You are on page 1of 2

Enis Batur, “Okuyayazmak” Yazısı Okuma Soruları

Yüce Aydoğan

KHAS Learn’de bulabileceğiniz “Okuyayazmak” başlıklı kısa yazıyı


aşağıdaki soruların ikisini de ayrı ayrı cevaplayacak şekilde dikkatlice
okuyun. Cevaplarınızı Office Word dosyasına yazarak Learn’e yükleyin.

1. Çağdaş dünyada ve akademide “okuma” sözcüğünü yalnızca yazılı bir metnin


okunması eyleminden daha geniş bir anlamda kullanmaktayız: Yazılı olmayan birçok
şeyin de, örneğin karşılaştığımız bir binanın, girdiğimiz bir sokağın, gezdiğimiz bir
şehrin, bir müzede baktığımız bir resmin/fotoğrafın/imajın ya da bir yüzün
okunmasından söz ederiz ve bu gibi yazılı olmayan şeylerle kurduğumuz
zihinsel/duygusal ilişkiyi de bir okuma türü sayarız. Fakat elbette okuma eylemi asıl
anlamını yazılı metinlerin okunmasından almaktadır. Okuma eylemi bu haliyle anlam
dünyamızı kurmanın temelini verir bize: Okumayı öğrenmek = Dünyayı öğrenmek.
Enis Batur’un yazısından okumanın öğrenilmesi konusunda ne gibi bilgiler
edinebiliriz? Batur okumanın hangi iki yönünü öne çıkarmaktadır? (Size ait olan,
yani okuma metninden alıntılanmış olmayan en az 4 cümleyle cevaplayın)

Batur bu metinde okumayı öğrenmenin insana bir hayat bilgisi sunduğundan bahseder.
Ayrıca, bu metinde Batur okumanın farklı çeşitleri olduğunu öne sürer: düz,,çapraz ya
da yan ilişkiler bağlamında okuma bunlara örnektir. Yani herkesin kendine ait bir
okuma stili vardır, okuma stilleri özneldir.Örneğin Batur okumaya pragmatik yaklaşır,
o bir okumada kendisine yararlı olanı alır. Ayrıca Batur “Okumanın isteği” ve “
biçimi”ni, okumanın iki yönü olarak ortaya koyar.”Okumanın isteği” insanı okuma
yönünden şevklendirirken,”ötekine” duyulan isteği de artırır, “okuma biçimi” ise her
okumada değişir, okura her seferinde yeni bir yöntem ve bakış açısı kazandırır.

2. Okumayı öğrendiğimizden bu yana hep duyduğumuz bir (doğru) klişe vardır: “Çok
kitap oku ki sözcük dağarcığın gelişsin!” Ama aynı zamanda şunu da biliriz ki kitap
okuyanlar yalnızca sözcük bilgilerini zenginleştirmek gibi bir faydacılık amacıyla
okumaz, bundan farklı motivasyonlar da vardır kişiyi okumaya yönelten. Örneğin,
Enis Batur okumanın temel motivasyonu konusunda şöyle diyor: “İstektir okumayı
yönlendiren. Ötekine duyulan istek” (s. 66). Enis Batur sizce burada ne demek istiyor?
Okumanın öteki insanlara yönelme isteğiyle ne gibi bir ilgisi olabilir? Okumak kişinin
tek başına yaptığı ve kendinde başlayıp kendinde biten bir şey midir, yoksa öteki
insanların da devrede olduğu bir etkinlik olarak da düşünülebilir mi? Bu soruyu
cevaplarken tüm kişisel okuma tecrübelerinizi de hesaba katabilir ve bunların
bazılarından da söz edebilirsiniz. (Size ait olan, yani okuma metninden alıntılanmış
olmayan en az 4 cümleyle cevaplayın)

1
Bu yazıda Enis Batur’un bahsettiği şey merak ve artan öğrenme arzusudur.Her zaman birini
anlayıp,öğrenip,diğerini(ötekini) istemektir.Kendimden de bildiğim üzere bir okuma yaparken birçok
farklı yelpazeye açılabiliyorum. Örneğin, Da Vinci Şifresi okurken Da Vinci’yi etraflıca tanıma isteği,
tanırken onun yalnızca sanat değil bilim yönünü keşfetme isteği aslında ötekine duyulan isteği
tamamen özetliyor.Bu yönüyle okuma kişinin kendisinde başlayıp kocaman bir orduyla tekrar
kendisine dönmesi eylemidir aslında.

You might also like