Professional Documents
Culture Documents
1. DÜŞÜNME
Düşünme; içinde bulunulan durumu anlayabilmek amacıyla yapılan aktif, amaca yönelik
organize zihinsel sürece verilen addır. Her şey düşüncede yatar, düşüncelerle yönetilir ve
bir yoldur. Genel geçer, daha önce düşünülmemiş fikirleri ortaya koyarken yaratıcılık ön
plana çıkar. Yaratıcılığın yapıcı olarak kullanılması ve kendini yönetme yoluyla düşünce
gücünün nasıl kullanılacağı yolunda adımlar atılır. Hayatı oluşturan şeyler düşüncenin
1. Sorunu Çözme
çözüme ulaşılır.
• Sorunun tanımı
1
• Seçilen çözümün işleyip işlemediğini gözleme
Düşünsel model , “yaygın olarak kullandığımız “ zihniyet kelimesiyle ilgili, ancak biraz
Bir eşyanın modeli, gerçeğin tam anlamıyla kopyası olamaz. Boyutları, renkleri,
kullanılan malzemeler veya diğer özellikleri gerçek olandan farklıdır. Bu fark, modelin
zamanda, yapan kişinin eşyanın aslı hakkındaki bilgilerine, işine önem verip vermediğine,
kadar özen gösterilirse gösterilsin, model tam olarak gerçeğe benzemez. Şimdi iki ayrı
model yaptığımızı düşünelim. Ölçü malzeme araçlar veya modeli yapan kişi gibi faktörlerin
bir tanesini değiştirirsek karşımıza iki ayrı model çıkar. Hatta hiçbir şeyi değiştirmesek bile,
iki model birbirinin aynısı olmaz. Özetle, bir eşyanın modeli kendisine, iki ayrı modeli ise
Dünyaya bakışımız, gerçek ile modeli arasındaki ilişkiye benzer. Hepimiz zihnimizde
kendimize özgü bir dünya modeli kurar, kendimizi ve çevremizi bu modele göre
2
değerlendirir, düşünür ve ona göre davranırız.
Düşünme ve düşünce üretmenin bir sınırı yoktur. Her an her yerde zihnimizden yüzlerce
düşünce geçmektedir. Aynı anda birçok şeyi düşünebilir, birçok fikir üretebiliriz.
2
Herhangi bir konu veya bir sorunun çözümü üzerinde çalışılırken değişik fikirlere ihtiyaç
duyulur. Bu çeşitliliği ancak düşünceleri paylaşarak ve üretilen her fikri değişik yönleriyle
tartışarak sağlayabiliriz. Özellikle beyin fırtınaları yöntemi değişik fikirlerin üretiminde sıkça
kullanılır.
Düşünme işi çok değişik konular üzerinde olabilir. Hatta beynimiz biz farkında olmadan o
kadar çeşitli düşünce üretir ki buna engel olmamız imkansızdır. Bunların doğruluğunun,
Düşünme süreci içinde olayların ilk bakışta görülemeyen yönlerinin farkına varırız.
Sorunları değişik yönleriyle irdelemek doğru çözümlere ulaşmada büyük kolaylıklar sağladığı
yürümesini sağlar. İster uyuyor olalım, ister uyanık, büyük istem dışı hayat sürer. Kalbimize
Bedenin gelişimi; tüm fonksiyonları bilinçaltı tarafından yönetiliyor. Aslında bedenin her
Kişiler kendilerine has yasalar, kurallar geliştirirler. Bu kendi kendini hipnoz etmenin bir
1
Doğan CÜCELİOĞLU, İyi Düşün Doğru Karar Ver ,(Sistem Yay.B21,İst: 1997), s.242.
3
olduğuna kendilerini inandırırlar. Bu sendromdan kurtulmak için kişi kendini yönetme yoluyla,
sınırları kaldırarak yeni bir önerme oluşturabilir ve bilinçaltının bunu gerçeğe dönüştürmek
Bilinçaltımıza yalnızca biz emir verebiliriz. Başka birinin bizimle ilgili düşüncelerinin
kararlarımızı etkilediğini düşünebiliriz, ancak bu etki yalnızca biz kabul ettiğimiz için
Bilinçaltı, bilinç gibi zamanın farkında değildir. Bilinçaltı bilincin direktiflerini soru
sormadan ve tam olarak uygular. O, sabah tam istediğimiz saatte bizi uyandıran gönüllü
hizmetçidir. Saate bakmadığı için çalar saatten çok daha kesindir. Kendimize uykumuzun
çok hafif olduğunu ve garip bir nedenden ötürü her gece saat üçte uyandığımızı söylersek o
harika, itaatkar bilinçaltımız bunu bir emir olarak kabul edip bizi her gece üçte
uyandıracaktır. Bilinçli olarak kabul ettiğimiz her şey gönüllü hizmetçi olan bilinçaltı
tarafından yerine getirilir. Zaman konusunda, kendini yönetme hayatımızda önemli bir rol
1.4.1. EĞİTSEL
Orta öğretimin sonuna kadar verilen eğitim öğrencileri tamamen ezberciliğe yöneltmekte
2
Ramazan YILDIRIM, Yaratıcılık ve yenilik,(Sistem Ya.No.157,B.1,İst.: 98),s.31.
3
Jack E. ADDINGTON,(Çev. Birol ÇETİNKAYA), %100 Düşünce Gücü, (Akaşa Ya.B.3, İstanbul:1998),s.134.
4
1.4.2. FİZİKSEL
vardır. Düşünmek için tercih ettiğimiz ortamların yapısı bizi belli bir görevin yapılması için
teşvik eden kaynağa göre değişebilir. Zihinsel çalışma gerektiren işler için gereken ideal
1.4.3. YÖNTEMSEL
Bir işyerinin yapılanma tarzı, yönetim politikaları, işletme prosedürleri ve işyeri içinde
kullanılan iletişim kanalları gibi unsurların hepsinin, işgörenlerin performansı üzerinde büyük
çalışanlarını düşünce üretimi ve bunları uygulama konusunda teşvik eden işletmeler, hem
ortaya çıkan sorunları daha hızlı çözebilir hem de eleman gelişiminin önünü açarlar.
1.4.4. DURUMSAL
yönlendirebiliriz.
1.4.5. SOSYOKÜLTÜREL
Bireyler, kendi gayretleriyle büyük başarılar elde etme güdüsüne sahip olmalı ve değişimi
bir imkan olarak değerlendirmelidirler. Bazılarımız belli bir süre tahdidi altında çalışmayı
teşvik edici bulabilirken, bazılarımız bunun doğru olmadığını ve bir engel teşkil edeceğini
düşünebilir.
1.4.6. PSİKOLOJİK
Bir nesneye bakar, birkaç ana hattını inceledikten sonra ona hemen bir etiket iliştiririz.
5
isimlendirmek, sorunu belli bir açıdan görememek gibi... Aynı durum birçok durumda söz
algılama ile ilgili olanlardır. Bunun için tek yönlü değerlendirmeler güvenmemeli kavramlar
4
tanımlanıp analiz edilmelidir.
Çoğu amaç için düşüncelerimizi hazırlama ve düzenleme yolu cümlelerle değil, listeler
şeklinde olmaktadır. En uygun yol yaratıcı zihin haritası kullanmaktır, çünkü yaratılan fikirler
sadece çok daha fazla sayıda olmayacak, aynı zamanda otomatikman kendi bağlantılı ve
Akıcılık düşünce üretimin rahatlığıdır. Akıcılığı hızlandıracak olan hayal gücüne yönelik
Akıcılık teknikleri çok basittir. Tek yapmamız gereken bir yada iki dakika gibi kısa bir
zaman dilimi içinde aklımıza gelen tüm düşünceleri bir liste olarak yazmaktır. Örneğin
sıradan bir nesneyi seçerek onunla ilgili olarak mümkün olduğu kadar çok kullanımı yazmak
olabilir. Düşünce esnekliği de bu tür egzersizlerle ortaya çıkarılır. Ne kadar esnek olursanız
1.5.3. TARTIŞMALAR
Yeni düşüncelere ulaşmanın en basit yolu, sorunu diğer kişilerle tartışmaktır. Eğer
kendileri direkt olarak çözüme katkıda bulunmasalar bile, onların söyledikleri size ilham
verebilir. Özetle tartışma, değerli ve çok kullanışlı bir düşünce üretme tekniğidir.
4
Michael STEVENS (Çev:Ali ÇİMEN),Daha İyi Nasıl Sorun Çözümleme,(Timaş Ya.No:449 ,B1.İst 1998) s.20-29.
5
Tony BUZAN(Çev: Banu ERGÜDER), Aklını En İyi Şekilde Kullan,(Arion Ya, B1,İst 1995)s . 167.
6
Hayal kurmak her ne kadar verimsiz ve vakit kaybı olarak değerlendirilip hoş
kolay olur.
kazandırır.
1.5.5. GÖRSELLEŞTİRME
olabilecek bir tekniktir. Eğer spiral bir merdiveni kaplamak için ne kadar halı gerektiğini
başlarsınız.
çalışma mantığı, bazı bilgileri belirli şekilde kullandığımız zaman ortaya çıkabileceklere
1.5.7. BENZETME
Benzetmeler bir sorunun içyüzünün anlaşılmasında büyük rol oynarlar. Örneğin Alman
matbaacı Johannes Gutenberg, bir şarap yapımı partisinde, fıçılar içinde ezilen üzümleri
7
Bir sorun üzerinde çalışırken onun bir başka şeyle olan benzerliğini bulmaya çalışırsınız,
Keşif turları , synectics olarak adlandırılan grupsal sorun çözümleme tekniğine atıfta
bulunmak için kullanılır. Amaç sorunun olduğu ortamdan tamamen uzaklaşarak, farklı
ortamlarda çözüm yada çözüme yönelik ipuçları aramanızdır. Bunların pratikte bir değeri
olmayabilir ama sorunlarınızı çözmeye doğru bir bağlantı noktasına sahip olmaya
zorlayabilirler.
1.5.9.SERBEST İLİŞKİLENDİRME
Bu teknik herhangi bir istikamet göstermeksizin akması ilkesine dayanır. Sizi harekete
geçirici bir sembol, kelime, resim ya da düşünceden hareketle aklınıza gelen ilk şeyi
söylersiniz ve ondan sonra bu süreci üst üste tekrarlayarak bir çağrışım akıntısı ortaya
çıkarabilirsiniz. Burada önemli olan ard arda gelen düşünceler arasındaki bağlantıyı
doğrulamaktan kaçınmaktır. Bu hem doğallığı hem de ateşleyici kelimeyle ilgili olan fikirlerin
haritaları örneğinde olduğu gibi birbirinden uzak düşünceler arasındaki ilişkiyi keşfetmemize
6
yardımcı olur.
1.5.10.ELEŞTİREL DÜŞÜNME
6
STEVENS, s.69-76.
8
Kendi düşünce süreçlerimizin bilincinde olarak, başkalarının düşünce süreçlerini göz
anlayabilmeyi amaç edinen aktif ve organize zihinsel sürece “eleştirel düşünme” denir.
Eleştirel düşünme, belirli bir konuda mevcut farklı düşünceleri değişik eleklerden
geçirerek etkili olan ve olmayanları birbirinden ayırır. Eleştirel düşünceyi kullanmazsak, aynı
konuda yararlı yararsız , etkili etkisiz, ilgili ilgisiz birçok düşünce birbirine girer ve kafamızı
anlamlandırabilme yeteneği yatar. Ancak kalıplaşmış insan kendi kalıplarından başka hiçbir
sürekli uygulayan kişi, farkında olmadan, eleştirel düşünmeyi zamanla alışkanlık haline
getirir.
• Organize olmak.
olarak kullanırız. Aktif olarak düşünen kişi kendini etkileyen olayın dışında seyirci olarak
9
kalmaz; kolları sıvar ve elinden geldiğince olaylara yön vermeye çalışır. Harekete geçmek
için başkasından bir buyruk yada dürtüleme beklemez, kendisinin vermiş olduğu kararla faal
duruma düşer. Sorunla uğraşmaktan hemen vazgeçmez, çözmeye karar verdiği sorunu
Eleştirel düşünme bağımsızdır. Ancak bağımsızlık kolayca elde edilecek bir sonuç
değildir. Bağımsız olabilmemiz için “ gelişmiş” insan paradigmasına sahip olmamız gerekir.
istemeyen, başka kişilerin aynı konuyla ilgili algılamalarını öğrenmek istemeyen kişi
savunucu bir kişidir. Savunuculuk kalıplaşmış insan paradigmasının doğasında vardır. Diğer
yandan “gelişmiş” insan paradigması birbirinden farklı değişik algılama yollarına daha
Kendi düşüncelerinin dışına çıkmayan kişi, insan ilişkilerinde başarılı olamaz. Ancak
şunu da belirtmekte yarar vardır. Başkalarına ait her görüşü savunucu olmaktan
çekindiğimiz için hemen kabul etmek savunucu olmak kadar zararlı bir davranıştır. Kişinin
İşte bu açıklık boyutlarıyla anlatılmak istenen şudur, eleştirel düşünen kişi kendi
verdiği akılla hareket ederler, olayların kendi kendine hallolmasını, sorunun ortadan
Eleştirel düşünmeyi kullanan birinin, karşılaştığı bir sorunu çözmek için 5 adım içeren bir
10
• Sorunu açıkça nasıl ifade edebilirim?
• Dezavantajları neler?
Eleştirel düşünerek sorunu etkili bir şekilde çözmeye çalışan bir insan bu sorulara
yanıtlar arar.7
2.YARATICILIĞI ÖĞRENME
2.1.TANIMI VE KAPSAMI
Yaratıcılık, genelde yeni bir şeyler ortaya koyabilmek kapasitesi ve yeteneği olarak
düşünülür. Bu kısmen doğru olmakla birlikte esas olarak yanlış bir yaklaşımdır. Her yenilik
yaratıcı kişiliklerin eseri olmadığı gibi , gerçekten yaratıcı kişiler de her zaman bir şeyler
11
yaratma olanağı bulamamaktadır. Yaratıcılık “Toplumla aynı olguya bakan fakat toplumdan
farklı olarak algılayan ve farklı reaksiyon veren kişilerin sahip olduğu özellikler olarak
8
verilebilir. Kuruluşun bir ortaklaşa algılama şekli bulunur ve buna uymayan bireyleri dışlar.
yakalayabilen bireydir.
Yaratıcılık, bireylere çekici gelen “sihir, deha ,üstün yeteneklilik vs. gibi çoklu kavramları
çağrıştıran bir kişilik özelliği olarak bilinmektedir. Yaratıcılık , sorunlara; bozukluklara, bilgi
eksikliğine, kayıp öğelere, uyumsuzluğa karşı duyarlı olma; güçlülüğü tanımlama, çözüm
2.2.GEREKÇELERİ
2.2.1.TOPLUMSAL GEREKÇELER
Yaratıcılığı artıran bir toplum, içsel ve dışsal bir deneyimi özendiren bir toplumdur. Bireyi
pasif, tekdüze çözümlere alıştıran yönelimler, yaratıcılık için zararlıdır. Yapma- Yasak-
Yapamazsınlar la dolu bir toplum, yaratıcılık için gerekli ortamı yok eder. Değişim ve yenilik,
risk getiren olayların başında gelir. Çünkü henüz denenmemiş ve test edilmemiştir.
Yaratıcılığı güçlendirmek isteyen toplum, yurttaşlarına dört farklı özgürlük verir. Bunlar
araştırma, kendini ifade, çalışma, kendi kendisi olma özgürlüğü dür. Yaratıcılığı ütopyalar
katından indirip her bireye yaratma şansını geri verebilmek, yani yaratma eylemini bireysel,
Yaratma işlevini sadece kendisi üstlenen bir gurup, başkalarını, kendilerinin yaratıcı
üreten arasındaki bu suç ortaklığına son vermek için yeni değerlere gereksinmemiz vardır.
7
CÜCELOĞLU, s.255-260.
8
http://www.merih.com (Stratejik Yönetim Web Sitesi)
12
Uygulamaya konulmuş yaratıcı bir düşünce, bir keşif, bir yenilik, bir değişim ve sentez
olabilir. Yaratıcı kişi; sorunlara duyarlı, akıcı düşüncelere sahip, özgün düşünceli,
prensibiyle uzlaşmaya başladığımız, bizimle yaşamasına izin verdiğimiz zaman yaratıcı bir
2.2.3.ÖRGÜTSEL GEREKÇELER
Bir örgüt genel olarak yaratıcı iklime sahip olmak zorundadır. Yaratıcı iklimin genel
düşüncenin örgütün düşüncesi olmadan engellenip bir yana atılmasına izin vermemektir.
Değişimle karakterize edilen ve yeni fikirlerin başat olduğu örgütler yaratıcı örgütlerdir.
Yenilik olmadan yaratıcılık amaçsız; yaratıcılık olmadan ise yenilik sonuçsuzdur. Yaratıcı
örgüt, sorunları standart alır ve disiplinlerden ayrı biçimde inceler. Bu sorunlara özgün ve
uygulanabilir olduğunu kabul etmek gerekir. Örgütsel yaratıcılık alana hakim olma becerisi
9
ile birlikte örgüt amaçlarına ve göreve yönelik güdülemeyi de sağlayacaktır.
9
Nuray SUNGUR, Yaratıcı Düşünce, ( Evrim Ya,No:54, B2,İst 1997) s.278-280.
13
Sıradan olmayan, tabulara, alışılagelmiş hareketlere, düşüncelere uyma zorunluluğu
bulabilecek kadar zeki, sorunlara çözüm getirebilecek kadar bilgi ve tecrübeye sahip kişi
yaratıcıdır. Yaratıcı kişi; özgün olmalı, hata yapmaktan korkmamalı, olumlu düşünebilmeli,
özgür olmalı ve kendini sevmelidir. Pratik zekaya sahip olmalı, olaylara bakış açısı ve
olmalıdır.
Yaratıcı kişi;
• Ele aldığı olaya toplumun baktığı açılardan farklı belki de çocukça bakabilmelidir.
Duygular: Yaratıcılık, başından sonuna dek duygu yüklü bir süreçtir. Tüm yaratıcılık
Başat Olma: Ben algısı açık ve olumlu, kendine güvenli, ilgilerinden emin, ben merkezci
olan yaratıcı bireyler, ikna edici kişilerdir ve belli bir liderlik tipi ortaya koyarlar. Bu tutum, tüm
Yalnızlık: Yaratıcı kişiler daha az sosyal, bir araya gelmeye daha az eğilimli, kişiler arası
14
Merak: Merak, algılanan bir yeniliği araştırma ve herhangi bir şey hakkında bilgi
aramadır. Merak; bireyi, yeni durumlar, yeni objeler aramaya yönelten zihinsel bir zevk
yönelimidir.
sosyal statüyü ve standartları yok sayar. Ancak; guruba ait olma gereksinmesi yokmuş gibi
yararlanır.
Çaba: Yaratıcı birey, aşırı çalışan bireydir ve başarısını her şeyin üstünde tutar.
Oyun: Yaratıcı eylemin hem bir parçası hem de nedeni olan ve herhangi bir karmaşadan
Çelişkiler: Yaratıcı birey, hem aşırı duyarlı hem de tutarlı olabilir. Varolan kuralları yıkıp
Yaratıcılık şimşek gibidir, düzensiz aralıklarla görülür. Bunun nedeni ve sonucu vardır.
Dikkatli bir çalışmayla her ikisi de bilinebilir. Genellikle yaratıcı tipler normal olmayan ve tam
gelişmeyi vücuda getirir. Yaratıcı tipler muhalif düşünür, hemen karşılaştırma yapar ve tek
Yaratıcı kişilerin her türlü problemleri algılama şekilleri tamamen farklıdır. Yaratıcılığın
özü, müzikal yeteneğe benzer. İsterseniz teori ve tekniği öğrenebilirsiniz, istediğiniz kadar
alıştırma yapabilirsiniz, özelliğinizi üstün bir şekilde geliştirebilirsiniz fakat sahip olduğunuz
2.3.3.1. Kavramsal Akıcılık: Yüksek yaratıcılar, düşük yaratıcılığa sahip olanlara göre
2.3.3.2. Kavramsal Esneklik: Yüksek yaratıcılar, çok daha kolay olarak yaklaşımlarını
15
2.3.3.3. Orijinallik: Yüksek yaratıcılar, önceden haber verilmeyen sorunlara
2.3.3.4. Karmaşıklık İçin Tercih: Yüksek yaratıcılar, kolayın ve netin arkasında bir
2.3.3.7. Otoriteye Karşı Davranış: Yüksek yaratıcılar, otoriteyi kalıcı olduğundan çok,
geçici olarak görürler. Kesin emirle doğrulanmış anlık performansın rastlantısal olduğunu
düşünürler. Onlara göre kişisel bağlılık zorunluluklara göre daha fazla ilişkinin parçasıdır.
2.3.3.8. Uyarı Kabullenme: Yüksek yaratıcılar uçuk olmayı, vahşi ifadeleri ve maymun
iştahlı fikirleri beğenirler. Kendi içlerindeki sesi dinlerler, özgündürler ve “biraz tuhaf” olarak
10
adlandırılmak onlar için kompliman olarak kabul edilebilir.
Neden büyük şirketler, ayaklarını masalarının üzerine uzatıp, dinlenmekten başka bir şey
yapmıyormuş gibi görünen fikir adamlarına en yüksek maaşları verirler? Çünkü bu insanlar
Neden bazı insanlar diğerlerine göre daha yaratıcıdırlar? Çünkü her gerçek yaratıcı,
direkt temas kurduğu evrensel bilinçaltına, tüm fikirlerin görünmeyen kaynağına güvenmeyi
öğrenmiştir. Kullandığı araç, sezgisidir. Sezgi; direkt bilme, yüce yol göstericilik, aydınlanma
olarak adlandırılır. Nereden geldiği anlaşılmayan ve içimizin derinliğinden çıkıp gelen fikirler
hep sezgidir. Dikkate alırsak hayatımızdaki en değerli şeydir. Gerçek anlamda başarıya
10
SUNGUR, s. 15-25.
11
ADDINGTON , s. 64-65.
16
2.3.5. FİKİR ÜRETME SÜRECİ
Yaratıcı fikirler belli bir sürecin tamamlanmasıyla ortaya çıkar. Bazen bu süreç çok kısa
sürdüğü,bazen ise bilinçaltında gerçekleştiği için fark edemeyiz. Ancak hepimiz dört aşamalı
Konuyla ilgili olarak belleğimizdeki kayıtları değerlendirir, bilgi toplar, bunları amacımıza
modeller kullanır, kural ve genellemeler yaparız. Yaratıcılık kavram ve olaylar arasında yeni
ilişkiler kurmaya dayandığına göre, elimizdeki malzeme, yani konuyla ilgili bilgilerimiz ne
2.3.5.2. Kuluçka: Hazırlık aşamasını kuluçka evresi izler. Bu evre çok kısa olabileceği
gibi uzunca bir zamanı da gerektirebilir. Araya başka düşünceler girse, o konuyu unutsak,
hatta uyusak bile beynimiz çalışmasını sürdürür. Çoğu zaman başka işlerle de uğraşmak
zorunda kalabiliriz. Oysa çözümü zor konular üzerinde sürekli çalışmak yerine, zaman
zaman ara vererek kuluçka evresini bilinçli biçimde yaratmamız da büyük yararlar
sağlayacaktır.
2.3.5.3. Fikrin Doğması: Beyin bilinçli veya bilinçaltında konuyu düşünürken, bir “uyarı”
aranan ilişkinin doğmasını sağlar. Artık resmin son parçası tamamlanmış, yeni fikir
yaratılmıştır. Bazen yeni fikrin doğuşunu sağlayan uyarının ne olduğunu bile fark edemez,
birden aklımıza geldiğini sanırız. En önemli sorunlara çoğu zaman üzerinde çalışırken değil,
2.3.5.4. Fikrin Gelişmesi: Yaratılan her fikir hemen uygulanacak kadar iyi olmayabilir.
Çoğu zaman bunun neden iyi bir çözüm olduğunu bile açıklayamayız. Sadece aradığımızı
birçok zayıf noktayı keşfeder, fikrimizi yeni biçimlere sokarız. Mantıksal düşüncemiz bu
12
aşamada devreye girer.
12
YILDIRIM, s . 40.
17
2.3.6. YARATICI TUTUM VE DAVRANIŞLAR
görürüz. Kalıtım, eğitim ve çevre koşullarından büyük ölçüde bağımsız ve kullanımı oldukça
• Yargılamayı geciktirebilmek
• Esnek düşünebilmek
• Çabuk düşünebilmek
• Kavram oluşturabilmek
• Kavramları ilişkilendirebilmek
• Hayal gücü
• Konuya odaklanabilmek
garanti etmediğini, yaratıcılıkla zeka arasında bir bağ olmadığını, daha zeki bir bireyin daha
yaratıcı birey anlamına gelmediğini belirtmektedirler. Yaratıcılık için çok fazla ayırıcı özelliğin
13
SUNGUR ,s . 25.
18
• Bu çalışmalarının kaynağını aldığı bir motivasyona sahip
2.3.7.2. Yaş: Çocuğun ve genci yaratıcı olabilmesi için olaylara, nesnelere, olgulara
ilişkin sürekli sorular sormaları, dış dünya ile kendi duygu ve düşüncelerini etkileşime
yetişkinlik döneminde geliştirir. Çalışmasının karşılığında bir şeyler ortaya çıkarır. Yaratıcı ve
üreticidir. Yaratıcı bir zihin yapısına sahip orta yaşlılık döneminde bu yeteneklerin en olgun
ürünlerini verirler. Orta yaşta tepe noktasına ulaşan yaratıcılık ileri yaşlara kadar sürer.
göre farklı sonuçlar ortaya koymaktadır. Cinsiyetin yaratıcılık üzerine etkisi önemli ölçüde
kültürel değişkenlere bağlıdır. Ancak, araştırmalar yüksek düzeyde yaratıcı bireylerin karşıt
2.3.7.4. Denetim Odağı: Denetim odağı kavramı,bireyin inancı ile olayların nedensellik
odağına ilişkin genelleştirilmiş beklentidir. Bir uçta elde ettikleri ödülleri kendi özellik ve
davranışlarına ilişkin algılayan içten denetimli bireyler, öteki uçta bunları kader, şans, talih
gibi dışsal etkenlere bağlayan kişiler, dıştan denetimliler yer almaktadır. Araştırmalar dıştan
2.3.7.5. Patoloji: Yaratıcı insan biraz “çılgın” bir insandır ve ona kimse yardım edemez.
Eğer gerçekten yaratıcı ise neden rehberliğe gereksinmesi var? sorusu akla gelebilir.
görünen çok az nedenleri vardır. Bu nedenlerin başında ruh sağlığı gelmektedir. Okullar,
resmi biçimde çocukların, ergenlerin, üniversite öğrencilerinin ve yetişkinlerin ruh sağlığı ile
hiç yaratıcı olarak ele alınamazlar. Sağlıklı her bireyin gizilgücü olan yaratıcılık bir hastalık
19
değil, normalin türevidir. Yaratıcı ve yenilikçi bireyler karakterlerinin dayanıklı ve normal
boyutlarına yaslanırlar.
1 .Düşüncelerinizi bir noktada yoğunlaştırın: Bir fikri alıp onunla birlikte yaşarsanız
gördüklerinizle büyülenirsiniz. Hangi yöne gideceğinizi iyi belirleyin ve her seferinde tek bir
2 .Derinlemesine düşünmek aceleye gelmez. En iyi sonuçlar için projenizi bilinç altınıza
3 .Fikirler geldiğinde yakalamaya hazır olun. Sezgiler kısa ömürlü, gelip geçici
düşüncelerdir. Bu düşünceler kelebek gibi gelir ve çabucak uzaklaşıp giderler. İçinden gelen
sesi dinlemeyi öğrenen yaratıcı insan, not defterini ve kalemini yanından ayırmaz. Fikirler
genellikle uyanmak üzereyken ya da gece boyunca geldiği için kağıt kaleminiz yatağınızın
başucunda olsun.
sonra artık eleyici olabilirsiniz. Şimdi bir çok fikir içinden hangilerini kullanmak istediğinize
karar verme, kalanları eleme ya da gelecekte kullanmak üzere depolama zamanıdır. Bir
saatlik yaratıcı düşünme, çok uzun süre kullanabileceğiniz fikirler üretebilir ve her fikir
14
yenilerini doğurur. Gerçekten de sezgi, Sonsuz’ la bağlantımızdır.
2.4. BİLEŞENLERİ
2.4.1. UZMANLIK
Uzmanlık, bir kişinin bildiği ve işinde yapabileceği şeylerin tümünü sarmalayan bir
genişliğe sahiptir. Örneğin, bir ilaç şirketinde çalışan ve hemofili hastaları için kan pıhtısı ilacı
geliştirmeye çalışan bir bilim adamını ele alalım. Onun uzmanlığı hem bilimsel olarak
alanlarında sahip olduğu bilgiyi ve teknik yetenekleri kapsar. Onun uzmanlığı, sorunları
14
ADDİNGTON , s.70-71.
20
keşfedip çözebileceği entelektüel bir alana sahiptir. Bu alan ne kadar genişse sonuç o kadar
iyi olur.
2.4.2.YARATICI DÜŞÜNME
yeni kombinasyonlarla bir araya getirme kapasiteleriyle ilgili bir şeydir. Bu yetenek bir miktar
kişiselliğe, o kişinin nasıl düşünüp çalıştığına bağlıdır. Çok çeşitli alanlardan bilgileri bir
araya getiriyor ve problemleri ters yüz etmeyi başarıyorsa yaratıcılığı daha da ileri
olarak düşünülebilir.
2.4.3. MOTİVASYON
Motivasyon, insanların gerçekte ne yapabileceklerini belirler. Dışsal ve içsel olmak üzere iki
tür motivasyon vardır. Dışsal motivasyon, motivasyon unsuru ister sopa ister havuç olsun
kişiye dışarıdan gelir. Bir maçı kazanmaları için kulüp yöneticilerinin sporcularına para veya
ekstra pirimler vaadetmesi gibi .. İnsanların işlerine tutkuyla, coşkuyla yaklaşmalarına neden
olan ilgi – bir insanın bir işi yapmak için içinden duyduğu istek – içsel motivasyondur. İşin
kendisi motive edicidir. İnsanların ilgi, tatmin ve meydan okuma gibi içsel motivasyon
artırmaktadır.
Bir sorunu çözmeye başlamadan önce onun gerçekten ne olduğunu anlamamız gerekir.
Çünkü her zaman gerçek sorun ile ifade edilen şey aynı değildir. İhtiyacımızın ne olduğunu
15
Teresa. M. AMAİBLE, “Yaratıcılık Nasıl Öldürülür ? “,Power Özel Ek, Ekim 1998
21
düşüncemizi katılaştıran alışkanlıklar geliştirmekteyiz. Bu da sorunlara imgesel (hayalî)
yaklaşmamızı engellemektedir.
2.5.1.2. Geçmiş Yaşantı: Yeni sorunların çözümüne ipucu aramak için hayal gücümüzü
kurtarmamız gerekir.
2.5.1.3. Eğitimin Düşünce Biçimine Etkisi: Her eğitim sistemi, kendi türüne göre
yaratıcılığa engel oluşturan birincil faktörlerden birisidir. Okul eğitimi, düşünme biçimlerimiz
2.5.1.6. Hata Yapma Ve Eleştirilme Korkusu: Büyük buluşlar birçok hatanın ardından
2.5.2.1. Değişmeye Direniş: Değişmeden kalmaya direnen bir yönetim, eski modellerin
düzene bağlılığıdır.
düşüncelerini salıvermeyeceklerdir.
22
2.5.3. TOPLUMSAL ENGELLER
2.5.3.1. Toplumsal Değerler ve Dengeler: Yaratıcı birey topluma tam anlamda uymuş
bir birey değildir. Bulunduğu kültür ile özdeşleşmek istememekte ve onu onaylamamaktadır.
Kimi alanlarda kültür ile iyi geçinir, ne var ki kültürün tümü ile çok derin ve anlamlı biçimde
uzlaşmaya direnir. Tüm yenilikler, her zaman şaşırtıcı, güvensizlik yaratan, bazı toplumsal
2.5.3.2. İdeoloji ve İnançlar: Bir uygarlık, kendi gelişim sürecine uygun teknikler,
ideolojiler, inançlar ve dünya görüşünden oluşan veriler yelpazesine sahiptir. Bütün bunlar
da, tüm buluş ve keşif formlarını belirleyecek, onların değerlendirme ölçütlerini oluşturacak
süreçte önemli rol oynarlar. Bir toplumda, uyumculuğa değer verildiği zaman yaratıcılığa
16
engel hazırlanmış demektir.
çıkarmaktadır.
yetişkinlerle yapılan çalışma ve seminer kayıtları, eğitim sisteminin çeşitli alt düzeylerinde
Diğer kültürlere benzer biçimde, Türk kültürü de kendi içinde yaratıcı düşünceye ilişkin
yaratıcı çocuğun, gencin bireyin, yöneticinin ve tüm toplumun cesaretini kırmaktadır. Bu tür
yanlış söylemler, dayanaklarını kimi zaman yanlış biçimde oluşmuş ama süregelen
23
• Türk kültürü egemen kültürün etkisi altındadır; yaratıcı ürünler ortaya koyması mümkün
değildir.
• Yaratıcı olmak zeki olmak demektir. Bu da ancak “eğitilmiş” kişilerden başkası olamaz.
• Türk kültürü dinsel, cinsel, siyasal tabu ve yasaklarla doludur. Yaratma işlevi her alanda
engellenmektedir.
1. Yaratıcılık bir zeka sorunu olmayıp kişilik,tutumlar, kendine güven ve anlamlı bir amaç
ile ilgilidir.
faktörler,
a)Yöneticiler
b)öğretmenler
Her alandaki yaratıcı süreçlerin gelişmesi için önerebileceğim yeni değerler şunlardır.
özgürlüğü,
Çoğu örgütler kendi sıradan işgörenlerinin fikir üretme yeteneklerine yeterince değer
vermezler. Aksi durumda da bireylere fikir üretmeleri ve yaratıcı olmaları için olanak
verilmez. Bir örgüt genel olarak yaratıcı iklime sahip olmak zorundadır.
16
SUNGUR ,s. 275.
24
Yaratıcı iklimin genel amacı, örgütün sorunları üzerinde yaratıcı düşünceler geliştirmeyi
özendirmektir. Hiçbir düşüncenin örgütün düşüncesi olmadan engellenip bir yana atılmasına
tutumu yaşatmak en üst yöneticinin görevidir. Açık bir tavırla, sorunlara ,” köklü “ ve “ yeni “
• İş ortamında fiziki ve zihni çabanın harcanması oyun yada dinlenme kadar doğaldır.
• Dışarıdan yönetim ve ceza ile korkutma, çabayı örgütsel amaçlara yöneltecek tek yol
değildir.
• Uygun koşullar altında, sıradan bir kişi sorumluluğu kabul etmeyi değil aramayı da
öğrenir.
• Çağdaş endüstri yaşantısının koşulları altında normal bir insanın yeteneklerinin sadece
Rogers’a göre, küçük bir çocuğun değerlere karşı tutumunun bir özelliği değerlerinin
kaynağını kendi içinde bulmuş olmasıdır. Bir çok yetişkinin tersine küçük çocuklar neyi
sevdiklerini ya da neyi sevmediklerini çok iyi bilirler. Bu seçimin kaynağı da tümüyle kendi
25
konudaki en son uzmanın seçmesini istediği, reklam firmasının önerdiği seçeneklerden
habersizdir.
Kendi öznel yaşantıları yoluyla, sözel olmayan biçimde, Bu benim için iyidir. Bu benim
için kötüdür. Bunu seviyorum ya da bunu sevmiyorum diyebilir. Bizim değerler konusundaki
Bireylerde olduğu gibi işletmelerde de değerlerin belirlenme süreci, bir çok açıdan küçük
çocuğunkine benzer,aynı anda ondan ayrılan noktaları vardır. Bu süreç, akıcı, esnek, belli
bir an üzerine kurulu hatta o anın doyurucu ve kendini gerçekleştirici olması niteliğine bağlı
bir süreçtir. Yaratıcı işletmeler kendi değerleri üzerine asılı kalmaz, onları durmadan
değiştirirler.
Değerler konusundaki genel ilkeler, ayrıntıdaki ince tepkiler kadar yararlı değildirler.
Organizasyonları ile iletişim içinde olan işletmeler, özgürlük ,kendini yönetme, çalışanlarına
görünmektedirler.17
17
SUNGUR ,s.199.
26