You are on page 1of 20

CELAL BAYAR

ÜNİVERSİTESİ
KÜLTÜREL ANTROPOLOJİ

AD-SOYAD: DİLAN KAYA

BÖLÜM: REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK

OKUL NO: 200119019

DERSİN SORUMLUSU: ÖĞR. GÖR. ALİ ALTINER


İÇİNDEKİLER

ANADOLU DİNLER TARİHİ........................................................................................................2


Dinlerin ve İnsanlığın Beşiği Göbeklitepe................................................................................3
Anadolu’nun Mistik Tanrıçası Kibele.......................................................................................4
Hitit Dini..................................................................................................................................5
Urartu Dini..............................................................................................................................6
Friglerin Dini............................................................................................................................7
Lidyalıların Dini........................................................................................................................8
İyonların Dini...........................................................................................................................8
Pers ve Yunan Dünyasının Dinleri............................................................................................9
Kommagene ve Tanrılar Dağı................................................................................................10
Yahudilik................................................................................................................................11
Roma Dini..............................................................................................................................11
Hristiyanlık............................................................................................................................12
Müslümanlık..........................................................................................................................13
Şamanizm..............................................................................................................................14
Ezidilik...................................................................................................................................15
ANAHTAR KELİMELER............................................................................................................16
KAYNAKÇA.............................................................................................................................17
ANADOLU DİNLER TARİHİ
Anadolu bir dinler beşiği. Dinlerin doğduğu, sığındığı, yayıldığı eşsiz bir
coğrafya. İlk inanışlardan Ezidilik’e kadar birçok inanç sistemine kucak
açmış bu coğrafyada yaşayan insanların tarih boyunca inanış
biçimlerini inceleyeceğiz. Dünya tarihi gibi dinler tarihi de Anadolu
toprakları olmaksızın asla bugünkü haliyle anılamazdı. Çağlar boyunca,
üzerinde yaşadığımız bu coğrafyada kendine taraftarlar bulmuş bu
inanışların hepsi bizim kültürel mirasımızın bir parçasıdır. Farkında
olmadan sosyal hayatımızda yaptığımız, dile getirdiğimiz,
düşündüğümüz her şeyin içinde hepsinden birer parça taşıyoruz. Bu
inanışların yarattığı kozmopolit kültürü gelecek nesillere de taşımak
üzerimize düşen önemli bir görev. Barışın egemen olmasını dilediğimiz
bu coğrafyada tüm inanışlara hoşgörüyle bakmak, bölgedeki
konumumuz açısından son derece önem taşıyor, çünkü tüm dinlere ev
sahipliği yapmış bir coğrafyanın 80 milyon nüfuslu yegane
mirasçılarıyız.
Dinlerin ve İnsanlığın Beşiği Göbeklitepe
Şanlıurfa’nın 15 Kilometre güneydoğusunda bulunan Göbeklitepe‘nin
tarihi M.Ö. 11000 yılına kadar dayanır. Etrafında herhangi bir yerleşim
olmayan Göbeklitepe, ibadet yeridir.
Göbeklitepe, şu ana kadar keşfedilen tarihinin en eski insan eli ile inşaa
edilmiş tapınağı olarak kabul edilir. Doğal bir tepenin üzerinde yer alan
tapınağın çevresi düz çizgiler halinde dizilmiş taşlarla sınırlandırılmıştır.
Tapınağın içinde T biçimli sutünlarda birçok figür yer alamaktadır. Bu
sutünlarda yer alan aslan figürleri, Anadolu’da tarihin ilk dönemlerinde
aslanların bölgede yaşadığını belgelemektedir. Sutünlarda insan
figüründen çok hayvan figürleri vardır. Bazı sutünların boyları 3 metreye
ulaşmaktadır. Tapınakta yer alan çizimler çok basittir. Dini bir merkez
olan Göbeklitepe‘de, dikdörtgen şekilde iki büyük tapınak mevcuttur.
Tapınakların yanında yer alan çukurlara, büyük bir olasılıkla ibadet
etmeye gelenler içlerine adaklarını bırakıyorlardı. 1964’te
keşfedilen Göbeklitepe, yerleşik hayata henüz geçmemiş avcı –
toplayıcı insan topluluklarının bir araya getiren tarihin ilk dini yapısıdır.
Göbekli Tepe, yirmi yıllık arkeolojik araştırmadan sonra bile, eşsiz bir
tarih öncesi alan olarak sağladığı yeni bilgilerle hayranlık uyandırmaya
devam etmektedir ve haklı olarak son yıllarda keşfedilmiş en önemli
arkeolojik keşiflerden biri olarak kabul edilmektedir. Neolitik geçişin,
başka bir ilerleyen dönemlerde bugünkü yaşam biçimimize yol açacak
olan tarımcı toplulukların ortaya çıkışının daha iyi kavranmasındaki
üstün değeri hala emsalsizdir. Göbekli Tepe gelecek kuşaklardaki
prehistoryenler ve arkeologlar için oldukça önemli kalmaya devam
edecektir.

Anadolu’nun Mistik Tanrıçası Kibele

Dünyada yaygın olarak bütün bölgelerde karşımıza çıkan bir Ana


Tanrıça inanışı vardır. Modern zamanlarda bile "Doğa Ana" olarak
anılarak karşımıza çıkan bu küresel inancın temeli Anadolu topraklarına
dayanıyor. İlk Anadolu yerleşkeleri olan höyüklerde tapılmaya başlanan
bu tanrıça; çağlar boyunca Hititler, Frigyalılar gibi Anadolu
uygarlıklarının yanı sıra Roma, Bizans gibi İmparatorluklar sayesinde de
günümüze kadar ulaşan bir etkiye sahiptir. Göbeklitepe'nin hayvanlar ve
tabiata dayalı yapısının, Kibele inancının da temelini attığı yönünde
ipuçları verdiği düşünülüyor. Kökleri Göbeklitepe'ye kadar uzanan
Tanrıça Kibele'nin en önemli özelliği tüm Anadolu ve çevre bölgelerde
tapılan tek ortak ilahi varlık olması. Kibele'nin; Yunan mitolojisinde
Artemis, Roma mitolojisinde ise Diana olarak anılmış olduğu biliniyor.
Kibele'nin ruhunu barındırdığı düşünülen heykel ya da cisme karşı
ibadet, etrafına toplanan insanların yüzünü ona dönmesi ve etrafında
dönmesi şeklinde yapılırdı. Anadolu'dan Balkanlar, Kafkasya, İran ve
Arabistan başta olmak üzere birçok bölgeye yayılan bu ibadet şekli
büyük dinlerdeki bazı ibadet şekilleriyle şaşırtıcı benzerlikler
göstermiyor değil. Tartışmaya açık bir şekilde Kıble ve Kibele tanımları
etimolojik açıdan aynı referansa dayanmakta olduğu yönünde tahminler
yürütülüyor. Günümüz Türkçesinde güneyi gösteren bir yön anlamında
kullanılan "Kıble", Arapça kökenli bir kelime ve
Arapçadaki karşılıklarından biri; Sıkıntılı bir durumda yardım umularak
başvurulan yer manasına geliyor. Kıble kelimesinin ilk çağlarda yapılan
ticaret ve savaşlar yoluyla Anadolu'dan Arapçaya geçen bir tanımlama
olduğu tahmin ediliyor. İslamiyet öncesi Arapların da tapınma modelleri
Kibele'ye yapılan ibadetlerle büyük benzerlikler gösteriyor. Bir başka
ilginç noktada, Kibele'nin simgesi olan ay, İslamiyet için de önemli bir
semboldür ve yine inanç ile doğrudan bağlantılıdır. Ancak bu
benzerliklerin kesin bir şekilde bağlantılı olduğu yönünde henüz
ispatlanmış bir sav bulunmuyor.

Hitit Dini
Hititler, Anadolu’ya Kafkasya üzerinden göç etmiş bir Hint-Avrupa
kavmi olarak tanımlanabilir. Anadolu’ya Kafkaslar üzerinden
gelen Hititler ticaret, hayvancılık yaparak hayatlarını sürdürüyor olsa da
ana geçim kaynakları tarım olmuştu. Bu yüzden Hititler izledikleri
genişleme politikalarında ticaret yollarına sahip olma amacı kadar,
verimli toprakları ele geçirme amacını da taşımıştır.
Tarım ve hayvancılığın öne çıktığı bir toplum olan Hititler de , Tanrı
inancı da doğa temelliydi. Hititler kutsal saydıkları değerler, bayramları,
tapınakları ve tapınma şekilleri, ayrıca Tanrıları da bir tarım toplumu için
önemli olan hava, su, toprak gibi unsurlara göre şekilleniyordu. Sanatı,
dini, savaşları, güçlü krallığı ve kralları ile tarihteki önemli
uygarlıklardan biri olan Hititler‘e dair ilk kalıntılar Kültepe’de
bulunmuştur.
Hitit dini, Hitit Uygarlığı’nın kurulu olduğu coğrafyadan ve etrafındaki
diğer uygarlıklardan etkilenerek şekillenmiştir. Kuruluşlarından itibaren
birçok tanrıyı benimsemiş olan Hititler, ilk dönemlerinde Hatti-Avrupa
tanrıları benimsemiş, daha sonra bu tanrılara Mezopotamya tanrıları da
eklenmiştir. Su Tanrısı, Güneş Tanrısı, Ay Tanrısı gibi tanrılar Hitit
inancında yer almıştır.
Hititler tanrılarını insan gibi görmüş, onlara insani özellikler yüklemiştir.
Tanrılarını insan gibi gördüklerinden dolayı, tapınaklarına özel bir önem
verirlerdi. Dinsel merkez oldukları kadar, ekonomik merkezler olarak da
kullanılan tapınaklarda hediyeler, bağışlar ve tahıllar da saklanmıştır.
Hitit dinindeki en önemli tanrı, sembolü boğa olan Gök Tanrı’ydı. Tanrı
kadar tanrıçaya da önem veren Hititler’de Arinna Güneş Tanrısı’ydı.
Yerel tanrıları da olan Hititler’in, hayvan biçiminde tanrıları da vardı.
Doğanın şekillendirdiği bir yaşam biçimine sahip olan Hititler, dağları da
kutsal kabul etmiştir. Hititler’in yıkılmasının ardından oluşan “Geç Hitit
Devleti” için önemli olan bir tanrıça ise, Anadolu’da yıllar boyunca
hatırlanacaktır; Kubaba. İlerleyen zamanlarda Kybele adıyla bilinecek
olan tanrıça, Anadolu’da halen bilinmekte olan bir Hitit tanrıçasıdır.
Urartu Dini

Kökeni Asur medeniyetine kadar dayanan bir inanç sistemine sahip olan
Urartuların mitolojisinde 80'e yakın çoğunluğu erkek olmak üzere
tanrısal özelliğe sahip varlık bulunmaktaydı. Urartuların kendi içine daha
kapanık tapınma modellerinin temelinde Akadlar, Babiller, Sümerler ve
Hititler gibi uygarlıkların tapındığı tanrılar yattığı düşünülür. Urartular
bu tanrıları kendi dillerinde farklı adlarla anarak tapındıkları bir inanç
modeli kurmuşlardır. Kurban kesme esasına dayalı bir ibadet sistemi
olan Urartular, kesilen kurbanların kanlarının başkent Tuşpa'da
toplanması için bir drenaj kanal sistemi kurduğu da bilinmekte.
Urartulardaki kurban geleneği kendi çocuklarını kurban etmeye kadar
varan, hatta bu kurban etme ritüelinin nasıl yapılması gerektiğini
açıklayan tabletler yazılacak kadar önemli bir ibadetti. Genelde kendileri
ile özdeşleştirilen hayvanların üstünde tasvir edilen Urartu tanrı ve
tanrıçalarının; evreni yönetmek, gök olaylarına hükmetmek, güneşe
hükmetmek, savaşlara müdahale etmek gibi özellikleri olduğuna
inanırlardı.

Friglerin Dini
Yeryüzündeki birçok medeniyetin de tarihte benimsediği üzere,
doğurganlık ve bereketi simgeleyen Ana Tanrıça inanışı, Frigler
tarafından da benimsenmiştir. Ana Tanrıça inanışına göre
şekillenen Frig dini, “Matar” olarak anılan ünlü bir tanrıçayı da içinde
barındırır. Bu, Frig dinine dair elde edilen bilgilere göre ilk tanrıçadır;
yazılı kayıtlarında rastlanıldığı üzere “Matar”, “Anne” (mother)
anlamına da gelmektedir.
Anadolu’da önemli bir dini kült olan Kibele, Frig dininde de kendisine
bir yer bulmuş ve yaşamaya devam etmiştir. Frig dinine göre dağlarda
yaşadığına inanılan Kibele; genç kızların, doğanın, şehirlerin, bolluğun
ve tarımın bir koruyucusuydu.
Frig dininin önemli merkezi ise günümüzde Eskişehir ilinin içinde yer
alan, Yazılıkaya’dır. Frigler Yazılıkaya’ya birçok kaya anıtı yapmıştır.
Frig dini gereğince, başka uygarlıklarda olduğu gibi, Tanrıça Matar,
kayalar arasına oyulan bir tapınakta kutsanmıştır.
Güneş Tanrısı Sabazios ve Ay Tanrısı Men, Frigler’in önemli
tanrılarından bazılarıdır.

Lidyalıların Dini
Parayı bulan medeniyet olarak bilinen Lidyalılar’ın, İyonlar’ın etkisi
altında kalmış bir inanç sistemleri vardı. Ana Tanrıça Kibele'yi bir ilahi
varlık olarak kabul eden Lidyalıların Uzun saçlı rahiplerin hadım edildiği
dinsel törenlerde, çeşitli hediyelerini Kibele’ye sundukları bıraktıkları
eserlerden ortaya çıkartılan bulgular arasında yer alır. Ayrıca Lidyalılar
Zeus, Apollo gibi Yunan tanrılarına da saygı gösteren iletişime açık bir
inanışa sahipti.

İyonların Dini

Yunan ve Roma mitolojisinin referansı olan figürlerin temeli ilk kez


M.Ö. 9. yüzyılda İyonyalı destan şairi Homeros tarafından derlenerek
sistemleştirilmiş olması Anadolu'yu dinler tarihi açısından önemli
yapan bir başka nokta. İyonların medeniyetinin ömrü belki çok uzun
sürmedi ama Homeros'un bir dine dönüştürdüğü mitoloji, Büyük
İskender'in önderliğinde Helen dünyasının dinî referans kaynağı olarak
benimsendi. Balkanlardan, Anadolu'ya, Arabistan'a, Mısır'a, İran'a ve
hatta Hindistan'a kadar yayılan bu inanç sistemi gittiği her bölgede
insanlara ulaştı. Bir anlamda İyonların içine kapalı inanç modelleri
küresel bir inanç sistemine dönüşerek mirasını geleceğe taşıdı. 

Pers ve Yunan Dünyasının Dinleri

Dünyadaki doğu-batı mücadelesinin temelini atan Pers-Yunan


savaşlarının arasında kalan Anadolu'nun, savaşlar ve ticaret yolları
üzerinden bu iki büyük medeniyetin inanç sistemlerini de barındırdığı da
yadsınamaz. İki medeniyetin de işgal ordularıyla birlikte getirdikleri
dinlerinin, Anadolu'da değişken bir inanç yapısının oluştuğu
düşünülüyor. Bölgede egemen olan gücün inancını benimseyen ya da
seferler sırasında Anadolu'ya gelip yerleşen insanlar sayesinde
Anadolu'nun bir dinler arenasına dönmüş olması yadsınamaz.
Kommagene ve Tanrılar Dağı

Bugün Nemrut dağı olarak bilinen bölgede M.Ö. 1. yüzyılda egemen


olan Antiochos adlı bir kral, büyük hedeflerle yeni bir din kurmak
istemişti. Yunan ve Perslerin dinini birleştirerek bu iki medeniyetin
arasında kalan bölge olan Anadolu'da herkesin inanacağı bir inanç
sistemi kurmak zaten ancak Anadolu gibi bir coğrafyada hayal
edilebilirdi. Kutsal kabul edilen Nemrut Dağı'na bir tapınak alanı kuran
ve bugün turizmin gözbebeği heykeller yaptıran Antiochos, kendisini
tanrı ilan edecek kadar idealine inanmıştı. Kısa bir dönem sürmesine
rağmen, bu melez din kendisine taraftarlar buldu ve bugün karma inanç
modelinin ilk inananlarının Anadolu topraklarında yaşamış olduğunu
biliyoruz. 
Yahudilik

Üç büyük dinden biri olan Yahudilik, Anadolu topraklarına M.Ö. 4.


yüzyılda gelmiş. Ünlü düşünür Aristo’nun Anadolu’da yaşayan
Yahudilerle görüş alışverişinde bulunduğuna yönelik bulgular Yunan
kaynaklarında görülebiliyor. Anadolu’nun ilk Yahudileri Milet, Foça,
Bursa, Ankara gibi yerleşim bölgelerinde inançlarını yaymışlar. Hatta
Ankara civarında bir bronz sütun üstünde Roma İmparatoru Agustus’un
Anadolu’daki Yahudilere tanıdığı haklar bile yazılıdır. Yahudilerin
Anadolu’ya ikinci büyük yayılma dönemleri ise yüzyıllar sonra Osmanlı
Devleti’nin himayesinde gerçekleşmiş. Avrupa’da kendilerine uygulanan
baskı ve zulümden kaçan Yahudilere, Osmanlı İmparatorluğu kucak
açtığını ve haklar tanınmış olduğunu hepimiz tarih derslerimizden
hatırlıyoruz. Bu dönemde 150.000’den fazla Yahudinin Osmanlı’ya
sığınarak Anadolu’ya yayıldıkları düşünülüyor.

Roma Dini
Romalılar modern İngilizcedeki "religion" yani din kelimesinin kökeni
olan Latince "religare" ve "religio" anlamına gelen "bağlanmak" adı
altında, İyonların kurduğu mitolojik temele dayanan bir inanç sistemine
sahipti. Anadolu'yu işgal ettiklerinde bu inançlarını da beraberlerinde
getirdiler. Aynı Yunan ve Pers imparatorluklarının yaptığı gibi bölgenin
insanlarını etki altına aldılar. Ancak bölgenin baskın dini karakterlerinin
etkisi altında kalan Romalılar, Kibele gibi kökeni Anadolu olan birçok
yerel inanışa kucak açmak zorunda kaldılar ve bu etkileşimli din modeli
Mısır'da da uygulamak zorunda kaldıkları bir sisteme dönüştü.

Hristiyanlık

Anadolu hiç şüphesiz Hristiyanlık için çok önemli bir bölgedir. İlk
dönemlerinde Roma ve Yahudi baskısı ile Kudüs çevresinde İsa’nın
çarmıha gerilmesiyle yok olma noktasına gelen Hristiyanlığın temeli
Anadolu’da atılmış olduğunu biliniyor. Aziz Pavlus’un ilk yedi kiliseyi
kurduğu Ege bölgesinde yer alan Antik Efes, Yuhanna ve Hz. Meryem’e
de ev sahipliği yapmasıyla meşhur. Bunun yanı sıra Kapadokya yine
Hristiyanlar için önemli bir sığınak görevi görmüş kutsal kabul edilen
noktalardan biri. Hatay bugün hala Hristiyanların hac ibadetleri için
geldiği bir bölgedir. Hepsinin yanı sıra modern Hristiyanlık, Roma
İmparatoru Konstantin’in himayesinde İznik’te toplanan bir konsülde
Roma’nın resmi dini olarak kabul edildiğinden, bu dinin gerçek
temellerinin Anadolu’da atıldığını söylemek yanlış olmaz. Bu konsülde,
Yunan ve Roma mitolojisindeki birçok karakter Hristiyanlık dininde
barınacak şekilde simgeleştirilmiştir. Bölgenin kozmopolit inanç yapısı
bu şekilde bir karar alınmasında önemli rol oynamıştır. Örnek olarak
mitolojik Zeus karakterinin tasviri modern Hristiyanlık eserlerindeki
Tanrı tasviri ile aynıdır. En meşhur örneği Michalangelo’nun, Sistine
Şapeli’nde yer alan “Ademin yaratılışı” adlı çizimidir. Bugün
Anadolu’da Katolik ve Protestanların yanı sıra Keldani, Süryani gibi
Hristiyanlık mezheplerine bağlı inananlar yaşamakta.

Müslümanlık

Müslümanlık Anadolu’ya Arap ve Türkler’in düzenledikleri seferler


sayesinde gelmiş ve yerleşmiş bir dindir. Özellikle 1071’de
Selçuklular’ın Malazgirt zaferi ile hızlı bir şekilde Bizans
topraklarında egemen olmaya başlayan İslam dini için Anadolu, Osmanlı
döneminde birçok inanışla barışık bir şekilde yayılışını sürdürmüş
olması açısından son derece önemli bir coğrafyadır. İslam özellikle
Osmanlı döneminde Anadolu’da kültürel ve mimari açıdan yeniden
şekillenmiştir. Aya Sofya’nın fethi ile bildiğimiz anlamdaki Cami
mimarisinin temeli atılmıştır. Osmanlı’nın sistematik yayılma politikası
sayesinde Balkanlardan, Karadeniz çevresine, Akdeniz’in tüm kıyılarına
ve tüm Avrupa’ya İslam’ın Anadolu kültürüyle birlikte yayılmıştır.
İslam dini diğer dinler ve kültürlerle iletişime en etkin şekilde Anadolu
topraklarında geçmiştir. Bugün bazı araştırmalara göre Anadolu’da
yaşayan nüfusun %90’dan fazlası Müslümandır. Sünni, Alevi ve Şii gibi
farklı mezhepler altında Müslümanlığa inanan nüfusun bu büyük kesimi,
Anadolu’daki inanç sistemlerinin gelmiş geçmiş en homojen yapısını
oluşturmaktadır.
Şamanizm

Türklerin Anadolu’ya sadece Müslümanlığı değil, beraberinde  ilk


çağlardan beri kültürlerinin bir parçası olan Şamanizmin izlerini de
taşımış oldukları bilinir. Bugün Anadolu’da farkında olmadan insanlar,
şamanist kökenli ritüelleri yerine getirmektedir. Kırklama, gidenin
ardından su dökmek, dilek ağacına çaput bağlamak, türbe ziyaretleri,
lahusadaki kadınların başına kırmızı kurdale takmak, 40 gün 40 gece
düğün, 40’ı çıkması, çeşitli sebeplerden dilek tutmak gibi birçok ritüelin
şamanizm kökenli inanışlar olduğu düşünülmekte. Bunun yanı sıra hayat
ağacı olarak bilinen figürleri taşıyan kilimler, nazar boncuğu gibi
semboller de yine Türklerin Anadolu’ya taşıdığı ve yüzyıllar boyunca bu
topraklarda barındırılmış bir inanç sisteminin parçası olduğu dile
getirilir. Özellikle Osmanlı Devleti’nin ilk dönemlerinde, doğudan
getirilen Türkler’in oluşturduğu kalabalık Şamanist obalar Anadoluda
göçebe bir hayat sürmüş ve inançlarını taşımışlardır. Popüler kültürde
Ezel Akay’ın çektiği “Hacıvat Karagöz Neden Öldürüldü?” filminde,
Karagöz karakterinin ve annesinin şamanist olması şeklinde yansımaları
görülebilen bu inanç sistemi de Anadolu’daki kozmopolit inanç
yapısının farklı bir değeri olarak dikkat çeker.
Ezidilik

Ezidiler; İslam sufiliğinin, Zerdüştlük ve Antik Mezepotamya


uygarlıklarının inanışlarının karması bir inanışa sahip oldukları iddia
edilir. Dördüncü Emevi Halifesi'nin soyundan gelen Şeh Adi bin
Musafir'ın temellerini attığı bu dine inananlar, Kürt dilindeki Ezda ve
Xweda kelimelerinden türediği tahmin edilen Ezidi adıyla anılır.
Tanrının sadece yaratıcı rolünde olduğu bu inanışta, Melek Tavus adında
Tavuskuşu ile simgelenen bir "düşmüş melek" ibadet için aracı
konumundadır. Melek Tavus, Tanrıya isyan etmiş ve cezalandırılmış bir
ilahi varlık olarak hem melek hem de şeytan özellikleri taşımaktadır. Bu
sebeple Yezidilerin direkt şeytana taptıklarına yönelik de bir yanlış
inanış söz konusudur. Meshaf Reş ve Kitab el Celve adında İki kutsal
kitabı olan Ezidiler, Anadolu'da Güneydoğu bölgesinde 1980'e kadar
20.000 civarında büyük bir nüfusla yer alıyorlardı. 12 Eylül döneminde
gördükleri baskılardan Avrupa'ya kaçan Ezidilerin bugün ancak 200
kişilik bir nüfusa sahip olduğu düşünülüyor.

Diğer İnanışlar

Çeşitli araştırmalara göre bugün Anadolu'da yaşayanların 40.000 Budist,


728 Hindu inancına sahip. Bunların büyük kısmı İstanbul, Ankara ve
İzmir gibi büyük şehirlerde yaşamakta. 2012 yılında hazırlanan bir
rapora göre de Anadolu topraklarındaki nüfusun %2'si kendisini ateist
olarak tanımlıyor. Yine %2'lik bir çoğunluk inançları konusunda
kararsızken, 2010 yılında yapılan bir araştırmaya göre ise Anadolu'da
yaşayan insanların %94'ü tek bir tanrının varlığına kesin olarak
inanmakta.
ANAHTAR KELİMELER

 Anadolu-Kültürel miras-Kozmopolit
 Göbeklitepe-Tapınak
 Kibele-Ana Tanrıça-Doğa Ana
 Hitit-Kültepe-Su Tanrısı-Güneş Tanrısı-Arina-Kubab
 Urartu-Asur-Tuşpa
 Frigler-Matar-Kibele-Sabazions-Men
 Lidya-Para-Zeus-Apollo
 İyonya-Homeros-Büyük İskender-Helen Dünyası-Mitolojik
 Pers-Yunan/Doğu-Batı
 Kommagene-Tanrılar Dağı-Nemrut Dağı-Antiochos
 Yahudilik-Aristo
 Roma
 Hristiyanlık-Kudüs-İsa-Çarmıh-Antik Efes-Yuhanna-Hz
Meryem-Katolik-Protestan
 Müslümanlık-Arap-Türk-Ayasofya-Cami
 Şamanizm-Nazar boncuğu-Şamanist-Kırklama-Dilek ağacı
 Ezidilik-Zerdüştlük-Ezda-Xweda-Melek Tavus-Tavuskuşu
 Budizm-Hinduizm
KAYNAKÇA

 http://www.radikal.com.tr/radikalist/anadolu-topraklarinda-
yesermis-ve-yayilmis-16-inanc-sistemi-1207450/
 https://www.tourmag.com.tr/inanislarin-besigi-anadolu-iste-
birbirinden-farkli-16-inanc/
 https://www.anadoluuygarliklari.com/anadolu-da-ilk-
yerlesimler/gobeklitepe/
 https://www.anadoluuygarliklari.com/hititler/hitit-dini/
 https://www.anadoluuygarliklari.com/frigler/frig-dini/
 RESİM
 http://i.radikal.com.tr/150x113/2014/08/18/fft16_mf2359137.Jp
eg
 http://i.radikal.com.tr/150x113/2014/08/18/fft16_mf2359136.Jp
eg
 http://i.radikal.com.tr/150x113/2014/08/18/fft16_mf2359135.Jp
eg
 http://i.radikal.com.tr/150x113/2014/08/18/fft16_mf2359134.Jp
eg
 http://i.radikal.com.tr/150x113/2014/08/18/fft16_mf2359133.Jp
eg
 http://i.radikal.com.tr/150x113/2014/08/18/fft16_mf2359132.Jp
eg
 http://i.radikal.com.tr/150x113/2014/08/18/fft16_mf2359131.Jp
eg
 http://i.radikal.com.tr/150x113/2014/08/18/fft16_mf2359130.Jp
eg
 http://i.radikal.com.tr/150x113/2014/08/18/fft16_mf2359129.Jp
eg
 http://i.radikal.com.tr/150x113/2014/08/18/fft16_mf2359128.Jp
eg
 http://i.radikal.com.tr/150x113/2014/08/18/fft16_mf2359127.Jp
eg
 http://i.radikal.com.tr/150x113/2014/08/18/fft16_mf2359126.Jp
eg

You might also like