l JS �\ : J.fo
· �'}/\ .,ljc. 1\..ül\ '
li\.9 . -.
,;..�.,--\.1il\ ,_,r' y,.. � ,_,ry,.. � � r.,rY.-
. . '}/ ,.,ı\....Q:il\ '
0-<ı JS � :J.fo
. •
. (..)
·
�
•
.. �'}1 \ ..ı..:...I J 'J!J �'}/ f'\ �JL.....:i.a ..ı..:...I J ç.� �JL..ı.JI ç.�'}l\
o� \...ıl •:i..:ı-itA y, JAı!.ii.J\.ı :i..!WI üP � .�JL.....:i.a ..ı..:.I.. J ..� �Jl...ı.JI
.�..ıli.a..! ı)J'J!\ l...ı\J ·:i..:ı-i�\.9
� � w'+::JI �� �J .� f'�l � ..b.li.lı � 4.1a �� w'+::JIJ
. - '1 JS JA
.. .,'}/ J , ...:..ıı'T?'-'
\...u. . \� . . .1 �
. .• ..b.li.ll t!-i �
-
_j ..b.li.ll t!-i
1. �11..9 .�ı '...? - \�. �.
w4-:;ı. JS 0-<ı � � ..b.li.ll ü1..9 .�t..;.. l...ı.J �� r-WI t....I J .4...�
• •
... \J ..ı..WI
� IA..J� ü.ll .:ı..ıı üi.S ,...:..ıl..ı_,:yo
:-. ı)c �� rb JS ü1..9 �lıJ ...b.li.ll
o� .4..hlt.M ll.J ,.JQW'J!I � .l::.b � � � rol •4J u=JI �I.J..ıl 0-ı �.)
. �1
__61 K i tibu ' I - B u r h a n
Bunun Geometrideki örneği şudur: "Daire şekil midir?" Açıktır ki, geometri
ci bunun [yani dairenin şekil olduğunun] kabulünü almakta ve daire onun
zihninde duyulma yakın bir durumda resm olmaktadır. "Vezinli sözler şekil
midir yoksa daire midir?" diye sorulduğunda ise açıktır ki, geometrici bunu
kabul etrnemekte, aksine zihni ondan hoşlanmamaktadır. Fakat Doğa ilmi
ne daha yakın Matematik ilimiere gelince bunlarda yanılgıya sebep olan
yönlerin çoğalması daha fazladır. Buna örnek, Optik, Ağırlıklar ilmi ve MO.si
kidir. Kıyasların şekillerindeki yanılgı ise soyutlamaya dayalı (intizil'f) ilim
lerde neredeyse gerçekleşmez ve Doğa ilminde bazen gerçekleşir. Bunların
bazen her iki öncülde olur, bazen de iki öncülün birinde olur. İki öncüiden
çoğu ancak cedeli şeylerde gerçekleşir. Yanlış sonuç veren kıyasta yanlışlık
biri yanlış olduğunda açıktır ki, inatlaşılan öncül, iki öncüiden yanlış olanı
dır. İki öncülü de yanlış olan kıyasa gelince bu iki öncüiden inatlaşılmaya en
layığı, tümel alanıdır.
dan bileşiktir. Çıkarımda ortak olan iki şeyin, sanata dair bilinen miktarda ve
onun nasıl anlaşılacağında eşit olması gerekir. İki ortaktan her biri, öğrenen,
öğreten ve inatlaşandır. lki ortak da eecteli gücün burhani kurallarla çıkardı
ğını ölçme gücüne sahip olduğunda, cedeli güç, özellikle de eğitimlisi, bura
da son derece yararlıdır. Öncekilerin görüşlerini özellikle de mütekabil gö
rüşleri incelemek, bu muhatabanın bir parçasıdır. Çoğu şeyde onun tam
olarak bilgisine erişmek mümkündür. Çoğunda ise ancak bizim gücümüz ve
bize ortak olanların gücü ölçüsünde onun bilgisi bizde meydana gelir. Bu
muhataba, öncekilerden bileşik olduğundan onda daha önceki iki kısımda
anlattığımız yönleri kullanalım.
[İlmi Sınama]
Sınama (imtihiln), sanattaki zati şeylerle insanı mugalataya düşürmenin
amaçlandığı muhatabadır. Sınamayla amaçlanan, insarıın yetkin olduğu
zarınedilen ilimdeki gücünün ölçüsünü öğrenmektir.
.U �_)J.J ı . .l � - '�- .II : I : · ·I\ :.�� Y�
1c::" > r,Y'bl1 · 1• · t.... �
' · - 11 . �
·
� . �� .
v-
• •
UUA
� 4.,j_,j_,.JI Jut.a"il � :J:ı.... 1�1_, 'u-ı�I CJA Jb.ll �.) .ı.....ii � öyl.lll
� \.)"� U � U"' . ı.,r
- .1t...:ill ·
uts;
·
ı... 1...1.J ı . �- .ı..1\ � t.
·
. .1 · ·
, ı� 'i .wl · . . .1 1 · ·�
v-
� Yöy'\.ı . .J/; .J1
,.l::J.;y w lJA _;ll ü�l 4-:!9 J.ıS:ı (.ıl ı,;.r-1 4--\1..9 ,�1 r-WI �� y_)l
1- (.j4 -� � '-H � <.,?'
,�\.io.ll J,S..:;.I � ..b.WI 1...1_, .�til\ r1c _, �'i l r1c _, _):.Li.JI r1c cil� Jt.J...
� Wl cil� _fol_, . �1 r-WI � � ..ı.9_, ,� \ .fo"il r-_,.b..ll � � -li.S.:ı 'i .:ü\..9
�..ıi.o .) �:ı.ıı 0fo ..ı.9 ��\,5;1\ �� � ı,;:ı.ll U"�\ _, .�..l.;ı.-11 ç.�"j l �
� \A �W _;ll (JI � ,�ts; W.lhl ..::.\.5:
.U � . �hi _} üfo. ..ı.9_, '�
· ·
. . -;ll ü\..ı.b\.:.i...JI . � · .tı.b\.:.i...J I
1 l.,l'i' . .. . . .
•
ı.r !"...J.o.;
J (.j4
w.l....ı
-""' . ...)"'-� _) . ış-- - -
y.
•
•
daki soru, bazen öncüllerle bazen de kıyasla olur. Fakat öncüllerle soru, sı
namaya dahil olmaya daha layıktır. Bazen bu, sınırlı bir vaz'da ve [bazen de]
sınırsız bir vaz'da olur ki bu, sınama olmaya daha layıktır.
Öncüllerle soru bazen uzak öncüllerle ve [bazen de] yakın öncüllerle
olur. Uzak öncüllerle olan soru, sınama kısmına giren sorudur. Bu soru, ba
zen zıtlığın iki parçasıyla da olur, bazen de zıtlığın iki parçasından biriyle
olur ve zıtlığın iki parçasından yanlış olan parçayı aramamız gerekir. Kıyas
la olan soru ise bazen basit kıyasla bazen de bileşik kıyasla olur. Bileşik kıya
sın kullanılması, bu kısma girer. Bunun dışındaki ise soruda kullarıılanlar
dan olup ilmi muhatabaya girmez fakat bir kısmı cedeli ve bir kısmı da saf
satalıdır [sofistik] . Bu mugalataların dışındakilere gelince bunlardan öncül
lerde olanlar şöyledir: Yalnızca doğru öncül kabul edilir ve kabulü istenen
öneille karşı onu iptal etmek üzere oluşturulan bir kıyasla karşı çıkılır. Ken
disinden sorulan kıyasa gelince onu incelememiz gerekir: Şekli, sonuç veren
bir şekil midir veya öncülleri doğru mudur yoksa değil midir ve sonucu doğ
ru mudur yoksa yanlış mıdır? Eğer sonuç yanlışsa sonuca direnir ve hem kı
yasa hem de kıyasın öncüllerine karşı direnir. Yalnızca sonuca veya yalnızca
kıyasın öncüllerine direnmekle yetinmemeli hem kıyas hem de sonuca di
renmelidir.
tir. İkincisi, şey bakımdan direnmektir. Üçüncüsü ise sözün kipi bakımın
Direnme burada üç sınıftır. Birincisi, söze soran bakımından direnmek
·.<ı
� ô..l)_,ll �\ .lll ü1..bl�l
1 J 'll · � ..»
4..i...Jill ı.>" · 1'lt-'-'"
. J' ,4-cli...I...::J . _ğ n · l:ı ·
.<ıı ü...
, .ı.ı.19 ,�\�
, ü...
- .u.l
ı..r u� ı.>" ..»
�
�..#"'
'0"\!Sll: üfo ..l!J üLo.ı.WL: üfo ..l! :i..,ı1:.G....II o� � 4JWI J . J�I 0AJ
.}c � üfo. ..l!J . üb..:i...ı'l l � 4.hb üfo 01 '-:?...>="1 ..:ıLo.ı.Wl,ı 4..1Wı 01
.lit.:..:i....l ü.fo. 01 <.,?..>="I .JAJ •..lJ..l:ıı.A ..»f:- �J .)c J -lJ..l:ı...c �J
.;JIJ .�_;ll ül.o.ıi.Jl:J ö�l üLo.ı.Wl,ı 0fo ..l! üLo.ı.WL: 4JWI.J
,ı...... ..ll...ö::ı.:ill .;� 0fo ..l! 4JW\ O�.J .l.)b..:i.'l..ı \ Yi..: � J6,...ll Lo � ö�l:
4JWI Lo\J . � y�tS.l \ � ...:r.JI <.,?� 1.)1 �.J . .ı.+ıJ.;>. .l:ı.l: 0fo ..l!J
._ı'1.....ır.:i.\ .J ,-.,..ıSyJ\ u-ı411l: 0fo ..l!.J ·�' u-ı411l: 0fo ..l! �l9 '0-'�
,4JWI � � � 1� I-lc Lo Lo\J . ...,.ıl,ıl\ 1� � �� _y. -.,..ıSyJI u-ıYi\1
,_)l: Loi.J ._;l.b.d_,..... �.J � � � ·� :i..,ı1:.� � J6,.b ..»F <Gl9
_,l.l:..J\ 1"Jt.i:ı i.JI.J •J..ll...::..ll 'll � '1 0L:! üLo.ıiJI � Lo\ .# ,..:ı1..l:ı.\�1 o�
·<US -'�" . · ı -�
y
�4..,ı�\S Jl �.lt......:. � .), .J , '1 .JI .�.lt......:. �'Lo� JR. .JI 'F J5...::. ..US..::. JR.
. - '·
(.)-' c.,r- -
0"4111 1"J� J,ı , \A.l:ı..J '-'""4111 üLo� .J I IA.l:ı..J �� 4....J\.i.a .)c � 1.)1
. ı...... :b..wl
. .. l .J
�.J ,JjL..J\ � J_,ill 4...}i.o \.pa :üt:ı......\ ;;_;;� li.ı 1A 4...Jli..J\.J
� 4...Jli..JI Lo\ .J_,ill � � 4....Jli..JI 4-l-a J , Y''1\ � 4....Jli..JI
0fo ..l! o�J .4.ıtJ..l � � '1 � .JI JjL..JI � � J_,ill 4....J\.i.a � ,JjL..JI
� '1\ o� � �.J , JjL..J\ �� � 4-i.J .�\S ��l:J • �.lt......:. ��l,ı
.) � � '1 � a..:i... J\.i.a � J_,ill � � 4...Jli..JI.J , _y..;.h
. y. 0A :i..,ı1:.\.:i...
•
:i.::.
- ..W .uc (..)-'"'
.
·.<� ("" -ı ...::.ı.ll..ıl
•
1�1 Lo üLo.ıiJI ı.>" 1"J1.iı- u· \ i.)->"'
· .-.<ı 't �Y""'
- -ıı �.>""-'
. �- ı
�
- · ı
___..6.9 Kit a b u ' I - B u r h a n
ğin bizim için "Her şeklin açıları, iki dik kenara eşittir; iki kenarı eşit olan şe
renme yapılan parçasını kaldırır ve [öncülün] geri kalanı tümel olur. Örne
cille direnip de "Her şeklin açıları iki dik kenara eşit değildir, çünkü dörtgen
"İki kenarı eşit olan, iki dik kenara eşittir." Biz, tikel bir direnişle büyük ön
bir şekildir ve açıları iki dik kenara eşit değildir" dersek direnişin gerçekleş
olarak kullanılıp şöyle denilebilir: "Her üç kenarlı şeklin açıları, iki dik kena
tiği dörtgen, bizim "her şekil . . . " sözümüzden çıkarılarak geri kalanı tümel
ra eşittir. " Böylece direnişten sonra geriye kalan kısım, sonuçta fayda verir.
ya da tikel olmalı ve bu tikel direniş sayesinde iki kenarı eşit olanın, üç kena
Bu durumda direniş, geçersizleşir. Bundan dolayı direniş ya tümel olmalıdır
ra sahip şeklin altına girmesine sebep olan o şey şekilden kalkmalı ki direniş
şu veya bu tarzda olsun: Her şeklin açıları iki dik kenara eşit değildir, çünkü
dörtgen bir şekildir ama böyle değildir.
1/\1>, [r;;: •Çt.. �t' ,çli. ç,. CV\· �� �t'
c- C· (.,• �
V\ �
•
� �t ' � ,c
i
}1_, .ç:,
�
r,: · �
�
�· ·t �
);;\
lol
t'
�
f "r
h· �
t'
�.
.
�-. f . rı. r s t f
.ç:, .
l
�
�� \ · Ç]\ - 0'
E f Q: C Ç:_ ·. �
t �
[· . r çf ·.�· ..,�. ·: s �
' .
L1 ıı · b· �·
ı;;; 't _;.
·
ır:
ç . � -: k lL 'L ıt�
�
r -
Ç- - f - - � ., ç. <f..�• f cn:· �
t' 't-
&- - L � 'u.. ·� ·
\..- C l>-' 1>'
�
b
f h· !2 =t_ t � f �
'&.. "'\
� f �� � �· t' f ih
ı
.
�
� .
t. 0'
&.·: vG l ç•!:... c.·h [ "'
"' "
"'
l t, fl'�
• . • t. - c... · J
'
f""
·
�.t,< t �· �
._,.
. ·
\· � �· 1 -� � � i � �- � � l_. .� ·�
- �
f �
.
, �..., "
-
(h
• r.
� � f� �� i · -· f f �·- (: ,ç
1
- (j;; � 1:.
� (
ı..:';
•
ı; .
·� ç,. E ç;. � �. .t
'ı:,.. � _r;;: ; r l &. i ·� r. ·� r ·�;..
1
_ l1
�- - t. L.
.. \..,� Ç Lb· t Çr · • t
•l_.. � L •
t·ı=\ ı=\ t l-
'ı.
Ç;; 'ı.. . lA f: � t· b<'; 't-:-
�-
ç
�. ·
ı..:';
�.
� .
-
� � (h
[�� �;�[
)A Ç> Ç-
·� �t' •f .� �...... r· t-
.;:
•
$=- C·
... . ·(;..
t' •(h ·t •
� c -
�
V\
•
c..:..
1 .
�
·� -
1 \
�· -
f r c. 't
,c
ı:
f k'f- ,. Ç;_t'' �ç;.·. "f
L
i �. �. � � .r- ep
- \..,
1
r. 1 � .� -
·ı.. .
1
-
·· �
1 1
·� · ı .� -
...
. [• ı; t 1 . � �
. l-
�
� �� � f 1·:
1
Er \ !..., ı..:';
�: ( ·t: � I
.
\.., • �
t c;. 1
�� t- rı � 1: : � ı; t
1
� �:
� \ 1
c.
ı :; � }'&. l� �l-··. t-
f""
� c. f E! ·
�� &);:: t �b' �-t'� [- �. b '\:_�ı ::-
C· l.r, (,. t i
·� � [
� t: - �[ '
· · ,,
- 'E[
§
ç
lt.. � { �
f ·�&. : . t "'r fi!
t' � ·(h 'c:ı:. :ı:P [ı;;; �� 1;;t�l �<E � .,.
·ı... � f · _ .t
- -
\. f
, l
f ·
�
{
t' 'e;
,
( � } r �- ·� 1 1� t Ç_
ı; ·
.
� � ı -� r J�� !- f �� r; -�
;.· "'
[r;;:·
1 1
" ır
� l_. 'e; �
�: ;� -� Yi: l-_ �
1
•
• •
J:!
_1J} Kit a b u ' I - B u rhan
'ul.ıj .} � ���\ Ujl$. ul ..ı..i\ Ji.o '��� �l.i. .) .JI �.J ._;I:.UI J_,ill
. • ış· • .
Notlar
ı Bu cümlenin "Acaba nefsin onları idrakinin, onların tikellerini duyumsamaksızın
onlara özgü bir idrak mi olduğuna yoksa onların bilgisinin bizde ancak onların ti
kellerini daha önceden duyumsadığımızda mı meydana geldiğine aldırmayalım"
kısmında "yoksa" ile başlayan ifade Macid Fahri baskısında "Wl _, " ifadesiyle başla
maktadır. Bu durumda yukarıda geçen "hel" soru edatının iki şıkkından birini dile
getirmemektedir. Ancak cümle dikkatle okunduğunda tercüme ettiğimiz gibi ol
ması gerektiği anlaşılır. Çünkü Farabi tikellere dair bilgilerimizin onların daha ön
ceden idrak edilmiş olmasına dayanıp dayanmadığı meselesinin bu yerde araştır
2 Macid Fahri baskısındaki tahkik notunda belirtilen (s. 26, dipnot, 8) diğer nüsha
ma konusu olmadığını belirtmektedir.
esas alındı. Metinde esas alınan nüshaya göre tercümesi şöyledir: " ( ... ) işte bu, mut
lak olarak burhandır."
5 Arapçadaki cümle kuruluşu ile Türkçedeki cümle kuruluşu farklı olduğundan tercü
mede öne alınan şey cins değil fasıl olmaktadır. Çünkü daha genel olanın doğru ye
ri en sondur. Farabi'nin kastının doğru anlaşılması için örneğin Arapçasını paran
tez arasında verdik.
6 Burada " sümme eradnd" (s. 56, satır. ı 7) ifadesinde " izd" lafzının düştüğü arılaşıl
maktadır. Doğrusu, "sümme izd eradna" olmalıdır ve tercüme buna göre yapıl
" .ı..J...y
wl" şeklindedir (s. 62).
mıştır.
� wl
wl " şeklinde olması ge
rekir. Nitekim Kitdbu'l-Burhdn'ın Muhammed Takiy Diiniş tahkikinde " "
yonu değil Macid Fahri baskısının tahkik dipnotlarında verilen diğer iki nüshadaki
"el-İlmü'l-Medeni" versiyonu esas alınmıştır. Çünkü İlahi İlim yani Metafizik çok
açık bir şekilde konusu tümel şeyler oları ilimler kapsamına girmektedir.
K i U b u ' I - B u r h fin 12_
ı ı Yani herhangi bir ilham ve hatırlatma sözkonusu olmaksızın insan zihninde daha
önce bulunmayan bir bilginin meydana gelmesine "öğretim" denmesi uygundur.
1 2 Macid Fahri baskısının tabkik dipnotunda belirtilen diğer iki nüshaya göre "zihni"
kelimesi yerinde "fikri" kelimesi bulunmaktadır. Metnin her iki kelimeye göre an
1 3 Macid Fabri baskısında metinde geçen " u� " kelimesi değil, tabkik dipnotla
laşılabileceğini göstermek amacıyla " fikri" kelimesini parantez arasına koyduk.
"4.1..ı
" kelimesi esas alındı.
"
1 5 Macid Fabri baskısındaki .ı;ı.ı " tabkik dipnotu dikkate alınmıştır.
.·