Professional Documents
Culture Documents
İlmihal - Diyanet Vakfı Yayınları (PDFDrive)
İlmihal - Diyanet Vakfı Yayınları (PDFDrive)
Önsöz
I. DİN KELİMESİ
V. DİNLERİN TASNİFİ
A) İTİKADÎ FIRKALAR
B) FIKIH MEZHEPLERİ
C) TASAVVUF
I. İMAN
G) İMAN-İSLÂM İLİŞKİSİ
J) KÜFÜR ve ŞİRK
K) İMAN ile KÜFÜR ARASINDAKİ SINIR
L) TEKFİR
A) ALLAH'A İMAN
B) MELEKLERE İMAN
C) KİTAPLARA İMAN
D) PEYGAMBERLERE İMAN
E) ÂHİRETE İMAN
I. KAVRAM
IV. İLMİHAL
I. İLKELER ve AMAÇLAR
III. ABDEST
IV. GUSÜL
V. TEYEMMÜM
X. CUMA NAMAZI
I. İLKELER ve AMAÇLAR
V) ORUCUN YASAKLARI
I. İLKELER ve AMAÇLAR
V. ZEKÂTIN ÖDENMESİ
I. İLKELER ve AMAÇLAR
V. HACCIN VÂCİPLERİ
VII. UMRE
I. İLKE ve AMAÇLAR
II. YİYECEKLER
III. İÇECEKLER
IV. BAĞIMLILIKLAR
V. GİYİNME ve SÜSLENME
SUÇLAR
I. İLKE ve AMAÇLAR
II. EVLENME
V. DOĞUM ve SONUÇLARI
I. EMEK-SERMAYE DENGESİ
I. İLKE ve AMAÇLAR
PROBLEMLERİNE BAKIŞI
SORUMLULUKLAR
ŞAHSİYETİ
İLMİHAL - I
İMAN VE İBADETLER
Önsöz
hale gelmiştir.
belirtilmiştir.
kılmaktadır.
12.09.l998
Bağlarbaşı-İstanbul
DİN vE MAHİYETİ
Din ve Mahiyeti
sahibi olunabilir.
I. DİN KELİMESİ
etmektedir.
mânalara gelmektedir.
amaçlamaktadır.
Zâriyât 51/6).
(el-En`âm 6/161).
temel unsurdur.
etmektedir.
kısmı bulunur.
savunmaktaydı.
Bu teorilerin yanında yine aynı bilimsel yolları takip eden
hitap eden ve insan için söz konusu olan din, insanla beraber
gelişmesidir.
hayat nizamıdır.
vardır.
V. DİNLERİN TASNİFİ
çıkmıştır.
gibi).
Şintoizm gibi).
şu şekildedir:
Budizm gibi).
gibi.
dinlerdir.
İslâmî kaynaklarda vahye dayanan dinler için genellikle
kullanılır.
Brahmanlar'ı zikretmektedir.
doğrulamaktadır.
insandır.
eder.
VI. DİĞER DİNLER ve İSLÂM
daha sonra hem iyilik hem de kötülük tanrısı olmak üzere iki
hüviyetindedir.
olduğunu vurgulamıştır.
2. Melek inancı. Meleklerin Allah'ın oğulları ve kızları
edilmektedir.
etmişlerdir.
İSLÂM DİNİ
I. İSLÂM DİNİNİN MAHİYETİ
yerine getirir.
Din kelimesi yer yer bir ferdin veya grubun doğru kabul
kurtuluş ipi olan dinin temel amacı, insan ile Tanrı arasında
temsil eder.
içerir.
değerlendirilebilir.
budur.
olur.
etmek mümkündür.
belirtmek gerekir.
İslâm'ın getirdiği fikir ve vicdan hürriyeti, fertlerin
oluşturmuşlardır.
kullanılır.
A) İTİKADÎ FIRKALAR
anlayışına bağlıdır.
eleştirmişlerdir.
İslâm dünyası Ehl-i sünnet (Sünnî) ve Şîa (Şiî) şeklinde iki ana
a) Selefiyye
b) Eş`ariyye
c) Mâtürîdiyye
Akaid konusunda Ebû Mansûr Muhammed b. Muhammed
yüklemez.
sesleridir.
Mâtürîdî'dirler.
d) Mu`tezile
sistemleştirilmiştir.
Bunlar da;
(tevhid),
ani'l-münker) prensipleridir.
e) Cebriyye
bilginlerince reddedilmiştir.
f) Hâricîlik
geçen Sıffîn Savaşı'ndan (h. 37/m. 657) sonra halife tayin işi
görüşleri de vardır.
g) Şîa
eder.
namaz, oruç, zekât, hac, içki, kumar, zina, hadler gibi İslâmî
edilmemiştir.
değerlendirilmektedir.
B) FIKIH MEZHEPLERİ
a) Kavram ve Tarihçe
Terim olarak fıkıh hicrî ilk asırlarda zihnî çaba ile elde edilen
oluşturmuştur.
etti.
etmekteydi.
Tâbiîn ve tebeu't-tâbiîn dönemlerinde başta Hicaz ve Irak
hazırlanmıştır.
yetinilecektir.
hükmü ile aklın yorumu, hadis ile re'y arasında mâkul bir
söylenebilir.
Mısır'a gitti ve 204 (820) yılında orada vefat etti. Vefat ettiği
zaman elli dört yaşında idi. Mısır'da kaldığı dört sene içinde
çıkmış oldu.
yaygın durumdadır.
bir süre etkili olmuş ise de daha sonra, kısmen yakın bir
uygulamaları vardır.
tutulmuş olması.
güç olmaz.
Üçüncü başlıkla ilgili olarak, yani bir mezhebin belirli
etmekten geçer.
anlaşılmaktadır.
birbirine taban tabana zıt iki çözümü ilmî açıdan izah etmek
savunulagelmiştir.
olmuştur.
belirlenmesine yöneliktir.
olacağı şüphesizdir.
çalışmışlardır.
cc)Telfik
kullanılmıştır:
mâna kastedilmiştir.
dönüştürülmüş olur.
bir meselede aynı fakihe ait birden fazla görüş yer alabilmiş
buyurur:
"Dünya hayatı sadece bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda
el-Hadîd 57/20).
4/94).
25; İbn Mâce, "Zühd", 6). "Dünyaya karşı soğuk olanı Allah,
"Zühd", 1).
"Talâk", 5).
tasavvufun temelidir.
91/9-10).
el-Ahzâb 33/39).
edilir.
Bakara 2/222).
Seven sevgilisine itaat eder, ona tâbi olur, onu razı etmeye
yasaklarından kaçınmaktır.
Dâvud, "Edeb", 131). "Bir kimse kendisi için istediği bir şeyi
hicrî II. (VIII.) asrın ikinci yarısında yetişmiş olan ünlü sûfî
hayattır.
yürür. Böyle bir kul bana sığınırsa onu korurum, benden bir
b) Tarihî Gelişim
daha fazla ilgi duyarken bir kısmı ibadete daha çok önem
taşımıştır.
halkasını oluşturur.
yapıyordu.
izlemek mümkündür.
ilgilidir.
sapmalarını engellemektir.
gelişmeyi hızlandırdı.
etkili oldular.
vahdet-i vücûd terimi ile ifade edilen bir görüş ortaya attı. el-
Farsça'yı tasavvuf dili haline getirmek için ilk defa ciddi bir
yürüdü.
torunu Zengî Ata, Said Ata, Süleyman Hakîm Ata, Sadr Ata,
öncülüğünü yaptı.
e) Tasavvufta Sapmalar
Zâhir ile bâtın, akıl ile kalp arasında zaman zaman görülen
yorumlamışlardır.
görülür.
kimselerdir.
kullanırlar.
âhirete inanmazlar.
şekilde özetlenebilir:
gerekir.
farzdır.
yoldur. Ebû Ali Rûzbârî, "Biz bu yolda bıçağın sırtı gibi bir
düşeriz" demiştir. Çok kârlı olan bir işin riski de çoktur. Onun
durmalıdır.
abartmamak gerekir.
bâtın bâtıldır."
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
AKAİD
Akaid
demektir.
arasında çok yakın bir ilişki söz konusudur. Her inanan kişi,
16/106).
şartıdır.
hükümler uygulanmaz.
a) İcmâlî İman
b) Tafsîlî İman
oluşturur.
bulunmaktadır.
sayılır. Çünkü:
sayılmazdı.
c) Bazı âyetlerde de büyük günahın imanla birlikte
edilmiştir.
Amel ile iman arasında çok yakın bir ilişki vardır. Kur'ân-ı
büyüktür.
E) İMANIN ARTMASI ve EKSİLMESİ
hepsini kabul edip de, bir veya bir kaçına inanmasa meselâ
fark yoktur.
ŞARTLARI
yahut alaya alan, puta, haça vb. şeylere tapan bir kimseye
mümin denilemez.
bildirmiş olduğu şeylerin hepsini kalp ile tasdik edip dil ile
İslâm daha genel bir kavram, iman daha özel bir kavram
49/14).
H) BÜYÜK GÜNAH KAVRAMI
davranışlara denir.
Ancak bu kimse için tövbe kapısı açıktır. Yüce Allah böyle bir
kimseyi âhirette dilerse affeder, şefaat olunmasına izin verir,
inancı üzere ölen kimse cennete girer" buyurmuş, Ebû Zer, "O
kişi zina yapsa, çalsa da mı?" diye sormuş, "Evet, zina yapmış,
İNSANLAR
incelenebilirler.
a) Mümin
b) Kâfir
c) Münafık
Münâfikun 63/3).
4/145).
J) KÜFÜR ve ŞİRK
anlamda her şirk küfürdür, fakat her küfür şirk değildir. Her
Nisâ 4/116).
Kur'an'a göre, göklerde ve yerde hâkimiyetin yegâne
olamaz.
K) İMAN ile KÜFÜR ARASINDAKİ SINIR
zikretmişlerdir.
II. İMAN ESASLARI
inanmış olmaktadır.
güvenilebileceği belirtilmiştir.
A) ALLAH'A İMAN
a) Allah İnancı
dayanmaktadır.
özel ismi olduğunu kabul eden bütün İslâm âlimleri konu ile
oluşmamıştır.
kabul etmektir.
Her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten bir Allah'a inanmak,
mümkün olur.
İslâm akaidine göre Allah birdir ve tektir. Bu bir oluş, sayı
50/6-10).
Allah'ın varlığına delâlet eden ve insanı bu konuda
olan âlemin var olması için bir sebebe ihtiyaç olduğu (imkân
olarak değerlendirilir.
yerine kullanılabilir.
2. İsm-i A`zam
Tirmizî, "Da`avât", 64, 65, 100; Nesâî, "Sehv", 58; İbn Mâce,
belirtilmektedir.
3. Esmâ-i Hüsnâ
bütün isimler o tek zâta delâlet ederler: "De ki: İster Allah
17/110).
Gafûr (çok affedici), Şekûr (az amele bile çok sevap veren), Alî
gerekir.
4. Allah'ın Sıfatları
münezzehtir.
Keşfü'l-hafâ, I, 311).
1. Vücûd.
2. Kıdem.
"Ezelî olmak, başlangıcı olmamak" demektir. Hiçbir zaman
3. Beka.
4. Muhâlefetün li'l-havâdis.
42/11).
5. Vahdâniyyet.
6. Kıyâm bi-nefsihî.
vardır. Var olmak için bir yaratıcıya, bir yere, bir zamana, bir
1. Hayat.
canlıdır. Her şeye, kuru ve ölü toprağa can veren O'dur. Ezelî
bütün) yüzler, diri ve her şeye hâkim olan Allah için eğilip
2. İlim.
ezelî ilmiyle bilir. Allah, her şeyi olacağı için bilir. Yoksa her
Mücâdele 58/7).
3. Semi`.
"İşitmek" demektir. Allah işiticidir. Gizli, açık, fısıltı
hakkında düşünülemez.
4. Basar.
dair pek çok âyet vardır. Bunlardan birinde şöyle buyrulur: "
5. İrade.
naklî delillerindendir.
Tekvînî İrâde.
Tekvînî (yapma, yaratma ile ilgili) irâde; bütün yaratıkları
bir iradedir.
Teşrîî İrade.
şerden hoşlanmaz.
6. Kudret.
7. Kelâm.
8. Tekvîn.
Bakara 2/285).
2/177).
b) Meleklerin Mahiyeti
mümkün görür.
c) Meleklerin Özellikleri
53/27-28).
15).
2/31-33).
incelenebilirler:
melâike denilmiştir.
"De ki: Size vekil kılınan ölüm meleği canınızı alacak, sonra
Zuhruf 43/80).
Hâkka 69/17).
Müddessir 74/29-31).
de vardır.
Derecesi
Ehl-i Sünnet'e göre insanlar içinden seçilen peygamberler,
f) Cin ve Şeytan
aa) Cin
ayrılmaktadır.
kullanmıştır.
sakınmalıdırlar.
bb) Şeytan
olmuştur.
Şeytan ilk insandan beri bütün insanlara kötülükleri,
35/6).
"Münâfikun", 11).
7/21).
bildirmektedir.
gerekmektedir.
belirlenir.
mutlu kılmaktır.
b) İlâhî Kitaplar
ayrılırlar.
aa) Suhuf
yoktur.
bb) Tevrat
cc) Zebur
İsrâ 17/55).
dd) İncil
5/46).
"İ`tisâm", 25).
ee) Kur'an
edilir:
1. Kur'an'ın Nüzûlü
denilir.
bulunmadığı anlaşılacaktır.
2. Kur'an'ın Muhtevası
İnsanları hem bu dünyada hem de âhirette mutluluğa
âyetler vardır.
kapsamaktadır.
tarih kitabı gibi değil, insanların ibret alacakları bir üslûp ile
anlatır.
almıştır.
17/88).
şunlardır:
olmamıştır.
Yûnus 10/47).
değildir.
Gönderilmesindeki Hikmet
21/107).
c) Peygamberlerin Sıfatları
onlarda bulunmaz.
1. Sıdk.
2. Emanet.
3. İsmet.
4. Fetânet.
5. Tebliğ.
"Peygamberlerin Allah'tan aldıkları buyrukları ve
etmektedir.
Zülkarneyn'dir.
e) Peygamberlik Dereceleri
Çünkü;
olmasını gerektirir.
(Sebe' 34/28).
gelmeyecektir.
4. O son peygamber olunca, onun getirdiği dinin de en son
nebiler gelir.
geçtiği bir âyette şöyle buyurulur: "O, dini ayakta tutun, onda
el-Ahzâb 33/7).
f) Peygamberlik ve Vahiy
bilinmektedir.
yolla gelmiştir.
"Bed'ü'l-vahy", 2).
g) Peygamberliğin İspatı
ulaşmıştır.
aa) Mûcize
kullanılır.
gerekir:
denilemez.
sayılmaz.
Kur'ân-ı Kerîm'de bazı mûcizelerden söz edilir. Bunların
en meşhurları şunlardır:
21/58-69).
karşılık yüce Allah'ın müthiş bir deprem ile onları yok etmesi
(eş-Şuarâ 26/141-158).
adama, iyi olsun diye dua etmiş, bunun üzerine adamın öbür
"İ`tisâm", 1).
(el-İsrâ 17/1).
(Buhârî, "Tıb", 55; Müslim, "Selâm", 18; Ebû Dâvûd, "Dıyât", 6).
vahiyle cevaplandırmıştır.
gerçekleşmiştir.
gerçekleşmiştir.
ulaşmıştır.
E) ÂHİRETE İMAN
gelir.
orada kalacaklardır.
açıkça belirtmektedir.
tutulmuştur.
zorunlu kılar. Yüce Allah insanı, iyi ile kötüyü, doğru ile
yanlışı, hayır ile şerri ayırt eden ve seçen bir varlık olarak
edilmiştir.
her şeyin alt üst edilerek yok olması, yok olan ve ölen
mümkündür.
anılmıştır.
meâli şöyledir:
(Lokmân 31/34).
7/187).
15).
1. Küçük Alâmetler.
20, "Fiten", 25; Tirmizî, "Fiten", 34; İbn Mâce, "Fiten", 25; Ebû
2. Büyük Alâmetler.
"Fiten", 39; Ebû Dâvûd, "Melâhim", 11; İbn Mâce, "Fiten", 28):
yeryüzünü kaplaması.
b) Deccâl. Bu isimde bir şahıs çıkacak ve Tanrılık
sağlanacaktır.
sonra da ölecektir.
gelecektir.
1. Ba`s
1. Bir şeyi yoktan var edenin, onu ikinci defa var etmesi
verilebilir:
ki: Onları ilk defa yaratmış olan diriltecek. Çünkü O, her türlü
22/5).
2. Haşir ve Mahşer
10/45).
4. Hesap ve Sual
şahitlik edecektir.
Zerre ölçüsü hayır işleyenin mükâfatını, kötülük işleyenin
5. Mîzan
(Yapılan iş) bir hardal tanesi kadar dahi olsa, onu (adalet
Enbiyâ 21/47).
6. Sırat
"Zühd", 33).
7. Havuz
denilmiştir.
8. Şefaat
buyurmuştur.
çabalamaktır.
9. A`râf
kalacaklardır.
gireceklerdir.
A`râf 7/46-47).
10. Cehennem
11. Cennet
Sözlükte "bahçe, bitki ve sık ağaçlarla örtülü yer" anlamına
makam).
sürmüşlerdir.
"Cennet", 15).
"Cennet", 16).
F) KAZÂ ve KADERE İMAN
kavramdır.
olması demektir.
13/8).
Peygamberimiz'e:
vardır:
41/46).
çalışmalıdırlar.
kılmamak, hayır veya şer, iyi veya kötü bir şey işlemek gibi
Buna göre insan, hür iradesi ile fiili seçer, gerekli gücü
doğrultusunda yaratır.
e) Tevekkül
Allah'a bırakmaktır.
f) Hayır ve Şer
yaratılmıştır.
birçok kimseye şer olarak gözükmüş ise de, bu olay bir süre
g) Rızık
benimsemiştir:
3. Haram olan bir şey, onu kazanan kul için rızık sayılır.
h) Ecel
ifade eder.
63/11).
yorumlanmışlardır:
yaşamaktır.
belirlemiştir.
anlamına gelmez.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
FIKIH
I. KAVRAM
ilk asırlarda zihnî çaba ile elde edilen dinî bilgilerin tamamını
sebeple isterler.
yetinilecektir.
II. KAYNAK ve METOT
A) GENEL OLARAK
alan bir ilmin tarihte usûl-i fıkıh adıyla ilk defa müslümanlar
yüklenmektedir.
B) DELİLLER
sebepledir.
yakından ilgilendirmektedir.
mümkündür.
b) Sünnet
kaçınılmaz olmaktadır.
c) İcmâ
d) Kıyas
hükmedilmiş olur.
Yukarıda anılan rükünlerin bulunması, kıyas işleminin
gözlenmektedir.
Öte yandan, İslâm hukuk terminolojisinde ve özellikle
e) İstihsan
olduğunu görürler.
g) Örf ve Âdet
getirmektedir.
verilir.
h) İstishâb
nevidir:
ı) Sahâbe Sözü.
olmuştur.
k) Sedd-i Zerâi`
Harama, kötü ve zararlı bir sonuca vasıta olan
uygulamasında yoğunlaşmaktadır.
C) RE'Y ve İCTİHAD
A) EHLİYET
olmuştur.
edilir.
hükmündedir.
Ancak bulûğdan önce yapılan hac ibadeti sahih olsa bile bulûğ
borç ikrarı, kefalet gibi sırf zarar sayılan hukukî işlemleri ise
getirilir.
Dinî ve hukukî sorumluk için kişinin edâ (teklif) ehliyetine
mahiyetindedir.
B) HÜKÜM
değişiklik gösterebilirler.
getirmesi gerekir.
şeklinde iki gruba ayrılır. Her bir grupta yer alan temel
ilgilendirir.
a) Vaz`î Hüküm
Sebep
gerçekleşmez.
Rükün
onun yapısından bir parça teşkil eden bir unsuru ifade eder.
Şart
açmıştır.
Mâni`
örnektir.
işlemin fâsid olması ise, esasen onun var olup sadece bazı
ettiği gibi yine aynı anlamda olmak üzere sahih değil, câiz
demektir.
anılırlar.
özelliktir.
1. VÂCİP
görürler.
a) Farz
telâfi imkânı olmaz. Buna karşılık vâcibin terki ile amel bâtıl
edilebilir.
şunlardır:
farz-ı kifâye şeklinde iki kısma ayrılır. Farz-ı ayın, şâriin her
farz tek ehil kimse için farz-ı ayın hükmünü alır. Toplumda
haline gelir.
b) Vâcip
delille sabit olan hükme farz, zannî delille sabit olan hükme
vâciptirler.
denilir.
2. MENDUP
a) Sünnet
belirtmek gerekir.
bulunmamıştır.
3. MUBAH
ederler.
yapılamaz.
kazandırmasıyla açıklanabilir.
a) Câiz
b) Helâl
"Haram"ın karşıtı olan "helâl", sözlükte bir fiilin mubah,
4. MEKRUH
anlaşılmaktadır.
a) Tahrîmen Mekruh
bir fiil olmakla birlikte, bu talep haber-i vâhid gibi zannî bir
hükmedilemeyeceği kanaatindedir.
b) Tenzîhen Mekruh
5. HARAM
bir üslûpla veya daha zayıf bir delille olmuşsa mekruhtan söz
edilir.
1. Haram li-aynihî.
Şâriin, bizzat kendisindeki kötülük sebebiyle, baştan
2. Haram li-gayrihî.
saymışlardır.
olduğu gibi.
olduğu gibi.
Nahl 16/116).
Ancak, Kur'an ve Sünnet haramı belirlerken ayrıntıdan
olacağı açıktır.
"Müsâkat", 20).
olmak zorundadır.
şekilde şarap içme, domuz eti yeme, zina etme gibi haram
serbesttir.
sürülmüştür.
malın peşin para ile satın alınması demek olan selem akdi,
içermektedir.
BEŞİNCİ BÖLÜM
TEMİZLİK
I. İLKELER ve AMAÇLAR
böyle bir anlam taşır. Öte yandan İslâm dini ferdin âhiret
yüklemiştir.
müsaittir.
kullanılabilir.
şimdilik sürdüreceğiz.
II. MADDÎ ve HÜKMÎ TEMİZLİK
A) SULARIN HÜKMÜ
a) Mutlak Su - Mukayyet Su
temizleyicidir.
mekruh olan sular: Tavuk gibi eti yenen, kedi gibi eti
kullanılmış sayılmaz.
kesin olarak veya galip zan ile bilinen -tanımı aşağıda gelecek
teyemmüm yapılır.
gelip özel bir isimle anılan sulara "mukayyet su" tabir edilir.
b) Durgun Su - Akar Su
alacağı su az su hükmündedir.
önem verdikleri hem de içine küçük bir pislik düştü diye bol
"tahâret" her iki tür temizliği de içine alan geniş bir kapsama
ön şartı konumundadır.
a) Necâset
saymışlardır.
bu anlayışın ürünüdür.
temizlenmek gerekir.
b) Hades
C) TEMİZLEME YOLLARI
getirildiği görülür.
düşünülemez.
sağlanması gerekir.
b) İstibrâ ve İstincâ
A) MAHİYETİ ve ÖNEMİ
ayrıca abdestin her amel için değil namaz için farz kılındığını
"Tahâret", 47).
B) ABDESTİN GEREKLİLİĞİ
şeklinde üç çeşittir.
konumundadır.
etmişlerdir.
C) ABDESTİN FARZLARI
1. Yüzü yıkamak.
3. Başı meshetmek.
Yüzün sınırı iki kulak yumuşağı, alındaki saç bitim yeri ile
vermeden tamamlamak.
çıkması, yellenmek.
bozulmuş sayılmaz.
F) ABDESTİN ŞEKLİ
oynatılır. Misvak veya diş fırçası ile, bunlar yoksa sağ elin
kol üç defa, sonra aynı şekilde sol kol üç defa yıkanır. Sağ el
G) ÖZÜRLÜNÜN ABDESTİ
H) MESH
sargı üzerine mesh ise yıkama yerine geçen (bedel, halef) bir
işlemdir.
üzerine meshin süresi, yolcu olmayanlar için bir gün bir gece
ibarettir.
a) Cünüplük
b) Hayız ve Nifas
anlamını taşır.
yeni elbise giyme, bir günahtan tövbe etme gibi çeşitli sebep
da guslün farzlarındandır.
sonucudur.
olmamıştır.
A) TEYEMMÜMÜN SEBEPLERİ
bulunması.
yararlanmalıdır.
B) TEYEMMÜMÜN YAPILIŞI
oluşur.
sayılır.
Temiz, kuru ve tozlu toprakla teyemmüm edilebileceği gibi
İki elin iç yüzü, yüzün meshi ve kolların meshi için ayrı ayrı
ikincisinde sol elin içi ile sağ el ve kol, sağ elin içi ile sol el ve
vardır.
görüşündedir.
vardır.
VI. KADINLARA MAHSUS HALLER
A) HAYIZ
etkilememesini istemiştir.
a) Süresi
b) Dinî Hükümler
dinleyebilirler.
gerektiği gibi belli bir miktar (ilk günlerdeki ilişki için 4,25
tedbirleri almalıdır.
B) NİFAS
nifastan sayılır.
C) İSTİHÂZE
idrar veya bir yaradan sürekli kan akması gibi sadece abdesti
namaz vakti için ayrı ayrı abdest alıp ibadetlerini eda eder.
NAMAZ
I. GENEL OLARAK İBADETLERİN AMACI
biçimlemesini yapmıştır.
ve faydalar atfedilebilir.
taşıyabilir.
dönüşmektedir.
"Mevâkýt", 35).
bir gereği, yüce yaratıcının bir emri olduğu için, hiç değilse
özetlenmiştir.
getireceklerdir.
29/45) buyurulmaktadır.
bakar.
ayrılır.
A) FARZ NAMAZLAR
ayın olan namazlar, her gün beş vakit namaz ve her hafta
B) VÂCİP NAMAZLAR
aynihî vâcip) ve vâcip oluşu kulun fiiline bağlı olan vâcip (li-
gruba girer.
C) NÂFİLE NAMAZLAR
etmektedir.
kılınması gerekir.
alır.
bulunmaktır.
A) NAMAZIN FARZLARI
a) Namazın Şartları
1. Hadesten tahâret
2. Necâsetten tahâret
3. Setr-i avret
4. İstikbâl-i kıble
5. Vakit
6. Niyet
B) Namazın Rükünleri
1. İftitah tekbiri
2. Kıyam
3. Kıraat
4. Rükû
5. Secde
rükünlerindendir.
a) NAMAZIN ŞARTLARI
1. Hadesten Tahâret
temizliktir.
adlandırılır.
2. Necâsetten Tahâret
3. Setr-i Avret
gösterilmemesi gerekir.
geçen "sev'e" (el-A`râf 7/20, 22, 26, 27; Tâhâ 20/121; el-
görülür.
"Salât", 160; Müsned, IV, 151, 218, 259) ve "Kadın bulûğ çağına
bilginler de bulunmaktadır.
açık olarak namaz kılan bir kimse genel dinî farzı ihlâl etmiş
dörtte biri oranına ulaşmış ve bir rükün eda edilecek bir süre
4. İstikbâl-i Kıble
kıble yönünü bilen birisi varsa ona sorması gerekir. Böyle biri
etmesi gerekir.
Kâbe'nin bulunduğu noktadan 45 derece sağa ve sola
olur.
etmesi gerekmez.
İki kişi kıble cihetini araştırsa ve her biri ayrı bir yönün
kılarlar.
Bir kimse namazda iken bir özür olmaksızın göğsünü kıble
dönmesi gerekir.
5. Vakit
şarttır. Yine her bir farz namaza bağlı sünnet namazlar, vitir,
hususta örfî gündüz esas alınır. Buna göre tam zeval vaktine,
gibidir.
başlar.
sürer.
uygun ve faziletlidir.
efdaldir.
kılınabilir.
istivâ).
6. Niyet
kılınacağını bilmektir.
Namazın geçerli olması için niyetin gerekli olduğunda
sayarlar.
Niyetin kalp ile yapılması esas olup dil ile söylenmesi şart
edilen niyet ile namaz geçerli olur. Öteki mezhepler niyet ile
b) NAMAZIN RÜKÜNLERİ
1. İftitah Tekbiri
İftitah "başlamak, kapıyı açıp girmek" anlamındadır.
olmaz.
olduğu belirtilmiştir.
geçersiz olur.
2. Kıyam
gelir.
3. Kıraat
kısa üç âyet veya buna denk bir uzun âyettir. Namazın asıl
düşer.
vardır.
Kıraat konusundaki bu kurallar, Hanefî mezhebinde, imam
olan için ve tek başına kılan için söz konusudur. İmama uyan
okumalıdır.
maktadır.
Kıraatin namazda farz olması, Kur'an'ın tanımında mâna
ettiği kuşkusuzdur.
söylenebilir.
konuşmak" denilir.
için namaz kılan kişi, kendisi hangi durumda daha fazla huşû
şekilde okumaktır.
cc) Zelletü'l-karî
bulmaktayız.
bozulmaz.
namaz bozulmaz.
olur.
4. Rükû
kadar durmaktır.
5. Secde
yeterli değildir.
6. Ka`de-i Ahîre
Ta`dîl-i Erkân
Ta`dîl-i erkân, rükünleri düzgün, yerli yerinde ve düzenli
saymamışlardır.
B) NAMAZIN VÂCİPLERİ
gerekir.
düşmüş olur.
göre farzdır.
kısa bir sûre veya buna denk düşecek bir veya birkaç âyet
sünnettir.
15. Ramazan ve kurban bayramı namazlarının her iki
17. Ta`dîl-i erkâna riayet etmek Ebû Yûsuf'a göre farz, Ebû
müstehap sayılmaktadır.
mendup=müstehap, âdâb.
namazın menduplarıdır.
A) SÜNNETLERİ
sünnetleri şunlardır:
1. İftitah tekbirini alırken ellerin yukarı kaldırılması ve bu
bırakmamalıdır.
vardır.
okunur.
gerekmez.
der.
söylemez).
sesle okur.
bulundururlar.
söylenmektedir.
19. İki secde arasında celse yapmak, yani kısa bir ara
uyluklarına yapıştırırlar.
koymak.
beklemesi de sünnettir.
B) NAMAZIN ÂDÂBI
çıkarmak.
el ile kapamak.
A) NAMAZIN MEKRUHLARI
bağdaşmamaktadır.
sayılır.
gelmeleri de mekruhtur.
namaz bozulur.
10. Başkasına ait bir yerde veya başkasına ait bir elbise
böyledir.
şeyler) denir.
1. Namazda konuşmak.
bozulmaz.
kapsamına girer.
3. Yönü kıbleden çevrilmek.
7. İnlemek.
8. Gülmek.
namazı bozar.
avret yeri açık iken veya üzerinde namaza mani miktarda bir
namazı bozulmaz.
suyu görmesi.
Özür sahibi olan/mazereti bulunan kişinin özrünün
ortadan kalkması.
mukim için bir gün bir gece, yolcu için üç gün üç gecedir.
bahsine bakınız.)
VII. NAMAZIN KILINIŞI
dedikten sonra Fâtiha'ya bir sûre veya birkaç âyet ekler. Daha
rek`at sayısı ikiden fazla ise bu "ilk oturuş" (ka`de-i ûlâ) olur.
değişiklikler gösterir:
verilir.
edilebilir.
Âyetlerden alınarak yapılabilecek duaya örnek:
sana sığınıyorum".
savunmuşlardır.
edebileceğini göstermektedir.
göstermektedir.
denir.
kabul edilmektedir.
Allâhü ekber
Allâhü ekber
Allâhü ekber
Allâhü ekber
Hayye ale's-salâh
Hayye ale's-salâh
Hayye ale'l-felâh
Hayye ale'l-felâh
Allâhü ekber
Allâhü ekber
Lâ ilâhe illallâh
Tanrı uludur
Tanrı uludur
Tanrı uludur
Tanrı uludur
tapacak
tapacak
Muhammed
Muhammed
Haydin namaza
Haydin namaza
Haydin felâha
Haydin felâha
Tanrı uludur
Tanrı uludur
güzel bulunmuştur.
denilir.
Ezan okumak için vaktin girmiş olması şarttır. Vakit
yapmak mekruhtur.
Her namaz için bir ezan ve bir kamet yapılır. Sadece cuma
farklı olsun, her bir namaz için ayrı ayrı ezan ve kamet
söylenmiştir.
mekruhtur.
Kamet getirilirken camiye giren kişi, dağınıklık ve ferdî
müstehaptır.
yerine getirebilir.
8):
A) CEMAATLE NAMAZ
geçilmiş olmaktadır.
devam etmiştir.
Dâvûd, "Salât", 47). Bir diğer hadiste ise "Nefsim kudret elinde
ona uyan olmak üzere iki kişidir. Hatta uyan kişi çocuk da
buyurmuştur.
şöyledir:
235).
Bulunması
İmama uyacak kişi sadece bir erkek kişi ise imamın sağına
söylenmiştir.
bozulur.
görülür.
katılmayabilir.
aynı hükümdedir.
gidilmeyebilir.
olur.
kılar.
aykırıdır.
B) İMAMLIK
eder.
a) İmamlığın Şartları
namazını kıldırır.
yapılacaksa evin sahibi veya onun izin verdiği kişi imam olur.
daha yakışıklı olan, sesi daha güzel olan, elbisesi daha temiz
aranır.
geçmemelidir.
durumca daha aşağı olmuş olur. Şöyle ki; iktidâ, ya ilk iki ya
birbirlerine uyamazlar.
sahih olmaz.
yapmış olsun.
kılana uyabilir, fakat aksi sahih değildir. İma ile namaz kılan
bildirmelidir.
gidemez.
başını kaldırır.
verir.
a) Müdrik
bir farz ise, bu takdirde kıldığı bir rek`ata bir rek`at daha
etmez.
b) Lâhik
lâhik durumundadır.
c) Mesbûk
besmele çeker ve Fâtiha ile bir sûre veya bir miktar âyet
verir.
namazını tamamlayabilir.
okumaktır.
buyurmuştur.
caktır.
1. Erkek olmak
kılmazlar.
konudur.
daralttığı söylenmiştir.
yanlıştır ve asılsızdır.
2. Mazeretsiz Olmak
mazeretler şunlardır:
düşer.
3. Hürriyet
4. İkamet
Fakihlerin büyük çoğunluğuna göre cuma namazının vâcip
1. Vakit
2. Cemaat
şarttır. Buna göre, bir yerde kırk kişi bulunsa da, bu kırk
Ayrıca, bu kırk kişinin hepsi veya bir kısmı, yazın veya kışın
şarttır.
bulunmaktadır.
3. Şehir
vardır.
yerler kastedilmektedir.
4. Cami
diğerine göre ise bir şehirde birden fazla yerde cuma namazı
kılınır.
sadece bir yerde cuma namazı kılınır. Bir cami yeterli olduğu
halde iki camide, iki cami yeterli olduğu halde üçüncü camide
5. İzin
6. Hutbe
farklılıkları vardır.
gerekir.
söyleyenler de bulunmaktadır.
değildir.
kılması mekruhtur.
getirmesi.
oturması.
görülür.
dd) Hutbenin Mekruhları
mekruhtur.
göre dört artı iki (toplam altı) rek`at nâfile kılınır. Bazı
nedir?
de doğru değildir.
kılınabilir.
sünnettir.
kılınabilir.
farz değildir.
Kunut duası:
bayramında olmak üzere yılda iki defa kılınan iki rek`atlık bir
farz-ı kifâyedir.
uygulamalar da vardır.
gibi, hutbeyi iki hutbe yapıp arasını kısa bir oturuşla ayırır.
Teşrik Tekbirleri
A) REVÂTİB SÜNNETLER
denir. Bunlar belli bir düzen ve tertip içinde, beş vakit farz
sünnettir.
söylemişlerdir.
edilmesi gerekmez.
kılmak mekruhtur.
uygun olur.
b) Teravih Namazı
adı olmuştur.
gelmektedir.
terâvîh", 1).
olacaktır.
Maksat belli bir sayıda namaz kılmak değil, geceyi ihya etmek
mezhep yoktur.
söylemişlerdir.
olarak da adlandırılır.
a) Teheccüt Namazı
"Salâtü'l-müsâfirîn", 26).
b) Kuşluk Namazı
namaz kılan kişi için Allah'ın cennette bir köşk bina edeceğini
süre içerisinde iki veya dört veya sekiz veya on iki rek`at
c) Evvâbîn Namazı
müsâfirîn", 19).
d) Tahiyyetü'l-mescid
müsâfirîn", 11).
yerine de geçer.
görülmüştür.
g) Hâcet Namazı
İnsanlar hayatları boyunca birçok şeye ihtiyaç duyarlar,
h) İstihâre Namazı
i) Tövbe Namazı
fazla da kılınabilir.
j) Tesbih Namazı
ayda bir, yılda bir veya ömürde bir defa kılınmasının yeterli
tesbih yapılmaz.
k) Yağmur Duası
durum bir hafta sürdü. Ertesi cuma bir adam gelerek "Ey
Esnasında Namaz)
15).
iki rek`at olmak üzere toplu olarak namaz kılınır. İmam her
cemaatle kılınır.
etmiştir:
A) HASTA NAMAZI
sayılmıştır.
B) YOLCU NAMAZI
a) Seferîliğin Mahiyeti
ile, denizde ise mutedil bir havada yelkenli bir gemi ile on
"Mukim kimse tam bir gün bir gece, yolcu ise üç gün üç gece
iki ölçüyü yani zaman veya mesafeyi esas almanın ayrı ayrı
mesafedir.
çekilmesin.
kalmışlardır.
konusudur).
uygulamayı kolaylaştırmaktadır.
b) Seferîliğin Hükümleri
Normalde bir gün bir gece olan mest üzerine mesih süresi,
alınmıştır.
mi kalmıştır?
vereceğiz.
olsa farzı eda etmiş, son iki rek`at da nâfile olmuş olur. Ancak
veya ilk iki rek`atta kıraatte bulunmamış ise farzı eda etmiş
Şâfiî ve Mâlikîler'e göre ise, yolcu bir yerde dört gün kalmaya
niyet ederse namazlarını tam kılar. Hanbelîler'e göre dört
kısaca bahsedelim.
vatan-ı aslî denir. Vatan-ı aslîden başka yere iş, görev vb.
sürmüşlerdir.
fiil birleştirilmektedir.
kılınırken bir ezan okunur, fakat iki namaz için ayrı ayrı
tek ezan ve tek kamet ile kılınır. Akşamın farzı ile yatsının
1. Yolculuk.
koşmuşlardır.
3. Hastalık.
değildir.
doğuran her mazeret cem` için bir sebep teşkil eder. İbn
ve fiili ile belirten de odur. Sünnetin bir kısmı alınıp bir kısmı
görünmektedir.
gerekir. Öğle ile ikindi cem` ediliyorsa önce öğle, sonra ikindi
söylenmektedir.
D) KORKU NAMAZI
şöyle buyurmaktadır:
söylenebilir.
aksatılmamış olur.
XV. NAMAZLARIN KAZÂSI
seçimdir.
A) Sebepler
"Mesâcid", 314-316).
etmek gerekir.
II, 535).
oluşturmaktadır.
etmeleri de istenmemiştir.
B) İfa Şekli
sonra kazâ etsin, iki rek`at olarak kılar. Aynı mantığın gereği
tercihe kalmıştır.
Namazı kazâ edecek kişi tertip sahibi ise, yani o zamana
kadar altı vakit veya daha fazla namazı kazâya kalmamış bir
diğerlerini kılabilir.
Tertip sahibi olan bir kimsenin bir farz namazını veya Ebû
biridir.
Tertip, üç durumda düşer: 1. Kazâya kalan namazların
değildir.
gelmiş olur.
XVI. SECDELERLE İLGİLİ MESELELER
A) SEHİV SECDESİ
"Sehv", 6-7).
mubahtır.
âtinâ" duası okunarak, her zamanki gibi önce sağa sonra sola
geçersiz sayılır.
evlâdır.
Sehiv secdesi imam için ve tek başına namaz kılan kişi için
muktedî de yapmaz.
yapmak gerekmez.
secdesi vâciptir.
gerekir.
getirmek için ona bir rek`at daha ilâve edilir. Selâm tehir
etmek veya bir rüknü tehir etmek, meselâ bir rek`atta iki defa
etmek veya secde edecek yerde rükû etmek, kısaca bir fiili
rükün eda edilecek kadar sürenin, bir rükün veya bir vâcibi
uzunca düşünme, namaz kılan kişiyi bir rüknü veya bir vâcibi
gerektirmez.
yapar.
edilmiş olmaktadır.
4. Kıraat eksikliği veya fazlalığı. Bir kimse Fâtiha sûresini
göre sehiv secdesi gerekmez. Fâtiha'yı son iki rek`atta iki kere
Bir kimse, dört rek`at farzın ilk iki rek`atında bir şey
sûre okur.
Kıyamda iken Fâtiha'dan sonra ve sûreden önce teşehhüt
gerekir.
okuması da mekruhtur.
ihtimam göstermelidir.
yapılır.
gelir.
secdesi yapmaktır.
gerekmez.
esas alır, bir rek`at daha ilâve eder ve namazın sonunda sehiv
secdesi yapar.
İlâve edilen bir rek`at ile fazla olan kısım nâfile olmuş olur.
olmaz.
itibar edilmez.
gerçekleşmiş bulunsun.
gerekmez.
hangi tarafta ise söz imamındır, imamla birlikte bir kişi dahi
olsa. Ama imam eğer namazı iade etse, cemaat de iktidâ etse,
imamın sözü yanlış ise kıldığı namaz, vakit namazı olur, farz
olur.
görmüşlerdir.
bir kısmını yahut sûreden üç kısa âyet veya bir uzun âyeti,
yapar.
Bir kimse gece namazını kazâya bıraksa, gündüz imam
etmiş olur.
B) TİLÂVET SECDESİ
yapabilir.
gözükmektedir.
C) ŞÜKÜR SECDESİ
secdesine kapanabilir.
XVII. CENAZE NAMAZI
denilen olay, başka bir âlem için mahiyeti farklı yeni bir
edecek özelliktedir.
kadarını biliyoruz...
anlamındadır.
gerektiğinde söylenebilir.
getirilmesi aynıdır.
Bir hadiste "Kimin son sözü `Lâ ilâhe illallah' olursa, o kişi
hayırlı eyle).
A) Cenazenin Yıkanması
güzel kokulu bir şeyle üç, beş veya yedi defa tütsülenir.
Göbeğinden diz altına kadar olan avret yeri bir örtü ile
sabun ile yıkanır. Sonra sol tarafına çevrilerek, sağ tarafı bir
hânît denilen kâfur veya benzeri güzel kokulu bir şey konur.
konur.
olur.
tarafından yıkanır.
B) Cenazenin Kefenlenmesi
bulunmaz ve gerek erkek gerek kadın için sadece bir kat bez
uzanan bir bezdir. Lifâfe ise, sargı yerinde olup baştan ayağa
yapılabilir.
Önce lifâfe tabut içine veya hasır veya kilim gibi bir şey
gömleği içinde izârın üstüne konur. Ölü erkek ise, izâr önce
de bağlanabilir.
bulunmaktadır.
yapılmış olur.
budur.
imam ile cemaatin bir kısmı cenaze ile orada, bir kısmı da
uygun görülmemiştir.
safta yer tutmaları uygun olur; çünkü sünnet olan saf düzeni
şarttır.
sağa sonra sola imam yüksek sesle, cemaat alçak sesle selâm
edilir.
mekruhtur.
Allahım).
vesilesi yap, ecir vesilesi ve âhiret azığı eyle, onu bize şefaati
kılınabilir.
kılınmaz.
Bir ölü yıkanmadan kefenlenmişse veya bir yerinin
kılınabileceği söylenmiştir.
namazı kılınmaz.
ve namazları kılınır.
defnedilmez.
F) Taşınması
olacağı söylenmiştir.
sonra arka taraftan sol omuza alır. Her bir omuzlamada onar
adım yürünür.
tezekkür etmektir.
dışındadır.
azap çekmez.
ve önemini hissetmelidir.
G) Defin
yanı kerpiç veya tuğla gibi bir şeyle örülür. Sonra ölü
yapılır.
çekilir.
müstehaptır.
"Cenâiz", 67-69).
müstehaptır.
ikaz olur.
tutmak câizdir.
ölüye bağışlar.
I) Tâziye
bitirilmesidir.
J) Iskat ve Devir
a) Iskat
cinsten bir ibadetle telâfisi talep edilmemiş, "Her bir oruç için
önem taşımaktadır.
hasta için söz konusu olan acz hali burada da var sayılabilir.
I, 51).
vurgulanmak istenir.
b) Devir
muayyen bir miktarı hibe edip tekrar hibe yoluyla ondan geri
sayılmaktadır.
yeniden bir kere daha şehid olmak için can atarlar" (Buhârî,
göstermektedir.
değerlendirmişlerdir.
görürler.
veya göçük altında can veren kişiler; veba, kolera, sıtma gibi
ORUÇ
I. İLKELER ve AMAÇLAR
gerçekleşir.
vermiştir.
iştah ve şehvetin tatmin yeri ve aracı olan iki âzayı yani mide
korumaktır.
vaktidir.
(el-Bakara 2/187).
değer kazanmaz.
"Îmân", 8).
daha fazla iyilik etmiş olur; fakat yine de, eğer bilirseniz,
oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır" (el-Bakara 2/183-
184).
olmasını da açıklar.
akla, yeme içme ve cinsel ilişki gibi zevkler gelir. İşte oruç,
6).
"Sıyâm", 164).
"Savm", 9).
Peygamber'e gelerek,
adıdır.
A) FARZ ORUÇ
B) VÂCİP ORUÇ
C) NÂFİLE ORUÇ
yapıldığı için tabir câizse nâfile ibadet, bir bakıma fazla mesai
1. Şevval Orucu.
sayılacağını söylemişlerdir.
2. Aşure Orucu.
Her aydan üç gün oruç tutmak, bunu özellikle her ayın 13,
rivayeti de bulunmaktadır.
4. Pazartesi-Perşembe Orucu.
5. Zilhicce Orucu.
Zilhicce ayının ilk dokuz gününde oruç tutmak tavsiye
tutmak müstehaptır.
7. Şâban Orucu.
8. Dâvûd Orucu:
Gün aşırı oruç tutmak yani bir gün oruç tutup ertesi gün
olarak değerlendirilmiştir.
tutabilir.
mekruh sayılmıştır.
Oruç tutmanın yasak olduğu günlerin başında bayram
"Savm", 50).
etmiştir.
"Savm", 11, 14; Müslim, "Sıyâm", 21; Ebû Dâvûd, "Savm", 10).
adlandırılır.
A) HİLÂLİN GÖRÜLMESİ
midir?
çok kısa bir süre sonra kaybolduğu için, ilk günün hilâlini
olmaktadır.
yararlanmak gerekir.
de önlenmiş olur.
B) YÜKÜMLÜLÜK ŞARTLARI
a) Yükümlülük Şartları
uygundur.
müsaade edilmiştir.
Ramazan orucunu tutmamayı mubah kılan mazeretler
1. Sefer.
2. Hastalık.
4. Yaşlılık.
verirler.
altında kalan kişi, oruç için tanınan yolculuk, hastalık gibi bir
günahkâr olur.
C) GEÇERLİLİK ŞARTLARI
bir şart olduğu için burada sıhhat şartı olarak ele alınmıştır.
uymuş olurlar.
temizlenmek gerekir.
a) Niyet
ister farz veya vâcip, isterse nâfile olsun her tür oruçta niyet
gözetilmektedir.
ertesi gün, daha önce oruç tutmak için vaktini tayin etmiş
olduğu gün ise bu defa adak orucuna niyet etmiş olur. Hatta
adanan gün, adak orucu için belirli hale geldiği için, kişi
tutmaya niyet ettim" dese bile, tutacağı oruç nâfile oruç değil,
olunur.
ayrı niyet edilmesi şarttır. Çünkü her bir günün orucu kendi
alabilir.
çok sayıda kazâ borcu varsa "kazâsı gerekli ilk oruca" diyerek
niyet edilebilir.
mûtat olan her şeyi içine alır. Sigara, nargile gibi keyif veren
altında değineceğiz.
"Sıyâm", 22).
E) İTİKÂF
olarak kullanılabilir.
geri döner.
niyet edebilir.
V) ORUCUN YASAKLARI
A) ORUCUN MEKRUHLARI
geçerlidir.
isteyerek bir gıda veya gıda özelliği taşıyan her türlü maddeyi
- Hayır, yok.
- Hayır.
değerlendirileceğini belirtmişlerdir.
bozar.
bağlıdır.
gelir.
B) KEFÂRET ORUCU
kalmıştır.
C) FİDYE
kalmamaları için, bunun yerine "her bir oruç için bir fakiri
edilmiştir.
yükümlüdürler.
D) ISKAT-ı SAVM
getirilmesidir.
Esasen, tekrar sağlığına kavuşup oruç tutabilir hale
ve tatbikatına dönüşmüştür.
Peygamber'in oruç borcuyla ölen kimse adına her bir gün için
gerekçelerine sahiptir.
ZEKÂT
I. İLKELER ve AMAÇLAR
denilmiştir.
görüyor.
Allah elçisinin benzetmesinde, müslümanlar bir vücut, bir
oluyor.
anlamlı kılıyor.
vurgulanmıştır.
önce, diğer bir tesbite göre ise aynı yıl ramazan orucundan
bir delildir. Namaz bedenî, zekât ise malî bir ibadettir. İkisine
kazanmaktır.
23/1-4). Yine bir hadiste, her insanın sadaka vermesi bir ödev
(el-Bakara 2/177).
vurgulanmıştır.
şöyle buyurur:
delilleridir.
görebilir.
ehil olur.
sayılmaz.
bir araçtır.
vermiştir.
III. ZEKÂTIN ŞARTLARI
etmektir.
aranmaktadır.
A) YÜKÜMLÜLÜK ŞARTLARI
olmuştur.
vergiler alınmıştır.
etmektedir.
olarak, bir malın zekâta tâbi olabilmesi için "tam mülk olma",
1. Tam Mülkiyet.
Bir malın zekâta tâbi olabilmesi için şart olan "tam mülk
kalmaktadır.
tasarrufu yasaklamışlardır.
kaynaklanmıştır.
Çünkü alıcı, satım akdi sonucu bir mala tam mâlik olmuştur.
değildir.
6. Malı yanında olmayan yolcu zekâtla mükelleftir. Çünkü
Alacağın Zekâtı:
değildir.
2. Nemâ.
ürünleri böyledir.
kazanmaktadırlar.
dışında olmasıdır.
İslâm'da diğer bedenî ve malî yükümlülüklerde olduğu gibi
"Zekât", 18).
ihtiyaç sayılır.
4. Nisab.
5. Yıllanma.
aranmaz.
alır.
ürünleri gibidir.
ona zekât vâcip olmaz. Bir kimse sene başında nisab veya
nisab miktarını aşan bir mala sahip olsa, sene içinde satış ve
mallara tâbidir.
hükümler şunlardır:
sonucu ise, eldeki eski mala eklenir. Bir yıl şartı da, eldeki
bir kimse, yıl içinde sığır satın alsa, sığır için de ayrıca bir yıl
beklemesi gerekir.
gerekir.
düşmüşlerdir.
borçlardandır.
kaynaklanmaktadır.
B) GEÇERLİLİK ŞARTLARI
a) Niyet
bir anlam taşır. Zekât sadece bir borç değil aynı zaman-da
edeceklerdir.
yerine geçmez.
b) Temlik
sarfetmesi istenmektedir.
karısı da böyledir.
malların zekâta tâbi tutulduğu ve bunlar için belli bir alt sınır
çalışılacaktır.
A) ALTIN ve GÜMÜŞ
zikredilmiştir.
Altın ve Gümüş
80.18 gr, 200 dirhem gümüşün ise 561.2 gram olmasını esas
almıştır.
konusu olmuştur.
Hanefî mezhebine göre altın ve gümüşten yapılmış süs
iki farklı görüş ileri süren fakihler, bu konu ile ilgili aşağıdaki
tâbidir.
aracı olarak yaygınlık kazandı. Son bir iki yüzyıl içinde çeşitli
üzerinden bir yıl geçmiş nisab miktarı, yani 80.18 gram altın
söylemişlerdir.
yapmaktadır.
B) TİCARET MALLARI
sene başında mı, sene sonunda mı, yoksa bütün sene boyunca
söylenmiştir.
uygun görmüşlerdir.
Hanefî fakihlerine göre, ticaret mallarının kıymeti sene
zekâta tâbidir.
verilir.
göstermelidir.
C) TOPRAK ÜRÜNLERİ
söylemişlerdir.
savunurlar.
mıdır?
alınacağını göstermektedir.
vb. gibi emekle elde edilen su ile sulanıyorsa, hangisi ile daha
âlimler de vardır.
sahibi çocuk veya akıl hastası ise velî ve vasîleri onlar adına
edilmez.
görüşündedir.
bulunduğunu düşünmüşlerdir.
Hz. Peygamber'in hadislerinde ve sahâbe uygulamasında
a) Rikâz
eder.
nisbetinde vergi aldığı rivayet edilir (Ebû Ubeyd, a.g.e, nr. 871,
874-875).
düşmüşlerdir.
sürmüştür.
harcanacağını savunmuşlardır.
b) Madenler
sürmüşlerdir.
verilir.
olmazlar.
Bütün fakihler madenlerin zekâta tâbi olabilmeleri için
birleşmişlerdir.
harcanır.
c) Deniz Ürünleri
bildirir.
Dönemlerinde denizden elde edilen ürünlerin önemli bir
F) HAYVANLAR
sebepledir.
şu sonuçlara varılır:
görüş birliğindedir.
görüşünü savunmuştur.
a) Develerin Zekâtı
hesap edilir.
b) Koyunların Zekâtı
c) Sığırların Zekâtı
olarak iki yaşına basmış erkek veya dişi bir buzağı verilir. 40
edilir.
d) Atların Zekâtı
ile ilgili yazılı görüş beyan etmesini ister. Hz. Ömer Ebû
cihetine gitmiştir.
açıktır.
ARAÇLARI
19).
kazanmıştır.
etmektedirler:
ayırıyoruz.
ederler.
GETİREN MALLAR
olacağı da ortadadır.
mümkündür:
şunlardır:
verilir.
KAZANÇLARI
olarak verilir.
1132-1133).
saymışlardır.
görüşündedir.
J) HİSSE SENEDİ
hükmünde bir belgedir. Tahvil gibi bir borç senedi değil, bir
satışa sunulurlar.
değerdir.
yapmak için bile almış olsalar, artık hisse senetleri onlar için
temsil eden bir belge olmaktan çıkar, bizzat kendisi bir mal
iyiden iyiye bir mal haline gelir, artık onların neyi ve hangi
gelirini (temettu) elde etmek için alınmış ise yine aynı şekilde
almıştır:
gerekir:
şu kararlar alınmıştır:
1. Hisselerin zekâtını vermek sahiplerine düşer. Ancak
budur.
zekâtını verir.
olsalar da, artık hisse senetleri onlar için bir işletmenin aktif
üzerinde durulacaktır.
ödenir.
o kadar verilir. Yani bir araziden bir senede iki kere mahsul
için de geçerlidir.
önce ödenemez.
istenmiştir.
ödemeyi geciktirmiştir.
ödenmez.
sorumludur.
anlamda değerlendirilebilir.
yaklaşımı benimsemişlerdir.
görüş bulunmaktadır.
toplanıp dağıtılmalıdır.
edenlere vermelidir.
mallarından ödemelidir.
konusudur.
verilebileceği görüşündedirler.
olduğu görülür.
ihtilâflıdır.
Fakihler, zekâtın toplumsal ibadet olma yönünü ve
muhtaç bir kişiye veya kişilere vermek, âlim bir kişiye yahut
görmüşlerdir.
nakledilebileceğini söylemişlerdir.
söylemişlerdir.
yerinde olur.
VI. ZEKÂTIN DAĞITIMI
açıklamıştır.
1. FAKİRLER ve MİSKİNLER
iki terimin ayrı iki sınıfı mı yoksa aynı sınıfı mı ifade ettiğini,
olan kişiler.
kimselerdir.
tanımları da yapılmıştır.
136).
tutulmalıdır.
savunmuşlardır.
şekilde bir kimse zengin bir şahsın fakir olan babasına, büyük
sayılmazlar.
Bu görüşe göre:
alması câizdir.
birleşmişlerdir.
sakınca yoktur.
Fakihlerin çoğunluğu ise ihtiyaç sahibi olan kimselerin
şeklinde yorumlamışlardır.
2. ÂMİLLER
'Zekât', 25).
3. MÜELLEFE-i KULÛB
kötülüklerden korunulur.
içine almaktadır.
yardım edilir.
umulur.
onlara:
sürülür.
nakledilir.
4. RİKAB
sonucudur.
ayırmıştır.
köleler satın alıp âzat etmesine kadar geniş bir kullanım alanı
sağlandığı görülür.
5. BORÇLULAR
borçlulardır (el-garimîn).
Hanefîler'e göre garimîn, borcu olan ve borcundan başka
ayırırlar:
karşılanabilir.
Ara bulmak için diyet verir veya kefil olur, borçlanır, borcunu
mani değildir.
borçlanmış olmamak.
de vardır.
kapatmak içindir.
6. FÎ SEBÎLİLLAH
bulunan.
yerindedir.
7. İBNÜSSEBÎL
adını verirler.
koşmazlar.
alınabilir:
1. Kendi iradelerinin dışında çok çeşitli sebeplerle tabii
istenmiştir.
çıkacaktır.
anlamına gelir.
rivayet edilmektedir.
yaklaşımlar yatmaktadır.
şunlardır:
verilebilir.
b) Müslüman Olmayanlar.
da hakları olmamalıdır.
varmışlardır.
c) Zenginler.
etmiştir.
sütundan biridir.
görebilir.
vergiden farklı olup olmadığı, vergi ile zekâtın aynı şeyin iki
farklı isimlendirmesi mi, yoksa tamamıyla farklı şeyler mi
kaldırır.
mümkündür.
görülebilir.
icbarîdir.
aittir.
delili sayılmıştır.
gerektirir.
zorunlu kılar.
malî katılımı dinin beş esası arasında yer alan bir ibadet
Zekât çok yönlü bir kurum, bir farz olduğu gibi, şehâdet ve
üzülmeyeceklerdir.
daha iyidir.
geciktirmemelidirler.
malî ödemelerdir.
verilmelidir.
edilebilir.
8. Yüce Allah Tevbe sûresi 103. âyette Hz. Peygamber'e
söylemişlerdir.
iyidir.
tayin edebilir.
demişlerdir.
IX. FITIR SADAKASI
ibadet"tir.
dayanmaktadır.
uygulamalarını da göstermektedir.
nakledilir.
farklılıkları vardır.
1. Müslüman Olmak.
yükümlüdür.
2. Mal Varlığı.
ödenmelidir.
3. Ehliyet.
Fakihlerin büyük çoğunluğuna göre, fıtır sadakasının malî
kapsamdadır.
geçerli olur.
5. Vakit.
günü fecrin doğuşu ile (tan yeri ağarınca) vâcip olur. Çünkü
amaçlanmıştır.
yükümlülüğü doğar.
C) ÖDEME VAKTİ
vardır.
gerekir.
a) Miktarı
etmişlerdir:
verilebilir.
b) Ödeme Şekli
Şöyle ki, ailenin bir aylık mutfak masrafı otuz güne, sonra
gösterir.
verebilirler.
DOKUZUNCU BÖLÜM
HAC VE UMRE
I. İLKELER ve AMAÇLAR
farklıdır.
yerleştirilmiştir.
olur.
yaşarlar.
İhram, kişinin kendini geçici kaygı ve bağımlılıklardan
Öte yandan hac ibadeti içinde yer alan ve bir kısmı sembolik
davranışlardan ibaret olan fiiller (menâsik), çoğunluk
denir.
göstermiştir.
bulunmaktadır.
"Hac", 6) buyurmuştur.
III. HACCIN ŞARTLARI
A) YÜKÜMLÜLÜK ŞARTLARI
gelmektedir.
B) EDA ŞARTLARI
şunlardır:
a) Sağlıklı Olmak.
durumları gösterilmiştir.
b) Yol Güvenliği.
Hanefî ve Hanbelî mezheplerinde fetvaya esas olan görüşe
hac görevini yerine getirmek için tek başına yola çıkması câiz
şartıdır.
gerekir.
C) GEÇERLİLİK ŞARTLARI
a) İHRAM
mümkündür.
anlamındadır.
1. Niyet.
müstehaptır.
2. Telbiye.
Telbiye;
ortağın).
yükseltmezler.
ayrılır.
için ise Hil bölgesine çıkarak meselâ Ten`îm veya Arafat gibi
meselâ Ten`îm veya Arafat gibi bir yere gidip ihrama girmek
durumundadır.
anlamındadır.
Mekke'ye veya Harem bölgesine gelenlerin ihramsız
girmiştir.
hükme tâbidir.
tavaf ederler.
sürmek.
şeyler:
söylemek.
gruplandırılabilir:
3. Tırnak kesmek.
yüzlerini örtmezler.
4. Av Yasağı
Konulardaki Yasaklar
koparmak.
ile örtünmek.
almak.
yemek.
13. Yılan, akrep, fare, sinek, pire, kene gibi zararlý hayvan
hayvanlarý öldürmek.
b) ÖZEL VAKİT
c) ÖZEL MEKÂN
etrafında yapılmasıdır.
A) ARAFAT VAKFESİ
Harem sınırları dışında bir bölgedir. Vakfe ise bir yerde bir
süre durmak veya beklemek demektir. Arafat vakfesi önemli
anlatmaktadır.
1. Vakfenin Yeri.
2. Vakfenin Zamanı.
olur.
yapmak.
8. Oruçlu olmamak.
sünnettir.
B) ZİYARET TAVAFl
Yedi şavt bir tavaf olur. Ziyaret tavafı farz olup haccın iki
vakti önemlidir. Son vakti için bir sınır yoktur, ömrün sonuna
2. Niyet
yeterlidir.
Yapılması
b) Tavafın Vâcipleri
1. Abdestli olmak. Tavaf esnasında abdest bozulursa,
mekruhtur.
Tavaf namazını "makam-ı İbrâhim"in arkasında kılmak
olan başka bir yerde kılınır. Harem bölgesi dışında kılmak ise
düşer.
c) Tavafın Sünnetleri
istilâm etmek.
devam edilir.
müstehaptır.
yapması.
peşe yapmak.
gerekmez.
d) Tavafın Yapılışı
e) Tavaf Çeşitleri
aynıdır.
2. Tahiyyetü'l-mescid Tavafı.
yerini tutar.
3. Tatavvu Tavafı.
Bunlardan sa`y ile halk veya taksir, hem hac, hem de umrede
A) SA`Y
gelir. Hac ve umre ile ilgili bir terim olarak ise sa`y, Kâbe'nin
yapılamaz.
sahih olmaz.
b) Sa`yin Vâcipleri
c) Sa`yin Sünnetleri
sa`ye başlamak.
etmek.
hervele yapmazlar.
8. Sa`y esnasında tekbir, tehlîl, zikir ve dua ile meşgul
olmak.
şarttır.
d) Sa`yin Yapılışı
şavtta:
tamamlanmış olur.
Çünkü hac sa`yi, hac için; umre sa`yi de umre için ihrama
B) MÜZDELİFE VAKFESİ
yapılması sünnettir.
süredir.
Mâlikîler'e göre, arefe günü akşamı güneşin batışından
vaktin namazı bir tek ezan ve bir tek ikametle kılınır. Yatsı
C) ŞEYTAN TAŞLAMA
sahih olmaz.
vardır.
edilmiştir.
Bu vakitlerde taş atmanın mekruh sayılması, ortalığın
görülmüştür.
veya ertesi gün) atılırsa, edâ değil kaza sayılır ve ceza gerekir.
sayılmıştır.
değildir.
kadardır.
olur.
gerekmez.
hemen terkedilir.
yaparak atmak.
atılır.
gerekmez.
ı) Artan Taşlar
a) Zamanı ve Yeri
değil, sünnettir.
daha az olmamalıdır.
c) Tıraş ile Diğer Menâsik Arasında Tertip
göre ilk tehallül taş atma, tıraş olma veya ziyaret tavafından
E) VEDÂ TAVAFI
1. Haccetmiş olmak.
yapmaları gerekir.
eda edilirse yani yeni bir umre yapmak üzere ihrama girip
A) HACCIN SÜNNETLERİ
a) Kudüm Tavafı
b) Hac Hutbeleri
yapılamamaktadır.
B) HACCIN ÂDÂBI
edilmelidir.
edilmeye çalışılmalıdır.
edinmelidir.
ihlâslı olmalıdır.
kılmalıdır.
A) Tanım
C) Umrenin Zamanı
D) Umrenin Yapılışı
a) İfrad Haccı
b) Temettu` Haccı
Temettu` "yararlanmak, istifade etmek" anlamına gelir.
Aynı yılın hac aylarında umre ayrı ihramla, hac ayrı ihramla
c) Kırân Haccı
haccı olur.
farklı olmasıdır.
ihlâs nisbetindedir.
IX. HAC ve UMRENİN YAPILIŞI
telbiye söylerler.
olarak kalırlar.
isterlerse daha önce hac için tekrar ihrama girerler. Hac için
yapılır.
sünnettir.
yapılmaz.
olarak keserler.
yoktur.
e) Hacda Kadınlar
yükseltmezler.
ceza gerekmez.
A) Hedyin Mahiyeti
Çeşitleri
b) Vâcip Hedy
nezredilmesidir.
Hanîfe'ye göre daha sonra biri kazâ, biri de ceza olarak iki
kesilmesi efdaldir.
müstehaptır.
olması gerekmez.
A) CİNAYETİN ANLAMI
haccın ihramı olmak üzere, her bir cinayet için iki ceza
gerekir.
söylerler.
menduptur.
gerekir.
birini yapmamak.
yapmamak.
gerekir.
İhrama sürülen güzel kokunun eni ve boyu birer karıştan
bir kısmı kesilirse, kesilen her bir tırnak için sadaka verilir.
Cinayetler
koku sürmek.
ödenir.
uymamak.
8. Şeytan taşlamada, bir günde atılan taşların, yarısından
sonrasında eksik taş atmak. Eksik atılan her taş için ayrı ceza
gerekir.
gerekmez.
kısımdır.
fıtır sadakası miktarı için bir gün oruç tutulur. Yahut da, eğer
bir fıtır sadakası miktarı için bir gün oruç tutulur. Benzeri
gerekmez.
fıtır sadakası kadar bağış yapar, bir yoksula altı gün fıtır
ZAMANI ve YERİ
verilebilir.
XII. İHSÂR ve FEVÂT
A) İHSÂR
veya ifrad haccı için ihrama girmişse bir adet, şayet kırân
bir hac ve iki umre ve umre için ihrama girmiş olanlar ise,
sadece bir umre kazâ ederler. Şâfiîler'e göre ise, hangisi için
B) FEVÂT
eder.
etmesi gerekir.
çıkar. Daha sonraki yıllarda sadece bir hac kazâ eder. Vakfeyi
A) İbadetlerde Vekâlet
bundan yararlanır.
hususuna gelince:
sorumluluğu kalkmaz.
vekil de edebilir.
sayılır.
Kendisine hac farz olduğu yıl, hac için yola çıkan fakat
olmalıdır.
gerekir.
vekâlet alıp her biri için niyet ederse, kendi adına haccetmiş
tarafından karşılanmalıdır.
istemiş olmalıdır.
yapmalıdır.
edilir. Ancak "dilediğini yap" gibi bir ifade ile seçimi vekile
vasiyet edilen para veya mirasın üçte biri yeterli ise, vekil
gerekir.
edegelmiştir.
II, 278, nr. 192; Beyhaký, Şuâbü'l-îmân, III, 488, nr. 4151; es-
Sünenü'l-kübrâ, V, 246), "Kabrimi ziyaret edenlere şefaatim
sabit bir hak olur" (Dârekutnî, II, 278, nr. 194; Beyhaký,
Ziyaret Âdâbı
tesbîhatla değerlendirilir.
Nebî'den çıkılır.
kitaplarda mevcuttur.
ONUNCU BÖLÜM
tanıtılmaktadır.
(el-Ankebut 29/45).
zikredilmiştir.
Şüphesiz ki bu ve benzeri âyetlerde Hz. Peygamber'in
en-Nûr 24/56).
kalınca eline geçirdiği bir deve çene kemiği ile birinin başını
nâfile olmak üzere namaz kıl..." (el-İsrâ 17/79) âyeti ile Hz.
vitir için kalktığı saat bazan gecenin ilk üçte biri geçtikten
doğru idi.
irad edildi.
Müsned, V, 412).
kapanırdı. Zira Cenâb-ı Allah "Öyle ise siz beni ibadetle anın
bir oyuk ölüye değil, ama dirinin gözüne zarar verirdi. Diri
olan, uygun bir görüntüyü severdi ve Allah yapılan bir işin en
212).
Peygamber şöyle cevap verdi: "Ey Üsâme, şâban ayı, recep ile
muhtaçlara gönderirdi.
O yıl Hz. Ebû Bekir hac emîri tayin edilerek haccın esaslarını
bilinmektedir.
görmemiştir.
davranmasını gösterir.
Ashaptan Abdullah b. Amr son derece zâhid bir zat idi. Her
Ey İnsanlar!
vurmayasınız.
Ashabım!
Ashabım!
İnsanlar!
İnsanlar!
temin etmenizdir.
Müminler!
Kur'an'dır.
Müminler!
olsun.
Ashabım!
hakkı vardır.
İnsanlar!
verdiler.
542-544).
İLMİHAL - II
İSLAM VE TOPLUM
ONBİRİNCİ BÖLÜM
KURBAN
Kurban
udhiyye denilir.
hükümleri vardır.
1. Müslüman olmak.
akıl ve bulûğ şart olmayıp gerekli malî güce sahip olan küçük
yönündedir.
a) Şartlar
1. Dinen kurban olarak kesilmesi kabul edilmiş hayvan
Koyun ve keçi sadece bir kişi için; deve, sığır ve manda ise
kesilebilir.
söylenmiştir.
b) Kesim İşlemi
yenilmez.
beklenilir.
sürülmüştür.
etmelidir.
değildir.
Kurbanın derisi, yünü, bağırsakları, kemikleri, iç yağı gibi
ödenmez.
tasadduk edilmelidir.
nakledilebilir.
5. Akîka Kurbanı
doğru olur.
de tavsiye edilmiştir.
KEFÂRETLER
Kefâretler
ibadet"tir.
öngörülmüştür.
iken Şâfiîler başta olmak üzere bir grup fakihe göre ramazan
delilidir.
belirlemek de şarttır.
birden fazla olursa, hepsi için bir kefâret ödeme yeterli olur.
2. Yemin Kefâreti
şarttır.
3. Zıhâr Kefâreti
adıdır.
düşman olan bir toplumdan ise mümin bir köle âzat etmek
4/92).
etmek gerekir.
"... Sizden her kim hasta olursa, yahut başında bir eziyeti
konusu olmuştur.
sosyal içerikli bir ibadeti ifaya veya etkili bir nefis terbiyesine
ADAK VE YEMİNLER
Adak ve Yeminler
incelenir.
1. Adak
a) Mahiyeti
şeyi kendisi için vâcip kılması"nı ifade eder. Diğer bir ifadeyle
kılması"dır.
şekil vermiştir.
karşılanmamıştır.
b) Şartları
şartlar vardır.
Adağın geçerli olabilmesi için adakta bulunan kimsenin
şu şekilde sıralanabilir:
olmalı, başka bir ibadete vesile olduğu için farz veya vâcip
olmaz.
c) Hükmü
a) Mahiyeti
doğurur.
tavsiye edilmiştir. Bir hadiste de "Bir kimse bir şey için yemin
b) Yemin Çeşitleri
1. Lağv Yemini.
2. Gamûs Yemini.
Geçmiş zamanda yapılmış veya yapılmamış bir iş
3. Mün`akit Yemin.
5/89).
"Şu işi yaparsam kölem âzat olsun", "Şu yere gidersem karım
de vardır.
yetinilmiştir.
ONDÖRDÜNCÜ BÖLÜM
HARAMLAR VE HELÂLLER
I. İLKE ve AMAÇLAR
geliştirmişlerdir.
gruplandırmalardır.
vurgulamışlardır.
dünya ile âhiret, ruh ile beden, hak ile sorumluluk arasında
a) Tarihçe
bulunagelmiştir.
En`âm 6/146).
helâl saymışlardır.
b) İlke ve Amaçlar
benimsenmiştir.
rastlanır.
c) Kara Hayvanları
hayvanların,
dağıldığı görülür.
görülmüştür.
hareket etmişlerdir.
de vardır.
d) Su Hayvanları
hadisine dayanmışlardır.
göre, etinin yenmesi câiz olan bir hayvandan ister canlı iken
yenebileceği görüşündedir.
çünkü eti pis olduğu için değil cihad aracı olduğu için
yasaklanmıştır.
açıklanmaktadır.
B) Hayvanların Kesimi
(tekili zebîha) başlığı altında ayrı bir bölüm halinde ele alınıp
a) Kesilen Hayvan
hâkimdir.
c) Tesmiye
İslâm dininin özünü, Hz. Âdem'den bu tarafa devam eden
yeterli görülmüştür.
demir, ağaç, taş vb. olması önem taşımaz. Eziyet verici kör
müslümanlar da yerler.
e) Kesim Usulü
Hayvanların kesimi, ihtiyarî (hakikî) ve ıztırarî (hükmî)
g) Değerlendirme
C) Av ve Avlanma
b) Şartları
toplamak mümkündür:
alınabilir:
yenmez.
b) Avcının ava niyet etmiş veya avın üzerine avcı
yararlanılabilir.
toplanabilir:
câizdir.
helâl değildir.
itibarla avcı yaraladığı avı bir süre bulamasa da, sonra bu avı
bakılır:
a) Silâhla Avlanma
görülmez.
darbe ile öldürmüş ise bu avın eti yenmez. Şâfiîler'e göre ise,
eğer av hayvanı avının üzerine yüklenip ağırlığı ile onu
gerekir.
önem taşımaktadır.
A) Sigara
tartışılır olmuştur.
Tıp ve pozitif bilimlerdeki son gelişmeler artık sigaranın
üç gruba ayrılmışlardır.
olarak nitelendirmişlerdir.
3. Üçüncü bir grup ise, sigara içmeyi, özellikle tiryakilik
gerekmektedir.
a) Zarar.
b) İsraf.
c) Nafaka Yükümlülüğü.
değerlendirilebilir.
B) Uyuşturucu Maddeler
etmiştir.
yatmaktadır.
V. GİYİNME ve SÜSLENME
A) Örtünme
olmamaktadır.
alınabilir.
farklılıkları vardır.
Kadınların kadınlara ve mahremlerine yani aralarında
olduğu bildirilir.
görülmelidir.
ölçektedir.
getirilmiş olmasıdır.
görünmektedir.
"Libâs", 29).
Mugnî, I, 588-590).
günah işlemiş olur. Şâfiî, Ebû Sevr ve bir rivayette Mâlik, "Bu
kişi o anda ipekten başka bir elbise bulma imkânına sahip ise,
olmaktadır.
115).
görüldüğü söylenebilir.
olmuş bir sahâbîyi görünce, "Şu beyaz saçların rengini bir şey
görülür.
olmuştur.
ederler.
böyledir.
d) Estetik Ameliyat
konusudur.
çerçevesine girmektedir.
bulunmaması gerekir.
bulunmalıdır.
icabıdır.
yasaklanmıştır.
Altın ve gümüşün ziynet eşyası olarak değil de, gösteriş ve
"Libâs", 1) buyurmuştur.
"Libâs", 45).
4. Buhârî'nin rivayetine göre, Resûlullah altından bir
husustur.
yönündeki görüşleridir.
görmektedir.
e) Altın Yüzük
f) Altın Süsleme
olduğunu söylemiştir.
gerekir.
önemlidir.
rastlanmaz.
belirtmektedirler.
istisnaî ve ârızî bir hüküm olup ancak açık ve katî delille sabit
amaçlarla yaygın bir kullanıma sahip alkol ihtiva eden sıvı bir
madde olup genelde patates, kamış, mısır gibi maliyeti düşük
açıktır.
özetlenebilir:
A) Sanat
a) Kavramsal Çerçeve
özendirilmelidir.
aracı olabilir.
da kaynaklandığı söylenebilir.
alanda din ile selim akıl ve fıtrat tam bir uyum içerisindedir.
b) Resim ve Heykel
görünmektedir.
sıralanabilir:
a) Hz. Âişe'nin naklettiğine göre Hz. Peygamber, evinde
414).
92).
g) Hz. Âişe kendi oturduğu evin sofasına üzerinde
91).
"Edeb", 62).
VII, 253).
göstermektedir.
desteklemektedir.
sözüdür.
olduğu nakledilmektedir.
olduğu söylenebilir.
c) Müzik
yapılacaktır.
Gınâ, İslâm bilginleri tarafından sıkça tartışılan ve
227).
et-Tenbîh, s. 123).
nâzil olmuştur.
savaşmaktan daha iyi değil mi?" derdi (Hak Dini Kur'an Dili,
VI, 3838-3839).
Necm 53/59-61).
Nakledildiğine göre, İbn Abbas âyette geçen ve "dudak
hadisidir.
rivayete göre Hz. Ebû Bekir, bir defasında Hz. Âişe'nin evine
girip orada iki câriyenin şarkı söylemekte olduğunu görünce
III, 573).
Yine çağdaş Mısırlı aydınlardan gazeteci -merhum-
sorumluluğu getirmemişlerdir.
B) Spor ve Eğlence
a) Kavramsal Çerçeve
Çalışmanın yorgunluğunu ve hayatın tek düzeliğini
göstergesi sayılabilir.
gerekliliğidir.
kalınmasıdır.
edilmektedir.
224-225).
gerektiği söylenebilir.
Atletizm
Güreş:
Okçuluk:
25).
Binicilik
kılmıştır.
Öte yandan Hz. Peygamber, hayvanlara gereksiz eziyet
C) Oyun-Eğlence
a) Düğün
yapılır.
belirler.
etkileriyle açıklanabilir.
b) Tavla
açıklamışlardır.
"Edeb", 43; el-Muvatta', "Rü'yâ", 6); "Zar (kiâb) ile oynayan kişi
VIII, 94); "Nerd ile oynayıp, sonra namaz kılmaya kalkan kişi,
göre eğer nerd ve satranç kumar ise, "Ey iman edenler, şarap,
söylenebilir.
İmam Mâlik, "Haktan sonra geriye sadece dalâlet kalır"
III, 1052-1053).
95).
sürmüştür.
d) Kumar
izlenmesi gerekir.
bulaşmamak esastır.
topluma eklenmektedir.
Erkek ve kadın olarak ayrılan iki farklı cinsiyet, tek tek ele
ahlâka son derece aykırı, kötü bir yol, çirkin bir iş ve bir
hayasızlık olarak nitelendirilir (el-En`âm 6/151; el-A`râf
istendiğini gösterir.
Müsned, II, 173; III, 82). Zaten evlenip iffeti koruma, cinsî
ifa edilebilecektir.
göstermektedir.
her kesimi, aile kurumu, yeni yetişen nesil ayrı ayrı zarar
edilmiştir.
a) Zina Yasağı
Evlilik dışı cinsel ilişki demek olan zina öteden beri insan
öngörülmüştür.
kınanması bu yüzdendir.
Hukuk düzeninin öngördüğü hedeflerin gerçekleşmesinde
taşımaktadır.
hadiste Hz. Peygamber dil, ağız, el, ayak, göz gibi organların
"Nikâh", 43; Müsned, II, 267, 276, 317, 329, 343). Böylece
414, 418).
C) Doğum Kontrolü
hukukunu ilgilendirmektedir.
a) Bireysel Boyut
edilecektir.
b) Nüfus Planlaması
gerekmektedir.
bundan kaynaklanmaktadır.
D) Çocuk Düşürme
görmüştür.
sayılmıştır.
olur.
asırdaki değerine göre yaklaşık 212,5 gr. altın veya 1785 gr.
yardımcı olmaktadır.
var ki, Allah Teâlâ yarattığı her şeyi bir sebebe bağlamıştır.
bu en tabii haklarıdır.
yerleştirilmesi,
yerleştirilmesi,
kaydedilememektedir.
A) Bid`at ve Hurafeler
almaktadır.
ve hurafelerdir.
olur.
kolaylıkla doldurabilecektir.
B) Gayb Bilgisi
açık örneğidir.
kapsama girer.
aykırıdır.
değinilecektir.
a) Falcılık
ileri sürmüşlerdir.
ilgilendirmektedir.
âdetlerinden biri olan şans okları ile (ezlâm) fal tutup kısmet
yasaklanmıştır.
falcılık, meselâ tuz falı, kahve falı, kurşun dök-me, el içi falı,
ilgilendirmektedir.
Batı'daki astroloji çalışmaları Batlamyus'un düşüncelerine
semada kırk sekiz yıldız kümesi vardır. Bir yıl boyunca güneş
kaynaklanır.
görülmektedir.
c) Kehanet
zedeleyen her türlü bâtıl inanış ve yönelişe karşı sert bir tavır
kehaneti yasaklamıştır.
d) Cincilik
edebildiği sanılmaktadır.
gelmiştir.
kazandığı anlaşılır.
e) Büyücülük
144).
C) Ruh
yaratıldığı anlaşılmaktadır.
a) Ruh Çağırma
değildir.
b) Tenâsüh
Zira tenâsüh inancı böyle bir âhiret âlemini inkâr edip onun
sürdüğü de bilinmektedir.
derler: Rabbimiz! Bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. Biz
de günahlarımızı itiraf ettik. Bu ateşten çıkmaya bir yol var
yoktur.
uzaktır.
kaynaklanmaktadır.
D) Rüya Tabiri
İnsanın uyku halinde gördüğü düşler de, mevcut bilimsel
muammadır.
Zamanla rüya tabiri özel bir uğraşı alanı olmuş, bunu konu
yerleşmiştir.
konu kapanır.
Böyle olunca rüyayı, keşif ve sezgi gibi vasıtalarla birlikte
E) Hastalık ve Tedavi
düşmez.
ilgilendirmektedir.
olmadığı kanaatindedirler.
ayrı ayrı ele almış, bir kısmının zayıf olduğunu ileri sürmüş,
şartlarla câiz görmektedir. Ancak her bir grup helâl oluş için
grup bilgin haram madde ile tedaviyi câiz görmemekte ise de,
için aranan iki temel şart ise, alternatif helâl bir ilâcın
bulunmasıdır.
b) Okuyarak Tedavi
(Buhârî, "Tıb", 36; Ebû Dâvûd, "Tıb", 38, 79) diyerek hastalığın
niteliğindedir.
olmaktadır.
c) Organ Nakli
haşrolacağı görüşündedirler.
Takma organın yeni sahibinde sevap veya günah işleyen
anlamında alınsa bile yine organ nakline engel bir delil teşkil
edebilirler.
ile bağdaşmaz.
vardır.
yanı sıra 03.03. 1980 tarih ve 396/13 sayılı kararı ile, belli
gerektiğini belirtirler:
olması,
şunlardır:
1. Zaruretin bulunması,
belgelendirilmesi,
olmaması.
gösterilmektedir.
F) Hayvanlar
önem kazanmıştır.
a) Hayvan Hakları
vardır.
b) Hayvan Besleme
sayıldığı anlaşılmaktadır.
c) Köpek
edilmişti.
tutulurlar.
d) Sunî Tohumlama
durumlarıdır.
TEMEL SUÇLAR
A) Öldürme
4/93).
"Vesâyâ", 10).
ifadesidir.
kendini ıslah edip o andan itibaren iyi bir insan olma şansını
B) Kan Davası
değerlendirilir.
açıklamalarda bulunmuşlardır.
Kişinin, ölüme yol açan bazı kusurlu davranışları
tasvip edilemez.
temas edilecektir.
24/4). Buna göre zina iftirası suçu, iffetli bir kimseye zina
35).
F) Sarhoşluk
farklılık arzeder.
dayandırılmaktadır.
tarafından benimsenmiştir.
sürmüşlerdir.
G) Hırsızlık
taşır.
H) Gasp ve Yağma
edilmiştir.
Diğer birçok suçta olduğu gibi gasbın da, biri uhrevî diğeri
böyledir.
göre yaptırılır.
kaçınılmazdır da.
açmaktadır.
I) Haksız Fiil
müeyyidelerle cezalandırılmıştır.
biçimde tahrip etmek" demek olan itlâf da bir diğer haksız fiil
ve önerilerdir.
J) Haksız İktisap
çoğalması kastedilir.
değneğini bile alsa onu iade etsin" (Ebû Dâvûd, "Edeb", 93;
Tirmizî, "Fiten", 3), "Bir şeyi alan el, onu hak sahibine
AİLE HAYATI
I. İLKE ve AMAÇLAR
farklı yönlere işaret vardır. Her iki yön ile irtibatı bulunan
olmuştur.
boyuttadır.
olur.
Son dönemlerde modern anlayış ve yaklaşımların da
ardı edilmemesi her zaman büyük bir önem taşısa bile her iki
grup bilgi müslümanlar nezdinde farklı sebeplerle de olsa
A) Evlenmenin Önemi
yollarına sürüklenmektedir.
devam etmişlerdi.
evlendirmişlerdir.
olmaktadır.
C) Nişanlanma
getirmektedir.
mahiyetindedir.
a) Unsurları
1. Taraflar
2. İrade Beyanı
b) Kuruluş Şartları
1. Ehliyet
2. Meclis Birliği
Evlilik birliğini kuran icap ve kabullerin aynı toplantıda ve
birliği" denmektedir.
Kişinin kendi üst ve alt soyuyla yani annesi, kızı, kız torunu
sayılmazlar.
c) Geçerlilik Şartları
vardır.
1. Şahitler
olabilir.
3. İkrahın Olmaması
4. Evlenmenin Gizlenmemesi
d) Yürürlük Şartları
e) Bağlayıcılık Şartları
misil mehir olsa bile, bağlayıcı olmayan, yani gayri lâzım bir
konusu olacaktır.
doğurur.
E) Evlenme Ehliyeti
evlendirebilir.
sekiz, Ebû Yûsuf ve Muhammed'e göre yine her iki cins için
on beştir.
suretiyle evlenebilirler.
F) Velâyet
a) Kısımları
olmayan velâyet.
İstihbâb).
b) Veliler
1. Hususi Veli.
Velâyeti altında bulunan kimseyi evlendirme yetkisine
gerek.
olması da gerekmektedir.
2. Umumi Veli.
Umumi veli devlet başkanı veya hâkimdir. Hususi velinin
c) Bulûğ Muhayyerliği
G) Denklik
uygun görünmektedir.
H) Evlenme Engelleri
evlenilebilir.
1. Kan Hısımlığı.
2. Sıhrî Hısımlık.
eşleri yani üvey anne ve üvey nine. Üvey ninenin baba veya
3. Süt Hısımlığı.
Burada söz konusu olan koca eşin süt çocuğu emzirirken evli
eşleri.
3. Üç Kere Boşanma.
tekrar evlenebilir.
4. Din Farkı.
I) Evliliğin Sonuçları
a) Kadının Hakları
1. Mehir
hazırlamak mecburiyetindedir.
Mehir olarak her türlü mal veya parasal değeri olan her
yapması gerekmez.
2. Nafaka
kocaya aittir.
Bakara 2/280).
bulunmaktadır.
b) Kocanın Hakları
karşılıklı borçlarındandır.
söylenebilir.
J) Değerlendirme
yönelmek gerekecektir.
temas edeceğiz.
A) Fesih
bazan tek taraflı bir irade beyanı ile bazan iki tarafın
B) Boşama
da geri durmamıştır.
evlilik ölüm veya boşama ile sona ermedikçe tekrar bir araya
a) Boşamanın Şartları
1. Kocaya Ait Şartlar
an sona erdirebilirler.
değildir.
b) Boşama Sözleri
almazlar.
bir nikâhla olur, ric`î talâkta yeni bir nikâha gerek de yoktur.
sona ererse kadın isterse yeni bir nikâhla tekrar birinci eşine
da olmuştur.
İshak, İbn Teymiyye, İbn Kayyim'e göre aynı anda veya aynı
atfedilen bir üçüncü görüşe göre ise bir temizlik süresi içinde
değildir.
olabilecektir.
c) Boşama Çeşitleri
1. Ric`î Talâk
Bunun için yeni bir nikâh yapmaya, yeni bir mehir ödemeye
olur.
2. Bâin Talâk
ise daha ileri giderek kadın başka bir erkekle evlenmiş de olsa
olamaz.
3. Sünnî Talâk
gütmektedir.
ederler.
4. Bid`î Talâk
boşanma vardır.
d) Şartlı Boşama
da şart değildir.
görüşündedir.
İslâm toplumunda adliye teşkilâtının gerek kuruluş
mezheplerine aittir.
1. Hastalık ve Kusur
yapılır:
yoktur.
görüşündedirler.
hakkı düşer.
boşanmayı bir yıl tecil eder, iyi olma ümidi yoksa derhal
talebinde bulunabilir.
3. Terk ve Gaiplik
zorundadır.
Kocanın sağ olduğunun bilinmesi durumunda evine
b) Liân
c) Îlâ
E) Değerlendirme
SONUÇLARI
A) İddet
beklemek zorundadır.
zorundadır.
sürülemez.
a) Ölüm İddeti.
B) İddet Nafakası
A) Nesep
a) Nesebin Sübûtu
Âzami süre ise ihtilâflıdır. Bazı hukukçular dokuz ay, bir sene,
bazıları iki sene olarak kabul eder. Hatta bunu dört seneye
1. Geçerli Evlilik.
kocaya bağlanır.
2. Fâsid evlilik.
3. İkrar.
itibariyle aynıdır.
b) Evlât Edinme
mümkündür.
Günümüzde gerek kimsesiz çocukları sırf hayır yapmak
B) Emzirme
emzirmeye mecburdur.
edebilir.
emzirme için bir ücret alıyorsa ilk iki yıl için ücret isteyebilir;
meydana gelir.
gerekir.
D) Nafaka
a) Usul Nafakası.
b) Fürû Nafakası.
c) Hısımlık Nafakası.
ise tartışmalıdır.
intikal eder.
onlara kızlara göre daha fazla (genelde iki kat) pay ayrılmış,
SİYASAL HAYAT
Siyasal Hayat
şartlarla sıkı bir ilişki içinde olması, hatta çoğu kere ona göre
alınacaktır.
I. HIRİSTİYAN BATI'DA DİN ve SİYASET
A) Tarihsel Tecrübe
yorumlanmıştır.
iyi olanı yap! Fakat kötü olanı yaparsan kork; çünkü kılıcı boş
değildi.
düşüncesi oluşturmaktaydı.
ait olmaktadır.
ayrılmış oluyordu.
söylüyordu.
durulacaktır.
adlandırılır.
a) Teokrasi
etmektedir.
bahsetmişlerdir.
b) Bizantinizm
olarak nitelenmektedir.
c) Laiklik
kullanılmıştır.
mümkün değildir.
fakat hiçbir dini diğer dinlere tercih etmeyen, her dine karşı
Ali Fuat Başgil'e göre ise laik devlet, dinî akîde ve esaslara
bulunduğunu göstermektedir.
kalmıştır. Millî din veya devlet dini olgusu esas itibariyle laik
sistemin ruhuna aykırıdır. Bu sebeple meselâ Fransa,
dönüşmüş şeklidir.
Hürriyet, s. 8).
SİYASET
alacağız.
A) Kur'an ve Sünnet
büyük ölçüde aynı ayırımın bir başka ifade şeklidir. Her iki
söylenebilir.
B) Tarihsel Tecrübe
bazıları şöyledir:
5/92).
24/62).
genellik taşır.
b) Medine Sözleşmesi
ve siyasal iktidarı elinde tutan kişiyi ifade etmek için ilk defa
bulunmaktadır.
geldi.
olarak yaygın kanaate göre Hz. Ebû Bekir genel şûra yoluyla
bilinmektedir.
birleşmiştir.
Diğer bir gerekçe ise önde gelen Ezher ulemâsı ile Türk
ilişkisini çağrıştırmaktadır.
benimsemişlerdir.
Canyürek], s. 220).
1. Hilâfetin Kaldırılması
tam bir istiklâle mâlik olan mücahid bir İslâm milleti olması
şey yoktur.
diyorlar.
açıklamaya çalışalım.
İmam Şâfiî olmak üzere ilk dönem Şâfiî âlimlerine göre halife
vardır?
kullanılmıştır.
âmme) denir.
konudaki temel görüşleri bir yıl sonra benzer bir şekilde Ali
taşımaktadır.
olarak adlandırmaktadır.
kazanacaktır.
anlaşılabilir.
a) Hâkimiyet
istemiştir.
b) Devlet
gözlenmektedir.
kaynaklanır.
1. Yasama
anlama gelir.
Yasamanın ikinci anlamı ise mevcut ilkeler çerçevesinde,
düşmez.
alır.
olduğunu göstermektedir.
tâbi olan bir anlayış değil din ile siyaset arasında dengeli bir
uyumun ve birlikteliğin sağlanmaya çalışıldığı bir anlayış
vurgulamayı amaçlamaktadır.
3. Yargı
c) Hilâfet
vardır.
değerlendirmek gerekir.
çalışırlar.
Zorla iş başına gelen ve halkın kendine itaat etmesini
üst yapı ile ilgili konular ise, İslâm'ın genel ilkelerine aykırı
D) Değerlendirme
anlamlı bulunmaz.
isabetli görünmektedir.
kullanıyorsunuz" demiştir.
olmuştur.
III. İNSAN HAKLARI
gönderilmiştir.
seyretmiştir.
görülmüştü.
alındığı, bugün için bile gıpta ile söz edilen bir hoşgörü
sebeple dini sadece kişi ile Tanrı arasında kalan bir vicdan
hürriyeti vardır.
hazırlayıcısı olmuştur.
Kur’an’da yer alan, “Dinde zorlama yoktur; artık hak ile bâtıl
bunu vurgular.
alınmıştır.
niteliktedir..
Günümüz hukuk sistemlerinde de din ve vicdan
çözümsüzlük taşır.
desteklediği de söylenebilir.
kadınlardır.
yüzyılda verilebilmiştir.
17/31); kız evlât ile erkek evlât arasında hiçbir değer farkının
Allah’ın takdiridir.
korunması olmuştur.
çıkmıştır.
sayılmıştır.
kadın, cinsel tatmin ve zevk aracı olarak değil anne, eş, evlât
gibi belli bir insanî değer olarak takdim edilir. İslâm, kadının
kötü arzu ve planlar için bir başlangıç teşkil edecek bir boyut
benimsenebileceği söylenebilir.
görünmektedir.
işlerini kızı Hz. Fâtıma’ya, dış işlerini ise damadı Hz. Ali’ye
verilmiştir.
ciddi bir aile problemi halini alan sözde “kadın özgürlüğü” adı
yaygınlaşması olmalıdır.
olur.
kavramalarına bağlıdır.
C) Kölelik
muhtemeldi.
olsun mümin bir köle, yine kadın olsun erkek olsun Allah’a
buyurulmuştur.
tutulmuştur.
satın alıp âzat ederek Allah rızâsını kazanmayı ahlâkî bir şuur
ÇALIŞMA HAYATI
Çalışma Hayatı
değinilecektir.
I. EMEK-SERMAYE DENGESİ
yegâne ölçü kabul etmek doğru olmaz. Çünkü bu, zayıf tarafı
önemlidir.
II. İŞÇİ-İŞVEREN İLİŞKİSİ
olarak değerlendirilebilir.
A) İş Akdi
karşılığı bir işi takip eden vekil, ücret karşılığı bir hizmeti ifa
çalıştıran kimsedir.
görünümündedir.
hazır olmakla, götürü işlerde ise işi ifa etmekle ücrete hak
olamayacağını belirtmişlerdir.
sağlanmaktadır.
daha ön plandadır.
edilemeyecek boyuttadır.
Hukukî ve ticarî ilişkilerin kazâî yönünün yanı sıra, diyanî
ilgilidir; aynı işlemin diyanî yönü ise Allah ile kul arasındaki
bırakılır.
Özetle ifade etmek gerekirse, hukukî ve ticarî ilişkilerde
taşımaktadır.
A) Akid
akid kelimesinin daha çok alım satım ve kira gibi iki taraflı
(md. 103).
olabilirler.
"eşya" (ayn) iken; kira, iâre (âriyet veya iğreti sözleşmesi) gibi
kurulabilir.
yorumlamışlardır.
İslâm hukukçularının çoğunluğu, sırf icap ve kabul ile
içerisindedirler.
câiz görülmüştür.
(izin) ile veya daha sonra vereceği onaya (icâzet) bağlı olarak
olmaması da şarttır.
birliğidir.
dönülecektir.
d) Akidlerin Hükümsüzlüğü
kullanılmıştır.
birtakım genel kurallara tâbi ise de her bir akid türüne göre
olması.
akidlere tek taraflı irade ile son verilebilir. Akdin hile, ikrah,
g) Akid Çeşitleri
üçlü bir ayırıma tâbi tutulur. Satım, sulh, karz gibi akidlerde
oluşturur.
Akidler taşıdıkları amaçlar itibariyle de belli ayırım ve
akidler"in yanı sıra kira gibi belli bir süre için geçerli
B) Rızâ İlkesi
aşırı gabin sayılacak bir fiyatla satmış veya satın almış ise, bu
edebileceği görüşündedir.
hareket ederler.
b) Garar Yasağı
kullanıldığı da olur.
doktrini oluşmuştur.
Akde konu olan mal ve bedelle veya akdin ifası ile ilgili
Fakat, akdin konusu ve ifa ile ilgili her türlü risk ve kapalılığı
konumundadır.
istemektedirler.
akidlerdeki garar unsuru ile ilgili olarak her bir akid türünde
c) Bilinmezlik Yasağı
şartlarından biridir.
II. HUKUKÎ HAYAT
alınmaktadır.
A) Borç
para veya misli bir malın ödenmesi (deyn), belirli bir malın
teslimi (ayn) veya belli bir hizmetin ifası (iş) şeklinde olabilir.
hukukî işlemlerdir.
gerekir.
esas alınır.
borç şeklinde ikili bir ayırıma tâbi tutulur. Bu bir bakıma Batı
budur.
B) Satım
kapsamında düşünülmüştür.
etmektedir.
ve kabuldür.
bâtıl olur.
Satıma konu olan malın mevcut, teslimi mümkün ve
demektir.
de gelebilir.
"Büyû`", 24).
mahiyetindedir.
yorum getirilmiştir:
a) Akdin bütünlüğü içinde iki mal ve iki fiyatın (semen) söz
yapıldığının bilinmemesidir.
şahsın girmesi, meselâ vadeli olarak satın alınan bir malın bir
başka şahsa peşin para ile satılması ise faiz şaibesinden daha
dönülecektir.
sona erdirilebilir.
izlenmektedir.
gerektiği görüşündedir.
belirtilmiştir.
görülmemiştir.
Hanefî, Mâlikî ve Şâfiî ekollerinde bu tür satım mekruh
yükselmesini sağlamaktır.
etmişlerdir.
Hanefîler, bu durumda müşteri için herhangi bir
tanınmamıştır.
etmişlerdir.
sayılabilir.
nakledilmektedir.
b) Satım Çeşitleri
edilmelidir ki, âyet ve hadislerde kâr için belirli bir alt ve üst
unsurunu zedelemiştir.
kaydıyla câizdir.
ileride ayrıntı ile ele alınacaktır. Diğer bir alım satım çeşidi
C) Takas
Borç ilişkilerinin özel bir türü olan takas (Arapça'da
rehin gibi bir hak yoksa bu iki borç, tek tarafın isteğiyle
D) Kiralama
Kiralama, ticarî ve günlük hayatta en çok ihtiyaç duyulan
olmuştur.
kullanmaktadır.
önemi hâizdir.
indirmeyi hedeflemişlerdir.
kaynaklanır.
yoludur.
mahsup edebilecektir.
kaynaklanmaktadır.
ihtiyacı varsa, akid mâkul bir süre daha uzatılır. Bu, kiracının
vârislerine geçer.
görüşündedir.
E) Şüf`a
daha vardır. Bunlardan ilki, satım akdine konu olan bir akar
değildir.
bitişik bir akara mâlik, yani bitişik komşu olmaktır. Bir akarla
komşusudur.
olarak değerlendirilir.
1. Şüf`a hakkına konu olan akar satım akdi gibi her iki
kullanılamaz.
mehir bedeli, bir hizmetin ücreti gibi mal olmayan bir bedel
hakkı kullanılabilir.
getirilmiştir.
F) Şirket
ihtiyarî veya gayri ihtiyarî bir sebeple bir mal veya hak
(Mecelle, md. 1060). Akid şirketi ise, iki veya daha fazla
A`mâl veya diğer adıyla ebdân şirketi iki veya daha fazla
önlemektir.
H) Karz
belirtilmektedir.
37).
I) Hibe
tâbi değilse de, hibe edilen malın karşı tarafa teslimi akdin
geçersiz saymışlardır.
J) Havale
K) Kefalet
hukuk sistematiği içinde özel bir akid türü olarak yerini almış
6).
ölmesi kural olarak akdi sona erdirmeyip borç veya hak ilgili
L) Rehin
teminat niteliğindedir.
havale şahsî bir teminat, rehin ise aynî bir teminattır. Bugün
imkânını bulur.
edebilir.
gibi, üçüncü bir kişiye ait bir malı da sahibinin rızâsı ile rehin
olan hakkın, deyn ise sahih bir deyn, ayn ise mazmûn, yani
gerekir.
bir şahsa ait menkul veya gayri menkul bir mal üzerinde
M) Emanet Mal
altında ele alınır. Vedîa, fıkıhta bir kimseye koruması için bir
tazmini gerekir.
N) Buluntu Mal
incelenir.
Dâvûd, "Lukata", 1). Bir başka hadiste de, "Kim bir yitik malı
farklı olmuştur.
denmektedir.
düşmektedir.
Buluntu malın ilân süresi, kural olarak bir yıldır. İlk hafta
uygulamasından ibarettir.
hakkı vardır: İster malı elinde bekletir, ister bir fakire verir;
zorunluluğu da öngörülmemiştir.
O) Vekâlet
hibe gibi tek veya iki taraflı borç ilişkilerinin kurulması veya
da şarttır.
P) Yargılama Hukuku
koymaktadır.
birikimini yansıtır.
başta şahit olmak üzere her türlü delil ve belgeyi ileri sürme,
çalışılacaktır.
A) Helâl Kazanç
değer atfetmemiştir.
ederler.
B) Faiz Yasağı
ribâ, "borç verilen bir parayı belli bir süre sonunda belirli bir
fazlalıkla veya herhangi bir borç ilişkisi ile doğan ve
161).
yaygınlık kazanmıştır.
olmuştu.
yönlendirmiştir.
haksızlığa uğratılırsınız".
yapma uygulamasıdır.
yasaklamıştır.
(Ebû Dâvûd, "Büyû`", 5). Bir başka hadiste de, "Faiz ancak
fazla alırsa faiz alıp vermiş olur. Bunda alan ile veren
90), iki ölçek kötü cins hurmayı verip bir ölçek iyi cins hurma
para ile iyi cins hurma satın al" (Müslim, "Müsâkat", 96)
buyurmuştur.
faiz olur. Fakat Hz. Peygamber belli bir ihtiyaca binaen genel
tartışmalıdır.
anlayışın sonucudur.
başlanması bu sebepledir.
risk taşıyan ticaret ile eşitsiz ve tek taraflı risk taşıyan faiz
olarak tanımlanır.
değerlendirirler.
bile olsa faiz sayılır. Araya vade girerse, cins birliği veya
için yeterlidir. Meselâ, aynı cins oldukları için altın ile altının
değişimi câiz olmadığı gibi aynı gruba dahil buğday ile arpa
görülür.
ihtimaline dayanmaktadır.
e) Faiz-Kâr İlişkisi
koymuşlardır.
Bir grup bilgine göre; faizin her türü haram olduğu gibi,
faiz şüphesi taşıyan veya faize yol açabilen her türlü ticarî
hareket ederler.
g) Faizde Hile
alışverişte bir kimse vadeli aldığı bir malı daha düşük para ile
şöyle yapılır: Bir kimse başka bir kimseden belli bir meblağı
borç olarak alır, sonra onun yanında bulunan bir malı faiz
h) Enflasyon-Faiz İlişkisi
oranı gerçek faiz sayılır mı? Vade farkı ile banka faiz oranları
sayılmaktadır.
tâbi tutulabilir.
j) Değerlendirme
bulabilir.
C) Îne Satışı
değerlendirmek gerekir.
Âişe'ye, `Ana paramı alıp fazla kısmı iade etsem olur mu?'
yandan Hz. Âişe bu akdi, "kötü bir satma ve kötü bir satın
bir vasıftır.
hükmünde tutulur.
Bunun yanında, îne ile ilgili olarak şöyle bir hadis daha
cihadı terkederseniz Allah size öyle bir zillet verir ki, dininize
dönmedikçe bu zilleti sizden kaldırmaz" (Ebû Dâvûd, "Büyû`",
söylemiştir.
olarak bir câriye satın almış, fakat bir müddet sonra başka
a) Câiz olan îne şöyle devam eder: "A, B'ye gidip, sende şu
almaz.
100 liraya satın al, ben o malı senden vadeli olarak 120 liraya
benzemektedir.
daha vardır: İhtiyaç sahibi olan şahıs, daha iyi durumda olan
Fakat, piyasa değeri 100 lira olan şu malı sana 120 liraya
gerçekleşmiş olur.
dahil olmak üzere piyasadaki her para birimi de, kendi içinde
tartışmasını doğurmuştur.
bağlanmamasıdır.
getirmektedir.
isabetli değildir.
çıktığı söylenebilir.
edilmesi gerekir.
Meselâ 1000 lira ödünç alan şahıs yıl sonunda yine 1000 lira
F) Vadeli Satış
alır.
değere sahip bir gelir sağlayan bir şeyi almış olur. Satıcının
kalmaktadır.
sayılmamalıdır.
kurulmuş olur.
100 liraya satılan bir malın bir ay vade ile 110 liraya
şeklinde algılıyorlar.
herhangi bir şey vererek bir mal satın alması Türkçe'de pey
Hz. Ömer'in böyle bir akid yaptığı, İbn Ömer'in bu akdi câiz
belirtilmektedir.
görmüşlerdir.
H) Kâr Haddi
konusu olabilir.
I) Hava Parası
denilir.
alınmaya çalışılmıştır.
burada mal sahibine ait olan bir hak ve menfaati değil, kendi
de ona göre işlem görmelidir. Kiracı belli bir süre için peşin
olmayacağı belirtilmiştir.
el uzatmamaktan geçer.
gelirli senetlerdir.
almaya çalışmaktadır.
belirlenen miktarda sabit bir faiz geliri temin eden bir borç
çok azı konuyu özel bir araştırmaya tâbi tutarak fikir beyan
belirtmiştir.
bulunmadığı da açıktır.
sağlayacağı açıktır.
K) Sigorta
değerlendirilmeye başlanmıştır.
görülmüştür.
1. Sosyal Sigorta.
uygun düşmektedir.
3. Ücretli-Ferdî Sigorta.
etmektedir.
bakmaktadır.
ifade eder.
sürerler.
şu sonuçlara ulaşılmıştır:
haramdır.
1263).
değildir.
değildir.
olmasıdır.
taşıyorsa sahihtir.
değerlendirme yapılacaktır.
bağlanabilir.
bulunmaktadır.
Hz. Ömer, İbn Mes'ûd, İbn Abbâs, İbn Ömer gibi büyük
bilinmemektedir.
konusu değildir.
uygun olmaz.
c) Sigortanın Konusu
söylemişlerdir.
ödemesi gerekir. Mesela bir kişi, diğerine "şu yolu tutup git;
çünkü emin bir yoldur, eğer başına bir şey gelirse ben
V/332).
durumlarda söz borçlu kılar. İbn Rüşd bunu "çünkü bu, satışa
ibarettir" denilebilir.
değildir.
almaktır.
Sigortacının prim almasına rağmen kaza meydana
oluşturmaktadır.
üstlenmesidir.
Özet olarak;
görülmemiştir.
Diğer taraftan ticarî sigortaların, sadece hedefinin kazanç
olmadığına,
Karar verildi.
sürülmektedir.
adım olacaktır.
SOSYAL HAYAT
Sosyal Hayat
alınacaktır.
I. SORUMLULUK BİLİNCİ ve ÇEVRE
işaret etmiştir.
sorumluluğuna değinilecektir.
A) Doğal Çevre
"Biz her şeyi bir ölçü ile yarattık ve bunu bir defaya
göstermektedir.
B) Sosyal Çevre
her kim, çirkin bir davranış veya nahoş bir şey gördüğünde,
iyi olur. Bir gemiyi paylaşan ve bir kısmı üstte bir kısmı altta
beklenir.
gerekir.
kılmaktadır.
demektir.
Hisbe ise, İslâm toplumlarında genel ahlâkı ve kamu
önlenmiştir.
yükümlülüktür.
temsil eder.
İslâm dininin özünü iman esaslarının, ana unsurunu da
önemlidir.
değerlendirilebilir.
yeterlidir.
IV. TÖRE ve TÖRENLER
yerine getirmektedir.
söylenebilir.
tartışmaya açılabilir.
A) Mevlid
düzenlenmektedir.
Edebiyatımızda Peygamberimiz'in doğum günü olan bu
bilinmelidir.
B) Ziyaretleşme
C) Bayramlaşma
D) Tokalaşma ve Kucaklaşma
kaynaklanmaktadır.
desteklemişlerdir.
gerekir.
uygun olanıdır.
gerekir.
E) Aşûre
etmiştir.
ile ilgilidir.
için, dinde oruç tutulması tavsiye edilen böyle bir günü iyi
F) Yılbaşı
daha iyi anlaşılır. Bunun için alınabilecek bir önlem de, kendi
G) Nevruz
sürer.
Ergenekon destanıdır.
birleştirildi.
ağıtlar da eklenmiştir.
sebeple olabilir.
adıyla kutlamaktadırlar.
"nevrûziyye" denilmektedir.
düzenlemektedir.
İSLÂM AHLÂKI
I. TANIMLAR ve GENEL BİLGİLER
ortaya çıkar."
birden ahlâk denir. Buna göre ahlâksız insan yoktur, iyi veya
maksatlarla alâkalıdır.
B) Ahlâk İlmi
nitelikler kazandırmaktır.
bir ilimdir; yani bu ilim sadece "bilmek" için değil, fakat asıl
C) Ahlâk Felsefesi
alır.
D) İslâm Ahlâkı
"İslâm ahlâkı" sözünden ne kastedildiğini ifade etmeden
de İslâm denilmiştir.
Batılı araştırmacıların çoğu "İslâm ahlâkı" sözünden, İslâm
kavram da asabiyettir.
Kavramlar, s. 101).
ruhunu yansıtmaktaydı.
etmişti.
reddetmişlerdir.
kalkışmasın!
değerlere yöneliş.
üzere her şeyi bilen, her şeye muktedir, rahmeti çok geniş,
hedeflemiştir.
teorik olarak her ahlâklı davranış aynı zamanda dinî bir itaat
bulunmaktadır.
1. Takvâ
2/206).
ifade eder.
2. Hilim
tanımlanabilir.
de tekrar etmiştir (İhyâ', III, 179). Ayrıca, yine halîm iki âyette
geçmez.
ve'd-dîn, s. 245).
(Fussılet 41/34).
Edebü'l-kebîr, s. 45-46).
Buraya kadar ifade edilenlerden anlaşılacağı üzere İslâm
Çıkışı
eserler yazmışlardır.
yer alır.
edebi" diye söz edilmesi ilgi çekicidir (son iki hadis için bk.
hazırlayıcısı olmuştur.
PROBLEMLERİNE BAKIŞI
A) Ahlâkî Özgürlük
da görülmüştür.
B) Ahlâkın Kaynağı
getirmiştir.
C) Ahlâkın Gayesi
(bk. Buhârî, "Fiten", 17; Müslim, "Birr", 49; Dârimî, "Rikak", 56;
karşılığıdır.
SORUMLULUKLAR
İslâm ahlâkı her bireyi "insan" olarak bir değer kabul eder.
buyurmuştur.
buyurmuşlardır.
şunlardır:
1. Takvâ
2. Hilim
3. Hikmet
4. İffet
gösterememiştir.
5. Doğruluk ve Dürüstlük
denir.
Şûrâ 42/15).
6. Tevazu
48/29).
a) Ailenin Önemi
1).
oluşturmasıdır.
11).
can gibidir; iki tene bir can olmadığı gibi iki kadına da bir
erkek yakışmaz".
eşiniz olan bir tek kadınla iktifa edin; çok kadınla düşüp
kalkmayın. Hayatınızın tadı kaçar, zarar görürsünüz... Bir
kural olarak tek evlilik tavsiye edilmiştir. Çok evlilik için çoğu
mâtuftur.
Her yeni doğan çocuk, aile için yeni bir mutluluk ve sevinç
mümkündür:
bulunmaktadır.
yüklemektedir.
19).
C) Toplumsal Görev ve Sorumluluklar
bilgiler bulunmaktadır.
s. 94-95).
buyurmuştur.
bütün ilâhî dinler, bir kısmı bu eserde yeri geldikçe ele alınan,
ifade etmiştir.
ele alınmasına yol açmış; bazan bunlara her iki hak alanını da
yeterli olacaktır.
kuşku yoktur.
Sorumluluklar
146).
reddedildiği görülmektedir.
"Ruhûn", 4).
sıralanabilir:
bunlardan bazılarıdır.
oluşturan din, akıl, can, mal ve nesil (ırz) dinî hükümlerin ana
kadar, bir yüktür de. Zira Kur'ân-ı Kerîm servetin bir "fitne"
önlemeyi amaçlar.
uyulmalıdır:
Bakara 2/261-265).
bir din önderi değil, aynı zamanda siyasî bir lider olarak
başlamıştır.
Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali'nin de birer siyasî
şereflisi saymışlardır.
olmasının gereğidir.
1. Ehliyet ve Liyakat
ağlasın!"
2. Adalet ve Dürüstlük
tahrip eder.
gerçekleştirmiş olur.
biri olarak görür. Çünkü etkin devlet, çok farklı arzu, ihtiras,
ve ŞAHSİYETİ
126).
Kusursuz bir ifade kabiliyetine sahip olan Resûlullah,
dinletmeyi de başarmıştır.
ederdi.
yapardı.
bilmişlerdir.
onlardan esirgemezdi.
kalmazdı.
İslâm'da ise kesinlikle böyle bir şey yoktur... İslâm'a göre, iyi
fakat samimi bir mümin, lekesiz bir insan olarak her türlü
mutluluğunu yaşattı.