You are on page 1of 321

Arapça III

Editörler

Prof.Dr. Rahmi ER
Doç.Dr. Fatıma Betül ÜYÜMEZ

Yazarlar

Prof.Dr. Rahmi ER

BÖLÜM 1, 2, 3 Doç.Dr. Derya ADALAR SUBAŞI

BÖLÜM 4
Prof.Dr. Kemal TUZCU

BÖLÜM 5, 6
Prof.Dr. Mehmet Hakkı SUÇİN

BÖLÜM 7, 8
Prof.Dr. Mehmet Faruk TOPRAK

BÖLÜM 9, 10
Dr.Öğr.Üyesi Celal Turgut KOÇ
Genel Koordinatör
Doç.Dr. Murat Akyıldız

Grafik Tasarım Koordinatörü


Doç.Dr. Halit Turgay Ünalan

Kitap Basım ve Dağıtım Koordinatörü


Dr.Öğr.Üyesi Murat Doğan Şahin T.C.
ANADOLU
Öğretim Tasarım Koordinatörü ÜNİVERSİTESİ
Dr.Öğr.Üyesi İlker Usta YAYINI NO: ????

Öğretim Tasarımcısı AÇIKÖĞRETİM


Doç.Dr. M. Recep Okur FAKÜLTESİ
YAYINI NO: ????
Grafiker
Gülşah Karabulut ARAPÇA III

Kapak Düzeni ISBN: ??????????????


Doç.Dr. Halit Turgay Ünalan
Bu
Dizgi ve Yayıma Hazırlama
Mehmet Emin Yüksel kitabın
Süreyya Çelik
basım, yayım ve
Gözde Soysever
satış hakları Anadolu
Beyhan Demircioğlu
Murat Tambova Üniversitesine aittir.
Yasin Özkır
Cansu Ersoy “Uzaktan Öğretim” tekniğine uygun olarak
Handan Bağ hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır.
Dilek Özbek İlgili kuruluştan izin almadan kitabın tümü ya da bölümleri
mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt veya başka
şekillerde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz.

Copyright © 2018 by Anadolu University


All rights reserved
No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system,
or transmitted in any form or by any means mechanical, electronic,
photocopy, magnetic tape or otherwise, without permission
in writing from the University.

. Baskı

Bu kitap ANADOLU ÜNİVERSİTESİ Basımevinde basılmıştır.

ESKİŞEHİR, ............... 2018

TOPLAM SAYFA SAYISI: 324


İçindekiler

Sulasî Fiillerde
BÖLÜM 1 Arapçada Zamanlar BÖLÜM 2 Edilgen (Mechûl)
Yapı
Giriş.................................................................   3 Giriş.................................................................. 35
Günlük Hayatımızda Arapça 1 ...................... 3 Günlük Hayatımızda Arapça 2 ..................... 35
Dedemin Anıları .................................... 3 Hocanın Soruları ................................... 35
Arapçada Zamanlar  ..................................... 5 Sulâsî Fiillerde Edilgen (Mechûl)
Geçmiş Zaman (Mâzî) .......................... 6 Yapı ................................................................. 37
Geniş/Şimdiki Zaman ............................ 6 Sulâsî Fiillerde Edilgen Yapı ................. 37
Gelecek Zaman ...................................... 7 Nâibu’l-Fâil (Sözde Özne) ............................. 41
Arapça Fiillerde Hi̇kâye Ki̇pi̇ .Geniş Zamanın Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı Fiiller .............. 45
Hikâyesi  ......................................................... 9 Arapçada Kalıp İfadeler ................................. 47
Şimdiki Zamanın Hikâyesi  ................... 10
Gelecek Zamanın Hikâyesi ................... 11
Geçmiş Zamanın Hikâyesi  ................... 11
Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı Fiiller .............. 15
Arapçada Kalıp İfadeler ................................. 17

Mezîd Fiillerde
BÖLÜM 3 Edilgen (Mechûl) BÖLÜM 4 İsm-i Mevsûller
Yapı

Giriş.................................................................. 69 Giriş ................................................................. 99


Günlük Hayatımızda Arapça 3 ...................... 69 Günlük Hayatımızda Arapça 4 ..................... 99
Otelde ..................................................... 69 Caddede .................................................. 99
Sulâsî Mezîd Fiillerde Edilgen (Mechûl) İsm-i Mevsûller .............................................. 100
Yapı ................................................................. 71 Özel İsm-i Mevsûller (Hâss İsm-i
Mezîd Fiillerde Mâzî Mechûl ............... 71 Mevsûller) .............................................. 100
Mezîd Fiillerde Muzâri Mechûl ............ 73 Sıla Cümlesi ve Âid Zamiri .................... 102
Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı Fiiller .............. 78 Hâss İsm-İ Mevsûllerin Cümlede Bir Ögenin
Arapçada Kalıp İfadeler ................................. 82 Sıfatı Olarak Bulunması......................... 103
Hâss İsm-i Mevsûllerin Cümlede Bir
Öge Olarak Bulunması .......................... 105
Genel İsm-i Mevsûller (Müşterek İsm-i
Mevsûller).............................................   106
İrâb Örnekleri ........................................ 109
Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı Fiiller ........................... 111
Arapçada Kalıp İfadeler ................................. 113

iii
BÖLÜM 5 Nasb Edatları BÖLÜM 6 Cezm Edatları

Giriş.................................................................. 131 Giriş ................................................................. 161


Günlük Hayatımızda Arapça 5 ...................... 131 Günlük Hayatımızda Arapça 6  .................... 161
Sinemada ............................................... 131 Yusuf İdris’le Söyleşi ............................. 161
Kafede .................................................... 132 Eczane Nerede?..................................... 162
Durmak Yasaktır ................................... 133 Film Hoşuna Gitti mi?........................... 163
Arapçada Nasb Edatları ................................ 134 Cezm Edatları ................................................. 164
Nasb Alâmetleri .................................... 134 Cezm Alâmetleri  ................................... 164
1.‫–“ لَ ْن‬meyecek, -mayacak” .................. 136 ‫–“ لَ ْـم‬medi, -madı” .................................. 167
2. ‫ن‬
ْ ‫–“ أ‬mek, -mak; -meyi, -mayı” ......... 137 Emir ve Nehy ......................................... 167

3. ‫ ح َّت‬/ ‫كي‬ ِ ِ ‫األمر‬


ْ ‫الم‬
َ ْ َ ‫ ل‬/ ‫ َك ْي‬/ ‫–“ لـ‬mesi için, -ması ِ
ُ “Lâm” ile Emir  ........................ 168
için; -sın, -sin, -sun, -sün diye”  ............ 137 ‫“ ال النّاهية‬Lâ” ile Olumsuz Emir ............ 168
Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı ‫“ لَ ّما‬henüz değil”  .................................. 168
Fiiller ............................................................... 140
Arapça Kalıp İfadeler ..................................... 141
‫“ إ ْن‬-se, -sa” ............................................ 169
Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı
Fiiller ............................................................... 172
Arapça Kalıp İfadeler ..................................... 174

BÖLÜM 7 Şart Edatları BÖLÜM 8 Atıf Edatları

Giriş.................................................................. 193 Giriş.................................................................. 227


Günlük Hayatımızda Arapça 7 ...................... 193 Günlük Hayatımızda Arapça 8...................... 227
Hocanın Soruları ................................... 193 İbn-i Sina ................................................ 227
Şart Edatları ................................................... 195 Atıf Edatları .................................................... 228
Cezm Eden Şart Edatları ....................... 195 Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı Fiiller .............. 233
Cezm Etmeyen Şart Edatları ................ 199 Arapçada Kalıp İfadeler ................................. 234
İrâb Örnekleri ........................................ 201
Fâu’l-Cevâb ..................................................... 203
Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı
Fiiller ............................................................... 205
Arapçada Kalıp İfadeler ................................. 207

iv
Mef‘ûlun Leh ve
BÖLÜM 9 Mef‘ûlun Mutlak BÖLÜM 10
Mef‘ûlun Fih

Giriş  ................................................................ 251 Giriş................................................................   283


Günlük Hayatımızda Arapça 9 ..................... 251 Günlük Hayatımızda Arapça 10 .................... 283
Hafta sonu ne yaptın? .......................... 251 İki Üniversite Öğrencisi Arasında
Mef‘ûlun Mutlak ............................................ 253 Bir Diyalog ............................................. 283
Fiilin Anlamını Pekiştiren (Te’kit Eden) Mef‘ûlun Leh .................................................. 285
Mef‘ûlun Mutlak...................................   253 Mef‘ûlun Fih ................................................... 288
Fiilin Yapılış Biçimini Bildiren Mef‘ûlun Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı Filler ............... 296
Mutlak .................................................... 254 Arapçada Kalıp İfadeler ................................. 298
Fiilin Sayısını Belirten Mef‘ûlun
Mutlak..................................................... 256
Mef‘ûlun Mutlak Yerine Geçenler
(Sözde Mef‘ûlun Mutlak) ..................... 257
Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı Filler ............... 262
Arapçada Kalıp İfadeler ................................. 264

v
Önsöz

Sevgili öğrenciler,
Elinizdeki bu kitap Anadolu Üniversitesi Açı- niliği ise “Arap Atasözlerinden Seçmeler” başlığı
köğretim Fakültesi İlahiyat Önlisans Programı altında verilen ve öğrencinin Arap kültürüne
için hazırlanan ve dört ciltten oluşan Arapça vukûfiyetini artırmayı amaçlayan kısa atasözle-
ders kitaplarının üçüncüsüdür. ridir. Diyalogların ve okuma parçalarının Arap-
ça olarak hazırlanan ses dosyalarına ise karekod
Birinci ve ikinci kitabımız gibi bu kitabın da her
uygulamaları ile internetten ulaşabilirsiniz.
bölümü ana başlıkların ve öğrenme çıktıları-
nın gösterildiği bir sayfa ile başlıyor. Bölümde Her bölümün sonunda bölümde geçen yeni
ele alınan konuların tanıtıldığı “Giriş” kısmı- kelime ve deyimlerin listelendiği bir sözlük yer
nı “Günlük Hayatımızda Arapça” adlı diyalog almaktadır. Bu sözlükte, sulâsî mucerred fiiller
parçalarını içeren sayfalar izliyor. Bu kitapta mâzî ve muzâri formaları ile verilirken sulâsî
“Dil Bilgisi” kısmındaki konu anlatımlarının so- mezîd fiiller sadece mâzî formaları ile verilmiştir.
nunda, “Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı Fiiller” ve
Bu kitapta, “Arapçada Zamanlar”, “Sulâsî Fiil-
“Arapçada Kalıp İfadeler” başlığı altında Arap-
lerde Edilgen (Mechûl) Yapı”, “Mezîd Fiiller-
çada sıklıkla kullanılan bazı harf-i cerli fiillerin
de Edilgen (Mechûl) Yapı” bölümleri Prof.Dr.
ve ifade biçimlerinin tanıtıldığı sayfalar yer
Rahmi ER ve Doç.Dr. Derya ADALAR SUBAŞI
alıyor. Çözümlü alıştırmalardan önce bölüm
tarafından; “İsm-i Mevsûller” bölümü Prof.Dr.
içinde işlenen dilbilgisi konularını örnekleyen
Kemal TUZCU tarafından; “Nasb Edatları” ve
okuma parçalarını ve Türkçe çevirilerini bula-
“Cezm Edatları” bölümleri Prof.Dr. Mehmet
bilirsiniz. “Yaşamla İlişkilendir” ya da “Araştır-
Hakkı SUÇİN tarafından; “Şart Edatları” ve
malarla İlişkilendir” başlığını taşıyan okuma
“Atıf Edatları” bölümleri Prof.Dr. Mehmet Fa-
parçaları elinizdeki kitabın ilk iki kitaptan farklı
ruk TOPRAK tarafından; “Mef‘ûlun Mutlak”,
yanını oluşturuyor. Türkçe çevirisi verilmeyen
“Mef ‘ûlun Leh ve Mef ‘ûlun Fih” bölümleri
bu okuma parçalarının öğrenci tarafından çö-
Dr.Öğr.Üyesi Celal Turgut KOÇ tarafından ka-
zümlenmesi bekleniyor. Bu kitabın diğer bir ye-
leme alınmıştır.

Editörler
Prof.Dr. Rahmi ER
Doç.Dr. Fatıma Betül ÜYÜMEZ

vi
Bölüm 1
Arapçada Zamanlar

Günlük Hayatımızda Arapça 1 Arapçada Zamanlar

1 2
1 Bölümde geçen bazı sözcük yapılarını 2 Arapça geçmiş zaman, geniş ve şimdiki
öğrenme çıktıları

kullanarak diyalog gerçekleştirme becerisi zaman ve gelecek zamana dair çekimlerin


kazanabilme tekrar edilebilmesi

Arapça Fiillerde Hikâye Kipi


Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı Fiiller

3 4
3 Arapça miş’li geçmiş zaman, geniş zaman,
şimdiki zaman ve gelecek zamanın 4 Arapçada harf-i cerlerle kullanılan bazı
hikâyesi kiplerini tanıma ve bunları cümle fiilleri tanıma ve bunları cümle içinde
içinde kullanabilme becerisi kazanabilme kullanma becerisi kazanabilme

Arapçada Kalıp İfadeler

5
5 Arapçada sıklıkla kullanılan bazı ifade
biçimlerini tanıma ve yerinde kullanma
becerisi elde edebilme

Anahtar Sözcükler ‫املفتاحية‬


‫ الكلمات‬: • Arapçada Zamanlar ‫األزمان يف اللغة العربية‬
• Geçmiş Zamanın ve Geniş Zamanın Hikâyesi ‫زمن املاضي املستمر و املضارع املستمر‬

2
Arapça III

GİRİŞ ‫ُم َق ّدمة‬


Bir dili öğrenirken en önemli aşamalardan biri o dilde kurulan fiil çatılarını doğru olarak kullanabil-
mektir. Arapçada zamanların kullanımı üzerinde duracağımız bu bölümde önceki kitaplarda anlatılan geç-
miş zaman, geniş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman gibi çekimlere dair kısa bir hatırlatmanın ardından
bu zamanların hikâyelerine değinilecek, Arapça öğrenimi açısından epey yol kat etmiş olan sizlerin Arapça
sözlü ve yazılı anlatım becerilerinizi daha da geliştirmeniz sağlanacaktır.
Ayrıca harf-i cerlerle kullanılan bazı fiillerin kullanımına yönelik örneklere ve kalıp ifadelere de yer
verilecek, bir diyalog ve bir metin ile konu pekiştirilmeye çalışılacaktır. Bölümün sonunda öğrendiklerinizi
yaşamla ilişkilendireceğiniz bir metin ve birkaç Arap atasözü de bulacaksınız.

GÜNLÜK HAYATIMIZDA ARAPÇA 1

١ ‫العربية يف حياتنا اليوميّة‬

Dedemin Anıları ُ ‫ِذ ْك َر‬


‫يات َجدِّي‬
Pazar günlerinden birinde hava güneşli ve güzel-
ً‫اجلو ُم ْش ِمساً و َجيال‬ ُّ ‫یوم من أيام األحد كان‬ ٍ ‫فی‬
di. Annem dedemi birlikte öğle yemeğine davet et-
mişti. Bir aydır hastaydı ve şimdi Allah’a şükür iyi. ‫ كا َن‬.‫ت َجدِّي إىل الغَداء َم َعنا‬ ْ ‫و كانت أمي قَ ْد َد َع‬
Babam: Hoş geldin baba. Evimizi aydınlattın. ِ
.‫َم ِريضاً ُمْن ُذ َش ْه ٍر و اآلن ُهو بري احلمد هلل‬
Dedem: Hoş bulduk. Ev sizin varlığınızla zaten
aydınlık.
.‫ت بَْـيتَنا‬
َ ‫ نَ َّـوْر‬.‫ ْأهالً و َس ْهالً يا أيب‬:‫أيب‬
ِ ‫ البيت من َّـور بِو‬.‫ أهالً بِ ُكم‬:‫جدِّي‬
.‫جود ُك ْم يا ْأوالدي‬
Annem: Senin için lezzetli yemekler yaptım baba. ُ ٌ َُ ُ ْ ْ َ
Umarım beğenirsin. Sofraya buyurun. ِ
.‫أجلك يا والدي‬ ِ ِ ِ ِ
Dedem: Eline sağlık güzel kızım. ْ ‫ت أطْع َمة َشهيَّة من‬ ُ ‫ طَبَ ْخ‬:‫ّأمي‬
.‫ضلُوا إىل الـمائِدة‬ ِ
Babam: Afiyet olsun. َّ ‫ تَـ َف‬.‫ك‬ َ َ‫أَتَ َـمـنَّـى أَ ْن تُ ْـعجب‬
.‫داك يا ابْـنَيت اجلَميلة‬ ِ ‫ سلِمت ي‬:‫جدِّي‬
Dedem: Bu sofra bana gençlik günlerimi hatırlattı.
َ ْ ََ َ
Ben: Gençlik günlerinde hayat nasıldı de- ِ
.‫ َهنيئًا‬،‫ بالعافيَّة‬:‫أيب‬
deciğim?
.‫ هذه املائِ َدة ذَ َّكَرتْين بِأَيَّ ِام َشبايب‬:‫َج ّدي‬
‫ت احلياةُ يف َع ْه ِد َشبابِك يا َج ّدي؟‬ ْ َ‫ف كان‬ َ ‫ َكْي‬:‫أنا‬

3
Arapçada Zamanlar

Dedem: O zamanlar köyde ailemle yaşardım.


‫ُسَريت يف‬ ْ ‫َعيش مع أ‬ ُ ‫احلني أ‬ َ ‫ت ذلك‬ ُ ‫ ُكْن‬:‫َج ّدي‬
ِّ ُ ‫أستَ ْـي ِق‬
Erken kalkar, çalışmak için babamla ‫ب مع‬ ُ ‫ظ ُمبَكًرا و أَِ ْذ َه‬ ْ ‫ت‬ ُ ‫ ُكْن‬.‫القرية‬ ْ ِ
ormana giderdim. Babam ormanın ‫قوم‬
ُ َ ‫ي‬ ‫دي‬ ‫ال‬‫و‬ ‫كان‬ .‫مل‬ ‫للع‬
َ َ ‫ة‬ ‫الغاب‬ ‫إىل‬ ‫دي‬ ‫وال‬
bekçiliğini yapıyordu. Mantar, çilek,
ِ ِ ِ
kestane, üzüm ve kiraz toplardım. Ba- ‫ف ال ُفطَْر و ال َفراولَة‬ ُ ‫ت أَقْط‬ ُ ‫ ُكْن‬.‫اسة الغابَة‬ َ ‫بَر‬
zen nehre giderdik ve balık avlardık. ‫عض‬ِ َ‫ يف ب‬.‫وال َك ْستَناء و العِنَب و ال َكَرز‬
Hayat bugünden daha güzel ve daha
kolaydı.
‫طاد‬
ُ ‫ص‬ ْ َ‫ذهب إىل الـنَّهر و ن‬ ُ َ‫األحيان ُكنَّا ن‬
Babam: Gençliğinde Ramazan günleri nasıldı .‫أس َه َل ِم ْن اآلن‬ ْ ‫أجَ َل و‬ ْ ُ‫ كانت احلَياة‬.‫السمك‬ َّ
babacığım? Kızımın, hatıralarını sen- ‫ت أَيَّام َرَمضان يف َع ْهد َشبابِك‬ ْ َ‫ف كان‬ َ ‫ َكْي‬:‫أيب‬
den dinlemesini istiyorum.
Dedem: Ben ve köyün bütün gençleri Rama- .‫منك ِذ ْكرياتك‬ َ ‫يد أَ ْن تَ ْس َم َع ابـْنَيت‬ ُ ‫يا والِ ِدي؟ أُر‬
‫وم طَو َال‬ ِ
ُ‫ص‬ ُ َ‫ت أنا و ُك ُّل شباب ال َق ْريَة ن‬ ُ ‫ ُكْن‬:‫َج ّدي‬
zan ayı boyunca oruç tutardık. Akşam
komşularla birlikte iftar yapardık. Her
biri beraberinde geleneksel yemekler- ‫ ُكنّا نـُ ْف ِطر مع اجلريان يف‬.‫َش ْه ِر َرمضان‬
ً‫حيضُر معه نَ ْـوعا‬ ِ ِ
den bir çeşit getirirdi. İftar vakti topun
ُ ‫ ُك ُّل واحد م ُنهم كان‬،‫ال َـمساء‬
sesini duyduktan sonra orucumuzu ِ ْ‫ليدي و يف وق‬ ِ ِ
açar ve akşam namazını kılardık. Daha ‫ت اإلفْطار بـَْع َد‬ ِّ ‫م ْن الطَّعام التّـ ْق‬
‫صلِّي‬ ِ
sonra oturur, sohbet eder ve çay içer-
َ ُ‫ت امل ْدفَ ِع ُكنّا نـُ ْفطُر ُثَّ ن‬ َ ‫ص ْو‬َ ‫أ ْن نَ ْس َم َع‬
‫َّث‬ ِ
‫ و بعد ذلك ُكنَّا جنل‬.‫ال َـم ْغ ِرب‬
ُ ‫س ونَـتَ َحد‬
dik. Hayatımızdan memnunduk. Yatsı
ve teravih namazını köyün erkekleriy- ُ
le camide kılmak için yatsı ezanından ‫ وقَ ْـب َل‬،‫عني يف حياتِنا‬ ِ
َ ‫ ُكنّا قان‬،‫الشاي‬ ّ ‫ب‬ ُ ‫ونَ ْشَر‬
‫صلِّ َي صال َة‬ ِ ِ ِ ِ
önce evden çıkardık. Teravihten sonra
َ ُ‫أَذان العشاء ُكنَّا َنُْر ُج م َن البَيت لن‬
köyün meydanında Karagöz ve Ha-
civat gibi bazı geleneksel oyunları iz- ‫جال ال َق ْريَِة يف‬ ِ ‫التاويح مع ِر‬ َّ ‫صال َة‬ َ ‫الع َشاء و‬
ِ
‫ض‬ ِ َّ ‫املـَ ْس ِج ِد و بَ ْـع َد‬
lerdik. Bu şekilde sahur vaktine kadar َ ‫التاويح ُكنّا نُشاه ُد بـَْع‬
‫ساح ِة‬ ِ ِ ِ
َ ‫األلْعاب التَّـ ْقليديَّة مثْل َكراكوز و َع ْـيواظ يف‬
hoş vakit geçirirdik.

ُّ ‫ ُكنَّا نَـتَ َسلَّى بِذلك َح َّت ساعة‬،‫ال َق ْرية‬


Ben: Ne kadar da güzelmiş! Peki, bayram-
larda ne yapardınız?
.‫السحور‬
Dedem: Ramazan ayının sonunda bayramı kut- ‫َك ْم كان َجيالً و ماذا ُكْنتُ ْم تَـ ْف َعلُون يف‬ :‫أنا‬
lardık. Küçükler, büyükleri ziyaret eder
onların ellerini öperlerdi, onlardan kü-
‫األعياد؟‬
ْ
çük hediyeler ve biraz para alırlardı. ِ ِ ِ
.‫ يف نايَة َش ْهر َرَمضان ُكنّا َْنتَف ُل بالعيد‬:‫َجدِّي‬ ِ ِ
Annem: Yemeğini yemeyi unutma babacığım!
‫الكبار و يـُ َقبِّلو َن أيْ ِديَهم‬ِ ‫الصغار يزورو َن‬
ُ َِ ُ ِّ ‫كا َن‬
.‫أخ ُذو َن مْنهم َهدايا صغريةً وبعض النّقود‬ ُ َ‫و ي‬
.‫س أكل طعامك يا والدي‬ َ ‫ال تَـْن‬ :‫أ ُّمي‬

4
Arapça III

dikkat
Arapçada ‫كم‬
َ ifadesi her zaman “kaç?” anlamına gelen soru edatı olarak kullanılmaz.
ْ
Bazen de diyalogta geçen ً‫جيال‬
َ ‫“ َك ْم كان‬ne kadar güzeldi” veya "ne kadar güzelmiş" örneğin-
deki gibi nicelik bildirir.

Öğrenme Çıktısı
1 Bölümde geçen bazı sözcük yapılarını kullanarak diyalog gerçekleştirme becerisi
kazanabilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 1 Karşılaştır Paylaş

Arapça bir hikâye bulup Verilen diyaloğu okuyunuz


Verilen diyalogda geçen za-
hikâyedeki zamanları diya- ve arkadaşlarınızla birlikte
manları bulunuz. Altını çizi-
logda geçen zaman ifadele- Arapça olarak canlandırma-
niz. Anlamlarını araştırınız.
riyle karşılaştırınız. ya çalışınız.

DİL BİLGİSİ: ARAPÇADA ZAMANLAR

‫ األزمان يف اللغة العربيّة‬:‫القواعد‬


Arapçada zaman ifadelerini toplu olarak göreceğimiz bu bölümde ilk olarak daha önceki derslerimizde
bahsettiğimiz zamanları kısaca hatırlayacağız.
Birinci kitabımızda da değindiğimiz gibi Arapça fiiller 3. tekil eril mâzî (di’li geçmiş) zaman formlarıy-
la anılır ve sözlüklerde madde başı olarak bu şekilde bulunurlar. Mâzî çekiminde fiilin sonuna aşağıdaki
tabloda kırmızı ile gösterilen ekler gelir. Üçüncü tekil dişil forma ait dişil te’si dışında bu eklerin tümü, aynı
zamanda fiile bitişik özne zamirleridir.

5
Arapçada Zamanlar

Geçmiş Zaman (Mâzî)

Çoğul (Cem‘) İkil (Tesniye) Tekil (Mufred)

‫ُه ْم َكتَبُـوا‬ ‫ُها َكتَبَا‬ ‫ب‬


َ َ‫ُه َو َكت‬ Gâib
Onlar yazdılar O ikisi yazdılar O yazdı

‫ُه َّن َكتَْب َـن‬ ‫ُها َكتَبَتَا‬ ْ َ‫ِه َي َكتَب‬


‫ت‬ Gâibe
Onlar yazdılar O ikisi yazdılar O yazdı

‫أَنْ ــتُ ْم َكتَْبتُ ْم‬ ‫أَنْــتُما َكتَْبــتُ َما‬ ‫ت‬ َ ْ‫أَن‬


َ ‫ت َكتَْب‬ Muhâtab
Sizler yazdınız Siz ikiniz yazdınız Sen yazdın

‫ت‬ َُّ ْ‫أَن‬


ُّ ‫ـت َكتَْب‬ ‫أَنْــتُما َكتَْبتُ َما‬ ِ ‫ت َكتَْب‬
‫ت‬ ِ ْ‫أَن‬
Muhâtaba
Sizler yazdınız Siz ikiniz yazdınız Sen yazdın

‫َْن ُن َكتَ ْـبـنَا‬ ‫َْن ُن َكتَبـْنَا‬ ‫ت‬


ُ ‫أَنا َكتَْب‬ Mutekellim
Biz yazdık Biz yazdık Ben yazdım

Arapçada muzâri olarak anılan zaman kipi, Türkçede hem geniş hem de şimdiki zaman kipine karşılık
gelmektedir. Şimdi muzâri bir fiilin çekimini aşağıdaki örnek üzerinden tekrar hatırlayalım.

Geniş/Şimdiki Zaman

Çoğul (Cem‘) İkil (Tesniye) Tekil (Mufred)

‫ُه ْم يَ ْكتُبُـو َن‬ ِ ‫ُها ي ْكتُب‬ ‫ب‬


‫ان‬َ َ ُ ُ‫ُه َو يَ ْكت‬ Gâib
Onlar yazıyorlar, yazarlar O ikisi yazıyor, yazar O yazıyor, yazar

‫ُه َّن يَ ْكتُْب َـن‬ ِ ُ‫ُها تَ ْكت‬ ‫ب‬ ِ


‫بان‬ ُ ُ‫ه َي تَ ْكت‬ Gâibe
Onlar yazıyorlar, yazarlar O ikisi yazıyor, yazar O yazıyor, yazar

‫أَنْـتُ ْم تَ ْكتُبو َن‬ ِ ُ‫أَنْـتُما تَ ْكت‬ ‫ب‬ َ ْ‫أَن‬


‫بان‬ ُ ُ‫ت تَ ْكت‬ Muhâtab
Sizler yazıyorsunuz, yazarsınız Siz ikiniz yazıyorsunuz, Sen yazıyorsun, yazarsın
yazarsınız

َُّ ْ‫أَن‬
‫ـت تَ ْكتُْب َـن‬ ِ ُ‫أَنْــتُما تَ ْكت‬
‫بان‬ ِ ْ‫أَن‬
َ ُ‫ت تَ ْكت‬
‫بني‬
Sizler yazıyorsunuz, yazarsınız Siz ikiniz yazıyorsunuz, Sen yazıyorsun, yazarsın Muhâtaba
yazarsınız

‫ب‬
ُ ُ‫َْن ُن نَ ْكت‬ ُ ُ‫أَنا أَ ْكت‬
‫ب‬ Mutekellim
Biz yazıyoruz, yazarız Ben yazıyorum, yazarım

6
Arapça III

Arapça muzâri bir fiilin geniş zaman ile şimdiki zaman anlamlarından hangisini ifade etmesi isteniyorsa
cümlede buna uygun bir zaman zarfı kullanıldığını da hatırlayalım. Cümle başında veya fiilden sonra kul-
lanılabildikleri gibi genellikle cümle sonunda kullanılan bu tür zaman zarflarından örneğin (‫اآلن‬: şimdi),
(‫اليَـوَم‬: bugün) ve (ً‫حاال‬: hemen) şimdiki zamana özgüdür. (‫عاد ًة‬
َ : genellikle) veya (‫ ُك ّل‬: her) sözcüğünden
ْ
sonra gelen zaman ifadeleri geniş zamana özgüdür.

Örneğin;
(Şimdi fakülteye gidiyorum.) .ً‫ب إىل ال ُكلِّيَّ ِة حاال‬
ُ ‫أَ ْذ َه‬
ِ
(Her sabah fakülteye giderim.) .‫باح‬
ٍ ‫ص‬ َ ‫ب إىل ال ُكلِّيَّة ُك َّل‬ُ ‫أَ ْذ َه‬
Gelecek Zaman
Arapçada gelecek zaman kipi elde etmek için fiilin muzârisinin başına ‫ س‬ya da ‫ف‬ َ ‫ َس ْو‬ekleri getirilir.
َ
Bu ön ekler, fiilin son harekesi üzerinde her hangi bir değişiklik yapmaz. Bu ön eklerden esas itibariyle
(‫ )س‬eylemin yakın bir gelecekte yapılacağını, dolayısıyla kesinliğini, (‫ف‬
َ ‫ ) َس ْو‬ise eylemin nispeten uzak bir
َ
gelecekte yapılacağını ifade etse de günümüz Arapları bu ön ekleri kullanırken bu inceliği pek gözetmezler;
günlük dilde ‫ف‬
َ ‫’ َس ْو‬yi de rahatlıkla yakın bir geleceği ifade etmek üzere kullanabilirler. Şimdi (‫س‬
kullanmak suretiyle gelecek zaman kipini hatırlayalım:
َ ) ön ekini

Çoğul (Cem‘) İkil (Tesniye) Tekil (Mufred)

‫ُه ْم َسيَ ْكتُبو َن‬ ِ ُ‫ُها سي ْكت‬ ‫ب‬


‫بان‬ ََ ُ ُ‫ُه َو َسيَ ْكت‬ Gâib
Onlar yazacaklar O ikisi yazacak O yazacak

‫ب‬ ِ ُ‫ُها ستَ ْكت‬ ِ


َْ ُ‫ُه َّن َسيَ ْكت‬ ‫بان‬ َ ‫ب‬
ُ ُ‫ه َي َستَ ْكت‬ Gâibe
Onlar yazacaklar O ikisi yazacak O yazacak

‫أَنْــتُ ْم َستَ ْكتُبو َن‬ ِ ُ‫أَنْـتُما ستَ ْكت‬ ‫ب‬ َ ْ‫أَن‬


‫بان‬ َ ُ ُ‫ت َستَ ْكت‬ Muhâtab
Sizler yazacaksınız Siz ikiniz yazacaksınız Sen yazacaksın

‫ب‬ َُّ ْ‫أَن‬


َْ ُ‫ـت َستَ ْكت‬ ِ ُ‫أَنْــتُما ستَ ْكت‬
‫بان‬ ِ ْ‫أَن‬
َ ُ‫ت َستَ ْكت‬
‫بني‬
َ Muhâtaba
Sizler yazacaksınız Siz ikiniz yazacaksınız Sen yazacaksın

‫ب‬
ُ ُ‫َْن ُن َسنَ ْكت‬ ‫ب‬
ُ ُ‫أَنا َسأَ ْكت‬ Mutekellim
Biz yazacağız Ben yazacağım

7
Arapçada Zamanlar

Şimdi bu zaman kiplerinin kullanımını örnek bir pasajla hatırlayalım:

ِ ِ ِ ‫ ِهوايتُه‬.‫ يـْتـعب كثرياً طَو َال األُسبوع‬،‫رسة ابتِدائِيَّة‬ ٍ


.‫ُسبوع‬ ْ ‫الس َمك يف ناَية األ‬ َّ ‫صْي ُد‬
َ ‫يدة‬َ ‫الوح‬ ُ ُْ ََُ ْ ‫علي معلِّ ٌم يف َم ْد‬ ٌّ
ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ
‫ين أ ْن تأت َـي‬
َ ‫ هل تُريد‬،‫الس َمك اليَ ْـوَم‬
َّ ‫صْيد‬ َ ‫ب إىل‬ ُ ‫ َسأ ْذ َه‬:‫األحد قال لَزْو َجته‬
َ ‫صباح هذا‬ َ ‫استَ ْـيـ َقظ من النَّ ْـوم يف‬ ْ ‫عْن َدما‬
ِ ِ ‫ اليوم ال أ‬،‫ لألَسف‬:‫معي؟ فقالَت له زوجتُه‬
َ ‫ و بـَْعد ال ُفطور أ‬.‫ عندي أَ ْشغال َكثرية‬،‫أخُر َج من البَ ْـيت‬
‫َخ َذ‬ ْ ‫يع أن‬ ُ ‫َستَط‬
ْ َ ُ ْ
ِ َّ ‫الس َم َكةَ يف‬
.‫الدلْو‬ َّ ‫ض َع‬َ ‫صاد َسَ َكةً و َو‬ ِ ٍ ِ
َ ‫س يف ظ َّل َش َجَرة و َرَمى صنّ َارتَهُ و‬ َ َ‫ َجل‬.‫ب إىل النَّ ْـهر‬ ِّ ‫علِ ٌّي‬
َ ‫الصنّ َارةَ و َذ َه‬
.ً‫األساك و أ َكال معا‬ ْ ‫َّت َزْو َجتُهُ طَعاماً لذيذاً و َش ِهيًّا من‬ ِ ْ ‫َّة أصبح ع َدد‬ ٍ
ْ ‫أعد‬ َ .‫األساك َسْبعةً و َر َج َع إىل بَْـيته‬ ُ َ َ َ ْ ‫بـَْع َد ُمد‬
Ali bir ilkokulda öğretmendir. Hafta boyu oldukça yoruluyor. Tek hobisi, hafta sonu balık avlamak. Bu
Pazar sabahı uykudan uyandığında, eşine “Bugün balık avlamaya gideceğim, benimle gelmek ister misin?”
diye sordu. Eşi ona “Maalesef, bugün evden dışarı çıkamam, çok işim var.” diye cevap verdi. Kahvaltıdan
sonra Ali oltasını aldı ve nehre gitti. Bir ağacın gölgesine oturdu ve oltasını fırlattı. Bir balık yakaladı ve
balığı kovaya koydu. Bir süre sonra balıkların sayısı yedi oldu. Evine döndü. Karısı balıklardan lezzetli ve
iştah açıcı bir yemek hazırladı, birlikte yediler.

Öğrenme Çıktısı
2 Arapça geçmiş zaman, geniş ve şimdiki zaman ve gelecek zamana dair çekimlerin tekrar
edilebilmesi

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 2 Karşılaştır Paylaş

Arapçadaki fiil zamanlarını Basit fiil zamanlarıyla kur-


Arapça fiil çekimlerini tek- Türkçedekiyle karşılaştırı- duğunuz cümlelerle geçir-
rarlayınız. nız ve birbiriyle ilişkilendir- diğiniz bir günü anlatmaya
meye çalışınız. çalışınız.

8
Arapça III

ARAPÇA FİİLLERDE HİKÂYE KİPİ

‫الزمن امل ـُستَ ِمر يف األفْعال العربية‬


Arapça fiilleri hikâye kipine çevirmek için önceki derslerimizde kullanımını ve kurallarını öğrendiğiniz
‫( كا َن‬kâne) den yararlanacağız. Kâne’nin kullanımı ile ilgili bilgilerimizi hatırlayacak olursak isim cümle�-
sinin başına geliyor, isim cümlesinin öznesini (mubtedâsını) kendisine isim; yüklemini (haberini) kendine
haber olarak alıyordu. Mubtedâ’ya artık kâne’nin ismi anlamında (‫ ;)اسم كان‬habere ise kâne’nin haberi
anlamında (‫ )خرب كان‬adı veriliyordu. Kâne’nin ismi daima merfû‘; haberi ise mansûb olmak zorundaydı.
Kâne başına geldiği isim cümlesinin anlamını geçmiş zamana çeviriyordu.
Kâne’nin haberi bir fiil (cümlesi) olduğunda, o fiil hangi zaman kipinde ise, ilgili zamanın hikâyesi ki-
pini elde etmiş oluruz: Örneğin isim cümlesinin fiili geniş zaman kipinde kullanılmışsa, başa kâne gelince
bu cümle geniş zamanın hikâyesi olur. İsim cümlesinin haberi, gelecek zaman kipinde kullanılmışsa, başa
kâne getirilince bu sefer gelecek zamanın hikâyesi elde edilmiş olur. İsim cümlesinin haberi geçmiş zaman
kipinde kullanılmış bir fiil ise, başa kâne getirildiğinde geçmiş zamanın hikâyesi elde edilmiş olur. Şimdi
sırasıyla tüm zamanların kâne ile hikâye kipine dönüşümünü örnek cümlelerle inceleyelim.

Geniş Zamanın Hikâyesi


Geçmiş zamanda devam eden bir olaya veya işe işaret eden zamandır. Bu olay geçmişte başladığı o mu-
ayyen (belirli) vakitte hâlâ sürmektedir. Geniş zamanın hikâyesi kipi, haberi muzâri fiil olan isim cümlesi-
nin başına kâne getirilmek suretiyle elde edilir. İsim cümlesinin mubtedâ’sı açık bir isim ise, kâne bu ismin
cinsiyetine bağlı olarak üçüncü tekil eril veya dişil formda kullanılır. İsim cümlesinin mubtedâsı ayrık bir
özne zamiri ise, üçüncü tekil eril ve dişil ayrık özne zamirleri dışındakiler bitişik özne zamirine dönüşerek
kâne’ye bitişirler.
Örneğin;
(Muhammet, çocuklarla oynar.) .‫ب َم َع األَطْفال‬ ُ ‫ُمَ َّم ٌد يَـ ْل َع‬
(Muhammet, çocuklarla oynardı.) .‫ب َم َع األَطْفال‬
ُ ‫كا َن ُمَ َّم ٌد يَـ ْل َع‬
.‫س يف احلَدي َقة‬ ِ
(O, bahçede oturur.)
ُ ‫هي َْتل‬
.‫س يف احلَدي َقة‬ ِ َ‫كان‬
(O, bahçede otururdu.)
ُ ‫ت َْتل‬ ْ
.‫صة‬ ِ ‫هم يـ ُقصو َن هذه‬
َّ ‫الق‬
(Onlar, bu hikâyeyi anlatırlar.) ّ َ ُْ
.‫صة‬ ِ
َّ ‫صو َن هذه الق‬
(Onlar, bu hikâyeyi anlatırlardı.) ّ ‫كانوا يَـ ُق‬
(Her sabah erkenden uyanırım.) .‫باح‬
ٍ ‫ص‬َ ‫ظ ُمبَ ِّكراً ُك َّل‬ ُ ‫أستَ ْـي ِق‬
ْ ‫أنا‬
(Her sabah erkenden uyanırdım.) .‫باح‬
ٍ ‫ص‬ ُ ‫أستَ ْـي ِق‬
َ ‫ظ ُمبَ ِّكراً ُك َّل‬ ْ ‫ت‬ ُ ‫ُكْن‬

9
Arapçada Zamanlar

Şimdiki Zamanın Hikâyesi


Arapçada şimdiki zamanın hikâyesi iki yolla yapılır:
a. Tıpkı geniş zamanın hikâyesi kipinde olduğu gibi, haberi muzâri fiil olan isim cümlesinin başına
kâne getirilmek suretiyle elde edilir, ancak burada eylemin her zaman yapılan bir eylem değil de
belli bir zamanda yapıldığını göstermek için uygun bir zaman zarfı kullanılır.
Örneğin;
ِ ِ‫املسجد ذلك احل‬
.‫ني‬ ِ ‫ُكْنت أ ْذهب إىل‬
(O sırada camiye gidiyordum.)
ُ َ ُ
.‫اجلوع وال َف ْق ِر‬ ِ
ِ ‫الناس َيُوتو َن من‬
(İnsanlar açlıktan ve yoksulluktan ölüyorlardı.)
ُ ‫كا َن‬
b. Haberi ismi fâil formunda olan bir isim cümlesinin başına kâne getirilmek suretiyle de şimdiki
zamanın hikâyesi kipi elde edilebilir. Örnek:
.‫الوقْت‬ ِ ‫ُكْن‬
(O vakitte uyuyordum.)
َ ‫ت نائماً يف ذلك‬ ُ
.‫ف‬ِّ ‫الص‬ ِ
َّ ‫ت باكيَةً يف‬
(Sınıfta ağlıyordu.) ْ َ‫كان‬
.‫مني من النُّ ْـزَهة‬ ِ
(Öğrenciler piknikten geliyorlardı.) َ ‫الطالب قاد‬
ُ ‫كان‬
Şimdi, kullanılan fiilin yapısı aynı olduğu için bir tabloda hem geniş zamanın hikâyesi, hem de şimdiki
zamanın hikâyesi çekimini, kâne kullanılmazdan önceki isim cümlesinin mubtedâsının ayrık özne zamiri
olduğunu varsayarak, bir tabloda görelim:

Çoğul (Cem‘) İkil (Tesniye) Tekil (Mufred)

‫كانوا يَ ْكـتُـبُـو َن‬ ِ ُ‫كانا ي ْكـت‬ ‫ب‬


‫ـبان‬ َ ُ ُ‫كان يَ ْكت‬ Gâib
Onlar yazıyorlardı, yazarlardı O ikisi yazıyordu, yazardı O yazıyordu, yazardı

‫ُك َّن يَ ْكـتُ ْـب َـن‬ ِ ُ‫كانتا تَ ْكـت‬ ‫ب‬


‫ـبان‬ ُ ُ‫كانت تَ ْكت‬
ْ Gâibe
Onlar yazıyorlardı, yazarlardı O ikisi yazıyordu, yazardı O yazıyordu, yazardı

‫ُكنـْـتُ ْم تَ ْكـتُـبُو َن‬ ِ ُ‫ُك ْنتُما تَ ْكـت‬ ‫ب‬


‫ـبان‬ ُ ُ‫ت تَ ْكت‬
َ ‫ُك ْن‬
Muhâtab
Sizler yazıyordunuz, yazardınız Siz ikiniz yazıyordunuz, Sen yazıyordun, yazardın
yazardınız

‫ـت تَ ْكـتُ ْـب َـن‬


َُّ ‫ُك ْن‬ ِ ُ‫ُك ْنــتُما تَ ْكـت‬
‫ـبان‬ ‫ني‬ ِ ‫ُك ْن‬
َ ِ‫ت تَ ْكـتُب‬
Sizler yazıyordunuz, yazardınız Siz ikiniz yazıyordunuz, Sen yazıyordun, yazardın Muhâtaba
yazardınız

‫ب‬
ُ ُ‫ُكنَّا نَ ْكت‬ ُ ُ‫ت أَ ْكت‬
‫ب‬ ُ ‫ُك ْن‬ Mutekellim
Biz yazıyorduk, yazardık Ben yazıyordum, yazardım

10
Arapça III

Gelecek Zamanın Hikâyesi


Gelecek zamanın hikâyesi kipi, haberi (‫ )س‬ile gelecek zaman formunda fiil olan isim cümlesinin başına
kâne getirilmek suretiyle elde edilir.
Örneğin,
(Bir şey diyecektim.) .ً‫َقول َشْيئا‬
ُ ‫ت َسأ‬ ُ ‫ُكْن‬
(Bir soru soracaktı.) .ً‫كا َن َسيَ ْسأ َُل ُسؤاال‬
(Öğretmen sana gelecekti, ama vakit izin vermedi.) .‫الوقت َلْ يَ ْس َم ْح‬
َ ‫لكن‬ َ ‫كان املعلِّ ُم سيأِْت‬
َّ ‫إليك‬
Şimdi, gelecek zamanın hikâyesi çekimini, kâne kullanılmazdan önceki isim cümlesinin mubtedâsının
ayrık özne zamiri olduğunu varsayarak, bir tabloda görelim:

Çoğul (Cem‘) İkil (Tesniye) Tekil (Mufred)

‫كانوا َسيَ ْكـتُـبُـو َن‬ ِ ُ‫كانا سي ْكـت‬ ‫ب‬


‫ـبان‬ ََ ُ ُ‫كان َسيَ ْكت‬ Gâib
Onlar yazacaklardı O ikisi yazacaktı O yazacaktı

‫ُك َّن َسيَ ْكـتُ ْـب َـن‬ ِ ُ‫كانتا ستَ ْكـت‬ ‫ب‬
‫ـبان‬ َ ُ ُ‫كانت َستَ ْكت‬
ْ Gâibe
Onlar yazacaklardı O ikisi yazacaktı O yazacaktı

‫ُك ْنـتُ ْم َستَ ْكـتُـبُو َن‬ ِ ُ‫ُك ْنتُما ستَ ْكـت‬ ‫ب‬
‫ـبان‬ َ ُ ُ‫ت َستَ ْكت‬
َ ‫ُك ْن‬ Muhâtab
Sizler yazacaktınız Siz ikiniz yazacaktınız Sen yazacaktın

‫ـت َستَ ْكـتُ ْـب َـن‬


َُّ ‫ُك ْن‬ ِ ُ‫ُك ْنــتُما ستَ ْكـت‬
‫ـبان‬ ‫ني‬ ِ ‫ُك ْن‬
َ ِ‫ت َستَ ْكتُب‬
َ Muhâtaba
Sizler yazacaktınız Siz ikiniz yazacaktınız Sen yazacaktın

‫ب‬
ُ ُ‫ُكنَّا َسـنَ ْكت‬ ‫ب‬
ُ ُ‫ت سأَ ْكت‬
ُ ‫ُك ْن‬ Mutekellim
Biz yazacaktık Ben yazacaktım

Geçmiş Zamanın Hikâyesi


Geçmiş zamanın hikâyesi kipi, haberi mâzi fiil olan isim cümlesinin başına kâne getirilmek suretiyle elde
edilir. Bu yapıda, mâzî fiilin başında anlamı güçlendiren (‫ – قَ ْد‬kad) edatı kullanılır.
Örneğin;
(Muhammet bir mektup yazdı.) .ً‫ب ِرسالَة‬ َ َ‫ُمَ َّم ٌد َكت‬
(Muhammet bir mektup yazmıştı.) .ً‫ب ِرسالَة‬
َ َ‫كا َن حمَ َّم ٌد قَ ْد َكت‬
.‫ت لك ذلك‬ ِ
(Fatma bunu sana söylemişti.) ْ َ‫ت فاطمةُ قَ ْد قال‬ ْ َ‫كان‬
(Bazı gerçekleri unutmuştum.) .‫ض احلَقائِ ِق‬
َ ‫ت بـَْع‬
ِ
ُ ‫ت قَ ْد نَسْي‬ ُ ‫ُكْن‬
(Aynı soruyu daha önce sormuştun.) .‫السؤال ِم ْن قبل‬ ُّ ‫س‬ َ ْ‫ت قَ ْد َسأَل‬
َ ‫ت نَـ ْف‬ َ ‫ُكْن‬

11
Arapçada Zamanlar

dikkat
(‫ – قَ ْد‬kad) edatı, mâzî fiilin başında kullanıldığında anlamı pekiştirir, “kesinlikle” anlamına gelir, bu durumda
bazen bir başka kesinlik ifade aracı olan “‫ لَـ‬- le” ile birlikte (‫ – لَ َق ْد‬lekâd) biçiminde de kullanılabilir. Muzâri
fiilin başında kullanıldığında ise ihtimal anlamı verir, “belki” anlamına gelir. Örneğin:

ٍ ‫كل ُجلَ ٍة عر‬


.‫بية إىل الرتكية‬
(Her bir Arapça cümleyi Türkçeye kesinlikle çevirdim.) ْ َّ ‫ت‬ ُ ْ‫ق ْد تَ ْـر َج‬
(Her bir Arapça cümleyi Türkçeye belki çevirebilirim.) ٍ ٍ َّ ‫ق ْد أُتَ ْـرِج ُم‬
.‫كل ُجْلَة عربية إىل الرتكية‬

Şimdi, geçmiş zamanın hikâyesi çekimini, kâne kullanılmazdan önceki isim cümlesinin mubtedâsının
ayrık özne zamiri olduğunu varsayarak, bir tabloda görelim:

Çoğul (Cem‘) İkil (Tesniye) Tekil (Mufred)

‫كانوا قَ ْد َكتَبُوا‬ ‫كانا قَ ْد َكتَبَا‬ ‫ب‬


َ َ‫كان قَ ْد َكت‬ Gâib
Onlar yazmışlardı O ikisi yazmıştı O yazmıştı

‫ب‬
َْ َ‫ُك َّن قَ ْد َكت‬ ‫كانتا قَ ْد َكتَبَتَا‬ ْ َ‫كانت قَ ْد َكتَب‬
‫ت‬ ْ Gâibe
Onlar yazmışlardı O ikisi yazmıştı O yazmıştı

‫ُكنـْـتُ ْم قَ ْد َكتَْبتُ ْم‬ ‫ُك ْنتُما قَ ْد َكتَْبتُ َما‬ ‫ت‬


َ ‫ت قَ ْد َكتَْب‬
َ ‫ُك ْن‬ Muhâtab
Sizler yazmıştınız Siz ikiniz yazmıştınız Sen yazmıştın

‫ت‬
َُّ ‫ـت قَ ْد َكتَْب‬
َُّ ‫ُك ْن‬ ‫ُك ْنــتُما قَ ْد َكتَْبتُ َما‬ ‫ت‬ ِ ‫ُك ْن‬
ِ ‫ت قَ ْد َكتَْب‬
Muhâtaba
Sizler yazmıştınız Siz ikiniz yazmıştınız Sen yazmıştın

‫ُكنَّا قَ ْد َكتَْبـنَا‬ ‫ت‬


ُ ‫ت قَ ْد َكتَْب‬
ُ ‫ُك ْن‬ Mutekellim
Biz yazmıştık Ben yazmıştım

Şimdi yukarıda gördüğümüz hikâye kiplerine ait bazı cümlelerin irâbını yapmak suretiyle hem konuyu
daha iyi kavramaya çalışalım, hem de irâba ilişkin bilgilerimizi tekrar etmiş olalım:

(Bu hikâyeyi anlatıyorlardı.) .َ‫صة‬ ِ ‫صو َن هذه‬


َّ ‫الق‬ ُّ ‫كانوا يَـ ُق‬ .1

‫كانوا‬ : )‫)كان‬, nâkıs fiil, isim ve haber alır, ismini ref haberini nasb eder. Sonundaki bitişik ref zamiri
(‫ )و‬ismidir, mahallen merfûdur, çünkü zamirler mebnîdir.
‫صو َن‬
ُّ ‫يَـ ُق‬ : )‫ن‬
َ ‫صو‬
ُّ ‫ )يَـ ُق‬ile başlayıp sona kadar devam eden fiil cümlesi, (‫’)كان‬nin haberidir ve mahallen
mansûbdur, çünkü cümlelerin irâbı mahallendir. (‫ن‬
َ ‫صو‬
ّ ‫ )يَـ ُق‬muzâri fiil, üçüncü çoğul eril; fâili
bitişik özne zamiri olan (‫’)و‬dır, mahallen merfûdur, çünkü zamirler mebnîdir.
‫ هذه‬ : İşaret sıfatı (ismu’l-işâra), mef‘ûlun bih, mahallen mansûb, çünkü işaret sıfatları mebnîdir.

َ‫صة‬ ِ
َّ ‫ الق‬ : Muşârun ileyhtir, irâbı işaret sıfatının aynısı olacağından mansûbdur, nasb alâmeti sondaki
fethadır.

12
Arapça III

(Müdüre bir mektup yazmıştı.) .‫ب ِرسالَةً إىل امل ـُدي ِر‬
َ َ‫كا َن قَ ْد َكت‬ .2

‫ كان‬ : Nâkıs fiil, isim ve haber alır, ismini ref haberini nasb eder. İsmi gizli
zamir (‫’)هو‬dir.
‫ قَ ْد‬ : Tahkik edatı, sükûn üzere mebnî, mâzî fiilin başına geldiğinde kesinlik
ifade eder, muzâri fiilin başına geldiğinde ihtimal ifade eder.
‫ب‬َ َ‫ َكت‬ : Mâzî fiil, üçüncü tekil eril; fâili gizli zamir (‫’)هو‬dir.

ً‫ ِرسالَة‬ : Mef‘ûlun bih, mansûb, nasb alâmeti sondaki fethadır.


‫ إىل‬ : Harfi cer
‫ امل ـُدي ِر‬ : Mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra.
‫ب ِرسالَةً إىل امل ـُدي ِر‬
َ َ‫ قَ ْد َكت‬ : Fiil cümlesi olarak (‫’)كان‬nin haberidir, mahallen mansûbdur, çünkü
cümlelerin irâbı mahallendir.

(Bazı gerçekleri unutmuştum.) .‫ض احلَقائِ ِق‬ ُ ‫ت قَ ْد نَ ِس ْي‬


َ ‫ت بَ ْـع‬ ُ ‫ ُك ْن‬.3
‫ت‬
ُ ‫ُك ْن‬ : )‫)كان‬, nâkıs fiil, isim ve haber alır, ismini ref haberini nasb eder. Sonun-
daki bitişik ref zamiri (‫ت‬
ُ ) ismidir, mahallen merfûdur, çünkü zamirler
mebnîdir.
‫ قَ ْد‬ : Tahkik edatı, sükûn üzere mebnî, mâzî fiilin başına geldiğinde kesinlik
ifade eder, muzâri fiilin başına geldiğinde ihtimal ifade eder.

ُ ‫ نَ ِس ْي‬
‫ت‬ : Mâzî fiil, birinci tekil; fâili bitişik özne zamiri (‫ت‬
ُ )’dur, mahallen
merfûdur, çünkü zamirler mebnîdir.
‫ض‬َ ‫ بَ ْـع‬ : Mef‘ûlun bih, mansûb, nasb alâmeti sondaki fetha. Ayrıca muzâftır.
‫ احلَقائِ ِق‬ : Muzâfun ileyh, mecrûr, cer alâmeti sondaki kesradır.
‫ض احلَقائِ ِق‬ ُ ‫ قَ ْد نَ ِس ْي‬
َ ‫ت بَ ْـع‬ : Fiil cümlesi olarak (‫’)كان‬nin haberidir, mahallen mansûbdur, çünkü
cümlelerin irâbı mahallendir.

13
Arapçada Zamanlar

(Öğretmen sana gelecekti ancak vakit izin vermedi.) .‫الوقت َلْ يَ ْس َم ْح‬
َ ‫لكن‬ َ ‫كان املَُعلِّ ُم سيأِْت‬
َّ ‫إليك‬ .4

‫ كان‬ : Nâkıs fiil, isim ve haber alır, ismini ref haberini nasb eder.
ُ‫املعلِّم‬ : )‫’)كان‬nin ismidir, merfûdur, ref alâmeti sondaki dammedir.

َ ‫ سيأِْت‬: Fiil cümlesi olarak (‫’)كان‬nin haberidir, mahallen mansûbdur, çünkü cümlelerin irâbı
‫إليك‬
mahallendir.
‫سيأِْت‬ : )‫ )س‬gelecek zaman edatıdır, muzâri fiilin başına gelerek anlamı gelecek zaman kipine
çevirir, muzâri fiilin irâbı üzerinde hiçbir etkisi yoktur. (‫)يأِْت‬, muzâri fiil, üçüncü tekil
eril. Fâili gizli zamir (‫’)هو‬dir.
‫إليك‬
َ : )‫ )إىل‬harfi cer, (‫ )ك‬mahallen mecrûr, çünkü zamirdir, mebnîdir.
‫ لكن‬
َّ : İnne ve grubundandır, isim ve haber alır, ismini nasb, haberini ref eder.
‫الوقت‬
َ : )‫لكن‬
َّ )’nin ismidir, mansûbdur, nasb alâmeti sondaki fethadır.
‫ َلْ يَ ْس َم ْح‬ : Fiil cümlesi olarak (‫لكن‬
َّ )’nin haberidir, mahallen merfûdur, çünkü cümlelerin irabı ma-
hallendir. Ayrıca ( ْ‫ل‬
َ ) cezm edatıdır, başına geldiği muzâri fiili cezm eder ve anlamını olumsuz
mâzîye çevirir. (‫ح‬
ْ ‫ )يَسم‬muzârî fiil, üçüncü tekil eril, (ْ‫’) َل‬den dolayı meczûm, cezm alâmeti
َْ
sondaki sükûn; fâili gizli zamir (‫’)هو‬dir.

Öğrenme Çıktısı
3 Arapça miş’li geçmiş zaman, geniş zaman, şimdiki zaman ve gelecek zamanın hikâyesi
kiplerini tanıma ve bunları cümle içinde kullanabilme becerisi kazanabilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 3 Karşılaştır Paylaş

Kur’ân-ı Kerîm’in “Bakara


ِ ‫أنا جلَست يف‬
.‫البيت‬ ُ ْ َ Sûresi” 103, “Ma’ide Sûresi” Öğrendiğiniz zamanları
Cümlesini yukarıda verilen 81. ayet-i kerimelerinde ge- kullanarak cümleler kurma-
tüm hikâye kiplerinde yeni- çen fiillerin zamanını tespit ya çalışınız.
den yazınız. ediniz.

14
Arapça III

HARF-İ CER İLE KULLANILAN BAZI FİİLLER

ِ
‫األفعال املُ ْستَ ْـع َملَة مع ُحروف اجلر‬ ‫ض‬
ُ ‫بَ ْـع‬

Bir şeyden emin oldu ...‫َك َد ِم ْن‬


َّ ‫تَأ‬

(Sonuçların doğruluğundan emin oldun mu?) ‫ت ِمن ِص َّح ِة النَّتائِج؟‬ َّ َ‫َه ْل ت‬


َ ‫أك ْد‬

‫َك ٌد ِم ْن ذلك؟‬
ِّ ‫ت ُمتَأ‬
َ ْ‫َه ْل أن‬
Bundan emin misin?

(Kaldığından emin olduktan sonra derse katılmadı.) .‫ َلْ يُشا ِرْك يف الد َّْر ِس‬،‫َك َد ِم ْن ُرسوبِِه‬
َّ ‫بَ ْـع َد أ ْن تَأ‬

Bir şeye sebep oldu, yol açtı ...‫أَدَّى إىل‬

.‫الوْزِن‬ ِ ‫هذه األُمور تُـؤِّدي إىل ِز‬


(Bu işler kilo artışına neden oluyor.)
َ ‫يادة‬
َ َ ُ

15
Arapçada Zamanlar

.‫ُك ُّل الطُُرِق تُ َـؤِّدي إىل روما‬


(Tüm yollar Roma’ya çıkar.)

.‫الزواج‬
َّ ‫َخطاءُ تُ َـؤِّدي إىل فَ َشل‬
ْ ‫هذه األ‬
(Bu hatalar evliliğin başarısızlığına yol açıyor.)

ِ ‫هذه األَ ْغ ِذيَةُ تُ َـؤِّدي إىل اإلصابَِة بِأ َْمر‬


ِ ‫اض ال َق ْل‬
.‫ب‬
(Bu gıdalar kalp hastalığına yakalanmaya neden oluyor.)

Bir şeye zorladı ... ‫َجبَ َـر َعلى‬


ْ‫أ‬

.‫َجـبَ ْـرتُهُ َعلى فِ ْع ِل ذلك‬


ْ‫أ‬
(Onu, bunu yapmaya zorladım.)

.‫اسة‬ ِّ ‫أجبَ َـر الوالِ ُد بِْنـتَه َعلى‬


َ ‫الدر‬ ْ
(Baba, kızını ders çalışmaya zorladı.)

.‫مال َو ْجبَتِ ِه‬


ِ ‫ال ُْتِبوا الطِّْفل على إ ْك‬
َ
(Çocuğu yemeğini bitirmeye zorlamayın.)

16
Arapça III

Öğrenme Çıktısı
4 Arapçada harf-i cerlerle kullanılan bazı fiilleri tanıma ve bunları cümle içinde kullanma
becerisi kazanabilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 4 Karşılaştır Paylaş

Verilen harf-i cerli fiillerin


Kur’ân-ı Kerîm’in “Duhan
Verilen harf-i cerli fiilleri def- anlamlarını ezberleyiniz. Bu
Sûresi” 18. ayet-i kerime-
terlerinize yazınız ve birer sözcüklerle oluşturduğunuz
sinde geçen harf-i cerli fiili
cümle içinde kullanınız. anlamlı cümleleri arkadaşla-
tespit ediniz.
rınızla paylaşınız.

ARAPÇADA KALIP İFADELER

‫التـعبريات يف اللغة العربية‬

...‫باإلضافة إىل‬
Bir şeye ek olarak

.‫الصْينِيَّة‬
ِّ َ‫باإلضافَِة إىل اللّغة العربِيَّة أنا أَتَ َـعلَّ ُم اللُّغَة‬
Arapçaya ek olarak Çince öğreniyorum.

ِ
.‫ب التارخييَّة‬ ُ ْ‫باإلضافَة إىل ذلك قَ َـرأ‬
َ ُ‫ت ال ُكت‬
(Buna ek olarak tarih kitaplarını da okudum.)

.‫العديد ِم ْن النَّصائِح‬ ِ ٍ ‫قَدَّم يف كتابِِه مع‬


َ ‫هامةً باإلضافَة إىل‬
َّ ‫لومات‬ َْ َ
(Çok sayıda nasihate ek olarak kitabında önemli bilgiler de sundu.)

17
Arapçada Zamanlar

-Evimizi aydınlattın. ‫ت بَ ْـيتَنا‬


َ ‫ نَ َّـوْر‬-
ِ ‫ت منَ َّـور بِو‬
‫جود ُك ْم‬
-Ev sizin varlığınızla (zaten) aydınlık.
ُ ٌ ُ ُ ‫ البَ ْـي‬-

.‫ت بَْـيـتَنا‬
َ ‫نَ َّـوْر‬ ِ ‫البـيت من َّـور بِو‬
‫جود ُك ْم‬ُ ٌ َُ ُ ْ َ

dikkat
Arapçada, eve gelen konuklara söylenen “‫بيتَنا‬
ْ ‫ت‬
َ ‫”نَ َّـوْر‬
ifadesi “‫الب ْـيت‬
َ ‫ت لنا‬
َ ‫ ”نَ َّـوْر‬şeklinde de kullanılabilir.

‫ال ِسيَّما‬
Özellikle de...

‫ياضة؟‬
َ ‫الر‬
ِّ ‫ب‬ ُّ ‫ َه ْل ُِت‬-
َّ ‫ ال ِسيَّما كرة‬،‫ نعم‬-
.‫السلَّة‬
-Sporu sever misin?
-Evet, özellikle de basketbolu.

18
Arapça III

َّ ‫ب ُك َّل الدُّروس ال ِسيَّما‬


.‫الر ْسم‬ ُّ ‫ُِن‬
Bütün dersleri seviyoruz, özellikle de resmi.

Öğrenme Çıktısı
5 Arapçada sıklıkla kullanılan bazı ifade biçimlerini tanıma ve yerinde kullanma becerisi elde
edebilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 5 Karşılaştır Paylaş

Arapça gazetelerde geçen Verilen kalıp ifadelerin an-


Verilen kalıp ifadeleri defter- başlıkları inceleyiniz. Bu lamlarını ezberleyiniz. Bu
lerinize yazınız ve birer cümle başlıklarda geçen kalıp ifa- sözcüklerle oluşturduğunuz
içinde kullanınız. deleri şimdiye kadar öğren- anlamlı cümleleri arkadaşla-
diklerinizle karşılaştırınız. rınızla paylaşınız.

19
Arapçada Zamanlar

okuma ‫قراءة‬

‫صباح‬ ِ
ْ ‫اخلليفة و امل‬
،‫ذات لَْيـلَ ٍة‬ ِ ِ ‫كا َن اخلَلي َفةُ عمر بن عبد العزي ِز‬
َ ً‫(رض َي اهلل َعْنه) ساهرا‬ َ ِ َِْ ُ ُ َُِ
‫َضاء‬ ‫أ‬ ‫د‬ ‫ق‬ ‫و‬ ،‫ة‬ ‫العام‬ ِ
‫ل‬ ِ
‫سائ‬ ‫الر‬ ‫ض‬ ‫ـع‬ ‫ب‬ ‫ر‬ ‫ر‬
َّ َ ْ َ ُ َُِّ ،‫الدولَة‬
‫وي‬ َّ ‫ض حسابات‬
َ ِ ْ َ ِ َّ َ ‫ب بَ ْـع‬ُ ُ‫يَكْت‬
‫أخ َذ ُيادثُهُ بِ َشأْن‬ ِِ ‫ِمصباحاً لِيكْتُب على‬
َ ‫ و‬،‫ فَ َد َخ َل َعلَيه َر ُج ٌل‬،‫ض ْوئه‬ َ َ َ َ ْ
:‫للر ُج ِل‬ ‫قال‬ ‫و‬ ، ‫ة‬ ‫ع‬ ‫ش‬ ‫ل‬ ‫ع‬ ‫ش‬ َ
‫أ‬‫و‬ ،‫باح‬ ‫ص‬ ِ َ َ ِ ٍ
َّ ً َ َْ َ َ ْ ْ ُ َ َ َ ْ َ َ ْ َ َ َ‫َم ْز‬
‫امل‬ ‫ة‬ ‫ف‬ ‫لي‬ ‫اخل‬ ‫أ‬ ‫ف‬ ‫ط‬ ‫أ‬ ‫ف‬ ‫ليفة‬ ‫خ‬ ‫ل‬ ‫ل‬ ‫عود‬ ‫ت‬ ‫ة‬ ‫ع‬ ‫ر‬
‫ت‬ ِ ِ َّ َ‫ ف‬،‫اخ ْذين‬ ِ ‫ال تُؤ‬
ُ ‫ و لَقد ُكْن‬،‫ هو من الد َّْولَة‬،‫صباح‬ ْ ‫ت الّذي يف امل‬ َ ْ‫الزي‬
َّ ‫إن‬
‫ت ُتَ ِّدثُين‬ ِ ‫ب ما يتَ َـعلَّ ُق ِبَصالِح‬
َ ْ‫و أَما اآل َن فَأَن‬.‫الناس‬ ُ ُ‫َستَضيءُ بِه وأنا أَ ْكت‬ ْ‫أ‬
‫مال هذا‬ ِ ‫ و لِذا فَـلَيس لنا ح ٌّق يف استِع‬، ‫اخلاصة‬ َّ ‫صالي‬ ِ ‫يء ِمن م‬ ٍ ‫عن ش‬
ْْ َ َ ْ َْ َ َْ
.‫ت‬ ِ ‫الزي‬
َّْ
ِ ِ
‫أع َد َل‬ ْ ‫العزي ِز أَ ْكبـََر و‬
َ ‫بن َعْبد‬ ُ ‫صة كا َن اخلَليفةُ عُ َمُر‬ َّ ‫كما نَرى يف هذه الق‬
.‫ص ِرِه‬ ِ
ْ ‫حاك ٍم يف َع‬

Halîfe ve Lamba
Halife Ömer b. Abdülaziz (Allah ondan razı olsun) bir gece uyanıktı. Devletin bazı hesaplarını
kayda geçiriyor ve bazı resmi mektupları kaleme alıyordu. Işığında yazmak için bir lamba yakmıştı.
O sırada içeri bir adam girdi. Halife’ye ait bir çiftlikle ilgili konuşmaya başladı. Bunun üzerine Halife
lambayı söndürüp bir mum yaktı ve adama şöyle dedi: Affedersin! Lambadaki gaz devletin malıdır.
Halkın menfaatini ilgilendiren şeyleri kaleme alırken onu yakmıştım. Ama şimdi sen kişisel menfa-
atimi ilgilendiren bir hususta benimle konuşuyorsun. Bu yüzden bu gazı kullanmaya hakkımız yok.
Bu hikâyede gördüğümüz gibi Halife Ömer b. Abdülaziz çağının en büyük ve en âdil yöneticisiydi.
el-Kırâ’atu’l-‘Arabiyye, Cumhûriyyetu’l-‘Irâk, Vizâretu’t-Terbiye, li’s-saffi’l hâmis el-ibtidâ’î, 2016,
s. 120’den uyarlanmıştır.

20
‫‪Arapça III‬‬

‫‪Yaşamla İlişkilendir‬‬ ‫اِربِ ْط باحلياة‬


‫اإلسالم؟‬
‫َ‬ ‫ف َد َخ َل األَتْر ُ‬
‫اك‬ ‫َك ْي َ‬
‫رن الثَّامن‪.‬‬‫افية اعتباراً ِمن ال َق ِ‬
‫روف اجلغر ِ‬ ‫الم والـمسلِ ِمني نَتيجةَ الظُّ ِ‬ ‫اإلس ِ‬ ‫بَ َدأَ األَتْر ُاك التَّ َـعُّر َ‬
‫ُ‬ ‫َ‬ ‫ُْ‬ ‫ف على ْ‬
‫باب َدفَ َـعت األتْر َاك إىل ْاعتِناق اإلسالم‪.‬‬ ‫أس ٍ‬ ‫ِ‬
‫هناك ع َّدةُ ْ‬
‫أسباب دينية‬
‫ط حياتـِ ِهم قَريبَ ْ ِ‬
‫ـي‬ ‫كانت ُم ْعتَقدا ُتم وَنَ ُ‬ ‫ِ ِ ِ‬
‫كان ُم ْعظَم األتْراك يـَْعتَنقون ديانَة «غوك تانري» (إله السماء)‪ .‬و ْ‬
‫ـجن َِّة‪ ،‬والنَّار‪.‬‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِج ّداً ِمن اإلسالم‪ .‬إذ كانوا ي ْـؤِمنون بِ ِ‬
‫اإلله الو ِ‬
‫ووجود الشَّيطان‪ ،‬وبَقاء الروح‪ ،‬واآلخرِة‪ ،‬وال َ‬ ‫ُ‬ ‫احد‪،‬‬ ‫ُ‬ ‫َ ْ‬
‫الك ْذب ُمََّرَمة َلديْ ِهم َكما َكان ذبح األضاحي‬ ‫الس ِرقَة و ِ‬
‫َّ‬ ‫و‬ ‫ل‬‫ِ‬ ‫ت‬ ‫ق‬ ‫ال‬
‫و‬
‫ِّ َ ْ‬ ‫نا‬‫الز‬‫و‬ ‫لم‬‫ُّ‬
‫ظ‬ ‫ال‬ ‫مثل‬ ‫ـئة‬ ‫ي‬ ‫ـ‬ ‫الس‬
‫َّ ِّ‬ ‫باع‬ ‫ِّ‬
‫ط‬ ‫ال‬
‫و‬ ‫م‬ ‫وكانت اجلرائِ‬
‫َ‬ ‫ُ‬ ‫ُ‬ ‫َ‬
‫حلم اخلِْنزير‪.‬‬
‫َ‬ ‫ً‬‫ا‬ ‫أبد‬ ‫ن‬
‫َ‬ ‫لو‬ ‫ك‬
‫ُ‬ ‫يأ‬ ‫اإلس ِ‬
‫الم‬ ‫َ ْ‬ ‫قبل‬ ‫اك‬
‫ُ‬ ‫ر‬ ‫األت‬ ‫ن‬ ‫ك‬
‫ُ‬ ‫ي‬ ‫مل‬‫و‬ ‫ا‬
‫ً‬ ‫شائع‬ ‫جود‬
‫الس ُ‬ ‫و ُّ‬
‫أسباب اقتصادية‪:‬‬
‫بـع َد فَـْت ِح تُركِستان تَطََّورت العالقات التِّجا ِريَّةُ بـي الـمسلِمني و ُّ ِ‬
‫القات‬
‫الع ُ‬ ‫السكان ال َـم َحلِّـيِّني‪ .‬وكانَت هذه َ‬ ‫َْ َ ُ ْ َ‬ ‫َ َ ُ‬ ‫َْ‬
‫اإلسالم‬ ‫ِ‬
‫لمني ومن َثَّ َم ْعرفتهم َجيِّداً هبذا الدِّين اجلَديد‪ .‬وهكذا بَ َدأَ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ُ‬ ‫اختالط األتراك بال ُـم ْس َ‬ ‫التِّجاريَّةُ َسبَباً يف ْ‬
‫ِ‬
‫قيمني يف ال ُـمدن وال ُـم ْشتَغلني بِالتِّجارة‪..‬‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫باالنْتشار َّأوالً بَ ْـي األتراك ال ُـم َ‬
‫أسباب سياسية وعسكرية‪:‬‬
‫َجلِهم ُم ُدن احلاميات‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ٍ‬
‫العبَّاسيُّون َو َحدات َع ْس َك ِريَّةً ُم َك َّونةً م َن اجلنود األتْراك‪ .‬وأنْ َشأُوا من أ ْ‬
‫َسس األُم ِويُّون و ِ‬
‫َ‬ ‫أ َّ َ َ‬
‫ٍ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫رفيعة يف اجلَ ْـيش‪ .‬كما‬ ‫الع ْس َك ِريَّة مثل سامراء‪ .‬و ْارتَـ َقى األتر ُاك ال َـم ْعروفُون ب ُقدراتم احلَربِيَّة العاليَّة إىل َمناصب َ‬ ‫َ‬
‫الدولةِ‬ ‫ِ‬ ‫ٍ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫استَ ْح َو َذ األتر ُاك على َمراكز ُمه َّمة يف إدارة َّ‬ ‫ٍ‬ ‫ِ‬
‫هامة يف إدارة الد َّْولة‪ .‬وبذلك ْ‬ ‫تَ َّـم تَ ْـعيينُهم يف َمناصب َّ‬
‫لإلسالم‪.‬‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫اجلي ِ‬
‫التكيَّة ْ‬ ‫ساع َد يف قُبول ال ُـمجتَ َمعات ُّ‬ ‫ش‪ .‬وهذا أيضاً َ‬ ‫و ْ‬
‫‪https://www.dailysabah.com/arabic/history/2017/07/01/turkic-peoples-road-to-islam‬‬

‫ُمْتارات ِم ْن ْأمثال العرب‬


‫‪Arap Atasözlerinden Seçmeler‬‬

‫فور يف اليَ ِد َخْي ٌـر ِم ْن َع َشَرة‬


‫ص ٌ‬ ‫عُ ْ‬
‫َّجَرة‬ ‫لِ ُكل داء دواء‬
‫على الش َ‬ ‫‪Her derdin bir devası vardır.‬‬
‫‪Eldeki bir serçe ağaçtaki on serçe-‬‬
‫‪den daha iyidir.‬‬

‫‪21‬‬
‫‪Arapçada Zamanlar‬‬

‫‪alıştırmalar‬‬ ‫التَ ْدريبات‬


‫‪1. Aşağıdaki boşlukları parantez içinde verilen fiillerin uygun mâzî, muzâri ve gelecek zaman çeki-‬‬
‫‪miyle doldurunuz.‬‬
‫ب) إىل ال َق ْريَِة أمس؟‬ ‫ِ‬
‫أنت لماذا ‪َ (.......‬ذ َه َ‬‫َ‬ ‫‪.1‬‬
‫ِ‬ ‫ِ‬
‫أَت َـم َّن أّنَّك ‪(.........‬كتب) اليَ ْـوَم رسالَةً‪.‬‬ ‫‪.2‬‬
‫السنَ ِة ِ‬
‫املاضيَّة‪.‬‬ ‫ِ‬
‫االمتحان يف َّ‬ ‫‪(.........‬نَ َح) يف‬
‫َ‬ ‫أناملْ‬ ‫‪.3‬‬
‫اس ِة بَ ْـع َد َش ْه ٍر‪.‬‬
‫أنا‪(.......‬سافَ َـر) إىل أملانيا لل ّدر َ‬ ‫‪.4‬‬
‫أنت لَ ْن ‪(..........‬قال) يل هذا ال َكالم بَ ْـع َد اآلن‪.‬‬ ‫َ‬ ‫‪.5‬‬

‫‪2. Aşağıdaki pasajda yer alan boşlukları parantez içindeki fiillerin uygun formlarıyla doldurunuz.‬‬

‫ثريا‪ .‬و كا َن (اِ ْستَعدَّ) …‪ ..‬لـِ ُمباريات ال َـم ْد َرسة‪ .‬و يوماً ِمن أيام العُطْلة‬‫ً‬ ‫القدِم َك‬
‫ب) …‪ُ ..‬كَرَة َ‬ ‫َح َّ‬
‫َولَدي (أ َ‬
‫ب) …‪ُ ..‬كَرةَ ال َقدم معا‪ .‬بينما‬ ‫كان (لَعِب)…‪ ..‬يف حدي َقة البيت وحيداً‪ .‬و جاء أصدقاءه و كانوا (لَعِ‬
‫َ‬ ‫ُ‬ ‫َ‬ ‫َ‬
‫كانوا (لَعِب) …‪َ ..‬س َقط ولدي على األرض بِ ِشدَّة‪ .‬و بَ َدأ يَـتَأَلَّ ُـم و يَْـب ِكي‪ .‬أنا (اِتّصل) …‪ ..‬بزوجي‬
‫اعهُ قَد انْ ِك َسَر‪ .‬و كان َولدي (شارك) …‪..‬‬ ‫فَجاء إىل البيت فورا و أخ َذه إىل الـمست ْشفى و تَـب َّـي أ َّ ِ‬
‫َن ذر َ‬ ‫ََ‬ ‫ُ َْ‬
‫وع ْي و مل (استطاع) …‪ ..‬أ ْن (شارك) …‪ ..‬فيها‪.‬‬ ‫يف ُمباريات املدرسة ولكنَّه بقي يف البَ ْـي ُ ْ ُ َ‬
‫ب‬ ‫أس‬ ‫َّة‬
‫د‬ ‫م‬ ‫ت‬

‫‪3. Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları uygun harf-i cerlerle doldurunuz.‬‬
‫َك َدةٌ ‪ .......‬ذلك‪.‬‬‫ت ُمتَأ ِّ‬‫هل أنْ ِ‬
‫َْ‬ ‫‪.1‬‬
‫ٍ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫األسعار أ َّدى ‪ .......‬ا ْحتجاجات‪.‬‬ ‫ِِ‬
‫ا ْرتـفاعُ ْ‬ ‫‪.2‬‬
‫ال ُْتِ ْبين ‪ .......‬ذلك!‬ ‫‪.3‬‬
‫أك َد ‪ِ .......‬ص َّحة والدي اآلن‪.‬‬
‫ب أ ْن أتَ َّ‬ ‫ِ‬
‫َي ُ‬ ‫‪.4‬‬
‫ُجِب زوجي ‪َّ .......‬‬
‫السوق‪.‬‬
‫الذهاب إىل ُّ‬ ‫أْ ُ‬ ‫‪.5‬‬

‫‪4. Aşağıdaki cümleleri parantez içindeki kalıp ifadelerden uygun olanlarla doldurunuz.‬‬
‫(سلِمت ِ‬
‫يداك‪ ،‬ال ِسيَّما‪ ،‬نَ َّـور ِ‬
‫ت بيتَنا‪ ،‬باإلضافَِة إىل‪َ ،‬ر ِض َي اهلل َعْنهُ)‬ ‫ْ‬ ‫ََ‬
‫ب ال َفواكِهَ ‪ ............‬امل ــَوز‪.‬‬
‫أ ُِح ُّ‬ ‫‪.1‬‬
‫عميت‪.‬‬
‫طعامك لذيذ ج ّدا ‪ ............‬يا َّ‬ ‫ِ‬ ‫‪.2‬‬
‫كا َن اخلَليفة عمر بن عبد العزيز ‪ ............‬مهتَ ًّما بِ ُش ِ‬
‫ؤون املسلمني‪.‬‬ ‫ُْ‬ ‫‪.3‬‬
‫س الرياضة أيضاً‪.‬‬ ‫ِ‬ ‫‪ ............‬ممارسة َّ ِ‬
‫الر ْسم أنا أُمار ُ‬ ‫‪.4‬‬
‫أهال و سهال يا أمي ‪............‬‬ ‫‪.5‬‬

‫‪22‬‬
Arapça III

5. Aşağıda karışık olarak verilen sözcükleri anlamlı cümleler haline getiriniz.


1. ‫ي َف َظ‬/ َْ ‫ت‬ ُ ‫ ُكْن‬/‫و‬/‫أيب‬/‫أمي‬/
ّ ‫أ ْن‬/‫أدعو‬/‫اهلل‬
ْ
2. ‫إىل‬/‫جديدة‬/‫أمحد‬/‫ش ّقة‬/‫انْـتَـ َق َل‬ ِ
3. ً‫ ُسؤاال‬/‫الطّالب‬/‫ كان‬/‫َسيَ ْسأ َُل‬
‫ قَ ْـب َل‬/‫ ُكْنتُ ْم‬/‫ساعتَني‬ ِ
4. َ /‫ تُشاهدون‬/‫ماذا‬
‫ت‬ ِ ‫ البـي‬/‫ كانت‬/‫ يف‬/‫ليلى‬/ً‫باكِية‬
5. َْ ْ
6. Aşağıdaki Arapça cümleleri Türkçeye çeviriniz.
.‫قاع ِدهم و يَـْنتَ ِظُرون املـَُعلِّ َم‬
ِ ‫كا َن التَّالمي ُذ َيلِسون على م‬
َ ْ .1
ِ.‫ُكنّا نَ ْذهب إىل مكتَب ِة ال ُكلِّيَّة‬
َ َ ُ َ .2
ِ ِ
.ً‫موعة تُ ْـعجبُين كثريا‬ ِ َ‫كان‬
َ ‫ص يف املـَ ْج‬ ُ ‫ص‬َ ‫ت الق‬ ْ .3
.‫ذلك البيت‬ َ ‫َعيش يف‬ ِ ِ
ُ ‫تأ‬ ُ ‫ت ط ْفلَةً ُكْن‬ُ ‫عْن َدما ُكْن‬ .4
.ً‫ب إىل ال َـم ْس ِج ِد دائِما‬ ُ ‫لي يَ ْذ َه‬
ٌّ ‫كان َع‬ .5

7. Aşağıdaki Türkçe cümleleri Arapçaya çeviriniz.


1. Arapçaya ek olarak İngilizce biliyorum.
2. Bu yiyecekleri yemek hastalıklara yol açar.
3. Yazın bu şarkıyı dinliyordum.
4. Ali bu yıl işe başlayacaktı.
5. Geçen yıl Beyrut’a gitmiştim.

23
Arapçada Zamanlar

Bölümde geçen bazı sözcük yapılarını


1 kullanarak diyalog gerçekleştirme
becerisi kazanabilme
ِ ‫التـَّل‬
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti ‫ْخيص‬

Diyalogla gerek bu bölümde işlenen dilbilgisi konularına giriş


Günlük Hayatımızda Arapça 1 yapılmakta, gerekse önceki bölümlerde işlenen konular, anlatı-
lan ifade kalıpları pekiştirilmeye çalışılmakta, ibarelerin günlük
dilde kullanımına ilişkin beceriler kazandırılmaktadır.

Arapça geçmiş zaman, geniş ve


2 şimdiki zaman ve gelecek zamana
dair çekimlerin tekrar edilebilmesi

Daha önceki derslerde öğrenilen geçmiş zaman, şimdiki zaman,


Arapçada Zamanlar geniş zaman ve gelecek zaman kipleri tüm şahıslar için tekrar
edilmekte ve örnek cümlelerle pekiştirilmektedir.

24
Arapça III

Arapça miş’li geçmiş zaman, geniş zaman, şimdiki


3 zaman ve gelecek zamanın hikâyesi kiplerini tanıma ve
bunları cümle içinde kullanabilme becerisi kazanabilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti ‫ْخيص‬


Arapça Fiillerde Hikâye Kipi

Geniş zamanın hikâyesi kipi, haberi muzâri fiil olan isim cümlesinin başına kâne getirilmek suretiyle elde edilir.
İsim cümlesinin mubtedâsı açık bir isim ise, kâne bu ismin cinsiyetine bağlı olarak üçüncü tekil eril veya dişil
formda kullanılır. İsim cümlesinin mubtedâsı ayrık bir özne zamiri ise, üçüncü tekil eril ve dişil ayrık özne zamir-
leri dışındakiler bitişik özne zamirine dönüşerek kâne’ye bitişirler.
Örneğin;

(Muhammet, çocuklarla oynar.) .‫ب مع األطْفال‬ ُ ‫ُمَ َّم ٌد يـَ ْل َع‬


(Muhammet, çocuklarla oynardı.) .‫ب مع األطْفال‬ ُ ‫كا َن ُمَ َّم ٌد يـَ ْل َع‬
.‫س يف احلَدي َقة‬ ِ
(O, bahçede oturur.)
ُ ‫هي َْتل‬
.‫س يف احلَدي َقة‬ ِ َ‫كان‬
(O, bahçede otururdu.)
ُ ‫ت َْتل‬ ْ
.‫صة‬ ِ ‫هم يـ ُقصو َن هذه‬
َّ ‫الق‬
(Onlar, bu hikâyeyi anlatırlar.) ّ َ ُْ
.‫صة‬ ِ
َّ ‫صو َن هذه الق‬
(Onlar, bu hikâyeyi anlatırlardı.) ّ ‫كانوا يَـ ُق‬

ِ ‫التـَّل‬
Arapçada şimdiki zamanın hikâyesi ise iki yolla yapılır:
a. Tıpkı geniş zamanın hikâyesi kipinde olduğu gibi, haberi muzâri fiil olan isim cümlesinin başına kâne ge-
tirilmek suretiyle elde edilir, ancak burada eylemin her zaman yapılan bir eylem değil de belli bir zamanda
yapıldığını göstermek için uygun bir zaman zarfı kullanılır.
Örneğin;
ِ ِ‫ت أ ْذ َهب إىل املسجد ذلك احل‬
.‫ني‬ ُ ‫ُكْن‬
(O sırada camiye gidiyordum.)
ُ
b. Haberi ismi fâil formunda olan bir isim cümlesinin başına kâne getirilmek suretiyle de şimdiki zamanın
hikâyesi kipi elde edilebilir. Örnek:
(O vakitte uyuyordum.) .‫ت نائِماً يف ذلك الوقت‬
ُ ‫ُكْن‬
Gelecek zamanın hikâyesi kipi, haberi (‫ )س‬ile gelecek zaman formunda fiil olan isim cümlesinin başına kâne
getirilmek suretiyle elde edilir.
Örneğin,

(Bir şey diyecektim.) .ً‫َقول َشْيئا‬


ُ ‫ت َسأ‬ ُ ‫ُكْن‬
(Öğrenci bir soru soracaktı.) .ً‫كا َن التلمي ُذ َسيَ ْسأ َُل ُسؤاال‬
(Öğretmen sana gelecekti, ama vakit izin vermedi.) .‫الوقت َلْ يَ ْس َم ْح‬
َ ‫لكن‬ َّ ‫إليك‬ َ ‫كان املعلِّ ُم سيأِْت‬
Geçmiş Zamanın Hikâyesi kipi, haberi mâzi fiil olan isim cümlesinin başına kâne getirilmek suretiyle elde edilir.
Bu yapıda, mazi fiilin başına anlamı güçlendiren (‫ قَ ْد‬- kad) edatı kullanılır.
Örneğin;

(Muhammet bir mektup yazdı.) .ً‫ب ِرسالَة‬َ َ‫ُمَ َّم ٌد َكت‬


(Bir mektup yazmıştı.) .ً‫ب ِرسالَة‬
َ َ‫كا َن حمَ َّم ٌد قَ ْد َكت‬
25
Arapçada Zamanlar

Arapçada harf-i cerlerle kullanılan


4 bazı fiilleri tanıma ve bunları cümle
içinde kullanma becerisi kazanabilme
ِ ‫التـَّل‬
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti ‫ْخيص‬

Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı


Fiiller

...‫َك َد ِم ْن‬
َّ ‫تَأ‬: Bir şeyden emin oldu
(Bundan emin misin?) ‫َك ٌد ِم ْن ذلك؟‬
ِّ ‫ت ُمتَأ‬
َ ْ‫َه ْل أن‬
...‫أَدَّى إىل‬: Bir şeye sebep oldu, yol açtı
(Bu gıdalar kalp hastalığına yakalanmaya neden oluyor.) .‫ب‬ ِ ‫هذه األَ ْغ ِذيَةُ تُ َـؤِّدي إىل اإلصابَِة بِأ َْمر‬
ِ ‫اض ال َق ْل‬
...‫َجبَ َـر َعلى‬
ْ ‫أ‬: Bir şeye zorladı
(Çocuğu yemeğini bitirmeye zorlamayın.) .‫مال َو ْجبَـتِ ِه‬
ِ ‫ال ُْتِبوا الطّفل على إ ْك‬

Arapçada sıklıkla kullanılan bazı


5 ifade biçimlerini tanıma ve yerinde
kullanma becerisi elde edebilme

Arapçada Kalıp İfadeler

“...‫إىل‬ ‫( ”باإلضافَ ِة‬Bir şeye ek olarak) ifadesinin kullanımı görsellerle birlikte verilen cümlelerde tanıtılmıştır.
ِ
(Buna ek olarak tarih kitaplarını da okudum.) .‫كتُب التارخييَّة‬ ُ ْ‫باإلضافَة إىل ذلك قَ َـرأ‬
َ ُ ‫ت ال‬
“‫ت بَ ْـيتَنا‬ ِ ‫ت منَ َّـور بِو‬
َ ‫( ”نَ َّـوْر‬Evimizi aydınlattın.) ve karşılığında söylenen “‫جودكم‬
aydınlık.) ifadeleri tanıtılmıştır.
ُ ٌ ُ ُ ‫(”البَ ْـي‬Ev sizin varlığınızla (zaten)
ِ
“‫سيَّما‬ ‫( ”ال‬Özellikle de…) ifadesinin kullanımı görsellerle birlikte verilen cümlelerde tanıtılmıştır.
(Bütün dersleri seviyoruz. Özellikle de resmi.) َّ ‫ب ُك َّل الدُّروس ال ِسيَّما‬
.‫الر ْسم‬ ُّ ‫ُِن‬

26
Arapça III

1 Aşağıdakilerden hangisi ‫ت احلياةُ يف‬


ْ َ‫ف كان‬
َ ‫َكْي‬ َّ ‫ب‬
“.‫الدواء‬ ِ ‫ ُشر‬......... ‫َجبـر األب الطِّْفل‬
6 ْ َ ُ َ َ ْ ‫”أ‬

neler öğrendik? ‫ماذا تـََعلّ ْمنا؟‬


‫ك؟‬ ِ
َ ‫ َشباب‬sorusunun yanıtı olabilir?
cümlesinde boşluğu anlamlı şekilde tamamlayacak
sözcük aşağıdakilerden hangisidir?
A. .‫ص ْعبة‬
َ ‫ كانَت امرأة‬ A. ‫ إىل‬B. ‫ ِم ْن‬D.
‫ يف‬C. ‫ب‬
‫ على‬E. ِ
B. .‫كة‬ َ‫الش ِر‬
َّ ‫كا َن يـَْع َم ُل يف‬
C. .‫شي يف غابَِة ال َقريَِة‬ ِ َْ‫ كانَت ت‬ ِ ‫ب َن‬ ِ
ْ ْ 7 “.‫احها‬ َ ِ َ‫ت ُم َعلِّمتها ُتبُّها بِ َسب‬
ْ َ‫ ” َكان‬cümle-
D. .ً‫سعي ٌد طفالً مجيال‬ َ ‫كا َن‬
sinin anlamca en yakın Türkçe karşılığı, aşağıdaki
seçeneklerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
E. .ً‫ج ّدا‬ َ ً‫ت َجيلَة‬ْ َ‫كان‬ A. Öğretmeni onu başarısından dolayı seviyordu.
B. Öğretmeni onu başarısızlığına rağmen severdi.
.‫شجا ِر‬
ْ ‫ت األ‬ ِ‫أجل‬
2 َ ‫س َت‬
ُ ْ ‫ت‬
ُ ‫ ُكْن‬cümlesi hangi za- C. Başarısı sebebiyle öğretmenini severdi.
D. Başarısızlığına rağmen öğretmenini severdi.
man kipinde kurulmuştur?
E. Öğretmenin sevgisini başarılarıyla kazanmıştı.
A. Şimdiki zamanın hikâyesi
B. Geçmiş zamanın hikâyesi
C. Gelecek zamanın hikâyesi 8 “Müdüre bir mektup yazmıştı.” cümlesinin
D. Di’li geçmiş zaman kipi anlamca en yakın Arapça karşılığı seçeneklerden
E. Geniş zaman kipi. hangisinde doğru olarak verilmiştir?

A. .‫سيَكْتُب ِرسالَةً إىل الـمدير‬


َ ‫ كان‬
ُ ُ
ِ
3 .‫م ْن أنقرة‬.......... ‫ت‬
ْ َ‫كان‬ B. .‫كتَب ِرسالَةً إىل املـُدي ِر‬
َ َ ‫كا َن قَ ْد‬
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere aşağıdaki C. .ً‫ كان الـمدير يَكْـتُب ِرسالَة‬
sözcüklerden hangisi getirilebilir? ُ ُ ُ
D. .‫ن الـمدير يَكْـتُب ال ِرسالَةَ إليه‬
A. ٌ‫ جالِسة‬B. ِ C. ِ ُ ُ ُ َ ‫كا‬
َ ٌ‫ذاهبَة‬ ً‫قاد َمة‬ E. .‫كان يَكْتُب ِرسالَةَ الـمدير‬ َ
ُ ُ
ٌ‫شاكِيَة‬
D. ً‫ نائِمة‬E.
َ
“.ُ‫عْنه‬ ِ
9 َ ‫ ” َرض َي اهلل‬ifadesinin aşağıdaki seçenek-
lerden hangisi için kullanılması yanlış olur?
ِ ‫كانَت _____ يف هذا‬
4 .‫البيت ْامَرأَة‬ ْ
Yukarıdaki cümlenin “Bu evde bir kadın yaşıyor- ‫ الـم ْجتَ ِهد‬C. ‫السا ِرق‬
A. ‫ الرئيس‬B.
ُ
du.” anlamı taşıması için boşluk aşağıdaki sözcük- D. ‫ الـمدير‬E.
‫ـخلي َفة‬
َ ‫ال‬
lerden hangisi ile doldurulmalıdır? ُ
A. ‫يش‬ِ ِ ِ ُّ ‫ ”أ ُِح‬cümle-
ُ ‫ َستَع‬B.
‫يش‬
ُ ‫ يَـع‬C.
‫ت‬
ْ ‫عاش‬
َ ‫قَ ْد‬ 10 “.‫العربيَّة‬......... ‫اسةَ اللُّغات‬
َ ‫ب در‬
‫يش‬ِ
D. ‫ت‬
ْ ‫عاش‬ ُ ‫تَع‬
sinde boş bırakılan yere hangi kalıp ifade getirilebilir?
َ E.
A. ‫ باإلضافة إىل‬ B. ‫ بَدالً من‬ C. ‫ضا‬ ِ
ً ‫عو‬
َ
“.‫األخبار‬ ِ ِ ِّ َ‫ ” أنا ُمت‬cümlesinde- D. ‫ ال ِسيَّما‬ ِ ‫بِو‬
5 ْ ‫ص َّحة‬........‫أكد‬ E. ‫اسطة‬
ki boşluğu anlamlı şekilde tamamlayacak harf-i cer
aşağıdakilerden hangisidir?

‫ ِم ْن‬C.
A. ‫ يف‬B. ‫ إىل‬D. ‫َعلى‬
‫ َع ْن‬E.

27
Arapçada Zamanlar

Yanıtınız yanlış ise “Günlük Hayatımızda Yanıtınız yanlış ise “Harf-i Cer ile Kullanı-
1. E 6. D
Arapça 1” konusunu yeniden gözden geçi- lan Bazı Fiiller” konusunu yeniden gözden
riniz. geçiriniz.
ْ ‫مفاتيح‬

2. A Yanıtınız yanlış ise “Arapça Fiillerde Hikâye 7. A Yanıtınız yanlış ise “Arapça Fiillerde Hikâye
neler öğrendik yanıt anahtarı “‫األج ِوبة لِـ “ماذا تـََعلّ ْمنا‬

Kipi” konusunu yeniden gözden geçiriniz. Kipi” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

3. C Yanıtınız yanlış ise “Arapça Fiillerde Hikâye 8. B Yanıtınız yanlış ise “Arapça Fiillerde Hikâye
Kipi” konusunu yeniden gözden geçiriniz. Kipi” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

4. E Yanıtınız yanlış ise “Arapça Fiillerde Hikâye 9. C Yanıtınız yanlış ise “Okuma Parçası” konu-
Kipi” konusunu yeniden gözden geçiriniz. sunu yeniden gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Harf-i Cer ile Kullanı-


5. B 10. D Yanıtınız yanlış ise “Arapçada Kalıp İfadeler”
lan Bazı Fiiller” konusunu yeniden gözden
konusunu yeniden gözden geçiriniz.
geçiriniz.

Araştır/Tekrarla
1 Yanıt Anahtarı

ِ ‫ جلَست يف‬cümlesini yukarıda verilen tüm hikâye zamanlarında yeni-


.‫البيت‬ ُ ْ َ
den yazınız.

.‫يت‬ ِ ‫ُكْنت قَ ْد جلَست يف الب‬


Araştır 3 Evde oturmuştum.
َ ُ ْ َ ُ
.‫ت‬ِ ‫ُكْنت أجلِس يف البـي‬
Evde otururdum/oturuyordum. َْ ُ ْ ُ
Evde oturuyordum. .‫جالِ َسةً يف البَ ْـيت‬/ً‫ت جالِسا‬
ِ
ُ ‫ُكْن‬
.‫ت‬ ِ ‫ُكْنت سأَجلِس يف البـي‬
Evde oturacaktım. َْ ُ ْ َ ُ

28
‫‪Arapça III‬‬

‫‪Alıştırmalar Yanıt‬‬
‫‪1‬‬ ‫‪Anahtarı‬‬

‫‪Aşağıdaki boşlukları parantez içinde verilen fiillerin uygun mâzî, muzâri ve‬‬
‫‪gelecek zaman çekimiyle doldurunuz.‬‬

‫ت إىل ال َق ْريَِة أمس؟‬ ‫ِ‬


‫أنت لماذا َذ َهْب َ‬ ‫‪َ .1‬‬
‫‪Alıştırma 1‬‬ ‫بني‪ .‬اليَ ْـوَم ِرسالَةً‪.‬‬
‫َّك تَكْتُ َ‬‫‪ .2‬أَتـم َّن أّن ِ‬
‫َ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬
‫السنَة املاضيَّة‪.‬‬ ‫ِ‬
‫‪ .3‬أنا ملْ أ َْنَ ْح يف االمتحان يف َّ‬
‫اس ِة بَ ْـع َد َش ْه ٍر‪.‬‬ ‫ِ‬
‫‪ .4‬أَنا َسأُساف ُر إىل أملانيا لل ّدر َ‬
‫قول يل هذا ال َكالم بـَْع َد اآلن‪.‬‬ ‫ت لَ ْن تَ َ‬ ‫‪ .5‬أنْ َ‬

‫‪Aşağıdaki pasajda yer alan boşlukları parantez içindeki fiillerin uygun form-‬‬
‫‪larıyla doldurunuz.‬‬

‫ثريا‪ .‬و كا َن(اِ ْستَعدَّ) يَ ْستَعِ ُّد ل ُـمباريات املدرسة‪ .‬و‬ ‫ب ُكرةَ َ ِ‬
‫القدم َك ً‬
‫ولَدي (أَح َّ ِ‬
‫ب) ُي ُّ َ‬ ‫َ‬ ‫َ‬
‫ب يف حديقة البيت وحيداً‪ .‬و جاء أصدقاءُه‬ ‫ع‬ ‫ل‬
‫ْ‬ ‫ـ‬‫ي‬ ‫ب)‬ ‫يوماً من أيام العطْلة كان (لَعِ‬
‫ََ ُ‬ ‫ُ‬
‫‪Alıştırma 2‬‬ ‫ِ‬
‫ب) سيَـ ْلعبون كرة القدم معا‪ .‬بينما كانوا (لَعب) يلعبون سقط ولدي‬ ‫و كانوا (لَعِ‬
‫َ‬
‫اتصلت بزوجي فَجاء إىل‬
‫ُ‬ ‫على األرض بشدة‪.‬و بَ َدأ يَـتَأَلَّ ُـم و يَْـبكي‪ .‬أنا (اِتّصل)‬
‫َن ِذراعه قد ِ‬
‫انك َسَر‪ .‬و كان ولدي‬ ‫تبي أ َّ َ ُ‬ ‫البيت فورا و أخ َذه إىل ال ُـم ْستَ ْشفى و َّ‬
‫(شارك) سيُشا ِرك يف ُمباريات املدرسة ولكنَّه بقي يف البيت مدة ْ‬
‫أسبُوعني و مل‬
‫(استطاع) يَ ْستَ ِط ْع أ ْن (شارك) يُ َ‬
‫شارك فيها‪.‬‬

‫‪Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları uygun harf-i cerlerle doldurunuz.‬‬

‫َك َدةٌ ِم ْن ذلك‪.‬‬


‫ت ُمتَأ ِّ‬‫‪ .1‬هل أنْ ِ‬
‫َْ‬
‫ٍ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِِ‬
‫األسعار أ َّدى إىل ا ْحتجاجات‪.‬‬ ‫‪ .2‬ا ْرتفاعُ ْ‬
‫‪Alıştırma 3‬‬
‫‪ .3‬ال ُْتِ ْبين على ذلك!‬
‫أك َد ِم ْن َّ‬
‫صحة والدي اآلن ‪.‬‬ ‫ب أ ْن أتَ َّ‬ ‫ِ‬
‫‪َ .4‬ي ُ‬
‫ُجِب زوجي َعلى َّ‬
‫السوق‪.‬‬
‫الذهاب إىل ُّ‬ ‫‪ .5‬أ ْ ُ‬

‫‪29‬‬
‫‪Arapçada Zamanlar‬‬

‫‪Alıştırmalar Yanıt‬‬
‫‪1‬‬ ‫‪Anahtarı‬‬

‫‪Aşağıdaki cümleleri parantez içindeki kalıp ifadelerden uygun olanlarla dol-‬‬


‫ت بيتَنا‪ ،‬باإلضافَِة إىل‪َ ،‬ر ِض َي اهلل‬
‫عْنهُ) ‪durunuz.‬‬ ‫يداك‪ ،‬ال ِسيَّما‪ ،‬نَ َّـور ِ‬‫(سلِمت ِ‬
‫َ‬ ‫ْ‬ ‫ََ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫‪ .1‬أ ُِح ُّ‬
‫ب ال َفواكهَ ال سيَّما امل ــَوز‪.‬‬
‫‪Alıştırma 4‬‬
‫عميت‪.‬‬ ‫طعامك لذيذ ج ّدا سلِمت ِ‬
‫يداك يا َّ‬ ‫ِ‬ ‫‪.2‬‬
‫ََ‬
‫‪ .3‬كا َن اخلَليفة عمر بن عبد العزيز ر ِضي اهلل عنه مهتَ ًّما بِ ُش ِ‬
‫ؤون املسلمني‪.‬‬ ‫ُْ‬ ‫َ‬
‫س الرياضة أيضاً‪.‬‬ ‫ِ‬ ‫‪ .4‬باإلضافَِة إىل ممارسة َّ ِ‬
‫الر ْسم أنا أُمار ُ‬
‫ت بيتَنا‪.‬‬ ‫‪ .5‬أهال و سهال يا أمي نَ َّـور ِ‬
‫ْ‬

‫‪Aşağıda karışık olarak verilen sözcükleri anlamlı cümleler haline getiriniz.‬‬

‫ت أ َْدعو اهلل أَ ْن َْي َف َظ أ ُِّمي و أيب‪.‬‬‫‪ُ .1‬كْن ُ‬


‫ديد ٍة‪.‬‬
‫أحد إىل شقَّة َج َ‬ ‫‪ .2‬اِنْـتَـ َق َل ْ‬
‫‪Alıştırma 5‬‬ ‫ِ‬
‫ب َسيَ ْسأ َُل ُسؤاالً‪.‬‬ ‫‪ .3‬كا َن الطّال ُ‬
‫ساعتَ ْ ِ‬ ‫ِ‬
‫ـي؟‬ ‫‪ .4‬ماذا ُكْنتُ ْم تُشاهدون قَ ْـب َل َ‬
‫ت‪.‬‬ ‫‪ .5‬كانَت ليلى باكِيةً يف البـي ِ‬
‫َْ‬ ‫َ‬ ‫ْ‬

‫‪Aşağıdaki Arapça cümleleri Türkçeye çeviriniz.‬‬

‫قاع ِدهم و يَـْنـتَ ِظُرون املـَُعلِّ َم‪.‬‬


‫‪ .1‬كا َن التَّالمي ُذ َيلِسون على م ِ‬
‫َ‬ ‫ْ‬
‫‪Öğrenciler sıralarında oturmuş, öğretmeni bekliyorlardı.‬‬

‫ب إىل َمكتَبَ ِة ال ُكلِّيَّ ِة‪.‬‬


‫‪ُ .2‬كنّا نَ ْذ َه ُ‬
‫‪Fakültenin kütüphanesine gidiyorduk.‬‬
‫‪Alıştırma 6‬‬ ‫موع ِة تُ ْـع ِجبُين كثرياً‪.‬‬
‫ص يف املـَ ْج َ‬
‫ص ُ‬
‫‪ .3‬كانَ ِ‬
‫ت الق َ‬
‫ْ‬
‫‪Seçkideki hikâyeler çok hoşuma gidiyordu.‬‬

‫ذلك البيت‪.‬‬
‫َعيش يف َ‬ ‫‪ِ .4‬عْن َدما ُكْن ِ‬
‫تأ ُ‬ ‫ت ط ْفلَةً ُكْن ُ‬
‫ُ‬
‫‪Çocukken şu evde yaşıyordum.‬‬

‫ب إىل ال َـم ْس ِج ِد دائِماً‪.‬‬ ‫‪ .5‬كان َع ٌّ‬


‫لي يَ ْذ َه ُ‬
‫‪Ali sürekli camiye giderdi.‬‬

‫‪30‬‬
Arapça III

Alıştırmalar Yanıt
1 Anahtarı

Aşağıdaki Türkçe cümleleri Arapçaya çeviriniz.


1. Arapçaya ek olarak İngilizce biliyorum.

ُ ‫باإلضافَِة إىل اللغة العربيّة ْأع ِر‬


.‫ف اللّغَةَ اإلنكلي ِزيَّة‬
2. Bu yiyecekleri yemek hastalıklara yol açar.
ِ ‫األمر‬ ِ
.‫اض‬ ْ ‫أَ ْك ُل هذه املـأْكوالت يُ َـؤِّدي إىل‬
Alıştırma 7 3. Yazın bu şarkıyı dinliyordum.

.‫ف‬ َّ ‫َستَ ِم ُع إىل هذه األ ْغنية يف‬


ِ ‫الصْي‬
ْ‫تأ‬ُ ‫ُكْن‬
4. Ali bu yıl işe başlayacaktı.

َّ ‫كا َن َعلِ ٌّي َسيَْب َدأُ بِال َـع َمل يف هذه‬


.‫السنَ ِة‬
5. Geçen yıl Beyrut’a gitmiştim.

.‫املاضيَّ ِة‬
ِ ‫السنَ ِة‬
َّ ‫ت إىل بريوت يف‬
ُ ‫ت قَ ْد َذ َهْب‬
ُ ‫ُكْن‬

bölümün kelimeleri ُ ِ‫َكل‬


‫مات الوحدة‬
‫( األتْراك‬el-etrâk) Türkler ‫تاد‬ ِ
َ ‫ص‬ ْ ‫( ا‬istâde) avladı
...‫َجـبَ َـر َعلى‬ ْ ‫( أ‬ecbere ‘ala) bir şeye zorladı ‫( اِ ْعتَـنَ َق‬i‘teneka) benimsedi kabul etti (bir dini, bir
inanışı)
‫( اِ ْحتِجاجات‬ihticâcât) protestolar
ِ ‫( أ ُْمنِيَّة‬umniyye) dilek, arzu
ِ
...‫( ا ْحتَـ َف َل ب‬ihtefele bi) bir şeyi kutladı
ِ ‫( اِنْتِشار‬intişâr) yayılma
ِ
...‫( ا ْختَـلَ َط ب‬ihtelata bi) bir şey ile karıştı
‫الروح‬ ُّ ُ‫( بَقاء‬bakâ’u’r-rûh) ruhun ölümsüzlüğü
‫َخ َذ ُي ِادثُه‬ َ ‫أ‬ (ehaze yuhâdisuhu) onunla konuşmaya
başladı ...‫َك َد ِم ْن‬ َّ ‫( تَأ‬te’ekkede min) bir şeyden emin oldu
...‫( أ ََّدى إىل‬eddâ ilâ) bir şeye sebep oldu, yol açtı ‫ـي‬
َ َّ َ‫( تَـب‬tebeyyene) açıklığa kavuştu, ortaya çıktı,
anlaşıldı
‫( اِْرتَقى‬irtekâ) yükseldi, yukarı çıktı
...‫ب‬ ِ ‫( تَسلَّى‬tesellâ bi) bir şey ile ya da birisi ile
ِ
...‫(ا ْستَ ْح َو َذ على‬istahveze ‘alâ) bir şeyi ele geçirdi َ
eğlendi, neşe buldu, avundu

‫( اِ ْستَ َـع َّد‬iste‘adde) hazırlandı ‫( تَطََّوَر‬tetavvara) gelişti


‫س‬
َ ‫َس‬َّ ‫( أ‬essese) kurdu, tesis etti ...‫ف على‬
ُ ‫َّعر‬
ُّ ‫( الت‬te‘arruf ‘alâ) biri ile ya da bir şey ile
tanışıklık
‫( اِ ْستِعمال‬isti‘mâl) kullanma
ِ ‫( تَعلَّ َق‬te‘allaka bi) bir şey ile ilintili oldu
...‫ب‬
‫( إصابَة‬isâbe) yakalanma, tutulma
‫( تَـ ْقليدي‬taklîdî) geleneksel
31
Arapçada Zamanlar

‫( َجرائِم‬cerâ’im) suçlar, kabahatler, (t.) ‫( َجرمية‬cerîme) ‫وم – قام‬


ُ ‫يَـ ُق‬ (kâme-yekûmu) yapmak, icra etmek,
ِ :bir şeyi, bir işi)
yerine getirmek (‫ب‬
‫( َح ِاميات‬hâmiyât) garnizonlar, (t.) ‫حاميَة‬
ِ (hâmiye)
‫اسة‬ ِ ‫( قانِع‬kâni‘) kanaatkar
َ ‫( حر‬hirâse) bekçilik
‫( َحَّرَر‬harrare) yazdı, yazıya döktü ‫ َك ْستَـنَة‬/‫( َك ْستَناء‬kestene/ kestenâ’) kestane
...‫ب‬ ِ ‫( ذَ َّكر‬zekkera bi) bir şeyi, birini hatırlattı ‫( َكما‬kemâ) …dığı gibi
َ
‫( ِذ ْكَريات‬zikrayât) anılar ‫باريات‬ ‫( ُم‬mubârayât) karşılaşmalar, maçlar, (t.) ‫ُمباراة‬
َ(mubârât)
‫ساحة‬
َ (sâha) meydan ...‫َكد من‬ ِّ ‫( ُمتَأ‬mute’ekkid min) bir şeyden emin
‫ساهر‬ِ (sâhir) uyanık
‫( َمَلِّ ّي‬mahallî) yerel
‫( ُس ُجود‬sucûd) secde etme, ibadet etme ‫( ِم ْدفَع‬midfa‘) top
‫( َس ُحور‬sehûr) sahur ِ ‫( م ْشتَغِل‬muştegil bi) bir şey ile ya da birisi ile
...‫ب‬ ُ
‫( شائِع‬şâ’i‘) yaygın meşgul olan

‫صباح‬ ِ
...‫شارَك يف‬ َ (şâreke fî) bir şeye katıldı ْ ‫( م‬misbâh) lamba
‫( َش ِه ّي‬şehiyy) lezzetli, iştah açan ‫( َمصالِح‬masâlih) menfaatler, kazançlar, (t.) ‫صلَ َحة‬
ْ ‫َم‬
(maslaha)
‫صاد‬
َ -‫صيد‬ ُ َ‫( ي‬sâde-yasîdu) yakalamak, avlamak ‫( ُم ْعتَـ َقدات‬mu‘tekadât) inançlar, (t.) ‫( ُم ْعتَـ َقد‬mu‘tekad)
‫( ِصنَّارة‬sınnâre) olta ...‫( ُم َك َّون من‬mukevven min) bir şeyden oluşan
‫( ِطباع‬tıbâ‘) karakter, mizaç, yapı ِ ‫( م‬manâsıb) mevkiler, makamlar, (t.) ‫صب‬
‫ناصب‬ ِ ‫مْن‬
َ َ
‫( ظُلم‬zulm) zulüm, haksızlık, baskı (mansıb)

‫( نـمط‬namat) tarz, model


‫عاد‬
َ - ‫ود‬ ُ ُ‫‘( يع‬âde-ye‘ûdu) ait olmak; dönmek ( ‫ل‬/‫ إىل‬: َ َ
bir yere, birine)
‫( هام‬hâm) önemli
‫( فَر ْاولَة‬ferâvle) çilek ‫( َهدايا‬hedâyâ) hediyeler, (t.) ‫( َهديَّة‬hediyye)
‫( فَ َشل‬feşel) başarısızlık ‫( َو َحدات‬vahadât) birlikler (askerî), (t.) ‫( َو ْح َدة‬vahde)
‫( فُطْر‬futr) mantar ‫( َوحيد‬vahîd) tek başına, yalnız
ً‫( فَ ْـورا‬fevran) derhal, hemen, o anda

32
Arapça III

bölümün deyimleri ‫تعبریات الوحدة‬


‫( أَبَ ًدا‬ebeden) asla, hiçbir zaman (olumsuz kullanımda)
...‫تبارا ِمن‬ ِ
ً ‫( ا ْع‬i‘tibâran min) bir şeyden ya da bir tarihten itibaren
...‫( باإلضافة إىل‬bi’l-idâfeti ilâ) bir şeye ek olarak
ِ
ُ‫( َرض َي اهلل َعْنه‬radıya’llâhu ‘anhu) Allah ondan razı olsun
‫( كما تَ َّـم تَ ْـعيينُهم‬kemâ temme ta‘yînuhum) atandıkları gibi
‫( ال ِسيَّما‬lâ siyyemâ) özellikle
ِ
َ ‫( نَ َّـوْر‬nevverte beytenâ) Evimizi aydınlattın! [Yanıtı: ‫ت ُمنَ َّـوٌر بُِوجود ُكم‬
‫ت بَْـيـتَنا‬ ُ ‫( البَ ْـي‬el-beytu munevver bi vucûdikum)
Ev sizin varlığınızla zaten aydınlık.]

33
Bölüm 2
Sulasî Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

Günlük Hayatımızda Arapça 2 Sulâsî Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

1 2
1 Bölümde geçen bazı sözcük yapılarını 2 Arapça sulâsî fiillerin edilgen (mechûl)
öğrenme çıktıları

kullanarak diyalog gerçekleştirme becerisi yapısını tanıma, ma‘lûm bir sulâsî fiili
kazanabilme mechûle çevirebilme

Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı Fiiller

3 4
Nâibu’l-Fâil 4 Arapçada harf-i cerlerle kullanılan bazı
fiilleri tanıma ve bunları cümle içinde
3 Nâibu’l-fâil kavramını tanıma ve örnek
kullanma becerisi kazanabilme
cümlelerle pekiştirebilme

Arapçada Kalıp İfadeler

5
5 Arapçada sıklıkla kullanılan bazı ifade
biçimlerini tanıma ve yerinde kullanma
becerisi elde edebilme

Anahtar Sözcükler ‫املفتاحية‬ ‫ الكلمات‬: • Edilgen Fiil ‫ • الفعل ال َـمبين للمجهول‬Nâibu’l-Fâil ‫نائب الفاعل‬

34
Arapça III

GİRİŞ ‫ُم َق ّدمة‬


Kitabınızın birinci bölümünde birçok fiilin çekimini öğrendiniz. Şimdiye değin öğrendiğiniz fiiller ve
bu fiilleri kullanarak kurduğunuz cümlelerde özne veya özneyi belirten gizli bir zamir bulunmaktaydı. Bu
bölümde ise gerçek özne ile değil de sözde özne ile kullanılan edilgen (mechûl) fiilleri tanıyacak, Arapçada
sulâsî fiillerin nasıl edilgen (mechûl) yapıya çevrildiğini öğreneceksiniz. Edilgen fiilin sözde öznesi olan
Nâibu’l-fâil konusunu da ayrıntılarıyla görecek, irâb örnekleriyle konuyu daha iyi kavrayacaksınız.
Ayrıca harf-i cerlerle kullanılan bazı fiillerin kullanımına yönelik örneklere ve kalıp ifadelere de yer
verilecek, bir diyalog ve bir metin ile konu pekiştirilmeye çalışılacaktır. Bölümün sonunda öğrendiklerinizi
yaşamla ilişkilendireceğiniz bir metin ve birkaç Arap atasözü de bulacaksınız.

GÜNLÜK HAYATIMIZDA ARAPÇA 2

٢ ‫العربية يف حياتنا اليوميّة‬

Hocanın Soruları ‫أسئِلَةُ املَُد ِّرس‬


ْ
Hoca: Niçin geç kaldınız çocuklar? ‫َخ ْرُْت يا أوالد؟‬ َّ ‫ ملاذا تَأ‬:‫ال ُـم َد ِّرس‬
İdris: Çünkü yurdun lokantası bugün geç
açıldı hocam.
ِّ ‫الس َك ِن فُتِ َح اليَ ْـوَم ُمتَأ‬
.ً‫َخرا‬ َّ ‫َن َمطْ َع َم‬ َّ ‫ ِل‬:‫إدريس‬
Hoca: Ne zaman açıldı? ‫ َمىت فُتِ َح؟‬:‫ال ُـم َد ِّرس‬
.ً‫صباحا‬ ِ َّ ‫ فُتِ َح‬: ‫إبراهيم‬
İbrahim: Saat sekizde açıldı.
َ َ‫اعةَ الثَّامنَة‬ َ ‫الس‬
Hoca: Her gün kaçta açılır?
‫ و َمىت يـُ ْفتَ ُح ُك َّل يـَْوٍم؟‬:‫ال ُـم َد ِّرس‬
Semîr: Sekize çeyrek kala açılır.
Hoca: Oturun ve kitaplarınızı açın. Dersi .ً‫اعةَ الثّ ِامنَةَ إال ُربْعا‬
َ ‫الس‬
َّ ‫ يـُ ْفتَ ُح‬:‫َسري‬
okudunuz mu? Kitabın nerede İdris? ‫ َه ْل قَرأُْت‬.‫ اِ ْجلِسوا و افْ ــتَحوا ُكـتُـبَكم‬:‫ال ُـم َد ّرس‬
َ ُ‫الد َّْرس؟ أيْ َن كِتاب‬
İdris: Kitabım çalındı hocam.
Hoca: Kitabın mı çalındı? Ne zaman ve ne-
‫ك يا إدريس؟‬
rede? .‫ ُس ِر َق كِتايب يا أستاذ‬:‫إدريس‬
َ ُ‫ ُس ِر َق كِتاب‬:‫ال ُـم َد ِّرس‬
İdris: Dün gece ben yokken yurttaki odam-
dan çalındı. Onunla birlikte başka
‫ك؟! َمىت و أيْ َن؟‬
şeyler de çalındı. Saatim, ayakkabım, ‫الس َك ِن و أنا‬ َّ ‫ ُس ِر َق البا ِر َحـةَ ِم ْن غُْرفَيت يف‬:‫إدريس‬
giysilerimin çoğu. ِ
:‫ُخَرى‬ْ ‫ت َم َعهُ أ ْشياءٌ أ‬ ْ َ‫ و ُس ِرق‬.‫ب َعْنها‬ ٌ ‫غائ‬
.‫وحذائِي و ُم ْعظَ ُم َمالبِسي‬ ِ ‫ساعيت‬
َ
35
Sulasî Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

Hoca: Canın sağolsun. Şimdi dün derste


gördükleriniz hakkında soru sormak ‫يد اآلن أَ ْن‬ ُ ‫ أُر‬...‫ك اهلل َعْنها‬ َ‫ض‬ َ ‫ َع َّو‬:‫ال ُـم َد ِّرس‬
istiyorum. Resûlullâh (S.A.V.) hangi ‫أي‬
ِّ ‫ يف‬.‫أسئلةً فيما َد َر ْستُ ْم أمس‬ ْ ‫أسأَلَ ُك ْم‬ ْ
ُ ‫َش ْه ٍر ُولِ َد َر‬
ayda doğdu?
‫سول اهلل (ص)؟‬
Kemal: Rebîu’l-Evvel ayında doğdu.
.‫األوِل‬ ِ
Hoca: Aferin Kemal. İlk ezanı kim okudu? ّ ‫ ُول َد يف َش ْه ِر َربي ِع‬:‫َكمال‬
Câbir: İlk ezan Bilal el-Habeşî tarafından ‫ و َم ْن َرفَ َع األذا َن‬.‫ت يا َكمال‬ َ ‫أح َسْن‬:‫س‬ ْ ‫ال ُـم َد ِّر‬
okundu. ‫األول؟‬ ّ
Hoca: Bu doğru. İlk para ne zaman basıldı? ِ
.‫األو ُل م ْن قبَ ِل بالل احلَبَشي‬ِ َّ ‫ ُرفِ َع األذا ُن‬:‫جابِر‬
Ahmet: Halife Ömer döneminde basıldı.
Hoca: Cevabın doğru. Kur’ân harflerine ne
‫ت أ ََّو ُل ِس َّك ٍة يف‬ْ َ‫ض ِرب‬
ُ ‫حيح و َمىت‬ ٌ ‫ص‬ َ ‫هذا‬:‫ال ُـم َد ِّرس‬
zaman hareke konuldu? ‫االسالم؟‬
ِ
Hüseyin: Kur’ân harflerine Haccac b. Yûsuf ta- .‫ـخليفة عُ َمر‬ َ ‫ت يف َع ْهد ال‬ ْ َ‫ض ِرب‬ُ :‫أمحد‬
rafından Emeviler döneminde hareke
‫كات‬ ِ
konuldu. ُ ‫ت احلََر‬ ْ ‫حيح و َمىت ُوض َع‬ ٌ ‫ص‬ َ ‫جوابك‬:‫س‬ َ ‫ال ُـم َد ِّر‬
ِ ‫على ح‬
‫روف ال ُق ْرآن؟‬
İdris: Vakit bitti hocam. ُ
ِ
‫كات على حروف ال ُق ْرآن م ْن‬ ِ
Hoca: Zil çaldı mı?
ُ ‫احلر‬ َ ‫وض َعت‬:‫سني‬ ُ ُ‫احل‬
.‫اج ب ِن يوسف يف العهد األ َُموي‬ ِ
ّ ‫قبَ ِل‬
ِ ‫حج‬
Durûsu’l-Lugati’l-‘Arabiyye, c.3, s. 40’dan uyar-
lanmıştır.
.‫أستاذ‬ ِ
ْ ‫ت يا‬ ُ ْ‫الوق‬
َ ‫ انْـتَهى‬:‫ْإدريس‬
‫س؟‬ ُ ‫ه ْل َر َّن اجلََر‬:‫س‬َ ‫ال ُـم َد ِّر‬

dikkat

َ ‫ك اهلل‬
“‫عْنها‬ َ‫ض‬َ ‫ ” َع َّو‬ifadesi maddi kayıp yaşayan birine “canın sağolsun” anlamında söylenen ve çevirisi “Allah onun
karşılığını sana versin.” olan bir cümledir.

Öğrenme Çıktısı
1 Bölümde geçen bazı sözcük yapılarını kullanarak diyalog gerçekleştirme becerisi
kazanabilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 1 Karşılaştır Paylaş

Diyalogda geçen Verilen diyaloğu okuyunuz


Verilen diyalogda geçen
ve arkadaşlarınızla birlikte
mechûl fiillerin altını çizi- “‫ع َّوضك اهلل عنك‬
َ ” ifadesini Arapça olarak canlandırma-
niz. Anlamlarını araştırınız. Türkçesiyle karşılaştırınız. ya çalışınız.

36
Arapça III

DİL BİLGİSİ: SULÂSÎ FİİLLERDE EDİLGEN (MECHÛL) YAPI

(‫جرد‬ ِ
ّ ُ‫للمجهول (الفعل الثالثي امل‬
َ ‫ الفعل املَْبين‬:‫القواعد‬
Edilgen yapı, gerçek öznesi açık bir isim veya zamir olarak cümlede yer almayan fiilin aldığı biçimdir.
Fiiller gerçek özne veya sözde özne ile kullanılma durumlarına göre ikiye ayrılırlar:
1. Ma‘lûm Fiiller
2. Mechûl Fiiller
Gerçek özne ile kullanılan fiillere mâ‘lum (etken) fiiller adı verilir. Şimdiye kadar çekimini öğrendiğiniz
tüm fiiller ma‘lûm formda idi. Sözde özne ile kullanılan fiillere mechûl (edilgen) fiiller adı verilir. Fiillerin
edilgen yapıda geldiği durumlar şöyle sıralanabilir:
1. Gerçek öznenin bilinmemesi,
2. Bilindiği halde belirtilmesinden çekinilmesi,
2. Gerçek öznenin belirtilmesinin önemli olmaması.
Bu durumlarda fiil edilgen forma çevrilerek sözde özne ile kullanılır.
Sulâsî fiillerin edilgen formları ile sulâsî mezîd fiillerin edilgen formları birbirlerinden ana kural itiba-
riyle ayrılmasalar da, şekilsel olarak farklıymış gibi görünürler. Bu bölümde sadece sulâsî mucerred fiillerin
mâzî ve muzâri yapılarının edilgen kullanımları konu edilecek, sulâsî mezîd fiillerin edilgen yapıları daha
sonraki bölümde işlenecektir.

Sulâsî Fiillerde Edilgen Yapı


Türkçede fiil köküne ses uyumuna göre “-ıl, -il, -ul, -ül” eklerinden birinin getirilmesiyle elde edilen
edilgen yapı, Arapçada fiillerin harekelerinde değişiklik yapılmak suretiyle elde edilir. Sulâsî fiillerin mâzî
ma‘lûm formları daima (‫ فُعِل‬- fu‘ile) kalıbında; muzâri formları ise daima (‫ يـُ ْف َعل‬- yuf ‘alu) kalıbında edil-
gene dönüştürülür.
َ ُ

Sulâsî Fiillerde Mâzî Mechûl

a. Sahîh Fiillerde Mâzî Mechûl


Önce sahîh fiillerin mâzî mechûl formlarını inceleyelim:

‫ب‬ ِ
Yazıldı
َ ‫ُكت‬ Yazdı ‫ب‬
َ َ‫َكت‬
İçildi َ ‫ُش ِر‬
‫ب‬ İçti َ ‫َش ِر‬
‫ب‬
Açıldı ‫فُتِ َح‬ Açtı ‫فَـتَ َح‬
Soruldu ‫ُسئِ َل‬ Sordu ‫َسأ ََل‬

37
Sulasî Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

Mechûl fiil, çekimi bakımından ma‘lûm yapıdan farklı değildir. (‫سئِل‬


ُ ) fiili örneğinde bu durumu gö-
relim:
َ

Çoğul (Cem‘) İkil (Tesniye) Tekil (Mufred)

‫ُه ْم ُسئِلوا‬ ‫ُها ُسئِال‬ ‫ُه َو ُسئِ َل‬ Gâib


Onlar soruldular O ikisi soruldular O soruldu

‫ْن‬ ِ
َ ‫ُه َّن ُسئل‬ ‫ُها ُسئِلَتا‬ ْ َ‫ِه َي ُسئِل‬
‫ت‬ Gâibe
Onlar soruldular O ikisi soruldular O soruldu

‫أَنْـتُ ْم ُسئِلْتُ ْم‬ ‫أَنْـتُما ُسئِلْتُما‬ َ ‫ت ُسئِل‬


‫ْت‬ َ ْ‫أَن‬ Muhâtab
Sizler soruldunuz Siz ikiniz soruldunuz Sen soruldun

َُّ ‫ـت ُسئِل‬


‫ْت‬ َُّ ْ‫أَن‬ ‫أَنْــتُما ُسئِلْتُما‬ ِ ‫ت سئِل‬
‫ْت‬ ِ
ُ ْ‫أَن‬ Muhâtaba
Sizler soruldunuz Siz ikiniz soruldunuz Sen soruldun

‫َْن ُن ُسئِلْنا‬ ُ ‫أَنا ُسئِل‬


‫ْت‬ Mutekellim
Biz sorulduk Ben soruldum

Sahîh fiillerden sâlim ve mehmûz fiillere dâir mechûl çekim örneklerini yukarıda gördünüz. Şimdi
muda‘‘af bir fiilin mechûl formunu inceleyelim:
‫( َم َّد‬uzattı) fiili mechûl formda ‫( ُم َّد‬uzatıldı),
‫( َد َّق‬-kapıyı- çaldı) fiili ‫( ُد َّق‬-kapı- çalındı),
‫( َع َّد‬saydı) fiili ‫( عُ َّد‬sayıldı) şeklinde kullanılır.
b. Mu‘tell Fiillerde Mâzî Mechûl
Şimdi mu‘tell fiillerin mâzî mechûl formlarını inceleyelim:
Misal fiillerin mechûl formları tıpkı sâlim fiilinki gibidir. Örnek:
‫( َو َع َد‬söz verdi), ‫( ُو ِع َد‬söz verildi),
‫ص َل‬ ِ
َ ‫( َو‬ulaştı), ‫( ُوص َل‬ulaşıldı).
Diğer ecvef fiiller mechûl yapıldığında i‘lâl kurallarının burada yeniden karşımıza çıktığını görürüz.
Örneğin, ‫ قال‬fiilinin aslı bildiğiniz üzere ‫ قَـو َل‬dir. Bunu edilgen forma dönüştürdüğümüzde ‫ قُ ِو َل‬biçimi
َ
bulunur. İ‘lâl kurallarımızdan hatırlayacağımız üzere, illetli harf harekeli, kendinden önceki harf de hare-
keli olduğunda illetli harfin harekesi kendinden önceki sağlam harfe aktarılır ve illetli harfin kendisi bu
harekeye uygun bir illetli harfe dönüşür. Buradan hareketle ‫ قِيل‬formu bulunur. Diğer bütün ecvef fiiller
aynı şekilde edilgen yapıya dönüştürülür. Örneğin;
َ

َ (sattı) fiili mechûl formda ‫يع‬


‫باع‬ ِ
َ ‫( ب‬satıldı),
‫( ساق‬sevketti, götürdü) fiili ‫يق‬ ِ
َ ‫( س‬sevk edildi, götürüldü),
َ ‫( ِز‬artırıldı) şeklinde kullanılır.
‫( زاد‬artırdı) fiili ‫يد‬
Nâkıs ve lefîf fiiller mâzî mechûl forma uyarlandığında, sondaki illetli harf -aslen ister vâv, isterse ye
olsun- daima ye olarak görünür. Örneğin:

38
Arapça III

‫( َدعا‬davet etti, çağırdı) fiili mechûl formda ‫( ُد ِع َي‬davet edildi, çağırıldı),


‫( َرَمى‬attı, fırlattı) fiili mechûl formda ‫( ُرِم َي‬atıldı, fırlatıldı),
‫( بـََن‬yaptı, kurdu, bina etti) fiili, ‫ن‬ِ
َ ُ‫( ب‬yapıldı, kuruldu, bina edildi),
َ ‫( ُرِو‬anlatıldı, rivayet edildi) şeklinde kullanılır.
‫( َرَوى‬anlattı, rivayet etti) fiili de ‫ي‬
Sulâsî Fiillerde Muzâri Mechûl
Sulâsî fiillerin Geniş/Şimdiki Zaman formları, yukarıda değinildiği gibi, daima (‫ يـُ ْف َعل‬- yuf ‘alu) kalı-
bında edilgene dönüştürülür. Örnek:
ُ

Yazılıyor ‫ب‬ُ َ‫يُكْت‬ Yazıyor ‫ب‬ُ ُ‫يَكْت‬


‫ْسُر‬ ِ ‫يك‬
Kırılıyor َ ‫يُك‬ Kırıyor ‫ْس ُر‬ َ
Açılıyor ‫يـُ ْفتَ ُح‬ Açıyor ‫يَـ ْفتَ ُح‬

Soruluyor ‫يُ ْسأ َُل‬ Soruyor ‫يَ ْسأ َُل‬

Muzâri mechûl fiil çekimi, muzâri ma‘lûm fiil çekiminden farklı değildir. Bu durumu )‫َل‬
ُ ‫ (يُ ْسأ‬muzâri
mechûl fiilinin çekimini yaparak birlikte görelim:

Çoğul (Cem‘) İkil (Tesniye) Tekil (Mufred)

‫ُه ْم يُ ْسأَلُو َن‬ ِ ‫ُها يسأ‬


‫َالن‬ ُ ‫ُه َو يُ ْسأ‬
‫َل‬
ُْ Gâib
Onlar soruluyorlar O ikisi soruluyor O soruluyor

‫ْن‬
َ ‫ُه َّن يُ ْسأَل‬
ِ ‫ُها تُسأ‬
‫َالن‬ ْ ُ ‫ِه َي تُ ْسأ‬
‫َل‬ Gâibe
Onlar soruluyorlar O ikisi soruluyor O soruluyor

‫أَنْــتُ ْم تُ ْسأَلُو َن‬ ِ ‫أَنْـتُما تُسأ‬


‫َالن‬ َ ْ‫أَن‬
ُ ‫ت تُ ْسأ‬
‫َل‬
Sizler soruluyorsunuz
ْ
Siz ikiniz soruluyorsunuz Sen soruluyorsun
Muhâtab

‫ْن‬ َُّ ْ‫أَن‬ ِ ‫أَنْــتُما تُسأ‬ ِ ْ‫أَن‬


َ ‫ـت تُ ْسأَل‬
Sizler soruluyorsunuz
‫َالن‬ ْ
Siz ikiniz soruluyorsunuz
‫َلني‬
َ ‫ت تُ ْسأ‬
Sen soruluyorsun
Muhâtaba

ُ ‫َْن ُن نُ ْسأ‬
‫َل‬ ‫َل‬
ُ ‫ُسأ‬
ْ ‫أَنا أ‬ Mutekellim
Biz soruluyoruz Ben soruluyorum

39
Sulasî Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

Muda‘‘af fiillerin muzârisi aşağıdaki şekilde mechûle çevrilir:

ّ َ‫( – ُي‬uzatır/uzatıyor) ‫( – َيُ ُّد‬uzattı) ‫َم َّد‬


(uzatılır/uzatılıyor) ُ‫د‬

َ ُ‫( – ي‬sayar/sayıyor) ‫( – يَـعُ ُّد‬saydı) ‫َع َّد‬


(sayılır/sayılıyor) ُّ‫ـعد‬

(çözülür/çözülüyor) ‫ك‬
ُّ ‫( – يُـ َف‬çözer/çözüyor) ‫ك‬ َّ َ‫ف‬
ُّ ‫( – يَـ ُف‬çözdü) ‫ك‬
Misâl-i vâvî’nin muzârisi mechûle çevrilirken daha önce düşürülmüş olan illetli harf tekrar açığa çıkar:

(bulunur/bulunuyor) َ ُ‫( – ي‬bulur/buluyor) ُ‫( – َِيد‬buldu) ‫َو َج َد‬


‫وج ُد‬
Ecvef fiillerin muzârisi mechûle çevrilirken de i‘lâl kuralları karşımıza çıkar. Örneğin ‫ قال‬fiilinin aslının
‫قَ َـوَل‬, muzârisinin ise ‫ يَـ ْق ُو ُل‬olduğunu biliyorsunuz. Bu fiili meçhule çevirirken öncelikle aslını meçhul kalı-
bına uyarlayarak ‫ يـُ ْقو ُل‬şeklinde harekeler, sonra da i‘lâl kuralımızı uygularız. Şimdi kuralımızı hatırlayalım:
َ
1. İlletli harf harekeli kendisinden önceki sağlam harf harekesiz ise illetli harfin harekesi kendisinden
önceki sağlam harfe verilir.
2. İlletli harf harekesiz kendisinden önceki harf harekeli olduğunda illetli harf, kendisinden önceki
harfin harekesine uygun bir illetli harfe dönüşür.
Bu iki kuralı uygulayınca sonuçta ‫ قال‬fiilinin muzâri mechûlü olarak ‫قال‬ ُ ُ‫ ي‬biçimini elde ederiz.
Nâkıs fiillerin muzârileri edilgen yapıya çevrilirken ‘aynu’l-fi‘l ’in harekesi fetha olmak zorunda oldu-
ğundan sondaki illetli harf daima bu fetha harekesine uygun illetli harf olan elif biçiminde görünür. Bu
arada şu hususu da ihmal etmemek gerekir: Buradaki illetli harf daima elif-i maksûre biçiminde yazılır.
Örnek:

(davet ediliyor, çağırılıyor) ‫َدعا – يَ ْدعُو – يُ ْد َعى‬


(atılıyor, fırlatılıyor) ‫َرمى – يَ ْـرِمي – يُْـرَمى‬
Lefîf fiillerin muzâri mechûlleri de tıpkı nâkıs fiillerin muzâri mechûlü gibidir. Örneğin hadis ilminde
sıklıkla karşımıza çıkan ‫’روى‬nın mechûl formu şöyledir:
ََ
(rivayet edilir, anlatılır) ‫َرَوى – يَـ ْـرِوي – يـُ ْـرَوى‬
Öğrenme Çıktısı
2 Arapça sulâsî fiillerin edilgen (mechûl) yapısını tanıma, ma‘lûm bir sulâsî fiili mechûle
çevirebilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 2 Karşılaştır Paylaş

Kur’ân-ı Kerîm’in “Mu’minûn


Arapça mâzî ve muzâri fi- Bildiğiniz nesne alan fiille-
Sûresi” 101, “Yusuf Sûresi”
illerin mechûl formlarını ri arkadaşlarınızla birlikte
75. ayet-i kerimelerinde geçen
inceleyiniz ve tekrarlayınız. mechûle çevirmeye çalışınız.
mechûl fiilleri tespit ediniz.

40
Arapça III

NÂİBU’L-FÂİL (SÖZDE ÖZNE)

‫نائب الفاعل‬
Nâibu’l-fâil, sözde özne demektir. Edilgen fiilin öznesine “nâibu’l-fâil” adı verilir. Etken cümlenin fiili
mechûle (edilgene) dönüştürüldüğünde etken cümlenin nesnesi sözde özne, yani nâibu’l-fâil konumuna
gelir. Cümlenin gerçek fâili olmadığı için bu adı almıştır ancak fâilin bütün özelliklerini taşır. Bu sebep-
le nâibu’l-fâil de daima merfûdur. Cümlede fiil ile fâil arasındaki ilişki, edilgen fiil ve nâibu’l-fâil
arasında da aynen geçerlidir. Yani nâibu’l-fâil ister tekil, ister ikil, isterse çoğul olsun açık bir isim olarak
kullanıldığında fiil daima üçüncü tekil şahıs kipinde kullanılır; üçüncü tekil eril mi, yoksa üçüncü tekil
dişil mi kullanılacağı nâibu’l-fâilin cinsiyetine bağlıdır. Şimdi cümlenin etken formda olan fiilini edilgen
yapıya dönüştürmek suretiyle hem fiilde, hem de cümlede meydana gelen değişimi birlikte görelim:

.‫الباب‬ ِ
(Ali kapıyı açtı.) َ ‫فَـتَ َح َعل ٌّي‬
.‫الباب‬ ِ
(Kapı açıldı.) ُ ‫فُت َح‬
Yukarıda “Ali kapıyı açtı” cümlesinin fiili etkendir, dolayısıyla açma eylemini gerçekleştiren ‫ علي‬sözcü-
ğü fâil ve dolayısıyla merfû; açma eyleminden etkilenen ‫ الباب‬sözcüğü de mefûl ve dolayısıyla mansûbdur.
‫ فُتِ َح‬biçiminde edilgen yapıya dönüştürünce, fâil olan sözcük cümleden düşürül-
Bu cümlenin fiilini
müş, ilk cümlede mefûl konumunda olan ‫ الباب‬sözcüğü fâilin yerine geçerek mansûb durumdan merfû
duruma dönüşmüştür. Çünkü nâibu’l-fâil de daima merfûdur. Aşağıdaki benzer cümleleri inceleyelim:
A)
(Öğrenci suyu içti.) .َ‫الطالب املاء‬
ُ ‫ب‬َ ‫َش ِر‬ .1
(Su içildi.) .ُ‫ب املاء‬َ ‫ُش ِر‬
.‫الطالب‬ ِ ‫سأ ََل‬
‫املد ُير‬
(Müdür öğrenciyi sordu.)
َ َ .2
(Öğrenci soruldu.) .‫الطالب‬ ِ
‫ُسئ َل‬
ُ
(Doktor hastayı muayene etti.) .‫يض‬
َ ‫الطبيب املر‬
ُ ‫ص‬َ ‫ فَ َح‬.3
.‫يض‬ ِ
(Hasta muayene edildi.) ُ ‫ص ال َـمر‬َ ‫فُح‬
Yolcu sürücüye teşekkür etti.) .‫املسافر السائِ َق‬
ُ ‫ َش َكَر‬.4
(Sürücüye teşekkür edildi.) .‫ ش ِكَر السائِ ُق‬
ُ
B)
(Kız öğrenci kahve içti.)
َ ْ َ‫ َش ِرب‬.1
.َ‫ت الطالبةُ ال َق ْهوة‬
(Kahve içildi.)
َ ْ َ‫ ُش ِرب‬
.ُ‫ت ال َق ْهوة‬

(Müdür, kız öğrenciyi sordu.) ْ َ‫ َسأَل‬.2


.َ‫ت املديرةُ الطالبة‬
.ُ‫ت الطالبَة‬ ِ


(Kız öğrenci soruldu.) ْ َ‫ ُسئل‬
(Kadın doktor, kadın hastayı muayene etti.) .َ‫ت الطبيبَةُ املريضة‬
ْ‫ص‬َ ‫ فَ َح‬.3
.ُ‫يضة‬ ِ
(Kadın hasta muayene edildi.) َ ‫ت املر‬
ْ‫ص‬َ ‫ فُح‬
41
Sulasî Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

(Kadın hasta, hemşireye teşekkür etti.) .َ‫ضة‬ َ ‫ت املـ ـر‬


َ ‫يضةُ الـممِّر‬ ْ ‫ َش َكر‬.4
َُ َ
.ُ‫ضة‬ ِ
(Hemşireye teşekkür edildi.) َ ‫ت الـممِّر‬
َُ ْ ‫ ُشكر‬
َ
Yukarıdaki (A) ve (B) grubunda yer alan cümleleri incelediğimizde, birinci cümlelerin etken, ikinci
cümlelerin edilgen olduklarını, edilgen cümlelerde gerçek özne yerine sözde özne (nâibu’l-fâil) kullanılmış
olduğunu görüyoruz. Dikkatimizi çeken bir başka husus, (A) grubundaki etken ve edilgen cümlelerin
hepsinin fiillerinin eril; (B) grubundaki etken ve edilgen cümlelerin hepsinin fiillerinin dişil kullanılmış
olmasıdır. Bunun sebebi acaba nedir?
Bunun sebebi şudur: (A) grubundaki etken cümlelerde fâil ve mefûl olan kelimeler hep eril; (B) gru-
bundaki etken cümlelerde fâil ve mefûl olan kelimeler hep dişildir. Fiiller edilgene çevrildiğinde, cümlenin
mefûlü failin yerine geçince, cinsiyet farkı olmadığından fiilin cinsiyet durumu değişmedi.
Aşağıdaki cümlelerde ise etken cümlelerin fail ve mefûlleri özellikle farklı cinsiyetlerden oluşturulmuş-
tur. Bu örnekler yoluyla, fiil edilgene çevrilip mefûl nâibu’l-fâil konumuna gelince fiilin cinsiyetini nasıl
kendine uygun hale getirdiğini daha açık bir şekilde görmeniz ve konuyu daha iyi kavramanız mümkün
olacaktır:

(Ali bir mektup yazdı.) .ً‫علي رسالة‬


ٌّ ‫ َكتَب‬.1
َ
.ٌ‫ت ِرسالة‬ ِ
(Bir mektup yazıldı.) ْ َ‫ ُكتب‬
(Öğretmen kahveyi içti.)
َ ُ ُ َ ‫ َش ِر‬.2
.‫ب الـم َعلِّم ال َق ْهوَة‬
.ُ‫ت ال َق ْهوة‬ ِ


(Kahve içildi.)
َ ْ َ‫ ُشرب‬
(Kız öğrenci Kur’ân okudu.) .‫ن‬
َ ‫َت الطالبةُ ال ُق ْرآ‬ ْ ‫ قَ َـرأ‬.3
(Kur’ân okundu.) .‫ن‬ُ ‫ قُِرأَ ال ُقرآ‬
.‫ن‬ ِ ُ‫ َكسرت ال َفتاة‬.4
َ ‫الفْنجا‬
(Genç kız fincanı kırdı.) ْ ََ
(Fincan kırıldı.) .‫ن‬ ِ
ُ ‫ ُك ِسَر الفْنجا‬
Edilgen fiilin sözde öznesi yanı sıra gerçek öznesi de belirtilmek istenirse, gerçek özne cümlenin sonun-
da ‫ن قِبَ ِل‬ ِ
ْ ‫( م‬tarafından) ifadesi ardından belirtilebilir. Örnek:
(Ali bir mektup yazdı.) .ً‫علي رسالة‬
ٌّ ‫ َكتَب‬.1 َ
ِ ِ ِ
(Ali tarafından bir mektup yazıldı.) ٍّ ‫ت ِرسالةٌ م ْن قبَ ِل َع‬
.‫لي‬ ْ َ‫ ُكتب‬
.‫ب الـم َعلِّم ال َق ْهوَة‬ ِ
(Öğretmen kahve içti.)
َ ُ ُ َ ‫ َشر‬.2
(Kahve öğretmen tarafından içildi.) .‫ن قِبَ ِل الـم َعلِّ ِم‬ ِ
ْ َ‫ ُش ِرب‬
ْ ‫ت ال َق ْه َوةُ م‬
ُ
.‫ن‬
َ ‫َت الطالبةُ ال ُقرآ‬
ْ ‫ قَـرأ‬.3
(Kız öğrenci Kur’ân okudu.)
ْ َ
(Kur’ân kız öğrenci tarafından okundu.) ِ
.‫الطالبة‬ ‫ قُِرأَ ال ُقرآ ُن ِم ْن قِبَ ِل‬
.‫ن‬ ِ ُ‫ َكسرت ال َفتاة‬.4
َ ‫الفْنجا‬
(Genç kız fincanı kırdı.) ْ ََ
ِ ‫الفْنجا ُن ِمن قِب ِل ال َف‬
(Fincan genç kız tarafından kırıldı.) .‫تاة‬ ِ ‫ ُك ِسر‬
َ ْ َ
42
Arapça III

Şimdi edilgen yapıdaki cümlelerin irâbını yapalım:

.‫ن قِبَ ِل امل ـَُعلِّ ِم‬ ِ ْ َ‫ُش ِرب‬


ْ ‫ت ال َق ْه َوةُ م‬
ْ َ‫ ُش ِرب‬
‫ت‬ : Sulâsî fiil, mechûl formda (bu fiillerin irâbı yapılırken Arapça olarak genelde “mebnî li’l-
mechûl” tabiri kullanılır), üçüncü tekil dişil mâzî.

ُ‫ ال َق ْه َوة‬ : Nâibu’l-fâil, merfû, ref alâmeti sondaki damme.


‫ ِم ْن‬ : Harf-i cer
‫ قِبَ ِل‬ : Mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra, ayrıca muzâf.
‫ امل ـَُعلِّ ِم‬ : Muzâfun ileyh, mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra.

ِ
.‫الطالبة‬ ‫قُ ِرأَ ال ُقرآ ُن ِم ْن قِبَ ِل‬
َ‫ قُ ِرأ‬ : Sulâsî fiil, mebnî li’l-mechûl, üçüncü tekil eril mâzî.
‫ ال ُقرآ ُن‬ : Nâibu’l-fâil, merfû, ref alâmeti sondaki damme.
‫ ِم ْن‬ : Harf-i cer
‫ قِبَ ِل‬ : Mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra, ayrıca muzâf.
ِ
‫الطالبة‬ : Muzâfun ileyh, mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra.

Buraya kadarki örnek cümlelerde kullandığımız sulâsî fiiller, hep mâzî formda idi. Muzâri formun edilgen
yapısının kullanıldığı birkaç cümle ile buraya kadar anlatmış olduğumuz hususları pekiştirmeye çalışalım:

ِ ‫ ي ْشرب الناس احلليب‬.1


.ً‫ساخنا‬
(İnsanlar sütü sıcak içerler.)
َ ُ َ َ ُ
ِ ‫ ي ْشرب احلليب‬
.ً‫ساخنا‬
(Süt sıcak içilir.)
ُ َ ُ َُ
ِ ‫الس‬
(İnsanlar çarşıda gazete satar.) .‫وق‬ ُّ ‫الصحي َفةَ يف‬ ُ ‫يع‬
َّ ‫الناس‬ ُ ِ‫ يَب‬.2
ِ ‫ تُـباع الصحي َفةُ يف‬
.‫السوق‬
(Çarşıda gazete satılır.) َُ
.‫ـجلَّةَ ُهنا‬ ِ
(Öğrenciler dergiyi burada bulurlar.) ُ ُّ‫ َي ُد الط‬.3
َ ‫الب امل‬
(Dergi burada bulunur.) .‫جلَّةُ ُهنا‬
َ َ‫وج ُد املـ‬
َ ُ‫ ت‬
(Çocuklar gezide ekmek yerler.) .‫فال اخلُْب َـز يف النُّ ْـزَه ِة‬
ُ ْ‫ يَأْ ُكل األَط‬.4
ُ
ِ.‫ ي ْـؤَكل اخلبـز يف النُّـزهة‬
(Gezide ekmek yenir.) َْ ُ ُْ ُ ُ
(Kız öğrenci bir mektup yazar.) .ً‫ تَكْتُب الطّالِبَةُ ِرسالَة‬.5
ُ
(Bir mektup yazılır.) ِ
.ٌ‫ تُكْتَب رسالَة‬
ُ
.َ‫الزْه ِريَّة‬
َّ ‫الولَ ُد‬ ِ
(Çocuk vazoyu kırar.)
َ ‫ يَكْسُر‬.6
.ُ‫الزْه ِريَّة‬
َّ ‫ْسُر‬
(Vazo kırılır.)
َ ‫ تُك‬

43
Sulasî Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

.‫عْن َد الشَّدائِد‬
ِ َ‫ف النّاس املـ ــرأ‬
َ ُ ‫ يَ ْـع ِر‬.7
(İnsanlar kişiyi zorluklarda -zor zamanlarda- tanırlar.)
ْ ُ
.‫عْن َد الشَّدائِد‬
ِ ‫ف املــرُؤ‬
َ ُ ‫يـُْعر‬
(Kişi zorluklarda -zor zamanlarda- tanınır.)
ْ َ
.‫كي‬ ِ ‫الس ْل‬
ِ ‫ َِي ُد النّاس هنا إنْـتَـرنَت‬.8
(İnsanlar burada kablosuz internet bulurlar.) ْ ْ ُُ
.‫الس ْلكي‬ ِ ‫ يوج ُد هنا إنْـتنت‬
(Burada kablosuz internet bulunur.) َ َُ
ِ َ‫تاب على املـَكْت‬ ِ
(Muhammed kitabı sıranın üzerine koyar.) .‫ب‬ َ ‫ض ُع ُمَ َّم ٌد الك‬ َ َ‫ ي‬.9
ِ َ‫تاب على املـَكْت‬ ِ
(Kitap sıranın üzerine konulur.) .‫ب‬ ُ ‫وض ُع الك‬ َ ُ‫ ي‬
(İnsanlar burada Türk kahvesi bulurlar.) .ً‫ي ُد النّاس هنا قَ ْـهوةً تُـركِيَّة‬ َِ .10
ْ َ ُ
(Burada Türk kahvesi bulunur.) ٌ‫وج ُد هنا قَ ْـه َوةٌ تُ ْـركِيَّة‬
َ ُ‫ ت‬

dikkat
Fiil ile dişil özne arasına bir zarf veya başka bir kelime girerse, fiil dişil de, eril de olabilir.

(Burada Türk kahvesi bulunur.) .ٌ‫وج ُد هنا قَ ْـهوةٌ تُـركِيَّة‬


َ ُ‫ ي‬
ْ َ
Aşağıdaki etken cümlelerdeki nesnelerin edilgen cümlede nâibu’l-fâil olarak merfû oluşlarını inceleyerek isim-
lerde merfûluk veya ref alâmetleri konusunu bir kez daha hatırlayalım. Nâibu’l-fâiller kırmızı ile gösterilmiştir:

.‫نور اخلَـبَـر‬ ِ
(Nur haberi bildi.)
َ ٌ ‫ت‬ ْ ‫َعلم‬
َ
(Haber bilindi.) .‫عُلِم اخلَـبَـر‬
ُ َ
.‫الزجاج‬ ِ
(Kız öğrenci camı kırdı.)
َ ُّ ُ‫ت الطّالبَة‬ ْ ‫َك َسَر‬
.‫الزجاج‬ ِ
(Cam kırıldı.)
ُ ُّ ‫ُكسَر‬
(İki kitap okudum.) ِ ْ َ‫ت كِتاب‬
.‫ـي‬ ُ ْ‫قَ َـرأ‬
(İki kitap okundu.) ِ ِ‫قُِرأَ ك‬
.‫تابان‬

ِ ‫ذَ َكر الوِزير الـمهْن ِدسني يف‬


ِ ِ‫اال ْجت‬
.‫ماع‬
(Bakan toplantıda mühendisleri zikretti, andı.) َ َ ُ ُ َ َ
ِ ‫ذُكِر الـمهْن ِدسو َن يف‬
ِ ِ‫اال ْجت‬
.‫ماع‬
(Toplantıda mühendisler zikredildi, anıldı.) َ ُ َ
ِ َ‫الطالبات لِن‬
.‫جاح ِه َّن يف املـُسابَـ َق ِة‬ ِ ُ ‫الع ِم‬
‫يد‬ َ ‫يَ ْش ُكُر‬
(Dekan, yarışmadaki başarılarından dolayı kız öğrencilere teşekkür eder.)
.‫ن يف الـمسابَـ َق ِة‬ ِ ِ ِ ُ ِ‫تُ ْش َكر الطال‬
ُ َّ ‫بات لنَجاحه‬ ُ
(Yarışmadaki başarılarından dolayı kız öğrencilere teşekkür edilir.)

ِ
(Öğrenci bir soru sorar.) ُ ‫يَسأ َُل الطّالب‬
.ً‫سؤاال‬
ُ ْ
(Bir soru sorulur.) ٌ ‫يُسأ َُل ُسؤ‬
.‫ال‬
ْ

44
Arapça III

Öğrenme Çıktısı
3 Nâibu’l-Fâil kavramını tanıma ve örnek cümlelerle pekiştirebilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 3 Karşılaştır Paylaş

Kur’ân-ı Kerîm’in “Enbiyâ


ٍ ْ ‫ُخلِ َق اإلنْسا ُن ِم ْن ِط‬
.‫ي‬ Sûresi” 60, “Şuarâ” 146.
Öğrendiğiniz mechûl fiilleri
kullanarak cümleler kurma-
Cümlesinin irâbını yapınız. ayet-i kerimelerinde geçen
ya çalışınız.
mechûl fiilleri tespit ediniz.

HARF-İ CER İLE KULLANILAN BAZI FİİLLER

ِ
‫األفعال املُ ْستَ ْـع َملَة مع ُحروف اجلر‬ ‫ض‬
ُ ‫بَ ْـع‬
Bir şeye sevindi, mutlu oldu ِ ‫ُس َّر‬
...‫ب‬

ِ ِ‫س ِررت بِل‬


ٍ ‫قاء ُمَ َّم ٍد بَ ْـع َد َزَم‬
.‫ن طَويل‬ ُُْ
(Uzun bir zamandan sonra Muhammet ile buluştuğuma sevindim.)
(Seni gördüğümüze sevindik kardeşim.) َ ِ‫ُس ِرْرنا بُِرؤيَـت‬
.‫ك يا أخي‬
Bu fiil etken olarak kullanıldığında "sevindirmek" anlamına gelir ve bu durumda harf-i cer almaz:
ٍ ‫عد زم‬
.‫ن طَويل‬ ِ
َ َ‫صديقي ُم َّمد ب‬
َ ُ‫َسَّرين لقاء‬
(Uzun bir zamandan sonra arkadaşım Muhammet ile buluşmak beni sevindirdi.)
ِ ‫يسُّرين أ ْن أ‬
.‫ُساع َد النَّاس‬
(İnsanlara yardım etmek beni mutlu ediyor.)
َ َ ُ

...‫ض َّم إىل‬ ِ


-e katıldı, dâhil oldu, girdi
َ ْ‫ان‬

.‫شركائِنا‬ ِ
(Kerim düşündükten sonra ortaklarımıza katıldı.)
َ َ ْ‫بَ ْـع َد التَّـ ْفك ِري ان‬
ُ ‫ض َّم كرميٌ إىل‬
.‫اال ِّت ِاد األورويب‬
ِ ‫مام تُركِيا إىل‬
ِ ‫ض‬ ِ ْ‫ماذا تُـ َف ِّكر يف ان‬
ُ
(Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılması konusunda ne düşünüyorsun?)

45
Sulasî Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

ِ
ََ ‫ت خدجيةُ إىل فَر ِيق‬
.‫العم ِل‬ ْ ‫ض َّم‬
َ ْ‫ان‬
Hatice, çalışma ekibine katıldı.

Bir şeyden ya da birinden kurtuldu ...‫ص ِم ْن‬


َ َّ‫َتَل‬

.‫ع ٍة‬ ِ ِ ِ ُّ‫ف َكي ِفيَّةَ التَّخل‬


َ ‫ص م ْن هذه املشكلَة بِ ُس ْر‬ َ ْ ُ ‫َه ْل تَ ْـع ِر‬
(Bu sorundan çabucak kurtulmanın yolunu biliyor musun?)

!ً‫َّيطان اِقْـرأْ ال ُقرآن دائِما‬ ِ ِ ُّ‫للتَّخل‬


ْ‫ص م ْن َو ْس َو َسة الش‬ َ
ْ َ
(Şeytanın vesvesesinden kurtulmak için daima Kur’ân oku!)

.ُ‫َّك ال تُريدين التَّخلُّص ِمْنه‬


ِ ‫يـب ُدو يل أن‬
َْ
َ َ
(Bana öyle geliyor ki sen ondan kurtulmak istemiyorsun.)

Birini affetti ...‫َعفا َع ْن‬

(Bizi affet ve bağışla!) !‫عنّا وا ْغ ِفر لَنا‬


َ‫ف‬ُ ‫و ْاع‬
ْ
﴾.‫فور َحليم‬ َّ ِ
ٌ ‫﴿ولََق ْد َعفا اهلل َعْن ُـه ْم إن اهلل َغ‬
(Yine de Allah onları affetti, çünkü Allah çok bağışlayıcıdır ve yumuşak davranandır. Âli İmran
Sûresi, 155)

46
Arapça III

Öğrenme Çıktısı
4 Arapçada harf-i cerlerle kullanılan bazı fiilleri tanıma ve bunları cümle içinde kullanma
becerisi kazanabilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 4 Karşılaştır Paylaş

Kur’ân-ı Kerîm’in “Bakara Verilen harf-i cerli fiillerin


Verilen harf-i cerli fiilleri Sûresi” 286 ve “Nisa Sûresi” anlamlarını ezberleyiniz. Bu
defterlerinize yazınız ve birer 153. ayet-i kerimelerinde sözcüklerle oluşturduğunuz
cümle içinde kullanınız. geçen harf-i cerli fiilleri tes- anlamlı cümleleri arkadaşla-
pit ediniz. rınızla paylaşınız.

ARAPÇADA KALIP İFADELER

‫التعبريات يف اللغة العربية‬

‫واسطَ ِة‬
ِ ِ‫ب‬...
… yoluyla

َ ‫ف تَـتَ َـعلَّ ُم اللّغة‬


‫العَربيّة؟‬ َ ‫َكْي‬
Arapçayı nasıl öğreniyorsun?

.‫العَربِيَّة بِو ِاسطَة اإلنرتنت‬


َ َ‫أَتَ َـعلَّ ُم اللُّغَة‬
Arapçayı internet yoluyla
öğreniyorum.

47
Sulasî Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

ِ ‫َّم‬
‫س؟‬ ِ ِ ِ ِ ‫َكيف ُتد‬
ْ ‫َّد القْبـلَةُ بواسطَة الش‬
ُ َ َ ْ
Güneş yoluyla kıble nasıl belirlenir?

...‫ال بُ َّد ِم ْن‬


-meli, -malı, … gerekir, … gerek, -sız olmaz

(Beklemek gerek.) .‫االنْتِظار‬


ِ ‫ال ب َّد ِمن‬
ُ
.‫ن زيارِة األَقْرباء‬ ِ
(Akrabayı ziyaret etmek gerek.) ْ ‫ال بُ َّد م‬
(Bu soruya cevap vermek gerek.) ُّ ‫ال بُ َّد ِمن ا ِإلجابَِة عن هذا‬
.‫الس َؤال‬
(Onsuz olmaz.) .ُ‫ال بُ َّد ِمْنه‬

Bu kalıp ifadeden sonra‫’ أَ ْن‬li mastar (muzâri fiilin başında nasb edatı ‫’أَ ْن‬in kullanılmasıyla elde edilen
mastar) formu kullanıldığında sondaki (‫ن‬ ِ
ْ ‫’)م‬in hazfedilmesi mümkündür:
ِ
(Çarşıya gitmem gerekir.) .‫ن) أ ْن أ ْذ َهب إىل السوق‬
ّ َ ْ ‫ال بُ َّد (م‬
ِ ‫ال ب َّد ( ِمن) أ ْن يكو َن يف‬
.‫البيت اآلن‬
(Şimdi evde olması gerekiyor.) َ ْ ُ
ِ ِ ْ ِ
(Girmeden önce izin almalısın.)
َ َ ‫ال بُ َّد (م ْن) أ ْن تَ ْستَأذ‬
.‫ن قَ ْـبل ال ّدخول‬

‫لِلغايَة‬
son derece…

(Hava son derece güzeldir.) .‫جيل لِلغايَة‬


َ ‫اجلَُّو‬
ٌ
ِ ِ
.‫َّات سريَّةٌ للغايَة‬ ِ
(Bu dosyalar son derece gizlidir.)
ّ ُ ‫هذه امللَف‬
.‫عبَةٌ لِلغايَة‬
ِ ‫هذه األفالم مر‬
(Bu filmler son derece korkutucudur.)
ُْ ُ

48
‫‪Arapça III‬‬

‫ِع َوضاً َع ْن ‪ / ...‬بَ َدالً ِم ْن‪...‬‬


‫‪…nın yerine‬‬

‫ ‬ ‫ )?‪(Konuşmak yerine ne zaman işe başlıyoruz‬‬ ‫بالع َم َل بَ َدالً ِم ْن ال َكالم؟‬


‫َمىت نَْـب َدأُ َ‬
‫ ‬ ‫ )!‪(Dosyayı bastırmak yerine web üzerinde sakla‬‬ ‫باعتِ ِه!‬ ‫ِ ِ‬
‫ف على الويب بَ َدالً م ْن ط َ‬ ‫اِ ْح َف ْظ املـِلَ َّ‬
‫ن اخلِيارات ال َقدميَة!‬ ‫ِ ِ ِ ِ‬
‫ ‬ ‫ )!‪(Klasik seçenekler yerine telefonu kullan‬‬ ‫ا ْستَ ْخد ْم اهلاتف ع َوضاً َع ْ‬
‫‪Öğrenme Çıktısı‬‬
‫‪5 Arapçada sıklıkla kullanılan bazı ifade biçimlerini tanıma ve yerinde kullanma becerisi elde‬‬
‫‪edebilme‬‬

‫‪Araştır/‬‬ ‫‪İlişkilendir/‬‬ ‫‪Anlat/‬‬


‫‪Tekrarla 5‬‬ ‫‪Karşılaştır‬‬ ‫‪Paylaş‬‬

‫‪Yukarıda kullanılan kalıp‬‬


‫‪Arapça gazetelerde geçen‬‬
‫‪Yukarıda verilen kalıp ifa-‬‬ ‫‪ifadelerin anlamlarını ez-‬‬
‫‪başlıkları inceleyiniz. Bu‬‬
‫‪deleri defterlerinize yazınız‬‬ ‫‪berleyiniz. Bu sözcüklerle‬‬
‫‪başlıklarda geçen kalıp ifa-‬‬
‫‪ve birer cümle içinde kulla-‬‬ ‫‪oluşturduğunuz‬‬ ‫‪anlamlı‬‬
‫‪deleri şimdiye kadar öğren-‬‬
‫‪nınız.‬‬ ‫‪cümleleri arkadaşlarınızla‬‬
‫‪diklerinizle karşılaştırınız.‬‬
‫‪paylaşınız.‬‬

‫ ‪okuma‬‬ ‫قراءة‬
‫الشاي الس ِ‬
‫اخن يف املُ ْجتَ َم ِع التُّ ْـركِي‬ ‫كوب ِم َن َّ‬
‫ّ‬ ‫ٌ‬
‫األم ِم األ ْ‬ ‫الر ْغم ِمن ا ْشِت ِاك األتْر ِاك مع ِ‬
‫ُخرى يف‬ ‫العَرب وال ُف ْر ِس و َ‬ ‫َ َ‬ ‫َعلَى َّ‬
‫ب اجلغرايف و ِ‬
‫القيَ ِم الدِّينِيَّة ال ُـم ْشتَ َـركة‪،‬‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫العادات بِسبَ ِ‬ ‫ال َك ِثي ِم َن‬
‫ب ال ُق ْر ُ‬ ‫َ‬
‫عادات تُ َـميِّ ُـزُهم َع ْن َغ ِْيِه ْم ِم َن الشُّعوب‪ .‬وطَري َقة حتضري‬‫ٍ‬ ‫أن َلُ ْم‬‫َّإل َّ‬
‫الشاي وتقدميه للضيف من تلك العادات‪.‬‬

‫يف (تُ ْـركِ ٌّي‬ ‫ِ ِ ِ‬


‫ض ٌ‬ ‫ف األتْر ُاك بِ َكَرم ضيافَت ِه ْم يف َ‬
‫العا َِل‪ .‬أيْـنَما َح َّل َ‬ ‫يُ ْـعَر ُ‬
‫اخن‪َ ،‬ك َشك ٍ‬
‫ْل من‬ ‫الس ِ‬‫ِّم له األتر ُاك كوباً من الشَّا ِي َّ‬ ‫أو أجنَِب) يف تركيا‪ ،‬ويف ِّ ٍ‬
‫أي َوقْت كان‪َ ،‬سيُـ َقد ُ‬ ‫ْ ْ ٌّ‬
‫َّاي هو‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫أَ ْش ِ‬
‫ب الشَّاي‪ .‬فالش ُ‬ ‫ض ُش ْر َ‬ ‫الضيافَة والتَّ ْـرحيب به‪ .‬يف ال ُـمقابل‪ ،‬يَـتَ َـو َّجب على الضَّْيف أ ْن ال يَرفُ َ‬ ‫كال ِّ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ومجيع األتراك َْيتَسونُه صغاراً و كباراً يف ُك ِّل األ َْوقات‪ ،‬وبِالن ْ‬
‫ِّسبَة‬ ‫َّعيب األَ ْكثَر انْتشاراً يف تركيا‪ُ ،‬‬ ‫روب الش ْ‬ ‫ال َـم ْش ُ‬
‫استِ ْهالك‬ ‫إىل َكث ٍري ِمْنـهم‪ ،‬ال ي ِق ُّل أ ََهِّـيَّةً ع ِن املاء‪ .‬وحسب ِدراس ٍة دولِيَّ ٍة َْتتَ ُّل تركيا املرتبةَ األ َ ِ‬
‫ُول عالَميّاً يف ْ‬ ‫َ ْ َ َ َُ‬ ‫َ‬ ‫َ‬ ‫ُ‬

‫‪49‬‬
Sulasî Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

ٍ ‫أن ُك َّل‬ ِ ‫السنَ ِة لل َفرِد الو‬ ٍ ‫َّل استِه‬


ِ
‫فرد يف تركيا‬ َّ ‫ وهذا يـَْعين‬،‫احد‬ ْ َّ ‫ كيلوغرامات يف‬3 ‫يد على‬ ُ ‫الك يَِز‬ ْ ْ ‫ بـِ ُم َعد‬،‫الشَّاي‬
ِ ٍ 1000 ‫ي ْشرب حو َال‬
‫ ويف‬،‫األس َود‬ْ ‫اعة الشَّاي على َسواحل البَ ْح ِر‬ َ ‫ ويقوم األتر ُاك بِزر‬.ً‫كوب من الشَّاي َسنويا‬ ْ َ َُ َ
.‫ ب َسبَب َمناخها املناسب‬،‫ِمْنطََقة ريزا‬
ِ ِ ِ ِ
‫ فيَ ْستَ ْخ ِد ُم األتْر ُاك‬.‫العَريب‬ ِ
َ ‫ـخــتَلف َعن طَري َقة َْتض ِري الشَّاي يف العا َِل‬ ْ َ‫التكي فهي ت‬ ُّ ‫ّأما طريقةُ َْتض ِري الشَّاي‬
ِ ‫َّة م‬ ِ ِ ِ ِ
‫العق‬ َ ‫يق صغريٌ َْيتوي َعلى عد‬ ٌ ‫اآلخُر إبر‬ َ ‫ و‬،‫وض ُع فيه املاءُ ليَـ ْغلي‬ َ ُ‫ ي‬،ٌ‫َح ُدمها َكبِري‬ َ ‫ي يف َْتضري الشَّاي؛ أ‬ ِ ْ ‫إبري َق‬
‫ب على أ َْور ِاق الشَّاي يف اإلبر ِيق‬ ِ ِ
ُّ ‫ص‬َ ُ‫ وعْندما يـَ ْغلي املاءُ ي‬.‫وض ُع فَ ْـو َق اإلبْر ِيق ال َكبري‬ َ ُ‫من أ َْوراق الشَّاي وي‬
‫ليل ِمن الشَّاي‬ ُ ‫ب ال َق‬ ُّ ‫ص‬
َ ُ‫ ي‬،‫اختمار العُ ْشبَة‬
ِ ‫ وبـع َد‬.‫اق الشا ِي‬
ْ َْ ُ ‫ ويـُْت َـرُك على نا ٍر هادئٍَة لِتَ ْختَ ِمر أ َْور‬،‫الصغري‬ َّ
.‫الس َّكر‬ ِ ‫ب فَـوقه املاء الـم ْغلي ِمن اإلبر ِيق ال َكبري ويـ َقدَّم مع م َك َّع‬ ٍ ِ
ُّ ‫بات‬ ُ ُ ُ ْ َ ُ ْ ُّ ‫ص‬ َ ُ‫صغ ٍري ُثَّ ي‬ َ ‫ال ُـم ْخـتَم ِر يف كوب ُزجاجي‬
ِ ِ ِ ِ ُّ ‫يد‬ ِ ِ‫وبـعد انْت‬
‫ب‬ ِ ِ
َ َ‫ حىت ب ُدون أَ ْن يُطْل‬،ً‫التكي م ْلءَ الكوب ت ْلقائيّا‬ ُ ِ‫ َسيُع‬،‫ب كوب الشاي‬ ِ ‫َّيف ِمن ُشر‬
ْ
ِ ‫هاء الض‬ َْ
‫وض ُع‬ ِ ِ ِ
َّ َ‫ َعلَْيه أَ ْن يـَْت ُـرك الـم ْل َع َقة‬،‫ب ال َـمزيد‬ ِ
ِ ‫وع َدِم ر ْغبته يف ُشر‬ ِ ِ ِ ِ ِ
َ ُ‫غرية اليت ت‬ َ ‫الص‬ ْ َ َ َ ‫ ويف حال ا ْكتفاء الضَّْيف‬.‫مْنه ذلك‬
.‫يد ِمن الشاي‬ َ ‫يد املز‬ ُ ‫الم ٍة تَ ُد ُّل على أَنَّه مل يـَعُ ْد يُر‬
َ ‫ َك َع‬،‫وهة الكوب‬
ِ َ‫ِِبوار كوب الشاي علَى ف‬
َ َ
Türk Toplumunda Bir Bardak Sıcak Çay
Türkler, coğrafi yakınlık ve ortak dini değerler sebebiyle pek çok âdet bakımından Arap, Fars ve diğer
milletlerle ortaklık oluştursalar da, kendilerini diğer halklardan ayıran birtakım âdetlere de sahiptirler.
Çayın hazırlanış usulü ve misafire ikram edilmesi, bu âdetlerden biridir.
Türkler, dünyada konukseverlikleriyle bilinir. Bir konuk (Türk veya yabancı) Türkiye’de her nereye
ve her ne zaman giderse gitsin Türkler ona, bir konukseverlik ve hoş geldin etme göstergesi olarak bir
bardak sıcak çay ikram edecektir. Buna karşılık misafirin de bu bir bardak çayı içmeyi reddetmemesi
gerekmektedir. Çay, Türkiye’de en yaygın halk içeceğidir. Küçüğüyle büyüğüyle bütün Türkler, çay
içerler ve onların pek çoğu için çay, sudan daha az önemli değildir. Uluslar arası bir araştırmaya göre
Türkiye, yılda kişi başına 3 kilogramı aşan tüketim oranıyla çay tüketiminde dünyada birinci sırayı
işgal etmektedir. Bu oran, Türkiye’deki her ferdin yılda yaklaşık 1000 bardak çay içtiği anlamına
gelmektedir. Türkler, uygun iklimi dolayısıyla Karadeniz kıyılarında ve Rize bölgesinde çay tarımı
yapmaktadır.
Türk çayı hazırlama usulüne gelince; bu usul, Arap dünyasındaki çay hazırlama usulünden farklılık
gösterir. Zira Türkler çay hazırlarken iki çaydanlık kullanırlar; biri büyük olup alttadır, içine kayna-
mak için su konur. Diğeri ise içinde birkaç kaşık yaprak çay bulunan küçük bir çaydanlıktır ve büyük
çaydanlığın üstüne konur. Su kaynayınca küçük çaydanlıktaki (demlikteki) çayın üstüne dökülür ve
yaprak çayın demlenmesi için kısık ateşte bırakılır. Otun (yaprak çayın) demlenmesinden sonra dem-
lenmiş çaydan az bir miktar küçük bir cam bardağa koyulur, sonra üstüne de büyük çaydanlıktan sıcak
su koyulup kesme şekerle birlikte takdim edilir.
Misafir çay bardağını bitirince Türk, herhangi bir talep olmaksızın, kendiliğinden bardağı yeniden dol-
duracaktır. Misafirin yeterli görüp daha fazla içmek istememesi halinde yapması gereken, artık içmek
istemediğini göstermek üzere çay bardağının ağzını, yanında sunulan küçük (çay) kaşığıyla kapatmasıdır.

Kaynak: https://raseef22.com/life/2017/04/12/ ‫تعرفو‬-‫أن‬-‫ب ّد‬-‫ال‬-‫الرتكي‬-‫اجملتمع‬-‫من‬-‫’عادات‬dan uyarlan-


mıştır.

50
‫‪Arapça III‬‬

‫ُمْتارات ِم ْن ْأمثال العرب‬


‫‪Arap Atasözlerinden Seçmeler‬‬

‫َم ْن َد َّق ُد َّق‬ ‫تاح ال َفَرِج‬ ‫َّ ِ‬


‫الصْب ُـر م ْف ُ‬
‫‪Eden bulur. (Çalma kapıyı çalarlar‬‬
‫‪Sabır, kurtuluşun anahtarıdır.‬‬
‫)‪kapını.‬‬

‫‪Yaşamla İlişkilendir‬‬ ‫اِ ْربِ ْط باحلياة‬


‫مناسبات عامليَّةٌ‬
‫ٌ‬
‫عامةٌ يَ ْش َِت ُك فيها العالَ ُـم‬ ‫بات َّ‬ ‫ناس ٌ‬ ‫هناك ُم َ‬
‫ِ‬
‫عامةً و م ْن‬ ‫ٍ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ِل ََّنا تَ ْـرِم ُز إىل َمواقف إِنْسانـيَّة َّ‬
‫هذه املـُناسبات ما يَلي‪:‬‬
‫اليَ ْـوُم العالَ ِم ُّي للغِذاء‬
‫ُه َو يَ ْـوٌم َْيتَ ِف ُل فيه العالَ ُـم َسنَ ِويًّا ِإلبْرا ِز‬
‫الناس الَّذين يُعانو َن ِم ْن‬ ‫االهتِمام باجلَ ْوعى و ِ‬ ‫ْ‬
‫األمراض ال ُـم ْرتَبِطَة به‪.‬‬ ‫و‬ ‫ة‬ ‫ي‬ ‫سوء التَّـ ْغ ِ‬
‫ذ‬
‫ْ‬ ‫َ‬ ‫ُْ‬
‫الص َّحة العاملي‬ ‫يَ ْـوُم ِّ‬
‫الب ِام ِج لتحسني صحة اإلنْسان‪.‬‬ ‫األمر ِ‬ ‫ِ‬ ‫هو يوم َيتَ ِفل فيه العالَـم بِتَ ِِ‬
‫إعداد َ‬ ‫اض‪ ،‬و ْ‬ ‫عاونه و َْمهوداته يف ُم َاربَة ْ‬ ‫ُ ُ‬ ‫َ ْ ُ‬
‫ناع َع ْن التَّ ْدخني‪:‬‬ ‫ِ‬
‫لالمت ِ‬ ‫ِ‬
‫اليَ ْـوُم العالَم ُّي ْ‬
‫ض تَسلِ ِ‬ ‫ِ‬ ‫عام باليـوِم العالَمي لِ ِ‬ ‫الص َّح ِة العالَ ِميَّةُ يف ُك ِّل ٍ‬ ‫َْتتَ ِف ُل ُمنَظَّ َمةُ ِّ‬
‫األضواء على‬ ‫يط ْ‬ ‫المتناع َع ْن التَّ ْدخني بغََر ِ ْ‬
‫ْ‬ ‫َْ‬ ‫الص ِّحيَّ ِة الن ِ‬
‫َّاجَِة َع ْن تَعاطي التّبغ‪.‬‬ ‫األخطا ِر ِّ‬ ‫ْ‬
‫ِّ‬ ‫ِ‬
‫اليَ ْـوُم العالَم ُّي للط ْفل‪:‬‬
‫قوق األطْفال يف العالـم‪ .‬و تَ َّـم التَّأْكيد يف هذا اليَ ْـوِم‬ ‫فال العالَـ ِم لتَـعزي ِز ح ِ‬
‫ُ‬ ‫ْ‬
‫إِنَّه اليـوم الذي ُْيتَـ َفل فيه بِ ُك ِّل أَطْ ِ‬
‫ُ َُْ‬
‫أن األطْفال همُ أَفْر ٌاد َلم احل ُّق يف النُّم ِّو جس ِديًّا و ع ْقلِيًّا و اِجتِ ِ‬
‫ماعيًّا و أ ْن يـع ِّـبوا عن آرائِهم ِبِّريَّة‪ٍ.‬‬ ‫على َّ‬
‫ُ‬ ‫ََ َ ْ‬ ‫ْ‬ ‫َ‬ ‫ُ ََ‬ ‫ُْ َ‬ ‫ُْ‬
‫بات العالَ ِميَّ ِة ِمثْ ُل‪ :‬يَوم ِّ‬
‫األم ‪ ،‬يَ ْـوُم العُ ّم ِال‪ ،‬يوم َش ّم النّسيم‪...‬إخل‪.‬‬ ‫ديد ِمن الـمناس ِ‬
‫الع ُ ْ ُ َ‬ ‫ناك َ‬ ‫و ُه َ‬
‫‪Kaynak: Kunûz li-Ta‘lîmi’l-Lugati’l-‘Arabiyye li Gayri’n-Nâtıkîne bihâ, et-Tab‘atu’l-ûlâ, 2015, c.6,‬‬
‫‪s.75’ten uyarlanmıştır.‬‬

‫‪51‬‬
Sulasî Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

alıştırmalar ‫التَ ْدريبات‬


1- Aşağıdaki mezîd fiilleri mâzî ve muzâri formda edilgene çeviriniz.

Muzâri Mechûl Mâzî Mechûl

‫َس ِـم َع‬


‫ف‬
َ َ‫َوق‬
َ‫قَ َـرأ‬
‫َش َك َر‬
‫َرَوى‬
‫َم َّد‬
‫قال‬
َ
‫َو َف‬
‫ف‬
َ ‫ص‬
َ ‫َو‬
‫َع َّد‬
‫عاش‬
َ
‫َرَمى‬
‫َدعا‬
‫سار‬
َ
‫ف‬
َ َ‫َوق‬

2- Aşağıdaki cümleleri edilgene (mechûle) çevirerek yeniden yazınız.


.‫َّاي‬
َ ‫ت لَيلى الش‬ ْ َ‫َش ِرب‬ .1
.‫تاب‬ ِ ِ ِ
َ ‫فَـتَ َح الطالبان الك‬ .2

َ َّ‫أَ َك َل الطِّْف ُل الط‬


.‫عام‬ .3
.‫كرَة ال َق َدِم يف احلَدي َق ِة‬ ِ
َ ُ ‫الد‬
ُ ‫األو‬ ْ ‫ب‬ َ ‫لَع‬ .4
ِ
ََ َّ‫باع البائ ُع الل‬
.‫ب‬ َ .5

52
‫‪Arapça III‬‬

‫‪3- Aşağıdaki cümleleri edilgene (mechûle) çevirerek yeniden yazınız.‬‬


‫الس ِ‬
‫ت بِ َّ‬
‫جاد‪.‬‬ ‫‪ .1‬تَـ ْف ِر ُ‬
‫ش لَْيلى البَ ْـي َ‬
‫دق‪.‬‬ ‫َح ِجُز غُرفَـتَ ْ ِ‬
‫ـي يف ال ُفْن ِ‬
‫‪ .2‬أ ْ‬
‫ْ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ع ُمَ َّم ٌد األخبار عن احلادث‪.‬‬
‫َ‬ ‫يَ ْس َم ُ‬ ‫‪.3‬‬
‫جلَّةَ يف الـمطْبَ َـع ِة‪.‬‬
‫نَطْبَ ُع ال َـم َ‬ ‫‪.4‬‬
‫َ‬
‫تاب على املـَكْتَ ِ‬
‫ب‪.‬‬ ‫ِ‬
‫الطالب الك َ‬
‫ُ‬ ‫ض ُع‬
‫يَ َ‬ ‫‪.5‬‬

‫‪4- Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları parantez içinde bulunan cümleye anlamca uygun mechûl‬‬
‫‪fiillerle doldurunuz.‬‬
‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ت‪ُ ،‬شرِح‪ُ ،‬ش ِربَ ْ‬
‫ت(‬
‫َ‬ ‫ت‪ ،‬فُحص‪ ،‬ركبَ ْ‬
‫َ ُ‬ ‫( ُمس َح ْ‬
‫‪ .................. .1‬املـ ــَْوضوعُ‪.‬‬
‫السبُّورةُ‪.‬‬
‫‪َّ ........... .2‬‬
‫يض‪.‬‬‫‪ ........... .3‬املــَر ُ‬
‫‪ .......... .4‬ال َق ْه َوةُ‪.‬‬
‫‪ ........... .5‬السيّ َارةُ‪.‬‬

‫‪5- Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları uygun harf-i cerlerle doldurunuz.‬‬
‫‪ .1‬هل تُريدين أَ ْن تَـتخلَّصي ‪......‬احلشار ِ‬
‫ات؟‬ ‫َ‬ ‫َ ََ‬ ‫َْ‬
‫ب‪.‬‬ ‫َّ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫مام ‪.......‬هذه الل ْجنَة َ‬
‫ص ْع ٌ‬ ‫‪ .2‬االنْض ُ‬
‫‪ .3‬عفا اهلل‪ .......‬املـُ ْسلِمني‪.‬‬
‫ص ‪ُ .........‬ديوين‪.‬‬ ‫‪ .4‬أُريد أ ْن َأتَلَّ َ‬
‫اجلامعة‪.........‬ال ُـمباريات‪.‬‬‫‪ .5‬اِنْض َّم فَريق ِ‬
‫َ ُ‬
‫ِ‬
‫‪....‬وجود َك َمعي‪.‬‬
‫ت ُ‬ ‫‪ُ .6‬س ِرْر ُ‬
‫‪6- Aşağıdaki cümleleri parantez içindeki kalıp ifadelerden uygun olanlarla doldurunuz.‬‬
‫للغايَة(‬ ‫)ال بُ َّد ِمن ‪ ،‬بِو ِاسطَِة‪،‬‬
‫يضة‪............... ،‬أَ ْن تَأْ ُكلِي‪.‬‬ ‫ِ‬
‫أنت َمر َ‬ ‫‪.1‬‬

‫س‪..........‬اليَ ْـوم‪.‬‬ ‫ِ‬


‫اجلَُّو ُم ْشم ٌ‬ ‫‪.2‬‬

‫ت أقاريب يف أمريكا ‪...........‬اإلنرتنت‪.‬‬ ‫َو َج ْد ُ‬ ‫‪.3‬‬

‫‪53‬‬
Sulasî Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

7- Aşağıda karışık olarak verilen sözcükleri anlamlı cümleler haline getiriniz.


1. ‫وم ْي‬َ َ‫ي‬/‫ما‬/‫صديقي‬/ َ ‫ت‬ُ ْ‫رأَي‬/
َ ‫ُمْن ُذ‬
2. ‫سئِلَر‬/
ُ ‫ب‬ َ َ‫اخل‬/‫َع ِّن‬
3. ‫األيّام‬/‫اجلَُّو‬/‫جيل‬/‫هذه‬/‫ة‬
َ َ‫للغاي‬/‫يف‬
ِ
4. ‫يف‬/‫ب‬ َ ‫ش ِر‬/
ُ ‫ب‬ ُ ‫احلَلْي‬/‫اللّيل‬
5. ‫كانوا‬/‫أنم‬/‫يعيشون‬/‫هنا‬/‫وى‬
ّ ‫يُْـر‬

8- Aşağıdaki Arapça cümleleri Türkçeye çeviriniz.


.‫ت إىل َح ْفلَ ِة العُْر ِس‬ ِ
ُ ‫ُدعْي‬ .1
.ُ‫تُـ ْغلَ ُق النّافِ َذة‬ .2
.‫صام يف َرمضان‬ ُ ُ‫ي‬ .3
.ُ‫تُ ْـعلَ ُم احلَقي َقة‬ .4
ِ ‫قاس َد َر َجةُ احلَر َارِة بِ ِـم ْق‬
.‫ياس احلَر َارِة‬ ُ ُ‫ت‬ .5

9- Aşağıdaki Türkçe cümleleri Arapçaya çeviriniz.


1. Bütün kapılar açıldı.
2. Arabanın hızı ölçüldü.
3. Ekmek kesildi.
4. Cam silindi.
5. Çiçekler sulandı.

54
Arapça III

1 Bölümde geçen bazı sözcük yapılarını kullanarak

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti ‫ْخيص‬


diyalog gerçekleştirme becerisi kazanabilme

Günlük Hayatımızda Arapça 2

Diyalogla gerek bu bölümde işlenen dilbilgisi konularına giriş yapılmakta gerekse önceki bölümlerde
işlenen konular, anlatılan ifade kalıpları pekiştirilmeye çalışılmakta, ibarelerin günlük dilde kullanımına
ilişkin beceriler kazandırılmaktadır.

2 Arapça sulâsî fiillerin edilgen (mechûl) yapısını


tanıma, ma‘lûm bir sulâsî fiili mechûle çevirebilme

Sulâsî Fiillerde Edilgen


(Mechûl) Yapı

ِ ‫التـَّل‬
Edilgen yapı, gerçek öznesi açık bir isim veya zamir olarak cümlede kullanılmayan fiilin aldığı biçimdir.
Fiiller gerçek özne veya sözde özne ile kullanılma durumlarına göre ikiye ayrılırlar:
1. Ma‘lûm Fiiller 2. Mechûl Fiiller
Gerçek özne ile kullanılan fiillere mâ‘lum (etken) fiiller adı verilir. Şimdiye kadar çekimini öğrendiğiniz
tüm fiiller ma‘lûm formda kullanılmıştı. Sözde özne ile kullanılan fiillere mechûl (edilgen) fiiller adı veri-
lir. Fiillerin edilgen yapıda kullanıldığı durumlar şöyle sıralanabilir:
a. Gerçek öznenin bilinmemesi,
b. Bilindiği halde belirtilmesinden çekinilmesi,
c. Gerçek öznenin belirtilmesinin önemli olmaması.
Bu durumlarda fiil edilgen forma çevrilerek sözde özne ile kullanılır.

Sulâsî fiillerin mâzî mâ‘lum formları daima (‫ فُعِل‬- fu‘ile kalıbında; muzâri formları ise daima (‫ يـ ْف َعل‬- yuf
‘alu) kalıbında edilgene dönüştürülür.
َ ُ ُ
Örneğin,

‫ب‬ ِ
Yazıldı َ ‫ُكت‬ Yazdı ‫ب‬
َ َ‫َكت‬
Yazılıyor ‫ب‬
ُ َ‫يُكْت‬ Yazıyor ‫ب‬
ُ ُ‫يَكْت‬
Açıldı ‫فُتِ َح‬ Açtı ‫فَـتَ َح‬

Açılıyor ‫يـُ ْفتَ ُح‬ Açıyor ‫يَـ ْفتَ ُح‬


Soruldu ‫ُسئِ َل‬ Sordu ‫َسأ ََل‬
Soruluyor ‫يُ ْسأ َُل‬ Soruyor ‫يَ ْسأ َُل‬

55
Sulasî Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

3 Nâibu’l-fâil kavramını tanıma ve örnek cümlelerle


ِ ‫التـَّل‬

pekiştirebilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti ‫ْخيص‬

Nâibu’l-Fâil

Nâibu’l-fâil, sözde özne demektir. Edilgen fiilin öznesine “nâibu’l-fâil” adı verilir. Etken cümlenin fiili
mechûle (edilgene) dönüştürüldüğünde etken cümlenin nesnesi sözde özne, yani nâibu’l-fâil konumuna
gelir. Cümlenin gerçek fâili olmadığı için bu adı almıştır ancak fâilin bütün özelliklerini taşır. Bu sebeple
nâibu’l-fâil de daima merfûdur. Cümlede fiil ile fâil arasındaki ilişki, edilgen fiil ve nâibu’l-fâil
arasında da aynen geçerlidir. Yani nâibu’l-fâil ister tekil, ister ikil, isterse çoğul olsun açık bir isim olarak
kullanıldığında fiil daima üçüncü tekil şahıs kipinde kullanılır; üçüncü tekil eril mi, yoksa üçüncü tekil
dişil mi kullanılacağı nâibu’l-fâilin cinsiyetine bağlıdır. Şimdi cümlenin etken formda olan fiilini edilgen
yapıya dönüştürmek suretiyle hem fiilde, hem de cümlede meydana gelen değişimi birlikte görelim:

.‫سني‬ ِ ِ ِ
(Kız öğrenci mühendisleri tanıdı.) َ ‫ت الطّالبَةُ ال ُـم َهند‬ ْ َ‫ َعَرف‬ (Ali kapıyı açtı.) .‫الباب‬
َ ‫فَـتَ َح َعل ٌّي‬
(Mühendisler tanındı.) .‫ف ال ُـم َهْن ِد ُسو َن‬َ ‫ عُ ِر‬ (Kapı açıldı.) .‫الباب‬
ُ ‫فُت َح‬
ِ

Arapçada harf-i cerlerle kullanılan bazı fiilleri


4 tanıma ve bunları cümle içinde kullanma becerisi
kazanabilme

Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı


Fiiller

... ‫ س َّر ب‬
ُ :Bir şeye sevindi, mutlu oldu
ِ ِ‫س ِررت بِل‬
.‫قاء ُمَمد بعد زمن طويل‬ ُُْ
(Uzun bir zamandan sonra Muhammet ile buluştuğuma sevindim.)

... ‫ض َّم إىل‬ ِ


َ ْ‫ ان‬:Bir şeye katıldı, dâhil oldu, girdi
.‫اال ِّت ِاد األورويب‬
ِ ‫مام تُركِيا إىل‬
ِ ‫ض‬ ِ ْ‫ماذا تـُ َف ِّكر يف اِن‬
ُ
(Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılması konusunda ne düşünüyorsun?)

... ‫ص ِم ْن‬
َ َّ‫ تَل‬
َ :Bir şeyden ya da birinden kurtuldu
!ً‫ص ِم ْن َو ْس َو َسة الشَّْيطان اِقْ َـرأْ ال ُق ْرآن دائِما‬
ِ ُّ‫َّخل‬
َ ‫للت‬
(Şeytanın vesvesesinden kurtulmak için daima Kur’ân oku!)

... ‫ عفا َع ْن‬


َ :Birini affetti
(Bizi affet ve bağışla!) !‫ف َعنّا وا ْغ ِف ْر لَنا‬
ُ ‫و ْاع‬

56
Arapça III

5 Arapçada sıklıkla kullanılan bazı ifade biçimlerini

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti ‫ْخيص‬


tanıma ve yerinde kullanma becerisi elde edebilme

Arapçada Kalıp İfadeler

ِ ِ‫…( ”ب‬yoluyla) ifadesinin kullanımı görsellerle birlikte verilen cümlelerde tanıtılmıştır.


“...‫واسطَة‬

(Arapçayı internet yoluyla öğreniyorum.) .‫العَربِيَّة بِو ِاسطَة اإلنرتنت‬


َ َ‫أَتَ َـعلَّ ُم اللُّغَة‬
ِ
”...‫ن‬ْ ‫بُ َّد م‬ ‫“ال‬ (-meli, -malı, … gerekir, …gerek, -sız olmaz) ifadesinin kullanımı verilen cümlelerle
tanıtılmıştır.

(Eve gitmen gerekir.)


َ ‫ال بُ َّد أنْ تَ ْذ َه‬
.‫ب إىل البيت‬
“‫( ”للغايَة‬son derece…) ifadesinin kullanımı verilen cümlelerle tanıtılmıştır.

(Hava son derece güzeldir.) .‫يل للغايَة‬


ٌ ‫اجلَُّو َج‬
“...‫ن‬ ِ ً‫ بَ َدال‬/...‫( ” ِع َوضاً َع ْن‬-nın yerine) ifadeleri örnek cümlelerle tanıtılmıştır.
ْ‫م‬
‫َمىت نَـتَ َحَّرُك بَ َدالً ِم ْن ال َكالم؟‬

ِ ‫التـَّل‬
(Konuşmak yerine ne zaman harekete geçiyoruz?)

57
Sulasî Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

1 Aşağıdakilerden hangisi “‫يا أوالد؟‬ ‫َخ ْرُْت‬


َّ ‫”ملاذا تَأ‬ ِ ‫البـي‬
“‫ت‬ ‫جاج‬ ِ
sorusunun anlamlı bir yanıtı olabilir?
5 َْ ُ ‫ ” ُكسَر ُز‬cümlesinde altı çizili söz-
neler öğrendik? ‫ماذا تـََعلّ ْمنا؟‬

cüğün irâbı aşağıdakilerden hangisidir?


A. .‫ُم ِه ًّما‬ ‫س‬
َ ‫هذا لَْي‬
A. Nâibu’l-Fâil, merfû, ref alâmeti sondaki damme.
B. Fâil, merfû, ref alâmeti sondaki damme.
B. .‫جل بعيد عن املــَ ْدرسة‬
َ ُ ُ ‫الر‬
َّ ‫كا َن‬ C. Haber, merfû, ref alâmeti sondaki damme.
C. .‫َخر من الشَّيطان‬
ُ ُّ ‫التَّأ‬ D. Sıfat, merfû, ref alâmeti sondaki damme
D. .‫الذهاب إىل الدَّرس‬ َّ ‫ُكْنت ال أُريد‬ E. Muzâfun ileyh, mebnî olduğu için mahallen
mecrûr.
ِّ ‫الس َك ِن فُتِ َح اليَ ْـوَم ُمتَأ‬
E. .ً‫َخرا‬ َّ ‫ِل‬
َّ ‫َن َمطْ َع َم‬
6 “َ‫األستاذُ احلَقيقة‬
ْ ‫قال‬َ ” cümlesi mâzî formda
2 Arapçada mechûl yapı ile ilgili aşağıdakiler- edilgene çevrilse aşağıdaki cümlelerden hangisi
den hangisi doğrudur? doğru olur?
A. Edilgen fiilin öznesine nâibu’l-fâil denir.
B. Arapça mechûl cümleler etken cümlelerdir. A. .َ‫احلَقيقة‬ ‫قال‬
C. Mechûl cümlelerde fâil bulunur. B. .ُ‫قيل احلَقيقة‬
َ
D. Arapça mâzî bir fiil ‫ فَ َـعل‬formunda edilgene çev- C. .ُ‫يَقول احلَقيقة‬
rilir.
َ
E. Ma‘lûm cümleler edilgen cümlelerdir. D. .ُ‫ت احلَقيقة‬ْ َ‫قيل‬
E. .ُ‫قال احلَقيقة‬
ُ ُ‫ي‬
3 Aşağıdaki cümlede boş bırakılan yere seçe-
neklerdeki sözcüklerden hangisinin getirilmesi an-
7 “‫السينما َجلَس يف‬ َّ
lamca uygundur? َ ّ ‫ الذهاب إىل‬........ ً‫بَ َدال‬
ِ ” cümlesindeki boşluğu anlamlı şekilde ta-
.‫البيت‬
.‫يف امل ـَطْبَ ِخ‬.......... ‫ت‬ ِ
ْ ‫ُمس َح‬ mamlayacak harf-i cer aşağıdakilerden hangisidir?
A. ُ‫السيّارة‬
َّ A. ‫يف‬
َ
B. ُ‫الطِّ ْفلَة‬ B. ‫إىل‬
C. ُ‫الطّا ِولَة‬ C. ‫ن‬ ِ
ْ‫م‬
D. ‫ال‬ُ ‫اجلَّو‬ D. ‫ن‬
ْ ‫َع‬
E. ‫احلاسوب‬
ُ ِ
E. ‫ب‬

4 Aşağıdaki cümlenin “Konu konferansta açık- 8 “Türkiye’de öğle yemeğinden sonra genellikle
landı.” anlamı taşıması için boşluk seçeneklerdeki kahve içilir.” cümlesinin anlamca en yakın Arapça
fiillerden hangisi ile doldurulmalıdır? karşılığı, aşağıdaki seçeneklerden hangisinde doğru
olarak verilmiştir?
.‫حاضَرة‬
َ ُ‫_____ املـَْوضوعُ يف املـ‬
A. ‫شرح‬ A. .‫تركيا‬ ‫العشاء يف‬
َ ‫عاد ًة بعد‬ َ ‫ب القهوَة‬ ُ ‫يَ ْشَر‬
َ ََ
B. ‫ت‬ B. .‫عاد ًة بـَْع َد الغَداء يف تُركيا‬
َ ُ‫ب ال َق ْه َوة‬ُ ‫تُ ْشَر‬
ُ ‫َشَر ْح‬
C. ‫شرحوا‬ C. .‫العشاء يف تُركيا‬
َ ‫ب ال َق ْه َوَة عاد ًة بـَْع َد‬ُ ‫نَ ْشَر‬
َ
D. .‫ب ال َق ْهوَة عاد ًة بـَْع َد الغداء يف تُركيا‬
D. ‫شرِح‬
َ ُ َ ُ ‫ُكنَّا نَ ْشَر‬
E. .‫العشاء يف تُركيا‬
َ ‫عادةً بـَْع َد‬َ ‫يَ ْشَربُون ال َق ْه َوة‬
E. ‫ت‬ ْ ‫ُش ِر َح‬

58
Arapça III

ِ
‫ف األتْر ُاك بِ َكَرم ِضيافَتِ ِه ْم يف‬ ِ
9 “.‫العالَـ ِم‬
َ
sinin anlamı aşağıdakilerden hangisidir?
ُ ‫ ”يـُْعَر‬İfade- 10 “.‫اهلاتف‬......... ‫صديقي‬ َ ِ‫ ”أَتَّص ُل ب‬cümlesin-
de boş bırakılan yere hangi kalıp ifade getirilebilir?

neler öğrendik? ‫ماذا تـََعلّ ْمنا؟‬


A. Türkler, dünyayı konukseverlikleriyle bilir.
B. Dünya Türkiye’yi konukseverliğiyle bilir.
A. ‫إىل‬ ‫بِاإلضافَِة‬
C. Dünyadaki Türkler, konukseverlikleriyle bilinir. B. ‫َدى إىل‬ َّ ‫أ‬
D. Türkler, dünyada konuksever olmayı iyi bilir. C. ‫اسطَِة‬ِ ‫بِو‬
E. Türkler, dünyada konukseverlikleriyle bilinir.
D. ‫عوضاً عن‬ ِ
E. ‫ال ِسيَّما‬

59
Sulasî Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

Yanıtınız yanlış ise “Günlük Hayatımızda Yanıtınız yanlış ise “Sulâsî Fiillerde Edilgen
1. E 6. D
Arapça 2” konusunu yeniden gözden geçi- (Mechûl) Yapı” konusunu yeniden gözden
ْ ‫مفاتيح‬

riniz. geçiriniz.
neler öğrendik yanıt anahtarı “‫األج ِوبة لِـ “ماذا تـََعلّ ْمنا‬

Yanıtınız yanlış ise “Sulâsî Fiillerde Edilgen


2. A 7. C Yanıtınız yanlış ise “Arapçada Kalıp İfadeler”
(Mechûl) Yapı” konusunu yeniden gözden
konusunu yeniden gözden geçiriniz.
geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Sulâsî Fiillerde Edilgen


3. C 8. B Yanıtınız yanlış ise “Nâibu’l-Fâil” konusunu
(Mechûl) Yapı” konusunu yeniden gözden
yeniden gözden geçiriniz.
geçiriniz.

4. D Yanıtınız yanlış ise “Nâibu’l-Fâil” konusunu 9. E Yanıtınız yanlış ise “Okuma Parçası” konu-
yeniden gözden geçiriniz. sunu yeniden gözden geçiriniz.

5. A Yanıtınız yanlış ise “Nâibu’l-Fâil” konusunu 10. C Yanıtınız yanlış ise “Arapçada Kalıp İfadeler”
yeniden gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.

Araştır/Tekrarla
2 Yanıt Anahtarı

ٍ ْ ‫ِط‬
“.‫ي‬ ‫” ُخلِ َق اإلنْسا ُن ِم ْن‬cümlesinin irâbını yapınız.
‫ ُخلِ َق‬: Mechûl fiil
Araştır 3 ‫ اإلنْسا ُن‬: Nâibu’l-fâil, merfû, ref alâmeti sondaki damme.
‫ ِم ْن‬: Harfi cer
‫ي‬ٍ ْ ‫ ِط‬: Mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra.

60
‫‪Arapça III‬‬

‫‪Alıştırmalar Yanıt‬‬
‫‪2‬‬ ‫‪Anahtarı‬‬

‫‪Aşağıdaki fiilleri mâzî ve muzâri formda edilgene çeviriniz.‬‬

‫‪Muzâri Meçhul‬‬ ‫‪Mâzî Mechûl‬‬


‫يُ ْس َم ُع‬ ‫ُِس َع‬ ‫َِس َع‬
‫ف‬ ‫ِ‬
‫يُوقَ ُ‬ ‫ف‬ ‫ُوق َ‬ ‫ف‬‫َوقَ َ‬
‫يـُ ْقَرأُ‬ ‫قُِرأَ‬ ‫قَ َـرأَ‬
‫يُ ْش َكُر‬ ‫ُش ِكَر‬ ‫َش َكَر‬
‫يُْـرَوى‬ ‫ُرِو َ‬
‫ي‬ ‫َرَوى‬
‫يَُ ُّد‬ ‫ُم َّد‬ ‫َم َّد‬
‫قال‬
‫يُ ُ‬ ‫يل‬ ‫ِ‬
‫‪Alıştırma 1‬‬ ‫ق َ‬ ‫قال‬
‫َ‬
‫ف‬ ‫ِ‬
‫وف‬ ‫يُ َ‬ ‫ُو َ‬ ‫َو َف‬
‫ف‬ ‫ِ‬
‫وص ُ‬ ‫يُ َ‬ ‫ف‬
‫ُوص َ‬ ‫ف‬
‫ص َ‬ ‫َو َ‬
‫يُ َـع ُّد‬ ‫عُ َّد‬ ‫َع َّد‬
‫عاش‬ ‫ِ‬
‫يُ ُ‬ ‫يش‬‫ع َ‬ ‫عاش‬
‫َ‬
‫يُْـرَمى‬ ‫ُرِم َي‬ ‫َرَمى‬
‫يُ ْد َعى‬ ‫ُد ِع َي‬ ‫َدعا‬
‫سار‬
‫يُ ُ‬ ‫ِس َري‬ ‫سار‬
‫َ‬
‫ف‬ ‫ِ‬
‫يُوقَ ُ‬ ‫ف‬ ‫ُوق َ‬ ‫ف‬‫َوقَ َ‬

‫‪Aşağıdaki cümleleri edilgene (mechûl) çevirerek yeniden yazınız.‬‬

‫َّاي‪.‬‬
‫ب الش ُ‬ ‫ُش ِر َ‬ ‫‪.1‬‬
‫تاب‪.‬‬ ‫ِ ِ‬ ‫‪.2‬‬
‫‪Alıştırma 2‬‬ ‫فُت َح الك ُ‬
‫ِ‬
‫أُك َل الطَّ ُ‬
‫عام‪.‬‬ ‫‪.3‬‬
‫ت ُكَرةُ ال َق َدِم يف احلَدي َق ِة‪.‬‬ ‫ِ‬
‫لُعبَ ْ‬ ‫‪.4‬‬
‫ب‪.‬‬‫يع اللَّ َُ‬ ‫ِ‬ ‫‪.5‬‬
‫بَ‬

‫‪61‬‬
Sulasî Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

Alıştırmalar Yanıt
2 Anahtarı

Aşağıdaki cümleleri edilgene (mechûl) çevirerek yeniden yazınız.


ِ ‫الس‬ َّ ِ‫ت ب‬
.‫جاد‬ ُ ‫ش البـَْي‬ ُ ‫ يـُ ْفَر‬.1
.‫دق‬ ِ ‫ان يف ال ُفْن‬ ِ َ‫ ُْتجز غُرفَـت‬.2
ْ َُ
ِ ِ
.‫عن احلادث‬ ‫ تُ ْس َم ُع‬.3
Alıştırma 3
َ ‫األخبار‬
ُ
.‫ـع ِة‬
َ َ‫ تُطْبَ ُع املـَ َجلَّةُ يف املـَطْب‬.4
ِ َ‫تاب على املـَكْت‬ ِ
.‫ب‬ ُ ‫وض ُع الك‬ َ ُ‫ ي‬.5

Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları parantez içinde bulunan cümleye


anlamca uygun mechûl fiillerle doldurunuz.
ِ ِ ِ
ْ ‫ ُش ِرب‬،‫ ُشرح‬،‫ت‬
(‫ت‬
َ َ ْ ‫ ركب‬،‫ فُحص‬،‫ت‬
َُ َ ْ ‫(مسح‬ َ ُ
ُ‫ِح املـ ــَْوضوع‬ َ ‫ ُشر‬.1
ِ
Alıştırma 4 .ُ‫السبّورة‬
ّ ‫ت‬ ْ ‫ ُمس َح‬.2
ِ
.‫يض‬
ُ ‫ص املــَر‬ َ ‫ فُح‬.3
ْ َ‫ ُش ِرب‬.4
.ُ‫ت ال َق ْه َوة‬
ِ
.ُ‫ت السيّ َارة‬ ْ َ‫ ُركب‬.5

Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları uygun harf-i cerlerle doldurunuz.


ِ ‫ هل تُريدين أَ ْن تَـتخلَّصي ِمن احلشار‬.1
‫ات؟‬ َ ََ َ َْ
ِ ِ
ٌ َ ‫مام إىل هذه اللَّ ْجنَة‬
.‫ص ْعب‬ ُ ‫ االنْض‬.2
.‫عن املـسلِمني‬
Alıştırma 5 ْ ُ َ ‫ عفا اهلل‬.3
.‫أتَلَّص ِمن ُديوين‬
ْ َ َ ‫ أُريد أ ْن‬.4
ِ ‫ اِنْض َّم فَريق‬.5
.‫اجلامعة إىل الـمباريات‬
ُ ُ َ
ِ
.‫ت بِــوجود َك معي‬ ِ
َ ُ ُ ‫ ُسرْر‬.6

62
‫‪Arapça III‬‬

‫‪Alıştırmalar Yanıt‬‬
‫‪2‬‬ ‫‪Anahtarı‬‬

‫‪Aşağıdaki cümleleri parantez içindeki kalıp ifadelerden uygun olanlarla‬‬


‫‪doldurunuz.‬‬

‫اسطَِة‪ ،‬للغاية(‬
‫)ال ب َّد ِمن ‪ ،‬بِو ِ‬
‫َ‬ ‫ُ ْ‬
‫‪Alıştırma 6‬‬
‫يضة‪ ،‬ال بُ َّد ِمن أ ْن تَأْ ُكلِي‪.‬‬ ‫‪ِ .1‬‬
‫أنت َمر َ‬
‫ِ‬
‫س للغايَة اليَ ْـوم‪.‬‬‫‪ .2‬اجلَُّو ُم ْشم ٌ‬
‫ت أقاريب يف أمريكا بِو ِاسطَِة اإلنرتنت‪.‬‬ ‫‪َ .3‬و َج ْد ُ‬

‫‪Aşağıda karışık olarak verilen sözcükleri anlamlı cümleler haline getiriniz.‬‬

‫ ‪1-‬‬ ‫وم ْي‬


‫صديقي‪/‬ما‪/‬يَ َ‬ ‫ت‪َ /‬‬‫‪/‬رأَيْ ُ‬
‫ُمْن ُذ َ‬
‫ي‪ .‬‬ ‫صديقي ُمْن ُذ يَـوَم ْ ِ‬ ‫ت َ‬
‫ما َرأَيْ ُ‬
‫ْ‬
‫ع ِّن ‪/‬اخلََب ‪ /‬سئِل ‪2-‬‬ ‫َ‬
‫ُ َ‬
‫ع ِّن‪ .‬‬ ‫ِ‬
‫ُسئ َل اخلَـبَ ُـر َ‬
‫‪Alıştırma 7‬‬ ‫هذه‪/‬جيل‪/‬اجلَُّو‪ /‬األيّام‬
‫ ‪3-‬‬ ‫يف‪/‬للغايَة‪َ /‬‬
‫يل للغايَة يف هذه األيّام‪ .‬‬
‫اجلَُّو َج ٌ‬
‫ِ‬
‫ ‪4-‬‬ ‫ب‪/‬يف‬ ‫‪/‬ش ِر َ‬
‫ب ُ‬‫اللّيل‪ /‬احلَلْي ُ‬
‫ب احلليب يف اللَّْي ِل‪.‬‬
‫ ‬
‫ُش ِر َ َ ُ‬
‫ ‪5-‬‬ ‫وى‪/‬هنا‪/‬يعيشون‪/‬أنم‪/‬كانوا‬
‫ّ‬ ‫يُْـر‬
‫ ‬ ‫يُْـروى أَنَّ ُـه ْم كانوا يعيشو َن هنا‪.‬‬

‫‪63‬‬
Sulasî Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

Alıştırmalar Yanıt
2 Anahtarı
Aşağıdaki Arapça cümleleri Türkçeye çeviriniz.
1- Düğüne davet edildim.

.‫ت إىل َح ْفلَ ِة العُْر ِس‬ ِ


ُ ‫ُدعْي‬
2- Pencere kapatılır.

.ُ‫تُـ ْغلَ ُق النّافِ َذة‬


Alıştırma 8 3- Ramazanda oruç tutulur.

.‫صام يف َرمضان‬
ُ ُ‫ي‬
4- Gerçek bilinir.

.ُ‫تُ ْـعلَ ُم احلَقي َقة‬


5- Sıcaklık derecesi termometre ile ölçülür.
ِ ‫قاس َد َر َجةُ احلَر َارِة بِ ِـم ْق‬
.‫ياس احلَر َارِة‬ ُ ُ‫ت‬
Aşağıdaki Türkçe cümleleri Arapçaya çeviriniz.
ِ ‫ت ُك ُّل األبْو‬
.‫اب‬ ِ
1- ْ ‫فُت َح‬
Bütün kapılar açıldı.

.‫السيّ َارِة‬
َّ ُ‫ت ُس ْر َعة‬ ِ
2- ْ ‫يس‬
َ ‫ق‬
Arabanın hızı ölçüldü.

Alıştırma 9 3- .‫قُ ِط َع اخلُْب ُـز‬


Ekmek kesildi.

4- .‫جاج‬ُّ ‫ُم ِس َح‬


ُ ‫الز‬
Cam silindi.

.‫هار‬ ِ
5-
ُ ‫األز‬
ْ ‫ت‬ ْ َ‫ُسقي‬
Çiçekler sulandı.

bölümün kelimeleri ُ ِ‫َكل‬


‫مات الوحدة‬
‫( إبْراز‬ibrâz) gösterme, sunma, ibraz ‫اِ ْكتِفاء‬
(iktifâ’) bir şeyle yetinme, bir şeyi yeterli
görme
‫( إبْريق‬ibrîk) çaydanlık
ِ ‫( اِلْتَـ َق َط‬iltekata) çekti
‫َّض َح‬
َ ‫( ات‬ittedaha) açık oldu, açıklığa kavuştu
‫( اِ ْمتِناع‬imtinâ’) kaçınma
‫( اِ ْحتَسى‬ihtesâ) yudumladı, yudum yudum içti ِ
‫ض‬َ ‫( انْـتَـ َف‬intefada) silkindi
...‫( اِ ْحتَوى على‬ihtevâ ‘alâ) bir şeyi içerdi, kapsadı ِ
...‫ض َّم إىل‬ َ ْ‫( ان‬indamme ilâ) -e katıldı, dahil oldu, girdi
‫( اِْرتِقاء‬irtikâ’) yükselme, gelişme
‫ضمام‬ ِ ْ‫( اِن‬indimâm) katılım
‫( اِ ْستِ ْهالك‬istihlâk) tüketim

64
Arapça III

‫( أيْـنَما‬eynemâ) nerede, nereye, her nerede, her nereye ‫ف‬


َ ‫ َز َح‬- ‫ف‬
ُ ‫( يَ ْـز َح‬zahafe-yezhafu) sürünmek
...‫( بَ َدالً ِم ْن‬bedelen min) -nın yerine ِ (sâhın) sıcak
‫ساخن‬
‫صر‬
َ َ‫( ب‬basar) görme ‫ َسَّر‬- ‫( يَ ُسُّر‬serra-yesurru) sevindirmek
‫( بَيانات‬beyânât) açıklamalar, beyanlar, (t.)‫بَيان‬ ... ‫ب‬ ِ ‫(سَّر‬surra bi) bir şeye sevindi
(beyân)
ُ
‫( ِسِّري‬sırrî) gizli
‫( بَْـيـنَما‬beynemâ) -iken
‫ َس ِقي‬-‫( يَ ْس َقى‬sakiye-yeskâ) sulamak
‫( تَ ْـبغ‬tebg) tütün
‫( ُس ْوءُ التَّـ ْغ ِذيَة‬sû’u’t-tagziye) kötü beslenme
‫( َْتضري‬tahdîr) hazırlama
‫احل‬ ِ ‫( سو‬sevâhil) sahiller, plajlar (t.) ‫ساحل‬ ِ (sâhil)
‫( َْتمري‬tahmîr) demleme, mayalama
‫( َشدائِد‬şedâ’id) zorluklar, zor zamanlar
...‫ص ِم ْن‬
َ َّ‫ـخل‬
َ ‫( تَـ‬tehallasa min) bir şeyden kurtuldu ِ (sâhib) arkadaş
‫صاحب‬
‫( تَرحيب‬terhîb) selamlama, hoş geldin deme
‫( صيغَة‬sîga ) şekil, biçim, form
‫األضواء‬
ْ ‫ليط‬‫س‬ ‫ت‬
َْ (teslîtu'l-edvâ) aydınlatma, aydınlığa
‫باعة‬ ِ
kavuşturma, ışık tutma َ ‫( ط‬tıbâ‘a) baskı, baskıya dökme
‫( تَعاطي‬te‘âtî) alıp verme ‫عاىن‬ (‘ânâ) katlandı

‫( تَعانَ َق‬te‘ânaka) sarıldı ‫‘( عريض‬arîd) kapsamlı, kalın, geniş


‫( تَ ْـعزيز‬ta‘zîz) güçlendirme, kuvvetlendirme ‫ عفا‬-‫‘( يَ ْـعفو‬afâ-ya‘fu) affetmek (‫ َع ْن‬: birini)
‫( َتـَيُّز‬temeyyuz) ayırdedilme, temayüz etme ‫( َغفور‬gafûr) çok affeden, çok bağışlayan
...‫ب على‬ َ ‫( تَ َـو َّج‬teveccebe ‘alâ) bir kişiye gerekti, ‫ َغلَى‬-‫( يَـ ْغلِي‬galâ- yaglî) kaynamak
lazım oldu
‫( َغليظ‬galîz) kalın
‫( َح ْذف‬hazf ) atma, hazfetme
ِ َ‫( ف‬fâdıl) faziletli, erdemli
‫اضل‬
‫( ُحقوق األطْفال‬hukûku’l-etfâl) çocuk hakları
‫( فَ َـرج‬ferec) rahatlama, kurtuluş
‫ َح َّل‬- ‫( َِي ُل‬halle-yahıllu) gelmek, girmek
‫( فَ ْـوَهة‬fevhe) ağız
‫( َحليم‬halîm) yumuşak huylu, hoş görülü
‫( قِـيَم‬kıyem) değerler, kıymetler, (t.) ‫يمة‬ ِ
َ ‫( ق‬kıyme)
‫( ُخ َباء‬huberâ’) uzmanlar, (t.) ‫( َخبِري‬habîr)
‫( َكْي ِفيَّة‬keyfiyye) durum, özellik, nitelik
‫ َد َّل‬- ‫( يَ ُد ُّل‬delle-yedullu) göstermek, delâlet etmek
(‫على‬: bir şeyi, bir şeye)
‫( َْمهودات‬mechûdât) çabalar, (t.) ‫( َْمهود‬mechûd)

‫( ُديُون‬duyûn) borçlar, (t.) ‫( َديْن‬deyn) ‫األمراض‬ ْ ُ‫( ُم َاربَة‬muhârebetu’l-emrâd) hastalıklarla


mücadele
‫( َرفَ َع األَذان‬refe‘a’l-ezân) ezan okudu ‫( َم ْرء‬mer‘) kişi
‫ َرَمَز‬- ‫( يَ ْـرُمُز‬remeze-yermuzu) işaret etmek ‫( ُم ْر ِعب‬mur‘ib) korkunç, korkutucu

65
Sulasî Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

‫ياس احلَر َارِة‬ ِ


ُ ‫( م ْق‬mikyâsu’l-harare) termometre ‫ناسبَة‬
َ ‫( ُم‬munâsebe)
‫( ُم َك َّعب‬muka‘‘ab) küp (şekilli) ‫( َمواقِف‬mevâkif ) durumlar, konumlar, tutumlar, (t.)
‫( ِم ْلء‬mil’e) doldurma ‫( َم ْوقِف‬mevkıf)
ِ ‫( م‬melâ‘ık) kaşıklar, (t.) ‫( ِم ْلع َقة‬mil‘aka) ِ (nâcim) kaynaklanan
‫ناجم‬
‫العق‬ َ َ
‫ف‬ ِ ‫ نَـ َف َخ‬-‫( يَـْنـ ُف ُخ‬nefeha-yenfuhu) üflemek
ّ َ‫( مل‬mileff) dosya, klasör
‫مناخ‬/‫ناخ‬ ‫( ُنُّو‬numuvv) gelişme, büyüme, yetişme
َ ‫( ُم‬menâh/ munâh) hava (şartları), iklim
‫ناسبات‬ ‫( َو ْس َو َسة‬vesvese) vesvese, kuruntu
َ ‫ُم‬ (munâsebât) vesileler, münasebetler, (t.)

bölümün deyimleri ‫تعبریات الوحدة‬


‫اد األورويب‬ ِ (el-ittihâdu’l-ûrubî) Avrupa Birliği
ُ ‫اال ِّت‬
ِ ‫( بـِمعد‬bimu‘addeli) oranında
‫َّل‬ َُ
‫( تِْلقائِيًّا‬tilkâ’iyyen) kendiliğinden
ً‫( ُرَويْداً ُرَويْدا‬ruveyden ruveyden) yavaş yavaş
...‫الر ْغم من‬ َّ ‫‘( على‬ala’r-ragmi min) –e rağmen
...‫‘( ِع َوضاً َع ْن‬ıvadan ‘an) …nın yerine
‫ك اهلل عْنها‬ َ‫ض‬ َ ‫‘( َع َّو‬avvedakallâhu ‘anhâ) Allah onun karşılığını sana versin (canın sağolsun anlamında
kullanılır)

‫( يف املقابل‬fi’l-mukâbil) buna mukabil, buna karşılık


...‫( ال بُ َّد من‬lâ budde min) -meli, -malı, …gerekir, …gerek, -sız olmaz
...‫( ال يَِق ُّل أ َّهَّة عن‬lâ yakıllu ehemmiyye ‘an) …dan daha az önemli değil
‫( للغايَة‬li’l-gâye) son derece

Kısaltma
ِ ‫ إىل‬- (ilâ âhirihi) ve benzeri
...‫ إخل‬-‫آخ ِره‬

66
Bölüm 3
Mezîd Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı
Sulâsî Mezîd Fiillerde Edilgen (Mechûl)
öğrenme çıktıları

Günlük Hayatımızda Arapça 3 Yapı

1 2
1 Bölümde geçen bazı sözcük yapılarını 2 Arapça mezîd fiillerin edilgen (mechûl)
kullanarak diyalog gerçekleştirme becerisi yapısını tanıma, ma‘lûm bir mezîd fiili
kazanabilme mechûle çevirebilme

Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı Fiiller Arapçada Kalıp İfadeler

3 4
3 Arapçada Harf-i cerlerle kullanılan bazı 4 Arapçada sıklıkla kullanılan bazı ifade
fiilleri tanıma ve bunları cümle içinde biçimlerini tanıma ve yerinde kullanma
kullanma becerisi kazanabilme becerisi elde edebilme

Anahtar Sözcükler ‫املفتاحية‬ ‫ الكلمات‬: • Sulâsî Mezîd Fiillerde Edilgen Yapı (‫للمجهول (الفعل الثالثي املزيد‬ ِ
َ ‫الفعل املَْبين‬
• Nâibu’l-Fâil ‫نائب الفاعل‬

68
Arapça III

GİRİŞ ‫ُم َق ّدمة‬


Arapça mezîd fiil kalıplarının mâzî, muzâri, emir ve mastar şekillerini ikinci kitabınızda görmüştünüz.
Bu bölümde ise gerçek özne ile değil de sözde özne ile kullanılan edilgen (mechûl) mezîd fiilleri tanıyacak,
Arapçada mezîd fiillerin edilgen (mechûl) yapıya nasıl çevrildiğini öğreneceksiniz. Geçen bölümde sulâsî
fiillerin edilgen yapısı anlatılırken görmüş olduğunuz nâ’ibu’l-fâil (sözde özne) konusunu bu bölümde
mezîd fiillerin edilgen yapısı anlatılırken daha da pekiştirme imkânı elde edeceksiniz.
Ayrıca harf-i cerle kullanılan bazı fiillerin kullanımına yönelik örneklere ve kalıp ifadelere de yer ve-
rilecek, bir diyalog ve bir metin ile konu pekiştirilmeye çalışılacaktır. Bölümün sonunda öğrendiklerinizi
yaşamla ilişkilendireceğiniz bir metin ve bazı Arap atasözleri de bulacaksınız.

GÜNLÜK HAYATIMIZDA ARAPÇA 3

٣ ‫العربية يف حياتنا اليوميّة‬


‫يف الفندق‬
‫عاما ِل ْح َدى‬ ًّ ‫ي حممد املَْرزوق قَ ْـب َل َش ْه ٍر ُم ِد ًيرا‬ َ ِّ ُ‫ع‬
ِ.‫وديَِّة اليت تَـعمل يف َم ِال الطاقَة‬ ِ ‫السع‬ ِ
ُ َ ْ
ِ ُ ُّ ‫الش ِرَكات‬ َّ
‫ص َل َم َساءَ اليَ ْـوم إىل ُد َب ِل ْجتِماع َع َم ٍل ُم ِه ٍّم‬ َ ‫َو َو‬
ِ ِ ِ ِ
،‫ين األَتْراك‬ َ ‫َسيَ ْـعق ُدهُ يف فُـْن ُدق السو ِاحلي َم َع املُ ْستَثْم ِر‬
‫ وهو اآلن يَت َكلَّ ُم مع‬.‫ليل يف ال ُفْن ُدق‬ ٍ َ‫ونََـزَل قَ ْـب َل ق‬
Otelde :‫ َهيَّا نَ ْستَ ِمع إِلَْي ِه َما‬.‫اال ْستِ ْقبال‬
ِ ‫ف‬ ِ َّ‫موظ‬
َُ
Muhammed Merzûk bir ay önce enerji alanında
çalışan Suudi şirketlerin birine genel müdür olarak
‫ أنا حممد املرزوق‬.‫ َم ْر َحباً بِ ُكم‬:‫حممد املَْرزوق‬
atandı. Türk yatırımcılarla birlikte Sevâhılî otelinde .‫ف‬ٍ ‫ لَ َدينا حجز مسبق لِع ْش ِر غُر‬.‫عوديَّة‬ ِ ‫من الس‬
َ َ َْ ُ ٌْ َ ِ ْ ِ ّ ِ
düzenleyeceği önemli bir iş toplantısı için bugün ak-
şam Dubâi’ye ulaştı. Biraz önce otele vardı. Şu anda
‫ف‬.‫ف‬.‫ف م ْن قـبَ ِل َش ِرَكة ب‬ ُ َُ ْ ‫ُحجَز‬
‫ر‬ ‫الغ‬ ‫ت‬
.‫بوع املاضي‬ ِ ‫األس‬ ِ ُّ
karşılama (resepsiyon) görevlisi ile konuşuyor. Haydi, ْ ‫السعُوديَّة يف‬
onlara kulak verelim:
.‫ أهالً و َس ْهالً بِ ُك ْم يا َسيِّ ِدي‬:‫موظّف االستقبال‬
Muhammed el-Merzûk: Merhaba, ben Suudi
ٌ‫اح َدة‬ ِ ‫ف؛ و‬ ٍ ‫ندنا ع ْشر غُر‬ ِ ‫َش ِرَكتُ ُكم حجز‬
Arabistan’dan Muhammed el-Merzûk. Bi- َ َ َ ِ َ ‫تِ ع‬ ْ ََ َ
ِ َ ِ‫لِ ِسيادت‬
zim on odalık bir rezervasyonumuz vardı. .‫ضيُوف ُكم األَتْراك‬ ُ ‫ك وت ْس ٌع‬
‫ل‬ ََ
Odalar Suudi B.F.F. şirketi tarafından ge-
ِ
‫ضيُوفُنا الكَر ُام‬
çen hafta ayırtıldı. ُ ‫ كان‬.‫صحيح‬ َ ‫ هذا‬:‫حممد املَْرزوق‬
Resepsiyon Görevlisi: Hoş geldiniz beyefendi. ‫ َه ْل ُه ْم اُ ْستُـ ْقبِلُوا يف‬.‫باح اليوم‬ َ ‫ص‬ َ ‫َسيأْتون‬
Şirketiniz bizde on oda ayırttı. Biri sizin
için, dokuzu Türk misafirleriniz için. ‫ال َـمطا ِر؟‬
Muhammed el-Merzûk: Bu doğru. Değerli mi- ‫ اُ ْستُـ ْقبِ َل‬،‫ نَ َـعم يا َسيِّ ِدي‬:‫موظّف االستقبال‬
safirlerimiz bugün sabah gelecekti. Havaa-
‫ضُروا إىل‬ ِ ‫ضيوفُكم ِف الـمطا ِر و أُح‬
lanında karşılandılar mı? ْ َ ُ
Resepsiyon Görevlisi: Evet efendim. Misafirleri- ‫ و ُه ْم اآلن يَ ْس َِتحيُو َن يف غَُرفِ ِه ْم يف‬،‫ال ُفْن ُدق‬
ِ ِ
niz havaalanında karşılandı ve otele getiril- 1005 ‫ك يف غُرفة رقم‬
ْ َ ‫ وس‬.‫الطابِ ِق العاشر‬
َ ُ‫يادت‬
di. Onlar şimdi onuncu kattaki odalarında
dinleniyorlar. Zatıâliniz de aynı katta 1005 .‫س الطابِ ِق‬ ِ ‫(أَلف و خَْسة) يف نَـ ْف‬
numaralı odadasınız.

69
Mezîd Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

Muhammed el-Merzûk: Çok teşekkürler. Ba- ِ ِ


vullar odaya gönderildi mi?
‫ب‬ُ ‫ت احلََقائ‬ ْ َ‫ َه ْل أ ُْرسل‬.ً‫ ُشكًْرا َج ِزيال‬:‫حممد املَْرزوق‬
Resepsiyon Görevlisi: Evet, efendim, işte bu ‫إىل الغُْرفَة؟‬
anahtar, bilmenizi isteriz ki onuncu katta- ‫ ها هو‬،‫ نَ َـعم يا َسيِّ ِدي‬:‫موظّف االستقبال‬
ki odalar çok büyük. Küçük iş toplantıla-
rında kullanılabildikleri için genellikle iş ‫عاشر‬ِ ْ‫ف يف الدَّوِر ال‬
ْ َ ‫َن الغَُر‬ َّ ‫ ِع ْلماً بِأ‬.‫تاح‬ُ ‫املِ ْف‬
adamları tarafından tercih ediliyor. Bu oda- ِ
‫رجال‬ ‫َّل َع َاد ًة من قِبَ ِل‬ ُ ‫بريةٌ ِجدًّا وتُـ َفض‬ َ ‫َك‬
‫ماعات َع َم ٍل‬ ِ ِ‫ألنا تُستـعمل ِلجت‬
ْ ُ َ ْ َ ْ ّ ‫َعمال‬ ْ ‫األ‬
lar iş adamları arasında küçük toplantılar
yapmak için gerekli her şeyi içeriyor. İçe-
ُ ‫ هذه الغَُر‬.‫صغِ َرية‬ ٍ
risinde bilgisayar, akıllı ekran, akıllı tahta, ُ ‫ف َْتتَ ِوي على ُك ِّل ما ُْي‬
‫تاج‬
ِ ‫إليه لِع ْق‬
َ
‫األعمال؛‬ ْ ِ
‫جال‬ ِ
‫ر‬ ‫بني‬ ‫غري‬ ‫ص‬ ‫تماع‬
ٍ ‫اج‬ ‫د‬
dikdörtgen toplantı masası ve buna benzer َ ْ َ
‫وسبُّ َورٌة‬ ‫ة‬ َِّ‫اشةٌ ذَك‬
‫ي‬ ‫ش‬ ‫و‬ ‫حاسوب‬ ‫فيها‬ ‫وج ُد‬
َ ُ‫ي‬
şeyler bulunuyor.
َ َ َ ٌ
.‫تماعات ُم ْستَ ِطيلَةٌ وما شابه‬ ٍ ‫اج‬ ِ
ْ ُ‫ذَكيَّة وطاولة‬
Muhammed Merzûk: Bu harika bir hizmet; an-
cak biz toplantı salonunu kullanacağız.
‫لكن َْن ُن‬ ِ
Resepsiyon Görevlisi: Bunu biliyoruz. İkinci ْ ‫ و‬،ٌ‫ هذه خدمةٌ رائعة‬:‫حممد املَْرزوق‬
kattaki toplantı salonu sizin için hazırlandı. .‫اال ْجتِماع‬ ِ َ‫اعة‬ ِ
َ َ‫َسنَ ْستَ ْـعم ُل ق‬
Toplantıya Birleşik Arap Emirliklerinden iş
‫َّت‬ ِ ُ ‫ َْن ُن نَ ْـع ِر‬:‫موظّف االستقبال‬
adamları da katılacak. ْ ‫ أُعد‬.‫ف ذلك‬
Muhammed Merzûk: Teşekkürler. Kıymetli ‫وسيَ ْش َِت ُك‬ ِ
َ .‫ماع يف الطاب ِق الثاين‬ ِ ِ‫اال ْجت‬ ِ ُ‫قاعة‬
َ ‫لَ ُك ْم‬
misafirlerimizi yarın öğleden sonra şehirde .ً‫أعمال من اإلمارات أيضا‬ ٍ ْ ‫جال‬ ُ ‫اال ْجتماع ِر‬ ِ ِ ‫يف‬
turistik bir geziye de götürmek istiyorum.
‫الكرام‬ِ ‫ وأَوُّد أن آخ َذ ضيوفَنا‬.ً‫ ُش ْكرا‬:‫حممد املَرزوق‬
Yarın hava nasıl olur acaba? ُُ ُ َ ْ
Resepsiyon Görevlisi: Yarın havanın güneşli ol- ِ ٍ
ً‫إىل َج ْولَة سياحيَّة يف الـ َـمدينَة َغدا‬ ِ ِ ٍ
ması bekleniyor efendim. ‫ف يَ ُكو ُن اجلَُّو َغداً؟‬ َ ‫ أَ تَُـرى َكْي‬،‫بَ ْـع َد الظُّ ْه ِر‬
ً‫ يُـتَ َـوقَّ ُع أ ْن يَكو َن اجلَُّو ُم ْش ِمسا‬:‫موظّف االستقبال‬
Muhammed Merzûk: Bu güzel. Görüşmek üzere.

.‫َغداً يا َسيِّدي‬
.‫ إىل اللقاء‬.‫ هذا َجيل‬:‫حممد املَْرزوق‬

dikkat
Resmi görüşmelerde ‫يادتَك‬ ِِ ْ َ‫ِل‬
َ ‫( لس‬li-siyâdetek), ‫ضَرتَك‬
(li-hadratek) ifadeleri, ‫ك‬ َ َ‫ ل‬yerine kullanılabilir. Bu,
‫ك‬َ َ‫ل‬ 'ye göre daha kibar ve resmi bir kullanılış biçimi-
dir. (Konuşma dilinde Araplar sondaki tamlayan zamiri
olan “kef ”i, eril veya dişil durumuna göre fethalı veya dikkat
kesralı telaffuz etmek yerine sükûn ile harekeliymiş gibi َّ ‫ ِع ْلماً أ‬/ ‫َن‬
‫َن‬ َّ ‫ ِع ْلماً بِأ‬bilginiz olsun, bilmenizi iste-
okuyup “kef ”in alması gereken harekeyi kendisinden riz ki, şunu ifade edeyim ki anlamlarında kulla-
önceki “te”ye aktarırlar. Böylece erkek için “li-hadratek” nılmaktadır.
veya “li-siyâdetek”, kadın için “li-hadratik” veya “li-
siyâdetik” biçiminde kullanarak baştaki “li” harficerine
amel ettirmemiş olurlar. Fasih kullanımın erkek için “li-
hadratike”, “li-siyâdetike”; kadın için “li-hadratiki”, “li-
siyâdetiki” biçiminde olduğunu biliniz.)

70
Arapça III

Öğrenme Çıktısı
1 Bölümde geçen bazı sözcük yapılarını kullanarak diyalog gerçekleştirme becerisi
kazanabilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 1 Karşılaştır Paylaş

Verilen diyaloğu okuyunuz


Verilen diyalogda geçen Diyalogda geçen mechûl
ve arkadaşlarınızla birlikte
mechûl fiillerin altını çizi- fiillerin yapılarını birbiriyle
Arapça olarak canlandırma-
niz. Anlamlarını araştırınız. karşılaştırınız.
ya çalışınız.

DİL BİLGİSİ: SULÂSÎ MEZÎD FİİLLERDE EDİLGEN (MECHÛL) YAPI

(‫للمجهول (الفعل الثالثي املزيد‬ ِ


َ ‫ الفعل املَْبين‬:‫القواعد‬
Arapça mezîd fiil kalıplarının mâzî, muzâri, emir ve mastar şekillerini ikinci kitabınızda görmüştünüz.
Gerçek özne ile değil de sözde özne ile kullanılan edilgen (mechûl) mezîd fiilleri ve bu fiillerin edilgen
(mechûl) yapıya nasıl çevrildiğini inceleyelim.

Mezîd Fiillerde Mâzî Mechûl


Türkçede fiil köküne ses uyumuna göre “-ıl, -il, -ul, -ül” eklerinden birinin getirilmesiyle elde edilen
edilgen yapı, mezîd fiillerde mâzî formda fiilin son harfinin harekesi değiştirilmeksizin sondan bir önceki
harfin harekesinin esreye, daha önceki harflerin sükûn dışındaki harekelerinin ötreye çevrilmesiyle elde
edilir.
Aşağıdaki örneklerde bu durumu inceleyelim:

Mezîd Mechûl Mâzî Mezîd

‫أُفْ ِع َل‬ ‫أَفْ َـع َل‬


‫فُ ِّـع َل‬ ‫فَ َّـع َل‬
‫وع َل‬ ِ ُ‫ف‬ ‫فاعل‬
‫اُفْـتُ ِع َل‬ ‫اِفْـتـََع َل‬
‫تُـ ُف ِّع َل‬ ‫تَـ َف َّع َل‬
‫وع َل‬ ِ ‫تُـ ُف‬ ‫اع َل‬َ ‫تَـ َف‬
‫اُ ْستُـ ْف ِع َل‬ ‫اِ ْستَـ ْف َع َل‬

dikkat
‫ اِنْـ َف َع َل‬kalıbı anlamca edilgen olduğu için ayrıca mechûle çevrilmez.

71
Mezîd Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

indirildi ‫أُنْ ِزَل‬ indirdi ‫أَنْ َـزَل‬


ikrâm edildi ‫أُ ْك ِرَم‬ ikrâm etti ‫أَ ْكَرَم‬
yürütüldü ‫ُسيِّ َـر‬ yürüttü ‫َسيَّ َـر‬
oluşturuldu ‫ُك ِّو َن‬ oluşturdu ‫َك َّو َن‬
‫ش‬ ِ
tartışıldı
َ ‫نُوق‬ tartıştı ‫ش‬
َ َ‫ناق‬
izlendi ‫تُوبِ َـع‬ izledi ‫تابَ َع‬
‫صَر‬ ِ ُ‫اُنْـت‬ ‫صَر‬ ِ
kazanıldı kazandı
َ َ‫انْـت‬
düşünüldü ‫اُفْـتُ ِكَر‬ düşündü ‫اِفْـتَ َكَر‬
yarışıldı ‫تُ ُسوبِ َـق‬ yarıştı ‫تَسابَ َق‬
tereddüt edildi ‫تُُـرِّد َد‬ tereddüt etti ‫تَ َـرَّد َد‬
kullanıldı ‫اُ ْستُ ْخ ِد َم‬ kullandı ‫اِ ْستَ ْخ َد َم‬

Mezîd mechûl fiil, çekimi bakımından ma‘lûm yapıdan farklı değildir. (‫ )اُ ْعتُ ِقل‬fiili örneğinde bu du-
rumu görelim.
َ

Çoğul (Cem‘) İkil (Tesniye) Tekil (Mufred)

‫ُه ْم اُ ْعتُ ِقلُوا‬ ‫ُها اُ ْعتُ ِقال‬ ‫ُه َو اُ ْعتُ ِق َل‬ Gâib
Onlar tutuklandılar O ikisi tutuklandı O tutuklandı
‫ْن‬ ِ
َ ‫ُه َّن اُ ْعتُقل‬ ‫ُها اُ ْعتُ ِقلَتا‬ ‫ت‬ْ َ‫ِه َي اُ ْعتُ ِقل‬ Gâibe
Onlar tutuklandılar O ikisi tutuklandı O tutuklandı
‫أَنْ ــتُ ْم اُ ْعتُ ِقلْتُ ْم‬ ‫أَنْـتُما اُ ْعتُ ِقلْتُما‬ َ ‫ت اُ ْعتُ ِقل‬
‫ْت‬ َ ْ‫أَن‬ Muhâtab
Sizler tutuklandınız Siz ikiniz tutuklandınız Sen tutuklandın
َُّ ‫ـت اُ ْعتُ ِقل‬
‫ْت‬ َُّ ْ‫أَن‬ ‫أَنْــتُما اُ ْعتُ ِقلْتُما‬ ِ ‫ت اُ ْعتُ ِقل‬
‫ْت‬ ِ ْ‫أَن‬ Muhâtaba
Sizler tutuklandınız Siz ikiniz tutuklandınız Sen tutuklandın
‫َْن ُن اُ ْعتُ ِقلْنا‬ ُ ‫أَنا اُ ْعتُ ِقل‬
‫ْت‬ Mutekellim
Biz tutuklandık Ben tutuklandım

Mezîd fiillerden ‫ اِفْـتَ َـعل‬kalıbına dâir mechûl çekim örneğini yukarıda gördünüz. Şimdi diğer kalıpların
َ
mechûl formlarını örneklerle inceleyelim:
‫َع َّد‬ ِ
َ ‫( أ‬hazırladı) fiili ‫( أُع َّد‬hazırlandı) şeklinde edilgen yapılır.
‫( اِ ْستَـ ْقبَ َل‬karşıladı) fiili, ‫( اُ ْستُـ ْقبِ َل‬karşılandı) biçiminde edilgen yapılır.
‫( بايَ َع‬biat etti) fiili, ‫( بُويِ َع‬biat edildi) biçiminde edilgen yapılır.
‫نادى‬ ِ
َ (seslendi, çağırdı) fiili, ‫ي‬ َ ‫( نُود‬seslenildi, çağrıldı) biçiminde edilgen yapılır.
‫( تَ َـو َّف‬canını aldı) fiili, ‫( تُ ُـوفِّ َـي‬canı alındı, öldü) biçiminde edilgen yapılır.

72
Arapça III

Nâkıs ve lefîf fiillerden türetilen mezîd fiiller mâzî mechûl forma uyarlandığında, sondaki illetli harf
-aslen ister vâv, isterse ye olsun- daima ye olarak görünür. Örneğin:
‫( اِ ْستَ ْد َعى‬çağırtmak, çağırmak) fiili mechûl formda ‫( اُ ْستُ ْد ِع َي‬çağrılmak, davet edilmek), şeklinde kul-
lanılır.

Mezîd Fiillerde Muzâri Mechûl


Mezîd fiillerin Geniş/Şimdiki Zaman formları mechûle çevrilirken fiilin son harfinin harekesi ile sükûn
harekeleri hiç değişmez. Baştaki muzaraat harfinin harekesi dammeye, fiilin diğer harekeleri fethaya çevri-
lir. Aşağıda tüm mezid kalıpların mechûl şekilleri bir tablo halinde verilmektedir.

Mechûl Muzâri Mâzî

‫يُـ ْف َع ُل‬ ‫يُـ ْف ِع ُل‬ ‫أَفْ َـع َل‬


‫يُـ َف َّع ُل‬ ‫يُـ َف ِّع ُل‬ ‫فَ َّـع َل‬
‫فاع ُل‬ ِ ‫يـ َف‬
َ ُ‫ي‬ ‫اع ُل‬ ُ ‫اع َل‬
َ َ‫ف‬
‫يُـ ْفتـََع ُل‬ ِ
‫يَـ ْفتَع ُل‬ ‫اِفْـتـََع َل‬
‫يُـتَـ َف َّع ُل‬ ‫يَـتَـ َف َّع ُل‬ ‫تَـ َف َّع َل‬
‫اع ُل‬
َ ‫يُـتَـ َف‬ ‫اع ُل‬ َ ‫يَـتَـ َف‬ ‫اع َل‬َ ‫تَـ َف‬
‫يُ ْستَـ ْف َع ُل‬ ‫يَ ْستَـ ْف ِع ُل‬ ‫اِ ْستَـ ْف َع َل‬

Şimdi yukarıda verilen kalıplara dair bazı örnekleri inceleyelim:

Muzâri Mechûl Muzâri Mâzî

Düzenleniyor ‫يُـنَظَّ ُم‬ Düzenliyor ‫يُـنَظِّ ُم‬ ‫نَظَّ َم‬


Destekleniyor ‫يُ َد َّع ُم‬ Destekliyor ‫يُ َد ِّع ُم‬ ‫َد َّع َم‬
‫شاه ُد‬ ِ ‫ي‬
İzleniyor َ ُ‫ي‬ İzliyor ‫شاه ُد‬ ُ ‫شاه َد‬
َ
Bekleniyor ‫يـُْنتَظَُر‬ Bekliyor ِ
‫يـَْنتَظُر‬ ‫اِنْـتَظََر‬
Katılınıyor ‫يُ ْشتَ َـرُك‬ Katılıyor ‫يَ ْش َِت ُك‬ ‫اِ ْشتَ َـرَك‬
Kullanılıyor ‫يُ ْستَ ْخ َد ُم‬ Kullanıyor ‫يَ ْستَ ْخ ِد ُم‬ ‫اِ ْستَ ْخ َد َم‬
Kullanılıyor ‫يُ ْستَ ْـع َم ُل‬ Kullanıyor ‫يَ ْستَ ْـع ِم ُل‬ ‫اِ ْستَ ْـع َم َل‬

73
Mezîd Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

Muzâri mechûl fiil çekimi, muzâri ma‘lûm fiil çekiminden farklı değildir. Bu durumu (‫ )يـُْعتَـ َقل‬muzâri
mechûl fiilinin çekimini yaparak birlikte görelim:
ُ

Çoğul (Cem‘) İkil (Tesniye) Tekil (Mufred)

‫ُه ْم يُ ْـعتَـ َقلو َن‬ ِ ‫ُها ي ْـعتَـ َق‬


‫الن‬ ‫ُه َو يُ ْـعتَـ َق ُل‬
ُ Gâib
Onlar tutuklanıyorlar O ikisi tutuklanıyor O tutuklanıyor

‫ْن‬
َ ‫ُه َّن يُ ْـعتَـ َقل‬
ِ ‫ُها تُ ْـعتَـ َق‬
‫الن‬ ‫ِه َي تُ ْـعتَـ َق ُل‬ Gâibe
Onlar tutuklanıyorlar O ikisi tutuklanıyor O tutuklanıyor

‫أَنْـتُ ْم تُ ْـعتَـ َقلو َن‬ ِ ‫أَنْـتُما تُ ْـعتَـ َق‬


‫الن‬ َ ْ‫أَن‬
‫ت تُ ْـعتَـ َق ُل‬ Muhâtab
Sizler tutuklanıyorsunuz Siz ikiniz tutuklanıyorsunuz Sen tutuklanıyorsun

‫ْن‬ َُّ ْ‫أَن‬ ِ ‫أَنْــتُما تُ ْـعتَـ َق‬ ِ ِ ْ‫أَن‬


َ ‫ـت تُ ْـعتَـ َقل‬ ‫الن‬ ‫ني‬
َ ‫ت تُ ْـعتَـ َقل‬ Muhâtaba
Sizler tutuklanıyorsunuz Siz ikiniz tutuklanıyorsunuz Sen tutuklanıyorsun

‫َْن ُن نُ ْـعتَـ َق ُل‬ ‫أَنا أُ ْعتَـ َق ُل‬ Mutekellim


Biz tutuklanıyoruz Ben tutuklanıyorum

Nâkıs fiilden elde edilen mezîd fiillerin muzârileri edilgen yapıya çevrilirken sondaki illetli harf daima
bu fetha harekesine uygun illetli harf olan elif biçiminde görünür. Buradaki illetli harf daima elif-i maksûre
biçiminde yazılır. Örnek:
(davet ediliyor, çağırılıyor) ‫عى‬ ِ ِ
َ ‫ يُستَ ْد‬- (davet ediyor, çağırıyor) ‫يَستَ ْدعي‬- ‫ ا ْستَ ْد َعى‬- ‫َدعا‬
ْ ْ
Şimdi sulâsî fiillerin edilgen yapısı anlatılırken görmüş olduğunuz nâ’ibu’l-fâil (sözde özne) konusunu
mezîd fiiller bağlamında tekrar ele alarak pekiştirelim.
Hatırlayacağınız üzere etken cümlenin fiili mechûle (edilgene) dönüştürüldüğünde etken cümlenin
nesnesi sözde özne, yani nâibu’l-fâil konumuna geliyordu. Şimdi mezîd fiille oluşturulmuş bir cümlenin
etken formda olan fiilini edilgen yapıya dönüştürmek suretiyle hem fiilde, hem de cümlede meydana gelen
değişimi birlikte görelim:
(Çocuk mektubu gönderdi.) .َ‫أ َْر َس َل الطِّْف ُل ال ِرسالَة‬
.ُ‫الرسالَة‬ ِ
(Mektup gönderildi.)
ّ ‫ت‬ ْ َ‫أ ُْرسل‬
Yukarıda “Çocuk mektubu gönderdi.” cümlesinin fiili etkendir, dolayısıyla gönderme eylemini gerçek-
leştiren ‫ الطِّ ْفل‬sözcüğü fâil ve dolayısıyla merfû; gönderme eyleminden etkilenen َ‫الرسالَة‬
ِّ sözcüğü de mefûl
ُ
ve dolayısıyla mansûbdur. Fâil eril bir kelime olduğu için fiil de 3. tekil eril formda kullanılmıştır.
Bu cümlenin fiilini ‫ُر ِسل‬
َ ْ ‫ أ‬biçiminde edilgen yapıya dönüştürünce, fâil olan sözcük cümleden düşü-
rülmüş, ilk cümlede mefûl konumunda olan ‫ الرسالة‬sözcüğü failin yerine geçerek, yani nâibu’l-fâil ola-
ّ
rak mansûb durumdan merfû duruma dönüşmüştür. Çünkü nâibu’l-fâil de daima merfûdur. Fâil ile fiil
arasındaki cinsiyet uyumu nâibu’l-fâil ile fiil arasında da olması gerektiğinden, yeni cümlede naibu’l-fâil
olan ‫ الرسالة‬sözcüğü dişil bir kelime olduğu için fiil de ona uyarak (‫ت‬ ِ
ّ ْ َ‫ )أ ُْرسل‬biçiminde 3. tekil dişil formda
kullanılmıştır. Aşağıdaki benzer cümleleri inceleyelim:

74
Arapça III

A)
(Öğretmen dersi bildirdi - anlattı.)
َ ‫أعلَ َم املـَُعلِّ ُم الد َّْر‬
.‫س‬ ْ
.‫س‬ ِ
(Ders bildirildi - anlatıldı.)
ُ ‫أ ُْعل َم الد َّْر‬
(Doktor, hastayı tedavi etti.) .‫يض‬ ُ َّ‫َعالَ َـج الط‬
َ ‫بيب الـ َـم ِر‬
ِ
(Hasta tedavi edildi.) ُ ‫عُول َج امل ــَِر‬
.‫يض‬

.‫سافر السائِ َق‬ ِ


(Yolcu şoförü suçladı.)
ُ ُ‫اتَّ َـه َم املــ‬
(Şoför suçlandı.) .‫اُُّتِ َم السائِ ُق‬

(Öğrenci televizyon izledi.) .‫فاز‬


َ ‫الطالب التِّـ ْل‬
ُ ‫شاه َد‬
َ
.‫فاز‬ ِ
(Televizyon izlendi.) ُ ‫ُشوه َد التِّـ ْل‬
ِ
(Öğrenciler bilgisayarı kullandı.) .‫احلاسوب‬
َ ُ ‫ا ْستَ ْخ َد َم الطَُّل‬
‫ب‬
(Bilgisayar kullanıldı.) .‫احلاسوب‬
ُ ‫اُ ْستُ ْخ ِد َم‬
B)
(Kadın öğretmen gerçeği bildirdi - anlattı.) .َ‫ت املـَُعلِّ َمةُ احلَقيقة‬ ْ ‫أعلَ َم‬
ْ
.ُ‫ت احلَقي َقة‬ ِ
(Gerçek bildirildi - anlatıldı.) ْ ‫أ ُْعل َم‬
(Kadın doktor kadın hastayı tedavi etti.) .َ‫يضة‬َ ‫ت الطبيبَةُ الـ َـم ِر‬ ْ ‫ـج‬
َ َ‫َعال‬
َ ‫ت الـ َـم ِر‬
.ُ‫يضة‬ ِ ‫ع‬
ْ َ‫ول‬
(Kadın hasta tedavi edildi.) ُ
ِ ِ
(Hemşire kadın, kadın sürücüyü suçladı.) .َ‫ضةُ السائ َقة‬ َ ‫ت ال ُـم َمِّر‬ْ ‫اتَّ َـه َم‬
.ُ‫ت السائَِقة‬ ِ
(Kadın sürücü suçlandı.) ْ ‫اُُّت َم‬

(Leyla maçı izledi.) .َ‫ت ليلى ال ُـمباراة‬ ْ ‫شاه َد‬


َ
.ُ‫ت ال ُـمباراة‬ ِ
(Maç izlendi.) ْ ‫ُشوه َد‬
ِ ِ
(Kız öğrenciler akıllı tahtayı kullandı.) .َ‫السبُّورَة ال ّذكية‬
َّ ‫بات‬ُ ‫ت الطَّال‬ ْ ‫ا ْستَ ْخ َد َم‬
.ُ‫السبُّورةُ ال ّذكيّة‬
َّ ‫ت‬ ِ
(Akıllı tahta kullanıldı.) ْ ‫اُ ْستُ ْخد َم‬
Yukarıdaki (A) ve (B) grubunda yer alan cümleleri incelediğimizde, birinci cümlelerin etken, ikinci
cümlelerin edilgen olduklarını, edilgen cümlelerde gerçek özne yerine sözde özne (nâibu’l-fâil) kullanılmış
olduğunu görüyoruz. Dikkatimizi çeken bir başka husus, (A) grubundaki etken ve edilgen cümlelerin
hepsinin fiillerinin eril; (B) grubundaki etken ve edilgen cümlelerin hepsinin fiillerinin dişil kullanılmış
olmasıdır. Bunun sebebi acaba nedir?

75
Mezîd Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

Bunun sebebi şudur: (A) grubundaki etken cümlelerde fâil ve mefûl olan kelimeler hep eril; (B) gru-
bundaki etken cümlelerde fâil ve mefûl olan kelimeler hep dişildir. Fiiller edilgene çevrildiğinde, cümlenin
mefûlü fâilin yerine geçince, cinsiyet farkı olmadığından fiilin cinsiyet durumu değişmemiştir.
Aşağıdaki cümlelerde ise etken cümlelerin fâil ve mefûlleri özellikle farklı cinsiyetlerden oluşturulmuş-
tur. Bu örnekler yoluyla, fiil edilgene çevrilip mefûl nâibu’l-fâil konumuna gelince fiilin cinsiyetini nasıl
kendine uygun hale getirdiğini daha açık bir şekilde görmeniz ve konuyu daha iyi kavramanız mümkün
olacaktır:

(Erkek doktor, kadın hastayı tedavi etti.) َ ‫الطبيب الـ َـم ِر‬
.َ‫يضة‬ ُ ‫َعالَ َـج‬
.ُ‫يضة‬ َ ‫ت الـ َـم ِر‬
ْ َ‫ول‬ِ ‫ع‬
(Kadın hasta tedavi edildi.) ُ

(Kız öğrenci televizyon izledi.) .‫فاز‬


َ ‫ت الطالبَةُ التِّـ ْل‬ ْ ‫شاه َد‬
َ
.‫فاز‬ ِ
(Televizyon izlendi.) ُ ‫ُشوه َد التِّـ ْل‬

.‫تاب‬ ِ
(Kız öğrenci kitabı parçaladı.) َ ‫ت الطالبةُ الك‬
ْ َ‫َمَّزق‬
.‫تاب‬ ِ
(Kitap parçalandı.) ُ ‫ُمِّز َق الك‬
.َ‫السائِ ُق الغُْرفَة‬ ِ
(Şoför, odayı kullandı.) َّ ‫ا ْستَ ْخ َد َم‬
.ُ‫ت الغُْرفَة‬ ِ
(Oda kullanıldı.) ْ ‫اُ ْستُ ْخد َم‬

.‫هار‬ ِ
(Erkek çocuk, çiçekleri topladı.)
َ ‫األز‬
ْ ‫الولَ ُد‬
َ ‫ف‬ َ َ‫اقْـتَط‬
.‫هار‬ ِ
(Çiçekler toplandı.)
ُ ‫ت األ َْز‬
ْ ‫اُقْـتُط َف‬

dikkat

.‫هار‬ ِ
Yukarıdaki “
ُ ‫ت األ َْز‬
ْ ‫اُقْـتُط َف‬
” cümlesinde mechûl fiil sizce neden dişil olmuştur?
Gayr-ı âkil düzensiz çoğulların dişil kabul edildiği kuralını unutmayınız.

Buraya kadarki örnek cümlelerde kullandığımız mezîd fiiller, hep mâzî formda idi. Muzâri formun
edilgen yapısının kullanıldığı birkaç cümle ile buraya kadar anlatmış olduğumuz hususları pekiştirmeye
çalışalım.

ِ
(Doktor, hastaları hastanede tedavi ediyor.) .‫شفى‬
ُْ َ ‫يُعالج الطَّبيب الـمر‬
ْ َ‫ضى يف الـمست‬ َْ ُ ُ
(Hastalar, hastanede tedavi ediliyor.) .‫ضى يف ال ُـم ْستَ ْشفى‬
َ ْ َ ُ َ‫يُعال‬
‫ر‬ ‫ـم‬ ‫ل‬ ‫ا‬ ‫ـج‬

76
Arapça III

(Türkler misafirlere ikram ederler.) َ ‫يُ ْك ِرُم األتْر ُاك الض‬


.‫ُّيوف‬
(Misafirlere ikram edilir.) .‫ُّيوف‬
ُ ‫يُكْرُم الض‬
َ
(Adam gece pencereleri kapatıyor.) .‫الر ُج ُل النَّواف َذ باللَّ ِيل‬َّ ‫يـُْغلِ ُق‬
(Gece pencereler kapatılır.) .‫تُـ ْغلَ ُق النَّ ُـواف ُذ باللَّْي ِل‬

َّ ‫تَ ْستَأْ ِجُر الطَّبيبَةُ َش َّقةً يف الطَّابِ ِق‬


(Kadın doktor birinci katta bir daire kiralar.) .‫األوِل‬
(Birinci katta bir daire kiralanır.) .‫األوِل‬
َّ ‫تُ ْستَأْ َجُر َش َّقةٌ يف الطّابِ ِق‬
ِ ‫ف البُس‬
(Bahçıvan her ilkbahar bahçeyi temizliyor.) .‫تانُّ احلَدي َقةَ ُك َّل َربي ٍع‬ ْ ُ ِّ‫يُـنَظ‬
(Her ilkbahar bahçe temizleniyor.) ُ َّ‫تُـنَظ‬
.‫ف احلَدي َقةُ ُك َّل َربي ٍع‬
Şimdi edilgen yapıdaki cümlelerin irâbını yapalım:

(Heyet tarafından filmler izlendi.) .‫الم ِم ْن قِبَ ِل اللَّ ْجنَ ِة‬


ُ ْ‫شاه ُد األف‬
َ ُ‫ت‬
‫شاه ُد‬
َ ُ‫ ت‬ : Mezîd fiil, üçüncü tekil dişil, muzâri, edilgen.
‫الم‬
ُ ْ‫ األف‬ : Nâibu’l-fâil, merfû, ref alâmeti sondaki damme.
‫ ِم ْن‬ : Harf-i cer
‫ قِبَ ِل‬ : Mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra, aynı zamanda muzâf.
‫ اللَّ ْجنَ ِة‬ : Muzâfun ileyh, mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra.

.‫صلِّ ِح‬ ِ ِ َّ ‫ت‬ ْ ‫ُصلِ َح‬


(Araba, tamirci tarafından tamir edildi.) َ ُ‫السيَّ َارةُ م ْن قبَ ِل امل ـ‬ ْ‫أ‬
‫ت‬ْ ‫ُصلِ َح‬ ْ ‫ أ‬: Mezîd fiil, üçüncü tekil dişil, mâzî, edilgen.
ُ‫السيَّ َارة‬
َّ : Nâibu’l-fâil, merfû, ref alâmeti sondaki damme.
‫ ِم ْن‬ : Harf-i cer
‫ قِبَ ِل‬ : Mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra, ayrıca muzâf.
‫صلِّ ِح‬َ ُ‫ امل ـ‬: Muzâfun ileyh, mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra.
77
Mezîd Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

Öğrenme Çıktısı
2 Arapça mezîd fiillerin edilgen (mechûl) yapısını tanıma, ma‘lûm bir mezîd fiili mechûle
çevirebilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 2 Karşılaştır Paylaş

Kur’ân-ı Kerîm’in “Yunus


Arapça mezîd fiillerin mâzî Bildiğiniz mezîd fiille-
Sûresi” 22, “Nisâ Sûresi”
ve muzâri mechûl formla- ri arkadaşlarınızla birlikte
86. ayet-i kerimelerinde
rını inceleyiniz ve tekrarla- mechûle çevirmeye çalışı-
geçen mechûl fiilleri tespit
yınız. nız.
ediniz.

HARF-İ CER İLE KULLANILAN BAZI FİİLLER

ِ
‫األفعال املُ ْستَ ْـع َملَة حبُروف اجلر‬ ‫ض‬
ُ ‫بَ ْـع‬
…ile isimlendirildi
ِ ‫ُسِّي‬
... ‫ب‬
…diye adlandırıldı َ

ْ ‫ف ملاذا ُسِّ َي َْبُر ال َـميِّت بــِهذا‬


‫االس ِم؟‬ ُ ‫َه ْل تَ ْـع ِر‬
(Ölü denizin niçin bu adla isimlendirildiğini biliyor musun?)

78
Arapça III

‫ت‬
ْ َ‫الت ُس ِّـمي‬
ّ ‫الس َور‬
ُّ ‫ما هي‬
ِ
‫األوقات؟‬ ٍ ‫باس ِم‬
‫وقت من‬

- Zaman isimlerinden biriyle


isimlendirilen sûreler hangileridir?
ُ‫الضحى وسورة‬ّ ُ‫سورةُ ال َف ْجر و سورة‬
- Fecr Sûresi, Duhâ Sûresi, ‘Asr Sûresi .‫صر و سورةُ اللَّْيل يا أستاذ‬
ْ ‫الع‬
َ
ve Leyl Sûresidir öğretmenim.

.‫ين‬ ِِ ِ ِ ِ َّ ‫يس َّمى اخلُلَفاء األربـعةُ بـع َد‬


َ ‫الرسول (ص) باخلُلَفاء الراشد‬ َْ ََ ُ َُ
(Hz. Peygamber’den sonraki dört halife, “hulefâ-i râşidîn” diye adlandırılır.)

ِ
‫بَ يُ َس َّمى الفارايب يف العامل اإلسالمي؟‬-
(Fârâbî İslam dünyasında ne diye adlandırılır?)

ِ ‫يُس َّمى الفارايب يف العامل اإلسالمي باملعلِّ ِم الث‬-


.‫َّان‬ َ
(Fârâbî İslam dünyasında “ikinci öğretmen” diye adlandırılır.)

dikkat
Yukarıdaki diyalogda bulunan soru ifadesi َ‫' ِب‬nin aslı ‫ ِبا‬dır. Ancak ‫ ما‬soru edatı bir harf-i cere bitiş-
tiği zaman elif harfi düşürülür.

‫ ِم َّم‬: ‫ ما‬+ ‫ِم ْن‬ ِ ِ


َ‫ ب‬: ‫ ما‬+ ‫ب‬
‫ َع َّم‬: ‫ ما‬+ ‫َع ْن‬ ‫عالم‬
َ : ‫ ما‬+ ‫على‬
‫فيم‬
َ : ‫ ما‬+ ‫يف‬ َ ِ‫ إ‬: ‫ ما‬+ ‫إىل‬
‫الم‬

79
Mezîd Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

... ‫َسلَّ َم على‬


Birine selam verdi
Birine selam söyledi

.‫عندما نَرى َزميالً لنا يف الشارع نُ َسلِّ ُم َعليه‬


(Sokakta bir arkadaşımızı gördüğümüzde ona selam veririz.)
(Babana selam söyle Nebile.) .‫َسلِّ ِمي على والِ ِد ِك يا نَبيلَة‬
.‫حممد يا حسن‬ ٍ ‫سلِّم على‬
(Muhammed’e selam söyle Hasan.)
ْ َ

Bir şeyi yaptı, etti ... ‫قام ب‬


َ

Araplar, anlatımı çeşitlendirmek amacıyla bazen bu yapıyı kullanırlar. Herhangi bir fiili mâzî veya
muzâri ya da emir formunda kullanarak eylemi ifade etmeleri mümkünken, bazen böyle yapmayıp o fiilin
mastarını “kâme bi-” kalıbıyla kullanarak aynı anlamı ifade yoluna giderler. Örnek:

ِ ‫اجلامع ِة َزار ُكلَّيَّةَ العلُ ِوم اإلسالميَّة يف ال ُكو‬


.‫يت‬ ِ ِ
َ ُ َ َ ‫يس‬ ُ ‫َرئ‬
(Üniversitenin rektörü, Kuveyt’teki İslami İlimler Fakültesini ziyaret etti.)

Aynı anlamı “kâme bi-” kalıbını kullanarak ifade edelim:

ِ ‫اجلامع ِة قام بِ ِزيارِة ُكلَّيَّ ِة العلُ ِوم اإلسالميَّة يف ال ُكو‬


.‫يت‬ ِ ِ
َ ُ َ َ َ ‫يس‬ ُ ‫َرئ‬
(Üniversitenin rektörü, Kuveyt’teki İslami İlimler Fakültesini ziyaret etti.)

Birinci cümlede “‫ ” َزار‬mâzî fiil ve “َ‫كلَّيَّة‬ ِ ‫ ”قام‬kalıbından


ُ ” onun mef‘ûlun bihi iken; ikinci cümlede ”‫ب‬
َ َ
ِ
َ ” mâzi olarak, ardından “‫” َزار‬nin mastar biçimi “‫ ” ِزيارة‬mecrûr halde (“‫ ”ب‬harf-i
yararlanılarak önce “‫قام‬
َ َ
cerinden dolayı) kullanılmış ve “‫كلَّيَّ ِة‬
ُ ” kelimesine muzâf olmuştur. Aynı durumu aşağıdaki örneklerde de
göreceksiniz:
ِ
(Annem evi temizliyor.) .‫ت‬ ُ ِّ‫وال َديت تُـنَظ‬
َ ‫ف البَ ْـي‬
(Annem evi temizliyor –evin temizliğini yapıyor-.) َْ ِ ‫والِ َديت تَـ ُقوم بِتَـْن ِظ‬
ِ ‫البـي‬
.‫ت‬ ‫يف‬
ُ
ِ ِ ِ ِ ِ
َ ُ‫ي حذائَه‬
.‫عند الباب قَ ْـب َل ُد ُخول ال َـم ْسجد‬ ٌْ ‫َخلَ َع ُح َس‬
(Hüseyin, camiye girmeden önce ayakkabısını kapıda çıkardı.)
.‫ول ال َـم ْس ِج ِد‬
ِ ‫الباب قَـبل ُدخ‬ ِ ِِ ِ ِ ‫قام حس‬
ُ َ ْ ِ ‫ي بَْل ِع حذائه عْن َد‬
ٌْ َ ُ َ
(Hüseyin, camiye girmeden önce ayakkabısını kapıda çıkardı.)
.‫داد و ِاجباتِِ ْم‬
ِ ‫ساع ْدت الطُّّلب يف إع‬
ْ َ ُ َ َ
(Öğrencilere ödevlerini hazırlamada yardım ettim.)
.‫داد و ِاجباتِِ ْم‬
ِ ‫ب يف إع‬
ْ ِ ‫ساع َد ِة الطُّّل‬ ِ ‫قُم‬
َ ُ‫ت ب‬
ُ ْ
(Öğrencilere ödevlerini hazırlamada yardım ettim.)

80
‫‪Arapça III‬‬

‫‪Bir şey yapmaya mecbur kaldı‬‬


‫)‪(mechûl kullanılır‬‬
‫ضطَُّر إىل ‪...‬‬
‫اُ ْ‬
‫اُضطَُّر الـمريض إىل قَ ِ‬
‫ضاء ِنايَِة األسبوع يف ال ُـم ْستَ ْشفى‪.‬‬ ‫َ ُ‬ ‫ْ‬
‫)‪(Hasta, hafta sonunu hastanede geçirmek zorunda kaldı.‬‬
‫ ‬ ‫ )‪(Bu arabayı satmak zorunda kaldım.‬‬ ‫السيَّارة‪.‬‬
‫ت إىل بَْـي ِع هذه َّ‬ ‫ضطُِرْر ُ‬
‫اُ ْ‬
‫ـعمل‪.‬‬ ‫ِ‬
‫ ‬ ‫ )‪(Annem işten ayrılmak zorunda kaldı.‬‬
‫ت أ ُِّمي إىل تَ ْـرك ال َ‬
‫ضطَُّر ْ‬
‫اُ ْ‬
‫‪Öğrenme Çıktısı‬‬
‫‪3 Arapçada harf-i cerlerle kullanılan bazı fiilleri tanıma ve bunları cümle içinde kullanma‬‬
‫‪becerisi kazanabilme‬‬

‫‪Araştır/‬‬ ‫‪İlişkilendir/‬‬ ‫‪Anlat/‬‬


‫‪Tekrarla 3‬‬ ‫‪Karşılaştır‬‬ ‫‪Paylaş‬‬

‫‪Verilen harf-i cerli fiillerin‬‬


‫‪Kur’ân-ı Kerîm’in “İnsan‬‬
‫‪Verilen harf-i cerli fiilleri‬‬ ‫‪anlamlarını ezberleyiniz. Bu‬‬
‫‪Sûresi” 18. ayet-i kerime-‬‬
‫‪defterlerinize yazınız ve bi-‬‬ ‫‪sözcüklerle oluşturduğunuz‬‬
‫‪sinde geçen harf-i cerli fiili‬‬
‫‪rer cümle içinde kullanınız.‬‬ ‫‪anlamlı cümleleri arkadaşları-‬‬
‫‪tespit ediniz.‬‬
‫‪nızla paylaşınız‬‬

‫اِ ْربِ ْط بالبُحوث‬


‫‪Araştırmalarla‬‬
‫‪İlişkilendir‬‬
‫شري‬
‫الزَمْ َ‬
‫جار اهلل َّ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬
‫شاعرا‪.‬‬ ‫ـخ َشري م ْن أبْ َـرِز عُلَماء التَّـ ْفسري‪ .‬وكان فَ ً‬
‫قيها و ُمَدِّثاً و ُم َف ِّسًرا و ً‬ ‫الزَم ْ‬
‫اإلمام َّ‬‫ُ‬
‫«جار اهلل»‪ُ .‬ولِ َد حممود أبُو القاسم يف‬ ‫ه‬ ‫ب‬ ‫ق‬ ‫ل‬ ‫القاسم‪،‬‬ ‫أبو‬ ‫ه‬ ‫ت‬ ‫ـي‬ ‫ن‬ ‫ك‬ ‫عمر‪،‬‬ ‫بن‬ ‫حممود‬ ‫ِ‬
‫ََ ُ ُ ُ‬ ‫ُ ْ َُ‬ ‫امسُهُ‬
‫س‬ ‫زمشر إحدى قُرى خوارزم يف ‪ 27‬رجب سنة ‪467‬هـ‪ ،‬ونَ َشأ فيها‪َ .‬‬
‫ود َر َ‬ ‫ُسَرة تُـ ْـركِيَّة بِ َ‬ ‫أْ‬
‫الف ْقه و احلديث و الكالم و التفسري وغريها ِمن ع ِ‬ ‫ِ ِ ِ‬
‫لوم‬ ‫ُ‬ ‫َ‬ ‫َ‬ ‫َ‬ ‫َعلى َمشاه ِري عُلَماء بـَلَده َ‬
‫يد ِم َن العِْلم و يف طَر ِيقه َس َق َط ِمن‬
‫لوم العربيَّ ِة‪ ،‬ورحل إىل ُبارى طَلباً لِلمز ِ‬ ‫ِ‬
‫َ‬ ‫ََ‬ ‫الشر َيعة و عُ َ‬ ‫َّ‬
‫استِك َ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ْمال‬ ‫اضطَُّر إىل بَ ِْـتها و َّاتذ ساقاً من َخ َشب‪ .‬و أراد ْ‬ ‫ت ساقُه و ْ‬ ‫دابَّـته فانْ َك َسَر ْ‬
‫عاش ِبوا ِر ال َك ْعبَة فلُقِّب ِبار اهلل‪.‬‬ ‫ِ ِ‬
‫َْتصيله العلمي فـََر َحل إىل خراسان و أصفهان و بغداد‪ ،‬و سافـََر إىل مكة و َ‬
‫ِ‬
‫أن الَّذي أ َ‬ ‫ب العِل ِم واإلقْر ِاء والت ِ‬ ‫و كانت َحياتُه ُموزَّعةً بـَْي طَلَ ِ‬
‫َذاع ُش ْهرتَه‪ ،‬و خلَّد ذ ْكَره هو ُم َ‬
‫صنَّفاتُه‪.‬‬ ‫َّأليف‪َ ،‬غيـَْر َّ‬ ‫َ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬
‫األدبيَّة و غريها‪ .‬وتَـ ْفسريُه‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ُّ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫َّ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫َّحويَّة و َ‬‫إنتاجه الع ْلمي َْن َو َخ ْـمسني ُم َؤلفاً يف العُلوم الدِّينيَّة واللغَويَّة والن ْ‬ ‫و ق ْد بـَلَ َغ ُ‬
‫احة العِْل ِميَّة‪ ،‬و ْاعتـََن الدَّا ِر ُسون به َشرحاً‬
‫الس ِ‬‫ص ًدى واسعاً يف َّ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ال ُـم َس َّمى «ال َكشَّاف» من أ ََه ِّم ُمصنَّفاته‪ .‬تـََرَك َ‬
‫اختِصاراً وتَـ ْلخيصاً‪ .‬وتُ ُـوفِّ َـي ‪-‬رمحه اهلل‪ -‬ليلةَ َعَرفَة يف ‪ 9‬ذي احلجة سنة ‪538‬هـ‪1144/‬م جبرجانية خوارزم‪.‬‬ ‫و ْ‬
‫‪Kaynak: http://www.alittihad.ae/details.php?id=61381&y=2010’den uyarlanmıştır.‬‬

‫‪81‬‬
Mezîd Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

ARAPÇADA KALIP İFADELER

‫التعبريات يف اللغة العربية‬


َّ ‫ ُْيكى‬/...‫أن‬
... ‫أن‬ َّ ‫يُ ْـروى‬
Rivayet edilir ki…, anlatılır ki…

ِ ‫شاعرةٌ م ْش‬
ِ
َ ‫هورة م ْن فَـْت َـرِة‬
.‫ص ْدر اإلسالم‬ َّ ‫يُْـرَوى أ‬
َ َ َ َ‫َن اخلَْنساء‬
(Hansa’nın Sadru’l-İslâm döneminin ünlü bir kadın şairi olduğu rivayet edilir.)

.‫نام ِه‬
ِ ‫امللوك رأَى حلما يف م‬
َ ًُ َ
ِ ‫َن أح َد‬
َ َّ ‫يُْـرَوى أ‬
(Bir kralın uykusunda bir rüya gördüğü rivayet edilir -rivayete göre krallardan biri uykusunda bir rüya
görmüş-.)

َّ ِ‫ص ق‬
.ً‫صةً َحزينَة‬ ُّ ‫يُْـرَوى أَنَّه كان يَـ ُق‬
(Onun hüzünlü bir hikâye anlattığı rivayet edilir -rivayete göre hüzünlü bir hikâye anlatıyormuş-.)

.‫عيش يف إحدى ال ُقرى‬ ِ َّ ‫ُْي َكى‬


ُ َ‫أن َر ُجالً َغنيًّا كان ي‬
(Zengin bir adamın bir köyde yaşadığı anlatılır – rivayete göre bir köyde zengin bir adam yaşarmış-.)

ُ ‫ت تَ ْـع ِز‬
.‫ف على النَّاي‬ َّ ‫ُْي َكى‬
ْ َ‫أن ُسلحفاةً كان‬
(Bir kaplumbağanın ney çaldığı anlatılır –anlatıldığına göre kaplumbağanın biri ney çalıyormuş-.)

‫أ تُرى؟‬
Acaba?

(Acaba yarın hava nasıldır ki?!) !‫اجلو َغداً؟‬


ُّ ‫ف‬ َ ‫أَ تَُـرى َكْي‬

(Zaman bizi sevindirir mi dersiniz?!) َّ ‫أَ تَُـرى‬


!‫الزما ُن يَ ُسُّرنا؟‬

ِ ْ َ‫ت َمكانَ ُـهما َجوَهرت‬ ِ


!‫ـي هل تَ َـرى؟‬ َ ْ ُ ِّ‫ك ُثَّ أُثَـب‬ َ ‫أَ تَُـرى ح‬
َ ‫ني أفْـ َق ُع َعْيـنَ ْـي‬
(Acaba oysam gözlerini, sonra yerleştirsem yerlerine iki mücevher, görebilir misin ki?! -Emel
Dunkul’un bir şiirinden)

82
Arapça III

ِ ‫ِمن أَجل‬
... ‫ِخاط ِر‬ ْ ْ
… nın hatırı için

‫األسعار؟‬ ِ ِ
ْ ‫َّخفيض يف‬
ْ ‫َه ْل م ْن امل ــُ ْمكن الت‬

‫خاط ِرُكم يُْ ِك ُن‬ ِ ‫ ِم ْن‬،‫نَ َـعم‬


ِ ‫أجل‬
.‫األسعار‬
ْ ‫َّخفيض يف‬ ْ ‫الت‬

- Fiyatlarda indirim mümkün müdür?-


- Evet, sizin hatırınız için fiyatlarda indirim mümkündür.

.‫ضلِك‬ ِ ِ‫ِمن أجل خاط ِري اِرِجعِي إىل بـيت‬


ْ َ‫ك هذا املساء من ف‬
(Hatırım için bu akşam evine dön lütfen.) َْ ْ ْ

Öğrenme Çıktısı
4 Arapçada sıklıkla kullanılan bazı ifade biçimlerini tanıma ve yerinde kullanma becerisi elde
edebilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 4 Karşılaştır Paylaş

Yukarıda kullanılan kalıp


Arapça gazetelerde geçen
Yukarıda verilen kalıp ifa- ifadelerin anlamlarını ez-
başlıkları inceleyiniz. Bu
deleri defterlerinize yazınız berleyiniz. Bu sözcüklerle
başlıklarda geçen kalıp ifa-
ve birer cümle içinde kulla- oluşturduğunuz anlamlı
deleri şimdiye kadar öğren-
nınız. cümleleri arkadaşlarınızla
diklerinizle karşılaştırınız.
paylaşınız.

83
‫‪Mezîd Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı‬‬

‫ ‪okuma‬‬ ‫قراءة‬
‫عادات يف املُ ْجتَمع التُّكي‬
‫ٌ‬
‫ِ ِ‬ ‫ِ‬ ‫ضيافاً‪ُِ ،‬ي ُّ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ـحتَـ ِرُمهم حىت يف طَري َقة اخلطاب‪ ،‬فيُ َكلِّ ُم الغَُرباءَ‬ ‫ب و يَ ْ‬ ‫ُّيوف و األجان َ‬
‫ب الض َ‬ ‫ب التُّـركي يُ ْـعتَـبَ ُـر َش ْعباًلَطيفاًو م َ‬‫َّع ُ‬
‫الش ْ‬
‫اجلم ِع يف ال َكالم‪ ،‬بَ َدالً ِمن ِصيغَ ِة ال ُـم ْفَرد‪.‬‬ ‫الل ِ ِ ِ ِ‬
‫است ْخدام صيغة ْ‬
‫ِ ِ ِ ِ ِ‬ ‫ٍ ٍِ‬
‫بار بِالعُ ْمر بِطَري َقة َر ْسـميَّة ِلظْها ِر اال ْحت ِام‪ ،‬م ْن خ ْ‬
‫ِ‬
‫و الك َ‬
‫ُخت ال َكبِ َرية‬ ‫قاب ِمثْ َل أَفَـْن ِدم أ َْو بَيه أ َْو آغا يب‪َّ ،‬‬
‫للر ُج ِل الغَر ِ‬
‫يب أَو ال َكب ِري‪َ ،‬وأبـْلَه أي األ ْ‬ ‫غالِباً ما يـ ُقوم األَتْر ُاك بإضافَِة أَلْ ٍ‬
‫َ‬
‫أسلوب الئِ ٍق‪ ،‬فال‬ ‫َّخص الغَريب بـِمخاطَبتِهم بِ ٍ‬ ‫الش‬ ‫َو‬
‫أ‬ ‫ف‬ ‫َّي‬
‫الض‬ ‫قوم‬ ‫ي‬ ‫ن‬ ‫َ‬
‫أ‬ ‫ون‬ ‫ب‬ ‫ِ‬
‫ـح‬ ‫ي‬ ‫م‬ ‫َّ‬
‫إن‬ ‫ف‬ ‫ل‪،‬‬ ‫ِ‬
‫ب‬ ‫قا‬ ‫ـم‬ ‫ل‬ ‫ا‬‫ِ‬‫ب‬ ‫و‬ ‫أة‪.‬‬‫ر‬ ‫ِ‬
‫ُ ُ َ‬ ‫ْ ُ‬ ‫َ ُ ُّ ْ َ َ ْ ُ‬ ‫ُ‬ ‫أ َْو هامن ل َ ْ‬
‫لم‬
‫اال ْحِت ِام َلم‪.‬‬ ‫السن بِصيغَ ِة الـم ْفرِد بل بِصيغَ ِة اجلم ِع َك َداللٍَة على إِظْها ِر ِ‬ ‫يب بِ ُـمخاطَبَ ِة كِبا ِر ِّ‬
‫ْ‬ ‫ُ َ َْ‬ ‫قوم الغَر ُ‬ ‫ُيَبَّ ُذ أَ ْن يَ َ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ف لِتَ ِ‬ ‫أحد األتر ِاك َد ْعوًة للضَّْي ِ‬
‫يف‬
‫ساب‪ ،‬فال ُـمض ُ‬ ‫ب على الضَّْيف َّأل يَ ْدفَ َع احل َ‬ ‫ناول الطَّعام يف اخلارِج مثالً‪ ،‬فيَج ُ‬ ‫ُ‬ ‫َ‬ ‫َّم ُ‬ ‫َو إ ْن قَد َ‬
‫وقت ِ‬ ‫روج يف ٍ‬ ‫ِ‬ ‫ف‪ ،‬فَ ِ‬
‫الح ٍق‪.‬‬ ‫للخ ِ‬ ‫يف ُ‬ ‫عليه أن يَ ْدعُ َو ال ُـمض َ‬ ‫الدفْع‪ ،‬و إ ْن كا َن ذلك َسبَباً ِلْحر ِاج الضَّْي ِ ْ‬ ‫َّل بِ َّ‬ ‫هو َم ْن يَـتَ َكف ُ‬

‫خ ْلع احلِ ِ‬
‫ذاء ِعْن َد ِ‬
‫باب املـَْن ِزل‬ ‫َ ُ‬
‫العادات الـمرتبِطَِة بذلك‪ ،‬عادةُ خ ْل ِع احلِ ِ‬ ‫َّصف الشَّعب التُّـركي بِـحبِّه الش ِ‬
‫ذاء‬ ‫َ‬ ‫ِ ُ َْ‬ ‫َّديد للنَّظافَِة‪ ،‬و ِم َن‬ ‫ُ‬ ‫ْ ُ‬
‫ِ‬
‫يَـت ُ‬
‫ـخ ْل ِع ِحذائِه ِعْن َد‬
‫َّيف بِ َ‬ ‫َح ِد األتْر ِاك يف َمْن ِزلِه‪ِ ،‬من الـم َحبَّ ِ‬ ‫يارِة أ َ‬ ‫ِ ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫قوم الض ُ‬‫ب أ ْن يَ َ‬ ‫َ ُ‬ ‫عْن َد باب ال َـمْن ِزل‪ .‬فَعْن َد ز َ‬
‫ضيف يف الغالِب‪.‬‬ ‫ِ ِ ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِِ ِ ِ‬ ‫ِ‬
‫ِّمها له ال ُـم ُ‬ ‫ي نَ ْـوعاً م َن النِّعال ال َـمْن ِزل ـيَّـة النَّظي َفة‪ ،‬اليت يـُ َقد ُ‬‫الباب قَ ْـب َل ُدخوله‪ ،‬ليَ ْـرتَد َ‬
‫يقوم الض ُ ِ‬ ‫ِ‬
‫ضَر‬‫يارِة ال َـمْن ِزل َو يَ ُدهُ فا ِر َغة‪ ،‬عليه أ ْن َي ُ‬
‫َّيف بز َ‬ ‫وكذلك فإنه من اللَّباقَة لدى األتْراك‪َّ ،‬أل َ‬
‫األزها ِر أ َْو عُ ْلبَةً ِمن الشوكوال‪ ،‬يف حال كانت ِزيارتُه األوىل لِ َمن ِزِل ال ُـمضيف‪.‬‬ ‫َهديَّةً صغريًة َكباقٍَة ِمن ْ‬
‫ِ‬

‫ال َقهوةُ ِ‬
‫املالة‬ ‫َْ‬
‫روس ِم ْن أهلِها‪ .‬هي عادةٌ‬ ‫الع ِ‬ ‫يس الرتكي ِعْن َد َذهابِِه لِطَلَ ِ ِ‬
‫ب يَد َ‬ ‫للعر ِ‬ ‫َّم َ‬
‫ِ ِ‬
‫َّث َعن ال َق ْه َوة املالة اليت تُـ َقد ُ‬ ‫نَـتَ َحد ُ‬
‫ب‬‫كاختبا ٍر لِ َم َدى ُح ِّ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫الزواج يف ال ُـمجتَ َم ِع الرتكي ال تَزال يُطَـبِّـ ُقها الكثريُ م َن ال َفتَيات ْ‬
‫ِ‬
‫عادات َّ‬ ‫قَدميةٌ ِمن‬
‫العروس بِتَ ْحض ِري‬ ‫يس لِطَ ِ ِ ِ‬ ‫العر ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫تاة و َر ْغبَتِه يف َّ‬ ‫َّاب لل َف ِ‬
‫ُ‬ ‫قوم‬
‫لب يَد ال َفتاة‪ ،‬تَ ُ‬ ‫الزو ِاج هبا‪ .‬عْن َد قُدوم أ َْه ِل َ‬ ‫الش ِّ‬
‫ض ُع يف فِْنجانِه ال ِـم ْل َح بَ َدالً ِم َن ُّ‬
‫الس َّك ِر‬ ‫يث أهنا تَ َ‬
‫العريس‪َ ،‬ح ُ‬ ‫ِ‬ ‫ِ ِ ِ‬
‫ال َق ْه َوة عاديَةً لـ َجمي ِع الضُّيوف‪ ،‬ما عدا قهوة َ‬
‫َّاب و قَ ِ‬
‫بولا‬ ‫الفْنجان‪ِ ،‬وفْقاً لِ َد َر َج ِة ُحبِّها لِلش ِّ‬ ‫كاخـتِـبا ٍر له‪ .‬و تَـخـتلِف نِسبةُ ال ِـم ْل ِح اليت تَضعها الفتاةُ يف ِ‬
‫َُ‬ ‫َ ْ َ ُ َْ‬ ‫ْ‬
‫الزواج‪ ،‬و إِ ْن كانت كثريًة فذلك‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ت على ُموافَـ َقة ال َفتاة على َّ‬ ‫اج منه فإذا كانت َك ِّميَّةُ امل ْل ِح قليلةً‪َ ،‬دلَّ ْ‬ ‫الزو َ‬
‫َّ‬
‫أي انْ ِز ٍ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫عاج‪ ،‬فذلك يـُـؤِّكد‬ ‫ي َّ‬ ‫َّاب الفنجا َن كامالً من دون أ ْن يُْـبد َ‬ ‫ب الش ُّ‬ ‫يـَْعين َع َد ُم ُموافَـ َقتها‪ .‬و إذا َش ِر َ‬
‫ْم ْل ُش َربا فذلك‬ ‫القهوة ومل يك ِ‬ ‫ِ‬ ‫يس انْ ِزعاجاً ِم َن‬ ‫ِ‬ ‫حبَّه لل َف ِ‬
‫ُ‬ ‫الزو ِاج هبا‪ .‬ويف حال أَبْ َدى العر ُ‬ ‫تاة و َرغبَتَه يف َّ‬ ‫ُ‬
‫الزواج منه‪.‬‬ ‫َ َّ‬ ‫ِ‬
‫ن‬ ‫ع‬ ‫ها‬ ‫ِ‬
‫ناع‬ ‫ِ‬
‫ـت‬‫ام‬ ‫و‬ ‫له‬ ‫ِ‬
‫تاة‬ ‫ف‬‫َ‬ ‫ال‬ ‫ض‬‫ِ‬ ‫ف‬‫ر‬
‫َْ‬ ‫ِ‬
‫باب‬ ‫أس‬ ‫من‬ ‫ا‬ ‫ب‬
‫ََ ً‬ ‫ب‬ ‫س‬ ‫ذلك‬ ‫ن‬
‫ُ‬ ‫يكو‬ ‫د‬ ‫ق‬ ‫و‬
‫َ َ‬ ‫بار‪،‬‬‫ِ‬‫خت‬ ‫ِ‬
‫اال‬ ‫يف‬ ‫ه‬ ‫يَ ْ َ َ َ‬
‫ل‬ ‫ش‬ ‫ف‬ ‫ين‬ ‫ـع‬
‫ْ‬ ‫ْ‬
‫تعرفو‪Kaynak: https://raseef22.com/life/2017/04/12/‬‬ ‫‪’dan‬عادات من اجملتمع الرتكي ال ب ّد أن‬
‫‪uyarlanmıştır.‬‬

‫‪84‬‬
Arapça III

Türk Toplumunda Âdetler


Türk halkı zarif ve misafirperver bir halk olarak kabul edilir, misafirleri ve yabancıları sever, onlara hitap
şekliyle bile saygı gösterirler. Yaşlılara ve yabancılara saygı göstermek için resmî bir şekilde konuşurlar;
onlara hitap ederken tekil formu kullanmak yerine çoğul formu kullanırlar. Türkler genellikle (yaşı)
büyük ve yabancı erkeklere hitap ederken efendim, bey, ağabey lakaplarını, kadınlar için ise abla yani
büyük kız kardeş veya hanım lakaplarını eklerler. Buna mukabil misafirin veya yabancı kişilerin de
kendilerine uygun bir üslupla hitap etmesini isterler. Yabancı kişilerin yaşlılara tekil formunda hitap
etmeleri hoş karşılanmaz; tersine onlara saygı göstergesi olarak çoğul formunda hitap etmeleri güzel
karşılanır. Türklerden biri misafire örneğin, dışarıda yemek yeme daveti sunarsa misafirin hesabı öde-
memesi gerekir. Ödeme işini davet sahibi üstlenir. Bu, misafir için bir rahatsızlık sebebi olursa o zaman
onun da kendisini davet edeni daha sonra dışarıda bir yemeğe davet etmesi gerekir.

Evin kapısında ayakkabı çıkarma


Türk halkı temizliğe aşırı düşkünlüğü ile bilinir. Buna ilişkin âdetlerden biri de evin kapısında ayakka-
bıları çıkarma âdetidir. Bir misafirin, Türklerden birini evinde ziyaret ederken eve girmeden önce kapı-
da ayakkabısını çıkarıp genellikle ev sahibinin takdim ettiği bir tür temiz ev terliğini giymesi arzu edilir.
Aynı şekilde misafirin ev ziyaretine eli boş gelmemesi de Türklerde zerafettendir. Ev sahibinin evine
ilk ziyareti durumunda bir buket çiçek veya bir kutu çikolata gibi küçük bir hediye götürmesi gerekir.

Tuzlu Kahve
Gelini ailesinden istemeye gittiğinde Türk damada sunulan tuzlu kahveden bahsediyoruz. Bu, Türk
toplumunda delikanlının kendisine olan aşkını ve kendisiyle ne kadar evlenmek isteğini sınamak için
hâlâ çok sayıda genç kızın uyguladığı eski evlilik âdetlerinden biridir. Damadın ailesi kızı istemeye ge-
lince gelin (adayı), damat (adayı) dışındaki tüm misafirlere normal kahve getirir. Damadın fincanına
onu sınamak için şeker yerine tuz koyar, genç kızın koyduğu tuzun oranı da delikanlıya olan sevgisine
ve onunla evliliği kabulüne göre farklılık gösterir. Tuz miktarı az ise bu, kızın evliliği onayladığını göste-
rir. Şayet çoksa bu, onaylamadığı anlamına gelir. Delikanlı, fincanı her hangi bir rahatsızlık duymadan
tam olarak içerse bu, kıza olan sevgisinin ve onunla evlenmek istediğinin kanıtıdır. Damat kahveden
rahatsız olduğunu gösterir ve kahveyi tamamıyla içmezse bu, onun sınavda başarısız olduğu anlamına
gelir. Bu durum, genç kızın onu reddetme ve onunla evlenmek istememesine sebep olabilir.

85
‫‪Mezîd Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı‬‬

‫‪Yaşamla İlişkilendir‬‬ ‫اِ ْربِ ْط باحلياة‬


‫ما هي فائِ َدةُ البُكاء؟‬
‫يف ِحد ِ‬
‫َّة‬ ‫فيدةٌ لِتَ ْخ ِف ِ‬
‫ف بِأنَّه طَري َقةٌ ُم َ‬ ‫وص ُ‬
‫كان البُكاء دائما يُ َ‬
‫قاد؟‬ ‫التَّـوتُّر لَ َدينا‪ ،‬فهل هناك حقائِق ِع ْل ِميَّة تَ ْدعم هذا ْ ِ‬
‫االعت َ‬ ‫ُُ‬ ‫َ‬ ‫َ ْ َْ‬
‫حاد‬
‫َّاب يف خالف ٍّ‬ ‫ِ‬
‫َن عملِيَّةَ البكاءِ‬ ‫حت وقت قريب‪ ،‬كان العُلماُء وال ُكت ُ‬ ‫َّ‬
‫َح ْول َم ْوضوع البُكاء‪ .‬و حنن اآلن نَ ْـعلَم أ َّ َ َ ُ‬
‫العاط ِفيَّة‪ .‬ويُ َـع ُّد‬
‫لَ َدى البالِغني تُـع ُّد استِجابةً نَـ ْف ِسيَّةً للمثِريات ِ‬
‫ُِ‬ ‫َ َ ْ‬
‫ض َّم ُن أيضا‬ ‫ـت‬ ‫ي‬ ‫كاء‬ ‫الب‬ ‫ن‬ ‫لك‬ ‫كاء‪،‬‬ ‫ِ‬
‫َّ ُ َ ََ َ‬ ‫ضح َ َ ُ‬
‫الب‬ ‫ة‬ ‫الم‬ ‫ع‬ ‫ُّموع أ َْو َ‬
‫ف الد ِ‬ ‫َذ ْر ُ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫تَـ ْغيرياً يف تَـعبري ِ‬
‫الو ْجه‪ ،‬وطريقة التَّـنَـفُّس‪ .‬وال تَـ ْقتَصُر الدُّموعُ‬ ‫َ‬ ‫ات‬ ‫ْ‬
‫ساخر و يف حني‬ ‫ض كوميدي ِ‬ ‫شاه َد ِة َع ْر ٍ‬ ‫م‬ ‫د‬ ‫ن‬
‫َُ َْ ُ َ‬
‫ِ‬
‫ع‬ ‫ه‬ ‫دموع‬ ‫نا‬ ‫أحد‬
‫ُ‬ ‫ف‬ ‫ر‬‫ِ‬ ‫ذ‬
‫ْ‬ ‫ي‬
‫ُ َ‬ ‫ا‬ ‫َّ‬
‫ب‬‫فر‬ ‫فقط‪،‬‬ ‫ن‬‫ز‬ ‫احل‬
‫ُْ‬ ‫ِ‬
‫ر‬ ‫شاع‬ ‫م‬
‫َ‬ ‫على‬ ‫العاط ِفيَّةُ‬
‫ِ‬
‫زن أو فَ ٍ‬
‫رحة عا ِرمة‪ْ .‬لي‬ ‫كانت مشاعر ح ٍ‬ ‫ِ‬
‫باملشاع ِر اليت تَ ْـرتَبِ ُ‬ ‫أنَّنا مجيعا على ٍ‬
‫س هناك الكثريُ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ُ‬ ‫ُ‬ ‫ط بالبُكاء‪َ ،‬سواءٌ ْ‬ ‫معرفة‬ ‫ً‬
‫ني ال يـَ ْختَلف كثريا َع ْن‬ ‫ـج َعلنا نَْـبكي حنن البالغني‪ .‬إ ّن بكاءَ البالغ َ‬ ‫السبب الذي ي ْ‬ ‫ِمن األُمور اليت نَعرفُها َعن َّ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ِ‬ ‫بكاء األَطفال‪ ،‬على األقَ ِّل عندما يـتَـعلَّق األمر بالطَّبيع ِة ِ ِ‬
‫االجتماعيَّة للبكاء‪ .‬و ب َـم ْعىن آخر‪ ،‬رمبا ِيكو ُن ِالبُِكاءُ‬ ‫َ ْ‬ ‫َ َ ُ ِ ُِ‬ ‫ِ‬ ‫ُ‬
‫ِ‬ ‫َّ‬
‫أصدقائنا‪ .‬و هذا يَ ْـعين أن البُكاءَ وسيلةٌ للتَّعبري عن حالتنا العاطفيَّة‪.‬‬ ‫ساع َدة من ْ‬ ‫َّعم وال ُـم َ‬ ‫َوسيلةً لطَلَب الد ْ‬
‫‪Kaynak: http://ishtartv.com/viewarticle,75239.html’den uyarlanmıştır.‬‬

‫ُمْتارات ِم ْن ْأمثال العرب‬


‫‪Arap Atasözlerinden Seçmeler‬‬

‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬


‫ل ُك ِّل َح َس ٍن عائ ٌ‬
‫ب‬ ‫آفَةُ الع ْل ِم الن ْ‬
‫ِّسيا ُن‬
‫‪Her güzelin bir kusuru vardır.‬‬ ‫‪Unutmak ilmin belasıdır.‬‬

‫‪86‬‬
‫‪Arapça III‬‬

‫‪alıştırmalar‬‬ ‫التَ ْدريبات‬


‫‪1- Aşağıdaki mezîd fiilleri mâzî ve muzâri formda edilgene çeviriniz.‬‬
‫‪Muzâri Mechûl‬‬ ‫‪Mâzî Mechûl‬‬

‫اِ ْستَ َم َع‬


‫اِ ْستَ ْش َه َد‬
‫أ َْعلَ َم‬
‫تَـ َقبَّ َل‬
‫ب‬ ‫ِ‬
‫ا ْكتَ َس َ‬
‫عار‬ ‫ِ‬
‫ا ْستَ َ‬
‫َّب‬
‫تَـنَـق َ‬
‫َمَّز َق‬
‫َّم‬
‫قَد َ‬
‫اِ ْستَـ ْغ َفَر‬
‫ب‬‫خاطَ َ‬
‫ف‬ ‫ِ‬
‫ا ْختَـلَ َ‬
‫قاتَ َل‬
‫أَنْ َـزَل‬
‫اِبْـتـَلَى‬
‫‪2- Aşağıdaki cümlelerin fiillerini edilgene (mechûle) çevirerek cümleleri yeniden yazınız.‬‬
‫ديد ًة‪.‬‬
‫قارًة َج َ‬ ‫ِ‬
‫ف العُلَماءُ َ‬ ‫يَكْتَش ُ‬ ‫‪.1‬‬
‫ت الطَّبيبةُ َش ّقةً يف الطّابِ ِق الثّاين‪.‬‬ ‫ِ‬
‫ا ْستَأْ َجَر ْ‬ ‫‪.2‬‬
‫ديدةً‪.‬‬ ‫اِفْـتَتَح وزير الث ِ‬
‫َّقافة َمكْتَبةً َج َ‬ ‫‪.3‬‬
‫ََ ُ‬
‫التبِي ِة اِسم املدرسة‪ِ.‬‬
‫َ‬ ‫يـُغَيِّ ُـر َوز ُير َّ َ ْ َ‬ ‫‪.4‬‬
‫س‪.‬‬
‫الولَ ُد الد َّْر َ‬
‫تَـ َف َّه َم َ‬ ‫‪.5‬‬

‫‪3- Aşağıdaki cümlelerin edilgen (mechûl) fiillerini etken (ma‘lûm) forma çeviriniz ve parantez ara-‬‬
‫‪sında verilen kelimeleri cümlenin öznesi yapınız, fail ile mef‘ûlü harekeleyiniz.‬‬
‫للدراس ِة‪ِ .‬‬
‫(اجلام َعة)‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ب إىل فرنسا ِّ َ‬ ‫أ ُْرس َل الطّال ُ‬ ‫‪.1‬‬
‫ِ ِ‬
‫اُنْـتُصَر ض َّد َ‬
‫الع ُد ِّو‪( .‬اجلَْيش)‬ ‫‪.2‬‬
‫يُ َسلَّ ُم على املـُدي ِر‪( .‬الطُّالب)‬ ‫‪.3‬‬
‫(وِزير اخلارجيَّ ِة)‬ ‫ئيس يف املطار‪َ .‬‬ ‫الر ُ‬ ‫يُ ْستَـ ْقبَ ُل ّ‬ ‫‪.4‬‬
‫ناسبة العيد‪( .‬البـَلَ ِديَّة)‬
‫الشوا ِرع ِبُ ِ‬
‫ت َ ُ‬ ‫نُظَِّف ْ‬ ‫‪.5‬‬

‫‪87‬‬
Mezîd Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

4- Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları parantez içinde bulunan cümleye anlamca uygun mechûl
fiillerle doldurunuz.
)‫ يـُ َقطَّ ُع‬،‫ اُنْـتُ ِق َم‬،‫ت‬ ِ ِ
َ ‫(اُقْ ُِـت‬
ْ َ‫أ ُْعلن‬، ‫ اُفْـتُت َح‬، ‫ب‬
.1920 ‫األول يف عام‬ ِ
ّ ‫س‬ ُ ‫املـَ ْجل‬.................. .1

.‫ي‬ِ ْ ‫النَّتائِج قَ ْـبل يَـوَم‬...........


ْ َ ُ .2
ِ ‫من احل‬...........
.‫دود‬ ِ
ُ ْ .3

.‫الع ُد ِّو‬ ِ
َ ‫ م ْن‬.......... .4
ِ ‫اللّحم ويوضع يف‬...........
.‫الق ْد ِر‬ َُ ُ ُْ .5

5- Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları uygun harf-i cerlerle doldurunuz.


.‫َّتا‬ِ ‫اس ِم جد‬....... ُ‫س ِّـميت املولودة‬
َ ْ َْ ُ .1
ِ ِ
‫صيدة البُ ْـرَدة إىل اللغَة التُّ ْـركيَّة؟‬ ِ
َ َ‫ تَ ْـر َجَة ق‬....... ‫َم ْن قَ َام‬ .2
.‫ أ َْهلِ ِه‬....... ‫ِعْن َدما نَ ْد ُخ ُل بَْـيتاً نُ َسلِّ ُم‬ .3
.‫ص ِفيَّة‬ ِ
َ ‫أج ِل خاطر خاليت‬
ِ
ْ ....... ‫ب إىل القرية‬ ُ ‫املرة سأَ ْذ َه‬ َّ ‫هذه‬ .4
.‫مصنع‬ ْ ‫الع َم ِل يف‬
َ ........ ‫ت‬ ُ ‫ضطُِرْر‬ْ ُ‫ا‬ .5

6- Aşağıdaki Arapça cümleleri Türkçeye çeviriniz.


.‫ف الغُْرفَةُ ُك َّل يَ ْـوٍم بانْتِظام‬
ُ َّ‫تُـنَظ‬ .1
.‫وت يف هذه املدينة بالدِّينا ِر العَِراقِي‬ ُ ُ‫تُ ْشتـََرى البُـي‬ .2
ِ ‫ي َك َّو ُن ال َفريق ِمن الر‬
.‫جال‬ ّ ْ ُ .3
.‫تاب ِم ْن قِـبَ ِل حممد إقْبال‬ ُ
ِ ‫أُلِّف هذا‬
‫الك‬ َ .4
ِ َْ‫ساعتـ‬
.‫ي‬ َ ‫دير قَ ْـب َل‬ ِ
ُ ُ‫قُوب َل املــ‬ .5

7- Aşağıdaki Türkçe cümleleri Arapçaya çeviriniz.


1. Muhammet Amca’ya selam söyle Leyla.
2. Doktora gitmek zorunda kaldık.
3. Kız çocukları çiçek isimleriyle adlandırılır.
4. Sizin hatırınız için müdürle konuşacağım.
5. Günlük hayatta Türkçe kullanılır.

88
Arapça III

Bölümde geçen bazı sözcük yapılarını


1 kullanarak diyalog gerçekleştirme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti ‫ْخيص‬


becerisi kazanabilme

Günlük Hayatımızda Arapça 3

Diyalogla gerek bu bölümde işlenen dilbilgisi konularına giriş yapılmakta gerekse önceki bölümlerde işle-
nen konular, anlatılan ifade kalıpları pekiştirilmeye çalışılmakta, ibarelerin günlük dilde kullanımına ilişkin
beceriler kazandırılmaktadır.

Arapça mezîd fiillerin edilgen


2 (mechûl) yapısını tanıma, ma‘lûm
bir mezîd fiili mechûle çevirebilme

Sulâsî Mezîd Fiillerde Edilgen


(Mechûl) Yapı

Mezîd Fiiller mâzî formda mechûle çevrilirken fiilin son harfinin harekesi ile sükûn harekeleri değiştiril-
meksizin sondan bir önceki harfin harekesi esreye, daha önceki harflerin harekeleri de ötreye çevrilir.

ِ ‫التـَّل‬
Mezîd Mechûl Mâzî mezîd

‫أُفْعِ َل‬ ‫أَفْ َـع َل‬


‫فُ ِّـع َل‬ ‫فَ َّـع َل‬
‫وع َل‬ ِ ُ‫ف‬ ‫فاعل‬
‫اُفْـتُعِ َل‬ ‫اِفْـتَ َـع َل‬
‫تُـ ُف ِّع َل‬ ‫تَـ َف َّع َل‬
‫وع َل‬ ِ ‫تُـ ُف‬ ‫فاع َل‬
َ َ‫ت‬
‫اُ ْستُـ ْفعِ َل‬ ‫اِ ْستَـ ْف َع َل‬
Mezîd Fiiller Muzâri mechûle çevrilirken fiilin son harfinin harekesi ile sükûn harekeleri hiç değişmez.
Baştaki muzâraat harfinin harekesi dammeye, fiilin diğer harekeleri fethaya çevrilir.

Mechûl Muzâri Mâzî

‫يـُ ْف َع ُل‬ ‫يـُ ْفعِ ِل‬ ‫أَفْ َـع َل‬


‫يـُ َف َّع ُل‬ ‫يـُ َف ِّع ُل‬ ‫فَ َّـع َل‬
‫فاع ُل‬ ِ ‫ي‬
َ ُ‫ي‬ ‫فاع ُل‬ ُ ‫فاع َل‬
َ
‫يـُ ْفتَ َـع ُل‬ ِ
‫يَـ ْفتَع ُل‬ ‫اِفْـتَ َـع َل‬
‫يُـتَـ َف َّع ُل‬ ‫يَـتَـ َف َّع ُل‬ ‫تَـ َف َّع َل‬
‫فاع ُل‬
َ َ‫يُـت‬ ‫فاع ُل‬
َ َ‫يَـت‬ ‫فاع َل‬
َ َ‫ت‬
‫يُ ْستَـ ْف َع ُل‬ ‫يَ ْستَـ ْفعِ ُل‬ ‫اِ ْستَـ ْف َع َل‬

89
Mezîd Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

Arapçada harf-i cerlerle kullanılan bazı


3 fiilleri tanıma ve bunları cümle içinde
ِ ‫التـَّل‬

kullanma becerisi kazanabilme


öğrenme çıktıları ve bölüm özeti ‫ْخيص‬

Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı


Fiiller

ِ ‫سِّي‬:
...‫ب‬ َ ُ …ile isimlendirildi, …diye adlandırıldı:
ْ ‫ف ملاذا ُسِّ َي َْبُر املـَيِّت بــِهذا‬
‫االس ِم؟‬ ُ ‫َه ْل تَ ْـع ِر‬
(Ölü denizin niçin bu adla isimlendirildiğini biliyor musun?)

... ‫سلَّ َم على‬:


َ Birine selam söyledi, birine selam verdi
.‫عندما نَرى َزميالً لنا يف الشارع نُ َسلِّ ُم َعليه‬
(Sokakta bir arkadaşımızı gördüğümüzde ona selam veririz.)

... ‫قام ب‬:


َ Bir şeyi yaptı, etti
Araplar, anlatımı çeşitlendirmek amacıyla bazen bu yapıyı kullanırlar. Herhangi bir fiili mazi veya muzâri ya
da emir formunda kullanarak eylemi ifade etmeleri mümkünken, bazen böyle yapmayıp o fiilin mastarını
“kâme bi-” kalıbıyla kullanarak aynı anlamı ifade yoluna giderler.
ِ ‫اجلامع ِة قام بِ ِزيارِة ُكلَّيَّ ِة العلُ ِوم اإلسالميَّة يف ال ُكو‬
.‫يت‬ ِ ِ
َ ُ َ َ َ ‫يس‬ ُ ‫َرئ‬
(Üniversitenin rektörü, Kuveyt’teki İslami İlimler Fakültesini ziyaret etti.)

...‫ضطَُّر إىل‬
ْ ُ‫ ا‬: Bir şey yapmaya mecbur kaldı
ِ ‫اُضطَُّر الـمريض إىل‬
.‫قضاء ِنايَِة األسبُوع يف ال ُـم ْستَ ْشفى‬ ُ َ ْ
(Hasta, hafta sonunu hastanede geçirmek zorunda kaldı.)

Arapçada sıklıkla kullanılan bazı


4 ifade biçimlerini tanıma ve yerinde
kullanma becerisi elde edebilme

Arapçada Kalıp İfadeler

َّ ‫يكى‬/...
”...‫أن‬ َّ ‫( “يُ ْـروى‬rivayet edilir ki, anlatılır ki ), ”‫( “أ تُرى؟‬acaba) , ”‫خاط ِرك‬ ِ
ِ ‫“من أَج ِل‬
ُْ ‫أن‬ ْ ْ (hatırın
için) ifadelerinin kullanımı verilen cümlelerle tanıtılmıştır.

.‫نام ِه‬
ِ ‫امللوك رأى حلما يف م‬
َ ُ
ِ ‫َن أح َد‬
َ َّ ‫يُْـرَوى أ‬
(Onun hüzünlü bir hikâye anlattığı rivayet edilir.) َّ ِ‫ص ق‬
.ً‫صةَ َحزينَة‬ ُّ ‫يُْـروى أَنَّه كان يَـ ُق‬
(Bir kralın uykusunda bir rüya gördüğü rivayet edilir –rivayete göre krallardan biri uykusunda bir rüya görmüş-.)

(Acaba yarın hava nasıldır ki?!) !‫اجلو َغداً؟‬


ُّ ‫ف‬ َ ‫أَ تَُـرى َكْي‬
.‫ضلِك‬ ِ ِ‫ِمن أجل خاط ِري اِرِجعِي إىل بـيت‬
ْ َ‫ك هذا املساء من ف‬
(Hatırım için bu akşam evine dön lütfen.) َْ ْ ْ

90
Arapça III

1 5 ِ
ّ ‫ت أَفْالم َجيلَة يف هذه‬
”‫السينَما‬ ْ ‫“شوه َد‬
Aşağıdaki cümlelerden hangisi otel resepsiyo-
nunda geçen bir diyalogda kullanılamaz?

neler öğrendik? ‫ماذا تـََعلّ ْمنا؟‬


A. ‫غُرفَيت؟‬
ْ ‫ما َرقَ ُم‬
cümlesinde altı çizili sözcüğün irâbı aşağıdakiler-
den hangisidir?
B. .‫خْبزا‬ ُ ‫أُر‬
ُ ‫يد أ ْن آ ُك َل َسَ َكة و‬ A. Sıfat, merfû
ِ ‫هل غُرفَيت‬
C. ‫جاهَزة؟‬
ْ َْ B. Sıfat, mecrûr
D. .‫ك‬َُ ْ ‫تاح‬ ‫ف‬ ِ
‫م‬ ‫هذا‬ C. Nâibu’l-fâil, merfû
D. Sıfat, mecrûr
E. ‫ت غُرفَةً؟‬
ْ ُْ‫َه ْل َح َج ْز‬ E. Nâibu’l-fâil, mansûb

2 Arapçada mezîd mechûl yapı ile ilgili aşağıda- 6 ”.‫ن املـَكْتَبَ ِة‬ ‫ت كِتاباً ِم‬ ِ
kilerden hangisi doğrudur? ْ ُ ‫ “ا ْستَ َـع ْر‬cümlesi muzâri
formda edilgene çevrilse aşağıdaki cümlelerden

‫ اِنْـ َف َع َل‬kalıbı anlam olarak edilgen olduğu için


hangisi doğru olur?
A.
mechûle çevrilmez. A. .‫املـَكْتَبَة‬ ‫تاب ِم ْن‬ِ ُ‫اُست‬
ٌ ‫عري ك‬
َ ْ
B. Mezîd fiillerin mechûlü yoktur.
B. .‫ن املـَكْتَبَة‬ ِ ِ
C. ‫ أفْ َـعل‬kalıbı ‫ أُفْعِل‬olarak mechûle çevrilir.
ْ ‫تاب م‬
ٌ ‫يَ ْستَ َـع ُار ك‬
َ َ C. .‫ن املـَكْتَبَة‬ ِ ِ‫يستُـعار ك‬
D. Arapça mezîd bir fiil edilgen yapılırken ilk harfi ْ ‫تاب م‬
ٌ ََ ُْ
fetha ile harekelenir. D. .‫ن املـَكْتَبَة‬ ‫م‬ِ ‫يستُـعار كِتاب‬
ْ ٌ َُ ُْ
E. Mezîd bir fiilin mechûlü ile kurulan cümlenin
E. .‫ن املـَكْتَبَة‬ ‫م‬ِ ‫يستَعار كِتاب‬
öznesine fâil adı verilir. ْ ٌ ُ ُْ
3 7 ‫تأجيل‬
ِ ......... ‫الشركة اُضطَُّر‬
ّ ‫“مدير‬
Aşağıdaki cümlenin etken fiilinin edilgen ُ
şekli seçeneklerden hangisinde doğru olarak veril- ”.‫ االجتماع‬cümlesindeki boşluğu anlamlı şekilde
miştir? tamamlayacak harf-i cer aşağıdakilerden hangisidir?
.‫الوَزراء يف املطا ِر‬ ِ ‫اِستَـ ْقبل املـ ـ‬ ِ
ُ ‫يس‬َ ‫دير َرئ‬
ُ ُ ََ ْ A. ‫ن‬
ْ‫م‬
A. ‫ستَـ ْقبَل‬ B. ‫إىل‬
َ ْ ُ‫ ا‬ B. ‫ستُـ ْقبَل‬
َ ْ ُ‫ا‬
C. ‫ستَـ ْقبَل‬ِ D. ‫ستُـ ْقبِل‬ C. ‫على‬
ُ ْ ‫ ا‬ َ ْ ُ‫ا‬ َ
E. ‫ستَـ ْقبُل‬ِ D. ‫ن‬
ْ ‫َع‬
َ ْ‫ا‬
ِ
E. ‫ب‬
4 Aşağıdaki cümlenin “Yeni bir daire kiralan-
dı.” anlamı taşıması için boşluk seçeneklerdeki fiil- 8 ”.‫ مدي ِر الشَّرَكة ُك َّل صباح‬......... ‫“نُسلِّم‬
lerden hangisi ile doldurulmalıdır? َ ُ
cümlesindeki boşluğu anlamlı şekilde tamamlaya-
.ٌ‫ديدة‬
َ ‫_____ َش ّقةٌ َج‬ cak harf-i cer aşağıdakilerden hangisidir?

A. ‫جروا‬ َ ْ‫اُ ْستَأ‬ A. ‫يف‬


ِ
B. ‫جر‬
َ َ ْ‫ا ْستَأ‬ B. ‫إىل‬
C. ‫يَستَأْ ِجر‬ C. ‫على‬
ُ ْ
D. ‫ستُ ْـؤِجر‬ ِ
َ ْ ُ‫ا‬ D. ‫ن‬
ْ‫م‬
E. ‫ت‬ ِ
ْ ‫اُ ْستُ ْـؤجَر‬ E. ‫ن‬
ْ ‫َع‬

91
Mezîd Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

9 ْ ‫“الشعب الرتكي يُ ْـعتَـبَ ُـر شعباً لطيفاً و ِم‬


”.‫ضيَافًا‬ 10 ‫امللوك رأى حلما يف‬ِ ‫أح َد‬
cümlesinin anlamca en yakın Türkçe karşılığı aşa- ُ َ .……‫“يُْـرَوى‬
ِ ِ
”.‫ َمنامه‬cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdaki-
neler öğrendik? ‫ماذا تـََعلّ ْمنا؟‬

ğıdakilerden hangisidir?
A. Türk halkı zarif ve misafirperver bir halk olarak lerden hangisi getirilebilir?
kabul edilir.
A. ‫ن‬ ِ
B. Türkler misafirperver bir halk olarak kabul edilir. ْ‫م‬
C. Türk halkı misafirperver ve cömert bir halktır. َّ ‫أ‬
B. ‫َن‬
D. Türk halkı zarif bir halk olarak kabul edilir. C. ‫على‬
َ
E. Türk halkı misafirperver ve zarif bir halktır.
D. ‫إِىل‬
َّ ِ‫إ‬
E. ‫ن‬

92
Arapça III

Yanıtınız yanlış ise “Günlük Hayatımızda Yanıtınız yanlış ise “Sulâsî Mezîd Fiillerde
1. B 6. E
Arapça 3” konusunu yeniden gözden geçi- Edilgen (Mechûl) Yapı” konusunu yeniden
riniz. gözden geçiriniz.

neler öğrendik yanıt anahtarı “‫األج ِوبة لِـ “ماذا تـََعلّ ْمنا‬
Yanıtınız yanlış ise “Sulâsî Mezîd Fiillerde Yanıtınız yanlış ise “Harf-i Cer ile Kullanı-
2. A 7. B
Edilgen (Mechûl) Yapı” konusunu yeniden lan Bazı Fiiller” konusunu yeniden gözden
gözden geçiriniz. geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Sulâsî Mezîd Fiillerde Yanıtınız yanlış ise “Harf-i Cer ile Kullanı-
3. D 8. C
Edilgen (Mechûl) Yapı” konusunu yeniden lan Bazı Fiiller” konusunu yeniden gözden
gözden geçiriniz. geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Sulâsî Mezîd Fiillerde


4. E 9. A Yanıtınız yanlış ise “Okuma Parçasını” yeni-
Edilgen (Mechûl) Yapı” konusunu yeniden
den gözden geçiriniz.
gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Sulâsî Mezîd Fiillerde


5. A 10. B Yanıtınız yanlış ise “Arapçada Kalıp İfadeler”
Edilgen (Mechûl) Yapı” yeniden gözden ge-
konusunu yeniden gözden geçiriniz.
çiriniz.

Alıştırmalar Yanıt
3 Anahtarı

Aşağıdaki fiilleri mezîd fiilleri mâzî ve muzâri formda edilgene çeviriniz.


Muzâri Mechûl Mâzî Mechûl

ْ ‫مفاتيح‬
‫يُ ْستَ َم ُع‬ ‫اُ ْستُ ِم َع‬ ‫اِ ْستَ َم َع‬
‫يُ ْستَ ْش َه ُد‬ ‫اُ ْستُ ْش ِه َد‬ ‫اِ ْستَ ْش َه َد‬
‫يُ ْـعلَ ُم‬ ‫أ ُْعلِ َم‬ ‫أ َْعلَ َم‬
‫يُـتَـ َقبَّ ُل‬ ‫تُـ ُقبِّ َل‬ ‫تَـ َقبَّ َل‬
‫ب‬ ِ ِ
ُ ‫يُكْتَ َس‬ ‫ب‬َ ‫اُ ْكتُس‬ ‫ب‬َ ‫ا ْكتَ َس‬
‫عار‬ ِ
ُ َ‫يُ ْست‬ ‫عري‬
َ ُ‫اُ ْست‬ ‫عار‬
َ َ‫ا ْست‬
Alıştırma 1 ‫َّب‬
ُ ‫يُـتَـنَـق‬ ‫ِّب‬
َ ‫تُـنُـق‬ ‫َّب‬
َ ‫تَـنَـق‬
‫يََُّـز ُق‬ ‫ُمِّز َق‬ ‫َمَّز َق‬
‫َّم‬
ُ ‫يـُ َقد‬ ‫ِّم‬
َ ‫قُد‬ ‫َّم‬
َ ‫قَد‬
‫يُ ْستَـ ْغ َف ُر‬ ‫اُ ْستُـ ْغ ِفَر‬ ‫اِ ْستَـ ْغ َفَر‬
‫ب‬ ِ
ُ َ‫ُياط‬ ‫ب‬َ ‫خوط‬ ‫ب‬َ َ‫خاط‬
‫ف‬ ِ ِ
ُ َ‫ُيْتَـل‬ ‫ف‬ َ ‫اُ ْختُل‬ ‫ف‬َ َ‫ا ْختَـل‬
‫يُقاتَ ُل‬ ‫قوتِ َل‬ ‫قاتَ َل‬
‫يـُْن َـزُل‬ ‫أُنْ ِزَل‬ ‫أَنْ َـزَل‬
‫يُْـبتَـلَى‬ ‫اُبْـتُلِ َي‬ ‫اِبْـتَلى‬

93
Mezîd Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

Alıştırmalar Yanıt
3 Anahtarı

Aşağıdaki cümlelerin fiillerini edilgene (mechûle) çevirerek cümleleri yeniden


yazınız.

.ٌ‫ديدة‬
َ ‫قارةٌ َج‬ َ ‫ف‬ ُ ‫ تُكْتَ َش‬.1
.‫ت َش ّقةٌ يف الطّابِ ِق الثّاين‬ ِ
Araştır 2 ْ ‫ اُ ْستُ ْـؤجَر‬.2
ِ
.ٌ‫ديدة‬
َ ‫ت َمكْتَـبَةٌ َج‬ ْ ‫ اُفْـتُت َح‬.3
.‫ يـُغَيَّ ُـر اِ ْس ُم املـَ ْد َر َسة‬.4
.‫س‬ ُ ‫ تـُ ُف ِّه َم الد َّْر‬.5

Aşağıdaki cümlelerin edilgen (mechûl) fiillerini etken (ma‘lûm) forma çevi-


riniz ve parantez arasında verilen kelimeleri cümlenin öznesi yapınız, fâil ile
mef ‘ûlü harekeleyiniz.
ِ ِ
.‫اسة‬
َ ‫ب إىل فرنسا لل ّدر‬ َ ‫ت اجلام َعةُ الطّال‬ ْ َ‫ أ َْر َسل‬.1
ِ ‫ اِنْـتَصر اجلي‬.2
Araştır 3
َ ‫ش ض َّد‬
.‫الع ُد ِّو‬ ُ َْ َ َ
.‫ب على املـُدي ِر‬ ُ ‫ يُ َسلِّ ُم الطُّّل‬.3
.‫يس يف املـَطا ِر‬ َِّ ُ‫ يستَـ ْقبِل وِزير اخلا ِرِجيَّة‬.4
َ ‫الرئ‬ ُ َ ُ َْ
ِ ِ ِ ِ َّ ُ‫ت البَـلَ ِديَّة‬
.‫ـناسبَة العيد‬
َ ُ‫ع بـ‬ َ ‫الشوا ِر‬ ْ ‫ نَظََّف‬.5

Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları parantez içinde bulunan cümleye


anlamca uygun mechûl fiillerle doldurunuz.

)‫ يـَُقطَّ ُع‬،‫ اُنْـتُ ِق َم‬،‫ت‬ ِ ِ


َ ‫(اُقْـتُـ ِر‬
ْ َ‫أ ُْعلن‬، ‫ اُفْـتُت َح‬، ‫ب‬
ِ ِ
Araştır 4
.1920 ‫األول يف عام‬ ّ ‫س‬ ُ ‫ اُفْـتُت َح املـَ ْجل‬.1
ِ ْ ‫ت النَّتائِج قَ ْـبل يَـوَم‬ ِ
.‫ي‬ ْ ُ ْ َ‫ أ ُْعلن‬.2
ِ ‫ اُقْ ِـتب ِمن احل‬.3
.‫دود‬ ُ ْ َ ُ
ِ ِ
َ ‫ اُنْـتُق َم م ْن‬.4
.‫الع ُد ِّو‬
ِ ‫ يـ َقطَّع اللّحم و يوضع يف‬.5
.‫الق ْدر‬ َُ ُ ُْ ُ ُ

94
Arapça III

Alıştırmalar Yanıt
3 Anahtarı

Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları uygun harf-i cerlerle doldurunuz.


ِ ‫ ُسِّـيت املولودةُ بِـ ــاس ِم جد‬.1
.‫َّتا‬ َ ْ َْ
ِ ِ
‫صيدة البُ ْـرَدة إىل اللغَة التُّ ْـركيَّة؟‬ ِ
َ َ‫ َم ْن قَ َام بِــتَ ْـر َجَة ق‬.2
Araştır 5
.‫ ِعْن َدما نَ ْد ُخ ُل بَْـيتاً نُ َسلِّ ُم َعلى أ َْهلِ ِه‬.3
.‫ص ِفيَّة‬ ِ
َ ‫أج ِل خاطر خاليت‬
ِِ
ْ ‫ب إىل القرية م ْن‬ ُ ‫املرة سأَ ْذ َه‬ َّ ‫ هذه‬.4
.‫مصنع‬ ْ ‫الع َم ِل يف‬ َ ‫ت إىل‬ ُ ‫ضطُِرْر‬ْ ُ‫ ا‬.5

Aşağıdaki Arapça cümleleri Türkçeye çeviriniz.

.‫ف الغُْرفَةُ ُك َّل يَ ْـوٍم بانْتِظام‬


ُ َّ‫ تُـنَظ‬.1
Oda her gün düzenli olarak temizleniyor.

.‫وت يف هذه املدينة بالدِّينا ِر العَِراقِي‬


ُ ُ‫ تُ ْشتَ َـرى البُـي‬.2
Bu şehirde evler Irak dinarıyla satın alınır.

Araştır 6 ِ ‫ ي َك َّو ُن ال َفريق ِمن الر‬.3


.‫جال‬ّ ْ ُ
Takım erkeklerden oluşturuluyor.

.‫تاب ِم ْن قِبَ ِل حممد إقْبال‬ ِ


َ ِّ‫ أُل‬.4
ُ ‫ف هذا الك‬
Bu kitap Muhammed İkbal tarafından yazıldı.

ِ ْ َ‫ساعت‬
.‫ـي‬ َ ‫دير قَ ْـب َل‬ َ ُ‫ ق‬.5
ُ ُ‫وبل املــ‬
Müdürle iki saat önce görüşüldü.

Aşağıdaki Türkçe cümleleri Arapçaya çeviriniz.


1. Muhammet Amca’ya selam söyle Leyla.

.‫َسلِّمي َعلى الْ َع ِّم حممد يا ليلى‬


2. Doktora gitmek zorunda kaldık.

ِ ‫الذ‬
.‫هاب إىل الطَّبيب‬ َّ ‫ضطُِرْرنا إىل‬
ْ ُ‫ا‬
Araştır 7 3. Kız çocukları çiçek isimleriyle adlandırılır.

.‫األزها ِر‬ ِ ْ ِ‫تس َّمى البنات ب‬


ْ ‫أساء‬ ُ َ َُ
4. Sizin hatırınız için müdürle konuşacağım.
ِ ‫ف أُ َكلِّم الـمدير ِمن أَج ِل خ‬
.‫اطرُكم‬
َ ْ ْ َ ُ ُ َ ‫َس ْو‬
5. Günlük hayatta Türkçe kullanılır.
ِ ‫تُستـعمل التـُّركِيَّةُ يف احل‬
.‫ياة اليَ ْـوِميَّ ِة‬

َ ْ ُ َ ْ َْ

95
Mezîd Fiillerde Edilgen (Mechûl) Yapı

bölümün kelimeleri ُ ِ‫َكل‬


‫مات الوحدة‬
‫( أَبْ َدى‬ebdâ) gösterdi, işaret etti ‫( َتْ ِفيض‬tahfîd) indirim
ِ
‫ف‬ َ ‫َّص‬َ ‫( ات‬ittesafe) nitelendi, vasıflandı ‫ف‬َ َّ‫( تَ َكل‬tekellefe) üstlendi
‫( اِتَّ َـه َم‬itteheme) suçladı ‫( تَـ ْل ِخيص‬telhîs) özet
‫إحراج‬ ْ (ihrâc) sıkılma, rahatsızlık duyma ‫( تَ َـوتُّر‬tevettur) gerilim
‫( اِ ْختِبار‬ihtibâr) sınama, sınav َِّ ‫( تُ ُـو‬tuvuffiye) canı alındı, öldü
‫ف‬
‫( اِ ْختِصار‬ihtisâr) kısaltma, özetleme ‫( َج ْولَة‬cevle) gezi
‫أذاع‬
َ (ezâ‘a) yaydı, duyurdu, ifşa etti ‫( َحبَّ َذ‬habbeze) uygun gördü, güzel karşıladı
...‫ب‬ ِ ‫( اِرتَبـ َط‬irtebeta bi) bir şey ile bağlantılı, ilişkili ‫ َح َجَز‬- ‫( َْي ِج ُز‬haceze-yahcizu) ayırtmak, rezervasyon
oldu
َ yapmak
‫( اِْرتَدى‬irtedâ) giydi (elbise vb.) ‫( ِحدَّة‬hıdde) keskinlik, sınır
‫( اِ ْستِجابَة‬isticâbe) karşılık verme, icâbet etme ‫( ُح ْلم‬hulm) rüya
‫( اِ ْستِ ْقبال‬istikbal ) karşılama, resepsiyon ‫( َخ َشب‬haşeb) tahta
‫( اِ ْستِكْمال‬istikmâl ) sona erdirme, tamamlama ‫( َخلَّ َد‬hallede) sonsuz kıldı, ölümsüzleştirdi
‫( إِظْهار‬izhâr) gösterme, beyan etme ‫ َخلَ َع‬- ‫( َيْلَ ُع‬hala‘a-yahla‘u) ayakkabı vb. çıkarmak
‫( اِ ْعتَبـََر‬i‘tebera ) kabul etti, dikkate aldı, hesaba kattı ‫األربِ َعة‬
ْ ‫( اخلُلَفاء‬el-hulefâu’l-erbi‘a) dört halife
‫( اِ ْعتَـ َق َل‬i‘tekale) tutukladı ‫( َدابَّة‬dâbbe) binek hayvanı, yük hayvanı
...‫اعتَىن ب‬ ...‫على‬ َ‫س‬
davrandı
ْ (i‘tenâ bi) bir şeye özen gösterdi, itinalı َ ‫( َد َر‬derese‘alâ) birinin yanında tahsil gördü,
birinden ders aldı, öğrendi
...‫على‬ ِ
َ ‫صر‬
َ َ‫( اقْـت‬iktasara ‘alâ) bir şey ile sınırlı oldu
َ ‫( َد ْعم‬da‘m) destekleme, destek verme
‫( إِقْراء‬ikrâ) okutma ‫( َداللَة‬delâle ) işaret etme, gösterme
‫( أَلف‬elf) bin ‫ف‬َ ‫ َذ َر‬- ‫ف‬ُ ‫( يَ ْذ ِر‬zerefe-yezrifu) (göz yaşları) akmak,
boşanmak; (göz yaşını) akıtmak
‫( أَلْقاب‬elkâb) lakaplar, (t.) ‫( لََقب‬lakab)
‫( َذ ْرف‬zerf ) (gözyaşları) akmak, boşanmak
‫( اِنْ ِزعاج‬inziâc) rahatsızlık
‫( ُربَّا‬rubbemâ) belki
...‫( أَوُّد أَ ْن‬eveddu en) -mek-mak isterim
َ ‫ساخر‬ ِ (sâhır) güldüren
‫( بالِغ‬bâliğ) yetişkin
‫( َسبّ َورة ذَكِيَّة‬sebbûra zekiyye) akıllı tahta
‫( بايَ َع‬bâye‘a) biat etti
‫( بَ ْـت‬betr) kesme, koparma
...‫على‬ َ ‫( َسلَّ َم‬selleme ‘alâ) birine selam verdi, birine
selam söyledi
‫( َْبُر ال َـميِّت‬bahru’l-meyyit) Ölü deniz ِ ‫( ُسّي‬summiye bi) …ile isimlendirilmek, …diye
...‫ب‬
َ
adlandırılmak
‫( بُكاء‬bukâ’) ağlama
‫ياح ّي‬ ِ ‫( ِس‬siyâhî) turistik
‫( تابَ َع‬tâbe‘a) izledi
ِ ْ‫( تأ‬te’cîl) erteleme
‫جيل‬ ‫( َسيَّ َـر‬seyyere) yürüttü

96
Arapça III

‫شاشة ذَكِيَّة‬ َ (şâşa zekiyye) akıllı ekran ‫الحق‬ ِ (lâhık) sonradan


ِ (şâtır ) çalışkan
‫شاطر‬ ‫( لَباقَة‬lebâka) zerafet
‫ص َدى‬ َ (sadâ) yankı ‫( َلْنَة‬lecne) heyet, kurul
‫( طاقَة‬tâka ) enerji ‫( لَطيف‬latîf ) ince, zarif
‫( طا ِولَة ُم ْستَطيلَة‬tâvile mustatîle) dikdörtgen masa َ‫( ما شابَه‬mâ şâbehe) bunun gibi, benzer
‫‘( عا ِرَمة‬ârime) uygunsuz ‫( ُمثريات‬musîrat) uyaranlar, uyarıcılar
‫عاط ِفي‬ ِ (‘âtıfî) duygusal ‫( ُماطَبَة‬muhâtaba) konuşma, hitap etme
‫ َع َق َد‬- ‫‘( يَ ْـع ِق ُد‬akada-ya‘kidu) toplantı vb. yapmak ‫( ُم ْسبَق‬musbak) önceki
‫ي‬َ َّ ‫‘( َع‬ayyene) atadı ‫( ُم ْستَثْ ِمر‬mustesmir) yatırımcı
‫( فَ ْـر َحة‬ferha) sevinç ‫صلِّح‬ َ ‫( ُم‬musallih) tamirci
‫ فَـ َق َع‬- ‫( يَـ ْف َق ُع‬faka‘a, yefka‘u) göz vb. oymak ‫( ُمضيف‬mudîf ) ev sahibi, misafir ağırlayan
‫( فقيه‬fakîh) fıkıh âlimi, fıkıhçı ‫( ِمضياف‬midyâf ) misafirperver
‫( قَضاء‬kadâ’) (bir zaman dilimini) geçirme ‫( َمنام‬menâm) rüya
ِ ‫لوم اإلس‬
‫الميَّة‬ ِ ‫( ُكلِّيَّة الع‬kulliyyetu’l-‘ulûmi’l-islâmiyye) ‫( َم ْولُود‬mevlûd) yeni doğmuş bebek
ْ ُ ُ
‫( نِ ْسيان‬nisyân) unutma
İslami İlimler Fakültesi
‫( الئِق‬lâ’ik) lâyık

bölümün deyimleri ‫تعبریات الوحدة‬


‫( أَ تُرى‬e turâ) acaba ‫( ِم ْن املـُ َحبَّب‬min muhabbeb) arzu edilen, istenen,
sevilen bir şeydir
‫( بِاملـُقابِ ِل‬bi’l-mukâbili) karşılığında, buna karşılık
ٍ ِ‫( بانْت‬bi’ntizâmin) düzenli olarak, muntazam olarak ‫أم‬/‫… ْأو‬da
‫ظام‬
....‫( سواء‬sevâ…. ev/em) -se de…-mese de birdir,
...da birdir
‫( جار اهلل‬câru’llâh) Allah’ın komşusu ّ َ‫‘( ِع ْلماً بِأ‬ilmen bi-enne) bilginiz olsun, bilmenizi
...‫ن‬
‫( ُح ْس ُن العِنايَة‬husnu’l-‘inâye) özen gösterme isteriz ki, şunu ifade edeyim ki

‫العروس‬ ِ ‫( طَلَب ي‬talebu yedi’l-‘arûs) kız istemek ‫( غالِباً ما‬gâliben mâ) genellikle
‫د‬
َ َ ُ
(gelinin elini istemek) ...‫ها ُهو‬/ ...‫( ها ِهي‬hâ huva/ hâ hiye) işte...!
َ َ
ِ ‫( يف‬fî hâli) …durumunda
...‫حال‬ ِ ِ
...‫( وفْقاً ل‬vifkan li) -e göre, …uyarınca
ٍ ِ
‫( يف خالف َح ّد‬fî hilâfin haddin) oldukça farklı ...‫( يـتَـوقَّع أ ْن يكو َن‬yutevakka‘u en yekûne) … olması
fikirde, şiddetli görüş ayrılığı içinde َ ُ َُ bekleniyor
...‫عدا‬
َ ‫( ما‬mâ ‘adâ ) –den başka َّ ‫( ُْيكى أ‬yuhkâ enne ) anlatılır ki
...‫َن‬
ِ ‫( ِمن أَج ِل‬min ecli hâtırıke) hatırın için
‫خاط ِرَك‬ َّ ‫( يُـروى أ‬yurvâ enne ) rivayet edilir ki, anlatılır ki
...‫َن‬
ْ ْ ْ
97
Bölüm 4
İsm-i Mevsûller
İsm-İ Mevsûller

1
2 Arapçada İsm-i mevsûlleri tanıyabilme,

2
öğrenme çıktıları

Günlük Hayatımızda Arapça 4 bunları cümlede kullanma becerisi elde


1 İsm-i mevsûlleri kullanarak diyalog etme ve İsm-i mevsûllerin kullanılmış
geliştirme becerisi kazanabilme olduğu cümlelerin irâbını yapabilme

Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı Fiiller Arapçada Kalıp İfadeler

3 4
3 Arapçada harf-i cerlerle kullanılan bazı 4 Arapçada sıklıkla kullanılan bazı ifade
fiilleri tanıma ve bunları cümle içinde biçimlerini tanıma ve yerinde kullanma
kullanma becerisi kazanabilme becerisi elde edebilme

Anahtar Sözcükler ‫املفتاحية‬‫ الكلمات‬: • Genel İsm-i Mevsûller ‫األَمساء ال َـم ْوصولة الْ ُـم ْشتَ َـرَكة‬
ّ َ‫ال‬
• Özel İsm-i Mevsûller‫اصة‬ ِّ ُ‫ • جُْلَة‬Âid Zamiri ‫ض ِمري العائِد‬
ْ ‫ • األَمساء ال َـم ْوصولة‬Sıla Cümlesi ‫الصلة‬ َ

98
Arapça III

GİRİŞ ‫ُم َق ّد َمة‬


İsm-i mevsûl (el-ismu’l mevsûl – ‫ )االسم املوصول‬bir dilbilgisi terimi olarak, “bağlaç” anlamına gelir.
Fakat Türkçedeki bağlaçlardan farklılık gösterir. Arapçadaki ism-i mevsûl, kendinden sonraki bir cümleyi
kendinden önceki bir isme bağlayan kelimedir. Tek başına anlamları yoktur. Kendisinden sonraki cüm-
lenin anlamını … olan, -an, -en, -dığı, -diği gibi eklerle kendisinden önceki isme bağlar. Kitabınızın bu
bölümünde ism-i mevsûl konusunu ayrıntılarıyla görecek, ism-i mevsûl türlerini tanıyacak ve verilen i‘rab
örnekleriyle konuyu daha iyi kavrayacaksınız.
Ayrıca bölümde harf-i cerlerle kullanılan bazı fiillerin kullanımına yönelik örneklere ve kalıp ifadelere
de yer verilecek, bir diyalog ve bir metin ile konu pekiştirilmeye çalışılacaktır. Bölümün sonunda öğren-
diklerinizi yaşamla ilişkilendireceğiniz bir metin ve birkaç Arap atasözü de bulacaksınız.

GÜNLÜK HAYATIMIZDA ARAPÇA 4

٤ ‫العربية يف حياتنا اليوميّة‬


‫ارع‬
ِ ‫ش‬ ّ ‫يف ال‬
‫اه ُد يف الشَّا ِرع؟‬ ِ ‫ ما َذا تُش‬،‫ قُل ِل يا أ َْين‬:‫صالِـح‬
َ َ َُ َ ْ ٌ
ِ ‫ين من الن‬
،‫َّاس‬ ِ ِ ِ ٍ ِ ‫ أ‬:‫أَيـمن‬
َ ‫ُشاه ُد َسيَّ َارات َكث َريًة وَكثري‬ َ َُ
‫ناك‬
َ ‫وه‬ ِ ِ ِ
ُ ‫الرصيف‬ َّ ‫ناك َم ْن يَْشي َعلَى‬ َ ‫ُه‬
.‫ات ُمُروٍر‬ ِ ‫من يـعبـر الشَّا ِرع وأَيضاً أرى إِ َشار‬
َ َ َْ َ ُُْ َ ْ َ
ِ ِ ِ ِ ِ
‫ات‬
ٌ ‫ع الذي فيه َسيَّار‬ َ ‫ عْن َد َما نَ ْـعبُ ُـر الشَّا ِر‬:‫صالـح‬
Caddede
Sâlih: Söyle bana Eymen, caddede ne görüyorsun?
‫فما َذا َعلَْينا أن نَ ْـع َم َل؟‬ َ ٌ‫ثرية‬َ ‫َك‬
‫وط‬ِ ُ‫ َِيب علَينا أن نَـعبـر الشَّا ِرع علَى اخلط‬:‫أَيـمن‬
Eymen: Pek çok araba ve birçok insan görüyo- ُ َ َ َُْ َْ ُ َُ
rum. Kaldırımda yürüyen, caddeyi ge- ِ
ِ‫ضاء الـم َقطَّ َع ِة اليت تَ ُد ُّل َعلَى أَنَّ َـها لعُبُور‬
çen var. Trafik ışıklarını da görüyorum.
ِ ُ َِ ‫البي‬ ْ
َّ‫ب أَن نـَْنظَُر َيينَاً ُثَّ يَ َساراً ُث‬ ِ
Sâlih: Çok araba bulunan caddeyi geçerken ُ َ َ َ ُ َ َ ‫الِ ُـم‬
‫ي‬ ‫اك‬ ‫ن‬ ‫ه‬ ‫و‬ ‫اة‬ ‫ش‬
.‫ نَ ْـع ُب‬،‫ات‬ ٌ ‫ُخرى فَِإ َّن َل تَ ُكن ُهنَاك َسيَار‬ ْ ‫َييناً َمَّرةً أ‬
ne yapmamız gerekir?
Eymen: Caddeyi yayaların geçişine özgü oldu-
‫ ُهناك ِم َن‬.‫ني ال ُـمُرور‬ ِ ‫َّك تَـ ْلتَ ِزُم بِقوان‬ ِ
ğunu gösteren bölünmüş beyaz çizgi- َ ‫ يَْـب ُدو أن‬:‫صالـح‬
lerden geçmemiz gerekir. Orada sağa,
،‫ني َم ْن ال يـَ ْلتَ ِزم بَِقوانِني ال ُـم ُرور‬ ِ َّ
sonra sola, sonra bir kere daha sağa َ ‫السائق‬
bakarız, araba yoksa geçeriz. ،‫َحََر‬ ْ ‫ون األ‬ ِ َّ‫ند ظُهوِر الل‬ َ ‫فَ ِمْن ُـهم َم ْن يَسريُ ِع‬
،‫ضر‬ ِ ِ َّ‫وِمْنـهم من يتَـوق‬
َ ‫األخ‬ ْ ‫ف عْند ظُهور اللون‬
Sâlih: Görünen o ki sen trafik kurallarına
ُ َ َ ُ َ
uyuyorsun. Sürücülerden trafik kural- ٍ ِ ِ
larına uymayanlar vardır. Onlar ara- .‫َصفر‬ ْ ‫ض ْوء أ‬ َ ‫ب ُو ُجود‬ َ َ‫َومْن ُـهم َم ْن ال يَ ْـع ِرف َسب‬
sında kırmızı ışıkta geçenler, yeşil ışıkta
duranlar, sarı ışığın niçin bulunduğunu ‫السائِِقني أَيْضاً؟‬ َّ ‫ك ِف‬ ِ
َ ُ‫ وما ال ّذي ال يـُْعجب‬:‫أَي َـم ُن‬
bilmeyenler vardır. ‫ ال يُ ْـع ِجبُين الَّذين يُ َد ِّخنُو َن ِعْن َد َما يَ ُسوقُون‬:‫صالِـح‬
Eymen: Sürücülerde hoşuna gitmeyen başka ne var?
‫ف والَّذين يَأْ ُكلون‬ ِ ِ
Sâlih: Araba sürerken sigara içenler, telefon َ ‫والَّذين يَ ْستَ ْـعملون اهلَات‬
kullananlar, sürüş sırasında yiyip içenler ِّ َ‫ْأو يَـ ْشَربون أَثْناء‬
.‫السيَاقَة‬
hoşuma gitmiyor.
ِ
Eymen: Evet doğru söyledin. Bu davranışlar ‫األمور‬
ُ ‫ب هذه‬ َ ِّ‫ت فيُ ْمك ُن أَ ْن تُ َسب‬ َ ْ‫ص َدق‬ َ ‫ نَعم‬:‫أَي َـم ُن‬
trafik kazalarına sebep olabilir. .‫ث ال ُـمُرور‬ َ ‫حو ِاد‬
99
İsm-i Mevsûller

Öğrenme Çıktısı
1 İsm-i mevsûlleri kullanarak diyalog geliştirme becerisi kazanabilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 1 Karşılaştır Paylaş

Sıfat tamlamaları ve sıfat


Verilen diyaloğu okuyunuz.
Verilen diyalogda geçen olarak gelen cümlelerle
Trafik veya kazalarla ilgili
ism-i mevsûlleri bulunuz. ism-i mevsûllerin yer aldı-
düşüncelerinizi basit cüm-
Cümleye kattığı anlamlar ğı cümleler arasında anlam
lelerle Arapçaya aktarmaya
üzerinde düşününüz. bakımından bir karşılaştır-
çalışınız.
ma yapınız.

DİL BİLGİSİ: İSM-İ MEVSÛLLER

‫ األمساء املوصولة‬:‫القواعد‬
İsm-i Mevsûl (el-ismu’l-mevsûl – ‫ )االسم املوصول‬bir dilbilgisi terimi olarak, “bağlaç” anlamına gelir.
Fakat Türkçedeki bağlaçlardan farklılık gösterir. Arapçadaki ism-i mevsûl, kendinden sonraki bir cümleyi
kendinden önceki bir isme bağlayan kelimedir. Tek başına anlamları yoktur. Kendisinden sonraki cüm-
lenin anlamını … olan, -an, -en, -dığı, -diği gibi eklerle kendisinden önceki isme bağlar. İsm-i mevsûller
kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önceki ismi niteleyen bir sıfat cümlesi konumuna getirirler.
İsm-i mevsûller, özel (hâs) ve genel (müşterek) olmak üzere iki gruba ayrılırlar.

Özel İsm-i Mevsûller (Hâss İsm-i Mevsûller)


Bu gruptaki ism-i mevsûller, bağladığı ismin tekil, ikil, çoğul, eril ve dişil durumuna özgü kullanımlar
olmaları dolayısıyla “özel” veya “hâs” diye adlandırılırlar. Dolayısıyla kendileri de tekil, ikil ve çoğul formda
eril ve dişil olarak çeşitlilik gösterir.
Şimdi önce eril olanların merfû, mansûb ve mecrûr durumunu inceleyelim:

َّ ‫)ال ُـم َذ‬


E R İ L (‫ك ـ ــر‬
Çoğul İkil Tekil
(Cem‘) (Musennâ) (Mufred)
MERFÛ
‫ّذين‬ ِ ‫الل‬
َ ‫ال‬ ‫ّذان‬ ‫الّذي‬ (‫ْم ْرفوع‬
َ ‫)ال‬
MANSÛB VE MECRÛR
‫ّذين‬
َ ‫ال‬ ‫اللَّ َذيْ ِن‬ ‫الّذي‬ (‫جرور‬
ْ ‫وال َـم‬ ‫)ال َـمنصوب‬
Yukarıda verilen eril ism-i mevsûllerin tekilleri ve çoğulları mebnîdir, harekeleri veya biçimleri değiş-
mez. İkilleri ise mu‘rebtir ve ikil bir kelimenin irap biçimiyle irap edilir. Bir başka ifadeyle ikil olan ism-i
mevsûllerin ref alâmeti elif (‫)ا‬, nasb ve cer alâmeti ye (‫’)ي‬dir.
Eril ism-i mevsûllerin ikil formlarının yazım biçimindeki farklılığı görmüş olmalısınız. Tekil ve çoğul-
lar, tek bir “lâm” ile yazılırken, ikiller çift “lâm” ile yazılmaktadır.

100
Arapça III

Şimdi de hâs ism-i mevsûllerin dişil biçimlerini görelim:

D İ Ş İ L (‫ـم َؤنَّث‬
ُ ْ‫)ال‬
Çoğul İkil Tekil
(Cem‘) (Musennâ) (Mufred)
MERFÛ
َّ / ‫اللَّوايت‬
‫ الالئي‬/‫الليت‬ ِ َّ‫الل‬
‫تان‬ ‫الَّيت‬ (‫)ال َْم ْرفوع‬
MANSÛB VE MECRÛR
‫ الالئي‬/‫ اللَّ يت‬/ ‫اللَّوايت‬ ِ ْ َ‫اللَّت‬
‫ـي‬ ‫الّيت‬ (‫)ال َـمنصوب وال َـم ْجرور‬

Erillerinde olduğu gibi dişil ism-i mevsûllerin tekil ve çoğul biçimleri de mebnîdir, harekeleri veya
biçimleri değişmez. İkil formları ise mu‘rebdir, yani ikil bir kelimenin irap edildiği gibi irap edilirler.
Dolayısıyla bunların ref alâmeti elif (‫)ا‬, nasb ve cer alâmeti ye (‫’)ي‬dir. Dişil çoğullarından ‫ اللَّوايت‬daha sık
kullanılırken, ‫الليت‬َّ ve ‫ الالئي‬daha az kullanılır.
Dişil ism-i mevsûllerin tekil formlarının tek “lâm” ile yazılırken, ikil ve çoğul formlarının çift “lâm” ile
yazılmış olduğunu da fark etmiş olmalısınız.
Hâs ism-i mevsulleri kullanabilmek için önceki ismin belirli olma zorunluluğu vardır.
Eril ve dişil formlarıyla gördüğümüz bu ism-i mevsûllerin tekilleri ve ikilleri, hem âkil hem gayr-ı âkil
için kullanılır. Fakat çoğulları yalnız âkiller, yani insanlar için kullanılır.
Hâs ism-i mevsûller, kendilerinden önceki isme sıfat oldukları için onun irâbına, sayısına ve cinsiyetine
uymak zorundadır.
Şimdi anlatılanları bir örnek üzerinde inceleyelim. Aşağıda tablo içinde iki ayrı cümle bulunmaktadır.

‫ت الطِّْف َل يف ا ْلَدي َق ِة‬


ُ ْ‫َرأَي‬ ‫ض َر الطِّْف ُل‬
َ ‫َح‬
Çocuğu parkta gördüm. Çocuk geldi.

Şimdi ilk cümledeki ‫( الطّفل‬çocuk) sözcüğünü ikinci cümle ile bağlantılayarak “Parkta gördüğüm ço-
cuk geldi” anlamı verecek şekilde yeni bir cümle kurmaya çalışalım. Burada ilgi kurulan sözcük ‫ الطّفل‬söz-
cüğüdür, cümlede özne konumunda olup tekil ve erildir. Bu sözcüğe uygun ism-i mevsûl, sizin de tahmin
ettiğiniz üzere ‫ ال ّذي‬ism-i mevsûlüdür.

‫ض َر الطِّْف ُل الّذي َرأَيْـتُه يف ا ْلَدي َق ِة‬


َ ‫َح‬
Parkta gördüğüm çocuk geldi.

101
İsm-i Mevsûller

Şimdi yukarıdaki cümlede kendisiyle sonraki cümle arasında ilgi kurulan “et-tıfl” sözcüğünü ikil, çoğul
ve dişil formda kullanarak cümlede meydana gelen değişimleri inceleyelim:

ِ ‫رأَيـتُه يف احل‬
.‫ديقة‬ ‫الّذي‬ ‫فل‬ِّ َ ‫َح‬
َ ُ َْ ُ ‫ضَر الط‬
ِ ‫رأَيـتُـهما يف احل‬
.‫ديقة‬ ِ ّ‫الل‬
‫ذان‬ ِ ِّ‫ضر الط‬
‫فالن‬
َ ُ َْ َ َ ‫َح‬
ِ ‫رأَيـتُـهم يف احل‬
.‫ديقة‬ ‫ين‬ ِ
َ ُ َْ َ ‫اللّذ‬ ‫فال‬
ُ ْ‫ضَر األط‬َ ‫َح‬
ِ ‫رأَيـتُها يف احل‬
.‫ديقة‬ ‫الّيت‬ ‫ت الطِّفلة‬
َ َْ ْ ‫ضَر‬
َ ‫َح‬
ِ ‫رأَيـتُـهما يف احل‬
.‫ديقة‬ ِ ّ‫الل‬
‫تان‬ ِ ِّ‫ت الط‬
‫فلتان‬
َ ُ َْ ْ ‫ضَر‬
َ ‫َح‬
ِ ‫رأَيـتُـهن يف احل‬
.‫ديقة‬ ‫اللّوِات‬ ‫فالت‬ ِ ‫حضر‬
َ ُ َْ ُ ‫ت الط‬ْ ََ َ
Yukarıdaki cümlelerde ism-i mevsûlden sonra gelen fiillerde öznenin yapısına uygun olarak değişen
bitişik nesne zamirlerine de dikkat ediniz. Şimdi de aşağıdaki iki cümleyi inceleyelim:
ِ
(Bana yardım eden öğrenciye teşekkür ettim.) َ ‫ت التِّـ ْلمي َذ الَّذي‬
.‫ساع َدين‬ ُ ‫َش َك ْر‬
.‫ساع َدين‬ ِ ‫َش َكر‬
(Bana yardım eden bir öğrenciye teşekkür ettim.) َ ‫ت ت ْلمي ًذا‬ ُْ
Hâs ism-i mevsûller, yukarıda da ifade ettiğimiz gibi ancak belirli bir isimden sonra kullanılabilirler ve
bu ismin sıfatı olurlar. Yukarıda biri ismi mevsûlle kurulan, diğeri belirsiz bir sözcük sonrasında kullanılan
sıfat cümlelerinin nasıl anlamlandırılmış olduğuna bakarak iki cümle arasındaki anlam farkını görünüz.

Sıla Cümlesi ve Âid Zamiri


İsm-i mevsûllerin kullanıldığı cümleler ism-i mevsûl, sıla cümlesi ve âid zamir adı verilen bir bütünden
oluşur.
Sıla cümlesi, ism-i mevsûlden sonra gelen cümledir. İsmi mevsûl kendinden önceki isimle sıla cüm-
lesini birbirine bağlar. Dolayısıyla sıla cümlesi ism-i mevsûlden önceki ismi açıklar, niteler, bir bakıma
özelleştirir. Sıla cümlesinin irâbta yeri yoktur.
Âid zamir, sıla cümlesinde nitelenen sözcüğe ait olan zamirdir. Bu zamir, nitelenen sözcüğün eril, dişil
ve sayı bakımından yapısına uygun kullanılır.
Aşağıdaki cümlede “Gördüğüm çocuk” anlamındaki Arapça söz öbeğinin her bir öğesinin nasıl adlan-
dırıldığını inceleyelim:

102
Arapça III

(Gördüğüm çocuğu beğendim.) .ُ‫أ َْع َجبَين الطِّْف ُل الذي َرأَيْـتُه‬

Sıla cümlesi İsm-i mevsûl Belirli İsim

4 3 2 1

ُ‫ـ ــه‬ ‫َرأَيْـتُـ ـ‬ ‫الَّذي‬ ‫الطِّْف ُل‬ ‫أَ ْع َجبَين‬


‘Âid Zamir

.‫معهم‬ ِ ‫جال الَّ ِذ‬


(Birlikte çalıştığımız adamlar gitti.) ُ َ‫ين َعم ْلنا‬ َ ُ ‫الر‬ ِّ ‫ب‬
َ ‫َذ َه‬
ِ َّ ‫خرج املر‬
(Doktoru bekleyen hasta çıktı.)
َ َّ‫يض الذي انْـتَظََر الط‬
.‫بيب‬ ُ َ َ
Hâss İsm-İ Mevsûllerin Cümlede Bir Ögenin Sıfatı Olarak Bulunması

Hâss İsm-İ Mevsûlun Mubtedanın Sıfatı Oluşu


İsm-i mevsûl sıla cümlesiyle birlikte mubteda ile haber arasına girerek mubtedanın sıfatı olur:

‫ب‬
ٌ ‫ُمْت َـع‬ ُ َّ‫الْ ُم َوظ‬
‫ف‬
Memur yorgundur.

Haber Mubteda

ِ ‫ب الْب‬ ِ
‫ب‬
ٌ ‫ُمْت َـع‬ ‫يد‬ َ ِ َ‫الّذي يـَْع َم ُل يف َمكْت‬ ُ َّ‫الْ ُم َوظ‬
‫ف‬
Haber İsm-i mevsûl ve sıla cümlesi Mubteda
Yorgundur. Postanede çalışan Memur

ِ ‫ب الْب‬ ِ ِ َّ‫الْموظ‬
‫ُمْت َـعبان‬ ‫يد‬ َ ِ َ‫اللّذان يـَْع َمالن يف َمكْت‬ ‫فان‬ َُ
Haber İsm-i mevsûl ve sıla cümlesi Mubteda
Yorgundur. Postanede çalışan İki memur

ِ ‫ب الْب‬
‫ُمْت َـعبو َن‬ ‫يد‬ َ ِ َ‫ذين يَ ْـع َملون يف َمكْت‬
َ ّ‫ال‬ ‫الْ ُم َوظَّفو َن‬
Haber İsm-i mevsûl ve sıla cümlesi Mubteda
Yorgundur. Postanede çalışan Memurlar

Şimdi aşağıdaki cümlenin irâbını yapalım:


ِ ‫ب الْب‬
(Postanede çalışan memurlar yorgundur.) .‫ن‬
َ ‫ُم ْت َـعبو‬ ‫يد‬ َ ‫ال ُْم َوظَّفو َن ال‬
َ ِ َ‫ّذين يَ ْـع َملون يف َم ْكت‬
‫ ال ُْم َوظَّفو َن‬ : Mubteda merfû, ref alâmeti vâv, çünkü düzenli eril çoğul.
‫ّذين‬
َ ‫ ال‬ : İsm-i mevsûl, fetha üzerine mebnî, mahallen merfû, çünkü mubtedanın sıfatı.
ِ ‫ب الْب‬
‫يد‬ َ ِ َ‫ يَ ْـع َملون يف َم ْكت‬: Sıla cümlesi, irapta yeri yoktur. (Sıla cümlesi irap edilmez, bu yüzden “irapta
yeri yoktur” anlamında “lâ mahalle lehâ mine’l-i‘râb” denir.)
‫ ُم ْت َـعبو َن‬ : Haber, merfû ref alâmeti vâv, çünkü düzenli eril çoğul.

103
İsm-i Mevsûller

Şimdi de aşağıdaki cümlelerde ism-i mevsûllerin nasıl kullanılmış olduğunu inceleyelim:


(Arkadaşımdan aldığım kitap bir aşk hikâyesidir.) ُ‫صة‬َّ ِ‫صديقي ُه َو ق‬
.‫حب‬
ٍّ ِ
َ ‫َخ ْذتُه م ْن‬
َ ‫تاب الذي أ‬ ُ ‫الك‬
ِ
(Dün okuduğum hikâye üzücüydü.) .ً‫ـح ِزنَة‬
ْ ‫ت ُم‬ ْ َ‫َمس كان‬ َّ ‫الْ ِق‬
ِ ‫صةُ اليت قَ َـرأْتُـها أ‬
ِ ‫دان اللّ َذ ِان رأيـتَهما تَـو‬
.‫أمان‬ ِ َ‫الول‬
(Gördüğün iki çocuk ikizdir.)
ْ َْ َ
(Ödülü kazanan iki kız bizim fakültedendir.) ِ ِ ِ ِ ِ
.‫ال َفتاتان اللّتان فازتا باجلائزِة من ُكلِّيَّـتنا‬
ِ ِ ِ ِ ‫خصصن يف األمر‬
.‫ات‬
ٌ ‫اض الدَّاخليَّة كثري‬ ْ َ ْ َّ َ‫بيبات اللّوايت يت‬ُ َّ‫الط‬
(İç hastalıklarında ihtisas yapan bayan doktorlar çoktur.)
Yukarıda tekil, ikil ve çoğulları verilen eril ism-i mevsûller mubtedanın sıfatıdırlar.

Hâss İsm-i Mevsûlün Haberin Sıfatı Oluşu
İsim cümlesinde mubteda belirli ve onu izleyen haber çoğunlukla belirsiz olur. Ancak haberin belirli
olduğu durumlarda herhangi bir karışıklığa yer vermemek için mubteda ile haber arasına mubteda ile
uyumlu bir zamir getirilir. Zamîru’l-Fasl adı verilen bu zamirin irapta yeri yoktur, yani irap edilmez.

Bu adamdır. ‫الر ُج ُل‬


َّ ‫هو‬ ‫هذا‬
Haber Zamîru’l-Fasl Mubteda

(Bu, kendisinden söz ettiğimiz adamdır.) .ُ‫الر ُج ُل الّذي َتَ َّدثْنا َعْنه‬
َّ ‫هذا هو‬
ِ ّ‫الن الل‬
.‫ذان َتَ َّدثْنا َعْن ُـهما‬ ِ ‫الرج‬ ِ
(Bu ikisi, kendilerinden söz ettiğimiz adamlardır.) ُ َّ ‫هذان مها‬
.‫جال الّذين َتَ َّدثْنا َعْن ُـه ْم‬
ُ ‫الر‬ ِ ‫هؤ‬
ِّ ‫الء ُهم‬
(Bunlar, kendilerinden söz ettiğimiz adamlardır.) ُ

(Bu, kendisinden söz ettiğimiz kadındır.) .‫هذه هي الْ َـم ْرأةُ اليت َتَ َّدثْنا َعْنها‬
.‫تان َتَ َّدثْنا َعنـْ ُهما‬ِ ّ‫أتان الل‬
ِ ‫هاتان مها الْـمر‬
(Bu ikisi, kendilerinden söz ettiğimiz kadınlardır.)
َْ
.‫الليت َتَ َّدثْنا َعْن ُـه َّن‬
ّ ُ‫الء ُه َّن النِّساء‬ِ ‫هؤ‬
(Bunlar, kendilerinden söz ettiğimiz kadınlardır.) ُ
ِ ِِ
(Bunlar aradığın kitaplardır.) .‫ث َعْن َـها‬
ُ ‫ت تَ ْـب َح‬َ ‫ب الَِّت ُكْن‬ ُ ُ‫َهذه ه َي الْ ُكت‬
.‫َمامها‬ ِ
(Bu arkadaşımın önünde beklediği üniversitedir.) َ ‫صديقي أ‬ َ ‫هذه هي اجلامعة اليت یَـْنتَظُر‬
(Bu satın aldığım kalemdir.) .ُ‫هذا هو ال َقلَ ُم الَّذي اِ ْشتَ َـريْـتُه‬
İsm-i mevsûl sıla cümlesiyle birlikte isim cümlesinde mubteda ve haberin sıfatı olabildiği gibi fiil cüm-
lesinde fâilin ya da mef‘ûlun bih’in sıfatı da olabilir. Aşağıdaki örnekleri inceleyelim:
(Hasta öğrenciyi muayene eden doktor geldi.) ‫يض‬
َ ‫الب املر‬ َ َّ‫ص الط‬ َ ‫بيب الذي فَ َح‬ ُ َّ‫ضَر الط‬َ ‫ َح‬.1
ِ ِ
(Hasta öğrenciyi muayene eden iki doktor geldi.) .‫يض‬
َ ‫الطالب املر‬
َ ‫صا‬َ ‫ضَر الطَّبيبان اللّذان فَ َح‬ َ ‫ َح‬.2
.َ‫ب الّذي يَـتَ َكلَّ ُم الْ َعَربيَّة‬ ِ
(Arapça konuşan öğrenciyi gördüm.)
َ ‫ت الطَّال‬
ُ ْ‫ َرأي‬.3
ِ َّ‫ـي اللّ َذي ِن يـتَ َكل‬ ِ
(Arapça konuşan iki öğrenciyi gördüm.) .َ‫مان الْ َعَربيَّة‬ َ ْ ِ ْ َ‫ت الطَّالب‬ ُ ْ‫ َرأي‬.4

104
Arapça III

Yukarıdaki örneklerde 1. ve 2. cümlelerdeki ism-i mevsûller, fâilin sıfatı; 3. ve 4. cümlelerdeki ism-i


mevsûller mef‘ûlun bih’in sıfatıdır.
1. cümledeki ism-i mevsûlün fâilin sıfatı olarak mahallen merfû, 2. cümledeki ism-i mevsûlün fâilin
sıfatı olarak (‫ )ا‬elif ile merfû olduğuna dikkat ediniz. 3. cümlede ise ism-i mevsûl mef‘ûlun bih’in sıfatı
olarak mahallen mansûb iken, 4. cümledeki ism-i mevsûlün mef‘ûlun bih’in sıfatı olarak (‫ )ي‬ile mansûb
olduğuna dikkat ediniz.
İsm-i mevsûller cümlede mecrûr isimlerin sıfatı da olabilir.
ِ ‫الْ َق ْل‬
.‫ب‬ ِ ‫ين يُ َـعانُو َن ِم ْن َمَر‬
‫ض‬ ِ َّ ِ ‫اِرتَـ َفع ع َدد ْال ْشخ‬
(Kalp hastalığı çeken şahısların sayısı yükseldi.)
َ ‫اص الذ‬ َ ُ َ َ ْ

(İstediğin işi bulmakta sana başarılar dilerim.) ُ ‫َّجاح ِف الْعُثُوِر َعلَى الْو ِظي َف ِة الَِّت تُِر‬
.‫يد َها‬
َ َ َ ‫ك الن‬
َ َ‫َأتََّن ل‬
Hâss İsm-i Mevsûllerin Cümlede Bir Öge Olarak Bulunması
Hâs ism-i mevsûllerden önce isim bulunmazsa ism-i mevsûllerin kendileri cümlede bir öge olarak bu-
lunurlar.

İsm-i Mevsûlün Mubteda Olarak Kullanılması


Cümle doğrudan ism-i mevsûl ile başlarsa, bu durumda ism-i mevsûlün kendisi cümlenin mubtedası
olur ve sıla cümlesi doğrudan kendisini niteler.
(Acımayana acınmaz.) .‫رح ُم‬ َ َ‫الَّذي ال ي‬
َ ُ‫رح ُم ال ي‬
.‫ص َدقُوا‬ ِ َّ
(İnananlar doğru söyledi.) َ ‫ين َآمنوا‬
َ ‫الذ‬
(Annemi muayene eden, becerikli bir doktordur.) .ٌ‫ت أُمي هي طَبيبةٌ ماهرة‬ ْ‫ص‬ َ ‫الَّيت فَ َح‬
ِ ‫تان َكتَبتا هذا التَّقرير مها مدير‬
.‫تان‬ ِ ّ‫الل‬
(Bu raporu yazan iki kadın, müdürdür.)
َ ُ َ َ
İsm-i Mevsûlün Haber Olarak Kullanılması
Hâs ism-i mevsûlün haber olarak kullanılması durumunda baştaki mubteda ile kendisi arasına mubte-
da ile uyumlu bir zamîru’l-fasl gelmelidir. Bu tarz cümlelerin çevirisinde haber olan ism-i mevsûl ve onu
niteleyen sıla cümlesi sanki cümlenin öznesi gibi değerlendirilir ve imek fiilleri (-dir, -dır) mubtedanın
sonuna getirilir.
(Eve bakan annemdir.) َ ْ‫أ ُِّمي هي الَّيت تَ ْـر َعى ال‬
.‫بيت‬
Bu cümlenin, “Annem o kişidir ki, eve bakmaktadır” biçimindeki kelime çevirisi yerine, haber sanki
mubteda imişçesine, “Eve bakan annemdir” biçiminde, imek fiili mubtedanın sonunda kullanılarak Türk-
çeye çevrilmiş olduğunu fark ediniz.
(Ödülü kazanan kadınlar bunlardır.) .‫باجلائزِة‬
‫هؤالء ُه َّن الاليت فُ ْـز َن‬
.‫ن الوطن‬
َ ‫ين َْي ُمو‬ ِ
(Vatanı koruyanlar askerlerdir.)
َ َ ‫نود هم الّذ‬ ُ ُ‫اجل‬
ِ ِ‫االمت‬
.‫حان‬ ِ ِ ِ ِ
(Sınavda başarılı olan, bu iki öğrencidir.) ْ ‫الطالبان ُها اللّذان تَـ َف َّوقا يف‬
İsm-i mevsûller fiil cümlelerinde fâil, mef ‘ûlun bih konumunda veya harfi cerden sonra da bulu-
nabilirler. Aşağıdaki cümleler bu durumlara örnektir.

105
İsm-i Mevsûller

İsm-i Mevsûlün Fâil Olma Durumu


ِِ
.‫ب ٍّد‬
‫ب الذي يَ ْـع َم ُل‬
(Ciddiyetle çalışan kazanır.)
ُ ‫ْس‬َ ‫يَك‬
.‫جتَ َـهدوا‬ ِ
(Çalışanlar başardı.) ْ ‫الذين ا‬
َ ‫َنَح‬
(Adı Nâdiye olan (kişi) konuştu.) .ُ‫اسـمها نادية‬
ُ ْ ‫ت اليت‬ ْ ‫تَ َكلَّ َم‬
(Ülkelerine giden iki (kişi) döndü.) .‫عاد اللذان سافرا إىل بالدمها‬ َ
(Uzun zamandır görmediğim (kişi) beni ziyaret etti.) ٍ
.‫ن بعيد‬ ٍ ‫ز َارين الذي ملْ أ ََرهُ من ُذ زم‬
(Mektupta yazdığın (şey) hoşuma gitti.) .‫ك‬ َ ِ‫أ َْع َجبَين الذي كتبتَهُ يف ِرسالت‬
ِ َّ ِ َّ
﴾‫ين َل يَ ْـعلَ ُمو َن‬ َ ‫﴿ه ْل يَ ْستَ ِوي الذ‬
َ ‫ين يـَْعلَ ُمو َن َوالذ‬ َ
(Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Zumer Sûresi 9. Ayet)

İsm-i Mevsûlün Mef‘ûlun Bih Olma Durumu


.‫بإخالص‬ ‫عم ُل‬ ِ
(Dürüst çalışanı severim.) ْ َ َ‫ب الّذي ي‬ ُّ ‫أح‬
.‫جبد‬ ِ ‫أُكافِئ الل َذي ِن يـعم‬
ٍّ ‫الن‬
(Ciddiyetle çalışan iki (kişi)yi ödüllendiririm.)
َ َْ ْ ُ
(Arapça konuşan iki (kadın)ı tanıyorum.) ِ َّ ِ ْ َ‫ف اللت‬
.َ‫ـي تَـتَكلمان العربية‬ ُ ‫أ َْع ِر‬
ِ ‫أَبـع ْدت الّ ِذين يـ ْلعبو َن أمام‬
.‫البيت‬
(Evin önünde oynayanları uzaklaştırdım.) َ َ َ َ ُ َْ
İsm-i Mevsûlün Harf-i Cerden Sonra Gelme Durumu
(Kapıda duranlara selam verdim.) ِ
.‫الباب‬‫الذين يَِقفو َن على‬
َ ‫ت َعلى‬ ُ ‫َسلَّ ْم‬
ِ َّ ِ ِ
(İnsanlara en iyi olanla muamele etmen gerekir.)
ُ َ ْ ‫الناس بال ِت ه َي‬
.‫أحسن‬
َ ‫ك أ ْن تُ َـعام َل‬
َ ‫َع ْلي‬
(Bizi terkedeni arama.) .‫كنَا‬
َ‫ث عن الذي تَ َـر‬ ْ ‫ال تَ ْـب َح‬

Genel İsm-i Mevsûller (Müşterek İsm-i Mevsûller)


Bu gruptaki ism-i mevsûller, özel (hâs) olanlardan farklı olarak tekil, ikil, çoğul, eril ve dişil için tek bir
lafzı olan ism-i mevsûllerdir. Bu nedenle bunlara “Müşterek”, yani ortak ism-i mevsuller de denir. Bu ism-i

ْ ‫ َم‬ve ‫ ما‬edatlarıdır. ‫ َم ْن‬insanlar (âkil) için kullanılır-


mevsûller daha önce soru edatı olarak gördüğümüz ‫ن‬
ken, ‫ ما‬diğer varlıklar, hayvan ve cansızlar (gayr-i âkil) için kullanılır. Bu ism-i mevsûller, hâs olanlardan
farklı olarak cümlede hiç sıfat olarak bulunmayıp mubtedâ, haber, fâil, mefulün bih veya mecrûr isim gibi
cümlenin bir ögesi olarak bulunurlar. Mebnî olduklarından irapları cümledeki yerine göre ya mahallen
merfû, ya mahallen mansûb, ya da mahallen mecrûr olur.

106
Arapça III

‫ما‬ ‫َم ْن‬


1. (‫ن‬
ْ ‫) َم‬:
‫ ) َم ْن‬İsm-i Mevsûlünün Cümlede Mubteda Konumunda Olması
(
(Acımayan(a) acınmaz.) .‫رحم‬
َ ُ‫ي‬‫رح ُم ال‬
َ َ‫َم ْن ال ي‬
ُ
(İman edenler doğru söyledi.) .‫ص َدقُوا‬َ ‫َم ْن َآمنوا‬
(İnsanlar arasında kötü olan da vardır.) .‫شر‬ ِ ‫يف الن‬
ٌّ ‫َّاس َم ْن ُه َو‬
.‫ب‬ ِ ِ
(Allah’a inanan yalan söylemez.) ُ ‫َم ْن َآم َن باهلل ال يَكْذ‬
‫ ) َم ْن‬İsm-i Mevsûlünün Cümlede Haber Konumunda Olması
(
.‫الْ ُـم ْسلِ ُم َم ْن َسلِ َم ال ُـم ْسلِمون ِم ْن لِسانِِه ويَ ِد ِه‬
(Müslüman, Müslümanların elinden ve dilinden emin oldukları kişidir.) (Hadîs-i Şerîf )
.‫عملِ ِهم‬ ِ
(Bunlar, işlerini iyi yapanlardır.)
ْ َ ‫صوا يف‬
َ ُ َ‫َخل‬ ْ ‫هؤالء َم ْن أ‬
(Hoca, iyi tanıdığım biridir.) .ً‫َع ِرفُهُ جيِّدا‬
ْ ‫ُستاذُ َم ْن أ‬
ْ ‫األ‬
.‫الطعام‬ ‫أع َد ْد َن‬ ِ
(Bunlar, yemeği pişiren kadınlardır.) َ ْ ‫هؤالء َم ْن‬
(İnsan, şerefini satmayan kişidir.) .ُ‫شرفَه‬ ُ َ‫ا ِإلنْسا ُن َم ْن ال ي‬
َ َ ‫بيع‬
(‫ ) َم ْن‬İsm-i Mevsûlünün Cümlede Fâil Konumunda Olması
Bu ism-i mevsûl fiil cümlesinin fâili olarak kullanılabilir. Bu durumda mahallen merfû olur.
.َ‫التُّـركِيّة‬ َّ ِ ِ ِ
(Otelde beni Türkçe konuşan kişi (eril) karşıladı.)
ْ ‫اِ ْستَـ ْقبَـلَِن ف الْ ُفْن ُدق َم ْن يَـتَ َكل ُم‬
(Otelde beni Türkçe konuşanlar (eril-çoğul) karşıladı.) .َ‫كلَّمون التُّـركِيّة‬ َ َ‫ا ْستَـ ْقبَـلَِن ِف الْ ُفْن ُد ِق َم ْن يَـت‬
ْ ِ
.َ‫كلَّم التُّـركِيّة‬ ِ ِ
(Otelde beni Türkçe konuşan kişi (dişil) karşıladı.)
ْ ُ َ َ‫اِ ْستَـ ْقبَـلَْت ِن ف الْ ُفْن ُدق َم ْن تَـت‬
.َ‫كلَّ ْمن التُّـركِيّة‬ ِ ِ
(Otelde beni Türkçe konuşanlar (dişil-çoğul) karşıladı.)
ْ َ َ َ‫ا ْستَـ ْقبَـلَْت ِن ف الْ ُفْن ُدق َم ْن يَـت‬
.‫ُستا َذنا ُهنا‬ ْ ‫ِح َم ْن رأى أ‬
(Hocamızı burada gören sevindi.)
َ ‫فَر‬
.‫أحسن إلينا‬
(Bize iyilik yapan geldi.)
َ َ ْ ‫ضَر َم ْن‬ َ ‫َح‬
107
İsm-i Mevsûller

( ‫ ) َم ْن‬İsm-i Mevsûlünün Cümlede Mef‘ûlun Bih Konumunda Olması


Bu ism-i mevsûl fiil cümlesinin mef‘ûlun bihi olarak kullanılabilir. Bu durumda mahallen mansûb olur.

(Dürüst çalışanı (eril) severim.) ٍ ‫بإخ‬


.‫الص‬ ْ ‫ب َم ْن يَ ْـع َم ُل‬ُّ ‫أ ُِح‬
(Dürüst çalışanı (dişil) severim.) ٍ ‫بإخ‬
.‫الص‬ ْ ‫ب َم ْن تَ ْـع َم ُل‬ ُّ ‫أ ُِح‬
(Dürüst çalışanları (eril-çoğul) severim.) ٍ ‫بإخ‬
.‫الص‬ ْ ‫ب َم ْن يَ ْـع َملون‬ ُّ ‫أ ُِح‬
(Dürüst çalışanları (dişil-çoğul) severim.) ٍ ‫بإخ‬
.‫الص‬ ُّ ‫أ ُِح‬
ْ ‫ب َم ْن يَ ْـع َم ْل َن‬
‫ ) َم ْن‬İsm-i Mevsûlünün Cümlede Mecrûr Konumunda Olması
(
Bir ismin tamlayanı (muzâfun ileyhi) olduğunda veya bir harf-i cerden sonra geldiğinde, kendisi sükûn
üzere mebnî olduğundan mahallen mecrûr olur.
.‫إليه‬ ‫ت‬َ ‫َحسْن‬ ِِ
(İyilik ettiğin kişinin kötülüğünden sakın.)
َ ‫اتَّق َشَّر َم ْن أ‬
Günahtan tevbe eden günahsız biri gibidir.) (Hadis-i Şerîf ) .ُ‫ن ال َذنْب لَه‬ْ ‫ب َك َم‬ َّ ‫التّائِب ِم َن‬
ِ ْ‫الذن‬
َ ُ
ِ ِ
(Atlet kendisini geçene yetişti.) .ُ‫سبَـ َقه‬ َ ‫َل َق‬
َ ‫العدَّاءُ بَ ْن‬
ِ
(Selam yol göstericiye uyanın üzerine olsun.) .‫ع اهلَُدى‬ َ َ‫السالم َعلَى َم ْن اتَّبـ‬
ُ
2. (‫)ما‬:
Cansız varlıklar ve hayvanlar (gayr-ı âkil) için kullanılan (‫ )ما‬ism-i mevsûlü de tıpkı insanlar için kul-
lanılan (‫ن‬ْ ‫ ) َم‬ism-i mevsûlü gibi cümlede mubtedâ, haber, fâil, mef ‘ûlun bih, muzâfun ileyh konumunda
olabilir veya harf-i cerden sonra kullanılabilir. Kendisi mebnîdir, değişmez, bu yüzden irâbı hep mahallen
yapılır.

‫ما‬
( ) İsm-i Mevsûlünün Cümlede Mubteda Konumunda Olması
(Allah katında olan kalıcıdır Nahl Sûresi, 96) ﴾‫باق‬ ِ ‫﴿ما ِعْن َد‬
ٍ ‫اهلل‬
(Yaptığın iyidir.) .‫ن‬
ٌ ‫ما فَ َـع ْلتَهُ َح َس‬
‫ما‬
( ) İsm-i Mevsûlünün Haber Olarak Gelmesi
(İlmin en hayırlısı insanlara yarar sağlayanıdır.) .‫النّاس‬
َ ‫َخْي ُـر الْعِْل ِم ما يَـْنـ َف ُع‬
.‫الُْلم ما يَراه النائِم‬
(Rüya, uyuyan kişinin gördüğü şeydir.)
ُ ُ ْ
‫ام‬
( ) İsm-i Mevsûlünün Fâil Olarak Gelmesi:
Geçişsiz (lâzım) bir fiilden sonra kullanıldığında fâil olur.
(Hesapta olmayan bir şey oldu.) ِ ِ‫احل‬
.‫ساب‬ ‫ث ما َلْ يَ ُك ْن يف‬ َ ‫َح َد‬
.ُ‫شتَـريْـتَه‬
(Satın aldığın şey hoşuma gitti.)
َ ْ ‫أ َْع َجبَين ما ا‬
(Sakladığı şey ortaya çıktı.) .ُ‫ظَ َهر ما كان يَكْتُمه‬
ُ َ
108
Arapça III

(‫ )ما‬İsm-i Mevsûlünün Mef’ûlun Bih Olarak Gelmesi:


Geçişli (mute‘addî) bir fiilden sonra kullanıldığında mef‘ûlun bih olur.
(Kitaptakini oku.) ِ
.‫الكتاب‬ ‫اِقْرأْ ما يف‬
(Seni üzecek bir şeyi asla yapmayacağım.) .ً‫ك أبَدا‬ َ ‫َفع َل َما يُ ِسيءُ إِلَْي‬
َ ‫لَ ْن أ‬
(Derste duyduğumu ezberleyeceğim.) .‫س‬ِ ‫أسَعُهُ يف الد َّْر‬ْ ‫ظ ما‬ ُ ‫أح َف‬
ْ ‫َس‬

‫ما‬
( ) İsm-i Mevsûlünün Mecrûr Konumunda Gelmesi
Başına bir harf-i cer geldiğinde veya bir isme muzâf olduğunda mecrûr konumunda olur.
(Bana sunduğun hizmetten dolayı sana teşekkür ederim.) .‫خ ْد َم ٍة‬
ِ ‫ت ِل ِم ْن‬ ْ ‫أَ ْش ُكُرَك َعلَى َما قَد‬
َ ‫َّم‬
(Düşündüğün konuda düşündüm.) .‫ت فيه‬ َ ‫رت فيما فَ َّك ْر‬
ُ ‫فك‬َّ
ِ ‫اِستـهلَكْنا ُك َّل ما ِعْن َدنا ِمن مو ٍّاد‬
.‫غذائِيّ ٍة‬
(Yanımızda bulunan bütün gıda maddelerini tükettik.)
ََ ْ َْ ْ
.ُ‫ق ما تَـوقَّ ْـعتُه‬
(Bu başarı, beklediğimin üstünde.)
َ َ ‫النجاح فَ ْـو‬ ُ ‫هذا‬

İrâb Örnekleri
Şimdi aşağıdaki cümlelerin irâbını yaparak, buraya değin öğrenmiş olduğumuz hususları pekiştirelim.
.‫ب‬ ِ ِ ‫ من آمن‬-1
(Allah’a inanan yalan söylemez.) ُ ‫يَكْذ‬ ‫باهلل ال‬ ََ َْ
‫ م ْن‬
َ :Mubteda mahallen merfû, çünkü sükûn üzerine mebnî bir ism-i mevsûl.
ِ‫ آمن باهلل‬
ََ :Sıla cümlesi, cümle olarak irapta yeri yoktur.
‫ آم َن‬
َ :)‫ (أَفْ َـعل‬kalıbında mîzî fiil, üçüncü tekil, eril; öznesi gizli zamir (‫’) ُهو‬dir.
ِ‫ باهلل‬ :)‫ (ب‬harf-i cer, (‫اهلل‬ِ ) mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra.
‫ب‬ ِ
ُ ‫ ال يَ ْكذ‬ :Fiil cümlesi olarak mubtedanın haberidir, mahallen merfûdur (Çünkü cümlele-
rin irâbı mahallendir). (‫ )ال‬olumsuzluk lâ’sıdır (lâ en-nâfiye), (‫ب‬ ِ
ُ ‫ )يَكْذ‬muzâri fiil,
üçüncü tekil, eril; fâili gizli zamir (‫’) ُهو‬dir.

.‫عملِ ِهم‬ ِ
(Bunlar işlerini iyi yapanlardır.)
ْ َ ‫صوا يف‬
َ ُ َ‫َخل‬
ْ ‫ هؤالء َم ْن أ‬-2
ِ
‫ هؤالء‬ :Mubteda, mahallen merfû, çünkü kesra üzere mebnî bir işaret sıfatı (ismu’l-işâra).
‫ م ْن‬
َ :Haber, mahallen merfû, çünkü sükûn üzerine mebnî bir ism-i mevsûl.
‫صوا يف َع َملِ ِه ْم‬
ُ َ‫ أَ ْخل‬:Sıla cümlesi, cümle olarak irapta yeri yoktur.
‫صوا‬ ُ َ‫ أَ ْخل‬ :(‫ )أَفْ َـعل‬kalıbında mazi fiil, üçüncü çoğul, eril; öznesi bitişik zamir (‫’)و‬dır.
َ
‫ يف‬ :Harf-i cer
‫ َع َملِ ِه ْم‬: )ِ‫(ع َمل‬ ِ
َ Mecrûr, cer alameti sondaki kesra; ayrıca muzâf; (‫ )ه ْم‬muzâfun ileyh, ma-
hallen mecrûr, çünkü zamir.

109
İsm-i Mevsûller

.َ‫التُّـركِيّة‬
َّ ِ
(Otele Türkçe konuşanlar geldi.)
ْ ‫جاءَ إىل الْ ُفْن ُدق َم ْن يَـتَ َكلمون‬
َ‫ جاء‬ : Mâzî fiil, üçüncü tekil, eril.
‫ إىل‬ : Harf-i cer
‫ الْ ُفْن ُد ِق‬ : Mecrûr, cer alâmeti sonundaki kesra.
‫ َم ْن‬ : Fâil, mahallen merfû, çünkü sükûn üzerine mebnî bir ism-i mevsûl.

َ‫ يَـتَ َكلَّمون التُّ ْـركِيّة‬ : Sıla cümlesi, cümle olarak irapta yeri yoktur.
‫ يَـتَ َكلَّمون‬ : )‫ (تَـ َف َّع َل‬kalıbından muzâri fiil, üçüncü çoğul, eril; fâili bitişik zamir (‫’)و‬dır.
َ‫ التُّ ْـركِيّة‬ : Mef ‘ûlun bih, mansûb, nasb alameti sondaki fetha.

(Dürüst çalışanları (eril-çoğul) severim.) ٍ ‫بإخ‬


.‫الص‬ ْ ُّ ‫أ ُِح‬
‫ب َم ْن يَ ْـع َملون‬
‫ب‬ُّ ‫ أ ُِح‬ :)‫(أَفْ َـع َل‬ kalıbında muzâri fiil, birinci tekil, fâili gizli zamir (‫)أنا‬.
‫ َم ْن‬ : Mef‘ûlun bih mahallen mansûb, çünkü sükûn üzerine mebnî bir ism-i mevsûl.
ٍ ‫بإخ‬
‫الص‬ ْ ‫ يـَْع َملون‬ : Sıla cümlesi, cümle olarak irapta yeri yoktur.
‫ يَ ْـع َملون‬ : Muzâri fiil, üçüncü çoğul, eril; fâili bitişik zamir (‫’)و‬dır.
ٍ ‫ بإخ‬
‫الص‬ ْ ٍ ‫إخ‬
: )‫ (ب‬harf-i cer, (‫الص‬ ْ ) mecrûr, cer alameti sondaki kesra.

.‫إليه‬ ‫ت‬
َ ‫َحسْن‬ ِِ
(İyilik ettiğin kişinin kötülüğünden sakın.)
َ ‫اتَّق َشَّر َم ْن أ‬
‫ اِت َِّق‬ : (‫ )اِفْـتَ َـعل‬kalıbında emir fiil, meczûm, cezm alâmeti sonundaki illetli harfin hazfi
َ
(fiilin sulâsisi: ‫)وقَى‬, ikinci tekil, eril; faili gizli zamir (‫أنت‬
َ ).
َ
‫ َشَّر‬ : Mef‘ûlun bih, mansûb, nasb alâmeti sonundaki fetha; ayrıca muzâf.
‫ َم ْن‬ : Muzâfun ileyh, mahallen mecrûr, çünkü sükûn üzerine mebnî bir ism-i mevsûl.
‫ت إليه‬ َ ‫َحسْن‬
َ ‫ أ‬ : Sıla cümlesi, cümle olarak irapta yeri yoktur.
‫ت‬َ ‫َحسْن‬ : (‫ )أَفْ َـعل‬kalıbında mazi fiil, ikinci tekil, eril; fâili bitişik zamir (‫ت‬
َ ‫ أ‬ َ َ ).
‫ إليه‬ : (‫ )إىل‬Harf-i cer, (‫ )ه‬mahallen mecrûr, çünkü zamirdir ve zamirler mebnîdir.

.‫ن‬
ٌ ‫َحس‬
(Yaptığın iyidir.)
َ ُ‫ما فَ َـع ْلتَه‬
‫ ما‬ : Mubteda, mahallen merfu, çünkü sükûn üzerine mebnî bir ism-i mevsûl.

ُ‫ فَ َـع ْلتَه‬ : Sıla cümlesi, cümle olarak irapta yeri yoktur. (‫ت‬
َ ‫ )فَ َـع ْل‬mâzî fiil, ikinci tekil, eril;
َ )’dir; (‫ )ه‬mef‘ûlun bih, mahallen mansûb, çünkü zamirler
fâili bitişik zamir (‫ت‬
mebnîdir.
‫ َح َس ٌن‬ : Haber, merfû, ref alâmeti sondaki damme.

110
Arapça III

Öğrenme Çıktısı
2 Arapçada İsm-i Mevsûlleri tanıyabilme, bunları cümlede kullanma becerisi elde etme ve
İsm-i Mevsûllerin kullanılmış olduğu cümlelerin irâbını yapabilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 2 Karşılaştır Paylaş

Kur’ân-ı Kerîm, el-‘Alak


Sûresi ilk 5 ayetinde, el-
Arkadaşlarınızdan oluştu-
Verilen ism-i mevsûlleri dü- Bakara Sûresi 16-25. ayetle-
racağınız bir gruba İsm-i
zenleyeceğiniz bir tablo içe- rinde el-Ma’ûn Sûresindeki
mevsûller konusunda sözlü
risinde defterinize yazınız. geçen ism-i mevsûllerin bu-
bir sunum yapınız.
lunduğu cümleleri defteri-
nize yazınız.

HARF-İ CER İLE KULLANILAN BAZI FİİLLER

ِ
‫األفعال املُ ْستَ ْـع َملَة مع ُحروف اجلر‬ ‫ض‬
ُ ‫بَ ْـع‬
Bir yerden ya da bir
kişiden uzaklaştı
... ‫اِبْـتَ َـع َد َع ْن‬

.ً‫صرية‬ ِِ ِ
(Babam kısa bir süre işinden ayrıldı/uzaklaştı.)
َ َ‫ابْـتَ َـع َد أيب َع ْن َع َمله فَـْت َـرةً ق‬
(Kötü insanlardan uzak dur.) .‫اس‬ِ ّ‫اِبْـتَعِ ْد َع ْن أ ْشرا ِر الن‬
.‫ص ِل الشِّتاء‬ ِ ‫َّم‬ ِ
(Kış mevsiminde dünya güneşten uzaklaşır.) ْ َ‫س يف ف‬ ْ ‫ض َع ْن الش‬ ُ ‫األر‬
ْ ‫تَ ْـبتَع ُد‬

Bir yere ya da birine


...‫ب ِم ْن‬ ِ
yaklaştı َ ‫اقْـتَ َـر‬

.‫الْـمطْبَخ‬ ِ ‫يد أ ْن أَقْـت‬


(Ben mutfağa yaklaşmak istemem.)
َ ‫ب م ْن‬ َ َ ُ ‫أنا ال أر‬
.‫االنْتِهاء‬
ِ ‫ت ِمن‬ ِ ‫َن ِدراست‬ ِ
(Öğreniminin sona yaklaştığına inanıyor musun?) ْ ْ َ‫ك اقْـتَ َـرب‬ َ َ َ َّ ‫َه ْل تَ ْـعتَق ُد أ‬
.‫ُسريت‬ ِ ِ َ ِ‫ما اِقْـتَـربت ِمن ذل‬
(Ailem taşındıktan sonra o eve yaklaşmadım.)
َ ْ ‫لت أ‬
ْ ‫ك البَ ْـيت بـَْع َد أ ْن انْـتَـ َق‬ ُ َْ

111
İsm-i Mevsûller

Birinden ya da bir
şeyden yüz çevirdi,
... ‫ف َع ْن‬
َ ‫ص َر‬ ِ
birini ya da bir şeyi َ ْ‫ان‬
bıraktı

.‫املاشيَ ِة‬
ِ ‫ف ال َفالّحو َن عن تربي ِة‬ ِ
(Çiftçiler hayvan yetiştiriciliğini bıraktı.) َْ ْ َ ‫صَر‬َ ْ‫ان‬
ِ َ‫الس َف ِر إىل خارِج البـل‬
.‫د‬ ِ
(Ömer yurtdışına gitmekten vazgeçti.) َ َّ ‫ف عُ َمُر َع ْن‬ َ ‫صَر‬َ ْ‫ان‬
.‫طاعتِ ِه‬ ِ
(Allah, itaatinden yüz çevireni alçaltır.) َ ‫ف َع ْن‬ َ ‫يُذ ُّل اهلل َم ْن يـَْن‬
ُ ‫ص ِر‬

Birine güvendi ...‫َوثِ َق بِــ‬

(Burada insanların çoğu Halid’e güvenmez.) ٍ ‫بِـ‬


.‫ـخالد‬ ‫الناس ُهنا ال يَـثِقو َن‬ ِ ‫َكثريٌ ِمن‬
(Anlaşılan kendine güvenmiyor.) .‫س ِه‬ِ ‫يـبدو أنّه ال يثِق بِـنَـ ْف‬
ُ َ ُ َْ
(Kendine fazla güvendi.) .ً‫س ِه ثَِقةً زائِدة‬ِ ‫وثِق بـِنَـ ْف‬
ََ

Birini ya da bir şeyi


işaret etti, gösterdi
... ‫َشار إىل‬
َ ‫أ‬

ِ ِ‫اسات الـمختَل‬
ِ ‫الدر‬
.‫فة‬ ُْ ُ َّ‫َشار الط‬
ِّ ‫بيب إىل‬ َ ‫أ‬
(Doktor, çeşitli araştırmalara işaret etti.)

.ً‫ليس َسهال‬ ِ ِ َّ ‫أن‬ َّ ‫الوز ُير إىل‬


َ ‫حل املسائل املالية‬ َ ‫أشار‬
َ
(Bakan mali sorunların çözümünün kolay olmadığına işaret etti.)

.‫ُّولِيَّة‬ ِ ِ َ‫العام إىل أ ََهِّـي ِة الت‬


َ ‫عاون مع ال ُـمنَظَّمات الد‬
ُ ّ ُّ ‫األمني‬
ُ ‫َشار‬
َ ‫أ‬
(Genel sekreter, uluslararası kuruluşlarla yardımlaşmanın önemine işaret etti.)

112
Arapça III

Öğrenme Çıktısı
3 Arapçada harf-i cerlerle kullanılan bazı fiilleri tanıma ve bunları cümle içinde kullanma
becerisi kazanma

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 3 Karşılaştır Paylaş

Verilen harf-i cerlerle kulla-


nılmış fiillerin harf-i cersiz Verilen harf-i cerli fiillerin
Verilen harf-i cerli fiilleri anlamlarını sözlükten bula- anlamlarını ezberleyiniz. Bu
defterlerinize yazınız ve bi- rak karşılaştırınız ve defteri- sözcüklerle oluşturduğunuz
rer cümle içinde kullanınız. nize yazınız. anlamlı cümleleri arkadaşla-
rınızla paylaşınız.

ARAPÇADA KALIP İFADELER

‫التَّعبريات يف اللغة العربية‬

‫ب‬ ِ
ُ ‫ كما َي‬/ ‫َكما يَـ ْنبَغي‬
gerektiği gibi

‫ كما‬gibi anlamına gelen ‫ َك‬harf-i cerinden ve ism-i mevsûl olan ‫ ما‬nın birleşmesinden oluşan bir edat-
tır. –dığı gibi anlamına gelir.
.‫السياحيَّ ِة نَظي ًفا َكما يَـْنبَغي أ ْن يَكو َن‬
ِ ‫ض األماكِ ِن‬
ُ ‫س بَ ْـع‬
َ ‫لَْي‬
(Bazı turistik yerler olması gerektiği gibi temiz değil.)
ِ
َ ‫قُ ْم بِ َع َمل‬
.‫ك َكما يَـْنـبَغي‬
(İşini gerektiği gibi yap.)
ٍ
(Gerektiği gibi okulu olmayan bir köyde yetiştim.) .‫ت فيها َم ْد َر َسةٌ َكما يَـْنبَغي‬ ُ ْ‫نَ َشأ‬
ْ ‫ت يف قَ ْـريَة لَْي َس‬
ِ
(Ben müdür ile gerektiği gibi konuşurum.)
ُ ‫أنا أتَ َكلَّ ُم مع ال ُـمدي ِر َكما َي‬
.‫ب‬

ِ ِ
(Öğrenciler ödevlerini gerektiği gibi yerine getiriyorlar.) .‫ب‬ ُ ُّ‫يُ َـؤِّدي الط‬
ُ ‫الب واجباتـهم َكما َي‬

113
İsm-i Mevsûller

ِ ‫ك‬
َّ ‫فيه أ‬
...‫َن‬ َّ ‫ِمّا ال َش‬
… olduğunda şüphe
yoktur.

.‫اهلام ِة يف حياتنا‬ ِ ِ ‫َن التَّـع‬ ِ َّ ‫ِمّا ال َش‬


ّ ‫املوضوعات‬ َ ْ َّ ‫ك فيه أ‬
ْ ‫ليم م َن‬
(Eğitimin hayatımızdaki önemli konulardan biri olduğuna şüphe yoktur.)
.‫ب على أفْعالِِه‬
ُ ‫حاس‬
ِ ‫ك‬
َّ ‫فيه‬
َ ُ‫أن اإلنْسا َن َسي‬ َّ ‫ِمّا ال َش‬
(İnsanın yaptıklarından dolayı hesaba çekileceğine şüphe yoktur.)
.‫النجاح‬
ِ ِ ‫أن تَـْنظيم‬
ِ ‫تي‬
‫وص ُل ا ِإلنْسا َن إىل‬ُ ْ‫الوق‬
َ َ
ِ ‫ك‬
َّ ‫فيه‬ َّ ‫ِمّا ال َش‬
(Vakti düzenlemenin insanı başarıya ulaştıracağına şüphe yoktur.)
ٍ ‫الِّريَّةَ ح ٌّق أَساسي لِ ُك ِّل‬
.‫إنسان‬ ٌّ َ ُْ ‫أن‬
ِ ‫ك‬
َّ ‫فيه‬ َّ ‫ِمّا ال َش‬
(Özgürlüğün her insanın temel hakkı olduğuna şüphe yoktur.)

‫على ما يُر ُام‬


arzu edildiği gibi,
istendiği gibi, iyi,
yolunda

.‫ام‬
ُ ‫يُر‬ ‫ُمور على ما‬
(İşler yolunda gidiyor.)
ُ ‫تَسريُ األ‬
(İyi olduğunu görmek beni sevindiriyor.) .‫ام‬
ُ ‫يُر‬ َ ‫يَ ُسُّرين أ ْن أ ََرى أَن‬
‫َّك على ما‬
(Her şeyin yolunda olmasını temenni ediyorum.) .‫أََتَىن أَ ْن يَكو َن ُك ُّل َش ْيء على ما يُر ُام‬
Öğrenme Çıktısı
4 Arapçada sıklıkla kullanılan bazı ifade biçimlerini tanıma ve yerinde kullanma becerisi elde etme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 4 Karşılaştır Paylaş

Yukarıda kullanılan kalıp


Arapça gazetelerde geçen
Yukarıda verilen kalıp ifa- ifadelerin anlamlarını ez-
başlıkları inceleyiniz. Bu
deleri defterlerinize yazınız berleyiniz. Bu sözcüklerle
başlıklarda geçen kalıp ifa-
ve birer cümle içinde kulla- oluşturduğunuz anlamlı
deleri şimdiye kadar öğren-
nınız. cümleleri arkadaşlarınızla
diklerinizle karşılaştırınız.
paylaşınız.

114
Arapça III

okuma ‫قراءة‬
‫ِرسالَةُ والِ ٍد لِولده الذي سافر إىل اجنلرتا للدراسة‬
‫ن‬
ََُّ‫َي بـ‬ ْ‫أ‬
ٌ ‫ك يف أُوروبّا أَ ْش‬
‫كال‬ َ َ‫ذين َد َرسوا قَـبـْل‬ ِ َ َ‫إن ْلرتا بـع َد أَ ْن أَ ْكم ْلت ِدراست‬ ِ َ ‫إِن‬
َ ّ‫ وال‬.‫صَر‬ ْ ‫ك يف م‬ َ َ َ ْ َ ّ ْ ‫س يف‬ ُ ‫َّك اآل َن تَ ْد ُر‬
ٍ ‫ يـم ِكن تَـ ْقسيمهم إىل مـجم‬،‫وألْوا ٌن‬
.‫وعات‬ ُ ْ َ ْ ُُ ُ ُْ َ
ِ ِ ِ
‫ فَـ َق ْد َتََّرَر م ْن رقَابَة‬.ً‫فورة‬ ِ ِ
َّ ‫فَمْن ُـه ْم َم ْن َش َعَر ب‬ ِ
َ ‫ فَرآها يف أُوروبّا َم ْو‬،ً‫قودة‬ َ ‫ت َم ْف‬ ْ َ‫صَر كان‬ ْ ‫أن ُحِّريَـتَه يف م‬
ِِ ِ ِ ِِ ِ ِِ ِ ِ ِ
‫ضى‬َ َ‫ ق‬،‫س يف َحياة اللَّ ْه ِو َوَوَهبَها ُك َّل ماله َوُك َّل تَـ ْفك ِريه َوُك َّل َوقْته‬ َ ‫َصبَ َح أَم َري نَـ ْفسه فانْـغَ َم‬ ْ ‫األَبَ َـويْ ِن َوِرقَابَة الْ َـم ْد َر َسة َوأ‬
‫تاج إىل‬ٌ ‫الرغم أنّه ُْم‬ َّ ‫مال يف َشهواتِه على‬ ٍ ‫صل إليه من أبـويه من‬
ََ
ِ
ُ َ‫صرف ُك َّل ما ي‬
ِ ْ َ‫ و كان ي‬.ً‫َن َاره نائماً و لَيـْلَه عابِثا‬
‫أخريا يَـْنتَهي‬ ِ
ً ‫ و‬.‫ب إىل الطَّبيب‬ َ ‫تاج إىل أَ ْن يَ ْذ َه‬ ٌ ‫وم‬ ُْ ،‫س‬ ِ ِ‫تاج إىل ِشر ِاء كث ٍري ِم ْن الْ َـمالب‬ ٌ ‫ َوُْم‬،‫تب‬ ِ ‫ِشراء كث ٍري من ال ُك‬
.‫صلُ ُح لِ َع َم ٍل‬ْ َ‫ ال ي‬،‫أخالق‬
ٍ ِ ِ
ْ ‫عود إىل بَـلَ َده دو َن ع ْل ٍم وال‬
ٍ ِ
ُ َ‫األ َْمُر بأْساة فَـي‬
ِ .‫وهم أَقَل عددا‬- ‫ْس ِمن َذلِك‬ ِ
‫هؤالء َع َكفوا َعلى‬ ً َ َ ُّ ْ ُ َ ْ ِ ‫ُوروبّا َم ْن كانوا َعلى الْ َعك‬ ُ ‫الدارسني يف أ‬
َ ‫وم ْن‬
‫ َوظَلُّوا يـَْع َملُو َن‬،‫عة‬ ِ ‫ال ِام‬ْ ‫ت إِىل‬ ِ ‫جامعتِ ِهم وطَر ِيق ِهم ِمن البـي‬ ِ ِِ ِ ِ ِ ِِ
َْ ْ َ ْ َ ‫ َولَ ْـم يَ ْـع ِرفوا َغْي َـر ُح ْجَرهت ْم وُكتُبه ْم َو‬،ٍّ‫ُدروسه ْم ب ُك ِّل جد‬
‫ت‬ ِ ِ ِ‫حت نالوا الدَّرجةَ العِْل ِميَّةَ ُثَّ عادوا يـح ِملو َن َشهادتَـهم ويـعملو َن فِيما طُل‬
ْ َ‫ فَ َـه ُؤالء قَ ْد َن‬.‫ب مْن ُـهم أ ْن يـَْع َملوا‬ َ َ ْ ََ ْ ُ َ َْ ََ َّ
.‫األولُو َن‬ ‫ين‬ ‫ب‬ ‫ج‬ِ ‫ـع‬‫ي‬ ‫ل‬ ‫ما‬ ‫ك‬ ‫ين‬ ‫ن‬‫بو‬ ‫ج‬ِ ‫ع‬ ‫ـ‬ ‫ي‬ ‫ال‬ ‫ن‬ ‫رو‬ ‫اآلخ‬ ِ
‫الء‬‫ؤ‬ َّ ِ ِ
َّ ْ ْ ُ َْ َ َ ُْ َ َ ُ َ َ ْ ُُ ُ ْ َ ََ ْ َ ْ ُ َ َ ْ ُ ُ ْ َ َ ْ ُُ ُ‫ع‬
‫ه‬‫و‬ ‫م‬ ‫ه‬ ‫ـ‬ ‫ب‬‫لو‬ ‫ق‬ ‫َّح‬
‫ت‬ ‫ف‬ ‫ـ‬ ‫ـت‬ ‫ت‬ ‫ـم‬ ‫ل‬ ‫م‬ ‫ـه‬ ‫ن‬ ‫ك‬ ‫ل‬‫و‬ ، ‫م‬ ‫ه‬ ‫م‬ ‫ل‬ ‫ع‬ ‫اد‬ ‫ز‬ ‫و‬ ‫م‬ ‫ل‬ ‫قو‬
ِ ‫ هؤ‬.‫ب أَ ْن تسري أَنت علَى مْنـه ِجها‬
‫الء قَ ْد فَ ِه ُموا‬ ِ ِ ِ ِ ِ ِ َ ‫وه‬
َُ َ َ َ َ َ َ ُّ ‫ناك طائ َفةٌ ثالثَةٌ ه َي الّيت تُ ْـعجبُين َوه َي الّيت أُح‬ ُ
ٍ ِ ِ ِ
‫كل َمْنظَ ٍر َد ْر ًسا ويف ُك ِّل ُخطْ َوة نـَ ْف ًعا‬ ِّ ‫ فَ ُـه ْم يََـرْو َن يف‬،‫َخالقًا‬ ْ ‫ فَ ِه ُموا أَنّ ُـه ْم إَّنا سافَروا ليَ ْد ُرسوا ع ْل ًما وأ‬...‫ِرسالَتَ ُـه ْم‬
َ ‫عودو َن إِىل بـَلَ ِد ِه ْم وقَ ْد نالوا ِع ْل ًما و ِاسعاً َو ِخْب َـرًة ُم‬
.‫فيد ًة‬ ُ َ‫وي‬
(Fadel Ibrahim Abdallah, Iqra’ Arabic Reader 6 Textbook, China 2005, s.90-91 :‫(بالتصرف من‬

Bir Babanın Öğrenim Görmek İçin İngiltere’ye Giden Oğluna Mektubu
Ey oğlum,
Mısır’da öğrenimini tamamladıktan sonra şimdi İngiltere’de okuyorsun. Senden önce Avrupa’da
okuyanlar türlü türlüdür. Onları birkaç gruba ayırmak mümkündür:
Onlardan kimi, Mısır’da özgürlüğünün olmadığını hissedip, özgürlüğü fazlasıyla Avrupa’da bulmuş-
tur. Onlar anne-baba denetiminden, okul denetiminden kurtulup, kendi kendilerinin prensi olmuş, eğ-
lence hayatına dalmış; bütün parasını, bütün düşüncesini, bütün vaktini eğlence hayatına adamıştır; gün-
düzlerini uyuyarak, gecelerini eğlenerek geçmiştir. Bu öğrenci, pek çok kitap almaya, pek çok giysi almaya
muhtaç olmasına ve doktora gitmesi gerekmesine rağmen anne babasından gelen bütün parasını şehveti
için harcar. Sonunda iş bir trajediyle biter. Bilgisiz, görgüsüz ve hiçbir işe yaramaz bir halde ülkesine döner.
Avrupa’da okuyanlar arasında bunun aksine olanlar da vardır. Bunların sayısı azdır. Bunlar tam bir cid-
diyetle derslerine eğilmişlerdir. Odalarından, kitaplarından, üniversitelerinden ve evden üniversiteye giden
yoldan başka bir şey bilmezler. Akademik dereceyi alana kadar çalışmaya devam ederler sonra diplomala-
rını alarak geri dönerler ve kendilerinden yapmaları istenileni yaparlar. Bunların akılları gelişmiş, bilgileri
artmıştır ancak onların gönülleri açılmamıştır. Bunlar da ilk gruptakiler gibi benim hoşuma gitmiyor.
Benim hoşuma giden ve yollarında yürümeni istediğim üçüncü bir grup var. Onlar misyonlarını
kavramışlardır… İlim ve ahlak tahsili için gittiklerinin farkındadırlar. Onlar her gördüklerinden bir
ders çıkarır, her adımdan bir fayda sağlarlar. Ülkelerine engin bir bilgi ve yararlı deneyimlerle dönerler.
Fadel Ibrahim Abdallah, Iqra’ Arabic Reader 6 Textbook, China 2005, s.90-91’den uyarlanmıştır.

115
‫‪İsm-i Mevsûller‬‬

‫ُمْتارات ِم ْن ْأمثال العرب‬


‫‪Arap Atasözlerinden Seçmeler‬‬

‫ال َار قَ ْـب َل ال ّدا ِر‬


‫ِّش ْ‬
‫فَـت ْ‬
‫صبَ َـر ظََفَر‬
‫َم ْن َ‬
‫‪Evden önce komşu ara.‬‬
‫‪Sabreden kazanır (muradına erer).‬‬
‫)‪(Ev alma komşu al‬‬

‫من اِ ْشرتى ما ال َيتاج ِ‬


‫إليه باع ما َيتاج ِ‬
‫إليه‬ ‫َ ْ ُ‬ ‫ْ ُ‬ ‫َْ َ‬
‫‪İhtiyaç duymadığı bir şeyi satın alan ihtiyaç‬‬

‫‪duyduğu bir şeyi satar.‬‬

‫‪Yaşamla İlişkilendir‬‬ ‫اِ ْربِ ْط باحلياة‬


‫ث البِ ِ‬
‫يئة‬ ‫تَـلَ ُّو ُ‬
‫ث ُه َو‬ ‫الرئيسي ِلذا التَّـلَ ُّو ِ‬
‫بب َّ‬ ‫ِّد احلَیا َة على َكوَكب األ َْر ِ‬ ‫البيئة من أَخط ِر ال َـم ِ‬ ‫ث ِ‬
‫الس ُ‬‫ض‪ .‬و َ‬ ‫شاكل الّيت تُـهد ُ‬ ‫یُ ْـعتَربُ تَـلَ ُّو ُ‬
‫ِ ِ ِ‬ ‫ت الْمتضِّرر من هذا الت ُّ ِ‬ ‫س ِ‬
‫ضا‪ .‬والتَّـلَ ُّوث هو‬ ‫َّلوث‪ ،‬هو ومجيع الكائنات احلَیّة األُخرى أيْ ً‬ ‫الوقْ ُ َ َ ُ‬ ‫اإلنسان‪َ .‬وُهو يف نَـ ْف ِ َ‬
‫ومیَّ ِة الَّيت یقوم ِبا اإلنسا ُن وخصوصاً إلقاء الْمخلَّ ِ‬
‫فات‬ ‫َنشطَِة الی ِ‬ ‫سبب األ ِ‬ ‫ط بنا بِ ِ‬ ‫عبارةٌ عن تَـغٍَُّی يف البیئَ ِة اليت تُـحی ُ‬
‫َُ‬ ‫ُ‬ ‫َ‬
‫اختالل تَو ُازنِـها َ‬
‫وهناك‬ ‫اب النُّظُ ِم البیئِی ِة و ِ‬‫حیطة بـها‪ِ ،‬مّا ی َـؤدي إىل اِضطِّر ِ‬ ‫ُّفايات الصناعية والزراعية يف البیئ ِة الـم ِ‬ ‫والن ِ‬
‫ّ‬ ‫ُ‬ ‫َ ُ‬
‫التبَِة و َغ ِري ذلك‪ .‬ومن أ ِّ‬ ‫ث ِ‬ ‫ِ‬ ‫أنواع كثرية من التَّـلَ ُّو ِ‬
‫َهم أَضرا ِر‬ ‫ث ُّ‬‫ث الْبِحا ِر وتَـلَ ُّو ُ‬‫تلو ُ‬
‫املياه َو ُّ‬ ‫ث اهلـواء َوتَ ُّلو ُ‬‫ث منها تَ ُّلو ُ‬ ‫ٌ‬
‫ث الْ َمجال‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫اض بَ ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫َّ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫تآكل طَبقة األوزون‪ ،‬وتَـلَ ُّو ُ‬ ‫ُ‬ ‫الَياة النَّباتيَّة واحلَيوانيَّة‪َ ،‬و‬ ‫عض َمظاهر ْ‬ ‫الل توازن الطبيعة وانْقر ُ‬ ‫َّلوث اخت ُ‬ ‫الت ُّ‬
‫وع َدِم اِستقرا ِر‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫الرْؤية للطّائرات‪ُ .‬ك ُّل هذا باإلضافة إىل التَّـقلُّبات احلَراريَّة َ‬ ‫اجلَِّو ِي الَّذي یُ َـؤدي إىل َخفض َم ِال ُّ‬
‫الس َّام ِة الْقابِلَ ِة لِ ِالشتِعال‪.‬‬ ‫ِ‬
‫بعض الْغازات ّ‬ ‫االشتِعال ال ّذ ِاتِّ لِ ِ‬ ‫دوث احلرائِ ِق عن طَر ِیق ِ‬
‫َ‬
‫ي وح ِ‬
‫باس احلَرا ِر ِّ َ ُ‬ ‫االحتِ ِ‬
‫ناخ و ِ‬ ‫ال ُـم ِ‬

‫‪Nadia R.Sirhan, Mastering Arabic Vocabulary, Routledge, London-New York 2018, s.455.‬‬

‫‪116‬‬
‫‪Arapça III‬‬

‫‪alıştırmalar‬‬ ‫التَ ْدريبات‬


‫‪1- Aşağıdaki cümleleri örnekte olduğu gibi uygun ism-i mevsûllerle yeniden kurunuz.‬‬
‫استِ ِه‪.‬‬ ‫ِ‬
‫اع َدهُ يف د َر َ‬‫س َس َ‬ ‫س‪ / .‬الْ ُم َد ِّر ُ‬ ‫َحَ ُد يَ ْش ُكُر الْ ُم َد ِّر َ‬
‫أْ‬
‫استِ ِه‪.‬‬ ‫ِ‬ ‫َح ُد ي ْش ُكر الْم َد ِّر ِ‬
‫اع َدهُ يف د َر َ‬‫س الَّذي َس َ‬ ‫– أ َْ َ ُ ُ َ‬
‫الصو ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫اب‪.‬‬ ‫مت الْ ُم َعلِّ َم‪ / .‬الْ ُم َعلِّ ُم أ َْر َش َدها إىل َّ َ‬ ‫‪ -1‬لَْيلى ا ْحتَ َـر ْ‬
‫ب َمَّرنَهُ على اللُّ ْعبَ ِة‪.‬‬ ‫ب‪ / .‬الْ ُم َد ِّر ُ‬ ‫ب الْ ُم َد ِّر َ‬‫‪ -2‬التِّـ ْل ِمي ُذ ُِي ُّ‬
‫ت َجائَِزةَ الْ ِقَراءَ ِة‪.‬‬ ‫الص ِدي َقةَ‪ِ َّ / .‬‬
‫الصدي َقةُ نَالَ ْ‬ ‫ت َّ‬ ‫‪َ -3‬هنَّأْ ُ‬
‫ب يَ ِد ِه‪.‬‬ ‫ال ِم ْن َكس ِ‬
‫ْ‬ ‫ال‪ / .‬الْ َم ُ‬ ‫ب الْ َم َ‬ ‫‪ -4‬الْ َع ِام ُل ُِي ُّ‬
‫السباحةَ الْم َد ِّربةُ‪ / .‬الْم َد ِّربةُ يف الن ِ‬
‫َّادي‪.‬‬ ‫ُ َ‬ ‫‪َ -5‬علَّ َمْت ِن ِّ َ َ ُ َ‬
‫ن‪2- .‬‬
‫صام َش ْهَر َرَمضا َ‬
‫َ‬ ‫ُه َو ال ُـم ْسلِ ُم الَّذي‬ ‫‪ Cümlesinin mubtedasını aşağıda istenen şekilde değiş-‬هذا‬
‫‪tirerek cümleyi yeniden kurunuz.‬‬
‫‪III. Şahıs, Tekil, Dişil‬‬
‫‪III. Şahıs, İkil, Eril‬‬
‫‪III. Şahıs, Çoğul, Dişil‬‬
‫‪III. Şahıs, Çoğul, Eril‬‬
‫‪III. Şahıs, İkil, Dişil‬‬

‫‪3- Aşağıdaki boşlukları parantez içinden seçeceğiniz uygun hâss ism-i mevsullerle doldurunuz.‬‬
‫ذين‪ ،‬اللَّوايت)‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫َّ‬ ‫َّ‬
‫(الذي‪ ،‬اليت‪ ،‬اللّذان‪ ،‬اللّتان‪ ،‬اللّ َذيْ ِن‪ ،‬اللّتَ ْـي‪ ،‬الّ َ‬
‫س العربيةَ‪.‬‬
‫فني األستا َذ ‪ .......‬يُ َد ِّر ُ‬ ‫هل تَ ْـع ِر َ‬
‫ْ‬ ‫‪-1‬‬
‫األس َوِد‪.‬‬
‫ْ ْ‬ ‫ِ‬
‫ر‬ ‫البح‬ ‫ئ‬ ‫زرت ُك َّل الـم ُد ِن‪ ......‬تَـ َقع على َشو ِ‬
‫اط‬ ‫ُ‬ ‫ُ‬ ‫ُْ ُ‬ ‫‪-2‬‬
‫سان اللغةَ الفارسيةَ‪.‬‬ ‫ـي ‪.......‬تَ ْدر ِ‬ ‫ف الطالبَـتَ ْ ِ‬ ‫أ َْع ِر ُ‬ ‫‪-3‬‬
‫ُ‬
‫صر‪.‬‬ ‫ِ‬
‫الطالبات ‪ .........‬سافَ ْـر َن إىل م ْ‬
‫ُ‬ ‫عادت‬
‫ْ‬ ‫‪-4‬‬
‫مان ‪ ......‬اِ ْشتَـريـتُهما من هذه املكْتَبة‪ِ.‬‬ ‫هذان مها ال َقلَ ِ‬
‫َْ‬ ‫‪-5‬‬
‫ِ‬
‫املدرسةُ التالمي َذ ‪ ......‬أ َْنَزوا واجباتم‪.‬‬‫كافأت َ‬ ‫ْ‬ ‫‪-6‬‬

‫‪4- Aşağıdaki boşlukları parantez içinden seçeceğiniz uygun müşterek ism-i mevsûllerle doldurunuz.‬‬
‫ما )‬ ‫( َم ْن ‪،‬‬
‫يد‪.‬‬ ‫فع ُل ‪ .....‬نُر ُ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫عْن َدما نكو ُن يف البيت نَ َ‬ ‫‪-1‬‬
‫فاطمة إىل ُكل ‪ ......‬زارها يف العِ ِ‬
‫يد‪.‬‬ ‫ستَكْتُب ِ‬
‫ِّ‬ ‫َ ُ‬ ‫‪-2‬‬
‫ذين يَقولون ‪ .....‬ال يَـ ْف َعلو َن‪.‬‬ ‫َّ‬ ‫ِ‬
‫وال تَ ُكونوا من ال َ‬ ‫‪-3‬‬

‫ت اليَ ْـوَم َم َع ‪ .....‬أَ ْكَرُههُ‬‫قابَـ ْل ُ‬ ‫‪-4‬‬


‫س‪.‬‬ ‫هذا ‪ .....‬أ َك ْلتُهُ ْأم ِ‬ ‫‪-5‬‬

‫‪117‬‬
İsm-i Mevsûller

5- Aşağıdaki cümlelere uygun âid zamirler getiriniz.


.......... ‫القصة اليت قرأتـُ ـ‬
ّ ‫هذه هي‬ -1
.‫صديقي‬ َ .... ‫أعطَا‬ ْ ‫هذا هو ال َقلَ ُم الذي‬ -2
ِ
...... ‫ت َم َع ـ‬
ُ ‫سافر‬ ْ ‫ب الذين‬ ُ ّ‫هؤالء ُه ْم الطُّال‬ -3
.‫س‬ ِ ّ‫هذان مها الـموظَّفان الل‬
ِ ‫ أ َْم‬.... ‫ذان قابَـ ْلتـ‬ -4
َُ
ِ
.....‫يات اللّوايت أَنْـتَظُر‬ َ ِ‫أولئ‬
ُ َ‫ك ُه َّن ال َفت‬ -5

6- Aşağıdaki Arapça cümleleri Türkçeye çeviriniz.


.‫عاملوك‬ ِ ‫يد أ ْن ي‬ ِ
ُ ُ ‫الناس كما تُر‬ َ ‫عام ْل‬ -1
.‫عادةً يف ال َـمطْ َع ِم الّذي أ ُِحبُّه‬ َ ‫عام‬ َ َّ‫ناو ُل الط‬ َ َ‫أت‬ -2
.‫َخبَ ُار َسيِّـئَةً َك َما تَ َـوقَّ ْـعنَا‬ ِ
ْ ‫لَْي َست ْال‬ -3
.‫ون تَـ ْف ِك ٍري َكا َن َشْيئًا َسيِّـئًا‬ ِ ‫الّذي قُـ ْلتَه بِ ُد‬
ُ -4
.‫ت تَأْ ُخ ُذنَا إِ َل الْ َمطَا ِر‬ ْ َ‫األجَرِة الَِّت َكان‬ ْ ُ‫ت َسيَّ َارة‬ ْ َّ‫تَ َـعطَل‬ -5
.‫اع ٍة‬ ِ‫ص‬ ِ
ْ ‫ب إِ َل الْ َمطَا ِر ُك َّل ن‬ َّ ِ ْ ‫تَ ْـعمل‬
َ ‫ف َس‬ ُ ‫الَافلَةُ ال ِت تَ ْذ َه‬ َُ -6
ِ ِ ِ ِ
.‫هذ ِه ه َي ُم َد ِّر َسةُ اللّغَة الْ َعَربيَّة اليت تُ َد ِّر ُسنا‬ ِ -7

7- Aşağıdaki Türkçe cümleleri Arapçaya çeviriniz.


1- Bu benim okumak istediğim kitaptır.
2- Sınavda başarılı olan öğrencilerin isimlerini yazdım.
3- Burada çalışan memurlar nerede?
4- Çarşıda olan herkes onun sesini işitti.
5- Atatürk barajı Türkiye’de bitirilen en önemli projelerdendir.

8- Aşağıda verilen parçada boş bırakılan yerleri parantez içinden seçeceğiniz uygun ism-i mevsûllerle
doldurunuz.
ِ ِ
َ ّ‫ ال‬،‫ اللّتَ ْـي‬،‫ اللّ َذيْ ِن‬،‫ اللّتان‬،‫ اللّذان‬،‫ الّيت‬،‫(الّذي‬
)‫ اللوايت‬،‫ذين‬
‫لئك‬ َ ،‫ فهذا ُم َعلِّ ٌم‬،‫قوم هبا‬ ٍ ِ
َ ‫ وأو‬،ٌ‫ك طَبيبَة‬ َ ‫ وت ْل‬،‫اخ‬ٌ ّ‫وذاك طَب‬ ُِ َ‫ ي‬....... ُ‫ل ُك ِّل فـَْرد يف ال ُـم ْجتَ َم ِع َوظي َفتُه‬
ِ ‫ و‬،‫سان‬
‫التاج ُر‬ ِ ْ‫الشريف هو من يـنري ع ْقل اإلن‬ ُ ‫ُم َهْن ِدسون‬
َ َ ُ ُ ْ َ َ ُ ُ َّ ُ‫ فالعال‬،‫ف‬ ٌ ‫ والْ َع َم ُل َشَر‬.‫ضات‬ ٌ ‫ومَِّـر‬
‫ات‬ِ ‫ال‬ ِ ‫الشري َفةُ لأل َُّمهات الص‬ َّ ُ‫األسَرة‬
ّ ْ ‫ و‬.‫َج َوَد البَضائ ِع ويبيعها‬ ْ ‫تار أ‬ُ ْ‫ َي‬....... ‫يف هو‬ ُ ‫الشر‬َّ
‫يف يُذاكُِر ما تَل ّقاهُ يف امل ْد َر َس ِة‬ ِ‫ والطّال‬.‫الص‬
ِ ‫اإلخ‬ ِ ِّ ‫ يـربني أَطْفالَـه َّن على‬.......
ُ ‫الشر‬
َّ ‫ب‬ ُ ْ ‫الص ْدق و‬ ُ َ ّ َُ
.‫فيه وبِ َـم ْن عليها‬ ِ ‫ يـبنو َن الوطَن بِـما‬....... ‫لعاملني‬ ِ ِ‫الشريفةُ ل‬ ‫ة‬ ‫يا‬ ‫احل‬
‫و‬ ،‫ر‬ِ ‫تبا‬ ‫خ‬ ِ
َ َ َْ َ َّ ُ َ ْ ‫ش يف‬
‫اال‬ ُّ ُ‫وال يـَغ‬
Her ferdin toplumda yerine getirdiği bir görevi vardır. Bu öğretmen, o aşçı, şu bayan doktor, onlar
mühendisler ve hemşireler. Çalışmak şereftir. Şerefli bilim adamı insanın aklını aydınlatır. Şerefli tacir
malların en iyisini seçen ve satandır. Şerefli aile, çocuklarını doğruluk ve dürüstlük üzere yetiştiren an-
nelerindir. Şerefli öğrenci okulda öğrendiğini çalışır, sınavda kopya çekmez. Şerefli hayat, içindekiler ve
üzerindeki insanlarla vatanı kuran çalışanlarındır.

118
Arapça III

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti ‫ْخيص‬


1 İsm-i mevsûlleri kullanarak diyalog
geliştirme becerisi kazanabilme

Verilen diyalogda Arapçada eril ve dişil için, insanlar ve diğer


Günlük Hayatımızda Arapça 4 varlıklar için kullanılan ism-i mevsûller kullanılarak öğrenci
konuya hazırlanmakta ve işlenecek dilbilgisi konusuna bir giriş
yapılmaktadır. Ayrıca bir diyalog bütünlüğü içinde gündelik
konuşma becerisine de katkıda bulunulmaktadır.

Arapçada İsm-i mevsûlleri tanıyabilme,


bunları cümlede kullanma becerisi elde
2 etme ve İsm-i mevsûllerin kullanılmış
olduğu cümlelerin irâbını yapabilme

Türkçede İlgi Zamiri veya bağ fiillere karşılık gelen ism-i

ِ ‫التـَّل‬
mevsûller Özel (Hâss) İsm-i Mevsuller ve Genel (Muşterek)
İsm-İ Mevsûller İsm-i mevsûller olmak üzere iki bölümde incelenmektedir.
Türü her ne olursa olsun Türkçeye, -en, -an, -dığı gibi eklerle
aktarılmaktadır. Eril, dişil, tekil, ikil ve çoğul için ayrı ayrı lafız-
ları olan Hâss İsm-i Mevsûller kendilerinden önce belirli bir isim
varsa o ismin sıfatı olmaktadırlar. Örneğin:
ِ ‫ضر الطِّْفل الَّذي رأيـتُه يف‬
.‫السوق‬ ُ َْ ُ َ َ ‫َح‬
Çarşıda gördüğüm çocuk geldi. (İsm-i mevsûl ve sıla cümlesi
Çarşıda gördüğüm şeklinde sıfat olmaktadır.)
Ancak kendilerinden önce belirli bir isim bulunmazsa cümle-
nin bir öğesi konumunda bulunmaktadır.
ِ ‫ضر الَّذي رأيـتُه يف‬
.‫السوق‬ ُ َْ َ َ ‫َح‬
Çarşıda gördüğüm geldi. (Burada ‫ الذي‬ism-i mevsûlü fâil olmuş-
tur ve mahallen merfûdur). Muşterek İsm-i Mevsûl olarak adlan-
dırılan ‫ من‬yalnızca insanlar ('Âkil) için ve ‫ ما‬da insan dışında
َْ
kalan varlıklar için kullanılır ve sıfat olmazlar, cümlede bir öge
olarak bulunurlar.

.َ‫اِ ْستَـ ْقبَـلَِن ِف الْ ُفْن ُد ِق َم ْن يَـتَ َكلَّ ُم التُّ ْـركِيّة‬


Otelde beni Türkçe konuşan kişi karşıladı.(Burada ‫ من‬fâil olmuştur.)
َْ
.‫تاب‬ِ ‫اِقْرأْ ما يف ال َك‬
Kitaptakini oku. (Burada ‫ ما‬mef ‘ûlun bih olmuştur.)

119
İsm-i Mevsûller

Arapçada harf-i cerlerle kullanılan


3 bazı fiilleri tanıma ve bunları
ِ ‫التـَّل‬

cümle içinde kullanma becerisi


öğrenme çıktıları ve bölüm özeti ‫ْخيص‬

kazanabilme

Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı


Fiiller

...‫ اِبْـتَ َـع َد َع ْن‬: Bir yerden ya da bir kişiden uzaklaştı


(Kötü insanlardan uzak dur.) ِ ّ‫اِبْـتَعِ ْد َعن أ ْشرا ِر الن‬
.‫اس‬
ْ
...‫ب ِم ْن‬ ِ
َ ‫ اقْـتَ َـر‬: Bir yere ya da birine yaklaştı
.‫االنْتِهاء‬
ِ ‫ت ِمن‬ ِ ‫َن ِدراست‬ ِ
َ َ َ َّ ‫َه ْل تَ ْـعتَق ُد أ‬
ْ ْ َ‫ك اقْـتَ َـرب‬
(Öğreniminin sona yaklaştığına inanıyor musun? )

...‫ن‬ ِ
ْ ‫ف َع‬
َ ‫صر‬
َ ْ‫ ان‬: Birinden ya da bir şeyden yüz çevirdi, birini ya da bir şeyi bıraktı
َ
.‫طاعتِ ِه‬ ِ
(Allah, itaatinden yüz çevireni alçaltır.) َ َ ‫يُذ ُّل اهلل َم ْن يـَْن‬
ُ ‫ص ِر‬
‫ف َع ْن‬
...‫ وثِ َق بِ ــ‬
َ : Birine güvendi

(Anlaşılan kendine güvenmiyor.) .‫يَْـبدو أنّهُ ال يَـثِ ُق بِـنَـ ْف ِس ِه‬


...‫َشار إىل‬
َ ‫ أ‬ : Birini ya da bir şeyi işaret etti, gösterdi

.ً‫ليس َسهال‬ ِ ِ ِ َّ ‫أن‬ َّ ‫الوز ُير إىل‬


َ ‫حل املسائل املالية‬ َ ‫أشار‬
َ
(Bakan mali sorunların çözümünün kolay olmadığına işaret etti.)

Arapçada sıklıkla kullanılan bazı


4 ifade biçimlerini tanıma ve yerinde
kullanma becerisi elde edebilme

Arapçada Kalıp İfadeler

Arapçada sıklıkla kullanılan bazı kalıp ifadeler örnek cümlelerle tanıtılmıştır.

”‫ب‬ ِ
ُ ‫ كما َي‬/ ‫ “ َكما يَـ ْنبَغي‬gerektiği gibi
‫ كما‬gibi anlamına gelen ‫ َك‬harf-i cerinden ve ism-i mevsûl olan ‫ ما‬nın birleşmesinden oluşan bir edattır.
–dığı gibi anlamına gelir.
ِ
(İşini gerektiği gibi yap.) .‫كما يْنبغي‬
َ َ‫ك‬َ ‫قُم بِ َعمل‬ َ ْ
ِ ‫ك‬
َّ ‫فيه أ‬
”...‫َن‬ َّ ‫ … ِ“مّا ال َش‬olduğunda şüphe yoktur
.‫أفْعالِِه‬ ‫ب على‬
ُ ‫حاس‬
ِ ‫ك‬
َّ ‫فيه‬
َ ُ‫أن اإلنْسا َن َسي‬ َّ ‫ِمّا ال َش‬
(İnsanın yaptıklarından dolayı hesaba çekileceğine şüphe yoktur.)

”‫ “ على ما يُر ُام‬arzu edildiği gibi, istendiği gibi, iyi, yolunda


.‫ام‬
ُ ‫ير‬
(İşler yolunda gidiyor.)
ُ ‫ُمور على ما‬
ُ ‫تَسريُ األ‬

120
Arapça III

1 ‫ت بـِهما يف‬ ِ ِ ْ ‫الصدي َق‬


َ ‫ ات‬..... ‫ي‬
ُ ‫َّص ْل‬ َّ ‫ت مع‬
ُ ‫“قابـَ ْل‬ 5 “Güneş giren eve doktor girmez.” Cümlesi-
” .‫بوع الـماضي‬
ِ ‫ُس‬ ْ ‫األ‬ nin anlamca en yakın Arapça karşılığı aşağıdakiler-

neler öğrendik? ‫ماذا تـََعلّ ْمنا؟‬


den hangisidir?
Cümlesinde boş bırakılan yeri aşağıdaki ism-i
mevsûllerden hangisi doğru şekilde tamamlar? A. .‫البيت الذي ال يدخله الطبيب ال تدخله الشمس‬
ُ
ُ ُ
B. .‫دخلُهُ الطَّبِيب‬ ِ
A. ‫الليت‬ ّ B. ‫الّيت‬ ُ ُ ُ َ‫يت الَّذي ت‬
ُ َ‫دخلهُ الشَّمس الَ ي‬ ُ َ‫الب‬
ِْ ِ ّ‫الل‬
C. ‫ اللتي‬ D. ‫تان‬ C. .‫دخلُهُ الطبيب‬
ُ ُ َ َّ‫يت ال‬
‫ي‬ ‫ذي‬ َ َ‫َّمس الب‬ُ ‫دخل الش‬ ُ َ‫ال ت‬
ِ ْ‫اللّ َذي‬
E. ‫ن‬ D. .‫الشمس‬ ّ ُ‫تدخلُه‬ُ ‫ت ال ّذي‬ َ ‫يدخل الطّبيب البَ ْـي‬
E. .‫خلُهُ الطَّبِيب‬ ِ
ُ ُ ‫َّمس يَ ْد‬
ُ ‫دخلهُ الش‬ ُ َ‫يت الَّذي ت‬
ُ َ‫الب‬
2 ‫ليس‬
َ ‫املوضوع‬
ِ ‫ُستاذُ يف هذا‬
ْ ‫ ذَ َكَرهُ األ‬..... ‫“ ُك ُّل‬
”.‫حيحا‬
ً ‫ص‬ َ 6 ” .‫“ركِبت السيارةَ اليت ستأخ ُذين إىل املطار‬
Cümlesinde verilen boşluğu aşağıdaki ism-i
ُ ُ َْ
Cümlesinin anlamca en yakınTürkçe karşılığı aşa-
mevsûllerden hangisi doğru şekilde tamamlar? ğıdakilerden hangisidir?

A. ‫ن‬
ْ ‫ م‬
َ B. ‫اليت‬ A. Beni havaalanına götürecek arabaya bindim.
B. Bindiğim araba beni havaalanına götürüyor.
C. ‫ ما‬ D. ِ ْ َ‫اللّت‬
‫ـي‬ C. Beni havaalanına götüren arabaya bindim.
ِ ّ‫الل‬
E. ‫تان‬ D. Bindiğin taksi havaalanına gidecek.
E. Beni havaalanından getirecek olan arabaya bindim.

3 ‫َّـرِق‬
ْ ‫َّث عن الش‬
ِ ُ‫أت ُك َّل ال ُكت‬
ُ ‫ تَـتَ ّحد‬..... ‫ب‬ ُ ‫“قَ َـر‬ 7 Aşağıdaki cümlelerin hangisinde âid zamir
”.‫سط‬ِ ‫األو‬
ْ yoktur?
Cümlesinde verilen boşluğu aşağıdaki ism-i
mevsûllerden hangisi doğru şekilde tamamlar?
ِ ‫ناهم أ َْم‬
A. .‫س‬ ُ ‫الضيوف الذين استقب ْل‬
َ َ ‫أَ ْكرْمنا‬ َ
B. .‫كل أقاريب الذين رأَيْـتَهم يف بيتنا‬ َّ ‫قابلت‬ ُ
A. ‫ الذي‬ ‫اللّوايت‬ B. َ
ِ ّ‫الل‬
C. ‫ الَّيت‬D.
‫تان‬
C. .‫باح‬
ِ ‫الص‬
ّ ‫لت يف هذا‬ َ ُ‫لـَ ْم أَفْ َـه ْم ما ق‬
ِ
E. ‫ما‬
D. .ُ‫عْنه‬
َ‫ت‬ َ ْ‫كتاب الَّذي َسأَل‬
ُ ْ‫هو ال‬ َ ‫هذا‬
E. .‫هذه هي الكتب اليت قرأهتا زينب‬
ُ
4 ‫األقالم على‬ ‫ض َع هذه‬ ُ ‫ “ال أ َْع ِر‬.-4
َ َ ‫ َو‬..... ‫ف‬ 8 Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıla cümlesi
”.‫الطّا ِولَِة‬ bir isim cümlesi şeklinde gelmiştir?
Cümlesindeki boşluğu aşağıdakilerden hangisi
A. .‫أرسلتهما صديقيت‬
َ ‫هذان مها اخلطابان اللذان‬
doğru şekilde tamamlar?
B. .‫أبيض‬
ُ ‫ت الوْرَد َة اليت لَونُـها‬
ُ ‫قَطَْف‬
A. ‫ الَّيت‬ B. ‫لَ ّـما‬ ْ َ
C. ‫ ما‬ D. ‫ن‬
ِ ‫ت يف‬
C. .‫املعمل‬ ْ َ‫ُج ِري‬
ْ ‫التجارب اليت أ‬
ُ ‫جنحت‬
ْ
ْ ‫َم‬ D. .‫ـحيِّنا‬ِ ِ
E. ‫اللئي‬
ّ َ ‫ت إىل الـمكْتَبَة اليت ب‬
َ ُ ‫ص ْل‬
َ َ‫و‬
ِ
E. .‫جن‬ْ ‫الس‬
ِّ ‫ص الذي فَ َّـر من‬ ِّ
َّ ‫ت الل‬
ُ ْ‫َرأَي‬

121
İsm-i Mevsûller

9 ِّ ‫ِّيق أ ََّوُل َم ْن أَسلَ َم ِمن‬


”.‫الر َج ِال‬ ِّ ‫“أَبُو بَك ٍر‬
ُ ‫الصد‬ 10 ِ ‫الح اجل‬
‫ديد‬ ِ
َ ِ ‫اإلص‬
ْ --- ‫اللجنَة‬
ْ ‫ئيس‬
ُ ‫“أشار َر‬
َ
Cümlesinde altı çizili kelimenin irâbı nasıl yapıl- ِ ‫للنظام التعليمي يف‬
”.‫بلد ِه‬
neler öğrendik? ‫ماذا تـََعلّ ْمنا؟‬

malıdır?
Cümlesinde verilen boşluğu aşağıdaki harf-i cer-
A. Haber, mahallen merfû lerden hangisi doğru şekilde tamamlar?
B. Muzâf, mahallen mecrûr
A. ‫ن‬ ِ
C. Muzâf ileyh, mahallen mecrûr
ْ ‫ م‬
D. Sıfat, mahallen merfû ِ
B. ‫ب‬
E. Soru edatı, mahallen merfû
C. ‫إِىل‬
D. ‫على‬
E. ‫يف‬

122
Arapça III

1. E Yanıtınız yanlış ise “Özel İsm-i Mevsûller” ko- 6. A Yanıtınız yanlış ise “Özel İsm-i Mevsûller”
nusunu yeniden gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.

neler öğrendik yanıt anahtarı “‫األج ِوبة لِـ “ماذا تـََعلّ ْمنا‬
2. C Yanıtınız yanlış ise “Genel İsm-i Mevsûller” 7. C Yanıtınız yanlış ise “Sıla Cümlesi ve Âid Zami-
konusunu yeniden gözden geçiriniz. ri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

3. C Yanıtınız yanlış ise “Özel İsm-i Mevsûller” 8. B Yanıtınız yanlış ise “Sıla Cümlesi ve Âid Za-
konusunu yeniden gözden geçiriniz. miri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

4. D Yanıtınız yanlış ise “Genel İsm-i Mevsûller” 9. C Yanıtınız yanlış ise “İrâb Örnekleri” konusu-
konusunu yeniden gözden geçiriniz. nu yeniden gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Harf-i Cer ile Kullanılan


5. B Yanıtınız yanlış ise “Özel İsm-i Mevsûller” ko- 10. C
Bazı Fiiller” konusunu yeniden gözden geçi-
nusunu yeniden gözden geçiriniz.
riniz..

Alıştırmalar Yanıt
4 Anahtarı

Aşağıdaki cümleleri örnekte olduğu gibi uygun ism-i mevsûllerle yeniden kurunuz.

.‫استِ ِه‬ ِ
َ ‫اع َدهُ يف دَر‬ َ ‫س َس‬ ُ ‫ الْ ُم َدِّر‬/ .‫س‬ َ ‫َحَ ُد يَ ْش ُك ُر الْ ُم َدِّر‬
ْ‫أ‬
.‫استِ ِه‬ ‫اع َدهُ يف ِدَر‬ ‫س الَّ ِذي َس‬

ْ ‫مفاتيح‬
َ َ َ ‫َحَ ُد يَ ْش ُك ُر الْ ُم َدِّر‬
ْ‫– أ‬
ِ ‫الصو‬ ِ ِ َّ ِ
Alıştırma 1
.‫اب‬ َ َّ ‫مت الْ ُم َعلِّ َم الذي أ َْر َش َدها إىل‬ ْ ‫ لَْيلى ا ْحتَ َـر‬-1
.‫ب الَّ ِذي َمَّرنَهُ على اللُّ ْعبَ ِة‬ َ ‫ب الْ ُم َدِّر‬ ُّ ‫ التِّـ ْل ِمي ُذ ُِي‬-2
.‫ت َجائَِزَة الْ ِقَراءَِة‬ ِ َّ ‫ هنَّأْت‬-3
ْ َ‫الصدي َقةَ الَّيت نَال‬ ُ َ
ِ.‫ب ي ِده‬ ِ ِ ُّ ‫ الْ َع ِام ُل ُي‬-4
ِ
َ ِ ‫ب الْ َم َال الَّذي م ْن َك ْس‬
ِ ‫السباحةَ الْم َدِّربةُ الَّيت يف الن‬
.‫َّادي‬ َ ُ َ َ ِّ ‫ َعلَّ َمْت ِن‬-5
ِ
َ ‫ هذا ُه َو ال ُـم ْسل ُم الَّذي‬Cümlesinin mubtedasını aşağıda iste-
.‫صام َش ْهَر َرَمضا َن‬
nen şekilde değiştirerek cümleyi yeniden kurunuz.

.‫ت َش ْهَر َرَمضا َن‬ ِ ِِ


ْ ‫صام‬
َ ‫هذه هي ال ُـم ْسل َمةُ الّيت‬
III. Şahıs, Tekil, Dişil

.‫صاما َش ْهَر َرَمضا َن‬ ِ ِ ِ ِ


َ ‫هذان ُها ال ُـم ْسلمان اللّذان‬
III. Şahıs, İkil, Eril

.‫ص ْم َن َش ْهَر َرَمضا َن‬ ِ ِ


ُ ‫الليت‬
ّ ‫مات‬
ُ ‫هؤالء ُه َّن ال ُـم ْسل‬
Alıştırma 2 III. Şahıs, Çoğul, Dişil

.‫ين صاموا َش ْهَر َرَمضا َن‬ ِ ِ ِ


َ ‫هؤالء ُه ْم ال ُـم ْسلمو َن الّذ‬
III. Şahıs, Çoğul, Eril

.‫صامتا َش ْهَر َرَمضا َن‬ ِ ِ ِ ِ


َ ‫هاتان ُها ال ُـم ْسلمتان اللّتان‬
III. Şahıs, İkil, Dişil

123
‫‪İsm-i Mevsûller‬‬

‫‪Alıştırmalar Yanıt‬‬
‫‪4‬‬ ‫‪Anahtarı‬‬

‫‪Aşağıdaki boşlukları parantez içinden seçeceğiniz uygun hâss ism-i mevsûllerle‬‬


‫‪doldurunuz.‬‬

‫ين‪ ،‬اللَّوايت)‬ ‫ِ ِ‬ ‫ِ‬ ‫َّ‬ ‫َّ‬


‫(الذي‪ ،‬اليت‪ ،‬اللّذان‪ ،‬اللّتان‪ ،‬اللّ َذيْ ِن‪ ،‬اللّتَ ْـي‪ ،‬الّذ َ‬
‫س العربيةَ‪.‬‬ ‫َّ‬ ‫هل تَ ْـع ِر َ‬
‫فني األستا َذ الذي يُ َدِّر ُ‬ ‫ْ‬ ‫‪-1‬‬
‫‪Alıştırma 3‬‬ ‫اطئ البح ِر األسود‪ِ.‬‬ ‫زرت ُك َّل الـم ُد ِن الَّيت تَـ َقع على َشو ِ‬
‫َ ْ َْ‬ ‫ُ‬ ‫ُ‬ ‫ُْ ُ‬ ‫‪-2‬‬
‫ِ‬
‫ـي تَ ْد ُرسان اللغةَ الفارسيةَ‪.‬‬ ‫ف الطالبَـتَ ْ ِ‬
‫ـي اللَّتَ ْ ِ‬ ‫أ َْع ِر ُ‬ ‫‪-3‬‬
‫ِ‬
‫صر‪.‬‬ ‫الطالبات اللَّوايت سافَ ْـر َن إىل م ْ‬
‫ُ‬ ‫عادت‬
‫ْ‬ ‫‪-4‬‬
‫ِ‬
‫ذان ا ْشتَ َـريْـتُهما من هذه املكْتَ ِبة‪.‬‬ ‫مان اللَّ ِ‬‫هذان مها ال َقلَ ِ‬ ‫‪-5‬‬
‫املدرسةُ التالمي َذ الَّ ِذين أ َْنزوا و ِ‬
‫اجباتم‪.‬‬ ‫َ َ‬ ‫كافأت ِّ َ‬ ‫ْ‬ ‫‪-6‬‬

‫‪Aşağıdaki boşlukları parantez içinden seçeceğiniz uygun müşterek ism-i‬‬


‫‪mevsûllerle doldurunuz.‬‬

‫(م ْن ‪ ،‬ما )‬ ‫َ‬


‫يد‪.‬‬‫فع ُل ما نُر ُ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫عْن َدما نكو ُن يف البيت نَ َ‬ ‫‪-1‬‬
‫‪Alıştırma 4‬‬ ‫فاطمة إىل ُكل من زارها يف العِ ِ‬
‫يد‪.‬‬ ‫ستَكْتُب ِ‬
‫ِّ َ ْ‬ ‫َ ُ‬ ‫‪-2‬‬
‫ذين يَقولون ما ال يَـ ْف َعلو َن‪.‬‬ ‫َّ‬ ‫ِ‬
‫وال تَكونوا من ال َ‬ ‫‪-3‬‬
‫ت اليَ ْـوَم َم َع َم ْن أَ ْكَرُههُ‪.‬‬
‫قابـَ ْل ُ‬ ‫‪-4‬‬
‫س‪.‬‬ ‫هذا ما أ َك ْلتُهُ ْأم ِ‬ ‫‪-5‬‬

‫‪Aşağıdaki cümlelere uygun âid zamirler getiriniz.‬‬

‫القصة اليت قرأتُــها‪.‬‬


‫هذه هي ّ‬ ‫‪-1‬‬
‫صديقي‪.‬‬ ‫هذا هو ال َقلَ ُم الذي ْأعطَاه َ‬ ‫‪-2‬‬
‫ِ‬
‫هؤالء ُه ْم الطُّالّ ُ‬
‫‪Alıştırma 5‬‬ ‫ت َم َعـ ُـه ْم‪.‬‬‫سافر ُ‬
‫ذين ْ‬ ‫ب الّ َ‬ ‫‪-3‬‬
‫ذان قابـَْلتـُُهما أ َْم ِ‬
‫س‪.‬‬ ‫هذان مها الـموظَّفان اللّ ِ‬ ‫‪-4‬‬
‫َُ‬
‫ِ‬
‫يات اللّوايت أَنْـتَظُرُه َّن‪.‬‬ ‫أولئِ َ‬
‫ك ُه َّن ال َفتَ ُ‬ ‫‪-5‬‬

‫‪124‬‬
‫‪Arapça III‬‬

‫‪Alıştırmalar Yanıt‬‬
‫‪4‬‬ ‫‪Anahtarı‬‬

‫‪Aşağıdaki Arapça cümleleri Türkçeye çeviriniz.‬‬


‫يد أ ْن ي ِ‬
‫عاملوك‪.‬‬ ‫ِ‬
‫الناس كما تُر ُ ُ‬
‫عام ْل َ‬ ‫‪-1‬‬
‫‪İnsanlara sana davranmalarını istediğin gibi davran.‬‬

‫عادةً يف ال َـمطْ َع ِم الّذي أ ُِحبُّه‪.‬‬ ‫ناوُل الطَّ َ‬


‫عام َ‬ ‫أتَ َ‬ ‫‪-2‬‬
‫‪Yemeği genellikle sevdiğim lokantada yerim.‬‬

‫َخبَ ُار َسيِّئَةً َك َما تَ َـوقَّ ْـعنَا‪.‬‬ ‫ِ‬


‫لَْي َست ْال ْ‬ ‫‪-3‬‬
‫‪Haberler beklediğimiz gibi kötü değil.‬‬

‫‪Alıştırma 6‬‬
‫ون تَـ ْف ِك ٍري َكا َن َشْيئًا َسيِّـئًا‪.‬‬
‫الّذي قُـ ْلتَه بِ ُد ِ‬
‫ُ‬ ‫‪-4‬‬
‫‪Düşünmeden söylediğin kötü bir şeydi.‬‬

‫ت تَأْ ُخ ُذنَا إِ َل الْ َمطَا ِر‪.‬‬


‫األجَرِة الَِّت َكانَ ْ‬ ‫تَ َـعطَلَّ ْ‬
‫ت َسيَّ َارةُ ْ‬ ‫‪-5‬‬
‫‪Bizi havaalanına götüren taksi bozuldu.‬‬

‫اع ٍة‪.‬‬ ‫صِ‬ ‫ِ‬


‫ب إِ َل الْ َمطَا ِر ُك َّل ن ْ‬ ‫تَ ْـعمل ْ ِ َّ‬
‫ف َس َ‬ ‫الَافلَةُ ال ِت تَ ْذ َه ُ‬ ‫َُ‬ ‫‪-6‬‬
‫‪Her yarım saatte havaalanına giden otobüs çalışıyor.‬‬

‫هذ ِه ِه َي ُم َدِّر َسةُ اللّغَ ِة الْ َعَربِيَّ ِة اليت تُ َدِّر ُسنا‪.‬‬


‫ِ‬ ‫‪-7‬‬
‫‪Bu, bize Arapça öğreten hocadır.‬‬

‫‪Aşağıdaki Türkçe cümleleri Arapçaya çeviriniz.‬‬


‫‪1- Bu benim okumak istediğim kitaptır.‬‬
‫ت أُر ُ‬
‫يد أ ْن أَقرأه‪.‬‬ ‫الكتاب الذي ُكْن ُ‬
‫ُ‬ ‫هذا هو‬
‫‪2- Sınavda başarılı olan öğrencilerin isimlerini yazdım.‬‬
‫الب الذين َنحوا يف ِ‬
‫االختبا ِر‪.‬‬ ‫ت أ َْساء الطُّ ِ‬
‫َكتَْب ُ َ‬
‫?‪3- Burada çalışan memurlar nerede‬‬
‫‪Alıştırma 7‬‬
‫أَيْ َن ال ُـم َوظَّفون الذين يَعملو َن ُهنا؟‬
‫‪4- Çarşıda olan herkes onun sesini işitti.‬‬
‫ص ْوتَهُ‪.‬‬ ‫ُك ُّل من يف ُّ ِ‬
‫السوق َس َع َ‬ ‫َْ‬
‫‪5- Atatürk barajı Türkiye’de bitirilen en önemli projelerdendir.‬‬
‫ت يف تُركِيا‪.‬‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫َس ُّد أتاتورك م ْن أ ََه ِّم ال َـمشاري ِع اليت أ ُْنَز ْ‬
‫‪Aşağıda verilen parçada boş bırakılan yerleri parantez içinden seçeceğiniz uy-‬‬
‫‪gun ism-i mevsûllerle doldurunuz.‬‬

‫ك‬ ‫قوم هبا‪ ،‬فهذا ُم َعلِّ ٌم‪َ ،‬‬ ‫ٍ‬ ‫ِ‬


‫اخ‪ ،‬وت ْل َ‬ ‫وذاك طَبّ ٌ‬ ‫ل ُك ِّل فَ ْـرد يف ال ُـم ْجتَ َم ِع َوظي َفتُهُ اليت يَ ُ‬
‫ِ‬
‫يف ُه َو‬ ‫الشر ُ‬
‫فالعالُ َّ‬ ‫ف‪،‬‬
‫ضات‪ .‬والْ َع َم ُل َشَر ٌ‬ ‫لئك ُم َهْن ِدسون ُ‬
‫ومَِّـر ٌ‬ ‫طَبيبَةٌ‪ ،‬وأو َ‬
‫َج َوَد البَضائ ِع‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫‪Alıştırma 8‬‬ ‫تار أ ْ‬‫يف هو َم ْن َيْ ُ‬ ‫الشر ُ‬ ‫الذي يُنريُ َع ْق َل اإلنْسان‪ ،‬والتاجُر َّ‬
‫ني أَطْفالَ ُـه َّن على‬ ‫ال ِ‬ ‫ويبيعها‪ .‬واألسرةُ الشَّـري َفةُ لأل َُّمهات الص ِ‬
‫الليت يَُـربّ َ‬
‫ات ّ‬ ‫ّ‬ ‫َْ‬
‫ش‬ ‫ـغ‬ ‫ي‬ ‫ال‬
‫و‬ ‫ِ‬
‫ة‬ ‫س‬ ‫ر‬‫د‬ ‫امل‬ ‫يف‬ ‫اه‬‫ق‬‫ل‬ ‫ت‬ ‫ما‬ ‫ر‬ ‫ِ‬
‫ذاك‬ ‫ي‬ ‫يف‬ ‫ر‬‫الش‬ ‫ب‬ ‫ِ‬
‫ال‬ ‫ط‬‫ال‬‫و‬ ‫‪.‬‬ ‫ِ‬
‫الص‬ ‫اإلخ‬ ‫ِّ ِ‬
‫َ ُ ُّ‬ ‫َْ َ‬ ‫ُ ُ ُ َّ ُ‬ ‫َّ‬ ‫ّ ُ‬ ‫الص ْدق و ْ‬
‫لعاملني الّذين يـبنو َن الوطَن ِبا ِ‬
‫فيه وبِ َـم ْن َع ْليها‪.‬‬ ‫الشريفةُ لِ ِ‬
‫اال ْختبا ِر‪ ،‬واحلَياةُ َّ‬ ‫يف ِ‬
‫َ َ‬ ‫َ َ َْ‬

‫‪125‬‬
İsm-i Mevsûller

bölümün kelimeleri ُ ِ‫َكل‬


‫مات الوحدة‬
‫( أَبْناء‬ebnâ’) oğullar (t.) ‫( اِبْن‬ibn) ‫( أَ ْكالت‬eklât) yiyecekler
‫( أَبَو ِان‬ebevân) anne-baba (ikil; ِ ْ‫ أَبَـوي‬ikil;
merfû) (‫ن‬
َ ّ‫( إِال‬illâ) …den başka, dışında
mansûb/mecrûr)
‫( إلْقاء‬ilkâ’) atmak
‫( اِتَّـبَ َع‬ittebe’a) uydu, tabii oldu
‫( ألْوان‬elvân) çeşitler, türler; renkler
‫( اِت َِّق‬itteki) sakın!
‫( ّأما‬emmâ) …ince, …ınca
َ‫( أَثْناء‬esnâ’e) sırasında, esnada ‫( أ َْمر‬emr) iş, durum
َ ‫ُج ِر‬
‫ي‬ ْ ‫( أ‬ucriye) yapıldı, icra edildi ‫( أَِمري‬emîr) prens
‫َج َود‬ ْ ‫( أ‬ecved) daha kaliteli
ِ ‫أنار‬
َ (enâre) aydınlattı
‫تاج‬
َ ‫( ا ْح‬ihtâce) ihtiyaç duydu ‫( اِنْـبَغى‬inbegâ) gerekti
‫( اِ ْحتَ َـرم‬ihterame) saygı gösterdi
‫( اِنْتهاء‬intihâ’) sona erme
‫َح َس َن‬ ْ ‫( أ‬ahsene) iyilik etti ِْ (incilterra) İngiltere
‫إن ْل ّرتا‬
‫ص‬َ َ‫َخل‬ ْ ‫( أ‬ahlasa) dürüst, samimi oldu, içten davrandı
َ‫( أنْ َشأ‬enşe’e) kurdu, yetiştirdi
‫( أ َِخ ًريا‬ahîren) sonunda
‫س‬َ ‫( انْـغَ َم‬ingamese) daldı
‫( اِْرتَـ َف َع‬irtefe‘a) yükseldi
‫( أُوروبّا‬ûrubbâ) Avrupa
‫( أ َْر َش َد‬erşede) yol gösterdi, rehberlik etti
‫َي‬
ْ ‫( أ‬ey) ey, hey
َ‫( أَساء‬esâ’e) kötülük etti ‫بإخالص‬
ْ (bi-ihlâs) samimiyetle, dürüstçe
‫( أَساتِ َذة‬esâtize) hocalar, profesörler (t.) ‫ُستاذ‬
ْ ‫( أ‬ustâz) ٍ (bâkin) kalıcı
‫باق‬
‫ك‬ ِ
َ َ‫( ا ْستَ ْـهل‬istehleke) tüketti
‫( بِ ِـج ٍّد‬bi-ciddin) ciddiyetle
‫َسلَ َم‬
ْ ‫( أ‬esleme) Müslüman oldu, İslama girdi ‫األس َود‬
ْ ‫البحر‬
ْ (el-bahru’l-esved) Karadeniz
‫( أ ْش َخاص‬eşhâs) şahıslar, kişiler
‫( بَريد‬berîd) posta
‫( أَ ْشكال‬eşkâl) şekil, biçim (t.) ‫( َشكْل‬şekl)
ِ ‫( بَضائع‬bedâ’i’) mal, ticari eşya, emtia
‫ض ِطراب‬
ْ ‫( ا‬idtirâb) kargaşa
‫( بَ ْـع َد أَ ْن‬ba‘de en…) …den sonra
‫( ْأعطى‬a‘tâ) verdi
‫( بِالد‬bilâd) ülkeler (t.) ‫( بـَلَد‬beled)
‫( أ َْعلَ َن‬a‘lene) ilan etti, açığa vurdu, açıkladı
‫( تائِب‬tâ’ib) tevbe eden
‫( أَقَ ُّل‬ekall) daha az
‫ َك ِرَه‬- ُ‫(يَكَْره‬kerihe-yekrehu) istemedi, nefret etti ُ ‫( جتا ِر‬tecârib) tecrübeler (t.) ‫( َْت ِربة‬tecribe)
‫ب‬

126
Arapça III

...‫عن‬ ‫َّث‬
َ ‫( َتّد‬tehaddese) bir şeyden söz etti, bir şey
ْ hakkında ‫( َخ ْي‬hayr) daha iyi, daha hayırlı
konuştu
‫( َد َّخ َن‬dahhane) sigara içti
‫( َتََّرَر‬teharrere) özgürleşti
‫( دو َن تَـ ْفك ٍري‬dûne tefkîr) düşünmeksizin
‫ص‬َ ‫ختص‬ ّ (tehassasa) ihtisas yaptı ‫( ذا َكَر‬zâkere) görüşme; dersi yineleme
‫( تَـغَـيَّ َـر‬tegayyara) değişti
‫ ذَ َكَر‬-‫( يَ ْذ ُك ُر‬zekere-yezkuru) bahsetmek, zikretmek;
‫َّح‬
َ ‫( تَـ َفت‬tefetteha) açıldı hatırlamak

‫( تَـ ْقرير‬takrîr) rapor ‫( َذنْب‬zenb) suç, günah


‫( تَـ ْقسيم‬taksîm) bölme, ayırma ‫( َذ َهبِيَّة‬zehebiyye) altın, altından
‫( تَـلَقَّى‬telekkâ) aldı, öğrendi ‫( َرَّب‬rabbâ) yetiştirdi
‫( تََّن‬temennâ) diledi, temenni etti ‫( يَ ْـر َح ُم – َرِح َم‬rahime-yerhamu) acımak
‫( تَ ْـوأم‬tev’em) ikiz ‫( َرصيف‬rasîf) kaldırım
‫( ثالِثَة‬sâlise) üçüncü ‫ َرَعى‬-‫( يَ ْـرَعى‬ra‘â-yer‘â) bakmak, ilgilenmek, gütmek
‫( َثَن‬semen) eder, fiyat ‫( ِرقَابَة‬rikâbe) denetim, kontrol
‫( َج ّوي‬cevvî) hava ile ilgili ‫( َرقيب‬rakîb) gözcü, denetleyici
‫( َح ّت‬hattâ) –e kadar, için ‫( ُرْؤيَة‬ru’ye) görmek, görüş
‫ث‬َ ‫ث– َح َد‬ ُ ‫( َْي ُد‬hadese-yahdusu) olmak, vuku bulmak ‫( رئيسي‬re’îsî) esas, temel, başlıca
‫( َح َسن‬hasen) iyi, güzel ‫ ز َاد‬- ‫يد‬ُ ‫( يز‬zâde-yezîdu) artmak, çoğalmak
‫( َحسيب‬hasîb) muhasebeci, kontrol eden ‫ساق‬
َ – ‫وق‬ ُ ‫( يَ ُس‬sâka-yesûku) sevketmek, sürmek
‫ َح ِف َظ‬- ‫ظ‬ ُ ‫( َْي َف‬hafıza-yahfazu) korumak ‫( سائِق‬sâ‘ik) şoför
‫( ُحقوق‬hukûk) haklar, hukuk (t.) ‫( َح ّق‬hakk) ‫ب‬َ َّ‫( سب‬sebbebe) sebep oldu, neden oldu
‫ َحكى‬- ‫( َْيكي‬hakâ-yahkî) anlatmak, hikaye etmek ‫( ِس ْجن‬sicn) hapishane
‫ث الس ِري‬ ُ ‫( َح َو ِاد‬havâdisu’s-seyr) trafik kazaları ‫( ِس َّكة‬sikke) ray, demiryolu
ً‫خاصة‬
َّ (hâsseten) özellikle ‫ َسلِ َم‬- ‫( يَ ْسلَ ُم‬selime-yeslemu) güvende olmak, esenlik
içinde olmak
‫( ِخْب َـرة‬hibra) tecrübe, deneyim
‫( ِسيَاقَة‬siyâka) sürüş, şoförlük
ِ
‫( خطاب‬hitâb) mektup
‫( َشّر‬şerr) kötü
‫( َخطَر‬hatar) tehlike
‫( ِشراء‬şirâ’) satın almak
‫( ُخطْ َوة‬hutve) adım
‫( َشَرف‬şeref) şeref, namus
‫( ُخطُوط‬hutût) çizgiler (t.) ‫ط‬ ّ ‫( َخ‬hatt)

127
İsm-i Mevsûller

‫األوسط‬
ْ ‫( الش َّْرق‬eş-şarku’l-evsat) Ortadoğu ‫‘( عُلَب‬uleb) kutular (t.) ‫‘( عُْلبَة‬ulbe)
‫( َشريف‬şerîf) değerli, saygın ‫‘( عُلُوم‬ulûm) bilimler, (t.) ‫‘( ِع ْلم‬ılm)
‫( َش َهوات‬şehevât) istekler, arzular (t.) ‫( َش ْه َوة‬şehve) ‫‘( ِعْن َدما‬inde mâ) …dığında, …dığı zaman
‫اطئ‬ ِ ‫( َشو‬şevâti’) plajlar, kıyılar (t.) ‫شاطئ‬
ِ (şâti’) ...‫غادر إىل‬
َ َ (gâdere ilâ) bir yere doğru ayrıldı, gitti
‫( َشيَّ َد‬şeyyede) övdü, dikti ‫( ِغذائِيّة‬gizâ'iyye) besinsel, besinle ilgili
‫( ِص ْدق‬sıdk) doğru sözlülük ‫ش‬
ُّ ُ‫ش يـَغ‬ َّ ‫ َغ‬- (gaşşe-yeguşşu) aldatmak, sahtekarlık
yapmak, kopya çekmek, hile yapmak
‫ف‬َ ‫صَر‬ َ -‫ف‬ ُ ‫ص ِر‬
ْ َ‫( ي‬sarafe-yasrifu) çekmek, harcamak
‫( َغ ّن‬gannâ) şarkı söyledi
‫َّارة‬
َ ‫صف‬ َ (saffâre) düdük ‫( َغ ْي‬gayr) dışında, haricinde
‫صلَ َح‬َ - ‫صلُ ُح‬
ْ َ‫( ي‬salaha-yasluhu) düzgün olmak, uygun olmak
‫( َغيـََّر‬gayyara) değiştirdi
‫ص َواب‬ َ (savâb) doğru, isâbetli ‫( فارسية‬fârsiyye) Farsça
‫( طائَِفة‬tâ’ife) grup, topluluk
‫َّل‬
َ ‫( فَض‬faddala) tercih etti, yeğledi
‫( طَلَبَة‬talebe) öğrenciler (t.) ‫( طالِب‬tâlib)
ِ ‫( فِيما‬fîmâ) …şeyde, …. içinde
‫ ظَفَر‬- ‫( يَظْ َف ُر‬zafira-yezfaru) elde etmek, kazanmak
‫فيم ْن‬
َ (fîmen) …insanların içinde, arasında
‫( ظهور‬zuhûr) ortaya çıkma, belirme
‫( قار َن‬kârene) karşılaştırdı
‫‘( عابِث‬âbis) oyalanan, hoppa, zevk düşkünü
‫ض‬َ ‫ قـَب‬- ‫ض‬
َ ُ ِ‫( يـَْقب‬kabada-yakbidu) yakalamak (‫ على‬:
ً‫عادة‬
َ (‘âdeten) genellikle birini, bir şeyi)

‫عام‬ ِ ‫( قِسم ِال‬kısmu’l-hisâbât) muhasebe bölümü


‫سابات‬
ّ (‘âmm) genel, kapsamlı
‫‘( َع َام َل‬âmele) davrandı ‫صَر‬َّ َ‫( ق‬kassara) ihmâl etti
‫‘( عاىن‬ânâ) muzdarip oldu, boğuştu ‫ف‬ ِ
ُ ‫ يَقط‬- ‫ف‬ َ َ‫( قَط‬katafa-yaktifu) koparmak
‫ َعبـََر‬-‫‘(يـَْعبـُُر‬abera-ya‘buru) geçmek (karşıdan karşıya) ‫( قُلوب‬kulûb) kalpler (t.) ‫( قـَْلب‬kalb)
‫‘( عُبُور‬ubûr) geçiş ‫ني‬ ِ
َ ‫( قَوان‬kavânîn) kanunlar, kurallar (t.) ‫( قانون‬kânûn)
‫‘( عُثُور‬usûr) rastlamak, bulmak (‫ على‬: bir kimseye, َ‫( كافَأ‬kâfe’e) ödüllendirdi
bir şeye)
‫(يَكْتُ ُم – َكتَ َم‬keteme-yektumu) saklamak, gizlemek
‫‘( َعدَّاء‬addâ’) atlet, koşucu
‫( َك َم ْن‬kemen) –en, -an kişi gibi
‫‘( َع ْدل‬adl) adalet
‫( َك ْوَكب‬kevkeb) yıldız
‫‘( عُقول‬ukûl) akıllar, düşünceler (t.) ‫‘( َع ْقل‬akl)
‫الت‬
َ (lâte) değil (zaman ifade eden kelimelerle)
‫‘( َعكْس‬aks) ters, zıt
‫( لِسان‬lisân) dil
‫ف‬ ِ
َ ‫ َع َك‬- ‫ف‬ ُ ‫ يَعك‬/ ‫ف‬ ُ ‫‘( يـَْع ُك‬akefe-ya‘kifu/ya‘kufu)
koyulmak (‫ على‬/ ‫ يف‬:bir şeye)
‫( لُ ْعبة‬lu‘be) oyun, karşılaşma

128
Arapça III

‫( لَ ْـهو‬lehv) oyun, eğlence ‫( َم ْوفور‬mevfûr) bol, çok


‫( مأْساة‬me’sât) afet, belâ, trajedi ٍ (nâdin) klüp (‫)النّادي‬
‫ناد‬
‫( ُمْت َـعب‬mut‘ab) yorgun ‫( نُظُم‬nuzum) düzenler, sistemler (t.) ‫( نِظام‬nizâm)
‫( جمَال‬mecâl) alan, (ç.) ‫( َماالَت‬mecâlât) ‫( نَـ ْفس‬nefs) benlik, nefis, aynı
‫ـج ُموعات‬ ْ ‫( َم‬mecmu‘ât) koleksiyonlar, gruplar (t.) ‫ نَـ َف َع‬- ‫يَـْنـ َف ُع‬ (nefe‘a-yenfe‘u) fayda vermek, yarar
sağlamak
‫ـج ُموعة‬
ْ ‫( َم‬mecmu‘a)
‫ـح ِزن‬ ‫ َنا‬- ‫( يَـْنمو‬nemâ– yenmû) büyümek
ْ ‫( ُم‬muhzin) üzücü
‫( ُم َدِّرب‬muderrib) antrenör َ‫( َهنَّأ‬henne’e) kutladı
ٍ (mâşin)
‫( ُم َشاة‬muşât) yayalar (t.) ‫ماش‬ ‫َّد‬
َ ‫( هد‬heddede) tehdit etti
‫( َم ْع َمل‬ma‘mel) atölye, iş yeri ‫( َوسائِل‬vesâ’il) araçlar, yollar (t.) ‫( َوسيلة‬vesîle)
‫( َم ْفقود‬mefkûd) kayıp, yitik ‫ َوثِ َق‬- ‫( يَثِ ُق‬vesika-yesiku) güvenmek (‫ ب‬: birine)
‫( ُم َقطَّع‬mukatta‘) bölünmüş, parçalanmış ‫ب‬َ ‫ َوَه‬- ‫ب‬ ُ ‫( يـََه‬vehebe-yehebu) ihsan etmek, bağışlamak
‫( يَأْس‬ye’s) ümitsizlik
‫( َمْن َـهج‬menhec) yol, yöntem, usul
ً‫( يَ َسارا‬yesâren) solda, sola
‫َم َو ٍّاد‬ (mevâdd) maddeler, bentler, fıkralar, ders
konuları, ders (t.) ‫مادة‬ ً‫( َيِيـنا‬yemînen) sağ tarafta, sağa
ّ (mâdde)
‫( ُم ْؤَتر‬mu’temer) toplantı, kongre, konferans

bölümün deyimleri ‫تعبریات الوحدة‬


‫ون تَـ ْف ِك ٍري‬
ِ ‫( بِ ُد‬bi-dûni tefkîr) düşünmeden
ِ ‫ك‬
‫فيه‬ َّ ‫( ِم ّـما ال َش‬mimmâ lâ şekke fîhî) …de şüphe yoktur

129
Bölüm 5
Nasb Edatları
Arapçada Nasb Edatları
2 Gelecek zamanda bir işin yapılmayacağı
öğrenme çıktıları

Günlük Hayatımızda Arapça 5


‫لَ ْن‬
anlamı veren ( ) edatı ile başına geldiği
muzâri fiile mastar anlamı kazandıran ve iki
1 Günlük hayatta gelecek zamanda bir cümleciği birbirine bağlayan )‫أ ْن‬
) edatını ve

1
işi, eylemi yapmamayı ifade edebilme,

2
ayrıca bir eylemin niçin yapıldığını gösteren
bir eylemi yapma nedenini belirtebilme;
‫حت‬, ِ
“-mek, -mak istiyorum” gibi mastar anlamlı ّ ‫ل َك ْي‬, ‫ َك ْي‬, ‫لـ‬
( ) edatlarını biçim ve
ifadeleri kullanabilme anlam bakımından ayırt edebilme

Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı Fiiller Arapça Kalıp İfadeler

3 4
3 Arapçada harf-i cerlerle kullanılan bazı 4 Arapçada sıklıkla kullanılan bazı ifade
fiilleri tanıma ve bunları cümle içinde biçimlerini tanıma ve yerinde kullanma
kullanma becerisi kazanabilme becerisi elde edebilme

Anahtar Sözcükler ‫املِ ْفتاحية‬ ‫ال َكلِ َمات‬: • Nasb Edatları ‫َّصب‬
ْ ‫الن‬ ‫ات‬
ُ ‫َأدو‬

130
Arapça III

GİRİŞ ‫ُم َق ّدمة‬


Arapça gramerde ‫َّصب‬ ْ ‫ات الن‬
ُ ‫( َأدو‬Nasb edatları) olarak adlandırılan edatlar, muzâri fiilin başında kul-
lanılırlar. Bunlar, başında kullanıldıkları fiilin irabı üzerinde aynı etkiye sahip olmakla birlikte fiile ka-
zandırdıkları anlam yönünden birbirinden farklılık gösterirler. Bu Bölümde ‫ح َّت‬, ِ ِ
َ ‫ل َك ْي‬, ‫ َك ْي‬, ‫لـ‬, ‫لَ ْن‬, ‫أ ْن‬
edatlarının işlevleri ve anlamları açıklanacaktır.
Bölümün sonunda öğrencinin gerek söz konusu edatların işlevlerini kavrama, gerekse her birinin anla-
mını iletişimsel bağlamlarda kullanabilme becerisi göstermesi beklenmektedir.

GÜNLÜK HAYATIMIZDA ARAPÇA 5


٥ ‫العربية يف حياتنا اليومية‬

Sinemada
‫يف السينَما‬
Müşteri: Bugün hangi filmler gösteriliyor?
Bilet satıcısı: Dört yabancı, üç de Türk filmi- ‫ض هذا اليوم؟‬ ٍ ْ‫أي أف‬
ُ ‫الم تُ ْـعَر‬ ُّ :‫الزبون‬
ٍ ْ‫َجنَبِيةٌ وثَالثَةُ أَف‬
‫الم‬ ٍ ِ
miz var.
ّ ْ ‫ عْن َدنا أر َبعةُ أفالم أ‬:‫بائعة التَّذاكر‬
Müşteri: Hangi filmi önerirsin(iz) bana? .‫تُركِيَّة‬
َ ‫أي فيل ٍم تَـ ْق َِت‬
‫حني يل؟‬ :‫الزبون‬
Bilet satıcısı: Amir Han’ın “SuperStar” filmini
tavsiye ederim. َّ
‫َّجم‬
ْ ‫«سوبر ستار» للن‬ ِ َ ‫َنصح‬
Müşteri: O halde, iki bilet satın almak isti- ُ ‫ك بفيلم‬ ُ َ ِ ‫ أ‬:‫بائعة التَّذاكر‬
yorum. .‫عامر خان‬ ِ ‫اهلْندي‬
ِ ْ َ‫يد أ ْن أَ ْش َِتي تَ ْذكِرت‬
.‫ـي‬ ُ ‫ أُر‬،‫إِ َذ ْن‬ :‫الزبون‬
َ

131
Nasb Edatları

Kafede
‫يف املقهى‬
Garson: Merhaba, nasıl yardımcı olabilirim?
Müşteri: Kahve içmek istiyorum. ‫أي ِخ ْدمة؟‬ ّ ،ً‫وس ْهال‬ َ ً‫ أ َْهال‬:‫النَّادلة‬
Garson: Sütlü mü sade mi? .‫ب قَ ْـه َوة‬ َ ‫يد أَ ْن أَ ْشَر‬
ُ ‫ أُر‬:‫الزبونة‬
َّ
Müşteri: Sade, lütfen.
‫ باحلَليب ْأم سادة؟‬:‫النَّادلة‬
Garson: Şekerli mi yoksa şekersiz mi?
Müşteri: Şekerli olsun lütfen. .‫ لَ ْو َسَ ْحت‬،‫ سادة‬:‫الزبونة‬ َّ
Garson: Bol şekerli mi yoksa orta mı? ‫ بِ ُس َّكر أ َْم بِدون ُس َّكر؟‬:‫النَّادلة‬
Müşteri: Orta olsun lütfen. Umarım gecik-
.‫ت‬ ِ ‫ لَو تَ َكَّرم‬،‫ بِس َّكر‬:‫الزبونة‬ َّ
mezsin (iz). Çünkü acelem var. ْ ْ ُ
Garson: Başüstüne. Asla gecikmeyeceğim. ‫ ُس َّكر ِزيادة ْأم َو َسط؟‬:‫النَّادلة‬
ِ َ‫ وسط من ف‬:‫الزبونة‬
ّ َ‫أرجو أَ ْن ال تَـت‬
،‫أخري‬ ُ .‫ضلك‬ ْ ََ َّ
ِ
.ٌ‫فأنا ُم ْستَ ْـعجلة‬
.‫َخَر أبَ ًدا‬
َّ ‫ لَ ْن أتَأ‬.‫ت ْأمرك‬ َ ‫ َْت‬:‫النَّادلة‬

132
Arapça III

Durmak Yasaktır
‫مَْنوعُ التَّ َـوقُّف‬
Trafik Polisi: Neden burada bekliyorsun(uz)?
Sürücü: Eşimi buradan almak için. ‫ ملاذا تَـْنتَ ِظُر ُهنا؟‬:‫ُشرطي ال ُـمُرور‬
Trafik Polisi: Fakat arabaların burada durması .‫ِل ُخ َذ َزْوجيت ِم ْن ُهنا‬ :‫السائق‬
َّ
yasak.
.‫السيّارات هنا‬ ِ
َّ ‫ لك ْن مَْنوع وقُوف‬:‫ُشرطي ال ُـمُرور‬
Sürücü: Üzgünüm, bunu bilmiyordum.
.‫ك‬ ِ ُ ‫ لَست أَع ِر‬،‫آسف‬ ِ
َ ‫ف ذل‬ ْ ُ ْ :‫السائق‬
َّ

dikkat

Bu diyalogdaki ‫ ِل ُخ َذ‬ifadesi şu şekilde de kullanılabilir ve anlam aşağı yukarı aynı olur:


‫آخ َذ‬ ِ
ُ ‫آخ َذ = َح ّت‬
ُ ‫ل ُخ َذ = َك ْي‬
Öğrenme Çıktısı
1 Günlük hayatta gelecek zamanda bir işi, eylemi yapmamayı ifade edebilme, bir eylemi yapma
nedenini belirtebilme; “-mek, -mak istiyorum” gibi mastar anlamlı ifadeleri kullanabilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 1 Karşılaştır Paylaş

Kur’ân-ı Kerîm’in “Hac ‫أَ ْن‬, ‫لَ ْن‬, ‫ لِـ‬yapılarından en az


Diyalogları defterinize yaza- Sûresi” 1. ayet-i kerimesin- ikisinin geçtiği bir diyalog
rak tekrar ediniz. de geçen ‫ أ ْن‬yapısının kulla- yazınız. Yazdığınız diyaloğu
nımına dikkat ediniz. sizin gibi Arapça öğrenen
biriyle paylaşınız.

133
Nasb Edatları

DİL BİLGİSİ: ARAPÇADA NASB EDATLARI

‫َّصب‬
ْ ‫ أ ََدوات الن‬:‫قواعد‬
Arapçada muzâri fiilin (şimdiki ve geniş zamanın) irâbında üç farklı durum söz konusudur. Bunlar:
1. Ref durumu: Muzâri fiil herhangi bir ön ek/edat almadığında ref durumunda (merfû) olur.
2. Nasb durumu: Muzâri fiilin başına nasb edatlarından biri geldiğinde nasb durumunda (mansûb)
olur.
3. Cezm durumu: Muzâri fiilin başına cezm edatlarından biri geldiğinde cezm durumunda (meczûm)
olur.
Nasb, hem isimlerle hem de fiillerle ilgili bir kavramdır. İsimlerin nasb durumlarını Arapça 1 kitabının
3. Bölümünde ele almıştık. Fiillerin nasb durumları ise kendilerinden önce nasb edatlarının gelmesiyle
oluşur. Belli başlı nasb edatları: ‫أَ ْن‬, ‫ن‬ ِ ِ
ْ َ‫ل‬, ‫ َك ْي‬, ‫ل َك ْي‬, ‫ل‬, ‫’ َح َّت‬dır.
Fiillerin nasb durumları yani mansûb oluşları fiillerin son harflerinin harekeleri veya son ekleriyle ala-
kalıdır. Bir fiilin nasb olması “Fiilin sonunun ‘fetha’ ile harekelenmesi veya ‘fetha’ harekesinin yerine geçe-
cek başka bir alâmeti barındırması durumudur.” Üzerinde nasb alâmeti barındıran bir fiile “mansûb” (yani
nasb edildilmiş) denir. Her fiil kipi için nasb söz konusu değildir, yalnızca başında nasb edatı bulunan
muzâri fiiller mansûbdur. Kısaca sadece muzâri fiiller nasb edilebilir.

Nasb Alâmetleri
Merfû haldeki muzâri fiil başında bir nasb edatı kullanıldığında aşağıdaki işlemlerden biri ile mansûb
yapılır. Başka bir deyişle, aşağıdaki işlemler, bir muzâri fiilin nasb edilmiş olduğunun göstergeleri,
alâmetleridir:
1. Muzâri fiilin son harfinin damme harekesinin fethaya çevrilmesi:
Bildiğiniz gibi bir muzâri fiilin 3. tekil şahıs eril ve dişil, 2. tekil şahıs eril ve 1. tekil ve 1. çoğul şahıs
yapıları sonlarına ek almazlar, son harflerinin harekeleri damme’dir. Aslında bu damme, fiilin merfû oluşu-
nun alâmetidir ve “fetha” harekesine dönüştüğünde fiil mansûb olmuş olur. Fiilin nasb edilmiş olduğunun
alâmeti, yani nasb alâmeti, damme harekesinin fethaya dönüşmüş olmasıdır. Ama biz kısaca, nasb alâmeti
“fetha” deriz. Şimdi bunu, ilgili muzâri fiil yapılarının başına bir nasb edatı, mesela (‫ )أَ ْن‬getirerek örnek-
lendirelim:
َ ُ‫ أَ ْن يَ ْكت‬
‫ب‬ ← ‫ب‬
ُ ُ‫ هو يَ ْكت‬
َ ُ‫ أَ ْن تَ ْكت‬
‫ب‬ ← ‫ب‬
ُ ُ‫هي تَ ْكت‬
َ ُ‫ أَ ْن تَ ْكت‬
‫ب‬ ← ‫ب‬
ُ ُ‫أنت تَ ْكت‬
َ
َ ُ‫ أَ ْن أَ ْكت‬
‫ب‬ ← ُ ُ‫أنا أَ ْكت‬
‫ب‬
َ ُ‫ أَ ْن نَ ْكت‬
‫ب‬ ← ‫ب‬
ُ ُ‫حنن نَ ْكت‬
Dikkat edileceği üzere, yukarıdaki örneklerde damme ile merfû olan muzâri fiiller, bir nasb edatı olan
(‫ )أَ ْن‬dolayısıyla mansûb oldular. Bu örneklerde mansûb fiillerin nasb alâmetleri, sonlarındaki damme ha-
rekesinin “fetha”ya dönüşmüş olmasıdır; kısaca “fetha”dır.
2. Merfû haldeki muzâri fiilin sonunda bulunan (‫ (ـِني‬,)‫ (ـون‬,)‫ )ـان‬eklerindeki nûn’ların düşürülmesi.
3. ikil eril ve dişil şahıslarda, 3. ve 2. çoğul eril şahıslarda ve 2. tekil dişil şahısta fiilin sonuna gelen
eklerdeki nûn’ların varlığı ref alâmeti iken, düşürülmesi nasb alâmetidir. Şunu da unutmayalım ki,
eril çoğullarda düşürülen nûn harfinin yerine vâv’lardan sonra mutlaka bir elif harfi getirilir.

134
Arapça III

Şimdi bunları yine muzâri fiilin ilgili yapılarını (‫ )أَ ْن‬ile kullanarak örneklendirelim:
‫ أَ ْن يَ ْكتُبَا‬ ← ِ ‫مها ي ْكتُب‬
‫ان‬ َ َ
‫ أَ ْن تَ ْكتُبَا‬ ← ِ‫مها تَ ْكتُبان‬
َ
‫ أَ ْن تَ ْكتُِب‬ ← ‫ني‬ ِ ِ
َ ‫أنت تَ ْكتُب‬
‫ أَ ْن تَ ْكتُبَا‬ ← ِ ‫أنتما تَ ْكتُب‬
‫ان‬ َ
‫ أَ ْن يَ ْكتُبُوا‬ ← ‫هم يَ ْكتُبُو َن‬
‫ أَ ْن تَ ْكتُبُوا‬ ← ‫أنتم تَ ْكتُبُو َن‬
Dikkat edileceği üzere, yukarıdaki örneklerde nûn’ların varlığı ile merfû olan muzâri fiiller, bir nasb
edatı olan (‫ )أَ ْن‬dolayısıyla mansûb oldular. Bu örneklerde mansûb fiillerin nasb alâmetleri, sonlarındaki
nûn’ların düşmüş olmasıdır (hazfu’n-nûn veya sukûtu’n-nûn).
Fiilin 3. ve 2. çoğul eril formlarında nûn’ların düşürülmesinden sonra yerlerine elif getirilmiş olduğunu
fark etmiş olmalıyız.
Hatırlayacağınız üzere nûn’ların düşürülmesi, aynı zamanda cezm alâmetidir. Nûn’u düşmüş bir fiil
meczûm diye irap edilebileceği gibi, mansûb diye de irap edilebilir. O halde fiilin meczûm mu yoksa
mansûb mu olduğunu nereden anlayacağız biçiminde bir soru akla gelebilir. Cevabı oldukça basit: Muzâri
fiilin başındaki edat nasb edatı ise fiil mansûb; cezm edatı ise fiil meczûm olarak irap edilir. Burada belir-
leyici olan, nûn’un düşmesine neden olan edatın türüdür.
Not: Muzâri fiilin 3. ve 2. Çoğul dişil formlarındaki nunlar (nûn-u nisveler) fiile bitişik özne zamiri
olmaları dolayısıyla hiçbir zaman düşmezler, her durumda varlıklarını muhafaza ederler. Örnek:

َ ْ ُ‫ أَ ْن يَ ْكت‬
‫ب‬ ← ‫ب‬
َ ْ ُ‫ُه ّن يَ ْكت‬
َ ْ ُ‫ أَ ْن تَ ْكت‬
‫ب‬ ← َ ْ ُ‫أنت تَ ْكت‬
‫ب‬ ُّ

dikkat
Nâkıs fiillerin muzâri çekimlerinde illet harfi-
Muzâri fiilde nasb alâmetleri, fiilin sonun- nin damme harekesini taşıyamadığını görmüş-
daki dammenin fethaya dönüşmesi, nûnu tük. Bu fiillerin başında nasb edatı geldiğinde
nisve hariç olmak üzere muzâri fiilin so- ‘aynu’l-fiil damme veya kesra ile harekeli ise
nuna eklenen nûnların düşmesidir. son harfin fethalandığına dikkat ediniz.

‫ أَ ْن يَ ْدعُ َو‬ ← ‫ هو يَ ْدعُو‬


‫ أَ ْن يـَْرِم َي‬ ← ‫هو يَ ْـرِمي‬
‫ضى‬ َ ‫ أَ ْن يـَْر‬ ← ‫ضى‬َ ‫ُهو يَ ْـر‬

135
Nasb Edatları

Şimdi muzâri bir fiili (‫ )أَ ْن‬ile çekelim ve muzâri fiilin sonunda meydana gelen değişimi nasb alâmetleri
yönünden inceleyelim:

Çoğul (Cem‘) İkil (Tesniye) Tekil (Mufred)

‫أَ ْن يَ ْكـتُـبُوا‬ ‫أَ ْن يَ ْكـتُبا‬ َ ُ‫أَ ْن يَ ْكـت‬


‫ب‬ Gâib
yazmak, (onların) yazmaları yazmak, (o ikisinin) yazması yazmak, (onun) yazması

‫أَ ْن يَ ْكتُْب َـن‬ ‫أَ ْن تَ ْكتُبا‬ َ ُ‫أَ ْن تَ ْكـت‬


‫ب‬ Gâibe
yazmak, (onların) yazmaları yazmak, (o ikisinin) yazması yazmak, (onun) yazması

‫أَ ْن تَ ْكـتُـبُوا‬ ‫أَ ْن تَ ْكتُبا‬ َ ُ‫أَ ْن تَ ْكـت‬


‫ب‬ Muhâtab
yazmak, (sizin) yazmanız yazmak, (ikinizin) yazması yazmak, (senin) yazman

‫أ ْن تَ ْكـتُ ْـب َـن‬ ‫أَ ْن تَ ْكتُبا‬ ‫أَ ْن تَ ْكـتُِـب‬ Muhâtaba


yazmak, (sizin) yazmanız yazmak, (ikinizin) yazması yazmak, (senin) yazman

َ ُ‫أَ ْن نَ ْكـت‬
‫ـب‬ َ ُ‫أ ْن أَ ْكـت‬
‫ـب‬ Mutekellim
yazmak, (bizim) yazmamız yazmak, (benim) yazmam

Arap gramerinde bunlara “nasb edatları” )‫َّصب‬ ْ ‫ (أدوات الن‬denmesine rağmen, ön ek işlevinde olan ‫لَ ْن‬
hariç bunlar birer bağlaçtır. Bu edatları bir araya getiren özellik, anlamları değil muzâri fiil üzerindeki
etkilerinin aynı oluşudur.
Dikkat ederseniz ‫أنْـتُم‬ ِ
ْ ،‫ ُه ْم‬،‫ أنتُما‬،‫ ُها‬،‫ أنت‬çekimlerinde fiillerin sonlarındaki “nun” )‫ (ن‬harfleri düş-
müştür. Öte yandan ‫ أنْـتُم‬،‫ ُهم‬çekimlerinde düşen “nun”un yerine telaffuz edilmeyen ve yalnızca şekil
ْ ْ
olarak yazımda var olan bir “elif ” )‫ (ا‬getirilmiştir.
Nasb edatlarından her birinin kendine özgü anlamı vardır. Nasb edatlarını anlam bakımından dört
kategoriye ayırabiliriz:

1. ‫–“ لَ ْن‬meyecek, -mayacak”


Bir işin gelecekte yapılmayacağını ifade eder. (‫ن‬
ْ َ‫’)ل‬li kullanımda anlamı pekiştirmek amacıyla bazen
(‫أبدا‬
ً - aslâ) sözcüğü de kullanılır.
(Susmayacağım.) .‫ت‬َ ‫َس ُك‬
ْ ‫لَ ْن أ‬
(Asla sigara içmeyeceğim.) .‫أبدا‬
ً ‫لَ ْن أ َُد ِّخ َن‬
(Bundan sonra gündüz uyumayacağız.) .‫هنارا بـَْع َد اآلن‬

ً ‫نام‬ َ َ‫لَن ن‬
(Şehirde kalmayacaklar.) ِ ‫لَن يس ُكنوا يف الـم‬
.‫دينة‬

َ َْ ْ
(Korku filmlerini izlemeyecekler - bayanlar.) .‫ب‬ِ ‫الر ْع‬
ُّ َ َ ْ ُ‫لَ ْن ي‬
‫أفالم‬ ‫ن‬ ‫د‬ ِ
‫شاه‬
(Bu yıl yeni bir daireye taşınmayacaklar.) َّ ‫لَ ْن يَـْنتَ ِقلوا إىل َشقَّة َجديدة هذه‬
.‫السنة‬

136
Arapça III

2. ‫–“ أ ْن‬mek, -mak; -meyi, -mayı”


Fiile mastar anlamı veren bu edatın anlamsal olarak farklı kullanımları vardır:
a. Genel olarak istemek, sevmek, hoşlanmamak, ummak, istemek, ihtiyaç duymak, çabalamak gibi
fiillerle birlikte kullanılır.
(Edebiyat eğitimi almak istiyorum.) .‫ب‬َ ‫س األ ََد‬ َ ‫يد أ ْن أ َْد ُر‬ ُ ‫أُر‬
.‫قرؤوا ِروايات بُوليسية‬ ِ
(Polisiye romanlar okumayı sevmiyorlar.)
َ َ‫ال ُيبّو َن أ ْن ي‬
(Yakında anılarını okumayı umuyorum.) .‫آم ُل أ ْن أَقْ َـرأَ ُم َذ ِّكراتِِه قَريبًا‬
ُ
b. Yapılabilirlik, gereklilik, olasılık vb. durumlarını ifade etmek için kullanılır. Bu tür kullanımların
Türkçeve çevirisinde mansûb fiilin –me’li veya –ma’lı mastarına özneye ait iyelik zamiri bitişir:
konuşmam, konuşman, konuşması, konuşmamız, konuşmanız, konuşmaları gibi.
.‫أذهب إىل القاهرة‬ ِ
(Kahire’ye gitmem mümkün.)
َ ‫من املمكن أ ْن‬
.‫هب إىل القاهرة‬ ِ
(Kahire’ye gitmen mümkün.)
َ ‫من املمكن أ ْن تَ ْذ‬
.‫ب إىل القاهرة‬ ِ
(Kahire’ye gitmesi mümkün.)
َ ‫من املمكن أ ْن يَ ْذ َه‬
.‫ذهب إىل القاهرة‬ ِ
(Kahire’ye gitmemiz mümkün.)
َ َ‫من املمكن أ ْن ن‬
(Kahire’ye gitmeniz mümkün.) .‫ِمن املمكن أ ْن تَ ْذ َهبُوا إىل القاهرة‬
(Kahire’ye gitmeleri mümkün.) .‫ِمن املمكن أ ْن يَ ْذ َهبُوا إىل القاهرة‬

(Bu konu hakkında konuşmam mümkün değil.) .‫َّث َع ْن هذا ال َـم ْوضوع‬ َ ‫ال يُْ ِك ُن أ ْن َأتَد‬
.‫عائشة‬
َ ‫ضعي يا‬ ْ ‫ك أ ْن تَـ ْف َهمي َو‬ ِ ‫َعلَي‬
(Durumumu anlaman gerekiyor Ayşe.) ْ
(Senden vazgeçmem imkânsız.) .‫ك‬ ِ ‫نازَل َعْن‬ ِ َ‫ِم َن املـُ ْست‬
َ َ‫حيل أ ْن أَت‬
.‫ب أ ْن ال يَ ْشعُروا بَِقلَق‬ ِ
(Endişe duymamaları gerekir.)
ُ ‫َي‬
3. ‫ َح َّت‬/ ‫ لِ َك ْي‬/ ‫ َك ْي‬/ ِ‫–“ لـ‬mesi için, -ması için; -sın, -sin, -sun, -sün diye”
a. ِ‫لـ‬
.‫ب‬َّ ِ‫العَر‬ ِ ِ
َ ‫ب‬ َ ‫األد‬
َ ‫س‬ َ ‫ليم إىل القاهرة ليَ ْد ُر‬
ٌ ‫سافَ َـر َس‬
(Selim, Arap edebiyatı eğitimi almak için/üzere Kahire’ye gitti.)
(Su içmek için mutfağa girdin mi?) ‫ماء؟‬ ِ ِ
ً ‫َه ْل َد َخ ْلت املـَطْبَ َخ لتَ ْشَريب‬
b. ‫َك ْي‬
َّ ِ‫العَر‬
.‫ب‬ ِ
َ ‫ب‬ َ ‫األد‬
َ ‫س‬ َ ‫ليم إىل القاهرة َك ْي يَ ْد ُر‬
ٌ ‫سافَ َـر َس‬
(Selim, Arap edebiyatı eğitimi almak için/üzere Kahire’ye gitti.)
ِ ِ‫هم درسوا جيِّ ًدا َكي يـْنجحوا يف االمت‬
.‫حان‬ َُ َْ َ ََ ْ ُ
(Sınavda başarılı olmak için iyice ders çalıştılar.)
.‫َخبار‬ ِ
ْ ‫ت التلفاز َك ْي أُشاه َد نَ ْشَرَة األ‬
ُ ‫فَـتَ ْح‬
(Haber yayınını-bültenini izlemek için televizyonu açtım.)

137
Nasb Edatları

Şimdi muzâri bir fiilin (‫كي‬


َ ) ile çekimini inceleyelim:
ْ
Çoğul (Cem‘) İkil (Tesniye) Tekil (Mufred)

‫َک ْي يَ ْكـتُـبُوا‬ ‫َک ْي يَ ْكـتُبا‬ ‫ب‬


َ ُ‫َک ْي يَ ْكـت‬ Gâib
(onların) yazmaları için (o ikisinin) yazması için (onun) yazması için

‫َک ْي يَ ْكتُْب َـن‬ ‫َک ْي تَ ْكتُبا‬ ‫ب‬


َ ُ‫َک ْي تَ ْكـت‬ Gâibe
(onların) yazmaları için (o ikisinin) yazması için (onun) yazması için

‫َک ْي تَ ْكـتُـبُوا‬ ‫َک ْي تَ ْكتُبا‬ ‫ب‬


َ ُ‫َک ْي تَ ْكـت‬ Muhâtab
(sizin) yazmanız için (ikinizin) yazması için (senin) yazman için

‫َک ْي تَ ْكـتُ ْـب َـن‬ ‫َک ْي تَ ْكتُبا‬ ‫َک ْي تَ ْكـتُِـب‬ Muhâtaba


(sizin) yazmanız için (ikinizin) yazması için (senin) yazman için

‫ـب‬
َ ُ‫َک ْي نَ ْكـت‬ َ ُ‫َک ْي أَ ْكـت‬
‫ـب‬ Mutekellim
(bizim) yazmamız için (benim) yazmam için

c. ‫ لِ َك ْي‬: Bu edat, esas itibariyle anlam ve etki bakımından birbirinin aynı olan (ِ‫ )لـ‬ve (‫’) َك ْي‬in birleş-
tirilmiş biçimidir. Fasih Arapçada yeri olmamakla birlikte galat-ı meşhur olarak sıklıkla karşımıza
çıktığından burada ayrıca yer verilmiştir.

َّ ِ‫العَر‬
.‫ب‬ ِ ِ
َ ‫ب‬ َ ‫األد‬
َ ‫س‬ َ ‫ليم إىل القاهرة ل َك ْي يَ ْد ُر‬
ٌ ‫سافَ َـر َس‬
(Selim, Arap edebiyatı eğitimi almak için/üzere Kahire’ye gitti.)
.‫عيش‬ ِ
(İnsan yaşamak için çalışır.) َ َ‫يـَْع َم ُل اإلنسا ُن ل َك ْي ي‬
d. ‫َح ّت‬
َّ ِ‫العَر‬
.‫ب‬ ِ
َ ‫ب‬ َ ‫األد‬
َ ‫س‬ َ ‫ليم إىل القاهرة َح ّت يَ ْد ُر‬
ٌ ‫سافَ َـر َس‬
(Selim, Arap edebiyatı eğitimi almak için/üzere Kahire’ye gitti.)
ٍ ُِ
(Trafik kazalarından kaçınmak için yavaş araba sürerim.) .‫ث‬َ ‫َّب احلَو ِاد‬
َ ‫أسوق ببُ ْطء َح ّت أَجتن‬
ِ ِ‫هم ي ْدرسو َن حت يـْنجحوا يف االمت‬
.‫حان‬
(Sınavda başarılı olmak için ders çalışıyorlar.) َُ َ ّ ُ َ ُْ
Şimdi yukarıda geçen bazı cümlelerin irâblarını yapalım:
ِ ‫لَن يس ُكنوا يف الـم‬
.‫دينة‬
(Şehirde kalmayacaklar.) َ َْ ْ
‫ لَ ْن‬ : Nasb edatı
‫ يَ ْس ُكنوا‬ : Muzâri fiil, üçüncü çoğul şahıs eril, kendisinden önce gelen nasb edatı ‫ لن‬dolayısıyla
mansûb, nasb alâmeti sondaki nûn harfinin hazfi, fâili bitişik özne zamiri olan vâvu’l-cemâ‘a (‫)و‬.
‫ يف‬ : Harf-i cer
ِ ‫ الـم‬
‫دينة‬ َ : Mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra.

138
Arapça III

(Edebiyat öğrenimi görmek istiyorum.) .‫ب‬ َ ‫أُري ُد أ ْن أَ ْد ُر‬


َ ‫س األ ََد‬
‫ أُري ُد‬ : Muzâri fiil, birinci tekil şahıs, fâil gizli zamir olan (‫)أنا‬.
‫ أ ْن‬ : Nasb edatı
‫س‬َ ‫ أَ ْد ُر‬ : Muzâri fiil, fâil gizli zamir olan (‫)أنا‬, kendisinden önce gelen nasb edatı
‫ أن‬dolayısıyla
ُ ‫)أُر‬
َ ُ ْ ‫ أ ْن أ‬mastar (masdar-ı muevvel - 142. sayfada açıklanacak), (‫يد‬
mansûb, nasb alâmeti sondaki fetha, ‫َدرس‬
fiilinin mef‘ûlun bihi, mahallen mansûb.
‫ب‬
َ ‫ األ ََد‬ : (‫َدرس‬
ْ ‫ )أ‬fiilinin mef ‘ûlun bihi, mansûb, nasb alâmeti fetha.
َُ
ِ ‫ِّلفاز َكي أ‬
.‫ُشاه َد نَ ْش َرَة األَ ْخبا ِر‬
(Haber yayını izlemek için televizyonu açtım.)
ْ َ ‫ت الت‬ ُ ‫فَـتَ ْح‬
‫ت‬ُ ‫ فَـتَ ْح‬ : Mâzi fiil, birinci tekil şahıs, fâil bitişik zamir olan tâu’l-muteharrike (‫)ت‬.
‫ِّلفاز‬
َ ‫ الت‬ : Mef‘ûlun bih mansûb, nasb alâmeti sondaki fetha.
‫ َك ْي‬ : Nasb edatı
ِ ‫ أ‬
‫ُشاه َد‬ : Muzâri fiil, birinci tekil şahıs, kendisinden önce gelen nasb edatı ‫كي‬
َ dolayısıyla mansûb,
ْ
nasb alâmeti sondaki fetha, fâil gizli zamir olan (‫)أنا‬.

َ‫ نَ ْش َرة‬ : Mef ‘ûlun bih, mansûb, nasb alâmeti sondaki fetha, aynı zamanda muzâf.
‫ األَ ْخبا ِر‬ : Muzâfun ileyh, mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra.

Şimdi nasb edatlarını tabloda görelim.

‫ لَ ْن‬Gelecek bir şeyi yapmamayı bildirir: -meyecek, -mayacak

‫ أ ْن‬Mastar anlamı verir (-meyi, mayı, -mek, mak)

‫ لِـ‬-ması için, ... nedeniyle, -den dolayı

‫ َك ْي‬-mek için, -ması için ... nedeniyle, -den dolayı

‫ لِ َك ْي‬-mek için, -ması için ... nedeniyle, -den dolayı

‫َح َّت‬ -mek için, -ması için ... nedeniyle, -den dolayı

139
Nasb Edatları

Öğrenme Çıktısı
‫لَ ْن‬
2 Gelecek zamanda bir işin yapılmayacağı anlamı veren ( ) edatı ile başına geldiği muzâri
‫أ ْن‬
fiile mastar anlamı kazandıran ve iki cümleciği birbirine bağlayan ( ) edatını ve ayrıca bir
‫حت‬, ِ
eylemin niçin yapıldığını gösteren ( ّ ‫ل َك ْي‬,‫لـ َك ْي‬
, ) edatlarını biçim ve anlam bakımından
ayırt edebilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 2 Karşılaştır Paylaş

Kur’ân-ı Kerîm’in “Tekvir


Verilen nasb edatlarını tek
Sûresi” 21 ve 22. ayetlerin-
de geçen ‫ أ ْن‬yapısının kulla-
tek Arapça olarak webde
“arama” yapıp söz konusu Nasb edatlarını kullanarak
nımına dikkat ediniz.
yapıların nasıl kullanıldığı- Arapça cümleler kurmaya
nı gözlemleyin. Her bir ya- Kur’ân-ı Kerîm’in “Bakara
çalışınız.
pıyla ilgili anlamlı bir cüm- Sûresi”nde geçen ‫ن‬ ْ َ‫ ل‬yapıla-
leyi defterinize yazınız. rını yapı ve anlam bakımın-
dan inceleyiniz.

HARF-İ CER İLE KULLANILAN BAZI FİİLLER


ِ
‫األفعال املُ ْستـَْع َملَة مع ُحروف اجلر‬ ‫ض‬
ُ ‫بَ ْـع‬
Bir işi yönetti, idare etti َ ‫أَ ْش َر‬
...‫ف على‬
ِ ‫ف على العملِية اجلِر‬
.‫احيّة‬ َ ‫كا َن ال ّدكتور رائِد هو الّذي أَ ْشَر‬
(Cerrahi operasyonu yöneten, Dr. Raid’di.) ّ ََ
ِ ‫روع لـمنَظّمة‬
.‫أطبّاء بِال ُحدود‬ ُ ‫أيب يُش ِر‬
ُ ٍ ‫ف على َم ْش‬
(Babam, Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü’ne ait bir projeyi yönetiyor.)
ِ
ُ ‫اد ُكَرة ال َق َدم َسيُ ْش ِر‬
.‫ف على تَ ْدريب ُح ّكام كرة ال َق َدم‬ ُ ‫ا ّت‬
(Futbol Federasyonu, futbol hakemlerinin eğitimini organize edecek.)
ِ ِ‫ف على س َك ِن الطَّال‬
.‫بات‬ ُ ‫َوالِ َديت تُ ْش ِر‬
(Annem, kız öğrenci yurdunu yönetiyor.) َ
Bir şeyi dile getirdi, ifade etti ...‫َعبَّ َـر َع ْن‬
ِ ‫شاع ِرَك حت لو ُكْنت‬
.‫غاضبًا‬ ِ ‫عبِّـر عن م‬
(Kızgın da olsan duygularını ifade et.) َ ّ َ َْ
ِ
.‫التكيّة‬ ِ ِ
ّ ‫العَربيّة عن إعجابم باملـُ َس ْل َسالت‬
َ ‫يـَُعبِّ ُـر ال َكثري من املـُواطنني يف الدول‬
(Arap ülkelerindeki birçok yurttaş, Türk dizilerine olan beğenilerini dile getiriyorlar.)
.‫األمني العام لأل َُمم ال ُـمتَّ ِـحدة َعبَّ َـر عن قَـلَقه بِ َشأْ ِن التّطَُّورات يف املِْنطَقة‬
(Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, bölgedeki gelişmelere ilişkin endişesini dile getirdi.)
.‫وسُروري‬
ُ ‫عاديت‬
َ ‫ف أ َُعبِّ ُـر َع ْن َس‬ ُ ‫أع ِر‬
َ ‫ف َكْي‬ ْ ‫ال‬
(Mutluluğumu ve sevincimi nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum.)

140
Arapça III

Bir şeylerden oluştu, meydana geldi ...‫ّف ِم ْن‬


َ ‫تأل‬
(Çağın binaları pek çok kattan oluşuyor.) .‫ص ِر من طَوابِ َق َعديدة‬
ْ ‫الع‬
َ ‫ف َمباين‬ ُ َّ‫تَـتَأَل‬
ِ ‫فة بـيـنَها قِسم اللغَ ِة العربية‬
.‫وآدابا‬ ٍ ِ ٍ ‫اآلداب من‬ ِ ‫تَـتَأَلَّف ُكلّيّة‬
ّ ََ ُْ َْ ‫أقسام خمتَل‬
(Edebiyat Fakültesi aralarında Arap Dili ve Edebiyatı bölümünün de bulunduğu çeşitli bölümlerden
meydana gelmektedir.)
ٍ ‫للصراف اآليل من أَربعة أ‬
‫َرقام؟‬ ُ َّ‫ملاذا يَـتَأَل‬
َ ّ َّ ‫السّري‬
ِّ ‫مز‬
ُ ‫الر‬
ّ ‫ف‬
(Bankamatik şifresi neden dört rakamdan oluşuyor?)
Öğrenme Çıktısı
3 Arapçada Harf-i cerlerle kullanılan bazı fiilleri tanıma ve bunları cümle içinde kullanma
becerisi kazanabilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 3 Karşılaştır Paylaş

‫ َع َّـب عن‬filinin sıklıkla hangi Verilen üç yapının geçti-


Yukarıda belli bir harf-i cer- kelimelerle bir araya geldi- ği bir paragraflık Arapça
le kullanılan her fiille ilgili ğini sözlükten bakarak veya metin üretiniz. Ürettiğiniz
bir cümle yazınız. internetten “arama” yaparak metni bir arkadaşınızla bir-
belirleyiniz. likte değerlendiriniz.

ARAPÇA KALIP İFADELER


‫التَّعبريات يف اللغة العربية‬
...‫قَ ْـب َل أ ْن‬
-den önce

‫ص َدر‬
ْ ‫ َم‬+ ‫قَ ْـب َل‬
-den önce
Bir eylemden önce yapılan bir eylem söz konusu olduğunda yukarıdaki yapı kullanılır.

.‫طور‬ َ َ‫وو ْجهي قَ ْـب َل أ ْن أت‬


َ ‫ناوَل ال ُف‬ َ ‫ي‬َّ ‫أَ ْغ ِس ُل يَ َد‬
Kahvaltı yapmadan önce el(ler)imi ve yüzümü yıkarım.

.‫طور‬
َ ‫ناوَل ال ُف‬
َ َ‫أت‬ ‫قَ ْـب َل أ ْن‬ ‫وو ْجهي‬
َ ‫ي‬َّ ‫أَ ْغ ِس ُل يَ َد‬
Sonra gerçekleşen fiil Önce gerçekleşen fiil
-den önce
(Kahvaltı yapmak) (Elini yüzünü yıkamak)

141
Nasb Edatları

Yukarıdaki cümle ‫ قَ ْـب َل‬den sonra hakiki mastar getirilerek şöyle de kurulabilir:
.‫ناوِل ال ُفطوِر‬
ُ َ‫وو ْجهي قَ ْـب َل ت‬
َ ‫ي‬َّ ‫أَ ْغ ِس ُل يَ َد‬

Burada şu hatırlatmayı yapmak yerinde olacaktır. Arapçada iki tür mastar vardır: hakiki mastar ve
yapma mastar.

1. Hakiki mastar:
a. Sulâsî mucerred fiillerin mastarları hakiki mastarlardır. Bunlar semâîdir. Yani belli kurallara
göre türetilmezler, ancak duyarak veya sözlük yardımıyla öğrenilebilirler.
ٌ‫ كِتابَة‬،‫جلُوس‬
ٌ ُ ،‫هاب‬
ٌ ‫ َذ‬، ‫ َغ ْس ٌل‬...
b. Sulâsî mezîd fiillerin mastarları da hakiki mastarlardır. Bunlar, sulâsî fiillerin mastarlarından
farklı olarak semâî değil, kıyasîdirler; bir başka ifadeyle kurallıdırlar, belirli kalıplara göre türe-
tilirler.
ِ ِ ِ
ٌ ‫ إِ ْخر‬، ‫يم‬
‫اج‬ ٌ ‫ تَ ْـعل‬، ‫ناوٌل‬
ُ َ‫ ت‬،‫ا ْشت ٌاك‬...
2. Yapma mastar:
‫ أَ ْن‬ile yapılan mastarlar (masdar-ı muevvel) yapma mastardır.
Muzâri fiilin başına getirilerek fiile mastar anlamı kazandırılır.
ِ ِ
‫ب‬
َ ُ‫ أ ْن يَكْت‬، ‫س‬ َ ‫ أَ ْن َْيل‬،‫ب‬ َ ‫ أَ ْن يَ ْذ َه‬،‫أَ ْن يـَ ْغس َل‬
ِ
َ ‫ أ ْن ُيْر‬،‫ أَ ْن يُ َـعلِّ َم‬،‫ناوَل‬
‫ِج‬ َ َ‫ أَ ْن يـَت‬،‫أَ ْن يَ ْش َت َك‬
(Doktor olmadan önce felsefe eğitimi aldım.) .ً‫أصري طبيبا‬
َ ‫قبل أن‬ َ َ‫ت الفلسفة‬ ُ ‫َد َر ْس‬
(Bir iş sahibi olmadan önce evlendik.) .‫ص َل على َع َم ٍل‬ ُ ‫تَ َّزو ْجنا قَ ْـب َل أ ْن َْن‬
(Ateşle eritilmeden önce çelik, demir idi.) .‫ص َهَر بالنّار‬
ْ ُ‫كان الفوالذُ َحديداً قَ ْـب َل أ ْن ت‬

142
Arapça III

...‫بَ ْـع َد أ ْن‬


-den sonra

‫ص َدر‬
ْ ‫ َم‬+ ‫بَ ْـع َد‬
-den sonra

Bir eylemden sonra yapılan eylemler için yukarıdaki yapı kullanılır.

َّ ‫طور بَ ْـع َد أ ْن أَ ْغ ِس َل يَ َد‬


.‫ي ووجهي‬ َ ‫َتناو ُل ال ُف‬
َ ‫سأ‬
Ellerimi ve yüzümü yıkadıktan sonra kahvaltı yapacağım.

.‫وو ْجهي‬
َ ‫ي‬َّ ‫أَ ْغ ِس َل يَ َد‬ ‫بَ ْـع َد أ ْن‬ ‫طور‬
َ ‫َتناو ُل ال ُف‬
َ ‫سأ‬
Önce gerçekleşen eylem Sonra gerçekleşen eylem
-den sonra
(Ellerin ve yüzün yıkanması) (Kahvaltı yapmak)

Yukarıdaki cümle 'den sonra 'li mastar yerine hakiki mastar kullanılmak suretiyle şu şekilde de ku-
rulabilir:

َّ ‫طور بَ ْـع َد َغ ْس ِل يَ َد‬


.‫ي ووجهي‬ َ ‫ناو ُل ال ُف‬
َ َ‫َسأت‬
Bu kullanımı başka birkaç örnekle pekiştirelim:

(İstifamı verdikten sonra benden (daha) ne isteyecekler?) ‫ِّم اِ ْستِقالَيت؟‬ َ َ‫سييدون ِم ّن ب‬


َ ‫عد أ ْن أُقَد‬ ُ ‫ماذا‬
(Bir iş sahibi olduktan sonra evleneceğiz.) .‫ص َل على َع َم ٍل‬ ُ ‫َسنَتَ َـزَّو ُج بـَْع َد أ ْن َْن‬
ِ ‫سأ‬
(Eve gittikten sonra biraz uyuyacağım.) .‫ب إىل البَ ْـيت‬ َ ‫َنام قليالً بَ ْـع َد أ ْن أَ ْذ َه‬
ُ َ
(Yemeğimizi yedikten sonra kahve içeceğiz.) .‫عامنا‬ ‫ط‬ ‫ل‬ ‫ك‬
َ َ َ ُ َ ْ َ َْ‫أ‬ ‫ن‬ ‫ن‬ ‫أ‬ ‫د‬ ‫ـع‬ ‫ب‬ ‫القهوة‬ ‫ب‬ُ َ‫َسنَ ْش‬
‫ر‬

(Sınavda başarılı olduktan sonra köyüme gideceğim.) .‫َسأُسافُِر إىل قَ ْـريَيت بَ ْـع َد أ ْن أ َْنَ َح يف االمتحان‬

143
Nasb Edatları

Şimdi bazı cümlelerin irâblarını yapalım:


(Ellerimi yıkadıktan sonra kahvaltı yapacağım.) َّ ‫طور بَ ْـع َد أَ ْن أَ ْغ ِس َل يَ َد‬
.‫ي‬ َ ‫ناو ُل ال ُف‬
َ َ‫َسأت‬
‫ناو ُل‬
َ َ‫ َسأت‬ : (‫ )س‬gelecek zaman harfi. ‫ أتَناو ُل‬muzâri fiil, birinci tekil şahıs, fâili gizli zamir (‫)أنا‬.
َ
‫طور‬
َ ‫ ال ُف‬ : Mef‘ûlun bih, mansûb, nasb alâmeti sondaki fetha.
‫ بَ ْـع َد‬ : Zarf aynı zamanda muzâf.
‫ أَ ْن أَ ْغ ِس َل‬: ‫ أَ ْن‬nasb edatı, ‫ أَ ْغ ِس َل‬muzâri fiil, fâil gizli zamir olan (‫)أنا‬, mansûb, nasb alâmeti sondaki
ِ
َ ‫ أَ ْن أَ ْغ‬masdar-ı muevvel, muzâfun ileyh, mahallen mecrûr.
fetha. ‫سل‬
‫ي‬َّ ‫ يَ َد‬ : Mef‘ûlun bih, mansûb, nasb alâmeti (‫ )ي‬harfi çünkü ikil bir isim, aynı zamanda
muzâf, sondaki mütekellim yâ’sı (‫ )ي‬muzâfun ileyh, mahallen mecrûr, çünkü zamir.
(Ellerimi yıkadıktan sonra kahvaltı yapacağım.) .‫ي‬َّ ‫طور بَ ْـع َد غَ ْس ِل يَ َد‬
َ ‫ناو ُل ال ُف‬
َ َ‫َسأت‬
‫ناو ُل‬
َ َ‫ َسأت‬ : (‫ (س‬gelecek zaman harfi. ‫ أتَناو ُل‬muzâri fiil, birinci tekil şahıs, fâili gizli zamir (‫)أنا‬.
َ
‫طور‬
َ ‫ ال ُف‬ : Mef‘ûlun bih, mansûb, nasb alâmeti sondaki fetha.
‫ بَ ْـع َد‬ : Zarf aynı zamanda muzâf.
‫ غَ ْس ِل‬ : Muzâfun ileyh, mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra, aynı zamanda muzâf.
‫ي‬َّ ‫ يَ َد‬ : Muzâfun ileyh, mecrûr, cer alâmeti (‫ )ي‬harfi çünkü ikil bir isim, aynı zamanda muzâf,
sondaki mütekellim yâ’sı (‫ )ي‬muzâfun ileyh, mahallen mecrûr, çünkü zamir.

dikkat
İrâb yapılırken, hakiki mastarlarda ref, nasb veya cer
alâmeti aranırken, masdar-ı muevvel’in irâbı mahal-
len yapılır, yani ref, nasb ve cer alâmeti aranmaz.

Öğrenme Çıktısı
4 Arapçada sıklıkla kullanılan bazı ifade biçimlerini tanıma ve yerinde kullanma becerisi elde
edebilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 4 Karşılaştır Paylaş

Kur’ân-ı Kerîm’in “Taha


Sûresi” 71,“Kehf Sûresi”
Verilen kalıp ifadeleri defte- 109 ve “Enbiyâ Sûresi 57. Verilen kalıp ifadelerle
rinize yazınız ve birer cümle ayet-i kerimelerinde geçen cümleler kurarak arkadaşla-
içine kullanınız. rınızla paylaşınız.
‫ قبل أ ْن‬ve ‫ بعد أ ْن‬yapılarını
inceleyiniz.

144
Arapça III

okuma ‫قراءة‬

‫أثناء النَّوم‬
َ ‫الس ْي ُـر‬
َّ
ِ ٍ ٍ ِ ِ ِ ‫صابني ِبََر‬
ٌ ‫ عندما يَسريو َن وهم ن‬،‫الس ِْي أثْناءَ النَّوم يَقومو َن بََركات َخطرية‬
.‫يام‬ َّ ‫ض‬ َ ‫ض ال ُـم‬ َّ ‫جيب‬
َ ‫أن بَ ْـع‬ ُ ‫الع‬ َ
ِ ِ ِ ِ ِ
،‫األول‬ َ .‫طاع ط ْف ٌل يف الثالثة من عُمره أ ْن يَـتَ َسلَّ َل من فراشه وهو نائ ٌم‬
َّ ‫فخَر َج من نافذة ُح ْجَرته يف الدَّور‬ َ َ‫وقد ا ْست‬
َ‫ري مسافة‬ ِ ِ ِ ‫املياه الـم‬
ِ ‫وتَسلَّق ماسورَة‬
َ ‫ وقام ليَ ْج‬،‫ط على األرض من ارتفاع مرتين‬ ُ ‫نفسه يَ ْس ُق‬
َ ‫ مثّ تَ َـرَك‬،‫جاورة لنافذته‬
َ ُ َ َ
ٍ
!ٌ‫ دو َن أ ْن َيُ َّسه سوء‬،‫ مثّ عاد إىل غرفة نومه‬،‫جو بارد ُمط ٍر‬ ٍّ ‫َمْي ٍل يف‬

Uyurgezerlik
Gariptir ki uyurgezerlik hastalığına yakalanan bazı kişiler, uykularında gezerlerken teh-
likeli eylemlerde bulunuyorlar. Üç yaşında bir çocuk uykuda olduğu sırada yatağından
inip birinci katta bulunan odasının penceresinden dışarı çıkmış, pencerenin yanındaki su
borusuna tırmanmış, 2 metre yükseklikten kendini aşağıya bırakmış, ardından soğuk ve
yağmurlu bir havada bir mil boyunca koştuktan sonra herhangi bir zarar görmeden tekrar
yatak odasına dönmüştür.

145
‫‪Nasb Edatları‬‬

‫ ‬

‫قراءة ‪okuma‬‬
‫ناطق خالِية من َّ‬
‫السيّارات‬ ‫م ِ‬
‫َ‬
‫ب حـر ِ‬
‫كة‬ ‫ِ ِ ِ‬ ‫لكن َّ ِ‬ ‫ات خ ِ‬
‫صوصيّةً يف ال ُـم ُد ِن‪َّ .‬‬ ‫ٍ‬ ‫ديد من ِ‬ ‫ِ‬
‫السيّارات تُ َـؤّدي إىل التـّلَ ُّوث ب َسبَ َ َ‬ ‫الناس َسيّار ُ‬ ‫الع ُ‬
‫ك َ‬ ‫يَْل ُ‬
‫صةٌ ِ‬
‫للناس‬ ‫الـمرور‪ .‬يف هذه األيام بعض مراكِز الـم ُد ِن يف العا َل خالِيةٌ ِمن السيارات‪ .‬هذه الـم ِ‬
‫صَ‬
‫ناط ُق ُمَ َّ‬ ‫َ‬ ‫ّ‬ ‫ُ‬ ‫ّ َ ُ َ‬ ‫ُ‬
‫ِ‬
‫الد ّراجات والنَّقل العام فَـ َق ْط‪ .‬إليكم حالةُ بعض َمراكز ال ُـم ُدن يف العا َل‪:‬‬
‫وَ‬
‫لندن‬
‫يَس ُك ُن مثانيةُ َماليني شخص يف َو َسط َمدينة لَـْن َدن‪.‬‬
‫يوم ِمليونان َشخص‬ ‫إضافة إىل ذلك يأيت إليها ُكل ٍ‬
‫َّ‬ ‫َ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬
‫للع َمل‪ .‬لذلك تكو ُن ال َـمدينةُ صاخبَةً مبئات السيّارات‬‫َ‬
‫ديد‬ ‫ِ‬
‫الع ُ‬‫وسيّارات األجرة‪ .‬مع ذلك هناك َ‬ ‫واحلافالت َ‬
‫من َحدائِق َجيلة وَكبرية يف ال َـمدينة‪ .‬بِإمكانِك أن‬
‫فالت ِ‬
‫موسيقيّ ٍة جمّانًا‪.‬‬ ‫شاه َد إىل ح ٍ‬ ‫تَ ْذهب إليها لِت ِ‬
‫َ‬ ‫ُ‬ ‫َ‬

‫طوكيو‬
‫بالس ّكان‬
‫ناطق يف هذه الـ َـمدينة ُّ‬ ‫تَزد ِحم بعض الـم ِ‬
‫َ َُ ُ َ‬
‫ناس‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫لكنّها ِلُ ْس ِن احلَ ّ‬
‫السيّارات‪ .‬ويَف ُد ٌ‬
‫ظ خاليَةٌ من ّ‬
‫ٍ‬
‫ساعات ُمتِعةً مع‬ ‫َكثريون إىل هذه املـَناطق لِيَـ ْقضوا‬
‫عائالتِِم وأصدقائِ ِهم‪.‬‬

‫بوغوتا‬
‫ب‬‫قَدميًا كانَت نِسبة التّ ُّلوث عالِيةً يف الـمدينة بِسبَ ِ‬
‫َ‬ ‫َ‬
‫خال من‬ ‫حركة الـمرور‪ .‬أما اآلن فمرَكز الـمدينة ٍ‬
‫َ ُ َ‬ ‫ّ‬ ‫ََ ُ‬
‫نظيف جدًّا‪ .‬معظَ ُم الناس‬
‫ٌ‬ ‫اجلو‬
‫ّ َّ‬ ‫ن‬ ‫فإ‬ ‫لذلك‬ ‫ات‪،‬‬ ‫السيّار‬
‫َّ‬
‫ِ‬
‫ذهبون إىل َع َملهم‬ ‫ٍ‬ ‫ِ‬
‫خاصةً ويَ َ‬
‫ال َيلكون سيّارات ّ‬
‫َّراجة‪.‬‬
‫باحا بالباص أو الد ّ‬‫ص ً‬ ‫َ‬

‫‪146‬‬
Arapça III

Arabalardan Arındırılmış Bölgeler


Şehirlerde pek çok insanın özel arabası vardır. Fakat arabalar, trafikten dolayı kirliliğe yol açar.
Bugünlerde bazı şehir merkezleri arabalardan arındırılmış durumda. Bu bölgeler yalnızca insanlara,
bisikletlere ve toplu taşımaya tahsis ediliyor. Dünyada bazı kent merkezlerinin durumu şöyle:
Londra
Londra’nın merkezinde sekiz milyon insan yaşar. Bunun yanı sıra her gün iki milyon kişi çalışmak
için şehir merkezine gelir. Bundan dolayı şehir, yüzlerce otomobil, otobüs ve taksinin gürültüsünden
geçilmez olur. Bununla birlikte, şehirde pek çok güzel ve büyük parklar vardır. Buralara gidip bedava
konser izleyebilirsin.
Tokyo
Bu kentteki bazı bölgeler insan kalabalığına sahiptir, fakat bereket versin ki buralar trafiğe kapatıl-
mıştır. Pek çok insan bu bölgelere gelip aileleri ve dostlarıyla keyifli zaman geçirir.
Bogota
Eskiden şehirde trafikten dolayı kirlilik oranı yüksekti. Ama şimdi şehir merkezine arabalar alınmı-
yor. Bu nedenle de hava çok temizdir. Birçok insanın özel arabası yoktur. Sabahleyin işlerine otobüsle
veya bisikletle gitmektedir.

147
‫‪Nasb Edatları‬‬

‫‪Yaşamla İlişkilendir‬‬ ‫اِ ْربِ ْط باحلياة‬


‫ِرحلَيت إىل مدينة فاس‬
‫ت تَ ْذكَِرةَ الطََّيان ُمبَ ِّكًرا‬ ‫خطَّطْت جيِّ ًدا لِ ِرحلَيت إىل مدينة فاس بالـم ْغ ِرب ِل ِ‬
‫َستَ ْمت َع بَِوقْيت َجيِّ ًدا‪َ .‬ح َج ْز ُ‬‫ْ‬ ‫َ‬ ‫َ‬ ‫ْ‬ ‫َ ُ َ‬
‫ثريا من املعلومات‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِّ‬ ‫ٍ‬ ‫ٍ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫أت َك ً‬ ‫ضا ُمبَكًرا َك ْي أج َد فُـْن ُدقًا ُمناسبًا‪ .‬قَر ُ‬ ‫ت ال ُفْن ُد َق أيْ ً‬
‫وح َج ْز ُ‬
‫ص َل على س ْعر ُمَفَّض‪َ .‬‬ ‫ل ْح ُ‬
‫األندلُس‪ ،‬زا ِوية َموالي‬ ‫جامع ال َقَرِويّني‪َ ،‬م ْس ِجد َ‬ ‫ف أهم األماكِن اليت علَي أ ْن أزورها‪ِ ،‬مثْل‪ِ :‬‬
‫َ‬ ‫َ‬ ‫َّ‬ ‫َع ِر َ ّ‬ ‫عن فاس ِل ْ‬
‫الس َفر‬
‫ت َجو َاز َّ‬ ‫ض ْع ُ‬‫الس َف ِر َو َ‬
‫ت َّ‬ ‫الشمايل‪ .‬وعندما حا َن وقْ ُ‬ ‫وعنانيّة‪ ،‬والبُ ْـرج ّ‬‫درسة البُ َ‬
‫إدريس‪ ،‬ال َـمدينة ال َقدمية‪ ،‬املـَ َ‬
‫احرة‪.‬‬‫أعد ْدت َشْنطَيت قَـبل أ ْن أتَـوجه إىل هذه الـمدينة الس ِ‬
‫ّ‬ ‫َ‬ ‫َ َّ‬ ‫َْ‬ ‫يف َحقيبَيت َح ّت ال أنْساهُ يف البَ ْـيت‪ُ .‬ثَّ َ ُ‬

‫ُمْتارات ِم ْن ْأمثال العرب‬


‫‪Arap Atasözlerinden Seçmeler‬‬

‫دامة‬
‫العجلة نَ َ‬
‫المة و يف َ‬
‫َّأن َس َ‬
‫يف الت ِّ‬
‫َم ْن َّ‬
‫جد َو َج َد‬
‫‪Acele giden ecele gider‬‬
‫‪Gayret eden (aradığını) bulur‬‬
‫‪(Yavaşlıkta selamet, acelede nedamet‬‬
‫)‪(Arayan bulur‬‬ ‫)‪vardır‬‬

‫‪148‬‬
‫‪Arapça III‬‬

‫‪alıştırmalar‬‬ ‫التَ ْدريبات‬


‫‪1- Aşağıdaki boşlukları parantez içindeki uygun nasb edatıyla doldurunuz.‬‬
‫( أ ْن – لَ ْن – َك ْي )‬
‫أخسر صدي ًقا َوفِيًّا مثلك‪.‬‬
‫ال أريد ‪َ ................‬‬ ‫‪.1‬‬
‫ِ‬
‫ ‬ ‫ب احلَديث‪.‬‬ ‫العَرِ ّ‬
‫ب َ‬ ‫األد َ‬
‫س َ‬ ‫در َ‬
‫ستُسافُر أخيت إىل القاهرة ‪ ................‬تَ ُ‬ ‫‪.2‬‬
‫أبدا مهما يكون‪.‬‬ ‫نازَل عنك ً‬ ‫‪ ................‬أَتَ َ‬ ‫‪.3‬‬
‫ف َمعاين ال َكلِمات اليت ال نـَْع ِرفُها‪.‬‬ ‫حنتاج إىل القاموس ‪ ................‬نَع ِر َ‬ ‫ُ‬ ‫‪.4‬‬
‫ت آغا أوغلو‪.‬‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ُِن ُّ‬
‫ب ‪ ................‬نُشاه َد َم ْسَرحيّةً جديدةً ل َعدالَ ْ‬ ‫‪.5‬‬

‫‪2- Parantez içindeki fiilleri doğru çekimle boşluklara yazınız.‬‬


‫ص َل)‬ ‫الع َمل ُمبَ ِّكًرا‪.‬‬ ‫ِ‬
‫(و َ‬ ‫َ‬ ‫حمل َ‬‫(أنت) ‪ ............‬إىل ّ‬
‫ب أ ْن َ‬ ‫َي ُ‬ ‫‪.1‬‬
‫(تَ َـعلَّ َم)‬ ‫س من املـُستَحيل أ ْن (أنا) ‪ ............‬اللغةَ العربيّةَ‪.‬‬ ‫لَْي َ‬ ‫‪.2‬‬
‫اح)‬
‫(نام ‪ -‬اسرت َ‬‫َ‬ ‫يد أ ْن ‪ ............‬لـ ‪.............‬‬‫أر ُ‬ ‫‪.3‬‬
‫(عاد)‬
‫َ‬ ‫مرة أخرى‪.‬‬ ‫أحاول أ ْن ال ‪ ............‬إىل التدخني ّ‬
‫ُ‬ ‫‪.4‬‬
‫(نام)‬
‫َ‬ ‫هل تُريدو َن أ ْن ‪ ............‬اآلن؟‬ ‫‪.5‬‬

‫‪3- Parantez içindeki fiilleri kullanarak soruları aşağıdaki örnekte olduğu gibi yanıtlayınız.‬‬
‫السيّارَة القدميةَ؟ (يُهدي)‬ ‫ت هذه َ‬ ‫‪ -‬ملاذا ا ْشتَ َـريْ َ‬
‫ف السيّارات القدمية‪.‬‬ ‫ُهديها) إىل مْتح ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ ِ‬
‫َ َ‬ ‫‪ -‬ل ُْهديَها ( َك ْي أ َ‬
‫‪ - .1‬ملاذا جتلسني يف الشرفة؟ (ي ِ‬
‫شاه ُد)‬ ‫ُ‬
‫طول ال َـمطَر‪.‬‬ ‫–‪ُ ....................‬ه َ‬
‫‪ - .2‬ملاذا تَـْنـتَ ِظ ْر هنا؟ (يُقابِل)‬
‫أص ِدقائي‪.‬‬
‫‪ْ ................... -‬‬
‫ب ويَأْ ُك ُل)‬
‫شر ُ‬
‫الب إىل الكافيرتيا بعد ال ّدرس؟ (يَ َ‬ ‫ب الطُّ ُ‬ ‫‪ - .3‬ملاذا يَ ْذ َه ُ‬
‫‪................................... -‬‬
‫‪ - .4‬ملاذا اِ ْش َتيْـتُم ُك ّل هذه األقالم؟ (يَ ْـر ُس ُم)‬
‫‪ ................................. -‬هبا‪.‬‬
‫ِ‬
‫ب)‬ ‫‪ - .5‬ملاذا استَ ْـيـ َقظوا ُمبَ ِّكًرا؟ (يَ َ‬
‫ذه ُ‬
‫‪ ................................ -‬إىل الن ِ‬
‫ُّزهة‪.‬‬

‫‪149‬‬
‫‪Nasb Edatları‬‬

‫أ ْن ‪4- Aşağıdaki boşlukları‬‬ ‫‪ yapılarından uygun olanıyla doldurunuz.‬بـَْع َد أ ْن ‪ ve‬قَ ْـب َل‬
‫لكتابِِه ‪ ...............‬يـرِسلَه إىل املـطب ِ‬
‫عة‪.‬‬ ‫سيكْتُب م َق ّدمةً ِ‬
‫ََ‬ ‫ُْ‬ ‫ََ ُ ُ‬ ‫‪.1‬‬
‫ِ‬
‫َستَ ْـيقظ‪.‬‬
‫اي ‪...............‬أ ْ‬ ‫الش َ‬ ‫ب ّ‬ ‫أَ ْشَر ُ‬ ‫‪.2‬‬
‫ِ ِ‬
‫هم‪.‬‬
‫ـمعجون ‪...............‬يَ ْذ َهبوا إىل فراش ْ‬ ‫أسنانَ ُـهم بال ُف ْرشاة وال ْ‬
‫فال ْ‬
‫ف األطْ ُ‬ ‫يُـنَظِّ ُ‬ ‫‪.3‬‬
‫فيلم ِه اجلَديد‪.‬‬
‫ْمل تَصوير ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫عود إىل القاهرة ‪...............‬يُك َ ْ َ‬ ‫َسيَ ُ‬ ‫‪.4‬‬
‫صباح ‪...............‬أُقَـبِّ َل َجدَّيت‪.‬‬ ‫َخُر ُج من البَ ْـيت ُك ّل َ‬‫أْ‬ ‫‪.5‬‬

‫‪5- Aşağıdaki cümlelerde nasb edatının altını çiziniz ve ondan sonra gelen ifadeyi harekeleyiniz.‬‬
‫أديب‪.‬‬
‫نس ّ‬ ‫أي ِج ٍ‬ ‫ِّعر ميكنُه أن يكتب َّ‬
‫هناك َمن يَقول‪َ :‬من يَكتُب الش َ‬ ‫‪.1‬‬
‫موعدا من ال ُـمدير لِيقابله كي يطلب زياد َة راتِبِه‪.‬‬ ‫طَلَب ِ‬
‫العام ُل ً‬ ‫َ‬ ‫‪.2‬‬
‫مسجد الرسول صلّى اهلل عليه وسلّم‪.‬‬‫َ‬ ‫أزور‬ ‫لكي‬ ‫رة‬‫املنو‬
‫ّ‬ ‫املدينة‬ ‫إىل‬ ‫رت‬
‫سافَ ُ‬ ‫‪.3‬‬
‫أعيش فيها‪.‬‬
‫أقصر مسؤوليّايت َْن َو البيئة اليت ُ‬ ‫لن ّ‬ ‫‪.4‬‬
‫أود أن أبيع منزيل ال َقدمي‪.‬‬ ‫ال ّ‬ ‫‪.5‬‬

‫‪6- Aşağıdaki metinde nasb edatlarından sonra parantez içindeki fiillerin uygun biçimini yazınız.‬‬
‫ثرية واسعة‪ ،‬واحدةٌ منها خاصة بالض ِ‬
‫ُّيوف‪ُِ .‬ت ُّ‬ ‫ف َك ٍ‬ ‫العريب من غُر ٍ‬
‫(عاش)‬
‫ب األسرةُ الكبريةُ أ ْن ____ َ‬ ‫ّ‬ ‫َ‬ ‫البيت ُّ‬‫ف ُ‬ ‫يَـتَاَلَّ ُ‬
‫ويت ِمع مجيع أفر ِاد األسرِة يف املَ ِ‬ ‫ِ‬
‫ب) و____‬ ‫الساحة لـِ ____ (أ َك َل) و____ َ‬
‫(ش ِر َ‬ ‫ّ‬ ‫ساء يف‬ ‫يف هذه البُيوت‪ُ َ ُ ََْ .‬‬
‫يتزوجو َن ويَس ُكنو َن‬
‫كبو َن َّ‬ ‫البيت َكي ____ (لَعِ‬ ‫باب ِ‬ ‫األوالد أمام ِ‬ ‫باح َيتَ ِم ُع‬ ‫(تَ َكلَّ َم)‪ .‬ويف َّ‬
‫ب)‪ .‬وعندما يَ ُ‬ ‫َ‬ ‫ْ‬ ‫ُ َ‬ ‫الص ِ‬
‫َّعاو َن‪.‬‬ ‫ِ‬ ‫دخ ُل اإلنسا ُن حيًّا قدميًا يَشعُر َّ‬ ‫ِ‬
‫ألنم ُيبّو َن الت ُ‬‫بأن ُس ّكانَه أسرةٌ واحدةٌ‪ّ ،‬‬ ‫يف هذه البيوت القدمية‪ .‬عندما يَ ُ‬
‫‪7- Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz‬‬
‫‪1. Onlar, yeni mekânlar keşfetmek için gezi yazıları okuyorlar.‬‬
‫‪2. Başım ağrıdığı için toplantıya katılmayacağım.‬‬
‫‪3. Bütün bu güzel manzaraların resimlerini çekmek istiyorum.‬‬
‫‪4. Öğrenciler Efes antik kentini görmek için Selçuk’a gittiler.‬‬
‫‪5. Gelecek hafta Luksor’a maalesef seyahat etmeyeceğiz. Seyahatimiz ertelendi.‬‬

‫‪150‬‬
‫‪Arapça III‬‬

‫‪8- Aşağıdaki metinde numaralandırılmış yerlere uygun düşen yapıyı bulunuz.‬‬


‫اليني النّاس (‪ )1‬يَعيشوا يف ال ُـم ُدن الكبرية‪ ،‬ويُواجه ُس ّكا ُن ال ُـم ُدن الكبرية ُمشكالت َكبرية‪.‬‬
‫ب َم ُ‬ ‫ِحي ُّ‬
‫فضل كثريٌ من النّاس (‪ )2‬يَعيشوا يف املدن الكبرية‪ ،‬أل ّن املصانع‬ ‫وبالرغم من هذه املشكالت‪ ،‬يُ ِّ‬
‫زداد ُس ّكا ُن املـُُد ِن َّ‬
‫كل يوم‪ ،‬أل ّن‬ ‫والشركات واجلامعات واملكتبات واألسواق واملستشفيات‪ ،‬فيها‪ .‬يَ ُ‬
‫الر ْعي‪.‬‬
‫الزراعة و َّ‬ ‫ِ‬
‫الع َم َل يف ّ‬
‫ُس ّكان الريف يهاجرون إليها‪ )3( ،‬يـَْع َملوا يف املَصانع والشَّركات‪ ،‬ويتَ ْـرُكو َن َ‬

‫ أَ ْن ‪1. A.‬‬ ‫ إِ ْن ‪B.‬‬ ‫ َّ‬


‫إن ‪C.‬‬ ‫‪D.‬‬ ‫ ِل‬ ‫كي ‪E.‬‬
‫َْ‬
‫كي ‪2. A.‬‬
‫ َ‬
‫ْ‬ ‫ َلْ ‪ C.‬لِ َ‬
‫كي ‪B.‬‬
‫ْ‬ ‫ أَ ْن ‪D.‬‬ ‫ن ‪E.‬‬
‫لَ ْ‬
‫ إّنا ‪3. A.‬‬ ‫ أَ ْن ‪ِ C.‬‬
‫عْن َدما ‪B.‬‬ ‫كي ‪ E.‬بَْـيـنَما ‪D.‬‬
‫َْ‬
‫‪9- Aşağıdaki metinde numaralandırılmış yerlere uygun düşen yapıyı bulunuz.‬‬

‫ب (‪َْ )1‬ي ِر َ‬ ‫ِ‬


‫ذور فيها‪.‬‬‫ضع البُ َ‬ ‫األرض ُثَّ يَ َ‬‫َ‬ ‫الفالح‬
‫ُ‬ ‫ث‬ ‫الع َمل‪ .‬ويف الربيع َي ُ‬‫الربيع وبَ َدأَ ال َفالّحون َ‬
‫صل ّ‬‫جاء فَ ُ‬
‫الرياح‪ ،‬وعندما يأيت الشِّتاءُ يـَْن ِزُل املـَطَُر‪ )3( ،‬تَنمو‬ ‫ّ‬ ‫أمام‬
‫ويَ ْـعتَين الفالح باألشجار‪ )2( ،‬تكو َن الشجرةُ قَويّةً َ‬
‫األزهار إىل ِثا ٍر‪.‬‬
‫ُ‬ ‫يف فَـتَتَ َح َّو ُل‬ ‫كل َمكان مث يَأْيت َّ‬
‫الص ُ‬ ‫ائحها يف ِّ‬ ‫ِ‬
‫األزهار وتَـْنتَشُر َرو ُ‬
‫ُ‬
‫البذور‪ .‬ويف ِ‬
‫بداية الربيع تَزهر‬ ‫ُ‬

‫ لِ َ‬
‫كي ‪1. A.‬‬
‫ْ‬ ‫كي ‪B.‬‬
‫ْ‬‫ َ‬ ‫لْ ‪C.‬‬
‫ َ‬ ‫‪D.‬‬ ‫ َّ‬
‫أن‬ ‫أَ ْن ‪E.‬‬
‫ ِل ‪2. A.‬‬ ‫ بَل ‪B.‬‬ ‫ ِ‬
‫عْن َد ‪C.‬‬ ‫ن ‪ E.‬أثْناء ‪D.‬‬
‫ْ‬ ‫َ‬ ‫لَ ْ‬
‫لْ ‪3. A.‬‬
‫ َ‬ ‫كي ‪B.‬‬ ‫ن ‪C.‬‬
‫ لَ ْ‬ ‫ أَ ْن ‪D.‬‬ ‫إ ْن ‪E.‬‬
‫ َ ْ‬

‫‪151‬‬
Nasb Edatları

Günlük hayatta gelecek zamanda bir işi, eylemi yapmamayı


1 ifade edebilme, bir eylemi yapma nedenini belirtebilme; “-mek,
-mak istiyorum” gibi mastar anlamlı ifadeleri kullanabilme
ِ ‫التـَّل‬
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti ‫ْخيص‬

Günlük Hayatımızda Arapça 5

Verilen diyaloglarla bu bölümde işlenen dilbilgisi konularına giriş yapılmakta, öğrencilere nasb edatlarının
günlük hayatta kullanımına ilişkin beceriler kazandırılmaktadır.

Gelecek zamanda bir işin yapılmayacağı anlamı veren (‫ )لَن‬edatı ile başına
ْ
2 geldiği muzâri fiile mastar anlamı kazandıran ve iki cümleciği birbirine bağlayan
(‫ن‬ ‫لِ َك ْي‬,‫ َك ْي‬, ‫)لـ‬
ْ ‫ )أ‬edatını ve ayrıca bir eylemin niçin yapıldığını gösteren (‫حت‬,
ّ
edatlarını biçim ve anlam bakımından ayırt edebilme

Arapçada Nasb Edatları

Bu ünitede işlenen nasb edatları aşağıdaki tablodan gösterilmiştir:

• ‫ لَ ْن‬-meyecek, -mayacak
• ‫ن‬ ْ ‫ أ‬Mastar anlamı verir (-meyi, mayı, -mek, mak)
• ِ‫ لـ‬-mek için, -ması için, ... nedeniyle, -den dolayı

• ‫ َك ْي‬-mek için, -ması için, ... nedeniyle, -den dolayı


• ‫كي‬ ِ
ْ َ ‫ ل‬-mek için, -ması için, ... nedeniyle, -den dolayı
• ‫ َح َّت‬-mek için, -ması için, ... nedeniyle, -den dolayı
Anlam açısından baktığımızda; yukarıdaki yapılardan “‫ ”لَن‬gelecek zamanda yapılmayacak bir eylemi ifade
ْ
ederken, “‫ن‬ْ َ‫ ”أ‬mastar anlamı verir. Geriye kalan yapılar ise (‫حت‬ ِ ِ
ّ / ‫ ل َك ْي‬/ ‫ َك ْي‬/ ‫ )لـ‬cümleye eylemin neden
yapıldığı anlamını katar.
Biçim açısından bu yapılardan sonra gelen fiiller şu değişikliklere uğrar:
FİİLİN İRÂBI İLGİLİ ÇEKİMLER ÖRNEK

‫ حنن‬،‫ أنا‬،‫أنت‬ .‫ت بِبُ ْط ٍء لِنَـ ْف َه َمها‬


ْ ‫هي تَ َكلّ َم‬
Fiilin sonu “fetha”lı olur. َ ،‫ هي‬،‫هو‬ Kendisini anlamamız için yavaş
zamirlerine ait çekimlerde
konuştu.

Fiilin sonundaki “nun” düşer.


ِ ،‫ هم‬،‫مها‬
‫ أنتم‬،‫ أنتما‬،‫أنت‬ .‫حضروا َك ْي يتعلَّموا اللغة العربية‬
zamirlerine ait çekimlerde Arapça öğrenmek için geldiler.

.‫ض ْر َن‬ ِ َ ‫س‬


ّ ‫وف ننتَظُرُه َّن‬
ُ ‫حت َْي‬ َ
Herhangi bir değişiklik ‫أننت‬
ّ ،‫هن‬ّ Onlar gelene kadar
olmaz. zamirlerine ait çekimlerde (veya gelmeleri için)
onları bekleyeceğiz.

152
Arapça III

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti ‫ْخيص‬


Arapçada Harf-i cerlerle kullanılan bazı
3 fiilleri tanıma ve bunları cümle içinde
kullanma becerisi kazanabilme

Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı


Fiiller

َ ‫أَ ْش َر‬: Bir işi yönetti, idare etti


...‫ف على‬
ِ ‫روع لـمنَظّمة‬
.‫أطبّاء بِال ُحدود‬ ُ ‫أيب يُش ِر‬
ُ ٍ ‫ف على َم ْش‬
(Babam, Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü’ne ait bir projeyi yönetiyor.)

...‫ َعبَّ َـر َعن‬: Bir şeyi dile getirdi, ifade etti
ِ ‫عبِّـر عن م‬
ِ ‫شاع ِرَك حت لو ُكْنت‬
.‫غاضبًا‬
(Kızgın da olsan duygularını ifade et.) َ ّ َ َْ
...‫ف ِمن‬
َ َّ‫ تَأَل‬: Bir şeylerden oluştu, meydana geldi

ِ ‫التـَّل‬
(Çağın binaları pek çok kattan oluşur.) .‫ص ِر من طَوابِ َق َعديدة‬
ْ ‫الع‬ ُ َّ‫تَـتَأَل‬
َ ‫ف َمباين‬

Arapçada sıklıkla kullanılan bazı


4 ifade biçimlerini tanıma ve yerinde
kullanma becerisi elde edebilme

Arapça Kalıp ifadeler

”...‫ بَ ْـع َد أ ْن‬/ ...‫بل أ ْن‬


َ َ‫ “ق‬yapılarının kullanımı örnek cümlelerle tanıtılmıştır.
.‫طور‬
َ ‫ناوَل ال ُف‬ َّ ‫أَ ْغ ِس ُل يَ َد‬
َ َ‫ي َوو ْجهي قَ ْـب َل أ ْن أت‬
ِ َ‫ي ووجهي قَ ْـبل ت‬ ِ
.‫طور‬
َ ‫ناول ال ُف‬
ُ َ ْ َ َّ ‫أَ ْغس ُل يَ َد‬
(Kahvaltı yapmadan önce ellerimi ve yüzümü yıkarım.)

َّ ‫طور بَ ْـع َد أ ْن أَ ْغ ِس َل يَ َد‬


.‫ي ووجهي‬ َ ‫َتناوُل ال ُف‬
َ ‫سأ‬
.‫ي ووجهي‬ َّ ‫طور بَ ْـع َد َغ ْس ِل يَ َد‬
َ ‫َتناوُل ال ُف‬
َ ‫سأ‬
(Ellerimi ve yüzümü yıkadıktan sonra kahvaltı yapacağım.)

153
Nasb Edatları

1 Aşağıdakilerden hangisi bir nasb edatı değildir? 6 “Kahvaltı yapmadan önce ellerimi ve yüzü-
neler öğrendik? ‫ماذا تـََعلّ ْمنا؟‬

mü yıkadım.” cümlesinin doğru çevirisi aşağıdaki-


A. ‫ أ ْن‬ B. ‫ن‬
ْ َ‫ ل‬ C. ْ‫ل‬
َ lerden hangisidir?
D. ‫كي‬ ِ
ْ َ‫ ل‬ E. ‫كي‬
َْ A. .‫كل ال ُفطوِر‬
ُ ‫عد أ ْن آ‬
َ َ َ‫ي ووجهي ب‬
َّ ‫ت يَ َد‬
ُ ‫َغس ْل‬ َ
ِ ‫ي ووجهي قَـبل أ ْن أ‬
B. .‫ُع َّد ال ُفطور‬ َّ ‫ت يَ َد‬
ِ َ َْ ُ ‫َغس ْل‬ َ
2 ‫س‬
َ ‫ يَ ْدُر‬... ‫ص َل السيد شاهني إىل َم ْع َهد اللغة العربيّة‬
َ ‫” َو‬ C. .‫ي ووجهي قَ ْـبل أ ْن أَتَناوَل ال ُفطور‬
َ َ َِ َّ ‫د‬َ َ ُ ‫َغ َس ْل‬
‫ي‬ ‫ت‬
“.‫اللغة العربية‬ D. .‫ي ووجهي‬ َّ ‫طور أَ ْغس ُل يَ َد‬
َ ‫ناوَل ال ُف‬ َ َ‫عد أ ْن أت‬ َ َ‫ب‬
E. .‫ي ووجهي أَتَناو ُل ال ُفطور‬ َّ ‫قَ ْـب َل أ ْن أَ ْغ ِس َل يَ َد‬
cümlesinde yer alan boşlukta hangi nasb edatı
kullanılamaz? َ َ
ِ
A. ‫ ل‬ ‫َك ْي‬ ِ ‫”األمني العام لألُمم الـمت‬
B. 7 ‫ بِ َشأْ ِن‬... ‫ عن‬... ‫َّحدة‬ ُ َ ِ
C. ‫كي‬ ِ
َْ‫ل‬ D. ‫ح ّت‬َ “.‫التّطَُّورات يف املْنطَقة‬
E. ‫أَ ْن‬ cümlesinde boşluklara aşağıdaki seçeneklerden
hangisi gelmelidir?
ِ ‫م‬-
A. ‫شاع ِرها‬ ِ‫فَـر‬
B. ‫ح ِهم‬
3 “.‫ي‬ ِ َْ‫ تَ ْذكِرتـ‬... ُ ‫”أُر‬cümlesinde
‫يد أ ْن‬ boşluğa ِ ِ ِ َ ‫ َش َكَر‬ ْ ِ َ - ‫َح ِز َن‬
ِ
C. ‫ عواطفه‬- ‫ف‬ َ ‫ أ ْشَر‬ D. ‫ قَـلَقه‬- ‫عبَّـر‬
hangi fiil gelmelidir? ََ
E. ‫ح ْزنِِه‬ َ َّ‫تَأَل‬
ُ - ‫ف‬
َّ ‫ أ ُِح‬
A. ‫ب‬ B. ‫كل‬
ُ‫آ‬
َ
َِ ‫ أَ ْش‬
C. ‫تي‬ َ ‫أَ ْشر‬
D. ‫ب‬
َ
ِ ‫أ‬
َ 8 ‫الس َفر‬
َّ ‫ت َجو َاز‬ َ ‫الس َف ِر َو‬
ُ ‫ض ْع‬ َّ ‫ت‬ُ ْ‫”وعندما حا َن وق‬
E. ‫ُشاه َد‬ “.‫ ال أنْساهُ يف البَ ْـيت‬... ‫حقيبَيت‬
َ ‫يف‬
cümlesinde boşlukta hangi nasb yapısı kullanılamaz?
4 Aşağıdaki cümlelerden hangisi yapı ve anlam- ِ
A. ‫ لَ ْن‬ B. ‫كي‬
َ C. ‫ن‬ْ َ‫ ل‬
ca doğru ve tamdır? ْ
D. ‫ح ّت‬ E. ‫كي‬ ِ
A. .‫ب قَ ْـهوة‬
َ
ِ ُ ‫أُر‬
َ ‫يد لَ ْشر‬
َ َْ‫ل‬
َ
َ َ ‫يد َك ْي أَ ْشَر‬
B. .‫ب قَ ْـهوة‬ ُ ‫أُر‬ ِ ‫روع لـمنَظّمة‬
9 “.‫أطبّاء بِال ُحدود‬ ُ ٍ ‫ َم ْش‬... ‫ف‬ ُ ‫”أيب يُش ِر‬
َ َ ‫يد َح ّت أَ ْشَر‬
C. .‫ب قَ ْـهوة‬ ُ ‫أُر‬ cümlesinde boşluğa gelecek harf-i cerlerden han-
ِ ُ ‫أُر‬
َ َ ‫يد ل َك ْي أَ ْشَر‬
D. .‫ب قَ ْـهوة‬ gisi doğrudur?
A. ‫ على‬ B. ‫بِـ‬
َ َ ‫يد أَ ْن أَ ْشَر‬
E. .‫ب قَ ْـهوة‬ ُ ‫أُر‬ َ
C. ‫ن‬
ْ ‫ َع‬ D. ‫يف‬
5 “.‫ فأنا ُم ْستَ ْـع ِج ٌل‬،‫أخري‬ ّ َ‫أرجو أَ ْن ال تَـت‬
ُ ” cümlesin- E. ‫ن‬
ْ‫م‬
ِ
de nasb edatından sonraki fiilde nasıl bir değişiklik
meydana gelmiştir?
ِ
A. Fiilin sonundaki “nun” düşmüştür. 10 “.‫خ َباء‬
َ ُ َّ‫العمل يَـتَأَل‬
ُ ‫ خَْسة‬... ‫ف‬ َ ‫يق‬ُ ‫”فَر‬
َ
B. Fiilin sonu mansûb (fethalı) olmuştur. cümlesinde boşluğa gelecek harf-i cerlerden han-
C. Fiilin sonu mecrûr (kesralı) olmuştur. gisi doğrudur?
A. ‫ على‬ B. ‫ن‬ ِ
ْ‫م‬
D. Fiilin sonu merfû (dammeli) olmuştur.
َ
E. Herhangi bir değişiklik meydana gelmemiştir. C. ‫ن‬ ‫ع‬
َ
ْ D. ‫يف‬
ِ
E. ‫بـ‬

154
Arapça III

1. C Yanıtınız yanlış ise “Nasb Edatları” konusunu 6. C Yanıtınız yanlış ise “Arapçada Kalıp İfadeler”
yeniden gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.

neler öğrendik yanıt anahtarı “‫األج ِوبة لِـ “ماذا تـََعلّ ْمنا‬
Yanıtınız yanlış ise “Harf-i Cer ile Kullanı-
2. E Yanıtınız yanlış ise “Nasb Edatları” konusunu 7. D
lan Bazı Fiiller” konusunu yeniden gözden
yeniden gözden geçiriniz.
geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Günlük Hayatımızda


3. C 8. C Yanıtınız yanlış ise “Nasb Edatları” konusunu
Arapça 5” konusunu yeniden gözden geçi-
yeniden gözden geçiriniz.
riniz.

Yanıtınız yanlış ise “Harf-i Cer ile Kullanı-


4. E Yanıtınız yanlış ise “Nasb Edatları” konusunu 9. A
lan Bazı Fiiller” konusunu yeniden gözden
yeniden gözden geçiriniz.
geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Harf-i Cer ile Kullanı-


5. A Yanıtınız yanlış ise “Nasb Edatları” konusunu 10. B
lan Bazı Fiiller” konusunu yeniden gözden
yeniden gözden geçiriniz.
geçiriniz.

Alıştırmalar Yanıt
5 Anahtarı

ْ ‫مفاتيح‬
Aşağıdaki boşlukları parantez içindeki uygun nasb edatlarıyla doldurunuz.

.‫أخسر صدي ًقا َوفِيًّا مثلك‬ َ ‫ال أريد أَ ْن‬ .1


ِ
.‫ب احلَديث‬ ّ ِ‫العَر‬
َ ‫ب‬ َ ‫األد‬
َ ‫س‬ َ ‫ستُسافُر أخيت إىل القاهرة َك ْي تَ ْد ُر‬ .2
.‫أبدا مهما يكون‬ َ َ‫لَ ْن أَت‬
ً ‫نازَل عنك‬ .3
Alıştırma 1
.‫ف َمعاين ال َكلِمات اليت ال نَ ْـع ِرفُها‬ َ ‫حنتاج إىل القاموس َك ْي نَ ْـع ِر‬
ُ .4
.‫ت آغا أوغلو‬ ‫ل‬ ‫دا‬ ‫ع‬ِ
‫ل‬ ‫ة‬ ‫جديد‬ ِ
ًّ َ ْ َ َ ُ ْ ‫ب‬
‫ة‬ ‫حي‬ ‫ر‬ ‫س‬ ‫م‬ ‫د‬‫شاه‬‫ن‬ ‫ن‬َ‫أ‬ ُّ ‫ُِن‬
َْ َ ً .5

Parantez içindeki fiilleri doğru çekimle boşluklara yazınız.

.‫الع َمل ُمبَ ِّكًرا‬ ِ ِ


)‫ص َل‬َ ‫(و‬ َ َ ‫حمل‬ ّ ‫ب أ ْن تَص َل إىل‬ ُ ‫ َي‬.1
)‫ (تَ َـعلَّ َم‬.َ‫س من املُستَحيل أ ْن أَتَ َـعلَّ َم اللغةَ العربيّة‬ َ ‫ لَْي‬.2
Alıştırma 2 ِ ‫يد أ ْن أ‬
)‫اح‬
َ ‫ اسرت‬- ‫(نام‬َ .‫يح‬
َ ‫َنام ل ْس َت‬
َ ُ ‫ أر‬.3
)‫(عاد‬
َ .‫مرة أخرى‬ ّ ‫َعود إىل التدخني‬ ُ .4
َ ‫أحاول أ ْن ال أ‬
)‫(نام‬
َ ‫ناموا اآلن؟‬ ُ َ‫ هل تُريدو َن أ ْن ت‬.5

155
‫‪Nasb Edatları‬‬

‫‪Alıştırmalar Yanıt‬‬
‫‪5‬‬ ‫‪Anahtarı‬‬

‫‪Parantez içindeki fiilleri kullanarak soruları aşağıdaki örnekte olduğu gibi‬‬


‫‪yanıtlayınız.‬‬

‫السيّارَة القدميةَ؟ (يُهدي)‬


‫ت هذه َ‬ ‫‪ -‬ملاذا ا ْشتَ َـريْ َ‬
‫‪ِ -‬لُهديها ( َكي أُهديها) إىل مْتح ِ‬
‫ف السيّارات القدمية‪.‬‬ ‫َ َ‬ ‫ْ‬
‫‪Alıştırma 3‬‬ ‫ ‬ ‫ِ‬
‫‪ - .1‬ملاذا جتلسني يف الشرفة؟ (يُشاه ُد)‬
‫طول ال َـمطَر‪.‬‬ ‫‪ -‬لِـ ‪َ /‬كي أ ِ‬
‫ُشاه َد ُه َ‬ ‫ْ‬
‫‪ -‬ملاذا تَـْنـتَ ِظر هنا؟ (يُقابِل)‬ ‫‪.2‬‬

‫أص ِدقائي‪.‬‬ ‫‪ -‬لـ ‪َ /‬ك ْي أُقابِ َل ْ‬


‫ِ‬
‫ب ويَأْ ُك ُل)‬
‫شر ُ‬
‫الب إىل الكافيرتيا بعد ال ّدرس؟ (يَ َ‬ ‫ب الطُّ ُ‬ ‫يذه ُ‬‫‪ -‬ملاذا َ‬ ‫‪.3‬‬

‫‪ -‬لِـ ‪َ /‬ك ْي ‪ /‬لِ َك ْي يَ ْشَربوا ويَأْ ُكلوا‬


‫‪ -‬ملاذا اِ ْش َتيْـتُم ُك ّل هذه األقالم؟ (يَ ْـر ُس ُم)‬ ‫‪.4‬‬

‫‪ -‬لِـ ‪َ /‬ك ْي نَ ْـر ُس َم هبا‪.‬‬


‫ِ‬
‫ب)‬ ‫‪ -‬ملاذا استَ ْـيـ َقظوا ُمبَ ِّكًرا؟ (يَ َ‬
‫ذه ُ‬ ‫‪.5‬‬
‫‪ -‬لِـ ‪َ /‬كي ي ْذهبوا إىل الن ِ‬
‫ُّزهة‪.‬‬ ‫َْ َ‬

‫ن ‪Aşağıdaki boşluklara‬‬
‫‪ yapılarından uygun olanıyla doldurunuz.‬ب ْـع َد أ ْن ‪ ve‬قَ ْـبل أ ْ‬
‫َ‬ ‫َ‬
‫لكتابِِه قَـبل أ ْن يـرِسلَه إىل املـطبعة‪ِ.‬‬ ‫‪ .1‬سيكْتُب م َق ّدمةً ِ‬
‫ ‬
‫ََ‬ ‫ْ َ ُْ‬ ‫ََ ُ ُ‬
‫َستَ ْـي ِقظ‪.‬‬ ‫أ‬ ‫د‬ ‫ـع‬ ‫ب‬
‫ب ّ َ َْ َ ْ ْ‬
‫أ‬ ‫ن‬ ‫اي‬ ‫الش‬ ‫‪ .2‬أَ ْشَر ُ‬
‫‪Alıştırma 4‬‬
‫ِ ِ‬
‫هم‪.‬‬
‫ـمعجون قَ ْـب َل أ ْن يَ ْذ َهبوا إىل فراش ْ‬
‫أسنانَ ُـهم بال ُف ْرشاة وال ْ‬ ‫فال ْ‬‫ف األطْ ُ‬ ‫‪ .3‬يُـنَظِّ ُ‬
‫فيلم ِه اجلَديد‪.‬‬‫ْمل تَصوير ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫عود إىل القاهرة بَ ْـع َد أ ْن يُك َ ْ َ‬ ‫‪َ .4‬سيَ ُ‬
‫صباح بـَْع َد أ ْن أُقَـبِّ َل َجدَّيت‪.‬‬ ‫‪ .5‬أ ْ‬
‫َخ ُر ُج من البَ ْـيت ُك ّل َ‬

‫‪Aşağıdaki cümlelerde nasb edatının altını çiziniz ve ondan sonra gelen ifadeyi‬‬
‫‪harekeleyiniz.‬‬ ‫ ‬
‫أديب‪.‬‬
‫نس ّ‬ ‫أي ِج ٍ‬ ‫ب َّ‬ ‫‪ .1‬هناك َمن يَقول‪َ :‬من يَكتُب الش َ‬
‫ِّعر ميكنُه أَ ْن يَكْتُ َ‬
‫ب زيادةَ راتـِبِه‪.‬‬ ‫ِ ِ‬ ‫‪ .2‬طَلَب ِ‬
‫‪Alıştırma 5‬‬
‫موعدا من ال ُـمدير ليقابلَه َك ْي يَطْلُ َ‬
‫العام ُل ً‬ ‫َ‬
‫ِ‬
‫مسجد الرسول صلّى اهلل عليه وسلّم‪.‬‬ ‫َ‬ ‫املنورة ل َك ْي أ َ‬
‫َزور‬ ‫رت إىل املدينة ّ‬ ‫‪ .3‬سافَ ُ‬
‫أعيش فيها‪.‬‬‫صَر مسؤوليّايت َْن َو البيئة اليت ُ‬ ‫‪ .4‬لَ ْن أُقَ ِّ‬
‫‪ .5‬ال ّ‬
‫أود أَ ْن أ َ‬
‫َبيع منزيل ال َقدمي‪.‬‬

‫‪156‬‬
‫‪Arapça III‬‬

‫‪Alıştırmalar Yanıt‬‬
‫‪5‬‬ ‫‪Anahtarı‬‬

‫‪Aşağıdaki metinde nasb edatlarından sonra parantez içindeki fiillerin uygun‬‬


‫‪biçimini yazınız.‬‬
‫ثرية واسعة‪ ،‬واحدةٌ منها خاصة بالض ِ‬
‫ُّيوف‪ُِ .‬ت ُّ‬ ‫ف َك ٍ‬ ‫العريب من غُر ٍ‬
‫ب‬ ‫ّ‬ ‫َ‬ ‫البيت ُّ‬ ‫ف ُ‬ ‫يَـتَاَلَّ ُ‬
‫ساء يف‬‫ويت ِمع مجيع أفر ِاد األسرِة يف املَ ِ‬ ‫ِ‬
‫عيش يف هذه البُيوت‪ُ َ ُ ََْ .‬‬ ‫األسرةُ الكبريةُ أ ْن تَ َ‬
‫باب ِ‬
‫البيت‬ ‫الد أمام ِ‬ ‫الص ِ ِ‬ ‫الساحة لـِيَأ ُكلوا ويَ ْشَربوا ويَـتَ َكلَّموا‪ .‬ويف َّ‬
‫باح َيتَم ُع األو ُ َ‬
‫‪Alıştırma 6‬‬
‫ّ‬
‫ِ‬
‫البيوت القدمية‪ .‬عندما‬ ‫يتزوجو َن ويَس ُكنو َن يف هذه‬ ‫ن‬ ‫و‬ ‫كب‬ ‫ي‬ ‫وعندما‬ ‫ا‪.‬‬‫و‬ ‫ب‬‫ع‬
‫َ ُ َ َّ‬ ‫َك ْ َ ْ َ‬
‫ل‬ ‫ـ‬ ‫ي‬ ‫ي‬
‫بأن س ّكانَه أسرةٌ واحدةٌ‪ِ ّ ،‬‬
‫َّعاو َن‪.‬‬
‫ألنم ُيبّو َن الت ُ‬ ‫دخ ُل اإلنسا ُن حيًّا قدميًا يَشعُر َّ ُ‬ ‫يَ ُ‬

‫ ‪Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz‬‬

‫ ‪1.‬‬ ‫تابات عن رحالت لِيكتشفوا أماكن جديدة‪.‬‬ ‫هم يقرؤو َن كِ ٍ‬


‫ُْ َ‬
‫بالصداع‪.‬‬‫ماع لشعوري ُّ‬ ‫ِ‬
‫ ‪2.‬‬ ‫ضَر االجت َ‬ ‫أح ُ‬
‫لَ ْن ْ‬
‫ألتق َط صور هذه املـ ِ‬
‫ناظ ِر ُكلِّها‪.‬‬ ‫يد أ ْن ِ‬
‫‪Alıştırma 7‬‬ ‫ ‪3.‬‬
‫َ‬ ‫ُ ََ‬ ‫أر ُ‬
‫ ‪4.‬‬ ‫ب إىل بلدة َسلجوق لزيارة َمدينة أفيسوس القدمية‪.‬‬ ‫سافَ َـر الطُالّ ُ‬
‫لت رحلتُنا‪.‬‬ ‫ِ‬
‫ ‪5.‬‬ ‫ُج ْ‬‫صر األسبوع القادم‪ ،‬ف َق ْد أ ِّ‬‫لَ ْن نسافَر إىل األُقْ ُ‬
‫ ‪Aşağıdaki metinde numaralandırılmış yerlere uygun düşen yapıyı bulunuz.‬‬

‫اليني النّاس (‪ )1‬يَعيشوا يف ال ُـم ُدن الكبرية‪ ،‬ويُواجه ُس ّكا ُن ال ُـم ُدن الكبرية‬
‫ب َم ُ‬‫ِحي ُّ‬
‫فضل كثريٌ من النّاس (‪)2‬‬ ‫ُمشكالت َكبرية‪ .‬وبالرغم من هذه املشكالت‪ ،‬يُ ِّ‬
‫يَعيشوا يف املدن الكبرية‪ ،‬أل ّن املصانع والشركات واجلامعات واملكتبات واألسواق‬
‫‪Alıştırma 8‬‬
‫كل يوم‪ ،‬أل ّن ُس ّكان الريف يهاجرون‬ ‫زداد ُس ّكا ُن املـُُد ِن َّ‬
‫واملستشفيات‪ ،‬فيها‪ .‬يَ ُ‬
‫الر ْعي‪.‬‬
‫الزراعة و َّ‬ ‫ِ‬
‫الع َم َل يف ّ‬
‫إليها‪ )3( ،‬يَ ْـع َملوا يف املَصانع والشَّركات‪ ،‬ويتَ ْـرُكو َن َ‬
‫ ‪1.‬‬ ‫ن ‪A.‬‬ ‫ إِ ْن ‪ B.‬أَ ْ‬ ‫إن ‪C.‬‬ ‫َك ْي ‪ِ E.‬ل ‪َّ D.‬‬
‫ِ‬
‫ ‪2.‬‬ ‫كي ‪A.‬‬
‫لَ ْن ‪ E.‬أَ ْن ‪َ D.‬لْ ‪ C.‬ل َك ْي ‪ْ َ B.‬‬
‫عْن َدما‪ B.‬إّنا ‪A.‬‬ ‫َكي ‪ E.‬بـيـنَما ‪ D.‬أَ ْن ‪ِ C.‬‬
‫ ‪3.‬‬ ‫َْ‬ ‫ْ‬
‫ ‪Aşağıdaki metinde numaralandırılmış yerlere uygun düşen yapıyı bulunuz.‬‬

‫ب (‪َْ )1‬ي ِر َ‬ ‫ِ‬


‫األرض‬
‫َ‬ ‫الفالح‬
‫ُ‬ ‫ث‬ ‫الربيع وبَ َدأَ ال َفالّحون َ‬
‫الع َمل‪ .‬ويف الربيع َي ُ‬ ‫صل ّ‬ ‫جاء فَ ُ‬
‫أمام‬
‫ذور فيها‪ .‬ويَ ْـعتَين الفالح باألشجار‪ )2( ،‬تكو َن الشجرةُ قَويّةً َ‬ ‫ضع البُ َ‬ ‫ُثَّ يَ َ‬
‫ِ‬
‫الرياح‪ ،‬وعندما يأيت الشِّتاءُ يـَْن ِزُل ال َـمطَُر‪ )3( ،‬تَنمو البُذور‪ .‬ويف بداية الربيع تَزهر‬ ‫ّ‬
‫‪Alıştırma 9‬‬ ‫األزهار إىل ِثا ٍر‪.‬‬
‫ُ‬ ‫ل‬‫ُ‬ ‫و‬ ‫ح‬ ‫ت‬ ‫ـت‬‫ف‬
‫ُ َََ َ َّ‬ ‫يف‬ ‫الص‬
‫َّ‬ ‫يت‬‫ْ‬
‫أ‬ ‫ي‬
‫َ‬ ‫مث‬ ‫كان‬ ‫م‬ ‫كل‬
‫ِّ َ‬ ‫يف‬ ‫ها‬ ‫ائح‬ ‫و‬‫ر‬ ‫ر‬
‫ُ َ َْ ُ َ ُ‬
‫ِ‬
‫ش‬ ‫ت‬ ‫ن‬ ‫ـ‬‫ت‬‫و‬ ‫األزهار‬
‫كي ‪A.‬‬ ‫ِ‬ ‫أَ ْن ‪َّ E.‬‬
‫ ‪1.‬‬
‫أن ‪َ D.‬لْ ‪َ C.‬ك ْي ‪ B.‬ل َ ْ‬
‫ ‪2.‬‬ ‫ ِل ‪A.‬‬ ‫ بل ‪B.‬‬ ‫لَن ‪ E.‬أثْناء ‪ِ D.‬‬
‫عْن َد ‪C.‬‬
‫َْ‬ ‫َ‬ ‫ْ‬
‫ ‪3.‬‬ ‫إ ْن ‪ E.‬أَ ْن ‪ D.‬لَ ْن ‪َ C.‬ك ْي ‪َ B.‬‬
‫لْ ‪A.‬‬

‫‪157‬‬
Nasb Edatları

bölümün kelimeleri ُ ِ‫َكل‬


‫مات الوحدة‬
‫اِ ّت ُاد ُكَرة ال َق َدم‬ (ittihâdu kurati’l-kadem) Futbol ‫ث‬
َ ‫ َحَر‬- ‫ث‬ُ ‫( َْي ِر‬harese-yahrisu) (ekin) ekmek, toprağı sürmek
Federasyonu
‫( َح َفالت‬hafelât) konserler; gösteriler; partiler,
‫أجل‬
َّ (eccele) erteledi kutlamalar (t.) ‫ح ْفلة‬ َ (hafle)
‫( أَرقام‬erkâm) rakamlar, (t.) ‫( َرقْم‬rakm) ‫( ُح ّكام‬hukkâm) hakemler, (t.) ‫( َح َكم‬hakem)
‫( اِ َزد َحم‬izdehame) kalabalık oldu ‫( َحَّ َل‬hammele) yükledi
ِ
...‫( ا ْستَ ْمتَ َع ب‬istemte‘a bi) bir şeyden zevk aldı, bir ‫ خ ِسر‬- ‫( يسر‬hasira- yahseru) kayba uğramak, zarar
şeyin tadını çıkardı َ َetmek ُ َ َْ
‫( اِ ْستِقالَة‬istekâle) istifa, istifa etmek ‫( َخطَّ َط‬hattata) planladı
...‫ف على‬ َ ‫( أَ ْشَر‬eşrefe ‘alâ) bir şeyi yönetti ‫( َخطري‬hatîr) tehlikeli
ِ
‫( أطبّاء بِال ُحدود‬etıbbâ’ bilâ hudûd) Sınır Tanımayan ‫( دور‬davr) kat; rol
Doktorlar َْ
‫الر ْعب‬ ‫( َرْمز ِسِّري‬remz sırrî) parola, şifre
ُّ ‫أفالم‬
ُ (eflâmu’r-ru‘b) korku filmleri
‫( اِقْـتَ َـرح‬ikteraha) önerdi, teklif etti ‫( َروائِح‬ravâih) kokular
)‫( اِلْتَـ َق َط (صورة‬iltekata sûra) (resim) çekti ‫( ريف‬rîf) kırsal
ِ
‫( األ َُم ُم ال ُـمتَّ ِـحدة‬el-umemu’l- muttehide) Birleşmiş ‫( ساحر‬sâhir) büyüleyen; büyücü
Milletler
‫( ِس ْعر ُمَفَّض‬si‘r muhaffed) düşük fiyat
‫( األمني العام‬el-emînu’l-âm) Genel Sekreter ‫الس ْي أثناء النَّوم‬
َّ (es-seyr esnâe’n-nevm) uyurgezerlik
ِ
‫( انْـتَ َشَر‬inteşere) yayıldı, yaygınlık kazandı ‫( ُش ْرفَة‬şurfe) balkon
‫( بُذور‬buzûr) tohumlar, (t.) ‫( بَ ْذر‬bezr) ‫صّراف آيل‬ َ (sarrâf âli) bankamatik
‫َّب‬
َ ‫( َتَن‬tecennebe) kaçındı, uzak durdu ‫ص َهَر‬َ - ‫ص َهَر‬ ْ َ‫( ي‬sahera- yasheru) eritmek
‫( تَ ْد ِريب‬tedrîb) eğitim, antreman, egzersiz ‫ضاحيَة‬ِ (dâhıye) banliyö, dış mahalle
‫( تَ ْذكِرة‬tezkira) bilet ‫( طَوابِق‬tavâbık) katlar, (t.) ‫( طابِق‬tâbık)
‫( تَ َسلَّ َل‬tesellele) kaçmak, sıvışmak ...‫‘( َعبَّ َـر َعن‬abbera ‘an) bir şeyi dile getirdi, ifade etti
‫( تَ َسلَّ َق‬teselleka) tırmandı ‫‘( َعجيب‬acîb) acayip, garip, tuhaf
‫( تَطَُّورات‬tetavvurât) gelişmeler, (t.) ‫( تَطَُّور‬tatavvur) ‫( فَالّح‬fellâh) çiftçi
‫( تَ َـعطَّ َل‬te‘attale) bozuldu, arıza yaptı ‫( فوالذ‬fûlâz) çelik
...‫نازَل َع ْن‬ َ َ‫( ت‬tenâzele ‘an ) bir şeyden vazgeçti ‫( فيلم‬fîlm) film, (ç.) ‫( أَفالم‬eflâm)
‫الس َفر‬
َّ ‫( َجواز‬cevâzu’s-sefer) pasaport
‫صَر‬
َّ َ‫( ق‬kassera) ihmal etti, dikkatsiz davrandı
‫( َحديد‬hadîd) demir

158
Arapça III

‫( قَـلَق‬kalak) endişe, kaygı ‫( َم ْشروع‬meşru‘) proje


ِ ‫( ماسورَة‬mâsuratu’l-miyâh) su borusu
‫املياه‬ ...‫( ُمصاب ب‬musâb bi) bir şeye tutulmak,
yakalanmak (özellikle hastalığa)
ً‫( َمَّانا‬meccânen) bedava, karşılıksız
‫( ُمنَظَّمة‬munazzama) kuruluş, örgüt, organizasyon
‫( ُما ِورة‬mucâvira) komşu, yan taraf
‫( ِمياه‬miyâh) sular, (t.) ‫( ماء‬mâ’)
‫( ُم َذ ِّكرات‬muzekkirât) anılar, hatıralar
‫( َْنم‬necm) yıldız, star
‫( ُم ْستَ ْـع ِجل‬musta‘cil) acelesi olan kişi; aceleci
‫ نِيام‬/ ‫( نائِمون‬niyâm-nâimûn) uyuyanlar
‫( َم ْسَرحيّة‬mesrahiyye) tiyatro oyunu
‫ َوَّد‬- ‫( يَ َـوُّد‬vedde-yeveddu) sevmek, istemek
‫س‬
َّ ‫ َم‬- ‫س‬
ُّ ََ‫ ي‬/ ‫س‬
ُّ َُ‫( ي‬messe- yemessu/yemussu) dokunmak,
değmek ‫ َوفَ َد‬- ‫( يَ ِـف ُد‬vefede-yefidu) gelmek
‫( مـُ َس ْل َسالت‬muselselât) diziler, (t.) ‫( ُم َس ْل َسل‬muselsel)

bölümün deyimleri ‫تعبریات الوحدة‬


... ‫ت‬
ُ ْ‫( حا َن وق‬hâne vakt…) –in zamanı/vakti geldi
ٌ‫( دو َن أ ْن يَُ َّسه سوء‬dûne en yemussehu sû’) ona herhangi bir zarar dokunmadan
...‫ خالِية ِمن‬/ ‫خال‬ ٍ (hâlin /hâliye min…) -sız; …den muaf, ...den yoksun
‫( لَ ْو تَ َكَّرْمت‬lev tekerramte) lütfen, müsaade buyurursan

159
Bölüm 6
Cezm Edatları

Cezm Edatları
öğrenme çıktıları

2 Geçmişte bir işin yapılmadığını ifade


Günlük Hayatımızda Arapça 6 edebilme (ْ‫ ;) َل‬üçüncü şahıslara emir kipini
(‫ )لِـ‬kullanabilme; ikinci ve üçüncü şahıslara
1 İletişim esnasında, geçmişte bir işin
olumsuz emir kipini (‫ )ال‬kullanabilme; bir
yapılmadığını ifade edebilme; olumlu ve
şeyin henüz yapılmadığını ifade edebilme

1 2
olumsuz emir kiplerini kullanabilme; bir işi
birlikte yapmayı teklif edebilme, bir şeyin (‫ ;)لَ ّما‬temel düzeyde şart kipini (‫)إ ْن‬
henüz yapılmadığını ifade edebilme; temel kullanabilme ve bu yapıları biçim ve anlam
düzeyde şart kipini kullanabilme bakımından ayırt edebilme

Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı Fiiller Arapça Kalıp ifadeler

3 4
3 Arapçada harf-i cerlerle kullanılan bazı 4 Arapçada sıklıkla kullanılan bazı ifade
fiilleri tanıma ve bunları cümle içinde biçimlerini tanıma ve yerinde kullanma
kullanma becerisi kazanma becerisi elde edebilme

Anahtar Sözcükler ‫املفتاحية‬ ‫الكلمات‬: • Cezm Edatları ‫ات اجلَْزم‬


ُ ‫َأدو‬

160
Arapça III

GİRİŞ ‫ُم َق ّدمة‬


Arapça dilbilgisinde ‫ات اجلَْزم‬
ُ ‫( َأدو‬Cezm edatları) olarak adlandırılan yapılar, yapı olarak benzer işlevlere
sahip ancak anlam olarak farklılık gösterirler. Bu bölümde cezm edatlarından ‫ ال‬,‫لَ َّما‬,‫ إ ْن‬, , ‫ ِل‬,‫ مل‬yapıla-
rının işlevleri ve anlamları örneklerle açıklanacaktır.
Cezm edatları içeren cümlelerin yer aldığı diyaloglar ve metinler yoluyla öğrencinin hem konuya ilişkin
bilgisi artırılacak, hem de Arapça konuşma becerisi geliştirilecektir. Bölümün sonunda öğrencinin gerek
söz konusu yapıların işlevlerini gerekse her birinin anlamını iletişimsel bağlamlarda kullanabilme becerisi
göstermesi beklenmektedir.
GÜNLÜK HAYATIMIZDA ARAPÇA 6

٦ ‫العربية يف حياتنا اليومية‬

Yusuf İdris’le Söyleşi


‫يوسف إدريس‬ ِ
ُ ‫وار مع‬
ٌ ‫ح‬
Türk gazeteci Mustafa Demir Mısırlı ünlü yazar ve
edebiyatçı Yusuf İdris ile bir röportaj yapıyor: ‫ص َح ِفي‬ ِ
َ ‫يقوم بوا ٍر‬ُ ‫كي مصطفى دمري‬ ّ ‫الت‬
ُ ‫الصحفي‬
ّ
:‫أديب مصري َم ْشهور يوسف إدريس‬ ٍ ‫كاتب و‬
ٍ ‫مع‬
Mustafa Demir: Merhaba Dr. Yusuf. Biraz hayatı-
nızdan bahseder misiniz? Mesela:
Nerede doğdunuz? Nerede eğitim ‫ هل ُي ِك ُن‬.‫يوسف‬ ُ ‫ مرحبا يا ُدكتور‬:‫مصطفى دمري‬
aldınız?
:ً‫أ ْن تَـتَ َحدَّثوا عن َحياتِ ُكم قليالً؟ مثال‬
Yusuf İdris: Merhaba. Fakus şehrine bağlı
‫دت؟ ماذا َد َرستُ ْم؟‬ ِ
bir köyde doğdum. Kahire’de tıp ُْ ‫أين ُول‬
‫دت يف قَرية تابِعة‬ ِ
okudum.
ُ ‫ ُول‬.‫ أهالً بِ ُكم‬:‫يوسف إدريس‬
‫ب يف‬ ّ ّ‫ست الط‬ ُ ‫ َد َر‬.‫ل َـمدينة فاقوس‬
.‫القاهرة‬

161
Cezm Edatları

Mustafa Demir: Lisanstan sonra yüksek lisans eği-


‫عد‬ ِ ‫ هل درستم‬:‫مصطفى دمري‬
timi aldınız mı? َ َ‫املاجستري ب‬ ُ ََ
Yusuf İdris: Hayır, yüksek lisans eğitimi alma- ‫الليسانْس؟‬
dım. Psikiyastrist olmak için çaba
gösterdim ama bu işi sevmedim. ‫لكن‬
ْ ‫س املاجستري و‬ ْ ‫ َلْ ْأد ُر‬،‫ ال‬:‫يوسف إدريس‬
‫أعم َل طَبيبًا‬ ِ
َ ‫لت أ ْن‬ ُ ‫حاو‬ .‫لت طَبيبًا‬ ُ ‫َعم‬
Yazmayı çok sevdim.
َ
Mustafa Demir: Şiir yazdınız mı? .‫الع َمل‬َ ‫ب هذا‬ َّ ‫لكن َلْ أ ُِح‬ ْ ‫نَفسيًا و‬
ِ
Yusuf İdris: Birçok şiir çalışmalarını okudum
fakat şiir yazmadım. Birkaç kısa
.‫كثريا‬
ً ‫ت الكتابة‬ ُ ‫أحبَْب‬
ْ
öykü, roman ve oyun yazdım ‫ِّعَر؟‬
ْ ‫ هل َكتَبتُم الش‬:‫مصطفى دمري‬
‫ِّع ِريّة‬
ْ ‫َعمال الش‬ ْ ‫ديد من األ‬ َ ‫الع‬َ ‫أت‬ ُ ‫ قر‬:‫يوسف إدريس‬
ِ
‫ت‬ُ ‫ َكتَْب‬.‫ِّعر‬
َ ‫ب الش‬ ْ ُ‫ِلك ْن َلْ أَ ْكت‬
.‫ات‬ٍ ‫ايات ومسرِحي‬ ٍ ‫قصصا قَصريًة وِرو‬
ّ َ َ ًَ

dikkat
Çoğulda belirsiz kullanım kelimeye “birkaç, bazı”
gibi anlamlar katar. Örneğin:
.‫صريًة‬ ِ ‫َكتب‬
(Birkaç kısa öykü yazdım.)
َ َ‫صا ق‬
ً‫ص‬َ ‫تق‬
ُ َْ

Eczane Nerede?
‫الص ْي َدلِيّة؟‬
َّ ‫أين‬
Ahmet: Afedersiniz, eczane nerede? Buraya uzak
mı? ‫عيدةٌ عن هنا؟‬ َ َ‫الصْي َدلِيّة؟ ب‬ ِ
ّ ‫ أين‬،‫ لو َسَحت‬:‫أَمحَد‬
ِ
Leyla: Eczane biraz uzak. Beni iyi dinle: Şimdi ‫أنت‬
َ :‫ا ْس ْعين َجيِّ ًدا‬.ً‫عيدةٌ قليال‬ َ َ‫الصْي َدلِيّة ب‬
ّ :‫لَْيلى‬
‫ اُْد ُخ ْل ِشاالً يف‬.‫اآلن يف شا ِرع اجلُمهوريّة‬
Cumhuriyet Caddesi’ndesin. Sola Anka-
ra Caddesi’ne gir.
Ahmet: Sola, Ankara Caddesi’ne. Anladım. .‫شا ِرع أنْـ َقرة‬
ِ
ُ ‫ فَ ِه ْم‬.‫ شاالً يف شا ِرع أنْـ َقرة‬:‫أَمحَد‬
Leyla: Ankara Caddesi’nde yürü ve başka bir
caddeye sapma. Caddenin sonunda, dört
.‫ت‬
yol ağzında eczaneyi bulacaksın. Tam ‫أي‬
ّ ‫ف إىل‬ ْ ‫ وال تَـْن َـع ِط‬.‫ش يف شا ِرع أنقرة‬ ِ ‫ اِ ْم‬:‫لَْيلى‬
köşede.
‫عند التَّقاطُع‬
َ ،‫الشارع‬ ِ ‫ يف‬.‫شا ِرٍع آخر‬
ّ ‫هناية‬
Ahmet: Çok teşekkür ederim. َ
ِ ِ
.‫ على النّاصية َت ًاما‬.‫الصْي َدليّة‬ ِ
Leyla: Bir şey değil. ّ ‫َستَج ُد‬
.ً‫كرا َجزيال‬ً ‫ ُش‬:‫أَمحَد‬
.‫ َع ْف ًوا‬:‫لَْيلى‬

162
Arapça III

Film Hoşuna Gitti mi?


‫أعجبَك الفيلم؟‬
َ ‫هل‬
Ali ve Zeynep dün sinemada bir film seyreden
bir çifttir. Şimdi film hakkında konuşuyorlar:
ِ ‫َعلي و زينب زوجان شاهدا فيلما يف سينما‬
‫أمس اآلن‬
Ali: Film hoşuna gitti mi?
ِ ّ‫يت َكل‬
:‫مان عن الفيلم‬
Zeynep: Hayır, hoşuma gitmedi.
‫ك الفيلم؟‬ ِ ‫ هل أعجب‬:‫َعلي‬
Ali: Neden hoşuna gitmedi? ََ
Zeynep: Film birçok şiddet ve dövüş sahneleriyle ِ
.‫ مل يُعجبين‬،‫ ال‬:‫َزينب‬
dolu. Bütün bu şiddet gerekli miydi?
‫بك؟‬ِ ‫عج‬ ِ ‫ ملاذا مل ي‬:‫علي‬
Ali: Bu doğal. Aksiyon filmlerinin hepsi dö- ُ َ
vüş, şiddet ve hızlı hareketten ibarettir. ِ ِ
‫ الفيلم مليئ بـ َمشاهد كثرية من العُنف‬:‫َزينب‬
Zeynep: Başka bir şey daha var. Film çok uzundu. ‫ضروِريًّا؟‬َ ‫كل هذا العُنف‬ ُّ ‫ هل كان‬.‫والضَّرب‬
Bu nedenle çok sıkıldım.
Ali: Filmin müziği ile ilgili görüşün nedir? ‫أفالم احلََركة ُكلُّها ِعبارةٌ عن‬
ُ .‫ هذا طَبيعي‬:‫َعلي‬
Zeynep: Açıkçası müzik de pek hoşuma gitmedi. .‫السريعة‬
َّ ‫الضرب والعُنف واحلََركة‬ ّ
Aslında başım ağrıyordu. Müziğin sesi ِ
.‫ويل جدًّا‬
yüksekti. Bu da baş ağrımı artırdı. ٌ َ‫ كا َن الفيلم ط‬،‫أمر آخر‬ ٌ ‫ هناك‬:‫َزينب‬
.‫كثريا‬ ِ
Ali: Filmin hikâyesi nasıldı?
ً ‫لت‬ ُ ‫لذلك مل‬
Zeynep: Bence fena değildi. Aslında ben romantik
‫ك يف موسيقى الفيلم؟‬ ِ ‫ وما رأي‬:‫َعلي‬
veya komedi filmleri seviyorum. Aksiyon ُ
ِ
ve korku filmlerini sevmiyorum. .‫كثريا‬
ً ‫أيضا مل تُ ْـعجبين‬ ً ‫ املوسيقى‬،‫ بِصراحة‬:‫َزينب‬
Ali: Fakat bu filmi birlikte seçtik. Bunu ne-
den söylemedin bana?
‫ت‬ْ َ‫ واملوسيقى كان‬،‫صداع‬ ُ ‫يف الواقع كان عندي‬
.‫صداعي‬ ِ
Zeynep: Önemli olan birlikte vakit geçirmemiz. ُ ‫ت‬ ْ ‫عاليَةً َفزَّوَد‬
‫صة الفيلم؟‬ ِ
ّ ‫ وماذا عن ق‬:‫َعلي‬
‫ب‬ ُّ ‫ أنا أ ُِح‬،‫ يف الواقِع‬.‫أس هبا‬ َ َ‫ يف رأيي ال ب‬:‫َزينب‬
‫أفالم‬
َ ‫ب‬ ُّ ‫ ال أ ُِح‬،‫األفالم الرومانسية أو الكوميدية‬ َ
.‫الرعب‬ ُّ َ ‫أفالم‬ ‫أو‬ ‫احلَركة‬
‫ ملاذا مل تَقويل يل‬،‫معا هذا الفيلم‬ ِ
ً ‫ختنا‬ َ ‫لكن ا‬ ْ :‫َعلي‬
‫ذلك؟‬
ِ
ٍ َ‫مع ب‬
.‫عض‬ َ ‫ ال ُـم ِه ّم أ ْن نَقض َي‬:‫َزينب‬
َ ‫الوقت‬
163
Cezm Edatları

Öğrenme Çıktısı
1 İletişim esnasında, geçmişte bir işin yapılmadığını ifade edebilme; olumlu ve olumsuz emir
kiplerini kullanabilme; bir işi birlikte yapmayı teklif edebilme, bir şeyin henüz yapılmadığını
ifade edebilme; temel düzeyde şart kipini kullanabilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 1 Karşılaştır Paylaş

Kur’ân-ı Kerîm’den şu ayet- Cezm eden şart edatı ‫ إ ْن‬kul-


lanarak beş anlamlı cümle
lerde geçen ْ‫ َل‬cezm yapısını yazınız. Yazdığınız cümleleri
Diyaloglarda geçen cezm inceleyiniz: sizin gibi Arapça öğrenen bir
yapılarını saptayarak defte- ‫اب الْ ِف ِيل؟‬
ِ ‫َصح‬ ِ َ ُّ‫ف فَ َـعل رب‬ akranınızla değerlendiriniz.
rinize yazınız. Bu yapıların
َ ْ ‫ك بأ‬ َ َ َ ‫﴿أَ َلْ تَ َـر َكْي‬
fiillerde gerçekleştirdikleri ﴾‫ضلِ ٍيل‬
ْ َ‫أَ َلْ َْي َع ْل َكْي َد ُه ْم ِف ت‬
Fasih Arapça ile yapılmış bir
değişiklikleri gözlemleyiniz. (Fil Sûresi 1-2)
filmden bölümler izleyerek
َّ ‫أَ َلْ يَ ْـعلَ ْم بِأ‬
‫َن اللَّهَ يََـرى؟‬ bu bölümde gördüğünüz
(Alak Sûresi 14) cezm edatlarını saptamaya
çalışınız.

DİL BİLGİSİ: CEZM EDATLARI

‫ أ ََدوات اجلَْزم‬:‫قواعد‬
Beşinci bölümde Arapçada muzâri fiilin (şimdiki ve geniş zamanın) irâbında üç farklı durumun söz
konusu olduğunu belirtmiştik. Bunlar, ref durumu, nasp durumu ve cezm durumudur. Öncelikle cezm
durumundaki muzâri fiilde meydana gelen değişiklikleri hatırlayalım:

Cezm Alâmetleri
Arapça I kitabında, cezm kavramının isimlerle ilgili olmayıp, sadece fiillerle ilgili bir olduğunu öğ-
renmiştik. Cezm: “Bir fiilin sonunun ‘sükûn’ ile harekelenmesi veya ‘sükûn’ harekesinin yerine geçecek
başka bir alâmeti barındırması durumudur”. Üzerinde cezm alâmeti barındıran fiile “meczûm” (yani cezm
edilmiş, cezimli) denir. Her fiil kipi için cezm söz konusu değildir; başında cezm edatı bulunan muzâri
fiiller, emir veya nehiy kipine dönüşen muzâri fiiller meczûmdurlar. Dolayısıyla sadece muzâri fiiller cezm
edilebilirler, mâzî fiil için veya gelecek zaman kipi için cezm söz konusu değildir.
Aşağıdaki işlemler, bir muzâri fiilin cezm edilmiş olduğunun göstergeleri, alâmetleridir:
1. Muzâri fiilin son harfinin damme harekesinin sükûna çevrilmesi:
Bildiğiniz gibi bir muzâri fiilin 3. tekil şahıs eril ve dişil, 2. tekil şahıs eril ve 1. tekil ve 1. çoğul şahıs
yapıları sonlarına ek almazlar, son harflerinin harekeleri damme’dir. Aslında bu damme, fiilin merfû
oluşunun alâmetidir ve “sükûn” harekesine dönüştüğünde fiil meczûm olmuş olur. Fiilin cezm edil-
miş olduğunun alâmeti, yani cezm alâmeti, damme harekesinin sükûna dönüşmüş olmasıdır. Ama
biz kısaca, cezm alâmeti “sükûn” deriz. Şimdi bunu, ilgili muzâri fiil yapılarının başına bir cezm
edatı, mesela (ْ‫ل‬
َ ) getirerek örneklendirelim:
164
Arapça III

‫ب‬
ْ ُ‫ هو لَ ْـم يَكْت‬ ← ‫ب‬ُ ُ‫هو يَكْت‬
‫ب‬
ْ ُ‫ هي لَ ْـم تَكْت‬ ← ‫ب‬ُ ُ‫هي تَكْت‬
‫ب‬
ْ ُ‫ أنت لَ ْـم تَكْت‬
َ ← ‫ب‬
ُ ُ‫أنت تَكْت‬
َ
ْ ُ‫ أنا لَ ْـم أَ ْكت‬
‫ب‬ ← ‫ب‬ُ ُ‫أنا أَ ْكت‬
‫ب‬
ْ ُ‫ حنن لَ ْـم نَكْت‬ ← ‫ب‬ُ ُ‫حنن نَكْت‬
Dikkat edileceği üzere, yukarıdaki örneklerde damme ile merfû olan muzâri fiiller, bir cezm edatı olan
(ْ‫ل‬
َ ) dolayısıyla meczûm oldular. Bu örneklerde meczûm fiillerin cezm alâmetleri, sonlarındaki damme
harekesinin “sükûn”a dönüşmüş olmasıdır; kısaca “sükûn”dur.
2. Merfû haldeki muzâri fiilin sonunda bulunan (‫ (ـِني‬,)‫ (ـون‬,)‫ )ـان‬eklerindeki nûn’ların düşürülmesi.
3. İkil eril ve dişil şahıslarda, 3. ve 2. çoğul eril şahıslarda ve 2. tekil dişil şahısta fiilin sonuna gelen
eklerdeki nûn’ların varlığı ref alâmeti iken, düşürülmesi cezm alâmetidir. Şunu da unutmayalım ki, eril
çoğullarda düşürülen nûn harfinin yerine vâv’lardan sonra mutlaka bir elif harfi getirilir.
Şimdi bunları yine muzâri fiilin ilgili yapılarını (ْ‫ل‬
َ ) ile kullanarak örneklendirelim:
‫ مها لَ ْـم يَكْتُـبَا‬ ← ِ ‫مها يكْتُـب‬
‫ان‬ َ َ
‫ مها لَ ْـم تَكْتُـبَا‬ ← ِ‫مها تَكْتُـبان‬
َ
ِ ِ
‫ أنت لَ ْـم تَكْتُِب‬ ← َ ِ‫أنت تَكْتُب‬
‫ني‬
‫ أنتما لَ ْـم تَكْتُـبَا‬ ← ِ ‫أنتما تَكْتُـب‬
‫ان‬ َ
‫ هم لَ ْـم يَكْتُبُوا‬ ← ‫هم يَكْتُـبُو َن‬
‫ أنتم لَ ْـم تَكْتُبُوا‬ ← ‫أنتم تَكْتُـبُو َن‬
Dikkat edileceği üzere, yukarıdaki örneklerde nûn’ların varlığı ile merfû olan muzâri fiiller, bir cezm
edatı olan (ْ‫ل‬َ ) dolayısıyla meczûm oldular. Bu örneklerde meczûm fiillerin cezm alâmetleri, sonlarındaki
nûn’ların düşmüş olmasıdır (hazfu’n-nûn veya sukûtu’n-nûn).
Fiilin 3. ve 2. çoğul eril formlarında nûn’ların düşürülmesinden sonra yerlerine elif getirilmiş olduğunu
fark etmiş olmalıyız.
Not: Muzâri fiilin 3. ve 2. Çoğul dişil formlarındaki nunlar (nûn-u nisveler) fiile bitişik özne zamiri
olmaları dolayısıyla hiçbir zaman düşmezler, her durumda varlıklarını muhafaza ederler. Örnek:

ُ ←
َ ْ ُ‫ ه ّن لَ ْـم يَكْت‬
‫ب‬ ‫ب‬
َ ْ ُ‫ ه ّن يَكْت‬
ُ
ُّ ←
َ ْ ُ‫ أنت لَ ْـم تَكْت‬
‫ب‬ ‫ب‬
َ ْ ُ‫ أنت تَكْت‬
ُّ
Dikkat edileceği üzere, yukarıdaki örneklerde muzâri fiilin başın bir cezm edatı olan (ْ‫ل‬
َ ) gelmesine
rağmen muzâri fiilin yapısında hiçbir değişiklik olmadı.
3. Muda‘‘af fiillerde şeddenin üstündeki damme harekesinin fethaya dönüştürülmesi.
Cezm edilirken, şeddenin üstündeki damme harekesi fetha harekesine dönüştürülür ve cezm alâmeti
muda‘af fiilin ilgili formları için “fetha” olarak kabul edilir. Örnek:

165
Cezm Edatları

‫ هو مل يَ ُـمَّر‬ ← ‫ هو يَ ُـمُّر‬
4. Nâkıs ve lefîf fiillerde sondaki illetli harfin düşürülmesi.
Nâkıs ve lefîf fiillerin lâmu’l-fiilleri, yani son harfleri illetlidir. Bu fiillerin muzârilerinde illetli harfler
sadece kendilerinden önceki harfin harekesini uzatan med harfleri konumundadırlar ve meczûm olacak-
larında sondaki illetli harf düşürülür. Cezm alâmeti, illetli harfin düşürülmesi (hazf harfi’l-‘ille veya sukût
harfi’l-‘ille)’dir. Örnek:

ِ َْ‫ ← هو لـم ي‬
‫ش‬ ‫هو يَ ْـم ِشي‬
ُ‫ ← هو لـم يَ ْدع‬ ‫هو يَ ْدعُو‬
Her iki örnekte de, “lem” cezm edatından dolayı meczûm olan muzâri fiillerde cezm alâmeti illetli
harfin düşürülmesidir, çünkü bu fiiller nâkıs fiillerdir.

‫ ← هو لـم يَ ْـرِو‬ ‫هو يَ ْـرِوي‬


Bu örnekte de, lefîf fiilin muzârisi “lem”den dolayı meczûmdur ve cezm alâmeti illetli harfin düşürül-
mesidir, çünkü lefîf fiildir.
Cezm durumunu, muzâri bir fiili (ْ‫ل‬
َ ) ile çekerek muzâri fiilin sonunda meydana gelen değişimi cezm
alâmetleri yönünden inceleyelim:

Çoğul (Cem‘) İkil (Tesniye) Tekil (Mufred)

‫ُه ْم لَ ْـم يَكْتُبُـوا‬ ‫ُها لَ ْـم يَكْتُـبَا‬ ْ ُ‫ُه َو لَ ْـم يَكْت‬


‫ب‬ Gâib
Onlar yazmadılar O ikisi yazmadı O yazmadı

‫ُه َّن لَ ْـم يَكْتُْب َـن‬ ‫ُها لَ ْـم تَكْتُبا‬ ‫ِهي لَ ْـم تَكْتُب‬ Gâibe
Onlar yazmadılar O ikisi yazmadı O yazmadı

‫أَنْـتُ ْم لَ ْـم تَكْتُبوا‬ ‫أَنْـتُما لَ ْـم تَكْتُبا‬ َ ْ‫أَن‬


ْ ُ‫ت لَ ْـم تَكْت‬
‫ب‬ Muhâtab
Sizler yazmadınız Siz ikiniz yazmadınız Sen yazmadın

َّ ُ ْ‫أَن‬
‫ـت لَ ْـم تَكْتُْب َـن‬ ‫أَنْــتُما لَ ْـم تَكْتُبا‬ ِ ْ‫أَن‬
‫ت لَ ْـم تَكْتُيب‬ Muhataba
Sizler yazmadınız Siz ikiniz yazmadınız Sen yazmadın

ْ ُ‫َْن ُن لَ ْـم نَكْت‬


‫ب‬ ْ ُ‫أَنا لَ ْـم أَ ْكت‬
‫ب‬ Mutekellim
Biz yazmadık Ben yazmadım

Şimdi “cezm edatları”nı ele alalım. Cezm edatlarını bir araya getiren özellik, anlamları değil yapılarıdır.
Yani söz konusu yapılar kendilerinden sonra gelen fillerin sonlarını tabloda gösterilen “cezm durumu”na
göre değiştirdikleri için “cezm edatları” şeklinde adlandırılmışlardır.
Dikkat ederseniz ‫أنْـتُم‬, ‫هم‬, ِ çekimlerinde fiillerin sonlarındaki “nun” (‫ )ن‬harfleri düş-
ْ ْ ُ ‫أنتُما‬, ‫ها‬, ُ ‫أنت‬
müştür. Öte yandan ‫ أنْـتُم‬،‫ ُهم‬çekimlerinde düşen “nun”un yerine telaffuz edilmeyen ve yalnızca şekil
ْ ْ
olarak yazımda var olan bir “elif ” (‫ )ا‬getirilir.

166
Arapça III

Şimdi cezm durumunda değişikliğe uğrayan muzâri fiilleri örnek cümlelerde inceleyelim:
‫ َم َّد‬،‫ َرَّد‬gibi “muda‘‘af ” fiillerde cezm durumunda şeddenin üstündeki
1. Son harfleri şeddeli olan
damme harekesi fethaya dönüşür, üçüncü şahıs ve ikinci şahıs dişil çoğul (‫أنت‬َّ ُ - ‫ ) ُه ّن‬çekimlerinde
şedde açılır (idgâm çözülür):

(Şimdiye kadar nehrin suyu azalmadı.) .‫َلْ يَِق َّل (يَِق ّْل) ماءُ النَّه ِر ِلَ ِّد اآلن‬
(Gazetecilerin sorularına cevap vermediler -kadınlar.) .‫َلْ يـَْرُد ْد َن (يَ ُـرّْد َن) على أسئلة الصحفيّني‬
(Hemşireler hastayı bu şekilde uzatmasınlar.) .‫يض هكذا‬ ُ ‫ال تَْ ُد ْد َن (َتُ ّْد َن) ال ُـم َمّر‬
َ ‫ضات املر‬
2. Orta harfi illetli olan “ecvef ” fiillerde, cezm durumunda iki sükunlu harf yan yana gelemeyeceği
illetli harf düşürülür:

(Sana bunu söylemedim.) .‫ول) لك ذلك‬ ْ ُ‫َلْ أقُ ْل (أق‬


(Çocuklara asla sigara satmadı.) .‫السيجارةَ لألطفال أبَ ًدا‬ ّ )‫بيع‬ ْ َ‫َلْ يَبِ ْع (ي‬
(Dünden beri uyumadı.) ‫نام) ُمْن ُذ البا ِر َحة‬
ْ َ‫َلْ يَـنَ ْم (ي‬
3. Sonu illetli harfle biten “nakıs” ve “lefîf ” fiillerde cezm durumunda sondaki illetli harf düşürülür:

(Benim için yaptıklarını unutmadım.) .‫أجلي‬


ْ ‫س (أنْسى) ما فَ َـعلتَه من‬ َ ْ‫َلْ أَن‬
(Bu yıl tatilini kırsalda geçirmedi.)
ّ ‫ض (تَـ ْقضي) عُطلَتها يف‬
.‫الريف هذا العام‬ ِ ‫َلْ تَـ ْق‬
(Gömlekleri henüz ütülemedik.) .‫َلْ نَ ْك ِو (نَكْوي) ال ُقمصا َن بَ ْـع ُد‬
Cezm edatlarından her birinin kendine özgü anlamı vardır. Cezm yapılarını dört kategoride ele alabi-
liriz:

‫–“ لَ ْـم‬medi, -madı”


Bir işin geçmişte yapılmadığını ifade eder.

(Susmadım.) .‫ت‬ْ ‫َس ُك‬ْ ‫َلْ أ‬


(Asla sigara içmedim.) ً ‫َلْ أ َُد ِّخ ْن‬
.‫أبدا‬
(Gündüz uyumadık.)
ً ‫َلْ نَـنَ ْم‬
.‫هنارا‬
ِ ‫َل يس ُكنوا يف الـم‬
.‫دينة‬
(Şehirde kalmadılar.)
َ َْْ
ِ ‫الر ْع‬
.‫ب‬ ُّ ‫أفالم‬ ِ
(Korku filmlerini izlemediler (kadınlar) َ ‫َلْ يُشاه ْد َن‬
(Kirayı ödemiyorlardı.) .‫اإلجيار‬
َ ‫َلْ تَ ُك ْن تَدفَ ُع‬
(Kirayı ödemiyorlardı.) .‫اإلجيار‬
َ ‫َلْ تَ ُك ْن تَدفَ ُع‬

Emir ve Nehy
Herhangi bir ön ek olmadan, emir fiilinin nasıl çekildiğini Arapça I kitabının 9. Bölümünde açıkla-
mıştık. Bu konuda eksiğiniz varsa lütfen söz konusu bölümü gözden geçiriniz. Burada ‫ لِـ‬ile yapılan olumlu
emri ve ‫ ال‬ile yapılan olumsuz emri ele alacağız.

167
Cezm Edatları

‫األمر‬
ْ ‫الم‬ُ “Lâm” ile Emir
Bu tür emir genellikle üçüncü şahıslara emir vermek veya onlara bir şey yapmayı önermek için kulla-
nılır. Klasik Arapçada ikinci şahıslara emir vermek için kullanılsa da bu tür emir yapıları klasik kitaplarla
sınırlıdır.

.‫السينما اليوم‬ ِ
(Bugün sinemaya gidelim.)
ّ ‫ب) إىل‬ ُ ‫ذه‬ َ َ‫ب (ن‬ ْ ‫ذه‬ َ َ‫لــن‬
(Acele etsin; geciktik.) َّ ‫لِــيَ ْستَ ْـع ِج ْل (يَ ْستَ ْـع ِج ُل) فَـ َق ْد تَأ‬
.‫َخ ْرنا‬
.ٌ‫ أل ّن احلَيا َة مجيلة‬،‫فائلني‬ ِ
(İyimser olsunlar, çünkü hayat güzeldir.) َ َ‫لــيَكونوا (يَكونو َن) ُمت‬
ِ ّ‫“ ال الن‬Lâ” ile Olumsuz Emir
‫اهية‬
Hem ikinci hem de üçüncü şahıslara bir şeyin yapılmamasını ifade etmek için kullanılan bir yapıdır.
Kısaca “yapma, etme” ve “yapmasın, etmesin” anlamlarını ifade eder.
)51 ،‫﴿وال َْت َعلُوا َم َع اللَّ ِه إِ َلًا آَ َخَر﴾ (الذاريات‬
َ
(Allah ile beraber başka bir ilah edinmeyin. Zâriyat Sûresi, 51)
)11 ،‫وم ِم ْن قَ ْـوٍم َع َسى أَ ْن يَ ُكونُوا َخْي ًـرا ِمْن ُـه ْم﴾ (احلجرات‬ ِ َّ
َ ‫﴿يَا أَيـَُّها الذ‬
ٌ َ‫ين آَ َمنُوا ال يَ ْس َخ ْر ق‬
(Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler.
Hucurât Sûresi, 11)
)‫ي‬ ِ ِ ِ ِ
ّ ‫العالء ال َـم َعّر‬
َ ‫وعِّر اجل ْس َم م ْن أثْوابا (أبو‬
َ ،‫ َس َق ٌم‬/ ‫باسها‬
َ ‫ فإ ّن ل‬،‫س الدُّنيا‬
ْ َ‫ال تَلب‬
(Dünyayı giyinme, hastalıktır onun elbisesi / çıplak et bedeni onun giysisinden, Ebu’l-Alâ el-Maarrî)

‫“ لَ ّما‬henüz değil”
Bir işin henüz gerçekleşmediğini bildiren bir ön ek niteliğindedir. Daha ziyade klasik Arapçada kulla-
nılmaktadır. Modern Arapçada daha ziyade ‫ بَ ْـع ُد‬+ ْ‫ل‬
َ yapısıyla bu anlam verilir.
.ٌ‫ لَ ّما َيَُّر على بِنائِِه َسنة‬،‫يت َجديد‬
ُ َ‫الب‬
(Ev yeni. İnşa edilmesinin üzerinden henüz bir yıl geçmedi.)
.‫تلك الّيت لَ ّما أُقُـ ْلها‬ ِ َ‫أَمجَل ال َكلِمات الّيت أوُّد أَ ْن أقوَلا ل‬
َ / ،‫ك‬ َ ُ
(Sana söylemek istediğim en güzel söz / henüz söylememiş olduğum sözdür.)
Son örneği modern Arapçada kullanıldığı şekliyle ifade edersek şöyle olur:
.‫تلك الّيت َلْ أُقُـ ْلها بـَْع ُد‬ ِ َ‫أَمجَل ال َكلِمات الّيت أوُّد أَ ْن أقوَلا ل‬
َ / ،‫ك‬ َ ُ
(Sana söylemek istediğim en güzel söz / henüz söylememiş olduğum sözdür.)

dikkat
“-dığında, -dığı zaman” anlamına gelen ve genellikle mazi fiilden önce kullanılan ‫ لَما‬ön eki
ّ
ile karıştırmayalım:
ِ َ‫تَنت‬
(Eve vardığımızda annemi bizi bekliyor bulduk.) .‫ظرنا‬ ‫ َو َج ْدنا ّأمي‬،‫يت‬ِ ‫ولَما ع ْدنا إىل الب‬
ُ َ ُ ّ
.‫اب‬ ‫الت‬
ُّ ‫ك‬ ِ
َ َ َُ َ ‫لَ ّما نََـز‬
‫ح‬ ‫ض‬ ،‫ر‬ ‫ط‬ ‫ـم‬ ‫ل‬ ‫ا‬ ‫ل‬
َ
(Yağmur yağınca toprak güldü.) ُ

168
Arapça III

‫“ إ ْن‬-se, -sa”
Şart anlamı verir. İki fiil cümleciğini birbirine bağlayan bir bağlaçtır. Her iki cümleciğin fiilini cezm
eder. Örnek:
2. Cümlecik 1. Cümlecik
‫تَـْن َج ُح‬ ‫تُذاكُِر‬
başarılı oluyorsun ders çalışıyorsun

2. Cümlecik 1. Cümlecik
Şart Yapısı
(Cevap cümleciği) (Şart cümleciği)
‫تَـْن َج ْح‬ ‫تُذاكِْر‬ ‫إ ْن‬
Ders çalışırsan başarılı olursun.
ِ ‫عاجالً سيـع ِرفُه‬
.ً‫آجال‬ ِ ‫إ ْن َل يـع ِرفْه‬
ُ ْ ََ ُ َْ ْ
(Onu şimdi tanımazsa yakında tanıyacaktır. /Onu er geç tanıyacaktır.)

(Onu bulmak istersen bulursun.) .‫ت أ ْن َِت َدها َِت ْدها‬ ِ


َ ‫إ ْن شْئ‬
(Beni bugün ziyaret edersen ben de seni yarın ziyaret ederim.) .‫إ ْن ُزْرتَين اليوم ُأزْرَك َغ ًدا‬
(Kimseye saygı göstermezsen kimse de sana saygı göstermez.) .‫أح ٌد‬
َ ‫ك‬َ ‫أح ًدا َلْ َي َِتْم‬
َ ‫إ ْن َلْ َْت َِتْم‬
Şart cümleciği ile cevap cümleciğindeki fiil, mâzî fiil de olabilir. Şu örnekleri inceleyiniz:
.ً‫آثارا رائِعة‬ ِ
(Luksor’u ziyaret edersen muhteşem eserler görürsün.)
ً ‫صر تُشاه ْد‬
ُ ْ‫إ ْن تَ ُـزْر األق‬
(Luksor’u ziyaret edersen muhteşem eserler görürsün.) .ً‫ت آثارا رائِعة‬ َ ‫صر‬
ً َ ‫شاه ْد‬ ُ ْ‫ت األق‬
َ ‫إ ْن ُزْر‬
ِ ‫إ ْن زرت األقْصر فَـلَن َِتد فيها موقِعا خاليا من اآلثار‬
.‫الف ْر َعونِيّة‬ ً ً َ َ ْ ُ َ ُْ
(Luksor’u ziyaret edersen Firavun eserlerinin olmadığı bir mevki bulamayacaksın.)
Aşağıdaki bağlaçlar da yapı olarak ‫ إ ْن‬bağlacıyla aynıdır. Ancak anlamları farklıdır:
Örnek Yaklaşık Anlamı Şart Yapısı
.ُ‫ما تَـ ْف َع ْل من َخ ٍري تَـنَ ْل َجزاءَه‬ Her ne… ‫ما‬
Ne iyilik yaparsan karşılığını alırsın.
.‫َمهما تُْـب ِط ْن تُظْ ِه ْرهُ األيّ ُام‬ Ne kadar… ‫َمهما‬
Ne kadar saklarsan sakla günler onu gösterecektir.
.‫ص ْد َشوًكا‬
ُ ‫َم ْن يَ َزر ْع َشوًكا َي‬ Kim ki… ‫َم ْن‬
Kim ki diken ekerse diken biçer.

َ ‫نت ُي ِكْن‬
.‫ك أن تَستَ ِم َع إىل املوسيقى‬ َ ‫حيثُما ُك‬/‫ما‬
َ َ‫أيْـن‬ Her nerede… ‫أيْـنَما = َحْيثُما‬
Her nerede olursan müzik dinleyebilirsin.
.‫ظرَة ال ُـمتَفائِ ِل‬ ِ
َ ‫َكي َفما فَ َّك‬
َ َ‫رت اُنظُْر إىل احلَياة ن‬ Her nasıl… ‫َكْيـ َفما‬
Nasıl düşünürsen düşün hayata iyimser bak.
Yukarıdaki edatlar şart edatları kapsamında 7. Bölümde ayrıntılı bir şekilde ele alınacaktır.

169
Cezm Edatları

Şimdi aşağıdaki cümlelerin irâblarını yapalım:


(Bu apartmanda oturmadılar.) .‫مارِة‬ ِ
َ ‫لَ ْـم يَ ْس ُكنوا يف هذه الع‬
ْ‫ َل‬ : Cezm edatı
‫ يَ ْس ُكنوا‬: Muzâri fiil, üçüncü çoğul şahıs eril, kendisinden önce gelen cezm edatı (‫ )مل‬dolayısıyla
meczûm, cezm alâmeti sondaki nûn harfinin hazfi, fâili bitişik özne zamiri olan vâvu’l-cemâ‘a
(‫)و‬.
‫ يف‬: Harf-i cer
‫ هذه‬: İşaret sıfatı, mahallen mecrûr, çünkü mebnî.
‫مارِة‬ ِ
َ ‫ الع‬: Muşârun ileyh, mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra.
.ٌ‫ لَ ّما َيَُّر على بِنائِِه َسنَة‬،‫يت َجديد‬
ُ َ‫الب‬
(Ev yeni. İnşa edilmesinin üzerinden henüz bir yıl geçmedi.)

‫يت‬
ُ َ‫ الب‬ : Mubteda merfû, ref alâmeti sondaki damme.
‫ َجديد‬ : Haber merfû, ref alâmeti sondaki damme.
‫ لَ ّما‬ : Cezm edatı
‫ َيَُّر‬ : Muzâri fiil, üçüncü tekil şahıs eril, kendisinden önce gelen cezm edatı (‫ـما‬
َّ ‫ )ل‬dolayısıyla
meczûm, cezm alâmeti sondaki fetha çünkü muda‘‘af fiil.
‫ على‬ : Harf-i cer
‫ بِنائِِه‬ ِ ِ‫ )ب‬Mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra, aynı zamanda muzâf, (‫ ) ِـه‬muzâfun ileyh mahallen
: (‫ناء‬
mecrûr, çünkü zamir.

ٌ‫ َسنَة‬ : Fâil merfû, ref alâmeti sondaki damme.

.ٌ‫ أل ّن احلَيا َة مجيلة‬،‫فائلني‬ ِ


(İyimser olsunlar, çünkü hayat güzeldir.) َ َ‫ليَكونوا ُمت‬
‫ لِيَكونوا‬: (‫ ) ِل‬Lâmu’l-emr, (‫ )يَكونوا‬muzâri fiil, üçüncü çoğul şahıs eril, kendisinden önce gelen lâmu’l
emr dolayısıyla meczûm, cezm alâmeti sondaki nûn harfinin hazfi, vâvu’l-cemâ‘a (‫ )و‬kânenin
ismi.
‫فائلني‬
َ َ‫ ُمت‬: Kâne’nin haberi, mansûb nasb alâmeti ye (‫ )ي‬çünkü düzenli eril çoğul.
َّ : (‫ )ل‬harf-i cer, (‫ )أ ّن‬fiile benzeyen harf.
‫ألن‬
‫ احلَيا َة‬: Enne’nin ismi mansûb, nasb alâmeti sondaki fetha.
ٌ‫ مجيلة‬: Enne’nin haberi merfû, ref alâmeti sondaki damme.
Şimdi cezm yapılarını tabloda görelim.

170
Arapça III

ْ‫ َل‬: Bir işin geçmişte yapılmadığını bildirir: -medi, -madı

(‫( ِلـ‬ ‫األمر‬


ْ ‫الم‬ُ : Üçüncü şahıslara emir vermek veya onlara bir şey yapmayı önermek için kullanılır.
(Yapsın, etsin.)

ِ ّ‫ ال الن‬: İkinci ve üçüncü şahıslara olumsuz emir vermek için kullanılır. (Yapma, etme; yapmasın,
‫اهية‬
etmesin.)

‫ لَ ّما‬: Bir işin henüz gerçekleşmediğini bildirir. (Henüz yapmadı.)

‫ إ ْن‬: İki fiil cümleciğini birbirine bağlayan şart bildiren bağlaçtır. (Şöyle olursa şöyle olur.)

Muzâri fiillerin üç irâb durumunu (‫كتَب‬


َ َ ) fiilinin muzârisi örneğinde aşağıdaki tabloda hatırlayalım.
Tabloda renkli olarak gösterilen durum “cezm durumu”dur.

َُّ ْ‫ أَن‬،‫ُه َّن‬


‫ـت‬ ‫ أَنْـتُ ْم‬،‫ُه ْم‬ ‫ أنْـتُما‬،‫ُها‬ ِ ْ‫أن‬
‫ت‬ َ ْ‫ أن‬،‫ ِه َي‬،‫ُه َو‬
،‫ َْن ُن‬،‫ أنا‬،‫ت‬
çekimlerinde çekimlerinde çekimlerde çekiminde çekimlerinde

‫ب‬
ُ ُ‫يَكْت‬
‫ب‬ ِ ُ‫يكْت‬
َ ْ ُ‫يَكْت‬ ‫يَكْتُبُو َن‬ ‫ـبان‬ َ ‫ب‬
ُ ُ‫تَكْت‬
َ ِ‫تَكْتُب‬
‫ني‬ Ref durumu
ِ ُ‫تَكْـت‬
‫ب‬
َ ْ ُ‫تَكْت‬ ‫تَكْتُبُو َن‬ ‫بان‬ ُ ُ‫أَ ْكت‬
‫ب‬
‫ب‬
ُ ُ‫نَكْت‬
‫ب‬
َ ُ‫يَكْت‬
‫ب‬
َ ْ ُ‫يَكْت‬ ‫يَكْتُبُوا‬ ‫يَكْتُـبا‬ ‫ب‬
َ ُ‫تَكْت‬
Nasp
‫تَكْتُِب‬
‫ب‬
َ ْ ُ‫تَكْت‬ ‫تَكْتُبُوا‬ ‫تَكْـتُبا‬ َ ُ‫أَ ْكت‬
‫ب‬ durumu

‫ب‬
َ ُ‫نَكْت‬
‫ب‬
ْ ُ‫يَكْت‬
‫ب‬
َ ْ ُ‫يَكْت‬ ‫يَكْتُبُوا‬ ‫يَكْتُـبا‬ ‫ب‬
ْ ُ‫تَكْت‬
Cezm
‫تَكْتُِب‬
‫ب‬
َ ْ ُ‫تَكْت‬ ‫تَكْتُبُوا‬ ‫تَكْـتُبا‬ ْ ُ‫أَ ْكت‬
‫ب‬ durumu

‫ب‬
ْ ُ‫نَكْت‬

171
Cezm Edatları

Öğrenme Çıktısı
َ ); üçüncü şahıslara emir kipini (‫)لِـ‬
2 Geçmişte bir işin yapılmadığını ifade edebilme (ْ‫ل‬
kullanabilme; ikinci ve üçüncü şahıslara olumsuz emir kipini (‫ )ال‬kullanabilme; bir şeyin
henüz yapılmadığını ifade edebilme (‫ ;)لَما‬temel düzeyde şart kipini (‫ن‬ْ ‫ )إ‬kullanabilme ve bu
ّ
yapıları biçim ve anlam bakımından ayırt edebilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 2 Karşılaştır Paylaş

Kur’ân-ı Kerîm’den şu ayet-


lerde geçen ْ‫ َل‬cezm yapısını
inceleyiniz:
Gördüğümüz cezm yapıla- Şehrinizi ziyaret edecek bir
rını tek tek Arapça olarak ﴾‫ص ْد َرَك‬ َ َ‫﴿أَ َلْ نَ ْشَر ْح ل‬
َ ‫ك‬ Arap arkadaşınıza gelmeden
webde “arama” yapıp söz (İnşirah Sûresi 1) önce bazı tavsiyelerde bulu-
konusu yapıların nasıl kul- ِ ِ nacaksınız (Şunu yap, bunu
lanıldığını gözlemleyiniz. ً ‫﴿أَ َلْ َي ْد َك يَت‬
﴾‫يما فَآَ َوى‬
yapma vs.). Cezm edatla-
Her bir yapıyla ilgili anlamlı (Duhâ Suresi 6) rından uygun olanları kul-
bir cümleyi defterinize yazı- ِ ْ َ‫﴿أَ َلْ َْن َعل لَهُ َعْيـن‬
﴾‫ـي‬ lanarak arkadaşınıza e-posta
nız. ْ yazın.
(Beled Sûresi 8)
‫ك بِ َع ٍاد؟‬ َ ‫أَ َلْ تَ َـر َكْي‬
َ ُّ‫ف فَ َـع َل َرب‬
(Fecr Sûresi 6)

HARF-İ CER İLE KULLANILAN BAZI FİİLLER

ِ
‫األفعال املُ ْستَ ْـع َملَة مع ُحروف اجلر‬ ‫ض‬
ُ ‫بَ ْـع‬

Bir şeyi sordu ...‫أل َع ْن‬


َ ‫َس‬

(Onlara adlarını sordum.) .‫َسائِهم‬


ْ ‫َسأَلْتُ ُـه ْم َع ْن أ‬
.‫االمتِحان‬ ِ َ‫سأَلَن والِدي عن ن‬
(Babam bana sınavın sonucunu sordu.) ْ ‫تيجة‬َ َْ َ َ

172
Arapça III

(Gençlere gelecek hakkındaki görüşlerini sordum.) .‫َّباب َع ْن آرائِهم يف ال ُـم ْستَـ ْقبَل‬
َ ‫ت الش‬ ُ ْ‫َسأَل‬
(İnsanlar sana kıyametin vaktini soruyorlar. Ahzâb Sûresi, 63) ﴾‫اع ِة‬ َّ ‫َّاس َع ِن‬
َ ‫الس‬ ُ ‫ك الن‬
َ ُ‫﴿يَ ْسأل‬

Bir şeyi bıraktı, geri durdu َ َّ‫تَ َـوق‬


...‫ف َع ْن‬
َ َّ‫تَ َـوق‬
‫ف َع ْن ال َـعمل‬
Bozuldu, çalışmaz oldu

.‫هريْ ِن‬ ِ ُ َّ‫تَ َـوق‬


(Sigarayı iki ay önce bıraktım.)
َ ‫فت عن التّ ْدخني قَ ْـب َل َش‬
ِ ‫كل م‬ ِ َ ‫صباح يوم األحد عن‬
ٍ ‫فاج‬
“.‫ئ‬ ُ ٍ ‫الع َمل ب َش‬ َ َ ‫اسل ال َفوري‬
ُ ‫الت‬
ّ ‫عض تَطبيقات‬ َ َّ‫تَ َـوق‬
ُ َ‫ف ب‬
(Bazı anlık mesajlaşma uygulamaları pazar sabahı aniden çalışmaz oldu.)

(Buzdolabı bozuldu.) .‫ت ع ِن ال َـعمل‬ْ ‫َّالجة تَ َـوقَّـ َف‬


َ ‫الث‬
.‫ـف ع ِن ال َـعمل‬ ِ
(Asansör bozuldu.) َ َّ‫ص َع ْد تَ َـوق‬ ْ ‫الـم‬
(Saatim bozuldu.) .‫ت ساعيت ع ِن ال َـعمل‬ ْ ‫تَ َـوقَّـ َف‬
.‫ف اإلنرتنت بال ُكلّيّة عن اخلِدمة لِ ُم ّد ِة ساعة هذا الـمساء‬ ُ َّ‫َسيَـتَ َـوق‬
(Bu akşam fakültede bir saat boyunca internet servis dışı kalacak.)

Bir şeyi kapsadı, içerdi ...‫اِ ْحتَوى على‬

.‫ال َـموز من ال َفواكِ ِه اليت َتتَوي على نِسبة عالِية من البوتاسيوم‬


(Muz, yüksek miktarda potasyum içeren meyvelerdendir.)
ٍ ‫ات و‬
.‫فرية‬ ٍ ٍِِ ٍ ِ
(Ay, bol miktarda yeraltı sularını içeriyor.)
َ ّ‫ال َق َمر َيتَوي على مياه َجوفيّة ب َك ِّمي‬

173
Cezm Edatları

(Öğrenim bursu sağlık sigortasını da içeriyor. ) ِّ ‫ـحتَوي على تَ ِأمني‬


.ً‫الصحة أيْضا‬ ِّ ‫ال ِـمْن َحة‬
ْ َ‫الدراسيَّة ت‬
ِ ‫هل َتتَوي أسعارُكم على ضر‬
‫يبة القيمة اإلضافيّة؟‬
(Fiyatlarınıza KDV dâhil mi?) َ ُ َ
Öğrenme Çıktısı
3 Arapçada harf-i cerlerle kullanılan bazı fiilleri tanıma ve bunları cümle içinde kullanma
becerisi kazanma

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 3 Karşılaştır Paylaş

Verilen fiillerden en az bi-


Yukarıdaki fiilleri Arapça
rinin geçtiği bir paragraf-
Verilen harf-i cerli fiilleri veya iki dilli kök esasına
lık Arapça metin üretiniz.
kullanarak birer cümle ya- göre düzenlenmiş bir söz-
Ürettiğiniz metni bir akra-
zınız. lükte bulup anlamlarını in-
nınızla birlikte değerlendi-
celeyiniz.
riniz.

ARAPÇA KALIP İFADELER

‫التعبريات يف اللغة العربية‬


!...‫َهيّا‬
Haydi!

“Haydi” anlamında teklif ifadesidir. Bazen ‫ َهيّا بِنا‬şeklinde de kullanılır.


.‫الصندوق‬ ِ ‫هيا‬
ُّ ‫ساع ْدين يف َح ِل هذا‬
(Haydi bu sandığı taşımada bana yardımcı ol.) َّ
(Haydi buradan çıkalım.) ِ
.‫َهيّا بنا َنُر ْج من ُهنا‬
(Haydi kahve yapalım.) .‫َهيّا نَصنَع ال َقهوة‬
.‫الكاب ْحيتَ ِوي َعلى طريق َح ِّل ال َـمشاكِل االقْتِصاديَّة‬
ِ ‫هذا‬
(Bu kitap ekonomik problemlerin çözüm yöntemini içeriyor.)

174
Arapça III

‫الريق‬
ِّ ‫على‬
Aç karnına

َّ ‫ك أ ْن تأْ ُخ َذ َهذا‬
.‫الدواء على الريق‬ َ ‫ب َعلَْي‬ ِ
(Bu ilacı aç karnına alman gerek.)
ُ ‫َي‬
.‫الريق‬ ِ
(Balı sabahları aç karnına iç.) ِّ ‫صباحاً على‬ َ ‫الع َسل‬
َ ‫ب‬ ْ ‫ا ْشَر‬
!‫الريق‬ ِ
(Aç karnına soğuk su içme!)
ّ ‫ب ماءً بارداً على‬ ْ ‫ال تَ ْشَر‬

... ‫ َد ْع ُه ْم‬/ ‫ َد ْعه‬/ ‫َد ْعين‬


Bana (ona, onlara) izin verin, ...yapayım
beni (onu, onları) bırakın, ...yapayım

.‫ َدعونا نـَْنسى كِ ِْبيائَنا‬.‫األحبَّ ِة‬


ِ ‫ناق‬َ ‫ضنا ِع‬ ِ ٍ ‫َدعونا نـُْنهي اخلِصام ب َك‬
َ ‫ َدعونا نُعان ُق بـَْع‬.‫الم َج ٍيل‬ َ
(Bırakın güzel sözle kavgayı bitirelim. Bırakın birbirini sevenler gibi kucaklaşalım. Bırakın kibrimizi
unutalım.)

(İzninizle size bir soru soracağım.) .ً‫أطر ُح عليك سؤاال‬َ ‫َد ْعين‬
(İzin verin sözümü bitireyim.) .‫َد ْعين أُ ْك ِمل َكالمي‬
.َ‫هدأ‬
َ َ‫حت ي‬ ِِ ِ ‫الغاض‬
ِ ‫دعوا‬
ّ ‫ب لاله فَ َرتًة‬َ َ
(Öfkelenmiş kişiyi bir süre sakinleşmesi için kendi haline bırakın.)

175
‫‪Cezm Edatları‬‬

‫‪Öğrenme Çıktısı‬‬
‫‪4 Arapçada sıklıkla kullanılan bazı ifade biçimlerini tanıma ve yerinde kullanma becerisi elde‬‬
‫‪edebilme‬‬

‫‪Araştır/‬‬ ‫‪İlişkilendir/‬‬ ‫‪Anlat/‬‬


‫‪Tekrarla 4‬‬ ‫‪Karşılaştır‬‬ ‫‪Paylaş‬‬

‫‪Yukarıda verilen cümleleri‬‬


‫‪Verilen kalıp ifadeleri defte-‬‬ ‫‪çevirilerine bakmadan bir‬‬ ‫‪Verilen kalıp ifadelerle‬‬
‫‪rinize yazınız ve birer cümle‬‬ ‫‪de siz çevirmeyi deneyin.‬‬ ‫‪cümleler kurarak arkadaşla-‬‬
‫‪içine kullanınız.‬‬ ‫‪Çevirinizi verilen çeviriyle‬‬ ‫‪rınızla paylaşınız.‬‬
‫‪karşılaştırın.‬‬

‫قراءة ‪okuma‬‬
‫أنقرة‪ :‬األمس واليوم‬
‫س اللّغَةَ‬ ‫الدكتور حسني أستاذٌ ِ‬
‫عي يف أنقرة‪ .‬وهو َد َّر َ‬ ‫ّ‬ ‫جام‬ ‫ُ‬
‫رج َم أعماالً َأدبِيّةً‬ ‫َ‬ ‫َ‬‫ت‬ ‫ه‬‫ن‬
‫ّ‬ ‫أ‬ ‫ما‬ ‫ك‬‫َ‬ ‫ويلة‪.‬‬ ‫ط‬
‫َ‬ ‫ات‬ ‫و‬ ‫العربيّةَ َ ُ َ َ‬
‫ن‬ ‫س‬ ‫ذ‬
‫ُ‬ ‫ن‬
‫ْ‬ ‫م‬ ‫ا‬ ‫وآداب‬
‫ب‬ ‫ِ‬
‫مقاالت وُكتُ ٌ‬ ‫ٌ‬ ‫التكيّة‪ .‬ولَهُ‬ ‫العَريب إىل اللغة ُّ‬ ‫األدب َ‬ ‫َعديد ًة من َ‬
‫اعه‪ .‬واآلن ُنري َم َعهُ ِحو ًارا‬ ‫األدب العريب ِبُختَـلَف أنْو ِ‬
‫ََ‬
‫َعديدةٌ عن ِ‬
‫عن حياته يف أنقرة‪.‬‬
‫ث‬‫ك أن تـَتَ َح ّد َ‬ ‫الفاضل‪ ،‬هل ُي ِكنُ َ‬ ‫الـمذيعة يا أستا َذنا ِ‬
‫ُ‬
‫ِ‬
‫لَنا عن مدينة أنقرة أيّ َام َشباب ُكم وأنقرة اليوم؟‬
‫ناس َكثريو َن َكما هو اآلن‪ .‬مل‬ ‫ت أنقرة أيّ َام َشبايب َمدينةً أكثَر ُهدوءًا‪َ .‬لْ يَ ُك ْن فيها ٌ‬ ‫د‪ .‬حسني كانَ ْ‬
‫احلال اآلن‪.‬‬ ‫دحام ُمروري َكثريٌ كما هو ُ‬ ‫ِ‬
‫يَ ُك ْن فيها ا ْز ٌ‬
‫الشوا ِرع؟‬
‫يف كانَت َّ‬ ‫َك َ‬ ‫ال ُـمذيعة‬
‫قول وبَساتني‪.‬‬ ‫الشوا ِرع موجود ًة‪ .‬هذه األماكِن ُكلُّها كانَت ِعبارًة َعن ح ٍ‬ ‫د‪ .‬حسني َلْ تَ ُك ْن ُك ّل هذه َّ‬
‫ُ‬ ‫ُ‬
‫الرائِع‪.‬‬ ‫ِ ِ‬
‫وُكنّا نَـتَ َج ّول يف البَساتني ونَستَمت ُع بواءها ّ‬
‫منطقة ُكنتُم تَس ُكنون؟‬ ‫ٍ‬ ‫أي‬
‫ال ُـمذيعة يف ِّ‬
‫عد‬ ‫ِ‬
‫جت من ال ُـمتَ َـو ِّسطة‪ .‬بَ َ‬
‫ُسريت فيها إىل أ ْن َتَ َّـر ُ‬ ‫َعيش مع أ َ‬ ‫نت أ ُ‬ ‫دت يف ال َقرية‪ .‬وُك ُ‬ ‫د‪ .‬حسني أنا ُول ُ‬
‫ني والِدي يف إحدى ال َـمدا ِرس‪ .‬يف البِداية ُكنّا نَس ُك ُن يف‬ ‫ب تَعي ِ‬ ‫ذلك اِنتَـ َقلنا إىل أن َقرة بسـبَ ِ‬
‫َ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫للم َوظِّفني يف مالْطَبة‪.‬‬ ‫ُ‬ ‫ين‬ ‫ك‬‫َ‬ ‫س‬
‫منطََقة ُأو ُلوس ُثّ انْـتَـ َقلنا َُ ّ َ‬
‫ع‬ ‫م‬ ‫م‬ ‫إىل‬
‫فاص ٍل قَصري‪.‬‬ ‫عد ِ‬ ‫اصل احلِو َار بَ َ‬‫الـمذيعة سنُو ِ‬
‫ُ‬
‫ِ‬
‫د‪ .‬حسني ب ُك ِّل ُسرور‪.‬‬

‫‪176‬‬
Arapça III

Ankara: Dün ve Bugün


Dr. Hüseyin Ankara’da bir üniversite hocasıdır. Uzun yıllar Arap Dili ve Edebiyatı öğretti. Ayrıca
Arap edebiyatından Türkçeye birçok edebî eser çevirdi. Çeşitli türleriyle Arap edebiyatına dair pek çok
makale ve kitabı var. Şimdi onunla Ankara’daki hayatı üzerine bir söyleşi yapıyoruz.
Sunucu: Değerli hocamız, bize gençlik günlerinizin Ankara’sı ile şimdiki Ankara hakkında ko-
nuşabilir misiniz?
Dr. Hüseyin: Gençlik günlerimde Ankara daha sakindi. Şimdiki gibi şehirde çok insan yoktu. Şim-
diki gibi çok trafik yoktu.
Sunucu: Caddeler nasıldı?
Dr. Hüseyin: Bütün bu caddeler yoktu. Bütün bu yerler tarlalardan ve bağlardan ibaretti. Bağlarda
dolaşıyor, muhteşem havasının keyfini sürüyorduk.
Sunucu: Hangi semtte oturuyordunuz?
Dr. Hüseyin: Ben köyde doğdum. Ortaokuldan mezun olana kadar ailemle birlikte köydeydim.
Bundan sonra babamın bir okula tayini nedeniyle Ankara’ya taşındık. Başta Ulus sem-
tindeydik, sonra Maltepe’deki bir memur lojmanına taşındık.
Sunucu: Kısa bir aradan sonra söyleşiye devam edeceğiz.
Dr. Hüseyin: Memnuniyetle.
‫ُمْتارات ِم ْن ْأمثال العرب‬
Arap Atasözlerinden Seçmeler

.‫َد ْع األعمال تَـتَ َكلَّم‬


Bırak işler konuşsun.
(Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.)

.‫ش تَ َـر ما ملْ تَ َـر‬ ِ


ْ ‫إ ْن تَع‬
Yaşarsan görmediğini görürsün.

177
‫‪Cezm Edatları‬‬

‫‪Yaşamla İlişkilendir‬‬ ‫اِ ْربِ ْط باحلياة‬


‫شمس‬ ‫ُحروق ال ّ‬
‫الصحيّة ال ُـم ِه ّمة‪ .‬إ ْن تَـتَ َـعَّر ْ‬
‫ض‬ ‫تُعتَـبَ ُـر ُحروق الشَّمس من الـ َـمشاكِل ِّ‬
‫الشمس‪ .‬يف‬ ‫ث ُحروق ّ‬ ‫فس ِجيّة‪َْ ،‬ت ُد ْ‬
‫َ‬ ‫اجلِْل ُد ِل ِش ّعة الش ِ‬
‫َّمس فوق البَـنَ‬
‫ِ‬ ‫ٍ‬
‫خص بِ ُسخونة يف اجل ْلد‪ .‬قد يَشعُُر ُ‬
‫بصداع‬ ‫الش ُ‬‫هذه احلالة‪ ،‬يَشعُُر ّ‬
‫نصح‬ ‫ِ‬
‫و َغثَيان َورعشة و ْارتفاع يف َد َرجة احلَرارة‪ .‬يف مثل هذه احلاالت نَ َ‬
‫ما يلي‪:‬‬
‫باردا‪.‬‬
‫• ُخ ْذ َحّ ًاما ً‬
‫خدم كرميات مرطِّبة ومهدِّئة ِ‬
‫للج ْلد‪.‬‬ ‫ِ ِ‬
‫َُ ُ َ‬ ‫• استَ ْ‬
‫بأحد األعراض‪.‬‬ ‫ِ‬
‫ب إىل الطّبيب فَ ًورا عند الشُّعور َ‬ ‫ذه ْ‬
‫• ا َ‬
‫خد ْم كرميات من ُمشتَـ ّقات النَّفط‪.‬‬ ‫• ال تَست ِ‬
‫َ‬
‫بالصابون‪.‬‬ ‫ِ‬ ‫• ال تَ ِ‬
‫لد ّ‬ ‫غس ْل اجل َ‬
‫ماعي‪.‬‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫اصل االجت ّ‬ ‫ميع هذه ال َـمعلومات يف َوسائل التو ُ‬ ‫نش ْر اجلَ ُ‬
‫َرجاءً‪ ،‬لــيَ ُ‬

‫‪178‬‬
‫‪Arapça III‬‬

‫‪alıştırmalar‬‬ ‫التَ ْدريبات‬


‫‪1. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri parantez içinde verilen cezm edatlarından uygun olan-‬‬
‫‪larıyla doldurunuz.‬‬
‫( َلْ – ال – لِـ ‪ -‬لَ ّما – إ ْن)‬
‫بارد‪.‬‬
‫اك اآل َن‪ ،‬فاجلَُّو ٌ‬
‫‪ ..........‬تَفتَحوا الشُّبّ َ‬ ‫‪.1‬‬
‫االمتِ ِ‬
‫حان َغ ًدا‪.‬‬ ‫ك اليوم تَرسب يف ِ‬ ‫‪ ..........‬تَكسل يف ِدر ِ‬
‫است َ َ ُ ْ‬ ‫َ‬ ‫َْ‬ ‫‪.2‬‬
‫ِ‬
‫أسباب ال ُـمشكلة‪.‬‬ ‫‪ ..........‬يَقولوا‬
‫َ‬ ‫‪.3‬‬
‫بت يف االمتِحان‪ ،‬ماذا سيَجري؟‬ ‫‪ ..........‬نَـ ْف ِرض أنَ َ ِ‬
‫ك َرس َ‬ ‫ْ‬ ‫‪.4‬‬
‫هرين‪.‬‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫مارةُ َجديدة‪َ .......... ،‬يَُّر على إنشائه َش َ‬ ‫الع َ‬ ‫‪.5‬‬

‫‪2. Parantez içindeki fiilleri doğru çekimle boşluklara yazınız.‬‬


‫(نن) َل ‪ ............‬إىل أنطاليا يف العطلة ِ‬
‫املاضية‪( .‬سافَ َـر)‬ ‫ُ‬ ‫َُ ْ‬ ‫‪.1‬‬
‫ضَر)‬ ‫(ح َ‬ ‫َ‬ ‫َلْ ‪ ...........‬بعض املسؤولني إىل االجتماع‪.‬‬ ‫‪.2‬‬
‫(حاوَل)‬
‫َ‬ ‫َلْ ‪ ............‬أ ْن أتَكلَّ َم عن هذا املوضوع‪.‬‬ ‫‪.3‬‬
‫(قَ َّـرَر)‬ ‫عد‪.‬‬
‫الرحلة بَ ُ‬ ‫اال ِ‬
‫شتاك يف ِّ‬ ‫(ه َّن) َل ‪ِ ............‬‬
‫ُ ْ‬ ‫‪.4‬‬
‫(رَّد)‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ُوَزراء اخلا ِرجيّة َلْ ‪ ............‬على أَسئلة َّ‬
‫الص َحفيّني‪َ .‬‬ ‫‪.5‬‬

‫‪3. Parantez içindeki fiillerden doğru olanını kullanarak boşluğu doldurunuz.‬‬


‫شتكوا)‬‫شت ْك ‪ /‬يَ َِ‬ ‫شت ُك ‪ /‬يَ َِ‬
‫(يَ َِ‬ ‫اجلامعة إىل إزمري‪.‬‬‫َل ‪ ............‬خالد يف ِرحلة ِ‬
‫ْ‬ ‫‪.1‬‬
‫شت)‬‫شتوا ‪ /‬تَ َِ‬ ‫ِ‬
‫شتي ‪ /‬يتَ َ‬ ‫(تَ َ‬ ‫حممد؟‬‫أ َلْ ‪َ ............‬هديَّةَ عيد امليالد أل ُِّمك بَ ْـع ُد‪ ،‬يا ّ‬ ‫‪.2‬‬
‫(نَستَ ِم ْع ‪ /‬نَستَ ِم ُع ‪ /‬يَستَ ِمعون)‬ ‫فوت ِمنّا الطائِرةُ‪.‬‬ ‫ِ‬
‫لـ ‪َ ............‬جيِّ ًدا إىل اإلعالن‪ ،‬ستَ ُ‬ ‫‪.3‬‬
‫(تُ َد ِّخنون ‪ /‬تُ َد ِّخنوا ‪ /‬يُ َد ِّخنو َن)‬ ‫أرجوُكم‪ ،‬ال ‪ ............‬يف القاعة‪َ .‬منوع التَّدخني!‬ ‫‪.4‬‬
‫(أقول ‪ /‬قُلتُم ‪ /‬أَقُ ْل)‬ ‫فه ْل تَكتُمينَهُ؟‬ ‫ِ ِ‬
‫ُ‬ ‫إ ْن ‪ ............‬لَك سًّرا‪َ ،‬‬ ‫‪.5‬‬

‫‪179‬‬
‫‪Cezm Edatları‬‬

‫‪4. Aşağıdaki diyalogda boş bırakılan yerleri parantezi içinde verilen kelimelerden uygun olanıyla‬‬
‫‪doldurunuz.‬‬
‫األسبوع ‪ -‬ل ْـم‪ -‬إ ْن)‬ ‫ِ‬
‫(لَ ْـم ‪ -‬يَ ْستَح ُّق ‪ -‬مع ‪ْ -‬‬
‫نادين ‪ :‬آلو خدجية‪ ،‬كيف ِ‬
‫حالك؟‬
‫َخر‪َ ،‬خري ‪ .......‬شاءَ اهلل؟‬ ‫خدجية ‪ :‬احلمد هلل‪ ،‬الوقت ُمتَأ ِّ‬
‫آخر األخبار عن ال ُـمدير؟‬ ‫ت ِ‬ ‫نادين ‪ :‬هل َِسع ِ‬
‫َ ْ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬
‫صباح اليوم إىل َمكْتَبه ومل أج ْده‪ .‬وتَ َكلَّ ْم ُ‬
‫ت ‪ ......‬السكرترية‪ .‬وهي‬ ‫ت َ‬ ‫أسَ ْع‪ .‬ماذا َح َدث؟ َذ َهْب ُ‬ ‫خدجية ‪ :‬ال‪ْ ...... ،‬‬
‫شيئاً‪.‬‬
‫‪ .......‬تَـ ُق ْل يل ْ‬
‫الش ِرَكة يف ‪ ........‬القادم‪.‬‬
‫عت أنّه َسيكون نائب وزي ٍر وسيْت ُـرك َّ‬ ‫ِ‬
‫نادين ‪ :‬أنا َس ُ‬
‫خدجية ‪ :‬أتَ َـم َّن له التَّوفيق‪ .‬هو ‪ ........‬ذلك‪.‬‬
‫ُخِبك‪.‬‬ ‫نادين‪ :‬أنا أيضا س ِرر ِ‬
‫ت أ ْن أ ْ‬
‫ت جدًّا َوأََرْد ُ‬ ‫ًْ ُُْ‬
‫ ‪5. Aşağıda verilen cümleleri karşılarındaki cezm edatlarıyla yeniden kurunuz.‬‬
‫صي ًفا‪( .‬ال النافية) ‪..................................................‬‬ ‫ِ‬
‫َستُسافُر إىل القاهرة َ‬ ‫‪.1‬‬
‫وت اليوم ُمبَ ِّكًرا‪َ ( .‬لْ) ‪.............................................................‬‬
‫ص َح ُ‬‫َ‬ ‫‪.2‬‬

‫يبدو أنَّ ُكم َتافو َن من هذه ِّ‬


‫الرحلة‪( .‬ال النافية) ‪...........................................‬‬ ‫‪.3‬‬
‫أصد ِ‬
‫قاءه ْم‪( .‬الم األمر للغائب) ‪....................................‬‬ ‫سيكونو َن لَطيفني مع ِ‬
‫َ‬ ‫َ‬ ‫‪.4‬‬
‫آثارا َعظيمةً‪( .‬إ ْن) ‪..............................................‬‬ ‫ِ‬
‫مش يف القاهرة‪َ ،‬س َتى ً‬ ‫اِ ِ‬ ‫‪.5‬‬

‫‪6. Aşağıdaki cümlelerde cezm edatının altını çiziniz ve ondan sonra gelen ifadeyi harekeleyiniz.‬‬
‫أمل تفهمن أي ٍ‬
‫شيء من ال َـمقالة؟‬ ‫‪.1‬‬
‫ّ‬
‫يس نَظي ًفا‪.‬‬
‫طعم‪ ،‬فهو لَ َ‬ ‫ال تأكلوا يف هذا املـَ َ‬ ‫‪.2‬‬
‫ساب‪.‬‬ ‫هن مل يعددن النُّقود قَبل أن يدفَ ِ‬
‫عن احل َ‬ ‫َ َ َ َ‬ ‫ّ‬ ‫‪.3‬‬
‫لنقل احلَقيقةَ ولو َعلَينا‪.‬‬ ‫‪.4‬‬
‫إِ ْن حيرتم ُي َتم‪.‬‬ ‫‪.5‬‬

‫‪180‬‬
Arapça III

7. Aşağıdaki ayetlerde cezm edatlarını belirleyip edattan sonra meydana gelen değişikliği belirtiniz.
(Fîl Sûresi, 1) ‫أَبَابِيل‬
َ ‫اب الْ ِف ِيل َوأ َْر َس َل َعلَْي ِه ْم طَْي ًـرا‬
ِ ‫َصح‬
َ ْ ‫ك بأ‬
ِ َ ُّ‫ف فَ َـعل رب‬
َ َ َ ‫أَ َلْ تَ َـر َكْي‬ .1
(Tûr Sûresi, 44) ‫وم‬ ِ ِ َّ ‫وإِ ْن يـروا كِس ًفا ِمن‬
ٌ ‫اب َم ْرُك‬ ٌ ‫الس َماء َساقطًا يَـ ُقولُوا َس َح‬ َ ْ ْ ََ َ .2
(İsrâ Sûresi, 32) ‫ك ِرميًا‬ َ ًْ َ ََُ ْ ُ َ َُ ْ َ ْ َ ََ ‫ُف‬
‫ل‬ ‫ـو‬ ‫ق‬ ‫ا‬ ‫م‬ ‫ل‬ ‫ل‬‫ق‬ ‫و‬ ‫ا‬ ‫ه‬‫ر‬ ‫ـه‬ ‫ن‬ ‫ـ‬ ‫ت‬ ‫ل‬‫و‬ ٍّ ‫فَ َل تَـ ُق ْل َلَُما أ‬ .3
‫وم ِم ْن قَ ْـوٍم َع َسى أَ ْن يَ ُكونُوا َخْي ًـرا ِمْن ُـه ْم َوَل نِ َساءٌ ِم ْن نِ َس ٍاء َع َسى أَ ْن‬ ٌ َ‫ين آَ َمنُوا َل يَ ْس َخ ْر ق‬
ِ َّ
َ ‫يَا أَيـَُّها الذ‬ .4
(Hucurât Sûresi, 11) ‫ن‬ َّ ‫يَ ُك َّن َخْي ًـرا ِمنـْ ُه‬
ٍ ‫وع وآَمنَـهم ِمن خو‬ ِ ِ ِ
(Kureyş Sûresi, 3-4) ‫ف‬
ْ َ ْ ْ ُ َ َ ٍ ‫ الَّذي أَطْ َع َم ُه ْم م ْن ُج‬،‫ب َه َذا الْبَ ْـيت‬ َّ ‫فَـ ْليَ ْـعبُ ُدوا َر‬ .5

8. Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz


1. Üniversitede iki saat boyunca internet hizmeti durdu.
2. Fiyatlarımıza KDV dâhil değildir.
3. Herkes pikniğe çıkmak için geldi; ancak Cemile henüz gelmedi.
4. Kerim’in canı sıkkın. Onu kendi hâline bırakın.
5. Müsaade edin çıkayım.
6. Diyelim ki ağır hastayız, biz yine de güleceğiz.

181
Cezm Edatlarıı

İletişim esnasında, geçmişte bir işin yapılmadığını ifade edebilme; olumlu ve


1 olumsuz emir kiplerini kullanabilme; bir işi birlikte yapmayı teklif edebilme, bir
ِ ‫التـَّل‬

şeyin henüz yapılmadığını ifade edebilme; temel düzeyde şart kipini kullanabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti ‫ْخيص‬

Verilen diyaloglarla bu bölümde işlenen dilbilgisi bölümüne gi-


Günlük Hayatımızda Arapça 6 riş yapılmakta, günlük hayatta cezm edatlarını kullanarak geç-
mişte bir işin yapılmadığını ifade edebilme; olumlu ve olum-
suz emir verebilme; bir işi birlikte yapmayı teklif edebilme, bir
şeyin henüz yapılmadığını ifade edebilme; temel düzeyde şart
kipini kullanabilme becerileri kazandırılmaktadır.

ْ‫َل‬
Geçmişte bir işin yapılmadığını ifade edebilme ( ); üçüncü şahıslara emir kipini ( ) ‫لِـ‬
2 ‫ال‬
kullanabilme; ikinci ve üçüncü şahıslara olumsuz emir kipini ( ) kullanabilme; bir şeyin
‫لَ ّما‬
henüz yapılmadığını ifade edebilme ( ); temel düzeyde şart kipini ( ) kullanabilme ‫إ ْن‬
ve bu yapıları biçim ve anlam bakımından ayırt edebilme

Cezm Edatları

Bu ünitede işlenen cezm yapıları aşağıdaki tablodan gösterilmiştir.

ْ‫َل‬ :Bir işin geçmişte yapılmadığını bildirir: -medi, -madı

)‫األمر (لِـ‬
ْ ‫الم‬
ُ :Üçüncü şahıslara emir vermek veya onlara bir şey yapmayı önermek için kullanılır. (Yapsın, etsin.)
‫اهية‬ِ ّ‫ ال الن‬:İkinci ve üçüncü şahıslara olumsuz emir vermek için kullanılır. (Yapma, etme; yapmasın, etmesin.)
‫ل َّما‬ :Bir işin henüz gerçekleşmediğini bildirir. (Henüz yapmadı.)

‫إ ْن‬ :İki fiil cümleciğini birbirine bağlayan şart bildiren bağlaçtır. (Şöyle olursa şöyle olur.)

Biçim açısından bu yapılardan sonra gelen fiiller şu değişikliklere uğrar:

Fiilin İrâbı İlgili Çekimler Örnek


ِ ‫َل أَ ْذ َهب إىل الـمتح‬
.‫ف أمس‬
Sahîh fiilin sonu “sukûn” ( ْ‫ـ‬ ) olur. َ َ ْ ْ
Dün müzeye gitmedim.
ُّ ‫َلْ يَ ُـرَّد (يَ ُـرُّد) على‬
.‫السؤال‬
Muda‘‘af fiilin sonu “fetha” (
َ‫ ) ـ‬olur. Soruya cevap vermedi.
Ecvef fiilin sonu “sukûn” ( ْ‫) ـ‬ ‫ حنن‬،‫ أنا‬،‫أنت‬
َ ،‫ هي‬،‫هو‬
olur. (Burada iki sükûn yanyana zamirlerine ait çekimlerde .‫َلْ أَ ُك ْن (أَ ُكو ْن) يف َمكْتَيب‬
gelemeyeceği için illetli harfin Ofisimde değildim.
düştüğünü unutmayınız.)
Nâkıs fiilin sonundaki illet harfi .‫َلْ يَ ْش َِت (يَ ْش َِتي) َهدايا‬
düşer, ancak hareke aynen kalır.
Hediyeler satın almadı.

Fiilin sonundaki “nûn” düşer.


ِ ،‫ هم‬،‫مها‬
‫ أنتم‬،‫ أنتما‬،‫أنت‬ .‫ال تَـتَ َكلَّموا ِبذه الطّريقة‬
zamirlerine ait çekimlerde Bu şekilde konuşmayın.

Herhangi bir değişiklik olmaz. ‫أننت‬


ّ ،‫هن‬ّ ‫َرجاءً لِـيَـْنـتَ ِظ ْر َن يف َمكْتَيب‬
zamirlerine ait çekimlerde Lütfen ofisimde beklesinler.

182
Arapça III

Arapçada harf-i cerlerle kullanılan bazı


3 fiilleri tanıma ve bunları cümle içinde
kullanma becerisi kazanma

Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı


Fiiller
... ‫ َسأل عن‬: Bir şeyi sordu
.‫َسأَلْتُ ُـه ْم َع ْن أ َْسائِهم‬

neler öğrendik? ‫ماذا تـََعلّ ْمنا؟‬


(Onlara adlarını sordum.)

...‫ تَ َـوقَّف عن‬: Bir şeyi yapmayı bırakmak, durdurmak


(Sigarayı bıraktın mı?) ‫فت عن التّدخني؟‬ َ َّ‫هل تَ َـوق‬
...‫اِ ْحتَوي على‬: Bir şeyi ihtiva etmek, kapsamak
.‫ال َـموز من ال َفواكِ ِه اليت َتتَوي على نِسبة َكثرية من البوتاسيوم‬
(Muz, çok miktarda potasyum içeren meyvelerdendir.)

Arapçada sıklıkla kullanılan bazı


4 ifade biçimlerini tanıma ve yerinde
kullanma becerisi elde edebilme

Arapça Kalıp İfadeler “...‫( ” َهيّا‬Haydi!); “‫على الريق‬


َ ” (Aç karnına); “...‫( ” َد ْع‬Müsaade
edin, bırakın, izin verin…) gibi anlamlara gelen yapılar örnek
cümlelerle tanıtılmıştır.

.‫الصف‬
َّ ‫دخ ْل‬ ِ
(Haydi sınıfa girelim.) ُ َ‫َهيّا لن‬
َّ ‫ك أ ْن تأْ ُخ َذ َهذا‬
.‫الدواء على الريق‬ َ ‫ب َعلَْي‬ ِ
ُ ‫َي‬
(Bu ilacı aç karnına alman gerek.)

(Müsaade edersen sözümü bitireyim.) .‫َد ْعين أُ ْك ِمل َكالمي‬

183
Cezm Edatlarıı

1 ِ ‫ كان وجهه‬،‫ك يف أنّه مريض‬


6 .‫شاحبًا‬ َّ ‫حنن مل نَ ُش‬
Aşağıdakilerden hangisi bir cezm edatı değildir? ُ َ ٌ َ
cümlesinde cezm edatından sonraki fiilde cezm
neler öğrendik? ‫ماذا تـََعلّ ْمنا؟‬

A. ‫ إ ْن‬B. ‫الم األمر‬


‫ لَ ْن‬C. alâmeti nedir?
D. ‫ ال الناهية‬E. ْ‫ل‬
َ A. Muda‘‘af fiil olduğundan “fetha”dır.
B. “Nûn”un düşmesidir.
C. “Sükûn”dur.
ِ
2 .‫ض‬ َ ِ‫ ُتاف ْظ على ِص َّحت‬......
ِ ‫ك تَ ْسلَ ْم من ال َـمَر‬ D. Ecvef fiilin illet harfinin düşmesidir.
cümlesinde boşlukta hangi cezm yapısı kullanılabilir? E. Nâkıs fiilin illet harfinin düşmesidir.

A. ‫ لِـ‬B. ‫ ال‬C. ْ‫ل‬


َ D. ‫ لَ ْن‬E. ‫إ ْن‬ 7 “Kapalı Çarşı’ya giderseniz aradığınız tüm
hediyeleri bulursunuz.” cümlesinin anlamca en ya-
kın Arapça karşılığı aşağıdakilerden hangisidir?
ٍ َ‫عد ق‬
3 .‫ليل‬ َ َ‫عام احلَفلة ب‬
َ َ‫ ط‬... ‫ لِـ‬cümlesinde boşluğa
‫ك مل َِتدوا ُك َّل‬ ِِ
hangi fiil gelmelidir? A. َ ‫السوق ال َـمسقوف لذل‬ ّ ‫مل تَ ْذ َهبوا إىل‬
A. ‫ نُعِ َّد‬B.
‫ نُعِ ُّد‬ C. ‫نَستَعِ ُّد‬ .‫اهلَدايا اليت تـَْب َحثو َن عنها‬
B. ‫تدوا‬ َِ ‫ ألنّكم لن‬،‫ال تَ ْذهبوا إىل السوق الـمسقوف‬
D. ‫عود‬
َ َ‫ ن‬ E. ‫عود‬
ُ َ‫ن‬ َ ّ َ
.‫ُك َّل اهلَدايا اليت تَ ْـب َحثو َن عنها‬
4 Aşağıdaki cümlelerden hangisi yapı ve anlam-
ca doğrudur?
C. ‫ل‬ َّ ‫ َسيَ ِجدو َن فيه ُك‬،‫السوق ال َـمسقوف‬ ّ ‫ليَ ْذ َهبوا إىل‬
ِ
.‫اهلَدايا اليت يَْـب َحثو َن عنها‬
A. .‫ك‬ ِ ْ َ‫َل تَنام يف ال َفصل من ف‬
َ ‫ضل‬ ْ ْ ْ D. ‫يدوا فيه‬ َِ ‫ألنم لن‬ّ ،‫السوق ال َـمسقوف‬ ّ ‫ال يَ ْذ َهبوا إىل‬
B. .‫ك‬ ِ ْ َ‫ال تَنام يف ال َفصل من ف‬
َ ‫ضل‬ ْ ْ .‫اهلَدايا اليت يَْـب َحثو َن عنها‬
C. .‫ك‬ ِ ْ َ‫ال تَـنم يف ال َفصل من ف‬
َ ‫ضل‬ ْ َ ْ E. ‫ل اهلَدايا‬ َّ ‫دت ُك‬
ُ ‫السوق ال َـمسقوف َو َج‬
ّ ‫إ ْن َذ َهْبـتُم إىل‬
D. .‫ك‬ ِ ْ َ‫لِتنام يف ال َفصل من ف‬
َ ‫ضل‬ ْ ْ َ .‫اليت تَ ْـب َحثو َن عنها‬
E. .‫ك‬ ِ ْ َ‫َل تَنام يف ال َفصل من ف‬
َ ‫ضل‬ ْ ُ ْ
8 .‫الريق‬
ّ ..... ‫أخ ْذ هذا الدواء‬
ُ َ‫ ال ت‬cümlesinde boş
5 Aşağıdaki cümlelerden hangisi yapı ve anlam- bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
ca doğrudur?
A. ‫ على‬B.
‫ َعن‬C.
‫ من‬D. ‫ يف‬E.
‫إىل‬
ِّ َ‫أصحو ُمب‬
A. .‫كرا اليوم‬ ْ ْ‫َل‬
ً ٍ ‫ التّدخني قبل ثَالث سنَو‬... ‫تَـوقَّف أخي‬
B. .‫ ال تَدعو َمن ال تَع ِرفُه إىل احلَفلة‬،‫يا عزيزي‬ 9 .‫ات‬ َ َ َ
cümlesindeki boşluğa seçeneklerde verilen harf-i
َ ‫َلْ أنْسى تِْل‬
C. .‫ك ال َقصيدةَ أبَ ًدا‬
َ cerlerden hangisi getirilmelidir?
D. .‫ش يف هذه احلَديقة من قَبل‬ ِ ‫َلْ أ َْم‬ ِ
ُ ‫ بِـ‬
A. ‫ على‬B. C. ‫ يف‬ ْ ‫ م‬E. ‫عن‬
D. ‫ن‬
E. .ً‫شياء غالِية‬ ِِ
ً ْ ‫ين أ‬
َ ‫ ال تَ ْشرت‬،‫من فَضلك‬
10 .‫ نِسبة عالية من البوتاسيوم‬... ‫وز من ال َفواكِ ِه اليت‬
ُ ‫ال َـم‬
cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdaki seçenekler-
den hangisi getirilmelidir?

A. ‫ تُ َـعبِّـر عن‬B.
‫ َتتَوي على‬C.
‫تُشري إىل‬
ُ ُ
D. ‫ف عن‬ُ َّ‫ تَـتَ َـوق‬E.
‫تُ َـؤّدي إىل‬

184
Arapça III

1. B Yanıtınız yanlış ise “Cezm Edatları” konusu- 6. A Yanıtınız yanlış ise “Cezm Alâmetleri” konu-
nu yeniden gözden geçiriniz. sunu yeniden gözden geçiriniz.

neler öğrendik yanıt anahtarı “‫األج ِوبة لِـ “ماذا تـََعلّ ْمنا‬
2. E Yanıtınız yanlış ise “Cezm Edatları” konusu- 7. E Yanıtınız yanlış ise “Cezm Edatları” konusu-
nu yeniden gözden geçiriniz. nu yeniden gözden geçiriniz.

3. A Yanıtınız yanlış ise “Cezm Alâmetleri” konu- 8. A Yanıtınız yanlış ise “Arapçada Kalıp İfadeler”
sunu yeniden gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Harf-i Cer ile Kullanı-


4. C Yanıtınız yanlış ise “Cezm Edatları” konusu- 9. E
lan Bazı Fiiller” konusunu yeniden gözden
nu yeniden gözden geçiriniz.
geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Harf-i Cer ile Kullanı-


5. D Yanıtınız yanlış ise “Cezm Alâmetleri” konu- 10. B
lan Bazı Fiiller” konusunu yeniden gözden
sunu yeniden gözden geçiriniz.
geçiriniz.

Alıştırmalar Yanıt
6 Anahtarı

ْ ‫مفاتيح‬
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri parantez içinde verilen cezm edat-
larından uygun olanlarıyla doldurunuz.

)‫ لَ ّما – إ ْن‬- ‫( َلْ – ال – لِـ‬


.‫بارد‬
ٌ ‫ فاجلَُّو‬،‫اك اآل َن‬
َ ّ‫ال تَفتَحوا الشُّب‬ .1
ِ ِ‫االمت‬
.‫حان َغ ًدا‬ ِ ‫ك اليوم تَرسب يف‬ ِ ‫إ ْن تَكسل يف ِدر‬ .2
Alıştırma 1
ْ ُ َ َ ‫است‬ َ َْ
ِ
.‫أسباب ال ُـمشكلة‬ ‫َلْ يَقولوا‬ .3
َ
‫ ماذا سيَجري؟‬،‫بت يف االمتِحان‬ ِ َ َ‫لِنَـ ْف ِرض أن‬ .4
َ ‫ك َرس‬ ْ
.‫هرين‬ ِِ ِ .5
َ ‫ لَ ّما يََُّـر على إنشائه َش‬،‫مارةُ َجديدة‬ َ ‫الع‬

185
‫‪Cezm Edatlarıı‬‬

‫‪Alıştırmalar Yanıt‬‬
‫‪6‬‬ ‫‪Anahtarı‬‬

‫‪Parantez içindeki fiilleri doğru çekimle boşluklara yazınız.‬‬

‫املاضية‪( .‬سافَ َـر)‬ ‫(نن) َل نُسافِر إىل أنطاليا يف العطلة ِ‬ ‫‪.1‬‬


‫ُ‬ ‫َُ ْ ْ‬
‫‪Alıştırma 2‬‬
‫ضَر)‬
‫(ح َ‬‫ض ْر بعض املسؤولني إىل االجتماع‪َ .‬‬ ‫َل َْن ُ‬ ‫‪.2‬‬
‫َلْ أُحا ِو ْل أ ْن أتكلّم عن هذا املوضوع‪َ .‬‬
‫(حاوَل)‬ ‫‪.3‬‬
‫عد‪( .‬قَ َّـرَر)‬
‫الرحلة بَ ُ‬ ‫اال ِ‬
‫شتاك يف ِّ‬ ‫(ه َّن) َل يـ َقِّرر َن ِ‬ ‫‪.4‬‬
‫ُ ُْ ْ‬
‫(رَّد)‬ ‫ِ‬ ‫ُوَزراء اخلا ِرِجيّة َلْ يَ ُـرّدوا على أَسئلة َّ‬
‫ِ‬ ‫‪.5‬‬
‫الص َحفيّني‪َ .‬‬

‫ ‪Parantez içindeki fiillerden doğru olanını kullanarak boşluğu doldurunuz.‬‬

‫شتكوا)‬‫شت ْك ‪ /‬يَ َِ‬ ‫شت ُك ‪ /‬يَ َِ‬ ‫(يَ َِ‬ ‫شت ْك خالد يف ِرحلة ِ‬
‫اجلامعة إىل إزمري‪.‬‬ ‫‪َ .1‬لْ يَ َِ‬
‫شتوا ‪ /‬تَ َِ‬
‫شت)‬ ‫‪ .2‬أ َل تَ ِ ِ‬
‫‪Alıştırma 3‬‬ ‫شتي ‪ /‬يتَ َ‬ ‫حممد؟ (تَ َ‬ ‫شت َهديَّةَ عيد امليالد أل ُِّمك بَ ْـع ُد‪ ،‬يا ّ‬
‫ْ َ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ ِ‬
‫فوت منّا الطائرةُ‪( .‬نَستَم ْع ‪ /‬نَستَم ُع ‪ /‬يَستَمعون)‬ ‫‪ .3‬لنَستَم ْع َجيِّ ًدا إىل اإلعالن‪ ،‬ستَ ُ‬
‫‪ .4‬أرجوُكم‪ ،‬ال تُ َد ِّخنوا يف القاعة‪َ .‬منوع التَّدخني! (تُ َد ِّخنون ‪ /‬تُ َد ِّخنوا ‪ /‬يُ َد ِّخنو َن)‬
‫ِ ِ‬
‫(أقول ‪ /‬قُلتُم ‪ /‬أَقُ ْل)‬
‫ُ‬ ‫‪ .5‬إ ْن أَقُ ْل لَك سًّرا‪َ ،‬‬
‫فه ْل تَكتُمينَهُ؟‬

‫‪Aşağıdaki diyalogda boş bırakılan yerleri parantez içinde verilen kelimelerden‬‬


‫‪uygun olanıyla doldurunuz.‬‬

‫األسبوع ‪ -‬ل ْـم‪ -‬إ ْن)‬ ‫ِ‬


‫(لَ ْـم ‪ -‬يَ ْستَح ُّق ‪ -‬مع ‪ْ -‬‬
‫نادين ‪ :‬آلو خدجية‪ ،‬كيف ِ‬
‫حالك؟‬
‫َخر‪َ ،‬خري إ ْن شاءَ اهلل؟‬ ‫خدجية ‪ :‬احلمد هلل‪ ،‬الوقت ُمتَأ ِّ‬
‫‪Alıştırma 4‬‬ ‫آخر األخبار عن ال ُـمدير؟‬ ‫ت ِ‬ ‫نادين ‪ :‬هل َِسع ِ‬
‫َ ْ‬
‫ِ‬
‫صباح اليوم إىل َمكْتَبه ومل أج ْده‪.‬‬ ‫ت َ‬ ‫أسَ ْع‪ .‬ماذا َح َدث؟ َذ َهْب ُ‬ ‫خدجية ‪ :‬ال‪َ ،‬لْ ْ‬
‫ِ‬
‫شيئاً‪.‬‬
‫ت مع السكرترية‪ .‬وهي مل تَـ ُق ْل يل ْ‬ ‫وتَ َكلَّ ْم ُ‬
‫ِ‬
‫الش ِرَكة يف ْ‬
‫األسبوع القادم‪.‬‬ ‫عت أنّه َسيكون نائب وزي ٍر وسيْت ُـرك َّ‬ ‫نادين ‪ :‬أنا َس ُ‬
‫خدجية ‪ :‬أتَ َـم َّن له التَّوفيق‪ .‬هو يَ ْستَ ِح ُّق ذلك‪.‬‬
‫ُخِبك‪.‬‬ ‫نادين ‪ :‬أنا أيضا س ِرر ِ‬
‫ت أ ْن أ ْ‬
‫ت جدًّا َوأََرْد ُ‬ ‫ًْ ُُْ‬

‫‪186‬‬
‫‪Arapça III‬‬

‫‪Alıştırmalar Yanıt‬‬
‫‪6‬‬ ‫‪Anahtarı‬‬

‫ ‪Aşağıda verilen cümleleri karşılarındaki cezm edatlarıyla yeniden kurunuz.‬‬


‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫صي ًفا‪( .‬ال النّاهية) ال تُساف ْر إىل القاهرة َ‬
‫صي ًفا‪.‬‬ ‫‪َ .1‬ستُساف ُر إىل القاهرة َ‬
‫أص ُح اليوم ُمبَ ِّكًرا‪.‬‬
‫َلْ ْ‬ ‫وت اليوم ُمبَ ِّكًرا‪َ ( .‬لْ)‬
‫ص َح ُ‬ ‫‪َ .2‬‬
‫‪Alıştırma 5‬‬ ‫الرحلة‪.‬‬
‫اهية) ال َتافوا من هذه ِّ‬ ‫الرحلة‪( .‬ال النّ ِ‬
‫‪ .3‬يبدو أنَّ ُكم َتافو َن من هذه ِّ‬
‫ِ‬ ‫ِ ِ‬
‫طيفني مع‬
‫طيفني مع أصدقاءه ْم‪( .‬الم األمر للغائب) ليَكونوا لَ َ‬ ‫‪ .4‬سيَكونو َن لَ َ‬
‫أصد ِ‬
‫قاءه ْم‪.‬‬ ‫ِ‬
‫ِ‬
‫ش يف القاهرة‪ ،‬تَ َـر ً‬
‫آثارا‬ ‫آثارا َعظيمةً‪( .‬إ ْن) إ ْن تَْ ِ‬ ‫ِ‬
‫مش يف القاهرة‪َ ،‬س َتى ً‬ ‫‪ .5‬اِ ِ‬
‫َعظيمةً‪.‬‬

‫‪Aşağıdaki cümlelerde cezm edatının altını çiziniz ve ondan sonra gelen ifadeyi‬‬
‫‪harekeleyiniz.‬‬
‫أ َل تـ ْفهمن أي ٍ‬
‫شيء من ال َـمقالة؟‬ ‫‪.1‬‬
‫َْ َْ َ ّ‬
‫‪Alıştırma 6‬‬ ‫يس نَظي ًفا‪.‬‬
‫طعم‪ ،‬فهو لَ َ‬ ‫ال تَأْ ُكلوا يف هذا ال َـم َ‬ ‫‪.2‬‬
‫ساب‪.‬‬ ‫هن َل يـع ُد ْد َن النُّقود قَبل أن يدفَ ِ‬ ‫‪.3‬‬
‫عن احل َ‬ ‫َ َ َ َ‬ ‫ّ ْ َْ‬
‫لِنَـ ُق ْل احلَقيقةَ ولو َعلَينا‪.‬‬ ‫‪.4‬‬
‫إِ ْن َْي َِتْم ُيتَ َـرْم‪.‬‬ ‫‪.5‬‬

‫‪187‬‬
Cezm Edatlarıı

Alıştırmalar Yanıt
6 Anahtarı

Aşağıdaki ayetlerde cezm edatlarını belirleyip edattan sonra meydana gelen


değişikliği belirtiniz.

)1 ،‫اب الْ ِف ِيل (الفيل‬


ِ ‫َصح‬ ِ َ ُّ‫ف فَ َـعل رب‬
َ ْ ‫ك بأ‬ َ َ َ ‫ أَ َلْ تَ َـر َكْي‬.1
Cezm edatı “lem”den dolayı cezm alâmeti olarak nâkıs fiilin sonundaki “yâ”
düşmüştür.

)44 ،‫وم (الطّور‬ ِ ِ َّ ‫ وإِ ْن يـروا كِس ًفا ِمن‬.2


ٌ ‫اب َم ْرُك‬
ٌ ‫الس َماء َساقطًا يَـ ُقولُوا َس َح‬ َ ْ ْ ََ َ
Cezm edatı “in”den dolayı cezm alâmeti olarak fiillerin sonlarındaki “nûn”
harfleri düşmüştür

)23 ،‫ُف َوَل تَـْن َـه ْرُهَا َوقُ ْل َلَُما قَ ْـوًل َك ِرميًا (اإلسراء‬
ٍّ ‫ فَ َل تَـ ُق ْل َلَُما أ‬.3
Alıştırma 7
Cezm edatı “nehyeden lâ” dan (‫)ال الناهية‬dolayı cezm alâmeti olarak fiillerin
sonu “sükûn” olmuştur. (Ecvef olan ilk fiilde iki sükûn yanyana gelemeyeceği
için illetli harf düşmüştür.)

‫وم ِم ْن قَ ْـوٍم َع َسى أَ ْن يَ ُكونُوا َخْي ًـرا ِمْن ُـه ْم َوَل‬ ِ َّ


َ ‫ يَا أَيـَُّها الذ‬.4
ٌ َ‫ين آَ َمنُوا َل يَ ْس َخ ْر ق‬
)11 ،‫نِ َساءٌ ِم ْن نِ َس ٍاء َع َسى أَ ْن يَ ُك َّن َخْي ًـرا ِمْن ُـه َّن (احلُ ُجرات‬
Cezm edatı “nehyeden lâ”dan (‫ )ال الناهية‬dolayı cezm alâmeti olarak fiilin sonu
“sükûn” olmuştur.

ٍ ‫ الَّ ِذي أَطْ َع َم ُه ْم ِم ْن ُج‬،‫ت‬


‫وع َوآَ َمنَ ُـه ْم ِم ْن‬ ِ ‫ب ه َذا الْبـي‬
ْ َ َ َّ ‫ فَـ ْليَ ْـعبُ ُدوا َر‬.5
ٍ ‫خو‬
)4-3 ،‫ف (قَُـريش‬ َْ
Cezm edatı “emir lâmı”ndan (‫ )الم األمر‬dolayı cezm alâmeti olarak fiilin so-
nundaki “nûn” harfi düşmüştür.

Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz


1. Üniversitede iki saat boyunca internet hizmeti durdu.
ِ َ‫ساعت‬ ِ ِ ِ ِ ِ
.‫ني‬ َ َّ‫تَ َـوق‬
َ ‫ف اإلنرتنت باجلامعة عن اخلدمة ل ُم ّدة‬
2. Fiyatlarımıza KDV dâhil değildir.
ِ ‫ال َتتَوي أسعارنا على ضر‬
.‫يبة القيمة اإلضافيّة‬
Alıştırma 8
َ ُ
3. Herkes pikniğe çıkmak için geldi; ancak Cemile henüz gelmedi.
ِ ‫ لكن مجيلة لَما‬،‫جاء اجلميع للخروج إىل النُّزهة‬
.‫تأت‬ ّ ّ ُ ُ َ
4. Kerim’in canı sıkkın. Onu kendi hâline bırakın.

.‫ َدعوهُ َو َشأنِِه‬،‫َكرمي ُمتَضايِ ٌق‬


5. Diyelim ki ağır hastayız, biz yine de güleceğiz.
ٍ ‫ك على ُك ِّل‬
.‫حال‬ ٍ ‫لِنَـ ُق ْل إنّنا اُ ِصْبنا ِبََر‬
ْ َ‫ َسن‬،‫ض َخط ٍري‬
ُ ‫ض َح‬

188
Arapça III

bölümün kelimeleri ُ ِ‫َكل‬


‫مات الوحدة‬
‫( أَبْطَ َن‬ebtana) sakladı, gizledi ‫ص َحا‬
َ - ‫صحو‬
ْ َ‫( ي‬sahâ- yashû) uyanmak
‫( أثْواب‬esvâb) elbiseler, (t.) ‫( ثَوب‬sevb) ‫صندوق‬
ُ (sundûk) sandık, kutu
‫( أَظْ َهَر‬azhara) gösterdi, ortaya çıkardı ‫ض ْرب‬َ (darb) vuruş, dövme, darp
‫( أ َْنى‬enhâ) bitirdi, sona erdirdi ‫ضريبة‬َ (darîbe) vergi
...‫ف إىل‬ ِ
َ َ‫( انْ َـعط‬in‘atafe) bir yöne, bir tarafa saptı, ‫ طََرد‬-‫( يَطُْرُد‬tarade –yatrudu) kovmak
döndü
‫‘( عانَ َق‬âneka) kucaklaştı
‫إجيار‬
َ (îcâr) kira ...‫‘( ِعبارة عن‬ıbâra ‘an) –den ibaret
‫( بَساتني‬besâtîn) bahçeler, (t.) ‫( بُ ْستان‬bustân)
‫‘( َعَّرى‬arrâ) elbiselerini çıkardı, soydu
‫( بَ ْـع ُد‬ba‘du) henüz (değil)
‫‘( عُنف‬unf) şiddet
...‫( تَ َـعَّرض ل‬te‘arrada li) bir şeye maruz kaldı, bir
durumla karşı karşıya kaldı ‫( َغثَيان‬gaseyân) mide bulantısı
‫( تقاطُع‬tekâtu‘) dört yol ağzı ‫ فات‬- ‫فوت‬ ُ َ‫( ي‬fâte –yefûtu) kaçırmak (‫من‬: bir şeyi,
uçak, otobüs, tren vb.)
‫ َجَرى‬- ‫( َْيري‬cerâ –yecrî) olmak, vaki olmak, ortaya
çıkmak ِ (fâsıl) ara
‫فاصل‬
‫( ُحروق‬hurûk) yanıklar, (t.) ‫( َحريق‬harîk) ‫َّش‬
َ ‫( فَـت‬fetteşe) araştırdı, soruşturdu
‫( ِخصام‬hisâm) kavga ‫( كِرميات‬kırîmât) kremler
‫( َخاليا‬halâyâ) hücreler, (t.) ‫( َخلِيَّة‬haliyye) ‫( كِ ْسف‬kisf) bir parça
‫( ُر ْعب‬ru‘b) korku ‫( ليسانْس‬lîsans) lisans
‫( َر ْعشة‬ra‘şe) titreme ‫( ُمتَضايِق‬mutedâyık) canı sıkkın
‫ب‬
َ ‫ر َس‬sınavı
َ - ‫ب‬ ‫يرس‬
ُ (resebe -yersubu) başarısız olmak, ‫( ُمتَفائل‬mutefâil) iyimser
vb. geçememek
‫( ُمَ ّمع َس َكين‬mucemma‘ sekenî) site, lojman
‫( َزَّوَد‬zevvede) artırdı, çoğalttı
‫ مَّر‬- ‫( يََُّـر‬merra- yemurru) geçmek (‫على‬: üzerinden)
‫ َس ِخر‬- ‫( يَ ْس َخُر‬sehira-yesharu) alay etmek (‫من‬: biri ya َ
da bir şey ile ) ‫( ُمَرطِّب‬murattıb) nemlendirici
‫( ُسخونة‬suhûne) sıcaklık, hararet ‫( َم ْرُكوم‬merkûm) birikmiş, yığılı
‫( َس َقم‬sakam) hastalık, dert
‫اك‬
َ ّ‫( ُشب‬şubbâk) pencere
‫( ِشال‬şimâl) sol; kuzey
‫( َش ْوك‬şevk) diken

189
Cezm Edatlarıı

‫( ُمشتَـ ّقات‬muştakkât) türevler, yan ürünler ‫ نَ َـهَر‬-‫( يْن َـه ُر‬nehera –yenheru) azarlamak, paylamak
‫ظاهرات‬
َ ‫( ُم‬muzâherât) gösteriler َ‫هدأُ – هدأ‬ َ َ‫( ي‬hede’e –yehde’u) sakinleşmek
‫( ُمهدِّئ‬muheddi) sakinleştirici ‫( ُهدوء‬hudû’) sükûnet, dinginlik
‫( ِمياه َجوفِيّة‬miyâh cevfiyye) yeraltı suları ‫( َوقَّف‬vakkafe) durdurdu
ِ ‫‘( على‬alân-nâsıye) köşede
‫الناصية‬ ‫ َوَدع‬- ُ‫يَ َدع‬
(vede‘a- yede‘u) terk etmek, bırakmak,
veda etmek
‫نال‬
َ - ‫ـنال‬
ُ َ‫( ي‬nâle –yenâlu) kazanmak, elde etmek
‫( وافَ َق‬vâfeka) (görüşüne) katıldı, anlaştı
ِ َ‫( طَبيب ن‬tabîb nefsî) psikiyatrist
‫فسي‬
‫اص َل‬
َ ‫( و‬vâsala) sürdürdü, devam etti
‫( نَـ ْفط‬naft) petrol

190
Arapça III

bölümün deyimleri ‫تعبریات الوحدة‬


‫ ِحو ًارا‬...‫َجرى َم َع‬ْ ‫( أ‬ecrâ me‘a… hıvâran) … ile röportaj yaptı
‫فس ِجيّة‬ ِ ‫( ِأش ّعة الش‬eşi‘‘atu’ş-şems fevka’l-benefseciyye) mor ötesi güneş ışınları
َ َ‫َّمس فوق البَـن‬
‫أفالم احلَركة‬
َ (eflâmu’l-hareke) aksiyon filmleri
‫( األفالم الرومانسية‬el-eflâmu’r-rûmansiyye) romantik filmler
‫( األفالم الكوميدية‬el-eflâmu’l-kûmîdiyye) komedi filmleri
‫( بِصراحة‬bisarâha) açıkçası, açıkça söylemek gerekirse
‫( بِ ُك ِّل ُسرور‬bikulli surûr) büyük bir memnuniyetle
‫اسل ال َفوري‬
ُ ‫الت‬
ّ ‫( تَطبيقات‬tatbîkâtu’t-terâsul’il-favrî) anlık mesajlaşma uygulamaları
‫ضريبة القيمة اإلضافيّة‬
َ (darîbet’l-kıymeti’l-idâfiyye) katma değer vergisi (KDV)
ً‫ سؤاال‬...‫طر َح على‬
َ (taraha ‘alâ… su’âlen) birine soru sormak
ً‫آجال‬ِ ... ً‫عاجال‬
ِ (‘âcilen … âcilen) er geç
ٍ ‫‘( على ُك ِّل‬alâ külli hâl) her halükârda, yine de
‫حال‬
... ‫أجل‬ ِ
ْ ‫( من‬min ecli...) –den dolayı
‫( ُمْن ُذ البا ِرحة‬munzu’l-bâriha) dünden beri
‫أس هبا‬
َ َ‫( ال ب‬lâ be’se bihâ) fena değil
‫ماعي‬ ِ ِ
ّ ‫اصل االجت‬ ُ ‫( َوسائل التو‬vesâi’ilu’t-tevâsuli’l-ictimâ‘î) sosyal medya

191
Bölüm 7
Şart Edatları

Günlük Hayatımızda Arapça 7

1 2
1 Bölümde geçen bazı sözcük yapılarını Şart Edatları
öğrenme çıktıları

kullanarak diyalog gerçekleştirme becerisi 2 Arapça şart edatlarını cümle içinde


kazanabilme kullanabilme becerisi kazanabilme

Fâu’l-Cevâb Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı Fiiller

3 4
3 Şart cümlesine bağlı cevap cümlesinin 4 Arapçada harf-i cerlerle kullanılan
başına vücûben (zorunlu olarak) ve bazı fiilleri tanıma ve bunları şart-
cevâzen (isteğe bağlı olarak) getirilen fâ cevap cümlelerinde kullanma becerisi
‫ف‬
( ) harfinin işlevlerini tanıma kazanabilme

Arapçada Kalıp İfadeler

5
5 Arapçada sıklıkla kullanılan bazı
ifade biçimlerini tanıma ve şart-cevap
cümlelerinde kullanma becerisi elde etme

Anahtar Sözcükler ‫املفتاحية‬‫ الكلمات‬: • Fâu’l-Cevâb ‫فاء اجلواب‬


• Cezm Etmeyen Şart Edatları ‫ • أدوات الشرط غري اجلازمة‬Cezm Eden Şart Edatları ‫أدوات الشرط اجلازمة‬

192
Arapça III

GİRİŞ ‫ُم َق ّدمة‬


Kitabınızın önceki bölümlerinde nasb ve cezm edatlarını öğrendiniz. Bu bölümde ise şart edatlarını
tanıyacak, Arapçada şart cümlelerinin yapısını ayrıntılarıyla görecek, irâb örnekleriyle konuyu daha iyi
kavrayacaksınız.
Ayrıca harf-i cerlerle kullanılan bazı fiillerin kullanımına yönelik örneklere ve kalıp ifadelere de yer
verilecek, bir diyalog ve bir metin ile konu pekiştirilmeye çalışılacaktır. Bölümün sonunda öğrendiklerinizi
yaşamla ilişkilendireceğiniz bir metin ve birkaç Arap atasözü de bulacaksınız.

GÜNLÜK HAYATIMIZDA ARAPÇA 7

۷ ‫العربية يف حياتنا اليوميّة‬

Hocanın Soruları
‫أسئِلَةُ املَُد ِّرس‬
ْ
Hoca: Vaktini nasıl geçiriyorsun Mervan?
‫ك يا َم ْرَوا ُن؟‬ ِ
َ َ‫ف تَـ ْقضي َوقْـت‬
Mervan: Okuyup araştırarak, çalışıp çabalaya- َ ‫ َكْي‬:‫درس‬ ّ ‫ال ُـم‬
.‫السعي‬ َّ ‫مل و‬ ِ ‫بالع‬ ِ ‫العة والد‬ ِ َ‫ بِالـمط‬:‫مروان‬
َ ،‫َّرس‬
rak.
ُ
Hoca: Öyle görünüyor ki, gençliğinin kıy-
ِ ِ ِ
metini iyi biliyor ve ondan yararlanı- ‫يمةَ َشبابك َجيِّدا‬ َ‫فق‬ َ ‫ يَْـب ُدو أَن‬:‫درس‬
ُ ‫َّك تَ ْـعر‬ ّ ‫ال ُـم‬
yorsun. .‫فيد منها‬ُ َ‫وتَ ْست‬
Mervan: Evet, kim gençliğine yazık ederse,
ِ ‫ من جار ع‬،‫تاذي‬ ِ ‫ نَـعم أُس‬:‫مروان‬
yaşlılığı da ona yazık eder. ُ‫لى صبَاه‬ َ َ َ َ َْ ْ َْ
.ُ‫وختُه‬ ِ
َ ‫ت َعلَْيه َشْي ُخ‬ ْ ‫َج َار‬
Hoca: Aferin sana, peki insanlarla ilişkilerin
nasıl?
ِ ‫ك َم َع‬
‫الناس؟‬ َ ُ‫ف َعالقَات‬ ِِ
Mervan: Onlara yakınlık gösterir, iyi geçini- َ ‫ لله َد ُّرَك! فَ َكْي‬:‫درس‬ ّ ‫ال ُـم‬
rim. Birisi bana sert bir dille öğüt ver-
se bile onunla ilişkimi koparmayıp
‫ إذا‬.‫اشُرُه ْم بِالْ َم َوَّد ِة‬ِ ‫ أَتَـوَّدد إِلَي ِهم وأُع‬:‫مروان‬
ََْ ْ ُ َ
ِ ٍ ِ ٍ
aksine düşüncelerinden yararlanırım. ‫يدة الَ أُقَاطعُهُ؛‬ َ ‫ص بِلَ ْه َجة َشد‬ ٌ ‫ص َح ِن َش ْخ‬ َ َ‫ن‬
.‫يد ِم ْن ُمالَ َحظَتِ ِه‬ ُ ‫َستَ ِف‬
ْ ‫بَ ْل أ‬
Hoca: Arkadaşlık ve arkadaşlar hakkındaki
görüşün nedir?
‫َص ِدقَ ِاء؟‬ ِ َّ ‫ك يف‬
ْ ‫الصداقَة واأل‬ َ ُ‫ َما َرأْي‬:‫درس‬ ّ ‫ال ُـم‬

193
Şart Edatları

Mervan: Vefalı dostlar, el ve göz gibidir. El acı


ْ ‫ إذا تَأَلَّ َم‬،‫ي‬ ِ ْ ‫َص ِدقَاء األ َْوفِيَاء َكالْيَ ِد والْ َع‬
çektiğinde göz ağlar; göz ağladığında ‫ت‬ َ ُ ُ ْ ‫ األ‬:‫مروان‬
el de (gözyaşını) siler. ‫ي َم َس َحتـَْها‬ ُ ْ ‫ت الْ َع‬ ْ ‫ وإذا بَ َك‬،‫ي‬ ُ ْ ‫ت الْ َع‬ ْ ‫الْيَ ُد بَ َك‬
Hoca: Allah seni korusun evladım, seni ye-
tenekli ve akıllı biri olarak görüyo- .‫اليَ ُد‬
rum.
.ً‫ أ ََر َاك َم ْوُهوباً َعاقِال‬،‫ك اهللُ يا َولَ ِدي‬ ِ
َ َ‫ َحفظ‬:‫درس‬ ّ ‫ال ُـم‬
Mervan: Bu, ailemizin ve hocalarımızın bizi
yönlendirmeleri sayesindedir. Akıl ‫ض ِل َما أ َْر َش َدنَا إِلَْي ِه أ َْهلُـنَا‬ ْ ‫ َه َذا بَـ َف‬:‫مروان‬
hariç her şey, çoğaldıkça ucuzlar; ama
‫ص ّإل‬ ٍ ِ ‫وأ‬
akıl çoğaldıkça değeri artar. َ ‫ ُك ُّل َش ْيء إذا َكثَُـر َر ُخ‬،‫َساتي ُذنَا‬ َ َ
.ُ‫يمتُه‬ ِ َّ
Hoca: Peki sen zorluklar karşısında gevşeyip
yılıyor musun?
َ‫تق‬ ْ ‫ فَ ُكل َما ُكثَُـر َز َاد‬،‫الع ْق ُل‬ َ
‫اب؟‬ ِ ‫الصع‬ َ ْ‫ فَ َـه ْل أَن‬:‫درس‬
Mervan: Hayır, moralim daima yüksektir. َ ِّ ‫َمام‬ َ ‫اخى َوتَـتَ َخا َذ ُل أ‬ َ ‫ت تـَتـََر‬ ّ ‫ال ُـم‬
ِ ِ
ْ‫ إِ ْن َل‬،ً‫ َم ْعنَ ِويَّ ِات َعاليَةٌ َدائما‬،َ‫ ال‬:‫مروان‬
Gökyüzünde bir yıldız olamasan da
bari yaşamında bir ışık ol.
Hoca: Çok iyi dedin Mervan. Hayatındaki ‫الس َم ِاء فَ َحا ِو ْل أَ ْن‬ َّ ‫تَ ْستَ ِط ْع أَ ْن تَ ُكو َن َْنماً ِف‬
.‫ك‬ َ ِ‫صبَاحاً يف َحيَات‬ ِ
ْ ‫تَ ُكو َن م‬
en yüksek hedefin nedir?
Mervan: Nefsi terbiye etmek, aklı geliştirmek,
insanlarla iyi geçinmek ve en güzel ‫َسَى‬ ْ ‫ك األ‬ َ ُ‫ فَ َما هو َه َدف‬،‫ت يا َم ْرَوا ُن‬ َ ‫أح َسْن‬ ْ :‫درس‬
ّ ‫ال ُـم‬
‫يف احلَيَ ِاة؟‬
ahlaka sahip olmak.

‫ َو ُح ْس ُن‬،‫ َوتَـْن ِميَةُ الْ َع ْق ِل‬،‫س‬ ِ ‫يب النَّـ ْف‬ ِ


ُ ‫ تَ ْـهذ‬:‫مروان‬
.‫َح َس ِن اخلُلُ ِق‬ ْ ‫ والتَّ َـزيُّ ِن بِأ‬،‫َّاس‬ ِ ‫الَِوا ِر َم َع الن‬ ْ

Öğrenme Çıktısı
1 Bölümde geçen bazı sözcük yapılarını kullanarak diyalog gerçekleştirme becerisi
kazanabilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 1 Karşılaştır Paylaş

Verilen diyalogda şart cüm-


lelerini bulmaya çalışınız. Verilen diyaloğu okuyunuz
Diyalogda şart edatları’nın
Bu cümleler içinde hangi ve arkadaşlarınızla birlikte
geçtiği cümleleri Türkçesiy-
edatların kendisinden sonra Arapça olarak canlandırma-
gelen fiilleri cezm ettiğine le karşılaştırınız.
ya çalışınız.
dikkat ediniz.

194
Arapça III

DİL BİLGİSİ: ŞART EDATLARI

‫ أدوات الشرط‬:‫قواعد‬
Bir eylemin belli şartlarda meydana geleceğini ifade etmek için Arapçada bazı edatlar kullanılır ve
bunlara “şart edatları” denir. Şart edatları daima cümlenin başında kullanılır. Şart edatlarının kullanılmış
olduğu cümleler incelenecek olursa bunların aslında iki ayrı cümleden meydana geldiği görülür: Şart cüm-
lesi ve cevap cümlesi.
1. Şart cümlesi: Şart edatından hemen sonra gelen ve eylemin meydana gelmesinin koşulu olan cümledir.
2. Cevap cümlesi: Şartın gerçekleşmesi durumunda ortaya çıkacak eylemi gösteren cümledir. Bu cüm-
leye cezâ cümlesi de denir.
Şart edatları kendi içinde iki gruba ayrılır: Cezm eden şart edatları ve cezm etmeyen şart edatları. Şimdi
bu edatları örneklerle tanıyalım:

Cezm Eden Şart Edatları


Bu edatlar, cümlenin hem şart kısmındaki, hem de cevap kısmındaki muzâri fiilleri, yani hem şart fii-
lini hem de cevap fiilini cezm ederler. Bu yüzden bunlar, iki muzâri fiili (şart fiilini ve cevap fiilini) cezm
eden edatlar olarak da gruplandırılırlar. Bunlar her ne kadar iki muzâri fiili cezm eden edatlar olarak anılsa
da, şart cümlelerinin şart bölümünde ve cevap bölümünde birden çok muzâri fiil bulunması durumunda
onların hepsini de cezm ederler. Bu edatlar şunlardır:
‫ إِ ْن‬Eğer, ola ki anlamı ifade eder.
َ ُ‫َم ْع ِرفَـت‬
(Çok okursan, bilgin gelişir.) .‫ك‬ ِ ‫إِ ْن تَـ ْقرأْ َكثرياً تَـت‬
‫َّس ْع‬ َ
Yukarıdaki cümlede (‫ )إِ ْن‬şart edatından sonra gelen (ْ‫ )تَـ ْقرأ‬fiilinin meczûm olduğunu görüyorsunuz. Bu
َ
fiil şart cümlesinin fiilidir, yani şart fiilidir; cümlenin devamında yer alan ve cevap cümlesinin fiili olan
ِ ‫ )تَـت‬fiilinin, yani cevap fiilinin de meczûm olduğuna dikkat ediniz.
(‫َّس ْع‬

Cevap Cümlesi Şart Cümlesi Şart Edatı

ِ ‫تَـت‬
َ ُ‫َّس ْع َم ْع ِرفَـت‬
‫ك‬ ً‫تَـ ْق َرأْ َكثريا‬ ‫إِ ْن‬

ِ
(Anne-babana itaat edersen, onların rızasını elde edersin.) .‫اها‬ ُ‫ض‬ َ ‫ك تَـنَ ْل ِر‬َ ْ‫إِ ْن تُ ِط ْع َوال َدي‬
(Sabredip sebat gösterirsen, arzu ettiğin şeye kavuşursun.) .ُ‫صِ ْب َوتُـثَابِْر تَـنَ ْل َما تَـتَ َمنَّاه‬
ْ َ‫إِ ْن ت‬
‫ َما‬: Ne, her ne, her ne ise anlamı ifade eder.
(Ne okursan, sana yararlı olur.) َ ‫ما تَـ ْقَرأْ يَـْنـ َف ْع‬
.‫ك‬
.‫ك ِف الْ ِك َِب‬ ِّ ‫َّخ ْرهُ ِف‬
َ ‫الصغَ ِر يَـْنـ َف ْع‬ ِ ‫ما تَد‬
(Küçükken biriktirip arttırdığın her şey büyüdüğünde sana fayda sağlar.)
(İçinizde ne gizlerseniz, Allah onu bilir.) .ُ‫ما تَكْتُ ُموا ِف أَنْـ ُف ِس ُك ْم يـَْعلَ ْمهُ اهلل‬
‫ َم ْن‬: Kim, her kim, her kim ki anlamı ifade eder.
(Kim kötülük yaparsa cezasını/karşılığını görür.) .‫َم ْن يـَْع َم ْل ُسوءاً ُْيَز بِِه‬

195
Şart Edatları

.ُ‫َم ْن يَكْثُ ْـر َكالَ ُمهُ يَكْثُ ْـر َمالَ ُمه‬


(Kimin lafı çok olursa, eleştirilmesi de o kadar çok olur –çok konuşan çok eleştiri alır-.)
.ً‫يدةَ يَـنَ ْل َجائَِزة‬
َ‫ص‬ ِ ‫من َي َف ْظ ه ِذ ِه الْ َق‬
(Kim bu kasideyi ezberlerse, bir ödül elde edecek.) ّ ْ َْ
‫ َم َت‬: Ne zaman, her ne zaman anlamı ifade eder.
(Ne zaman gelirseniz gelin, sizi ağırlarız.) .‫َم َت تَأْتُوا نُ ْك ِرْم ُك ْم‬
ِ ْ‫مت يأ‬
(Ne zaman bahar gelse, pamuk ekilir.) ُ ِ‫الرب‬
.‫يع يُْـزَرِع الْ ُقطْ ُن‬ َّ ‫ت‬ َ ََ
‫ أَيْ َن‬: Nerede, her nerede, her neresi anlamı ifade eder.
(İlim sahibi kişi nerede olursa olsun, saygı görür.) .‫ب الْعِْل ِم يُ َكَّرْم‬ ِ ‫أَين ي ُكن‬
ُ ‫صاح‬ َ ْ َ َْ
(Her nereye giderseniz, sizinle gideriz.) ‫ب مع ُك ْم‬ ْ ‫أَيْ َن تَ ْذ َهبوا نَ ْذ َه‬
‫ إِ ْذ َما‬: ‫إِ ْن‬ gibi eğer, ola ki anlamı ifade eder.
ِ ْ‫إِ ْذما تَأ‬
.‫ت َِت ْد َما يَ ُسُّرَك‬
(Gelecek olursan, seni sevindirecek şeyler bulursun.) َ
‫ َم ْه َما‬: Ne, her ne, ne olursa olsun anlamı ifade eder.
‫ب‬ ِ
(Her ne sorarsan, cevaplarız.)
ْ ‫َم ْه َما تَ ْسأ َْل ُن‬
‫ أَيَّا َن‬: Ne zaman, her ne zaman anlamı ifade eder.
ِ ‫اع ِد اآلخ ِرين يس‬
.ُ‫اع ْد َك اهلل‬ ِ ‫أَيَّا َن تُس‬
َُ َ َ َ
(Ne zaman başkalarına yardım etsen, Allah da sana yardım eder.)
‫ أَيْـنَ َما‬: Nerede, her nerede, neresi anlamı ifade eder.
(Nerede okul sayısı artarsa, orada suç azalır.) ْ ‫س تَِق َّل‬
.ُ‫الَ ِرميَة‬ ِ ِ
ُ ‫أَيْـنَ َما تَكْثُر الْ َم َدار‬
‫َي‬
ٌّ ‫ أ‬: Hangi, her hangi anlamı ifade eder.
ِ ٍ ِ َّ ‫أ‬
َِّ ‫َّجه أ‬
.‫َت ْه‬
(Hangi tarafa yönelirsen biz de oraya yöneliriz.) ْ ‫َي ج َهة تَـت‬
ِ َ‫َي يـوٍم ت‬
.‫ص ْل َِت ْدِن ِف انْتِظَا ِرَك‬
(Hangi gün gelirsen gel, beni seni bekler halde bulursun.)
ْ َ َّ ‫أ‬
‫َن‬
َّ ‫ أ‬: Nereden, nasıl, ne suretle anlamı ifade eder.
(Nereye gidersen, sana yetişirim.) َ ِ‫َلَ ْق ب‬
.‫ك‬ ْ‫بأ‬ْ ‫َن تَ ْذ َه‬
َّ ‫أ‬
‫ َح ْيثُ َما‬: Her ne zaman, her nerede gibi hem zaman hem de mekân için kullanılır.
.ُ‫الس َع َادةُ َوتَ ْـزَد ْن احلَيَاة‬
َّ ‫ َتُ َّل‬،‫َحْيثُ َما َتُ َّل‬
(Sen nereye konarsan, oraya mutluluk konar ve yaşam süslenir.)
‫ َك ْيـ َف َما‬: Nasıl, nasıl olursa olsun anlamı ifade eder.
(Sen nasıl olursan, çocuğun da öyle olur.) .‫َكْيـ َف َما تَ ُك ْن يَ ُك ْن َولَ ُد َك‬

196
Arapça III

Aşağıdaki tabloyu inceleyiniz:


Şartın Cevâbı Şart Fiili Cezm Eden
Meczûm Meczûm Şart Edatı

.‫س‬ ِ ‫أ‬ ِ ‫إِ ْن‬


ْ ‫َجل‬ ‫س‬ْ ‫َتْل‬
Oturursan otururum.
ْ
Neyi yersen yerim. .‫آ ُك ْل‬ ‫تَأْ ُك ْل‬ ‫ما‬
Çalışan başarır. .‫يَـ ْن َج ْح‬ ‫َْيتَ ِه ْد‬ ‫َم ْن‬

ْ ‫أَ ْذ َه‬
.‫ب‬ ‫ب‬
ْ ‫تَ ْذ َه‬ ‫َمىت‬
Ne zaman gidersen giderim.

Nereye giderseniz gideriz. .‫ب‬


ْ ‫نَ ْذ َه‬ ‫تَ ْذ َهبُوا‬ ‫أَيْ َن‬
Eğer gelirsen bizi bulursun. .‫َِت ْدنا‬ ِ ‫تَأ‬
‫ْت‬ ‫إِ ْذما‬
Ne yaparsan yaparız. .‫نَـ ْف َع ْل‬ ‫تَـ ْف َع ْل‬ ‫َم ْهما‬
Ne zaman okursan anlarsın. .‫تَـ ْف َه ْم‬ ْ‫تَـ ْق َرأ‬ ‫أَيَّا َن‬
Nereye gidersen onları bulursun. .‫َِت ْد ُه ْم‬ ‫ب‬
ْ ‫تَ ْذ َه‬ ‫أَيْـنَما‬
Nereyi ziyaret edersen seversin.
َّ ‫ُِت‬
.‫ب‬ ‫تَ ُـزْر‬ ‫َن‬
َّ ‫أ‬
Nerede yaşarsanız yaşarız. .‫نَ ْس ُك ْن‬ ‫تَ ْس ُكنُوا‬ ‫َح ْيـثُما‬
Bana nasıl davranırsan sana öyle davranırım. .‫ْك‬ ِ ‫أ‬
َ ‫ُعامل‬ ِ ُ‫ت‬
‫عاملْين‬ ‫َك ْيـ َف َما‬

dikkat

‫َي‬
ٌّ ‫ أ‬dışındaki şart edatlarının hepsi mebnîdir. Ancak ‫َي‬
ٌّ ‫ أ‬mu’rebdir. Yani damme ile merfû,
fetha ile mansûb ve kesra ile mecrûr olur. Muzâf olarak gelir.

Şartın Cevâbı Şart Fiili Cezm Eden


Meczûm Meczûm Şart Edatı

Hangi kitabı okursan okurum. .ْ‫أَقْ َـرأ‬ ْ‫تَـ ْق َرأ‬ ٍ ِ‫ك‬


‫تاب‬ ‫َي‬
َّ ‫أ‬

197
Şart Edatları

Cezm eden şart edatları, iki muzâri fiili cezm eden edatlar olarak anılsa da şart ve cevap cümlesinde
cezm edecekleri fiillerin sayısında bir sınırlama yoktur.

ْ ‫س و َْتتَ ِه ْد تَـْن َج ْح و تَـتَـ َف َّو‬


(Çalışır ve gayret edersen başarır ve yükselirsin.) .‫ق‬ ِ
ْ ‫إ ْن تَ ْد ُر‬
Cezm eden şart edatlarından sonra her zaman muzâri fiiller gelmeyebilir. Fiillerden bir tanesi mâzî
diğeri muzâri olabilir.
(Öğretmenimiz gelirse ders çalışırız.) .‫س‬
ْ ‫در ُسنا نَ ْد ُر‬
ِّ ‫إ ْن جاءَ ُم‬
(Çalışırsan başarırsın.) .‫جح‬ ِ
َ ‫ت تَـْن‬
َ ‫إ ْن ا ْجتَ َـه ْد‬
Bazen her iki fiil de mâzi olarak gelebilir.
(Sabreden kazanır.) .‫صبـََر ظََفَر‬
َ ‫َم ْن‬
(Bizi ziyaret edersen, sana ikram ederiz.) .‫ناك‬
َ ‫إ ْن ُزْرتَنا أ ْكَرْم‬
Cezm eden şart edatlarından sonra gelen şart ve cevap cümlesindeki fiiller muzâri oldukları takdirde
meczûm olurlar; mâzi oldukları zaman ise mahallen meczûm olurlar. Çünkü mâzî fiiller mebnîdir.

dikkat
Ecvef fillerin gerek üçlü (sülâsî) ve gerekse artırılmış (mezîd) muzâri kiplerinde ikil, eril çoğul ve 2.
şahıs muhataba hariç, diğer şahıslarda cezm durumunda illetli olan ‘aynu’l-fiil yani orta kök harfi
düşer. Hatırlanacağı üzere sükûn ile harekeli iki harf yan yana geldiğinde illetli olan düşer.

Meczûm Mezîd Ecvef Fiile Örnek Meczûm Sulâsî Ecvef Fiile Örnek

‫إِ ْن يُ ِر ْد‬ ‫يُ ِري ُد‬ ‫إِ ْن يَـ ُق ْل‬ ‫ول‬


ُ ‫يَـ ُق‬
‫إِ ْن يُ ِري َدا‬ ِ ‫ي ِري َد‬
‫ان‬ َ‫إِ ْن يَـ ُقوال‬ ‫يَـ ُقوالَ ِن‬
ُ
‫إِ ْن يُ ِري ُدوا‬ ‫يُ ِري ُدو َن‬ ‫إِ ْن يَـ ُقولُوا‬ ‫يَـ ُقولُو َن‬
‫إِ ْن تُ ِر ْد‬ ‫تُ ِري ُد‬ ‫إِ ْن تَـ ُق ْل‬ ‫ول‬
ُ ‫تَـ ُق‬
‫إِ ْن تُ ِري َدا‬ ِ ‫تُ ِري َد‬
‫ان‬ َ‫إِ ْن تَـ ُقوال‬ ‫تَـ ُقوالَ ِن‬
‫إِ ْن تُ ِري ُدوا‬ ‫تُ ِري ُدو َن‬ ‫إِ ْن تَـ ُقولُوا‬ ‫تَـ ُقولُو َن‬
‫إِ ْن تُ ِريدي‬ َ ‫تُ ِر‬
‫يدين‬ ‫إِ ْن تَـ ُقويل‬ ‫ولني‬
َ ‫تَـ ُق‬
‫إِ ْن أُ ِر ْد‬ ‫أُ ِري ُد‬ ‫إِ ْن أَقُ ْل‬ ُ ُ‫أَق‬
‫ول‬
‫إِ ْن نُ ِر ْد‬ ‫نُ ِري ُد‬ ‫إِ ْن نَـ ُق ْل‬ ‫ول‬
ُ ‫نَـ ُق‬

198
Arapça III

dikkat
Nâkıs fillerin gerek üçlü (sülâsî) ve gerekse artırılmış (mezîd) muzâri kiplerinde ikil, eril çoğul ve
2. şahıs muhataba hariç, diğer şahıslarda cezm durumunda illetli olan lâmu’l-fiil yani son kök harfi
düşer.

Meczûm Mezîd Nâkıs Fiile Örnek Meczûm Sulâsî Nâkıs Fiile Örnek

‫إِ ْن يَـلْتَ ِق‬ ‫يَـلْتَ ِقي‬ ‫إِ ْن ْيرِم‬ ‫يـَْرِمي‬


‫إِ ْن يَـلْتَ ِقيا‬ ِ ‫يـلْتَ ِق‬
‫يان‬ َ ‫إِ ْن يَ ْـرِميا‬ ِ ‫يـرِم‬
‫يان‬ َْ
‫إِ ْن يَـلْتَـ ُقوا‬ ‫يَـلْتَـ ُقو َن‬ ‫إِ ْن يَ ْـرُموا‬ ‫يَ ْـرُمو َن‬
‫إِ ْن تَـلْتَ ِق‬ ‫تَـلْتَ ِقي‬ ‫إِ ْن تَ ْـرِم‬ ‫تَ ْـرِمي‬
‫إِ ْن تَـلْتَ ِقيا‬ ِ ‫تَـلْتَ ِق‬
‫يان‬ ‫إِ ْن تَ ْـرِميا‬ ِ ‫تَـرِم‬
‫يان‬ ْ
‫إِ ْن تَـلْتَـ ُقوا‬ ‫تَـلْتَـ ُقو َن‬ ‫إِ ْن تَ ْـرُموا‬ ‫تَ ْـرُمو َن‬
‫إِ ْن تَـلْتَ ِقي‬ ‫ني‬ ِ
َ ‫تَـلْتَق‬ ‫إِ ْن تَ ْـرِمي‬ ‫ني‬ ِ
َ ‫تَ ْـرم‬
‫إِ ْن أَلْتَ ِق‬ ‫أَلْتَ ِقي‬ ‫إِ ْن أ َْرِم‬ ‫أ َْرِمي‬
‫إِ ْن نَـلْتَ ِق‬ ‫نَـلْتَ ِقي‬ ‫إِ ْن ْنرِم‬ ‫نَ ْـرِمي‬

Cezm Etmeyen Şart Edatları


‫ إِ َذا‬: Hem bir şart edatı, hem de zaman zarfıdır:
﴾‫ني‬ِ ِ ‫ال أ‬ ِ ِ
َ ‫َساطريُ األ ََّول‬
َ َ َ‫﴿إ َذا تُـتـْلَى َعلَْيه آيَاتُـنَا ق‬
(Kendisine ayetlerimiz okunduğunda, “eskilerin masalları” der-. Kalem Sûresi, 15)
﴾ٌ‫س لَِوقْ َـعتِ َها َك ِاذبَة‬ ِ ِ ِ
َ ‫﴿إ َذا َوقَ َـعت الْ َواق َعةُ لَْي‬
(Kıyamet koptuğu zaman, onu inkâr edecek kimse yoktur. Vâkıa Sûresi,1-2)
‫ لَ ْو‬: Cezm eden edatlardan ‫ إ ْن‬edatıyla eş anlamlıdır; ancak genellikle geçmiş zaman için kullanılır. Ce-
vabının başına tekîd amacıyla bir lâm harfi gelebilir:
.‫س‬ ِ ُ ‫ت َغنِيّاً لَبَـنَ ْـي‬
(Zengin olsaydım okullar yapardım.)
َ ‫ت َم َدار‬ ُ ‫لَ ْو ُكْن‬
﴾ ‫ِّعا ِم ْن َخ ْشيَ ِة اللَّ ِه‬
ً ‫صد‬
ِ
َ َ‫﴿لَ ْو أَنْ َـزلْنَا َه َذا الْ ُق ْرآَ َن َعلَى َجبَ ٍل لََرأَيْـتَهُ َخاش ًعا ُمت‬
(Şayet biz bu Kur’an’ı bir dağın üzerine indirmiş olsaydık, onu Allah korkusundan titremiş ve param-
parça olmuş görürdün. Haşr Sûresi, 21)
(Eğer yorgunluk olmasaydı, rahatlığın da tadı olmazdı.) .ٌ‫لَ َّذة‬ ‫اح ِة‬ ِ َ‫لَو َل يوج ْد التَّـعب لَما َكان‬
َ ‫ت ل َّلر‬
ْ َ ُ َ َ ُْ ْ

199
Şart Edatları

َ‫ لَ ْوال‬: Eğer olmasaydı anlamındadır:


(İlim olmasaydı cehalet yayılırdı.) ْ ‫لَ ْوالَ الْعِْل ُم لَ َس َاد‬
.‫الَ ْه ُل‬
‫ لَ ْوَما‬: َ‫لَ ْوال‬ ile aynı anlamdadır:
(İlaç olmasaydı hasta perişan olurdu.) .‫يض‬ َ َ‫لَ ْوَما الْعِالَ ُج َلَل‬
ُ ‫ك الْ َم ِر‬
Bu edat, bazen teşvik ve özendirme amacıyla kullanılır:
(Misafire ikram etsen.) .‫ف‬ َ ‫لَ ْوَما أَ ْكَرْم‬
َ ‫ت الضَّْي‬
‫ بَ ْـيـنَ َما‬: -iken, bu arada, bu meyanda, bu sırada anlamları ifade eder:
ِ ‫ت َحادثاً يف الطَِّر‬ ِ
(Yolda yürürken, bir kazaya şahit oldum.) .‫يق‬ ُ ْ‫بَْـيـنَ َما أَنَا َسائٌر َرأَي‬
‫ بَ ْـينا‬: ‫ بَْـيـنَ َما‬ile yakın anlam taşımakla birlikte biraz daha sürpriz dolu, beklenmedik olayları da ifade
etmede kullanılır.
ِ ‫ال ْلس ِة تَأْ ِجيل‬
.‫اال ْجتِ َم ِاع‬ ِ ِ
َ َ َْ ‫يس‬ُ ‫وع أ َْعلَ َن َرئ‬
َ ‫ض‬ُ ‫ش الْ َم ْو‬
ُ ‫بَْـيـنَا َْن ُن نُـنَاق‬
(Tam konuyu görüşüyor/tartışıyor iken oturum başkanı toplantının ertelendiğini açıkladı.)
‫ ِع ْن َد َما‬: -iken, -inde, olduğunda anlamları ifade eder:
.‫الس ِاد ِس ِم َن الْعُ ْم ِر‬ ِ ِ
ُ ‫ت املدرسةَ ا ِإلبْت َدائيَّةَ ُكْن‬
َّ ‫ت يف‬ ِ
ُ ْ‫عْن َد َما بَ َدأ‬
(İlkokula başladığımda on bir yaşındaydım.)
‫ ِحينَ َما‬: ‫ ِعْن َد َما‬ile eş anlamlıdır:
.ُ‫ص ِدي َقهُ يَـْنتَ ِظُره‬ ِ ِ
َ ‫حينَ َما َع َاد إِ َل الْبَ ْـيت َو َج َد‬
(Eve döndüğünde, arkadaşını kendisini bekler halde buldu.)
Bir zarf edatı olarak cümle ortasında da gelebilir:
ِ ِ
(Döndüğünde, ödülünü almış olacak.) ُ ُ‫َسيَأْ ُخ ُذ َجائَزتَهُ حينَ َما يـَع‬
.‫ود‬
‫ لَ َّما‬: ‫ ِعْن َد َما‬ile eş anlamlıdır. Muzâri fiilin başına gelip onu cezm eden ve söz konusu eylemin henüz
meydana gelmediğini belirten ‫’لَ َّما‬dan ayırt edilmelidir.
.‫َجنَبِيَّ ٍة‬ ٍ ِ ِ
ْ ‫لَ َّما َتََّر َج م َن الْ ُكلِّيَّة بَ َدأَ يَ ْـع َم ُل يف َش ِرَكة أ‬
(Fakülteden mezun olunca, yabancı bir şirkette çalışmaya başladı.)
‫ ُكلَّ َما‬: her –inde, ne zaman –se/ıysa anlamı ifade eder.
(Onu ne zaman ziyaret ettiysem meşgul buldum.) .ً‫ُكلَّ َما ُزْرتُهُ َو َج ْدتُهُ َم ْشغُوال‬
Aşağıdaki tabloyu inceleyiniz:

Şartın Cevâbı Şart Fiili Cezm Etmeyen Şart Edatı

Çalışırsa başarır. .‫َنَ َح‬ ‫س‬


َ ‫َد َر‬ ‫إِذا‬

Çalışsaydı başarırdı. .‫َنَ َح‬ ‫س‬


َ ‫َد َر‬ ‫ل َْو‬

200
Arapça III

dikkat

Şart edatlarından “ ‫لوما لوال لَ ْو إِ ْذما إِ ْن‬


” dışında kalanların hepsi isimdir. İsim olan şart
edatları cümlede yerine göre mubteda, mef ‘ûlun bih gibi bir öge olarak görev alabilirler. Ancak
bu şart edatları yani “‫ن‬ ْ ِ‫ ”لوما لوال لَ ْو إِ ْذما إ‬harftir. Harfler cümlede herhangi bir öge olarak
görev yapmazlar. Bir başka ifade ile irâbdan mahalleri yoktur.

İrâb Örnekleri
Şimdi aşağıdaki cümlelerin irâblarını yaparak, öğrenmiş olduğumuz konuları pekiştirelim.
(Kim çalışırsa, hayatında başarılı olur.) .‫َم ْن َْيتَ ِه ْد يَـ ْن َج ْح يف َحياتِه‬
‫ َم ْن‬ : Cezm eden şart edatı. Mubteda, mahallen merfû, çünkü sükûn üzere mebnî.
‫ َْيتَ ِه ْد‬ : Şart fiili. (‫ن‬
ْ ‫ ) َم‬şart edatı dolayısıyla meczûm muzâri fiil, cezm alâmeti sondaki
sükûn. Fâili gizli zamir olan (‫)هو‬.
‫ يَـ ْن َج ْح‬ : (‫ن‬
ْ ‫ ) َم‬şart edatı dolayısıyla meczûm muzâri fiil, çünkü şartın cevabı, cezm
alâmeti sondaki sükûn. Fâili gizli zamir olan (‫)هو‬.
‫ يف‬ : Harf-i cer
‫ َحياتِه‬ ِ ) mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra, aynı zamanda muzâf, (‫ )ـه‬bitişik za-
: (‫حياة‬
mir, muzâfun ileyh, mahallen mecrûr.
‫ َْيتَ ِه ْد يَـ ْن َج ْح يف َحياتِه‬: Şart ve cevap cümlesi mubtedânın haberi, mahallen merfû.
﴾.ً‫﴿م ْن يَـت َِّق اهللَ َْي َع ْل لَهُ َمَْرجا‬
َ
(Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa Allah ona bir çıkış yolu açar: Talâk Suresi, 2)
‫ َم ْن‬ : Cezm eden şart edatı. Mubteda, mahallen merfû, çünkü sükûn üzere mebnî.
‫ يَـت َِّق‬ : Şart fiili. (‫ن‬
ْ ‫ ) َم‬şart edatı dolayısıyla meczûm muzâri fiil, cezm alâmeti sonun-
daki yâ harfinin düşürülmesi çünkü nâkıs fiil. Fâili gizli zamir olan (‫)هو‬.

َ‫ اهلل‬ : Lafz-ı Celâl. Mef‘ûlun bih mansûb, nasb alâmeti sondaki fetha.
‫َْي َع ْل‬ : (‫ن‬
ْ ‫ ) َم‬şart edatı dolayısıyla meczûm muzâri fiil, çünkü şartın cevabı, cezm
alâmeti sondaki sükûn. Fâili gizli zamir olan (‫)هو‬.

ُ‫ لَه‬ : (‫ )ل‬harf-i cer, (‫ ) ـه‬mahallen mecrûr bitişik zamir.

ً‫ َمَْرجا‬ : (‫ي َعل‬


ْ َْ ) fiilinin mef‘ûlun bihi, mansûb, nasb alâmeti sondaki fetha.
ً‫ يَـت َِّق اهللَ َْي َع ْل لَهُ َمَْرجا‬: Şart ve cevap cümlesi mubtedânın haberi, mahallen merfû.

201
Şart Edatları

(Kaybetiğin zamana pişman olursun.) َ ِ‫ضيِّ ْع ِم ْن َوقْت‬


.‫ك تَـ ْن َد ْم َعلَْي ِه‬ َ ُ‫َما ت‬
‫ ما‬ : Cezm eden şart edatı. Mef‘ûlun bih, mahallen mansûb.
‫ضيِّ ْع‬
َ ُ‫ ت‬ : Şart fiili. (‫ ) َما‬şart edatı dolayısıyla meczûm muzâri fiil, cezm alâmeti sondaki sükûn. Fâili

َ ْ‫)أَن‬.
gizli zamir olan (‫ت‬
‫ ِم ْن‬ : Harf-i cer
‫ك‬ َ ِ‫ َوقْت‬: (‫ت‬ ِ ْ‫ )وق‬mecrûr, aynı zamanda muzâf, (‫ ) َك‬muzâfun ileyh, mahallen mecrûr, çünkü zamir.
َ
‫ تَـ ْن َد ْم‬: (‫ ) َما‬şart edatı dolayısıyla meczûm muzâri fiil, çünkü şartın cevabı, cezm alâmeti sondaki
sükûn. Fâili gizli zamir olan (‫ت‬ َ ْ‫)أَن‬.
‫ َعلَْي ِه‬: )‫ ) َعلَى‬harf-i cer, (‫ ) ـه‬mahallen mecrûr bitişik zamir.
ٍ ِ‫َي ك‬
(Hangi kitabı okursan okurum.) .ْ‫تاب تَـ ْقرأْ أقْـرأ‬ َّ ‫أ‬
َ َ
‫َي‬
َّ ‫ أ‬ : Cezm eden şart edatı. Mef ‘ûlun bih, mansûb, nasb alâmeti sondaki fetha. Aynı zamanda
muzâf.
ٍ ِ‫ ك‬
‫تاب‬ : Muzâfun ileyh, mecrûr, cer alâmeti sondaki fetha.
ْ‫ تَـ ْق َرأ‬ : Şart fiili. (‫أي‬
َّ ) şart edatı dolayısıyla meczûm muzâri fiil, cezm alâmeti sondaki sükûn. Fâili
َ ْ‫)أَن‬.
gizli zamir olan (‫ت‬
ْ‫ أَقْ َـرأ‬ : )‫َي‬
َّ ‫ )أ‬şart edatı dolayısıyla meczûm muzâri fiil, çünkü şartın cevabı, cezm alâmeti sondaki
sükûn. Fâili gizli zamir olan (‫)أَنا‬.

(Ödevlerini ihmal edersen pişman olursun.) .‫ك تَـ ْن َدم‬ ِ ‫ْت‬


َ ِ‫واجبات‬ ْ ‫إِ ْن أ‬
َ ‫َهَل‬
‫ إِ ْن‬ : Cezm eden şart edatı. Harf olduğu için irâbdan mahalli yoktur.
‫ْت‬
َ ‫َهَل‬ ْ‫ أ‬ : Şart fiili. (‫ )إِ ْن‬şart edatı dolayısıyla mahallen meczûm mâzî fiil. Fâili bitişik özne zamiri olan
(‫ت‬
َ ) mahallen merfû.
‫ك‬ َ ِ‫اجبات‬ ِ ‫ )و ِاج‬mef ‘ûlun bih mansûb, nasb alâmeti sondaki kesra, çünkü düzenli dişil çoğul, aynı
ِ ‫ و‬: )‫بات‬
َ َ
zamanda muzâf, (‫ ) َك‬muzâfun ileyh, mahallen mecrûr bitişik zamir.
‫ تَـ ْن َد ْم‬: (‫ (إِ ْن‬şart edatı dolayısıyla meczûm muzâri fiil, çünkü şartın cevabı, cezm alâmeti sondaki
َ ْ‫)أَن‬.
sükûn. Fâili gizli zamir olan (‫ت‬

َ ‫ألَ ْكر‬
(İsteseydin sana ikramda bulunurduk.) .‫مناك‬
َ ‫ت‬
َ ‫لَ ْو أ ََر ْد‬
‫ لَ ْو‬ : Cezm etmeyen şart edatı. Harf olduğu için irâbdan mahalli yoktur.
‫ت‬َ ‫ أ ََر ْد‬ : Şart cümlesinde yer alan mâzî fiil (şart fiili), ikinci tekil şahıs, eril. Fâili bitişik özne zamiri
olan (‫ت‬
َ ) mahallen merfû.
َ ‫ ألَ ْك َر‬: (‫ )ل‬cevap harfi, (‫ )أَ ْكَرمنا‬mâzî fiil, birinci çoğul şahıs, fâili bitişik özne zamiri olan (‫ )نا‬mahal-
‫مناك‬
len merfû, (‫ ) َك‬mef‘ûlun bih mahallen mansûb bitişik zamir. (‫مناك‬ َ ‫ )ألَ ْكَر‬cümle olarak şartın
cevâbı.

202
Arapça III

Öğrenme Çıktısı

2 Arapça şart edatlarını cümle içinde kullanabilme becerisi kazanabilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 2 Karşılaştır Paylaş

‫س يَـْنتَ ِش ْر‬ ِ ِ
ُ ‫“إ ْنِ تَكْثُ ْـر الْ َم َدار‬
Kur’ân-ı Kerîm’in “İsrâ
Sûresi” 7, “Zilzâl Sûresi” 7.
Öğrendiğiniz şart edatlarını
Arapça bilen arkadaşları-
”.‫التَّ ْـعليم‬
ُ âyet-i kerimelerinde geçen nızla birlikte cümle içinde
cümlesinin irâbını yapınız. şart edatlarını tespit ediniz. çalışınız.

FÂU’L-CEVÂB

‫فاء اجلواب‬
Fâu’l-cevâb, bir şart edatı ile başlayan cümlenin cevap (ya da cezâ) kısmının başına gelen bir fâ (‫)ف‬
harfidir. Bu harfin vücûben (zorunlu olarak) geldiği yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1. Cevap cümlesi, isim cümlesi olursa:
(Kim gayret ederse, başarı onun yanındadır.) .ُ‫حلِي ُفه‬
‫اح‬ َ ‫َم ْن َج َّد فَالن‬
ُ ‫َّج‬
َ
(Eğer bana ihtiyaç duyarsanız, ben yardım için hazırım!) .‫ساع َد ِة‬ ِ ِ ِ
َ ‫لم‬ ُ ‫إل فأنا ُم ْستَع ٌّد ل‬ََّ ‫تاجوا‬
ُ ‫إ ْن َْت‬
(Bilimsel bir araştırma yapacaksanız, biz sizi destekleriz.) .‫كم‬ ِِ ٍ ِ ِ
ْ ُ ‫إ َذا قُ ْمتُ ْم ببَ ْحث ع ْلم ٍّي فَـنَ ْح ُن نَ ْدعُ ُم‬
2. Cevap cümlesi, talep cümlesi olursa; yani emir ya da nehiy ile başlarsa veya soru cümlesi olursa:
.‫َح َس َن ِمْن َـها‬ ِ ٍِ
ْ ‫َح ٌد بِتَحيَّة فَ َحيِّه بِأ‬ َ َّ‫إِ ْن َحي‬
َ ‫اك أ‬
(Birisi seni selamladığında, sen de onu daha güzel bir şekilde selamla.)
.ُ‫يب فَأ َِج ْره‬ ِ ِ
(Bir yabancı sana sığınacak olsa, onu barındır.)
ٌ ‫إ ْن ا ْستَ َج َارَك َغ ِر‬
ِ
(Sancılardan dolayı acı çekiyorsan, doktora git.) .‫الطبيب‬ ‫ب إىل‬ ْ ‫ب األ َْو َج ِاع فَا ْذ َه‬ ِ َ‫َلْ بِسب‬
َّ ِ
َ ‫إ ْن تَـتَأ‬
ِ ِ ِ ‫إِ ْن اِمتـعضت بِسب‬
َ ‫ب قَ ْـول ِه فَـ ُق ْل لَهُ يَ ْـعتَذ ْر إلَْي‬
.‫ك‬ ََ َ ْ َ َْ
(Onun sözlerinden dolayı gücendiysen eğer, ona özür dilemesini söyle.)
3. Cevap cümlesi ‫لَْيس‬, ‫نِ ْع َم‬, ‫س‬ ِ
َ ‫ بْئ‬gibi donuk (câmid) ya da nâkıs fiille başlarsa:
(Dostunun sırrını ifşa eden, güvenilir kimse değildir.) .‫ني‬ ٍ ‫الص ِد ِيق فَـلَْيس بِأ َِم‬
َّ ‫َم ْن أَفْ َشـى ِسَّر‬
َ
ِ ِ
.‫ت‬َ ْ‫ت بِ ِر َعايَة اليَتَ َامى فَن ْع َم َر ُج ٌل أَن‬
َ ‫إِ ْن قُ ْم‬
(Yetimleri koruyup gözeteceksen, sen ne mükemmel bir adamsın!)
4. Cevap Cümlesi, gelecek zaman bildiren ‫ سـ‬veya ‫ سوف‬ile başlarsa:
(Eğer zulmedersen, hesaba çekilirsin.) .‫ب‬
ُ ‫اس‬
َ َ‫ف ُت‬ َ ‫إِ ْن ظَلَ ْم‬
َ ‫ت فَ َس ْو‬
ِ ُ‫إذا زرُت تُـركِيا فَستـرو َن األماكن اليت ت‬
.‫عجبُكم‬ َ ََ َ ْ ْ ْ ُ
(Türkiye’yi ziyaret ederseniz hoşunuza giden yerler göreceksiniz.)

203
Şart Edatları

5. Cevap Cümlesi, ‫ قَ ْد‬pekiştirme edatı ile başlarsa:


(Hayırlı işler yapan, herkesin rızasını elde eder.) .‫ضا اجلَ ِمي ِع‬ َ َ‫َع َم ٍال خرييٍّة فَـ َق ْد ن‬
َ ‫ال ِر‬ ْ ‫َم ْن يَـ ُق ْم بِأ‬
﴾‫السبِ ِيل‬
َّ َ‫ض َّل َس َواء‬ ِ َ‫المي‬
َ ‫ان فَـ َق ْد‬ ِ ‫﴿ومن يـتَـبد‬
ِْ ِ‫َّل الْ ُك ْفر ب‬
َ َ َ ْ ََ
(Kim imanını küfürle değiştirmeye kalkarsa, doğru yoldan sapmış demektir. Bakara Sûresi, 108)
6. Cevap Cümlesi, muzâri fiili nasb eden ve olumsuz yapan ‫ن‬
ْ َ‫ ل‬edatı ile başlarsa:
َ ‫إِ ْن ُخْنتَِن فَـلَ ْن أ َْع ُف َو َعْن‬
.‫ك‬
(Bana ihanet edersen, seni asla affetmem.)
(Bir iyilik yapacak olursan bundan asla pişmanlık duymazsın.) .‫علَْي ِه‬َ ‫إ ْن تَـ ْف َع ْل َخ ْياً فَـلَ ْن تَـْن َد ْم‬
ِ
(Ne olursa olsun, yine de ikna olmayacağım.) .‫ع‬ َ ‫ث فَـلَ ْن أَقْـتَن‬ ْ ‫َم ْه َما َْي ُد‬
7. Cevap Cümlesi, muzâri fiili olumsuz yapan ‫ َما‬edatı ile başlarsa:
(Ne dersen de, kararımı değiştirmem.) .‫غيِّـر قَراري‬
ْ َ ‫َم ْه َما تَـ ُق ْل فَما أ‬
(Beni ne kadar eleştirirlerse eleştirsinler, onlara aldırış etmem.) .‫ِِم‬ ِ
‫ثب‬ ُ ‫َم ْه َما انْـتَـ َق ُد ِون فَ َما أَ ْك َِت‬
Şimdi aşağıdaki cümlenin irâbını yaplım:
.‫سلِّ ْم َع ْليه‬ ِ
(Bahçede kimi görürsen ona selam ver.)
َ َ‫ت يف احلَديقة ف‬
َ ْ‫َم ْن َرأَي‬
‫ َم ْن‬ : Cezm eden şart edatı. Mef‘ûlun bih, mahallen mansûb.
‫ت‬َ ْ‫ َرأَي‬ : Şart fiili. )‫ن‬
ْ ‫ ) َم‬şart edatı dolayısıyla mahallen meczûm mâzi fiil, zira fetha üzere mebnî. Fâili
bitişik özne zamiri olan (‫ت‬
َ ) mahallen merfû.
‫ يف‬: Harf-i cer
ِ ‫ احل‬: Mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra.
‫ديقة‬ َ
ِّ
‫سل ْم‬ َ ) Fâu’l-cevâb, (‫ ) َسلِّ ْم‬şartın cevabı, emir fiil, meczûm, cezm alâmeti sondaki sükûn, fâili
َ َ‫ ف‬: (‫ف‬
gizli zamir olan (‫أنت‬
َ ).
‫ َع ْليه‬: (‫ ) َعلى‬harf-i cer, (‫ )ـه‬bitişik zamir, mahallen mecrûr, çünkü zamir.
Öğrenme Çıktısı

3 Fâ’u’l-Cevâb kavramını tanıma ve örnek cümlelerle pekiştirebilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 3 Karşılaştır Paylaş

Kur’ân-ı Kerîm’in “Nûr


Cevap kısmının başına (‫)ف‬ Sûresi” 52. ve “En‘âm Öğrendiğiniz şart edatlarını
gelen şart cümlesi yapılarını Sûresi” 17. âyet-i kerimele- kullanarak cümleler kurma-
inceleyiniz ve tekrarlayınız. rinde geçen şart edatlarını ve ya çalışınız.
fâu’l-cevâbları tespit ediniz.

204
Arapça III

HARF-İ CER İLE KULLANILAN BAZI FİİLLER

ِ
‫األفعال املُ ْستَ ْـع َملَة مع ُحروف اجلر‬ ‫ض‬
ُ ‫بَ ْـع‬
Bir şeye rast gelmek, bir şeyi
bulmak, ortaya çıkarmak ... ‫ يَ ْـعثُ ُـر على‬-‫َعثَ َـر‬

ِ
ْ ‫إِ ْن تَ ْـعثُُـروا على ُحطَ ِام الطائرِة فَأ‬
َ ‫َخِبُوا ال َـم ْس ُؤول‬
.‫ني‬
(Uçağın enkazını bulursanız, yetkililere haber veriniz.)

ِ ‫وها إىل الـمْتح‬ ٍ ٍ


.‫ف‬ َ ُ َ ‫َم َت َعثَ ْـرُْت على نـُ ُقود تَا ِر ِخييَّة فَ َسلِّ ُم‬
(Nerede tarihî para bulursanız, onu müzeye teslim ediniz.)
(Yolda bir ceset bulan, polise haber versin) .‫َم ْن َعثَ َـر على ُجث ٍَّة ِف الطَِّر ِيق فَـ ْليُ ْخِ ْب الش ُّْر ِط َّي‬

Birini veya bir şeyi savundu,


müdafaa etti ... ‫َدافَ َع عن‬

(Biz vatanımızı savunuyoruz.) .‫َْن ُن نُدافِ ُع َعن َوطَنِنا‬


(İnsan haklarını savunmamız icap eder.) .‫سان‬ ِ ْ‫وق اإلن‬ ِ ‫َِيب أ ْن نُدافِع عن ح ُق‬
ُ َْ َ ُ
.‫َم ْن يُ َدافِ ْع َع ْن َوطَنِ ِه فَـ َق ْد أ ََّدى خ ْد َمةً َكبِ َريًة‬
ِ
(Yurdunu savunan, büyük bir hizmeti yerine getirmiştir.)

205
Şart Edatları

.‫إِ ْن تُ َدافِ ْع َع ِن احلَ ِّق فَـلَ ْن َتْ َسَر َولَ ْن تَـْن َد َم‬
(Hakkı savunursan, ne kaybeder ne de pişman olursun.)
.‫إ َذا َدافَ ْـعنَا َع ِن األَ ْشَرا ِر فَـ َق ْد ظَلَ ْمنَا بَـلَ َدنَا‬
(Kötüleri savunacaksak eğer, ülkemize haksızlık etmiş oluruz.)
ِ ‫اَلْـمرأةُ الـمسلِمةُ تُدافِع عن ح ِّق الب‬
.‫نات من التعلي ِم‬َ َ َْ ُ َ ْ ُ َْ
(Müslüman kadın, kız çocuklarının eğitim hakkını müdafaa ediyor.)

Bir şey hissetmek, duymak ... ‫ يَ ْشعُ ُر ب‬- ‫َش َع َر‬

.‫ت بَِقلَ ٍق َكب ٍري‬ ِ ِ


ُ ‫أحداً َش َع ْر‬
َ ‫ت إىل البيت و َلْ أَج ْد فيه‬
ُ ‫لَ ّما َر َج ْع‬
(Eve dönüp de içeride kimseyi bulamayınca büyük bir endişe duydum.)

.‫الناس‬ ِ ‫أَ ْشعر بِسعاد ٍة َكبرية ِعندما أ‬


َ ‫َخد ُم‬
ْ َ َ َ َ ُُ

İnsanlara hizmet ederken büyük


bir mutluluk duyuyorum.

.‫اش أ ْشعُُر بأ ٍمل يف ظَ ْه ِري‬ ِ ‫ِعْن َدما أَقُوم من‬


ِ ‫الفر‬ ُ
(Yataktan kalktığımda sırtımda bir ağrı hissediyorum.)

ِ ‫أ ْشعر بَِقلَ ٍق ِعْن َدما ي‬


.‫هط ُل ال َـمطَُر‬َ ُُ
Sağanak yağmur yağınca endişe duyuyorum.

206
Arapça III

Öğrenme Çıktısı
4 Arapçada harf-i cerlerle kullanılan bazı fiilleri tanıma ve bunları cümle içinde kullanma
becerisi kazanabilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 4 Karşılaştır Paylaş

Kur’ân-ı Kerîm’in “Hac Verilen harf-i cerli fiillerin


Verilen harf-i cerli fiilleri Sûresi” 38, “Maide Sûresi” anlamlarını ezberleyiniz. Bu
defterlerinize yazınız ve bi- 107. ayet-i kerimelerinde sözcüklerle oluşturduğunuz
rer cümle içinde kullanınız. geçen harf-i cerli fiilleri tes- anlamlı cümleleri arkadaşla-
pit ediniz. rınızla paylaşınız.

ARAPÇADA KALIP İFADELER

‫التعبريات يف اللغة العربية‬


... ‫َع ْن طَ ِر ِيق‬
…yoluyla, …aracılığıyla

ِ
‫األحداث يف العا َِل؟‬ ‫ف تَطَّلِ ُع َعلَى‬
َ ‫َكْي‬
Dünyada olup bitenlere nasıl vakıf oluyorsun?

ِ ‫الصح‬ ِ ِ
.‫ف واإلنرتنت‬ ُ ُّ ‫أُتَاب ُع التَّطَُّورات عن طريق‬
Gelişmeleri, gazeteler ve internet yoluyla izliyorum.

207
Şart Edatları

ِ ‫الس َف ِر فَأ‬
. ‫ب َع ْن طَ ِر ِيق البَ ْح ِر‬
َ ‫يك أَ ْن تَ ْذ َه‬
َ ‫ُوص‬ َ ‫إِ َذا َعَزْم‬
َّ ‫ت على‬
Yolculuğa çıkmaya niyet etmişsen,
sana deniz yoluyla gitmeyi tavsiye ederim.

... ‫ب‬
َ ‫فَالَ َع َج‬
…şaşılacak bir şey yok

ُّ
(Dünya değişmişse, bunda şaşılacak bir şey yok.) .‫الدنْـيَا‬ ‫ت‬ْ ‫ب إِ ْن تَـغَـيَّ َـر‬
َ ‫فَالَ َع َج‬
.‫ﺐ إِ ْﻥ َﻟْ ﻧَـ ْﻔ َﻬ ِﻢ ﺍﻟْﻐَْﻴ َـﺮ‬ ‌َ َ‫َﺣﻴَﺎﻧًﺎ ﻧَ ْـﻌ ِﺠُﺰ َﻋ ْﻦ ﻓَ ْـﻬ ِﻢ أَﻧْـ ُﻔ ِﺴﻨَﺎ ﻓ‬
َ ‫ﻼ َﻋ َﺠ‬ ْ‫أ‬
(Bazen kendimizi anlayamıyoruz; o halde başkalarını anlamamakta şaşılacak bir şey olmamalı.)

‫سلْبيًّا‬/
َ ً‫َسلْبا‬
Olumsuz bir şekilde,
Olumsuz olarak

(Bazı ilaçlar uykuyu olumsuz etkiliyor.) .‫ض األ َْد ِويَِة َس ْلباً على النَّ ْـوِم‬
ُ ‫يُ َـؤثُِّـر بَ ْـع‬
(Çevre kirliliği sağlığı olumsuz etkiliyor.) .‫حة‬ ِّ ‫ث البِيئي يُ َـؤثُِّـر س ْلبًا على‬
َّ ‫الص‬ ُ ‫التَّـلَ ُّو‬
.‫الذ َك ِاء‬ ٍ َّ‫ض األَطْ َف ِال سلُوكِي‬
َّ ‫ات تُ َـؤثِّر َس ْلباً على‬ ُ ُ ‫نُالَ ِح‬
ِ ‫ظ يف بَ ْـع‬
(Bazı çocuklarda, zekâyı olumsuz etkileyen davranışlar gözlemliyoruz.)

208
Arapça III

‫إجيابيًّا‬/‫إجيابًا‬
Olumlu bir şekilde,
Olumlu olarak

ِ ‫صاد‬ ِ ِ‫تون تُـؤثِّـر على إقْت‬ ِ ‫تاج َزي‬


ِ َّ ‫ت‬
.‫البالد إجيابيًّا‬ ُ َ ْ‫الزي‬ ْ ِ ْ‫يادةُ يف إِن‬
َ ‫الز‬
ِّ
(Zeytinyağı üretimindeki artış ülke ekonomisini olumlu bir şekilde etkiliyor.)
ِ ‫الص‬
.‫ناعي يُ َـؤثِّر إجيابًا على تَـْنشيط االقتصاد‬ ِّ ‫تاج‬
ِ ْ‫الزيادة يف اإلن‬
ِّ
(Endüstriyel üretimdeki artış ekonominin canlanmasını olumlu etkiliyor.)
.‫ـي األَبَ َـويْ ِن يُ ّـؤثُِّـر إجيابًا على األطْفال‬ ِ ِ
َ ْ َ‫جام ب‬
ُ ‫االنْس‬
(Anne baba arasındaki uyum, çocukları olumlu etkiler.)
(Allah’ın izniyle cevabımız olumlu olacak.) .‫اهلل‬ ِ ِ‫سي ُكو ُن جوابنا إجيابا ب‬
‫إذن‬
ً ُ َ ََ

Öğrenme Çıktısı
5 Arapçada sıklıkla kullanılan bazı ifade biçimlerini tanıma ve yerinde kullanma becerisi elde
edebilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 5 Karşılaştır Paylaş

Arapça gazetelerdeki başlık- Verilen kalıp ifadelerin an-


Verilen kalıp ifadeleri def- ları inceleyiniz. Bu başlıklar- lamlarını ezberleyiniz. Bu
terlerinize yazınız ve birer da geçen kalıp ifadeleri şim- sözcüklerle oluşturduğunuz
cümle içinde kullanınız. diye kadar öğrendiklerinizle anlamlı cümleleri arkadaşla-
karşılaştırınız. rınızla paylaşınız.

209
Şart Edatları

okuma ‫قراءة‬

‫َب َوأ َْوالَ ِد ِه‬


ِ ‫ي األ‬َ َْ‫بـ‬
ِ ِ ‫اهلل يف الْعِب‬ ِ ‫ وبِطَاع ِة‬،‫ علَي ُكم بِال ِـج ِّد يف الْعمل‬:‫ال األَب يـْنصح أَبـنَاءه‬
‫صوا يف‬ ُ ‫ فَِإنَّ ُكم إِ ْن ُتْل‬،‫ادة‬ ََ َ َ ََ ُ ْ َ َُ ْ ُ َ َ ُ َ َ‫ق‬
،‫عل اخلَ ِري‬ ِ ِ‫ َوتَ َـع َاونُوا على ف‬.ُ‫ضاءَه‬ ِ ِ َ‫ ومت ما تَـتَم َّس ُكوا بِط‬.‫عملِ ُكم تَـْنجحوا يف حياتِ ُكم‬
َ ‫اعة اهلل تـَنَالُوا ِر‬ َ َ َ ْ ََ َُ ََ
ِ ‫ ومهما تَـب ُذلُوا ِمن جه ٍد ِإلسع‬،‫ف إِلَي ُكم‬ َّ ٍ ِ ‫ وما تـُْنَ ِف ُقوا‬،‫ضلِ ِه‬ ِ ِ
‫اد‬ َْ ُْ ْ ْ ََْ ْ َ ُ َِْ ْ ِ ِ َ َ ِ ْ َ ْ ُ ُ ْ َ ً ْ َ ْ َ ْ َ ْ ‫فَ َم‬
‫ـو‬ ‫ي‬ ‫ي‬ ‫خ‬ ‫ن‬ ‫م‬ ‫ف‬ ‫ن‬ ‫م‬ ‫اهلل‬ ‫ه‬ ‫د‬‫ز‬ ‫ي‬ ‫ا‬‫ي‬ ‫خ‬ ‫ل‬ ‫ع‬ ‫ف‬ ‫ـ‬ ‫ي‬ ‫ن‬
.ً‫الرْز َق َس ْهال‬ ِّ ‫ـح َس ِن أَيْـنَ َما يَ ُك ْن َِي ْد‬
َ ‫ب اخلُلُ ِق ال‬ ُ ‫صاح‬ َ َ‫ ف‬،‫يدة‬
َ ‫ـحم‬ َ ‫َخالَق ال‬ ْ ‫ َوتَ َّس ُكوا بِاأل‬.‫َّاس‬ ُ ‫ِّرهُ الن‬ ْ ‫الْغَ ِْي يـُ َقد‬
‫األحيان‬ ِ ‫ ولكن يف بـَْع‬،‫ضل ِمنـْ ُهما‬ َ ْ‫ان أَبْناءَ ُها أَف‬ ِ ‫ندماِيري‬ ِ ِ ِ ِ ِ ِ‫يا أَبنائي! الوال‬
ْ ‫ض‬ َ َ َ ‫الوحيدان اللّذان يَطريان فَ ْـر ًحا ع‬ َ ‫دان ُها‬ ْ
‫ ويَـْنـتَهي‬،‫ وُك ّل َشيء فيها يَـتَـغَـيَّ ُـر‬،‫ بَ ْل دار َع َم ٍل‬،‫عاد ٍة فَـ َقط‬ ‫س‬ ‫دار‬ ‫ت‬
َ َ َ ْ َ َْ ُ ‫س‬ ‫ـي‬ ‫ل‬ ‫ة‬ ‫احليا‬ . ‫ن‬
ُ ‫ف‬
ُُ‫الس‬ ‫هي‬ ‫ت‬ ‫ش‬
َْ َ ‫ت‬ ‫ال‬ ‫ما‬ِ‫ـ‬ ‫ب‬ ‫ياح‬
ُ ‫الر‬
ِّ ‫َْت‬ ‫ري‬
ِ ‫ هكذا طَبيعةُ احل‬،‫ هكذا احلياةُ م ّد وج ِزر‬،‫ وال حز َن دائِم‬،‫ فال فَـرح دائِم‬،‫داك‬
‫ وأنا واثـِ ٌق‬.‫ياة‬ َ َ َ َ ٌ ُْ ٌ ََ َ َ‫ت ي‬ ْ ‫ويَْـبـ َقى أَثَــر ما َغَر َس‬
ِ ِ ِ ِ ‫بِ ُكم وبأح‬
.‫إسعادكم‬ ْ ‫أج ِل‬ ْ ‫ت من‬ ْ ‫ فَستَ ْـع ِرفون الح ًقا‬،‫رت يوما يف حقِّكم‬
ُ ‫كم عانَـ ْـي‬ ُ ‫ص‬ َّ َ‫ ْاعذ ُروين يا ْأوالدي إ ْن ق‬،‫المكم‬ ْ
Baba ve Oğulları Arasında
Baba, oğullarına öğüt vererek şöyle dedi: İşinizde ciddi olun, Allah’a olan kulluğunuzda da itaat gös-
terin. Çünkü siz, işinizde samimiyet gösterirseniz hayatınızda başarılı olursunuz. Ne zaman Allah’a itaat
etmeye sarılırsanız, O’nun rızasını elde edersiniz. Hayırlı işlerde yardımlaşın; kim hayırlı bir iş yaparsa,
Allah ona kendi lütfundan fazlasıyla verir. Karşılıksız yaptığınız her harcamanın sevabı size dönecektir.
Başkalarını mutlu etmek için ne kadar çaba gösterirseniz, insanlar bunu takdir edecektir. Güzel ahlaka
sarılın! Güzel ahlak sahibi nerede olursa olsun, rızkını kolay bir şekilde temin eder.
Ey oğullarım! Anne baba, çocuklarını kendilerinden daha iyi (durumda) gördüklerinde sevinçten
uçan yegâne iki kişidir. Ancak rüzgâr bazen gemilerin arzu etmediği şekilde eser. Hayat sadece mutluluk
yeri değildir. Tersine çalışma yeridir ve içindeki her şey değişir, biter ve ellerinle diktiğin
şeyin izi kalır. Ne sevinç süreklidir, ne de üzüntü. İşte hayat gelgitlerden ibarettir. Hayatın
doğası bu şekildedir. Ben size ve düşlerinize güveniyorum. Onlar zifiri karanlığı yok eden
ve gecenize ışık veren bir güneştir. Bir gün hakkınıza girdiysem beni bağışlayın yavrularım.
Sizi mutlu etmek için neler çektiğimi daha sonra anlayacaksınız.

el-Kavâ‘idu’l-Arabiyyeti’l-Muyessera III, s. 53. ve https://v.3birnet/350707’den uyarlanmıştır.

210
Arapça III

‫ُمْتارات ِم ْن ْأمثال العرب‬


Arap Atasözlerinden Seçmeler

.‫ب فَـ َق ْد ظَلَ َم الْغَـنَ َم‬ ِ ِ


َ ْ‫َم ْن ا ْستَ ْـر َعى الذئ‬
Kurdu çoban yapan, sürüye zulmetmiş olur.

ٍ ‫كوت من‬
.‫ذهب‬ ُّ ‫إ َذا كا َن الكالم من فِض ٍَّة فِإ َّن‬
َ ‫الس‬
Söz gümüşse sükût altındır.

211
‫‪Şart Edatları‬‬

‫‪Yaşamla İlişkilendir‬‬ ‫اِ ْربِ ْط باحلياة‬

‫األ ََماكِ ُن املَُق َّد َسةُ يف َم َّكة‬


‫َّس ِة يف َم َّكةَ َوأ ََد ِاء الْعُ ْمَرِة‪َ ،‬وإِ َذا أ ََر َاد‬ ‫ِ‬ ‫ٍ ِ‬ ‫ِ ِِ ِ‬
‫َّشاط يف اجلَام َعة بتَـْنظي ِم َر َحالَت ل ِزيَ َارِة األ ََماك ِن ال ُـم َقد َ‬
‫تَـ ُقوم َجاعةُ الن َ ِ‬
‫ُ ََ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫اسَهُ‪.‬‬ ‫ِ‬
‫ب َإل الْ ُم ْشرف اال ْجت َماع ِّي َو َس َّج َل ْ‬ ‫الر َحالَت َذ َه َ‬ ‫ب اال ْش َت َاك يف إ ْح َدى َهذه َّ‬ ‫الطَّال ُ‬
‫ضرعو َن إىل ِ‬ ‫ِِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِِ ِ‬ ‫ِ‬
‫اهلل‬ ‫ني يَ ْ َ ُ‬ ‫َّسةَ َيْ َش ْع قَـ ْلبُهُ لذ ْك ِر اهلل‪َ ،‬وأَيْـنَ َما تَ َـو َّجهَ ف َيها فَِإنَّهُ يُ َشاه ُد ال ُـم ْؤمن َ‬
‫َوَم ْن يَُـزْر األ ََماك َن ال ُـم َقد َ‬
‫ب‬ ‫ِِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ضى َعْن ُـه ْم‪ .‬فَِإ ْن طَ َ‬ ‫ِ‬
‫بأَ ْن يَـ ْغفَر َلُ ْم َويَ ْـر َ‬
‫وم َت يَ ْذ َه ْ‬ ‫ني يَطُوفُو َن َم َعهُ‪َ ،‬‬ ‫اف َح ْوَل الْ َك ْعبَة َو َج َد َع َدداً م َن الْ ُم ْسلم َ‬
‫َّس ِة يف َم َّكةَ ُمتـَْعةٌ لِْل ُم ْؤِم ِن‪ ،‬ألَنَّ َـها‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ني‪َ ،‬وَه َك َذا فَإ َّن ِزيَ َارةَ األ ََماك ِن ال ُـم َقد َ‬
‫الص َفا والْمروِة يـ ْلتَ ِق مع َّ ِ‬
‫الساع َ‬ ‫لس ْع ِي بـَْي َّ َ َ ْ َ َ َ َ‬ ‫لِ َّ‬
‫ص َف ٍاء َونَـ َق ٍاء‪.‬‬ ‫ِ‬ ‫ِِ ِ‬
‫يش َم َع َخالقه َلَظَات َ‬
‫وحي‪ ،‬وَْتعلُه يـتَخلَّص ِمن ُك ِّل ما هو دنْـي ِو ٌّ ِ ِ‬
‫ي‪ ،‬ليَع َ‬ ‫َ َُ ُ َ‬ ‫ين َوُر ٍّ َ َ ُ َ َ ُ ْ‬
‫تَـْنـ ُقلُه إِ َل ج ٍّو ِد ِ ِ‬
‫ُ َ ٍّ‬

‫‪el-Kavâ‘idu’l-Arabiyyeti’l-Muyessera III, s. 295‬‬

‫‪212‬‬
‫‪Arapça III‬‬

‫‪alıştırmalar‬‬ ‫التَ ْدريبات‬


‫‪1- Aşağıdaki kelimeleri, parantez içindeki şart edatlarını kullanarak yeniden yazınız.‬‬
‫تَـتَ َـع َّج ُل ‪ /‬تَـْن َد ُم (إِ ْن)‪.‬‬ ‫‪.1‬‬
‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ي ِْ‬
‫صبُ ‪/‬و‪ /‬يُـثَابُر ‪ /‬يـُ ْفل ُح َ‬
‫(م ْن)‪.‬‬ ‫َ‬ ‫‪.2‬‬
‫(م ْه َما)‪.‬‬
‫ض َ‬ ‫ول ‪ /‬لَ ْن ‪ /‬أ َْرفَ ُ‬ ‫تَـ ُق ُ‬ ‫‪.3‬‬
‫ك ( ُكلَّ َما)‪.‬‬‫وم َ‬ ‫ِجْئت ‪ /‬فَ ِرحت ‪ /‬بِ ُق ُد ِ‬
‫ْ ُ‬ ‫َ‬ ‫‪.4‬‬
‫ِ‬
‫الع َم َل (إ َذا)‬ ‫ِ‬
‫ت ‪ /‬اُتْ ُـرْك ‪َ /‬‬ ‫َمل ْل َ‬ ‫‪.5‬‬

‫‪2- Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri parantez içinde verilen fiilin uygun çekimi ile doldurunuz.‬‬
‫ب)‬‫(ش ِر َ‬
‫ض‪َ .‬‬ ‫إِ ْن ‪ .......‬املاءَ بارداً تََْر ْ‬ ‫‪.1‬‬
‫َمىت يـُْه ِم ْل َو ِاجبَاتِِه ‪( .....‬فَ ِش َل)‬ ‫‪.2‬‬
‫ب الْعِْل ِم ‪َ ( .....‬كَّرَم)‬ ‫أَيـنَما ي ْذهب ِ‬
‫صاح ُ‬ ‫ْ َ َ ْ َ‬ ‫‪.3‬‬
‫ِ‬
‫التعليم‪ ،‬لتَطََّوَر ال ُـم ْجتَ َم ُع‪( .‬انْـتَ َشَر)‬ ‫لو ‪.....‬‬ ‫‪.4‬‬
‫ُ‬
‫(أجاب)‬
‫َ‬ ‫ت تَ ْدعُ ِن‪ ،‬فَأَنَا ‪.....‬ـك‪.‬‬ ‫أَيّا َن أَنْ َ‬ ‫‪.5‬‬

‫‪3- Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları parantez içinde verilen şart edatlarından cümleye anlamca‬‬
‫‪ uygun olanıyla doldurunuz‬‬
‫(حْيثُ َما‪َ ،‬م ْن‪َ ،‬م َت‪َ ،‬م ْن‪ ،‬إِ ْن)‬
‫َ‬
‫ك‪.‬‬ ‫ض ْف َ‬ ‫‪ ....‬تَـزرِن أَستَ ِ‬
‫ُْ ْ‬ ‫‪.1‬‬
‫ِ‬
‫ل فَأنَا ُم ْستَعدٌّ‪.‬‬ ‫‪َْ ....‬تتَ ْج إِ ََّ‬ ‫‪.2‬‬
‫‪....‬ي ُكن ِ‬
‫العالُ ُْيتَ َـرْم‪.‬‬ ‫َ ْ‬ ‫‪.3‬‬
‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ص يف َع َمله يَـْن َج ْح‪.‬‬ ‫ُِ‬
‫‪....‬يْل ْ‬ ‫‪.4‬‬
‫الناس َيْ َس ْر‪.‬‬ ‫‪....‬يْ َد ْع َ‬ ‫َ‬ ‫‪.5‬‬

‫‪4- Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları uygun harf-i cerlerle doldurunuz.‬‬
‫َّح َد ِة‪.‬‬
‫ضيَّ ِة قُـبـرص يف األُم ِم املت ِ‬ ‫رئيس الوزراء يدافِع‪ .........‬قَ ِ‬
‫َ‬ ‫ُْ‬ ‫ُ‬ ‫ُ‬ ‫َ‬ ‫‪.1‬‬
‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِّ‬
‫َه ْل يَ ْشعُُر الط ْف ُل ‪ ......‬األ َل يف بَطْنه؟‬ ‫‪.2‬‬
‫تُدافِع النِّقابةُ ‪ .......‬ح ِ‬
‫قوق العُ َّم ِال‪.‬‬ ‫ُ‬ ‫ُ َ‬ ‫‪.3‬‬
‫ِ‬
‫َخبُوا الش ُّْرطة‪.‬‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫إِ ْن تَ ْـعثُُـروا ‪ُ ........‬حطَام الطائرة فَأ ْ‬ ‫‪.4‬‬
‫ب‪.‬‬ ‫قوق الطَُّل ِ‬ ‫َْنن نُدافِع ‪ .........‬ح ِ‬
‫ُ‬ ‫ُ ُ‬ ‫‪.5‬‬

‫‪213‬‬
‫‪Şart Edatları‬‬

‫‪5- Aşağıdaki cümleleri parantez içindeki kalıp ifadelerden uygun olanlarla doldurunuz.‬‬
‫ب إجيابًا‪َ ،‬س ْلبًا‪َ ،‬ع ْن طَ ِر ِيق)‬ ‫ِ‬
‫(ع ْن طَ ِريق‪ ،‬فَالَ َع َج َ‬
‫َ‬
‫‪ .1‬إ َذا طَلبت إجازًة فَـ ْلي ُكن ‪ ...............‬إِدارِة ال ُكلِّيَّة‪ِ.‬‬
‫ََ‬ ‫َْ ََ َ ْ‬
‫يت ِمْنهُ ُم َع َاملَةً ِسيِّـئَةً ‪ ..........‬يف ذلك‪.‬‬ ‫ِ‬
‫‪ .2‬إ َذا لَق َ‬
‫‪ .3‬يُ َـؤثُِّـر التَّ ْد ِخني ‪ ..........‬على ِّ‬
‫الصحة‪.‬‬
‫ت‪.‬‬‫‪ .4‬أرجو أَ ْن تُـرِسلوا إلينا جواب ُكم س ْلبا أو‪ ........‬يف أَقْص ِر وقْ ٍ‬
‫َ َ‬ ‫َ ًَ‬ ‫ْ‬ ‫ْ‬
‫إلينا الطَّلَب‪ ............‬الوزارة‪.‬‬ ‫ِ‬
‫‪ .5‬أ َْرس ْل ْ‬
‫‪6- Aşağıdaki şart cümlelerinde gramer bakımından yanlış yazılan yerleri tespit ederek düzeltiniz.‬‬
‫ِ‬ ‫ِ ِ‬
‫ك‪.‬‬‫إِ ْن تَ ْـعتَذ ُر للَّر ُج ِل يُ َسامُ َ‬ ‫‪.1‬‬
‫ك‪.‬‬ ‫ورِن أُ ْك ِرْم َ‬ ‫ِ‬
‫إ ْن تَ ُـز ُ‬ ‫‪.2‬‬
‫َم ْن يَ ْس ِر ْق ُه َو ُْم ِرٌم‪.‬‬ ‫‪.3‬‬
‫ِ‬
‫الطبيب‪.‬‬ ‫ب إىل‬ ‫إِ َذا م ِرض ِ‬
‫ت ا ْذ َه ْ‬ ‫َ ْ َ‬ ‫‪.4‬‬
‫يم‪.‬‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫َم ْن يـُْتق ُن َع َملَهُ ُه َو ُم ْستَق ٌ‬ ‫‪.5‬‬

‫‪7- Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları, parantez içinde verilen kelimelerden anlamca uygun‬‬
‫‪ olanlarıyla doldurunuz.‬‬
‫(فَأ ْ ِ‬
‫َخ ْبِن‪َ ،‬كْيـ َف َما‪ ،‬أَ ْشَر ْح‪ ،‬عندما‪ ،‬يَـْت َـع ْ‬
‫ب)‬
‫وع‪.‬‬
‫املوض َ‬
‫ك ُ‬ ‫إِ ْن تُِرْد ‪ ....‬لَ َ‬ ‫‪.1‬‬
‫َم ْن يُ ْس ِر ْع ‪.....‬‬ ‫‪.2‬‬
‫ت ‪.....‬‬ ‫إِ َذا عُ ْد َ‬ ‫‪.3‬‬

‫‪ ....‬تُ َـع ِام ْل ُه ْم يُ َـع ِاملُ َ‬


‫وك‪.‬‬ ‫‪.4‬‬
‫دخلت الغرفةَ وجدتُهُ باكِياً‪.‬‬ ‫ُ‬ ‫‪....‬‬ ‫‪.5‬‬

‫‪8- Aşağıda karışık olarak verilen sözcükleri anlamlı cümleler haline getiriniz.‬‬
‫جيعاً ‪ /‬تَ ُكونُوا‬ ‫أت‪/‬بِ ُكم‪َِ /‬‬ ‫اهلل‪ /‬أيـنَما‪/‬ي ِ‬
‫ْ‬ ‫َْ َ‬ ‫‪.1‬‬
‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ك‬‫ت ‪ /‬جْئتَِن‪َ /‬م َت ‪ /‬ب َ‬ ‫فَ ِر ْح ُ‬ ‫‪.2‬‬
‫صُروا ‪ /‬إ ْن‬
‫ص ْرُكم ‪ /‬اهلل ‪ /‬تَـْن ُ‬ ‫يَـْن ُ‬ ‫‪.3‬‬
‫اجلَ ِرميَةُ ‪ /‬املتَ َـعطِّلُو َن ‪ /‬تَـْنتَ ِش ْر ‪ /‬أينما ‪ /‬يَكْثُ ْـر‬ ‫‪.4‬‬
‫ت ‪ /‬نََـزَل ‪ /‬إِ َذا ‪ /‬املطَُر‬‫الزْرعُ ‪َ /‬وَنَا ‪ /‬نَـبَ َ‬ ‫َّ‬ ‫‪.5‬‬

‫‪214‬‬
Arapça III

9- Aşağıdaki Arapça cümleleri Türkçeye çeviriniz.


ِ
ْ ‫إِ ْن تَ ْـبك أ‬
.‫َحَز ْن‬ .1
.‫َص ِدقَ ُاؤ َك‬
ْ ‫ك يَكْثُ ْـر أ‬ َ ُ‫َخالَق‬ ْ ‫َم َت َْت ُس ْن أ‬ .2
.‫إ ْن يَـ ُق ْم َك ُّل َع ِام ٍل بَِو ِاجبِ ِه تَ ْـزَد ِه ْر البِالَ ُد‬ .3
.‫س ِمنَّا‬ َ ‫َم ْن َغشَّنَا فَـلَْي‬ .4
ِ ‫إ َذا أَطَع‬
.‫ك‬ َ ‫ك َر ِضيَا َعْن‬ َ ْ‫ت َوال َدي‬ َ ْ .5

10- Aşağıdaki Türkçe cümleleri Arapçaya çeviriniz.


1. Terliysen soğuk su içme!
2. Kim çabalarsa kazanır.
3. Ülkeye döndüğünde bana uğra.
4. Ne dersen kabul ederim.
5. Ne zaman yorulsam dinlenirim.

215
Şart Edatları

Bölümde geçen bazı sözcük yapılarını kullanarak diyalog


1 gerçekleştirme becerisi kazanabilme
ِ ‫التـَّل‬
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti ‫ْخيص‬

Günlük Hayatımızda Arapça 7

Diyalogla gerek bu bölümde işlenen dilbilgisi konularına giriş yapılmakta gerekse önceki bölümlerde işlenen ko-
nular, pekiştirilmeye çalışılmakta, şart edatlarının günlük dilde kullanımına ilişkin beceriler kazandırılmaktadır.

Arapça şart edatlarını cümle içinde


2 kullanabilme becerisi kazanabilme

Şart Edatları

Bir eylemin belli şartlarda meydana geleceğini ifade etmek için Arapçada bazı edatlar kullanılır ve bunlara
“şart edatları” denir. Şart edatları daima cümlenin başında kullanılır. Bu edatlarla kurulan cümleler “şart
cümlesi” ve “cevap cümlesi” olarak adlandırılan iki ayrı cümleden meydana gelir.
Şart edatları kendi içinde iki gruba ayrılır:
1-Cezm eden şart edatları:
Bu edatlar, cümlenin hem şart kısmındaki, hem de cevap kısmındaki muzâri fiilleri, yani hem şart fiilini
hem de cevap fiilini cezm ederler. Bunlar her ne kadar iki muzâri fiili cezm eden edatlar olarak anılsa da, şart
cümlelerinin şart bölümünde ve cevap bölümünde birden çok muzâri fiil bulunması durumunda onların
hepsini de cezm ederler. Bu edatlar şunlardır:

‫إن‬, ‫ما‬, ‫م ْن‬,


َ ‫مىت‬,
َ ‫أَيْ َن‬, ‫إ ْذما‬, ‫مهما‬,
ْ ‫أيّا َن‬, ‫أيْـنَما‬, ‫أي‬,
ٌّ ‫أن‬,
َّ ‫حْيثُما‬,
َ ‫َكْيـ َفما‬
2-Cezm etmeyen şart edatları:
Şart anlamı ifade ettiği halde cezm etmeyen edatlar şunlardır.

‫إِذا‬, ‫لَ ْو‬, ‫لَ ْوال‬, ‫لوما‬, ِ ِ


ْ ‫بَْـيـنَما‬, ‫بَْـينا‬, ‫عْن َدما‬, ‫حينَما‬, ‫لَ َّما‬, ‫ُكلَّما‬
Şart cümlesine bağlı cevap cümlesinin başına
3 vücûben (zorunlu) ve cevâzen (isteğe bağlı)
gelen fâ (‫ )ف‬harfinin işlevlerini tanıyabilme

Fâu’l-Cevâb

Fâ’u’l-cevâb, bir şart edatı ile başlayan cümlenin cevap kısmının başına gelen bir fâ (‫ )ف‬harfidir. Bu harfin
zorunlu olarak geldiği yerleri şöyle sıralayabiliriz:
Cevap cümlesi, isim cümlesi olursa,
Cevap cümlesi, talep cümlesi olursa; yani emir ya da nehiy ile başlarsa veya soru cümlesi olursa,
Cevap cümlesi ‫لَْيس‬, ‫نِ ْعم‬, ‫ بِْئس‬gibi donuk (câmid) ya da nâkıs fiille başlarsa,
َ َ
Cevap Cümlesi, gelecek zaman bildiren ‫ س‬veya ‫ سوف‬ile başlarsa,
Cevap Cümlesi, ‫ قَ ْد‬pekiştirme edatı ile başlarsa,
Cevap Cümlesi, muzâri fiili nasb eden ve olumsuz yapan ‫ لَن‬edatı ile başlarsa,
ْ
Cevap Cümlesi, muzâri fiili olumsuz yapan ‫ ما‬edatı ile başlarsa.
َ

216
Arapça III

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti ‫ْخيص‬


Arapçada harf-i cerlerle kullanılan bazı
4 fiilleri tanıma ve bunları cümle içinde
kullanma becerisi kazanabilme

Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı


Fiiller

...‫ يَ ْـعثُ ُـر على‬-‫عثر‬:


َ Bir şeye rast gelmek, bir şeyi bulmak, ortaya çıkarmak
ِ ‫وها إىل الـمْتح‬ ٍ ٍ
.‫ف‬ َ ُ َ ‫َم َت َعثَ ْـرُْت على نـُ ُقود تَا ِر ِخييَّة فَ َسلِّ ُم‬
(Nerede tarihî para bulursanız, onu müzeye teslim ediniz.)

...‫دافع عن‬: Birini veya bir şeyi savundu, müdafaa etti


.‫إِ ْن تُ َدافِ ْع َع ِن احلَ ِّق فَـلَ ْن َتْ َسَر َولَ ْن تَـْن َد َم‬
(Hakkı savunursan, ne kaybeder ne de pişman olursun.)
ِ ‫ يَ ْشعُر‬-‫ َش َعر‬: Bir şey hissetmek, duymak
...‫ب‬ ُ
.‫الناس‬ ِ ‫أَ ْشعر بِسعاد ٍة َكبرية ِعندما أ‬
َ ‫َخد ُم‬
ْ َ َ َ َ ُُ

ِ ‫التـَّل‬
(İnsanlara hizmet ederken büyük bir mutluluk duyuyorum.)

Arapçada sıklıkla kullanılan bazı ifade


5 biçimlerini tanıma ve yerinde kullanma
becerisi elde edebilme

Arapçada Kalıp İfadeler

ِ ‫طَ ِر‬
“...‫يق‬ ‫” َع ْن‬ (...yoluyla, aracılığıyla) ifadesinin kullanımı örnek cümlelerle tanıtılmıştır.
ِ ‫الس َف ِر فَأ‬
.‫ب َع ْن طَ ِر ِيق البَ ْح ِر‬
َ ‫يك أَ ْن تَ ْذ َه‬
َ ‫ُوص‬ َ ‫إِ َذا َعَزْم‬
َّ ‫ت على‬
(Yolculuğa çıkmaya niyet etmişsen, sana deniz yoluyla gitmeyi tavsiye ederim.)

“‫ب‬
َ ‫( ”فَالَ َع َج‬Şaşılacak bir şey yok) ifadesinin kullanımı verilen cümlelerle tanıtılmıştır.
ُّ
(Dünya değişmişse, bunda şaşılacak bir şey yok.) .‫الدنْـيا‬
َ ْ ‫ب إِ ْن تَـغَيَّ َـر‬
‫ت‬ َ ‫فَالَ َع َج‬
“ً‫سلْبا‬
َ / ‫( ” َس ْلبِيًّا‬Olumsuz bir şekilde, olumsuz olarak) ifadesinin kullanımı verilen cümlelerle tanıtılmıştır.
(Bazı ilaçlar uykuyu olumsuz etkiliyor.) .‫َد ِوي ِة س ْلباً على النَّـوِم‬ ُ ‫يُ َـؤثُِّـر بَ ْـع‬
ْ َ َ ْ ‫ض األ‬
“‫إجيابًا‬/ ‫( “إجيابيًّا‬Olumlu bir şekilde, olumlu olarak) ifadesinin kullanımı verilen cümlelerle tanıtılmıştır.
ِ ‫صاد‬ ِ ِ‫تون تُـؤثـِّر على إقْت‬ ِ ‫تاج َزي‬
ِ َّ ‫ت‬
.‫البالد إجيابيًّا‬ ُ َ ْ‫الزي‬ ْ ِ ْ‫يادةُ يف إِن‬
َ ‫الز‬ ِّ
(Zeytinyağı üretimindeki artış ülke ekonomisini olumlu bir şekilde etkiliyor.)

217
Şart Edatları

1 Aşağıdakilerden hangisi ‫َّك يف‬ ُ ‫ت أ َْع ِر‬


َ ‫ف أن‬ ُ ‫لَ ْو ُكْن‬ “.‫َّد َم‬
ِ‫ البيت‬şeklinde başlayan şart cümlesinin cevabı olabilir? 5 َ ‫الن‬ ُ ‫ ” َم ْن يَ ْـع َم ْل الشََّّر َْي‬cümlesinde altı
‫ص ْد‬
neler öğrendik? ‫ماذا تـََعلّ ْمنا؟‬

çizili sözcüğün irâbı aşağıdakilerden hangisidir?


A. .‫ظرين‬ ِ ِ
ْ َ‫ انْـت‬ A. Şart cümlesi – meczûm fiil
B. .‫ك‬َ ُ‫لَُزْرت‬
B. Talep cümlesi – mansûb fiil
C. Cevap cümlesi – meczûm fiil
C. .‫ظرين‬ ِ
ْ َ‫َلْ تَـْنت‬ D. Vücûben meczûm fiil
D. .‫ُزْرين‬ E. Haber cümlesi – muzâri fiil

E. .‫سأزورَك‬
ُُ
6 ”)‫ح‬
ُ ‫(نَـ ْفَر‬......‫ (تَـ ُقولُو َن) احلَ َّق‬.......‫ “إ ْن‬cümle-
2 Arapçada “Fâu’l-cevâb” ile ilgili kurallardan sinde parantez içinde verilen fiillerin doğru çekimi
hangisi doğrudur? seçeneklerden hangisinde verilmiştir?

A. Cevap cümlesinin başına, duruma göre A. ‫ح‬


ْ ‫ نَـ ْفر‬-‫تَـ ُقل‬
vücûben ya da cevâzen gelir. َ ْ
B. ‫ نَـ ْفرح‬-‫يَـ ُقولُوا‬
B. Fâu’l-cevâb, her durumda vücûben cümle ba- َُ
şında gelir. C. ‫ح‬ْ ‫تَـ ُقولو َن – نَـ ْفَر‬
C. Fâu’l-cevâb, emir cümlesinin başına gelemez.
D. Fâu’l-cevâb, isimle başlayan cevap cümlesinin D. ‫ح‬ْ ‫ نَـ ْفَر‬-‫تَـ ُقولُوا‬
başına gelemez. E. ‫ نَـ ْفرح‬- ‫قول‬ ُ َ‫ت‬
E. Fâu’l-cevâb, aslında bir atıf harfidir. َُ

3 Şart-Cevap ilişkisi bağlamında, aşağıdaki


7 ”‫الراحة‬......‫شعُر‬
ّ ُ ُ ‫ “ ِعْندما أ‬cüm-
ْ ‫ُسافر باحلافلة ال أ‬
cümlede boş bırakılan yere gramer bakımından lesindeki boşluğu anlamlı şekilde tamamlayacak
hangi sözcüğün getirilmesi uygundur? harf-i cer aşağıdakilerden hangisidir?

”.‫جاهل‬ .... ‫“ َم ْن قال أنا َعالِ ٌـم‬ A. ‫ إِ َل‬ B. ‫يف‬


C. ‫علَى‬
َ D. ‫ن‬
ْ ‫َع‬
A. ‫ هو‬
ُ B. ‫أليس‬
ْ
َ َ ِ
َّ E. ‫ب‬
C. ‫فإنا‬ D. ‫إنَّه‬
E. ‫ـهو‬
َ ُ َ‫ف‬ 8 “Nereye gidersen geliriz.” cümlesinin anlam-
ca en yakın Arapça karşılığı aşağıdakilerden hangi-
4 Aşağıdaki cümlenin “Sevdiğin şeyi yaparsan, sidir?
işte özgürlük budur.” anlamı taşıması için boşluk
seçeneklerdeki fiillerden hangisi ile doldurulmalı- A. .‫ب‬
ْ ‫ أيْـنَما تَ ْذ َهبوا نَ ْذ َه‬
dır? .‫إ ْن تَـ ْف َعل ____ فَهذه ِهي احلُريَّة‬ B. .‫ت نَ ْذ َهب‬
ُ َ ‫إذا َذ َهْب‬
ُِ ‫ما‬ C. ‫ أيْـنَما َذ َهْبنا أَتَ ْـيتُم‬
A. ‫تب‬ ْ
D. .‫ت‬ِ ْ‫أَيـنَما تَ ْذهب نَأ‬
B. ‫شتَهي‬
ْ َ‫ ما ي‬ ْ َ ْ
ِ ْ
E. .‫إذا تَ ْذ َهب نَأت‬ ِ
C. ‫ما يُراد‬ ُ
D. ‫ما يَـْنبَغي‬
E. ‫صد‬
ُ ‫ما تَـ ْق‬

218
Arapça III

ِ ‫ ”حيثُما تَ ْذهب يف تركيا ي‬İfadesi-


9 “.‫ساع ْد َك الناس‬ُ ْ َ َ َْ 10 “.‫ اجلَِّو‬......... ‫ب‬
ُ َ ِ‫”إِ َذا َسافَ ْـرنَا إىل بِالَ ٍد بَع‬
‫يد ٍة نَ ْذ َه‬

neler öğrendik? ‫ماذا تـََعلّ ْمنا؟‬


nin anlamı aşağıdakilerden hangisidir? cümlesinde boş bırakılan yere hangi kalıp ifade getiri-
A. Ne zaman Türkiye gitsen insanlar sana yardım lebilir?
etti.
B. Türkiye’ye her gittiğinde insanlar sana yardımcı A. ‫للغايَِة‬
oldu.
B. ‫ن طَريق‬
ْ ‫َع‬
C. Türkiye’de nereye gidersen git insanlar sana yar-
C. ‫َجل‬ ِ
dımcı olur.
D. Türkiye’ye gidersen insanlar sana yardımcı olur.
ْ ‫م ْن أ‬
D. ‫بَدالً من‬
E. Türkiye’ye gidersen insanlar sana yardım eder.
E. ‫بِسبَب‬
َ

219
Şart Edatları

1. B Yanıtınız yanlış ise “Şart Edatları” konusunu 6. D Yanıtınız yanlış ise “Şart Edatları” konusunu
yeniden gözden geçiriniz. yeniden gözden geçiriniz.
ْ ‫مفاتيح‬

Yanıtınız yanlış ise “Harf-i Cer ile Kullanı-


2. A Yanıtınız yanlış ise “Fâ’u’l-Cevâb” konusunu 7. E
lan Bazı Fiiller” konusunu yeniden gözden
neler öğrendik yanıt anahtarı “‫األج ِوبة لِـ “ماذا تـََعلّ ْمنا‬

yeniden gözden geçiriniz.


geçiriniz.

3. E Yanıtınız yanlış ise “Fâ’u’l-Cevâb” konusunu 8. D Yanıtınız yanlış ise “Şart Edatları” konusunu
yeniden gözden geçiriniz. yeniden gözden geçiriniz.

4. A Yanıtınız yanlış ise “Şart Edatları” konusunu 9. C Yanıtınız yanlış ise “Şart Edatları” konusunu
yeniden gözden geçiriniz. yeniden gözden geçiriniz.

5. C Yanıtınız yanlış ise “İrâb Örnekleri” konusunu 10. B Yanıtınız yanlış ise “Arapçada Kalıp İfadeler”
yeniden gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.

Araştır / Tekrarla
7 Yanıt Anahtarı

“.‫شر التَّ ْـعلِيم‬


ِ َ‫ ”أَين تَكْثُـر الْم َدا ِرس يـْنت‬cümlesinin irâbını yapınız.
ْ
ُ ْ َُ َ ْ َ
‫ أَيْ َن‬: Cezm eden şart edatı. Harf olduğu için irâbdan mahalli yoktur.
‫ تَكْثُ ْـر‬: Şart fiili. (‫ )إِ ْن‬şart edatı dolayısıyla meczûm muzâri fiil.
Araştır 2 ‫س‬ ِ
ُ ‫ الْ َم َدار‬: Fâil merfû, ref alâmeti sondaki damme.
‫ يـَْنتَ ِش ْر‬: (‫ )إِ ْن‬şart edatı dolayısıyla meczûm muzâri fiil, çünkü şartın
cevabı, cezm alâmeti sondaki sükûn.
‫يم‬ ِ
ُ ‫ التَّ ْـعل‬: Fâil merfû, ref alâmeti sondaki damme.

220
‫‪Arapça III‬‬

‫‪Alıştırmalar Yanıt‬‬
‫‪7‬‬ ‫‪Anahtarı‬‬

‫‪Aşağıdaki kelimeleri, parantez içindeki şart edatlarını kullanarak yeniden yazınız.‬‬

‫‪ .1‬إِ ْن تَـتَ َـع َّج ْل تَـْن َد ْم‪.‬‬


‫صِ ْب ويُـثَابِْر يـُ ْفلِ ْح‪.‬‬ ‫‪َ .2‬م ْن يَ ْ‬
‫‪Alıştırma 1‬‬
‫ض‪.‬‬ ‫‪َ .3‬م ْه َما تَـ ُق ْل فَـلَ ْن أ َْرفَ ْ‬
‫ك‪.‬‬ ‫‪ُ .4‬كلَّما ِجْئت فَ ِرحت بِ ُق ُد ِ‬
‫وم َ‬ ‫َ ْ ُ‬ ‫َ‬
‫ِ‬
‫الع َم َل‪.‬‬
‫ت فَاُتْ ُـرْك َ‬ ‫‪ .5‬إِ َذا َمل ْل َ‬
‫‪Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri parantez içinde verilen fiilin uygun‬‬
‫‪çekimi ile doldurunuz.‬‬

‫ض‪.‬‬ ‫ب املاءَ بارداً تََْر ْ‬ ‫‪ .1‬إِ ْن تَ ْشَر ْ‬


‫‪Alıştırma 2‬‬ ‫‪َ .2‬مىت يـُْه ِم ْل َو ِاجبَاتِِه يَـ ْف َش ْل‬
‫ب الْعِْل ِم يُ َكَّرْم‪.‬‬‫صاح ُ‬
‫‪ .3‬أَيـنَما ي ْذهب ِ‬
‫ْ َ َ ْ َ‬
‫التعليم‪ ،‬لتَطََّوَر ال ُـم ْجتَ َم ُع‪.‬‬
‫ُ‬ ‫‪ .4‬لو اِنْـتَ َشَر‬
‫ِ‬
‫ك‪.‬‬ ‫ت تَ ْدعُ ِن‪ ،‬فَأَنَا أُجْب َ‬ ‫‪ .5‬أَيّا َن أَنْ َ‬
‫‪Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları parantez içinde verilen şart edatların-‬‬
‫‪dan cümleye anlamca uygun olanıyla doldurunuz.‬‬

‫ك‪.‬‬ ‫ض ْف َ‬ ‫‪ .1‬إِ ْن تَـزرِن أَستَ ِ‬


‫ُْ ْ‬
‫‪Alıştırma 3‬‬
‫ل فَأنَا ُم ْستَعِدٌّ‪.‬‬ ‫‪َ .2‬م َت َْتتَ ْج إِ ََّ‬
‫‪ .3‬حيثما ي ُكن ِ‬
‫العالُ ُْيتَ َـرْم‪.‬‬ ‫َ ُْ َ َ ْ‬
‫ص يف َع َملِ ِه يـَْن َج ْح‪.‬‬ ‫ِ‬
‫من ُيْل ْ‬ ‫‪ْ .4‬‬
‫الناس َيْ َس ْر‪.‬‬‫‪َ .5‬م ْن َيْ َد ْع َ‬

‫‪Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları uygun harf-i cerlerle doldurunuz.‬‬

‫َّح َد ِة‬
‫ضيَّ ِة قُـبـرص يف األُم ِم املت ِ‬ ‫‪ .1‬رئيس الوزراء يدافِع عن قَ ِ‬
‫َ‬ ‫ُْ‬ ‫ُ َْ‬ ‫ُ‬ ‫َ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬
‫‪َ .2‬ه ْل يَ ْشعُُر الطِّْف ُل بِاأل َِل يف بَطْنه؟‬
‫‪Alıştırma 4‬‬ ‫‪ .3‬تُدافِع النِّقابةُ عن ح ِ‬
‫قوق العُ َّم ِال‪.‬‬ ‫ُ َ َْ ُ‬
‫‪ .4‬إِ ْن تَ ْـعثُ ُـروا على ُحطَ ِام الطائرِة فَأ ْ‬
‫َخِبُوا الش ُّْرطة‪.‬‬
‫ب‪.‬‬ ‫قوق الطَُّل ِ‬ ‫‪َْ .5‬نن نُدافِع عن ح ِ‬
‫ُ ُ َْ ُ‬
‫‪221‬‬
‫‪Şart Edatları‬‬

‫‪Alıştırmalar Yanıt‬‬
‫‪7‬‬ ‫‪Anahtarı‬‬

‫‪Aşağıdaki cümleleri parantez içindeki kalıp ifadelerden uygun olanlarla dol-‬‬


‫‪durunuz.‬‬

‫إج َازةً فَـ ْليَ ُك ْن َع ْن طَ ِر ِيق إِ َد َارِة ال ُكلِّيَّ ِة‪.‬‬


‫ت َ‬ ‫‪ .1‬إ َذا طَ ْلب َ‬
‫ب يف ذلك‪.‬‬ ‫ِ‬ ‫‪ .2‬إ َذا لَِق ِ‬
‫‪Alıştırma 5‬‬ ‫يت مْنهُ ُم َع َاملَةً سيِّئَةً فَالَ َع َج َ‬ ‫َ‬
‫الصحة‪.‬‬ ‫‪ .3‬يُ َـؤثُِّـر التَّ ْد ِخني َس ْلبًا على ِّ‬
‫‪ .4‬أرجو أَ ْن تُـرِسلوا إلينا جواب ُكم س ْلبا أو إجيابا يف أَقْص ِر وقْ ٍ‬
‫ت‪.‬‬ ‫َ َ‬ ‫ً‬ ‫َ ًَ‬ ‫ْ‬ ‫ْ‬
‫إلينا الطَّلَب َع ْن طَ ِر ِيق الوزارة‪.‬‬ ‫ِ‬
‫‪ .5‬أ َْرس ْل ْ‬

‫‪Aşağıdaki şart cümlelerinde gramer bakımından yanlış yazılan yerleri tespit‬‬


‫‪ederek düzeltiniz.‬‬
‫ِ‬ ‫ِ ِ‬
‫ك‪.‬‬ ‫ام َ‬‫‪ .1‬إِ ْن تَ ْـعتَذ ْر للَّر ُج ِل يُ َس ْ‬
‫‪Alıştırma 6‬‬
‫ك‪.‬‬ ‫‪ .2‬إِ ْن تَ ُـزْرِن أُ ْك ِرْم َ‬
‫‪َ .3‬م ْن يَ ْس ِر ْق فَ ُـه َو ُْم ِرٌم‪.‬‬
‫ِ‬
‫الطبيب‪.‬‬ ‫ب إىل‬ ‫ت فَا ْذ َه ْ‬ ‫ضَ‬ ‫‪ .4‬إِ َذا َم ِر ْ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬
‫‪َ .5‬م ْن يـُْتق ْن َع َملَهُ فَ ُـه َو ُم ْستَـق ٌ‬
‫يم‪.‬‬

‫‪Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları, parantez içinde verilen kelimelerden‬‬


‫‪anlamca uygun olanlarıyla doldurunuz.‬‬

‫وع‪.‬‬
‫املوض َ‬
‫ك ُ‬ ‫‪ .1‬إِ ْن تُِرْد أَ ْشَر ْح لَ َ‬
‫‪Alıştırma 7‬‬
‫ب‪.‬‬ ‫‪َ .2‬م ْن يُ ْس ِر ْع يَـْت َـع ْ‬
‫َخِ ْبِن‪.‬‬ ‫ت فَأ ْ‬ ‫‪ .3‬إِ َذا عُ ْد َ‬
‫‪َ .4‬كْيـ َف َما تُ َـع ِام ْل ُه ْم يُ َـع ِاملُ َ‬
‫وك‪.‬‬
‫دخلت الغرفةَ وجدتُهُ باكِياً‪.‬‬ ‫ُ‬ ‫‪ .5‬عندما‬

‫‪222‬‬
Arapça III

Alıştırmalar Yanıt
7 Anahtarı

Aşağıda karışık olarak verilen sözcükleri anlamlı cümleler haline getiriniz.

‫ تَ ُكونُوا‬/ ً‫جيعا‬َِ /‫بِ ُكم‬/‫أت‬ِ ‫ي‬/‫ أيـنَما‬/‫ اهلل‬.1


ْ َ َْ
ِ َّ ِ ِ
.‫أَيْـنَ َما تَ ُكونُوا يَأْت ب ُك ُم اللهُ َج ًيعا‬
ِ
‫ك‬َ ِ‫ ب‬/ ‫ َم َت‬/‫ جْئتَِن‬/ ‫ت‬ ُ ‫ فَ ِر ْح‬.2
ِ
.‫ك‬َ ِ‫ت ب‬ُ ‫َم َت جْئتَِن فَ ِر ْح‬
Alıştırma 8 ‫ إ ْن‬/ ‫ص ُروا‬ ُ ‫ تَـْن‬/ ‫ اهلل‬/ ‫ص ْرُكم‬ ُ ‫ يـَْن‬.3
.‫ص ْرُك ْم‬
ُ ‫ص ُروا اهللَ يـَْن‬ ُ ‫إ ْن تَـْن‬
‫ يَكْثُ ْـر‬/ ‫ أينما‬/ ‫ تَـْنتَ ِش ْر‬/ ‫ املتَ َـعطِّلُو َن‬/ ُ‫ اجلَ ِرميَة‬.4
.ُ‫أينما يَكْثُ ْـر املتَ َـعطِّلُو َن تَـْنتَ ِش ْر اجلَ ِرميَة‬
‫ املطَُر‬/ ‫ إِ َذا‬/ ‫ نََـزَل‬/ ‫ت‬ َّ .5
َ َ‫ نَـب‬/ ‫ َوَنَا‬/ ُ‫الزْرع‬
.‫الزْرعُ َوَنَا‬
َّ ‫ت‬ َ َ‫إِ َذا نََـزَل املطَُر نَـب‬

Aşağıdaki Arapça cümleleri Türkçeye çeviriniz.

ِ
ْ ‫ إِ ْن تَ ْـبك أ‬.1
.‫َحَز ْن‬
Ağlarsan üzülürüm.

.‫َص ِدقَ ُاؤ َك‬


ْ ‫ك يَكْثُ ْـر أ‬ ْ ‫ َم َت َْت ُس ْن أ‬.2
َ ُ‫َخالَق‬
Ahlâkın ne zaman güzelleşirse o zaman dostların çoğalır.

Alıştırma 9 .‫ إ ْن يَـ ُق ْم َك ُّل َع ِام ٍل بَِو ِاجبِ ِه تَ ْـزَد ِه ْر البِالَ ُد‬.3


Her çalışan görevini yerine getirirse, ülke kalkınır.

.‫س ِمنَّا‬
َ ‫ َم ْن َغشَّنَا فَـلَْي‬.4
Bizi aldatan bizden değildir.
ِ ‫ إ َذا أَطَع‬.5
َ ‫ك َر ِضيَا َعْن‬
.‫ك‬ َ ْ‫ت َوال َدي‬
َ ْ
Ebeveynine itaat edersen, senden razı olurlar.

223
Şart Edatları

Alıştırmalar Yanıt
7 Anahtarı

Aşağıdaki Türkçe cümleleri Arapçaya çeviriniz.

Terliysen soğuk su içme! .1

.ً‫ب ماءً با ِردا‬


ْ ‫ت َع ِرقاً فَالَ تَ ْشَر‬
َ ‫إ ْن ُكْن‬
Kim çabalarsa kazanır. .2

.‫ب‬ ِ
ْ ‫َم ْن يَ ْس َع يَكْس‬
Alıştırma 10 Ülkeye döndüğünde bana uğra. .3

.‫ت َإل البِالَ ِد فَ ُمَّر ِب‬


َ ‫إِ َذا َر َج ْع‬
Ne dersen kabul ederim. .4

.‫َم ْه َما تَـ ُق ْل أَقْـبَ ْل‬


Ne zaman yorulsam dinlenirim. .5

.‫َس َِت ْح‬


ْ‫بأ‬ْ ‫َم َت أَتْ َـع‬

bölümün kelimeleri ُ ِ‫َكل‬


‫مات الوحدة‬
‫( أَتْـ َق َن‬etkane) iyi yaptı, becerdi ...‫ك ب‬
َ ‫( تََ َّس‬temesseke bi) bir şeye, birine tutundu,
sarıldı, yapıştı
‫( أ ََداء‬edâ’ ) yerine getirme, yapma
‫( تَـْنشيط‬tenşît) canlandırma, harekete geçirme
‫( اِْزَد َهَر‬izdehere) gelişme gösterdi, kalkındı
...‫ود َد إِ َل‬
َّ َ‫( ت‬teveddede ilâ) birisiyle iyi geçindi
‫( اِ ْستَ ْـرعى‬ister‘â) gütmesini, otlatmasını istedi
‫( ثابـََر‬sâbera) bir şeyde ısrarcı oldu
‫إسعاد‬ ْ (is‘âd) mutluluk verme, mutlu etme ‫( َج ِرميَة‬cerîme) suç
‫( أ َْسَى‬esmâ) daha yüce, daha ulvî (muzâf durumunda:
en yüce) ‫( َحيد‬hamîd) övülmeye değer
‫( اِ ْشتهى‬iştehâ) istedi, arzuladı ‫( ُحطَام‬hutâm) enkaz, kalıntı
‫( أَفْـلَ َح‬eflaha) kurtuluşa erdi; başarılı oldu ‫( ُحقوق اإلنسان‬hukûku’l-insân) insan hakları
‫ض‬ ِ ‫( َحلِيف‬halîf) müttefik, destekçi
َ ‫( ا ْمتَ َـع‬imte‘ada) gücendi, alındı
‫( أَنْـ َف َق‬enfeka) harcadı, sarf etti (para vb.) ‫ َخ َش َع‬- ‫( َيْ َش ُع‬haşe‘a-yahşe‘u) saygı ve inançtan
ürpermek, korkmak
‫( أ َْو َجاع‬evcâ‘) ağrılar, sancılar (t.) ‫( َو َج ٌع‬veca‘)
‫( َخ ْشيَة‬haşye) korku, korkma

224
Arapça III

...‫( دافَ َع َع ْن‬dâfe‘a ‘an) birini veya bir şeyi savundu, ‫( َكَّرَم‬kerrame) saygı gösterdi
müdafaa etti
‫( َلَظَات‬lahazât) anlar (t.) ‫( َلْظَة‬lahza)
‫( َس َّج َل‬seccele) kaydetti
‫( ُمتَ َـعطِّلُو َن‬mute‘attilûn) işsizler, başıboşlar
‫( َس ْعي‬sa’y) çaba, gayret; koşma
‫يَْ َس ُح‬-‫( َم َس َح‬meseha–yemsehu) silmek
‫الس ْعي‬ (es-sa’y) Mekke’de Safa ve Merve tepeleri
َ arasında hacıların say yapması ‫( ُم ْش ِرف‬muşrif) sorumlu, ilgili kişi, yetkili
‫( ُسلُوكِيَّات‬sulûkiyyât) davranışlar, hal ve hareketler ‫( َم ْعنَ ِويَّات‬ma’neviyyât) moral
‫وخة‬َ ‫( َشْي ُخ‬eş-şeyhûha) yaşlılık ‫( َم ْوُهوب‬mevhûb) yetenekli, kabiliyetli
‫( ِص َعاب‬sı‘âb) zorluklar (t.) ‫ص ْعبَة‬ َ (sa‘be) ‫ت‬ َ َ‫ت – نَـب‬ ُ ُ‫( يَـْنب‬nebete – yenbutu) yetişmek (bitki,
meyve, sebze vs.)
‫صفاء‬ َ (safâ’) mutluluk, duruluk,dürüstlük ‫( نَقاء‬nakâ’) saflık, katışıksız olma
‫ع‬ ‫ر‬ ‫ض‬
َ
ََ َُ َ - ‫ع‬‫ر‬ ‫ض‬
ْ ‫ي‬ (dare‘a- yadre‘u ) yalvarmak (‫إىل‬ : birine)
‫( نِقابة‬nikâbe) sendika
‫اف‬َ َ‫ ط‬- ‫وف‬ ُ ُ‫( يَط‬tâfe- yetûfu) dönmek, dönüp dolaşmak
‫ َهطَ َل‬- ‫( يـَْه ِط ُل‬hetale- yahtılu) iri taneli ve şiddetli
‫( ظُُروف‬zurûf) şartlar, koşullar (t.) ‫( ظَْرف‬zarf) yağmak (yağmur)

‫ َع َجَز‬- ‫‘( يَ ْـع ِجز‬aceze- ya‘cizu) yapmamak, aciz kalmak ‫صى‬ َّ ‫( َو‬vassâ) tavsiye etti
(‫عن‬: bir şeyi)
‫( َو َّف‬veffâ) tam olarak verdi (payını, hakkını)
‫‘( َع ِرق‬arik) terli ‫( يـَْنبَغِي‬yenbegî) gerekli, uyun olur
‫( َغنَم‬ganem) koyun, küçük baş hayvan

bölümün deyimleri ‫تعبریات الوحدة‬

‫إجيابًا‬/ ‫( إجيابيًّا‬îcâben/îcâbiyyen) olumlu bir şekilde, ً‫ َس ْلبا‬/ ‫( َس ْلبِيًّا‬felâ acebe) olumsuz bir şekilde, olumsuz
olumlu olarak olarak

‫( باجلِ ّد‬bi’l-cidd) ciddiyetle ...‫‘( َع ْن طَ ِر ِيق‬an tarîk) ...yoluyla, ...aracılığıyla


‫( بَ َذل ِمن ُج ْهد‬bezele min cuhd) gayret gösterdi ‫ب‬
َ ‫( فَالَ َع َج‬felâ ‘acebe) şaşılacak bir şey yok
‫( لِ ِله َد ُّرَك‬lillâhi derruke) helal olsun!, aferin!

225
Bölüm 8
Atıf Edatları

Atıf Edatları
öğrenme çıktıları

2 Atıf edatlarını cümle içinde kullanabilme


Günlük Hayatımızda Arapça 8

1
becerisi kazanma, atıf edatlarının

2
1 Atıf edatlarını ve bölümde geçen bazı bulunduğu cümlelerde yer alan ma‘tûf ve
sözcük yapılarını kullanarak diyalog ma‘tûfun aleyh’i tespit etme becerisi elde
gerçekleştirme becerisi kazanabilme etme

Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı Fiiller


Arapçada Kalıp İfadeler

3 4
3 Arapçada harf-i cerlerle kullanılan bazı
fiilleri tanıma ve bunları içinde atıf edatı 4 Arapçada sıklıkla kullanılan bazı ifade
bulunan cümlelerde kullanma becerisi biçimlerini tanıma ve atıf cümlelerinde
kazanabilme kullanma becerisi elde etme

Anahtar Sözcükler ‫املفتاحية‬


‫ الكلمات‬: • Atıf Edatları ‫ • أدوات العطف‬Atıf Harfleri ‫حروف العطف‬
• Ma‘tûfun Aleyh ‫ • املعطوف عليه‬Ma‘tûf ‫املعطوف‬

226
Arapça III

GİRİŞ ‫ُم َق ّدمة‬


Kitabınızın önceki bölümlerinde nasb ve cezm edatları ile şart edatlarını öğrendiniz. Bu bölümde ise
atıf edatlarını tanıyacak, Arapçada atıf edatı/harfiyle cümlelerin oluşumunu ve farklı atıf edatlarını ayrın-
tılarıyla görecek, irâb örnekleriyle konuyu daha iyi kavrayacaksınız.
Bu bölümde ayrıca harf-i cerlerle kullanılan bazı fiillerin kullanımına yönelik örneklere ve kalıp ifa-
delere de yer verilecek, bir diyalog ve bir metin ile konu pekiştirilmeye çalışılacaktır. Bölümün sonunda
öğrendiklerinizi yaşamla ilişkilendireceğiniz bir metin ve birkaç Arap atasözü de bulacaksınız.

GÜNLÜK HAYATIMIZDA ARAPÇA 8

٨ ‫العربية يف حياتنا اليوميّة‬

İbn-i Sina
Öğretmen: İbn-i Sina hakkında bir şeyler bili- ‫إبن سينا‬
yor musun? ‫ف عن اب ِن ِسينا َشْيئاً؟‬ ُ ‫ هل تَ ْـع ِر‬:‫املَُعلِّ ُم‬
.‫ إنه ِم ْن أَ َكابِ ِر عُلَ َم ِاء اإلسالَِم َوفَالَ ِس َفتِ ِه ْم‬،‫ نَ َـعم‬:‫التِّـ ْل ِمي ُذ‬
Öğrenci: Evet, kendisi İslâm’ın en büyük
âlimlerinden ve filozoflarındandır.
ِ
Öğretmen: Nerede doğup yaşadı? ‫اش؟‬َ ‫وع‬ َ ‫ أَيْ َن ُول َد‬:‫املَُعلِّ ُم‬
Öğrenci: Buhara yakınlarında bir köyde doğdu. .‫يبة ِم ْن ُب َارى‬ ٍ ‫ ولِ َد يف قَـري ٍة قر‬:‫التِّـ ْل ِمي ُذ‬
Öğretmen: Çocukluğu nasıl geçti? َْ ُ
Öğrenci: Felsefe ve fıkıh; sonra da tıp ve ede- ‫ت طُُفولَتُهُ؟‬ ْ‫ض‬ َ ‫ف َم‬ َ ‫ َكْي‬:‫املَُعلِّ ُم‬
.‫ب‬ ِ َّ‫ ُث‬،‫الف ْقه‬ ِ ِ
biyat okudu.
َ ‫ب واأل ََد‬ َّ ‫الط‬ َ ‫س الفلسفةَ و‬ َ ‫ َد َر‬:‫التِّـ ْلمي ُذ‬
Öğretmen: Hayatı boyunca memleketinde mi
kaldı?
‫ث طَو َال عُ ْم ِرِه يف بـَلَ ِد ِه؟‬ َ ‫ فَ َـه ْل َم َك‬:‫املَُعلِّ ُم‬
.‫وج ْر َجا َن فـََه َم َدا َن‬ ِ
Öğrenci: Hayır, aksine Buhara, Curcân ve ُ ‫ ال بَ ْل َسافَ َـر إىل ُبارى‬:‫التِّـ ْلمي ُذ‬
ِ ‫ب ِأم‬ ِ ِّ‫ يف الط‬،‫ع‬ َ ‫أي َمَ ٍال بََـر‬ ِّ ‫ يف‬:‫املَُعلِّ ُم‬
Hemedan’a gitti.
‫الفلسفة؟‬
Öğretmen: Hangi alanda sivrilmişti (öne çık-
mıştı), tıpta mı yoksa felsefede mi? .‫ لَ ِكنَّهُ اِ ْشتَ َـهَر بِطَبَابَتِ ِه‬،‫ َكا َن َخبِرياً يف كِلَْي ِه َما‬:‫التِّـ ْل ِمي ُذ‬
ِ ِّ ‫ فَِفي‬:‫املُعلِّم‬
‫ابن سينا؟‬ ُ ‫ف‬ َ َّ‫أي املََواضي ِع أَل‬
Öğrenci: Her ikisinde de uzmandı; ama ken-
disi doktorluğuyla ün kazanmıştır. َُ
‫وحت‬ ِ
َّ ‫األدب واملُوسي َقى‬ ِ ِ ِ ِّ‫ يف الط‬:‫التِّـ ْل ِمي ُذ‬
Öğretmen: Peki, İbn-i Sina hangi konularda َ ‫ب وال َفلَك و‬
eser yazdı? .‫تدب ِري املـَْن ِزِل‬
Öğrenci: Tıp, astronomi, edebiyat, müzik ve
hatta ev idaresi konularında. ‫ماهرا فقط؟‬ ً ‫ابن سينا طبيبًا‬ ُ ‫ َهل َكان‬:‫املَُعلِّ ُم‬
Öğretmen: İbn-i Sina yalnızca iyi bir doktor
muydu?

227
Atıf Edatları

Öğrenci: O, yalnızca iyi bir doktor değil aynı


.‫ماهرا فقط بل مثقفا واعيا‬ ِ
zamanda bilinçli bir entelektüeldi. ً ‫ َل يَكن طبيبًا‬:‫التِّـ ْلمي ُذ‬
Öğretmen: Sadece ilimle mi uğraşmıştı? ‫ فَ َـه ْل اِ ْشتَـغَ َل بِالعِْل ِم فَـ َق ْط؟‬:‫املَُعلِّ ُم‬
Öğrenci: Doktor, hoca, sonra da maliye ba- .‫ مث وزيراً لِْل َم ِال‬،ً‫ َع ِم َل طبيباً وأستاذا‬:‫التِّـ ْل ِمي ُذ‬
kanı olarak görev yapmıştır.

Öğrenme Çıktısı
1 Atıf edatlarını ve bölümde geçen bazı sözcük yapılarını kullanarak diyalog gerçekleştirme
becerisi kazanabilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 1 Karşılaştır Paylaş

Verilen diyaloğu okuyunuz


Diyalogda atıfla ilgili ifade-
Verilen diyaloğu defterinize ve arkadaşlarınızla birlikte
leri ve cümleleri Türkçesiyle
yazarak tekrar ediniz. Arapça olarak canlandırma-
karşılaştırınız.
ya çalışınız.

DİL BİLGİSİ: ATIF EDATLARI

ِ
‫ أدوات العطف‬:‫القواعد‬
Arapça’da atıf (‫ف‬
ُ ْ‫)اَلْ َعط‬, belirli harf ya da edatlar yoluyla kelime ya da cümleleri, aynı hükme bağlamak-
tır. Atıf harflerinden/edatlarından önce gelen kelime ya da cümleye ma‘tûfun aleyh; sonra gelen kelime ya
da cümleye de ma‘tûf denir. Ma‘tûfun aleyh nasıl irap ediliyorsa, ma‘tûf da aynı şekilde irap edilir; yani
ma‘tûf olan kelime veya cümle irap yönünden ma‘tûfun aleyh’e uyar.
.‫القريَِة‬ ِ ‫َذه‬
(Ali ve Muhammet köye gittiler.)
ْ ‫ب َعل ٌي و ُمَ َّم ٌد إىل‬
َ َ
Yukarıdaki cümlede ‫علِي‬ َ kelimesi fâildir ve merfûdur. Kendisinden sonra gelen ve bir atıf harfi olan
ٌ ِ
‫( و‬vav) ‫ ُمَ َم ٌد‬kelimesini ona bağlar. Bu durumda ‫ َعل ٌي‬kelimesi ma‘tûfun aleyh, atıf harfinden sonra gelen
‫ ُمَ َم ٌد‬kelimesi ise ma‘tûf olarak adlandırılır. Bu örnekte ma‘tûfun, merfû olan ma‘tûfun aleyh gibi merfû
olduğuna dikkat ediniz:

Ma‘tûf Atıf Harfi Fâil (Ma‘tûfun aleyh) Fiil

‫ُمَ َّم ٌد‬ ‫و‬ ‫لي‬


ٌّ ‫َع‬ ‫ب‬
َ ‫َذ َه‬

.‫السوق‬ ِ ِّ‫رأَيت الـمعلِّمني و الـمعل‬


ُّ ‫مات يف‬
(Erkek öğretmenleri ve kadın öğretmenleri çarşıda gördüm.)
ُ َ ُ ُ َْ
ِ
َ ‫ الـمعلِّم‬kelimesi mef‘ûlun bih olduğu için mansûbdur. (Düzenli eril çoğuldur ve
Yukarıdaki örnekte ‫ني‬
ُ
ye harfi ile mansûb olmuştur.) Atıf harfinden sonra gelen kelime ِ ِّ‫ الـمعل‬ise mef‘ûlun bihe ma‘tûfdur
‫مات‬ ُ
228
Arapça III

ِ ِّ‫ الـمعل‬kelimesinin
ve irâb bakımından ma‘tûfun aleyh olan mef‘ûlun bihe uyarak mansûb olmuştur. (‫مات‬
düzenli dişil çoğul olduğu için kesra ile mansûb olduğuna dikkat ediniz.)
ُ

Ma‘tûf Atıf Harfi Mef‘ûlun bih (Ma’tûfun aleyh) Fiil ve Fâil

ِ ِّ‫الـمعل‬ ِ
‫مات‬ ُ ‫و‬ َ ‫ال ُـم َعلِّم‬
‫ني‬ ‫ت‬
ُ ْ‫َرأَي‬
Atıf harflerinin iki kelimeyi birbirine bağladıkları gibi iki cümleyi de birbirine bağlayabildiklerini be-
lirtmiştik. Burada dikkat etmemiz gereken husus ma‘tûfun aleyh olan cümlenin ne tür bir cümle olduğu-
dur. Eğer ma‘tûfun aleyh fiil cümlesi ise ma‘tûf olan cümle de fiil cümlesi olarak gelir. Ayrıca ma‘tûf olan
cümle zaman bakımından da ma‘tûfun aleyhe uyar. Ancak ma‘tûfun aleyh olan cümle bir isim cümlesi ise
ma‘tûf olan cümle de isim cümlesi olarak gelir.

(Babam evden çıktı ve camiye gitti.) .‫ب إىل ال َـم ْس ِج ِد‬


َ ‫ذه‬
ِ
َ ‫من البيت و‬
َ ‫َخر َج أيب‬
Ma‘tûf Atıf Harfi Fiil Cümlesi (Ma‘tûfun aleyh)

.‫ب إىل ال َـم ْس ِج ِد‬


َ ‫ذه‬
َ ‫َو‬ ِ ‫خرج أيب ِمن‬
‫البيت‬ َ َ َ

(Her sabah erken kalkarım ve kahvaltıyı hazırlarım.) .‫ض ُر ال ُفطُور‬


ِّ ‫ُح‬
َ ‫صباح و أ‬ ُ ‫َستَ ْـي ِق‬
َ ‫ظ ُمبَ ِّكًرا ُك َّل‬ ْ‫أ‬
Ma‘tûf Atıf Harfi Fiil Cümlesi (Ma‘tûfun aleyh)

.‫ض ُر ال ُفطُور‬
ِّ ‫ُح‬
َ‫أ‬ ‫َو‬ ‫صباح‬ ُ ‫َستَ ْـي ِق‬
َ ‫ظ ُمبَ ِّكًرا ُك َّل‬ ْ‫أ‬

(Ev büyük ve bahçe küçük.) .ٌ‫غرية‬


َ ‫ص‬ َ ُ‫ت َكبريٌ و احلَديقة‬
ُ ‫البَ ْـي‬
Ma‘tûf Atıf Harfi İsim Cümlesi (Ma‘tûfun aleyh)

.ٌ‫غرية‬
َ ‫ص‬ َ ُ‫احلَديقة‬ ‫َو‬ ٌ‫ت َكبري‬
ُ ‫البَ ْـي‬
Atıf Edatları şunlardır:
1. ‫الو ُاو‬
َ (Vâv): Sıra gözetmeksizin bir işe katılım/ortaklık (müşâreket) ifade eder:
(Fiil, mâzi, muzâri ve emir olmak üzere [üçe] ayrılır) .‫َم ٍر‬
ْ ‫ وأ‬،‫ضا ِرٍع‬َ ‫ َوُم‬،‫اض‬ ٍ ‫يـُ َق َّس ُم اْ ِلف ْعل إىل َم‬
ُ
(Müdür ve yardımcısı odaya girdi.) .‫اع ُدهُ إىل الْغُْرفَِة‬
ِ ‫دخل املدير ومس‬
َ َُ ُ َ َ َ
ِ ‫الر‬ ِ ‫لِلطَّائِر‬
(Uçakların, hem savaşta hem de barışta önemli rolü vardır.) .‫ب‬ َْْ ‫الس ْل ِم َو‬
ِّ ‫ات َد ْوٌر َهامٌّ ِيف‬ َ
ِ ِ
.ُ‫ف التَّاج ُر َو َشري ُكه‬ ِ
(Tüccar ve ortağı anlaşmazlığa düştüler.) َ َ‫ا ْختـَل‬

229
Atıf Edatları

2. ‫( الفاء‬Fâ’): Sıra ve düzen olması koşuluyla katılım/ortaklık (müşareket) ifade eder:


ِ
(Doktor, içeri girip hastayı muayene etti.) .‫يض‬َ ‫ص ال َـم ِر‬َ ‫يب فَـ َف َح‬ ُ ‫َد َخ َل الطَّب‬
(Gayret edip başardık/Gayret ettik ve başarılı olduk.) .‫اِ ْجتَ َـه ْدنَا فَـنَ َج ْحنَا‬
(Baban bizi görüp selamladı.) .‫وك فَ َحيَّانَا‬ َ ُ‫َرآنَا أَب‬
3. ّ‫( مث‬Summe): Bazen ard arda, bazen de zaman aralığı gözeterek işlerin sırayla yapıldığını gösterir:
(Halit, sonra da Zeyd yolculuğa çıktılar.) .‫َسافَ َـر َخالِ ٌد ُثَّ َزيْ ٌد‬
ِ ‫حزم‬
(Eşyalarımı topladım, sonra da yola çıktım.) .‫ت‬ ُ ‫ت أ َْمت َع ِت ُثَّ َسافَ ْـر‬ ُ َْ َ
(Elçi, Rabat’ta, sonra Cezayir’de görev yaptı.) ِ ِ ِ
.‫الربَاط ُثَّ اجلََزائر‬ ِ
َّ ‫السفريُ يف‬ ِ َّ ‫َع ِم َل‬
4. ‫( أو‬Ev): İki şey arasında muhayyer kalma, karar verememe, tercih edememe; bazen tereddüt ya da
şüpheye düşme veya bir kapalılığı (ibhâm) gidermek amacıyla kullanılır:
‫َّخيِ ِري‬ ِ
ْ ‫( للت‬Muhayyer kalma, karar vermeye çalışma vs.):
(Saat birde ya da ikide çıkacağım.) .َ‫اح َدةَ أَ ِو الثَّانِيَة‬
ِ ‫الساعةَ الو‬
َ َ َّ ‫َخُر ُج‬
ْ ‫َسأ‬
‫اح ِة‬ ِ
َ َ‫( ل ْلب‬Seçenek sunma, öneri):
.‫الز ِاه َد‬ ِ ‫احب الع‬
َّ ‫الَ أَ ِو‬ ِ
(Alim ya da zahid kişiyle dost ol!) َ ْ ‫ص‬ َ
ِّ ‫( لِلش‬Şüphe ifade etme, kararsızlık vs.) :
‫َّك‬
(Bir ya da iki saat oturduk.) ِ ْ َ‫اعت‬
.‫ـي‬ َ ‫اعةً أ َْو َس‬
َ ‫َجلَ ْسنَا َس‬
‫( لِإلهبام‬Anlamda kapalılık, tereddüt):
(Ben ya da sen hatalıyız.) .‫ت مُْ ِط ٌئ‬
َ ْ‫أَنَا أ َْو أَن‬
‫األوِل‬
َّ ‫اب َع ِن الْ َق ْوِل‬
ِ ‫ضر‬ ِ
َ ْ ‫( ل ْل‬İlk sözü tashih için):
ٍ ْ‫﴿وأَرس ْلنَاه إِ َل ِمائَِة أَل‬
ُ ‫ف أ َْو يَِز‬
﴾‫يدو َن‬ ُ ََْ
Biz onu (Yunus’u) yüz bin veya daha çok insana peygamber olarak gönderdik. (Sâffât Sûresi, 147)
5. ‫( أ َْم‬Em): Bir şeyde karar kılma, belirleme ve kesinleştirme ifade eder. Soru cümlelerinde iki seçeneği
bir birine bağlar:
(Futbol mu yoksa hentbol mu oynamak istersin?) ‫ب ُكَرةَ الْ َق َدِم أ َْم ُكَرةَ الْيَ ِد؟‬
َ ‫ب أَ ْن تَـ ْل َع‬
ُِ ‫أ‬
ُّ ‫َت‬
ِ ‫هل تَأِْت معنا إىل املسرِح أم تَ ْدرس يف البي‬
‫ت؟‬
(Bizimle tiyatroya mı gelirsin yoksa evde ders mi çalışırsın?) ْ ُ ُ ْ َْ ََ َْ
6. ‫( حىت‬Hattâ): Başka anlamları ve işlevleri de olan Hattâ, bir atıf edatı olarak, hesapta olmayan bir
şeyi/nesneyi de kendisinden önce zikredilen olayın ya da yargının içine dahil eder.
.‫يل ِبَالِِه َح َّت الْ ُقُروش‬ ِ ِ
(Cimri, bütün servetini son kuruşuna kadar sakladı.)
ُ ‫ا ْحتَـ َف َظ الْبَخ‬
7. ‫( بَ ْل‬Bel): Daha önce söylenmiş bir sözü pekiştirmek ya da vurgulamak için kullanılır:
(Ahmakla değil akıllıyla dost ol.) .‫األحَ َق بَ ِل الْ َعاقِ َل‬
ْ ‫ب‬ ِ ‫الَ تُص‬
ِ ‫اح‬ َ
ِ
(Bir bardak değil iki bardak süt içtim.) .‫ت ُكوبًا بَ ْل ُكوبني من احلَليب‬ ُ ْ‫ما َش ِرب‬
8. َ‫( ال‬Lâ): Olumsuzluk ifade eden bir atıf harfi olup cümle içindeki ilk ifadenin geçerliliğini, sonra
gelen ifadenin de geçersizliğini pekiştirir:

230
Arapça III

.‫يف‬ ِ ِ َ‫يـْنت‬
ُّ ‫صُر الْ َق ِو‬
(Zayıf değil güçlü kazanır.) ُ ‫ي الَ الضَّع‬ َ
.‫اال ْجتِ َم ِاع ِعالَ َج الْ ُم ْش ِكلَ ِة الَ َسبَبَ َـها فَـ َق ْط‬
ِ ‫َعرض اخلَبِري ِيف‬
ُ َ َ
(Uzman, toplantıda sadece sorunun nedenini değil, çözümünü de sundu.)
(Dost ol, düşman olma!) .‫صدي ًقا ال َع ُد َّوا‬
َ ‫ُك ْن‬
9. ‫لكن‬
ْ (Lâkin) : İstidrâk (anlam kapalılığını giderme, bir eksiği tamamlama) amacıyla kullanılan bu
edatın atıf işlevi görmesi için kendisinin lâkin biçiminde sâkin kullanılması, lâkinne biçiminde
şeddeli kullanılmaması gerekir. Ayrıca vâv harfiyle (velâkin biçiminde) kullanılmaması, öncesinde
bir olumsuzluk (nefiy ya da nehiy) bulunması, matûfunun da cümle değil tek bir kelime olması şartı
vardır. Şimdi aşağıdaki örnekleri inceleyelim.
(Halamı değil ninemi ziyaret ettim.) .‫ت َع َّميت لَ ِك ْن َجدَّيت‬ُ ‫ما ُزْر‬
ِ
(Et değil tavuk yedim.)
َ ‫لت اللَّ ْح َم لك ْن الد‬
.‫َّجاج‬ ُ ‫ما أ َك‬
(Bulanık su değil temiz su iç.) .ً‫صافِيا‬ ِ ِ
َ ‫ب َماءً َعكراً لَك ْن‬ ْ ‫الَ تَ ْشَر‬
ِ ‫ما َش ِربت الشَّاي‬
.َ‫لك ْن املاء‬
(Çay değil su içtim.)
َ ُْ
.‫املهندس‬ ِ
‫الطبيب لك ْن‬ ‫ت‬ِ ْ‫َل يأ‬
(Doktor değil mühendis geldi.)
ُ ُ ْ
Atıf edatı olması için aranan şartlar yerine getirilmezse ‫ن‬ ِ (lâkin) edatı atıf işlevi görmez, yani kendi-
‫لك‬
ْ
sinden sonra gelen kelime ya da cümle kendisinden önce gelen kelime ya da cümleden irap bakımından
bağımsız olur. Örnekleyecek olursak:
ِ (lâkin) edatı eğer vâv harfi ile kullanılırsa, artık atıf edatı değildir, vâv harfi atıf edatı olarak irab-
‫لك ْن‬
lanır:
.‫ت َجدَّيت‬ ِ
(Halamı ziyaret etmedim ama ninemi ziyaret ettim.) ُ ‫ت َع َّميت َولك ْن ُزْر‬
ُ ‫ما ُزْر‬
ِ (lâkin) edatından önce olumsuzluk (nefy) ya da nehiy bulunmazsa:
‫لك ْن‬
(Ben lokantada et yedim ama onlar tavuk yediler.) .‫كلُوا الدَّجاج‬ ِ ‫أنا أ َك ْلت اللَّحم يف املـطْعم‬
َ ‫لكن ُهم أ‬
َ َ َْ ُ
ِ
‫( لك ْن‬lâkin) edatının matûfu tek bir kelime değil cümle olursa:
.ً‫صافِيا‬ ِ ِ ِ
(Bulanık su içme ama temiz su iç.) َ ً‫ب ماء‬ْ ‫ب َماءً َعكراً لَك ْن ا ْشَر‬
ْ ‫الَ تَ ْشَر‬
Şimdi konuyu daha iyi pekiştirmek için bazı cümlelerin irâbını yapalım:
(Annem ya da babam beni okuldan almak için gelecek.) .‫ض ُر لِيأْ ُخ َذِن ِم َن ال َـم ْد َر َس ِة‬
ُ ‫والِ َدِت أ َْو والِدي َسيَ ْح‬
‫ والِ َدِت‬:(‫ )والِ َدة‬Mubteda, merfû, ref alâmeti kapalı te harfi üzerinde takdir edilen (varsayılan) damme
–birinci tekil şahıs zamirinin bitişmesi dolayısıyla damme harekesi görünemedi ve zorunlu olarak kesraya
dönüştü. Bu tür durumlarda dammenin görünemeyişiyle ilgili olarak Araplar irâbı mealen şöyle yaparlar:
mubteda, merfû, ref alâmeti mazeret dolayısıyla görünemeyen takdiri damme: mubtede’ merfû‘, ‘alâmetu
ref‘ihî ed-damme el-mukaddera mena‘a min zuhûrihâ et-te‘azzur-; aynı zamanda muzâf, (‫)ي‬: mutekellim
yâ’sı muzâfun ileyh mahallen mecrûr. Ma‘tûfun aleyh.
‫ أ َْو‬ : Atıf harfi
‫ والِدي‬ : (‫ )والِد‬Ma‘tûf, merfû, ref alâmeti dal harfi üzerinde takdir edilen (varsayılan) damme, aynı
zamanda muzâf, (‫ )ي‬mutekellim yâ’sı muzâfun ileyh mahallen mecrûr.

231
Atıf Edatları

‫ض ُر‬ُ ‫ َسيَ ْح‬: (‫ )س‬Gelecek zaman edatı, (‫ضُر‬ ُ ‫ ) َْي‬muzâri fiil, üçüncü tekil, eril. Fâili gizli zamir (‫) ُهو‬. Fiil
cümlesi olarak mubtedanın haberi, mahallen merfû, çünkü cümlelerin irâbı mahallendir.
ِ
‫ ليأْ ُخ َذِن‬: (‫ ) ِل‬nasb edatı, (‫ )يأْ ُخ َذ‬muzâri fiil, mansûb, nasb alâmeti sondaki fetha, (‫ )ن‬nûn-u vikâye,
(‫ )ي‬mef‘ûlun bih, mahallen mansûb, çünkü zamirler mebnîdir.
‫ ِم َن‬: Harf-i cer
‫ ال َـم ْد َر َس ِة‬: Mecrûr, cer alâmet sondaki kesra.
(Cahil ile değil okumuşla dostluk yap.) .ً‫ـعلِّما‬ ِ ِ ُ‫الَ ت‬
َ َ‫ب َجاهالً بَ ْل ُمت‬
ْ ‫صاح‬
َ
َ‫ال‬ : Nehiy edatı
‫ب‬ ِ ُ‫ ت‬: Muzâri fiil, baştaki nehiy (‫’)ال‬sından dolayı meczûm, cezm alâmeti sondaki sükûn. Fâili gizli
ْ ‫صاح‬ َ
zamir (‫)أنْت‬.
ً‫اهال‬ ِ ‫ ج‬: Mef‘ûlun bih, mansûb, nasb alâmeti sondaki fetha; ayrıca ma‘tûfun aleyh.
َ
‫ بَ ْل‬ : Atıf edatı. Bir önceki cümlenin ya da kelimenin işlevini/görevini, dolayısıyla irâbını kendi-
sinden sonraki kelimeye taşır.
ً‫ ُمتَ َـعلِّما‬ : Ma‘tûf isimdir, ma‘tûfun aleyhe uygun olarak o da mansûbdur, nasb alâmeti sondaki fethadır.
ِ ‫صر‬
(Allah’ın yardımı ve fetih geldiğinde, Nasr Sûresi,1) ﴾‫اهلل َوالْ َف ْت ُح‬ َ ‫﴿إِ َذا َج‬
ُ ْ َ‫اء ن‬
‫ إِ َذا‬ : Cezm etmeyen şart edatı. Zarf anlamı da taşır.
‫اء‬
َ ‫ َج‬ : Şart cümlesinde yer alan mâzi fiil (şart fiili), 3. Tekil, eril.
‫ص ُر‬
ْ َ‫ ن‬ : Fâil, merfû, ref alâmeti sondaki damme, aynı zamanda muzâf. Ayrıca ma‘tufun aleyh.
ِ
‫اهلل‬ : Lafzı celal, muzâfun ileyh, mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra.
‫ َو‬ : Atıf edatı olup kendisinden sonraki kelimenin de eyleme ortak olduğunu açıklar. Bir önceki
cümlenin ya da kelimenin işlevini/görevini, dolayısıyla irâbını kendisinden sonraki kelimeye
taşır.
‫الفتح‬
ُ : Ma‘tûf isim. Ma‘tûfun aleyhin irâbına uyarak merfû olmuştur, ref alâmeti sondaki dammedir.

Öğrenme Çıktısı
2 Atıf edatlarını cümle içinde kullanabilme becerisi kazanma, atıf edatlarının bulunduğu
cümlelerde yer alan ma‘tûf ve ma‘tûfun aleyh’i tespit etme becerisi elde etme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 2 Karşılaştır Paylaş

Kur’ân-ı Kerîm’in “İsrâ’


Sûresi” 19, “Bakara Sûresi” Öğrendiğiniz atıf edatlarını
Arapça atıf edatı yapılarını 140, “Âl-i İmrân Sûresi” 67, Arapça bilen arkadaşları-
inceleyiniz ve tekrarlayınız. “Furkân Sûresi” 44. ayet-i ke- nızla birlikte cümle içinde
rimelerinde geçen atıf edatla- çalışınız.
rını tespit ediniz.

232
Arapça III

HARF-İ CER İLE KULLANILAN BAZI FİİLLER

ِ
‫األفعال املُ ْستَ ْـع َملَة مع ُحروف اجلر‬ ‫ض‬
ُ ‫بَ ْـع‬
Ortaya bir şey çıkardı,
gizli bir şeyi buldu
... ‫ف َع ْن‬
َ ‫ش‬
َ ‫َك‬

.‫ات َع ْن َم ْعبَ ٍد َو َحَّ ٍام‬


ِ َّ‫ال ْف ِري‬
َْ َ‫ف اآلثَا ِريُّو َن أَثْـنَاء‬
َ ‫َك َش‬
(Arkeologlar, kazılar sırasında bir tapınak ve bir
hamam ortaya çıkardılar.)

.‫السا ِرِق َوأَ ْش َكالِِه‬


َّ ‫ف عن ُه ِويَِّة‬
ُ ‫َتَّ ال َك ْش‬
(Hırsızın kimliği ve eşkâli tespit edildi.)

.‫ص ْف َق ٍة ِسِّريٍَّة‬ ٍ ‫ض‬ ِ ِ َّ ‫َكشف‬


َ ‫يحة َو‬
َ َ‫الص َحفيُّو َن َع ْن ف‬ َ َ
(Gazeteciler bir skandalı ve gizli bir pazarlığı ortaya
çıkardılar.)

Bir şeye sebep oldu, yol


açtı
... ‫ث َعلَى‬
َ ‫بَ َـع‬

ٍ ‫بـعثَت الضُّغُو ُط والْمعامالَت اليت تَـعَّرض َلا والدي على أَزم‬


.‫ات نَـ ْف َسانِيَّ ٍة فيه‬ ََ َ َ َ ُ َ َُ َ ْ ََ
(Babamın maruz kaldığı baskı ve davranışlar, kendisinde ruhsal bunalımlara yol açtı.)

.‫صابَتِ ِه ْم‬ ِ ‫س ع َشر‬ ِ ُّ ‫الزحام يف‬


َ ِ‫َّاس َوإ‬
ِ ‫ات الن‬َ َ ِ ‫السوق على َد ْه‬ ُ َ ِّ ‫ث‬
َ ‫بَ َـع‬
(Çarşıdaki izdiham, onlarca kişinin ezilmesine ve yaralanmasına yol açtı.)

ِ ‫ات اجلديدةُ على تَـغَُِّي بـَْع‬


ُّ ‫ض األفْ َكا ِر َو‬
.‫الرَؤى‬ ِ ‫ت االكتِ َشافَات و‬
َ ‫اال ْخِ َت‬
ُ ‫اع‬ ُ ْ َ‫بَ َـعث‬
(Yeni keşifler ve buluşlar, bazı görüş ve düşüncelerin değişmesine yol açtı.)

Bir şeye tercih eti, yeğledi ... ‫َّل على‬


َ ‫فَض‬
ِ ‫ضل الشَّاي على ال َقهوِة بل على ُك ِّل الْم ْشروب‬
.‫ات‬َُ َ ْ َ َْ َ ُ ِّ َ‫أُف‬
(Çayı kahveye, hatta bütün içeceklere tercih ederim.)

.‫َّل ا ِإلقَ َامةَ يف الْ َق ْريَِة‬ ِ


َ ‫ْن يف املدينة فَـ َفض‬
َ ‫السك‬
ُّ ‫ض َجدِّي‬
َ َ‫َرف‬
(Dedem şehirde oturmayı reddedip köyde yaşamayı yeğledi.)

233
Atıf Edatları

Öğrenme Çıktısı
3 Arapçada harf-i cerlerle kullanılan bazı fiilleri tanıma ve bunları içinde atıf edatı bulunan
cümlelerde kullanma becerisi kazanabilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 3 Karşılaştır Paylaş

Kur’ân-ı Kerîm’in “Bakara Yukarıda kullanılan harf-i


Yukarıda verilen harf-i cerli Sûresi” 47, “Nisâ Sûresi” 95, cerli fiillerin anlamlarını
fiilleri defterlerinize yazınız “Neml Sûresi” 44, “Zuhruf ezberleyiniz. Bu sözcükler-
ve birer cümle içinde kulla- Sûresi” 50. ayet-i kerimele- le oluşturduğunuz anlamlı
nınız. rinde geçen harf-i cerli fiille- cümleleri arkadaşlarınızla
rin kullanımını inceleyiniz. paylaşınız.

ARAPÇADA KALIP İFADELER

‫التَّ ْـعبريات يف اللغة العربية‬


... ‫ضالً َع ْن‬
ْ َ‫ف‬
Ayrıca, ilave olarak, bunun yanı sıra

ِ
َ ‫َك ْم لُغَةً تَ ْـع ِرف‬
‫ني؟‬
Kaç dil biliyorsun?

.‫ضالً عن اإلجنليز ِية‬


ْ َ‫العَربِيَّةَ َوال َفا ِرِسيَّةَ ف‬
َ ‫ف‬ ُ ‫أ َْع ِر‬
Arapça, Farsça; ayrıca İngilizce biliyorum.

234
Arapça III

ْ َ‫نَ ْـزَرعُ الْ َق ْم َح َواأل ُْرَز َوالشَّعِ َري ف‬


.‫ضالً َع ِن الذرِة‬
Mısırın yanı sıra buğday, pirinç ve arpa da
ekiyoruz.

َّ ‫َر ْغ َم أ‬
... ‫َن‬
… olmasına rağmen,
… olmakla birlikte, … karşın

ِ ِ ‫َخر عن مس‬
.‫ني‬ َ َ ُ ُ َّ ‫ ال يَـتَأ‬،ٌ‫َر ْغ َم أَنَّهُ فقري‬
َ ‫اع َدة الْ ُم ْحتَاج‬
(Yoksul olmasına rağmen muhtaçlara yardım etmekten geri kalmıyor.)

ِ َّ
.‫ف‬ َ ‫ َخَر َج ُدو َن أَ ْن‬،ً‫َر ْغ َم أَن اجلََّو َكا َن باردا‬
َ َ‫يلبس امل ْعط‬
(Hava soğuk olmasına rağmen palto giymeden dışarı çıktı.)

ِ ‫ داوم على احملاضر‬،‫ر ْغم أَنَّه مريض‬


.‫ات‬ ََ َ ٌ ُ َ َ
(Hasta olmasına rağmen derslere devam etti.)

235
Atıf Edatları

‫ْحوظَة‬ ٍ ‫بِص‬
ُ ‫ورة َمل‬
َ ُ
Gözle görülür bir şekilde, somut olarak, açık bir şekilde

ٍ
.‫ملحوظة‬ ‫الصناعةُ بصورٍة‬ ِ ‫تَطََّور‬
ِّ ‫ت التِّجارةُ و‬ َ
(Sanayi ve ticaret, gözle görülür bir şekilde gelişti.)

ٍ
.‫ملحوظة‬ ‫فات والِ ِدي بصورٍة‬
ِ َّ‫تَظْهر آثَار الفارايب وابن رشد يف مؤل‬
ُ ُ َُ
(Farabi ve İbn Rüşd’ün etkisi, babamın eserlerinde açıkça görülmektedir.)

... ‫اء على‬ ِ


ً َ‫بن‬
… üzerine, -e dayanarak

ِ ْ َ‫ َسأُتَـرِجم َم َقالَةً أ َْو َم َقالَت‬،‫بناء على طَلَبِ ُكم‬


.‫ـي‬ ُ ْ ً
(İsteğiniz üzerine, bir ya da iki makale çevireceğim.)

ِِ ِ ِ
.‫ني‬
َ ‫ني فالالجئ‬ َ ‫ َسنُ ْـؤِوي ال ُـمعاق‬،‫بناءً على تعليمات ال ِوَز َارِة‬
َ ِ‫ني وال َـمْن ُكوب‬
(Bakanlığın talimatı üzerine engellileri, afetzedeleri ve sığınmacıları barındıracağız.)

َّ ‫يد البَـ َقاء ال‬


(Bundan dolayı, gitmek değil kalmak istiyoruz.) .‫هاب‬
َ ‫الذ‬ َ ُ ‫ نُِر‬،‫بناءً على ذلك‬
Öğrenme Çıktısı
4 Arapçada sıklıkla kullanılan bazı ifade biçimlerini tanıma ve atıf cümlelerinde kullanma
becerisi elde etme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 4 Karşılaştır Paylaş

Arapça gazetelerde geçen Yukarıda kullanılan kalıp ifa-


Yukarıda verilen kalıp ifa-
başlıkları inceleyiniz. Bu baş- delerin anlamlarını ezberleyi-
deleri defterlerinize yazınız
lıklarda geçen kalıp ifadeleri niz. Bu sözcüklerle oluştur-
ve birer cümle içinde kulla-
şimdiye kadar öğrendikleri- duğunuz anlamlı cümleleri
nınız.
nizle karşılaştırınız. arkadaşlarınızla paylaşınız.

236
Arapça III

okuma ‫قراءة‬
ُ ‫َتْطي‬
‫ط املُ ُدن‬
ُ ‫َّخ ِطي‬ ِ ‫يط الْم ُد ِن بـع َد التَّ ْد ِم ِري الَّ ِذي سبَّـبْته احلرب العالَ ِميَّةُ الثَّانِيةُ ِيف الـم ُد ِن األ‬ ِ ِ ِ
‫ط‬ ْ ‫ َوقَ ْد بَ َدأَ الت‬.‫ُوروبـِّيَّة‬
ُ ُ َ َ ُ َْ ُ َ َ ْ َ ُ ‫ظَ َهَر ع ْل ُم َتْط‬
ُ ‫ف َتْ ِطي‬
‫ط املُُد ِن‬ ِ ِ ِ ِ ِ ِِ ِ
ُ ‫ يُ َـعَّر‬.‫ين‬ َ ‫ت يف الْ َق ْرن الْع ْش ِر‬ ْ ‫ت َو ْازَد َهَر‬ْ ‫ َولَك ْن تَطََّوَر‬،‫صوِر ال َقدَية‬ ُ ُ‫ بَ ِل الْع‬،‫ُمْن ُذ الْ ُقُرون الْ َماضيَة‬
ِ ‫الشك‬َّ ِ‫اضي ب‬ ِ ‫ص ِل إىل اِستِخ َد ِام األَر‬ ُّ ‫ أَ ِو التَّ َـو‬،‫يب‬ٍ ِ‫ أ َْو تَـرت‬،‫ان إىل تَـْن ِظي ٍم‬ ِ َ‫ط ِمن الْعِْل ِم والْ َف ِّن اللَّ َذي ِن يـه ِدف‬ ِ ِ
‫ْل‬ َ ْ ْ ْ َْ ْ َ َ ٌ ‫بأَنَّهُ َخلي‬
‫اسبَةٌ لِتَـْن ِظي ِم‬
ِ َ‫ وِمن ذلك و ِضعت م َشا ِريع من‬، ‫ب‬
ُ ُ َ َْ ُ
ِ
ْ َ ِ ‫املـُـنَاس‬
َ ‫ب أَ ْن نَ ْـع ِر‬ ِ ِ ِِ ِ ُّ
َّ ‫ف أ‬
‫َن‬ ُ ‫ َي‬.‫َّوا ِرِع َو َح َّت األَزقَّة يف املدينة‬ َ ‫الطُرق َوالش‬
،‫َّوا ِرِع فَـ َق ْط‬ ِ ِ ِ
َ ‫ظيم الش‬
ٌ ‫ختطي َط ال ُـمدن َع َمليَّةٌ الَ تَـ ْقتَص ُر َعلَى تَـْن‬
.‫بَ ْل إِنَّهُ يَ ْش َم ُل املدينةَ بأَ ْك َملِ َها‬

Şehir Planlama
Şehir planlama bilimi, Avrupa kentlerinde II. Dün-
ya Savaşı’nın yol açtığı yıkımın ardından ortaya çık-
mıştır. Planlama, geçmiş asırlarda, hatta eski çağlarda
başlamış; ancak XX. Yüzyılda gelişme göstermiştir.
Şehir Planlama, araziyi uygun bir şekilde kullanmayı
ve düzenlemeyi hedefleyen bilim ve tekniğin/sanatın
karışımı olarak tanımlanır. Bu bağlamda şehirdeki
yolların, caddelerin ve hatta sokakların düzenlenmesi
için birtakım uygun projeler hazırlanmıştır. Şunu da bilmeliyiz ki şehir planlama, sadece caddeleri dü-
zenlemekle sınırlı değildir, bilakis şehrin tamamını kapsayan bir iştir.

Kaynak: http://mawdoo3.com/‫’تعريف_ختطيط_املدن‬dan uyarlanmıştır.

237
‫‪Atıf Edatları‬‬

‫‪Yaşamla İlişkilendir‬‬ ‫اِ ْربِ ْط باحلياة‬


‫الص َداقَةُ‬
‫َّ‬
‫ص يَ ُكو ُن بِ ُق ْربِنَا‪ ،‬نَ ْش ُكو‬ ‫اج َدائِماً ِف َه ِذ ِه احلَيَ ِاة إىل َش ْخ ٍ‬ ‫َْنتَ ُ‬
‫َحَزانَـنَا‪ ،‬نَأَْتِنُهُ َعلَى أَنْـ ُف ِسنَا‪َ ،‬وِفٌّ لَـنَا‬ ‫ومنَا‪َ ،‬ونُ َشا ِرُكهُ أَفْ َـر َ‬
‫احنَا َوأ ْ‬ ‫إليه ُهُ َ‬
‫ص َداقَةً حقيقيةً‬ ‫ِ‬ ‫َح َّت ِف ِغيَابِنا‪ .‬فَ َـه ْل َْن ُن نُِر ُ‬
‫ص َداقَةً َعاديَّةً أ َْم َ‬ ‫يد َ‬
‫الص َداقَةُ الْبَـ َقاء َم َع َّ ِ ِ‬ ‫مُْلِصةً؟ لَيس ِ‬
‫الصديق َوقْتاً أَطْ َوَل‪ ،‬بَ ِل الْبَـ َقاءُ‬ ‫َ‬ ‫ت َّ‬ ‫َ َْ‬
‫ت‪.‬‬ ‫صَر ْ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ات أ َْو قَ ُ‬
‫املسافَ ُ‬‫َعلَى الْ َع ْهـد َح َّت َوإ ْن طَالَت َ‬
‫ت احلاجةُ هلا‪ .‬الصداقة احلقيقية ال تَ ُذ ِ‬ ‫ِ ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ َّ ِ‬
‫وب‬
‫وب مثْـلَ َما يَ ُذ ُ‬ ‫ُ‬ ‫ّ‬ ‫ّ‬ ‫املطر ا ْزَد َاد َ َ‬ ‫الصداقة احلقيقيّة َكاملظَلة‪ ،‬كلّما ا ْشتَ َّد ُ‬ ‫ّ‬
‫اس‬ ‫ِ‬ ‫ِّ‬ ‫ِ‬ ‫َّ‬ ‫ِ‬
‫َس ُ‬ ‫َّس ُام ُح أ َ‬ ‫الص َداقَةُ احلقيقيّةُ ُح ْل ٌم َوكيَا ٌن يُ َسك ُن الْو ْج َدا َن‪ .‬الت َ‬ ‫ب‪َّ .‬‬ ‫ات احلُ ُّ‬
‫وت ّإل إذا َم َ‬ ‫لج‪ُ ،‬ثَّ إنا ال َتُ ُ‬ ‫الثّ ُ‬
‫ٍ ِ‬ ‫ِ ِ‬
‫ت مثاراً‬ ‫ِ‬
‫الصداقة لَْي َس ْ‬ ‫َّر بِأ َْثاَن‪ ،‬فال بُ َّد مْن َـها ل ُك ِّل إنسان‪ .‬ثَ ُار ّ‬
‫ٍ‬ ‫ِِ ٍ‬
‫الصداقةُ ال تُ َوز ُن ب َيزان وال تُـ َقد ُ‬ ‫ب‪ّ .‬‬ ‫الص َداقَِة َواحلُ ِّ‬
‫َّ‬
‫ص ْد ِق املواقِ ِ‬ ‫السنِني‪ ،‬بل بِ ِ‬ ‫كل َلظَة‪ .‬الصداقةُ احلقيقيةُ لَيست بِطُ ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫الصداقةُ‬ ‫ف‪ّ .‬‬ ‫َ‬ ‫ول ِّ َ‬ ‫ّ َْ‬ ‫ّ‬ ‫مثار ُتىن َّ ْ‬ ‫ُْت َن يف َم ْوس َها‪َ ،‬ولَك ْن ٌ‬
‫نفسك فَـ َق ْد عرفْت معن الص ِ‬
‫داقة‬ ‫ك مبنز ِلة ِ‬ ‫احلقيقيةُ هي الوردةُ الوحيدةُ اليت ال أشو َاك فيها‪ .‬مت أَصبح ِ‬
‫ََ َ َ ّ‬ ‫صدي ُق َ‬ ‫َ َ َْ َ َ‬ ‫ّ‬
‫يمتُ َـها‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫الصداقة ُْت َفة‪ ،‬تَ ٌْـزَد ُاد ق َ‬
‫ص َدأُ‪ّ .‬‬ ‫ب‪ ،‬لكنّه الوجهُ الذي ال يَ ْ‬ ‫للح ِّ‬ ‫الرباق ُ‬ ‫اآلخُر غريُ ّ‬ ‫الو ْجهُ َ‬ ‫الصداقةُ هي َ‬ ‫احلقيقيّة‪ّ .‬‬
‫الزَم ُن‪.‬‬‫ضى عليها َّ‬ ‫كلّما َم َ‬

‫‪’dan sadeleştirilmiştir.‬أمجل_ما_قيل_عن_الصداقة_احلقيقية‪Kaynak: mawdoo3.com/‬‬

‫األمثال‬ ‫ِ‬ ‫ُمْتارات ِم ْن ُ‬


‫التاث العريب م ْن ْ‬
‫‪Arap Atasözlerinden Seçmeler‬‬

‫ت كرميٌ‪.‬‬ ‫ِ‬
‫ت َوأنْ َ‬
‫ش َعزيزاً ْأو ُم ْ‬
‫ع ْ‬
‫‪Aziz bir şekilde yaşa, ya da‬‬
‫‪saygın bir şekilde öl.‬‬

‫ص َّدقَ َ‬
‫ك‪.‬‬ ‫ص َدقَك الَ َم ْن َ‬
‫وك َم ْن َ‬
‫أخ َ‬
‫ُ‬
‫‪Kardeşin, sana karşı dürüst olandır, seni‬‬
‫‪tasdik edip duran değil.‬‬

‫‪238‬‬
‫‪Arapça III‬‬

‫‪alıştırmalar‬‬ ‫التَ ْدريبات‬


‫‪1- Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri parantez içinde verilen atıf edatlarından uygun olanıyla‬‬
‫‪doldurunuz.‬‬

‫حت ‪ -‬ف)‬
‫(بل ‪َّ -‬‬ ‫س‪.‬‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫َد َخ َل املد ُير ‪ ........‬احلاَر ُ‬ ‫‪.1‬‬

‫(و‪ -‬أم ‪ -‬لكن)‬ ‫‪........‬س ْل َما ُن‪.‬‬


‫َ‬ ‫َسافَ َـر حمم ٌد‬ ‫‪.2‬‬

‫(لكن ‪ -‬ال ‪ -‬أم)‬ ‫نَِف َد َّ‬


‫الز ُاد ‪........‬املاءُ‪.‬‬ ‫‪.3‬‬

‫(لكن‪ -‬أم ‪ -‬ال)‬ ‫‪........‬عمرو؟‬


‫ٌ‬ ‫اعةَ‬
‫ضَ‬ ‫ك الْبِ َ‬
‫اع َ‬
‫أ َزيْ ٌد بَ َ‬ ‫‪.4‬‬

‫(ثَّ ‪ -‬أم ‪ -‬حىت)‬


‫ُ‬ ‫َس َقانَا َحلِيبًا ‪........‬ماءً‪.‬‬ ‫‪.5‬‬

‫‪2- Aşağıdaki cümlelerde, atıf edatlarından sonra ya da önce boş bırakılan yerleri parantez içinde‬‬
‫‪verilen kelimelerden uygun olanıyla doldurunuz.‬‬

‫ول‪ُ ،‬كتُـبَك‪ ،‬ال ُـمدير‪َ ،‬رأْ َسها)‬


‫َّاح‪ ،‬ال َك ُس ُ‬ ‫ِ‬
‫صدي ُقهُ ‪ ،‬ش ْعراً‪ ،‬التُّـف َ‬
‫(اجلامعة‪َ ،‬‬
‫ب َو‪........‬‬ ‫أَ َك ْل ِ‬
‫ت الْعنَ َ‬
‫ُ‬ ‫‪.1‬‬

‫‪ .2‬الَ يَـْن َج ُح ‪........‬والَ الْ ُم ْه ِم ُل‪.‬‬


‫ت َإل ال َـم ْس ِج ِد ُثَّ ‪........‬‬ ‫‪َ .3‬ذ َهْب ُ‬
‫‪ .4‬أَقْ َـرأُ ‪........‬أ َْو نَـثْراً‪.‬‬
‫لكن ‪........‬‬ ‫أمحد َع ِن ُّ ِ‬ ‫ِ‬
‫السؤال ْ‬ ‫ب ُ‬ ‫‪ .5‬مل ُي ْ‬
‫حت ‪.........‬‬
‫علب ال ّدجاجةَ ّ‬‫يأكل الثّ ُ‬ ‫ُ‬ ‫‪.6‬‬
‫ِ‬
‫س العام ُل فَـ‪........‬‬ ‫َجلَ َ‬ ‫‪.7‬‬
‫ِ‬
‫ك الَ ‪........‬‬ ‫ا ْجَ ْع أَقْالََم َ‬ ‫‪.8‬‬

‫‪3- Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları uygun harf-i cerlerle doldurunuz.‬‬

‫فضل زوجي الدَّجاج ‪ .......‬اللحم يف و ِاجباته‪.‬‬


‫يُ ِّ‬ ‫‪.1‬‬

‫ضهُ‪ ........‬ابتعاده عن العمل‪.‬‬


‫بَ َـعث َمَر ُ‬ ‫‪.2‬‬

‫فنا‪..........‬سر هذه األطعمة اللذيذة‪.‬‬


‫ِّ‬ ‫كش‬
‫َ‬ ‫‪.3‬‬

‫ض ْلنا احلياة يف الريف‪ .......‬احلياة يف ال ُـم ُدن الكبرية‪.‬‬


‫فَ َّ‬ ‫‪.4‬‬
‫مىت سي ِ‬
‫كشفون ‪.......‬احلقائق؟‬ ‫َ‬ ‫‪.5‬‬

‫‪239‬‬
Atıf Edatları

4- Aşağıdaki cümleleri parantez içindeki kalıp ifadelerden uygun olanlarla doldurunuz.

)‫ بِنَاءً َعلَى‬،‫ص َورٍة َم ْل ُحوظٍَة‬


ُ ِ‫ ب‬،‫َن‬
َّ ‫ َر ْغ َم أ‬،‫ضالً َع ْن‬ ْ َ‫(ف‬
ِ
ٌ ‫ـهُ مر‬.... ‫يُ َدا ِوُم على احملاضرات‬
.‫يض‬ .1

.َ‫ت لَهُ َه ِذ ِه الْ َوثِي َقة‬ ِ


ُ ‫ طَلَبِه أ َْعطَْي‬.... .2

..... ً‫يض يوماً فيوما‬ ِ ‫تَـتَ َح َّس ُن َحالَةُ املر‬ .3

.ً‫ياضيّاً ناجحا‬ ِ ‫ َكونِِه ِر‬.... ‫هو طبيب ح ِاذ ٌق‬


ْ َ ٌ .4

5- Aşağıda karışık olarak verilen sözcükleri anlamlı cümleler haline getiriniz.


‫ ال‬/ ‫ب‬ ُّ ‫ أ ُِح‬/ ‫الص ْد َق‬ِّ / ‫ب‬ ِ
1. َ ‫ال َكذ‬
2. ‫ َولَ ِك ْن‬/ َ‫ ال‬/ ‫ تُ ْـه ِم ْل‬/ ‫اِ ْجتَ ِه ْد‬
3. ‫ت‬ َ ْ‫ أَقَ َـرأ‬/ َ‫صة‬ َّ ‫ الْ ِق‬/ ‫ أ َْم‬/ َ‫يدة‬
َ‫ص‬ ِ ‫ال َق‬
4. ‫ تَـ ُق ْل‬/ ‫ لَ ِك ْن‬/ ً‫اطال‬ ِ ‫ ب‬/ َ‫ ال‬/ ً‫ح ّقا‬
َ َ
5. َّ
‫السكَر‬ ُّ / ‫وق‬ ُ ُ‫ َسأَذ‬/ ‫ ْأو‬/‫الع َس َل‬ َ
6- Aşağıdaki Arapça cümleleri Türkçeye çeviriniz.

.‫ص َل‬
ْ ‫ِّش ال َف‬
ُ ‫ُسـتَاذُ فَالْ ُم َفت‬
ْ ‫َد َخ َل األ‬ .1

‫ت إىل السينما أم ال َـم ْسَرِح؟‬ َ ‫أَ َذ َهْب‬ .2

.َ‫ت الْ ِقَراءَ َة ُثَّ الْ ِكتَابَة‬


ُ ‫تَ َـعلَّ ْم‬ .3

.‫اب أ َْو َذ َاك‬ َ َ‫ُخ ْذ َه َذا الْكت‬ .4

.‫الَـبَا ُن‬
ْ َ‫ُّجاعُ ال‬ َ ‫وز الش‬ ُ ‫يَـ ُف‬ .5

7- Aşağıdaki Türkçe cümleleri Arapçaya çeviriniz.


1. Peynir değil, zeytin yedim.
2. Gidecek misin yoksa kalacak mısın?
3. (Sırasıyla) Halid, Ali ve Tarık geldi.
4. Akrabalarım ve arkadaşlarım beni ziyaret ettiler.
5. Kahve değil meyve suyu iç.

240
Arapça III

Atıf edatlarını ve bölümde geçen bazı


1 sözcük yapılarını kullanarak diyalog

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti ‫ْخيص‬


gerçekleştirme becerisi kazanabilme

Günlük Hayatımızda Arapça 8

Diyalogla gerek bu bölümde işlenen dilbilgisi konularına giriş yapılmakta gerekse önceki bölümlerde işle-
nen konular, anlatılan ifade kalıpları pekiştirilmeye çalışılmakta, ibarelerin günlük dilde kullanımına ilişkin
beceriler kazandırılmaktadır.

Atıf edatlarını cümle içinde kullanabilme becerisi kazanma,


2 atıf edatlarının bulunduğu cümlelerde yer alan ma‘tûf ve
ma‘tûfun aleyh’i tespit etme becerisi elde etme

Atıf Edatları

.‫تَـ َق ُع مدينةُ طنطا يف مصر بني القاهرِة وا ِإلسكندر ِية‬ .1

ِ ‫التَّـل‬
(Tanta, Mısır’da Kahire ve İskenderiye şehirleri arasında yer alır.)
ِ
َ ‫ص املَِر‬
.‫يض‬ ُ ‫َد َخ َل الطَّب‬
َ ‫يب فَـ َف َح‬ .2
(Doktor, içeri girip hastayı muayene etti.)

.‫يخ‬ ِ ‫ ُكتُباً يف‬،ً‫ غالبا‬،ُ‫هو يـ ْقرأ‬


ِ ‫األدب أو التار‬ .3
ََ
(O, genellikle edebiyat ya da tarihle ilgili kitaplar okur.)

.ُ‫ني بَ ْل ظَلَ ُموهُ َوآ َذ ْوه‬ ِ ِ ِ


َ ‫َما َرحُوا الْم ْسك‬ .4
(Zavallıya acımayıp bilakis ona haksızlık ettiler ve eziyet verdiler.)

.‫ُح ٍد‬ ِ ِ
ْ ‫َّب يف َغ ْزَوة بَ ْد ٍر ُثَّ يف أ‬
ُّ ِ‫ا ْشتَ َـرَك الن‬ .5
(Peygamber, Bedir ve daha sonra Uhud savaşına katıldı.)

‫ب ُكَرَة الْ َق َدِم أ َْم ُكَرَة الْيَ ِد؟‬


َ ‫ب أَ ْن تَـ ْل َع‬
ُِ ‫أ‬
ُّ ‫َت‬ .6
(Futbol mu yoksa hentbol mu oynamak istersin?)

.‫يل ِبَالِِه َح َّت الْ ُق ُروش‬ ِ ِ


ُ ‫ا ْحتَـ َف َظ الْبَخ‬ .7
(Cimri, bütün servetini son kuruşuna kadar sakladı.)

.‫يف‬ ِ ِ َ‫يـْنت‬
ُّ ‫ص ُر الْ َق ِو‬
(Zayıf değil güçlü kazanır.) ُ ‫ي الَ الضَّع‬ َ .8

.‫املهندس‬ ِ ‫ت الطبيب‬
‫لك ْن‬ ِ ْ‫َل يأ‬
(Doktor değil mühendis geldi.)
ُ ُ ْ .9

241
Atıf Edatları

Arapçada harf-i cerlerle kullanılan bazı fiilleri tanıma ve


3 bunları içinde atıf edatı bulunan cümlelerde kullanma
ِ ‫التَّـل‬

becerisi kazanabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti ‫ْخيص‬

Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı


Fiiller

...‫ف َع ْن‬
َ ‫ش‬
َ ‫ َك‬: Ortaya bir şey çıkardı, gizli bir şeyi buldu:
ِ ‫اِستَطَاعت قُ َّـوات األَم ِن أَ ْن يك‬
ِ ‫ْش ُفوا َعن ه ِويَِّة‬
.‫املقتول‬ ُ ْ َ ْ ُ َْ ْ
(Emniyet güçleri, maktulün kimliğini tespit edebildiler.)

...‫ث َعلَى‬
َ ‫بَ َـع‬: Bir şeye sebep oldu, yol açtı
(İşsizlik, umutsuzluğa yol açtı.) .‫ت البَطَالَةُ َعلَى الْيَأْ ِس‬
ْ َ‫بَ َـعث‬
...‫َّل على‬
َ ‫فَض‬: Bir şeye tercih etti, yeğledi

.‫َّج ُّوِل‬ ِ ‫السي‬ ِ ُ‫ضل ُمطَالَ َعةَ الْ ُكت‬


َ ‫احة َوالت‬
َ َ ِّ ‫ب َعلَى‬ ُ ِّ َ‫أُف‬
(Kitap okumayı, seyahat etmeye ve gezmeye tercih ederim.)

4 Arapçada sıklıkla kullanılan bazı ifade biçimlerini tanıma ve


atıf cümlelerinde kullanma becerisi elde etme

Arapçada Kalıp İfadeler

”...‫ضالً َع ْن‬
ْ َ‫( “ف‬Ayrıca, ilave olarak, bunun yanı sıra) ifadesinin kullanımı örnek cümlelerle tanıtılmıştır.
.‫ب فضالً عن تَ ْـر َجَاتِِه ِم َن الفرنسية‬ ِ ِ‫لََق ْد قَام بِتَأْل‬
ٍ ُ‫يف ُكت‬ َ
(Fransızcadan yaptığı çevirilerin dışında, bazı kitaplar da yazmıştı.)
َّ ‫“ر ْغ َم أ‬
”...‫َن‬ َ (… olmasına rağmen, … olmakla birlikte, … karşın) kalıp ifadesi örnek cümlelerle tanıtılmıştır.
ِ
.‫ب‬ٌّ َِ‫َجن‬
ْ ‫س لُغَتَـنَا َر ْغ َم أَنَّهُ أ‬
ُ ‫يـُْتق ُن هذا ال ُـم َدِّر‬
(Bu hoca, yabancı olmasına rağmen, dilimizi iyi biliyor/konuşuyor.)

”‫ْحوظَ ٍة‬ ٍ ‫( “بِص‬Gözle görülür bir şekilde, somut olarak; açık bir şekilde) kalıp ifadesinin kullanımı örnek
ُ ‫ورة َمل‬
َُ
cümlelerle tanıtılmıştır.

.‫ني‬ ِ ِ ‫ ِمن الش‬،‫ملحوظة‬ ٍ ‫ بصورٍة‬،‫الشاعر‬ ‫تَأَثََّـر هذا‬


َ ِّ‫ُّعَراء الْ َعبَّاسي‬
َ َ ُ
(Bu şair, açık bir şekilde, Abbasi şairlerinden etkilenmiştir.)

”...‫اء على‬ ِ
ً َ‫…( “بن‬üzerine, -e dayanarak) kalıp ifadesinin kullanımı örnek cümlelerle tanıtılmıştır.
ِ ْ َ‫ َسأُتَـرِجم َم َقالَةً أ َْو َم َقالَت‬،‫بناء على طَلَبِ ُكم‬
.‫ـي‬ ُ ْ ً
(İsteğiniz üzerine, bir ya da iki makale çevireceğim.)

242
Arapça III

1 Atıf edatları ve kuralları göz önünde bulun- ِّ َ‫”أُف‬


5 “.‫ض ُل التُّفاح على الربتقال بَ ْل على ُك ِّل الفواكه‬
durulduğunda, aşağıdaki cümlede boş bırakılan Cümlesinin anlamca en yakın Türkçe karşılığı se-

neler öğrendik? ‫ماذا تَ َـعلّ ْمنا؟‬


yere gramer ve anlam bakımından hangi sözcüğün çeneklerden hangisinde verilmiştir?
getirilmesi uygundur?
A. Elmayı ve portakalı tüm meyvelere tercih ederim.
.‫ َونَ ْـزَرعُ لِيأْ ُك َل أَبْـنَ ُاؤنَا‬..... ‫ع آبَ ُاؤنَا‬
َ ‫َزَر‬ B. Portakalı elmaya ve hatta tüm meyvelere tercih
ederim.
A. ‫ك ْلنا‬ َ ‫أم أ‬ C. Tüm meyveler içinde tercihim elma ve porta-
kaldır.
B. ‫ك ْلنَا‬ َ َ‫فَأ‬ D. Elmayı portakala, hatta tüm meyvelere tercih
C. ‫كل‬
ُ ُ ْ‫ُثَّ نَأ‬ ederim.
E. Elma değil bilakis portakal tüm meyveler ara-
D. ‫كل‬
ُ ُ ْ‫وال نَأ‬ sında tercihimdir.
E. ‫كل‬
ْ ُ ‫حىت َلْ نَا‬
6 ‫سالم أَقْ َـواماً ِم ْن‬ ّ
ِ ‫” َجع‬
ِ ‫ت املدينةُ املنورةُ يف صد ِر ا ِإل‬
ََ
2 Atıf edatlarından ‫لكن‬ ile ilgili kurallardan ٍ ِ ٍ ِ ِ ٍ
‫ جْنسيَّات م‬.... ‫بِيئَات‬
“.‫ُْتَل َفة‬
hangisi doğrudur?
A. Şeddesiz olmalıdır. cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden han-
B. Muttasıl bir zamire bitişmelidir. gisi getirilmelidir?
C. Kesinlikle mâzi bir fiille kullanılmalıdır.
‫ف‬
A. ‫ و‬B.
َ
D. Zâid ‫ ما‬ile birlikte kullanılabilir. َ
E. Her isimle kullanılamaz. C. ‫َم‬
ْ ‫ أ‬D. ‫لكن‬
ْ
E. ‫أما‬
ّ
3 Aşağıdaki cümlenin “Gökyüzü ne altın yağdı-
rır ne de gümüş” anlamı taşıması için boşluk aşağı-
daki edatlardan hangisi ile doldurulmalıdır?
7 “.ٌ‫ هو َج ِريء‬---- ، ‫َح ٍد‬
َ ‫اف ِم ْن أ‬
ُ َ‫ ”ال َي‬cümle-
sindeki boşluğu anlamlı şekilde tamamlayacak atıf
َّ ِ‫ ف‬----ً‫الس َماءُ ال تُْ ِطُر َذ َهبا‬
.ً‫ضة‬ َّ edatı aşağıdakilerden hangisidir?

A. ‫ أم‬B. ‫ بل‬C. ‫وال‬ A. ‫ إَِّما‬B.


‫لكن‬
D. ‫ حىت‬E. ‫فـ‬ C. ‫ بَل‬ D. ‫حىت‬
ْ
E. ‫أو‬
ِ ‫ال َق‬ ِ َّ‫الروايةَ ُث‬
4 “‫صريَة‬
َ َ‫صة‬
َّ ‫الق‬ ُ ْ‫ ”قَ َـرأ‬cümlesinde altı
َ َ ِّ ‫ت‬
ً‫ص َداقَة‬....... ً‫ص َداقَةً َع ِاديَّة‬
َ ‫يد‬ُ ‫”فَ َـه ْل َْن ُن نُِر‬
çizili sözcüğün irâbı aşağıdakilerden hangisidir? 8
A. (َّ‫’) ُث‬den dolayı ma‘tûf ’tur, mansûbdur, nasb
َ
“ ‫صةً؟‬ ِ
alâmeti sondaki fethadır.
َ ‫حقيقيةً مُْل‬
B. Atıf edatıdır, fetha üzerine mebnîdir, mahallen
mansûbdur. cümlesinde boş bırakılan yere hangi atıf edatı gel-
C. Mevsûftur, fetha üzerine mebni olup mahallen melidir?
merfudur.
‫ لكن‬C. َّ‫ُث‬
A. ‫ بل‬B.
D. Öne geçmiş haberdir, fetha üzerine mebni olup ْ
mahallen merfûdur. D. ‫أم‬ ‫حت‬
َّ
ْ E.
E. Mef‘ûlun bih, mansûb, nasb alâmeti sondaki
fetha, aynı zamanda ma‘tûfun aleyh.

243
Atıf Edatları

9 “O, yalnızca iyi bir doktor değil aynı zamanda 10 “.‫ َسنُتَ ْـرِج ُم هذه املقالة‬،‫ب الـمدير‬
ِ َ‫طَل‬.......”
neler öğrendik? ‫ماذا تَ َـعلّ ْمنا؟‬

bilinçli bir entelektüeldi.” cümlesinin anlamca en


Cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdaki seçenek-
yakın Arapça karşılığı aşağıdakilerden hangisidir?
lerdeki kalıp ifadelerden hangisi getirilebilir?
A. .ً‫لكن ُمثَـقَّفاً ُمهما‬
ْ ‫َل يَكن طبيبًا كبرياً و‬
ّ A. ‫ال ِسيّما‬
B. .ً‫ل يَكن طبيبًا ماهرا وال ُمثَـقَّفاً واعيا‬ َ
ً B. ‫بِناء على‬
C. .ً‫ما كان طبيبًا ماهرا أو ُمثَـقَّفاً كبريا‬
ً
ً َّ
C. ‫أن‬ ‫غم‬
َ ‫َر‬
D. .ً‫كان طبيبًا كبرياً و حىت ُمثَـقَّفاً ُمهماً أَيضا‬
ّ D. ‫بصورة ملحوظَة‬
E. .ً‫ل يَكن طبيبًا ماهرا فقط بل ُمثَـقَّفاً واعيا‬ َ
ً E. ‫عجب‬
َ َ ‫فال‬

244
Arapça III

1. B Yanıtınız yanlış ise “Atıf Edatları” konusunu 6. A Yanıtınız yanlış ise “Atıf Edatları” konusunu
yeniden gözden geçiriniz. yeniden gözden geçiriniz.

neler öğrendik yanıt anahtarı “‫األج ِوبة لِـ “ماذا تَ َـعلّ ْمنا‬
2. A Yanıtınız yanlış ise “Atıf Edatları” konusunu 7. C Yanıtınız yanlış ise “Atıf Edatları” konusunu
yeniden gözden geçiriniz. yeniden gözden geçiriniz.

3. C Yanıtınız yanlış ise “Atıf Edatları” konusunu 8. D Yanıtınız yanlış ise “Yaşamla İlişkilendir” ko-
yeniden gözden geçiriniz. nusunu yeniden gözden geçiriniz.

4. E Yanıtınız yanlış ise “Atıf Edatları” konusunu 9. E Yanıtınız yanlış ise “Günlük Hayatımızda
yeniden gözden geçiriniz. Arapça 8” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Harf-i Cer ile Kullanı-


5. D 10. B Yanıtınız yanlış ise “Arapçada Kalıp İfadeler”
lan Bazı Fiiller” konusunu yeniden gözden
konusunu yeniden gözden geçiriniz.
geçiriniz.

Alıştırmalar Yanıt
8 Anahtarı

ْ ‫مفاتيح‬
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri parantez içinde verilen atıf edatla-
rından uygun olanıyla doldurunuz.
ِ ِ
.‫س‬ُ ‫ َد َخ َل املد ُير فاحلاَر‬.1
Alıştırma 1 .‫ َسافَ َـر حمم ٌد و َس ْل َما ُن‬.2
َّ ‫ نَِف َد‬.3
.ُ‫الز ُاد ال املاء‬
‫عمرو؟‬
ٌ ‫اعةَ أم‬َ‫ض‬ َ ِ‫ك الْب‬ َ َ‫ أ َزيْ ٌد ب‬.4
َ ‫اع‬
.ً‫ َس َقانَا َحلِيبًا ُثَّ ماء‬.5

245
‫‪Atıf Edatları‬‬

‫‪Alıştırmalar Yanıt‬‬
‫‪8‬‬ ‫‪Anahtarı‬‬

‫‪Aşağıdaki cümlelerde, atıf edatlarından sonra ya da önce boş bırakılan yerleri‬‬


‫‪parantez içinde verilen kelimelerden uygun olanıyla doldurunuz.‬‬
‫ِ‬
‫ول‪ُ ،‬كتُـبَك‪ ،‬الـمدير ‪َ ،‬رأْ َ‬
‫سها(‬
‫ُ‬ ‫َّاح‪ ،‬ال َكس ُ‬
‫ُ‬‫صدي ُقهُ‪ ،‬ش ْعراً‪ ،‬التُّـف َ‬
‫)اجلامعة‪َ ،‬‬
‫َّاح‪.‬‬ ‫‪ .1‬أَ َك ْل ِ‬
‫ب َو التُّـف َ‬ ‫ت الْعنَ َ‬ ‫ُ‬
‫ِ‬ ‫‪ .2‬الَ يـَْن َج ُح ال َك ُس ُ‬
‫ول والَ الْ ُم ْهم ُل‪.‬‬
‫‪Alıştırma 2‬‬ ‫ت َإل ال َـم ْس ِج ِد ُثَّ اجلامعة‪.‬‬ ‫‪َ .3‬ذ َهْب ُ‬
‫‪ .4‬أَقْ َـرأُ ِش ْعراً أ َْو نَـثْراً‪.‬‬
‫أمحد َع ِن ُّ ِ‬ ‫ِ‬
‫صدي ُقهُ‪.‬‬
‫لكن َ‬ ‫السؤال ْ‬ ‫ب ُ‬ ‫‪ .5‬مل ُي ْ‬
‫حت َرأْ َسها‪.‬‬‫علب ال ّدجاجةَ ّ‬ ‫يأكل الثّ ُ‬ ‫‪ُ .6‬‬
‫‪ .7‬جلَس ِ‬
‫العام ُل فَال ُـمدير‪.‬‬ ‫َ َ‬
‫ِ‬
‫ك الَ ُكتُـبَك‪.‬‬ ‫‪ .8‬ا ْجَ ْع أَقْالََم َ‬

‫‪Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları uygun harf-i cerlerle doldurunuz.‬‬

‫فضل زوجي الدَّجاج على اللحم يف و ِاجباته‪.‬‬ ‫‪ .1‬يُ ِّ‬

‫‪Alıştırma 3‬‬
‫ضهُ َعلى ابتعاده عن العمل‪.‬‬ ‫‪ .2‬بَ َـعث َمَر ُ‬
‫سر هذه األطعمة اللذيذة‪.‬‬ ‫‪َ .3‬‬
‫كشفنا َع ْن ِّ‬
‫ض ْلنا احلياة يف الريف على احلياة يف ال ُـم ُدن الكبرية‪.‬‬ ‫‪ .4‬فَ َّ‬
‫‪ .5‬مىت سي ِ‬
‫كشفون َع ْن احلقائق؟‬ ‫َ‬

‫‪Aşağıdaki cümleleri parantez içindeki kalıp ifadelerden uygun olanlarla dol-‬‬


‫‪durunuz.‬‬

‫ص َورٍة َم ْل ُحوظٍَة‪ ،‬بِنَاءً َعلَى)‬


‫َن‪ ،‬بِ ُ‬ ‫ضالً َع ْن‪َ ،‬ر ْغ َم أ َّ‬‫(فَ ْ‬
‫ِ‬
‫‪Alıştırma 4‬‬ ‫‪ .1‬يُ َدا ِوُم على احملاضرات َر ْغ َم أَنَّهُ مر ٌ‬
‫يض‪.‬‬
‫ت لَهُ َه ِذ ِه الْ َوثِي َقةَ‪.‬‬ ‫ِ‬
‫‪ .2‬بِنَاءً َعلَى طَلَبِه أ َْعطَْي ُ‬
‫ص َورٍة َم ْل ُحوظٍَة‪.‬‬‫يض يوماً فيوماً بِ ُ‬ ‫‪ .3‬تَـتَ َح َّس ُن َحالَةُ املر ِ‬
‫ضالً عن َكونِِه ِر ِ‬ ‫ِ‬
‫ياضيّاً ناجحاً‪.‬‬ ‫طبيب َحاذ ٌق فَ ْ َ ْ ْ‬ ‫‪ .4‬هو ٌ‬

‫‪246‬‬
Arapça III

Alıştırmalar Yanıt
8 Anahtarı

Aşağıda karışık olarak verilen sözcükleri anlamlı cümleler haline getiriniz.

‫ ال‬/ ‫ب‬ ُّ ‫ أ ُِح‬/ ‫الص ْد َق‬ ِّ / ‫ب‬ ِ


1. َ ‫ال َكذ‬
.‫ب‬ ِ ُّ ‫أ ُِح‬
َ ‫الص ْد َق ال ال َكذ‬ ِّ ‫ب‬
ِ ِ ِ
ْ َ‫ َول‬/ َ‫ ال‬/ ‫ تُ ْـهم ْل‬/ ‫ا ْجتَ ِه ْد‬
2. ‫كن‬

.‫جتَ ِه ْد‬ ِ ِ ِ
ْ ‫الَ تُ ْـهم ْل َولَك ْن ا‬
Alıştırma 5 3. ‫ت‬َ ْ‫ أَقَ َـرأ‬/ َ‫صة‬ َّ ‫ الْ ِق‬/ ‫ أ َْم‬/ ‫يد َة‬
َ‫ص‬ ِ ‫ال َق‬
‫يدةَ؟‬ ِ ‫صةَ أَم ال َق‬ ِ ْ‫ أَقَـرأ‬veya ‫صةَ؟‬ َّ ‫يدةَ أ َْم الْ ِق‬ ِ ‫أَقَـرأْت ال َق‬
َ‫ص‬ ْ َّ ‫ت الْق‬ َ َ َ‫ص‬ َ َ
4. ‫ تَـ ُقل‬/ ‫كن‬ ِ ِ
ْ ْ َ‫ ل‬/ ً‫ بَاطال‬/ َ‫ ال‬/ ً‫َح ّقا‬
.ً‫كن ح ّقا‬ ِ ِ
َ ْ َ‫الَ تَـ ُق ْل بَاطالً ل‬
5. ‫الس َّكَر‬
ُّ / ‫وق‬ُ ُ‫ َسأَذ‬/ ‫ ْأو‬/‫الع َس َل‬
َ
َ ‫الس َّكَر ْأو‬
.‫الع َس َل‬ ُ ُ‫َسأَذ‬
ُّ ‫وق‬

Aşağıdaki Arapça cümleleri Türkçeye çeviriniz.

.‫ص َل‬ ُ ‫ َد َخ َل األُسـْـتَاذُ فَالْ ُم َفت‬.1


ْ ‫ِّش ال َف‬
Hoca ve ardından müfettiş, sınıfa girdiler.

َ ‫ أَ َذ َهْب‬.2
‫ت إىل السينما أم ال َـم ْسَرِح؟‬
Sinemaya mı gittin yoksa tiyatroya mı?

Alıştırma 6 .َ‫ت الْ ِقَراءَةَ ُثَّ الْ ِكتَابَة‬


ُ ‫ تَ َـعلَّ ْم‬.3
Okumayı, sonra da yazmayı öğrendim.

َ َ‫ ُخ ْذ َه َذا الْكت‬.4
.‫اب أ َْو َذ َاك‬
Bu kitabı ya da ötekini al.

.‫الَبَا ُن‬
ْ َ‫ُّجاعُ ال‬ ُ ‫ يَـ ُف‬.5
َ ‫وز الش‬
Korkak değil cesur olan kazanır..

Aşağıdaki Türkçe cümleleri Arapçaya çeviriniz.

1. Peynir değil, zeytin yedim. .ً‫ت ُجْبناً لَ ِك ْن َزيْـتُونا‬


ُ ‫َما أَ َك ْل‬
2. Gidecek misin yoksa kalacak mısın? ‫ب أ َْم تَ ْـبـ َقى؟‬ُ ‫أَتَ ْذ َه‬
Alıştırma 7
3. (Sırasıyla) Halid, Ali ve Tarık geldi. .‫َجاءَ خال ٌد فَ َـعلِ ٌّي فَطَا ِر ٌق‬
Akrabalarım ve arkadaşlarım beni ziyaret ettiler. .‫دقَائِي‬ ِ ‫زارِن أَقَا ِرِب وأَص‬
4. ْ َ ََ
Kahve değil meyve suyu iç. .‫ب ال َقهوة بل العصري‬ ِ ‫اِ ْشرب‬
5.
َ ْ ‫ال تَ ْشَر‬-َ‫العص َري ال ال َقهوة‬ َ َْ
247
Atıf Edatları

bölümün kelimeleri ُ ِ‫َكل‬


‫مات الوحدة‬
‫( اِئْـتَ َم َن‬i’temene) güvendi, güvenilir saydı ‫( َجريء‬cerî’) cesur
‫( َآوى‬âvâ) barındırdı ‫ َج َن‬- ‫( َْي ِن‬cenâ - yecnî) meyveyi koparmak, toplamak
‫( آثَا ِريُّون‬âsâriyyûn) arkeologlar ‫( َحا ِرس‬hâris) bekçi, koruma
...‫ب‬ ِ ‫( اِ ْحتَف َظ‬ihtefeza bi) bir şeyi sakladı ‫ َحَزَم‬- ‫( َْي ِزُم‬hazeme - yahzimu) (eşyayı, valizi) hazırlama,
bağlama, toparlama
‫( اِ ْخِ َتاع‬ihtirâ‘) icad etme
‫( َح ْف ِريَّات‬hafriyyât) kazılar, kazı çalışmaları
‫( أ ُْرز‬urz) pirinç
ِ ‫( َخبري‬habîr) uzman
‫داد‬
َ ‫( ا ْز‬izdâde) arttı
‫( َد ْهر‬dehr) zaman, felek, devran
‫( أَ ِزقَّة‬ezikka) sokaklar, (t.) ‫( ُزقاق‬zukâk)
‫س‬
َ ‫س – َد َه‬ ُ ‫( يَ ْد َه‬dehese - yedhesu) araba vs. ezdi
‫( أََزَمات نَـ ْف َسانِيَّة‬ezemât nefsiyye) ruhsal bunalımlar
‫( َد ْور‬devr) rol
‫( اِ ْشتَ َّد‬iştedde) şiddetlendi
ِ ‫ذاب‬
َ – ‫وب‬ ُ ‫( يَ ُذ‬zâbe - yezûbu) eridi
...‫هر ب‬ َ َ‫( ا ْشت‬iştehera bi) bir şey ile ünlendi, meşhur
oldu ُ‫( ذَُرة‬zura) mısır
‫( أَ ْشواك‬eşvâk) dikenler ‫( ُرَؤى‬ru’â) görüşler, vizyonlar, (t.) ‫( ُرْؤيَة‬ru’ye)
‫صابَة‬ َ ِ‫( إ‬isâbe) yaralanma, sakatlanma ‫( ِرَوايَة‬rivâye) rivayet; edebî tür olarak roman
‫( أَفْ َـراح‬efrâh) kutlamalar, sevinçler ‫( زاد‬zâd) erzak
...‫صَر على‬ ِ ‫( َز ِاهد‬zâhid) zahit kişi, dünya malına değer vermeyen
َ َ‫( اقْـت‬iktesara ‘alâ) bir şey ile sınırlı oldu
‫( أ َْمتِ َعة‬emti‘a) eşyalar, öteberi, (t.) ‫( َمتَاع‬metâ‘) ‫( ِز َحام‬zihâm) kalabalık, izdiham
‫( َِبيل‬bahîl) cimri, eli sıkı ‫( َس ِفري‬sefîr) elçi
‫ع‬
َ ‫( يَْـب َـرعُ – بََـر‬bera‘e - yebra‘u) sivrildi, öne çıktı, üstün ‫( َس َّك َن‬sekkene) yatıştırdı, teskin etti
başarı gösterdi
‫ْن‬
َ ‫( ُسك‬suknâ) ikamet, yerleşme
‫( بَطالَة‬batâle) işsizlik
‫( ِس ْلم‬silm) barış, sulh
...‫َخَر َع ْن‬ َّ ‫( تَأ‬te’ahhara ‘an) bir şeye, bir yere geç kaldı;
bir şeyden geri kaldı ‫شارَك‬
َ (şâreke) paylaştı
‫( ُْتفة‬tuhfe) hediye, armağan ‫( َشريك‬şerîk) ortak
‫( تَ ْدبِريُ الْ َمْن ِزِل‬tedbîru’l-menzil) ev idaresi ‫( َشعِري‬şa‘îr) arpa
‫سامح‬
ُ َ‫( ت‬tesâmuh) hoşgörü ‫ب‬َ ‫اح‬َ ‫ص‬
َ (sâhebe) dostluk etti, arkadaşlık kurdu
‫( تَطََّوَر‬tetavvara) gelişti َ‫ص َدأ‬
َ – ُ‫ص َدأ‬
ْ َ‫( ي‬sade’e – yasde’u) paslanmak
‫( َجبان‬cebân) korkak ‫طال‬
َ - ‫ول‬ ُ ُ‫( يَط‬tâle - yetûlu) uzadı

248
Arapça III

‫ي‬ ِ ِ َْ‫( ي‬madâ - yamdî) geçmek (zaman, vakit,


ّ ‫‘( عاد‬âdiyy) sıradan ‫ضى‬ َ ‫ َم‬- ‫ضي‬
dönem vb.)
‫‘( َع ِكر‬akir) bulanık; saf ve duru olmayan (su, hava
vs.) ‫( ُم َعاق‬mu’âk) sakat, engelli
‫( ِع ْل ُم الْ َفلَك‬ilmu’l-felek) astronomi, gökbilim ‫( َم ْعبَد‬ma‘bed ) tapınak
‫‘( َع ْهد‬ahd) sadakat, söz, taahhüt ‫( ِمظَلّة‬mizalle) şemsiye
‫( ِغياب‬gıyâb) bulunmama, yokluk ‫ث‬َ ‫ َم َك‬- ‫ث‬ ُ ‫( يَْ ُك‬mekese - yemkusu) kalmak
‫( فِضَّة‬fidda) gümüş ‫( َمْن ُكوب‬menkûb) afetzede
‫( فَالَ ِس َفة‬felâsife) filozoflar, (t.) ‫( فَ ْـيـلَ ُسوف‬feylesûf) ‫( ُم ْه ِمل‬muhmil) ihmalkar, itina göstermeyen
‫( قَ َّس َم‬kasseme) böldü, taksim etti ‫( يَـْنـ َف ُد – نَِف َد‬nefide - yenfedu) bitmek, tükenmek
‫( َك ُسول‬kesûl) tembel, haylaz ‫( ُهُوم‬humûm) endişeler, kaygılar, dertler (t.) ‫( َه ّم‬hemm)
‫( كِيان‬kiyân) oluşum, varlık ‫( َو ِاعي‬vâ‘î) aydın kişi, entelektüel
‫( الَ ِجئ‬lâci’) sığınmacı, mülteci ‫ َوَز َن‬- ‫( يَِز ُن‬vezene - yezinu) tarttı
‫( ُمثَـقَّف‬musekkaf) kültürlü, aydın

bölümün deyimleri ‫تعبریات الوحدة‬


‫بصورة َملحوظَة‬ َ (bisûra melhûza) gözle görülür, somut bir şekilde, açık bir şekilde
...‫( بِناءً على‬binâ’en ‘alâ) …üzerine, -e dayanarak
‫ط الْ ُم ُد ِن‬ُ ‫( َتْ ِطي‬tahtîtu’l-mudun) şehir planlama
ُ‫العالَ ِميَّةُ الثَّانِيَة‬
َ ‫ب‬ ُ ‫( احلَْر‬el-harbu’l-‘âlemiyyetu’s-sâniye) II. Dünya Savaşı
َّ ‫( َر ْغ َم أ‬ragme enne) …olmasına rağmen,… karşın
...‫َن‬
...‫( فَضالً عن‬fadlan ‘an) ayrıca, ilave olarak, bunun yanı sıra

249
Bölüm 9
Mef‘ûlun Mutlak

Mef‘ûlun Mutlak
öğrenme çıktıları

2 Fiilin anlamını pekiştirmede, yapılış


biçimini bildirmede veya kaç kez

1
yapıldığını belirtmede kullanılan mef‘ûlun

2
Günlük Hayatımızda Arapça 9 mutlak yapısını kavrama, çeşitlerini
1 Mef‘ûlun mutlak yapılarını kullanarak tanıyabilme, cümle içinde kullanabilme ve
diyalog geliştirme becerisi kazanabilme örnek cümlelerle pekiştirme

Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı Fiiller Arapçada Kalıp İfadeler

3 4
3 Arapçada harf-i cerlerle kullanılan bazı 4 Arapçada sıklıkla kullanılan bazı ifade
fiilleri tanıma ve bunları cümle içinde biçimlerini tanıma ve yerinde kullanma
kullanma becerisi kazanabilme becerisi elde etme

Anahtar Sözcükler ‫املِ ْفتاحية‬


‫ال َكلِ َمات‬: • Mef‘ûlun Mutlak ‫املفعول املطلق‬
• Fiilin Anlamını Pekiştirme (Te’kit) ‫ • تأكيد الفعل‬Fiilin Yapılış Biçimini Bildirme ‫بيان نوع الفعل‬
• Fiilin Sayısını (Adedini) Belirtme ‫بيان عدد الفعل‬

250
Arapça III

GİRİŞ ‫ُم َق ّدمة‬


Arapçada fiil cümlelerinde fiillin kökünden türetilen mansûb mastarlar mef‘ûlun mutlak olarak ad-
landırılır. Mef‘ûlun mutlağın üç çeşidi vardır: Fiilin anlamını pekiştiren mef‘ûlun mutlak, fiilin çeşidini
bildiren mef‘ûlun mutlak ve fiilin sayısını belirten mef ’ûlun mutlak.
Bu bölümde mef‘ûlun mutlak çeşitlerinin tümünün; yani hem fiilin anlamını pekiştiren hem fiilin çeşidini
bildiren hem de fiilin sayısını belirten mef‘ûlun mutlakların kullanım özellikleri örnek cümlelerle pekiştirile-
cek, bu cümleler üzerinde i‘râb uygulamaları yapılacaktır. Öte yandan mef‘ûlun mutlak yerine geçen keli-
meler konusuna da değinilecek, mef‘ûlun mutlak içeren cümlelerin yer aldığı diyaloglar ve metinler yoluyla
öğrencinin hem konuya ilişkin bilgisi artırılacak, hem de Arapça konuşma becerisi geliştirilecektir.

GÜNLÜK HAYATIMIZDA ARAPÇA 9

٩ ‫العربية يف حياتنا اليومية‬

Hafta sonu ne yaptın?


‫فعلت يف هناية األسبوع؟‬
َ ‫ماذا‬
Tarık: Merhaba İbrahim, Nasılsın?
‫مرحبا يا إبراهيم كيف احلال؟‬ :‫طارق‬
İbrahim: İyiyim çok teşekkürler, sen?
Tarık: Ben de iyiyim. Hafta sonu ne yaptın? ‫أنت؟‬
َ ‫ و‬.ً‫كرا جزيال‬ ً ‫أنا خبري أَش ُكُرَك ُش‬ :‫إبراهيم‬
‫األسبوع؟‬ ِ
‫فعلت يف هناية‬
İbrahim: Pazara gittim. ِ َ ‫ ماذا‬.‫أيضا‬ ً ‫أنا خبري‬ :‫طارق‬
Tarık: Harika… Pazarda ne yaptın? .‫السوق‬ُّ ‫ت إىل‬ ُ ‫َذ َهْب‬ :‫إبراهيم‬
İbrahim: Biraz dolaştım. Sonra dükkânların
vitrinlerine hızlıca göz attım. ‫فعلت يف السوق؟‬
َ ‫ماذا‬... ‫مجيل‬ :‫طارق‬
Tarık: Neler hoşuna gitti? ‫نظرت نظرًة سريعةً إىل‬
ُ ‫ مث‬.‫قليل‬ ً ‫ت‬ ُ ْ‫َتَ َّول‬ :‫إبراهيم‬
İbrahim: Kışlık giysiler çok hoşuma gitti. ِ ‫الد َكاك‬
.‫ني‬ َّ ‫واجهات‬
Tarık: Bir şey satın aldın mı?
İbrahim: Hayır, sadece hızlı bir göz attım. ‫أعجبك؟‬
َ ‫ماذا‬ :‫طارق‬
Tarık: Daha ne yaptın? ً ‫البس الشِّتَ ِويَّة إعجابًا‬
.‫شديدا‬ ِ
ُ ‫أعجبْتن الْ َم‬ :‫إبراهيم‬
İbrahim: Birkaç kitapevine gittim, fakat çok yo- ‫يت شيئًا؟‬َ ‫هل اشرت‬ :‫طارق‬
ruldum ve biraz dinlenmek istedim.
.‫نظرت نظرًة سريعةً فقط‬ُ ،‫ال‬ :‫إبراهيم‬
‫أيضا؟‬
ً ‫فعلت‬ َ ‫ماذا‬ :‫طارق‬
‫تعبت‬
ُ ‫ ولكنَّين‬.‫بعض املكتبات‬ ِ ‫ذهبت إىل‬ ُ :‫إبراهيم‬
َ ‫أردت أَ ْن أسرت‬
.ً‫يح قليال‬ ُ ‫ و‬.‫كثريا‬
251
Mef‘ûlun Mutlak

Tarık: Nerede dinlendin?


İbrahim: Kafeye gidip çay içtim. Gazeteyi iki kez
‫اسرتحت؟‬
َ ‫أين‬
َ :‫طارق‬
okudum. Peki sen ne yaptın Tarık? ‫أت‬
ُ ‫بت الشاي وقر‬ ُ ‫ذهبت إىل املقهى وشر‬ ُ :‫إبراهيم‬
‫ت يا طارق؟‬َ ْ‫فعلت أَن‬
َ ‫ وماذا‬.‫اجلريدة قراءتني‬
Tarık: Kuzenlerime gittim. Bahçede iyice
yürüdük. İyi koştuk.
ِ .‫ َذهبت إىل أوالد عمي‬:‫طارق‬
‫وس ْرنَا يف احلديقة‬
İbrahim: Daha başka ne yaptın? ّ ُ َْ
Tarık: Elma, portakal, nar ve incir gibi bazı .‫ـضا‬
ً ‫وجَريْـنَا َرْك‬
َ .‫َم ْشيًا‬
meyveleri topladık.
İbrahim: Allah'a şükür bu hafta sonunu keyifli
‫فعلت أيضا؟‬ َ ‫ وماذا‬:‫إبراهيم‬
ِ ‫َّاح والرب‬
‫تقال‬ ِ ‫بعض الفواكه‬
ِ ‫مثل التُّـف‬
bir şekilde geçirdik.
َ ‫ مجعنا‬:‫طارق‬
.‫ان والتِّني‬ِ ‫والرَّم‬
ُ
ِ
‫قض ْـيـنَا نـهايةَ هذا األسبوع‬َ ‫احلمد هلل أنَّنا‬:‫طارق‬
.‫كل مُْتِع‬
ٍ ‫بِ َش‬

Meryem: Selâmün aleyküm Nur, nasılsın?


Nur: Aleyküm selâm, teşekkür ederim
‫الال؟‬ ْ ‫ف‬ َ ‫ َكْي‬،‫ السالم عليكم يا نُور‬:‫مرمي‬
ِ ْ‫ أَنا ِبَي وأَن‬،‫ ُشكْرا يا مرمي‬،‫ و علَي ُكم السالم‬:‫نُور‬
‫ت؟‬
Meryem, iyiyim, ya sen? ْ ً ْ
ِ
.‫ ُشكًْرا‬.‫ضا‬ً ْ‫ أنا بَْي أَي‬:‫مرمي‬
Meryem: Ben de iyiyim, teşekkürler.
Nur: Bugün ne yaptın?
ِ ‫ ماذا‬:‫نُور‬
‫فعلت اليوم؟‬
Meryem: Fil suresini ezberledim. Yasin suresini
‫أت سورَة يس‬ ِ ِ
iki kez okudum.
ُ ‫ وقر‬.‫ظت سورَة الفيل ح ْفظًا‬ ُ ‫ حف‬:‫مرمي‬
ِ ْ َ‫قِراءت‬
.‫ـي‬ ََ

252
Arapça III

Öğrenme Çıktısı
1 Mef‘ûlun mutlak yapılarını kullanarak diyalog geliştirme becerisi kazanabilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 1 Karşılaştır Paylaş

Kur’ân-ı Kerîm’in “Nisa


Sûresi” 164. ayet-i kerime- Arkadaşlarınızla birbirini-
“Dersi iyice anladım.”, sini, “Müzemmil Sûresi” 8. ze “Dün akşam kitabı nasıl
“Krallar gibi yedim.”, “Ki- ayet-i kerimesini ve “Fecr okudun?” “Dün akşam ki-
tabı iki kez okudum.” cüm- Sûresi” 21. ayet-i kerimesi- tabı kaç kez okudun?” soru-
lelerini Arapçaya çeviriniz. ni okuyunuz. Bu ayetlerde sunu yönelterek cevaplama-
geçen fiil mansûb yapıları ya çalışınız.
belirleyiniz.

DİL BİLGİSİ: MEF‘ÛLUN MUTLAK

‫ املفعول املطلق‬:‫القواعد‬
Arapçada mef‘ûlun mutlak, fiil cümlelerinde fiilin kendi kökünden türetilen, fiilin anlamını pekişti-
ren, ya da fiilin nasıl ve ne şekilde yapıldığını açıklayan veya kaç kez yapıldığını bildiren mansûb mastar-
dır. “Halit dersi iyice anladı.” anlamına gelen aşağıdaki cümlenin ögelerini inceleyecek olursak cümlede
mef‘ûlun bihten sonra gelen mansûb bir masdar görürüz. Bu öge mef‘ûlun mutlaktır.

Mef‘ûlun mutlak Mef‘ûlun bih Fâ‘il Fiil

.ً‫فَ ْـهما‬ ‫س‬ َّ


َ ‫الد ْر‬ ‫خال ٌد‬ ‫فَ ِه َم‬

Mef‘ûlun mutlakın üç çeşidi vardır.

Fiilin Anlamını Pekiştiren (Te’kit Eden) Mef‘ûlun Mutlak


Fiilin kökünden türetilen, fiilin anlamını pekiştiren (te’kit eden) ve fiilden sonra mastar olarak gelen
mef‘ûlun mutlak daima mufred, mansûb ve belirsizdir. Bu mastarlar sulâsi fiillerden türetilebileceği gibi,
mezîd fiillerden de türetilebilir.
Fiilin anlamını pekiştiren mef‘ûlun mutlak Türkçeye “şüphesiz, gerçekten, tam, muhakkak, iyi, iyice,
çok” şeklinde çevrilebilir.
ِ ِ
(Öğrenci, dersi iyice anladı.) .ً‫س فَ ْـهما‬ ُ ‫فَه َم الطَّال‬
َ ‫ب الد َّْر‬

253
Mef‘ûlun Mutlak

Bu cümledeki “ً‫ فَ ْـهما‬- iyice” kelimesi, “‫ – فَ ِهم‬anladı” fiilinden türetilen ve fiilin anlamını pekiştiren
َ
(te’kit eden) bir mef‘ûlun mutlaktır, bu yüzden mufred (tekil) ve mansûb ve belirsiz kullanılmıştır. Nasb
alâmeti sonundaki fetha’dır.
İçinde fiilin anlamını pekiştiren (te’kit eden) mef‘ûlun mutlak bulunan bir fiil cümlesi kurarken dikkat
edilecek husus, fiilin mastarını tekil, mansûb ve belirsiz olarak kullanmaktır. Fiilin anlamını pekiştiren
mef‘ûlun mutlak, asla tesniye (ikil) veya cemi (çoğul) olarak kullanılmaz, belirli de kullanılmaz.

(Allah, Musa ile doğrudan konuştu. Nisâ Sûresi, 164) ﴾ً‫وسى تَكْلِيما‬ َ ‫﴿وَكلَّ َم اهللُ ُم‬
َ
.‫ت َعائِ َشةُ الْ ُق ْرآ َن ِح ْفظًا‬ ِ
(Ayşe, Kur’an’ı iyice ezberledi.) ْ َ ‫َحف‬
‫ظ‬

Fiilin Yapılış Biçimini Bildiren Mef‘ûlun Mutlak


Fiilin yapılış biçimini bildiren mef‘ûlun mutlak ya isim tamlaması ya da sıfat tamlaması şeklinde gelir
ve tabii ki mansûbdur. Bu tür mef‘ûlun mutlaklar Türkçeye “gibi, şeklinde, -ce, aynı…gibi, tıpkı…gibi,
tam” biçiminde çevrilebilir.
1. İsim tamlaması olarak gelen ve fiilin yapılış biçimini bildiren mef‘ûlun mutlak:
Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.

(Çocuk, terbiyeli kişiler gibi yürüdü.) َ ِ‫َس َار الْ َولَ ُد َسْي َـر الْ ُم َه َّذب‬
.‫ني‬
(Hızlı tren, bulut gibi geçti.) ِ ‫السح‬
.‫اب‬ َ َّ ‫يع َمَّر‬ َّ ‫َمَّر الْ ِقطَ ُار‬
ُ ‫الس ِر‬
ِ ‫أَجاب التِّـ ْل ِمي ُذ إِجابة الْع‬
.‫ال‬
(Öğrenci, bilgin gibi cevap verdi.) َ ََ َ َ َ
İlk cümlede geçen “‫ني‬ َ ِ‫ ” َسْي َـر الْ ُم َه َّذب‬kullanımı, “terbiyeli kişilerin yürüyüşü” anlamında bir isim tamla-
masıdır. Muzâf olan “‫ ”سري‬kelimesi, cümlenin fiili olan “‫سار‬
َ َ ”nin mastarıdır ve tamlayanı ile birlikte cüm-
lenin öznesi olan çocuğun yürüyüşünün nasıl olduğunu açıklamaktadır. Bu yüzden mef‘ûlun mutlaktır,
mansûbdur, nasb alâmeti sondaki fetha’dır. Bu cümleyi “Çocuk, terbiyeli kişilerin yürüyüşü gibi yürüdü”
biçiminde çevirebileceğimiz gibi, “Çocuk, terbiyeli kişiler gibi yürüdü” biçiminde de çevirebiliriz. Bildi-
ğiniz üzere “‫بني‬ َّ ‫ ”ال ُـم‬kelimesi muzâfun ileyhtir, bu yüzden mecrûrdur, cer alameti “ye – ‫”ي‬dir, çünkü
َ ‫هذ‬
düzenli eril çoğuldur.
İkinci cümlede geçen “‫اب‬ ِ ‫السح‬
َ َّ ‫ ” َمَّر‬kullanımı, “bulutun geçişi” anlamında bir isim tamlamasıdır.
Muzâf olan “‫ ” َمَّر‬kelimesi, cümlenin fiili olan “‫” َمَّر‬nin mastarıdır ve tamlayanı ile birlikte cümlenin öznesi
olan hızlı trenin geçişinin nasıl olduğunu açıklamaktadır. Bu yüzden mef‘ûlun mutlaktır, mansûbdur, nasb
alâmeti sondaki fetha’dır. Bu cümleyi “Hızlı tren, bulutun geçişi gibi geçti” biçiminde çevirebileceğimiz
gibi, “Hızlı tren, bulut gibi geçti” biçiminde de çevirebiliriz. Bildiğiniz üzere “‫اب‬ ِ ‫السح‬
َ َّ ” kelimesi muzâfun
ileyhtir, bu yüzden mecrûrdur, cer alâmeti kesra’dır.
Üçüncü cümlede geçen “‫ال‬ ِ ‫ ”إِ َجابَةَ الْ َع‬kullanımı, “bilginin cevap verişi” anlamında bir isim tamlaması-
dır. Muzâf olan “َ‫جابَة‬ ِ
َ ‫ ”إ‬kelimesi, cümlenin fiili olan “‫اب‬ َ ‫َج‬َ ‫”أ‬nin mastarıdır ve tamlayanı ile birlikte cümle-
nin öznesi olan öğrencinin cevap verişinin nasıl olduğunu açıklamaktadır. Bu yüzden mef‘ûlun mutlaktır,
mansûbdur, nasb alâmeti sondaki fetha’dır. Bu cümleyi “Öğrenci, bilginin cevap verişi gibi cevap verdi”
biçiminde çevirebileceğimiz gibi, “Öğrenci, bilgin gibi cevap verdi” biçiminde de çevirebiliriz. Bildiğiniz
ِ ‫ ”الْع‬kelimesi muzâfun ileyhtir, bu yüzden mecrûrdur, cer alameti kesra’dır.
üzere “‫ال‬ َ

254
Arapça III

Yukarıdaki örneklerden anlaşılacağı üzere bir cümlenin fiilinin mastarı, bir kelimeye muzâf olmak sure-
tiyle fiilin yapılış biçimini bildirmek üzere mef‘ûlun mutlak olarak kullanılabilmektedir.
2. Sıfat tamlaması olarak gelen ve fiilin yapılış biçimini bildiren mef‘ûlun mutlak:
Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.

.ً‫يحة‬ ِ ً‫قَـرأَ الطالِب الْم َقالَةَ قِراءة‬


(Öğrenci, makaleyi doğru bir biçimde okudu.) َ ‫صح‬ َ ََ َ ُ َ
(Çocuk, derin bir uyku çekti.) ِ
.ً‫نَ َام الْ َولَ ُد نَ ْـوماً َعميقا‬
(Müdür, öğretmenleri iyi bir şekilde karşıladı.) .‫ني اِ ْستِ ْقباالً َح َسنًا‬ ِ ِ ِ
َ ‫ا ْستَـ ْقبَ َل ال ُـمد ُير ال ُـم َعلِّم‬
Birinci cümlede geçen “ً‫يحة‬ ِ ً‫ ”قِراءة‬kullanımı, “doğru bir okuyuş” anlamında bir sıfat tamlamasıdır.
ِ َ ‫صح‬َ ََ
Mevsûf olan “‫ ”قراء ًة‬kelimesi, cümlenin fiili olan “ َ‫”قَـرأ‬nin mastarıdır ve sıfatı ile birlikte cümlenin öznesi
ََ َ
olan öğrencinin okuma eylemini nasıl gerçekleştirdiğini açıklamaktadır. Bu yüzden mef‘ûlun mutlaktır,
mansûbdur, nasb alâmeti sondaki fetha’dır. Bu cümleyi “Öğrenci, makaleyi doğru bir okuyuşla okudu”
biçiminde çevirebileceğimiz gibi, “Öğrenci, makaleyi doğru bir biçimde okudu” şeklinde de çevirebiliriz.
Bildiğiniz üzere “ً‫يحة‬ ِ ” kelimesi sıfattır, mevsûfuna uygun bir şekilde mansûb, belirsiz, tekil ve dişil
َ ‫صح‬ َ
formda kullanılmıştır.
İkinci cümlede geçen “ً‫ع ِميقا‬
َ ً‫ ”نَ ْـوما‬kullanımı, “derin bir uyuyuş, uyuma” anlamında bir sıfat tamlama-
sıdır. Mevsûf olan “ً‫ ”نَـوما‬kelimesi, cümlenin fiili olan “ ‫ام‬ َ َ‫”ن‬nin mastarıdır ve sıfatı ile birlikte cümlenin
ْ
öznesi olan çocuğun uyuma eylemini nasıl gerçekleştirdiğini açıklamaktadır. Bu yüzden mef‘ûlun mutlak-
tır, mansûbdur, nasb alâmeti sondaki fetha’dır. Bu cümleyi “Çocuk, derin bir uyumayla uyudu” biçiminde
lafzi tercüme yaparak anlamlandırabileceğimiz gibi, “Çocuk, derin bir uyku uyudu”, veya “Çocuk, derin
bir uyku çekti” biçiminde de çevirebiliriz. Bildiğiniz üzere “ً‫ع ِميقا‬ َ ” kelimesi sıfattır, mevsûfuna uygun bir
şekilde mansûb, belirsiz, tekil ve eril formda kullanılmıştır.
Üçüncü cümlede geçen “‫حسنًا‬
َ َ ‫ ”اِ ْستِ ْقباال‬kullanımı, “iyi bir karşılama” anlamında bir sıfat tamlamasıdır.
ً
Mevsûf olan “ً‫ستِ ْقباال‬ ِ ِ
ْ ‫ ”ا‬kelimesi, cümlenin fiili olan “ ‫”ا ْستَـ ْقبَ َل‬nin mastarıdır ve sıfatı ile birlikte cümlenin
öznesi olan müdürün karşılama eylemini nasıl gerçekleştirdiğini açıklamaktadır. Bu yüzden mef‘ûlun mut-
laktır, mansûbdur, nasb alâmeti sondaki fetha’dır. Bu cümleyi “Müdür, öğretmenleri iyi bir karşılamayla
karşıladı” biçiminde lafzi tercüme yaparak anlamlandırabileceğimiz gibi, “Müdür, öğretmenleri iyi
karşıladı” veya “Müdür, öğretmenleri iyi bir şekilde karşıladı” biçiminde de çevirebiliriz. Bildiğiniz üzere
“‫حسنًا‬
َ َ ” kelimesi sıfattır, mevsûfuna uygun bir şekilde mansûb, belirsiz, tekil ve eril formda kullanılmıştır.
Yukarıdaki örneklerden anlaşılacağı üzere bir cümlenin fiilinin mastarı, bir sıfata mevsûf olmak suretiy-
le fiilin yapılış biçimini bildiren bir mef‘ûlun mutlak olarak kullanılabilmektedir.

255
Mef‘ûlun Mutlak

Fiilin Sayısını Belirten Mef‘ûlun Mutlak


Fiilin sayısını, yani kaç kez yapıldığını bildiren mef‘ûlun mutlak, fiilin “ً‫ ”فَ ْـعلَة‬kalıbındaki mastarın-
dan elde edilir. Bu kalıptaki mastara, mastar-ı merre adı verilir. Fiilin sayısını bildiren mef‘ûlun mutlak
Türkçeye “kere, defa, kez” biçiminde çevrilebilir; “Kaç kez?” “Kaç defa?” gibi soruların cevabıdır. Daima
mansûbdur; mufred (tekil), tesniye (ikil) veya cem’ (çoğul) olarak gelebilir.
1. Mufred (tekil) biçimi:
(Yeryüzü, günde bir defa döner.) .‫ض َد ْوَرةً َف الْيَ ْـوِم‬
ُ ‫ور ْال َْر‬
ُ ‫تَ ُد‬
(Bir kere secde ettim.) .ً‫ت َس ْج َدة‬ ُ ‫َس َج ْد‬
Bu cümlelerde “‫” َد ْورًة‬,“ bir defa”, “‫ج َد ًة‬
ْ ‫“ ” َس‬bir kere secde”, fiilin sayısını bildiren mastar şeklinde gel�-
َ
miştir. Nasb alâmeti sonundaki fetha’dır. Sırasıyla “‫ تَ ُدور‬- döner”, “‫ج َد‬ َ ‫ َس‬- secde etti” fiillerinden türetilen
ُ
fiilin mufred (tekil) sayısını bildiren mef‘ûlun mutlaktır.

2. Tesniye (ikil) biçimi:


ِ َْ‫ف رنـَّتـ‬ ِ
(Telefon iki kere çaldı.) .‫ي‬ َ ُ ‫َر َّن اهلات‬
(İki kere secde ettim.) ِ ْ َ‫ت َس ْج َدت‬
.‫ـي‬ ُ ‫َس َج ْد‬
Bu cümlelerde geçen “‫ي‬ِ َْ‫ رنـَّتـ‬- iki kere çalma”, “‫ـي‬
ِ ْ َ‫ َس ْج َدت‬- iki kere secde” kullanımları, fiillerinin sayısını
َ
bildiren mastar şeklinde gelmişlerdir, mef‘ûlun mutlaktırlar ve dolayısıyla mansûbdurlar. Tesniye, yani ikil
formda oldukları için nasb alâmetleri bildiğiniz gibi (‫ )ي‬harfidir.

3. Cemi (çoğul) biçimi:


ٍ ‫سج ْدت سج َد‬
.‫ات‬
(Defalarca secde ettim.) ََ ُ ََ
Bu cümlede “‫ات‬ ٍ ‫“ ”سج َد‬defalarca secde”, fiilin sayısını bildiren mastar şeklinde gelmiştir, mef‘ûlun
ََ
mutlaktır, dolayısıyla mansûbdur. Nasb alâmeti sonundaki kesradır, çünkü düzenli dişil çoğulların nasb
alâmeti kesradır.
Fiilin sayısını bildiren mef‘ûlun mutlak, bazen yukarıdaki örneklerden farklı olarak fiilin sayısını bildi-
ren mastar formu yerine “defa”, “kez” anlamındaki “‫ – مرة‬merra” kelimesi kullanılmak suretiyle de yapıla-
bilir. Aşağıdaki cümleleri bu bakımdan inceleyelim.

(Bu filmi bir kez izledim.) .ً‫ت َه َذا الْ ِف ْل َم َمَّرة‬ُ ‫اه ْد‬
َ ‫َش‬
(Bu filmi iki kez izledim.) .‫ت َه َذا الْ ِف ْل َم َمَّرتَ ْـي‬
ُ ‫اه ْد‬
َ ‫َش‬
ٍ ‫ث مَّر‬
.‫ات‬ ِ
(Bu filmi üç kez izledim.) َ َ ‫ت َه َذا الْف ْل َم ثََل‬ ُ ‫اه ْد‬
َ ‫َش‬
(Bu filmi defalarca izledim.) .ً‫ت َه َذا الْ ِف ْل َم ِمَرارا‬ ُ ‫اه ْد‬
َ ‫َش‬

256
Arapça III

Mef‘ûlun Mutlak Yerine Geçenler (Sözde Mef‘ûlun Mutlak)


a. Sıfat tamlaması şeklinde gelen mef‘ûlun mutlakta bazen mastar zikredilmez, sadece sıfatı söylenir.
Böyle bir cümlede sıfat mef‘ûlun mutlak yerine geçer. Bu tür kelimeler için “mef‘ûlun mutlakın yerine ge-
çen” veya “sözde mef‘ûlun mutlak” anlamında Arapçada “nâ’ibu’l-mef‘ûli’l-mutlak” denir. Sözde mef‘ûlun
mutlak da tıpkı gerçeği gibi daima mansûbdur.

(Dersi iyice anladım.) .ً‫س َجيِّدا‬ ُ ‫فَ ِه ْم‬


َ ‫ت الد َّْر‬
Bu cümle aslında şöyle idi:

(Dersi iyice anladım.) .ً‫س فَ ْـه ًما َجيِّدا‬ ُ ‫فَ ِه ْم‬


َ ‫ت الد َّْر‬
Bu cümlede geçen “ً‫جيِّدا‬
َ ” kelimesinin irâbı şöyle yapılır: Sözde mef‘ûlun mutlak (nâ’ibu’l-mef‘ûli’l-
mutlak), mansûb, nasb alâmeti sondaki fetha. (Aslında düşürülmüş olan ‫ فـَْهما‬şeklindeki gerçek mef‘ûlun
ً
mutlakın sıfatıdır.)
b. Ayrıca “‫ل‬
ُّ ‫ ُك‬-‫ض‬
ُ ‫ ”بَ ْـع‬gibi kelimeler, bazen cümlenin fiilinden türetilmiş mastara muzâf olmak sure-
tiyle gerçek mef‘ûlun mutlakın yerine geçerler ve mansûb olurlar. Bu durumdaki kelimelere de “mef‘ûlun
mutlakın yerine geçen” veya “sözde mef‘ûlun mutlak” anlamında “nâ’ibu’l-mef‘ûli’l-mutlak” denir. Kendi-
lerinden sonra kullanılan fiilin mastarı ise muzâfun ileyh (tamlayan) durumunda olduklarından mecrûr
olur. Aşağıdaki cümleleri bu açıdan inceleyelim.

ِْ ‫اِحتَـرم الطَُّّلب ْالُستَا َذ ُك َّل‬


.‫ال ْحِ َت ِام‬ ْ ُ ََ ْ
(Öğrenciler, hocaya tam (anlamıyla) saygı gösterdiler -saygıda kusur etmediler-.)

.‫ض النَّـ ْف ِع‬ ِ


(Tedavi ona biraz fayda verdi.) َ ‫الج بـَْع‬
ُ ‫نَـ َف َعهُ الع‬
c. Mef‘ûlun mutlak yukarıda geçenlerin yanı sıra fiillin eş anlamlısının mastarıyla da yapılabilir. Bu
durumdaki kelimeler de “sözde mef‘ûlun mutlak” (nâ’ibu’l-mef‘ûli’l-mutlak)’tırlar ve daima mansûbdurlar.

(İyice oturdum.) .‫وسا‬


ً ُ‫ت ُجل‬ ُ ‫قَ َـع ْد‬
(İyi koştum.) .‫ضا‬ ً ‫ت َرْك‬ُ ْ‫َجَري‬
(İyi yürüdüm.) .ً‫ت َس ْيا‬ُ ‫َم َشْي‬

257
Mef‘ûlun Mutlak

İrâb Örnekleri:
(Hasta, iyice uyudu.) ُ ‫ام ال َْم ِر‬
.ً‫يض نَ ْـوما‬ َ َ‫ن‬
‫ام‬
َ َ‫ ن‬ : Mâzî fiil, 3. tekil şahıs, eril.

ُ ‫ ال َْم ِر‬
‫يض‬ : Fâ‘il, merfû, ref alâmeti sondaki damme.

ً‫ نَ ْـوما‬ : Mef‘ûlun mutlak (fiilin anlamı güçlendiren türden), mansûb, nasb alâmeti sondaki fetha.

(Çocuk terbiyeli kişiler gibi yürüdü.) َ ِ‫َس َار ال َْولَ ُد َس ْي َـر ال ُْم َه َّذب‬
.‫ني‬
‫ َس َار‬ : Mâzî fiil, 3. tekil şahıs, eril.
‫ ال َْولَ ُد‬ : Fâ‘il, merfû, ref alâmeti sondaki damme.
‫ َس ْي َـر‬ : Mef‘ûlun mutlak (fiilin yapılış biçimini bildiren türden, çünkü muzâf formunda), mansûb,
nasb alâmeti sondaki fetha, muzâf.

َ ِ‫ ال ُْم َه َّذب‬: Muzâfun ileyh, mecrûr, cer alâmeti sondaki ye (‫ )ي‬harfi.


‫ني‬
(Hasta, derin bir uyku çekti.) .ً‫يض نَ ْـوماً َع ِميقا‬
ُ ‫ام ال َْم ِر‬
َ َ‫ن‬
‫ام‬
َ َ‫ ن‬ : Mâzî fiil, 3. tekil şahıs, eril.

ُ ‫ ال َْم ِر‬
‫يض‬ : Fâ‘il, merfû, ref alâmeti sondaki damme.

ً‫ نَ ْـوما‬ : Mef‘ûlun mutlak (fiilin yapılış biçimini bildiren türden, çünkü mevsûf formda), mansûb,
nasb alâmeti sondaki fetha, mevsuf.

ً‫ َع ِميقا‬ : Sıfat, mevsûfu gibi belirsiz, tekil, eril, mansûb, nasb alâmeti sondaki fetha.

(Ahmet, bir kez secde etti.) .‫َحَ ُد َس ْج َد ًة‬


ْ ‫َس َج َد أ‬
‫ َس َج َد‬ : Mâzî fiil, 3. tekil şahıs, eril.
‫َحَ ُد‬
ْ ‫ أ‬ : Fâ‘il, merfû, ref alâmeti sondaki damme.

ً‫ َس ْج َدة‬ : Mef‘ûlun mutlak (fiilin sayısını bildiren türden), mansûb, nasb alâmeti sondaki fetha.

258
Arapça III

(Ahmet, iki kez secde etti.) ِ ْ َ‫َحَ ُد َس ْج َدت‬


.‫ـي‬ ْ ‫َس َج َد أ‬
‫ َس َج َد‬ : Mâzî fiil, 3. tekil şahıs, eril.
‫َحَ ُد‬
ْ ‫ أ‬ : Fâ‘il, merfû, ref alâmeti sondaki damme.
ِ ْ َ‫ َس ْج َدت‬
‫ـي‬ : Mef‘ûlun mutlak (fiilin sayısını bildiren türden), mansûb, nasb alâmeti ya (‫ )ي‬harfi.

ٍ ‫َحَ ُد سج َد‬
.‫ات‬
(Ahmet, defalarca secde etti.) َ َ ْ ‫َس َج َد أ‬
‫ َس َج َد‬ : Mâzî fiil, 3. tekil şahıs, eril.
‫َحَ ُد‬
ْ ‫ أ‬ : Fâ‘il, merfû, ref alâmeti sondaki damme.
‫ات‬ٍ ‫ سج َد‬
ََ : Mef‘ûlun mutlak (fiilin sayısını bildiren türden), mansûb, nasb alâmeti sondaki kesra,
çünkü düzenli dişil çoğulların nasb alâmeti kesradır.

ِ ِ ِ
(Öğrenciler, hocaya tam saygı gösterdiler.) .‫ت ِام‬
َ ‫ُستَا َذ ُك َّل ْال ْح‬ ُ ‫ا ْحتَ َـرَم الطَُّّل‬
ْ ‫ب ْال‬
‫ اِ ْحتَ َـرَم‬: Mâzî fiil, 3. tekil şahıs, eril.
‫ب‬ ُ ‫ الطَُّّل‬: Fâ‘il, merfû, ref alâmeti sondaki damme.
‫ُستَا َذ‬ْ ‫ ْال‬: Mef‘ûlun bih, mansûb, nasb alâmeti sondaki fetha.
‫ ُك َّل‬: Sözde mef‘ûlun mutlak (nâ’ibu’l-mef‘ûli’l-mutlak), mansûb, nasb alâmeti sondaki fetha, muzâf.
‫ت ِام‬ ِ ِ
َ ‫ ْال ْح‬: Muzâfun ileyh, mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra.
.‫وسا‬ ِ
(Asım iyi oturdu.) ً ُ‫قَ َـع َد َعاص ٌم ُجل‬
‫ قَ َـع َد‬ : Mâzî fiil, 3. tekil şahıs, eril.
‫عاصم‬
ٌ : Fâ‘il, merfû, ref alâmeti sondaki damme.
‫وسا‬ً ُ‫ ُجل‬: Sözde mef‘ûlun mutlak (nâ’ibu’l-mef‘ûli’l-mutlak), fiilin eş anlamlı mastarından elde edil-
miş, mansûb, nasb alâmeti sondaki fetha.

259
Mef‘ûlun Mutlak

‫ اَلْيَ ْـوَم‬.‫ب الْ ِكتَابَةَ َكثَ ًريا‬ ُّ ‫ أَنَا أ ُِح‬.‫ال‬ٌ ‫ أَنَا َك َم‬.‫رحبًا‬ َ ‫َم‬
ِ ِ ِ ِ ِ
‫ أَنَا أ َْهتَ ُّم بِالْكتَابَة ا ْهت َم ًاما‬.‫ت كتَابَةً َجيِّ َد ًة‬ ُ ‫َكتَ ْـب‬
َّ‫ ُث‬.ً‫ ُثَّ أَقْ َـرأُ قَِراءَ ًة َس ِر َيعة‬.‫ب َمّرًة‬
ُ ُ‫ أ ََّوًل أَ ْكت‬.‫َكبًِيا‬
.‫يحا َجيِّ ًدا‬ ِ َ‫أُص ِّحح الْ ِكتَابةَ ت‬
ً ‫صح‬ ْ َ ُ َ

Merhaba. Ben Kemal. Ben yazmayı çok se-


verim. Bugün iyi bir yazı yazdım. Yazı yaz-
maya çok önem veririm. Önce bir kez yaza-
rım. Sonra hızlı bir şekilde okurum. Daha
sonra yazımı iyice düzeltirim.

‫ب الْ ِقَراءَ َة ُحبًّا‬


ُّ ‫ أ ُِح‬.ُ‫ أَنَا َم َري‬.‫رحبًا‬ َ ‫َم‬
ِ ِ
ِ ْ َ‫ك أ َُزور الْمكْتَـبَةَ ِزيَارت‬
‫ـي‬ َ َ ُ ً ‫َش ِد‬
َ ‫ َول َذل‬،‫يدا‬
‫اك قَِراءَ ًة‬ َ َ‫ص ُهن‬ َ ‫ص‬
ِ
َ ‫ َوأَقْ َـرأُ الْق‬.‫وع‬ ْ ‫ِف ْال‬
ِ ُ‫ُسب‬
.ً‫َه ِادئَة‬

Merhaba. Ben Meryem. Okumayı çok se-


verim. Bundan dolayı haftada iki kez kü-
tüphaneye giderim. Orada sessiz bir şekilde
hikâyeler okurum.

260
Arapça III

Öğrenme Çıktısı
2 Fiilin anlamını pekiştirmede, yapılış biçimini bildirmede veya kaç kez yapıldığını
belirtmede kullanılan mef‘ûlun mutlak yapısını kavrama, çeşitlerini tanıyabilme, cümle
içinde kullanabilme ve örnek cümlelerle pekiştirme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 2 Karşılaştır Paylaş

Şimdi konuyu anlayıp anla-


madığınızı test etmek için,
birkaç soru soralım ve bir-
likte sorunun cevabını bul-
maya çalışalım.
1. “Kur’ân-ı ezberledin mi?”
cümlesine “Evet. Kur’ân-ı
iyice ezberledim.” biçiminde
cevap verirsek, acaba cümle-
yi hangi mef‘ûlle kurarız?
Kur’ân-ı Kerîm’in “Nisa
2. “Makaleyi nasıl okudun? Sûresi” 164. ayet-i kerime- Arapça öğrenen arkadaşları-
Makaleyi doğru bir biçimde sini, “Müzemmil Sûresi” 8. nızla, fiilin anlamını pekiş-
okudum.” “Makaleyi öğ- ayet-i kerimesini ve “Fecr tiren, fiilin yapılış biçimini
retmen gibi okudum.” bi- Sûresi” 19, 20, 21. ayet-i bildiren, fiilin sayısını bildi-
çiminde cevaplarsak, acaba kerimesini “Tevbe Sûresi” ren mef‘ûlun mutlak çeşit-
cümlede hangi tür mef‘ûl 19. ayet-i kerimesini oku- lerini değiştirmek suretiyle
kullanırız? yunuz. Bu ayetlerde geçen karşılıklı yeni fiil cümleleri
3. Kaç kez secde ettin?” mef ’ûlun mutlak çeşitlerine kurunuz.
cümlesine cevap olarak “Bir dikkat ediniz.
kez secde ettim.” “İki kez
secde ettim.” “Üç kez secde
ettim.” biçiminde cevap ve-
rirsek, acaba cümle nasıl bir
mef‘ûl alır?
4. “Dersi biraz anladım.”
“Dersi tamamen anladım.”
cümlelerini Arapçaya çevi-
relim.

261
Mef‘ûlun Mutlak

HARF-İ CER İLE KULLANILAN BAZI FİLLER

ِ
‫األفعال املُ ْستَ ْـع َملَة مع ُحروف اجلر‬ ‫ض‬
ُ ‫بَ ْـع‬
Bir konuda anlaştı ... ‫اِتَّـ َف َق َعلَى‬

.‫الر ْحلَ ِة إىل أوروبا‬ ِ


ِّ ‫اتَّـ َف ْقنَا َعلَى‬
Avrupa’ya yolculuk konusunda anlaştık.


(Başkente yolculuk konusunda annemle anlaşamadım.) .‫اص َم ِة َم َع أمي‬ َّ ‫َلْ أَت َِّف ْق َعلَى‬
ِ ‫الس َف ِر إِ َل الْع‬
َ
(Maç saati hakkında anlaştınız mı?) ‫َه ْل اتَّـ َف ْقتُ ْم َعلَى َم ْو ِعد املباراة؟‬
(Sözleşme şartlarında yarın anlaşacağız.) .‫الع ْق ِد َغ ًدا‬ ِ ‫سنَـت َِّفق علَى‬
َ ‫شروط‬ ُ َ ُ َ

ِ ‫صل‬ ِ
Birine telefon etti, aradı ... ‫ب‬ َ َ َّ‫ات‬

ِ ‫ك ِمر ًارا أ َْم‬ ِ


‫كنت؟‬
َ ‫ أين‬.‫س‬ َ ِ‫ت ب‬
ُ ‫َّص ْل‬
َ ‫ات‬
Dün seni defalarca aradım. Neredeydin?

ِ ِ
Ambulans çağırdın mı? Arkadaşımız hasta. .‫يض‬
ٌ ‫اإلس َعاف؟ صدي ُقنا مر‬ْ ِ‫ت ب‬ َ ‫َه ِل ات‬
َ ‫َّص ْل‬
Uzun zamandır arkadaşım beni aramadı. ٍ ‫ص ِد ِيقي ُمْن ُذ َزَم ٍن‬
.‫طويل‬ ِ
َ ‫َلْ يَـتَّص ْل ِب‬
ِ ‫اِتَّص ْلت بِأَهلِي ِف ِع‬
.‫يد الفط ِر‬
Ramazan bayramında ailemi aradım. ْ ُ َ

262
Arapça III

... ‫اد ِم ْن‬ ِ


Birinden, bir şeyden faydalandı َ ‫ا ْستَـ َف‬

ِ ِ ِ ُّ‫اِستَـ َفاد الط‬


Öğrenciler, öğretmenlerin tecrübelerinden yararlandılar. َ ‫الب م َن خربة الْ ُم َعلِّم‬
.‫ني‬ ُ َ ْ
.‫ث َكثِ ًريا‬ِ ‫اِستَـ َف ْدت ِمن ه َذا الْبح‬
Bu araştırmadan çok faydalandım. َْ َ ْ ُ ْ
ِ
Oyuncu başkalarının hatalarından faydalanır. .‫ين‬ِ
َ ‫اآلخر‬
َ ‫َخطَاء‬
ِ ‫الالع‬
ْ ‫ب م ْن أ‬
ُ
ِ ‫يد‬ ُ ‫يَ ْستَ ِف‬

ُ ‫َستَ ِف‬
.‫يد ِم ْن ال َـمكْتَبَ ِة َجيِّ ًدا‬ ْ ‫ال أ‬
Kütüphaneden pekiyi yararlanamıyorum.

Biri ile buluştu, bir araya geldi ِ ‫اِلْتَـ َقى‬


...‫ب‬

ٍ ‫ُسرِت ب ْـع َد ِغي‬


.‫اب طَ ِو ٍيل‬ ِ ُ ‫اِلْتَـ َقْي‬
(Uzun bir ayrılıktan sonra ailemle buluştum.) َ َ َ ْ ‫ت بأ‬
.‫الُغَُرافِيَا‬
ْ ‫سألْتَ ِقي بُِزَمالئِي ِف الْ َمطْ َع ِم بَ ْـع َد َد ْر ِس‬
(Coğrafya dersinden sonra arkadaşlarımla yemekhanede buluşacağım.)

ِ ‫ب بِنَا ُك َّل يَـوٍم بَ ْـع َد التَّ ْد ِر‬


.‫يب‬ ِ
ُ ‫يَـ ْلتَقي الْ ُم َد ِّر‬
ْ
(Antrenör her gün antrenmandan sonra bizimle bir araya gelir.)

‫َه ْل يُْ ِك ُن أَ ْن نَـ ْلتَ ِق َي بِالْ ُم ِدي ِر قَ ْـب َل الظُّ ْه ِر؟‬


Öğleden önce müdürle bir araya gelebilir miyiz?

263
Mef‘ûlun Mutlak

Öğrenme Çıktısı
3 Arapçada harf-i cerlerle kullanılan bazı fiilleri tanıma ve bunları cümle içinde kullanma
becerisi kazanabilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 3 Karşılaştır Paylaş

Verilen harf-i cerli fiillerin


Verilen harf-i cerli fiilleri def- Gündelik hayatta kullanı- anlamlarını ezberleyiniz. Bu
terinize yazınız ve birer cümle lan harf-i cerli fiilleri tespit sözcüklerle oluşturduğunuz
içinde kullanınız. ediniz. anlamlı cümleleri arkadaşla-
rınızla paylaşınız.

ARAPÇADA KALIP İFADELER

‫التعبريات يف اللغة العربية‬

‫والعني‬
َ ‫الرأس‬
َّ ‫على‬
Başım gözüm üstüne

ِ ‫هل ُي ِكن أ ْن َْت ِمل حقائِيب إىل‬


‫البيت؟‬ َ َ ُ
Çantalarımı eve kadar taşıyabilir misin?

َ ‫الرأْس و‬
.‫العني‬ َّ ‫على‬
Başım gözüm üstüne.

264
Arapça III

‫ساع َدين لِعُبور الشا ِرع؟‬


ِ ُ‫هل ُي ِكن أَ ْن ت‬
ُ
Bana caddeden karşıya geçmekte
yardımcı olabilir misin?

َ ‫الرأْس و‬
.‫العني‬ َّ ‫ على‬.ً‫طَْبعا‬
Elbette. Başım gözüm
üstüne.

‫بِ ُك ِّل ُس ُرور‬


Memnuniyetle

‫هل ُي ِك ُن أ ْن َْت ِم َل هذه ال ُكتُب إىل َمكتيب؟‬


Bu kitapları büroma kadar taşıyabilir misin?

!‫بِ ُك ِّل ُسُرور‬


Memnuniyetle!

(Hafta sonu bizi ziyaret eder misiniz?) ‫ َه ْل تَ ُـزوروننا يف هناية األسبوع؟‬-


(Memnuniyetle.) .‫ بِ ُك ِّل ُسُرور‬-

265
Mef‘ûlun Mutlak

ِ ‫يف‬
!‫أمان اهلل‬
Allah’a emanet olunuz!

(Yarın memleketime gideceğim inşallah.) .‫أُسافُِر َغ ًدا إىل بَـلَدي إن شاء اهلل‬ -
(Allah’a emanet olun. Selametle varın.) .‫صل بالسالمة‬ِ َ‫ ت‬.‫أمان اهلل‬
ِ ‫يف‬ -
ِ ‫أنا أرِجع إىل‬
.‫البيت بَعد قليل‬ -
(Biraz sonra eve dönüyorum.) ُ ْ
(Allah’a emanet ol.) ِ ‫يف‬
.‫أمان اهلل‬ -

Öğrenme Çıktısı
4 Arapçada sıklıkla kullanılan bazı ifade biçimlerini tanıma ve yerinde kullanma becerisi elde
etme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 4 Karşılaştır Paylaş

Verilen kalıp ifadelerin kul- Bu kalıp ifadeleri Türkçede Verilen kalıp ifadeleri ezber-
lanımını internette tarama aynı anlamda kullanılan ka- leyiniz ve birer cümle içinde
yaparak araştırınız. lıp ifadeler ile karşılaştırınız. kullanınız.

266
Arapça III

okuma ‫قراءة‬

‫يف اجلامعة‬
ِِِ ِ ِ ُ ‫ وَد َخلوا إىل‬،‫ب إِىل الْـ ُكلِّيَ ِة َسْيـرا َس ِر ًيعا‬
‫األو ُل َوُه َو‬َّ ‫س‬ ُ ‫ ُثَّ بَ َدأَ الد َّْر‬.‫ َو َجلَ ُسوا يف َم َقاعده ْم‬،‫ص ُفوفه ْم‬ َ ً ُ ‫َس َار الطَُّّل‬
ِ ْ َ‫ُستَاذُ ُس َؤال‬ ِ ِ ِ ُّ‫ف ور َّحب بِالط‬ َّ ‫ُستَاذُ اللُّغَ ِة الْ َعَربِيَّ ِة‬ ِ ِ
.‫ي‬ ْ ‫ َو َسأَ َلُم ْال‬.ً‫الب تَ ْـرحيبًا َجيال‬ َ َ َ َّ ‫الص‬ ْ ‫ َد َخ َل أ‬.‫س اللُّغَة الْ َعَربِيَّة‬ ُ ‫َد ْر‬
‫ب؛‬ ِ ‫بعض الطَُّّل‬ ٍ ِ ‫ ُثَّ سأ ََل ْالُستَاذُ ثََلثَةَ أ‬.ً‫فَأَجاب الطَُّّلب عْنـهما إِجابةً ص ِحيحة‬
ُ ‫اب عنها‬ َ ‫َج‬ َ ‫ فَأ‬.‫ُخَرى‬ ْ ‫َسئلَة أ‬ ْ ْ َ َ َ َ َ َُ َ ُ َ َ
ِ‫ف مستَـوى الطَُّّلب‬ ِ
‫ر‬ ‫ـع‬ ‫ي‬ ‫ن‬ ‫ا‬ ‫ك‬ ‫َّه‬
‫ن‬ ‫ل‬ ِ ‫؛‬ ‫ذ‬ ‫ا‬ ‫ت‬ ‫ُس‬ ‫ال‬ ‫م‬ ‫ه‬ ‫ام‬ ‫س‬ ‫ف‬ .‫ا‬ ‫ام‬ ‫ت‬ ‫ا‬ ‫اد‬ ‫د‬ ‫ع‬ ِ
‫ت‬ ‫س‬ ِ
‫ا‬ ِ
‫ة‬ ‫ل‬ ِ
‫ئ‬ ‫األس‬ ‫ك‬ ‫ل‬ ِ
‫ت‬ِ‫ل‬ ‫ا‬
‫و‬ ُّ
‫د‬ ِ
‫ع‬ َّ ‫ِل‬
َ ْ ُ ُ َْ َ َ ُ ُ َْ َ ْ ُ ََ َ َ ًّ َ ً َ ْ ْ َ ْ َ ْ َ ْ َ َْ ْ ُ َ ْ َ‫َن ب‬
‫ت‬ ‫س‬ ‫ي‬ ‫ل‬ ‫م‬ ‫ه‬ ‫ض‬ ‫ـع‬
ِ ْ َ‫ نَ َـعم قَـرأْنَا الد َّْرس قِراءت‬:‫ض ُهم‬ ِ
َ ‫س ِف الْبَ ْـيت؟ فَأ‬
ِ ِ
ْ ‫ ُثَّ َسأَ َلُم ْال‬.‫ُك َّل الْ َم ْع ِرفَة‬
.‫ـي‬ ََ َ َ ْ ْ ُ ‫اب بـَْع‬ َ ‫َج‬ َ ‫ َه ْل قَ َـرأُْت الد َّْر‬:‫ُستَاذُ قَائ ًل‬
َ‫ أَنْـتُ ْم َحقًّا ًِتبُّو َن اللُّغَة‬:‫ال َلُ ْم‬ َ َ‫ َوق‬.ً‫ُستَاذُ طَُّلبَهُ ُشكًْرا َج ِزيال‬ ٍ
ْ ‫ فَ َش َكَر ْال‬.‫س أ َْربَ َع َمَّرات‬ َ ‫ قَ َـرأْنَا الد َّْر‬:‫ال ْال َخُرو َن‬ َ َ‫َوق‬
.‫الْ َعَربِيَّةَ َكثِ ًريا‬
ِ ‫ف لِ ُشر‬ ِ‫ص‬ ِ ‫الب إِ َل الْم ْق‬ ِ ُّ‫ض الط‬ ِ ‫َت‬ ِ ‫ وب َدأ‬،‫اِنْـتـهى الدَّرس األ ََّو ُل‬
‫ض ُه ْم َذ َهبُوا‬ ُ ‫ َوبَ ْـع‬،‫ب الشَّا ِي‬ ْ َ ُ ‫ب بـَْع‬ َ ‫ َو َذ َه‬،ُ‫احة‬ َ ‫االس َت‬
ْ ََ ُْ ََ
ِ ِ ِ ٍ
.‫ادوا ب ُس ْر َعة قَ ْـب َل ب َدايَة الد َّْر ِس الثَّان‬ ِ ِ ِ ْ ‫إِ َل‬
ُ ‫ َو َع‬،‫الَدي َقة‬
َ‫ُستَ ِاذ َخ ِريطَة‬ ِ ِ ِ ِّ ‫َّان درس‬
ْ ‫الب َم َع األ‬ ُ ُّ‫ َوَر َس َم الط‬،‫الب َم َع الْ ُم َعلِّ ِم َغ ْزَوةَ بَ ْد ٍر‬ ُ ُّ‫ َوفيه تـََعلَّ َم الط‬،‫الس َرية‬ َ ْ َ ‫س الث‬
ِ ‫وَكا َن الد َّْر‬
ُ َ
ِ
‫وع انْتظَ َار‬ ٍ ُ‫ُسب‬ ِ ِ ُّ ِ ِ ِ ِ ِ
ْ ‫ َويـَْنتَظُرونَهُ ُك َّل أ‬،‫الب َكث ًريا‬ ُ ‫س الْ ُموسي َقى الذي ُيبُّهُ الط‬ َ ‫ث َد ْر‬ ُ ‫س الثَّال‬ ُ ‫ َوَكا َن الد َّْر‬.‫الْغَْزَوة َر ْسًا َدقي ًقا‬
ِ ُ‫ف على الْ َقان‬ َ ‫ض ُه ْم يَـتَ َـعلَّ ُم الْ َع ْز‬ ِ ِ ُّ‫ض الط‬ ِِ ِ
ُ ‫ َوبَ ْـع‬،‫ون‬
‫ض ُه ْم‬ ُ ‫ َوبَ ْـع‬،‫ف على النَّا ِي َوالْعُود‬ َ ‫الب اَلْ َع ْز‬ ُ ‫ َوفيه يَـتَ َـعلَّ ُم بـَْع‬.‫الْ ُم ْشتَاق‬
.‫اع فَـ َق ْط‬ ِ ‫ال ُِيبُّون إال‬
َ ‫االست َم‬ ْ
Üniversitede
Öğrenciler fakülteye doğru hızlı bir şekilde yürüdüler. Sınıflarına girdiler ve yerlerine oturdular.
Sonra ilk ders olan Arapça dersi başladı. Arapça Öğretmeni sınıfa girdi ve öğrencilerle güzel bir şekilde
merhabalaştı. Öğretmen onlara iki soru sordu. Öğrenciler, iki soruya doğru bir şekilde cevap verdiler.
Sonra öğretmen üç soru daha sordu. Öğrencilerin bir bölümü bu sorulara cevap verdi, çünkü bir bö-
lümü bu sorular için tam olarak hazırlanmamıştı. Öğretmen anlayışlı davrandı. Çünkü öğrencilerin
seviyesini çok iyi biliyordu. Öğretmen: Evde dersi okudunuz mu? diye öğrencilere sordu. Öğrenciler-
den bir grup: Evet, dersi iki kere okuduk dedi. Diğerleri ise: Dersi dört kere okuduk dedi. Öğretmen,
öğrencilerine çokça teşekkür etti ve onlara: “Siz gerçekten Arapçayı çok seviyorsunuz” dedi.
İlk ders bitti, teneffüs başladı. Bazı öğrenciler çay içmek için kantine gittiler, bazıları da bahçeye
çıktılar ve ikinci ders başlamadan hızla sınıflarına döndüler.
İkinci ders Hz. Muhammed (SAV)’in hayatıydı ve öğrenciler bu derste Bedir Savaşı’nı işlediler ve
öğretmenleriyle beraber detaylı bir şekilde savaşı resmettiler. Üçüncü ders öğrencilerin çok sevdiği mü-
zik dersiydi. Her hafta müzik dersini özlemle bekliyorlardı. Bazı öğrenciler bu derste ney ve ud çalmayı,
bazıları kanun çalmayı öğreniyor ve bazılarıysa sadece dinlemeyi seviyordu.

267
‫‪Mef‘ûlun Mutlak‬‬

‫‪Yaşamla İlişkilendir‬‬ ‫اِ ْربِ ْط باحلياة‬


‫ادث السيّارات اِزدياداً كبرياً يف السنوات األخرية‪ ،‬ونَـتَ َج عن ذلك وفاةُ آالف املواطنني‪ ،‬فأسرعت‬ ‫ازدادت حو ُ‬
‫ْ‬
‫ِ‬
‫متنع السرعةَ مْنعاً تاماً‪ ،‬وتُنذر املخالفني‬
‫السري على الطريق تْنظيماً ُمكماً‪ ،‬و ُ‬ ‫انني تُـنَظِّ ُم َ‬ ‫احلكومةُ إىل وضع قو َ‬
‫ِ‬
‫سالمة املواطنني‪.‬‬ ‫للحفاظ على‬ ‫إنذار َشديداً‪ ،‬وذلك يف حماولة ِ‬
‫ً‬
‫ت‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫فأر َسلَ ْ‬
‫سام ال ُـمرور بواجبها ْ‬
‫ت أقْ ُ‬‫وقام ْ‬
‫السري َ‬‫وسائل اإلعالم املختلفةُ يف تَ ْـوعيَة السائقني بأنْظ َمة َّ‬ ‫ُ‬ ‫ت‬‫وشارَك ْ‬
‫اءات‬ ‫ِ ِِ‬ ‫الصباح و ِ‬
‫املساء لِ ُمراقَـبَ ِة َّ‬ ‫سيار ِ‬
‫ات الشرطَِة تَ ُدور يف الشوا ِرع َد ْورتَ ْ ِ‬
‫ـي يف‬
‫الس ْي وتَـْنظيمه‪ .‬وقد َّأدت هذه اإلجر ُ‬ ‫ِ‬ ‫َ‬ ‫ُ‬ ‫ْ‬
‫السري‪.‬‬ ‫ليل من حو ِ‬
‫ادث َّ‬ ‫إىل الت ْق ِ‬
‫‪el-Kavâidu’l-Arabiyyeti’l-Muyessera, III, s.29.‬‬

‫ُمْتارات ِم ْن ْأمثال العرب‬


‫‪Arap Atasözlerinden Seçmeler‬‬

‫مل اليَ ْـوِم إىل الغَ ِد!‬


‫ال تُ َـؤ ِّخ ْر َع َ‬ ‫ُك ُّل َرأْ ٍس بِه ُ‬
‫صداع‪.‬‬
‫‪Her başın bir baş ağrısı vardır.‬‬
‫!‪Bugünün işini yarına bırakma‬‬
‫)‪(Herkesin bir derdi vardır.‬‬

‫‪268‬‬
‫‪Arapça III‬‬

‫‪alıştırmalar‬‬ ‫التَ ْدريبات‬


‫‪1. Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları, fiilin anlamını pekiştiren mef‘ûlun mutlak olacak şekil-‬‬
‫‪de parantez içinde verilen mastarlardan uygun olanıyla doldurunuz.‬‬
‫قراءةً(‬ ‫ا‪-‬ظهورا‪-‬‬‫ا‪-‬نوم‬ ‫ِِ‬
‫ً‬ ‫‪-‬فهم ً‬
‫ازدحاما ً‬
‫ً‬ ‫ا‪-‬انتصارا ‪-‬‬
‫ً‬ ‫ظار‬
‫)وقوفًا‪-‬انْت ً‬
‫ِ‬
‫ت ‪.........................‬‬ ‫نَ َامت الْبِْن ُ‬ ‫‪.1‬‬
‫ت ‪..........‬‬‫تَـزد ِحم الطُّر ُق ِف ه َذا الْوقْ ِ‬
‫َ َ‬ ‫َْ ُ ُ‬ ‫‪.2‬‬
‫ِ‬
‫يدةَ ‪...................‬‬ ‫الَ ِر َ‬
‫ب ْ‬ ‫قَ َـرأَ الطَّال ُ‬ ‫‪.3‬‬
‫ت أَ ْن أنْـتَ ِظَر ‪.....................‬‬ ‫قَ َّـرْر ُ‬ ‫‪.4‬‬
‫صَر فَ ِري ُقنَا ‪........................‬‬ ‫ِ‬
‫انْـتَ َ‬ ‫‪.5‬‬
‫س ‪....................‬‬ ‫ِ ِ‬
‫فَه َم َعل ٌّى الد َّْر َ‬ ‫‪.6‬‬
‫السيَّ َارةُ ‪......................‬‬‫َوقَـ َفت َّ‬ ‫‪.7‬‬
‫ظَ َهَر ا ْلَِل ُل ‪........................‬‬ ‫‪.8‬‬

‫‪2. Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları fiilin yapılış biçimini bildiren mef‘ûlun mutlak olacak şekilde‬‬
‫‪parantez içinde verilen mastarlardan uygun olanıyla doldurunuz.‬‬
‫جناحا‪ِ -‬م ْشيَةَ)‬ ‫(اِستـ ْقب َ ِ ِ‬
‫ال‪-‬تَ ْـرحيبًا‪ -‬قراء ًة ‪-‬إجابةَ ‪َ -‬مَّر‪ -‬نَ ْـوًما ‪ً -‬‬ ‫َْ َ‬
‫الر ُج ِل‪.‬‬
‫اب الْ َولَ ُد ‪َّ ...............‬‬ ‫َج َ‬ ‫أَ‬ ‫‪.1‬‬
‫َس َار الْ َولَ ُد ‪ ...............‬الْ ِكبَا ِر‪.‬‬ ‫‪.2‬‬
‫اب‪.‬‬ ‫‪...........‬السح ِ‬
‫َّ َ‬ ‫يع‬ ‫َمَّر الْ ِقطَ ُار َّ‬
‫الس ِر ُ‬ ‫‪.3‬‬
‫ك‪.‬‬ ‫ف‪...........‬الْملِ ِ‬ ‫ِ‬
‫َ‬ ‫ا ْستَـ ْقبَـ ْلنَا الضَّْي َ‬ ‫‪.4‬‬
‫يض ‪َ ...............‬ع ِمي ًقا‪.‬‬ ‫نَ َام الْ َم ِر ُ‬ ‫‪.5‬‬
‫يد َة ‪َ ...............‬س ِر َيعةً‪.‬‬ ‫الَ ِر َ‬
‫قَ َـرأْنَا ْ‬ ‫‪.6‬‬
‫اهًرا‪.‬‬ ‫َنحت مري ‪ ...............‬ب ِ‬
‫َ‬ ‫َ َ ْ َ ْ َُ‬ ‫‪.7‬‬
‫‪...........‬ح ًّارا‪.‬‬ ‫ب‬ ‫ُستَاذُ بالطَُّّل ِ‬
‫ب ْال ْ‬
‫َ‬ ‫َر َّح َ‬ ‫‪.8‬‬

‫‪269‬‬
‫‪Mef‘ûlun Mutlak‬‬

‫‪3. Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları fiilin sayısını belirten mef‘ûlun mutlak olacak şekilde‬‬
‫‪parantez içinde verilen kelimelerden anlamca ve yapıca uygun olanıyla doldurunuz.‬‬
‫(سج َد ًة‪-‬سج َدتَـي‪-‬سج ٍ‬
‫دات)‬ ‫سج َد الْمسلِم ‪ ...............‬و ِ‬
‫اح َد ًة‪.‬‬
‫َْ َْ ْ ََ‬ ‫َ‬ ‫ََ ُْ ُ‬ ‫‪.1‬‬
‫تان‪-‬د ْوَرتَ ْـي)‬
‫‪-‬د ْوَر َ‬ ‫(د ْوَرةً َ‬ ‫ِ‬
‫ض ‪...............‬يف يَ ْـوَم ْي‪.‬‬ ‫ور ْال َْر ُ‬
‫َ‬ ‫تَ ُد ُ‬ ‫‪.2‬‬
‫(قِراءةٌ‪-‬قِراءةً‪-‬قِراءة)ٍ‬
‫َ َ َ‬ ‫ت ُس َورةَ الْ َف ِاتَ ِة ‪................‬واحدةً‪.‬‬ ‫قَ َـرأْ ُ‬ ‫‪.3‬‬
‫تي‪-‬شربة)ٍ‬
‫‪-‬شربَ ْ ِ ْ َ‬ ‫(شربةٌ َ‬ ‫َ‬ ‫ب الطِّْف ُل ِم َن الْ َم ِاء‪................‬‬ ‫َش ِر ِ‬ ‫‪.4‬‬
‫ِ‬
‫‪-‬دقَّتان‪-‬دقَّ ٌ‬ ‫(دقَّـتَ ْ ِ‬ ‫دقَّ ِ‬
‫ات)‬ ‫ـي َ‬ ‫اعةُ ‪........................‬‬ ‫الس َ‬
‫ت َّ‬ ‫َ‬ ‫‪.5‬‬
‫ـي ٍ‬
‫‪-‬أكلة)‬ ‫(أ ْكلةٌ‪-‬أ ْكلتَ ْ ِ‬ ‫أَ َك َل الْ َولَ ٌد ‪..........................‬‬ ‫‪.6‬‬
‫‪-‬ضربـتَ ِ‬ ‫ضرب ْ ِ‬
‫بات)‬
‫‪-‬ضر ٌ‬ ‫ان َ‬ ‫(ض ْربَةً َ َ‬ ‫َ‬ ‫ب ‪................‬‬ ‫الَاد ُم الْ َع ْقَر َ‬ ‫ََ َ‬ ‫‪.7‬‬
‫(جلسةٌ‪-‬ج ْلسةً‪-‬جلسة)ٍ‬ ‫جلس الولد ‪.........................‬‬
‫َ َ َ َ َ‬ ‫‪.8‬‬

‫‪4. Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları parantez içinde verilen kelimelerden yapıca ve anlamca‬‬
‫‪sözde mef‘ûlun mutlak (nâ’ibu’l-mef‘ûli’l-mutlak) olabilecek olanıyla doldurunuz.‬‬
‫جلوسا)‬
‫(ركوعا‪-‬سجودا‪ً -‬‬ ‫ت زينب ‪................‬‬ ‫قَ َـع َد ْ‬ ‫‪.1‬‬
‫ا‪-‬سجودا)‬
‫ً‬ ‫تفاع‬
‫(قياما‪-‬ار ً‬
‫ً‬ ‫وقفت ‪......................‬‬
‫ُ‬ ‫‪.2‬‬
‫‪-‬جلوسا)‬
‫ً‬ ‫سريا‬
‫(ترحيبًا‪ً -‬‬ ‫َم َشى خالد‪..................‬‬ ‫‪.3‬‬
‫‪-‬مَّرةٌ)‬ ‫ٍ‬
‫ا‪-‬مّرات َ‬
‫(مشيً َ‬ ‫زرت إستانبول ‪...............‬‬‫ُ‬ ‫‪.4‬‬
‫بعض)‬
‫‪-‬كثريا‪َ -‬‬ ‫ليل ً‬ ‫(قَ ٌ‬ ‫أفهم القصة ‪ .........‬الفهم‪.‬‬ ‫‪.5‬‬
‫لوسا)‬
‫ا‪-‬ج ً‬ ‫حيب األستاذ طالبه ‪ .......‬احلب‪ُ ( .‬ك َّل‪-‬ترحيبً ُ‬ ‫‪.6‬‬
‫كثريا)‬
‫ليل ‪ً -‬‬
‫ٍَ‬
‫(مّرة‪ -‬قَ ٌ‬ ‫أ ُِحبُّك ‪......................‬‬ ‫‪.7‬‬
‫ض‪-‬قليالً‪َ -‬كثريٌ)‬ ‫(بـَْع ِ‬ ‫أحتاج ايل النوم ‪..............‬‬ ‫‪.8‬‬

‫‪5. Aşağıda verilen boşlukları cümlenin fiiline uygun harf-i cerlerle doldurunuz.‬‬
‫َسنَـت َِّف ُق ‪ ......‬الراتب َغ ًدا‪.‬‬ ‫‪.1‬‬
‫ٍ‬
‫بسرعة‪.‬‬ ‫اِتّصلنا ‪ ......‬الطبيب‬ ‫‪.2‬‬
‫يد ‪ .......‬األَنْ ِديَِة يف ممارسة الرياضة‪.‬‬ ‫أ ِ‬
‫َستَف ُ‬ ‫ْ‬ ‫‪.3‬‬
‫بعد الظُّ ْه ِر؟‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫َه ْل يُْك ُن أَ ْن أَلْتَقي‪ .......‬العميد َ‬ ‫‪.4‬‬

‫‪270‬‬
Arapça III

6. Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz.


1. Çocuk, yaşlı kişiler gibi yürüdü.
2. Arkadaşım, derin bir uyku çekti.
3. Avukat, kararı iki kez okudu.
4. Dergiyi doğru bir şekilde okudum.
5. Doktoru aradın mı?

7. Aşağıdaki cümleleri Türkçeye çeviriniz.


1. .‫صعبًا‬ ‫َسأَل األستاذُ ُس َؤ ًال‬
2. .‫ُم‬ِّ ‫البنت إِ َجابَةَ ْال‬
ُ ‫َجابَت‬ َ‫أ‬
3. .ً‫أمحد املشكلةَ فَ ْـهما‬ ُ ‫فَ ِه َم‬
4. .‫ات‬ ٍ ‫سج َدت عائشة سج َد‬
ََ ََ
ِ
5. .ً‫ت َهذه املسابقةَ مرارا‬
َ ُ ‫اه ْد‬
َ ‫َش‬

271
Mef‘ûlun Mutlak

Mef‘ûlun mutlak yapılarını


1 kullanarak diyalog geliştirme
ِ ‫التَّـل‬

becerisi kazanabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti ‫ْخيص‬

Mef‘ulun mutlak ögelerinin günlük dilde kullanımı diyaloglar-


Günlük Hayatımızda Arapça 9 da verilen cümleler aracılığıyla tanıtılarak bölümde işlenecek
dilbilgisi konusuna giriş yapılmaktadır.

Fiilin anlamını pekiştirmede, yapılış biçimini bildirmede veya kaç kez


2 yapıldığını belirtmede kullanılan mef‘ûlun mutlak yapısını kavrama, çeşitlerini
tanıyabilme, cümle içinde kullanabilme ve örnek cümlelerle pekiştirme

Mef‘ûlun Mutlak

1. Fiilin anlamını pekiştiren mef‘ûl mutlak:


Fiilin kökünden türetilen, fiilin anlamını pekiştiren (te’kit eden) ve fiilden sonra mastar olarak gelen mef‘ûlun mutlak
daima mufred, mansûb ve belirsizdir. Bu mastarlar sulâsi fiillerden türetilebileceği gibi, mezîd fiillerden de türetilebilir.
Fiilin anlamını pekiştiren mef‘ûlun mutlak Türkçeye “şüphesiz, gerçekten, tam, muhakkak, iyi, iyice, çok” şek-
linde çevrilebilir.
ِ ِ
(Öğrenci, dersi iyice anladı.) .ً‫س فَ ْـهما‬ ُ ‫فَه َم الطَّال‬
َ ‫ب الد َّْر‬
İçinde fiilin anlamını pekiştiren (te’kit eden) mef‘ûlun mutlak bulunan bir fiil cümlesi kurarken dikkat edile-
cek husus, fiilin mastarını tekil, mansûb ve belirsiz olarak kullanmaktır. Fiilin anlamını pekiştiren mef‘ûlun
mutlak, asla tesniye (ikil) veya cemi (çoğul) olarak kullanılmaz, belirli de kullanılmaz.
2. Fiilin yapılış biçimini bildiren mef‘ûlun mutlak:
Fiilin yapılış biçimini bildiren mef‘ûlun mutlak ya isim tamlaması ya da sıfat tamlaması şeklinde gelir ve tabii ki mansûbdur.
Bu tür mef‘ûlun mutlaklar Türkçeye “gibi, şeklinde, -ce, aynı…gibi, tıpkı…gibi, tam” biçiminde çevrilebilir.
a. İsim tamlaması olarak gelen ve fiilin yapılış biçimini bildiren mef‘ûlun mutlak

(Çocuk, terbiyeli kişiler gibi yürüdü.) َ ِ‫َس َار الْ َولَ ُد َسْي َـر الْ ُم َه َّذب‬
.‫ني‬
Bir cümlenin fiilinin mastarı bir kelimeye muzâf olmak suretiyle fiilin yapılış biçimini bildiren bir mef‘ûlun
mutlak olarak kullanılabilmektedir.
b. Sıfat tamlaması olarak gelen ve fiilin yapılış biçimini bildiren mef‘ûlun mutlak

(Çocuk, derin bir uyku çekti.) .ً‫نَ َام الْ َولَ ُد نـَْوماً َع ِميقا‬
Bir cümlenin fiilinin mastarı, bir sıfata mevsuf olmak suretiyle fiilin yapılış biçimini bildiren bir mef‘ûlun
mutlak olarak kullanılabilmektedir.Sıfat tamlaması şeklinde gelen mef‘ûlun mutlakta bazen mastar zikredilmez,
sadece sıfatı söylenir. Böyle bir cümlede sıfat sözde mef‘ûlun mutlak (nâ’ibu’l-mef‘ûli’l-mutlak) olur.
3. Fiilin sayısını belirten mef‘ûlun mutlak

Fiilin sayısını ve kaç kez yapıldığını bildiren mef‘ûlun mutlak “ً‫ ”فَ ْـعلَة‬kalıbından gelen mastarı merreden elde
edilir. Mufred (tekil), tesniye (ikil) veya cemi (çoğul) olarak gelebilir. “Kaç kez? Kaç defa?” gibi soruların cevabıdır.
Mef‘ûlun mutlak yerine geçenler (Sözde Mef‘ûlun Mutlaklar)
a. Sıfat tamlaması şeklinde gelen mef‘ûlun mutlakta bazen mastar zikredilmez, sadece sıfatı söylenir. Böyle bir
cümlede sıfat mef‘ûlun mutlak yerine geçerek sözde mef‘ûlun mutlak (nâ’ibu’l-mef‘ûli’l-mutlak) olur.

b. Ayrıca “‫ل‬ُّ ‫ ُك‬-‫ض‬


ُ ‫ ”بَ ْـع‬gibi kelimeler de cümlenin fiilinin mastarına muzâf olmak suretiyle mef‘ûlun mutlak
yerine geçerek sözde mef‘ûlun mutlak (nâ’ibu’l-mef‘ûli’l-mutlak) olur.
c. Cümlenin fiilinin eş anlamlısı fiillerin mastarlarını kullanmak suretiyle de sözde mef‘ûlun mutlak (nâ’ibu’l-
mef‘ûli’l-mutlak) yapılabilir.

272
Arapça III

Arapçada harf-i cerlerle kullanılan bazı


3 fiilleri tanıma ve bunları cümle içinde

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti ‫ْخيص‬


kullanma becerisi kazanabilme

Harf-i Cer ile Kullanılan Bazı


Fiiller

...‫اِتَّـ َف َق َعلَى‬ : Bir konuda anlaştı

.‫الر ْحلَ ِة إىل أوروبا‬ ِ


(Avrupa’ya yolculuk konusunda anlaştık.) ِّ ‫اتَّـ َف ْقنَا َعلَى‬
ِ ‫صل‬ ِ
...‫ب‬ َ َ َّ‫ات‬ : Birine teleon etti, aradı
ِ
(Dün seni defalarca aradım. Neredeydin?) ‫كنت؟‬
َ ‫ أين‬.‫س‬ َ ِ‫ت ب‬
ِ ‫ك مر ًارا أ َْم‬ ُ ‫َّص ْل‬
َ ‫ات‬
...‫اد ِم ْن‬ ِ
َ ‫ ا ْستَـ َف‬: Birinden, bir şeyden faydalandı
ِ ِ ِ ُّ‫اِستَـ َفاد الط‬
(Öğrenciler, öğretmenlerin tecrübelerinden yararlandılar.) َ ‫الب م َن خربة الْ ُم َعلِّم‬
.‫ني‬ ُ َ ْ
ِ ‫اِلْتَـ َقى‬
...‫ب‬ : Biri ile buluştu
ٍ ‫ُسرِت بـ ْع َد ِغي‬
.‫اب طَ ِو ٍيل‬ ِ ُ ‫اِلْتَـ َقْي‬
َ َ َ ْ ‫ت بأ‬

ِ ‫التَّـل‬
(Uzun bir ayrılıktan sonra ailemle buluştum.)

Arapçada sıklıkla kullanılan bazı ifade


4 biçimlerini tanıma ve yerinde kullanma
becerisi elde etme

Arapçada Kalıp İfadeler

Arapçada sıklıkla kullanılan bazı kalıp ifadeler örnek cümlelerle tanıtılmıştır.

“‫الرأْس و العني‬ ‫( ”علَى‬başım gözüm üstüne) ifadesinin kullanımı görsellerle birlikte verilen örnek cümlelerde
tanıtılmıştır.
َ
ِ ‫ هل ُي ِكن أ ْن َْت ِمل حقائِيب إىل‬-
‫البيت؟‬
(Çantalarımı eve kadar taşıyabilir misin?)
َ َ ُ
(Başım gözüm üstüne.) .‫الرأْس و العني‬ َّ ‫ على‬-
“‫سرور‬ ِ
ُُ ‫( ”ب ُك ِّل‬memnuniyetle) ifadesinin kullanımı örneklerle tanıtılmıştır.
(Hafta sonu bizi ziyaret eder misiniz?) ‫ َه ْل تَ ُـزوروننا يف هناية األسبوع؟‬-
(Memnuniyetle.) .‫ بِ ُك ِّل ُسُرور‬-
“‫اهلل‬ ِ ‫( ”يف‬Allah’a emanet olunuz!) ifadesinin kullanımı örneklerle tanıtılmıştır.
‫أمان‬
ِ ‫ أنا أرِجع إىل البـي‬-
.‫ت بَعد قليل‬
(Biraz sonra eve dönüyorum.) َْ ُ ْ
(Allah’a emanet ol.) ِ ‫ يف‬-
.‫أمان اهلل‬

273
Mef‘ûlun Mutlak

1 ُ ‫”يَستَ ِف‬
“.‫الشمس‬..... ‫يد اإلنسان‬
ْ ً ‫اح َولَ ِد ِه فَ ْـر ًحا َش ِد‬
6 .‫يدا‬ ِ ‫فَر َِح الْ َوالِ ُد لِنَ َج‬
Yukarıda boş bırakılan yere hangi harf-i cer geti- Yukarıdaki cümlenin irâbıyla ilgili olarak aşağıda-
neler öğrendik? ‫ماذا تَ َـعلّ ْمنا؟‬

rilmelidir? kilerden hangisi doğrudur?

A. ‫ على‬B.
‫ من‬C.
‫ ب‬D.
‫ يف‬E.
‫إىل‬ A. ‫ فَرِح‬: Mâzî fiil, 3. tekil, öne geçmiş haber, ma-
َ
hallen merfu.

ِّ‫ ”نَ َام الط‬ifadesinin anlamca en B. ‫ الْوالِ ُد‬: Sona kalmış mubteda, merfû, ref alâmeti
2 “.‫نوما هادئًا‬
ً ‫فل‬ َ
ُ
yakın Türkçe karşılığı aşağıdakilerden hangisidir?
sondaki damme.

A. Çocuk sakin bir uyku çekti. ِ ‫ لِنَ َج‬: Mef‘ûlun mutlak, fiilin yapılış biçimini
C. ‫اح‬
bildiriyor, lâm’dan dolayı mecrûr.
B. Sakin çocuk uyudu.
C. Çocuk uyuyarak sakinleşti. ِ َ‫ ول‬: Mef‘ûlun bih, mansûb, nasb alâmeti son-
D. ‫ده‬
D. Çocuk sakinleşerek uyudu.
َ
daki fetha.
E. Sessiz çocuk uyudu. E. ‫حا‬
ً ‫ فَ ْـر‬: Mef‘ûlun mutlak, mansûb, nasb alâmeti
sondaki fetha.
3 Mef‘ûlun mutlak ile ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisi yanlıştır?
A. Fiilinin kökünden türetilen mansûb bir mastardır.
7 .ً‫ت الْ َمقالةَ قراء ًة َس ِر َيعة‬
ُ ْ‫قَ َـرأ‬
B. Fiilin anlamını pekiştirdiği gibi fiilin nasıl ya- Yukarıdaki cümle aşağıdaki soru edatlarından han-
pıldığını ve sayısını bildirir. gisi ile sorulan bir sorunun yanıtı olabilir?
C. İsim tamlaması şeklinde gelebilir.
A. ‫ أَيْن‬
D. Sıfat tamlaması şeklinde gelebilir. َ
E. Mef‘ûlun mutlak bazen merfû olarak gelebilir. B. ‫ لِما َذا‬
َ
C. ‫ف‬
َ ‫ َكْي‬
4 .‫ب لِ ِْل ْختِبَا ِر اِ ْستِ ْع َد ًادا َجيِّ ًدا‬ ِ
ُ ‫ا ْستَ َـع َّد الطَُّّل‬ D. ‫كم‬
َ
ْ
Yukarıdaki cümlede mef‘ûlun mutlak hangi şıkta E. ‫أي‬
ُّ
doğru olarak verilmektedir?
ِ C. ‫ختِبَار‬ ِ
A. ‫ستـََع َّد‬
ْ ‫ ا‬ ‫ب‬ُ ‫ الطَُّّل‬
B. ْ ‫ل ِْل‬ 8 ‫ الطالب‬،‫ فهما‬،‫ الدرس‬،‫فهم‬
D. ‫ادا‬ ِ ِ
ً ‫ ا ْست ْع َد‬E. ‫َجيِّ ًدا‬ Yukarıdaki sözcüklerin “Öğrenci dersi iyice anla-
dı.” anlamı verecek biçimde sıralanış şekli seçenek-
lerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
5 ................‫الطالبات يف احلديقة‬
ُ ‫َجلَ َست‬
A. .‫الدرس فهما فهم الطالب‬
Cümledeki boşluğa uygun düşecek mef‘ûlun mutlak ً
aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmektedir? B. .‫فهم فهما الطالب الدرس‬
A. ‫سات‬
ٌ َ‫ َجل‬ C. .‫الدرس فهم فهما الطالب‬
B. ‫جلَس‬
َ D. .‫فهم الطالب الدرس فهما‬
ٌ
C. ‫وسا‬
ً ُ‫ ُجل‬ E. .‫فهما فهم الدرس الطالب‬
D. ‫جلَسوا‬َ
E. ‫جلَستا‬
َ َ

274
Arapça III

9 Bu kitabı iki kez okudum.” cümlesinin an- ٍ ‫ث مَّر‬


10 .‫ات‬
lamca en yakın Arapça karşılığı seçeneklerden han- َ َ ‫اب ثََل‬
َ َ‫ت الْب‬
ُ ْ‫طََرق‬

neler öğrendik? ‫ماذا تَ َـعلّ ْمنا؟‬


gisinde doğru olarak verilmiştir? Yukarıdaki cümlenin sayı bildiren mef‘ûlun mut-
lak ögesi aşağıdaki seçeneklerden hangisinde doğru
ٍ ‫مر‬
A. .‫ات‬ ِ ‫قَـرأت هذا‬
َّ ‫الكتاب‬ olarak verilmiştir?
ُ َ
ِ ‫قَـرأت هذا‬
B. .‫الكتاب مرًة‬ A. ‫ق‬
ُ َ ْ ‫طَر‬
َ
ِ ‫قَـرأت هذين‬
C. .‫الكتابني‬ B. ‫ت‬
ُ َ ُ
D. .‫مرتني‬ ِ
َّ ‫أت هذا الكتاب‬ُ ‫قَ َـر‬ C. ‫اب‬
َ َ‫الْب‬
E. .‫مرتني‬ ِ ‫قَـرأت هذين‬
َّ ‫الكتابني‬ D. ‫ث‬
ُ َ َ ‫ثََل‬
ٍ ‫مَّر‬
E. ‫ات‬ َ

275
Mef‘ûlun Mutlak

Yanıtınız yanlış ise “Harf-i Cer ile Kullanı-


1. B 6. E Yanıtınız yanlış ise “İrâb Örnekleri” konusu-
lan Bazı Fiiller” konusunu yeniden gözden
nu yeniden gözden geçiriniz.
geçiriniz.
ْ ‫مفاتيح‬

Yanıtınız yanlış ise “Fiilin Yapılış Biçimini


2. A 7. C Yanıtınız yanlış ise “Mef‘ûlun Mutlak” konu-
Bildiren Mef ’ûlun Mutlak” konusunu yeni-
neler öğrendik yanıt anahtarı “‫األج ِوبة لِـ “ماذا تَ َـعلّ ْمنا‬

sunu yeniden gözden geçiriniz.


den gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Fiilin Anlamını Pekiş-


3. E Yanıtınız yanlış ise “Mef‘ûlun Mutlak” konu- 8. D
tiren Mef‘ûlun Mutlak” konusunu yeniden
sunu yeniden gözden geçiriniz.
gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Fiilin Yapılış Biçimini Yanıtınız yanlış ise “Fiilin Sayısını Belirten
4. D 9. D
Bildiren Mef‘ûlun Mutlak” konusunu yeni- Mef‘ûlun Mutlak” konusunu yeniden göz-
den gözden geçiriniz. den geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Fiilin Anlamını Pekiş- Yanıtınız yanlış ise “Fiilin Sayısını Belirten
5. C 10. D
tiren Mef‘ûlun Mutlak” konusunu yeniden Mef‘ûlun Mutlak” konusunu yeniden göz-
gözden geçiriniz. den geçiriniz.

Araştır/Tekrarla
9 Yanıt Anahtarı

1. .‫فهما‬
ً ‫َّرس‬ َ ‫فهمت الد‬
ُ
Araştır 1 ِ
.‫أكلت أكلةَ امللوك‬
2. ُ
3. .‫الكتاب قراءتَ ْـي‬
َ ‫أت‬
ُ ‫قر‬

.‫ت القرآ َن ِح ْفظًا‬ ِ ِ


ُ ْ‫ت القرآ َن؟ نعم َحفظ‬
َ ْ‫هل حفظ‬
.1
Yukarıdaki cümle, fiilin anlamını pekiştiren mef‘ûlun mutlakla kurulmuştur.
Cümledeki mef‘ûlun mutlak, fiilin kökünden türetilmiş mufred mansûb bir
mastardır.

‫أت املقالةَ؟‬
َ ‫ كيف قر‬.2
.‫أت املقالةَ قراءةَ املعلّ ِم‬
ُ ‫ قر‬/.ً‫أت املقالةَ قراءةً صحيحة‬
ُ ‫قر‬
Araştır 2 Yukarıdaki cümle, fiilin yapılış biçimini bildiren mef‘ûlun mutlakla kurul-
muştur. Cümledeki mef‘ûlun mutlak, fiilin kökünden türetilmiş mufred
mansûb bir mastardır. Birinci cümlede mef‘ûlun mutlak sıfat tamlaması, ikin-
ci cümlede mef‘ûlun mutlak isim tamlamasıdır.

‫جدت؟‬
َ ‫مرةً َس‬ّ ‫ كم‬.3
ٍ
.‫سجدات‬ ‫ثالث‬
َ ‫سجدت‬ /.‫سجدت سجدتَ ْـي‬ /.‫سجدت سجد ًة‬
ُ ُ ُ
Yukarıdaki üç cümle fiilin sayısını belirten mef‘ûlun mutlakla kurulmuştur.

.‫كل الفه ِم‬


َّ ‫رس‬
َ ‫فهمت ال ّد‬/.
ُ ‫بعض الفه ِم‬
َ ‫رس‬َ ‫فهمت ال ّد‬
ُ .4

276
Arapça III

Alıştırmalar Yanıt
9 Anahtarı

Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları, fiilin anlamını pekiştiren mef‘ûlun


mutlak olacak şekilde parantez içinde verilen mastarlardan uygun olanıyla
doldurunuz.
ِ
.‫نوما‬ً ‫ت‬ ُ ‫ نَ َامت الْبِْن‬.1
.‫ازدحاما‬ ِ ْ‫ تَـزد ِحم الطُّر ُق ِف ه َذا الْوق‬.2
‫ت‬
ً َ َ ُ ُ َْ
.‫يد َة قراء ًة‬ ِ ِ‫ قَـرأَ الطَّال‬.3
Alıştırma 1 َ َ ‫ب‬
‫ر‬ ‫ال‬
ْ ُ َ
.‫ظارا‬ ِ‫ قَ َّـررت أَ ْن أُنْـتَ ِظر اِنْت‬.4
ً َ ُْ
.‫صارا‬ ِ‫ اِنْـتَصر فَ ِري ُقنَا انْت‬.5
ً ََ
ِ ِ
.‫س فَ ْـه ًما‬ َ ‫ فَه َم َعل ٌّى الد َّْر‬.6
.‫السيَّ َارةُ ُوقوفًا‬ َّ ‫ت‬ ِ ‫ وقَـ َف‬.7
َ
.‫ظهورا‬ ‫ل‬ُ ‫ل‬ َ ِ‫ ظَهر ا ْل‬.8
ً ََ

Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları fiilin yapılış biçimini bildiren


mef‘ûlun mutlak olacak şekilde parantez içinde verilen mastarlardan uygun
olanıyla doldurunuz.

.‫الر ُج ِل‬ َّ َ‫اب الْ َولَ ُد إجابة‬ َ ‫َج‬ َ ‫ أ‬.1


.‫ َس َار الْ َولَ ُد ِمشيةَ الْ ِكبَا ِر‬.2
Alıştırma 2 ِ ‫السح‬
.‫اب‬ َ َّ ‫مر‬ َّ ‫يع‬ َّ ‫ َمَّر الْ ِقطَ ُار‬.3
ُ ‫الس ِر‬
ِ ِ‫ف اِستَـ ْقب َال الْمل‬ ِ
.‫ك‬ َ َ ْ َ ‫ ا ْستَـ ْقبَـ ْلنَا الضَّْي‬.4
.‫يض نَ ْـوًما َع ِمي ًقا‬ُ ‫ نَ َام الْ َم ِر‬.5
.ً‫يد َة قِراءَ ًة َس ِر َيعة‬
َ ‫الَ ِر‬
ْ ‫ قَ َـرأْنَا‬.6
ِ ‫ َنحت مري جناحا‬.7
.‫باهًرا‬ ً َُ ْ َ ْ َ َ
.‫ب تَ ْـرِحيبًا َح ًّارا‬ َ ‫ُستَاذُ بالطَُّّل‬ ْ ‫ب ْال‬ َ ‫ َر َّح‬.8

277
‫‪Mef‘ûlun Mutlak‬‬

‫‪Alıştırmalar Yanıt‬‬
‫‪9‬‬ ‫‪Anahtarı‬‬

‫‪Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları fiilin sayısını belirten mef‘ûlun mut-‬‬
‫‪lak olacak şekilde parantez içinde verilen kelimelerden anlamca ve yapıca uy-‬‬
‫‪gun olanıyla doldurunuz.‬‬
‫‪ .1‬سج َد الْمسلِم سج َد ًة واحد ًة‪( .‬سج َد ًة‪-‬سج َدتَـي‪-‬سج ٍ‬
‫دات)‬ ‫َْ َْ ْ ََ‬ ‫ََ ُْ ُ َْ‬
‫ـي يف يَـوَم ْ ِ‬ ‫ض َد ْورتَ ْ ِ‬
‫تان‪-‬د ْوَرتَ ْـي)‬
‫‪-‬د ْوَر َ‬ ‫(د ْوَرةً َ‬ ‫ي‪َ .‬‬ ‫ْ‬ ‫ور ْال َْر ُ‬ ‫‪ .2‬تَ ُد ُ‬
‫‪Alıştırma 3‬‬ ‫ِ‬
‫ت ُس َورةَ الْ َفاتَ ِة قراءةً واحدةً‪( .‬قِراءَةٌ‪-‬قِراءَةً‪-‬قِراءٍَة)‬ ‫‪ .3‬قَ َـرأْ ُ‬
‫‪-‬شربٍَة)‬ ‫(شربةٌ َ ِ‬
‫‪-‬شربَ ْتي ْ‬ ‫َ‬ ‫ب الطِّْف ُل ِم َن الْ َم ِاء َشربَـتَ ْـي‪.‬‬ ‫‪َ .4‬ش ِر ِ‬
‫‪-‬دقَّ ٌ‬ ‫ِ‬ ‫(دقَّـتَ ْ ِ‬ ‫اعةُ دقَّـتَ ْ ِ‬ ‫‪ .5‬دقَّ ِ‬
‫ات)‬ ‫ـي‪-‬دقَّتان َ‬ ‫َ‬ ‫ـي‪.‬‬ ‫الس َ‬
‫ت َّ‬ ‫َ‬
‫ـي‪-‬أكلة)ٍ‬ ‫(أ ْكلةٌ‪-‬أ ْكلتَ ْ ِ‬ ‫‪ .6‬أَ َك َل الْ َولَ ٌد أ ْكلَتَ ْـي‪.‬‬
‫‪-‬ضربـتَ ِ‬ ‫‪ .7‬ضرب ْ ِ‬
‫بات)‬
‫‪-‬ضر ٌ‬ ‫ان َ‬ ‫(ض ْربَةً َ َ‬ ‫َ‬ ‫ضربةً‪.‬‬ ‫ب َ‬ ‫الَاد ُم الْ َع ْقَر َ‬ ‫ََ َ‬
‫(جلسةٌ‪-‬ج ْلسةً‪-‬ج ٍ‬
‫لسة)‬ ‫َ َ َ َ َ‬ ‫س الْولد َج ْل َسةً‪.‬‬ ‫‪َ .8‬جلَ َ‬

‫‪Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları parantez içinde verilen kelimelerden‬‬


‫‪yapıca ve anlamca sözde mef‘ûlun mutlak (nâ’ibu’l-mef‘ûli’l-mutlak) olabilecek‬‬
‫‪olanıyla doldurunuz.‬‬

‫جلوسا)‬
‫(ركوعا‪-‬سجودا‪ً -‬‬ ‫لوسا‪.‬‬
‫ت زينب ُج ً‬ ‫‪ .1‬قَ َـع َد ْ‬
‫ا‪-‬سجودا)‬
‫ً‬ ‫تفاع‬
‫(قياما‪-‬ار ً‬ ‫ً‬ ‫قياما‪.‬‬ ‫‪ُ .2‬‬
‫وقفت ً‬
‫‪Alıştırma 4‬‬
‫‪-‬جلوسا)‬
‫ً‬ ‫ا‬‫‪-‬سري‬
‫ً‬ ‫ا‬‫ً‬‫(ترحيب‬ ‫‪َ .3‬م َشى خالد ً‬
‫سريا‪.‬‬
‫‪-‬مَّرةٌ)‬ ‫ٍ‬ ‫‪ .4‬زرت إستانبول مر ٍ‬
‫ا‪-‬مّرات َ‬ ‫(مشيً َ‬ ‫ات‪.‬‬ ‫ّ‬ ‫ُ‬
‫بعض)‬
‫‪-‬كثريا‪َ -‬‬ ‫ليل ً‬ ‫(قَ ٌ‬ ‫بعض الفهم‪.‬‬ ‫‪ .5‬أفهم القصة َ‬
‫ا‪-‬جلوسا)‬
‫ً‬ ‫( ُك َّل‪-‬ترحيبً‬ ‫ب األستاذُ طالبَهُ ُك َّل احلب‪.‬‬‫‪ُِ .6‬ي ُّ‬
‫ٍَ‬ ‫ِ‬
‫كثريا)‬
‫ليل ‪ً -‬‬ ‫(مّرة‪ -‬قَ ٌ‬ ‫‪ .7‬أُحبُّك ً‬
‫كثريا‪.‬‬
‫ض‪-‬قليالً‪َ -‬كثريٌ)‬ ‫(بَ ْـع ِ‬ ‫‪ .8‬أحتاج ايل النوم قليالً‪.‬‬

‫‪Aşağıda verilen boşlukları cümlenin fiiline uygun harf-i cerlerle doldurunuz.‬‬

‫‪َ .1‬سنَـت َِّف ُق على َّ‬


‫الراتب َغ ًدا‪.‬‬
‫‪Alıştırma 5‬‬ ‫‪ .2‬اِتّص ْلنا بالطَّبيب بس ٍ‬
‫رعة‪.‬‬ ‫ُ‬ ‫َ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫يد من األنْديَة يف ممارسة الرياضة‪.‬‬ ‫َستَف ُ‬ ‫‪ .3‬أ ْ‬
‫بعد الظُّ ْه ِر؟‬ ‫ِ‬
‫‪َ .4‬ه ْل يُْك ُن أَ ْن ألْتَقي َ‬
‫بالعميد َ‬

‫‪278‬‬
Arapça III

Alıştırmalar Yanıt
9 Anahtarı

Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz.

1. Çocuk, yaşlı kişiler gibi yürüdü. .‫َس َار الْ َولَ ُد ِمشيةَ الْ ُم ِسنّني‬
Alıştırma 6 2. Arkadaşım, derin bir uyku çekti. .ً‫نَ َام صديقي نَ ْـوماً َع ِميقا‬
3. Avukat, kararı iki kez okudu. .‫حامي القر َار قِراءتَ ْـي‬ِ ‫قَـرأَ الـم‬
ُ َ
ِ ِ
4. Dergiyi doğru bir şekilde okudum. .ً‫يحة‬
َ ‫صح‬ َ ‫ت الْ َم َجلَّةَ قَراءَ ًة‬ُ ْ‫قَ َـرأ‬
5. Doktoru aradın mı? ‫ت بِالطبيب؟‬ َ ‫َّص ْل‬
َ ‫َهل ات‬

Aşağıdaki cümleleri Türkçeye çeviriniz.

1. .‫ال صعبا‬
ً ً ‫َسأَل األستاذُ ُس َؤ‬
Hoca zor bir soru sordu.

ِّ ‫البنت إِ َجابَةَ ْال‬


2. .‫ُم‬ ُ ‫َجابَت‬
َ‫أ‬
Çocuk, anne gibi cevap verdi.
Alıştırma 7 ِ ‫أمحد الـم ْش‬
3. .ً‫كلةَ فَ ْـهما‬ ِ
ُ ُ ‫فَه َم‬
Ahmet sorunu iyice anladı.
ٍ ‫سج َدت عائشة سج َد‬
4. .‫ات‬
ََ ََ
Ayşe defalarca secde etti.

5. .ً‫ت َهذه املسابقةَ ِمرارا‬


ُ ‫اه ْد‬
َ ‫َش‬
َ
Bu yarışmayı defalarca izledim.

279
Mef‘ûlun Mutlak

bölümün kelimeleri ُ ِ‫َكل‬


‫مات الوحدة‬
ِ ‫اِتَّصل‬
...‫ب‬ ‫ب‬
ََ
aradı
(ittesale bi) birine telefon etti, birini
َ ‫( َر َّح‬rahhebe) selamladı
‫ض‬
َ ‫ َرَك‬- ‫ض‬ ُ ‫( يَـ ْـرُك‬rakeda - yerkudu) koşmak
...‫( اِتَّـ َف َق على‬ittefeka ‘alâ) bir konuda anlaştı
‫( َرْكض‬rakd) koşma
‫اب‬
َ ‫َج‬ َ ‫( أ‬ecabe) cevap verdi ‫( ُرَّمان‬rummân) nar
‫( إِ َجابَة‬icabe) cevap, cevap verme
‫( َس ْي‬seyr) yürüme, yürüyüş
‫( اِ ْحِ َتام‬ihtirâm) saygı
‫( ُس َؤال‬suâl) soru
‫( أ َْرض‬arz) yeryüzü
‫( َس َج َدات‬secedât) secdeler (t.) ‫( َس ْج َدة‬secde)
‫( أََر َاد‬erâde) istedi
ِ ‫( َس َحاب‬sehâb) bulut
‫اح‬
َ ‫( ا ْستَ َـر‬isterâha) istirahat etti, dinlendi ‫وي‬
ّ َ‫( َشت‬şetevî) kışlık
‫احة‬ ِ ِ
َ ‫( ا ْست‬istirâha) istirahat, dinlenme ‫( َش ِديد‬şedîd) çok, fazla
...‫فاد ِمن‬ ِ
َ َ‫( ا ْست‬istefâde min) birinden, bir şeyden
faydalandı ‫ص َّح َح‬َ (sahhaha) düzeltti
‫( اِ ْستَـ ْقبَ َل‬istekbale) karşıladı ‫ص ُفوف‬ ُ (sufûf) sınıflar (t.) ‫ف‬ ّ ‫ص‬َ (saff)
...‫ب‬ ِ ‫( اِلْتَقى‬iltekâ bi) biri ile buluştu ‫ب‬َ ‫ضَر‬ َ -‫ب‬ ُ ‫ض ِر‬
ْ َ‫( ي‬darabe - yadribu) vurmak, dövmek
‫( إِ ْع َجاب‬i’cab) ilgi, beğeni ‫( طُُرق‬turuk) yollar (t.) ‫( طَ ِريق‬tarîk)
‫( أنْ ِديَة‬endiye) klüpler (t.) ‫ناد‬ ٍ (nâdin) ‫ف‬َ ‫ َعَز‬- ‫ف‬ ُ ‫‘( يَ ْـع ِز‬azefe– ya‘zifu) çalmak (‫على‬: müzik
aletini)
‫صَر‬ ِ
َ َ‫( انْـت‬intesara) yendi ‫‘( َع ِميق‬amîk) derin
‫( أ ََماكِن‬emâkin) yerler (t.) ‫( َم َكان‬mekân)
‫( فَ ِريق‬ferîk) takım
‫( َتَ َّوَل‬tecevvele) gezdi, dolaştı
‫( فَ ْـهم‬fehm) anlama, anlayış
‫ص ِحيح‬ ْ َ‫( ت‬tashîh) düzeltme ‫( فِيل‬fîl) fil
‫( تَكْلِيم‬teklîm) konuşma
‫( قَ َّـرَر‬karrara) karar verdi
‫( تِني‬tîn) incir
‫ قَ َـع َد‬- ‫( يَـ ْقعُ ُد‬ka‘ade – yak‘udu) oturmak
‫ َجَري‬- ‫( َْي ِري‬cerâ – yecrî) koşmak
‫( كِتَابَة‬kitâbe) yazma, yazım
‫( ُجلُوس‬culûs) oturma
‫( ُك ّل‬kull) hep, bütün, tam
‫ َجَ َع‬- ‫( َْي َم ُع‬ceme‘a – yecme‘u) toplamak
‫( َكلَّ َم‬kelleme) konuştu
‫( َح َسن‬hasen) güzel, harika
‫( ُم ِام ّي‬muhâmiyy) avukat
‫ َد َار‬- ‫ور‬ُ ‫( يَ ُد‬dâra – yedûru) dönmek ‫( ُم َكم‬muhkem) güçlü, sağlam, dayanıklı
‫( َد ْوَرة‬devra) dönme, dönüş

280
Arapça III

‫ َمّر‬/ ‫( ُم ُرر‬merr/murûr) uğrama, geçme ‫( نَظَْرة‬nazra) bakış


‫( َم ْشي‬meşy) yürüyüş, yürüme ‫( نَفع‬nef ’) fayda
‫( ِم ْشيَة‬mişye) yürüyüş, yürüme ‫( ِه َلل‬hilâl) ay
‫( مُْتِع‬mumti‘) iyi, hoş, zevkli ‫( هادئ‬hâdi’) sessiz
‫( ُمنَظَّم‬munazzam) düzenli ‫( و ِاجهات‬vâcihât) vitrinler
‫( ُم ْشتاق‬muştâk) özleyen

bölümün deyimleri ‫تعبریات الوحدة‬


‫الرأس والعني‬
َّ ‫‘( على‬ala’r-re’s ve’l-‘ayn) baş göz üstüne (başım gözüm üstüne)
ِ ‫( يف‬f ’i emâni’llâh) Allah’a emanet olunuz!
‫أمان اهلل‬

281
Bölüm 10
Mef‘ûlun Leh ve Mef‘ûlun Fih
Günlük Hayatımızda Arapça 10

1 2
1 Günlük hayatta “Niçin? Neden? Ne
zaman? Nerede?” gibi soru ifadelerini Mef‘ûlun Leh
öğrenme çıktıları

yanıtlarken mef‘ûlun leh ve mef‘ûlun fîh 2 Mef‘ûlun lehi tanıyabilme ve cümle içinde
içeren cümleler kurabilme kullanma becerisi kazanabilme

Harf-i Cerlerle Kullanılan Bazı Fiiller

3 4
Mef‘ûlun Fîh (Yer ve Zaman Zarfı) 4 Arapçada harf-i cerle kullanılan bazı fiilleri
3 Mef‘ûlun fîhi tanıyabilme ve cümle içinde tanıma ve yerinde kullanma becerisi
kullanma becerisi kazanabilme kazanabilme

Arapçada Kalıp İfadeler

5
5 Arapçada sıklıkla kullanılan bazı ifade
biçimlerini tanıma ve yerinde kullanma
becerisi elde edebilme

Anahtar Sözcükler ‫املفتاحية‬


‫ الكلمات‬: • el-Mef‘ûl Leh ‫ • املفعول له‬el-Mef‘ûl Fîh ‫املفعول فيه‬
• Zaman Zarfı ‫ •ظرف زمن‬Yer Zarfı ‫ظرف مكان‬

282
Arapça III

GİRİŞ ‫د َمة‬
ّ ‫ُم َق‬
Arapçada fiil cümlelerinde çoğunlukla mastarlardan oluşan ve fiilin yapılma veya yapılmama nedenini
açıklayan mansûb kelimeler Mef‘ûlun leh (veya Mef‘ûlun lieclih ya da Mef‘ûlun min eclih ) olarak adlan-
dırılır. Bunlar fiile sorulan “Niçin?” sorusuna cevap olarak çoğunlukla mansûb masdar olarak kullanılırlar.
Arapçada fiilin ne zaman ve nerede gerçekleştiğini bildiren zarflar Mef‘ûlun fîh olarak adlandırılır.
Mef‘ûlun fîhin, zaman zarfı ve yer zarfı olmak üzere iki çeşidi vardır.
Bu bölümde Mef‘ûlun leh ve Mef‘ûlun fîhin kullanılışları örnek cümlelerle pekiştirilecek, bu cümleler
üzerinde irâb uygulamaları yapılacaktır. Öte yandan Mef‘ûlun leh ve Mef‘ûlun fîh çeşitleri konusuna da
değinilecek, bu sözcüklerin çokça yer aldığı diyaloglar yoluyla öğrencinin hem konuya ilişkin bilgisi artırı-
lacak, hem de Arapça konuşma becerisi geliştirilecektir.

GÜNLÜK HAYATIMIZDA ARAPÇA 10

١٠ ‫العربية يف حياتنا اليومية‬

ِ ‫ي‬
ِ َّْ‫جام ِعيـ‬
‫ي‬ ِ َْ‫وار بني طالِبـ‬ ِ
ٌ ‫ح‬
‫أنت؟‬ ِ
İki Üniversite Öğrencisi Arasında Bir َ ‫ من أين‬،‫ مرحبًا‬:‫خالد‬
Diyalog .‫مصر‬
َ ‫ أنا من‬:‫سليم‬
Halit: Merhaba, nerelisin?
Selim: Ben Mısırlıyım.
‫ت إىل تركيا؟‬ َ ‫ ملاذا أَتـَْي‬:‫خالد‬
Halit: Türkiye’ye niçin geldin? .‫أتيت إىل تركيا طَلَبًا للعِْل ِم يف اجلامعة‬ ُ :‫سليم‬
Selim: Türkiye’ye üniversitede ilim tahsil etmek
için geldim.
‫ك؟‬َ ُ‫أين كلُّيت‬
َ ...‫ مجيل‬:‫خالد‬
ِ ‫ كلُّييت هنا يف وس ِط املدينَ ِة مقابِل‬:‫سليم‬
‫موقف‬
Halit: Harika… Fakülten nerede? َ ُ ََ
Selim: Fakültem burada, şehir merkezinde, oto- .‫احلافِالت‬
büs duraklarının karşısında.
‫عليم عندنا؟‬ َ ّ‫ت الت‬ َ ‫ كيف وج ْد‬:‫خالد‬
Halit: Buradaki eğitimi nasıl buldun?
Selim: Çok iyi. .‫تازا‬
ً ُْ‫ وجدتُه م‬:‫سليم‬
Halit: Şimdi nereye gidiyorsun? ‫ إىل أين تذهب اآلن؟‬:‫خالد‬

283
Mef‘ûlun Leh ve Mef‘ûlun Fih

Selim: Öğle namazını eda etmek için camiye gi-


.‫ألداء صالة الظُّ ْه ِر‬ِ ‫ أَذهب إىل املـس ِج ِد‬:‫سليم‬
diyorum. َْ
Halit: Cami buraya yakın mı? ‫يب ِمن هنا؟‬ ٌ ‫املسجد ق‬
‫ر‬ ُ ‫ هل‬:‫خالد‬
Selim: Evet, cami fakültenin arkasında. Haydi ‫معا‬
ً ‫ َهيّا نذهب‬.‫خلف ال ُكلّية‬ َ ‫املسجد‬ ُ ‫ نعم‬:‫سليم‬
Allah rızası (kazanmak) için birlikte gi-
delim. .‫ْإرضاءً هلل تَعاىل‬
‫وقت بعد الصالة؟‬ ِ
ٌ ‫ هل عْن َدك‬:‫خالد‬
Halit: Namazdan sonra boş vaktin var mı?
Selim: Evet.
Halit: Otobüs durağının yanında güzel bir lo-
.‫ نعم‬:‫سليم‬
.‫مطعم مجيل‬ ِ ِ
kanta var. Öğle yemeğini birlikte yiyelim.
ٌ ‫ يوجد عند موقف احلافلة‬:‫خالد‬
Selim: Kent Lokantasını mı kastediyorsun?
.ً‫ـناو ْل الغَداءَ معا‬ ِ
Halit: Evet. Yemekleri ve kızartmaları çok lezzet- َ ‫لنَـت‬
‫مطعم املدينة؟‬ ِ
li. Lokanta sahibi, müşterilerini memnun َ ‫ هل ت ْقصد‬:‫سليم‬
etmek için elinden gelen çabayı sarf edi-
yor. Bu sebeple insanların içeride boş bir
.‫وم ْش ِويَّاتُه لَذي َذةٌ جدا‬
َ ‫ مأكوالتُه‬.‫ نعم‬:‫خالد‬
masa bulabilmek için öğlen, ikindileyin, ‫كل ما يف ُو ْسعِه‬ َّ ‫وصاحب املطعم يَْـب ُذل‬ ُِ
akşam, hatta sabahleyin lokantanın kapı-
‫الناس يَـنتَ ِظرون‬ ‫ترى‬ ‫بب‬ِ ‫الس‬ ‫فلهذا‬. ‫ه‬ِ ِ
‫ن‬ِ‫بائ‬
‫ز‬
sının önünde beklediklerini görürsün. َ َّ َ‫إرضاءً ل‬
‫ومساءً حىت‬ َ ‫طع ِم ظُ ْهًرا‬ ِ
Selim: Peki. Namazdan sonra gideriz. َ ‫صًرا‬
ْ ‫وع‬ َ ‫أمام باب ال َـم‬ َ
.‫َّاخل‬ ِ ‫صباحا لِي ِج ُدوا مائِدةً خالِيةً بِالد‬
Halit: Teşekkür ederim. َ َ ً َ
.‫ب بعد الصالة‬ ُ ‫ نَ ْذ َه‬.‫ َح َسنًا‬:‫سليم‬
.‫ ُشكًْرا‬:‫خالد‬

Öğrenme Çıktısı
1 Günlük hayatta “Niçin? Neden? Ne zaman? Nerede?” gibi soru ifadelerini yanıtlarken
mef‘ûlun leh ve mef‘ûlun fîh içeren cümleler kurabilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 1 Karşılaştır Paylaş

Yukarıdaki diyaloğu def-


Kur’ân-ı Kerîm’in “İsrâ
terinize yazınız, diyalogda
Sûresi” 31. ayet-i kerime- Arkadaşlarınızla birbirinize
niçin, nerede ve ne zaman
sini, “Leyl Sûresi” 1.ve “Dün akşam niçin, nerede
sorularının yanıtı olan cüm-
2.ayet-i kerimesini oku- ve ne zaman ders çalıştın?”
lelerdeki mansûb kelimeler
yunuz. Bu ayetlerde geçen sorusunu yönelterek cevap-
ile diğer sebep, zaman ve
mef‘ûlun leh ve mef‘ûlun lamaya çalışınız.
yer bildiren kelimelerin al-
fîh çeşitlerine dikkat ediniz.
tını çiziniz.

284
Arapça III

DİL BİLGİSİ: MEF‘ÛLUN LEH

‫ املغعول له‬:‫القواعد‬
Arapçada fiil cümlelerinde fiilin oluş nedenini açıklayan belirsiz (nekira) mastarlar mef‘ûlun leh (‫املغعول‬
‫ )له‬olarak isimlendirilir. Bu mef‘ûle, mef‘ûlun lieclih (‫ )املغعول ألجله‬veya mef‘ûlun min eclih (‫املغعول من‬
‫ )أجله‬adı da verilir. Cümlede mef‘ûlun lehi bulmak son derece kolaydır. Bunun için fiile “neden, niçin”
sorularını sormamız yeterlidir. Bu mastar daima belirsiz ve mansûb olarak kullanılır ve Türkçeye “…için,
-mek için, sebebiyle, -den dolayı” diye çevrilebilir.
Örneğin,
(İlim öğrenmek için Ankara’ya gittim.) .‫طَلَباً للعِْل ِم‬ ‫ت إىل أنقرة‬
ُ ‫سافَ ْـر‬
Yukarıdaki cümlede ً‫ طَلَبا‬sözcüğü mef‘ûlun lehtir ve “Niçin Ankara’ya yolculuk yaptın?” soruna cevap
verir.
Mef‘ûlun leh’in iki tür kullanımı söz konusudur: Harf-i cersiz kullanımı ve harf-i cerli kullanımı.
1. Mef‘ûlun lehin harf-i cersiz kullanımı:
Mef‘ûlun lehin harfi cersiz olarak kullanılabilmesi için aşağıdaki şartların sağlanması gerekir.
1. Mef‘ûlun leh, cümledeki fiilin mastarı dışında bir mastar olmalıdır.
2. Bu mastar, eylemin gerçekleşmesinin nedeni olmalıdır, yani yükleme yöneltilen “niçin?” ve “ne-
den?” sorularına cevap vermelidir.
3. Belirsiz (nekira) olmalıdır.
4. Herhangi bir isme muzâf olmamalıdır.
5. Fiilin fâili ile mef‘ûlun lehteki eylemin sahibi aynı olmalıdır.
Aşağıdaki cümleyi bu koşullar bakımından inceleyelim.
ِ
.‫الْم ْع ِرفَة‬
(Bilgi edinmeyi sevdiğim için okurum.)
َ ‫أَقْ َـرأُ ُحبًّا ف‬
Bu cümlede “‫حبًّا‬
ُ – sevdiğim için” kelimesi mef‘ûlun lehtir. Harf-i cersiz kullanılmıştır ve harf-i cersiz
kullanım için lazım gelen koşulları taşımaktadır. Şöyle ki:
1. Cümlenin fiili olan (َ‫’)قَـرأ‬nin değil, başka bir fiilin mastarıdır.
َ
2. (‫حبًّا‬
ُ - sevmek) mastarı okuma eyleminin gerçekleşme nedenidir.
3. Belirsiz (nekira) bir sözcüktür.
4. Herhangi bir isme muzâf değildir.
5. Fiilin fâili ile mef‘ûlun lehteki eylemin sahibi aynı kişidir.
Şimdi başka örneklerle konuyu pekiştirelim.

285
Mef‘ûlun Leh ve Mef‘ûlun Fih

dikkat
Aşağıdaki cümlelerde kırmızı ile göste-
rilen mef‘ûlun lehlerin hepsinin belirsiz,
mansûb bir mastar olduğunu fark ediniz.

(Müslümanlar Rablerine itaat için oruç tutarlar.) .‫اعةً لَِرِّبِ ْم‬ ِ


َ َ‫وم الْ ُم ْسل ُمو َن ط‬ ُ‫ص‬ ُ َ‫ي‬
(Gençler ilim tahsil etmek amacıyla üniversiteye giderler.) .‫الَ ِام َع ِة طَلَبًا لِْلعِْل ِم‬ْ ‫اب إِ َل‬ ُ َ‫يَـتَ َـو َّجهُ الشَّب‬
(Öğrenciler, hocalarına saygı için ayağa kalktılar.) .‫ب اِ ْحِ َت ًاما لِْل ُم َد ِّر ِس‬ ُ ‫قام الطَُّّل‬
(Belediye şehri güzelleştirmek için parklar yapar.) .‫الَ َدائِ َق الْ َع َّامةَ َْت ِم ًيل لِْل َم ِدينَ ِة‬ ْ ُ‫تُـْن ِش ُئ الْبَـلَ ِديَّة‬
ِ
(Askerler, vatanı savunmak için savaşırlar.) .‫اعا َع ِن الْ َوطَ ِن‬ ً َ‫َع َداءَ دف‬ ْ ‫ود ْال‬ُ ُ‫الُن‬ ْ ‫ب‬ ُ ‫ُيا ِر‬
(Okumayı sevdiğim için kütüphaneye giderim.) .‫ور الْ َم َكتَـبَةَ ُحبًّا لِْل ِقَراءَ ِة‬
ُ ‫أ َُز‬
(Şair, kasidesini prensi övmek için yazdı.) .‫الشاعر قصيدتَه َم ْد ًحا لِألم ِري‬ ُ ‫نَظَ َم‬
2. Harf-i cerli kullanımı:
Yukarıda belirtilen şartların var olmadığı durumlarda mastar olan sözcük başına genellikle sebep bil-
diren (‫ )لِـ‬harf-i cerini almak suretiyle, bu kez ya belirlilik takısı (‫ )الـ‬ile kullanılarak veya bir isme muzâf
olarak mef‘ûlun leh olur. Harf-i cerden dolayı lafzan mecrûr olan mef‘ûlun leh, mahallen mansûb olarak
irâb edilir.
Aşağıdaki cümlelerde bir isme muzâf olarak gelen mef‘ûlun leh örneklerini inceleyelim:
ِ
(Davetine icabet etmek için geldim.) .‫ك‬ َ ِ‫ضرت لتَـ ْلبِيَ ِة َد ْع َوت‬
ُ ‫َح‬
ِ ِ ِ
Bu cümlede (‫حضر‬ َ ) mâzî fiil, (‫ت‬ ُ ) ise fâilidir. (‫ )لتَـ ْلبِيَة‬sözcüğünde (‫ ) ِل‬harf-i cer, (‫ )تَـ ْلبِيَة‬mecrûr, cer alâmeti
sondaki kesradır. Ancak eylemin yapılış nedenini açıkladığı için mef‘ûlun leh’dir ve mahallen mansûbdur.
Ayrıca (‫ )تَـ ْلبِيَ ِة‬muzâftır, (‫ ) َد ْعوِة‬muzâfun ileyhtir, mecrûrdur, cer alâmeti sondaki kesradır. (‫’) َد ْعوِة‬nin kendisi
َ َ
de ayrıca muzâftır ve (‫ ) َك‬zamiri muzâfun ileyhtir ve mahallen mecrûrdur, zira zamirler mebnîdir.
(Misafire ikramda bulunmandan dolayı sevindim.) .‫ف‬َ ‫ك الضَّْي‬ َ ‫ت ِِلكر ِام‬ ُ ‫ُس ِرْر‬
.‫اجني‬ ِِ ِ
(İhtiyaç sahiplerine yardım ettikleri için onlara saygı duyuyorum.) َ َ‫مساع َدت ْم املـُ ْحت‬ َ ‫أح َتُم ُه ْم ل‬ ْ
.‫ني‬ ِ ِ ِ ِ
(Ödüller işçileri teşvik için dağıtılır.) َ ‫املكافآت لتَ ْشجي ِع الْ َعامل‬ُ ‫ف‬
ُ ‫صَر‬ ْ ُ‫ت‬
Aşağıdaki cümlelerde belirlilik takısı (‫ )الـ‬ile kullanılarak mef‘ûlun leh olma durumunun örneklerini
inceleyelim:
ِْ ‫سافرت لِ َّلر ْغب ِة ِيف‬
.‫ال ْستِ ْج َم ِام‬
(Kafa dinlemeyi arzuladığım için seyahat ettim.) َ ُ َ
.ً‫اح َغدا‬ِ ‫َّج‬ ِ
(Yarın başarılı olmak için bugün çalışırım.) َ ‫أ َْع َم ُل اليَ ْـوَم للن‬

286
Arapça III

Görüldüğü gibi bu örneklerde, mef‘ûlun lehlerin başına sebep bildiren “lâm” harf-i ceri gelmiştir. Hepsi
belirlilik takısı (‫ )الـ‬ile kullanılmıştır, (‫ )الـ‬takısı ile belirlidirler ve harf-i cer dolayısıyla lafzan mecrûr olsalar
da, mahallen mansûbdurlar.
Mef‘ûlun leh bazen (‫ن‬ْ ‫ ) ِم‬harf-i ceriyle de kullanılabilir. Bu durumdaki (‫ ) ِم ْن‬de esasen sebep bildirir ve
“–den, -den dolayı, … için” biçiminde Türkçeye çevrilebilir. Örnek:
(Çocuk açlıktan ağladı.) .‫وع‬ ْ ‫بَ َكى الطِّْف ُل ِم َن‬
ِ ُ‫ال‬
ِ ‫ص ِمن العِ َق‬
(Hırsız cezadan dolayı kaçtı.) .‫اب‬ َ ُّ ِّ‫فَ َّـر الل‬
Şimdi aşağıdaki cümlelerin irâbını yaparak konuyu daha iyi kavramaya çalışalım:
ِ ‫ي ْذهب الطَّلَبةُ إىل املَـكت ِبة حبًّا لِلقر‬
.‫اءة‬
(Öğrenciler okumayı sevdikleri için kütüphaneye giderler.) ُ َ َ ُ َ َ
‫ب‬ُ ‫ يَ ْذ َه‬ : Muzâri fiil, üçüncü tekil şahıs, eril.

ُ‫ الطَّلَبَة‬ : Fâil, merfû, ref alâmeti sondaki damme.


‫ إىل‬ : Harf-i cer
ِ
‫املكتبة‬ : Mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra.
‫ ُحبًّا‬ : Mef‘ûlun leh, mansûb, nasb alâmeti sondaki, fetha.
‫ ل‬ : Harf-i cer
‫ القراءة‬ : Mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra.
ِِ ُِ
(Ödüller, işçileri teşvik için dağıtılır.) َ ‫املكافآت لتَ ْش ِجي ِع ال َْعامل‬
.‫ني‬ ‫ف‬
ُ ‫ص َر‬
ْ ُ‫ت‬
‫ف‬ُ ‫ص َر‬
ْ ُ‫ ت‬: Muzâri fiil, meçhul, üçüncü tekil, dişil.
‫املكافآت‬
ُ : Nâibu’l-fâil, merfû, ref alâmeti sondaki damme.
‫ لِتَ ْش ِجي ِع‬: (‫ ) ِل‬harf-i cer; (‫ )تَ ْش ِجي ِع‬mecrûr, cer alâmeti sondaki damme. Mef‘ûlun leh olduğu için ma-
hallen mansûb. Ayrıca muzâf.
‫ني‬ ِِ
َ ‫ ال َْعامل‬ : Muzâfun ileyh, mecrûr, cer alâmeti ye (‫)ي‬, zira düzenli eril çoğul.
ِ
(Çeşitli ülkelerden turistler şehrimize tedavi için geliyorlar.) .‫للعالج‬ ‫بالد ُمْـتَلِ َف ٍة إىل َمدينَتِنا‬
ٍ ‫السياح من‬
ُ ُّ ‫يأيت‬
‫ يأيت‬ : Muzari fiil, üçüncü tekil, eril.
‫ياح‬
ُ ‫الس‬ ُّ : Fâil, merfû, ref alâmeti sondaki damme.
‫ من‬ : Harf-i cer
ٍ
‫بالد‬ : Mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra.
‫ ُمْـتَلِ َف ٍة‬ : Sıfat. Mevsûfu (nitelediği kelime) gayri âkil varlığın düzensiz çoğulu olduğundan tekil dişil
kabul edilir, bu nedenle sıfat da mevsûfu gibi, tekil dişil, belirsiz ve mecrûrdur. Cer alâmeti
sondaki kesradır.
‫ إىل‬ : Harf-i cer
‫ َمدينَتِنا‬ : (‫ ) َمدينَ ِة‬Mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra. Ayrıca muzâf; (‫)نا‬: Muzâfun ileyh, mahallen
mecrûr, çünkü zamirler mebnîdir.
‫ للعالج‬ ِ ِ‫ )الع‬mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra. Mef‘ûlun leh olduğu için mahal-
: (‫ ) ِل‬harf-i cer; (‫الج‬
len mansûb.

287
Mef‘ûlun Leh ve Mef‘ûlun Fih

Öğrenme Çıktısı
2 Mef‘ûlun lehi tanıyabilme ve cümle içinde kullanma becerisi kazanabilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 2 Karşılaştır Paylaş

Kur’ân-ı Kerîm’in “Rum


ِ ‫أ َْعطَْيـنَا اجلوائز لِتَ ْش ِجي ِع الطََّل‬
.‫ب‬
Sûresi” 24. ayet-i kerime- Arapça öğrenen arkadaşla-
َ sini, “el-Kamer Sûresi” 14. rınızla, mef‘ûlun leh kul-
Cümlesini Türkçeye çeviriniz ayet-i kerimesini okuyunuz. lanarak yeni fiil cümleleri
ve mef‘ûlun leh’i belirtiniz. Bu ayetlerde geçen mef‘ûlun kurunuz.
lehlere dikkat ediniz.

MEF‘ÛLUN FİH

‫املفعول فيه‬
Arapçada, fiil cümlelerinde fiilin gerçekleştiği zamanı veya mekânı bildiren mansûb isim, yer veya
zaman zarfları veya zarf öbekleri mef‘ûlun fîh (‫ )املفعول فيه‬olarak adlandırılır. Dolayısıyla fiile “nerede”,
“ne zaman” gibi sorular sorulduğunda alınan cevap o cümlenin mef‘ûlun fîhidir. Aşağıdaki cümleyi ince-
leyelim.
.ً‫اعة‬ ِ ِ ِ ‫اِنْـتظَرت‬
(Arkadaşımı fakültenin önünde bir saat bekledim.) َ ‫صديقي أ ََم َام الْكليَّة َس‬
َ ُْ َ
Bu cümlede “Arkadaşını ne kadar süre bekledin?” ve “Nerede bekledin?” sorularının cevabı bulunmak-
tadır.
Cümlede eylemin yapıldığı zaman süresini gösteren zaman zarfı (ً‫اعة‬
َ ‫ ) َس‬ve eylemin gerçekleştiği yeri/
mekânı gösteren mekân zarfı (‫ام‬
َ ‫ )أ ََم‬kelimeleri birer mef‘ûlun fîhtirler.
Bazı kelimelerin başına bulunma/kalma durum ekleri olan (‫( )يف‬-de, -da), (‫( )ب‬-de, -da) harf-i cerle-
rinden biri getirilmek surteiyle de mef ’ûlun fîh elde edilir. Aşağıdaki cümleleri bu yönden inceleyelim:
(Cuma namazını camide kıldım.) .‫الُ ُم َع ِة ِف الْ َم ْس ِج ِد‬
ْ ‫ص َل َة‬
َ ‫ت‬ُ ‫صلَّْي‬َ
(Durakta uzun süre bekledik.) .ً‫اِنْـتَظَْرنَا بالْ َم َحطة ُم َّدةً طَويلَة‬
ِ ِ َّ ِ

288
Arapça III

Arapçada yaygın olarak kullanılan ve fiil cümlelerinde mansûb hâlde mef ’ûlun fîh olan zaman zarfları
aşağıdaki tabloda verilmektedir.

Yaygın Olarak Kullanılan Zaman Zarfları ve Anlamları

Gün doğmadan, şafak vakti, tan vakti ‫فَ ْجًرا‬ Şimdi, şu anda, şu sıralarda ‫اَْل َن‬
İkindi, ikindi vakti ‫صًرا‬ ْ ‫َع‬ Akşamleyin, akşam, akşam vakti
ً‫َم َساء‬
Öğlen, öğle vakti ‫ظُ ْهًرا‬ Bir an, bir an için ً‫َلْظَة‬
Sabahleyin, sabah, sabah vaktinde ‫احا‬
ً َ‫صب‬
َ Bir ay ‫َش ْهًرا‬
Bir süre, bir müddet, ... boyunca ً‫ُم َّدة‬ Bir sene ً‫َسنَة‬
Yarın ‫َغ ًدا‬ Bir sene ‫َع ًاما‬
ِ
Yatsıda, yatsı vakti
ً‫ع َشاء‬ Bir zaman, bir zamanlar ‫زمانًا‬/‫َزَمنًا‬
Bir zaman, bir zamanlar ‫َد ْهًرا‬ Bir gün, günün birinde, ‫يـَْوًما‬
Dün, dün gece َ‫اَلْبَا ِر َحة‬ Bugün, günümüzde ‫اَلْيَ ْـوَم‬
Şimdi, şu anda, derhâl ‫ َحالِيًا‬،‫َح ًال‬ -den önce, -in öncesinde, ‫قَ ْـب َل‬
Geceleyin, gece, gece vakti ‫لَْي ًل‬ -den sonra, -in sonrasında ‫بـَْع َد‬
Bir saat ً‫ساعة‬ Dün ِ ‫أ َْم‬
‫س‬
Sonbaharda ‫خري ًفا‬ Kışın
ً‫شتاء‬
Yazın ‫صي ًفا‬ İlkbaharda ‫بيعا‬
ً‫ر‬

Şimdi bu zaman zarflarıyla kurulmuş örnek cümleleri inceleyelim:


(Akşamleyin görüşeceğiz.) .ً‫ف نَـ ْلتَ ِقي َم َساء‬ َ ‫ َس ْو‬:ً‫َم َساء‬
(Beni bir saniye bekle.) .ً‫ اِنْـتَ ِظ ْرِن َلْظَة‬:ً‫َلْظَة‬
ِ ‫يت َش ْهرا يف‬
.‫املغرب‬ ِ
(Fas’ta bir ay kaldım.)
ً ُ ‫ بَق‬:‫َش ْهًرا‬
(Ürdün’de bir sene okudum.) .‫ت َسنَةً ِف األ ُْرُد ِن‬ ُ ‫ َد َر ْس‬:‫ َع ًاما‬،َ‫َسنَة‬
(Problemi uzun bir süre düşündüm.) .ً‫ت ِف الْ َم ْسأَلَِة ُم َّد ًة طَويلَة‬ ُ ‫ فَ َك ْر‬:‫ُم َّد ًة‬
.ً‫وب َزَمانًا طَ ِويال‬ ِ
(Uzun bir zaman bilgisayar kullandım.) َ ‫اس‬ ُ َ‫ال‬ ْ ‫ت‬ ُ ‫ ا ْستَ ْخ َد ْم‬:‫َزَمانًا‬
(Hak, sahibine bir gün dönecek.) .‫الَ ُّق ِل َْهلِ ِه يَ ْـوًما‬
ْ ‫ود‬ ُ ُ‫ َسيـَع‬:‫يَ ْـوًما‬
(Bu evi dönüş öncesinde inşa ettim.) .‫ود ِة‬
َ ‫الع‬ َ ‫ت قَ ْـب َل‬ َ ‫ت َه َذا الْبَ ْـي‬ ُ ‫ بَـنَ ْـي‬:‫قَ ْـب َل‬
.‫اع ٍة‬ ِ
(Film bir saat sonra başlayacak.) َ ‫ َسيَْب َدأُ الْفي ْل ُم بَ ْـع َد َس‬:‫بَ ْـع َد‬

289
Mef‘ûlun Leh ve Mef‘ûlun Fih

.‫س‬ ِ ‫وق أ َْم‬ ِ ‫الس‬ُّ ‫ت إِ َل‬ ِ ‫أ َْم‬


(Dün çarşıya gittim.) ُ ‫ َذ َهْب‬:‫س‬
(Yıldızlar geceleyin ortaya çıkarlar.) .ً‫وم لَْيال‬ ُ ‫ تَظْ َه ُر الن‬:‫لَْي ًل‬
ُ ‫ُّج‬
.‫الَافِلَةُ فَ ْجًرا‬ ْ ‫ت‬ ِ ‫ اِنْطَلَ َق‬:‫فَجرا‬
(Otobüs gün doğmadan hareket etti.)
ًْ
(Muhammed beni ikindi vaktinde ziyaret etti.) .‫صًرا‬ ْ ‫ َز َارِن ُمَ َّم ٌد َع‬:‫صًرا‬ ْ ‫َع‬
(Öğle vaktinde yemek yiyorum.) .‫ أَتَـنَ َاو ُل الْغَ َداءَ ظُ ْهًرا‬:‫ظُ ْهًرا‬
.‫صباحا‬ً ‫َّمس‬ ِ
(Güneş sabahleyin doğar.)
ُ ‫ تُشرق الش‬:‫احا‬ ً َ‫صب‬َ
ِ ِ
.‫ود اآل َن إ َل الْبَ ْـيت‬
(Şimdi eve dönüyorum.) ُ ُ‫ َسأَع‬:‫اَْل َن‬
(İş yarın başlayacak.) .‫ َسيَْب َدأُ الْ َع َم ُل َغ ًدا‬:‫َغ ًدا‬
(İşçi evine yatsı vaktinde döndü.) .ً‫ َع َاد الْ َع ِام ُل إِ َل بَْـيتِ ِه ِع َشاء‬:ً‫ِع َشاء‬
.‫ت َد ْهًرا ِف أَنْـ َقَرَة‬ ِ
(Bir zaman Ankara’da yaşadım.) ُ ‫ ع ْش‬:‫َد ْهًرا‬
(Bugün üniversiteye gitmeyeceğim.) .‫الَ ِام َع ِة الْيَ ْـوَم‬
ْ ‫ب إِ َل‬ َ ‫ لَ ْن أَ ْذ َه‬:‫اَلْيَ ْـوُم‬
(Gündüz çalışır, gece istirahat ederim.) .ً‫يح لَْيال‬ ُ ‫أس َت‬ ْ ‫هنارا و‬
ً ‫ أ َْع َم ُل‬:‫نَ َـه ًارا‬
ِ ِ
(Sonuçlar dün gece açıklandı.) .َ‫يجةُ البارحة‬ َ ‫ أ ُْعلنَت النَّت‬:َ‫اَلْبَا ِر َحة‬
.‫بيب‬ ِ ّ‫حال إىل الط‬ ً ‫ذهب‬ ِ
(Hemen doktora git.)
ْ ‫ ا‬:‫َح ًال‬
.‫أعمل حاليًّا يف إسطنبول‬ ِ
(Şu anda İstanbul’da çalışıyorum.)
ُ :‫َحاليًّا‬
(Kışın yağmur yağar.) .ً‫األمطار شتاء‬ ُ ‫ط‬
ُ ‫ تسق‬:ً‫شتاء‬
(Yazın sıcaklık artar.) .‫ تَ ْشتَ ُّد احلرارةُ صي ًفا‬:‫صي ًفا‬
(Treni bir saat bekledim.) .ً‫القطار ساعة‬ َ ‫انتظرت‬
ُ :ً‫ساعة‬
(Çiçekler ilkbaharda açıyor.) .‫بيعا‬ً ‫األزهار ر‬
ُ ‫َّح‬
ُ ‫ تَـتَـ َفت‬:‫بيعا‬
ً‫ر‬
Yukarıdaki zaman zarflarından (‫س‬ ِ ‫ أ َْم‬- dün) kelimesinin diğerlerinden farklı olarak lafzan mansûb ol-
madığı dikkatinizi çekmiş olmalıdır. Bu kelime lafzan kesra ile mebnîdir ve mef‘ûlun fîh olarak mahallen
mansûbdur.

290
Arapça III

Şimdi mekân ifade eden zarfları görelim. Arapçada mekân/yer/yön bildirmede kullanılan ve fiil cümle-
lerinde mansûb hâlde mef ’ûlun fîh olan zarflar aşağıdaki tabloda verilmektedir.

Yaygın Olarak Kullanılan Mekân Zarfları ve Anlamları

-in batısına, -in batısında ‫ب‬


َ ‫َغ ْر‬ -in önüne, -in önünde ‫أ ََم َام‬

-in güneyine, -in güneyinde ‫وب‬


َ ُ‫َجن‬ -in önüne, -in önünde ‫َّام‬
َ ‫قُد‬
-in kuzeyine, -in kuzeyinde ‫ال‬
َ َ‫َش‬ -in arkasına, -in arkasında ‫ف‬
َ ‫َخ ْل‬
-in çevresinde, -in etrafında ‫َح ْوَل‬ -in arkasına, -in arkasında َ‫َوَراء‬
‫ طََو َال‬،‫ول‬
َ ُ‫ط‬ ‫ني‬ ِ
...boyunca, ...süresince -in sağına, -in sağında َ ‫َي‬
-in başında, -in evvelinde ‫إِبَّا َن‬ -in soluna, -in solunda ‫يَ َس َار‬

-...boyunca, -...süresince ‫َم َدى‬ -in soluna, -in solunda َ َ‫ِش‬


‫ال‬
ِ
-in esnasında, -in sırasında َ‫أَثْـنَاء‬ -in karşısına-hizasına, -in hizasına َ‫ح َذاء‬
ِ
-in karşısına, -in hizasında َ‫إ َزاء‬ -e doğru, --yönünde ‫َْن َو‬
‫اخ َل‬ِ‫د‬ -in ortasında/ortasına, -in ‫َو َس َط‬
-in içinde, -in içine, -in dâhilinde َ merkezinde

-in dışında, -in dışına ‫ِج‬


َ ‫َخار‬ -in arasında, -in ortasında ‫ـي‬
َ ْ َ‫ب‬
-in içinden, -in arasından, ...zarfında ‫ِخ َل َل‬ -in yanında, -in katında, -in ‫لَ َدى‬
nezdinde, -in huzurunda

-den önce, -in öncesinde ‫قَ ْـب َل‬ -in yanında, -in katında, -in ‫لَ ُد ْن‬
nezdinde, -in huzurunda

-den sonra, -in sonrasında ‫بَ ْـع َد‬ -in yanında, -in katında, -in ‫ِعْن َد‬
nezdinde, -in huzurunda
-in karşısına, -in karşısında -ile yüz ‫ِتَ َاه‬ -in altında. ‫ت‬
َ ‫َْت‬
yüze

Burası, burada, buraya, burayı ‫ُهنا‬ -in üstüne, -in üstünde ‫فَ ْـو َق‬

Orası, orada, oraya, orayı ‫ناك‬


َ ‫ُه‬ -in altında, -in aşağısında, -in ‫دون‬
ötesinde

َ‫ثَّة‬/َ ‫ثَ َّـم‬ ِ


Orası, orada, oraya, orayı -in karşısına, -in karşısında َ‫ت ْل َقاء‬
…-ki orası, orada;…-dığı yer,…-dığı ‫ث‬
ُ ‫َحْي‬ -in doğusuna, -in doğusunda ‫َش ْر َق‬
yerde

291
Mef‘ûlun Leh ve Mef‘ûlun Fih

ِ ُّ‫يقف األستاذُ أَمام الط‬


.‫الب‬ ُ :‫أمام‬
(Öğretmen öğrencilerin önünde duruyor.) ََ
ِِ ِ
(Yüz metre sonra binayı önünde görürsün. َ ‫ بَ ْـع َد مائَة م ٍْت تَ َـرى الْ َمبـَْن قُد‬:‫َّام‬
.‫َّامك‬ َ ‫قُد‬
(Namaz kılanlar imamın arkasında durur.) ِ ‫ف‬
.‫اإلمام‬ َ ‫يقف املصلُّون َخ ْل‬ ُ :‫ف‬ َ ‫َخ ْل‬
(Muhammed, Ali’nin arkasında oturuyor.) .‫جيلس حمم ٌد َوَراءَ َعلِ ٍّي‬ ُ :َ‫َوَراء‬
(Çocuk pencerenin sağında duruyor.) .‫ني النَّافِ َذ ِة‬ ِ
َ ‫يقف الو ُلد َي‬ ُ :‫ني‬
ِ
َ ‫َي‬
(Soluna bak beni bulursun.) .‫ اُنْظُْر يَ َس َارك َِت ْدِن‬:‫يَ َس َار‬
.‫صديقك‬ ِ ‫ اِجلِس ِح َذاء‬:‫ِح َذاء‬
(Arkadaşının hizasında otur.)
َ ْ ْ َ
ِ
.‫حنو اجلنوب‬
(Uçak güneye doğru uçuyor.)
َ ُ‫ تطريُ الطائرة‬:‫َْن َو‬
(Ay gökyüzünün ortasında belirdi.) .‫الس َم ِاء‬
َّ ‫القمر َو َس َط‬ ُ ‫ ظَ َهَر‬:‫َو َس َط‬
.‫ـي النَّاس‬ ِ َ‫ ا‬:‫بـي‬
(İnsanların arasını bul.) َ ْ َ‫صل ْح ب‬ ْ َ َْ
ِ ‫ف لَ َدى‬
.‫الباب‬ ِ
(Kapının yanında duruyorum.) ُ ‫ أَق‬:‫لَ َدي‬
(Rabbimiz bize katından bir rahmet ver. Kehf Sûresi,10) ﴾.ً‫ك َر ْحَة‬ َ ْ‫﴿ربَّنا آتِنا ِمن لَ ُدن‬: َ ‫لَ ُد ْن‬
.‫يوما‬ ِ ِ
(Bir gün onun huzuruna çıktım.) ً ‫َقمت عْن َده‬ ُ ‫ أ‬:‫عْن َد‬
(Masasının altında kalemi buldum.) .‫حتت الطَّاولة‬ َ ‫القلم‬ َ ‫وجدت‬ ُ :‫ت‬ َ ‫َْت‬
(Gemi denizde yüzer.) .‫فوق البح ِر‬ َ ُ‫سبح السفينة‬ ُ َ‫ ت‬:‫فَ ْـو َق‬
ِ ‫ وقفت تلقاء‬:‫تِْل َقاء‬
.‫احلائط‬
(Duvarın karşısında durdum.)
َ ُ َ
(Ağacın altında oturduk.) ِ.‫الش َجرة‬ َ ‫ َجلَ ْسنا دو َن‬:‫دون‬
(Suudi Arabistan, Mısır’ın doğusunda yer alır.) .‫مصر‬
َ ‫شرق‬ َ ‫السعوديَّة‬ ّ ‫تقع‬ ُ :‫َش ْر َق‬
ِ ‫ اشرتيت بستانًا َغرب‬:‫َغرب‬
.‫املدينة‬
(Şehrin batısında bir bağ satın aldım.) َ ُ ُ َْ
(Irak Türkiye’nin güneyinde yer alır.) .‫جنوب تركيا‬ َ ‫اق‬
ُ ‫تقع العر‬ ُ :‫وب‬ َ ُ‫َجن‬
(Başkentin kuzeyinde oturuyorum.) ِ
.‫العاصمة‬ ‫مشال‬
َ ‫أسكن‬ :‫ال‬َ َ‫َش‬
ُ
(Hacılar Kâbe’nin etrafında dönüyor.) .‫حول ال َك ْعبة‬ َ ‫اج‬ ُ ‫يطوف احلُ َّج‬ُ :‫َح ْوَل‬
(Ders boyunca onunla tartıştım.) ِ ‫ ناقشتُهُ طََو َال الد‬:‫ طََو َال‬/‫ول‬
.‫َّرس‬ َ ُ‫ط‬
(Bu cami Osmanlı Devleti zamanında inşa edildi.) .‫الدو ِلة العثمانيَّ ِة‬
َّ ‫املسجد إِبَّا َن‬
ُ ‫ن هذا‬ ِ
َ ُ‫ ب‬:‫إبَّا َن‬
ِ
(Onu ömür boyu unutmam.) .‫َّه ِر‬ْ ‫ ال أَنْ َساهُ َم َدى الد‬:‫َم َدي‬
(Ziyaret esnasında onu gördüm.) .‫الزيارِة‬
ِّ َ‫ رأيتُهُ أَثْـنَاء‬:َ‫أَثْـنَاء‬
ِ
.‫املشكلة‬ ِ ‫ مل أفعل شيئا إِزاء‬:‫إِزاء‬
‫هذه‬
(Bu problem karşısında hiçbir şey yapmadım.)
ََ ً ْ ََ
ِ.‫ وضعت القلم داخل احلقيبة‬:‫اخل‬ ِ
(Kalemi çantanın içine koydum.)
َ َ ُ َ ‫َد‬
ِ ‫ ي ِقيم ياسر خارج‬:‫خارِج‬
.‫املدينة‬
(Yasir şehir dışında oturuyor.)
َ ُ ُ ُ َ َ
.‫وع‬
ِ ُ‫ُسب‬ ِ ِ
(Sınavlar bu hafta boyunca devam edecek.) ْ ‫ات خالَ َل هذا األ‬ ُ َ‫ َستَستمر ْال ْمت َحان‬:‫خالل‬
(Babamdan önce geldim.) .‫ت قَ ْـب َل أَِب‬ ُ ‫ض ْر‬َ ‫ َح‬:‫قَ ْـب َل‬

292
Arapça III

(Dedemden sonra eve girdim.) .‫البيت بَ ْـع َد َجدِّي‬


َ ‫دخلت‬ ُ :‫بَ ْـع َد‬
(Denize doğru baktım.) .‫نظرت ِتَ َاه الْبح ِر‬
ُ :‫تَ َاه‬
ِ
(İki yıldır burada yaşıyoruz.) ِ ‫عيش ُهنا من ُذ َسنَت‬
.‫ني‬ َ َ‫ ن‬:‫ُهنا‬
‫هناك؟‬
َ ‫ت‬ ِ ِ
(Nereden orada oturdun?) َ ‫ لماذا َجل ْس‬:‫ُهناك‬
(-Orada- Bahçede bir adam var.) .‫ ثَّةَ َر ُج ٌل يف احلَديقة‬:َّ‫ َث‬/‫ثَّة‬
‫س‬ ِ ‫ أَجلِس حي‬:‫حيث‬
(Oturduğun yere otururum.)
ُ ‫ث َْتل‬ ُ َْ ُ ُ َْ
• ‫ أَكثر‬, ‫كل‬
ُّ ,‫بعض‬
ُ gibi kelimeler, hem zaman hem mekân için kullanılan zarflara muzâf olabilirler, bu
durumda mef‘ûlun fîh olurlar.
(Adam yolun tamamını yürüdü.) .‫كل الطر ِيق‬َّ ‫الرجل‬
ُ ‫َم َشى‬
(Hasta gecenin bir bölümünde uyudu.) .‫بعض اللَّ ِيل‬
َ ‫يض‬ ُ ‫نام املر‬
َ
Bu cümlede (‫بعض‬ ِ َّ
َ ) kelimesi mef‘ûlun fihtir ve mansûbdur, aynı zamanda muzâftır, (‫ )الليل‬kelimesi
muzâfun ileyhtir ve mecrûrdur.
• ‫ب‬, ‫ يف‬harfi cerleri mef‘ûlun fîhlerin başlarında zarf anlamında en çok kullanılan harfi cerlerdir.
(Muhammet Arapçayı Anadolu Üniversitesinde öğrendi.) ِ
.‫جامعة األناضول‬ ‫تعلَّم حمم ٌد اللغةَ العربيةَ يف‬
(Otelde kaldım.) .‫َقمت بــالفندق‬
ُ ‫أ‬
• Arapçada ‫بعد‬, ‫قبل‬, ‫عند‬, ‫بني‬, ‫ وسط‬gibi bazı zarflar hem mekân hem zaman anlamı verirler.
Örneğin,
.‫بعد الظه ِر‬
َ ‫املدرسة‬ ِ ‫دت من‬
(Okuldan öğleden sonra döndüm.) ُ ُ‫ع‬
(Okulum kulübün arkasında kalıyor.) .‫بعد النَّادي‬ َ ‫تَـ َق ُع َمدرسيت‬
ِ
.‫الغروب‬ َ ‫مس‬
‫عند‬
(Gün batımını -batarken güneşi- izledim.)
َ ‫الش‬ّ ‫شاهدت‬
ُ
(Tatili dedemin yanında köyde geçirdim.) .‫قضيت اإلجازةَ عند جدي بالقرية‬ ُ
(Gün ortasında sıcaklık artar.) .‫تفع احلرارةُ َو َس َط النَّ َـهار‬
ُ ‫تر‬
(Otobüs şehrin merkezinden geçer.) .‫َتُُّر احلافلةُ َو َس َط املدينة‬
(Tavşanı otların arasında gördüm.) .‫نب بني األعشاب‬ َ ‫رأيت االر‬
(Muhammed öğle ve ikindi arası geldi.) .‫جاء حممد بني الظهر والعصر‬
Şimdi bazı cümlelerin irâbını yaparak konuyu daha iyi kavrayalım:
ِ ُ‫تَ ِطري الطَّائِرةُ َْن َو ا ْلَن‬
.‫وب‬
(Uçak, güneye doğru uçuyor.)
َ ُ
ِ
ُ‫ تَطري‬ : Muzarî fiil, üçüncü tekil şahıs, dişil.

ُ‫ الطَّائَِرة‬ : Fâil, merfû, ref alâmeti sondaki damme.


‫ َْن َو‬ : Mekân zarfı (mef‘ûlun fih), mansûb, nasb alâmeti sondaki fetha, aynı zamanda muzâf.
ِ ُ‫ ا ْلَن‬
‫وب‬ : Muzâfun ileyh mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra.

293
Mef‘ûlun Leh ve Mef‘ûlun Fih

(Bugün çok yürüdüm.) .‫ثريا‬


ً ‫وم َك‬
َ َ‫ت الـي‬
ُ ‫ش ْي‬
َ ‫َم‬
‫ت‬ُ ‫ش ْي‬ َ ‫ َم‬ : Mâzî fiil, birinci tekil şahıs. Fâili bitişik özne zamiri olan (‫ت‬
ُ ), mahallen merfû.
‫ اليَ ْـوَم‬ : Zaman zarfı (mef‘ûlun fîh), mansûb, nasb alâmeti sondaki fetha.
‫ثريا‬
ً ‫ َك‬ : Sözde mef‘ûlun mutlak (nâ’ib ‘ani’l-mef‘ûli’l-mutlak), mansûb, nasb alâmeti sondaki fetha.
(Aslında düşürülmüş olan ‫شيًا‬
ْ ‫ َم‬şeklindeki gerçek mef‘ûlun mutlakın sıfatıdır.)
(Gece bir hırsız gördüm.) ًّ ِ‫ت ل‬
ِ ّ‫صا يف الل‬
.‫يل‬ ُ ْ‫َرأَي‬
‫ت‬ُ ْ‫ َرأَي‬ : Mâzî fiil, birinci tekil şahıs. Fâili bitişik özne zamiri olan (‫ت‬
ُ ), mahallen merfû.
‫صا‬ًّ ِ‫ ل‬ : Mef‘ûlun bîh, mansûb, nasb alâmeti sondaki fetha.
‫ يف‬ : Harf-i cer
‫ اللّْي ِل‬ : Mecrûr , cer alâmeti sondaki kesra. (‫ )يف اللّيل‬harf-i cer ve mecrûru (şibih cümle) mahallen
mansûb mef‘ûlun fîh.

dikkat
Bir cümlede zaman veya mekân zarfı (mef‘ûlun fîh) olarak kullanılan bir kelime başka bir cümlede eylemin
gerçekleştiği zamanı ya da mekânı göstermeyebilir, yani bir cümlede mef‘ûlun fih olan kelime başka bir
cümlede mubteda, haber, fâil, mef ‘ûlun bih gibi başka bir öge olarak da yer alabilir.

Aşağıdaki örneklerde (‫ )يَـوم‬kelimesinin cümlelerde hangi öge olarak yer aldığına dikkat ediniz:
ْ
(Bugün, cumartesi günü.) ِ ‫الس ْب‬
.‫ت‬ َّ ‫اليَ ْـو ُم يَ ْـو ُم‬
‫ اليَ ْـو ُم‬ : Mubteda merfû, ref alâmeti sondaki damme.
‫وم‬
ُ َ‫ ي‬ : Haber merfû, ref alâmeti damme. Aynı zamanda muzâf.
‫الس ْبت‬ َّ : Muzâfun ileyh, mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra.
(Bugün, sınava gireceğiz.) .‫اليـَْوَم َسنَ ْد ُخ ُل االمتِحا َن‬
‫ اليَ ْـوَم‬: Zaman zarfı (mef‘ûlun fîh), mansûb, nasb alâmeti sondaki fetha.
‫ َسنَ ْد ُخ ُل‬:)‫ (س‬Gelecek zaman edatı. (‫ )نَ ْد ُخ ُل‬muzâri fiil, birinci çoğul şahıs, fâil gizli zamir olan (‫) َْن ُن‬.
‫ االمتِحا َن‬: Mef‘ûlun bih, mansûb, nasb alâmeti, sondaki fetha.
Öğrenme Çıktısı
3 Mef‘ûlun fîhi tanıyabilme ve cümle içinde kullanma becerisi kazanabilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 3 Karşılaştır Paylaş

Aşağıdaki cümleleri Türk- Kur’ân-ı Kerîm’in “Yasin


çeye çeviriniz ve cümledeki Sûresi” 55.ve “Nebe Sûresi” Arapça öğrenen arkadaşla-
mef‘ûlun fîhi belirtiniz. 12. ayet-i kerimeleri oku- rınızla, mef‘ûlun fîh kullan-
.‫وعلي‬
ٍّ ‫بني عمر‬ َ ‫َجاءَ حمم ٌد‬
yunuz. Bu ayetlerde geçen mak suretiyle karşılıklı yeni
mef‘ûlun fîh çeşitlerine dik- fiil cümleleri kurunuz.
.‫بني الظّه ِر والعص ِر‬
َ ‫حممد‬
ً َ‫َجاء‬ kat ediniz.

294
‫‪Arapça III‬‬

‫ذهبت‬
‫ُ‬ ‫رحبًا‪ .‬أنا َعلِي‪ .‬اليوم‬
‫َم َ‬
‫لت‬ ‫ِ‬
‫صباحا‪ .‬وتناو ُ‬‫ً‬ ‫املدرسة‬ ‫إىل‬
‫الغداء ظهرا‪ .‬أَتيت اىل الـمكْتبةِ‬
‫َ‬ ‫ُ‬ ‫َ ً‬
‫عصراً‬

‫‪Merhaba. Ben Ali. Bugün sabahleyin‬‬


‫‪okula gittim. Öğlen yemek yedim.‬‬
‫‪İkindi vakti kütüphaneye geldim.‬‬

‫ذهبت إىل املكتبة‬


‫رحبًا‪ .‬أَنا زينب‪ُ .‬‬‫َم َ‬
‫جلست يف املكتبة‬
‫ُ‬ ‫رغبةً يف القراءة‪.‬‬
‫ت ِحرصا على هدوءِ‬ ‫وقرأت بِصم ٍ‬
‫ُ‬ ‫ًْ‬ ‫ُ َْ‬
‫ِ‬
‫املكان‪.‬‬

‫‪Merhaba. Ben Zeynep okumayı‬‬


‫‪sevdiğim için kütüphaneye‬‬
‫‪gittim. Sessizliği korumak için‬‬
‫‪sessizce okudum.‬‬

‫اِ ْربِ ْط بالبُحوث‬


‫‪Araştırmalarla‬‬
‫‪İlişkilendir‬‬

‫أبو فِراس احلمداين‬


‫الدولة احلمداين أمري الدو ِلة احلمدانية يف حلَب‪.‬‬‫سيف َّ‬ ‫احلارث بن سعيد ب ِن محدان‪ .‬وهو ابن َع ِّم ِ‬
‫ُ‬ ‫ُ ُ‬ ‫اِ ُس ُـمـه‬
‫َّم‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫الر ِ‬ ‫كان أبو فر ٍ‬
‫سيف الدولة قد َ‬
‫لكن ابْ َن َع ِّمه َ‬
‫وم دفاعاً َعن اإلسالم وأسروه م َّـر ْتي ّ‬ ‫ب ُّ َ‬ ‫حار َ‬
‫َ‬ ‫اس ُشجاعاً‬
‫متكن ِمن ِ‬
‫إطالق َسَراحه‪.‬‬ ‫ِ‬ ‫ٍ‬
‫تضحيات كبريةً فداء له َح َّت َّ‬
‫ً‬
‫احِتاماً له‪ .‬قال أبو فِراس‬ ‫ِ‬
‫مشهور‪ ،‬شهد له املتنيب جبَ ْوَدة ش ْع ِره‪ ،‬ومل ُيا ِول ُمباراته يف الشِّعر ْ‬
‫ٌ‬ ‫شاعر‬
‫وأبو فراس ٌ‬
‫ِ‬
‫شاب عن َسْب ٍع وثالثني سنةً‪.‬‬
‫بالروميات‪ .‬وتُويف وهو ٌ‬ ‫القصائد ُّ‬
‫ُ‬ ‫يت تلك‬ ‫ديد ًة وهو يف األسر‪ ،‬وقد ُسِّ ْ‬‫أشعاراً َع َ‬
‫‪Kaynak: Kavâidu’l-Arabiyyeti’l-Muyessera, III, s.43‬‬

‫‪295‬‬
Mef‘ûlun Leh ve Mef‘ûlun Fih

HARF-İ CER İLE KULLANILAN BAZI FİLLER

ِ
‫األفعال املُ ْستَ ْـع َملَة مع ُحروف اجلر‬ ‫ض‬
ُ ‫بَ ْـع‬
Bir kimseye güvendi
... ‫اِ ْعتَم َد َعلَى‬
Bir şeye dayandı َ

(Çocuk annesine güvenir.) .‫يَ ْـعتَ ِم ُد الطِّْف ُل َعلَى أ ُِّم ِه‬


(Başarı çalışmaya dayanır.) .‫االجتِ َه ِاد‬ ِ
ْ ‫اح يَ ْـعتَم ُد َعلَى‬ ُ ‫َّج‬
َ ‫الن‬
(Bu konuda bana güven.) .‫اِ ْعتَ ِم ْد َعلَ َّي ِف َه ِذ ِه الْ َم ْسأَلَِة‬
(Yalancılara asla güvenme!) .‫ال تَ ْـعتَ ِم ْد َعلَى الكاذبني أبدا‬

Bir kimse ya da bir


şey hakkında konuş- َ ‫َتَ َّد‬
... ‫ث َع ْن‬
tu, bir şeyden bahsetti

)Öğretmen harf-i cerlerle ilgili konuştu.) .‫َّث الْ ُم َعلِّ ُم َع ْن حروف اجلر‬ َ ‫َتَد‬
)Bu konuyu babamla konuştum.) .‫وع َم َع أَِب‬ِ‫ض‬ ُ ‫ت َع ْن َه َذا الْ َم ْو‬ ُ ْ‫َتَ َّدث‬
َّ ‫ك ِبَ َذا‬
ِ ‫الشك‬
!‫ْل‬ ِ ِ ‫َّث عن‬
(Arkadaşın hakkında bu şekilde konuşma!) َ ‫صديق‬ َ ْ َ ْ ‫ال تَـتَ َحد‬
(Müdüre benden bahsettin mi?) ‫ت َع ِّن إىل الْ ُم ِدي ِر؟‬ َ ْ‫َه ْل َتَ َّدث‬

296
Arapça III

Bir konuda düşündü ... ‫فَ َّك َر ِف‬

)Bu konuda iyice düşün.) .‫وع َجيِّ ًدا‬ ِ‫ض‬ ُ ‫فَ ِّك ْر ِف هذا الْ َم ْو‬
(Şimdi Amerika’ya yolculuk etmeyi düşünmüyorum.) .‫الس َف ِر إىل أمريكا اآل َن‬ َّ ‫ال أُفَ ِّكُر ِف‬
(Ahmet yurtdışında eğitim düşünmüyor.) .‫اس ِة ِف اخلَارِِج‬ َ ‫ِّر‬َ ‫َحَ ُد ِف الد‬ ْ ‫ال يـُ َف ِّك ُر أ‬
(Cevap vermeden önce soruyu iyi düşün!) !‫الس َؤ ِال َجيِّ ًدا قَ ْـب َل ا ِإل َجابَِة‬
ُ ‫فَك ْر ف‬
ِ ِّ

Bir şeye alıştı ... ‫تَ َـع َّو َد َعلَى‬

)Şehrin yemeklerine alıştım.) .‫ت َعلَى طَ َع ِام الْ َم ِدينَ ِة‬


ُ ‫تَ َـع َّو ْد‬
(Ahmet deniz kıyısının yakınında yaşamaya alıştı.) .‫ب شاطئ البَحر‬َ ‫تَ َـع َّوَد أمحد َعلَى احلياة قُ ْـر‬

)Kış mevsiminde erken uyumaya alıştık.) ِ ‫تَ َـع َّو ْدنَا َعلَى النَّ ْـوِم ُمبَ ِّكًرا يف‬
.‫فصل الشِّتاء‬
(Burada çalışmaya alıştım.) .‫الع َمل ُهنا‬ َ ‫ت َعلَى‬ ُ ‫تَ َـع َّو ْد‬

297
Mef‘ûlun Leh ve Mef‘ûlun Fih

Öğrenme Çıktısı
4 Arapçada harf-i cerle kullanılan bazı fiilleri tanıma ve yerinde kullanma becerisi
kazanabilme

Araştır/ İlişkilendir/ Anlat/


Tekrarla 4 Karşılaştır Paylaş

Yukarıda kullanılan harf-i


Yukarıda verilen harf-i cerli Kur’ân-ı Kerîm’in “Araf cerli fiillerin anlamlarını
fiilleri defterinize yazınız ve Sûresi” 184 ayet-i kerime- ezberleyiniz. Bu sözcükler-
birer cümle içinde kullanınız. sinde geçen harf-i cerli fiil- le oluşturduğunuz anlamlı
leri tespit ediniz. cümleleri arkadaşlarınızla
paylaşınız.

ARAPÇADA KALIP İFADELER

‫التَّ ْـعبريات يف اللغة العربية‬


ِ ‫ِمن اآلن‬
... ً‫فصاعدا‬ َ
Bundan böyle, bundan sonra…

.‫العَربيَّةَ أ ْكثَر‬ ِ ِ
(Bundan böyle Arapçaya daha çok çalışırım.) َ ‫س‬ ُ ‫أدر‬
ُ ً‫م َن اآلن فَصاعدا‬
ِ ِ
(Bundan sonra sınıfı birlikte temizleyeceğiz.) .‫معا‬
ً ‫ـحاضَرة‬
َ ‫قاعةَ ال ُـم‬ َ ‫ف‬ ُ ِّ‫م َن اآلن فَصاعداً سنُـنَظ‬
ِ ‫ـي ِمن ال ُقر‬
ِ ْ َ‫ص ْف َحت‬ ِ ِ
.‫آن ال َكرمي َك َّل يَوم‬ْ َ ُ‫م َن اآلن فصاع ًدا سنَـ ْقَرأ‬
(Bundan böyle her gün Kur’ân-ı Kerim’den iki sayfa okumaya karar verdik.)

‫سأسوق سياريت‬ ِ ِ
ُ ً‫من اآلن فصاعدا‬
.‫ب إىل العمل َو ْحدي‬ ِ
ُ ‫بنَفسي وسأ ْذ َه‬

Bundan sonra arabamı kendim


süreceğim ve işe yalnız gideceğim.

298
Arapça III

!‫حيَّاك اهلل‬-
َ
!‫اهلل ُيَيِّيك‬-
- Allah sana ömür versin. Sağ olasın.
- Sana da. Sen de sağ ol.

.‫َحد‬
ْ ‫الشرَكة يا أ‬
ّ ‫ت َك َّل ال َـمشاكل يف‬
ُ ‫ َحلَْل‬-
Şirketteki tüm sorunları çözdüm Ahmet. .‫اك اهلل يا أَخي‬
َ ّ‫ َحي‬.‫ررت هبذا اخلرب‬
ُ ‫ ُس‬.‫احلمد هلل‬
.‫ اهلل ُييِّيك‬- Elhamdulillah. Bu habere sevindim. Allah
sana ömür versin kardeşim.
Sen de sağ ol.

.‫اك اهلل‬
َ َّ‫ َحي‬.‫طيع أ ْن تَـ ْقَرأ ال ُق ْرآن‬
ُ َ‫تست‬
ْ ‫ت‬َ ْ‫أن‬.‫ت يا ابِْن‬
َ ‫َح َسْن‬
ْ‫أ‬-
(Aferin oğlum. Kur’ânı okuyabiliyorsun. Allah ömür versin.)
(Sağ ol babacığım.) -.‫أَيب‬ ‫اهلل ُييّيك يا‬

ِ ‫أخرياً ولَيس‬
ً‫آخرا‬ َ ْ
Son olarak, son verirken

Mektupların son paragrafında, konuşma metinlerinin son cümlelerinin başına getirilen bu ifadenin
kelime anlamı “Son ama en son değil” şeklindedir. “Son olarak”, “son verirken”, “son verirken şu hususu
da belirteyim ki” biçiminde Türkçeye aktarılabilir.
.ً‫َمامنا طريقاً طويال‬ ِ ‫أخريا وليس‬
َّ ‫آخراً أُريد أن أقول لكم‬
َ ‫إن أ‬ ً
(Son olarak şunu söylemek istiyorum ki önümüzde uzun bir yol var.)

299
‫‪Mef‘ûlun Leh ve Mef‘ûlun Fih‬‬

‫ول حياهتم‪.‬‬ ‫ب من طُالَّيب أ ْن يَ ْستَ ِمُّروا يف ِّ‬


‫الدراسة واالجتهاد طُ َ‬ ‫ِ‬
‫ليس آخراً أطلُ ُ‬
‫أخرياً و َ‬
‫)‪(Sözlerime son verirken öğrencilerimden yaşamları boyunca okumaya ve çalışmaya devam etmelerini istiyorum.‬‬
‫ِ‬
‫ليس آخراً أَقُول‪َ :‬م ْن َج َّد َ‬
‫وجد‪.‬‬ ‫أخرياً و َ‬
‫)‪(Son verirken şunu ifade etmek istiyorum ki: Çalışan başarır.‬‬

‫‪Öğrenme Çıktısı‬‬
‫‪5 Arapçada sıklıkla kullanılan bazı ifade biçimlerini tanıma ve yerinde kullanma becerisi elde‬‬
‫‪edebilme‬‬

‫‪Araştır/‬‬ ‫‪İlişkilendir/‬‬ ‫‪Anlat/‬‬


‫‪Tekrarla 5‬‬ ‫‪Karşılaştır‬‬ ‫‪Paylaş‬‬

‫‪Yukarıda kullanılan kalıp‬‬


‫‪Verilen kalıp ifadelerin kul-‬‬ ‫‪Bu kalıp ifadeleri Türkçede‬‬ ‫‪ifadeleri ezberleyiniz. Bu‬‬
‫‪lanımını internette tarama‬‬ ‫‪aynı anlamda kullanılan ka-‬‬ ‫‪ifadelerle oluşturduğunuz‬‬
‫‪yaparak araştırınız.‬‬ ‫‪lıp ifadelerle karşılaştırınız.‬‬ ‫‪anlamlı cümleleri arkadaş-‬‬
‫‪larınızla paylaşınız.‬‬

‫ ‪okuma‬‬ ‫قراءة‬
‫ِ‬
‫املكتبة‬ ‫ِف‬
‫ب ُكلَيَِّت َكثِريا‪ِ .‬ف ُكلِّيَتَـنَا َمكْتَـبَةٌ َكبِريةٌ ِبَ ِ‬
‫انب‬ ‫َ‬ ‫ً‬ ‫س ِف قِ ْس ِم اللُّغَ ِة الْ َعَربِيَّ ِة أ ُِح ُّ‬ ‫أَنَا طَالِ ِ ِ ِ ِ‬
‫ب ف ُكلِّيَّة التَّ ْـربيَة‪ .‬أ َْد ُر ُ‬ ‫ٌ‬
‫طاوالت‬ ‫د‬ ‫وج‬ ‫ت‬ ‫ِ‬
‫املكتبة‬ ‫ط‬‫ِ‬ ‫س‬ ‫و‬ ‫يف‬ ‫و‬ ‫‪،‬‬ ‫ِ‬
‫اءة‬ ‫ر‬ ‫لق‬‫ِ‬‫ل‬ ‫ا‬ ‫طلب‬ ‫م‬‫املطع ِم‪ ،‬إِ َّنا مكْتـبةٌ رائِعةٌ‪ .‬ن ْذهب إِلَيـها بـعد الظُّه ِر ُكل يـوٍ‬
‫ٌ‬ ‫ُ َُ‬ ‫َ ََ‬ ‫َّ َ ْ ً‬ ‫َ ََ َ َ َ َ ُ ْ َ َ ْ َ‬
‫ِ‬
‫الرفُوف‪.‬‬ ‫ب فَ ْـو َق ُّ‬ ‫وج ُد الْ ُكتُ ُ‬ ‫اك تُ َ‬ ‫يد َها‪َ .‬وُهنَ َ‬ ‫الت نُِر ُ‬
‫ب ِ‬ ‫ث َع ِن الْ ُكتُ ِ‬ ‫يب يُْ ِكنـُنَا بَِو ِاسطَتِ َها الْبَ ْح ُ‬ ‫ِ‬
‫كثريةٌ َعلَْي َـها َح َواس ُ‬
‫ض الطُّ ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِِ ِ ِ‬ ‫ب إىل الـمكْتَ ِبة لِ ِْلطَِّل ِع َعلَى الْ ُكتُ ِ‬ ‫ض الطَُّّل ِ‬
‫الب‬ ‫ب الْ ُم ْختَل َفة أ َْو للبحث َع ِن الْ َمَراج ِع ‪َ ،‬وبَ ْـع ُ‬ ‫َ‬ ‫يَأِْت بـَْع ُ‬
‫ضلُهُ الطُّ ُ‬
‫الب‪.‬‬ ‫يَأْتُو َن لِْل ُم َذا َكَرِة‪ ،‬فَالْ َمكْتَبَةُ َم َكا ٌن َه ِاد ٌ‬
‫ئ يـُ َف ِّ‬
‫اعةً ِف كِتَ ِ‬ ‫ـي النَّافِ َذ ِة والْب ِ‬ ‫ِ‬
‫يخ‪،‬‬ ‫اب التَّا ِر ِ‬ ‫ت َس َ‬ ‫اب‪َ ،‬وقَ َـرأْ ُ‬ ‫ََ‬ ‫ت بَ ْ َ‬ ‫وجلَ ْس ُ‬ ‫احا‪َ .‬‬ ‫صبَ ً‬‫س إِ َل الْ َمكْتَـبَة َ‬ ‫ت أ َْم ِ‬‫َذ َهْب ُ‬
‫ت إِلَْي ِه َر ْغبَةً‬ ‫ف َوَكا َن يُعِ ُّد َْبثًا ُمْن ُذ أ َْم ِ‬ ‫الَْل ِ‬ ‫يخ وطَنِنا‪ُ ،‬ثَّ رأيت ص ِد ِيقي َيلِ‬ ‫واستَمتَـع ِ ِ‬
‫س‪ .‬فَ َذ َهْب ُ‬ ‫س ِف ْ‬ ‫ُ‬ ‫ْ‬ ‫ت بَْع ِرفَة تَا ِر ِ َ َ َ ُ َ‬ ‫َْ ْ ْ ُ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ٍ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ومات م َن الْ َمَراج ِع‬ ‫اع ْدتُهُ ف َجْ ِع الْ َم ْعلُ َ‬ ‫ض ُمَافَظَةً على اهلُُدوء‪ُ ،‬ثَّ َس َ‬ ‫ص ْوت ُمْن َخف ٍ‬ ‫َّحدُّث َم َعهُ‪َ ،‬تَ َّدثْـنَا ب َ‬ ‫ِف الت َ‬
‫ص ِد ِيقي لِتَـنَ ُاوِل الطَّ َع ِام ِف‬ ‫ت َ‬
‫ِ‬
‫َّاي ِف الْ َم ـ ْق َهى أ ََم َام الْ َمكْتَـبَة‪ُ .‬ثَّ َد َع ْو ُ‬ ‫صًرا‪َ ،‬و َش ِربْـنَا الش َ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ُثَّ َخَر ْجنَا م َن الْ َمكْتَبَة َع ْ‬
‫ص ِد ِيقي َكثِ ًريا َو َش َكَرِن‬ ‫ِح َ‬ ‫ث‪ ،‬فَر َ‬ ‫ـي بَ ْـع َد الطَّ َع ِام َح َّت أَ ْك َم ْلنَا الْبَ ْح َ‬ ‫اعتَ ْ ِ‬ ‫ِ‬
‫البيت َم َساءً‪ ،‬تَـنَ َاولْنَا الطَّ َع َام َو ْ‬
‫اجتَ َـه ْدنَا َس َ‬
‫يدا بـي الْمكْتَـب ِة والْبـي ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِِ‬
‫اع َدِت لَهُ َو َع َاد إِ َل بَْـيته َم ْسُر ًورا بَ ْـع َد أَ ْن قَ َ‬
‫ت‪.‬‬ ‫ضْيـنَا يَ ْـوًما َسع ً َ ْ َ َ َ َ َ ْ‬ ‫َعلَى َد ْع َوِت َوُم َس َ‬

‫‪300‬‬
Arapça III

Kütüphanede
Ben Eğitim fakültesinde bir öğrenciyim. Arap Dili Bölümünde öğrenim görüyorum. Fakültemi çok
seviyorum. Fakültemizde yemekhanenin yanında büyük bir kütüphane var. O, mükemmel bir kütüp-
hanedir. Okumak için her gün öğleden sonra oraya gideriz. Kütüphanenin ortasında büyük masalar ve
üzerinde bilgisayarlar var. Onların aracılığıyla istediğimiz kitapları araştırırız. Orada rafların üzerinde
kitaplar var (bulunur). Öğrencilerden bazıları, farklı kitaplara göz atmak ve kaynakları araştırmak için
kütüphaneye gelirler. Öğrencilerin bazıları ders çalışmak için gelirler. (Zira) Kütüphane öğrencilerin
tercih ettiği sessiz bir ortamdır.
Dün sabah kütüphaneye gittim. Kapı ile pencere arasında bir yere oturdum. Bir saat tarih kitabı oku-
dum. Ülkemizin tarihini öğrenmekten keyif aldım. Arkadaşımın arkada oturduğunu gördüm. Dünden
beri bir araştırma hazırlıyordu. Onunla konuşmak için yanına gittim. Sessizliği korumak için sessizce
(kısık sesle) konuştuk. Kaynaklardan bilgi toplarken ona yardım ettim. İkindi vakti kütüphaneden
çıktık ve kütüphanenin önündeki kafede çay içtik. Daha sonra, arkadaşımı akşamleyin evde yemek ye-
meye davet ettim. Yemekten sonra araştırma konusunu bitirinceye iki saat ders çalıştık. Arkadaşım çok
sevindi, misafirperverliğim ve yardımlarım için teşekkür etti. Ev ve kütüphane arasında mutlu bir gün
geçirdikten sonra sevinçli bir şekilde evine döndü.

ِ ‫ُمْتارات ِم ْن ْأم‬
‫ثال العرب‬
Arap Atasözlerinden Seçmeler

.ً‫ض َحك أخريا‬


ْ َ‫يَضحك َكثرياً َم ْن ي‬ .‫وك ن َفخ‬
َ ُ‫داك ْأوَكتا وف‬
َ َ‫ي‬
Son gülen iyi güler. Kendi düşen ağlamaz.

301
‫‪Mef‘ûlun Leh ve Mef‘ûlun Fih‬‬

‫‪alıştırmalar‬‬ ‫التَ ْدريبات‬


‫‪1- Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları parantez içinde verilen kelimelerden uygun olanıyla doldurunuz.‬‬
‫جتميل(‬
‫ً‬ ‫(طاعةً‪ /‬طلبًا‪ /‬احرت ًاما ‪ /‬حبًا ‪/‬‬
‫صلّي الْ ُم ْسلِ ُمو َن ‪ ........‬لَِرِّبِ ْم‪.‬‬‫يُ َ‬ ‫‪.1‬‬
‫الَ ِام َع ِة ‪ ........‬لِْلعِْل ِم‬ ‫ب إِ َل ْ‬
‫يَذهب الطَُّّل ُ‬ ‫‪.2‬‬
‫السائق‪ ........‬لِْل ُم َش ِاة‪.‬‬ ‫ف ّ‬ ‫َوقَ َ‬ ‫‪.3‬‬
‫َّعت الْبـَلَ ِديَّةُ الْوردةَ ‪ ........‬لِْل َم ِدينَ ِة‪.‬‬
‫َوز َ‬ ‫‪.4‬‬
‫ور الْ َم َكتَـبَةَ ‪ ........‬لِْلمطالعة‪.‬‬ ‫أ َُز ُ‬ ‫‪.5‬‬

‫‪2- Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları parantez içinde verilen kelimelerden uygun olanıyla doldurunuz.‬‬
‫اح(‬
‫َّج ِ‬ ‫ِ‬ ‫(لِتَـ ْلبِيَة ‪ِ /‬إلكرام ‪ /‬لِتَ ْش ِجي ِع ‪َ /‬ر ْغبَةً ‪/‬‬
‫للن َ‬
‫ضرت ‪َ ..........‬د ْع َوتِك‪.‬‬ ‫َح ُ‬ ‫‪.1‬‬
‫ت‪ ..........‬الضَّْيف‪.‬‬ ‫ُس ِرْر ُ‬ ‫‪.2‬‬
‫ائز‪ ..........‬الْ ُكتَّاب‪.‬‬ ‫َّم اجلو ُ‬ ‫تُـ َقد ُ‬ ‫‪.3‬‬
‫افرت اىل اخلارج‪..........‬يف ال ّدراسة‪.‬‬ ‫َس ُ‬ ‫‪.4‬‬
‫أ َْع َم ُل اليَ ْـوَم ‪َ ..........‬غداً‪.‬‬ ‫‪.5‬‬

‫‪3- Aşağıdaki boşlukları parantez içinde verilen zaman zarflarından anlamca uygun olanıyla doldurunuz.‬‬
‫َأم ِ‬
‫س(‬ ‫‪ْ/‬‬ ‫(قَ ْـب َل ‪ /‬بَ ْـع َد ‪ /‬ليال ‪ /‬صباحا‬
‫توضأت‪ .........‬صالة الظهر‪.‬‬‫ّ‬ ‫‪.1‬‬
‫سيـب َدأُ درس التاريخ‪ ........‬ساعة‪ٍ.‬‬
‫َ َ‬ ‫ُ‬ ‫ََْ‬ ‫‪.2‬‬
‫القمر ‪. ............‬‬
‫يَظهر ُ‬ ‫‪.3‬‬
‫مس ‪..........‬‬
‫الش ُ‬‫تُشرق ّ‬ ‫‪.4‬‬
‫وق مع أسريت‪..........‬‬ ‫الس ِ‬
‫ت إِ َل ُّ‬
‫َذ َهْب ُ‬ ‫‪.5‬‬

‫‪302‬‬
Arapça III

4- Aşağıdaki boşlukları parantez içinde verilen yer zarflarından anlamca uygun olanıyla doldurunuz.
(‫حتت‬
َ / ‫ ِعْن َد‬/ ‫حنو‬
َ /‫ف‬َ ‫ َخ ْل‬/ ‫(أ ََم َام‬
.‫ املصلني‬.........‫اإلمام‬ ِ
ُ ‫يَقف‬ .1
.‫اللص‬
ّ ......... ‫رطي‬ ُّ ‫الش‬
ّ ‫جيري‬ .2
.‫املعلّم وهو يشر ُح ال ّدرس‬........ ‫نظرت‬ .3
.‫أسبوعا‬
ً ‫نا‬........ ‫أَقام عُ َمر‬ .4
.‫ الطَّاولة‬..... ‫النقود‬
َ ‫ت‬ ُ ‫وج ْد‬
َ .5
5- Aşağıda verilen boşlukları cümlenin fiiline uygun harf-i cerlerle doldurunuz.
.‫ َغ ِْي َك‬....... ‫ال تَ ْـعتَ ِم ْد‬ .1
.‫ َه َذا البحث َم َع املعلم‬...... ‫ت‬ ُ ْ‫َتَ َّدث‬ .2
.‫الس َؤ ِال قَ ْـب َل ا ِإل َجابَِة‬
ُ ..... ‫فَك ْر‬
ِّ .3
.‫ االستيقاظ ُمبَ ِّكًرا‬....... ‫تَ َـع َّو ْدنَا‬ .4
.‫الذهاب إىل القرية‬ َّ ........‫ال أُفَ ِّكر‬ .5
ُ
6- Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz.
1. Ali, misafirine olan sevgisinden dolayı ona ikramda bulundu.
2. Çocuk korkudan ağladı.
3. Kahire’de iki yıl yaşadım.
4. Güneş, doğudan doğar.
5. Araba evin arkasındadır.

7- Aşağıdaki cümleleri Türkçeye çeviriniz.


.‫املوضوع‬
ِ ‫ذهبت إىل املكتبة حبثًا عن‬
ُ .1
.‫س‬ِ ‫َّص ْلت بأمي َمساءَ أ َْم‬
َ ‫ات‬ .2
.‫هرا‬
ً ُ‫القطار إىل أنقرة ظ‬
ُ ‫ص َل‬َ ‫َو‬ .3
.‫أمام املْت َحف‬َ ‫اح‬ ُّ ‫ـجتَ ِمع‬
ُ ‫السو‬ ْ َ‫ي‬ .4
.‫ليل‬
ً ‫ذهبت إىل املستشفى‬ .5

303
Mef‘ûlun Leh ve Mef‘ûlun Fih

8- Aşağıdaki cümlede altı çizili kelimenin irâbı hakkında hangi seçenekteki bilgi doğrudur?
ِ
.‫احلقيبة‬ ‫داخل‬
َ ‫الكتاب‬
َ ‫وضعت‬
ُ
A. Mef‘ûlun bîh mansûb nasb alâmeti sondaki fetha.
B. Muzâfun ileyh, mecrûr cer alâmeti sondaki kesra.
C. Mef‘ûlun mutlak nasb alâmeti sonundaki fetha
D. Mef‘ûlun leh nasb alâmeti sonundaki fetha.
E. Mef‘ûlun fîh mansûb, nasb alâmeti sonundaki fetha.

ِ
9- ‫الْم ْع ِرفَة‬
َ ‫أَقْ َـرأُ ُحبًّا ف‬
Yukarıdaki cümledeki (‫حبًّا‬
ُ ) irâbı ile ilgili hangi seçenekteki bilgi doğrudur?
A. Mef‘ûlun bih, mansûb, nasb alâmeti sondaki fetha.
B. Muzâfun ileyh, mecrûr, cer alâmeti sondaki kesra.
C. Haber, mansûb, nasb alâmeti sonundaki fetha.
D. Mef‘ûlun leh, mansûb, nasb alâmeti sonundaki fetha.
E. Fâil, mahallen merfû, lafzan mansûb, nasb alâmeti sonundaki fetha.
10- Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri parantez içinde verilen kalıp ifadelerden uygun ola-
nıyla doldurunuz.
ِ
(ً‫فصاعدا‬ ‫من اآلن‬ ِ ِ ِ ‫ أخرياً ولَي‬،‫اك اهلل‬
َ ،‫ َحيَّاك اهلل‬،ً‫من اآلن فصاعدا‬ َ ،ً‫س آخرا‬ َ ْ َ َّ‫( َحي‬
!‫وحد ِك‬
َ ‫السوق‬ ُّ ‫ذهيب إىل‬
َ َ‫ ال ت‬............ .1
................. ‫فاطمة‬ ِ ‫ت يا‬ ِ ‫أحسْن‬
َْ .2
ِ
.‫لَ ْن أطْبُ َخ يف البيت َسنَأ ُك ُل يف هذا الـمطعم‬.............. .3
.‫يا أيب‬..............‫ شكراً جزيال‬.‫ت الـموضوع‬ ُ ‫اآلن ف ِه ْم‬ .4
.‫رورة ِجدَّا ِبَعرفَتِ ُكم‬
َ ‫أقول إنَّين َم ْس‬
َ ‫يد أن‬ُ ‫ أر‬............... .5

304
Arapça III

Günlük hayatta “Niçin? Neden? Ne zaman?


1 Nerede?” gibi soru ifadelerini yanıtlarken mef‘ûlun

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti ‫ْخيص‬


leh ve mef‘ûlun fîh içeren cümleler kurabilme

Günlük Hayatımızda Arapça 10

Verilen diyalogla dilbilgisi konularına giriş yapılmakta ve günlük hayatta mef‘ûlun leh ve mef‘ûlun fîhin
kullanımına dair örnekler verilmektedir.

Mef‘ûlun lehi tanıyabilme ve


2 cümle içinde kullanma becerisi
kazanabilme

Mef‘ûlun Leh

Arapçada fiil cümlelerinde fiilin oluş nedenini açıklayan belirsiz (nekira) mastarlar mef‘ûlun leh ( ) ‫املغعول له‬
olarak isimlendirilir. Cümlede mef‘ûlun lehi bulmak son derece kolaydır. Bunun için fiile “neden, niçin”

ِ ‫التـَّل‬
sorularını sormamız yeterlidir. Bu mastar daima belirsiz ve mansûb olarak kullanılır ve Türkçeye “…için,
-mek için, sebebiyle, -den dolayı” diye çevrilebilir.
Örneğin,

(İlim öğrenmek için Ankara’ya gittim.) ‫ت إىل أنقرة طَلَباً للعِْل ِم‬
ُ ‫سافَ ْـر‬.
Yukarıdaki cümlede ً‫ طَلَبا‬sözcüğü mef‘ûlun lehtir ve “Niçin Ankara’ya yolculuk yaptın?” soruna cevap verir.

Mef‘ûlun fîhi tanıyabilme ve


3 cümle içinde kullanma becerisi
kazanabilme

Mef‘ûlun Fîh (Yer ve Zaman


Zarfı)

Arapçada, fiil cümlelerinde fiilin gerçekleştiği zamanı veya mekânı bildiren mansûb isim, yer veya zaman
‫املفعول فيه‬
zarfları veya zarf öbekleri mef‘ûlun fîh ( ) olarak adlandırılır. Dolayısıyla fiile “nerede”, “ne zaman”
gibi sorular sorulduğunda alınan cevap o cümlenin mef‘ûlun fîhidir.
ِ ِ ‫اِنْـتظَرت‬
(Arkadaşımı fakültenin önünde bir saat bekledim.) . َ ‫صديقي أ ََم َام الْكلية َس‬
ً‫اعة‬ َ ُْ َ
Yukarıdaki cümlede “Arkadaşını ne kadar süre bekledin?” ve “Nerede bekledin?” sorularının cevabı bulun-
maktadır. Cümlede eylemin yapıldığı zaman süresini gösteren zaman zarfı ( ً‫اعة‬
َ ‫ ) َس‬ve eylemin gerçekleştiği
‫ )أ ََم َام‬kelimeleri birer mef‘ûlun fîhtirler.
yeri/mekânı gösteren mekân zarfı (

Bazı kelimelerin başına bulunma/kalma durum ekleri olan (‫( )يف‬-de, -da), (‫( )ب‬-de, -da) harf-i cerlerinden
biri getirilmek suretiyle de mef‘ûlun fîh elde edilir.

(Cuma namazını camide kıldım.) . ‫الُ ْم َع ِة ِف الْ َم ْس ِج ِد‬


ْ َ‫ص َلة‬ ُ ‫صلَّْي‬
َ ‫ت‬ َ

305
Mef‘ûlun Leh ve Mef‘ûlun Fih
ِ ‫التـَّل‬
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti ‫ْخيص‬

Arapçada harf-i cerle kullanılan


4 bazı fiilleri tanıma ve yerinde
kullanma becerisi kazanabilme

Harf-i Cerlerle Kullanılan Bazı


Fiiller

...‫ اِ ْعتَ َم َد َعلَى‬: Bir kimseye güvendi, bir şeye dayandı


(Çocuk annesine güvenir.) .‫يَ ْـعتَ ِم ُد الطِّْف ُل َعلَى أ ُِّم ِه‬
...‫ث َع ْن‬َ ‫ َتَ َّد‬: Bir kimse ya da bir şey hakkında konuştu, bir şeyden bahsetti
(Öğretmen harfi cerlerle ilgili konuştu.) .‫َّث الْ ُم َعلِّ ُم َع ْن حروف اجلر‬ َ ‫َتَد‬
...‫ فَ َّك َر ِف‬: Bir konuda düşündü
(Bu konuda iyice düşün.) .‫وع َجيِّ ًدا‬ ِ‫ض‬ ُ ‫فَ ِّك ْر ِف هذا الْ َم ْو‬
...‫ تَ َـع َّو َد َعلَى‬: Bir şeye alıştı
(Şehrin yemeklerine alıştım.) .‫ت َعلَى طَ َع ِام الْ َم ِدينَ ِة‬ ُ ‫تَ َـع َّو ْد‬

Arapçada sıklıkla kullanılan bazı


5 ifade biçimlerini tanıma ve yerinde
kullanma becerisi elde edebilme

Arapçada Kalıp İfadeler

ِ
“...ً‫فصاعدا‬ ‫( ” ِم َن اآلن‬Bundan böyle, bundan sonra…), “‫ك‬ َ ِّ‫ اهلل ُيي‬-‫( ” َحيَّاك اهلل‬Allah seni yaşatsın, sana
ِ ‫( ”أخرياً ولَيس‬Son olarak, sözlerime son verirken) ifadelerinin kullanımları
ömür versin, sağ olasın), “ً‫آخرا‬
َ ْ
görsellerle verilen örnek cümlelerle tanıtılmıştır.
ِ ِ
(Bundan sonra sınıfımızı birlikte temizleyeceğiz.) .‫معا‬ ً ‫صفَّنا‬ َ ‫ف‬ُ ِّ‫م َن اآلن فَصاعداً سنُـنَظ‬
.‫اك اهلل‬
َ َّ‫ َحي‬.‫طيع أ ْن تَـ ْقَرأ ال ُق ْرآن‬
ُ َ‫تست‬
ْ ‫ت‬ َ ْ‫ أن‬.‫ت يا ابِْن‬
َ ‫َح َسْن‬
ْ‫أ‬
(Aferin oğlum. Kur’ânı okuyabiliyorsun. Allah ömür versin.)
ِ
(Son verirken şunu ifade etmek istiyorum ki: Çalışan başarır.)
َ ‫ َم ْن َج َّد‬:‫ليس آخراً أَقُول‬
.‫وجد‬ َ ‫أخرياً و‬

306
Arapça III

1 Aşağıdakilerden hangisi zaman zarfıdır? 5 ”.‫هذه املسألة‬........‫ “ال تف ّكر‬cümlesindeki


A. ‫أمام‬

neler öğrendik? ‫ماذا تـََعلّ ْمنا؟‬


boşluğu uygun şekilde tamamlayacak harf-i cer
B. ‫وسط‬ aşağıdakilerden hangisidir?
C. ‫ظُهرا‬ A. ‫على‬
D. ‫فوق‬ B. ‫من‬
E. ‫خلف‬ C. ‫يف‬
D. ‫ل‬
2 ،‫ت بعض السور القصرية ُحبًّا يف القرآن‬ ِ
ُ ْ‫“ َحفظ‬ E. ‫عن‬
”.‫الثَّواب‬ ‫وأ ََم ًل يف‬
6 ”.....‫ “تَظْهر النُّجوم‬cümlesinde boşluğu ta-
cümlesinde altı çizili sözcükler ne tür mef‘ûldür? ُ َُ
mamlayacak anlamlı zaman zarfı aşağıdakilerden
A. Mef‘ûlun bih hangisidir?
B. Mef‘ûlun leh
C. Mef‘ûlun mutlak A. ‫شهرا‬
D. Mef‘ûlun fih
B. ‫سنة‬
E. Mef‘ûlun meah
C. ‫يوما‬
3 Aşağıdaki cümlede boş bırakılan yere aşağıda- D. ‫أسبوعا‬
ki mef‘ûlun lehlerden hangisi getirilemez?
E. ‫ليال‬
.‫اح‬ َ ‫ ِف الن‬..........‫ب‬
ِ ‫َّج‬ ُ ‫يذاكر الطّّل‬ 7 ”.‫الباب‬....َ‫ “أوقَـ ْفت السيارة‬cümlesindeki boş-
A. ‫ حبًا‬
ُ ْ
B. ً‫رغبة‬ luğu anlamlı şekilde tamamlayacak yer zarfı aşağı-
dakilerden hangisidir?
C. ‫َم ًل‬
َ ‫ أ‬ D. ‫خوفًا‬
E. ‫طلبًا‬ A. ‫أمام‬
B. ‫بني‬
4 Aşağıdaki cümledeki boşluğu anlamlı şekilde
C. ‫فوق‬
tamamlayacak belirli mef‘ûlun leh hangi seçenekte
verilmiştir? D. ‫على‬

.‫د ْع َوتِك‬........ ‫ضرت‬ E. ‫حتت‬


َ ُ ‫َح‬
A. ‫لِتَـ ْلبِيَ ِة‬ 8 ”.‫صالة الفجر‬............‫توضأت‬ ّ “ cümle-
B. ً‫تلبية‬ sinde boşluğu anlamlı şekilde tamamlayacak söz-
cük aşağıdakilerden hangisidir?
C. ‫اما‬ً ‫إكر‬
D. ‫هدفًا‬ A. ‫ خلف‬ B. ‫بني‬
E. ‫معتمدا‬
ً C. ‫ مث‬ D. ‫قبل‬
E. ‫وراء‬

307
Mef‘ûlun Leh ve Mef‘ûlun Fih

9 ِ ِ
‫صًرا‬ َ ‫طع ِم ظُ ْهًرا‬
ْ ‫وع‬ َ ‫أمام باب ال َـم‬
َ ‫الناس يَـنتَظرون‬
َ ‫ترى‬ 10 ”.‫سر النّجاح‬
ُّ ‫النَّفس‬........‫ماد‬ِْ “
ُ ‫االعت‬
cüm-
ِ ‫ومساء وحىت صباحا لِي ِج ُدوا مائِدةً خالِيةً بِالد‬
.‫َّاخل‬ َ َ ً َ ً َ lesindeki boşluğu uygun şekilde tamamlayacak
neler öğrendik? ‫ماذا تـََعلّ ْمنا؟‬

Yukarıdaki cümlenin anlamca en yakın Türkçe harf-i cer aşağıdakilerden hangisidir?


karşılığı, aşağıdaki seçeneklerden hangisinde doğru
A. ‫عن‬
olarak verilmiştir?
A. İnsanların içeride bir masa bulabilmek için öğ- B. ‫يف‬
lenden, ikindiye, akşama hatta sabaha kadar lo- C. ‫من‬
kantanın önünde beklediklerini görürsün.
B. İnsanların içeride boş bir masa bulabilmek için D. ‫ل‬
öğlen, ikindileyin, akşam, hatta sabahleyin lo- E. ‫على‬
kantanın kapısının önünde beklediklerini gö-
rürsün.
C. İnsanlar boş bir masa bulabilmek için öğlen,
ikindi, akşam, hatta sabahleyin lokantanın ka-
pısının önünde beklerler.
D. İçeride bir masa bulabilmek için öğlen, ikindi,
akşam ve sabah lokantanın önünde insanların
beklediğini görüyorsun.
E. İçeride boş bir masa bulabilmek için öğlen, ikin-
dileyin, akşam ve sabahleyin lokantanın kapısı-
nın yanında insanların beklediklerini görüsün.

308
Arapça III

1. C Yanıtınız yanlış ise “Mef‘ûlun Fîh” konusunu 6. E Yanıtınız yanlış ise “Mef‘ûlun Fîh” konusunu
yeniden gözden geçiriniz. yeniden gözden geçiriniz.

neler öğrendik yanıt anahtarı “‫األج ِوبة لِـ “ماذا تـََعلّ ْمنا‬
2. B Yanıtınız yanlış ise “Mef‘ûlun Leh” konusu- 7. A Yanıtınız yanlış ise “Mef‘ûlun Fîh” konusunu
nu yeniden gözden geçiriniz. yeniden gözden geçiriniz.

3. D Yanıtınız yanlış ise “Mef‘ûlun Leh” konusu- 8. D Yanıtınız yanlış ise “Mef‘ûlun Fîh” konusunu
nu yeniden gözden geçiriniz. yeniden gözden geçiriniz.

4. A Yanıtınız yanlış ise “Mef‘ûlun Leh” konusu- 9. B Yanıtınız yanlış ise “Günlük Hayatımızda
nu yeniden gözden geçiriniz. Arapça 10” yeniden gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Harf-i Cer ile Kullanılan


5. C Yanıtınız yanlış ise “Harf-i Cer İle Kullanılan 10. E
Bazı Filler” konusunu yeniden gözden geçi-
Bazı Filler” yeniden gözden geçiriniz.
riniz.

ْ ‫مفاتيح‬
Araştır/Tekrarla
10 Yanıt Anahtarı

ِ ‫أ َْعطَْيـنَا اجلوائز لِتَ ْش ِجي ِع الطََّل‬


.‫ب‬
Araştır 2 (Öğrencileri teşvik için ödüller verdik.) َ
ِ ‫ )لِت ْش‬sözcüğü mef‘ûlun lehtir.
(‫جي ِع‬ َ

(Muhammed, Ali ve Ömer’in arasında geldi.) .‫وعلي‬


ٍّ ‫بني عمر‬
َ ‫َجاءَ حمم ٌد‬
(‫ )بني‬sözcüğü mef‘ûlun fihtir. (yer zarfı)
Araştır 3
(Muhammed, öğle ile ikindi arası geldi.) .‫بني الظّه ِر والعص ِر‬
َ ‫حممد‬
ً َ‫َجاء‬
(‫ )بني‬sözcüğü mef‘ûlun fihtir. (zaman zarfı)

309
‫‪Mef‘ûlun Leh ve Mef‘ûlun Fih‬‬

‫‪Alıştırmalar Yanıt‬‬
‫‪10‬‬ ‫‪Anahtarı‬‬

‫‪Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları parantez içinde verilen kelimelerden uygun‬‬


‫‪olanıyla doldurunuz.‬‬

‫جتميل(‬
‫ً‬ ‫(طاعةً‪ /‬طلبًا‪ /‬احرت ًاما ‪ /‬حبًا ‪/‬‬
‫اعةً لَِرِّبِ ْم‪.‬‬ ‫ِ‬
‫صلّي الْ ُم ْسل ُمو َن طَ َ‬‫يُ َ‬ ‫‪.1‬‬

‫‪Alıştırma 1‬‬ ‫الَ ِام َع ِة طَلَبًا لِْلعِْل ِم‪.‬‬‫ب إِ َل ْ‬ ‫يذهب الطَُّّل ُ‬ ‫‪.2‬‬

‫السائق اِ ْحِ َت َاما لِْل ُم َد ُّر ِس‪.‬‬


‫ف ّ‬ ‫َوقَ َ‬ ‫‪.3‬‬

‫َّعت الْبـَلَ ِديَّةُ الْوردة َْت ِم ًيل لِْل َم ِدينَ ِة‪.‬‬


‫َوز َ‬ ‫‪.4‬‬

‫ور الْ َم َكتَـبَةَ ُحبًّا لِْلمطالعة‪.‬‬ ‫أ َُز ُ‬ ‫‪.5‬‬

‫‪Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları parantez içinde verilen kelimelerden uygun‬‬


‫‪olanıyla doldurunuz.‬‬

‫اح(‬
‫َّج ِ‬ ‫ِ‬ ‫(لِتَـ ْلبِيَة ‪ِ /‬إلكرام ‪ /‬لِتَ ْش ِجي ِع ‪ /‬ر ْغبَةً ‪/‬‬
‫للن َ‬
‫ضرت لِتَـ ْلبِيَ ِة َد ْع َوتِك‪.‬‬
‫َح ُ‬ ‫‪.1‬‬
‫ِ‬
‫ت ِِلكرامك الضَّْي َ‬ ‫ُس ِرْر ُ‬
‫‪Alıştırma 2‬‬ ‫ف‬ ‫‪.2‬‬

‫ائز لِتَ ْش ِجي ِع الْ ُكتَّاب‪.‬‬


‫َّم اجلو ُ‬ ‫تُـ َقد ُ‬ ‫‪.3‬‬

‫افرت ايل اخلارج ر ْغبَةً يف الدراسة‪.‬‬ ‫َس ُ‬ ‫‪.4‬‬

‫اح َغداً‪.‬‬ ‫َّج ِ‬ ‫ِ‬


‫أ َْع َم ُل اليَ ْـوَم للن َ‬ ‫‪.5‬‬

‫‪Aşağıdaki boşlukları parantez içinde verilen zaman zarflarından anlamca uy-‬‬


‫‪gun olanıyla doldurunuz.‬‬
‫َأم ِ‬
‫س(‬ ‫‪ْ/‬‬ ‫(قَ ْـب َل ‪ /‬بـَْع َد ‪ /‬ليال ‪ /‬صباحا‬
‫توضأّت قَ ْـب َل صالة الظهر‪.‬‬ ‫‪.1‬‬
‫‪Alıştırma 3‬‬ ‫اع ٍة‪.‬‬ ‫َسيَْب َدأُ ُ‬
‫درس التاريخ بَ ْـع َد َس َ‬ ‫‪.2‬‬

‫القمر ليال كل يوم؟‬


‫هل يَظهر ُ‬ ‫‪.3‬‬

‫صباحا‪.‬‬
‫الشمس ً‬ ‫تُشرق ّ‬ ‫‪.4‬‬

‫الس ِ‬
‫وق مع أسريت أ َْم ِ‬
‫س‪.‬‬ ‫ت إِ َل ُّ‬
‫َذ َهْب ُ‬ ‫‪.5‬‬

‫‪310‬‬
Arapça III

Alıştırmalar Yanıt
10 Anahtarı

Aşağıdaki boşlukları parantez içinde verilen yer zarflarından anlamca uygun


olanıyla doldurunuz.

(‫حتت‬
َ / ‫ ِعْن َد‬/ ‫حنو‬
َ /‫ف‬َ ‫ َخ ْل‬/ ‫(أ ََم َام‬
.‫أمام املصلني‬
َ ‫اإلمام‬
ُ ‫ييقف‬ .1
Alıştırma 4
.‫ص‬
ِّ ّ‫لف الل‬
َ ‫رطي َخ‬
ّ ‫الش‬
ّ ‫جيري‬ .2

.‫حنو املعلم وهو يشر ُح ال ّدرس‬ َ ‫نظرت‬ .3

.‫أسبوعا‬
ً ‫أَقام عُ َمر ِعْن َدنا‬ .4

.‫حتت الطَّاولة‬
َ ‫قود‬َ ّ‫وجدت الن‬ُ .5

Aşağıda verilen boşlukları cümlenin fiiline uygun harf-i cerlerle doldurunuz.

.‫ال تَ ْـعتَ ِم ْد َعلى َغ ِْي َك‬ .1

.‫ت َع ْن َه َذا البحث َم َع املعلم‬ ُ ْ‫َتَ َّدث‬ .2


Alıştırma 5
.‫الس َؤ ِال قَ ْـب َل ا ِإل َجابَِة‬
ُ ‫فَك ْر يف‬
ِّ .3

.‫االستيقاظ ُمبَ ِّكًرا‬ ْ ‫تَ َـع َّو ْدنَا َعلى‬ .4

.‫الذهاب إىل القرية‬ َّ ‫ال أُفَ ِّكر يف‬ .5


ُ
Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz.

1. Ali, misafirine olan sevgisinden dolayı ona ikramda bulundu.


ِ
َ ‫أَ ْكَرَم َعل ٌّي‬
.ٌ‫ضْيـ َفهُ ُحبًّا لَه‬
2. Çocuk korkudan ağladı.

ِ
.‫اخلوف‬ ‫بكى الطِّْف ُل من‬
َ
Alıştırma 6 3. Kahire’de iki yıl yaşadım.

ِ ْ َ‫ت يف القاهرِة َسنَت‬


.‫ـي‬ ِ
ُ ‫ع ْش‬
4. Güneş, doğudan doğar.

.‫َّمس ِمن ال َـم ْش ِرق‬


ُ ‫تَ ْش ُر ُق الش‬
5. Araba evin arkasındadır.

.‫البيت‬
ْ َ‫السيّارةُ وراء‬
ّ

311
Mef‘ûlun Leh ve Mef‘ûlun Fih

Alıştırmalar Yanıt
10 Anahtarı

Aşağıdaki cümleleri Türkçeye çeviriniz.

1. .‫املوضوع‬
ِ ‫ذهبت إىل املكتبة حبثًا عن‬
ُ
Konuyu araştırmak için kütüphaneye gittim.
ِ ‫صلت بأمي َمساءَ ْأم‬
2. .‫س‬ ِ
ُ ّ‫ات‬
Dün akşam, anneme telefon ettim.

Alıştırma 7 3. .‫صل القطار إىل أنقرة ظُهرا‬


َ ‫َو‬
ً ُ
Tren öğleyin Ankara’ya vardı.

4. .‫أمام املْتحف‬
َ َ ‫اح‬ ُّ ‫ـجتَ ِمع‬
ُ ‫السو‬ ْ َ‫ي‬
Turistler müzenin önünde toplanıyorlar.

5. .‫ليل‬
ً ‫بت إىل املستشفى‬
ُ ‫َذ َه‬
Geceleyin hastaneye gittim.

Aşağıdaki cümlede altı çizili kelimenin irâbı hakkında hangi seçenekteki bil-
gi doğrudur?
ِ
.‫احلقيبة‬ ‫داخل‬
َ ‫الكتاب‬
َ ‫وضعت‬
ُ
Alıştırma 8 A. Mef‘ûlun bîh mansûb nasb alâmeti sondaki fetha.
B. Muzâfun ileyh, mecrûr cer alâmeti sondaki kesra.
C. Mef‘ûlun mutlak nasb alâmeti sonundaki fetha
D. Mef‘ûlun leh nasb alâmeti sonundaki fetha.
E. Mef‘ûlun fîh nasb alâmeti sonundaki fetha.

312
Arapça III

Alıştırmalar Yanıt
10 Anahtarı

.‫أَقْ َـرأُ ُحبًّا ِف الْ َم ْع ِرفَة‬


Yukarıdaki cümledeki (‫ )حبًّا‬i‘râbı ile ilgili hangi seçenekteki bilgi doğrudur?
ُ
A. Mef‘ûlun bih mansûb nasb alâmeti sondaki fetha.
Alıştırma 9
B. Muzâfun ileyh, mecrûr cer alâmeti sondaki kesra.
C. Haber nasb alâmeti sonundaki fetha.
D. Mef‘ûlun leh nasb alâmeti sonundaki fetha.
E. Fâil nasb alâmeti sonundaki fetha.

Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri parantez içinde verilen kalıp ifade-
lerden uygun olanıyla doldurunuz.
ِ
(ً‫فصاعدا‬ ‫من اآلن‬ ِ ِ ِ ‫ أخرياً ولَي‬،‫اك اهلل‬
َ ،‫ َحيَّاك اهلل‬،ً‫من اآلن فصاعدا‬ َ ،ً‫س آخرا‬ َ ْ َ َّ‫) َحي‬
!‫وحد ِك‬
َ ‫السوق‬ ُّ ‫ذهيب إىل‬ ِ
َ َ‫من اآلن فصاعداً ال ت‬
Alıştırma 10
َ .1
ِ َّ‫فاطمة حي‬
.‫اك اهلل‬ ِ ‫ت يا‬ ِ ‫ أحسْن‬.2
َ َْ
.‫البيت َسنَأ ُك ُل يف هذا الـمطعم‬ ِ
ِ ‫ من اآلن فصاعداً لَن أطْبخ يف‬.3
َُ ْ َ
.‫اك اهلل يا أيب‬ َ َّ‫ شكراً جزيال َحي‬.‫ت الـموضوع‬ ُ ‫ اآلن ف ِه ْم‬.4
.‫أقول إنَّين َم ْسرورة ِجدَّا ِبَعرفَتِ ُكم‬
َ ‫يد أن‬ ِ ‫ أخرياً ولَيس‬.5
ُ ‫آخراً أر‬ َ ْ

313
Mef‘ûlun Leh ve Mef‘ûlun Fih

bölümün kelimeleri ُ ِ‫َكل‬


‫مات الوحدة‬
‫( اِ ْجتَ َمع‬ictema‘a) toplandı, bir araya geldi ‫ض‬
َ ‫ض – َرَك‬
ُ ‫( يَـ ْـرُك‬rakeda - yerkudu) koşmak
‫( اِ ْستِ ْج َمام‬isticmâm) kafa dinleme ‫( َرْكض‬rakd) koşma
ِ
َ ‫( يَأْس ُر – أ‬esera – ye’siru) esir etmek, esir almak
‫َسَر‬ ‫( َزبائن‬zebâin) müşteriler (t.) ‫(زبون‬zebûn)
‫َسر‬
ْ ‫( أ‬esr) esaret, esir olma ‫( ُس َّواح‬suvvâh) turistler (t.) ‫( َسائِح‬saih)
َّ ‫( إِطْ َل ُق‬ıtlâku’s-serâh)
‫السَراح‬ serbest bırakma, ‫( ُش َجاع‬şucâ‘) cesur
salıverme
‫( يَ ْش َـه ُد – َش ِه َد‬şehide - yeşhedu) şahit olmak, şahitlik
...‫( اِ ْعتَ َم َد َعلَى‬i‘temede ‘alâ) bir kimseye güvendi, bir yapmak (‫ ِل‬: birinin lehine)
şeye dayandı

‫( أ َْع َداء‬e‘dâ’) düşmanlar (t.) ‫‘( َع ُد ّو‬aduvv) ‫ص ْمت‬


َ (samt) susma, ses çıkarmama
‫( اَ ْع َشاب‬e‘şâb) otlar ‫‘( ِع َقاب‬ıkâb) ceza
‫( اَ ْلَ َدائِ ُق الْ َع َّامة‬elhadaiku’l-amme) park ...‫( فَ َّكَر يف‬fekkere fî) düşünmek
َ‫( أَنْ َشأ‬enşee) inşa etti, kurdu ‫( فو‬fû) ağız
‫ص َد‬ ِ ‫( يـ ْق‬kasade - yaksıdu) kast etmek,
‫( بُ ْستَان‬bustan) bahçe, bağ َ َ‫ق‬ – ‫ص ُد‬
amaçlamak
َ
‫( يَْـب ُذ ُل – بَ َذ َل‬bezele - yebzulu) sarf etmek, harcamak, ‫صيدة‬
vermek َ ِ َ‫( ق‬kaside) kaside, şiir
‫ص‬ ِ‫( ل‬lıss) hırsız
...‫َّث عن‬ َ َ‫د‬ ‫ت‬ َ (tehaddese ‘an) bir kimse ya da bir şey ّ
hakkında konuştu, bir şeyden bahsetti
‫( َم ْدح‬medh) övme
...‫( تَ َـع َّوَد على‬teavvede ‘ala) bir şeye alıştı ‫( َمَر ِاجع‬merâcı‘) başvuru kitapları
‫( تَ َـوضَّأ‬tevadda‘a) abdest aldı ‫( ُم َشاة‬muşât) yayalar (t.) ‫ماش‬ ٍ (mâşin)
‫( َج ْودة‬cevde) iyilik, mükemmellik ‫( ُنُوم‬nucûm) yıldızlar (t.) ‫( َْنم‬necm)
‫ب‬َ ‫( َح َار‬harebe) savaştı ‫( نَظَم‬nazame) şiir yazdı
‫( ِح ْرص‬hırs) çok isteme, arzulama; özen gösterme ‫( يَـْنـ ُف ُخ – نَـ َف َخ‬nefeha - yenfuhu) şişirmek, üflemek
‫( َح َو ِاسب‬havasîb) bilgisayarlar (t.) ‫اسوب‬ ُ ‫( َح‬hâsûb) ‫َّع‬
َ ‫( َوز‬vezze‘a) dağıttı
‫( ُرفُوف‬rufûf) raflar

314
Arapça III

bölümün deyimleri ‫تعبریات الوحدة‬


ِ ‫( أخريا و ليس‬ahîran ve leyse âhıran) son olarak, son verirken(son ama en son değil)
‫آخًرا‬ ً
‫اك اهلل‬
َ َّ‫( حي‬hayyâk’allâh) Allah sana ömür versin, sağ olasın
‫كل ما يف ُو ْسعِه‬
ّ (kull mâ fî vus‘ıhi) elinden gelen her şey, imkanının elverdiği her şey
ِ ‫( ِمن اآلن‬mine’l ân fesâiden) bundan böyle, bundan sonra
‫فصاع ًدا‬
‫فخ‬
َ َ‫وفوك ن‬
َ ‫( يداك ْأوكتا‬yedâke evketâ ve fûke nefeha) ellerin bağladı ve ağzın üfledi (Eski zamanlarda Arap
yarımadasında bir su kenarından karşı yakaya geçmeye çalışan bir grup ellerindeki su tulumlarını boşaltarak
içine hava üflerler ve bunların üzerinde suda karşıya geçerler, ancak içlerinden bir tanesi tulumunu yeterince
şişirmediği ve iyi bağlamadığı için suya batmaya başlayıp yardım isteyince arkadaşları ona “kendi düşen
ağlamaz” kabilinden yaptığın işten kendin sorumlusun anlamında ellerin bağladı ağzın üfledi şekilde
seslenirler.)

315

You might also like