Professional Documents
Culture Documents
MEKTUP
65
Allahü teâlâ kuvvetinizi artdırsın. Onun dînini yükseltmek için, din düşmanları ile olan
mücâdelelerinizde yardımcınız olsun. Muhbir-i sâdık “aleyhi ve alâ âlihi minessalevâti
efdalühâ ve minetteslîmâti ekmelühâ” buyurdu ki: (İslâmiyyet garîb, kimsesiz olarak
başladı. Son zemânlarda, başladığı gibi, garîb olarak geri döner. Garîb olan müslimânlara
müjdeler olsun!). Bundan önceki hükûmet zemânında [Ekber şâh[1] zemânında]
müslimânlar, o kadar garîb olmuşdu ki, kâfirler, açıkça müslimânlığı kötülüyor,
müslimânlarla alay ediyorlardı. Dinsizliklerini, ahlâksızlıklarını, sıkılmadan açıklıyordu.
Çarşıda, pazarda kâfirleri ve dinsizliği övüyorlardı. Müslimânların, Allahü teâlânın
emrlerinden birçoklarını yapması, [söylemesi ve yazması] yasak edilmişdi. İbâdet
edenler, islâmiyyete uyanlar ayblanıyor ve kötüleniyordu. Fârisî beyt tercemesi:
Hâce-i Ahrâr [Ubeydüllah-i Taşkendî] “kuddise sirruh”[1] buyurdu ki, (Eğer şeyhlik
yapsaydım, hiçbir şeyh, bir yerde, bir mürîd bulamazdı. Fekat, bana başka vazîfe verildi.
O vazîfe de, islâmiyyeti yaymak ve islâmiyyeti kuvvetlendirmekdir). Bunun için,
sultânlara, [devlet reîslerine, meb’ûslara] gidip nasîhat verirdi. Te’sîrli sözleri ile, hepsini
doğru yola getirirdi. Onlar vâsıtası ile, islâmiyyeti yayardı. Allahü teâlâ, büyüklerimize
olan sevginiz ve saygınız hurmetine, sözlerinize te’sîr ihsân etmiş, dîne olan bağlılığınızı,
arkadaşlarınıza heybetli olarak göstermişdir. O hâlde, hiç olmazsa, müslimânlar arasına
yayılmış, âdet hâline gelmiş olan, kâfirlerin âdetlerinin [bayramları, noel geceleri,
dansları, baloları, erkek-kadın bir arada oturmaları] müslimânlar arasından kaldırılması
için çalışmanızı, müslimân evlâdlarını kâfirlere mahsûs olan, bu gibi çirkin şeylerden
korumanızı istirhâm ederim. Allahü teâlâ, bizim tarafımızdan ve bütün müslimânlar
tarafından size bol bol mükâfât versin! Bundan önceki hükûmet zemânında, islâmiyyete
karşı, açıkca düşmanlık vardı. Şimdi, böyle düşmanlık, öyle kin ve inâd görülmiyor. Ba’zı
kusûrlar varsa da, inâd ile değil, bilinmediği içindir. Bugün müslimânlar da, kâfirler gibi
serbest konuşabilmekde, onlardaki hürriyyete kavuşmakdadır. Kâfirlerin kazanmaması,
eski kin ve düşmanlığın başımıza gelmemesi, müslimânların zulm ve işkenceye
düşmemesi için, düâ edelim ve uyanalım. Din düşmanlarına fırsat vermiyelim. Fârisî
mısra’ tercemesi:
Allahü teâlâ, bizi ve sizi, Peygamberlerin efendisinin “aleyhi ve alâ âlihissalevât” yolundan
ayırmasın! Fakîr, ânî bir yolculukla, buraya geldim. Size haber vermeden, birkaç hâtıra
yazıp bırakmadan ve kalbimdeki, size karşı olan sevgiyi bildirmeden, ayrılmak istemedim.
Peygamberimiz “aleyhissalâtü vesselâm” buyurdu ki: (Bir kimse, din kardeşini seviyorsa,
sevdiğini ona bildirsin!). Size ve doğru yolda bulunanların hepsine selâm olsun!
[Şimdi, her dildeki kitâblarımız (Internet) vâsıtası ile bütün dünyâya yayılmakdadır.
Allahü teâlânın bu ni’metine ne kadar şükr etsek azdır.