Professional Documents
Culture Documents
Duş Ki̇tabi
Duş Ki̇tabi
Ekim
DÜŞ KİTABI
KUANTUM HAYAT
Kuantum Düşünce
Çekim Yasası
Düşünce Gücü
ÖNSÖZ 4
BİLİNÇ VE BİLİNÇALTI 35
HAYATIN YASASI 53
KAYNAKLAR 59
2
Bu e-kitabı hazırlarken;
yardımlarını esirgemeyen,
Bu evrende; okunacak o kadar çok kitap, öğrenilecek o kadar çok şey var ki,,,
3
ÖNSÖZ
Merhabalar,
Kuantum düşünce; fizik kurallarına aykırı bir akım değil. Tam aksine,
kuantum fiziğinin ortaya çıkmasıyla, tüm evrenin temelde enerjiden oluştuğunu
kanıtlayanlar fizik profesörleridir. Evet; tüm evren enerjiden oluşuyor ve bu enerjide
sürekli bir frekans yayıyor. Biraz düşününce, çekim yasasının da dediği gibi bu
frekansların, evrende mutlak bir noktada buluşup birbirini çekmesi hiç de
garipsenecek bir olay değil...
Kuantum düşünce; dine aykırı bir akım değil. Yüce ALLAH bizlere, Kur’an
da birçok yerde ‘düşünün’ diye hitap ediyor. Ayrıca yine birçok yerde ‘ey akıl sahipleri’
şeklindeki hitaba muhatap oluyoruz. Düşünün, evet düşünün. Yüce Allah’ın yarattığı
4
evrendeki kusursuzluğu ve mükemmelliği düşünün. Çekim yasasının dediği gibi,
olumsuz, negatif, kötü düşüncelerden de uzak durun. Size, düşünerek var edin
demiyorum. Yaratmak Allah’a mahsustur. Ben sadece; düşünün, başaracağınıza
inanarak, istediğiniz şeyi elde edeceğinize inanarak ve çalışarak çabalayarak
düşünün diyorum...
Hz. Muhammed (S.A.V) Efendimiz bir hadiste; “Bir saat tefekkür, bir sene
nâfile ibadetten hayırlıdır” sözüyle düşünmeyi yücelterek muazzam bir tefekkür ufku
açmıştır.
Aklıma gelen, başıma geldi’ dediğinizde; başınız gelen olay, sizi mutlu
edecek, etrafınızdakilerin yüksek çıkarlarına hizmet edecek harika bir şey
olsun.... Düşünün, geleceğinizi, hedeflerinizi, isteklerinizi düşünün. Düşündüğünüz
şey başınıza geldiğinde, işte bu diyin. Bunu istiyordum diyebilin. Hayal kurmayan
insanlar, sığ yaşar, hedefleri küçüktür. Hayata ürkek bakarlar.
Kuantum düşünce; akıla aykırı bir akım değil. Bizzat akıl ve zihnin terbiye
edilmesi, boş ve anlamsız düşüncelerin yok edilmesi, berrak ve kusursuz çalışan bir
zihin yapısı oluşturmayı hedefler... Zihnimize gelen boş ve anlamsız kuruntulardan,
kurtulmayı, hayatı mükemmele taşımayı hedefler.
5
Kuantum düşünce yapısı ile tanışmadan önce, sürekli homurdanan, şikayet
eden, her şey beni bulur şeklinde düşünen biriydim. Böyle düşünüyordum ve her türlü
olumsuzluk beni buluyordu. Bir paratonerin yıldırımları çektiği gibi, tüm aksilik ve
istenmeyen olayları kendime çekiyordum. Daha sonra, düşünce yapımı değiştirerek;
aklımı örten karanlık bulutlardan kurtuldum. Adeta zihnime güneş doğdu ve tüm
gerçekler ortaya çıktı. Anladım ki şikayet etmek, isyan etmek, kendimi acı çekmeye
zorlamak hiçbir işe yaramıyor. Yine anladım ki, pozitif düşünmek, mutluluğa
kilitlenmek, düş kurmak, geleceğin hayalini kurmak beni mutlu ediyor, motive ediyor.
İtiraf etmem gerekiyor; düşünce yapımı değiştirmek; hiç de kolay olmadı.
Düş kurmanın, hayal etmenin bir sınırı yok. Sınır bizim zihnimizde. Oraya
ektiğimiz düşüncelerde. Sınır, gönül gözümüzde. Bir şeyi başarmak için karşımıza
6
çıkan tek engel, yine biziz. Bizim zihnimizdeki ses. Oradaki kalıplaşmış düşünceler,
kalın duvarlar.
Bir şey istediğinizde, o şeye kavuşmak için binlerce yol bulabilirsiniz. Yeter ki
inanın, kalbinizden inanın, imgeleyin, gözünüzün önüne getirin, odaklanın. Evren
herkese adil davranıyor, tüm şartlar eşit. Umutsuzluk bize göre değil. Bizim
kültürümüzde, umut var, istemek ve ümit etmek var.
7
EVRENDEKİ HER ŞEY ENERJİDİR
Bildiğiniz gibi; bize okul hayatımız boyunca öğretilen şey; "maddenin yapı taşı
atomdur" cümlesiydi. Evet bu kesinlikle doğru. Fakat bilim sınır tanımıyor ve asla
elindekiyle yetinmiyor.
Çekim yasası; “benzer, benzeri çeker” şeklindeki sloganı her şeyi özetliyor.
8
İnsan dev bir mıknatıs gibidir. Düşüncelerimiz ile evrene sürekli mesaj gönderiyoruz.
Bu düşünceler belirli bir frekansta enerjiye dönüşüyor. Bu frekans gidip kendine en
çok benzeyen frekans ile örtüşüyor. Böylece düşündüğümüz şey her ne ise bize
doğru yaklaşıyor. Örneğin, araba sahibi olmak istiyoruz. İstediğimiz bu arabanın
yaydığı bir frekans var. Bizim düşüncelerimizin de belli bir frekansı var. İşte bu iki
frekans evrende birbiri ile buluşuyor. Sorun şu ki; insanların birçoğu istemediği şeyleri
düşünür! Sonra da neden bütün olumsuzlukların tekrar tekrar başlarına geldiğini
merak ederler.
Çekim yasası sizin bir şeyi iyi ya da kötü algılamanızla veya olmasını isteyip
istememenizle ilgilenmez! Sadece odaklandığını düşüncelerinize cevap verir. Eğer
kendinizi kötü hissediyorsanız, yolladığınız sinyal budur: “Kendimi çok kötü
hissediyorum.” Bu durumda ruh haliniz tamamen kötü bir hale bürünecektir. Çekim
yasası: “Neyi düşünür ya da odaklanırsan, onu alırsın” der. Eğer bir şeyden
hoşlanmıyorsan ve sürekli yakınıyorsan; yakındığını sana daha çok yaklaştırır. Yada
olaylara karşı pozitif bir bakışımız açımız var ise; pozitif kişi, olay ya da durumları
9
kendimize çekebiliriz. En çok hasta olanlar, hastalıktan en çok bahsedendir.
Bolluktan en çok bahsedenler ise bolluk içindedir. Çekim yasası her yerde. Peki, siz
şu an neyi kendinize doğru çekiyorsunuz?
Huzurlu, keyifli, mutlu, coşkulu bir hayat yaşamak için; yaşam enerjimize sahip
çıkmayı ve mükemmel kullanmayı öğrenmeliyiz.
10
Bugün çok enerji doluyum.
Kendimi çok enerjik hissediyorum.
Bugün bomba gibiyim.
Türkçe Ki, Çince Chi, Sanskritce'de Prana, Parapsikoloji alanında ise Psi
enerjisi olarak adlandırılan bu enerji, fiziksel bedenin çok ötesinde bir enerjidir. Fizik
kanunlarıyla açıklanamayan, tanımlanamayan bu enerjinin beyne bağlı bir enerji
değil, bütünsel varlığımıza ait bir enerji olduğu ve yayıldığı iddia edilmektedir. Bu
enerjinin fiziksel duyularımızla algılanmamasına rağmen bir duyu-üstü yeteneğimizle
varlığının hissedildiği söylenir. Bu fiziksel olmayan enerji zihin tarafından
yoğunlaştırılıp, yönlendirilebilir.
11
refleksi ile bedene girer. Ama bu size bu enerjinin havanın içinde olduğunu
düşündürmesin çünkü havanın içinde değildir.
Ki enerjisi bir tür etherik enerjidir. Aynı zamanda bu enerjiyi elektronun yapı
taşlarının, uzayın ve atmosferin kısacası evrenin her köşesinde bulabiliriz.
Yaşam gücü enerjisinin bedende çakralar adı verilen bir dizi enerji merkezi
boyunca hareket ederler. Çakralar huni gibidir ve evrendeki sonsuz enerjiyi emerek
bedenimize yansıtır. Hepimiz kuyruk sokumundan kafanın tepesine kadar 7 enerji
merkezine sahibizdir. Çakralar gözle görülmeyen güçlü elektrik alanlarıdır.
Bu enerjiye sahip olduğumuz sırada sıkıntı, dert bizim için anlamını yitirir. Her şeyi
yapabilecek güçte ve heveste oluruz.
12
Hayat enerjisini her an kullanırız, sabahtan akşama kadar düşünürken bile bu
enerjiden tüketiriz.
Hayat enerjisi az olan insan üşenen, keyifsiz, isteksiz dolayısıyla tembel insan
olur. En basit olaylar, eylemler bile bu kişiler için aşılamaz, halledilemez dertler olarak
algılanır. Kişiler hayat enerjisini iyi kullanamaz, kendilerini şarj edemez noktasına
geldiklerinde depresyona girerler.
Hayat enerjimizi hızlı tüketen bazı dikkat etmemiz gereken durumlar vardır.
Öyleyse hayatımızın coşkulu, huzurlu, keyifli akışı için yaşam enerjimize sahip
çıkmayı ve iyi kullanmayı öğrenmeliyiz.
Evren; modern bilimin “Big Bang” şeklinde açıkladığı Büyük Patlama ile
meydana gelmiştir. Kur’an da ise Yüce Yaratıcı bu olayı “Biz bir şeyin olmasını
istediğimiz zaman sözümüz sadece, ona, “ol” dememizdir. O da hemen oluverir.”
Ayeti ile bizlere bildirmektedir. Bu durumda insan; enerji temelinde yaratılan bir
evrende, en küçük yapı taşı enerji olan ve her an enerji ile dolup yenilenen bir
canlıdır.
Yaşam enerjinizi,
hiç kaybetmemeniz
dileği ile,,,
13
HAYAL KURAN, HAYATI YAKALAR !...
İnsanların birçoğu, içlerinde büyük bir çaresizlik yaşar. Sessiz fırtınaların içinde
çaresizce bekleyip dururlar. Hayal kuramazlar, hayal kurmaktan da korkarlar.
Duygularından kaçmak isterler. Bir sorun varsa, kaçarak kurtulmaya çalışır insanlar.
Kaçarlar ama kaçtıkça sorunda peşlerinden gelir, hem de büyüyerek gelir. Örneğin,
aldatılmaktan korkan bir insan, aslında ilişki kurmaktan korkar ve kaçar aslında.
Duygular bize rehberlik eder. Kendimizi iyi hissettiğimiz de, bize iyi hissettiren
şey nedir? Ya da iyi hissetmemiz için, ne olması gerek? Bir şey mi bekleyeceğiz? Şu
an kendimi iyi hissetmemek için bir engel mi var? Şu bir gerçek, kendimi iyi
hissetmem için hiçbir nedene ihtiyacım yok. Hayattaysam, nefes alıyorsam, minnettar
olmalı kendimi iyi hissetmeliyim.
“Neysek ve neredeysek oyuzdur, çünkü ilk önce onu hayal etmişizdir.” Donald Curtis.
Yaşamın mevsimleri var. Her zaman, yaz, bahar olacak diye bir şey yok.
Bazen sonbaharı, bazen kara kışı yaşıyoruz hayatlarımızda. Bu durumda, fırtınanın
ortasında kaldığımızda, ya çıkış yolu bulacağız, ya da atalete kapılıp donup
kalacağız. Çözümsüzlük bizim kabul edebileceğimiz bir şey değil...
14
Bunun en güzel örneği liderler. Tarihe geçen karizmatik liderler. Antik
çağlardan günümüze kadar uzanan zaman diliminde, tarih sahnesinde birçok olay
yaşandı. Ülkelerin, milletlerin kaderinde birçok dönüm noktası yaşandı. Atalete
kapılan devletler, milletler bu sahneden yuvarlanarak düştü. Duruşu, görüşü, düşünce
yapısı olgunlaşanlar ise adından bu gün bile bahsettiriyor.
Önce isteriz, sonra düşünürüz ve hayal etmeye başlarız. Hayal kurmak yanlış
anlaşılıyor aslında. Bu kadar sorun varken, hayal etmenin ne yeri ne de zamanı
diyebilirler size. Ya da “imkansızı” istiyorsun diyebilirler. Unutmayın ki, hayal gücü her
engeli aşmanıza yardımcı olur. Karamsar hayaller kurmayın, bunun iyi bir sonucu
olmaz. Önce bir şey hayal edilir. Sonra maddeye dönüşmesi için çalışma başlar...
Büyük liderler, önemli buluşların sahipleri, önderler hayallerinin peşinden gitmeye
korkmamıştır. Onların hayalleri, hedefleri haline gelmiştir. Hedefi olan insan, amacı
olan insandır. Hayalleriniz sizi hayata bağlar, motive eder, enerji verir. Hayallerinize
sahip çıkın.
15
ÇEKİM YASASI (NAM-I DİĞER SECRET)
Çekim yasası dediğimiz konu her ne kadar Rondie Bryne tarafından yazılan Secret
isimli kitap ile gündeme geldi gibi gözükse de, aslında kişisel gelişim uzmanları uzun
yıllardır bu konu ile ilgilenmekteydi.
Hiç; "aklıma gelen başıma geldi" dediğiniz oldu mu? Ya da "böyle olacağını
biliyordum", "zaten her şey beni bulur, "neden bu kadar şanssızım", "bende tam seni
düşünüyordum" dediğiniz oldu mu? Yada yaptığınız her hareketin, davranışlarınızın
size mutlaka bir dönüşü olacağını düşündünüz mü? Yazdıklarımı okuduktan sonra,
yukarıdaki cümlelerde başınıza gelen olayları nasıl kendinizin çektiğini
anlayacaksınız.
Neden bir konuşmacı ilgi çekici ve popülerken, diğeri sıradan ve sönüktür? Neden bir
insan işlinde ve mesleğinde bir dehayken, diğeri hayatı boyunca hiç bir şey
yapmadan ya da başarmadan düşe kalka yürümeye çalışır? Neden bir insan
amansız olduğu söylenen bir hastalıktan kurtulurken, diğeri iyileşemez? Neden bir
insan mutlu bir evlilik sürerken, diğeri evliliğine mutsuzluk ve hayal kırıklığı yaşıyor?
(Joseph MURHY, The Power Of Your Subconscious Mind)
16
ÇEKİM YASASI NEDİR?
Çekim yasası özet olarak; “Evren bir katalogdur, düşünün ve sahip olun" demektedir.
Bu açıklama birçok insan tarafından kuşku ile karşılandı. İnsanlar bu tanım yüzünden
yasaya ön yargı ile yaklaştılar. Fakat “ön yargı değil, son yargı” önemlidir. Biraz sabır
gösterip ipuçlarını takip ettiğiniz zaman yasanın tıkır tıkır işlediğini göreceksiniz.
Bir düşünün, çocukluğunuzdan itibaren nasıl hayaller kurdunuz. İyi bir okul,
sağlam dostluklar, güzel bir iş, mükemmel bir eş. Evet, herkesin böyle hayalleri
vardır. Siz bu hayalleri düşünüp, tam bir inançla olacağına inanırsanız, beyniniz ve
bilinçaltınız gerçekleşmesi için kusursuz bir şekilde çalışmaya başlayacaktır.
Hayatınızdaki her şeyi bir anda ve tamamıyla değiştirecek tek güç, düşünce
gücüdür. Siz bir şeyi başarmaya karar verdiğiniz anda, beyniniz o amaca ulaşmak
için “neyi, nasıl kullanacağını”, “neyden, nasıl yararlanacağını”, “neyin işe yarayıp,
neyin işe yaramayacağını” araştırmaya başlar.
17
Unutmayın; “hayatınızın kalitesi, konuşmanızın kalitesi kadardır.
Konuşmanızın kalitesi ise düşündüklerinizin kalitesi kadardır.”
18
durumda karşınıza çıkan fırsatları paraya çevirmek için çok fazla çaba göstermeniz
gerekecektir. Para kirli ya da kötü bir şey değildir, ama siz böyle düşünürseniz...
Diyelim ki hayatınızla ilgili bir seçim yapmanız gerekiyor. Bir tercih yaparsınız
ve o yola girersiniz. Sonra bir tercih daha yaparsınız ve bir tercih daha. İnsanlar
seçimlerini yaşar, seçimler ise düşüncelerle belirlenir. Gece boyunca 200 kilometre
yol gitmeniz gerekiyor ama farlar sadece 20 metre önünüzü aydınlatıyor. Bu durumda
200 kilometre yolu nasıl gideceksiniz? Cevap çok basit sizin 20 metre önünüzü
aydınlatan farınız, 200 kilometre boyunca yanarsa yolculuk tamamlanmış olur.
Hayatta böyledir. Düşüncelerimiz neticesinde yaptığımız seçimler yolumuzu
aydınlatır. Shakespeare: "Hiçbir şey iyi veya kötü değildir, bir şeyi iyi veya kötü yapan
düşüncedir" demiştir.
19
Burada yazdıklarımız yanlış anlaşılmasın. Yaratmak Allah’a mahsustur. İnsan
münferit olarak hiçbir şey yaratamaz. Allah insana cüzi bir irade vermiştir, karar
verme yeteneği vermiştir, akıl vermiştir, muhakeme yeteneği vermiştir, hedef seçme
yeteneği vermiştir, irade vermiştir, mantık vermiştir, kararlılık vermiştir,. Siz tüm bu
özellikleri kullanarak, düşünüp karar verir ve hedefinizi doğru seçerseniz; hayatınız
daha mükemmel hale gelecektir.
20
Bazı insanlar, paratoner gibi olduğunu ve tüm aksiliklerin, kötü olayların
kendilerini bulduğunu söyler. Böyle bir şeyin olması imkansız, bir o kadar da
anlamsız. Hatta hayatın anlamına ve bütünlüğüne ters. Neden tüm insanlar
mutluyken bazıları her türlü aksilikle, tersliklerle baş başa kalsın Bu düşünce
yapısındaki insanlar, kendi kendilerini zor durumda bırakıyorlar. Yapmaları gereken
tek şey; hayatın her alanında olumlama yapmak. (Olumlama cümlelerini başka bir
sayfa da detaylı olarak açıklayacağım.)
21
imdadımıza yetişir. Ancak onu yaşamımızın vazgeçilmez ve faydalı bir unsuru haline
getirmeliyiz. Neden sıkıntı anını bekliyoruz? Dileklerimiz; yürekten istediğimiz sürece
karşılık bulur. Tek yapmamız gereken şey; elde etmek istediğimiz güzelliklerle
zihinsel ve bütünsel olarak birleşmektir.
Mutlu olmanın yolu, mutlu etmekten geçer. Evrende; almak için vermek,
vermek için sevmek gereklidir.
22
ÇEKİM YASASI NASIL ÇALIŞIYOR?
“Çekim Yasası nasıl çalışıyor?” Bu sorunun cevabını anlamak için, evreni anlamamız,
yaşamı anlamamız, insanın ne olduğunu anlamamız gerekir. Eski çağlardan beri;
kişinin kendini tanıması, bilmesi büyük bir erdem olarak bilinir. Şimdi bir düşünün;
insan dediğimiz varlığın içinde milyonlarca hücre, mükemmel çalışan bir sinir sistemi
ve iletişim ağı, kusursuz bir bilinç, inanılmaz bir zeka var. Bununla birlikte ruh
dediğimiz ve ne olduğunu tam olarak bilmediğimiz bir varlıkla iç içe yaşıyoruz.
Sevgi, mutluluk, aşk, gibi güzel duyguları içimizde barındırdığımız gibi, nefret,
kin, öfke, kıskançlık gibi kötü duygular da bizimle yaşıyor. Yasanın bizim lehimize
çalışmasını sağlamak için; hayatı sevmemiz, vermeyi bilmemiz, mutluluğun peşinden
gitmemiz gerekiyor. Neden? diye soruyorsanız, yazının devamını okumanızı tavsiye
ederim.
23
Çekim yasası sizin emrinizde.
1. İSTEMEK
İsteğinizi her zaman göreceğiniz bir yere yazmak da faydalı olur. Baktıkça
hatırlar, hatırladıkça düşünmeye ve odaklanmaya devam edersiniz.
Arzu ettiğiniz şey her ne ise, herkesin ve her şeyin mutluluğuna, iyiliğine
hizmet edecek şekilde hayatınıza girmesini dilemelisiniz. Bunu kalbinizin
derinliklerinden istemelisiniz. Bununla birlikte, başka insanlara zarar verecek şeyler
düşünmek, kin, öfke, intikam gibi kötü duygulara esir olmak evrenin sizin için
çalışmasını yavaşlatır. Tüm isteklerinizde yatan ana fikir, olumlu düşünmek ve evrene
sevgiyle bakmak olmalıdır.
Örneğin sırf başka bir insan da var diye bir şeye sahip olma fikrinin altında,
kıskançlık vardır. Kıskançlık ise insanı ve insana ait tüm duyguları, ateşin mumu eritip
bitirdiği gibi yok etmektedir.
24
Eğer bir şeyi isterseniz ve bunu düşünmeye başlarsanız; bu istekle ilgili
sinyalleri evrene göndermeye başlarsınız. Bu andan itibaren, bilinçaltınız ve zihniniz
isteğinizi yerine getirmek için çalışmaya başlar. Bunun en somut örneği “algıda
seçicilik” kavramıdır. Bir ev almak istediğinizi düşünelim. Caddede yürürken nerede
satılık daire ilanı var ise gözünü o noktalara kayar. Gazetenin satılık ilan köşelerine
gözünüz kayar. Arkadaşlarınızla ev konusunda sohbetler yapmaya başlarsınız.
Normal zamanda yürüyerek geçtiğiniz sokakta, ev arama fikrini düşünerek
geçerseniz daha önce görmediğiniz, dikkat etmediğiniz tüm ilanları görmeye
başlarsınız. Gerçekten karar verir ve isterseniz, yapamayacağınız şey yoktur.
"Kendi varlığını bile amacına feda edebilen insan iradesi karşısında hiç bir şey
direnemez." - BENJAMIN DISRAELI -
25
İsteğinizle ilgili güzel bir karar verin ve ciddi olun. Birkaç gün sonra değiştirmek
zorunda olacağınız şeyler istemeyin.
Düşünün ve isteyin. Allah kalbinizdeki en gizli şeyleri bilir ve yine Allah hazineleri
geniş olan, hesapsızca dağıtandır. Şimdiye kadar sahip olduklarınıza bir baksanıza!
2. İNANMAK
İsteğimizin gerçekleşeceğine
kesinlikle inanmalıyız. Onu elde
edeceğimize inanmalıyız. Günde
birkaç defa gözlerimizi kapatıp
isteğimizi düşüneceğiz. Örneğin bir
ev almayı istiyorsanız, o ev için
şimdiden bir eşya alabilirsiniz. Çok
büyük bir şey almanıza da gerek
yok. İsteğimizin nasıl gerçekleşeceği
ile meşgul olmadan sadece
gerçekleşeceğine inanın.
Bize her şeyin nasıl olduğunu, neyin mümkün, neyin imkansız olduğunu, neyi
yapabilip, neyi yapamayacağımızı İNANCIMIZ söyler. Her eylemimizi, her
düşüncemizi, her duygumuzu İNANCIMIZ biçimlendirir. Sonuçta hayatımızda gerçek
ve kalıcı değişiklikler yaratabilmek için, önce inanç sistemimizi değiştirmemiz
gerekmektedir. İnanç sisteminin kontrolünü ele almadıkça, standartlarınızı istediğiniz
kadar yükseltin, onlra destekleyecek inancı içinizde bulamazsınız...
26
Çekim yasasına göre düşünülen şeyden kopulmadığı sürece o şeyin
gerçekleşme ihtimalini arttırırsınız. İster pozitif ister negatif bir düşünce olsun
odaklandığınız sürece size yaklaşır.
Beklemenin en güzel tarafı ipuçlarını takip etmektir. İsteğinizle ilgili her gün
küçük küçük ipuçları görmeye başlarsınız. Yukarıda da bahsettiğimiz; gibi
odaklandığınız şeyle ilgili olaylar, kişiler konuşmalar çıkar karşınıza. İşte bu küçük
ipuçlarını takip ederek her geçen gün isteğinize yaklaşacaksınız. İyi bir gözlemci
olun.
Sizden değişik bir bakış açısı ile evreni gözlemlemenizi isteyeceğim. Allah her
an yaratmaktadır. Kainatı yarattığı “OL” emrinden bu güne kadar ve bu günden
kıyamete kadar yaratmaya devam etmektedir. Yaşadığımız her an, her şey, her olay
Allah tarafından yaratılıyor. Kuşları havada tutan güç ne, peki bize soluk aldıran güç,
karşımıza çıkan bir fırsat, başımıza gelen bir olay... Bu örneklerden milyonlarca
verebilirim size. Allah her an yaratmaktadır. Eğer bu yaratma faaliyetinden bir an
vazgeçerse, işte o zaman kainat tespihinin ipi kopar ve boncuklar yani gezegenler
etrafa saçılır. “O ki yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı” (Bakara suresi 29)
27
Dileğinizin nasıl gerçekleşeceği, evrenin onu size nasıl getireceği, sizin
sorununuz ya da meseleniz değildir. Evrenin bunu sizin için yapmasına izin verin. Siz
sadece güçlü bir duyguyla isteyin, güven içinde isteğinizin frekansını evrene yayın.
Kontrolü Evren’e bıraktığınız takdirde, size verilenlere şaşıracaksınız, gözleriniz
kamaşacak. Bu nokta, sihir ve mucizelerin gerçekleştiği noktadır.
Hayal edin, isteyin, çalışın, çabalayın, emek harcayın. Ama önce hayal edin.
4. DUYGULAR VE HİSLER
28
İsteğinize kavuştuğunuz anda ki durumunuzu
düşünün. O an hissettiğiniz mutluluğu düşünün.
Yeni bir ev alsanız ne kadar sevinirdiniz veya
mükemmel bir kız bayan ile tanıştığınızda, ona
aşık olduğunuzda ne hissederdiniz. İşte şu anda
bu ruh haline bürünerek, tam anlamıyla isteğinize
kavuştuğunuz andaki duygularınızı yaşayın. Bunu
yaparsanız evrene gönderdiğiniz mesaj daha hızlı
ulaşır.
İnsan beyni tıpkı bir yönetmen gibidir. Bir film yönetmeni korku filmi çekmek
istiyorsa ses, ışık, kostüm ve oyuncuları bu senaryoya göre hazırlar. Aynı şekilde siz
kendinizi kötü hissetmek istiyorsanız, beyniniz tıpkı bir film yönetmeni gibi;
bedeninize sürekli negatif sinyaller gönderir. Böylece yüzünüz asılır, omuzlarınız
düşer, bakışlarınız donuklaşır. Bu ruh halinden kurtulmanın tek yolu, hislerimize kulak
verip iyi ve güzel şeyler düşünmektir.
Siz istediğiniz, inandığınız ve ona zaten sahip olduğunuzu bildiğiniz için Evren
onu “görünür kılmak için” hemen harekete geçecektir. Siz; dilediğiniz anda, ona
sahipmişsiniz gibi davranın, öyle konuşun ve öyle düşünün. Gerçekmiş gibi
davrandıkça, duruma inanmaya başlayacaksınız. Dileğinize ulaşmış olma frekansını
yayın. Çünkü Evren bir aynadır ve düşündüğünüzü size aynen yansıtır. Bunu
29
yaptığınızda; Çekim yasası koşulları, insanları ve olayları etkili bir biçimde harekete
geçirecek, sizin dileğinizi elde etmenizi sağlayacaktır.
5. ŞÜKRAN VE MİNNETTARLIK
Her sabah uyandığımızda, gün elimizde olan, sahip olduğumuz her şey için
minnettarlık duymalıyız. Yüce yaratıcıya, verdiği her şey için şükretmeliyiz. Aldığımız
ufacık bir hediye için, arkadaşımıza teşekkür ettiğimiz gibi, sahip olduğumuz her şey
ama her şey için kainatın yüce yaratıcısına, tek hakimine şükretmeliyiz. Böylece
elimizdekilerin kıymetini anlar, duygusal açıdan tatmin oluruz. Şükran duygusu bizi
mutlu edecek ve hayata bakış açımızı pozitif tutmaya yarayacaktır.
30
Hepimiz, DNA’larımıza işlenen bir kodla dünyaya geliyoruz. Bu temel bir
programın adına “kendi kendini iyileştirme” deniyor. Yaralandığımızda yaralar
kendiliğinden kapanıyor, bakteriyel enfeksiyon geçirdiğimizde bağışıklık sistemimiz
kendi kendine iyileştiriyor. Bağışıklık sistemi kendi kendisini iyileştirmek için
tasarlanmıştır. Tüm bunlar bizim bilgimiz dışında bilinçaltımız tarafından yapılıyor.
31
“şükrettiklerinizin listesi”ni yapın. Bunu yapmak, enerjinizi ve dolayısıyla
düşüncelerinizi değiştirecek.
Her yüne şükran duygularıyla başlayın ve en küçük şeyler için bile muhakkak
teşekkür edin. Şükretme konusunda alıştırma yapmak, bolluk ve bereketi çekmek için
en önemli iletişim hatlarından birini oluşturmak demektir. Dünyadaki her şeyin
değerini bilip, onları kutsarsanız; olumsuzlukları ve uyuşmazlıkları yok ederek,
kendinizi en yüksek frekans olan sevgiyle aynı frekansa getirirsiniz.
Hayatta hiç bir şey için bunalmanız gerekmiyor. İsteyin yeter! Evreni kendiniz
için hazırlanmış bir katalog gibi görün, istediğinizi seçin: “Bu deneyimi yaşamak
isterim”, “hayatımda böyle bir insan olmasını isterim..” diyerek evrene direktif verin.
Sadece 1 kez “olacağına emin olarak” isteyin yeter. Örneğin; Şişmansanız, “kilo
vereye” değil, “mükemmel kiloyu ve ideal bedeni” kendinize çekmeye niyet edin.
Bunun için; sizin için mükemmel olan kiloya ulaştığınızda, bedeninizin görüntüsünü
beyninizde imgeleyin, o kiloda çekilmiş fotoğraflarınız varsa sık sık onlara bakın, ya
da bu bedendeki başkasının fotoğraflarına.
6. ALMAK:
32
Kendinizi iyi hissettiğinizde, Evren’den istediklerinizle aynı frekansa geçersiniz.
Kendinizi bu frekansa geçirmenizin en hızlı yollarından biri de “Şu an isteğimi elde
ediyorum. Yaşantımdaki bütün iyi şeyleri şu an alıyorum. Şu an –arzunuzu söyleyin-
alıyorum” demektir. Arzunuzu elde etmiş olduğunuzu hissedin. Düşlediğiniz şeye
sahip olduğunuz duygusunu yaratmak için yapmanız gereken ne varsa yapın ve bu
duyguyu hatırlayın: Düşlediğiniz o arabanın deneme sürüşüne gidin, arzu ettiğiniz o
evin içini gezin, bir şeyler alın… Sonra, içgüdülerinize güvenin.. Evren size ilham verir
ve elde etme frekansında sizinle iletişim kurar. Sezgisel ve içgüdüsel hisleriniz
olduğunda onları izleyin; Evrenin sizi manyetik bir biçimde istemiş olduğunuz şeyi
elde etme noktasına doğru götürdüğünü anlayacaksınız.
33
Hayat; vermek üzerine
Hayata karşı tavrınız olumlu ve umut dolu olsun.
kurulu. Beklentisiz,
Çevrenizdeki her şeyin sonsuz mükemmellik içinde var
karşılıksız ve koşulsuz olduğunu görmeye çalışın. Bu bir iyimserlik oyunu
vermek.... değildir. Aslında gerçeğin ta kendisidir. Ancak bakışlarını
olayların içine çevirebilen, onların sebeplerini yansız
olarak görebilen insanlara özgüdür. Bu, bir annenin
Hayat; minnettarlık ve çocuğuna hissettiği o güzel duygunun eşidir.
34
BİLİNÇ VE BİLİNÇALTI
Hepimizin içinde; doğduğumuz andan itibaren var olan büyük bir güç var. Bu güce
kavuşmak için sadece zihin gözümüzü açmamız gerekiyor. Bu büyük hazine
sayesinde kendi içimizde güzel, keyifli, bereketli ve mutlu bir hayat yaşayabiliriz.
Birçok insan; bu güçten ya da nasıl harekete geçireceğinden habersiz olduğu için
kendi potansiyelini kullanamaz.
Örneğin ısınan madde genleşir. Bu; her yerde, her zaman her koşulda
geçerlidir. Isıttığınız bir parça çelik genleşir, bu çeliğin Çin’de, İngiltere’de,
Hindistan’da olması önemli değildir.
35
Zihninizi bir bahçe olarak düşünün, kendinizi de bahçıvan. Farkında olmadan,
gün boyunca bilinçaltımıza tohumlar ekiyoruz. Bilinçaltı ise bu tohumların filizlenip
büyüyeceği verimli bir toprak parçası gibidir. Gül ekerseniz, gül toplarsınız, kaktüs
ekerseniz de kaktüs toplarsınız. Şimdi, huzur, mutluluk, sevgi başarı tohumları ekin.
Yani bu kavramlar üzerinde düşünün, tüm benliğinizle kabul edin. İnanın bana
muhteşem bir ekin biçeceksiniz. Sizler; İç dünyanız ile dış dünyanızı
şekillendiriyorsunuz.
Bilinç geminin kaptanı gibidir, gemiyi yönetir. Gemide görevli tüm personele
emirler gönderir. Geminin nereye gittiğini kazan dairesindekiler ya da güvertedeki
mürettebat bilmez, onlar sadece komutları uygular. Eğer kaptan hatalı bir karar
verirse; gemi karaya oturur.
36
Bilinciniz neyin doğru olduğunu varsayar, neyin doğru olduğuna inanırsa,
bilinçaltınız onu doğru kabul eder ve gerçek kılmaya çalışır. İyi şansa, ilahi yol
göstericiliğe, dığru eyleme ve hayatın nimetlerine inanın - JOSEPH MURPHY -
Hatırlanması gereken en önemli nokta şudur: Bilinçaltı bir fikri kabul ettiğinde,
bunu yerine getirmeye başlar. Bilinçaltı yasasının iyi ve kötü fikirler için aynı şekilde
işlemesi, şaşırtıcı ve hassas bir gerçektir. Bu yasa olumsuz bir biçimde
uygulandığında; başarısızlığın, hayal kırıklığının ve mutsuzluğun nedenidir. Alışılmış
düşünce biçimimiz yapıcı olduğunda ise son derece başarılı ve zengin olursunuz.
37
BİLİNÇ VE BİLİNÇALTI ARASINDAKİ FARKLAR
Bilinç ve bilinçaltınızın iki zihin olmadığını unutmayın, onlar bir zihinde iki faaliyet
alanıdır. Bilinciniz akıl yürüten zihindir. Zihnin seçim yapma safhasıdır. Örneğin,
kitaplarınızı, evinizi, eşinizi seçersiniz. Bütün kararlarınızı bilincinizle verirsiniz. Öte
yandan hiçbir bilinçli seçim yapmazsınız da, kalbiniz otomatik olarak çalışmaya
devam ederi; sindirim, dolaşım ve solunum gibi hayati fonksiyonlarınız sürer. Bunları
bilinçaltınız bilinçli kontrolünüzden bağımsız süreçler aracılığıyla gerçekleştirir.
38
yolcu zaten deniz tutmasından endişeleniyordu. Bu yüzden telkininiz onun üzerinde
gücünü gösterdi.
Bundan kurtulmak için, rahat ve sessiz bir ortamda koltuğa oturun, bedeninizi
gevşetin, gözlerinizi kapatın. Zihninizi ve bedeninizi olabildiğince durağanlaştırın.
Kendi kendinize şöyle diyin: “Ben başarılı bir konuşmacıyım, kendime güveniyorum,
soğukkanlıyım, insanlar beni tebrik ediyorlar.” Beş, on dakika bu olumlu telkinlere
devam edin. Özellikle de uyumadan önce başarılı bir konuşma yaptığınızı ve
insanların sizi tebrik ettiğini düşünün. Telkin, kendimizi disipline sokmak ve kontrol
etmek için bir araç olarak kullanılabilir.
İyi şeyler düşünürseniz iyi şeyler olur. Kötü şeyler düşünürseniz kötü şeyler
olur. Bütün gün ne düşünürseniz o olursunuz. Seçme gücüne sahipsiniz. Keyifli, cana
yakın, sevimli olmayı seçin, dünya buna göre tepki verecektir.
Bilinçaltı size ilham verir, yol gösterir, hafıza deponuzdan istediğiniz bilgileri
hazırlar ve kullanımınıza sunar. Kalp atışlarınızı, kan dolaşımınızı nefes alıp
verişinizi, kısacası tüm bedeninizin hayati fonksiyonlarını kontrol eder. Bilinçaltı hiç
uyumaz, hiç dinlenmez. Her zaman iş başındadır. Ve her şeyden önemlisi bu güç
sizin emrinize verilmiştir.
39
KUANTUM DÜŞÜNCE TEKNİĞİ
İnsanlar, Kuantum Düşünce Tekniği ile kuruntu, başıboş hayaller gibi etkisi olmayan
sıradan düşünce kalıplarından kurtulabilir. Kuantum Düşünceyi doğru
uyguladığımızda; hayatımızın efendisi olabiliriz. Sınırlayıcı, kısıtlayıcı düşünce
kalıplarımızı fark ederek hayatımızdan çıkartabilirsek ve bunların yerine güçlendirici,
yapıcı ve pozitif inançlarımızı koyabilirsek, hayatımız mükemmel bir olgunluğa
ulaşacaktır. Hayatımız, bu yeni inançlarımız doğrultusunda değişerek, şekillenecektir.
Sizin için en uygun kişi, en uygun imkan, en uygun iş, en uygun zamanda karşınıza
çıkacaktır. Evrende; hakkımız olan mutluluğu, bereketi, bolluğu, sevgiyi ve sevinci
yaşamımıza katmış tanımış olursunuz. Düşüncelerimiz değişirse, hayata bakış
açımız da değişir.
40
içinde 60.000 tane düşünce üretebilmektedir. Bu düşüncelerin hepsi bir frekansa
sahiptir. Yani diğer bir deyişle düşüncelerimiz somutlaşır. İstediğimiz cisim enerjiden
oluşur ve bir frekans yayar; düşüncelerimiz de bir frekans yayar. Bu iki frekans
mutlaka evrende birbirini çekecektir. Düşünce yapımızı değiştirdikçe, daha çok bolluk
hayatımıza akar.
41
İnsanlar kalıplaşmış ve kalın düşünce kalıplarının arasına hapsedilmiştir. Daha
doğrusu bu kalın düşünce kalıpları artık onlar için bir inanç haline gelmiştir. Bu
insanların hayat karşısındaki duruşu hep zayıf ve çekimserdir. Düşünce gücümüz
sınırsızdır. Ama biz bunu ya unuturuz, ya da kullanmayı aklımıza bile getirmeyiz.
Düşüncelerimizde tuttuğumuz her şeyi kendimize çekeriz. İstesek de, istemesek de
bu böyledir. Düşüncelerimiz de ne varsa, deneyimlerimizde onu yaşarız. Bir şeyi
düşünmeye başladığımızda, istediklerimizi zihnimizde bir resim olarak görmeliyiz.
Buna imgeleme deniyor. İmgeleme en basit anlamıyla; düşünülen olayın ya da bir
nesnenin zihinde canlandırılmasıdır. Örneğin; iş yerinde bir projeye başlayacaksan,
önce çalışma masan gözünün önüne gelir, sonra bilgisayarda kullanacağın dataları
tasarlarsın ve orta da hiçbir şey yokken bile, senin kafanda proje başlar, tüm detayları
ile gelişir ve biter.
Nasıl uygulayacağına gelince: Önce istediğin herhangi bir şey düşün. Sakin ve
insanların seni rahatsız etmeyeceği bir oda olabilir. Tıpkı meditasyon yapar gibi
gevşe, rahatla. Nefesini kontrol et, sakinleş. Rahatladığına inanınca, düşündüğün,
arzuladığın, istediği şey her ne ise, zihnin de imgelemeye çalış. Gözünde canlandır
ve bunu yapmaktan hoşlandığın sürece devam et. Örneğin bir tatil planı olabilir,
kumsal, deniz, martılar. Ya da sevdiğin bir insanı düşünebilirsin, aile fertlerin ile güzel
bir yemek yediğini canlandır.
42
örtmeye çalışır. Düşünceler imgeleme ile sabitlenince, gerçeklik bulabilir. Bizler,
sadece pozitif düşünmeliyiz, olmasını istediğimiz şeyleri düşünmeliyiz, olmasından
korktuklarımızı değil...
İmgeleme yapmak her ne kadar etkili olsa da, tek başına yetersiz kalabilir. İşte
burada “olumlama” kavramı devreye giriyor. Örneğin, güne başlarken yapılacak bir
olumlama cümlesi:
Özetle; her şeyin, her an iyiye gittiğine inanmalıyız. Eski ve işe yaramaz
düşünce kalıplarından, negatif düşüncelerden kurtulmalıyız. Sevgi dolu bir ilişki mi
istiyorsunuz, hayat zaten sevgi üzerine kurulmuş. Sevgi kainatın her zerresine hakim,
marifet bunu görebilmekte gizli. Karşınıza iyi bir insan çıkmadı diye, kendinizi
eleştirmeyin, karamsarlığa kapılmayın. Aradığınız kişi, az ilerde sizi bekliyor.
43
Kendinizi kurban olarak düşünmeyin. İç dünyanız ile dış dünyanızı
şekillendiriyorsunuz, siz kurban değil, hayatınızın efendisisiniz. Bir düşünün hayatı
nasıl algılıyorsunuz. Başınıza gelen bir olayı nasıl yorumluyorsunuz. Karamsar mı?
Yapıcı mı? Her ne düşünüyorsanız, evrene yaydığınız titreşim, duygu yoğunluğu o
şekilde gelişecektir. Yaşamın zor olduğuna inanırsanız, tüm yaşamınız zorluklarla
geçecektir. Bu inancı değiştirmediğiniz sürece, yaydığınız frekans, size olumsuzluk
olarak geri dönecektir. Biz farkında olsak da olmasak da yaydığımız her düşünce
frekansı bize geri dönüyor. Ne düşünürsek, onun yansımalarını yaşıyoruz. Başlangıç
noktası biziz, düşünce yapımız, ezip geçemediğimiz düşünce kalıplarımız.
44
ZENGİNLİK – BOLLUK VE BEREKET
Bilinçaltınız, ona verdiğiniz her şeyi kat kat fazlasıyla size iade eder. Her
sabah uyandığınızda, güne kocaman bir günaydın ile başladın, gününüz aydın
45
geçsin. Refah, başarı, mutluluk, huzur, sevgi düşüncelerini bilinçaltınıza yatırın. Size
fazlasıyla geri gelecektir. Aksi durumda, kötü ve berbat bir gün geçireceğini inanan
insanda, bunu fazlasıyla yaşar...
46
Bolluğun kaynağı dışarıda değil, sizin içinizdedir. Hayatın bolluk ve bereketini
hissetmeye çalışın. Sıcaklığını hissettiğini güneşi, sahile vuran dalgaları, yüzünüzü
yalayıp geçen rüzgarı, çiçeklerin kokusunu, ağzınıza attığınız bir meyvenin tadını,
kısacası hayatın doluluğunu hissedin. Etrafınızdaki bolluğun farkına vararak, içinizde
yaşamaya çalışın. Evrende almak için vermek, vermek için sevmek gereklidir.
Paylaşarak zenginleşirsiniz. Hiçbir şeyiniz yoksa bile, bir insana gülümsediğinizde,
aranızda enerji aşıl verişi başlar. Evrendeki enerjinin size doğru aktığını
hissedersiniz. Bolluk ve yokluk insanın iç dünyasında ve zihninin içindedir.
47
Zihninize; aşağıdaki olumlamaları yükleyin. Bilinçaltımız; vereceğimiz bütün
mesajları birer gerçeklik olarak alır ve gerçekleştirirken bizim limitli zihnimizin farkında
olamayacağı kadar değişik yöntemlerle çalışır. Fakat bu yeterli değil. Bunu yaparken,
aynı zamanda imgeleme de yapmanız gerekiyor. Bu olumlamaların; şimdi, şu an,
hemen gerçek olduğunu düşünün.
Para; bazı insanlar için kötü bir şeydir. Zenginlik ise pis bir şeydir. Bu tip
insanlar; etrafta gördükleri varlıklı insanlar için, “kim bilir kaç kişinin canını yakarak bu
parayı kazandı” diye düşünürler. Paranın pis mii, yoksa temiz bir şey mi olduğuna
algılama şeklimiz karar verir. Para kötü bir şey değildir. Zenginlik ise, birçok insana
yardım etmek için kullanılabilir. Bizim dinimizde ve kültürümüzde, zengin olmak asla
karalanmamış hatta istenilen bir durum olduğu vurgulanmıştır. Hayır yapmak, yardım
etmek gibi iyiliklerde insanların yarışması tavsiye edilmiştir. Tabiki bu da zenginlik ve
varlık ile mümkün olur. Hal böyle iken; kıskançlık, haset, çekememezlik ya da her
türlü olumsuz ve kötü düşünce yasaklanmıştır. Paranın ve zenginliği kötü bir şey
olduğunu düşünüyorsanız, bu fikirden vazgeçmenizi tavsiye ederim.
48
Neye odaklanırsanız, hayatınıza onu çekersiniz. Sürekli borçlarına odaklanan
ve borçlarını düşünen bir insan da, hayatına borçtan başka bir şey çekemez.
Dikkatinizi bolluk ve berekete çevirin.
Şükredin, sahip olduğunuz her şey için, Yaratıcıya şükredin. Şükretmek hem
elimizdeki nimetin teşekkürü, hem de bolluk ve bereketin anahtarıdır.
49
SINIRSIZ GÜÇ: BİLİNÇALTI
Bilinçaltı, ona ilettiğiniz her şeyi gerçek kılmaya çalışacaktır. Bu nedenle ona
doğru fikirleri iletmeniz gerekir.
50
Benimsediğimiz olumsuz fikirlerle kendimizi incitiriz. Öfke, korku,, kıskançlık,
kin duyarak kendinizi kaç defa yaraladınız. Bunlar bilinçaltınıza giren zehirlerdir.
Bilinçaltınıza hayat dolu düşünceler iletin.
Hani derler ya, kalbini bozma, kalbini karartma, benim kalbim temiz. Neden bu
kelimeleri kullanırız? Tasavvuf ile ilgilenen insanlar, kalbini kötü huylardan
temizlemek için yıllarca nefislerini terbiye ederlermiş. Örneğin Yunus gibi Mevlana
büyük tasavvuf alimleri, “Allah’ım kalbimizi sabit kıl” diye dua ederlermiş. Onların
içinde sevgi en saf, en salt haliyle bulunuyordu ve tarihe geçtiler. Hal böyleyken,
kalbinde sürekli kıskançlık, kin, öfke, hased gibi kötü huylar bulunduran insanların, iç
huzurları olmadığı gibi, başkalarına da huzur vermezler.
İyi düşünürseniz iyi şeyler, kötü düşünürseniz kötü şeyler olur. Gün
boyunca ne düşünürseniz o olursunuz. Neye inanırsanız, onu yaşarsınız.
Düşüncelerimizin yansımasını yaşıyoruz.
İnsanlar hasta olduğunda; onların iyileşmesine vesile olan şey, genelde ilaçlar
olarak bilinirdi. Bu günkü araştırmalar gösteriyor ki, iyileşme bilinçaltında başlıyor.
Doktorlar bir noktaya kadar tedaviyi sürdürüp, daha sonra beklemeye başlıyorlar.
51
Tam o anda, bilinçaltı devreye giriyor. Binlerce yılın bilgeliğini, sizin ektiğiniz düşünce
tohumlarıyla birleştiriyor. İlaçlarla hastalığa çare aramak ile birlikte; bilinçaltının
iyileştirici gücüne biraz güvenmek de yerinde olacaktır.
52
HAYATIN YASASI
53
Şu durumda insanlık ailesinin iyileşmesinin temelinde, bilinçaltımızı sürekli
olumlu düşüncelerle beslemek yatıyor. Mutlu sonu, sorunlarınızın çözüldüğünü hayal
edin, başarının heyecanını hissedin; bilinçaltınız hayal ettiklerinizi kabul edecek ve
bunları gerçek kılmaya çalışacak. Düşüncelerinizi nereye koyduğunuza dikkat
edin.
Dilekler, ruhun içten arzusudur. Arzular ise duadır. Sakin bir şekilde ne
istediğinizi düşünün. Bu andan itibaren gerçekleştiği anı imgeleyin, gözünüzde
canlandırın. Siz iyi bir tasarımcısınız. Zihnimizden günlük 60.000 tane düşünce
geçiyor. Bunun büyüklüğünü bir düşünsenize. Demek ki zihnimiz tam anlamıyla bir
stüdyo. Bizler bu gizli stüdyonun yardımıyla başarı ve mutluluk inşa edebiliriz.
54
Çıplak gözle sadece dış dünya da var olanı görebilirsiniz. Zihninizde
canlandırdığınız bir resim ise sizin için bir umuttur, yani görmediğinizin ifadesidir.
Burada unutulmaması gereken bir şey var. Kuantum fizikçileri, düşüncelerin belli bir
frekansta enerji yaydığını kanıtladı. Bu durumda bizim göremediğimiz ve düşünce
dediğimiz kavramın bir frekansı var, yani bir enerji. Bu durumda fikir ve düşünce
gerçektir, zihninizdeki imgenize sadık kalırsanız, nesnel dünyada da kendini
gösterebilir.
55
DÜŞ KURMANIN SINIRSIZ GÜCÜ
Yeryüzündeki tüm icatlar, ‘düşünce’ ile ortaya çıktı. Bir ihtiyaç doğdu,
karşılığına bir düşünce belirdi, biraz çalışma ile büyük bir buluş gerçekleşti. Örneğin
telefon. Uzaktaki insanların bir biri ile haberleşmeye ihtiyaç duyması sonucu ortaya
çıkan bir icat. Uçak; mesafeleri kısaltmak için ihtiyaç duyulan bir icat. Aklınıza her ne
gelirse, mutlaka bir ihtiyaç doğduğu için icat edilmiştir. Temelinde de düşünce vardır.
Düş kurmak vardır. Başarı vardır.
56
Şükran ve minnet dolu bir kalp, her zaman evrendeki kusuruz uyuma ve
düzene çok daha yakındır. Huzur dolu bir ev, başarılı bir iş hayatı, sevgi dolu bir eş
için düş kurun. Düş kurun ki evrenin tüm cömertliğinden faydalanın. Gözünüzü
kapatın ve bir ev düşünün, içinde her kesin mutlu olduğu bir ev. Elinizi uzatsanız,
dokunacağınız kadar gerçek bir düş kurun.
57
Düş kurmak için birkaç tavsiye;
Sessiz bir oda seçin, rahat bir yere oturun. Zihninizi huzura kavuşturun,
gevşeyin ve hareketsiz durun. Yoğunlaşın, tüm enerjinizi, dikkatinizi düşünüze verin.
Bir sorun varsa, çözüme odaklanın. Bir şey istiyorsanız, isteğinize odaklanın.
Mükemmel bir sonucun, ya da elde ettiğiniz şeyin sizi ne kadar mutlu edeceğinizi
düşünün. Yüzünüzde bir gülümseme belirsin, kalp atışlarınız hızlansın. Bilinçaltını,
düşleriniz gerçek kılmak için her şeyi yapacaktır...
58
Kaynaklar:
59
Sevgiyle ve bilgiyle kalın...
60