You are on page 1of 19

TV Programı Yapım Süreci

• Televizyonda program yapımcılığı bilgi, yetenek ve deneyim üçgeniyle kuşatılan bir uğraştır.

• Bilgi bütün işlerin vazgeçilmez bir unsuru ve önkoşuludur ama televizyon yapımcılığı öyle bir
iştir ki düzayak ve sınırlı, rutin bilgiyle kotarılamaz.

• Yetenek bir yapımcıya kimliğini, özgüllüğünü kazandıracak; onu sıradan bir televizyon çalışanı
olmaktan çıkaracak bir vergidir.

Bilgi

• Televizyonda program yapımı teknik, yaratım ve yönetim bilgisini gerektirir.

• Bu üç alandaki bilginin eşgüdümlenmesi ise örgütleyicilik becerisine sahip olmakla


mümkündür.

• Tüm bu alanlardaki bilgilenme gereksiniminin kökeninde televizyon yapımcılığının çok


boyutlu, çok katmanlı bir meslek olması yatar.

• Televizyon yapımcılığı, esas olarak bir öyküleme, öykü anlatma; çeşitli anlatı öğelerini bir
bütünlük halinde kurgulama işidir.

• Bu süreç içinde yapımcının televizyona özgü anlatım olanaklarını bilmesi gerekir. Bu


olanakların birbiriyle içiçe geçmiş iki yönü bulunur.

• Teknik yön kamera, ışık, stüdyo, ses, videokayıt cihazı gibi çok sayıda teknik aygıt ve
uygulayımla ilgilidir.

• Bu cihazların, aygıtların ve uygulayımların sunduğu olanak ve sınırlamaların neler olduğu


ancak bunların teknik ve işletim özelliklerinin bilinmesiyle kavranabilir.

Televizyon Yapımcılığında Hangi Teknik Ekipmana İhtiyaç Var?

1-Geliştirme-Ön Yapım

• Masa-telefon-kalemler-bilgisayar-yazıcı-adres defteri-dosyalar-kağıt

2-Yapım Aşaması

• Kamera… Hangi kamere?

• Kamera kartları… Özellikleri?

3-Yapım Sonrası

• Kurgu stüdyosu (prova-yayın kurgusu): Kurgu Bilgisayarları-Yazılımlar?

• Grafik İşlemci Kayıt Ekipmanı

• Ses Stüdyosuna- Kayıt stüdyosu-ses efekt ve işlem ünitesi

NOT: Kameralar genellikle günlük olarak kiralanır…Diğer ekipmanlar saatlik olarak..


• Yapımcının teknik bilgiye sahip olması bir koşuldur, zorunluluktur ama yeterli değildir.

• Yapımcı araçların televizüel anlatım amacıyla kullanım yordamlarını da bilmelidir.

• Bu yordamlar kompozisyon, ekran hareketleri ve yönleri, kamera açıları, aydınlatma ilkeleri,


ses perspektifi ve etkileri, çekim ölçekleri, kurguda noktalama teknikleri ve kuralları gibi bir
çok konuyu kapsar

• Ama tüm bu bilgiler, aslında televizyon yapımcılığının esas işlevi olan bir fikri, bir görüşü, bir
olayı veya konuyu hikaye etme bilgisinin yardımcı unsurlarıdır.

• Televizyon yapımcısı ilksel olarak öyküleme bilgisine sahip olmak zorundadır.

Öyküleme

• İnsanların yaşamlarının büyük bölümü bir şeyleri başkalarına hikaye etmekle ya da


başkalarının hikayelerini dinlemekle geçer.

• Peki ne yaparız? Bazı tanıdıklarımızın anlattıklarını sıkıcı bulup dinlemek istemeyiz; onlar
konuşurken, ya dinliyormuş gibi görünüp aklımızdan başka şeyler geçiririz (yani kendi
kendimize öykü anlatırız), ya kendi hikayelerimizi anlatmak için onların sözünü uygun bir
durak bulduğumuzda veya hiç durak falan aramaksızın kesip, sazı elimize alırız; ya da uygun
bir anı bekleyip (ya da kabalığı iyice göze alarak beklemeyip) yanlarından uzaklaşıveririz.

• Böylelikle tatsız bir programı (hatta konusu bizim için çok ilginç olabilen bir programı) hemen
terkederiz; buna karşılık (konusu bizi pek ilgilendirmese bile) bazı programlarda televizyon
ekranının karşısına çakılır kalırız.

• Elbette dost sohbetlerinde öykü anlatma ile televizyondaki öyküleme süreçleri arasında,
iletişim ortamının, anlatım araçlarının ve tekniklerinin farklılığı nedeniyle tam bir
çakışmadan söz etmek yanlış olur.

• Nedir ki, ortam ve araç ne olursa olsun, öyküleme zanaatının ortak bir özelliği vardır: bir
konuyu baştan sona, anlatıcının kendi özgüllüklerini ve perspektifini katarak,
izleyicilerin/dinleyicilerin beklentilerini de göz önüne alarak ve onların ilgisini (ve dikkatini)
kaybetmemeye (dağıtmamaya) çalışarak aktarmak.

• Her gün kişilerarası ilişkilerde hepimizin gündelik yaşamın doğal bir unsuru olarak yapmaya
çalıştığı; televizyonda ise yapımcının mesleği ve televizyonun (elektronik öykücülük) doğası
gereği yapmak zorunda olduğu işte budur.

• Bir televizyon program yapımcısının başarısı öyküleme bilgisi ve becerisiyle, öykücülük


yeteneğiyle doğru orantılıdır.

• Yapımcının ilk olarak ustalaşması gereken alan budur.

• Yapımcı öyküleme zanaatını, televizyonun anlatım araçlarıyla birlikte iyice öğrenmelidir.


Program Yapım Süreci

Genellikle programcılık süreci beş ana aşamaya ayrılabilir.

• Program projesi bulmak ve geliştirmek (Fikir-Proje-Senaryo yazımı-Bütçe hazırlamak)

• Ön-yapım (Pre-Production-Yapım hazırlığı)

• Yapım (On-Production -gerçekleştirme)

• Son-yapım (Post-Production-sonlandırma)

• Clearing Up (Büro İşlerinin Tamamlanması)

1-Program Projesi Bulmak ve Geliştirmek

• Bir TV programı bir fikir ve bu fikirden gelişen bir proje demektir.

• İsabetli bir fikir bulmak, ya da seçmek başlı başına bir iştir, bu fikir sizin seçiminiz ya da
düşünceniz olabileceği gibi müşterinizin isteği, talebi ya da ısmarladığı bir düşünce olabilir.

• Bir TV programı, hakkında düşünülürken, hakkında konuşulurken ve maliyeti hesaplanırken


gelişim halindedir demektir.

• Bu bir fikre sahip olmanızı, bu fikri araştırmanızı, bu fikri ekrana nasıl yansıtacağınızı
düşünmenizi, bir tretman yazmanızı, hazırlamanızı ve fikri müşterinize satmanızı
içerecektir.

• Bir televizyon programı bir fikir ve bu fikirden gelişen bir proje demektir. En önemli
aşamadır.

• Bu sizin (yapımcının) bir fikri olabileceği gibi müşterinin isteği, talebi ya da ısmarladığı bir
düşünce olabilir.

• 2-Ön-yapım (Yapım hazırlığı/ Pre-Production)

• Fikri geliştirip proje haline, proje de program ve bütçe tasarımına ulaştığında, programın
yapılmasına karar verilir ve ön-yapım aşamasına geçersiniz.

• Bu aşamada daha fazla araştırma yaparsınız, çekim ekibini kurar ve ekipmanı hazırlatırsınız.

• Mekanları seçersiniz, programda görünebilecek kişilerle konuşursunuz, bir sunucu ya da


aktör seçersiniz, bir çekim senaryosu yazarsınız ya da yazdırırsınız.

• Storyboardlar çizdirirsiniz ve yapım takvimini planlarsınız.

• Ayrıca setleri tasarımlıyor, aksesuarlar ve kostümler seçiyor olabilir ve Genel Görüntü


arşivdeki filmi izliyor ya da müzik üzerindeki telif hakkı konusunu çözümlüyor da olabilirsiniz.

• Her şeyi kendinizin yapması mümkün olmadığı için sizinle birlikte çalışacak ekibi de
seçeceksiniz.

• Bir fikre sahip olmanızı , fikri araştırmanızı , bu fikri ekrana nasıl yansıtacağınızı
düşünmenizi, bir treatman yazmanızı, bir bütçe hazırlamanızı ve müşterilerinize sunmanızı
içerecektir.


• Yapım Unsurları

• Televizyonla iletişimin işlevleri, bir program fikrini geliştirme ya da metin yazımı aşamasında,
izleyicilerin (farkında olmasalar da) gereksinimleri açısından değerlendirildiğinde, içerik ve
biçiminde çok sayıda unsur bulunması gerektiği görülür. İzleyici, televizyonda genel olarak
şunları arar, ister.

• 1. Eğlendirilme

• 2. Otorite figürlerini yüceltilmiş ya da küçültülmüş görme

• 3. Güzelin denenmesi

• 4. Deneyimlerin başkaları ile paylaşılması

• 5. Merakın tatmini ve bilgilendirilmek

• 6. Tanrı ile özdeşleşmek ve ilahi plan (Kitle iletişim araçları çoğunlukla insanlara yaşamın
doğası ve tinsel güce ilişkin sezgiler kazandırır.)

• 7. Dalgınlık ve oyalanma

• 8. Duygu katılımı deneyimi

• 9, Aşk ve nefret, korku ve üzüntü gibi uç duyguların kontrollü durumlardaki deneyimi

• 10. Taklit edecek modeller bulmak

• 11. Özdeşlik kazanmak

• 12. Dünya hakkında bilgi kazanmak

• 13. Adalet inancının pekiştirilmesi

• 14. Romantik aşka inanmak

• 15. Sihre, fevkaladeliğe ve mucizelere inanmak

• 16. Başkalarının hatasını görmek

• 17. Düzenin dünyaya verdiği rahatsızlığı görmek

• 18. Tarihe katılmak

• 19. Hoşa gitmeyen duygulardan arınmak

• 20. Cinsel dürtülere suç oluşturmayan koşullarda boşalımlar bulmak

• 21. Cezalandırılmaksızın tabuları araştırmak

• 22. Çirkinin denenmesi

• 23. Ahlaki, ruhsal ve kültürel değerleri onaylamak

• 24. Kötüleri eylemde görmek

Yapım Unsurları

• İzleyici beklentileri bu şekilde listelendiğinde (liste daha da uzatılabilir), bunların hangi yapım
unsurları kullanılarak karşılanabileceği sorusu akla gelir.
• Programların içerik ya da biçimlerinde veya izleyiciyi ikna etme sürecinde bulunması gereken
temel yapım unsurlarını, çok sayıda araştırmayı çözümleyen Roger L. Walters birkaç başlıkta
toplamaktadır.

• Gerilim, aksiyon, cinsellik, güldürü, enformasyon, önem, değer, kişisellik, merak,


gerçekçilik, yenilik.

• Bunlardan bir ya da birkaçının bir programda bulunması, hedef kitleye ulaşmayı sağlaması
açısından önemlidir.

• Yapım unsurları beklentileri karşılama açısından değerlendirildiğinde; günlük yaşamın


sıkıntılarından uzaklaşma olanağı sağlayan programlarda, daha çok güldürü, gerilim,
aksiyon ve cinsellik; bilgi gereksinimini sağlayan programlarda, enformasyon, değer,
önem; kişisel kimlik gereksinimi ve özdeşlik sağlayan programlarda ise, kişisellik, merak ve
gerçekçilik unsurları yer alır.

• Elbette bu ayrımlar kesin değildir.

• Örneğin bir yarışma programı, kişisellik ve merak unsurları yanında gerilim ve enformasyon
unsurlarını da taşır

Gerilim

• Gerilim, çözüm bekleyen konuların bir doruk noktaya kadar ilerlemesi ve fiziksel, duygusal
ya da zihinsel çatışma biçimleriyle verilir.

• Ne olacağına, olayların insanları nasıl etkileyeceğine ilişkin belirsizlik gerilim yaratır.

• Pek çok program türünde gerilim unsuru kullanılır.

• Dramalardan, belgesellere, yarışma programlarından tartışma programlarına, spor


karşılaşmalarının sonuçlarına hatta haber bültenlerine dek, insanları ekran karşısında
tutmaya yönelik gerilim yaratıcı ayrıntılar kullanılır.

• Gerilim, programın akışına ve içeriğine bağlı olarak karakterlerin başına gelen bir durumla
yaratılabileceği gibi, tartışma programları ya da yarışmalara katılanlar üzerinden de
oluşturulabilir.

Müzik, ses efektleri, kamera açıları anlatının gerilim yaratması yönünde kullanılan teknik
desteklerdir

Aksiyon (Hareket)

• Programın iç akışının hızı ya da konu olan objenin hareketli olmasını ifade eder.

• Göz, şablon çeşitliliğinden etkilenir.

• Şablon ana hatlarda görsel vurgulamanın bir çeşididir.

• Aksiyon, görsel düzenlemede önem verilen ana konulardan biridir.

• Yavaş ve düzgün akan çizgilerle ciddi ve sessiz bir ruh hali anlatılırken; hızlı, kısa ve kesik
çizgilerle heyecanlı ve dramatik bir durum anlatılır.

• Gerçek yaşamdan etkinliklerin aktarıldığı programlarda ayrıca bir hareket unsuru


yaratılması gerekmez.
• Örneğin bir spor karşılaşması, yarış ya da çatışmanın konu edildiği programlarda, etkinliğin
doğası gereği hareketlidir.

• Programın hedef kitlesinin özelliğine göre, izleyicinin ilgisinin program üzerinde


tutulabilmesi, belli bir hızın tutturulmuş olmasına bağlıdır.

• Örneğin, çocukların ilgisi ya da herhangi bir konu üzerinde yoğunlaşma süreleri çok kısa
olduğu için, çocuklara yönelik programlarda, bir plana diğerine geçiş, reklam spotu gibi çok
kısa sürelerde yapılmaktadır.

Örneğin “Susam Sokağı” adlı çocuk programının ön araştırmasında, çocukların televizyon


izleyiciliğinin yetişkinlere göre farklılıklar gösterdiği, sık sık gözlerini ekrandan ayırıp çevreyle
ilgilenen çocuğun, bir saat içinde televizyona bakmadığı sürenin 150 göz kırpışına eşit olduğu
saptanmıştır.

• Her bakışın ise, 15'er saniyelik kaçışlar olduğu gözlenmiştir.

• Bu nedenle, çocuklara daha hareketli, temposu yüksek bir programla ulaşmak


gerekmektedir.

• Yine Susam Sokağı’ndan örneklersek, her bölüm 28 dakika program ve 1'er dakikalık
jenerik bölümleriyle toplam 30 dakikadır.

• Bu bölümlerde, 10 dakikalık yerli stüdyo parçacıkları, 2 dakikalık yaşamın içinden çekilen


film parçacıkları, 1 dakikalık animasyon parçacıkları ve 15 dakikalık CTW (Children
Television Workshop) arşivinden seçilmiş kukla, animasyon ve film parçacıkları
kullanılmaktadır.

• Parçacıkların uzunlukları da 17 saniye ile 1 dakika arasında değişmektedir.

• Bir programın hızı, çekimlerin, sahnelerin ve parçacıkların uzunlukları ile sağlanır.

• Amerikan televizyon kanallarında bir çekimin uzunluğu 3,5 saniyeyi geçmez

Cinsellik

• Öncelikle, ekranda görünen televizyon çalışanları ya da drama oyuncularının fiziksel


bakımdan çekici olmalarına özen gösterilir.

• Onlar televizyon kişiliği olarak sunulurlar.

• Fiziksel çekicilik yanında sıcak insanlar olmaları, ses tonlarının ikna edici ve dostça olmaları
tercih edilir.

• Programının içeriğine uygun bir biçimde, akış içinde cinsellik zaman zaman öne çıkarılır.

• Ayrıca, televizyon çalışanı olmasalar da programlara katılan konukların giyim ve makyajları


da cinselliklerini vurgulayacak biçimde yapılır.

• Müzik ve eğlence programları, çeşitli dramalar, cinselliğin özellikle kullanıldığı


programlardır.

• Ve yine, gerilim yaratacak konuların yumuşatılması isteniyorsa yine cinsellik unsurundan


yararlanılır. (Haber spikerlerinin çoğunun kadın olduğu dikkatinizi çekmiştir.)
Güldürü

• İzleyiciyi ekranda tutmanın en etkili yollarından biri güldürü unsurunun kullanılmasıdır.

• Durum güldürüleri (sitcom) gibi drama programları tümüyle güldürüye dayanırken (hatta
gülme efektleriyle gülünecek noktaların altı çizilir), kimi programlarda yan unsur olarak
kullanılır.

• Çoğu Amerikan polisiye dizi ya da seri filmleri, karşılıklı konuşmalarla espriye dayanan
güldürü unsurunu kullanır.

Güldürünün temelinde, abartı ya da aşağılama vardır ve bu da izleyici beklentilerini karşılar


niteliktedir.

Enformasyon

• Enformasyon unsuru, özellikle eğitim-kültür programları, belgeseller ve haber bültenleri ile


haber programlarının temelini oluştursa da, tartışma programları ya da dramalarda da
enformasyondan yararlanılır.

• İzleyicinin, dünyayı tanıma, bilme yeni şeyler öğrenme gereksinimi casus dizilerinden,
durum güldürülerine, arkası yarınlardan yarışma programlarına dek bir çok program
türünde karşılanabilir.

• Bir arkası yarın dizisinde örneğin, aile içi şiddet konusunda izleyicinin alabileceği önlemler,
başvurabileceği kuruluşlar hakkında bilgi verilebilir.

Önem

• İzleyici için önemli bir konunun işlendiği ya da önemli gördüğü bir kişinin katıldığı program
izlenmeye değerdir.

• Kendisi için önemli bir konunun programın içeriğini oluşturduğunu bilmesi, izlemesi için
yeterlidir.

• Bir drama programında tanıdığı, sevdiği bir oyuncunun varlığı önemlidir.

• Gazetelerin televizyon programları sayfaları ve program aralarındaki tanıtımlar genellikle


önem unsurunun vurgulandığı alanlardır.

• Ya şu kişinin oynadığı, konuk olduğu ya da şu konunun ele alındığı program denilerek veya
üretim aşamasında gösterilen özen anlatılarak izleyicinin önem vermesi istenir.

• Enformasyon unsuruyla yakından ilişkilidir.

Değer

• Önem ve enformasyon unsurlarıyla ilişkili olmakla, duygusal ve geleneksel bağların da altı


çizilerek, izleyicinin değerli görebileceği konuların altı çizilir.

• Kahramanlık öyküleri, din konuları gibi manevi değerlerin yanı sıra, program için harcanan
maddi olanakların (para, zaman, vb) büyüklüğü vurgulanarak, izleyicinin programla
duygusal bir bağ kurarak değer vermesi beklenir.

Kişisellik
• İzleyicinin özdeşlik kurabileceği kişilerin, yaşamların konu edilmesi bir televizyon programı
için önemlidir.

• İzleyicinin psikolojik gereksinimlerini karşılamanın en uygun yolu, özdeşlik kurabileceği kişi


ya da yaşamlara yer vermektir.

• Başkalarının yaşadıklarının gerçekliğine inandığı ölçüde izleyici, programla ilgilenecektir.

• Gerçek yaşam öykülerinin ele alındığı programlar bu nedenle sevilir.

• Bu nedenle, haber bültenlerinde de, kişisel yaşam öykülerine yer verilerek, başlarına
gelenler anlatılır ve izleyicinin tatmin olması sağlanmaya çalışılır.

• Bir dramanın da karakterlerinin toplumsal yaşamda var olabilecek kişileri canlandırması, ya


da karakterlerden birkaçının izleyicinin özdeşlik kurabileceği kişilikte yapılandırılmaları, o
dramanın izleyiciye çekici gelmesini sağlayacaktır.

Merak

• Merak, yaşamın her anında insanların doğasında bulunan bir gereksinimdir.

• her şeyi merak etmeye yatkın bir psikolojik yapılanma içinde bulunduğumuz için, merak
unsuru hemen hemen her tür televizyon programlarında yer alır.

• İnsanlar olup biteni merak ettikleri için haberleri izlerler.

• Başka insanların ne yaptığını, nasıl yaşadığını merak ettikleri için insana ilişkin
belgesellerden (tarih, gezi, tıp, uzay vs), magazin programlarına geniş bir yelpazedeki
program türleri, geniş bir kitleye seslenir.

• Dramalarda da bir sonraki sahneyi merak ederler.

• Merak unsuru, izleyicinin bilmek istediğini geciktirerek kolaylıkla yaratılabilir.

• Bu nedenle, dizi filmlerin son sahnesi, bir sonraki bölümün merakla beklenmesi açısından
doruk noktayla bitirilir.

Gerçekçilik

• İzlediklerinin gerçek olduğunu bilmek, izleyicide belli bir programa güven duymasını sağlar.

• Dünyayı gezip görme olanağından yoksun kitleler için televizyon dünyayı evlerine kadar
getirir.

• Haberlerden, gerçek yaşam öykülerine, belgesellerden magazinlere dek insanlar


anlatılanların gerçek olduğuna güvenmek isterler.

• En gerçek dışı öykülerde bile gerçeklik duygusunun yaşanması önemlidir izleyici açısından.

• Televizyondan beklenen gerçeğin birebir yansıtılması değil, yaratılan gerçeklik duygusunun


sürdürülmesidir.

• Televizyonunun kendine özgü bir görsellik ve gerçekliği vardır.

• İzleyiciler bildikleri bir programın çekim ortamında bulunsalar/bulunduklarında hayal


kırıklığına uğrayacaklardır.

• Stüdyo, televizyon ekranında göründüğünden genellikle çok daha küçüktür.


• Kaliteli gibi görünen mobilyalar, yer yer bozulmuş olabilir, duvarlar ve kapılar çok hafif ve
dayanıksız malzemeden yapılmışlardır, ekranda çok canlı görünen renkler aslında solgun
olabilir.

• Ama aynı şeyi televizyon ekranında yeniden gördüklerinde ise izleyicilerin gözünde her şey
normale dönecektir. Televizyon izleyicileri için tek gerçek, ekranda gördükleri gerçektir.

• Gerçek yaşamdan herhangi bir görüntü, televizyon kamerası tarafından çerçevelenip


televizyon ortamı aracılığıyla izleyicilere iletilmedikçe, o gerçek yoktur.

• Bu anlamda, televizyon izleyicisi için tümüyle yeni bir gerçekliğin yaratılmasında, amacın ve
televizyonun anlatım özelliklerinin iyi kullanılması gereklidir.

• Örneğin, Süpermen gibi, gerçekdışı bir kahramanın dünyada var olduğuna inandırıldıktan
sonra, onun başa çıkamayacağı sorunların yaratılması izleyicinin güven duygusunu zedeler
ve bu kez o sorunların varlığının gerçek dışı olduğu değerlendirmesini yapar.

Yenilik

• Televizyon programları, zahmetli ve maliyeti yüksek bir çalışmayla üretilmelerine karşın


çok çabuk tüketilen ürünlerdir.

• İzleyici sürekli yeni bir şeyler görmek ister.

• Bir televizyon programının başarısı, yenilik ve özgünlüğüyle bağlantılıdır.

• Ekranda sık sık görünen kişiler, bir süre sonra ‘yüz eskimesi’ ile karşılaşırlar.

• Bu nedenle televizyon ünlülerine bir süre sonra rastlanmaz ve yeni ünlülerle tanışırız.

• Uzun yıllar sürdürülen programlar bile, zaman içinde içerik ve biçim açısından değişiklik
yaratılmasını gerektirir.

• En sevilen, en çok izlenen program bile bir süre sonra izleyici açısından çekiciliğini
kaybedecektir.

• ÖN ARAŞTIRMA

• Ancak akla gelen her fikir, program hâline dönüşür mü?

• Hayır, bunun için bazı sorulara cevaplar aranır.

• Bulunan bir fikrin bir program fikrine dönüşebilmesi için öncelikle ön araştırma gereklidir.
Bu ön araştırmanın dayanak noktaları, büyük ölçüde, programcının görgü ve deneyimleri ile
yargılama niteliklerinden kaynaklanır.

• Ayrıca düşüncenin programa dönüşebilmesi için yapımcının ilk düşünmesi gereken konu;
konuyla ilgili gösterilebilecek nelerin bulunduğu, bunların nasıl gösterilebileceği sorusudur.

• Çünkü televizyon görsel bir medyadır. Ana malzemesi görüntüdür. Gösterilemeyecek ya da


görüntü konusunda sıkıntı çekilecek bir konuyu program yapmayı düşünmenin bir anlamı
yoktur.

• Program konusunun görüntülenebileceğine, bu görüntülerin, izleyicinin ilgisini


çekebileceğine ve ortaya yayın ilkeleri doğrultusunda bir program konulabileceğine
inanıldıktan sonra diğer soruların cevapları aranır
• Konu ilgi çekici midir, niçin?

• Konu bir program süresini dolduracak biçimde işlenebilir mi?

• Belirli bir izleyici kitlesine hitap eden program için en uygun yayın zamanı ne olmalıdır?

• Çeşitli teknik ve yapım imkânları göz önüne alınırsa, doyurucu bir televizyon programı
biçimine dönüştürülebilecek midir?

• Biçim olarak hangi yöntemle sunulmaya uygundur?

• Programın süresi tahminen ne olacaktır?

• Seçilen konunun bir televizyon programına dönüştürülüp yayınlanması ile ulaşılmak


istenen amaç nedir?

Programın amacını ve hedef kitlesini belirlemek,

Hedef kitlenin ihtiyaçlarını, sorunlarını ve beklentilerini göz önünde tutarak, dikkatini ve ilgisini
çekecek bir program yaklaşımı bulmak,

• Bir televizyon programı olarak işlendiğinde, hangi tip izleyiciye –hedef kitleye– hitap
edecektir?

• Hedef kitlenin izleme alışkanlıkları, beğenileri nelerdir?

• O hedef kitleye hitap eden ve beğenilen programların olumlu yanları, reyting oranları
nasıldır?

• Televizyon programı yapıyorsanız bunu başka insanların izlemesi için yapıyorsunuz.

• Bütçeler sınırlı

• Başarılı program yapımcıları sürekli olarak izleyicilerini düşünürler

• Programın her aşamasında kendinize şu soruları sormalısınız

• Bu program-yapım kimleri hedeflemektedir

• Bu programda-yapımda ele alınacaklar-gösterilecekler izleyiciyi ilgilendirecek mi?

• Bu programı izlemekten hoşlanacaklar mı, ilgi duyacaklar mı?

• Program ya da yapım, onlara vermek istediğiniz bilgileri, fikirleri ya da mesajları veriyor


mu?

• İzleyici her şeyden önce gelir. Programın türünü ve onu ne şekilde yapacağınızı izleyicinin
türü belirleyecektir.

• İzleyiciyi açıklama ve öngörme motivasyonu, başlangıcından itibaren ticari ve politik güç


isteğiyle yakından ilişkili olmuştur.

• John Hartley medya izleyicilerinin, tıpkı uluslar gibi yalnızca hayalî bir tutarlılığa sahip,
fazlasıyla büyük, gündelik hayata nüfuz etmiş ve bağlamsal olmaları gerçeğine karşın,
kimilerinin onlar adına konuşmaktan geri durmadığını belirtir.

• aslında bilinemez olan izleyicinin bilinir hale getirilmesi, bazı önemli sosyal kurumların
devamlılığını garanti altına almaktadır:
• Eğlence endüstrisi izleyici sayısı, politika yapanlar izleyici davranışı, manipülasyon endişesi
taşıyan modernist arzu ise, medyanın izleyiciler üzerindeki “etkisi” hakkındaki iddialara
ihtiyaç duyar.

Araştırma- RTÜK -2018


Reyting

• İzleyiciyi, “bilinebilir” hale getirmenin en yaygın biçimlerinden biri reyting ölçümleridir.

• İzleyici sayısını ve bileşimini analiz etmek üzere kullanılan reyting, belirli firmalar tarafından
gerçekleştirilen ölçümlerden elde edilen veriyi tarif eder.

• Söz konusu veri, medya içeriklerini değerlendirmek ve prodüksiyona ilişkin kararlar


vermenin yanı sıra, reklam verenler tarafından planlama için de kullanılır.

• TİAK A.Ş. Hissedarları Kimlerdir?

• TİAK A.Ş.’nin 4 tip hissedarı bulunmaktadır.

• A GRUBU HİSSEDARLAR (Reklamverenler Derneği), B GRUBU HİSSEDARLAR (Reklamcılar


Derneği), C GRUBU HİSSEDARLAR (Tam Zamanlı Raporlanan Kanallar), D GRUBU
HİSSEDARLAR (Yarı Zamanlı Raporlanan Kanallar). Güncel hissedarlar
listesine http://www.tiak.com.tr/hakkimizda#hissedarlar linkinden ulaşılabilmektedir.

Televizyon İzleyici Ölçümü Verilerine Abone Olmadan Günlük Ya Da Haftalık Olarak Erişmemiz
Mümkün Müdür?

• Yapılan ölçüm sonuçları gizliliği sözleşmelerle korunan ticari bir veridir. Söz konusu veriler 2
farklı abonelik türü olan “Tam Zamanlı Ölçüm Verileri”, “Yarı Zamanlı Ölçüm Verileri” olarak
sadece abonelerle paylaşılmaktadır.

TİAK A.Ş. Aylık ve Yıllık olarak kanalların “5 YAŞ ÜZERİ TÜM İZLEYİCİLER”, “AB SOSYO-EKONOMİK
GRUPTAKİ İZLEYİCİLER” ve “20 YAŞ ÜZERİ ABC1 SOSYO EKONOMİK GRUPTAKİ İZLEYİCİLER

RATING: İzlenme oranı

• Panelin yüzde kaçı sizi izledi?

• Sizi izleyenlerin sayısı / Paneldeki toplam sayı

SHARE: İzlenme payı

• Paneldeki açık televizyonların yüzde kaçı sizi izledi?

• Sizi izleyenlerin sayısı / panelde o an televizyonları açık olanların sayısı

• Televizyon İzleyici Ölçümü Panelinin Örneklem Büyüklüğü Nedir?

• Televizyon İzleyici Ölçümü Paneli’nin büyüklüğü brüt 4.400 Hane, net 4.000 hane olacak
şekilde tasarlanmıştır.

• 2019 sonu itibarıyla panelde bulunan hane sayısının yaklaşık 4.350 olduğu, paneldeki kişi
sayısının ise 14.500 olduğu görülmektedir.

Türkiye’de Televizyon İzleyici Ölçüm Paneli 1989 yılında 150 Hane ile raporlamaya
başlamıştır.

• Zaman içinde 1996 yılında 1.060 haneye, 2006’da 2.000 haneye, 2008’de 2.500 haneye ve
2014 yılında 4.000 net haneye çıkılmıştır.

Panel Örneklemi Hangi Değişkenler Bazında Evreni Temsil Etmektedir?

Panel örneklemi, TV İzleyici Ölçümü evrenini aşağıdaki Panel Kontrol Değişkenleri bazında temsil
etmektedir;

• SES (Sosyo - Ekonomik Statü) : AB – C1 – C2 – DE

• HANE BÜYÜKLÜĞÜ: 1-2 Kişilik Hane, 3-4 Kişilik Hane, 5+ Kişilik Hane

• YAYIN ALMA ŞEKLİ: Uydu ve Sadece Karasal, Kablo

• HANEDEKİ TV SAYISI: 1 TV, 2+ TV

• CİNSİYET: Kadın, Erkek

• YAŞ: 5-14, 15-24, 25-34, 35,44, 45-54, 55+

• ÇALIŞMA DURUMU: 15+ Yaş Çalışan, 15+ Yaş Çalışmayan

Türkiye’de TV İzleyici Ölçümü Hangi Coğrafi Bölgelerde ve Hangi İllerde Yapılmaktadır?

• TİAK A.Ş. TV İzleyici Ölçüm Paneli Türkiye genelini temsilen seçilmiş 40 ilde
gerçekleştirilmektedir.

• Bu illerde yerleşim yeri nüfusu (İlçe toplam nüfusu) 10.000 üzeri olan yerlerde ölçüm
yapılmaktadır.

• Söz konusu 40 il, TÜİK’in Türkiye İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması (İBBS) kapsamında
NUTS 2 olarak tanımladığı bölge yapılanmasına uygun olarak seçilmiştir.

• 40 ilin hangi iller olduğu bilgisi sadece ölçüm şirketindeki yetkili kişiler ve bağımsız denetçiler
tarafından bilinmektedir. (İstanbul, Ankara ve İzmir illeri dışında

• Bu araştırma, Türkiye’nin tamamını temsil etmiyor.

• Türkiye nüfusunun %70'i 80'i gibi. Yani yaklaşık 55 milyon.

• Paneldeki tüm bireylerin her birinin %20'si her yıl yenilenmek zorunda.

• Siz bir panel kurdunuz ilelebet bunlar kalacak diye bir şey yok. Yani dünyanın her yerinde
geçerli olan şey, beşte biri mutlaka yenilenecek

• Asıl önemli olan hane. Hane seçimiyle bu izleyici reytinglerini oluşturan kitle, panel dediğimiz
sistemin içerisine dahil ediliyor. Onların herhangi bir şekilde deşifre olma ihtimalleri olduğu
noktada hemen panel dışına çıkartılıyor.

• Mesela, İstanbul Ticaret Üniversitesi'nden bir ekip her ay düzenli bir şekilde panelde
kontroller yapıyorlar. Bunların bir kısmını telefonla, bir kısmını ev ziyaretleriyle yapıyorlar.

• Televizyon reyting ölçümünde amaç gerçekten 'Kim hangi programı izliyor?' bunu bulmak.
• Reklam veren ve reklamcı açısından amaç ise o programın içerisinde kendi yayınlamış
oldukları reklam kuşağındaki spotlarının, reklamlarının kimler tarafından izlendiğini
bulmak.

• Bu sistemin arkasında yaklaşık 150 yıldır tüm dünyanın kabul ettiği örnekleme teorisi, merkezi
limitler teorisi diye bir teori vardır.

• Dakika dakika analizin aslında iki yönü var.

• Bir programın reytingi var, bir de oradaki spot reytingleri var.

• Bu ikisinin arasındaki ilişkiye de bakıyorlar.

• Reklam veren açısından girdiği spotun ne kadar reytinge ulaştığı önemli. Bir hedef
koyuyorlar ve buna ulaşmaya çalışıyorlar.

• Diyelim ki program reytingi altı olursa reklam kuşağı reytingi de dört olur gibi oranlar var.

• Çünkü insanlar zaplarken yine de takılıyorlar. Dolayısıyla televizyon programcılığında reklamı


nereye girdiğiniz de önemli.

• Büyük kanallar ve büyük reyting almış programlar bazında, bazen program bazında bazen
kuşak bazında, beni izleyenler daha sonra nereye gitti ben nereden reyting aldım?

• Geçişkenlik analizleri yapabiliyorsunuz.

• Bunları görmek gerekiyor.

• Yani ben şu saatte şu programla çıktığımda kim nerede ne seyrediyordu?

• Ben kime karşı onlarda galip geldim ve nasıl onlardan alacağım.

• Çok tutmuş bir dizinin karşısına çok potansiyel olan bir diziyi koymak mı önemli?

• İlk bölümünüzü kimse seyretmezse ondan sonra kimse sizi seyreder mi?

• Sormanız gereken sorular bunlar. Yani ben çok iddialıyım, çok reklam yaptım, çok tutacak bir
dizi hazırladım, ilk üç bölümü de muhteşem fakat dördüncü bölümden sonra senaristler
konu bulmakta biraz sallamışlar.

• Dördüncü bölümden sonra reytingler düşüyor.

Televizyon İzleme Ölçümü Veri Tabanı Araştırması (Establishment Survey) Nedir?

• Veri Tabanı Araştırması (VTA), Televizyon İzleyici Ölçüm Paneli’nin kurulumu, yeni hanelerin
ilave edilebilmesi, hedeflenen örneklem büyüklüğü ile sürdürülebilmesi için gerçekleştirilen
saha çalışmasına dayalı bir araştırmadır.

• Televizyon İzleyici Ölçümü hizmetine baz teşkil etmektedir. Araştırmanın üç temel amacı
bulunmaktadır:

• Paneli kurmak için gerekli olan nüfus özelliklerinin ve hanede TV izleme davranışını etkileyen
(TV Sayısı, Yayın Alma Şekli vb.) diğer değişkenlerin dağılımını tespit etmek (Evren Değerleri),

• Bu değişkenlerin eğilimini takip ederek ölçüm sistemindeki evren tahminlerini güncellemek,

• Panele eklenecek haneleri ve panelden ayrılan haneler yerine seçilecek yeni haneleri anket
yapılan havuz içinden seçecek veri tabanını oluşturmak.

You might also like