You are on page 1of 8

ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI’NIN HAZIRLADIĞI MEVLANA MÜZESİ YAZMALAR

KATALOĞU ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

Giriş

Belli başlı Mevlevi dergahlarının kendi kütüphaneleri olduğu bilinmektedir. Konya’daki


Mevlana Müzesi’ndeki İhtisas Kütüphanesi ise bunların içinde belki de en önemli olanıdır.
1926’daki Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması Kanunu’ndan sonra sadece Mevleviliğin değil
birçok tarikata ait tekkenin eşyaları Etnografya Müzesi’ne gönderilip kitapları ise muhtelif
kütüphanelere dağıtılmıştır. Mevlana dergahındaki eşya ve kitapların ise kendi yerinde
olduğu gibi muhafaza edilip müze olarak bırakılmasına karar verilmiştir. Bu da bize sadece
dergaha ait eşyalara değil aynı zamanda kitapları dağılmamış bir Mevlevi kütüphanesine de
ulaşabilme imkanını tanımaktadır.

Abdülbaki Gölpınarlı’nın hazırladığı bu kütüphaneye ait yazmaların kataloğu önce üç cilt


halinde, 1967, 1971 ve 1972 yıllarında, dördüncü cildi ise 1994 yılında ardarda Türk Tarih
Kurumu tarafından yayımlanır. Mevlana Müzesi Kütüphanesi’ndeki yazmaların karakteristik
yanı eski tarihli ve genelde tek nüsha halinde bulunan değerli yazmalar olmalarıdır Bu
koleksiyonların içindeki yazmaların bir kısmı Selçuklular dönemine kadar uzanmaktadır. Yine
içlerinden önemli bir kısmı cilt, tezhip, kağıt gibi maddi unsurları bakımından da son derece
değerlidir, ki bunlar için müstakil bir katalog 1995 yılında Osman Siviloğlu tarafından yüksek
lisans tezi olarak hazırlanmıştır.

Bu çalışmada sırasıyla Mevlana Müzesi’nin ve Mevlana Müzesi İhtisas Kütüphanesi’nin


kuruluşu, Gölpınarlı’nın nasıl bir metodoloji ile kataloğu ne şekilde organize ettiği, genel
olarak bu kütüphanedeki yazmaların niteliği ve şimdiye dek bu kütüphanedeki yazmalar
üzerine hangi çalışmalar yapıldığı anlatılacaktır.

Mevlana Müzesi’nin Kuruluşu

Mevlana Müzesi’nin binası, içindeki eşyaları ve kitaplarıyla olduğu gibi korunması


bakımından müzeye çevrilmiş mevlevihaneler arasında istisnai bir yerinin olduğunu
söyleyebiliriz.1 Bu bakımdan Türk müzeciliğinin gelişimi bakımından önemli bir örnek olmakla

1 Mevlana Müzesi’nin kuruluşuyla ilgili olarak bakılabilecek belli başlı kaynaklar: İbrahim Hakkı
Konyalı, Âbideleri ve Kitabeleri ile Konya Tarihi, Konya 1964, s. 1 131; Mehmet Yusuf Akyurt, Konya
Asar-ı Atika Müzesi Rehberi, İstanbul 1930, s. 8.; Mehmet Önder, Tarihî-Turistik Konya Rehberi,
Konya 1956, s. 96.

1
birlikte2, başka kütüphanelere dağılmamış olan koleksiyonu yazma eser çalışmalarına da
birçok imkan sunmaktadır.

Osmanlıda 19. yüzyılda başlamış olan eski eserleri toplama ve koruma faaliyetlerinin taşra
uzantısı çerçevesinde 1899 (Hicri 1317) yılında Konya’da bir Müze-i Hümayun şubesi
kurulmuştur. Buradaki amaç halkın da seferberliğiyle İstanbul’daki müze için eser
toplanması, sonrasında ise bu eserlerin merkezde inşa edilen müzeye nakledilmesi, nakl
edilemeyenlerin ise yerinde korunmasına özen gösterilmesidir.

Cumhuriyet dönemine gelindiğinde ise müzecilik alanındaki asıl cereyan müzeleri


millileştirmek yönündedir. Böylece 1923’de Ankara’da toplanan Heyet-i İlmiye milli eserleri
bir arada tutmak için Etnografya Müzesi, Milli Müze kurulması ve Asar-ı Atika
Nizamnamesi’nin oluşturulması gibi konuları gündemine alır ve bu minvalde 1925 yılında
Etnografya Müzesi kurulmaya başlanır. Tekke ve zaviyelerin bu sürece eklemlenmesi ise
1925’te çıkarılan “Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması” kararnamesi ile olmuştur. Bu
kararnameye göre tekke ve zaviyeler kapatılacak, buralarda bulunan sanat ve tarih
açısından kıymetli olan eşyalar, mahalli komisyonlar rehberliğinde tespit edilip Âsâr-ı
İslâmiyye Müzesi, Sanayi-i Nefise Müzesi ve İnkılâp Müzesi gibi müzelere taşınacaktır.
Kitaplar ise “İstanbul'da Süleymaniye, Bursa'da müze, Kastamonu'da Darülkurrâ, Konya'da
Yusuf Ağa kütüphanelerinde, diğerleri mahallî kütüphaneler de toplanacak, müteferrik
eserler de Ankara’daki Kütüphane-i Umumî'ye gönderilecektir.”3

Mevlana Tekkesi ve Türbesi ise bu süreçten olduğu gibi müzeye dönüştürülerek bir ölçüde
azade olmuştur. O dönemde başvekil İsmet Paşa (İnönü) ve Maarif Vekili Hamdullah Suphi
Bey’in (Tanrıöver) tâlimatları üzerine İstanbul Müzeleri Müdürü Halil Ethem (Eldem) ile
Maarif Vekâleti Hars Dairesi Kütüphaneler umum müfettişi Hamit Zübeyr Bey’in (Koşay)
dergahın müzeye çevrilip çevrilemeyeceği ile ilgili birtakım incelemelerde bulunurlar. Burada
belirleyici olan Halil bey'in yazdığı rapordur. Halil bey dergahın zaten gerek mimari tarzı
gerekse içindeki kıymetli tarihi eşyalar dolayısıyla bir müze etkisi yaptığını belirterek,
dergahın bir kroki eşliğinde ayrıntılı bir tavsifini yapmıştır. Bu raporda her ne kadar yerine
getirilmemiş olsa bile kütüphaneyle ilgili olarak bir tavsiyeye de rastlanmaktadır. Buna göre
Fatma Hatun türbesinde bulunan kitaplar Semahane’nin bitişiğinde bulunan daha aydınlık ve
ferah bir mescide taşınmalıdır.

2 Yöktez’de Mevlana Müzesi’ni müzecilik bakımından inceleyen yakın zamanda Koç Üniversitesi’nde
Günsel Renda danışmanlığında yapılmış bir tez de bulunmaktadır: The transformation of a religious
site into a state museum in Turkey: the case of the Mevlana Museum, Hazal Yıldırımer.
3 Hüseyin Karaduman, “Belgelerle Konya Mevlânâ Müzesi’nin Kuruluşu”, Vakıflar Dergisi, s. 29
(Ankara 2005), s.135-162.

2
Bu rapordaki önerilerin çoğu uygun görülerek Mevlana tekke ve türbesinin 1 Eylül 1926
tarihinde müzeye dönüştürülmesi kararlaştırılmış ardından sayım yapılarak Mevlevî Dergâhı
Konya Âsâr-ı Atîka Müzesi adıyla 2 Mart 1927’de ziyarete açılmıştır. 4 Fakat Halil bey
müzede sadece Türk ve İslam eserlerinin bulunmasını tavsiye etmiş olmasına rağmen
bunların dışında daha önceden toplanmış olan arkeolojik eserler de müzede sergilenmiştir,
hatta bu dönemde müzenin adı Konya Asar-ı Atika Müzesi olarak belirlenmiştir. Bu arkeolojik
eserlerin 1953 yılında İplikçi Camii’ne taşınmasıyla, 1954’ten itibaren müze yeni bir
düzenlemeye tabii tutulmuş ve Mevlana Müzesi adını almıştır.

Mevlana Müzesi İhtisas Kütüphanesi’nin Oluşumu

Mevlana Müzesi’nin ilk müdürü Yusuf Akkurt’un 1940 yılında hazırlandığı rapora göre
müzenin envanterinde kayıtlı olan kitaplar dergahta dağınık halde bulunmaktadır. Bu kitaplar
Selçuklu, Karamanoğulları ve Osmanlı devlet adamları ile Mevleviliğe sempati duyan varlıklı
şahısların bağışladığı ya da vakfettikleri kitaplardan oluşmaktadır. Ayrıca Hemdem Mehmet
Sait Çelebi de 1854 yılında kendi kütüphanesini dergaha vakfetmiş ve Murat Paşa kızı
Fatma Hatun türbesini de kütüphaneye dönüştürmüştür. Kütüphaneye vakfedilen kitaplar
olmasına rağmen kütüphanenin vakfiyesi bulunmamaktadır.5

Dergah müzeye dönüştükten sonra ise kitaplar yeniden tasnif edilmiş, fişleri çıkarılmış ve
müdür odası olarak kullanılan Çelebi odasında Mevlana Müzesi İhtisas Kütüphanesi olarak
açılmıştır. Yusuf Akkurt zamanında 1953 tanesi basma 1269’u ise yazma olmak üzere
toplam 3222 kitap demirbaş olarak kaydedilmiş. Müze müdürlüğü görevini Mehmet Önder’in
devralınmasıyla bağış ve satın almalarla birlikte kitap sayısı 11.000’e ulaşmıştır.
Gölpınarlı’nın hazırlamış olduğu katalog bu kitaplar içindeki yazma eser kollaksiyonlarının
kataloğudur.6

Kataloğun yapısı ve metodolojisi

Abdülbaki Gölpınarlı Mevlana Müzesi Yazmalar Kataloğu’nun ilk üç cildini 1967, 1971 ve
1972 yıllarında art arda yayımlayıp, dördüncü cildi ise 1994 yılında yayımlar. Gölpınarlı’nın
bu tercihi kataloğun iç yapısını da etkilemektedir. Şöyle ki, bütün eserlerin kataloğunu
4 Haşim Karpuz, “Mevlânâ Müzesi”, TDV İslam Ansiklopedisi, 2004.
https://islamansiklopedisi.org.tr/mevlana-muzesi (14.06.2021)
5 Naci Bakırcı, “Mevlana Müzesi İhtisas Kütüphanesi’nin 1926 Yılında Kuruluşu, Yusuf Ağa
Kütüphanesi’nin Buraya Nakli”, X. Milli Mevlana Kongresi: 2-3 Mayıs 2002,c. I (Konya 2002), s. 301-
305.
6 Bakırcı, ibid.

3
yapmadan parça parça yayımladığı için yazmaları din, sanat, edebiyat, tasavvuf, muski vb.
alanlara göre tasnif etmeden Müze Kütüphanesi’nde kayıtlı oldukları baş numarası ve
kataloğa göre cilt numaralarının sırası ile vermiştir. Ayrıca yazmaları bu başlıklar altında
toplamak bazı eserler birden fazla kategorinin içine dahil edilebileceğinden ötürü ayrıca bir
sorun teşkil edebilmektedir.

Kataloğun dört cildinin her biri içindekiler, yazmaların katalog bilgileri, bibliyografya ve
dizinden oluşmaktadır. İçindekiler bölümünde müellif, kitap adı, dili ve sayfa sayısı bilgileri
dört sütun halinde verilmiştir. Alfabetik değil yazmaların ana metinde verildikleri sıraya göre
bir düzenleme yapılmıştır. Mecmuaların içindeki eserlerin adları ve müellifleri ise eğer varsa
tek tek belirtilmiştir. Kataloğun birinci cildinde 272 cilt eser vardır, bunların 44 tanesi mecmua
olup her bir mecmuanın içinde 2 ilâ 21 arasında değişen sayıda risale bulunmaktadır.
Böylece kitap ve risalelerin toplam sayısı 542’dir. İkinci cilt ise 275-670 arasındaki cilt
numaralı kitapları kapsamaktadır. Üçüncü ciltte 671-1081 arasındaki yer alan 411 ciltte ter
verilmiş olup 65’i mecmualardan oluşmaktadır. Böylece bu ciltteki kitap ve risale toplamı
763’e ulaşmaktadır. Dördüncü ciltte ise 146 adet yazma eser olup risaleler ayrı
hesaplandığında bu sayı 191 olarak verilebilir.

Gölpınarlı her bir yazmanın katalog bilgisini oluştururken ayrıntılı bilgi vermiş hatta bazı
eserlerle ilgili maddeler neredeyse başlı başına makale sayılabilecek niteliktedir. Katalog
yaparken genelde verilen kitabın ve müellifin adı, cildin ve yazının cinsi ve ebadı gibi
standart bilgiler verilerek baştan ve sondan alınan birer cümle alınarak yapılan katalogların
envanter düzeyinde kaldıklarını belirtmektedir. Gölpınarlı bu bilgilere ek olarak, eserin
sadece müellifi değil aynı zamanda müstensih ile ilgili ayrıntılı bilgi vermiştir ki, yazma
eserlerin her bir nüshasının biricik olduğunu müstensihin o eseri sadece kopya etmeyip belli
ölçüde değiştirip bazen kendi yorumlarını da araya sıkıştırdığını göz önüne aldığımızda
müstensih hakkında bilginin verilmesi kataloglama yöntemi anlamında son derece gelişmiş
bir anlayışı ortaya koymaktadır. Yine kitabın kimin için için yazıldığı belirtilmişse o kişiyle ilgili
olarak da biyografik bilgiye yer verilmiştir. Eseri sadece sayfa sayısı, varakların ne durumda
olduğu gibi maddi unsurlar değil ana metne eklemlenmiş okur notları, haşiyeler, ketebe,
temellük kayıtları gibi bir yazma eseri yazma eser yapan parateks nevinde unsurlardan da
dikkatle bahsetmiştir. Aynı eserin farklı nüshalarının hangi yazma kütüphanesinde olduğunu
da çoğunlukla yer numarası ile belirtmiştir.

Elbette Gölpınarlı böyle bir kataloğu bu alandaki kendi derin bilgi ve deneyimi sayesinde
olduğu kadar teknik olarak daha önce hazırlanmış katalogları iyice tarayarak yöntem
bakımından onlardan istifade ederek ortaya koymuştur. Gerek eserler gerek müelliflerle ilgili

4
başvurduğu referans kaynakları da yine eserin sonundaki bibliyografyada görebiliyoruz.
Ayrıca kataloglanan eserle ilgili maddede de başvurduğu kaynağın atıf bilgilerini metin içinde
göstermiştir. Bu da sadece kataloglarla ilgili bilginin değil, eserin ait olduğu alanla ilgili
çalışan bir araştırmacı için de o bilginin izini sürebilmeyi kolaylaştırmaktadır. Bununla birlikte
bu kataloğun daha geliştirilmiş bir edisyonu hazırlanmak istenirse, yazmalardan alınan
cümleler yeniden daktilo edilmek yerine baştan ve sondan birer sayfanın fotoğrafının
konulması yazmaları üzerlerindeki notlar hatta lekelerle birlikte okur için daha cazip hale
getirebilir. Ayrıca günümüzde bazı dijital kataloglarda yapıldığı gibi her bir eserle ilgili
bibliyografyada söz konusu eserin katalog bilgisinin son kısmına eklenebilirse Gölpınarlı'nın
büyük bir emek vererek hazırladığı bu katalog mükemmelleştirilebilir.

Katalogda temellük kayıtları verilmiş olmasına rağmen bağışçılar hakkındaki bilgiler yetersiz
kalmıştır. Gölpınarlı ilk cildin önsözünde çalışma hitama erdiğinde hem kütüphanenin
tarihçesi hem de bağışçılar hakkında ayrıntılı bilgi vereceğini belirtmesine rağmen dördüncü
ciltte buna ayrılmış bir bölüm yoktur. Yalnız üçüncü ciltte [Mehmet] Ferit Uğur ve [Filibeli]
Sıdki Husayn Dede’nin (1239/1824-H 1352/1933) kitapları ayrı bir başlık altında ele
alınmıştır. Ayrıca Gölpınarlı’nın kendi kütüphanesi de yine vefatından sonra buradaki
koleksiyonlara eklemlenmiştir.7

Bu kütüphanedeki kitaplar üzerinden yapılmış çalışmalar neler?

Yöktez’deki yapılmış tezler ve İsam makale veri tabanı üzerinden arama yaparak ulaşmış
olduğum çalışmalar üzerinden hazırladığım aşağıdaki tablolar bu kütüphanedeki yazmaların
araştırmacılar tarafından ne ölçüde ilgi gördüğünü göstermek bakımından bir örneklem
niteliği arz etmektedir. Müze Kütüphanesi’nde çok sayıda son derece değerli yazmalar
bulunmasına rağmen yapılan çalışmalar yeterli miktarda bile değildir. Bunların bir kısmı
inceleme-metin-transkripsiyon şeklinde çalışılmış olup; estetik nitelikleriyle öne çıkan
yazmalar olmalarına rağmen minyatürleri, tezhipleri ve kapakları hakkında de yapılmış ancak
tek tük çalışma vardır.

7 Ahmet Faruk Çelik, “Konya Mevlana Müzesi Abdülbaki Gölpınarlı Kütüphanesi Kataloğu”, Nüsha:
Şarkiyat Araştırmaları Dergisi, c.1, s.1 (Ankara 2001), s. 134-160.

5
Yöktez’de bulunan Mevlana Müzesi yazmaları üzerinden yapılmış tezler:

Yazar Tez adı Üniversite Yıl

Rusiye Mevlana Müzesi NR. 1113'te kayıtlı Mesnevi Selçuk 2019


Basbacı nüshasının 1.cildi (Metin-İnceleme) Üniversitesi

Şerife Şule Konya Mevlana Müzesi İhtisâs Kütüphanesi Marmara 2013


Atasağun 5278 Numaralı Münşeât mecmuası: İnceleme- Üniversitesi
metin

Ayşe Budak Konya Mevlana Müzesi İhtisas Erciyes 2009


Kütüphanesi'ndeki XV-XVI. yüzyıl kitap Üniversitesi
kapakları

Ülkü Karakoç Münşeât mecmuası Konya Mevlana Müzesi Erciyes 2006


Kütüphanesi 7068 (inceleme-metin-tıpkıbasım) Üniversitesi

Kezban Mecmua-i Fevaid (Konya Mevlana Müzesi Erciyes 2006


Paksoy Kütüphanesi-2254)(inceleme-metin-tıpkıbasım) Üniversitesi

Osman Mevlana Müzesi, Müzelik Yazma Eserler Selçuk 1991


Siviloğlu Kataloğu, cilt: 1 - 2 Üniversitesi

Mevlana Müzesi’ndeki yazmalar üzerinden yazılmış makaleler ve sunulmuş bildiriler:

Yazar Eser adı Tarih

Ahmed Ateş Konya Kütüphanelerinde Bulunan Bazı Mühim Yazmalar 1952

M. Necati Konya Mevlana Müzesi İhtisas Kütüphanesindeki Yazma 1960


Elgin Eserlerden Tercamet Al-Zarir ve Takaddumat Al-Zahri

Helmut Ritter Philologik XL Maulana Galaladdin Rumi and sein Kreis 1940

Semra Tunç Konya Mevlana Müzesi Kütüphanesi 2455 Numarada Kayıtlı Bir 2000
Şiir Mecmuası

Erkan Mesnevî'nin Hint ve İran Nüshaları ile Mevlana Müzesinde 2006

6
Türkmen Bulunan Asıl Nüshayla Karşılaştırılması

Atabey Kılıç Mevlana Müzesi Kütüphanesi 2095’te kayıtlı Mevlevî mecmuası 2007
ve Zehra hakkında
Gümüş

Zerrin Mevlana Celaleddin Rumi’nin ve Sultan Veled’in Konya 2007


Tanındı Mevlana Müzesindeki Eserlerinin Tezhipli İlk Örnekleri

Fevzi Günüç Mevlana Müzesi Hat Şaheserlerinden 2007

Zeynep Mevlevi Dergahlarında Hazırlanmış Konya Mevlana 2007


Atbaş Müzesindeki Minyatürlü Hadikatü’s-Süeda Yazmaları

Ayşin Yoltar- Mevlana Müzesindeki II. Selim’in Karapınar Camii’ne Vakfettiği 2007
Yıldırım Kur’an-ı Kerimler

İbrahim Kunt, Ankaralı Mevlevi Mehmed Arısoy Dede’nin Hayatı ve Mevlana 2012
Hacer Totan Müzesi Kütüphanesinde Bulunan Defteri

Zerrin Karamanlı Beyliği'nde Kitap Sanatı: Konya Mevlana Müzesi'nde 1991


Tanındı 677 ve 665 Yıllık Kur'an’lar

Sonuç

Bu çalışma Gölpınarlı’nın hazırladığı Mevlana Müzesi Yazma Eserler kataloğu üzerine bir
değerlendirmedir. Fakat kendisinin istediği halde dördüncü ciltte veremediği müze
kütüphanesinin oluşumu ve bağışçılarla ilgili ayrıntılı bilginin verildiği müstakil bir çalışmanın
yapılması elzem görünüyor. Bunun için de söz konusu yazmalara ulaşılabilirliğin artması
gerekiyor. Günümüzde birçok yazmaya başta Yazma Eserler Kurumu olsun Milli Kütüphane
aracılığıyla olsun ulaşmak mümkün. Bu yazmaların dijital versiyonları bu kataloglarda
bulunmadığı gibi hazır yapılmış katalog bilgilerine de ne bu sanal ortamlardan ne de
Mevlana Müzesi’nin kendi internet sitesinden ulaşılamıyor. 8 Bu yazmalar dijitalleştirilip daha
fazla araştırmacıya açıldığında Gölpınarlı kataloğunun da hem tashihinin yapılıp hem de ek
bilgilerle zenginleştirilip (hatta Osman Siviloğlu’nun hazırladığı katalog, Ahmed Ateş’in
makalesinde bu kütüphanedeki bazı yazmalarla ilgili verdiği bilgilerle birleştirilerek ve Helmut
Ritter’in Müze Kütüphanesi’ndeki Mevlana’nın kendisi, babası el-Ulema ve oğlu Sultan

8 Konya’da bulunan Yusufağa Kütüphanesi’ndeki yazmaların ise birkaçı dışında çoğunun pdf
dosyalarının bütününe ulaşmak mümkündür. Müze kütüphanesindeki yazmalara ancak bir yazma
eser kütüphanesinden giriş yapılan portal aracılığıyla ulaşılıp ulaşılamayacağını ise şu süreçte bir
yazma eser kütüphanesine gitme fırsatım olmadığı için maalesef bilemiyorum.

7
Veled’e ait kitapları incelediği makalesinden de istifade edilerek) dijital ortama aktarıldığında
kitap kültürü ve okuma tarihinden, tasavvuf, edebiyat, din gibi birçok alana katkıda
bulunulmuş olacaktır.

Gölpınarlı’nın hazırlamış olduğu bu kataloğun dijital ortama aktarılması öncelikle Müze


Kütüphanesi’ndeki yazmaların nasıl bir dolaşım ağıyla bu kütüphanede yer aldığını ve hangi
kitapların kimin koleksiyonuna ait olduğunu açığa çıkarmamızı son derece kolaylaştıracaktır.
Ayrıca dile, türe, tarihe ve benzeri başlıklara göre arama yapmak da mümkün olabilecektir.
Birçok başka yazma eser kütüphanelerindeki yazmalar için olduğu gibi bu yazmaların da
kodikolojik unsurlarının çalışılmasının yanında entelektüel tarihe katkısı da büyük ölçüde
olacak ve bazı yerleşik paradigmaların sorgulanmasına imkan tanıyabilir. Örneğin, diğer
mevlevihanelerin kütüphaneleri ile karşılaştırmalar yapılması; buradaki kitapların diğer
tarikatlara ait kütüphanelerdeki kitaplardan ne ölçüde farklılaştığının tesbit edilmesi;
Mevleviliğin katkısının genelde yüksek kültür ile sınırlandırılmasının genel bir eğilim
olduğunu göz önüne aldığımızda bu kitaplar arasında halk kültürüne dahil edilebilecek olan
eserlerin olup olmadığının belirlenmesi ilk akla gelen sorunsallar arasında yer almaktadır.
Diğer Mevlevi tarikatına ait kitapların başka kütüphanelere dağıtılmış olması, Mevlana
Müzesi’nin kitaplarının ise öteden beri yerinde korunmuş olması bu gibi sorulara cevap
bulabilmek için büyük bir imkan sunmaktadır.

You might also like