You are on page 1of 34

11.

Sınıf
TÜRK EDEBİYATI
Kıymet DOLANER
Serenat ONAN
Sibel VURAL
Taylan TATLI

M.E.B Talim ve Terbiye Kurulu'nun 11.10.2007 gün ve 168 sayılı kararı ile kabul edilen 11. sınıf Türk
Edebiyatı dersi öğretim programına uygun hazırlanmıştır.

PALME YAYINCILIK
Ankara, 2014

1
PALME YAYINLARI: 811
11. Sınıf Türk Edebiyatı / Kıymet DOLANER - Serenat ONAN - Sibel VURAL - Taylan TATLI
Yayına Hazırlama : PALME Dizgi-Grafik Tasarım Birimi
Yayın Editörü : Cemil AYAN
Palme Yayıncılık © 2014
Yayıncı Sertifika No : 14142
ISBN : 978-605-355-187-4

Baskı : Tuna Matbaacılık San. ve Tic. A. Ş.


Basımevi Sertifika No : 16102

Bu kitap 5846 sayılı yasanın hükümlerine göre kısmen ya da tamamen basılamaz, dolaylı dahi olsa kullanıla-
maz, teksir, fotokopi ya da başka bir teknikle çoğaltılamaz. Her hakkı saklıdır, PALME YAYINCILIK’a aittir.

G ENEL D AĞITIM
YAZIT Yayın-Dağıtım
Sağlık Sokak 17/30 Sıhhiye-ANKARA
Tel 0312-433 63 85-433 56 65 Faks 0312-433 73 17

2
“Benim Manevi Mirasım BİLİM ve AKILDIR”

M. Kemal ATATÜRK
3
EDİTÖR’DEN

Son yıllarda ilk ve ortaöğretimde uygulanmaya başlanan öğretim programlarının ana felsefesi, yaşam temelli yak-
laşımı esas almasıdır. Bu yaklaşımla, soyut gibi algılanan birçok kavram gerçek yaşamla ilişkilendirilmiş, somut hale
getirilmiştir. Bu yaklaşım okullarımızdaki öğretim sürecine tam olarak yerleştirildiği ve uygulandığı zaman öğrenci-
lerimizin derslere olan ilgi ve motivasyonları ciddi bir biçimde artacaktır. Tüm bu gelişmelerin sonucu olarak bilişim
toplumunun gerektirdiği becerilere sahip, objektif ve analitik düşünebilen, yaratıcı bir kafa gücüne sahip kuşaklar
yetişecektir. Böyle yetişen genç insanlar, ezberden uzak kalacak, sağlıklı iletişim kurabilme yetileri gelişecek; kendini
iyi tanıyan, çevresiyle barışık bireyler olacaktır.
Palme yayıncılığın hazırladığı bu kitap serisinin içeriği yukarıda belirtilen bakış açısı çerçevesinde oluşturulmuştur.
Ayrıca bu kitaplar değişen yeni sınav sistemine (YGS–LYS) uygun bir niteliğe sahiptir. Üniversite sınavlarında sorula-
cak soruların kapsamı ve ağırlık düzeyine uygun bir konu akışı sağlanmıştır.
Bu kitapların hazırlanmasında büyük bir özveriyle bana destek veren Palme Yayıncılık’ın genel müdürü sayın İlhan
Budak’a teşekkür ederim.
Palme Yayıncılık’tan çıkan bu kitap serisinin tüm öğrencilere yararlı olması ve onların gelişimine bir katkı sağlaması
dileğiyle.....

Ağustos, 2013 Cemil AYAN


ayancemil@hotmail.com

4
ÖN SÖZ

Sevgili öğrenciler,

Türk edebiyatı dersinin amacı, her türlü metni, yazıldığı dönemin zihniyetiyle ilişkilendirerek anlayıp değerlendi-
rebilen, başta şiir ve sanat metinleri olmak üzere, yine her türlü metni yapı, tema, dil ve anlatım, anlam ve gelenek
bakımlarından inceleyip çözümleyen ve yorumlayabilen, benzer ve farklı metinleri birbirleriyle karşılaştırıp bunlardan
sonuçlar çıkarabilen öğrenciler yetiştirmektir. Ayrıca edebiyat dersleri aracılığıyla sizlere estetik bir zevk kazandırmak
hedeflenmiştir.

Edebiyat derslerinin yararlı, işlevli ve zevkli hale gelebilmesi, sizlerin de dersle ilgili bazı sorumlulukları almanıza
bağlıdır. Edebiyat derslerinde aşağıda örneklenen bir yöntem kullanabilir ve bu dersi hem daha zevkli hale getirebilir-
siniz hem de kalıcı bilgiler yaratarak belli bir edebiyat zevkine ve birikimine ulaşabilirsiniz. Böylece derste sıkılan, pasif
bir birey olmaktan çıkıp aktif ve etkin bir hale gelebilirsiniz.

• İnceleyeceğiniz edebi metnin ne olduğunu ve özelliklerini önceden öğreniniz.

• O edebi metni oluşturan siyasi, sosyal ve kültürel ortam hakkında araştırmalar yapınız.

• Edebi eseri yaratan sanatçıların kişilik özelliklerini, etkilendiği sanat akımlarını, etkilendiği düşünce akımlarını,
eğitim durumunu, ailesi ve yaşadığı çevreyi öğrenerek yazarlarla ilgili bilgi toplayınız.

• Okuduğunuz yazarın ve şairin eserlerini, bu eserlerin yazıldığı dönemi, sanatçının diğer eserlerini araştırıp öğre-
niniz.

Unutmayınız ki bu küçük araştırmalarla derste etkin bir konuma gelecek, belki de geleceğin ünlü yazar ve şairlerin-
den biri siz olacaksınız ve belki de uluslararası alanlarda ülkemizi tanıtan ve yükselten birer gurur kaynağı olacaksınız…

Yaşam boyu sağlık ve başarı dileklerimizle…

Yazarlar

5
İÇİNDEKİLER

1. ÜNİTE: BATI ETKİSİNDEKİ TÜRK EDEBİYATINA GİRİŞ

1. Edibiyat, Sosyal ve Siyasî Hayat İlişkisi....................................................................................................................... 12

Etkinlik 1-2................................................................................................................................................................... 18-20

2. Yenileşme Dönemi.......................................................................................................................................................... 21

Etkinlik 3-4................................................................................................................................................................... 28-29

Ünite Testleri 1-2......................................................................................................................................................... 30-33

1. Ünite Cevap Anahtarı................................................................................................................................................... 34

2. ÜNİTE: TANZİMAT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI

1. Tanzimat Dönemi Edebiyatı'nın Oluşumu.................................................................................................................... 36

Etkinlik 1-4................................................................................................................................................................... 40-43

Şimdi Test Zamanı 1........................................................................................................................................................ 44

2. Tanzimat Edebiyatı Öğretici Metinler............................................................................................................................ 46

Etkinlik 5-10................................................................................................................................................................. 54-59

Şimdi Test Zamanı 1-2................................................................................................................................................ 60-63

6
3. Tanzimat Edebiyatı Coşku ve Heyecana Bağlı Metinler.............................................................................................. 64

Etkinlik 11-21............................................................................................................................................................... 74-84

Şimdi Test Zamanı 1-2................................................................................................................................................ 85-88

4. Olay Çevresinde Oluşan Edebî Metinler....................................................................................................................... 89

A. Anlatmaya Bağlı Edebî Metinler................................................................................................................................... 89

Etkinlik 22-31........................................................................................................................................................... 108-117

Şimdi Test Zamanı 1-2............................................................................................................................................ 118-121

B. Göstermeye Bağlı Edebî Metinler.......................................................................................................................... 122

Etkinlik 32-36........................................................................................................................................................... 134-138

Şimdi Test Zamanı 1...................................................................................................................................................... 139


5. Tanzimat Dönemi Edebiyatı'nın Genel Özellikleri...................................................................................................... 141

Etkinlik 37-40.................................................................................................................................................................. 145

Ünite Testi 1-5......................................................................................................................................................... 149-158

2. Ünite Cevap Anahtarı................................................................................................................................................. 159

3. ÜNİTE: SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI VE FECR-İ ÂTÎ TOPLULUĞU

1. Servet-i Fünûn Edebiyatı'nın Oluşumu....................................................................................................................... 166

Etkinlik 1-3............................................................................................................................................................... 171-173

Şimdi Test Zamanı 1...................................................................................................................................................... 174

7
2. Öğretici Metinler........................................................................................................................................................... 176

Etkinlik 4-9............................................................................................................................................................... 185-190

Şimdi Test Zamanı 1...................................................................................................................................................... 191

3. Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler................................................................................................................... 193

Etkinlik 10-19........................................................................................................................................................... 205-214

Şimdi Test Zamanı 1-2............................................................................................................................................ 215-218


4. Olay Çevresinde Oluşan Edebî Metinler..................................................................................................................... 219

Etkinlik 20-28........................................................................................................................................................... 235-243

Şimdi Test Zamanı 1-2............................................................................................................................................ 244-247

5. Servet-î Fünûn Edebiyatı'nın Genel Özellikleri.......................................................................................................... 248

Etkinlik 29....................................................................................................................................................................... 249


6. Fecr-i Âtî Topluluğu...................................................................................................................................................... 250

7. Fecr-i Âtî Şiiri................................................................................................................................................................ 253

Etkinlik 30-34........................................................................................................................................................... 258-262

Şimdi Test Zamanı 1...................................................................................................................................................... 263

Ünite Testleri 1-5..................................................................................................................................................... 265-274

3. Ünite Cevap Anahtarları............................................................................................................................................. 275

8
4. ÜNİTE: MİLLÎ EDEBİYAT DÖNEMİ

1. Millî Edebiyat Dönemi'nin Oluşumu............................................................................................................................ 282

Etkinlik 1-2............................................................................................................................................................... 286-287

Etkinlik 3......................................................................................................................................................................... 290


2. Öğretici Metinler........................................................................................................................................................... 291

Etkinlik 4......................................................................................................................................................................... 295

Etkinlik 5-8............................................................................................................................................................... 300-303

Şimdi Test Zamanı 1...................................................................................................................................................... 304


3. Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler................................................................................................................... 306

Etkinlik 9-10............................................................................................................................................................. 313-314

Etkinlik 11-18........................................................................................................................................................... 327-335

Şimdi Test Zamanı 1...................................................................................................................................................... 336


4. Olay Çevresinde Oluşan Edebî Metinler..................................................................................................................... 338

A. Anlatmaya Bağlı Edebî Metinler................................................................................................................................. 338

Etkinlik 19....................................................................................................................................................................... 364

Etkinlik 20-28........................................................................................................................................................... 368-376

Şimdi Test Zamanı 1...................................................................................................................................................... 377

B. Göstermeye Bağlı Edebî Metinler.............................................................................................................................. 379

Etkinlik 29-30................................................................................................................................................................... 382-383

9
Ünite Testleri 1-5............................................................................................................................................................. 384-393

4. Ünite Cevap Anahtarları..................................................................................................................................................... 394

KAYNAKÇA................................................................................................................................................................................. 398

10
1. Ünite

BATI ETKİSİNDEKİ
TÜRK EDEBİYATINA GİRİŞ

(YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI)


ÜNİTE - 1

1. EDEBİYAT, SOSYAL VE Siyasî HAYAT İLİŞKİSİ


Tarih İçinde Türk Edebiyatı

2. YENİLEŞME DÖNEMİ

1. EDEBİYAT, SOSYAL VE SİYASÎ HAYAT İLİŞKİSİ

Her edebî eser yaratıcısını da içinde taşır. Bunların temelinde ya-


ratıcının duygu ve düşünce dünyası vardır. Böyle değerlendirildi-
ğinde her ürünün, yazarının dünya görüşünü, öznel yorumlarını
yansıttığı söylenebilir.

Ancak unutulmaması gereken nokta şudur ki, bir eserin yaratıcısı


A. Edebiyat ve Sosyal Hayat
olan sanatçı da toplumun üyesi, bir parçasıdır. Bu yüzden her
sanatçı yapıtını yetiştiği toplumun dil ve kültür ögeleriyle şekil-
Edebiyatın konusu insandır. Edebiyat, insanların iç dünyasına,
lendirir.
ilişkilerine doğal ve sosyal çevrelerine, toplum yaşamına, eko-
nomik, siyasî ve sosyal değişimlerine ayna tutan güzel sanat Kültür, bir milletin benliğini ve kimliğini oluşturan ögelerin başın-
dalıdır. da gelir. Dil de o milletin kültürünü yansıtan, geleceğe taşıyan
en önemli unsurdur. Milletlerin yaşam biçimleri, aynı zamanda
Edebi eser, duygu, düşünce ve hayallerin insanda heyecan ve
onların kültürü demektir.
hayranlık uyandıracak biçimde ve estetik bir yapı içinde söylen-
mesi ve yazılması ile oluşan edebiyat ürünüdür. Her edebi eser, ait olduğu toplumun duyuş, düşünüş, gelenek
ve inançlarını; kısaca kültürünü dil aracılığıyla yansıtır. Örneğin
Edebi eserler, insanı tüm yönleriyle incelemeyi ve tanıtmayı
Türklerin İslam dinîni kabul etmeleriyle değişen sosyal yaşam
amaçlar. Geniş ruh çözümlemeleri yapar, insanın iç dünyasını
ve dil, o dönemin edebiyat ürünlerine de yansımıştır. Yusuf Has
duygu ve hayallerini anlatır. Böylece insanın, "insan" denen var-
Hacip'in "Kutadgu Bilig"i, Edip Ahmet'in "Atabetü'l Hakayık"ı de-
lığı –yani kendisini– daha iyi tanımasına ve anlamasına yardımcı
olur. ğişen kültürel özelliklerimizi yansıtan ilk eserlerdir.

12
Edebî eserlerin yalnızca sosyal yaşama ayna tutma, toplumun
ÖRNEK

ÜNİTE - 1
kültürel varlığını gelecek kuşaklara aktarma görevi yoktur. Bazı
edebî eserler topluma öncülük etme, onu değiştirme ve geliştir-
METİN
me amacını taşır.

Bundan da edebi eserin iki misyonu olduğu sonucu çıkarılır: Bi- EYVAH

Tarih İçinde Türk Edebiyatı


rincisi ait olduğu toplumun kültürel değerlerinden hareketle tüm ÖZET

insanlığa seslenme, evrensel bir kimlik kazanma; ikincisi de top- Meftun Bey, Rifat Beyin kızı Sabira ile evlidir. Bir yandan
luma yol gösterme, öncülük etme; onu değiştirip çağın koşulları- karısına ikinci bir eş almaktan bahseder, bir yandan da so-
kaklardaki ahlaksız durumlarını görüp onlardan şikayet eder.
na ayak uydurmalarını sağlamaktır.
Kadınla erkek arasındaki ilişkinin bu kadar sulanmasını ve
Edebî eserler tüm bunları yaparken tarihten, coğrafyadan, felse- ortalığa dökülmesini ayıplar. Sabire Hanım, kocasının ikinci
kez evlenme konusunda söylediği sözlerin şaka olduğunu bil-
fe ve psikolojiden, pozitif bilimlerden edebiyatın kuralları ve sınır-
mesine rağmen çok alıngan davranır.
ları içinde yararlanma yoluna gider.
Meftun Bey, Sabire Hanım'la tavla oynamak ister. Tavla müsa-
Türklerin duygu, düşün- bakasını kazandığı takdirde, ikinci kez evlenmesine rıza göster-
ce ve sanat hayatı, yüz- mesini, kaybederse ikinci kez evlenmekten bir daha söz etme-
yeceğini bildirir. Maçı, Sabriye Hanım kazanır. Böylece Meftun
yıllar boyu Doğu kültür
Bey'in ikinci kez evlenmek için izin alma hayalleri suya düşer.
dünyasından beslen-
Ancak Meftun Bey, Sabire'den gizleyerek Leyla isimli bir kızla
miştir. 18. yüzyılın ilk
epeyden beri evlidir. Bundan haberi bile olmayan Sabire'ye acı-
çeyreğinden itibaren
sa da ikinci eşi Leyla Hanım'la daha rahat beraber olabilmek
Batı dünyasını tanıma- için Beykoz'da ikinci bir ev açar. Beykoz'a sık sık gitmesini de
ya başlaması ile yön Rifat Bey'in oradaki dükkânının hesaplarını incelemeye bağlar.
değiştirmiştir. Tanzimat, sosyal ve siyasî değişmeler açısından Her iki eşini de uzun süre böyle idare eden Meftun Bey, bir
olduğu kadar, edebiyatımız açısından da önemli bir dönüm nok- gün eşi Leyla Hanım'la birlikteyken Rifat Bey'e yakalanır. Du-
tası olmuştur. rumu öğrenirse kızı Sabire'nin çok üzüleceğini düşünen Rifat
Bey, Meftun'dan Sabire Hanım'ı kendisinden soğutmasını is-
Tanzimat edebiyatı içinde sosyal hayatı yansıtan örneklerin sayı- ter. Meftun Bey, karışık düşünceler içinde bir tekkeye gider
sı epeyce çoktur. Bunlar incelendiğinde, ve orada huzur bulmak ister. Evine dönünce de Sabire'ye so-
ğuk davranmaya başlar. Kocasına büyü yapıldığını düşünen
Aile ve aile ilişkileri, bu ilişkiler içinde, yaşanan sosyal konuları Sabire, bu büyüyü bozmak için hocalara giderken Meftun'dan
işleyen eserlerin kendisini boşadığını bildiren bir mektup alır ve perişan olur.
Bab-ı Serâsker'de çalışan Meftun Bey işinden azledilir, Sabi-
Tarihsel olayları işleyen eserlerin
re Hanım'a da üzülmektedir. Leyla Hanım, Meftun Bey'i neşe-
lendirmek ve hoş tutmak için uğraşmaktadır.
Düşünce ve siyasî ideolojilere ağırlık veren eserlerin
Meftun Bey, bir gün Rifat Bey'den Sabire'nin ölmek üzere ol-
Eğitim ve eğitimin yanlışlıkları ve eksikliklerini ele alan eserle- duğunu ve kendisini görmek istediğini bildiren bir pusula alır.
rin Sabire'ye giden Meftun onun her şeyi öğrendiğini, buna rağ-
men hâlâ kendisini çok sevdiğini anlar. Sabire Hanım'ı teselli
Dinî hayatı ve inançları yansıtan eserlerin etmek için Lela Hanım'ı boşayacağını söyler. Bunun üzerine
Sabire, Meftun'a Leyla'yı boşaldığını bildiren bir mektup yaz-
Batılı düşünceyi ve sosyal yaşamda Batılılaşmayı anlatan dırıp onun evine gönderir. Çok kısa bir süre sonra da ölür.
eserlerin bir hayli fazla olduğu görülür. Meftun Bey, iki karısını da kaybedip yalnız kalır.
Ahmet Mithat Efendi

13
YORUM Muhsin her gün ateşler içinde "Vuslat" diye sayıkladıkça, Na-
ÜNİTE - 1

ime Hanım'ın ciğeri parçalanmakta, Vuslat'ı bulmak için kapı


Ahmet Mithat Efendi'nin "Eyvah" adlı tiyatrosu, dönemi-
kapı dolaşmaktadır. Ani gelen bir haber Naime Hanımı çok
nin sosyal hayatını birçok yönden yansıtan bir eserdir.
sevindirir, Vuslat bulunmuştur.
O dönemde birden fazla kadınla evlenme adeti, evli-
liklerin erkek tarafından bir sözle bitirilmesi, Batılılaş- Vuslat'ı satın alan Latife Hanım, onu Mustafa adlı bir Girit-
Tarih İçinde Türk Edebiyatı

ma süreciyle birlikte kadın-erkek ilişkilerinde başlayan li tüccara bin altına satmıştır. Gemiyle Girit'e giden Vuslat,
rahatlık, birden fazla evliliğin aile ve toplum hayatına yolda hastalanır. Yemeden içmeden kesilip yataklara düşer.
verdiği zararlar eleştirilir. Bu eserde yazarın Batılı bir
Merhametli bir adam olan Mustafa Bey, Vuslat'ın derdinîn
anlayışı ve yaşam tarzını tam olarak bemisemediği; an-
sevda olduğunu öğrenince, onu sevgilisine kavuşturmak için
cak bazı eski değerleri eleştirdiği söylenebilir.
İstanbul'a getirir. Vuslat ve Muhsin buluştuktan kısa bir süre
sonra ölürler.
ÖRNEK
Recaizâde Mahmut Ekrem

METİN
YORUM

Vuslat Yahut Süreksiz Sevinç


ÖZET Recaizâde Mahmut Ekrem'in bu eserinde dönemin
sosyal yaşamı, aile yapısı ve aile ilişkileri yansıtılmıştır.
Vuslat, Naime Hanım tarafından çok küçük yaşta satın alı-
Ayrıca Osmanlı toplumunda var olan esirlik ve cariyelik
narak yetiştirilmiş bir cariyedir. Oldukça iyi yetişen Vuslat'ın
kurumu ele alınmış, eleştirilmiştir. Hayata ve topluma
piyano ve ud çalma, şarkı söyleme, dikiş-nakış yapma, oku-
yeni bir bakış açısıyla bakan yazar, eskiyi ve eskinin
yup yazma, her türlü ev işini kusursuz yapma gibi yetenekleri
değerlerini eksik ve yanlış buluyor, eleştirisini bir yön-
vardır.
den de geçmişin yarattığı değerlere yöneltiyor.
Vuslat, gittiği bir düğünde Latife Hanım adında biri tarafından
çok beğenilir. Latife Hanım Vuslat'ı Naime Hanım'dan ister. Tanzimat'ın ilanından sonra, Türk toplumunda siyasî
Amacı da Vuslat'ı oğluna odalık yapmaktır. Naime Hanım, olduğu kadar toplumsal değişimlerin olduğu da görülür.
Batı'ya öğrenim yapmak üzere gönderilen öğrenciler,
Vuslat'ın Latife Hanım'ın oğluna eş olarak istendiğini düşüne-
Batı'yı daha yakından tanıma fırsatı bulurlar. Bu öğren-
rek kızı gibi sevdiği Vuslat'ın zengin bir konağa gelin gidece-
ciler Batı'nın gelişmişliğini onların yaşam tarzına bağla-
ğini zannederek onu altı yüz altına satar.
dıkları için, bizdeki eksikliğin ve geri kalmışlığın nedeni-
Vuslat, satıldığını duyunca çok üzülür. Onun üzüntüsünün
nin onlar gibi bir hayat tarzına sahip olunmamasından
asıl sebebi evin oğlu Muhsin Bey'den ayrılacak olmasıdır. kaynaklandığını ileri sürmüşlerdir. Bu nedenle kendileri
Muhsin ile Vuslat birbirlerini deliler gibi sevmektedir. Hatta, de Batılı bir yaşam tarzına yönelmiş, çeşitli yollarla halkı
Vuslat'ın marifetlerini Latife Hanım'a bir bir anlatan Naime da bu yaşam tarzına yöneltmeye gayret göstermişlerdir.
Hanım, onun "Madem böyle hünerleri var da, niçin oğlunuza
Batı uygarlığına duyulan bu hayranlık, bazen çok aşırı
almıyorsunuz?" sorusuna karşılık "Onların küçük yaştan beri
ve lüzumsuz seviyelere yükselmiş, Türk halkının millî
beraber yetiştiklerini, yüz göz olduklarını, bunun da evlilik için
gelenek ve değerlerini önemli ölçüde yaralanmıştır. Bu
iyi olmadığını söyler."
durum Tanzimat Döneminde yazılan pek çok esere
Vuslat'ın gitmesinden sonra Muhsin Bey yataklara düşer, he-
konu olmuş, yanlış Batılılaşma, Batı hayranlığı ve tak-
kimlerin bütün çabaları sonuçsuz kalır. Muhsin tek şifasının litçiliği eleştirilmiştir. Bir taraftan Batılı hayat tarzını sa-
Vuslat olduğunu söyler, onun bulunup getirilmesini arzu et- vunan ve yaşayan kesim, diğer taraftan bunlara muha-
mektedir. Naime Hanım oğlunun bu arzusunu yerine getir- lefet eden ve geleneksel hayat tarzını savunan kesim
mek için çabalar, ama Latife Hanım'ın izini bulamaz. Çünkü arasındaki çatışmalar, dönemin roman, öykü ve tiyatro
Latife Hanım, bir paşa karısı değildir, Vuslat'ı satın alabilmek eserlerinde belirgin bir biçimde su yüzüne çıkmıştır.
için böyle bir yalana başvurmuştur.

14
Dönemin egemen güçlerinden yana bir tavır koyabileceği gibi,
ÖRNEK

ÜNİTE - 1
siyasî yapıyı ve onu yönetenleri eleştirebilir.

Türkler, 10. yüzyılda millet olarak İslam dinîni benimsemiş; bu


durum, siyasî hayatın ve millî tarihin dönüm noktasını oluştur-
muştur. Bu farklı din, farklı yaşam biçimi ve farklı siyasî oluşum,

Tarih İçinde Türk Edebiyatı


edebiyatı da etkilemiş, bir yandan bu yeniliğe paralel olarak Di-
van edebiyatı dönemi başlamış, diğer yandanda eski anlayışa
ve geleneklere bağlı olan halk edebiyatı varlığını sürdürmüştür.

Türk tarihinin geçirdiği ikinci dönüm noktası da 18. yüzyılın ilk


çeyreğinden itibaren Batı medeniyetlerine yöneldiğimiz dönem-
dir. 18. ve 19. yüzyıl, Avrupa'nın Osmanlı İmparatorluğu'nu eko-
Aşağıdaki parçada Batılı yaşam tarzını taklit etmenin ne bo-
nomik ve siyasal bir çember içine alarak kıskıvrak bağladıkları
yutlarda olduğu açık seçik ortaya konmuştur.
yüzyıllardır. Osmanlı Devleti, Batı'nın bu gücü karşısında direne-

"Ben eskiden tütün tüccarı iken, şimdi İstanbul'un şık beyle- memiş ve çözülmüştür. Tahta çıkan padişahlar devletin bu kötü

rinden biri oldum. Artık Beyoğlu'na gitmenin faydasını gör ve gidişatının önüne geçmek için birtakım yollar aramış, çözüm yo-

anla! İnsan bak nasıl terbiye oluyor. İstiridyenin kabuğu içine lunun her alanda Avrupa'ya açılmak, ekonomik, askerî, siyasî ve

saklanıp oturduğu gibi, bizim şu kahvelerimizde oturulmaz sosyal yönden, Avrupa'yı örnek almaktan geçtiğini anlamışlardır.

ya tarik-i medeniyette ilerledim. Hamd olsun âdeta bir mösyö Tanzimat Fermanı da bu düşünceyle yayımlanmış, yönümüzü

oldum. Doğru söyle, beni bu kıyafette sokakta görmüş olsa Batıya çevirdiğimizin ilk resmî belgesi olmuştur.

idin kime benzetirdin? Bir Fransız beyzâdesine benzetirdin, Devletin resmî ideoloji haline getirdiği bu köklü değişim sürecin-
değil mi?" de edebiyat da değişmiş, divan edebiyatı gelenekleri eleştirile-
rek Batı edebiyatına yönelme, bu edebiyatları örnek alma eğilimi
başlamıştır.

B. Edebiyat ve Siyasî Hayat

Edebî eserler, yaratıldıkları dönemin siyasî, tarihî ve ekonomik


koşullarından etkilenir, bunlardan birtakım izler taşır. Edebî eser-
lerin sosyal yaşamı etkileme ve yönlendirme gücü olsa da siyasî
ve ekonomik ortamı etkileme ve yönlendirmede belirgin bir gücü-
nün olduğu söylenemez; ancak edebiyat bu ortamdan etkilenir.

Türk toplumunda Batılılaşmanın resmî başlangıcı "Gülhane


Hatt-ı Hümayunu" olarak adlandırılan, 3 Kasım 1839 tarihinde
yayımlanan Tanzimat Fermanı'dır. Devlet eliyle yayımlanan bu
fermanla Batı kültür ve uygarlığı resmen benimsenmiştir. Siyasî
alanda başlayan bu değişim, kısa süre içinde edebiyatta yan-
sımalarını bulmuş, Batı edebiyatları etkisi altında gelişen Türk
edebiyatı dönemi başlamıştır.

15
ÖRNEK 10. Bu cebri men’ için akl-ı beşer kodu kânun
ÜNİTE - 1

Ki etdiler ana hükmünce adl ü hak ta’bîr


METİN
11. Bu adl ü hakka diyânet demiş kimi âkil

Takıldı nefs ü hevânın boğazına zencir


Tarih İçinde Türk Edebiyatı

12. Bu adl ü hakkın adûsu yine beşerdendir

Olur muhâfızı ammâ ki hâme vü şemşîr

13. Kalem kılıç olup aklın debîr ü cellâdı

Biri işâret ederse biri eder tedmîr

KASİDE 14. Bu sırr-ı hikmeti fehme gerekdir akl-ı Reşîd

Ki akl-ı külle verir hayret andaki te’sîr


1. Dilin iradesini başta akl eder tedbîr

Ki tercümân-ı lisândır anı eden takrîr 15. Tasavvur eyle hidîvâ celâl ü izzetini

2. O tercümâna bedeldir kalem gehî elde Seninle etmededir iftihâr tâc ü serîr

Eder tasavvurunu cim-i nâtıkın tasvîr 16. Aceb midir medeniyet resûlü dense sana

3. Ziyâ-yı akl ile tefrîk-i hüsn ü kubh olunur Vücûd-i mu’cizin eyler ta’assubu tahzîr

Ki nûr-i mihrdir elvânı eyleyen teşhîr 17. İnanmayayım mı gönülden tenâsüh-i rûha

4. Kitâpsız görülür sun’-ı Sâni Ezeli Eğer bu âleme gelmiş denirse sana nazîr

Tutar hayâtını şâhid vücûd-ı Hakk’a darîr


18. Huzûrun encümen-i dâniş olmuş ehl-i dile
5. Yazık ki câhil edip matlabınca şerr ü fesâd
Kim anda nüsha-i zâtın olunmada tevkîr
Koyar netîce-i ef’âli ismini takdîr
19. Yeni fidan gibi gars-ı yemîn-i devletinim
6. Kader dedikleri halkın murâd-ı Hakk’tır kim
Kim eyledi beni mihr-i teveccühün tezhîr
Ezelde etdi bizi her umûrda tahyîr
20. Bitince meyve-i fazlım bahâr-ı ömrümde
7. Erer mi hikmet-i Mevlâ’ya aklı insânın
Dikildi bâğ-ı cihânda ocağıma incir
Cihânı şâmil olur mu fürûğ-i şem’i münîr

21. Eyâ ahâli-i fazlın re’îs-i cumhûru


8. Tehâlüf üzre olurken anâsır u enfüs
Revâ mı kim kalayım ehl-i cehl elinde esîr
Hemîşe birbirinin hâlini eder tağyîr

9. Megalib oldu tabiî tebâyi-i zî-rûh 22. Halâsımı umarım ben zamân-ı adlinde

Kavî zaîfi eder kahr ü cebr ile teshîr Ederse akl-ı Reşîd'in eder buna tedbîr

Şinasi

16
YORUM olarak da tavrını Batılı düşünce tarzını benimseyen politi-

ÜNİTE - 1
kacılardan yana koyduğunu açıkça belli etmiştir.

Yine Mustafa Reşit Paşa'yı övmek için yazdığı bir kasi-


desinde:

Tarih İçinde Türk Edebiyatı


"Adl ü ihsânını ölçüp biçemez Newton'lar

Akl ü irfânını derk eylemez Elâtun'lar"

"Senin adalet ve cömertliğini Newton'lar (bile) ölçüp biçe-


mez. Akıl ve bilgini ise Eflatun'lar (dahi) anlayıp kavraya-
Şinasi maz."

dizelerini yazmış, Mustafa Reşit Paşa'yı överken gerçekte


Tanzimat'ın ilk döneminde yetişen, Batı kültürünü yerinde ta- onun yaratmak istediği yeniliklerden ve çağdaş bir yaşam-
nımış, oranın düşünce sistemini iyi bilen Şinasi, gerek insan dan yana bir tavır koymuştur.

ve gerekse bir devlet adamı olarak büyük değerlere sahip


Tanzimat Dönemi sanatçılarından Ziya Paşa ise Batılılaş-
olduğuna inandığı Mustafa Reşit Paşa'ya büyük bir hayran- ma yolunda yeni düzenlemeler yapan ve kanunlar çıkaran
lık ve bağlılıkla övgü dolu kasideler yazmıştır. Kasidenin 16. devlet adamlarını eleştiren şiirler yazmıştır. Örneğin:
beyitinde Şinasi:
"Milliyeti nisyan ederek her işimizde,

Aceb midir medeniyet resûlü dense sana


Efkâr-ı Firenge tebaiyyet yeni çıktı."
Vücûd-i mu’cizin eyler ta’assubu tahzîr
"Her işimizde milli benliğimizi unutarak Batı düşüncesine
"(Ey Reşit Paşa!) Sana medeniyet resûlü (elçisi) denilse tuhaf körü körüne bağlılık yeni çıktı."

mı karşılanır? Senin yaratıcı varlığın taassubu önler (bağnaz-


sözleriyle Batılılaşmanın bilinçsizce yapılmasına ve Batı
lığa korku verir)" hayranlığının milli benliğimizi unutturmasına karşı çıkmış-
tır.

Sanatçı da insandır, onun da belli bir siyasî düşüncesi


Mustafa Reşit Paşa vardır. Sanatçı, yarattığı eserlerle yönetimin yanında yer
alabileceği gibi dönemin egemen güçlerini eleştirebilir.
sözleriyle döneminin sadrazamı Mustafa Reşit Paşa'ya, getir-
Edebiyatımızda bunun pek çok örneği vardır.
meye çalıştığı yeniliklere büyük destek vermiştir. Ayrıca siyasî

17
1
ET KİN LİK-
ÜNİTE - 1

Aşağıdaki bilgileri doğru/yanlış (D - Y) olarak değerlendiriniz.


D Y

a. Milletlerin edebiyatları, sosyal ve siyasal yapılarının bir yansıması olarak karşımıza çıkar.
Tarih İçinde Türk Edebiyatı

b. Şair ve yazarlar eserlerinde, genellikle ait oldukları toplumun yaşayış biçimini konu alır.

c. Bir edebi eser yazıldığı dönemin siyasî, dinî, sosyal, ekonomik, askerî ve sivil yaşamından etkilenmez.

d. Sanatçılar eserlerinde dönemin sosyal olaylarını aynı biçimde ele alırlar.

e. Bir edebiyat ürününün amacı bazı siyasî düşünceleri ya da fikir akımlarını okura aşılamaktır.

f. Dönemin olayları, sosyal şartları ve sanatçının kişisel özellikleri iç içe girerek metinde bütünleşir.
Böylece eser, onu oluşturan kişinin ve döneminin damgasını taşır.

g. Yaşamın gerçeklerine ayna tutmak bir sanatçının edebi ürün ortaya koymasının temel nedenidir.

h. Her çağın beğenisi, zevki, zihniyeti farklı olduğundan yaratılan ürünlerin de estetik, dil ve anlatım,
tema bakımından farklılık taşıması doğaldır.

i. Kültür, edebiyatın temel aracı ve malzemesidir.

j. Edebiyat, dönemin sosyal, siyasî, askerî ve düşünce hayatından etkilenen tek sanat dalıdır, diğer
dallar dönemin zihniyetini yansıtmaz.

k. Edebi eser, konusunu yazarın kişisel gözlerimlerinden alır ve yaşananlara tüm gerçekliğiyle ayna
tutar.

l. Sanatçı, dış dünyadan aldıklarını sanatın kurallarına uygun olarak kurmacaya dönüştürür.

m. Sanatçının eserlerini oluşturuken beslendiği tek kaynak, kendi hayal gücüdür.

n. Edebi eserlerin temel amacı okuyucuda, izleyicide sanatsal zevk ve estetik beğeni oluşturmaktır.

o. Bir toplumun yaşam tarzı ile edebiyatı arasında sıkı bir ilişki vardır.

p. Bazı yazarlar yazdıkları eserlerle dönemin sosyal ve siyasî yaşamını etkileyip yönlendirebilir.

r. Dönemin olaylarını yapıtında ele alan bir sanatçı, olaylara kendi yorumunu katmaktan kaçınır, nesnel
gerçekliğe önem verir.

18
2
ET KİN LİK-

ÜNİTE - 1
Aşağıdaki metinlerden hareketle boş bırakılan yerleri doldurunuz.

a. — Kadınlarınız niçin yalnız benden kaçıyorlar?

— Yabansın da ondan, beyim.

Tarih İçinde Türk Edebiyatı


Bu “yaban” sıfatı beni önce çok kızdırdı. Fakat sonra anladım ki Anadolulular tıpkı kadim Yunanlıların kendilerinden
başkasına “barbar” lakabı vermesi gibi, her yabancıya “ yaban” diyorlar. Bir gün onlara ispat edebilecek miyim ki
ben “ yaban” değilim; benim damarlarımdaki kan onların damarlarında işleyen kandır, aynı tarih ve coğrafi yollardan
hep birlikte gelmişiz. İspat edebilecek miyim ki aynı Allah’ın kuluyuz; aynı siyasî güç, aynı sosyal ilişkiler bizi kardeş-
lik, evlatlık, analık, babalık fevkinde bir yakınlıkla birbirimize bağlamıştır.

"Yaban” romanından alınan bu metinde köylü-aydın arasındaki ayrım ele alınmış; o dönemin ……………… yapısını ve

……………… zihniyetini gözler önüne sermiştir.

b. Naim Efendi’nin eline damadının bir kitabı geçti. Kitabı epey bir süre parmaklarının arasında evirdi çevirdi, sonra
gözlüklerini taktı, kitabı açtı, ama okumak ne mümkün? Naim Edendi adeta yeni kıraat dersine başlamış bir çocuk
gibi kelimleri heceliyor, bir cümleyi bin zahmetle okuyor ama okuduğu şeyin manasını iyice kavrayamıyordu. Bu
Edebiyat-ı Cedide külliyatından bir romandı. Kelimelerin manasını bir türlü kavrayamıyordu. Fakat sonraları to-
runları aynı lisanı evde konuşmaya başlayınca onun nazarında bu kelimelerdeki belirsizlik ve cümlelerdeki gariplik
yavaş yavaş ortadan kalkmaya başladı.

“Kiralık Konak” romanından alınan bu parça dönemin ………… ve ………… anlayışını yansıtmaktadır.

c. — Kızım, ben de zulümden kaçarak bana sığınmış bir çocuğu kimseye vermem, deyince Mustafa Efendi söze
atılarak:
— Eviniz hırsız yatağı mı, diye sordu. İhtiyar kadın sustu. İhtiyarlara saygı, kadınlara hürmet, çocukları koruma,
insanlığın ve medeniyetin vicdanına yüklediği mukaddes bir vazife olduğunu bilmeyen bu murdar vahşi:
— Esirim değil mi? Öldürürüm de yine sana satmam, der demez ihtiyar ayağa kalktı.
— Lanet olsun size!

Bu parçada Tanzimat romanlarında sıkça işlenen “esaret” konusu ele alınırken dönemin ……………… yaşamına ait sahne-

lere yer verilmiştir.

d.
İlk bakışta Zeyniler köyü bana yer yer dumanları tüten bir yangın harabesi gibi göründü. Köy denince gözümün
önüne yeşillikler içinde kuş yuvalarına benzeyen munis, şen kulübeler gelirdi. Halbuki bu evler çökmeye yüz tutmuş
simsiyah harabelerdi. Yıkık bir değirmenin önünde, kaburga kemikleri soyulmuş zayıf bir ineği çeke çeke götürmeye
çalışan sarıklı bir ihtiyara rastgeldik. Bu ihtiyar, köyün muhtarıymış. Durumu anlatınca önümüze düştü. Köyün dar
sokakları içine girmiştik.

Bu parçada dönemin ………………… şartları gözler önüne serilmiştir.

19
1
ET KİN LİK-
ÜNİTE - 1

e.
Öküzler iyice güçten düşmüştü. Bakımsızlık, yorgunluk, kış şartları olabildiğince zorluyordu. Kar yağdığında da
Tarih İçinde Türk Edebiyatı

yavaşlamak zorunda kalıyorlardı. Her şeye rağmen bu yollar yürünmeli, cephaneler tez zamanda kışlaya ulaştırıl-
malıydı. Şerife Kadın, sırtında daha yaşını doldurmamış kızıyla düşmüştü yollara. “ Bu halinle nereye gidiyorsun?”
diyenlere aldırış etmemiş, sadece dudağında saklı, eski zamanlardan kalma tebessümüyle yanıt vermişti: “ Yiğitle-
rimiz cephane bekliyor, hiç durmak olur mu?” Düşman durmuyordu ki kendisi dursun.

Parçada anlatılanlardan yola çıkarak metnin ………………………… dönemine ait olduğu söylenebilir.

f. Suphi’ye bir kat tulumbacı elbisesi verdiler. Reis Suphi’yi “ardcı” tayin etmiş idi. Fakat daha ilk tecrübesinde Suphi
bu vazifenin uhdesinden gelemeyeceğini anladı. Suphi cılızlığı, çelimsizliği cihetiyle ne “ hortumcu” ne “borucu”
olabilecek nitelikte idi. Reis Suphi’yi köktenci yaptı. Suphi’nin vazifesi ehvenleşmişse de tehlikesi artmıştı; çünkü
borucu ile birlikte damlara çıkmak, ateşe herkesten yakın bulunmak mecburiyetinde idi. Bir gece koğuş ahalisi bir
idare kandilinin zayıf aydınlığı içinde horul horul uyumaktalar iken köşkü nara atarak uyandırdı; Tatavla’da yangın
olduğunu haber verdi.

Bu parçada ……………………………………………… ifadeleri dönemin zihniyetini yansıtan unsurlardır.

g. Kordonboyu'na çıktılar. Omuz omuzu sökmüyordu. Yavaş yavaş yol açarak, Frenk mahallesine doğru yürüdüler.
Yolcu salonunun önünden öteye, tâ Büyük tiyatroya kadar yürümeye imkân yoktu. Kadın erkek Rumlar, yollara
dökülmüş, pencerelerden sarkmış, rıhtımı seyrediyorlardı. Her kafadan bir ses çıkıyordu. Düşman donanması açık-
larda demirlemiş, iki harp gemisi rıhtıma biraz daha yaklaşmıştı. Nakliye gemileri, limanın dışında, yolcu salonunun
ilerisinde, rıhtıma rampa etmeye hazırlanıyordu. Güvertedeki askerler, ellerini, şapkalarını sallıyor, marşlar söylü-
yorlardı. Karadaki Rumlar, yaygaralar kopararak onlara karşılık veriyorlardı.

Yusuf boğulan bir sesle:

– Bu rezaleti niçin seyrediyoruz, diye sordu. Hasan Tahsin, yanan gözlerini gemiden inmeye başlayan Efzun asker-
lerine dikmişti:

– İsterseniz siz gidebilirsiniz. Benim beş dakika sonra burada küçük bir işim olacak dedi. (....)

– Döğüşe başlıyoruz, dedi, ben başlıyorum, siz devam edeceksiniz. Hakkını helâl et.

Yusuf'un dili tutulmuştu. Dumanlanan gözlerini etrafta gezdirdi. Şimdi bağırmalar, çağırmalar, alkışlar göklere çıkı-
yordu. Askerler rıhtıma dizilmişler, yürüyüşe hazırlanıyorlardı. Yusuf, güçlükle mırıldandı:

– Sizi, sizi ne yaparlar?

Samim Kocagöz'ün Kalpaklılar romanından alınan bu bölümde İzmir’in işgalinin ele alınması, edebi metinlerin kurguya da-
yanmasına karşılık dönemin ………………………… de yansıttığını göstermektedir.

20
2. YENİLEŞME DÖNEMİ

ÜNİTE - 1
BİLGİ:

Rönesans
15. ve 16. yüzyıllarda yapılan Coğrafî Keşifler, Avrupa'nın ekono-
mik yönden kalkınmasını sağlamıştır. Coğrafî Keşiflerle Avrupa "Yeniden doğuş" anlamına gelen Rönesans, 15. ve 16. yüz-

Tarih İçinde Türk Edebiyatı


ticaret alanında gelişmiş, büyük bir sermaye birikimi elde etmiş yıllarda Avrupa'da bilim, edebiyat ve sanat alanında büyük
ve zenginleşmiştir. yeniliklerin meydana geldiği bir dönemdir.

Rönesans, şu temellere dayanmaktadır:

Yeryüzü ilgi çekici ve araştırılmaya değer bir yerdir.

İnsan güçlüdür, bu gücüyle büyük başarılar elde edebilir.


Coğrafi Keşiflerle yeni ve zengin bir sınıf (burjuva) ortaya çık-
Gerçek güzeldir, insanın sürekli faal olması, gerçeği bul-
mıştır. Bu sınıf, Avrupa'nın feodal yapısını değiştirecek bir güç
ması şerefli bir davranış olur.
göstermiştir.
Rönesans'ın başlamasında Coğrafi Keşiflerin, kağıdın ve
Coğrafi Keşiflerin ardından başlayan Rönesans ve Reform ha- matbaanın icat edilmesinin, İstanbul'un fethinden sonra bazı
reketleri de Avrupa uluslarının dinî, sosyal, siyasal ve düşünsel bilim adamlarının İtalya'ya gitmesinin önemli bir rolü olmuş-
yönden gelişmesini sağlamıştır. Orta Çağ'ın karanlığından kurtu- tur.
lan Avrupa'da, Aydınlanma Çağı başlamıştır. Artık Avrupa top-
Rönesans'ın sonucunda Avrupa'da bilim ve teknoloji geliş-
lumları, biriken ticari sermayenin ve önemli teknik gelişmelerin
miş, "özgür düşünce" ve yeni sanat anlayışı ortaya çıkmış,
desteği ile endüstri aşamasına gelmişler, içte ve dışta yeni bir
Skolastik düşünce yerini bilimsel düşünceye bırakarak akıl-
rekabete girmişlerdir.
cılık önem kazanmış, Avrupa her yönden gelişmiştir.
Ekonomik kalkınma, Avrupa uluslarında siyasî, sosyal ve dinî
yönlerden de birtakım değişmeleri ve gelişmeleri beraberinde Avrupa'daki bu gelişmenin etkileri yıldan yıla yoğunlaşmış ve
getirmiştir. Aydınlanma Çağı, kültürel ve siyasî alanlarda Avrupa Osmanlı Devleti üzerinde baskıcı bir nitelik kazanmıştır. Devletin
toplumlarının uyandığı ve milliyetçi bir yapı kazandığı çağdır. gümrük duvarları yıkılmış, Osmanlı, dışa bağımlı bir sömürge im-
paratorluğu haline getirilmiştir. Batı'nın ülkeyi tam bir açık pazar
Aydınlanma Çağı, Sanayi Devriminin temellerini atmış, Avrupa
haline getirdiği 19. yüzyıl, çöküşün hızlandığı, özellikle Rumeli'de
Sanayi Devrimiyle, yeni bir düzene, kapitalizme yönelmiştir.
milliyetçi eylemlerin ve imparatorluktan kopma eğilimlerinin hız
Osmanlıların Batı medeniyetini tanımaları, daha doğrusu bu me- kazandığı yüzyıldır.
deniyete ilgi duymaları daha geç yüzyıllarda olmuştur. Devletin,
Osmanlı Devleti, başından itibaren Batı'daki bu gelişmelere ilgi-
Batı'daki gelişmelerden bu kadar habersiz ve değişmelere karşı
siz kalmış, Avrupa toplumlarının gerisine düşmüştür. Bu durum,
ilgisiz oluşunun ana sebebi, Türklerin kurdukları devletin büyük-
siyasî, sosyal, dinî, askerî alanlarda birçok sorun meydana getir-
lüğüne, yenilmez gücünün sonsuza kadar devam edeceğine du-
miş; Osmanlı Devleti, sırasıyla Duraklama, Gerileme ve Dağılma
yulan inançtır.
dönemlerini yaşamıştır.

21
roları yetiştirmek amacıyla açılan sivil okullar toplumsal yapıyı
BİLGİ:
ÜNİTE - 1

değiştirebilecek bir güç ve etkinlik gösterebilmiştir.

Ayrıca çeşitli yasal düzenlemeler yapılarak azınlıklara verilen


Aydınlanma Çağı
haklar da onların devletten kopmasını önleyememiş; devlet, hızlı
Batı toplumlarında 17. ve 18. yüzyıllarda başlayan Aydın- bir parçalanma sürecini yaşamaya başlamıştır.
Tarih İçinde Türk Edebiyatı

lanma Çağı, akılcı düşünceyi temel alır. Akılcılık (Rasyona-


lizm), bilginin kaynağının akıl olduğunu, doğru bilginin ancak
Osmanlı Devleti'nde Islahat Hareketleri
akıl ve düşünce ile elde edilebileceğini savunan felsefî bir
yaklaşımdır.

Genel anlamda aydınlanma, Orta Çağ'da hüküm süren dün-


ya görüşüne karşı, yeni bir dünya görüşünün ortaya çıkma-
sı, akıl merkezli toplumsal düzenlemelere gidilmesidir.

1789'da meydana gelen Fransız İhtilali, ardından başlayan


modernleşme süreci, Avrupa'yı düşünsel, siyasal ve toplum-
sal yönden büyük bir değişim sürecine sokmuştur.

Islahat, "yenilik" anlamına gelir. Osmanlı devletinde yenilik hare-


ketleri şu alanlarda gerçekleştirilmiştir.

Yönetim

Askerî

Eğitim

Ekonomi
Osmanlıda "Duraklama Dönemi"nde sorunların temeline inilme-
miş, Batı'nın, Osmanlı için büyük bir tehdit oluşturabileceği hiç Kültür

akla gelmemiştir. Fakat "Gerileme" ve "Dağılma Dönemleri"nde


Batı'nın tüm alanlardaki üstünlüğü kabul edilerek köklü bir ısla- Yenilik hareketlerini gerçekleştiren padişahlar şunlardır:

hat (yenileşme) çalışması başlatılmıştır. Ancak Batı'nın açık pa- III. Selim Dönemi: Bu dönemde
zarı durumuna getirilen imparatorluk, bu sömürge durumundan
yapılan yenileşme çalışmalarının genel
kurtulamadığı sürece devlet bünyesinde yapılan her türlü reform
adı "Nizam-ı Cedid"tir. III. Selim döne-
hareketi başarısız olacaktır.
minde Avrupa'da sürekli elçilikler kurul-

Gerek Tanzimat, gerekse I. ve II. Meşrutiyet dönemlerinde yapı- muş, kara mühendishanesi açılarak yerli

lan yenileşme çalışmaları sonuç vermeyecek, devleti dağılmak- malı ürünler üretilmiştir. Nizam-ı Cedid

tan kurtaramayacaktır. Ne orduyu çağın koşullarına uygun hale adlı bir ordu kurulmuş, bu ordunun ihti-

getirmek için açılan askerî okullar, Osmanlı ordusunu yenilmek- yaçları için İrad-ı Cedid adlı bir hazine

ten kurtarmış ne de ülkeyi Batı düzeyine yükseltecek seçkin kad- oluşturulmuştur.

22
Islahat Fermanı, 1856'da yayınlanmıştır. Bu fermanla da Hıristi-
II. Mahmut Dönemi: Yeniçeri

ÜNİTE - 1
yan ve Yahudi gibi azınlıkların hakları düzenlenmiş, onlara dev-
Ocağı'nı kaldırarak devlet otoritesini
let memuru olma hakkı verilmiştir. Azınlıklara sağlanan bu geniş
güçlendirdi. "Asakir-i Mansure-i Muham- haklar, Müslüman halkın tepki göstermesine neden olmuştur.
mediye" adını verdiği orduyu kurdu.
Harp okulları açtı. Tıbbıye okulları açtı.

Tarih İçinde Türk Edebiyatı


Divan'ı kaldırarak yerine Nazırlıklar (Ba-
kanlıklar) kurdu. Tımar sistemini kaldıra-
rak devlet memurlarını maaşa bağladı.
İlk nüfus sayımı yapıldı. Posta ve polis teşkilatlarını kurdu. İlk
resmi gazete olan "Takvim-i Vakayi" (1831) devlet kararıyla bu
dönemde çıkarıldı. İstanbul'da ilköğretimi zorunlu kıldı. Ortaöğre-
tim düzeyindeki rüştiyeler bu dönemde açıldı.

II. Abdülhamit Dönemi: Bu dö-


nemde 23 Aralık 1876'da ilk Türk ana-
yasası olarak kabul edilen "Kanun-i
Esasi" ilan edilmiştir. Tanzimat ve Isla-
hat Fermanlarından farklı olarak
Kanun-i Esasi, Batılı anlamda tam bir
anayasa niteliği taşır. Devletin temel
organları olarak yasama, yürütme ve
yargı oluşturulmuş, iki meclisli anaya-
sal bir düzene geçilmiştir. İlk üyeleri
padişah tarafından atanan "heyet-i ayanlar"dan oluşmuştur, ikin-
cisi ise halk tarafından iki dereceli bir seçimle işbaşına gelen
"heyet-i mebusan"lardan oluşmuştur.

Meclis, 1878'de II. Abdülhamit tarafından dağıtılmış, ilk anaya-


sa da böylece yürürlükten kaldırılmıştır. Bu durum zaman içinde
Abdülmecit Dönemi: Abdülmecit
"Jön Türk" adı verilen muhalif kesimin oluşmasına zemin hazır-
dönemindeki en önemli yenilikler Tanzi-
lamıştır.
mat ve Islahat Fermanlarının yayınlan-
masıdır. Tanzimat Fermanı, diğer bir
adıyla "Gülhane Hatt-ı Hümayunu" Mus-
tafa Reşit Paşa tarafından hazırlanmış
ve 1839'da yine Mustafa Reşit Paşa ta-
rafından Gülhane Parkı'nda halka okun-
muştur. Daha çok azınlıklara yönelik hu-
kuksal düzenlemelerin yapıldığı bu fermanla insanlara din ve
vicdan özgürlüğü sağlanmış, gayrimüslimlere (müslüman olma-
yan insanlar) okul, kilise açma ve özgürce ibadet etme hakkı ve-
rilmiştir.

23
METİN
ÜNİTE - 1

Tanzimat Fermanı

Tanzimat Fermanı'ndan (Günümüz Türkçesiyle)


Mustafa Reşit Paşa tarafın-
Herkesçe bilindiği gibi, yüce devletimizin kuruluşundan
dan Gülhane'de okunan
beri Kuran'ın yüce hükümlerine ve şer'i kurallara tam
Tarih İçinde Türk Edebiyatı

Hatt-ı hümâyunun suretidir.


uyulduğundan, ülkemizin gücü ve bütün tebaasının refah
Cümleye malûm olduğu üzere
Devlet-i Âliye’mizin bidayet-i ve mutluluğu en yüksek noktaya çıkmıştı. Ancak, yüz elli
zuhûrundan beri ahkâm-ı yıldır, birbirlerini izleyen karışıklıklar ve çeşitli nedenlerle
celîle-i Kur’âniye ve kavânîn-i şeriata ve yüce yasalara uyulmadığından evvelki kuvvet
şer’iyyeye kemaliyle riayet ve refah, tam tersine zayıflık ve fakirliğe dönüştü. Oysa,
olunduğundan saltanat-ı se-
şeri yasalar ile yöneltilmeyen bir ülkenin varlığını sürdüre-
niyyemizin kuvvet ve miknet ve bil-cümle tebaasının refah
bilmesinin imkânsızlığı açık seçik ortadadır.
ve memuriyeti rütbe-i gayete vâsıl olmuş iken yüz elli sene
vardır ki gavail-i müteakibe ve esbâb-ı mütenevviaya mebni Tahta geçtiğimiz mutlu günden bu yana bütün çabaları-
ne Şer’î Şerif’e ve ne kavânîn-i münifeye inkiyat ve imtisal
mız, hep ülkenin kalkınması, ahalimiz ve fakirlerimizin re-
olunmamak hasebiyle evvelki kuvvet ve mamuriyet bil-akis
fahı amacına yönelik oldu. Eğer, yüce devletimize dahil
zaaf ve fakre mübeddel olmuş ve halbuki kavânîn-i şer’iyye
ülkelerin coğrafi konumu, verimli toprakları ve halkının ye-
tahtında idare olunmayan memâlikin payidâr olamayacağı
vazıhâttan bulunmuş olup tenekleri göz önünde tutularak gerekli girişimler yapılırsa,

Cülûs-ı hümâyûnumuz rûz-ı firûzundan beru efkâr-ı hayriyet yüce Tanrı'nın yardımı ile, beş-on yılda kalkınabileceğimiz
âsâr-ı mülûkanemiz dahi mücerret imar-ı memâlik-i Devlet-i söz götürmez.
Âliye’mizin mevki-i cografîsine ve arazi-i münbitesine ve

halkın kabiliyet ve istidâtlarına nazaran esbâb-ı lâzimesine
teşebbüs olunduğu halde beş on sene zarfında bi-l-tevfikihi
Ulu Tanrı'nın yardımına ve Peygamberimiz hazretlerinin
taâlâ suver-i matlûba hâsıl olacağı zâhir olmağla
… ruhaniyetine sığınarak, yüce devletimizin ve ülkemizin iyi
Avn ü inayet-i Hazret-i Bârî’ye itimâd ve imdâd-ı rûhaniyet-i bir biçimde yönetilmesi için bundan böyle bazı yeni yasa-
Cenab-ı Peygamberî’ye tevessül ve istinat birle bundan böy- lar çıkarılması gerekli görüldü.
le Devlet-i Âliye ve memâlik-i mahrusâmızın hüsn-i idaresi
zımnında bazı kavânîn-i cedîde vaz’ ve tesisi lâzım ve mühim Söz konusu yasaların başında can güvenliği; ırz, na-
görülerek mus ve malın korunması; vergi toplanması; halkın as-
İşbu kavânîn-i mukteziyenin mevâdd-ı esâsiyesi dahi emniyet-i kere alınıp silah altında tutulma süresi gibi hususlar
can ve mahfûziyet-i ırz ve nâmus ve mal tâyin-i vergi ve asâkir-i gelmektedir. Şöyle ki; dünyada can, ırz ve namustan
mukteziyenin sûret-i celp ve müddet-i istihdamı kaziyelerinden
daha kıymetli bir şey yoktur. Bir insan bunları tehlikede
ibaret olup şöyle ki dünyada candan ve ırz u nâmustan eaz bir
görünce, yaradılıştan kötü olmasa bile, canını ve na-
şey olmadığından bir âdem anları tehlikede gördükçe hilkat-i
musunu korumak için olmadık çarelere başvurur. Bu-
zâtiye ve cibiliyet-i fıtriyesinde hıyanete meyil olmasa bile
muhafaza-i can ve nâmusu için elbette bazı sûretlere teşebbüs nun devlet ve memlekete zarar vereceği açıktır. Buna

edeceği ve bu dahi devlet ve memlekete mûzır olageldiği mü- karşılık, can ve namusundan emin olan bir kimse sa-
sellem olduğu misillû bil-akis can ve nâmusundan emin olduğu dakat ve doğruluktan ayrılmayacağı, tek işinin devleti-
halde dahi sıdk ü istikâmetten ayrılmıyacağı ve işi ve gücü he- ne ve milletine yararlı şeyler yapmak olacağı âşikardır.
men devlet ve hizmetine hüsn-i hizmetten ibaret olacağı dahi
bedihî ve zâhirdir.

24
19. yüzyılda Osmanlı Devleti'nin gerçekleştirdiği ve uygula-
Sosyal Hayat: Tanzimat

ÜNİTE - 1
maya koyduğu yenilikler şu alanlarda gerçekleşmiştir.
Fermanı'yla Osmanlı yurttaşı
Siyasî Alan: Divan teşkilatı kaldırılarak Batılı tarzda bakan- olan herkesin yasalar önünde
lıklar (nazırlık) kurulmuş, devlet idaresinde dahiliye ve hariciye eşit olduğu vurgulanmış, din
olmak üzere iki bölüm oluşturulmuştur. Devlet; yönetim, askerî,
ve vicdan özgürlüğüne sahip

Tarih İçinde Türk Edebiyatı


hukukî işlemleri birbirinden ayırarak ayrı ayrı birimler tarafından
olduğu belirtilmiştir. Kıyafet
yönetilmelerini sağlamıştır. Tüm iller merkeze bağlanmış, "ayan-
alanında yeniliklere gidilmiş,
lık" sistemi kaldırılmıştır. Ülke vilayetlere, vilayetler sancaklara,
devlet memurlarına fes, pan-
sancaklar kazalara, kazalar da köylere ayrılmış; mahalle ve köy
tolon ve ceket giyme kuralı
muhtarlıkları kurulmuştur.
getirilmiştir. Herkesin mal ve
mülk sahibi olması, bunları
çocuklarına miras olarak bı-
rakması güvence altına alınmıştır. Rüşvet alma, adam kayırma
yasaklanmış, mahkemelerin herkese açık şekilde yapılması ka-
bul edilmiş, Müslüman olmayanların davalarına bakmak için kar-
ma mahkemeler kurulmuş, kimsenin mahkemelerde yargılanma-
dan cezalandırılamayacağı kesin bir hükme bağlanmış, herkesin
ibadetini serbest bir şekilde yapması sağlanmıştır. Herkesin can,
BİLGİ: mal ve namus güvenliği devlet garantisine alınmıştır.

Osmanlı Devleti'nin Yönetim Yapısı


Ekonomik Hayat: Ekonomik kaynakları daha verimli hale
getirmek için vergi sistemi değiştirilerek herkesin gelirine göre
vergi ödemesi sağlanmıştır. Avrupa'ya ödenen paraları azaltmak
için bazı yerli mallarını kullanmak zorunlu kılınmıştır. Ordunun
kıyafet ihtiyacını karşılamak üzere ilk kez kumaş, iplik ve dokuma
fabrikaları kurulmuştur. Yerli sermayecinin yabancılarla daha iyi

Osmanlı Devleti'nde devlet teşkilatı merkez ve taşra bölüm- rekabet edebilmesi için onlara gümrük kolaylığı sağlanmış, bu
lerinden oluşturulmuştu. Bu teşkilatın başı padişahtı. Dev- dönemde ilk kez banka kurulmuştur (Ziraat Bankası).
letin yönetim merkezi İstanbul'du. Sadrazamın başkanlık
Ülkenin ekonomik darboğazı yüzünden ilk kez Fransa ve
ettiği "Divan-ı Hümayun" bulunmakta, önemli siyasî, askerî
ve ekonomik kararlar bu divanda alınmaktaydı. Padişahtan İngiltere'den borç para alınmıştır. Ülke de kara ve demir yolu ya-

sonra en yetkili kişi, sadrazamdı. Padişahın yetki verdi- pımına önem verilmiş, ilk demir yolları bu dönemde yapılmıştır.
ği diğer kişiler, yönetim ve askerlik işleriyle ilgilenen vezir,
kubbealtı vezirleri, Rumeli ve Anadolu Beylerbeyi, Yeniçeri
Ağalarıdır.

Osmanlı toplumunda padişahlık makamından sonra asker-


ler, ilim adamları, zanaatçılar ve halk tabakası sıralaması
vardır. Bu yapı 17. yüzyıldan sonra bozulmaya başlamış,
devletin gerilemesi ve çözülmesinde bu bozulmanın da et-
kisi olmuştur.

25
Eğitim Hayatı: Medreselerin yanında ilk kez Batı'daki ör- Dil ve Edebî Hayat: 19. yüzyıl, edebiyatımızda yeni giri-
ÜNİTE - 1

neklere uygun sivil okullar açılmış, gençler Avrupa'ya öğrenci şimler dönemidir. Roman, öykü, tiyatro alanlarında ilk örnekler
olarak gönderilmiştir. Rüştiyeler, yani orta dereceli okullar açıl- verilmiş, divan şiirine karşı ağır eleştirilerek yapılarak günlük ya-
mıştır. Ayrıca devlet memuru, asker ve doktor yetiştiren okullarda şamdan kopuk, soyut bir dünyayı anlatan bu şiirin sahneden çe-
Batı anlayışına uygun bir eğitim verilmiştir. kilmesi sağlanmıştır. Çıkarılan özel gazetelerde, roman, öykü ve
tiyatro eserleri yayımlanmış, edebiyatçıların tartışmalarına yer ve-
Tarih İçinde Türk Edebiyatı

Abdülaziz döneminde "Genel Eğitim Tüzüğü" hazırlanmış, öğre- rilmiştir. Namık Kemal'in deyişiyle bir önceki dönemde "havassa
tim kademelere ayrılmıştır. İlk resmi gazete olan "Takvim-i Va- ait olan edebiyat" gözünü kalabalıklara, hayatın içine çevirmiştir.
kayi" ve yarı resmî nitelik taşıyan "Ceride-i Havadis" çıkarılarak Askerî, sivili; okumuş olan herkes, özgürlük, vatan, hak, insan-
halkın doğru ve kısa sürede haber alması sağlanmıştır. lık ve esaret gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine destek vermiştir.

Askerî Hayat: Batı'daki askerî okullar örnek alınarak kuru-


lan "Nizam-ı Cedit" ve "Sekban-ı Cedit" ordusu, Yeniçeriler tara- En önemli gelişme, 19. yüzyılın ikinci yarısında birlikte hareket
fından istenmemiş ve ortadan kaldırılmıştır. etme bilincine varan yeni bir aydın kuşağının Türkçe üzerine dü-
şünmesi, "konuşma dili - yazı dili - halkın dili" gibi kavramlara bir dil
Yeniçeri Ocağı'nı ortadan kaldıran II. Mahmut, onun yerine "Eş- bilimci gözüyle bakarak dille ilgili bazı önemli öneriler getirmesidir.
kinci Ocağı"nı ve "Asakir-i Mansure-i Muhammediye" adlı ocağı
Kutadgu Bilig ve Orhun Kitabeleri'ni Batı Türkçesine çeviren
kurarak, Osmanlı Devleti'nin bozulan ve zayıflayan askerî yapı-
Şemsettin Sami, yayımladığı makalelerinde "Osmanlı lisanı"
sını düzeltmek ve modernleştirmek istemiştir. deyimini kesinlikle reddederek şöyle demiştir: "Bu yapay lisanı
tahsil etmemiş bir Türk'e, edebî lisanımızın hatta en sadesi bile
okunsa bir şey anlaması mümkün müdür? Ya bir Türk'ün anla-
madığı lisana ne hak ile Türkçe adını verebiliriz?"

Bu dönemde dilimiz üzerinde ilk önemli çalışmaları yapan Ahmet


Vefik Paşa, "Lehçe-i Osmani" adlı sözlüğünün ön sözünde Türk-
çenin bağımsız bir dil olduğunu savunmuş, Türkçe sözcükleri
ayrı ayrı yazmıştır. "Fezleke-i Tarihi Osmani" adlı okul kitabında,
Dinî Hayat: Bu dönemde Şeyhülislam'ın yetkilerini sınırlan- Batı ülkelerinde okutulan kitapların hazırlanma yöntemlerini uy-
gulayarak, Osmanlı tarihini kuruluş, gelişme ve çöküş evrelerine
dıran bazı düzenlemeler yapılmış, hiç kimsenin din ve mezhep
ayırarak incelemiştir.
değiştirmeye zorlanamayacağı güvencesi verilmiştir.
Montesquieu, Michelet gibi Fransız tarihçilerinin yöntemlerini öğ-
renen Ahmet Cevdet Paşa, "Tarih-i Cevdet" adlı yapıtında göz-
lemle yetinmemiş, olayları araştırarak, nedenleri ve sonuçlarını
değerlendirerek, karşılaştırmalar yaparak sentezci tarih anlayışı-
nın ilk örneğini vermiştir.

Agâh Efendi ile birlikte ilk Türkçe gazeteyi (Tercüman-ı Ahval,


1860) çıkaran Şinasi, dilin sadeleşmesi sorununu ortaya atmıştır.
Gereksiz süs ve abartıları dilden temizleyerek, uzun cümle alış-
kanlığını kırmayı çalışmıştır.

26
Ali Suavi, "Ulüm" gazetesindeki Türk dili ve tarihi konulu yazıla-
YORUM

ÜNİTE - 1
rının yanı sıra Ali Şîr Nevaî'nin Muhakemetü'l Lûgateyn'ini Batı
Türkçesine çevirmiştir.
Sadullah Paşa'nın 25 beyitten oluşan bu manzumesinin
Şemsettin Sami, "Doğu Türkçesiyle Batı Türkçesi bir tek dildir, bir bölümünü okudunuz.
arada yalnız lehçe farkı vardır." diyerek yazı dili ile konuşma di-
linin ayrı olmasını şiddetle eleştirmiştir. "Kâmus-i Türkî" adlı iki Şiirin bütününde şair, insan aklının büyüklüğünü yücelte-

Tarih İçinde Türk Edebiyatı


ciltlik sözlük çalışmasının ön sözünde dilimizin adının Türk Dili rek, insanlığın yaptığı keşifler ve icatlar sayesinde Orta
olduğunu belirtmiştir. Çağ'ı aştığını, yeni bir çağ yarattığını söylüyor. Bu şiirde
Kısa yaşamında 200'ü aşkın makale ve 15 kitap yayımlayarak şu fikirleri ortaya koyuyor:
dil, edebiyat, felsefe alanlarındaki çalışmalarıyla etkili olan Be-
İnsan aklının gücü, akıl ve tecrübe sayesinde meyda-
şir Fuat, felsefede Alman düşünürü Ludwig Büchner'den esin-
na gelen yeni keşifler ve icatlar, gelişmelerin insanlık
lenerek materyalist görüşlere yaklaşmıştır. Victor Hugo üzerine
hazırladığı kitapta, çağdışı edebiyatçıların romantizmini yıkmaya tarihinde yeni bir dönem başlatması, toplumsal alanda
çalışmış, "Voltaire" adlı yapıtında da pozitif bilimlerin üstünlüğü- eşitlik ve hürriyet düşüncesinin doğmasını sağlamıştır.
nü göstermeyi amaçlamıştır.
Bu şiirdeki en önemli şey, şairin yeni doğan bir dünya ile
Girişimler dönemi olarak nitelediğimiz Tanzimat Dönemi düşünce
çöken bir dünyayı karşılaştırarak ortaya koymasıdır.
ve edebiyat adamlarının amaçları üç başlık altında toplanabilir:
Yeni bir dil ve tarih bilinci yaratmak Şair, 19. yüzyılın bilim ve tekniğine hayrandır. Orta Çağ

Batı edebiyatında olan, edebiyatımızda olmayan türleri tanıt- anlayışını küçümser.


mak
Sadullah Paşa, yeniden, akılcı ve bilimsel bir yaşam biçi-
Şiirde yeni kavramları ele alarak, şiirin özünde yenilikler yap- minden yana olduğunu da açıkça belirtmiştir.
mak
METİN Şiir gerek dil, gerekse biçim yönünden eskiye bağlıdır. Bu
da Batılı düşünce tarzını benimseyen, kendilerini yenilikçi
ONDOKUZUNCU ASIR olarak gören aydınların, eski değerleri bırakmadıklarını,
gelenekten büsbütün kopamadıklarını gösteriyor.
1. Erişti evc-i kemâlâta nûr-ı idrâkât
Yetişti rütbe-i imkâna kısmı-ı mümteniât Bu şiirin Divan şiirinden ayrılan tek yönü, edebî sanatlar-
2. Besâit oldu mürekkeb, mürekkeb oldu basit dan, şairane söyleyişten sıyrılıp mecazsız bir dille, öğretici
Bedâhet oldu tecârible hayli meçhûlât bir üslupla yazılmasıdır.
3. Mecâz oldu hakîkat, hakîkat oldu mecâz
Yıkıldı belki esâsından eski mâlûmat
4. Mebâhis-i felek ü arz ü hikmet ü kimyâ
Değil vesâvis-i ezhân ü vehm ü temsilât
5. Mesâil-i nazarîye tecârib oldu sened
Erişti hadd-i yakîne fuzûl-i zanniyyât
6. Ukul-i zâhire sâid fezâ-yı ecrâma
Kuvâ-yı câzibe kanunu pâye-i mirkat
7. Nüfûs-ı fâkire nâzil kaâre-i arza
Delil-i mebhas-ı tekvîn defâyin-i tabakat
8. Havâ vü berk ü ziyâ vü buhâr u mıknâtıs
Yed-i tasarruf-ı insanda unsur-ı harekât
9. Ziyâ; hayâlen iken şimdi bilfiil sâî
Zılâl; zâil iken şimdi zîver-i mir'ât

27
3
ET KİN LİK-
ÜNİTE - 1

Aşağıdaki boşlukları uygun biçimde doldurunuz.

a. 15. ve 16. yüzyıllarda yapılan …………………………… sayesinde , Avrupa ekonomi, ticaret alanında gelişmiş, büyük
bir sermaye birikimi elde etmiş ve zenginleşmiştir.
Tarih İçinde Türk Edebiyatı

b. Coğrafi Keşiflerin ardından başlayan ……………… ve ……………… hareketleri de Avrupa uluslarının dinî, sosyal,
siyasal ve düşünsel yönden gelişmesini sağlamıştır.

c. "Yeniden doğuş" anlamına gelen …………………, 15. ve 16. Yüzyıllarda Avrupa'da bilim, edebiyat ve sanat alanında
büyük yeniliklerin meydana geldiği bir dönemdir.

d. Batı toplumlarında 17. ve 18. yüzyıllarda başlayan ……………………………, akılcı düşünceyi temel alır.

e. Osmanlı Devleti’ndeki yenileşme hareketleri …… yüzyılın sonundaki ……………………………………… (1699) ile


başlamıştır.

f. ………………, yenileşme anlamına gelirken ……………………, düzenlemeler demektir.

g. Tanzimat Fermanı’nı …………… yılında Gülhane Parkı'nda …………………………………… bütün dünyaya ilan
etmiştir.

h. Yenileşme ile ………………………………………………………………………………, hayat gibi hemen her alanda dü-


zenlemeye gidilmiştir.

i. ………………, Osmanlı Devleti'ndeki gerilemenin sonucu olarak doğmuştur.

j. II. Mahmut döneminde yenileşmenin önemli bir aracı olarak ilk gazete de çıkar: …………………… (1831)

k. ……………………… din, dil, ırk gözetmeksizin bütün halkın can, mal ve namusunun korunacağını, askerlik ve vergi
kanunlarının yeniden düzenleneceğini ortaya koyan eşitlikçi bir söylem taşıyordu.

l. Sultan III. Selim zamanında (1789-1807), artık bozulmaya başlayan Yeniçeri Ocağı'na karşı, büyük bir cesaretle
………………………… adlı Avrupaî tarzda yeni ordu teşkilatı kuruldu.

m. Osmanlı Devleti, kuruluşundan …… yüzyılın sonuna kadar sürekli gelişme ve ilerleme içindeydi.

n. ………………………………………………………………………… Batı’da ortaya çıkan ve Osmanlıyı etkileyen fikir


akımlardır.

o. …………………… Yeniçeri Ocağı'nı kaldırarak devlet otoritesini güçlendirmiştir.

28
4
ET KİN LİK-

ÜNİTE - 1
Aşağıdaki tanımları ilgili olduğu kavramla eşleştiriniz.

Tarih İçinde Türk Edebiyatı


a. İnsan için bilgide önemli olanın yalnızca ol-
guları araştırmak olduğunu savunan akım- Tanzimat
dır.

b. Felsefe tarihinde, doğru bilginin kaynağı ve


ölçütü olarak aklı temel alan akımdır. Rönesans

c. 1856 yılında Avrupa ülkelerinin baskısı so-


nucu ilan edilen, devlet yönetimi ile ilgili dü- Pozitivizm
zenlemeler içeren fermandır.

d. İnsanı temel alan ve onun ne olduğunu, bu


dünyadaki yerinin ve anlamının ne oldu- Islahat
ğunu gündeme getiren eğilimdir.

e. 15. ve 17. yüzyıllar boyunca tüm Avrupa'yı


etkileyen Katolik Kilisesi’ ne karşı yapılmış Rasyonalizm
dinsel bir harekettir.

f. Türk toplumunda Batılılaşmanın resmî baş-


langıcı kabul edilen"Gülhane Hatt-ı Hüma- Reform
yunu" olarak adlandırılan fermandır.

29
3. Yunus Emre, Anadolu insanının Moğol istilâsından bıktığı,
ÜNİTE - 1

ÜNİTE TESTİ - 1 anarşi ve kargaşadan canından bezdiği bir dönemde onlara


Allah’ı, ebedî hayatı, sevgi ve hoşgörüyü hatırlatır. Kuraklık-
tan ve korkudan dudakları çatlamış olan Anadolu’yu ümit,
1. Aşağıdaki metinlerden hangisi, günümüzün zihniyetini aşk ve heyecanla sulayıp yeşertir. Huzur, sükûn ve saadet
yansıtmaktadır? devrinde Fuzûlî, insanları aşkın zirvelerinde dolaştırır, ger-
Tarih İçinde Türk Edebiyatı

A) Evlenmek mi? Kim? Nerede? Kehribar ağızlıklı yeni bir çek saadetin aşk ıstırabında olduğunu söyler. Milletimizin en

zenginle mi? Yapmacık genç bir şairle mi? Sapı gümüşlü zorlu ve karanlık günlerinde yetişen İstiklâl Marşı şâiri Meh-
met Akif ise insanımızın yakasından tutup şiddetle sarsarak
gül bastonlu bir memurla mı? Yoksa paçaları kıvrık bir
onu uyarmaya, uyuşukluktan kurtarmaya çalışır: “Ye’s öyle
kısa pantolonu taa göğsüne kadar çekmiş fesini yana ya-
bataktır ki düşersen boğulursun/Ümmîde sarıl sımsıkı, seyret
tırmış bir zengin aile çocuğuyla mı? Yüz bin kere tövbe!
ne olursun” diyerek onları mücadeleye teşvik eder.
B) “Anadolu’dan Mustafa Kemal’in askerleri geliyor yarın."
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
dedi babam. Sonra… Galiba hiç ama hiçbir şey konuş-
A) Edebî eser, içinde doğduğu toplumun şartlarından ayrı
madılar. Annem de babamın yanına oturmuştu. Ben
düşünülemez.
saçlarımı her ikisinin dizleri üstüne dökmüştüm. İçim bir
tuhaf olmuştu. B) Sanatçı dönemin olaylarını eserlerine olduğu gibi aktarır.
C) Şair ve yazarlar eserleriyle topluma yön verirler.
C) Kız bildi ki gelenler kaynanası, kayın babasıdır. Kamçı
D) Edebi eserler yazıldıkları dönemin zihniyetini az ya da
ile işaret kılıp: Otağa inin, nerede toz, is var ise, nerede
çok yansıtır.
bunların izi var ise, nerede kara kuzgun oynuyorsa orada
E) Bir ulusun edebiyatıyla o ulusun toplumsal yapısı ara-
arayalım, dedi. Atına mahmuz vurdu, bir yüksek yere
sında doğrudan etkileşim vardır
çıktı, gözetledi.

D) Galoşları ayağımıza geçirdikten sonra, önde Nevzat, bir


adım gerisinde ben, geniş salona girdik. Alışılmadık bir
şey vardı: İnsanın gözüne batan şu ışık…Hayır, salo- 4. Gazetenin tek satıcısı, Tömbekici Hasan Ağa... Merdiven ba-
nun ışığı değildi bu. İçerisinin aydınlığı yeterli gelmemiş şından gazeteyi alıp bitişikteki ya da pek yakındaki tütüncü
olacaktı ki “ Olay Yeri İnceleme” ekibi seyyar lambalarla dükkânına götürüyor ve isteyenlere, tezgâh altından çıkarıp

gündüze çevirmişlerdi ortalığı. vererek parasını alıyor. Henüz gazete satıcısı, gazete dağı-
tıcısı yok. Bir süre sonra "müvezzi" denilen dağıtıcılar ortaya
E) Ertesi günden itibaren dükkânın önünden geçenler, çıkacak, ama bunlar da koltuklarının altındaki gazeteyi ses-
Salim Hoca’nın karşısında iki çocuk görmeye başladılar. siz sedasız satacaklar. Bu gizliliğin ya da sessizliğin nedeni,
Hatta üçüncü gün, mahalle mektebinin hocalığını yapan bağnaz suhte (softa, medrese öğrencisi) korkusu... Bir de lo-
imam efendi bile dükkânın önünden geçerken başını butlu, usturalı, kamalı dolaşan bağnaz hocalardan korku... İşin
uzatıp: ”Aferin Salim Hoca! Yavaş yavaş attarlık, mektep uçunda kıyasıya dayak yemek, hatta kimvurduya gitmek var...
hocalığına dönecek galiba?” dedi. Bu metinle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Dönemin sosyal ve siyasî hayatını ortaya koyan ifadeler


2. I. Ortaya çıktığı dönemin özelliklerini yansıtır. kullanılmıştır.
II. Belge niteliği taşır. B) Günümüzde kullanımı daralan ya da kullanımdan düşen
Yukarıdaki özellikleri yansıtan metin türü, aşağıdakiler- sözcüklere yer verilmiştir.

den hangisi olabilir? C) Metinde o dönemde yeni başlayan gazeteciliğin zorlu


şartları ele alınmıştır.
A) Anı B) Roman
D) Anlatılanlar örnekleme yoluyla somutlaştırılmıştır.
C) Öykü D) Masal
E) “Tömbeki, müvezzi, lobut, ustura, kama” dönemin zihni-
E) Tiyatro yetini yansıtan anahtar sözcüklerdir.

30
5. II. Meşrutiyet’in göreli özgürlük ortamında Türk şiirinde Tevfik 7. Aşağıdakilerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

ÜNİTE - 1
Fikret ile Mehmet Akif arasıdaki kültürel ve siyasal tartışma- A) Her yazarın ideolojisi, hayata bakışı farklı olduğundan
lar dikkat çeker. Tevfik Fikret, o dönemde yeni edebiyatın dönemin olayları onlarda aynı etkiyi bırakmaz.
öncülerinden olmakla kalmamış, Batılılaşmayı savunan bir B) Bir edebi eserde zihniyet kavramıyla kastedilen bir dö-
düşünce savaşçısı olarak da belirmişti. Bir İslam reformcusu nemin sosyal, siyasî, kültürel, askerî yaşantısının yansı-
olan Mehmet Akif ise temelde Batıcılığa karşıydı. Ona göre tılmasıdır.

Tarih İçinde Türk Edebiyatı


İslam dinî gelişmeye açıktı. Kurtuluş, gerçek islamî ilkelere, C) Felsefe, sosyoloji ve psikolojide soyut olarak dile getiri-
İslam'ın özüne dönüşle mümkün olabilirdi. len düşünceler, edebi eserlerde insan yaşantısıyla birle-
şerek somutlaşır.
Bu metinde anlatılanlar aşağıdakilerden hangisini des-
D) Edebiyat, insanı ve toplumu değişik yönleriyle inceleyen
teklemektedir?
psikoloji, sosyoloji, tarih, felsefe gibi bilim dallarıyla da
A) Edebiyatla sosyal ve siyasî yapı arasında büyük bir ilgi yakından ilişkilidir.
ve etkileşim söz konusudur. E) Toplumun bir bireyi olan her sanatçı, eserlerinde ya-
şamda olup bitenleri ele almakla yetinmez, toplumsal
B) Edebiyat ürünleri toplumları etkileyerek onların gelişme-
sorunlara çözüm de üretir.
lerine ve değişmelerine katkıda bulunur.

C) Şair ve yazarlar, yaşadıkları toplumun bir üyesidirler; ye-


tiştikleri çevrenin etkisinde kalırlar. 8. Halide Edip Adıvar “Sinekli Bakkal”,Yakup Kadri Karaosma-
D) Her edebi yapıt, yaratıcısının kimliğini içinde barındıran noğlu “Bir Sürgün”, Mithat Cemal Kuntay “Üç İstanbul”, Nahit
bir pusuladır. Sırrı Örik “Abdülhamit Düşerken” Abdülhamit dönemini canlı
tablolarla ele alan romanlardır.
E) Yazarlar, dönemlerindeki sosyal ve siyasî olaylara kendi
Bu örnekler aşağıdaki yargılardan hangisini destekler
dünya görüşleri çerçevesinde bakarlar.
niteliktedir?
A) Sosyal-siyasal değişimler ve gelişmeler edebiyata da
6. Edebiyatçı, eserinde yaşamda karşılığı olmayan kişileri an- yansır.
latsa da onları sosyal bir yaşam üzerine kurmak zorundadır. B) Edebi eser her dönemde topluma yön vermiştir.
Kurmaca bir olay ve kişiler üzerine kurulan bir öyküyü dü- C) Düşünce akımları edebiyat aracılığıyla topluma yerleşir.
şünelim. Bu öyküde yazar, kafasındaki olayı ve kişileri, bir D) Fikirlerin doğup gelişmesinde edebiyatın katkısı büyük-
sosyal çevre içerisinde anlatmak durumundadır. Aksi tak- tür.
dirde metin ya soyut bir görünüm kazanacak ya da çelişkili E) Edebiyatçı yaşam gerçeğini olduğu gibi değil, kurgulaya-
bir anlatıma bürünecektir. Bu da onun okunurluğuna gölge rak verir.
düşürecektir.

Bu sözleri söyleyen kişi, aşağıdakilerden hangisini vur-


9. (I) Edebî metinler yazıldığı dönemin zevk, anlayış ve prob-
gulamaktadır?
lemlerine kayıtsız kalamaz. (II) Metni oluşturan temel ögeler
A) Bir ulusun edebiyatıyla o ulusun toplumsal yapısı ara- arasında dönemin zihniyeti, metne değişik şekillerde yansır.
sında doğrudan etkileşim vardır. (III) Dönemin zihniyeti, sosyal şartlar ve yazarın kişisel özel-
B) Bir dönemin askerî, siyasî, idari, sosyal olayları edebi- likleri iç içe girerek metinde bütünleşir. (IV) Bu bakımdan bir
yata da yansır. edebi eserde sanatçının duygu ve düşüncelerinden bir iz ara-
mak yanlış olur. (V) Bunlardan başka, tercih edilen estetik
C) Edebî bir metni sosyal çevreden ayrı düşünmek mümkün
beğeniler, temalar, yapı, kullanılan dil özellikleri de metinde
değildir.
dönemini yansıtarak temsil eder.
D) Edebiyatıçı, eserlerinde öncelikle toplumu ve insanı ele Bu parçada numaralı cümlelerin hangisinde bir bilgi yan-
almalıdır. lışı yapılmıştır?
E) Edebiyat, insanı ve toplumu çok yönlü olarak inceler. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

31
3. Osmanlı Devleti 17. yüzyılın ikinci yarısında başlayan ve
ÜNİTE - 1

ÜNİTE TESTİ - 2 19. yüzyılda içte ve dışta meydana gelen karışıklıklarla iyice
zayıflamış, her alanda gelişen Avrupa devletlerinin karşısın-
da güçsüz kalmıştır. Bu durumda, Osmanlı devlet adamları
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır? gelişmelere ayak uydurabilmek için, Batı ülkelerinin bilim ve

A) Tanzimat Fermanı'na kadar, Osmanlıda yenileşme teknolojisinden yararlanmak istemişlerdir. 1839 yılında ilan
Tarih İçinde Türk Edebiyatı

edilen …………….. bu amaçla hazırlanmıştır.


adına herhangi bir girişimde bulunulmamıştır.
Yukarıda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi ge-
B) Tanzimat'la gelen yenilik ve düzenlemeler, hemen
tirilmelidir?
hemen yaşamın her alanını kapsamıştır.
A) Nizam-ı Cedid
C) Osmanlı devlet yapısındaki bozulmalar ve dönemin
B) Islahat Fermanı
siyasî koşulları, yenileşme hareketini zorunlu kılmıştır.
C) Asakir-i Mansure-i Muhammediye
D) Osmanlı Devleti’nde yenileşme hareketi 17. yüzyılın son-
D) Tanzimat Fermanı
larında başlamıştır.
E) Kanun-i Esasi
E) Osmanlı Devleti’nde yenileşme hareketi ilk olarak askerî
alanda olmuştur. 4. Tanzimat Fermanı’nın hazırlanış amacı aşağıdakilerden
hangisi olabilir?

A) Osmanlı Devleti’nin toprak kaybını ortadan kaldırmak


B) Batıdaki gelişmelere ayak uydurmak ve Batı ülkelerinin
bilim ve teknolojisinden yararlanmak
C) Osmanlı Devleti’nin yönetim, siyaset, eğitim gibi çeşitli
alanlarında yenilikler yaratmak
D) Osmanlı Devleti’ndeki değişimlere engel olmak
E) Osmanlı Devleti'nin Batı karşısındaki zayıflığını ortadan
kaldırmak

2. I. Grup II. Grup


5. I. …. bilginin kaynağının akıl olduğunu, doğru bilginin
Abdülmecid Tanzimat Fermanı ancak akıl ve düşünce ile elde edilebileceğini savunan
II. Mahmut Kanuni Esasi felsefî bir yaklaşımdır.

II. …. 15. ve 16. yüzyıllarda önce İtalya’da başlayan ve


III. Selim Hendesehane
tüm Avrupa’ya yayılan bilim, sanat, edebiyat ve düşünce
II. Abdülhamit Nizam-ı Cedid hayatında görülen gelişmelere verilen addır.
Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması III. ….. Katolik Kilisesi'nin bozulması ve dinî amaçlardan
uzaklaşması üzerine 16. yüzyılda Almanya'da başlayarak
Yukarıda I. grupta verilen padişahlar getirdikleri yenilik-
diğer Avrupa ülkelerine yayılan dinî alandaki yeniliklerdir.
lerle eşleştirildiğinde, aşağıdakilerden hangisi dışta ka-
Yukarıda boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden
lır?
hangisi getirilmelidir?
A) Tanzimat Fermanı
A) Reform - Rönesans – Rasyonalizm
B) Kanuni Esasi
B) Rönesans – Reform – Rasyonalizm
C) Hendesehane
C) Rasyonalizm – Rönesans – Reform
D) Nizam-ı Cedid D) Rasyonalizm – Reform – Rönesans
E) Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması E) Rönesans – Rasyonalizm – Reform

32
6. Aşağıdakilerden hangisi, Tanzimat’ın getirdiği yenilik- 11. I. Avrupa'da sürekli elçilikler kurulmuş, kara mühendisha-

ÜNİTE - 1
lerden biri değildir? nesi açılarak yerli malı ürünler üretilmiştir. (III. Selim Dö-

A) Ceza kanununun ortaya konması nemi)

B) Kağıt paranın bastırılması II. Yeniçeri Ocağı kaldırılarak devlet otoritesi güçlendirildi,
C) İlk resmi gazetenin çıkarılması harp okulları açılmıştır. (II. Mahmut Dönemi)

Tarih İçinde Türk Edebiyatı


D) Orta dereceli okulların açılması III. Osmanlı Devleti'ne büyük yenilikler getiren Tanzimat ve
E) Şeriat mahkemelerinin kaldırılması Islahat Fermanları yayımlanmıştır. (II. Abdülhamit Dö-
nemi)
7. I. Yeryüzü ilgi çekici ve araştırılmaya değer bir yerdir.
IV. Nizam-ı Cedid adlı bir ordu kurulmuş, bu ordunun ihti-
II. İnsan güçlüdür ve bu gücüyle büyük başarılar elde ede-
yaçları için İrad-ı Cedid adlı bir hazine oluşturulmuştur.
bilir.
III. İnsanın sürekli faal olması şerefli bir şeydir. (III. Selim Dönemi)

V. İlk Türk anayasası olarak kabul edilen "Kanun-i Esasi"


Numaralı yargılar, aşağıdaki düşünce akımlarından han-
ilan edilmiştir. (II. Abdülhamit Dönemi)
gisi üzerinde etkili olmuştur?

A) Hümanizm B) Rönesans Yukarıdaki yeniliklerden hangisi, ayraç içinde verilen


C) Pozitivizm D) Rasyonalizm dönemle ilgili değildir?

E) Reform A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

8. Osmanlı Devleti’nde eğitim ve öğretim alanında ilk


önemli adımlar aşağıdaki padişahlardan hangisinin dö-
neminde atılmıştır?

A) II. Mahmut B) II. Selim 12. (I) Islahat Fermânı, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş dö-
C) I. Ahmet D) Abdülmecit neminde devletin yıkılmaktan kurtarılması amacıyla; siyasî

E) II. Abdülhamit kuruluşlar ve yeni kurumların kurulması konularında yapıl-


ması tasarlanan köklü değişiklikler için Sultan Abdülmecid
zamanında yayımlanan fermândır.(II) Tanzimât Dönemi'nin
9. Osmanlı Devleti’nde çıkarılan ilk resmi gazete, aşağıda-
önde gelen devlet adamlarından biri olan Sadrazam Mustafa
kilerden hangisidir?
Reşit Paşa tarafından büyük Avrupa devletlerinin arzuları
A) Ceride-i Havadis B) Tercüman-ı Ahval
doğrultusunda hazırlanarak yürürlüğe konmuştur. (III) Isla-
C) Takvim-i Vakayi D) Tasvir-i Efkar hat Fermânı, Tanzimatın devamı olarak nitelendirilebilecek
E) Muhbir bir değişim olarak da kabul edilebilir. (IV) Islahat Fermânı
azınlıklara yönelik birtakım hakların verilmesini içermekte-

10. Aşağıdakilerden hangisi, rönesansın sonuçları arasında dir. (V) Amaç, Fransız İhtilali'nin yaymış olduğu milliyetçilik

yer almaz? akımlarından etkilenerek isyan çıkarmakta olan azınlıkları


ülkeye bağlamak ve Avrupalı devletlerin Osmanlı Devleti'nin
A) Pozitif (bilimsel) düşüncenin hakim olması
iç işlerine karışmasını önlemektir.
B) Reform hareketlerine zemin hazırlaması
C) Bilim ve teknikteki gelişmelere hız kazandırması Yukarıda numaralı cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı

D) Coğrafi keşiflerin yapılmasını sağlaması vardır?

E) Din adamlarının halk üzerindeki otoritesinin sarsılması A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

33
1. ÜNİTE CEVAP ANAHTARLARI

ETKİNLİK - 1
ÜNİTE - 1

Doğru – Yanlış
a. D b. D c. Y d. Y e. Y f. D g. Y h. D i. Y j. Y k. Y l. D m. Y n. D o. D p. D r. Y

ETKİNLİK - 2
a. düşünce - sosyal b. sanat - dil c. sosyal d. ekonomik
Tarih İçinde Türk Edebiyatı

e. Kurtuluş Savaşı f. ardcı, hortumcu, borucu, köktenci, reis h. gerçekliğini

ETKİNLİK - 3
a. Coğrafi Keşifler b. Rönesans - Reform c. Rönesans
d. Aydınlanma Çağı e. 17 - Karlofça Antlaşması f. Islahat - Tanzimat
g. 1839 - Mustafa Reşit Paşa h. idari - askerî - ekonomik - toplumsal - kültürel i. Yenileşme
j. Takvim-i Vakayi k. Tanzimat Fermanı l. Nizam-ı Cedid
m. 16 n. reform - rönesans - hümanizm o. II. Mahmut

ETKİNLİK - 4
a. Pozitivizm b. Rasyonalizm c. Islahat
d. Rönesans e. Reform f. Tanzimat

ÜNİTE TESTİ
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12
1 D A B D E C E A D
2 A C D D C E B A C D C B

34

You might also like