Professional Documents
Culture Documents
Dırar B. Amr - Kitabu't Tahriş
Dırar B. Amr - Kitabu't Tahriş
.ﻙﺍﺃﺀ
; ﻇﺔمث
جتمب' مبﺠﻔﺈمبحمﺊ-مل; ﻡ1
: مسمحﺃﻡﻣﺐﺀﻟمئﺤالﻗﺰمئ
، ﺭﺙﺇﺀ
| حمﺚﺍﺀمبﻡﺀ
ﻭمتﻨﺼﻄﻬمظﺤﺎﻇﺨﻤﺮين <V
>حمﻢ<؛ﺍﺍﺀمبﺀخلﺈ-ﻣﺚ
ÜTFRA
^□^^ ٧٨٧١
١
MÜELLİF HAKKIN DA
D I R Â R B . A M R : ١١icrî ikinci asrın
D ir â r b. A m r EL-ĞATAFÂNÎ
(ö . 2 0 0 /8 15 )
K İ t â b u ' t - T a h r Îş
DlRÂR B. AM R EL-ĞATAFÂNÎ
ﻛﺘﺎﺏﺍﻟﺘﺤﺮﻳﺶ
- M e t in v e Ç e v ir i-
T ^ k î k : H ü s e y in H A N S U
Ç e v ir i: M e h m e t K E S K İ N
LITERA
YAYINCILIK
İs la m D ü ş ü n c e s i T a r ih i K la s ik le r i — 4
^ t â b u ’t- T a h r îş
T a h k ik : H ü s e y in H A N S U
Ç e v ir i: M e h m e t K E S K İ N
C o p y r ig h t© K a d e m Y a p ın ı M e d y a ile t iş im v e P iy a s a
A r a ş t ı r m a O r g . S a n . L t ^ l. Ş t i. 2 0 1 4
İs ta n b u l- 2 0 1 4
ISBN 978-975-6329-95-5
İÇİNDEKİLER
E s e r v e M ü e llif i H a k k ın d a IX
1. Giriş IX
2 . Müellif Hakkında X I
3 . Eser Hakkında X IV
b. Eserin Konusu XV
T e rc ü m e H a k k ın d a X X V
Kitâbu't Tahrîş
Rafizîler Hakkında . 28
Kader Hakkında 88
Beda Hakkında 94
Kur’ân’dan ؛?؛
٢Ayetiİnkâr Eden Hakkında 99
Hilsiyye Hakkında 37
Tekfir Hakkında 52
Horasan Mürciesi 54
Davet Hakkında 74
Takiyye Hakkında 76
E ser ve MÜELLİFİ HAKKINDA
1. Giriş
Dizin 321
«^ l i l l g ^ M ü.lllft Hakkında XI
sı hemen hemen her dönemde bîr ؟eklide devam etti. Hadîs uydur-
maktan daha az tehlikeli olmayan hadislerin bu art niyedi kullanımının,
ümmet arasında yol açtığı yaralar Kitâbu’t-Tahrîş’in ana konusunu olu§-
kırm aktadır.
2 . Müellif Hakkında
Dönem inin ünlü bir kelamcısı olan D ırâr, V asıl b. A ta’nın öğren-
cicidir.7 Ancak kader gibi bazı konularda M u ’tezile’den farklı düşün-
müştür. Bu görüşleri nedeniyle M u ’tezile tarihçileri DırârT
M u ’tezile’den saym am ışlardır.8
' Geniş bilgi için bkz. en-Nevevî, Şethu Müslim, Dâru ihyâi Turâsi’l-
Arabî, Beyrut ts., I, 126; Mehmed Said Hatiboğlu, Islami Tenkid Zihni-
yeti ve Hadis Tenkdinin Doğuşu, basılmamış doktora tezi, Ankara 1962, s.
67•
2 Geniş bilgi için bkz. Yaşar Kandemir, “Mevzu”, D İA, XXIX, 493 - 496
3 M. Hayri Kırbaşoğlu, İslam Düşüncesinde Sünnet, Ankara Okulu Yayın-
lan, 2.bs. Ankara 1996, s. 147-148
٠ Hatiboğlu, agt, s. 67.
vunduğu görüşlerle kendisinden sonraki düşünce
<١٠١٢٠ •üzerinde
» bü
.yük bir etkide bulunmuştur
Dırâr’ın eserleri arasında hadisle ilgili olanlar da vardır. Bunl،rd،ıı
biri Kİ،،،bu ،en<Jl?uti’l-hadts17diğeri de Kltâbu't-tahrtş'dır.1* Aşağıda d،ha
geniş tanıtacağımız ﺭﺍﻃﻪ؛ﺹ،-،’ ﺍﻣﺎﺀﻩbüyük bir şans eseri günümüze kadar ؟
gelebilmiş
u tenakuzi'l-hadts
Dırâr’a ait tek
hakkında
eserdir.ise،؛،«
Klt
herhangi bir bilgiye sahip değiliz, ancak ism inden rivayetler arasındaki
çelişkileri ele alan bir eser oidnğu anlaşılmaktadır. Eserleri arasında
bulunan Kitabu 1ﺍﺀ،، ﻫﺺ' ﻣﻬﺎ$ ve ﻫﻄﺔ؛،، ﺁ- ﻩ،ﻃﺂﺍال »ﺀ de hadisle ilgili olması
.muhtemeldir
Hadisle ilg ili eser yazmış olmasına rağmen Dırâr’dan bahseden
•hadis tarihçileri genellikle onu bidatçi ve zındık olarak tanıtmakla yeti
-lürler. Mesela Dırâr’ın herhangi bir rivayeti bulunmadığını belirten ez
Zchcbi, onun çağdaşlan arasındaki üstün yerine işaret ederken aynı
zamanda habis görüşlere sahip biri olarak tanıtır٣ . . ez-Zehcbi,٥١٢٠٢
hakkında ölüm fetvası çıkarıldığına, hatta hayatının .sonlarım doğra
-felçli bir haldeyken hadisçiler tarafından dövüldüğüne dair bazı rivayet
lcrc dc yer verir7“. Hadisçilerle ^elamcılar arasındaki tarihi gerginlikle؛
ve tartışmalar düşünüldüğünde bu ithamın anlaşılabilir nedenleri ٧٠٢-
،١١٢ Aııcak doğrudan hadis tenkidi ile ilg ili iki eser yazmış olmasına .
-rağmen ftırâr’ın bu yönüne dair, hadis tarihi veya cerh ve tadil kitapla
rında bir bilgi bulunmaması şaşırtıcıdır. Usul kitaplarında ise Dırâr’ın
٠“ Dırâr ١١. l ٧،
Anır’ınuı^('؛ kelam ﻫألااالﻫﺂا؛
görüşleri geniş
i için؟؛
bl؛
،٨ lo sef ^aıı Ess, “ Dırâr b. Amr *. اااااdie Cahm iya 1 ؛Der ا.أ، س43
1967 (,111
Ağustos) 242 ؛Theologle ااال،ﺀﺀ ا.؟.ارﺀ؟.) أ.' اا،ا/ ﺀ, 111, و2- ره,V,
279-
Dırâr b. Amr” The , “ ;253-229
£» ﺀم()رﺣﻤﻖ، اا،ر) ا/ ا. ﺳﻤﺎأbs.) XII (Sııppl).2 ,(,
22b؛. ٨٨١٢,”
Mustafa Oz, “ Dırâr227؟- D İA ,274 IX
--؛،
sman
, A y )،;75
dinli, "Dırâr b. Am r ve Mu'tezilc'nin اﺳﻤﻮﺗآل1 $ اﺀﻛﺎا-ﻟﺴﺎآال ٧٠٢"؛,
A Ü İF D , (1999),663-689
XXXIX.,
17
،١١١١Nedim , (•l-f'،lır،,؟،,
s . 21؟.
İbn Nedim , age., s . 21 ؛؟، ا-اﺀ،اﻫﻤﻤﺎ,)*!.!»،، اه ؛, s . ﺭﺍ7 ﺕEtıat Sezgin, UAS ,
ااﺀﻛﺎﻣﻤﺎ: Erili ا;ﻫﻮا1, ﻫﺎه.
ez-Zchcbi, M^ıam^ed b. Osman,ﺳﻢ،ا'ﺋﺄﺀ»ﺀ-،'،، ﺳﻤﻢ» م اﻣﺪ،<- اهﺀامBey ,
rat; Daru'l-Kutubi'l-İlmlyye ١٠٠١, 1 أ1 م٠١٠, No
39;
؟$,
X 10 ez-Zchebl, Muhammed b. Osman, styeru Alaml'n-Nubela٠, أ4 ه.
X i r 'K i t i b u 7t-T ، hri»
b. Eserin K onusu
3 . Eser Hakkında
,وه.**
T ü h rtj،•)-
٠” , وا7 م
T d h rtj،•)-
٠٠ ﺀ،-؛ اﻃﻬﺂ,ﺑﻢ7 م
٠* ،،- ﺍمهﺀﺍﻣﺎﺀﻫﺂ.
٠
* ﺍﺍﺍﻣﺎ,١٠٠
1ﺀ،-ﻫﺂ
٠
٠٨١٢٨١kullanımı en-Nazzam'da da görmekteyiz, Bkz. ﺍمسﺂﺃ,^«'، ﺀﺍﻩﺀ٧
،
Hadlı, a «;•.١١٠.
XVIII Kitabu't-Tahris
37 et-Tahrîş, 142.
38 et-Tahrîş, 13.
ancak, km ، ﺀالtespit ااس€ ﻃﺎﺳﻢ، icm،ya uyum doğru yolu bulur, on
ykırı davranan da، م،' ﻣﺎﺀام. ﻣﻢ
Fitne zamanlarında dilline sadık kalan m ü’m iniıı eline ateş koru
almış gibi olur. İslam garip başladı garip olarak gider, ö y le bir zaman
gelecek kİ kişi m ü’min olarak akşamlayıp kâfir olarak sabahlar ya da
•m ü'min olarak sabahlayıp kafir olarak akşamlar, ü m m e t İyiliği em ret
-meyi ve kötülükten nehyetmeyi terk ettiği zaman Allah indindeki de
ğerlııi kaybeder, Allah’ın azabına düçar olur, sonra Allah oıılara en
ا1ﺳﻢ yaratıklarım musallat eder. Rahm an oıılardaıı yüz
.؟
evirir
genel bir ifade kullanm aya sevk ermiştir. Yoksa kendisi de bir
ﻣﻠﻪ’ل
süre kadılık yapmış olan*3 D ırâr’m bütün fakih ve muhaddisleri aym
şekilde değerlendirdiği düşünülmemelidir.
‘^ y l e ise benden size bir şey ulaştığında onu Allah’ın kitabına arz
ediniz. £ ğ e r ona muvafılcsa bendendir, ona m uvafık değilse ben söy-
lemem işim dir. Çünkü ben Allah’ın kitabına aykırı bir şey söylem em ” ^’ .
Hüseyin Hatrsu
*؛İtabu’t.T،hriş
V an 2013
1ﺱ Kitabu't-Tahrlş
ﺣﻘﻘﻪ
ﺧﺎمتﻮ ﺩ .ﺣﺴني
Kİ t â b u ' t -T a h r îş
D ir â r b . A m r E L -Ğ A T A F Â N Î
ﺳﻢ اﻟﻠﻪ اﻟﺮﺣﻤﻦ اﻟﺮﻣﻢ
وﻣﺎ ﺍألﺧﺬ مبﺎﺃﻣﺮمه ﺑﻪمث ﻳﻦ هلﻢجمﺎ ﻳﺄﺗﻮﻥ ﺇﻥ ﺍﻟﻠﻪ ﺩﻋﺎ ﻋﺒﺎﺩﻩﺇىل ٥
ﻡ ﺍﻟﺬﻱ ﺍﻟﺜﻴﻄﺎﻥ ﻣﻦ ﺳﺪﻯ ﻭﺣﺬﺭمه ﻳرتﻛﻬﻢ ﺇمهﺎال ﻭمل هيﻤﻠﻬﻢ
[] ١ ﻭﺣﺬﺭﻧﺎﻓﻘﺎﻝ ﻗﺒﻠﻨﺎ ﺍﺻﺎﺏ ﺍألمم ﻋﻠﻴﺘﺎ ﻣﺎ ﻟلكامﺗﻪ ،ﻓﻘﺺ ﺗﺒﺪﻳﻞ ١٥
Ü M M E T A R A S IN D A B a ş G österen İH T İL A F L A R
H A K K IN D A
ﺁﺅ ﻗﺰﻡ ﺻﺎحلﺯحمﺎ ﺧﻮﻱ ﻗﺰﻡ ﻧﻮح ﺁﺅحمﺆﻡ ﺃﺿﺎﺝ ﺗﺎ ﻣﺜﻞ ﺅﺁﻥ حممك
ﺩﺅﻣﻠﻮﻃﺒﻨﻴﺒﺒيج -مب )
ﺁﺯﻧﺌﺜﺎ ﻏﻠﻴﺐ ﻓﻬﻢ ﻣﺊ ﺑﺬﻧﺒﻪ ﺁﺧﺬﻧﺎ ﺟلكﺄ ﺣﺬﺭ ﻓﻘﺎﻝ : مث
ﺍألﺯﺽ ﺑﻪ ﺧﻄﺎ ﺯمع ﻣﺊ ﺍﻟﻐﻴﻂ ﺃحلﺬﺋﺔ ﻧﺒين ﻗﺊ ﺣﺎﺹ-ﺛﺎ
ﺑﻦ ﻏﻠﺰﺃ ﺍﺷﺬ ﺃﻗﺎﻡ ﺇأل مب جيﺰﻭﻥ ﺟﻬﻞ ﻓﻘﺎﻝ : هتﺪﺩﻧﺎ
ﺍﻟﺆﻧﻞ ﺃﻓﺈﻥ ﺧﻨﺚ ﺑﻦﻗﻴيب ﺯﻓﻮﺩ ﻓﺬ ﺅﺯﻧﺎ حمﺨﺌﺬ ﺇأل ﻭﻗﺎﻝ ؛
ﻡ ٠ ﻏﺪ ﻳﻘﻠﺐ ﺃﻧﻴين ﻧنت ﻏﺰ ﺍﻧﻔﻠين مثﺎﺙ ﺃﺅيق
ﺱىلص ﺹ ﺍﻟﺰﺗﺰ ﻣﻌﻬﻢﻓيق ﻗﻔﺰ ﻗﻮ ؛ ﻫﺰ ﺍﻟﻖ ﺍ“ﻓﻴائمب
ﻭﺯﻧﺎ ﺍﺵ ﺟﻬﺰﺓ ^ ٠٢ﺭ ﺁجبﺄأل ٢ﻭ ﻛﻨﺎ ﺽ ﺅﺍﺑﻐﻞ ﺗﺎ ﺇﻟﻔﺎ هيلع :
ﻭﺅﺍخئﺬﺭﺍ ﺏ)؛ ﻗﺎﻋﺬﻭﻥ . ﻫﺎﺋﻨﺎ ﻗﻔﺎﺑال ﺇائ ﺯﺧﻚ ﺃﺙ ﺟﺎﺫﻫﺖ
“Ey kavmim! Bana olan düşmanlığınız, Nuh kavminin veya Hud kavminin y a da
Salih kavminin başlarına gelenler gibi birjelakete sakın sizi sürüklemesin! l û t havmi
de sizden uzak degüdir”55
55 H ûd, 11/89.
56 Ankebût, 29/40.
57 Yûnus, 10/102.
“ Talâk, 65/8.
59 Âl-i im rân, 3/144.
60 A'râf, 7/138.
61 Nisâ, 4/153.
62 Mâide, 5/ 24.
٠٠ Nisâ, 4/153.
ﺍمسﻤﺎيف ﻣﺮﺭ ﻟﺮﺍﺩ ﺑﻦ ﻛﺘﺎﺏ ﺍﻟمتﻢ؛ﺁﺵ
زأزﺋﻮا
ﺃﺭىب ﺑﻌﻬﺪﻱ اﻧﺰاﻳﺰ اذﻛﺮوا مبين ﺍﺋيت ﺃحتﻨﺚ
ﻋﻠﺒﺠﻢ
^ﻧﺎ ﺃﺋﺰﻧﺚ [ ] ٢حمﺪﻗﺎ ﺑﻨﺎﺗﻐمك ﺯﺍﺑوئﺍ
^. ﺛﻌملﻮﺩ
األﻣﻢ واس ﻳﺮﺽ ﻣﻦ ﻟﻢ ﺃﻥﻗﺮىض ﻣﻨﻬﺎ ﺑﻤﺎ األﻣﺔ ﺃﻗﻄﻊ ﻫﺬﻩ
ﺭحيمه
• ﻭﺫﻫﺒﺖ ﺍﺧﺘﻠﻔﻮﺍ ﻓﺸﻠﻮﺍ ﺃهنﻢ ﺇﻥ ﻭﺍإلﺋﺘالﻑ ،ﻭﺍﺧربمه
وﺗﻌﺎﻟﻲ ؛ ﺑﻌﺪه ﻣﺼﺪﺍﻕ ﻗﻮﻝ ﺍﻟﻠﻪ ﺗﺒﺎرك ﺧﻠﻒ وﻣﺎ رﻓﻊﻧيب ﺇال
ﺍﻟﺼالﺓ ﺅﺍﺋﻴﻐﻮﺍ ﺍﻟﺌﻔﺆﺍﺩﺏ.،مي ﺃﻃﺎﻋﻮﺍ ﻏﻠﻒ ﺅخبﻒ ﻣﻦ ﺑﻌﺪمه
٤٢
• “ ٤٠ ( ) ١حمﺮﺭﺓ ﺍﻟﺒﻘﺮﺓ؛
ﺭﺀﻡ; ‘٠٩
()،رسﺭﺃ
4 Kitabu't-Tahrij rb.Amr
A ncak benden korkun! H akkı bâtıla karıştırıp bile bile hakkı gizlem eyin!”64
Allah'm hiçbir üm m et için razı olmadığı şeyde, bu üm m et O 'nun razı
olmasını mı isteyip arzuluyor. Hâlbuki Allah fitnelerle onları değiştirip
10 aralarını ayırmış ve kıyamet gününe kadar aralarına düşmanlık ve nef-
ret koymuştur. Çünkü “O nlar kendilerine zikredilen şeylerden pay (ders)
alm ayı u n u ttu la r ”6S ü m m et, nice nice derslere tanıklık etmiştir. Ayette
geçen nisyan (unutmak) terk etmek anlamındadır. Allah, Hz. Âdem ve
ondan sonraki elçilerin haberlerini bildirmiş ve muhalefet etmemeleri
15 hususunda onları uyararak ilahi emre uyup muvafakat etmelerini ve
ittifak edip birleşmelerini emretmiştir. Şayet ihtilaf ederlerse dağılacak-
larını, güçlerinin ve estirdikleri havarim gideceğini haber verm iştir.^
H er N ebi vefat ettiğinde Yüce Allah'ın: “Sonra onların ardından, nam azı
bırakan, şehvetlerine uyan bir nesil geldi!”67 N itekim şu değersiz dünya
20 malını alıp:
Bakara, 2/40-42.
65 Mâide, 5/14.
“ Bkz. Enfâl, 8/46.
67 Meryem, 19/59.
حمﺮﺍﺭﺑﺰحمﻤﺮﻭ ﺍﺳﺎيل ﻛﺘﺎﺏ ﺍﻟﺜﺤﺮﻳﺶ
ﺩ رسﺭﺍ ( )٨ ٠ ﻧﺎﻓﺾﺍﻟﻨﺎﻣيف4 ﻣﻦ مبﺪﻙ ( )٢ؤﻓﺎق ﻓﺈﻧﺎ ﻓﻦ ﻓﻆ ﻓﻨﻤﻚ
( )٣رسﺭﺍ؛ ﺍملﺔ؛ .٣١
Kit*bu't-T،hrif
“Biz nasıl olsa bağışlanacağız!” derler. Yine onun gibi bir m al gelse onu da
alırlar”68 sözünü tasdik edici bir nesil gelmiştir. H em kendi peygam-
berleri ile hem de peygamberlerinden sonra Yahudilerin Samiri’si69 ve
Hıristiyanlarm Pavlus’u 70 gibi her üm m etin onları saptıran bir Sami-
ri’si ve onları yoldan çıkaran bir Pavlus’u vardır. Allah si» ؛bunun kim
olduğunu şöyle açıklamaktadır. “Onlar Allah'ı bırakıp hahamlarını ve rahip-
lerini Rab’ler edindiler”71 Nebi (s.a.) dedi ki: “Onlar (Yahudi ve H ^stiyan-
lar haham ve rahipler) için ne namaz kıldılar ne de oruç tuttular. Ancak
(haham ve rahipler) onlara Allah’ın emrine muhalif olanı emrettiler onlar
da buna itaat ettiler.”72
68 A’râf, 7/169.
69 Samiri: Hz. Musa Tur dağma Allah’ın emirlerini almak üzere gitti.
Yokluğunda Samiri adında bir kişi Allah’a ve Hz. Musa’ya inananların
bir kısmını -Hz. Harun’arağmen- ikna ederek putperestliğe döndür-
müştii. Hz. Musa geri dönüp bu durumu görünce Samiri ve ona uyan-
lar) sorgulayarak ilahi ؟٥١٢، uygun olarak cezalandumış ve kavmi tekrar
Tevhid inancma dönmüştür. A’raf, 7/ 148 - 155 ; T£-H^, 20/ 84 -99 .
79 Pavlus: Hz. İsa’nın Havarilerinden olup Kudüs'te toplanan Havariler
Konsülü’nde, bu dine yeni girenleri, Hz. Isa’nm dini pratiklerine uyma
konusunda fazla sıkıştırmamaya diğer havarileri ikna etti. Hz. Isa'mn
çizgisinden kopuşu ifade eden bu kararı daha birçok sapm^ izledi. Böy-
lece Pavlus bugünkü Hrıstğ'anlığuı kurucusu sayılır. Hz. Isa'nın hayatı
ve öğretilerimle hemen hiç ilgilenmemiş ve tüm öğretisini onun çarm)-
1يع gerilmesi üzerine kurmuştur. Bu çerçevede o, Hz. Isa'nın, Hz.
Âdem’in cennette işlediği ilk günahı (Asli suçu) ortadan kaldırmak için
çarmıhta öldüğünü savunmuşum
71 Tevbe, 9/31.
72 Tirmizi, Tefsim’l-Kuriân, 10.
ﺑﺮﺍﺭ ﺑﻦ ﻣﻤﺮرﺍمسﺎيل حمﺎﺏﺍﻙﺀﺭ،ﺵ
ﻳﺘهشﺪ))
■ ﺍﻟﺮﺟﻞﻟﻴﺤمل ،ﻗﺒﻞ ﺁﻥ ﻳﺴﺘﺤﻠﻒ ﻭﻳهشﺪ ﻗﺒﻞ ﺃﻥ
^^ ﺭﺟﻐائ ﺇىل ١ ﺅﻟﺊ ﻭ ﺇﻱ ملحمﻢ ، ﻭمبحمﻠوئﻑ ﺑﺎﺵ
ﺗﻴﺎألﺫﻟﻪ'ﻡ ﺃخبمبﺤﺎأل <
ﺷﻨﺎ-حم ﺍﺧﺰﺯﺷﻮﺋﺔ ﺇال 'ﺅ ﻣﺎ ﺯﻏﺬائ ﻭ
ﺍمل ﻭهلﻢ ﻗﺎﻝ ﺑﻨﻴﺎهنﻢ ﻭﺃﺳﺴﻮﺍ ﺃﺣاكﻣﻬﻢ ﻭﺟﺮﺕ ﻭﺍﻟﺪﻧﻴﺎ ، ﺍﻟﺪﻳﻦ
ﺍﻟاكﻓﺮ اكﻓﺮﺍ .ﺃﻣﺎ ﻭال ﻣﺆﻣﻨﺎ ﻋﻠﻰ ﺃﻣيت ﺃﺧﺎﻑ ﺍﻟالﻡ :ﺭﺭال ﻋﻠﻪ
ﻋﻠهيﻢ ﺃﺧﺎﻑ ﻭﻟﻜﻦ ﺇميﺎﻧﻪ ، ﻓﻴﺤﺠﺰﻩ ﺍملﺆﻣﻦ ﻭﺃﻣﺎ ﻓﻴﻘﻤﻌﻪ ﻛﻔﺮﻩ ،
األﺣﺰاب. ١٢ : ﺋﺰوذا .ﺳﺮر ؛ اﺛﺰذﺛﺮل؛ إال ﺛﻠﻮﺑﻤﻢ ﺋﺰذﻧﻰ ﺋﺎ زﻏﺬﻧﺎ ﻧﺎدﻳﻦ ﺗﻲ اﻟﺘﺌﺎﻳﺌﻮذ ﻗﻘﻮد (
ؤإذ٢،
77 Tevbe, 9/56.
78 Münafikûn, 6 8/ و.
79 Ahzâb, 33/12.
80 Târik, 86/15-16.
81 N abti: Nabatiler yarı göçebe, kısmen ziraat ve ticaretle uğraşan kuze^
Arabistan, Sina ve Ürdün civarında yaşamış Arapça konuşan bir halk-
٥٢ . Hâkimiyetleri M .o .312-311 yıllarında başlamış ve M .s .106 yılında
sona ermiştir. Başkenti Petra olup bu gün Ürdün sınırları içinde yer
almakta ve bazı harabeleri günümüze kadar gelmiştir. Yakut el-
Hamevi, çoban ve asker olmayıp çiftçilikle uğraşan yerleşik olan herke-
se Arapların Nabti adını verdiğini ifade eder.
ﺻﺮد اﻟﺴﺎﻟﻲ حمﺮﺍﺏ ﺑﻦ ﻫﻮ"ﺁمكﺶ
ﻭﺍألﺭﻣﻠﺔ .ﻭﺍﻟيفﺀ ﻳﻦ ﺍﻟﻔﻘري ﻭﺍﻟﻴﺘمي حيﺎﻝ ﻣﻐﻔﻮﺭ ﻟﻨﺎ ﻭحنﻦ ﻳﻄﻮﻟﻨﺎ
وس ﻋﺼﺎمه حمﻠﻮﻩ ﺃﻛﻔﺮﻭﻩ ﺃﻃﺎﻋﻬﻢ ﻋﻠهيﻢ مفﻦ ﺍﻟﺬﻱ ﺃﻓﺎﺀ [ ] ٥ﺍﻟﻠﻪ
ﺅخنﺬ ﺃﺑﻨﺎﺀ ﺍﺵ ﺍﻟهيﻮﺩ ﻗﺎﻟﻮﺍ ﻭﺫﻟﻚ ﺃﻥ ﺇﺻالﺣﻬﺎ )). ﺍألﺭﺽ ﺑﻌﺪ ىف
ﺍألﺗﺔ ﺃﻧﻖ ﻣﻦ ﺍملﺆﻣﻦ ﻓﻴﻪ ﺯﻣﺎﻥ ﻳﻜﻮﻥ ﻭﻣﺄيت ﻋىل ﺁﻣيت
جمﻦحمﺘﻪ
ﺇىل ﻓرتﺟﻊ ﺇميﺎﻧﻪ ﻭﻣﻌﻪ
»اكﻓﺮﺍ
ﻭخمﺮﺝحمﺘﻪ
ﺍﻟﺮﺟﻞ ﻭﻣﺎ
ىثﺀ)>. ﻣﻌﻪجمﻦ ﺇميﺎﻧﻪ
“Üm m etim e öyle bir zaman gelecek ki; m üm in kişi cariye bir kö-
leden daha zelil olacak! Bu zamanda dinini tutan, elinde köz tutm uş
kimse g ib id ir. ﺓ1آلeşeğin başı nasıl (hayra) dönmeyecekse (ve sahibi
ölü eşekten istifade edemeyecekse) bu zamanda kişi de (hayra) dönmez
ve ondan faydalı işler meydana gelmez. İslam garip başladı, tekrar
dönüp garip olacak ve gariplere ne mutlu! Bu zamanda kişi m üm in
olarak sabahlar, kâfir olarak akşamlar. Adam evinden imanlı olarak
çıkar ve kendisinde im a n ﺓملﻤﻠﻠﺔﺍﺍhiçbir şey kalmamış halde evine geri
döner” buyurmuştur.
82 Fey: Gayr-i Müslimlerden alman haraç, cizye, ticari mal vergisi (uşur)
ve diğer gelirleri ifade eder. Bazı âlimler bu devlet gelirlerine ganimeti
de ﺍمسﻪetmişlerdir.
83 Mâide, 5/18.
٠٠ Âl-iİmran3/75.
اﺳﺎﺗﻲ ﺑﻦ ﺻﺮر ﻣﺤﺮاب ﺍمنﺮﺵ حمﺎﺏ
ﺍﻟﻮﺯﺭﺍﺀ ﻭﺗﻜﻮﻥ ﺍﻣﺮﺃﺓ ، متﻠﻜﻬﻢ ﻳﻔﻠﺢ ﻗﻮﻡ ﻭال ﺍملﺎﺀ ، ﺃﻛرث ﺃﻣيت
وﻳﺸﺪد ﻭهيﻮﻥ ﺍحلﻖ ﺍإلﻣالﻡ ﻭﻳﻀﻌﻒ ﺩﻋﺎﻣﺔ ﺍﻟﺪﻳﻦ ﻭهيﺪﻡ ﺍإلﻣﺎﺀ ،
ﺍألﺭﺽ ﺧﺰاﺋﻦ ميﻠﻜﻮﻥ ﺍﻟﺮمحﺔ ،، ﻣزنﻭﻋﺔ ﻣهنﻢ ﺍخلﻄﺎ ]، [جمﻴﺰﻳﻦ
ﻋﻠهيﻢ ﺑني ﺍﻟﻨﺎﺱ ،ﻧﺎﻓﺬ ؛ ﻟﻴﺘﺂﻣﺮﻭﺍ ﺭﻗﺎﺏ ﺃﻣيت ختﻀﻊ هلﻢ ﺍﻟﻄﻌﺎﻡ ،
وال حيمتﻠﻮﻥ ﻣﺪﺟﺔ ﻭﻣﻌﺔ ال ﺃحصﺎﺏ ﻃﻴﺶ ﺍألﺣالﻡ []٦ ﻭﻧﻘﺼﺎﻥ
ﻳﺒﺎﻟﻮﻥ ﺷميﺔ ،مهﺞ حيﻞ هبﻢ ﺍخلﺮﺍﻡ ﻭحيﺮﻡ هبﻢ اﻟﺨالل ،ﻭﻳﻈﻬﺮﻭﻥ
ﻭﻳﻔﻔﻠﻮ هلﻢ ﺍﻟﺼﻐﺎﺭ ﻭﺍﻟﻜﺒﺎﺭ معﻞ ﻗﻮﻡ ﻟﻮﻁ ﻳﺘﺨﺬﻭﻥ ﺍختﺎﺫ ﺍملﺎﺀ
ﻓﻀأل ﻋﻠﻰ ﺍﻟﺮﺟﺎﻝ ﺟﺮﺃﺓ ﻋﻠﻰ ﻭﻳﺘﺨﺬ ﺍملﺎﺀ ﺍملﺎﺀ ﺍﻟﺪﻧﻴﺎ ، ﺁﻫﻞ
ﻭﺗﺮﺗﺜﻊ ﺍخلﻴﺮ ﺍحلمكﺔ ﻭﻳﺘﻘيض ﺗﺬﻫﺐ ﺫﻟﻚ ﺭﻛﻮﺏ ﺍملﻌﺎيص ،ﻓﻌﻨﺪ
^^ ١ ﻭﺗﺬﺇﻉ ١ ﺍألﺭﺣﺎﻡ ﻭﺗﻨﻘين ﻭﻳﻀﻤﺤﻞ ﺍﻟرب ﻭميﻮﺕ ﺍﻟﻮﻓﺎﺀ ﺍﻟربﻛﺔ
ﻭﻳﻘﺘﻞ ﻗﺎﺋﻞ ﺍملﻌﺮﻭﻑ ، ﻭهيﻰ ﻋﻦ ﺑﺎملﻨﻜﺮ ﻭﺛﺆﻣﺮ ﺍخلﻴﺎﻧﺔ ﻭﺗﻔﺸﻮ
ﺽ ﺽ ﺁﻭ ﺽ ﻓﺈىل ﺍﻟﻨﺎﺭ ، ﻭﺍإلميﺎﻥ ﻳﺪﻋﻮ ﺇىل ﺍﻟرب ﺍﻟﺒﻠﺪﺍﻥ .ﻓال ﺃﺣﺪ
اﻟﻜﻠﻤﺎت. ﻣﻌﺎﻟﻢ اﻟﻤﺨﻄﻮط اﻟﺬي أﻧﺤﺈع رﺳﻤﺖ ﺑﻴﻦ ﺑﻠﻞ ( ) ١ﻛﺬا
ﻭﺗﺎﻝ ﻗﺎﺋﻞ ﻣهنﻢ ؛مه ﻓﻲ ﻓﻌﻠﻬﻢ ﻟﺺﻳرضمه (( .ألﻥ ﺍﻟﻠﻪ ﺍﻃﺒﻊ
ﻣﻨمك )).
ﻏﻔﺮﺕﻟمكجمﺎ اكﻥ ﻋﻠهيﻢﻓﻘﺎﻝ ؛ ﺍمعﻠﻮﺍ ﻣﺎﺷﺌمت ﻓﻘﺪ
ﻇﺎﺭ يف ﺍﻟﺺ )ﻟﺪﻱ ﻡ ﺭﻁ ﺍ ﻟ ﻄ ﺮ ﺩ ﺭ ﻙ ﺍﻳﺘﻐﺎ ﻣﺎ ﻑ ﺍﻟﺒﻠﻞ لكﻴﺎ يف ) ١١ﻣﺎحمﻦ ﺍﻟﻔﺮﺍﻏﺎﺕ
ﺹ ﺧﺪ.
Bir adam: “Ey Allah’ın elçisi, onlar yerden bir şeyler çıkar،lıkları
için m i onlara N abti denmiştir” dedi. H z. Peygamber: “Şayet yerden
bir şeyler çıkarıp elde edenlere N abti denseydi bütün insanlar Nabti
olurlardı. Çünkü insanlar yerden bir şeyler çıkarıyorlar ve yerden çıka-
5 rıp ürettiklerini yiyorlar.
ﻗﻌﺘﻨﺪﻳﻦﺃﻭﻟﻴﺎﺀﻩ
،ﺑﻜﺒريﺓ ﻟﻴﺴﺘﺎ ﻭﺫﻧﻮهبﻢ
ﺑﻌﻀﺎ ﻳﻌﻀﻬﻢ
ﻳﻔﻌﻞ هبﻢ ﻣﺎ ﻳﺸﺎﺀ . ﻭﻗﺎﻝ ﻗﺎﺋﻞ'• ﻗﺪ ﺍﺭﺗﻜﺒﻮﺍ ﻣﺎ هنﻮﺍ ﻋﻨﻪ ﻭﺍﻟﻠﻪ
ﺭمحمه ﺍﻟﻠﻪ.
ﻭﻗﺪ ﻣﺘﻌﻤﺪﺃ ، ﻣﺆﻣﻨﺎ ملﻦ ﻗﺘﻞ ﺍﻣﺘﻐﻔﺎﺭ حيﻞ ال ﻗﺎﺋﻞ ؛ ﻭﻗﺎﻝ
حمﻨني . جيﻮﺯ ﺃﻥ ﻳﻜﻮﻧﻮﺍ مجﻴﻌﺄ ﻓميﺎ ﺻﻨﻌﻮﺍ ال ﻭﻗﺎﻝ ﻗﺎﺋﻞ ؛
جيﻮﺯ ﺃﻥ ﻳﻜﻮﻥ ﻇﺎملﻴﻦ ،ﻭﻗﺪ ﺁمشﻴﻦ مجﻴﻌﺄ ﻭﻗﺪ جيﻮﺯ ﺃﻥ ﻳﻜﻮﻧﻮﺍ
ﺧﻴﺎﺭجمﻦ ﻣﺘﻌﻤﺪﺍ ،ﻭمه ﻣﺆﻣﻨﺎ ﺧﺎﻟﺪﺍ ﻓهيﺎ ﻣﻦ ﻳﻘﺘﻞ ﺍﻟﻨﺎﺭ ﻋﻠهيﺎ ﺍﻟﻠﻪ
ﺣﻘﻮﻗﻬﻢ . ﻭال ﺃﻥ ﻧﺒﻄﻞ ﺣمكﻬﻢ ﻓﻠﻴﺲ ﻟﻨﺎ ﺃﻥ ﻧﻌﻄﻞ ﺧﻠﻖ ﺍﺱ . []٨
ﺑهشﺪ ﺍﻟﻘﻮﻡ ﺍﻟﺒﻄﻞ ﻣهنﻢ ،ﻭمل ﺍملﺤﻖ ﻣﻦ ﻋﻠﻴﻨﺎ ﻣاكﻥ ﻭﻗﺪ ﺃﺷلك
ﺍملﺠمتﻊ ﻋﻠهيﺎ ﺍألﺧﺒﺎﺭ ﺟﺎﺀﺗﻨﺎ ﻓﻴﻪ ﻭال ﻏﻴهبﻢ ﻟﻜﻨﻒ ﻋمل ﻭمل
ﻓهيﻢ ﻓﺎﺗﺒﻌﻨﺎ ﻣﺎ ﻓﺮﺽ ﺍﻟﻠﻪ ﻋﻠﻴﺂ ﻣﺒﻄﻠﻬﻢ . حمﻘﻬﻢجمﻦ ﻋهنﻢ يف
١١ Kiubu't-fahrii
Bir grup: “Onların yaptıkları işler hakkında akıl yürütm ek caiz de-
ğildir” dediler.
ﺍﻟﻮﻗﻒ ﻗﺆﻧﻐﻨﺎ ﻳﻪ ﻋمن ^ ٢ ﻟﻚ ﻟﻐﺶ ﻧﺎ ﺛﻘﻒ ﺇﺫ ﻗﺎﻝ ﺅﺅال
ﻭﺍحلﺪﺙ ﺍحلﺪﺙ ، ﻋﻨﺪﻧﺎ ﻗﺒﻞ اكﻧﺖ هلﻢ ﺍﻟﻮالﻳﺔﺍﻟيت ألﺻﻞ ﻋهنﻢ
ﺍملﺒﻄﻞ ﻣهنﻢ . ﺍملﺤﻖ ﻣﻦ ﺑﺎﻃﻞ ﺍﻟﻜﺒﺎﺋﺮﻭمل ميﻴﻦ ﻟﻨﺎ ﺣﻖ ﻣﻦ
ﺍﻟلكﺎﻡ ﺟﺰﻡ ﻭﻣهنﻢ ﻣﻦ ﻓهيﻢ ، ﻭﻗﻒ ﻭﻣهنﻢ ﻣﻦ مجﻴﻌﺎ، ﺗﻮالمه
ﻓهيﻢ *
ﺗﺜﻌﺒﻮﺍ . ﻭﻣﻨﻪ ﺍﺧﻠﻒ ﻓﻴﻪ ﺃﻫﻞ ﺍﻟﺼالﺓ ﻣﺒﺐ ﻣﺎ ﺃﻭﻝ ﻓﻬﺬﺍ
ﻭﺋﺪ ﺇﻟﻴﻪ . ﻭﻧﺒﻮﻩ ﺑﺎﻟﻔﻘﻴﻪ ممﻮﻩ ﺫﻟﻚﺇىل ﻣﻦ ﻓﺰﻋﻮﺍيف مئ
ﺑﺎﻧﺎﻣﺮﻯ ﺃحصﺎﺏﻣﻮىس ﻓﺎﺑﺘﻠﻮﺍ ﺑﻪ مكﺎ ﺃﺑﺘىل ﻭهنﻮﺍ ﻋﻨﻪ جبﻦ هلﻢ
ﺣﺆﺵ ﺍﻟﺘﺤﺮﻳﺶﺑني ﺍﻟهبﺎمئ .مئ هنﻰ ﻋﻦ ﺭﻣﻮﻝ ﺍﻟﻠﻪ ﺍملﻌﺮﻭﻑ ﺁﻥ
ﻳﻨﻈﺮﻭﻥ
Bazıları onların tüm ünü tekfir etti, bazıları bir kısmını tevelli eni,
bazıları onların tüm ünü tevelli etti, bazıları onlar hakkında konuşma-
10 yıp sustu, kimileri onlar hakkında kesin konuşup karar verdi.
£hl-i Salatin87 ihtilaf ettikleri ilk sebep budur ve Ehl-i Salat bun-
dan dolayı gruplaşmıştır.
İbn Abbas (r.a) şöyle demiştir: “Allah İsa’yı (a.s.) yanma alınca
ondan sonrakiler:
‘Gelin aramızda bulunup bir süre kalan bu kişinin durum una bir
25 bakâlim.’ dediler. Sonra H z. İsa’nın (a.s.) ne olduğu sorusu akıllarını
karıştırıp meşgul etti. Bunun üzerine toplanıp âlim ve din adamların-
dan kendisini tasdik eden beş kişiyi seçtiler. Onları bir eve soktular.
İnsanlar da oturup onların vereceği karan beklediler.
86 isrâ, 17/36.
87 £hl-i Salat: £hl-i Kıble ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır.
اﺳﻤﺎﻧﻲ حمﺮﺍﺭﺑﻦ ﻋﻤﺮو ﺍﻟﺘﺤﺮﺵ ﻛﺘﺎﺏ
ﻭﺍﺗﺒﻌﻮﻡ ﺍﻟﻨﺎﺱ ﻓﺎﺧربمه مبﺎ ﻗﺎﻝ إﻟﻰ ﺧﺮج ﻓﺒﻄﻦ مئ ﻓﻘﺘﻠمتﻮﻩ .
ﺧزبﺍ ﺍﺋهثﻮﺍ ﻗوئﻟﻮﺍ ﺑالﻣﻪ ﻭﻓهيﻢ [ ] ٩ﻗﺎﻝ ﺍممﻪ ﺀﺅﺯآل ﺍملﻠاكﻧﻴﺔ ﻭمه
ﻪ) .
ﺋالﺋ( آ ﺉﺥ
ﺚ؛
ﺓ ﻟ
ﺍ ^ ^ ٧١٠؛ ١ﻣﻤﺮ ﻭﺅﻟﻔﺬ حمﺈ ( 04،
ﺃﻧﻔﻨﺎ ، ﺍﺧﺘربﻧﺎ ﺃﻗﻮﻝ ﺇﻧﺎ ﻗﺪ ﺗﻘﻮﻝ؟ ﻗﺎﻝ : ﻟﻠﺜﺎيف :ﻣﺎ مئ ﻗﺎﻟﻮﺍ
ﻫﺬﺍ جعﺰﻧﺎ معﺎ ﺟﺎﺀ ﺑﻪ ﻓﻌملﻨﺎ ﺍﻧﺎ ﻣﺜﻠﻨﺎ اكﻥ ممﻦ ﻗﺒﻠﻨﺎ ﻭﻣﻦ
ﺳﻮﻯ ﺍﻟﻠﻪ ﻭﻫﻮ ﻳﻜﻮﻥ ﻓﺎﻋﻞ جيﻮﺯ ﺃﻥ ﻟﻴﻰ ﺍﻟﺬﻱ ﻓﻌﻞ ﺍﻟﺮﺟﻞ ،ﻭﺃﻥ
ﺧﺮج ﺇىل ﻓﺒﻄﻦ ،مئ اﺣﺜﺰذ ﻭﻗﻞ أﻧﺪى ﻓملﺎ ﺍﻇﻬﺮ ﻣﺎ ﺷﺎﺀ ، ﺍﻟﻠﻪ
ﻭﻓهيﻢ ﺍﻟﻴﻌﻘﻮﻳﻴﻮﻥ - ﻭﺍﺗﺒﻌﻮﻩ ﻭمه ﻃﺎﺋﻔﺔ ﻓﺼﺪﻗﻪ ﺍﻟﻨﺎﺹ ﻓﺎﺧربمه
ﺍﺑﻦ ﺓﺯمت .ﻱ(ﻡ) اﺷﺦ ﺧﺆ اق ﺋﺰ ﺍﻟﺬﻳﻦ ﻗﺎﻟﻮﺍ ﺇﺉ ﺅﻟﻔﺬ ﻗﺎﻝ ﺍﺱ
10 Sonra İkinciye sordular. ؛N e diyorsun?’ D edi ki: ‘Ben şunu diyo-
rum: Kendimizi ve bizim gibi olup bizden öncekileri araştırıp gördük
ki; H z. İsa’nın yapıp getirdiğini yapmaktan biz âciziz. O nun yaptığı
şeyi Allah’tan başkasının yapması mümkün değildir, o Allah’tır. Dile-
diği kadar göründü, öldürülünce kızıp gizlendi.’ Sonra çıkıp insanlara
15 haber verdi. Bir grup onu tasdik edip ona tâbi oldu. Bunlar Yakubiy-
yun’91durlar. Bunlar hakkında Allah şöyle buyurmuştur: ‘Allah, M eryem
oğlu M esih’tir جم!»ﺀﻣﻪ
kâfir olm uşlardır. ”92.
ﺑﻴﻦ اكﻧﺖ ﺃﻗﻮﻝ ﺇﻥ ﺃﻣﻪ ﻗﺎﻝ : ﺗﻘﻮﻝ؟ ﻟﻠﺜﺎﻟﺚ :ﻣﺎ ﻗﺎﻟﻮﺍ مث
ﺍﺧﺘﺼﻬﺎ ﺗﻌﺎﻟﻰ ﻭﺃﻥ ﺍﻟﻠﻪ ﻋﺎﺑﺪﺓ ﻃﺎﻫﺮﺓ ﺗﻘﻴﺔ ﻃﻴﺒﺔ ﺻﺪﻳﻘﺔ ﺃﻇﻬﺮﻧﺎ
ﺧﺮﺝ اﻟﻰ ﺍﻟﻨﺎﺱ ﻓﻘﺎﻟﻮﺍ ﺍﺑﻦ ﺍﻟﻠﻪ ،ﺋﻢ ﻓﻬﻮ ﻓﻮﻟﺪﺕ ﻣﻨﻪﻋﻴىس ﻟﻔﻀﻠﻬﺎ
ﺍﻟهيﻮﺩ •
( ، ) ٢ﻣﻤﺮرة . ١ ٠ ٦ ٠ ٠ ٠ ٧ ١
ﺃ 4 Kitabu't-Tahriş
مكﺎ ﻭﺍﺗﻘﻮﺍ ﺍﻟﻜﺘﺎﺏ ﺁﻣﻨﻮﺍ ﻭﻟﻮ ﺁﻥ ﺁﻫﻞ ﻭﻓهيﻢ ﻗﺎﻝﺍﺱ : ﺧﺎﻟﻔﻬﻢ • ﺹ
ﺁﺧﺮ ﺍآلﻳﺔ-ﺭ ٢ ﺳﻴﺌﺂهتﻢﺇىل ﻋهنﻢ ﺍخلﺎﺹ ﻟﻜﻔﺮﻧﺎ ﻓﻌﻞ
مبمي ﺍﻟمي. ﻟﺴﺎمل ﺹ هئﻢ ﺯﺍﻡ! حمﺌﺰﻧﺎ ﺁﻧرئﺃ ﺍحمائﺏ ﺍ'ﺉ ﺁ ﺧ ﺰ ﺯﻧﺰ ١
( )
96 M â id ،, 5/ 6 5 .
ﻓﻲﺻﺪح ﻋمثﺎﻥ
ﻋمثﺎﻥ ﺗﻘﻮﻝ يف جفﺎﺀﺕ ﻃﺎﺋﻔﺔ ﺇىل ﺍﻟﻔﻘﻴﻪ ﻋﻨﺪمه ﻓﻘﺎﻟﻮﺍ :ﻣﺎ
ﻭﺧﺬﻟﺘﻪ ؟ ﻭﻗﺘﻠﺘﻪ
رﺟﻞ ﻋﻠﻰ ﺍآلﻥ ﺭﺭهتمجﻮﻥ ﻗﺎﻝ : ﺍﻟﺴالﻡ ﻋﻠﻴﻪ ﻭﺃﻥ ﺍﻟﻨيب
ﺍﻟالﻡ ، ﺟﺎملﺎ ﻋﻨﺪ ﺍﻟيب ﻋﻠﻴﻪ ﻛﻨﺖ جعﺮﺓ : ﻛﻌﺐ ﺑﻦ ﻭﻗﺎﻝ
وﻣﻦ ﻳﻮﻣﺌﺬ ﻳﺬﻛﺮﺍﻟﻔﺘﻨﺔ ﻗﺎﻝ ( :ﺭﻫﺬﺍ ﻭﺍﻟين ﺑﺮﺩﺍﺀ ﺭﺟﻞ جمﻘﺦ مفﺮ
ﻓﻘﻤﺖ ﻓﺄﺗﺒﻌﺘﻪ ﻓﺎﺫﺍ ﻫﻮ ﻋمثﺎﻥ ﺑﻦ ﻛﻌﺐ : ﺍحلﻖ .ﻓﻘﺎﻝ ﺍﺗﺒﻌﻪ ﻋﻠﻰ
ﻓﻘﻠﺖ ﺃﻫﻮ ﻫﺬﺍ ﻓﻘﺎﻝ ﻧﻌﻢ ﺧﻞ ﻋﻨﻪ )). ﺑﻤﺠﺎﻣﻊ ﺛﻮﺑﻪ ﻓﺄﺧﺬﺕ ﻋﻔﺎﻥ
ﺍﻧﻴﺖ ﻳﺰﻳﺪﻩ يف ﻳﺸﺘﺮى ﻫﺬا ﻋﻠﻴﻪ :ﺭﺭﻣﻦ ﺍﻟيتىلص اس ﻭﻗﺎﻝ
ﺍ مل ﺠ ﺪ . ﻋﺜﻤﺎن ﻓﺰﺍﺩﻩ ىف ﻓﺎﺷرتﺍﻩ ﺍجلﻨﺔ )). ﺍملﺠﺪ ﻭﺍﺿمبﻤﻦ ﻟﻪ
ﻋمثﺎﻥ .
ﻋﺮ محﻞ ﺑﻌﻀﻬﻢ ﻋﻠﻰ ﺁﻟﻒ ﺑﻊ؟ ر ،ﻭﻗﺎﻝ محﻞ ﺑﻌﻀﻬﻢ : ﻗﺎﻝ
ﻓرضﺏ ﻋمثﺎﻥ ﺍﻟﺮﻣﻮﻝ :ﻫﺬﻩ ﻳﺪ ﻣﺎﺋﺔ ﺑﻌﻴﺮ• ﻓﻘﺎﻝ [ ] ١ ١ﻓﻲ ﺑﻴﻌﺘﻪ
H z . O SM A N 'IN M ETHİ HAKKINDA
N ebi (s.a.): “Kim bu evi satın alıp mescide eklerse ben ona
cennet garantisi veririm ” buyurdu. H z. O sm an onu aldı ve M escidi
N ebevi’ye ekledi. Allah Resûlü: “Kim C e y ş u ’ l - u s r e ’ y i (zorluk ordu-
sunu) teçhiz ederse, ben ona cenneti garanti ederim ” dedi. H z.
O sm an orduyu teçhiz etti. Bazıları: ‘bin deve” ile bazıları “yüz
deve ile orduyu teçhiz etm iştir” dediler. Allah Resûlü onun biatinde
ﺳﺎيل رصﺭ حمﺮﺍﺭ ﺑﻦ ﻛﺘﺎﺏ ﺍمكﻴﺶ
ﺇﻟﻴﻪ ،مه ﻭﺍﺱ ﻫﺎﺭﻭﺍ ﺣﺬﻳﻔﺔ ؛ ﻓﻘﺎﻝ ﺍﻟﻴرسﻯ . ﻋﻠﻰ ﻳﺪﻩ ﺍﻟميىن
ﻓﺈﻧﻚ ﻗﺪ ﻏﻴﺮك ﺍألﻣﺮ ﺍﺧين ﻭخت ﻳيل ﻟﻪ : ﻗﻴﻞ ﺣﻴﻦ ﻭﻗﺎﻝ :
ﻗﻤﻴﺼﺎ ﺃﺧﻠﻊ ال ﺃﻥ ﺍﻟالﻡ ﻋﻠﻴﻪ ﺇﻟﻖ ﺍﻟﻨيب ﻋﻬﺪ ﻗﺎﻝ ؛ ﺃﺣﺪﺛﺖ ،
ﻛﺮميﺜﻚ ﺯﺅﻍ ﺻﻠﻰ اس ﻋﻠﻴﻪ (( :ﺃﻭيح ﺇﻟىت أل ﻭﻗﺎﻝ ﺍملﻲ
ﻋمثﺎﻥ)).
ﻭﺧﺎﺫﻟﻪ ﻓﻲ ﺍملﺎﺭ)) .ﻓﻲ ﻭﻗﺎﺗﻠﻪ ﻋمثﺎﻥ ، ((ﺃﺷﺪﺃﻣيت ﺣﻴﺎﺀ ﻭﻗﺎﻝ :
ﻳﺘﻞ ﺅﻭﻣﻦ ﻭﺗﺄﻭﻟﻮﺍ ﻋﻠﻴﻪ : ﻓﺼﺎﻫﺘﻪ ﻃﺎﺋﻔﺔ ﺍحلﺪﻳﺚ ، حنﻮ ﻫﺬﺍ ﻣﻦ
اكﻥ ﺇﺋﺔ ﺍﻟﻘﺌﻞ ﺇﻱ مبﺮﻑ ﻓال ﻟﻮﻟﺘﻪ ﺷﻠﻄﺎائ ﺟﻌﻠﻨﺎ ﻓﻘﺬ ﻃﻠﻮﻗﺎ
ﺛﻘﻮﺯﺍ.ﻩ
sağ elini S©1 elin üstüne koyarak şöyle demiştir: “Bu Osman’ın elidir.”
Huzeyfe dedi ki: “Vallahi gidip onu öldürdüler”. Dediler ki: “O nere-
dedir?” D edi ki: “O cennettedir.” Vallahi bunu Allah Resülü (s.a.v.)
söyledi, o Allah Resûlü ile birlikte H ira dağındayken dağ hareket edip
salandı. Allah Resûlü dağa. “D u r senin üzerinde ancak/sadece bir N ebi
veya sıddik veya şehit vardır” buyurdu. “O nun katilleri nerededirler?”
dediler. “Vallahi cehennemdedirler” dedi•
N ebi (s.a.v.): “£ y Osm an; Allah sana bir göm lek giydirecek ki o
Hilafet gömleğidir. Münafıklar senden onu çıkarmam isteyecekler.
Çıkarma! Allah’m sana nim et olarak verdiği şey için onlarla mücadele
et” buyurdu.
N ebi (s.a.): “Kızını Osm an’la evlendir” diye bana vahiy edildi”
Ve: “Ü m m etim den en çok hayâ sahibi olan O sm an’dır. O nun katili ve
ﻧﺲateştedir” buyurdu
97 حم؟ﻝ
, ﻝ7ﻭﻭﺍ.
'ﻣﺮﺍﺭ ﺑﻦ رصﺏ ﺍﺳﺎيل ﻣﺤﺎب اﺳﺮض
وﻋﻠﻰ ﻣﺠﻦ ﺟﻨﺘﻪ ، ﻭﺍملﺺﺇىل ﺑﻮالﻳﺔ ﺍﻟﻠﻪ ﻟﻌمثﺎﻥ هشﺪﻭﺍ من
ﻣﻦ مل ﻭﺁﻥ واﻟﻤﺼﻴﺮﺇىل ﻧﺎره . ﻭﻟﻌﺘﺘﻪ اﻟﻠﻪ ﺑﻌﺬﺍﺏ ﻭﺧﺬﻟﻪ ﻗﺘﻠﻪ
ﺑﻠﻐﺖ وﻋﺒﺎدﺗﻪ ﻣﺎ ﻋﻠﻴﻪ ﺑﺎﻟﻐﺔ ﺗﻘﻮﺍﻩ هشﺪﻭﺍ ﺑﻪ ﻳهشﺪﻋىل ﻣﺜﻞ ﻣﺎ
ﻣﺤﻤﺪ ﺍﺳﺘﺤﻞ حيﻞ ﻣﻨﻪ ﻣﺎ ﺍﻟاكﻓﺮﻳﻦ . اكﺋﻨﺄ ﻣﺎ اكﻥ ،ﺇﻧﻪ اكﻥ ﻣﻦ
ﻭﻣﻠﻮﻛﻬﻢ . ﻣﻠﻮﻙ ﺑﻨﻲ أﻣﻴﺔ وﻫﻢ أﺗﺒﺎع ﺣﺮﺑﻪ . ﻣﻦ ﺃﻫﻞ ﺍﻟالﻡ ﻋﻠﻴﻪ
98 Nisâ, 4/93.
99 Abbasi taraftarlarına verilen bir isimdir.
١٥٥Ehl-i Kıble: Litera^rde kıbleye yönelen, kıblesi ve namazı bir olan,
inançtaki teferruatlarda birbirinden farklı olsalar bile bu görüşleriyle
hatalı olmakla birlikte küfre girmeyen İslam dairesinde kalan değişik
mezheplere bağlı bütün Müslüman fırkalara verilen şemsiye bir kav-
ramdır. Ehl-i Salat kavramı da aym anlamada kullanılır.
يف ﺩﻡ ﻋمثﺎﻥ
ﻓﻲ ﻋمثﺎﻥ؟ ﻓﺈﻧﺎ ﺃﺧﺮﻯ ﻓﻘﺎﻟﻮﺍ :ﻣﺎ ﺗﻘﻮﻝ ﻳﺎ ﻓﻘﻴﻪ مث ﺟﺎﺀﺗﻪ ﻃﺎﺋﻔﺔ
ﻭﺍألﻣﻮﺍﻝ ﺍﻟﺪﻣﺎﺀ أﺟﻠﻪ ﺍﻣﺘﺤﻠﻮﺍ ﻣﻦ ﺍﻟﻜﻮﻓﺔ ،ﻓﺈﻥ ﻗﻮجمﺄ ﻗﺪ ﻣﻦ ﺃﻫﻞ
ﺍﻟﻘﺒﻠﺔ ؟ ﻭﺍﻟﻮﺛﻮﺏ ﻋﻠﻰ ﺃﻫﻞ
ﻋمثﺎﻥ ﻭﺍﻛﺘﺒﻮﺍ :ﺇﻥ ﻭﺍﻟﻀالﻝ ، ﺍﻟﺒﻨﻊ ﻗﺎﻝ :ﺍﺗﻘﻮمه ﻓﺈهنﻢ ﺃﻫﻞ ٥
ﺩﻭﻟﺔ ﺑﻴﻦ ﺍملﺎﻝ ﺑﺎهلﻮﻯ ﻭﺟﻌﻞ محﻰ ﺍخلﺲ ﻭﺣمك ﻣﻦ ﺃﻭﻝ
لوسر ﺍﻟﻠﻪ
ﻃﺮﻳﺪ ﺁﻭﻯ ﺣىن ﺅيل ، األﻏﻨﻴﺎﺀ ،وﻟﻢ ﻳﺼﻞ اﻟﻈﻬﺮ ﻳﻮم
وﺧﻠﻰ ﺳﺒﻴﻞ ﻋﺒﻴﺪ اﻟﻠﻪ ﺑﻦ ﺍﻟﻌﺎﺹ ، ﺻﻠﻰ اﻟﻠﻪهيلع ﺍحلمك ﺑﻦ أﺑﻲ
ﺹ ﻳﺎرسﺣىت ﻋﻨﺎﺭ ﺑﻦ ﻭرضﺏ ﺍﻟﺒالﺩ • ﺟﺮ ﺃﺑﺎ ﺫﺭ ﻓﻲ ﻋﻤﺮمث
ﻭﺃﺣﺮﻕ رضﺑﻪ• ﻣﻦ ﻣﺎﺕ ﺣىن ﻣﻌﻮﺩ ﺑﻦ ﻋﺒﺪ ﺍﻟﻠﻪ ﻭرضﺏ
ﺑﺎﻟﻤﺎس ﻳﺼﻠﻲ ﻭاكﻥ ﺍﻟﻌﺮﺍﻕ ، ﺍﻟﻮﻟﻴﺪ ﺑﻦ ﻋﻘﺒﺔ ووﻟﻰ ﺍملﺤﺎﺣﻒ ،
ﺍﻟﺼالﺓ ﻗﺒﻞ ﺍﻟﺘﺴﻠمي ﻋﻠﻴﻬﻢ ﻓﻲ ﻳﻘﻴﻞ ﺍخلﻤﺮ ،ﺛﻢ ﻣﻦ وﻫﻮ حمﻜﺮﺍﻥ
ﺍﻟالﻡ ،ﻓﺪ ﻋﻠﻴﻪ حمﻤﺪ أﺻﺤﺎب ﺧﻴﺎر وﻓﻴﻬﻢ ﺃﺯﻳﺪمك ؟ ﻓﻴﻘﻮل :
Sonra başka bir grn^ geldi. Dediler ki: “Ey Fakih, Osm an hakkın-
da ne dersin. Biz Küfe ehlindeniz. Çünkü bir kavim (grup) Osm an’dan
dolayı canı, malı ve Ehl-i Kıble’ye saldırmayı helal kıldılar.”
ﺃﺻﺪ ﺃﺑرت ﻣﻮﻟﻲ ﺍحلﻖ ﻭﺃﻧﻪ ال ﻳين ﺍالجمﺮ ﺑﻌﺪ معﺮ ﺇاللك
ﺇﺳﺘﻪ .ﻭﺃﻧﻪ ملﺎﻭيل ،مجﻊ ﺑىن ﺃﻣﻴﺔ خفال هبﻢ ﻓﻘﺎﻝ ؛ ﺩﻭﻧمكﻮﻫﺎ
ﺗﻌﺠﺰﻭﺍ . مفﺎ ﻣﻦ ﻋﺎﻓﻴﺔ ﺇال ﻭﻗﺪ ﻣﻜﻨمتﻮﻫﺎ ﻓال
ﻄ ﻮ،ا.
ﻣمممﺰ؛ﺍ ﺍملأل ﻭﻋﻨﻪ؛ﺭﺑﺊ ﺍﻟﺮﻡ: ﺁﺧﺮ ﺍحتﺾ
ﺳىنﻤ
( ) ٢د ﺑ
■' .
Kltabu't-Tahrif
Rafiza, Rafıziler: Bazı Şii fırkalar için kullamlan bir isim olup Bş’ari’ye
göre, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer’in imametini reddettikleri ؛؟؛٨ bu
ismi almışlardır. Ancak bazı kaynaklarda Zeyd b. Ali’yi im^meyn hak-
kındaki görüşünden dolayı terk eden gruba ^«yd’in v e . bit İlimdir.
ﻓﻲ ﻣﻦوﻟﻤﻊيف ﻣﻌﺎﻭﻳﺔ وﺑﺌﻲ أﻣﻬﺔ
ﺗﻘﻮليف ﻣﻌﺎﻭﻳﺔ ﻓﺎن ﺗﺮﻣﺎ ﻓﻘﺎﻟﻮا '.ﻣﺎ ﺁﺧﺮ ﺋﻢ ﺟﺎﺀه ﺻﻨﻒ
ﺍﻟﻘﻴﻠﺔ ؟ أﻫﻞ وﻗﺘﻠﻮا ﺗﻮﻟﻮﻩ
ﺗﺤﺜﺔ ». ﻣﻌﺎﻭﻳﺔ ﻟﻜﺎن ﻗﺎل ﻗﺎل ﻣﺎ ﻭﻟﻮال أن ﻓﺮﻋﻮﻥ ﻣﺼﻔﺪ ﻋﻠﻴﻪ
ﻳﻤﻮت رﺟﻞ اﻟﻔﺞ ﻋﻠﻴﻜﻢ جمﻦ ﻫﺬا[ ] ١ ٤ وأﺻﺤﺎﺑﻪ ﻭﻗﺎﻝ ؛ ((ﻳﻄﺒﻊ ه١
ﺍإلممﺎ« ؛ . ٦
( ) ١ﺳﺮرا •
MUAVİYE v e EMEVİLERİN ZEMMİ HAKKINDA
Sonra başka bir grup geiip dediler ki: “Muaviye hakkında ne der-
sin? Bir grup onu tevelli edip Ehl-i Kıble’yi öldürüyorlar.”
Muaviye yemek yerken N ebi (s.a.) ona baktı ve şöyle dedi: ‘Kâfir,
yedi mideyle yer; m üm in ise bir mideyle yer. Allah’ım onu doyurma!’
Nitekim Muaviye doymuyordu.
ﻗﺎل :ؤ ﻏىن ﻭﺍﻛﺘﺒﻮﺍ إن اس أﻫﻞ ﺍﻟﺒﺸﻊ ﺑﺎل :ﺍﺣﺬﺭﻭمه ﻓﺎهئﻢ
ﻓﺂﻣﺮ ﻩ ﺃ)، ﻣهنﻢ ﻣﺆﺩﺀ ﻏﺎذﺛﺌﻢ وﻧﺘﻦ اﻟﺬﻳﻦ ﻧمسﺢ) جيﻌﻞ ﺃﻥ ﺍﻟﺌﺔ
ﻳزتﻭﺝ ﺍﺑﻨﺘﻪ ﺁﻡ ﺣﺒﻴﺒﺔ ،وآن ﻣﻔﻴﺎﻥ وأن خيﺘﺎﺭﺃ ٢جمﻮﺩﺓﺃيي اﻣﻤﻪ ﻧﺒﻴﻪ أن
مبﻨﻜﺐ ﻣﻔﻴﺎﻥ ،ﻭﺁﻥ ﺩﺧﻞ ﺩﺍﺭﺃيب ﻭﻳﺆﻣﻦ ﻣﻦ ﺳﻔﻴﺎﻥ ﻳﺆﺽ آﺑﺎ
ﻋﻠﻢ ﻣﻌﺎﻭﻳﺔ ﺍﺑﻦ ﻋﻠﻰ ﺍﻟﻮيح ﻭﻗﺎﻝ ( :ﺭﺍﻟﻠﻬﻢ ﻣﻔﻴﺎﻥ ﻣﻌﺎﻭﻳﺔ ﺍﺑﻦﺃيب
ﺍﻟﻠﻬﻢ ؛ ﻟﻚ . ﻗﺒﻞ ﻟﻌﻨهتﻢ ﻛﻨﺖ ﻭﻗﺪ ﺍﻟﻌﺪﺍﻭﺓ ﻋﻠﻰ ﻣﻮﺩﺗﻪ ﻭﺍﺧرتﺕ
ﻳﺪﻝ <ﺅﻓﺂﻭإلﻟﺜﺎ ﻭﻗﺎﻝ اﻟﻠﻪ ﻭﺭمحﺔ )). ﺻالﺓ ﻋﻠهيﻢ اﻟﻠﻌﻨﺔ ﺗﻠﻚ اﺟﻌﻞ
ﻓﻴﺎالﺀﻝ.-خيﺮ (ﺃ)
ﺍﻟﻐﺮﺗﺎﻥ؛ .٧
( )٣ﺳﻮﺭ؛ »
MUAVİYE'NİN M ETHİ HAKKINDA
رضﺏ ﺑﻴﺪهﻋىل ﻋﻠهيﻢ ﻭﻟﺜﺎ ﻣﻦ ﺃﻭﻟﻴﺎﺋﻪ ﺷﺎﺑﺎجمﻦ ﻗﺮﻳﺶ ،مئ ﻳﻌﺚ ﺍﻟﻠﻪ
ﻭﺍخلالﻓﺔ ﺑﻴﻦ ﺣﻴﻴﻦ ﻣﻦ ﺍﻟﺒﻮﺓ ﻭخفﺬﻩ )) ،ﻭﺭﺭﺇﻥ ﺍﻟﻠﻪ ﻗﺴﻢ ﻛﺘﻒ ﻣﻌﺎﻭﻳﺔ
ﺁﺧﺮ ﻭﺍخلالﻑ ؛ ﻟﺒين ﺃﻣﻴﺔ ﺍﻟﻨﺒﻮﺓ ﻟﺒين ﻫﺎمش ﺍﻟﺪﻫﺮ ، ﺁﺧﺮ ﻗﺮﻳﺶ•
ﻣﻐﻢ ﺍﻟﺬﻳﻞ ﺁين ﺍﺥ ﺀﺅﻭﻋﺬ ﻭﺟﻞ ﻭﺫﻟﻚ ﻗﻮﺏ ﺍﻟﻠﻪ ﻋﺰ ﺍﻟﺪﻫﺐ ».
ﻭﺍﻧرصﻩ ﻭﻗﻮﻩ ﻋﻠﻰحمﻦ ﻳﻐﻠﺐ ﻭال ﻳﻐﻠﺐ ﺍﺟﻌﻠﻪ ﺍﻟﻠﻬﻢ ﺍﻟالﻡ ؛ هيلع
ﺫﻛﺮ ﻫﺬﺍ ﺍﻟﻔﺎﺭﻭﻕ ﺍﺳﺘﺨﻠﻒ ﻓملﺎ ﻳﻐﻠﺐ ، ﻣﻨﺼﻮﺭﺃ ال ﻓاكﻥ ﻧﺎﻭﺃﻩ ».
ﻋﻠﻰ ألﺣﺪ ﺁﻥ ﻳﺮﺩ ﺑﻄﺎﻋﺘﻪ ﻓﻠﻴﺲ اﻟﻠﻪ وﻟﻲ وﻟﻪ آﻣﺮ ﺍﻟﺬﻱ أﻣﺮ
وﻟﺪه ﻣﻦ ﺑﻌﺪه إﻟﻰ ﻳﻮﻡ وﻛﺬﻟﻚ ﻋﻠﻲ ﺷﻴﺌﺄ ﻣﻤﺎ ﺟﺎﺀ ﺑﻪ ودﻋﺎ إﻟﻴﻪ))■
H z. ALİB.EBİTALİB HAKKINDA
S©nra ona (fakîhe) başka bir grup gelerek: “Ali b. Ebi Talip hak-
kında ne diyorsun? Çünkü bir grup ona sövüp lanet ediyor, onun ve
onu tevelli edenlerin katlini helal görüyor” dedi.
‘Hz. Ali, İslam’ı kabul eden insanların ilkidir. N ebi (a.s.) onu kar-
deş edinmiş ve: ‘Benim yanımda senin menzilen (konumun) Hz. Ha-
run’un H z. Musa yanındald konum u gibidir. Sen, benden sonraki
vasim ve üm metim üzerindeki halifemsin’ buyurmuştur. Ona vahiyden
ve dinden ümmetine söylemeyip ketm ettiği gizli bir şey vermiştir.
N ebi yaşarken de vefat ettikten sonra da eşleri ile ilgili karan onun
eline vermiştir. Dilediğini bırakmış ve dilediğini ise boşamıştır.
ﺍجلﻨﺔ)) ﻭﻫﻮ ﺩﺍﺑﺔ ﺍألﺭىض ،وﻣﻌﻪ ﺷﻴﻌﺘﻪ ﻓﻴﺪﺧﻞ ﻟﻚ ﻫﺬﺍيل ﻭﻫﺬﺍ
ﻭﺳملﺎﻥ ارﺗﺪت ﺑﻌﺪ اﻟﻨﺒﻲ ﺇال أرﺑﻌﺔ ﻧﻔﺮﻋيل ﻛﺪﺑﺚ ،ﻭﺃﻥ ﺍألﻣﺔ
ﻋمثﺎﻥ ، ﻭﺣﺬﻳﻔﺔ ﺯﻣﺎﻥ معﺎﺭ ﺑﻦ ﻳﺎ ﻣﺮ ﺗﺎﺏ ﻭﺃﺑﻮ ﺫﺭ .مث ﻭﺍملﻘﺪﺍﺩ
ﺍﻟﻔﺖ ﺑﻨﺖ ﺭ ﻣ ﻮ ﻝ ﺍﻟﻠﻪﺣىت ﻭرضﺑﺎ ﻓﺎمطﺔ ﻭمعﺮ ﻇملﺎ ﻭﺍﻥ ﺍﻳﺎ ﺑﻜﺮ
ﺍملﻔﺘﻌﻞ! !.ﻓﻘﺒﻠﻪ ﺍملﻀﻞ ﺍخلﺎﻝ ﺍحلﺪﻳﺚ حنﻮ ﻫﺬﺍ ﻣﻦ ﺟﻨﻴﻨﺎ .ﻭيف
ﻣﻨﻪ ﻣﺎ [ ] ١ ٧ ﻭﺍﻣﺘﺤﻠﻮﺍ اكﻓﺮ ﺑﺎﻟﻠﻪ ﻣﺎﺑﻠﻐﺖ ﺍﻧﻪ ﻭﻃﺎﻋﺘﻪ ﺍﻟﻠﻪ ﺗﻘﻮﺍﻩ
110 Nehrevan: Hz. Ali’nin bütün çabasma rağmen hakem alayından soma
bir araya gelip isyan eden ve Muhakkimetii’l-Ula olarak da anılan ilk
Harici grubun Hz. Ali’yle savaştığı yerin isimdir.
Zü’s-Si؛deyye: Rivayetlere göre bu şahıs Zülhuvaysıra ﻩ1ﺱda bilinen
Hmkus b. Züheyr adh kişidir. Rivayetlere göre Hz. Muhammed
(s.a.v.) müşriklerle yapılan Huneyn savaşmdan elde edilen ganimetleri
dağıuyorken bu şahıs ganimetleri adil bir şekilde dağıtmadığını gerekçe
göstererek Hz. Peygambere itiraz etmiştir.
ﻓﻲ اﻟﺮاﻣﺤﺔ
ﺍﻟﺮﺍﻓﻀﺔ؟ ﺭﻭﺕ ﻋﻨﻚ ﺻﻨﻒ ﺃﺧﺮ ﻭﻗﺎﻟﻮﺍ ; ﻣﺎ ﻫﺬﺍ ﺍﻟﺬﻱ مئ ﺟﺎﺀﻩ
ﺇﻟهيﺎ ﻓﺒﻌﺚ ﺿﺒﺎﻋﺔ ﺑﺸﺖ ﺍﻟﺰﺑري ﺍملﻘﺪﺍﺩ ﺧﻄﺐ ﺇﻟﻴﻪ ىلص ﺍﻟﻠﻪهيلع
ﺍملﻘﺪﺍﺩ ﺃﻥ ﻭﺍﻋملﻬﺎ ﺍﻟالﻡ ﺍﻗﺮﺃﻫﺎ ﻓﻘﺎﻝ : ﻃﺎﻟﺐ ﺑﻦ ﺃيب ﻋيل
ﺇﻟﻴﻚ ﺑﻌﺜﺖ ﻗﺪ ﻓﻘﺎﻟﺖ : ﻓﺎﺗﺎﻫﺎ ﺍﻟالﻡ ﻋﻠﻴﻪ اﻟﺒﻲ اكﺭﻣﺔ .ﻓﻘﺎﻡ
حفﻤﺪ ﺍﻟﻠﻪ ﻭﺃﺛىن ﻋﻠﻴﻪ ﺑﺎﻟﺼالﺓ ﺟﺎﻣﻌﺔمئ ﻗﺎﻡ ﻓﻨﺎﺩﻯ ﻓﺮﺟﻊ اﻟﺮﺿﻰ
ﺭﺃﻳﺖ ﻣﻦ ﺍمحﺮ ﺑرصﻙ مفﻦ ﺭﺃحمﻚ ﻭﺍجمﺪﺩ ﺍﺭﻍ ﺃﻳﺎﻋيل مئ ﻗﺎﻝ ؛
ﺃﺣﺪ ﻋﻠﻰ ألﺣﺪ ﻭال ﺃﺣﺪ ﻣهنام ﻋﻠﻰ ﻓﻔﻞ ﻟﻚ ﻣﻦ ﻭﺍﺳﻮﺩ مفﺎ
ﻋﻠﻲ ﻟﻚ ﻳﺎ ((ﻟﻔﺘﺔ ﺃﻣيت اكﻥ)) مئ ﻗﺎﻝ : ﺑﻔﻀﻞ ﺩﻳﻦ ﺇﻥ ﺇال ﻓﻀﻞ
ﺍﻟﻨﺒﻮﺓ ﺑﻌﺪ ﺍﻟﻨيبىلص ﺍﻟﻠﻪ ﻋﻠﻴﻪ ، ﻋﻠﻴﺂﺍﺩىع ﻳﻘﺎﺳﻢ ،ﻭﺃﻥ ﺃﻥ
ﻓﻴﻘﻮل؛ اﻟﻘﻮم ﻳﻨﻈﺮ ﺇىل ا ﻟ ﻤ ﺎ ﺀ ﻗﺘﺎل ﻳﻮﻡ اﻟﻨﻬﺮ ﻟﻤﺎ ﻓﺊ ﻣﻦ وﺟﻌﻞ
ﻣمجل ﻗﺎل؛
ﻛﺬﺑﺖ ﻓﺈﺫﺍ ﻧﻈﺮ إﻟﻰ ﺍﺑﻦ ﻛﺬﺑﺖ ﻭال ﺍﻃﻠﺒﻮﻩجمﺎ
ﻭﻣﺎ ﻳﻨﺘﻈﺮﻭين إال ﺛيق ﻭﺍﻟﻠﻪ ﻟﺘﺨﻀنب ﻫﺬﻩ ﻣﻦ ﻫﺬﻩ ﻭﺍﺩىع ان
ﻣﺜﻞ ﻳهشﺪﻋىل ﻭﺍﻥ ﻣﻦ مل ﻧﺎﺭﻩ ، إﻟﻰ ﻭﺍملرص ﻭﺍﻟرشﻙ ﺑﺎﻟﻠﻪ
حيﻞ ﺑﺎﻟﻠﻪ ﻣرشﻙ ﻓﺎﻧﻪ اكﻓﺮ ﻣﺎ ﺑﻠﻐﺖ ﺎﻋﺘﻪ ﺗﻘﻮﺍﻩ ﺑﺎﻟﻐﺔ هشﺎﺩهتﻢ
ﺍﺳﺘﺤﻞجمﻦ ﺃﻫﻞ .ﺣﺮﺑﻪ حمﻤﺪ ﻣﺎ اكﻥ ﻣﻨﻪ
29 Kitabu't-Tahriş Dırârb. ٨١١١٢
ﺑﺤﻴﺮا ﻭﻗﺎﻝ اﺑﻦ ﻋﺒﺎﺱ :ﺇﺫ ﺃﺑﺎ ﺑﻜﺮ ﺗﻠﻘﺎﻩ ﺍﻟﺒﺸﺎﺭﺓ ﺑﺎﻟين ﻣﻦ
ﻓﺒﺚﻗﻪ ﺑﺬﻟﻚ ﻓملﺎﺃﻭىح ﺍﻟﻠﻪ ﺇىل ﻧﺒﻴﻪ ﺍﻃين ﻋﻠﻰ ﺫﻟﻚ ﺍﻟﺮﺍﻫﺐ ،
ﺃﺑﻮ ﺑﻜﺮ ﺃﻭﺫ ﺧﻠﻖ ﺍﻟﻠﻪ ﻟﻠﺬﻱ اكﻥ ﺍﻟﻨيبﻣىل ﺍﻟﻠﻪ ﻋﻠﻴﻪ ﻗﺪ ﻋﻠﻤﻪ ﺃﻧﻪ
ﻭﺑﺬﻟﻚ مسﻲ ﺻﺪﻳﻘﺎ • ﻭيف ﺫﻟﻚ ﺃﻣﺮﻩ ، ﺩ ﻣﻦ ﺭ ﻗﺪ ﺍﻧهتﻰ ﺇىل
ﺍألﻧﺼﺎﺭﻱ ؛ ﻗﺎﻝ ﺣﺎﻥ ﺑﻦ ﺛﺎﺑﺖ
ﻋيل ﺑﻦ
ﺍخلﻦ ﺍﻟﺒرصﻱ ﻋﻦ ﺃﻣﺮ ﺳﺄﻟﺖ ﻗﺎﻝ ﺃﺑﻮ ﺑﻜﺮ ﺍهلﺬيل■•
ﺅ ﺯﺇﺫﺍ ﺑﻠﻎ ﺍﻟﻘﺈﻥ ! ﺗﻘﺮﺃ ﺁﻣﺎ ﺑمل؟ ﻓﻘﺎﻝ ﺹ ﺃﻭﻝ ﻏﺎﻟﺐ ﺃﻫﻮ ﺃيب
ﻳﺎ ﺃﺧﺎ ﻫﺬﻝ ﺁﻣﺎ اﻟﺨﻦ ﺛﻢ ﻗﺎﻝ ﻋﻠهيﻢ ؟ ﻳﺠﺮ واﻟﻘﻠﻢمل ﻳﻠﺰﻣﻬﻢ
ﺍﻟالﻡ وﻫﻮ مسﻌﺖ ﻗﻮﻝ ﻋﻠﻲ ﺑﻦ أﺑﻲ ﻃﺎﻟﺐ ﺃﻧﻪ مسﻊﺍﻟين ﻋﻠﻴﻪ
اﻟﻤﺠﻨﻮن ﺣﺶ ﻭﻋﻦ ﺣىت حيﺘمل ، اﻟﻘﻠﻢ ﻋﻦ ﺁﻟﻄﻔﻞ ﻳﻘﻮل :ﻡ(ﺭجل
جيﺮهيلع ﻓﻜﻴﻒ ﺃﻣمل ﻣﻦمل ﻳﺴﺘﻴﻘﻆ ؛؛• ﻭﻋﻦﺍﻟﻨﺎمئ ﺣىت ﻳﻔﺘﻖ ‘
ﺍﻟﺮﻣﻞ ﺗﺒﻌﺚ ﻭﺇمنﺎ مبﻊ؟ وﻟﻢ ﺍﻟﺮﻣﻞ ﻳﺒﻌﺚ ﺇىل ﻣﺜﻠﻪ وﻟﻢ ﺍﻟﻘمل؟
ﺍﻟالﻡ ((ﺍﺋﺘﻮين ﻋﻠﻴﻪ ﺍﻟﻨيب ﻭﻳﺎﻝ ﺇىل ﺍﻟﺒﺎﻟﻐني • ﺍﻟالﻡ ﻋﻠﻴﻬﻢ
ﺑﻌﺪﻱ ﺍﺛﻨﺎﻥ ،من خيﻄﻒ ﻓﻴﻪ ال ﺑﻜﺘﻒ ﻭﺩﻭﺍﺓ ﺃﻛﺘﺐ ألﺑﻲ ﻳﻜﺮ ﻛﺘﺎﺑﺄ
ﺑﻌﺪي ﻭﻣﻌﺎﺫ خيﺘﻠﻒ ﻓﻰ أﺑﻰ ﻳﻜﺮ ﻭﺍﻟﺪﻭﺁﺓ ﻓﺈﻧﻪ ال ﺍﻟﻜﺘﻒ ﻗﺎﻝ ﺩﻋﻮﺍ
خيﺘﻠﻒ ﻓﻴﻪ)). ﺍﻟﻠﻪ ﺃﻥ
ﻋﺎﺋﺜﺔ . ﺇﻟﻴﻚ؟ ﻓﻘﺎﻝ ﺃﺣﺐ ﺍﻟﻨﺎﺱ !ﺃﻱ ﺭﻣﻮﻝ ﺍﻟﻠﻪ ﻭﻗﻴﻞ ؛ ((ﻳﺎ
ﻭﻗﺎﻝ ﺍﻝ؛ﻯ ﺃﺑﻮﺉ ﺇﺫ !)). ﺍﻟﺮﺟﺎﻝ [* ،] ٢ﻗﺎﻝ : ﻧﺎﻟﻚ ﻋﻦ ﻓﻘﻴﻞ :ﺇمنﺎ
■’ اﻟﺒﺎﻏﻴﻦ
( ) ١ﻓﻲ االﺻﻞ
ﻳﺮﺍمبﻢ . ﺍألﻣﻞ: () ٢يف
ملﺎﻥ ﻋﻠﻰ ﺗﺌﻄﻖ اﻟﻜﻴﺔ ﻣﻨﻬﻢ ﻭﺃﻧﻌام )) .ﻭ((ﺇﻥ ﻭمعﺮ ﻭﺇﻥ ﺁﺑﺎ ﺑﻜﺮ
ﻟﻴﻔﺮ ﻣﻦ ﺍﻟﺸﻴﻄﺎﻥ ﻭ(ﺍﺇﻥ مبﺪﺩﻩ ))، ﻋﻴﺘﻴﻪ ﻣﻠﻠﺚ ، وﺑﻴﻦ ﻭﻗﻠﺒﻪ ، ﻋﻤﺮ
ﻭﺹ* J
؛؛M ﺭ ﻣﻜﺮ ﺀﻟﻪ ﺇىل ﺍﺽىلص> ﺍﺱ ﻭﻡ )>•
ﺣﺶ معﺮ
ﻭﺵ ﺍجلﻨﺔ ﺹ
ﺹ ﻣﺾ ﺍألﻭﻟنيﺁﻫﻞ
ﻛﻬﻮﻝ ممﺪﺍ ((ﻫﺬﺍﻥ ﻓﻘﺎﻝ:
ﻭﺍﻟﺮجلﺊ )). ﺍملﻴﺰ ﺧال ﺽ ﺹ ﺍآلﺹ ﻱ /ﻣﺎ
ﺍخلﻄﺎﺏ)). معﺮ ﺑﻦ ﻟﺒﻌﺚ ﻓﻴمك ﺃﺑﻌﺚ ﻓﻴمك ﻭﻗﺎﻝ (( :ﻟﻮمل
ﺟﻬﻞ• ﺃيب
ﺍجلﻤﺎﻋﺔ ﻋﻠﻴﻪ ﺍﺗﻔﻘﺖ ﺍﻟﺬﻱ ﺍحلﺪﻳﺚ ﻣﻦ ﻫﺬﺍ حنﻮ وﻓﻰ
ﺩﺍﻧﻮﺍﻋىل ﻣﻦ ﻗﺎﻝ ﺃهنﻢ ﺇال ﺍخلﻮﺍﺭﺝ ﻓﻘﺒﻠﺘﻪ ﺍألﻭىل ﺍملﻌﺼﻮﻣﺔ
ﻭﺍﻟﺰﺑري؟ ﻓﺈﻥ ﻃﻠﺤﺔ ﺁﺧﺮ ﻓﻘﺎﻟﻮﺍ :ﻣﺎ ﺗﻘﻮﻝ يف ﺻﻨﻒ ﺛﻢ ﺟﺎﺀﻩ
ﻭﺍﻟﻀالﻝ ، ﺍﻟﺒﺎﻉ ﺁﻫﻞ ﻓﺎهئﻢ ﻓﻘﺎﻝ :ﺍﺗﻘﻮمه ﻣهنام • ﺗربﺅﻭﺍ ﻗﻮﻣﺄ
ﻭﻃﻠﺤﺔ ﻣﻊ ﺍﻟﻨيبىلص ﺍممﻪ ﺍﻟﺰﺑري اكﻥ ﻭﺍﻛﺘﺒﻮﺍ ﻣﺎ ﺃﻣيل ﻋﻠﺘمك ؛
ﺍجلﻨﺔ )). (ﺭﻭﻃﻠﺤﺔ ﻭﺍﻟﺰﺑري يف ﺑﺎجلﻨﺔ ﻓﻘﺎﻝ : ﻳﺒﺸﺮﻫﻢ ﺭﺟﺎأل ﺍﻟالﻡ
113 Haşeviyye: el-Haşv veya Haşviyle: Yerici bir tanımlama olup cismiy-
yet ve teşbih ile ilgili nasslan sıhhat ve muhteva açısından ^celemeksi-
zin her rivayeti gözü kapalı kabul eden, rivayederin zahirine sıkı sıkıya
bağlanan aşın mnıcu Ashabu’l Hadis gruplarmdan biridir. Bunlara kar-
1 ؟imam Gazali gibi Ehli Sünnet âlimleri eleştiri getirmiş ve onlan ha-
şeviyye olarak isimlendirmiştir. Ancak Mu’tezile ve ona uyan fırkalar
hakaret anlamında Ashabu’l-Hadisin tümünü hatta Ehl-i Sünneti de
Haşeviyy ؛olarak isimlendirir.
ﻓﻲ ذم ﻃﻠﺤﺔ واﻟﺰﺑﻴﺮ
ﻭﺍﻟﺰﻳﺮ؟ ﻳﺈﻥ ﻃﻠﺤﺔ يف ﺁﺧﺮ ﻓﻘﺎﻟﻮﺍ ﻣﺎ ﺗﻘﻮﻝ ﺻﻨﻒ ﺟﺎﺀه مئ
ﺍﻟالﻡ ﻭﺍﻛﺘﺒﻮﺍ :ﺇﻥ ﺍﻟﻨيب ﻋﻠﻴﻪ ﺍﻟﺒﻘﻊ ﻗﺎﻝ ﺍﺗﻘﻮمه ﻓﺈهنﻢ ﺁﻫﻞ
ﻭﻃﻠﺒﺎ ﺍﻟﻔﺮﻗﺔ ﻃﻠﺤﺔ ﻭﺍﻟﺰﺑري ﻧﻜﺜﺎ ﺑﻌﺪﻩ ﺑﻘﺘﺎﻝ ﺍﻟﻨﺎﻛﺜني ﻭمه ﺁﻣﺮ
ﻭﻓﺎﺭﻗﺎ ﺍجلﻤﺎﻋﺔ .
ﺍجلﻤﺎﻋﺔ ﻗﻴﺪ ﺷرب ﻓﻘﺪ ﻓﺎﺭﻕ ﺍﻟالﻡ :ﺭﺭﻣﻦ ﻭﻗﺪ ﻗﺎﻝﺍﻟﻨيب ﻋﻠﻴﻪ
مجﺢ ﺃﻡﻭمه ﺧﺮﺝﻋىل ﻭﺍﺱ ﺍإلﺳالﻡ جمﻦ ﻋﻨﻘﻪ »، ﺧين ﺭﺑﻘﺔ
ﻣﻦ ﻣﻦ اكﻥ اكﺋﻨﺎ ﻓﺎﻗﺘﻠﻮﻩ مجﻌﻬﻢ ﻳﻦ مجﺎﻋهتﻢ ﻭﻳﻔﺮﻕ ﻟﻴﻔﺮﻕ
ﺍﻟﻨﺎﺱ ».
ﻋملﺖ ﺁﻥ ﺯﻳﺮ؟ ﺁﻣﺎ ﺍجلﻤﻞ :ﺃﻧﺸﺪﻙ ﺍﻟﻠﻪ ﻳﺎ ﻭﻗﺎﻝ ﻟﻪ ﻗﺎﺋﻞ ﻳﻮﻡ
ﻋﻠﻴﺄ ﻭﺃﻧﺖﻇﺎمل)) يف ﺍﻟالﻡ ﻗﺎﻝ ﻟﻚ ( :رأﻣﺎ ﺇﻧﻚ ﻣﺘﻘﺎﺗﻞ اﻟﻨﺒﻲهيلع
Nebi (a.s.) şöyle buyurdu: ،Kim bir karış kadar İslam cemaatinden
ayrılırsa, İslam boyunduruğunu boynundan çıkarmış olur. Kim ümme-
tim birlikken cemiyetlerini ayırmak ve birliklerini bozmak üzere isyan
edip huruç ederse; kim olursa olsun onu öldürün’ Cemel savaşında biri
Zübeyr’e: ‘Allah adına sö^lel Nebi’niıı (a.s.) sana: ‘Sen haksız olduğun
halde Ali’yle savaşacaksm’ dediğini bilmiyor musun?’ dedi.” Bu gibi
hadisleri bir kavim kabul etti. Onlar Havaric ve Şia’dırlar.
ﻓﻲ ذم اﻟﺨﻮارج
ﺍخلﻮﺍﺭﺝ؟ ﻓﻘﺎﻟﻮﺍ ﻟﻪ :ﻣﺎ ﺗﻘﻮﻝ ﻓميﺎ ﻳﻔﻌﻞ ﺁﺧﺮﻭﻥ ﻗﻮﻡ مت ﺟﺎﺀﻩ
ﺻﻠﻰ ﺍﻟﻠﻪ ﺍﻟين ﻭﺁﻥ ﻭﺍﻟﻀالﻝ ، ﺍﻟﺒﻴﻊ ﻓﺎهئﻢ ﺁﻫﻞ ﻓﻘﺎﻝ :ﺍﺣﺬﺭﻭمه
ﻗﺘﻠﻰ ررﻫﻢ ﺛﺮ ﻭﻗﺎﻝ : ﺍخلﻮﺍﺭﺝ • ﺑﻘﺘﺎﻝ ﺍملﺎﺭﻗني ﻭمه ﻋﻠﻴﻪ ﺁﻣﺮ
ﻗﺘﻠﻬﻢ ملﻦ ﻇﻬﺮ ﺍألﺭﺽ ﻓﻄﻮىب وﻋﻠﻰ ﺍملﺎﺀ ﻇﻞ ﻗﺘﻠﻮﺍ حتﺖ
لكﺎﺏ ﺍملﺎﺭ ميﺮﻗﻮﻥ لكﺎﺏ ﺍملﺎﺭ لكﺎﺏ ﺍملﺎﺭ ملﻦ ﻗﺘﻠﻮﻩ، ﻭﻃﻮىب
ﺁﻟهتﻢ ﺑﺎﻟﻘﺮﺁﻥ ال ﺍﻟﺮﻣﻴﺔ هتﺘﻦ ﻢ جمﻦ ﻣﻦ ﺍﻟﺪﻳﻦ مكﺎ ميﺮﻕ ﺍ هل
ﺍملﺎﺀ)) حتﺖ ﻇﻞ ﻗﺘىل ﻗﺘﻠﻮﺍ
جتﺎﻭﺯ ﺗﺮﺍﻗهيﻢ ،ﺍﻗﺘﻠﻮمه ﻓﺈهنﻢ ﺛﺮ
ﺟﺎﺋﺮ ﻓال ﺗﻘﺎﺗﻠﻮمه ﺧﺮﺟﻮﺍﻋىل ﺇﻣﺎﻡ آلﺧﺮﻳﻦ (( :ﺇﻥ مث ﻗﺎﻝ
؛، ﻓﺎﻗﺘﻠﻮمه [؟ ٢
ﻓﺈﻥ ( ﻓﻲ ) ﺫﻟﻚ ﻣﻘﺎأل ،ﻭﺇﻥ ﺧﺮﺟﻮﺍ ﻋﻠﻰ ﺇﻣﺎﻡ ﻋﺎﺩﻝ
ﺍﻟالﻡ ﻗﺎﻝ ؛ ﻭﺍﻥ ﻗﺪﺭمت ﻋﻠﻰ ﺍإلﺭﺟﺎﺀ ﺑﻬﻢ ﻓﺎﻓﻌﻠﻮﺍ • ﻓﺎﻥ ﺍﻟين ﻋﻠﻴﻪ
ﺻﺎﺣﺒﻪ ﻣﻨﻬﻤﺎ ﻭﺍﺣﺪ ﺑﺴﻴﻔهيام ﻓﻘﺘﻞلك ﺍ مل مل ﺎ ﻥ ((ﺇﺫﺍﺍملىق
ﺑﻴﺘﻚ ﺃﺣالﺱ ﻗﺘﻞ أﺧﻴﻪ)) .ﻭﻗﺎﻝ ؛ ((ﻛﻦجمﻦ ﺃﺭﺍﺩ ﺍملﻘﺘﻮﻝ؟ ﻗﺎﻝ ﺇﻧﻪ
ﻓﺎﺩﺧﻞ ﺑﻴﺘﻚ ﻋﻠﻴﻚ ﺩﺧﻞ ،ﻓﺈﻥ
ﻳﻴﺘﻠﺚ ﻓﺎﺩﺧﻞ ﻋﻠﻴﻚ ﺩﺍﺭﻙ ﺩﺧﻞ ﻓﺈﻥ
ﻧﻔﻚ ﻭﻗﻞ :ﺑﺆ ﻣﺨﺪﻋﻚ ﻓﺄﻣﻜﻨﻪ ﻣﻦ ﻋﻠﻴﻚ ﺩﺧﻞ ﻣﺨﺪﻋﻚ ﻓﺈﻥ
ﺑﺈﻟﻤﻲ ﻭﺇملﻚ ،وﻛﻦ ﻋﻴﺪ ﺍﻟﻠﻪ ﺍملﻘﺘﻮﻝ ﻭال ﺗﻜﻦ ﻋﺒﺪ ﺍﻟﻠﻪ ﺍﻟﻘﺎﺗﻞ ،ﻓﺈﻥ
))ﺛﺮمهﺎ ﻭﺫﺭﺅﺍ ﺧريمهﺎ
ﺍﻟﻠﻪ رضﺏﻟمك ﺍﺑين ﺁﺩﻡ ﻣﺜأل خفﺬﻭﺍ
ﻗﻞ مكﺎ ﻗﺎﻝ•’ ﺑﺆ ﺑﺈﺷﻤﻲ ﻭﺇملﻚ ﻭﻛﻦ ﻣﻈﻠﻮﻣﺄ ﻭال ﺗﻜﻦ ﻇﺎملﺄ
ﻓﺈﻥ ﺍملﻈﻠﻮﻡ ﻳﻨﺘﻈﺮ ﺍﻟرصﻭﺍﻟﻈﺎمل ﻳﻨﺘﻈﺮ ﺍﻟﻌﻘﻮﺑﺔ• ﻭألﻥ ﺗﻜﻮﻥ ممﻦ
ﺍﻟﻌﻘﻮﺑﺔ• وإن ﺃﺭﺍﺩ ﺃﺣﺪ ﻳﻨﺘﻈﺮ
ﻣﻤﻦ ﻳﻨﺘﻈﺮﺍﻟﻨرص ﺧﻴﺮ ﻣﻦ ﺁﻥ ﺗﻜﻮﻥ ٥
وﻳﻐﺼﺒﻚ ﺃﻫﻠﻚ ﻓﻨﺎﺛﺪﻩ ﺍﻟﻠﻪ ،ﻓﺎﻥ أﺑﻰ ﻓﺼﺎحلﻪ ﻋﻠﻰ ﺃﻥ ﻳﺄﺧﺬ ﻣﺎﻟﻚ
دون وﺣﺮﻣﻚ واﺟﻌﻞ ﻣﺎﻟﻚ ﻧﺼﻒ ﻣﺎﻟﻚ ﻭﺇﻥ أﺑﻰ ﻓال ﺗﻘﺎﺗﻠﻪ ،
اﻟالم :ا(ﻟﻴﻤﻤﻰ ﻟملﺆﻣﻦ ﺃﻥ ﻳﺬﻝ ﻧﻔﺴﻪ؟ ﻗﻴﻞ ﻧﻔﺴﻠﺚ ،ﻗﺎﻝ اﻟﻨﺒﻲ ﻋﻠﻴﻪ
٠
ال ﻳﻄﻴﻖ)) ﻳﺘﻌﺮض ﻣﻦ اﻟﺒالﺀ مبﺎ ﻧﻔﻪ ﻗﺎﻝ: وﻛﻴﻒ ﻳﺬﻝ
ﻋﻨﻚ ﺃﺧربﺕ ﻓميﺎ ﺗﻘﻮﻝ ﻓﻘﺎﻟﻮﺍ :ﻣﺎ من ﺟﺎﺀﻩ ﻗﻮﻡ ﺁﺧﺮﻭﻥ
ﺍحلﺐ ؟
ﺣﻘﺄ ﻳﻘﻮﻟﻮﻥ ﻭﻟﻮ اكﻥ ﻣﺎ ﺍﻟﺒﻴﻊ ﺁﻫﻞ ﻓﺎهئﻢ ﻓﻘﺎﻝ؛ ﺍﺗﻘﻮمه
ﺍﻟالﻡ ؛ ﻗﺎﻝ ﺍﻟينهيلع ﻭﺍﻛﺘﻴﻮﺍ ﻣﺎ مجﻴﻌﺄ ، ﻭﺍﻟﺪﻳﻦ ﺍﻟﺪﻧﻴﺎ ﺫﻫﺒﺖ
ﻭﻟﺘﺄﺧﺬﻥ ﺍملﻨﻜﺮ ﻭﻟﺘهنﻮﻥ ﻋﻦ ﺑﺎملﻌﺮﻭﻑ ((ﻟﺘﺄﻣﺮﻭﻥ
هشﺪ ﺍحلﻖ ﺃﻥ ﺇﺫﺍ ﺍﻟﻨﺎﺱ خمﺎﻓﺔ ﻳﻤﻨﻌﻦ ﺃﺣﺪمك ﻭﺭﺭال ﻣﻔﻌﻮال ،
ﻭﻗﺎﻝ ؛ ﺭﺍﻣﻦ ﻗﺘﻞ ﺩﻭﻥ ﺣﻘﻪ ﺃﻭ ﻗﺎﺗﻞ ﺩﻭﻥ ﻣﺎﻟﻪ ﻳﺘلكﻢ ﺑﻪ ﺁﻭ ﻳﻘﻮﻡ »•
ﺑﺎﻟهشﺎﺩﺓ ﺃﺣﻖ ،ﻭيم ﻟﻪ ﻓﻲ ﻓﻬﻮ هشﻴﺪ » ،مفﻦ ﻗﺘﻞ ﺩﻭﻥ ﺩﻳﻨﻪ ﻓﻬﻮ
معﺮ ﺑﻦ ﺍخلﻄﺎﺏ ملﺎ ﻭﺃﻥ ﻭﺃﻭﺟﺐ . ﻭﺃﺣﻖ ﺃﺛﺒﺖ ﺣمك اﻟﻠﻪ ﻋﺪﻝ
ﻓﺎﺳهتﻞ ﺃﻫﻞ ﺍﻟﻘﺒﻠﺔ؟ ﻗﺎﻟﻮﺍ :ال .ﻗﺎﻝ: ﻃﻌﻨﻨﻲ ﺃﻣﻦ ﻣﻦ ﻃﻌﻦ ﻗﺎﻝ:
ﺭﺟﻞ ﻣﻦ ﺃﻫﻞ ﺍﻟﻘﺒﻠﺔخم ﺣﻘﻪ ﺱ ﺍﻟيفﺀ ﺃﻭ ﻳﻜﻦ ﺇﺫمل ﺑﺎحلﻤﺪ ﻟﻠﻪ
ﺍﻟالﻡ ﻗﺎﻝ: ﻭﺃﻥ ﺍﻟيب ﻋﻠﻴﻪ ﺫﻟﻚ. ﻓﺎﺳﺘﺤﻞ ﺩﻣﻪ ﺹ ﺃﺟﻞ ﻏﻴﺮ ﺫﻟﻚ
ﺍﻟهشﺪﺍﺀ ﺹ ﻗﺘﻞ ﺩﻭﻥ ﺣﻘﻪ )). ((ﺃﻓﻀﻞ
ﻣﻌﻤﻤﺔ ﺃﻇﻬﺮ ﺻﻠﻰ ﺍﻟﻠﻪ ﻋﻠﻴﻪ ﺃﻥ ﻣﻦ دﻳﻦ ﺍﻟﻨيب ﻭﺃﻧﻪ اكﻥ ﻣﻦ
ﺑﺬﻟﻚ ﻗﺎﺗﻠﻪ ، هنﺎﻩ ﻋهنﺎ ﻭﺣمك ﻋﻠﻴﻪ هبﺎ ﻓﺈﻥﺃىب اكﺑﺮﻩ ﻭﺇﻥ ﺍجمﺘﻎ
ﻳﺘﻮﻟﺐ هيلع ﺑﺎملﻌﺎيص جمﻦ ﺍﻋملﻮﺍ ﺁﻥ هلﻢ ؛ ﻭﻗﺎﻝ ﻋني ﺍﻟﻠﻪ
ﻣﻨﻪ حفﻠﺖ ﻭﺍملﺆﻣﻨﺎﺕ ﻭﺣﺮﻣﻪ ﻭﺃﻫﻠﻪ ﻧﻔﻪ ﻓﻲ ﻭﺍﻟﻔﻮﺍﺣﺶ
ﻭﺍألﻣﻮﺍﻝ.
ﺃﻧﻔﻬﻢ» ﻓﺎﻧمت •
مه
آﺧﺮه)) ﺧﻴﺮ ﺃﻡ ﺑﻢ،رى ﺃﻭﻟﻪ ال اكملﻄﺮ هشﻴﺪﺃ ﻗﺘﻠﻪ ،ألﻥﺃﻣيت
» ﻓﻴﻘﻮم ﺹ الﻕ هلﻢ ﺩﻭﺍﺓ ﺃﻭ ﺑﺮﺁ هلﻢ ﻗملﺄ ﺣﺶ ﻳﻠﺤﻖ هبﻢ ﺟﻬﻨﻢ
ﺑﻐﺎﻩ ﺃﻭ ﻣﺆﻣﻨﺎ ﺍ مل مل ﻮ ﻥ ﻋﺎﻣﺔ ﺃﻛرث مهﻪ ﻓﻠىي ﻣهنﻢ » .ﻭﺍﺭﻣﻦ ﻏﺶ
ﻣﺆﻣﻦ>)، ﺍخلﻤﺮ وص ﻳرشﺏ وال وص ﻣﺆﻣﻦ ﻳرسﻕ ﺣﻴﻦ ﻕ ﺍﻟﺴﺎﺭ
وﻣﻦ رشهبﺎ ميﻲ ﻳﺰﻝ جمرشﻛﺄﺣىت ﺻﺒﺎﺣﺄمل ﺍخلﻤﺮ ﺛﺮﺏ و"ﻣﺠﻦ
ﻓﺎﻥ ﺻالﺗﻪ ﺃﺭﺑﻌني ،ﻟﻴﻠﺔ ﻳﺼﺒﺢﻭﻳﺒﺨﺴيس ﻣرشﻛﺄﺣىت ﻣﺎﺉمل ﻳﺰﻝ
ﻛﻌﺎﺑﺪ ﺍخلﻤﺮ ((ﻣﺪﻣﻦ ﻭﻗﺎﻝ ؛ ﻣرشاك )). ﻣﺎﺕ ﺫﻟﻚ ﻣﺎﺕ ﻓميﺎ ﺑني
ﻡ ﺍﻟالﺕ ﻭﺍﻟﻌﺮﻯ ».ﻭ"جمﻦ ﻛﻌﺎﺑﺪ اﻟﺨﻤﺮ ((ﻣﺪﻣﻦ ﺃﻭ ﻗﺎﻝ ﺍﻟﻮﺛﻦ }).
مكﺎ ﺍخلﻄﺎﻳﺎ ﻟﺘﻌﻠﻮ ﺧﻄﻴﺌهتﺎ ﻛﻌﺎﺑﺪ ﻭﺛﻦ » ،ﻭ((ﺇﻥ مخﺮ ﻟﻘﻴﻪ اﻟﻠﻪ ﻣﺪﻣﻦ
K ،t،bu't-T*h^ W B Ib ıA m r
؛١٠ A’râf, 7/ 56 .
اﺳﻤﺎﺗﻲ ﻣﺤﺮاب ﺑﻦ ﺻﺮب اﻟﺘﺤﺮش ﻛﺘﺎب
ﺍخلﻤﺮ [] ٢ ٦ ﺇيل ﻣﻦ ﺃﻥ ﺃرشﺏ ﺍخلﻤﺮ ألﻥ ﺷﺎﺭﺏ أﺣﺐ أﻧﻔﻲ
ﻳﺘﺮك ﺍﻟﺼالﺓ وﻣﻦ ﺗﺮك ﺍملﺤالﺓ ﻓال دﻳﻦ ﻟﻪ ﻭال ﺇميﺎﻥ • ﻭﺗﺎﻝ
ﻳﺤﻞ ﺑﻴﻨﻪ ﺍﻟﻔﺎﺭﻭﻕ معﺮ ﺑﻦ ﺍخلﻄﺎﺏ :ﻣﺠﻦ ﻭﺟﺪ ﺯﺍﺩﺃ ﺃﻭ ﺭﺍﺣﻠﺔمل
ﺋﺰﻗﺈﻑ ﺍﺙ ﻳﻬﻮدﻳﺎ ﺃﻭ ﻧرصﺍﻧﻴﺎمئﺗىل ﺀؤوﻗﻦ اﻟﺤﺞ ﻓﻠميﺖ وﺑﻴﻦ
ﻳﻘﻮﻟﻬﺎ•
ﺗﻜﻬﻦ ﻟﻪ ﺃﻭ ﺳﺤﺮ ﺗﻜﻬﻦ ﺃﻭ ﺍﻟﻠﻪ؛ «ﺃﻧﺎ ﺑﺮئ ﻣﻤﻦ ﺗﻄﻴﺮ ﺁﻭ ﺗﻄﻴﺮ ﻟﻪ ﺁﻭ
؟ﻭ ﺳﺤﺮ ﻟﻪ))• ﻭﻗﺎﻝ « :ﻣﻦ آﺗﻰ ﺍﻟﺮﺟﺎﻝ ﺷﻬﻮة ﻣﻦ ﺩﻭﻥ ﺍملﺎﺀ ﻓﻘﺪ
وراﻣﻦ آﺗﻰ ﺍﻣﺮﺃﺓ ﻓﻲ دﺑﺮﻫﺎ ﻓﻘﺪ ﻛﻔﺮ ﺑﺎﻟﻠﻪ» وﻫﻲ ﺍﻟﻠﻮﻃﻴﺔ ﻛﻔﺮ »-
وﻣﺄواه ﺣﺮم ﺍﻟﻠﻪ ﻋﻠﻴﻪ ﺍجلﻨﺔ وﻣﻦ ﺃرشﻙ ﻓﻘﺪ حسﺮ ﻓﻘﺪ ﺃرشﻙ،
ﻓﻠﺺ ﻣﻨﺎ ،وﻣﻦ ﺍململﻮﻥ ﺭﺅهسﻢ إﻟﻴﻪ ﺑﺬﻝ
وﻣﻦ ﺍﻧهتﺐ هلﺒﺎ ﺍﻟﻨﺎﺭ ،
اﻟالم ﻳﻘﻮﻝ (( :ﺍملﻨﺎﻥ اﻟﻨﺒﻲ ﻋﻠﻴﻪ ﺃﺑﻮ ﻫﺮﻳﺮة ﺇﻧﻪ ﺳﻊ وﻗﺎل
N ebi (s.a.): ‘Cennetin bir kerpici (mğlası) altın, bir tuğlası gümüş-
tendir. Sıvası hoş kokulu misktendir. Toprağı safrandan, nehirlerinin
çakılları inci ve yakuttandır. N ehrinin kenarları yeşil yakuttandır, için-
de canın çektiği ve gözün görm elaen zevk aldığı şeyler vardır. Kokusu
yüzyıl mesafesinden duyulur.
اﺳﻨﺎﻧﻲ ﺑﺮر ﻣﺤﺮاب ﻣﻦ اﻟﺘﺤﺮﻳﺶ ﻛﺘﺎﺏ
ﺑﺎﻟﻴﻒ رﺟﻞ ﻣهنﻢ ﻓﻔﺮ ﺑﻨﻲ ﻗﺎﺗﻠﺖ ﺍملرشﻛني أراﻳﺖ ﺇﻥ ﺃﻧﺎ ! اس
: ﻋﻔﻮﺃﻣين ﻓملﺎ ﺫﻫﺒﺖ ﻟرضﺑﻪ الﺫ ﺑجشﺮﺓ ﺁﻭ خصﺮﺓ .ﻓﻘﺎل ﻓﻘﻄﻊ
ورﻣﻮﻟﻪ ﺃحمﻠﻪ آم ﻣﺤﻤﺪ ﺃ ﻋﻴﺪﻩ ﺃهشﺪ ﺃﻥ ال ﺇﻟﻪ ﺇال اس ﻭﺃهشﺪ ﺃﻥ
ﻳﻘﻮهلﺎ ﻭﻫﻮ ﻗﻴﻞ ﺃﻥ ﺑﻤﻨﺰﻟﺘﻪ ﺃﺻﺦ ؟ ﻗﺎﻝ؛ ﺇﻥ ﻗﺘﻠﺘﻪ ﻓﺄﻧﺖ ﻛﻴﻒ
ﺣﻮﺑﺄ ﺃﻫﻮﻥ [] ٢ ٥ ﻗﺒﻞ ﺃﻥ ﺗﻘﺘﻠﻪ)) .ﻭﻗﺎﻝ؛ ((ﺍﻟﺮﻳﺎ ﺳﺒﻌﻮﻥ ﺑﻤﻨﺰﻟﺘﻚ
ﺗﻘﻄﻴﻌﻚ وأﻋﻈﻤﻪ أرﻳﻰ ﺍﻟﺮﺑﺎ ألﻥ ﺍﻟﺮﺟﻞ ﺃﻣﻪ)). ﺣﻮب ﻣهنﺎ ﺇﺗﻴﺎﻥ
وﻣﻦ ﻗﺘﻞ ، إﺑﻠﻴﺲ ﺧﺎﺻﻢ ﻓﻴﻪ وﻣﺠﻦ أﻛﺒﺮ »• اﻟﻤﻠﻢ ﻋﺮﺽ ﺃﺧﻴﻚ
ﺳﻌﺖ اﺑﻦ ﻭﺗﺎﻝ ؛ • ﻣﺨﻠﺪ يف اﻟﻐﺎر ﺧﺎﻟﺪ ﺑﻌﺪ ﺍﻟﻌﻔﻮ ﻭﺃﺧﻖ ﻓﻬﺮ
ﻇﻠﻤﺎ إإلاﻳﻊ ﺑﻪ ؛ ﺳﻴﺒﻤﺘﻴﻤﺈ^أاداي ﻟﻨﻲ ﻳﻘﻮل ؛ ﻣﻦ ﻣﻌﻮد
Kitabu't-Tahri» I, Amr
Bir zimmiyi öldüren veya ona zulmeden yahut ona gücünün üstünde
yük yükleyen kimseye bu (cennet) haramdır. Ben zimminin savunucusu
ve davacısıyım. Ben kimin davacısıysam, onu öyle sayünup ona öyle taraf
olurum ki karşıdaki kendini cehennemde bulur’ buyurmuştur. Zimmi;
Allah’ı, Kitabı’m inkâr eden ve Nebi’nin nübüvvetini reddeden kimse
olmasma rağmen, Aleyhi’s-Selam onun davacısı ve savunucusu olmakta-
dır. H al böyleyken. Nebi (a.s.) kendisine ve ilahı’na iman eden ve uyan
kimsenin davacısı nasıl olmaz. Bu duruma bir bakın.
ﺍﻟﺮﺷﻮﺓﺩ؛
اﺑﻦ ﻣ ﻌ ﻮ ﺇال
ﺍﻟﺮﺷﻮﺓ ﺖ
ﻧﺮﻯ ﺍ حل
ﻛﻨﺎ يف
ﻓﻘﺎﻝ .ﺍحلمك
وﺷﻔﻊ ﻣرسﻭﻕ ﻟﺮﺟﻞ ﺷﻔﺎﻋﺔ ؛ وﻗﺎل . ﻓﻲ ﺍحلمك ﻫﻮ ﺍﻟﻜﻔﺮ ﺑﺎس
ﺗﺼﺪق ﺻﺎم ﺃﻭ اﻟالم :ر(ﻣﻦ ﻋﻠﻴﻪ اﻟﻨﻲ وﻗﺎل ﻟﻪ ﻓﺮﺩﻩ . ﻓﺄﻫﺪى
ذﻫﺐ ميﻠﻜﻪ ﻣﻦ ﺷﻴﺌﺂ ﺧال وﻣﻦ اﻟﻌﻈﻴﻢ)) ﺁﺛﺮﻙ ﺑﺎﺱ ﻳﺮاﺗﻲ ﻓﻘﺪ
ﻣﺜﻘﺎﻝ ﻋﻴﻦ ﺟﺮﺍﺩﺓ ﻓﻬﻮ ﻣﻜﻮﻱ ﺑﻪ ﻣﻌﺬﺏ ﺃﻭ ﻣﻐﻔﻮﺭ ﻟﻪ .
ﻛﻴﺘﻴﻦ . دﻳﻨﺎرﻳﻦ ﻓﻘﺪ ﺗﺮﻙ ﻛﻴﺔ ﺁﻭ دﻳﻨﺎرأ ﺃﻭ ﺍﻟﻨﺎﺭ ﻗﺎﻝ :ﻭﻣﻦ ﺗﺮﻙ •
• ﻳﺪﺧﻞ اﻟﺠﻨﺔ و ﺣ ﺒ ﻰ ﺣﺶﻳﻘىض ﻋﻨﻪ دﻣﻦ ﻣﺎت وﻋﻠﻴﻪ دﻳﻦ ﻟﻢ
ﻣﻴﻞ ﻳﻤﻦ ﻣﺮﺓ ﻗﻲ وﻟﻮ ﻗﺘﻞ ؛ ﻗﺎل ؟ ﻳﻴﻞ اس وال اﻟﻘﺘﻴﻞ ﻓﻲ ؛ ﻗﺎﻟﻮا
ﺻﻠﻰ ﺍﻟﻠﻪ ﻋﻠﻴﻪ مبﻴﺖ اﻟﻦ؛ي ﺍﻟﻠﻪ وﻋﻠﻴﻪ دﻳﻦ مل ﻳﻠﺞ •ﺍجلﻨﺔ
ﻭﺃيف٠٠
ﻓﻬﻞ ﺗﺮﻙ ﻟﻴﺼﻞ ﻋﻠﻴﻪ ﻓﻘﺎل؛ ﻫﻞ ﻋﻠﻴﻪ ﺩﻳﻦ ؟ ﻗﺎﻟﻮا؛ ﻧﻌﻢ• ﻗﺎل؛
رروﻳﺠﻲﺀ وﻓﺎﺀ؟ﻟﻤﺂا ﻗﺎﻟﻮا؛ ال .ﻗﺎل؛ ﺻﻠﻮا ﻋﻠﻰ ﺻﺎﺣﺒﻜﻢ)) .ﻗﺎل؛
ﺑﻘﺎﺗﻠﻪ ﺑﻴﺪه ﻣﺘﻌﻠﻖ ﻣﻌﻠﻖ ﺑﻴﺪه ﺍﻟﻴرسﻯ ورأﻣﻪ ﺍملﻘﺘﻮﻝ ﻳﻮم ﺍﻟﻘﻴﺎﻣﺔ
ﻓﻴﺘلكﻢ ﻳﺪي اﻟﻠﻪ. ﻳﻮﻗﻔﻪ ﺑﻴﻦ أوداﺟﻪ دﻣﺎ ﺣىت اﻟﻴﻤﻨﻰ مثخشﺐ
ﻫﻮ ﻓالﻥ ﺑﺄﻣﺮ
ﻗﺘﻠﻨﻲ؟ ؛ﻓﻴﻘﻮﻝ ﻗﺘﻠﺘﻪ ﺭﺏ ﻣﻞ ﻫﺬﺍﻓمي ؛ﻓﻴﻘﻮﻝ ﺍﻟﺮﺃﺱ
ﻗﺘﻠﺘﻪ .ﻇملﺎ
:ﻟﻪأوﻓﻴﻘﺎﻝ ﺍﻟﻌﺰ ﻟﻴﻜﻮﻥ
،ﻟﻔالﻥﻗﺘﻠﺘﻪ
آو ،ﺑﺬﻟﻚ ﺃﻣﺮيف
ﻳﺎﻕ إﻟﻰ اﻟﻨﺎر)) .ﻓﻘﻴﻞ اﻟﺠﻤﻊمئ ﻳﻠﻌﻨﻪ ﺁﻫﻞ ﺑﻠﻌﻨﺔ اس ،مث ﺑﺆت
الﺑﻦ ﻋﺒﺎﺱ؛ ﻓﺎﻥ ﻫﻮ ﺗﺎﺏ ؟ ﻗﺎﻝ؛ ﺗﻮﺑﺔ ﻭﺃﻱ ﺗﻮﺑﺔ ﻭﺃيف ﺣني ﺗﻮﺑﺔ ،
هيلع
ﻣﺎت ﻧﺒﻴمك ﻛﺘﺎﺏ ﻭﻗﺪ واس ﻣﺎ ﺑﻌﺪ ﻧﺒﻴمكين ﻭال ﺑﻌﺪ ﻛﺘﺎﺑمك
ﻳﻤﻮت ﻭيف ﻗﻠﺒﻪ ﻭﻗﺎﻝ؛ «ﻭﻣﺎ ﺱ ﺭﺟﻞ ﻧخسهتﺎ .ﺁﻳﺔ اﻟالم ﺭﻣﺎ
ﺭﺍحئهتﺎ ﻭالﻳمش ﺍجلﻨﺔ ﻟﻪ
ﻣﺜﻘﺎﻝ ﺣﺒﺔ ﺹ ﺧﺮﺩﻝ ص ﻛرب مل حتﻞ
ﺍﻟﺪﺭﺩﺍﺀ :ألﻥﺯىن ﻭﺭ(ﻣﻦ ﻗﺎﻝ ال ﺇﻟﻪ ﺇالﺍممﻪ ﻓﻠﻪ ﺍجلﻨﺔ .ﻓﻘﺎﻝ ﺃﺑﻮ
ﺍﻟﺪﺭﺩﺍﺀ )). ﺃﻧﻒﺃيي ﺭمغ
؟؛ﻗﺎﻝ ﻧﻌﻢﻋىل ﺍخلﻤﺮ
ﻭرسﻕ ﻭرشﺏ
ﺃﻫﻞ ﺍﻟﻨﺎﺭ ﺯﻣﺎﻥ ختﻔﻖ ﺃﺑﻮﺍﻫﺎ ﻳﺲ ﻓهيﺎ ﻣﻦ ﻭﻟﺪ ﺁﺩﻡ ﺃﺣﺪ ،ﻭﺗﻘﺾ
ﺍخلﺮﺍﺏ )). ﻧﻘﺾ
ﺋﺰ ﺍﻟﺬﻳﻦ ﻗﺎﻟﻮﺃ ﺇﺫ ﺍﻕ ﻗﺎﺑﻖ ﺛآلإل وﻓﺎ ﻣﻦ ﺇﺙ؛ ﺇال'ﺇحم ﺯﺍﺟﻦ ﻗﺈﻥمئ ﻗﻘﻬﻮﺃ ﻏائ ﻗﻘﻮوئﺫ ﺃمبﺌﺊ ﻓﺬ () ١
ﻳﻔﺎﻳﺆﺭﺫ ﻓﺰﻕ ﺃﻟﻨﺎﺏ ﺍﻟﺘﺠﺦ ﺍﺑﻦ ﺍﺙ ﺫﺑﻚ ﻓﻨﻠﻬﻢ ﺍحمﺎﺯﻯ ﺯﻓﺎﻙ ( ) ٣ﻧﻔﺎين ﺍﺗهيﻮﺉ ﻣﺖ< ﺍﺗﻦ ﺍﺵ
Arşın altından şöyle nida edilir: ،Ey maşeri Eld-i Tevhidi Allah ؛؛izi
atfetmiştir. Siz de birbirinizi affedin. Kunun üzerine birbirlerini affe-
derler ve hepsi cennete girer. ‘O g ü n zâlim elini ısırarak der ki: Keşke Resul-
؛£ birlikte yo l tutsaydım .”120
Başka bir hadiste şöyle buyuruyor: “Mevkıftaki bir gün, elli bin
yıldır. Güneş onların başlarının üstünde bir yayın kavrama yeri ile ucu
arasında ki mesafede durur. Ter içinde kalırlar ve bir müııadi şöyle
çağırır: ‘Birbirinizden v ^ g ^ c e k misiniz, yoksa birbirimizle hesaplaşa-
cak mısınız, ؛Derler ki: ‘Bu sıkıntılara (belalara) ne yapâlimi Bilakis
vazgeçeceğiz’ ve birbirlerini affederler. Allah: “Ben rahmetlilerin en
rahmetlisiyim! Ey Mahşer ehli; sizin günahlarınızı affettim” der. Bu-
nun üzerine cehennem yıktırılır ve topluca cennete girilir.”
Başka bir hadiste şöyle demiştir: “Cehennem ehli için öyle bir za-
man gelecek ki, cehennem kapıları boş boş çarpılır, insanoğlundan hiç
kimse içinde olmaz ve o, ^ede bir olup harap olur.”
ﺃﻣيلﻋﻠﻴمك •
ﺑﺎملﺤﻨﺔ ﻓﻠﻴﻘﻞ ال ﺇﻟﻪ ﺇالﺍﺱ• ﻭﻗﺎﻝ ﺭﺟﻞ الﺑﻦ معﺮ ؛ﺇين ﻟﻘﺒﺖ ﻣﻦ
ﻳﺰمع [ ] ٣٤ﺇين اكﻓﺮ .ﻓﻘﺎﻝ ﻟﻪ ﺍﺑﻦ معﺮ :ﺃﻓال ﻛﺬﺑﺘﻪ ؟ ﻗﺎﻝ :ﻛﻴﻒ
ﻛﺬﺑﺘﻪ . ﺃﻛﺬﺑﻪ ﺧﻔﺖ ﻣﻨﻪ .ﻗﺎﻝ :ﺗﻘﻮﻝ ال ﺇﻟﻪ ﺇالﺍممﻪ ﻓﺈﺫﺍ ﻗﻠهتﺎ ﻓﻘﺪ
أﺳالل İSM^ SIFATI (NİTELİĞİ) VE ANLAMI
HAKKINDA
Sonra ona (fakîhe) başka bir grup gelerek: “im anın ismi, sıfarı ve
anlamı konusunda ihtilaf edenlere ne diyorsun?” dediler. Dedi ki: On-
lardan sakınınız. Onlar bidat ehlidirler. Size imla ettireceğimi yazınız;
ib n M esud şöyle demiştir: ‘Ben miimin olduğuma şahadet ette^-
dim, cennette olduğuma ﺫﻙşahadet ederdim. Kim ben cennettey،n
derse, o ateştedir. Çiillkü Allah: ‘Nefsinizi temize çıkarmayınız ’1 2 3
buyurm uştur.’
Nebi (s.a.): ‘üm m etim den saillere yazıklar olsun’ dedi. ‘Sailler ne-
dir?’ dediler. ‘Filan cennettedir, filan cehennemdedir’ diyenlerdir. Ki-
m in cennette kimin cehennemde olduğunu siz nerden bileceksiniz.
Birinin beraatı için şahadet edilmedikçe insanlar hakkmda hüküm ver-
meyi bırakın. Ta ki, Allah onları kendi yerlerine yerleştirsin’ buyurdu.”
Bunları Şükkak’^ ve Haşeviyye kabul edip inandı. Ve: “Kim istis-
na etmeksizin ben m üminim derse, ٠ bidatçı^îır” dediler. Bazıları da:
“Kim ben m üminim derse hata etmiş olur. “En iyi bilen Allah’tır”
desin. Şayet m ih n e ^ ile onu zorlarlarsa “la ilahe illallah” desin. Bir
adam ib n Om e^e: “Benim kâfir olduğum u iddia eden birine rastla-
dım ” dedi, ib n Omer: “O nu yalaıılamadm mı?” dedi. “Nasd yala^laya-
ymı. 0 (ﺳﺲyani ﺭﺣﻠﻠﻠﻦ؛ﻋﺎ demekten korktum ” dedi, ib n Omer:
“La ilahe illallah” diyeceksin. Bunu söylediğinde onu yalanlamış olur-
sun” dedi.
Necm, 53/32.
124 Şükkak: iman’da istisnayı savunan ve hakken/hakikaten ben müminim
şeklinde söylemeyi uygun görmeyen ve Allah katında gerçek durumun
ne olduğu b ^ m e y e c e ğ in d e n inşallah ben müminim demenin gerekli
olduğunu savunan fırkadır. Bu nedenle imanından şüphe edenler an-
lamında onlara şükkak adı verilmiştir. Ayrıca sahabe arasında vuku bu-
lan olaylar hakkında kimin haklı kimin haksız olduğu konusunda şüp-
heli olanlar için de kullanılır.
125 Mihne: Kişilin inanç ve kanaati dolayısıyla sorgulanıp baskı, işkence ve
zora muhatap olmasıdır.
(0 ﺍملﻘﻮﻳﺔ ﻭﺍﻟﻔاكﻙ يف ﺇﺩﻋﺎﺀ
ﻭﺍﻟﺜاكﻙ ؟ ﺍحلرشﻳﺔ مئ ﺟﺎﺀﻩ ﻗﻮﻡ ﻓﻘﺎﻟﻮﺍ :ﻣﺎ ﺗﻘﻮﻝ ﻓﻴﻤﺎ ﻗﺎﻟﺖ
ﺍﺑﻦ ﻣ ﻌ ﻮ ﺩ ﻗﺎﻝ! ﺍ : أن ﻭﺍﻛﺘﺒﻮﺍ ﺍﻟﺒﻨﻊ آﻫﻞ ﻓﻘﺎل :ﺍﺣﺬﺭﻭمه ﻓﺈهنﻢ
ﺍﻟالﻡجمﻦ ﻣﻔﺮ ﻛﻨﺖ ﻓﻴﻪ ﻭﻗﺪ اكﻥ ﻋﻬﺪﻱ هيلع
ﻗﺪﻣﺖﻋىلﺍﻟﻨيي
ﻳﺼﻠﻲ ﺍﻟﺼالﺓ ﻓريﺩ* c . t . l . v .هيلع ﻭﻫﻮ ﻗﺒﻞ ﺫﻟﻠﺶ ﻧملهيلعيف
ﺍﻟالﻡ ﻓﻌﻠﻴﻚ ﻣﺆﻣﻦ ! ﻟﺒﺜﺖ ؛ ﻳﺎ ﻓﻠﻤﺎ ﻣمل ﻗﺎﻝ :وﻣﺎ ﻓمل ﻳﺮﺩ ﻋﻠﻲ ،
ورﺣﻤﺔ ﺍﻟﻠﻪ.
ﺅﺋﺆ ﺍﻟﺬﻱ ﺍﻟﻠﻪ ﻗﺎل الﺑﻦ ﻣ ﻌ ﻮ ﺩ : ﻋﻤﻴﺮة ﺍحلﺎﺭﺙ ﺑﻦ ﻗﺎل
ﻋﻬﺪ ﻣﺆﻣﻨﻲ (ﺃ) ﻭاكﻥ ﺍﻟﻨﺎﺱ ﻋىل ﻭمي اكﻓﺰ ﻏﻢ ﺛﻢ
وﻫﻞ ﻭﺃﺣاكﻣﻬﻢ ، يف ﺃمسﺎهئﻢ ﻭﺃﺩﻳﺎهنﻢ
ﺍﻟالﻡ ﺃﺻﻨﺎﻓﺎ هيلع
ﺍﻟﻨيب
مبممﺮﻥ ﻓﺎﻋﻞ ﺍﻟﻄﺎﻋﺎﺕ ﻣﻌﻠﻴﻌﺄ ﻭالﻓﺎﻋﻞﺍملﻌﺎيصﻋﺎﺻﻴﺂ الﺣمتﺎﻝ ﺛﺒﻮﺕﻓﺎﻋﻞ ﺍملﺎيص ﻋﻠﻰ ال
•
ﺍﻟﻘﺮﻳﺔ
HAŞEVVİYYEVE ŞÜKKAK'IN İDDİALARI HAKKINDA
1ﺖTcğabûn,
ﻫ 64/2.
حمﺮﺍﺭمبﻦ ممﺮﺭمسﺎين ﻛﺘﺎﺏﺍﻟمثﺮﻳﺶ
ﺍﻟالﻡ هيلع
ميهيﻢﺍﻟﻨيب رشﻛﻬﻢ ﻣﻦ ﺍﺳملﻮﺍ ﺇﺫﺍ
لكﺍﻟﻨﺎحمﻰ
ﺍﻟﻠﻪﺗﺬحب
ﻋﺒﺪ ملﺎ
ﻳﺎ ﻫﺬﻩ ﺁﺧﺮ ؛ﻓﻘﺎﻝ
ﺃجمﺆﺱ مئ ﺃﻧﺖ
جمﺮ ﺑﻪ
[ . ] ٣ ٥ﻓﺬحبﻬﺎ ﻭﺍحلﻤﺪممﻪ
ﻓﺎﺫحبﻬﺎ .؛ﻗﺎﻝ ﺍﻟﺸﺎﺓ ؟؛ﻗﺎﻝ ﻧﻌﻢ
ﺍململﻴﻦ))• ﻭﺭﺭﺇﻥ ﺍﻟﻠﻪ ﺟﻌﻞ ممﺎمك ﻋﺒﺎﺩ ﺍﻟﻠﻪ ﺍملﺆﻣﻨني ﻋﺒﺎﺩ ﺍﻟﻠﻪ
ﺍجلﺰﻳﺔ ﻋﺼﻤﺔ دم ﺍﻟاكﻓﺮ ﻭﻣﺎﻟﻪ ﻭﺣﺮﻣﻪ .ﻭﺟﻌﻞ ﻗﻮﻝ ال ﺇﻟﻪ ﺇال ﺍﻟﻠﻪ
ﺍمسﻦT T l / T (،
) ﺳﺪ ﺑﻦ ﺳمل ،ﺍﻧﻈﺮ :ﺍﻟاكﺷﻒ ﺍألﻣني ﺹ ﺟﺮﺍﻣﺮ ﺍحصﺎﺏ ﻏﻴالﻥ ﺍﻟﻐﻴالﻳﺖ: () ١
Sonra ona (fakîhe) başka bir grup gelerek: “Bu rivayetlerden btü-
rü kavmimizden bir kısmı diğer bir kısmınm kâfir ve müşrik olduğuna
şahitlik ediyor. Kanını, malım, ırzım ve esir alınıp köle edinmesini
ﺀ helal görüyor” dediler.
وﺑﻤﻮﺗﻮن[األ
ﻣﺤﻘﻮﺛﺊ اق(ﺀ)4
زؤش ﻧﺄﻟﻢ ﻟﻖ ﺧﻠﻖ اﺻﺎزاج ؤاآلدض
ﻭﺍﻟﺘﺄﻭﻳﻞ وﻫﻢ ﺍﻟﻐﻴالﻧﻴﺔ ﻭﺩﺍﻧﻮﺍ ﺑﻪ. ﺍﻟﺘزنﻳﻞ ﻣﻦ
ﻭحنﻮﺫﻟﻚ
ﺳﺖ• :
٢١ ( )٢حمﻮﺭﺓ
ﻣﺮﺟﺌﺔ ﺧﺮﺍﺳﺎﻥ .ﺣﻘﺎﺋﻖ ﺍملﻌﺮﻓﺔ( ﺍ /معﻪ)< ﺟﻬﻢ ﻳﻦ ﺻﻔﻮﺍﻥ :ﻭﻳﻘﺎﻝ ﻟﻬﻢ ﻧ ﺒ ﻮ ﺍ إﻟﻰ ( ) ١ﺍجلمهﺒﺔ:
ﺍألﻧﻔﺎﻝ.٧ :
• ﺃ)ﻣﺮﺓ (
رصﺓﺍمنﻞ. ١٠٦ : (ﻡ )
lw ŞÛrt,4»/H.
رصﺟﺌﺔ ﺍﻟﻜﻮﻓﺔ ﻭﺍﻟﺒرصﺓ
من ﺟﺎﺀﻩ ﻣﺮﺟﺌﺔ ﺍﻟﻜﻮﻓﺔ ﻭﺍﻟﺒرصﺓﻓﻘﺎﻟﻮﺍﺕ ﻣﺎ ﺗﻘﻮﻝ ﻓميﺎ ﻗﺎﻟﺖ
ﺍﻟﻐﻴالﻧﻴﺔ ؟ﻭﺍجلمهﻴﺔ ﻓﻘﺎﻝ ﺍﺣﺬﺭﻭمه ﻓﺎهئﻢ ﺁﻫﻞ
ﻭﺍﻟﻀالﻝ ﺍﻟﻴﻔﻊ
ﺍﻟالﻡ ﻗﺎﻝ ( :ألﻣﺮﺕ ﺃﻥ ﺃﻗﺎﺗﻞ ﺍملﺎﺱ ﺣﺶ ﻭﺍﻛﺒﻮﺍ ﺍﻥ ﺍﻟيبهيلع
ﻳﻘﻮﻟﻮﺍ :ال ﺇﻟﻪ ﺇالﺍﺱ ﻓﺈﺫﺍ ﻗﺎﻟﻮﻫﺎ ﻋﺼﻤﻮﺍ ﻣينﺩﻣﺎﺀمه ﻭﺃﻣﻮﺍهلﻢ ﺇال
ﺭﺣﺎهبﻢﻋىل ﺍﻟﻠﻪ )). حبﻘﻬﺎ
ﺍﻟﻠﻪ ﺃﻥ ﺍﺧﺬ ﻭ
ﺃﻋىط ﺑﻪ ﺗﺎﻝ ( :ﺭﻫﻮ ﻗﻮﻝ ال ﺇﻟﻪ ﺇال ﺍﻟﻠﻪ
ﺃﻣﺮىن ﺑﻪ
ﺻﺪﺍﺍﻟيغ. ٢٦ :
(ﺍ)
( )٢ﻣﺮﺍ ﺍﻟﺮﻡ؛ . ١٨ - ١٧
küfe ve B a s r a M ü r c İ e' sİ
ﻟﻴﺲ ﺑﺪﻳﻦ ﻭال ﺇميﺎﻥ ﻭال ﻋﺒﺎدة .ﻭﻟﺬﻟﻚ ﺍﺛﺒﺘﻮﺍ أﺟﻤﻊ ﻭﺍﻟﺴﻞ ١٠
ﻳﺘﻔﺎﺿﻞ ﻓﻴﻪ ال اﻟﺪﻳﻦ وزﻋﻤﻮا ﺍﻥ اﻟﺪﻳﻦ ‘ اﻣﻢ اﻟﻌﺎﺻﺒﻴﻦ ﻟﺠﻤﺢ
وﻳﻌﻤﻞ ﺍملﻨﺔ ﻭخيﺎﻑ وﻳﺮﺟﻮ ﺛﻮﺍهبﺎ ﺍملﺆﻣﻦ ﺇﺫﺍ معﻞ محﻨﺔ رسﺗﻪ
ﻋﻘﺎهبﺎ ))
ﻣﺪاﻣﻤﺎ؛ . ١٧٧
را )
59 Kltabu't-Tahriş
Bir adam Ebu Zerr’e imam sordu. Ebu Z err ona şu ayeti okudu:
Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Lâkin ،ısıl iyilik, Allah'a,
ahret gününe, meleklere, K itab’a, peygam berlere inanan ve malını seve seve
20 yakınlarına, yetim lere, düşkünlere, yolculara, yoksullara ve köleler uğrunda
harcayan, n a m a z kılan, zeka t veren ve söz verdiğinde ahdine vefa gösterenler,
zorda, darda ve savaş alanında sabredenlerdir. İşte onlar m uttaki olanlar-
d ır.’146 Adam: ‘Ben sana iyiliği sormadım ki’ dedi. Bunun üzerine Ebu
Zer şöyle dedi: ‘Bir adam N ebi’ye (a.s.) geldi ve senin bana sorduğunu
25 sordu. O da benim sana okuduğum u ona okudu. Adam: ‘Ben b in i
(iyiliği) sormadım’ dedi. Senin bana karşı çıktığın gibi o da karşı çıktı.
N ebi (a.s.): ‘Bana yaklaş’ dedi, o da yaklaştı. ‘M üm in bir iyilik yapn-
ğında m utlu olur ve sevabım um ar, kötü bir iş yaptığında cezasından
korkar’ buyurdu.
١ﻣﺮﺭﺍﻫﺮﻣﻒ؛. ١٠١
()
.٨٠ ﺭﺃ)مسﺮﺍﺁﻝ
K،tabu't-T«hri| Amr
ﺍإلﻳﺬ ﺑﻦ ﺫﺭﻳﻪ ﺇﺫﺍ من ال ﻳﺆﺑﻨﻮﻑ ﺑﺎآلﺧﺮﺓ ﻧﺈﺫﺍ ﻧﻜﺰ ^^ ١
ﻭهلﻮﺍ ﻣﻦ ﺍﻟﺬﻳﻦ ﺇﺫﺍ ﺫﻛﺮﺍﺱ ﻭﺣﺪﻩﻛﻔﺮمت ﺯﻥ ﻗﻨﺜمبﺰﻭﺫ-ﻩ
٦٨ حمﺮﺍﻥ؛
ﺍ)حمﺮﺭﺓﺁﻝ
(
رم ) ﺳﺎاﻟﺰر؛ ﻣﺎ .
M Ü R T E K İB -İ K e b a İ r (B ü y ü k G ü n a h ! ^ e e y e n )
H A K K IN D A
Sonra ona başka bir grup gelerek: “Sen bir gruba, ikrar ettikten
sonra o grup haramlan işleseler ve amel yapmasalar bile mümin oldukla-
nnı; diğer bir gruba ise (bu gibi işleri yapanlarur) kâfir olduklarmı riva-
yet ettin. Biz nerede duraeağız? (doğrusu nedir?) Dedi ki: “H er iki gru-
bun sözünden s a k ın ın ız ! Onlar bidat ve dalalet ehlidirler. Size dikte
ettiğimi yazınız; ,Peygamberini ve unun{،، beraber olan müm inleri Allah'ın
utandırmayacağı o gün, nurları önlerinde ve defterleri sağlarından verilmiş ola-
1ﻉderler: Rabbimiz! Bize nurum uzu ﺳﻪﺀ1ﻩve bizi bağışla, sen
ra k yü rü y ü p ﻣﻪﺀ
her şeye Kadir'sin.’149 ‘Allah'a ve peygamberlerine im an edenler, i؟،e onlar.
Rahlen yanında sıddıklar ve şehitlerdir. Onların m ü kâ fa tla n ve n u rla n var-
d.ır.’1S0 ‘Allah, im an edenlerin mevlasıdır. Kâfirlerin ise m evlalan yo k tu r.’151
A llah M üm inlerin velisidir.’152 Allah facir ve fasıkın velisi (dostu) değildir.
‘Allah, tek anıldığında ahrete im an etmeyenlerin yürekleri burkulur. O ’ndan
başkalan anıldığında ise hemen sevince kapılırlar.’153 Onlar bu ayetlerde zik-
redilenlerden değillerdir. Aynca 0 ممﻚA ﺇllah ،eh anıldığında inkâr ettiniz.
ﻣرشﻛني ﻭال ﻛﻔﺎﺭ ،ﻓﺈهنﻢ ﻟﻴﺴﻮﺍ ﻣﻦ ﺍملﻨﻜﺮﻳﻦ ﻟﻠﻪ ﻭمبﺎ ﺟﺎﺀ ﻣﻨﻪ ،ﻭ
ﺍملﻨﺘﻔﺎﺕ ﻭال متﻮمه ﺑﺎﻟﻄﻴﺐ ﺍﻟﺬﻱ ﻟﻴﺴﻮﺍجمﻦ ﺁﻫﻞ ﺍألﺩﻳﺎﻥ
ﻣﻦ • ﻭﻟﻜﻦ ﺳﻮمه مبﺎ ﻓﺮﺽ ﺍﻟﻠﻪ ،؛] ﻟﻠﻬﻠﻴني [ ﺁ ﻓﺮﺽ ﺍﻟﻠﻪ
ﺍخلﺒﻴﺜني ﻟﻠﺨﻴﻴﺜﺎﻣﺚ ،مم ﻮ مه جفﺮﺓ ﻓﺴﻘﺔ • ﻓﻬﺬﻩ ﻣزنﻟﺔﺑنيﻣزنﻟﺘني
ﻭﺍﻟﺘﺄﻭﻳﻞ ﻣﻌزتﻟﺔ . ﻓﻘﺒﻠﻮﺍ ﻗﻮﻟﻪ ﻭﺻﺎﺭﻭﺍ هبﺬﺍ ﺍحلﺪﻳﺚ ،ﻭﺍﻟﺮﻭﺍﻳﺎﺕ
54 M ü’min, 40/12.
55 Bakara, 2/14.
؟٠Âl-i imrân, ﻭ/ ﻭﺍﺍ.
57 Bakara, 2/14.
58 Furkân, 25/67.
59 el-menzile beyne’l-menzileteyn: Mutezüenin beş esasından biri olup
büyük günah işleyen kimsenin tövbe etmedikçe ne kâfir ne de mümin
olarak isimlendirüemeyeceği ve tövbe etmeden ölürse cehennemde ka-
lacağmı ifade eder.
يف ﺍﻟﻨﻔﺎﻕ ﻭﺍﻟﺸﻖ
مث ﺟﺎﺀﻩ ﻗﻮﻡ ﺁﺧﺮﻭﻥ ﻓﻘﺎﻟﻮﺍ :ﻣﺎ ﺗﻘﻮﻝيف ﺍﻟﻨﻔﺎﻕ ﻣﻊ حمﻤﺪ
ﺍﻟالﻡجمﻦ ﺍملﻨﺎﻓﻘني ﻭﺍملرشﻛني ؟ ألﻥ ﺍملﻨﺎﻓﻖ ﻣﻘﻤﺊﻳﻜمت هيلع
ﻳﺪ ﻭمه ﻳﻌﻄﻲ ﺍجلﺰﻳﺔ ﻋﻦ ﻭﺍملرشﻛﻮﻥ ﺃﺻﻨﺎﻑ ﺑﻌﻀﻬﻢ ﻧﻔﺎﻗﻪ
ﺻﺎﻏﺮﻭﻥ ،
ﺣﺮﺏ ﻭﺑﻌﻀﻬﻢ ﻭﺑﻌﻀﻬﻢ ،ﺍململﻴﻦ جيﺎﻫﺪ
Sonra ona başka bir grup gelerek şbyle dedi: “M ünafık ve Müşrik-
lerin M uhamm ed’e (a.s.) karşı nifakları hakkında ne diyorsun? Çünkü
münafık baskı altında olup ﺍالﻡ؛ﺍﺍ gizler.160 M üşrikler ise birkaç çeşit-
5 tir. Bazıları boynu bükük cizye verir. Bazıları harbi olup Müslümanlar-
la savaşır. Bazıları da m ürted olup zelildir, öylece bırakılmayı^ hakkm-
da hüküm verilmiştir, işte b u n la r ﻇﺎﺍﺳﺎﺍN ebi (a.s.) şöyle demiştir:
“Benden sonra üm m etim hakkında m üm in veya kâfir hususunda ben
korkmuyorum. Çünkü m üminin imam onu alıkoyar. Kâfirin küfrü de
10 onu kontrol altına alır. Fakat ben sizin için dili iyi Yıllanan, bildikleri-
nizi söyleyen ancak yaptıklarınızı reddeden münafık veya facir kişiden
korkarım”. Yazınız; Musab b. Sa’d b. Ebi Vakkas şöyle demiştir: “Ben
babamdan M ushaf'ı öğreniyordum ‘Am elce en çok hüsrana uğrayanları
size haber vereyim m i’161 ayetine gelince ‘Babacığım bunlar kimlerdir?
15 Hariciler ve Ehl-i Kıble’nin facirleri (günahkârları) mıdır?’ dedim.
Dedi ki: ‘Hayır, onlar Elıl-i Kitap’tırlar. Yahudiler, M uhamm ed’i inkâr
ettiler, Hıristiyanlar ise cenneti inkâr ederek içinde yiyecek ve içecek
olmadığım sö)'led؛ler.” Fasık ﺳﺎﻩzikredilenlere gelince; ‘Söz verip
pekiştirdikten sonra A lla h ’ın ahdini bozanlar, Allah'ın sürdürülm esini em retm iş
20 olduğu ilişkileri kesenler ve y e ryü zü n d e fesa t çıkaranlar,،ﺡﺀﺃhüsrana uğrayan-
lar onlardır.’162 Sa’d bunları fasık olarak isimlendirir ve şöyle derdi:
رأ؛ ﺍﻟﺬﻳﻦ ﺁﻗوئﺍ ﺯجغﻠﻮﺍ ﻧﺠﻌﻞ ر ١؛ ﻳﻘﻮال ﺣﻴﺚ ﻫﻢ ﻣﻦ
ﻗﺨﻜﺨﻮذ.ﻳﻤﺮ ٢
يفﺍألﻣﻞ؛ ﺍﺹ
()٢
رداص؛ .٢٨ () ٣-
. ملﺎﻣمئﻢﻡ
Klt*bu't-T،hrij b. Amr
ﺳﺎﻣﺮا؛ﻣﺞ
(ا )
ﻣﺮﺍﺍملﺪ؛ , ١١ ( ﺃ)
Kitabu't-Tahri» Dırârb. Amr
ﺫﻛﺮﺕ ﺍﻟﻨﺠﻮﻡ ﺭﺇﺫ1 ﻓﺎﻣﻜﻮﺍ ، ذﻛﺮ ﺍﻟﻘﺪﺭ ﻓﺎﻣﻜﻮﺍ ،ﻭﺇﺫﺍ ﺃحصﺎيب
ﻳﺪه ﻟﻮ ﺃﻥ ﺃﺣﺪمك ﺃﻧﻔﻖ ﻣﺜﻞ ﺃﺣﺪ ﺫﻫﺒﺎ ﻣﺎ ﺑﺰﻍ حمﺬ ﺃﺣﺪمه ﻣﺤﻤﺪ
ﺗﻀﻠﻮﺍ ﻣﺎ ﻛﺎﻟﻨﺠﻮم ﻟﻦ ((أﺻﺤﺎﺑﻲ وﻗﺎل : وال »ﻋﺸريﻩ . منﻴﻔﻪ ﻭال
متﻜمت هبﻢ ﻭﺑﺄهيﻢ ﺍﻫﺘﺪﻳمت ﺍﻫﺘﺪﻳمت .وﻣﺎ ﻳﺪﺭﻳمك ﻟﻌﻞ ﺍﻟﻠﻪ ﺍﻃﻠﻊ
ﻋﻠهيﻢ ﻓﻘﺎﻝ :ﺍمعﻠﻮﺍ ﻣﺎﺷﺌمت ﻓﻘﺪ ﻏﻔﺮﺕﻟمكﻋىل ﻣﺎ اكﻥﻓﻴمك)).
ﺑﺮ ﻭﺍﺭﺻﻠﻮﺍﻋىل
لك ﻭﻓﺎﺟﺮ »• ﻭﻗﺎﻝ « :ﺻ ﻠ ﻮ ﺍ ﺧﻠﻒ لك ﺑﺮ
ﻭﻓﺎﺟﺮ » .ﻭﻗﺎﻝ؛ ((ﺍﻟﻮالﻳﺔ ﺑﺪﻋﺔ ﻭﺍﻟربﺍﺀﺓ ﺑﺪﻋﺔ ﻭﺍﻟهشﺎﺩﺓ ﺑﺪﻋﺔ ».
ﺗﺒﻮﺍ ﺃﻣﺮﺍﺀمك ﻭال ﺗﻠﻌﻨﻮمه ،ﻓﺈهنﻢ ﺍملﺮﺁﺀ ﻟﻌﻠﺔ ﺧربﻩ • ﻭﻗﺎﻝ؛ ((ال
ﺃمعﺎهلﻢ)). ﺇىل ﻣﺎ ﺻﺎﺭﻭﺍ ﺇﻟﻴﻪ ﻣﻦ أﻣﺤﻮا
يثﺀ» .ﻭﻗﺎﻝ ﺃﺑﻮ ﺍﻟﻨﺎﺱ يف ﻟﺰﻡ ﻏﺎﺭﺃ ،مت مل ﻳﻜﻦ ص [ ] ٤ ٥
ممﺎﺭﻳﺂ.ﻭﻛىف ﺑﻚ ﻇﺎملﺄ ال ﺗﺰﺍﻝ ﺍﻟﺪﺭﺩﺍﺀ؛ﻛىف ﺑﻚ ﺇمئﺄ ال ﺗﺰﺍﻝ
»•ﺗﻠﻘﻮيف
Hiçbir şey dil kadar ﺳﺎس bir hapse (susmaya/tutmaya) daha fazla
muhtaç değildir. Lokman: ‘Susmak bir hükümdür. Konuşmak gümüş-
se, susmak altındm’ N e çok yerici ol ne de lanet okuyan م1. اNebi’den
(a.s.) gelen haberden dolayı münakaşa etmeyi bırak. Yöneticilerinize
sövmeyin ve onlara lanet okumayın. Çünkü onlar göçüp gitmiş ve
amellerine kavuşmuşlardır. Nebi (a.s.) şöyle buyurmuştur: ‘insanların
cehenneme yüzüstü gümelerinin nedeni, ﺀه،ض ﻟﻞ؛kazandığmdandır.
Öyle bir zaman gelecek ki, insmların en faziletlimi bir mağaraya girip
insanlarla ilişkisini kesen olacaktır’ buyurmuştur. Ebu Derda şöyle
demiştir: ‘Günah olarak senin sürekli tartışmacı/münakaşacı olman
yeter. Sürekli hasım ه1ﺳﺲ da zâlim biri olman için yeter, insanların
ayıbım araştırmayı bırak, kendi ayıbına bak. Bunu yaptığında kendi
nefsinle uğraşmış olursun.’ V e şöyle dedi: ‘Dini ikame eden iyi veya
facir bir imamın olması gerekir. Çünkü Nebi (s.a.) şöyle buyurmuşmr:
‘Allah Dinini facir bir kimse ile ve huysuz bir kavim ile destekler.’ V e
şöyle buyurmuştur: ‘Benden soma sünnetimi takip etmeyen ve hidaye-
time uymayan bir kavim olacaktır.’ Dediler ki: ‘Çözüm nedir?’ Buyur-
du İti: ‘Sizi beş vakit namazdan alıkoymadıkları müddetçe onları bira-
kınız (onlara bulaşmayınız).’ V e şöyle buyurmuştur: ‘E y Ensar toplu-
luğu! Hoşlamnadığmız birçok iş ve eylem göreceksiniz. Ahirette bana
varmcaya dek sabredin.’
ﻭﻣزتﺹ ﻭﺣﺸﻮﻳﺔ
ﻭﺣﻴﺔ
Kitabu't-Tahri؛ I, Amr
Bir Adam ibn Ömer’e: ‘Bu facir ve fasıkm arkasında namaz kılalım
mı?’ diye sordu. Dedi ki: ‘Ağır ol! Sultan, Allah’m yeryüzündeki gölgesi-
dir. Ona itaat eden doğru yola girer,
ona isyan edip karşı çıkan helak olur. Namaz Allah’ın üzerime farz
kıldığı hir farzdır. Onu bir facirin benimle birlikte namaz kılmasından
dolayı bırakacak değilim. Onların arkasında namaz kılınız ve verdiğiniz
mallarla şarap içip, malları dini yıkmak için harcasal-ar da mallarınızın
zekâtım onlara ödeyiniz, üm eyye Oğullarının arkasmda namaz kılınız.
Sıffin savaşmda öldürülenler sorulduğunda H z. Ali: ‘Bizim mümin
kardeşlerimiz’ sözünü söylemişti.
ﻭﺍﻟزتﺻﺘني
ﻭﺍﻟﺼﻤﺘﻴﺔ ﺍحلملﺔ ﺻﻨﻒ ﺁﺧﺮ ﻓﻘﺎﻟﻮﺍ :ﻣﺎ ﺗﻘﻮﻝ يف مث ﺟﺎﺀﻩ
ﻓميﺎ ﺑﻴﻨمك ﻭﺑني ﺭﻳمك)) .ﻭﻗﺎﻝ :ﺭﺭﺇﻥ جمالﺗمك ﻗﺮﺑﺎﻧمك ﺇىل ﺭﺑمك
ﻓال ﺗﻘﺪﻣﻮﺍﺑني ﺃﻳﺪﻳمك ﺇال ﺧﻴﺎﺭمك)).
ﻭﺗﺎﻝ؛ «ﺃميﺎ ﺃﻣريﻇمل ﻓﻬﻮ ﺧﻠﺢ ،ﻭﺁميﺎ ﺃﻣريﻇمل ﻓال ﺇﻣﺮﺓ ﻟﻪ،
ﻋﻠهيﻢ ﺃﻓﻀﻞ ﺍململﻴﻦ ،مئ ﻟﻴﻮﻟﻮﺍ حبﻔﺮﺗﻪجمﻦ ﻓﻠﻴﺌﺘﺨﺮ ﺍﻟﻠﻪ ﻣﻦ
ىلص
لوسر
ﻓﺬﻟﻚ ﺍألﻣري ﺣﻘﺎ ﺍﻟﺬﻱ ﺃﻗﺮﻩ ﻓﺈﺫﺍ ﺃﻣﻬﻢ ﻓﻬﻮﺃﻣريمه»،
ملسو .ﻭﺇﻥ ﻋﻠﻴﺎ ملﺎ ﻭﺟﻪ ﻭﻓﺪﻩﺇىل ﻣﻌﺎﻭﻳﺔ ﻗﺎﻝ هلﻢ؛ ﺻﻠﻮﺍ
هيلع
ﺍﻟﻠﻪ
ﻭﺍﺟﻌﻠﻮﺍ ﺻالﺗمك ﻣﻌﻪ ﻧﺎﻓﻠﺔ ﻟمك ﻓﺈﻥ ﺍﻟﻠﻪ ال ﻳﻘﺒﻞ ﺇال يف ﺭﺣﺎﻟمك،
ﺍﻟﺼﻒ ﺭﺟال ﺃﻧﻜﺮﻩ يف ﻭﺭﺃﻯ معﺮ ﺍﻟﻔﺎﺭﻭﻕ [ ] ٤ ٨ ﻣﻦ ﺍملﺘﻘني . ١٠
ﺗﺒﻞ ﺍإلﻣﺎﻡ ﺃﻭ ﻳﺮحل ﺭﺃﺳﻪ ﻗﻴﻞ ﺍإلﻣﺎﻡ .ﻓﺈمنﺎ ﺍﻟﻨﺎﺱ ﺃﺷﺒﺎﻩ ﻳﻘﺘﺪﻱ ﺍآلﺧﺮ
•ﺑﺪﻟﻚ ﺭﺍملﺘﺘﺪﻣني
Kltabu't-Tâhrl« ٠١١٢٠٢b, Amr
ﺍﺗﺮﻙ ﺃﻟﻒ ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺩﻳﻨﺎﻳﻌمل ﺍﻟﻠﻪﺇين ﻛﻨﺖ ألن ممﻌﻮﺩ : ﻭﻗﺎﻝ ﺍﺑﻦ
Sonra o a ba؟ka bir grup gelerek: “ Borçlu olduğu halde ölen kim-
se için ne dersin? <ﺋﻲﺀﺳﻴﺢ birileri, Nebi’nin (a.s.) borçlunun namazını
kıldırmadığını ve borçlunun cennete girmeyeceğin söylüyor.” Dedi ki:
“ Onlardan sakınınız. Onlar bidat ve dalalet ehlidirler. Yazınız ؛Nebi
(a.s.) ؟öyle buyurmuştur: ‘Kim (ölür de) geride mal bırakırsa, ٠ mal
varislerinedir. Kim geride çoluk çocuk veya borç bırakırsa, onlar Al-
lah’a ve Resülü’nedir. Ben mevlası olmayanın mevlasıyım ve varisi
olmayaıun varisiyim ve onun diyetini ben öderim.’
وﻳﻘﺮﺿﻬﻢ
ﻭﻳﻘﺮﺿﻬﻢ :ﻓﻘﺎﻟﻮﺍ
ﻓﻘﻴﻪ ﻳﺎ ﺱ ﻳﻌﺎﻣﻞ ﻭﻣﻦ مت
ﺍﻟﺘﺠﺎﺭ ﺟﺎﺀﻩ
يف ]،ﺃ
ﺃﻣﻮﺍﻟﻨﺎ
[ ﻭﺁحبهتﺎ
ﺭﻭﻳﺖ ﻣﺎ ﻫﺬﺍ ﺍﻟﺬﻱ
؟ﻟﻐﺮﻣﺎﺋﻨﺎ
ﻟﻠﻨﺎﺱ
ا > ﻣ ﻈ ﻤ ﺎ أل ﺿ ﺴ ﺸ ﺲ <
T üccarlar ve İ n s a n l a r l a TİCARİ İLİŞKİDE
B u l u n u p O n l a r a B o r ç V e r e n l e r HAKKINDA
ﻭﺍﻟﺼﺪﻗﺔ
ﻭﺗﻌﺖ ﺭمبﺎ ﺇىل حلﺎﺟﺔ، ﺍﻟﻘﺮﺽ
جيﻴﺌﻚ ال ﺻﺎﺣﺐ ﺇال
ﻧﺴﻲ borç isteyen sana ancak muhtaç olduğu için gelir. Sadaka ise
bazen muhtaç olmayana da gider.” V e şöyle dedi: “ Borçlunun borcunu
ödemeyi geciktirmesi zulümdür. صBorçluya borç vermek; birinin ona
sadaka vermesinden daha hayırlıdır. Kim borç verirse borcu ödenene
kadar sevabı k a t l a n ı r ”
ﻭﺍﻟﻀالﻝ .ﻗﺎل ﻋﺒﺪ ﺍﻟﻠﻪ ﺑﻦ ﺍﻟﺒﻠﺢ ﻓﺈﻧﻬﻢ آﻫﻞ ﻓﻘﺎﻝ؛ ﺍﺣﺬﺭﻭمه
ﻭﺍﻧﻘﻄﻌﺖ ﺑﻌﺪ ﺑﻠﻐﺖ ﺣﻴﺎﺗﻪ ﺍﻟالﻡ ﻗﺪ ﺩﻋﻮﺓﺍﻟﻨيبهيلع آن معﺮ :
ﻭﻛﺬﻟﻚ جيﺐ ﺍﻟﺪﻋﺎﺀ . ﻣﻮﺗﻪﺇىل ﻳﻮﻡ ﺍﻟﻘﻴﺎﻣﺔ ،ﻓالﻳﺪىع ﻋﺪﻭ ﻭال
ﺍﻟﺪﻋﻮﺓ زﻋﻢ أن ﻓميﻦ ﺗﻘﻮل ﺁﺧﺮﻭﻥ ﻓﻘﺎﻟﻮﺍ :ﻣﺎ مئ ﺟﺎﺀﻩ ﻗﻮﻡ
ﻗﺪ ﺍﻧﻘﻄﻌﺖ ﻓال ﺩﻋﻮﺓ ؟
Sonra ona başka bir grup gelerek: “ Davetin kesildiğini ve artık da-
vetin olmadığım iddia edenler hakkında ne dersin?” dediler. Dedi ki:
“ Onlardan salommz. Onlar bidat ve dalalet ehlidirler. Yazınız; Nebi
(a.s.), Ali b. Ebi Talib’i bir seri)^enin başında göndererek ona şöyle
dedi: ‘E y Ali, onları davet etmeden ve uyarmadan onlarla savaşma,
çünkü ben bununla gönderilip emredildim.”
ممﻴﻠﻬﻢ ﻗﺎل ؛ ﺧﻠﻮا . أﺣﺪ ﺫﻟﻚ آﻣﺮك ﻭال ﺩﻋﺎﻧﺎﺇىل ﺑﻠﻐﻨﺎ ﻣﺎ ﻭﺍﺱ
ﺣﺶ ﺗﺼﻞ ﺇﻟهيﻢ ﺍﻟﺪﻋﻮﺓ ﻓﺎن ﺩﻋﻮيت ال ﺗﻨﻘﻬﺈﻉﺇىل ﻳﻮﻡ ﺍﻟﺒﻴﺎﻣﺔ،
ﺍﻟالﻡ :ﺅﻭﺃﻭيج ﺃﺟري ﺍملﺴﺘﺠريمث ﺃﻛﺮﺭ ﺍﻟﺪﻋﻮﺓمئ ﺗالﺭ ٢هيلع
ﺍخلﻄﺎﺏ زﺗﻦ ﺑﺰﻏﻪ)).ﺭ ؛ ﻭﺍﻥ ﻋﻤﺮ ﺑﻦ ﺍﻟزئﺁﺫ ألﻧﺬﺭمك ﺑﻪ ﺇﻟيف ﻏﺬﺍ
ال ﻳﻘﺎﺗﻞ ﺣﺘﻰ ﻳﺪﻋﻮ ﻭﻳﻘﺮﺃ ﻋﻠهيﻢ ﻛﺘﺎﺑﺎ .ﻓﻘﺒﻞ ﺫﻟﻚ ﻗﻮﻡ ﻭﺩﺍﻧﻮﺍ ﻛﺎن
ﺍآلﺧﺮﻳﻦ . ﺑﻪ ﻭﺧﺎﻟﻔﻮﺍ
وﻗﺎل •))
ﻭﻣﺺ ﺑﻦ ﻣﺮمي ﻭﺩﺍﻫﻨﻮﺍ ﻓﻠﻌﻨﻮﺍﻋىل ملﺎﻥ ﺩﺍﻭﻭﺩ اﻟﻜﻔﺎﻳﺔ
ﺍﻟالﻡ :ﺭﺭﻗﻞ ﺍحلﻖ ﻭﻟﻮ اكﻥ ﻣﺮﺍ ﻭﺇﻥ ﺧﻔﺖ ﺍﻟﻘﺘﻞ ،ﻭال اﻟﻨﻲ
هيلع
ﻏﺆﺑﺖ» .ﻭ(ﺭﻣﺎجمﻦ لكﻤﺔ ﺍﻋﺪﻝ ﺧﺆﺋﺚ ﺃﻭ ممﺮﻙ ﺑﺎس ﺭﺍﻥ ﻗﺘﻠﺖ ﺁﻭ
ﺟﺎﺋﺮ)). ﺇﻣﺎﻡﺃﻭ
ﺍﺣﺐ ﺇﻟﻴﻪ ﻣﻦ لكﻤﺔ ﺣﻖ ﻋﻨﺪ ﻃﻄﺎﻥ ﻋﻨﺪ ﺍﺱ
ﻭال
ﺑﻪ . ﻭيف حنﻮ ﺹ ﻫﺬﺍ ﺍحلﺪﻳﺚ ،ﻭﺍﻟﺘﺄﻭﻳﻞ ﻓﻘﺒﻠﻪ ﺍألﺯﺍﺭﻗﺔ ﻭﺩﺍﻧﻮﺍ
إﻧﻤﺎ ﺑﻴﺪﻩ أو ﺑﻴﺪﻱ األﻣﻄﻮاﻧﺔ ﻫﺬﻩ أﻣﺤﺖ ذﻟﻚ ﻓﻘﺎدت ﻣﺎ أﺑﺎﻟﻲ
ﻭﻟﻴﺴﺘﺎ ﺑﺎﻟملﺎﻥ . ﺑﺎﻟﻘﻠﺐ ﺍﻟﺒﻴﻌﺔ
172
N ah l,6 ا6/ ﻫﻞ.
ل7ل
Âl-i im rân, او2 ة.
ا7م
Bakara, z/173.
يف ﻗﺘﻞ اﻟﻨﺴﺎﺀ واﻟﺼﺒﻴﺎن
ﻭﺍﻟﺼﻴﻴﺎﻥ ؟ ﻓﻘﺎﻝ ﺍملﺎﺀ مث ﺟﺎﺀﻩ ﻗﻮﻡ ﻓﻘﺎﻟﻮﺍ؛ ﻣﺎ ﺗﻘﻮﻝيف ﻗﺘﻞ
ر ا ) س ﺀ ا ﺑ ﻤ ﺮ ا؛ ٠١٩٣
KADIN ve ÇOCUKLARIN ÖLDÜRÜLMESİ HAKKINDA
ﺍألﺯﺍﺭﻓﺔ اﻣﺘﺤﻠﺖ ﺻﻨﻒ آﺧﺮ ﻓﻘﺎﻟﻮﺍ :ﻣﺎ ﺗﻘﻮﻝ ﻓميﺎ مثﻢ ﺟﺎﺀﻩ
ﻭﺍملﻨﺼﻮﺭﻳﺔجمﻦ ﻗﻞ ﺍملﺎﺀ ﻭﺍﻟﺼﺒﻴﺎﻥ ؟
ﺍﻟالﻡ ﺑﻌﺚ ﻣﺮﻳﺔ ﻓﻘﺘﻠﻮﺍ ﺣىن ﺑﻠﻐﻮﺍ ﺍملﺎﺀ ﻭﺍﻟﺼﺒﻴﺎﻥ ﻓﺘﻐري ﻟﻮﻥ هيلع
ﺫﺭﺍﺭﻱ ﺑﺬﻟﻚ .ﻓﻘﺎﻟﻮﺍ :إﻧﻤﺎمه ﺍﻟﺘييىلص اسهيلع ملﺎ ﺍﺧرب
ﺧﻴﺎرﻛﻢ ﺫﺭﺍﺭﻱ ﺍملرشﻛني؟ أوﻟﻴﺴﺮ لوسر ﺍ(ﻋﻪﺃ ﻓﻘﺎﻝ:
ﺍملرشﻛني ﻳﺎ
ﺉ ﻣﻐﺪﺑﺺ زﻧﺎ ﺛﺰﺭ ﻭﺍﺯﺯﻡ ﻭﺭﺭ ﺃﺣﺮﻯ ﻭال ﺳﻴﺌﺔ ﻓﻴﻌﺎﻗﺒﻮﺍ ﻋﻠهيﺎ ؤزأل
زﻧﻮال،ل ٢ﻓمل ﻳﺒﻌﺚ ﺇﻟهيﻢ ﺍﻟﺮﻣﻞﻭمل ﻳلكﻔﻮﺍ ﺍﻟﻌﻤﻞ. ﺋمبﻎ ﺣﺮ
ﻭﺻﻔﺔ ﺍﻣﻠﻪﺍﻟﻜﺮمي ﺍحلﻠمي ﺃﻧﻪ ﻳﻌﻔﻮ ﻭ ﻳﻐﻔﺮ ملﻦ ﺷمتﻪ ﻓﻲ ﺍجلﻨﺔ))،
ﻃﻮﻝ معﺮﻩ ﻭﺍﻓرتﻯهيلعمث ﺗﺎﺏ• ﻓﻜﻴﻒ ﻣﻦمل ﻳﺎﻣﺮﻩﻭمل ﻳهنﻪﻭمل
ﺍخلﻮﺍﺭﺝ، ﺍملميﻮﺗﻴﺔ جمﻦ ﻭﺩﺍﻧﻮﺍ ﺑﻪ ﻭمه ﺫﻟﻚ ﻣﻨﻪ ﻳﺬﻧﺐ؟
ﻓﻘﺒﻠﻮﺍ
ﺍألﺻﻨﺎﻑ مجﺢ ﺍألﺻﻨﺎﻑ ألﻥيف مجﺢ ﺭﺍﻟﻔﺨﻤﻠﻴﺔ ،ﻭﺍﻟﻘﺪﺭﻳﺔ ﻣﻦ
•ﺗﺪر
صisrâ, 17/15.
179 Meymuniy^e: Harici fırkalardan biri olup Meymun b. Halid'e tabi
olanlardır. Bunlar Harici fırkalardan Acâride'den ayrılmışlardır.
189 Fudayliyye: Harici fırkalardan Sufriyyenin bir alt grubudur.
181 Kaderiyye: Mutezileye verilen bir isi^ı olmakla beraber. Daha Mutezile
teşekkül etmeden kader üzerinde tartışmalar olmuştur. Ehl-i Sünnet
Mutezileyi kendi fiillerinin yaratıcısı olan ve kendi kaderini kendi çizen
anlamında kaderiye olarak isimlendirmektedir. Böylece “ Kaderiyye bu
ümmetin Mecusileridir” şeklinde rivayet edilen hadisin muhataplarımn
Mutezile olduğunu vurgulanmaktadır. Aııcak Mutezile de Ehl-i Sünne-
، ؛kadere inandığı için kaderi olarak tanımlamaktadır.
يفﺃﻫﻞ ﺍملﻌﺎﺩﺓ ﻭﺍﻟﻘﻘﺎﻭﺓ
ملﺎ ﺧﻠﻖ ﻟﻪ ،ﺃﻣﺎجمﻦ اكﻥ ﻣﻦ ﺍﻫﻞ ﺍ ﻟ ﻌ ﺎ ﺩ ﺓ ﻓﻬﻮ ؛ﻗﺎﻝ ﻟﻌﻤﻠﻪ• ﺃﻭ
ﻳﻌﻤﻞ ﻟ ﻠ ﻌ ﺎ ﺩ ﺓ ،ﻭﺃﻣﺎجمﻦ اكﻥ ﻣﻦ ﺁﻫﻞ ﺍﻟﺜﻐﺎﺀ ﻓﺈﻧﻪ ﻳﻌﻤﻞ ﻟﻠﺴﻘﺎﺀ)).
ﺗﻜﺬﻳﺐ اكﻥ ﻣﻔﺘﺎﺣﻪ ﺑﻌﺪ ﺍﻟﻨﺒﻮﺓﺇال ﻗﻂ ؛ﻗﺎﻝ ﻭ((ﻣﺎ اكﻥ ﻛﻔﺮ [ ] ٥ ٥
ﻣﺮﺿﻮﺍ ﻓال ﺗﻌﻮﺩﻭمه ﻭﺍﻥ جمﻮﺱ ﺁﻣيت ﻓﺈﻥ ﻭﺍﻟﻘﺪﺭﻳﺔ ﺑﺎﻟﻘﺪﺭ،
ﻭﺧﺮﺝ ﺍﻟينىلص ﺗﺼﻠﻮﺍ ﻋﻠهيﻢ»■ ﻗﺎل؛ ﻣﺎﺗﻮﺍ ﻓال ﺗهثﺪﻭمه ﻭال
ﻛﺘﺎﺏ ﻣﻦ هيلع ﻭﺑﻴﺪﻩ حصﻴﻔﺔ ﻓﻘﺎﻝ؛ ﻡ؛مب ﺍﻟﻠﻪ ﺍﻟﺮمحﻦ ﺍﻟﺮﺣمي
ﺍﻟﻠﻪ
ﻭﺃﻧﺎ هبﻢ ﻭﺃممﺎﺀ ﺃﻫﻞ ﺍﻟﻨﺎﺭ ﻭﺃممﺎﺀ ﺁﺑﺎهئﻢ ﺍﻟﻠﻪ ﺃممﺎﺀ ﺃﻫﻞ ﺍجلﻨﺔ
ﻭﺍﺧﺬمه :ﻗﺎﻝ
ﻣهنﻢ ﺻﻐريﺍ ﻭال .ﻛﺒريﺍ ﻐﺎﺩﺭ ال ﻭﻣﻨﺎﺯهلﻢ ﻭﻗﺒﺎﺋﻠﻬﻢ
ﺍﻟﻨﺎﺭ ﻭﺃﻫﻞ ﺑﻴﺒﻪ ﺍجلﻨﺔ ﻳﺪﻱ ﺍﻟﻠﻪ ميﻴﻦ ﺃﻫﻞ ﻭلكﺎ ﺑﻴﺪﻳﻪ ﺍﻟﻠﻪ
ﻳﻌﻤﻞ مبﺎ ﺃﻣﺮﻩ أن ﻭﺇمنﺎ ﻫﻮ ﻣﻌﻤﻮﻝ هبﻢ ﻭﻣﺎ ﺃﻃﺎﻕ ﺃﺣﺪ ﺑﻤﻴﺜﺔ وال
هيلع ﻭال ﻳﺴﺘﻄﺦ .
ﺍﻟﻠﻪ ﻭال ﻳﻄﺎﻕ ﻭال ﻳﻘﻮﻝ
ر)،ﺳﻤﺪاﺑﺂ
Kitabu't-Tahrij Dtrâr b. Amr
Bu konuda
H iç şunu
kimserivayet
Nebi
ameliyle؛
ettiler
(a.s؛؛
.(: :
cennete giremez’
Sen de
buyurdu.
mi?’ buyurdu
Dediler
Evet؛
ki؛
ki
: :
-ben de.’ Böylece Allah’tan gelen şu haberleri (ayetleri) iptal edip hü
kümsüz kıldılar, te bu ce n n e ttir k i; k u lla rım ız d a n m u tta k ile re v e r ir
185’.
iz!‘؛
وأفﻧﺆﻑ ﻧﻴﺔ
ىف ) ﻗﺰﻯﻩ>ﻝ •ﻧﺾ ﻧﺎ ﺇآل ﺅﺯﺁﻥ
ﺑإلﻧﺜﺎﺝ ﻓﻴﺾ
:رسﺀﺍﻟﺰﺍﻣﺮﻯ)ﺍ(
٧٢.
Zuhruf, 43/72.
187 Bkz. Tevbe, 9/95.
188 Bkz. Vâkıa, 56/24,
189 Bkz. Enfâl, 8/51.
IV0 Neem, ر؟/ ور- ﻫﻪ.
يفﺍﻓﻌﺎﻝ ﺍﻟﻌﺒﺎﺩ
اﻟﺬﻳﻦ ﻫﺆالﺀ ﺻﻨﻒ آﺧﺮ ﻓﻘﺎﻟﻮا :ﻣﺎ ﺗﻘﻮل ﻓﻲ مت ﺟﺎﺀﻩ
وال ﻳﻘﻮون ﺑﻪ األﺧﺬ ﺑﻤﺎ آﻣﺮوا ال ﻳﻘﺪرونﻋىل ﻳﺰﻋﻤﻮن آن اﻟﻌﺒﺎد
هيلع ﻭال ﻳﻄﻴﻘﻮﻧﻪ ﻭال ﻳﺴﺘﻄﻴﻌﻮﻧﻪ ﻭﺍمئﺎ ﻫﻮ ﻣﻌﻤﻮﻝ هبﻢ ؟
ﺑﺈﻣﺎ ﻛﻔﻮﺭﺃ• ﻭﻗﺎﻝ ﻋﺒﺪ ﺷﺎﻛﺮأ ﻭميﺠﺎﻧﻪ))،ﺣىت ﻳﻌرب ﻋﻨﻪ ملﺎﺋﻪ ﺇﻣﺎ
ﺟﺎملﺎ ﻫﻊ[ ] ٥ ٧ﺍﺑﻦ معﺮ ﻓﺎﻣﺸىت،ﻓﺄيتﺑﻠنب ﻛﻨﺖ ﺍﻟﻠﻪ ﺑﻦ ﺩﻳﻨﺎﺭ:
ﺃﺭﺍﺩ ﺍﻟﻠﻪ آنﻳﺴﻘﻴين اﻧﻚ •ﺻﺎمئ
ﻗﻠﺖ ﻟﻪ: :ﻗﺎﻝ ﻓملﺎ ﺃﻫﻮﻯ ﻟﻴرشﺑﻪ
ﻛﻌﺐ ﺟﺎﻟني ﻓﻘﺎﻝ ﺑﻦ وأﺑﻲ ﻭاكﻥ معﺮ ﺍﻟﻔﺎﺭﻭﻕ ﻓمتﻨﻌين• :ﻗﺎﻝ
ﻭﺍملﻌﻴﺪ ﻣﻦ ﻣﻌﺪ ىف ﺃﻣﻪ، ﻣﺒﻖ ﺍﻟﻘﻀﺎﺀ ملﻦ ﺳﻴﻖ ىف ﻳﻄﻦ :معﺮ
ﻗﺒﻞ ﺍﻥ ﻳﻮﻟﺪ• ﻓﻘﺎﻝ ﺃيب :ﻟىي مكﺎ ﺗﻘﻮﻝ ﺳﺒﻘﺖ ﺭمحﺔ ﺍﻟﻠﻪ ﺑﻄﻦ أﻣﻪ
ﺗﺴﺒﻖ ،ﻭﻟﻜهنﻢ ﺷﻘﻮﺍ و ﻣ ﻌ ﺪ و ا ﺑﺄمعﺎهلﻢ أﺣﻖ أن ﻟﻌﺎدة ﻏﻀﻴﻪ« ﻓﺎ
KULLARIN FİİLLERİ HAKKINDA
ﻳﻮﻡ ﺍﻟﻘﻴﺎﻣﺔ ﻗﺎل :إذا ﻛﺎن وأرادﻫﺎ ﻣهنﻢ ﻭهلﻢ ﻭﺃﺣﺒﻪ ﻭﺭﺿﻴﻪ ﻣهنﻢ .
ﻓﺒﺎﻝ ﻟﻪ؛
ﻓﻴﻘﻮﻝ ﺍﺧﻄﺐ ﻳﻘﻮﻡﻋىل ﺭﺅﻭﺱ ﺍجلﻤﻊ ﺍﻥ ﻳﺪﺹ ﺃﻡ
ﺁﺧﺮ ﺯﻏﺬمت ﺯﻏﺬ ﺍحلﻖ ﻭ ﻭ ﻋ ﺪ حم ﻢ ﺑ ﺂ-ﺣملﺤمن؛ ^ ﺇىل ﺍﻟﻖ ﺅﺇﺫ
ﺭﻛﻮﺏ ﺍملﻌﺎجمىب ﻭﻣﺎ محﻠﻚﻋىل ﺍآلﻳﺔ• ؛ﻳﻘﺎﻝ ﻟﻪ :ﻳﺎ ﻣﻠﻌﻮﻥ ﻣﺎ
ﺣﻠﺖ ﻣﺘﻌﻚ ﺁﻥ مت ﺠ ﺪ ﺇﺫ ﺃﻣﺮﺕ؟ﻝ ٢ﻓﻴﻘﻮﻝ :ﺭﺏ ﺃﻧﺖ ﻣﻨﻌﺘين ﺃﻧﺖ
Ş ü p h esiz d a h a önce ben, beni o rta k ko şm a n ızı red d etm iştim . M u h a k k a k z â lim -
؛£٢٤ elem v e ric i b ir a za p v a r d ır ’ 192 der. Ona: ‘£ y Melun! Günah işlemene
ne yol açtı ve sana secde etmeni emrettiğimde seni secde etmekten ne
alıkoydu ’؛؛denir. Diyecek ki: ‘Rabbim, sen beni engelledin. Benim ile
secde ve hayır arşına girip bizi ayırdın. Bunu yapmamı benden sen
isteyip diledin ve buna razı oldun. Böyle olduğuna dair kullarından
benim şahitlerim var.’ Ona: ‘Sana kim tanıklık edecek’ denilir. ‘İnsanlık
için çıkarılmış en hayırlı ümmet, ümmeti Muhammed (a.s.)’ der. Bir
münadi: ‘iblisin şahitleri nerede?’ diye seslenir. ‘Allah, kul ile taat ara-
suıa girip engellemiş, kulları güç yetiremedikleri ve yapma kuwetleri-
nin olmadığı şeyle mükellef kılmış ve onlardan günah işlemelerini talep
edip istemiş ve sevmiştir’ şeklindeki daha dünyadayken inandıkları ve
ona göre yaşadıkları görüşlerine göre kalkıp şahitlik yaparlar.
*ﻉ
ﺇﺑﻠﻴﺲﻮ ﻥ
من ﻳ ﺎ ﻗوﺟﻮﻫﻬﻢ
ﺇىل •ﺍﻟﻨﺎﺭ
ﻭﻗﺎﻟﻮﺍ ﺍﻟﻠﻪ
جمﻦ من ﺑﺎملﻌﺎيصﺃﻧﻔﻬﻢ ﻣﺰﺅﻭﻥ*ﻱ ﻭﻳﻘﻮﻟﻮﻥ ﻣهنﺎ
ﻏﺒﺬﻧﺎمث ﺗﺎ هلﻢ ﺍﻟﺆﺧﺌﺊ ﺗﺎ ﻭﺅﻧﺆ ﺷﺎﺀ ﺃﻓﺰﻛﻨﺎ|؛>ﺃ ؛ ﺗﺎ ﺅﻗﺆ ﻓﺎﺀ ﺍﻟﻪ
ﻓﺎﺣﺜﺔ ﻗﺎﻟﻮﺍ: خيﺰﺿﻮﻥ (4آ) ﻭ ﺭ ﻧ ﺎ ﻓﻌﻠﻮﺍ ﺉ مط ﺇﺫ مث ﺇال ﺑﺬﻟﻚ
ﻳﺄﻣﺮ ﺑﺎﻟﻔﺤﺸﺎﺀﺭ ٢ﻭﻟﻜﻦ ﺍﺱ ﺍﻟﻠﻪﺍجمﺮﻧﺎ هبﺎ ﻭﺭحمهيﺎ ﻟﻨﺎ•ال ﻗﻞ
ﺍﺱ ﺇﻥ
( )٣ﺩ؛ال ﻟﻠﻮﺍ ﻓﺎﺟﻔﺔ ﻓﺎﺋﺮﺍ ﺯﺟﺪﺋﺄ ﻏﻠﺌﻴﺎ ﺁﺑﺎﺀﻧﺎ ﺯﺍﻩ ﺁﺗﺰﻧﺎ ﻫﺎ ﻓﻞ ﺇﺫ ﺍﺙ الﻳﺂحمﺮ ألﻟﻨﻐﻨﺎﺀ ﺁﺋرئﻟﺮﺫ ﺽ ؛ﻱ
ﺻﻮرا االﻣﺮاف؛ . ٢٨ ﺍﺵ ﻳﺎ الﻫﻌﻠﻠﻬﺮﺫﻡ
ﻋﻤﺎ ؤﻓﺘﻌﺎﻟﻰ ﺍﻟﻠﻪ أدم وﺣﻮاﺀ ﺟﻌال ﻟﻪ ﺷﺮﻛﺎﺀ ﻓﻴﻤﺎ آﺗﺎﻫﻤﺎ .ﻗﺎل ﺍﻟﻠﻪ:
إﻟﻰ ﻣﺸﺒﻠﺔ ﻭﻟﻘﻴﺎجمﺎ ﺷﻜﺎ مهﺎ ﻓﺄﺧﺮﺟﺎ ﻣﻦ اﻟﺠﻨﺔ ﺑﺄﻛﻞ ﻳﺸﺮﻛﻮزه•
( ) ١ﻟﺰ ﺍإلﻱﻏﻠﻨمئﺑﻦﻗﺺ ﻧﺎﺟﺬ ؛ ﺯﺑﻐﺪ ﺑﻨﻴﺎ ﺫﻧهبﺎمبﺺﺭﻧهيﺎ ﺷﺎ ﻓﻨائﻩ ﻳﻌﻚ■ ﻳﻌال,ﻏﻨﺠائ
ﻳﻔﻞﺀﺍﻭﻛﺪﺙ حمﻚ ﺇ<ﺍ ﺍﻩﺯجبﻐﺎﻝ؛ﺉ ﺁﻱﺿﺎمبﺄ ﻟﻈﺮﻧﻦﻣﻦ ﺍﺱ .ﻣﺮﺭﺍ ﺍألﻣﺮﺍﺩ.١٨١ :
مط؛ . ١٢٢ - ١٢١
(٧ ٣ )٢
( )٣ﻣﺮﺭﺍ ﺍﺍﺍﻣﺎﻑ؛ . ٢٢
86 Kitabu't-Tahrij Dırâr b. Antr
Bu ifadelerle, ١١
٠٢türlii İçir ve pislikten arınmış pak, temiz, saf ve
doğru olan Sıddık’ın kızı ve Allah Resûlü’nün (s.a.) sevgili eşi Hz.
Aişe’yi kastederler. Hz. Yusuf uçkurunu çözdü! Ta ki, Hz. Yakup ona
göründü ve göğsüne vurdu. Böylece onun şehveti omuzlarından çıktı.
Hz. Davut, bir adamın karısına âşık oldu ve ordu komutanına الﺍﻩön
safa koymasını emretti, ٠ da adam ölene dek onu ön safa koydu. Hz.
Süleyman’ın tahtına bir ceset atıldı.203 Hz. Süleyman eşleriyle birleşirdi
ve eşleri şöyle derdi: ،BİZ hayızlıyken bizimle olmasını hoş görmezdik
ve bizim• cenabetten yıkanmamızı da men ederdi.’” Bu gibi şeyleri
rivayet ettiler. Bu sözlerinden ne bir meleki mukarreb ne de gönderil-
miş bir nebi kurtulmadı. Allah’ın Dinini yılıma isteğinden ve Allah’a
karşı cüretinden, hepsine iftira ve büyük günah isnat ettiler.
ﺍﻟﺸﺎﻡ, ١٠ :
( ) ١ﻣﺮﺭﺍ »
ﺁﻥ ﻓالخلﻢ ﺉ
ﻟﺺﻟﺪ ٠١
ﺍﻩ ﺹ ﺁﺳﻒ
حمﺪحممن ﺍﻩ ﻰﺍﺇ ﻳﺎﺗﺮﺥ ائﻝ ()٢
• ﻫﺮﻧﻤﻦ اﻟﻤﺲ ﻣﺮدامﺀأ ٦ا
•
K a d e r HAKKINDA
ﻭﺗﻨﺎﺛﺮ ﻣﻦ ﻓﺎﺍﻟﻮﺍ ﺍﻟﻠﻪ ﻣﻦ ﻓﻀﻠﻪ)) .ﻗﺎﻝ: ﻣﻦ ﻣﺆﻳﺪﻩ ﻭﻣﻦ ﻓﻀﻠﻪ.
ﺍملﺎﺀ ﺟﺮﺍﺩ ﻣﻦ ﺫﻫﺐ جفﻌﻞ ﺍﻳﻮﺏ ﻳﻠﺘﻘﻂ ﺣىن ﻣال ﺭﺩﺍﺀﻩ ﻓﺄﻗﺒﻠﺖ
ﺁﻣﺎ ﺍﻛﺘﻔﻴﺖ؟ ﺃﻳﻮﺏ ﺃﻣﺎ ﺷﺒﻌﺖ ﻳﺎ ﻟﻴﺄﺧﺬﻫﺎ ﻓﻨﻮﺩﻱ: ﺟﺮﺍﺩﺓ ﻓﺎﺗﺒﻌﻬﺎ
ﻣﻮﺱ ﻋﺪﻭﻩ ﻓﻘﺎﻝ ﺍﻟﻠﻪ ﺍﺫﻫﺐ ﻓﻘﺪ ﺁﺋﺌﻪ ﻓال ﺑﺄﺱ ﻭﺧﺎﻑ
ﻳﺎ ﻓﻘﺎﻝ: ﺍملﺪﻳﻨﺔ ،ﺍﺫﺍ ﻫﻮ ﺑ ﻪ ﺟﺎﻟﺲ ﻳﻌﻤﻞ ﻋﻠﻴﻚ ﻣﻨﻪ ﻓملﺎ ﺩﺧﻞ
ﺭﺏ؛ ﻭﻋﺪﺗىن ﺍﻧﻚ متﻴﺘﻪ ،ﻗﺎﻝ :ﻗﺪ[ ] ٦ ٣ﻓﻌﻠﺖ ﻗﺪ ﺍﻓﻘﺮﺗﻪ ،ﻭﺍﻟﻔﻘﺮ
ﺍهلﻢ ﺑﻔﻘﺮﻩ. ﺍملﻮﺕ ﺍألﻋﻈﻢ ،جفﻌﻞ ﻳﻨﻈﺮﺇىل ﻣﻮﺱ ﻓال ﻳﻌﺮﻓﻪ ﺹ
ZENGİNLİK VE ZENGİNLER HAKKINDA
ﻭﺍهلﺪﻯﻭﺍﻟﺘىق)).
ﺍملﻠﻚ :ﻳﺎ ﻏالﻡ ﺃﻋﻂ ﺍﻟﻔﻘﻴﻪ ﻭﺭحمﻮﺍ ﺑﻪ .ﻭﻗﺎﻝ ﺫﻙ ﻓﻘﺒﻠﻮا ١٠
ﺩﻳﻨﺎ . ﺻﺎﺣﺐ ﻣﻨﺔ ﻭمجﺎﻋﺔ ﻭﺇﻧﻪﺑﻠﻐين إن
هيلع ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻓﺈﻧﻪ أﻟﻒ
ﻣﺎ ﺭﻡ ﺍألﻓﺮﺍﺣﺴﺎ ﺍألﻣﻞﺅﺭﺱﺍﻟﺜﺎﺱ ﻡ،ﺗﻮﻝﺭمبﺎ ﺁﺗﻨﺎيفﺍﻟﺪمنﺎ () ١رسﻭﺍ ﻣﺮﺍ؛ •.٢ ١ﺭيف
اﻟﻐﺎرب رالﻣﺪاب
KiUbu't-T*hrl| Oirir ه, Amr
ibn Abbas: ‘Rüknün yatımda duran bir melek vardır ve sizin dua-
larımza âmin der’ demiştir. Allah’ım kühirden, fakirlikten, cimrilikten
ve yaşlılıktan sana sığmıyorum’ duası, Nebi’nin (a.s.) yaptığı dualar-
dandır. Ey zenginler ve mal mülk sahipleri! Allah size; iyilik, minnet,
bolluk ve zenginlik vererek sizi fakirlikten kurtarmıştır. Kitabında sizi
müjdelemiştir. Siz, Allah’ın: ‘O n la rd a n ‘Allah'ım d ü n y a d a da b ize iy ilik ,
ﺿﻊ ﻟﻪ : ﻓﻘﺎﻝ ﻓﺪﻋﺎﻩ ﻫﺬﺍ ﺍﻟﺮﺟﻞ ﻗﺪ ﺭﺟﻊ ، ﻟﻪ : ﻓﻘﺎﻟﻮﺍ محﻠﻪ •
ﺑﻌﻀﻬﻢ ﻭﻗﺎﻝ حفﻠﻪ ﻓﺈﺫﺍ ﺃﻓىع ، ﺣﻠﻪ ﻓﻮﺿﻌﻪ مث ﻗﺎﻝ : ﺣﻤﻠﻴﻚ
ﻓﻮﺿﻌﺘﻪ ﺭﻏﻴﻒ معﻠﺖ؟ ﻗﺎﻝ ؛ اكﻥﻣيع يشﺀ ﺃﻱ
ﻟﻪ : ﺷﺠﺈع ﻓﻘﺎﻝ
ﻓﺪﻓﻌﺖ ﻓﺄﻝ ﺟﺎﺋﻊ ﺭﺟﻞ ﺃﻥ ﺁلكﻪ جفﺎﺀ ﺃﺭﻳﺪ ﺟﺎﺋﻊ ﻭﺃﻧﺎ ﻳﺪﻱ ﻳني
ﺗﺰﻳﺪ.ﺑﺎﻟﺼيب
ﺭﺭﺍﻟﺼﺪﻗﺔ :ﻭﻗﺎﻝ ﺍﻟﺬﺋﺐ
يف ﻓﺄﻋﻄﺘﻪ
ﻓﺮىم ﺍﻟﻜرسﺓ
ﺍملﺮﺀ ﻭﺗﻨيف ﺍﻟﻔﻘﺮ )) .ﻭﺭﺭﺃﻥ ﺍﻟﺮﺏﻣﻴﺘﺔ ﻭﺗﺪحل ﻏﻀﺐ وﺗﻄﻔﺊ ﺍﻟﻌﻤﺮ
ﺍﻟﺬﺭ ﻓﻨﻈﺮ ﻛﺄهنﻢ ﺫﺭﻳﺘﻪ خفﺮﺟﺖ ﻇﻬﺮﻩ ﺍﺱ ملﺎ ﺧﻠﻖ ﺁﺩﻡ جمﺢ
ﻭﺍﻟﻄﻮﻳﻞ [ ] ٦ ٥ ﻭﺍملجحﺮ ﻭﺍﻟﻘﺒﺢ ﺍﻟححصﻭﺍملﺒﺘىل ﻭﺍجلﻤﻴﻞ
ﺇىل
S a d a k a VE DUANIN ÖM RÜ ARTTIRACAĞI
HAKKINDA
م ﺷﺖ؛اة ﺍﺩﻳﺰﻩ ﺿﺐ ﻏﻢ ﺋﻆ ﻗﻮض ﻧﺌﺂ آﻧﺌﺮأ ﺳﺐ اﺑﻤﺎﻧﻬﺎ مإال ﻧﺰ ؛ آظ ( ) ١ﻓزنآل ث،ﺋﺚﻓﺰ:ﺉ
■ﺍﻟﺬﻳﺪﻫﺌﻌائمخ ﺇﺭمجﻲ•رسﺩ ؛،ﺩﺽ•' ٩٨
ممﺮﺍﺩ؛ . ١١٠ ( ﺁ)
Kitabu't-Tahrij Dlrtr b. Amr
هيلع
ﺁﻥ ﺍﻟين ﻭﺭﻭﻭﺍ ﻳﺒﺪﻭ ﻟﻪ • ﺍﻟﻠﻪ ﺇﻥ ﺍﻟﺮﺍحمﺔﻝ^ﺍ ﻭﺯمعﺖ
ﻭﺑﺎﻋﺔ ﻭﻟﻴﻠﻪ ﻳﻮﻡ ﻳﺒﺪﻭ ﻟﻪ يف لك ﺍﻟﻠﻪ ﺃﻥ
ﺭﺭﻟﻮال ﻗﺎﻝ ؛ ﺍﻟالﻡ
ﻓﺎﺀﻩ ﺭﻡ ﻳﺆﻡ ﻫﻮيف ألﻋﻠﻤﻨﻜﻢ ﻣﺎ ﻳﻜﻮﻥ ﺇىل ﻳﻮﻡ ﺍﻟﻘﻴﺎﻣﺔ ﻭﻟﻜﻦ
٢ﻭ ﺅﻗﺆﻳﺊ ﺯﺟﻨﺬﺓ آﻟﻢ ﺍﻟﻜﺘﺎﺏ ﻭﻳﺜﺒﺖ ﻧﺎ ﻗﻨﺎﺀ ﺍﺋﺬ ﻭ ﺅﻳﻐﺨﻮ ١٢
ﻳﻮﻡ ﺇىل ﻟﻠﺤﺴني ﺑﻌﺪﻩ جفﻌﻠﻬﺎ ﻣﻌﺎﻭﻳﺔ ﻓﺒﺎﻋﻬﺎ ﻣﻦ ﻓﺒﺪﺍ ﻟﻠﻪ ﺑﻌﺪﻩ•
ﺫﻟﻚ ﺣىن ﺍﻧﺘﻘﻢ ﻓﺄﺧﺮ ﻧﻘﻤﺔ ﻓﺒﺪﺍ ﻟﻪ ﺽ ﺃﻣﻴﺔ ﻭاكﻥ ﺍﻟﻠﻪ ﺃﺭﺍﺩ ﺍﻟﻘﻴﺎﻣﺔ ،
اكﻧﺖ ﺑﻌﻀﻬﻢ ﻭﻗﺎﻝ ﺍﻟﻌﺒﺎﺱ . ﻭﻟﺪ ﺇىل ﻓﻨﻘﻠﻬﺎ ﺑﺪﺍ ﻟﻪ ﻣهنﻢ ،من
ﻓﺄﺧﺮ ﺹﺑين ﺃﻣﻴﺔ ﻓﺒﺪﺍ ﻟﻪ ﺍملالﻡ ﻭﻭﺍﺭﺛﻪ ﻭﺃﺭﺍﺩ ﺍﻟﻠﻪ ﺁﻥ ﻳﻨﺘﻘﻢ هيلع
ﻛﺒريﺍ . اﻧﺘﺌﻢ ﺑﻮﻟﺪ ﺍﻟﻌﺒﺎﺱ• ﺗﻌﺎىلﺍﺩﻟﻪ معﺎ ﻗﺎﻟﻮﺍ ﻋﻠﻮﺍ ﺫﻟﻚ ﺣﺶ
208 Beda: Ortaya çıkmak, zuhur etmek ve görünmek anlamlarına gelir. Bir işi
yapmaya niyetlenmişken yeni bir bilgi, durum ve tenzerinden dolayı
yapmayı di^ündüğü şeyden vazgeçip başak bir şeyi yapmak anlamındadır.
Beda, Imamiyye Şiasının temel inançlarından biri olup Ca’feri Sâdık dö-
neminde ortaya çıknğı ifade edilir. Bidayete göre, Ca’fer önce oğlu Is-
mail’in kendisinden sonra imam olduğunu söylemiş ancak daha Ca’fer
sağken onun ölmesi üzerine “Allah, oğlum için izhar ettiği şeyde izhar et-
memiştir” demiş ve daha sonra oğlu Musâ Kazım’ı imam olarak göster-
miştir. Imammiyye’ye göre “Allah dilediğini sabit kılar ve dilediğini de si-
ler. Umu’l-Kitab (kitapların anası) ondadıti’ (Ra’d, 13/39) buyurmaktadır.
٠ halde Allah maslahata uygun bir şekilce izhar ettiği bir şeyi sonra değiş-
tirip başka bir şekilde onaya koya bilir, işte beda düşüncesinin temelini bu
oluştarmaktadır.
209 Rahmân, 55/29.
210 Ra’d , 13/39.
211 Fâtır, 35/1.
يف ﺍحلﺮﻭﻑ (ﺍﻟﻘﺮﺍﺀﺍﺕ
ﻳﻘﺮﺃ ﻣﻦ ﻫﺬﻩ ﻓميﺎ ﺗﻘﻮل ﺁﺧﺮ ﻓﻘﺎﻟﻮا :ﻣﺎ ﺻﻨﻒ مث ﺟﺎﺀﻩ
ﻃﺎﻟﺐ رﺿﻲ اﻟﻠﻪ ﻋﻨﻪ ﻛﺎن ﻓﻘﺎل اﻛﺘﺒﻮا إن ﻋﻠﻲ اﺑﻦ آﺑﻲ ﺍحلﺮﻭﻑ؟
إﻟﻰ اإلﻧﺎنﻟيف ﺧرس» وإن ﻓﻴﻪ ﺍﻟﺪﻫﺮ إن ﻳﻘﺮأ؛ ((ﻭﺍﻟﻌرص وﻧﻮاﺋﺐ
اﻟﺪﻫﺮ إن ﻭﻧﻮﺍﺋﺐ ﻳﻘﺮأ ((ﻭﺍﻟﻌرص .ﻭﺍﻥ اﺑﻦ ﻣ ﻌ ﻮ ﺩ اكﻥ ﺁﺧﺮ
ﺍﻟﺪﻫﺮ
ﻣﺜﻞ اكﻧﺖ ﺍألﺣﺰﺍﺏ ﻭﺍﻥ ﺍﻟﻘﻴﺎﻣﺔ ، ﺇىل ﻳﻮﻡ ﻋﺎﻣهتﺎ ﻓﺬﻫﺐ ﺍﻟﻜرب
ﻭﺫﻫﺐ ﻗﺮﺁﻥ ﻛﺜريمث ﺍﻟﻘﻴﺎﻣﺔ ، ﻋﺎﻣهتﺎ ﺇىل ﻳﻮﻡ ﻓﺬﻫﺐ ﺍﻟﺒﻘﺮﺓجمﺮﺗني ،
ﺭﻣﻮ ل ﺍﻟﻠﻪىلص ﺍﻟﻠﻪهيلع ﻧﻔﺮ ﻣهنﻢ هشﺪﻭﺍ ﺍﻧﻪ ﻗﺮﺃ ﺍﻟﻘﺮﺍﻥﻋىل ﻋﻬﺪ
ﻭﺣﺎﺭﺛﺔ ﺑﻦ ﺟﺒﻞ ﻛﻌﺐ ﻭﻣﻌﺎﺫ ﺑﻦ ﺛﺎﺑﺖ ﻭﺃﺑﻮ ﺯﻳﺪ ﻭﺃيب ﺑﻦ زﻳﺪ
ﺑﻦ
ﻣﺎ ﻓﻲ أﻳﺪي ﻣﺮﺍ ﻣﻮﻟﻰ أﺑﻲ ﺣﺬﻳﻔﺔ ﺍﻟﺪﺭﺩﺍﺀ ﻭﻣﺎمل ور ﺻﻢ
واآلﻣﺮ ﻭ ﺍ مل ﻨ ﻮ ﺡ ﺍﻟﻘﺮﺁﻥ ﻫﻮ جحﺔ ﺍﻟﻠﻪ ﻭﺍملﺎخم ﻓﺰمعﻮﺍ ﺍﻥ ﺍملﺎﺱ .
KIRAATLER (HURUF) HAKKINDA
ﻋﻠﻰ هلﻢ جحﺔ ﻓﺄي ﻳﺪﺭﻯ ﻣﺎ ﻫﻮ ال ﻣﺎ ﺫﺏ ﻋﻨﻪ ﻭﺍﻟﻨﺎيم
ﻓﻘﺎﻝ : مث ﺟﺎﺀﻩ ﺻﻨﻒ ﺁﺧﺮ .ﻓﻘﺎﻟﻮﺍجمﺎ ﺗﻘﻮﻝ ﻓميﺎ ﻗﺮﺁ ﻫﺆالﺀ
ﺍجلﺰﻳﺔ وﻳﺮ؛ع وﻳﻜﺴﺮ ﺍﻟﺼﻠﻴﺐ ﺍخلﻨﺰﻳﺮ ﻳﻘﺘﻞ ﻳﺘﻘﺪﻣﻬﻢ ، ال األﻣﺔ
ﻳﺰﻳﺪ ﻓﻲ ﻧﺮﻳﺪ ﺁﻥ ﻫﺮﻳﺮة ﻣﺎ ﺛﺎﺏ ؛ ﻳﺎ أﺑﺎ ﺍحلالﻝ ﻓﻘﺎﻝ وﻳﺰﻫﺪ ﻓﻲ
ﻓﻀﺤﻚ ﺃﺑﻮ ﻫﺮﻳﺮﺓ ﻓﻘﺎﻝ :ﻭﺫﺍﻙ .ﺃﻳﻔﺄ ﺍملﺎﺀ . ﺇال اﻟﺤالل
حمﻤﺪﻧيب؟ ﺗﻘﻮﻝ ﻓميﻦ ﺯمع ﺍﻥ ﺑﻌﺪ مث ﺟﺎﺀﻩ ﺗﻮﻡ ﻓﻘﺎﻟﻮﺍ :ﻣﺎ
ﺍﺣﻞ ﻓﺎحلالﻝ ﻣﺎ ﺑﻌﺪمك . ﻛﺘﺎﺏ ﺑﻌﺪ ﻛﺘﺎيب ﻭال ﺃﻣﺔ ﻭال مبﺪﻱ من
ﺍخلﻠﻖﺇىل ﻳﻮﻡ ﺍﻟﻘﻴﺎﻣﺔ ،ﻭﻣﻦ ﺍﺣﺘﺞ ﺍﻟﻠﻪﻋىل ﺍﻟﺒﻮﺓ ﻭيب ﺧﺘﺖ يب
Sonra ona başka bir grup gelerek: “M uham m ed’den (a.s.) sonra
peygamber gelir mi?” dediler. D edi ki: “M eryem oğlu İsa bu üm m et-
ten bir adaman arkasında namaz kılacak ve onların önüne geçmeyecek.
D om uzu öldürecek, haçı kıracak, cizyeyi kaldıracak ve helal şeyleri
artıracak. Genç biri: “Ey Eba Hureyre; biz, helalde sadece kadınlann
artırılmasını istiyoruz” dedi. E bu Hureyre gülerek: ؛o
da aynen arta-
cak’ dedi”. Bunu bir grup kabul edip ﺳﺎﺍ؛. Bunlar Haşeviyye ve riva-
yedere bağnazca sarılan M utezemmitiıı’dirler.
Sonra ona bir grup gelerek: “M uhamm ed’den sonra bir nebinin
olduğunu iddia edenler hakkmda ne dersin?” dediler. Dedi ki: “Onlar
bidat ehlidirler. Onlardan sakınımz. N ebi (a.s.) şöyle buyurmuştur:
‘Benden sonra Nebi, Kitabım dan sonra kitap ve sizden sonra üm m et
yoktur.’ Helal; Peygamberin diliyle helal kılınan olup, haram da onun
diliyle haram kılınandır! Kıyamete kadar bu böyledir. ‘Benimle nübüv-
vet hitama ermiş ve kıyamete dek mahlûkata karşı Allah, benimle hüc-
cet edinmiştir. Kim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir.’
K ur’ân dışrnda herhangi bir şeyle şifa arayana Allah şifa vermesin!
حنﺮﺍﺭ ﺑﻦ ﻋﻤﺮو
ﺍﻟﻐﻄﻔﺎين ﻛﺘﺎﺏ ﺍﻟﺘﺤﺮﻳﺶ
ﺑﺂﻳﺔ ﻣﻦ ﻛﻔﺮ ﺭﺭﻣﻦ ﺍﻟالﻡ ﻗﺎل: ﻋﻠﻴﻪ اﻟﻨﻲ ﺍﻛﺘﺒﻮﺍ ان ﻗﺎل:
ﺃمجﻊ)>. اﻟﻘﺮآن ﻛﻔﺮ ﺑﺎﻟﻘﺮآن
خبالﻓﻬﻢ ﻗﺎل ﻋﻠﻰ جمﻦ [ ] ٦ ٩ ﻭهشﺪﻭﺍ ﻭﺩﺍﻧﻮﺍ ﺑﻪ ﻓﻘﺒﻠﻮه ﻣﻨﻪ
ﺍﺑﻦ ﻛﺐ ﻗﻴﻞ ﻟﻪ :ان ﻭﺍﺣﺘﺠﻮﺍ ﺑﺎﻥﺁيب ﺍﺑﻦ ﻭﺍﻟرشﻙ ، ﺑﺎﺱ ﺑﺎﻟﻜﻔﺮ
اﻟﻘﺮآن ﻟ ﻴ ﺘ ﺎ جمﻦ ﺍملﻌﻮﺫﺗني أن ﻳﺰمعﻮﻥ وأﺻﺤﺎﺑﻪ ﻣﻌﻮﺩ
ﺫﻟﻚ ﻛﻔﺮ ﻣﻦ ﻗﺎﻝ ﻛﻌﺐ : ﺍملحصﻒ .ﻗﺎﻝﺁيب ﺑﻦ ﻣﻦ ﻭﺣﻜﻮمهﺎ
أﻗﺮأﻧﻴﻬﻤﺎ ﻛﺘﺎﺏ ﺍﺱ ﻭمهﺎ ﻣﺠﻦ اﻓﺼﻞ اﻟﻘﺮآن، ﻭﻛﺬﺏ .ﺑﻞ مهﺎ ﻣﻦ
ﺍملﻬﺎﺟﺮﻳﻦ هشﺎﺩﺓ ﻭ<ﻉ ﺃمجﻊ )). ﺍﻟﻘﺮﺍﻥ ﻓﻘﺪ ﻛﻔﺮ ﺑﻪ ﻛﻔﺮ ﺑﺂﻳﺔ ﻣﻦ
ﺍﻟﻠﻮﺡ ﻣﺜﺒﺘﺘﻴﻦ ﻓﻲ ﻛﺘﺎﺏ ﺍﺱ ﻭﺇمجﺎﻉ ﺍألﻣﺔ ﻋﻠﻰ ﺍهنﻤﺎ ﻣﻦ ﻭﺍألﻧﺼﺎﺭ
ﺍملﺤﻔﻮﻅ .
K u r ' â n ' d a n BİR A y e t İ İ n k â r E d e n HAKKINDA
Sonra ona başka bir grup gelip K ur’ân ve ondan bir ayeti inkâr
eden kimse hakkında soru sordular. Dedi ki: “Yazınız; N ebi (a.s.)
şöyle buyurmuştur: “Kim K ur’ân’dan bir ayeti inkâr ederse, tüm ünü
5 İnkâr etmiş olur.” Bu söylediklerini kabul edip buna inadılar ve onların
hilafına kail olanların küfrüne ve şirkine dair tanıklık ettiler. Şunu delil
getirdiler, ib n M esud ve ashabınm Muavizeteyn’in K ur’ân’dan olmayıp
M ushaf tan olduğunu iddia ettikleri Ubeyy b. Ka’b’a söylendi. Bunun
üzerine Ubeyy b. Ka’b: ‘Bunu söyleyen yalan söylemiş ve kâfir olmuş-
10 tur. Bilakis bunlar Allah’m kitabından olup, Kutiân’ın en faziletli sûre-
leridir. Allah Resûlü bu iki sûreyi bana okutup ‘Bu ikisi Kur’ân’ın en
faziletli sûreleridir5 buyurdu.’ Ukbe b. Amir el-Cüheni şöyle demiştir:
‘Allah Resûlü (s.a.v.) sabah namazını Muavizeteynle bana kıldırdı.
Som a bana dönerek: ‘Ya Ukbe; bunlar Kur’ân’da, Tevrat’ta, Zebur’da
15 ve İncirde inenler içinde en faziletli olan iki sûredir. Bunları namazın-
da, kalktıkça ve uyudukça oku’ buyurdu. N ebi’nin (a.s.): ‘Kim
K ur’ân’dan bir ayeti inkâr ederse hepsini inkâr etmiş olur5 demesi,
M uhacir ve Ensar’m şahadeti ile birlikte üm m etin icmâsı, bu iki sûre-
nin K ur’ân’dan olup Levhi Mahfiız’da var olduklarına delildir.”
ﺍﻟﻐﻄﻔﺎين
رضﺍﺭ ﺑﻦ ﻋﻤﺮو اﻟﺘﺤﺮﻳﺶ ﻛﺘﺎب
لوسر ﺍﻟﻠﻪ
ﺍملﺤﻔﻮﻇﻮﻥجمﻦ ﺃحصﺎﺏ ﺣﺬﻳﻔﻪ ؛ ﻟﻘﺪ ﻋمل ﻭﻗﺎﻝ
ﻭﺳﻴﻠﺔ ]٧ ٠ ﻭ ﺭ ﺳ ﻮ ﻟ ﻪ[ ﺃﻗﺮهبﻢﺇىل ﺍﻟﻠﻪ ﺍﺑﻦ ﻣ ﻌ ﻮ ﺩ ىلص ﺍﻟﻠﻪهيلع ﺍﻥ
لوسر ﺍﻟﻠﻪىلص ﺍﻟﻠﻪ
ﻗﺮﺃﺕ ﻣﻦ ﻓيت ممﻮﻝ : ﻭﻗﺎﻝ ﺍﺑﻦ ﺍﻟﻘﻴﺎﻣﺔ . ﻳﻮﻡ
ﻭﻗﺎﻝ ﻳﺪﻱ ﻋىلﻋيل - ﻣﻦ ﻓﻴﻪ ﻭﻛﺘﺒﺖ ﺍﻟﻘﺮﺍﻥ ﺳﻮﺭﺓ ، ﺑﻌﻴﻦ هيلع
ﺍملحصﻒ حيﻜﻬام ﻣﻦ ﻭاكﻥ ﺍﺑﻦ ﻣ ﻌ ﻮ ﺩ ﻋملﺎ . ﻣﻠﻰﺀ> ﺧﻴﻒ معﺮ ؛
ﻭﺗﺼﺪﻳﻘﻪ ال ﻭﺣﺪﻩ هشﺎﺩﺗﻪ حبﺠﺔ ﻟﻠﻪ ﻭﺍﻥ ﺭﺹ ﺍﻟﻮﺍﺣﺪ ﺯمع ﺍﻥ
ﻭﻟﻴﺲ ﺑﻮﺍﺟﺐ ؟
ﻭﺍﻥ ﺫﻭ ﺍﻟهشﺎﺩﺗني . ﻭﻫﻮ ﻭﺣﺪﻩ ﺛﺎﺑﺖ ﺧﺰميﺔ ﺑﻦ هشﺎﺩﺓ ﻭﺃﺟﺎﺯ
ﺍملﻨﻮﺭﺓ.
T e k BİR KİŞİNİN ŞAHİTLİĞİ HAKKINDA
Som a ona başka bir grup gelerek: ‘T e k bir kişinin tanıklığı, Al-
lah’ın kabul ettiği hüccetlerden değildir. Tek başına onun şahadeti ve
tasdiki caiz olmadığı gibi ona uyulması da vacip değildir diyenlere ne
dersin?”،.dediler. Dedi ki: “O nlar bidat ehlidirler Onlardan sakınınız.
Yazınız; N ebi (a.s.) Dıhye b. Halife el-Kelbi’yi tek başma H irakl’a
göndermiştir. Şayet M üslümanlardan bir tek şahsm şahitliği caiz ve
tasdiki vacip olmasaydı. N ebi (a.s.) onu göndermezdi. N ebi (a.s.)
Huzeym e b. Sabitdn tek başma şahitliğini caiz ﺃﺳﺎﻁve ‘o İH şahitlik
sahibidir ؛demiştir. N ebi (a.s.) yeminle birlikte bir şahitle hükmetmiş-
tir. H z. Ali, Şureyh ve Ehl-i M edine’nin ammesi böyle hükmetmişler-
dir. H z. Ö m er Faruk, M uğire b. Şu’be’yi tek başma Kisra’ya elçi ﻩ1ﺱ
göndermiştir. M üm in tek başına hüccettir ve onu tekzip etmek haram-
dır.” O m m (fakihin) sözlerini tasdik ettiler ve kabul edip inandılar.
M esturu’l-hal218 ﻩ1ﺱkimsenin şahitliğini kabul ettiler.
ﺗﺼﺪﻳﻖ ﺗﻘﻮﻝ ﻓميﺎ ﻗﺎﻟﻮﺍ ﻣﻦ ﺁﺧﺮﻭﻥ ﻓﻘﺎﻟﻮﺍ' .ﻣﺎ من ﺟﺎﺀﻩ ﺗﻮﻡ
ﺍﻟﻘﺒﻠﺔ ﻣﻦ ﺍﻟﺮ ﺁﻫﻞ ﻗﻴﻠﻮﺍيف ﻓﺎهئﻢ ﻗﺪ هشﺎﺩﺗﻪ ﺭﺍﺟﺎﺯﺓ اﻟﻮاﺣﺪ
اﺟﻞ ذﻟﻚ ؟
ﻳﺼﺪﻕ ﺍﻟﻨﺎﺱ ﺑﻌﻀﻬﻢ ﻭال ﺑﺎﻟﻘﺬﻑ ﻳﺄﺧﺬ ﺍﻟﻠﻪىلص ﺍﻟﻠﻪهيلع اكﻥ ال
ذﻏﻮاؤا ٢ إذا ﻧﺎ اﻟﺌﻴﺬاة ﻳﺄﺏ ﺅﺯال ذﻟﻚ ﺗﺼﺪﻳﻖ ﻭﻗﺎﻝ ﺍﻫﻪيف
؛ 4
ﻋﺬﻝ ﻣﺘمك ﺃ ﺅﺯﻣﺬﻭﺍ :ﻭﻗﺎﻝ
ﻧﺰيف ﺍﻟهشﻴﺪ
ﻭمل ﻳﻘﻞ ﻭال ﻳﺄﺏ
١.؛ﺍﻟﻄالﻕ ﺭﺁ)ﻣﺮﺍ
! ﺀه Kitabu't-Tahrlş D،r،r b. Amr
Sonra ona başka bir grup gelerek: “Tek bir kainin tasdikinin ve
gadirliğinin caiz olduğunu söyleyenler hakkrnda ne dersin? Çünkü
onlar £ آلﻝ-ﻥ
Kıble’nin gizli tanıklığını bu yüzden kabul etmişlerdir.”
D edi ki: “Onlardan sakınınız. Onlar bidat ve dalalet eh lid irler. Ya-
5 zınız; Resûlullah (s.a.) iftiraya dayanarak hüküm vermediği gibi insan-
larm birbirleri aleyhine söylediklerini doğru kabul ederek de hüküm
vermezdi. Aleyhi’s-Selam’ın dini, hükm ü ve getirdiği şeriatı şuydu:
M üddei (davacı) ona geldiğinde şöyle derdi: ؛Ya iki şahidin olacak ya
da m(iddeialeyhinin (davalırun) yemini.’ Allah bunu ؟öyle tasdik et-
10 mektedir. ‘ﺻﺆ، ﻁçağırıldıklarında gelm ekten çekinm esinler/219 Bu ayette
(tekil 0 ) ﺳﻞşahit denmemiş (çoğul olarak) şahider denmiştir. Ve
،1خل،ﺀsahibi iki kişiyi şahit tu tu n ’220 buyurm uştur.” Bunu kabul
‘Sizden ﻡ
ettiler ve durum u kapalı (gizli) ﻩ1ﺱkimsenin şahitliğini geçersiz kıldı-
lar. Ya muhacir olup çıkana ya da memlekederinde kimse kalmayana
1$ dek ona (mesturün tanıklığına) dayanarak hüküm vermekten vazgeçti-
ler. Buna inamp başkalarma karşı geldiler. Bunlar es-Sufriyye^ ؛Hari-
çileridir.
ﻟﻌﻦ ﻋﺬﺍﺏ ﺍﻟﻘرب ﻓﻘﺎل: ]٧ ٢ ﻋﻦ [ ﺍﻛﺘﺒﻮﺍ ﺁﻥ ﻋﻠﻴﺎ ﺳﺌﻞ ﻓﻘﺎل:
ﻛﺘﺎﺏ ﻳﻘﺮﺅﻭﻥ ﻧﻢ ﻗﺎل :ﺃﻣﺎ ﺍﻟﺒﻌﺚ ، ﺯمعﻮﺍ ﺍﻥ ﺭﺟﻌﺔ ﻗﺒﻞ اﻟﻠﻪ ﺍﻟهيﻮﺩ
ﺍإلﻧﺎﻥ ﻣﻦ أول ﺑﺬؤ ﺧﻠﻘﻪ إﻟﻰ ﺣﻴﺎﺗﻪ جيﺮﻱ ﻋﻠﻰ ﺍﻥ اﻟﻠﻪ ؟ ﺛﻢ ﻗﺎل؛
ﺗﺎﺭﺍﺕ . ﺗﺴﻊ جيﺎﻭﺯ
ﺍملﻮﺕ ﺗﺎﺭﺗني ال ﺗﺎﺭﺍﺕ ﻭﺑﻌﺪ حس
ﺗﺎﺭﺍﺕ ، ﺳﺖ ﺛﺨائﻩ ﺍجلﻔائﻡ ﻓﻜﻨﺆﻧﺎ ﺅ ﺗﺎﺭﺍﺕ ، ﺧﻤﺲ ﻋﻔﻨﺎﻣﺎ
ؤﺛﻢ إﻣﺤﻢ ﺗﺎرات ﻣﺒﻠﻎ ،ﺣﻴﺎﺗﻪ آﺧﺰه ﻓﻬﺬهحس أﻧﻨﺄﺋﺎة ﺧﻠائ ؤﺛﻢ
جلﻮﻥ ( 4ﻡ ﺑﻐﺬذﺑﻚ
رصﺍﺍﻝ<ﺳﺚ . ١٣ -١٢
ﺭﺍ )
ﺍﻟﺮﺱ. ١ :
( )١ﻣﺮﺭﺍ ،
)٣١رسﺭﺍﺍﻟﺮﺱ؛ .١٠
KABİR AZABI HAKKINDA
ﺃﺟري ﻣﻦ ﻟﻴﻠهتﺎ ﺁﻭ اﻟﺠﻤﻌﺔ [ ] ٧ ٣ ﻣﺎﺕ ﻳﻮﻡ ﻭﺭﺱ ﻋﺬﺍﺏ ﺍﻟﻘرب))•
ﺑﺎﺕ ﻭﻣﻦ هشﻴﺪ• واﻟﻠﻢ هشﻴﺪ• اﻟﺴﺢ آﻛﻠﻪ ﻭﻣﻦ هشﻴﺪ• واﻟﺤﺮق
ﻋﺬﺍﺏ ﻭﻭﻗﻮﺍ ﻳﺘﻴﻘﻆ ﻓﻬﻮ))•هشﻴﺪ ﻣﻦ ﻗﺒﻞ ﺃﻥ ﻣﺎﺕ مث ﻓﺮﺍﺷﻪ ﻋىل
ﺑﺄمجﻌﻬﺎ ﺍخلﻮﺍﺭﺝ ﺫﻟﻚ ﻓﻘﺒﻞ ﺍحلﺪﻳﺚ . حنﻮ ﻫﺬﺍ جمﻦ ﺍﻟﻘرب يف
ﺍملﻮﺱ. ١٦ :
( ) ١ﺳﻮرة
ﻣﺤﻮرة يفﺍملﺒﺮﺭ^•
ﻳمنمن ﺛﻦ
ﻗﺖ*ﺛييﺍآلﺧﻴﺎﺀ ﺯالﺍآلﺗﺆﺍﺙﺇﻥ ﺍﺓ ﻳﻨﺒﻎﺗﻦﻗﺜﺎﺀ ﺯﻧﺎ أﻧﺚ
( )٢ﺅﺅﺗﺎ
ﻓﺎﻃﺮ.٢ ٢ :
ﺍملﻮﻋرتﻥ؛ .١٠٠
Klt،bu't-T*hri؛ f،rb. Amr
226 F â n r,35ﺀﺀﺍ.
227 Nemi, 27/80.
228 Mü’minûn, ﻭﺀ / ﻫﻬﺎ.
رضﺍﺭ ﺑﻦحمﻤﻮﺩ ﺍمسﺎيل حمﺎﺏ ﺍمضﺮﺵ
واﻟﻨﻤﻴﻤﺔ ». اﻟﻐﻴﺒﺔ ﻣﻦ اﻟﻘﺒﺮ ﻋﺬﺍﺏ ﺭﺭﻋﺎﻣﺔ ﻗﺎﻝ : ﺍﻟالﻡ هيلع
اﻟﻘﺒﺮ ».ﻭىلص ﻭﻋﺬﺍﺏ ﻭﺍﻟﺪﺟﺎﻝ ﺑﺎﻟﺸﻔﺎﻋﺔ ﻳﻜﺬﺑﻮﻥ ﻭ(ﺭممﻴﻜﻮﻥ ﻗﻮﻡ
ﺃﺿالﻋﻪ ﺍﺧﺘﻠﻔﺖ ، ﺳﺪ ﺑﻦ ﻣﻌﺎﺫ ،ﻟﻘﺪ ﺿﻐﻄﻪ ﺿﻐﻄﺔ جلﺎ ﻣﻨﻪ ﺍﻟﻘرب
ﺳﺒﻌﻮﻥ ﺁﻟﻒ ﻏﻠﻪ ﺍﻟالﻡ (( :ﻟﻘﺪ ﺑﺎﺩﺭ إﻟﻰ ﻣهنﺎ »• ﻭﻗﺎﻝﺍﻟﺘييهيلع
ﺍملالﺋﻜﺔ ﻭﻛرثهتﺎ » ﻣﻦ ﺟﻨﺎﺯﺗﻪجمﻦ ﺯﺣﺎﻡ ﺃﺩﻧﻮ ﻭﻣﺎ ﻗﺪﺭﺕ ﺁﻥ ﻣﻠﻚ
ﻭﺍملﻘﻠﺪﻳﺰﺽ ].
ﻣ هن ﻢ :ﺍﻥ ﺻﻨﻒ ﺃﺣﺰﺍﺑﺎ ﻓﻘﺎﻝ ﻓﻲ ﺫﻟﻠﺚ ، ﺍﻟﻘﺒﻠﺔ ﺻﺎﺭ ﺃﻫﻞ مت
ﻋﺎﻗﻠﺔ ﻭﻟﻜﻦ ﺍألﺭﻭﺍﺡ ال ﺗﻌﻘﻞ ﺍألﺟﺎﺩ مفﺘﺘﺔ ﻗﺎﻝ ﺁﺧﺮﻭﻥ؛ ﺃﻣﺎ
مسﻴﻌﺔ ﺑﺼريﺓ يف ﺣﻮﺍﺻﻞ ﻃري ﺧرضﺗﺮىع ﺑﺎﻟهنﺎﺭ يف ﺍجلﻨﺔ
ﺍﻟﻜﻔﺎﺭ يف ﻭﺃﺭﻭﺍﺡ ﻭﺁﻭﻱ ﺍﻟﻠﻴﻞ ﺇىل ﻗﻨﺎﺩﻳﻞ حتﺖ ﺍﻟﻌﺮﺵ.
ﺣﻮﺍﺻﻞﻃري ﺳﻮﺩ ﺑﻮﺍﺩ ﺑﺎﻟميﻦ ﻳﻘﺎﻝ ﻟﻪ ﺑﺮﻫﻮﺕ ﺱ ﺃﻭﺩﻳﺔﺟﻬمن• ٠
Sonra bu konuda Elrl-i Kıble gruplara ayrıldılar. Bir grup dedi ki:
“ﻧﺂﻟﺔ-€ﺳﺲ farkhdır. o,
hay anlamının yok olması olup, س ve
yaşam ile ilgili hiçbir anlama nisbet edilemez ve ölüniin ﺱolması
mümkün değildir, ö lü y ü ﺱbir şeye taalluk ettirmek yalan olup
Allah’a iftiradır.” Diğerleri ise şöyle dediler: “ö lü le r ؛işitirler, görürler,
akledip anlarlar, birbirlerini ziyaret ederler ve kefenleriyle gururlanırlar.
Birbirlerine som sorarlar ve yaşayanlar gibi birbirlerine danışırlar.”
D iğer bir grup ise şöyle dedi: “Vücutlar (ecsam) ölüdür. H içbir şeyi
algılayamazlar. Fakat ruhlar akıllt, gören ve işiten olup, gündüz cennet-
te otlayan ve gece arşın altındaki kandillere sığınıp, geceleyen yeşil bir
kuşun kursağındadırlar. Kâfirlerin ruhları ise cehennem vadilerinden
biri olan ve adına Berhut denilen Yemen v ad ilerin d en birinde b ıılnnan
siyah bir kuşun kursağmdadır.” Som a bu hususta birbirini reddedip
inandıklarıyla birbitierine karşı çıktılar.
يف ﺗﻔﻀﻴﻞ ﺍألﻧﺒﻴﺎﺀ
ﻭﺗﻔﻀﻴﻞ ﺍألﻧﺒﻴﺎﺀ ﺗﻘﻮﻝ يف ختﻴري ﻓﻘﺎﻟﻮﺍ :ﻣﺎ ﺟﺎﺀﻩ ﻗﻮﻡ مث
لوسر
ﺭﺟال ﻗﺎﻡ ﻭﻗﺎﻝ :ﻳﺎ ﺍﻛﺘﺒﻮﺍ ﺍﺭﺃﻥ ﺑﻌﺾ؟ ﻓﻘﺎﻝ : ﺑﻌﻀﻬﻢﻋىل
ﺍﻟﻨﺎﺱ ؟ ﻭﺃﻛﺮﻡ ﺍﻟﻨﺎﺱ ﺍممﻪ ﻣﻦ ﺃرشﻑ
ﺑﻦ ﺍﻟﻠﻪ ﺫحب ﺇحسﺎﻕ ﻓﻘﺎﻝ؛ ﻳﻮﺳﻒ ﺑﻦ ﻳﻌﻘﻮﺏ ﺇرسﺍﺋﻴﻞ ﺍﻟﻠﻪ ﺑﻦ
ﺃﺣﺪ هيلع( :ﺭال ﻳﻘﻔﻠين
إﺑﺮاﻫﻴﻢ ﺧﻠﻴﻞ اﻟﻠﻪ)) .ﻭﻗﺎﻝﺍﻟيبىلص اﻟﻠﻪ
وﻟﻢ ﻅ هيﻢ خبﻄﻴﺌﺔ ﺯﻛﺮﻳﺎ ﻟ ﻢ خبﻄﻴﺌﺔ ﺃﻭ معهلﺎ ﻣﺎ ﺧال حيىي ﺑﻦ
ﻣﺊ زﺧﻀﻮزا و ﻧ ﺒ ﻘ ﺎ ﺀﺅﻭﺳﺘﺬﺍ ﻓﻘﺎﻝ : ﻭﻗﺪﺑني اﻟﻠﻪ ﺳﺆﺩﺩﻩ ﻳﻌﻤﻠﻬﺎ ،
ﺗﻔﻀﻠﻮا ﻭال ﺍألﻧﺒﻴﺎﺀ ختﻴﺮﻭﺍ ﺑني (ﺭال ﻭﻗﺎﻝ : ﺍﻟﻀﺎجبﻴﻨمي)).ﻝ ٢
ﻭﻋﺎﺩﻭﺍ ﻭﺩﺍﻧﻮﺍ ﺑﻪ ﻓﻘﺒﻠﻪ ﻗﻮﻡ ﺍحلﺪﻳﺚ . ﺹ ﻫﺬﺍ حنﻮ يف
١ك*ﻟﻞ اﻟالﺑﻤﺈ زم الم ﺑﻤﻨﻲ ماﻟﻤﺨﺪاب ئ اهﻳﺒﻤﺰكﺑﻤﺺ ﻣﻤﺬﻧﺎ ﺑﻤﺰ ﺑﺚ اﺀ ﻟﻬﺪا ) (
ENBİYANIN TAFDİLİ HAKKINDA
مث ﺟﺎﺀﻩ ﻗﻮﻡ ﻓﺴﺄﻟﻮﻩ ﻋﻦ ﺫﻟﻚ ﻭﻣﺎ ﻗﺎﻟﻮﺍ ﻓﻴﻪ ﻗﺎﻝ :ﺍﺗﻘﻮمه
ﻗﺎﻝ ؛ ((ﺁﻧﺎ
ﻭﻟﺪ ﺳﻴﺪ ﺍخلﻲ
هيلع ﻓﺈهنﻢ ﺃﻫﻞ ﺍﻟﺒﻴﻊ ﻭﺍﻛﺒﻮﺍ ﺍﻥﺍﻟالﻡ
ﻭﺁﻧﺎ ﺃﻭﻝ خفﺮ، ﻭال ﺍألﺭﺽ ﺗﻨﺜﻖ ﻋﻨﻪ ﻭﺃﻧﺎ ﺃﻭﻝجمﻦ خفﺮ، ﻭال ﺁﺩﻡ
ﺍﻟﻘﻴﺎﻣﺔ حتﺖ ﻟﻮﺍيئ ﻳﻮﻡ ﻭﻟﺪﻩ ﻭمجﺢ ﻭﺁﺩﻡ ﻣﺸﻔﻊ ، ﻭﺃﻭﻝ ﺛﺎﻍ ،
ﺍﻟﺒﻴﻮﺕ ﻭﺳﻴﺪ ﺍجلﻤﻌﺔ ، ﺍألﻳﺎﻡ ﻳﻮﻡ ﻭﺳﻴﺪ ﺭﻣﻀﺎﻥ ، هشﺮ ﺍﻟهشﻮﺭ
ﺍﻟﺒﺈﻉ ﻭﺳﻴﺪ ﺍﻟﺒﻘﺮ ؛ ﺍألﻧﻌﺎﻡ []٧ ٦ ﻭﺳﻴﺪ ﻭﺳﻴﺪ ﺍﻟﺒﻘﺎﻉ ،ﻣﻜﺔ ،ﻳﻜﺔ
ﻟﻄري .ﺍﻟمنﺮ ﺍ ﻭﺳﻴﺪ ،ﺍألﺳﺪ
هيلعﺕ
اﻟﻠﻪ ﻭﻗﺎﻝ اﻟﻨﺒﻲ
ىلص ﺍﻟﻮﺯﺭﺍﺀ* األﺋﻤﺔ ﻭﻏريمه ﻗﺮﻳﺜﻮ ﻣ مل ﺎ ﻥ ؛
ﺍﻟﺘﻮﺭﺍﺓ ﻣﻜﺘﻮﺏ ﻓﻲ ﻛﻌﺐ ؛ ﻭﻗﺎﻝ ﻗﺮﻳﺜﺄ)). اكﻥ ﻳﺒﻐىف اﻟﻠﻪ ﻓﺈﻧﻪ
ﻭﺩﺍﻧﻮﺍ ﺑﻪ. ﺍحلﺪﻳﺚ ﻓﻘﺒﻠﻪ ﻗﻮﻡ ﻣﻦ حنﻮ ﻫﺬﺍ وروى ﻓﻲ
ﻓهيﻢ ﻓﻘﺎﻝ ؛ ﻗﺮﻳﺶ ﻭﻣﺎ ﻗﺎﻟﻮﺍ ﻋﻦ ﻓﺄﻟﻮﻩ ﺍخلﻮﺍﺭﺝ ١مث ﺟﺎﺀﻩ
Sonra ona başka bir grup gelerek Kureyş’i sordu. Dedi ki: “Yazr-
nız; Allah’ım Kureyş’in eweline azap tattırdığın gibi ahirine de azap
tattır. Şayet Kureyş kendisine Allah katında ne olduğunu bilseydi Ş1-
marıp mağrurlanırdı. Şöyle buyurmuştur: ‘im am lar Kureyş’tendir.’
Selman: ‘Kureyşliler imamdır (halifedir) onların dışmdakiler ise vezir-
dir’ demiştir. N ebi (s.a.): ‘Kureyş’i öne alınız onun önüne geçmeyiniz.
Kureyş’ten öğreniniz ona öğretmeye kalkışmayınız. Kim, Kureyş’e
buğz ederse, Allah’ta ona buğz eder’ buyurmuştur.
لكﺤﺎﺀ ﻭخلﺎمت ﻣﻨﻜﻢ ﺣﺪﺛﺄ ﻧﺰﻋﻪ ﺍممﻪ أﺣﺪﺛﺘﻢ ﺣﺪﺛﺂ ﻓﺈﺫﺍ ﺗﺤﺪﺛﻮا
ﻗﺮﻳﺶ ﻣﺎ ﻣﻦ ((ﺍألمئﺔ ﻭﻗﺎﺩﺕ ﺧرضﺍﺀمه ». ﺃﺑﻴﺪﻭﺍ ﻋﻮﺍﺗﻘمك مث
ﺍﺳرتمحﻮﺍ ^ﺫﺍ ﻋﺎﻫﺪﻭﺍ ﻭﻓﻮﺍ ﻭﺇﺫﺍ ﻋﺪﻟﻮﺍ ﺣمكﻮﺍ ﺛالﺋﺂ ؛ ﺇﺫﺍ ﺃﻗﺎﻣﻮﺍ
ﻭﺍﻟﻨﺎﺱ ﻭﺍملالﺋﻜﺔ ﻟﻌﻨﺔ اﻟﻠﻪ ﻓﻌﻠﻴﻪ ﺫﻟﻚ ﻳﻔﻌﻞ مفﻦ مل ﺭمحﻮﺍ .
ﻭﻗﺎﻝ جمﺠﺎﻫﺪﺕ ﻟﻘﺪ ﺣﺪﺛين ﻗﻮﻡ ﻗﺮﻳﺜﺄ ». ميﻮﻥ ﺍحلﺬﺍﺀ ﺃﻧﺎﺱ ﻫﺬﺍ
((ﺇﻥﻭىل
ﻋﻠﻴمك
ﺍﻟالﻡ : ﻭﻗﺎﻝﺍﻟﻨيب
اكﻧﻮﺍ ﻛﺬﺍﺑني ﺹ ﻗﺮﻳﺶ .هيلع
ﻭﺍﺱ ﻛﺘﺎﺏ اﻟﻠﻪ»، ﻭﺃﻃﻴﻌﻮﺍ ﻣﺎ ﺃﻗﺎﻡ ﻓﻴمك ﻓﺎمسﻌﻮﺍ ﻟﻪ ﻋﺒﺪ ﺣﻴيث
ﻭﺩﺍﻧﻮﺍ ﺑﻪ ﻓﻘﺒﻠﻮﺍ ﻗﻮﻟﻪ اكﻥ »• اكﺋﻨﺎ ﻣﺎ ﻭﺳﺒﻴىل ﻓﺎﻗﺘﻠﻮﻩ ﺷﺘﻰ ﺧﺎﻟﻒ
ﺍألﻧﺴﺎﺏ .ﻭﻗﺎﻟﻮﺍﺕ ﺃﻭ ﻋىل ﻗﺮﻳﺶ ﺍألمئﺔ ﻣﻦ ﻳﻜﻮﻥ ﺃﻥ ﻭﺃﺗﻜﺮﻭﻡ
ﺍخلﻠﻖ ﺑﻌﺪ اكﺋﻨﺂ ﻣﺎ اكﻥ ﺱ ألهنﺎ ﻣﻴﺘﺔ ﻭﺃﺣﻴﺎﻫﺎ هبﺎ
ﺍإلﻣﺎﻣﺔ ملﻦ ﻗﺎﻡ
Yeni bir şey çıkardığınızda; Allah imameti sizden çekip alır ve sizi
budanmış ağaç gibi budar. Kureyş yeni bir şey çıkardığında veya yol-
dan çıktığında; kılıçlarınızı omuzlarınıza alm ve onlann kökünü kazıp
temizleyin.’ Kureyş üç şeyi yerine getirmeye devam ettiği m üddetçe
imamet onlarındır. H üküm verdiklerinde adaletle hükmetmek; söz
verdiklerinde sözünde durmak ve merhamet dilendiğindeﻭﺍ؛،الﺳﻪ
olmak. Kim bunu yapmazsa, Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların
laneti kıyamete dek üzerine olsun. H angi em ir zulmetse, ﺳﺎ؛ﻡemirliği
yoktur, o görevden alınmıştır. Yaratıcıya isyan/günah hususunda hiç-
bir yaratılana itaat yoktur, ö y le bir zaman gelecek ki, kişi giyilmiş bir
ayakkabıya bakarak şöyle diyecektir: “Kureyş diye adlandırılan bazı
insanlar, bu ayakkabıları giyerlerdi.’ Mücahid: ‘Kureyş’ten yalancı bir
grup bana rivayet etti’ demiştir. N ebi (a.s.) şöyle buyurmuştur: ،A 1-
lah’ın kitabıyla aranızda hükmettiği müddetçe, Haberli bir köle bile
size imam oha, onu dinleyiniz ve ona itaat ediniz. Benim sünnetime ve
yoluma muhalefet eden kim olursa olsun onu öldürünüz.” O nun sözü-
nü kabul edip inandılar. İmamların Kureyş’ten olması veya soya göre
olmasını reddettiler. Dediler ki: “im am et onu hakkıyla yapan ve can-
landıranındır. Çünkü imamet ölmüştür.” Onlardan (Haricilerden)
olduktan sonra kim olursa olsun, kimlerden olursa olsun imam olabilir.
ﺳﺪ ﻗﺒﻞ ﺃﻥ ﻳﻮﺣﻰ ﺇﻟﻴﻪ يف
حمﻤﺪ ﻗﺒﻞ ﺁﻥ ﻓﻲ ﺗﻘﻮﻝ [ ] ٧ ٨ ﻓﻘﺎﻟﻮﺍ ؛ ﻣﺎ ﺁﺧﺮﻭﻥ مت ﺟﺎﺀﻩ
ﺇﻟﻴﻪ ؟ ﻳﻮىح
ﺍﻟﺒﻴﺖ «ﻛﻨﺖ ﺃﻃﻮﻑ ﺍﻟالﻡ ﻗﺎﻝ هيلع ﺍﻟﻨيب ﺃﻥ
ﺍﻛﺘﺒﻮﺍ ﻓﻘﺎﻝ :
ﺍﻟﺒﻴﺖ ﻣﺒﺴﻮﻁ ﺣﻮﻝ ﺍجلﺎﻫﻠﻴﺔ ﻓﺈﺫﺍ ﺃﺑﻌﺚ ﺁﻭﻳﻮىحﺇيل ىف ﺗﺒﻞ ﺃﻥ
ﺇﻣﺮﺍﻓﻴﻞ ﺑﺎﻟﺒﻴﺖ ،ﻓﻘﺎﻝ ﻫﺮﺍﻓﺘﻞ ﻳﻄﻮﻓﻮﻥ ﻭﻣاكﺋﻴﻞ ﻭﺟربﺍﺋﺘﻞ ﺑﻮﺍﺩ
حمﺖ ﺅﺗﺎ ﻭﻗﺎﻝ ؛ ﻫﻬﺬﻯ >^.ﺃ ؛ ﺻﺎال ؛ﺅﻭﻭﺟﺪﻟﺚ ﻭﻗﺎﻝ ﺍممﻪ ﺍألﻣﻦ
ﺇال ﺑﻌﺚ ﻧﺒﻲ ﻭﻗﺎﻝ ؛ (ﺭﻣﺎ ﺍإلﻳﻘﺎﻥ.ﺑﺎ ٢ ﺯال ﺍﻟﻴﺎيب ، ﺗﺎ ﺛﺪﺭﻱ
ﺍحلﺸﻮﻭﻏريمه . ﺫﻟﻚ ﻗﻮﻡ ﻭﺩﺍﻧﻮﺍ ﺑﻪﻭمه حمﺔ » .ﻓﻘﺒﻞ أرﺑﻌﻴﻦ ﺑﻌﺪ
؛حمﺮﺭﺍﺍملﺲ ()١
٧.
ﺭممﺪﺍﺍﻟىض؛ ﺁﻡ•
KENDİSİNE VAHİY G e l m e d e n önce
Hz. M u h a m m e d ' î n D u r u m u HAKKINDA
ﺻﻨﺔ ﻭﺃﻧﻪ ىلص ﺍﻟﻠﻪهيلع ﺇمنﺎ ﻋﺮﻑ ﺍﻟﻠﻪ ﻭال ﺁﻣﻦ ﺑﻪ ﺇال
ﺃﺭﺑﻌني ﺑﻌﺪ
ﻛﺎذﻛﻬﻤﺄص.
ﺍﻟالﻡ هيلع
ﻭﺍﻛﺘﺒﻮﺍ ﺁﻥ ﺍﻟين ﻣرشﻛﻮﻥ ﻓﻘﺎﻝ :ﺍﺣﺬﺭﻭمه ﻓﺈهنﻢ
مل(ﺭ ﺃﺯﻝ ﺃﺗﻘﻠﺐ ﻭﺃﻧﻘﻞ يف ﺧري ﺃﻫﻞ ﺍألﺭﺽجمﻦ ﻗﺮﻥ ﺇىل ﻗﺮﻥ
ﻧﺎﻝ'•
ﻭﺳﻒ حمﺎﻡ :مبجلﺎﻥ ﺹ ﺍﻟﻐﺎﻳﺔ، واﻟﺨﺮب‘ دﻓﺰش اكﻥ ﻳﻄﻴﺘﺂ ﺹ ﺍﻟمتﺮﺓ اذا حمﺎﻡ ( ' ) حمﻢ ﺍﻟﺮﺟﻞميمح
Sonra ona başka bir grup gelerek: “M uhamm ed’ in (s.a.) kırkın-
dan sonra Allah’[ bilip iman ettiğini ve ondan önce pasif ve hantal bir
kişi olduğunu söyleyenlere ne dersin” dediler. Dedi ki: “Onlardan
sakınınız. Onlar müşriktirler. Yazuıız; N ebi (a.s.) şöyle buyurmuştur:
‘Annem beni doğuruncaş^a kadar ben, bir çağdan diğerine yerşiizünün
en hayırlılarının içinde nakil olunuyordum. N e Cahilliye ehlinin taşkın-
lığı ne de Müşriklerin pisliğinden hiçbir şey bana bulaşmamıştır. Allah,
risaleti ye dini için beni seçti. Ben daima H an if bir M üslüm an'dım .’
Bunu kabul edip inandılar ve diğerlerine karşı çıkıp onları tek£r ettiler.
يف حمﻴﻠﺔ ﺃﺭﺽ ﺍﻟﺜﺎﻡ
مئ ﺟﺎﺀﻩ ﺁﻫﻞ ﺍﻟﺸﺎﻡ ﻭﻗﺎﻟﻮﺍ :ﻁ ﺗﻘﻮﻝ ﻗﻴﻆ ؟ ﻗﺎﻝ :ﺍﻛﺘﺒﻮﺍ آنﺍﻟين
ﻭﺍملﻨﻘﺮ ﻭهبﺎ ﺃﺭﺽ ﺍملﺤرش ﺃﺭﺽ ﺍﻟﺸﺎﻡ ﺍﻟالﻡ ﻗﺎﻝ (( :ﺇﻥ ﻋﻠﻴﻪ
ﺍﻟﺒالﺩ أﻗﺮب ﺍملﻘﺪﻣﺔﻭىه ﺍألﺭﺽ ﺍألﺑﺪﺍﻝ ﻣﻦ ﺻﻔﻮﺓ ﺍﻟﻠﻪﻭىه
ﺍﻟﻔﺘﻨﺔ ﺇﺫﺍ ﻓﺄﻭﻟﺖ ﺫﻟﻚ أن ﺍﻟﺸﺎﻡ ﻓﺄمقﺘﻪ . ﻓﺄﺗﻴﺖ ﺑﻪ ﺍملﺎﺀ ﻓﺪﻓﻊﺇيل
ﺃﻧﺖ ﺻﻔﻮيت
ﺑالﺩﻱ ﻣﻦ
ﻭﻗﺎﻝ (( :ﻳﺎ ﺷﺎﻡ ﺹ)).ﻏﺪﺭﻩ ﻭﻟﻴﺴﺘﻨﻖ ميﻨﻪ
232 Şam Ehli: Burada kast edilen Emevilerdir. Şam: Suriye ve Filistin’i de
kapsayan bir bölgenin adı olarak kullanılmaktadır. BugUnkU Şam kenti
için Dımaşk ismi kullanılmaktadır.
233 I^aremeyn: Mekke ve Medine kastedilmektedir.
اﻟﻐﻄﻔﺎﻧﻲ ﺿﺮار ﺑﻦ ﻋﻤﺮو اﻟﺘﺤﺮﻳﺶ ﻛﺘﺎب
ﺗﺴﻌﺔ وﺑﻬﺎ ﻗﺮﻥ ﺍﻟﻐﻴﻄﺎﻥ ، ﺑﺎﻟﻤﺸﺮق ،وﺑﻬﺎ ﻳﻄﺈع ﻭﺭﺭﺇﻥ ﺍﻟﻔﺘﻨﺔ
خيﺮﺝ ﻋﺒﺎﻝ،ﻝ ٢وﻣﻨﻬﺎ ﻭلك ﺩﺍﺀ ﺍجلﻦ ، ﺍحلﺮ وﻣﺰﻧﻪ أﻋﺸﺎر
ﻓﺄﺭﺿﺎ
مه ﻳﻜﻔﺄ ﺍﻟﺪﻳﺬ))ﻝ وﻣﻨﻬﺎ ﺍإلﻣال ؛، ﺍﻟﺪﺟﺎﻝ ،وﻣﻨﻬﺎ ﻳﻤﻤﻰ
ﻭﺩﺍﻧﻮﺍ ﺑﻪ. ﻓﻘﺒﻠﻮﻩ
ﻭﺍﺣاكﻣﻪ .ﻭﻗﺎﻝ ﻭمعﺎﺗﻪ ،ﻭهبﻢ ﻳﻨﺼﺮ ﺍﻟﻠﻪ دﻳﻨﻪ ﻭﻧﺒﻴﻪ هبﻢ ﻣﻦ ﺍﻋﺪﺍﺋﻪ
وﻳﺜﺒﺖ هبﻢ ﺧﻠﻴﻔﺘﻪ وﻳﻌﺰ هبﻢ هبﻢ ﺩﻳﺘﻪ ﻳﻨرص ﺍﻟﻠﻪ ﺍألﻋﺎمج ، ﺃﺑﻨﺎﺀ
ﺗﻮﻟﻴﻨﺎ ﺇﻥ ﺍﻟﺬﻳﻦ ﻫﺆالﺀ ﻣﻦ ﺭ ﻣ ﻮ ﻝ ﺍﻟﻠﻪ ﻗﺎﻟﻮﺍ ؛ ﻳﺎ ﻭﺃﺣاكﻣﻪ . ﺣﺪوده
هشﻴﺪﺃ ، ﺃﺟﺮ ﺳﺒﻌني ﻣهنﻢ ﺍﻟهشﻴﺪ ﺃﺟﺮ جتﻨﺒهتﻢ ، ﻫﺮﺍﻓﻴﻞ ﻋﻠﻰ
ﺧالﻓﺘﻪ ، هبﻢ ﻭﻳﺜﺒﺖ جحﺘﻪ هبﻢ ﻭﻳﻈﻬﺮ ﻣالﺋﻜﺘﻪ هبﻢ ﻳﺒﺎيه ﺍﻟﻠﻪ
ﺍﻟﺰﻟﺰﺍﻝ ﻭﺍﻟﻔنت ﻭهبﺎ ﺍﻟﺮﺳﻞ ، ﻛﺬب ﻭهبﺎ ﺍألﻧﺒﻴﺎﺀ ، ﻗﺘﻞ ﻭﺑﺎﻟﺜﺎﻡ
ﺍملرشﻕ ﻳﺘﺘمئ ﻭﺑﺄﻫﻞ ﺃﻋﺪﺍﺋﻪ ، ﺃﻳﺪﻯ ﻭﻣهنﺎ ﺑﺪﺁ ﻫﺪﻡ ﺩﻳﻦ ﺍﻟﻠﻪ ﻋﻠﻰ
ﺍآلﺧﺮﻳﻦ . ﻭﻋﺎﺩﻭﺍ ﻭﺩﺍﻧﻮﺍ ﺑﻪ ﺑﺬﻟﻚ ﻓﺮحنﻮﺍ ﻧﺒﻴﻪ )). ﺍﻟﻠﻪ ألﻫﻞ ﺑﻴﺖ
ﺭﺍمه ﺍﻟﺮﺍﻳﺎﺕ ﺍ ﻟ ﻮ ﺩ ﺧﺮﺟﺖ ﻣﻦ ﺗﻞ ﺧﺮﺍﺳﺎﻥ ﻓﺎﺗﻮﻫﺎ وﻟﻮ ﺣﻴﻮﺍ ،ﺇﻥﺍﺱميﺎﺧملﻐﺔ ﺇﺫﺍ ﺍحلﺪﻳﺚ
( ) ١يف
اﻟﻬﺪي
MAŞRIK ( D o ğ u / I r a k ) E h e İ HAKKINDA
ﺭﺍﻳﺎﺕ ﻃﻠﻌﺖ ﺭﺭﺇﺫﺍ ﺍﻟالﻡ ﻗﺎل: ﺍﻟينهيلع ﺍﻛﺘﺒﻮﺍ ﺍﻥ ﻗﺎل :
ﺍﻟﺪﺟﺎﻝ ﺫﻟﻚ ﺍﻟﺪﻳﺊ ،ﻓﺈﻥ ﺑﻌﺪ ﺍﻟﻮﺍﺩ ﻓﺎﺋﺨﻮا ﻭﻟﺒﺎﺱ ﻣﻮﺩ ﻝ ] ٨ ١
ﻟﻬﻢ ﻗملﺄ ﻟﻬﻢ ﺩﻭﺍﺓ ﺃﻭ ﺑﺮى ﻭﺍﻟﺼﻔﺮﺗنيﻭمه ﺃﻫﻞ ﺍﻟﺮﺩﺓ .ﺹ الﻕ
ﺑﺬﻟﻚ هيﻮﻟﻮﻥ ال ﺇﻟﻪ ﺇال اﻟﻠﻪ ﻓﻴﺆﺫﻭﻥ اﻟﻠﻪ اﻟﻠﻪ . ﺑﻬﻢﺇىل
ﻋﺬﺍﺏ
حلﻖ
ﺍألﺭﺽ ﺩﻭﺍﺏ ﻋﻠﻴﻬﻢ ﻭﺗﺪﻋﻮ ﻭﺩﻭﺍهبﺎ ، ﺍألﺭﺽ ﺁﻫﻞ ﻭمبﺞ ﻣهنﻢ
ﻣﺠﻲﺀ هيلع:
ىلص اﻟﻠﻪ
ﺍﻟين ﻭﻗﺎﻝ ﺍﻟﺮمحﺔ ». حمالﻋىل ﻣالﺋﻜﺔ
رشﺍﺭ ﺧﻠﻖ اﻟﻠﻪ ﺑﻮﺍﺩمه ،مب ﺍﻟﺒﻴﺎﺽ ﻳﻐريﻭﻥ ﺍﻟﺰﻣﺎﻥ ﻗﻮﻡ يف ﺁﺧﺮ
ﻋﻠﻖﻓىل ﺃمنﺚ ﺀﺅﺯﺕ مبﺎ ﺍﻟﻌﻴﺪ ﺍﻟﺼﺎحل ﻭﻗﺎﻝ ﺍﻟﻨﺎﺭ » ^مه يف
ا)ﻣﺮرااﺳﺼﺎ . ١٧
MUSEVVİDE HAKKINDA
ﻟﻚ ﺹ ﺧري ﺍآلﺧﺮﺓ حتﺰﻥ ﻓﺈﻥ ﻟﺬﻟﻚ ﻓﻘﻴﻞ ﻟﻪ :ال حفﺰﻥ أﻣﻴﺔ
ﺑﺬﻟﻚ ﻭﺩﻧﻮﺍ ﻋﻠﻰ ﻓال هتمتﻭمه ﻭﺭﺋﺘﻪ ﻭ هل ﻢ ﺗﺮﺍﺛﻪ ﻓﺮﺿﻮﺍ ﺍﻟﻌﺒﺎﺱ ،
ﺍخلﻠﻖلكمه .ﺑﻪ
) ١ﺧﻠﻴﻔﺔ
اﻟﻤﻬﺪي اس ﻋﻠﻰ
ﻓﺈﻧﻪ ،اﻟﺜﻠﺞ ()١ﺣﺒﻮا وﻟﻮ ﺇﺫﺍ
ﻓﺒﺎﻳﻌﻮم رأﻳﺘﻤﻮه اﻟﺤﺪﻳﺚ ﻓﻲ ()١
ﻭﺭﻭﻭﺍ يت ﺫﻟﻚ ﺣﺪﻳﺜﺎ ﺁﺧﺮ «ﺃﻧﻪ ﻟﻴﺲ ﺽ ﺍجلﻨﺔ ﻟﻴﻞ ﻭال هنﺎﺭ ﺇمنﺎ
ﺃﻳﻔﺄﺇﻥ ﺃﺭﻭﺍﺡﺍملﺆﻣﻨني ﺑﻮﺍﺩ ﻭﺭﻭﻭﺍ مقﺮ ،؛• ﻭال مشﺲ ﻫﻮ ﻧﻮﺭ ﺑال
ﺑﺎجلﺎﺛﻴﻪ ﻭﺍجلﺎﺛﻴﺔ ﻭﺍﺩ ﺧﻔﺮ ﺗﺮىع يف ﺍجلﺎﺛﻴﺔ يت ﺣﻮﺍﺻﻞﻃري
ﻣﻎ ] ﻭﺇﻥ ﺃﺭﻭﺍﺡ ﺍﻟﻜﻔﺎﺭ ﺑربﻫﻮﺕ ﻭﺍﺩ ﺑﺎﻟميﻦ يف
ﻣﻦ ﺃﻭﺩﻳﺔ ﺍجلﺘﺔ [ •
ﺍألﺭﻭﺍﺡ ﻭﻗﺎﻝ : ﺍﻟﻨﺎﺭ . ﺃﻭﺩﻳﺔ ﻭﺑﺮﻫﻮﺕ ﻭﺍﺩ ﻣﻦ ﺳﻮﺩ ﺣﻮﺍﺻﻞ ﻃري
ﻭﻣﺎ ﺇﺋﺘﻠﻒ ﺗﻌﺎﺭﻑ جمهنﺎ ﺍخلﻴﻞ ،مفﺎ ﺗﺜﺎﻡ مكﺎ ﺗﺜﺎﻡ ﺍهلﻮﻯ يف
ﻓﺎﺭﻗﺖ ﺇﺫﺍ «ﺍألﺭﻭﺍﺡ ﺣﺪﻳﺚ ؛ﺁﺧﺮ ﻭﻗﺎﻝ يف ﺍﺧﻠﻒ . ﻣهنﺎ ﺗﻨﺎﻛﺮ
يف ﻧﻔﺦ ﺍﻟﻘﻴﺎﻣﺔ ﻭﺩﺧﻠﺖ ﻓﻴﻪ ﻓﺈﺫﺍ اكﻥ ﻳﻮﻡ ﺑﺎﻟﺼﻮﺭ حلﻘﺖ ﺍألﺟﺎﺩ
ﻭﻋﺎﺩﻭﺍ ﻭﺩﺍﻧﻮﺍ ﺑﻪ ﻓﻘﺒﻠﻮﻩ ﺍآلﺟﺎﻝ »• ﺇىل ﻓرتﺟﻊ ﻓﺘﺨﺮﺝ ﺍﻟﺼﻮﺭ
ﺍﻟﺒﻠﻊ ﻓﺈهنﻢ ﺁﻫﻞ ﺫﻟﻚ ﻓﻘﺎﻝ ؛ ﺍﺗﻘﻮمه من ﺟﺎﺀﻩ ﻗﻮﻡ ﻓ ﺄ ﻟ ﻮ ﻩ ﻋﻦ
ﻳﻀﻌﻮﻥ ﺍملﺠﻮﺱﺣني ﺩﻳهنﻢ ﻋﻦ ﻗﺒﻠﻮﺍ ﻭﺇمنﺎ ﻭﺍﻟﻜﻔﺮ ﻭﺍﻟﺘﻨﺎخس ،
ﻗريﺡ ﺇﻟﻴﻪ حلﻤﻪ ﻭﺃﻛرث ﻣﻨﻪ ؟ ﻭﺃﻳﻦ ﻳﺬﻫﺐ ﺍملﻐري ﻭ ﻣﻦ ﺃﻳﻦ ﺟﺎﺀ
]٨ ٤ ﺍملﺎﺋﻞ ال ﺁﻳﻦ [
ﻟﻪ ؟ ﻗﺎل ﺍﻟﻜﺒري ؟
ﺍﻟﻠﻌﻨﺔ ﺇﺫﺍ ﻭﺇﻥ ﻃﻌﺎﻧﺄ . ﻭال ﻟﻌﺎﻧﺄ ﺗﻜﻦ ﺍﻟالﻡ ﻗﺎﻝ ( :ﺭال ﺍﻟينهيلع
ﺍﻟﺜﻴﻄﺎﻥ ﻓال ﻳﻘﻮيل ﻟﻌﻦ اﻟﻠﻪ ﻭﺭﺭﺇﺫﺍ ﻋرث ﺃﺣﺪمك هشﻴﺪﺃ))• ﻭال ﺻﺪﻳﻘﺄ
اﻟﻠﻪ ﻓﺈﻧﻪ ﻭﻟﻜﻦ ﻟﻴﻘﻞ ﻳﺴﻢ رصﻋﺘﻚ ، ﺑﻘﻮيت ﻭﻳﻘﻮﻝ ﻳﻨﺘﻔﺦ ﻓﺈﻧﻪ
.ﻣﺘني
ﻭﺍملﺘﺮ ﺍحلﺜﻮ ﻭﻳﺬﻭﺏ ٠ ))،ﻓﻘﺒﻠﻮﺍ ﺩﻟﻚ ،ﻭمه ﻳﺘﺼﺎﻏﺮ
ﻓﻘﺎﻝ : ﻓميﺎ ﻗﺎﻝ ؟ﻫﺆالﺀ ﺗﻘﻮﻝ ﻓﻘﺎﻟﻮﺍ :ﻣﺎ مث ﺟﺎﺀﻩ ﻗﻮﻡ
ﻭﻟﻌﻦ ﺍجلﺎﺗني ﻟﻌﻨﺔ ﺛﻐﺎﺭ» ﺍﻟين ال ﺗﺎﻝ : ﺍﻟﺮاكﻛﺔ ؟ ﻣﺎ ﻗﻴﻞ : ﺍﻟﺮاكﻛﺔ .
ﻟﻮﻁ ، ﻟﻮم ﺻﻞ ﺻﻞ ﺳﻊ ﻣﺮﺍﺭ ﻣﺘﻮﺍﻟﻴﺔ ﺃﻟﻌﻦﺍﺱ ﻣﻦ ﻟﻌﻨﺔ .ﻓﻌﺎﻝ ؛
L a n e t HAKK!NDA
ﻋﺮ واﻟﻤﺘﻠﻂ ملﺘﺄﺛﺮﻳيف اﻟﻠﻪ، وا ﺣﺮﻡ اﻟﻠﻪ، اﻟﻠﻪﻣﺠﺎ ﻋرتﺓ ﺭحمﻮﻝ
ﺍملﺒﻄﻮﺭ ﺭﻛﺐ ﻟﻌﻦﻣﺠﻦ ﺍﻟالﻡ ﻋﻠﻴﻪ ﻓﺎﻥ ﺍﻟيب جمﻦ ﻋﻠﻤﻠﺶ ﻫﺬﺍ،
ﺫﻟﻚ ﻗﺆﻡ ﺍملهشﻮﺭ .ﻓﻘﻴﻞ ﺍملﺎﺛﻮﺭ ،ﻭ ﻟ ىب ﻭﻫﻮ ﻫﺬﺍ ،ﻭﺟﻠﺲﻋىل
.ﻭﻋﺒﺎﺩﺓ ﺗﺒﺢ وﻃﺎﻋﺔ ﻭﺩﺍﻧﻮﺍ ﺑﻪ وﻫﻮ
120 Kitabu't-Tahriş Dırârb. Am r
Hayvan ile ilişkide bulunana - Allah lanet etsin. Sonra arazi şuurla-
nnı de^ştirene lanet etti. Ebeveynine sövene - Allah lanet etsin. Baba-
sının soyundan başkasına babahk iddiasında bulunana - Allah lanet
etsin. O nun bakımını üsdenen efendisinin (mevlası) dışındaki birini
$ efendi kabul edene - Allah lanet etsin’ dedi. N ebi (a.s.) Şöyle buyurdu:
‘Allah’ın kitabına ekleme yapana, helalini haram - haramını helal kıla-
na, Resûlullah’uı ailesine yapılmasım Allah’ın haram g ö r d ü ğ ü helal
görene, Allah’ın fey’iyle müste’sir (fey’ gelirini kendine ayıran) olm a ve
ümmetimin başına zorla geçene, Allah lanet etmiştir. Kendini kadına
10 benzeten erkeğe ve erkeğe benzeten kadına lanet etmiştir, içkiye (şara-
ba), onu sıkana, satana, alm a, içene, ؛çtirene, servis yapana, ücretini
yiyene, içki yolu gösterene, taşıyana, götürene, içilecek sofraya ve içilen
eve lanet etmiştir. Çalgıcı bayana, saçına saç vb. ekleyen kadına, dövme
yaptıran ve yaptırtan bayana lanet etmiştir. H z. Ö m er Faruk, rah-
15 van/eşkin giden bir beygir gördü ve onu M edine’den sürdü. Ve şöyle
dedi: ‘Sana bunu öğretene Allah lanet etsin. Ç ünkü N ebi (a.s.) M abtu-
ra (kibirli/eşkin giden bineğe) binene lanet etti, işte bu odur. M e’sura
oturana ve meşhuru giyene lanet etmiştir.” Bunu bir grup kabul edip
inandı. O nlar için lanet artık; bir teşbih, taat ve ibadettir.
ﻓﻲ األﻳﻤﺎن
ﻭﺇﺑﺮﺍﻫميﺍﻟﻨﺨىع
ﻋﺒﺎس ﻭﺃﺑﻮ »• مثﺈﻥ
ﺍﺑﻦ
ﺍيث ﻭﺧﺮﺝجمﻦ ميﻴﻨﻪ
:ﺁﻧﺖ ﻃﺎﻟﻖ ﻭﻏريمه :ﻗﺎﻟﻮﺍالﻣﺮﺃﺗﻪ ﻗﺎﻝ
ﻣﻦ جنﺢ جمﺎﺯ ﻭﺍﺑﻦﺁيب
ﻭﺇﺫﺍ .ﺍﻟﻄالﻕ
ﻗﺎﻝﻳﺸﺎﺀ
ﺍممﻪ ال ﺍﻣﺮﺃﺗﻪ ﺗﻄﻠﻖ
ألﻥﺍممﻪمل
ﺇﻥ ﺛﺎﺀ
ﺣﺮ ﺇﻥ ﺷﺎﺀ ﺍﻟﻠﻪﻋىت ألﻥ ﺍﻟﻠﻪ ﻳﺸﺎﺀ ﺍحلﺮﻳﺔ .ﻭﺃﻥ ﺍﺑﻦ ﺁﻧﺖ :ﻟﻌﻴﺪﻩ
وﻣﺠﺎﻫﺪﻗﺎﻟﻮﺍﺕ ﺍالﺳﺘﺜﻨﺎﺀ يفﺍﻟمينيﺇىل ﻋرشﻳﻦ وﻃﺎووس ﻋﺒﺎس
^ﺻﺎﺑﺰﺍ ﺍﺥ ﺅﻧﺜﺠﺬﺇﻱ ﺗﻠﻮﺍ
.مثﺫﻛﺮﺕ
ﻓﺎﺀﻣﺎﺇﺫ
ﺳﻨﺔ ﺟﺎﺋﺰ ﻣﺶ
ﺍﻟﺒﻘﺮﺓ>١٢ ،
ﺳﻮﺭﺓ ،
Bakara, .4 ﺀ/ﺗﺎ
٠
٠^ Kehf, 18/69.
ﺿﺮار ﺑﻦ ﻋﻤﺮو اﻟﻐﻄﻔﺎﻧﻲ اﻟﺘﺤﺮش ﻛﺘﺎب
ﻭال ﺣﻨﺚ ﻭﺭﺹهيلع ﻭﻣﻦ ﻗﺎﻝ :ﺇﻥ ﺷﺎﺀ ﺍﻟﻠﻪ ﻓﻘﺪ ﺍﻣﺘﺜىت
ﺍﻟلكﺎﻡ مفﻦ ﺍالﺳﺘﺜﻨﺎﺀ ﻗﺒﻞ ﻗﻬﺒﻊ ﻭﻗﺎﻝ ﺍﻟﻨﺨيع ﻭﺍﻟﺸﻌيب : ﻛﻔﺎﺭﺓ .
ﻭﻗﺎﻝ ﺛالﺛﺎ . ﺍﻟﺜالﺙ ﻭ " ﺍﻟﻴﺘﺔ " يف ﻗﻮهلﻢ ﺛالﺛﺎ ﻭال ﺗﻜﻮﻥ ﻭ " ﺍﻟﺒﺎﺋﻦ "
ﻭﻗﺎﻝ اﺑﻦ معﺮﺕ ﺍملﺪﻳﻨﺔ . ﻭﻫﻮ ﻗﻮﻝ ﺃﻫﻞ ﻃﺎﻟﻖ ، اﺑﻦ معﺮﺕ ﺍﻟﺒﺘﺔ ﺃﻧﺖ
ﻳﺎرﻣﻮل ﺍﻟﻠﻪ ﻓﻘﺎﻝ ؛ ﺛﺎﺏ ﻓﺠﺎﺀ اﻟالم ﺟﺎملﺎ ﻋﻨﺪﺍﻟﻨيب ﻋﻠﻴﻪ ﻛﺘﺖ
أﻣﻚ وﺻﺎﺋﺮﻫﻦ ﺇﻥ أﺑﻰ ﻃﻠﻖ أﻣﻰ ﺃﻟﻔﺄ .ﻗﺎل اﻟﻤﺒﻰ :ﺭﺭﺋالﺙﺗﺒني هبﺎ
ﻓﻘﺎﻝ : رﺟﻞ ﺇىل اﺑﻦ ﻋﺒﺎﺱ وﺟﺎﺀ ﺍﻟﻘﻴﺎﻣﺔ ) .
) وزر ﻳﻠﻘﻰ ﺑﻪ ﺃﺑﻮﻙ ﻳﻮﻡ
ﻭﺃﻃﺦ ﻋﺼﻰ ﺍﻟﻠﻪ ﺍﻥ ﺃﺑﺎﻙ ﻟﻪ : ﻓﻘﺎﻝ ﻣﺮﺓ . ﺇﻥﺁيب ﻃﻠﻖﺁيم ﻣﺎﺋﺔ
ﺃﺑﻴﻚ ص ﺃﻣﻚ ﺗربﺃ ﺑﺜالﺙ ﻣﺨﺮﺟﺎ ﻳﺠﻌﻞ ﻟﻪ ﺍﻟﺜﻴﻄﺎﻥ ﻓمل
ﻋﺪﻭﺍﻥﻭﺇمث- ﻭﺍﺋﺮﻫﻦ
ﺟﻨﺖﺣىت ﺗﺆدﻳﻪ» .ﻭممﺎ ﺃمجﻊ ﺃﺟﺎﺏ ﺑﻪ ،ﻭﻋىل ﺍﻟﻴﺪ ﻣﺎ ﺍﻟﺒﺪﻥ ﻣﺎ
T a l a k HAKKINDA
ﺗﺮﻍ ﻭﺍملﻌﺼﻴﺔ ال ﻟﺆﻣﻪ ، هيلع ﺃﻫﻞ ﺍﻟﺼالﺓ ﺃﻥ ﻣﻦ ﺃﻗﺮ ﺑيشﺀ
ﻭﻗﺪ ﻧﻬﻰ اس ﻋﻦ ﺍﻟﺰﻧﺎ ﻭ ﺍ ﻟ ﺮ ﻗ ﺔ ﺍﻟﻔﺮﻳﻀﺔ . ﺗﺰﻳﻞ : ﺍألﺣاكﻡ ﻭال ﻋﻨﻪ
واﻟﻤﻌﺎﺻﻲ ،وﻧﻬﻰ ﺍﻥ ﻳﻄﻠﻖﻟﻐري وﺟﻤﺢ ﺍﻟﻔﻮﺍﺣﺶ ﺍخلﻤﺮ ﻭرشﺏ
ﻃﻠﻖ ﻟﻐري ﺍخلﻤﺮ ﺍ ﻟ ﻨ ﺔ• مفﻦﺯىن ﺃﻭ ﺃﻭ
ﻣﺮﻕﻗﺘﻞﺃﻭﺁﻭ ﺛ ﺮ ﺏ
ﺍﻟالﻡ ﺁﻥ ﻣﻦ
ﻋىص ﻭﻛﺬﻟﻚ ﻣننﺍﻟﻨيث
هيلع ﻟﺆﻣﻪﺍملﺤمك • ﺍﻟﻨﺔ
ﺍملﻌﺼﻴﺔ ال ﺗﺰﻳﻞ ﺍﻟﻔﺮﻳﻀﺔ ﺑﻞ ﻟﺰﻣﺘﻪ ﺍملﻌﺼﻴﺔ ﻭﺍخلمك ﻭﺃﻟﺰﻡ ،ﻓﺈﻥ
ﺣﺎﻟﺖ ﺍﻟالﻡ :ﺭﺭﻣﻦ هيلع ﺍﻟﻦ؛ﻱ ﻭﻗﺎﻝ
ﻭﺗﺸﺪﺩﻫﺎ • ﻭﺗﺜﺒهتﺎ ﺗﺆﻛﺪﻫﺎ
ﻭﻣﻠﻜﻪ ﺣمكﻪ ﺣﺪﻭﺩ اﻟﻠﻪ ﻓﻘﺪ ﺿﺎﺩ اﻟﻠﻪ ﻓﻲ ﺷﻔﺎﻋﺘﻪ ﺩﻭﻥ ﺣﺪ ﻣﻦ
اﻟﻠﻪ ﻓﻐﻠﻄﻬﺎ اكﻥ ﺣﺪﻭﺩ اﻟﻠﻪ ﻭﺳﻠﻄﺎﻧﻪ ﻭﻛﺒﻪ اﻟﻠﻪ ﻓﻲ ﺍﻟﻨﺎﺭ» ،ﻭجمﻦ ﺗﻌﺪﻯ
ﻓﻴﻘﻮﻝ : ﻳﺴﺘﺜﻨﻰ ﻳﻄﻠﻖ ﺍﻣﺮﺃﺗﻪ ﺛالﺛﺎمن ﺍﻟﺒرصﻱ :يف ﺍﻟﺮﺟﻞ ﺍخلﻦ
ﺷﺎﺀ
ان ،اﻟﻠﻪ ﺗﻜﻮن ﺑﺜالﺙ إن ﻫﻜﺬا ﺑﺎﻧﺖ ﻣﻨﻪ ﺍﻣﺮﺃﺗﻪ إن ﺷﺎﺀ :اﻟﻠﻪ
،ﺍﻟﺘﺎﺀ هبﺎ
ﺍملﺎﺀ هبﺎ ﻭحمﺢ ﻭﻫﻜﺬﺍﻳزتﻭﺝ
ﻭال ﺗﺒني ﺍﻟلكﻤﺔ ﻫﺬﻩ
ﻳﻌﻘﺪ ﻋﻘﺪﻭال ﺍﻟﻨاكﺡ [ ] ٨ ٩ﺁﻥ حتﻞ
ﺍﻟلكﻤﺔ هبﺬﻩ ﻟلكﻤﺔ ﻫﺬﻩ ﺍﻫﻪ
ﺍﻟﻄالﻕ ﺍملﺠﺐ ﻟﻴﺲيف رشﺡ ﻭﺳﻌﻴﺪ ﺑﻦ ﻭﻗﺎﻝ .ﺍﻟاكﺡ هلﺎ
ﻣﻨﻪ . ﻭﻗﺒﻞ ﺍﻟﻠﻄﺎﻥ ﻓﺄﺭﺿىب ﻟﻪ . ﻣﻦ يه ﺻﺎﺣهبﺎ
Kitabu't-Tahriş Dırârb. Amr
Ehl-i Salat’ın icmâ ettiği şeylerden biri şudur: ،Kim bir şeyi ikrar
ederse, ikrarı ©nu bağlar.’ Masiyet ondan hükm ü ve farziyeti kaldır-
maz. Allah; zinayı, hırsızlığı, içki içmeyi, fevahişi, günah şeyleri ve
sünnet üzere yapılmayan boşamayı yasaklamıştır. Kim; zina eder, içki
içer, öldürür veya sünnet dışı boşarsa, ona cezai hüküm gerekir, isyan
edene günah ve cezai hükm ün gerekli olması ve yaptığıyla ilzam olun-
ması, Net؛i’nin (a.s.) sünnetidir. Masi)'et farizayı izale etmez bilakis
onu tekit edip, sabit kılarak sıkılaştırır. N ebi (a.s.) şöyle buyurmuştur:
‘Kimin şefaati, Allah’ın hadlerinden bir cezayı ^ e k le ş tir m e y e engel
olursa; o kimse Allah’ın mülkünde, hükm ünde ve saltanatında ©’na
karşı gelmiştir. Allah, onu yüzükoyun ateşe atar. Kim Allah’m koydu-
ğu şuurları aşar ve uyum u bozarsa, Allah onun hasmı olur. Allah; ki-
min hasmı olursa, onu mağlup eder sonra yüzükoyun ateşe atar.’ Eşini
üç talakla boşayan bir kimsenin hemen ardından ؛inşallah’ diyerek istis-
nada bulunması hakkında; Haşan el-Basri, karısının üç talakla boş
olacağım söylemiştir, işte böyle ؛inşallah’ kadınların boşanabildiği bir
kelime olurken, kadınların nikâhlanabildiği bir kelime olmamaktadır.
Allah, bu kelimeyi bu şekilde vazetmiştir, inşallah ifadesiyle nikâh akdi
çözülür fakat nikâh akdedilmez. Şureyh ve Said b. Müseyyib, talakta
istisna olmadığım söylemişlerdir. N ebi (a.s.): ؛Yemin, yemin ettirenin
yemin ettirdiği şey içindir’ buyurm uştur.” Sultan bundan hoşnut oldu
ve ondan (fakîhten bunları) kabul etti.
ﺑﺎﻟﻘﺠﺎر واﻟﺨالل ﻓﻲ االﺳﺘﻌﺎﻧﺔ
هلﻢ ) .
) ﻭﺑﻘﻮﻡ ال ﺧالﻕ ﺍﻟﻔﺎﺟﺮ ، ﻗﺎﻝ ﺁﻭ
ﺑﺎﻟﺮﺟﻞ ﺍﻟاكﻓﺮ ، ﺍﻟﺪﻳﻦ
Sonra sultan onu çağırarak: “Ey Fakîh, Ehl-i D in güçsüz olup ile-
riye atılmaya cesaret etmiyor, bu yüzden facir ve sapıklardan yardım
almaya ne dersin?” dedi. Dedi ki: “Yazuıız; N ebi (a.s.): ‘Allah Dini
kâfir -veya facir dedi- adamla ve iyi olmayan bir kavimle desteklet
buyurmuştur. Ve şöyle dedi: H z. Ebu Bekir, H z. Öm er, M uhacir ve
Ensardan diğer büyük sahabelerin de aralarında bulunduğu orduya
N ebi (a.s.), Am r b. As’ı kom utan olarak رشﻩetmiştir. Fazilette onlar
gibi olmadığını bildiği halde savaş konusundaki hâkimiyetinden dolayı
onu ﻓﺮﻩetmiştir. H z. Ö m er döneminde Küfe amili vefat etti. Hz.
Öm er yamnda bulunan M uhacir ve Ensarı toplayarak şöyle dedi: ‘Siz
bu vilayetin durum unu, İslam’daki değerini, zenginliğini ve onun Müs-
lümanların ilk askeri karargâhlarından olduğunu biliyorsunuz. Valileri
vefat etti. Oraya bir vali tayin etmeyi düşündüm. Aklıma iki kişi geldi
biri m üm in fakat zayii' diğeri facir ancak kuvvetlidir. Bana söyleyin,
zayıf m üm in mi bu göreve daha hak sahibidir yoksa güçlü facir mi?’
H epsi ona: ‘Facirden yardım alıp onu M üslümanların emaneti olan bir
işe solunana gerek yok’ dediler. Allah Resûlü (s.a.) şöyle buyurmuştur:
‘Kim, bir facire itimat ederse, Allah katında ona güven/teminat yok-
tur.’ Böyle birinin tasdik edilmesini ve şahitliğini haram kılmıştır. Mu-
ğire b. Şu’be kalkarak: ‘Ey M üminlerin Emiri! Bunlar fikirlerini söyle-
diler. Ancak benim farklı bir görüşüm var’ dedi.
ﺿﺮار ﺑﻦ ﻋﻤﺮواﻟﺨﻄﻔﺎﺋﻲ إﻟﺘﺤﺮﻳﻤﺶ ﻛﺘﺎب
آﻫﻞ س أﻧﺖ ﻓﺮﺟﺖ ﻋين ﺍملﻠﻚ : ﻗﺎل ﻟﻪ ﻭﺍﻟﻔﺠﻮﺭ . ﺍﻟﻔﻮﺍﺣﺶ
ﻭﻗﺪ ﺑﻠﻐين آن ﻋﻠﻴﻠﺚ ،ﺩﻳﻨﺄ ،ﻳﺎ ﻏالﻡ ﺍﻋﻄﻪ مخﺴﺔ ﻭﺍجلﻤﺎﻋﺔ ، ﺍﻟﻨﺔ
ﺍخلﺎﺻﺔ ﻳﻜﺴﻮﻫﺎ ﻳﺘﻌﻴﻦ هبﺎﻋىل ﺩﻳﻨﻪ ﻭﻣﺎﺋﺔ ﺛﻮﺏ ﺹ آالف ﺩﻳﻨﺎﺭ
ﺃﻓﻀﻠﻬﺎ . ﺍألﻣﺼﺎﺭ ﻣﻦ ﻋﻴﺎﻟﻪ ،ﻭﻭالﻩ ﻗﻀﺎﺀﻣرص ﺱ ] [٩ ١
ﻓﻘﺎل: ﺩﻟﻚ ﻋﻦ ﻓﺄﻟﻮﻩ ﺍﻟﺼﺎحج ، أﻫﻞ مث ﺟﺎﺀﻩ ﻗﻮﻡ ﻣﻦ
ﺍﻟالﻡ " :ﺹ ﺍﺳﺘﻌﺎﻥ ﺑﻔﺎﺟﺮ ﺃﻭ ﺍﺋمتﻨﻪمل ﻳﻜﻦ ﻟﻪ ﻭﻗﺎﻝ ﺍﻟين ﻋﻠﻴﻪ
ﻓﻠﻴﻜﻔﺞ ىف ورﺳﻮﻟﻪ " .ﻭﻗﺎﻝ " :ﺇﺫﺍ ﺭﺃﻯ ﺃﺣﺪمك ﺍﻟﻔﺎﺟﺮ ﺧﺎﻥ ﺍﺱ
H z. Ö m er ona: ؛H adi, şendeki fikri söyle’ dedi. M uğire ؟öyle dedi:
؛Ey M üminlerin emiri, zayıf m üm inin iman ve ﺍﺳﺲkendisine; güç-
süzlüğü/zayıflığı, ayıbı, gafleti ve gev؟ekliği ise sana ve senin reayana-
dır. Fakat güçlü facirin kötülüğü kendisine; gücü ise sana ve reayana-
dır. ﻩkandil gibidir, insanlara ışık verir ancak kendini yakar. Gücü
sana ve reayana،lır.’ H z. Öm er: ‘D oğru söyledin ve sen ٠ adamsın. G it
seni Kûfe’ye vali tayin ettim ’ dedi. Bu sebepten dolayı onu vali tayin
etti.” Böylece lutileri, facirleri, şarap içenleri yardımcı, kom utan ve
idareci edindiler. Dini yıkmak ve İslam’ı küçük düşürüp hafife almada
bunlardan yardım alıp istifade ettiler, iktidarı gasp edip, kötülük ve
rezilliği açıktan icra etmelerine rağmen onlarla Ehl-i Kıble üzerindeki
yönetimlerini uzatıp sürdürdüler. Melik ona: ؛G özüm ü aydınlatıp, beni
sevindirip rahatlattın. Sen Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’tansın. Borçlu
olduğun bilgisi bana ula؟tı. ،Ey Hizmetkâr! Borcunu ödemesi için ona
beş bin dinar ve çoluk çocuğunu giydirecek yüz özel elbise ver’ dedi.
Ve onu en iyi şehirlerden birine kadı olarak tayin etti.
Sonra ona Ehl-i Salah’tan bir grup gelip bunu (yukarıdaki konu-
yu) sordular. Şöyle dedi: “Zulme yardımcı olmaktan sakınınız. Çünkü
Allah: ‘Yoldan saptıranları hiçbir zam an yardım cı edinmiş değilim ’241 ve
‘Sakın günahkâra ve küfre dadanana itaat etm e’242 buyurmuştur. Allah’m
Salih kulu da: ‘Rabbim! Bana verdiğin nim etlerin hakkı için, artık m ücrim lere
asla arka çıkmayacağım’^ ؛diye dua etmiştir. N ebi (a.s.) şöyle buyur-
muştur: ؛Kim, bir facirden yardım alır veya ona itim at ederse, Allah’m
katında güven/teminat ﻩ1 ممﻌﺎbuyurmuştur. M üslümanların yönetim
işlerinde kim bir faciri kullamrsa, Allah ve Resûlüne hıyanet etmiş olur.
Sizden kim bir faciri görürse yüzüne somurtsun.
يف ﺍﺩﺑﺎﺭﻫﻦ
ﺍﻟﺘﺎﺀ ىف ﺃﺩﺑﺎﺭﻫﻦ ﻓﺎﻧﻪ ﻛﻔﺮ"• ﻗﺎﻝ ﺍﺑﻮ ﻫﺮﻳﺮﺓ؛ ﻣﻦ ﺍيت
ﺍﻟﻌﺎﺹ :يه معﺮﻭ ﺑﻦ ﻋﺒﺪ ﺍﻟﻠﻪ ﺍﺑﻦ ﻭﻗﺎﻝ ﻭﺁﻟﺮﺟﺎﻝ ﻓﻘﺪ .ﻛﻔﺮ
ﺍﺟﺘﻨﺒﻮﺍ ﻃﺎﻟﺐ : ﺍﻟﻠﻮﻃﻴﺔ ﺍﻟﺼﻐﺮﻯ .ﻭﻗﺎﻝ ﺍﺑﻦ مم ﻌ ﻮ ﺩ ﻭﻋﺶ ﺍﺑﻦﺃيب
ﺍﻟﺒﻨﺎﺓ ﻓﻲ ﻭﻗﺎﻝ:ﺅﻓﺎﻳﺜﻠﻴﺜﻮﺍ ﻋﻨﻪ ﻭهنﻰ ﺣﺮﻣﻪ
حمﺎﺵ ﺍملﺎﺀ ﻓﺎﻥﺍممﻪ
Ya klaşm a (B İR L E Ş M E ) H A K K IN D A
Sonra ona bir grup gelerek, kadınlara arkadan birleşmeyi caiz gö-
renleri sordu. Dedi ki: “Onlardan sakınınız. O nlar bidat e h lid ir le r .
Yazınız; N ebi (a.s.) şöyle buyurmuştur: ‘Ey Araplar! Allah, hakkı söy-
lemekten çekinmez. Sizden kim yellenirse abdest alsm. Kadınlara arka-
larından birleşmeyin çünkü bu küfürdür.’ Ebu Hureyre: ‘Kim kadınla-
ra arkadan birleşirse veya erkekle birleşirse o kâfir olmuştur’ demiştir.
Abdullah b. Am r b. el-As: ‘Bu küçük lutiliktir’ demiştir, ib n M esud ve
Ali b. Ebi Talib: ‘Kadınların dübüründen (arka uzvundan) birleşmek-
ten sakınınız. Çünkü Allah, oradan birleşmeyi yasaklayıp haram kılmış-
tır5 demişlerdir. Allah: ‘H ayız olan kadınlardan u za k durun. Tem izleninceye
kadar da onlara yaklaşm ayın. Tem izlendiklerinde, A llah'ın size em rettiği y e r-
den onlara ya k la şın ’245 buyurmuştur. Yani onlarla ancak ve ancak ÇOCU-
ğun doğduğu yerden birleşiniz.”
Bakara, a /u ].
٠٠٠S ılt iM .«/«««
ﻓﻲ اﻟﺒﻨﺎﺀ
هيلع
ﻓﺮﺟﻊﺍﻟﻨيب ﻣجسﺪ . ﺍﻟﺮﺟﻞ ﻓﻬﺪﻣﻬﺎ ﻭﻗﺎﺩﺕ ﻣﺎ ﻫﻲ ﺑﺄﻭﺍﻕ ﻭال
ﻗﺎﻟﻮﺍ ﺑ ﻠ ﻐ ﻪ ؟ ﻣﻦ ﻓﻌﻞ ﻫﻜﺬﺍ ﻓﻘﺎﻝ : ﻫﺪﻣﺖ ﺍﻟالﻡ ﻓﻮﺟﺪ ﺍﻟﻘﺒﺔ ﻗﺪ
رﺣﻤﻪ رﺣﻤﻪ ﺍﻟﻠﻪ رﺣﻤﻪ ﺍﻟﻠﻪ اﻟالم ؛ ﻗﻮﻟﻚ ﻓﻬﺪﻣﻬﺎ ،ﻓﻘﺎﻝﺍﻟﻨيب ﻋﻠﻴﻪ
"ﺍﺫﺍ ﺯﻭﻗمت ﻣ ﺎ ﺟ ﺪ مك ﻭﺣﻠﻴمت ﻣﺼﺎﺣﻔمك ﻓﻌﻠﻴمك ﻗﺎﻝ ؛ •ﺍﻫﻪ
ﻳﻨﻔﻘﻬﺎ ﺍملﺆﻣﻦ ﺇال ﺍﺟﺮ ﻋﻠهيﺎ ] ﻣﺎ ﻣﻦ ﻧﻔﻘﺔ [ ٩ ٣ ﻭﻗﺎﻝ ؛ ﺑﺎﻟﺪﻣﺎﺭ •ﺭ ٢
ﺇىل ﺍملﺤرش
ﺇال اﻟﺒﻨﺎﺀﻭجمﻦ ﺑﻨﻰ ﺑﻨﺎﺀ ﻓﻮﻕ ﻣﺎ ﻳﻜﻔﻴﻪ لكﻒ ﺑﻨﻘﻠﻪ ﻳﻮﻡ
ﺟﺒﻞ ﻣﻌﺎذ ﺑﻦ اﻟﻤﻊ" .ﻗﺎﻝ :ﻭﻣﺮ األرﺿﻴﻴﻦ اﻟﻘﻴﺎﻣﺔ ﺇىل ﺃﺳﻔﻞ
رأﻳﺘﻚ ﻓﻌﻠﺖيف ﻋﺬﺭﺓ ﻳﻄﻴﻦ ﺟﺪﺍﺭﺍ ﻓﻘﺎﻝ ؛ ﻟﻮ ﺑﺮﺟﻞ ﻣﻦ ﺇﺧﻮﺍﻧﻪ
معﺮ ﺑﻦ ﻭﺑﺒﻎ ﺃﻥ ﺃﺭﺍﻙ ﺗﻔﻌﻞ ﻫﺬﺍ. ﻣﻦ ﺃﺣﺐ ﺇيل ﺃﻫﻠﻚ اكﻥ
ﺍخلﻄﺎﺏ ﺍﻥ ﺃﺑﺎ ﺍﻟﺪﺭﺩﺍﺀ ﺍختﺬ ﻛﻨﻴﻔﺎ ﺑﺪﻣﺸﻖ ﻓﻜﺘﺐ ﺇﻟﻴﻪ؛ ﻳﺎ ﻋﻮميﺮ
Sonra bir grup gelerek bina hakknrda ona ﺭﺩﻡ soru sordular,
lledi ki: “Yazınız; N ebi (a.s.) bina in؟a eden bir adama uğradı ve:
‘Ava^ veya meseit olmayan bir bina olamaz’ buyurdu. Adam, buna
ﺳﻮ^ﺍﺍbinayı yıktı. Ve: ‘ ﻩne avak ne de mescitti’ dedi. N ebi (a.s.)
döndüğünde yıkılmış bir kubbe gördü ve: ‘Bunu kim yaptı’ buyurdu.
Dediler ki: ‘Sizin söyledikleriniz ona ulaştı . ﻩda bunu yıktı.’ ‘Rabime-
hullah, rahimehullah, rahimehullah’ buyurdu. Ve: ‘Mesciderinizi süsle-
yip Mushaflarınızı tezyin ettiğinizde, viran olup yıkılırsınız’ buyurmuş-
tur. Şöyle buyurmuştur: ‘Bina hariç, bütün harcamalarda m üm in sevap
kazanır. Kim ihtiyacmdan fazla bina yaparsa, kıyamet gününde ondan
binayı mahşere ve yedi kat yerin aşağısma taşıması istenir’ M uaz b.
Cebel bir duvarı çamurla sıvayan bazı kardeşlerine rasdadı. Onlara:
*Seni ailenin pisliğine bulaşırken görseydim, seni bunu yaparken gör-
inekten daha çok hoşuma giderdi’ dedi. E bu D erda’m n Dı-
incşk’te/Şam’da dış kapı üzerine saçak yaptığı haberi H z. Öm er b.
lhıttab’a ulaşmca, H z. Ö m er şöyle Yazdı: ‘Ey dünya bayındırcığı!
Kayser ve Kisra, dünyaya doymadılar m ı ki sen onların mirasçısı oldun
ve Allah, dünyanın yıkılmasını m urat etmişken sen dünyayı tekrar
yeniliyorsun. Ben, seni Şam’dan çıkarmaya karar verdim .’
ﺿﺮار ﺑﻦ ﻋﻤﺮو اﻟﻐﻄﻔﺎﻧﻲ اﻟﺘﺤﺮش ﻛﺘﺎب
ﺑىنﻓﻮىف ﻣﺎ ميﻜﻦ•
ﻭﺍﻛﺘﻴﻮﺍ ﺍﻥ ﻓﺎﻟﻮﺍ ﻋﻦ ﺫﻟﻚ ﻓﻘﺎﻝ :ﺍﺣﺬﺭﻭمه ﺁﺧﺮﻭﻥ مث ﺟﺎﺀﻩ
هيلع ﻗﺎﻝ:
ﺽ ﺍﺱ ﺍﻟالﻡ ﻗﺎﻝ ،١١ ]........[:ﻭﺁﻥ ﺍﻟين هيلع
ﺍﻟين
O nu oradan alıp H um us’a verdi.” Bir grup bunu kabul edip inan-
dı ve osuracağından daha fazlasını inşa edeni ayıplayıp kınadılar.
Sonra ona başkaları gelerek bina vb. imar etmemeyi uygun gör-
meyenleri sordular. Dedi ki: “Onlardan sakınınız. Yazınız; N؛؟bi (a.s.)
şöyle buyurmuşm r: ‘H içbir 1ﻣﺎمبﺎ yoktur ki m üm in onu
yapınca sevap almasın. Ta ki ağzmdaki lokmadan dolayı ﻟﻪsevap alır.’
N ebi (a.s.)، şöyle buyurmuştur: ‘Kim bir hurm a veya ağaç diker yahut
ekin eker de; ondan bir insan, kuş, hayvan, haşerat veya sürüngen
yerse, ona bir sadaka yazılır.’ Ve ( ﺭﺱ: ‘Ö m er Küfe sarayını, Osm an
ﻟﻪZevra’yı inşa etmiştir’ dedi. N ebi (a.s.): ‘Binanın çatlakları israftan-
dır. Kim bina yaparsa güvenli ve sağlam yapsuı’ buyurmuştur.
واﻟﻐﻨﻴﺎت ﻓﻲ اﻟﻐﻨﺎﺀ
ﺍﻛﺘﺒﻮﺍ ﺍﻥﺍﻟﻨيب
ىلصﺍممﻪ من ﺟﺎﺀﻩ ﻗﻮﻡ ﻓ ﺎ ﻟ ﻮ ﻩ ﻋﻦ ﺍﻟﻐﻨﺎﺀ؛ﻓﻘﺎﻝ
ﻟﻌﻦ ﺍﻟﻠﻪﺍملﻐين ﺃال ﻟﻌﻦ ﺍﻟﻠﻪ ﻣﻦ ﻟﻌﻦ ﺍال ﻋﻠﻴﻪ ﺻﻌﺪ ﺍملﻨرب :ﻓﻘﺎﻝ
ﺃملﺎهنﻦ " ﻭﺗﺮﺍﺛﻬﻦ ﻭﺍلك ﺍﻟﻘﻴﻨﺎﺕ ﻭﺣﺮﻡ ﺑﻴﻌﻬﻦ ﻭﻟﻌﻦ ﻭﺍملﺴمتﻊ ،
Sonra ona bir grup geiip şarkıyı sordular. D edi ki: “Yazınız; N e-
bi (a.s.) m inbere çıkıp şöyle dedi: ‘Dikkat ediniz! Lanet edene, Allah
lanet etm iştir. Fakat Allah; şarkıcıya, onu dinleyene ve kadın şarkıcı-
lara lanet etm iştir, © nların alimini satımını ve ücretlerinin yenmesini
haram kılm ıştır.’ ib n Abbas ‘öyle insanlar va rd ır ki, A lla h yo lu n d a n
sa ptırm ak için söz eğlencesi (boş lafı) satın a lırla r’246 ayetini ‘m uganni,
şarkıyı Allah’ın zikrinden alıkoymak için söyleti diyerek açıklamıştır.
‘Boş şeylere rastladıklarında, va ka rla oradan geçip g id erler’247 ve ‘Boş şeyleri
işittiklerinde ondan y ü z çevirirler’248 ayetlerini de şarkı, eğlence ve çalgı
şeklinde açıklamıştır. Böylece bunları haram addedip bunlardan yüz
' H z. Ali b. Ebi Talib’e şarkı hakkında soruldu. D edi ki:
Allah; ‘Ben, cin ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye y a r a ttım ’249
buyurm uştur. Yani, onlar oynayıp eğlensinler diye yaratmadım. Baş-
ka bir kavmi korkutarak ve azap vereceğini söyleyerek şöyle
b u l m a k ta d ı r : ‘B ırak onları; y iy ip içip, zevklerin e düşsünler, a rzu ve
em elleri kendilerini oyalaya dursun. Yakında bilecekler!’250 Ve 'Bırak onları,
dalıp oynayıp dursunlar’ *؛؛buyurm uştur. Rabi’ b. H usyem ’e çocuk:
ﻟﻠﻌﺐ .ﻓﺂﻧﺎ ﺍﻛﺮﻩ ﻭﺍإلﺽ ﻭﻟﺪﻱمل خيﻠﻖ ﺍجلﻦ ﺃﺑﺘﺎﻩ ؟ ﻓﻘﺎﻝ ﻟﻪ ؛ ﻳﺎ
ﺑﺬﻟﻚ .ﻭﻗﺎﻝ ﺍﺑﻦ ﻣ ﻌ ﻮ ﺩ ﻭمسﻊجمﻦ خيﻲ:ﻓﻘﺎﻝ ﻣﺎ يفﺀ ﺍﻥ ﺁﻣﺮﻙ
ﻭﺍﻟاكﻓﺮﻳﻦ ﻭﻗﺎﻝ .ﺑني ﺍملﺆﻣﻨني ﺍﻟﻐﻨﺎﺀ . ﺍﻟﻘﻠﺐ ﻣﻦ يف
ﺍﺛﺒﺖ ﻟﻠﻨﻔﺎﻕ
ﺑﻌﻀﻬﻢ ﺑﻌﻀﺎ ،ﻓﻮحضﺇﺑﻠﻴيس الخيﺎﻟﻂ ﺁﺩﻡ جحﺎﺏ ﻭﺿﻌﻪ
ﻓﺈﺑﻠﺜﺺ ﺩﺍﻋﻴﺄ ﻭﺍﺧﺘﻠﻄﻮﺍ . ﺍﻟاليه ﻣﻦ ﺍﻟﻨﻘﺮ ﻭﺍﻟﻄﺒﻞ ﻭﺍﻟﻐﻨﺎﺀ ﻓﺎﻟﺘﻘﻮﺍ
هيلع
ىلص ﺍﻟﻠﻪ
لوسر ﺍﻟﻠﻪ
ﻭﻗﺘﻞ ﺫﻟﻚ ﻭﺍآلﻣﺮ ﺑﻪ ﻭﻫﻮ ﺃﻧﺰﻟﻪ ﻟﻪ : .ﻗﺎﻝ
ﻭﺣﺒﺲ ﺍملﺨﺸﺲيف ﺍجلﺎﻫﻠﻴﺔ . ﻭﺍﻟﺮﺑﺎﺝ ﻗﻴﻨﺘﺎﻥ اكﻧﺘﺎيف ﺧﻮﻟﺔ
ﺫﻟﻚ ؛ﻓﻘﺎﻝ
ﺍﻥ ﺍﻛﺘﺒﻮﺍ
ﺍﻟيبﻋﻦ
هيلعﻮ ﻡ
مث ﺟﺎﺀﻩ ﻗﻮﻡ ﻓ ﺄ ﻟ
ﺧﻠﻒ ﻇﻬﺮ ﻳﺪﻳﻪ ﺗﻨﻈﺮ ﻋﺎﺋﺜﺔجمﻦ ﺣﺒﺜﺔ ﻳﻠﻌﺒﻮﻥ جفﻌﻞ ﺍﻟالﻡ ﺟﺎﺀﻩ
ﻭاكﻥ ﻟﻪ ﺍألﻣﻮﺭ• :ﻗﺎﻝ ﻳﻠﺠﺌﻨﺎﺇىل ﺣﻴﺎ مل ﺍجلﺮﺍﺡ ﻋﺒﻴﺪﺓ ﺍﺑﻦ
ﻗﻴﺘﺘﺎﻥ ﺗﻐﻨﻴﺎﻧﻪ .ﻭﻗﺎﻝ ؛ ﻟلك ﺃﻣﺔ هلﻮ ﻓال ﺗﻀﻴﻘﻮﺍﻋىلﺃﻣيت ﻳﻠﻌﺒﻮﻥ
ﺑﻤﺒﻤﺎدم
ﺷﻮك *ن ﺟﻤﺪ دس 1
Kitabu't-Tahriş Dırârb. Amr
Sonra ona bir grup gelip bunu sordu. D edi ki: “Yazınız; N ebi’ya
(a.s.) Habeşliler gelip oynadılar. H z. Aişe, Allah Resûlü’nün arkasm-
dan ellerinin arasında H abeşhlerin oyununu izlemeye başladı. Oyun-
culardan bazısı atış atıp davul çaldı. Sonra şöyle dedi: ‘Em ir (yetki)
sadece A bduddar’a aittir. Şayet onlara misafir olmak için uğrarsan,
yorm aktan ve korkmaktan seni korurlar.’ N ebi (s.a.): ‘H er üm m etin
bir emini vardır. Bu üm m etin emini Ebu U beyde b. Cerrah’tır” bu-
yurm uştur. H z. Öm er: ‘E bu Ubeyde b. Cerrah sağ olsaydı biz işi
almak (halife olmak) zorunda kalmazdık’ dem iştir.” (Fakih)
dedi ki: “O m m iki şarkıcı epriyesi vardı, bu cariyeler ona şarka
söylerlerdi. ‘H er üm m etin bir eğlencesi vardır, ü m m etim i sıkmayınız.
ﺑﻦ ﺻﺮر اﻟﺴﺎﻓﻲ ﻣﺤﺮار اﻟﺘﺤﺮش ﻛﺘﺎب ١٣٣
252 Yûsuf, u /u .
ﻓﻲ ﺻﻔﺎت اش
وﺟﻞ :ﻓﻘﺎﻝ
ﺍﻥ ﺍﻛﺘﺒﻮﺍ
ﺍﻟين ﻋﺰ
ﻓﺄﻟﻮﻩ ﻋﻦ ﺍﻟﻠﻪ مث ﺟﺎﺀه ﻗﻮم
ﺍحلﺠﺎﺏ ﻋﻦ رﺑﻪ ﻓﺮآه ﻓﻲ ﻓﺮغ ﺍملﺎﺀ ﺍﻟالﻡ ﻏﺮج ﺑﻪ ﺇىل ﻋﻠﻴﻪ
ﻧﻮﺍﺟﺬﻩ . ﺗﺒﺪو ﻳﻀﺤﻚ ﺣﺶ ﻭﺍﻧﻪ ﺃحكﻞ ، ﻣﻄﻂ أﻣﺮد ﺟﻌﺪ ﺻﻮرة
ﺻﻮرﺗﻪ .ﻭﻗﺎﻝ ﻟﻌﻨﻪ ال ﺗﻘﺒﺤﻮﺍ ﺍﻟﻮﺟﻪ ﻓﺎﻥ ﺍﻟﻠﻪ ﺧﻠﻖ ﺁﺩﻡ ﻋﻠﻰ ﻭﻗﺎﻝ؛
ﻧﻔﻪ .ﻭﻗﺎﻝ؛ ﺧﻠﻖ ﺍﻟﻠﻪ؛ ﺇﻥ ﺍﻟﻠﻪ ﻧﻈﺮ يف ﺍملﺎﺀ ﻭﺧﻠﻖ ﺁﺩﻡ ﻋﻠﻰ ﺻﻮرة
ﻟﻌﻨﻪ ﺍﻟﻠﻪ؛ ﺍﻥ ﺍﻟﻠﻪ ﻳزنﻝ ﻳﻮم وﻳﺼﻮر .ﺁﺩﻡ
ﻭﻗﺎﻝ ﻳﻄﺮ ﻓﻴﻬﺎ جفﻌﻞ ﻣﺮﺁﺓ
حمﺎيم ﺑﺄﻫﻞ
ﻋﺮﻓﺔ ﻋﻠﻰ مجﻞ ﺍمحﺮ ﻳﻘﺎﻝ ﻟﻪ ﺯﻧﻘﻮﻥ ﻓﺘﻘﻒ ﻣﻊ ﺍﻟﻨﺎﺱ
ﻟﻲ ﺍملﺎﺀ ﺍﻟﺪﻧﻴﺎ ﻳزنﻝ يفلك ﻟﻴﻠﺔ ﺇىل ﻭﻗﺎﻝ : ﺍملالﺋﻜﺔ . ﺍخلﺮﻓﺎﺕ
ﻓﻴﻨﺎدي ؛ ﺁﻳﻦ ﻣﺠﻦ ﻭﺗﺮﺗﻌﺪ ﺍملﺎﺀ
ﻫﺜﺌﻂ ،ﺍألﻭﻝ ﺍﻟﺪﻳﻚ ﺣﺮﺓ
ﻳﺄﻟﺘﻲ أﻋﻬﻠﻴﻬﻞ ،] ٩٧أﻳﻦ س ﻳﺴﺘﻜﺸﻒ ﻳﺴﺘﻐﻔﺮﻓﻲ اﻏﻔﺮ ﻟﻪ ،أﻳﻦ ﻣﻦ
ﺍﻟﻨﺼﻒ وﻓﻰ ﻟﻴﻠﺔ ﺍجلﻤﻌﺔ ﻳﻨﺰل ﻣﺮﺗﻴﻦ وﻓﻰ ﻟﻴﻠﺔ رضﻩ . اﻟﻀﺮ اﻛﺸﻒ
اﻟﺸﺮك ﺑﺎﻟﻠﻪ ﻣﻦ ﻣﻦ ،ﺍحلﺪﻳﺚ حنﻮ ﻫﺬﺍ يف ﺛﻌﺒﺎﻥ ﻣﻦ
Sonra ona bir grup gelerek, Allah hakkında soru sordular. Dedi
ki: “Yazını^; Nebi (a.s.) göğe çıkarıldı. R abb’inden hicap kaldırıldı.
O ’nu sakalsız, bıyıksız, kısa ve kıvırcık saçlı, sürmeli ve azıdişleri gölü-
nünceye dek gülen biri olarak gördü.” Ve ( ) ﺱşöyle dedi: “Yüzü
takbih (^rölem e-çirkinsem ek) etmeyiniz. Çünkü Allah, H z. Âdem’i
kendi suretinde yaratmıştır.” Laanehullah dedi ki: “Allah suya baktı ve
Hz. Âdem’i kendi nefsinin suretinde yarattı.” Dedi ki: “Aynayı yarattı
ve aynaya bakarak H z. Âdem’i tasvir edip şekillendirmeye başladı.”
Laanehullah dedi ki: “Arefe günü Zeryyûn denilen kızıl bir deve üze-
rinde; Allah yeryüzüne inerek insanlarla birlikte vakfe yapar. Arafat
ehli ile meleklere övünür.” Ve dedi ki: “H er gece dünya semasına,
horozun ilk ötiişüyle iner. Ve gök inleyip titrer. Şöyle seslenir: ،Ben-
den ü dileyen nerede onu affedeyim. Benden isteyen nerede ona vere-
yim. Sıkıntısının giderilmesini dileyen nerede, onun sıkıntısını gidere-
yim.’ Cuma günü iki defa yeryüzüne iner. Şaban ayının yansuun gece-
sinde iner.” Şirk ve küfür ﻩ1ﺱ ve Allah’a iftira ﻡ1ﺱbu gibi hadisleri
rivayet etti. Bunu surete/şekle tapan müşrikler kabul edip inandı.
اﺳﻠﻠﻬﺎﺛﻲ ﻋﻤﺮو ﺑﻦ ﺿﺮار اﻟﺘﺤﺮش ﻛﺘﺎب
؛ﻓﻘﺎﻝ ﺫﻟﻚ
ﺍﺣﺬﺭﻭمهﻩ ﻋﻦ
ﻓﺄﻟﻮ ﺁﺧﺮﻭﻥ ﺟﺎﺀﻩ مت ﺁﻫﻞ ﻓﺎهئﻢ
اﻟالم ﻋﻠﻴﻪ ﻭﺍﻛﺘﺒﻮﺍ اكﻓﺮﻭﻥ
ﺍﻟين ﺍﻥ ﺑﺎس رشﻛﻮﻥ ﻭﺍهنﻢ ﺍخلالﻝ
وﻣﺎ ﻗﻴﻞ اﻟﻤﺼﻮرون . اﻟﻘﻴﺎﻣﺔ ﻋﺬاﺑﺎ ﻳﻮﻡ اﻟﻨﺎس ﺍﺷﺪ :ﻗﺎﻝ
ﻳﻮﺟﻬﻮﻥﺇىل ﺻﻮرةمل ﺍﻟﺬﻳﻦ ﻳﻘﻮﻟﻮﻥ ﺍﻥ ﺍﻟﻠﻪ اﻟﻤﺼﻮرون؟ ؛ﻗﺎﻝ
ﻗﺎﻝ . ﺧﻠﻘﻪ و ﻟ ﻴ ﻰ ﻣﺜﻞ اﻟﺼﻮرة واس ﺧﺎﻟﻖ اﻟﻌﺒﺎدة؟ اﻟﺼﻮرة
؛ﻓﻘﺎﻝ ﺫﻟﻚ
ﺁﺧﺮﻭﻥﺍﺣﺬﺭﻭمه ﻋﻦ
ﺟﺎﺀﻩ مثﻢ ﻳﺴﺄﻟﻮﻧﻪ ﻓﺈهنﻢ
ﻣﻦ ﻛﻦ ﻓﻴﻪ ؛ﻗﺎﻝ ﺍﻟالﻡ ﺛالﺙ
هيلع ﺍﻛﺘﺒﻮﺍ ﺍﻟﺒﻨﻊ ﺁﻫﻞ
ﻭﺇﺫﺍ ﺍﺧﻠﻒ
ﻭﻋﺪ ؛ﻣﺆﻣﻦ ﺍﻧﻪ
ﻭﺻﺎﻡ ﻭﺯمع
ىلص ﺇﺫﺍ ﻭﺍﻥ ﻣﻨﺎﻓﻖ ﻓﻬﻮ
ﺍﻟﻠﻪ
هيلع؛ ىلص متﻦ ألﻧﺎ ﻛﺬﺏ ﺣﺪﺙ
مبﺘﻄﻴﻌﻮهنﻤﺎ "
. ﻭﺍﻟﻔﺠﺮ ال ﻣﺎ ﺑﻴﻨﻨﺎ ﻭﺑني ﺍملﻨﺎﻓﻘني ﺻالﺓ ﺍﻟﻌﺸﺎﺀ
Som a ona bir grup gelip nifalrr sordu. Dedi la: Yazınız; Ö m er b.
Hattab: ‘Size nifakın ne olduğunu haber vereyim mi?’ Nifak, gizli ile
açığm farklı olmasıdır* dedi. Huzeyfe şöyle demiştir: “N ifak geçip git-
miştir, nifak geçip gitmiştir. Artık nifak yoktur. Ancak nifak Allah
Resûlü (s.a.) döneminde vardı. Fakat bugün nifak, imandan sonra
küfiirdür.’ Allah: ‘Kalplerinde olm ayanı ağızlarıyla söylüyorlar’258 ayetinde
bunu açıklamıştır.”
Sonra ona başkaları gelerek bunu sordular. Dedi ki: “Onlardan sa-
kınınız. Onlar bidat ehlidirler. Yazınız; Nebi (a.s.) şöyle buyurmuştur:
،ü ç şey vardır ki; bu üç şey kimde mevcutsa her ne kadar namaz kılıp,
oruç tutup m üm in olduğunu iddia etse de o münafıktır. Söz verdiğin-
de sözünde durmaz. Konuştuğunda yalan söyler. Güvenildiğine hıya-
net eder.’ Allah Resûlü (s.a.): ‘Bizimle münafıklar arasındaki fark yatsı
ve sabah namazı olup onlar bu ikisini yapmıyorlar’ buyurmuştur. Nebi
(a.s.): ‘H er toplum un münafıkları işbaşına gelmeyinceye kadar Kıya-
m et kopmaz’ buyurmuştur. Aleyhi Selam şöyle buyurmuştur: ‘ü ç şey
vardır 1ﻝﺀ
apaçık münafık olmayan kimse bunların haklarım hafife al-
maz. Aşırıya gitmeyen adil bir imam, Kur’ân hamili kimse ve İslam'da
kıdem/yaş sahibi kimse.’ N ebi (a.s.): ؛N e m üm in ne de kâfir kimse
konusunda sizin için korkmuyorum.
ﻛﻔﺮﻩ ، ﻭﺃﻣﺎ ﺍﻟاكﻓﺮ ﻓﻴﻘﻤﻌﻪ ﺇميﺎﻧﻪ ، اكﻓﺮﺍ ،ﺃﻣﺎ ﺍملﺆﻣﻦ ﻓﻴﺤﺠﺰﻩ
ﻋﻠﻴﻜﻢ ﻣﻨﺎﻓﻘﺄ ﺑﻴﻦ ﺍﻟﻔﺎﻕ ﻳﻘﻮﻝ ﻣﺎ ﻳﻌﺮﻓﻮﻥ ﻭﻳﻌﻤﻞ ﻣﺎ ﻭﻟﻜين ﺃﺧﺎﻑ
ﺟﺎﺀتﺇىل ﻛﺒﺜﻴﻦ ﺇﺫﺍ ﺑﻴﻦ ﻛﺜﺎ ة ﻣﺜﻞ ﺍملﻨﺎﻓﻖ ﺗﻨﻜﺮﻭﻥ .ﺃ ٢ﻭﻗﺎﺩﺕ
ﺟﺎﺀتﺇىل ﻫﺬﺍ ﻧﻄﺤﻬﺎ ﻓﻘﺒﻞ ﺫﻟﻚ ﻗﻮﻡ ﻭﺩﺍﻧﻮﺍ ﺑﻪ ﻫﺬﺍ ﻧﻄﺤﻬﺎ ﻭﺇﺫﺍ
ﺍﻟﻔﺎﻕ ﻭﻗﺎﻝ ؛ ﻛﺒﻴﺮة ﻣﻨﺎﻓﻘﺎ مبﻰ ﻣﻦﺍىت ﻓاكﻥ ﺍملﻨﺎﻓﻘني . ﻋﻠﻰ
االﺻﺔ
ﻭﻟﻮ ﺁﻥﺍﻟين ﺫﻟﻚ . ﺍﺑﺘﻠﻴﻨﺎ ﻣﻦ ﺍﻟﻜﺘﺎﺏ ﻋمل ﻣﺎ ﻭﻟﻜﻦيف ﻓهيﻢ ،
ﺣمكﻨﺎ .ﻭمه مبﺜﻞ ﻣﺎ مبﺜﻠﻬﻢ ﺣمك ﻓهيﻢ ﺍﻟالﻡ ﺍﺑﺘىل هيلع
ﺍإلﺑﺎﻓﻴﺔ .
ﻭﻳﻊ ﻭﻟﻜﻨﻪ ﺣﺪﺉ ﻓﻴﻪ جيهتﺪ ﻓﻴﻪ اﻟﺮاي ﻓﻴﻪ ، اﻟﻨﻢحفمك ﺑﻪ
ﺍﻟﻨﺠﺪﺍﺕ . ﻋﻠﻰ ﺑﻌﺾ .ﻭمه ﻧﺪﻝ ﺑﻌﺾ ﺍﻟﻘﺎﺋﻠني ﻓﻴﻪ ﺍﻟﺘﻨﺎﺭﻉﻣﺎمل
ﺍﻟﺮﻳﺎﻣﺔ [ﺩﻭﻥ ﻭﻳﻄﻠﺐ ﻭﺍحلﺸﻮ ممﻦﻳﺘﻌﺎىط ﺍﻟﻔﺘﻴﺎ ، ﺭﻣﻦ ﺍملﺮﺟﻴﺔ
ألﻧﻔﻬﻢ ﺩﻭﻥ ﺫﻟﻚ ﻃﻠﺒﻮﺍ ﺍملﻠﻮﻙ ، ﻭﻳﺘﺢ ﻭﺍﻟﻘﻀﺎﺀ ،، ﻣﻦ ﺳﻮﺍﻩ ] ﺭ
ﻗﻲﺀﻭمه اﻟﻄﺮ ﻓﻴﻪ ﻭال ﻳﻘﺎﻝ ﻓﻴﻪ ال حيﻞ ﺑﺪﻋﺔ ، ﺍﻟﻄﺮ ﻓﻲ ذﻟﻚ
ﻭﺍهلﺪﻯ ﻓﻲ ﺍﺗﺒﺈﻉ ﺍحلﺜﻮ .مئ ﺍﺟمتﻌﻮﺍ مجﻴﻌﺄﻋىل ﺃﻥ ﺍحلﻖ ﺑﻌﻔﻰ
ﻭﺍإلﺑﺘﺪﺇﻉ ﺑﺪﻋﺔ ﻭﺍﻥ ﺧالﻓﻪ . ﻭﺃﻥ ﺍﻟﺒﺎﻃﻞ ﻓﻲ هيلع ،
ﺍﻟﻠﻪ ﺍﻟﻨيبىلص
ﻓﻨﻘﺾ ﻣﺎ ﺍمجﻌﻮﺍهيلع ﻣﺎ ﺍﻧﻔﺮﺩ ﺑﻪ لك ﻣﻨﻔﺮﺩ ﺿالﻟﺔ . لك ﺑﺪﻋﺔ
ﻣﺎﺩﻓﻔﻴﺎآلﻣﻞ
. )< (ﺍ
139 Kit،bu>t*T«hrif Dttârb, Amr
Diğer iki grup ise bu hususta (bnder gördükleri) şahısları taklit et-
S tiler. Hidayetin, onların iyi gördüğünü iyi; kötü gördüğünü kötü gö-
rerek onlara tâbi olmada olduğuna karar verdiler. Bunlar eş-Şia ve
hükümdarların taraftarlarıdır.
ﺍﻟﺒهيﻴﺔ : ﻓﻘﺎﻟﺖ خمﺘﻠﻔﺔ . مث ﻗﺎﻟﻮﺍ ﻓﻲ ﺇﺩﺭﺍﻙ ﺍحلﻖ ﺑﺄﻗﺎﻭﻳﻞ
ﻭﻛﻴﻒ ﻗﻴﻞ'. ﻧﻔﻪ ال ﻳﻠمتﻰ ﻋﻠﻴﻪ ﺷﺎﻫﺪ ﻏﻴﺮه . ﻋﻠﻰ ﺍحلﻖ ﺍﻟﺪﻟﻴﻞ
ﻣﻊ ﺁﻥ يف ﺃﻳﺪﻳمك ممﺎ ؟ ﻳﺜﺒﺖ ﻟمك ﻣﺎ ﻗﻠمت هبﺬﺍ ﺇﺫﺍ ﺍﺩﻋﺎﻩ ﻏريمك
هيلع ﻧﻘﻀﻪ ،ﻭيف ﺫﻟﻚﺍﻧمك ﺗﺄﺗﻮﻥ ﺑﺄﺷﻴﺎﺀ ال ﺗﺪﺭﻭﻥ
ﺟﺎﻣﻌمت ﺍألﻣﺔ
ﻓﻜﻴﻒ جيﻮﺯ يف ﻗﻮهلﻢ ﺃﻥ ﻳﺘﻌمل ﻭال ﻳﺴﺄﻝ ﻛﻴﻒ ﺍحلﻖ ﻓهيﺎ ﻭال
؟. ﻳﺜﺒﺖﻟمك ﻣﺎﻗﻠمت هبﺬﺍ
ﺍﻟﺪﻟﻴﻞ ﻋﻠﻰ ﺍحلﻖ ﺍﻟﺼﻔﺮﻳﺔ : ﺍخلﻮﺍﺭﺝ ﻣﻦﺑيق ﻣﻦ ﻋﺎﻣﺔ ﻭﻗﺎﻝ
ﻗﻴﻞ . ﺍﻟﻮﺍﺣﺪ اكﺋﻨﺎ ﻣﺎ اكﻥ ﺇﺫﺍ ﻣﺎ ﺟﺎﺀ ﺑﺤﻖ
ﻏﻴﺮﻛﻢ؟ ﻫﻊ ﺍﻥ وﻛﻴﻒ ﻳﺜﺒﻤﺖ ﻟمك ﻣﺎﻗﻠمت هبﺬﺍ ﺇﺫﺍ ﺍﺩﻋﺎﻩ ﻗﻴﻞ
،
ﺗﺮدون أﻧﻜﻢ ﻭﺫﻟﻚ ﻧﻘﻀﻪ ﻋﻠﻴﻪ أﻳﺪﻳﻜﻢ ممﺎ ﺟﺎﻣﻌمت ﺍألﻣﺔ يف
ﻓﻜﻴﻒ . ﺛالﺛﺔ ﺣﺘﻰ ﻳﻜﻮﻥ ﺃﺭﺑﻌﺔ يف اﻟﺰﻧﺎ ﺷﻬﺎدةلك ﻭﺍﺣﺪ ﻭ ﺷﻬﺎدة
؟. ﻟﻜﻢ ﻣﺎ ﻗﻠﺘﻢ هبﺬﺍ ﻳﺜﺒﺖ
ﺍﻟﻔﺮﺽ ﺇﺫﺍ الﻥ ﺍحلﻖ . ﻋﻠﻰ ﺍحلﻖ ﺍﻟﺪﻟﻴﻞ ﺍإلﺑﺎﺿﻴﺔ : ﻭﻗﺎﻟﺖ
ﺣرضﻩ . أوﺟﺐ ﻋﻠﻰجمﻦ وﺟﺐ ﻋﻠﻰلك ﻣﻦ ﻏﺎﺏ ﻋﻨﻪ ﻣﺜﻞ ﻣﺎ ﻧﺰﻝ
ﻳﺜﺒﺖ وﻛﻴﻒ ﻗﻴﻞ : ﺍﻟﺴالﻡ . ﻭﻗﺎﻝ ﺑ ﻌ ﻀ ﻬ ﻢ :ﺍحلﺠﺔ ﺍﻟين ﻋﻠﻴﻪ
ﻏﻴﺮﻛﻢ؟ ﻫﻊ ﺍﻥ يف ﺃﻳﺪﻳمك ممﺎ ﺟﺎﻣﻌمت ﻟمك ﻣﺎﻗﻠمت هبﺬﺍ ﺇﺫﺍ ﺍﺩﻋﺎﻩ
H a k k i İ d r a k E t m e HAKKINDA
ﻭﻛﻴﻒ ﻳﺜﺒﺖ ﻟﻐريﻩ • ﻗﻴﻞ ؛ جيﺐ ﺍحلﻖ ﺍﻟﻴﻮﻡ ﺍﻟالﻡ ﻭال هيلع
ﺍﻟين
ﻟمك ﻣﺎ ﻗﻠمت هبﺬﺍ إذا ﺍﺩﻋﺎﻩ ﻏريمك ﻣﻊ ان يف [ﻳﺪﻳمك ممﺎ ﺟﺎﻣﻌمت
ﻳﻠﻖﺍﻣﺎﻣمك
ﻭﻣﻦ مت ممﻦ ﺗﺘزبﻭﻥ ﻭﺍﻧمك
ﺑﺒﻴﻨﺔ . ﻋﻨﻜﻢ ﺑﺎﻃﻞ ﺇال ﻭﺇﻥ ﺍالﺩﻋﺎﺀ ؟ذﻛﺮﺗﻢ
ﻳﺜﺒﺖ ﻭﻛﻴﻒ ﻗﻴﻞ ؛ ﺑﺎﻃﻞ • ﺍﻟﻜﺘﺎﺏ ﻭﻣﺎمل ﺗﺘﻠﻮ ﺑﻪ ﺗالﻭﺗﻪ . ﺍﻟﻜﺘﺎﺏ
ﻗﻴﻞ : ﺍﻟﺮﻭﺍﻳﺎﺕ . ﺍﻟﺪﻟﻴﻞ ﻋﻠﻲ ﺍحلﻖ ﺍحلﺴﺒﻴﺔ : ﺻﻨﻒ ﻣﻦ ﻭﻗﺎﻝ
ﺗﻌﺬﺭﻭﻥ ﻭﺫﻟﻚ ﺍﻧمك ال ؟ يف ﺃﻳﺪﻳمك ممﺎ ﻭﺍﻓﻘمت ﺍألﻣﺔ ﻓﻴﻪ ﻧﻘﻀﻪ
ﻭﻛﺬﺑمك . ﺃﺣﺪﺍ ﻳﻌﺘﺬﺭحمﺸﺊ ممﺎ ﺫﻛﺮمت ﺇﺫﺍ ﺧﺎﻟﻔمك
ﺑﺠﻤﻊ ﺟﻤﺢ ﺍﻟﻨﺎﺱ ﺍﻟﺪﻟﻴﻞ ﻋﻠﻰ ﺍحلﻖ ﺃﻥ ﺍﻟﺮﻗﺎﺑﺔ : ﻭﻗﺎﻟﺖ
هبﺬﺍ ﻗﻮﻟمك ﺇﺫﺍ ﺍﺩﻋﺎﻩ ﻳﺒﺖ ﻟمك ﻭﻛﻴﻒ ﻗﻴﻞ ﻋﺎملﻮﻥ . ﺍﻟﺪﻳﻦ
ﻧﻘﻀﻪ ؟ ] ١ ٠ ٥هيلع ﺍألﻣﺔ [ ﻏريمك ؟ ﻫﻊ ﺃﻥ يف ﺃﻳﺪﻳمك ممﺎ ﺟﺎﻣﻌمت
ملﺎ يفﺃﻳﺪﻳمك•
ﺣﺘﻰ ال ﺍجلﻤﺎﻋﺔ ﻋﻠﻰ ﺍحلﻖ ﻗﻮﻝ ﺍﻟﺪﻟﻴﻞ ﺍملﺮﺟﺌﺔ : ﻭﻗﺎﻟﺖ
ﻗﻮﻟﻜﻢ ﺇﺫﺍ ﺍﺩﻋﺎﻩ ﻟﻜﻢ هبﺬﺍ ﻳﺒﺖ ﻭﻛﻴﻒ ﻗﻴﻞ : ﺃﺣﺪ. ﻳﺒىق ﻣهنﻢ
ﻭﺫﻟﻚ ﻧﻘﻀﻪ ؟ ﻏﻴﺮﻛﻢ؟ ﻫﻊ ﺍﻥ يف ﺃﻳﺪﻳمك ممﺎ ﺧﺎﻟﻔمت ﺍألﻣﺔهيلع
ﺃﺣﺪ.
Kltabu't-Tahrij DırArb. Amr
er-Rafiza, el-Mu’tezile ve el-H aşv ﺱki: Rize göre Hakk’a dehl kim
içtihad eder ve güzel yaparsa, marifete varamazsa ve isabet edemezse de
mazurdur.' Onlara denildi ki: Sizden başkası bunun aksini iddia ettiğinde
ve üstelik elinizde ümmede ﺀ؛ﺳﻆüzerinde iemâ ettiğiniz ve primlerinizi
çürüten husus varken, bu söylediğiniz sizin için nasıl doğrulanıp ispatla-
nır? Çünkü size muhalefet edilip sizi yüaıüadıklarmda, hiç kimseyi (içtiha-
ﺳﺪﺳﻚd o la p hiçbir şeyde mazur görmüyorsunuz.
.ﻭﺧﻄﺄ ﻣﻨمك
ﺍألﻫﻮﺍﺀ ، مجﺢ ﺍﻫﻞ ختﻄوئﻥ ﻭﺫﻟﻚ ﺃﻧمك ﻧﻘﻀﻪ ، ﺍألﻣﺔهيلع
ﻭﺫﻟﻚ ﺍﻧمك ال ﺃﻳﺪﻳمك ، ﻣﺎ يف ﻓﺘﺨﻄﺌﺘمك ﺱ ﺧﺎﻟﻔمك ﻧﻘﻴﺾ
ﺑﺎﻃﻠﻪ . ﺗﻌملﻮﻥ ﺣﻖ ﻣﺎ يف ﺃﻳﺪهيﻢ ﺹ
حنﺎﺟمك . ﻓﻬملﻮﺍ ﺍجلﻤﺎﻋﺔ . ﺍﻟﺪﻟﻴﻞ ﻋﻠﻰ ﺍحلﻖ ﻃﺎﺋﻔﺔ : ﻭﻗﺎﻟﺖ
ﻗﻮﻟﻜﻢ ﺇﺫﺍ ﺍﺩﻋﺎﻩ ﻏريمك؟ ﻣﻊ ﺇﻥ ﻭﻛﻴﻒ حمﻴﺖ ﻟمك هبﺬﺍ ﻗﻴﻞ:
جمﻤﻌﻮﻥ ﻭﺫﻟﻚ ﺍﻧمك ؟ هيلع ﻧﻘﻀﻪ
يف ﺃﻳﺪﻳمك ممﺎ ﺟﺎﻣﻌمت ﺍألﻣﺔ
ﻭﺃﻥ ﻋﺪﺩ حتﺎﺟﻮﻩ . ﺭﺃﻳمتﻮﻩ ﻳرتﻙ ﺍﻟﺪﻳﻦ ﻭﺍﻥمل ﻋىل ﺗﻌﻨﻴﻒ ﺹ
ﺑﺎملﺤﺎﺟﺔ . ﻭﺍحلالﻝ ﻭﺍحلﺮﺍﻡ ال ﻳﺪﺭﻙ ﻭﺍﻟﺰاكﺓ ﻭﻫﻮهنﺎ ، ﺍﻟﺼالﺓ
ﻣىض ﺱ
مجﺢ ﺃﺷﺒﺎﻩ ﻣﺎ ﻋﻠﻰ ﺍحلﻖ ﺍﻟﺪﻟﻴﻞ ﻭﻗﺎﻟﺖ :ﻃﺎﺋﻔﺔ
ﻭﻛﻴﻒ ﻳﺜﺒﺖ ﻗﻴﻞ : ﺍحلﻖ . ﺑﺬﻟﻚ ﻳﺪﺭﻙ .ﺛالث ﺧﺼﻠﺘﻴﻦ ﺁﻭ ﺍالﻗﺎﻭﻳﻞ
أﻳﺪﻳﻜﻢ ممﺈ ﺟﺎﻣﻌمت ﻟمك هبﺬﺍ ﻣﺎﻗﻠمت ﺇﺫﺍ ﺍﺩﻋﺎﻩ ﻏريمك ﻣﻊ ﺃﻥيق
مجﺢ ﻣﺎ جمﻤﻌﻮﻥﻋىل ﺇﺑﻄﺎﻝ أﻧﻜﻢ ﻭﺫﻟﻚ ؟ ﺍألﻣﺔهيلع ﻧﻘﻀﻪ
؟ حتجتﻮﻥ ﺑﺸﻲﺀ ﻣهنﺎ ﺍألﻗﺎﻭﻳﻞﺍﻟيت ﻣﻀﺖ ﻓﻜﻴﻒ ﻋﺪﻭﻫﺎ ﺹ
44 ﻝ Kitabu't-Tahriş Dırâr b. Amr
Bir grup: ﺍﺍﺍممآل delili cemaattir” dedi. H adi sizinle bunu tattı-
şahm. Onlara denildi ki: Sizden başkası bunun aksini iddia ettiğinde ve
20 üstelik elinizde ümmetle birlikte üzerinde icmâ ettiğiniz ve görüşlerini-
zi çürüten husus varken bu söylediğiniz sizin için nasü doğrulanıp
ispatlamr? Çünkü siz, dini (emirleri) terk eden birini gördüğünüzde
onunla (konuyu) hiç tartışmamış olsanız bile, onun sert bir şekilde
kınanması hususunda icmâ halindesiniz. Hâlbuki namazların sayısı ve
25 ikâme edilmesi, zekât, helal ve haram; aidi münazara ile idrak edilmez.
Bir grup dedi ki: “Hakk’a delil, (yukarıda) geçen görüşlerin tü-
m ünün benzeri ﻩ1ﺱiki veya üç özelliktir.” Onlara denildi ki: Sizden
başkası bunun aksini iddia ettiğinde ve üstelik elinizde ümmetle birlik-
te üzerinde icmâ ettiğiniz ve g rü şlerin izi çürüten husus varken bu
30 söylediğiniz sizin için nasıl doğrulanıp ispatlanır? Zira siz, yukarıda
geçen ve (grupların) saydıkları bütiin görüşlerin bâtıl olduğu hususun-
da icmâ halindesiniz, o halde, ٠ görüşlerden bir şeyi nasıl delil olarak
Y ılla n ır s ın ız .
اﺳﻨﺎﺗﻲ ﻋﻤﺮو ﺑﻦ ﺿﺮار اﻟﺘﺤﺮﻳﺶ ﻛﺘﺎب
ﺻﻨﻒ ﻣهنﻢ :ﻣﻦ ﺃﻳﻦ ﻋملمت ﺍﻥ ﻣﺎ ﻗﻠمت مكﺎ مئ ﻗﺎﻝ ﻟلك
ﺃمئﺘﻨﺎ ، ﻭﻗﺎﻟﺘﻪ ﺍحلﻖ ، ﺇﺧﻮﺍﻧﻨﺎ ،ﻭمه ﺃﻫﻞ ﻗﻠمت ؟ ﻓﺈﻥمه ﻗﺎﻟﻮﺍ :ﻗﺎﻟﻪ
،ﺑﺘﺄﻭﻳﻠﻨﺎ ٠
ﺘﻨﺎ هيلع ﻭﻟﻠﺘﻨﺎ ﻭﺃﺩﺭﻛﻨﺎ
ألهنﻢ ﻗﺎﻟﻮﺍ؛ ] ﻓﺈﻥ [ ١ ٠٧ ؟ ﺳ ﻮ ﺍ ﻧ ﺎ• ﻳﻘﺎﻝ هلﻢ؛مل ﻋﺒمت ﻣﻦﺧﺎﻟﻔمك
ﻗﺎﻟﻮﺍ : ﻓﺎﻥ ؟. ﻗﺎﻟﻮﺍ ﺑﺎﻃال ﻗﻴﻞ :ﻭﻣﻦ ﺃﻳﻦ ﻋملمت ﺍهنﻢ ﻗﺎﻟﻮﺍ ﺑﺎﻃال
ألهنﻢ ﺻﺊﻗﻮﺍ ﺁﻫﻞ ﺍﻟﺒﺎﻃﻞ ،ﻭﻛﺬﺑﻮﺍ ﺃﻫﻞ ﺍحلﻖ ،ﻗﺘﻞ هلﻢ ؛ ﻓﻌﻦ
ﺗﺮﻛﻮﺍ ﻗﻮﻝ ﺍﻫﻪ ﻛﺬﺍ الهنﻢ ﻗﺎﻟﻮﺍ : ﻓﺎﻥ ﺳﺄﻟﻨﺎمك . ﻭﺫﻟﻚ ﺩﻋﻮﺍمك
ﺧالﻑ ﻛﺬﺍﻭﻛﺬﺍ ،ﻗﻴﻞ ﻓﺎهئﻢ ﺭﻭﻭﺍ ﻭﻛﺬﺍ .ﻗﻴﻞ هلﻢ ؛مل ﺗرتﻛﺮﺍ ﺭﻭﺍﻳﺔ
Sonra onlardan her bir gruba dedi ki: “Siz, söylediklerinizin söyledi-
ğiniz gibi olduğunu nereden bildiniz?” Şayet onlar “Bunları ihvanımız
söyledi ve onlar hak ehlidirler, imamlanmız söylediler ve biz de tevilleri-
mizle bunu bildik. Rivayetlerimiz de bize yol gösterdi ve böyleee biz hak-
ka vâkıf olduk; başkaları değil” derlerse, onlara denilir ki: “O halde neden
si» ؛muhalefet edenleri ayıpladınız?” Şayet “Çünkü onlar bâtılı söylediler”
derlerse, onlara “Siz onların bâtılı söylediklerdi nerden bildiniz?” denilir.
Eğer “Çünkü onlar Ehli Bâtıl’ı tasdik ediyor Ehl-i Hakk’ı ise yalanhyorlar”
derlerse, onlara denilir ki: “Ya iddianız hakkında ne dersiniz? Zaten size
sorumuz da budur.” Şayet “Çünkü onlar, Allah’ın şu ve şu sözlerini terk
ettiler” derlerse, onlara: “Siz niye şu ve şu rivayeti terk ediyorsunuz. Çün-
kü onlar ,siziıı rivayetinizin aksini rivayet ettiler değil mi?” denilir. Şayet
infirad ettikleri bir söz söylerlerse onlara: “Onların infiradıııı bâtıl, sizin
infiradınızı hak kılan şey nedir? Onlar infirad ettikleri gibi siz de infirad
ettiniz” denilir. Sonra onlara “Hepiniz onunla ihticac ederken, sizin söyle-
(fiğiniz bir şeyle nasıl ihticac edilir? Başka tevillere muhalif, şaz teville nasıl
ihticac edilir? Veya başka rivayetlere muhalif şaz bir rivayetle nasıl ihtieae
edilir? Veya hepiniz te v k if i ile ihticac ederken tevkifle nasıl ihticac edilir?
Sizin iddia ettiğiniz gibi şeyler, nasıl insanların üzerinde icmâ ettiği şeyler
leonıamuna konulur?” denilir. Şayet bunun gibi şeyler sizin için câiz olursa,
bu durum kıbleyi, namazı ve benzerini terk etmeyi de câiz kılacaktır. Şim-
di bu konudaki ne durumda olduğunu anlayanız. Hüccet
(ﻡ
ﻂ ﻭﺳﺩ aleyhine olup, görüşlerini çürütmektedir. Ayrıca “Mubtilin
(haksızm) mtıhildce (haklıya) karşı hiçbir hücceti (kanıtı) yoktur” sözünün
da ortaya koymaktadır. Şayet onlar meseleyi (problemi) bize
Ö dendirip: “Söylediğinizin doğru olduğunu nereden bildiniz?” derlerse;
onlara denilir ki: “Misli hiçbir haberin reddedilemeyeceği ve ümmetin
icmâ ettiği haberleri biz size önceden haber vermiştik Onlar; kıble, zekât
vb. konularda icmâ ettiklerine ﺿﻞhaber varit olduğu gibi bunda da
icmâ etmişlerdir. Böylece ﻟالممﺎﺃ[الicmâsıyla bize muhalefet edenlerin
bâtıl olduğunu İlildik.” Şayet: “Biz ümmetten olduğumuz halde size mu-
halefet etmişken siz ümmetin icmâını nasıl iddia ediyorsunuz?” derlerse.
263 Tevkif: Sem’ ؛olup ancak Kur’ân ve Süunet ile veya sadece haber yoluy-
ﻁbilgi *' inanç veya ibadet alanı kast edilmektedir. Bu
alanda aidi muhakemeye veya akli kıyasa yer yoktur. Bu durumda kişi
şer’i nass karşısında vukuf Ederek onlara teslim ﻩ1مس ٧٠ akli delil ar؛؛-
ma7„
اﻟﻐﻄﻔﺎﻧﻲ ﺿﺮار ﺑﻦ ﻋﻤﺮو اﻟﺘﺤﺮش ﻛﺘﺎب
ﻛﻴﻒ ﺗﺒﻄﻞ ﻣﺎ ﻳﻘﺎﻝ : ﺍالﺟمتﺎﻉ مجﻴﻊ ﺍﻟﺪﻳﻦ •مث وﻟﻴﺒﻄﻠﻦ ﻳرتﻙ
ﻓﺈذا ﺗﺮﻛﻪ ، جيﻮﺯ ﻟﻨﺎ ال ؟ جممتﻌﻮﻥ ﻭحنﻦهيلع ﺍﺟمتﻌﻨﺎهيلع
ﻭﻣﺎ ﺍﻧﻔﺮﺩ ﺑﻪ ﺑﻌﻀﻨﺎ ﻋﻦ ﺑﻌﺾ ﺍالﺧﺘالﻑ ، ﺍﺧﺘﻠﻔﻨﺎ اكﻥ ﺍحلﻖىف
ﻭﻫﺬﺍ ﻣﺎال ﻫﻜﺬﺍ . ﻫﺬﺍ ﻭﻳﺄﻳﺔ جحﺔﻳﻌمل ﺑﺎﻥ ﻫﺬﺍ ﻧﺆﺧﺬ ﺑﻪ ﻓﺈﻧﺎ
هيلع ﺍألﻣﺔ
ﻭﻗﺪ ﺃﺑﻄﻠﻮﺍ مبﺎ ﺍمجﻌﻮﺍ ﺃﺑﺪﺍ . ﻳﻮﺟﺪﺇىل ﺗﻘﻮميﻪ ﺳﺒﻴﻞ
ﺍملﻨﺘﻌﺎﻥﻋىل ﺩﺭﻙ ﺍﻧﻔﺮﺩﻭﺍ ﺑﻪ ﻓﺎﻓﻬﻤﻮﺍ ﻭال ﻗﻮﺓ ﺇال ﺑﺎﻟﻠﻪ ﻭﺍﻟﻠﻪ ﻣﺎ
Tahriş kitabı; Allah’m minneti ve tevfikiyle bitti. Beş yüz kırk yıh-
run M uharrem ayırnn başında kitabın tensihi bitti. Allah sahibine,
kâtibine ve âmin diyene mağfiret etsin.
A B
Abbas oğulları, 94, 116
Basra, X I, 6؟
A b d u llah b. A m r b. el-A s, 128
beda, 94
A b dullah b. D in ar, 83
B edir, 20
A b d u llah b. M esud, 19
Berhut, 1 0 1 1 7 ,؟
A cem , 7
B e y b e siy y e , 7 4 ,14 1,14 2
adalet, 9 ,10 1,10 2
bidat, X V I I , X V I I I , X X I I I ,
 d em , 4, 5, 36, 81, 86, 92, 93,
,34 ,33 , ﻣﻮل «,
24 , 26 , 28 , 3ه
107,13 2 ,13 4
,54 ,52 ,50 «49 ?؟٠ 37, 39 « 4 رة
A işe, 31, 78, 87, 8 8 ,10 4 ,13 2
6 ,59 ,8؟6؟, ı, 66, 69, 71, 72,
A li, X , X I V , 17, 21, 26, 27, 28,
74, 76, 79, 8 97 ,96 ,8 8 , <ه8 ﻭ,
29, 31, 34, 66, 68, 70, 74, 88, IOO, راهﺀ102, ر؟ﻫﺎ107, ﻣﺎ8 لn6,
94, 9 9 8 ,؟, IOO, ıoı, 10 3,121,
! ٧ , 119 ,12 3 ,12 8 ,13 6 ,ووا
12 3,12 8 ,131
b o r ç , 4 4 , 7 73 ,72 ,ﺃ
A lkam e, IOO borçlu, 71, راوI2Ö
A m m a r, 19, 23, 27, 67, 76
B u d ey l b. V erk a , 6؟
A m m a r b. Y a s ir , 19, 27, 76
B u reyde, 28
A m r b. A s , 125
A ra fa t, 20,134
A rap , X V I I , 7, 75
A s a -y ı M usa, 27
ayet, X X I I , X X V , X X V I , 44,
"6
Dizin 2وو
N ab ti, 7 ,10
N a k isin , 29, 34 S
N am az, 58, 6 8 ,116 saadet, 8 ه
N a stu riy y e , 13 ,14 Sab b ah iyye, 57
N ecedat, 5 7 ,13 8 ,13 9 ,14 2 Said b. C u b eyr, 7 ه
N eh revan , 27, 29 Said b. M ü se yy ib , 124
n ifak, 6 4 ,13 6 ,13 7 Sam iri, X V I , X V I I , X I X , 5
N ü b ü v v et, 25, 97 $ ، 27 الﺀأااا2ره , , ıo 8 ,4أل
S e m e v iy y e , 57 ١
٥ S ıffin , 68
S u friy y e , 10 2 ,13 8 ,13 9 ,14 1
O sm an , X I, X I I , X I I I , X V I ,
S u m tiy y e , 66, 68, 69
X X I I , 16 ,17 ,1 8 ,1 9 , 20, 21,
Suraka b. M alik , 8o
27, 66, 68,130
S u v e y d b. A lkam e, 67
Sü leym an , 87, 89
S ü m e riy y e , 85
Sünne v e C em aa, 91
Ö m er, 20, 21, 25, 27, 30, 32, 37,
Sünnet, X , 33, 79, 138, 145
4 1 ,4 9 , 5 8 ,7 5 ,7 4 ؛, 6 7 , 7 ﺀهo,
83, 84, 86, 95, 100, ıoı, 120,
12 6 ,12 8 ,12 9 ,13 12
0 ,13
3 ,12
2 ,؟,
136
Kitabu't Tahriş
M
İsa, X I I , X V I I , X V I I I , X X , 5,
m ahşer, 8 9 ,112
1 2 , 13 , 14 , 15, 57, 797 < ة, IIÖ
M a n su riy y e , 78, 79
İslam , II, IX , X , X I I , X V ,
M arik in , 29, 35
X X , X X I, X X II, X X V II,
M edine, 7 ,19 , ıoı, 112 ,12 0 ,12 3
8, 9 ,1 0 ,18 , 20, 26, 32, 34, 38,
41» 6 ,59 ,58 , ؟3 ,55, 5 ةo, IOI, 113,
M ehd i, X I I , 114 ,116
1 2 5 , 1 4 3, ت 2 ة,ةﺑﻢﺀ
M ekke, 10 7 ,112
İsrafil, 86, no, 114, n6
M elik an iy e, 13
istisna, X X I I , 49, « 1,12 2 ,1^ 4
M eryem , 4 ,13 ,1 4 , 76, 81, 92,
iy a z b. H am m ad , 83
97 , 16؛
M e sc id i N e b e v i, 16
K M esih , 13, 14, 92
Kabe, no, 112 M e y m u n iy y e , 79, 85
K abir azabı, 10 3 ,10 4 ,10؟ M ısır, 20
K ad eriy y e, 79, 8o, 85, 86, ıoo m ihne, 49
kadın, 9, 20, 41, 78, 79, 95, n6, M ik a il, 8 6 ,110 ,114 ,116
M ikdad, 27, 28, 43
kâfir, X X I , 7, 8 ,13 , 20, 21, 2؟, m ilel, X I , 140
M in a, 20
27, 41, 42, 4 7 , 49 , 61 ,53 ,2؟,
62, 63, 64, 81, 99, ıoo, 125, M u a v iy e , X , 22, 23, 24, 25, 29
128,136
K asitin , 22, 29 M u az b. C ebel, 95,129 ,0؟
K a y se riy y e , 25 M u b rim in , 66
kıyam et, 4, 7, 42, 45, 58, 75, 81, M u ğire b. Ş u ’be, 101,125
84, 85, ıoo, 103,123, 129 M uh acir, 30, 99,125
K isra, IO I, 129 M uh tar, 77
K itab, 59, 94 M u k allid in , 10؟
K ü fe, 19, 25, 56, 7 7 ,12 5 ,12 6 ,13 0 M u sa, X V I I , X X , 3, 5,12 , 26
K u reyş, 20, 2 5 ,10 8 ,10 9 57, 86, 90
M usab, 63
M u se vvid e , 18 ,115 , n6
ﺍ M u tezem m itin , 36, 9 7 ,119
lanet, 6 ,10 , 21, 22, 24, 26, 37, 44 : M utezile, 59, 62, 70, 79
46, 58, 67, 71038, رم؟119, n؟؛, M ücahid, 10 9 ,121
12 0,131 M üh r-ü S ü leym an , 27
Dizin
ü
Şam , 50, 52, 7 8 ,112 , 1 1 4 , ل2و ü m e y y e O ğu lları, 18, 20, 22,
şe£aat, 10^
Şekavet, 80 ﺍمسﺤﺺ,
Şia, X , 21, 27, 34, 38, 51, 59, 70, X X I, X X II, 3,4,10, 68, 84,
76, IOO, 104, 139 97
Şureyh , IOI, 124 Ü m m eti M uh am m ed, 3, 84
Şükkak, 49’, 52 , ؟٠ ü m m ü H abibe, 24
U zey ir, 86
T a if, 20, 78
T a k iy y e , 76 V a d a h iy y e , 57
talak, 123 v a h iy , 7, 17, 24, 29, 30,110
T alh a, 29, 33, 34, 66 vaîd, 2, 47
T a v u s ,ﻟﻘﻞ V elid , 19, 67
teberri, 10, 21, 23, 29, 33, 85, 96, V e lid b. U kbe, 19
10 6 ,118 ,13 7 , 142
tenasüh, 117
tevelli, n, 12, 18, 21, 22, 25, 26,
29
T e v rat, 4, 99,108
Y
tüecarlar, 72 Y ah u d i, 5, 8, 41, 48, 51, 53, 83
Y a h y a , 106, 142
u Y a k u b iy y u n , 13
Y ak u p , 8 7 ,10 6
U b eyd u llah b. Ö m er, 19 Y em en , X I V , 105, 112, 117
U b e y y b. K a ’b, 83, 95, 99
U hud, 20, 66 yem in , 6, 7, 42, 81, 121,124
U kbe b. A m ir el-C üh en i, 99 Y e z id b. E bi Z iy a d , ^0
U sam e b. Z e y d , 78 Y u n u s, 93,106
Y u s u f, X I , 8 7 ,10 6 ,13 3
ESER H AKKIN DA
Kitâbu't-Tahrîş, İslâm tarihinin ill<
dönemlerindeki siyasî, itikâdî, fıkhî
tartışmaların ve çekişmelerin hadis
rivayetlerine yansıyan boyutunu
ele alan bir eserdir. Horoz, koç,
deve gibi ١٦^ ٧٧^ ٨١^ ٢■ dövüştürmek
anlamına gelen "et-Tahrîş" kelime-
si insanların arasım açma, biribiri-
ne düşürme, aralarına fitne sokarak
yıpratma, savaşa sürükleme anla-
mına da gelmektedir. Dırâr bu ese-
rinde, siyasî ve itikâdî fırkaların
kendi görüşlerini desteklemek ve
muhaliflerini mahkum etmek için
nassları özellikle hadisleri, sahih
ve zayıf olduklarına bakmaksızın
kullanmalarının müslümanların
arasım açtığını, onları kanatıp yara-
ladığım ima etmiştir.