You are on page 1of 6

If Clause (Koşul Cümleleri): İngilizce –

Türkçe Detaylı Konu Anlatımı + Örnek


Cümleler
GRAMER 23 EKİM 2019

Yabancı dil öğrenmeye yeni başladıysanız veya bilgilerinizi tazelemek amacıyla İngilizce
gramer konularına göz atıyorsanız İngilizcenin Türkçeyle benzer birçok noktası olduğunu fark
etmişsinizdir. Koşul cümleleri de bu benzerliklerden sadece biri. İngilizcede If Clause olarak
geçen bu gramer konusu, Türkçedeki gibi şartlı cümle kurmak için kullanılır. Akıcı bir
İngilizce için konuya hâkim olmanız gerekir.

Peki koşul cümlelerinin yapısı ve kullanımı nasıl? ‘If Clause’ öğrenmek isteyenler, detaylı
konu anlatımını ve örnekleri sizin için derledik.

If Clause Nedir?

‘If’ kelimesi İngilizcede ‘eğer’ anlamı taşır ve başına geldiği cümleye ‘eğer…yaparsan …
olur…’ benzeri bir anlam katar.

Kelime anlamından yola çıkarsak; bir eylemin meydana gelebilmesi için gerekli bir şartın
olması ve bu şartın yerine gelmesi için kurulan cümleleri if clause yani koşul cümleleri olarak
tanımlayabiliyoruz.

If clause’da iki tür cümle bulunur. Biri ‘if’ ile başlayan ve şartı belirten hipotezli yan cümle,
diğeri de koşulun gerçekleşmesi hâlinde oluşacak durumu ve sonucu belirten ana cümledir.
Yan cümleye if-clause, ana cümleye de main clause adı verilir.
If Clause Yapıları ve Kullanım Yerleri

Şartlı cümlelerin yapıları ve seçilen tensler, hangi amaçla kullanıldığına göre farklılık
gösterebilir.

Temel yapıda, if ile başlayan yan cümlecik main cümleden önce geliyorsa bu iki cümle bir
virgülle birbirinden ayrılır. Tam tersi durumda yani main clause’un başa geldiği cümlelerde
virgüle ihtiyaç duyulmaz.

Şartlı cümleleri 4 ayrı yapıda inceleyebilmek mümkün.

Type Zero (0):

Tip 0 dediğimiz ilk yapı, genel doğrularda kullanılan yapıdır. Yani herkesin doğru kabul ettiği
kesin durumları ve gerçek olayları anlatırken tercih edilir. Geniş zaman için
kullanılır. (General Truth)

IF CLAUSE MAIN CLAUSE

If + Present Simple Present Simple

Örnek:

If it snows, the roads get slippery.


(Kar yağarsa yollar kayganlaşır.)

If you don’t eat your meal, your mother gets angry.


(Yemeğini yemezsen annen kızar.)

If you drink cold water, you get sick.


(Soğuk su içersen hasta olursun.)
Type 1:

Tip 1 yapısı, gerçek veya gerçeğe uygun olaylarda kullanılan bir yapıdır. Yani kesinliği belli
olmayan ancak gerçekleşme veya gerçekleşmeme ihtimâli bulunan durumlarda kullanılır. Tip 1
cümlelerinde kesinlik değil ihtimâl dahilinde olma durumu vardır. Gelecek zamanı ifade
eder. (Real Present)

IF CLAUSE MAIN CLAUSE

If + Present Simple/ Present Continuous/ Present Future Simple/


Perfect/ Present Perfect Continuous
Can/ May/ Might/ Could/ Must/ Should +
Present Bare Infinitive

Örnek:

If you don’t get off the tree, you will fall.


(Ağaçtan inmezsen düşeceksin.)

If we work hard, we can finish the project.


(Çok çalışırsak projeyi bitirebiliriz.)

If you want to pass the test, you must study hard.


(Testi geçmek istiyorsan çok çalışmalısın.)

If she saves up, she can travel.


(Para biriktirirse seyahat edebilir.)

Type 2:

Tip 2, gerçekleşme olasılığı çok az ya da imkânsız durumlar için kullanılır. Daha çok hayali
durumları ifade etmek amacıyla tercih edilir. Konuşulan anı vurguladığı için şimdi veya
gelecek zamandan bahseden cümlelerdir. (Unreal Present)
IF CLAUSE MAIN CLAUSE

If + Past Simple/ Past Continuous Would/ Could/ Might + Present Bare Infinitive

Örnek:

If we bought two tickets, we would watch the film.


(İki bilet satın alsaydık filmi izlerdik.)

If she won a lot of money, she might go to France.


(Çok kazansa Fransa’ya giderdi.)

If he were listening to you, he couldn’t make a mistake.


(Seni dinliyor olsa hata yapmayabilir.)

I would sleep until noon if I didn’t go to school.


(Okula gitmeseydim öğleye kadar uyurdum.)

Not: Tip 2 formlarında past simple ve past continuous tenslerinde geçen was/were yardımcı
fiilleri yerine sadece ‘were’ tercih edilir. Gündelik dilde ‘were’ daha sık kullanılmaktadır. Bu
nedenle, ‘was’ geçmesi gereken he, she it öznelerinde de ’was’ yerine ‘were’ kullanılır. Bu
noktaya dikkat etmeyi unutmayın.

If he were taller, he could be a basketball player.

Type 3:

Tip 3 yapısı, artık gerçekleşmesi mümkün olmayan olayları, pişmanlıkları ve eleştirileri


anlatmak için kullanılır. Tamamlanıp geçmişte kalmış durumları belirttiği için geçmiş zaman
formları tercih edilir. (Unreal Past)

IF CLAUSE MAIN CLAUSE


If + Past Perfect/ Past Perfect Would/ Could/ Might + Perfect Bare Infinitive (have +
Continuous V3)

Örnek:

If you had locked the door, the thief wouldn’t have got in.
(Kapıyı kilitlemiş olsaydın içeri hırsız girmezdi.) – eleştiri

If you had studied hard enough, you could have passed the exam. (Yeteri kadar çalışmış
olsaydın sınavı geçebilirdin.) – eleştiri

If I had been more careful, I would have won the race.


(Daha dikkatli olsaydım yarışı kazanabilirdim.) – pişmanlık

Koşul Cümlelerinde Özel Durumlar

Koşul cümlelerindeki 4 tip kullanımın dışında bazı özel durumlar da olabiliyor. Bunları
gördüğünüzde kafanız karışmasın, çünkü if ile farklı kullanımlar da söz konusu.

Durum 1: Normal formlarda if kalıbı ile ‘will’, ‘would’ ve ‘should’ kullanılmaz. Ancak if


clause cümlesinde bu yardımcı fiillerden herhangi biri geçiyorsa kibar bir istek, ısrarcılık veya
belirsizlik söz konusu olabilir. Kısacası bu 3 durumda if clause ile bu fiilleri kullanabilirsiniz.

If you will wait a minute, I can call Mr.John.


(Bir dakika beklerseniz, Bay John’u arayabilirim.) – rica

If he should come here, we may go together.


(O buraya gelirse belki birlikte gidebiliriz.) – belirsizlik

Durum 2: Bir öğüt vermek istediğimizde ‘If I were you…’ ile başlayan cümle yapısını
kullanırız. (Ben senin yerinde olsaydım…)
If I were you, I wouldn’t go alone.
(Yerinde olsaydım, yalnız gitmezdim.)

Durum 3: If clause’ta ‘if’ yerine ‘when’ gelmesi gereken durumlar olabilir. ‘if’  ile ihtimâli


olan bir durumu, ‘when’ ile gerçekleşeceğini bildiğimiz kesin bir durumu anlatırız.

If Jane calls me, tell her I will be back.


(Jane beni ararsa, ona döneceğimi söyle. -Arayabilir.) – Olabilir

When Jane calls me, tell her I will be back.


(Jane beni aradığında, ona döneceğimi söyle. Arayacak.) – Olacağı kesin

You might also like