Professional Documents
Culture Documents
Osmanlı Devleti, Sultan II.Mustafa Döneminde büyük toprak kayıplarına neden olan 1699
Karlofça ve 1700 İstanbul Antlaşmalarını imzalamıştır
Bu antlaşmalar sonrası Osmanlı Devleti’nin dış siyaseti belirlenmiştir
Osmanlı Devleti XVIII. Yüzyıl’da Karlofça Ant ile kaybettiği yerleri geri almaya çalışacaktır
İstanbul Ant. İle elde ettiği yerlerden tatmin olmayan Rusya Osmanlı Devleti’ne karşı yeniden
savaş açacaktır
Rusya’nın bir başka nihai hedeflerinden biri de Baltık Denizi üzerinden sıcak denizlere
ulaşmaktır
Rusya bunun için öncelikle İsveç Kralı Demirbaş Şarl ile 1709 yılında Ukrayna’nın bir şehri olan
Poltava’da Poltava Savaşı yapacaktır
Bu savaş sonunda Demirbaş Şarl kaçıp Osmanlı’ya sığınacaktır
Rusya Demirbaş Şarl’ı takip etmeye başlayacak ve Osmanlı Devleti bu durumu bir savaş
sebebi sayacak ve Rusya’yı Prut nehri civarında kıstıracaktır
Rusya ile Osmanlı 1711 de karşı karşıya gelecek ve Prut Savaşı (III.Ahmet) gerçekleşecektir
Savaş sonunda imzalanan Prut Antlaşmasına göre;
Azak kalesi ve çevresi Osmanlı Devleti’ne verilecek
Rusya İstanbul’da elçi bulundurmayacak
İsveç Kralı ülkesine serbestçe dönebilecek
NOT: Prut Antlaşması ile Osmanlı Devleti 1700 İstanbul Antlaşmasında verdiği yerleri geri almıştır.
Bu durum Karlofça Antlaşması ile kaybedilen yerlerin geri alınabileceği ümidini doğurmuştur
Antlaşmaya göre;
Antlaşmanın Önemi
Osmanlı Devleti Batıda kaybettiği yerleri Doğu’da telafi etmek isteyecektir ve bunun üzerine
İran üzerine sefere çıkacaktır
Osmanlı’nın İranla mücadelesinden faydalanmak isteyen Rusya da İran topraklarına girecektir
Osmanlı ile Rusya İran toprakları için savaşacakken Fransa’nın araya girmesiyle Osmanlı -
Rusya arasında 1724 İstanbul Antlaşması imzalanacaktır
Antlaşmaya göre;
1733’te Avusturya ve Rusya Osmanlı Devleti’ne karşı gizli bir ittifak kurmuşlar ve Osmanlı
topraklarını kendi aralarında paylaşmışlardır
Yapılan gizli antlaşmaya göre Azak ve Kırım Rusya’ya, Bosna Hersek ise Avusturya’ya
bırakılmıştır
Rusya yapılan bu gizli antlaşmalar doğrultusunda 1711 yılında imzalanan Prut antlaşmasını
tanımadıklarını Osmanlı’ya ileteceklerdir
Osmanlı Batı ile savaşmak istemediği halde bu durum karşısında Rusya’ya savaş ilan edilmiştir
Osmanlı Rusya ile savaşa girmişken Avusturya’da Balkanlarda Osmanlı’ya saldıracaktır
Osmanlı Rusya ve Avusturya ile burada savaş halindeyken İran da doğudan Osmanlı’ya
saldırınca üç cephede ateş altında kalan Osmanlı Devleti İsveçle ittifak yaparak bu saldırıları
püskürtmeye çalışmıştır
Fransa’nın da arabulucu olmasıyla 1739 Belgrad Antlaşması imzalanacaktır
Antlaşmaya göre;
KAPİTÜLASYONLAR
Kanuni Sultan Süleyman zamanında hükümdarın saltanat süresi ile kısıtlanan kapitülasyonlar
1740 yılında sürekli hale gelmiştir
Bu durum Osmanlıu ekonomisinin bozulmasında en nönemli unsurlardan birisi olmuştur
Sanayi inkilabını gerçekleştiremeyen Osmanlı Devleti Avrupalılar için önbemli bir hammadde
ve Pazar olmuştur
Bu çerçevede Osmanlı Devleti XIX. Yüzyılda 1830’da Cezayir’i, 1878’de Kıbrıs’ı, 1881’de
Tunus’u, 1882’de Mısır’a, 1912’de Trablusgarp’ı kaybetmiştir
1739 yılında Belgrat antlaşmasının imzalanmasından sonra Osmanlı ile Rusya arasında
başlayan barış süreci 1768 yılına kadar devam etmiştir
1768 sonrasında Rusya;
Karadeniz’de donanma bulundurma ve Boğazlardan geçerek Akdeniz’e inmek
Balkanlarda Rusya’ya bağlı devletler kurmak
Kırım’ı alıp Kafkaslara yerleşmek istiyordu
Bu istekler çerçevesinde Rusya Lehistan’ın iç işlerine karışarak bu isteklerini gerçekleştirmek
adına Lehistan’daki hanedan değişikliklerinde taraf olarak ülke içineki kaosları
desteklemiştir.Biz burda Rusya’ya DIŞ MİNNAK da diyebiliriz))
Yaşanan olaylar neticesinde Lehistan’ın milliyetçileri Rusya’ya karşı etkili olamayınca bu
milliyetçiler Osmanlı’ya sığınmıştır
Bunun üzerine densiz Rusya Osmanlı topraklarına girmiş ve katliam yapmıştır
Osmanlı Devleti bunu savaş sebebi saymış ve Rusya’ya karşı savaşa başlamıştır
Fakat bizim ihtiyar Osmanlı Rus ilerleyişini durduramadı
Ruslar önce Kırım’a sonra Eflak ve Boğdan’a girmiştir
Ruslar daha sonra Anadolu topraklarına da girerek 1770 yılında Çeşme baskını ile İzmir’in
Çeşme limanında Osmanlı Donanmasını yaktı
Bu gelişmeler ardından padişah 1.Abdülhamit barış istemek zorunda kaldı ve 1774 yılında
Rusya ile Osmanlı arasında Küçük Kaynarca Antlaşması imzalanmıştır
KÜÇÜK KAYNARCA ANTLAŞMASI (Osmanlı – Rusya / 1774)
Kırım bağımsız olacak fakat dini konularda Osmanlı halifesine bağlı kalacaktır
NOT:Osmanlı Devleti ilk defa halkı Müslüman olan bir toprağı kaybetmiştir.Kırım’a egemen olmak
isteyen Rusya büyük bir fırsat yakalamıştır.Osmanlı Devleti ilk defa siyasi bir antlşmada halifelik
makamını kullanmıştır
Azak kalesi ve çevresi Ruslara verilecek, Rusya Karadeniz’de ve Akdeniz’de serbestçe ticaret
yapabilecek, donanma bulundurabilecek
NOT:Osmanlı Devleti’nin Karadeniz’deki egemenlik alanı daralmış ve Karadeniz tamamen Türk gölü
olmaktan çıkmıştır
Rusya Osmanlı ülkesinde istediği yerde konsolosluk açabilecek, İstanbul’da sürekli elçilikler
bulundurabilecektir
NOT:Rusya ilk defa kapitülasyonlardan yararlanma hakkı elde etmiştir.Osmanlı Devleti ilk defa
kendi rızası dışında bir devlete kapitülasyon hakkı tanımıştır.
NOT:Küçük Kaynarca ant. İle Osmanlı Devleti o döneme kadarki en büyük kayıplarını vererek
dünyanın sayılı devletlerinden birisi olma özelliğini kaybetmiştir
NOT:Osmanlı Devleti 1768 – 1774 Osmanlı – Rus savaşlarının ortaya çıkardığı ekonomik bunalımları
aşabilmek için esham senetlerini piyasaya sürmüştür.Pay ve gelir ortaklığı senetleri anlamına gelen
esham uygulaması temsili kağıt paraya geçişin ilk aşaması sayılmıştır.Aynı zamanda devlet bütçe
açığını kapatmak için vergileri arttırmak için yeni vergiler koymuştur
Esham kelimesi pay ve gelir anlamına gelmektedir.Osmanlı dönemindeki pay ve gelir ortaklığı
senetlerini ifade etmektedir.Devlet para ihtiyacını karşılamak için bu senetleri para karşılığında
satmaya başladı.Mukata adı verilen vergi kalemlerine ait yıllık gelirler senetler halinde dilimlere
ayrılmaktaydı.Bu dilimlerin parçlarına ise Muacele denilmekteydi.Muaceleler para karşılığunda
herkese satılabiliyordu.Satın alınan muacelelerin %5’i veya %10’u miktarındaki harcı hazineye
yatıranlar kendi adına düzenlenen senetlere sahip olabilmekteydi.Bu senetler başkalarına satılabilir
fakat miras yoluyla başkalarına devredilemezdi.Bu senetin sahibi öldüğünde ise senet hazine
geçerdi.
DEĞİŞİM ÇAĞINDA AVRUPA VE OSMANLI
Coğrafi keşifler
Rönesans
Reform
Akıl Çağı
Bilgiye ulaşmada ve bilgiyi kullanmada akıl, deney, ve gözlem yöntemi önem kazanmıştır
Aydınlanma Çağı
Aydınlanmacı düşünürler;
Ekonomiye Etkileri
Avrupa’da ortaya çıkan Coğrafi keşifler Osmanlı Devleti’ni olumsuz yönde etkilemiştir
Avrupalıların yeni ticaret yolları bulması sonucunda Osmanlı ticaret yolları kullanılmamaya
başlamıştır
Kapitülasyonların Yaygınlaştırılması
Coğrafi keşifler sonucunda Avrupa’da denizcilik gelişmiş uluslar arası deniz ticaretini ele
geçiren Avrupa Devletleri ekonomik açıdan zenginleşmiştir
İngiltere ve Fransa’nın deniz ticaretini ele geçirmesi üzerine Osmanlı Devlşeti Fransa’ya
verdiği kapitülasyonları genişletmiş, Hollanda ve İngiltere gibi Avrupalı devletlere yeni
kapitülasyonlar tanımıştır
Gümrük vergilerinin düşürülmesi ve ticarette serbestlik içeren kapitülasyonlar Osmanlı vergi
gelirlerinin azalmasında etkili olmuştur
Merkantalizm
Coğrafi keşifler ardından Avrupa’da ortaya çıkan yeni ekonomik modele verilen sistemdir
Bu ekonomik sistemde ithalatı kısıtlayıp ihracatı teşvik eden devleti güçlü ve zengin hale
gelmesini sağlıyordu
Merkantalizme göre bir ülke ne kadar çok değerli madene ve paraya sahipse o kadar zengin
sayılıyordu
Osmanlı Devleti’nin ekonomik anlayışı öncelikli olarak iç piyasada halkın ihtiyaçlarını
karşılamaktaydı
Bu amaçla gerektiğinde ihracat sınırlandırılıyor, ithalat ise teşvik ediliyordu
Osmanlıdaki bu anlayış Avrupalı devletlerinin merkantalizm politikasını uygulamalarını
kolaylaştırmış ve kapitilasyonlardan yararlanan Avrupa mallarının Osmanlı pazarını istila
etmesine ortam hazırlamıştır
İLTİZAM SİSTEMİ
OSMANLI TOPRAK SİSTEMİ
Miri Arazi : Dirlik – Mukata – Paşmaklık – Ocaklık - Yurtluk
Mülki Arazi
Vakıf Arazi
Mukata Arazi : Gelirleri doğrudan hazineye aktarılan arazidir
Dirlik : Tımar sistemi uygulanan ve asker bakılan arazidir
Paşmaklık : Gelirleri Padişahın eşine ve kızlarına ayrılan arazidir
Ocaklık : Kale muhafızlarına ve tersane giderlerine ayrılan arazidir
Yurtluk : Fetih sırasında bazı komutanların hizmetlerine karşılık verilen toptaklardır
Tanım : Mukata arazinin vergi toplama hakkının devlet tarafından belli bir süreliğine açık
attırma ile satılmasına İltizam denir
Mütesellim : Mültezimin vergi tplama hakkına sahip olduğu mukata araziye gönerdiği adamına
denir.
Malikane Sistemi :
Mukata arazinin vergi toplama hakkının ömür boyu mültezime verilmesi sistemidir.
Malikane sisteminde mültezimler mukata arazilerini satabilir fakat miras
bırakamazdı.Malikane sahibi ölürse mukata arazi tekrar devlete geçer.
Malikane sistemi ile zengin olan mültezimler, başı boş gezenlerden olan; sekban sarıca ve
leventleri bir araya getirerek kendilerine ait bir askeri birlik oluşturdular.
Osmanlı toplum düzeni XVII. Yüzyıldan itinbaren ortaya çıkan Celali, Yeniçeri ve Suhte
isyanlarından dolayı bozulmaya başlamıştır
Ortaya çıkan ekonomik istikrarsızlık ve bozulma isyan hareketlerini daha da tetiklemiştir
Osmanlı Devletinde 1718 Pasarofça Antlaşmasından 1730 Patrona Halil İsyanına kadar geçen
dönem Lale Devri olarak adlandırılmaktadır
Lale Devri Osmanlı Devletinde diplomasi, bilim, sanat ve eğitim alanlarında değişimleri
peşinden getirmiştir
Osmanlı Devletinde özellikle İstanbul olmak üzere eğlence hayatı yaygınlaşmıştır
Osmanlılar bu dönemde avrupa’yı yakından tanımak için Viyana, Paris, Varşova, Moskova gibi
önemli merkezlere geçici elçi göndermiştir
Osmanlı bu sayede batıdaki gelişmeleri yakından takip etmeyi amaçlamıştır
Fransa’ya elçi olarak gönderilen 28 Mehmet Çelebi oğlu Sait Efendiyi de beraberinde
götürmüştür
Sait Efendi İstanbul’a döndüğünde İbrahim Mütefferika ile birlikte ilk Türk matbaasını
kurmuştur
Şehhülislam Yenişehirli Abdullah Efendi’nin fetvası ile açılan matbaada basılan ilk eser
Vankulu Mehmet Efendi’ye ait olan Vankulu Lügati adlı bir sözlüktür