You are on page 1of 9

1700 – 1774 YILLARI ARASINDA OSMANLI SİYASETİ

 Osmanlı Devleti, Sultan II.Mustafa Döneminde büyük toprak kayıplarına neden olan 1699
Karlofça ve 1700 İstanbul Antlaşmalarını imzalamıştır
 Bu antlaşmalar sonrası Osmanlı Devleti’nin dış siyaseti belirlenmiştir
 Osmanlı Devleti XVIII. Yüzyıl’da Karlofça Ant ile kaybettiği yerleri geri almaya çalışacaktır

OSMANLI – RUS İLİŞKİLERİ

 İstanbul Ant. İle elde ettiği yerlerden tatmin olmayan Rusya Osmanlı Devleti’ne karşı yeniden
savaş açacaktır
 Rusya’nın bir başka nihai hedeflerinden biri de Baltık Denizi üzerinden sıcak denizlere
ulaşmaktır
 Rusya bunun için öncelikle İsveç Kralı Demirbaş Şarl ile 1709 yılında Ukrayna’nın bir şehri olan
Poltava’da Poltava Savaşı yapacaktır
 Bu savaş sonunda Demirbaş Şarl kaçıp Osmanlı’ya sığınacaktır
 Rusya Demirbaş Şarl’ı takip etmeye başlayacak ve Osmanlı Devleti bu durumu bir savaş
sebebi sayacak ve Rusya’yı Prut nehri civarında kıstıracaktır
 Rusya ile Osmanlı 1711 de karşı karşıya gelecek ve Prut Savaşı (III.Ahmet) gerçekleşecektir
 Savaş sonunda imzalanan Prut Antlaşmasına göre;
 Azak kalesi ve çevresi Osmanlı Devleti’ne verilecek
 Rusya İstanbul’da elçi bulundurmayacak
 İsveç Kralı ülkesine serbestçe dönebilecek

NOT: Prut Antlaşması ile Osmanlı Devleti 1700 İstanbul Antlaşmasında verdiği yerleri geri almıştır.
Bu durum Karlofça Antlaşması ile kaybedilen yerlerin geri alınabileceği ümidini doğurmuştur

OSMANLI – VENEDİK İLİŞKİLERİ

 Mora ve Dalmaçya kıyıları Karlofça Ant ile Venedik’e verilmişti


 Fakat Venedik yöneticilerinin buradaki halka zulm etmeye başlamasıyla birlikte Mora halkı
Osmanlı’dan yardım istemiştir
 Ayrıca Venedik himayesindeki bazı korsanlar Doğu Akdeniz’deki ticaret gemilerine baskınlar
düzenlemekteydi
 Bu gelişmeler karşısında Osmanlı Devleti 1715 yılında Venedik’e savaş ilan edecek ve
Karlofça’da vermiş olduğu toprakları geri alacaktır
 Avusturya ise bu süreçte ses çıkarmamış fakat sıranın kendisine de gelmesinden korktuğu için
Osmanlı’ya karşı saldırıya geçmiş ve 1716 yılında bugünkü Sırbistan bölgesinde bulunan
Petervaradin’de Avusturya ile Osmanlı karşı karşıya gelmiştir
 Gerçekleşen Petervaradin Savaşı’nı (III.AHMET) Avusturya kazanmıştır
 Savaşın sonunda İngiltere ve Hollanda’nın arabuluculuğu ile 1718’de Pasarofça Antlaşması
imzalanmıştır

Antlaşmaya göre;

 Mora Yarımadası Osmanlı’da kalacak


 Dalmaçya kıyıları Venedik’te kalacak
 Antlaşma 24 yıl yürürlükte kalacak
 Belgrad, Temeşvar, Eflak, Sırbistan’nın kuzeyi Avusturya’da kalacak

Antlaşmanın Önemi

 Osmanlı Devleti’nin Avusturya ile imzaladığı en ağır antlaşmadır


 Osmanlı Devleti ilk kez Batı’nın gerisinde kaldığını anlayacak ve Batı’yı örnek almaya
başlayacak
 Osmanlı Devleti bu antlaşma ile Duraklama döneminde kaybettiği yerleri geri alma ümidini
yitirecektir
 Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti’nin ara dönemi olan Lale Devri başlayacaktır

OSMANLI – İRAN İLİŞKİLERİ

 Osmanlı Devleti Batıda kaybettiği yerleri Doğu’da telafi etmek isteyecektir ve bunun üzerine
İran üzerine sefere çıkacaktır
 Osmanlı’nın İranla mücadelesinden faydalanmak isteyen Rusya da İran topraklarına girecektir
 Osmanlı ile Rusya İran toprakları için savaşacakken Fransa’nın araya girmesiyle Osmanlı -
Rusya arasında 1724 İstanbul Antlaşması imzalanacaktır

Antlaşmaya göre;

 Hazar denizi kıyıları ve Dağıstan Rusya’ya bırakılacak


 Azerbaycan, Tebriz, Karadağ, Revan Osmanlı’da kalacak
 İran’nın Kafkas toprakları her iki devlet arasında paylaşıldı
 Bu antlaşma Osmanlı ile Rusya arasında imzalanan ilk dostluk antlaşmasıdır
 Bu antlaşmanın İran’ı rahatsız etmesi üzerine Osmanlı ile İran arasında savaşlar tekrar
başlamıştır
 İran ile yapılan savaşlar her iki tarafa da bir şey kazandırmadığı için savaşlar son bulmuştur

1736 – 1739 OSMANLI – RUS- AVUSTURYA SAVAŞLARI

 1733’te Avusturya ve Rusya Osmanlı Devleti’ne karşı gizli bir ittifak kurmuşlar ve Osmanlı
topraklarını kendi aralarında paylaşmışlardır
 Yapılan gizli antlaşmaya göre Azak ve Kırım Rusya’ya, Bosna Hersek ise Avusturya’ya
bırakılmıştır
 Rusya yapılan bu gizli antlaşmalar doğrultusunda 1711 yılında imzalanan Prut antlaşmasını
tanımadıklarını Osmanlı’ya ileteceklerdir
 Osmanlı Batı ile savaşmak istemediği halde bu durum karşısında Rusya’ya savaş ilan edilmiştir
 Osmanlı Rusya ile savaşa girmişken Avusturya’da Balkanlarda Osmanlı’ya saldıracaktır
 Osmanlı Rusya ve Avusturya ile burada savaş halindeyken İran da doğudan Osmanlı’ya
saldırınca üç cephede ateş altında kalan Osmanlı Devleti İsveçle ittifak yaparak bu saldırıları
püskürtmeye çalışmıştır
 Fransa’nın da arabulucu olmasıyla 1739 Belgrad Antlaşması imzalanacaktır

Antlaşmaya göre;

 Avusturya Belgrat dahil Pasarofça antlaşmasında aldığı yerleri geri verecek


 Azak kalesi yıkılmak şartıyla Rusya’ya bırakılacak
 Rusya savaşta aldığı yerleri geri verecek Karadeniz’de savaş ve ticaret gemisi
bulundurmayacak
 Belgrat Antlaşması Osmanlı Devleti’nin batıda imzaladığı son kazançlı antlaşmadır
 Bu antlaşma ile Karadeniz son kez Türk gölü olmuştur
 Belgrat’ın alınmasıyla Osmanlı Devleti Orta Avrupa üstünlüğünü tekrar sağlamıştır
 Ruslar’ın İstanbul’u tehditi bir süre durmuştur
 Osmanlı Devleti batı ile uzun soluklu bir barış dönemine girmiştir
 Antlaşmanın imzalanmasına arabuluculuk yapan Fransa’ya verilen kspitülasyonlar daimi hale
gelmiştir

KAPİTÜLASYONLAR

 Kanuni Sultan Süleyman zamanında hükümdarın saltanat süresi ile kısıtlanan kapitülasyonlar
1740 yılında sürekli hale gelmiştir
 Bu durum Osmanlıu ekonomisinin bozulmasında en nönemli unsurlardan birisi olmuştur
 Sanayi inkilabını gerçekleştiremeyen Osmanlı Devleti Avrupalılar için önbemli bir hammadde
ve Pazar olmuştur
 Bu çerçevede Osmanlı Devleti XIX. Yüzyılda 1830’da Cezayir’i, 1878’de Kıbrıs’ı, 1881’de
Tunus’u, 1882’de Mısır’a, 1912’de Trablusgarp’ı kaybetmiştir

LEHİSTAN SORUNU VE 1768 – 1774 OSMANLI – RUS SAVAŞI

 1739 yılında Belgrat antlaşmasının imzalanmasından sonra Osmanlı ile Rusya arasında
başlayan barış süreci 1768 yılına kadar devam etmiştir
 1768 sonrasında Rusya;
 Karadeniz’de donanma bulundurma ve Boğazlardan geçerek Akdeniz’e inmek
 Balkanlarda Rusya’ya bağlı devletler kurmak
 Kırım’ı alıp Kafkaslara yerleşmek istiyordu
 Bu istekler çerçevesinde Rusya Lehistan’ın iç işlerine karışarak bu isteklerini gerçekleştirmek
adına Lehistan’daki hanedan değişikliklerinde taraf olarak ülke içineki kaosları
desteklemiştir.Biz burda Rusya’ya DIŞ MİNNAK da diyebiliriz))
 Yaşanan olaylar neticesinde Lehistan’ın milliyetçileri Rusya’ya karşı etkili olamayınca bu
milliyetçiler Osmanlı’ya sığınmıştır
 Bunun üzerine densiz Rusya Osmanlı topraklarına girmiş ve katliam yapmıştır
 Osmanlı Devleti bunu savaş sebebi saymış ve Rusya’ya karşı savaşa başlamıştır
 Fakat bizim ihtiyar Osmanlı Rus ilerleyişini durduramadı
 Ruslar önce Kırım’a sonra Eflak ve Boğdan’a girmiştir
 Ruslar daha sonra Anadolu topraklarına da girerek 1770 yılında Çeşme baskını ile İzmir’in
Çeşme limanında Osmanlı Donanmasını yaktı
 Bu gelişmeler ardından padişah 1.Abdülhamit barış istemek zorunda kaldı ve 1774 yılında
Rusya ile Osmanlı arasında Küçük Kaynarca Antlaşması imzalanmıştır
KÜÇÜK KAYNARCA ANTLAŞMASI (Osmanlı – Rusya / 1774)

 Kırım bağımsız olacak fakat dini konularda Osmanlı halifesine bağlı kalacaktır

NOT:Osmanlı Devleti ilk defa halkı Müslüman olan bir toprağı kaybetmiştir.Kırım’a egemen olmak
isteyen Rusya büyük bir fırsat yakalamıştır.Osmanlı Devleti ilk defa siyasi bir antlşmada halifelik
makamını kullanmıştır

 Azak kalesi ve çevresi Ruslara verilecek, Rusya Karadeniz’de ve Akdeniz’de serbestçe ticaret
yapabilecek, donanma bulundurabilecek

NOT:Osmanlı Devleti’nin Karadeniz’deki egemenlik alanı daralmış ve Karadeniz tamamen Türk gölü
olmaktan çıkmıştır

 Rusya Osmanlı ülkesinde istediği yerde konsolosluk açabilecek, İstanbul’da sürekli elçilikler
bulundurabilecektir

NOT:Rusya Osmanlı iç işlerine karışma imkanı bulmuştur

 Rusya Kapitülasyonlardan yararlanabilecek

NOT:Rusya ilk defa kapitülasyonlardan yararlanma hakkı elde etmiştir.Osmanlı Devleti ilk defa
kendi rızası dışında bir devlete kapitülasyon hakkı tanımıştır.

NOT:Küçük Kaynarca ant. İle Osmanlı Devleti o döneme kadarki en büyük kayıplarını vererek
dünyanın sayılı devletlerinden birisi olma özelliğini kaybetmiştir

NOT:Osmanlı Devleti 1768 – 1774 Osmanlı – Rus savaşlarının ortaya çıkardığı ekonomik bunalımları
aşabilmek için esham senetlerini piyasaya sürmüştür.Pay ve gelir ortaklığı senetleri anlamına gelen
esham uygulaması temsili kağıt paraya geçişin ilk aşaması sayılmıştır.Aynı zamanda devlet bütçe
açığını kapatmak için vergileri arttırmak için yeni vergiler koymuştur

Esham Siatemi:Osmanlı Devleti’nin uygulamış olduğu iç borçlanma çeşididir.Osmanlı Devletinde


oluşan ekonomik bozulmalar neticesinde para ihtiyacını gidermek için III.Mustafa zamanında
çıkarılmış ve 1.Abdülhamit zamanında uygulanmaya başlanmıştır.

Esham kelimesi pay ve gelir anlamına gelmektedir.Osmanlı dönemindeki pay ve gelir ortaklığı
senetlerini ifade etmektedir.Devlet para ihtiyacını karşılamak için bu senetleri para karşılığında
satmaya başladı.Mukata adı verilen vergi kalemlerine ait yıllık gelirler senetler halinde dilimlere
ayrılmaktaydı.Bu dilimlerin parçlarına ise Muacele denilmekteydi.Muaceleler para karşılığunda
herkese satılabiliyordu.Satın alınan muacelelerin %5’i veya %10’u miktarındaki harcı hazineye
yatıranlar kendi adına düzenlenen senetlere sahip olabilmekteydi.Bu senetler başkalarına satılabilir
fakat miras yoluyla başkalarına devredilemezdi.Bu senetin sahibi öldüğünde ise senet hazine
geçerdi.
DEĞİŞİM ÇAĞINDA AVRUPA VE OSMANLI

Avrupa’da Düşünce Alanında Meydana Gelen Gelişmeler

 Avrupa’da XV ve XVI. Yy da meydana gelen Coğrafi Keşifler, Rönesans ve Reform Hareketleri


XVII ve XVIII yüzyıllarda Avrupa’da ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel, bilimsel, sanatsal,
dinsel alanda önemli değişimleri beraberinde getirmiştir

Coğrafi keşifler

 Avrupa ekonomik yönden zenginlenmiştir


 Rönesans hareketlerinin doğmasına ortam hazırlamıştır

Rönesans

 Avrupa’da bilim ve sanat gelişmiş, kilise ve skolastik felsefe önemini kaybetmiştir


 Deney-gözlem ve modern düşünce önem kazanmıştır

Reform

 Kilise baskısı ve skolastik düşünce sistemi yıkılmıştır


 Avrupa’da laik eğitim sistemine geçilmiştir

Akıl Çağı

 Bilgiye ulaşmada ve bilgiyi kullanmada akıl, deney, ve gözlem yöntemi önem kazanmıştır

Aydınlanma Çağı

 Aydınlanmacı düşünürler, insan ile ilgili ne varsa doğa, insan,akıl,din,tanrı,bilim gibi


kavramları, akıl, deney ve gözlemle yeniden tanımıştır
 Aydınlanmacı düşünürler arasında tam bir birlik sağlanmıştır.Bazı aydınlanmacı düşünürler
Hristiyanlık öğretisine bağlı kalırken bazıları evrendeki her şeyin maddeye dayalı olduğunu
savunan materyalizmi benimsemiştir

Aydınlanmacı düşünürler;

 Akıl, deney ve gözlemi ön plana çıkararak Avrupa’da bilim ve teknoloji gelişmiştir


 Fizik, tıp, kimya astronomi alanında birçok gelişme ortaya çıkmıştır.
 Avrupa’da eşitsizlik üzerine kurulu olan mutlakiyetçi anlayışa dayalı siyasi hayat
eleştirilimiştir.Avrupa’da ihtillaler çıkmıştır
 Avrupa’da mutlakiyetçi anlayışa dayalı yöntemlerin yerini demokrasiye dayalı yönetim
biçimleri almıştır
 Din ve vicdan hürriyetini sağlamak için laiklik anlayışı gelişmiştir

Materyalizm:Her şeyin madden veya maddeden türediğini savunan düşünce sistemidir

Mutlakiyet:Kralın devlet yönetimine tek başına egemen olduğu rejimdir.Bütün yetkileri


kendisinde toplayan kral hiçbir kurum ve kişiye karşı sorumlu değildir.Bu devlet sistemi
XVII.yüzyılın sonuna kadar Avrupa’nın her yerinde uygulanmıştır.
Avrupa’daki Gelişmelere Bağlı Olarak Osmanlı Devleti’nde Meydana Gelen Değişimler

Ekonomiye Etkileri

 Avrupa’da ortaya çıkan Coğrafi keşifler Osmanlı Devleti’ni olumsuz yönde etkilemiştir
 Avrupalıların yeni ticaret yolları bulması sonucunda Osmanlı ticaret yolları kullanılmamaya
başlamıştır

Kapitülasyonların Yaygınlaştırılması

 Coğrafi keşifler sonucunda Avrupa’da denizcilik gelişmiş uluslar arası deniz ticaretini ele
geçiren Avrupa Devletleri ekonomik açıdan zenginleşmiştir
 İngiltere ve Fransa’nın deniz ticaretini ele geçirmesi üzerine Osmanlı Devlşeti Fransa’ya
verdiği kapitülasyonları genişletmiş, Hollanda ve İngiltere gibi Avrupalı devletlere yeni
kapitülasyonlar tanımıştır
 Gümrük vergilerinin düşürülmesi ve ticarette serbestlik içeren kapitülasyonlar Osmanlı vergi
gelirlerinin azalmasında etkili olmuştur

Merkantalizm

 Coğrafi keşifler ardından Avrupa’da ortaya çıkan yeni ekonomik modele verilen sistemdir
 Bu ekonomik sistemde ithalatı kısıtlayıp ihracatı teşvik eden devleti güçlü ve zengin hale
gelmesini sağlıyordu
 Merkantalizme göre bir ülke ne kadar çok değerli madene ve paraya sahipse o kadar zengin
sayılıyordu
 Osmanlı Devleti’nin ekonomik anlayışı öncelikli olarak iç piyasada halkın ihtiyaçlarını
karşılamaktaydı
 Bu amaçla gerektiğinde ihracat sınırlandırılıyor, ithalat ise teşvik ediliyordu
 Osmanlıdaki bu anlayış Avrupalı devletlerinin merkantalizm politikasını uygulamalarını
kolaylaştırmış ve kapitilasyonlardan yararlanan Avrupa mallarının Osmanlı pazarını istila
etmesine ortam hazırlamıştır

OSMANLI TOPRAK SİSTEMİ VE ORDUDA MEYDANA GELEN DEĞİŞİMLER

İLTİZAM SİSTEMİ
OSMANLI TOPRAK SİSTEMİ
 Miri Arazi : Dirlik – Mukata – Paşmaklık – Ocaklık - Yurtluk
 Mülki Arazi
 Vakıf Arazi
 Mukata Arazi : Gelirleri doğrudan hazineye aktarılan arazidir
 Dirlik : Tımar sistemi uygulanan ve asker bakılan arazidir
 Paşmaklık : Gelirleri Padişahın eşine ve kızlarına ayrılan arazidir
 Ocaklık : Kale muhafızlarına ve tersane giderlerine ayrılan arazidir
 Yurtluk : Fetih sırasında bazı komutanların hizmetlerine karşılık verilen toptaklardır
Tanım : Mukata arazinin vergi toplama hakkının devlet tarafından belli bir süreliğine açık
attırma ile satılmasına İltizam denir

Mültezim : İltizamı alan kişiye denir

Mütesellim : Mültezimin vergi tplama hakkına sahip olduğu mukata araziye gönerdiği adamına
denir.

Not : İltizam sizteminin kanuni döneminde başladığı düşünülmektedir.Bu sistemin


uygulanmasındaki amaç uzak eyaletlerin vergisini toplamayı kolaylaştırmaktır.Sonraki
dönemlerde ise hazine açık vermeye başlayınca bu sistem yaygınlaşacaktır

İltizam Sisteminin Yaygınlaşmaya Başlamasının Sebepleri

 Hazinenin acil para ihtiyacı

İLTİZAM SİSTEMİNİN FAYDALARI

 Devlet acil para ihtiyacını karşılar

İLTİZAM SİSTEMİNİN ZARARLARI

 Halk ile devlet arasındaki bağ kopar


 Mültezimler zenginleşip güç sahibi olacaktır

Malikane Sistemi :

 Mukata arazinin vergi toplama hakkının ömür boyu mültezime verilmesi sistemidir.
 Malikane sisteminde mültezimler mukata arazilerini satabilir fakat miras
bırakamazdı.Malikane sahibi ölürse mukata arazi tekrar devlete geçer.
 Malikane sistemi ile zengin olan mültezimler, başı boş gezenlerden olan; sekban sarıca ve
leventleri bir araya getirerek kendilerine ait bir askeri birlik oluşturdular.

Osmanlı Devlet İdaresi ve Toplum Düzenindeki Çözülmeleri Önleme Çabaları

 Osmanlı toplum düzeni XVII. Yüzyıldan itinbaren ortaya çıkan Celali, Yeniçeri ve Suhte
isyanlarından dolayı bozulmaya başlamıştır
 Ortaya çıkan ekonomik istikrarsızlık ve bozulma isyan hareketlerini daha da tetiklemiştir

VII. yüzyıl isyanları sonucunda;

 İstanbul’da ve taşrada otorite bozuldu


 Halkın alım gücü azaldı
 Anadolu’da büyük şehirlerde güvenlik sorunları ortaya çıktı
 Padişahlar eski otoritesini kaybetti
 Osmanlı Devleti XVII. Ve XVIII. Yüzyılda yaşadığı bu olumsuzlukları aşabilmek için devlet
adamlarının lahiya adı verdikleri raporlara önem vermişlerdir
 Bu raporlar arasında Koçi Bey ve Katip Çelebi tarafından hazırlanan raporlar, devletin
sorunlarının köklerine inildiği için ilgi görmüştür
Katip Çelebi raporunda;

 Devlet adamalarının sorunlarını çözmede geç kalmalarını


 Alınan önlemlerin devlet yapısına uygun olmasını istemiştir

LALE DEVRİ (1718 – 1730)

 Osmanlı Devletinde 1718 Pasarofça Antlaşmasından 1730 Patrona Halil İsyanına kadar geçen
dönem Lale Devri olarak adlandırılmaktadır
 Lale Devri Osmanlı Devletinde diplomasi, bilim, sanat ve eğitim alanlarında değişimleri
peşinden getirmiştir
 Osmanlı Devletinde özellikle İstanbul olmak üzere eğlence hayatı yaygınlaşmıştır
 Osmanlılar bu dönemde avrupa’yı yakından tanımak için Viyana, Paris, Varşova, Moskova gibi
önemli merkezlere geçici elçi göndermiştir
 Osmanlı bu sayede batıdaki gelişmeleri yakından takip etmeyi amaçlamıştır

NOT:Paris’e giden 28 Mehmet Çelebi hazırladığı sefaretnamesini III:Ahmet’e sunmuştur.Bu


sefaretname Osmanlı Devleti’nin batıya açılan penceresi olarak anılmaktadır

 Fransa’ya elçi olarak gönderilen 28 Mehmet Çelebi oğlu Sait Efendiyi de beraberinde
götürmüştür
 Sait Efendi İstanbul’a döndüğünde İbrahim Mütefferika ile birlikte ilk Türk matbaasını
kurmuştur
 Şehhülislam Yenişehirli Abdullah Efendi’nin fetvası ile açılan matbaada basılan ilk eser
Vankulu Mehmet Efendi’ye ait olan Vankulu Lügati adlı bir sözlüktür

Osmanlı Devletinde Matbaanın Kullanılmasıyla Birlikte

 Kültürel hayat canlanmıştır


 Yenileşme hareketleri hızlanmıştır
 Okuma – yazma oranı artmıştır
 Lale Devrinde Doğu ve Batıda tercümeler yapılmasını sağlamak için Tercüme enümenliği
kurulmuştur
 Tercüme dilen eserler matbaada çoğaltılarak basılmıştır
 Bu durum kültürel hayatın canlanmasını da etkilemiştir

Ayrıca Lale Devrinde;

 İstanbul’da kumaş ve çini imalatnanesi açılmıştır


 Yeniçerilerden yangınları söndürmek için itfaiye bölüğü kurulmuştur (Tulumbacılar Ocağı)
 Osmanlı ülkesinde sağlık alanında ilk kez çiçek aşısı kullanılmıştır
 Batının etkisiyle sivil mimari gelişmiştir(Barok, Rokoko tarzı)
 Bu dönemin en önemli eserlerinden biri III.Ahmet Çeşmesidir
 Lale Devri Batılı alanda ıslahatların yapıldığı ilk dönemdir
 Bu dönemde yapılan ıslahatlar kültürel hayatı canlandırmaya yönelik olmuştur
 Askeri alanda ıslahatlar yapılmamıştır
XVIII. yüzyılda Avrupa’da alınan yenilgilere çözüm bulabilmek için I.Mahmut Döneminden itibaren
Batıdan askeri uzmanlar getirilmeye başlanmıştır.Humbaracı Ahmet Paşa Baron Dö Tot bunların
içinde en önmli olanlarıdır

 Ordu bölük, tabur, alay olarak ayrılmıştır


 Humbaracı Topçu Ocağı kurulmuştur
 Sürat Topçu Ocağı açılmıştır
 Deniz Mühendishanesi açılmıştır

You might also like