You are on page 1of 5

Gazi Üniversitesi

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli


Araştırma Merkezi

I. 'I'ürk liültiirii ve
Hae:ı Bektaş Veli
eınpozyrunu Blldirileri
(22 - 24 Elrnn - 1998)

ANKARA - 1999
Kendimizi çağdaş bir kültür derneği olarak nitelendirebiliıiz.
Bunun ötesinde insan haklan, demokrasi, laiklik konuların­
da yapılan çalışmalara destek ve katkı koymaktayız.
Diğer taraftan demeğimizin Hacı Bektaş İlçesiyle or-
ganik bir bağı olması bizim için haklı bir gurur kaynağı­
dır. Bu özellik 1960'lı yıllarda kurulan demeklerde de
vardı. Büyük insan, büyük düşünür Hacı Bektaş Veli'nin
havasıru soluduğu, toprağını çiğnediği "serçeşme"den ol-
manın _verdiği gururla avunmanıncia yeterli olmadığının
ayırdıınında olarak bize yüklediği sorumluluğun bilinciyle
bildirimizi sunmaya çalışacağız.
Bu bildirimizde sizlere bugüne kadar bilinmeyen yeni
bilgiler sunmak gibi bir iddiarruz bulunmamaktadır.
Amacınuz; Hacı Bektaş'ın belirlediği düşünce sistemi

ANADOLU ALEVİLİGİNİN EVRİMİ ile Bektaşi ritüelinin zaman içerisinde başka akımiann et-
kisiyle bir halk kültürü olarak zenginleştiği, Bektaşilerin
toplum yönelimine egemen olan gruplann haksız ve yarılı
Mustafa SEIMANPAKOGLU tutumianna karşı reaksiyorılannın zaman içerisinde bir
H:ıcı Bektaş Derneği B:ışbnı halk geleneği olarak arılam kazandığı hususlarının tarihsel
ana başlıklarla altını çizmektetir.
Bektaşiliğin bir inanç sistemi olarak ortaya çıkması Ha-
cı Bektaş Veli ile birlikte olmuştur. Bek1aŞilik adıyla ortaya
Sizlere sunacağıınbu bildiri Hacı Bektaş Derneği'nde
çıkan bu inanç sisteminin köklerini araştırmak zaman içeri-
oluşturulan bir çalışma grubu tarafından ortak olarak ha-
sinde geriye doğru bir yolculuğu gerektirmektedir.
zırlanmıştır. Bildirimizin konusuna geçmeden önce sizlere
Bektaşiliğin bir inanç biçimi olarak ortaya çıkmasın­
Demeğimizi kısaca tanıtmak istiyorum.
dan önce Anadolu'da ve ona yakın ve haıta ondan uzak-
Hacı Bektaş Derneği 1992 yılında kurulmuş olmasına
ta bulunan yörelerdeki inanç biçimlerine bakmanın gerek-
karşın köklerinin 1960'lı yıllara dayandığı iddia edilebilir. li olduğuna inanıyoruz.
Alevi-Bektaşi kültütü konusunda ilk olma özelliğini taşı­
Ne çok tanrılı dinlerde ne de Semavi olarak adla~dın­
yan Hacı bcl:taş Veli isimli Derneklerin, Demeğimizin te-
lan tek tanrılı dinlerde, din adına yola çıkan hiçbir pey-
melini teşkil ettiğini düşünmekteyiz. Bu Derneklerin, Der-
gamber, hiçbir dinsel önder, içinde yaşadığı toplumun,
neğimizin temelini teşkil ettiğini düşünmekteyiz. Bu
yerleşik inanç ve düşünce biçiminin özüne dokunamaz,
Demekler yönetid kadrolarını ve isimlerini değiştirerek
dokunamarruştır. insanların doğayla, birbirleriyle, geçmişi,
1980 yılına kadar varlığını sürdürdükten sonra dönernin
geleceği ve ölümünden sonra gideceğini umduğu öte
sıkıyönetim uygulamaları neticesinde kapatılmıştır.
dünya ile olan ilişkilerinde benimsediği adetler, törenler,
Demeğimizin düıenli olarak çıkartınakla olduğu "Ha- t&pınma biçimleri, kişinin her hareketini, her davranışını
cı Bektat i5imli dergide, Alevi-Bektaşi kültür ve inancına düzenleyen toplum kuralları, onbirılerce yıllık bir biriki-
bakış açımızı genel olarak dile getirildiğini düşün keteyiz. min sonucudur. Anadolu'da insanlığı tarih sahnesinde gö-
rülmeye başladığı erken çağlardan beri insaniann yerleşti­ özellikle Vilayetııamelerin araştınlınasından, Bektışi
ği, birçok kültürün doğduğu ve bir çok kültüründe gelip geleneğinin temellerinin Hacı Bektaş'ın yaşadığı dönemde
geçtiği anıa gelip geçerken de topraklannda derin izler atıldığını da görüyoruz.
bıraktığı bir yer olmuştur. İster bu topraklann otantik hal- Semalı, çırağı, hırka, sofra, hem, post, muhip, mürit,
kalan olsun, isterse burada bir sigara içimi kadar eğlen­ halife, elifı taç Bektaşi ritüelinin önemli birer araçlan ola-
sin, bu topraklardan gelip geçen her kişi, kavim, ulus ve rak ortaya çıkıyor. yine Vilayetııfunelerde saptanan diğer
de bu top(aklann bereketi ile kurulan büyük imparator- önemli olgulardan biri de özellikle Kadıncık Ana'nın kişi­
luklar, Anadolu düşünce tapınma ve inanç biçimlerine liğinde kadıniann toplumsal yaşamda erkeklerle birlikte
katkılarda bulunmuşlar ve tüm insanlık tarihinin ~on iki olmasıdır. Makalat'ın incelenmesinden de bu yapıtın ana
bin yılının uzun zaman değişmeyen, değiştirilemeyen ta- fikrinin, özünün tanoya korkuyla değil, sevgiyle ulaşılabi­
bulanna da kaynaklık etınişlerdir. Anadolu'da halen yaşa­ leceği olduğu anlaşılmaktadır.
yan ve şimdilerde bir kültür biçimi, bir din yada gelip ge-
çid bir ritüeller toplamı olup olmadığı hararetle tartışılan Aşkın aldıbenden beni
ve bu hali ile körlerin fıl'i el yordamıyla tarif etmesine Bana seni gerek seni
benzeyen Alevi-Bektaşi yaşam felsefesi işte bu açılardan Ben yananın dünıi günü
ele alınmalı ve kendi ön yargılanmızdan uzak ve tarafsız Bana seni gerek seni
bir mantıkla zaman içinde bir yolculuğa çıkılarak incelen-
melidir.
Diyen 13. yy ozanı Yunus Emre, Hacı Bek1aş'ın te-
Ayn bir araştırma konusu olan Bektaşi inanç sisteminin mellerini attığı dünya görüşünü ve basıt ritüeli en güzel
oluşmasındaki etkeniere daha fazla girmeden bu düşüneeye şekilde dile getinniştir.
adını veren Hacı Bektaş Veli'den başlamak istiyoruz.
Hacı Bektaş'tan sonra Bektaşiliği etkileyen ilk önemli
Araştırmaalar Hacı Bektaş ve Bektaşiliğin
ilk dönem- akımın Hurufilik olduğu noktasında hemen hemen tüm
lerine ilişkin kaynak yetersizliğinin onun yaşarnı ve dü- araştinnacılar fikir birliğindedir. Azerbeycan'da ortaya çı­
şünce sistemi ile ilgili kesin sonuçlara ulaşmakta zorluk
kan tanrıyla insanı özdeşleştirdiği için yandaşları baskı al-
yarattığı konusunda görüş birliği içindeler. Ancak varolan
tında tutulan ve kıyıma uğrayan bu akım, Bektaşiler ara-
kaynakların genel bir araştırması bazı önemli ipuçlan ya- sında büyük bir sempati toplamıştır. İnsanın yüz güzelliği
kalarnarnıza yardımcı olıııaktadır. Bu ipuçlannın gerçeği ve bedensel yapı olarak Tannnın en güzel görüntüsü ol-
ne derecede yansıttığının günümüzde bu inanç biçiminin duğunu savunan Hallacı Mansur'un ünlü savı "En El Hak"
içerisinde yaşayaniann görüşlerinin ve tutunılannın göz- sözünü coşkulu bir şekilde benimsernesi nedeniyle idam
lemlenmesinden anlaşılabileceğine inanıyoruz. 13. yy'da edilen 15.yy azaolanndan Nesimi'nin kendisi Bektaşi ol-
Moğol baskılan nedeniyle Horasan'dan göç etmek zorun- mamasına karşın, bugün bile Alevi-Bektaşi toplumu içeri-
da kalan Türkmen boylan ile birlikte Anadolu'ya bir der- sinde ayncalıklı bir yeri vardır.
viş olarak gelen Haa Bektaş, Kırşehire bağlı Sulucakara-
16. yy'ın başlannda II. Beyazıt tarafından Hacı Bektaş
höyük köyünü kendisine yurt olarak seçmiştir. Onun
Tekkesinin başına atanan Balını Sultan, Bekta.şi düşünce
düşüncelerinde eski Tür~ geleneklerinin izlerinin bulun-
sisteminde ve ritüelinde önemli düzenlemeler gerçekleştir­
duğunu, dini tasavvufçu bir anlayışla yorumladığını biliyo-
di. Bazı çevrelerce Piri Sani (2. Kurucu) olarak nitelendiri-
ruz. onun tarafından yazıldığı genel bir kabul gören Mala-
len Balını Sultan'dan itibaren Bektaşiler arasında hala tar-
kat ile onun ölümünden sonra izleyicileri tarafından
tışma konusu olan görüş ayniıkiarı ortaya çıktı. Bektaşilik
kaleme alınan Vilayetııfuneler, ~ıkpaşazade'nin tevarih-i
iki rakip kala aynldı. Bunlardan bir tanesi kendilerine
Ali Osmani adı! yapıtıyla Ahmet Efiaki'nin, Menakub-ül
"Yoloğlu" adını veren, Hacı Bektaş'ın hiç evlenmemiş mü-
Arifın adlı yapıtlan bu düşüncemizi desteklemektedir.
cerret bir derv~ olduğunu savunan "Babalar" koludur. Bu Bektaşi alınakla kalmamışlar, bu inanç biçiminin konın­
kol mensuplan kentlerde örgütlenmişlerdie Diğer kol ise, ması ve tarutılınası konusundaki çabalanyla da saygın bir
kendilerine "Beloğlu" adını veren Hacı Bektaş'ın soyun- yer elde etmişlerdi.
dan geldiklerini ileri süren "Çelebiler" koludur. önceleri Tekkeleri kapatılan ve tarikatlan yasaklanan Bektaşi
Safevi etkisiyle Kızılbaş, daha sonralan Alevi adım alan entellektüelleri, Osmarılı'nın son dönemlerinin ilerici, ay-
bu kolun mensuplan kırsal kesim insanlandır. İki grup dın hareketini oluşturan yeni OsmanWar bir bakıma onun
arasındaki temel fark toplumsal niteliktedir. İnanç bazında devarru olan Jön Türkler, İttihat ve Terakki Cerniyeti'nin
ikisi de Haa Bekta~a bağlıdır. Edebiyatlan ayrudır. 1502 hareketleri içerisinde görülıneye başlandı. Namık Kemal,
yılında Tebriz'de Safevi İmapartoru olarak taç giyen Şah Resnali Niyazi, Süleyınan Askeri, Rıza Tevfik, Talat Paşa
İsmail kuşaklar boyu Anadolu'yu etkileyecek Kızılbaşlığın, gibi isimler bunlann en tarunnuşlanndandır.
özellikle kırsal kesim Bektaşiliği içerisinde özürnsenmesin-
Tarihteki adı Kızılbaş olan kırsal kesim Bektaşilerinin
de önemli bir unsur oldu. Ali'ye ve Oniki İmam'a olağa­
de Alevi adı~a anılınaya başlaması 19. yy'da ortaya çıkar.
nüstü bağlı olan Şah İsmail, İran'da olduğu kadar Anado-
Kızılbaş sözcüğünün yüzyıllar içinde küçültücü bir arıla­
lu'da da aktif bir propaganda yürüttü. Giderek Anadolu
ma kayması, kırsal kesim Bektaşilerinin, yani Kızılbaşiann
Türkmenine yabancılaşan, Türkçe'ye karşı Farsça ve Arap-
Osmarılırun egemen, dinsel, toplumsal, ekonomik ve siya-
ça konuşmayı ve yazmayı yeğleyen, Türkleri yönetim ka-
sal ideolojisini reddetmesi yüzünden olmuştur. Kızılbaş ta-
demelerinden uzak tutan, Anadolu'daki Türkmen Beyleri
nımlaması yerine kullanılmaya başlanan Alevi tanımlaması
aleyhine toprak düzenlemeleri yapan Osmanlı'ya karşı
genel bir kabul görmüştür.
Türk geleneklerini sürdüren, Türkçe konuşan, Hatayi
Mahlası ile lirik şiirler yazan Şah İsmail Anadolu kırsal Osmarılı Devleti'nin, Alevi-Bektaşi toplumuna uygun
kesiminde büyük prestij kazandı. Kızılbaş olarak adiandı­ gördüğü baskı ve kıyımlara, Alevi-Bektaşi toplumu Ata-

nimaya başlanan bu kesim mensupianna yapılan baskı ve türk'ün önderliğinde gerçekleştirilen ve utkuyla biten Kur-
kıyım yaygın bir bilgi olarak belleklerde kalmıştır. Bu ta- tuluş Savaşında yanıt verme olanağı bulmuştur. Bu toplu-

rihlerden itibaren Kızılbaş adı verilen yoksul kırsal kesim mun Osmanlı yönetimine karşı geleneksel tavnru çok iyi
insarılanrun Osmanlı'nın toprak düzenine, ağır vergilerine, bilen Atatürk 19 Mayıs 1919'da Samsun'dan başlattığı, 27
toplumsal ve ekonomik kararianna karşı Kalenderi, eelali Aralık 1919'da Ankarada bitirdiği büyük yürüyüş sırasında

gibi ayaklanmalann sık sık içine girdikleri de tarihsel bir 22 Aralık 1919'da Hacı Bektaş'a da uğramıştır. Hacı Bek-
bilgidir. taş Tekkesi Postn~'ini Salih Niyazı dede ve Çelebi Cema-
lettin Efendi tarafından çok sıcak bir ilgiyle karŞiianan
Kentlerdeki tekkelerinden örgütleruniş bulunan Bekta-
Atatürk ulusal kurtuluş için aniann tam desteğini almıştır.
şi gruplan başlangı~ Osmanlı ile herhangi bir problem
Belgesel olarak kanıtlanamamakla birlikte Atatürk'ün kur-
yaşamadılar. Ancak Yeniçeri Ocaklannın kaldınlmasından
tuluş mücadelesinin utkuyla sonuçlanmasından sonra
sonra Bektaşi Tarikatının_ bu. ocakla olan manevi bağı ba-
Cumhuriyet kurma düşüncesinde olduğunu Çelebi Cema-
hane edilerek II. Mahmut döneminde 1826 yılında Bekta-
lettin Efendi'ye aralannda kalması kaydıyla dile getirdiği
şi Tekkeleri de kapatildı. Tarikatın ileri gelenleri idam
yaygın bir söylentidie
edildi, tutuklandı ya da sürgün edildi. Mallan Nakşi Ben-
di Tekkelerine vakfedildi. Hacı Bektaş tekkesinin başına Kurtuluş Savaşının ve Cumhuriyetin kurulmasına

Nakşi Bendi Şeyhi atandı. önemli maddi ve manevi katkı sağlayan Alevi-Bektaşi top-
lumunun devrim yasalan çerçevesinde, diğer tekkelerle
Burada bir anekdot olarak ilgniç bir gözlemimize de-
birlikte kendi tekkelerinin de kapatılmasına bir tepkisi ol-
ğinmek istiyoruz. Nakşi Bendi olarak Hacı Bektaş kasaba-
mamıştır. Çünkü Büyük Millet Meclisi'nin Laiklik, Kadın­
sına iskan edilen aileler zaman içerisinde Bektaşilik potası
Erkek Eşitliği, Halkçılık gibi alanlarda yaptığı yasal düzen-
içerisinde erimişlerdie Bu Nakşi Bendi insanlar sadece
lerneler onlann geleneksel gereksinmelerine ve özlemleri- aurıış,belkide hiç kullarımamıştır. Sürekli olarak öğretile­
ne tam olarak yanıt veriyordu. rin özünü yakalamaya, gerçek anlamlannı çözmeye çalış­
mışlardır.

SONUÇ: "Ara Bul" özdeyişine uygun olarak elde ettikleri gele-


neksel etik ve toplumsal değerler, onlann vazgeçilmez
Adını Haa Bektaş'tan alan bir düşünce sisteminin,
özellikleri arasında yerini almıştır. Onlann bu özelliklerini
Hacı Be.ktaş'tan günümüze kadar geçirdiği evreleıi, değer­
gözardı ederek politik ve ekonomik çıkar sağlamak ama-
li araştınnaalann çalışmalanndan yararlanılarak ana baş­
cıyla onlar üzerinde uynanrnakta olan ve oynanacak
lıklar halinde vermeye çalıştık. Her birinin araşunlınası
oyunların sonunun hüsranla biteceği şimdiden bellidir.
ayrı bir uzmanlık dalı gerektiren bu evreleıin ~çıklanma­
sında bir katkımız olması söz konusu değildir. Ancak,
Cumhuriyetimizin gerek kuruluşunda, gerek ilerleme-
Alevi Bektaşi toplumunun bugünkü bakış açısını belirle- sinde tekkelerinin kapatılması konusurıda hiçbir kompleks
yebilmek için onun geçirdiği evreleri anunsamakla büyük duymadan desteğini esirgemeyen, Cumhuriyetin sigortası
yarar olduğu düşüncesindeyiz. Alevi-Bektaşi düşüncesinin konumuna olduğu Cumhuriyetimizin en üst ağzı tarafın­
geçirdiği evreler dikkate alındığında bu düşüneeye men- dan dahi kabul edilen bu toplumun bugünden sonraki
sup insaniann geleneksel bakış açılannın günümüze nasıl toplumsal tavır ve tarzını kestirnıek için yüksek bir hasi-
yansıyacağı konusunda önemli ipuçlan elde etmek ola-
rete gerek yoktur. Alevi-Bektaşi inancı içinde, kökleri ıa­
naklıdır. rilıten gelen bu öz, bünyesine Cumhuriyetçi, çağdaş, de-
mokıat unsurlan da alarak zenginleşmiş ve sağlamlaşmıştır.
Bu düşüncenin tarihi incelendiğinde, Alevi-Bektaşi
düşüncesindeki insaniann dinsel ve toplum,JI tüm öğreti­ Alevi-Bektaşiinananda olan insaniann bugün sergiie-
lerde alışılmış, peşin yargılar yerine, aklı ön pland:ı tutan rnekte olduklan Atatürkçü, Cumhuriyetçi, Eşitlikçi, İnsan
bir yaklaşunı benimsemiş olduklan görülmektedir. Tarih Haklanndan yana düşünce ve tutum İçerisinde olmalan-
boyunca bu yaklaşımlannın bedelini oldukça ağır ödeme- nın Nedenini onların geleneksel inanç biçimlerinin günü-

lerine karşılık bu konudaki tutarlılıklannı günümüze ka- müzdeki yansıması olarak görmek hiç de zor değlidir.
dar sürdürmüşlerdir. Biçimselliği sürekli olarak arka plana Saygılannıla,

You might also like