Professional Documents
Culture Documents
Yüksek Gerilim Tekniği'nin Gelişimi Ve Yalıtkan Malzemeler
Yüksek Gerilim Tekniği'nin Gelişimi Ve Yalıtkan Malzemeler
Referanslar
1. ‘Yüksek Gerilim Tekniği’, Prof.Dr. Muzaffer ÖZKAYA, Cilt 1, Birsen Yayınevi, 1996.
2. ‘Yüksek Gerilim Tekniğinin Temelleri’, Prof.Dr.Sefa AKPINAR, Trabzon, 1997.
3. ‘Çözümlü Problemlerle Yüksek Gerilim Tekniği’, Özcan KALENDERLİ, Celal KOCATEPE, Oktay ARIKAN,
Birsen Yayınevi, 2005.
4. ‘High Voltage Engineering’, E. KUFFEL, W. S. ZAENGL, Pergamon Press, 1992.
5. ‘High Voltage Engineering’, 2nd Edt., M. S. NAIDU, Mc. Graw Hill Text, 1995.
6. ‘Yüksek Gerilim Elektrik Malzemeleri ve Testleri’, Halil ULUSOY, Birsen Yayınevi, 1993.
7. ‘Hochspannungstechnik’, Andreas KÜCHLER, VDI Verlag, 1996.
8. ‘High voltage’, Measurement, Testing& Design, T.J.GALLAGHER, A.J.Pearmain, John Wiley&Sons, 1984.
Yüksek gerilim tekniğinin gelişiminde olanak sağlayan en önemli etken, bu sayede büyük
miktarda enerjinin bir noktadan diğerine ekonomik bir biçimde taşınabilmesidir. Günümüzde
yüksek gerilim tekniği yalnızca enerji taşımasıyla sınırlı kalmamış, elektrik mühendisliği ve
biliminin diğer alanlarında da geniş uygulama alanı bulmuştur. Bunlara örnek olarak fabrikalardaki
gazların filtre edilmelerini sağlayan elektrostatik çökeltileri, şehir artıklarının çıkardığı kötü
kokuların giderilmesine olanak sağlayan yüksek gerilim ozon üreteçlerine, sanayide kullanılan
sprey boyayı, toz kaplamayı, röntgen cihazlarını ve elektron mikroskoplarını sayabiliriz. Ayrıca
günümüz modern teknolojisi yüksek gerilimi yarı iletken malzemelere iyon sağlayıcı olarak,
televizyon cihazlarında, osiloskoplarda kullanmaktadır. Görüldüğü üzere yüksek gerilim
tekniğindeki gelişmeler yalnız elektrik mühendisliği değil, aynı zamanda diğer endüstri dallarını da
yakından ilgilendirmektedir.
Fiziksel ve kimyasal olaylar izolasyon malzemelerinin elektriksel özelliklerini belirledikleri
için yüksek gerilim tekniğinde önemli rol oynarlar. Günümüzde cihazların güvenilirliğini
belirleyen etkenlerin arasında belki de zincirin en zayıf halkası olarak izolatörler
gösterilmektedirler.
1970 yılında Uluslarası Elektroteknik Komisyonu (IEC) 1000V’ dan yüksek olan AC
gerilimleri ve 1200V’ dan yüksek DC gerilimleri yüksek gerilim olarak belirledi. Ancak
1
1. Yüksek Gerilim Tekniği’nin Gelişimi ve Yalıtkan Malzemeler
Dikkat edilecek olursa tablodaki değerler her aşamada 2 kat artmaktadır. Bu artışın teorik
sebepleri olmamakla birlikte, pratikte bazı nedenleri olduğu düşünülebilir.
1. Bilgi ve deneyimlerine dayanarak tasarım mühendisleri her seferinde uygulanacak olan
yeni gerilimi 2 kat arttırmayı yeteri derecede güvenli bulmuşlardır.
2. 1960 lı yıllara kadar elektrik tüketimi sanayileşmiş toplumlarda her 10 yılda bir 2 katına
çıkmıştır. Bu talebi karşılayabilmek için yüksek gerilimlerde iletim yapmak zorunlu
hale gelmiştir.
2
1. Yüksek Gerilim Tekniği’nin Gelişimi ve Yalıtkan Malzemeler
Ekonomik açıdan düşünecek olursak, belirli bir güç için (P=V*I), ne derece yüksek gerilim
kullanılırsa akım da o derece küçük olacaktır. Bu da akıma dayalı giderlerin (düşük iletken kesiti,
düşük bakır kayıpları) azalmasına olanak sağlar. Bu giderlerin, tüm giderlerin 3%-4 % ‘ünü
oluşturduğu gözönüne alınırsa yüksek gerilim seviyelerinde iletim yapmanın önemi daha belirgin
hale gelir.
İletim ve dağıtım hatlarını inceleyecek olursak ilk yıllarda güç iletiminin DC akımla
yapıldığını görürüz. Transformatörlerin kullanımıyla birlikte DC sistemler, yüsek gerilimlerin daha
ekonomik bir şekilde iletimine olanak sağlayan AC sistemlerle değiştirilmişlerdir. Ancak kesici
devrelerde görülen ilerlemeler, AC-DC, DC-AC çeviriminin kolaylaşması, vb. 1980’lerden itibaren
HVDC iletimini yeniden popüler hale getirmiştir. Bu sistemin en büyük dezavantajı üretilen enerji
direkt olarak generatörden yüke ulaştırıldığı için, hat boyunca gücü kesmekte yaşanır. Ayrıca her
ne kadar 3 yerine 2 kablonun kullanılması hat masraflarını azaltmaktaysa da, DC iletim için
kullanılan çevirici elemanlar hem komplike, hem de pahalıdırlar. Sonuç olarak DC iletimin AC ye
oranla daha ekonomik olabilmesi için belirli bir kritik uzaklık hesaplanabilir. Tristör tasarımındaki
yeni gelişmeler sayesinde bu mesafe 500 km’ye kadar inmiştir.
İZOLATÖR: İzolatör yada dielektrik, genel anlamda elektriği iletmeyen (yalıtkan) malzemelere
verilen isimdir. Kusursuz bir izolasyon malzemesi yoktur, ancak pratikte elektrik akımını belirli bir
değerin altında, çok küçük değerlere sınırlayan malzemeler izolatör olarak adlandırılırlar.
3
1. Yüksek Gerilim Tekniği’nin Gelişimi ve Yalıtkan Malzemeler
Perspex 40 >10^3
Porselen 10 >20
Cam 17 >20
Görüldüğü üzere mika, cama oranla milyon kat daha fazla bir dirence sahiptir. Buna karşın cam
izolasyon teknolojiside geniş kullanım alanı bulmuştur. Buna başlıca sebep iletim kablolarının
topraklanmış taşıyıcılardan ayrılmalarında cam izolatörlerin mekanik ve fiziksel açıdan üstün
performans göstermelerinden kaynaklanmaktadır. Maalesef genelde belirli bir açıdan üstün
performans gösteren malzemeler bir diğer açıdan oldukça yetersiz özelliklere sahiptirler.
Cam ve seramik izolasyon malzemeleri bir çok elektriksel uygulama için ideal olmakla birlikte
kırılganlıklarından dolayı (esnek değil) bir çok alanda güvenli bir biçimde kullanılamazlar. Diğer
bir sorun da iyi izolatörlerin genelde sıcaklık iletiminde zayıf kalmalarından kaynaklanmaktadır.
Sonuç olarak ısı hızlı bir şekilde dağıtılamaz ve izolasyon üzerinde yüksek sıcaklık bölgeleri
oluşur.
İzolasyon malzemelerinin seçimi aşamasında elektriksel olduğu kadar mekanik, fiziksel,
ısıl ve kimyasal özelliklerinde dikkate alınması gerekir. Bu sebepten iyi bir izolasyonda katı, sıvı
ve gaz izolatörlerin karışımını bulmak mümkündür (trafo gibi). Aralarında büyük benzerlikler
olduğu halde gazların, sıvıların ve katıların izolasyon özelliklerini belirleyen önemli faktörler
vardır.
4
1. Yüksek Gerilim Tekniği’nin Gelişimi ve Yalıtkan Malzemeler
5
1. Yüksek Gerilim Tekniği’nin Gelişimi ve Yalıtkan Malzemeler
6
1. Yüksek Gerilim Tekniği’nin Gelişimi ve Yalıtkan Malzemeler
Sentetik polimerlerin mekanik dayanıklılığı sabit değildir. Zamanla uygulanan yükte bir artış
olduğunda veya izolatör kabul edilemez oranda yorulmaya (vibrasyon) maruz kaldığında mekanik
açıdan zayıflama görülür. Ayrıca atomik yapı açısından düzensizlik gösterirler.
En büyük dezavantajları ise temel yapıyı oluşturan karbonun bağımsız halde iken oldukça iyi bir
iletken oluşudur. Özellikle yüksek sıcaklıklarda daimi boşalımlar sonucunda yüzeyde iletken
karbon yollar oluşabilir.
7
1. Yüksek Gerilim Tekniği’nin Gelişimi ve Yalıtkan Malzemeler
8
1. Yüksek Gerilim Tekniği’nin Gelişimi ve Yalıtkan Malzemeler
alanlarda geniş kullanım amkanı bulmuşlardır. Gaz yalıtkanlarda gerilimin uygulanması ile birlikte
iç yapıda çeşitli reaksiyonlar meydana gelir. Eğer uygulanan gerilim seviyesi düşükse, elektrodlar
arasında küçük çapta akım gözlenir; ancak yalıtkan madde dielektrik özelliğini kaybetmez. Buna
karşın eğer uygulanan gerilim yüksekse, yalıtkan gazdan akan akım aniden yüksek değerlere ulaşır
ve elektriksel delinme meydana gelir. Delinme esnasında oldukça güçlüiletken bir boşalım oluşur
ve bu da iki elektrodu kısa devre eder. Delinme aşamasında uygulanabilecek maksimum gerilime
delinme gerilimi adı verilir. Gazlarda meydana gelen elektriksel boşalmalar başlıca iki tiptedir.
Ø katılımsız boşalım
Ø daimi boşalım
Kıvılcım delinmesi olarak da nitelendirilen gazlardaki delinmeler, aslında katılımsız
boşalımdan, daimi boşalıma geçiştir. Delinme aşamasında oluşan yüksek akımlar iyonize olma
olayı ile açıklanmaktadır. İyonizasyon, elektron ve iyonların nötr atom ve moleküllerden
oluşmaları ve topluca anot ve katoda hareket ederek yüksek akımlar oluşturmalarıdır.
Günümüzde gaz yalıtkanlardaki delinme olaylarını açıklayan başlıca iki teori vardır.
Ø townsend teorisi
Ø kanal boşalma teorisi
Gazlarda basınç, sıcaklık, elektrik alan yapısı, elektrod yüzeyleri ve iletken partiküller
iyonizasyonu etkileyen başlıca faktörlerdir.
9
2. Yüksek Gerilim Tekniği’nde Elektriksel Alanlar
2. ELEKTRİK ALANLAR
Yüksek gerilim tekniğinde genelde herhangi bir değişken manyetik alanın etkisi altında
olmadan sadece elektriksel bir yük tarafından oluşan elektriksel alanlar incelenir. Bu aşamada
kullanılan başlıca 3 fonksiyon vardır. Bunlardan birincisi rotasyonel (rot) adını alıp, vektörel bir
fonksiyonu yine vektörel bir büyüklüğe çevirmekte kullanılır.
rot E = 0 ifadesi alanın herhangi bir manyetik değişken alana maruz kalmadığını ve belirli bir
noktada ölçülen Ux geriliminin takip edilen yoldan (şekil 2.1) bağımsız olarak sabit bir değerde
olduğunu belirtir.
∫ Edl =0
ve
∫ Edl − ∫ Edl = 0
I II
olup,buradan
∫ Edl = ∫ Edl = U
I II
x
sonucuna ulaşılır.
Kullanılan ikinci fonksiyon gradyen (grad) adını alır ve skalar bir büyüklüğü vektörel bir
büyüklüğe çevirmekte kullanılır.
Vektör E elektrik alanın herhangi bir noktasında U gerilimindeki maksimum azalmayı gösterir,
yani birim mesafede U gerilimindeki azalmaya eşittir.
Son olarak diverjans (div) ifadesi ise, vektörel bir büyüklüğü skaler bir büyüklüğe
çevirmekte kullanılmaktadır.
div D = ρ veya ∇⋅ D = ρ
Burada ‘ρ’ birim yükü, D ise akı yoğunluğunu göstermektedir ve permitivite (ε) ile elektrik alanın
skaler çarpımına eşittir.
10
2. Yüksek Gerilim Tekniği’nde Elektriksel Alanlar
D =εE
Akı yoğunluğunun yüzeysel integrali alındığında bu alanı oluşturan yük miktarı belirlenir.
∫∫ D dA = q
n
q = D⋅A
q =ε ⋅ E ⋅ A
Eğer q=0 olursa, bu durumda yüzeye giren ve yüzeyden çıkan alan çizgileri sayısı aynıdır, aksi
taktirde (q≠0) q yükünden (şekil 2.2) dışarıya doğru yeni elektrik alan çizgileri oluşur.
11
2. Yüksek Gerilim Tekniği’nde Elektriksel Alanlar
Mükemmel simetriden dolayı elektrik alan ( E ) konumdan bağımsız olup, her noktada plakalara
diktir (şekil 2.4).
U = ∫ Ed x = Ed olup,
elektrik alan
U
E=
d
olarak gösterilir. Gerçekte plakaların sonlu olmasından dolayı bitiş noktalarında alan çizgilerinde
yoğunlaşma görülürse de, genelde yukarıdaki formül ile hesaplanan alan şiddetinin doğru olduğu
kabul edilir. Elektrotlar arasında birden fazla (şekil 2.5) farklı dieletrik sabitine sahip yalıtkanlar
olduğu halde yine aynı formülü kullamak mümkündür. Bu durumda ‘A’ yüzeyinden geçen akı
yoğunluğu her bir yalıtkanda aynı olup, meydana gelen elektrik alanlar arasında fark vardır.
D1 A = D2 A = D3 A = q
ε 1 E1 = ε 2 E2 = ε 3 E3
12
2. Yüksek Gerilim Tekniği’nde Elektriksel Alanlar
U = E1d1 + E2 d 2 + E3 d 3
Yukarıda belirtilen ifadeler ‘U’ denklemine yerleştirilecek olursa, birinci yalıtkandaki elektrik alan,
U
E1 =
ε1 ε
d1 + d2 + 1 d3
ε2 ε3
Denklem ‘k’ sayılı yalıtkana göre yazılacak olursa,
U
Ek =
εk ε ε
d1 + k d 2 + k d 3 + ...
ε1 ε2 ε3
Pratik örnek:
Üretim aşamasında çeşitli nedenlerden dolayı yalıtkan malzemelerin içinde hava boşluğu kalma ihtimali
vardır ve bu boşluklar yalıtkanın elektriksel dayanımı konusunda önenmli rol oynarlar. Şekilde 2.6’da
görüldüğü gibi, iki elektrot arasına yerleştirilmiş ve içinde boşluk olan bir yalıtkanı, farklı dielektrik
katsayılara sahip ve arka arkaya bağlanmış 3 adet yalıtkan şeklinde düşünmek mümkündür. Bu durumda
orta tabakadaki içi hava dolu bölgenin dielektrik sabitinin ε2 =1 ve yalıtkanın dielektrik sabitinin ε
U
E2 = ε ⋅
d
şeklinde yazmak mümkündür. Yalıtkanın kalan kısmına etki eden alan şiddeti ise,
U
E1 = E3 →
d
Sonuç olarak boşluğa etki eden alan şiddeti, yalıtkanın kalan katı kısmına etki eden alan şiddetinin ‘ε’
katına eşittir. Benzer olay iki elektrod arasına sıkıca yerleştirilmemiş ve arada bir kısım hava boşluğu
bırakılmış olan düzenekler için de geçerlidir.
13
2. Yüksek Gerilim Tekniği’nde Elektriksel Alanlar
q = ∫∫ D ⋅ dA = Dl 2πx
q
E=
2πεlx
Oluşan potansiyel farkını hesaplayabilmek için elektrik alanın dış silindirden, iç silindire kadar
olan bölge boyunca integrali alınırsa,
R
U = ∫ Edx
r
R
q
U =∫ dx
r
2πεlx
q ⎛ R ⎞
U= ln⎜ ⎟
2πεl ⎝ r ⎠
q
Yuıkarıdaki ifadede ‘ ’ yerine ‘ Ex ’ ifadesi konularak buradan ‘E’ hesaplanacak olursa,
2πεl
U
E=
R
x ln
r
olarak bulunur. En yüksek elektrik alan içerideki ‘r’ silindirinin üzerinde meydana gelmektedir.
U
Er =
R
r ⋅ ln
r
Eğer elektrotlar arasında farklı dielektrik katsayılara sahip yalıtkanlar bulunuyorsa bu durumda
elektrik alan,
∫∫ D ⋅ dA = ε k Ek 2πxl
14
2. Yüksek Gerilim Tekniği’nde Elektriksel Alanlar
U 1
Ek =
x εk r ε r ε r
ln 2 + k ln 3 + k ln 4 + ...
ε 1 r1 ε 2 r2 ε 3 r3
Pratik örnek:
Kablo veya benzeri tasarım aşamasında yer kaygısıyla dış iletkenin yarıçapının (R) değiştirilemediği
durumlarda, iç iletkenin yarıçapı değiştirilerek (r) izolasyona etki edecek minimum elektrik alanın (Er)
oluşumuna özen gösterilir. Bu aşamada elektrik alanının ‘r’ değişkenine göre türevi alınarak sonuç sıfıra
eşitlenirse,
R
− (ln( ) − 1)
dE r r R
=0 → =0 → ropt =
dr 2 R 2 e
r ⋅ ln( )
r
Birinci katmanın ince bir hava boşluğundan oluştuğu bir kabloda ( ε 1 = 1) ve ( ε 2 = ε )
U 1 U
E hava = ⋅ → E hava = ε ⋅
r 1 R R
1 ⋅ ln 1 + ⋅ ln( ) r ln( )
ε r r
Bu sonuçtan da görülebileceği gibi kabloların içerisinde kalan hava boşluklarında yalıtkanın kalan kısmına
etki edenin ‘ε’ katı kadar bir alan şiddeti oluşmaktadır.
q = ∫∫ D ⋅ dA = ε ⋅ E ⋅ 4πx 2
Oluşan potansiyel farkını hesaplayabilmek için elektrik alanın dış küreden, iç küreye kadar olan
bölge boyunca integrali alınırsa,
R
U = ∫ Edx
r
R
q
U =∫ dx
r 4πεx 2
15
2. Yüksek Gerilim Tekniği’nde Elektriksel Alanlar
q ⎛ 1 1 ⎞
U= ⎜ − ⎟
4πε ⎝ r R ⎠
q
Yukarıdaki ifadede ‘ ’ yerine ‘ Ex 2 ’ifadesi yerleştirilerek buradan ‘E’ çözülürse,
4πε
U
E=
⎛ 1 1 ⎞
x 2 ⎜ − ⎟
⎝ r R ⎠
olarak bulunur. En yüksek elektrik alan içerideki ‘r’ yarıçaplı kürenin üzerinde meydana
gelmektedir.
U R
Er = ⋅
r R−r
Pratik örnek:
Tasarım aşamasında yer kaygısıyla dış iletkenin yarıçapının (R) değiştirilemediği durumlarda, iç iletkenin
yarıçapı (r) değiştirilerek minimum elektrik alanın (Er) oluşumuna özen gösterilir. Bu aşamada elektrik
alanının ‘r’ değişkenine göre türevi alınarak sonuç sıfıra eşitlenirse,
dE r R ( 2r − R ) R
=0 → ⋅ → ropt =
dr r 2 (r − R) 2 2
ln R − ln x 1 1
Ux = ⋅U −
x
U x = ⋅U ln R − ln r U x = x R ⋅U
d 1 1
→ tek taraflı logaritmik kağıtta −
→ lineer potansiyel r R
potansiyel düz bir çizgi ile
değişimi → çift taraflı logaritmik kağıtta potansiyel
gösterilir düz bir çizgi ile gösterilir
U U 1 U 1
Ek = Ek = ⋅ Ek = ⋅
εk ε x εk r2 ε k r3 x εk 1 1
2
ε 1 1
d1 + k d 2 + ... ln + ln + ... ( − ) + k ( − ) + ...
ε1 ε2 ε1 r1 ε 2 r2 ε 1 r1 r2 ε 2 r2 r3
16
2. Yüksek Gerilim Tekniği’nde Elektriksel Alanlar
U r1 + a
Emax = k , k≈0.86-0.94
r1 a
17
2. Yüksek Gerilim Tekniği’nde Elektriksel Alanlar
U
Emax = k
!r +a$
r1 ln # 1 &
" r1 %
18
3. GazYalıtkanlar ve Boşalma Olayları
3. GAZ YALITKANLAR
19
3. GazYalıtkanlar ve Boşalma Olayları
E 0 = βE
‘β’ katsayısı büyük oranda çıkıntının şekline bağlı olup, yaklaşık olarak
2h
β≈
w
bağıntısı ile ifade edilebilir.
Isı yayımı: Elektrodların ısıtılmasıyla birlikte elektron yayılımı çok daha düşük alan seviyelerinde
gerçekleşmeye başlar. Sivri çıkıntıların bulunduğu bir elektrod yüzeyinde, akan akım ile birlikte
bölgesel sıcaklık artışı meydana gelir ve bu olayın sonucunda ısı kaynaklı elektron yayımı artış
gösterir.
20
3. GazYalıtkanlar ve Boşalma Olayları
Yüksek ‘β’ katsayısına sahip uzun çıkıntılar katod kaynaklı bozulmalara neden olurken, küçük ‘β’
katsayılı kısa çıkıntılar bozulmaların genelde anottan başlamasına neden olurlar. Delinmenin
gerçekleşmesi için gerekli olan zaman oldukça kısa olup,
t = t1 + t 2
şeklinde ifade edilebilir. Bu denklemde t1 mikro çıkıntının ısınması ve buharlaşması için gerekli
zaman olup, 1ns-100ns arasında değişim gösterir. Buharın boşluğu geçmesi için gerekli zaman ise
t 2 ile gösterilir ve elektrotlar arası aralığın (1mm-10mm) mesafesine göre 50ns-500ns arasında
değişir. Sonuç olarak delinme süresi vakum yalıtkanlarda genelde 1µs’yi aşmaz.
Boşluğun delinmesine neden olabilen ikinci bir etken ise elektrodlar arası boşlukta bulunan
yaklaşık 10µm çapındaki mikro parçacıklardır. Bu parçacıkların kaynağı çok çeşitli olup, üretim
aşamasında çevrede bulunan toz partikülleri, elektrodlar içerisinde bulunan ve kuvvetli bir elektrik
alan sonucu yüzeye çekilen sivri yabancı maddeler, parlatma aşamasında yüzeye yapışan
aluminyum oksit, vb. bu etkenlerden bazılarıdır. Güçlü bir elektrik alanın uygulanmasıyla birlikte
bu parçacıklar 500m/s’lik bir hızla elektrodlara çarparak yüzeyde yer yer aşırı sıcak bölgelerin
oluşumuna neden olurlar. Eğer açığa çıkan enerji yeterli olursa bu durumda parikül ve çarptığı
elektrod yüzeyi buharlaşarak gaz ve metal buharının boşluğa yayılmasına ve dolayısıyla delinmeye
sebep olurlar. Elektronların elektrodlar arasındaki boşluğu geçmeden orta noktada buharlaşması ya
da elektrodlar arasında birden fazla çarpışmalar yapması gibi farklı ve daha karmaşık delinme
teorileri olmakla birlikte, pratikte delinmenin belirtilen iki mekanizmanın bir kombinasyonu
şeklinde olduğu yaygın olarak gözlenmiştir. Mikro partiküllerin neden olduğu bozulmaların süresi
(min. 1µs), elektron yayımlı bozulmalara oranla oldukça uzundur, bunun başlıca nedeni ise
parçacıkların hızlarının elektronlara göre oldukça yavaş olmasından kaynaklanmaktadır.
21
3. GazYalıtkanlar ve Boşalma Olayları
20kVrms/mm – 30kVrms/mm arasında değişim gösterir. Büyük boşluklarda bozulma ise genellikle
mikro parçacıklar nedeniyle gerçekleşir. Bu tip bozulmalarda esas hızlandırıcı etken uygulanan
gerilimdir ve dayanma gerilimi yaklaşık olarak
22
3. GazYalıtkanlar ve Boşalma Olayları
E
W = eEλ ≡ e
p
Serbest elektronların gaz atomları ile çarpışması sonucunda başlıca üç farklı durum gözlenebilir:
1. Eğer parçacığın kinetik enerjisi, söz konusu gazın iyonizasyon enerjisine eşit veya ondan
büyükse, çarpma iyonizasyonla sonuçlanır, yani bir gaz atom veya molekülden, bir pozitif iyonla
bir elektron meydana gelebilir.
½ mvef2 ≥ Wi
A : atom
e- + A → e- + A+ + e- A+: pozitif atom
e- : elektron
2. Çarpışmanın elastik olması durumunda kinetik enerjisi Wi’den küçük olan elektronlar
enerjilerinin küçük bir miktarını kaybederek ağır gaz molekülüne devrederler ve ikinci bir
çarpışmaya kadar yeniden ivmelenirler. Uyarılmış atoma çarpan 2. , 3. ve diğer parçacıklar atomu
kademeli olarak iyonize edebilirler (kademeli iyonizasyon)
3. Çarpışmanın sert olması durumunda ise elektron enerjisini kaybederek atomu uyarılmış
duruma sokabilir.
A + e- → A* + e-
Burada A* uyarılarak bir üst enerji kademesine yükselmiş atomu temsil etmektedir. Uyarılan atom
µs’den daha kısa bir zaman dilimi içerisinde foton yayarak enerjisini kaybeder.
A* → A + hv
Burada ‘h’ Planck sabiti, ‚’v’ ise ışınımın frekansıdır.
23
3. GazYalıtkanlar ve Boşalma Olayları
24
3. GazYalıtkanlar ve Boşalma Olayları
Katod Anod
25
3. GazYalıtkanlar ve Boşalma Olayları
olarak bulunur. ‘α’ parametresi bir maksimum değere sahip olup, bu değerin altında iyonizasyonu
başlatacak olan moleküllerin sayısı (şekil 3.5 a) yetersizdir. Bu değerin üzerinde ise moleküller
arası hareket alanı kısıtlı olduğu için elektronların hızlanarak iyonizasyonu başlatacak enerji
düzeyine ulaşmaları güçleşmektedir.
Townsend teorisindeki tek çığ işlemi öncü elektronların anoda varması ve gaz moleküllerinin
daimi iyonizasyonu ile mümkündür. Katodu terkeden N 0 adet elektron, ‘x’ mesafesi kadar yol
katederse, bu durumda ‘dx’ aralığında oluşacak yeni elektronlar (şekil 3.4):
dN x = N x ⋅ α ⋅ dx
olup, bu denklemin sıfırdan , ‘x’ mesafesine kadar (katoddan, ‘dx’ tabakasına kadar) integrali
alınırsa,
dN x
∫ = α ⋅ dx
Nx ∫
ln N x = α ⋅ x
N x = N 0 ⋅ eα x
26
3. GazYalıtkanlar ve Boşalma Olayları
Sonuç olarak ‘d’ aralığını geçerek anoda ulaşan elektronların sayısı da,
N a = N 0 ⋅ eαd
olarak hesaplanabilir. Elektronların sayısı üstel bir artış gösterdiği için, bu olaya ‘elektron çığı’ adı
verilir. Her bir iyonizasyon olayı geride pozitif bir iyon bırakır. Elektronların hızı 100mm/µs
olmasına karşın, iyonlar yaklaşık 1mm/µs hızında hareket ederler.
Çığ oluşumu sızıntı akımlarına sebep olmakla birlikte, doğrudan delinmeye sebep olmaz.
Delinmenin gerçekleşebilmesi için elektron sayısının artışına neden olabilecek bir çeşit
geribesleme mekanizmasına da ihtiyaç vardır. Düşük basınçlı gazlarda bu olay ikinci iyonlaştırma
katsayısı ‘γ’ ile açıklanmaktadır. Bu teoriye göre çığ oluşumu aşamasında geride kalan pozitif
iyonlar (şekil 3.4) elektriksel alanın etkisiyle hızlandırılarak katoda doğru harekete geçerler. Pozitif
bir iyonun katoda çarpması sonucu, katoddan elektron koparabilme olasılığı ‘γ’ olup, bu katsayı
elektrik alanın şiddetine, iyonun hızına ve katodun yapıldığı malzemeye göre değişmekle birlikte
genelde yaklaşık olarak 0.01 değerindedir. Bu şekilde oluşan elektronlara ikincil elektron adı
verilir ve oluşan bu elektronlar da yeni çığ oluşumlarını başlatırlar.
Anoda varan toplam elektron sayısı N 0 eαd ise, bu durumda çarpışma sonucu
N 0 e αd − N 0
adet yeni iyon oluşur. Bu iyonların katoda çarparak oluşturacağı yeni elektronların sayısı ise
γN 0 (eαd − 1)
adet olarak hesaplanır. Her bir ikincil elektronun yeni bir çığ ve pozitif iyon oluşumu başlatacağı
düşünülürse bu durumda toplam elektron sayısı
N 0 + N 0 ⋅ γ (eαd − 1) + N 0γ 2 (eαd − 1) 2 + N 0γ 3 (eαd − 1) 3 + ......
olarak bulunur.
‘α’ ve ‘γ’ katsayılarının büyük değerler alması durumunda ( γ (eαd − 1) 〉 1), sonsuz sayıda elektron
üretileceği için, gazın yalıtkanlık özelliği azalacak ve sonuçta delinme gerçekleşecektir. Ancak bu
durumun gerçekleşebilmesi gazın belirli bir basınçta elektrodlar arası belirli bir açıklığa sahip
olması ile mümkündür.
1
α ⋅ d 〉 ln(1 + )
γ
İkincil elektronların oluşmasına yardımcı olan bir diğer etken de, uyarılmış atom yada moleküllerin
yaydığı fotonlardır. Katoda ulaşan fotonlar aynen pozitif iyonlar gibi elektron ayrıştırabilirler.
Elektronlar sonucu uyarılmış her bir atomun foton yayacağı düşünülürse, bu durumda birim
uzunlukta yayılan foton sayısı ‘θ’ katsayısı ile belirtilir. Bu fotonlar her yönde hareket etmelerine
27
3. GazYalıtkanlar ve Boşalma Olayları
karşın, bunların yalnızca ‘g’ kadar bir oranı katoda varabilir. Bunlara ek olarak oluşan fotonların
bir kısmı (µ) gaz tarafından absorbe edilir ve sonuç olarak katoda varan fotonların sayısı e − µx kadar
azalır. Katoda varan fotonların da sadece ‘δ’ kadarlık bir kısmı elektrod yüzeyinde bir elektron
koparmayı başarabilir. Bu işlemler sonucunda ‘dx’ kalınlığında bir tabakada oluşabilecek ikincil
elektronların sayısı:
dN = N 0 eαxθ ⋅ g ⋅ e − µxδ ⋅ dx
olarak bulunur. Bu denklemin katoddan anoda doğru integrali alınırsa, fotonlar sonucu başlangıçta
N0 olan elektron sayısı,
θgδ (α −µ ) d
N = N0 (e − 1)
α −µ
θgδ
adede ulaşır. Burada ifadesi ’Γ’ ile gösterilirse, bu durumda denklem
α −µ
N = N 0 Γ(eαd − 1)
şeklinde ve ikincil elektronların oluşumunda etkili olabilecek diğer tüm mekanizmaları da
kapsayan genel hal alır. ‘Γ’ katsayısı deneysel olarak hesaplanmakla birlikte, genellikle gazın
cinsine ve elektrodun yapıldığı malzemeye göre (şekil 3.7) değişim gösterir.
28
3. GazYalıtkanlar ve Boşalma Olayları
Minimum noktasının solunda kalan kısımda elektron sayısının az olması nedeniyle çarpışma
suretiyle iyonizasyon olayının gerçekleşmesi güçleşmektedir. Benzer şekilde minimum noktasının
sağ tarafında bulunan bölgede çok sayıda çarpışma olmakta birlikte elektronlar yeterince hız
kazanamadıkları için iyonizasyon olayı nadiren gerçekleşmektedir. Paschen eğrisi genellikle düşük
basınçlarda, maksimum 1atm * 5mm’lik çarpıma kadar geçerli olmaktadır. Daha büyük
basınçlarda veya mesafelerde delinme mekanizması değişmekte ve dolayısıyla Paschen yasası da
geçerliliğini yitirmektedir. Bu yasa sadece gazların delinmesini belirlemekle sınırlı kalmayıp, aynı
zamanda katı malzemelerin içerisinde bulunan boşlukların delinme gerilimlerinin hesaplanmasında
da yardımcı olmaktadır.
29