Professional Documents
Culture Documents
Repair of the Mosaics, Script Panels and Lampion Niche in Hagia Sofia
ÖZET
Eski Yunancada “Kutsal Bilgelik” anlamına gelen Ayasofya, mimari bakımdan, bazilika planı ile
merkezî planı birleştiren, kubbeli bazilika tipinde bir yapı olup kubbe geçişi ve taşıyıcı sistem
özellikleriyle mimarlık tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak ele alınır.
6.yy a tarihlenen Dünya Kültür mirası olan yüzyıllardır yapılan onarım ve takviyelerle günümüze kadar
ayakta kalması sağlanan Ayasofya’da, Sultan Abdülmecid Döneminde yapılan 1847-1849 Fossatti
onarımlarından sonraki en kapsamlı restorasyon uygulamaları Müdürlüğümüzce yapılmaktadır.
ABSTRACT
İlk kilisenin, Aya İrininin güneyinde yapıldığı bilinmekle birlikte bu yapının tam yeri belirlenememiş,
izleri saptanamamıştır. MS.360 yılında tamamlanmış, 15 Şubat 360’da kutsanmıştır. 361 yılındaki
depremden ve 381 yılındaki Arian kundaklamalarından zarar görmüştür 4. Müller-Wiener’de bu
yapının uzun bir yapı olabileceği belirtilmektedir. Bazilika planlı, tek nefli, iki veya dört kanatlı, üst
katında galeriler bulunan ahşap çatılı bir yapı olduğu, yakınında vaftizhane ve skeupphylakion (kutsal
kapların saklandığı yapı) bulunduğu da anlatılmaktadır 5. MS.404 de bir ayaklanma sırasında
yakılmıştır.
İkinci Kilise ise II. Theodosios tarafından yaptırılarak 415 yılında kutsanmıştır. Sütunlu bir avluda beş
nefli bir bazilika olarak inşa edilmiştir. Günümüzde hazine binasının sadece Zemin katı gelebilmiştir.
Bağlı yapıları; bugünkü yapının batı köşesinde olduğu düşünülen Olympas Manastırı, doğusundaki
Aziz Nikolaus Kilisesi ve Hazine Binasıdır. 532 yılında Nika İsyanında yakılıp yıkılmıştır 6.
Günümüzde ayakta olan Üçüncü Ayasofyanın yapımına, Bizans İmparatoru I.Jüstinyen tarafından 532
yılı Ocak ayında başlanmıştır. Mimarları, Trallesli (Aydın) Anthemios ve Milletli İsidoros’tur. Yapının
inşası sırasında 2. Ayasofyanın ayakta kalan elemanları sökülmüş, kullanılır durumda olan malzeme
tekrar kullanılmıştır. Merkezi bazilika planlı, üç nefli bir patrik katedralidir. Oturum alanı, İkinci
Ayasofyadan daha büyüktür7. Yerel yapı taşları, tuğla, Marmara adası mermerlerinin yanı sıra
İmparatorluğun farklı yerlerinden getirilen malzeme kullanılmıştır. Örneğin Kyzikos Zeus Tapınağı ile
Mısır ve Thessalienden getirilen sütunlar kullanılmıştır8.
Anthemios’un 534’te ölümü üzerine İsidoros başa geçerek yapıyı tamamlamıştır. Dış duvarları ve
atriumla birlikte 92 m uzunluğunda ve 70 m genişliğinde bir dikdörtgen üzerine oturan yapı, her ne
kadar bazilika plan özellikleri taşısa da bir kubbe ve iki yarım kubbeden oluşmuş üst örtüsü onu özgün
kılmaktadır9. Yapımı 5 yıl 10 ay süren yapı, 27 Aralık 537 tarihinde bitirilmiş ve kutsanmıştır. Yapı
alanında patrikhane, vaftizhane ve Augestion gibi işlev olarak bağlı yapılar da yer alır10.
1453 yılında İstanbul'un fethedilmesiyle; İmparatorluk kilisesi olan Ayasofya, Fatih Sultan Mehmet
tarafından camiye dönüştürülmüştür. 24 Kasım 1934 yılında Atatürk’ün emirleri ile Müzeye
dönüştürülen yapı, 1 Şubat 1935 de ziyarete açılmıştır.
1
Şemseddin Karamani, Haza Tarih-i Beyan-ı Bina-i Ayasofya-ı Kebir, İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler
Kütüphanesi, T2637, s5a, 6a.
2
Şemseddin Karamani, Haza Tarih-i Beyan-ı Bina-i Ayasofya-ı Kebir, İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler
Kütüphanesi, T2637, s5a, 6a.
3
Anonim, Tevarih-i Al-i Osman- F.Giese neşri, Çev. Nihat Azamat, İstanbul 1992, s.89.
4
Müller-Wiener, Wolfgang; İstanbul’un Tarihsel Topografyası, Çev. Ülker Sayın, İstanbul, 2001, s.84
5
Freely, John, Çakmak, Ahmet, İstanbul’un Bizans Anıtları, çev.Gülru Tanman, İstanbul, 2005, s.32.
6
Müller-Wiener, Wolfgang; İstanbul’un Tarihsel Topografyası, Çev. Ülker Sayın, İstanbul, 2001, s.84-85
7
Müller-Wiener, Wolfgang; İstanbul’un Tarihsel Topografyası, Çev. Ülker Sayın, İstanbul, 2001, s.85
8
Müller-Wiener, Wolfgang; İstanbul’un Tarihsel Topografyası, Çev. Ülker Sayın, İstanbul, 2001, s.86
9
Freely, John, Çakmak, Ahmet, İstanbul’un Bizans Anıtları, çev.Gülru Tanman, İstanbul, 2005, s.79.
10
Müller-Wiener, Wolfgang; İstanbul’un Tarihsel Topografyası, Çev. Ülker Sayın, İstanbul, 2001, s.86.
2. ANA KUBBE
Günümüzdeki kubbe, üçüncü Ayasofyanın ikinci kubbesidir. Kutsal bilgelik isminin büyüklüğü; kubbesi
ile somutlaşarak anlamlanır. Eşit kubbe yüksekliği 55,60 m, küçük çapı 30,87 m, büyük çapı 31,37
m.dir. Kapalı alanı 11.855 m2 olan yapı, mimarisinin yanı sıra büyüklüğü ile de zamanının en
muhteşem yapısıdır.
Uzun yıllar Ayasofya’nın kuzeyinde Vezirbahçesi denen kısımda bir yığın halinde duran mozaikler,
1983-86 yılından buyana bu mozaikler tek tek temizlenerek Müze deposunda sandıklanmıştır.
Ayasofya’ya ait zaman içinde düşmüş mozaik parçaları Müze deposunda depolanmaktadır. 1986
Yılında Kültür Bakanlığının önermesi ile UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası kapsamına alınmıştır.
1992 yılında İstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü, Restorasyon ve Konservasyon Merkez Laboratuar
Müdürlüğü ve uluslararası uzmanlardan oluşan ekibin işbirliği ile UNESCO Kültür Mirası Fonu desteği
ile başlayan koruma çalışmaları; kubbe yüzeyinin mevcut durumu çizim ve fotoğraflarla belgelenmiş,
bezemelerin tarihi dönemleri, yapım teknikleri, geçmişte yapılan onarımlar araştırılarak veriler
derlenmiştir.
2.2 Mozaikler
Kubbenin batısında oldukça geniş bir alanı kapsamaktadır. İşçilik ve malzeme olarak 6. Yüzyıla
benzemektedir fakat tessera altı renkleri ve diziliş sıklıklarıyla farklılık göstermektedir. Her
yüzsantimetrekareye 160 adet gelecek şekilde dizilmiştir. Mavi, kırmızı, yeşil, lacivert cam mozaikler
ve altın ve gümüş varaklı cam kapaklı cam mozaikler.
Kubbenin doğusunda oldukça geniş bir alana yayılan mozaiklerin 6. İle 10. Yüzyıla göre işçilik ve
malzeme olarak kalitesi gözle görülür bir biçimde düşmüştür. Buna sebep olarak o devirde mozaik
geleneğinden gelen ustalığın yok olması ve bizansın maddi olarak güç kaybetmesi gösterilebilir. Sıva
üzeri boyalı zemin üzerine mozaikler her yüzsantimetrekareye 140 adet gelecek şekilde dizilmiş
gümüş varaklı çift cam mozaikler yerine gri mermer mozaikler kullanılmış. Eski altın varaklı cam
mozaikler kullanılmış, Renkli cam mozaikler yerine renkli taş lar kullanılmış, Gümüş varaklı mozaikler
yerine beyaz taş mozaikler kullanılmış. (FOTOĞRAF KONSUN)
Sultan ı. Abdülmecit’in (1839–1861) görevlendirmesi ile ayasofyaya gelen ve genel bir restorasyon
çalışması yapan fossati kardeşler ana kubbede mozaik ile tamamlama yöntemi yerine alçı sıva üzerine
mozaik taklidi bezemeler yaparak eksik yerleri doldurmuştur. O dönemde mozaik sanatının bizans
sanatı olduğu düşüncesi ağır basması ve osmanlı da mozaik sanatının kullanılmaması buna en büyük
etken olmuştur. G.Fossati tarafından yapılan 19.yy onarımı 280 m2’dir ve kubbenin yaklaşık olarak
%15’ini kapsamaktadır.
Kubbenin batı bölümünde büyük bir alanı kaplayan vakıf onarımları sıva üzerine donuk sarı bir zemin
kullanmış onun üzerine mozaiklerin ve fossati baskı bezemelerinin iki katı büyüklüğünde baskı
bezeme yapılmıştır. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 20.yy başında yapılan onarım uygulaması
560 m2’dir ve yaklaşık olarak kubbenin %30’unu kaplar.
1993 yılında kubbenin kuzeydoğu çeyreğine kurulan iskele ile uygulamalar bu dilimde başlamıştır.
Bu kesimde 6.10. ve 14.yy mozaikleri ile kubbe ortasındaki 19.yy celi yazının bozulma durumlarını
gösteren belgeleme çalışmaları yürütülmüş, analizler yapılarak mevcut durumun koruma onarımı
yapılmıştır.
NEDEN 15 YIL SONRA AYNI DİLİME İSKELE KURULDU???
Yüzey bezemeleri içerisinde özgün tessera tipi olan sarı ve gümüş varaklı mozaiklerin yapım
tekniğinde bir cam küp üzerine altın veya gümüş varak üstünde yapıştırılmış ince bir cam tabakası
bulunmaktadır. Zamanla dış etkenlerden kaynaklı olarak düşmüş üst cam tabakasının sağlamlaştırma
çalışması için öncelikli olarak camların altında kalan varakların yapıştırması %3’lük paraloid B72 ile
yapılmaktadır. Varaklar sağlamlaştırıldıktan sonra kuru yumuşak fırça yardımıyla uygulayıcının diğer
bir elinde destek olacak şekilde müdahale edilen mozaiklerin üzerinden çıkan üst cam kapaklar %
10’luk paraloid B72 pens ve enjektör yardımıyla düştüğü mozaik üzerine anında yapıştırılır.
Nem ve tuz hareketleri nedeniyle bağlayıcılık özelliğini yitirmiş olan harç tabakasından ayrılmış olanlar
ve düşmüş olanların tekrar yatak harcına bağlanması için önce teseranın düştüğü yüzey temizlenip
hazırlanan harç ile tesseranın bulunduğu orijinal yatak hazırlanır. Sonra tesera harç içine yerleştirilip
preslenir. Harcın prizi kontrol edilip istenilen sonuç elde edilmiş ise pres yüzeyden alınır. Grup halinde
oynayan ve düşmek üzere olan tesseralar için derz aralarına hazır harç enjekte edilerek preslenir ve
oynamanın önüne geçilir.
Tessera sağlamlaştırması
Duvar yüzeylerinden ayrılmış olan sıvalı veya mozaikli bölgelerde duvara aderansın sağlanması
amacıyla enjeksiyon deliklerinin sıva kalınlığına kadar açılması, kompresör yardımıyla açılan deliklerin
temizlenmesi, açılan delikten küçük agregalı harç tabanca yardımı ile yüzey arkasına enjekte edilip
daha sonra destek konularak yüzeyin tuğla dokuya tespiti için preslenir. Harcın prizi kontrol edilip
istenilen sonuç elde edilmiş ise pres yüzeyden alınır.
Enjeksiyon uygulaması
- MOZAİK YÜZEYLERİNİN SAF SU İLE TEMİZLENMESİ:
Zamanla oluşmuş kirler ve koruma onarım çalışmaları sırasında kullanılan harçlar ve sıva izlerinin
yüzeyden arındırılması için saf su yüzeye püskürtüldükten sonra natürel sünger yardımıyla yüzeyden
emilip tozdan ve kirden arındırılmaktadır. Yüzeyde istenilen sonuç elde edilene kadar işlem
tekrarlanmalıdır.
Mozaik kaplama yüzeylerinde zamanla birikmiş olan is, toz ve ya da restorasyon çalışmalarında
yüzeylerde kalmış olan harç kalıntılarının temizlenmesi için daha önce saf su ile temizlenip de sonuç
alınamayan kısımlar kimyasal çözelti ile temizlenir. Amonyum bikarbonat çözeltisi tuvalet kağıdına
fırça ile emdirilip temizlenecek yüzeye uygulanır belirli süre bekletildikten sonra yüzey saf su ve fırça
ile temizlenir istenilen sonuç elde edilinceye kadar tekrar edilir.
-2009 MOZAİK ONARIMLARIMLARINDA YENİLİKLER:
- Altın varaklı cam kapakları düşen cam mozaiklere altın varak uygulanması: 23,75 grad altın varaklar
ezilerek sıcaksuda eritilen jelatinle kıvamını alanakadar karıştırılır, oluşan ezme varak fırça ile kapaksız
cam mozaikler üzerine sürülerek oluşturulur.
Bu çalışmada 6.yüzyılda yapıldığı bilinen 31 nolu kaburganın başladığı kubbe penceresi üstüne
tekabül eden yaklaşık 0,70/0,90 mt lik sıvalı yüzeyde, alt yapıdan ayrılan ve düşmek üzere olan sıvalı
kısmın yerine sonraki onarımlara referans teşkil etmesi adına pilot bir deneme yapılmak istenmiş ve
bu amaçla İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Merkez Laboratuarı Müdürlüğüyle yapılan işbirliği
sonucu renklerine ve cinslerine göre tasnif edilen mozaikler kubbe mozaik restorasyonunun devam
ettiği iskelenin kuzeydoğu üst kısmına alınmıştır, ancak uygulatılmamıştır.
3.2 GÜNIŞIĞINA ÇIKARTILAN SERAF MELEĞİ MOTİFİ
Maske yüzeyden çıkartıldıktan sonra üzeri açık kahve renginde boyanmış fakat boyalarının büyük
bölümü dökülmüş olan bir sıva tabakası ortaya çıktımıştır , kırmızı daireler içinde işaretli koyu kahve
renkte olan kısımlar ise melek yüzüne dahil olan fakat maskenin tamamen örtmediği dışarıya taşan
tesseraların üzeri harçla kapatılmış harç üzerine altın varak uygulaması yapılmış fakat zamanla varak
üzerindeki reçine özelliğini yitirmesinden dolayı varaklı bölüm üzerindeki kısımlardaki renklerde
kararma meydana gelmiş, ve koyu kahve renkli bir tabaka oluşturmuş maske dışına taşan meleğe
dahil olan tessera üzerindeki harçlar ilk tabaka (dıştan zemine) harcıdır ilk tabaka harcı oldukça sert
bir harç olup direk tessera üzerine bulaşmış kısımların ince mekanik yöntemle çok küçük alanlar
olmasına rağmen tessera üzerinden alınması oldukça zor olmuş yinede çok küçük çaplarda harç
kalıntıları tessara gözeneklerinde kalmıştır tesseralara bulaşmış ilk katman harcının alınmasında
eldeki imkanlarla ortalama % 90 oranında başarılı olunmuştur
Karolajlama çalışmaları
Belgeleme çalışmaları
- Raspa aşaması
Sağlamlaştırma çalışmaları
Temizlik çalışmaları
Seraf Meleği
Ayasofyanın ilk hat levhaları, 1644 yılında Sultan İbrahim döneminde Hattat Teknecizade İbrahim
Efendiye hazırlatılan, dikdörtgen formda İsm-i Celal, İsm-i Nebevi ve Hulefa-yi Raşidin in isimlerinin
olduğu hat levhalarıdır.
Sultan Abdülmecid dönemindeki 1847-1849 onarımlarında, celi hat levhalarının zeminlerinin zaman
içinde zedelendiği ve yenilenmesi gerektiği görülmüştür.
Dünyanın en büyük hüsn-i hat levhaları olarak bilinen Kazasker Mustafa İzzet Efendinin eseri olan her
biri 7,50 m. çapındaki yeşil renkli levhaların üzerinde altın yaldızla yazılmış Lafza-i celal, Hz.
Muhammed, Hz.Ebubekir, Hz.Ömer, Hz. Osman , Hz. Ali ,Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin isimleri yazılı
sekiz adet 161 yaşındaki levhalar Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi Müdürlüğü Restorasyon ve
Konservasyon Merkez Laboratuar Müdürlüğü ve Müdürlüğümüz uzmanları denetiminde restore
edilerek daha ileriki yıllara taşınması sağlanmıştır.
1935 yılında Ayasofya’nın Müze olması dolayısıyla Sultan Ahmet Camii’ye taşınmak üzere indirilip
kapılardan çıkmayınca 1949 yılında tekrar yerlerine asılana kadar zemin kata Bergama küplerinden
birinin yanında duran ve üzerinde Hüseyin yazılı olan levha
Osmanlı arşivinde bulunan ve Mustafa İzzet Efendi’nin levhaları yaparken kullandığı malzemelerle
ilgili masraf belgelerinde; Levha kasnağının hafif ve neme dayanıklı olduğu için ıhlamur ağacından
yapıldığı, zemin alt yapısının yelken bezinden yapıldığı anlaşılmaktadır.
ALTIN VARAK
PETROL YAĞI
KURŞUN ASİTİ
SÜLYEN
İsfidac, Pigment olarak beyaz boya yapımında, boyaların yoğunluğunu arttırmada veya
günümüzde yağlıboya ve macunlarda (dış hava etkisine açık dar yarık ve çatlakları doldurmak
amacıyla tutkal ve tebeşir tozu ile üretilen üstübeç macunu gibi) dolgu gereci olarak
kullanılan, beyaz renkli ve çok örtücü bir madeni tozun genel adıdır.
Çalışma platformu üzerine dikine duracak şekilde raylı bir sistem teşkil edilerek taşınan
levhanın ahşap karkasının ve kasnağının yine emprenye edilmiş ıhlamur ağacı kullanılarak
onarımının yapılması,
Bistüri yardımıyla levha üzerindeki kirlerin mekanik temizliğinin yapılması,
Arka kısmının fırça ile tozlarının temizlenmesi,
Altın varaklı ahşap çerçeve ön kısmının % 1,2 metil selüloz ile temizlendi.
Eski onarımlarda kullanılan malzemelerin mekanik yöntem ile temizliğinin yapılması,
Ahşap çerçevenin ön kısmının ve ahşap şase ile ahşap çerçevenin yan kısımlarının
konsolidasyonu; Tavşan tutkalının 2 numara fırça ile ince tek katman halinde sürülmesi.
Ahşap çerçeve üzerindeki altın varak kısmında dökülen kısımların; Bolonya alçısı ve tavşan
tutkalı ile 2 numara fırça kullanılarak macunla gerektiren noktalarda kıvamlandırılmış dolgu
malzemesinin spatulayla uygulanması.
Ahşap çerçeve ve şasenin yan kısımlarında dökülen tabakanın Bolonya alçısı ve tavşan tutkalı
ile hazırlanan dolgunun 2 numara fırça ile uygulanması macunlama gerektiren noktalarda
kıvamlandırılmış dolgu malzemesinin saptulayla uygulanması. Bu kısımlarda dolgu ile yüzey
ve renk rötuşlarının yapılması.
5-Ahşap çerçevede dolgu malzemesiyle strüktürel olarak tamamlana kısımların Kırmızı
kilermeni içinde bir miktar guvaj boya karıştırılmış ve 2 numara fırça yardımıyla yüzeye
sürülmesi ile renklendirilmesi üzerine sırasıyla gomalak ve miksyon uygulaması
Resim yüzeyinde varaklı hat yazısının bulunduğu bölgelerde ve yeşil yağlı boyalı kısımlardaki
hidrofilik kir tabakasına yönelik temizlik işlemi. Saf su ve kimi fazlaca kirli noktalarda saf su
ve suni salya karışımının pamukla yüzeye sürülmesi ve kuru pamukla silinmesi ya da suni salya
uygulandıysa uygulanan yüzeyden saf su/ white spirit ve ardından kuru pamukla silinmesi.
Çerçevedeki çatlak alanların Paraloid B72 ile yapıştırılması ve güçlendirilmesi. 2 numara fırça
ve şırınga ile çatlak alanların iç kısımlarının yapıştırılması gerektiğinde bölgenin mengene ile
sıkıştırılması.
Resimdeki çivilere yapılan antidoksidasyon müdahelesi.
Japon kağıdı ile ve %60 lık metil selüloz ile liflendirilerek tümleme işlemi yapıldı.
Biyolojik zararlılara karşı fümigasyon(gazla ilaçlama) işlemi yapılarak levhalar eski yerlerinde
asılmıştır.
85 adet her biri 45 kg ağırlığında 2,10 mt çapında üzerinde 48 adet LED armatür bulunan
küçük kandillikler
Ayasofya orta mekanında bir köşede kullanılamaz durumda bekleyen orijinal Ayasofya anakubbe
kandilliği 450 kg ağırlığı 6,30 mt çapı ve üzerindeki 152 adet LED armatürü ile restore edilerek yerine
asıldı.
Ayasofya iç mekanında toplam 4232 adet LED armatür ile iç mekanın aydınlatılması
sağlanmıştır.