You are on page 1of 72

TOPLUMSAL

CİNSİYET
KAMLA BHASIN
Kamla Bhasin
Kamla Bhasin sosyal bilimlerde lisans
eğitimini tamamladıktan sonra 1965-
67 yıllarında Rajasthan Üniversitesinde
ekonomi dalında yüksek lisans eğitimi
aldı. 1967-69 yıllarında Almanya’daki
Muenster Üniversitesinde, Gelişmenin
Sosyolojisi üzerine eğitim gördü ve bir
araştırma enstitüsünde araştırma
asistanı olarak çalıştı.
1972 yılında Rajasthan’da gönüllü
olarak kurulmuş olan bir örgüte
katıldıktan sonra kalkınma, eğitim,
toplumsal cinsiyet vb. konular üzerinde
çalıştı. 1976 ve 2001 yılları arasında BM
Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO)
Açlıktan Kurtuluş Kampanyası /
Kalkınma için Eylem’de yaratıcı çözümler üreten sivil toplum örgütü
girişimlerinin desteklenmesine, eğitimler ve çalışma atölyeleri düzenlen-
mesine. Güneydoğu ve Güney Asya’daki SKT’lar, kadın örgütleri ve diğer
halk örgütleri arasında bilgi ve işbirliği ağı oluşturulmasına çalıştı. Halen
2
Güney Asya Toplumsal Cinsiyet Aktivistleri ve Eğitimcileri Çalışma Ağı’nın
(SANGAT) koordinatörlüğünü yapıyor ve Jagori (Kadınların Bilgi Danışma
ve Eğitim Medkezi)’nin, WIPSA (Güney Asya’da Barış için Kadınlar
Girişimi)’nin ve SAHR (Güney Asyalılar İnsan Hakları Örgütü)’nün aktif bir
üyesidir. Kamla, politik kimlik, askerileşme, çatışmaların çözümü, barış
v.b. ile ilgili konularla derinden ilgilidir. Kendisi farklı konular arasındaki
bağlantıları görmeye ve farklı hareketler arasındaki ortak çalışma ve
işbirliklerini güçlendirmeye gayret göstermiştir.
Kamla Bhasin, yerel, ulusal ve Güney Asya düzeyinde toplumsal cinsiyet
ve sürdürülebilir kalkınma konularında kadınlar ve erkekler için kapasite
artırıcı, katılımcı ve deneysel atölye çalışmaları ve eğitimler düzenlemek-
tedir. Kendi eğitim ve atölye çalışması deneyimlerini ayrıntılı raporlar ha-
line getirmiş ve bu deneyimlerini yaygın bir biçimde paylaşmıştır.
Kamla, çok sayıda kadın grubunun ve gönüllü örgütün ve bazı bölgesel
ve uluslararası bilgi ve işbirliği ağlarının kurucusu ve üyesidir.
Kamla Bhasin, katılımcı ve sürdürülebilir kalkınma, katılımcı eğitim, medya
ve iletişim, toplumsal cinsiyet, kadınların güçlendirilmesi v.b. konularda
kapsamlı yazıları bulunmaktadır. Kitaplarının çoğunun hedef kitlesi ak-
tivistler ve kalkınma konusunda çalışanlardır. Kamla, aynı zamanda kadın
hareketi için şarkılar, sloganlar ve çocuklar için şarkı kitapları yazmaktadır.
Kendisi, iyi bir şarkıcı olmamasına rağmen fırsat bulduğunda yüksek sesle
ve tutkuyla şarkı söylemekte ısrarlıdır.
Çeşitli hareketler için çok sayıda afiş ve bez pankart da yaratmıştır. Nisan
1946 doğumlu olan Kamla’nın iki çocuğu, bir kocası vardır ve Hindis-
tan’da Yeni Delhi’de yaşamaktadır.
TOPLUMSAL
CİNSİYET
KAMLA BHASIN

çeviri: Kader Ay
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

İÇİNDEKiLER

Sunuş

Türkçe Baskı İçin Önsöz

Birinci Bölüm: Toplumsal Cinsiyeti Anlamak


- Cinsiyet sözcüğüne yüklenen yeni anlam
- Toplumsal cinsiyeti belirleyen normlar
- Kadınlar ve erkekler arasındaki biyolojik farklılığın onlara atfedilen rollerle ilişkisi
- Mekanların da cinsiyeti var
- Dil de cinsiyetçidir
- Ataerkil sistem toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ve kadınların ikincil konumunu
nasıl etkiliyor

İkinci Bölüm: Ulusal Kurtuluş, Modernleşme, Eğitim - Uluslar kurtuldu, ya kadınlar


- Toplumsal cinsiyet ilişkileri ya da ince politika
- Aile içi politika ve kadının sürekli müzakereye dayanan pazarlık gücü
- Din, kast ve sınıf gibi diğer kimliklerimiz toplumsal cinsiyet ilişkilerini nasıl etkiler

Üçüncü Bölüm: Toplumsal Cinsiyete Dayalı işbölümü - Üreme ve Üretim


- Toplumsal - yapısal bir sorun
4 - Sanayi devrimi ve özel alan - kamusal alan ayrımı
- Kamusal ve özel alan ayrımı eşitsizlikleri keskinleştirdi
- Özel olan politiktir
- Kadınların ikincil konumuyla ilgili kavramlar arasındaki farklar

Dördüncü Bölüm: Toplumsal Cinsiyet ve Kalkınma


- Toplumsal cinsiyet, kalkınma konularında neden bu kadar önemli oldu
- Kadınların önemsizleştirilmesine, dışlanmasına
(marjinalleştirilmesine) yol açan kalkınma programları
- Feminist bakış açısından kalkınma programları
- Modernleşmenin kurbanları
- “Kalkınmada Kadınlar”dan “Toplumsal Cinsiyet ve Kalkınma”ya
- Kadın hareketi güçleniyor, kalkınma anlayışı değişiyor
- Söylemesi kolay yapması zor: Gücü kadınlar ve
erkekler arasında yeniden paylaştırmak

Beşinci Bölüm: Toplumsal Cinsiyete Duyarlılığı Artırmak


- Toplumsal cinsiyeti anlamak ve değiştirmek
- Toplumsal cinsiyet kavramının sorunları
- Kavram neden popüler oldu
- Daha fazla önem verilmesi gereken konular
- Toplumsal cinsiyet konusundaki çalışmalar erkeklerle birlikte
yapılmalı, görüşünde olanlar var
- Toplumsal cinsiyet tartışması erkeklere karşı kadınların tartışması değildir
- Toplumsal cinsiyet ile ilgili konular neden tepki uyandırıyor
- Ataerkil toplumda radikal dönüşümler gerekiyor
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

SUNUŞ
Kadınlarla Dayanışma Vakfı rının saldırısıyla karşı karşıya bulu-
(KADAV), örgütlü yaşamının dör- nan Türkiye’ deki kadın hareketinin
düncü, tüzel kişiliğini kazanışının iki önemli ihtiyacı olduğunu düşü-
ikinci yılını doldururken, önemli üç nüyoruz. Birincisi dayanışma ve
kitapla “KADAV Yayınları”nı başlat- güçlerimizi birleştirmekse, ikincisi
manın sevincini duyuyor. “Ataerkil de eylem ve söylemimizi kuramsal
Sistem, Erkeklerin Dünyasında Ya- bilgiyle güçlendirmektir. Bhasin’in
şamak”, “Feminizm Üzerine Bazı So-
Türkçe baskıya yazdığı önsözde de
rular” ve “Toplumsal Cinsiyet, Bize
belirttiği gibi, “teorisyenlerle akti-
Yüklenen Roller” adlı kitaplardan
vistlerin, kuram ve eylem arasın-
oluşan bu setin Türkiyeli kadınların
hem keyifle okuyacakları hem de daki duvarları” yıkmalarına; eylem
kaynak olarak yararlanacakları ki- ve deneyleri kuramsal düzeye yük-
taplar olacağın i umut ediyoruz. seltmelerine ihtiyacımız var. Kadın
hareketinin en temel konularına,
Bu kitapları yayımlama olanağını, ağırlıkla soru cevap yöntemiyle, an-
2001 Haziran’ında kendilerini ta-
laşılır yalınlıkta yanıtlar getiren,
nıma ve üç günlük bir eğitim alma
ama güçlü bir kuramsal temele da-
şansına sahip olduğumuz, Hintli
Toplumsal Cinsiyet Uzmanları Abha yanan bu kitapların da bu ihtiyacın
Bhaia ve Kalyani Menon-Sen’e borç- karışlanmasına katkı yapacağına
luyuz. Kitapların içerdiği bilgileri al- inanıyoruz.
dığımız o seminer bizleri öylesine Herhangi bir telif söz konusu ol-
heyecanlandırmıştı ki, edindiğimiz maksızın kitapları Türkçeye ve Tür-
bilgileri paylaşmak için güçlü bir kiyeli okura kazandırmamızı kabul
arzu duymuştuk. Şimdi bu arzumuz
ederek uluslararası dayanışmanın
da gerçekleşmiş oluyor.
güzel bir örneğini veren JAGORi’ye
Kitabın yazarı Kamla Bhasin de, ve kitabın yazarına, buna vesile olan
Abha ve Kalyani gibi, Hindistan’ın Abha ve Kalyani’ye teşekkür ederiz.
en büyük kadın örgütü JAGORi’nin
aktivist ve uzmanlarından biridir. Ayrıca kitapların çevirisinde, redak-
Kısa biyografisinde de görüleceği siyonunda, düzeltisinde gönüllü
gibi, uluslararası alanda da sayısız emeklerini esirgemeyen Kader,
deneyim ve engin birikime sahiptir. Ayşe, Mine, Beril ve Iraz arkadaşla-
rımıza da en içtenlikle teşekkürler.
Gelişen, giderek güçlenen ve o öl-
çüde de tutucu, baskıcı güç odakla- Kadınlarla Dayanışma Vakfı
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

TÜRKÇE BASKI İÇİN ÖNSÖZ


“Ben bir duvar değilim ki duvar böler, şimdi çeşitli ülkelerdeki örgütleri-
ayırır Ben o duvardaki bir gediğim.” miz arasında bir bağ, duvarları
yıkan bir gedik haline geliyor. Ör-
Benim için duvarlar dışlamanın ve gütler ve aktivistler arasındaki bu
ayırmanın sembolleridir. Duvarlar uluslararası bağ, neo-liberalizmin
“diğer”ini tanımayı, diyaloğu ve bir- ve dinsel tutuculuğun yeni elbisele-
likte güç yaratmayı zorlaştırır. rini giyen ataerkil güçlerle; devlet
Günümüz dünyasında fazlasıyla ve devlet dışı terörle mücadelede
duvar var - uluslar, topluluklar ve yaşamsaldır.
dinler arasındaki duvarlar; sınıflar, Kitapçıklarımın şimdi de Türkçeye
kastlar ve ırklar arasındaki duvar- çevrilip basılmasından dolayı sevin-
lar; toplumsal cinsiyetler ve cinsi- çliyim, Bir feminist aktivist ve yaza-
yetler arasındaki duvarlar; rın sınırlar ötesindeki feministler
toplumsal hareketler arasındaki du- tarafından kabul görmesinden daha
varlar; teorisyenler ve aktivistler, büyük mutluluk ne olabilir?
teori ve eylem arasındaki duvarlar.
Kamla Bhasin Yeni Delhi - Haziran
Bu kitapçıklar bu duvarların bazıla- 2003
rında, özellikle de disiplinler, eylem
ve teori, teorisyenler ve aktivistler
arasında bulunan duvarlardaki ge-
dikler olarak tasarımlandı. Kitapçık-
larda, bilimsel tezleri anlamak için
zamanı ve olanağı olmayan aktivist-
ler için kavramları ve konuları ko-
laylıkla anlaşılabilir hale getirmeğe
gayret gösterdim. Eylem ve teorinin
el ele yürümesi ve birbirini güçlen-
dirmesi son derece önemlidir.
Gerçekten de, bu kitapçıkların pek
çok ülkede kullanılması ve beğeni
kazanması böylesi malzemelere
olan ihtiyacın bir kanıtıdır. Feminist
hareketin kızları, bu kitapçıklar
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

Birinci Bölüm türel açıdan tanımlanmasını, top- 7


lumların kadın ve erkeği birbirin-
Toplumsal den ayırt etme biçimini ve onlara
verdiği toplumsal rolleri ifade et-
Cinsiyeti Anlamak mektedir. Kadınlar ve erkekler açı-
sından toplumsal gerçekleri
anlamanın çözümsel bir aracı ola-
rak kullanılmaktadır.*
*Cinsiyet sözcüğüne
Cinsiyet ile toplumsal cinsiyet ara-
yüklenen yeni anlam sındaki ayrım, kadınların, erkekle-
rin hükmü altındaki ikincil
Dilbilgisi açısından cinsiyet kelime-
konumunu kadınların anatomile-
sini biliyoruz; ama belli ki, günü-
rine dayandıran genel eğilimle baş
müzde bu kavramın farklı bir
etmek için ortaya kondu. Yıllar bo-
kullanımı var.
yunca toplumda kadınlara ve erkek-
Cinsiyet kelimesi sosyolojik olarak lere atfedilen farklı özelliklerin,
ya da kavramsal bir kategori olarak roller ve statülerin biyolojik olarak
kullanılmaktadır ve ona çok özgün (yani cinsiyet ile) belirlendiğine,
bir anlam verilmiştir. Yeni halinde bunların doğal, dolayısıyla da değiş-
cinsiyet, kadın ve erkeğin sosyo-kül- tirilemez olduğuna inanıldı.

* Türkçe sözlük anlamı ‘ismin cinsi’ veya ‘cinsiyet’ demek olan İngilizce gender kelimesi bu bağlamda ‘top-
lumsal cinsiyet’ anlamına gelir. Feminist araştırma ve çalışmalarda bu kavram ‘toplumsal cinsiyet rolü’
olarak da kullanılır (ç.n.).
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

Bir bakıma kadınlar ve kadınların likler yükler. Doğumlarından itiba-


bedeni, onların toplumdaki ikincil ren kızlara ve oğlanlara tüm bu sos-
statülerinin sorumlusuydu ve halen yal ve kültürel algı ve davranışların
de bundan sorumlu tutulur. Bu bir “paket halinde yüklenmesi” aslında,
kere doğal olarak kabul edilince, “toplumsal cinsiyetin öğretilmesi ve
toplumda var olan adaletsizliğe ve benimsetilmesi”dir. Her toplum; bir
toplumsal cinsiyet rollerindeki eşit- erkek ya da kadını, farklı nitelikleri,
sizliğe işaret etmeye de elbette davranış model- leri, rolleri, sorum-
gerek kalmaz. lulukları, hakları ve beklentileri
olan bir erkek ve kadına, eril ve di-
Toplumsal cinsiyet kavramı, cinsi-
şile yavaş yavaş dönüştürür. Biyolo-
yeti bir şey, ama toplumsal cinsiyeti
jik olan cinsiyetten farklı olarak
çok daha başka bir şey olarak ifade
erkeklerin ve kadınların toplumsal
etmemizi mümkün kılar.
cinsiyet kimlikleri psikolojik ve sos-
Herkes erkek ya da dişi olarak yolojik -yani tarihsel ve kültürel-
doğar. Cinsiyetimiz sadece cinsel or- olarak belirlenmiştir.Bu kavramı ilk
ganımıza bakılarak tespit edilebilir. kullanan birkaç feminist akademis-
yen arasında yer alan Ann Oakley
Fakat her kültürün kızları ve oğlan-
8 şöyle söyler:
ları değerlendirme yöntemi vardır
ve onlara farklı roller, tepkiler, nite- “Toplumsal cinsiyet bir kültür meselesidir,
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

erkek ve kadınların ‘eril’ ve ‘dişil’ olarak dir, eril ve dişi niteliklere, davranış
sosyal sınıflandırılmasına işaret eder. in- modellerine, rollere, sorumluluk-
sanların erkek ya da kadın olduğu, çoğun- lara vs. işaret eder.
lukla biyolojik göstergelere göre ~ Toplumsal cinsiyet değişkendir.
anlaşılabilir. İnsanların eril veya dişil ol- Zamana, kültüre hatta aileye göre
duğu ise aynı şekilde anlaşılamaz; ölçütler değişir.
kültüreldir, yere ve zamana göre değişiklik
~ Toplumsal cinsiyet değiştirilebilir.
gösterir. Cinsiyetin değişmezliğini kabul
etmek zorunludur, ama böylece toplumsal
cinsiyetin değişkenliği de kabul edilmeli- Toplumsal cinsiyet (gender),
dir.” Güney Asya dillerine nasıl tercüme
edilir?
Oakley şöyle bir sonuca varıyor:
Toplumsal cinsiyet rolünün biyolo- Bu, gerçekten bir sorun. İngilizce’de
jik kökeni yoktur, cinsiyet ile top- iki ayrı kelime (sex ve gender) var-
lumsal cinsiyet arasındaki ken, çoğu Güney Asya dilinde yal-
bağlantılar gerçekte hiç de “doğal” nızca bir kelime (linga) hem cinsi-
değildir. yet hem de toplumsal cinsiyet için
kullanılmaktadır. Bunları birbirin-
Bu iki kavram arasındaki temel
9
den ayırt edebilmek için linga’yı ni-
farklılıkları görelim:
telendirecek iki kelime bulduk:
CİNSİYET
Cinsiyete ya da doğal/biyolojik cin-
~ Cinsiyet doğaldır. siyete (sex) “praakritik linga” diyo-
~ Cinsiyet biyolojiktir. ruz ve gender kelimesi yerine
“saamaajik linga” ya da toplumsal
~ Cinsel organlardaki görünür fark- cinsiyet diyoruz. Aslında gender ke-
lılıklara ve buna bağlı olarak üreme limesi yerine bu tanımlar daha çok
işlevindeki farklılıklara işaret eder. işe yarıyor, çünkü bu kavramlar ta-
~ Cinsiyet değişmez, her yerde aynı- nımlamayı içerdikleri. için daha
dır fazla açıklamaya da gerek kalmı-
yor.*
~ Cinsiyet değiştirilemez.

Toplumsal cinsiyet, cinsiyetimizle


TOPLUMSAL CİNSİYET
ne kadar ilişkili?
~ Toplumsal cinsiyet sosyokültürel-
Eğer bir kadın yemek yapabiliyorsa,
dir, insan icadıdır
bir erkek de yapabilir, çünkü yemek
~ Toplumsal cinsiyet sosyo kültürel- yapmak için rahim gerekmez!

* Aynı durum Türkçede kullandığımız “toplumsal cinsiyet” için de geçerli, hem açıklayıcı hem de ken-
dini tanımlayan bir kavram kullanmış oluyoruz. (ç.n.)
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

Yalnızca bir dereceye kadar. Kadın- lumsal cinsiyetteki farklılıklardır ve


lar, ama her kadın değil, bedenleri toplum tarafından yaratılır. Top-
sayesinde çocuk doğurur, onları lumsal cinsiyetin doğal bir şey ol-
besler ve adet görür; fakat bundan maktan ziyade, kültürel ve
başka kadınların yapıp erkeklerin toplumsal bir nitelik olduğu gerçe-
yapamayacağı ya da erkeklerin ğinin kanıtı, onun zaman boyunca,
yapıp da kadınların yapamayacağı farklı yerlerde ve farklı sosyal grup-
hiçbir şey yoktur. Çocuk doğurmak, lar arasında değişmeye devam et-
yalnızca kadınların çocuklara baka- mesidir. Örneğin bir kabile kızı
bileceği ya da bakması gerektiği an- hayvan otlatarak, meyve, yaprak
lamına gelmez. Erkekler de bakım veya dal toplamak için ağaçlara tır-
işini gayet iyi yapabilir. Dolayısıyla manarak ormanda özgürce dolaşır-
yalnızca kadın ya da erkek bede- ken orta sınıftan bir kız çocuk okula
nine sahip olmakla, özelliklerimizin, ya da eve kapatılabilir. Her ikisi de
rollerimizin ya da kaderlerimizin kız çocuktur, fakat vücutlarının aynı
ister istemez belirlenmesi söz ko- olduğu gerçeğine rağmen, farklı ye-
nusu değildir. Fakat gerçekte neyin tenekler, amaçlar ve hayaller geliş-
doğal ve neyin sosyal olarak yapı- tirirler.
10 landırılmış olduğunu saptamak ol- Benzer şekilde pek çok ailede kızlar
dukça güçtür; çünkü çocuk doğar geleneksel olarak okula gönderil-
doğmaz, toplum ve aileler toplum- mez ya da 10-11 yaşlarından sonra
sal cinsiyetine göre çocuğu yetiştir- evden dışarı çıkmalarına izin veril-
meye başlarlar. Birçok Güney Asya mez ve çoğunlukla ergenlik çağında
kültüründe bir oğlun doğumu kut- evlendirilirlerdi. Fakat şimdi çok
lanır, bir kızın doğumunda yasa bü- şey değişti. Aynı şekilde, çok da
rünülür; erkek çocuklara sevgi, fazla olmamakla birlikte, erkeklerin
saygı, daha iyi gıda ve bakım yağdı- eğitimleri, rolleri ve sorumlulukla-
rılır. Erkekler dayanıklı ve dışadö- rında da değişimler oldu. Toplumsal
nük olmaya, kızlar ise çekingen, cinsiyetin değişken olduğunu söy-
ağırbaşlı ve eve bağlı olmaya teşvik lerken bunu kastediyoruz; farklı ai-
edilir. Bir kız çocuğun bedeninde lelerde ya da topluluklarda ve aynı
onu şort giymekten, ağaca tırman- ailede farklı zamanlarda farklı olur
maktan ya da bisiklete binmekten ya da olabilir.
alıkoyan hiçbir şey yoktur.
Vücutlarımız bile kendimiz, toplum
Bir erkek çocuğun bedeninde de ya da kültür tarafından biçimlen- di-
onu oyuncak bebeklerle oynamak- rilebilir ya da değiştirilebilir. Vücut-
tan, kendinden daha küçük kardeş- larımızın ölçüsünü, biçimini ve
leriyle ilgilenmekten, yemek gücünü egzersizle, kullanma, kul-
hazırlamaya ya da temizlik yap- lanmama, yanlış kullanma veya su-
maya yardımcı olmaktan alıkoyan istimalle değiştirebiliriz. Kadın ve
hiçbir şey yoktur. Farklılıklar, top- erkek güreşçilerin, vücut geliştiren-
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

lerin, atletlerin, dansçıların, yoga cinsiyete dönüştürdü ... Ve sonuçta,


uygulayıcıların vs. vücutları, bunun bu düzen kadınları ve erkekleri eko-
en bariz örnekleridir. nomik olarak sömürülebilir kılmak
için, kendi yarattığı farklılıkları tek-
Benzer şekilde, kadın vücudunun
rar ‘doğal’ ilan etmekte.” Claudia
üreme yetisi vardır, fakat şimdi biz-
von Werlhof
ler çocuk doğurup doğurmamaya,
kaç çocuk doğuracağımıza ve hangi
aralıklarla doğuracağımıza karar
verebiliriz. Doğurganlık, kadınlar *Toplumsal cinsiyeti
için dişi hayvanlarda olduğu gibi belirleyen normlar
kaçınılmaz değildir.
Her toplum kızlar ve oğlanlar, ka-
Bunu takip eden ise şudur: Kadınla-
dınlar ve erkekler için, onların ya-
rın ve erkeklerin toplum içinde
şamlarının ve geleceklerinin hemen
sahip olduğu farklı statüler aslında
her durumunu belirleyen farklı
toplumsal ve kültürel olarak belir-
normlar tayin eder. Bunların en gö-
lenmektedir; insan yapımıdır, doğa-
rünür olanlarına şöyle bir göz ata-
nın bununla ilgisi çok azdır. Hemen
lım.
hemen her yerde bir grup olarak 11
kadınların erkeklere göre ikincil sa- Giyim
yılmalarını cinsiyet değil, toplumsal Çoğu toplumda kızlar ve oğlanlar,
cinsiyet belirlemektedir. Kadınlar kadınlar ve erkekler birbirlerinden
daha az hakka ve daha az kaynağın farklı giyinir. Bu fark, bazı yerlerde
denetimine sahiptir, erkeklerden çok az, diğerlerinde çok belirgin
daha uzun saatler çalışır fakat işle- olabilir. Bazı topluluklarda kadınlar,
rine ya az değer verilir ya da az yüzleri de dahil olmak üzere, tepe-
ödeme yapılır. Kadınlar erkeklerin den tırnağa tüm vücutlarını örter-
ve toplumun sistematik şiddetine ler. Giyim tarzı insanların hareket
maruz kalırlar; toplumsal, ekono- yeteneğini, özgürlük ve saygınlık
mik ve siyasal kurumlarda karar duygusunu etkileyebilir ve etkile-
alma güçleri çok azdır. mektedir.
“Tarihteki hiçbir toplumsal düzen,
cinsiyetler arasındaki doğal farklı-
lığı, günümüzde olduğu kadar vahşi Nitelikler
ve sistematik bir şekilde kullan- Pek çok toplumda kadınlardan yu-
madı, artırmadı ve çarpıtmadı. Bu muşaklık, nezaket, ilgi gösterme,
düzen önce doğal olan cinsiyeti besleyip yetiştirme ve itaat gibi ni-
yapay bir toplumsal cinsiyete dön- teliklere sahip olmaları ve bunları
üştürüp erkeği ‘erkek’, kadınıı mükemmelleştirmeleri; erkeklerden
‘kadın’ yaptı. Gerçekte ise erkeği ise güçlü, özgüvenli, mantıklı olma-
‘insan ırkı ‘na, kadını da yalnızca bir ları ve rekabet etmeleri beklenir.
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

Hindistanlı feminist Vasanth Kanna- rolleri arasındaki farklılığın dere-


biran, toplumsal cinsiyet konulu bir cesi çok değişkendir. Bazen kurallar
seminerde şöyle diyor: sadece tercihe bağlıdır ve geçici rol
değişimleri konusunda her iki cins
“Kadınların çocuk yetiştirmesinin
de pek az endişelenir.
çocuk doğurmak kadar doğal ve ka-
lıtımsal olduğu varsayılıyor... Ve bu “Core du Bois, Alor’da cinsiyetler arasında
sadece ürettiğimiz çocuklarla da ekonomik roller açısından farklılıklar ol-
kalmıyor; sevginin ya da anneliğin masına karşın, bir kişinin diğer cinsiyetin
içimizde oturmuş, ihtiyacı olan her- işini yapmasının sağlıksız olduğunun dü-
kese akmayı bekleyen bir nehir ol- şünülmediğini - aksine ek bir yetenek ka-
duğu sanılıyor. Ezeli ve ebedi zandıkları için takdir edildiklerini
anneler haline geliyoruz. Böylece
belirtir. Kadınlar yaşamsal tüketim mal-
kendi çocuğuma, başkalarının ço-
cuklarına, kocama, erkek kardeşle-
ları ekonomisini kontrol ediyor, erkekler
rime, kız kardeşlerime ve gerçekten ise mali işlerle uğraşıyor, fakat pek çok
de, bana ‘cici anne’ diye seslenen ba- erkek tutkulu bahçıvanlardır, pek çok
bama annelik yapıyorum! Kapsamı kadın da mali yeteneklere sahiptir. Diğer
genişletilmiş bir anne haline geliyo- yandan bahçıvanlığın kadın işi olarak ta-
12 rum. Tüm evrene karşı bir annelik nımlandığı bazı kültürlerde, bir erkeğin
duygusuyla dolup taşman bekleni- bu tür işlere eğilimi cinsel sapma olarak
yor. Ve bunun doğal olduğu varsayı- değerlendirilir. Başka kültürlerde ise her
lıyor! Bunun bir iş olduğu değil, iki cinsiyete atfedilen işlerin üstesinden
nefes almak, yemek yemek ya da gelen kadınlar için özel bir kategori bile
uyumak kadar kolay yaptığınız bir
şey olduğu düşünülüyor.”! yaratılabilmektedir.” Ann Oakley
Diğer toplumlar, katı cinsiyet rolleri
dayatır. Orta Brezilya’da yaşayan
Roller ve sorumluluklar Mundurucu yerlileri, yine Ann Oak-
Erkekler ev halkının reisi, ekmeği ley’e göre “cinsiyet rolleri ve cinsiyet
kazanan, mülkiyetin sahibi ve yöne- gruplaşmaları kutuplaşmasının asli bir
ticisi, siyasette, dinde, iş ve meslek toplumsal öğe halini almış olduğu bir top-
hayatında aktif yer alanlar olarak lum örneğidir. Cinsiyetlerin fiziksel ve top-
kabul edilir. Diğer yandan kadınlar- lumsal ayrışması, fiilen tamamlanmıştır.
dan çocuk doğurmaları ve yetiştir- Erkekler ve erkek çocuklar, kadınlardan
meleri, hasta ve yaşlılara bakmaları. ayrı erkek evlerinde yaşarlar. Her bir cin-
tüm ev işini yapmaları vs. beklenir
siyet grubu (küçük çocuklar hariç) yal-
ve kadınlar bu doğrultuda eğitilir.
Bu ise kadınların eğitimlerini ya da
nızca kendi grubuyla etkileşim içindedir
eğitim eksikliğini, istihdam için ha- ve iki cins arasındaki zıtlık pek çok ayinde
zırlıklarını, istihdamıarının doğasını ve diğer vesilelerle sergilenir. Cinsiyet ku-
vs. belirliyor. Ancak kadın ve erkek tuplaşması yalnızca ekonomik görevler ve
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

toplumsal rolleri değil, egemenlik ve tir ve Y kromozomu (yalnızca


teslimiyetle ilgili olarak şekille- erkeklerde bulunur) pek
nen kişilik alanlarını da çok eksiklikten sorumlu-
kapsar. İnsanların ta- dur.
nımlanmış cinsiyet rolleri Ashley Montagu’nun
ve kişilik türleri içinde The Natural Superio-
kalma becerileri konu- rity of Women (Ka-
sunda veya bunları dınların Doğal
aşmak için gerçek ve hayali Üstünlüğü) isimli ki-
arzuyla ilgili korku, pek çok tabında verdiği liste,
ya tamamen ya da
folklorik öğede ve dini mera-
büyük oranda cinsiyet-
simde ifade edilir.”5 ilişkili genler sebebiyle ve
Dışarıdan bakanlar batı çoğunlukla erkeklerde görü-
toplumlarında toplumsal len 62 özgün hastalık içerir.
cinsiyetler arasında çok “Bunların yarıya yakını ciddi
az farklılığının olduğunu rahatsızlıklardır ve hemofili
sanabilir, fakat Ann Oak- (kanın pıhtılaşma mekanizma-
ley şöyle belirtiyor: sındaki yetersizlik), kalp ka- 13
pakçığı daralması (bir kalp
“Günümüz Batı toplumla- deformasyonu) ve bazı zihinsel
rında cinsiyet, toplumsal yapıyı yetersizlikleri kapsar. Ana rah-
örgütleyen bir ilkedir ve yaygın minden itibaren yaşamın her
inancın aksine toplumsal rolle- aşamasında kalıtsal nedenler-
rin belirlenmesinde büyük bir den dolayı dişilerden daha fazla
rol oynar. Böylece Mundurucu- erkek ölür. Dişilerden daha fazla
lar’da olduğu gibi, batı kültüründeki erkek üretilir ve bu iki gerçek,
korkunun büyük bir kısmının köklerini de ölümlülük ve üretim oranlarının
yüksekliği, el ele gider görünüyor.”
toplumsal cinsiyet rolleri tarafından or-
taya konan taleplerde bulmak şaşırtıcı de- “X ve Y spermleri eşit sayıda üretili-
ğildir. Psikiyatrlar, yetişkinler olarak yor görünmesine karşın, her 100 di-
güvenliğimizin büyük bir bölümünün, bu şiye karşılık 120 ila 750 erkeğe
rol sınırları içinde kalmaktan kaynaklan- gebe kalınmaktadır. Doğum anına
kadar erkeklerin dişilere oranı, Bir-
dığını söylemektedir -zihin sağlığı koru-
leşik Devletler’de (yalnızca beyazlar
nacaksa bu sınırlar içinde kalmalıyız.” için) yaklaşık 106: 700’e, Britan-
ya’da ise yaklaşık 98: 100’e düşer.
Kızlara göre daha çok erkek çocuk
Kadınlar biyolojik olarak zayıf mı? düşüğü olmakta ya da ölü doğmak-
Aslında biyolojik açıdan değerlendi- tadır, doğum travması nedeniyle
recek olursak, zayıf cinsiyet erkek- kızlardan fazla erkek çocuk ölmek-
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

tedir; kız çocuklara göre yüzde 54 karar alma becerisinde de ikincil


oranında daha fazla erkek çocuk hale getirir. Erkeğin üstün, birincil,
doğum zedelenmesi nedeniyle öl- kadının aşağı, ikincilolması nede-
mekte ve yüzde 18 oranında daha niyle erkek yönetmek, kadın da yö-
fazla erkek çocuk doğuştan sakat netilmek için doğar. Aristo, “Erkeğin
kalmaktadır.” cesareti, emrederken, kadının ise
“Aslında kadınların ortalama ömrü, ne- itaat ederken sergilenir” demiştir.9
redeyse evrensel olarak erkeklerden daha Sigmund Freud, kadınlar için
uzundur. Britanya’da kadınlar için orta- “gövde yapısı (enetomi) kaderdir”
lama ömür uzunluğu 74.8 yıl iken, erkek- der. Freud’un normal insanı erkekti,
ler için 68.1, Çin’de 65.6’ya karşılık 61.3, kadın ise penisi olmayan ve güya
Brezilya’da ise 45.5’e karşı 41.8’dir.” tüm psikolojisi bu yetersizliği telafi
etme çabası etrafında odaklanan,
Ann Oakley, erkeklerin bulaşıcı has- aykırı bir insandı.
talıklara karşı çok daha hassas ve
Ve işte Bay Darwin’in kadınlar hak-
ölüm oranlarının daha yüksek oldu-
kında dedikleri:
ğunu ortaya koyan araştırmalardan
ayrıntılı veriler sunmaktadır. Oak- “Kadının, en başta derin şeati ve daha
ley’e göre bu hassasiyet “kadın ve
14
az bencilliğiyle zihinsel yapısında erkekten
erkek arasındaki kromozom yapı farklı olduğu görünür. ... Sezgi ya da daha
farklılığıyla doğrudan ilintilidir. Vü- hızlı algılama ve belki de taklit etme güç-
cudu enfeksiyonlara karşı dayanıklı lerinin kadınlarda erkeklerden çok daha
kılan mekanizmaları kontrol eden
güçlü olarak ortaya konduğu genellikle
genler, X kromozomu aracılığıyla
taşınmaktadır... erkeklerin yüksek
kabul görür; ama bu yeteneklerin en azın-
hassasiyeti, açıkça biyokimyasal bir dan bazıları daha aşağı ırkların, dolayı-
temele sahiptir.” sıyla geçmiş ve daha aşağı bir uygarlık
seviyesinin karakter özelliğidir.”
Buna karşın Güney Asya’da kadının
biyolojik üstünlüğü, kadınlara daya-
tılan toplumsal ve kültürel ikincilik
ile gölgelenmektedir ve günümüzde *Kadınlar ve erkekler
hemen hemen her alanda kadın er- arasındaki biyolojik
keğin gerisinde kalmaktadır.
Aristo, erkeği aktif dişiyi ise pasif
farklılığın toplumda onlara
olarak adlandırmaktadır. Ona göre atfedilen rollerle ilişkisi
dişi, “sakat edilmiş erkek”, bir ruha
sahip olmayan kimseydi. Onun Kadınlar ve erkekler arasında bazı
bakış açısında, kadının biyolojik biyolojik farklılıklar olduğunu inkar
ikincil/iği onu yeteneklerinde, ekı! edemeyiz; ancak kültürler arasında
yürütme becerisinde ve dolayısıyla toplumsal cinsiyet rollerinin çok
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

fazla çeşitlenmesi, bunların yalnızca daha ziyade uzun tarihsel bir sürecin so-
cinsiyet üzerine temellendirilip nucudur. Her bir tarihsel devirde erkek-
açıklanamayacağını gösterir. Bili- lik ve dişi-lik farklı tanımlanır; tanım her
min basit bir kuralını hatırlamalıyız: devrin başlıca üretim biçimine bağlıdır...
-değişkenler (toplumsal cinsiyet rol- Bundan dolayı, kadınlar ve erkekler kendi
leri) sabitlerle (cinsel organlar ve vücutları ile farklı nitelikte ilişkiler geliş-
kromozomlar ya da cinsiyet) açıkla-
tirir. Böylece anasoylu toplumlarda dişi-
namaz. Eğer biyoloji yalnız başına
lik, tüm üretkenliğin toplumsal modeli,
rollerimizi belirleseydi, dünyadaki
her kadının yemek yapıyor, çamaşır hayatın üretiminde esas aktif ilke olarak
yıkıyor ve dikiş dikiyor olması gere- yorumlanmıştı. Tüm kadınlar ‘anne’ ola-
kirdi, fakat bunun böyle olmadığı rak tanımlanmıştı. Fakat o zamanlar ‘an-
açık, çünkü profesyonel aşçıların, ne’nin farklı bir anlamı vardı. Kapitalist
çamaşırcıların ve terzilerin çoğu er- koşullar altında tüm kadınlar toplumsal
kektir. olarak, ev kadını diye tanımlandı (tüm
Biz, kadınlar ve erkekler arasındaki erkekler de ekmeği kazanan) ve analık bu
haksız eşitsizliklerden ne cinsiyetin ev kadınlığı sendromunun ayrılmaz bir
ne de doğanın sorumlu olduğunu parçası haline geldi. Dişiliğin anasoylu ve
söylüyoruz. Tıpkı kastlar, sınıflar ve modern tanımları arasındaki fark, mo- 15
ırklar arasındaki eşitsizlikler gibi, dern tanımdan tüm aktif, yaratıcı, üret-
bunlar da insan icadıdır; tarihsel ya- ken (yani insani) niteliklerin çıkartılmış
pılardır, bu yüzden sorgulanabilir, olmasıdır.”
karşı durulabilir ve değiştirilebilir-
ler. Bir kadın pekala çocuk doğura-
bilir, ancak bu onun aşağılanmasına Toplum, kadın ve erkekleri eril ve
ve boyun eğmesine neden olamaz; dişil varlıklara nasıl dönüştürü-
ne de eğitimini, öğrenimini ya da yor?
mesleki olanaklarını belirler. Farklı
vücutlar ve farklı işlevlere sahip Bu, aile ve toplum içinde süregelen,
olmak niçin eşitsizliğe yol açmak bir toplumsallaşma ya da toplumsal
zorunda olsun? Eşit olmak, eşit hak cinsiyetin ve buna uygun düşünce
ve olanaklara sahip olmak için aynı ve davranışların benimsetilmesi sü-
olmak gerekmez. reci üzerinden gerçekleşir.

Feminist bir aktivist ve akademis- Hepimiz biliyoruz ki, yeni doğan bir
yen olan Maria Mies, The Social Ori- bebek derhal sadece cinsiyetiyle sı-
gins of the Sexual Division of nıflandırılmaz, ona bir de toplumsal
Labour’da (Cinsiyete Dayalı işbölü- cinsiyet rolü verilir. Bazı kültürlerde
münün Toplumsal Kökenleri) şun- yeni doğmuş bir çocuğa ne kadar
farklı şekillerde hoşgeldin denildi-
ları söylemektedir:
ğini gördük. Bunu, çocuklara hi-
“Erkek-lik ve dişi-lik biyolojik veriler değil tapta, muamelede, davranışta ve
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

çocukları giydirmedeki farklılıklar nesnelere ya da nesnelerin özellik-


izler. Bu düzenleme üzerinden lerine yönlendirmeyi içerir. Buna
çocuk içinde doğduğu toplumun bir örnek, kız çocuklara oynamaları
parçası olarak nasıl davranması ge- için oyuncak bebeklerin ya da kap
rektiğini öğrenir. Buna toplumsal- kacağın verilmesi, erkek çocukların
laşma denmektedir. Çocuklara ise silahla, araba ve uçakla oyna-
toplumsal cinsiyet rollerinin öğretil- maya teşvik edilmesidir. Güney As-
diği özgün toplumsallaştırma süreci ya’da işçi sınıfı evlerinde kız
ise toplumsal cinsiyetin benimsetil- çocuklar oyuncak kap kacakla oy-
mesi ya da toplumsal cinsiyet fikri namaz, onlar gerçek tencere ve ta-
olarak aşılanması olarak da açıkla- vaları yıkamaya, gerçek evleri
nır. Farklı toplumsal mekanizmalar temizlemeye, çok küçük olmalarına
çocuklara kadınlık ve erkeklik kişi- rağmen gerçek bebeklere bakmaya
liklerini öğretir ve davranış, tutum başlatılırlar; erkek çocuklar ise ya
ve rolleri içselleştirmelerini sağlar. okula ya da ev dışında çalışmaya
yollanır. Bu farklı tutumlar nede-
Ruth Hartley’e göre toplumsal- niyle kız ve erkek çocukların ilgileri,
laşma; aşağıda sırasıyla açıkladığı- farklı noktalara yönlendirilir, böy-
mız dört süreç üzerinden, yani lece onlar da farklı yetenekler, tu-
16 manipülasyon, yönlendirme, sözel tumlar, amaçlar ve hayaller
tanılar ve etkinlik teşhiri aracılı- geliştirir. Belirli nesnelere aşinalık,
ğıyla gerçekleşir. Bu dört sürecin tercihlerini de yönlendirir.
hepsi de normal olarak cinsiyete
göre farklılık gösterir ve hepsi çocu- Sözel tanılar, hitaplar da kız ve
ğun doğumundan itibaren toplum- erkek çocuklar için farklıdır. Örne-
sallaşmasının özellikleridir. ğin genellikle kız çocuklara “Ne
kadar da güzel görünüyorsun” der-
Manipülasyon ya da şekillendir- ken, erkek çocuğa “Büyük ve güçlü
meyle, bir çocuğa muamele biçimi- görünüyorsun,” deriz. Araştırmalar
niz ifade edilir. Erkek çocuklara en bu tür sözlerin, kız ve erkek çocuk-
başından itibaren güçlü ve bağımsız ların, kadınların ve erkeklerin öz-
varlıklarmış gibi davranıldığı tespit benliğini yapılandırdığını
edilmiştir. Bazı kültürlerde anneler, göstermektedir. Çocuklar kendile-
kız bebeklerinin saçlarını titizlikle rini dişi ya da erkek olarak düşün-
süsler, onları dişi] bir tarzda giydirir meyi, dolayısıyla diğer dişi ya da
ve ne kadar güzel olduklarını söy- erkeklerle özdeşleştirmeyi öğrenir-
lerler. Erken çocukluk döneminde ler. Aile üyeleri toplumsal cinsiyet
yaşanan bu fiziksel deneyimler, kız rollerinin özelliklerini çok küçük
ve erkek çocukların öz-algılarının çocuklara bile konuşma tarzıyla sü-
şekillenmesinde çok önemlidir. rekli aktarır ve her bir çocuğa veri-
len önemi de ifade ederler.
İkinci yöntem olan yönlendirme,
erkek ve kız çocukların dikkatlerini Son süreç etkinlik teşhiridir. Hem
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

kız hem de erkek çocuklar, çok benzer davranışlar sergileseydi, biri


küçük yaşlardan itibaren, gelenek- çıkıp toplumsal cinsiyetin biyolojik
sel eril ve dişil eylemlerle karşı kar- cinsiyetten kaynaklandığını iddia
şıya kalır. Kız çocuklardan günlük edebilirdi, ama gördüğümüz gibi
ev işleri için annelerine yardımcı ol- durum böyle değildir.
maları, erkek çocuklardan da dışa-
Toplumsal cinsiyet rol/erinden
rıdaki işler için babalarına eşlik
sapma gösterdiklerinde çocuklara
etmeleri istenir. Cinslerin tümüyle
ve yetişkinlere yönelik yaptırımlar
birbirlerinden ayrıldığı toplum-
ya da kınama, beklenen kadın-erkek
larda, kız ve erkek çocuklar iki ayrı
davranışlarına uymaya zorlamanın
mekanda yaşarlar ve çok farklı faa-
liyetlerin etkisi altın- da kalırlar. Bu bir başka güçlü yöntemidir. En yay-
süreçler dolayısıyla çocuklar, eril ve gın yaptırım biçimi, toplumsal ola-
dişil olmanın anlamını özümserler rak alay etmektir.
ve çoğu kez bunları farkında olma- Cinsiyetçi rollere uymama cesareti
dan içselleştirirler. gösteren kadınlara yönelik tepkinin
en berbat örneğine, Kerala’da bir
köyde tanık oldum. Üç genç kadın
Bu toplumsal/aşma süreci sürege- işçi, erkek meslektaşlarının köydeki 17
len bir şeyse o zaman niye “doğuş- bara her gün gittiklerini görür. Bir
tan” veya “sonradan” arasındaki gün sırf eğlence olsun diye onlar da
tartışma hala sürüyor? Kız ve aynısını yapmaya karar verirler. Bu
erkek çocuklar arasındaki farklı- davranış, her çeşit erkeğin onları
lıktan yetiştirilişin sorumlu ol- takip edip, cinsel taleplerde bulun-
duğu yeterince açık değil mi? masına yol açar. “iyi” kadınların
Şaşırtıcı olan şey, çoğumuzun ço- adım bile atmayacağı bir mekana
cuklarımıza ne yaptığımızın her girme cesareti gösterdikleri için,
zaman farkında olmamamızdır. As- onlar artık “kötü” kadınlardır. Man-
lında kız ve erkek çocuklara, ger- tık şu: “Bir bara girebiliyorsan, cin-
çekten farklı oldukları için farklı sel ilişkiye de girebilirsin.” Bu
davrandığımıza inanıyor olabiliriz. toplumsal alay ve tacizle başa çıka-
Kız ve erkek çocuklarımızın, okulun, mayan kızlardan ikisi intihar etti.
toplumun ve bizzat bizim onlara yö- Toplumsal yaptırımlara ek olarak
nelik tutumlarımız nedeniyle farklı “ekonomik yaptırımlar” da söz ko-
geliştiklerini kabul etmeyebiliriz. nusudur ve Ann Oakley’e göre, ço-
Ayrıca çocuklar şekillendirildikleri cuklu bekar kadınların karşı
gerçeğinin farkına varmaksızın da karşıya kaldığı ciddi sorunlar ve
bu rolleri öğrenirler. Eğer kız ve ekonomik zorluklar, toplumun on-
erkek çocuklar arasında bir fark ol- ları nasıl kınadığının bir göstergesi-
masaydı ve tüm kızlar ve tüm erkek- dir. Sık sık aileler, konulmuş norm
ler her yerde hemcinsleriyle az çok ve uygulamalara aykırı davranan
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

çocuklarını tehdit ederler veya on- larla özdeşleştirilmez, yerliler ve


lara maddi açıdan destek olmayı yoksullar da böyle sınıflandırılmak-
reddederler. tadır. Bu nedenle kadınlar gibi, ka-
bile mensupları, orman sakinleri,
küçük köylü ve balıkçılar da, kal-
Belirli karekter özellikleri ve nite- kınma planlamacıları tarafından
likleri eril ve dişil olarak nasıl eti- önemsenmiyorlar. Bu insanların bil-
ketleniyor? gileri ya da rızaları olmaksızın or-
manları kesilebilir, toprakları işgal
Belirli ikilikler erkek ya da kadın
edilebilir. Bunların milyonlarcası bu
diye bir ayrımı gerektirmese bile,
şekilde “kalkınma göçmeni” oluyor
Böyle tanımlanmaktadır. Örneğin; ve şehir merkezlerindeki korkunç
Beden - - - - - Akıl gecekondu mahallelerinde en insan-
lık dışı koşullarda geçim mücadelesi
Doğa - - - - - Kültür veriyorlar.
Duygu - - - - - Mantık Küresel düzeyde ise, üçüncü dünya
Özne - - - - - Nesne veya Güney, Beden; birinci dünya,
Akıl; üçüncü dünya, Doğa; birinci
18 Özel - - - - - Kamusal dünya, Kültür; üçüncü dünya, duy-
Solda sıralananlar “kadına”, sağda- gusal ve mantıksız; birinci dünya,
kiler ise “erkeğe” özgüdür. mantıklı, bilimsel, modern olarak
değerlendirilmektedir.
Bu sıralama yalnızca zıt kutupları
ifade etmemektedir, bunlar ara- Toplumsal cinsiyet ile sınıf, kast, ırk,
sında aynı zamanda bir hiyerarşi de birinci dünya ve üçüncü dünya vs.
yaratılmıştır. Aklın bedenden daha gibi diğer hiyerarşiler arasındaki
üstün olduğu, kültürün doğa karşı- ilişkinin anlaşılması önemlidir.
sında bir ilerleme olduğu ve doğa- “Üçüncü Dünya insanının olduğu kadar
dan üstün olduğu varsayılmaktadır. kadınların da güçlerini, ekonomilerini ve
Mantıklı ve nesnel olanlar, duygusal bilgilerini ellerinden almak ve onları
ve öznel olanlardan çok daha fazla
bugün oldukları gibi ev kadınları ve “az
değer görmektedir. Kadınlar vücut-
tur, hemen hemen doğa gibi (hay-
gelişmiş” kılacak şekilde sosyalleştirmek
vanlar gibi ürerler): erkeklerse için dünyanın sömürgeleştirilmesine pa-
akıldır, doğayı işleyip “o”nu kültüre ralel giden üç yüz yıllık cadı avcılığı gerek-
dönüştüren, düşünen, mantıklı, ey- liydi. Ev kadını -ve onunla birlikte
lemci varlıklardır. Bu yüzden erkek- ‘azgelişmişlik’- tüm ekonomi, hukuk,
ler doğaya baskın ve üstündürler, bilim, sanat ve siyaset, aile, özel mülkiyet
doğaya istediklerini yapabilirler. ve modern kurumlarımızın üzerine inşa
Yukarıda belirtilen ikiliklerin sol ta- edildiği son derece sarsıcı bir gelişmeden
rafında sıralananlar yalnızca kadın- ortaya çıkan suni bir üründür. Üçüncü
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

Dünya, cadı avcılığı günlerinin kadınlar tarafından kullanılmasına


“cadı”sıdır. Üçüncü Dünya, erkekleri de itiraz ettiler, çünkü “adda” son de-
dahil olmak üzere, günümüzün ‘genel ev rece eril bir kavramdı -kadınlar için
kadını’, ‘dünyanın ev kadınıdır. Kart ve yeterince “saygın” değildi. “Saygın”
koca arasındaki ilişki, Birinci ve Üçüncü erkekler için uygun olan kavramlar
ve etkinlikler, “saygın” kadınlar için
Dünya arasındaki ilişkide yinelenmekte-
yeterince iyi bulunmuyor. Bu, ataer-
dir.” Claudia von Werlhof kil mantıktır.
Ev içinde bile, sessiz bir oda ya da
mekan, diğer ev halkı tarafından ra-
*Mekanların da hatsız edilmemesi için erkeğe ayrı-
cinsiyeti var ... labilir. Atölye çalışmaları bana,
evdeki kaynakların ya da eşyaların
Yalnızca nitelikler ve özellikler bile toplumsal cinsiyet esaslı olabi-
değil, mekanlar bile toplumsal cin- leceğini gösterdiler. Örneğin, daha
siyet esaslıdır. Bar, stadyum, sokak büyük olan bardak, koltuk ya da
başı, kahvehane, dükkan, sinema sa- yatak, evin (erkek) reisine ayrılıyor.
lonu vs. erkek mekanları halini ala- işçi sınıfı evlerinde bisiklet, radyo,
bilir. Kadınlar normal koşullarda kol saati hep erkekler içindir. 19
buralara erkekler eşliğinde gider.
Eğer bu mekanlara yalnız girmek
zorundalar ise, başlarını derde sok- *Dil de cinsiyetçidir
mamak için mümkün olduğu kadar
çabuk çıkmaları beklenir. Hiçbir şe- Dil ataerkildir, bu yüzden toplumsal
kilde ortalıkta erkekler gibi salın- cinsiyete dayalı önyargılar ve eşit-
mayı düşünemezler. sizlik içerir ve bunu yansıtır. Genel-
Benzer şekilde mutfak ve halkın ya- likle erkeklerin
rarlandığı çeşme de neredeyse tü-
müyle bir kadın mekanıdır.
Yalnızca kadınlara özel bir sos-
yal mekan bulmakta zorlanı-
yorum; kadınların eğlenmek
veya çalışmak için sadece ken-
dilerine ait bir mekanı yok.
Dhaka’da bazı kadınlar hafta-
lık bir “adda” - başlattılar; bu
kavram genellikle erkeklerin
sohbet ettikleri, yiyip içip eğ-
lendikleri toplantılar için kul-
lanılıyor. Pek çok erkek ve bazı
kadınlar, “adda” kelimesinin
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

kendilerine özgü ve kadınların çok ları göz ardı ediyor, küçümseyip dışlıyor
ender kullandıkları bir kelime haz- ya da yanlış tanıtıyor. Soyut düşünme
neleri vardır. Bunun en açık örneği, yöntemi ve bunun ifade edildiği dil, kadı-
çoğunlukla erkeklerin kullandığı, nın dışlanmışlığını, önemsizliğini sürekli
cinsel içerikli küfür kelimeleridir.
kılacak şekilde biçimlenmiştir. Biz kadın-
Erkekler bu sözcükleri hiç çekinme-
den kullanırlar, ancak bunları bir
lar, kullanmak zorunda olduğu- muz dile
kadın söylese dehşete düşerler. yansıyan ataerkil düşünceyle kendimizi
ifade etmek zorunda kaldık. Bu, bizim
Dillerimiz kadınların erkeklerden
erkek zamiri altında ifade edildiğimiz ve
daha aşağı olduğunu gösteren, on-
ları günahkar, kötü ve kavgacı ad-
‘insanoğlu’ için kullanılan terimin “erkek”
deden deyişler ve atasözleriyle de olduğu bir dildir. Biz kadınlar, bedensel
doludur. deneyimlerimizi tanımlamak için ‘ahlak-
sız kelimeler’ ya da ‘gizli kelimeler’ kul-
Davulun, cahilin veya alt kasttan
bir insanın ve ‘ kadınların dövül-
lanmak zorunda kaldık. Her dildeki en
meyi hak ettiğini söyleyen ve sık iğrenç hakaretler, kadın vücudunun bö-
kullanılan bir Hindu sözü vardır. lümlerinden ya da kadın cinselliğinden
“Kadın için cennet, kocasının ayak- bahseder.” Cerda Lerner
ları altındadır” atasözü kimi ulema
20

tarafından sürekli tekrarlanır. Ban- Burada sözü edilmeye değer bir


gla’da şöyle bir deyiş vardır: “ineği başka nokta, dilimizdeki belirli kav-
ölen adam şanssızdır. Karısı ölen ram ve rollerin toplumsal cinsiyete
adam şanslıdır.” atıflar içermesidir (toplumsal cinsi-
yet bunların içine yapılandırılmış-
Ayrıca erilin bir standart, norm ola- tır); amca-teyze, erkek kardeş- kız
rak kullanımı vardır. Kadınlar ifade kardeş, anne-baba gibi kavramlar,
edildiğinde bile ‘insanoğlu’ (lngiliz- kişinin cinsiyetini ya da toplumsal
cede mankind, ‘o’ (İngilizcede ‘he’: cinsiyetini gösterir. Fakat toplumsal
erkek), ‘onun’ (İngilizcede ‘his’; erke- cinsiyete bir atıf içermese de bir
ğin) kullanılır. ingilizce’de chairman kadın ya da erkekten söz edildiği
(yönetici), newsman (muhabir),
varsayılan başka pek çok kavram
sportsman (Türkçe’de de sportmen,
vardır. Örneğin sekreter, hemşire,
yani sporcu) one man show (tek ki-
anaokulu öğretmeni denildiğinde
şilik gösteri) vs. gibi yüzlerce ke-
kadınlardan söz edildiği varsayılır-
lime, bu işi yapan kadınlar için bile
ken, patron, pilot, yönetici, politi-
kullanılmaktadır -ancak bu kulla-
kacı, cerrah ya da çiftçi denildiğinde
nım şu sıralar değişmektedir (İngi-
bir erkekten bahsedildiği düşünü-
lizce’de “man” erkek anlamına
gelir). lür. Bu varsayımlar sadece, kamusal
alan ve mesleklerin erkeklerin ege-
“Sosyal bilimler, felsefe ve diğer disiplinler menliğinde olmayı sürdürdüğünün
de ataerkil olmaya devam ediyor ve kadın- bir kanıtıdır. Özellikle karar meka-
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

nizmaları ve yönetim mevkiilerinde çok çeşitli biçimler almaktadır: ay-


hala çok az sayıda kadın var. rımcılık, önemsenmemek, aşağılan-
mak, denetim, sömürü, baskı, şiddet
vs. gibi. Detaylar değişse de konu
*Ataerkil sistem toplumsal değişmez.

cinsiyet eşitsizliğini ve Ataerkil sistem her yerde aynı değil-


dir. Doğası, aynı toplumdaki farklı
kadınların ikincil sınıflar içinde, farklı toplumlarda ve
tarihin farklı dönemlerinde farklılık
konumunu nasıl etkiliyor? gösterebilir /gösterir. Örneğin, bü-
yükannelerimizin içinde yaşadığı
Ataerkil sistemi anlamak, kadın ve
ataerkil sistem ile bugünkü aynı de-
erkek arasındaki günümüz ilişkile-
ğildir; aşiret kadınları, üst kastlar-
rini anlamak açısından son derece
daki Hindu kadınlar, Amerika’daki
önemlidir. Toplumsal cinsiyet ilişki-
kadınlar ve Hindistan’daki kadınlar
leri, ataerkil sistemin varlığı nede-
için farklılıklar gösterir. Her top-
niyle çarpıtılmıştır. Genel deyişle
lumsal sistem ya da tarihi dönem,
ataerkil sistem erkek egemenliğini
ataerkil sistemin işleyişine ve top-
ifade eder; ataerki kelimesi yazınsal lumsal ve kültürel uygulamalara 21
olarak babanın ya da “aile reisi sa- kendine özgü değişiklikler getirir.
yılan adam”ın yönetimi anlamına Buna karşın genel ilkeler aynı kalır,
gelir ve aslen belirli bir “erkek-ege- yani çoğu ekonomik kaynak ve top-
men aile” türünü tarif etmek için lumsal, iktisadi ve siyasi kurumların
kullanılmıştır: egemen erkeğin yö- tümü erkeklerin denetimindedir.
netimi altında bulunan kadınları,
daha genç erkekleri, çocukları, kö- Ataerkil sistem, hem toplumsal bir
leleri ve ev hizmetlilerini kapsayan yapı hem de bir ideoloji ya da erkek-
geniş ev halkı. Şimdi ise daha genel lerin üstün olduğunu iddia eden bir
olarak erkek egemenliğini, erkeğin inanç sistemidir. Dinler, ataerkil
kadına egemen olduğu güç ilişkile- ideolojiyi yaratmakta ve devamını
rini anlatmak ve çeşitli yollardan sağlamakta önemli bir rol oynamış-
kadınların ikincil konumda tutul- tır. Dinler, Havva’nın Adem’in ka-
duğu bir sistemi nitelendirmek için burga kemiğinden yaratıldığı ya da
kullanılıyor. Örneğin Güney Asya’da erkeğin Tanrı’nın suretine göre ya-
ratıldığı vs. gibi öykülerle, erkeğin
buna Hintçe pitrasatta, Urdu dilinde
üstün olduğu fikrini yaymıştır. Gü-
pidarshahi ve Bangla dilinde pitra-
nümüzde medya ve hatta eğitim ku-
tontro denir.
rumları bile, erkeği karar
Hangi sınıfa mensup olursak olalım, mekanizmalarında ve daha güçlü,
kadınların günlük hayatta yaşadığı kadını ise doymak bilmez bir tüke-
bu ikincil konum, ezilmişlik, aile tici, bağımlı ve kıskanç göstererek
içinde, işyerinde ya da toplumda ataerkil ideolojiyi yaygınlaştırmak-
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

tadır. İdeoloji, toplumsal sistemlerin lında feministler, ataerkil sistem-


devamlılığında ve insan aklını dene- lerde kadına yönelik şiddetin yal-
tim altında tutmakta önemli bir rol nızca yaygın değil, sistematik de
oynar. Örneğin kadınları bir vücuda olduğunu savunur.
indirgeyip nesneleştirerek medya, Tüm bunlar, ataerkil sistemde ka-
kadına yönelik şiddeti teşvik etmek- dınların tümüyle güçsüz, etkisiz ya
tedir. İdeoloji, toplumsal davranış- da haklara ve kaynaklara sahip ol-
ları ve sosyo-ekonomik yapıları madığını göstermez. Gerçekte, eşit-
haklı gösterecek gerekçeler sun- liğin olmadığı hiçbir toplum baskı
maktadır. altındakilerin de katılımı olmaksızın
Normal koşullarda kadın yaşamının devam edemez, ayrıca ezilenler ara-
ve toplumların aşağıdaki alanları- sında da sistemden kimi çıkarlar
nın ataerkil denetim altında olduğu sağlayanlar olur. Aynı şey ataerkil
söylenebilir: sistemler için de geçerlidir. Kadınlar
da iktidara yükselmiş, seyrek de
Kadınların üretim ya da işgücü olsa denetim sahibi olmuşlar, kü-
Kadınların doğurganlığı çüklü büyüklü kimi kazançları zorla
elde etmişlerdir. Ancak tüm bunlar
22 Kadınların cinselliği sistemin erkek egemen olduğu ger-
Kadınların etkinlikleri çeğini değiştirmez; kadınlar bu sis-
tem içersinde çeşitli yöntemlerle
Mülkiyet ve diğer ekonomik kay- barındırılırlar sadece. Benzer bir
naklar örnek vermek gerekirse; kapitalist
Toplumsal, kültürel ve siyasal ku- bir ekonomide işçiler çok önemli bir
rumlar15 role sahiptir, belirli ölçülerde yöne-
time bile katılabilirler, fakat bu asla
Toplumun temel kurumlarının -aile, onların denetime ve güce sahip ol-
din, hukuk, siyaset, eğitim ve iktisat dukları anlamına gelmez. Pek çok
kurumları, medya, bilgi sistemleri- karmaşık nedenle, kadınlar da ata-
bir incelemesi, bunların tamamının erkil sistemi destekler ve devamlılı-
ataerkil bir doğaya sahip olduğunu, ğını sağlar. Çoğumuz bu sistemin
ataerkil yapının dayanaklarını tem- değerlerini içselleştirdik ve her
sil ettiklerini açıkça sergilemekte- zaman ataerkil ideolojiden kurtul-
dir. Bu iyi örülmüş ve derinlere kök muş değiliz.
salmış sistem ataerkil sistemi yenil-
Ayrıcalıklı konumlarını korumak
mez ve ayrıca sanki doğalmış gibi
için kadınlar, tabir caizse pazarlık
gösterir.
güçlerini, kimi zaman diğer kadın-
Kadını denetim ve buyruk altına lar pahasına, sürekli olarak yeniden
almak için ataerkil sistemde, farklı müzakere ederler. Fakat sistemin
şiddet türleri kullanılabilir, hatta bu genelini göz önünde bulundurmak
şiddet meşru bile görülebilir. As- ve bu karmaşanın nedenlerini araş-
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

tırmak önemlidir. Kadınların genel- İkinci Bölüm


likle erkek çocuklarına daha iyi dav-
randıkları, kız çocuklarını Ulusal Kurtuluş,
okutmadıkları, onların özgürlükle-
rini kısıtladıkları, gelinlerine çok Modernleşme,
kötü davrandıkları doğrudur. Tüm
bunların, erkeklerin ve kadınların Eğitim
ailede ve toplumda sahip oldukları Tarih, erkeklerin hikayelerinden oluşur.
ayrı ayrı güç ve konumları bağla- Dünyanın gerçek ve tam bir resmini elde
mında anlaşılması gerekir. Köylü edebilmek için kadınların hikayelerine de
bir kadın bunu çok güzel açıkladı.
ihtiyacımız vardır. *
Şöyle dedi: “Bizim ailelerimizde er-
kekler güneşe benzer, onların kendi
ışıkları var (kaynaklara sahipler, ha-
reket halindedirler, karar alma öz- *Uluslar kurtuldu,
gürlükleri var vb.). Kadınlar kendi ya kadınlar?
ışığı olmayan uydulara benzerler.
Eğer güneşin ışığı onlara değerse ve Her ne kadar ulusal bağımsızlık ha-
sadece o zaman parlarlar. İşte bu reketleri, sömürgeci güçlerin siya- 23
nedenle kadınlar güneş ışığından sal denetimine son verip yasama,
daha büyük pay almak için sürekli yürütme ve yargı güçlerinin ayrılığı
birbirleriyle rekabet ederler, çünkü ilkesini hayata geçirmiş olsa da ka-
bu ışık olmaksızın hayat da yoktur.” dınlar ev halkının içindeki kocaların
ya da babaların yönetiminden kur-
Kadınlar üzerindeki erkek deneti-
tarmadı. Ev içinde erkekler, kural-
mini tanımlamanın uygun bir biçimi ları belirleme, davranışları
baba hakimiyetidir. Hakimiyet var- yargılama ve eşlerini ve çocuklarını
dır ama babaya aittir, kadınlara ba- cezalandırmayla ilgili pekişmiş ve
rınma, bakılma ve dışarıdaki keyfi güçlerini hala koruyorlar. Bu
insanlardan korunma olanağı sağ- yüzden erkekler aşağıdakileri
lar. Baba hakimiyetinin baskıcı yan- yapma yetisine sahiptir:
ları vardır ancak bir dizi karşılıklı
yükümlülük içermektedir ve sıkça ~ herhangi bir zaman cinsel ilişki
da baskıcı olarak algılanmaz. Onu talep etme
tanımayı ve onunla mücadele et- ~ eşlerinin doğum kontrol yöntem-
meyi zor kılan da budur. leri uygulamasını engelleme
~ eşlerinin ve kızlarının ev işlerine,

* Yazar, İngilizcede “tarih” anlamına gelen “history” kelimesi ile “erkeğin hikayesi” anlamına gelen “his
story” sözleri arasındaki bağlantıyı göstererek, dilin erkek egemen bir söylem içerdiğini ve yazılı tarihin
adı üstünde erkeklerin tarihinden başka birşeyolamayacağını vurguluyor. Orjinal metinde: ‘history is
his story’ tarih erkeğin hikayesidir (ç.n.)
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

eğitime, kendilerine ya da kültürel bu yüzden her yerdeki kadın hare-


aktivitelere nasıl ve ne kadar zaman ketlerinin ve kadın araştırmaları ya-
ayırabilecekleri ve ayırmaları ge- panların mücadele ettiği ana
rektiğini belirleme ve çalışmak için cephelerden biridir.
kamusal alana girme koşullarını be-
Çok uzun süredir evrensel bir eği-
lirleme
tim sistemini benimseyen ve mo-
~ kendilerinin koyduğu kuralları ka- dern, sanayileşmiş, eşitliğin hakim
dınların ihlal etmesi halinde ceza- olduğu toplumlar oldukları varsa-
landırıcı ve ıslah edici şiddet yılan Amerika ve İngiltere’ye şöyle
uygulama ve bunun karşılığında bir göz atmak bile, bu toplumlarda
hiçbir yasal cezanın muhatabı ol- da toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri-
mama nin halen var olduğunu gösterir.
Her iki ülkede de kadınlar tarafın-
~ eşlerinin kazandığı ya da eşlerine
dan yönetilen çok sayıda ev olduğu
miras kalan mülkü kullanma ve
gerçeğine rağmen hala erkeklerin
elden çıkarma
evin reisi olduğu varsayılmaktadır.
~ eşleri/kızları, alma ve satma veya Bu toplumlardaki kadınların yüzde
borçlarını karşılamak ya da diğer ellisinden fazlası eşlerinin fiziksel
24 erkekler tarafından hor görülmeyi şiddetine maruz kalmaktadır; teca-
telafi etmek için elden çıkarma. vüz ve fiziksel şiddet oranları son
derece yüksektir. ABD’de Eşit Ücret
Bu varsayımlar ve davranışların pek
Yasası hala onaylanma aşamasında-
çoğu, dışarıdaki toplulukta, işyeri ve
dır ve pek çok eyalette kürtaj cezai
siyasal alandaki kadınlarla ilişkilere
bir suçtur.
doğrudan aktarılmaktadır.
ABD Nüfus Sayım Enstitüsü rakam-
larına göre, üniversiteden yeni
Eğitim ve tüm bu modernizasyon mezun çalışan bir Amerikalı kadın,
ya da kalkınma, erkekler ve kadın- birlikte eğitim gördüğü erkek mes-
lar arasındaki eşitliği sağlıyor mu? lektaşının aldığı ücretin yüzde
Sağladığı söylenemez. Genellikle 75’ini almaktadır ve kadın yaşlan-
eğitimin kendisi de ataerkildir; dıkça kendini daha da gerilerde
kadın ve erkek arasındaki eşitsizlik- bulur. 1991 ‘de açıklanan bir nüfus
leri haklı gösterir, devamlılığını sağ- istatistiğini değerlendiren Associa-
lar veya görmezden gelir. Ders ted Press, her eğitim düzeyi için ge-
kitapları ve çocuk edebiyatı üzerine çerli olmak üzere, kadınların aynı
yapılan sayısız inceleme, içerdikleri eğitim düzeyindeki erkeklerden
toplumsal cinsiyete dayalı -erkekler daha az kazandıklarını ortaya koy-
lehine- önyargıyı göstermektedir. maktadır.
Bu önyargı neredeyse tüm akade- Ann Oakley’nin sunduğu istatistik-
mik disiplinlerde devam etmektedir; ler de tüm sanayileşmiş ülkeler- de,
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

mesleklerin tamamı değilse çoğu


için geçerli olan, ciddi bir toplumsal
cinsiyet ayrımcılığı olduğunu gös-
termektedir. Özellikle bir meslek, ev
kadınlığı, sadece kadınlara açıktır.
Oakley, sanayide cinsiyete dayalı
çok fazla ayrımcılık olduğunu belirt-
mektedir. Kadınların çoğu, tüm çalı-
şan kadınların genelde üçte biri ila
ikisi, tekstil ve giysi imalatı ile yiye-
cek sektöründe yoğunlaşmaktadır.
Prestiji ve geliri yüksek, beceri ge-
rektiren işlerin çoğunluğunda ge-
nellikle erkekler söz sahibidir ve bu,
tüm sanayileşmiş dünya için geçer-
lidir. Britanya’da 1966 yılında liste-
lenen büyük kuruluşların
yöneticilerinin yüzde 87’si erkek,
yüzde 13’ü ise kadındı. ABD’de en 25
yüksek mahkemelerde dava görebi- Bulgaristan’da ise l5.2’si kadındı.
len tüm avukatların yüzde üçünü, Britanya’da 1967’de kadınlar üni-
İngiltere’de yüzde dördünü, İsveç’te versiteye kabul edilen öğrencilerin
ise yüzde yedisini kadınlar oluştur- yaklaşık beşte ikisini oluştururken,
maktadır. İngiltere’de mühendisle- üçte birinden daha azı diploma de-
rin aşağı yukarı binde altısı, ABD’de recesine, yalnızca dokuzda biri ise
binde yedisi, Fransa’da ise yüzde daha yüksek eğitim düzeyine ulaş-
3.7’si kadındır. Uzmanlık gerektiren maktaydı.” Bu gerçekler, gelişmiş
mesleklerde kadınlar erkeklerle varsayılan uluslarda bile bir erkek
aynı ücreti alsa da pek çok işte ala- çocuğun eğitiminin kız çocuğunkin-
mamaktadır. Yani beceri, prestij, den daha önemli olduğunu göster-
maddi mükafat ile toplumsal cinsi- mektedir. Kız ve erkek çocukların
yet, karmaşık ama tutarı! bir bi- eğitim gördükleri konular da bu
çimde birbiriyle ilişkilidir.’? eşitsizliği yansıtmaktadır. ABD’de
1964’de alınan yüksek lisans dere-
Yüksek eğitimde de çok büyük fark-
celerinin yüzde 46’sı kadınlara aitti,
lılıklar sürüp gitmektedir. Ann Oak-
ancak bunların yalnızca yüzde 10’u
ley’e göre: “En göze çarpan
fen bilimleri dalındaydı. 1967’de
eşitsizlik, eğitimin en yüksek düze-
Britanya’da tıp, diş hekimliği ve sağ-
yin- dedir. 1965’te Britanya’da yük-
lık alanında okuyanların üçte ikisi
sek eğitimdeki 20-24 yaş
erkekti.”
grubundaki her yüz kişinin 6,6’sı,
Danimarka’da 5.3’ü, İsviçre’de 2.3’ü, Kapitalist ya da sosyalist, sanayileş-
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

miş ülkelerden elde edilen bu ista- göre değiştiği ve büyük ölçüde toplumsal
tistikler, ataerkil yapılar ve tutum- olarak yapılandırıldığı görülebilir,”!”
ları değiştirmeye yönelik ciddi
girişimler olmadıkça, toplumsal cin- Tıpkı toplumsal cinsiyet gibi, top-
siyet hiyerarşisinin tek başına eği- lumsal cinsiyet ilişkileri de her top-
tim ya da kalkınmayla ortadan lumda aynı değildir ve tarihsel bir
kaldıramayacağını göstermektedir. değişmez (statik) değildir. Bu ilişki-
ler dinamiktir ve zaman içinde deği-
şirler. Buna karşın bir genelleme
yapıp çoğu toplumda toplumsal cin-
*Toplumsal cinsiyet siyet ilişkilerinin adil olmadığı söy-
ilişkileri ya da ince politika lenebilir.
Bu algılayış, ev içinde kadın ve
Toplumsal cinsiyet kadınlar ve er- erkek arasında uyumlu, çatışmasız
kekler arasındaki ilişkileri de be- bir ilişki olduğu varsayımına karşı
lirler mi? çıkar. Aslında hem işbirliği hem ça-
tışma, hem uyum hem de uyumsuz-
Doğrusu belirler. Eğer altın ve gü-
luk söz konusudur. Bir başka
müşe farklı değerler atfederseniz,
deyişle toplumsal cinsiyet ilişkile-
otomatik olarak bu ikisi arasındaki
26
rinde politika vardır. “Politika” kav-
ilişkiyi de belirlersiniz; bunun gibi
ramı burada, tüm ilişkilerde var
toplum da kadınlar ve erkekler ara-
olan güç oyunlarını ifade etmekte-
sındaki ilişkiyi belirler. Toplumsal
dir. İnsanlara farklı güç, otorite ve
cinsiyete dayalı ilişkilere, toplumsal
denetim (diğer insanlar, kaynaklar,
cinsiyet ilişkileri denmektedir.
karar mekanizmaları üzerinde) atfe-
“Toplumsal cinsiyet ilişkileri kavramı; ka- dilmesi nedeniyle -tam da kastlar,
dınlarla erkekler arasındaki işbölümü, sınıflar ve ırklar arasında olduğu
roller ve kaynakları da içeren ve onlara gibi- ailede, işyerinde ve toplumda
farklı yetenekler, arzular, kişilik özellik- toplumsal cinsiyetler arasında da
leri, davranış düzenleri vb. atfeden bir açık ve gizli güç oyunları veya poli-
tika yapılır.
dizi uygulamalar, fikirler, betimlemeler
ile ortaya çıkan, kadınlar ve erkekler ara- Kuramsal olarak toplumsal cinsiyet
sındaki güç ilişkilerini ifade eder. Toplum- hiyerarşisi, toplumsal cinsiyetlerin
sal cinsiyet ilişkileri, sınıf, kast ve ırk gibi birbirleri üzerindeki hakimiyeti an-
toplumsal hiyerarşinin diğer yapılarıyla lamına gelse de pratikte hemen
hemen her zaman erkeklerin hük-
etkileşim içinde bulunan bu uygulamalar
meden ve kadınların ise hükmedi-
len olduğu bir hiyerarşiyi ifade
ve ideolojiler tarafından hem yaratılır
hem de bunların yaratılmasına yardımcı eder. Kültürler ve yakın tarih bo-
olur. Bunların, (biyolojik olarak belirlen- yunca toplumsal cinsiyet ilişkileri-
miş olmaktan ziyade) zaman ve mekana nin ortak özelliği, kadınların
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

erkeklere boyun eğmesidir. Dolayı- keğin ve kızın anneleri) arasındaki


sıyla, toplumsal cinsiyet ilişkileri, ilişkilerdir. Tüm bu durumlarda, da-
egemenlik ve ast- üst (boyun eğme) matla akrabalığı olan kadın otoma-
ilişkileridir. İşbirliği, zor ve şiddet tik olarak gelinle bağlantısı olana
unsurları bu ilişkileri sürekli kılar. göre daha üstün bir statü elde eder.
Bu böyledir, çünkü pek çok toplum
Üç yüz yıl kadar önce Almanya’da
ataerkil ya da erkek egemendir.
yaşamış, aslında akıllı ve Allah kor-
Aynı zamanda çoğu toplumda top-
kusu olan Hıristiyan lider Thomas
lumsal cinsiyet ilişkilerinin doğası-
von Aquinas, kadınların yabani ot-
nın ataerkil olduğu, ataerkil
lara benzediğini, hızla büyüdükle-
sistemin -erkeklerin kadınlardan
rini, çünkü pek bir değerleri
üstün sayıldığı, egemen olduğu ve
olmadığını söylemiştir. (Elbette er-
kaynakların ve toplumsal kurumla-
kekler esas mahsuldür, günümüz
rın çoğunu denetim altında tuttuğu
dünyasında peşin paraya giden
bir ideoloji ve sosyal bir sistem- ku-
mahsul!)*
rallarını izlediği söylenebilir.
Erkeğe eşdeğer görülmek için, ka-
Toplumsal cinsiyet, yalnızca kadın-
dınlar erkeklerden iki kat daha iyi
lar ve erkekler arasındaki ilişkileri
olmak zorundadır. ..... Neyse ki bu
değil, erkekler arasındaki ve kadın-
hiç de zor değil ....
27
lar arasındaki ilişkileri de belirleye-
bilir. Toplumsal cinsiyet
hiyerarşisinin son derece eşitsiz ol-
duğu Güney Asya’da toplumsal cin- *Aile içi politika
siyet çok güçlü bir örgütlenme ve kadının sürekli
etmenidir. Örneğin Kuzey Hindis-
tan’da, damat babası ile gelin babası müzakereye dayanan
arasındaki toplumsal ilişkiler -ge-
nelde damat babasının daha üstün
pazarlık gücü
ve daha saygın olduğu varsayılır-
Bir ev halkının bütün üyelerinin,
durumu net bir şekilde açıklamak-
kaynak, hizmet ve fırsatlardan aynı
tadır. Gelin babası salt bir kız babası
şekilde yararlanmadığını daha önce
olması nedeniyle daima daha aşağı,
gördük. Bu eşitsizliklere dayanarak
itaatkar bir konumdadır.
bazı sosyal bilimciler, aileyi güç mü-
Toplumsal cinsiyetin iki kadın ara- zakerelerinin yapıldığı bir pazarlık
sındaki ilişkileri belirlemesine ve yarışma alanı olarak değerlendi-
örnek ise kayınvalide ile gelin (saas- riyor. Tanınmış ekonomist Amartya
bahu) arasındaki, kadın ile yengesi Sen, buna bir işbirliği ve çatışma
(bhabhi) ya da görümeesi (nanad) modeli diyor. Feminist bir ekono-
arasındaki; ya da iki kayınvalide (er- mist olan Bina Agarwar, bu kavramı

* Hindistan’da gelin için damadın ailesi başlık parası vermez; aksine evlenirken damada çok yüklü bir
çeyiz getirilir. (ç.n.)
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

biraz daha geliştirdi; ona göre top- ziksel yaşamını aile dışında da sür-
lumsal cinsiyet, yaş, ilişki çeşidi ve dürebilme yetisi ne kadar yüksekse,
“karşı gelinmez gelenekler” tarafın- onun (erkek/kadın) aile içindeki pa-
dan konulan sınırlamalara bağlı ola- zarlık gücü de (en azından geçim
rak devam eden pazarlığın yapıldığı kaynaklarını paylaşma ilişkisinde) o
karmaşık bir ilişkiler kalıbıdır ev kadar yüksek olacaktır. Aile üyeleri
halkı/aile. arasında bu etmenlere dayanan
eşitsizlik, bazı üyeleri diğerlerine
Toplumda, piyasada ve devlette ol-
nazaran, pazarlık açısından daha
duğu gibi aile içinde de toplumsal
zayıf bir konuma getirir. Eşitsizliğin
cinsiyet etkileşimi, işbirliği ve ça-
böylesi kaynaklarından birini top-
tışma unsurlarını içermektedir.
lumsal cinsiyet, bir diğerini ise yaş
Eğer işbirliği yapmamak onları
oluşturur.”
daha zararlı çıkaracaksa, iki taraf
da işbirliği konusunda hemfikir Bir örnek vermek gerekirse; kadın-
olur. lar para kazanabildiklerinde ve özel-
likle ailenin geçimi onların gelirine
Bina Agarwal, kırsal kesim insanı-
dayanıyorsa, ev halkının diğer üye-
nın (kadın ya da erkek) pazarlık gü-
leri karşında daha güçlü bir pazarlık
cünün, pazarlığı kaybetse bile
konumuna yerleşirler. Benzer şe-
28
koruduğu konuma bağlı olacağını
kilde, arazi, para veya diğer kıymetli
iddia eder ki bu, özellikle aşağıdaki
varlıklar üzerinde hak ya da tasarruf
beş etmene bağlıdır:
sahibi olmaları, kadınların bağımlı-
~ özellikle ekilebilir arazi olmak lıklarını azaltır ve onlara aile içinde
üzere, özel mülkiyet ve mallar üze- daha iyi bir konuma sahip olmak
rinde denetim için pazarlık yeteneği sağlar.
~ istihdam ve diğer gelir getirici
yöntemlere erişim
*Din, kast ve sınıf gibi
~ köyün müşterek arazisi ya da or-
manı gibi, kamusal kaynaklara diğer kimliklerimiz,
erişim toplumsal cinsiyet
~ev dışı geleneksel toplumsal des- ilişkilerini nasıl etkiler?
tek sistemlerine erişim
Hepimiz çok kimlikliyiz. Örneğin,
~ devletin ya da sivil toplum kuru-
bir kişi kadın olmasının yanı sıra
luşlarının desteğine erişim
Hindu, orta sınıf, üst ya da alt kast
“Bu beş etmen, kişinin geçim ihti- mensubu, evli vs. olabilir. Toplumsal
yaçlarını aile dışında karşılayabilme cinsiyet rolü diğer kimliklerle etki-
yetisi üzerinde doğrudan etkilidir. leşim içindedir, toplumsal ve ekono-
Buradaki önerme şudur; kişinin fi- mik faktörlerin yanı sıra, ırk, yaş,
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

etnik ve medeni durumu etkiler ve çoğu kez sanıldığı gibi tecavüzcülerin bas-
bunlardan etkilenir. Toplumda tüm tırılmış cinsel arzuları için bir tür emniyet
kadınlar, tüm erkeklerin emrinde sübabı değildir. Aslında bu eylemlerin,
değildir. Örneğin zengin bir kadın, böylesi bir cinsellikle ilgisi olmadığı gibi,
sınıf bağları nedeniyle, ev işlerinde hedefi de kadınlardan ziyade, yoksul sını-
onun için çalışan erkeklere hük-
fın erkekleridir. Kadınlar, dilenecek hale
metme konumundadır. Bu du-
rumda, kadının mensup olduğu
getirilmiş erkeklerin hala sahip olduğu tek
sınıf, Onun toplumsal cinsiyetinden mülkiyet olarak görülmektedir. Bu yoksul
daha önemlidir. Diğer durumlarda, erkeklerin kadınlarına tecavüz etmek, on-
“alt” kast/sınıf mensubu bir kadın, lara mutlak güçsüz ve mülkiyetsiz konum-
üst kast/sınıftan bir erkeğin çifte sö- larını öğretecek bir derstir. Arazi sahipleri
mürüsüne maruz kalabilir. Örneğin ve polis tarafından yoksul kadınlara yön-
Hindistan’da bazı topluluklarda, alt lendirilen bu cinsel saldırı, mülkiyetsiz sı-
kast mensubu gelin, evlendiği ilk nıfın erkeklerini bastırmanın ve kırsal
geceyi, üst sınıf toprak sahibiyle ge- bölgede var olan ya da yeni gelişen güç iliş-
çirmeye zorlanmaktadır.
kilerini sabitlemenin bir silahıdır. Bu-
Farklı dinlere dayanan özel yasala- rada, sınıfın yönetimi ile kadınlar
rın varlığı da toplumsal cinsiyet iliş- üzerindeki baskı iç içedir. Toprağa sahip 29
kilerini etkilemektedir. Örneğin, olan erkek, toprak üzerinde yaşayan ka-
Müslümanlık yasaları çokeşliliğe ve
dınlara da sahiptir.” Maria Mies21
erkek lehine tek taraflı boşanmaya
izin verirken, Hıristiyanlık yasaları, Benzer şekilde, farklı ırklara ya da
erkeğin zinasını boşanma nedeni etnik gruplara mensup insanlar ara-
olarak tanımamakta, Hindu yasaları sında da farklılıklar olabilir. Genel-
farklı iki din mensubu ebeveyn ta- likle “üst” kasttan kadınlar hareket
rafından çocuk evlat edinilmesine özgürlüğü konusunda “alt” kasttan
izin vermemektedir vs. Ve bütün din kadınlara göre daha fazla sınırlama-
yasaları, mülkiyet hakları ve miras larla karşı karşıyadır, çünkü kadın-
konusunda erkekler lehine hüküm- lar kastlarının saflığını ve
lere sahiptir. üstünlüğünü korumak zorundadır.
“Tecavüz başta olmak üzere cinsel sö- Genellemek gerekirse, “üst” kastlar
daha erkek egemen ya da ataerkil-
mürü, yöneten sınıfın sömürülen sınıfı
dir, çünkü kastın arılığını olduğu
kadar babadan kalan mirası ya da
yola getirmek için kullandığı bir araçtır.
Arazi sahipleri ve polis, yoksul isyancı mülkiyet denetimini de göz önünde
köylü ve topraksız tarım işçisi erkekleri, tutarlar. Bu yüzden “üst” kasttan ai-
yalnızca döverek ya da kulübelerini yaka- leler kadınlarının üzerine hareket
rak cezalandırmakla tatmin olmaz, pek ve giyim yasakları koyar, böylece de
çok durumda kadınlarına da tecavüz kadınların cinselliğini kontrol eder.
ederler. Niçin? Açıkçası bu tecavüzler, “Alt” kastların koruyacakları her-
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

hangi bir arılıkları olmadığı için ka-


dınlarına benzer yasaklar dayat-
Toplumsal
mazlar. Cinsiyete Dayalı
Farklı sınıflara mensup erkek ve ka-
dınların toplumsal, ekonomik ve si- İşbölümü
yasal statülerinde de farklılıklar
vardır. Burjuva ya da özel mülkiyet
sahibi sınıf, ekonomik kaynaklar- *Üreme ve üretim
dan, eğitim ve bilgiden daha fazla
yararlanır; sosyal, ekonomik ve dini Toplumsal cinsiyete dayalı işbö-
kurumları, işçi sınıfından insanlar lümü ya da cinsiyete dayalı işbö-
değil, onlar denetler. Burjuva kadın- lümü, kadınların ve erkeklerin ne
lar ile işçi kadınların rolleri, sorum- yapması gerektiği ya da neleri yapa-
lulukları ve ayrıcalıkları arasında bileceği hakkında toplumda yaratıl-
farklar vardır. Engels, burjuva ve mış olan fikirlere dayanarak
işçi sınıfından kadınlar arasındaki kadınlara ve erkeklere farklı roller,
önemli bir farklılığa işaret etmiştir. sorumluluklar ve görevler yüklen-
İncelemesine göre, aile dışında ça- mesini ifade etmektedir. Kız ve
30 lışmayan burjuva kadın, tümüyle erkek çocuklara, kadınlara ve er-
kocasına bağımlıdır, onun mülkü- keklere, onların kişisel tercihleri ya
dür. Tek görevi, mirasçılar üretmek- da yeteneklerine göre değil, cinsi-
tir. Diğer yandan işçi sınıfına yet-toplumsal cinsiyet rollerine
mensup kadın, bir işçi olarak baskı- göre farklı görev ve sorumluluklar
ları kırmış, dolayısıyla belli ölçüde atfedilmektedir. Tüm işler/çalışma-
ekonomik bağımsızlık kazanmıştır. lar üç kategoriye ayrılabilir: üretim,
üreme (veya doğurganlık) ve kamu-
İşçi sınıfından kadınlar örtünmezler
sal işler/etkinlikler. “Toplumsal cin-
ya da cinsiyet ayrımcılığına uğra-
siyete dayalı işbölümü” açısından
mazlar, çünkü onlar geçimlerini
hepsini ayrı ayrı inceleyelim.
sağlamak için kamusal alana gir-
mek zorundadır. Küçük çiftçi ailele- ÜRETİM, tüketim ve ticaret için mal
rin, ekonomik durumları iyileştikçe, ve hizmet üreten etkinlikleri ifade
kadınlarının ev dışında çalışmasını eder. Fabrikalarda, bürolarda ve tar-
istemedikleri görülmektedir. Kadın- lalarda gerçekleşen tüm işler bu ka-
ların çalışmayıp evde kalması, ba- tegoriye girmektedir ve yalnızca bu
ğımlı olması ya da inzivaya işler, ekonomik açıdan dikkate alın-
çekilmesi, pek çok ataerkil top- makta, ülkelerin gayri safi milli ha-
lumda, sosyal statünün bir sembolü sılalarına dahil edilmektedir. Hem
olarak görülür. kadınlar hem de erkekler üretim ça-
lışmalarında bulunsalar da toplum-
sal cinsiyete dayalı işbölümü
Üçüncü Bölüm varlığını korur. Erkekler daha nite-
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

likli ve yüksek ücretli işlerde çalış- idare ve organize etmek için gerekli
maktadır. Sıkça kadınların üretim olan tüm etkinliklerdir. Yönetim,
faaliyetleri, evde yaptıkları işlerin toplumsal ve kültürel şenliklerin or-
bir uzantısıdır. Tarım sektöründe ganizasyonu ve bunlara katılım, sos-
kadının üretici olarak çalışması eko- yal hizmetler ve yollar, okullar,
nomik hesaplara yansıtılmaz, çünkü sağlık vs. gibi olanakların sağlan-
bu, ev işlerinin bir uzantısı olarak ması kamusal çalışmalardır. Hem
görülmektedir. Kadınların üretim kadınlar hem erkekler, ama yine
faaliyetlerine daha az önem ve “kadın” işleri ve “erkek” işlerini ta-
değer verilmektedir. Ataerkil gö- nımlayan belirlenmiş normlara
rüşte, ekmeği kazanan asli unsurun göre bu etkinliklerde görev alır.
ve ev halkı reisinin erkek olması ne- Toplumsal cinsiyete dayalı işbö-
deniyle kadınlar en son işe alınacak lümü, bu nedenle yalnızca ev için-
olanlardır. Bu yüzden erkeğin istih- deki üreme ve yeniden üretim
damına daha çok önem ve öncelik etkinliklerinde değil, çoğunlukla ev
verilmektedir. dışında gerçekleşen üretim ve ka-
‘ÜREME, biyolojik ve toplumsal musal etkinlikler için de geçerlidir.
olmak üzere iki türdür. Biyolojik Toplumsal cinsiyete dayalı işbö-
olarak, yalnızca kadınların yapabil- lümü günümüzde, toplumsal cinsi- 31
diği, yeni bir insan dünyaya getir- yet eşitsizliklerinin ve asimetrinin
meyi, üremeyi ifade eder. Toplumsa nasıl korunduğunu ve yeniden ku-
olarak ise insanın hayatta kalması rulduğunu anlamak için kilit kav-
ve yaşamını sürdürebilmesi için ge- ram kabul edilmektedir.
rekli tüm bakım ve beslenme etkin- Giderek bu işbölümü, yeteneklerin
liklerini ifade eder. Bu yüzden
üreme, insan emeğinin üretilmesi,
yani yeniden üretim faaliyetidir. Ço-
cukların bakımı, yemek pişirme ve
besleme, çamaşır bulaşık yıkama,
temizlik, hasta bakıcılığı ve diğer
tüm ev işleri bu kategoriye dahildir.
Ancak bu işler insan yaşamının sür-
dürülmesi için gerekli olsa da ne iş
ne de ekonomik etkinlik olarak
kabul edilmektedir, bu yüzden gö-
rünmez, tanınmaz ve ücreti öden-
mez. Yeniden üretim işleri tüm
dünyada esas olarak kadınlar ve kız
çocuklar tarafından üstlenilmekte-
dir.
KAMUSAL işler ise toplum yaşamını
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

toplumsal cinsiyete göre taksim güdür. Bir toplumda, toplumsal cin-


edilmesine yol açar. Erkekler ve ka- siyete dayalı işbölümüyle mücadele
dınlar, kız ve erkek çocuklar, yal- etmek, o toplumda “kadın” ve
nızca kendi toplumsal cinsiyetlerine “erkek” olmanın gerekleriyle müca-
uygun olduğu varsayılan becerileri dele etmek anlamına gelir. Kadınla-
öğrenip bu konularda uzmanlaşır- rın üreme ve üretim işlerine, genel
lar, Böylece kadın ve erkeklerde, kız olarak pek fazla ekonomik değer at-
ve erkek çocuklarda farklı beceri ve fedilmez. Birleşmiş Milletler Kal-
yetenekler yaratılır, sonra bunlar kınma Fonu’nun (UNDP) 1995
birine ya da diğerine (kadın-erkek) insani Kalkınma Raporu’na göre, ka-
atfedilir. dınların katkıda bulunduğu ücretsiz
ve görünmez işlerin değeri yıllık 11
Toplumsal cinsiyete dayalı işbö-
trilyon Amerikan dolarıdır.
lümü aynı zamanda hiyerarşilere ve
eşitsizliklere de yol açar, çünkü er- “Malların kraliçesi yani para, kocanın ce-
keklerin ve kadınların emekleri eşit bine girer, fakat karısına yaptığı iş karşı-
ücretlendirilmez ve ödüllendiril- lığında para ödenmez. Koca eşine yalnızca
mez. Hatta günümüzde bile eşit işe yiyecek ve barınak sağlamakla yükümlü-
eşit ücret birçok ülkede norm ha- dür; ancak bunları bir köle için de yap-
32 line gelmemiştir; ev işleri ücretsiz-
mak zorunda kalacaktı. Ev kadınının
dir ve ekonomide durgunluk
işyerlerini etkilediğinde işten ilk çı-
çalışma saatleri, çalışma koşulları, tatil ve
karılanlar kadınlardır. izinleri bir sözleşmeyle karara bağlan-
maz; evlilik sözleşmesi, iş sözleşmesiyle kı-
Üretim süreçlerinde (özellikle ev içi yaslanamaz. Grev hakkı yoktur, ev
üretimde) kadınlara ve erkeklere
kadınlarının bir dayanışma örgütü yok-
belirli görevlerin tahsis edilmesi,
aynı zamanda kaynaklar ve emek
tur; aksine kadınlar bireyselleştirilmiş ve
ürünleri üzerinde emir ve kumanda birbirlerinden ayrılmıştır. Kadınlar, ne ev
konusudur. Böylece toplumsal cin- kadınları olarak işlerinde bir sosyal gü-
siyete dayalı işbölümü nedeniyle er- venliğe sahiptir ne de onları koca şiddetin-
kekler toprak, teknoloji, ürün den ve despotluğundan koruyacak yasalar
satışından elde edilen nakit ya da vardır. Ev içinde hiç kimse insan hakla-
kredi vs. üzerinde denetime sahip rını uygulanacağını garanti edemez; do-
olur. Normal koşullarda, kadınlar layısıyla bu haklar, fiziksel güvenliğin
geçimlerini sağlamak, erkekler ise olmadığı durumlarda bile toplumu ilgi-
değiş tokuş veya nakit para için üre-
lendirmediği düşünülen özel meseleler
tir.
olur.
Tıpkı toplumsal cinsiyet ve toplum-
sal cinsiyet ilişkileri gibi, bu rollere Kadın hizmet etmenin de ötesinde, koca-
dayalı işbölümü de her yerde aynı sına itaat etmek zorundadır; koca bunu
değildir. Kültüre, yer ve zamana öz- yasalarla talep edebilir. Özetle ev ksdını,
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

met verendir. Kadınların din ve ru-


hani işler, eğitim gibi üstün uğraş-
lar için yetersiz, “pis” ve “kusurlu”
oldukları varsayılır. Hizmetçilik iş-
lerinin önemsiz ve pek değerli olma-
yan işler olarak görülmesi
nedeniyle, kadınların yaptığı işler,
eğer evde gerçekleştiriliyorsa tü-
müyle ücretsiz ve görünmezdir. Dı-
şarıda gerçekleştiriliyorsa düşük
ücretlidir.
Kadınların ev dışındaki işleri sık-
lıkla aile içindeki işlerinin bir uzan-
tısıdır. Örneğin çok sayıda kadın
ana okul ya da ilkokul öğretmenliği,
hemşirelik ve havayolları hostesliği
tüm ömrü boyunca tam saatli olarak, ko-
yapmaktadır. Otorite, güç ve dene-
casının emrine amade,
tim gerektiren mesleklerin erkek-
Ücretsiz bir işçidir;-dahası cinselliği, lere, bakma, besleme ve hizmetle 33
çocuk doğurma yetisi, duygu ve düşünce- ilişkili mesleklerin ise kadınlara
leri dahil olmak üzere, tüm kişiliği koca- özgü olduğu varsayılmaktadır. Ka-
sının emrindedir. Aynı zamanda kadın, dınlar evde itaatkar ve hizmetli ko-
numundadır ve bu konum evin
hiçbir şey hissetmediği zamanlarda bile
dışında da devam eder. Erkekler
sevgi gösterisinde bulunmak da dahil, ko- evde güç ve denetim sahibidir ve dış
casının ve çocuklarının ihtiyaçlarını kar- dünyada da benzer konumlarını ko-
şılayacak tüm işleri yapmaya mecbur bir rurlar. Erkekler daha eğitimlidir,
köle ve serir. Burada söz konusu olan bi- mesleki becerileri daha gelişmiştir
rinin sevgisi nedeniyle çalışması ve sevgi- ve çifte iş yükümlülüğü taşımazlar,
nin bir iş haline gelmesidir. Bu durum her dolayısıyla çalışma hayatında ka-
zaman katlanılmaz olmayabilir, ancak dınlardan daha hızlı ve daha çok
bu hale gelmeyeceği hakkında kehanette yükselirler.
bulunmak da imkansızdır.” Cfaudia von “Kadınların yaptığı her şey meyve vermek
Werlhof ve tıpkı soluduğumuz hava gibi bedava
olmak zorundadır. Bu yalnızca çocuk do-
Sınıfı ya da kastı dikkate alınmaksı-
zın, aile içinde kadınlar, toplumda ğurmayı ve bakmayı değil, çeşitli ev işle-
“hizmetçiler”in yaptığı işleri yapar. rini ve ücretli işleri, etrafındakilere,
Her evde kadınlar “hizmetçi”, erkek- çalışma arkadaşlarına duygusal özen ve
ler de “üst kast”tır. Burjuva ya da üst dostluk göstermeyi, uysallığı, daima diğer-
kast bir ailede de olsa kadınlar hiz- lerinin emrine amade olmayı, tüm yara-
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

ları iyileştirmeyi, cinselliğinin kullanıma üretim, tüketim ve dağıtım sisteminin bir


açık olmasını, her şeyi yeniden düzene parçasıdır.” Vasanth Kannabiran
sokmayı, sorumluluk ve fedakarlık duygu-
Toplumsal cinsiyete dayalı işbö-
sunu, tutumlu ve iddiasız olmayı, başka-
lümü, şu tarz istatistiklerin so-
rumlu- sudur: Küresel olarak
ları için kendi çıkarlarından vazgeçmeyi,
tüm dertlere katlanmayı ve sorunların üs- kadınlar kıdemli yöneticilik pozis-
tesinden gelmeyi, çekingenliği ve görün- yonlarının yalnızca yüzde 14’üne
meksizin daima orada olmayı, sahiptir (UNDP insani Kalkınma Ra-
gerektiğinde edilgen, işler sarpa sardı- poru, 1995); ABD’de kadın ve erkek-
ğında aktif olmayı, bir askerin dayanıklı lerin maaşları arasındaki oran 3’e 5
ve disiplinine sahip olmayı da içermekte- olarak korunmaktadır ve bu oran
dir. Bunların tamamı, kadının çalışma son yüz yıldır bir değişiklik göster-
kapasitesini oluşturur.” Cfaudia von memiştir. Dünyadaki en yoksul ve
okuma yazma bilmeyen insanların
Werlhof
yüzde yetmişini kadınlar oluştur-
“Afganistan’da Taliban iktidarı kuruldu- maktadır.
ğunda, verdikleri ilk talimat, erkeklerin
takke giyip sakal bırakması, kadınların da
34
örtünmesi ve dışarı çıkmaması oldu. Ka- *Toplumsal - yapısal bir
dınların çalışması ve halka açık hamam-
ları kullanması yasaklandı. Yeni bir siyasi
sorun
rejim ile yürürlüğe giren toplumsal cinsi- Maria Mies’a göre, cinsiyete dayalı
yet rejimi arasındaki bağlantıyı ve top- işbölümüne artık aile içi bir sorun
lumsal cinsiyete dayalı bir işbölümünün olarak değil, daha ziyade tüm toplu-
nasıl takviye edildiğini görmek ilginçtir. mun yapısal bir sorunu olarak bak-
Cinsiyete dayalı işbölümü bu nedenle, mamız gerekiyor. Erkekler ve
kendi çapında bir yapılanma değildir. kadınlar arasındaki hiyerarşik işbö-
Toplumsal cinsiyete göre yapılandırılan lümü ve bunun dinamikleri egemen
üretim ilişkilerinin, yani belirli bir
dönemde ve toplumdaki sınıf ilişki-
leri ve daha geniş ulusal ve uluslar-
arası işbölümünün ayrılmaz bir
parçasını oluşturur.
Feminist tarihçi Joan Kelly’e göre,
cinsiyete dayalı işbölümü ve cinsi-
yete dayalı düzenin temel belirle-
yeni olarak, mülkiyet ilişkilerine ve
kadınların işle ilişkisine bakmamız
gerekir. Özel ve kamusal alan ne
kadar farklılaştırılmışsa, iş ve dola-
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

yısıyla mülkiyet açıkça ayırt edilebi- ilişkilerin, bu rollere dayalı işbölü-


lir iki şey haline gelir. Yaşamsal ge- münün doğal olmadığını ortaya
çimi sağlamak için üretim ve koyduğumuzda, erkeklerin çok bo-
mübadale için üretim vardır ve cin- zulduğunu, heyecanlandığını ve sal-
siyete dayalı işbölümünü etkileyen dırganlaştığını sıkça gözlemledik.
budur. Tüm bunların bir başlangıcı vardı,
dolayısıyla da bir sonu olabilir. Fe-
minizmin başkaldırısı ve politik
Kadınlar bakım ve besleme işleri kadın hareketinin çalışmaları, biyo-
için doğal olarak daha donanımlı lojik farklılığa dayanan eşitsizliği
değiller mi? son vermeye yöneliktir. Pek yaygın
“Daha donanımlı” terimini kullan- olmasa da artık birçok toplumda,
manız ilginçtir. Gerçekten de kadın- “doğal” denen farklılıkların ve işbö-
lar, bir rahim ve bir çift meme ile lümünün değiştiği ne dair örnekler
donatılmışlardır, ancak bakım, te- bulmak mümkündür.
mizlik ya da gözetmek için ayrıca
bir donanımları yoktur, dolayısıyla
herkesle ilgilenmek onlar için *Sanayi devrimi ve
“doğal” değildir. Ve erkeklerin eğer 35
ücreti ödeniyorsa, silip süpürmek. özel alan - kamusal alan
temizlik yapmak, bulaşık yıkamak ayrımı
ve yemek pişirmek gibi işlerin üste-
sinden geldiklerini unutmayalım,
dolayısıyla yeniden üretim işlerini Bu işbölümünün bir kısmı kadınla-
yapma ya da yapmama nedenleri bi- rın eve kapatılması, erkeklerinse
yolojik ya da doğal olamaz. dış dünya ile ilgilenmesi nedeniyle
oluşan toplumsal şartlanmanın bir
Fakat insanlar mevcut toplumsal sonucu olabilir mi?
cinsiyet ilişkilerinin ve işbölümü-
nün, kadınların biyolojisi nedeniyle Bu önemli fakat karmaşık bir soru
“doğal” olduğuna inanmak istedik- ve buna doğrudan bir yanıt vermek
leri için, vücutların ötesinde düşün- kolay değildir. Öncelikle özel ve ka-
meyi zor buluyorlar. Ayrıca her şeyi musal alan ikiliğini anlamamız ge-
doğaya indirgemek de son derece rekiyor. Erkekler kamusal alanda
kolaydır, böylece ataerkil ayrıcalık- etkinlik gösterip aynı zamanda özel
ları sorgulamanız ya da onunla mü- alanı denetlerken, kadınlardan özel
cadele etmeniz gerekmez. Tüm alanda kalmaları beklenir. Sanayi
sorumluluklarınızdan da sıyrılmış devriminden önce bu iki alan ara-
olursunuz. Toplumsal cinsiyet rol- sındaki ayrım bu kadar belirgin de-
leri konulu atölye çalışmalarında, ğildi. Üretimin büyük kısmı ev
bu rollerin toplumsal olarak yapı- içinde gerçekleşirdi ve tüm üyeler
landırıldığını, bu roller arasındaki buna katılırdı. Herkes “eve ekmek
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

getirirdi”. Ev hem yeniden üretim hamilelik esnasında alınacak tedbirleri


hem de üretim alanıydı. Erkekler ve bilirlerdi. Daha istisnai yeteneklere sahip
kadınlar arasında işbirliği ve ta- kadınlar, ebe, bitkisel ilaçlarla şifa dağı-
mamlayıcılık vardı. Kadınların bece- tan doktor ya da ünü evden eve, köyden
rileri. bilgisi ve bir sonraki kuşağı köye yayılan ‘bilge kadın’ oluyordu. Ve
yaratma yetileri son derece değer- tüm kadınların, annelerinden ya da bü-
liydi, çünkü bunlar yaşamın devamı
yükannelerinden çocuk yetiştirme, yaygın
için zorunluydu. Pek çok açıdan bu
eski düzen jinosentrik, yani kadın-
hastalıkları iyileştirme, hastaya bakma ye-
merkezliydi. Kolonilerden oluşan teneklerini öğrenmesi beklenirdi.” Bar-
Amerika’da kadının ev ekonomi- bara Ehrenreich ve Deidre English
sinde oynadığı önemli rol nedeniyle, Avrupa’da sanayileşme ve piyasa
“reis (koca)-ana” (tüm ev içi mesele- ekonomisinin bir sonucu olarak
leri takip ve idare eden, denetleyen gerçekleşenler, Güney Asya’da da
ya da yöneten kadın) sözü, yaygın gerçekleşti. Burada da eğitim de
bir şekilde kullanılmaktaydı. üretim de evin dışına taşındı. Daha
Ortaya çıkan piyasa ekonomisi ve önce çoğu insan, bilgiyi de üretim
sanayileşme, özel ve kamusal alan için gerekli becerileri de ev içinde
36 birliğini, doğa ve insan arasındaki edinirdi; kız ve erkek çocuklar, ya-
uyumu çarpıcı bir şekilde altüst etti. şamları için gerekli beceri ve faali-
Üretim artık sadece bir geçim so- yetler konusunda, evde birlikte
runu değildi, o aynı zamanda piyasa eğitilirlerdi.
ve kar için de tasarlandı. Zaman Güney Asya’nın uzak bölgelerindeki
içinde üretim, ev içinden fabrika- kabileler ormanda yaşayan insanlar
lara, ticari üretim çiftliklerine vs. ta-
şındı ve doğadan ziyade piyasa
sıradan insanların yaşamlarını de-
netleyen güç haline geldi.
“Ekonomi erkeği” evin dışına çıkar-
ken “evcimen kadın” ev içinde kaldı.
Kız çoçuklar “ev” yaşamı için gerekli
becerileri kazanmak üzere evde tu-
tulurken, erkek çocuklar dış dün-
yada etkinlik gösterebilmek için
bilgi ve beceri edinmeye okula ve
üniversiteye gitti.
“Eski düzende kadınların önemi yalnızca
doğurganlıklarından kaynaklanmıyordu.
Hastalıklara iyi gelen şifalı otları, ateşi
çıkmış bir çocuğu yatıştıracak şarkıları,
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

ve köylüler arasında bugün bile üre- eve kapanmasıdır. Kadınlar toplum-


tim büyük oranda ev içinde gerçek- dan dışlanmakta ve diğer kadınlar
leşir. Ekonomileri esas olarak hala ve erkeklerden ayrılmakta.
yaşamsal malların üretimi ekonomi- “Kadının dokuma ve giysi imalatı, yiyecek
sine dayanır; artı ürün, ev içinde üretimi gibi geleneksel üretim becerileri
üretilmeyen mallarla yöresel pazar-
fabrika sistemine aktarıldı. İşçi sınıfından
larda takas edilir. Kadınlar ve erkek-
ler ev içindeki etkinlikleri
kadınlar, bu emeklerini yeni sanayi top-
paylaşırlar, özel ve kamusal alan ay- lumunda da var edebilirlerdi, ancak artık
rımı çok küçüktür ya da yoktur. üretim süreci üzerinde hakimiyetleri ol-
Diğer sınıf ya da topluluklarla kıyas- mayacaktı. Eski yeteneklerini unutacak-
lanırsa, kadın ve erkek arasında lardı. Zamanla, özü itibariyle dişil bir iş
büyük bir eşitsizlik de yoktur. olan şifa verme etkinliği bile bir metaya
Ancak yavaş yavaş bu toplumlar da dönüştürülüp ‘piyasa’ya sürülecekti. Ev
piyasa ekonomisine “katılmaya” yapımı bitkisel toniklerin yerini, çokuluslu
başlamakta ve olduklarından daha ilaç firmalarının kimyasal ürünleri, gele-
fazla “ataerkil” hale gelmektedir. neksel ebe-kadınların yerini ise cerrahlar
“Üretim tarzındaki değişiklikler nede- aldı” Barbara Ehrenreich ve Oeidre
English
37
niyle ev, ekonomik üretimin merkezi ola-
rak görülmekten çıktı ve daha çok
ekonomik üretime karşı bir sığınak, ‘acı-
masız dünyanın kıyısında bir liman’, ‘şe- *Kamusal ve özel alan
hirden ütopik bir kaçış’ olarak görülmekte. ayrımı eşitsizlikleri
Yeniden üretim aile içinde kalırken, üre-
tim evin dışına çıkmakta. Ev idaresi, ka- keskinleştirdi
musal karakterini yitirmekte. Artık Bu ayrımla, iki alan arasında bir hi-
toplumu ilgilendirmiyor. Özel bir hizmete yerarşi oluştu. Ev içi ya da özel alan
dönüşmekte ve Engels’in dediği gibi, kadın tüm ekonomik, siyasi, tarihi anla-
toplumsal üretime katılımdan dışlanarak mını yitirdi ve giderek önemsizleşti.
baş hizmetkar haline gelmekte.” Alison Piyasaya girmeyen hiçbir şey
M. Jagga “iş”ten sayılmamaya, piyasa içinde
etkinlik göstermeyen hiç kimseye
“Kamusal” ve “özel” alan arasındaki ekonomik bir değer verilmemeye
ayrım, erkeklere yeni ufuklar ve başlandı. Kadınlar ekonomik öneme
olanaklar açıyor ama kadının konu- sahip olmayan ev içinde kaldıkları
munu ve işlevini sınırlıyor. Bir ba- için merkezi konumlarını ve değer-
kıma bu, jinosentrik, yani kadın lerini de kaybettiler. Erkeklerin işi
merkezli düzenin sonu oldu. Özel ve daha önemli hale geldi, kadınlar ve
kamusal ayrımının bir başka so- erkekler arasındaki farklar artmaya
nucu, kadınların göreceli tecridi ve devam etti, ataerkil sistem daha da
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

güçlendi. jinosentrik olan aile -ve yen piyasa, tüm ahlaki değer yargı-
tabii ki kamusal alan- androsentrik larını, soğuk bir aldırmazlıkla silip
(erkek-merkezli) ve androkratik atar. Artık kar sadece bazıları tara-
(erkek-yönetimli) oldu.* fından ve ötekilerin yoksullaşması
pahasına elde edilebilir ve insani
Özel ve kamusal alana hakim olan
sevgi, cömertlik ya da bağlılığa yer
temel değerler de keskin bir şekilde
yoktur ... “
ayrılmıştır; hatta neredeyse birbir-
lerine zıt oldukları bile söylene-
bilir. Özel alanda sevgi, koruma kol- Özel ve kamusal ayrımı kadınların
lama, fedakarlık ve anlayış değer statüsünü de geriletiyor
görürken, kamusal alan rekabeti,
hırsı, saldırganlığı, bencilliği gerek- Bazı feminist tarihçilere (ve En-
tirir ve bunları cesaretlendirir. Ka- gels’e) göre, durum böyle görünü-
dınlardan, evde erkeklere piyasanın yor. Üretimin ev içinde gerçekleştiği
acımasızlığından uzak bir sığınak ve özel alan ile kamusal alan arasın-
sunmaları beklenir. daki ayrımın daha az olduğu top-
lumlarda kadınlar daha eşit bir
Din esaslı ahlak ve değerlerin artık statüye sahiptir. Fakat bu özel-ka-
38 ekonomi, bilim ve teknolojide yeri musal ikiliği esas olarak, kadınların
yoktur. Barbara Ehrenreich ve De- çok farklı rolleri üstlendiği, iki farklı
irdre English bu kopuşu çok iyi ta- üretim tarzı ve ekonomik sisteme
nımlamıştır: “Dünyanın bu yeni dayanır. (Dolayısıyla gerçekte kadın-
düzenlemesi, tarafsız bir bölü çizgisi ların statüsünü, onların iş ve mülki-
boyunca bölmelere ayrılmışlık ola- yet ile ilişkileri belirlemektedir.
rak görülmemelidir. Bu iki alan,
temel değerler açısından, birbirine Sosyalist feministler, kadınların ta-
karşı durur ve aralarındaki çizgi ah- rihteki ikincil statüsünün, iktisada
laki gerilimle yüklüdür. Piyasa, en dayandığı görüşündedir, çünkü bir
temel işleyişi açısından, açgözlülük grup olarak kadınlar neredeyse her
ve hırsı kınayıp başkalarını dü- toplumda üretim ve mülkiyet ile çok
şünme ve fedakarlığı (en azından il- özgün bir ilişkiye sahip oldu. İkincil
kesel olarak) yücelten yüzyılların statünün kişisel ve psikolojik sonuç-
larının, iş ile aralarındaki bu özel iliş-
dini ahlak anlayışına meydan okur.
kiden kaynaklandığı düşünülebilir.
Eski Ahit’te ticaret onursuzlukla le-
kelenmişti; faiz karşılığı borç para Joan Kelly’e göre, “ ‘Özel’ ve ‘kamu-
vermek tefecilik olarak suçlanı- sal’ alanı oluşturan şey, kültürden
yordu. Fakat yeni düzeni özümse- kültüre değişse de ve aralarındaki

*Gyne: Yunanca’da kadın; Andros: Yunanca’da erkek; Jinekoloji: Kadınların fizyolojik sağlığı, işlevleri
ve hastalıkları ile ilgilenen bilim; Jinosentrik: Kadın-merkezli; Androsentrik: Erkek- merkezli; Jinarşi:
Kadınlar tarafından yönetim; Jinokrasi: Kadınların yönetimi; Androkrasi: Erkeklerin yönetimi; Jine-
latori: Kadınlara tapma; Jinosid: Kadın soykırımı; Jinofobi: Kadınlardan neet ya da korku; Andro-
jen: Erkek ve dişi karakter özelliklerinin aynı kişide bulunması.
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

ayırım çizgisi farklı çekilse de bir *Özel olan politiktir!


uçta ailesel ve kamusal etkinliklerin
oldukça iç içe geçtiği toplumlar, Kesinlikle! Aslında pek çok siyasi
diğer uçta ise ev içi ve kamusal et- düşünür (ve onların izleyicileri) ta-
kinliklerin keskin bir şekilde ayrıl- rafından, devletin “özel” alemde söz
dığı toplumlar bir düzleme sahibi olmaması gerektiği iddia
yerleştirildiğinde, karşımıza tutarlı edildi. Ev ve aile üyeleri arasındaki
bir model çıkar. Ailesel etkinlikler, ilişkilerin hükümet düzenlemelerin-
kamusal ya da toplumsal etkinlik- den muaf olması gerektiği tartışıldı.
lerle örtüştüğünde, kadınların sta- Böylece, evin dört duvarı arasında
tüsü, erkeklerinkiyle olup biten her şey, kişisel bir sorun
karşılaştırılabilir ya da erkeklerden olarak değerlendirilir ve hiçbir dış
bile üstündür. Bu model Engels’in müdahale teşvik edilmez. Kadınlara
görüşleriyle uyumludur, çünkü bu karşı bariz eşitsizliğin ve vahim sal-
tür durumlarda geçim ve üretim dırıların sürmesine izin verilmekte-
araçları ortak maldır ve her şeyi dir. Koca dayağı, evlilik içi tecavüz,
ortak paylaşan ev halkı hem ev içi kız çocuklara babanın veya diğer
hem de toplumsal yaşamın odak erkek akrabaların tecavüzü, kadın-
noktasıdır. Mübadele için üretimin lara ve kız çocuklara uygulanan fi- 39
çok sınırlı olduğu, özel mülkiyet ve ziksel ve zihinsel işkence ve kız
çocukların yaşadığı genel mahrumi-
sınıf eşitsizliğinin henüz gelişme-
yet, yakın zamana kadar, görünmez,
diği toplumlarda, cinsiyetler arasın-
tartışılmaz ve mücadele edilmez ola-
daki eşitsizlikler de bariz değildir.
rak kaldı.
Bu düzlem boyu tüm toplumlarda
kadınlar aktif üretici olmayı sürdü- Ev içi ve kamusal alan arasındaki
rürler, ancak artı değer arttıkça, bölünme aynı zamanda evin dışında
özel mülkiyet geliştikçe, paylaşımcı çalışan kadınlar için de sorunlar ya-
aile özel bir ekonomik birime dön- ratır. Dışarıdaki çalışma ‘hayatı bu
üştükçe ve aile (ister geniş ister çe- kadınlardan bağımsızlık, hareketli-
kirdek olsun) bir erkek tarafından lik, rekabet ve uzun çalışma hayatı
temsil edildikçe, kadınlar da mülki- bu kadınlardan bağımsızlık, hare-
yet, ürünler ve kendileri üzerindeki ketlik, rekabet ve uzun çalışma sa-
denetimi sürekli olarak yitirirler. atleri talep ederken, aile tam tersi,
Kadınların etkinlik alanı olan aile- itaat, hizmet, işbirliği istemektedir.
nin kendisi, bir devlet tarafından yö- Çok sayıda çalışan kadın, neredeyse
netilen daha geniş bir toplumsal ve hiç uzlaştırılamayan bu taleplerin
kamusal düzenin emrine girer ki, bu onları fiziksel ve duygusal gerilime,
düzen erkeklerin nüfuz alanı olma strese sürüklediğini belirtmiştir. İyi
eğilimindedir. işte bu, tarihsel ya da bir eş (karı) ve etkili bir patron rol-
uygar toplumlar tarafından sergile- lerinin bütünleştirilmesi zordur.
nen genel modeldir.” Oysa erkeklerden böyle bir şey; iyi
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

bir koca ve etkili bir patron rolünü Sömürü kavramı, şimdi normal ola-
bütünleştirmeleri talep edilmez. rak Marksist bir anlamda kullanıl-
maktadır ve ekonomik sömürüyü ya
Feministler, özel ve kamusalın bu
da artı değer çıkartmayı ifade
sert ayrımını eleştirdiler ve ona
eder. Böylece kadınların sömürüsü,
karşı koydular, çünkü bunun erkek
kadınlara ekonomik hizmetleri kar-
egemenliğini teşvik ettiğine ve eşit-
şılığında düşük ücret ya da hiç ücret
sizlikleri artırdığına inanırlar. Femi-
verilmemesi ve sömürenlerin, bu
nist hareketin türettiği ve
sömürü ilişkisinden ekonomik ve
yaygınlaştırdığı “Özel olan politik-
tir” sloganı bu ikileme karşı koymak maddi çıkar elde etmesidir.
içindir. Bu slogan, kadınların özel Baskı yaygın olarak kadınların ikin-
alanda farklı boyun eğdirme ve cil konumu ya da erkekler tarafın-
baskı çeşitlerine maruz kaldığını dan egemenlik altına alınmaların-
toplumun dikkatine sundu. dan bahsederken kullanılır. Genel
olarak bu kavram, bir grubun diğer
grup aleyhine çıkar sağladığı, tarih-
*Kadınların ikincil sel ve yapısal olarak kurumsallaştı-
rılmış haklar sistemini ifade eder.
40 konumuyla ilgili kavramlar Kavram, zorla boyun eğdirme duru-
arasındaki farklar munu belirtir ve bireylerin ve grup-
ların maruz kaldığı koşulları
Adları geçecek olan bu kavramlar açıklamak için kullanır, “sınıf bas-
genellikle birbirleri yerine, gelişigü- kısı”, “kast baskısı” ya da “ırk bas-
zel kullanılsa da aralarında farklar kısı”nda olduğu gibi.
vardır. Fakat öncelikle belirtmek is-
Ezilmişlik ise bir başkasına göre
terim ki, toplumsal cinsiyet baskısı
daha aşağı konumda yer almak
ve toplumsal cinsiyet hakimiyeti
veya herhangi birine göre ikincil bir
gibi kavramlar yalnızca toplumsal
konumda sıralanmak ya da başkası-
cinsiyete dayalı baskı ve hakimiyet
nın denetimine veya otoritesine
var olduğunu ifade ederler. Bunlar,
maruz kalmak anlamına gelir. “Ka-
kesinlikle hangi toplumsal cinsiye-
dınların” ezilmişliği kavramı, kadın-
tin baskı altında tutulduğunu ya da
ların ikincil konumunu, kaynaklara
ezildiğini belirtmez. Tam manasıyla
ve karar mekanizmalarına vb. eri-
söylemek gerekirse, toplumsal cin-
şim yollarından yoksun bırakılma-
siyet baskısı, yalnızca kadınların
larını ve kadınların çoğu toplumda
baskı görmesi anlamına gelmez;
karşı karşıya kaldığı ataerkil ege-
yine de, genellikle kadınlar ikincil
menliği ifade eder.
konumda oldukları için, toplumsal
cinsiyet baskısı ve toplumsal cinsi- Bazı feministler “baskı” kavramını
yet hakimiyetinin mağdurlarının kullanmayı uygun bulmamaktadır.
kadınlar olduğu farz edilir. Gerda Lerner’a göre, bu kavram
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

“hem baskıcı yanları olan hem de hakimiyeti’ kavramını kullanaca-


bir dizi karşılıklı yükümlülükler içe- ğım. ‘ikincil konumda olmak’, ‘baba
ren ve sıkça da baskıcı olarak algı- hakimiyeti’ne ek olarak diğer ilişki-
lanma- yan baba hakimiyetini leri de kapsamaktadır; ayrıca ikin-
yetersiz olarak tanımlar... “ cilliğin nedenleri hakkında tarafsız
“ ... ‘Baskı’ kelimesi bir yanlış üze- olma avantajına da sahiptir, ‘baskı’
rine yoğunlaşıyor; bu kişisel içerik- kavramında bu avantaj yoktur. Er-
lidir, haksızlığa uğramış olan hedef keklerin ve kadınların beş bin yıllık
grubun bilincini temsil eder. Kelime karmaşık cinsiyet/toplumsal cinsi-
bir güç mücadelesini, bir grubun yet ilişkileri, basit bir nedene -er-
diğer grup üzerinde egemen- liğine keklerin iktidar hırsına-
sebep olan yenilgiyi ifade eder. Ka- yüklenemez. Bu yüzden, farklı
dınlar, cinsiyet - toplumsal cinsiyet zaman ve yerlerde erkekler ve ka-
sistemini ‘kabul ederek kendi ikincil dınlar tarafından yapılandırılan
konumlarının oluşturulmasında farklı ve çeşitli cinsiyet/toplumsal
diğer gruplardan daha fazla işbirliği cinsiyet ilişkilerini tanımlamamızı
yaptı. Kendilerini ezen değerleri öy- mümkün kılacak, değerlerden ola-
lesine içselleştirirler ki bunları gö- bildiğince arınmış kavramlar kul-
nüllü olarak çocuklarına aktarırlar. lanmak daha iyidir.” 41
Bazı kadınlar diğer kadınlar ve er-
Mahrumiyet kavramı bazen kadın-
kekler üzerinde güce sahipken, ya-
ların durumunu açıklamak için kul-
şamlarının bir yanında da
kocalarının ya da babalarının ‘bas- lanıldı, ama iktidar ilişkilerinin
kısına’ maruz kalırlar. ‘Baskı’ kav- varlığını gizlediği için uygun değil-
ramı bir grup olarak kadınların dir. Mahrumiyet, gözlemlenen yetki
durumunu tanımlamak için kulla- ve ayrıcalık yokluğudur. Bu kavram,
nıldığında, böylesi karmaşıklıklar kimin mahrum ettiği değil, neyin
görünmez hale geliyor.” mahrum edildiği üzerine dikkat
çeker. Mahrumiyet, tek bir kişi,
Lerner, “kadınların ikincil konumu” insan grupları, kurumlar, doğal ko-
kavramını kullanmanın farklı yarar- şullar ve afetler, sağlık sorunları ve
ları olduğunu düşünmektedir. “ikin- daha pek çok nedenle ortaya çıkabi-
cil olmak kavramı, egemen taraf lir.
hakkında kötülük çağrışımı yapmı-
yor; kavram erkek ve ikincil olan Kadınların durumu toplumdan top-
arasında danışıklı dövüş olasılığına luma ve tarihin farklı dönemlerine
izin veriyor. Bu, koruma ve imtiyaz göre değişiklik gösterdiğine göre
karşılığında -ki, bu durum kadınla- anlatılan duruma uygun farklı kav-
rın tarihsel deneyiminin büyük bir ramlar kullanılabilmektedir.
kısmını niteler- ikincil konumun gö-
nüllü olarak kabulü olasılığını içe-
rir. Böylesi bir ilişki için ‘baba
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

Dördüncü Bölüm nin otomatik olarak kalkınma prog-


ramlarından yararlanacağını var-
Toplumsal saydılar fakat bu varsayım, hemen
hemen her yerde geçersiz bulundu.
Cinsiyet ve 1950’Ierde bağımsızlığını yeni ka-
Kalkınma zanmış ülkeler planlı kalkınmaya
başladıklarında, modelleri Batı’ydı.
Sanayileşme ve modern tarımın bü-
yüme ve kalkınmada öncü olacağı
*Toplumsal cinsiyet, düşünüldü ve sanayiciler, toprak sa-
hipleri, zengin çiftçiler ve girişimci-
kalkınma konularında ler üzerinde yoğunlaşıldı.
neden bu kadar önemli Kalkınmanın yararlarının fakir ço-
ğunluğa “damla damla akacağını”
oldu ? ve zamanla tüm toplulukların zen-
ginleşeceğini farz eden gelişmekte
Son 10-15 yıldır toplumsal cinsiyet
olan ülkelerin hükümetleri “güçlü-
ve kalkınma gerçekten de büyük öl-
nün üzerine para” koydular. Alt
çüde tartışılır oldu. Bu konuda sayı-
42 gelir grubuna ve, kadınlara çok az
sız konferans, eğitim ve atölye önem verildi. Kadınların eve ve eko-
çalışması yapıldı. Toplulukların tüm nomiye katkıları ne tanındı ne de
yaşamlarının iyileştirilmesine çalış- buna değer verildi.
ması gereken planlı kalkınma çaba-
larının, ya kadınlara yardım İlk Birleşmiş Milletler On Yılı, yani
etmediği ya da gerçekte onlara çok 1960-1970 boyunca, kalkınmanın
çeşitli yollardan zarar verdiği yararlarının yoksul çoğunluğa ulaş-
açıkça ortaya çıkmaya başladığında, madığı açığa çıktı. Yetersiz istih-
kadınlarla veya toplumsal cinsiyet dam, gıda malları eksikliği ve
ile ilgili kaygılar kalkınma konula- zenginle yoksul arasında daha da
rını etkiledi. artan kutuplaşmanın göstergeleri
vardı. Bu göstergelerin ve aşağıdan
1960 sonları ve (esas olarak) 1970 gelen baskıların bir sonucu olarak,
başlarında dünyanın farklı bölgele- kalkınmanın hedefleri ve bunlara
rindeki kadın araştırmacılar, kal- ulaşabilme yöntemleri ikinci Kal-
kınma planlamasında kadınların kınma On Yılı. Yani 1970-80’ler bo-
ihmal edildiğine dikkat çekmeye yunca yeniden gözden geçirildi.
başladılar. Daha önce de bu süreç Hindistan ve Bangladeş gibi ülke-
içersinde benzer şikayetler, katılım lerde kırsal bölgede çalışmalar
eksikliği ve yoksulların dışlanması yapan sivil toplum örgütleri (STK)
ve durumlarının daha da kötüleşti- kalkınma programlarına kadınların
rilmesi konusunda gözlemlenmişti. ve yoksulların katılmadığına dikkat
Planlamacılar, tüm toplum üyeleri- çektiler. Bu dönemde “halkın katı-
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

lımı”, “aşağıdan-yukarıya yakla- rinde kadınlar çiftçi ya da yiyecek


şımı”, “büyümeyle birlikte yeniden üreticisi olmuşlardır. Buna karşın
dağıtım” gibi kavramlar tartışıl- planlamacılarımız, karar mercileri-
makta ve yoksulluk karşıtı prog- miz ve iletişimcilerimiz, kadınların
ramlarla birlikte “temel ihtiyaçlar katkılarını kabul etmeyi ısrarla red-
yaklaşımı” ortaya konmaktaydı. detmektedir. Bu bayların (ve bayan-
ların) kullandıkları dil bile
Benzer şekilde bir aile, kalkınma
algılamalarındaki ayrımcılığı ele
programlarından yarar sağladı-
verir. Nitekim çiftçiler ifade edildi-
ğında bile, ailedeki kadınların bu ğinde istisnasız erkekler (men), bay-
yarardan eşit pay ya da herhangi lar, efendiler, ve o (İngilizce’de
bir pay almadığı keşfedildi. Femi- erildir, he) gibi eril zamirler kulla-
nist bir bakış açısıyla gerçekleştiri- nırlar.
len çalışmalar -yani, kadınların
çıkarları, kaygıları ve eğilimlerinin
rehberliğinde hiyerarşik toplumsal
cinsiyet ilişkilerini dönüştürmek ve
*Kadınların
onları eşit hale getirmek için çalış- önemsizleştirilmesine,
malar- toplumsal cinsiyet körü kal-
kınma planlarının; kadınları, dışlanmasına 43
onların bakış açılarını, ihtiyaç ve çı- (marjinalleştirilmesine)
karlarını gene lolarak göz ardı etti-
ğini sergilemek için dünyanın çeşitli yol açan kalkınma
bölgelerinden bilgi ve kanıtlar sağ- programları
ladı. Bu ihmal, kadınlar ve erkekler
arasındaki mevcut eşitsizliğe karşı Kadınlara karşı kullanılan bu at göz-
çalışılmadığını ve ikinci olarak da, lüklerinin sonucunda ve halen de,
kadınların kalkınma sürecindeki tarımsal ve kırsal kalkınma planla-
faaliyetlerinin, potansiyel katkısının masında, kadınlar ihmal edilmekte
ve katılımının göz ardı edildiğini ve daha ötesi marjinalleştirilmekte-
ifade ediyordu. Sonuç olarak kadın- dir. Tarım, bahçıvanlık ve hayvancı-
lar daha da önemsiz, dışlanmış ve lıkla ilgili bilgi, mesleki eğitim ve
yetkisiz hale getirildi. kredinin büyük kısmı, kadının bu et-
kinliklere büyük katkısına rağmen,
Kadınların eğitim ve beceri ka-
erkek çiftçilere verilmektedir. Yar-
zanma olanaklarından yararlandı-
dım ve kredi programları çoğun-
rılmadığı, teknolojinin onları ağır ve
lukla erkekler tarafından ve
sıkıcı işlerden kurtarmadığı. ön-
erkekler için yürütülmektedir.
yargı ve yanlış kanıların devam et-
Bunun aksine kadınlara yönelik
tiği gerçeği herkesin görebileceği
gelir getirici etkinlikler geleneksel-
şekilde ortadaydı.
liğini korumuştur; bunlar, çok
Hemen hemen dünyanın her ye- küçük bir gelir ve ancak eril ve dişi-
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

lin ne olduğuna dair sürüyle efsane çoğunda yeni tarım teknolojileri ve


yaratan dikiş, nakış, papad ve turşu makineleri yalnızca erkeklerin kul-
yapımı gibi şeylerdir. lanımına sunuldu ve saban sürmek
gibi sadece erkek işlerine tahsis
Tarımsal kalkınma, normal şart-
edildi. Makineleşme süreci, mısır
larda, karar almadan uygulamaya
soyma ya da değirmencilik gibi bir
kadar erkekler tarafından nere-
kadın işine girer girmez, o iş erkek
deyse tümüyle “adamlarla donatıl-
işine dönüştürüldü. Bu olay, Endo-
mıştır”. Örneğin, 1980’lerde Dünya
neyza ve Bangladeş’de yüksek pi-
Bankası tarafından planlanan ve fi-
rinç rekoltesi nedeniyle mekanik
nanse edilen, Hindistan’da tarımın değirmenciliğin devreye girmesiyle
genişletilmesi için yapılan muazzam gerçekleşti. Sonuçta bir darbede
ve pahalı “Mesleki Eğitim ve Ziya- çok sayıda kadın önceki küçük ka-
ret” projelerinde kadınlar tama- zançlarından bile mahrum edildi.
mıyla göz ardı edildi ve dışlandı.
Benzer şekilde, Nepal’de yeniden Kadınlar aynı zamanda tarım eko-
ağaçlandırma programlarını des- nomilerinde yaşamsal üretici kay-
teklemek için medyada yer alan bir nak olan toprağın denetimi ve
raporda kadınlardan bir kere bile sahipliğinden de dışlandı/ar. BM
44 bahsedilmedi. Kadınlar, yeniden Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) bir
ağaçlandırma, su tedariki, tahıl de- çalışması, geleneksel toprak kul-
polama vb. gibi esas olarak kadınlar lanma sistemlerinin kadınlara,
tarafından idare edilen ve onlar için resmi toprak sahipliği için başvur-
ciddi önem taşıyan projelere bile mak- sızın, kendisi, çocukları ve
dahil edilmemiştir. daha geniş ailesi için ürün yetiş-
tirme olanağı sağladığını ortaya
Dahası, kadınlar daha sıkıcı, tekrar- koymuştur. Buna karşın bazı toprak
lanan ve yıpratıcı görevleri yapmayı reformu programları, toprak tapu-
sürdürürken çoğu teknolojinin er- larını, kadınların artık bunlara eri-
kekler tarafından kullanılıp denet- şemeyeceği veya üzerinde denetime
lendiğini görürüz. Tarımın sahip olamayacağı şekilde, bireysel
ticarileşmesi, çoğu kez işi kadınlar olarak erkeğe vermiştir. Aynı za-
yaptığı halde erkeğin nakit ve aile manda yeni sahip, toprağı satmaya
kaynakları üzerindeki denetiminin karar verip toprağı işlemekten ve
daha da büyümesine yol açtı. yerel tüketim için ürün yetiştirmek-
Seksenlerde Nepal’de uygulanan on ten vazgeçebilir.
bir büyük kırsal kalkınma projesine Toprak tapuları erkek adına düzen-
dair bir inceleme, kadının üretici ro- lendiği için resmi aile reisi de onlar
lünün, “ev kadını”, “ev reisi” ve “eko- oldu. Böylece borç alma, hükümet
nomik” faaliyet gibi çarpıtılmış projelerine katılma, kooperatif
kavramlar nedeniyle topyekün red- üyesi olma vs. hakkına yalnızca
dedildiğini gösterdi. Bu projelerin onlar sahip oldu. Bu durum, erkek-
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

lerin şehre göç ettiği ve çoğu tarım leştirildi ve yetkisizleştirildi.


işinin kadınlar tarafından yapıldığı
Yardım ve kredi eğitimi çalışmaları-
Hindistan’daki up* yaylaları gibi yö-
nın da kadınları ihmal ettiği ve kül-
relerde bile geçerlidir. Mesleki eği-
türel tutumların kadınlar ile erkek
time gelindiğinde de hikaye aynıdır.
danışmanlar arasındaki ilişkiyi en-
Sri Lanka’da Mahaveli Projesi, Ma- gellediği ortaya kondu. Örneğin
lezya’da Muda Projesi, Kenya’da Bangledeş’in kuzeybatısındaki bir
Mwea Projesi gibi çok sayıda su- bölgede geleneksel olarak ekim için
lama amaçlı yeniden-yerleştirme tohumları kadınlar seçiyordu. Yük-
projesi üzerine yapılan bir ince- sek verimli yeni bir buğday türü ta-
leme; bunların bir çekirdek aile (bir nıtıldığında, sonuç hayal
erkek reis ve bir ev kadını yardımcı) kırıklığıydı; yardımcı eğitim prog-
düşüncesiyle planlanmış olduğunu ramı yalnızca erkeklere yönelik ol-
ve böylece bu topluluklarda kadın- duğu için kadınlar yanlış tohumları
lara üretici olarak göreceli bir ba- seçmişti.
ğımsızlık tanıyan geleneksel
Nitekim dünyanın farklı bölgelerin-
uygulamaları göz ardı ettiğini gös-
deki deneyimler, kadınların “kal-
terir.
kınma” adına, ana tarım tarzlarının 45
Feminist araştırmacılar, Sri Lan- dışına iteklendiğini gösteriyor.
ka’daki Mahaveli Projesi’nde, evli Daha önceleri, erkekler ve kadınlar
kadınların toprak sahibi olamadı- tarımda eşit haklara sahip ortak
ğını ve her aileden sadece bir varis
Karar almada bilgileri, katkıları ve
gösterilmesi istendiği için bunun
katılımları aşağı yukarı aynıydı. Za-
çoğunlukla oğul olduğunu belirtti.
manla erkek çiftçiler, erkek “kalkın-
Projenin uygulandığı köylerdeki
macılar”ca özenle seçildiler;
evli kadınların bağımlı olduğu düşü-
yüklerini hafifletecek, verimlerini
nülüyordu. Oysa, Sinhala’da geçerli
artıracak makinelere sahip oldular;
olan adet hükmünde yasa ve iki ta-
kooperatif ve kalkınma komitele-
raflı miras uygulamalarına göre,
rine üye edildiler. Peşin para ile sa-
hem oğullar hem de kızlar ailenin
tılan mahsul erkeklerin ellerine
çeltik tarlası üzerinde hak sahibiydi
nakit verdi. Tarımın ticarileşmesi
ve evli kadınların bağımsız ve elle-
de, kadını marjinalleştirdi; çünkü pi-
rinden alınamaz toprak sahipliği
yasalar, bankalar ve ticaret merkez-
hakları vardı. Yine, toprak tapuları
leri “kamusal” alanlardı ve
verilmediği için kadınlar tarımsal
dolayısıyla çoğu kadın için erişil-
yardım ve kredi bilgisinden, kurum-
mezdi.
sal kredilerden ve kooperatif üyeli-
ğinden çok az yararlandı. Böylece Diğer ekonomik etkinlik alanla-
kadınlar yeni yöntemlerle marjinal- rında da benzer anlayışlar ortaya

*Hindistan’ın az gelişmiş bölgelerinden olan Kuzey Doğu eyaleti Uttar Pradesh (ç.n.)
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

çıktı. Örneğin Hindistan’da, çok sa- hiyerarşisini yarattığını söylemiştir.


yıda kadının istihdam edildiği teks- Ona göre, kadınları denetim altına
til sektöründe makineleşme ve alma gereği, özel mülkiyetin doğu-
modernleşmenin bir sonucu olarak şuyla, ortaya çıkmıştır. Erkeklerin,
kadınlar işlerini kaybettiler. Bu eko- kadınların doğurganlığı ve cinselliği
nomik marjinalleşme, kadınların üzerindeki denetimi, dünya -ça-
sosyal olarak da marjinalleşmesine pında ana hakkının tarihi yenilgi-
ve statülerinin daha da aşağıya çe- sine neden oldu ayrıca burjuva
kilmesine yol açtı. Bunun muhtemel kadının pozisyonu, işçi kadınınkin-
bir sonucu, Hindistan’da örneğin, den daha kötüdür, çünkü burjuva
kız çocukları ana karnında ya da kadınların kendileri mülkiyettir,
doğar doğmaz öldürme ve çeyiz ge- yalnızca varislerin üreticisi ve taşı-
leneklerinin daha önce uygulanma- yıcısıdırlar.
dığı bazı bölge ve toplumlarda Ekonomist Amartya Sen ve Jean
yaygınlaşmasıdır. Güney Asya’da Dreze, Hindistan’da Kadın Erkek
kadın-erkek oranındaki sürekli dü- Oranları (KEO) üzerine yaptıkları
şüşün temel bir nedeni de bu olsa araştırmalarında benzer sonuçlara
gerektir. Ekonomik açıdan yapısal ulaştılar.” Öncelikle 1901’den beri
46 işsizliğin, kadınların hayatta kalma tüm Hindistan’da KEO’nın nasıl sis-
şansını azalttığı görülüyor. tematik olarak düştüğünü (kadın
nüfusunun erkeklere oranla azaldı-
ğını) ortaya koydular. İkinci olarak
*Feminist bakış açısından genellikle oranların yoksullar,
okuma yazma bilmeyen işçi sınıfı ve
kalkınma programları kastlar arasında daha yüksek oldu-
Birçok sosyalist feminist araştır- ğunu gösterdiler.
macı, üretimin parayla ilgili olması- 1901’de, tüm UP eyalet nüfusu için
nın ve ticarileşmesinin, kadınların KEO 937 iken, (yani her bin erkeğe
ve yoksulların marjinalleşmesine karşın 937 kadın var) UP’taki daha
yol açtığını sergileyecek yeterince alt kastlarda 986 idi. 1981’de- ki
kanıt toplamış bulunuyor. Kimileri KEO ise bu Listelenmiş Kastlar ve
toprak ve kaynaklar üzerindeki de- Aşiretler arasında ve diğer kast-
netimlerini yitirirken, sermaye biri- larda aşağı yukarı aynı seviyeye
kimi bazı insanların birikiminin düşmüştü. Çünkü UP’in Listelenmiş
daha da artmasına olanak tanır. Yi- Kastları ve Aşiretleri günümüzde
tirenlerin denetim altında tutabil- ‘yüksek’ kastlara giderek daha çok
dikleri tek şey işgüçleridir, .ancak benziyor. Bu benzerlik, onların da
emeklerinin değerini de kendileri kadınlara yönelik ataerkil kayıtsız-
belirleyemezler. Aslında Engels ol- lık, dolayısıyla kadınların yaşama
dukça kategorik olarak özel mülki- şanslarını azaltma uygulamalarına
yetin sınıfları ve toplumsal cinsiyet başlamış oldukları anlamına geli-
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

yor. Diğer bir deyişle bu rakamlar, bir tarihi sürecin sonucudur. Benn-
daha üst kastların ataerkil normla- holdt-Thomsen bu süreci “evcilleş-
rının diğerleri arasında da yaygın- tirme” ya da “ev kadınlaştırma”
laştığını kanıtlamaktadır. olarak adlandırmaktadır. Modern
Sen ve Dreze bu sürecin, aşağı kast- para ve mal ekonomisi nüfuz kaza-
lar ekonomik olarak yükselmeye nır kazanmaz, kadınlar kendilerini,
başladığında özellikle güçlendiğini çalışma hayatının ücretsiz ya da en
söylüyor. Sen ve Drezeirı daha yük- düşük ücretli alanına itilmiş buldu-
sek düzeyde yoksulluğun daha yük- lar. Özellikle kadınlar, böylesine zor
sek KEO’yu koruma eğilimi eriştikleri para üzerine dönen bir
gösterdiğini ortaya koymaları ol- dünyada, çocuklarıyla birlikte ba-
dukça sarsıcı ve şaşırtıcıdır. Aslında, ğımsız yaşama olanaklarını kaybet-
kadınların daha bağımlı ve sembo- tiler. Giderek artan mülkiyetsizlik
lik bir konumda olduğu imtiyazı i ai- kadınları, erkeklere bağımlı olmayı
lelere nazaran, hayatta kalma kabullenmeye zorladı; erkekler ve
mücadelesinin aktif bir işbirliğine kadınlar arasındaki ilişkide işbirliği
dayandığı daha yoksul ailelerde son buldu. Bu nesnel koşullarda iliş-
toplumsal cinsiyet ilişkilerinin or- kiler ister istemez hiyerarşik ilişki-
taklık yönünün daha güçlü olması ler haline geldi. 47
esasında son derece makuldür. Bennholdt-Thomsen, modern top-
lumda para ve toplumsal itibar sı-
kıca bağlantılı olduğundan beri,
*Modernleşmenin paraya erişimi çok sınırlı olanların
saygıdan da mahrum bırakıldığını
kurbanları söyler.”

Alman feminist akademisyen Vero- 70’li yıllarda Hindistan’da köy ka-


nika Bennholdt-Thomsen de benzer dınlarıyla ilgili araştırmalar yapan
bir hipotez sunmuştur. Bennholdt- Maria Mies şunları yazmaktadır:
Thomsen, Üçüncü Dünya kadınları- “En vahşi şiddet ve cinsiyetçi terör,
nın çoğunluğunun içinde tarımın son yıllarda hızla ‘kalkın-
bulunduğu korkunç durumun, eski dığı’, yeni refah biçimlerinin ortaya
ataerkil sistemin bir kalıntısı ya da çıktığı, sinemanın, alkolün, televiz-
geri kalmışlığın, kalkınmamışlığın yon ve diğer yeni tüketim ürünleri-
bir göstergesi değil, aksine modern
nin ‘modernleşme’ göstergeleri
kalkınmanın bir ürünü olduğunu
olarak sunulduğu bölgelerde ortaya
yazmıştır. Ona göre, bugünkü ha-
çıkmaktadır.”
liyle bildiğimiz ev kadınlığı 19. yüz-
yılda Birinci Dünya Savaşı sırasında Bu istatistikler ve anlayışlar, “kal-
ortaya çıkmıştır. Ev kadınlığı, prole- kınma” sürecine dahil olan herkesin
taryalaşma ile kıyaslanabilir ve bu- oturup yeniden düşünmesini gerek-
nunla yakından bağlantılı uzatılmış tiriyor. Bunlar ekonomik gelişme-
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

nin kendi başına toplumsal cinsiyet için Birleşmiş Milletler tarafından


eşitsizliklerini muhakkak azaltma- 1975’te Meksika’da Kadın ve Kal-
dığını bize hatırlatıyor. Aslında ka- kınma konulu büyük bir küresel
pitalist ekonomik büyüme, konferans düzenlendi ve 1975-85
gerçekten toplumsal cinsiyete da- yılları Kadın On Yılı ilan edildi, pek
yalı önyargıların yoğunlaşmasına çok üye ülkenin onayladığı bildiri-
yol açabiliyor. Hindistan’ın ekono- ler ve eylem planları biçimlendirildi.
mik açıdan en gelişmiş eyaletlerin- Bunlar doğrultusunda dünyanın çe-
den olan Punjab ve Haryana’da şitli bölgelerinde, kadınların kal-
(Hindistan ortalaması olan 927’ye kınma sürecine nasıl dahil edileceği
karşılık) sırasıyla 882 ve 865 olan konulu yüzlerce konferans ve top-
KEO, bu noktayı iyi bir şekilde ör- lantı düzenlendi. Böylece bir yanda
neklemektedir. aşağıdan gelen bir baskı -yani,
kadın hareketinin eşitlik, adalet ve
Daha fazla toplumsal cinsiyet eşitli-
kalkınma talepleri- diğer yanda üst-
ğine ulaşmak, ekonomik büyümeyle
ten bir baskı -yani küresel bildiriler,
bariz bir bağlantısı olmayabilen,
BM sözleşmeleri vb.- vardı.
aktif bir toplumsal değişim sürecini
gerektirir. Bazı araştırmalar, kadın Sonuç olarak çoğu hükümet, kadın-
48 karşıtı önyargının, aile içinde ka- lar hakkında veri ve nitel bilgi top-
dına daha fazla söz ve güç veren çe- lamak, kalkınma programlarının
şitli etmenlerle önemli derecede kadınlar üzerindeki etkisini gözle-
azaltıldığını göstermiştir. Bunlar ön- mek ve değerlendirmek, kadınlarla
celikle eğitim ve ayrıca ücretli istih- ilgili konuları kalkınma planlama-
dam yoluyla bağımsız bir gelir elde sına dahil etmekle görevli bakanlık-
edebilme kabiliyetidir. İkincisi ka- lar, daireler ve komisyonlar
dınların daha fazla dışa açılmasını, oluşturdu. Genel olarak kadınların
daha çok saygı görmesini, pazarlık üretime ve topluma katkıları ile ka-
gücünün ve hayatta kalma şansının dınların özgün gereksinimleri ka-
artmasını sağlar.” bullenildi ve tartışıldı. Bir ölçüde
ihmal ve önemsememenin peçesi
kaldırıldı ve kadınlar oldukça görü-
Bu araştırmalar ve anlayışlar, kal- nür hale geldi. Pek çok devlet, top-
kınma plan ve programlarına yan- lumsal cinsiyet eşitliği yönünde
sıyor mu? gerçekleştirdikleri ilerleme konu-
sunda yıllık raporlar hazırlayıp BM
Bazı planlamacılar ve karar merci-
Kadın Statüsü Komisyonu’na sunma
leri, kadınları dışlamanın ya da göz
konusunda anlaştı.
ardı etmenin, yalnızca kadınlara
değil tüm topluma ve ulusa zarar Yine de, Saskia Wieringa’nın da dik-
verdiğini fark ettiler; çünkü her kat çektiği gibi: “Son on yıllarda ka-
şeyin ötesinde onlar insan ırkının dınlar ve kalkınma konularına
yarısı- dır. Üye ülkeleri etkilemek önem verilmesine karşın, ister eko-
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

nomik gerileme ister ekonomik bü- seyahat gibi) ve politik karar alma
yüme koşulları altında olsun, ger- mekanizmalarına daha fazla katılır-
çek ilerleme düzensiz ve yavaştır.” lar. Ayrıca kadınlara yönelik baskı
1991 tarihli bir Birleşmiş Milletler ve bu baskıyla sistematik olarak
Raporu’nda, o zamanın Genel Sekre- başa çıkma gereksinimi hakkında
teri Perez de Cueller şöyle yazmak- çok daha fazla bilinç vardır. Kadın-
tadır: “Bu veri ve göstergelere göre, lar kendilerini daha açık ifade edi-
son yirmi yılda kadınlara yönelik yorlar ve değişim için örgütlüler.
bazı ilerlemeler olmuşsa da çoğun- Ancak kadınların durumlarının kö-
luğunun hala güç, refah ve fırsat tüleştiği başka konular var.
açısından erkeklerin çok gerisinde Örneğin, ortalama kadın ömrü ve
kaldığı açıktır. 1993 insani Kal- okuryazarlık durumlarına yönelik
kınma Raporu, kadınların (dünya- istatistiklerin oldukça iyi olduğu Sri
nın, kalkınma sürecinden dışlanan Lanka’da, bu durum son 10-15 yıl
en büyük grubu) sıklıkla iktidar ko- içinde kötüleşmiştir. Hindistan, Ban-
numlarından uzak tutulduklarını, gladeş ve Pakistan’da cinsiyet oranı,
erkeklerden daha az eğitimli olduk- kadınlar aleyhinde bozulmayı sür-
larını, iş konusunda fırsatlarının dürüyor. 1901’de bölünmemiş Hin-
daha az olduğunu göstermektedir. distan’da kadın-erkek oranı, 1000 49
ilgili verilerin bulunduğu (geliş- erkeğe 975 kadındı. 1991’de bu
mekte olan) ülkelerde, kadın insani oran, Bangladeş’de 940, Hindis-
kalkınma indeksi, erkeklerinkinin tan’da 927 ve Pakistan’da 91 oldu.
yalnızca yüzde 60’ını oluşturmakta- Bugün Güney Asya’da 74 milyon
dır.” Yakın zamanda yapılan bazı ça- kadın ve kız çocuk “kayıp”tır, yani
lışmalar, kalkınmadaki toplumsal kadın nüfusu normalin 74 milyon
cinsiyet uçurumu ve kadına yönelik altındadır. Bunun anlamı, 90 yıl ön-
şiddet arasındaki bağlantıyı da vur- cesinin ataerkil ihmal, ayırımcılık ve
gulamaktadır.” şiddeti sonucu ölen kadın ve kız ço-
cuğundan daha fazlasının günü-
müzde “öldürüldüğü/dür. Rakamlar,
Güney Asya’da toplumsal cinsiyet kadınlar ve kız çocukların durumu-
ilişkilerinde eşitlik arttı mı? nun “kalkınma’’ya rağmen ya da bu
Bu soruya açık bir yanıt vermek zor. yüzden, kötüleştiğini kanıtlamakta-
Bu karmaşık bir konudur ve tüm dır.
toplum ya da ülkeler için genelleş- Güney Asya’nın çoğunluğunda, ka-
tirilemez. Bazı açılardan kadınlar dınlara daha fazla fırsat sağlanıyor
kesinlikle kazançlı çıktı. Günü- ve toplumsal cinsiyet konularında
müzde kadınlar daha fazla hakka daha açıkça konuşuluyor bilinç
sahiptir (oy kullanma ve miras oluşturuluyor, ancak aynı anda ata-
hakkı gibi), daha fazla fırsatları var- erkil düzenler de yeniden diriliyor.
dır (okula gitme, mesleki eğitim, iş, Her tür dini bağnazlık kadınlar için
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

daha fazla kısıtlanma anlamına gel- Walby şöyle diyor: “Britanya’da ata-
mektedir. Örneğin Pakistan’da, ile- erkil sistemin hem derecesinde hem
rici aile hukuku, kadın karşıtı de biçiminde değişiklikler oldu. Son
Hudood Projesi’yle değiştirildi; Ban- yüzyıl boyunca Britanya’da, ataerkil
gladeş’te köktendinciler kadın sistemin özel alandan kamusal
gruplarına ve kadının güçlendiril- alana doğru hareket ettiği görüldü.
mesine çalışan sivil toplum örgütle- Ataerkil sistem özelde, kadınlar üze-
rine (STK) saldırılarda rindeki baskının esas alanı olan ev
bulunmaktalar. içi üretime dayanır. Ataerkil siste-
Hindistan’da sağcı Hindu gruplar, min kamusal şekli ise en başta istih-
ataerkil rol modellerini yeniden dam ve devlet gibi kamusal alanlara
canlandırmaya uğraşıyor. Piyasa fa- dayanır; ev hanesi, ataerkil bir yapı
natikleri pornografiyi yaygınlaştırı- olmaktan çıkmaz ama artık ana
yor ve kadın imajını inanılmaz bir saha da değildir. Özelde yaşanan
hızla küçültüyorlar. Gözden düşen ataerkil sistemde kadınların emeği
ve nerdeyse yok olmaya yüz tutan esas olarak hükmeden bireyler tara-
güzellik yarışmaları, küreselleşme fından sömürülür, kamusal boyutta
ve liberalleşmeyle birlikte alabildi- ise bu sömürü bireyler değil toplu-
50 ğine geri dönmüş bulunuyor. Ka- luk tarafından gerçekleştirilir, ko-
dına yönelik şiddet vakaları büyük lektiftir... “
bir hızla artmaktadır. Ekonomik sı-
kıntı, kadınlara karşı ayrımcılığın Kadınların durumunda ilerleme mi
artmasına yol açıyor. Örneğin, kız yoksa gerileme mi olduğu sorusu-
çocukları doğduktan sonra öldürme na Walby şu yanıtı veriyor: “Ataerkil
uygulaması, daha önce böyle bir sistem, tarihi bir değişmez değildir.
şeyin var olmadığı Güney Hindis- Son yüzyıl boyunca toplumsal cinsi-
tan’ın köylerine kadar uzandı, daha yet ilişkilerindeki değişimler, iler-
önce ne çeyiz alan ne de çeyiz veren leme, gerileme veya hiçbir kapsamlı
toplumlarda çeyiz uygulaması baş değişiklik olmadı gibi çeşitli biçim-
gösterdi. Yedi Güney Asya ülkesinin lerde yorumlandı. Bu değişimleri, li-
dördünde kadın devlet başkanları beraller ilerleme, Marksistler
olmuş olmasına rağmen, kadınların gerilemeyi izleyen ihtilaf içinde
siyasete katılım oranının düşüklüğü durma hali ve radikal feministler ise
dehşet verici olmaya devam ediyor. önemli bir değişikliği barındırmaz,
Bağımsızlıktan bu yana hiçbir
diye tanımladı.”
Güney Asya ülkesinde bir avuçtan
fazla kadın parlamenter olmamıştır.
Britanya’da ataerkil sistemin deği-
şimlerini inceleyen Sylvia Walby,
Güney Asya’ya da uyarlanabilir gö-
rünen gözlemlerde bulunmaktadır.
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

*“Kalkınmada konumda tutan toplumsal sistemi


(ataerkil sistemi) incelemenin öne-
Kadınlar”dan “Toplumsal mine işaret edildi.
Cinsiyet ve Kalkınma”ya Toplumsal cinsiyet kavramı, soru-
nun kadınlarda değil, kadınlara ve
Başlangıçta çoğu insan kadınların erkeklere atfedilen, onların hakla-
kalkınma sürecine dahil edilmesi rını ve sorumluluklarını, işlerini,
hakkında konuştu. Buna, Kalkın- alanlarını vs. belirleyen sosyo-kültü-
mada Kadınlar (KK) yaklaşımı deni- rel tanımlarda olduğunu vurgulu-
yordu. KK’nin amacı kadınların yordu. Kadınlar toplumsal sistem
gereksinimlerini karşılamak ‘ve kal- nedeniyle nasıl tanımlanıyorlarsa
kınmanın hedeflerine ulaşmak için öyledirler ve kadının statüsünün ge-
kadınların geleneksel beceri ve ye- liştirilmesi için bu toplumsal siste-
teneklerinden yararlanmaktı. Ancak min ve onun tanımlarının
KK politika ve programlarının, ka- değiştirilmesi gereklidir. Toplumsal
dınların ikincil konumuna ve kadın- cinsiyeti sorgulamak, erkeği sorgu-
lar üzerindeki baskıya çözüm lamayı da gerektirir, çünkü kadın-
aramadığı, kalkınma düşünce ve ları, soyutlayarak anlamak
programlarındaki yoksul karşıtı ön- mümkün değildir. Farklı toplum- 51
yargıları sorgulamadığı fark edildi. larda toplumsal cinsiyetin nasıl ya-
BO’lerde dikkat, kadından toplum- pılandırıldığı ve devam ettirildiğine
sal cinsiyete; refah, temel ihtiyaçlar ilişkin bir araştırma gereklidir; bu
ve verimlilik yaklaşımlarından, ka- da toplumsal cinsiyet ilişkilerini,
toplumsal cinsiyete dayalı işbölü-
dınların güçlendirilmesi yaklaşı-
münü ve toplumsal cinsiyet hiyerar-
mına kaydırıldı ki, bu yaklaşım
şisini incelemek demektir. Ve daha
kadınların ikincil konumunun köke-
da önemlisi, toplumsal cinsiyet iliş-
nindeki ataerkil sistemi vurgula-
kilerindeki gücü incelemeyi ve çö-
mayı ve çözümlemeyi amaçlamak-
zümlemeyi gerektirir.
tadır. Sadece kadınlara odaklanma-
nın ne sorunsuz ne de yeterli ola- ‘‘Kalkınmanın toplumsal cinsiyet konu-
cağı savunuldu. Kadınlar üzerinde sunda tarafsız olmadığının giderek kabul
odaklanmak, sanki kadınlar sorun- edilmesi, ‘kadınlar’dan ‘toplumsal cinsi-
muş. sanki kadınlarla ilgili bir ters- yet’e doğru kavramsal bir değişimi bera-
lik varmış, eğer bir şeyler berinde getirdi. Toplumsal cinsiyet
düzeltilirse her şey iyileşecekmiş kavramı, biyolojik farklılıkları ve toplum-
gibi bir görüntü yaratıyordu. Daha
sal yapılı eşitsizlikleri ayırt etmenin bir
sonra kadınların koşul ve statüle-
rini geliştirmek ve kadınları kalkın-
yöntemi olarak ortaya çıktı. Bu arada,
manın ortağı kılmak için kadınların toplumsal cinsiyet ilişkileri kavramı dik-
ezilmişliğinin nedenlerini anlama- katleri, birbirinden soyutlanmış kategori-
nın; kadınları baskı altında ve ikincil ler olarak değerlendirilen kadın ve
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

erkekten, eşitsiz toplumsal kategoriler ola- niyle, kadınlara özel dikkat ve ilgi
rak kadın ve erkeğin karşılıklı oluştur- göstermek halen gereklidir.
duğu toplumsal ilişkilere yöneltti. Toplumsal cinsiyet ilişkileri ve hiye-
Toplumsal cinsiyet ilişkileri, daha kap- rarşiler soyutlanarak anlaşılamaz.
samlı toplumsal ilişkilerin bir yanıdır ve
Kast, sınıf, ırk ve kuzey-güney ilişki-
tüm toplumsal ilişkiler gibi, kaynakları
leri bağlamında da incelenmelidir.
tahsis eden, görev ve sorumlulukları belir-
leyen, değerleri atfeden gücü hareketlen- Kadınların mutlaka güçlendirilmesi
diren kurallar, normlar ve ve onları ikincil konumda kılan sis-
uygulamalardan meydana gelir. Toplum- temler ve ideolojilerin parçalanması
gerektiği şimdi yaygın olarak kabul
sal cinsiyet ilişkileri, aile ve toplum için-
görmektedir. Kadınlar tüm kurum-
deki merkezi konular olan güç ve
larda ve her düzeydeki karar meka-
hiyerarşiyi dikkate alır.’’ Madhu Sarin nizmalarında eşit ortaklar olmalıdır;
Tüm “toplumsal cinsiyet uzmanları” kalkınma politika ve programları-
böyle yapmasa da, toplumsal cinsi- nın nesnesi ya da sadece yararla-
yet ve kalkınma üzerinde konuşur- nanı değil, öznesi olmalıdır.
ken, aşağıdaki noktaların önemle Kadınlar ve kalkınma üzerindeki
52 vurgulanması gerektiğine inanıyo- düşüncelerde görülen bu değişiklik-
ruz: ler, (daha çok) kadın araştırmacılar
Kadın ve erkeklerin başarıları ve ka- ve akademisyenler tarafından ince-
tılımları arasındaki fark, biyolojik lenmiş, sınıflandırılmış ve adlandı-
farklılıkların değil, toplumsal olarak rılmıştır. Son otuz yılın yaklaşımları
yapılandırılmış toplumsal cinsiyetin “Kalkınmada Kadınlar”, “Kadınlar ve
bir sonucudur. Kalkınma” ve “Toplumsal Cinsiyet
ve Kalkınma” olarak adlandırıldı. Bu
Sorgulanması ve değişmesi gereken adlandırmalar; duyarsız analistle-
yalnızca kadınlar değil, toplumsal rin, planlamacıların ve politikacıla-
cinsiyet ilişkileri ve toplumsal cinsi- rın, dünya nüfusunun çoğunluğuna
yete dayalı işbölümüdür. ve doğaya yaptığı muameleden hoş-
Kadın rollerinin, konum ve koşulla- nutsuz olan dünya çapındaki mil-
rının değişimi, erkek rollerinin, yonlarca kadın ve erkek tarafından
konum ve koşullarının benzer bir tabandan yukarıya doğru hareket-
değişimini gerektirir. Bu ikisi birbi- lendirilen akımları yakalamaya ça-
riyle bağlantılıdır ve aralarında bir lışmıştır.
güç ilişkisi vardır.
Çoğunluğun derdi, daha fazla “iler-
Kadınların konumunu değiştirmek leme” değil hayatta kalmaktır.
için ataerkil yapılarla ve ideoloji-
Geçimlerini sağladıkları doğal kay-
lerle mücadele etmek şarttır.
naklar üzerindeki sınırlı denetimle-
Toplumsal cinsiyet hakimiyeti nede- rini de kaybetmiş olan yoksulları
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

1980 ve 90’Iarda Yapısal Uyum kaynaklanan somut ihtiyaçları kar-


Programları, küreselleşme ve özel- şılanmaya çalışılsa da stratejik çı-
leştirme daha da fazla ezdi. Dünya- karlarının hedef alınmadığına
nın doğal zenginliğini çoğunluk dikkat çekmiştir. Devrim sonrası ka-
yerine, gözlerini kar ve iktidar hırsı dınların yaşadığı koşullar değişmiş
bürümüş bir avuç şirket, denetim al- olsa bile erkekler karşısındaki ko-
tında tutmakta ve sömürmektedir. numları değişmemiştir. Dünyanın
Dünyanın çoğu ülkesinde yoksullar, farklı bölgelerinden benzer öngörü-
60’Iarda olduklarından daha kötü ler bazı yararlı kavramların biçim-
durumdadır. o zaman nerede kaldı lenmesine yol açtı, örneğin koşul,
“planlı kalkınma”. konum, toplumsal cinsiyetten kay-
Son yirmi yıl içinde yaklaşık 100 ül- naklanan somut ihtiyaçlar, stratejik
kede yaşayan 1.6 milyar insan, kişi toplumsal cinsiyet çıkarları, ikincil
başına düşen gelirlerinin sürekli dü- konumda olmak, güçlendirilmek,
şüşüne şahit olmuştur. özerklik, vs.

Büyüme, çok insan için işsizlik, söz Kadınların koşulları; beslenme dü-
hakkından yoksunluk, köksüzlük ve zeyi, sağlık, temel gereksi- nimler ve
geleceksizlik haline gelebilir ve gel- eğitimden yararlanma gibi kadınla-
miştir de. Birleşmiş Milletler Kal- rın maddi durumunu ifade eder ve 53
kınma Fonu, insani Kalkınma bunlar yiyecek, sağlık ve eğitim hiz-
Raporu, 1996 metleri vb. sağlanarak iyileştirilebi-
lir.
Kadınların konumu; erkeklerle iliş-
*Kadın hareketi kili olarak kadınların toplumdaki
güçleniyor, kalkınma yerlerini ya da statülerini ifade
eder. Konumu değerlendirebilmek
anlayışı değişiyor için toplumsal cinsiyet ilişkilerine
ya da kadınlar ve erkekler arasın-
Halk örgütleri ve hareketleri (kadın, daki güç ilişkilerine bakmamız ge-
çevre, insan hakları ve STK hareket- rekir. Kadınların konumlarını
leri gibi) kalkınma düşüncesini sor- iyileştirebilmek için kadınlarla er-
guladılar ve kast, sınıf, ırk ve kekler arasındaki mevcut kurallar,
toplumsal cinsiyet hiyerarşileriyle yapı ve güç ilişkileri değiştirilmeli-
mücadele ettiler. Alternatif düşünce dir.
biçimleri ile uygulamalar yarat-
maya çalıştılar. Bunlardan biri, kal- Toplumsal cinsiyetten kaynaklanan
kınmada kadının yeniden somut ihtiyaçlar; kadınların koşul-
kavramsallaştırılmasıydı. Feminist larıyla bağlantılıdır. Bu ihtiyaçlar,
araştırmacı Maxine Molyneux, Ni- kolaylıkla saptanabilir (yiyecek,
karagua devrimi sonrasında, kadın- temiz ve sağlıklı su, ilaç, barınma)
ların toplumsal cinsiyetten ve var olan toplumsal cinsiyete da-
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

yalı işbölümüyle ilişkilidir. Örneğin bunlar erkek egemenliğine karşı ko-


su, yakacak ve yemek ihtiyaçlarını yarlar ve toplumsal cinsiyet ilişkile-
kadınlar dile getiriyor; çünkü ço- rinde uzun vadeli değişiklik talep
cuklara, eve ve ev hayvanlarına ederler. Fakat bu kategoriler ge-
bakan onlardır. Kadınların toplum- nelde akışkandır. Kadınların koşul-
sal cinsiyetten kaynaklanan somut ları. Onların konumlarında
ihtiyaçlarını karşılamak, mevcut değişikliklere ve toplumsal cinsiyet
güç ilişkilerini değiştirmediği için ilişkilerinin dönüştürülmesine yol
bu ihtiyaçları karşılamayı hedefle- açan bir biçimde de değiştirilebilir.
yen program ve etkinlikleri kimse
tehdit edici bulmamaktadır.
Stratejik toplumsal cinsiyet çıkar- *Söylemesi kolay yapması zor:
ları; kadınların toplumdaki ikincil
konumlarıyla var olan hiyerarşik
Gücü kadınlar ve erkekler
toplumsal cinsiyet ilişkilerini değiş- arasında yeniden
tirme ve onları daha eşit hale ge-
tirme isteği ile ilişkilidir. Bu paylaştırmak
çıkarlar, toplumsal cinsiyet ilişkile-
Aslında tüm bunları, özellikle de
rini dönüştürmek için kadınların ör-
güç ilişkilerini değiştirmek hiç
54
gütlenmesi, karar alma konumlarını
kolay değildir. İster resmi hükümet
elde etmesi, ayrımcı uygulamaları,
büroları, isterse sivil toplum örgüt-
normları ve kuralları değiştirmesi
leri olsun, değişimi planlaması veya
aracılığıyla elde edilebilir. Eğitim,
bilinç yükseltme, hareketlilik ve ör- sağlaması gereken örgütlenmelerin
gütlenme, liderlik ve yönetim bece- bizzat kendisi ataerkildir. Hatta ka-
rileri geliştirmek vs., kadınların bu dınlar ve kadın örgütleri bile ataer-
çıkarlarını destekleyecek etkinlik- kil düşünceden özgürleşmiş
lerdir. Bu tür etkinliklere karşı ge- değildir, çünkü onlar da aynı kültü-
nellikle tepki gösterilir, çünkü rün ürünleri- dir. Gerçek bir toplum-
sal değişim için düşüncede, örgütsel
yapı ve politikalarda, kalkınma
programlarının planlanmasında ve
uygulanmasında kapsamlı değişim-
ler gerekir.
Tüm dünyada çok sayıda kadın ve
erkek, ataerkil düşünceyi, tutum-
ları, yapı ve kurumları değiştirmek
için farklı düzeylerde çok çeşitli ça-
balar göstermişlerdir. Sadece birkaç
örnek verecek olursak:
~ Okul müfredatları incelenip top-
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

lumsal cinsiyete daha duyarlı kı- lendi.


lındı.
~ Plan ve programları incelemek,
~ Medyanın ataerkil önyargılarına bunları toplumsal cinsiyete duyarlı
dikkat çekildi, medyayı cinsiyetçi- ve dönüştürücü kılmak için öneri ve
likten arındırıp kadınların katkıla- kurallar, kontrol listeleri ve örnek-
rını, ihtiyaçlarını ve isteklerini ler hazırlandı.
yansıtmasını sağlayacak yasalar,
~ Eşitlik yönündeki gelişmeleri
düzenlemeler ve öneriler hazırlandı.
planlamak ve izlemek üzere hükü-
~ Yasalar dikkatlice incelenip top- metler, sivil toplum örgütleri ve BM
lumsal cinsiyet konusunda daha du- tarafından özel birimler, bölümler
yarlı kılındı. ve komisyonlar oluşturuldu. 1985’e
kadar üye ülkelerin yüzde 90’1,
~ Toplumsal cinsiyete duyarlı araş-
kadın statüsünü geliştirmeye yöne-
tırmalar yapabilecek kadın ve er-
lik kurumsal bir yapı ya da sistem
kekleri yetiştirmek, toplumsal,
kurdu.
ekonomik ve siyasal mevzuları
kadın bakış açısıyla incelemek ~ Hemen hemen her ülkede, çeşitli
üzere kadın araştırmaları merkez- toplumsal cinsiyet konularında ça-
leri kuruldu. lışmalar yapmak üzere kadın örgüt- 55
lenmeleri oluştu. Pek çok ülkede
~ Ulusal nüfus sayımlarını toplum-
kadın yayınları, filmleri, sanatı, mi-
sal cinsiyete duyarlı kılmak ve top-
marisi, gazete ve dergileri yaygın-
lumsal cinsiyeti dönüştürme
laştı.
planları hazırlayabilmek için cinsi-
yete göre değişen verileri elde Bazı hükümetler, BM örgütleri ve
etmek üzere girişimlerde bulu- sivil toplum örgütleri; kadınları işe
nuldu. almak ve onları daha üst konumlar
için eğitmek; örgütleri, politikala-
~ Hem hükümet hem de sivil toplum
rını, kuralları ve çalışma kültürünü
örgütleri planlamacılarına, yönetici-
kadınlar için daha elverişli kılmak
lerine, eğitimcilerine ve saha çalı-
için özel çaba harcadı. Kadınların
şanlarına yönelik, onların cinsiyet
güçlendirilmesini ve toplumsal cin-
eşitsizliklerini anlamalarına yar-
siyet eşitliğini hedefleyen program-
dımcı olacak, onları toplumsal cin-
ların başarısını ölçecek özel
siyet konularına duyarlı kılacak ve
toplumsal cinsiyet göstergeleri ge-
cinsiyet eşitliğine bağlılığı aşılaya-
liştirildi.
cak yüzlerce atölye çalışması ve eği-
tim düzenlendi. Bu tür atölye Kalkınmayı toplumsal cinsiyete
çalışmaları, emniyet mensuplarıyla, daha duyarlı kılmak için şimdi hü-
medya çalışanlarıyla, hukukçularla, kümet politikaları kadınlara özgü-
halkın seçilmiş temsilcileriyle ve ven aşılamaya odaklanan, onları
diğer kamu görevlileri ile düzen- hakları konusunda bilinçlendiren,
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

ekonomik etkinlik ve istihdam için Beşinci Bölüm


eğiten niteliksel girdilere daha çok
vurgu yapmaktadır. Kadınların top- Toplumsal
rak, ev ve ağaçlar gibi üretim kay-
naklarına ve önemli girdilere Cinsiyete Karşı
Duyarlılığı
bireysel sahipliğini ya da ortaklığını
artıracak çabalar, kredi (ya da
küçük çaplı sermaye) verme, pazar-
lama, mesleki/yönetimsel/teknolo-
Artırmak
jik beceri eğitimi gibi destekleri Kadın milleti evde oturur. Doğru, kadın-
kapsayacak şekilde genişletilmiştir. lar milletin evinde, BÜYÜK MiLLET
Kadın örgütlenmelerinin gelişmesi
MECLiSi’nde oturmalıdır!
şimdi kadının güçlendirilmesini teş-
vik edici, etkin bir strateji olarak
kabul edilmektedir.
*Toplumsal cinsiyeti
Siyasal alanda toplumsal cinsiyet
eşitliğini desteklemek için Hindis- anlamak ve değiştirmek
tan hükümetinin en bilinen girişimi,
56
yerel yönetimde kadınlara üçte bir Farklı kişiler bu kelimelere farklı
oranında kota sağlayan 73. madde anlamlar yüklemektedir. En basit
değişikliğidir. Bu düzenleme saye- anlamıyla toplumsal cinsiyete karşı
sin- de, yalnızca kırsal bölgelerde, duyarlılık, çoğu toplumda kadınla-
tahminen bir milyon kadın taban se- rın ikincil konumda olduğunu, bu
viye- sinde lider olarak, bunların ikincilliğin yalnızca kadınlara ve kız
75.000’i ise başkan olarak ortaya çocuklara değil, erkeklere, erkek ço-
çıkabilmiştir. Hindistan hükümeti cuklara ve tüm topluma zarar verdi-
aynı zamanda, kadının güçlendiril- ğini bilmektir. Kadınların ve
mesine yönelik ulusal bir politika erkeklerin niçin farklı davrandığı-
taslağı da hazırlamaktadır. Parla- nın farkında olmayı, onların ihtiyaç
mento ve eyalet yasama organla- ve endişelerini anlamayı ifade eder.
rında bile üçte birlik kadın kotası Aynı zamanda farklı politika ve
tartışmaları sürmektedir. programların kadınlar ve erkekler
üzerindeki etkilerini ve dolaylı so-
nuçlarını algılamak demektedir.
Planlamada toplumsal cinsiyete
karşı duyarlılık, kadınların dışlan-
masını ve daha da marjinalleşme-
sini engellemenin yanı sıra,
kadınların özel ihtiyaçlarını da gö-
zeten, kadınları dahil etmeye ve
güçlendirmeye çaba harcayan plan-
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

lar yapılmasıdır. Kısaca toplumsal eder. Eğer bu akım ataerkil, adalet-


cinsiyet ilişkilerini dönüştürmektir. siz ve sürdürülemez ise, buna dahil
olmak yerine, kadınların mücadele
Feminist toplumsal cinsiyet eğitim-
edip bunu değiştirmesi gerekir.
cilerine göre toplumsal cinsiyete
karşı duyarlılık, yalnızca ataerkil Aynı zamanda toplumsal cinsiyete
sistemi ve diğer birbiriyle bağlantılı karşı duyarlılık -ekonomik, kültürel,
kast, sınıf, ırk ve kuzey-güney gibi toplumsal ya da siyasi- TÜM konu-
hiyerarşileri anlamak değil, onlarla ların, kadınları ilgilendiren konular
mücadele etmek de demektir. Top- olduğunu anlamak demektir, çünkü
lumsal cinsiyete karşı duyarlılaştır- kadınlar insanların yarısını temsil
manın tüm örgütlerde her düzeyde etmektedir.
gerekli olduğuna inanıyoruz. “Özel
Açıktır ki, bunun tersi de doğrudur:
olan politiktir” feminist sloganı doğ-
Yalnızca kadınları ilgilendirdiği var-
rultusunda, toplumsal cinsiyete
sayılan konular -çeyiz, tecavüz, por-
karşı duyarlılaştırmanın kendimiz-
nografi, dişi ceninlerin veya kız
den, ailelerimizden ve kurumları-
çocukların katledilmesi vs.- sadece
mızdan başladığı inancındayız.
kadın meseleleri değil, toplumsal
Yalnızca toplumsal cinsiyet ve ata-
meselelerdir. Ne yazık ki çok uzun
erkil sistem gibi kavramları zihinsel
bir süre yalnızca kadınlar ve kadın
57
olarak anlamak değil, bu anlayışı
örgütleri bunlarla ilgilendi. Ancak
kendi düşünme ve davranış şekli-
bazı duyarlı erkeklerin de şimdi bu
mizi dönüştürmek için de kullan-
konuları ele aldığını ve “Tecavüz
mak gerekir. Anlamak tek başına
Karşıtı Erkekler” ya da “Kadına Yö-
toplumsal ilişkileri ve toplumsal
nelik Şiddet Karşıtı Erkekler” gibi
gerçekleri değiştirmez; toplumları
gruplar oluşturduklarını görmek
değiştiren şey insanların davranış-
cesaret
ları ve yaptıkları eylemlerdir. Bir
başka deyişle, toplumsal cinsi-
yete karşı duyarlılık, anlayışları-
mızı içselleştirmeyi ve bu
öngörüleri davranışlarımıza yan-
sıtmayı gerektirir. Toplumsal cin-
siyet ilişkilerini dönüştürmek,
kuram ve uygulama, özel ve kamu-
sal, öznel ve nesnel, mantıklı ve
duygusal arasındaki ayrımı yıkmak
anlamına gelir. Toplumsal cinsiyete
karşı duyarlılık, sadece kadınları
“ana akım”a yerleştirmeyi ifade
etmez, o ana akımı feminist bir
bakış açısıyla değerlendirmeyi ifade
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

vericidir. edilmeyen işlerine ortak olarak on-


ları anlayabilir, onlara değer verebi-
Toplumsal cinsiyete karşı duyarlılık
lir ve yardımcı olabilir.
ve toplumsal cinsiyet adaleti kesin-
likle örgütlerde ve karar süreçle- Toplumsal cinsiyete karşı duyarlı-
rinde kadınların eşit katılımını lık, dışarıdaki işiyle ev işini bütün-
gerektirir, fakat buna ek olarak ör- leştirmek zorunda kalan kadınların
gütlerin uygulamalarında ve kültür- durumunu anlamayı da gerektirir.
lerinde de bir dönüşüm gerektirir. Çifte iş yüküne ek olarak kadınlar,
Örneğin, pek çok sivil toplum örgü- özellikle yönetim kadrolarında yer
tünde daha fazla kadın yer almasına alanlar, davranışları konusunda bir-
karşın, örgütsel kültür, zaman biriyle çatışan taleplerle karşı kar-
zaman kadın düşmanlığına varacak şıya kalır. Bir kadın yöneticinin sert,
kadar, erkek egemen olmayı sür- serinkanlı, mantıklı, hırslı ve dene-
dürmektedir. Bu yüzden tüm örgüt- time hakim olması beklenir, fakat
lerde kullanılan dil, yapılan şakalar, aynı kadın yöneticinin bir eş ve
söylenen şarkılar, insanların giyim anne olarak, uysal, koruyucu ve fe-
tarzı hakkındaki yorumlar vs. çok dakar olması beklenir. Erkek yöne-
dikkatli bir şekilde incelenmelidir. ticiler böylesi şizofrenik bir
58
Çoğu sivil toplum örgütü, üst düzey durumla karşılaşmazlar.
yöneticilerinin geç saatlere kadar Son tahlilde toplumsal cinsiyete
çalışmasını, seyahat etmesini ve karşı duyarlı olmak, en basit şek-
hafta sonları da çalışmasını vs. bek- liyle duyarlı ve ilgili olmak, erkekler
ler. Ev içinde de sorumluluklar üst- ve kadınlar arasındaki adaletsizliğe,
lenen kadınlar için bu beklentileri eşitsizliğe her nerede olursa olsun
gerçekleştirmek, dolayısıyla yöne- karşı çıkmak demektir.
tim kadrolarında bulunmak müm-
kün değildir. Bu nedenle sivil
toplum örgütlerinin, daha uzun ça-
lışma saatleriyle kadınlar üzerinde
*Toplumsal cinsiyet
gereksiz bir baskı oluşturmak ye- kavramının sorunları
rine, erkekleri evde daha fazla
zaman geçirmeye, ebeveyn, eşler ve Kavramlar esas olarak görüşleri-
aile üyeleri olarak üstlenmeleri ge- mizi netleştirmeye ve toplumsal
reken rol ve sorumluluklara daha gerçekleri daha sistematik bir yolla
fazla önem vermeye teşvik etmeleri incelemeye yardımcı olan analitik
gerekir. Adaletsiz toplumsal cinsiyet araçlar ya da kuramsal yapılardır.
ilişkilerindeki gerçek değişim ancak Kavramlar kendi başına gerçekliği
erkeklerin davranış ve faaliyetlerin- değiştiremez, ancak gerçekliği algı-
deki somut değişimlerle gerçekleşe- lamamızı etkileyebilir ve bu an-
bilir. Erkekler, ancak kadınların lamda gerçekliği inşa edebilirler.
evdeki sonsuz, yinelenen ve takdir Toplumsal cinsiyet, en basit haliyle
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

kadınlık ve erkekliğin yalnızca biyo- pıları tekrar açar”


lojik kategoriler değil toplumsal ka-
Diğerleri ise biyolojinin siyasi ve fel-
tegoriler ya da yapılar olduğunu
sefi önemi üzerinde yeniden dü-
açıklayan bir kavramdır.
şünme ihtiyacını gerekli görür.
Buna karşın bazı feministler bu kav- Onlara göre toplumsal cinsiyet kıs-
ramın kuramsal sorunlar içerdiğini men cinsiyet tarafından belirlen-
düşünmektedir. Maria Mies’e göre mektedir, dolayısıyla cinsiyetin bazı
cinsiyet ve toplumsal cinsiyet ara- yönleri hala politikayla ilgilidir. Ör-
sındaki fark, “doğa”yı “kültür”den neğin kadın biyolojisinin belli özel-
ayıran tanınmış ikilik modelini izler. likleri bazen kadınların
Meis, kadınlar için bu ayrımın batı ihtiyaçlarının, en bariz olarak da ha-
düşüncesinde uzun ve feci bir gele- milelik durumunda, erkeklerinkin-
neğe sahip olduğunu, çünkü mo- den farklı olduğunu ifade edebilir.”
dern bilimin gelişmesinden itibaren
kadınların doğayla özdeşleştirildi- Ancak bu kuramsal ayrımlardan
ğini söyler. Cinsiyet ve toplumsal daha sorunlu olan şey, toplumsal
cinsiyet arasındaki ikilik sorunlu- cinsiyet kavramının günümüzdeki
dur, çünkü insan cinsiyeti ve cinsel- kullanım biçimidir.
liği hiçbir zaman sadece biyolojik Günümüzde toplumsal cinsiyet te- 59
ilişkilerden ibaret olmamıştır. Cinsi- rimi kullanmaksızın yapılan, kadın-
yet en az toplumsal cinsiyet kadar larla ilgili bir atölye çalışması, yazı,
kültürel ve tarihsel bir kategoridir. makale ya da konuşma hemen
Cinsiyet ve toplumsal cinsiyeti ikili hemen yoktur. Bu terime karşı ilgi
bir şekilde ayırmak, birini biyolojik öyle yüksek ve ama anlayış öyle
diğerini ise kültürel kabul etmek; azdır ki, terim kullanılmaması gere-
insanlar arasındaki cinsel farklılığın ken yerde kullanılmakta ya da yan-
bir anatomi sorunu ya da bir sorun lış kullanılmakta ve yanlış
olarak kabul etmek isteyenlere ka- yorumlanmaktadır. Örneğin, insan-
ların cinsiyet oranı yerine “toplum-
sal cinsiyet oranı”, cinsiyete göre
ayrılmış veri yerine “toplumsal cin-
siyete göre ayrılmış” veri dediğini
duymaktayız.
Bu karışıklığın ve yanlış kullanımla-
rın temel nedeni, çoğu insanın bu
kavramın ne anlama geldiğini ger-
çekten anlamamış olmasıdır.
Bangladeş’in uzak bir bölgesindeki
yaşlı bir sosyal hizmet uzmanına ne
tip bir iş yaptığı sorulduğunda,
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

“Aami gender kori” (toplumsal cin- bunu tercih ediyor. Toplumsal cinsi-
siyet yapıyorum) demiştir; kanımca, yet kavramı, erkekleri “kadınların
demeye çalıştığı kadınların gelişimi güçlendirilmesi” ya da “ataerkil sis-
için çalıştığıydı. Kadınların güçlen- tem” gibi kavramlar kadar kızdır-
dirilmesi, kadınların özerkliği ya da maz. Fakat birçok feminist için
kadınların gelişimi gibi kavramlar, kavramla ilgili sorun da tam budur
herkesin dilediğince yorumlamakta tarafsızlığı. Toplumsal cinsiyet ya
serbest olduğunu sandığı toplumsal da toplumsal cinsiyet ilişkileri kav-
cinsiyet adaleti ve eşitliği kavramla- ramı, bu ilişkilerin doğasıyla ilgili
rıyla değiştirilmektedir. Hatta bir hiçbir imada bulunmaz. Örneğin
keresinde kıdemli bir kalkınma uz- toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadın-
manı bana şunları söyledi: “Bu top- ların eşit haklara sahip olmadığı ya
lumsal cinsiyet ve toplumsal da kadınların ezildiği anlamına
cinsiyete karşı duyarlılık hakkın- değil, yalnızca toplumsal cinsiyetler
daki yaygara niye? Herkes toplum- arasında eşitsizlik olduğu anlamına
sal cinsiyetin ne olduğunu bilir, gelir.
herkesin üzerindeki kıyafetleri
Maria Mies, aksi halde feminizme
çıkar o zaman görürsün toplumsal
pek de sempati duymayacak hatta
cinsiyetin ne olduğunu.” Zavallı
60 düşman kesilebilecek her cinsten
adam, konuyu hiç anlamamıştı. Top-
insan tarafından bu kavramın he-
lumsal cinsiyet hakkında, giysileri-
vesle benimsenmesinin şaşırtıcı ol-
mizin çıplak bedenlerimizden daha
madığını söylemektedir. “Cinsel
çok şey söylediğinin farkında de-
şiddet” yerine “toplumsal cinsiyete
ğildi!
dayalı şiddet”ten söz edersek, sar-
sıcı etki soyut bir terim tarafından
tüketilir ki, bu da tüm sorunu poli-
*Kavram neden popüler oldu tik vaat ve uygulama alanından gö-
rünüşe göre tarafsız tartışmalar
Hem kadınlardan hem de erkekler-
alanına nakleder.
den söz etmemizi sağladığı ve arala-
rındaki ilişkileri incelemeye mecbur Öte yandan kadınların ikincil ko-
ettiği için toplumsal cinsiyet kav- numda tutulması sözü, kimin ezildi-
ramı popülerleşti. Buna rağmen ğini, marjinalleştirildiğini ve kimin
kavramı kullanan pek çok insan, odak noktası olması gerektiğini
yalnızca kadınlardan söz etmeyi, ka- doğrudan ifade eder. Aynı şekilde
dınlar ÜZERİNE, İÇİN ve İLE çalış- kadınların güçlendirilmesi de belir-
mayı sürdürüyor. sizlikten son derece uzak bir terim-
dir.
Bazılarıysa tarafsız bir kavram ol-
duğu için, yani hem kadınları hem Elbette toplumsal cinsiyet kelimesi-
de erkekleri işaret ettiği, dolayısıyla nin yerine geçmeyen ama
daha az tehditkar olabileceği için kadın/erkek toplumsal cinsiyetçiler
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

tarafından giderek daha az kullanı- lehine daha fazla adalet sağlanma-


lan “ataerkil sistem” kavramı da ta- dan erkeklere karşı olası haksızlık
rafsız değildir. Bu kavram, tehdidi bir kaygı haline geliyor.
toplumsal cinsiyet ilişkilerinin do-
Bu yüzden toplumsal cinsiyet kavra-
ğasını -yani denetimin erkekte oldu-
mının genellikle güç ilişkilerini ay-
ğunu, erkek egemen bir dünyada
dınlatmaktan ziyade bulandırdığını
yaşadığımızı- açık ve net bir şekilde
fark ettik. Bu kavram, arındırılmış,
ortaya koyar. Erkek dünyanın özel-
tarafsız bir kategori olarak görülü-
likleri ve ayrıntıları titizlikle ince-
yor. Toplumsal cinsiyetle ilgilenen
lenmeyi gerektirir, fakat iktidarda
pek çok kişi için artık toplumsal cin-
kimin olduğu ve iktidarın nasıl ye-
siyet bir uzmanlık dalıdır. Canlı, her
niden paylaştırılması gerektiği açık-
şeyin birbirine bağlı olduğu dünya-
tır.
dan çıkartılmıştır. Ataerkil sistem-
Toplumsal cinsiyet kavramı tarafsız den bahsetmeden ya da toplumsal
olduğu için pek çok karmaşa yara- cinsiyet hakimiyetinin asli nedenle-
tır. İnsanlara bu kavramın ne ol- rini kavrayıp onlarla mücadele et-
duğu, niçin ortaya çıktığı ve nasıl meksizin bir proje bağlamında
kullanılması gerektiği açıklanma- toplumsal cinsiyetten söz edilebilir.
dığı için çoğunluk bu kavramı, konu 61
Ayrıca toplumsal cinsiyet, hızla öte-
hakkında kendi düşüncelerine uya-
kilere, özellikle “hedef gruplara” ya
cak şekilde kullanıyor. “Madem ki
da yarar sağlayanlar denilenlere
bu bir toplumsal cinsiyet komis-
“yapılan” bir şey haline geldi. Ku-
yonu, niye yönetici bir kadın?”,
ramda olmasa bile uygulamada,
“Toplumsal cinsiyet atölye çalışma-
toplumsal cinsiyetle ilgili endişeler
larında niye erkekler yok?”, “Top-
sıklıkla “taban” seviyesindedir. Top-
lumsal cinsiyet atölye
lumsal cinsiyetle yalnızca bir proje
çalışmalarında niye kadınların güç-
kapsamında ilgilenildiği sürece, hiç
lendirilmesinden söz ediyorsunuz?”
kimseye karşı bir tehdit olmayacak-
ya da “Toplumsal cinsiyet konu-
tır. Baskıcı yapıları, kurumları ve tu-
sunda eğitim veren erkek niye
tumları yıkmayı hedefleyen ataerkil
yok?” gibi şeyler söyleyen sayısız
sistem karşıtı mücadeleleri n ter-
erkek var. Erkeklerin dışarıda bıra-
sine, toplumsal cinsiyet oldukça
kılmadığını garanti etmek ve bizle-
kabul edilebilir, temel görüş haline
rin toplumsal cinsiyeti
getirilebilir bir kavramdır.
konuştuğumuzu ispatlamak için bir-
denbire her şey yarı yarıya olmak Bu, toplumsal cinsiyetin politik ola-
zorunda kaldı. Aniden bir çok insan rak kullanılma fırsatını reddetmek
(başlıca ama sadece erkekler değil) değildir ve pek çok feminist de top-
erkekler geri planda ya da dışarıda lumsal cinsiyeti bu şekilde kullan-
tutuluyor, her şeye dahil edilmiyor, maktadır. Ancak kavramın
diye endişeleniyor. Henüz kadınlar gerçekten de tümüyle apolitik ola-
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

rak kullanılma olasılığı vardır. lumsal cinsiyet eşitsizliğinin neden-


Ancak hiçbir şey apolitik olmadı- lerini incelerken bile, bunlara karşı
ğına göre, bu kavram gerçek so- pek mücadele etmezler. Sıklıkla da,
runu, yani ataerkil hakimiyeti, kalkınmaya yönelik müdahalelerini
gizlemek için kullanılabilir. Bu yüz- bile var olan toplumsal cinsiyete da-
den Güney Asya’da çoğumuz, bu yalı işbölümünün üzerine kurarlar.
kavramı kullan- makta çok isteksiz
Çoğu toplumsal cinsiyet eğitmeni
olmuşuzdur, şimdi bile son derece
ya da uzmanı toplumsal cinsiyet ko-
dikkatle ve ancak ataerkil sistem
nusuna teknik bir mesel e olarak
gibi diğer kavramların yanı sıra kul-
bakar, kullanılacak birkaç analiz
lanmaktayız.
yöntemiyle toplumsal cinsiyete da-
Kalkınma programlarına yapılan yalı eşitsizlikler giderilebilirmiş gibi
toplumsal cinsiyete dayalı müdaha- değerlendirirler. Bu tür eğitim ya da
leler, anlayış ve hedeflerine göre müdahalelerin yalnızca toplumsal
çok çeşitlilik gösterse de erkek (ve cinsiyet eşitsizliğiyle mücadelede
kadın) politikacılar, planlamacılar yetersiz kaldığını değil, aynı zaman-
ve yürütmeciler için resmi bürolar da konuyu apolitize ederek değişimi
ve danışmanlar/eğiticiler tarafın- daha da zorlaştırdığını biliyoruz.
62 dan kullanılan çok sayıda toplumsal
Saskia Wieringa, kalkınma planla-
cinsiyete karşı duyarlılaştırma mo-
macılarının son derece karmaşık
dülünün hedefi aynıdır. Kalkınma
durumları ifade ederken nasıl basit-
program ve politikalarının verimli-
lik, kolay programlar ve nicelleştiri-
liğini artırmak için toplumsal cinsi-
lebilir hedefler peşinde olduğuna
yet ilişkilerine bakmak; kadınların
dikkat çekmektedir. Esnek olmak ve
“üretici yararlılıklarını” kullanmaya
karmaşıklığı takdir ettiklerini gös-
başlamak için kadınları program-
termek yerine, toplumsal gerçekleri
lara dahil etmek; kadına “yatırım
kendi dar çerçevelerine uydurmaya
yapmak”. Toplumsal cinsiyet eşitliği
çalışmaktadırlar.
ve adaleti onların öncelikli hedefleri
değildir. Bu uzmanlar çok nadir ola- Wieringa, kalkınmada müdahaleler
rak toplumsal cinsiyet ilişkilerin- planlanırken, kadınların toplum- sal
deki güç konusuna değinirler. Ben, cinsiyet çıkarlarıyla ilgili asli soru-
genellikle toplumsal cinsiyet kavra- lara değinilmediğini söylemektedir.
mının yalnızca erkeklerin ve kadın- Wieringa’ya göre yapısal uyum
ların farklı rol ve sorumluluklarını programları bağlamında, bu soru-
ya da kaynaklar ve karar almada lardan bazıları şöyledir: Niçin yok-
sahip oldukları farklı hak ve dene- sulluk dişilleştirilir? Niçin
timlerini tanımlamak için kullanıl- çocukların, yaşlıların ve hastaların
dığını duydum. Pek çok toplumsal bakımı gibi ücretsiz işleri kadınlar
cinsiyet eğitmeni durumu tanımla- yapmak zorunda? Bu tür işlere
manın ötesine geçmezler, hatta top- neden erkekler dahil edilmiyor?
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

Niçin pek çok erkek, yaratmaya yar- tarafsızlaştırılmasıdır. Bu şekilde,


dımcı oldukları ailelerden ayrılıyor? kadın konulu tartışmaların mücade-
leci yanları ve militanlığı yok edil-
O, şöyle devam etmektedir: “Bun-
mektedir. Bu da, ataerkil sistemle
larla ilişkili daha bir dizi konu var:
mücadelenin sulandırılması değil,
Yiyeceklerin, lüks maddelerin ve güçlendirilmesi gerektiği ne, ataer-
boş zamanların paylaşımında cinsi- kil sistemin ve ataerkil imtiyazın ke-
yetler arasında dengesizlik; kadınla- sinlikle bir azalma göstermediğine
rın yeni yaşam alanlarına girmesini inanan diğer pek çok eğitimci için
engellemek için geleneklere başvu- bir sorundur. Aslında ekonomik li-
rulurken, aynı koşullardaki erkekle- beralizasyon, köktencilik ve tutucu-
rin yenilikçi addedilmesi; luğun önem kazanmasıyla birlikte
sürdürülebilirlik, çevresel tahribat ataerkil sistem de yeniden dirilmek-
ve toplumsal cinsiyet konularının tedir.
önemsenmemesi; kendi yaşamla-
Sosyalist feministler ve eko-femi-
rıyla ilgili ekonomik ve politik ka-
nistler, mevcut kalkınma modelini
rarların alındığı merkezi
ataerkil ve ekolojik açıdan yıkıcı
konumlarda kadınların olmaması;
olarak değerlendirip onunla müca-
kalkınmayı temelde ekonomik bir
dele ederken, pek çok ana akıma ait 63
süreç olarak değerlendirip toplum-
toplumsal cinsiyet uygulaması, ka-
sal yanlarını (bir ülkenin en önemli
dınların “güçlendirilmesine” yönelik
kaynağı insanlar olduğu halde) göz
fırsatları mevcut sistem içinde artır-
ardı etme eğilimi; cinsel şiddetin
maya çalışmaktadır. Ataerkil sistem,
çok nadiren meşru bir kalkınma
kast, sınıf, ırk, devlet, sömürgecilik
meselesi olarak kabul edildiği ger-
/ emperyalizm ve çevre arasındaki
çeği gibi.”
ilişki ender olarak sorgulanır,
Bugün Güney Asya’da yürütülmekte çünkü bunlar “politik” konular ola-
olan “ana akımı” izleyen bir çok top- rak tanımlanırlar!! Buradaki varsa-
lumsal cinsiyet çalışmasını göz yım, bu hiyerarşileri kabullenmenin
önünde bulundurarak, çoğu “top- apolitik olduğudur.
lumsal cinsiyet uzmanı”nın toplum-
Bu yüzden bizim meselelerimizi
sal gerçeklerin kararlı, esnek,
apolitize etme potansiyeline sahip
ekolojik ve ilintili yöntemlerle ince-
akımlarla mücadele etmek önemli-
lenmesini cesaretlendirmek yerine,
dir. Güney Asya’daki kast, sınıf, din
ortaya son derece basitleştirici araç-
ve etnik hiyerarşilere ve ataerkil sis-
lar, çerçeveler ve uygulamalar saç-
teme karşı mücadele etmek ve ile-
tıklarını görüyoruz.
rici bir toplumsal değişimi
Endişe veren durum, toplumsal cin- gerçekleştirmek için daha fazla net-
siyet kavramının kendisi değil, çok liğe, kararlılığa ve inanca ihtiyacı-
sayıdaki “toplumsal cinsiyet uz- mız var. Planlamacılar ve
manı” tarafından kadın konularının uygulayıcılar, düşünenler ve yapan-
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

lar, uzmanlar ve uzman olmayanlar çok daha yakın zamanlarda ise pek
arasındaki ayrımın en aza indiril- çok insan, kadınların her düzey yö-
mesi, toplumsal cinsiyete dayalı netime katılımlarını artırmak için
planlama, feminist kuram ve kadın çalışmaktadır. Ancak işçi sınıfından
hareketi arasında çok daha yakın çoğu kadın, aşırı çalışma nedeniyle
bir etkileşim ve işbirliği olması ge- zaten çökme sınırındadır. Niçin ka-
rekir. Feminizmden uzak durmak dınların ev işi sorumluluklarının az-
yerine, kadınların güçlendirilme- altılmasına dair pek bir şey
sine yönelik programlarımızın daha duymuyoruz?
açıkça feminist olması gerekir. Çoğu program, “kadınların kalkın-
ması” ve “güçlendirilmesi” adına ka-
dınların iş ve sorumluluklarının
*Daha fazla önem artmasıyla sonuçlanıyor. Oysa artık,
kadınların evde tam zamanlı işten
verilmesi gereken konular daha fazla çalışmalarının, resmi gö-
En azından şu iki konuya şimdiye revlere ve üst düzey yönetim ko-
kadar olduğundan daha fazla önem numlarına gelememelerinin bir
verilmesi gerekir: nedeni olduğunu kabul etmek zo-
64 rundayız. Kadınların eş ve annelik
-Kadınların toprak, su ve ormanlar rolleri, onları ücretli işlerde ikincil
gibi doğal kaynaklardan yararlan- konumlarda yer almaya zorlamak-
ması ve onlar üzerindeki denetimi. tadır. Yeniden üretim ve çocukların,
Kadınların bu kaynaklardan yarar- ailenin bakımı konusu ortadan kal-
lanmasını ve onlar üzerinde deneti- kacak gibi görünmediğine göre, er-
mini sağlayacak politika ve kekleri ailenin mutfağına ve evine
programlar düzeyinde daha somut doğru yönlendiren paralel bir hare-
adımların atılması gerekir. kete başlamak gereklidir. Eğer
-Ev işlerinin erkekler ve erkek ço- kadın yöneticiler, politikacılar ve
cuklar tarafından paylaşılması. sivil toplum liderleri istiyorsak,
Güney Asya’da kadınların ikincil ko- daha fazla erkeğin, anne, bakıcı,
numunun, bağımlılığının ve sağlık- hemşire ya da aşçı olmasına ihtiya-
sızlığının temel bir nedeni, aşırı ev cımız var. Kadınlar ancak yeniden
işi yüküdür. UNDP insani Kalkınma üretim işinin yükü azaldığında,
Raporu’na göre, kadınlar tarafından kendi vücutları üzerinde ve hayatla-
yapılan ücretsiz işlerin toplam de- rında özerkliğe kavuşabilirler.
ğeri, küresel olarak 11 trilyon ABD Maria Mies’in dediği gibi: “Erkekler,
dolardır. Kalkınma projeleri, kal- yaşamın doğrudan üretimi, çocuk
kınma sürecine kadınları dahil et- bakımı, ev işi, yaşlı ve hasta bakımı,
meye, “insan kaynak”larını ve “ser- kısaca ‘ev işi’ kavramı altında sınıf-
maye”sini küresel üretim hizme- lanan her işin sorumluluğunu pay-
tinde kullanmaya çabalamaktadır; laşmak zorundadır. .. Bu doğrudan
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

şu etkiyi yapacaktır: Erkekler ço- *Toplumsal cinsiyet


cuklara, yemeğe, temizliğe, hastala-
rın bakımına, ilişkiler için çaba konusundaki çalışmalar
göstermeye vs. daha fazla zaman erkeklerle birlikte
ayırmak zorunda kalacak ve erkek-
lerin tahrip edici sanayi üretimle- yapılmalı, görüşünde
rine, yıkıcı araştırmalarına, zararlı
boş zaman etkinliklerine ve savaşla-
olanlar var
rına ayıracak daha az zamanları ola- Bu görüşleri ben de duydum, ancak
caktır. Olumlu olarak katılmıyorum. Toplumsal cinsiyet
konulduğunda, kendi bedensel ve ve kalkınma, ayrı kadın ve erkek
zihinsel bütünlüklerini ve özerklik- grupları oluşturmamanız ya da
lerini yeniden kazanacak; iş yap- onlar için ayrı atölye çalışmaları dü-
mayı hem bir yük hem de keyif zenlemeniz ve hatta her atölye çalış-
olarak yeniden tadacak ve nihayet masında kadın ve erkek eğitmenler
işle ilişkili farklı bir değerler dizisi bulundurmanız gerekiyor anlamına
geliştireceklerdir. Acaba erkekler gelmez. Ben, incelememizin kadın
yaşamı-üretme ve yaşamı-sürdürme ve erkek kimliklerinin toplumsal in-
işini bizzat yaparak sömürücü, kapi- şası ve toplumsal cinsiyet ilişkile- 65
talist, ataerkil kavramın ötesinde rine odaklanması gerektiğine
bir iş kavramı geliştirebilecekler inanıyorum. Böyle bir inceleme, du-
midir? rumun gerektirdiği buysa, ayrı
gruplarda yapılabilir. Aslında bazı
... Kadın ve erkeğin özgürleşme sü- topluluklarda, dayanışma bağlarını
reci birbiriyle ilişkilidir. Toplumu- geliştirmek ve ortak stratejileri bi-
muzda kadınların ataerkil ilişkiler çimlendirmek için kadınlara öz-
kıskacını kırması, erkekler de aynı gürce konuşabilecekleri ve
doğrultuda bir hareket başlatma- düşünebilecekleri ortamı sağlaya-
dıkça mümkün değildir. Ataerkil sis- bilmek için kadınlarla ayrı toplantı-
teme karşı bir erkek hareketi, lar yapmak gereklidir. Benzer
yardımsever bir baba hakimiyetin- şekilde, yine dürüst tartışmalara
den değil, kendilerine insani değer olanak sağlamak için erkeklerle
ve saygınlığı yeniden kazandırma ayrı toplantılar ve atölye çalışmaları
arzu- sudan esinlenmelidir. Eğer er- düzenlemek gerekebilir. Kadın ve
kekler kadınlara saygı duymazsa, erkeklerin kendilerini rahat hisset-
kendilerine nasıl saygı duyabilir- tikleri karma gruplarda, ortak
ler?” atölye çalışmaları ve toplantılar dü-
zenlenebilir.
Tekrar edersek, toplumsal cinsiyet
üzerine odaklanmak, artık kadınlar
ya da kadınların güçlendirilmesi
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

hakkında konuşamayacağımız anla- keklik, erkek iktidarı, erkek cinsel-


mına gelmez. Toplumsal cinsiyet liği, erkek bilgi sistemleri ve top-
ilişkileri hiyerarşik, kadınlar ise lumsal ilişkilerin eril düzenlemesi
ikincil konumda olduğu sürece, top- ilk kez eleştirel bir sorgulama için
lumsal cinsiyet eşitliğine ulaşmak masaya yatırılmaktadır ve sorgula-
için kadınların güçlendirilmesini yanlar ise hem erkekler ve hem de
desteklememiz gerekiyor. Erkeklere kadınlardır.
ve kadınlara her zaman, toplumsal Bu yüzden toplumsal cinsiyet eşit-
cinsiyet eşitliğine ulaşmadan önce liği için mücadelenin, erkekler ve
bile, eşit şekilde davranılması ge- kadınlar arasında bir mücadele ol-
rektiğini düşünmek için henüz çok duğunu düşünmek hem yanlış hem
erkendir. Erkekler ve kadınlar ara- de basit bir düşünce biçimidir.
sında eşitsizlikler sürüp gittiği için
toplumsal cinsiyetten söz etmeye Fakat erkeklerin ve kadınların çı-
başladığımızı unutmamalıyız. karları arasında bazı çatışmalar ol-
duğu reddedilemez; kadınlar
kendilerini güçlendirmeye başla-
*Toplumsal cinsiyet dıkça, bu çatışma da kısa vadede ar-
tacak gibi görünüyor. Ancak
herhangi bir eşitlik mücadelesi, adil
66
tartışması erkeklere karşı
bir dengeye ulaşılmadan önce bazı
kadınların tartışması kutuplaşmaları gerektirir.
değildir
Elbette, toplumsal cinsiyet eşitliği *Toplumsal cinsiyet ile
meselesi ne erkeklere karşı kadın-
lar tartışması, ne de tüm kadınlar ve ilgili konular neden tepki
tüm erkekler arasında bir çatışma- uyandırıyor
dır. Bu tartışma, eşitliğe inanan ve
eşitlik isteyenler ile erkek egemen- Maria Mies bunu iyi açıklar. Mies,
liğini sürdürmek isteyenler arasın- çoğu erkek ve kadının toplumsal
dadır: inanç sistemleri ve ideolojiler cinsiyet ilişkilerini sorgulamaktan
arasındadır. Her iki kampta da ka- kaçındığını söyler, çünkü eğer ken-
dınların ve erkeklerin olduğunu he- dilerine toplumumuzdaki kadın-
pimiz biliyoruz. Ataerkil sistemi erkek ilişkisinin gerçek doğasını
kabullenip bundan çıkar sağlayan- fark etme izni verirlerse para üret-
lar, halihazırda var olanı (statü- menin, iktidar oyunlarının ve açgöz-
koyu) korumak isteyenler ve lülüğün hakim olduğu vahşi
toplumsal değişim için çalışmak is- dünyadaki barış ve uyumun son
teyenler var. Günümüzde birçok adasının da imha edileceğinden kor-
erkek hak ve imtiyazlarını, rol ve so- karlar. Dahası, bu konunun bilinçle-
rumluluklarını sorgulamaktadır. Er- rine girmesine izin verirlerse,
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

kadınlar ve erkekler olarak kendile- lamalarında olduğu kadar ataerkil


rinin sadece bir yanda mazlumlar toplumda da radikal bir dönüşümün
(kadınlar), diğer yanda zalimler (er- gerektiğine inanıyoruz.
kekler) değil, aynı zamanda kadın-
Daha önce de gördüğümüz gibi, kal-
lar ve erkekleri birbirine bağlayan
kınma plan ve projeleri pek çok
sömürü ve baskı sisteminde suç or-
kadın-karşıtı (yoksul-karşıtı) önyar-
takları olduklarını da kabullenmek
gılara sahip olabilir ve hatta sahip-
zorunda kalacaklardır. Gerçekten
tir. Sadece bu plan ve projelere
özgür bir insan ilişkisine sahip kadınları dahil etmek yerine, bun-
olmak istiyorlarsa, suç ortaklıkla- larla mücadele edip değiştirmemiz
rından vazgeçmek zorundalar. Bu, gereklidir. Ekonomik büyüme, kar
yalnızca imtiyazları bu sisteme da- hırsı ve bireysel çıkarları vurgula-
yanan erkekler için değil, maddi yan günümüz kalkınma modelinin,
varlığı bu sisteme bağlı olan kadın- kadınlar ve erkekler, zengin ve yok-
lar için de geçerlidir. sul ile zengin ve yoksul ülkeler ara-
Eşitsiz ve baskıcı kadın-erkek ilişki- sındaki uçurumu artırdığına dair
leri ile ilgili gizli sessizlik komplo- pek çok kanıt bulunmaktadır. Ek
sunu bozmaya cesaret edenler ve bu olarak ekolojinin mahvolmasına da
ilişkileri değiştirmek isteyenler fe- yol açmaktadır. UNDP insani Kal- 67
ministlerdir. Şimdi giderek çok kınma Raporları, mevcut kalkınma
daha fazla insan, erkekler ve kadın- biçiminin pek çok insanı işsizliğe,
lar arasındaki eşitliğin, aile ve top- sessizliğe, insafsızlığa, köksüzlüğe
lumlarda adil ve barışçı ilişkiler ve geleceksizliğe ittiği ne dair tüm
kurmanın temeli olduğunu fark edi- dünyadan istatistikler sunmuştur
yor. Her yerde kadınlar ve erkekler, (UNDP, insani Kalkınma Raporu
toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaş- 1996). Günümüzde 358 milyoner
mak, herkes için adil ve barışçı bir (ABD doları milyoneri), dünyadaki
dünya yaratmak için el ele vermek 2.5 milyar yoksul insanın sahip ol-
zorunda. duğundan daha fazla paranın dene-
timine sahiptir. Bazı çokuluslu
şirketlerin bütçeleri, pek çok devle-
*Ataerkil toplumda tin ulusal bütçesinden daha fazladır.
Gücün bu şekilde merkezileşme ve
radikal dönüşümler kutuplaşması daha fazla gerilime,
çatışmaya ve şiddete yol açmakta-
gerekiyor dır.
Bazı örgütler yalnızca “kadın unsu- Kalkınma düşüncesindeki değişim
runu” mevcut kurumlara ve sistem- ile beraber, örgütlerimizde, toplum-
lere eklemek isterken, bizler gerçek sal, iktisadi ve siyasal sistemleri-
bir toplumsal değişimi gerçekleştir- mizde de radikal değişiklikler
mek için kalkınma fikirleri ve uygu- olmak zorundadır. Ayrıca değer yar-
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

gılarında da -örneğin kendini öne çı- etiketlemenin doğru olup olmadı-


kartmak ve rekabetten işbirliğine ğını da sorgulamak zorundayız.
ve sosyal adalete; yayılmacılıktan Bunlar insani değerler değil midir?
korumacılığa; maddi kazanç edin- Erkekler ve kadınlar hem “eri!” hem
mekten içsel gelişime doğru- büyük de “dişil” yanlar geliştirip her iki-
bir değişim gerekecektir. Bildiğimiz sine de ihtiyaç duymazlar mı? Ka-
haliyle kalkınma anlayışını dönüş- dınların ve erkeklerin hem mantıklı
türmenin, onu herkesin yararına ve hem duygusal, hem kendini dayatıcı
adil kılmanın tek yolu, kalkınma hem başkalarına karşı duyarlı, hem
modelleri ve uygulamaları ortaya müteşebbis hem yuva kurucu, hem
koymaktır. dışa dönük hem içe dönük tipler ol-
maları gerekmez mi? Eğer kadınlar
Toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaş- kamusal alana girip bu alanda so-
mak, “eril” ve “dişil” özellik ve değer- rumluluklar üstleniyorlarsa, erkek-
lerini (egemenlik-itaatkarlık, lerin de özel alana girip çocuk
rekabet-işbirliği, kendini öne çıkar- bakımı, hasta bakıcılığı ve ev yöne-
mak- razı olmak, sömürme-bakma timi gibi sorumlulukları üstlenme-
ve besleme) bir kez daha incelemeyi leri gerekmez mi?
ve ciddi bir şekilde düşünmeyi ge-
68
rektirir: Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın ve
erkek her birimizin kendimizi yeni-
~ kalkınma, “dişil” karakter özellik- den sorgulayıp olumsuz “eril” (sal-
lerini ve değerleri ikincil konuma dırgan, otoriter, rekabetçi, ben-
yerleştirmeyi ve “eril” karakter özel- merkezli olmak) ve “dişil” (itaatkar,
liklerini ve değerleri yüceltmeyi mi korkak, çekingen olmak) nitelikleri-
ifade eder ya da etmelidir? mizin üstesinden gelmeyi gerektirir.
~ toplumsal cinsiyet ve kalkınma, Aynı zamanda kız ve erkek çocuk-
kadınların kamusal alana girip lar, kadınlar ve erkekler hepimizin
erkek gibi davranması mı demek- olumlu eril ve dişil nitelikleri de kol-
tir? laması şarttır. Her birimizin güçlü
ve ilgili, korkusuz ve duyarlı, duygu-
~ mevcut kutuplaşmış, çatışmayla sal ve mantıklı olması gerekir. Biz-
yönetilen, ekolojisi mahvolmuş ler, benzeri görülmemiş ve
dünya daha fazla rekabeti mi yoksa tahammül edilemez düzeydeki şid-
işbirliğini mi gerektirir? Doğanın det ve çevresel rezalet içinde yaşa-
daha fazla sömürülmesi mi korun- yan günümüz dünyasının, ancak
masını mı gerekir? Bir başka deyişle özel ve kamusal alanda koruma ve
günümüz dünyası daha “dişi!” nite- kollama gibi niteliklerin geniş kap-
liklere mi yoksa “eril” niteliklere mi samlı uygulanması yoluyla iyileşti-
ihtiyaç duyar? rilebileceğine inanıyoruz.
Aslında biraz daha ileri gidip, değer- Ayrıca bir başka düzeyde, ekonomi
leri ve özellikleri eril ve dişil diye ve etik, siyaset ve ahlak, bilim ve din
Toplumsal Cinsiyet “Bize Yüklenen Roller”

arasındaki ayrımı da sorgulamamız kapsamında toplumsal cinsiyet ve


gerekiyor. Bu ayrım, etik olamayan kalkınma tartışmaları, günümüz-
ekonomik işlere, ahlaksız siyasi ik- deki toplumsal cinsiyet, kast, sınıf,
tidara, bilimin sorumsuzca ve yıkıcı ırk ve tümüyle tek taraflı ve sömü-
amaçlar için kullanılmasına yol aç- rücü kuzey-güney işbölümünün
mıştır. Bizler, değer sistemlerinin ve dönüştürülmesini de tartışmak zo-
ahlak sisteminin ekonomi, siyaset, rundadır. Ayrıca kalkınmanın he-
bilim ve teknolojinin kıyısında yer defleri ve insan yaşamının
alması değil, bunların temelini ve amaçlarıyla ilgili temel sorular sor-
itici gücünü oluşturması gerekti- mamız gerekiyor. Aşağıdaki soru-
ğine inanıyoruz. Ekolojik ve holistik lara, bugünkü toplumsal cinsiyet
(bütünü kapsayan) düşünme, var söylemlerinin çoğunun verdiğinden
olma yöntemlerine ihtiyacımız var. çok daha fazla önem vermek gere-
Tüm bu endişeler kalkınmayı ger- kiyor.
çekleştirme kaygımızın parçalarıdır.
~ İnsan çabalarının hedefi, yaşam ve
Toplumsal cinsiyet ve kalkınma ko-
değer üretmek ve değerlendirmek
nularının dar ve mekanik biçimde
mi, yoksa yalnızca mal ve kar üret-
ele alınamayacağına inanıyoruz. Bu
mek mi olmalıdır?
tartışmaların sınırları, ne kadar 69
kadın ya da erkeğin bunları sorgu- ~ İnsanlar, eğer doğadan ve doğal
ladığına indirgenemez. Onlar sürdü- şeylerden tümüyle yabancılaşır-
rülebilirlik arayışımızın larsa, hala insan olarak kalabilirler
K
Liseli ıvılcım Eğitim Broşürleri

mi? şamları üzerinde özerklikleri olma-


dan, erkekler yaşamın doğrudan
~ Toplumların, şantaj ve sömürüyü
üretiminin ve şimdiye kadar “ev işi”
önlemek için temel ihtiyaçları kar-
adı altında toplanan tüm işlerin so-
şılamada kendi kendilerine yeterli
rumluluğunu paylaşmadan, sürdü-
olmaları gerekmez mi?
rülebilir toplumlar ve aileler
~ Kadınların kendi vücutları ve ya- kurulabilir mi?

SON

70
71

You might also like