You are on page 1of 3

ŞEHiR

dığı anlamına gelmez. Yapılan çalışmalar iskan ve asayiş durumu. zirai ve sınai fa- BİBLİYOGRAFYA :
şehir kavramını toplum, siyasal ve ekono- aliyetler olmak üzere çeşitli meseleleri ye- Gökbilgin, Edirne ve Paşa Uvası, s. 216-217;
mik yapı, fiziksel özellikler bütünü içeri- rinde incelemek, söz konusu meselelerin Metin Tuncel, "Tarih Boyunca Türkiye'de Kent
Kuruluşlan", Doğumunun 100. YıllndaAtatürk 'e
sinde ele almaktadır. Bu bakımdan Os- çözümü hususunda yerinde kararlar al-
Armağan, İstanbul 1981, s. 309-350; a.mlf. , "Tür-
manlı şehirleri fiziksel özellikleri, ekono- mak ve bu konularda merkeze gerekli ra- kiye' de Kent Yerleşmelerinin Tarihçesine Toplu
mik gelişmişliği ve fonksiyonel yapısıyla bir porları sunmak gibi geniş yetkilere sahip Bir Bakış", İÜ Coğrafya Enstitüsü Dergisi, sy.
Osmanlı şehri kavramını çağrıştıracak bü- teftiş memurluklarının kurulmasına ka- 23, İstanbul 1980, s. 123-160; Cengiz Orhonlu,
tünlük göstermektedir. rar verildi. Bu karar doğrultusunda Bos- Osmanlı İmparatorluğunda Şehireilik ve Ula-
şım Üzerine Araştırmalar (der. Sa lih Özbaran).
Osmanlı şehirlerinde mahalleler bazı is- na-Hersekyöresine Cevdet Efendi (Paşa).
İzmir 1984; Uğur Tanyeli, Anadolu Türk Kentin-
tisnalar la müslüman, Ermeni, Rum, ya- Anadolu'nun sol koluna Rıza Efendi, Ru- de Fiziksel Yapının Evrim Süreci: 11 .-15. yy, İs ­
hudi ve Çingene gibi aynı dine ve kökene meli'nin sol koluna Subhi Beyefendi ve tanbul 1987; Musa Çadırcı, Tanzimat Dönemin-
mensup ailelerden meydana gelir. Bir ma- Anadolu'nun sağ koluna Ahmed Vefik de Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik
hallede birbirine komşu olan ailelerden ço- Efendi (Paşa) tayin edildi. Ahmed Vefik Yapıları, Ankara 1991; Suraiya Faroqhi, Osman-
lı'da Kentler ve Kentliler (tre. Neyyir Kalaycıoğ­
ğunun aynı zamanda akraba olduğu an- Efendi'nin 1864 tarihli tahriratından anla-
lu), İstanbul 1993; A. Raymond, Osmanlı Döne-
laşılır. Anadolu ve Balkanlar'da Osmanlı şıldığ ı kadarıyla adı geçen teftiş memur-
minde Arap Kentleri (tre. Ali Berktay), İstanbul
şehirlerindeki mahallelerde genellikle di- ları yerinde kararlar alıp uygulamaya giriş­ 1995; Modernleşme Sürecinde Osmanlı Kentle-
ni ve etnik gruplar bir arada yaşamasına mişler, şehir ve kasabaların plan ve iman ri (ed. P. Dumont- F. Georgeon , t re. Al i Berktay),
rağmen nadir de olsa bazı şehirlerde müs- ile harap olan tarihi eser ve abideleri tes- İstanbul 1996; M. Cerasi, Osmanlı Kenti: Osman-

lümanlarla gayri müslimlerin aynı mahal- bit ederek bunların onarımı yönündeki ic- Ll İmparatorluğunda 18. ve 19. Yüzyıllarda Kent
Uygarlığı ve Mimarisi (tre. Aslı Ataöv) , İstanbul
le de oturdukları dikkati çeker. Söz konu- raatlarını ve bu konularda alınması gere-
1999; Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu 'nun
su gruplar arasında çarşıda ve pazarda her ken tedbirleri içeren raporlarını merkeze Ekonomik ve Sosyal Tarihi: 1300-1600 (tre. Ha-
zaman ticari ve sosyal ilişkler görülmüştür. göndermişlerdir. Bu durum devletin şe­ lil Berktay). İstanbul 2000, 1, tür.yer.; Edhem El-
Bu hususlar çerçevesinde Osmanlılar'da hirlere yönelik köklü müdahalesi anlamı­ dem v. dğr. , Doğu ile Batı Arasında Osmanlı Ken-
mahalle birbirini tanıyan, bir ölçüde bir- na gelmektedir. Yeni şehirlerin klasik gö- ti: Halep, İzmir ve İstanbul (tre. Sermet Yalçın ).
İstanbul 2003; İlhan Şahin, Osmanlı Dönemin-
birinin davranışından sorumlu, sosyal da- rüntüsü devlet eliyle düzeltilmeye başlan­ de Konar-Göçerler, İstanbul 2006, s. 247-256;
yanışma içinde olan ailelerden meydana dı. XIX. yüzyılın son çeyreğinden itibaren a.mlf., "Vakıf ve Şehirleşme", Türk Dünyası Ta-
gelen bir topluluk ve hukuki birlik özelliği Anadolu ve Balkanlar'daki birçok şehri ye- rih Dergisi, sy. 1, İstanbul 1987, s. 23-24; Erol
taşır. Bu bir bakıma mahallede işlenen niden şekillendiren planlar bunun önem- Özvar- Arif Bilgin, "Şehir Yönetimi ve Tarih üze-
suçların sorumluları bulunarnazsa sakin- li göstergeleridir. Böylece yönetim ve eği­ rine", Selçukludan Cumhuriyete Şehir Yöneti-
mi (ed . Ero l Özvar-Arif Bilgin). İstanbul2008 , s.
lerinin tazminat ödemesi anlamına gelir. tim binaları ile birçok şehri sembolize eden 15-32; Özer Ergenç, "Osmanlı Şehir Tarihi Araş­
Bunun yanında mahalleler vergilerin tes- saat kuleleri ve açılan meydanlar fiziksel tırmalannın Kuramsal Çerçevesi Nasıl Oluşturu­
biti ve toplanması, asayişin sağlanması gi- yapıyı belirledi; bu anlayış Cumhuriyet dö- labilir?" , a.e., s. 49-60; Feridun M. Emecen, "Os-
bi yükümlülüklerin yerine getirilmesinde nemine de intikal etti. Ancak şunu belirt- manlı Şehzadeleri ve Taşra idaresi", a.e., s. 99-
sorumlu birimlerdir. Bu sebeple mahalle- mek gerekir ki Cumhuriyet devrinde ku- 112; Tahsin Özcan, "Osmanlı Şehirciliği ve Vakıf­
lar", a.e., s. 113-128; Ömer Lütfi Barkan, "Os-
ler, şehirlerin sadece fiziksel yapısını be- rulan şehirlerde (Kırıkkale, Gölcük, Kara- manlı imparatorluğunda Bir İskan ve Kolanizas-
lirleyen bir birim değil idari ve sosyal bir bük, Tunceli ve Batman) eski dönemlerde yon Metodu Olarak Vakıflar ve Temlikler", VD,
ünite mahiyeti gösterir. tesis edilen şehirlerdeki şehireilik zevkini sy. 2 (ı 942). s. 354-355; Doğan Kuban, "Anado-
Anadolu ve Balkanlar'daki şehir ve şe ­ yakalamak mümkün değildir. Selçuklu ya lu Türk Şehri, Tarihi Gelişmesi, Sosyal ve Fiziki
hirleşme anlayışının 1839'da Tanzimat'ın da Osmanlı şehirlerinin kendilerine has Özellikleri Üzerinde Bazı Gelişmeler", a.e., sy. 7
(ı 968). s. 53-73; Mehmet Öz, " Osmanlı Klasik
ilanına kadar devam ettiği söylenebilir. Tan- birtakım özellikleri bulunduğu halde Cum-
Döneminde Anadolu Kentleri", Türkiye Araştır­
zimat'ın ilanı ile birlikte bu şehirler hem huriyet döneminde kurulan şehirlerin ken- maları Literatür Dergisi, 111/6, İstanbul 2005, s.
idari yönden hem de imar ve iskan bakı­ dilerine has ortak bir karakteri olduğu söy- ~-~. ~
mından yeni bir sürece girdi. 1863 yılında lenemez (Tuncel, Doğumunun 100. Yılın­ lt.ı İLHAN ŞAHiN
başta ulaşım. şehir ve kasabaların iman, da Atatürk'e Armağan, s. 309-350).
İslam Şehri Kavramı. İslami şehir t eori-
si, 1920-1 950 yılları arasında B atı'daki şar­
kiyat çalışmaların bir parçası olarak geliş­
tirilmiştir. Asıl amacı Arap dünyasındaki
şehirlerin hangi kentsel tipe ait olduğunu
tesbit etmek olan bu çalışmaları gerçek-
leştirenler genellikle Fransız araştırmacı­
ları olmuştur (Humphreys, s. 228). islami
şehir kavramını ortaya ilk defa Cezayir (G
ve W. Marçais, R. Le Tourneau) ve Şam (1 .
Sauvaget, J. Weulersse) ekolleri koymuş,
ancak buna son şeklini 195S'te yayımla­
1960 y ı lında nan "The Structure of the Muslim Town"
istanbul'un adlı makalesiyle Gustave von Grunebaum
şehir dokusuna
vermiştir. İslami şehrin tanımı, antik şeh­
Süleymaniye'den
bir örnek re veya Ortaçağ'da Batı'daki şehirlere kı -

449
SE HiR

yasla ve menfı bir bakış açısıyla yapılır. Bu- lenin tamamı şehir merkezindeydi. Şeh­ larnalara özellikle dini azınlıkların (hıristi­
na göre İslami şehir düzenli bir yapı gös- rin bu bölgesi nisbeten düz ve geniş so- yan ve yahudi zimmller) yaşadığı mahal-
terınemesi bakımından antik şehirden, şe­ kaklarla örülü idi ve bunlar ticaret trafiği­ lelerde rastlanır. Bu durum, bilhassa azın­
hir meclislerinin bulunmaması açısından nin gerektirdiği gibi şehrin farklı kapıları­ lıklara büyük hoşgörüyle yaklaşan ve onla-
Ortaçağ'a ait Batı şehirlerinden farklıdır. na çıkmaktaydı. Halep'in merkezinde bu- rın dini ve milli özerkliklerine saygı göste-
İslami şehir kendine özgü bir hukuki statü lunan geniş cadde antik dönemden kal- ren Osmanlı Devleti döneminde daha da
ve yönetim biçimine sahip olmadığı için maydı . Kahire'de şehrin ortasından ge- belirgin bir hal alır. XVI. yüzyıldan XIX. yüz-
kendi haline terkedilmiş. düzensiz, hatta çen 6 m. genişliğindeki cadde FatımTier'in yıla kadar Halep'te bir hıristiyan mahalle-
anarşik bir yapı şeklinde tasvir edilir. Jean eseriydi. Şehir merkezinin çevresinde mes- sinin ortaya çıkması ve gelişmesi bu duru-
Sauvaget bu kavramsallaştırmanın genel kCın mahaller vardı. Etrafında kapılar bulu- mun sonucudur.
hatlarını ortaya koymaktadır (Alep, s. 247- nan bu semtlerde (havme, hare, mahal- Şehrin bu şekilde düzenlenmiş olmasın­
248) . Sauvaget'ye göre İslam'ın şehir an- le) yer alan çıkmaz sokakların bir ucu tica- da bazı istisnalar mevcuttur. Bu istisna-
layışı esasen menfıdir. İslami şehir mahal- ret yapılan şehir merkezine açılırdı. Şehir lar özellikle azınlıkların oturduğu mahalle-
lelerin bir araya gelmesinden oluşan inor- halkı ancak günlük ihtiyaçların dışındaki lerin konumuyla ilgilidir. Genel teamülün
ganik ve gevşek bir yapıdır, bu anlamda gereksinimleri için merkeze giderdi. Mes- aksine Kahire'deki yahudi mahallesi fakir
kentsel düzenin reddini ifade eder. Bu şe­ kCın mahallerde özel hiçbir iktisadi faali- olmasına rağmen şehir merkezine yakın
hir türü her nevi tarihsel bağlarnın dışın­ yet yürütülmüyordu. Buralarda sadece hal- bir yerde bulunmaktaydı. Bunun sebebi
da yer alır; klasik ve modern Osmanlı dö- kın gündelik ihtiyaçlarını karşılamak için muhtemelen yahudilerin çalıştığı kuyum-
nemini de kapsayan on üç asır boyunca ni- kurulmuş olan çarşılar (süveyka) vardır. Şe­ cuların şehir merkezinde yer almasından
teliklerinde hiçbir değişim görülmez. İsla­ hirlerin dışında ise özel olmayan, fakat çev- kaynaklanıyordu . Halep'te zengin bir ce-
mi şehrin tanımında Fas'tan Çin'e, kutup- reyi kirleten (tabakhaneler, fırınlar) veya ge- maat olan hırıstiyanlar ise şehrin dışında
lardan siyah Afrika'ya kadar uzanan ve bü- niş alanlar gerektiren (sebze ve tahıl pazar- kuzeyde bir bölgede yaşamaktaydı. Ha-
yük bir çeşitliliği barındıran İslam dünya- ları) faaliyetler yapılıyordu . Buna göre şe­ kim olan seçkinler yerli halktan uzak dur-
sına dair hiçbir coğrafi veya kültürel refe- hirler radyo-konsantrik prensibe göre ör- mak ve özel bir alan bulabilmek amacıy­
rans da yer almaz. Son yirmi beş yılda özel- gütlenmişti. En önemli ve yüksek gelir ge- la normal durumlarda fakir halkın yaşadı­
likle Osmanlı arşivlerine dayanarak yapı­ tiren iktisadi faaliyetler şehir merkezinde ğı şehrin dışındaki alanlara yerleşmektey­
lan araştırmalar, bu teorinin yerine tarihi yoğunlaşmış, daha az gelir getiren faali- di. Kahire'de iki gösterişli mahalle olan Bir-
ve coğrafi gerçekliği dikkate alan yeni bir yetler şehrin çevresinde toplanmıştı. Bu ketülfil ve Birketülezbekiye bu duruma ör-
analizin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. düzen aynı zamanda yerleşim yerleri için nektir.
Bu analiz, tarihsel kaynaklardan beslendi- de geçerliydi. Tüccar burjuvalar ve şeyh­ İslami şehir oryantalistlerin iddia ettik-
ği kadar kalıntıları hala ayakta duran şe­ ler merkeze yakın mahallerle büyük çarşı leri kadar zayıf bir yönetime sahip değil­
hirlerin incelenmesi sonucunda ortaya çık­ ve cami-medreselere yakın yerlerde ika- di. Merkezi Osmanlı yönetimi taşradaki
maktadır. met ederlerdi. Fakir kesim olumsuz şart­ büyük şehirlerin idaresinde önemli rol oy-
İslami şehrin oldukça belirgin olan ge- ların hüküm sürdüğü şehrin kenar semt- namaktaydı. Mesela 1SS2'de sıhhl sebep-
nel yapısını planlardan yola çıkarak tesbit lerinde yaşardı. J. Revault (Tunus) , J.-Cl. lerden dolayı Kahire'deki tabakhanelerin
etmek mümkündür. En dikkat çekici özel- David (Halep), N. Hanna (Kahire), C. Es- taşınmasına karar verilmiş ve ilerleyen yıl­
liği, iktisadi faaliyetlerin yürütüldüğü me- tablet ve J.-P. Pascual'ın (Şam) yaptıkları larda bu karar uygulanmıştır. Ayrıca Ha-
kanlarla yerleşim mekanlarının ayrı olma- çalışmalar büyük Arap şehirlerinde halkın lep'teki belge koleksiyonlarında şehir yö-
sıdır. Büyük cami-medreselerin ve dini ya- bu şekilde ayrıştığını ortaya koymaktadır. netimiyle ilgili buna benzer birçok müda-
pıların etrafında toplanan çarşı ve kervan- Modern Arap şehrinin mekansal yapısı halenin izlerini bulmak mümkündür. Pa-
sarayların şehrin merkezinde bulunması, keskin toplumsal farklılıkların olduğunu şalar ve yerel memurlar (vali, muhtesip ve
modern Hanefi hukukçularının da belirtti- da gösterir. Toplumun farklı kesimlerinin özellikle kad ıla r) şehir düzeniyle ilgili belli
ği gibi bir kamusal merkezin varlığına işa­ sahip bulunduğu zenginliğe göre şehir kuralların gözetilmesini denetlerdi. Mes-
ret eder. Bu bölgenin, kendine has özellik- merkezinden kenar semtlere doğru iç içe lek grupları (Kahire'de 250, Halep'te 160).
leriyle şehrin diğer kısımlarından ayrıldığı geçmiş halkalar şeklinde ayrışması eşit­ mahalle örgütlenmeleri (Kahire'de IOO'e
için bazan ayrı bir isimle adiandınidığı da liğe uymayan bir toplum yapısına işaret yakın). dini ve etnik cemaatler gibi belirli
olur. Halep'in "Medine"si yaklaşık 12 hek- eder. Mürninler arasında tam bir eşitliğin gruplar da (tava if) yine benzeri bir işlev
tarlık bir alana yayılmakta ve şehirde bu- öngörüldüğü ümmet modelini temsil eden görmekteydi. Şehrin düzeni konusunda
lunan elli altı çarşıdan otuz biri ve elli üç şehir toplumu Osmanlı döneminde dikkat ayrıca dinivakıflar (Mağrib'de habQs) önem-
kervansaraydan on dokuzu şehrin bu kıs­ çekici sosyal bir eşitsizlik arzediyordu. XV!ll. li bir rol oynamış, bunlar şehireilik anlayışı
mında yer almaktadır. Değerli ürünlerin yüzyılın sonunda Kahire'de mahkemele- içerisinde şehrin gelişmesine önemli kat-
satıldığı haller (kaysariyye, bedesten). ulus- rin veraset belgelerinden yola çıkarak ya- kılarda bulunmuştur. Halep'te birbirini ta-
lararası ticaret mallarının (kumaş, baharat, pılan bir araştırmada incelenen kişilerin kip eden paşalar tarafından 1S44-1 S83 yıl­
kahve) ve değerli madenierin satıldığı dük- % 3'ü toplam zenginliğin % SO, 1'ini pay- ları arasında kurulan dört büyük vakıf sa-

kaniarın ( s ağa 1 kuyumcu) yer aldığı büyük Iaşırken % 49,9'u sadece % 4,3'ü ile ye- yesinde şehir Osmanlı döneminin başın­
çarşılar (sOk). büyük kervansaraylar, bü- tinmekteydi. Nitekim Kahire'de (A. Ray- da büyük bir ekonomik sıçrama yaparak
yük ve toptan ticaretin yapıldığı mekanlar mond). Şam'da (C. Establet, ).-P Pascual, iki kat büyümüştür.
(funduk. han. vekale. simsare) genellikle şeh­ B. Marina) ve Cezayir'de (T. Shuval) sos- Arap-İslam şehri belirli bir tarihi döne-
rin merkezinde bulunur. Nitekim Kahire'- yal eşitsizliği ölçen Gini katsayısı oldukça me -Osmanlı devrine- ve belirli bir coğrafi
de kahve ticaretinin yapıldığı altmış veka- yüksek çıkar. Şehirlerdeki ayırırncı uygu- bölgeye -Akdeniz' deki Arap ülkelerine- gön-

450
SEHiR KETHÜDASI

derme yapar. Bu modern dönem çerçe- leri vergilerin ve çeşitli harcama-


sağlayıp örf zümresi içinde bulunan şehir kethüda-
vesinde şüphesiz diğer bölgesel unsurlar. ların halka tevzi, ayrıca tahsil işlerini gö- larının ağa, çelebi, efendi, hacı , hoca, mol-
özellikle Anadolu ve iran-Afganistan coğ­ ren, genelde seçim yoluyla iş başına gel- la. beşe. seyyid, hfıfız . şeyh gibi lakap ve
rafyaları dikkate alınmalıdır. Fas'ta ve Af- miş yönetici olan şehir kethüdaları arşiv unvanlar aldıkiarına bakılırsa her meslek
ganistan'daki çarşıların merkezlliği ve ma- belgelerinde ve kadı sicil kayıtlarında " şe­ grubundan ve toplumun farklı kesimleri-
hallelerin yapısı, buralarda yaşayan müs- hir kahyası, kasaba kethüdası 1 kahyası, fa- ne mensup kişilerin şehir kethüdalığı yap-
lümanların dini ve kültürel gelenekleri va- lan ca şehrin 1 kasabanın kethüdası, vila- tığı ileri sürülebilir. Fakat daha çok ağa,
sıtasıyla şehirlerin organizasyonlarını na- yet kethüdası, şehir vekili" olarak da geçer. çelebi gibi tüccar kökenlilerinin bu göre-
sıl derinden etkilediklerini gösterir. Bu şe­ Konya'da bir dönem "şehir emini", Urfa, ve getirildiği görülür. Bunlar. şehir ve ka-
hirler, örgütlenme biçimleriyle değil ancak Ergani gibi şehirlerde "m elik", Mısır bölge- sabalarda halk ile devlet arasında aracı
bu derin etki sebebiyle müslüman olarak sinde "şeyhü'l-beled". Tunus'ta "medine ve hizmeti gördüklerinden bir bakıma halkın
nitelendirilebilir. varoş şeyhleri", Karaferye'de "varoş ket- vekili diye nitelendirilmişlerdir. Nitekim bir-
BİBLİYOGRAFYA : hüdası" adlarıyla da anılmıştır. Şehir ket- çok berat kaydında şehir halkının ilgili ki-
H. Pirenne, Les villes du moyen age, Bruxel- hüdaları istanbul şehremininden menşe . şiyi kendilerine vekil kıldığı belirtilmiştir.
ıes 1927; J. Sauvaget, Alep, Paris 1941; R. le To- tayin ve yetki açısından farkl ı olduğu gibi Seçimle iş başına geldikleri için bugünkü
urneau, Les villes musulmanes de l'Afrique du
Bağdat . Budin, Denizli, Edirne, Halep, Ka- belediye başkanlarına benzetildikleri gibi
nord, Alger 1957; G. Marçais, "L'urbanisme mu-
sulman" , Melanges d'histoire et d 'archeologie hire ve Konya'daki eminliklerden de ayrı şehir yöneticilerine yerellik kattıkları da
de l'occident musulman, Aıger 1957, s. 219- bir kurumdur. Bununla birlikte 1728 ve iddia edilmiştir.
231; W. Marçais. "L'islamisme et la vie urbaine" , 17SS-1 756 yıllarında Manisa örneğinde gö- Şehir küthüdalarının tayini için nasıl bir
Articleset con{erences, Paris 1961 , s. 66-76; J.
rüldüğü gibi aynı kişinin iki görevi üstlen- seçim yapıldığı bilinmemekle beraber da-
Revault, Palais et demeures de Tunis, Paris 1967-
78, 1-IV; A. Raymond, Artisanset commerçants au diği dikkati çeker. ha çok şehir ileri gelenlerinin ve halkın is-
Caire, Damas 1974; a.mlf., Osmanlı Döneminde Şehir kethüdalığı görevine benzer me- teği ön plandadır. Bu şekilde belirlenen
Arap Kentleri (tre Ali Berktay), İstanbul 1995; kişinin resmen tayini kadının ve bazan
muriyetler daha önceki Türk ve islam dev-
a.mlf., "Ville musulmane, ville arabe", Panora-
letlerinde de mevcuttur. Anadolu Selçuk- sancak beyinin arzı üzerine merkezden be-
mas urbains. Situation de l'histoire des villes
(ed. ).- L. Biget- 1 Cl. Herve), Fonterray 1995, s. luları döneminde iğdişbaşılar (emir-i iğdi­ rat alındıktan sonra gerçekleşirdi. Nadiren
309-336; a.mlf., La uille arabe, Alep, a l'epoque şan) XII ve Xlll. yüzyıllarda özellikle büyük hassa harç emini ya da voyvoda arzı ile de
ottomane, Damas 1998; N. Hanna, Habiter au şehirlerdeki maliye memurlarını nitele- tayin edilirdi. Kethüdalık için özel bir şar­
Caire aux XVfle et XVlfle siecles, Le Caire 1991; tın aranmadığı anlaşılmaktadır. Şehir ile-
mektedir. Devlet görevlilerinin yanı sıra
R. Stephen Humphreys, lslamic History, Prince-
şehir halkını da temsil eden iğdişbaşıların ri gelenleriyle halkın onu istemesi ve on-
ton 1991 , s. 228; The Middle Eastern City and
lslamic Urbanism, an Annotated Bibliography vergi yazma ve toplama başlıca görevle- dan memnun olması yeterlidir. Birçok ta-
of Western Literature (ed. M. E. Sonine v.dğr.), ridir. Osmanlılar'da şehir kethüdalığının ne yin beratında şehir kethüdasının "ehl-i vu-
Bonn 1994; C. Establet - J. P. Pascual, Familles zamandan beri var olduğu konusunda açık küf ve m üstakim ve dindar ve kethüdalık
et {ortunes a Damas, Damas 1994; B. Marina. uhdesinden gelir kimesne" olduğuna , hal-
Le {aubourg du Mldan, Damas 1997; T. Shuval,
bilgiler yoktur. Osmanlı Devleti'nin kuru -
kın kendisinden "hoşnut ve r azı ve şük­
La ville d'Alger uers la {in du XVII/eme siecle, Pa- luşu ndan beri mevcut bulunduğu birçok
ranlığı"na ya da kısaca kethüdalığa layık
ris 1998; E. Wirth, Die Orientalische Stadt, Ma- araştırmacı tarafından kabul edilmekle bir-
inz 2000; J. Weulersse, "Antioche, essai de geog- likte sınırlı ve yetersiz olan kuruluş döne- olduğuna vurgu yapılmıştır. İki kişinin şe­
raphie urbaine" , BEO, IV (ı 934). s . 49 vd .; G. von hir kethüdalığına başvurması halinde eğer
mi kaynakları bunu doğrulamaktan uzak-
Grunebaum. "The structure of the Muslim Town", ortada yolsuzluk gibi bir suç yoksa daha
The American Anthropologist, LVII (ı 955) , s . tır. Öte yandan bazı çalışmalarda bu gö-
revin Kanuni Sultan Süleyman dönemin- önceki şehir kethüdasının yerinde kalma-
141-158; J.-CI. David, "Alep degradation et ten-
sı, sebepsiz yere değişikliğe gidilmemesi
tativesactuelles de readoptation des structures de başladığı ileri sürülür. Ancak 21 Rama-
urbaines traditionnelles", BEO, XXVIII (1975), s . öngörülmüştür. Ancak bunun uygulanma-
zan 893 (29 Ağustos 1488) tarihli Gediz Şap­
19-50; B. Johansen. "The All-embracing Town sı her zaman kolay olmamıştır. İki kişi ara-
and its Mosques al-Misr al-Gami", Reuue de
hanesi Yasaknamesi ile 906 (1501) tarihli
sındaki çekişme şehrin yönetici kesimini
l'occident musulman et de la Mediterranee, Ahkam Defteri'nde geçmesi bunun doğ­
XXXII/2, Aix-en-Provence 1981, s. 139-161; C. ru olmadığını gösterir. Osmanlı Devleti'-
ve halkını ikiye bölüp sık sı k yapılan şika­
Establet v. dğr., "La mesure de l'inegalite dans la yetler sebebiyle biri diğeri lehine görevi
nin kuruluş yıllarında ahi teşkilatının şe­
societe ottomane", JESHO, XXXVII (1994). s. bırakmak zorunda kalmıştır. Fakat sakin
hirlerde üretim, muhafaza ve yönetim gi-
171-196. r;iJ geçen mücadelede şehir halkı nın tercihi
l!lllliJ AND RE RAYMOND bi birçok alanda söz sahibi olduğu dikkate
her zaman merkezcekabul görmüştür.
alınırsa şehir kethüdalarının XIV. yüzyılda
Şehir kethüdalarının görev süreleri konu-
Ahiliğin zayıflayıp etkinliğini kaybetmesiy-
sunda herhangi bir sınırlama yoktur. Hiz-
ŞEHİR KETHÜDASI le birlikte zamanla teşkilatlandığı ve güç-
metlerinde ihmalin görülmesi, iş yapama-
lendiği söylenebilir.
Osmarilılar'da
genellikle yacak derecede yaşlanmaları, şehir ayan
mali alanda devletle Şehir kethüdaları eşraf ve ayan deni- ve ha l kının istememesi, en önemlisi de
ha lk arasındaki münasebetleri len, devletle reaya arasında hem ahalinin yolsuzluğa karışmaları. şehir halkı ve ileri
L sağlamakla görevli şehir yöneticisi. _j temsilcisi, hem de padişah emirlerinin rea- gelenlerinin talepleri doğrultusunda gö-
yaya ulaşmasında ve uygulanmasında res- revden alınmalarına yol açabilir. Şehir ket-
Osmanlı Devleti'nde şehir veya kasaba ml görevlilerin yardımcısı konumunda olan hüdalarının yaşlılıkları ya da ölümleri ha-
diye adlandırılan kaza merkezi konumun- grup içerisinde yer almıştı r. Şehrin ileri linde görevlerinin çok defa oğullarına inti-
daki yerleşim birimlerinde daha çok mali gelenleri diye tanımlanan bu grup arala- kal ettiği, feragat halinde kardeşlerine de
konularda devletle halk arasındaki ilişki- rından birini şehir kethüdası seçer. Ehl-i geçtiği belirtilir.

451

You might also like