Professional Documents
Culture Documents
Amerikan Edebiyatı 101 - Brianne Keith
Amerikan Edebiyatı 101 - Brianne Keith
AMERiKAN
•
EDEBIYATI 101
EDGAR ALLEN POE VE HARPER LEE'DEN
NATÜRALİZM VE BÜYÜLÜ GERÇEKÇİLİGE,
AMERİKAN EDEBİYAT! HAKKINDA BİLMENİZ GEREKEN HER �EY
Özlem Özarpacı
Say Yayınları
Herkes lsın Edebiyat
ISBN 978-605-02-0751-4
Sertifika no: 10962
Say Yayınları
Ankara Cad. 22/12 • TR-34110 Sirkeci-lstanbul
Tel.: (0212) 512 21 58 ·Faks: (0212) S12 50 80
www.sayyayi ncilik.com • e-posta: say@sayyayinci lik.com
www.facebook.com/sayyayi nlari • www.twitter.com/sayyayin lari
www.instagram.com/sayyayincilik
G i riş ...................................................................................................................... 9
6. BÖLÜM: MODERNIZM .
............. ............................. ........... . ............ . .. 1 53
Kayıp Ku şak . .. ...................................................................... ........................ . 1 55
Çılgın Yirmi ler ............................................................................................. 1 60
Ezra Pou nd ve T. S. El iot . .
.... ..................... ...................................... ........ . 1 63
William Faulkner . .
....................... ........... .................... ........ ..... . . ..... ............ 1 68
Willa Cather ve John Stei n beck .
..... .............................................. ....... . 1 73
Ro bert Frost ................................................................................................. 1 79
E. E. Cummings ve William Carlos Wi lliams .
....... ............................. 1 84
Harlem Rönesa nsı ............................................................. ....................... . 1 89
9
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
10
BÖLÜM 1
YEN İ D Ü N YA EDEBİYAT I
11
AMERİKA'NIN KEŞFi
Kaşiflerin Hikayeleri ve "Temas Noktası"
iL K iZ L E NiML E R
Avru palı kaşifler bu yeni kıta n ı n yerli l eriyle ka rşı laştıklarında, işin
ucunda her iki taraf için de bilgi a l ışverişinden daha fazlası vard ı .
Avrupa l ı la r bel l i bir a m açla gelm işlerd i : fethedecekleri yen i top
ra klar b u l mak. Devasa boyutla rdaki bu mücadelen i n son u n da de
ğişmeyen tek bir kişi ka l m ayacaktı. Peki ya yerlileri n amacı neydi?
Hayatta kalmak.
(Yanlış) Yorumlar
Edebiyat b i l g i n leri n den Mary Louise Pratt'i n, kültü rlerin ka rşı laş
tığı ve iktidar mücadeleleri n i n doğduğ u bu ta rz etkileşimler için
kulla n d ı ğ ı bir ifade va rd ı r: utemas nokta sı'� İki kü ltü r karşı laştığında
bu i l i şki n i n kayıtla rı, her kültürün tavırları, inançları ve hedefleriyle
dolu o l u r. Pratt, bu temas noktalarında çok fazla şeyin risk a ltında
old u ğ u n u ve meti n l eri n egemen l i k ve boyu n eğme, güç ve baskı
ya d a i r ipuçları bulmak ad ı na d i kkatle oku n ma l arı gerektiğini i l eri
12
Amerika'nın Keşfi
[Aztek] prensi Qui ntalbor ... hediyeler ... sun d u ... Bun l a rdan i l ki b i r
b i ç i m l i bir d i skti ... Işı l ışıl parlayan, g ü m üşten ya pılma ay şek l i nde
riyle küçü k·.lt ı n tanec i k l eriyle dolu [bi r] m i ğfe r de getirdi, bun l a r
Bu parag rafta, fethe çıkan pek çok İspa nyol askeri g i b i Diaz'ı n
da aklı nda ya lnızca tek bir şey olduğu görü l ü r: Aztekler ele geçiril
d i kten son ra kazanacakları şeyler. Bu basit hed iye değiştokuşun
da Diaz, Aztekleri n hed iye sunmakla ne demek istedikl eri ni pek
u m u rsamaz; hed iyelerin işaret ettikleriyle, ya ni ülkede mevcut
bu l u nan a ltınla ve do layısıyla da ele geçirip ispa nya'ya göndere
bilecekleri mallarla daha çok ilgilen i r.
Peki, bu görüşmedeki Quintal bor'u n h i kayesi nasıld ır? Gayet
fa rkl ı olduğu ta h m i n ed iliyor. Quinta lbor hed iye sunarak ne dt>
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
Ne anlama geliyor?
Oto-etnografi, "oto-" öneki ve bireylerle kültürlerdeki geleneklerin
bilimsel açıklaması anlamındaki "etnografi" kelimesinin birleşi
minden oluşmuştur.
Yen i dü nya yerl i leri sonunda Avru palı fatih lerle ilk karşı laşma
larına dair kendi hikayelerini ya rattılar. İspanyol ları n gelişinden
son raki onyıl lar içi nde Aztekler İspa nyolcayı ve Latin alfabesi ni
öğ rendi ler, kendi eserleri nde esaret ve yıkım ı n deh şetin i belgele
d i ler. En eski kaynaklardan b i ri bel ki de ı 528'den ka lan bu Nah uatl
(Aztek) şi i ridir:
Y E N iD Ü N YA H İ K AY E L E R i
14
Amerika'n ın Keşfi
yelken aça n" Kolomb'u ve m etin l eri n i biliyoruz. 1 400'1e rin orta
sında icat edilen matbaa sayesinde Avrupa'da bu seferleri finanse
eden kra l ve kraliçel ere gönderi len resm i açıklamal ar, mektuplar,
g ü n l ü k yazı ları ve bu çağ dan ka l a n bu "keş if yol c u l u kları"nı anla
ta n h ikayel er de d ah il, bir dizi başka metne de sahibiz. Tüm bu
metinleri n bir a maca hizmet ettiğini u n utm amak gerekir: Kendi
ü l kelerindeki ka rar mercileri ni etki lemek, bu seferlere ya ptıkları
yatırım ların başarı lı ve üretken sonuçlar verdiğine dair sermaye
da rla rı ikna etm ek; bazılarıysa daha şa hsi bir sebeple, ka şifleri n şa
hit oldukla rı yıkım ve dehşeti i l k elden anlatmak için yazı l m ışlard ı .
15
YERLİ AMERİKAN EDEBİYATI
Sözlü Gelenekler
16
Yerli Amerikan Edebiyatı
H iL E B A Z MA S A L L A R I
Çakal ve Balık
Clatsop Chinook hilebaz masalındaki karakter Çakal, balık yakala
mak ve onları nehirde tutmak için uyması gereken balıkçılık tabula
rını öğrenir. Başarısız olduğu her seferden sonra dışkısına danışır,
dışkısı da ona doğru düzgün balık yakalama, kesme ve pişirmeyle
ilgili yeni bir sır verir.
YA R AT I L I Ş H iK AY E L E R i
17
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
R I T Ü E L H i K AY E L E R i
Her kültürd e olduğu gibi yerli Amerikan kültürleri n i n her biri, yen i
yaşa mı karşılamak, yaşa mdaki geçiş dönemleri n i kutlamak v e öl ü
leri gömmek için belirli ritüel lere sahipti. Ö neml i ritüellerin yü rü
tülmesine i l işkin bilgiler şarkılar, danslar ve m üzik aracı l ı ğıyla pay
laşıl ıyo rd u . Ritüellerin nasıl olduğuna dair h ikayeler sıklı kla uzu n
şarkı dizileri n i n içine işlen iyord u.
18
TUTSAKLI K H İ K AYELERİ
Erken Dönem Yenidünya Edebiyatı
A ME R i K A N Y E R L i L E R iY L E iLiŞ K i L E R
19
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
gibi yağa n" kurşun larıyla köyü nasıl yerle b i r ettikleri n i, gözlerin i n
önünde erkeklerin ka rı nlarını deştikleri n i aktarır. Bir kurşun da ona
ve çocuğ una i sa bet etmiştir:
Bir [kurşun] yan tarafıma saplandı ve (görün üşe ba kılırsa) aynı kur
şun karn ı mdan çıkıp kol l a rımdaki sevgi l i evladımın eline isabet etti.
Ama açlığımı yatıştırmak için bir şeyler aramaya gitmeye çok heves
liydim, yerlilerin çadırları arasında gezinirken birine girdim ve bana
çok nazik davranan bir yerli kadınla karşılaştım; bana bir parça ayı
eti verdi... İngilizlerin ara sıra ayıyı güzelce pişirdiklerini görmüştüm,
bazıları seviyordu bu eti, ama sırf onun ayı olması düşüncesi bile
beni ürpertiyordu. Ama şimdi, vahşi bir yaratığın midesini bulandı
racak olan şey bana lezzetli geliyordu.
20
Tutsa klık H ikayeleri
saklığın ard ı ndan serbest kal ı r ancak hiç şüphesiz bambaşka biri
olm uştur. Onun h ikayesi, i radesi sürekli sınanan ve Tan rı'ya inancı
tazelenen, yiyecek konusunda bile cesareti n i a rtı ra n bir kad ı n ı n
h i kayesid i r.
Son Mohikan
Tutsaklık teması daha sonra Amerikan kurmaca yazınında James
Fenimore Coo per'ın Son Mohikan (1826) ro Janında olduğu gibi
tekrar ortaya çıkmıştır.
Rowland son'ı nki gibi tutsa klık h i kayeleri bize on yed inci yüz
yılda Amerika'daki yerleşi mcilerin yaşadığı ciddi sı kı ntı lara dair i l k
elden bilgiler sunar. Evleri gibi görd ü kleri kıymetli topraklarda h a k
iddia eden Amerika n yerl i l eri v e İ n g i l iz ye rleşimcilerin, bi rbi rleriyle
temaslarından son ra nas ı l sonsuza dek ve geri dön ü l mez biçimde
değiştiklerini fazlasıyla gözler önüne serer.
21
PÜ RİTEN LER
Tan rısal Edebiyat
H E R K E S B iR B iR iND E N FA R K L I
Ameri ka'n ı n kuru luşu genelli kle Kuzey Amerika kıtası ndaki İ n g i l iz
koloni leriyle i lişkilendirilir; bu ko loni leşmen i n önemli bir unsuru
Pi l g ri m l er ve d i n i zu lümden kurtuluş arayışlarıd ı r. Ayn ı zamanda
Aziz Pilgrim William Bradford'un Amerika n yerlileriyle barış an laş
masıyla da başla r. Ayrıca dinle hiç ilgisi olmayan başka amaçlar
taşıyan insanlarla da ilgilidir Amerika'nı n kuruluşu. H atta Mayf
lower'daki yolcu ların hepsi pü riten değ ildi; bazılarının daha "dü n
yevi" amaçları vardı. Kimileri daha iyi bir ekonom i k ve sosyal de
vi n i m için, kimileri keşfetmek ya da sırf eğlencesine, kışkırtıcı b i r
macera a rayışıyla gel m i şti bu raya.
Amerika'd a ki İ n g i l iz koloniciliği üç ana kolo n i n i n kuru l masıyla
başladı: 1 607 yılı nda Jamestown'da kurula n koloni Ka pta n John
Smith tarafı ndan, 1 607 yılında kurulan Plymouth Kolonisi Wi lli
am Bradford ta rafı ndan, 1 630 yı l ı nda kurulan Massachu setts Bay
Kolonisi de John Winthrop tarafından yönetil iyord u. Bradford'ı n
Plymouth Kolonisi'n i n Ameri ka l ı ların akıl larında en çok yer eden
olmas ı n ı n pek çok sebebi olabilir, bunlard a n en önemlisi de ko
lon i n i n üzerine ku ru ld u ğ u idea l d i r: yaşa ve yaşat. Bu ifade, deyim
yeri ndeyse Amerikan idea l i n i n temel taşı o l m uştu r.
22
Püritenler
J O H N S M I T H ' I N J A M E S TO W N KO L O N i S i
Öncel i kle i l k ku rula n la başlaya l ı m : Jam estown yerleşi mi. 1 607 yılı
n ı n Mayıs ayında bir grup İ n g i l iz, Kuzey Amerika'nı n g ü n ü m üzde
Virg i n ia olarak bi linen ka ra parçasına i l k kalıcı yerleşim yerlerini
kurmaya ba şlad ı. Bu koloniciler d i n leri n i uyg ulama özg ürliağü,
ama çoğ u n l ukla da ekonomik özgürlük arayı şı ndayd ılar. Ken d i
memleketleri ndeki ekonomik ve sosyal sistemlerden bunalmışlar,
özg ü rl eşmek istiyorlard ı .
Jamestown Kol onisi zorl u b i r başlangıç yaptı. Kıtl ı k, hasta l ı k ve
komşu ka bilelerle hasmane ilişkiler koloninin devam l ı l ı ğ ı n ı sürekli
olarak tehd it ed iyord u. John Smith adlı gösterişçi bir ka pta n, ida
reci olarak kol o n i n i n kontrolünü ele geçirince, Powhatan kabilele
riyle d ostane ticaret il işkileri kurarak kolo n i n i n istikrarlı hale gel
mesi ne yard ımcı old u. Bu tica ret an laşması kolo nicilerin ilk yı llarda
hayatta ka lmaları nı sağladı ve Amerikan idea l i n i n mihenk ta şların
d a n başka biri n i n de sembo l ü oldu: ekonomik özg ü rlük kaza nmak
için özg ü rlük.
Pocahontas'ı d uymuşsunuzd u r, değil mi? İşte bizzat John
Smith'e göre, güya Poca hontas'ın, babası Şef Powhata n onu öl
d ü rmek üzereyken kend ini ona siper ederek hayatını ku rta rd ı ğ ı
k i ş i işte bu Kapta n John Smith'ti. (Smith'i n h i kayeleri süslemekten
h oşla ndığı b i l i n i r, bu yüzden kimse tam olarak gerçeği n ne oldu
ğunu bi lmiyor.) Hatta John Sm ith'i n A Description of New England
[Yeni İ ngi ltere Tasviri; 1 6 1 6] adlı eserind eki d oğa l yaşama ilişkin
tasvirleri ve Powhatan kabi lesiyle koloniciler arasındaki i l işkilerin
kayıtları, Ameri ka'nı n kuru ld u ğ u bu ilk döneme dair bir kaşifi n
can l ı, hayal gücü yü ksek, i l k elden h i kayesini sunar.
Şimdi de sıra d iğer iki ko lon ide: Massachusetts Bay Ko lonisi ve
Plymouth Kolo nisi. Bu iki ko loni de pü riten ideal lerle kuru l m u ştur,
ancak h i kayelerinde önemli farklı l ı klar vard ı r.
23
Amerikan Edebiyatı 1 O 1
J O H N W I N T H R O P ' U N M A S S A C H U S E T T S B AY
(K R A L iY E T ) K O LO N iS i
24
Püritenler
W I L L I A M B R A D F O R D ' U N P I L G R I M KO L O N i S i
25
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
Püritenliğin İçyüzü
Püritenlerin ana inançları şunlardı:
26
ERKEN DÖNEM AMERİKAN ŞİİRİ
Sınır Bölgelerinden Yükselen Sesler
A N NE B R A D S T R E E T
27
Amerikan Edebiyatı 1O1
E D WA R D TAY LO R (1642-1729)
28
Erken Dönem Amerika n Şiiri
pü riten deneyi min bir parçası olmak üzere yola çıkmak üzereyd i.
Edward Taylor'ı n gençlik yı l ları hakkında pek fazla bilgi yok. Da ha
sonra Ya le Ü n iversitesi'n i n rektörü olan toru nu Ezra Sti les, onu
"ufa k tefek a ncak sağ la m, cidd i ve ağırbaşl ı olmasına rağ men tut
ku lu bir adam" olarak ta n ı mlamıştır. Taylo r'ı n şiirleri, 1 883 yı l ı nda
Ya le Ü niversitesi kütü pha nesi n e m i ras b ı rakılmış olsa da a ncak
1 939 yılı nda yayı m la n d ı ve böylece i nsa nlar bu m uazza m sayıda
eseri keşfed i p okuma i m ka n ı buldu. Taylor'ı n şiirleri kilise dokt
rin leri üzerine şa hsi düşüncel erdi; onun için s ı kl ı kla vaazlarındaki
fi ki rleri n i ça lışma aracı olm uştur. Taylar keskin zeka sıyla tanı nan,
oldukça aranan bir papazd ı .
Ev Hanımlığı
Ev hanımlığı "evin idaresi"dir. Yeni İngiltere'de bir ev hanımının
görevleri arasında kıyafetler için yün eğirmek de vardır. Taylor bu
görevi şiirlerinde bir metafor olarak kullanır.
29
Amerikan Edebiyatı 1o1
normalde uyu m l u görü nmeyen iki konuyu şiir boyu nca karşı laştı
ra n uzatı lmış metaford u r; bu örnekteki iki l i yün eğirme ve doku
ma za naatı ile şa irin bedenidir. Benzetmeler, on yed i nci yüzyıldaki
m etafizi k şairler arasında meşhurdu; bu g ru b u n şiirlerinde genel
li kle, Ta n rı'ya neşe ve adan mışlık hisleri n i ifade ederken karma ş ı k
d i n sel arg ü manlara çözüm ü retmek için benzetmeler kul l a n ı l ı rd ı .
Soyut düşünceyi tutkuyla, s o n derece entelektüel biçi mde bir
leştirmel eri bakı m ı ndan eşsiz şiirlerd i bu nlar. Taylar özellikle bir
m etafizi k şai rden, George H erbert'tan etkilenm işti. Herbert'ın şiiri
yen i l i kçi ku l l a n ı m ı ken di dönemi içinde etki leyiciyd i. Herbert "Eas
ter Wings" ["Paskalya Kanatları"] şiiri n i, sayfa boyunca kanat biçi m i
oluşturacak şeki lde yazm ıştır.
30
Erken Dönem Amerikan Ş i i ri
P H I L L I S W H E AT L E Y (1753-1784)
1 76 1 yı lında varl ıklı bir terzi olan John Wheatl ey, ka rısı na a rkadaş
lık etmesi için g enç, siyahi bir köle satın a l d ı . Sağ l ı ğ ı kötü görünse
de genç kız gayet zeki d u ruyord u. Genç kıza, onu Afri ka'daki mem
leketi Senegal'den Boston'a getiren gemi sebebiyle Phillis a d ı n ı
verdiler. Dönemin çoğ u köle sah i pleri n i n aksi ne Wheatley a i l esi
genç kıza eğitim imkanı sağlad ı . Bu genç kız, bildiği azıc ı k şeyle
n i hayetinde bir tari h yazacaktı.
Phillis gerçekten de dahi bir çocu ktu. Şiir yazmaya başladı, ilk
şiirini on üç yaşında yayı mladı. "On the Death of the Rev. M r. Geor
ge Wh itefıeld, 1 770" ["Mu hterem Bay George Whitefıeld'ı n Ö l ü m ü
Üzeri ne 1 770"] şiiri g e n ç şa i ri n büyük yeteneğ i n i gösterir:
31
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
Çoğu kad ı n ı n eğitim bile alamad ı ğ ı bir dönemde bir kadı nın,
hele ki siyahi bir kölenin şiir kitabı yazması aklın alabileceği bir
şey değildi. Kitabının yayı mlan masıyla, Wheatley şiir kitabı yayım
layan ilk Afri kalı-Ameri ka lı şair ve i l k Afrikal ı-Amerika l ı kadı n şair
olmuştur.
32
AYDINLANMA
Mantığın Doğuşu
NEWTON VE LOCKE
Ayd ınlanma çağı, başlangıcını iki fig ürün çal ışmalarına borçludur:
Sör l saac Newton ( 1 642- 1 727) ve John Locke ( 1 632- 1 704). İki l i n i n
matemati k v e b i l i m alanındaki keşifleriyle fel sefi çalışmaları o ka
dar etki l iyd i ki, nihayetinde püriten d ü nya görüşü nü tepeta klak
eden ve on sekizinci yüzyıldaki iki d evasa siyasi devrim e (Ame
rikan ve Fra nsız Devri mleri) zemin hazırlaya n yepyeni bir felsefe
doğurmuştur.
Old u kça büyük bir olay, d eğ i l mi? Asl ı nda Newton ve Locke'un
niyeti böyle bir za man bo mbasını ateşlemek değildi, en azı ndan
püriten lerin dibinde. Locke püriten ebeveynlerce yetiştiri l m işti ve
önemli eseri İnsan Anltğı üzerine Bir Deneme'deki ( 1 690) fi kirleriyle
H ıristiya n l ı k öğretisi n i n çeliştiğ i n i düşü n m üyordu.
33
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
Doğa Kanunlar1
Şimdi b u n u detaylandıra l ı m . i nsanlar sadece akıl yoluyla doğa ka
n u nlarını a n layabilir. Bu ne demek? Bu şimdi bize gayet açı k gele
bilir. Zihin leri mizi kul lanara k doğ a n ı n kan u n ları n ı keşfedebilece
ğ i m izi, doğa n ı n işleyi ş i n i sağlayan bu "ka n u n lar"ı n b i l i m i n sa n la
rı n ı n keşifleri n i dayandırd ı ğ ı (ve keşifleri ni s ı nama ve çürütm eye,
tekra r sınama ve çürütmeye tabi tuttuğu) kan u n l a r olduğunu ar
tık bi liyoruz.
34
Ayd ınlanma
35
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
36
JONATHAN EDWARDS
Cehennem Ateşinin Vaizi
On sekizi nci yüzyı lda ailenizle birl i kte ki lise sıralarında otu ra n bir
p ü riten olduğ u n uzu h aya l ed in. Kürsü den heybetli bir adam size
sesleniyor. Sakin, sağ lam ve g ü rl eyen bir ses to nuna sa hip. Güna
ha batarsa nız tıpkı i ncil'deki İsrailoğ ulları gibi öfkeli Ta n rı ta rafı n
dan nasıl cezalandırı l acağın ızı ve hayatı nızın nasıl mahvo laca ğ ı n ı
anlatıyor.
Günaha düştü ğ ü n üz anda ru h u n uzun nasıl da "bi r ateş fı rı n ı na
ya da cehennem ateşlerinden bir ocağa" dönüştüğünü ve kaçınıl
maz şekilde içine atılacağınız cehennemin nasıl da yerlerde "ölüm
okları"n ı n ve "çürü k şeylerin" bulunduğu bir yer olduğunu a nlatır
ken etrafı n ızdaki insanları n derin soluklar aldığını ve çok korktuk
larını görü rsün üz. Vaiz d evam ettikçe ağ lamaya başlayanlar bile
olur. Sonunda cemaatten g itti kçe daha çok kişi korkuyla çığ l ı k atı p
-daha fazla ka ldıra mıyorlar- "Kurtar beni!" d iye bağırıyor. Ancak
vaiz kita bı eli nde, istikrarl ı bir sesle deva m edere k sert mesajlarını
i letiyor.
Hepiniz Günahkiırsınız!
Ta ri hçilere göre vaiz Jonathan Edwards ( 1 703- 1 758) 8 Tem m uz
1 74 1 'de ü n l ü "Öfkeli Ta n rı'nın Ell erindeki G ü n a h karlar" başl ı kl ı va
azını Connecticut'taki kürsüsünden verdiğinde d u ru m işte böyl e,
ya n i pek de hoş değildi. işte vaazdan bir alı ntı:
37
Amerikan Edebiyatı 1 O 1
E S K iY E D Ö NÜ Ş
Locke'un Hazinesi
Edwards Locke'u oku muştu, hatta onun eserlerinden "hazin e"
olara k bahsediyordu. O n u n duyular ve deneysel bilgi teorisinden
faydalanarak Locke'un, cemaatin i n H ı ristiya n l r k öğretisin i anla ma
ları n ı n ve sebatla uyg ulamaları n ı n yeterli o l madığı konusundaki
ina ncı n ı doğrulad ığını düşünüyordu. Tanrr'n ı n l ütfu n u n ne a nla
ma geldiğini anlamak için d insel adan mışlık hisleri n i deneyi mle
yerek anlama ları gerekiyord u.
Tanrı Coşkusu
Kişi ancak Tan rı aşkı n ı n coşkusunu h issederek gerçekten kurtuluşa
doğru i lerleyebi l i r ve a h laken yoz, günahkar tabiatından uza kla
şa bilirdi. Edwards'ı n vaazı nda yazdığı üzere isra i loğulları'n ı n kor
kunç yazgısı bize şunu öğ retiyord u:
İ ncil'i bol bol okusanız da, kiliseyi sık ziya ret etseniz d e, diğer
hayı rlı işlerle uğraşsan ız d a Ta nrı'dan bedava kurtuluş kazanamı-
38
Jonathan Edwards
yord u n uz. Dua ları n ızı eksiksiz etseniz, öğ retiyi ha rfiyen uygula
sanız da cehennemden kaça mazd ı nız. Ta n rı deneyi miyle h i ssetti
ğ i n iz esrim e hali ve hazla kurtulu şa taşınabilird i niz ve ancak bu
şekilde anlamış olurd u n uz. Edwards bu düşüncesi n e sıkı sı kıya
bağ l ıyd ı .
Edwards Amerikan tari hi ndeki en zorlayıcı zihinl erden biriyd i .
Büyükbabası bir d ö n e m "Connecticut Vadisi Pa pası" old u ğ u nd a n
v e o bölgede büyük n üfuz s a h i b i olduğundan o n u n yeri n i doldur
mak için çok çaba l a ması gerekiyordu . Edwards on üç yaşındayken
Ya le'e girmiş, bi rkaç yıl sonra da mezu n olmuştu. Yaşa m ı n ı n büyü k
kısmında g ü nde on üç saat çal ı ş ı r, "en faydalı şeki lde gelişmeyi,
asla bir sa n iye bile kaybetmemeyi" isterdi. Bir vaiz olarak kariyeri
ne başladığında cemaati ne, en başta püritenleri yaşamlarını riske
atarak okyanusu geçmeye ve Yenidü nya'da tırnaklarıyla kazıyarak
bir yaşam kurmaya iten hisleri aşılamakla ömrünü geçi rd i .
39
BÖLÜM 2
G ELİŞEN CU M H U R İYETİ N
E D E B İ YAT I
40
THOMAS PAI N E: SAGDUYU
Halka Çağrı
Korse terzisi bir adamın oğl u olan Thomas Paine ( 1 737-1 809) içi
ne doğd uğu dü nyayla an laşmazlık yaşıyordu. Sekiz yaşındayken
din lediği bir vaaz sırasında H ı ristiya n l ı kta acımasız bir yön oldu
ğ u n u fa rk etti ve ka lan yaşamı boyu nca dine sırtı n ı döndü. Pai ne
güçlü bir zekaya sa h i pti; Ta nrı vergisi aklına güven m e hevesi onu
Ayd ı nlanma çağ ı n ı n simgesi yaptı . N i h ayetinde bu isyankar zekası
onu Am erika n bağım sızl ığının en güçlü söz bili mcisi olarak tarihe
geçird i . Paine'in karmaşık a rgümanları dam ıtara k canlı, a n laması
kolay kon uşmalara dönüştürme becerisi olmasayd ı kolon iciler bir
dava için bi rleşemeyebi l i rlerd i .
Radikal Paine
Th omas Pa ine pek çok dava uğruna m ü cadele etti: Gider verg isi
memuru olara k daha iyi bir maaş için diğer memurları sen d i kalaş
tı rmaya ça lıştı (o dönemde emsal siz bir hamle); Philadelphia'da bir
risa le yaza rı olara k Amerikan Devri mi davasının en parlak sözcüsü
oldu; Fran sız Devrim i'ni n kon uşmacısı olara k (şaşırtıcı bir şeki lde)
kra l ı n ida m ı na karşı çıkarken buldu kend ini. Yaşamı boyunca üç
ana şey için uğraştı: verasete d ayalı monarşi n i n kaldırıl ması, insan
ların hak eşitl iği ve aklın üstü nlüğü.
41
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
Risaleler ve Brotürler
Risaleler ve broşürler, on altıncı yüzyıldan on sekizinci yüzyıla dek,
özellikle de toplumsal kargaşa sırasında oldukça popüler iletişim
yöntemleriydi. Ucuzlardı, halka hemen ulaşıyorlardı ve siyasi fi
kirleri hızla yaymanın etkili bir yoluydu. Paine'in Sağduyu'su gibi
risaleler arkalı önlü basılıyor, katlanıyor, basit bir bağla tutturulu
yordu. Broşürler genellikle tek yaprak olarak tek tarafa basılıyorlar
dı, günümüzdeki el ilanları gibiydiler. Bunların meşhur bir örneği
matbaacı John Dunlap tarafından 4-5 Temmuz 1776'da basılan
Dunlap broşürüdür. Yeni kabul edilen Bağımsızlık Bildirgesi'nin
bir kopyasını sunuyordu.
42
Thomas Paine: Sağduyu
Halk1n Savunucusu
Pa ine'in risalesinin başarısı bi rkaç ana noktaya dayan ıyord u: Ka r
maşı k içtihatlar anlaşılır biçimde sadeleşti rmişti; i nsanların d uy
g u la rı n a h itap eden güçlü, ya l ı n bir d i l ve d i kkatle ya pılandırılmış
arg ü m anları tasvir etmek için basit analojiler kullanmıştı. Her za
man halkın savunucusu olan Pa ine risa lelerin i, siyasetin doğası
g i bi ka rmaşık bir şeyi "okumayı za r zor bilen leri n a n lamaları" adına
"hiçbir resmi ifade" olmaksızı n, "alfa be kadar yal ı n" bir d i ld e yazd ı.
Pa i ne1n yazı m tarzı, siyaseti anlamak için tek gerekenin sağd uyu
olduğu na dair Ayd ı nlanma düşüncesi n i (ve demokratik düşünce
yi) ya nsıtıyord u.
Retorik
Retorik, köken olarak "konuşmacı" ya da "hatip" anlamına gelen
İngilizce rhetor kelimesinden gelir ve ikna etme amacıyla konuşma
ve yazı anlamına gelir. Retorik sanatının uzun bir geçmişi vardır,
bunun tanımı da resmi olarak Aristoteles tarafından Retorik adlı
eserinde yapılmıştır. Aristoteles bir konuşmacının, dinleyicisini
ikna etmek için üç aracı olduğun söyler: güvenilirliği, dinleyicileri
nin duyguları ve mantığı. Thomas Paine'in Sağduyu'su işte bu üçü
nü başarılı bir şekilde harmanlar.
Şüpheli kolon ici leri n bağ ı msızl ı k karşıtı her argüman için, Pai
ne basit analojilerle açıkladığı karşı argüma n ları titizlikle öne sü
rüyord u. Britanya'n ın yard ı m ı olmaksızın artık gelişememekten
end işelenen kolonicileri, "yemek yeme al ışka n l ı ğ ı Avrupa'da sür
d ü kçe" Amerika n eya letleri için ticaret a la nı olaca ğı n ı i leri sü rerek
ikna etmeye çalıştı. Etkili bir analoji olan ebeveyn-çocuk benzet
mesi n i (Britanya'nı n koloni lerle i l işkisinde sıklı kla ku l la n ı l a n bir
metafor) ku llanarak şöyle yazm ıştır: "Bir çocuk sütle beslendiği
için onun hiç et yemeyeceği ya da yaşamlarımızı n i l k yi rmi yı l ı n ı n
son raki yirmi yıl ı n emsali olacağ ı iddiasında da bulunabiliriz:•
43
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
44
THOMAS J EFFERSON
Bağımsızhk Bildirgesi Yazarı
H Ü K ME D iC i B iR K A R A KT E R
45
Amerikan Edebiyatı 1 O 1
46
Thomas Jefferson
Paralel Yapı
Paralel yapı, yapısal anlamda benzerlik gösteren ifade, yan cümle
cik ve cümle kullanımını anlatan bir dilbilgisi terimidir. Örneğin şu
satırlara bakalım:
*
lng. orijinali: "We hold these truths to be self-evident, that a l i men a re created
equal, that they a re endowed by their Creator with certai n unal ienable rights,
that among these are life, l i berty, and the pursuit of happiness.• (çev.)
47
Amerikan Edebiyatı 1O1
yozlaşmış bir krala öylece biat ettikleri için İ n g i l izleri k ı nıyord u. Jef
ferson, bu değişikli kleri ve Kong re'ni n bu kararı n ı n a rd ı nda yata n
sebepleri yazd ıysa da nihayetinde bu düzeltmelerden mem n u n
o l u p olmadığından ba hsetmemiştir. Ancak Jefferson orijinal pa
ragrafları d a yayımlaya ra k İ n g i liz halkının rehavetinin bu d evri me
yol açtığ ı d ü şü ncesini açık açık belgelemek istediğini gösterm i ştir.
İYi BiRİ
Ben Yazdım
Jefferson d i kkate değer birçok başa rıya imza atmaya devam etti:
George Washi ngton yönetimi altında ilk baka n l ı k görevine başla
mış, 1 796'd a başkan yard ı mcısı olmuş ve 1 800'de Washington'da
resm i bir törenle göreve başlayan i l k başkan olmuştur. Boş vakit
leri nde başa rıl ı bir mimar, bahçıva n, bilim insanı ve m ucitti. Ama
tüm bunlar bir yana, Jefferson Bağ ı msızl ı k Bildirgesi'ni yazd ığı için
hatırlanmak isted iğini gayet açıkça bel l i etm i şti.
48
BENJAMIN F RANKLIN'İN ESERLERİ
Amerikan Bilgeliği
Benja m i n Franklin ( 1 706- 1 790); ressam, yazar, yayı ncı, d evlet ada
m ı, m ucit, posta ne müdürü, d iplomat, kurucu baba. Uzu n bir liste,
değ i l m i ? Franklin, Amerikan ta ri h indeki en önem l i isimlerdendi.
İ kinci Kıtasal Kongre'ye seçildi, hem Britanya hem de Fra nsa'da
d iplo mat oldu, ayrıca Anayasa Kongresi üyesiyd i. Pek çok devlet
dairesinde görev aldı ve çift odaklı lens, Fra n k l i n sobası ve parato
ner gibi icatlarıyla i nsanların ya şam kal itesini yü kseltti. Gerçek bir
kamu çal ı şa n ıyd ı. Ameri ka'n ı n en iyi yaza rl a rı ndan da biriyd i.
Kadınlann Gözdesi
Benjamin Franklin; ressam, yazar, yayıncı, devlet adamı, mucit,
postane müdürü, diplomat ve . . . kadınların gözdesi. Doğru duydu
nuz, Franklin kadınlar konusunda epey nam salmıştı. Mektuplar,
resimler ve diğer kanıtlar Franklin'in su götürmez bir çapkın oldu
ğunu ve entelektüel kadınlarla münakaşalara girmekten hoşlandı
ğını kanıtlıyor.
49
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
Franklin'in Otobiyografisi
Tüm bu bilgiler, edebiyat tari h i n i n en iyi otobiyografi l erinden biri
olan The Autobiography of Benjamin Frank/in [Benjamin Fra n kl i n'i n
Otobiyografisi; 1 79 1 ] eseri nde belgelenir. Franklin kitabı yazmaya,
İ n g i l iz yönetimine sad ı k ve New Jersey'ni n son koloni valisi olan
oğ l u Wi lliam için yaşa m ı n ı n geç bir döneminde başlad ı . Üslubu
ya lın, doğrudan ve za riftir. Fra n k l i n'i n güçlü bir ta rzı vardı; etkili fi
i l l er, can l ı detaylar ku llan ıyord u. Eseri nde o g ü n kü haline geli rken
izled iği yoldaki basa makları a n latı r.
Franklin ikinci böl ü mde, bir delika n l ı olarak kendi tabiatı ndan
daha az ateşl i bir tartışma tarzı olan Sokratik yöntemle nasıl tanış
tığ ı n ı anlatı r. Kayıtsız bir şekilde sohbete dahil olma metodu ima
j ı n ı n önem l i simgelerinden biri olmuş ve bir d iplomat olarak ona
büyük başarı sağ lamıştır:
50
Benjamin Franklin'in Eserleri
51
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
52
JOHN VE ABIGAI L ADAMS
Amerika'ya Atk Mektuplar1
Kıtasal Kongreler
Kıtasal Kongreler, Britanya'yla olan sorunlarla ilgilenmek üzere
oluşturulan on üç koloniden delegelerin toplantılarıydı. Birinci Kı
tasal Kongre 1774'te, Britanya Massachusetts kolonicilerini Bos
ton Çay Partisi sebebiyle bazı haklardan mahrum bırakarak ceza
landırdıktan sonra toplandı. İkinci Kıtasal Kongre 1775 yazında,
Britanya'yla koloniciler arasındaki gerginlikler doruk noktasına
ulaştıktan ve Massachusetts'teki Lexington ve Concord'da ilk sa
vaş belirtileri görüldükten sonra buluştu. İ kinci Kıtasal Kongre, 4
Temmuz 1776 yılında Bağımsızlık Bildirgesi' ni onayladı.
53
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
B i r Göz Atsak?
John ve Abiga i l Adams'ın mektupları oldukça kişisel yazışmalar
olmalarına rağmen, devri m tarihinin sı kça okunan ve iyi bel gelen
miş eserleri haline geldi. Mektuplar, bağımsızl ığı açıklama kon u
sunda heyetin nihai kara rı n ı şekillendiren fikirler, yaklaşımlar ve
ina nçların arka planına etkileyici bir bakış sunar.
54
John ve Abigail Ada ms
insanın tehlikeli bir yaratık olduğuna gittikçe daha çok ikna oluyo
rum; güç, ister birkaç kişi ister birçok kişide olsun insanı tesiri altı
na alıp hep daha fazlasını istetiyor. Büyük balık küçüğü yutuyor ve
insan haklarına en sıkıca bağlı olanlar güç kazanınca hükümetin
ayrıcalıklarını elde etmek için can atıyor. ... Mektup arkadaşımın
yalnızca ima ettiği büyük bir imparatorluk kurma fikri artık inanç
sızlar tarafından bile fark edilebilir diye düşünüyorum. Yine de bunu
kurarken binlerce zorluk çıkmayacak mı? Hükümetin saltanatı öyle
uzun zamandır gevşemiş durumda ki, insanların barış ve toplumun
güvenliği için gerekli olan o kısıtlamalara sessizce boyun eğmeme
sinden korkuyorum; Britanya'dan ayrılırsak hangi düsturlar benim
senecek? Özgürlüklerimizi koruyabilmemiz için nasıl bir yönetim
kurmalıyız? Herhangi bir hükümet belirli yasalarla yönetilmeden
özgür olabilir mi?
Hanımefendileri Unutmayın
Abigail, 3 1 Mart 1 776 tari h l i en ü n l ü mektu plarından birinde koca
sını ve meslektaşları n ı, u l usun Büyük Brita nya'd a n bağı msızl ığına
karar verirken "hanı mefendi leri u nutma"maya teşvik eder:
55
Amerikan Edebiyatı 1 O ı
56
PHILIP FRENEAU
Amerikan Devrimi'nin Şairi
Od
Od (İng. ode) bir kişiyi, yeri, şeyi veya fikri kutlayan ya da anan
lirik şiirlerdir. Her çağ bu formu kendi zamanına ve ruhuna göre
uyarladığından yıllar içinde değişmiştir. Antik Yunan şairi Pinda
ros'un (M Ö 552-442) yazdığı odlar bestelenerek halk seremonile
rinde söyleniyordu. Roma döneminde şair Horatius (M Ö 65-MS 8)
o kadar şenlikli olmayan, daha derin düşünceler içeren odlar yazdı.
On sekizinci ve on dokuzuncu yüzyılda İngiliz romantik şairlerin
yazdığı odlar daha kişiseldi ve halka ilişkin temalardansa içsel ça
tışmaları anlatıyordu.
57
Amerikan Edebiyatı ı O 1
UZAK DENiZLERDE
58
Philip Freneau
UA M E R I K A N" B A K I Ş I
59
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
Uyaklı Beyit
İngiliz neoklasik gelenekte popüler olan şiir formu heroic couplet,
yani beşli ölçü vezninde uyaklı beyitti. Bu uyaklı beyitler, kafiyey
le biten birbirine bağlı dizelerdir. İngiliz neoklasik şair Alexander
Pope uyaklı beyitlerin üstadı kabul edilirdi. "An Essay on Man"
["İnsan Üzerine Bir Deneme"] şiiri Aydınlanma ruhunu anlatan
ünlü bir uyaklı beyitle başlar:
Zemin Hazırlamak
Frenea u fark etm emiş olabilir ancak onun daha sonraki Amerikan
yazarlara m uazzam bir zemi n hazı rladığı herkesçe kabul edi l i r.
Bazı ları Freneau'n ü n "The Wi ld Honey Suckle" ["Yabani Hanı meli"]
şiiri n i, tema olara k yerel bitki leri kullanan Ameri ka n transandan
talizm i n i n öncüsü olara k görü r. Bazı ları, Fren ea u'n ü n kasvetli şiiri
"The House of N i ght"ta ["Gecenin Evi"] da sonra ki dönem Ameri
kan gotik yaza r Ed gar Allan Poe'n u n izleri ni görü r.
60
WASHiNGTON I RVING
Edebiyat Haritasına Amerika'yı Yerleştirmek
Ameri ka, d evri min a rdından "özg ürlüğün vatanı� siyasi ve felse
fi alanda kıymetl i zih i nlerin yuvası haline geldi. Peki kült ü rel bir
merkez m iyd i ? Pek sayıl maz. Amerikalılar politik a nl amda zinci rle
rinden kurtu lmuş olsalar da İ ng i ltere'nin moda, edebiyat ve m üzik
zevkini izled i kleri nden hala İngi ltere'ye sıkı sıkıya bağ l ıydılar.
Amerikan edebiyatını u l u slararası anlamda yücelten kiş i n i n
yaşa m ı n ı n çoğ u n u Avrupa'da geçiren yaza r Washi ngton l rving
(1 783-1 859) olması i lginçtir. l rvi ng, New York'ta İskoçya doğ u m l u
bir baba v e İ n g i ltere doğ u m l u b i r a n n e n i n çocuğu olarak d ü nyaya
geld i . Gençl iğinde bol bol Shakespea re gibi büyü k yaza rların pek
çoğ u n u okud u a ncak yaza rlığa değil, maceraya ilgi d uyuyord u. On
dört yaşındayken den ize kaçma g i rişim leri nde b u l un sa da George
Washi ngton sebebiyle oğul larına bu ismi veren ebeveynleri n i n
o n u n i ç i n d a h a büyük haya l l eri vard ı . Denizcilik yerine l rving'i h u
kuk okumaya zorlad ılar.
61
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
Hiciv
Hiciv, insanların ve toplumun gerçeklerini açığa çıkarma ve bunları
eleştirmek için mizah, abartı ve ironiyi kullanan bir yazı türüdür.
Ünlü hiciv örneklerinden biri Jonathan Swift'in 1929 yılında ya
yımlanan Alçakgönüllü Bir Öneri adlı yazısıdır. Swift burada yoksul
İrlandalıların, İngiltere'ye borçlarını ödemek için çocuklarını yiye
cek olarak İ ngiliz zenginlerine satmaları önerisinde bulunarak İr
landa'ya uygulanan sert İngiliz politikalarını alaya almıştır.
62
Washington l rving
Kısa Anlatı
Kısa anlatılar (İng. sketch) genellikle okuyucunun kültürü dışından,
egzotik bir şey hakkında yazılan kısa tasvirlerdir. Bu anlatıların dili
63
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
64
Plymouth Limanı'ndaki Mayflower gemisinin bir modeli, ziyaretçilere Amerikan ede
b ıyatı n ı n başlangıcını ol uşturan ilk Avrupalı yerleşimcilerde n oluşan Plymouth Kolo
n ısi'ni hatı rlatıyor.
Thomas Jefferson, John Locke gibi Aydınla nmacı düşün ü rl erin fik i rl erinden etkilene
rek Ba ğ ımsızlık Bıldirgesi'ni hazırla d ı . Burada delegeler, 1 776 Tem muz' u n da b i l dirge
yı ımzal ıyor.
Sol: Abigail Ada ms'ın kocası John'la mektuplaşmaları Amerikan edebiyatındakı en
entelektüel ve romantik il işkilerden birini g özler önüne serer. John Adams, Kıtasal
Kongre'ye katılırken Abigail ona şöyle tembihte bulunur: "Hanımefendileri u n utmayın.'
Sağ: Henry Wadsworth Longfellow, "Pa u l Revere's R ide" ["Paul Revere'ni n Gezi ntisi"]
şiirinde dörtnala giden bir atın rit m i n i yakalamayı başarm ış, aynı za manda da b i r
Amerikan sembolü ya ratmıştır.
Henry David Thoreau 1 845 yılında Massach usetts'teki Wa lden Gölü kıyılarında bır ku
lübe inşa etmiş ve doğayla iç içe yaşa mak üzere buraya yerleşmiştir. Bunun sonucun
da, Walden Gölü kitabı nesi ller boyu çevrecilere esin kaynağı o l m u ştur.
Nathaniel Hawthorne' u n
Yedi Çatılı Ev v e Kızıl Harf
gibi eserleri A m erika'n ı n
püriten geçmişiyle
sancılı i l işkisi n i
ya nsıtır. Hawthorne'un
kendisi de Salem cadı
yargılamalarını yöneten
a i l e büyüklerinden
biri yüzünden uta nç
d uyuyord u .
Thoreau'n u n
yazıları, Amerikan
transandantal izm i n i n bir
dışavurum uydu.
Edgar Ailen Poe'nu n meza rındaki kuzg u n tasviri ziya retçilere yaza rın en ü n l ü edebi
ya pıtları ndan birini hatırlatma ktadır. Poe, Amerikan got i k edebiyat ı n ı n ilk yazarların
dandı.
Belki de başka
hiçbir şai r Amerikan
edebiyatının edebi
üslubunu Walt
Whitma n'dan daha
iyi somutlaştı rmaz.
Çimen Yapraklan,
gelişen bir ülkenin
coşkusunu kutla rken
şiirsel anlamda da çığır
açmıştır.
Robert Frost'un "Stopping by Woods on a Snowy Evening" [Karlı Bir Akşamda Ormana
Uğramak] gibi çok beğenilen şiirleri, şairin çok sevdiği New England'ın keskin tonları
ve ritimlerini yansıtır.
JAMES FENIMORE COOPER
Amerikan Romanının Babası
A S I ŞA KACI COOP E R
Cooper gençliğ inde pa rla k bir öğrenciydi a ncak sürekl i başı nın
belaya g i rmesine sebep olan asi bir ya n ı vard ı . Yale'deyken barut
bul u p bununla sınıf arkadaş ı n ı n ka pısını patlat m ı ştı. Sın ıfa bir eşek
b ı ra ktığı nda üniversite yönetici leri onu okuldan attılar. Kendi dö
nemi ndeki pek çok genç gibi o da denizi n vaat ettiği maceraların
büyü süne ka pılıp den izci old u. 1 809 yı l ı nda İ ng i l iz ticaret gemisi
Stirling ile denize açı l d ı . Denizdeyken korsan sald ırı larıyla, ayyaş
ve çı lgın den izcil erle ka rşılaştı; İ n g i l iz Kra l iyet Donanması'nda
zo rla hizmet etmek üzere seçi ldi. N i hayeti nde varl ıklı bir ai leden
gelen Susan De Lancey'yle ta n ı ştıkta n sonra yerleşik hayata geçti.
65
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
Natty'nin isimleri
Natty Bu m ppo'n u n birçok takma adı vard ı . Gen çken, geyi kleri
hemen fark etm e becerisinden ötü rü Ha wkeye (Şa h i n Göz) laka
b ı n ı kaza n m ı ştı. i n s a n l a r ona uKılavuz" derlerdi, ç ü n kü orma nda
kaybol m u ş, çaresiz hal deki pek çok New E n g l a n d l ıya yol göste
rird i . Dürüstl ü ğ ü nden ötürü uYa l ı n Dil� tüfeğini ku l l a n m a beceri
sinden ötü rü d e uGeyi k Avcısı" laka b ı n ı kaza n m ı ştır. Son olara k da
yaşl ı l ı ğ ı nda giyd i ğ i g eyik derisi çoraplar sebebiyle UDeri Çora pn
lakabı n ı a l m ı ştır. The Leatherstocking Ta/es ta [Deri Çorap H i ka
'
66
James Fen imore Cooper
67
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
68
BÖLÜM 3
B İ R A MERİK A N EDEBİYAT I
YA R AT M A
69
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
70
HENRY WADSWORTH LONGFELLOW
Amerika'nın İlk Önemli Şairi
A M E R I K A L I E S T ET i KÇ i
71
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
Şür Dersi
Şiirde dizeler ölçülere, vurgulanan ve vurgulanmayan hece kalıp
larına dikkat edilerek yazılır. Ölçü birimine ayak denir. Şiir çeşitli
ölçü biçimlerinde ya da ayakların birleşimiyle yazılır. Örneğin bir
dizede dört trocheenin (bir vurgulu bir vurgusuz ilerleyen uyak
ölçüsü) birleştiği şiir ölçüsüne trochaic tetrameter (tetra "dört" de
mektir) denir.
AYA K T U R L E R I (VURGULU· S) O R N E K L E R ( K A L I N LA R
! V U RG U S U Z U) VURGULU)
lamb (bir vurg u- U/S Sha l l 1 com pare thee to a
suzu n a rd ından sum m e r's day? ( B i r yaz gü-
bir vu rgu l u hece nüne mi benzeteyim seni?)
ölçüsü)
72
Henry Wad sworth Longfel low
73
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
74
Henry Wadsworth Longfellow
Ahenksiz
Longfellow'un şiirleri okuma ve ezberleme örnekleri olarak sınıf
larda sık sık kulla nılırdı. Ancak yıllar geçtikçe "The Song of Hiawat
ha" ["Hiawatha'nın Şarkısı"] gibi şiirlerdeki bu ritmik tarz insanla
ra çocukça gelmeye başladı ve şiir sanatını fazla duygusal gösterdiği
için eleştirildi .
75
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
76
TRAN SAN DANTALiZM VE
KA RAN LIK ROMANTi KLER
Arpacı Kumrusu Kız Kardeşler
ROMANTİZM
77
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
T R A N S A N D A N TA L İ Z M
Bu akım Am eri ka'da tra nsanda ntal izm olarak eşsiz bir biçim a l d ı;
ufak çaplı ancak kalıcı olan b u akım on dokuzuncu yüzyı l ı n başın
da Amerika'nın entelektüel gelişi m i n i n rotası n ı değiştird i . Ralph
Wa ldo Emerson ( 1 803-1 882) romantik döneme ait fikirleri alıp
"Natu re" ["Doğa"] adlı kısa ma kalesi nde bun ları ilahiliğe dair ken
dine has yeni düşünceleriyle harmanladı; tra nsandantal dönemde
yol gösterici olan bu makale on dokuzuncu yüzyı lda birçok yen i
yaza r v e d ü ş ü n ü re ze min oluşturd u .
Tra nsandantal izm, ya n i aşkı ncılık akı m ı n ı n özü nde bi reyi n
Ta nrı'yı deneyim lemek için sezgi ler yoluyla, d uyu larla algılanan
fiziksel d ü nya n ı n ötesine g eçebileceği inancı vard ı . Tra n sa ndanta
listler, Ta n rı'nın akıl yol uyla bi l i n ebileceğ i n i söyleyen Locke'un ya
da kil ise üyelerine duyg u yol uyla Ta n rı'ya u laşmaları n ı sa l ı k veren
Jonatha n Edwa rds'ın a ksine, Tanrı'yı deneyi m l emek için yalnızca
sezg i n i n gerektiğine i nan ıyorlardı.
Hawthorne ve Transandantalistler
Yazar Nathaniel Hawthorne, yenilikçi Üniteryen rahip George Rip
ley (1802-1880) tarafından 1 841 yılında kurulan ve talihsiz bir
kurum olan Brook Farın Transandantal Ütopya Komünü'ne alındı.
Hawthorne, karısı Sophia'yla evlenebilmek için para biriktirmek
umuduyla komüne katılmıştı ancak çok geçmeden hayal kırıklığına
78
Transandantalizm ve Kara n l ı k Romantikler
Karanlık Romantikler
Romantik akı m ı n daha kara n l ı k bir tarzı da on dokuzuncu yüzyı lda
ortaya çıktı: Başl ıca bir grup yazar -diğerleri n i n yan ı sıra Nathaniel
Hawthorne, H erman Melvi lle ve Edgar Allan Poe- g ü nah, suçl u l u k
v e kötü l ü k g i b i d a h a kara nlık temalar hakkında yazmaya başladı.
Bu yaza rlar insan kal b i n i n daha kara n l ı k yanıyla i l g i leniyor, roman
tikleri n ve tra nsandantalistlerin neşel i bakış açılarıyla tatmin ol
m uyorla rdı. i n san doğas ı n ı n yüzleşmesi zo r ya nlarına baktı lar. Te
maları n ı aktarmak için detektifl i k h i kayeleri ve psikoloj i k romanlar
g i bi yen i formlar ya rattı lar.
79
RALPH WALDO EMERSON
Amerika'nın Platon'u
80
Ralph Waldo Emerson
Marazi Merak
Emerson karısının ölümüyle öylesine çıldırmıştı ki, bir yıl sonra
mezarını ziyarete gittiğinde içine bakmak için tabutunu açmıştı .
81
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
rum. Hiçbir şeyim ben; her şeyi görüyorum; Evrensel Varlık'ın akın
tıları içimde dolaşıyor; Tanrı'nın bir parçası ya da taneciğiyim ben.
Kurbağagölcüleri
Herkes transandantalizm hayranı değildi elbette. Edgar Allan Poe,
"Şeytanla Asla Kafan Üstüne Bahse Girme" adlı kısa hikayesinde,
akmı ı n takipçilerine Boston Parkı'ndaki göletten esinlenerek "kur
bağagölcüleri" (frogpondians) adını takmıştı. Poe özellikle de, fikir
lerini paylaştıkları sözde şiirleri "en yavan biçimde" düzyazıya çevi
ren transandantalist yazım tarzını hiç beğenmiyor, bunu şatafatlı
ve karaktersiz buluyordu.
''A M E R i K A N A L i M i "
82
Ralph Waldo Emerson
Scholar" ["Am erikan Al i m i"] başl ıklı konuşmada verd i. Bu kon uş
mada d i nl eyicileri kendi zeka larına ve kend i bireysel l i kleri n i n gü
cüne g üven meye teşvik ed erek şu nları söyledi: "Avru pa'n ın zarif
düşü nceleri n i çok uzu n süre d i n ledi k . ... Kendi ayaklarımızın üze
rinde duracağız, kend i elleri m izle çal ışacağız, ken d i zih n i m izden
g eçenleri paylaşacağız." "Aşı rı etki lenme," diye yazm ı ştır, "dehanın
düşmanıdır� Yen i bir alim türünden, "Amerikan a l i mi"nden i l k kez
bahsetm i ş, onun kend i zekasını kullanacak kada r cesur bi ri, "sı ra
dan bir d ü şü n ü r" ya da "daha kötüsü, başkaların ı n düşünceleri n i
tekrarlayan bir papağan" değ i l, "düşü nen bir adam" olduğ u n u söy
lemiştir. Bu heyecan verici konuşma d i nl eyenleri çok etki led i ve
dönemi n önde gelen entelektüelleri nden Ol iver Wendel l Holmes
Sr., konuşmayı Amerika'nı n "entelektüel Bağı msızl ı k Bildirgesi" ola
rak adlandırdı.
Kimse için ... bu gerçeğin kehanetleri asla tükenmez, tek bir katı şart
la korunur; bu kendi başına bir müessesedir. Ona başkası aracılığıyla
erişilemez. Doğrusunu söylemek gerekirse başka bir ruhtan alabile
ceğim şey bilgi değil, kışkırtılma olur ancak.
Tipi sarmıştı etrafımızı. Tipi gerçekti; vaiz yalnızca bir hayalet gibiy
di; bir ona, bir de onun ardındaki pencereden dışarı, karın meteorlar
83
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
"Özgüven"
Peki sıradan bir birey için transandantalizm ned i r? Emerson'ı n pek
çok ü n l ü alı ntısı, 1 84 1 'de yayı mlanan "Self-Reliance" ["Özg üven"]
a d l ı makalesinden çıkmıştır: "i nsan olmak isteyen, toplum kural
ları n ı n dışına çıkmalıdır:· ve "Nihayetinde kendi zi h n i n izi n bütün
lüğü d ı şında kutsal olan hiçbir şey yoktu r." Makale, Emerson'u n
bireyi n ilahiliğine d u yd u ğ u üstün g üvenle parı ldar. Emerson bi
reye "oza n la rı n ve bilgelerin gök kubesin i n ışıltısından daha fazla,
kendi zi h n i nde parı ldaya n o ışı ltıyı tespit ed i p onu izlemeyi öğren
meye" teşvi k eder. Emerson herkes için ka lıcı mutl u l u k ve tatm i n i n
yol u n u n bireysel soru mlu luk, toplum kuralları n ı n d ı ş ı n a ç ı k m a ve
"özg üven" olduğ u n u i leri sü rer.
İ lahiyat Oku lu'ndaki söylevi nden sonra Emerson'ı n itibarı d i n i
toplu l u k içinde yerle b i r olduysa da yaza r v e d üşünür olarak d a h a
yen i ü n kazanmaya başlamıştı. Söylevi yaptığ ı sırada hen üz otuz
beş yaşı ndaydı. Yaşa m ı n ı n ka lan on yıl larında Emerson seçkin bir
makale yaza rı ve konuşmacı olarak bir alay d i n leyici ve taki pçi
edindi, böylece Amerikan edebiyatı n ı n temelini oluşturdu. Ma
kalel eri nden ol uşa n i ki ciltlik eseri n yayı mlan masıyla (Essays: First
Series [Biri nci Seri Makal eler] ve Essays: Second Series [İkinci Seri
Maka leler] ) nesir yazarı, düşünür ve Amerikan idea l i n i şekillendi
ren bi ri olarak kalıcı l ı ğ ı n ı garanti lemiş oldu.
84
HENRY DAVID THOREAU
Doğa Yazar1
85
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
Yazar Thoreau
Thoreau 1 845'ten 1 847'ye kadar Wa lden Göl ü kıyılarında, Emer
son'ı n sa hibi olduğu bir a razide yaşadı. Küçü k bir kulübe inşa etti
(çivilere varıncaya dek t ü m masrafları çıkardı); bu rayı b i r masa, bir
yatak ve b i r sa ndalyeyle döşedi ve g ü n leri n i fasulye ekip biçerek,
gölette balık avlayarak ve yazı yazarak -çoğ u n l u kla, kardeşiyle
birl i kte Concord ve Merrimack Neh i rleri nde çıktıkları kano yolcu
l u ğ u n u a na n bir kitap yazıyord u- geçird i . Thoreau bu deneyi m i
bir sadeleşme deneyi olarak görüyord u: "Bilinçli yaşa mayı, hayatın
yal nızca elzem gerçekleri n e yönelmeyi, bu yaşa m ı n öğretecekle
rini öğrenip öğrenemeyeceği m i görmeyi ve ö leceğ i m zaman ya
şam ı m ı gerçek bir şeki lde yaşamamış old uğumu keşfetmemeyi
d i liyoru m:' Bu deneyle insanların yaşa mlarında gerekl i görd ü kleri
n e kadar çok şeyin asl ı nda dikkat dağıtıcı u n s u rlar old u ğ u n u ve
86
Henry David Thoreau
kişi n i n her zam a n bilinçli basit l i kte bir yaşam sürmeyi seçme şansı
olduğunu göstermek istemiştir.
Thoreau, başya pıtı Walden'da tüm deneyi m i n i a n latır. Kitap,
ka ra kteristi k aforizma, paradoks, ş i i rsel nesir i l e fel sefe, topl u msal
eleştiri ve edebi göndermelerden oluşan bir karışı m ı n ku l l a n ı m ı
bağ l a m ı nda transandantal yazı n ı n iyi bir örneğidir. Temelde Wal
den Gölü, nası l -ve bil gece- yaşa n ması gerektiğine dair devasa bir
rehberd i r. Tho reau'n u n Walden Gölü kitabı Amerikan kültüründe
bir materya l izm man ifestos u haline gelm işti r; tüket i m i n ve spiritü
el yozl aşma n ı n panze h ri ola ra k g ü n ü m üzde de hala ku l lan ı l m ak
tad ı r.
Paradoks Ustası
Emerson gibi Thoreau da en çok alıntılanan Amerikan yazarlardan
dır. Thoreau oldukça ustalıklı, vecize formunda paradoksal ifadeler
konusunda çok başarılıydı . "Bizler tren yolunun üzerinde gitmeyiz ,
o bizim üzerimizde gider," ve "Cennet başımızın üzerinde olduğu
kadar ayaklarımızın da altındadır," gibi ifadeler transandantal dü
şüncenin özünü sunar.
87
Amerikan Edebiyatı 1 O 1
Sivil İtaatsizlik
Gandhi ve Martin Luther King Jr. daha sonra Thoreau'nun bu güç
lü makalesini, pasif direniş hareketleri için bir temel olarak kullan
dılar. King, The Autobiography of Martin Luther King Jr. 'da [Martin
Luther King Jr.'ın O tobiyografisi] şöyle yazar: " İyiyle işbirliği et
mek kadar kötüyle işbirliği etmemenin de ahlaki bir yükümlülük
olduğuna ikna oldum. Bu fikrin anlaşılmasını sağlama konusunda
Henry David Thoreau'dan daha belagatli ve tutkulu kimse olma
mıştır. Onun yazıları ve şahsi tanıklığı sonucunda bizler, yaratıcı
protesto mirasının varisleriyiz ."
"A Plea for Captain John Brown" ["Önder John Brown için
Savunma"]
Thoreau 1 859'da John Brown'ı n Ha rpers Ferry'deki ayaklan ması
nın ard ı ndan, siyasi olaylara karşı öfkesi n i ifade etmek üzere bir
kez daha kalemi eline aldı. Bas ı n ı n Brown'ı deli o lara k n itelendir
mesinden ti ksinen Thoreau Brown'ı i sa'yla, Brown'ı n infazı n ı da
i sa'n ı n Pontius Pilatus ta rafından i nfazıyla karşı laştırd ı . Thoreau,
Brown'ı n bir ka hraman old u ğ u n u cesu rca söyleye rek şöyl e ded i :
"Sha rp'ı n tüfekleri n i n v e taba ncaları n ı n bir kez ols u n doğru amaç
uğruna ku l l a n ı ldığ ı n ı düşün üyoru m . Aletler, onları kulla nabi lecek
kişi lerin e l l erindeyd i:' Bu ateşli, su çlayıcı kon u şmada Thoreau hal
kı, Brown'ı n asıl madan önceki son kon u şması n ı n i l a h i l iğ i n i fa rk
88
Henry David Thoreau
B İ L i M i N S A N i THOREAU
89
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
Thoreau'nun Günlükleri
Bilim insanları günümüzde iklim değişikliğini incelemek üzere
Thoreau'nun günlüklerini kullanmaktalar. Çiçeklerin açtığı, yap
rakların renk değiştirdiği zamana ve mevsimsel değişikliklerin
diğer işaretlerine dair tuttuğu detaylı kayıtlar, bilim insanlarının
onun zamanından bu yana iklimin nasıl değiştiğini anlamalarına
yardımcı oluyor.
90
NATHANIEL HAWTHORNE
Amerlka'n1n Karanhk Yüzü
On dokuzu ncu yüzyıl New England'ında kasvetli bir papaz evi ha
ya l ed i n lütfen. Burada loş bir od a n ı n arkalarında arpacı kum rusu
gibi kara kara düşünen bir yazar old u ğ u n u ve bu yaza rın A meri
kan edebiyatı tarihinde suçl u l u k, günah ve ru hun daha derin boş
lukları konusunda en ünlü tari hçil erden biri olacağ ı n ı düşünün.
İşte karşı n ızda Nathaniel Hawthorne ( 1 804- 1 864): ka lplerimize
koca man kızı l bir "N* ha rfi ko n d u ran ve a l ış ı l m a d ı k bir Amerikan
kah ramanı olan Hester Pryn ne'ı ya ratan adam.
Ü n l ü eseri Kızıl Harfi n g i rişi nde Natha niel Hawthorne şöyle der:
" "A" h a rfi, İngil izced eki adultress (zi na yapan kad ın) ke limesini te msil etse de
romanda bu açık bir şekilde belirtilmez. (çev.)
91
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
mak üzere "haki katle haya l i n i n" buluşabildiği bir a ş k hi kayesi oku
yacaklard ı r.
Hawthorne'un romantizm anlayışı n ı tasvi r etmek için evcil bir
ma nza ra üzerine vuran ayı seçmesi şaşı rtıcı değil: Hawthorne bir
m ü nzeviydi ve odasına kapanarak saatl er geçiri rdi. Otuz üç yaşına
dek, u l us u n bir sonraki büyük yazarı olmaya kararlı b i r şekilde an
nesi n i n evi nde kendi ken dine bir nevi sürg ü n hayatı yaşadı. Ger
çekten de büyü k bir yaza r olduğu nda çeki ngen bir mü nzevi i maj ı
çizerek tuhaf kişi liği nden kurnazlıkla faydalandı. İ şin d oğ rusu tü m
yaşa m ı boyu nca aşırı derecede çeki ngen biriyd i ve edebiyat dün
yasında başarı sağ l a maya kafayı ta kmıştı.
Daha Değil
Hawthorne, üniversiteden sonra evde geçirdiği o yıllarda 1828
yılında kendi başına yayımladığı Fanshawe adlı bir roman yazdı.
Bunu deneyimsiz bir yazarın acıklı çabası olarak görüp utanarak
romanı hemen geri çekti.
Mükemmel Bileşim
Hawthorne günah ve suçluluk üzeri ne olan romanı Kızıl Harfi kolo
ni dönemi Sal em'inde ku rduğunda mükemmel bileşi m i n i buldu. O
dönem eleşti rmenler kurmaca yazarlarını, gerçek a n lamda Ameri
ka'ya özgü "yerli" romanlar ü retmek üzere koloni tarihini yazmaya
teşvik ed iyorla rdı. Lyd ia Maria Child'ın 1 824 yı l ı nda yayı mlanan aşk
romanı Hobomok koloni dönemi Salem'inde geçiyordu. Hawtho rne
da onun izinden g itti ancak Child'ı n aksine Hawthorne'un Salem'le
şahsi bir bağı va rdı; büyü k-büyükbabası John Hathorne, kötü bi r
üne sa hip Salem cad ı ya rg ı lamaları ndaki yarg ıçlardan bi riyd i ve asla
pişma n lı k duymayan tek ya rgıçtı. Hathorne ai lesi bu gerçekten öyle
utanıyordu ki, aileleri n i n içine bulaştığı şeylerden kendilerin i uzak
laştırmak için soyadlarına bir "w" ekled i ler.
92
Nathaniel Hawthorne
SAPKI N EV
93
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
yeni e v pa rti sinde kon uklar Pyn cheon'u koltuğu nda ölü bulur. Kı
zıl Harfteki Dim mesdale'ın cesedi gibi burada da ev, sahipleri n i n
işlediği g ü n a h ların yü küyle za man içinde tü kenir.
M U T L U Y U M B E N, G E R Ç E KT E N!
Hawthorne'un Mirası
Hawthorne oldukça gi rift, psi kolojik dramlarda Ameri ka'nın geç
mişinin karanl ı k ya nları n ı gözler önüne serdi. Başka yaza rlar Ame
rika'n ı n pü riten geçm işinin hapsinden, i n sa n doğası n ı n özü ndeki
iyi l i ğ i ve bir tür iyi mserl i k çıka rmaya çabala rken Hawthorne, kes
kin ve sorg u layıcı bir bakışla i nsan ı n başarısızl ıkları n ı n gerçekleriy
le yüzleşti. Karakterleriyle suçlu l u k h i ssin i n i n sa n ruh u na yaptığ ı
yıkıcı etki lerin ya nı sıra, aynı za manda insa n i tutku ların anlayışla
karşı lanması n ı n yarattığı ku rta rıcı gücü de gözler önüne sermiştir.
Hawthorne bu çabalarından dolayı bir başka yazar H erman
Melvi l le'i dost olarak kazandı ve ikili, Ameri ka'n ın romantik dö
nem i n i n #kara n l ı k" yaza rları olarak nam sa ldı. Romantik dönem,
kimin uyazar" ve neyin bir uroman" sayılabileceğ ine dair düşünce
leri değiştirdiği nde i ki yaza r da romantizm türünde yeri ni alarak
yazı larına fantasti k u nsurlar eklemekle birlikte, eserleri gerçekçi
a nlatılar olma özell i ğ i n i korumuştur.
94
H ERMAN MELVI LLE
Amerika'nın Karanlık Romantiği
U Z U N Y I L LA R
95
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
Romantizm Arzusu
Yeni kazandığı şöhreti, yen i eşi ve yaza r Natha niel Hawthorne'la
başlayan dostluğu sayesi nde keyfi yeri nde olan Melvill e, 1 849'da
yayı mlanan bir başka eseri Mardi'yi yazmaya başladı. Hawthorne
gibi Melville de artık romantik eserler yazmakla ilgilen iyord u; böy
lece gerçek yaşamda nsa fikirlerin sembolik temsiline daya l ı bir
eser üretebilecekti.
Mardi, felsefi bir arayış olması ba kımı ndan Moby Dick'in ha ber
cisid i r. Kita p eleşti rmenlerce yerlere vuruldu ve yine heyeca n veri
ci deniz maceraları okumak i steyen halk tarafından da redded ildi.
Mora l i bozu lan Melville dostu Hawthorne'a şöyle yazd ı: uEn çok
yazmak isted iğim şey yasakla ndı. Bir kaza nç g eti rm eyecek. Öte
ya ndan başka türlü de yaza mam artık. Yan i bu kitap, yazd ı ğ ı m son
ma nasız şey oldu, tüm eserlerim büyü k bir hatadan i ba ret:'
Balinanın Öyküsü
Melvi l l e'in ba şyapıtı Moby Dick pek çok açıdan karmakarışıktır;
fa rkl ı üsluplar, a n latıcılar ve edebi form ların bir ka rışı m ı d ı r. Sözl ü k
açıklama ları, sözcük etimoloji leri, balina avına d a i r rehberlik mad
deleri içerir ve g i rift, katman l ı c ü m l e yapı larına, kutsal kitap gön
dermelerine sa h i ptir. Bi raz ko medi, bi raz trajedi, biraz da desta n
dır ve oldukça uzu ndur. Onca karmaşıkl ığına rağ men kita p tüm
bunların u staca bir karışı m ı d ı r.
Moby Dick, edebiyat d ü nyas ı n ı n en ü n l ü c ü m l elerinden bi riyle
açı l ı r: uismai l deyi n bana:• Kita b ı n anlatıcısı olan İsmail, karada ye
terince zam a n geçird i ğ i n i düşünerek ba l i n a avı gemisi Pequod'un
m ü rettebat ı n a katıl maya ka ra r veri r. Den ize açıl mayı beklerken
96
Herman Melville
Kendi İfadesiyle
Kaptan Ahab, kendi ifadesiyle, bu çılgınca maceranın ardında ya
tan sebepleri açıklar:
97
Amerikan Edebiyatı ı O ı
Sürgün
İ smail Yaratılış kitabında, İbrahim'in toplum dışına itilmiş oğlu
nun adıdır. Melville, İsmail adını kullanarak anlatıcısını bir anlam
da toplumdan sürgün eder.
Girdaba Doğru
Moby Dick i l k yayımlandığ ı nda pek ses geti rmedi; hak ettiği yere
gelip son unda bir edebiyat başya pıtı olarak kabul edil mesi yetmiş
yı ldan uzun za man aldı. Kita b ı n ithaf ed ildiği Hawthorne, kita bı
öven bi rkaç kişiden bi riyd i .
Melvil le, Typee: Polinezya Hayatma Bir Bakış v e Omoo'dan sonra
bir daha asla aynı şöh reti ya ka layamadı ve yaşa m ı n ı n ka lan bö
l ü münde çoğ u n l ukla pek fark ed ilmeden çalıştı; yazı larıyla geçim
sağlamasın ı n tek yol u n u n halkı n zevkine h itap etmekten geçmesi,
onu çok sinirlendirm işti. Moby Dick'ten sonraki, ticaretl e i n san ru
h u n u n nasıl da bağdaşmad ı ğ ı n ı anlatan kısa hi kaye Kdtip Bartleby
[ 1 853] ve Emerson gibileri n i n i n san doğası n ı n iyiliğine d uyd uğu
i nancı hicveden Sağlam Adam: Bir Maskeli Geçit [ 1 857] gibi eser
leri bu kızg ı nlığın göstergesid i r. Melvi lle adı sa n ı duyu lmadan öl
müşse de g ü n ü m üzde ( bazı ları için) büyü k Ameri ka n roman ı n ı n
yazarıd ı r.
Edebiyat ve Kahve
Bir dahaki sefer Starbucks'a uğradığınızda aklınıza şu gelsin: Star
bucks kahvelerinin adı, meşhur gemi Pequod'un kaptan yardımcısı
Starbuck'tan gelir.
98
EDGAR ALLAN POE
Gammaz Yüreğinde
P O E ' NU N G E NÇ L I G I
B A Ş A R I B A S A MA K L A RI NI TI R MA NMA K
( TA B i i B ÖY L E D E NE B i L i R S E )
Poe, Tamerlane and Other Poems [Ti murlenk ve Diğer Şiirler; 1 827]
adlı şiir kitabını kendi başına yayımladı ama bundan ticari bir ba
şarı elde edemed i. N i hayetinde akrabalarıyla bağ la ntı kurmak
üzere Boston'dan Baltimore'a g itti ve burada halası ve onun kızı
Virg i n ia'yla birl i kte yaşam aya başladı. 1 835'te Vi rg i n ia henüz on
üç, Poe ise yi rm i a ltı ya şındayken kuzen iyle g izlice evlendi.
99
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
Edebiyat E le şti ri si
Başhca eseri : urhe Philosophy of Compositionu [UKompozis
yon Felsefesını
G ü n ü m üzde Poe'yu en çok got i k kısa h i kayeleriyle özdeşleştiri
yoruz, a nca k Poe kendi döneminde edebiyat eleştirmen liğiyle de
b i l i n i rdi. O dönemde Longfellow'un gözden d üşeceğ i n i ta h m i n
e d e n birkaç yazarda n biriyd i v e bu da o n a bazı eleştirmenlerin
saygısını kazandırm ıştı. Şiir sa natının kuralları n ı çıka rdığı HThe P h i
losophy of Com position" ["Kom pozisyon Felsefesi"; 1 846] maka
lesin i n kon usu olarak kendi eserleri n i kullandı. Bir şiirde şunların
olması gerektiğini i leri sürdü:
• Tek seferd e okunmalıdır rEğer şiir yarım kal ı rsa d ünya işleri
araya girer ve bütü nsellik gibi şeyler ma hvolur." ).
• Gerçeklerdense güzell i kle i l g i len melidi r (HZevk ... en saf haliyle
... güzel li ğ i n tefekkü ründe bulunur." ).
• Ders vermeye çalışmamalıdır.
• Gerçekçi detayla rdansa yaratacağı etkiyle ilgilenmelidir rGü
zel l i k, ş i i ri n tek meşru yetki alanıdır:').
Poe bu kura l ları gel iştirerek özünde kısa h i kaye için de bir ar
güma n oluşturm uştur.
1 00
Edgar Allan Poe
Şiir
Başhca eseri: "Kuzgun"
İşte Poe'n un ü n l ü şiiri "Kuzg u n"un ilk kısmı (yüksek sesle okuyu n
lütfen):
Vaktiyle kasvetli bir gece yarısı, düşünüp dururken ben, zayıf ve bitkin,
Unutulmuş ilimlerin antika ve tuhaf birçok cildi üzerinde
Başımı sallarken, yarı uyuklar vaziyette, bir anda duyuldu bir tıklama,
Sanki biri hafifçe vurur, vurur odamın kapısına,
"Misafirdir bu," diye mırıldandım, "tıklatan kapımı
Ancak böyledir, dahası değil."
Şılurtıcı
"Kuzgun"a herkesin hayran olduğu söylenemez. Ralph Waldo Emer
son'un tepkisi şöyle olmuştu: "Bu şiirde hiçbir şey görmüyorum."
Şiirdeki ses ve ritim vurgusunu aşın bularak Poe'ya "şıkırtıcı" laka
bını taktı.
"Kuzgun" aşık olduğu Lenore'u n ölü m üyle çıldıra n bir şa iri an
latan on sekiz stanza l ı k (kısı m l ı k) bir baladdır. Gerçek veya haya l i
bir kuzg un, şai re m u sal lat olara k sürekl i şu sözü tekra rlar: "Bir daha
asla:' Şiirin güçlü ritmi Poe'nun, şiirin zevk veren ve o kuyucuda etki
uyandıra n bir şey olması d ü şü ncesi n i yansıtır.
Balad, genel l i kle bir h ikaye anlatan ve sıklıkla bestelenen bir
l i ri k şiir formudur. Baladlarda genel likle m üzi kal bir karakteristik
vard ı r. Pek çok pop şarkısı (özellikle de aşk şarkıları) baladd ı r.
Poe'n u n diğer önemli şiirleri arasında "An nabel Lee� "Denizde
ki Kent" ve "Helen'e" yer a l ı r.
Kurmaca
Başhca eseri: "Gammaz Yürek" ve "Altın Böcek"
"Doğ ru !" diye başlar Poe'n u n en ü n l ü kısa h i kayesi "Gammaz Yü
rek." Öykü, gotik ku rmaca n ı n en iyi örnekleri nden biri d i r.
1 01
Amerikan Edebiyatı 1 O 1
Gittikçe arttı, arttı, arttı ses! Yine de adamlar hoşça sohbet edip gü
lümsemeyi sürdürüyorlardı. Duymamış olma/art mümkün müydü?
Yüce Tanrtm! Hayır, hayır! Duymuşlardı, şüpheleniyorlardı! Biliyorlar
dı, dehşetimle alay ediyorlardı sadece!
1 02
BÖLÜM 4
İÇ S AVA Ş E D E BİYAT I
1 03
Amerikan Edebiyatı 1 O 1
1 04
HARRI ET BEECHER STOWE
Büyük Bir Savaş Başlatan Kadın
Ha rriet Beecher Stowe ( 1 8 1 1 - 1 896) ta rafı ndan yazı lan Tom Am
ca'nın Kulübesi [ 1 852] yayı mlandığı ilk yı l ı n son u nda gerçekten
en çok satan kita p oldu. Yayı m l a n ışı n ı n daha ilk gününde 3000,
birinci yı lın sonu ndaysa 3 50.000 kopya satmış, böylece Ameri ka n
tari h i n i n en çok satan kita bı olmuştu. 1 860 itiba rıyla, ya ni yayı m
lanması n ı n ardından sekiz yıl geçtiğinde yi rmi üç dile çevril m i ş ve
Avru pa'da da bi rkaç baskı ya pmıştı. Bir noktada ondan daha çok
satmış tek kitap lncil'di! Maineli, pek ta n ı n m aya n bir kad ı n ı n ka
leminden çıkmış bu tek kita p çok büyük bir öfke ve övg ü dalgası
ya ratm ış, hassas Kuzey Birliği'n i n de kölelik ka rşıtı b i r sözl ü sa ldırı
başlatmasına sebep olmuştur.
S TO W E L I NC O L N' L A TA NI Ş I YO R
1 05
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
1 06
Harriet Beecher Stowe
Kölelikten KopUf
Pennsylvania, New Hampshire, Massachusetts, Rhode Island ve
Connecticut gibi birçok kuzey eyaleti köleliğin ahlaki yönünü kabul
edip 1787 gibi erken bir tarihte kendi eyaletlerinde köleliği kaldır
maya başlamışlardı bile.
1 07
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
Hususi Kurumumuz
Ö zellikle güneyli siyasetçiler, nahoş buldukları kölelik ifadesi yeri
ne köleliği ifade etmek için "hususi kurum" ifadesini kullanıyordu.
1 08
Harriet Beecher Stowe
1 09
FREDERICK DOUGLASS
Köleliğin Gerçekleri
ACI B i R i RO N i
Douglass'ın Çocukluğu
Frederick Augustus Washington Bailey, 1 8 1 7 yı lında Tu ckahoe,
Maryland'de doğdu. Annesi Ha rri et Ba i l ey siyahi bir köleyd i.
Dou glass'ın babasının kim olduğu h i ç ortaya çı kmasa da bu kişi
nin a n nesi n i n beyaz sah i b i Aaron Anthony olduğu va rsayılıyordu.
Dougla ss, a n nesi n i n 1 826 yı l ı nda öl mesinin a rd ı ndan hizmetçi
olarak çal ışmak üzere H u g h ve Sophia Auld'la birl i kte yaşamaya
1 10
Frederick Douglass
Öğrenme Açhğı
Doug lass, mahal ledeki beyaz çocu kları n ken disine g izlice ders
vermeleri sayesi nde ça lışmayı sürd ü rmenin yol ları n ı buldu. Doug
lass daha sonra onlardan şöyl e bahsetmiştir: "Bu oğlan lardan iki
üç tanesi nin ismini vermeyi çok i sterdim, s ı rf on lara duyduğum
şükran ve sevg iyi sunmak adı na; ama maal esef ihtiyatlı olmal ıyım,
ken d i m zarar göreceği m için değil, ancak onları utandırabiliri m .
Çünkü bu H ı ri stiyan ü l kede kölelere oku ma öğretmek neredeyse
affed i l mez bir suçtu r:'
111
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
Şakaaı Yok
Garrison son derece açık sözlüydü. Liberator'ın ilk sayısında şöyle
yazmıştı: "Ilımlı bir şekilde düşünmeye, konuşmaya ya da yazmaya
hiç niyetim yok . BENİ H E RKES DUYACAK."
. .
1 12
Frederick Douglass
1 13
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
Retorik Yazım
Retorik yazımda, yazarlar savundukları şeyi kurmak ve destekle
mek üzere pek çok teknik kullanırlar. Douglass'ın konuşmaları,
yazarın bir konu sunduğu, verileri belirttiği, argümanlar ve kar
şı argümanlar önerdiği, sonra da sonuca vardığı klasik argüman
tarzındadır. Douglass konuşmasındaki temaları desteklemek için
ironiyi kullanır. Retorik sanatına öyle hakimdir ki bu sayede Afri
kalı-Amerikalıların da en az beyazlar kadar zeki oldukları ve eşit
muameleyi hak ettikleri savını destekler.
D O U G LA S S G E R Ç E K B A� I M S I Z L l � I N A
K AV U Ş U YO R
N i h ayeti nde Garrison'ı n rad i kal tutum u Douglass'la a raları nda çat
laklara sebep oldu. Ga rrison, kiliseler ve siyasi parti ler dahil olmak
üzere tüm ku ru m ları n yozl aşmış olduğ u n u ve kölelik karşıtl ı ğ ı ha
reketinin hiçbir kurumla bir a rada olmaması gerektiğ ini düşünü
yord u . Dahası Garrison Anayasa'n ı n kölelik ya nlısı bir belge oldu
ğu na, Kuzey Birliği'nin dağ ı l ması gerektiğine inan ıyord u.
Douglass'ın yu rtdışındaki deneyim leri ona biraz nefes a l ı p
kendi fikirleri n i geliştireceği bir alan su ndur; böylece düşünceleri
daha prag matik hale geldi. Douglass Anayasa'n ı n kölel i k ya nl ısı ol
madığ ı n ı ve kurtu luş adına ustalıkla ku l l a n ı la bi leceği n i düşünme
ye baş lad ı. Bu durum güneyl i köleleri soyutlayacağı için Kuzey Bir
l iği'n i n dağılmasını istemiyord u . Ga rrison kendini ihanete uğramış
hi ssederek Dougla ss'a Liberator'da acımasızca sald ı rd ı . Anlaşmaz
lıkları lçsavaş'tan sonra da sürdü ve kölel i k karşıtl ığı hareketindeki
başl ıca böl ü n üşün başlangıcı oldu.
1 14
Frederick Douglass
115
LYDIA MARIA CHILD
Halkı Eğitmek
KÖ L E L i K K A R Ş I T I B A Ş L A N G I Ç L A R
1 16
Lydia Maria Child
1 17
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
1 18
Lyd ia Maria Child
119
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
1 20
WALT WH ITMAN
Demokrasi Ozan1
Tarif ettiğim şairi beyhude yere bekliyorum. ... Zaman ve doğa bize
pek çok hediye bahşeder; ama herkesin beklediği oturaklı insanı,
yeni dini, uzlaştırıcıyı getirmedi henüz. ... Amerika'da, emsalsiz ge
reçlerimizin değerini bilen ve çağın barbarlığı ve materyalizmi iÇinde
Homer'de görüp hayranlık duyduğu o tanrıların bir başka karnavalı
nı amansız gözleriyle seçen bir deha yok henüz; ... bizim gözümüzde
Amerika bir şiir; heybetli coğrafyası göz kamaştırıyor ve uygun ölçü
yü daha fazla beklemeyecek.
Emersen hakl ıyd ı . Ameri ka'n ı n altın ölçü leri fazla beklemesi
gerekmedi; maka l enin yayı mlan masından sonra on yı l içinde Wa lt
Whitman edebiyat sahnesine fı rtına g i b i g i rerek Çimen Yaprakları
[ 1 855] adlı yepyeni ölçü lere sa h i p başyapıtı n ı yayı m ladı.
Y E N İ A M E R i KA N Ş i i R i
1 21
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
1 22
Wa lt Whitman
( 1 89 7 -92 versiyonu)
Transandantal Şair
Emersen şu satırlarda tra nsa ndanta l izm fel sefesi ni nası l fa rk eder
d i, bir düşünün:
1 23
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
D E M O K R A S i OZA N I W H I T M A N
Lincoln'ın Ölümü
Whitman'ın en ünlü şiirlerinden ikisi -"Ön Bahçede Leylaklar Son
Açtığında" ve "Ey Kaptan ! Canım Kaptanım!- Lincoln hakkındaydı.
Whitman için Lincoln'ın ölümü çok önemli bir dönemin kapanışını
simgelediğinden ağıt niteliğinde şiirler yazmıştı.
1 24
EMI LY DICKI NSON
Beyazh Münzevi
Şai rler asi ti plerdir. Mevcut şiir ya pıları işe ya ra mazsa şairler amaç
larına uyd u rmak için sözcükleri eğ i p bü ker, evi rir çevi ri rler. Gele
neksel bir ölçü, şa irin kafasının içindeki m üziği ya nsıtmazsa onu
da değişti rirler. Bir uyak d üzeni fazla sı n ı rlayıcı gelirse ortadan kal
d ı rırlar. Dilin ilerleme biçimlerinden biri de budur.
Whitman, New York'ta (ironik bir biçimde) ai lesi n i n evi nde ya
şaya ra k tüm ka lıpları yıkıyorken, sessiz mü nzevi Emily Dickinson
( 1 830- 1 886) d a aynı şeyi Batı Massachusetts'teki evi nden yapıyor
du. Bu iki yaza r çocu klu kları nı geçird i kleri oda l a rda çalışı p didine
rek ve çılgın, haşarı edebiyatçılar olarak şiirde yepyeni bir çağ ı n
öncü lüğünü ya ptılar. Kendi za manları n ı n ilerisindeki t ü m yaza rlar
d a olduğu gibi on ları da nasıl değerlendirmek gerektiğ i n i kimse
bilm iyord u.
1 25
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
Emily topl u mdan el ini eteğ i n i çekti. Evden bir daha ayrıl madı, ya l
nızca a i lesiyle görüştü ve sadece beyaz kıyafetler g iyme alışka n lığı
geliştirdi.
1 26
Emily Dickinson
Gizli Tutkular
Dickinson'ın da sütten çıkmış ak kaşık olduğu söylenemezdi: 249.
şiirine bir bakın. Kendisinin de incelediği, metafizik şair John Don
ne gibi o da özenle işlenmiş benzetme ya da uzatılmış metaforlar
kullanarak spiritüel tutkuyu cinsel arzuyla birleştirmiştir.
1 27
Amerikan Edebiyatı 1 O 1
Şiirin son undaki tire kaldırılıp yerine nokta kon u nca şiirin an
lamı değişmekte; tireyle yaratılan geri l i m hissi yok olmaktad ı r.
Anlatıcı n ı n doğadaki bu karşılaşmadan dolayı ne kadar rahatsız
hissettiğini gösteren bu devrik ya pı {"Çıkıveri r anid en") açık bir tire
yeri ne nihai bir nokta n ı n ard ı na sıkışır ve artık anlatıcı daha ra hat
ve kend inden emin görü n ü r.
Dickinson'ı n şiirleri tercih ettiği konu seçimi itiba rıyla da kendi
dönemi için a l ışılmadıktı: ölüm. Diğer yaza rlar ölüm hakkında yaz
dılarsa da Dickinson gibi keskin, korku suz bir üsluba sa hip değ i l ler
di. Di l i idareli kullanışı ve etkileyici, somut i mgelemleri Dickinson'ı n
konuya ya klaşı mını oldukça felsefi ve entelektüel açıdan cesur kı l
m ı ştır. 465. şiiri nde, ölüme yaklaşan an latıcı n ı n zi h n i nden geçenleri
paylaşır. Kendine has üslu buyla da şiiri bir tireyle sonlandırır:
Dicki nson'ın şiirin so nunda tire ku llan ması bizi şü pheli bir bek
lenti içi nde bırakır; bu şiirin noktayla bittiğini bir d ü ş ü n ü n . Dickin
son başka bir şey daha ya par gerçi; tireden önce "Göremez oldu m,"
ifadesiyle baş başa b ı rakır bizi. Bu acaba bedenin ruhla birlikte öl-
1 28
Emily Dickinson
1 29
BÖLÜM S
R E A L İ Z M V E N ATÜ R A L i Z M
1 30
Realizm ve Natüralizm
1 31
MARK TWAIN
Amerikalı Mizahçı ve "Amerikan Edebiyatı Dekanı"
Mark Twa i n ( 1 835- 1 9 1 O) (on dokuzu ncu yüzyı lda Amerika edebi
yat merkezi olan) ülkenin kuzeydoğusunda doğmamıştı, va rl ıklı
bir aileden gelm iyordu ya d a ü n iversite mezu nu değildi; ayrıca
haya l i ndeki meslek de yaza rlık değil, nehir teknesi kaptanlığ ıy
d ı . Bunlara rağ men Twa i n edebiyat alanınd a büyü k bir sayg ı n l ı k
kazandı v e dünya çapında üne kavuştu, o d ö n e m i ç i n neredeyse
emsalsiz bir şeyd i bu. Günümüzde hala Ameri ka'n ın en iyi yaza rla
rı ndan ve mizahçılarından biri olarak bilinir.
1 32
Mark Twai n
Kendini Değerlendirme
Twain'in ille eleştirmeni kimdi dersiniz? Kendisiydi. İlle kitabı The
Innocents Abroad [Gurbetteki Masumlar; 1869) yayımladığında, ki
tap hakkı nda isimsiz ve övgü dolu bir de değerlendirme yazısı ya
yımladı.
1 33
Amerikan Edebiyatı 1 O 1
T W A I N' I N TA R Z I
Twain1n yazım stili oldukça belirgindir. Kısa bir paragrafta bile üslu
buna dair genel bir kanıya varabilirsiniz. Örneği n Huckleberry Finn'in
Maceralart'nın ilk sayfasında ana karakter Huckleberry Fin n1 n oku
yucuya kend ini tanıttığı parag rafa bir bakalım:
1 34
Mark Twain
Realizm
Realizm, on dokuzuncu yüzyıl sonlarında Amerika'daki başlıca
edebiyat akımıydı. Romantizmi reddediş niteliğindeki akım, gerçe
ği aktarma çabasıyla sanatta sıradan yaşamın detaylarını -nahoş
olanları bile- sunuyordu. Edgar Alla n Poe'nun yazılarındaki gibi,
gotik edebiyatta yer alan doğaüstü unsurlar geride kalmıştı. Akım
sayesinde belirli bir bölgenin yerel lehçeleri, gelenekleri ve inançla
rı gibi unsurların önem kazandığı bir yerelcilik anlayışı doğmuştu.
Akım aynı zamanda, zayıfları avlayan ve bireyin özgür iradesini yok
eden sanayi ekonomisinin yükselişi döneminde doğanın tahrip edi
ci güçlerini inceleyen natüralizm akımının da doğmasına yol açtı.
1 35
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
ilk Daktilocu
Mark Twain eserlerini yazmak için daktilo kullanan ilk yazarlardan
biriydi. Ancak ileriki yıllarda otomatik bir yazı makinesine yüklü
miktarda yatırım yapmış ve batmıştır.
Huck. Ji m'i terk edi p etmeme kon usunda bir kriz yaşa r. Romanın
başında, H uck'ı ya nına alan Dul Douglas ve kız kardeşi ahlak ve d i n
konu larında eğiterek Huck'ı medenileşti rmeye çal ışmıştır. Ş i m d i
de doğru şeyi yapma konusunda kafası karışmış o l a n H uck, kaçak
kölenin yerin i bildirmek üzere Jim'in sahibine bir mektup yazmaya
koyu lur. Ancak Jim'in, maceraları sırası nda kendisi için yaptığı onca
şeyi hatı rlayarak mektubu göndermemeye karar verir:
Ağzını açıp aptallığını tasdik etmektense kapalı tutup aptal gibi görün
mek daha iyidir.
-Mark Twain
1 36
Mark Twain
1 37
EDITH WHARTON VE HENRY JAMES
Edebiyatın Kaymak Tabakası
1 38
Edith Wharton ve Henry James
H E N RY J A M E S ' I N R O M A N L A R I
Henry James'in romanları, A meri ka'da varlıklı bir sınıfın doğd uğu
Yenidünya'yla Eski Dünya (Avrupa) arasındaki değişen, g i rift i l işki
leri belgeler. Psikolojik gerçekçilik adında yen i bir real izm türü be
n i m seyen James, karakterleri n i n psikoloj i leri n i n keşfi ve deneyi m
leri n i n gerçekçi tasvi rleri a racıl ığıyla Amerikan ve Avrupa değerle
ri n i n zem i n l erini i nceled i. Sonuç olarak üslubu g i rift, dola m baçlı
bir hal alabil iyordu ve oku ması çok güçtü ( m u htemelen insanları n
genellikle okumamalarına rağ men o n u n kitaplarını okudu kları n ı
söylemeleri n i n sebebi d e b u ; ç o k zorlar!}
James, kısa romanı Daisy Miller'da [ 1 878) başkarakteri Da isy
M i ller'ı n psikolojisi aracı lığ ıyla Eski ve Yenidü nya'yı keşfe çıkar. Da
isy, hayatının baharında Avrupa'ya seyahat eden genç bir kad ın
dır. Gerçek bir hanımefe n d i n i n flört kon usunda nasıl davranması
1 39
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
E D I T H W H A R TO N
1 40
Edith Wharton ve Henry James
lim olur. Wharton romanı, Birinci Dü nya Savaşı'n ı n i nsa nların ya
şa mları n ı nasıl pa ra m parça ettiğine ve on ları yen i bir gerçeklikle
baş başa bıraktığına şa hit olduktan son ra, ellili yaşlarında yazd ı .
Pek ç o k açıdan başkarakteri n kaybı, savaşta n sonra yitirilen Ame
rikan rüyasını yansıtır.
Adabımua,eret Romanlan
Wharton'ın eserleri, realizmin adabımuaşeret romanlan denen bir
alt türüne dahildir. Bu romanlar karakterlerin, sosyal normlara
ne kadar uygun hareket ettikleriyle sessizce değerlendirildikleri
dünyaların zengin tasvirlerini sunar. Mark Twain'in Huckleberry
Finn 'in Maceraları romanındaki Huck gibi sosyal normların dışın
da hareket eden karakterler aslında doğru davranmalarına rağmen
yanlış kabul edilirler. İ ngiliz yazar Jane Austen da adabımuaşeret
romanları yazmış, Gurur ve Önyargı gibi popüler romanlarında on
dokuzuncu yüzyıl İ ngiliz toplumunun kusurlarını göz önüne ser
mek için komedi öğeleri ve hafif bir üslup kullanmıştır.
1 41
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
1 42
KATE CHOPIN VE CHARLOTTE PERKINS
GiLMAN
ilk Feministler
Gün içinde neyle uğraşmış olursanız olun, kocanız eve döndüğünde onu
bir tebessümle karşılayın. Mümkün olduğunca güzel görünün. Eviniz
öyle güzel, öyle aydınlık olsun ki, kocanız evden uzaktayken bunu hatır
layarak geri dönme isteği duysun.
-Hill's Manual of Social and Business Forms
[Hill'in Sosyal ve Görevsel Formlar Kılavuzu; 1888]
1 43
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
Değifİme Direnç
Kadınların eş ve anne olarak rolleri ulus içinde o kadar kutsal ve
elzem görülüyordu ki bu roller değişmeye başladığında ulusun özü
nün tehdit altında olduğu hissi oluştu.
CH A R LOT TE PERKI NS G i L M A N
1 44
Kate Chopin ve Charlotte Perkins Gilman
1 45
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
Deh şete ka pılan kocası bayı l ı r, kad ı nsa her defasında koca s ı n ı n
üzeri nden geçerek odada dolanmaya deva m eder.
K AT E C H O P I N
Uyanış
Uya n ı ş on dokuzu ncu yüzyı l ı n sonunda Louisiana'da geçer. Roma
nın kah ra m a n ı Edna Pontel lier başarılı bir eşe ve sevgi dolu, tatlı
çocuklara sah i p, nispeten mutlu evl iliği olan bir kad ındır. Ailesi n i
sevse de ki m l i k hissi bağ l a m ı nda o n a ta m bir tatmin sağlamaz.
"Gerekli ol maya n l ardan vazgeçebilirim, paramdan vazgeçebili
rim, çocu klarım içi n yaşa m ı mdan vazgeçebi l i ri m a m a kend i mden
vazgeçemem:• Chopi n'in o kuyucuları için, bir annenin eş ve a n ne
olarak görevleri nden tam bir tatmin d uymaması neredeyse kafi r
lik gi biyd i.
Edna onlardan uzak olduğunda çocukları n ı özlediğini söyler,
ama onlara karşı "d üzensiz, d ü rtüsel" bir sevg i duyduğunu düşü-
1 46
Kate Chopin ve Charlotte Perkin s Gilman
n ü r. Ailesiyle birl i kte geçirdiği huzurl u bir yaz tati l i sırası nda ai lesi
ni sevd iği ancak ya ln ızca onlar için yaşamadığı gerçeğiyle "uya n ı r':
Piya nosuyla Edna'daki uyanışı teşvik eden ve bağ ı m sız biri olan
Matmazel Rei sz'den etki lenen Ed na bir sevg i l i ed inir. Maalesef iş
ler iyi gitmez. Edna, kend i n i ta m anlamıyla gerçekleştirmen i n tek
yol u n u n i ntihar etmek olduğuna ka ra r veri r. "Ru hu ya l n ızl ı ğ ı n de
ri n l i klerinde gezi n meye d avet eden" den izin "başta n çıkarıcı" se
sine ku lak veri r. Okya nusta açı l ı rken kolları ve baca kları yoru lur,
çocu klarıyla kocasını düşün ür: "Yaşa m ı n ı n bir parçasıydılar. Ama
onun bedenini ve ru h u n u ele geçi rebilecekl eri n i düşün melerine
gerek yoktu:'
Chopi n de Gilman da karakterleri n i kaderleri ne mahküm ola
ra k beti mled i kleri nden natüralist yaza rlar olara k değerlendiri l i r;
ka ra kterlerin kaderleri ni hayetinde topl u m u n ya pılarıyla belirlen i r
(natüra l i st yazarlardan son ra ki böl ümde d a h a ç o k bahsed ilecek).
Chopi n'e göre Ed na Pontell ier'i n nihai i ntihar eylemi kah ramanca,
olumlu bir eylem olara k okunabilir; karakter, topl u m u n bir kadı
na sunabi leceğ i d uyg usal açıdan ölü bir sona teslim olmakta nsa
kendi yaşa m ı n ı kendisi terk etm işti r. Gilman için mesaj biraz daha
kasvetli sunulmuş olsa da ayn ıdır: Kad ı n ların, topluma ka bul edi
lebi lmeleri n i n tek yol u psikoloj i k, duygusal ve ruhsal ca n l ı l ı ktan
yoksun olmalarıdır. Top l u m u n Gilman'ın başka h ramanını iyi leşti r
me çabaları, onu yaşayan a nca k psi kolojik açıdan boş bir ku rba na
dönüştürmüştür.
1 47
STEPHEN CRANE VE JACK LONDON
Halkın Sesi
S T E P H E N C R A N E : H I Z L I YA Ş A G E N Ç Ö L
1 48
Stephen Crane ve Jack London
bir kad ına evlenme teklif etti ancak çok ünlü bir genelevin patro
n içesi olan Cora Taylor'la evlendi.
1 49
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
i n sanlar şartları n esiriyd i v e yaşa mları üzeri nde çok a z kontrol le
ri ol uyordu. Gerçekçi yaza rlar gibi natüralist yazarlar da ya şa m ı
m ü m k ü n olduğunca gerçekçi bir şeki lde tem sil etm e amacınday
dılar. Natüral izm, rea l izm in daha negatif bir alt kol u gibidir; t ı pkı
kara n l ı k romanti klerin transanda nta lizm i n kasvetli kolu olma ları
gi bi; mada lyon un daima iki yüzü va rdır.
Emile Zola
E mile Zola'nın 1871-1893 yılları arasında yayımlanan yirmi cilt
lik serisi Les Rougon-Macquart, natüralizmin başlıca eserlerinden
biri olarak kabul edilir. Romanlar, edebiyatta natüralizm akımının
önemli bir özelliğini temsil eder: karakterlere bilimsel metotla yak
laşma ve karakterlerin durumları, kalıtımsal özellikleri, çevreleri ve
davranışlarının mesafeli, objektif bir yolla kaydedilmesi.
1 50
St e phen Crane ve Jack Londo n
Antropomorfizm
Antropomorfizm, yazarın hayvanlara ya da cansız nesnelere insani
özellikler yüklediği edebi bir araçtır. Antropomorfizm, yazarların
1 51
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
1 52
BÖLÜM 6
MODERNİZM
1 53
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
1 54
KAYIP KUŞAK
Çllgın Yirmiler
Nesiller gelir, nesiller geçer, ama dünya sonsuza dek kalır. . . Güneş do
ğar, güneş batar, hep doğduğu yere koşar.
-İncil, "Vaiz"
Kayıp Kuşa k, savaşta n sonra yetişki n l iğe adım ata n yirm i l i ve otuz
lu yaşlarındaki nesil içi n uygun bir ifade gibi görü nüyordu. Çok
büyü k bir katliama şahit olan a skerler şimdi d ö n m ü ş, kendilerini
evleri nde ya bancı g i bi hi ssed iyorlard ı. Savaşa katı l maya n gençler
de en az onlar kad ar hoşn utsuzd u; çoğ u ü l kelerindeki parça lanma
hissinden kaçmak için Avrupa'ya gitmişti (üste l i k içki içme yaşı da
daha d ü ş ü ktü).
Amerika l ı göçmen Gertrude Stein ( 1 874- 1 946) pek çok açıdan
Kayı p Kuşak'ın edebiyat alanındaki "d işi kuş"u g i biydi. Yazarlara
tavsiyeler verdi, o nlara destek oldu ve dönemin bazı bel irleyici sa
natsa l fe l sefeleri n i ha rekete geçird i .
Ken disi de bir yaza r v e entelektüe l olan Stein gençken Pari s'e
gitmiş, yaşa m ı n ı n büyük kısmı nda orada ka lm ıştı; ancak kend ini
asla bir göçmen olarak görmüyor, her zaman önce l i k l e bir Ameri
ka lı olarak değerlendiriyord u. Pa rtneri Alice B. Toklas'la paylaştığı
daire yaza rlar, entelektüeller, sanatçılar ve Amerika l ı göçm enler
için bir m erkez haline gelm işti. Stei n'ın portresi n i yapan Pablo Pi
casso ve o n u n "Kayı p Kuşa k" ifadesi n i Güneş de Doğar [1 926) ro
manı nda öl ü m süzl eştiren Ernest Hemin gway, Stein'ın eşiğinden
adım atm ı ş yıld ızlardan bazıla rıyd ı.
Kayıp Kuşak ifades i n i d e ilk kullanan Ste i n'dı. G üya Paris'te bir
gün a ra ba ta m i rcisi nin, yeterince h ızlı hare ket etmeyen genç iş-
1 55
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
E R NE S T H E MI NG WAY
Ernestine'den Papa'ya
Hemingway'in annesi bir kız çocuğu olmasını o kadar çok istiyordu
ki Ernest'e kız kıyafetleri giydiriyor, saçlarını uzatıyor ve ona "Er
nestine" diyordu. Hemingway bunu fazlasıyla telafi etti: Ününün
1 56
Kayıp Kuşak
uvanlltıcı Sadelikten
Hemi ngway1n üslubu edebiyat d ü nyasında efsanevidir. Yirminci
yüzyı l yazı mında o kadar etki li olm uş, o kadar yayg ı n laşm ıştı ki
bazı ları onu artık bir üslup olarak değil, olması gereken olarak gö
rüyord u.
Buzdağı Teorisi
Hemingway'in yazım tarzıyla ilgili ünlü bir teorisi vardı: buzdağı
prensibi. Şöyle açıklıyordu bunu: Buzdağlarının "sekizde yedisi su
yun altındadır. . . . Eleyebileceğinizi bildiğiniz her şey . . . buzdağınızı
güçlendirecektir". Hemingway'in yazıları, o buzdağının en kuvvetli
sekizde birlik bölümünü temsil eder. Yazılarını özenle budaması sa
yesinde okuyucuyu söylenmemiş olanı, kelimelerin ardındaki ger
çekliği anlamaya hazırlar.
Güneş de Doğar
Hemingway'in Güneş de Doğar'ı, Kay ı p Kuşak'ı n roma n ı oldu.
1 920'1erde geçen roman, Fransa ve lspa nya'da amaçsızca dolanan
bir grup göçmen in h i kayesini anlatır. İ ki ana kara kter, Jake Barnes
ve Lady Brett Ash ley birbiri l erine aşıktır; ancak Ja ke'i n savaşta al
d ı ğ ı yara sebebiyle i ktidarsız ka l ması sonucu i l işkileri n i tamam ı na
erdire mezl er, Brett de bu olmadan ya pamaz:
1 57
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
Gelecek Umudu
Güneş de Doğar iki alıntıyla başlar: "Hepiniz kayıp kuşaksınız,"
(Gertrude Stein'a atfen) ve bu bölümün başındaki İ ncil'in "Vaiz"
bölümünden bir alıntı. Hemingway bu iki alıntıyı kullanarak kas
vetli de olsa bir umut ışığı sunar: Kendi nesli kaybolmuş olabilir;
ancak tüm bunlar evrenin döngüsel doğasının bir parçasıdır. Bir
kuşağın ruhu da tıpkı yeryüzünün yeniden canlanması gibi yeni
den hayat bulacaktır.
Jake ve Brett, Kayı p Kuşa k'ı bel i rleyen inançları n ve ru hun çö
zü l ü ş ü n ü sem bol ize eder; "Seni seviyoru m," cüm lesi bile artık bir
anlam ifade etmemektedi r.
Romana ya bancı laşma teması haki mdir; ancak Hemingway,
topl umdan geri ka lanı destekleyecek bazı alternatif i n a nçlar ve
değerler sunmaya ça lışır. Dostluk, sada kat, baskı a ltı nda zarafet ve
meta net, sık sık Hemi ngway'i n romanlarında alte rnatif değerler
olara k s u n u l u r; güçsüz de olsa yen i bir temeld i r bu. Hem i ngway,
Güneş de Doğar'da Kayı p Kuşa k'ı n yeni ka h ramanı olara k bir ma
tadoru seçer. Jake şöyle der: "Yaşamı son una dek yaşaya n, işine
cesa ret, zeka, disiplin ve sanat katan kişi matadordur."
Hemi ngway onca ü ne, servete ve dostlarına rağmen öl meden
önce ya l n ızla şmış bi riyd i . 1 954 yılı nda Nobel Ôdü lü'nü kaza ndı-
1 58
Kayıp Kuşak
Son Bafyapıt
Hemingway edebiyata muazzam katkılarda bulundu. Muhteşem
başyapıtlarından biri de Yaşlı Adam ve Deniz 'dir. [1952) . Bu, büyük
bir kılıçbalığı yakalamaya çalışan yaşlı bir balıkçının hikayesidir.
Bunu başarsa da sudaki kan kokusuna gelen köpekbalıkları balıkçı
nın teknesini çevreler ve balığın büyük kısmını yer.
1 59
ÇILG IN YiRM i LER
Caz ÇaOı
Büyük Buhran
Tüm bu refah fazla uzun sürmedi. 1929 yılında borsa çöktü ve
Amerika yıllarca sürecek büyük bir ekonomik krize girdi.
i nsa nlar ayn ı za manda bu yı l l a rda daha zen g i n old ular. Fiyatla r
ve verg i ler düşüktü, bu yüzden de üst sın ıfta n sayılmak için fazla
zengin olmak gerekm iyord u. Pek çok kişi oldukça az bir parayla ra
hat bir ya şam sürebil iyord u. 1 920'1erde bir genç olsa nız ya şa m ı nız
g üzel geçebil irdi.
F. S C O T T F I TZ G E R A L D
1 60
Çılgın Yirmiler
Mu.htepern Gatsby
F. Scott Fitzgerald'ın romanı Muhteşem Gatsby [1925] yirmileri ta
nımlıyordu. Lirik bir üslupla yazılmış şatafat, cazibe ve ışıltılı bir
yaşam hikayesidir. Eserin özünde çağa damgasını vuran Amerikan
rüyası romantizmi vardır; aynı zamanda bu hayalin sonunda nasıl
boş çıktığı da görülür.
1 61
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
1 62
EZRA POU N D VE T. S. ELIOT
Modernlzmln iki Devi
ll Miglior Fabbro
Eliot'ın kullandığı il miglior fabbro sözü Dante'nin İlahi Komedya'sı
nın "Araf " bölümüne bir anıştırmadır; burada Dante bu ifadeyi, on
ikinci yüzyılın usta ozanı Arnaut Daniel'a bir saygı duruşu niteli
ğinde kullanır. Eliot da Pound'a aynı jesti yapmıştır.
Y E N i B i R Ş E Y YA P I N I
1 63
Amerikan Edebiyatı 1 O 1
Erkeksi Şür
Pound şakaya gelmezdi: Jujitsu ustasıydı ve becerilerini arkadaşla
rı üzerinde kullanmaktan çekinmezdi. Bir gün bir restoranda Ro
bert Frost'u omzunun üzerinden atarak ufak bir gösteri sunmuştu.
Bunun son ucunda ol uşan şiirler, (şi i ri ağı rlaştıra n "kita p kel i
meleri" yeri ne) g ü ndelik bir d i l, (devri k cüm leler yeri ne) sade bir
üsl u p ve şiiri ifade etmek için yoğ u n i mgel eri n ku l l a n ı ldığı ürün
lerdi. Pou nd'un imgeci şiirin en iyi örneklerinden bazı ları nı yazd ı
ğ ı n ı düşündüğü şai r H. D:n i n "Sea Lily" ["Deniz N i l üferi"]şiiri nden
bir böl ü m şöyl ed ir:
Kamış,
kesilmiş ve parçalanmış
ama iki katı zengin
seninki gibi büyük bir baş
tapınak basamaklarında sürüklenir,
ama paramparça oluyorsun
rüzgarda.
Şiirde tüm d uyg usal içeri k damıtılarak merkezd eki tek bir im
geye dönüşür: kesilmiş, parça lanmış ve rüzgarda para mpa rça olan
ka m ı ş.
1 64
Ezra Pound ve T. S. Eli ot
1 65
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
"Çorak Ülke"
Eliot 1 922 yı l ı nda "Çora k Ül ke"yi yayı mlad ığı nda şa i r arkadaşı Wil
liam Carlos Wi l l iams şiirin "a l aycı bir ku rşu n gibi" vurd u ğ u n u söy
lemişti. Artık şa irler temsilci leri gibi gördü kleri Eliot'ı n yan ı ndan
ayrı l m ıyorlard ı.
Edebi a n lamda şiirin başlığı, Birinci Dü nya Savaşı m u h a rebe
alanlarına bir refera nstı r: cesetler ve yıkımla dolu ço ra k bir ü l ke.
Metaforik a n l a mda başl ı k ve şiirin kendisi, sava şta n kaynaklanan
spi ritüel ve duygusal çora k l ı ğ ı temsil eder. Şiirde seks meyve ver
mez, ö l ü m yeniden d i ri lişe geçit vermez ve inançlar ka lıcı değ i l d i r.
Dü nya, beyh udeliği n ço ra k ü l kesid i r.
E L I OT V E P O U N D ' U N YO L L A R I AY R I L I YO R
1 66
Ezra Pound ve T. S. Eli ot
1 67
WILLIAM FAU LKN ER
Güneyin Yazar1
FA U L K N E R S O N U N D A Ç I K I Ş I N I YA P I YO R
1 68
Wil l i a m Faulkner
Yenilikçi Yazar
Roman, dönemi için old u kça deneyseldir. Fau l kner bilindik h ikaye
anlatı m l a rı n ı n neredeyse her tür özel liğiyle oynar:
1 69
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
bakı nca Cad d y ' n i n cesa reti v e güzelliğine d a i r bölü k pörçü k a ncak
şefk a t l i bir şeyler sezin ler gibi olu r u z.
Tü m olay, 1 928 yı lı n ı n bir hafta son undaki Paska lya tati l i nde
gerçekleşi r ve b i r de 1 9 1 O yılına ait bir geri dönüş içeri r. Cesa retini
zi toplayı p bu işe girişme n iyetindeyseniz bu tabloda kitabın derli
toplu bir ha ritası n ı bulabi l i rsiniz:
K R O N O LO J i A N L AT I C I O N E M L I O L AY
1 70
William Fau l kner
K R O N O LOJ i A N L ATI C I O N E M L I O L AY
Yoknapatawpha
Fa u lkner' ı n nered eys e tüm eserleri g ü n eyi ele a l ı r. B u n l a r ı n çoğu,
1 71
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
1 72
WILLA CATHER VE JOHN STEINBECK
Batının Ya za rları
Topraktan başka bir şey yoktu: Ülke filan değil, içinden ülkelerin türe
diği toprak sadece.
-Willa Cather, Antonia
Mark Twai n gibi yazarlarla on dokuzu ncu yüzyı lda başlayan zen
g i n Amerikan gerçekçiliği ve bölgeciliği geleneği, yen i bir odak
noktasıyla yirminci yüzyı la da si rayet etti: Amerika çayı rları nda
yaşa m . Ülke kurul uşu n u ve batıya doğ ru yayı l ı ş ı n ı tama m ladığın
dan, ü l ken in bu ca nlı kısımlarında yen i bi r sosya l doku oluş maya
başlamıştı.
Yaza rla r çayı rları n g üzelliğini, yerleşimci lerin, göçmen i şçi leri n
ve buralarda g ezi nen yersiz yu rtsuzları n korku larını ve endişeleri
ni, onları kapana kıstıran sosya l ve ekonom i k g ü çleri an lattılar. Bu
yen i gerçekleri en iyi şekilde a n lata n iki yaza r vard ı : Willa Cather
ve John Stei n beck.
W I L L A C AT H E R
Willa Cather ( 1 873 - 1 947) yirmi nci yüzyı l ı n başı nda orta batı böl
geci l i ğ i n i n en ü n l ü yazarlarından bi ri haline geld i . Popü ler olan
çayı r üçlemesi okuyuculara on dokuzu ncu yüzyıl sonu Nebraska
coğrafyası na, burada tırnaklarıyla kazıyarak yaşamları n ı ku rmaya
çalışan i nsa n ların cesa ret ve tutu m larına dair bir bakış sundu.
İ lg i nçtir ki Cather çok kısa bir süre çayırlık bölgede yaşa m ı ştı.
Vi rg i n ia'dan Nebraska'ya dokuz ya şındayken gelip genç bir kad ın
olarak buradan ayrı l d ı . Ü n l ü çayır roma nlarını, otuz üç yaşı ndan
1 73
Amerikan Edebiyatı 7 O 1
Antonia
Antonia [ 1 9 1 8] Cather'ı n en popü ler roma nlarından olmasa da en
iyil eri nden b i ri d i r. Roman, döne m i n tipik i ki öykü s ü n ü anlatır: ya
bancı göçmenle Amerika l ı göçmen hikayesi. Cather onların hem
birbirine benzeyen hem de traj i k biçimde farkl ı olan deneyi mle
ri n i n izini sü rer.
A ntonia Shi merda, ai lesi daha iyi bir yaşam kurmak için Ameri
ka'ya taşınan Bohemyalı bir göçmendir. Jim Burden ise ebeveynleri
öldükten son ra oraya taşınmak zoru nda kalan Vi rg i n i a l ı bir öksüz
d ü r. Her i kisi de Nebraska çayı rlıklarına çocukken gelir. Okuyucu
lar, bu öncülerin yaşa m ları boyu nca katlandı kları ya l n ızl ı k ve tecri
de, deneyi m l erinden ed i n d i kleri cesa ret ve bağ ı m sızl ığa, hayatta
kalmak için g üvendikl eri topl u l u k ruhuna şah itl i k ederler.
A ntonia'n ın babası çayı rlardaki yaşa mın baskısı yüzü nden i nti
har edi nce A nto n ia'yla J i m'i n yaşa mları kesişir. A nto nia'n ın babası
hiçbir zaman Ameri ka'ya gitmenin iyi bir fikir old u ğ u n u d ü şü n me
mişti r; karısı zengi n olma u m u d uyla aileyi bu raya sürüklemiştir.
J i m'i n ailesi isti kra r gösterg esi ola n bir ev sa hi biyken A ntonia'n ın
ba bası bir ev ya pmayı başaramamıştır. Cather'ın romanı, diğer
modernizm h ikayeleri g i b i Amerikan rüyasın ı n boşl u ğ u n u vurgu
l a r. A ntonia'n ın babası, Yenidü nya'da bir anlam bulamayarak ger
çek memleketi n i n özlemi içinde ö l ü r.
1 74
Wi l l a Cather ve John Steinbeck
J O H N STE I N B ECK
Tozlu Otuzlar
1 9 30' 1 a rda o rta batı çayı rları n ı b i r fe l a ket vurd u . Tozl u otuzlar ya
da "toz ça nağı" olarak b i l i n e n dönemde şiddet l i kura k l ı kl a r ya
şa n d ı, bölgeyi toz fı rtı na l a rı kapladı ve m i lyo n l a rca çiftçi ye rle
rinden oldu. Büyü k Ovalar'daki ya k l a ş ı k 40 m i lyon hekta r l ı k a razi
b u n d a n etki lendi. Aileler çift l i klerini terk etti, eşya l a rı n ı toparla
yı p iş b u l m a k içi n batıya doğru yola koyu l d u . Yoğ u n toz ta bakası
içinde tü m eşyaları n ı taşıya n göçmen ler ü l ke n i n dört bir ya n ı na
dağıldı.
Bu felaketin yaşa n ması n ı n sebebi, elli yıl boyu nca çiftçi lerin
hala çayırl ı k bö lgenin ekolojisini anlamamış ve oraya uygun ta rım
uyg u l a maları gelişti rmemiş olmalarıyd ı . Çayı rla rın, yüzey to p rağ ı
n ı n ne kada r hayati bir parçası o l d u ğ u n u , engin çayır kö kleri n i n
toprakta n e m i ha psettiği n i v e böylece top rağı sabit tuttuğ u n u
bilmiyorlard ı . Çiftçiler yı l la r boyu meka n i k eki p m a n larla toprağ ı
di kkatsizce altüst ederek öyle bir d u ru ma geti rdiler ki toprak so
n u n da toza dönüştü.
Toz b u l utları öyl es ine yoğ u n ve siyahtı ki i n sa nlar onlara "kara
tipi" diyord u. Tozla r kil ometrelerce ilerledi, bazı ları Beyaz Sa ray'ı n
ön ba hçesi ne kadar ulaştı. Toz çanağı ifadesi, ku rakl ı k ve toz fı rtı
nalarına maruz ka lan herhangi bir bölgeyi ifade etmek a macıyla
sözl ü klere bile g i rd i .
1 75
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
Steinbeck ve Okiler
Onların bu kötü durumundan etkilenen Stein beck, göçmenlerin
batıya yolculukları hakkında yazmaya karar verd i . Kita bı için araş
tırma ya pmak üzere Oklahoma'ya g itti ve iş b u l m a k için Ka l iforni
ya'ya g iden göçmen işçi lere katıldı. Şa h it oldukları onu derinden
etki led i. Kızg ın Kal iforniya l ı l a r yemek vermeyi reddettiklerinden
açl ı k içindeki Okileri (Oklahom a l ı göçmen leri ifade eden bir terim)
izledi. Stein beck Ka liforniya l ı ların bu davranışları n ı "kınamanın
ötesine geçen bir suç" olara k tan ı m lad ı.
Gazap Üzümleri
Stein beck, onların deneyim leri ni başya pıtı Gazap Üzümleri'ne taşı
dı. Roman 1 939 yılında yayı mlandığ ında Stei n beck'e büyük bir ün
kaza n d ırd ı ve yirminci yüzyı l ı n en önemli yazarlarından biri olarak
edebiyatta ki yeri ni sağ lam laştırd ı . Halk, Stein beck'i n h i kayesi nde
ki ku rmaca Joad a i lesi n i n hikayesi nden çok etki lendi; Oklahomalı,
kiracı çiftçi bir aile olan Joad lar toz çanağı sebebiyle evleri nden
olm u şlard ı . Yü rek bu rkan öykü leri, evleri n i yitiren ve çalışmak için
Ka liforn iya'ya gidip burada da Büyük Buhran'ı n tüm iş bulma şa ns
ları nı yok ettiği gerçeğiyle karşılaşan pek çok Oki'yi temsi l eder.
Kalem Kağıt
Steinbeck, Cennetin Doğusu [1952) romanını yazmak için 300 ka
lem kullandı. O dönem daktilolar olmasına rağmen Steinbeck ka
lemle yazmayı tercih etmişti.
1 76
Wi lla Cather ve John Steinbeck
1 77
Amerikan Edebiyatı 1 O 1
1 78
ROBERT FROST
Amerika'nın Bölgesel Şairleri
Robert Frost ( 1 874- 1 963) Ameri ka'n ın en sevi len şa i rlerinden biri
d i r. "Sarı bir ormanda ikiye ayrı ldı yol u m" ya da "Uyumada n önce
daha çok yol gideceğ im," d izeleri ni kim bi lmez? Bel ki laf arası nda
kullan ıyorsunuzdur bile. Frost'un şiirleri o kadar popü ler oldu ki
d eyi mlerim izi n içine yerleşti. Öyle ki John F. Ken nedy, 1 960 yılında
başka n l ı k töreni nde "The Gift Outrig ht" ["İçten Bir Armağa n"J şiiri
ni oku ması için onu davet etti.
Robert Frost, Pou nd ve El iot'ın dönem inde şiir yazıyord u ve
Pou nd'un arkadaşıyd ı . ( Pound'un jujitsu hareketiyle Frost'u de
virişini hatırlayı n.) Üslupları ve konuları son derece farklı olsa da
Pou nd, Frost'u n şiirlerine hayrandı.
Pou nd ve Eliot muğlak a n ıştı rma lar ve zorlu klarla dolu mo
dernist şiirlerini yazad u rsunlar, Frost ta mamen fa rklı bir şey de
n iyordu. Frost, Eliot ve Pou nd'un şiirlerinde görd ü ğ ü soyutlama
ve bariz yüceli klerden hoşla n m ıyord u; her anlamda şiir sanatı n ı n
aya kları yere bassın istiyord u.
Frost'un Üslubu
Frost, şa irin geleneksel form lar ku llanara k kaos içi ndeki d ü nyaya
yeniden bir anlam ve d üzen kazandırabi leceğ i ne inanıyord u. Ge
nel olara k Frost'un şi i rleri şun larla kara kterize edi l i r:
1 79
Amerikan Edebiyatı 1 O 1
1 80
Robert Frost
Ormana Uğramak
Frost, "Stopping by Woods on a Snowy Eveni ng" ["Ka rl ı Bir Akşa m
d a Orma na Uğramak"; 1 923] şiirinde kış mevsiminde bir orma nı
tasvi r eder. Anlatıcı, karın içinde bir at arabasıyla giderken kar ya
ğışını izlemek üzere atı d u rduru r. "Küçük atı m tuhaf bulmuş olmalı
/ Yakınlard a bir çiftli k yokken d urmayı" d iye düşü n ü r anlatıcı. Şiir,
şai ri n düşünceleriyle son bulur:
1 81
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
E D W I N A R L I N G TO N R O B I N S O N
Edwi n Arli ngton Robinson ( 1 869- 1 935) da Frost gibi eserleri nde
kara n l ı k temalar işleyen bir başka New Engla ndlı şai rd i r. O da şiir
leri n i oluşturmak üzere geleneksel formlar kul l a nm ış, eserleri nde
New England l ı sıradan insanlara yer vermiştir.
Meşh u r şiiri uRichard Corynde [ 1 897] Robinson her şeye sa h i p
olan ama h i ç b i r şey hi ssetmeyen bir karakter ya rattı. Ş i i r a na ka
ra kteri n i ntiha rıyla biter:
C A R L SA N D B U RG V E Ş İ KAGOLU Ş A i R L E R
1 82
Robert Frost
S poon Nebri
Edgar Lee Masters'ın Spoon River Anthology [Spoon Nehri Antolo
jisi; 1915] tek bir ortak noktaları olan 250 orta batılı hakkında
dır: Hepsi ölüdür. Ö lümün içinde güvende olan bu insanlar artık
yaşamları boyunca deneyimledikleri çaresizlikler, başarısızlıklar ve
kayıp düşleri hakkında dürüstçe konuşma özgürlüğüne sahiptirler.
1 83
E. E. CUMMINGS VE WILLIAM CARLOS
WILLIAMS
Deneysel Şairler
Amerika'nın en yen ilikçi şai rleri nden bazı ları modern izm döne
m i nden çıktı. T. S. El iot ve Ezra Pou nd gibi şairler çağ rıyı yaptı, pek
çok şa ir onların bu çağrısına ya nıt verd i. 1 920'1ere gelindiğinde
Amerikan şiiri yen i çağı a nlayan ve tanımlayan yen i bir ses, anlam
ve üslup b u l ma yol u ndayd ı .
E. E. C U M M I N G S
En beli rgin yen i l i kçi şair E. E. Cum mings'ti ( 1 894- 1 962). Ti pog rafi
n i n -yazı n ı n sayfada görünüş biçimi- ya nı sıra d i l bilgisi, heceleme,
noktalama, ritim ve formla (yani dilin neredeyse tüm kurallarıyla)
da oyna r, genel l i kle adını küçük harflerle yaza rd ı. Nevi şa hsına
mün hasır tarzı kurallara karşıtl ığın görsel bir sembol üydü ve dö
nem i n deneysel ton u n u vurg u l uyordu.
Şiiri n, sadece bir sayfada yazı l ı sözcü kleri sessizce okuma eyle
m i olmadığı kolayca u n utulabilir. Şiir sesli oku n m a k için yazı l m ı ş
bir eserd i r. (Bir d a h a ş i i r okurken önce sessizce, sonra da yü ksek
sesle okuyup a radaki fa rkı gözlemleyi n.) Satırların bitiş biçi m i, ne
rede bittikleri vs. tüm bunlar şiiri gözle oku m a n ı n birer parçasıdır.
Şiir oku rken anlam oluşturma sihrine hem gözler hem kulaklar
dahildir.
Bir şiirin ne söyled iği, o n u n nasıl söyled iğinin bir son ucudur.
1 84
E. E. Cummings ve William Carlos Wil l iams
1 85
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
W I L L I A M C A R LO S W I L L I A M S
Şai r Wi lliam Carlos Wil liams ( 1 883-1 963) da Pou nd'un yen i l i kçi
eserler ü retme çağrısına uyup bunu uyg u ladı. Pou nd'un isted iği
ve imgeci lik hareketiyl e hayata geçirdiği yen i l i kçi liğin çoğ u Wi lli
ams'ın son derece yaratıcı şii rleri nde ifade bulur. Wi lliams bir an
lamda "Pound'dan çok Pou nd cu"yd u; çünkü Pou nd her ne kadar
yen i l i kçi olsa da Wi l l iams onun yeterince i lerlemed i ğ i n i d ü şü n ü
yo rd u. Po u nd'un etkisi yirminci yüzyıl başlarında o kadar güçl üy
dü ki Wi lliams yaşam ı n ı Pound'dan önce, Pou n d 'dan sonra olarak
i kiye bölebi l i rd i.
Dr. Williams
E . E. Cummings'in aksine, William Carlos Williams'ın asıl mesleği
şairlik değildi. O eğitimli bir hekimdi. Kırklı yaşlarında New Jer
sey'deki bir hastanede pediyatri bölüm şefi oldu ve ölümüne dek
bu görevi sürdürdü.
1 86
E. E. Cummings ve William Carlos Williams
ler şiirlerinden biri olan "Kırm ızı El Ara bası"nı n [ 1 923] bi rkaç satırı
şöyled i r:
ne çok şey
bağlı
kırmızı
el arabasına
yağmurla ışıldayan
Ulantı
Şairin bir dizeyi, dilbilgisine göre bitiş noktasında sonlandırmama
sına ulantı denir. Ulantı Fransızca enjambment kelimesinden gelir;
bu kelime "karşıya geçme" (Fr. jambe: bacak) anlamına gelir. Ulantı
kullanmayan dizeler noktalama işaretiyle biter. Ulantı, dizeler dil
bilgisine göre bitmesi gereken kelimelerle sonlanmadığından şiirde
her türden gerilim hissini yaratabilir.
1 87
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
1 88
HARLEM RÖNESANSI
Afrikalı-Amerikan Edebiyatın Başlangıcı
KUZEYE GÖÇ
Birinci Dü nya Savaşı 'n ı n ard ı ndan bin lerce Afri kal ı-Ameri ka l ı gü
neydeki çiftl iklerden kuzeyd eki şehirlere göç etmeye başlad ı .
1 920'1 eri n k ı s a süreli ekon omik refahı sırasında Ch icago v e New
York gibi şehirler, daha iyi bir yaşa m u m u d uyla g ü neydeki Afri ka
l ı-Ameri ka l ı ları cezbeden iş fı rsatla rıyla dol uyd u .
1 89
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
Yeniden Doğuf
Rönesans kelimesi Fransızcadan gelir ve "yeniden doğuş" anla
mındadır. Kültürel yeniden doğuşları temsil eden edebi ve kültürel
akımlar genellikle rönesans terimiyle anılır. Harlem Rönesansının
bu ismi almasının sebebi, Amerika'da Afrikalı-Amerikan sanatı ve
kültürünün yeniden doğuşu olarak görülmesiydi.
RICHARD WRIGHT
Bigger'ın Çıkmazı
Native Son [Yerl i Oğ lan] va rl ı kl ı ve beyaz Dalton a i lesi n i n ya n ı nd a
şoför o l a r a k işe başlaya n, y i r m i bir ya şındaki Afri ka l ı -Ameri ka l ı
Bigger a d l ı b i r g e n c i kon u a l ı r. Bigger, Şi kago'daki geceko n d u
böl gesinde yaşar; zen g i n o l m a k için kuzey şeh i rl eri n i doldura n
p e k ç o k siya h i Ameri ka l ı g e n c i n t i p i k b i r örneğ i d i r.
Bigger kazara ailenin güzel kızı Mary Dalton'ı öldürdüğünde iş
ler kötüleşir. Bigger bir gece Mary'yi eve getirdikten son ra onu içeri
taşımak zoru nda ka lır çünkü genç kız yürüyemeyecek kadar sar
hoştu r. O sırada uyanan kör Baya n Da lton, Bigger kızı yatağına ya
tırırken Mary'nin odasına gelir. Genç kızın odasında bulunduğu için
ona tecavüz etmekle suçlanma ihtimali olduğunu fark eden Bigger,
korku içinde kızı yastıkla sustu rmaya çalışırken kazara Mary'yi boğar.
Bigger şimdi metafori k olarak yakalanmıştı r: Korku ve ırk çatışması
nın tetiklediği bir şiddet döngüsüne girer. Bigger sonunda kendisini
bu kadere sürükleyen insa nları ve güçleri çok daha iyi anlar. Ölüme
mahkum olsa da onurlu ve cesur bir şekilde ölür.
1 90
Harlem Rönesansı
Caz Çağı
Harlem Rönesansının yanı sıra Caz Çağı da yaşanıyordu. Müzik açı
sından son derece yenilikçi bir dönem olan Caz Çağı, aksak ritimler,
doğaçlamalar ve oldukça canlı bir tona sahip bir müzik türü olan ca
zın yükselişine şahit oldu. Caz, 1920'lerde Şikago ve New York'taki
kulüplerde gelişip canlandı. Duke Ellington ve Louis Armstrong gibi
müzisyenler bu dönemde ünlü oldular.
Wrig ht'ı n kitabı, insanların Ameri ka'daki siyah ilerle ilgili me
seleler karşı sındaki kayıtsızl ı ğ ı n ı n yanlışlığını gösteriyordu. Yaza r
eşitsizl i k, ı rkçılık ve şiddet g i bi mesel elerle ilgili can l ı ve ra hatsız
edici bir resim çiziyordu; rom a n ı okumak epey zorlayıcı bir dene
yi m olabi l i r.
N i hayeti nde modern dönemin pek çok yaza rı gibi Wright da
Amerika'da haya l kırıklığına uğrayı p Paris'e kaçtı. Işıklar şehri Wright
için doğru bir yer oldu: Fransızlar onu büyü k bir yaza r olarak adde
dip Hemingway, Fau l kner ve Fitzgerald'la eş tuttu lar.
Natüralizme Dönüt
Native Son [Yerli Oğlan] , natüralizmin diğer kitapları gibidir: Ka
rakter, nihayetinde kaderini belirleyen karmaşık toplum kuralla rı
içinde mahsur kalır.
Z O R A N E A L E H U R S TO N
1 91
Amerikan Edebiyatı 7 0 1
Tanrı'ya Bakıyorlardı
Tanrı'ya Bakıyorlardı [ 1 937] gü neyli siyahi genç bir kad ı n ı n k i m l i
ğini bulma yolcu l u ğ u n u anlatır. H u rston, Jan ie'ni n yaşadı klarını,
duyduğu hi kayelere ve g üçlü ancak kötü davranan sevg i l isiyle
yaşad ı ğ ı kendi deneyim leri ne dayandırır. Janie melezd ir ve hem
beyaz hem de siyahi topl u l uklarda geri l i m olduğ unu görür.
1 92
Harlem Rönesansı
L A NG S TON H U G H E S
Caz Şairi
H urston gibi H u g hes da Afrika l ı-Amerikal ı ların sözlü gelenekleri n i
v e folkloru n u akta rmak istiyordu. H u g hes şiirlerinde caz ritimleri n i
ya ka lamaya çal ıştı:
Politik Sesler
Booker T. Washington ve W. E . B. Du Bois on dokuzuncu ve yirmin
ci yüzyılın iki önemli siyasi figürüydü; Afrikalı-Amerikalıların geli-
1 93
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
B Ü Y Ü K B U H R A N PA R T i N i N S O N U O L U YO R
1 94
BÖLÜM 7
S AVA Ş S O N R A S I E D E B I YAT I
1 95
Amerikan Edebiyatı 1 O 1
lar sord u la r: Ameri ka n rüyası aile biri m i n i nasıl etkil iyor? Top l u m
baskısı ne bağ lamda aile dinamiklerinde rol oynuyor? Bu oyu n ya
za rları, yi rm inci yüzyılda Ameri ka n toplumunun gerçekle fa ntezi
a rası ndaki çizgiyi nasıl yıktığını ve aile üyeleri a rası ndaki bağ ların
nasıl çatırdadığını gösterir.
Son olarak da yirminci yüzyı lda g oti k yen iden canlandı; bu
defa d i kkati n i güneye çevi rmişti. Amerika'da Edgar Allan Poe gibi
yazarlarla başlaya n gotik gelenek, g ü n eyi inceleyen Wi lliam Fa ulk
ner, Flannery O'Connor ve d iğer yazarlarla yeniden hareketlendi.
Bu yaza rların eserleri, gü neyli soyl u kesi m i n çöküşünün ve mo
dern topl u m u n yü ksel işinin nasıl bir geri l i m ya rattığ ını gösteri r.
Yaza rlar a rtık g ü neyli topl umların kötü l ü klerine daha az, modern
d ü nyadaki yabancılaşma ve kayı p hissinden doğan sessiz a ncak
teki nsiz unsu rlara daha çok oda klan ıyordu. Flannery O'Connor,
g rotesk ve m iza h i üsl u buyla modern edebiyatta ki eşsiz g ü neyl i
sol uklardan bi ri oldu.
1 96
BEAT KUŞAGI VE J. D. SALI NGER
Karşı-Kültür Kulübü
Kayı p Kuşak nasıl ki "kayı p"tı, Beat Kuşağı da öyle bitikti. Bunlar,
Büyük Buhra n za manı nda büyü müş, İ kinci Dü nya Savaşı'nı atlat
mış ve huzu rlu ancak boğ ucu bir konfor döneminde yetişkinliğe
erişmişlerdi. Beat Kuşağı üyeleri uyuştu rucu, cinsel l i k ve Doğu fel
sefeleriyle ilgileniyord u; tüm bunlar, kültürde son derece eksik ol
duğunu gördü kleri bir şeyi bulma g i rişimiyd i: ca n l ı l ı k ve ya ratıcılık
h issi.
Beat Kelimesi
Beat kelimesi Beat Kuşağı için pek çok anlama geliyordu: Kerouac,
bu ifadeyi ilk kez arkadaşı Herbert Huncke sokaklarda geçen hayatı
yüzünden "bitik" [İng. beat] olduğunu söylediğinde duymuştu. Bu
1 97
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
JACK KEROUAC
Jack Kerouac ( 1 922- 1 969) Lowell'da, Massachusetts'teki depresif
bir fa brika kasa basında doğdu. Dışarıdan ba kıld ığ ında Kerouac
tüm Beat Kuşağı üyeleri arasında "en Amerika n" olandı. Ya kışı klı,
atletik ve sosya l bi riydi.
Kerou ac, a i lesi ni büyük bir sefaletten kurta rma çabasıyla futbol
bursuyla bir üniversiteye g i rmeye ça lıştı. Co l u m bia Ü n iversitesi'ne
gi rmeyi başa rınca ai lesiyle birl i kte New Yo rk'a taşı ndı lar. H içbir
oyu na çıkamayacağı an laşı l ı nca Kerouac oku lu b ı ra k ı p ticaret ge
m i leri ne g i rd i . İzi nli olduğu za manlarda d üzen l i olara k New York'a
gelir, Col u m bia'da ed indiği arkad aşlarını -Ginsberg, Bu rroughs ve
eski bir h ü kü m l ü olan Neal Cassady- ziya ret ederdi.
Yolda
Kerouac yaza r ol maya kararlıyd ı . Yedi yı l l ı k çalışma ve gözden
geçirmenin ard ı ndan 1 95 7 yı lında Beat Kuşağı'n ı n kutsa l kita bı
ve a k ı m ı n ı n baş l ı ca eseri n itel iğindeki rom a n ı Yolda'yı yayımladı.
Roman, Kerouac'ın roma nda ö l ü m süzleştirmesi nin ard ı ndan Beat
Kuşağı'n ı n bir başka etki leyici fi g ü rü haline gelen Neal Cassady'yle
ya ptı kları bi rkaç yo lculuğa daya n ı r.
Roman, "yolda" yaşamanın spontanlığ ı n ı ya ka lamak üzere bi
l i nç akışı ta rzı nda yaz ı l m ıştır. Kerouac'ın roma n ı nda gerçek özg ür
lük, boş bağ l ı l ıkların olmadığı yoldad ır. Tek bağ l ı l ı k yolcu l u ğadır.
Kerouac ça lışması bö l ü n mesin diye sayfaları bi rbi ri ne bantlar,
böylece tek tek değil hepsini birden daktiloya takard ı. Kerouac, rö-
1 98
Beat Kuşağı ve J. O. Sa l i nger
portajlarda kita bı birbirine bağ l ı kağ ıtla rdan tek bir ruloyla üç haf
ta içinde yazdığını iddia ederek ilahi bir i l hamla ve ateşli nöbetler
halinde yaza n biri i maj ı çizmeyi ku rnazl ıkla başa rm ıştır.
Yolda'n ın ell iler ve altm ışlar kültüründe ve sonrasında muaz
zam bir etkisi oldu. Hala kült bir eser kabul ed i l mektedi r. Bob Oy
lan, J i m Morrison ve Hu nter S. Tho m pson gibi pek çok ü n l ü m üzis
yen ve yaza r, bu romanın eserleri nde etki li old u ğ u n u söyl emiştir.
Rahat bir yatakta tutsak şekilde yatmaktansa, rahatsız bir yatakta öz
gür olmak her zaman yeğdir.
-Jack Kerouac, Yolda
WILLIAM S. BU RROUGHS
1 99
Amerikan Edebiyatı 1 O 1
Kesik Parmak
Burroughs yirmi beş yaşındayken, Crow Kızılderili kabilesine giriş
ritüelinin bir parçası olduğunu iddia ederek sol serçe parmağını
kesti. Burroughs'un bunu gösterdiği psikiyatrist onu akıl hastane
sine yatırdı.
Çıplak Şölen
Bu rroug h s 1 959 yı l ı nda başlıca eseri Çıplak Şölen'i yayı mladı. Ki
tap Bu rroughs'un kend i deneyi m leri ne daya n ı r ve öteki benliği
Wi lliam Lee ta rafı ndan a n latıl ı r. Son derece tartışma ya ratan kita
bın yazarı, pornografi, tecavüz ve uyuşturucu kul l a n ı m ı sahneleri
sebebiyle Boston'da m ü stehcen l i kle suçla ndı. Üslu bu, kon usu ve
paranoya nöbeti n i an dıra n yapısı sebebiyle kita p Beat Kuşağı'nın
bir başka önemli ça l ı şması haline geldi.
A L L E N G I N S B E RG
Ai len G i nsberg ( 1 926- 1 997) Beat Kuşağı'n ı n önde gelen şai riyd i .
Şiir kole ksiyonu Uluma [ 1 956], beat akı m ı n ı n şii rsel merkezi o l d u
v e kuşağ ı n spi ritüel özlem leri v e haya l kırıklıkları n ı d i l e getird i .
Ginsberg g r u b u n en eğit i m l i v e sa kin üyesiyd i; gerçi kışkırtıcı lıkta
200
Beat Kuşağı ve J. O. Salinger
Aya Ulumak
"El biselerinizi n eteklerin i ka l d ı rın hanı mefendiler, cehenneme gi
riyoruz:• İşte şa i r Wi lliam Carlos Wi l l ia ms, Ginsberg'i n 1 956 yılında
yayımlanan şiir koleksiyo n u Uluma'yı böyle tanıtm ıştı.
Ginsberg Uluma'daki şiirlerini 1 955 yı l ı nda San Fra nci sco'da bir
mekanda okuduğu nda anında cinsel sapkınlık sembolü haline gel
di. Şiirin insa n cinsel liği ve homoseksüell i k hakkı ndaki açı k tasvi rle
ri halkı adamakıllı tiksi ndirmişti. İşte meşhur şiirin ünlü başl angıcı:
201
Amerikan Edebiyatı 7 o 7
J . D. S A L I N G E R
202
iTİ RAFÇI ŞAiRLER
Öznel Şiirler
R O B E RT LOW E L L
203
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
oldu kça mahrem kon u lar ta rtı şıl ıyordu. "Waking in the Blue" ["Ma
vide Uya n ı ş"] adlı bir şiirinde Lowell, Massachusetts'te ü n l ü bir akıl
hastanesi olan Mclean Hastanesi'ndeki deneyi m i n i tasvi r eder.
Göz önü nde ve ta n ı n mış New Englandlı bir a i leden gelen Lowell
gibi bi ri için, yaşad ığı sinir krizi hakkında şiir yazma k oldukça ce
sur bir ha rekettir. Çünkü o dönemde akıl hasta lığı açı kça tartışılan
değ i l, örtbas ed ilen bir şeyd i.
S Y LV I A P L AT H
"Robert Lowe l l 'ı n Life Studies iyle [Yaşam İ ncelemeleri] açığa çı
'
204
itirafçı Şairler
Sylvia'nın Ölümü
Arkadaşlıkları süresince Sexton ve Plath akıl hastalıkları ve intihar
girişimleri hakkında birbirlerine içlerini açtılar. Sexton, Sylvia'nın
ölümünü anmak için "Sylvia's Death" ["Sylvia'nın Ö lümü"; 1963]
adlı bir şiir yazdı. Şiirde Sylvia'ya "hırsız" der: "uzun zamandır de
lice istediğim o ölüme / ardımızda bırakacağımızı söylediğimiz o
ölüme / nasıl süründün tek başına."
Sevgili Babacığım
Sylvia'n ı n "Daddy" ("Ba bacığ ım"] şiiri iti rafçı şii rleri n en ünlü örnek
lerinden biridir; bunun sebebi kısmen şok ed ici imgeleri ama ayn ı
zamanda Plath'in şahsi acısını mitik, evrensel g erçeklere ustal ıkla
dönüştürme biçi m i d i r. (Freud bu şiiri yoru m l asa bayra m ederd i.)
işte bir örnek:
205
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
A N N E S E X TO N
Delilik
Bedlam, 1200'lerin başında Londra'da tımarhane olarak hizmet
veren Bethlehem Kraliyet Hastanesi'nin popüler adıydı. Artık bu
ifade "delilik" veya "kaos" anlamına geliyor.
206
itirafçı Şairler
ket vurmaya başlad ı . Bazı el eşti rmenler onun sonraki dönem ça lış
maları n ı "dobra bir pem be d izi" olarak görüyord u. Sexton son u n
da 1 974 yı l ı nda araba ça lışır haldeyken kend i n i ga raja kilitleyerek
i ntihar etti. Öldüğünde kırk altı ya şı ndayd ı .
İti rafçı şiir, sadece kişi n i n kirli ça maşırları nı y a da g ü n l ü kleri n i
kısa d izeler h a l i n d e yazması deği ldir. itirafçı şiir, yen i bir şiir bi
çemiydi; şairin "Ben" ya da "maske"den sıyrı l ı p şiirsel bir mesafe
a l a ra k öznel meseleleri derin lemesine eşel emesiyle ortaya ç ı kan
yen i bir soluktu. Bu şairler hem anlatıcıydılar hem de değildiler.
Bazı durumlarda iti raf ettikleri şeyler doğru bile değildi ki aslında
söylenen şeyi n şiirsel gerçeklere dönüşmesi daha önemliydi. Bu
şairlerin son derece yetenekli olduklarına hiç şüphe yok.
G ü n ü m üzde itirafçı şiirler, kad ın cinselliği ve AIDS konu larını
açık açık ta rtışan S haron Olds ve Marie Howe gibi yazarların eser
lerinde va rlığ ı n ı sürdürü r.
207
YİRMiNCi YÜZYIL OYUN YAZARLARI
Amerikan Rüyası ve Aile
Yi rminci yüzyıl tiyatrosu n u n çoğ u tek bir tema etrafı nda toplanır:
aile. Yüzyı l ı n en başarı l ı oyu n yazarlarından üçü nün bu Amerika'ya
özg ü temayı nasıl i ncelediğine bakalım.
EUGENE O'NEI LL
Eugene O'N eill ( 1 888- 1 953) bir otel odasında doğ u p bir otel oda
sında öld ü . Hatta son sözleri de şöyleyd i: "Bi liyord u m, bil iyord u m .
Otel odası nda doğdum, otel odası nda öleceği m." Oldukça başa rı l ı
o l a n oyu n yazarı, tiyatroyu A meri ka'da saygı n bir edebi araç statü
süne taşıdı.
208
Yirminci Yüzyıl Oyun Yaza rları
Oona ve Charlie
1943 yılında, O'Neill'ın on sekiz yaşındaki kızı Oona -babasıyla
aynı yaştaki- kırk dört yaşındaki Charlie Chaplin'le evlendi. O'Neill
o kadar sinirlendi ki kızını evlatlıktan reddetti. (İlginç bilgi: Chap
lin Oona'yı J. D. Salinger'dan çalmıştı! ) Oona ve Charlie'nin kızları
Geraldine, başarılı bir oyuncu olarak Doktor Jivago [1958] gibi film
lerde oynadı. Geraldine'in, büyükannesinin adını alan kızı Oona da
Taht Oyunları dizisinde (Robb Stark'ın Kızıl Düğün'de öldürülen
karısı Talisa rolünde) yer aldı.
O'Nei l l 1 936 yıl ında Nobel Edebiyat Öd ü l ü'n ü kazanan ilk oyu n
yaza rı oldu. Öd ü l konseyi O'N eil l'ı norijina l trajedi konseptini be
nim seyen dramati k eserleri ndeki g ü ç, d ü rüstl ü k ve derin d uyg ular
içinn onurla n d ı rd ı .
209
Amerikan Edebiyatı 1 O 1
210
Yirminci Yüzyıl Oyun Yazarla rı
A RT H U R M i L L E R
Satıcı'nın Ôlümü
Loman, yaşlanmakta olan Brooklyn l i bir satıcıd ır ve otuz dört yıl
boyu n ca sad ı k şekilde hizmet verdiği fi rmadan düşüncesizce ko
vul ması ve oğlu Biff'i n satış alanında bir iş bulamaması (ve bu lmak
i stememesi) gerçeğiyle bir türlü uzlaşamaz. Şi rketi tarafından kü
çük düşürü l m ü ş olmasına rağmen yine de ticaretin başa rıya giden
tek yol old uğunu düşünür; öte yandan Biff bu işi bir çıkmaz soka k
gibi görür: Daha ziyade d ışarıda, elleriyle ya pacağı bir işi tercih
eder.
Willy, geçm işten bahsettiği (ve m evcut durumundan kaçtığı)
şizofreni krizleri ne benzer bir d izi nöbeti n ardından dağıl maya
başlar. Bir kızg ı n l ı k a n ı nda Biff, Wil ly'yi g erçeklerle hem kendisi n i n
h e m de babasının sırad a n yaşa m lara mahku m orta lama adamlar
old uğuyla yüzleşti rmeye ça l ışır. "Ba ba;• der, "ben bir hiçim! Hiçim
baba. Göremiyor musun b u n u ? İ nadımdan fi l a n söylem iyoru m .
21 1
A merikan Edebiyatı 1 0 1
Deha ve Vücut
1956 yılında Miller, aktris ve seks sembolü Marilyn Monroe'yla ev
lendi. Sorunlu evlilikleri 1961 yılında, Monroe'nun ölümünden bir
yıl önce sona erdi. İnsanlar buna, "Amerikan Dehası"yla "Amerikan
Vücudu"nun evliliği adını vermişti.
21 2
GÜNEYLİ GOTİK YAZARLAR
Korku ve Komedi
Edg a r Allan Poe'n un gotik korku sunu Mark Twai n'i n alaycı miza hı
ve Stephen Crane'i n natü ral izmiyle bi rleştirirseniz o rtaya ki m çı
kar? El bette ki 1 9SO'lerin g ü n eyli yazarı Flannery O'Con nor. Ayn ı
zamanda yen i b i r edebi türünüz de ol u r: Güney gotik edebiyatı.
G Ü N E Y G OT İ K E D E B I YAT I
Grotesk
Grotesk kelimesi "güldüren acayiplikte ya da çirkinlikte" anlamı
na gelir. Edebi bir terim olarak da fiziksel deformasyonların edebi
araç olarak kullanımıdır. Deformasyon genellikle insan bedenine
21 3
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
F LA N N E RY O'CO N N O R
214
Güneyli G otik Yazarla r
Evrim ve Teoloji
Her Çıkışın Bir İnişi Vardır başlığı Pierre Teilhard de Chardin'in
bir çalışmasına referanstır. De Chardin, evrim teorisiyle teoloji
yi harmanlayıp "Omega Noktası" (Tanrı'nın harekete geçirdiği ve
insanların da ona doğru evrimleştiği bilincin nihai zirvesi) adında
yeni bir teori geliştirir. "Kendinize karşı dürüst olun," diye yazar
ve "daha büyük bir bilince ve sevgiye doğru iyice iyice yükselin . . .
çünkü her çıkışın bir inişi vardır".
215
A merikan Edebiyatı 1 0 1
hahi Lütuf
İ lahi lütuf, insanların kendilerini aşmaları, arzulara direnmeleri ve
ruhlarını arındırmalarını mümkün kılan ilahi güç olarak tanımla
nan teolojik bir kavramdır.
C A R S O N M CC U L L E R S
Carson McCul lers ( 1 9 1 7- 1 967) Col umbu s, Georgialı bir kısa h i kaye
yaza rıyd ı. Top l u m u n dışında yaşaya n eksantri k, yersiz yu rtsuz ka
ra kterleri sayesinde gü ney gotik edebiyatı nda kendine yer ed indi.
En i y i b i l i nen eseri Yalnız Bir Avcıdır Yürek [ 1 940) güneyde yaşaya n
sağ ı r ve d i l siz bir ikili hakkı ndad ı r. Bu iki a rkadaş, top l u md a kendi
lerine yer ed i n meye çalışan masum, engel l i ka ra kterlerd i r.
E U D O R A W E LT Y
CORMAC MCCARTHY
Çağdaş bir yazar olan Cormac McCarthy (d. 1 933) eserleri nde gü
ney gotik geleneğ i n i sürd ü rür. Border Trilogy [Sı n ı r Ü çlem esi; 1 999]
romanları ve Yol [2006] gibi kita pları şid dete eğ i l i m l i, meşum karak
terler barı n d ı rı r; g ü n eybatı ve Meksi ka-ABD s ı n ı rı ndaki kasabalar
da soyutlama, a h laksızl ı k gibi temaları işler. McCa rthy eski kovboy
hi kayelerini daha kasvetli ve sa pkın bir ta rzda yeniden yoru mlar.
216
BÖLÜM &
Ç A G D A Ş A M E R İ K A N E D E B İ YAT I
VE SONRASI
21 7
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
218
G Ü N Ü MÜZ EDEBİYATI
Çalkantıh Postmodernizm
Amerikan edebiyatı pek çok açıda n aynı potada eriyen yaza rların
bu deneyi m i n izi n i sürdüğü bir yetişme hi kayesi. Çok kültürlü ya
zın, yazarların kendi yolcu lukları n ı inceled iği ve Amerika l ı o l m a n ı n
anlamı hakkında yazdığı son ya rım yüzyıl boyu nca baskın tema
oldu. i şte en öne çıkan yaza rla r ve temaların bir özeti.
A M E R İ K A N -YA H U D i E D E B i YAT I
Saul Bellow
Saul Bel low ( 1 9 1 5-2005) yi rm inci yüzyı l ı n en çok öd ü l almış yaza r
larından biri. Üç kez Amerikan U l usal Kita p Öd ülü, bir kez Pul itzer
Öd ü l ü ve 1 976 yı lında da Nobel Edebiyat Öd ülü kazandı. Ka na
da göçmeni olan Bellow, ahlaki soru m l u l u k ve acıdan çıkış yo lu
olarak eğitim ve başa rıyı vurg u l uyord u. The Adventures of Augie
March [Augie March'ın Macera ları; 1 953] roman ı na ad ı n ı veren ve
doğ u ştan zeki başka h raman kendi n i eğitime ada maz ve yaşamda
öylece savru lmayı seçer. İ sveç Akademi si'nden Ka ri Ragnar Gie
row, Bellow'u n Nobel Öd ü l ü sun u m kon uşmasında onun eseri n
den şöyle bahseder: "Çağ ı m ızın d i lemması olarak adland ırabi lece
ğ i m iz, eylem leri mizd e bizi yö neten ya da eyl emde bulunmamıza
engel ola n içsel ya da dışsal zorl uklara kes kin bir bakış."
219
Amerikan Edebiyatı 7 O 7
Philip Roth
Philip Roth'u n ( 1 933-201 8) romanları, Amerikan Yahudileri n i n
d ü nya savaşları ndan sonra çıktığ ı asimilasyon yolcu luğunu -ki m
likleri n i n nası l ta n ı mland ı ğ ı n ı, değişi m i n i ve savaş sonrası yı l l a rı n ı n
refa h ı nd a soykı rı m ı n a n ı larıyla n a s ı l karmaşık bir hal a l d ı ğ ı nı- keş
fe çıkar. Roth zaman zaman kışkırtıcı olmaktad ı r; i n sa n ların klişe
lere ne kadar kolay ka pıldıkları n ı gösteri rken kimi d u rumlarda Ya
hudil er, Ya hudilerin kurba n ı olur. Gerçekle kurmaca, yaza rla meti n
a rasındaki ilişki Roth' u n eserleri nde esnektir. Pek çok rom a n ı n ı n
başkah ra ma n ı, ayn ı za manda Roth'u n öteki k i m l i ğ i o l a n Nathan
Zuckerman a rac ı l ı ğ ıyla Roth kendi kita plarıyla ilişkisini i nceler (bu
da postmodern ro manların bir başka özelliği olan ü stku rmaca n ı n
b i r u ns u rudur.)
Soykırım
1945 yılında savaşın bitiminde, 6 milyondan fazla Doğu Avrupalı,
Hitler rejimi tarafından sistematik biçimde öldürüldü.
Elie Wiesel
Elie Wiesel ( 1 928-20 1 6) i n sa n l ı ğ ı n en kötü olaylarından biri olan
soyk ı rı m dan kurtu l m u ştur. Nazi askerleri onu ve tüm ailesini Ro
ma nya'daki köyl erinden a l ı p bir to pl a m a ka m pına götürm ü ş;
b u radan ya l n ızca Wiesel ve iki ablası kurtu lmayı başa rm ıştır. Bu
olayla yıkılan Wiesel Ta n rı 'ya i n a n cı n ı yitirdi. Şahit old uğu va hşe
ti a n latmak için g ü c ü n ü toplayı p 1 958 yı l ı nda Gece'yi yayı mladı.
Eser Wiesel'ı n babası n ı n ve h a l kı n ı n öld ü rü l ü ş ü n ü izlerken hisset
tiği aşağılanma, uta nç ve suçl u l u ğ u anlatır. Wiesel yaşa m ı n ı zul ü m
gören t ü m i n sa n l ar a d ı n a ko n u ş u p ça l ı ş maya adam ış, 1 986 yı l ı nda
Nobel Barış Ö d ü l ü'nü kaza n mıştı r.
220
Günümüz Edebiyatı
Ç A G D A Ş A F R İ K A L l - A M E R i K A N E D E B İ YAT I
Ralph Ellison
Ralph Ellison ( 1 9 1 4- 1 994) Richard Wrig ht'ın Native Son'undaki
[Yerl i Oğ lan] Bigger'a alternatif bir siyahi ka h raman yarattı. El
l ison'ı n Görülmeyen Adam [ 1 952] roma n ı n ı n a n latıcısı eğiti mli,
bilinçli, sofi stike biridir ve bir a d ı yoktu r. Ellison 1 952 yıl ında bu
modern ist roma n ı yayı m ladığı nda Am eri ka'n ı n en önemli Afri
kal ı-Ameri ka n yazarlarından biri haline geldi. Afri ka l ı-Amerikan
kültü rü n ü n siyahi lerin mağduriyetl eri yeri ne onu görün mez kılan
-hem siya h i ler hem beyazlar için- ka rmaşık g ü çlere oda klanan bir
res m i n i sunduğu için en tartışmalı isi m l erden de bi ri oldu. Ellison
içi n özgürlüğe giden yol kiş i n i n kültürü n ü kınamak değil onu sa
hi plenmekten geçiyord u . Afri kal ı-Amerikan kü ltürü nü zengin ge
leneklere, ritüellere ve bir kimliğe sa hip, ben i m sen mek isten ecek
bir kültür olarak sundu.
James Baldwin
Ja mes Ba ldwin ( 1 924- 1 987) Harlem'de yoks u l siya h i bir genç ola
ra k yo l u n u bulam ıyormuş gibi hi ssetti ği ni anlatır: uEl bette siya h i
olduğumu bil iyord u m ama a y n ı za manda ze ki olduğu m u n da fa r
kı ndayd ı m . Sad ece akl ı m ı nas ı l ku llanacağ ı m ı ya da ku l l a n ı p kul la
na mayacağ ı m ı b i l m iyord u m ama eli mdeki tek şey oyd u:' Yaşad ı ğ ı
zorlu kları tutku l u bir d i l l e anlatt ığı ku rmaca oto biyog rafisi G o Tel/
22 1
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
Ton l Morrison
Toni Morrison ( 1 93 1 -20 1 9) 1 993 yılında Nobel Edebiyat Ödülü kaza
nan i l k Afrikalı-Amerikan kadı n oldu. Usta bir hikaye anlatıcısı olan
Morrison'ı n roman ları, çağ lar boyunca yaşa nan ı rk çatı şmalarını ve
fa rklı ki m l i kleri keşfe çı kar. Şöyle yaza r: "Afrikal ı-Amerikan özellikle
de erkek yazarların erken dönemdeki pek çok kita bını kendime ya
kın hissetmedi m . Ben i asıl ilgilendiren, bahsettiğim zaman içindeki
Afri kal ı-Amerikalı insanların deneyi m l eriydi. Konu her za man, ister
iyi ister kötü ister vasat olsun, Afri kal ı-Amerikan kültürü ve halkıyd ı;
işte benim evrenimdi bu." Morrison'ın en iyi eserleri nden biri olan
Sevilen [ 1 987] tekra r esir olduklarını görmektense çocukların öl
dürmek gibi korku nç bir karar veren eski köle Sethe ha kkı ndadır.
Morrison'ı n kitapları cesu r ve güçlü bir dile sa hiptir.
Henry Dumas
Toni Morrison'ın "muazzam bir dehan dediği Henry Dumas Afrika
lı-Amerikalı bir şairdi. Şiir koleksiyonu Play Ebony, Play Ivory [Oyna
Siyah, Oyna Beyaz] ölümünün ardından 1974 yılında yayımlandı.
Dumas , 1 968 yılında polis tarafından New York'ta bir metro istas
yonunda vurularak öldürüldü. Neden öldürüldüğü hala bilinmiyor.
Dumas öldüğünde henüz otuz üç yaşındaydı.
Ç A G D A Ş Y E R L i A M E R İ K A N E D E B I YAT I
Eleşti rmen Ken neth Lincol n 1 983 yı l ında 1 960 yılı ndan itibaren
yerl i Ameri ka lılar ta rafı ndan ü retilen eserleri tan ı m lamak için "Yer-
222
Günü m üz Edebiyatı
N. Scott Momaday
Kiowa yerl isi bir yaza r olan N. Scott Momaday (d. 1 934) Oklaho
ma'da doğmuş ve yaşa m ı boyu nca hem ana akım kültü re (Sta n
ford Ü n iversitesi'nde profesörd ü r) hem de yerl ilerin ya şad ığı böl
gel erdeki ya şama ya k ı n olmuştur. Mo mad ay'i n eserleri ki m l i ğ i n
şekillenmesinde hayal g ücü n ü n v e mitlerin ö n e m i n i vurgular.
Şöyle yazar: "Ne haya l edersek oyuz. Mevcudiyetimiz ken dimizle
i l g i l i tasavvurumuza daya n ı r. Hayatta ya pabileceği m iz en iyi şey
en azı ndan tam anlamıyla kim ve ne old uğumuzu haya l etmekti r
ve i şte o olu ruz:' House Made of Dawn [Şafaktan Ev; 1 969] romanı
kendi deneyi m l erinden ve Navajo ve San Carlos Apache ka bilele
rindeki yaşamından esi n lenm işti r. Roman, ku rmaca alanında Pu
l itzer Ödü l ü a l d ı .
Louise Erdrich
Louise Erd rich (d. 1 954) Chi ppewa l ı bir a n neye ve Alman-Ameri
kan bir babaya sa hipti. Ebeveynleri yazması için onu cesaretlen
dirmişti; yazd ığı her h i kaye için ona beş sent ödüyorlard ı ve bun
ları birikti rmesi için küçük kitaplar haline getiriyorlardı. Erd rich'in
çocu klu ğu, çoğ una kita plarında da yer verd iği an nesi n i n h i kayele
riyle dolu geçti . Roma n ı Love Medicine [Aşk İ lacı] 1 984 yı lında U l u
sal Kita p El eşti rmenler Ödül ü'nü kazandı. Erd rich'i n h i kayeleri nde
safka n ve melez Am erikan yerl ileri n i n aile, cinsel l i k ve kimlik so
ru n ları anlatı l ı r.
223
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
L AT i N A M E R i K A E D E B İ YAT I
Latin Amerika edebiyatı nispeten yen i bir alan ama hızla gelişti.
Latin Amerikan edebiyatı kültü rlerarası köprü oluşturma ve asimi
lasyon mesel eleri ni konu ed i n i r.
Sandra Cisneros
Belki de en göz önü ndeki Latin Amerika l ı yaza r Sa n d ra Cisneros'tur
(d. 1 954). Büyük başarı kaza nan ilk roma n ı Mango Sokağı'ndaki Ev
( 1 984] Amerika'daki okulları n vazgeç i l mezleri ndendir. Şikago'da
büyüyen genç bir Latin Amerikalı kad ı n ı n hayat dolu hi kayesi,
kad ı n cinselliği ve kimliği gibi ciddi kon u ları tartı şırken m iza h ve
cazibe u n surları n ı harmanlar. Cisneros şöyle yaza r: "Bence yeryü
züne bu hi kayel eri a n latmak içi n geldi m . İçinde bulunduğunuz
topl u m u n ya raları n ı iyi leştirmeye ya rdımcı olmak için bildiklerin izi
ku lla n ı n . Kend i ta ri h imizi a n latmamız gerek:'
Bildungsroman
Cisneros'un Mango Sokağı 'ndaki Ev romanı, hikaye içinde ana ka
rakterin yetişkinliğe geçişini anlatan bir tür olan bildungsroman
örneğidir; bu Almanca bir edebiyat terimidir. Karakterin geçirdiği
psikolojik, duygusal ve fiziksel değişimler türün başlıca özelliğidir.
224
Günümüz Edebiyatı
Julia Alvarez
Julia Alvarez (d. 1 950) Dom i n ikli-Amerika l ı bir şair ve romancıdı r.
İ l k romanı How the Garcia Girls Lost Their Accents [Garda Kızla rı
Aksanlarını Nasıl Yitirdi; 1 99 1 ] Latin Amerika l ı ların göç etmeleri n i
ve kültürel entegrasyonun zorl u klarını tartışı r. Oldukça öznel bir
roman olan eser, Dom i n i k Cum h u riyeti'nden göç eden dört kız
kardeşin New York kültürü içinde yerlerin i bulma çabasını a nlatır.
Bireyleri kimliklerine bağ lama ve ondan ayırma yetisi bağlamında
d i l, Alvarez'in eseri n i n konusunu oluşturur.
Richard Rodriguez
Richard Rodriguez (d. 1 944) Latin Amerika n kültürü bağlamında dili
keşfe çıkan bir başka Latin Amerikalı yaza rd ır. Yazılarında, çocuğun
yeni yerleştikleri ülkenin dilini öğrendikten son ra ebeveynleriyle ay
rılışı temasın ı inceler. Rodriguez kendi deneyim leri nden ötü rü, çift
d i lde eğitim konusun u n sözcüsü haline gelmiştir; çocukları kültüre
entegre etmek için çift d i lde eğitim yerine ülkenin dilini yoğu n bi
çimde öğren menin çok daha faydalı ve etki li olduğunu savu nur.
Junot Diaz
Junot Diaz (d. 1 968) Dom i nikli-Amerikalı bir yazardı r; şu anda Mas
sachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde (MiT) ders vermektedir. Oscar
Wao'nun TuhafKısa Yaşamı [2007] romanıyla Pul itzer öd ülü almıştır.
Eserleri nde Ameri ka'da maskülen l i k ve Dominik kimliğini inceler.
A S YA L l - A M E R I K A N E D E B I YAT I
225
Amerikan Edebiyatı 1 O 1
Amy Tan
Amy Tan (d. ı 952) günü müzü n en popüler Çinli-Ameri ka l ı yazar
lardandır. Roma nı The Joy Luck Club [N eşe ve Şa ns Ku l ü bü; ı 989]
yirmi beş dile çevri ldi ve g i şe rekorları kıran bir fil m i de çeki ldi; Oli
ver Stone fil m i n baş yapımcısıydı, Tan da yardımcı senaristti. Tan
geç yaşta yazmaya başladı; i l k romanını a ncak otuz yedi yaşında,
serbest yazarl ı k işinin sı kıcı l ığ ı ndan kaçmak için yazmaya başla
d ı ktan sonra yayı mladı. Roman, ı 940'1arda Ameri ka'ya gel mek
için Çi n'den kaça n Asya l ı dört kad ı n ı n hi kayesini ve Amerika l ılaşan
kızla rıyla aralarındaki gerg i n l iği an latır.
226
YENi FORMLAR VE YEN i TEMALAR
Yeni Çağın Edebiyatı
Amerika deneyler ü l kesid i r. Yaza rlar yen i çağa uyg u n olara k edebi
formları ve temaları geni şletip değişti rmeyi sürd ü rü rken Ameri
kan edebiyat dünyasında son yetmiş yılda neler olduğuna bir ba
kalım.
C A P OT E ' N I N B A Ş A R I S I
227
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
kom şular v e hatta katil lerle röportajlar yaptı. Hatta kita bın yazı m
süreci nde kati llerle arkadaş olması meşhurd u r.
Her şeyden önemlisi Ca pote ukusursuz g erçeklikte" bir eser
yaratmaya kararlıydı. Kitap yayımlandığı nda büyük bir sansasyon
yarattı; New York Times onu bir başyapıt olarak göklere çıkarınca
Capote'n i n d e şöh reti kesi n l i k kazandı.
Peki Ca pote'yi (maalesef ki) böyle olağan bir cinayeti a ltı yı l bo
yunca araştırmak üzere kilometrelerce uza kta ki Ka nsas'a götüren
şey neyd i ? Bunu, George Plimpton'ı n Truman Capote: Conversati
ons [Tru man Capote ile Sohbetler] kitabındaki UThe Story Beh ind
a Nonfıction Novel" [uKu rgu Dışı Roma n ı n Ard ı n daki H ikaye"] adlı
makalede şöyle açıklar:
Harper Lee
Ca pote Soğukkanlılıkla kitabını yazarken ya l n ız değildi: Çocuk
l u k a rkadaşı Harper Lee'den epey yard ı m almıştı. Ca pote ve Lee,
Monroevi l le, Alaba ma'da büyü m ü ş, zorlu a i le ya şantıları ve sosya l
sıkıntılar sebebiyle yakın arkadaş olmuşlardı. Tru man efemine ol
duğu içi n alay kon usu ol uyor, çoğ undan daha g üçlü olan Lee de
onu savu nuyord u. Lee, Cl utter ai lesi cinayeti ni araştırmak için Ca
pote'yle birl i kte Ka nsas'a gitti ve h i kayeyi kurma sına ya rd ı mcı ol
mak için ayl arca ya n ı nda ka ldı. Uyu m l u kişiliğiyle yerel halkın kal-
228
Yen i Form lar ve Yeni Temalar
GONZO GAZETECİLİGi
Yeni Gazetecilik
Capote'ni n Soğukkanlılıkla kitabına ve g onzo gazetec i l iğine ben
zer bir ta rzda bir başka kurg u dışı/ku rgu karı şımı ortaya çı karak
yeni gazetecilik ad ı n ı a l d ı . Tom Wo lfe ( 1 930-20 1 8) The Kandy-Ko
lored Tangerine-Flake Streamline Baby, [Şeker Ren k l i Mandal i n a
Ka buğu Desen l i Aerod inamik Bebek; 1 965] adlı to plu maka leler
kita bıyla bu forma öncü lük etti. Yen i gazetecilik şa hsi ve öznel
229
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
MAILER'IN ZAFERİ
Y E N İ T E M A : O R TA S I N I F
230
Yeni Formlar ve Yen i Temalar
Jobn Cheever
Bir başka orta sınıf analizcisi de John Cheever'dır (1912-1982) .
Cheever romanları ve hikayelerinde banliyödeki profesyonel ya
şamın tuzaklarını incelemiştir. Kısa hikaye koleksiyonu The Way
Some People Live [Kimilerinin Yaşantıları; 1943] kitabını inceleye
bilirsiniz .
Büyülü Gerçekçilik
Gerçekçilik, Ameri kan edebiyatında Mark Twai n ve Wi lliam Dean
H owell s'a uzanan kö klü bir geçm işe sa hip. Yirm inci yüzyı lda bu
akım, en bilindik olara k ( 1 982 yı l ı nda N obel Edebiyat Ödü l ü kaza
nan) Gabriel Ga rda Marq uez ve lsa bel Ailende g i bi Lati n Ameri ka l ı
yazarla rı n eserl eri nden etki lenerek "büyü lü" bir yöne kayd ı .
Peki, ned i r bu büyü lü gerçekçilik? Büyü l ü y a da gerçe kdışı un
surları gerçekçi bir bağ lam içinde sunmaktır. Ma rq uez'in büyü l ü
gerçekçilik ve rsiyonunda mel ekl eri n yeryüzü ne in mesi g i b i olaylar
gerçekleşir ve h i kayedeki kimse b u n u n gerçekl iğini sorgula maz.
Fa nteziyle gerçekl iğin bu pü rüzsüz ha rma n ı sayesinde yazarlar
ana akım kültür dışı nda kalan gerçekl i kleri (ve dolayı sıyla alterna
tif bakış açılarını) nispeten güve n l i bi r bağ lam içinde keşfeder.
Büyü l ü gerçekç i l i k a k ı m ı , Marq u ez'den esi n l enerek Amerikan
edebiyatına yirm i nci ve yi rm i b i ri nci yüzyı l l a rda sızmayı başa r
d ı . Yaza r J u n ot Diaz Oscar Wao'nun Tuhaf Kısa Yaşamı [2007] a d l ı
rom a n ı nda eski la netler v e sih irli fi ravunfarelerinden bahseder;
231
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
Postmodernizm
Postmodernizm koskoca bir böl ü m s ü rebilecek bambaşka bir
konu. Amerikan edebiyatı bağ la m ı nda ne olduğuna kısaca bir
baka l ı m . Genel a n lamda postmodern izm, modern istlerden sonra
gelen eserleri ve modernistlerle onların d ü ş ü n ü ş biçimlerine karşı
çıkan her şeyi ta n ı mlar.
Modernizm, klasik ve geleneksel formlardan kopuş peşindey
ken postmodernizm modernizme muhalif olmuş ve yaza rla me
tin, yü ksek sanatla popüler kültür a rası ndaki sınırla rla oynayara k
gerçeklik fi kri n i n bizzat kendisi n i sorgulamıştır.
Roth ve U pd i ke gibi yaza rlar meti nle olan i l işkileri n i keşfetmek
üzere öteki ben l i kler yaratara k yaza rla metin arasındaki sın ırı muğ
laklaştırm ışlard ı r. Ti m O'Brien Taşıdıkları Şeyler [ 1 990] roma nında
bunu çok g üzel ya par. Roman, bir askeri n savaş s ı rasındaki dene
yi mleri n i akta rır. O'Brien roma nı nda h i kaye anlatı m ı n ı n doğasını
ve gerçekliği sorgular, bazı durum larda da gerçek liğe dair kendi
"versiyon ları" asl ı nda olanlardan daha gerçektir. Çok ya kın geç
mişte yaza r David Foster Wa llace, postmod ernizmin ana özel liği
olarak metnin gerçekl i ğ i n i sorgulamak üzere sürekli di pnot ve son
not ku llanarak hi kaye an lat ı m yöntemlerinde yeni şeyler dened iği
eserler yazd ı. lnfinite Jest [Sonsuz Şa ka; 1 996] roma nı pek çok eleş
tirmen ta rafı ndan yi rminci yüzyı l ı n İ ng i l izce en iyi ro ma n larından
biri olarak değerl endiri l i r.
Tbomas Pyncbon
Thomas Pynchon (d. 1937) kendiyle bir hayli meşgul olan yazım
tekniğiyle postmodern edebiyatın iyi bir örneği olan bir başka ya
zardır. 1974 yılında kurmaca dalında Amerikan Ulusal Kitap Ödülü
232
Yen i Form lar ve Yen i Temalar
• Teknoloji: Dij ital çağ ı n yükseli şiyle birl i kte teknoloji, edebi
yatta daha bask ı n bir tema haline gelerek bili m kurg u türünü
genişletti. "Siberp u n k" ve "post-siberp u n k" gibi teri m ler kül
türde bilgi teknoloj i l eri nin rolünü keşfeden türl eri ta n ı m laya n
ifadeler o l d u . Bu alanların nası l heyeca n veri ci şeki l l er aldığını
g örmek için William G i bson Neuromancer, Pattern Recognition
[Neuroman cer, Örüntü Ta n ı ma; 2003] ve Neal Stephen son'ın
Parazit [ 1 992] ve Cryptonomicon [ 1 999] romanlarını i nceleye-
.
bilirsin iz.
• Kıyamet edebiyatı: Görü nüşe ba k ı l ı rsa her yüzyı l sona erer
ken insanlar dünya n ı n da son u n u n geleceğini d ü ş ü n üyor. Kı
ya met edebiyatı da en az İ ncil kad ar eski, ancak Cormac Mc
Carthy ( Yol) gibi yazarların yirminci yüzyı l ı n bitim i nde kıyamet
edebiyat ı n ı ne noktaya taş ıdığ ına bakmakta fayd a var.
• Anı ve tarihi roman: İ n sa n l a r başkaları n ı n hayatları n ı ve tari
hi sevdi kleri ne göre, bu ikisini bir a raya getirdiğinizde yi rm inci
yüzyı l ı n son u ve yirmi birinci yüzy ı l ı n başında üreti len o l d u kça
zengin bir a n ı ve tari hi roman koleksiyonu oluşur. Televizyo n
seri leri ve fi l m ler içi n i l h a m kaynağ ı oldu klarından bu türler
daha da popü ler hale geldi ler.
233
Amerikan Edebiyatı 1 0 1
234
TEŞEKKÜ RLER
Kita p yazma k muazza m bir çaba ve destek işi. Yaza rken bana des
tek olan herkese, özellikle sürekli cesa retlendirmeleri sayesinde
ilerleyebildiğim Bill, Richard ve Scott'a teşekkür etmek isteri m.
Annemle babama ve beni her anlamda eğ iten K'ye teşekkürler. Ti
tiz ve özenli editörl üğü için Peter Archer'a, neşeyle rehberl ik ed i p
destek veren Eileen M u llan'a v e kitabın oluşmasına katkı sağ laya n
tüm Ada m s Media ekibine teşekkür ediyoru m. Son olarak da beni
yine bir başka hari ka projeye yönelten Katie Corcora n Lytle'a da
teşekkü rl er.
235
DiZiN
Alvarez, J u l i a 225 1 1 7, 1 1 8, 1 1 9, 1 20
237
Amerikan Edebiyatı 7 0 7
Edward s, Jonathan 37, 38, 39, 78, 1 57, 1 58, 1 59, 1 60, 1 62, 1 78,
82 1 91
E l i ot, T. S. 1 53, 1 63, 1 65, 1 66, 1 67, Holmes, O l iver We ndell Sr. 75, 83
1 79, 1 84, 1 86, 1 88 Hughes, La ngston 1 89, 1 93
E l l ison, Ralph 22 1 , 222 H u g h es, Ted 2 04, 205
Emersen, Ralph Wa ldo 77, 78, 80, H u rston, Zora Neale 1 9 1 , 1 92, 1 93
8 1 , 82, 83, 84, 85, 86, 87, 90, 98,
1 0 1 , 1 2 1 , 1 22, 1 23
Erdrich, Lou i se 223 l rving, Was h i ngton 59, 6 1 , 62, 63,
64, 69, 73, 80
F
i m gec i l i k 1 64, 1 86
Fa u l k ner, Wi l l i a m 1 68, 1 69, 1 70,
1 7 1 , 1 72, 1 9 1 , 1 96, 2 1 3 J
Fra n klin, Benja m i n 40, 42, 45, 49, Ka nt, l m m a n uel 35, 36
50, 5 1 , 52, 53, 54, 55, 63, 94, 1 1 7 Kayıp Kuşak 1 55, 1 57, 1 58, 1 60,
Frost, Robert 30, 1 29, 1 63, 1 64, 1 97
1 79, 1 80, 1 8 1 , 1 82, 1 85 Kennedy, Wi l l i a m 233, 234
Kerouac, Jack 1 97, 1 98, 1 99, 20 1
G
Kingston, Maxine Hong 225, 226
Garrison, Wi l l i a m Lloyd 1 1 2, 1 1 3,
1 1 4, 1 1 8, 1 1 9 L
G i l bert, El izabeth 234
Lee, Ha rper 228, 229
G i l man, Charlotte Perki ns 1 44,
L i ncoln, Ken n eth 222, 223
1 45, 1 47
Lindsay, Vachel 1 82
G i n s berg, Ailen 1 97, 1 98, 1 99, 200,
Loc ke, John 33, 34, 35, 36, 38, 44,
20 1
77, 78
H La ndon, Jack 1 3 1 , 1 48, 1 5 1
2 38
Dizin
M R
239
Amerikan Edebiyatı 1 O 1
240