Professional Documents
Culture Documents
• Bir cümlenin hukuk kuralı olabilmesi için bir emir, yasak, izin veya yetki içermesi gerekir. Hukuk
kuralının bir emir veya yasağı ifade etmesine ‘normatiflik’ denir.
• Söz konusu emir veya yasağın hukuk kuralı olabilmesi için bir insan davranışını düzenlemeye yönelik
olması gerekir.
• İnsan davranışını düzenlemeye yönelik olan emir ve yasağın bir hukuk kuralı olması için bir kişi
tarafından değil devletin yetkili organları tarafından kurulması gerekir.
• Dördüncü olarak devletin yetkili organları tarafından koyulan emir ve yasakların bir kural olması için
cebir ile bir yaptırım uygulanması gerekir. (Ölüm cezası, hapis cezası, para cezası)
Anayasa, anayasal nitelikteki hukuk kurallarından oluşur: Anayasa hukuk kurallarından oluşur.
Ancak her türlü hukuk kuralından değil, sadece belli bir tür hukuk kuralından oluşur. Zira bir
hukuk düzeninde binlerce, yüz binlerce hukuk kuralı vardır. Peki bu kurallar nasıl ayrılır?
Yararı:
• Açık ve kesindir.
• Anayasa belirli bir organ tarafından belli bir usule uyarak yazılı bir şekilde ortaya çıkmıştır.
Hangisi doğru:
Kanımızda şekli kriter doğrudur.
• Maddi anlamda anayasanın tanımı oldukça belirsizdir.
• Devletin temel kuruluşuna ilişkin pek çok şey anayasalarla değil kanunlarda düzenlenmiştir.
• Anayasalarda maddi nitelikleri itibariyle anayasal nitelikte olmayan yığınla kural vardır (Yabancı
ülkelerde çalışan Türk Vatandaşları, ormanlar vs.)
• ABD’de 1919 kanun içki yasağı, TR’de 1982 Anayasası’nda yer alan tabiat varlıklarının
korunması maddi anlamda anayasal değildir ancak şekli anlamda anayasaldır.
Bu hükümler her ne kadar devletin temeliyle alakalı olmasa da anayasa metninin içinde bulunduğu
için anayasa kuralıdır. Maddi tanım doğru olsa bu hükümler anayasa hükmü olarak kabul
görmezdi.
Sonuç:
• Anayasallık şekli kritere göre tanımlanır.
• Bu kritere göre ise hukuk normu anayasal nitelikteyse normlar hiyerarşisinin en üstünde bulunması
ve kanunlardan daha farklı ve daha zor bir usulle yapılması gerekir. Bu koşullara uymak şartıyla
her hukuk normu anayasal niteliğe sahip olabilir.
SON TANIM: ANAYASA, normlar hiyerarşisinin en üstünde olan ve dolayısıyla kanunlardan daha
zor değiştirilebilen hukuk kurallarının bütünüdür.
ANAYASA
KANUN
TÜZÜK
YÖNETMELİK
ANAYASA TÜRLERİ:
YAZILI ANAYASA: Kuralları kâğıt üzerinde harfle ifade edilmiş, yani yazılı bir metne sahip olan
anayasadır.
YAZISIZ ANAYASA (Teamülî Anayasa) : Geleneksel anayasa da denir. Teamülî anayasalarda anayasal
alanda yani devletin temel organlarının kuruluşu ve işleyişi alanındaki örf ve adet hukuku kurallarından
başka bir şey değildir. O halde örf ve âdet hukuku kurallarının nasıl tanımlandığını görelim.
Bir kuralın örf ve âdet hukuku kuralı yani teamül kuralı olması için maddi, manevi ve hukuki olmak üzere
üç şartı yerine getirmesi gerekir.
- -Bu kuralın toplum içinde uzun zamandır uygulanması gerekir. (maddi)
- -Toplumda bu kuralın uygulanmasına yönelik genel bir inanç olması gerekir. (manevi)
- -Söz konusu kuralın hukuk düzeni tarafından yaptırım uygulanması gerekir. (hukukilik şartı.)
NOT: Yazılı anayasa gücünü bunu yapamaya yetkili organlardan aldığı halde Teamülî anayasa,
zaman içinde, belli bir toplumda sürekli bir biçimde tekrarlanan davranışlar sonucu, bu davranış
biçimlerine uyulmanın zorunlu olduğu kanaati sonrası ortaya çıkar.
Bu üç şartı da yerine getiren kurallar, anayasal teamül oluşturur ve bu tür kuralların bütününe de ‘Teamülî
anayasa’ adı verilir.
Yazısız anayasanın en bilinen örneği İngiltere’dedir.
Yazısız anayasa sisteminde devletin temel kuruluşuna ilişkin bazı kurallar belgelerde saptanır ama
bunlar da anayasa kuralı oluşturmaz:
İngiltere’de devletin kuruluşuna dair bazı kuralları içeren belgeler vardır. Ancak bu metinlerde ifade edilen
kurallar belki maddi anlamda anayasa kuralı olabilir. Anayasanın da maddi şekilde tanımlanması doğru
değildir. Bu tür kurallar şekli anlamda anayasa kuralı olarak kabul edilmezler çünkü bunlar normlar
hiyerarşisinde diğer kanunlardan daha üstte yer almazlar. Bu tür belgelerde yer alan kurallar parlamentonun
kabul edeceği bir kanunla değiştirilebilirler.
YUMUŞAK-KATI ANAYASA
YUMUŞAK ANAYASA
- Normal kanunlarla aynı usullerle ve aynı organlarca değiştirilebilen anayasadır.
- Yazısız anayasalar mahiyetleri gereği yumuşak anayasalardır.
- Bir anayasanın teorik olarak yumuşak olması iki şekilde mümkündür:
- Açıkça kanunlarla değiştirilebileceği hükmünü belirtmesi.
- Ya da değiştirme konusunda hiçbir düzenleme içermez. Bu anayasalar kendi değiştiriliş usullerini
düzenlemediği için normal kanunlar gibi değiştirilebilir. (1921 Türk Anayasası)
- Yumuşak anayasa sisteminde yasama organı alelade bir kanun yapar gibi anayasayı değiştirebilir.
Bu nedenle yumuşak anayasalarda anayasanın üstünlüğü diye bir şey yoktur.
- Yumuşak anayasanın normların en üstünü temsil ettiği söylenemez.
KATI ANAYASA
Katı Anayasa: Normal kanundan daha farklı organlarca ve daha zor usullerle değiştirilebilen anayasalardır.
Birkaç istisna dışında yazılı anayasaların çoğu katıdır, değiştirilme usullerini kendilerinden saptarlar. Bir
anayasaya katılık sağlamanın değişik yolları şunlardır:
A) Üye Tam Sayısının Salt Çoğunluğu Kuralı: Bir anayasanın değişimi için salt çoğunluluk aranıyorsa o anayasa
katıdır. (1947 İtalyan Anayasası)
B) Nitelikli Çoğunluk Kuralı: Anayasanın değişimi için üye sayısının 4’te 3’ü, 5’te 3’ü gibi çoğunluklular gerekiyorsa
o anayasa katıdır. (1978 İspanyol Anayasası)
C) Halkoylaması: Anayasa değişikliği halkoylamasına gidiyorsa bu anayasa katıdır. (1982 Türkiye anayasası,
parlamento onayı sonrası anayasayı halk oylamasına götürmeyi zorunlu tutmuştur)
D) Değiştirilemeyecek maddeler ve ilkeler: Bir anayasanın bazı maddelerinin değiştirilmesi yasaksa o anayasa katıdır.
E) Süre yasağı: Bir anayasanın kabul edilmesinden bir süre sonra değiştirilmesi yasaksa o anayasa katıdır. (1787
Amerikan Anayasası)
F) Dönem Yasağı
G) Değişikliğin İkinci Defa Kabul Edilmesi
H) Devlet Başkanı Veto Yetkisi: Devlet başkanının normalde veto yetkisi olmamasına rağmen anayasa değişiklikleri
için veto yetkisinin bulunması katı anayasayı oluşturur.
ANAYASALARIN İÇERİKLERİ
Anayasaya baktığımızda genelde şöyle oluştuğunu görürüz:
Başlangıç, Temel İlkeler, Temel Hak ve Hürriyetler, Devletin temel organları (yasama, yürütme, yargı), Diğer
Hükümler veya çeşitli hükümler, Anayasanın değiştirilmesi
Anayasanın Başlangıcı: Anayasaların başlangıç kısmı bağlayıcı mıdır? Bazı anayasalar (1982 Türk) bunun
bağlayıcı olmadığını belirtmiştir. Bunu tartışmaya gerek yoktur. Bazıları da bir belirtme yapmamıştır bundan
dolayı Anayasa’ya dahil olur.
Temel İlkeler:
1. Cumhuriyet-Monarşi: Devletin yönetim şekli belirtilir.
2. Üniter Devlet-Federal Devlet
3. Egemenlik
4. Din-Devlet ilişkileri: Bazı ülkeler laikliği kabul ederken bazıları devletin dinini belirtmiştir.
5. Diğer İlkeler
Anayasacılık Hareketleri
Yeryüzünün ilk anayasası 1787 ABD Anayasası’dır.
1700’lerden önce devletin temel kuruluşuna ilişkin yazılı hukuk kuralları kanun, ferman vs. ile yapılıyordu.
Peki bunlar neden bir Anayasa olarak kabul edilmiyordu?
Çünkü normlar hiyerarşisinde kanunlardan üstte bir yer almıyordu.
Normal kanunların üstünde yer alan bir kanunlar yapma düşüncesi insanlık tarihinde ancak 1700’lerden sonra
ortaya çıkmıştır.
İşte normlar hiyerarşisinde kanunların üstünde bulunan ve kanunlardan daha zor bir şekilde değiştirilebilen bir
kanunun bulunması gerektiği düşüncesine ‘anayasacılık düşüncesi’ denir.
Peki neden; devlet iktidarının sınırlandırılması ve vatandaşların hak ve hürriyetlerinin güvence altına alınması
isteği.
Anayasanın ek bir sonucu da devletin temel kuruluşuna belli bir istikrar kazandırmış olması olmuştur.
ANAYASAÜSTÜLÜK SORUNU:
Bazı yazarlara göre insan onuruna saygı, milli egemenlik gibi köken olarak pozitif bir temele sahip bulunmayan
ama anayasa üstü bir değere sahip hukuki prensipler vardır. Eğer böyle bir prensip kabul edilirse bu prensipler
kurucu iktidar tarafından da değiştirilemez prensipler haline gelir.
Anayasa üstülük sorunu anayasa üstü olduğu iddia edilen prensiplere hukuk kuralı niteliğinin atfedilmesiyle
başlar.
Vedel: ‘Anayasa üstü hukuk normları kavramı mantıksal olarak inşa edilemez.’
Uluslararası hukukun iç hukuka üstünlüğü ilkesi uluslararası hukukun sadece olağan kanunlarla değil, aynı
zamanda anayasal kanunlara da üstün geldiği anlamına gelmektedir. Bu ilke uluslararası doktrin,
sözleşmeler ve yargı tarafından teyit edilmiştir.
Anayasal Teamül: Anayasal organların uzunca bir süreden beri kesintisiz olarak tekrarlanan ve kendisine
uyulması zorunlu olduğuna inanılan davranışlardır.
Yazılı anayasada teamül sorunu: Kanımızca yazılı ve katı anayasada teamül olamaz.