Professional Documents
Culture Documents
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Allahım! Selam Sensin, bütün kusurlardan sâlimsin ve herkes için selamet kaynağısın. Ey
celâl ve ikram sahibi! Bereket Senin şiarın, ululuk da şanındır. Allah, bütün noksan
sıfatlardan münezzehtir. Bütün hamd ü senalar O’nadır. O’ndan başka ilah yoktur. Gerçek
güç ve kuvvet, ululuk ve azamet tahtının yegâne sultanı Allah’ındır
Bismillâhirrahmânirrahîm
Allâhü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm. Lâ te’huzühû sinetün_ve lâ nevm. Lehû mâ
fissemâvâti vemâ fil erdı. Menzellezî yeşfeu indehû illâ biiznih. Ye’lemü mâ beyne
eydîhim vemâ halfehüm. velâ yühîtûne bişey’im min ilmihî illâ bimâ şâ. Vesia
kürsiyyühüssemâvâti vel erdı. Velâ yeûdühû hıfzuhümâ. ve hüvel aliyyül azîm.
1
Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla.
Allah o ilahtır ki, Kendisinden başka ilah yoktur. Hayy’dır, Kayyûm’dur. Kendisini ne
bir uyuklama, ne de uyku tutar. Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur. İzni olmadan
huzurunda şefaat etmek kimin haddine? Yarattığı mahlûkların önünde, ardında ne var,
hepsini bilir. Mahlûklar ise O’nun dilediğinden başka, ilminden hiçbir şey kavrayamazlar.
O’nun kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır. Gökleri ve yeri koruyup gözetmek O’na ağır
gelmez; O öyle ulu, öyle büyüktür.
“Allâhümme salli ‘alâ seyyidinâ Muhammedin ve ‘alâ âli seyyidinâ Muhammedin fî külli
lemhatin_ve nefesim_bi adedi külli ma’lûmil_lekı”
MâşâAllahu Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh, Eşhedü ennallâhe alâ külli şey’in kadir
2
1 Kelime-i Şehadet ve Tehlili Mahsus Zikri Ayet-El Kürsi Duası ile Birlikte
3
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Allâhümme innî ukaddimu ileyke beyne yedey külli nefesin_ve lemhatin_ve lahzatin_ve
tarfetin_yatrifu bihâ ehlüssemâvâti ve ehlül ard. ve külli şey in hüve fî ılmike kâinun ev
kadı kân. Ukaddimu ileyke beyne yedey zâlike küllih.
Faziletleri
4
1. Bu zikirlerin (1 kere) tilavet edilmesi dahi sevap bakımından dünya ve ahiretin
tamamının ve onlar içerisinde bulunan her şeyin kat katına denktir.
2. Bu zikrin başında da bu vird (Ayet-el Kürsi Duası) okunursa 24 saatin her saatinde
Allah-u Te’ala’nın kabul makamına milyarlarca hasene yükselir ve melekler bu sevapları
yazıp bitiremezler.
Bismillâhirrahmânirrahîm,
"İnnallâhe ve melâiketehû yüsallûne alennebiyy; Yâ eyyühellezîne âmenû sallû aleyhi ve
sellimû teslîmâ (Ahzab Suresi 56. ayet)
Manası: Allahım! Efendimiz Muhammed’e Allah’ın ilmi adedince sürekli ve Allah’ın mülkü
devam ettiği sürece salat et.
6
Allâhümme innî es’elüke îmânen dâimâ ve es’elüke kalben hâşiâ, ve es’elüke
ılmen_nâfiâ, ve es’elüke yekînen saadikâ, ve es’elüke dînen kıyâmâ, ve es’elükel âfiyete
min külli beliyyeh, ve es’elüke temâmel âfiyeh, ve es’elüke devâmel âfiyeh, ve
es’elükeşşüküra alel âfiyeh, ve es’elükel ğınâ aninnâs.
“Ey Muhammed! Seni hak olarak gönderen Allah’ü Teâlâ’ya yemin ederim ki, ümmetinden
her kimi bu duayı okursa, denizlerin köpüğü, yeryüzündeki toprağın sayısı kadar günahı
olsa bile bağışlanır. Ümmetimden rastladığım herhangi bir kimsenin kalbinde bu dua
bulunursa, Cennetler ona âşık olur. İki melek de devamlı olarak onun bağışlanmasını diler.
Cennet kapıları ona açılır ve melekler ona şöyle seslenir:
7
51-Zariyat Suresi 58. Ayet
(11 defa)
Bismillâhirrahmânirrahîm
İnnallâhe huverrazzâku zul kuvvetil metîn (11 defa)
8
Bismillâhirrahmânirrahîm
Rabbic’alnî mukîmessalâti ve min zurriyyetî. Rabbenâ ve tekabbel duâ
“Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat.
Rabbimiz! Duamı kabul eyle.”
İbrahim Sûresi 40. Ayet, günlük 3-5-7 defa yada 41 defa okunur
Bismillâhirrahmânirrahîm
Li'î lâfi Kurayş. Îlâfihim rihleteşşitâi vessayf. Felye’budû rabbe hâzelbeyt. Ellezî
etı'amehum_min cû'in_ve âmenehum_min havf.
Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- Kureyş'e imkan sağlandığı için, 2- Kışın ve yazın yolculuk etme imkanı sağlandığı için,
3- Hiç olmazsa onun için bu Beyt'in (Kabe'nin) Rabbine kulluk etsinler! 4- Ki kendilerini
açlıktan doyurdu ve onları korkudan emin kıldı
9
2- BAKARA İLK 5 AYET
Bismillâhirrahmânirrahîm
1-Elif, lâm_mîm. 2-Zâlikel kitâbu lâ raybe fîh. Hudel_lil muttekîn.3- Ellezîne yu’minûne
bil ğaybi ve yukîmûnessalâte ve mimmâ razekınâhum yunfikûn. 4-Vellezîne yu’minûne
bimâ unzile ileyke ve mâ unzile min kabıliki. ve bil âhirati hum yûkinûn.5- ulâike alâ
hudem_mir_rabbihim ve ulâike humul muflihûn.
10
Bismillâhirrahmânirrahîm
Anlamı: Sizin ilâhınız bir tek ilâhtır. O’ndan başka ilâh yoktur. O, Rahmân’dır,
Rahîm’dir. Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca
gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah’ın
gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit
canlıyı yaymasında, rüzgârları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip
çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.
1- "İlahınız, tek olan ilahdır, ondan başka ilah yoktur. O Rahmân ve Rahîm'dir." (Bakara
163).
2- Âl-i İmrân süresinin baş kısmı: Elif Lâm-Mim. O Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur, O
Hayy ve Kayyümdur" (Âl-i İmrân 1-3).
Her kim uyuyacağı zaman Bakara suresinin 163-164. ayetlerini okursa, Allah’u Teala
o kişiye Kuran’dan ezberlediklerini unutturmaz. (İbni Sünni, Sahih, 53, 137; Zebidi,
İthafü’s-sade, 5/161)
11
Bismillâhirrahmânirrahîm
Ve izâ seeleke ıbâdî annî fe innî karîbi, ucîbu da’vetedidâi izâ deâni fel yestecîbû lî vel
yu’minû bî leallehum yerşudûn
Anlamı: Kullarım beni sorarlarsa, çok yakınım. Bana dua ettiğinde, isteyenin duasına
cevap veririm. Onlar da cevap versinler ve bana iman etsinler ki, doğru yolda olsunlar.
-Günde 7 defa okunur. Okununca Rab kalbe çok yakın olur ve isteyin ki vereyim fermanı
devreye girer de, hiç bir şey İcabete mani olamaz. İman nuru kaynaktan beslenerek artar,
kalp ihya olur, hidayet gelir. Duada, İsteğimizin formunu çok net belirleyerek, sonsuzluğa
gönderirsek, bu şifrede garantili olarak, alır çeker getirir.
Bismillâhirrahmânirrahîm
Şehidallâhu ennehû lâ ilâhe illâ huve vel melâiketu ve ulul ilmi kâimem_bil kıst, lâ ilâhe
illâ huvel azîzul hakîm. İnneddîne indâllâhil islâm. Ve mehtelefellezîne ûtul kitâbe illâ
12
mim_be’di mâ câehumul ılmu bağyem_beynehum, ve men_yekfur bi âyâtillâhi fe
innallâhe serîul hısâbı
Anlamı: Allah, melekler ve ilim sahipleri, ondan başka ilâh olmadığına adaletle şâhitlik
ettiler. O’ndan başka ilâh yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Şüphesiz Allah katında din İslâm’dır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra
sırf, aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın âyetlerini inkâr
ederse, bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir.
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Bu (Şehidallahü…’ ile başlayan) ayet-i
kerime-i okuyan kimse için Allah’u Teala 70.000 tane melek yaratır. Kıyamete kadar onun
için istiğfar ederler. O kimsenin affını isterler."
Bismillâhirrahmânirrahîm
Anlamı: Sonra o kederin ardından (Allah) üzerinize içinizden bir kısmını örtüp bürüyen bir
güven, bir uyku indirdi. Bir kısmınız da kendi canlarının kaygısına düşmüştü. Allah’a karşı
cahiliye zannı gibi gerçek dışı zanda bulunuyorlar; “Bu işte bizim hiçbir dahlimiz yok”
diyorlardı. De ki: “Bütün iş, Allah’ındır.” Onlar sana açıklayamadıklarını içlerinde saklıyorlar
ve diyorlar ki: “Bu konuda bizim elimizde bir şey olsaydı, burada öldürülmezdik.” De ki:
“Evlerinizde dahi olsaydınız, üzerlerine öldürülmesi yazılmış bulunanlar mutlaka yatacakları
(öldürülecekleri) yerlere çıkıp gideceklerdi. Allah, bunu göğüslerinizdekini denemek,
kalplerinizdekini arındırmak için yaptı. Allah, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) bilir.”
Bismillâhirrahmânirrahîm
Anlamı:
Bismillâhirrahmânirrahîm
14
1- Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah’a mahsustur.
Böyle iken inkâr edenler başka şeyleri Rablerine denk tutuyorlar. 2- O öyle bir Rab’dır
ki, sizi çamurdan yaratmış, sonra (her birinize) bir ecel tayin etmiştir. (Kıyametin
kopması için) belirlenmiş bir ecel de O’nun katındadır. Siz ise hâlâ şüphe ediyorsunuz.
3- Hâlbuki O, göklerde de Allah’tır, yerde de. Sizin gizlinizi de bilir, açığa vurduğunuzu
da. Sizin daha ne kazanacağınızı da bilir.
En’âm Sûresî’nin İlk 3 (Üç) Ayetini Sabah Ve Akşam Namazından Sonra Okunmasının Faydaları
Allah Resulü (s.a.v) buyuruyorlar ki;
Kim sabahleyin En’am Suresinin ilk üç ayetini okursa, Allah o kimsenin emrine yetmiş bin melek verir. O melekler o
kimseyi korurlar ve onun için kendi amellerini kıyamete kadar yazarlar.
Yedinci kat gökten yanında demirden tokmak bulunan melekler iner.
Şeytan o adamın kalbine bir şer koymak istediğinde melek tokmakla şeytanı döver ve bu esnada şeytan ile adam
arasında yetmiş bin perde oluşur.
Allah teala buyuruyor ki:
“Ey Ademoğlu! Benim gölgem altında yürü, cennetin ağaçlarının gölgesinden faydalan, Kevser’den iç, Sen sebil
suyunda yıkan.
Sen benim kulumsun. Ben de senin Rabbin’im. Bu gün senin aleyhine ne bir hesap vardır, nede azap”
En’am Suresini arasına dünya kelamı sokmadan baştan sona kadar okuyanın, cenabı Hakk o kimsenin geçmiş
günahlarını bağışlar.
Kim En’am suresini okursa gece gündüz onun üzerine yetmiş bin melek salat’ü selam getirir.
Sabahları ve akşamları bu 3 ayeti kerimeyi 7 şer defa okumaya devam edenler, bu ayeti okuduktan sonra
avuçlarına üfleyip, elleriyle yüzünü ve vücudunu mesherderse Cenabı Hakk o kimeys ağrı ve acı yüzü göstermez.
Rivayet edilir.
6- Enam Suresi 25
Bismillâhirrahmânirrahîm
Ve minhum men_yestemiu ileyke ve cealnâ alâ kulûbihim ekinneten en_yefkahûhu ve fî
âzânihim vakırâ, ve in_yerav kulle âyetil_lâ yu’minû bihâ, hattâ izâ câûke yucâdilûneke
yekûlullezîne keferû in hâzâ illâ esâtîrul evvelîn.
Anlamı:
15
İçlerinden, (Kur’an okurken) seni dinleyenler de var. Onu anlamamaları için kalpleri
üzerine perdeler (gereriz), kulaklarına ağırlık koyarız. Her türlü mucizeyi görseler de onlara
inanmazlar. Hatta tartışmak üzere sana geldiklerinde inkâr edenler, “Bu (Kur’an)
evvelkilerin masallarından başka bir şey değil” derler.
Her kim En’am Suresinin 25, Nahl Suresi 108, Kehf Suresi 57, Casiye Suresi 23 ayeti
kerimelerini okumaya devam ederse, maddi ve manevi her türlü bela, musibet ve
felaketlerden korunur.
Bismillâhirrahmânirrahîm
“Ve Kul rabbi eûzu bike min hemezâtişşeyâtîn, ve eûzu bike rabbi en yahdurûn
De ki: “Ey Rabbim! Şeytanların vesveselerinden sana sığınırım. Ey Rabbim! Onların benim
yanımda bulunmalarından da sana sığınırım. (Namaza başlamadan da söylenebilir)
Bismillâhirrahmânirrahîm
16
ilâhen âhara lâ burhâne lehû bihî fe innemâ hısâbuhû inde rabıbih, innehû lâ yuflihul
kâfirûn. Ve kul rabbiğfir verham ve ente hayrurrâhımîn
* Abdullah ibni Mesud (Radıyallahü Anh)’a kulağından şikayeti olan bir kimse getirildi. O
kimseye Müminun suresinin 115. ayetinden sonuna kadar sureyi okuyarak kulağına nefes
etti. O kişi de derdinden kurtuldu. Bu olay Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’e intikal
edince buyurdu ki:
“Nefsim kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, bir kimse yakinen inanarak bu ayeti
celileleri bir dağ üzerine okumuş olsaydı, dağ yerinden oynardı.”(Hazin Tefsiri, 3/313)
* Bunalıma düşen, sinir hastası olan veya sarta hastalığına tutulan veya cinlenmiş kişilerin
kulaklarına Müminun Suresinin 115 ve 116 ayetleri okunursa, Allah’ın izniyle şifa olur. Şayet
bu hastalıklar geçmezse, 21 gün 21 kere okunur.
17
Bismillâhirrahmânirrahîm
Elif, lâm mîm sâdı. Kitâbun unzile ileyke fe lâ yekun fî sadırike haracum_minhu
litunzira bihî ve zikirâ lil mu’minîn. Ittebiû mâ unzile ileykum_mir_rabbikum ve lâ
tettebiû min dûnihî evliyâ, kalîlem_mâ tezekkerûn.
Elif Lâm Mîm Sâd. Bu, sana, kendisiyle (insanları) uyarman için ve mü’minlere öğüt
olarak indirilmiş bir kitaptır. Artık ondan dolayı göğsünde bir sıkıntı olmasın.
Rabbinizden size indirilene uyun. Onu bırakıp başka dostlara uymayın. Ne kadar da az
öğüt alıyorsunuz!
Her kim A’raf Suresinin 1-3 ayetlerini çokça okur veya üzerinde taşırsa, verdiği kararda
isabetli olur ve sıkıntılarından kurtulur, herkes tarafından sevilen bir kişi olur.
Bismillâhirrahmânirrahîm
Ve lekadı mekkennâkum fil ardi ve cealnâ lekum fîhâ meâyiş, kalîlem_mâ teşkurûn.
Andolsun, size yeryüzünde imkân ve iktidar verdik. Sizin için orada birçok geçim
imkânları da yarattık. Ama siz ne kadar az şükrediyorsunuz! (19 defa)
18
Bismillâhirrahmânirrahîm
İnne rabbekumullâhullezî halekassemâvâti vel erda fî sitteti eyyâmin summestevâ alel
arşı yugşil leylennehâra yetlubuhû hasîsen_veşşemse vel kamera vennucûme
musehharâtim_bi emrih, e lâ lehul halku vel emr, tebârakallâhu rabbulâlemîn. Ud’û
rabbekum tedarruan_ve hufyeh, innehû lâ yuhıbbul mu’tedîn. Ve lâ tufsidû fil erdı
be’de ıslâhıhâ ved’û hu havfen_ve tameâ, inne rahmetallâhi karîbumminel muhsinîn.
Şüphesiz sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratan ve Arş’a
kurulan, geceyi, kendisini durmadan takip eden gündüze katan, güneşi, ayı ve bütün
yıldızları da buyruğuna tabi olarak yaratan Allah’tır. Dikkat edin, yaratmak da,
emretmek de yalnız O’na mahsustur. Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın şanı yücedir.
Rabbinize alçak gönüllüce ve için için dua edin. Çünkü O, haddi aşanları sevmez.
Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah’a (azabından)
korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Şüphesiz, Allah’ın rahmeti iyilik edenlere çok
yakındır.
Kişinin Yatmadan evvel A’raf suresinin 54-56 ayetleri ile İsra suresinin son iki (110-111)
ayetlerini okuması müstehaptır. Zira bu ayetleri okuyup da uygulayanların elbiselerinin
içine, onları, korumakla görevli bir melek girerek kendileri için istiğfar edeceği
bildirilmiştir. (4)
19
Bismillâhirrahmânirrahîm
İz testeğîsûne rabbekum festecâbe lekum ennî mumididukum_bi elfim_minel melâiketi
murdifîn
Anlamı: Hani Rabbinizden yardım istiyor, yalvarıyordunuz. O da, “Ben size ard arda
bin melekle yardım ediyorum” diye cevap vermişti.
Günde 19 defa okunur. Bir Melek ordusu kozmik yardım olarak anında, herşeyimize,
her işimize, sınırsız yardıma gelir. Bu dehşetli güç sebebiyle de, asalak cinci, büyücülere
de ihtiyaç kalkmıştır.
Bismillâhirrahmânirrahîm
Fe lemmâ elkav kâle mûsâ mâ ci’tum_bihissihr, innallâhe se yubutıluh, innallâhe lâ
yuslihu amelel mufsidîn
Anlamı: Sihirbazlar atacaklarını atınca, Mûsâ dedi ki: “Sizin bu yaptığınız sihirdir. Allah,
onu elbette boşa çıkaracaktır. Çünkü Allah, bozguncuların işini düzeltmez.
En az 11 defa okunur. Büyü ve sihir iptal olur. Asayı Musa zamanı deler gelir, firavunun
büyülerini yuttuğu gibi, bize musallat olmaya çalışan işgalci enerji virüslerini ve
yükledikleri duygu veya bilgi frekanslı negatif yazılımları yutar. yok eder.
20
Bismillâhirrahmânirrahîm
Kâle rabbişrah lî sadırî Ve yessir lî emrî Vahlul ukudetem_mil_lisânî Yefkahû kavlî.
Rabbim! Gönlüme ferahlık ver. İşimi bana kolaylaştır. Dilimdeki tutukluğu çöz ki
sözümü anlasınlar.
Bismillâhirrahmânirrahîm
Elhâkumut tekâsuru Hattâ zurtumulmekâbir. Kellâ sevfe ta'lemûn. Summe kellâ sevfe
ta'lemûn. Kellâ lev ta'lemûne ılmel yekîn. Le teravunnelcehîm. Summe leteravunnehâ
aynelyekîn. Summe le tus'elunne yevmeizin aninneîm. (3 defa)
21
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
O çokluk kuruntusu sizleri oyaladı, Ta kabirlere kadar gidip ziyaret edişinize kadar! Öyle
değil, ileride bileceksiniz! Sonra yine öyle değil, ileride bileceksiniz! Öyle değil, kesin
olarak bilseniz, Andolsun ki, cehennemi mutlaka göreceksiniz! Sonra yine andolsun ki,
onu yakın gözüyle göreceksiniz! Sonra andolsun ki, o gün her nimetten
sorgulanacaksınız!
Dünyevi ve uhrevi musibetlerden kurtulmak için günde 3 defa okunur. 1000 ayet bedel
Hz. Peygamber Efendimiz (asm) bir kere ashabına, “Sizin her biriniz her gün bin
ayet okuyamaz mı?” buyurdu.
“Sizin biriniz Tekasür suresini okumaya kadir değil midir?” buyurdu. (Hakim,
Müstedrek, 1/567; Beyhakî, Şüabü'l-İmân, 2/497)
Bismillâhirrahmânirrahîm
Vahfid lehumâ cenâhazzulli minerrahmeti ve kul rabbirhamhumâ kemâ rabbeyânî
sağîrâ
Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: “Rabbim! Tıpkı beni küçükken
koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı
17-İsra Suresi 45-46 Ayet
22
Bismillâhirrahmânirrahîm
Ve izâ kara’tel kur’âne cealnâ beyneke ve beynellezîne lâ yu’minûne bil âhırati
hıcâbem_mestûrâ. Ve cealnâ alâ kulûbihim ekinneten en_yefkahûhu ve fî âzânihim
vakırâ, ve izâ zekerte rabbeke fil kur’âni vehdehû vellev alâ edibârihim nufûrâ.
Anlamı: Kur’an okuduğunda, seninle ahirete inanmayanların arasına gizli bir perde
çekeriz. Kur’an’ı anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler, kulaklarına da ağırlık
koyarız. Kur’an’da (ibadete lâyık ilâh olarak) sadece Rabbini andığın zaman arkalarına
dönüp kaçarlar.
23
Bismillâhirrahmânirrahîm
Kulid’ullâhe evid’urrahmân, eyyemmâ ted’û fe lehul esmâul husnâ, ve lâ techer bi
salâtike ve lâ tuhâfiti bihâ vebteğı beyne zâlike sebîlâ. Ve kulil hamdulillâhillezî lem
yettehız veleden_ve lem yekul_lehû şerîkun fil mulkü, ve lem yekul_lehû şerîkun fil
mulki ve lem yekul_lehû veliyyumminezzulli ve kebibirhu tekibîrâ
De ki: “(Rabbinizi) ister Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın. Hangisiyle
çağırırsanız çağırın, nihayet en güzel isimler O’nundur.” Namazında sesini pek
yükseltme, çok da kısma. İkisi ortası bir yol tut. “Hamd, çocuk edinmeyen, mülkte
ortağı olmayan, zillet ve âcizliğin gerektirdiği bir yardımcıya ihtiyacı bulunmayan Allah’a
mahsustur” de ve O’nu tekbir ile yücelt.
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Her kim sabah akşam İsra
Suresinin son iki ayetini (110-111) okursa, o gün ve gece kalbi ölmez."
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e borçtan (dolayı) şikayet eden bir kimseye İsra
Suresinin 111. ayetini okumasını tevsiye etti. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e
bir kişi gelerek:
-Ey Allah’ın Resulü! Benim çok borcum var, bir gün olsun borçtan kurtulamadım, der.
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’de ona şöyle cevap verir:
-"İsra Suresi’nin son ayetini çok oku ve her okuyuşun sonunda üç defa "tevekkeltü
‘alel-hayyillezi la yemutü" söyle! Allah’u Teala seni borçtan kurtarır.
Bismillâhirrahmânirrahîm
İnnâ mekikennâ lehû fil ardi ve âteynâhu min kulli şey’in sebebân Fe etibea sebebâ
Biz onu yeryüzünde kudret sahibi kıldık ve kendisine her konuda (amacına
ulaşabileceği) bir yol verdik. O da bir yol tuttu. (19 defa)
24
Bismillâhirrahmânirrahîm
Rabbi hebi lî hukumen_ve elhıkınî bissâlihîn. Vec’al lî lisâne sıdıkın_fil âhırîne Vec’alnî
min_veraseti cennetin naîm
Ey Rabbim! Bana bir hikmet bahşet ve beni salih kimseler arasına kat. Sonra gelecekler
arasında beni doğrulukla anılanlardan kıl. Beni Naîm cennetinin varislerinden eyle.
Bismillâhirrahmânirrahîm
Rabbi neccinî ve ehlî mimmâ ye’melûn
Bismillâhirrahmânirrahîm
Ve lâ tutııl kâfirîne vel munâfikîne veda’ezâhum ve tevekkel alallâh, ve kefâ billâhi
vekîlâ
Kâfirlere ve münafıklara itaat etme! Onların eziyetlerine aldırma ve Allah’a tevekkül et.
Vekil olarak Allah yeter
25
37- Saffat Sûresi 1-10 Ayetler
Bismillâhirrahmânirrahîm
1-10. Vessâffâti saffen fezzâcirâti zecran fettâliyâti zikiran inne ilâhekum le vâhıdi.
Rabbussemâvâti vel ardi ve mâ beynehumâ ve rabbul meşâriki. İnnâ
zeyyennessemâedi dunyâ bi zînetinil kevâkibi. Ve hıfzam_min kulli şeytânim_mâridi.
Lâ yessemmeûne ilel meleil a’lâ ve yukuzefûne min kulli cânibin duhûran_ve lehum
azâbun_vâsıbı. İllâ men hatıfel hatfete fe etibeahû şihâbun sâkibi.
1-4. Saf bağlayıp duranlara, haykırarak sevk edenlere ve zikri (Allah’ın kelâmını)
okuyanlara andolsun ki, sizin ilâhınız gerçekten bir tek ilâhtır. 5. O, göklerin, yerin ve
ikisi arasındakilerin Rabbidir. Doğuların da (Batıların da) Rabbidir. 6. Biz, en yakın göğü
zinetlerle, yıldızlarla donattık. 7. Onu itaatten çıkan her şeytandan koruduk. 8-9. Onlar,
yüce topluluğu (ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. Kovulmaları için her
taraftan taşa tutulurlar. Onlar için sürekli bir azap da vardır. 10. Ancak onlardan söz
kapan olur. Onu da delip geçen bir alev izler (ve yok eder).
26
Bismillâhirrahmânirrahîm
Nûn, vel kalemi ve mâ yesturûne mâ ente bi ni’meti rabbike bi mecnûn. Ve inne leke
le ecran ğayra memnûn. Ve inneke le alâ hulukın azîm. Fe se tubusıru ve yubusırûn
Zihin açıklığı için kalem Süresinin ilk beş ayeti 3-5 yada 7 defa okunur.
27
Bismillâhirrahmânirrahîm
Ve in_yekâdullezîne keferû le yuzlikûneke bi ebisârihim lemmâ semîuzzikira ve
yekûlûne innehû le mecnûn. Ve mâ huve illâ zikirul_lil âlemîn
Şüphesiz inkâr edenler Zikr’i (Kur’an’ı) duydukları zaman neredeyse seni gözleriyle
devirecekler. (Senin için,) “Hiç şüphe yok o bir delidir” diyorlar. Hâlbuki o (Kur’an),
âlemler için ancak bir öğüttür.
Bismillâhirrahmânirrahîm
İkira Bismi Rabbikellezî halak, İkira ve Rabbükel Ekiram, Allemel insâne mâ lem ya'lem
Anlamı: Oku,Yaratan Rabbinin adıyla. Oku, Rabbin sonsuz kerem sahibi ve insana
bilmediklerini öğretti.
28
19 kere okununca İlim kapıları açılır. Beynin, hafıza ve zeka kapasitesi artar. Görme bandı
genişler, Astro burçlardaki aktarım istasyonlarından gelen bilgi partikülleri algılanmaya
başlar. Hikmet ve feraset gelişir, rüyada gaybın sırları verilir.
Bismillâhirrahmânirrahîm
İzâ câe nasrullâhi vel fethu Ve raeytennâse yedihulûne fî dînillâhi efvâcâ. Fe sebbih bi
hamdi rabbike vesteğfirh, innehû kâne tevvâbâ
Anlamı: Allah’ın yardımı ve fetih (Mekke fethi) geldiğinde ve insanların bölük bölük
Allah’ın dinine girdiğini gördüğünde, Rabbine hamd ederek tespihte bulun ve O’ndan
bağışlama dile. Çünkü O, tövbeleri çok kabul edendir.
Günde en az 7 defa okunur. Aşikar kozmik yardım ve Toplumsal Hidayet gelir, tövbe
kapıları sonuna kadar açılır. Nurun , aydınlığın kitlesel başarısı çığ gibi artar. Kitlesel
şizofrene kayan zamanımızın toplumlarına , semavi şifa yağmuru gibi , toplu enerji akışı
sağlanır.
29
Allâhümme ente rabbî lâ ilâhe illâ ente halakitenî ve enâ abidüke ve enâ alâ ahdike ve
ve’dike mesteta’t, eûzü bike min şerri mâ sane’tü, ebûü leke bi ni’metike aleyye ve ebûü
leke bi zembî feğfirlî fe innehû lâ yeğfiruzzünûbe illâ ent. (3 defa)
[Allahım! Sen, benim Rabbimsin; Senden başka ilah yoktur. Beni Sen yarattın. Ben,
Senin kulunum ve gücüm yettiğince Sana olan ahdime ve vaadime bağlıyım. İşlediklerimin
şerrinden Sana sığınırım. Üzerimdeki nimetlerini itiraf, günahlarımı da ikrar ederim. Beni
bağışla; zira günahları sadece Sen bağışlarsın. (3 defa)]
[Yüce ismi anılınca ne yerde ne de gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah’ın
ismiyle ki, O Semî’ ve Alîm’dir. (3 defa)]
Mahlûkâtının şerrinden Cenab-ı Allah’ın her türlü eksiklikten uzak, şifa ve deva vesilesi
olan tastamam kelimelerine sığınırım. İnsî-cinnî bütün şeytanlardan, zarar verebilecek her
canlıdan ve kem nazardan da Allah’ın tastamam kelimelerine sığınırım.
30
Eûzü billâhissemî’ıl alîmi mineş şeytânirracîm (3 defa)
Bismillâhirrahmânirrahîm
Allah’ın rahmetinden kovulmuş şeytanın şerrinden, her şeyi işiten ve bilen Allah’a
sığınıyorum. Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla. (3 defa)
[Allah’tır gerçek İlah! O’ndan başka yoktur ilah. Görünmeyen ve görünen her şeyi
bilir. O Rahman’dır, Rahîm’dir. Allah’tır gerçek İlah! O’ndan başka yoktur ilah! O Melik’tir,
Kuddûs’tür, Selâm’dır. Mü’min’dir, Müheymin’dir, Aziz’dir, Cebbar’dır, Mütekebbir’dir. Allah,
müşriklerin iddialarından münezzeh ve yücedir. Allah o gerçek İlahtır ki Hâlık’tır, Bâri’dir,
Musavvir’dir. Hâsılı, en güzel isimler ve vasıflar O’nundur. Göklerde ve yerde ne varsa
hepsi O’nu tesbîh ve tenzîh eder. O, Azîz’dir, Hakîm’dir.]
Bismillâhirrahmânirrahîm
31
Kul hüvellâhü ehadı, Allâhüssamedi, Lem yelidi ve lem yûledi Velem yekül_lehû küfüven
ehadı (3 defa)
Bismillâhirrahmânirrahîm
Kul eûzü birabbilfelekı. Min şerri mâ halekı. Ve min şerri ğâsikin izâ vekabı. Ve min
şerrinneffâsâti fil’ukadı. Ve min şerri hâsidin izâ hasedı. (3 defa)
[De ki: Sabahın Rabbine sığınırım, yarattığı şeylerin şerrinden. Karanlığı çöktüğü
zaman gecenin şerrinden. Düğümlere üfleyip büyü yapan büyücü kadınların şerrinden ve
haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden. (3 defa)]
Bismillâhirrahmânirrahîm
32
Bismillâhirrahmânirrahîm
Fe sübuhânallâhi hîne tümsûne ve hîne tusbihûn. Velehül hamdü fissemâvâti vel ardi ve
aşiyyen_ve hîne tuzhirun. Yuhricül hayye minel meyyiti ve yuhricül meyyite minel hayyi
ve yühyil erda be’de mevtihe, ve kezâlike tuhracûn.
(Kim Rum-17_19 ayetlerini Sabahları okursa o gün yapamadığı güzel amelleri yapmış gibi sevap alır. Kim de bu
ayetleri Akşamları okursa gece yapamadığı güzel işlerin sevabına erişir. (İbn Abbas))
[Haydi, siz akşama girerken, sabaha çıkarken Allah’ı takdîs ve tenzîh edin, namaz
kılın! Göklerde ve yerde hamd, güzel övgü O’na mahsustur. İkindi vaktinde de, öğleye
girerken de, O’nu takdîs ve tenzîh edin, namaz kılın! O, ölüden diriyi çıkarır, diriden ölüyü
çıkarır ve ölmüş toprağa hayat verir. İşte siz de öldükten sonra böylece diriltileceksiniz.]
33
Lâ ilâhe illallâhu adede kelimâtihî, (Allah’ın kelimeleri adedince La ilahe illallah)
Lâ ilâhe illallâhu adede halkıhî, (Yarattıkları adedince Lâ ilahe illallah)
Lâ ilâhe illallâhu zinete arşihî, (Arş ağırlığınca Lâ ilahe illallah)
Lâ ilâhe illallâhu mil’e semâvâtihî, (Semâlar dolusu Lâ ilahe illallah)
Lâ ilâhe illallâhu misle zâlike meahû, (Bunlarla beraber bunların mislince Lâ ilahe illallah)
vel hamdülillâhi misle zâlike meahû. (Bunlarla beraber bunların mislince Elhamdülillah)
Lâ ilâhe illallâhu kabile kulli şey (Allah’tan önce hiçbir şey yoktur, O herşey’den önce var
olandır)
Lâ ilâhe illallâhu be’de kulli şey (Herşeyden sonra ebedi kalır)
Lâ ilâhe illallâhu yebikâ ve yefnâ kulli şey (Bütün varlıklar fanidir, yalnız Kendisi ebedidir)
Lâ ilâhe illallâhu leyse ke mislihî şey (O’nun benzeri olan hiçbir şey yoktur)
Böyle dersen ne bir melek sevabını yazmağa takat getirebilir, ne de bir başkası.”
(el-Camıu’s-Sağîr)
34
Allahım! Senin inayetinle sabahladık; Senin inayetinle akşamladık; Senin inayetinle
yaşar, Senin izninle ölürüz. Dönüş de Sana’dır. Hamd, canımızı aldıktan sonra bizi tekrar
dirilten Allah’a mahsustur. Dönüş de O’nadır. Allahım, Senden başka ilah yoktur. Senin
şerîkin de bulunmaz. Allahım, Seni, yüce şanına yaraşmayacak her eksiklikten tenzîh
ediyor, günahlarımı bağışlamanı ve rahmetini diliyorum. Allahım, ilmimi artır ve bahşettiğin
hidayetten sonra kalbimi kaydırma. Yüce nezdinden bana rahmetini lutfet. Şüphesiz ki,
Sen çok lütufkârsın.
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Estağfirullâh. Estağfirullâh. Estağfirullâhel azîmellezî lâ ilâhe illâ hüvel hayyel kayyûme ve
etûbu ileyh.
Hatırıma gelen ya da gördüğüm şeyler içerisinden Allah-u Te'ala'nın istemediği her türlü söz ve fiilden, zahiren
ve batınen (dıştan ve içten) O'na tevbe ederim.
Ey Allah’ım! Ben (Senin rızana uygun olmayan şeylerden) öne aldığım, geri bıraktığım, açıkça yaptığım ve Senin
benden daha iyi bildiğin herşey için Senden mağfiret talep ediyorum, öne geçiren ancak Sensin, geri bırakan da
ancak Sensin ve Sen herşeye hakkıyla gücü yetensin.
Allâhümme innî estağfiruke min külli zembin tübütü minhu summe udutu ileyh.
Ey Allah’ım! Kendisinden tevbe ettiğim, sonra tekrar ona avdet ettiğim her günahtan dolayı Senden mağfiret
talep ediyorum.
Estağfiruke limâ eradıtü lehû vechekel kerîme fehâletanî fîhi mâ leyse leke bihî ridâ.
35
Kıymetli Zatını murad ettiğim halde, sonradan içerisine Senin razı olmadığın işler karışmış olan şeylerden dolayı
Senden mağfiret talep ediyorum.
ve estağfiruke limâ deânî ileyhil hevâ min kıbelirruhası mimmeştebehe aleyye ve huve
ındeke muharram.
Ruhsatlar kabilinden olup bana şüpheli gelen, oysa Senin katında haram olan şeylerden hangilerine nefsin
arzusu beni çağırdıysa, onlar için de Senden mağfiret talep ediyorum.
Bana in'am etmiş olduğun nimetlerden hangileriyle Sana isyan etmeye güç bulduysam onlar için de Senden
mağfiret talep ediyorum.
Senden başka kimsenin farkına varamayacağı, Senden gayrı kimsenin kurtaramayacağı, Senin hilminden başka
bir şeyin kaplayamayacağı ve Senin affından başka bir şeyin halas edemeyeceği bütün günahlar için Senden
mağfiret talep ediyorum.
ve estağfiruke min külli yemînin hanestü fîhi ve hüve ındeke muharramun ve ene
muâhazüm_bihi.
Hangi yemini bozmam Senin katında haram iken, ben onu bozduysam ve ben onunla mesül olacaksam onun
için de Senden mağfiret talep ediyorum.
ve estağfiruke lâ ilâhe illâ ente yâ âlimel ğaybi veşşehâdeti min külli seyyietin amiltühâ fî
sevâdilleyli ve beyâdınnehâri fî melein_ve halein kavlen_ve fi'len_ve ente nâzırun ileyye
izâ ketemtühû ve terâ mâ eteytühû minel ısyâni. Yâ Kerîmu Yâ Mennânu Yâ Halîmu ve
estağfiruk.
Ey gizliyi ve aşikarı bilen ve Kendisinden başka ilah bulunmayan Zat! Ey kerem sahibi! Ey bol lütuf sahibi! Ey
ceza vermekte acele davranmayan!
Gecenin karanlığında ve gündüzün aydınlığında söz ve davranış olarak, ortalıkta ve tenhada, Sen benim
gizlediğime bakarken ve işlediğim isyanı görürken yapmış olduğum her fenalık için de Sana istiğfarda
bulunuyorum ve Senden mağfiret talep ediyorum.
Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni tenzih ederim, şüphesiz ki ben günah işleyerek nefsine zulmedenlerden
oldum.
36
ve estağfiruke min külli ferîdatin_vecebeti aleyye fî ânâilleyli ve etirâfinnehâri ve
terakıtühâ sehven ev ğafleten ev hataen ve ene mes-ûlun bihâ
Gece saatlerinde ve gündüzün kenarlarında hangi farz benim üzerime vacib olmuş da, ben yanılarak yahut
gaflet veya hata nedeniyle onu terketmişsem ve ondan sorumlu olacaksam, onun için de Senden mağfiret talep
ediyorum.
Gönderilenlerin Efendisi ve peygamberlerin sonuncusu olan Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Efendimizin sünnetlerinden hangi sünneti yanılarak veya gaflet ederek yahut hata ile ya da hafife alarak
terketmişsem onlar İçin de Senden mağfiret talep ediyorum. Ey Allah’ım! Ey Allah!
Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni tenzih ederim, şüphesiz ki ben günah işleyerek nefsine zulmedenlerden
oldum.
Lâ ilâhe illâ ente yâ rabbel âlemine ente rabbî lâ ilâhe illâ ente vahdeke lâ şerîke leki.
Ey alemlerin Rabbi! Senden başka hiçbir ilah yoktur. Benim Rabbim ancak Sensin. Senden başka hiçbir ilah
yoktur. Sen teksin, hiçbir ortağın yoktur.
Subhâneke yâ rabbel âlemîne ve ente alâ külli şey in kadîr. ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ
billâhil aliyyil azîm. ve sallallâhu teâlâ alâ seyyidinâ Muhammedin-nebiyyil-ümmiyyi ve
alâ âlihî ve sahbihî ecmaîn.
Ey alemlerin Rabbi! Seni tenzih ederim. Sen herşeye hakkıylagücü yetensin. O çok yüce ve pek büyük olan
Allah-u Te'ala'nın yardımı olmadan hiçbir güç ve kuvvet yoktur. Allah-u Te'ala Nebiyy-i Ümmi olan Efendimiz
Muhammed'e ve al-i eshabının cemisine salat eylesin.
Subuhâneke rabbike rabbil izzeti ammâ yasıfûn. ve selâmun alel mürselîn. Velhamdülillâhi
rabbil âlemîn.
37
d. (80 bin) hac sevabı,
e. (80 bin) mescit imarı sevabı,
f. boynu cehennemden azad olunmuş (80 bin) kişinin sevabı,
g. Havz-ı Kevser'den içen (80 bin) kişinin sevabı,
h. melaike-i kiramdan (80 bin) melek sevabı,
ı. abidlerden (80 bin) abid sevabı,
i. yedi kat gök ehlinin sevabı, yedi kat yer ehlinin sevabı,
j. sekiz cennet kapısından girenlerin sevabı,
k. Arş'ın ve Kürsi'nin taşıyıcılarının sevabı,
l. Levh'in ve Kalem'in görevlilerinin sevabı,
m. Nuh, İbrahim, Musa, İsa ibni Meryem ve
Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in sevapları kadar sevap ihsan eder.
2. Bu istiğfarı ömründe (1 kere) dahi okuyanı da, cehennem ehlinden olsalar bile
anne-babasını da Allah-u Te'ala bağışlar.
Gecesinde ve gündüzünde bunu okuyan, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in civarında olur.
3. Bu istiğfarı okuyana Allah-u Te'ala (80 bin) kasr (köşk) bina eder.
Her bir hucrede (80 bin) serir, her bir seririn üzerinde de hur-i'inden
(80 bin) huri bulunur. Onlardan herbirinin başı ucunda da dünya ve içindekileri gölgeleyecek kadar büyük bir ağaç olur.
İşte bu mükafatlar bu istiğfarı (ömründe 4 kere) okuyanlar içindir. Şüphesiz Allahu Te'ala o kişiye Mekke, Medine ve Beyt-
i Makdis'te ibadet edenlerin sevabını verir.
Bunu okuduğu gece ya da gündüz vefat edecek olursa Allah-u Te'ala (80 bin) meleğe onun cenazesine katılmalarını ve
kendisi için istiğfarda bulunmalarını emreder.
4. Allah-u Te'ala o kişiye Münker ve Nekir sualini (kabirdeki sorulara cevap vermeyi) asan eder. Allah-u Te'ala kabrinde
ona cennete doğru bir kapı açar. Kıyamet günü kabrinden kalktığında yüzü aydan daha parlak olur.
O zaman mahşer ehli: Bu gönderilmiş bir nebi (peygamber) midir, yoksa mukarreb
(yakın kılınmış) bir melek midir?' der de:
Hayır! Adem oğullarından rastgele bir kuldur ki Allah-u Te'ala ona bu duanın bereketiyle değer vermiştir, denilir.
Sonra ona bineceği bir Burak getirilir de böylece o, cennetin kapısına doğru yürür
ve hesapsız olarak oraya girer.
5. Bu istiğfarı okuyana yılan, akrep, yırtıcı hayvan ve eziyet veren bir şey yaklaşamaz.
6. Kendisi ani ölümden kurtulur, zalimlerin, hilekarların, kıskançların, büyücülerin,
fasık ve facirlerin şerrinden kurtulur.
7. Allah-u Te'ala ona rahmet nazarıyla tecelli eder ve o, cinlerden, ifritlerden, şeytanlardan ve bütün eziyet verenlerden
selamet bulur, buyurdu.
Şifâ-i Şerif Kitabından alınmıştır Hz Ali (krv) Efendimiz her ne zaman salavat-ı şerife
okuyacak olsa önce ayet-i kerimeyi okur ve arkasından da salavatı söylerdi
38
Bismillâhirrahmânirrahîm,
"İnnallâhe ve melâiketehû yusallûne alennebiyy; Yâ eyyuhellezîne âmenû sallû aleyhi ve
sellimû teslîmâ (Ahzab Suresi 56. ayet)
Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât
edin, selam edin
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Allâhümme innî ukaddimu ileyke beyne yedey külli nefesin_ve lemhatin_ve lahzatin_ve
tarfetin_yatrifu bihâ ehlüssemâvâti ve ehlül ard. ve külli şey in hüve fî ılmike kâinun ev
kadı kân. Ukaddimu ileyke beyne yedey zâlike küllih.
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin_ve alâ âli seyyidinâ Muhammedi. Kemâ
salleyte alâ seyyidinâ İbirâhîme ve alâ âli seyyidinâ İbirâhîm. İnneke hamîdüm_mecîdi.
(10 defa)
[Allahım! Seyyidina Hazreti İbrahim ve ailesine salât ettiğin gibi, Efendimiz Hazreti
Muhammed ve ailesine de salât et. Muhakkak ki Sen, her bakımdan hamde layık ve şanı
yüce olansın. (10 defa)]
Allâhümme bârik alâ seyyidinâ Muhammedin_ve alâ âli seyyidinâ Muhammedi. Kemâ
39
bârakıte alâ seyyidinâ İbirâhîme ve alâ âli seyyidinâ İbirâhîm. İnneke hamîdüm_mecîdi.
(10 defa)
[Allahım! Seyyidina Hazreti İbrahim ve ailesine bereket ihsan ettiğin gibi, Efendimiz Hazreti
Muhammed ve ailesine de bereket ihsan et. Muhakkak ki Sen, her bakımdan hamde layık
ve şanı yüce olansın. (10 defa)]
40
Allâhümme innî es-elüke bi nûri vechillâhil azîm. Ellezi mele-e erkâne arşillâhil azîm.
Fekâmeti bihî avâlimullâhil azîm.
Ey Allah’ım! Büyük Allah'ın alemlerinin kendisiyle kaim olduğu (ayakta durduğu) O Allah'ın büyük Arşının rükün
(direk)lerini dolduran, O büyük Allah'ın Zatının nuru hürmetine Senden diliyorum ki,
En tusalliye alâ mevlânâ Muhammedin zil kadıril azîm. ve alâ âli nebiyyillâhil azîm. Bi
kadıri azameti zâtillâhil azîm. Fî külli lemhatin_ve nefesin adede mâ fî ilmillâhil azîm.
Salâten dâimetem_bi devâmillâhil azîm.
Büyük şeref sahibi Efendimiz Muhammed'e ve O büyük Allah'ın Nebisinin Ehl-i Beytine her an ve her nefeste,
büyük Allah'ın (hadsiz olan) ilmindekiler adedince ve büyük Allah'ın (varlığının) devamı müddetince daim (var)
olacak bir salat ile, büyük Allah'ın Zatının azameti nisbetinde salat edesin.
41
Ta'zîmel_li hakkike yâ mevlânâ yâ Muhammedu yâ zel hulukil azîm. ve sellim aleyhi ve
alâ âlihî misle zâliki. vecma' beynî ve beynehû kemâ cema'te beynerrûhi vennefsi
zâhiran_ve bâtınen_yekazaten_ve menâmâ. vec-alhu yâ rabibi rûhal_li zâtî min cemî-il
vucûhi fididünyâ kabılel âhirati yâ azîm.
Ey Efendimiz! Ey Muhammed! Ey büyük ahlak sahibi! (Bu salatı) senin hakkına tazim(imi göstermek)
için (istiyorum). (Ey Allah’ım!) Ona ve onun Ehl-i Beyt'ine aynı ölçüde de selam eyle. (Ey Allah’ım!)
Ruhla nefsin arasını cemettiğin gibi, Onunla (Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile) benim aramı
da zahiren ve batınen, ayıkken ve uyurken (her hal-ü karda) cem eyle. Ey Rabbim! Ey Büyük
(Allah’ım)! Ahiretten önce dünyada, sen onu (Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i) benim için
bütün yönlerden ruh (mesabesinde hayat kaynağı) kıl.
(Ölmüş birine 12 kere okunur, Bu salevatın bir kere okunması dünya ve ahiretin ve içinde
bulunanların kat katı dolusunca sevap kazandırır.)
42
âlemlerin RABBi Seni tesbih (ve tenzih) eden herşeyin salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu
Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e, Hatemu’l-Enbiyâya (peygamberlerin
sonuncusuna), peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a
sığınanların) imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Rasûlune, Senin izninde Sana
dâvet eden ve aydınlatan kandile (sayısız- sonsuz) selâm (sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr,
dua, ulaşım) olsun!”
Duanın anlamı:
43
şerrinden sana sığınıyorum. Her şeyin alnından yapışmışsın (dizginleri senin elindedir).
Evvel sensin, senden önce bir şey yoktur. Ahir sensin, senden sonra da bir şey
kalmayacak. Sen zâhirsin, senin üstünde bir şey mevcut değildir. Sen bâtınsın, senin
dışında bir şey yoktur. Benim borcumu öde, beni fukaralıktan kurtar, zengin kıl.”
44
Allahım!
Geceler gündüze ve gündüzler geceye dönüşdükçe, yüzyıllar birbiri ardısıra gelip geçdikçe,
geceler ve gündüzler tekrarlanıp durdukça, gökyüzündeki parlak yıldızlar her defâsında
karşılaşdıkça, Efendimiz Muhammed'e salât, selâm, rahmet ve bereket ihsân eyle. O'nun
ve ehl-i beytinin rûhlarına selâmlarımızı ve ta'zimâtımızı, hayır ve bereket niyâzlarımızı çok
çok ulaştır. Efendimiz Muhammed'e salât, selâm, rahmet ve bereket ihsân buyurduğun
gibi, bütün nebîlere, resûllere, velîlerine ve sâlih kullarına, dergâh-i ilâhiyyene yakîn
bulunan meleklerine, yerlerdeki ve göklerdeki bütün tâ'at ve ibâdet ehline de, hayır,
rahmet ve bereket ihsân eyle. Allah teâlâ, Resûlullah'ın âlinden, evlâdından ve ashâbından
cümleten râzı olsun. Rahmet ve merhametin hürmetine niyâz ediyoruz ey merhametlilerin
merhametlisi olan Allahım! Niyâzımızı kabûl eyle. Bütün hamd ve senâlar ancak âlemlerin
rabbi Allah'a mahsûs ve münhasırdır.
Bismillâhirrahmânirrahîm
* Allahümme salli ve sellim alâ aynirrahmetir rabbâniyyeh, vel yâkûtetil mütehakkıkatil
hâitati bi merkezil fuhûmi vel meânî, ve nûril ekvânil mutekevvinetil âdemî, sâhibil hakkir
rabbânî, el berkıl estai bi muzûnil erbâhıl mâlieti li kulli mutearridim_minel buhûri vel
evânî, ve nûrikellâmiillezi mele’te bihî kevnekel hâita bi emkinetil mekânî* Allahumme
salli ve sellim alâ aynil hakkilleti tetecellâ minhâ urûşul hakâik, aynil meârifil akvêm,
45
sırâtıkettâmmil eskam* Allahumme salli ve sellim alâ tal’atil hakki bilhakk, el kenzil
a’zam, ifâdatike minke ilêyk, ihatatin_nuril mutalsem, sallellâhu aleyhi ve alâ âlihî
salaten tuarrifunâ bihâ iyyâh*
Manası
Ey Allah’ım! Nazargahın olan rahmet pınarı,sonsuz kudretinle tahakkuk eden yakut ve inci tanesi, mana ilimlerinin
mübarek Zat-ı Ahmediyyesi’nde neşet eden göz kamaştırıcı nur, Yüce Allah’ın ayan beyan apaçık mucizesi,yağmur
tanelerini taşıyan rahmet bulutları arasında çakan şimşekler misali, zamanın ve de denizlerin engelleyemediği bütün
mekanları kuşatan, kainatı aydınlatan Muhammed Mustafa’ya salat ü selam et,mübarek eyle Allah’ım! Ey Allahım!
Marifetlerin tecelligahı ve kaynağı,hakkın hakikatin görünen gözü, hakiki saltanatın onun marifetiyle ancak tecelli
ettiği,edeceği marifetlerin menbaı,Sırat-ı Müstakim’de sebat etme sonucu zirveye taht kuran, o en berrak, pak ve
temiz ruh u pak-i Muhammed(s.a.v.)’e salat ü selam olsun. Ey Allahım! Hak ve hakikatin apaçık yüzü; senin sonsuz
kudret ve celalinle en güzel ahlak-ı hamideye sahip olan, tükenmek bilmeyen hazinenin mümessili,gizli aşikar nur
timsali Muhammed Mustafa’ya, al ve ashabına salat ü selam eyle ki, bu selam ile o müstesna insanı
tanıyabilelim,onun yolunda yaşıyabilelim. Amin.
Bu salavatın fazileti Ahmed-i Ticani Hazretleri tarafından şöyle açıklanmıştır:
Faziletleri :
1-) Bütün alemde bulunan canlıların yaptığı tesbihlerin 3 katına denk gelecek kadar hasene kazanır.
2-) Bu Salavat-ı Şerife bir mecliste 7 defa okunursa o meclise Peygamber Efendimiz (sav)’in dört halifesi, hem
bedenleri hem de ruhaniyetleri ile teşrif buyururlar.
3-) Bu Salavat-e Şerife ile meşgul olanların gözlerinden perde kaldırılsa, Resulullah Efendimiz (s.a.v)’i ve dört
Halifesini, vefat ettikleri son suretleriyle alenen görür.
4-) Eğer bu Salavat-ı Şerife, (Abdestli olarak 12 defa), seccade ve oturduğu yer temiz olacak, oturacaksın. İlk 6
defasında normal oturursun ama 7. defadan sonra çok düzgün oturmak lazım çünkü Peygamber Efendimiz (s.a.v)
gelir.
5-) Bu Salavat-ı Şerifeyi 7 defadan fazla okuyanları, Resulullah Efendimiz (s.a.v) özel bir muhabbetle sever.
6-) Bu Salavat-ı Şerifeyi 7 defadan fazla okumaya devam edenler, Allah-u Tealanın veli kulları olmadan ölmezler.
7-) Tam bir taharet (Gusül ve abdesti güzel olmak şartıyla) temiz bir yatak üzerinde uyuyacağı zaman bu Salavat-ı
Şerifeyi 7 defa okumaya devam etse, Resulullah Efendimiz (s.a.v)’i sahih bir şekilde rüyasında görür.
Her kim bu Salavat-ı Şerifeyi 12 defa okur, sonra kalp huzuruyla mütevazi bir eda ile; ” Ya Resulallah, bu benden
Sana hediyedir ” derse, Peygamber Efendimiz (s.a.v)’i kabrinde (Ravza-ı Şerife sinde) ziyaret etmiş gibidir. Ve
Adem (as)’dan itibaren kendi dönemine kadar yaşamış tüm velileri ve salih kimseleri ziyaret etmiş mertebesi
kazanır.
Bu salavâtı okuduktan sonra sonunda bir kere de “adede ma vesiahu ilmullah” yani “Allahın ilminin genişliği kadar”
demek çok güzel olur.
46
“Allâhumme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin_ve alâ âli Seyyidinâ Muhammedin salâten
tuncînâ bihâ min cemî’il ehvâli vel âfâtı. Ve tekidî lenâ bihâ cemîal hâcâtı. ve tutahhirunâ
bihâ min cemî’ısseyyiâtı. ve terfe’unâ bihâ e’lâdderacâtı. ve tubelliğunâ bihâ ekisâl ğayâtı.
min cemî’ıl hayrâti fil hayâti ve be’del memâtı. birahmetike Yâ erhamerrahimîn.
Hasbunellâhu ve ni’mel vekîl, ni’mel mevlâ ve ni’me’nnesîr. Ğufrâneke rabbenâ ve ileykel
mesîr.”
Duânın Mânâsı:
“Allahım! Efendimiz Muhammed’e (sav) ve onun ehli beytine salât et. Bu salâvat o derece
değerli olsun ki: Onun hürmetine bizi bütün korku ve belalardan kurtarsın. Bizim
ihtiyaçlarımızı o salâvat hürmetine yerine getirsin, bizi bütün günahlardan bu salâvat
hürmetine temizlersin, o salâvat hürmetine bizi derecelerin en üstüne yüceltirsin, o salâvat
hürmetine hayatta ve öldükten sonra düşünülebilecek bütün hayırlar konusunda gayelerin
en sonuna kadar ulaştırsın. Ey merhametlilerin merhametlisi bize bunları merhametinle
nasip et. Allah Tealâ bize kafidir ve ne iyi bir dost, ne iyi bir vekildir. Ey Rabbimiz, senin
mağfiretini dileriz, dönüş yalnız sanadır.”
47
Allâhumme salli ve sellim alâ rûhi seyyidinâ Muhammedin fil ervâhi ve salli ve sellim alâ
cesedi seyyidinâ Muhammedin fil ecsâdi ve salli ve sellim alâ kabiri seyyidinâ
Muhammedin fil kubûr. Allâhumme belliğ rûhâ seyyidinâ Muhammedin minni
tehiyyeten_ve salâten_ve selâme
Manâsı
48
Manası :
Allah’ım! Ezelin evvelinden, haşrın ortasından, beka aleminin sonundan itibaren
yaratıklarının nefeslerinin bin katı adedince Efendimiz Muhammed üzerine salat eyle;
Mevcudatın kılları adedince Efendimiz Muhammed üzerine salat eyle; Semavat ve arzda
oturanların adedince Efendimiz Muhammed üzerine salat eyle; Levh-i Mahfuzdaki ve
dualardaki harfler adedince Efendimiz Muhammed üzerine salat eyle; Sayılanların ve
bilinenlerin adedince Efendimiz Muhammed üzerine salat eyle; Ey rahmet edenlerin en
rahmet edicisi efendimizin zahiri ve batıni kirlerden temiz olan ehl-i beytine ve ashabının
hepsine de rahmetin ile salat eyle.
Allâhumme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi salaten tuhricunâ bihâ
min zulumâtil vehm. Ve tukurimuna bi nûril fehm. Ve tekişifu mâ hafiye ve ubuhim.
Ey Allahım! Efendimiz Muhammed'e ve onun aline öyle bir salat eyleki, o salat ile bizi
vehmin (kalbe gelen yanlış düşünceleri) karanlıklarından çıkarasın, bize (doğru) anlayış
nurunu ikram edesin ve kapanan ve gizlenen (manevi sırlar nevinden olan) şeyleri (bizim
için) açasın
49
Söyleyebildiğin kadar söyle
Manası:
Allah Teala Efendimiz Muhammed’i (S.A.V) bizim adımıza mükafatlandırsın ki, O zaten
buna ehildir.
50
Lebbeyki Allahumme lebbeyki. lebbeyke ve se’deyki, vel-hayru kulluhû fî yedeyki, ve
minke ve ileyki.
Allahumme mâ kultu min kavlin ev haleftu min halifin ev nezertu min_nezrin ev amiltu
min amel. fe meşîyetuke beyne yedey zâlike kullih. Mâ şi’te kân_ve mâ lem teşe’lem
yekun. Velâ havle velâ kuvvete illâ biki. İnneke alâ kulli şey’in kadîr.
Allahumme mâ salleytu min salâtin fealâ men salleyti, ve mâ leantu mil_le’nin fealâ
mel_leantı. İnneke veliyyî fiddunyâ vel-âhirah. Teveffenî muslimen_ve el-hıkinî bissâlihîn.
Allahumme innî es’elukerridâ be’del kadâ ve berdel ayşi be’del mevti, ve lezzetennazari
ilâ vechiki, ve şevkan ilâ likâiki, min ğayri darrâe mudirratin_velâ fitnetim_mudilleh. ve
51
eûzu bike en ezlime ev uzleme ev e’tediye ev yu’tedâ aley, ev ekisibe hatîeten ev
zembel_lâ yuğfer.
52
Yine şehadet ederim ki, Hazreti Muhammed (sallallahü aleyhi vesellem) Senin kulun ve
Rasûlündür. Vaadinin hak, Senin huzuruna çıkmanın da hak olduğuna, Kıyamet saatinin
katiyen geleceğine ve Senin kabirdekileri dirilteceğine de şehadet ederim. Şayet beni
nefsime bırakırsan, o zaman zaaf, kusur, günah ve hatalarla baş başa bırakmış olursun.
Ben sadece Senin rahmetine itimat ediyorum. Ne olur, bütün günahlarımı bağışla; zira
günahları ancak Sen bağışlarsın. Tevbemi kabul buyur, çünkü Sen, tevbe yollarını açan ve
o tevbeleri kabul eden Tevvâb ü Rahîmsin.
Uykuyu ve uyanıklığı yaratan Cenab-ı Allah’a hamd olsun. Beni sağ-salim ve her
uzvum yerli yerinde dirilten Allah’a hamd olsun. Şehadet ederim ki, Allah ölüleri de diriltir
ve O, her şeye gücü yetendir.
Biz de, bütün mülk de, Azîz ve Celîl olan Allah’a ait olarak sabahladık. Hamd Allah’a
mahsustur; ululuk ve azamet yalnız Allah’ındır. Yaratma da, emir de, gece ve gündüz de,
53
gece ile gündüzü mesken tutmuş her şey de yalnızca Allah’a aittir. Allahım! İçinde
bulunduğumuz şu günün evvelini sulh ü salah, ortasını felah, sonunu da her bakımdan
muvaffakiyetli kıl. Senden dünyanın da, ahiretin de hayrını diliyorum, ey Merhametliler
Merhametlisi!
Allâhumme innî eûzu bike minel hemmi vel hazen, ve eûzü bike minel aczi vel kesel, Ve
eûzu bike minel cübüni vel buhl, Ve eûzu bike min ğalebetidideyni ve kahrir ricâl. (3 defa)
(1815 - el-Hudri (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir gün
Mescid'e girdi. Orada Ensâr'dan Ebü Ümâme (radıyallahu anh) denen kimse ile karşılaştı.
Ona: "Ey Ebu Ümâme, niçin seni namaz vakti dışında Mescid'de oturmuş görüyorum?" diye
sordu.
"Peşimi bırakmayan bir sıkıntı ve borçlar sebebiyle ey Allah'ın Resülü" diye cevap verdi.
Bunun üzerine Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselâm):
"Sana bazı kelimeler öğreteyim mi? Bunları okursan, Allah, senden sıkıntını giderir ve
borcunu öder."
54
"Öyleyse, dedi, akşama çıktın mı sabaha erdin mi şu duayı oku: "Allahım üzüntüden ve
kederden sana sığınırım. Aczden ve tembellikten sana sığınırım, korkaklıktan ve cimrilikten
sana sığınırım. Borcun galebe çalmasından ve insanların kahrından sana sığınırım."
(Ebü Ümâme) der ki: "Ben bu duayı yaptım, Allah benden gamımı giderdi, borcumu
ödedi.")
Esbehnâ ve esbehal mulku Lillâhi Lâ şerîke leh. Lâ ilâhe illâ huve ve ileyhinnuşûr.
Allâhumme fâtırassemâvâti vel'erdi, âlimel'ğaybi veşşehâdeh. Rabbe kulli şey’in_ve
melîkeh. Eşhedu el_lâ ilâhe illâ enti. Eûzu bike min şerri nefsî ve şerrişşeytâni ve şerakih,
ve en ekiterife alâ nefsî sûen ev en ecurrahû alâ muslim (4 defa)
Biz de, bütün mülk de, Allah’a ait olarak sabahladık; O’nun ortağı yoktur. O’ndan
başka ilah bulunmaz ve dönüş de yine O’nadır.
[Gökleri ve yeri yaratan, hem gayb hem de şehadet âlemini bilen, her şeyin Rabbi ve
Sahibi olan Allahım! Şehadet ederim ki, Senden başka ilah yoktur. Nefsimin ve şeytanın
şerrinden, onun her türlü tuzağından, günah işleyerek kendi nefsime zulmetmekten veya
başka bir müslümana kötülük dokundurmaktan Sana sığınırım. (4 defa)]
55
Yâ Hayyu yâ Kayyûm birahmetike esteğis. eslıhlî şe’nî kulleh, velâ tekilnî ilâ nefsî tarfete
ayn. Allahumme ente ehakku men zukira ve ehakku men ubidi, ve ensaru menibituğiye
ve er’efu mem_meleki, ve ecvedu men suile ve evseu men e’tâ. Entelmeliku lâ şerîke leki
velferdu lâ nidde leki, kullu şey’in hâlikun illâ vecheki, len tutâa illâ biizniki, velen tu’sâ illâ
biilmiki, tutâu feteşkuru fetu’sâ feteğfir, ekrabu şehîdin_ve edinâ hafîz, hulte
dûnennufûsi ve ehatte binnevâsî ve ketebıtel’âsâra ve nesehtel âcâl, el kulûbu leke
mufdıyetun_vessirru indeke alâ niyeh, elhalâlu mâ ehlelte velharâmu mâ harramtı,
veddînu mâ şera’te vel’emru mâ kadaytı, velhalku halkuk, velabıdu abıdukü, ve
entellâhurraûfurrahîm, es’eluke binûri vechikellezî eşrakatı lehussemâvâtu vel’erdı, ve
bikulli hakkin huve leke ve bihakkıssâilîne aleyki, en tukılenî fî hâzihilğadâti ve fî
hâzihil’aşiyyeh, ve entucîranî minennâri bikudıratiki,
Allahım! Adı anılmaya en layık olan Sen, kullukta bulunulmaya en layık olan da yine
Sensin. Sensin yardım istenilenlerin en çok yardım edeni, güç sahiplerinin en şefkatlisi,
kapısında bir şeyler dilenilenlerin en cömerdi ve verenlerin eli en açık olanı. Sensin her
56
şeyin, ortağı olmayan yegâne sahibi ve hâkimi. Sensin eşi ve benzeri olmayan biricik
varlık. Senden başka ne varsa hepsi yok olmaya mahkûmdur. Sana, ancak Senin iznin ile
itaat edilir ve Sen isyan edenleri mutlaka bilirsin. Sana itaat edilir, karşılığını verirsin. İsyan
edilir, affedersin. Her şeye en yakın şahit Sen, en yakın koruyucu da yine Sensin.
Nefislerin önüne geçer ve perçemlerden yakalarsın. İnsanların yaptıklarını yazar ve
ecellerini takdir edersin. Kalbler sırlarını Sana açar, dolayısıyla her gizli Sana ayandır. Helal,
Senin helal kıldığın, haram da Senin haram buyurduğundur. Din, Senin teşri kıldığın; emir
de Senin hükmettiğindir. Mahlûkat Senin varlığın; kul da Senin kulundur. Sen, Raûf ve
Rahîm Allah’sın. Göklerin ve yerin kendisiyle parıldadığı yüzünün nuru hürmetine, Sana ait
her bir hak hürmetine ve Senden isteyen kulların hürmetine beni şu günün sabahında ve
akşamında affetmeni ve kudretinle Cehennem ateşinden korumanı diliyorum.
(1817 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı bir
şey üzecek olsa şu duayı okurdu: "Yâ Hayyu ya Kayyum, birahmetike estağisu. (Ey diri
olan, ey Kayyüm olan Rabbim rahmetin adına yardımını talep ediyorum)." Ve keza şöyle
derdi: "Elizzu bi-yâ-ze'l-celâli ve'l-İkrâm." (Yâ ze'l-celâli ve'l-ikrâm)i devamlı söyleyin!)
[Allah bana yeter. O’ndan başka ilah yoktur. Ona tevekkül ettim. O, Arş-ı Azîm’in Rabbidir.
(7 defa)]
57
Radînâ billâhi rabben_ve bil’islâmi dînen_ve bi Muhammedirrasûle, radîtu billâhi
rabben_ve bil’islâmi dînen_ve bi Muhammedin_nebiyye (3 defa)
[Rabb olarak Allah’tan, Din olarak İslam’dan, Rasûl olarak da Hazreti Muhammed
(sallallahü aleyhi vesellem)’den razı olduk. Rabb olarak Allah’tan, Din olarak İslam’dan,
Nebî olarak da Hazreti Muhammed (sallallahü aleyhi vesellem)’den razı oldum. (3 defa)]
58
Allâhumme innî es’eluke min fec’etilhayri ve eûzu bike min fec’etişşerr.
Allahım, şu sabaha Senden gelen bir nimet ve afiyet ile ve günahlarım örtülmüş
olarak çıktım. Dünyada ve ahirette üzerimdeki nimetini, afiyetini ve sıyanetini
tamamlamanı diliyorum.
Rabbim Allah’tır, tevekkülüm de Allah’adır. O’ndan başka ilah yoktur. O’na tevekkül ettim.
59
O, Arş-ı Azîm’in Rabbi’dir. Ululuk ve azamet sahibi Allah’tan başka bir ilah yoktur. O, ne
dilemişse olmuş, olmamasını dilediği hiçbir şey de olmamıştır. Biliyorum ki, Allah’ın gücü
her şeye yeter ve Allah, ilmiyle her şeyi kuşatmıştır.
Allâhumme ente Rabbi lâ ilâhe illâ ente aleyke tevekkeltu ve ente Rabbul arşil azîm,
Mâşâallâhu kân ve mâ lem yeşe’lem yekun, lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm,
A’lemu ennellâhe alâ kulli şey’in kadîr ve ennellâhe kadı ehâta bikulli şey’in ilmâ.
Allâhumme innî eûzu bike min şerri nefsî ve min şerri kulli dâbbetin ente âhizum_bi-
nâsıyetihâ, inne Rabbî alâ sırâtım_mustekîm.
Allahım! Sen benim Rabbimsin; Senden başka bir ilah yok; ben yalnız Sana tevekkül
ettim. Sen, Arş-ı Azîm’in Rabbisin. Allah, neyi dilediyse o olmuş, olmamasını dilediği de
olmamıştır; güç ve kuvvet, ululuk ve azamet sahibi Allah’ındır.
Allahım! Nefsimin ve perçeminden tuttuğun her canlının şerrinden Sana sığınırım.
[Şüphesiz ki Rabbim, dosdoğru bir yol üzerindedir.]
“Kim sabahleyin yukarıdaki duayı okursa, akşama kadar ona hiç bir musibet (kaza-bela,
zarar ziyan hiç üzücü zarar) gelmez. Akşamleyin bu duayı okuyana ise, sabaha kadar hiç
bir musibet gelmez.
60
Esbehnâ ve esbehal-mulku lillâh, vel-hamdu lillâh, ve lâ ilâhe illellâhu vehdehû lâ
şerîkeleh, lehul-mulku ve leh-ul-hamdu ve huve alâ kulli şey'in kadîr, Rabbi innî es'eluke
hayra mâ fî hâzel-yevmi ve hayra mâ be’deh, ve eûzu bike min şerri mâ fî hâzel-yevmi ve
şerri mâ be’deh, rabbi ve eûzu bike minel-keseli ve sûil-kiber, Rabbi eûzu bike min azâbin
finnâr ve azâbin fil-kabr.
Biz de, bütün mülk de Allah’a ait olarak sabahladık. Hamd, Allah’a mahsustur. Başka
ilah yoktur, ancak Allah vardır. O’nun ortağı yoktur; mülk de hamd de O’na aittir. O’nun
her şeye gücü yeter.
Rabbim! Bu ve bundan sonraki günlerin hayrını Senden diler, bugünün ve daha
sonraki günlerin şerrinden de Sana sığınırım.
Rabbim! Tembellikten ve ihtiyarlığın dertlerinden Sana sığınırım.
Rabbim! Cehennem’deki ve kabirdeki azaptan Sana sığınırım.
[Allahım, bedenime afiyet ver. Allahım, kulağıma afiyet ver. Allahım, gözüme afiyet
ver. Senden başka ilah yoktur. (3 defa)]
61
Allâhumme innî eûzu bike minel kufri vel fakr, Allâhumme innî eûzu bike min azâbil
kabri lâ ilâhe illâ ent. (3 defa)
Yüce Zat’ına mahsus hamd ile Allah’ı tesbîh ederim. Kuvvet sadece Allah’ındır. Allah
ne dilediyse olmuş, olmamasını dilediği de olmamıştır. Biliyorum ki, Allah’ın gücü her şeye
yeter ve Allah, sonsuz ilmiyle her şeyi kuşatmıştır.
62
Allâhumme innî eûzu bike minel keseli velherami ve sûilkiberi ve fitnetiddunyâ ve
azâbil’âhirah, esbahnâ ve esbehal mulkullâhi rabbil âlemîn
Allâhumme innî es'eluke hayra hâzel yevm, fethahû ve nesrahû ve nûrahû ve beraketehû
ve hudâh, ve eûzu bike min şerri mâ fîhi ve şerri mâ be’deh.
Lâ ilâhe illallâhu vallâhu Ekiber, lâ ilâhe illallâhu vehdeh, lâ ilâhe illallâhu lâ şerîkeleh, lâ
ilâhe illallâhu lehul-mulku velehul hamdı, lâ ilâhe illallâhu velâ havle velâ kuvvete illâ billâh
Allah’tan başka ilah yoktur. Büyük Allah’tır; başka ilah yoktur, sadece Allah vardır.
63
Allah’tan başka ilah yoktur; O’nun ortağı bulunmaz. Allah’tan başka ilah yoktur. Hamd ve
mülk O’na mahsustur. Allah’tan başka ilah yoktur; gerçek havl ve kuvvet ancak Allah’a
aittir.
64
[Allah’ı her türlü noksandan tenzîh eder ve O’na hamd ederim. Şanı yüce Allah, her
türlü eksiklikten münezzehtir. (100 defa)]
Mahlukatının sayısınca, Zat’ını razı edecek kadar, Arş’ının ağırlığınca, Kelimelerinin
mürekkebi kadar Allah’ı tesbih eder ve O’na hamdederim. (3 defa)
[Allah bütün noksanlardan münezzehtir. Hamd Allah’a mahsustur. Allah’tan başka ilah
yoktur. Büyük Allah’tır. (100 defa)]
Allahım! Senden, imanda sıhhat, güzel ahlakla bezenmiş iman, arkasından felah
65
gelecek bir muvaffakiyet, katından rahmet ve afiyet ve nezdinden mağfiret ve rıza
diliyorum.
Allâhumme innî eûzu bike min en uşrike bike şey’en_ve enâ e’lem, ve esteğfiruke limâ lâ
e’lem. (3 defa)
[Allahım! Bilerek şirk koşmaktan Sana sığınıyor, bilemediklerimden dolayı da
mağfiretini diliyorum. (3 defa)]
66
Ali-İmran 8-9. Ayet
Bismillâhirrahmânirrahîm
Rabbenâ lâ tuziğ kulûbenâ be’de iz hedeytenâ vehebi lenâ mil_ledunke rahmeh, inneke
entel vehhâbı. Rabbenâ inneke câmiunnâsi li yevmil_lâ raybe fîh, innallâhe lâ yuhliful
mîâdı. (3 defa)
Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra, kalplerimizi saptırma. Senin katından bize vehbi
olarak rahmet bağışla. Muhakkak ki sen, Vehhab'sın (vehbi olarak bağışlayansın).
Rabbimiz muhakkak ki insanları, hakkında şüphe olmayan günde toplayacak olan Sen'sin.
Muhakkak ki Allah vaadinden dönmez
Bismillâhirrahmânirrahîm
Kulillâhumme mâlikel mulki tu’til mulke men teşâu ve tenziul mulke mimmen teşâ, ve
tuizzu men teşâu ve tuzillu men teşâ, bi yedikel hayr, inneke alâ kulli şey’in kadîr.
Tûliculleyle finnehâri ve tûlicunnehâra fillêyl, ve tuhricul hayye minel meyyiti ve tuhricul
meyyite minel hayy, ve terzuku men teşâu bi ğayri hısâbı.
67
De ki: "Mülkün mâliki olan Allah'ım. Mülkü dilediğine verirsin ve dilediğinden mülkü alırsın.
Ve dilediğini azîz kılarsın ve dilediğini zelil edersin. “Hayır” senin elindedir. Muhakkak ki
sen herşeye kaadirsin. Geceyi gündüze sokarsın, gündüzü geceye sokarsın. Ölüden diriyi
çıkarırsın, diriden ölüyü çıkarırsın. Dilediğine de hesapsız rızık verirsin
Bismillâhirrahmânirrahîm
E ve men kâne meyten fe ahyeynâhu ve cealnâ lehû nûran_yemşî bihî fînnâsi ke
mem_meseluhû fizzulumâti leyse bi hâricim_minhâ, kezâlike zuyyine lil kâfirîne mâ kânû
ye’melûn (Enam 122. Ayet)
Ölü iken dirilttiğimiz ve kendisine, insanlar arasında yürüyeceği bir nur verdiğimiz
kimsenin durumu, hiç, karanlıklar içinde kalmış, bir türlü ondan çıkamamış kimsenin
durumu gibi olur mu? İşte kâfirlere, işlemekte oldukları çirkinlikler böyle süslü
gösterilmiştir.
Her kim En’am Suresinin 122. ayetini okumaya devam ederse, her türlü maddi ve
manevi hastalıklardan şifa bulur.
Allâhümme kanni’nî bimâ razekıtenî ve bârikilî fîhi ve ehlif ‘aleyye kulli ğâibetil_lî bihayr.”
68
Anlamı: “Allah’ım! Bana verdiğin rızık konusunda beni kanaat sahibi yap ve o
rızkımı bereketli kıl. Zayi olan her nimetin daha hayırlısını bana ihsan eyle.”
(Hâkim, De’avât, No:1878)
Anlamı: “Allah’ım! Bana doğru olanı ilham et ve beni nefsimin şerrinden koru.”
(Tirmizî, De’avât, 70)
69
Bismillâhi alâ dînî ve nefsî ve ehlî ve mâlî."
“Allahım Masiyetinin lezzetini bana haram kıl ve beni itaatının lezzeti ile
rızıklandır.”
ﺳ ِﻠ َﻚ َوﻻَ ﺗ ُ ْﺨ ِﺰﻧَﺎ ﯾَ ْﻮ َمُ ﻋﻠَﻰ ُر َ ﻋﺪﺗﱠﻨَﺎَ َرﺑﱠﻨَﺎ َوآ ِﺗﻨَﺎ َﻣﺎ َو
َﻒ ْاﻟ ِﻤﯿﻌَﺎد ُ ْاﻟ ِﻘﯿَﺎ َﻣ ِﺔ ِإﻧﱠ َﻚ ﻻَ ﺗ ُ ْﺨ ِﻠ
Bismillâhirrahmânirrahîm
Rabbimiz! Resûllerin vasıtasıyla bize vaad ettiğin şeyleri bize ver ve kıyamet
günü bizi rezil ve perişan etme. Muhakkak ki sen vaadinden dönmezsin.
Bismillâhirrahmânirrahîm
70
Rabbim beni , sıdk ile dahil et ve beni sıdk ile çıkar ve bana senin katından bir
yardımcı sultan kıl (kuvvet ver)
Bismillâhirrahmânirrahîm
(Ona) “Andolsun ki sen bundan gaflette idin. Şimdi gaflet perdeni açtık; artık
bugün gözün keskindir” (denir.)
Bismillâhirrahmânirrahîm
71
Bismillâhirrahmânirrahîm
Biz de duasını kabul ettik ve kendisini kederden kurtardık. İşte biz mü’minleri
böyle kurtarırız.
65- Talak Sûresi 2. ayetin sonu ve 3. Ayet (41 defa)
Bismillâhirrahmânirrahîm
Anlamı: Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona bir çıkış yolu açar. Onu
beklemediği yerden rızıklandırır. Kim Allah’a tevekkül ederse, O kendisine yeter. Şüphesiz
Allah, emrini yerine getirendir. Allah, her şeye bir ölçü koymuştur.
72
Bismillâhirrahmânirrahîm
Rabbi innî eûzu bike en es'eleke mâ leyse lî bihî ilm, ve illâ teğfirlî ve terhamnî
eküm_minel hâsirîn
Nûh, “Rabbim! Şüphesiz ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana
sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana acımazsan, şüphesiz ziyana uğrayanlardan
olurum” dedi.
Bismillâhirrahmânirrahîm
“Rabbimiz! Biz, ‘Rabbinize iman edin’ diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman
ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle beraber al.”
73
Bismillâhirrahmânirrahîm
Ve emmâ men âmene ve amile sâlihan_fe lehû cezâenil husnâ, ve se nekûlu lehû min
emrinâ yusrâ
Her kim de iman eder ve salih amel işlerse, ona mükâfat olarak daha güzeli var. (Üstelik)
ona emrimizden kolay olanı söyleyeceğiz
Allâhumme innî eûzu bike min azâbi cehennem ve min azâbil kabr ve min fitinetil
mahyâ vel memâti ve min şerri fitinetil mesîhiddeccâl'
Kalbimi kar ve dolu suyuyla yıka Allahım! Beyaz elbiseyi kirden nasıl temizliyorsan,
kalbimi de hatalardan öylece temiz kıl Allah’ım. Doğu ile batıyı birbirinden uzaklaştırdığın
gibi, benim ile hatalarımın arasını da aç. Allah’ım Tembellikten, günahtan ve borçlu
kalmaktan Sana sığınırım.
74
Bismillâhirrahmânirrahîm
Anlamı:
“Ey Rabbim! Bana ve anama-babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın
iyi iş yapmamı gönlüme ilham eyle ve rahmetinle beni iyi kulların arasına dâhil et.”
75
şâzenûş ve rivâyetihî ve bi ıhlâsı mislînâ ve muvâfakatehî ve bi iştiyâkı kefeştatayyûş ve
ı’tikâdihî vebi vefâi kıtimîr ve hımâyetihî en tekıdiyehâcetî yâ kâdiyel hâcâti veyâ
mucibeddeavât ve sallallâhu alâ seyyidinâ muhammedin_ve âlihî vessahbihî ecmeîn
Allâhümme innî eûzü bike min zevâli ni’metike ve tehavvüli âfiyetike ve fücâeti
nikmetike ve cemî’i sahatıke
“ALLAH’ım verdiğin nimetin yok olup gitmesinden, lütfettiğin âfiyetin bozulmasından,
ansızın vereceğin cezâdan ve senin gazâbını üzerime çekecek her şeyden Sana sığınırım.”
Bismillâhirrahmânirrahîm
Anlamı: “Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı
gelmekten sakınanlara önder eyle”
76
Bismillâhirrahmânirrahîm
“Kul len_yusîbenâ illâ mâ keteballâhu lenâ huve Mevlânâ, ve alallâhi fel yetevekkelil
mu’minûn.”
ANLAMI: “De ki: “Bizim başımıza ancak, Allah’ın bizim için yazdığı şeyler gelir. O, bizim
yardımcımızdır. Öyleyse mü’minler, yalnız Allah’a güvensinler.” (Tevbe, 9: 51)
Bismillâhirrahmânirrahîm
“Ve in_yemseskellâhu bidurrin felâ kâşife lehû illâ hu, ve in_yuridike bihayrin felâ râdde
lifadilih, yusîbu bihî men_yeşâu min ibâdih, ve huvel ğafûrur rahîm”
ANLAMI: “Eğer Allah sana herhangi bir zarar verecek olursa, bil ki onu, O’ndan başka
giderebilecek yoktur. Eğer sana bir hayır dilerse, O’nun lütfunu engelleyebilecek de yoktur.
O, bunu kullarından dilediğine eriştirir. O, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.”
Bismillâhirrahmânirrahîm
“Ve mâ min dâbbetin fil erdi illâ alellâhirizkuhâ ve ye’lemu mustekarrahâ mustevdeahâ,
kullun fî kitâbim_mubîn.”
ANLAMI: “Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın. Her birinin
(dünyada) duracakları yeri de, (öldükten sonra) emaneten konulacakları yeri de O bilir.
Bunların hepsi açık bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da yazılı)dır.” (Hûd, 11: 6)
77
4) Hûd Suresi, 56. Ayet:
Bismillâhirrahmânirrahîm
“İnnî tevekkeltu alellâhi rabbî ve rabbikum, mâ min dâbbetin illâ huve âhızum_bi
nâsıyetihâ, inne rabbî alâ sırâtım mustekîm.”
ANLAMI: “İşte ben, hem benim, hem sizin Rabbiniz olan Allah’a dayandım. Yeryüzünde
bulunan hiçbir canlı yoktur ki, Allah, onun perçeminden tutmuş olmasın. Şüphesiz Rabbim
dosdoğru bir yol üzerindedir.” (Hûd, 11: 56)
Bismillâhirrahmânirrahîm
“Ve ke eyyim_min dâbbetil_lâ tehmilu rizkahellâhu yerzukuhâ ve iyyâkum ve
huvessemîul alîm.”
ANLAMI: “Nice canlılar vardır ki, rızıklarını taşımazlar (yiyecek biriktirmezler). Onları da sizi
de Allah rızıklandırır. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.” (Ankebut, 29: 60)
Bismillâhirrahmânirrahîm
78
“Mâ yeftehıllâhü linnâsi mir rahmetin fe lâ mümsike lehâ, ve mâ yümsiki fe lâ mürsile lehû
mim-be’dih, ve hüvel azîzül hakîm.”
ANLAMI: “Allah, insanlar için ne rahmet açarsa, artık onu tutacak (engelleyecek) yoktur.
Neyi de tutarsa, bundan sonra onu gönderecek yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve
hikmet sahibidir.” (Fâtır, 35: 2)
Bismillâhirrahmânirrahîm
ANLAMI: “Andolsun, eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan elbette,
“Allah”, derler. De ki: “Peki söyleyin bakalım? Allah’ı bırakıp da ibadet ettikleriniz var ya;
eğer Allah bana herhangi bir zarar dokundurmak isterse, onlar Allah’ın dokundurduğu
zararı kaldırabilirler mi? Yahut Allah bana bir rahmet dilese, onlar O’nun rahmetini
engelleyebilirler mi?” De ki: “Allah bana yeter. Tevekkül edenler ancak O’na tevekkül
ederler.” (Zümer, 39: 38)
79
Bismillâhirrahmânirrahîm
Anlamı: Biz Kur’an’dan, mü’minler için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz. Zalimlerin
ise Kur’an, ancak zararını artırır.
Akşam Duaları
80
Allahümme entesselâm ve minkesselâm tebârakıte ve teâleyte yâ zelcelâli vel-ikirâm
Subuhânallâhi velhamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekiber. Velâ havle velâ kuvvete
illa billâhi’l-aliyyi’l-azim
Allahım! Selam Sensin, bütün kusurlardan sâlimsin ve herkes için selamet kaynağısın. Ey
celâl ve ikram sahibi! Bereket Senin şiarın, ululuk da şanındır. Allah, bütün noksan
sıfatlardan münezzehtir. Bütün hamd ü senalar O’nadır. O’ndan başka ilah yoktur. Gerçek
güç ve kuvvet, ululuk ve azamet tahtının biricik sultanı Allah’ındır.
Bismillâhirrahmânirrahîm
Allâhü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm. Lâ te’huzühû sinetün_ve lâ nevm. Lehû mâ
fissemâvâti vemâ fil erdi. Menzellezî yeşfeu indehû illâ biiznih. Ye’lemü mâ beyne
eydîhim vemâ halfehüm velâ yühîtûne bişey’im_min ilmihî illâ bimâ şâ. Vesia
kürsiyyühüssemâvâti vel erdi. Velâ yeûdühû hifzuhümâ. ve hüvel aliyyül azîm.
81
hepsini bilir. Mahlûklar ise O’nun dilediğinden başka, ilminden hiçbir şey kavrayamazlar.
O’nun kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır. Gökleri ve yeri koruyup gözetmek O’na ağır
gelmez; O öyle ulu, öyle büyüktür.
Subuhânallâh (33 defa), Elhamdülillah (33 defa), Allâhü Ekiber (33 defa),
Lâ ilâhe illallâh, (100 defa)
Manası: Allahım! Efendimiz Muhammed’e Allah’ın ilmi adedince sürekli ve Allah’ın mülkü
devam ettiği sürece salat et.
82
Ebu Zerr Radiyallahü Anh’ın Okuduğu Dua
83
Allâhümme innî es’elüke îmânen dâimâ ve es’elüke kalben hâşiâ, ve es’elüke
ılmen_nâfiâ, ve es’elüke yekînen saadikâ, ve es’elüke dînen kıyâmâ, ve es’elükel âfiyete
min külli beliyyeh, ve es’elüke temâmel âfiyeh, ve es’elüke devâmel âfiyeh, ve
es’elükeşşüküra alel âfiyeh, ve es’elükel ğınâ aninnâs.
“Ey Muhammed! Seni hak olarak gönderen Allah’ü Teâlâ’ya yemin ederim ki, ümmetinden
her kimi bu duayı okursa, denizlerin köpüğü, yeryüzündeki toprağın sayısı kadar günahı
olsa bile bağışlanır. Ümmetimden rastladığım herhangi bir kimsenin kalbinde bu dua
bulunursa, Cennetler ona âşık olur. İki melek de devamlı olarak onun bağışlanmasını diler.
Cennet kapıları ona açılır ve melekler ona şöyle seslenir:
84
Subuhânallâhi velhamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekiber. Velâ havle velâ kuvvete
illa billâh. Adede mâ alimallâhu teâlâ. Ve zinete mâ alimallâhu teâlâ. Ve mil’emâ
alimallâhu teâlâ.
Allahu Teala’nın bildirdikleri sayısınca, Allahu Tealanın bildiklerinin ağırlığınca ve
Allahu Teala’nın bildikleri dolusunca, Allah’a tesbih olsun. Allah’a hamdolsun. Allah’tan
başka hiçbir ilah yoktur. Allah herşeyden büyüktür ve O çok yüce ve pek büyük Allah’ın
yardımı olmadan hiçbir güç kuvvet yoktur.
1.Allah’ı çok zikredenlerden yazılır, bu tesbih ve zikirler kendisi için gece, gündüz 24 saat
sürekli zikrinden efdal olur.
2. Cennette büyük bir ağaç olur.
3. Kuru ağacın yaprakları döküldüğü gibi okuyanın günahları dökülür.
4. Allahu Teala bunu okuyan kişiye nazar eder.
5. Allâh-u Teâlâ her kime nazar etmişse artık ona azap etmez inşaallah.
85
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
“Yâ Muâz, günde kaç defa Allah’ı zikrediyorsun? Bak sana bazı kelimeler öğreteyim, bu
onbin defa demenden senin için daha kolaydır. Şöyle de!
86
Böyle dersen ne bir melek sevabını yazmağa takat getirebilir, ne de bir başkası.”
(el-Camıu’s-Sağîr)
Emseynâ ve emsel-mülkü lillâhi lâ şerîke leh, lâ ilâhe illâ hüve ve ileyhil mesîr. Emseynâ ve
emselmülkü lillâh, eûzü billâhillezî yümsiküssemâ entekaa alel’erdı illâ bi iznihî min şerri
mâ haleka ve zerae ve berae
Biz ve bütün mülk, Allah’a ait olarak akşamladık. O’nun ortağı yoktur. O’ndan başka
bir ilah da bulunmaz. Dönüş O’nadır. Biz ve bütün mülk Allah’a ait olarak akşama erdik.
Kusursuz olarak yaratıp her tarafa saçtığı şeylerin şerrinden, yerin üstüne düşmesin diye
göğü tutan ve göğün ancak kendi izniyle düşebileceği Allah’a sığınırım.
Allahım! Senden imanda sıhhat, güzel ahlakla bezenmiş bir iman, peşinden felah gelecek
bir muvaffakiyet, katından bir rahmet ve afiyet ve mağfiret ve rızanı diliyorum.
87
Allâhümme fâtırassemâvâti vel'erd, âlimel'ğaybi veşşehâdeh. Rabbe külli şey’in_ve
melîkeh. Eşhedü el_lâ ilâhe illâ ent. Eûzü bike min şerri nefsî ve şerrişşeytâni ve şerakih,
ve en ekiterife alâ nefsî sûen ev en ecurrahû alâ müslim (3 defa)
[Gökleri ve yeri yaratan, hem gayb hem de şehadet âlemini bilen, her şeyin Rabbi ve
Sahibi olan Allahım! Şehadet ederim ki, Senden başka ilah yoktur. Nefsimin ve şeytanın
şerrinden, onun her türlü tuzağından, günah işleyerek kendi nefsime zulmetmekten veya
bir başka müslümana kötülük dokundurmaktan Sana sığınırım. (3 defa)]
[Allahım! Senden başka ilah olmadığına, Senin bir olduğuna, şerîkin bulunmadığına ve
Hazreti Muhammed (sallallahü aleyhi vesellem)’in Senin kulun ve Rasûlün olduğuna, Seni,
hamele-i arşını, meleklerini ve bütün mahlûkatını şahit tutarak akşamladım. (3 defa)]
[Rabb olarak Allah’tan, Din olarak İslam’dan, Rasûl olarak da Hazreti Muhammed
(sallallahü aleyhi vesellem)’den razı olduk. Rabb olarak Allah’tan, Din olarak İslam’dan,
Nebî olarak da Hazreti Muhammed (sallallahü aleyhi vesellem)’den razı oldum. (3 defa)]
89
[Allahım! Bedenime afiyet ver. Allahım! Kulağıma afiyet ver. Allahım! Gözüme afiyet ver.
Senden başka ilah yoktur. (3 defa)]
Allâhümme innî eûzü bike minel küfri vel fakr, Allâhümme innî eûzü bike min azâbil
kabri lâ ilâhe illâ ent. (3 defa)
[Allahım, Sana sığınırım küfürden ve fakirlikten. Allahım! Sana sığınırım kabir azabından.
Senden başka ilah yoktur. (3 defa)]
Allah’a hamd ederek O’nu tenzîh ederim. Gerçek güç yalnız Allah’ındır. Dilediği olur,
olmamasını dilediği de olmaz. Bilirim ki, Allah’ın her şeye gücü yeter ve o ilmiyle her şeyi
kuşatmıştır.
Duanın anlamı:
Allâhümme salli ve sellim alâ seyyidinâ ve mevlânâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ
Muhammedin bi adedi rahmetillâh
91
Allâhümme salli ve sellim alâ seyyidinâ ve mevlânâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ
Muhammedin bi adedi fadlillâh
Allâhümme salli ve sellim alâ seyyidinâ ve mevlânâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ
Muhammedin bi adedi halkillâh
Allâhümme salli ve sellim alâ seyyidinâ ve mevlânâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ
Muhammedin bi adedi ilmillâh
92
Allâhümme ente ehakku men zükira ve ehakku men ubid, ve ensaru menibitüğiye
ve er’efü mem_meleki, ve ecvedü men süile ve evseu men e’tâ. Entelmelikü lâ şerîke leki
velferdü lâ nidde leki, küllü şey’in hâlikün illâ vecheki, len tütâa illâ biizniki, velen tü’sâ illâ
biilmiki, tütâu feteşküru fetu’sâ feteğfir, ekrabü şehîdin_ve edinâ hafîz, hulte
dûnennüfûsi ve ehatte binnevâsî ve ketebıtel’âsâra ve nesehtel âcâl, el kulûbü leke
müfdıyetün_vessirru indeke alâ niyeh, elhalâlü mâ ehlelte velharâmü mâ harramt,
veddînü mâ şera’te vel’emru mâ kadayt, velhalku halkuk, velabıdü abıdük, ve
entellâhürraûfürrahîm, es’elüke binûri vechikellezî eşrakat lehussemâvâtü vel’erd, ve
bikülli hakkin hüve leke ve bihakkıssâilîne aleyk, en tükılenî fî hâzihilğadâti ve fî
hâzihil’aşiyyeh, ve entücîranî minennâri bikudıratik
Allahım! Adı anılmaya en layık olan Sen, kullukta bulunulmaya en layık olan da yine
Sensin. Sensin yardım istenilenlerin en çok yardım edeni, güç sahiplerinin en şefkatlisi,
kapısında bir şeyler dilenilenlerin en cömerdi ve verenlerin eli en açık olanı. Sensin her
şeyin, ortağı olmayan yegâne sahibi ve hâkimi. Sensin eşi ve benzeri olmayan biricik
varlık. Senden başka ne varsa hepsi yok olmaya mahkûmdur. Sana, ancak Senin iznin ile
itaat edilir ve Sen isyan edenleri mutlaka bilirsin. Sana itaat edilir, karşılığını verirsin. İsyan
edilir, affedersin. Her şeye en yakın şahit Sen, en yakın koruyucu da yine Sensin.
93
Nefislerin önüne geçer ve perçemlerden yakalarsın. İnsanların yaptıklarını yazar ve
ecellerini takdir edersin. Kalbler sırlarını yalnız Sana açar, dolayısıyla her gizli Sana ayandır.
Helal, Senin helal kıldığın, haram da Senin haram buyurduğundur. Din, Senin teşri kıldığın;
emir de Senin hükmettiğindir. Mahlûkat, Senin varlığın; kul da Senin kulundur. Sen, Raûf
ve Rahîm Allah’sın. Göklerin ve yerin kendisiyle parıldadığı yüzünün nuru hürmetine, Sana
ait her bir hak hürmetine ve Sana el açıp dua eden kulların hürmetine beni şu günün
sabahında ve akşamında affetmeni ve kudretinle Cehennem ateşinden korumanı diliyorum.
[Allah bana yeter. O’ndan başka ilah yoktur. Ona tevekkül ettim. O, Arş-ı Azîm’in Rabbidir.
(7 defa)]
Allâhümme ente rabbî lâ ilâhe illâ ente halakitenî ve enâ abidüke ve enâ alâ ahdike ve
ve’dike mesteta’t, eûzü bike min şerri mâ sane’tü, ebûü leke bi ni’metike aleyye ve ebûü
leke bi zembî feğfirlî fe innehû lâ yeğfiruzzünûbe illâ ent.
Allahım! Sen, benim Rabbimsin; Senden başka ilah yoktur. Beni Sen yarattın. Ben,
Senin kulunum ve gücüm yettiğince Sana olan ahdime ve vaadime bağlıyım. İşlediklerimin
şerrinden Sana sığınırım. Üzerimdeki nimetlerini itiraf, günahlarımı da ikrar ederim. Beni
bağışla; zira günahları sadece Sen bağışlarsın.
94
Lâ ilâhe illallâhü vallâhü Ekiber, lâ ilâhe illallâhü vehdeh, lâ ilâhe illallâhü lâ şerîkeleh,
lâ ilâhe illallâhü lehül-mülkü velehül hamdı, lâ ilâhe illallâhü velâ havle velâ kuvvete illâ
billâh
Allah’tan başka ilah yoktur. Büyük Allah’tır; başka ilah yoktur, sadece Allah vardır.
Allah’tan başka ilah yoktur; O’nun ortağı bulunmaz. Allah’tan başka ilah yoktur. Hamd ve
mülk O’na mahsustur. Allah’tan başka ilah yoktur; gerçek havl ve kuvvet ancak Allah’a
aittir.
95
Bismillâhirrahmânirrahîm
Allâhü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm. Lâ te’huzühû sinetün_ve lâ nevm. Lehû
mâ fissemâvâti vemâ fil erdı. Menzellezî yeşfeu indehû illâ biiznih. Ye’lemü mâ beyne
eydîhim vemâ halfehüm velâ yühîtûne bişey’im min ilmihî illâ bimâ şâ. Vesia
kürsiyyühüssemâvâti vel erdı. Velâ yeûdühû hifzuhümâ. ve hüvel aliyyül azîm
Anlamı: Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. O daima diridir (hayydır), bütün varlığın
idaresini yürüten (kayyum)dir. O’nu ne gaflet basar, ne de uyku. Göklerde ve yerde ne
varsa hepsi O’nundur. İzni olmadan huzurunda şefaat edecek olan kimdir? O, kullarının
önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini bilir. Onlar ise, O’nun dilediği kadarından başka
ilminden hiç bir şey kavrayamazlar. O’nun kürsisi, bütün gökleri ve yeri kucaklamıştır.
Onların her ikisini de görüp gözetmek O’na bir ağırlık vermez. O çok yücedir, çok büyüktür
Allahım! Senden, imanda sıhhat, güzel ahlakla bezenmiş iman, arkasından felah
gelecek bir muvaffakiyet, katından rahmet ve afiyet ve nezdinden mağfiret ve rıza
diliyorum.
96
[Yüce ismi anılınca ne yerde ne de gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah’ın ismiyle
ki, O Semî ve Alîm’dir. (3 defa)]
Mahlûkâtının şerrinden Cenab-ı Allah’ın her türlü eksiklikten uzak, şifa ve deva vesilesi
olan tastamam kelimelerine sığınırım. İnsî-cinnî bütün şeytanlardan, zarar verebilecek her
canlıdan ve kem nazardan da Allah’ın tastamam kelimelerine sığınırım. (3 defa)
Bismillâhirrahmânirrahîm
Fe subuhânallâhi hîne tumsûne ve hîne tusbihûn. Velehül hamdu fissemâvâti vel ardı ve
aşiyyen_ve hîne tuzhirun. Yuhricul hayye minel meyyiti ve yuhricul meyyite minel hayyi
ve yuhyil erda be’de mevtihe, ve kezâlike tuhracun.
(Kim Rum-17_19 ayetlerini Sabahları okursa o gün yapamadığı güzel amelleri yapmış gibi sevap alır. Kim de bu
ayetleri Akşamları okursa gece yapamadığı güzel işlerin sevabına erişir. (İbn Abbas))
[Haydi, siz akşama girerken, sabaha çıkarken Allah’ı takdîs ve tenzîh edin, namaz kılın!
Göklerde ve yerde hamd, güzel övgü O’na mahsustur. İkindi vaktinde de, öğleye girerken
de, O’nu takdîs ve tenzîh edin, namaz kılın! O, ölüden diriyi çıkarır, diriden ölüyü çıkarır ve
ölmüş toprağa hayat verir. İşte siz de öldükten sonra böylece diriltileceksiniz.]
97
Bismillâhirrahmânirrahîm
Allâhü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm. Lâ te’huzühû sinetün_ve lâ nevm. Lehû mâ
fissemâvâti vemâ fil erdı. Menzellezî yeşfeu indehû illâ biiznih. Ye’lemü mâ beyne
eydîhim vemâ halfehüm velâ yühîtûne bişey’im min ilmihî illâ bimâ şâ. Vesia
kürsiyyühüssemâvâti vel erdı. Velâ yeûdühû hifzuhümâ. ve hüvel aliyyül azîm.
Anlamı: Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. O daima diridir (hayydır), bütün varlığın
idaresini yürüten (kayyum)dir. O’nu ne gaflet basar, ne de uyku. Göklerde ve yerde ne
varsa hepsi O’nundur. İzni olmadan huzurunda şefaat edecek olan kimdir? O, kullarının
önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini bilir. Onlar ise, O’nun dilediği kadarından başka
ilminden hiç bir şey kavrayamazlar. O’nun kürsisi, bütün gökleri ve yeri kucaklamıştır.
Onların her ikisini de görüp gözetmek O’na bir ağırlık vermez. O çok yücedir, çok büyüktür
98
fî hâzihilleyleti ve hayra mâ be’dehâ, ve eûzü bike min şerri mâ fî hâzihilleyleti ve şerri mâ
be’dehâ, rabbi eûzü bike mine'l-keseli ve sûi'l-kiber, Rabbi eûzü bike min azâbin fi'nnâr
ve azâbin fi'l-kabr.
Biz de, bütün mülk de Allah’a ait olarak akşamladık. Hamd, Allah’a mahsustur. Başka
ilah yoktur, ancak Allah vardır. O’nun ortağı yoktur; mülk de hamd de O’na aittir. O’nun
her şeye gücü yeter.
Rabbim! Bu ve bundan sonraki gecelerin hayrını Senden diler, bu gecenin ve daha
sonraki gecelerin şerrinden de Sana sığınırım.
Rabbim! Tembellikten ve ihtiyarlığın dertlerinden Sana sığınırım.
Rabbim! Cehennem’deki ve kabirdeki azaptan Sana sığınırım.
Allâhümme innî eûzü bike minel hemmi vel hazen, ve eûzü bike minel aczi vel kesel, Ve
eûzü bike minel cübini vel buhl, Ve eûzü bike min ğalebetiddeyni ve kahrir ricâl. (3 defa)
(1815 - el-Hudri (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir gün
Mescid'e girdi. Orada Ensâr'dan Ebü Ümâme (radıyallahu anh) denen kimse ile karşılaştı.
Ona: "Ey Ebu Ümâme, niçin seni namaz vakti dışında Mescid'de oturmuş görüyorum?" diye
sordu.
99
"Peşimi bırakmayan bir sıkıntı ve borçlar sebebiyle ey Allah'ın Resülü" diye cevap verdi.
Bunun üzerine Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselâm):
"Sana bazı kelimeler öğreteyim mi? Bunları okursan, Allah, senden sıkıntını giderir ve
borcunu öder."
"Öyleyse, dedi, akşama çıktın mı sabaha erdin mi şu duayı oku: "Allahım üzüntüden ve
kederden sana sığınırım. Aczden ve tembellikten sana sığınırım, korkaklıktan ve cimrilikten
sana sığınırım. Borcun galebe çalmasından ve insanların kahrından sana sığınırım."
(Ebü Ümâme) der ki: "Ben bu duayı yaptım, Allah benden gamımı giderdi, borcumu
ödedi.")
100
Allâhümme innî es'elüke hayra hâzihilleyleti ve fethahâ ve nesrahâ ve nûrahâ ve
beraketehâ ve hüdâhâ, ve eûzü bike min şerri mâ fîhe ve şerri mâ be’dehâ.
Allahım, Senden, Seninle itmi’nan bulmuş, Sana kavuşacağına inanan, kazana razı ve
verdiğine kanaat eden bir nefis diliyorum.
Allâhümme innî eûzü bike min en üşrike bike şey’en_ve enâ e’lem, ve esteğfiruke limâ lâ
e’lem. (3 defa)
[Allahım! Bilerek şirk koşmaktan Sana sığınıyor, bilemediklerimden dolayı da
mağfiretini diliyorum. (3 defa)]
101
Allâhümme ehsin âkıbetenâ fil’umûri küllihâ ve ecirnâ min hızyiddünyâ ve azâbil’âhırah.
Allahım! Her işte âkıbetimizi güzel eyle ve bizi dünyada rezil rüsvay olmaktan, ahirette de
azaba uğramaktan muhafaza buyur.
Bismillâhirrahmânirrahîm
Anlamı: Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona bir çıkış yolu açar. Onu
beklemediği yerden rızıklandırır. Kim Allah’a tevekkül ederse, O kendisine yeter. Şüphesiz
Allah, emrini yerine getirendir. Allah, her şeye bir ölçü koymuştur.
Yâ hayyu yâ kayyum felâ yefûtü şey’ün min ılmihî velâ yeûduh (24 kere 40 gün)
102
Şuara 78. Ayet
(11 defa)
Bismillâhirrahmânirrahîm
Bismillâhirrahmânirrahîm
Li'î lâfi Kurayş. Îlâfihim rihleteşşitâi vessayf. Felye’büdû rabbe hâzelbeyt. Ellezî
etı'amehüm_min cû'in_ve âmenehüm_min havf.
Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
103
1- Kureyş'e imkan sağlandığı için, 2- Kışın ve yazın yolculuk etme imkanı sağlandığı için,
3- Hiç olmazsa onun için bu Beyt'in (Kabe'nin) Rabbine kulluk etsinler! 4- Ki kendilerini
açlıktan doyurdu ve onları korkudan emin kıldı
ÂLİ İMRÂN-8:
Bismillâhirrahmânirrahîm
Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra, kalplerimizi saptırma. Senin katından bize
vehbi olarak rahmet bağışla. Muhakkak ki sen, Vehhab'sın (vehbi olarak bağışlayansın).
Bismillâhirrahmânirrahîm
104
Summe enzele aleykum mim_ba’dil ğammi emeneten_nuâsen_yağşâ
tâifetem_minkum ve tâifetun kadı ehemmetıhum enfusuhum yezunnûne billâhi ğayral
hakkı zannel câhiliyyeh, yekûlûne hel lenâ minel emri min şey, kul innel emra kullehû
lillâh, yuhfûne fî enfusihim_mâ lâ yubudûne lek, yekûlûne lev kâne lenâ minel emri
şey’um_mâ kutilnâ hâhunâ, kul lev kuntum fî buyûtikum le berazellezîne kutibe aleyhimul
katılu ilâ medâciihim, ve li yebiteliyallâhu mâ fî sudûrikum ve li yumahhısa mâ fî
kulûbikum, vallâhu alîmum_bi zâtissudûr.
Bismillâhirrahmânirrahîm
“Rabbimiz! Biz, ‘Rabbinize iman edin’ diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman
ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle beraber al.”
Bismillâhirrahmânirrahîm
105
ANLAMI: “De ki: “Bizim başımıza ancak, Allah’ın bizim için yazdığı şeyler gelir.
O, bizim yardımcımızdır. Öyleyse mü’minler, yalnız Allah’a güvensinler.”
(Tevbe, 9: 51)
Bismillâhirrahmânirrahîm
“Ve in_yemseskellâhü bidurrin felâ kâşife lehû illâ hü, ve in_yüridike bihayrin
felâ râdde lifadlih, yüsîbü bihî men_yeşâü min ibâdih, ve hüvel ğafûrur rahîm”
ANLAMI: “Eğer Allah sana herhangi bir zarar verecek olursa, bil ki onu,
O’ndan başka giderebilecek yoktur. Eğer sana bir hayır dilerse, O’nun lütfunu
engelleyebilecek de yoktur. O, bunu kullarından dilediğine eriştirir. O, çok
bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.”
Bismillâhirrahmânirrahîm
ANLAMI: “Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın. Her
birinin (dünyada) duracakları yeri de, (öldükten sonra) emaneten konulacakları
yeri de O bilir. Bunların hepsi açık bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da yazılı)dır.”
(Hûd, 11: 6)
106
Bismillâhirrahmânirrahîm
ANLAMI: “İşte ben, hem benim, hem sizin Rabbiniz olan Allah’a dayandım.
Yeryüzünde bulunan hiçbir canlı yoktur ki, Allah, onun perçeminden tutmuş
olmasın. Şüphesiz Rabbim dosdoğru bir yol üzerindedir.” (Hûd, 11: 56)
Bismillâhirrahmânirrahîm
Bismillâhirrahmânirrahîm
107
“Mâ yeftehıllâhü linnâsi mir rahmetin fe lâ mümsike lehâ, ve mâ yümsiki fe lâ
mürsile lehû mim-be’dih, ve hüvel azîzül hakîm.”
Bismillâhirrahmânirrahîm
ANLAMI: “Andolsun, eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan
elbette, “Allah”, derler. De ki: “Peki söyleyin bakalım? Allah’ı bırakıp da ibadet
ettikleriniz var ya; eğer Allah bana herhangi bir zarar dokundurmak isterse,
onlar Allah’ın dokundurduğu zararı kaldırabilirler mi? Yahut Allah bana bir
rahmet dilese, onlar O’nun rahmetini engelleyebilirler mi?” De ki: “Allah bana
yeter. Tevekkül edenler ancak O’na tevekkül ederler.” (Zümer, 39: 38)
108
“Allâhümme innî es’elüke minel-hayri küllihî âcilihî ve âcilihî mâ alimtü minhü ve mâ
lem e’lem. Ve eûzü bike mineşşerri küllihî âcilihî ve âcilihî mâ alimtü minhü ve mâ lem
e’lem. Allâhümme innî es’elüke min hayri mâ seeleke abıdüke ve nebiyyüke Ve eûzü
bike min şerri mâ âzebihi abıdüke ve nebiyyüke. Allâhümme innî es’elükel-cennete ve
mâ karrabe ileyhâ min kavlin ev amelin. Ve eûzü bike minennâri ve mâ karrabe ileyhâ
min kavlin ev amelin. Ve es’elüke en tec’ale külle kadâin kadaytühü li hayran.”
HAYIR DUASI: “Allahım! Ben hayrın her çeşidini; âcil olanı ve geç olanı, bildiğim ve bilmediğim her türlü iyiliği
Sen’den istiyorum. Her türlü şerden; âcil olanından ve geç olanından, bildiğim ve bilmediğim bütün kötülüklerden
de Sana sığınıyorum. Allahım! Ben Sen’den, kulun ve Peygamberinin istediği hayrı istiyorum. Kulun ve
Peygamberinin sığındığı şerden de Sana sığınıyorum. Allahım! Ben Sen’den cenneti ve cennete yaklaştıran söz veya
ameli diliyorum. Cehennem ateşinden ve cehenneme yaklaştıran söz veya amelden de Sana sığınıyorum. Benim için
hükmettiğin her kaza (ve kaderi) de hayırlı kılmanı niyâz ediyorum.” (İbn-i Mâce, Dua, 4; İbn-i Hanbel, VI, 134)
Anlamı:
109
“Ey Rabbim! Bana ve anama-babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın
iyi iş yapmamı gönlüme ilham eyle ve rahmetinle beni iyi kulların arasına dâhil et.”
Mânâsı:
"Allahım! Bizim Efendimiz Muhammed’e (sav) kusursuz bir salât ve rahmet, mükemmel bir
110
selâm ve selâmet vermeni diliyoruz. O Peygamber ki, onun hürmetine düğümler çözülür,
sıkıntılar ve belalar onun hürmetine açılıp dağılır, hacet ve ihtiyaçlar onun hürmetine
yerine getirilir. Maksatlara O’nun hürmetine ulaşılır, güzel sonuçlar O’nun hürmetine elde
edilir. O’nun şerefli yüzü hürmetine bulutlardaki yağmur istenilir, Allah’ım, onun ehl-i
beytine, ashabına da her göz kırpacak kadar zamanda (her an, saniye) her nefes alacak
zamanda sana malum olan varlıklar sayısınca salât et.”
Bismillâhirrahmânirrahîm
Ölü iken dirilttiğimiz ve kendisine, insanlar arasında yürüyeceği bir nur verdiğimiz
kimsenin durumu, hiç, karanlıklar içinde kalmış, bir türlü ondan çıkamamış kimsenin
durumu gibi olur mu? İşte kâfirlere, işlemekte oldukları çirkinlikler böyle süslü
gösterilmiştir.
Her kim En’am Suresinin 122. ayetini okumaya devam ederse, her türlü maddi ve
manevi hastalıklardan şifa bulur.
Bismillâhirrahmânirrahîm
111
Vellezîne yekûlûne rabbenâ hebi lenâ min ezvâcinâ ve zürriyyâtinâ kurrate
e’yünin_vec’alnâ lil müttekîne imâmâ (Furkan Sûresi 74. Ayet)
Onlar, “Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı
gelmekten sakınanlara önder eyle” diyenlerdir.
Allâhümme innî eûzü bike min zevâli ni’metike ve tehavvüli âfiyetike ve fücâeti
nikmetike ve cemî’i sahatıke
“ALLAH’ım verdiğin nimetin yok olup gitmesinden, lütfettiğin âfiyetin bozulmasından,
ansızın vereceğin cezâdan ve senin gazâbını üzerime çekecek her şeyden Sana sığınırım.”
Bismillâhirrahmânirrahîm
112
"Her kim yatacagı zam an K ehf suresinin'nin son ayetini okursa o kişi icin yattıgı
yerden m ekke'ye kadar paylayan bir nur olur ki, o nurun içi m eleklerle
doludur."
O melekler, o kişi yatığı yerden kalkıncaya kadar ona salat (dua) ederler.
“Allah’ım! Kalplerimizi birleştir, aramızı ıslah et, bize kurtuluş yollarını göster, bizi
karanlıklardan aydınlığa çıkar, bizi açık ve gizli tüm türlü çirkinliklerden uzaklaştır. Bize
kulaklarımızı, gözlerimizi, kalplerimizi, eşlerimizi ve neslimizi mübarek eyle. Tövbelerimizi
kabul eyle, şüphesiz ki sen tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametlisin. Bizi nimetlerine
şükredenler, nimetlerinle seni övenler, verdiğin nimetleri kabul edenler eyle ve bize
nimetlerin devamını ihsan eyle.”
BESMELE-SALAVAT DUASI
Bismillâhirrahmânirrahîm
Ve bi hurmeti bismillâhirrahmânirrahîm.
Ve bi fadli bismillâhirrahmânirrahîm.
Ve bi azameti bismillâhirrahmânirrahîm.
Ve bi celâli bismillâhirrahmânirrahîm.
Ve bi cemâli bismillâhirrahmânirrahîm.
113
Ve bi kemâli bismillâhirrahmânirrahîm.
Ve bi heybeti bismillâhirrahmânirrahîm.
Ve bi menzileti bismillâhirrahmânirrahîm.
Ve bi melekûti bismillâhirrahmânirrahîm.
Ve bi ceberûti bismillâhirrahmânirrahîm.
Ve bi kerâmeti bismillâhirrahmânirrahîm.
Ve bi senâi bismillâhirrahmânirrahîm.
Ve bi behâi bismillâhirrahmânirrahîm.
Ve bi kibriyâi bismillâhirrahmânirrahîm.
Ve bi sultâni bismillâhirrahmânirrahîm.
Ve bi bereketi bismillâhirrahmânirrahîm.
Ve bi ızzeti bismillâhirrahmânirrahîm.
Ve bi kuvveti bismillâhirrahmânirrahîm.
Ve bi kudreti bismillâhirrahmânirrahîm.
İrfa’ kadrî veşrah sadrî ve yessir emrî.. Verzuknî min haysü la yahtesib..
Bi fadlike ve keramike ya men hüve kef hâ yâ ayn sâd hâ mîm ayn sîn kâf ve es’elüke bi
celâlil ızzeti ve celâlil heybeti ve ceberûtil azameti en tec’alenî min ıbâdikessalihîn ellezine
la havfün aleyhim ve lâ hüm yahzenûn..
114
Allah’ım! Senin her şeyi kuşatan rahmetinin hürmetine;
Her şeyin üstesinden gelen Önünde her şeyin boyun eğdiği gücünün hürmetine;
Herşeye galip gelen azametinin hürmetine; Önünde hiçbir şeyin duramadığı izzetinin
hürmetine;
Herşeyi kaplayan azametinin hürmetine;
Herşeyin üstünde olan saltanatının hürmetine;
Herşey yok olduktan sonra da baki kalan vechinin hürmetine;
Her yeri dolduran isimlerinin hürmetine;
Herşeyi kuşatanilminin hürmetine ve
Herşeyi aydınlatan cemalinin nuru hürmetine senden istiyoruz
Ey Nur, Ey Kuddüs, Ey İlklerin İlki ve Ey Sonların Sonu!
Ey Allah’ım! İsmet perdesini yırtan günahlarımızı affet.
Allah’ım! Bedbahtlıklara yol açan günahlarımızı affet.
Allah’ım! Nimetlerini değiştiren günahlarımızı affet.
Allah’ım! Duaların kabulünü engelleyen günahlarımızı affet.
Allah’ım! Belaların inmesine sebep olan günahlarımızı affet.
Allah’ım! İşlediğimiz tüm günahları ve yaptığımız tüm hataları affet.
115
Allâhümme yâ mukallibe’l-kulûbı sebbit kalbî alâ dîniki.
KELİME-İ TENZiH
Anlamı: Her türlü noksanlıktan münezzeh olan ve kemal sahibi olan Allaha hamd
ederim.
"İki söz vardır ki onlar dile hafiftirler, terazide ağırdırlar; Rahman olan Allah'a
sevimlidirler, bunlar: Sübıhânellâhi ve bihamdihî Sübıhânellâhil azîm. ("Allah'a hamd
ederek O'nu noksanlıklardan tenzih ederim, Yüce Allah'ı tenzih
ederim"). (Buhari, Kitâbu'd-Daavât, 65)
116
Ebü Zer'den (Radıyallahu Anh) bize rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Resûlüllah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana şöyle buyurdu:
"Allah katında en sevimli olan sözü sana bildireyim mi? Allah'a en sevimli olan söz:
"Sübıhânellâhi ve bihamdihî"dir."
Ve bir rivayette de: Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e soruldu, hangi söz daha
faziletlidir?
Peygamber buyurdu: "Allah Tealâ'nın melekleri için yahud kulları için seçtiği şu sözdür:
Sübıhânellâhi ve bihamdihî "(Allah'a hamd ederek onu noksanlıklardan tenzih ederim).
(Müslim, Mesacid, 17)
“Kim, Allah’ı hamdiyle tesbih ederim” derse denizin köpükleri kadar bile günahı olsa
bağışlanır." (Buhârî, Deavat: 27; Müslim, Zikr: 17)
KELİME-İ TEMCİD
117
Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyül azîm
Güç ve kuvvet, sadece Yüce ve Büyük olan Allah’ın yardımıyla elde edilir.
“Ya Ali ! her ne zaman bir darlığa ve sıkıntıya düşersen, bir bela ve musibete
uğrarsan şöyle dua et.”
Yani “Ya Ali Böyle dua edersen sıkıntılı anlarında bu duayı okumaya devam
edersen, Cenab-ı Allah, bu duanın hürmetine düşmüş olduğun bela ve
musibetlerin, bunalım ve streslerin her türlüsünü üzerinden defeder,
bunlardan seni kurtarır.” buyurmuştur.
Mesela gönül sıkıntısını hiç bir maddi ilaç gidermez; O zaman bunun ilacı duadır.
Her kim günde 100 defa okursa fakirlik ve yoksulluk yüzü görmez. Kazancında bereket,
rızkında bolluk olur.
Onun için de insan hayatına kuşatıcı bir nazarla bakanlar bu cümleyi açıklama
sadedinde şöyle demişlerdir:
— Yokluktan çıkıp vücuda gelmek için gerekli havl ve kuvvet Allah'tandır.
— Hayatta kalmak için gerekli havl ve kuvvet Allah'tandır.
118
— Zararı def', menfaati celb için gerekli havl ve kuvvet Allah'tandır.
— Musibetten uzak kalıp arzu edilen şeyleri elde etmek için gerekli havl ve kuvvet
Allah'tandır.
— Günaha düşmemek, ibadete devam etmek için gerekli havl ve kuvvet Allah'tandır.
— Azaba maruz kalmamak, nimete mazhar olmak için gerekli havl ve kuvvet
Allah'tandır.
— Zulmete düşmemek, iman nuru ile tenevvür etmek için gerekli havl ve kuvvet
Allah'tandır.
Havl kelimesinin maddî-manevî zararlı şeylerden kaçınma ve korunma gücünü; kuvvet
kelimesinin ise maddî-manevî, faydalı ve müsbet şeyleri yapma gücünü ifade ettiği de
hadis şarihleri tarafından belirtilmiştir.
“Allahümme ahricnâ min zulumâtil vehmi ve ekirimnâ bi nûril fehmi vefteh aleynâ
ebıvâbe fedlike venşur aleynâ hazâine Rahmetike, bi Rahmetike yâ Erhamerrâhîm.”
Fazileti: Her kim derse başlamadan önce bu duayı okursa Allah (c.c.) onu zihni
bulanıklık ve dağınıklıktan kurtarır, anlayış gücünü artırır.
119
Bismillâhirrahmânirrahîm
Ders Bitiminde;
120
Sübhaneke la ilmelena illa ma allemtena inneke entel alimul hakîm. ve âhıru da’vâhum
enil hamdulillâhi rabbil âlemîn.
"Subhane rabbike rabbil izzeti amma yesifun; veselamun alel murselin; vel hamdülil
lahi rabbil alemin"
121
122
Hâfızayı Kuvvetlendirmek İçin Okunacak Dua II
Aşağıda yazılı âyet-i kerîmeleri her gün bir bardak suya 40 kere okuyup nefes ettikten
sonra içmeye müdâvenet eden kimsenin hâfızası çok kuvvetlenir. Her işittiğini veyâ
okuduğunu hıfzeder (ezberler).
Okunacak Ayetler
Her işittigini aklında tutmak isteyen kimse, her gün 24 kere aşağıdaki duayı okur ve
buna 40 gün devam ederse, hâfızası son derece kuvvetlenir.
Bu duayı bilhassa derslerinde cok başarılı olmak isteyen öğrenciler okurlarsa, Biiznillah
Teala çok faydasını görürler.
123
Aiağıdaki duayı 40 gün sabah namazından önce evvelinde 7 Fatiha okuyarak 70 defa
okuyan kimsenin unutkanlık hastalığı gider ve hafızası kuvvetli olur.
"Kavrama gücünün zayıflığından şikayet eden Hz. Aliye, efendimiz şöyle buyurdu:
"Ya Muhammed (as),herhangi bir kulda zihni olarak kavrama gücü zafiyeti
bulunduğunda, bir mübarek duayı temiz bir kabin içine yazar, bir gece dışarıda
bırakarak yıldızların altında yatırır, sabah olunca içine yağmur suyu doldurur, aç karna
içerse işittiği her şeyi zihninde tutar.
"Allahım, bana öyle bir bilgi ver ki onu aklımda tutayım. O bilgi ve ilimle Sen’in
emirlerini yapıp, yasaklarından sakınayım. Bana bir ilim ver ki sana nasıl yalvaracağımı
öğreniyim. Ey mermamet edenlerin en merhametlisi Rabbim! Bana nebilerin anlayışı
gibi anlayış, peygamberlerin zekası gibi zeka ver. Allah’ım bana rahmetinle büyük
meleklerinin kavrayışı gibi kavrayış ver. Ey merhametlilerin en merhametlisi Rabbim!
Bana anlayış nuru ver. Beni kötü düşünce karanlıklarından çıkar Allah’ım. Rahmet
kapılarını bana aç Allah’ım. Allah’ım okuduğum şeyin en inceliğini anlamam için üzerime
124
rahmetini indir. Ellerimi sana açtım yalvarıyorum, ey merhamet edenlerin en
merhametlisi Rabbim." (deyrebi,s:172)
125
Manası: ''Allahü Tealanın ismi şerifi ile derse, O'nun ismi şerifi hürmetine yerde ve
gökte olan hiç bir şey zarar vermez. Allah, her şeyi işiten ve bilendir''
Peygamber efendimiz, ''Her kim her günün sabah ve akşamında bu duayı üç kere
okursa o kimseye hiç bir şey zarar vermez'' buyurmuştur.
Duanın Okunuşu: Allahümme ente rabbi, lâ ilâhe illâ ente, aleyke tevekkeltü ve ente
rabb'ül-arş'il-azîm, mâşâellâhü kâne ve mâ lem yeşe’lem yekün, ve lâ havle ve lâ
kuvvete illâ billâh'il-Aliyy'il-Azîm. A’lemu ennellâhe alâ külli şey’in kadîr ve ennellâhe
kad ehâta bikülli şey’in ilmâ. Allâhümme inni eûzü bike min şerri nefsî ve min şerri
külli dâbbetin. ente âhizum_binâsiyatiha. İnne rabbî alâ sıratim_müstekım.”
126
kötülüklerden korunmak,ancak yüce ve büyük Allah’ın kuvvet ve kudreti iledir.Biliyorum
ki,Allah her şeye kadirdir.Gerçek ki Allah,ilmi ile her şeyi kuşatmıştır.Allah’ım ! Nefsim
şerrinden(kötülüğünden) ve kudret eliyle tuttuğun her canlının şerrinden
(kötülüğünden) Sana sığınırım.Gerçek ki,benim Rabbim doğru-(Hak) yol üzeredir.”
OKUNUŞU:
Eûzu bikelimâtillâhittâmmâti min şerri mâ halekı.
MANASI:
Tüm yaratıklarının şerrinden yüce Allah'ın tam ve mükemmel olan
kelimelerine sığınırım.
“Bütün şeytanlardan, zararlı hayvanlardan ve bütün kem gözlerden, Allah(cc)’ın tam olan
kelimelerine sığınıyorum.
127
Bismillahi, tevekkeltü alellah, ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh
(7124 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki: "Kişi evinin -veya apartmanın- kapısından çıkınca, adama müekkel
(nezaretçi) iki meleği vardır. Adam: "Bismillah" deyince onlar: "Doğruya irşad edildin"
derler. "Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh" deyince, melekler: "Korundun" derler. Adam:
"Tevekkeltü alâllah" deyince onlar: "İşin (sana bedel) görüldü" derler.
(Resülullah aleyhissalâtu vesselâm devamla) dedi ki: "Sonra adamın iki karîni (yani onu
günaha sürüklemek isteyen insî ve cinnî iki şeytanı) onu karşılarlar. Melekler (o
şeytanlara): "Hidayete erdirilen, işi (Allah tarafından) görülen ve muhafaza altına alınan bir
kimseden ne istiyorsunuz?" derler ")
128
ve hüvessemîul alîm” okuyan, büyücü ve zalimden emin olur.) [I. Mace]
(Sabah 3 defa, “Eûzü billâhissemî’ıl alîmi mineş şeytânirracîm” diyerek Haşr suresinin
son üç âyetini okuyana, 70 bin melek, akşama kadar dua eder. O gün ölürse şehid
olur. Akşam okursa yine aynı şeylere kavuşur.) [Tirmizi]
(Sabah namazından sonra 11 ihlas okuyana, Cennette bir köşk verilir.) [Haraiti]
(Sabah namazından sonra on defa, " Lâ ilâhe illallâhü vahdehü la-şerikeleh lehül-mülkü
ve lehül-hamdü yuhyî ve yümitü ve hüve ala külli şeyin kadir" okuyan, akşama kadar
her çeşit zarardan korunur, hiçbir günah ona zarar vermez.) [Nesai] ("Günah zarar
vermez" demek, günah işlemez veya işlediği günaha tevbe eder, o günah ona zarar
vermemiş olur demektir.)
“Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerîke leh lehülmülkü ve lehülhamdü yühyî ve yümît ve hüve
hayyün lâ yemût biyedihil hayr ve hüve alâ külli şey’in kadîr” Bu tesbih neden bukadar önemli?
129
“Allah’dan başka ilâh yoktur, O birdir ve dengi, ortağı yoktur. Mülk O’nundur ve hamd
O’nadır. Diriltir ve öldürür. Kendisi ölümsüz hayat sahibidir. Hayır O’nun elindedir ve O herşeye
muktedirdir”
bir hadiste efendimiz sallallahu aleyhi vessellem hazretleri buyuruyorlarki “ Ben ve benden önceki
peygamberlerin söyledikleri en faziletli söz “Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerîke leh lehülmülkü
ve lehülhamdü yühyî ve yümîtü ve hüve hayyün lâ yemûtü biyedihil hayr ve hüve alâ külli şey’in kadîr”
diye.
başka bir hadiste; bir günde yüz kere söylerse, kendisine on köle âzad etmiş gibi sevab
verilir, ayrıca lehine yüz sevab yazılır ve yüz günahı da silinir. Bu, ayrıca üç gün akşama
kadar onu şeytana karşı muhafaza eder. Bundan daha fazlasını okumayan hiçbir kimse,
o adamınkinden daha efdal bir amel de getiremez.” diye müjde var. (sabah okunursa 100 defa
3 sabah ve akşam ezanı arası, akşam ezanından sonra okunursa 3 gece akşam ve sabah namazı arası
korunuluyor) Benzer bir hadis daha var son koruma kısmında şeytandan o gece ve o sabah korunur ,
iki rivayetinde doğru olduğunu araştırdım, biz 3 gün gün korunuyor olsakta her sabah ve akşam
namazlarından sonra en az 100 kere okumaya gayret edelim)
(Bir kimse, sabah-akşam yüz defa “Sübhânallahi ve bihamdihi” derse, o gün ve o gece
130
hiç kimse onun kadar sevap kazanamaz.) [Deylemi]
(Evden çıkarken “Bismillahi, tevekkeltü alallahi, lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah” diyen,
tehlikelerden korunur ve şeytan ondan uzaklaşır.) [Tirmizi]
(Her gün yüz defa salevat getiren, münafıklıktan ve Cehennem ateşinden uzaklaşır ve
kıyamette şehidlerle beraber olur.) [Taberani]
(Günde 25 defa “Allahümme bârikili fil mevt ve fi mâ ba’delmevt” okuyan şehid olarak
ölür.) [Redd-ül Muhtar]
(Gece Âmenerrasulüyü okuyana, bu iki âyet, her şey için yeterlidir. Bu iki âyeti yatsıdan
sonra okuyana, geceyi ibadetle geçirmiş sevabı verilir.) [Şir’a]
(Tebârekeyi okumadan yatma! Kabir azabını def eder. Her gece Tebâreke okuyan,
Kadir gecesini ihya etmiş gibi sevaba kavuşur.) [Ey Oğul İlmihali]
(Evden çıkarken Âyet-el kürsi okuyana, melekler, evine gelinceye kadar dua eder.) [Ey
Oğul İlmihali]
131
(İstiğfara devam eden kimse, her sıkıntıdan kurtulur, ummadığı yerden rızıklanır.) [İbni
Mace] [İstiğfar olarak (Estağfirullah el azim ellezi lâ ilahe illâ hüvel hayyel kayyum ve
etubü ileyh) okumalıdır.
(Günde yüz kere “Lâ ilâhe illallah" diyen kimsenin, kıyamet gününde yüzü ay gibi
parlar.) [Taberani]
(Bir yere gelen, “Eûzu bikelimâtillâhittâmmâti min şerri mâ halekı” okursa, o yerden
kalkıncaya kadar, ona hiçbir şey zarar veremez.) [Müslim]
(Sıkıntılı veya borçlu, bin kere “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm” derse,
Allahü teâlâ işini kolaylaştırır.) [Şir’a]
(Tebârekeyi okumadan yatma! Kabir azabını def eder. Her gece Tebâreke okuyan, Kadir
gecesini ihya etmiş gibi sevaba kavuşur.) [Ey Oğul İlmihali]
(Evden çıkarken Âyet-el kürsi okuyana melekler, eve gelene kadar dua eder.) [Ey Oğul
İlmihali]
132
İstiğfar olarak (Esteğfirullah el azim ellezi lâ ilâhe illâ hüvel hayyel kayyum ve etûbü ileyh
"Kendisinden başka ilah olmayan, hakikî hayatla diri olan Hay, her şeyi ayakta tutan
Kayyum olan büyük Allah’dan beni bağışlamasını istiyor ve -bütün benliğimle- ona tövbe
edip, yöneliyorum okumalıdır.
Peygamber efendimiz, (Yâ Âişe, Kur'ân-ı kerîmi hatmet, bütün Peygamberleri kendine
şefâ'atçı kıl ve mü'minleri kendinden râzı et!) buyurdu. Hz.Âişe vâlidemiz, kısa zamanda
bunları nasıl yapacağını sorunca, buyurdu ki: (3 ihlâs okuyan, Kur'ân-ı kerîmi hatmetmiş
sayılır. "Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ cemî'il Enbiyâi velmürselîn"
diyen bütün enbiyâyı râzı eder. "Allahümmağfirlî velil mü'minîne vel mü'minât vel
müslimîne vel müslismât" diyen, bütün mü'minleri râzı eder. "Sübhânallahi vel
hamdü lillahi ve lâilâhe illâllahü vellahü ekber velâ havle velâ kuvvete illâ
billâhil aliyyil azîm" diyen, Allahü teâlâyı râzı eder.) [Ey Oğul İlm.]
(Cum'a namazından sonra, 7 defa ihlâs ve mu'avezeteyn okuyanı, Allahü teâlâ, bir hafta,
kazâdan, belâdan, kötü işlerden korur
Lâ ilâhe illâ ente sübühâneke, innî küntü minezzâlimîn'i [40 defa] oku, dert ve belâdan
kurtul.)
Yatağa abdestli girip zikreden, uyanana kadar namazda sayılır. Bir melek onun için ibâdet
eder. Uyanınca, yine zikrederse, o melek onun affı için duâ eder)
Bir dileği olan aşağıdaki duayı okumalıdır. Kör bir zat gelip, (Ya Resulallah! Allahü teâlâya
dua et, gözlerim açılsın) dedi. Peygamber efendimiz de, (Kusursuz bir abdest al! Sonra, ya
Rabbi! Sana yalvarıyorum. Sevgili Peygamberin Muhammed aleyhisselamı araya koyarak,
senden istiyorum. Ey çok sevdiğim Peygamberim Muhammed aleyhisselam! Seni vesile
ederek, Rabbime yalvarıyorum. Senin hatırın için kabul etmesini istiyorum. Ya Rabbi, bu
133
yüce Peygamberi bana şefaatçı eyle! Onun hürmetine duamı kabul et) duasını okumasını
söyledi. O da, abdest alıp dua etti. Hemen gözleri açıldı.
Günde yüz defa salevat (Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ
Muhammed) okuyan Cehennemden kurtulur ve şehidlerle beraber olur.
5-"Allâhümme salli alâ Muhammedin abdike ve resûlike ve salli alel mü'minîne vel
mü'minâti vel müslimîne vel müslimât."
Ve salli alâ seyyidinâ Muhammedinin nebiyyil ümmiyyi kemâ yenbegî en yusalle aleyh,
134
Ve salli alâ seyyidinâ Muhammedinin nebiyyi biadedi men lem yusalli aleyh,
7-"Allâhümme salli alâ Muhammedin kemâ hüve ehlühû, Allâhümme salli alâ Muhammedin
kemâ tuhibbü ve terdâ lehû."
8-"Allâhümme salli alâ Muhammedin abdike ve resûlike ve alel mü'minîne vel mü'minât vel
müslimîne vel müslimât."
9-"Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve ala âli seyyidinâ Muhammedin vesellim"
135
“Allâhümme salli salâten kâmileten_ve sellim selâmen tâmmen alâ seyyidinâ
Muhammedinillezi tenhallü bihil’ukadi, ve tenfericü bihil’kürabi, ve tüküdâ bihil’havâic, ve
tünâlü bihir’reğâibi, ve husnül’havâtim, ve yüsteskal’ğamâmü bivechihil’ kerîm, ve alâ âlihî
ve sahbihî fi külli lemhatin_ve nefesim_biadedi külli me’lûmil_leki.”
Mânâsı:
"Allahım! Bizim Efendimiz Muhammed’e (sav) kusursuz bir salât ve rahmet, mükemmel bir
selâm ve selâmet vermeni diliyoruz. O Peygamber ki, onun hürmetine düğümler çözülür,
sıkıntılar ve belalar onun hürmetine açılıp dağılır, hacet ve ihtiyaçlar onun hürmetine
yerine getirilir. Maksatlara O’nun hürmetine ulaşılır, güzel sonuçlar O’nun hürmetine elde
edilir. O’nun şerefli yüzü hürmetine bulutlardaki yağmur istenilir, Allah’ım, onun ehl-i
beytine, ashabına da her göz kırpacak kadar zamanda (her an, saniye) her nefes alacak
zamanda sana malum olan varlıklar sayısınca salât et.”
Salati tefriciye duası her türlü ihtiyaçlar ve sıkıntılardan kurtulmak için okunabilir.
-hastalıktan
136
-üzüntüden (gam,keder)
-sıkıntıdan
-uğradığı haksızlıktan
-zulümden
-haksız yere hapse girmekten
-ağır borç yükünden kurtulmak isteyen kimse, salati tefriciye duasını çokca okursa, o
salavâtın bereketiyle ve Allah'ın izniyle her türlü musibetten kurtulur.
Bu duayı samimiyetle ve inanarak, neticesini Alla'tan bekliyerek okuyan pek çok kimse
isteğine kavuşmuş, borç ve diğer sıkıntılarından kurtulmuştur. Özellikle borçlu kimseler bu
duayı ve diğer duaları okumayı ihmal etmemelidir.
Salâtü’l Fatih
Allahümme salli ve sellim ve bâriki alâ seyyidinâ Muhammedinil fâtihı limâ uğlika vel
hatimi li mâ sebeka nâsıril hakkı bil hakkı vel hâdî ilâ sıratıkel müstekîmi sallellahü aleyhi
ve alâ âlihî ve eshâbihî hakka kadirihî ve mikidarihil azîm
137
Manası:
Allahım! Kapalılıkları açan, geçmişe son veren, hakka hakikatla destek olan, mahlukatı
senin doğru yoluna ileten Efendimiz Muhammed’e (S.A.V.), O’nun aline ve ashabına O’nun
yüce kadrü kıymetince salat eyle, selam eyle ve O’nu mübarek kıl.
Fazileti ve sırları:
Yüzyirmi bin salavat-ı şerife gücünde olduğu mana aleminde Peygamberimiz(s.a.v.)
tarafından bildirilmiştir. Eski zamanda Kutbül Aktab Ahmed Ticani hazretleri yakaza halinde
bu salavatın faziletini Hazreti Resulüllah’a sorar.
Cevaben:
“Bir kimse salavat-ı fatihi bir defa okursa zamanın başından salavat getirenin okuduğu
zamana kadar ins ü cinin ve meleklerin getirdiği salavata denk sevap kazanır.Günahları da
bağışlanır.” buyurmuşlardır.
Hikmeti:
1.Bu salavat-ı şerife, okuyanı cehennem ateşinden korur.
2.Kırk gün okuyanın tevbesi kabul edilir,günahları bağışlanır.
3.Cuma gecesi bin defa okuyan, Efendimiz(s.a.v.) ile görüşür.
138
Salât-ı Tüncinâ (Münciye)
“Allâhumme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin_ve alâ âli Seyyidinâ Muhammedin salâten
tüncînâ bihâ min-cemî’il-ehvâli vel âfât. Ve tekidî lenâ bihâ cemîal hâcât. ve tutahhirunâ
bihâ min-cemî’ısseyyiât. ve terfe’unâ bihâ e’lâ’dderacât. ve tubelliğunâ bihâ ekisâ’l-ğayât.
min cemî’ıl-hayrâti fî’l-hayâti ve be’del-memât. birahmetike Yâ erhame’rrahimîn.
Hasbünellâhü ve ni’mel vekîl, ni’mel mevlâ ve ni’me’nnesîr. Ğufrâneke rabbenâ ve
ileyke’l-mesîr.”
Duânın Mânâsı:
“Allahım! Efendimiz Muhammed’e (sav) ve onun ehli beytine salât et. Bu salâvat o derece
değerli olsun ki: Onun hürmetine bizi bütün korku ve belalardan kurtarsın. Bizim
ihtiyaçlarımızı o salâvat hürmetine yerine getirsin, bizi bütün günahlardan bu salâvat
hürmetine temizlersin, o salâvat hürmetine bizi derecelerin en üstüne yüceltirsin, o salâvat
hürmetine hayatta ve öldükten sonra düşünülebilecek bütün hayırlar konusunda gayelerin
en sonuna kadar ulaştırsın. Ey merhametlilerin merhametlisi bize bunları merhametinle
139
nasip et. Allah Tealâ bize kafidir ve ne iyi bir dost, ne iyi bir vekildir. Ey Rabbimiz, senin
mağfiretini dileriz, dönüş yalnız sanadır.”
***
Sabah-akşam 7 defa
140
Şirke düşmekten korunmak için de sabah-akşam
Allâhümme innî euzü bike min en üşrike bike şey’en ve ene e‘lemü ve esteğfiruke limâ lâ
e‘lemü inneke, ente allâmülğuyub
-kehf suresinden (10. Ayet)..işlerimizin hayırlısı ile hitama erdirmemiz için tavsiye ediliyor-
141
Hafıza güçlendirme duası
Elhamdülillahi rabbil alemin vel akıbetül müttekin, vesselatü vesselamü ala resulüne
Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain. Ya Rabbel alemin. Ya Erhamerrahimin
"Ben öyle bir dua biliyorum ki, üzgün bir kimse onu okuduğu zaman kederinden kurtulur.
Yüce Allah o kimsenin acı ve sıkıntılarını sevince ve neşeye tebdil eder. Bir mü'min o dua
ile birlikte bulunsa duası kabulolur. O dua, kardeşim Yunus Peygamber'in duası olan:
142
Enes ibn Malik (r.a.) Hazretleri, Haccac ile aralarında geçenleri şöyle anlatmaktadır:
"Haccac'ın meclisinde iken, Haccac bana atlarını göstermek istedi. Birlikte kalkıp atların
yanına vardık ve onları doya doya seyrettik. Daha sonra bana dönerek: "Peygamber'in
maiyetindeki atlarla bizimkiler arasında bir kıyaslama yap" dedi. Ben de şöyle dedim:
"Birbirine benzer tarafları hiç yoktur. Peygamberin atları hayırlı işler içindir.
Sizinkiler ise daha çok gösteriş amacıyla bulundurulan atlardandır" diye cevap verdim.
Verdiğim bu cevaptan Haccac hiç de memnun kalmadı. Sonra da bana dönerek: "Eğer
mü'minlerin emirinin mektubu olmasaydı elimdeki asayı başına indirirdim" dedi. Bunun
üzerine ben kendisine:
"Senin o asayı bana vurmaya gücün yetmez" diyerek karşılık verdim. Zalim Haccac:
"Neden?" diye sordu. Kendisine dönerek, çünkü Allah Rasulü bana öyle bir dua öğretti ki,
o duayı okuyunca, şeytandan, devlet büyüklerinden ve yırtıcı hayvanlardan korkmam"
dedim. Zalim Haccac:
"Ey Hamza'nın babası! Bu duayı bana öğret!" dedi. Ben dediğini yerine getirmedim. "
Enes ibn Malik, ecelinin yaklaştığını anlayınca raviyi çağırdı ve şöyle dedi:
143
"Ey Ahmed'in babası! Seninle artık ayrılma zamanımız geldi. Sana hürmet etmek vaciptir.
Sana öyle bir dua öğreteyim ki, bu duayı bana Allah Rasulü (s.a.v.) öğretmişti. Sen sen ol,
o duayı Allah korkusu bulunmayan kimseye öğretme! Dua budur:
Allâhü ekiber, Allâhü ekiber, Allâhü ekiber * Bismillâhi nefsî ve dînî, bismillâhi alî ehlî ve
mâlî, bismillâhi alî külli şey'in e’tanî rabbî bismillâhi hayril esmâi bismillahillezi Lâ yedurru
measmihi şey'ün fil erdı ve la fissemâi ve hüvessemiul alim* Bismillahi iftetehtü ve alellahi
tevekkeltü* Allahü rabbi lâ üşrikü bihi şey'ün* Allahümme inni es'elüke min hayrikellezi lâ
yu’tıyhi ğayruke azze câruke ve celle senâüke ve lâ ilâhe ğayruke ıhfezni min şerri külli zi
hılkatehi ve ehterizüke minhüm ve ükaddimü beyne yedeyye bismillahirrahmânirrahîm"
Kul hüvellâhü ehadi* Allahüssamedi* Lem yelidi ve lem yuledi* Ve lem yekül_lehu küfüven
ehadi* Ve min halfi mislü zâlike ve an yemini mislü zâlike ve an yesâri mislü zâlike ve min
fevkî mislü zâlike ve min tehti mislü zâliki*
144
Bu dua hiçbir şeyden korkmamak için ve hiçbir şeyin size zarar vermemesi için sürekli
okunmalıdır.
Manası: "Allahım! Senden hayırlı giriş, hayırlı çıkış istiyorum. Allah adıyla girdik. Allah
adıyla çıktık. Rabbimiz Allaha güvenip dayandık." demekdir.
145
Vird-i Settâr Duası
146
147
148
149
150
151
152
153
Bismillâhirrahmânirrahîm*
Yâ settâru yâ settâr* yâ azîzü yâ ğaffâr* yâ celîlü yâ cebbâru yâ mukallibel kulûbe vel
ebısâr* Ve yâ müdebbiralleyli vennehâr* Hallisnâ min azâbil kabıri vennar* İlahî
üstür’uyûbenâ* Vağfir zünûbenâ* Ve nevvir kubûranâ ve tahhir kulûbenâ* Veşrah
sudûranâ* Ve keffir annâ seyyiâtinâ* Ve teveffenâ meal ebırâr* Vahşürnâ meal ahyâr*
Sübuhâneke mâ arrafnâke hakka ma’rifetike ya ma’rûfu sübuhâneke mâ abedinâke hakka
ibâdetike yâ mâ’bûdu* Sübuhâneke mâ zekernâ hakka zikirike yâ mezkûr* Sübhaneke ma
şekernake hakka şükrike ya meşkur* Fadlen minallahi ve rahmeten şükran minellahi ve
nı’meten lillahil hamdü vel minneh* Elhamdü lillahi alat taati vet tevfiykı ve nestağfirullahe
min külli zenbin eznebnahü amedin ve sehvin ve hatain ve nisyanin ve nuksanin ve
taksıyr* Allahümme lekel hamdü hamden yüvafi niamike ve yükafi mezideke nahmidüke bi
cemiı mehamidike ma alimna minha ve ma lem na’lem ve ala külli halin ya mühavvilel hali
havvil halena ila ahsenil hal* A’dadtü li küllin hevlin la ilahe illellahü ve li külli nı’metin
elhamdü lillah* Ve li külli rahain eşküru lillahi ve li külli u’cubetin sübhanellah* Ve li külli
154
zenbin estağfirullah* Ve li külli müsıybetin innellah* Ve li külli daykın hasbiyellahü ve li
külli kadain ve kaderin tevekkeltü alellah* Ve li külli taatin ve ma’sıyetin la havle ve la
kuvvete illa billah* Ve li külli hemmin ve ğammin maşaellahü len yağlibellahe şey’ün ve
hüve ğalibün ala külli şey’in hasbiyellahü ve kefa* Semiallahü li men dea* La ğayete lehu
fil ahırati vel ula la ilahe illellahü vahdehu la şeriyke leh* Lehül mülkü ve lehül hamdü
yuhyi ve yümiytü ve hüve hayyün la yemutü ebeden daimen sameden bakıyen bi yedihil
hayr ve hüve ala külli şey’in kadir* Ve ileyhil masıyr* Allahümme la uhsıy senaen aleyke
ente kema esneyte ala zatike* Azze caruke ve celle senaüke ve la ilahe ğayruk*
Errahmanü alel arşisteva lehu ma fis semavati ve ma fil erdı ve ma beynehüma ve ma
tahtes sera ve in techer bil kavli fe innehu ya’lemüs sirra ve ahfa* Allahü la ilahe illa hüve
lehül esmaül hüsna fed’uhü biha* Sadekallahül azıym* Hüvellahüllezi la ilahe illa hüver
rahmanü celle celalühür rahiym* El- Melikül kuddusü es-Selamü el-Mü’minü el-Müheyminü
el-Aziyzü el-Cebbaru el-Mütekebbiru el-Hallaku el-Bari’ü el-Müsavviru el-Ğaffaru el-
Kahharu el-Vehhabü el-Razzaku el-Fettahu el-Alimu el-Kabidu el-Basitu el-Hafidu er-Rafiu
el-Müızzü el-Müzillü es-Semiy’u el-Basiyru el-Hakemü el-Adlü el-Latiyfü el-Habiyru el-
Halimü el-Aziymü el-Ğafuru eş-Şekuru el-Aliyyü el-Kebiru el-Hafiyzu el-Mükiytü el-Hasibü
el-Celilü el-Kerimü er-Rakıybü el-Müciybü el-Vasiu el-Hakimu el-Vedudü el-Mecidu el-Baısü
eş-Şehidü el-Hakku el-Vekilü el-Kaviyyü el-Metinü el-Veliyyü el-Hamidü el-Muhsıy el-
Mübdiü el-Müıydü el-Muhyi el-Mümitü el-Hayyü el-Kayyumü el-Vacidü el-Macidü el-Vahıdü
el-Ehadü es-Samedü el-Kadiru el-Muktediru el-Mükaddimü el-Mü’ahhıru el-Evvelü el-Ahıru
ez-Zahiru el-Batinu el-Vali el-Müteali el-Birrü et-Tevvabü el-Müntekıymü el-Afüvvü er-
Raufü malikül mülki zül celali vel ikrami el-Müksitu el-Camiu el-Ğaniyyü el-Muğni el-Maniu
ed-Darru en-Nafiu en-Nuru el-Hadi el-Bediu el-Bakıy el-Varisü er-Raşidu es-Sabur* Ellezi
tekaddeset anil eşbahi zatüh* Ve tenezzehet an müşabehetil emsali sıfatühu ve şehidet bi
rububiyyetihi ayatüh* Ve dellet ala vahdaniyyetihi masnuatüh* Vahidün la min kılleh*
Mevcudün la min ılletin bil cudi ma’ruf* Ve bil ıhsani mevsuf* Ma’rufün bi la ğayetin ve
mevsufün bi la nihayeh*Evvelü kadimün bi la ibtida* Ve ahırun kerimün mükiymün bi la
intiha* Ve ğafera zünubel müznibine keramen ve hılmen ve lutfen ve fadla* Ellezi lem
155
yelid ve lem yuled ve lem yekün lehu küfüven ehad* Leyse ke mislihi şey’ün ve hüves
semi’ul besıyr* Nı’mel Mevla ve nı’men nasıyr* Ğufraneke Rabbena ve ileykel mesıyr* Ve
hasbünallahü vahdehü ve nı’mel vekil* Ve la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azıym*
Yef’alüllahü ma yeşaü bi kudratih* Ve yahkümü ma yüridü bi ızzetih* E la lehül halku vel
emru tebarakellahü rabbül alemiyn* Ve neşhedü en la ilahe illallahü vahdehu la şerike
lehu ilahen adilen cebbara* Ve meliken kadiran kahhara* Liz zünubi ğaffara* Ve lil uyubi
settara* Ve neşhedü enne seyyidena muhammeden abdühül Mustafa sallellahü aleyhi ve
sellem* Ve rasulühül mücteba ve eminühül mukteda şemsüd duha bedrud düca nurul vera
sahıbü kabe kavseyni ev edna rasulüs sekaleyn* Ve nebiyyül harameyni ve imamil
kıbleteyni ve ceddüs sibtayni ve şefiy’u men fid darayni rasulen mekkiyyen medeniyyen
haşimiyyen kuraşiyyen ebtahıyyen kerubiyyen ruhıyyen ruhaniyyen tekıyyen nekıyyen
nebiyyen kevkeben dürriyyen şemsiyyen müdıy’en kameran nuran nuraniyyen beşiran
neziran siracen müniran sallellahü teala aleyhi ve alihi ve evladihi ve ezvacihi ve ashabihi
ve etbaıhi ve hulefaihir raşidinel mürşidinel mehdiyyine min ba’dihi hususan minhüm aleş
şeyhış şefikı katiliz zındıyk* Ve fil ğarir refıyk* El mülakkabi bil atıykıl imamü alet tahkıyk*
Emirul mü’minine ebi bekrinis sıddıyk radiyellahü anh* Sümmes selamü minel melikil
vehhabi ila emiril evvab*Zeynil ashab*Mücaviril mescidi vel mıhrab*Ennatıku bis
savab*Elmezkuru fil kitab*Emirul mü’minine umerubnil hattab* Radıyellahü anh* Sümmes
selamü minel melikil mennan* İla emiril eman* Habibir rahman* Camiıl kur’an* Sahıbil
hayai vel iman* Eşşehidi fi hali tilavetil kur’an* Emiril mü’mininine usmanibni affan*
Sümmes selamü minel melikil veliyyi ila emiril vesıyy* İbni ammin nebiyy* Kaliı babil
hayberiyyi zevci fatımetez Zehra* Varisi ulumün nebiyy* Emiril mü’minin* Aliyyir radıyyis
sehıyyil vefiyy* Radiyellahü anh* Sümmes selamü alel imameynil hümameyn* Es
seıydeyniş şehideynil mazlumeynil maktuleyn* Eş şemseynil kameraynil bedraynil
habibeynin nesibeyn* Bil kadair radıyeyn* Ve alel belais sabirayni emiral mü’minin* Ebi
muhammedil hasen ve ebi abdullahil huseyn* Radıyellahü anhüma* Ve ala ammeynil
kerimeyniş şecaaynil müazzameynil muhterameyn* Hamzete vel abbas* Ve ala cemiıl
mühacirine vel ensar* Vet tabiıynel ahyari vel ebrari rıdvanüllahi teala aleyhim ecmeıyn*
156
Ve sellim teslimen ve azzım ta’zıyma* Ebeden daimen hamden kesiran kesiran ila yevmil
haşri vel karar* Allahümme zeyyin zavahirana bi hıdmetike ve bevatinena bi ma’rifetike*
Ve kulubüna bi mehabbetike* ve ervahana bi müavenetike* Ve esrarana bi müşahedetik*
Allahümmec’al fi kalbi nuran ve fi sem’i nura* Ve fi besari nura* Ve an yemini nura* Ve an
şimali nura* Ve fevkıy nura* Ve tahti nura* Ve emami nuran ve halfi nura* Vec’alni nuran
bi rahmetike ya erhamer rahımiyn* Allahümmestecib duaena(amin) veşfi merdana(amin)
verham mevtana (amin)* La ilahe illellahü la ilahe illlellahü la ilahe illallah muhammedün
rasulüllillahi hakan ve sıdka Ve salli ala külli nebiyyin ve melekin estağfirullahe
estağfirullahe estağfirullah* Min cemiı ma kerihellahü kavlen ve fi’len ve amelen ve
havatıran ve nazıran ve etubü ileyh*
Sübhanellahi(33 defa)
Elhamdü lillahi(33 defa)
Allahuekber(33 defa)
Velhamdü lillahi hamden kesira* Fe sübhanellahi ve bi hamdihi bükraten ve esıyla* Ve
tealellahü meliken cebbaran kahhara* Ve ğaffaran settara* Sültanen ma’buden kadimen
kadira* La havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azıym* Va’fü anna ya kerimü vağfir lena
zünubena ya rahmanü ya rahıymü amin*
157
Kenzü'l-Arş Duası
158
159
160
Burada yazılan kenzül arş duası duanın tam halidir bazı yerlerde gördüğünüz duanın kısa
halidir
Hangisini okumalıyım derseniz tabiki uzun olanı yani buradakini okumanız tavsiye olunur.
Ama kısasınıda okusanız duanın sevabına ve faziletlerine nail olursunuz.
-İki rekat namaz kılıp her rekatında Fatiha ve bir de İhlas okuyup selam verdikten sonra
bu duayı okuyan dünya ve ahirete ait ne isterse tüm istediklerine nail olur
-Fatiha'yı, İhlas Suresi'ni, Kafirun ve Felak ve Nas Suresi'ni üç kere okuyup sonra da bu
duayı okuyan her türlü hastalıktan, her zalimin şerrinden onu emin kılar ve bütün
isteklerini verir
-Yazıp üzerinde taşırsa ve kim ki başının altına koyup uyursa Allahü Teala o kimsenin
malından çalınanı ve evinden kaçanı geri iade eder
-Ömründe bir kere bu duayı okuyanın,Allahü Teala onu,Kıyamet Günü'nde yüzü ayın
ondördü gibi parlak olarak haşreder. Hatta bütün insanlar onu bir peygamber veya melek
sanırlar
-Aç olan okursa giyindirir,hasta okursa şifa verir, hastanın üzerine okunursa, hastalığından
kurtulur, dünya yahut ahiret ihtiyaçlarından birisi için okursa Allah istediğini verir
-Bu duayı okuyan için cin, melek istiğfar ederler. Ömrü bereketli olur.
Bismillahirrahmanirrahim
Elhamdü lillahi rabbil alemine aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir
rahmir rahıym*Elif lam mim zalikel kitabü aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bir hurmeti
Bismillahir rahmanir rahıym*Elif lam mim Allahü la ilahe illa hüvel hayyül kayyümü aleyke
ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Ya eyyühen nasüttekü
rabbekümüllezi ğalekaküm aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir
rahmanir rahıym*Ya eyyühellezine amenü evfü bil ukudi aleyke ya rabbi ve es'elüke bi
hakkı bi hurmeh*Bismillahir rahmanir rahıymi elhamdü lillahillezi halekas semavati vel erda
161
aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Elif lam mim
sad aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanirrahıym*Yes'elüneke
anil enfali aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti beraetün minellahi ve rasülihi
aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Elif lam ra tilke
ayatül kitabil hakimi aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir
rahıym*Elif lam ra kitabün uhkimet ayatühü aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti
Bismillahir rahmanir rahıym*Elif lam ra tilke ayatül kitabil mübini aleyke ya rabbi ve
es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Elif lam mim ra tilke ayatül kitabi
aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Elif lam ra
kitabün enzelnahü ileyke aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir
rahmanir rahıym*Elif lam ra tilke ayatül kitabi ve kur'anin mübinin aleyke ya rabbi ve
es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Eta emrullahi fe la testa'cilühü
aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Sübhanellezi
esra bi abdihi leylen aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir
rahıym*Elhamdü lillahillezi enzele ala abdihil kitabe aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi
hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Kef ha ya ayn sad zikru rahmeti rabbike abdehü
zekeriyya aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Ta
ha ma enzelna aleykel kur'ane le teşka*Aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti
Bismillahir rahmanir rahıym*Ikterabe lin nasi hısabühüm aleyke ya rabbi ve es'elüke bi
hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Ya eyyühen nasüttekü rabbeküm inne
zelzeletes saati şey'ün azıymün aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir
rahmanir rahıym*Kad eflehal mü'minüne aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti
Bismillahir rahmanir rahıym*Süratün enzelnaha ve feradnaha aleyke ya rabbi ve es'elüke
bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Tebarekellezi nezzelel fürkane aleyke ya
rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Ta sin mim tilke ayatül
kitabil mübini aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir
rahıym*Ta sin tilke ayatül kur'ani ve kitabin mübin*Aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi
hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Ta sin mim tilke ayatül kitabil mübini aleyke ya rabbi
ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Elif lam mim e hasiben nasü
aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Elif lam mim
ğulibetir rümü aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir
rahıym*Elif lam mim tilke ayatül kitabil hakimi aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi
hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Elif lam mim tenzilül kitabi la raybe fihi min rabbil
aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Ya eyyühen
nebiyyüttekıllahe aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir
rahıym*Elhamdü lillahillezi lehü ma fis semavati aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi
hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Elhamdü lillahi fatıris semavati aleyke ya rabbi ve
162
es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Ya sin vel kur'anil hakimi aleyke
ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Ves saffati saffen
aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Sad vel kur'ani
ziz zikri aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir
rahıym*Tenzilül kitabi minellahil azizil hakimi aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi
hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Ha mim tenzilül kitabi minellahil azizil alimi aleyke ya
rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Ha mim tenzilün miner
rahmanir rahıymi aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir
rahıym*Ha mim ayn sin kaf aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir
rahmanir rahıym*Ha mim vel kitabil mübini aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti
Bismillahir rahmanir rahıym*Ha mim vel kitabil mübini inna enzelnahü aleyke ya rabbi ve
es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Ha mim tenzilül kitabi minellahil
azizil hakimi aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir
rahıym*Ha mim tenzilül kitabi aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir
rahmanir rahıym*Ellezine keferü ve saddü an sebilillahi aleyke ya rabbi ve es'elüke bi
hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*İnna fetahna leke fethan mübinen aleyke ya
rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Ya eyyehüllezine amenü
la tükaddimü beyne yedehillahi ve rasülihi aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti
Bismillahir rahmanir rahıym*Kaf vel kur'anil mecidi aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi
hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Vez zariyati zerven aleyke ya rabbi ve es'elüke bi
hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Vet türi ve kitabin mestürin aleyke ya rabbi
ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Ven necmi iza heva aleyke ya
rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Ikterabetis saatü
venşekkal kameru aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir
rahıym*Allemel kur'ane aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir
rahıym*İza vekaatil vakıatü aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir
rahmanir rahıym*Sebbeha lillahi ma fis semavati vel erdı aleyke ya rabbi ve es'elüke bi
hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Kad semiallahü kavlelleti tücadilüke aleyke
ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Sebbeha lillahi ma fis
semavati ve ma fil erdı aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir
rahıym*Ya eyyehüllezine amenü aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir
rahmanir rahıym*Sebbeha lillahi ma fis semavati ve ma fil erdı aleyke ya rabbi ve es'elüke
bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Yüsebbihu lillahi ma fis semavati ve ma fil
erdı aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*İza caekel
münafiküne aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir
rahıym*Yüsebbihu lillahi ma fis semavati ve ma fil erdı aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı
bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Ya eyyühen nebiyyü iza tallaktümün nisae aleyke
163
ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Ya eyyühen nebiyyü
lime tüharrimü aleyke ya ribbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir
rahıym*Tebarekellezi bi yedihil mülkü aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti
Bismillahir rahmanir rahıym*Nün vel kalemi ve ma yesturüne aleyke ya rabbi ve es'elüke
bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Elhakkatü mel hakkatü aleyke ya rabbi ve
es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Seele sailün aleyke ya rabbi ve
es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*İnna erselna nühan ila kavmihi
aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Kul ühıye
ileyye ennehüstemea neferun minel cinni aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti
Bismillahir rahmanir rahıym*Ya eyyühel müzzemmilü aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı
bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Ya eyyühel müddesiru aleyke ya rabbi ve es'elüke
bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*La uksimü bi yevmil kıyameti aleyke ya
rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Hel eta alel insani aleyke
ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Vel mürselati urfen
aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Amme
yetesaelüne aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir
rahıym*Ven naziati ğarkan aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir
rahmanir rahıym*Abese ve tevalla aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti
Bismillahir rahmanir rahıym*İzeş şemsü küvvirat aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi
hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*İzes semaünfetarat aleyke ya rabbi ve es'elüke bi
hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Veylül lil mütaffifine aleyke ya rabbi ve
es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*İzes semaünşekkat aleyke ya
rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Vessemi zatil bürüci
aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Ves semai vet
tarikı aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir
rahıym*Sebbihısme rabbikel a'lellezi aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti
Bismillahir rahmanir rahıym*Hel etake hadisül ğaşiyeti aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı
bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Vel fecri ve leyalin aşrin aleyke ya rabbi ve es'elüke
bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Lauksimü bi hazel beledi aleyke ya rabbi
ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Veş şemsi ve duhaha aleyke
ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Vel leyli iza yağşa
aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Ved duha vel
leyli iza seca aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir
rahıym*Elem neşrah leke sadrake aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti
Bismillahir rahmanir rahıym*Vet tiyni vez zeytüni aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi
hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*İkra bismi rabbikellezi haleka aleyke ya rabbi ve
es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*İnna enzelnahü fi leyletil kadri
164
aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Lem
yekünillezine keferü aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir
rahıym*İza zülziletil erdu zilzaleha aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti
Bismillahir rahmanir rahıym*Vel adiyati dabhan aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi
hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*El kariatü mel kariatü aleyke ya rabbi ve es'elüke bi
hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Elhakümüt tekasürü aleyke ya rabbi ve
es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Vel asri innel insane le fi husrin
aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Veylün li külli
hümezetin lümezetin aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir
rahıym*E lem tera keyfe feale rabbüke aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti
Bismillahir rahmanir rahıym*Li iylafi kurayşin aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi
hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*E raeytellezi yükezzibü bid dini aleyke ya rabbi ve
es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*İnna a'taynakel kevsera aleyke ya
rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Kul ya eyyühel kafirüne
aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*İza cae
nasrullahi aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir
rahıym*Tebbet yeda ebi lehebin aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir
rahmanir rahıym*Kul hüvellahü ehadün aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti
Bismillahir rahmanir rahıym*Kul eüzü bi rabbil felakı aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi
hurmeti Bismillahir rahmanir rahıym*Kul eüzü bi rabbin nasi aleyke ya rabbi ve es'elüke bi
hakkı bi hurmeti erbeate aşera ve mieti süveril kur'aniyyeti aleyka ya rabbi ve es'elüke bi
hakkı bi hurmeti sittin ve sittine ve sittimietin ve sitti alafi ayetil kur'ani aleyke ya rabbi ve
es'elüke bi hakkı bi hurmeti erbeimietin ve sittin ve seb'ıyne elfe kelimetil kur'ani aleyke ya
rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti Bismillahir rahmanir rahıymillezi hüve mevcüdün fi
külli süveril kur'ani aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti sitti mietin ve ışrine
elfen ve selamieti elfi harfil kur'ani aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti harfil
elifillezi hüve mevcüdün fi seb'ıyne ve selasemietin ve erbeıyne elfe mevdıın aleyke ya
rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti harfi elbaillezi fil kur'ani fi semaniyete aşera ve
erbeımietin ve ıhda aşera elfi mevdıın aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmetit
taillezi fil kur'ani fi tis'ın ve tis'ıyne ve mietin ve aşri alafi mevdıın aleyke ya rabbi ve
es'elüke bi hakkı bi hurmetis saillezi fil kur'ani fi sittin ve tis'ıyne ve isna elfi mevdıın aleyke
ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti harfil cimillezi fil kur'ani fi selasin ve tis'ıyne ve
mieteyni ve selaseti alafi mevdıın aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti hurfil
haillezi fil kur'ani fi seb'ıyne ve tis'ımietin ve selaseti alafi mevdıın aleyke ya rabbi ve
es'elüke bi hakkı bi hurmeti harfil haillezi fil kur'ani fi sittin ve erbeımietin vel elfet mevdıın
aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti harfid dallezi fil kur'ani fisna ve tis'ıyne ve
erbeımietin ve selaseti alafi mevdıın aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti harfiz
165
zalillezi fil kur'ani fi selasine ve selasimietin ve elfey mevdıın aleyke ya rabbi ve es'elüke bi
hakkı bi hurmeti harfir raillezi fil kur'ani fi seb'ati alafi mevdıın aleyke ya rabbi ve es'elüke
bi hakkı bi hurmeti harfiz zaillezi fil kur'ani fi mietin ve erbeati alafi mevdıın aleyke ya rabbi
ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti harfis sinillezi fil kur'ani fi selasine ve selasimietin ve
selaseti alafi mevdıın aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti harfiş şinillezi fil
kur'ani fi tis'ıyne ve erbeati alafi mevdıın aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti
harfis sadillezi fil kur'ani fi selasimietin ve elfey mevdıın aleyke ya rabbi ve es'elüke bi
hakkı bi hurmeti harfid dadillezi fil kur'ani fi erbeatin ve seb'ıyne ve mietin ve elfey mevdıın
aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti harfit taillezi fil kur'ani fi erbeatin ve
seb'ıyne ve mieteyni ve elfi mevdıın aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti harfiz
zaillezi fil kur'ani fi erbeıyne ve sittimieti mevdıın aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi
hurmeti harfil aynillezi fil kur'ani fi ışrıyne ve mieteyni ve tis'ati alafi mevdıın aleyke ya
rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti harfil ğaynillezi fil kur'ani fi semanin ve mieteyni ve
isney elfi mevdıın aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti harfil faillezi fil kur'ani fi
erbeimietin ve semaniyeti alafi mevdıın aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti
harfil kafillezi fil kur'an fi selasetin ve seb'ımietin ve sitti alafi mevdıın aleyke ya rabbi ve
es'elüke bi hakkı bi hurmeti harfil kafillezi fil kur'ani fi sittine ve hamsimietin ve tis'ı alafi
mevdıın aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti harfil lamillezi fil kur'ani fi isneyni
ve selasine ve erbeimietin ve selasine elfi mevdıın aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi
hurmeti harfil mimillezi fil kur'ani fi ışrine elfe mevdıın aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı
bi hurmeti harfin nünillezi fil kur'ani fi sittine ve hamsimietin ve sittetin ve ışrine elfe
mevdıın aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti harfil vavillezi fil kur'ani fi sitteti
alafi mevdıın aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti harfil haillezi fil kur'ani fi
seb'ıyne ve tis'ate aşera elfe mevdıın aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti harfil
lamil elifillezi fil kur'ani fi tis'ate aşera elfe mevdıın aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi
hurmeti harfil yaillezi fil kur'ani fi elfin ve tis'ımietin ve tis'ıyne mevdıan ve tis'ımietin ve
alafi mevdıın aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti tis'ın ve ışrine harfel
kur'anillezi enzeltehü ala muhammedin sallelahü aleyhi ve selleme aleyke ya rabbi ve
es'elüke bi hakkı bi hurmeti erbeatin ve ışrine ve mieti elfi nebiyyin aleyke ya rabbi ve
es'elüke bi hakkı bi hurmeti ademe ve havva aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi
hurmeti cebraiyle aleyhis selamü aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti mikaiyle
aleyhis selamü aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti israfiyle aleyhis selamü
aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti azraile aleyhis selamü aleyke ya rabbi ve
es'elüke bi hakkı bi hurmeti melaiketil kerübiyyine aleyhimüs selamü aleyke ya rabbi ve
es'elüke bi hakkı bi hurmeti hameletil arşi aleyhimüs selamü aleyke ya rabbi ve es'elüke bi
hakkı bi hurmetis semavatis seb'ı vel eradıynes seb'ı aleyke ya rabbi ve es'elüke bş hakkı
bi hurmetil ismillezi zekareke bihil enbiyaü vel evliyaü vel ubbadü vez zühhadü vel ebdalü
166
aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti katratil maillezi tecri min a'yünil mazlümine
aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti ebi bekrinis sıddikı radıyellahü anhü aleyke
ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti umerabnil hattabi radıyellahü anhü aleyke ya rabbi
ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti usmanebni affanin radıyellahü anhü aleyke ya rabbi ve
es'elüke bi hakkı bi hurmeti aliyyibni ebi talibin radıyellahü anhü aleyke ya rabbi ve
es'elüke bi hakkı bi hurmeti hasenin ve huseynin radıyellahü anhüma ve bi hurmeti zeyni
abidine ve bi hurmeti müsebni ca'ferin ve bi hurmeti aliyyibni müsa ve bi hurmeti aliyyibni
muhammedin ve bi hurmeti huseynibni aliyyin ve bi hurmeti evladihim rıdvanüllahi aleyhim
ecmeıyne aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmetil müsallinel leyle ven nehara
aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmetismikellezi tüızzü ve tüzillü aleyke ya rabbi ve
es'elüke bi hakkı bi hurmetismikellezi tuhyi ve tümitü mehabbetilleti beyneke ve beyne
muhammedin aleyhis selamü aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti ehadin ve
elfin min ismikellezi yüharrakü bihil ercülü aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti
beytil ma'müri aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmetil meş'aril harami aleyke ya
rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmetil ğuzzati veş şühedai aleyke ya rabbi ve es'elüke bi
hakkı bi hurmetismikellezi sıfatike mektübetün fihi aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi
hurmetismikellezi bihi ye'huzü melekül mevti rühal halaıki aleyke ya rabbi ve es'elüke bi
hakkı bi hurmetismikellezi zekerake bihi hürul ıyni aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi
hurmetismikellezi zekerake bihi ehlül belai aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmeti
ismikellezi zekerake bihi ibrahimü aleyhis selamü ve hallastehü min nari nemrüde aleyke
ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmetismikellezi lekıye bihi ya'kübü yüsüfe aleyhimes
selamü aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi hurmetismikellezi zekerake bihi eyyübü
aleyhis selamü fe keşefte anhüd durra aleyke ya rabbi ve es'elüke bi hakkı bi
hurmetismikellezi zekerake bihi süleymani aleyhis selamü ve radedte mülkehü ileyhi aleyke
ya rabbi ve es'elüke hakkı bi hurmeti ilahina ve seyyidina veffık li abidikel acizinet tevbete
ve sebbit lenel imane verhamna verda anna ümmete muhammedin verhan abaena ve
ammatina vahfaz imanena min şerriş şeytani vağfir lena bi fadlike ya rahmanü*Verzukna
rü'yete cemalike ve cemali habibike fi firdevsil cinan*Bi rahmetike ya erhamer rahımin
Kısa Olanı
Bismillahirrahmanirrahim
167
Lâ ilâhe illellâhül hakemül adılül metîn.
La ilahe illellahü vehdehu la serike leh,lehül mülkü ve lehül hamdü yuhyi ve yümitü ve
hüve hayyül la yemutü ebeden biyedihil hayru veileyhil masiru ve hüve ala küllü sey´in
kadir.
168
Ve bihakkismikellezi nadake bihi ismailü fe necceytehü minezzebhi aleyke ya rab.
Ve bihakkismikellezi deake bihi ya´kubü fe ra.dedte aleyhi basarahu yusufe aleyke ya rab.
Ve bihakkismikellezi nadake bihi davüdü fe cealtehü halifeten fil ardi ve elente lehül
hadide fi yedihi aleyke ya rab.
Ve bihakkismikellezi deake bihi süleymanü fe a´taytehül mülke fil ardi aleyke ya rab.
Ve bihakkismikellezi nadake bihi eyyubü fe necceytehu minel gammillezi kane fihi aleyke
ya rab.
Ve bihakkismikellezi nadake bihi isebnü meryeme fe ahyeyte lehül mevta aleyke ya rab.
Ve bihakkismikellezi nadake bihil hidiru lemma mesa alel mai aleyke ya rab.
meali
Melik (kral), Hakk, Mübin Allah'tan başka ilah yoktur. Hakem, Adl ve Metin Allah'tan başka
ilah yoktur. Bizim ve eski atalarımızın Rabbidir. Senden başka İlah yoktur. Sen arınıksındır.
Ben zalimlerden oldum. Allah'tan başka ilah yoktur. Onun ortağı yoktur. Yönetim onundur.
Övgüler onun içindir. Diriltir ve öldürür. O diridir ve ebediyen ölmez. Hayır onun
169
kontrolündedir, dönüş onadır. Ve O her şeye gücü yetendir. Ve onunla yardım isteriz. İyilik
yapmaya, kötülükten kaçmaya güç kuvvet sadece yüce ve her şeyi bilen Allah'tandır.
Nimetlere şükür olarak, ondan başka ilah yoktur. Rabblığının ikrarı olarak, ondan başka
ilah yoktur. Yüceliğini arındırmak için, Allah noksanlıklardan arınıktır.
170
Bismillahirrahmanirrahim
La ilahe illellahül melikül hakkul mübin. La ilahe illellahül hakemül adlül metin.
Rabbüna ve rabbü abainel evvelin. La ilahe illa ente sübhaneke inni küntü minez zalimin.
La ilahe illellahü vehdehu la serike leh,lehül mülkü ve lehül hamdü yuhyi ve yümitü ve hüve hayyül la yemutü ebeden
biyedihil hayru veileyhil masiru ve hüve ala küllü sey´in kadir.
Ve bihakkismikellezi telekkahü ademü lemma hebeta minel cenneti fe nadake fe lebbeyte düaehü aleyke ya rab.
171
Ve bihakki temami kelamike aleyke ya rab.
Ve bihakkismikellezi nadake bihi ibrahimü fecealtennara aleyhi berden ve selamen aleyke ya rab.
Ve bihakkismikellezi deake bihi ya´kubü fe ra.dedte aleyhi basarahu yusufe aleyke ya rab.
Ve bihakkismikellezi nadake bihi davüdü fe cealtehü halifeten fil ardi ve elente lehül hadide
Ve bihakkismikellezi deake bihi süleymanü fe a´taytehül mülke fil ardi aleyke ya rab.
Ve bihakkismikellezi nadake bihi eyyubü fe necceytehu minel gammillezi kane fihi aleyke ya rab.
Ve bihakkismikellezi nadake bihi isebnü meryeme fe ahyeyte lehül mevta aleyke ya rab.
Ve bihakkismikellezi nadake bihil hidiru lemma mesa alel mai aleyke ya rab.
Inneke entel kerimül kebiru. Hasbünellahü ve ni´mel vekil. Ve la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim.
Ey her zaman yardımına muhtaç olduğumuz ve yaşantımız O’nun sonsuz kudret ve azametine
bağlı olan Yüce Allah!
Şüphesiz kuvvet ve kudret ancak Senin yed-i kudretindedir. Azamet ve yücelik ancak Sana
mahsustur.
Allah’tan başka ilah yoktur. O’nun bunca sonsuz nimetlerine şükürler olsun.
Ey kâinatın tek yaratıcısı, düzenleyicisi ve O’ndan başka ilah olmayan Rabbimiz! Varlığına
birliğine kalbimizle, gönülden inanıyor ve Rabbimiz olduğunu da itiraf ediyoruz.
172
Yüce Zatı’nı her türlü noksanlıklardan tenzih ederiz.
Sen ne yüce ve büyük bir ilahsın ki, kâinatın hepsi Senin varlığını, birliğini, eşsizliğini, sonsuz
kudret ve azametini lisan-ı hâl ile haykırıp zikretmektedir.
Allah’ım! Cebrail (a.s.)‘ın kanatları üzerinde yazılı bulunan ism-i şerifin hürmetine (Sana
yalvarıyoruz, bizi rızana mazhar olanlardan eyle!) Mikail (a.s.)‘ın kanatları üzerinde yazılı ism-i
şerifin hürmetine, İsrafil (a.s.)‘ın alnında yazılı bulunan ism-i şerifin hürmetine, Azrail (a.s.)‘ın
avucunda yazılı bulunan ism-i şerifin hürmetine, Munker ve Nekir meleklerini isimlendirdiğin
ism-i şerif hürmetine, Zat-ı Kudsiyen ism-i şerifin ve sevdiğin kulların esrarı hürmetine,
İslam’ın tamamlandığı ism-i şerifin hakkı için, Âdem (a.s.)‘ın Cennet’ten çıkarıldığında Sana dua
ve niyazda bulunduğu (Zat-ı Kibriya’nın duasıyla Seni andığı isim sayesinde kabul buyurduğun)
ism-i şerifin hakkı için, Şit (a.s.)‘ın Zat-ı Kibriya’nı çağırıp nidada bulunduğu ism-i şerifin
hürmetine, Arş-ı Azam taşıyıcı melekler hürmetine, güç ve kuvvet bahşettiğin ism-i şerifin hakkı
için, Tevrat’ta, İncil’de, Zebur ve Furkan (Kur’an)‘da yazılı İsm-i Azam hakkı için, bütün
kullarına, sonsuz olan rahmetinden bolca ihsanda bulunduğun İsm-i Azam hürmetine, sonsuz
ve kâmil (mükemmel) olan Kelâm-ı Şerif’in hürmetine, İbrahim (a.s.)‘ın ateşe atıldığında Zat-ı
Kibriya’nı andığı ve bu sayede ateşi üzerine Cennet, gülistan eylediğin İsm-i Azam’ın hürmetine,
İsmail (a.s.)‘ın Sana dua ve niyazda bulunduğu ve bu sayede boğazlanmaktan kurtulduğu İsm-i
Azam’ın hürmetine, İshak (a.s.)‘ın Sana münacatta bulunduğu ve istek, arzusunu kabul ettiğin
İsm-i Azam hürmetine, Hud (a.s.)‘ın Zat-ı Kibriya’nı anıp yalvardığı İsm-i Azam’ın
hürmetine, Yakub (a.s.)‘ın Sana yalvarıp yakardığı ve bu sayede duasını kabul ederek
kaybettiği gözlerini ve oğlu Yusuf (a.s.)‘ı kendisine tekrar iade ettiğin İsm-i Azam’ın hürmetine,
Davud (a.s.)‘ın Zat-ı Kibriya’nı zikredip dua buyurduğu ve böylece O’nu yeryüzünde halife
kıldığın ve demiri elinde yumuşattığın İsm-i Azam’ın hakkı için,
Süleyman (a.s.)‘ın Sana yalvarıp yakardığı ve böylece O’na yeryüzünde hiç kimseye nasip
olmayacak mülkü bahşettiğin yüce İsm-i Azam’ın hürmetine, Eyyub (a.s.)’ın içine düştüğü
büyük sıkıntı (hastalık)tan kurtulmak için yalvarıp yakardığı ve bu sayede içinde bulunduğu
sıkıntı ve gamdan kurtardığın İsm-i Azam hürmetine, İsa (a.s.)‘ın ölülerin dirilmesi için Sana
dua buyurduğu ve bu sayede onları dirilttiğin İsm-i Azam’ın hürmetine, Musa (a.s.)’ın Tur
dağında Senin Zat-ı Şan’ınla muhatap olduğu ve Seni andığı İsm-i Azam’ın hürmetine,
Firavun’un (Müslüman olan) hanımının Zat-ı Zülcelâl’ını andığı ve böylece O’na Cennet’i
bahşettiğin İsm-i Azam’ın hürmetine, denizi geçerken İsrail oğullarının nidada bulundukları
İsm-i Şerifin hakkı için, su üzerinde yürürken Zat-ı Kibriya’nı anıp münacatta bulunduğu İsm-i
Azam’ın hürmetine, Resulü Kibriya Muhammed (s.a.v.)’in mağarada (müşriklerden korunurken)
Sana yönelerek dua ve niyazda bulunduğu ve bu dua ve niyazını kabul ettiğin İsm-i Azam
173
hürmetine, Zat-ı Kibriya’na sunduğumuz (hayırlı) istek ve arzularımızı, dua ve niyazlarımızı
kabul eyle.
Baştan beri sunduğumuz büyük melekler ve zikri geçen Peygamber-i izam ve İsm-i Azam’ını
duamızın kabulü için vesile kıl. Hiç şüphe yok ki Sen, şanı yüce ve sonsuz kerem sahibisin.
Şüphesiz Sen bütün kullarına (yarattığın bütün canlılara) kâfi, en güzel dost, en layık kefilsin.
Ona hesapsız ve azapsız, üzerine binip Cennet'e girmesi için Cennet'ten bir "Burak" getirilir. Sırat Köprüsü'nden
şimşek gibi geçer. Onun günâhı, denizlerden suyundan, yağmurların damlasından, ağaçların yapraklarından,
kumların adedinden, taşlardan daha fazla olsa bile, kendisine kabul olunmuş (nafile) hac ve bin umre sevabı
yazar.
Korkan kimse olursa; Allah, onu onu korktuğundan emin kılar. Susayan kimse okursa; Allah, onun susuzluğunu
giderir. Aç olan okursa, giyindirir. Hasta okursa şifa verir. Hastanın üzerine okunursa,hastalığından kurtulur.
Dünyâ veyahut ahiret ihtiyaçlarından okursa; Allah, istediğini verir. Bir düşmandan veyâ sultandan korktuğu
için okursa;,Allah, onların şerrinden korur ve Allah´ın mahlukâtından gelecek olan tüm zarar ve eziyetleri
kendisine ulaşmadan men eder.
Borçlu olan okursa; Allah, onu borcunu ödemeye muvaffak kılar. Hiç kimseye muhtâç olmaz. Eğer onu, hasta
olan yazıp üzerinde taşırsa, iyileşir. Kadın taşırsa, kocası ona ikrâm eder. Cinden, insten ve şeytandan, sancı ve
hastalıklardan emin olur. Kayıp ise ailesine sağ sâlim kavuşur: Bu duayı okuyan için; cin, melek istiğfâr ederler.
Ömrü, bereketli olur. Kim 5 defa bu duayı okursa, Peygamber Aleyhisselam'ı rüyasında görür."
Ebû Bekir Sıddık: “Gece olsun gündüz olsun bu duayı okudum. Peygamber Aleyhisselam´i rüyâmda gördüm.“
buyurur.
174
Hz. Ömer de şöyle buyurur: "Hiçbir hâcetim olmadı ki, onun için bu duayı okuyayım da giderilmesin."
Hz. Osmandiyor ki: “Ben, Kur´an-ı Kerîm´i ezberleyemezdim. Resul´u Ekrem (s.a.v)´e bu hususu şikâyet ettim.
Bana bu duâyı öğretti. O'nu okuduğumda, Kur´an-ı Kerîm´i ezberlemeyi başardım."
Hz. Ali (Kerremullahü Vechedü) buyuruyor ki: "Ben, bu duayı okuduğum vakit, düşmanıma galebe çalardım.
Kim ki
Fâtihâ'yı,
İhlas Sûresi'ni,
Kâfirun,
Felak ve
Nas Sûresi'ni 3 kere okuyup (ardından) bu duayı okursa; Allah, onu karşılaştığı bütün varlıkların şerrinden
korur ve her türlü hastalıktan, her zâlimin şerrinden onu emin kılar ve bütün isteklerini verir. Kim ki, okuduğu
gibi onu yazıp üzerinde taşırsa ve kim ki başının altına koyup uyursa; Allah´ü Tealâ, o kimsenin malından,
çalınan ve evinden kaçanı geri iâde eder. (ihlasla) Akan suya okursa, su durur, yâhud yanan ateşe okursa ateş
söner. Dağın üzerine okursa, dağ paramparça olur. Kim ki, 2 rekat
namaz kılıp her rekatında
Fâtihâ ve bir de
İhlas okuyup selam verdikten sonra bu duayı okursa dünya ve ahirete ait ne isterse, tüm istediklerine nâil olur.
Bu duanın fazileti sayılmayacak kadar çoktur. Duâ, budur.
175
SURELER
Allahümme bil hakkı enzeltehû ve bil hakkı nezel. Allahümme azzim rağbetî fîhi vec’alhü
nûral_libesarî. Ve şifâel_lisadrî. Allahümme zeyyim_bihî lisânî ve cemmil bihî vechî ve
kavvî bihî cesedî. Verzukinî tilâvetehû alâ tâatike ânâel leyli ve etırafennehâr. Vehşurnî
meannebiyyi Muhammedin sallallâhü teâlâ aleyhi ve selleme ve âlihil ehyâr."
Anlamı:
"Allah'ım, inzal ve nazil kıldığın Kur'an hakkı için, Allah’ım! Kur'an'a karşı rağbetimi arttır,
gözlerime Kur'an'ı ışık yap, göğsüme Kur'an'ı şifa yap. Allah'ım, Kur'an'la dilimi zinetlendir,
yüzümü güzelleştir ve vücudumu da Kur'an'la kuvvetleştir. Okumasını emrin üzerine
rızıklandır, gece ve gündüz Kur'an okumamı nasip et ve beni Resulü Ekrem ile ve O'nun
en seçkin âl ve ashabıyla birleştir
176
1 - FATİHA SURESİ OK
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Anlamı: Hamd, âlemlerin Rabbi, merhametli olan, merhamet eden ve Din Günü’nün sahibi
olan Allah’a mahsustur. (Allahım!) Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz.
Bizi doğru yola, nimete erdirdiğin kimselerin, gazaba uğramayanların,
sapmayanların yoluna eriştir.
177
2- BAKARA İLK 5 AYET OK
Bismillâhirrahmânirrahîm
1-Elif, lâm_mîm. 2-Zâlikel kitâbü lâ raybe fîh. Hüdel_lil müttekîn.3- Ellezîne yü’minûne
bil ğaybi ve yukîmûnessalâte ve mimmâ razekınâhüm yünfikûn. 4-Vellezîne yü’minûne
bimâ ünzile ileyke ve mâ ünzile min kabıliki. ve bil âhirati hüm yûkinûn.5- ülâike alâ
hüdem_mir_rabbihim ve ülâike hümül müflihûn.
178
2 - AYET EL KURSİ OK (BAKARA)
Allâhü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm. Lâ te’huzühû sinetün_ve lâ nevm. Lehû mâ
fissemâvâti vemâ fil erdı. Menzellezî yeşfeu indehû illâ biiznih. Ye’lemü mâ beyne
eydîhim vemâ halfehüm velâ yühîtûne bişey’im min ilmihî illâ bimâ şâe. Vesia
kürsiyyühüssemâvâti vel erdı. Velâ yeûdühû hifzuhümâ. ve hüvel aliyyül azîm.
Anlamı: Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. O daima diridir (hayydır), bütün varlığın idaresini
yürüten (kayyum)dir. O’nu ne gaflet basar, ne de uyku. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi
O’nundur. İzni olmadan huzurunda şefaat edecek olan kimdir? O, kullarının önlerinde ve
arkalarında ne varsa hepsini bilir. Onlar ise, O’nun dilediği kadarından başka ilminden hiç
bir şey kavrayamazlar. O’nun kürsisi, bütün gökleri ve yeri kucaklamıştır. Onların her ikisini
de görüp gözetmek O’na bir ağırlık vermez. O çok yücedir, çok büyüktür.Geceleyin inmiş
olan bu Ayet-i Kerimeyi, Efendimiz (SAV), Zeyd'i (RA) çağırarak yazdırmıştır.
179
-Ayet-el Kûrsi indiğinde, dünyadaki bütün putlar ve krallar yere düşmüş ve başlarındaki
taçları yuvarlanmıştır.
-Ayet-el Kûrsi'de bulunan Esma-i İlahiye hiçbir Ayet-i Kerimede yoktur. Çünkü bu Ayet-i
Kerime'de, bazısı açık, bazısı gizli olmak üzere onyedi yerde ALLAH'u Teâlâ'nın İsmi
geçmektedir.
-Yatmadan okuyana ALLAH'u Teâlâ tarafından bir koruma verilir, sabaha kadar hiçbir
şeytan yaklaşamaz.
-Yâ RasulULLAH (SAV) Kur'ân-ı Kerimin hangi Sûresi(derece bakımından) daha büyüktür?
Diye soran Sahabe'ye(RA), "İhlâs Sûresi" buyurdu. O Sahabe(RA) "Kur'ân-ı Kerimde hangi
Ayet(Fazilet bakımından) daha üstündür." diye sorunca, Peygamber Efendimiz(SAV) "Ayet-
el Kûrsi'dir" buyurdu. (Darimi)
180
-Ayet-el Kûrsi'yi okuyan kimse yedi kalenin içine girmiş gibi muhafaza edilir. Ayet-el Kûrsi,
Kur'ân-ı Kerimin dörtte biridir.
-Efendimiz(SAV) buyurdu ki; "İlim sana olsun ey Eba Münzir, Canım Kabza-i Kudretinde
olan ALLAH'a C.C. yemin ederim ki, muhakkak Ayet-el Kûrsi'nin bir dili ve ikide dudağı
vardır ki, Arş'ın direğinin yanında Melik-i (Müteâl olan ALLAH'u Teâlâ Hazretlerini) takdis
eder(O'na Tazimde bulunur.)" (Ebû Dâvud, Ahmed İbni Hambel)
-Efendimiz(SAV) buyurdu ki; "Her kim, her farz namazın arkasından Ayet-el Kûrsi'yi
okursa, Cennete girmekten onu ancak ölüm men eder.Her kim onu yatacağı zaman
okursa, ALLAH'u Teâlâ ona kendi evi, komşusunun evi ve etraftaki evler hakkında güvence
verir." (Beyhâki)
-Efendimiz(SAV) buyurdu ki; "Bakara Sûresinde bir Ayet vardır ki Kur'ân Ayetlerinin
Efendisidir. Şeytan olan herhangi bir evde okunursa (şeytan) o evden çıkar. (O Ayet) Ayet-
el Kûrsi'dir." (Beyhâki)
-Efendimiz(SAV) buyurdu ki; "Her kim farz namazın arkasında Ayet-el Kûrsi'yi okursa,
diğer namaza kadar ALLAH'ın C.C. zimmetinde olur." (Heysemi)
-Efendimiz(SAV) buyurdu ki; "Her kim Ayet-el Kûrsi'yi ve Bakara Sûresinin sonunu
sıkıntılı(kederli) anında okursa ALLAH C.C. ona yardım eder" (Suyuti, Dürrül Mensûr)
-(şeytan, cinler v.s. şerli yaratıkların şerrinden ve anne yada çocuğuna zarar
vermelerinden yada öldürmelerinden korunmaları için) Doğum yapacak kadının, Ayet-el
Kûrsi, A'raf 54. Ayeti sonuna kadar, Felâk ve Nâs Sûrelerini okuyarak ALLAH'u Teâlâ'ya
sığındırılması gerekir(Hadis-i Şerifle bildirilmiştir).
181
-Efendimiz(SAV) buyurdu ki; "Sen Ayet-el Kûrsi'den neredesin? O herhangi bir yemek veya
katık üzerine okunursa mutlaka ALLAH C.C. o yemek ve katığın bereketini çoğaltır."
(Suyuti)
-Seleme İbni Kays(RA) "ALLAH'u Teâlâ, ne Tevratta, ne İncil'de, nede Zebur'da Ayet'el
Kûrsi'den daha büyük bir Ayet indirmedi." (Suyuti)
-Ayet-el Kûrsi, cinlere karşı kendisinden yardım alınacak duaların en büyüğüdür. Ayet-el
Kûrsi'nin insandan şeytanları kovmakta çok tesirli olduğunu söylemişler, ayrıca saralı
kişiye, şeytanın kendisine yardım ettiği sahir(büyücü), kâhin, falcı, nefis ve şehvet ehli,
zulüm ve gazab erbabı üzerine sadakatle okunulduğunda onların şeytanlarını etkisiz hale
getirmekte de büyük gücü olduğunu denemişlerdir. Ancak sadakatle okunması şartı
koşulmuştur.
-Herhangi bir muradın hasıl olması için Ayet-el Kûrsi 313 kere okunduğunda, dünya ve
Ahiret hakkındaki o istek ALLAH'ın C.C. izniyle hasıl olur(ne bir eksik ve ne bir fazla
okunmamalıdır bu sayıların adedi çok önemlidir).
-Cin musallat olan çocuğa 18 kere Ayet-el Kûrsi okunursa BİİZNİLLAH şifa bulur.
182
-Evden çıkarken okuyan her işinde muvaffak olur ve hayırlı işleri başarır.
-Evine gelince okursan iki Ayet-el Kûrsi arasındaki işlerin hayırlı olur ve fakirliğin önlenir.
-Bir kimse evinden çıkarken Ayet-el Kûrsi'yi okursa, Hakk Teâlâ yetmiş Meleğe emreder, o
kimse evine gelinceye kadar ona dua ile istiğfar ederler.
183
AYET'EL-KÜRSİ'Yİ yatarken okumanın fazileti :
Rüyasında korkunç şeyler gören kimse, yattığı zaman 3 defa (Euzü billahi mineşşeytanir
raciym ) deyip 3 kere Ayel'el-kürsi'yi okusun ve ( Ve La yeudühü hıfzuhüma ve hüvel
aliyyül azıym ) kavl-i şerifine geldiği zaman bunu 3 defa tekrar etsin, sonra yatsın, artık o
gece korkunç ve taciz edici şeyler görmez, rahat ve sakin olarak uyur Biiznillahi Teala.
2- AMENERRASULÜ (BAKARA)
Âmenerrasûlü bimâ ünzile ileyhi mir rabbihî vel mü’minûn. Küllün âmene billâhi ve
melâiketihî ve kütübihî ve rusulih; lâ nüferriku beyne ehadim mir rusulih. Ve kâlû
semi’nâ ve eta’nâ ğufrâneke rabbenâ ve ileykel mesîr. Lâ yükellifüllâhü nefsen illâ
vüs’ahâ, lehâ mâ kesebet ve aleyhâ mekıtesebet. Rabbenâ lâ tüâhıznâ innesînâ ev
ehta’nâ. Rabbenâ ve lâ tehmil aleynâ isran kemâ hameltehû alellezîne min kabılinâ.
Rabbenâ ve lâ tuhammilnâ mâ lâ tâkatelenâ bih. Ve’fuannâ, veğfirlenâ, verhamnâ.
Ente mevlânâ fensurnâ alel kavmil kâfirîn.
184
Anlamı: Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler).
Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler:
“Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.” Şöyle de dediler: “İşittik ve
itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.” (Bakara
285)
Allah bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi
yararına, kötülük de kendi zararınadır. (Şöyle diyerek dua ediniz): “Ey Rabbimiz! Unutur,
ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi
ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi
bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.”
(Bakara 286)
“Bekara sûresinin sonundaki iki âyeti (Âmenerresûlüyü) geceleyin okuyana, bunlar ona
kâfidir.”
“Bekara sûresinin başından dört âyeti, Âyet-el kürsîyi ve bunu takip eden iki âyeti ve
sûrenin sonunda bulunan üç ayeti kim okursa ona ve ehline o gün şeytan yaklaşamaz,
kötü olan hiçbir şeyle karşılaşmaz. Bu âyetler deliye okunursa Allahü teâlânın izniyle
iyileşir.”
“Allahü teâlâ, gökleri ve yeri yaratmadan iki bin yıl önce bir kitab yazdı ve o kitabdan iki
âyet indirerek Bekara sûresini bu iki âyetle kapadı. Bu iki âyet, bir evde üç gece
okunmazsa, Şeytân o eve yaklaşır.”
“Âmenerresûlü'yü öğrenin!.. Kadınlarınıza, çocuklarınıza da öğretin. Çünkü bunlar hem
Kur'ân-ı kerîm, hem de duâdır.”
“Dört şey Arş-ı a'zam altındaki hazineden indirildi. Fâtiha, âyet-el-kürsî, Âmenerresûlü,
Kevser sûresi.”
Hazret-i Ömer buyurdu ki:
185
“Akıllı kişi Bekara sûresinin sonunda bulunan âyetleri (Âmenerresûlü) okumadan uyumaz.”
Hazret-i Ali buyurdu ki: “Bekara sûresinin sonundan üç âyet-i kerîmeyi okumadan uyuyan
bir kimseye ben akıllı diyemem.”
İmâm-ı Nevevî buyurdu ki: Bu âyet-i kerîmelere okumak geceyi ihyâ etmeye kâfidir.
Bazıları da, kötülüklerden korunmasına kâfi gelir demişlerdir.
İbni Âbidîn buyuruyor ki:
“Defin bittikten sonra, birkaç dakika etrafında oturup veya çömelip, sessizce Bekara
sûresinin başını ve sonunu okumak meyyit için duâ ve istigfâr etmek müstehabdır.”
Abdullah ibni Mes'ûd buyurdu ki:
“Resûlullah efendimize Mi'racda üç hususi şey verildi. Birincisi beş vakit namaz. İkincisi,
Âmenerresûlü, Üçüncüsü Ümmetinden Allaha hiç bir şeyi ortak koşmadan ölenlerin
günahlarına şefaat etme.”
Allâme Bedreddin Aynî buyurdu ki:
“Âmenerresûlüyü okuyanlar için, bu âyetler, gece ibâdet, vird ve zikr yerine geçer. Sevâb
ve fazîlet olarak yeter. O gece, olması muhtemel âfetlerden, şeytanın, insanların ve
cinlerin şerrinden korur.”
186
59 - HAŞR SURESİ - Lev enzelnâ (21-24. Ayetler)
187
Anlamı:
Eğer (ki) biz, bu Kur’ân’ı bir dağ başına inzâl etseydik, şüphesiz ki o dağı Allâh haşyeti
yüzünden, boyun kesmiş, param parça olmuş görürdün. İşte bu misâlleri biz, insanlar
düşünüp, ne ibret almak lâzım geldiğini anlasınlar diye gösteriyoruz.
Ki öyle bir Allâh’dır ki, Tanrı yoktur ancak O vardır. Açıkta olana da, saklı olana da vâkıftır.
Rahman’dır, rahıymdir (1) (yine) O, öyle bir Allâh’dır ki, Tanrı yoktur O vardır. Cümle
yaratıkların mutasarrıfı kudsîyet sahibi, selâmet ihsan eden, iman nurunun kaynağı,
gözetip esirgeyen, aziz icabında dilediğini zorla yaptırmaya gücü yeten, lâyıkıyla yegâne
kibir sâhibidir. Allâh müşriklerin koştukları ortaklardan münezzehtir. Öyle bir Allâh’dır ki O,
yaratacağı her şey’i bir hikmete mebnîdir ve yekdiğerine uygundur.Yarattıklarının hepsini
ayrı bir sûretle meydana getirir. En muhteşem isimler O’nundur. Semâlarda ve yerdekilerin
hepsi onu tesbih ederler. Her zaman galip olup, her işi hikmetlidir.
Bilgi:
-Sûre-i Haşr’ın âhirini gecede veya gündüzde okuyan kimsenin, vâdesi tamam olup da
ölecek olsa, gündüz ölürse, gündüz okunması sebebiyle, gece ölürse, gece okunması
sebebiyle cennete dâhil olur’ (ki bu âyetler: Hüvallahülleziy lâ ilâhe illâhû. kelâmıyla
başlıyan kısımdır).
-Her kim sabahleyin üç kere “Eûzü billâhis semiy’ıl alîmi mineş şeytânir raciym” dedikten
sonra El Haşr sûresi sonundaki üç âyeti okursa, Cenâb-ı Allâh onun için, akşama kadar
istiğfar edecek yetmiş bin melek verir. O kimse; o gün ölürse şehid olarak ölür. Kezâ
akşam ölürse de böyle gene şehid olur
188
9- Tevbe Suresi (128-129. Ayet)
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Lekadı câekum resûlüm_min enfusikum azîzun aleyhi mâ anittum. Azîzun aleyhi mâ
anittum harîsun aleykum bil mu’minîne raûfur_rahîm. Fe in tevellev fe kul hasbiyallâh, lâ
ilâhe illâ hû. Aleyhi tevekkeltu ve huve rabbul arşil azîm.
“Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz
ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü’minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir.
Eğer yüz çevirirlerse de ki: “Bana Allah yeter. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Ben ancak
O’na tevekkül ettim. O, yüce Arş’ın sahibidir.”
Her kim güneş doğmadan önce tevbe sûresi’nin 128 ve 129. Ayetlerini 10 kere okursa
Allah’ın izniyle hastalığı şifa bulur.
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
18- KEHF SURESİ (110 Ayet)
Bismillâhirrahmânirrahîm
202
muhtedi, ve men_yudılil fe len tecide lehu veliyyem_murşidâ.
18- Ve tahsebuhum eykâzan_ve hum rukûdu, ve nukallibuhum zâtel yemîni ve zâteşşimâli
ve kelbuhum_bâsitun zirâayhi bil vasîdi, levittala’te aleyhim le velleyte minhum
firâran_ve le muli'te minhum ru’bâ.
19- Ve kezâlike beasnâhum li yetesâelû beynehum, kâle kâilum_minhum kem lebistum,
kâlû lebisnâ yevmen ev ba’da yevm, kâlû rabbukum a’lemu bi mâ lebistum feb'asû
ehadekum_bi verikıküm hâzihî ilel medîneti fel yanzur, fel yanzur eyyuhâ ezkâ taâmen
fel ye'tiküm bi rızkım_minhu vel yetelattaf ve lâ yuş'ıranne biküm ehadâ
20- İnnehum in_yazherû aleyküm yercumûküm ev yuîdûkum fî milletihim ve len tüflihû
izen ebedâ
21- Ve kezâlike a'sernâ aleyhim li ya’lemû enne va’dallâhi hakkun ve ennessâate lâ
raybe fîhâ, iz yetenâzeûne beynehum emrahüm fe kâlûbunû aleyhim bünyânâ, rabbühüm
a’lemu bihim, kâlellezîne ğalebû alâ emrihim le nettehızenne aleyhim mescidâ
22- Se yekûlûne selâsetur_râbiuhüm kelbühüm, ve yekûlûne hamsetun sâdisühüm
kelbühüm racmem_bil ğaybı, ve yekûlûne seb'atun_ve sâminuhum kelbuhum, kul rabbî
a’lemu bi ıddetihim mâ ya’lemuhum illâ kalîl, fe lâ tumâri fîhim illâ mirâen zâhirâ, ve lâ
testefti fîhim minhum ehâdâ.
23- Ve lâ tekûlenne li şey'in innî fâılun zâlike ğadâ.
24- İllâ en yeşâallâhu vezkur rabbeke izâ nesîte ve kul asâ en_yehdiyeni rabbî li akırabe
min hâzâ raşedâ.
25- Ve lebisû fî kehfihim selâse mietin sinîne vezdâdû tis'â.
26- Kulillâhu e’lemu bimâ lebisû, lehu ğaybussemâvâti vel ardı, ebisır bihî ve esmi’, mâ
lehummin dûnihî min_veliyyin_ve lâ yuşriku fî hukmihî ehadâ.
27- Vetilu mâ ûhıye ileyke min kitâbi rabbik, lâ mubeddile li kelimâtihî ve len tecide min
dûnihî multehadâ.
28: Vasbır nefseke meallezîne yed'ûne rabbehum_bil ğadâti vel aşiyyi yurîdûne vechehû
ve lâ ta’du aynâke anhum, turîdu zînetel hayâtid dunyâ ve lâ tutı’ men eğfelnâ kalbehû
an zikirinâ vettebea hevâhu ve kâne emruhû furutâ.
203
29: Ve kulil hakku mir_rabbikum fe men şâe fel yu'min_ve men şâe fel yekifur, innâ
a’tedinâ lizzâlimîne nâra, innâ a’tedinâ lizzâlimîne nâran ehâta bihim surâdikuhâ, ve
in_yesteğîsû yuğâsû bi mâin_kel muhli yeşvîl vucûh, bi'seşşerâbı, ve sâet murtefekâ
30: İnnellezîne âmenû ve amilûssâlihâti innâ lâ nudîu ecra men ahsene amelâ.
31: Ulâike lehum cennâtu adinin tecrî min tahtihimul enhâru yuhallevne fîhâ min esâvira
min zehebin_ve yelbesûne siyâben hudurammin sundusin_ve istebirakım_muttekiîne fîhâ
alel erâiki, ni’messevâbı, ve hasunet murtefekâ.
32: Vadiribi lehummeseler_raculeyni cealnâ li ehadihimâ cenneteyni min a’nâbin_ve
hafefnâhumâ bi nahlin_ve cealnâ beynehumâ zer'â.
33: Kiltel cenneteyni âteti ukulehâ ve lem tazlimminhu şey’en_ve feccernâ hılâlehumâ
neherâ.
34: Ve kâne lehû semer, fe kâle li sâhıbihî ve huve yuhâviruhû enâ ekiseru minke
mâlen_ve eazzu neferâ.
35: Ve dehale cennetehû ve huve zâlimul_li nefsih, kâle mâ ezunnu en tebîde hâzihî
ebedâ.
36: Ve mâ ezunnussâate kâimeten_ve le ir_rudiditu ilâ rabbî le ecidenne hayram_minhâ
munkalebâ
37: Kâle lehû sâhıbuhu ve huve yuhâviruhû e keferte billezî halakake min turâbin summe
minnutufetin summe sevvâke raculâ.
38: Lâkinne huvallâhu rabbî ve lâ uşriku bi rabbî ehadâ..
39: Ve lev lâ iz dehalte cenneteke kulte mâ şâallâhu lâ kuvvete illâ billâh, in terani ene
ekalle minke mâlen_ve veledâ(veleden).
40: Fe asâ rabbî en_yu’tiyeni hayram_min cennetike ve yursile aleyhâ
husbânem_minessemâi fe tusbiha saîden zelekâ.
41: Ev yusbiha mâuhâ ğavran fe len testetîa lehû talebâ.
42: Ve uhîta bi semerihî fe asbeha yukallibu keffeyhi alâ mâ enfeka fîhâ ve hiye
hâviyetun alâ urûşihâ ve yekûlu yâ leytenî lem uşriki bi rabbî ehadâ.
43: Ve lem tekul_lehû fietun_yensurûnehû min dûnillâhi ve mâ kâne muntesırâ.
204
44: Hunâlikel velâyetu lillâhil hakkı, huve hayrun sevâben_ve hayrun ukubâ.
45: Vadribi lehummeselel hayâtiddunyâ ke mâin enzelnâhu minessemâi fahteleta bihî
nebâtul ardı fe asbeha heşîmen tezrûhurriyâh, ve kânallâhu alâ kulli şey'in_mukutedirâ.
46: El mâlu vel benûne zînetul hayâtiddunyâ, vel bâkıyâtussâlihâtu hayrun inde rabbike
sevâben_ve hayrun emelâ.
47: Ve yevme nuseyyirul cibâle ve teral arda bârizeten_ve haşernâhum fe lem nuğâdir
minhum ehadâ.
48: Ve uridû alâ rabbike saffâ, lekadı ci'tumûnâ kemâ halakınâkum evvele merrah, bel
zeamtum ellennec'ale lekummev'ıdâ.
49: Ve vudıal kitâbu fe teral mucrimîne muşfikîne mimmâ fîhi ve yekûlûne yâ veyletenâ
mâli hâzel kitâbi lâ yuğâdiru sağîraten_ve lâ kebîraten illâ ahsâhâ, ve vecedû mâ amilû
hâdırâ, ve lâ yazlimu rabbuke ehadâ.
50: Ve iz kulnâ lil melâiketiscudû li âdeme fe secedû illâ ibilîs, kâne minel cinni fe feseka
an emri rabbih, e fe tettehızûnehû ve zurriyyetehû evliyâe min dûnî ve hum lekum aduvv,
bi'se lizzâlimîne bedelâ.
51: Mâ eşhedituhum halkassemâvâti vel ardı ve lâ halka enfusihim ve mâ kuntu
muttehızel mudıllîne adudâ.
52: Ve yevme yekûlu nâdû şurakâiyellezîne zeamtum fe deavhum fe lem yestecîbû lehum
ve cealnâ beynehummevbikâ.
205
kaddemet yedâh, innâ cealnâ alâ kulûbihim ekinneten en yefkahûhu ve fî âzânihim
vakrâ, ve in tedi’uhum ilel hudâ fe len_yehtedû izen ebedâ.
58: Ve rabbukel ğafûru zurrahmeh, lev yuâhızuhum_bi mâ kesebû le accele lehumul
azâbı, bel lehummev’ıdul_len_yecidû min dûnihî mev’ilâ.
59: Ve tilkel kurâ ehlekinâhum lemmâ zalemû ve cealnâ, ve cealnâ li mehlikihimmev’ıdâ.
60: Ve iz kâle mûsâ li fetâhu lâ ebirahu hattâ ebiluğa mecmeal bahrayni ev emdıye
hukubâ.
61: Fe lemmâ beleğâ mecmea beynihimâ nesiyâ hûtehumâ fettehaze sebîlehû fil bahri
serabâ.
62: Fe lemmâ câvezâ kâle li fetâhu âtinâ ğadââenâ lekadı lekînâ min seferinâ hâzâ
nasabâ.
63: Kâle eraeyte iz eveynâ ilassahrati fe innî nesîtul hût, fe innî nesîtul hûte ve mâ
ensânîhu illeşşeytânu en ezkurah, vettehaze sebîlehû fil bahri acebâ.
64: Kâle zâlike mâ kunnâ nebğı ferteddâ alââ âsârihimâ kasasâ.
65: Fe vecedâ abidem_min ibâdinâ âteynâhu rahmetem_min indinâ ve allemnâhu
mil_ledunnâ ilmâ.
66: Kâle lehû mûsâ hel ettebiuke alââ en tuallimeni mimmâ ullimte ruşdâ.
67: Kâle inneke len testetîa maıye sabırâ.
68: Ve keyfe tasbiru alâ mâ lem tuhıtı bihî huburâ
69: Kâle se tecidunî inşâallahu sâbiran_ve lâ a’sî leke emrâ.
70: Kâle fe initteba’tenî fe lâ tes’elnî an şey’in hattâ uhdise leke minhu zikirâ.
71: Fentalakâ, hattâ izâ rakibâ fissefîneti harakahâ, kâle e harakıtehâ li tuğrika ehlehâ,
lekadı ci’te şey’en imrâ.
72: Kâle e lem ekul inneke len testetîa maıye sabırâ.
73: Kâle lâ tuâhıznî bimâ nesîtu ve lâ turhıkınî min emrî usrâ.
74: Fentalakâ, hattâ izâ lekıyâ ğulâmen fe katelehû kâle e katelte nefsen zekiyyetem_bi
ğayri nefs, lekadı ci’te şey’en_nukurâ.
206
75: Kâle e lem ekul leke inneke len testetîa maıye sabırâ.
76: Kâle in seeltuke an şey’im_ba’dehâ fe lâ tusâhıbınî, kadı belağte mil_ledunnî uzrâ.
77: Fentalakâ, hattâ izâ eteyâ ehle karyetin istat’amâ ehlehâ fe ebev en_yudayyifûhumâ
fe vecedâ fîhâ cidâra, fe vecedâ fîhâ cidâran_yurîdu en_yenkadda fe ekâmeh, kâle lev
şi’te lettehazte aleyhi ecrâ.
78: Kâle hâzâ firâku beynî ve beyniki, se unebbiuke bi te’vîli mâ lem testetı’ aleyhi sabırâ.
79: Emmessefînetu fe kânet li mesâkîne ya’melûne fil bahri fe eradıtu en eîbehâ ve kâne
verâehummelikun_ye’huzu kulle sefînetin ğasbâ.
80: Ve emmel ğulâmu fe kâne ebevâhu mu’mineyni fe haşînâ en_yurhikahumâ
tuğyânen_ve kufrâ.
81: Fe eradınâ en_yubudilehumâ rabbuhumâ hayram_minhu zekâten_ve ekırabe ruhmâ.
82: Ve emmel cidâru fe kâne li ğulâmeyni yetîmeyni fîl medîneti ve kâne tahtehû
kenzul_lehumâ ve kâne ebûhumâ sâlihâ, fe erâde rabbuke en yebuluğâ eşuddehumâ ve
yestahricâ kenzehumâ rahmetem_mir_rabbiki, ve mâ fealtuhû an emrî, zâlike te’vîlu mâ
lem testı’ aleyhi sabırâ.
83: Ve yes’elûneke an zil karneyn, kul se etilû aleykum_minhu zikirâ.
84: İnnâ mekkennâ lehû fîl ardı ve âteynâhu min kulli şey’in sebebâ.
85: Fe etbea sebebâ.
86- Hattâ izâ beleğa mağribeşşemsi vecedehâ tağrubu fî aynin hamietin_ve vecede
ındehâ kavmâ, kulnâ yâ zel karneyni immâ en tuazzibe ve immâ en tettehıze fîhim
husnâ.
87- Kâle emmâ men zaleme fe sevfe nuazzibuhû summe yuraddu ilâ rabbihî fe
yuazzibuhû azâben_nukurâ.
88- Ve emmâ men âmene ve amile sâlihan fe lehû cezâenil husnâ, ve se nekûlu lehû min
emrinâ yusrâ.
89- Summe etibea sebebâ.
90- Hattâ izâ beleğa matılıaşşemsi vecedehâ tatıluu alâ kavmil_lem nec’al lehum_min
dûnihâ sitirân Kezâliki, ve kadı ehatınâ bimâ ledeyhi huburâ.
207
92- Summe etibea sebebâ.
93- Hattâ izâ beleğa beynesseddeyni vecede min dûnihimâ kavmel_lâ yekâdûne
yefkahûne kavlâ.
94- Kâlû yâ zel karneyni inne ye’cûce ve me’cûce mufsidûne fîl ardı fe hel nec’alu leke
harcen alâ en tec’ale beynenâ ve beynehum seddâ.
95- Kâle mâ mekkennî fîhi rabbî hayrun fe eînûnî bi kuvvetin ec’al beynekum ve
beynehum radımâ.
96- Âtûnî zuberal hadîdi, hattâ izâ sâvâ beynessadefeyni kâlenfuhû, hattâ izâ cealehû
nâran kâle âtûnî ufriğ aleyhi kıtırâ.
97- Femestâû en_yazherûhu ve mestetâû lehû nakbâ.
98- Kâle hâzâ rahmetum_mir_rabbî, fe izâ câe va’du rabbî cealehû dekkâ, ve kâne va’du
rabbî hakkâ.
99- Ve terakınâ ba’dahum yevmeizin_yemûcu fî ba’dın_ve nufiha fissûri fe cema’nâhum
cem’a.
100- Ve aradınâ cehenneme yevmeizil_lil kâfirîne ardâ.
101- Ellezîne kânet a’yunuhüm fî ğıtâin an zikirî ve kânû lâ yestetîûne sem’â.
102- E fe hasibellezîne keferû en_yettehızû ibâdî min dûnî evliyâ, innâ e’tedinâ
cehenneme lil kâfirîne nüzülâ.
103- Kul hel nunebbiukum bil ehserîne e’mâlâ.
104- Ellezîne dalle se’yuhum fîl hayâtiddünyâ ve hum yahsebûne ennehum yuhsinûne
sun’â.
105- Ulâikellezîne keferû bi âyâti rabbihim ve likâihî fe habitatı e’mâluhum fe lâ nukîmu
lehum yevmel kıyâmeti veznâ.
106- Zâlike cezâuhum cehennemu bimâ keferû vettehazû âyâtî ve rusulî huzuvâ.
107- İnnellezîne âmenû ve amilûssâlihâti kânet lehum cennâtul firdevsi nuzulâ.
108- Hâlidîne fîhâ lâ yebiğûne anhâ hıvelâ.
109- Kul lev kânel bahru midâdel_li kelimâti rabbî le nefidel bahru kabıle en tenfede
kelimâtu rabbî ve lev ci’nâ bi mislihî mededâ.
208
110- Kul innemâ ene beşerum_mislüküm yûhâ ileyye ennemâ ilâhüküm ilâhün_vâhidi, fe
men kâne yercû likâe rabbihî fel ye’mel amelen sâlihan_ve lâ yuşriki bi ibâdeti rabbihî
ehadâ.
1 - Hamd, o Allah'a mahsustur ki kulu (Muhammed'e) kitabı indirdi ve ona hiçbir eğrilik
koymadı.
2 - Onu dosdoğru (bir kitap) olarak (indirdi) ki katından gelecek şiddetli azaba karşı
(insanları) uyarsın ve yararlı işler yapan müminlere kendileri için güzel bir mükafat
bulunduğunu müjdelesin.
6 - (Ey Muhammed!) Demek onlar, bu söze (kitaba) inanmazlarsa, onların peşinde üzüle
üzüle kendini helak edeceksin!
7 - Biz yeryüzündeki şeyleri kendisine süs olsun diye yarattık ki, insanların hangisinin daha
güzel amel edeceğini deneyelim.
9 - Yoksa sen Ashab-ı Kehf'i ve Rakim'i (isimlerinin yazılı bulunduğu taş kitabeyi) şaşılacak
âyetlerimizden mi sandın?
10 - O gençler mağaraya sığınınca şöyle dediler: "Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver
ve bizim için şu işimizden bir kurtuluş yolu hazırla.”
209
12 - Sonra da iki gruptan hangisinin, onların mağarada kaldıkları süreyi daha iyi
hesapladığını anlamak için, onları tekrar uyandırdık.
13 - Biz sana onların kıssalarını gerçek olarak anlatacağız. Hakikaten onlar, Rablerine iman
eden birkaç genç idi. Biz de onların hidayetlerini artırdık.
14 - (Oranın hükümdarı karşısında) ayağa kalkarak dediler ki: "Bizim Rabbimiz, göklerin ve
yerin Rabbidir. Biz, O'ndan başkasına ilâh deyip tapmayız, yoksa saçma sapan konuşmuş
oluruz.
15 - Şu bizim kavmimiz, Allah'tan başka ilâh edindiler. Onların ilâh olduğuna dair açık bir
delil getirselerdi ya! Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir?
16 - (İçlerinden biri şöyle demişti:) "Mademki siz, onlardan ve Allah'tan başka taptıkları
putlardan ayrıldınız, o halde mağaraya sığının ki, Rabbiniz rahmetinden size genişlik versin
ve işinizi rast getirip kolaylaştırsın.”
18 - Bir de onları mağarada görseydin uyanık sanırdın. Halbuki onlar uykudadırlar. Biz
onları sağa sola çevirirdik. Köpekleri de girişte ön ayaklarını ileri doğru uzatmıştı. Eğer
onları görseydin, arkana bakmadan kaçardın ve için korku ile dolardı.
19 - Onları bir mucize olarak uyuttuğumuz gibi, birbirlerine sorsunlar diye kendilerini
uyandırdık da içlerinden bir sözcü şöyle dedi: "Ne kadar durup kaldınız?" (Kimi) "Bir gün ya
da günün bir parçası kadar kaldık" dediler. (Kimi de) şöyle dediler: "Ne kadar
durduğunuzu, Rabbiniz daha iyi bilir. Şimdi siz birinizi, bu gümüş paranızla şehre gönderin
de baksın, hangi yiyecek daha temiz ise, ondan size azık getirsin. Hem çok dikkatli
davransın ve sizi kimseye sezdirmesin.”
210
20 - "Çünkü şehir halkı, sizi ellerine geçirirlerse muhakkak sizi taşlayarak öldürürler veya
kendi dinlerine çevirirler ki, o zaman siz dünyada da ahirette de asla kurtuluşa
eremezsiniz.”
21 - Böylece insanları onlardan haberdar kıldık ki, öldükten sonra dirilmenin hak olduğunu
ve kıyamet gününden şüphe edilemeyeceğini bildirmek için, öylece şehir halkına
buldurduk. Onları mağarada bulanlar, aralarında durumlarını tartışıyorlardı. Dediler ki:
"Üstlerine bir bina (kilise) yapın. Bununla beraber Rableri, onları daha iyi bilir." Sözlerinde
üstün gelen müminler: "Üzerlerine muhakkak bir mescid yapacağız." dediler.
23 - Hiçbir şey için, Allah'ın dilemesi dışında: "Ben yarın onu yapacağım deme”
24 - Ancak Allah dilerse (yapacağım de). Ve unuttuğun vakit Allah'ı an ve "Umarım Rabbim
beni, doğruya daha yakın olana eriştirir." de.
25 - Onlar, mağaralarında üçyüz yıl kadar kaldılar ve dokuz yıl da buna ilave etmişlerdir.
26 - De ki: "Onların ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir." Göklerin ve yerin gaybı O'na
aittir. O ne güzel görendir! O ne mükemmel işitendir! Onların, O'ndan başka bir yardımcısı
yoktur. O, kendi hükümranlığına kimseyi ortak etmez.
27 - Rabbinin kitabından sana vahyolunanı oku! Onun sözlerini değiştirecek kimse yoktur.
Ve O'ndan başka bir sığınılacak da bulamazsın.
28 - Nefsince de, sabah akşam rızasını isteyerek Rablerine yalvaranlarla beraber candan
sabret. Sen dünya hayatının süsünü isteyerek onlardan gözlerini ayırma. Kalbini, bizi
211
anmaktan gafil kıldığımız, nefsinin kötü arzusuna uymuş ve işi hep aşırılık olan kimseye
uyma.
29 - Ve de ki: O hak Rabbimizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin. Çünkü
biz zalimler için öyle bir ateş hazırlamışız ki, duvarları, çepeçevre onları içine alacaktır.
Eğer feryad edip yardım isteseler, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap
verilir. O ne kötü bir içecek ve ne kötü bir dayanma yeri!
30 - İman edip de güzel davranışlarda bulunanlar var ya, şüphe yok ki biz öyle güzel işler
yapanların mükafatını zayi etmeyiz
31 - İşte onlara Adn cennetleri vardır; altlarından ırmaklar akar, orada altın bileziklerle
süslenecekler, ince ve kalın ipekliden yeşil elbiseler giyerek koltuklar üzerine dayanıp
kurulacaklar. O ne güzel karşılık ve ne güzel kalma yeri!
32 - Onlara, şu iki adamı misal olarak anlat: Biz bunlardan birine her türlü üzümden iki
bağ vermişiz, her ikisinin etrafını hurmalarla donatmışız, aralarında da bir ekinlik yapmışız.
33 - İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiçbir şey noksan bırakmamış, ikisinin ortasından
bir de nehir akıtmışız.
34 - İki bağın sahibinin ayrıca başka geliri vardı. Bundan dolayı bu adam arkadaşıyla
münakaşa ederken: "Ben malca senden daha zengin ve insan sayısı bakımından da senden
daha güçlü ve üstünüm" dedi.
35 - Adam, bu şekilde kendine zulmederek bağına girdi ve şöyle dedi: "Bunun hiç yok
olacağını sanmıyorum"
37 - Bunun üzerine kendisiyle münakaşa eden arkadaşı da ona şöyle dedi: "Seni
topraktan, sonra seni bir damla sudan yaratan, daha sonra da seni insan haline getireni mi
inkar ediyorsun?
38 - "Fakat ben iman ederek diyorum ki: O Allah, benim Rabbimdir, ben Rabbime kimseyi
ortak koşmam."
212
39 - "Kendi bağına girdiğin zaman: "Bu Allah'dandır, benim kuvvetimle değil, Allah'ın
kuvveti ile olmuştur, deseydin ya! Her ne kadar beni, malca ve evlatça kendinden az
görüyorsan da."
40 - Belki Rabbim, bana, senin bağından daha hayırlısını verir; senin bağına ise gökten
yıldırımlar gönderir de, bağın yalçın bir toprak haline gelir."
41 - "Yahut, bağının suyu yerin dibine çekilir de bir daha suyunu çıkarıp bağını
sulayamazsın."
42 - Derken serveti yok edildi. Bunun üzerine bağına yaptığı masraflara karşı ellerini
oğuşturmaya başladı. Bağ, çardakları üzerine yıkılmış kalmıştı, "Ah Keşke Rabbime hiçbir
şeyi ortak koşmasaydım" diyordu.
43 - Onun Allah'tan başka yardım edecek adamları yoktur ve Allah'a karşı kendi nefsini de
kurtaramadı.
44 - İşte burada yardım, yalnız hak olan Allah'a aittir. O'nun verdiği mükâfat da daha
hayırlıdır, netice de daha hayırlıdır.
45 - Ey Muhammed! Sen onlara dünya hayatının misalini ver. Dünya hayatı, gökten
indirdiğimiz bir su gibidir ki, bu su sayesinde yeryüzünün bitkileri (her renk ve çiçekten)
birbirine karışmış, nihayet bir çöp kırıntısı olmuştur. Rüzgarlar onu savurur gider. Allah her
şeye muktedirdir.
46 - Mal ve oğullar, dünya hayatının süsüdür. Bakî kalacak olan iyi ameller ise, Rabbinin
katında, sevabca da hayırlıdır, ümid yönünden de daha hayırlıdır.
48 - Onlar, saf halinde Rabbine arz edilmişlerdir. Allah, onlara şöyle diyecektir: "Şüphesiz
sizi ilk önce yarattığımız gibi bize geldiniz. Fakat, size kıyamet için yaptığımız vaadi yerine
getirmeyeceğimizi sanmıştınız, değil mi?
50 - Yine o vakti hatırla ki biz, meleklere: "Âdem'e secde edin!" demiştik. İblis hariç olmak
üzere onlar hemen secde ettiler. İblis cinlerdendi, Rabbinin emrinden dışarı çıktı. Şimdi siz
213
beni bırakıp da İblis'i ve soyunu dostlar mı ediniyorsunuz? Halbuki onlar sizin
düşmanınızdır. Zalimler için bu ne kötü bir değişmedir.
54 - Şüphesiz biz, bu Kur'ân'da insanlara çeşitli mânâları türlü misallerle açık olarak verdik.
İnsan ise, her şeyden çok mücadelecidir.
57 - Rabbinin âyetleriyle nasihat edilip de onlardan yüz çeviren ve daha önce işlediği
günahları unutandan daha zalim kim olabilir? Biz onların kalbleri üzerine (Kur'ân'ı)
anlamalarına engel olan bir ağırlık, kulaklarına da sağırlık verdik. Ey Muhammed! Sen
onları doğru yola çağırsan da onlar asla hidayete ermezler.
58 - Bununla beraber rahmet sahibi olan Rabbin çok bağışlayıcıdır, tevbe eden kullarına
rahmeti boldur. Eğer Allah, işledikleri günahlar yüzünden onları hemen cezalandıracak
olsaydı, onlara hemen azab ederdi. Fakat onlara vaad edilen bir zaman vardır ki, o
geldiğinde Allah'ın azabından bir kurtuluş yeri bulamazlar.
59 - İşte zulmettikleri için helak ettiğimiz şehirler! Biz onların helâkleri için de belirli bir
zaman tayin etmiştik.
60 - Ey Muhammed! Bir vakit Musa genç adamına demişti ki: "İki denizin birleştiği yere
ulaşıncaya kadar gideceğim, yahut senelerce gideceğim."
214
61 - Bunun üzerine ikisi de iki denizin birleştiği yere vardıklarında balıklarını unuttular. Bu
arada balık, denizde yolunu bulup kaybolmuştu.
62 - İki denizin birleştiği yeri geçtikleri zaman, Musa genç arkadaşına: "Kuşluk yemeğimizi
getir. Gerçekten biz bu yolculuğumuzda epey yorulduk" dedi.
63 - Adam: "Gördün mü! dedi. Kayaya sığındığımız vakit doğrusu ben balığı unutmuşum.
Onu hatırlamamı, muhakkak şeytan bana unutturdu. O denizde garip bir yol tutup
gitmişti."
64 - Musa da demişti ki: "İşte aradığımız o idi." Bunun üzerine izlerine dönüp gerisin geri
gittiler.
65 - Nihayet kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş ve
tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.
66 - Musa ona: "Allah'ın sana öğrettiği ilim ve hikmetten bana da öğretmen için sana tabi
olabilir miyim?" dedi.
69 - Musa: "İnşaallah beni sabırlı bulacaksın ve senin hiçbir işine karşı gelmeyeceğim"
dedi.
70 - (Hızır) dedi ki: "O halde bana tabi olacaksın; ben sana sırrını anlatmadıkça, hiçbir şey
hakkında bana soru sorma!"
71 - Bunun üzerine ikisi beraber yürüdüler. Nihayet gemiye bindikleri zaman, o kul (Hızır)
gemiyi deldi. Musa, ona şöyle dedi: "Geminin içindekileri boğmak için mi deldin? Doğrusu
çok kötü bir iş yaptın."
73 - Musa dedi ki: "Unuttuğum şeyden dolayı beni suçlama ve bu işimden dolayı bana bir
güçlük çıkarma."
74 - Yine gittiler. Nihayet bir erkek çocuğa rastladıklarında Hızır hemen onu öldürdü.
Musa: "Kısas olmadan masum bir cana nasıl kıyarsın? Doğrusu sen çok fena bir şey
yaptın" dedi.
75 - Hızır dedi ki: "Doğrusu sen benimle asla sabredemezsin demedim mi sana?"
215
76 - (Musa) dedi ki: "Eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam bana arkadaş olma!
Hakikaten benim tarafımdan ileri sürülebilecek son mazerete ulaştın.
77 - Bunun üzerine yine yürüdüler. Nihayet bir köy halkına varıp onlardan yemek istediler.
Ancak köy halkı onları misafir etmekten kaçındılar. Derken orada yıkılmak üzere olan bir
duvar buldular. Hızır hemen onu doğrulttu. Musa: "İsteseydin elbet buna karşı bir ücret
alırdın" dedi.
78 - Hızır dedi ki: "İşte bu, seninle benim aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana o
sabredemediğin şeylerin içyüzünü haber vereceğim."
79 - "Gemi, denizde çalışan bir kaç yoksula aitti. Onu kusurlu kılmak istedim, çünkü onların
ilerisinde her sağlam gemiye zorla el koyan bir hükümdar vardı."
81 - "İstedik ki Rabbleri onun yerine kendilerine ondan temizlikçe daha hayırlı ve daha çok
merhamet eden birini versin."
82 - "Duvar ise, o şehirde iki yetim oğlana ait idi. Duvarın altında onların bir hazinesi vardı.
Babaları da iyi bir kimse idi. Onun için Rabbin istedi ki o iki çocuk erginlik çağlarına ersinler
ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çıkarsınlar. Ve ben bunların hiçbirini
kendiliğimden yapmadım. İşte senin sabredemediğin şeylerin içyüzleri budur."
83 - Bir de sana Zülkarneyn'den soruyorlar. De ki: Size ondan bir hatıra okuyacağım.
84 - Gerçekten biz onu (Zülkarneyn'i) yeryüzünde iktidar sahibi yaptık ve ona ulaşmak
istediği her şeyi elde etmesinin bir yolunu verdik.
86 - Nihayet güneşin battığı yere vardığı zaman, güneşi, (sanki) kara bir balçıkta batıyor
buldu. Bir de bunun yanında bir kavim buldu. Biz ona dedik ki: "Ey Zülkarneyn! Onları ya
cezalandırırsın veya onların hakkında iyi davranırsın."
87 - O da demişti ki: "Kim haksızlık ederse muhakkak ona azab edeceğiz; Sonra Rabbine
geri döndürülecek, O da onu görülmemiş bir azabla cezalandırır."
88 - "Amma her kim de iman edip iyi bir iş yaparsa, buna da en güzel mükâfat vardır. Biz
ona dünyada kolaylık gösterir zor işlere koşmayız."
216
91 - İşte Zülkarneyn'in kudret ve saltanatı böyleydi. Ve biz onun yanında olan her şeyi
bilgimizle kuşatmıştık.
93 - Nihayet iki dağ arasına ulaştığında onların önünde, hemen hiç söz anlamayan bir
kavim bulmuştu.
94 - Dediler ki: "Ey Zülkarneyn! Ye'cuc ve Me'cuc bu yerde fesat çıkarıyorlar. Onun için,
bizimle onlar arasında bir sed yapman şartıyla sana bir vergi versek olur mu?"
95 - Dedi ki: "Rabbimin bana vermiş olduğu servet ve saltanat, sizin vereceğiniz şeyden
daha hayırlıdır. Bana maddî yardımda bulunun da sizinle onların arasına en sağlam seddi
yapayım.
96 - "Bana, demir kütleleri getirin." Nihayet dağın iki ucunu denkleştirdiği vakit: "Ateş
yakıp körükleyin" dedi. Demiri bir ateş koru haline getirince. "Bana erimiş bakır getirin
üzerine dökeyim" dedi.
98 - Zülkarneyn dedi ki: "Bu Rabbimin bir lütfudur. Rabbimin vaadi geldiği vakit de onu
dümdüz yapacaktır. Rabbimin vaadi de haktır.
99 - Biz o gün (kıyamet günü) onları bırakıvermişizdir. Dalgalar halinde birbirlerine girerler,
Sûr'a da üfürülmüştür. Böylece onların hepsini bir araya toplamışızdır.
101 - Onlar ki, beni hatırlatan âyetlerimden gözleri bir örtü içindeydi. İşitmeye de
tahammül edemiyorlardı.
102 - O kâfirler, beni bırakıp da kullarımı dostlar edineceklerini mi sandılar? Doğrusu biz
cehennemi o kâfirlere bir konukluk olarak hazırladık.
104 - Onların dünya hayatında çalışmaları boşa gitmiştir. Oysa onlar güzel işler yaptıklarını
sanıyorlardı.
105 - İşte onlar, Rabblerinin âyetlerini ve O'nun huzuruna çıkacaklarını inkâr etmişlerdir de
bu yüzden iyilik altında yaptıkları bütün amelleri boşa gitmiştir. Artık kıyamet günü onlar
için hiçbir ölçü tutturmayız.
217
106 - İşte böyle, onların cezaları cehennemdir. Çünkü inkâr etmişler ve benim âyetlerimi,
peygamberlerimi alaya almışlardır.
107 - İman edip salih ameller işleyenlere gelince, onlar için Firdevs cennetleri konak
olmuştur.
109 - Deki: "Eğer Rabbimin sözlerini yazmak için deniz mürekkep olsa, Rabbimin sözleri
tükenmeden önce, deniz muhakkak tükenecekti, bir mislini daha yardımcı getirsek bile."
110 - De ki: "Ben de sizin gibi ancak bir beşerim. Ne var ki, bana ilâhınızın ancak bir ilâh
olduğu vahyolunuyor. Onun için her kim Rabbine kavuşmayı arzu ederse iyi amel işlesin ve
Rabbine yaptığı ibadete hiç kimseyi ortak etmesin."
218
219
220
221
32 - SECDE SURESİ (30 Ayet)
Bismillâhirrahmânirrahîm
1: Elif lâm_mîm.
2: Tenzîlul kitâbi lâ raybe fîhi mir_rabbil âlemîn.
3: Em yekûlûnefterâh. bel huvel hakku mir_rabbike li tunzira kavmem_mâ
etâhum_min_nezîrim_min kablike leallehum yehtedûn.
4: Allâhullezî halekassemâvâti vel erda ve mâ beynehumâ fî sitteti eyyâmin summestevâ
alel arş. mâ lekum_min dûnihî min_veliyyin_ve lâ şefîi. e fe lâ tetezekkerûn.
5: Yudebbirul emra mines semâi ilel erdı summe ye’rucu ileyhi fî yevmin kâne mıkdâruhû
elfe senetim_mimmâ teuddûn.
6: Zâlike âlimul ğaybi veşşehâdetil azîzurrahîm.
7: Ellezî ehsene kulle şey’in halekahû ve bedee halkal insâni min tîn.
8: Summe ceale neslehû min sulâletim_mim_mâim_mehîn.
9: Summe sevvâhu ve nefeha fîhi mir_rûhihî ve ceale lekumus sem’a vel ebsâre vel
ef’ideh. kalîlem_mâ teşkurûn.
10: Ve kâlû e izâ dalelnâ fîl erdı e innâ le fî halkın cedîd. bel hum_bi likâi rabbihim
kâfirûn.
11: Kul yeteveffâkum melekul mevtillezî vukkile bikum summe ilâ rabbikum turceûn.
12: Ve lev terâ izil mucrimûne nâkisû ruûsihim ınde rabbihim. rabbenâ ebısarnâ ve
semi’nâ ferci’nâ ne’mel sâlihan innâ mûkinûn.
13: Ve lev şi’nâ le âteynâ kulle nefsin hudâhâ ve lâkin hakkal kavlu minnî le emleenne
cehenneme minel cinneti vennâsi ecmeîn.
14: Fe zûkû bi mâ nesîtum likâe yevmikum hâzâ. innâ nesînâkum ve zûkû azâbel huldi bi
mâ kuntum te’melûn(ta’melûne).
15: İnnemâ yu’minu bi âyâtinellezîne izâ zukkirû bihâ harrû succeden_ve sebbehû bi
hamdi rabbihim ve hum lâ yestekibirûn.
16: Tetecâfâ cunûbuhum anil medâciı yedi’ûne rabbehum havfen_ve tamean_ve mimmâ
razakınâhum yunfikûn.
222
17: Fe lâ te’lemu nefsum_mâ uhfiye lehum_min kurreti e’yun. cezâem_bi mâ kânû
ye’melûn.
18: E fe men kâne mu’minen kemen kâne fâsikâ. lâ yestevun.
19: Emmellezîne âmenû ve amilûssâlihâti fe lehum cennâtul me’vâ nuzulem_bi mâ kânû
ye’melûn.
20: Ve emmellezîne fesekû fe me’vâhumunnâr. kulle mâ erâdû en yehrucû minhâ uîdû
fîhâ ve kîle lehum zûkû azâbennârillezî kuntum_bihî tukezzibûn.
21: Ve le nuzîkannehum_minel azâbil edinâ dûnel azâbil ekiberi leallehum yerciûn.
22: Ve men ezlemu mimmen zukkira bi âyâti rabbihî summe e’rada anhâ. innâ minel
mucrimîne muntekimûn.
23: Ve lekadı âteynâ mûsel kitâbe fe lâ tekun fî miryetim_mil_likâihî ve cealnâhu hudel_li
benî isrâîl.
24: Ve cealnâ minhum eimmeten_yehdûne bi emrinâ lemmâ saberû. ve kânû bi âyâtinâ
yûkınûn.
25: İnne rabbeke huve yefsılu beynehum yevmel kıyâmeti fîmâ kânû fîhi yehtelifûn.
26: E ve lem yehdi lehum kem ehlekinâ min kablihim_minel kurûni yemşûne fî
mesâkinihim. inne fî zâlike le âyât. e fe lâ yesmeûn.
27: E ve lem yerev ennâ nesûkul mâe ilel erdıl curuzi fe nuhricu bihî zer’an te’kulu minhu
en’âmuhum ve enfusuhum. e fe lâ yubisırûn.
28: Ve yekûlûne metâ hâzel fethu in kuntum sâdikîn(sâdikîne).
29: Kul yevmel fethi lâ yenfeullezîne keferû îmânuhum ve lâ hum yunzarûn.
30: Fe e’rid anhum ventezır innehum_muntezırûn.
Bismillâhirrahmânirrahîm
223
3- Yoksa "O'nu uydurdu" mu diyorlar? Hayır! O, Rabbinden bir haktır. Senden önce
kendilerine nezir (peygamber) gelmemiş olan kavmi uyarman içindir. Umulur ki böylece
onlar, hidayete ererler.
4- O Allah ki; gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde halketti (yarattı). Sonra arşa
istiva etti (arşı sevva etti, dizayn etti, vechi arşta karar kıldı). Sizin O'ndan başka dostunuz
ve şefaatçiniz yoktur. Hâlâ tezekkür etmez misiniz?
5- Gökten arza kadar emri (Allah'tan gelen ve Allah'a dönen herşeyi) tedbir eder
(düzenler). Sonra bir günde O'na yükselir ki, (o bir günün) süresi, sizin (dünya ölçülerine
göre) saymanızla 1000 senedir.
9- Sonra (Allah), onu dizayn etti ve onun içine (vechin, fizik vücudun içine) ruhundan
üfürdü ve sizler için sem'î (işitme hassası), basar (görme hassası) ve fuad (idrak etme
hassası) kıldı. Ne kadar az şükrediyorsunuz.
10- Ve dediler ki: "Biz yerde (toprağın içinde) (toprağa) karıştığımız zaman biz mutlaka
yeni bir yaratılış içinde mi olacağız?" Hayır, onlar, Rab'lerine mülâki olmayı (ulaşmayı)
inkâr edenlerdir.
11- De ki: "Size vekil kılınan ölüm meleği, sizi vefat ettirecek (öldürecek). Sonra Rabbinize
döndürüleceksiniz."
12- Ve keşke mücrimleri, Rab'lerinin huzurunda başlarını eğerek: "Rabbimiz, biz gördük ve
işittik. (Bundan sonra) bizi (dünyaya) geri döndür, salih amel yapalım. Muhakkak ki biz,
mukinun (yakîn hasıl edenler) olduk." (derken) görseydin.
13- Ve eğer dileseydik, bütün nefslere kendi hidayetlerini elbette verirdik (herkesi
hidayete erdirirdik). Fakat Benim: "Mutlaka cehennemi, tamamen cinlerden ve insanlardan
dolduracağım." sözü(m) hak oldu.
224
14- Öyleyse bu "likâe" (Allah'a ulaşma) gününüzü, unutmanızdan dolayı (azabı) tadın.
Muhakkak ki Biz de sizi unuttuk. Ve yaptıklarınız sebebiyle ebedî azabı tadın.
15- Fakat Bizim âyetlerimize îmân edenler (âmenû olanlar) onlardır ki, (âyetlerimiz)
zikredildiği zaman (hemen) secde ederek yere kapanırlar. Ve Rab'lerini hamd ile tesbih
ederler ve onlar kibirlenmezler.
16- Yanlarını yataktan uzaklaştırırlar (yan üstü yatarken kalkarlar). Rab'lerine korku ve
ümitle dua ederler. Ve onları rızıklandırdığımız şeylerden infâk ederler (verirler).
17- Artık hiçbir nefs (hiç kimse), yapmış olduklarına mükâfat olarak, onlar için
gözaydınlığından nelerin saklı olduğunu bilmez.
18- Öyleyse mü'min olan kimse, fasık olan kimse gibi midir? Onlar müsavi (eşit) olmazlar.
19- Fakat âmenû olanlar (Allah'a ulaşmayı dilemiş olanlar) ve salih amel (nefs tezkiyesi)
yapanlar, işte onlar için yapmış olduklarından dolayı ikram olarak meva cennetleri vardır.
20- Ve fakat fasık olanlar, onların mevası (barınağı) ateştir. Oradan her çıkmak
istediklerinde oraya iade edilirler (geri döndürülürler). Ve onlara: "Ateşin azabını tadın! Ki
onu tekzip etmiştiniz (yalanlamıştınız)." denir.
21- Ve Biz, mutlaka büyük azaptan önce, daha yakın olan azaptan onlara elbette
tattıracağız. Umulur ki, böylece onlar (Allah'a ulaşmayı dileyerek, Allah'a) dönerler.
22- Ve Rabbinin âyetleri zikredildikten (hatırlatıldıktan) sonra ondan yüz çeviren kimseden
daha zalim kim vardır? Muhakkak ki Biz, mücrimlerden intikam alacak olanlarız.
23- Ve andolsun ki Musa (A.S)'a kitap verdik. Bundan sonra sen, O'na (Allah'a) mülâki
olmaktan (hayattayken ruhunu Allah'a ulaştırmaktan) şüphe içinde olma. Ve O'nu
(Tevrat'ı) İsrailoğulları için hidayet rehberi (Allah'a ulaştırıcı) kıldık.
24- Ve onlardan, emrimizle hidayete erdiren imamlar kıldık ve sabır sahibi oldukları ve
âyetlerimize (Hakk'ul yakîn seviyesinde) yakîn hasıl etmiş oldukları için.
25- Muhakkak ki senin Rabbin; O, kıyâmet günü ihtilâf etmiş oldukları şey konusunda
onların arasını (haklıyı haksızdan) ayırır (hüküm verir).
26- Onları hidayete erdirmedi mi? Onlardan önceki nesillerden nicelerini helâk ettik (etmiş
olmamız). Onların (evvelce) meskûn oldukları yerlerde (yurtlarında) dolaşıyorlar.
225
Muhakkak ki bunda, elbette âyetler (deliller, ibretler) vardır. Hâlâ işitmeyecekler mi?
27- Onlar, suyu kurak araziye nasıl sevkediyoruz görmediler mi? Böylece oradan ekinler
çıkarırız, ondan hayvanları. Ve onlar yerler. Hâlâ görmüyorlar mı?
28- Ve eğer siz sadık(lar)sanız, "Bu fetih ne zaman?" derler.
29- De ki: "Fetih günü, kâfir olanlara (Allah'a ulaşmayı dilemeyenlere) îmânları bir fayda
vermez ve onlara süre verilmez."
30- Öyleyse artık onlardan yüz çevir ve bekle! Muhakkak ki onlar (da) bekleyenlerdir.
226
227
228
229
230
231
232
36 YASİN SÛRESİ (83 Ayet)
Bismillahirrahmanirrahim
(1) Yâsîn
(2) Vel Kur'ân-il hakîmi İnneke leminel murselîne alâ sırâtım_mustekîm
(5) Tenzîlel azîzirrahîmi Litunzira kavmem_mâ unzira âbâuhum fehum ğâfilûn
(7) Lekadı hakkalkavlu alâ ekiserihim fehum lâ yu'minûn
(8) İnnâ cealnâ fî e’nâkihim eğlâlen fehiye ilel ezkâni fehum_mukumehûn
(9) Ve cealnâ mim_beyni eydîhim sedden_ve min halfihim sedden feeğşeynâhum fehum
lâ yubisırûn
(10) Ve sevâun aleyhim eenzertehum em lem tunzirhum lâ yu'minûn
(11) innemâ tunziru menittebeazzikira ve haşiyerrahmâne bilğâybı. febeşşirhu
bimeğfiratin_ve ecrin kerîm
(12) İnnâ nehnu nuhyil mevtâ ve nekitubu mâ kaddemû ve âsârahum. ve kulle şey'in
ehsaynâhu fî imâmim_mubîn
(13) Vediribi lehum_meselen eshâbel karyeh. İz câehel murselûn
(14) İz erselnâ ileyhi musneyni fekezzebûhumâ fe azzeznâ bisâlisin fekâlû innâ
ileykum_murselûn
(15) Kâlû mâ entum illâ beşerum_mislunâ vemâ enzelerrahmânu min şey'in in entum illâ
tekizibûn
(16) Kâlû rabbunâ ye’lemu innâ ileykum lemurselûn --
(17) Vemâ aleynâ illel belâğul mubîn --
(18) Kâlû innâ tetayyernâ bikum, leil_lem tentehû le nercumennekum vele
yemessennekum_minnâ azâbun elîm --
(19) Kâlû tâirukum_meakum. ein zukukirtum. bel entum kavmum_musrifûn --
(20) Vecâe min ekisalmedîneti raculun_yes'â kâle yâ kavmititebiul murselîn --
(21) İtitebiû mel_lâ yes’elukum ecran_ve hum_muhtedûn
(22) Vemâ liye lâ e’budullezî fetaranî ve ileyhi turceûn
(23) Eettehizu min dûnihî âliheten in_yuridinirrahmânu bi-durril_lâ tuğni annî şefâatuhum
233
şey'en_velâ yunkizûn --
(24) İnnî izel_lefî dalâlim_mubîn
(25) İnnî âmentu birabbikum fesmeûn
(26) Kîledihulil cenneh, kâle yâleyte kavmî ye’lemûn
(27) Bimâ ğaferalî rabbî ve cealenî minel mukiramîn
(28) Vemâ enzelnâ alâ kavmihî mim_be’dihî min cundim_minessemâi vemâ kunnâ
munzilîn --
(29) İn kâneti illâ sayhaten_vâhideten feizâhum hâmidûn
(30) Yâ hasraten alel ibâdı. mâ ye'tîhim_mir_rasûlin illâ kânûbihî yestehziûn --
(31) Elem yerav kem ehlekinâ kabılehum_minel kurûni ennehum ileyhim lâ yerciûn
(32) Ve in kullul_lemmâ cemî'ul_ledeynâ muhdarûn
(33) Ve âyetul_lehumul erdul meyteh. ehyeynâhâ ve ehracnâ minhâ habben fe minhu
ye'kulûn --
(34) Ve cealnâ fîhâ cennâtim_min_nehîlin_ve e’nâbin_ve feccernâ fîhâ minel uyûn
(35) Liye'kulû min semerihî vemâ amilethu eydîhim. efelâ yeşkurûn
(36) Subuhânellezî halekal ezvâce kullehâ mimmâ tunbitul erdu ve min enfusihim ve
mimmâ lâ ye’lemûn --
(37) Ve âyetul_lehumulleyl, neslehu minhunnehâra fe izâhum_muzlimûn
(38) Veşşemsu tecrî limustekarril_lehâ. zâlike tekdîrul azîzil alîm
(39) Velkamera kaddernâhu menâzile hattâ âdekel urcûnil kadîm
(40) Leşşemsu yembeğî lehâ en tudirikel kamera velelleylu sâbikunnehâr. ve kullun fî
felekin_yesbehûn
(41) Ve âyetul_lehum ennâ hamelnâ zurriyyetehum fil fulkil meşhûn
(42) Ve halekinâ lehum_mim_mislihî mâ yerkebûn
(43) Ve in neşe'nuğrikihum felâ sarîha lehum velâhum yunkazûn
(44) İllâ rahmetem_minnâ ve metâan ilâ hîn
(45) Ve izâ kîle lehumuttekû mâ beyne eydîkum vemâ halfekum leallekum turhamûn --
(46) Vemâ te'tîhim_min âyetim_min âyâti rabbihim illâ kânû anhâ mu’ridîn
234
(47) Ve izâ kîle lehum enfikû mimmâ razekakumullâhu kâlellezîne keferû lillezîne âmenû
enuti'ımu mel_lev yeşâullâhu etı'ameh, in entum illâ fî dalâlim_mubîn
(48) Ve yekûlûne metâ hâzel ve’du in kuntum sâdikîn
(49) Mâ yenzurûne illâ sayhaten_vâhıdeten te'huzuhum vehum yehissimûn --
(50) Felâ yestetîûne tevsıyeten_velâ ilâ ehlihim yerciûn --
(51) Ve nufiha fîssûri feizâhum_minel ecdâsi ilâ rabbihim yensilûn
(52) Kâlû yâ veylenâ mem_beasenâ mim_merkadinâ, hâzâ mâ veaderrahmânu ve
sadekal murselûn
(53) İn kâneti illâ sayhaten_vâhideten feizâ hum cemî'ul_ledeynâ muhdarûn
(54) Felyevme lâ tuzlemu nefsun şey’en_velâ tuczevne illâ mâ kuntum te’melûn --
(55) İnne eshâbel cennetil yevme fîşuğulin fâkihûn
(56) Hum ve ezvâcuhum fî zılâlin alel erâiki muttekiûn
(57) Lehum fîhâ fâkihetun_ve lehum_mâ yeddeûn
(58) Selâmun kavlem_mir_rabbir_rahîm --
(59) Vemtâzul yevme eyyuhel mucrimûn
(60) Elem e’hedi ileykum yâ benî âdeme el_lâ te’buduşşeytân. innehû lekum
aduvvum_mubînun_Ve eni’budûnî, hâzâ sırâtum_mustekîm
(62) Ve lekadı edalle minkum cibillen kesîrâ. efelem tekûnû te’kılûn --
(63) Hâzihî cehennemulletî kuntum tûadûn
(64) Islevhel yevme bimâ kuntum tekifurûn
(65) Elyevme nehtimu alâ efvâhihim ve tukellimunâ eydîhim ve teşhedu erculuhum_bimâ
kânû yekisibûn --
(66) Velev neşâu letamesnâ alâ e’yunihim festebekussırâta feennâ yubisırûn
(67) Velev neşâu lemesehnâhum alâ mekânetihim femestetâû mudıyyen_velâ yerciûn --
(68) Ve men_nuammirhu nunekkishu filhalki, efelâ ye’kılûn
(69) Ve mâ allemnâhuşşi’ra vemâ yembeğî leh. in huve illâ zikirun_ve kur'ânum_mubîn --
(70) Liyunzira men kâne hayyen_ve yehıkkal kavlu alel kâfirîn
(71) Evelem yerav ennâ haleknâ lehum_mimmâ amileti eydînâ en âmen fehum lehâ
235
mâlikûn
(72) Ve zellelnâhâ lehum feminhâ rakûbuhum ve minhâ ye'kulûn ---
(73) Ve lehum fîhâ menâfiu ve meşâribi, efelâ yeşkurûn
(74) Vettehazû min dûnillâhi âlihetel_leallehum yunsarûn --
(75) Lâ yestetîûne nesrahum ve hum lehum cundum_muhdarûn
(76) Felâ yehzunke kavluhum. İnnâ ne’lemu mâ yusirrûne vemâ yu’linûn --
(77) Evelem yeral insânu ennâ halakınâhu min_nutfetin feizâ huve hasîmum_mubîn
(78) Ve darabe lenâ meselen_ve nesiye halkah. kâle men yuhyil izâme ve hiye ramîm
(79) Kul yuhyîhellezî enşeehâ evvele merrah. ve huve bikulli halkın alîm --
(80) Ellezî ceale lekum_mineşşeceril ehdari nâran feizâ entum_minhu tûkidûn
(81) Eveleysellezî halekassemâvâti vel erda bikâdirin alâ en_yehluka mislehum, belâ ve
huvel hallâkul alîm --
(82) İnnemâ emruhû izâ erâde şey'en en_yekûle lehû kun feyekûn
(83) Fesubıhanellezî biyedihî melekûtu kulli şey'in_ve ileyhi turceûn.
Bismillahirrahmanirrahim
1 - Yâsîn.
5-6 - Babaları korkutulmamış ve kendileri de gafil olan bir kavmi, çok güçlü ve çok
merhametli olan Allah'ın indirdiği (Kur'ân) ile korkutasın.
7 - Andolsun ki onların çoğunun üzerine azab sözü hak olmuştur. Onlar imana gelmezler.
9 - Hem önlerinden bir sed, arkalarından bir sed çekmişiz, kendilerini sarmışızdır. Baksalar
da görmezler.
236
10 - Onları korkutsan da korkutmasan da onlara göre birdir, inanmazlar.
11 - Sen ancak Kur'ân'a tabi olan ve görünmediği halde Rahman olan Allah'tan korkan
kimseyi sakındırırsın. İşte onu bir bağışlanma ve çok şerefli bir mükâfatla müjdele.
13 - Sen onlara, o şehir halkını örnek ver. Hani oraya peygamberler gelmişti.
14 - Hani biz onlara iki peygamber göndermiştik, fakat onlar ikisini de yalanlamışlardı. Biz
de (onları) üçüncü bir peygamberle destekledik. Onlara: "Şüphesiz ki biz size gönderilmiş
elçileriz." dediler.
15 - Onlar da: "Siz bizim gibi insandan başka birşey değilsiniz, hem Rahman olan Allah,
hiçbir şey indirmedi. Siz sadece yalan söylüyorsunuz." dediler.
16 - Peygamberler dediler ki: "Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz."
18 - Onlar dediler ki: "Herhalde biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer bu işten
vazgeçmezseniz, andolsun ki, sizi hiç tınmadan taşlarız ve mutlaka bizden size pek acıklı
bir azab dokunur."
20 - O sırada şehrin ta ucundan bir adam koşarak geldi ve: "Ey kavmim! Uyun o elçilere!"
21 - "Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o zatlara ki, onlar hidayete ermişlerdir."
23 - "Hiç ben O'ndan başka ilâhlar edinir miyim? Eğer O Rahman, bana bir zarar dileyecek
olsa, onların şefaati benden yana hiçbir şeye yaramaz ve onlar beni kurtaramazlar."
26 - (Sonra ona) "haydi gir cennete!" denildi. O da dedi ki: "Ne olurdu kavmim bilseydi!"
237
27 - "Rabbimin beni bağışladığını ve beni kendilerine ikram edilen kullarından kıldığını."
30 - Yazıklar olsun o kullara ki, kendilerine glen her bir peygamberle mutlaka alay
ediyorlardı.
31 - Görmediler mi ki, kendilerinden önce nice kuşakları helak etmişiz. Onlar artık
kendilerine dönüp gelmiyorlar.
33 - Hem bir delildir onlara ölü toprak. Biz ona hayat verdik ve ondan taneler çıkardık da
ondan yiyip duruyorlar.
35 - (Bunu), Onun ürününden ve kendi elleriyle yaptıklarından yesinler diye (yaptık). Hâlâ
şükretmeyecekler mi?
37 - Gece de onlara bir delildir. Biz ondan gündüzü soyar çıkarırız, bir de bakarlar ki
karanlığa dalmışlar.
38 - Güneş de bir delildir ki kendi yolunda akıp gidiyor. İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen
Allah'ın takdiridir.
39 - Ay'a gelince, ona menziller tayin ettik. Nihayet o eski hurma salkımının çöpü gibi (yay
haline) dönmüştür.
40 - Ne güneşin aya çatması yaraşır, ne de gece gündüzü geçebilir; onların her biri kendi
yörüngesinde yüzerler.
41 - Onlar için bir delil de bizim, onların neslini dolu bir gemide taşımamızdır.
238
44 - Ancak tarafımızdan bir rahmet ve bir zamana kadar yaşatmak başka.
46 - Ve kendilerine Rablerinin âyetlerinden herhangi bir âyet geldiği zaman mutlaka ondan
yüz çevirirler.
47 - Onlara: "Allah'ın size rızık olarak verdiği şeylerden hayra harcayın" dendiği zaman, o
kâfirler, müminler için: "Allah'ın dileyince doyurabileceği kimseyi biz mi doyuracağız? Siz
apaçık bir sapıklık içinde değil de nesiniz?" dediler.
49 - Onlar sadece bir tek çığlığa bakıyorlar, bir çığlık ki, onlar çekişip dururken kendilerini
yakalayıverir.
52 - Onlar: "Eyvah başımıza gelenlere! Mezarımızdan bizi kim kaldırdı? O Rahmân'ın vaad
buyurduğu işte bu imiş. Gönderilen peygamberler de doğru söylemişler" derler.
53 - Başka değil, sadece bir tek çığlık olmuş, derhal hepsi toplanmış huzurumuza
getirilmişlerdir.
54 - Artık bugün hiç kimseye zerre kadar zulmedilmez. Ancak yaptıklarınızın cezasını
çekeceksiniz.
60-61 - "Ey Âdemoğulları! Şeytana tapmayın, o size apaçık bir düşmandır ve bana kulluk
edin, doğru yol budur, diye size and vermedim mi?" (buyurulacak)
239
63 - İşte bu size vaad edilen cehennemdir.
65 - Bugün biz onların ağızlarını mühürleriz de neler kazandıklarını bize elleri söyler,
ayakları da şahitlik eder.
66 - Hem dileseydik gözlerini üzerinden silme kör ediverirdik de yola dökülürlerdi. Fakat
nereden görecekler?
68 - Bununla beraber kimin ömrünü uzatıyorsak, yaratılışta onu (güç ve kuvvetini alarak)
tersine çeviriyoruz. Hâlâ akıllanmayacaklar mı?
69 - Biz ona şiir öğretmedik. Bu ona yaraşmaz da... O sadece bir öğüt ve apaçık bir
Kur'ân'dır.
70 - (Bu), diri olanları uyarmak ve kâfirlere de azab sözünün hak olması içindir.
71 - Şunu da görmediler mi: Biz onlar için kudretimizin meydana getirdiklerinden birtakım
hayvanlar yaratmışız da onlara sahip bulunuyorlar.
72 - Onları, kendilerinin hizmetine vermişiz de, hem onlardan binekleri var, hem de
onlardan yiyorlar.
73 - Onlarda daha birçok menfaatleri ve türlü içecekleri de var. Hâlâ şükretmeyecekler mi?
75 - Onların, onlara yardıma güçleri yetmez. Kendileri ise onlar için bazı askerlerdir.
76 - O halde onların sözleri seni üzmesin. Biz onların içlerini de biliriz, dışlarını da.
77 - İnsan, kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmedi mi de, şimdi apaçık bir hasım
kesildi?
80 - Size o yeşil ağaçtan bir ateş yapan O'dur. Şimdi siz ondan tutuşturmaktasınız.
240
81 - Gökleri ve yeri yaratan, onlar gibisini yaratmaya kâdir değil midir? Elbette kâdirdir.
Çünkü o her şeyi yaratandır, her şeyi bilendir.
82 - O'nun emri, bir şeyi dileyince ona sadece "Ol!" demektir. O da hemen oluverir.
83 - O halde her şeyin mülkü ve tasarrufu (hükümranlığı) elinde bulunan Allah'ın şanı ne
yücedir. Siz de yalnız O'na döndürüleceksiniz.
241
242
243
244
245
48- FETİH SÛRESİ (29 Ayet)
Bismillâhirrahmânirrahîm
1: İnnâ fetahnâ leke fetham_mubînâ.
5: Li yuduhilel mu’minîne vel mu’minâti cennâtin tecrî min tehtihel enhâru hâlidîne fîhâ ve
yukeffire anhum seyyiâtihim, ve kâne zâlike indallâhi fevzen azîmâ.
246
7: Ve lillâhi cunûdussemâvâti vel ardı, ve kânallâhu azîzen hakîmâ.
11: Se yekûlu lekel muhallefûne minel a’râbi şeğaletinâ emvâlunâ ve ehlûnâ festağfir
lenâ, yekûlûne bi elsinetihim_mâ leyse fî kulûbihim, kul fe men_yemliku leküm_minallâhi
şey’en in erâde bikum darran ev erâde bikum nef’â, bel kânallâhu bi mâ te’melûne habîrâ.
12: Bel zanentüm el_len_yenkaliberresûlu vel mu’minûne ilâ ehlîhim ebeden_ve zuyyine
zâlike fî kulûbikum ve zanentum zannessêv, ve kuntum kavmem_bûrâ.
16: Kul lil muhallefîne minel e’râbi setüd’avne ilâ kavmin ülî be’sin şedîdin tukâtilûnehüm
ev yüslimûn, fe in tutîû yu’tikümüllâhü ecran hasenâ, ve in tetevellev kemâ
tevelleytum_min kabılü yuazzibiküm azâben elîmâ.
17: Leyse alel e’mâ haracün_ve lâ alel e’raci haracün_ve lâ alel merîdi harac, ve
247
men_yutııllâhe ve resûlehû yüdıhılhu cennâtin tecrî min tehtihel enhâr, ve men_yetevelle
yuazzibihü azâben elîmâ.
21: Ve uhrâ lem tekidirû aleyhâ kadı ehâtallâhu bihâ, ve kânallâhü alâ kulli şey’in kadîrâ.
23: Sünnetellâhilletî kadı haleti min kabl, ve len tecide li sunnetillâhi tebidîlâ.
25: Humullezîne keferû ve saddûkum anil mescidil harâmi vel hediye me’kûfen
en_yebiluğa mehılleh, ve lev lâ ricâlum_mu’minûne ve nisâum_mu’minâtul_lem
te’lemûhum en tetaûhum fe tusîbekum_minhum_mearratum_bi ğayri ilm, li yuduhılallâhu
fî rahmetihî men_yeşâ, lev tezeyyelû le azzebinellezîne keferû minhum azâben elîmâ.
248
28: Huvellezî ersele resûlehû bil hudâ ve dînil hakkı li yuzhirahû aleddîni kullih, ve kefâ
billâhi şehîdâ.
4- Mü'minlerin kalplerine, îmânlarını îmân ile artırsınlar diye sekîneti indiren, O'dur.
Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Ve Allah; Alîm'dir, Hakîm'dir.
5- Mü'min kadın ve erkekleri orada ebedî kalmak üzere altından nehirler akan cennetlere
koysun ve onların günahlarını örtsün diye. İşte bu, Allah'ın indinde fevz-ül azîmdir.
6- Ve münafık erkek ve kadınlara, müşrik erkek ve kadınlara azap etsin. Onlar ki, Allah'a
kötü zan ile zanda bulundular. Kötü (zanları) onların üzerine dönsün. Ve Allah, onlara
gazaplandı ve onları lânetledi. Ve onlar için cehennemi hazırladı, ne kötü varış yeri.
7- Ve göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Ve Allah; Azîz'dir, Hakîm'dir.
8- Muhakkak ki Biz, seni şahit, müjdeleyen ve uyarıcı olarak gönderdik.
9- Allah ve O'nun Resûl'üne îmân edin, O'nu saygıyla yüceltin ve sabah akşam O'nu tesbih
edin diye.
10- Muhakkak ki onlar, sana tâbî oldukları zaman Allah'a tâbî olurlar. Onların ellerinin
249
üzerinde (Allah senin bütün vücudunda tecelli ettiği için ellerinde de tecelli etmiş
olduğundan) Allah'ın eli vardır. Bundan sonra kim (ahdini) bozarsa, o taktirde sadece
kendi nefsi aleyhine bozar (Allah'a verdiği yeminleri, ahdleri yerine getirmediği için
derecesini nakısa düşürür). Ve kim de Allah'a olan ahdlerine vefa ederse (yeminini,
misakini ve ahdini yerine getirirse), o zaman ona en büyük mükâfat (ecir) verilecektir
(cennet saadetine ve dünya saadetine erdirilecektir).
11- Araplardan muhallefunlar (geride kalanlar), sana: “Mallarımız ve ailelerimiz bizi
meşgul etti. Artık bizim için mağfiret dile.” diyecekler. Onlar, kalplerinde olmayanı dilleri ile
söylüyorlar. De ki: “Eğer Allah, size bir zarar veya fayda dilerse, bu taktirde sizin için
Allah'tan (gelen) bir şeye kim mani olabilir (fayda veya zararı önleyebilir)? Hayır (öyle
değil), Allah yaptığınız şeylerden haberdardır.”
12- Hayır, siz Resûl ve mü'minlerin, ailelerine ebediyen asla dönmeyeceklerini zannettiniz.
Ve bu (zan), kalplerinizde süslendi. Kötü bir zanla zanda bulundunuz. Ve siz helâka
müstahak bir kavim oldunuz.
13- Ve kim Allah ve O'nun Resûl'üne îmân etmezse işte o zaman, muhakkak ki Biz, kâfirler
için alevli ateş (cehennemi) hazırladık.
14- Ve göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Dilediğini mağfiret eder ve dilediğine azap
eder. Ve Allah; Gafur'dur, Rahîm'dir.
15- (Savaştan) geri kalanlar, ganimetlerin (bulunduğu yere) onları almak için gittiğiniz
zaman: “Bizi bırakın (bize izin verin), size tâbî olalım.” diyecekler. (Onlar) Allah'ın kelâmını
değiştirmek istiyorlar. (Onlara) de ki: “Siz asla bize tâbî olamazsınız. Allahû Tealâ daha
önce böyle buyurdu.” O zaman (onlar da): “Hayır, siz bize haset ediyorsunuz (bizi
kıskanıyorsunuz).” diyecekler. Hayır, onlar pek azı hariç, fıkıh (idrak) edemiyorlar
(anlayamıyorlar).
16- Bedevî Araplar'dan (savaştan) geride kalanlara de ki: “Şiddetli (kuvvetli) çarpışan bir
kavime karşı (savaşmaya) çağrılacaksınız. Ya onları öldürürsünüz ya da onlar teslim
olurlar. Bundan sonra eğer (Allah'a) itaat ederseniz, Allah size ahsen ecir verir. Ve eğer
250
daha önce döndüğünüz gibi dönerseniz, size elîm bir azapla azap eder.”
17- Âmâlara, topallara ve hastalara bir güçlük (vebal) yoktur. Kim Allah'a ve O'nun
Resûl'üne itaat ederse, altından nehirler akan cennetlere koyar. Ve kim (yüz çevirir)
dönerse, ona elîm azapla azap eder.
18-19- Andolsun ki, o ağacın altında sana tâbî oldukları zaman Allah, mü'minlerden razı
oldu. Ve onların kalplerinde olanı biliyordu. Böylece onların üzerine sekînet indirdi. Ve
onlara yakın bir fetih nasip etti. Ve pekçok da ganimet vardır. Onları alırlar. Ve Allah;
Azîz'dir, Hakîm'dir.
20- Allah size, alacağınız pekçok ganimet vaadetti. Böylece bu (konuda) sizin için acele
etti. Ve insanların ellerini sizden çekti. Ve mü'minlere âyet olsun ve sizi Sıratı Mustakîm'e
ulaştırsın diye.
21- Ve henüz ulaşamadığınız, Allah'ın kuşatmış olduğu diğer (ganimetler) var. Ve Allah,
herşeye kaadirdir.
22- Ve eğer kâfirler sizinle savaşsaydılar, mutlaka arkalarını dönerlerdi (kaçarlardı). Sonra
bir dost ve bir yardımcı da bulamazlardı.
23- Daha önceden beri devam eden, Allah'ın sünneti budur. Ve Allah'ın sünnetinde bir
değişiklik bulamazsın.
24- Ve sizi, Mekke'nin ortasında onlara karşı muzaffer kıldıktan sonra, onların ellerini
sizden ve sizin ellerinizi onlardan çeken O'dur. Ve Allah, yaptıklarınızı görendir.
25- Onlar ki kâfirdirler. Ve sizi Mescid-i Haram'dan ve bekletilen kurbanları (kesim)
mahalline ulaşmaktan men ettiler. Eğer kendilerini henüz tanımadığınız (bilmeden) helâk
edeceğiniz mü'min erkekler ve mü'min kadınlar bulunmasaydı, bu yüzden bilmeksizin
(haberiniz olmadan), onlardan size bir sıkıntı isabet edecek olmasaydı (Allah, savaşmanıza
müsaade ederdi). (Allah'ın savaşa müsaade etmemesi) Allah'ın dilediğini rahmetine dahil
etmesi içindir. Eğer (mü'minler) ayrılmış olsalardı, onlardan kâfir olanları mutlaka elîm
azapla azaplandırırdık.
26- Kâfirler hamiyeti, cahiliye taassubunu kalplerine yerleştirince, Allah da Resûl'ünün ve
mü'minlerin üzerine sekînetini indirdi. Ve takva sözü onlara elzem oldu (hakettiler). Ve onu
251
(takva sahibi olmayı), en çok onlar hakettiler. Ve ona ehil (lâyık) oldular. Ve Allah, herşeyi
en iyi bilendir.
27- Andolsun ki, Allah Resûl'ünün rüya(sının), hak olduğunu tasdik etti. Ve Allah dilerse,
siz mutlaka Mescid-i Haram'a emin olarak, başlarınız tıraş edilmiş ve (saçlarınız) kısaltılmış
olarak korkusuzca gireceksiniz. Fakat Allah, sizin bilmediğiniz şeyleri bildiği için, bundan
başka (daha önce) (size) yakın bir fetih nasip etti.
28- O'dur ki, Resûl'ünü hidayetle ve hak dîn ile bütün dînlere izhar etmesi (açıklaması) için
gönderdi ve şahit olarak Allah yeter.
29- Allah'ın Resûl'ü Hz. Muhammed (S.A.V) ve O'nunla beraber olanlar, kâfirlere karşı çok
şiddetli; kendi aralarında çok merhametlidirler. Onları rükû ederken, secde ederken ve
Allah'dan fazl ve rıza isterken görürsün. Onların alâmetleri yüzlerindeki secde izleridir. İşte
bunlar, onların Tevrat'taki ve İncil'deki vasıflarıdır. Filizini çıkaran sonra onu
kuvvetlendiren, böylece kalınlaşan, sonunda gövdesi üzerinde yükselen, çiftçilerin hoşuna
giden ekin gibidir. Onlarla kâfirleri öfkelendirmek içindir. Ve Allah, onlardan âmenû
olanlara (Allah'a ulaşmayı dileyenlere) ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlara mağfiret ve
büyük ecir vaadetti.
252
56 – VAKİA (96 Ayet)
253
254
255
256
56 – VAKİA (96 Ayet)
Bismillâhirrahmânirrahîm
257
kânû kabile zâlike muturafîn.
46. Ve kânû yusırrûne 'alelhînsil'azîm.
47. Ve kânû yekûlûne eizâ mitinâ ve kûnnâ türâben_ve 'ızâmen einnâ lemeb'ûsûn.
48. Eve âbâunel'evvelûn.
49. Kul innel'evvelîne vel'âhırîne Lemecmû'ûne ilâ mîkâti yêvmim_me’lûm.
51. Sûmme inneküm eyyuheddâllûnelmukezzibune Leâkilûne min şecerim_min zekkûm.
53. Femâliûne minhelbutûn.
54. Feşâribûne 'aleyhi minelhamîm.
55. Feşâribûne şurbelhîm.
56. Hâzâ nuzuluhum yevmeddîn.
57. Nehnu haleknâküm felevlâ tusaddikûn.
58. Eferaeytum_mâ tumnûn.
59. Eentum tehlukûnehû em nehnulhâlikûn
60. Nehnu kaddernâ beynekümulmevte ve mâ nehnu bimesbûkîne 'alâ en_nubeddile
emsâleküm ve nunşieküm fî mâ lâ te’lemûn.
62. Ve lekadı 'alimtumunneş'etel'ûlâ felevlâ tezekkerûn.
63. Eferaeytum_mâ tehrusûn.
64. Eeentum tezra'ûnehû em nehnûzzâri'ûn.
65. Lev neşâ'u lece'alnâhu hutâmen fezaltum tefekkehûn.
66. İnnâ lemuğramûn.
67. Bel nehnu mehrûmûn.
68. Eferaeytumulmâellezî teşrabûn.
69. Eentum enzeltumûhu minelmuzni em nehnulmûnzilûn.
70. Lev neşâ'u ce'alnâhu ucâcen felevlâ teşkurûn.
71. Eferaeytumunnâralletî tûrûn.
72. Eentum enşe'tum şeceratehâ em nehnul munşiûn.
73. Nehnu ce'alnâhâ tezkiraten_ve metâ'al_lilmukıvîn.
74. Fesibbih bismi rabbikel'azîm.
258
75. Felâ ukisimu bimevâkı'ınnucûmi Ve innehû lekasemul_lev te’lemûne 'azîm.
77. İnnehû lekur'ânûn kerîm.
78. Fî kitâbim_mekınûn.
79. Lâ yemessuhû illelmutahherûn.
80. Tenzîlum_mir_rabbil'âlemîn.
81. Efebihâzelhadîsi entum_mudhinûne Ve tec'alûne rizkakum ennekum tukezzibûn.
83. Felevlâ izâ beleğatîlhulkûm.
84. Ve entum hîneizin tenzurûn.
85. Ve nehnu ekırabu ileyhi minkum ve lâkil_lâ tubısırûn.
86. Felevlâ in kuntum ğayra medînîne Terci'ûnehâ in kuntum sâdikîn.
88. Fe emmâ in kâne minêlmukarrabîne Feravhun_ve rayhânun_ve cennetu ne'îm.
90. Ve emmâ in kâne min eshâbilyemîni Feselâmul_leke min eshâbilyemîn.
92. Ve emmâ in kâne minelmukezzibîneddâllîne Fenuzulum_min hamîm.
94. Ve tesliyetu cehîm.
95. İnne hâzâ lehuve hakkulyekîn.
96. Fesebbih bismi rabbikel'azîm.
Bismillâhirrahmânirrahîm
1-2 Olacak vak'a olduğu zaman, Onun oluşunu yalanlayacak kimse yoktur.
12 - Nimet cennetlerindedirler.
259
13-14 Çoğu önceki ümmetlerden, Birazı da sonrakilerden.
15-16 (Onlar) cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler. Karşılıklı olarak onların üzerinde
yaslanırlar.
28-34 Dalbastı kirazlar, Meyva dizili muzlar, Uzamış gölgeler, Fışkıran sular. Pek çok meyva
arasında, Tükenmeyen ve yasaklanmayan Ve yükseltilmiş döşekler üstündedirler.
35 - Biz kadınları yeniden inşa ettik (yarattık). Onları bâkireler yaptık. Hep yaşıt sevgililer,
Sağın adamları içindir.
42-45 İçlerine işleyen bir ateş ve kaynar şu içinde, Kapkara dumandan bir gölge
altındadırlar. Ki ne serindir, ne de faydalı. Çünkü onlar bundan önce varlık içinde sefâhete
dalmışlardı.
47 - Ve diyorlardı ki: "Biz ölüp, toprak ve kemik yığını olduktan sonra, biz mi bir daha
diriltileceğiz?"
49-50 De ki: "Öncekiler ve sonrakiler", "Belli bir günün belli vaktinde mutlaka
toplanacaklardır."
51-52 Sonra siz, ey sapık yalanlayıcılar! Elbette bir ağaçtan, zakkum ağacından
yiyeceksiniz.
260
53 - Karınlarınızı hep onunla dolduracaksınız.
60-61 Aranızda ölümü takdir eden biziz ve bizim önümüze geçilmez. Böylece sizin yerinize
benzerlerinizi getirelim ve sizi bilmediğiniz bir yaratılışta tekrar var edelim diye (böyle
yapıyoruz).
73 - Biz onu bir ibret ve çölden gelip geçenlere bir fayda yaptık.
75-76 Hayır, yıldızların yerlerine yemin ederim. Bilirseniz bu büyük bir yemindir.
261
77 - O, elbette şerefli bir Kur'ân'dır.
86-87 Eğer cezalandırılmayacak iseniz, Onu geri çevirsenize; şayet iddianızda doğru iseniz.
90-91 Eğer O, sağın adamlarından ise, "(Ey sağcı), sana sağcılardan selam!"
92-93 Ama yalanlayıcı sapıklardan ise; İşte ona da kaynar sudan bir ziyafet vardır.
Vakia’nın Fazileti
806 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle
soyledi: "Kim her gece Vakia suresini okursa ona fakirlik gelmez. Musebbihat'da, (Sebbeha
veya Yusebbihu ile basliyan surelerde) bir ayet vardir, (sevabca) bin ayete bedeldir. "
Rezin'in ilavesidir.
262
62 – Cuma Sûresi (11 Ayet)
263
62 – Cuma Sûresi (11 Ayet)
Bismillâhirrahmânirrahîm
1- Yusebbihu lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardıl melikil kuddûsil azîzil hakîm(hakîmi).
2- Huvellezî bease fîl ummiyyîne resûlen minhum yetlû aleyhim âyâtihî ve yuzekkîhim ve
yuallimuhumul kitâbe vel hikmete, ve in kânû min kablu le fî dalâlin mubîn(mubînin).
3- Ve âharîne minhum lemmâ yelhakû bi him, ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).
4- Zâlike fadlullâhi yu’tîhi men yeşâu, vallâhu zûl fadlil azîm(azîmi).
5- Meselullezîne hummilût tevrâte summe lem yahmilûhâ ke meselil hımâri yahmilu
esfârâ(esfâren), bi’se meselul kavmillezîne kezzebû bi âyâtillâh(âyâtillâhi), vallâhu lâ yehdîl
kavmez zâlimîn(zâlimîne).
6- Kul yâ eyyuhâllezîne hâdû in zeamtum ennekum evliyâu lillâhi min dûnin nâsi fe
temennevûl mevte in kuntum sâdikîn(sâdikîne).
7- Ve lâ yetemennevnehû ebeden bi mâ kaddemet eydîhim, vallâhu alîmun biz
zâlimîn(zâlimîne).
264
8- Kul innel mevtellezî tefirrûne minhu fe innehu mulâkîkum summe turaddûne ilâ âlimil
gaybi veş şehâdeti fe yunebbiukum bi mâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).
10- Fe izâ kudiyetissalâtu fenteşirû fîl ardi vebıteğû min fadilillâhi vezkurûllâhe
kesîral_leallekum tuflihûn.
11- Ve izâ raev ticâraten ev lehveninfeddû ileyhâ ve terakûke kâimâ, kul mâ indallâhi
hayrum_minel lehvi ve minetticârah, vallâhu hayrurrâzikîn.
“Her kim Cuma günü sela ile ezan arasında 9. 10. 11. Ayetlerini üç kez okursa o kişinin
bereketi artar (Allah’ın izniyle eline o hafta içinde helal para geçer.)”
Anlamı
1-Göklerde ve yerde olanlar, Allah’ı tespih eder ki; (O) Mâlik’tir (mülkün sahibidir),
Kuddüs’tür (mukaddestir), Azîz’dir (üstündür), Hakîm’dir (hüküm ve hikmet sahibidir).
2- Ümmîler arasında, kendilerinden bir resûl beas eden (görevlendiren) O’dur. Onlara,
O’nun (Allah’ın) âyetlerini okur, onları tezkiye eder (nefslerini temizler), onlara Kitab’ı
(Kur’ân-ı Kerim’i) ve hikmeti öğretir. Ve daha önce (Allah'a ulaşmayı dilemeden evvel)
elbette onlar, sadece açık bir dalâlet içinde idiler.
3- Ve henüz kendilerine ilhak olmamış (katılmamış) olan, onlardan sonrakilere de... Ve O;
Azîz’dir (üstündür), Hakîm’dir (hüküm ve hikmet sahibidir).
4- İşte bu, Allah’ın fazlıdır. Onu dilediği kişiye verir. Ve Allah, büyük fazl sahibidir.
5- Kendilerine Tevrat yüklenip de (Tevrat’ın farzları okunup da), sonra O’nu taşımayanların
(onunla amel etmeyenlerin) hali, ciltlerle kitap taşıyan merkebin hali gibidir. Allah’ın
âyetlerini yalanlayan kavmin durumu ne kötü. Ve Allah, zalimler kavmini hidayete
erdirmez.
6- De ki: “Ey yahudiler! Eğer siz, insanlardan ayrı olarak, (yalnız) kendinizin Allah’ın dostu
olduğunuzu zannettiyseniz, şâyet siz doğru söyleyen kimseler iseniz, ölümü temenni edin.”
265
7- Ve ebediyyen onu (ölümü) temenni edemezler, elleriyle takdim ettikleri (yaptıkları)
şeyler sebebiyle. Ve Allah, zalimleri en iyi bilendir.
8- De ki: “Muhakkak ki o, sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, işte o mutlaka size mülâki
olacak (siz ölümle karşılaşacaksınız). Sonra görünmeyeni ve görüneni bilen (Allah’a)
döndürüleceksiniz. O zaman (Allah), yapmış olduklarınızı size haber verecek.”
9- Ey âmenû olanlar (ölmeden önce Allah’a ulaşmayı dileyenler)! Cuma günü namaza nida
olunduğu zaman (çağrıldığınız zaman) hemen Allah’ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın.
İşte bu, sizin için daha hayırlıdır, keşke bilseniz.
10- Artık namazı kaza ettiğiniz (kılıp bitirdiğiniz) zaman yeryüzüne yayılın ve Allah’ın
fazlından isteyin ve Allah’ı çok zikredin. Umulur ki, böylece siz felâha (kurtuluşa) erersiniz.
11- Ve ticaret veya eğlenceyi görünce ona yönelip dağıldılar ve seni ayakta bırakıp gittiler.
De ki: “Allah’ın katında olan şeyler, eğlence ve ticaretten daha hayırlıdır ve Allah, rızık
verenlerin en hayırlısıdır.”
266
267
268
65- Talak Sûresi (12 Ayet)
Bismillahirrahmanirrahim
269
11.Rasûlen yetilû aleykum âyâtillâhi mubeyyinâtil_li yuhricellezîne âmenû ve
amilûssâlihâti minezzulumâti ilennûr, ve men_yu’mim_billâhi ve ya’mel sâlihan_yudihilhu
cennâtin tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ, kadı ahsenallâhu lehû rizkâ.
12.Allâhullezî halaka sebı’a semâvâtin_ve minel ardı mislehun, yetenezzelul emru
beynehunne li ta’lemû ennallâhe alâ kulli şey’in kadîrun_ve ennallâhe kadı ehâta bi kulli
şey’in ilmâ.
Bismillahirrahmanirrahim
2 - Sürelerinin sonuna vardıklarında onları güzelce tutun, yahut güzellikle onlardan ayrılın.
İçinizden adalet sahibi iki kişiyi şahit tutun. Şahidliği Allah için yapın. İşte Allah'a ve son
güne inanan kimseye öğütlenen budur. Kim Allah'tan korkarsa Allah ona bir çıkış yolu
yaratır.
3 - Ve onu ummadığı yerden rızıklandırır. Kim Allah'a güvenirse O, ona yeter. Allah, emrini
yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur.
5 - Bu, Allah'ın size indirdiği buyruğudur. Kim Allah'tan korkarsa Allah onun kötülüklerini
örter ve onun mükafatını büyütür.
270
7 - Eli geniş olan genişliğine göre nafaka versin. Rızkı kısılmış bulunan da Allah'ın kendisine
verdiğinden versin. Allah bir kişiye ne vermişse ancak onu teklif eder. Allah bir güçlükten
sonra bir kolaylık yaratacaktır.
8 - Nice kent var ki Rablerinin ve O'nun elçilerinin emrine başkaldırdı, biz de onları çetin bir
hesaba çektik ve onlara görülmemiş şekilde azab ettik.
10 - Allah onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır. O halde ey inanan akl-ı selim sahipleri!
Allah'tan korkun, Allah size bir uyarıcı gönderdi.
11 - Size Allah'ın açık açık âyetlerini okuyan bir elçi (gönderdi) ki inanıp faydalı işler
yapanları, karanlıklardan aydınlığa çıkarsın. Kim Allah'a inanır ve yararlı iş yaparsa (Allah)
onu, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. Allah ona
gerçekten ne güzel rızık vermiştir.
12 - Allah O'dur ki yedi göğü ve yerden de onlar kadarını yarattı. Emir bunlar arasında iner
ki Allah'ın her şeye kâdir olduğunu ve Allah'ın bilgisinin, her şeyi kuşattığını bilesiniz.
271
272
273
67 - MÜLK SÜRESİ (TEBÂREKE) (30 Ayet)
Bismillâhirrahmânirrahim
274
9- kâlû belâ kadı câenâ nezîrun fe kezzebınâ ve kulnâ mâ nezzelellâhu min şeyy. in
entum illâ fî dalâlin kebîr
10- Ve kâlû lev kunnâ nesmeu ev ne’kılu mâ kunnâ fî eshâbisseîr.
11- Fe’terafû bi zembihim. fe suhkal_li eshâbisseîr.
12- İnnellezîne yehşevne rabbehum_bil ğaybi lehum_meğfiratun ve ecrun kebîr.
13- Ve esirrû kavlekum evicherû bih. innehû alîmum_bi zâtissudûr.
14- Elâ ye’lemu men halekı. ve huvel letîful habîr.
15- Huvellezî ceale lekumul erda zelûlen femşû fî menâkibihâ ve kulû mir_rizkıh. ve
ileyhinnuşûr.
16- E emintum_men fissemâi en_yehsife bikumul erda fe izâ hiye temûr
17- Em emintum_men fissemâi en_yursile aleykum hâsıbâ. fe se te’lemûne keyfe nezîr
18- Ve lekadı kezzebellezîne min kabılihim fe keyfe kâne nekîr
19- E ve lem yerav ilettayri fevkahum sâffâtin_ve yekıbıdn. mâ yumsikuhunne
illerrahmân. innehû bi kulli şey’im_besîr
20- Emmen hâzellezî huve cundul_lekum yensurukum_min dûnirrahmân. inil kâfirûne
illâ fî ğurûr
21- Emmen hâzellezî yerzukukum in emseke rizkah, bel leccû fî utuvvin_ve nufûr.
22- E fe men_yemşî mukibben alâ vechihî ehdâ emmen_yemşî seviyyen alâ
sırâtım_mustekîm
23- Kul huvellezî enşeekum ve ceale lekumussem’a vel ebısâra vel ef’ideh. kalîlem_mâ
teşkurûn.
24- Kul huvellezî zeraekum fil ertı ve ileyhi tuhşerûn
25- Ve yekûlûne metâ hâzel ve’du in kuntum sâdikîn.
26- Kul innemel ilmu indellâhi ve innemâ ene nezîrum_mubîn.
27- Fe lemmâ raevhu zulfeten sîeti vucûhullezîne keferû ve kîle hâzellezî kuntum_bihî
teddeûn
28- Kul eraeytum in ehlekeniyellâhu ve mem_meiye ev rahımenâ fe men_yucîrul kâfirîne
min azâbin elîm
275
29- Kul huverrahmânu âmennâ bihî ve aleyhi tevekikelnâ, fe se te’lemûne men huve fî
talâlim_mubîn
30- Kul e raeytum in esbeha mâukum ğavran fe men_ye’tîkum_bi mâ îm_meîn
Bismillâhirrahmânirrahim
1- Mutlak hükümranlık elinde olan Allah, yüceler yücesidir ve O’nun her şeye gücü yeter.
2- “Sizin hanginizin en güzel ameli yapacağını” imtihan etmek için ölümü ve hayatı
yaratan O'dur. Ve O; Aziz'dir, Gafûr'dur.
3- Gökleri yedi tabaka (7 kat) olarak yaratan O'dur. Rahmân'ın yaratmasında bir
uyumsuzluk göremezsin. Haydi bakışını çevir (tekrar bak), bir yarık (çatlak) görüyor
musun?
4- Sonra iki defa daha bakışını çevir (bak). Bakışın aciz ve yorgun olarak sana (geri)
döner.
5- Ve andolsun ki, dünyanın semasını kandillerle süsledik. Ve onları, şeytanlar için
(atılacak) taşlar kıldık. Ve onlar için alevli ateşin azabını hazırladık.
6- Ve Rab'lerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. Ve (o), ne kötü varış yeri!
7- Oraya (cehenneme) atıldıkları zaman onun kaynayan korkunç sesini (gürlemesini)
işittiler.
8- (Cehennem) nerede ise öfkesinden çatlayacak gibi olur. Oraya herbir grup atılışında
onun (cehennemin) bekçileri onlara: “Size nezir (uyarıcı) gelmedi mi?” diye sordu.
9- Onlar (cehenneme atılanlar) dediler ki: “Evet, bize nezir gelmişti. Fakat biz onu
yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz ancak büyük bir dalâlet içindesiniz, dedik.”
10- Ve: “Eğer biz işitmiş veya akıl etmiş olsaydık, alevli ateş halkı arasında olmazdık.”
dediler.
11- Böylece günahlarını itiraf ettiler. Artık ateş ehli (Allah'ın rahmetinden) uzak olsun.
12- Muhakkak ki onlar, gaybda Rab'lerine huşû duyarlar. Onlar için mağfiret ve büyük ecir
vardır.
276
13- Ve sözünüzü gizleyin veya onu açıklayın. Muhakkak ki O (Allah), gönüllerde olanı en
iyi bilendir.
14- Yaratan (yarattığını) bilmez mi? Ve O; Lâtif'tir, Habîr'dir (haberdar olandır).
15- Arzı size zelil kılan (boyun eğdiren) O'dur. Artık onun omuzlarında (üzerinde,
dağlarda, ovalarda) dönüp dolaşın ve O'nun rızkından yeyin. Ve neşir (yeniden var olup
huzurunda toplanma) O'nadır.
16- Gökyüzündeki Kişinin (Allah'ın), o (yer) sallandığı zaman sizi, yere geçirmesinden
(geçirmeyeceğinden) emin mi oldunuz?
17- Veya gökyüzünde olan Kişinin (Allah'ın) sizin üzerinize (taş yağdıran) fırtına
göndermesinden (göndermeyeceğinden) emin mi oldunuz? O taktirde uyarım nasılmış,
yakında öğreneceksiniz (bileceksiniz).
18- Ve andolsun ki, onlardan öncekiler de yalanladılar. O zaman azabım nasıl oldu?
19- Onlar, üstlerinde sıra sıra süzülerek kanat çırpan kuşları görmüyorlar mı? Onları
Rahmân'dan başkası tutmuyor. Muhakkak ki O, herşeyi en iyi görendir.
20- Veya Rahmân'dan başka size yardım edecek olan bu askerler kimdir? Kâfirler sadece
gurur (aldanma) içindeler.
21- Ya da eğer (Allah), onun rızkını tutarsa (keserse), sizi rızıklandıracak olan bu kişiler
kimlerdir? Hayır, onlar haddi aşmada ve (haktan) uzak olmakta ısrarla devam ettiler.
22- Öyleyse yüzüstü sürünerek yürüyen kimse mi daha çok hidayete ermiştir, yoksa Sıratı
Mustakîm üzerinde düzgün (dimdik, seviyeli) yürüyen mi?
23- De ki: “Sizi inşa eden (yoktan yaratıp var eden) ve size işitme, görme ve idrak etme
hassalarını veren O'dur. Ne kadar az şükrediyorsunuz?”
24- De ki: “Sizi yeryüzünde çoğaltıp yayan O'dur. Ve O'na haşrolunacaksınız (huzurunda
toplanacaksınız).”
25- Ve: “Eğer siz, (sözünüzde) sadıksanız, bu (azap) vaadiniz ne zaman?” derler.
26- De ki: “Bu ilim ancak Allah'ın indindedir. Ve ben sadece (Allah'ın azabını) açıkça
bildiren bir nezirim (uyarıcıyım).”
27- Fakat onu (azabı), yakın olarak gördükleri zaman inkâr edenlerin yüzleri karardı. Ve
277
onlara: “Bu sizin kendisini davet ettiğiniz (ne zaman diye sorduğunuz) azaptır.” denildi.
28- De ki: “Gördünüz mü, şâyet Allah, beni ve benimle beraber olanları helâk etse veya
bize rahmet etse, bundan sonra kâfirleri elîm azaptan kim kurtarır?”
29- De ki: “O, Rahmân'dır, O'na îmân ettik (âmenû olduk) ve O'na tevekkül ettik.” Artık
açıkça dalâlette olan kimdir, yakında bileceksiniz.
30- De ki: “Gördünüz mü, şâyet sizin suyunuz yerin altına geçse, o zaman size akarsuyu
kim getirir?”
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Kuran-ı Kerim’de otuz ayetlik bir sure
vardır. Her kim o sureyi uyuyacağı zaman okursa, o kişiye otuz sevap yazılır, otuz günahı
silinir, otuz derece yükseltilir. Allah’u Teala o kişiye bir melek yollar. O melek o kişinin
üzerine kanadını gererek, uyanıncaya kadar onu herşeyden korur. O sure, kabirde
kendisini okuyan o kişi(ye azap olunmaması) içinmücadele verir. İşte o sure Mülk
(Tebareke) Suresidir."(2)
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Her kim yatsıdan sonra Mülk ve
Secde Surelerini okursa okursa, bu iki sureyi Kadir gecesinde okumuş gibi sevap almış
olur."(5)
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Her kim Secde ve Mülk surelerini
geceleri okursa, o kimse çok sevap kazanmış ve çok iyi ve güzel bir iş yapmış olur."(6)
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Her kim her gece Mülk suresini
okursa, Allah’u Teala, bu sureyi okuması sebebiyle o kişiyi kabir azabından kurtarır."(7)
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Tebareke Suresi, sahibini kurtarmak
için kabirde mücadele ederek, insanı kabir azabından kurtarır."(8)
278
78 – NEBE SÛRESİ (AMME SÛRESİ) (40 Ayet)
279
280
78 – NEBE SÛRESİ (AMME SÛRESİ) (40 Ayet)
Bismillahirrahmanirrahim
1. Amme yetesâelûn.
2. Aninnebeil azîmillezî hum fîhi muhtelifûn
4. Kellâ se ye’lemûn
5. Summe kellâ se ye’lemûn --
6. E lem nec’alil erda mihâdân_Vel cibâle evtâdâ.
8. Ve halakınâkum ezvâcâ.
9. Ve cealnâ nevmekum subâtâ.
10. Ve cealnelleyle libâsâ.
11. Ve cealnennehâra meâşâ.
12. Ve beneynâ fevkakum seb'an şidâdâ.
13. Ve cealnâ sirâcen_vehhâcâ.
14. Ve enzelnâ minel mu’sırâti mâen seccâcel_Li nuhrice bihî habben_ve nebâten_Ve
cennâtin elfâfâ
17. İnne yevmel fasli kâne mîkâtâ.
18. Yevme yunfehu fissûri fe te’tûne efvâcâ.
19. Ve futihatissemâu fe kâneti ebıvâbâ.
20. Ve suyyiratil cibâlu fe kâneti serâbâ.
21. İnne cehenneme kâneti mirsâdel_Littâğîne meâbel_Lâbisîne fîhâ ehkâbâ.
24. Lâ yezûkûne fîhâ berden_ve lâ şerâbâ.
25. İllâ hamîmen_ve ğassâkân_Cezâen_vifâkâ.
27. İnnehum kânû lâ yercûne hısâbâ.
28. Ve kezzebû bi âyâtinâ kizzâbâ.
29. Ve kulle şey’in ehsaynâhu kitâbâ.
30. Fe zûkû fe len_nezîdekum illâ azâbâ.
281
31. İnne lil muttekîne mefâzen Hadâika ve e’nâben_Ve kevâıbe etırâben_Ve ke’sen
dihâkâ.
35. Lâ yesmeûne fîhâ lağven_ve lâ kizzâbâ.
36. Cezâem_mirrabbike atâen hısâber_rabbissemâvâti vel ardi ve mâ
beynehumerrahmâni lâ yemlikûne minhu hıtâben_Yevme yekûmurrûhu vel melâiketu
saffâ, lâ yetekellemûne illâ men ezine lehurrahmânu ve kâle savâbâ.
282
13. Parıldadıkça parıldayan bir kandil (güneş) kıldık.
283
36. Rabbinden bir karşılık olmak üzere yeterli bir bağış(tır bu).
37. Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi Rahman olan (Allah); O'na hitap
etmeye güç yetiremezler.
38. Ruh ve meleklerin saflar halinde duracakları gün; Rahman'ın kendilerine izin verdikleri
dışında olanlar konuşmazlar. (Konuşacak olan da,) Doğruyu söyleyecektir.
39. İşte bu, hak gündür. Şu halde dileyen Rabbine bir dönüşyolu edinsin.
40. Gerçekten Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim
ettiklerine bakacağı gün, kafir olan da: "Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim" diyecek.
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "İkindi namazından sonra Nebe
suresini (vird olarak) okursa, Allah’u Teala o kimsenin rızkını artırır (kazancına
bereket ihsan eder), Ona dünya dağları ağırlığınca iyilikler yazılır. Kıyamet günü
yüce Allah her bir kılını nurlu kılar. Dünyadan cenneteki makamını görmeden
de çıkmaz." (Ebûl-Leys Semerkandî, Tefsirul-Kur’ân, 6/362)
284
Celcelutiye Duası Arapça Okunuşu Celcelutiye Duası Türkçe Meali
İlâhi lekad aksemtü bismike dâıyê İlahi! Kusursuz olan Allah, Ehad, Bedi ve
Kadir isimlerini şefaatçi kılıp niyazla
Bi âcin_ve mâ hûcin celet fetecelcelet Senden istiyorum.
285
4
286
7
287
10
11
Ehâtat biyel envâru min külli cânibin Her yandan beni nurlar kuşatsın da büyük
Ve heybetü mevlânel azîmi binâ alet Mevla’mızın heybeti bizi kaplasın.
12
288
13
14
15
289
16
Elâ ve elbisennî heybeten ve celâleten Ne olur ism-i cebbarınla bana bir heybet
ve celal giydir ve düşmanlarımın ellerini
Ve küffe yedel a’dâi annî bi almehet
benden çektir.
17
Elâ vahcübennî min adüvvin_ve Kadri yüce, Kadir, Selam, Aziz ve celil
hâsidin ism-i şeriflerinin hürmetine beni her türlü
Bi hakkı şemmâhın eşmehın sellemet düşman ve hasetçiden ve kötülüklerden
semet koru.
18
290
19
Elâ vakıdı yâ rabbâhü binnûri hâcetî Ey Rabbim İsmi Azam’ın nuru hürmetine
O nur ile ihtiyaçlarımı gider. Selam ve
Bi nûri eşmehın celyâ serîan kadin
Hayy ism-i şeriflerinle hacetimi süratle
kadat
yerine getir.
20
21
291
Ey Celal sahibi ve ey kırık gönülleri
Ve ahrisenî yâ zelcelâli bi kâfi kün üzüntüden kurtarıp canlandıran Allah’ım
23
Eyâ câbirel kalbil kesîri minel habet “Kün=ol” emrinin “Kaf” harfinin sırrı
hürmetine beni koru.
Ve yessir ümûrî yâ ilâhî ve e’tinâ Ya ilahi Âli, Alâ ve Selam ism-i şerifin
29 Minel ızzi vel ulyâ bi şemhın_ve hürmetine bize izzet ve yücelik ver. Ve
eşmehat işlerimizi kolaylaştır
292
Bi yâhin_ve yâ yûhin_ve yâ hayra Ya İlahî, Ey gerçek Mabud, Ya Hu ve Ya
bâzihın Hayre’l-halıkîn Rızıklarımızı nihayetsiz
32
Ve yâ mel_lenel erzâku min cûdihî cömertlikle bize gönderen Cevad isminle
nemet sana yalvarıyorum.
293
Nurun kandili gizliden gizliye tutuşturulup
Tükâdü sirâcünnûri sirram_beyâneten
41 yakılıyor. Kandiller kandili perde altında
Tükâdü sirâcüssürci sirran_tenevverat
yanarak nur saçıyor.
Ebâzîha beyzûhın_ve
Ey bütün sırlara vakıf olan Allah’ım Mübdi
zeymûhım_ba’dehâ
46 ve Müid isimlerinin hürmetine bize şefkat
Cemâruhin_yeşrûhım_bi şerhın
ve merhametinle muamele et.
teşemmehat
294
Kâfirlerden korunmak ve düşmana
Bikel havlu vessavluşşedîdü limen etâ
şiddetli hücum gerçekleştirmek ancak
50 Li-bâbi cenâbike vel-tecâ
senin yardımınladır. Senin yüce kapına
zulmetüncelet
gelip sığınan kimsenin karanlığı dağılır.
Bi hâ mîm aynin sümme sînin_ve Hâ Mîm Ayn Sîn Kâf (Şûrâ süresi) bizi
53 kâfihâ koruyan sığınağımız olsun; onun
Hımâyetünâ min kulli sûim_bişelmehet karşısında dağlar bile sarsılır.
Ve elfin_ve lâmin sümme mîmin ve Elif Lam Mim Ra (Rad) suresiyle yüce
57 râihâ olan ruhaniler ve melekler meclisine
İlâ mecmeıl ervâhı verrûhı kad alet yükseldim.
295
Bi hakkı tebârake sümme nûnin_ve Tebareke, Nun, Seele Sailün, Tehmiz
60 sâilin (Hümeze), Ize`ş-Şemsu Kuvvirat sureleri
Ve fî sûretit tehmîzi veşşemsi küvvirat hakkı için…
66
296
67
68
69
297
70
71
72
Fetilke hurûfünnûri fecma’ havâssahâ İşte onlar, nur harfleridir. Onların hasiyet
Ve hakkık meânîhâ bihil hayru ve meziyetlerini (bende) topla, manalarını
gerçekleştir. Her türlü hayır onlarla
tümmimet tamamlanır.
298
73
74
75
299
76
77
78
300
79
80
Ve veffıknî lil hayri vessıdkı vettukâ Beni hayır, ihlâs ve takvaya muvaffak kil
Ve eskinnenil firdevse mea firkatin ve yüce toplulukla birlikte beni Firdevs
alet cennetine sakin eyle.
81
301
82
Ve fil haşri beyyıd yâ ilâhî sahîfetî Ya ilahi Ne olur, Mahşerde amel sahifemi
lütfunla ak eyle, Ve eğer hafif gelecek
Ve sekkıl mevâzînî bi lutfike in haffet
olursa sevap terazimi lütfunla ağır getir.
83
84
85 Fe hâzâ havâtimühünne men kad Bu; indirilen levhadaki sırlardan bir sır ile,
hassastühâ özel olarak seçtiğim kimseye onların
Bi sirrim_minel esrâri fil levhı ünzilet mühürleridir!
302
86 Selâsü ısıyyin suffifet ba'de hâtemin Mühürden sonra onların başında ok gibi
hizaya sokan sıralanmış üç sopa! Başının
Alâ ra'sihâ mislüs sihâmi tekavvemet
üzerinde iki misli yatırılmış çizgi
87 Ve mîmün tamîsün ebteru summe Ve sönük (tek gözlü mim) ebterdir, sonra
süllemü
merdiven! Ortasındaki iki esre ile.
Ve fi vasatihâ bil cerrateyni teşerbeket
93
303
Ve hamsüm_minel kur'âni hünne Beş de Kur’an’dan. Onlar onun
temâmühâ tamamıdır! Herbir mahluka apaçık, dilsiz
İlâ külli mahlûkın fesîhın_ve ebkemet değil!
Bihel ahdü vel mîsâku vel va'dü vel Ezel bezmindeki söz, sözleşme, müjde ve
98 likâ öldükten sonraki dirilme bu isimle
Ve bil miski vel kâfûri hakkan gerçekleşir. Böylece misk ve kafurla
kadıhtemet gerçekten söz sona erdi
100 Fe in kâne hâmilühâ minel havfi Bu isimleri duyan korkup kaçarsa, sen
hâriben korkunun üzerine git. Bu esmaların
Fe akbil ve lâ tahşel mülûke bi mâ sırlarından dolayı krallardan bile korkma.
304
havet
102 Fe tersimü min fevkıl cebîni hurûfehâ Bu harfleri hastanın alnına yazarsın,
resmedersin. İşte bunların hepsi Allah’ın
Fe hâ hiye ismüllâhi cemian tefaddalet yüce ve faziletli isimleridir.
104 Fe in kâne hâzel ismü fî mâli tâcirin Şayet bu isimler bir tüccarın malının
Fe emvâlühû bil hayri vel cûdi kad yanında olsa, malı hep hayırla
nemet bereketlenir.
Ve in künte hâmilehâ minel havfi Şayet isimler üzerinde iken sakın korkma!
105 hâriben
Korkunun üstüne yürü, o zaman
Fe akbil ve lâ tahşe fe te'mem_minel
korkudan kurtulacaksın.
habet
106
305
107
108
109
Felâ hayyetün tahşâ, velâ akrabün Ne bir yılandan korkarsın, ne de bir akrep
terâ görürsün. Ne de bir aslan gürleyerek sana
Ve lâ esedün_ye’ti ileyke bi hemhemeti gelir.
306
110
111
Cezâ men karâ hâzâ şefâatü Ahmedê Bunu okuyanın mükâfatı Hz.
(a.s.m) Muhammed’in (a.s.m.) şefaatidir. Saf saf
Ve yuhşeru fil cennâti mea hûrin dizilmiş hurilerle birlikte Cennette
suffifeti toplanır.
112
Ve’lem bi ennel Mustafâ hayru
Bil ki, Muhammed Mustafa (a.s.m.) en
mürselîn
üstün Peygamberdir. Allah’ın yeryüzüne
Ve efdalü halkıllâhi men kad
yayılmış kullarının en faziletlisidir.
teferrakatı
307
113
Ve saddir bihî min câhihî külle hâcetin Yüce şanından dolayı her dileğinin
Ve selhü likey tencü minel cevri başında onu an, onu şefaatçi yap ve her
türlü zulüm ve tecavüzden korunmak için
vettağatı O’nu (asm) vesile kıl.
114
115
308
116
117
118
309
119
Ve sellim alel atihâri min âli hâşimin Âl-i Hâşim’den (Haşim Oğullarından) o
paklara, hacılar Kâbeyi ziyaret edip onu
Adede mâ haccel hacîcü ve sellemeti
selâmlamaları adedince selâm eyle.
120
121
310
122
SEKİNE DUASI
311
312
Sekine Duası Nasıl Yapılır
• 1- Niyet (Ne maksatla ve ne için okunduğuna niyet etmek)
• 2- İstiğfar (7 Kez)
• 3- Salavat-ı Şerife (7 Kez)
• 4- Allah-u Ekber (10 Kez)
• 5- 6 Esmayı her ayetle beraber okumak (19 Kez)
313
11. ve yen surakellâhu nesran azîzâ
Ve Allah sana pek şerefli bir zaferle yardım etsin. (Fetih-3)
SABAH NAMAZI
Dua’nın Manası: “Allahım! Efendimiz Muhammed’e (sav) ve onun ehli beytine salât et.
Bu salâvat o derece değerli olsun ki: Onun hürmetine bizi bütün korku ve belalardan
kurtarsın. Bizim ihtiyaçlarımızı o salâvat hürmetine yerine getirsin, bizi bütün günahlardan
bu salâvat hürmetine temizlersin, o salâvat hürmetine bizi derecelerin en üstüne
yüceltirsin, o salâvat hürmetine hayatta ve öldükten sonra düşünülebilecek bütün hayırlar
konusunda gayelerin en sonuna kadar ulaştırsın. Ey merhametlilerin merhametlisi bize
315
bunları merhametinle nasip et. Ey bütün dua ve isteklere cevap veren Mucib! Duamızı
kabul eyle Hamd olsun
1 Defa
“Allahumme innâ nukaddimu ileyke beyne yedey kulli nefesin_ve lemhatin_ve
lehzatin_ve tarfetin_yetrifu bihâ ehlu’ssemâvâti ve ehlul aradîne şehâdeten: Eşhedu
en “Lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerike leh, lehul mulku ve lehul hamdü yuhyî ve yumît, ve
hüve hayyüllezi lâ yemût, bi-yedihi'l-hayr, ve hüve alâ külli şey'in kadîr. (Lâ İlahe
kısmından itibaren 9 defa okunup, onuncuda) ve ileyhil-mesîr” ilâve edilir.
Allah’ım her nefeste, her bakışta, her anda, semâlar ve yerler ehlinin her göz açıp
kapamasında Sana şehadetimizi takdim ederiz ki: Allah’tan başka ilah yoktur, O bir tektir
şeriki yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’nadır, kendisine mahsustur. Hayatı O verir. Ölümü
O verir. Hayır O’nun elindedir. O herşeye kadirdir. Dönüş O’nadır.
İstiâze duâları okunur (Eller avuç içi yere bakar şekilde kaldırılır.)
Allahumme ecirnâ minennâr. (Allah’ım bizi ateşinden ve cehennemden kurtar) (Bu satır
3, 5 veya 7 defa, diğerleri birer defa)
Allahumme ecirnâ min kulli nâr. (Allah’ım bizi her çeşit ateşten halas eyle)
Allahumme ecirnâ min fitnetid-dîniyyeti ved-dünyeviyyeh. (Allah’ım bizi dînî ve dünyevî
fitnelerden muhafaza eyle!)
Allahumme ecirnâ min fitneti âhirizzamân. (Allah’ım bizi ahir zaman fitnesinden koru’)
Allahumme ecirnâ min fitnetil-Mesîhid-Deccâli ve’s-Sufyân. (Allah’ım bizi Mesih-i Deccâl
ve Sufyan fitnesinden kurtar!)
Allahumme ecirnâ mineddalâlâti ve’l-bid’iyyâti vel-beliyyât. (Allah’ım bizi dalaletlerden
bid’atlardan ve belâlardan halas eyle)
316
Allahumme ecirnâ min şerrinnefsi’l-emmâreh. (Allah’ım bizi kötülüklere iten Nefs-i
Emmarenin şerrinden muhafaza eyle)
Allahumme ecirnâ min şurûrinnufûsi’l-emmârâtil-fir’avniyyeh. (Allah’ım bizi
firavunlaşmış Nefs-i Emmarelerin şerlerinden koru)
Allahumme ecirnâ min şerrinnisâ. (Allah’ım bizi şerli kadınların şerrinden kurtar)
Allahumme ecirnâ mim_belâinnisâ. (Allah’ım bizi belâlı kadınların fitnesinden halâs
eyle)
Allahumme ecirnâ min fitnetinnisâ. (Allah’ım bizi fitnekar kadınların fitnesinden
muhafaza eyle)
Allahumme ecirnâ min azâbil-kabr. (Allah’ım bizi kabir azabından kurtar)
Allahumme ecirnâ min azâbi yevmil-kıyâmeh. (Allah’ım bizi kıyamet günün azabından
halas eyle)
Allahumme ecirnâ min azâbi Cehennem. (Allah’ım bizi cehennem azabından muhafaza
eyle)
Allahumme ecirnâ min azâbi kahrik. (Allah’ım bizi kahrının azabından koru)
Allahumme ecirnâ min_nâri kahrik. (Allah’ım bizi kahrının ateşinden koru)
Allahumme ecirnâ min azâbi’l-kabri vennîrân. (Allah’ım bizi kabir azabı ve ateşlerden
kurtar)
Allahumme ecirnâ minerriyâi vessum’ati vel-ucubi ve’l-fahr. (Allah’ım bizi riyadan,
yalancı şöhretten, kendimizi beğenmekten, övünmekten muhafaza eyle.)
Allahumme ecirnâ min tecâvuzi’l-mulhidîn. (Allah’ım bizi inkarcıların tecâvüzünden koru)
Allahumme ecirnâ min şerri’l-munâfıkîn. (Allah’ım bizi münafıkların şerrinden koru)
Allahumme ecirnâ min fitneti’l-fâsikîn. (Allah’ım bizi fasıkların fitnesinden koru)
317
Avuç içi yukarı çevrilerek devam edilir.
Allahumme edhilnel Cennete meal ebrâr. (Allah’ım bizleri Ebrar olan iyilerle Cennet’e
idhal eyle)
Allahummed hilnel Cennete meal ebrâr.
(Allah’ım bizi, Üstadımız olan Said Nursî’yi (Allah ondan razı olsun), ana-babamızı, sadık
Risale-i Nur Talebelerini, erkek ve kadın kardeşlerimizi, akrabalarımızı, ecdadımızı, iman ve
Kur’ân hizmetinden çalışan ihlâslı, imanlı dostlarımızı, Seçkin Peygamberinin şefaati, Onun
pak, âli ve hayırlı Sahabîlerinin hürmetine, iyilerle beraber Cennet’e idhal eyle. Gece ve
gündüz devam ettikçe bu saydıklarımıza iyilik ve selamet ihsan eyle. Âmin… Hamd olsun
Âlemlerin Rabbi olan Allah’a ki, hamd ancak kendisine mahsustur)
(Eller yüze sürülür.)
Bismillâhirrahmânirrahîm
318
Allâhü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm. Lâ te’huzühû sinetün_ve lâ nevm. Lehû mâ
fissemâvâti vemâ fil erdı. Menzellezî yeşfeu indehû illâ biiznih. Ye’lemü mâ beyne
eydîhim vemâ halfehüm. velâ yühîtûne bişey’im min ilmihî illâ bimâ şâ. Vesia
kürsiyyühüssemâvâti vel erdı. Velâ yeûdühû hıfzuhümâ. ve hüvel aliyyül azîm.
Subhânallâh (33 kere) (Allah’ın acâib-i sanatı akıllara hayret verir. O her türlü noksandan,
kusurdan uzaktır)
Elhamdulillâh (33 kere) (Allah’a hamd olsun. Hamd ancak Allah’a mahsustur)
Allâhu ekber (33 kere) (Allah en büyüktür, hatıra hayale gelen ve gelmeyen her şeyden
daha büyük O’dur)
“Lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerike leh, lehul mulku ve lehul hamdü yuhyî ve yumît, ve
hüve hayyüllezi lâ yemût, bi-yedihi'l-hayr, ve hüve alâ külli şey'in kadîr ve ileyhil-mesîr”
(Mülk sahibi Melik, hak ve varlığı apaçık Mübin olan Allah’tan başka ilah yoktur. Vâdinde
sadık ve emin olan Muhammed (a.s.m) Allah’ın Resulüdür)
319
İnnellahe ve melâiketehû yusellûne ale’n-nebiy. Yâ eyyuhellezîne âmenû sallû aleyhi ve
sellimû teslîmâ. Lebbeyk. (Hz. Peygambere, Allah salat, rahmet eder, meleklerde salat,
dua ve istiğfar eder. Ey îman edenler! Siz de O’na salat ve tam bir teslimiyetle selam
getirin) Lebbeyk diyerek (Allah’ım emrine, davetine uyfuk) (Ahzab 56)
Allahumme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed. Biadedi kulli
dâin ve devâin ve bârik ve sellim aleyhi ve aleyhim tesliman kesîrâ. (Allah’ım Efendimiz
Muhammed’e ve Efendimiz Muhammed’in âline, bütün maddi ve manevi dertler ve devalar
adedince çok salât, bereket ve selâm ihsan eyle)
Allahumme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed. Biadedi kulli
dâin ve devâin ve bârik ve sellim aleyhi ve aleyhim tesliman kesîrâ.. (Allah’ım Efendimiz
Muhammed’e ve Efendimiz Muhammed’in âline, bütün maddi ve manevi dertler ve devalar
adedince çok salât, bereket ve selâm ihsan eyle)
Allahumme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed. Biadedi kulli
dâin ve devâin ve bârik ve sellim aleyhi ve aleyhim tesliman kesirân kesirân kesîrâ.
(Allah’ım Efendimiz Muhammed’e ve Efendimiz Muhammed’in âline, bütün maddi ve
manevi dertler ve devalar adedince çok çok çok salât, bereket ve selâm ihsan eyle)
Salli vesellim yâ Rabbi alâ habîbike Muhammedin ve alâ cemîi’l-enbiyâi ve’l evliya-i ve’l
murselîn ve alâ âli kullin ve sahbi kullin ecmaîn. Âmin ve’l-hamdulillâhi Rabbi’l-âlemin. Ya
Rabbi! Habibin Muhammed’e ve bütün enbiya ve resullere herbirisinin âl ve ashabına salât
ve selâm eyle. Amin! Hamd olsun Âlemlerin Rabbi Allah’a ki, hamd ancak kendisine
mahsustur)
Elfu elfi salâtin ve elfu elfi selâmin aleyke yâ Resûlallah. (Binler binler salat, binler binler
selâm senin üzerine olsun ey Allah’ın Resulü!)
Elfu elfi salâtin ve elfu elfi selâmin aleyke yâ Habîballah. (Binler binler salat, binler binler
selâm senin üzerine olsun ey Allah’ın Habibi!)
320
Elfu elfi salâtin ve elfu elfi selâmin aleyke yâ emîne vahyillâh. (Binler binler salat, binler
binler selâm senin üzerine olsun ey Allah’ın vahyinin Emîni!)
Allahumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve ashâbihî
biadedi evrakı’l-eşcâr ve emvâci’l-bihâr ve katarâti’l-emtâr, vağfirlenâ verhamnâ veltufbinâ
vebi üstâdinâ ve meşâyîhina (radıyallâhu anhüm) ve vâlideynâ ve ihvânena vebi talebeti
Resâili’n-Nûri’s-sadıkîne yâ ilâhenâ bikulli salâtin minhâ şehadeten.. eşhedu en lâ ilâhe
illallah ve eşhedu enne Muhammeden Resûlullahi Sallallahu Aleyhi Tealâ Vesellem.
(Allah’ım Efendimiz Muhammed’e (a.s.m) âl ve Ashabına, ağaçların yaprakları, denizlerin
dalgaları, yağmurların damları adedince salât, selâm ve bereket indir. Günahlarımızı
bağışla, bize methamet eyle. Bize ve İstadımız Said Nursi’ye (r.a.) ve anne babamıza ve
sâdık Risale-i Nur talebelerine, ey İlâhımız, bu salâvâtların herbirisine mukabil lütfeyle!
Allah’tan başka ilah olmadığına şehadet ederim ve Muhammed’in Allah resulü olduğuna
şehadet getiririm. Allahu Teâlâ ona salât ve selâm etsin)
321
(Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey her senaya lâyık olan, ancak kendisine hamd
ve sena olunan, bütün varlıkların hâl ve kal dilleriyle övülen Hamid! Her şeyden üstün ve
yücesin, ey her şeyi yerli yerine koyan hikmetle yapan, faydalı yaratan Hakîm! Affınla bizi
ateşinden ve cehennemden kurtar yâ Rahman)
Subhâneke yâ Mecîd teâleyte yâ Melîk ecirnâ mine’n-nâr biafvike yâ Rahmân.
(Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey sonsuz izzet ve azamet ve nimet sahibi olan
yüceler yücesi Mecîd! Her şeyden üstün ve yücesin, ey her şeyin sahibi, sultanı Melik!
Affınla bizi ateşinden ve cehennemden kurtar yâ Rahman)
322
(Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey -------! Her şeyden üstün ve yücesin, ------!
Affınla bizi ateşinden ve cehennemden kurtar yâ Rahman)
323
Subhâneke yâ Hannân teâleyte yâ Mennân ecirnâ mine’n-nâr biafvike yâ Rahmân.
Subhâneke yâ Ehad teâleyte yâ Samed ecirnâ mine’n-nâr biafvike yâ Rahmân.
Subhâneke yâ Hayy teâleyte yâ Kayyûm ecirnâ mine’n-nâr biafvike yâ Rahmân.
Subhâneke yâ Adl teâleyte yâ Hakem ecirnâ mine’n-nâr biafvike yâ Rahmân.
Subhâneke yâ Ferd teâleyte yâ Kuddûs ecirnâ mine’n-nâr biafvike yâ Rahmân.
Celle celâluhu ve âmme nevâvuhû velâ ilâhe ğâyruh.
Avuçlar yukarı gelecek şekilde eller kaldırılır:
Subhâneke âhiyyen şerâhiyyen teâleyte lâ ilâhe illâ ente ecirnâ ve ecir üstâzenâ ve
meşâyîhena (radıyallâhu anhüm) ve vâlideynâ ve ihvânenâ ve ehavâtenâ ve talebete
Resâili’n-Nûri ve rufekâenâ ve akrebâena ahbâbene’l-mu’mînine’l-muhlisîne mine’n-
nâr. (Avuç içleri aşağıya çevrilir.) Ve min kulli nâri vahfeznâ min şerri’n-nefsi ve’ş-
şeytân ve min şerri’l-cinni ve’l-insân ve min şerri’l-bid’ati ve’d-dalâlâti ve’l-ilhâdi ve’t-
tuğyân. (Avuçlar tekrar yukarı çevrilir.)
Biafvike yâ Mucîr, bifadlike yâ Gaffâr, birahmetike yâ Erhame’r-râhimîn.
Allahumme edhılne’l-Cennete meâal ebrâr, bişefâati nebiyyike’l-muhtâr ve âlihi-l ethâr,
ve eshâbihi-l ahyâr, ve sellim mâdâme-l leylu vennehâr, Âmin, ve selâmun ale-l murselîn,
ve-l hamdu lillâhi Rabbi’l-Âlemîn.
Haşir Sûresi’nin 20-24. Âyetleri (Lâ Yestevî) okunur.
Eûzü billâhissemî’ıl alîmi mineş şeytânir racîm (3 defa)
Bismillâhirrahmânirrahîm,
Lâ yestevî eshâbunnâri ve eshâbu’l-Cenneh. Eshâbu’l-Cenneti humu’l-fâizûn.
Lev enzelnâ hâzel kur’âne alâ cebelil leraeytehû hâşiam_mütesaddiam_min haşyetillâh.
Ve tilkel’emsâlü nadribühâ linnâsi leallehüm yetefekkerûn!.
324
ESMÂ-UL HUSNÂ okunarak namaz bitirilir.
Bismillâhirrahmânirrahîm,
Huvellahullezî lâ ilâhe illâ hû;
Er-Rahmanü, Er-Rahîmü, El-Melikü, El-Kuddûsü, Celle Celâluhu
Es-Selâmu, El-Mu’minü, El-Muheyminü, El-Azîzü, El-Cebbâru, El-Mütekebbîru, Celle
Celâluhu
El-Hâliku, El-Bâri’u, El-Musavviru, El-Ğaffâru, El-Kahhâru, El-Vehhâbu, Celle Celâluhu
Er-Rezzâku, El-Fettahu, El-Alîmu, El-Kâbizu, El-Bâsidu, El-Hâfidu, Celle Celâluhu
Er-Râfi’u, El-Mu’izzü, El-Müzillü, Es-Semi’ü, El-Basîru, El-Hakemu, Celle Celâluhu
El-Adlü, El-Latîfu, El-Habîru, El-Halîmu, El-Azîmu, El-ğafûru, Celle Celâluhu
Eş-Şekûru, El-Alîyyu, El-Kebîru, El-Hafîzu, El-Mukîtu, El-Hasîbu, Celle Celâluhu
El-Celîlu, El-Kerîmu, Er-Rakîbu, El-Mucîbu, El vâsi’u, El-Hakîmu, Celle Celâluhu
El-Vedûdü, El-Mecîdü, El-Bâ’isü, Eş-Şehîdü, El-Hakku, El-Vekîlu, Celle Celâluhu
El-Kaviyyu, El-Metînu, El-Veliyyu, El-Hamîdu, El-Muhsî, El-Mubdiu, Celle Celâluhu
El-Mu’idü, El-Muhyî, El-Mumîtu, El-Hayyu, El-Kayyumu, El-Vâcidu, Celle Celâluhu
El-Mâcidu, El-Vâhidu, El-Ehadü, Es-Samedü, El-Kâdirü, El-Muktediru, Celle Celâluhu
El-Mukaddimu, El-Muehhiru, El-Evvelu, El-Ahiru, Ez-zâhiru, El-Bâtinu, Celle Celâluhu
El-Vâli, El-Muteâli, El-Berru, Et-Tevvabu, El-muntekımu, El-A’fuvvu, Celle Celâluhu
Er-Ra’ufu, Malikül Mülki Zülcelâli Velikram, El-Muksidu, El-Câmiu, Celle Celâluhu
El-Ğâniyyu, El-Muğnî, El-Mâniu, Ez-Zaârru, En-nâfi’u, En-Nûru, Celle Celâluhu
El-Hâdi, El-Bedi’u, El-Bâkî, El-Vârisü, Er-Reşîdü, Es-Sebûru, Celle Celâluhu ve Amme
Nevâlühû ve Lâ İlâhe Ğayrüh.
ÖĞLE NAMAZI
325
SALÂTEN TÜNCÎNÂ DUÂSI
Dua’nın Manası: “Allahım! Efendimiz Muhammed’e (sav) ve onun ehli beytine salât et.
Bu salâvat o derece değerli olsun ki: Onun hürmetine bizi bütün korku ve belalardan
kurtarsın. Bizim ihtiyaçlarımızı o salâvat hürmetine yerine getirsin, bizi bütün günahlardan
bu salâvat hürmetine temizlersin, o salâvat hürmetine bizi derecelerin en üstüne
yüceltirsin, o salâvat hürmetine hayatta ve öldükten sonra düşünülebilecek bütün hayırlar
konusunda gayelerin en sonuna kadar ulaştırsın. Ey merhametlilerin merhametlisi bize
bunları merhametinle nasip et. Ey bütün dua ve isteklere cevap veren Mucib! Duamızı
kabul eyle Hamd olsun
Bismillâhirrahmânirrahîm
Allâhü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm. Lâ te’huzühû sinetün_ve lâ nevm. Lehû mâ
fissemâvâti vemâ fil erdı. Menzellezî yeşfeu indehû illâ biiznih. Ye’lemü mâ beyne
eydîhim vemâ halfehüm. velâ yühîtûne bişey’im min ilmihî illâ bimâ şâ. Vesia
kürsiyyühüssemâvâti vel erdı. Velâ yeûdühû hıfzuhümâ. ve hüvel aliyyül azîm.
326
Subhânallâh (33 kere) (Allah’ın acâib-i sanatı akıllara hayret verir. O her türlü noksandan,
kusurdan uzaktır)
Elhamdulillâh (33 kere) (Allah’a hamd olsun. Hamd ancak Allah’a mahsustur)
Allâhu ekber (33 kere) (Allah en büyüktür, hatıra hayale gelen ve gelmeyen her şeyden
daha büyük O’dur)
“Lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerike leh, lehul mulku ve lehul hamdü yuhyî ve yumît, ve
hüve hayyüllezi lâ yemût, bi-yedihi'l-hayr, ve hüve alâ külli şey'in kadîr ve ileyhil-mesîr”
Bismillâhirrahmânirrahîm,
İnnellahe ve melâiketehû yusellûne ale’n-nebiy. Yâ eyyuhellezîne âmenû sallû aleyhi ve
sellimû teslîmâ. Lebbeyk.
Allahumme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed. Biadedi kulli
dâin ve devâin ve bârik ve sellim aleyhi ve aleyhim tesliman kesîrâ.
Allahumme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed. Biadedi kulli
dâin ve devâin ve bârik ve sellim aleyhi ve aleyhim tesliman kesîrâ..
Allahumme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed. Biadedi kulli
dâin ve devâin ve bârik ve sellim aleyhi ve aleyhim tesliman kesirân kesîrâ.
Salli vesellim yâ Rabbi alâ habîbike Muhammedin ve alâ cemîi’l-enbiyâi ve’l evliya-i ve’l
murselîn ve alâ âli kullin ve sahbi kullin ecmaîn. Âmin ve’l-hamdulillâhi Rabbi’l-âlemin.
Elfu elfi salâtin ve elfu elfi selâmin aleyke yâ Resûlallah.
Elfu elfi salâtin ve elfu elfi selâmin aleyke yâ Habîballah.
Elfu elfi salâtin ve elfu elfi selâmin aleyke yâ emîne vahyillâh.
Allahumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve ashâbihî
biadedi evrakı’l-eşcâr ve emvâci’l-bihâr ve katarâti’l-emtâr, vağfirlenâ verhamnâ veltufbinâ
327
vebi üstâdinâ ve meşâyîhina (radıyallâhu anhüm) ve vâlideynâ ve ihvânena vebi talebeti
Resâili’n-Nûri’s-sadıkîne yâ ilâhenâ bikulli salâtin minhâ şehadeten.. eşhedu en lâ ilâhe
illallah ve eşhedu enne Muhammeden Resûlullahi Sallallahu Aleyhi Tealâ Vesellem.
Yâ Ğaffâr yâ Yâ Fettâh yâ
Allah Allah
Celle celâluhu ve âmme nevâvuhû velâ ilâhe ğâyruh.
Avuçlar yukarı gelecek şekilde eller açılır:
328
“Yâ Rabbe’s-semâvâti Ve’l-ardı, yâ ze’l-Celâli ve’l-İkrâm. Nes’eluke bihakkı hâzihi’l-esmâi
kullehâ entusalli-ye alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, verham
Muhammeden kemâ salleyte ve sellemte ve bârekte ve rahimte ve terehamte alâ İbrâhîme
ve alâ âli İbrâhîme fi’l âlemîn, Rabbenâ inneke hamîdüm mecîd, birahmetike yâ
erhamerrâhimîn, ve’l-hamdülillâhi Rabb’l-alemîn.”
Bismillâhirrahmânirrahîm,
28: Huvellezî ersele resûlehû bil hudâ ve dînil hakkı li yuzhirahû aleddîni kullih, ve kefâ
billâhi şehîdâ.
İKİNDİ NAMAZI
329
hurmeti cemiil enbiya-i vel evliya-i pîri pîran, pîri âzam yâ erhamerrahimîn âmin, ve
selâmun âlel murselin velhamdulillâhi rabbil âlemin …” denilir, eller yüze sürülüp indirilir.
Dua’nın Manası: “Allahım! Efendimiz Muhammed’e (sav) ve onun ehli beytine salât et.
Bu salâvat o derece değerli olsun ki: Onun hürmetine bizi bütün korku ve belalardan
kurtarsın. Bizim ihtiyaçlarımızı o salâvat hürmetine yerine getirsin, bizi bütün günahlardan
bu salâvat hürmetine temizlersin, o salâvat hürmetine bizi derecelerin en üstüne
yüceltirsin, o salâvat hürmetine hayatta ve öldükten sonra düşünülebilecek bütün hayırlar
konusunda gayelerin en sonuna kadar ulaştırsın. Ey merhametlilerin merhametlisi bize
bunları merhametinle nasip et. Ey bütün dua ve isteklere cevap veren Mucib! Duamızı
kabul eyle Hamd olsun
Bismillâhirrahmânirrahîm
Allâhü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm. Lâ te’huzühû sinetün_ve lâ nevm. Lehû mâ
fissemâvâti vemâ fil erdı. Menzellezî yeşfeu indehû illâ biiznih. Ye’lemü mâ beyne
eydîhim vemâ halfehüm. velâ yühîtûne bişey’im min ilmihî illâ bimâ şâ. Vesia
kürsiyyühüssemâvâti vel erdı. Velâ yeûdühû hıfzuhümâ. ve hüvel aliyyül azîm.
Subhânallâh (33 kere) (Allah’ın acâib-i sanatı akıllara hayret verir. O her türlü noksandan,
kusurdan uzaktır)
Elhamdulillâh (33 kere) (Allah’a hamd olsun. Hamd ancak Allah’a mahsustur)
Allâhu ekber (33 kere) (Allah en büyüktür, hatıra hayale gelen ve gelmeyen her şeyden
daha büyük O’dur)
330
“Lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerike leh, lehul mulku ve lehul hamdü yuhyî ve yumît, ve
hüve hayyüllezi lâ yemût, bi-yedihi'l-hayr, ve hüve alâ külli şey'in kadîr ve ileyhil-mesîr”
Allahumme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed. Biadedi kulli
dâin ve devâin ve bârik ve sellim aleyhi ve aleyhim tesliman kesirân kesirân kesîrâ.
(Allah’ım Efendimiz Muhammed’e ve Efendimiz Muhammed’in âline, bütün maddi ve
manevi dertler ve devalar adedince çok çok çok salât, bereket ve selâm ihsan eyle)
331
Salli vesellim yâ Rabbi alâ habîbike Muhammedin ve alâ cemîi’l-enbiyâi ve’l evliya-i ve’l
murselîn ve alâ âli kullin ve sahbi kullin ecmaîn. Âmin ve’l-hamdulillâhi Rabbi’l-âlemin. Ya
Rabbi! Habibin Muhammed’e ve bütün enbiya ve resullere herbirisinin âl ve ashabına salât
ve selâm eyle. Amin! Hamd olsun Âlemlerin Rabbi Allah’a ki, hamd ancak kendisine
mahsustur)
Elfu elfi salâtin ve elfu elfi selâmin aleyke yâ Resûlallah. (Binler binler salat, binler binler
selâm senin üzerine olsun ey Allah’ın Resulü!)
Elfu elfi salâtin ve elfu elfi selâmin aleyke yâ Habîballah. (Binler binler salat, binler binler
selâm senin üzerine olsun ey Allah’ın Habibi!)
Elfu elfi salâtin ve elfu elfi selâmin aleyke yâ emîne vahyillâh. (Binler binler salat, binler
binler selâm senin üzerine olsun ey Allah’ın vahyinin Emîni!)
Allahumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve ashâbihî
biadedi evrakı’l-eşcâr ve emvâci’l-bihâr ve katarâti’l-emtâr, vağfirlenâ verhamnâ veltufbinâ
vebi üstâdinâ ve meşâyîhina (radıyallâhu anhüm) ve vâlideynâ ve ihvânena vebi talebeti
Resâili’n-Nûri’s-sadıkîne yâ ilâhenâ bikulli salâtin minhâ şehadeten.. eşhedu en lâ ilâhe
illallah ve eşhedu enne Muhammeden Resûlullahi Sallallahu Aleyhi Tealâ Vesellem.
(Allah’ım Efendimiz Muhammed’e (a.s.m) âl ve Ashabına, ağaçların yaprakları, denizlerin
dalgaları, yağmurların damları adedince salât, selâm ve bereket indir. Günahlarımızı
bağışla, bize methamet eyle. Bize ve İstadımız Said Nursi’ye (r.a.) ve anne babamıza ve
sâdık Risale-i Nur talebelerine, ey İlâhımız, bu salâvâtların herbirisine mukabil lütfeyle!
Allah’tan başka ilah olmadığına şehadet ederim ve Muhammed’in Allah resulü olduğuna
şehadet getiririm. Allahu Teâlâ ona salât ve selâm etsin)
332
(Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey binbir esma sahibi, mutlak ve gerçek mabûd
olan Allah! Her şeyden üstün ve yücesin, ey bol rahmet eden, fark gözetmeden herkesi
rızıklandıran Rahman! Affınla bizi ateşinden ve cehennemden kurtar yâ Rahman)
Subhâneke yâ Rahîm teâleyte yâ Kerîm ecirnâ mine’n-nâr biafvike yâ Rahmân.
(Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey hususi rahmet gösteren, sevgili ibadına
mağfiret edip Cennet bahşeden Rahim! Her şeyden üstün ve yücesin, ey bol kerem sahibi,
umulmadık yerden ihsan eden Kerim! Affınla bizi ateşinden ve cehennemden kurtar yâ
Rahman)
Subhâneke yâ Hamîd teâleyte yâ Hakîm ecirnâ mine’n-nâr biafvike yâ Rahmân.
(Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey her senaya lâyık olan, ancak kendisine hamd
ve sena olunan, bütün varlıkların hâl ve kal dilleriyle övülen Hamid! Her şeyden üstün ve
yücesin, ey her şeyi yerli yerine koyan hikmetle yapan, faydalı yaratan Hakîm! Affınla bizi
ateşinden ve cehennemden kurtar yâ Rahman)
Subhâneke yâ Mecîd teâleyte yâ Melîk ecirnâ mine’n-nâr biafvike yâ Rahmân.
(Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey sonsuz izzet ve azamet ve nimet sahibi olan
yüceler yücesi Mecîd! Her şeyden üstün ve yücesin, ey her şeyin sahibi, sultanı Melik!
Affınla bizi ateşinden ve cehennemden kurtar yâ Rahman)
333
Subhâneke yâ Azîz teâleyte yâ Cebbâr ecirnâ mine’n-nâr biafvike yâ Rahmân.
(Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey -------! Her şeyden üstün ve yücesin, ------!
Affınla bizi ateşinden ve cehennemden kurtar yâ Rahman)
334
Subhâneke yâ Semi’ teâleyte yâ Kefîl ecirnâ mine’n-nâr biafvike yâ Rahmân.
Subhâneke yâ Karîb teâleyte yâ Basîr ecirnâ mine’n-nâr biafvike yâ Rahmân.
Subhâneke yâ Hak teâleyte yâ Mubîn ecirnâ mine’n-nâr biafvike yâ Rahmân.
Subhâneke yâ Raûf teâleyte yâ Rahîm ecirnâ mine’n-nâr biafvike yâ Rahmân.
Subhâneke yâ Tâhir teâleyte yâ Mutahhir ecirnâ mine’n-nâr biafvike yâ Rahmân.
Subhâneke yâ Mucemmil teâleyte yâ Mufaddıl ecirnâ mine’n-nâr biafvike yâ
Rahmân.
Subhâneke yâ Muzhir teâleyte yâ Mun’im ecirnâ mine’n-nâr biafvike yâ Rahmân.
Subhâneke yâ Deyyân teâleyte yâ Sultân ecirnâ mine’n-nâr biafvike yâ Rahmân.
Subhâneke yâ Hannân teâleyte yâ Mennân ecirnâ mine’n-nâr biafvike yâ Rahmân.
Subhâneke yâ Ehad teâleyte yâ Samed ecirnâ mine’n-nâr biafvike yâ Rahmân.
Subhâneke yâ Hayy teâleyte yâ Kayyûm ecirnâ mine’n-nâr biafvike yâ Rahmân.
Subhâneke yâ Adl teâleyte yâ Hakem ecirnâ mine’n-nâr biafvike yâ Rahmân.
Subhâneke yâ Ferd teâleyte yâ Kuddûs ecirnâ mine’n-nâr biafvike yâ Rahmân.
Celle celâluhu ve âmme nevâvuhû velâ ilâhe ğâyruh.
Avuçlar yukarı gelecek şekilde eller kaldırılır:
Subhâneke âhiyyen şerâhiyyen teâleyte lâ ilâhe illâ ente ecirnâ ve ecir üstâzenâ ve
meşâyîhena (radıyallâhu anhüm) ve vâlideynâ ve ihvânenâ ve ehavâtenâ ve talebete
Resâili’n-Nûri ve rufekâenâ ve akrebâena ahbâbene’l-mu’mînine’l-muhlisîne mine’n-
nâr. (Avuç içleri aşağıya çevrilir.) Ve min kulli nâri vahfeznâ min şerri’n-nefsi ve’ş-
şeytân ve min şerri’l-cinni ve’l-insân ve min şerri’l-bid’ati ve’d-dalâlâti ve’l-ilhâdi ve’t-
tuğyân. (Avuçlar tekrar yukarı çevrilir.)
Biafvike yâ Mucîr, bifadlike yâ Gaffâr, birahmetike yâ Erhame’r-râhimîn.
Allahumme edhılne’l-Cennete meâal ebrâr, bişefâati nebiyyike’l-muhtâr ve âlihi-l ethâr,
ve eshâbihi-l ahyâr, ve sellim mâdâme-l leylu vennehâr, Âmin, ve selâmun ale-l murselîn,
ve-l hamdu lillâhi Rabbi’l-Âlemîn.
335
AKŞAM NAMAZI
Akşamın farzı kılınıp selâm verildikten sonra, 5 defa Esteğfirullâh denir.
Sonrasında “Allahumme entesselâmu ve minkesselâm, tebârekte yâ zelcelâli velikram”
denir (Allah’ım! sen selamsın; selâm ve selâmet Senden gelir. Her şeyden üstün ve
yücesin ey Celâl ve İkram sahibi) ve şu duâ okunur:
Dua’nın Manası: “Allahım! Efendimiz Muhammed’e (sav) ve onun ehli beytine salât et.
Bu salâvat o derece değerli olsun ki: Onun hürmetine bizi bütün korku ve belalardan
kurtarsın. Bizim ihtiyaçlarımızı o salâvat hürmetine yerine getirsin, bizi bütün günahlardan
bu salâvat hürmetine temizlersin, o salâvat hürmetine bizi derecelerin en üstüne
yüceltirsin, o salâvat hürmetine hayatta ve öldükten sonra düşünülebilecek bütün hayırlar
konusunda gayelerin en sonuna kadar ulaştırsın. Ey merhametlilerin merhametlisi bize
bunları merhametinle nasip et. Ey bütün dua ve isteklere cevap veren Mucib! Duamızı
kabul eyle Hamd olsun
1 Defa
“Allahumme innâ nukaddimu ileyke beyne yedey kulli nefesin_ve lemhatin_ve
lehzatin_ve tarfetin_yetrifu bihâ ehlu’ssemâvâti ve ehlul aradîne şehâdeten: Eşhedu
en “Lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerike leh, lehul mulku ve lehul hamdü yuhyî ve yumît, ve
hüve hayyüllezi lâ yemût, bi-yedihi'l-hayr, ve hüve alâ külli şey'in kadîr. (Lâ İlahe
kısmından itibaren 9 defa okunup, onuncuda) ve ileyhil-mesîr” ilâve edilir.
336
Allah’ım her nefeste, her bakışta, her anda, semâlar ve yerler ehlinin her göz açıp
kapamasında Sana şehadetimizi takdim ederiz ki: Allah’tan başka ilah yoktur, O bir tektir
şeriki yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’nadır, kendisine mahsustur. Hayatı O verir. Ölümü
O verir. Hayır O’nun elindedir. O herşeye kadirdir. Dönüş O’nadır.
İstiâze duâları okunur (Eller avuç içi yere bakar şekilde kaldırılır.)
Allahumme ecirnâ minennâr. (Allah’ım bizi ateşinden ve cehennemden kurtar) (Bu satır
3, 5 veya 7 defa, diğerleri birer defa)
Allahumme ecirnâ min kulli nâr. (Allah’ım bizi her çeşit ateşten halas eyle)
Allahumme ecirnâ min fitnetid-dîniyyeti ved-dünyeviyyeh. (Allah’ım bizi dînî ve dünyevî
fitnelerden muhafaza eyle!)
Allahumme ecirnâ min fitneti âhirizzamân. (Allah’ım bizi ahir zaman fitnesinden koru’)
Allahumme ecirnâ min fitnetil-Mesîhid-Deccâli ve’s-Sufyân. (Allah’ım bizi Mesih-i Deccâl
ve Sufyan fitnesinden kurtar!)
Allahumme ecirnâ mineddalâlâti ve’l-bid’iyyâti vel-beliyyât. (Allah’ım bizi dalaletlerden
bid’atlardan ve belâlardan halas eyle)
Allahumme ecirnâ min şerrinnefsi’l-emmâreh. (Allah’ım bizi kötülüklere iten Nefs-i
Emmarenin şerrinden muhafaza eyle)
Allahumme ecirnâ min şurûrinnufûsi’l-emmârâtil-fir’avniyyeh. (Allah’ım bizi
firavunlaşmış Nefs-i Emmarelerin şerlerinden koru)
Allahumme ecirnâ min şerrinnisâ. (Allah’ım bizi şerli kadınların şerrinden kurtar)
Allahumme ecirnâ mim_belâinnisâ. (Allah’ım bizi belâlı kadınların fitnesinden halâs
eyle)
Allahumme ecirnâ min fitnetinnisâ. (Allah’ım bizi fitnekar kadınların fitnesinden
muhafaza eyle)
Allahumme ecirnâ min azâbil-kabr. (Allah’ım bizi kabir azabından kurtar)
337
Allahumme ecirnâ min azâbi yevmil-kıyâmeh. (Allah’ım bizi kıyamet günün azabından
halas eyle)
Allahumme ecirnâ min azâbi Cehennem. (Allah’ım bizi cehennem azabından muhafaza
eyle)
Allahumme ecirnâ min azâbi kahrik. (Allah’ım bizi kahrının azabından koru)
Allahumme ecirnâ min_nâri kahrik. (Allah’ım bizi kahrının ateşinden koru)
Allahumme ecirnâ min azâbi’l-kabri vennîrân. (Allah’ım bizi kabir azabı ve ateşlerden
kurtar)
Allahumme ecirnâ minerriyâi vessum’ati vel-ucubi ve’l-fahr. (Allah’ım bizi riyadan,
yalancı şöhretten, kendimizi beğenmekten, övünmekten muhafaza eyle.)
Allahumme ecirnâ min tecâvuzi’l-mulhidîn. (Allah’ım bizi inkarcıların tecâvüzünden koru)
Allahumme ecirnâ min şerri’l-munâfıkîn. (Allah’ım bizi münafıkların şerrinden koru)
Allahumme ecirnâ min fitneti’l-fâsikîn. (Allah’ım bizi fasıkların fitnesinden koru)
Allahumme edhilnel Cennete meal ebrâr. (Allah’ım bizleri Ebrar olan iyilerle Cennet’e
idhal eyle)
Allahummed hilnel Cennete meal ebrâr.
338
Allahumme edhilnâ ve edhil üstâzenâ ve Saîdennûrsi (radıyallâhu anhüm) ve
vâlideynâ ve talebete Resâilin-Nûrissadıkîne ve ihvânenâ ve ehavâtenâ ve akribâenâ ve
ecdâdenâ ve ahbâbene’l-mu’minîne’l-muhlisîne fî hidmetil-îmâni ve’l-Kur’ân. El-Cennete
meal ebrâr, bişefâati Nebiyyikel-Muhtâr ve âlihi’l-ethâr ve eshâbihi’l-ehyâr ve sellim
mâdâmelleylu vennehâr. Âmin, ve selâmun alel murselin velhamdu lillâhi Rabbil-Âlemîn.
(Allah’ım bizi, Üstadımız olan Said Nursî’yi (Allah ondan razı olsun), ana-babamızı, sadık
Risale-i Nur Talebelerini, erkek ve kadın kardeşlerimizi, akrabalarımızı, ecdadımızı, iman ve
Kur’ân hizmetinden çalışan ihlâslı, imanlı dostlarımızı, Seçkin Peygamberinin şefaati, Onun
pak, âli ve hayırlı Sahabîlerinin hürmetine, iyilerle beraber Cennet’e idhal eyle. Gece ve
gündüz devam ettikçe bu saydıklarımıza iyilik ve selamet ihsan eyle. Âmin… Hamd olsun
Âlemlerin Rabbi olan Allah’a ki, hamd ancak kendisine mahsustur)
(Eller yüze sürülür.)
Bismillâhirrahmânirrahîm
Allâhü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm. Lâ te’huzühû sinetün_ve lâ nevm. Lehû mâ
fissemâvâti vemâ fil erdı. Menzellezî yeşfeu indehû illâ biiznih. Ye’lemü mâ beyne
eydîhim vemâ halfehüm. velâ yühîtûne bişey’im min ilmihî illâ bimâ şâ. Vesia
kürsiyyühüssemâvâti vel erdı. Velâ yeûdühû hıfzuhümâ. ve hüvel aliyyül azîm.
Subhânallâh (33 kere) (Allah’ın acâib-i sanatı akıllara hayret verir. O her türlü noksandan,
kusurdan uzaktır)
Elhamdulillâh (33 kere) (Allah’a hamd olsun. Hamd ancak Allah’a mahsustur)
339
Allâhu ekber (33 kere) (Allah en büyüktür, hatıra hayale gelen ve gelmeyen her şeyden
daha büyük O’dur)
“Lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerike leh, lehul mulku ve lehul hamdü yuhyî ve yumît, ve
hüve hayyüllezi lâ yemût, bi-yedihi'l-hayr, ve hüve alâ külli şey'in kadîr ve ileyhil-mesîr”
“”” “”””” Lâ İlâhe illa ente subhaneke innî kuntu minezâlimîn. (33 defa)”””” mealini
yazzzzzzzzzzzzz
340
Allahumme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed. Biadedi kulli
dâin ve devâin ve bârik ve sellim aleyhi ve aleyhim tesliman kesirân kesirân kesîrâ.
(Allah’ım Efendimiz Muhammed’e ve Efendimiz Muhammed’in âline, bütün maddi ve
manevi dertler ve devalar adedince çok çok çok salât, bereket ve selâm ihsan eyle)
Salli vesellim yâ Rabbi alâ habîbike Muhammedin ve alâ cemîi’l-enbiyâi ve’l evliya-i ve’l
murselîn ve alâ âli kullin ve sahbi kullin ecmaîn. Âmin ve’l-hamdulillâhi Rabbi’l-âlemin. Ya
Rabbi! Habibin Muhammed’e ve bütün enbiya ve resullere herbirisinin âl ve ashabına salât
ve selâm eyle. Amin! Hamd olsun Âlemlerin Rabbi Allah’a ki, hamd ancak kendisine
mahsustur)
Elfu elfi salâtin ve elfu elfi selâmin aleyke yâ Resûlallah. (Binler binler salat, binler binler
selâm senin üzerine olsun ey Allah’ın Resulü!)
Elfu elfi salâtin ve elfu elfi selâmin aleyke yâ Habîballah. (Binler binler salat, binler binler
selâm senin üzerine olsun ey Allah’ın Habibi!)
Elfu elfi salâtin ve elfu elfi selâmin aleyke yâ emîne vahyillâh. (Binler binler salat, binler
binler selâm senin üzerine olsun ey Allah’ın vahyinin Emîni!)
Allahumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve ashâbihî
biadedi evrakı’l-eşcâr ve emvâci’l-bihâr ve katarâti’l-emtâr, vağfirlenâ verhamnâ veltufbinâ
vebi üstâdinâ ve meşâyîhina (radıyallâhu anhüm) ve vâlideynâ ve ihvânena vebi talebeti
Resâili’n-Nûri’s-sadıkîne yâ ilâhenâ bikulli salâtin minhâ şehadeten.. eşhedu en lâ ilâhe
illallah ve eşhedu enne Muhammeden Resûlullahi Sallallahu Aleyhi Tealâ Vesellem.
(Allah’ım Efendimiz Muhammed’e (a.s.m) âl ve Ashabına, ağaçların yaprakları, denizlerin
dalgaları, yağmurların damları adedince salât, selâm ve bereket indir. Günahlarımızı
bağışla, bize methamet eyle. Bize ve İstadımız Said Nursi’ye (r.a.) ve anne babamıza ve
sâdık Risale-i Nur talebelerine, ey İlâhımız, bu salâvâtların herbirisine mukabil lütfeyle!
Allah’tan başka ilah olmadığına şehadet ederim ve Muhammed’in Allah resulü olduğuna
şehadet getiririm. Allahu Teâlâ ona salât ve selâm etsin)
341
DUÂ-İ İSM-İ ÂZAM okunur:
Bismillâhirrahmânirrahîm,
342
Lâ yestevî eshâbunnâri ve eshâbu’l-Cenneh. Eshâbu’l-Cenneti humu’l-fâizûn.
Lev enzelnâ hâzel kur’âne alâ cebelil leraeytehû hâşiam_mütesaddiam_min haşyetillâh.
Ve tilkel’emsâlü nadribühâ linnâsi leallehüm yetefekkerûn!.
YATSI NAMAZI
Dua’nın Manası: “Allahım! Efendimiz Muhammed’e (sav) ve onun ehli beytine salât et.
Bu salâvat o derece değerli olsun ki: Onun hürmetine bizi bütün korku ve belalardan
kurtarsın. Bizim ihtiyaçlarımızı o salâvat hürmetine yerine getirsin, bizi bütün günahlardan
bu salâvat hürmetine temizlersin, o salâvat hürmetine bizi derecelerin en üstüne
yüceltirsin, o salâvat hürmetine hayatta ve öldükten sonra düşünülebilecek bütün hayırlar
konusunda gayelerin en sonuna kadar ulaştırsın. Ey merhametlilerin merhametlisi bize
bunları merhametinle nasip et. Ey bütün dua ve isteklere cevap veren Mucib! Duamızı
kabul eyle Hamd olsun
343
Vitir namazını kılındıktan sonra,
Bismillâhirrahmânirrahîm
Allâhü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm. Lâ te’huzühû sinetün_ve lâ nevm. Lehû mâ
fissemâvâti vemâ fil erdı. Menzellezî yeşfeu indehû illâ biiznih. Ye’lemü mâ beyne
eydîhim vemâ halfehüm. velâ yühîtûne bişey’im min ilmihî illâ bimâ şâ. Vesia
kürsiyyühüssemâvâti vel erdı. Velâ yeûdühû hıfzuhümâ. ve hüvel aliyyül azîm.
Subhânallâh (33 kere) (Allah’ın acâib-i sanatı akıllara hayret verir. O her türlü noksandan,
kusurdan uzaktır)
Elhamdulillâh (33 kere) (Allah’a hamd olsun. Hamd ancak Allah’a mahsustur)
Allâhu ekber (33 kere) (Allah en büyüktür, hatıra hayale gelen ve gelmeyen her şeyden
daha büyük O’dur)
“Lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerike leh, lehul mulku ve lehul hamdü yuhyî ve yumît, ve
hüve hayyüllezi lâ yemût, bi-yedihi'l-hayr, ve hüve alâ külli şey'in kadîr ve ileyhil-mesîr”
344
Tesbihâttaki sâlât ü selâmlar okunur:
Bismillâhirrahmânirrahîm,
İnnellahe ve melâiketehû yusellûne ale’n-nebiy. Yâ eyyuhellezîne âmenû sallû aleyhi ve
sellimû teslîmâ. Lebbeyk. (Hz. Peygambere, Allah salat, rahmet eder, meleklerde salat,
dua ve istiğfar eder. Ey îman edenler! Siz de O’na salat ve tam bir teslimiyetle selam
getirin) Lebbeyk diyerek (Allah’ım emrine, davetine uyfuk) (Ahzab 56)
Allahumme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed. Biadedi kulli
dâin ve devâin ve bârik ve sellim aleyhi ve aleyhim tesliman kesîrâ. (Allah’ım Efendimiz
Muhammed’e ve Efendimiz Muhammed’in âline, bütün maddi ve manevi dertler ve devalar
adedince çok salât, bereket ve selâm ihsan eyle)
Allahumme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed. Biadedi kulli
dâin ve devâin ve bârik ve sellim aleyhi ve aleyhim tesliman kesîrâ.. (Allah’ım Efendimiz
Muhammed’e ve Efendimiz Muhammed’in âline, bütün maddi ve manevi dertler ve devalar
adedince çok salât, bereket ve selâm ihsan eyle)
Allahumme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed. Biadedi kulli
dâin ve devâin ve bârik ve sellim aleyhi ve aleyhim tesliman kesirân kesirân kesîrâ.
(Allah’ım Efendimiz Muhammed’e ve Efendimiz Muhammed’in âline, bütün maddi ve
manevi dertler ve devalar adedince çok çok çok salât, bereket ve selâm ihsan eyle)
Salli vesellim yâ Rabbi alâ habîbike Muhammedin ve alâ cemîi’l-enbiyâi ve’l evliya-i ve’l
murselîn ve alâ âli kullin ve sahbi kullin ecmaîn. Âmin ve’l-hamdulillâhi Rabbi’l-âlemin. Ya
Rabbi! Habibin Muhammed’e ve bütün enbiya ve resullere herbirisinin âl ve ashabına salât
ve selâm eyle. Amin! Hamd olsun Âlemlerin Rabbi Allah’a ki, hamd ancak kendisine
mahsustur)
Elfu elfi salâtin ve elfu elfi selâmin aleyke yâ Resûlallah. (Binler binler salat, binler binler
selâm senin üzerine olsun ey Allah’ın Resulü!)
345
Elfu elfi salâtin ve elfu elfi selâmin aleyke yâ Habîballah. (Binler binler salat, binler binler
selâm senin üzerine olsun ey Allah’ın Habibi!)
Elfu elfi salâtin ve elfu elfi selâmin aleyke yâ emîne vahyillâh. (Binler binler salat, binler
binler selâm senin üzerine olsun ey Allah’ın vahyinin Emîni!)
Allahumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve ashâbihî
biadedi evrakı’l-eşcâr ve emvâci’l-bihâr ve katarâti’l-emtâr, vağfirlenâ verhamnâ veltufbinâ
vebi üstâdinâ ve meşâyîhina (radıyallâhu anhüm) ve vâlideynâ ve ihvânena vebi talebeti
Resâili’n-Nûri’s-sadıkîne yâ ilâhenâ bikulli salâtin minhâ şehadeten.. eşhedu en lâ ilâhe
illallah ve eşhedu enne Muhammeden Resûlullahi Sallallahu Aleyhi Tealâ Vesellem.
(Allah’ım Efendimiz Muhammed’e (a.s.m) âl ve Ashabına, ağaçların yaprakları, denizlerin
dalgaları, yağmurların damları adedince salât, selâm ve bereket indir. Günahlarımızı
bağışla, bize methamet eyle. Bize ve İstadımız Said Nursi’ye (r.a.) ve anne babamıza ve
sâdık Risale-i Nur talebelerine, ey İlâhımız, bu salâvâtların herbirisine mukabil lütfeyle!
Allah’tan başka ilah olmadığına şehadet ederim ve Muhammed’in Allah resulü olduğuna
şehadet getiririm. Allahu Teâlâ ona salât ve selâm etsin)
346
Yâ Müsteânyâ Yâ Muhsin yâ Yâ Müteâl yâ Yâ Rahmân yâ
Allah Allah Allah Allah
Yâ Ğaffâr yâ Yâ Fettâh yâ
Allah Allah
Celle celâluhu ve âmme nevâvuhû velâ ilâhe ğâyruh.
Bismillâhirrahmânirrahîm,
Âmenerrasûlü bimâ ünzile ileyhi mir rabbihî vel mü’minûn. Küllün âmene billâhi ve
melâiketihî ve kütübihî ve rusulih; lâ nüferriku beyne ehadim mir rusulih. Ve kâlû
semi’nâ ve eta’nâ ğufrâneke rabbenâ ve ileykel mesîr. Lâ yükellifüllâhü nefsen illâ
vüs’ahâ, lehâ mâ kesebet ve aleyhâ mekıtesebet. Rabbenâ lâ tüâhıznâ innesînâ ev
ehta’nâ. Rabbenâ ve lâ tehmil aleynâ isran kemâ hameltehû alellezîne min kabılinâ.
347
Rabbenâ ve lâ tuhammilnâ mâ lâ tâkatelenâ bih. Ve’fuannâ, veğfirlenâ, verhamnâ.
Ente mevlânâ fensurnâ alel kavmil kâfirîn.
93 - Duha Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1- Vedduhâ 2- Velleyli izâ secâ 3- Mâ vedde'ake rabbüke ve mâ kalâ 4- Ve lel'âhıratü
hayrül leke minel'ûlâ 5- Ve lesevfe yu’tîke rabbüke feterdâ 6- Elem yecidike yetîmen feâvâ
7- Ve vecedeke dâllen fehedâ 8- Ve vecedeke 'âilen feağnâ 9- Feemmel yetîme felâ
tekiher 10- Ve emmessâile felâ tenher 11- Ve emmâ binı’meti rabbike fehaddis
Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- Andolsun kuşluk vaktine 2- ve dindiği zaman o geceye ki, 3- Rabbin sana veda etmedi
ve darılmadı! 4- Ve kesinlikle senin için sonu önünden (ahiret dünyadan) daha hayırlıdır.
5- ileride Rabbin sana verecek de hoşnut olacaksın! 6- O, seni bir yetim iken barındırmadı
mı? 7- Seni, yol bilmez iken (doğru) yola koymadı mı? 8- Seni bir yoksul iken zengin
348
etmedi mi? 9- Öyle ise, sakın yetime kahretme (onu horlama)! 10- El açıp isteyeni de
azarlama! 11- Fakat Rabbinin nimetini anlat da anlat!
94 - İnşirah Suresi OK
Bismillâhirrahmânirrahîm,
1.Biz, senin göğsünü yarıp-genişletmedik mi? 2.Ve yükünü indirip-atmadık mı? 3.Ki o,
senin belini bükmüştü; 4.Senin zikrini (şanını) yüceltmedik mi? 5.Demek ki, gerçekten
zorlukla beraber kolaylık vardır. 6.Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır. 7.Şu halde
boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et. 8.Ve yalnızca
Rabbine rağbet et.
349
• İnşirah Suresini cam kaba yazıp, gül suyu ile yazıyı silip, içen kişi korku ve endişeden
kurtulur.
• Farz namazlarının ardından 3-5 veya 7 defa okuyan kişinin rızkı artar. Tembellikten
ve kederden kurtulur.
• Sıkıntıdan kurtulmak veya müşkil bir işi olan 2 rekat ALLAH rızası için namaz kılıp,
152 İnşirah Suresini okur ve dua ederse müşkilattan ve sıkıntıdan kurtulur.
• Unutkanlığı gidermek için bir kaba yazılıp, zemzem veya yağmur suyu ile yazı silinip,
içen kişinin hafızası kuvvetlenir.
95 - TİN SURESİ
Bismillahirrahmânirrahîm.
1- Vettîni vezzeytûn 2- Ve tûri sînîn 3- Ve hâzelbeledil'emîn 4- Lekadı halekınel'insâne fî
ehseni tekvîm 5- Sümme radednâhü esfele sâfilîn 6- İllellezîne amenû ve amilussalihati
350
felehum ecrun ğayru memnûn 7- Femâ yükezzibüke be’dü biddîn 8- Eleysellahu bi ehkemil
hâkimîn
Anlamı: 1. İncire, zeytine, 2. Sina dağına , 3. Ve şu emîn beldeye yemin ederim ki, 4. Biz
insanı en güzel biçimde yarattık. 5. Sonra da çevirdik aşağıların aşağısına attık. 6. Fakat
iman edip sâlih amel işleyenler için eksilmeyen devamlı bir ecir vardır. 7. Artık bundan
sonra, ceza günü konusunda seni kim yalanlayabilir? 8. Allah, hüküm verenlerin en üstünü
değil midir?
Bismillâhirrahmânirrahîm
İnnâ enzelnâhü fî leyletilkadr. Ve mâ edırâke mâ leyletülkadr. Leyletülkadıri hayrüm_min
elfi şehr. Tenezzelülmelâiketü verrûhu fîhâ biizni rabbihim_min külli emrin selâm. hiye
hattâ matle'ılfecr.
351
102 – Tekasür Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm
Elhâkumuttekâsur. Hattâ zurtumul mekâbir. Kellâ sevfe ta’lemûn. Summe kellâ sevfe
ta’lemûn. Kellâ lev ta’lemûne ilmel yakîn. Le teravunnel cehîm. Summe le teravunnehâ
aynel yakîn. Summe le tus’elunne yevmeizin aninnaîm.
352
sıkıntısı giderilir.
3-) Tekasür suresini hastanın okuması pek faziletlidir.
4-) Resûlullah Efendimiz (s.a.s.) bu surenin bin ayete denk olduğunu haber vermiştir.
5-) Bu sureyi her gün okuyan, ilahi hoşnutluğa mazhar olur, işleri açılır, kazancı artar.
Her kim bu sûreyi 41 defa suya,özellikle zemzem suyuna okursa her türlü hastalığa
,bilhassa şeker hastalığına şifa bulur.
353
104 - Hümeze Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1- Veylül li külli hümezetil_lümezeh 2- Ellezîcemea mâlen_ve addedeh 3- Yehsebü enne
mâlehû ehledeh 4- Kellâ le yümbezenne fil hutameh 5- Ve mâ edırâke mel hutameh 6-
Nârullahil mûkadeh 7- Elletî tettaliu alel ef’ideh 8- İnnehâ aleyhim mü'sadeh 9- Fî
amedim_mümeddedeh
Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- Veyl o insanları çekiştirip kaş göz işaretleriyle alay edenlerin bütününe 2- Ve bir mal
toplayıp hep onu sayana! 3- Malının, kendisini ebedi yaşatacağını sanır. 4- Hayır,
andolsun ki, o Hutame'ye (cehenneme) atılacaktır! 5- Bildin mi Hutame nedir? 6- Allah'ın,
tutuşturulmuş ateşidir 7- Ki, gönüllerin ta üstüne çıkar! 8- O (ateş), onların üstüne
kapatılacaktır mutlaka, 9- Uzatılmış sütunlar içinde olarak.
354
105 - ELEMTERA (FİL SURESİ) OK
Bismillâhirrahmânirrâhîm.
Elemtera keyfe feale rabbuke bieshâbilfîl. Elem yecal keydehüm fî tedılîl. Ve ersele
aleyhim tayran ebâbîl. Termîhim bihıcâratim_min siccîl. Fecealehüm ke asfim me'kûl
MÂNÂSI
Rahman, Rahim olan Allah'ın adıyla. Görmedin mi, nasıl etti Rabbın Fil sahiplerine?
Fendlerini, tedbirlerini (kötü düşüncelerini) bozup büsbütün perişan kılmadı mı?
Üzerlerine sert taşlarla atış eden, sürü sürü kuşlar saldı da, hemen onları bir yenik hasıl
(güve yiyip tanesiz kalmış ekin yaprağı, saman) gibi kılıverdi.
355
106 - Kureyş Suresi OK
Bismillâhirrahmânirrahîm
Li'î lâfi Kurayş. Îlâfihim rihleteşşitâi vessayf. Felye’büdû rabbe hâzelbeyt. Ellezî
etı'amehüm_min cû'iv_ve âmenehüm_min havf.
Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- Kureyş'e imkan sağlandığı için, 2- Kışın ve yazın yolculuk etme imkanı sağlandığı için,
3- Hiç olmazsa onun için bu Beyt'in (Kabe'nin) Rabbine kulluk etsinler! 4- Ki kendilerini
açlıktan doyurdu ve onları korkudan emin kıldı
356
107 - Maun Suresi (Eraeytellezi) OK
Bismillâhirrahmânirrahîm
1.Eraeytellezî yükezzibü biddîn 2.Fezâlikellezî yedü’ul yetîm 3.Velâ yehuddu alâ ta'âmil
miskîn 4.Feveylül_lil musallîn 5.Ellezîne hüm an salâtihim sâhûn 6.Ellezîne hüm yürâûn
7.Ve yemneûnel mâûn
1.Dini yalanlayanı gördün mü? 2.İşte o, yetimi itip kakar; 3.Yoksulu doyurmaya teşvik
etmez; 4.Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, 5.Onlar namazlarını ciddiye almazlar.
6.Onlar gösteriş yapanlardır,
7.Ve hayra da mâni olurlar.
357
108 - KEVSER SURESİ OK
Bismillâhirrahmânirrahîm
İnnâ e’taynâkelkevser. Fesalli lirabbike venhar. İnne şânieke hüvel’ebıter
Anlamı: "Şüphesiz biz, sana Kevser'i verdik. Şu hâlde Rabbin için namaz kıl ve kurban
kes. Doğrusu asıl soyu kesik olan, sana kin duyandır."
109 - Kafirun OK
Bismillâhirrahmânirrahîm
1.Kul yâ eyyühel kâfirûn 2.Lâ e’büdü mâ te’büdûn 3.Velâ entüm â’bidûne mâ e’büdü
4.Velâ ene â’bidüm_mâ abettüm 5.Velâ entüm â’bidûne mâ e’büdü 6.Leküm dînüküm
veliye dîn
358
1.De ki: Ey kâfirler! 2.Ben sizin tapmakta olduklarınıza tapmam. 3.Siz de benim
taptığıma tapmıyorsunuz. 4.Ben de sizin taptıklarınıza asla tapacak değilim. 5.Evet, siz de
benim taptığıma tapıyor değilsiniz. 6.Sizin dininiz size, benim dinim de banadır
110 – Nasr Suresî
Bismillâhirrahmânirrahîm
1. İzâ câe nasrullâhi vel feth. 2. Ve raeytennâse yedihulûne fî dînillâhi efvâcâ. 3. Fe
sebbih bi hamdi rabbike vestağfirh, innehû kâne tevvâbâ
111 - Tebbet OK
Bismillâhirrahmânirrahîm
359
1.Tebbet yedâ ebîlehebin_ve tebbı 2.Mâ eğnâ anhü mâlühû ve mâ kesebı 3.Seyeslâ
nâran zâte lehebı 4.Vemraetüh, hammâletel hatabı 5.Fî cîdihâ habilüm_mim_mesedi
1.Ebu Leheb'in iki eli kurusun! Kurudu da. 2.Malı ve kazandıkları ona fayda vermedi.
3.O, alevli bir ateşte yanacak. 4.Odun taşıyıcı olarak karısı da (ateşe girecek). 5.Ve
boynunda hurma lifinden bükülmüş bir ip olduğu halde.
360
112 - İhlas Suresi OK
Bismillâhirrahmânirrahîm
1.Kul hüvellâhü ehadı 2. Allâhüssamedi 3. Lem yelidi ve lem yûledi 4.Velem yekül_lehû
küfüven ehadı
1.De ki: O, Allah birdir. 2.Allah sameddir. 3.O, doğurmamış ve doğmamıştır. 4.Onun
hiçbir dengi yoktur
Bismillâhirrahmânirrahîm
Kul eûzü birabbilfelekı. Min şerri mâ halekı. Ve min şerri ğâsikin izâ vekabı. Ve min
şerrinneffâsâti fil’ukadı. Ve min şerri hâsidin izâ hasedı.
361
De ki: Yaratilmislarin serrinden, karanlik çöktügü zaman gecenin serrinden, dügümlere
üfleyenlerin serrinden ve haset edenin, içindeki hasedini disariya vurdugu vakit, serrinden;
safak aydinliginin Rabbine (Allâh'a) siginirim.
Bismillâhirrahmânirrahîm
Kul eûzü birabbinnâss. Melikinnâss. İlâhinnâss. Min şerrilvesvâsilhannâss. Ellezî
yüvesvisü fî sudûrinnâss. Minelcinneti vennâss.
De ki: Siginirim ben insanlarin Rabbine, 2. Insanlarin Melikine (mutlak sahip ve hakimine),
3. Insanlarin Ilâhina. 4. O sinsi vesvesenin serrinden, 5. O ki insanlarin gögüslerine (kötü
düsünceler) fisildar. 6. Gerek cinlerden,gerek insanlardan(olan bütün vesvesecilerin
serrinden Allah'a siginirim!
362
Peygamber Efendimiz’in bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’nde okumamızı istediği
duâ:
– Ey Allah’ın Resulü! Kadir Gecesi’nin hangi gece olduğunu bilecek olursam, o gece nasıl
duâ edeyim? diye sordum.
– “Allah’ım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin. Beni bağışla! diye duâ et”
buyurdu. (Tirmizî, Daavât 84. Ayrıca bk. İbni Mâce, Dua 5)
363
Kunut duaları okunuşu ve anlamı OK
Anlamı: Allahım! Senden yardım isteriz, günahlarımızı bağışlamanı isteriz, razı olduğun
şeylere hidayet etmeni isteriz. Sana inanırız, sana tevbe ederiz. Sana güveniriz. Bize
verdiğin bütün nimetleri bilerek seni hayır ile överiz. Sana şükrederiz. Hiçbir nimetini inkar
etmez ve onları başkasından bilmeyiz. Nimetlerini inkar eden ve sana karşı geleni bırakırız.
364
Okunuşu: Allâhümme iyyâke nea’büdü ve leke nüsallî ve nescüdü. ve ileyke nes’â ve
nehfidi. nercû rahmeteke ve nehşâ azâbeki. inne azâbeke bilküffâri mülhıkı.
Anlamı: Allahım! Biz yalnız sana kulluk ederiz. Namazı yalnız senin için kılarız, ancak sana
secde ederiz. Yalnız sana koşar ve sana yaklaştıracak şeyleri kazanmaya çalışırız.
İbadetlerini sevinçle yaparız. Rahmetinin devamını ve çoğalmasını dileriz. Azabından
korkarız, şüphesiz senin azabın kafirlere ve inançsızlara ulaşır.
ETTEHİYYATÜ OK
365
illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Rasûlüh.
—::: ANLAMI :::—
Dil ile, beden ve mal ile yapılan bütün ibadetler Allah’a dır. Ey Peygamber! Allah’ın selamı,
rahmet ve bereketleri senin üzerine olsun. Selam bizim üzerimize ve Allah’ın bütün iyi
kulları üzerine olsun. Şahitlik ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur. Yine şahitlik ederim ki,
Muhammed, O’nun kulu ve Peygamberidir.
Allahümme Salli OK
Okunuşu
Allâhümme salli alâ Muhammedin_ve alâ âli Muhammedi. Kemâ salleyte alâ İbirâhîme
ve alâ âli İbirâhîm. İnneke hamîdüm_mecîdi.
Anlamı
Ey Allah'ım! İbrâhîm'e "Aleyhisselâm" ve âline (ailesine) rahmet ettiğin gibi, (Efendimiz)
Muhammed'e
"aleyhisselâm" ve âline de rahmet eyle. Muhakkak Sen hamîd (övülen) ve mecîdsin ( şanı
büyük ).
Allahümme Barik OK
366
Okunuşu
Allâhümme bârik alâ Muhammedin_ve alâ âli Muhammedi. Kemâ bârakıte alâ İbirâhîme
ve alâ âli İbirâhîm. İnneke hamîdüm_mecîdi.
Anlamı
Ey Allah'ım! İbrâhîm'e Aleyhisselâm ve âline bereketler ihsan ettiğin gibi, (Efendimiz)
Muhammed'e (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) ve âline de bereketler ihsan eyle. Muhakkak
Sen hamîd (övülen) ve mecîd'sin (şanı büyük).
Subhaneke OK
Okunuşu
Sübıhânekellâhümme ve bi hamdiki ve tebârakesmükü ve teâlâ ceddükü (vecelle senâükü)*
ve lâ ilâhe ğayrukü.
Anlamı
Allah'ım! Sen eksik sıfatlardan pak ve uzaksın. Seni daima böyle tenzih eder ve överim.
Senin adın mübarektir. Varlığın her şeyden üstündür. Senden başka ilah yoktur.
Rabbena Atina OK
367
Okunuşu
Rabbenâ âtinâ fid'dünyâ haseneten_ve fil'âhırati haseneten_ve kınâ azâbennâr.
Birahmetike yâ Erhamerrahimîn.
Anlamı
Allah'ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik, güzellik ver. Bizi ateş azabından
koru. Ey Rabb'im, merhamet edenlerin merhamet edicisi, bize rahmetinle muamele eyle.
Rabbeneğfirli OK
Okunuşu
Rabbeneğfirlî ve li-vâlideyye ve lil-mü'minîne yevme yekumü'l hısâbı. Birahmetike yâ
Erhamerrahimîn.
Anlamı
Ey bizim Rabb'imiz! Beni, anamı ve babamı ve bütün mü'minleri hesap gününde bağışla.
Ey Rabb'im merhamet edenlerin merhamet edicisi, bize rahmetinle muamele eyle.
EZAN OK
368
Essalatü hayrum_mine'nnevm (Namaz uykudan hayırlıdır) (2 kere), (Sedece sabah
ezanında),
Ezan Duası OK
Anlamı
Ey şu tam da'vetin ve vakti gelen namazın sahibi olan Rabbim! Muhammed aleyhisselâma
şefâat vesîlesini ve üstünlüğünü ver. Ve onu kendisine va'detdiğin makam-ı mahmûd'a
ulaştır"
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Müezzin, "Allahu ekber Allahu ekber" deyince sizden kim
samimiyetle, "Allahu ekber Allahu ekber" derse; sonra müezzin: "Eşhedu en la ilahe
illallah" deyince, "Eşhedu en la ilahe illallah" derse; sonra müezzin: "Eşhedü enne
Muhammeden Resulullah" deyince, "Eşhedü enne Muhammeden Resulullah" derse; sonra
369
müezzin; "Hayye ala's-salat" deyince "La havle vela kuvvete illa billah" derse; sonra
müezzin: "hayye ala'l-felah" deyince, "La havle vela kuvvete illa billah" derse; sonra
müezzin: "Allahu ekber Allahu ekber" deyince, "Allahu ekber Allahu ekber" derse; sonra
müezzin: "Lailahe illallah" deyince "Lailahe illallah" derse cennete girer."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "İnsanlar, eğer ezan okumak ile namazın ilk safında yer
almada ne (gibi bir hayır ve bereket) olduğunu bilseler, sonra da bunu elde etmek için
kur'a çekmekten başka çare kalmasaydı, mutlaka kur aya başvururlardı."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Namaz için ezan okunduğu zaman şeytan oradan sesli
sesli yellenerek uzaklaşır, ezanı duyamayacağı yere kadar kaçar. Ezan bitince geri gelir.
İkamete başlanınca yine uzaklaşır, ikamet bitince geri donüp kişi ile kalbinin arasına girer
ve şunu hatırla, bunun düşün diye aklında daha önce hiç olmayan şeylerle vesvese verir,
öyle ki (buna kapılan) kişi kaç rekat kıldığını bilemeyecek hale gelir.
Resulullah (sav)'ın şöyle söylediğini işitmiştir: "Ezanı işittiğiniz zaman müezzinin söylediğini
aynen (kelime kelime) tekrar edin. Sonra bana salat u selam okuyun. Zira kim bana salat
u selam okursa Allah da ona on misliyle rahmet eder. Sonra benim için el Vesile'yi taleb
edin. Zira o, cennette bir makamdır ki mutlaka Allah'ın kullarından birinin olacaktır. Ona
sahip olacak kimsenin ben olmamı ümid ediyorum. Kim benim için Allah'tan el-Vesile'yi
taleb ederse, şefaat kendisine vacib olur."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Müezzin, sesinin gittiği yer boyunca mağfiret olunur. Yaş
ve kuru herşey onun lehinde şehadet eder, namaza katılan kimseye yirmibeş kat namaz
yazılır ve iki namaz arasındaki (günahları) affedilir."
370
Sabah namazında Essalatü Hayrun Minnen Nevm dendiğinde Sadakte ve Berirte (İyi
söyledin Doğru söyledin)
Allah eksik sıfatlardan beridir. Hamd Allah'adır. Allah'tan başka ilah yoktur ve Allah en
büyüktür. Allah'tan başkasında güç ve kudret yoktur.
371
"Elhamdülillah" Anlamı: Hamd Allah'adır.
ENBIYA
87. AYET
Ve zennûni iz zehebe mugâdıben fe zanne en len nakdire aleyhi fe nâdâ fiz zulumâti en lâ
ilâhe illâ ente subhâneke innî kuntu minez zâlimîn(zâlimîne).
88. Ayet
ُ ﻚ ﻧُﻨﺠِﻲ ْاﻟ
َﻤ ْﺆ ِﻣﻨِﯿﻦ ّ ِ ﺠ ْﯿﻨَﺎ ُه ِﻣﻦَ ْاﻟ َﻐ
َ ِﻢ و ََﻛ َﺬﻟ ﺠ ْﺒﻨَﺎ ﻟَ ُﻪ َوﻧَ ﱠ ْ َﻓ
َ ﺎﺳ َﺘ
372
Festecebnâ lehu ve necceynâhu minel gamm(gammi), ve kezâlike nuncil
mu’minîn(mu’minîne).
Dua
Allahım artır, bizi noksanlaştırma, bize ikram et, zillete düşürme. Bize ihsanda bulun,
mahrum etme. Bizi tercih et, bize tercih etme. Allah’ım bizi razı kıl, bizden de razı ol
(Kütübi Sitte Hadis No: 5565)
***
Ey evvellerin evveli
Ey âhirlerin âhiri!
Ey merhametlilerin en merhametlisi!
373
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Biriniz bir kadınla evlenir veya bir köle satın alırsa şöyle
dua etsin: "Allahım, ben bunun hayırlı olmasını ve hayırlı bir yaratılış üzere olmasını
diliyorum. Onun şerrinden ve şerli bir tabiat üzere olmasından sana sığınıyorum. Eğer bir
deve satın alırsa, eliyle hörgücünün üstünden tutup aynı şeyi söylesin."
Resulullah (sav), evlenen bir kimseyi şöyle tebrik ederdi: "Allah sana (evliliği) mübarek
kılsın, üzerine bereket indirsin, ikinizin arasını hayırda
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden kim hanımına temas etmek isteyince: "Allah`ın
adıyla! Allahım, bizi şeytandan uzak tut ve şeytanı da bize vereceğin nasipten uzak tut!"
dese, sonra da Allah bu temastan onlara bir evlad nasip etse, şeytan ona ebediyen zarar
vermez."
Anlamı: “Allah’ım! Senden hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği istiyorum.” (Müslim,
Dua, 72; İbn Hıbbân, Ed’ıye, No: 900)
Anlamı: “Allah’ım! Beni bağışla, bana hidayet nasip eyle, bana rızık ver, beni âfiyette daim
eyle ve bana merhamet et.” (Müslim, Zikir ve Dua, 35)
Okunuşu: “Allâhümme kanni’nî bimâ razektenî ve bâriklî fîhi ve ehlif ‘aleyye külli
ğâibetil_lî bihayr.”
Anlamı: “Allah’ım! Bana verdiğin rızık konusunda beni kanaat sahibi yap ve o rızkımı
bereketli kıl. Zayi olan her nimetin daha hayırlısını bana ihsan eyle.” (Hâkim, De’avât,
No:1878)
375
Okunuşu: “Allâhümme elhimnî ruşdî ve e’ıznî min şerri nefsî.”
Anlamı: “Allah’ım! Bana doğru olanı ilham et ve beni nefsimin şerrinden koru.” (Tirmizî,
De’avât, 70)
Anlamı: “Allah’ım! Bizi bağışla, bize merhamet eyle, (ibadetlerimizi, hayır ve hasenatımızı,
dualarımızı) kabul eyle, bizi cennete koy, bizi cehennemden azat eyle, bütün işlerimizi ıslah
eyle.” (İbn Ebî Şeybe, Dua, 135, No: 29342)
Anlamı: “Allah’ım! Yaratılışımı güzel yaptın, ahlâkımı da güzelleştir.” (İbn Hıbbân, Ed’ıye,
No: 959)
Anlamı: “Allah’ım! Kötü ahlâktan, nefsânî arzulardan, kötü işlerden ve ayıp şeylerden beni
uzaklaştır.” (İbn Hıbbân, Ed’ıye, No: 960)
376
Okunuşu: “Allâhümme âti nefsî tekvâhâ ve zekki-hâ ente hayru men zekkâhâ ente
veliyyühâ ve mevlâhâ.”
Anlamı: “Allah’ım! Nefsime takvasını ver ve nefsimi (her türlü kötü şeylerden) temizle, Sen
temizleyenlerin en hayırlısısın. Sen nefsimin dostu ve mevlasısın.” (Müslim, Dua, 73)
Anlamı: “Allah’ım! Bütün işlerimin sonucunu güzel eyle, beni dünyada rezil olmaktan ve
ahiret azabından koru.” (İbn Hıbbân, Ed’ıye, No: 949; el-Heysemî, Ed’ıye, 33, No: 17390)
Okunuşu:
“Allâhümme innî es’elüke fi’lel-hayrâti ve terkel-münkerâti ve hubbel-mesâkîni.”
Anlamı: “Allah’ım! Senden hayırlı olan işleri yapmayı, aklın ve dinin çirkin gördüğü şeyleri
terk etmeyi ve fakirlerin sevgisini istiyorum.” (Mâlik, Dua, No:508)
377
Anlamı: “Allah’ım! Seni zikretmek, nimetlerine şükretmek ve sana en güzel biçimde ibadet
etmek konusunda bana yardım eyle.” (İbn Huzeyme, Dua, No:751; Hâkim, No: 1838, I,
499; İbn Ebî Şeybe, Dua, 42, No: 29391)
Anlamı: “Allah’ım! Bana öğrettiğin şeyleri hakkımda faydalı eyle, bana fayda verecek şeyleri
öğret, beni, bana fayda verecek ilim ile nasiplendir.” (Hâkim, De’avât, No: 1879, I, 510)
Anlamı: “Allah’ım! Bana öğrettiğin ilim ile beni faydalandır, bana fayda verecek ilmi bana
öğret ve benim ilmimi artır. Her hâl üzere Allah’a hamd olsun. Cehennem ehlinin hâlinden
Allah’a sığınırım.” (Tirmizî, De’avât, 130; İbn Ebî Şeybe, Dua,42, No: 29384)
378
Anlamı: “Allah’ım! Rahmetinin gereklerini, mağfiretinin sürekliliğini, her türlü günahtan
uzak ve salim olmayı, her türlü iyilik ve nimetleri, cennete girerek felaha ermeyi, yardımınla
cehennem ateşinden kurtulmayı istiyorum.” (Hâkim, De’avât, No: 1925)
Anlamı: “Allah’ım! Helâl olan nimetlerinle yetinmemi, haramlardan müstağni olmamı ihsan
eyle, fazlı kereminle beni Senden başkasına muhtaç eyleme.” (Hâkim, De’avât, No: 1973)
Anlamı: “Sabahın aydınlığını var eden, geceyi dinlenme vakti yapan, güneşi ve ayı hesap
vasıtası yapan Allah’ım! Bana borçlarımı ödemeyi ihsan eyle, benden fakirliği gider,
kulağımı, gözümü ve kuvvetimi Senin yolunda kullanmayı nasip eyle.” (Malik, Dua, No:
495)
379
Anlamı: “Allah’ım! Günahlarımızı, yaptığımız haksızlıkları, saçmalıklarımızı, bilerek ve ciddi
olarak yaptıklarımızı bağışla, bunların hepsi bizde mevcuttur.” (Hâkim, De’avât, No:1916)
Anlamı: “Allah’ım! Senden iman içinde sağlık, güzel ahlâk içinde iman, peşinden rahmet,
âfiyet, mağfiret ve rıza gelen bir kurtuluş istiyorum.” (Hâkim, De’avât, No: 1919)
Anlamı: “Allah’ım! Ayakta iken beni İslâm ile koru, otururken beni İslâm ile koru, uyurken
beni İslâm ile koru, hakkımda hiçbir düşman ve hasetçinin isteğini yerine getirme.
Perçeminden tuttuğun şeylerin şerrinden Sana sığınırım. Her türlü hayrı Senden isterim ki
bütün hayırlar Senin elindedir.”
(İbn Hıbbân, Ed’ıye, No: 934)
380
Okunuşu: “Allâhümmehdinî fîmen hedeyte ve ‘âfinî fîmen ‘âfeyte ve tevellenî fîmen
tevelleyte ve bâriklî fîmâ e’tayte ve kınî şerra mâ kadayte inneke tekdî ve lâ yükdâ
‘aleyke innehû lâ yezillü mev vâleyte tebârakte ve te’âleyte.”
Anlamı: “Allah’ım! Hidayet ettiğin kimselerle birlikte bana da hidayet et, âfiyet verdiğin
kimselerle birlikte bana da âfiyet ver, yüz çevirdiğin kimselerden benim de yüz çevirmemi
nasip et, bana verdiğin nimetleri bereketli kıl, hükmettiğin şeylerin şerrinden beni koru,
şüphesiz hükmü Sen veriyorsun, Sana karşı hüküm verilemez. Şüphesiz ki Senin dost
edindiğin kimseler rezil olmaz. Sen, eksikliklerden münezzehsin ve şanı yüce olansın.” (İbn
Hıbbân, Ed’ıye, No: 945)
Anlamı: “Allah’ım! Beni bağışla, bana merhamet et, beni cezalandırmaktan vazgeç ve beni
affet, şüphesiz Sen çok bağışlayan, çok merhametli olansın.” (İbn Ebî Şeybe, Dua, 1, No:
29148)
381
Okunuşu: “Allâhümme innî zalemtü nefsî zulmen kesîrâ. Ve lâ yeğfiruz-zünûbe illâ ente
fağfirlî meğfiratem_min ‘ındike verhamnî inneke entel-ğafûrur-rahîm.”
Anlamı: “Allah’ım! Ben gerçekten nefsime çok zulmettim, günahları ancak Sen bağışlarsın,
beni katından bir mağfiret ile bağışla, bana merhamet et, şüphesiz Sen çok bağışlayansın,
çok merhametli olansın.” (Tirmizî, De’avât, 98; İbn Ebî Şeybe, Dua, 35, No:29345)
Okunuşu: “Rabbiğfirlî hatîetî ve cehlî ve isrâfî fî emrî küllihî ve mâ ente e’lemü bihî minnî.
Allâhümmeğfirlî hatâyâye ve ‘amdî ve cehlî ve hezlî ve küllü zâlike ‘ındî. Allâhümmeğfirlî
mâ kaddemtü ve mâ ehhartü ve mâ esrartü ve mâ e’lentü entel-mükaddimü ve entel-
müe’hhıru ve ente ‘alâ külli şey’in kadîr.”
382
Okunuşu: “Allâhümmeğfirlî mâ esrartü ve mâ e’lentü ve mâ ehta’tü ve mâ ‘amedtü ve mâ
‘alimtü ve mâ cehiltü.”
Anlamı: “Allah’ım! Gizli olarak işlediğim günahlarımı, açıktan işlediğim günahlarımı, hatâen
işlediğim ve bilerek yaptığım günahlarımı, bildiğim ve bilmediğim bütün günahlarımı
bağışla.” (Hâkim, De’avât, No: 1880, I, 510; bk. İbn Ebî Şeybe, Dua, 15, No: 29228)
Anlamı: “Allah’ım! Hatalarımı kar ve soğuk su ile temizle, kalbimi hatalardan beyaz
elbiseleri kirlerden temizlediğin gibi temizle, benimle günahlarımın arasını doğu ile batı
arası kadar uzaklaştır.” (Buhârî, De’avât, 38, 43–45; Müslim, Dua, 49;Tirmizî, De’avât, 77;
Nesâî, İsti’aze, 17; İbn Hıbbân, Ed’ıye, No: 955–956)
Anlamı: “Allah’ım! Bilerek ve hata ile işlediğim günahlarımı bağışla. Allah’ım! Bana işlerin ve
ahlâkın en iyisini nasip et. İşlerin ve ahlâkın en iyisini ancak sen nasip edersin, kötüsünden
de ancak sen alıkoyarsın.” (Heysemî, Ed’ıye, 33, No:17365)
383
Okunuşu: “Allâhümmeslihlî dînî ellezî hüve ‘ısmetü emrî. Ve eslihlî dünyâyelletî fîhâ
me’âşî. Ve eslihlî âhıratilletî fîhâ me’âdî. Vec’âlil-hayâte ziyâdetel_lî fî külli hayrin. Vec’âlil-
mevte râhatel_lî min külli şerrin.”
Anlamı: “Allah’ım! Her işimin koruyucusu olan dinimile beni ıslah eyle, kurtuluşa erdir.
İçinde yaşadığım, geçimimi sağladığım dünyamı benim için ıslah eyle, hayırlı kıl. Gidip ebedî
yaşayacağım ahiret hayatımı benim için hayırlı eyle. Hayatımda her türlü hayrı ziyadesiyle
ihsan eyle. Ölümümü
de her türlü şerlerden muhafaza eyle.” (Müslim, Dua, 71)
Anlamı: “Allah’ım! Sevgini, Seni seven kimsenin sevgisini ve sevgine ulaştıracak ameli
istiyorum. Allah’ım! Sevgini, bana canımdan, ailemden ve soğuk sudan daha sevimli eyle.”
(Tirmizî, De’avât, 74)
384
Okunuşu: “Allâhümmerzüknî hubbeke ve hubbe mey_yenfe’unî hubbühû ‘ındeke.
Allâhümme mâ razektenî mimmâ ühıbbü fec’alhü kuvvetel_lî fîmâ tühıbbü. Allâhümme
mâ zeveyte ‘annî mimmâ ühıbbü fec’alhü ferâğal_lî fîmâ tühıbbü.”
Anlamı: “Allah’ım! Bana sevgini, Senin katında sevgisi bana fayda verecek kimsenin
sevgisini ihsan eyle. Allah’ım! Sevdiklerimden bana verdiğin nimetleri sevdiğin şeyler için
bana kuvvet kıl. Allah’ım! Sevdiklerimden geri aldığın şeyleri, sevdiğin şeyleri (yapmam) için
bana boş zaman kıl.” (Tirmizî, De’avât, 75)
Anlamı: “Allah’ım! Bedenime sağlık ver, gözüme sağlık ver, sağlığı benim varisim kıl (son
nefesime kadar beni sağlıklı eyle). Halîm ve kerim olan Allah’tan başka ilâh yoktur. Ulu
Arş’ın sahibi Allah’ı noksan sıfatlardan tenzih ederim. Her türlü övgü âlemlerin Rabbi Allah’a
mahsustur.” (Tirmizî,
De’avât, 67; İbn Ebî Şeybe, Dua, 23, No: 29305)
Okunuşu: “Allâhümmec’al fî kalbî nûrâ, ve fî besarî nûrâ, ve fî sem’î nûrâ, ve ‘an yemînî
nûrâ, ve ‘an yesârî nûrâ, ve fevkî nûrâ, ve tehtî nûrâ, ve emâmî nûrâ, ve halfî nûrâ, vec’allî
nûrâ.”
385
Anlamı: “Allah’ım! Kalbimde nûr var et, gözümde nûr var et, kulağımda nûr var et, sağ
yanımda nûr var et, sol yanımda nûr var et, üst tarafımda nûr var et, alt tarafımda nûr var
et, önümde nûr var et, arkamda nûr var et, beni nûrlu yap.” (Buhârî, De’avât, 10)
Anlamı: “Rabbim! Bana yardım et, aleyhime olan şeylere yardım etme. Bana zafer ver,
aleyhime zafer verme. Lehime tertip kur, aleyhime tertip kurma. Bana hidayet et ve
hidayeti bana kolaylaştır. Bana zulmeden kimseye karşı yardım et. Rabbim! Beni Sana çok
şükreden, Seni çok zikreden, Senden
çok korkan, Sana itaat eden, Sana saygı gösteren, Sana yönelen ve tövbe eden kimse yap.
Rabbim! Tövbemi kabul et, günahımı temizle, duamı kabul
buyur, delilimi sabit kıl, dilimi doğru yap, kalbime hidayet ver, göğsümün kin ve hasedini
çıkar.” (Tirmizî, De’avât, 114; İbn Hıbbân, Ed’ıye, No: 947; İbn Ebî Şeybe, Dua, 42, No:
29381)
386
Okunuşu: “Allâhümme innî es’elükessebâte fi’l-emri.
Ve es’elüke ‘azîmeterruşdi.
Ve es’elüke şükra ni’metike ve husne ‘ıbâdetike.
Ve es’elüke lisânen sâdikan ve kalben selîmen.
Ve e’ûzü bike min şerri mâ te’lemü
Ve es’elüke min hayri mâ te’lemü
Ve esteğfiruke mimmâ te’lemü inneke ente ‘allâmü’lğuyûb.”
387
Ve es’elüke şükra ni’metike ve husne ‘ıbâdetike.
Ve es’elüke kalben selîmev_ve lisânen sâdikav_ve hulükam_müstekîmâ.
Ve esteğfiruke limâ te’lemü.
Ve es’elüke min hayri mâ te’lemü.
Ve e’ûzü bike min şerri mâ te’lemü.
İnneke ente ‘allâmül-ğuyûb.”
Anlamı: “Allah’ım! Senden bütün hayırlı işlerde sebat etmeyi ve doğruda kararlı olmayı
istiyorum.
Senden nimetlerine şükretmek ve Sana en güzel biçimde ibadet etmek istiyorum.
Allah’ım! Sana teslim olan bir kalp, doğru sözlü bir dil ve dosdoğru bir ahlâk istiyorum.
Bildiğin günahlarımı bağışlamanı istiyorum.
Bildiğin her türlü hayırdan istiyorum.
Bildiğin bütün şerlerden sana sığınıyorum.
Şüphesiz Sen gaypları en iyi bilensin.” (Hâkim, De’avât, No:1872; bk. İbn Hıbbân, Ed’ıye,
No: 935)
388
Vec’alnâ şâkirîne li-ni’amike müsnîne bihâ ‘aleyke kâbilîne lehâ ve etimmehâ ‘aleynâ.”
Anlamı: “Allah’ım! Kalplerimizi birleştir, aramızı ıslah et, bize kurtuluş yollarını göster, bizi
karanlıklardan aydınlığa çıkar, bizi her türlü çirkinliklerden, açığından ve gizlisinden
uzaklaştır. Bize kulaklarımızı, gözlerimizi, kalplerimizi, eşlerimizi ve neslimizi mübarek eyle.
Tövbelerimizi kabul eyle, şüphesiz ki Sen tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametlisin.
Bizi nimetlerine şükredenler, nimetlerinle seni övenler, verdiğin nimetleri kabul edenler
eyle ve bize nimetlerin devamını ihsan eyle.” (Hâkim, Te’min, No:977; İbn Hıbbân, Ed’ıye,
No: 996)
389
ehyinâ müslimîne ve el-hıknâ bissâlihîne ğayra hazâyâ ve lâ meftûnin. Allâhümme kâtili’l-
keferate’llezîne yükezzibûne rusuleke ve yesuddûne ‘an sebîlike vecal ‘aleyhim riczeke ve
‘azâbeke ilâhe’l-hakkı.”
Anlamı: “Allah’ım! Her türlü övgü Sana mahsustur. Allah’ım! Senin bolca verdiğine mani
olacak yoktur, kıstığını açacak da yoktur. Dalalette bıraktığına hidayet verebilecek yoktur,
hidayet ettiğini de sapıtabilecek kimse yoktur. Men ettiğini verecek kimse yoktur, verdiğine
de mani olacak kimse yoktur. Uzaklaştırdığını yakınlaştırabilecek yoktur, yakınlaştırdığını
da uzaklaştıracak kimse yoktur.
Allah’ım! Lütfun, rahmetin ve bereketlerinden ve rızkından bana aç, bolca ihsan eyle.
Allah’ım! Kıyamet gününde cennet, korku gününde güven
istiyorum. Allah’ım! Verdiğin ve vermediğin şeylerin şerrinden sana
sığınıyorum. Allah’ım! Bize imanı sevdir, kalplerimizi imanla süsle.
Bize küfrü, itaatsizliği ve isyanı sevdirme, kerih göster, bizi doğru yolu bulanlardan eyle.
Allah’ım! Müslümanlar olarak canımızı al, müslümanlar
olarak dirilt, rezil olmadan ve fitneye uğramadan sâlih kullarının arasına dâhil eyle. Allah’ım!
Peygamberlerini yalanlayan ve insanları Senin yolundan alıkoyan şu kâfirleri helâk et,
onlara rezillik ve azap ver. (Sen) gerçek ilâhsın Allah’ım.” (Hâkim, De’avât, No:1868)
Anlamı: “Kederleri gideren, sıkıntıları kaldıran, zor durumda kalanların dualarını kabul eden,
dünya ve ahiretin rahmanı ve rahîmi olan Allah’ım! Bana ancak sen merhamet edersin,
390
bana Senden başka hiç kimsenin merhametine ihtiyaç duymayacak bir merhamet ihsan
eyle.” (Hâkim, De’avât, No:1898)
Anlamı: “Allah’ım! Dinim, dünyam, ailem ve malım hakkında af ve âfiyet istiyorum. Allah’ım!
Açıklarımı ört, korkularımı gider ve bana güven ver.
Allah’ım! Ayıplarımı ört ve korkularımı gider. Allah’ım! Beni, önümden, arkamdan,
sağımdan, solumdan ve üstümden (gökten) gelecek tehlikelere karşı koru, altımdan
(yerden) tehlikelerden Senin azametinle sığınırım.”
(Hâkim, De’avât, No:1902, I, 517; İbn Hıbbân, Ed’ıye, 961; İbn Ebî Şeybe, Dua, 22,
No:29269)
391
Okunuşu: “Allâhümme innî es’elüke hayra’l-mes’eleti ve hayrad-dü’âi ve hayra’nnecâhi ve
hayral-‘ameli ve hayressevâbi ve hayra’l-hayâti ve hayral-memâti. Ve sebbitnî ve sekkıl
mevâzînî ve hakkık îmânî verfe’ deracâtî ve tekabbel salâtî veğfir hatîetî ve
es’elükedderacâti’l-‘ ulâ mine’l-cenneti.
392
Anlamı: “Allah’ım! Senden istenen şeylerin hayırlısını, duanın hayırlısını, kurtuluşun
hayırlısını, işlerin hayırlısını, sevabın hayırlısını, hayatın hayırlısını, ölümün hayırlısını
istiyorum. Beni dinimde sabit kıl, mizanda sevaplarımın ağır gelmesini nasip eyle, imanımı
gerçek eyle, derecelerimi yükselt, namazımı kabul eyle, günahımı bağışla. (Allah’ım!)
Senden cennette yüksek dereceler istiyorum. Allah’ım! Senden benim için hayırları açmanı,
işlerimin
hayırla sonuçlanmasını, önceki, açığı ve gizlisi ile her türlü hayırı, cennette yüksek
dereceler istiyorum. (Allah’ım!) Duamı kabul eyle. Allah’ım! Senden gelecekte olacak
şeylerin hayırlı olanlarını, yaptıklarımın hayırlısını, gizli şeylerin hayırlısını, açık olan şeylerin
hayırlısını ve cennette yüksek dereceler istiyorum. (Allah’ım!) Duamı kabul eyle.
Allah’ım! Senden şanımı yükseltmeni, günahlarımı silmeni, işlerimi ıslah etmeni, kalbimi
temizlemeni, tenasül uzvumu korumanı, kalbimi nurlandırmanı, günahımı bağışlamanı ve
cennette yüksek dereceler istiyorum. (Allah’ım!) Duamı kabul eyle. Allah’ım! Senden
nefsim, kulağım, gözüm, ruhum, yaratılışımve ahlâkım, ailem, hayatım ve ölümüm ve
işlerim
hakkında benden razı ol, hayır ve hasenatımı kabul eyle ve cennette yüksek dereceler
istiyorum. (Allah’ım!) Duamı kabul eyle.” (Hâkim, De’avât, No:1911)
393
Anlamı: “Allah’ım! Biz Peygamberin Muhammed(s.a.s.)’in Senden istediği hayırlı şeyleri
istiyoruz. Yine Peygamberin Muhammed (s.a.s.)’in Sana sığındığı şeylerden biz de Sana
sığınıyoruz. Sen yardım istenilensin, dualar ancak sana ulaşır, duaları sen kabul edersin,
güç ve kuvvet ancak Allah ile birlikte vardır.” (Tirmizî, De’avât, 94)
Okunuşu: “Allâhümme innî es’elüke minel-hayri küllihî ‘âcilihî ve âcilihî mâ ‘alimtü minhü
ve mâ lem e’lem.
Ve e’ûzü bike mineş-şerri küllihî ‘âcilihî ve âcilihî mâ ‘alimtü minhü ve mâ lem e’lem ve
es’elükel-cennete ve mâ karrabe ileyhâ min kavlin ev ‘amelin. Ve e’ûzü bike minennâri ve
mâ karrebe ileyhâ min kavlin ev ‘amelin. Ve es’elüke hayra mâ se’eleke ‘abdüke ve
Rasûlüke Muhammedün (s.a.s.).
Ve e’ûzü bike min şerri meste’âze bike minhü ‘abdüke ve Rasûlüke Muhammedün (s.a.s.).
Ve es’elüke mâ kadayte lî min emrin en tec’ale‘âkıbetehû ruşden.”
Anlamı: “Allah’ım! Bildiğim ve bilmediğim, hemen verdiğin veya daha sonra verdiğin
(dünya ve ahiretin) her türlü hayrını Senden istiyorum. Bildiğim ve bilmediğim, hemen
verdiğin veya daha sonra verdiğin (dünya ve ahiretin) her türlü şerrinden Sana
sığınıyorum. Senden cenneti ve beni cennete yaklaştıracak sözleri ve işleri yapabilmeyi
nasip etmeni istiyorum. Cehennemden ve beni cehenneme yaklaştıracak olan sözlerden ve
394
işlerden Sana sığınıyorum. Kulun ve Peygamberin Muhammed (s.a.s)’in istediği şeyleri
Senden istiyorum. Kulun ve Peygamberin Muhammed (s.a.s.)’in Sana sığındığı şeylerden
ben de Sana sığınıyorum. Hakkımda hükmettiğin işlerin sonucunu hayır yapmanı
istiyorum.” (Hâkim, De’avât, No: 1914; bk. İbn Hıbbân, Ed’ıye, No: 869; İbn Ebî Şeybe,
Dua, 32, No: 29336)
Anlamı: “Allah’ım! Senden düzgün bir yaşantı, temiz bir ölüm ve rezil rüsva olmadan Sana
dönebilmeyi istiyorum.”(İbn Ebî Şeybe, Dua, 1, No: 29134)
Anlamı: “Allah’ım! Lütfundan bize rızık ver, bizi rızkından mahrum etme, bize verdiğin
rızıkları bizim için bereketli yap, katında bulunan nimetlere rağbetimizi artır ve bizi gönül
zengini eyle.” (İbn Ebî Şeybe, Dua, 42, No: 29388)
395
Okunuşu: “Allâhümme ekılnî ‘asratî vestür ‘avratî ve âmin rev’atî ve ekfinî men beğâ
‘aleyye ve’nsurnî mimmen zalemenî ve erinî se’rî fîhi.”
Âdem (a.s.), cennetten yeryüzüne inince yaptığı hatanın affı için Rabb’inden vahiy yolu ile
nasıl dua edileceğini
öğrenmiş (bk. Bakara, 2/37) ve şöyle dua etmiştir:
Anlamı: “Allah’ım! Senden başka ilâh yoktur, Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim, Sana
hamd ederim, ben kötü bir fiil işledim ve nefsime zulmettim, bana merhamet et, Sen
merhamet edenlerin en hayırlısısın. Allah’ım! Senden başka ilâh yoktur, Seni noksan
sıfatlardan tenzih ederim, Sana hamd ederim, ben kötü bir fiil işledim ve nefsime
zulmettim, bana merhamet et ve tövbemi kabul et, şüphesiz Sen tövbeleri çok kabul
edensin, çok merhametli
olansın.” (İbn Ebî Şeybe, Dua, 19, No: 29242)
396
Okunuşu: “Allâhümmec’al serîratî hayran min ‘alâniyetî vec’al ‘alâniyetî sâlihaten.
Allâhümme innî es’elüke min sâlihın mâ tü’tinnâse minel-mâli vel-ehli vel-veledi
ğayriddâlli velelmu-dılli.”
Anlamı: “Allah’ım! İçimi dışımdan daha hayırlı kıl. Ve dışımı yararlı kıl. Allah’ım! Sapmadan
ve saptırmadan mal, aile ve çocuk bakımından insanlara verdiklerinin iyisini isterim.”
(Tirmizî, De’avât, 126)
Okunuşu: “Allâhumme ekılnî asratî vestür avratî ve âmin rav’atî ve ekifinî mem_beğâ
aleyye vensurnî mimmen zalemenî ve erinî se’rî fîhi.”
397
Anlamı: “Allah’ım! Sürçmelerimi / hatalarımı azalt, ayıplarımı / kusurlarımı ört, korkumu
gider, bana taşkınlık edene karşı beni koru, zulmedene karşı bana yardım et ve bu konuda
bana yardımını göster.” (İbn Ebi Şeybe, Dua, 42, No: 29389)
Anlamı: “Allah’ım! Hatalarımı kar ve soğuk su ile temizle, kalbimi hatalardan beyaz
elbiseleri kirlerden temizlediğin gibi temizle, benimle günahlarımın arasını doğu ile batı
arası kadar uzaklaştır.” (Buhari, De’avat, 38, 43–45; Muslim, Dua, 49;Tirmizi, De’avat, 77;
Nesai, İsti’aze, 17; İbn Hıbban, Ed’ıye, No: 955–956)
Kaside-i bürde
398
Bunun için, bu kasideyeKaside-i bürde denildi. Bürde, hırka, palto demektir.
İmam-ı Busayri sevinerek sabah namazına giderken, zâhid bir zata rastladı. İmam-ı
Busayri’ye, (Kasideni dinlemek isterim) dedi. (Benim kasidelerim çoktur. Hepsini herkes
bilir) dedi. (Kimsenin bilmediği, bu gece Resulullah’a okuduğunu istiyorum) deyince, (Bunu
hiç kimseye söylemedim. Nereden anladın?) dedi. O zat da, rüyasını olduğu gibi haber
verdi.
399
400
401
402
403
404
405
406
407
408
409
YEMEK DUASI
Bismillâhirrahmânirrahîm.
410
devâme me’rifetiki. Ve temâme mehabbetike ve devâme mehabbetiki. Ve temâme
rıdvânike ve devâme rıdvâniki. Bi hürmeti habîbike ve taâmike yâ ekirame'l-Ekiramîn.
Allâhümmec'alhâ ni’metem_meşkûratem_muttesılaten ilâ ni’meti'l-cenneh. Allâhümme
zid ve lâ tenkus bi hurmeti'l-fâtiha.
Manası: "Hamdolsun Allah'a ki, yedirir fakat kendisi yemeğe muhtaç değildir. O bize
ikram etti. Bizi hidayete erdirdi. Bizi doyurdu, bizi suladı ve her güzelliğe kavuşturdu.
Hamdolsun Allah'a ki, açlığımızı giderdi, susuzluğumuzu kandırdı, bedenimizi örttü,
sapıklıktan kurtardı, körlüğümüzü giderdi. Yarattığı bir çok mahluka bizi üstün tuttu.
Allahım! Yerdirdin doyurdun. İçirdin kandırdın. Bizi ferahlandır, rızkımızı artır. Yemeğimizi
bereketlendir. Gönüllerimize şifa ver. Bize rahmet et, bizden razı ol. Elimizden tut. Bizi asla
nefsimize ve senden başkasına terketme. Allahım! Bize nimetinin tamamını ve devamını,
afiyetinin tamamını ve devamını, yardımının tamamını ve devamını, marifetinin tamamını
ve devamını, mahabbatenin tamamını ve devamını, rızanın tamamını ve devamını ihsan et.
Ey cömertler cömerdi! Habibin Muhammed (S.A.S.) ve verdiğin rızık hürmetine. Allahım!
Fatiha hürmetine nimetleri noksanlaştırma." demekdir. Bu nimeti, şükrü eda edilmiş ve
cennete kadar uzanan nimetlerden eyle
411
Manası: "Taşlanmış şeytandan Allah'a sığınırım. Allah'a ve peygamberlerine iman ettim.
Allah birdir, her şey O'na muhtaçtır, doğmamış doğurmamıştır. Hiç kimse O'na denk
olamaz." demekdir.
"En hayırlı olan ve derecenizi en ziyade artıran, melîkinizin yanında en temiz, sizin için
gümüş ve altın paralar bağışlamaktan daha sevaplı, düşmanla karşılaşıp boyunlarını
vurmanız veya boyunlarınızı vurmalarından sizin için daha hayırlı olan amelinizin hangisi
olduğunu haber vereyim mi ?”
412
"Akşamdan (abdestli olarak) temizlik üzere zikrederek uyuyan ve geceleyin de uyanıp
Allah'tan dünya ve âhiret için hàyır taleb eden hiç kimse yoktur ki Allah dilediğini
vermesin.”
"Bir kimse evine veya yatağına gir'ince hemen bir melek ve bir şeytan alelacele gelirler.
Melek:
Adam, şayet (o sırada) Allah'ı zikrederse melek Şeytanı kovar ve onu korumaya başlar.
Adam uykusundan uyanınca, melek ve şeytan aynı şeyi yine söylerler. Adam, şayet:
"Nefsimi, ölümden sonra bana geri iade eden ve uykusunda öldürmeyen Allah
hamdolsun. İzniyle yedi semayı arzın üzerine düşmekten alıkoyan Allah'a hamdolsun"dese
bu kimse yatağından düşüp ölse şehit olur, kalkıp namaz kılsa faziletler içinde namaz
kılmış olur.”
1730 - Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki:
"Her gece, Rabbimiz gecenin son üçte biri girince, dünya semasına iner ve;
"Kim bana dua ediyorsa ona icabet edeyim. Kim benden bir şey istemişse onu vereyim,
kim bana istiğfarda bulunursa ona mağfirette bulunayım" der.”
Rivayetin Müslim'deki bir vechi şöyle: "Allahu Teâla gecenin ilk üçte biri geçinceye kadar
mühlet verir. Ondan sonra yakın semâya inerek şöyle der:
413
Buhârî, Tevhid 35, Teheccüd 14, Daavât 13, Müslim,Salâtu'1-Müsâfırin 166, (758);
Muvatta, Kur'ân 30, (1,214); Tirmizî, Daavât 80, (3493); Ebû Dâvud, Salât 311, (1315).
"Kul Rabbine en ziyade secdede iken yakın olur, öyle ise (secdede) duayı çok yapın.”
"Biriniz dua ederken, Allahu Teâlâ'ya hamd u senâ ederek başlasın, sonra Hz. Peygamber
(aleyhissalâtu vesselâm)'e salât okusun, sonra da dilediğini istesin" buyurdu.”
Tirmizî, Daavat 66,(3473, 3475); Ebû Dâvud, Salât 358, (1481); Nesâî, Sehv 48, (3, 44)”
Tirmizî, Salat 179, (243); Ebû Dâvud, Salat 122, (776); İbnu Mâce, İkâmeti's-Salat 1,
(804)
414
1762 - Hz. Büreyde (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), bir
adamın şöyleylediğini işitti: "Allah'ım, şehâdet ettiğim şu hususlar sebebiyle senden talep
ediyorum: Sen, kendisinden başka ilah olmayan Allah'sın, birsin, samedsin (hiçbir şeye
ihtiyacın yok, her şey sana muhtaç, doğurmadın, doğmadın, bir eşin ve benzerin yoktur.”
"Nefsimi kudret elinde tutan Zât'a yemin olsun, bu kimse, Allah'tan İsm-i Âzàmı adına
talepte bulundu. Şunu bilin ki, kim İsm-i Âzamla dua ederse Allah ona icâbet eder, kim
onunla talepde bulunursa (Allah ona dilediğini mutlaka) verir.”
1764 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Bir adam şöyle dua etmişti: "Ey Allah'ım,
hamdlerim sanadır, nimetleri veren sensin, senden başka ilah yoktur, Sen semâvat ve
arzın celâl ve ikrâm sahibi yaratıcısısın, Hayy ve Kayyümsun (kâinatı ayakta tutan hayat
sahibisin.) Bu isimlerini şefaatçi yaparak senden istiyorum!”
"Nefsimi kudret elinde tutan Zât'a yemin ederim ki, o Allah'a, İsm-i Âzam'ı ile dua etti. O
İsm-i Âzam ki, onunla dua edilirse Allah icabet eder, onunla istenirse verir.”
Tirmizî, Daavât 109 (3538); Ebû Dâvud, Salât 358, (1495); Nesâî, Sehv 57, (3, 52).
1- "İlahınız, tek olan ilahdır, ondan başka ilah yoktur. O Rahmân ve Rahîm'dir." (Bakara
163).
415
2- Âl-i İmrân süresinin baş kısmı: Elif Lâm-Mim. O Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur, O
Hayy ve Kayyümdur" (Âl-i İmrân 1-3).
1773 - Hz. Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaza
(iftitah tekbiri ile) başlayınca şunu okurdu:
Tirmizî, Salat 179, (243); Ebû Dâvud, Salat 122, (776); İbnu Mâce, İkâmeti's-Salat 1,
(804).
Müslim, Salât 207 (479); Ebü Dâvud, Salât 152, (876); Nesai, İftitâh 98, (2,189).
416
"Sübhânekallâhümme Rabbenâ ve bi-hamdike, Allahümmağfirli. (Allah'ım, seni takdis ve
tenzih ederim. Rabbimiz! Takdisimiz hamdinledir. Ey Allahım, beni mağfiret et.)" Bu duayı
okumakla Kur'ân'a yani Kur'ân'ın: "Rabbini hamd ile tesbih et" (Nasr 3) âyetine uyuyordu.”
Buhâri, Ezân 123, 139, Meğâzi 50, Tefsir, İzâcâe nasrullahi ve'l-Feth; Müslim, Salât 217,
(484); Ebü Dâvud, Salât 152, (877); Nesâi, İftitâh 153, (2, 219).
Müslim, Ebu Dâvud ve Nesâi'de gelen bir rivâyette şöyle denir: "Resüllullah (aleyhissalatu
vesselâm) rükü ve secdesinde şöyle derdi: "Subbühun kuddüsün Rabbü'l-melaiketi ver-
Rühi, (Münezzehsin, mükaddessin, meleklerin ve Ruh'un Rabbisin)".
1777 - Muvatta, Tirmizi ve Ebu Davud'un bir rivâyetinde şöyle denir: "Resülullah
(aleyhissalatu vesselâm)'ı yatakta kaybettim ve araştırdım, derken elim ayağının altına
rastladı. Secdede idi ve: "Allahümme inni eüzu bi-rızâke min sahtike ve eüzu bi-muâfâtike
min ukübetike ve eüzu bike minke Lâ uhsi senâen aleyke. Ente kemâ esneyte alâ nefsike.
(Allahım! Senin rızanı şefaatçi kılarak öfkenden sana sığınıyorum. Affını şefaatçi yaparak
cezandan sana sığınıyorum. Senden de sana sığınıyorum. Sana layık olduğun senâyı
yapamam. Sen kendini sena ettiğin gibisin)" diyordu.
1779 - Hz. Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm), rükü
yaptığı zaman: "Allahümme leke reka'tu ve bike âmentü ve leke eslemtü ve aleyke
tevekkeltü ente Rabbiye, haşaa sem'i ve basari ve lahmî ve demi ve izâmi lillahi Ràbbi'l-
âlemin. (Ey Allahım sana rükü yapıyorum, sana inandım, sana teslim oldum, sana tevekkül
417
ettim. Sen Rabbimsin, kulağım, gözüm, etim, kanım ve kemiklerim Âlemlerin Rabbi olan
Allah önünde haşyette, tezellüldedir.”
Nesâi, İftitâh 104, (2,192). Bu rivâyet Müslim'de gelen uzun bir rivayetin bir parçasıdır
(Salâtu'l-Müsâfirin) 201, (771).
1780 - İbnu Ebi Evfâ (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalatu vesselâm)
sırtını rüküdan kaldırdığı zaman: "Semiallâhu limen hamideh, Allahümme Rabbenâ leke'l-
hamdü mil'es-semâvâti ve mil'el-arzi ve mil'e mâ şi'te min şey'in ba'du. (Allah, kendisine
hamd edeni işitir. Ey Allahım, ey Rabbimiz, semâlar dolusu, arz dolusu ve bunlardan başka
istediğin her şey dolusu hamdler sana olsun"
Ebü Dâvud, Salât 145, (850); Tirmizi, Salât 211, (284); İbnu Mâce, Salât 23, (898).
1782 - Hz. Ali (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) secde
ettiği vakit şöyle dua okurdu: "Allahım sana secde ettim, sana inandım, sana teslim oldum.
Yüzüm de, kendisini yaratıp şekillendiren, ona kulak, göz takan yaratanına secde etmiştir.
Yaratanların en güzeli olan Allah ne yücedir" (Hacc 14).
418
Müslim, Salâtul-Müsâfirin 201, (771), Tirmizi, Daavât 32, (3417, 3418, 3419); Ebü Dâvud,
Salât 121, (760); Nesâi, İftitâh 17, (2,130).
"Bana namazda okuyacağım bir dua öğret" dedi. Resülullah (aleyhissalatu vesselam) ona
şu duayı okumasını söyledi:
"Allahümme inni zalemtü nefsi zulmen kesiran ue lâ yağfiru z-zünübe illâ ente fà'ğfir li
mağfireten min indike verhamni inneke ente'l-ğàfüru'r-rahim. (Allahım ben nefsime çok
zulmettim. Günahları ancak sen affedersin. Öyle ise beni, şanına layık bir mağfiretle
bağışla, bana merhamet et. Sen affedici ve merhamet edicisin".
Buhâri, Sıfâtu's-Salât 149, Daavât 17, Tevhid 9; Müslim, Zikr 48, (2705); Tirmizi, Daavât
98, (3521); Nesâi, Sehiv 58, (3, 53).
419
katından vereceğin öyle bir rahmet istiyorum ki, onunla kalbime hidayet, işlerime nizam,
dağınıklığıma tertip, içime kâmil iman, dışıma amel-i sâlih, amellerime temizlik ve ihlâs
verir, rızana uygun istikâmeti ilham eder, ülfet edeceğim dostumu lutfeder, beni her çeşit
kötülüklerden korursun.
Allahım, bana öyle bir iman, öyle bir yakin ver ki, artık bir daha küfür (ihtimali) kalmasın.
Öyle bir rahmet ver ki, onunla, dünya ve ahirette senin nazarında kıymetli olan bir
mertebeye ulaşayım.
Allahım! Anlayışım kıt, amelim az da olsa (dünyevi ve uhrevi) ihtiyaçlarımı senin kapına
indiriyor (karşılanmasını senden taleb ediyorum). Ràhmetine muhtacım, halimi
arzediyorum. (İhtiyacım ve fakrim sebebiyledir ki) ey işlere hükmedip yerine getiren,
kalplerin ihtiyacını görüp şifâyâb kilan Rabbim! Denizlerin aralarını ayırdığın gibi benimle
cehennem azabının arasını da ayırmanı, helâke dâvetten, kabir azabindan korumanı
diliyorum.
Allahım! Kullarından herhangi birine verdiğin bir hayır veya mahlukatindan birine
vaadettiğin bir lütuf var da buna idrakim yetişmemiş, niyetim ulaşamamış ve bu sebeple
de istediklerimin dışında kalmış ise ey âlemlerin Rabbi, onun husülü için de sana yakarıyor,
bana onu da vermeni rahmetin hakkında senden istiyorum.
Ey Allahım! Ey (Kur'ân gibi, din gibi) kuvvetli ipin, (şeriat gibi) doğru yolun sahibi! Kâfirler
için cehennem vaadettiğin kıyamet gününde, senden cehenneme karşı emniyet, arkadan
başlayacak ebediyet gününde de huzur-i kibriyana ulaşmış mukarrebin meleklerle,
(dünyada iken çok) rükü ve secde yapanlar ve ahidlerini ifa edenlerle birlikte cennet
istiyorum. Sen sınırsız rahmet sahibisin, sen (seni dost edinenlere) hadsiz sevgi sahibisin,
420
sen dilediğini yaparsın. (Dilek sahipleri ne kadar çok, ne kadar büyük şeyler isteseler
hepsini yerine getirirsin.)
Allahım! Bizi, sapıtmayıp, saptırmayan hidâyete ermiş hidâyet rehberleri kıl. Dostlarına sulh
(vesilesi), düşmanlarına da düşman kıl. Seni seveni (sana olan) sevgimiz sebebiyle
seviyoruz. Sana muhâlefet edene, senin ona olan adâvetin sebebiyle adavet (düşmanlık)
ediyoruz.
Allahım! Bu bizim duamızdır. Bunu fazlınla kabul etmek sana kalmıştır. Bu, bizim
gayretimizdir, dayanağımız sensin.
Allahım! Kalbime bir nur, kabrime bir nur ver; önüme bir nur, arkama bir nur ver; sağıma
bir nur, soluma bir nur ver; üstüme bir nur, altıma bir nur ver; kulağıma bir nur, gözüme
bir nur ver; saçıma bir nur, derime bir nur ver; etime bir nur, kanıma bir nur ver;
kemiklerime bir nur koy!
Allahım nurumu büyüt, (söylediklerimin hepsine bedel olacak) bir nur ver, (söylenmiyenleri
de kuşatacak) bir nur daha ver!
İzzeti bürünmüş, onu kendine alem yapmış olan Zât münezzehtir. Büyüklüğü bürünmüş ve
bu sebeple kullarına ikramı bol yapmış olan Zât münezzehtir. Tesbih ve takdis sadece
kendine layık olan Zat münezzehtir. Fazl ve nimetler sâhibi Zàt münezzehtir. Azamet ve
kerem sahibi Zât münezzehtir. Celal ve ikrâm sâhibi Zat münezzehtir."
1786 - Hz. Sevbân (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) selam
verip (namazdan çıkınca) üç kere istiğfarda bulunup: "Âllahümme entes-selâm ve minke's-
selâm tebârekte ve teâleyte yâ ze'l-celâli ve'l-ikrâm. (Allahım sen selamsın. Selàmet de
sendendir. Ey celâl ve ikrâm sâhibi sen münezzehsin, sen yücesin)" derdi."
421
Müslim, Mesâcid 135, (591); Tirmizi, Salât 224, (300); Ebu Dâvud, Salât 360 (1513);
Nesâi, Sehv 80, (3, 68).
1787 - Kà'a İbnu Ucre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu
vesselâm) duyurdular ki: "Namazın takipçileri (muakkibât) var. Onları her namazın
peşinden söyleyenler -veya yapanlar- (cennet ve mükafaat hususunda) hüsrâna
uğramazlar. Bunlar otuz üç adet tesbih, otuz üç adet tahmid, otuzdört adet tekbir'dir".
Müslim, Mesâcid 144, (596); Tirmizi Daavât 25, (3409); Nesâi, 91, (3, 75).
Nesâi'nin Zeyd İbnu Sâbit (radıyallâhu anh)'ten yaptığı bir rivâyette şöyle denmektedir:
"Bu emredildiği zaman Ensâr'dan bir adam rüyasında görür ki bir kimse: "Bunu yirmi beş
yapın, tehlili de ilâve edin" demektedir. Sabah olunca bunu Resülullah (aleyhissalâtu
vesselâm)'a anlattı. Efendimiz : "Söylendiği şekilde yapın!" buyurdu".
1789 - Ukbe İbnu Amir (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)
her namazın arkasından muavvizâtı okumamı emretti."
Ebu Dâvud, Salât 361, (1523); Nesâi, Sehv (79, (3, 68).
1794 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) yatağına
girdiği zaman şu duayı okurdu: "Bize yedirip içiren, ihtiyaçlarımız görüp bizi barındıran
Allah'a hamdolsun. İhtiyacını görecek, barınak verecek kimsesi olmayan niceleri var!"
Müslim, Zikr 64, (2715); Tirmizi, Daavât 16, (3393); Ebü Dâvud, Edeb 107, (5053).
422
1795 - Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)
yatağına girdiği zaman, ellerine üfleyip Muavvizeteyn'i ve Kul hüvallahu ahad'i okur ellerini
yüzüne ve vücuduna sürer ve bunu üç kere tekrar ederdi. Hastalandığı zaman aynı şeyi
kendisine yapmamı emrederdi".
Buhari Fedâilu'l-Kur'ân 14, Tıbb, 39, Daavat 12; Müslim, Selâm 50, (2192); Muvattâ, Ayn
15, (2, 942); Tirmizi, Daavât 21, (3399); Ebu Dâvud, Tıbb 19, (3902).
"Bizi öldürdükten sonra tekrar hayat veren Allah'a hamdolsun!. Zaten dönüşümüz de
O'nadır".
Buhâri, Daavat 7, 8, 16, Tevhid 13; Tirmizi, Daavât 29, (3413); Ebü Dâvud, Edeb 177,
(5049).
"Eğer bunu okuduğun gece ölecek olursan fıtrat üzere ölmüş olursun. Şayet sabaha
erersen hayır bulursun."
423
Buhâre, Daavât 7, 9; Tevhid 34; Müslim, Zikr 56, (2710); Tirmizi, Daavat 76, (3391); Ebu
Dâvud, Edeb 107, (5046, 5047, 5048).
1798 - Hz. Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)
geceleyin uyanınca şu duayı okurdu: "Allahım! Seni hamdinle tenzih ederim, Senden başka
ilah yoktur. Günahım için affını dilerim, rahmetini taleb ederim. Allahım ilmimi artır, bana
hidayet verdikten sonra kalbimi saptırma. Katından bana rahmet lutfet. Sen lutfedenlerin
en cömerdisin".
1799 - Hz. Ali (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) yatacağı
sırada şu duayı okurdu:
"Allahım, kerim olan Zât'ın adına, eksiği olmayan kelimelerin adına, alınlarından tutmuş
olduğun hayvanların şerrinden sana sığınırım. Allahım sen borcu giderir günahı kaldırırsın.
Allahım senin ordun mağlub edilemez, và'dine muhalefet edilemez. Servet sahibine serveti
fayda etmez, servet sendendir. Allahım seni hamdinle tesbih ederim".
1800 - Büreyde (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Bir gün, Hâlid İbnu Velid el-Mahzumi
(radıyallâhu anh):
"Ey Allah'ın Resülü, bu gece hiç uyuyamadım" diye Hz. Peygamber (aleyhissalâtu
vesselam)'e yakındı.
424
"Yatağına girdinmi şu duayı oku: "Ey yedi kat semânın ve onların gölgelediklerinin Rabbi,
ey arzların ve onların taşıdıklarının Rabbi, ey şeytanların ve onların azdırdıklarının Rabbi!
Bütün bu mahlükâtının şerrine karşı, bana himâyekâr ol! 0l ki hiç birisi, üzerime âni
çullanmasın, saldırmàsın. Senin koruduğun aziz olur. Senin övgün yücedir, senden başka
ilah da yoktur, ilah olarak sâdece sen varsın."
1801 - İmam Mâlik'ten rivayete göre, ona şu haber ulaşmıştır: "Hâlid İbnu'l-Velid
(radıyallâhu anh), Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselam)'e:
"Ben uykuda iken korkutuluyorum. (Ne yapmamı tavsiye buyurursunuz?)" diye sordu. Ona
şu tavsiyede bulundu:
"Allah'ın eksiksiz, tam olan kelimeleri ile O'nun gadabından, ikabından, kullarının şerrinden,
şeytanların vesveselerinden ve (beni kötülüğe atan) beraberliklerinden AIlah'a sığınırım!
de!".
Tirmizi, Daavât 35, (3423); Ebü Dâvud, Edeb 112, (5094); Nesâi İstiâze 30, (8,268); İbnu
Mâce, Dua 18, (3884).
425
Allah'tandır" derse kendisine: "İşine bak, sana hidâyet verildi, kifâyet edildi ve korundun
da" denir, ondan şeytan yüz çevirir".
Tirmizi, Daavât 34, (3422); Ebü Dâvud, Edeb 112, (5095); Nesâi, İstiâze (8,268).
OTURMA-KALKMA DUALARI
426
Allahım! Seni hamdinle tesbih ederim. Senden başka ilah olmadığına şehâdet ederim.
Senden mağfiret diliyorum, Sana tevbe ediyor (af taleb ediyorum)".
"Allahım! Bize korkundan öyle bir pay ayır ki, bu, sana karşı işlenecek günahlarla bizim
aramızda bir engel olsun. İtaatinden öyle bir nasib ver ki, o bizi cennete ulaştırsın.
Yakîninden öyle bir hisse lutfet ki dünyevi musibetlere tahammül kolaylaşsın.
1807 - İmam Mâlik'e ulaştığına göre Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) sefer
arzusuyla ayağını bineğinin özengisine koyduğu zaman şu duayı okurdu:
"Bismillah! Allahım! Sen seferde arkadaşım, ailemde vekilimsin. Allahım, bize arzı dür,
seferi kolaylaştır. Allahım, yolun meşakkatlerinden, üzüntülü dönüşten, mal ve ailede
vuküa gelecek kötü manzaralardan sana sığınıyorum".
427
illallâhu vahdehu lâ şerike leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü ve hüve aIâ külli şey'in kadir.
(Allah'tan başka ilah yoktur. O tekbir, ortağı yoktur, mülk O'nundur, hamd O'nadır. O
herşeye kadirdir) dönüyoruz, tevbe ediyoruz, kulluk ediyoruz, secde ediyoruz, Rabbimize
hamdediyoruz. Allah va'dinde sâdık oldu, kuluna yardım etti. (Hendek Harbi'nde) müttefik
orduları tek başına helâk etti" derdi.
Buhâri, Daavât 52, Ömer 12, Cihâd 133, 197, Megâzi 29; Müslim, Hacc 428, (1344);
Muvatta, Hacc 243, (1,421); Tirmizi, Hacc 104, (950); Ebu Dâvud, Cihâd 170, (2770).
1809 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Bir adam Hz. Peygamber
(aleyhissalâtu vesselam)'e:
"Ey Allah'ın Resülü, ben sefere çıkmak istiyorum bana tavsiyede bulun!" diye talepte
bulundu. Efendimiz:
"Sana Allah'tan korkmanı ve (yol boyu aştığın) her tepenin başında tekbir getirmeni
tavsiye ediyorum!" buyurdu. Adam döneceği sırada şu duada bulundu: "Allah'ım! Ona
uzaklığı dür, yolculuğu kolay kıl."
"Ey arz, benim de senin de Rabbimiz Allah'tır. Senin de, (sende bulunanların da sende
yaratılmış olanların da, senin üzerinde yürüyenlerin de şerrinden Allah'a sığınırım. Arslanın,
428
iri yılanın, yılanın, akrebin ve bu beldede ikâmet eden (insilerin ve cinni)lerin, İblis'in ve
İblis neslinin şerrinden de Allah'a sığınırım."
Müslim, 54, (2708); Muvatta, İsti'zân 34 (2, 978); Tirmizi, Daavât 41, (3433).
1814 - Hz. İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu
vesselâm) üzüntü sırasında şu duayı okurdu: "Halim ve azim. olan Allah'tan başka ilah
yoktur. Büyük Arş'ın Rabbi olan Allah'tan başka ilah yoktur. Kıymetli Arş'ın Rabbi, arzın
Rabbi, Semâvât'ın Rabbi olan Allah'tan başka ilah yoktur."
Buhâri, Daavât 27, Tevhid 22, 23; Müslim, Zikr 83, (2730); Tirmizi, Daavât 40, (8431);
İbnu Mâce, Dua 17, (3883).
429
1815 - el-Hudri (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir gün
Mescid'e girdi. Orada Ensâr'dan Ebü Ümâme (radıyallahu anh) denen kimse ile karşılaştı.
Ona:
"Ey Ebu Ümâme, niçin seni namaz vakti dışında Mescid'de oturmuş görüyorum?" diye
sordu.
"Peşimi bırakmayan bir sıkıntı ve borçlar sebebiyle ey Allah'ın Resülü" diye cevap verdi.
Bunun üzerine Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselâm):
"Sana bazı kelimeler öğreteyim mi? Bunları okursan, Allah, senden sıkıntını giderir ve
borcunu öder."
"Öyleyse, dedi, akşama çıktın mı sabaha erdin mi şu duayı oku: "Allahım üzüntüden ve
kederden sana sığınırım. Aczden ve tembellikten sana sığınırım, korkaklıktan ve cimrilikten
sana sığınırım. Borcun galebe çalmasından ve insanların kahrından sana sığınırım."
(Ebü Ümâme) der ki: "Ben bu duayı yaptım, Allah benden gamımı giderdi, borcumu
ödedi."
1816 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz. Fâtıma (radıyallâhu anhâ)
Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek bir hizmetçi taleb etmişti. Resülullah ona:
"Şu duayı oku(man senin için hizmetçi edinmenden daha hayırlı)" dedi:
"Allahım! Sen yedi semânın Rabbi, Arş-ı Âzam'ın Rabbisin. Sen bizim Rabbimiz ve herşeyin
Rabbisin. Tevrat, İncil ve Furkân'ı indiren, tohum ve çekirdekleri açansın. Her şeyin
şerrinden sana sığınıyorum. Her şeyin alnından yapışmışsın (dizginleri senin elindedir).
Evvel sensin, senden önce bir şey yoktur. Ahir sensin, senden sonra da bir şey
430
kalmayacak. Sen zâhirsin, senin üstünde bir şey mevcut değildir. Sen bâtınsın, senin
dışında bir şey yoktur. Benim borcumu öde, beni fukaralıktan kurtar, zengin kıl."
1817 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı bir şey
üzecek olsa şu duayı okurdu: "Yâ Hayyu ya Kayyum, birahmetike estağisu. (Ey diri olan,
ey Kayyüm olan Rabbim rahmetin adına yardımını talep ediyorum)." Ve keza şöyle derdi:
"Elizzu bi-yâ-ze'l-celâli ve'l-İkrâm." (Yâ ze'l-celâli ve'l-ikrâm)i devamlı söyleyin!
Ebu Dâvud, Salât 361, (1525), İbnu Mâce, Dua 17, (3882).
1819 - İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh) demiştir ki: "Kimin sıkıntısı artarsa şu duayı okusun:
"Allahım ben senin kulunum, kulunun oğluyum, câriyenin oğluyum, senin avucunun
içindeyim, alnım senin elinde. Hakkımdaki hükmün caridir. Kazan ne olursa hakkımda
adalettir. Kendini tesmiye ettiğin veya kitabında indirdiğin veya nezdinde mevcut gayb
hazinesinden seçtiğin, sana ait her bir isim adına senden Kur'ân'ı kalbimin baharı, sıkıntı ve
gamlarımın atılma vesilesi kılmanı dilerim."
Bu duayı okuyan her kulun gam ve sıkıntısını Allah gidermiş, yerine ferahlık vermiştir."
431
HAFIZAYI GÜÇLENDİRME DUALARI
1820 - Hz. İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Hz. Ali İbnu Ebi Tâlib (radıyallâhu
anh) Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek: "Annem ve bâbam sana kurban olsun,
şu Kur'àn göğsümde durmayıp gidiyor. Kendimi onu ezberleyecek güçte göremiyorum"
dedi. Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) ona şu cevabı verdi: "Ey Ebül-Hüseyin! (Bu
meselede) Allah'ın sana faydalı kılacağı, öğrettiğin takdirde öğrenen kimsenin de istifade
edeceği, öğrendiklerini de göğsünde sabit kılacak kelimeleri öğreteyim mi?"
Hz. Ali (radıyallâhu anh): "Evet, ey Allah'ın Rasülü, öğret bana!" dedi. Bunun üzerine Hz.
Peygamber şu tavsiyede bulundu:
"Cuma gecesi (perşembeyi cumaya bağlayan gece) olunca, gecenin son üçte birinde
kalkabilirsen kalk. Çünkü o an (meleklerin de hazır bulunduğu) meşhüd bir andır. O anda
yapılan dua müstecabtır. Kardeşim Yà'kub da evlatlarına şöyle söyledi: "Sizin için Rabbime
istiğfàr edeceğim, hele cuma gecesi bir gelsin." Eğer o vakitte kalkamazsan gecenin
ortasında kalk. Bunda da muvàffàk olamazsan gecenin evvelinde kalk. Dört rek'àt namaz
kıl. Birinci rek'atte, Fâtiha ile Yà-sin süresini oku, ikinci rek'atte Fâtiha ile Hâ-mim, ed-
Duhân süresini oku, üçüncü rek'atte Fâtiha ile Eliflam-mim Tenzilü's-secde'yi oku,
dördüncü rek'atte Fatiha ile Tebareke'l-Mufassal'ı oku. Teşehhüdden boşaldığın zaman
Allah'a hamdet, Allah'a senayı da güzel yap, bana ve diğer peygamberlere salat oku, güzel
yap. Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar ve senden önce gelip geçen mü'min kardeşlerin
için istiğfar et. Sonra bütün bu okuduğun duaların sonunda şu duayı oku:
"Allahım, bana günahları, beni hayatta baki kıldığın müddetçe ebediyen terkettirerek
merhamet eyle. Bana faydası olmayan şeylere teşebbüsüm sebebiyle bana acı. Seni
benden râzı kılacak şeylere hüsn-i nâzar etmemi bana nasib et. Ey semâvât ve arzın
yaratıcısı olan celâl, ikram ve dil uzatılamayan izzetin sâhibi olan Allahım. Ey Allah! ey
Rahman! celalin hakkı için, yüzün nuru hakkı için kitabını bana öğrettiğin gibi hıfzına da
kalbimi icbâr et. Seni benden razı kılacak şekilde okumamı nasib et. Ey semâvât ve arzın
432
yaratıcısı, celâlin ve yüzün nuru hakkı için kitabınla gözlerimi nurlandırmanı, onunla dilimi
açmanı, onunla kalbimi yarmanı, göğsümü ferahlatmanı, bedenimi yıkamanı istiyorum.
Çünkü, hakkı bulmakta bana ancak sen yardım edersin, onu bana ancak sen nasib edersin.
Herşeye ulaşmada güç ve kuvvet ancak büyük ve yüce olan Allah'tandır. " Ey Ebu'l-Hasan,
bu söylediğimi üç veya yedi cuma yapacaksın. Allah'ın izniyle duana icâbet edilecektir. Beni
hak üzere gönderen Zât-ı Zülcelâl'e‚ yemin olsun bu duayı yapan hiçbir mü'min icâbetten
mahrum kalmadı."
İbnu Abbâs (radıyallâhu anhüma) der ki: "Allah'ayemin olsun, Ali (radıyallâhu anh) beş
veya yedi cuma geçti ki Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a aynı önceki mecliste tekrar
gelerek:
"Ey Allah'ın Resülü! dedi, geçmişte dört beş âyet ancak öğrenebiliyordum. Kendi kendime
okuyunca onlar da (aklımda durmayıp) gidiyorlardı. Bugün ise, artık 40 kadar âyet
öğrenebiliyorum ve onları kendi kendime okuyunca Kitabullah sanki gözümün önünde
duruyor gibi oluyor. Eskiden hadisi dinliyordum da arkadan bir tekrar etmek istediğimde
aklımdan çıkıp gidiyordu. Bugün hadis dinleyip sonra onu bir başkasına istediğimde ondan
tek bir harfi kaçırmadan anlatabiliyorum.
Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) bu söz üzerine Hz. Ali (radıyallâhu anh)'ye: "Ey Ebü'l-
Hasan! Kâbenin Rabbine yemin olsun sen mü'minsin!" dedi."
1821 - Şeddad İbnu Evs (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselam)
namazda şu duayı okumamızı öğretiyordu:
"Allàhım! Senden işte (dinde) sebat etmeyi, doğruluğa da azmetmeyi istiyorum. Keza
nimetine şükretmeyi, sana güzel ibadette bulunmayı taleb ediyor, doğruyu konuşan bir dil,
eğriliklerden uzak bir kalb diliyorum. Allahım, senin bildiğin her çeşit şerden sana
433
sığınıyorum, bilmekte olduğun bütün hayırları senden istiyorum, bildiğin günahlarımdan
sana istiğfàr ediyorum!"
Allahım! Hamd sanadır. -(giydiği şey ne ise) ismen söyleyerek- Bunu bana sen giydirdin.
Bunun hayırlı olmasını, yapılış gayesine uygun olmasını diliyor, şerrinden ve yapılış
gayesine uygun olmamasından da sana sığınıyorum."
1823 - Ebu Ümâme (radıyallâhu anh) anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) yeni
bir elbise giymişti ve şöyle dua etti: "Avretimi örtebileceğim ve hayatta güzellik
sağlayabileceğim bir elbise giydiren Allah'a hamd olsun."
Sonra şunu söyledi: "Ben Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı dinledim: "Kim yeni bir
elbise giyer, böyle söyler, daha sonra da eskittiği elbiseyi tasadduk ederse, sağken de
öldükten sonra da Allah'ın himâyesi, hıfzı ve örtmesi altında olur."
1824 - Ebu Said (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) bir
şey yeyip içti mi şu duayı okurdu: "Bize yedirip içiren ve bizi Müslümanlardan kılan Allah'a
hamdolsun."
Tirmizi, Daavât 75, (3453); Ebu Dâvud, Et'ime 53, (3850); İbnu Mâce, Et'ime 16, (3283).
434
1825 - Muâz İbnu Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki: "Kim bir şey yer ve: "Bana bu yiyeceği yediren ve tarafımdan hiçbir güç ve
kuvvet olmadan bunu bana rızık kılan Allah'a hamdolsun" derse geçmiş günahları aff
olunur" dedi."
Ebu Dâvud, Libâs 1, (4023); Tirmizi, Da'avât 75, (3454); İbnu Mâce, Et'ime 16, (3285).
Ebu Dâvud'un rivayetinde şu ziyâde var: "Kim bir elbise giyer ve: "Bunu bana giydirip,
tarafımdan bir güç ve kuvvet olmaksızın beni bununla rızıklandıran Allah'a hamdolsun"
derse geçmiş ve gelecek günahları affedilir."
1826 - Muâz İbnu Enes (radıyallâhu anh) der ki: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki: "Muhakkak ki Allah, kulun bir şey yiyip hamdetmesinden veya bir şey içip
hamdetmesinden razı olur."
1827 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Sa'd
İbnu Ubâde'nin yanında ekmek ve zeytinyağı yemişti. Sonunda şöyle bir dua buyurdu:
"Yanınızda oruçlular yemek yesin, yemeğinizden ebrarlar yesin, üzerinize melekler dua
etsin."
Ebu Dâvud'un Hz. Câbir (radıyallâhu anh)'den kaydettiği diğer bir rivâyette şöyle denir:
435
KAZA-YI HACET DUASI
1828 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) kazâyı
hâcet için helâya girdiği zaman şu duayı okurdu:
"Allâhümme innî eûzu bike mine'lhubusi ve'l-habais. (Allahım, pislikten ve (cin ve şeytan
gibi) kötü yaratıklardan sana sığınırım."
Buhâri, Vudü 9, Da'avât 15; Müslim, Hayz 122, (375); Tirmizi, Tahâret 4, (5); Ebü Dâvud
Tahâret 3, (4,5); Nesâi, Tahâret 18, (1, 20).
436
1829 - Hz. Âişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) helâdan
çıkınca: "Gufrâneke (affını taleb ediyorum) derdi."
Ebu Dâvud, Tahâret 17, (30); Tirmizi, Tahâret 5, (7); İbnu Mâce, Tahâret 10, (300).
Tirmizi'nin Hz. Ali'den kaydettiği diğer bir rivâyette şöyle denir: "Resülullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: "Helâya girdiği zaman insanoğlunun avretleri ile cinnilerin gözleri
arasındaki perde, kişinin "bismillah" demesidir."
1831 - Talha İbnu Ubeydillah (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu
vesselâm) hilâli görünce şu duayı okurdu: "Allahım, Ay'ın hilâl devresini bize bereketli,
imanlı, selâmetli ve İslâm üzere geçir. (Ey hilâl) benim de senin de Rabbin Allah'tır."
437
Bunu da üç kere tekrar ettikten sonra: ". . Ayını çıkarıp... Ayını getiren Allah'a hamdolsun"
dermiş."
"Allah'ım bizi gadabınla öldürme, azabınla da helâk etme, bu (azabı)ndan önce bize afiyet
(içinde ölüm) ver."
1834 - Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) ufuk-ı
semâda bir bulut belirtisi gördü mü işi terkeder, namazda idiyse kısa keser ve şu duayı
okurdu: "Allah'ım, bunun şerrinden sana sığınırım." Yağmur başlarsa: "Allah'ım, bol
yağmur, faydalı yağmur (ver)" derdi."
1835 - Hz. Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) rüzgâr
estiği zaman şu duayı okurdu: "Allah'ım, senden bunun hayrını ve bunda olan
(menfaatların da) hayrını ve bunun gönderiliş maksadındaki hayrı da istiyorum. Bunun
şerrinden, bunda olanın şerrinden, burcunla gönderilen şeyin şerrinden de sana
sığınıyorum."
438
Buhâri, Bed'ül-Halk 5, Tefsir, Ahkâf 2, Edeb, 68; Müslim, İstiskâ 14, (899); Tirmizi, Daavât
50, (3445).
1836 - Yine Tirmizi'de Übey İbnu Kà'b (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah
(aleyhissalatu vesselâm) buyurdular ki: "Rüzgâra küfretmeyin. Hoşunuza gitmeyen bir
rüzgar görünce: "Allah'ım, senden bunun hayrını taleb ediyorum" deyin. "
1837 - Amr İbnu Şuayb an Ebihi an Ceddihi (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Duaların en faziletlisi àrefe günü yapılan duadır.
Ben ve benden önceki peygamberlerin söyledikleri en faziletli söz, lâ ilâhe illallahu
vahdehu lâ şerike leh lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadir. (Allah'tan
başka ilah yoktur, O tektir, O'nun ortağı yoktur, mülk O'nundur, hamd O'na aittir. O,
herşeye kâdirdir) sözüdür."
Muvatta, Kur'ân 32, (1, 214, 215); Tirmizi, Da'avât 133, (3579).
1838 - Hz. Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Ey Allah'ın Resülü, dedim, şâyet Kadir
gecesine tevâfuk edersem nasıl dua edeyim?" Şu duayı okumamı söyledi:
"Allahümme inneke afuvvun, tuhibbu'l-afve fa'fu anni. (Allahım! Sen affedicisin, affı
seversin, beni affet."
HAPŞIRANIN DUASI
1839 - Âmir İbnu Rebia (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)ın
arkasında namaz kılan birisi, namazda hapşırdı ve şu duayı okudu: "Mübarek (hayrı bol),
ihlaslı ve çok hamdle Allah'a hamdederiz, tâ Rabbimiz razı oluncaya kadar; dünya ve âhiret
439
işindeki rızasından sonra da (hamdimize devam ederiz)." Resülullah (aleyhissalâtu
vesselâm) namazdan çıktıktan sonra: "Namazda dua okuyan kimdi?" diye sordu. Ancak
okuyan kişi süküt etti. Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) tekrar sordu:
"Duayı kim okudu? Zira fena bir şey söylemedi." Bunun üzerine adam: "Bendim, bu dua ile
sâdece hayır murad ettim" dedi. Efendimiz:
Ebü Dâvud, Salât 121, (770, 774); Tirmizi, Salât 296, (404); Buhâri, Ezan 115,
(muhtasaran); Muvatta, Kur'àn 25, (1, 212); Nesâi, İftitah 112 (2,196).
1840 - Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki: "Sizden biri hapşırınca "Elhamdülillah alâ külli hâl." (Her hal için
elhamdülillah) desin. Kardeşi de yahut arkadaşı da- ona "Yerhamükâllah" diye cevap
versin. (Kardeşi bunu) kendisi için söyleyince, hapşıran da Yehdikümullah ve yuslih
baleküm (Allah size de hidâyet versin ve işinizi düzeltsin) desin."
Ebü'd-Derdâ der ki: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) Hz. Dâvud'u zikredince, onu
"insanların en âbidi (yani çok ve en ihlaslı ibadet yapanı)" olarak tavsif ederdi."
440
Hz. YUNUS (aleyhisselam) KAVMIN DUASI
1842 - Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) Resülullah'a ref ederek demiştir ki: "Yunus
kavminin duaları arasında şu da vardı: "Ey diri olan, ey (mahlükata) kıyam veren, ey hiçbir
hayat sâhibinin olmadığı zamanda hayat sâhibi olan, ey hayat veren, ey ölüm veren, ey
celâl ve ikrâm sâhibi!"
Rezin ilavesidir.
1843 - Hz. Ömer ve Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anhümâ) anlatıyorlar: "Resülullah
(aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim bir belaya uğrayanı görünce şu duayı okursa:
"Seni imtihan ettiği şeyde bana âfiyet veren ve birçok yarattığından beni üstün kılan
Allah'a hamdolsun!" Artık yaşadığı müddetçe, bu bela ne olursa olsun ona mâruz
kalmaktan muaf kılınır."
Tirmizi, Da'avât 38, (3427, 3428); İbnu Mâce, Dua 22, (3892).
Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh)'nin bir rivayetinde sâdece: "..Bu bela ona isâbet etmez"
denmiştir.
1844 - Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)
dua ederken şunu söylerdi: "Allahım, dinimi doğru kıl, o benim işlerimin ismetidir. Dünyamı
da doğru kıl, hayatım onda geçmektedir. Ahiretimi de doğru kıl, dönüşüm orayadır. Hayatı
benim için her hayırda artma (vesilesi) kıl. Ölümü de her çeşit şerden (kurtularak) rahat(a
kavuşma) kıl."
441
1845 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah'ın duasının çoğu: "Allahümme
âtina fi'd-dünya haseneten ve fi'l âhireti haseneten ve kınâ azâbe'n-nâr. (Allahım bize
dünyada da bir hayır, ahirette de bir hayır ver, bizi cehennem azâbından koru" idi."
Buhâri, Daavât 55, Tefsir, Bakara 36; Müslim, Zikr 26, (2690; Ebü Dâvud, Salât 381,
(1.519).
1846 - Yine Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki: "Kim cenneti üç kere isterse, cennet: "Allah'ım onu cennete koy" der. Kim
Allah'tan üç sefer ateşe karşı koruma taleb ederse, cehennem: "Allah'ım onu ateşten koru"
der."
Tirmizi, Cennet 27, (2575); Nesâi, İsti'âze 56, (8, 279); İbnu Mâce, Zühd 39, (4340).
1847 - Hz. Ali (radıyallâhu anh)'nin anlattığına göre, "Bir mükâteb ona gelerek: "Kitâbet
borcumu ödemekten âciz kaldım, bana yardım et" dedi. Ona şu cevabı verdi: "Sana,
Resülullah (aleyhissalâtu vesseIâm)'ın bana öğretmiş bulunduğu bir duayı öğreteyim. (Onu
okuduğun takdirde) Sıyr dağı kadar borcun da olsa, Allah onu sana bedel öder. Şöyle
diyeceksin: "Allah'ım, yeterince helalinden vererek beni haramından koru. Lütfunla ver,
başkasına muhtaç etme."
İSTİÂZE
1848 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)
şöyle istiâze ederlerdi: "Allah'ım! Aczden, tembellikten, korkaklıktan, düşkünlük derecesine
varan ihtiyarlıktan, cimrilikten sana sığınırım. Keza, kabir azabından sana sığınırım. Haya
ve ölüm fitınesinden sana sığınırım."
442
Buhâri, Daavât 38, 40, 42, Cihâd 25; Müslim, Zikr 52, (2706); Tirmizi, Daavât 71, (3480,
3481); Ebü Dâvud, Salât 367, (1540, 1541); Hurüf 1, (3972); Nesâi, İstiâze 6, (8, 257,
258).
1849 - Yine Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu
vesselâm) şu duayı okurlardı: "Allah'ım! Cüzzamdan, barastan (alaten), delilikten ve
hastalıkların kötüsünden sana sığınırım."
Ebü Dâvud, Salat 367, (1554); Nesâi, İstiâze 36, (8, 271).
Buhâri, Kader 13, Daavât 28; Müslim, Zikr 53, (2707); Nesâi, İstiâze 34, (8, 269, 270).
1852 - Yine Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)
şöyle dua ederdi: "Allahım, şikak ve nifaktan ve kötü ahlâktan sana sığınırım."
Ebü Dâvud, Salât 367, (1546); Nesâi, İstiâze 21, (8, 264).
Bir rivâyette şöyle denmiştir: "Allahım! Açlıktan sana sığınırım, çünkü o pek fena yatak
arkadaşıdır. Hıyânetten de sana sığınırım, çünkü o ne kötü huydur."
1853 - Yine Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselam)
buyurdular ki: "Mirac gecesi cinlerden bir ifrit gördüm. Elinde ateşten bir şüle olduğu halde
443
beni tâkip ediyordu. Nazarımı her atışımda onu görüyordum. Cibril (aleyhisselâm) bana:
"İstersen sana bir dua öğreteyim, onu okursan, şülesi söner ve ağzının üstüne düşer"
dedi." Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Pekâla!" dedi. Cibril (aleyhisselâm) de "Şunu
oku!"
buyurdu:
"Allah'ın kerim olan rızàsı için, eksiksiz, mükemmel kelimâtullah hakkı için -ki hiç kimse
muttaki olsun, fâcir olsun onu aşıp daha güzelini söyleyemez- (bela olarak) semadan inen,
semaya yükselen, (ve ceza gerektiren) şerlerden, yeryüzünde yarattığı şerden, yer(in
altın)dan çıkan şerden, gece ve gündüz fitnelerinden, gece ve gündüz gelen musibetlerden
Allah'a sığınırım. Ey Rahman, hayır getiren hâdiseler hâriç."
444
(Abdullah der ki:) "Ben Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın bunları söylerken
parmaklarıyla saydığını gördüm. Resülullah devamla buyurdular: "Bunlar beş vakit
itibariyle toplam olarak dilde yüzellidir. Mizanda bin beş yüzdür. "İkinci haslet" ise yatağa
girince Allah'a yüz kere tesbih, tekbir ve tahmid'de bulunmanızdır. Bu da lisanda yüzdür,
mizanda bindir. (Her ikisi toplam iki bin beş yüz eder.)"
Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) sözlerine şöyle bir soru ile devam etti:
"Hanginiz bir günde, gece ve gündüz iki bin beş yüz günah işler?"
"Şeytan, namazda iken her birinize gelir: "Şunu şunu hatırla" der, ve namazdan çıkıncaya
kadar devam eder. (Bu hatırlatmaların neticesi olarak) kişi bu tesbihatı terk bile eder. Kişi
yatağına girince de şeytan ona gelir, (zikir yapmasına imkân vermeden) uyutmaya çalışır
ve uyutur da."
Tirmizi Daavât 25, (3407); Ebü Davud, Edeb 209, (5065); Nesâi, Sehv 90, (3, 74).
1855 - İbnu Ebi Evfa (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Bir adam gelerek- "Ey Allah'ın
Resülü! dedi, ben Kur'àn'dan bir parça seçip alamıyorum. Bana kifâyet edecek bir şeyi siz
bana öğretseniz!"
"Ey Allah'ın Resülü! dedi, bu zikir Allah içindir. (O'nu senâdır), kendim için dua olarak ne
söyleyeyim?"
"Şöyle dua et: Allahım bana merhamet et, afiyet ver, hidayet ver, rızık ver!"
445
Adam (dinleyip, kalkınca) ellerini sıkıp göstererek: "Şöyle (sımsıkı belledim!)" dedi.
Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm), bunun üzerine:
Ebü Davud, Salât 139, (832); Nesâi, İftitâh 32, (2, 143); Hadis Ebü Dâvud'da tam olarak,
Nesâi'de kısmi olarak rivâyet edilmiştir.
"Ràbbim bana bildirdi ki, ben ümmetim hakkında bir alamet göreceğim. Ben onu görünce
Sübhânallâhi ve bihamdihi, estağfirullahe ve etübu ileyh zikrini artırdım. Bu gördüğüm, İzâ
câe nàsrullahi ve'l-fethu.. süresidir. "
Buhâri, Tefsir, Nasr, Ezân 123,139; Megâzi 50; Müslim, Salât 220, (484).
"Ey Muhammed, ümmetine benden selam söyle. Ve haber ver ki: Cennetin toprağı temiz,
suyu tatlıdır. Burası (suyu tutacak şekilde) düz ve boştur. Oraya atılacak tohum da
sübhânallah, velhamdülillah, ve lâilâhe illallah, vallahu ekber cümlesidir."
446
Tirmizi, Daavât 60, (3458).
1859 - Hz. Ebü Bekri's-Sıddikin âzadlısı Yüseyre (radıyallâhu anhümâ) -ki ilk
muhâcirlerden idi- anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bize dedi ki: "Size
tesbih, tehlil, takdis, tekbir çekmenizi tavsiye ederim. Bunları parmaklarla sayın. Zira
parmaklar (Kıyamet günü nelerde kullanıldıklarından) suale maruz kalacaklar ve
konuşturulacaklardır."
1863 - Buhâri ve Tirmizi'de gelen bir rivâyette Hz.Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) diyor ki:
"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı işittim, demişti ki: "Allah'a kasem olsun, ben günde
Allah'a yetmiş kere istiğfar ediyorum tevbede bulunuyorum."
447
1864 - Esmâ İbnu'l-Hakem el-Fezâri (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hazreti Ali'yi dinledim,
şöyle demişti: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'dan bir hadis dinledim mi, Allah Tealâ
hazretlerinin faydalanmamı dilediği kadar ondan istifade ediyordum. Şayet bir adam
O'ndan hadis rivâyet edecek olsa (gerçekten duydun mu diye) yemin ettiriyordum. Yemin
edince onu tasdik edip rivâyetini kabül ediyordum."
Hz. Ebü Bekri's-Sıddik (radıyallâhu anh) bana şu hadisi rivâyet etti ve bu rivâyetinde Ebü
Bekir doğru söyledi: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı dinledim, demişti ki: "Günah
işleyip arkasından kalkıp abdest alarak iki rekat namaz kılan sonra da Allah Teâla
hazretlerine tevbe eden her insan mutlaka mağfiret olunur." Sonra da şu ayeti okudu.
(Meâlen): "Onlar fena bir şey yaptıklarında veya kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı
zikrederler, günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahları Allah'tan başka bağışlayan kim
vardır? (Al-i İmrân 135).
Tirmizi, Tefsir Al-i İmran, (3009); Ebü Dâvud, Salât 361, (1521) İbnu Mâce İkâmetu's-
Salât 193, (1395).
1865 - Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselam)
buyurdular ki: "Kim: "Lâ ilâhe illallâhu vahdehu la-şerike leh, lehu'l mülkü ve lehu'l-hamdü
ve hüve alâ külli şey'in kadir" duasını bir günde yüz kere söylerse, kendisine on köle âzad
etmiş gibi sevàb verilir, ayrıca lehine yüz sevab yazılır ve yüz günahı da silinir. Bu, ayrıca
üç gün akşama kadar onu şeytana karşı muhafaza eder. Bundan daha fazlasını okumayan
hiçbir kimse, o adamınkinden daha efdal bir amel de getiremez. Kim de bir günde yüz kere
"Sübhânallahi ve bihàmdihi" derse hataları dökülür, hatta denizin köpüğü kadar (çok) olsa
bile."
Buhâri, Daavât 54, Bed'ü'l-Halk 11; Müslim, Zikr 28, (2691); Muvatta, Kur'ân 20, (1, 209);
Timizi, Daavât 61, (3464).
Bir rivâyette, üçüncü mükâfaata bedel, "Onun için cennette bir köşk yapar" denmiştir."
Müslim, Zikr 79, (2726); Tirmizi, Daavât 117, (3550); Ebü Dâvud, Salât 359, (1503);
Nesâi, Sehv, 93, (4, 77).
449
1868 - Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselam)
buyurdular ki: "İki kelime vardır, bunlar dile hafif, terazide ağır, Rahmân'ada sevgilidirler:
Sübhânallahi ve bihamdihi, Sübhânallâhi'l-azim. (Allahım seni hamdinle tesbih ederim,
yüce Allahım seni tenzih ederim) kelimeleridir."
Buhâri, Daavât 65, Eymân 19, Tevhid 58; Müslim, Zikr 31, (2694); Tirmizi, Daavât 61,
(3463).
1869 - Yine Ebü Hüreyre hazretleri (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: "Lâ havle ve lâ kuvvete illa billah. (Güç de kuvvet de ancak
Allah'tandır) sözünü çok tekrar edin."
Mekhül dedi ki: "Kim bunu der ve sonra da: "Allah (ın gazabın) dan ancak O (nun
rahmeti)'na iltica etmekle kurtuluşa erilebilir" derse, Allah ondan yetmiş çeşit zararı kaldırır
ki bunların en hafifi fakirliktir."
1870 - Ebü Mes'ud el Bedri (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Biz Sa'd İbnu Ubâde'nin
meclisinde otururken Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) yanımıza geldi. Kendisine, Beşir
İbnu Sa'd: "Ey Allah'ın Resülü! Bize Allah Teâla Hazretleri, sana salât okumamızı emretti.
Sana nasıl salât okuyabiliriz?" diye sordu. Efendimiz şu cevabı verdi:
"Şöyle söyleyin: "Allahümme salli ala Muhammedin ve alâ âl-i Muhammed, kema salleyte
ala İbrahime ve barik alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammedin kemâ bârekte ala al-i
İbrahime inneke hamidun mecid. (Allah'ım! Muhammed'e ve Muhammed'in âline rahmet
kıl, tıpkı İbrahim'e rahmet kıldığın gibi. Muhammed'i ve Muhammed'in âlini mübârek kıl.
Tıpkı İbrahim'in âlini mübârek kıldığın gibi." (Resulullah ilâveten şunu söyledi): "Selam da
bildiğiniz gibi olacak."
450
Müslim,Salât 65, (405), Kasru's-Salât 67,(1,165,166); Tirmizi,Tefsir, Ahzâb,(3218); Ebü
Dâvut, Salât 183, (980,981); Nesâi, Sehv 49, (3, 45, 46).
Tirmizi dışındaki Kütüb-i Sitte kitaplarında, Ebü Humeyd es-Sâidi (radıyallâhu anh)'den
gelen bir rivayet şöyle:
"Ashab sordu: "Ey Allah'ın Resülü sana nasıl salât okuyalım?" Resülullah (aleyhissalâtu
vesselâm): Şöyle söyleyin, dedi: "Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ ezvâcihi ve
zürriyyetihi kema salleyte alâ İbrâhime ve bàrik alâ Muhammedin ve alaezvâcihi ve
zürriyyetihi kemâ bârekte alâ İbrâhime inneke hamidun mecid. (Allahım! Muhammed‚
zevcelerine ve zürriyetine rahmet kıl, tıpkı İbrahim'e rahmet kıldığın gibi. Muhammed'i,
zevcelerini ve zürriyetini mübarek kıl, tıpkı İbrahim'i mübarek kıldığın gibi. Sen övülmeye
Iayıksın, Şerefi yücesin)."
Buhâri, Daavât 33, Enbiya 8; Müslim, Salât 69, (407); Muvatta, Kasru's-Salât 66, (1,165);
Ebü Dâvut, Salât,183, (979); Nesâi, Sehv 54, (3, 49).
Kà'b İbnu Ucre'den gelen bir rivâyet de şöyle: "Resülullah (aleyhissaIatu vesselam)
yanımıza gelmişti: "Ey Allah'ın Resülü, dedik, sana nasıl selam vereceğimizi öğrendik. Ama,
sana nasıl salât okuyacağız (bilmiyoruz)? " "Şöyle söyleyin! dedi:
"Allahümme salli ala Muhammed'in ve alâ âl-i Muhammedin kema salleyte ala İbrahime
inneke hamidun mecid. Allahümme barik alâ Muhàmmedin ve ala âl-i Muhammed, kemâ
bârekte ala âli İbrahime inneke hamidun mecid."
Buhâri, Daavât 33: Müslim, Salât 66, (406); Ebü Dâvud, Salât 183, (976);Nesâi, Sehv 51,
(3, 47); Tirmizi Vitr,20, (483).
451
Nesâi, Sehv 55, (3, 50).
Yine Nesâide Ebü Talha (radıyallâhu anh)'dan gelen bir rivâyet şöyle: "Bir gün Resülullah
(aleyhissalâtu vesselâm), yüzünde bir sevinç olduğu halde geldi. Kendisine:
"Bana melek geldi ve şu müjdeyi verdi: "Ey Muhammed! Rabbin diyor ki: "Sana salavat
okuyan herkese benim on rahmette bulunmam, selam okuyan herkese de benim on selâm
okumam sana (ikram olarak) yetmez mi?"
Yine Tirmizi'de Hz. Ali (radıyallâhu anh)'den kaydedilen bir rivâyette şöyle denir:
"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Gerçek cimri, yanında zikrim geçtiği
halde bana salavât okumayandır."
1873 - Hz. İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissâlatu vessalâm)
buyurdular ki: "Yeryüzünde Allah'ın seyyâh melekleri vardır. Onlar ümmetimin selâmını
(ânında) bana tebliğ ederler."
7091 - Muâz İbnu Cebel radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki: "Ölen bir nefis (ölüm anında) Allah'ın bir ve benim Allah elçisi olduğuma
şehadet eder, kalbi de bunu tasdik ederse, Allah mutlaka ona mağfiret kılar."
7093 - Ebu Sa'îd radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular
ki: "Kim, sabah namazının peşinden La ilâhe illallahu vahdehu la şerîke leh, lehü'l-mülkü
ve lehü'l-hamdü bi-yedihi'l-hayr ve hüve alâ külli şey'in kadîr (Allah'tan başka ilah yoktur.
O birdir, ortağı yoktur mülk ona aittir, hamdler de ona layıktır, her çeşit hayır O'nun
elindedir. O her şeye kadirdir)" derse kendisine, Hz. İsmail evlatlarından bir köleyi âzâd
etmiş gibi sevap yazılır."
7094 - Kudame İbnu İbrahim el-Cümahî radıyallahu anh'ın anlattığına göre: "Kendisi, Hz.
Abdullah İbnu Ömer İbni'l-Hattab radıyallahu anhüma'ya gidip geliyordu. Bu uğramaları
esnasında yaşça delikanlı ve üzerinde kırmızıya boyanmış iki parça giyecek vardı. Kudâme
devamla der ki: "Abdullah İbnu Ömer bize Resülullah aleyhissalatu vesselâm'ın kendilerine
şunu anlattığını söyledi: "Allah'ın kullarından bir kul dedi ki: "Ey Rabbim! Senin zâtının
453
celaline ve senin hâkimiyetinin azametine layık şekilde sana hamd olsun." Bu hamd kulun
amelini yazmakla muvazzaf iki meleği aciz bıraktı. Onlar (bunun sevabını) nasıl
yazacaklarını bilemediler. Bunun üzerine melekler göğe çıktılar ve: "Ey Rabbimiz! Senin
kulun öyle bir kelam söyledi ki, nasıl yazacağımızı bilemiyoruz" dediler. AllahTeâla
hazretleri, -kulun söylediği sözü en iyi bilen olduğu halde-: "Benim kulum ne söyledi?" diye
sordu. Melekler: "Ey Rabbimiz! O kul: "Ya Rabbi lekel-hamdu kemâ yenbaği li-Celâli
vechike ve azîmi sultânike" söyledi" dediler. Bunun üzerine Allah Teâla hazretleri o iki
meleğe buyurdu ki: "Kulum bana kavuşup da ben onu söylediği söze (hamde) karşılık
mükâfaatlandırıncaya kadar siz o sözü kulumun söylediği gibi yazınız" buyurdu."
7095 - Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm sevdiği bir
şeyi görünce: "Hamd o Allah'a mahsustur ki sâlih şeyler sadece onun lütuf ve nimetiyle
tamamlanır" derdi. Hoşlanmadığı bir şey görünce de: "Her durum üzerine Allah'a hamd
olsun" derdi."
7096 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm
şöyle derlerdi: "Elhamdulillah alâ külli hail. Rabbi eüzu bike, min hâli ehli'n-nâr" (Her hal
için Allah'a hamdolsun. Ey Rabbim cehennem ehlinin halinden sana sığınırım."
7097 - Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular
ki: "Allah kuluna bir nimet verdiği zaman kul "Elhamdülillah" derse, kulun verdiği (yani
hamd demek suretiyle ödediği, kendine sağlayacağı menfaatçe) aldığından efdal (üstün)
olur."
7098 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh'ın anlattığına göre: "Kendisi ağaç dikerken yanına
Resülullah aleyhissalâtu vesselâm uğrar ve: "Ey Ebu Hureyre! Şu diktiğin nedir?" der.
"Kendim için bir fidan dikiyorum!" cevabını verir. Aleyhissalâtu vesselam: "Sana, senin için
daha hayırlı bir dikilecek fidan göstereyim mi?" buyurur. Ebu Hureyre: "Göster! Ey Allah'ın
Resülü!" der. Bunun üzerine Aleyhissalâtu vesselâm: "Sübhanallahi velhamdülillahi ve lâ
ilahe illallahu vallahu ekber (Allah bütün noksan sıfatlardan münezzehtir, bütün hamdler
454
ona mahsustur. Allah'tan başka ilah yoktur, Allah en büyüktür)" de! Bunu söylersen her bir
kelimesi için sana cennette bir ağaç dikilir."
7099 - Nu'man İbnu Beşîr radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki: "Allah'ın celalinden zikrettiğiniz tesbih (sübhanallah), tehlil (lâ ilahe illallah)
ve tahmid (elhamdülillah) cümleleri Arş'ın etrafında dönüp dururlar. Onlar tıpkı arı oğulu
uğultusu gibi uğultu çıkararak, sahiplerini andırırlar. Sizden biri, Arş'ın civarında kendisini
andırtan birisinin olmasından hoşlanmaz mı?"
İSTİĞFAR
7102 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki: "Ben günde yüz sefer Allah'a istiğfarda bulunurum."
7103 - Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular
ki: "Ben günde yetmiş kere Allah'a tevbe ve istiğfarda bulunurum."
7104 - Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: "Benim dilimde, aile efradıma karşı bir
ölçüsüzlük vardı. Fakat bu başkalarına olmazdı. Bu halimi Aleyhissalâtu vesselâm'a
455
söyledim. Resülullah: "İstiğfar bakımından ne haldesin? (Bu kusurunun bağışlanması için
günde yetmiş kere istiğfar et!" buyurdular."
7105 - Abdullah İbnu Busr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki: "Amel defterinde çok istiğfar bulunana ne mutlu!"
7106 - Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resülullah aleyhisselatu vesselâm şöyle dua
ederdi: "Ey Allahım! Beni, güzel amel işledikleri zaman(bunun mükâfaatıyla) müjdelenen
ve hata işlediği zaman da istiğfar edenlerden eyle!"
7107 - Ebu Zerr radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm bana:
"Sana cennet hazinelerinden bir hazineyi haber vereyim mi?" buyurdular.
"Lâ havle velâ kuvvete illa billah (Gerek ibadet için gerek dünyevî işlerim için muhtaç
olduğum) bütün güç kuvvet Allah'tandır" de!" buyurdular."
RESÜLULLAH'IN DUASI
7109 - Hz. Enes İbnu Mâlik radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah şu duayı çok yapardı:
"Allahümme sebbit kalbî alâ dînike.(Allahım kalbimi dinin üzere sabit kıl." Bir adam: "Ey
Allah'ın Resülü! Biz sana iman ettiğimiz ve senin getirdiklerini tasdik ettiğimiz halde bizim
(âkibetimiz) için korkuyor musun?" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm adama şu cevabı verdi:
"Kalpler, muhakkak ki Rahman'ın parmaklarından iki parmağı arasındadır, onu (dilediği
şekilde) döndürür."
456
Ravi der ki : "A'meş iki parmağını gösterdi. "
7111 - Hz. Câbir radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm: "Allah'tan
faydalı ilim dileyin, faydasız ilimden Allah'a sığının" buyurdu."
7112 - Hz. Aişe radıyallahu anhâ'nın anlattığına göre: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm
kendisine şu duayı öğretmiştir: "Allahım ben senden hayrın her çeşidini isterim; yakın
olsun, uzak olsun; bildiğim olsun, bilmediğim olsun; bütün şerlerden de sana sığınırım;
yakın olsun, uzak olsun; bildiğim şer olsun, bilmediğim şer olsun. Allahım! Kulun ve
peygamberin Muhammed'in senden istediği şeyleri senden ben de istiyorum. Kulun ve
peygamberin hangi şerlerden sana sığınmışsa ben de o şerlerden sana sığınıyorum.
Allahım! Ben senden-, cenneti ve cennete götüren söz ve amel(de beni muvaffak kılman)ı
istiyorum. Ateşten ve ateşe götüren söz ve fiillerden de sana sığınıyorum. Ve dahi benim
hakkımda hükmettiğin her kaza ve kaderi hayırlı kılmanı senden diliyorum."
7113 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm bir
adama: "Namazda ne diyorsun?" diye sordu. Adam: "Teşehhüdü (Ettahiyyatu, Allahümme
salli, Allahümme barik...) okuyorum. Sonra Allah'tan cennet diliyor ve cehennem ateşinden
O'na sığınıyorum. Ama vallahi ben, ne senin okuduğunu ne de Muaz'ın okuduğunu
bilmiyorum" dedi. Resülullah aleyhissalâtu vesselâm (adama): "Biz de senin okuduğun
şeyler çerçevesinde okuyoruz" buyurdu."
7114 - Evs İbnu İsmail el-Beceli radıyallahu anh'ın anlattığına göre: "Resülullah
aleyhissalatu vesselâm vefat ettiği zaman, Hz. Ebu Bekr'in şöyle söylediğini işitmiştir:
457
"Resülullah aleyhissalatu vesselâm benim şu makamımda ilk yıl, ayağa kalktı -böyle
söyleyince Hz. Ebu Bekr gözlerinin yaşını tutamayıp ağladı- sonra dedi ki:
"Size doğru olmanızı sıdkı, tavsiye ederim. Çünkü sıdk birr (denen Allah'ın rızasına götüren
en iyi amelle beraberdir) ikisi de cennettedir. Yalandan sakının. Çünkü o, fücürla
beraberdir ve ikisi de cehennemdedir. Allah'tan afiyet dileyin. Çünkü, kimseye Çünkü,
kimseye yakinden sonra afiyetten daha hayırlı bir şey verilmemiştir. Birbirinizle
hasedleşmeyin. Birbirinizle aranızdaki iyi münasebetleri kesişmeyin. Birbirinize sırt
çevirmeyin. Ey Allah'ın kulları kardeşler olun!"
7115 - Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki: "Kişinin yaptığı dualar içerisinde en hayırlısı şudur: Allahümme innî
es'eluke'l-mu'âfâte fid-dünya ve'l-âhireti (Ey Allah'ım! Senden dünya ve ahirette afiyet
istiyorum),"
İSM-İ AZAM
7117 - el-Kâsım (İbnu Abdirrahman) radıyallahu anh demiştir ki: "Allah'ın, duada şefaat
kılındığı taktirde, o duayı kabul ettiği ism-i âzamı şu üç surededir: Bakara, Âl-i İmran ve
Tâ-Hâ.
Ebu Ümâme radıyallahu anh'tan yapılan bir rivayette, bunun benzeri Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm'dan merfu olarak gelmiştir.
7118 - Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm şöyle
yalvardılar: "Allahım! Ben, senin pak, güzel, mübarek ve yüce nezdinde en sevimli olan,
onunla dua edildiği taktirde hemen icabet ettiğin, onunla senden istenince hemen
458
verdiğin, onunla rahmetin talep edilince rahmetini esirgemediğin, onunla kurtuluş talep
edilince kurtuluş verdiğin isminle senden istiyorum."
Hz. Aişe'nin belirttiğine göre, bir başka gün Aleyhissalâtu vesselam'ın, kendisine "Ey Aişe!
Kendisiyle dua edildiği taktirde icabet ettiği ismi, Allah'ın bana gösterdiğini sen biliyor
musun?" diye sormuştu. Hz. Aişe der ki: "Ben: "Ey Allah'ın Resülü! Annem babam sana
feda olsun, onu bana da öğret!" dedim. "Ey Aişe onu sana öğretmem uygun düşmez!"
buyurdu. Bu cevap üzerine ben de oradan uzaklaşıp bir müddet tek başıma oturdum.
Sonra kalkıp, başını öptüm ve: "Ey Allah'ın Resülü! Onu bana öğret" diye ricada bulundum.
O yine: "Onu sana öğretmem uygun olmaz, ey Aişe! Onunla senin dünyevî bir şey talep
etmen uygunsuz olur" buyurdu."
Hz. Aişe devamla der ki: "Ben de kalkıp abdest aldım, sonra iki rekât namaz kıldım, sonra:
"Allahım! Sana Allah isminle dua ediyorum. Sana Rahman isminle dua ediyorum.Sana
Birrurrahîm isminle dua ediyorum. Sana bildiğim ve bilmediğim güzel isimlerinin hepsiyle
dua ediyorum. Bana mağfiret et, rahmet eyle" diye dua ettim."
Aişe devamla der ki: "Bu duam üzerine Resülullah aleyhissalâtu vesselâm güldü ve: "İsm-i
âzam, senin yaptığın şu duanın içinde geçti" buyurdu."
7119 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki: "Allah Teâla hazretlerinin doksandokuz ismi vardır, yüzden bir eksik. O,
tektir, teki sever. Kim bu isimleri ezberlerse cennete girer. Onlar şunlardır: Allah, el-Vahid,
es-Samed, el-Evvel, el-Ahir, ez-Zâhir, el-Bâtın, el-Hâlık, el-Bâri, el-Musavvir, el-Melik, el-
Hakk, es-Selâm, el-Mü'min, el-Müheymin, el-Azîz, el-Cebbâr, el-Mütekebbir, er-Rahmân,
er-Rahîm, el-Latif, el-Habîr, es-Semî', el-Basir, el-Alîm, el-Azîm, el-Bârr, el-Müte'âl, el-Celîl,
el-Cemîl, el-Hayy, el-Kayyüm, el-Kâdir, el-Kâhir, el-Aliyyu, el-Hakîm, el-Karîb, el-Mucîb, el-
Ganiyyu, el-Vehhab, el-Vedüd, eş-Şekür, el-Mâcid, el-Vacid, el-Vâli, er-Râşid, el-Afuvvu, el-
Ğafür, el-Halîm, el-Kerîm, et-Tevvâb, er-Rabb, el-Mecîd, el-Veliyyu, eş-Şehîd, el-Mübîn, el-
Bürhân, er-Ra'üf, er-Rahîm, el-Mübdiu, el-Mu'îd, el-Bâis, el-Vâris, el-Kaviyyu, eş-Şedîdu,
459
ed-Dârru, en-Nâfi'u, el-Bâki, el-Vâkî, el-Hâfıd, er-Râfi', el-Kâbıd, el-Bâsıt, el-Mu'ızzu, el-
Müzillü, el-Muksıt, er-Rezzâk, Zü'l-Kuvve, el-Metîn, el-Kâim, ed-Dâim, el-Hâfız, el-Vekîl, el-
Fâtır, es-Sâmi', el-Mu'tî, el-Muhyî, el-Mümît, el-Mâni', el-Câmi', el-Hâdî, el-Kâfı, el-Ebed, el-
Âlim, es-Sâdık, en-Nür, el-Münîr, et-Tâmm, el-Kadîm, el-Vitru, el-Ahadu, es-Samedu, ellezi
lem yelid velem yüled ve lem yekün lehu küfüven ahad."
Zûhrî der ki: "Bana birçok ilim ehlinden ulaştığına göre, bu Esmâu Hüsna'nın okunmasına
"Lâ ilahe illallahu vahdehu lâ şerike leh. Lehü'l Mülkü ve Lehü'I-Hamdu bi-yedihi'l-Hayr ve
huve ala külli şeyin kadîr, la ilahe illâllahu, lehül-Esmâu'l-Hüsnâ" diye başlanmalıdır."
BABANIN DUASI
"Allahümme, kınî azâbeke yevme teb'asu -ev tecme'u- ibâdeke (Allahım! Kullarını yeniden
dirilttiğin veya topladığın- gün beni azabından koru."
460
EVDEN ÇIKINCA YAPILACAK DUA
7124 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki: "Kişi evinin -veya apartmanın- kapısından çıkınca, adama müekkel
(nezaretçi) iki meleği vardır. Adam: "Bismillah" deyince onlar: "Doğruya irşad edildin"
derler. "Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh" deyince, melekler: "Korundun" derler. Adam:
"Tevekkeltü alâllah" deyince onlar: "İşin (sana bedel) görüldü" derler.
(Resülullah aleyhissalâtu vesselâm devamla) dedi ki: "Sonra adamın iki karîni (yani onu
günaha sürüklemek isteyen insî ve cinnî iki şeytanı) onu karşılarlar. Melekler (o
şeytanlara): "Hidayete erdirilen, işi (Allah tarafından) görülen ve muhafaza altına alınan bir
kimseden ne istiyorsunuz?" derler "
461