Professional Documents
Culture Documents
Anlama, Belirsizlik Ve Çok Anlamlılık - Teo Grünberg
Anlama, Belirsizlik Ve Çok Anlamlılık - Teo Grünberg
Teo Griinberg
Anlama, Belirsizlik ve Çok-anlanılılık
Gündoğan Yayınları
Bu yazıyı hazırlarken dostum Doç. D r Hüseyin Betuhan'ın
düşüncelerinden pek çok yaradandım. Dr. Batuhan üstelik manüskriyi
baştan aşağı büyük titizlikle gözden geçirerek düzeltmiştir. Bütün bu
yardımlarından dolayı kendisine candan teşekküderimi tekrarlamayı bir
borç bilirim.
Teo Grünberg
Prof. Dr. Teo Grünberg
ANLAMA
BELİRSİZLİK VE
ÇOK-ANLAMLILIK
A
GÜNDOĞAN YAYINLARI
Prof. Dr. Teo Grünberg
Anlama, Belirsizlik ve Çok-Anlamlılık
Gündoğan Yayınları: 99.149
Felsefe Dizisi: 0 4 .2 5
Yayına Hazırlayan: Nurten Sıcakyüz / Nuran Demir
Düzelti : Dudu Kara aslan / Umut Erbaş
5ayfa Düzeni: Gündoğan Macintosh Elektronik Dizgi
Kapak Düzenleme: Gündoğan Grafik
Baskı, cilt: Aksl-Seda Matbaacılık
Birinci Baskı: Ankara Üniversitesi, 1972
İkinci Baskı: Eylül 1999
ISBN: 975-520-171-5
Gündoğan Yayınları
Bayındır Sokak 6 /5 3
Kızılay / Ankara
e mail: gundogan<0> tr-n e t.n e t.tr
e mail: gundoganyay<3> turk.net
Tel: O 312 4 3 3 97 9 6 (4 hat)
Faks: 4 3 2 3 2 5 0
Yazışma Adresi:
P.K. 271 Yenişehir / Ankara
İÇİNDEKİLER
5
GİRİŞ
D ilsel deyim ler genellikle yalnız bir defa değil, birçok defa kulla
nılırlar örneğin *2=2* gibi bir deyimde ‘2’ sembolünün iki defa geçti'
ğini görüyoruz Geçişlerden herbiri somut bir nesne, beyaz zemin üze
rinde bir mürekkep izidir. Bu geçişlerden herbinne "2” sembolünün
birer “sembol örneği” (symbol token) denir. Böylece ‘2=2’ deyimin
de iki tane ayn sembol örneği bulunduğunu söyleyebiliriz. Öte yan
dan, bu deyimde geçen iki sembol-ömeğinin aynı bir sembol - T sem
bolü- olduğunu söylemek isteriz. Bu son halde ise ‘sembol’
sözcüğünü "sembol örneği” anlam ında kullanmadığımız meydandadır.
Aynı olan söz konusu iki sembol örneğinin biçim i veya “tip”idir. İşte
biçim i aynı (dan bütün sembol örneklerinin « ta k biçim ine veya tipine
bir “sembol-tipi” (symbol type) denir. Böylece sözü geçen *2=2’ deyi
minde aynı sembol tipine (*2’ sembol tipi) ait iki ayn sembol-
ömeğinin geçtiğini söyleyebiliriz. Sembol tipleri (sembol örneklerinin
tersine) somut değil, “soyut” nesnelerdir.
“Tip” ile “örnek” ayrımı yalnız tek tek sembollere değil, her türlü
deyimlere uygulanır. Böylece “harf örnekleri” ve “harf tipleri”, “söz
cük Örnekleri” ve “sözcük tipleri”, “önerme örnekleri” ve “önerme tip
leri” ve genel olarak “deyim örnekleri” (expression-tokens) ve
“deyim-tipleri” (expression types) ayrımlarını yapabiliriz. Örneğin,
“her nesne ya mavidir, ya mavi değil" belli bir önerme tipine ait bir
önerme örneğidir. Bu önerme örneğinde ‘mavi’ sözcük tipine ait iki
ayn sözcük örneği geçmektedir.
Genel bir kural olarak, aynı deyim tipine ait olan bütün deyim ör
neklerinin (aynı dile ait olm alan halinde) anlamdaş olması gerekir.
Bütün deyim örnekleri anlamdaş olmayan bir deyim tipi “çok anlam
lılık” (ambiguous)dır. Günlük dilin gramerinde “adaş” (homonym)
denen sözcükler, bütün sözcük örnekleri anlamdaş olmayan sözcük
tipleridir.
Genel olarak dili, dilsel olmayan nesnelerden soz etmek için kulla
nırız. örneğin ‘Ahmet Ankara’ya gidecek* gibi bir önerme ‘Ahmet’
adlı bir insan ile Ankara şehri hakkındadır. Ancak dili bazı hallerde
dilsel olmayan nesnelerden değil de, bir takım dilsel deyimlerden söz
etmek için de kullanırız, örneğin bir dil bilgininin, araştırmalarının
sonuçlarını dilsel deyimler hakkında olan önermelerle ifade edeceği
meydandadır. İşte, ıdilsel deyimlerden söz etmeye yarayan bir dile
“üst dil” (metalanguage), bir üst dil yardımıyla sözü edilen dile ise
"nesne dili” (object language) denir. Buna göre seıniotiğin konusu
d an diller, nesne dilleri olup semiotiğin kendisi hep üst dil seviyesin
de kalır.. Verilen bir nesne dilinin yalnız sentaksım ifade etmeye yara
yan bir üst dile “sentaktik üst dil", semantiğini ifade etmeye yarayan
bir üst dile semantik üst dil, pragmatiğini ifade etmeye yarayan bir üst
dile de “pragmatik üst dil” denir.
Nesne dili ve üst dil ayrımına paralel olarak dilsel deyimlerin kul-
landması (use) ile anılması (mention) arasındaki aynm vardır. Dil
dışı nesnelerden (neşnel-dilde) söz ettiğimizde, bu nesneleri dile geti
ren deyimleri kullanırız; buna karşılık bir dil bilgini veya filozof ola
rak, sıradan adamın veya bilim adamının kullandığı nesnel dil deyim
lerini incelediğimiz zaman bu deyimleri kullanmaz, sadece anarız.
Örneğin, ‘bu masa beyazdır' önermesini evetlediğimizde (‘masa’ söz
cüğü dil dışı bir nesne olan bir masa hakkında söz etmeğe yaradığın
dan) ‘masa’ sözcüğünü kullanıyoruz. Öte yandan, “‘Masa’ dört harfli
dir” önermesini evetlediğimız zaman (‘m asa’ sözcüğü bu bağlamda
ı
4. Deyimlerin Sınıflandırılmam
Bir (dilsel) deyimin bir sembol veya sonlu bir sembol dizisi oldu
ğunu daha önce belirtm iştik. Bir “sembol” ise hiçbir kısm ı anlamlı ol
madığı halde, kendisi anlam lı olan bir deyim demektir. Buna göre, *C’
harfinin kim ya dilinin bir sembolü olduğu halde, günlük dilin bir sem
bolü olmadığım; ‘sin’ deyiminin matematik dilinin bir sembolü oldu
ğunu; genel olarak günlük dilin sembollerinin tek tek harflerden ve he
celerden değil, tek tek sözcüklerden ibaret olduğunu 'Söyleyebiliriz.
Sembolik dillerin birçok sembollerinin tek tek harflerden ibaret olm a
sı, bu dillerdeki harflerin herbirinin bir sözcüğün kısaltm ası durumun
da olmasındandır. Örneğin *C* harfi ‘karbon’ sözcüğünün kısaltması
olduğundan sembolik kimya dilinin bir sembolü durumundadır. Gün
lük dilin sözcükleri gibi çok harfli olan sembollerin kısımlarına “işa
ret" diyeceğiz. Böylece her harfin bir işaret olduğunu, ama her işare
tin bir sembol olmadığım, ancak bazı işaretlerin birer sembol
olduğunu söyleyebiliriz.
Her sembol ( ‘sem bol’ teriminin tanımı gereği) anlamlı olduğu
halde, her deyim (herhangi bir sonlu sembol dizisi olarak) anlam lı de
ğildir. Nitekim anlam lı bir takım sembol veya sözcüğün birbiri ardın
dan gelmesi, anlam lı b ir deyimin meydana gelmesi için yeterli değil
dir. Örneğin ‘ise’, ‘Ahmet’, ‘değil’, ‘ve’, ‘ancak’ sözcükleri anlamlı
oldukları halde, bunlardan kurulu bir dizi olan ‘ise Ahmet değil ve
ancak’ deyimi anlamsızdır.
Herhangi bir dilin deyimlerim sınıflandırmak için ilk önce deyim
leri “basit deyimler" (yani semboller) ve “bileşik deyimler” (yani
16 Anlaom. B e ü m 3 ıt G t-Afıhıolılıt
lüyor. Yalnız burada sözcüğün anlamı değişmektedir (4) önermesinde
'm avi' sözcüğü somut nesnelere uygulanabilen bir genel terim, yani
bir “somııt genel terim" olduğu halde, (5) önermesinde bir soyut nes
nenin, bir rengin adıdır. ( ‘M avi' sözcüğü bu son halde bir “soyut tekil
terim”tin.)
İmdi, ‘m avi’ gibi bir sıfatm bir genel terim olduğunu belirtm ek
için, ‘m avi’ sözcüğünü tek başına bir terim olarak değil de, ‘mavidir’
ifadesinin bir “köken”i (radical) şeklinde yorumluyoruz. Başka bir de
yimle, ‘mavi’nin tek başına hiçbir zaman bir genel terim olamayacağı
nı, ancak ‘mavidir’ deyiminin bir genel terim olduğunu kabul ediyo
ruz. Ay m şekilde, ‘insan’ gibi bir cins isminin de tek başma bir genel
terim olmadığını, ancak ‘insandır veya ‘bir insandır ‘ deyiminin bir
genel terim olduğunu kabul ediyoruz. Buna karşılık, ‘gülüyor’,
‘güldü’, ‘gülecek’ gibi fiillerin tek başma birer genel terim olduğunu
söyleyebiliriz. Örneğin, ‘Ahmet gülüyor’ gibi bir önermede ‘gülüyor’
deyiminin bir yüklem, dolayısıyla bir genel tenm olduğunu söyleyebi
liriz. Öte yandan, ‘Ahmet bir insandır’ önermesinin yüklemi ‘insan’
değil, ‘bir insandır’ deyiminin bütünüdür. Şu halde, asıl genel terim
‘bir insandır’ deyiminden ibarettir.
Bazı terimlerin, görünüşte özne konumunda geçtikleri halde, ger
çekte yüklem olduklarını gördük. Şimdi ise, görünüşte yüklem konu
munda geçtikleri halde, gerçekte Özne olan terim lerin de bulunduğunu
göstereceğiz. Örneğin:
(10) Ali Veli’den büyüktür
önermesini gözönüne alalım. Bu önermenin görünüşteki öznesi ‘Ali”,
görünüşteki yüklemi ise ‘Veli’den büyüktür’ deyiminden ibarettir.
Oysa, (10) önermesinin “konu’ sunun, yani sözünü ettiği nesne veya
nesnelerin, yalnız Ali' den değil, bir de Veli' den de ibaret olduğunu
söyleyebilire (10) önermesinin A li’den olduğu kadar Veli’den de söz
ettiği meydandadır. Bu bakımdan, ‘Veli’ sözcüğünü yüklemin ayrıl
maz bir parçası sayacak yerde, (10) önermesinin bir öznesi saymak
Kategorematik
(tek-başına an
lamlı) tekil 1- li
2- li
terimler
genel n-li
Bilgisel-anlam
taşıyan deyimler
(~)
1-li (a )
önenne-eklemleri (v)
(-*)
2-li (~ )
Sinkategorematik
(Birlikte-anlamlı)
(Mantıksal değiş
mezler) tümel (Vx)
niceleyiciler
varlıksal (3x)
Buraya kadar hep sentaks çerçevesi içinde kaldık. Şimdi ise ‘se
mantik” açıdan “tekil terim ler” ile “genel terimler” arasındaki aynım
inceleyeceğiz. İmdi, bir terim ile dil dışı karşılığı arasındaki bağlantı
bakımından, bu iki terim çeşidi arasında çok önemli bir fiaık olduğunu
görüyoruz. Nitekim, ‘Sokrates’ gibi bir tekil terimin belli bir dil dışı
nesnenin, yani ‘Sokrates' adıyla tanman ünlü Atinalı filozofun “ad”ı
olduğu halde; ‘insan’ gibi bir genel terim ‘Sokrates’, ‘Ahmet’, ‘John’,
‘Hans’, ‘Pierre’ ve ‘Ayşe’ gibi tek tek birçok nesneye uygulandığı
söylenebilir. Bir tekil terim in belli bir nesnenin adı olması ilkece uzla-
şunsal olduğu halde, anlamı bilinen bir genel toim ın belli bir nesne
ye uygulanması hiç de uzlaşımsal değildir. Örneğin, Sokrates’e ‘Sok
rates’ adı verilmiş olm ası keyfe bağlı bir uzlaşımın sonucu olduğu
halde, Sokrates’e ‘insan’ sözcüğünün uygulanması hiç de uzlaşımsal
değildir...3 Nitekim, (1) gibi bir önermenin (yani ‘Sokrates insandır’
önermesinin) doğru olmasının gerekli ve yeterli şartı, ‘insan’ genel te
riminin ‘Sokrates’e uygulanmasından ibarettir. Buna göre, bir genel
terimin belli bir nesneye uygulanıp uygulanmaması (uzlaşımsal olsay-
j
Tabii ’insan’ genel teriminin bir dilsel sembol olarak Sokrates John,
v.b.g. nesneleri göstermek için seçilmiş olması gene uzlaşımsaldır;
ancak bir defa bu terimi Sokrates gibi nesneleri göstermek için seçtikten
sonra, örneğin John’a veya Ahmed'e uygulayıp uygulamamak uzlaşım-
sal değildir.
7. Tanımlama *
-5
Bkz. Gninberg, Anlam Kavramı Üzerine Bir Deneme, I Bl.
I
1. Yorumlayanın Durumu
Dilsel bir deyimi anlayarak işiten veya gören bir kimse için, bu de
yimin algılanması bu kimsede belli birtakım şartlandın İmiş davranış
lara yol açan bir uyarım durumunda olduğundan, böyle bir deyimi biı
işaret saymak gerekir.1 İmdi belli bir işaretin hep ayru davranışa yol
açması gerekmez, farklı çevre şartlarında ayn ayn davranışlara yol
açması mümkündür. Bunu da şöyle açıklayabiliriz: U belli bir uyarım
türü, Ç de U türünden bir uyarımın çevresini belirten (U ,, U2, ... gibi
birtakım türlere ait uyarımlardan ibaret) şanlar olsun. İmdi K gibi bir
kimsenin Ç çevre şartlan altında U türünden bir uyarım karşısında bir
çok defalar D gibi bir raslantısal davranışta bulunduğunu ve bu davra
nışın her seferinde takviye edildiğini kabul edelim. O zaman K kişisi
Ç çevre şartlan altında U türünden bir uyarım karşısında D şartlandı-
nlm ış davranışında bulunma yatkınlığını kazanır. Öte yandan, aynı K
kişisinin aynı U türünden bir uyanm karşısında Ç ' gibi farklı bazı
çevre şartlan altında D ' gibi bir raslantısal davranışta bulunduğunu,
bu son davranış şeklinin de takviye edildiğini düşünelim. O zaman U
türünden uyarımlar Ç ' çevre şartlan altında D ' davranışına yol aça
caktır. Böylece aynı türden bir uyarımın (işaretin; ayn ayn çevre şart-
2. Kullananın Durum u
4 'Anlama' sözcüğü yalnız (i) manasında değil (ii) manasında da bir teori
terimdir. Hiçbir şekilde davranış terimlerine -yani gözlemsel terimlere
indirgenemez Ama 'anlama'nın anlamı gene de ilgili davranış ve davra
niş yatkınlıklarından başka hiçbir şeyi içine almaz.
5 Örneğin Bkz. Camap, "Meaning and Necessity', s. 7.
Bütün deyim leri aynı yolla (şartlandırılmış davranış yolu ile) anla
mamıza karşılık, farklı türden deyimlerle bunların dil dışı karşılıkları
12
Günlük dil sözcüklerinin ezici çoğunluğunun tanımlanması imkansız
olduğundan, bu sözcüklerin sentaktik anlamının -hiç olmazsa bir bakı
ma, yani analitik bağlantılar manasmda- bulunmadığım söylemek müm
kündür. Dolayısıyla, günlük dile ait deyimlerin ancak pragmatik bir an
lamı olduğunu öne sürebiliriz. Pragmatik anlam Lewis'in 'sense
meaning' veya "zihindeki ayraç" (eriterion in mind) dediği anlam türünü
andırır. Ama bu andırma bir özdeşlik değildir; nitekim Lewis'in "zihin
deki ayraç"ımn Platoncu bir yanı vardır. Bkz. A. E.
13 'Pragmatik anlam’ yerine 'kullanılış anlamı' deyimi de kullanılabilir
Ancak burada 'kullanılış' sözcüğünü sadece "kullanma" manasında
değil, "yorumlama" manasmda kullandığımızı hatırlamak gerek.
22
Dilbilgininin (kendi diline ait) Pj,...,Pn terimlerini bazı nesnelere uygu
lamaya yatkın olduğu meydandadır. Nitekim bu terimleri anlaması,
böyle bir yatkınlığa sahip olmasından başka bir şey değildir
T —> Tn
biçiminde de dile getiririz. ‘T —> Tj* gibi bir önermenin A doğru ol
ması T teriminin Tj terimini içermesi şeklinde de yorumlanır. Lewis T
teriminin Tj terimini “konnote” ettiğini (to connote) söyler. Lewis
yeni bir anlam türü olarak T gibi bir genel terim in “connotation”unu,
bu terimin konnote ettiği, yani bu terim in içerdiği bütün genel terim le
rin tümü şeklinde tanımlar. Bu anlam türü ise T terim inin “dilsel anla-
mı "ndan veya, başka bir deyimle, “sentaktik anlam ”ından başka biı
şey değildir. Böylece “anlam belirlenim i” metodunun ne bir “içlem”
(signification) belirlenimi ne de bir “mümkün kuşatım” (comprehensı-
on) belirlenimi olmayıp “sentaktik” veya “dilsel” anlam belirlenimi
veya, Leıvis’in deyimiyle, bir “connotation” belirlenim i olduğu sonu
Şimdi, geçen §’ta sözünü ettiğim iz dil bilgininin sistem atik bir şe
kilde incelediği (D) dilini ne şekilde öğrenebileceğini, başka bir de
yimle, (D) diline ait deyimlerin anlamım ne şekilde tespit edebileceği
ni araştıracağız.
x gibi bir nesnenin T teriminin uygulandığı bir nesne olması, Tnin ait
olduğu (D) dilini kullanan toplumun Tyi x'e uygulamayı onaylamasın
dan başka bir şey değildir.
7. Belirsizlik ve ÇokatdamhUk
T gibi gözlemsel (veya hiç olm azsa bir dereceye kadar gözlemsel
olan) bir genel terim i ele alalım. Bu terimi kullananlann onu (a) uygu
lamaya, (b) uygulamamaya ve (c) ne uygulamaya ne de uygulamama
lii ‘a’ ile ‘d’nin aynı sentaktik kategoriye ait olması gerekir. Yoksa her de
yimin belirsiz olduğunu kabul etmek gerekirdi.
27 Bir önermeyi doğru veya yanlış olabilen bir deyim şeklinde tanımlarız,
ama bu sadece yaklaşık bir tanımdır Sentaktik yapısı bakımından
“önerme biçiminde” olan her düzgün deyimin bir önerme olduğunu
kabul edeceğiz.
31 Empirik kanunların kesin olmadığını kabul edenler için böyle bir öner
me doğru sayılmayıp sadece belli bir olasılık derecesi olduğu kabul edi
lebilir.
G ÜN DO ĞAN YAYINLARI
II
"BELİRSİZLİK" KAVRAMININ
ÇÖZÜMLENMESİ
1. Semantik Belirsizlik
O r T
’ile 4’ işaretleri Quine'm yan tırnak içinde göstermeyi dile getiren
“köşe işaretleri” dir. ‘adl(P)’ ise p tekil teriminin adlandırdığı nesneyi
gösterir.
a yükleminin belirsizlik bölgesi evrensel küme ile özdeş olsaydı,
biçimindeki bütün önermelerin ne doğru ne de yanlış olacağını görüyo
ruz. Bu ise a nın anlamsız bir deyim olduğunu gösterirdi.
Tanım:
(23-8) Blrz fa, X 1,....,Xn) ~ U yg fa, X 1.... ,X „)~A ykfa,
Tanım:
(23-9) blbg fa ) =dk {Y: (B ^ )... (3X2) [Blrz fa,
X1,....J( b) a Y=<X1,....,Xii>]}
Buna göre, a gibi bir n-li yüklemin belirsizliğim şöyle tanım lanz:
2. Pragmatik Belirsizlik
Semantik Uyg ile Ayk bağlantılarının pragmatik karşılıkları 'ha
vardır. Bu karşüıklan ‘Puyg* ve ‘Payk* biçiminde dile getireceğiz. Bu
iki pragmatik bağlantıyı şöyle dile getireceği/:
(24) K kullananı (D-dilinin kurallarım izlemek niyetiyle) a yükle
mini, karşılaştığı X nesnesine (fiilen) uyguluyor
Söz konusu nesnel D -dilinin örtük bir şekilde kaldığını kabul ede
rek. (24) önerme şemasını
•J
Burada ‘önerme’ sözcüğünü değil de, ‘tümce’ sözcüğünü kullanmak zo
rundayız. Nitekim söz konusu tümcenin kabul edilmesi, onun gerçekten
doğru olmasına, hatta bir doğruluk değeri taşımasına bile bağlı değildir.
8
Camap'ın belirttiği gibi, empirik terimlerin bir çoğunun (örneğin
‘köpek’in kaplamsal (pragmatik) belirsizlik bölgesinin çok dar olmasına
rağmen, içlemsel belirsizlik bölgesinin çok geniş olduğunu söyleyebili
riz. Bkz. “Meaning and Necessity in Natural Langnages ” (Meaning and
Necessity, 2nd ed., s. 236 ve s. 239-240.
GÜNDOCAN YAYINLARI
m
"ÇOK ANLAMLILIK” KAVRAMININ
ÇÖZÜMLENMESİ
Her düzgün deyim hiç olm azsa b ir tane sentaktik kategori (kısaca
“SK") ye aittir.1 Bir deyimin ait olduğu SK, bu deyimin sentaktik
“görev "ini belirtir. Günlük dilde aynı bir deyimin ayn bağlamlarda
ayn sentaktik görevlen olabilir. (Örneğin ‘v/ork’ sözcüğü ‘woık is
hard’ veya ‘hard work’ bağlanımda b ir isimdir, ‘work hard’ bağlamın
da ise buyruk kipinden bir fiild ir.) H atta aynı bir deyimin aynı zaman
da birden çok sentaktik görevi olabilir. (’Kapıyı kapadınız m ı?’) Buna
göre, aynı bir deyimin birden çok SK’ye ait olabildiğini kabul etmeli
yiz. (Bar-Hillel!) Belli bir deyim ayn bağlam larda ayn SK’lere ait ola
bildiği gibi, aynı bir bağlam içinde bile ayn SK’lere ait olabilir.
İmdi, basit bir deyimin (yani bir sözcük veya sembolün) sentaktik
görevi ve yapısı tüketici bir şekilde bu deyimin SK’siyle belirtilm iş ol
masına karşılık,'bileşik deyimler (yani sözcük veya sembol dizileri)
halinde bu böyle değildir. A1n A2n ...An belli bir sembol dizisi, ax
in, a2/^2 nin, •••»fl„An nin SK’sı olsun. O zaman, av a2,...,ac dizisine
A ,n A2n ...An sembol dizisinin (deyiminin) bir “SK dizisi” diyoruz.
Her sembolün birden çok SK’sı olabildiğinden, aynı bir deyimin (sem
bol dizisinin) birden çok SK-dizisi olabildiğini görüyoruz. Bazı SK di
‘Paul thought that John slept soundly’ tümcesinin aynı bir SK-diasinin
iki ayn “dallı açılınTı vardır. Bkz. Grünberg, “Syntactical Categories",
s. 40.
Pvq
dır.
İmdi, ' p v q v r ’ gibi bir deyim de ‘p v q a r’ deyim i kadar çok an
lamlıdır. Onun ‘( p v q ) v r ’ ile ‘p v (q v r)’nin karşılığı olan dallı açı-
lım lan vardır. Ancak V n in ortaklaştıncılığm dan dolayı, ‘p v q v
r’mn çok anlamlılığı zararsızdır. Böylece ‘p v q v r’nin semantik ba
kımdan çok anlam lı olmadığım (yani yalnız bir tek doğruluk değeri ol
duğunu) söyleyebiliriz. Ama sentaktik bakımdan ‘p v q v r'nin (‘p v q
a r’ kadar) çok anlamlı olduğunu hatırdan çıkarmamak gerek.
a , (P) yanlıştır]}
(1 - 1 ) veya ( 1 -2 ) de ise artık hiçbir çelişme veya tutarsızlık yoktur.
Böylece, bir genel terimin çok anlamlılığının yol açtığı çelişmeyi
gidermek için çok anlamlılığın kendisinin giderilmesi gerektiğini gö
rüyoruz. Gerek ^ ( p )1 gerek ra 2(P)1) deyimleri — fo(p )1 dan farklı
olarak — tek anlamlıdırlar, ^ ( p )1 doğrudur a ^ ( p )1 yanlıştır’ veya
ro 2(p ) 1 doğrudur a a ^ p )1 yanlıştır’. Yani, çek anlamlı bir terimin yol
açtığı çelişmeyi, bu terimin çok anlamlılığını ortadan kalcUrmayıp sa
dece bu çok anlam lılığı ortaya çıkarmak yoluyla gidermek imkansız
dır
k p l(a h) = kpln (a )
olur. Yani: çok anlamlı bir genel terimin n tane farklı kaplamı olması
halinde, bu çok anlamlı terimin yerme, her birinin kaplamı bu n tane
farklı kaplamdan biri olan n tane tek anlamlı genel terim kullanılır
0 1 ) a çok anlamlı genel teriminin çok anlamlılığının, ku
ralları yerine aşağıdaki şartlarla belirlenen bir tek k kuralı kullanmak
suretiyle giderilmesi:
(25-a) Uyg (a, Xl f .... Xm, k) ^ [Ft (Xt, .... Xnı) v ... v Fn(X1, ...,
Xnı)I
(25-b) Ayk (a , X ,,.... Xm, k) = [G 1 <Xl f ..., X m) a ... a Gn(X 1.....
Xm)l
Böylece belirlenen a genel terimi tek anlamlıdır. Bu terimin kapla
mı, sözü geçen n tane ayn kaplamın birleşiminden ibaıettir.
İmdi, çok anlamlılığı gidermeye yarayan (1) ile (II) yöntemleri ara
sında sanılabileceği kadar büyük bir fark yoktur. Bunların yıkış nokta
lan faiklı olmakla birlikte, her ikisinin aynı sonucu verdiğini göstere
biliriz:
(I) yöntemine başvurulması halinde, n tane kaplamın (nesne tütü
nün) karşılığı olan Oj,...,cı^ gibi n tane farklı tek anlamlı genel terim
elde edilir.
HEIDEGGER
BİR FİLOZOF BİR ALMAN
T üıkçesi: Prof. Dr. Doğan Özlem
G ÜN DO Ğ AN YAYINLARI
ATATÜRKÇÜ DÜgÜNCB DİZİSİ
„ „........................ Laikliğe Çağn. . . Muammer Aksoy.......................
........ Atatürk ve Tam Bağımsıdık - - Muammer Aksoy................... ■
. . Atatürk ve Sosyal Demokrasi — Muammer Aksoy ............
___Devrimci öğretmenin Kıyımı__ Muammer Akspy..2 Cilt . . .
........................Atatürk ve TjğiHın Prof- Dr. Makmut Tezcan —
.............. Atatürk un Not Defterleri . . . A M itkat İn an ......... .. •
.......................... Kemalizm Üzenne M Güner Demiray..
................Atatürk ve Yeni Türkiye — Josepk C.Grew...................
FBLSBFB DIZÎSI
..............................Anlam kavramı — Prof. Dr. Teo Grünkeg..
Anlama Belirsizlik Çok An lamlılık . . . Prof. Dr. Teo Grünkeg. . .
............................ Mantık Sözlüğü. . . Prof. Dr. Teo Grünkeg...............
...................... Çağlar Boyu Kölelik. . . Prof. Dr. H. Malay.....................
. Türk Düşüncesinde Çağdaşlaşma. — Doç. Dr. A K aygı....................
__Tannkilim ve FeL Konuşmaları . . Doç. D r Erkan Işıklar...........
.............................. İdealar Kuramı — Doç. DrAkmet Cevizci.............
..........................................M enon. . . Platon. . . . . . . ............
......................................Pkaidon__ Platon.........................................
. . . . Nietzscke Wagner"e Karşı Friedrick Nietzscke....................
.. İyinin ve Kötünün ötesinde .. ■Friedrick Nietzscke....................
.......... Aklakm Soykütüğü Üstüne . . . Friedrick Nietzscke.....................
........ Sokrates ve İnsan Sevgisi . . . L. Vetsenyı.............
..................Platonun Bilgi Kuramı. . . F.M. Comford
.............................. Felsefeye Giriş .. . K Adjukiewicz...........
........................ Materyalizm Tariki. . . F. Alker Lange.............
............ Yeniçağ Biliminin Doğuşu__ A K o y re...............................
. Bir Filozof Bir Alman Heidegger.. .. . . P.Hüknerfeld................
. . . Heidegger Üzerine İki Yazı. . . Poggeler/Allemann . . . .
....................Bilim Kuramına Giriş . . . E- Ströker. . . .
..............................Tarik Tasarımı. . . Colingwood..........................
......................Tarikselcilik Sorunu . . . E.Rotkacker.......................
, . . . Antik Bilim Modem Uygarlık . . . G. Sarton . . .
d in d iz is i
............İslam Dini ve Tariki. . . . Prof. Dr. Neşet Çağatay
İslam Peygamkeri ve Kurian. . . . Jokn Davenport........
PSİKOLOJİ d iz is i
........................Eşya ve İnsan. . . Prof. Dr. N. Bilgin . . . .
...................... Hitler İsteseydi. . . Prof. Dr .A Dönmez..
.......... .................... İstatistik... J.L.B., B.LKmtz...........
SOSYOLOJİ / S1YASBT DİZİSİ
.......................... Halkevleri .. Prof, Dr. Anıl Çeçen-----
■■■■ .. Adalet Kavramı .. Prof. Dr. Anıl Çeçen . . . .
.......... ........................insan Haklan .. Prof. Dr. Anıl Çeçen .
.......... .......... Kültür ve Politika. . . Prof. Dr. A n ıl Çeçen .
......................................Kültür ve Eğitim. . . Prof. Dr. Bozkurt Güvenç
.............................. Kültür ve Demokrasi - . . Prof, Dr. Bozkurt Güvenç
....................Sosyal ve Kültürel Değişme. -. Prof. Dr. Bozkurt Güvenç
-----Sermaye Birikimi ve Toplumsal Değ.. . . Prof. Dr. Sencer Ayata...
........................................................CHP — Prof. Dr. A. Güneş Ayata
........................ Gençlik Sosy. Yazılan— Prof. Dr. Makmut Tezcan . . .
.................... ............ Siyasal Elitler... Doç. Dr. Mekmet Türkan —
...... .................. Siyaset ve Anayasa — Doç. Dr. Mekmet Türkan .
....................................Devlet ve H ukuk... Doç. Dr Mekmet Türkan .
......................Anayasal Devlet — Doç. Dr. Mekmet Türkan .
............ . .............. Hükümet Sistemleri. . . Doç. Dr. Mekmet Türkan .
...... .............. Ordu-Siyaset ilişkisi .. Doç: Dr. f îmit özdağ..........
.................... Tek Parti Yön. Siy. Katılım — Doç. Dr. Esat ö z ...................
.......... .............Ordu ve Politika... Doç: Dr. O . Metin öztüık. -.
........ ..............Türkiye ve Ortadoğu— Doç. Dr. O . Metin ö ztü rk ...
........................ Türk İşadamı ve işletmesi- - - Dı>ç. Dr. Oğuz A k ta n .........
............................ Meslekler ve Sosyoloji. . . Doç. Dr. Zafer Cirkinlioğlu ..
.. . . . . Türkiye'de Hukuk Mesleği... Doç. Dr. Zafer Cirhinlioğlu ..
......................Tüıkiyede Siy. ve D evlet. .. Dr. Iksan Keser.....................
.......... İkinci MeşrutlDön.öğrenci Olay.. . . Dr. \ücel A ktar.........
.............. Parti içi Demokrasi ve Türkiye. . . Dr. Suavi Tuncay..............
........ Modernleşme ve Milliyetçilik— Dr. Suavi Aydın............. .
............................ Seçim ve Demokrasi... Sairn Sezen.............
. ■Sosyaldemokraside Ayrışma Yıllan 1 . .. Teoman Ergül...
. . . . Sosyaldemokraside Bölüşme Yıllan 2 -. - Teoman Ergül........
................Kültürel Haklar. .. Pulat Taoar.................
............Koy Enstitüleri. . . Nazil E vren ...................
........ Toplumsal Çözülme. . . M. Cöşturoglu...
. — Seçkinler ve Toplum— T.B. Bottomore............
.. Çağdaş Sosyoloji Kurandan.. . . M. Poloma .
. . . . Çağımızın özgüllük Sorunu. . . E. From m ..
.. Toplumsal Değişme Anlayışı. . . A D. Smitk ..
Oemanlı Imp.IktisadiTariki... M. Belin................................
........................................Sınırlı Devlet — Cad J. Friedrick.....................
............ Türkiye'nin Payl. Içm 100 Proje__ Trandalir G. Djuvara.............
....... .. Yeni Sosyolojiye Giriş — P. Wo«Bİey . . . .
.... . . . Kent Sosyolojisi. . . Raymond Ledrut..
BDBBIYAT DİZİSİ
---- . . . Edebiyat Yazılan 1__Prof. Dr. Gürsel Aytaç.............
..................................Edebiyat Yazılan 2 __ Prof. Dr- Gürsel Aytaç.............
..................................Edebiyat Yazılan 3 . . . Prof. Dr. Gürsel Aytaç.............
....................... . Çağdaş Türk Romanlan .. Prof. Dr. Gürsel Aytaç . .
................... Yeni Alman Edebiyatı Taribi. . . Prof. Dr. Gürsel Aytaç..
............... Çağdaş Alman Edebiyau Taribi. . . Prof. Dr. Gürsel Aytaç..........
.................... Max Friscb'in Gezi Yazılan. . . Prof. Dt. Gürsel Aytaç.............
...................... Romana Yönüyle H. Böll. . . Prof. Dr. Gürsel A ytaç...........
............................ . . Denemeler Seçkisi__Prof. Dr. Gürsel Aytaç.............
...... ........ öykü Seçkisi.. . Prof. Dr. Gürsel Aytaç.............
... . .......... Mektup Seçkisi. . . Prof. Dr. Gürsel Aytaç.............
................................Gezi Notlan Seçkisi... Prof. Dr. Gürsel Aytaç.. ..
. . . . Karşılaştırmalı Edebiyat Bilimi. . . Prof. Dr. Gürsel Aytaç............
......................Türk Lekç. Edebiyatları . . Prof. Dr. Kemal Aytaç.............
.. Alman Kültür. Türk İmgesi 1 . . . Prof. Dr. O nur B. Kula..........
. . . . . . . . Alman Kültür. Türk İmgesi 2 . - • Prof. Dr. Onur B. K u la ........
.. Alman Kültür. Türk imgesi 3- -. Prof. Dr- O nur B. Kula . .
. . . Demok. Sür. & Eleş. Kültür - - Prof. Dr. Onur B- Kola..........
.............. .......... Edebiyat Üzerine - . . Prof. Dr. Nuıan C^syer .
........................................ Dil ve Toplum... Prof. Dr. Kamile Imer............
....................Içsavaş Son. Ispanyol Rom.. . . Prof. Dr.Yıldız Canpolat . . . . .
............ Okumak Anlamak Yorumlamak. -. Prof. Dr. Yılmaz Özbek...........
.......................... Kurmaca Bir Dünyadan . Prof. Dr. Yıldız Ecevıt-----
.. . . . . Ortaçağ Ingiliz Edebiyatı Bib. - -. Prof. Dr. Burçin Erol.. . .
........................Zenci Romancılar.. . . Prof. Dr Lâle Demirtürk. . ..
. .. . . . . Kısa öykü ve Dilbilimsel Eleş.. . . Prof. Dr. Aygu Erden............ .
. . . . Batı Edeb. Sevgi ve Hoşgörü. . . Doç. Dr. A.Osman Öztürk ..
.......... Türkçe de Batı Şiiri. . . Doç. Dr.Ali İhsan Kolcu . . . . .
.... . Tercüme Şairler Antolojisi — Doç. Dr. Ali Ihsan Kolcu. . . .
Alphonse De Lamartıne Tercüm.ve Tesiri. . . Doç. Dr. Ali Ihsan Kolcu........
.. Alfred de Musset Tercüm ve Tesiri... . Doç- Dr. Ali Ihsan Kolcu.. . .
. . . . Güneşte Gölgenin Yokcluşu. . . B. Friechmuth.........................
.. .. Konulanın.. . F. Dürrenmatt........
. .. Babil Kulesi. . . F Dürrenmatt .
. Klara nır izinde. . . Elisabeth Hauer ..
. . . Günce . . . Max Frigch ..
................................................. Montauk - - - Max Frisch...............................
Genç W nin Yeni Acılan. . . U. Plenzdorf____
.. Canterkury Hikayeleri— Geoffrey Ckaucer
............Göksel Mutluluk. . . C. F. Ramuz. . . .
----- ---- Dağdaki Büyük Korku— C. F. Ramuz...............
................................İmparatoru A rarken... R. Pazzi—
........ Modem Arap Edebiyatı Tariki. . . M. Landau.............
........ .................... Sakteci Tkomas — Tean Cocteau.........
....................................................Şarkılar__ G. Leopardi..................
........................................ Elem Çiçekleri— Ckarles Baudelaire —
....................................................Baykuş .. Leonardo Sciascia...................
........Doktorlar,Kediler Krdangıç.ve Şerç. — Karel Capek................
Tek Bildiğim Baka. Ellerinin Büyük Olduğu . Francesco Micielli.. . .
İLETİŞİM DİZİSİ
.. Oyundan Düşünceye. Prof. Dr. Sevda Şener . . . .
.................... Yapısalcılık.. - Prof. Dr.Ayşegül Yüksel..
. . . Televizyonu Anlamak.. • Prof. Dr. Erol M u tlu ----
.............. Niçin Tiyatro.. - Tamer Levent.................
........ . . . Tiyatronun Sorunlan. . . F. Dürrenmatt..............
........ ........ Sayın Bakanım .. Leonardo Sciascia..
OSMANLI KLASİKLERİ DİZİSİ
... . . . TakvûnÜİ-Edvâr (Takvimler).. - Akmet Cevdet Paşa.. ..
............................Medeniyyet-i Islâmiyye. -. Şemseddin Samı ..
..................................................Kadınlar. . . Şemseddin S âm î. . . .
........................................Avrupa Risalesi.. - Mustafa Sami Efendi...............
........................................Avrupalılaşmak. . . Tüccaızade İbrahim H ilm i. . . .
.......... Osrnank Müellifleri (Bilginler). . . Butsak Mekmet Tâkir Bey.. . .
............ Islamın Yayılış Tarikine Giriş. . . Şemseddin Samı. . . .
................................ Lisân. . . Şemseddin Sami. .
. . . Ikn Riişd. . . Rızaeddin Ikn Fakreddin .
........ Terkiye ve Imaıı. . . İsmail Hakkı Baltacıoğlu .
.............. \ eni Ablak. . . Baka Tevfik.....................
- Satı Bey Seçkisi. . . Satı Bey . ........
GENÇLİK v b ÇOCUK KİTAPLARI DİZİSİ
Ortaçadan Gelen Balon. .. Dr. Musa Yaşar Sağlım .
.................. Beyaz Çol. . Nılıal Özüm . ..
. . . Anadoludan Masallar... M. Gürnr Deıniı\ı\
. Meşhur Matematikçiler. . 1\ B. S lo u ak er .
. Küçük ' Vlı . 0 . IVıihht r
......................Dostluk HıkaıvVıı. M, nıl i >[ ■n . . .
Pöggeler/Allemann
HEIDEGGER
Ü ZER İN E İKİ YAZI
Türkçesi : Prof. Dr. D oğan Ö zlem
GÜNDOĞAN YAYINLAR!