Professional Documents
Culture Documents
Kıymetli Evrak Hukuku Pratikler Murat Alışkan
Kıymetli Evrak Hukuku Pratikler Murat Alışkan
OLAY
(L) bonoyu tam ciro ile (C)’ye, (C) beyaz ciro ile (Cl)’e, (Cl) de tam ciro
ile (C2)’ye devretmiştir. (C2)’nin vefatı üzerine kızı (H) bonoyu ve veraset ila
mını (K)’ye 15.12.2016 tarihinde ibraz ederek ödemesini istemiş ancak (K) bu
talebi (H)’nin hem yetkili hamil olmadığı hem de (L)’den aldığı ürünlerin orga
nik nitelikte olmadığı gerekçesiyle reddetmiştir.
(L) çeki herhangi bir devir işlemi yapmadan (E)’ye teslim etmiştir. (E) çeki
ödemesi için (A) Bankası Kadıköy şubesine ibraz ettiğinde banka çekin lehtar
hanesinin boş olduğu gerekçesiyle geçersiz olduğunu ve (E)’nin yetkili hamil
olmadığını ileri sürerek ödemeyeceğini ifade etmiştir.
(H), (C2)’den veraseten intikal eden (D) İnşaat AŞ’deki yüz adet nama ya
zılı hisse senedini (F)’ye yazılı bir devir beyanı ile devretmiş, (F)’nin (D) İnşaat
AŞ pay defterine kayıt talebi hisse devrinin gerçekleşmediği gerekçesi ile (D)
İnşaat AŞ tarafından reddedilmiştir.
SORULAR
5.1) (H)’nin ödeme talebinin ve (K)’nin ret gerekçelerinin haklı olup olma
dığını bononun arkasını da çizerek değerlendiriniz.
5.2) (A) Bankası Kadıköy şubesinin ödememe gerekçeleri haklı mıdır? Ne
den?
5.3) (D) İnşaat AŞ’nin, (F)’nin pay defterine kayıt talebini reddetmesi isa
betli midir?
5.4) (H)’nin saati geri alıp alamayacağını tamir makbuzunun hukuki niteli
ğini açıklayarak değerlendiriniz.
240 Ticaret Hukuku Uygulamaları
YANITLAR
Y.l) Bononun arka yüzü:
(C)’ye ödeyiniz.
(L imza)
Ödeyiniz.
(C imza)
(C2)’ye ödeyiniz.
(C1 imza)
Kanunen emre yazılı kambiyo senetlerinden olan bono TTK m. 681 uyann
ca açıkça emre yazılı olmasa da ciro ve zilyetliğin geçirilmesi yoluyla devredi
lebilir. Olaydan anlaşıldığı üzere ciro zincirinde bir kopukluk yoktur. Bono,
şeklen yetkili hamil olan (C2)’den (H)’ye miras yoluyla intikal etmiştir. Bunu
da veraset ilamı ile bonoyu düzenleyen (K)’ye ispatlamıştır. Dolayısıyla şeklen
meşru hamil olan (H)’nin ödeme için (K)’ye bonoyu ibraz etmesi mümkündür.
Bu nedenle (K)’nin ilk gerekçesi haksızdır.
Olaydan anlaşıldığı üzere bono vadesinde ibraz edilmiştir. Belirli bir günde
veya düzenleme gününden yahut görüldükten belirli bir süre sonra ödenecek
bononun hamili, bonoyu ödeme gününde veya onu takip eden 2 iş günü içeri
sinde ve çalışma saatlerinde, ancak her halde protestonun düzenlenmesinden
önce ibraz etmelidir (TTK m. 708/1). TTK m. 687 hükmü uyannca bonodan
dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle
kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan defıleri başvuran
hamile karşı ileri süremez; meğerki hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile
borçlunun zaranna hareket etmiş olsun. Olaydan anlaşıldığı üzere, (K) ile
(C2)/(H) asıl borç ilişkisinin taraflan olmadıklanndan dolayı (K) bu borç ilişki
sinden doğan şahsi defilerini (C2)/(H)’ye karşı ileri süremez. (H)’nin iyiniyetli
olduğu esastır, onun bile bile borçlunun zaranna hareket ettiğini iddia ve ispat
yükü (K)’dedir. Olayda bu yönde bir bilgi bulunmadığı için bu husus değerlen
dirmeye alınmayacaktır. Sonuç olarak (K)’nin savunması yerinde değildir.
Y.2) TTK m. 780 hükmü uyannca “lehtar” çekin zorunlu unsurlanndan bi
risi değildir. Nitekim TTK m. 785/III uyannca kimin lehine düzenlendiği göste
rilmemiş olan bir çek hamiline yazılı çek hükmündedir. Hamiline yazılı bir çe
kin devri için zilyetliğin geçirilmesi yeterli olup aynca bir ciro işleminin yapıl
masına gerek yoktur. Dolayısıyla (E) yetkili hamildir. (A) Bankası Kadıköy
şubesinin ödememe gerekçeleri haksızdır.
Kıymetli Evrak Hukuku 241
Y.3) Nama yazılı pay senetleri kanunen emre yazılı kıymetli evrak niteli
ğindedir. TTK m. 490 hükmü uyannca nama yazılı hisse senetlerinin devri ciro
ve zilyetliğin geçirilmesi yoluyla yapılır.
(H), (C2)’den veraseten intikal eden (D) İnşaat AŞ’deki yüz adet nama ya
zılı hisse senedini (F)’ye yazılı bir devir beyanı, yani alacağm temliki hükümleri
uyarınca devretmiştir. Ancak olaydaki devir kanunen öngörülen şekle uygun
olmadığı için hüküm ifade etmeyecektir. Dolayısıyla, (F)’nin (D) İnşaat AŞ pay
defterine kayıt talebinin, hisse devrinin gerçekleşmediği gerekçesi ile (D) İnşaat
AŞ tarafından geri çevrilmesi haklıdır.
Y.4) Tamir makbuzu ibraz senedi niteliğini haizdir. İçerdikleri hak uyann
ca borçlunun senedi ibraz eden ve maddi hukuk bakımından hak sahibi olan
kişiye edimde bulunması gerektiği ancak senet ibraz edilmeden maddi hukuk
bakımından hak sahibi olduğunu sair şekillerde kanıtlayan kişiye de edimde
bulunabileceği senetlerdir. İbraz senetlerinde borçlu, senedi ibraz eden kişiye
edimde bulunarak borcundan kurtulabilir, senet ibraz edilmedikçe ifadan kaçı
nabilir. İbraz senetleri, hakkın senedin ibrazı ile talep edilebilmesi (tek taraflı
ibraz kaydı) nedeniyle kıymetli evraka yaklaşır. Ancak borçlunun senet olmak
sızın maddi hukuk açısından gerçek hak sahibi olduğunu ispatlayan kişiye ifada
bulunabilmesi nedeniyle kıymetli evraktan uzaklaşır. İbraz senetleri alacağın
temliki hükümlerine (TBK m. 183 vd.) göre devredilir. Temlik için senedin
birlikte verilmesine gerek yoktur. Hak ayrı bir temlikname ile de devredilebilir
zira hak ile senet arasında sıkı bağ bulunmamaktadır. İbraz senedinin kaybı
halinde TBK m. 105 uygulanır.
PRATİK ÇALIŞMA 2
OLAY
(K) , 10.10.2016 tarihinde satın aldığı tıbbi malzeme için (L)’ye bir adet
10.12.2016 vadeli ve 20.000 TL bedelli bono; bir de üzerindeki emrine kelime
sini çizmek ve emre değildir yazmak suretiyle tanzim ettiği 20.12.2016 vadeli,
10.000 TL bedelli bono teslim etmiştir.
(L) 20.000 TL bedelli bonoyu beyaz ciro ile (C)’ye, (C) tam ciro ile (Cl)’e,
(Cl) tam ciro ile (C2)’ye, (C2) de beyaz ciro ile (H)’ye devretmiştir. (H) bono
yu 08.12.2016 tarihinde (K)’ye ibraz ederek ödemesini istemiş ancak (K) bu
talebi (H)’nin yetkili hamil olmadığı ve bononun vadesinin henüz gelmediği
gerekçesiyle reddetmiştir.
Eczacı (L), ilaç deposu (E)’den satm aldığı ilaçlar için 10.000 TL bedelli
bonoyu 01.11.2016 tarihinde yazılı bir devir işlemi ile (E)’ye teslim etmiştir.
(E)’nin ilaç deposunu 10.11.2016 tarihinde devralan (F), bonoyu ödemesi için
20.12.2016 tarihinde (K)’ye ibraz ettiğinde (K), hem (F)’nin yetkili hamil ol
madığını hem de tıbbi malzemelerin kendisine teslim edilmediğini ileri sürerek
bonoyu ödemeyeceğini ifade etmiştir.
(E) ayrıca (T) İlaç Sanayi Ltd. Şti.’nde olan pay senetlerini de (F)’ye dev
retmiş, şirket genel kuruluna katılmak isteyen (F)’nin bu talebi şirket tarafından
pay sahibi olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
Kardeşinin paltosu ile evden çıkan (L), paltonun cebindeki kardeşine ait
öğrenci kimlik kartı ile fakülteye girmek istemiş ancak kapıdaki güvenlik gö
revlilerince içeri alınmamıştır.
SORULAR
5.1) (H)’nin ödeme talebinin ve (K)’nin ret gerekçelerinin haklı olup olma
dığını bononun arkasındaki devir işlemlerini çizerek değerlendiriniz.
5.2) (F)’nin ödeme talebinin ve (K)’nin ret gerekçelerinin haklı olup olma
dığını bonodaki devir işlemlerini çizerek değerlendiriniz.
5.3) (T) İlaç Sanayi Ltd. Şti.’nin ret gerekçesini pay senetlerinin niteliğini
belirterek değerlendiriniz.
YANITLAR
Y.l)____________ _ _____________
Ödeyiniz.
imza (L)
(Cl)’e ödeyiniz.
imza (C)
(C2)’ye ödeyiniz.
imza (Cl)
Ödeyiniz.
imza (C2)
TTK m. 778/I-a hükmünün TTK m. 681’e yaptığı atıf uyamnca, bono kanu
nen emre yazılı senetlerdendir ve açıkça emre yazılı olmasa da ciro ve zilyetli
ğin geçirilmesi yoluyla devredilebilir. Olaydan anlaşıldığı üzere ciro zincirinde
bir kopukluk yoktur. Şeklen meşru hamil olan (H)’nin ödeme için (K)’ye bono
yu ibraz etmesi mümkündür. Bu nedenle (K)’nin ileri sürmüş olduğu ilk gerek
çe haksızdır.
Emre yazılı senetler, şeklen düzgün bir ciro zincirini içeren bir senetle hak
kın ileri sürütebildiği, borçlunun da şeklen düzgün bir ciro zincirini içeren sene
din kendisine ibrazı halinde hile veya ağır kusuru olmadan ifada bulunarak bor
cundan kurtulduğu senetlerdir. Bu senetler çift taraflı ibraz ve çift taraflı teşhis
kaydını içerirler.
Borçlunun iyi bir ödeme yaparak borçtan kurtulabilmesi için TTK m. 647
uyannca;
Kanunen emre yazılı olan bono; bir kimsenin ad ve soyadını içermesi, emre
kaydının silinmesi ve açıkça “emre değildir" ibaresi yazılmasıyla nama yazılı
olarak düzenlenir. Nama yazılı senetler de alacağın temliki ve teslim ile devre
dilir.
Nama yazılı senetlere ilişkin devir şekli alacağın temlikidir. Alacağın tem
liki cirodan farklı olarak tüm sorunları beraberinde taşıyan bir devir şeklidir.
Alacağın temlikiyle senet dolayısıyla sahip olunan haklar devredilir. Temlik ile
senedi devralan kişiye temel ilişkiden kaynaklanan tüm def iler ileri sürülebilir.
Çünkü nama yazılı senetler illidir. Bu kapsamda (K), tıbbi malzemelerin kendi
sine teslim edilmediğini ileri sürerek bonoyu ödemeyeceği konusunda haklıdır.
(K) mücerretlik gereği öncelikle bunu nama yazılı senedi alacağın temliki ile
devralan (E)’ye, (E)’den işletmenin devri ile alan (F)’ye karşı ileri sürebilir.
Y.3) TTK m. 593’te esas sermaye pay senetleri ispat aracı şeklinde veya
nama yazılı olarak düzenlenebilir denmektedir. Limited şirket pay senetlerinin
kıymetli evrak olup olmadığı konusu tartışmalıdır. Doktrindeki bir görüş uya
Kı,ymetli Evrak Hukuku 245
rınca limited şirket pay senetleri kıymetli evraktır. TTK m. 593 hükmündeki
“nama yazılı olarak düzenlenir" ifadesi bu senetlerin kıymetli evrak olduğunu
göstermektedir. Mehaz kanunun gerekçesindeki ifadeler de bu yorumun haklı
olduğunu ve kanun koyucunun limited şirket pay senetlerine eskiye nazaran
farklı ve üst bir statü tanımak ve kıymetli evraka tanınan imkanlardan bunları da
yararlandırmak istediğini ortaya koymaktadır. Diğer bir görüşe göre ise limited
şirket pay senedi kıymetli evrak değildir. Doktrinde ifade edildiği üzere ilgili
hükmün madde gerekçesinden açıkça anlaşılmasa da kanun koyucu nama yazılı
limited şirket pay senetlerine kıymetli evrak niteliği tanımak istememiştir. Kaldı
ki limited şirketin sermayesi paylara bölünmüş değildir. Pay senedi üzerindeki
bölünme sadece belirli haklann kullanılabilmesi için (oy hakkı, temettü) için
hesaplama açısından bir bölünmedir.
Y.4) Öğrenci kimlik kartı teşhis senedi niteliğini haizdir. Borçlunun senedi
ibraz edene edimle borcundan kurtulduğu (tek taraflı ibraz kaydı), ancak sene
din ibrazına rağmen edimini yerine getirmek yükümü altında olmadığı, isterse
ibraz edenden, maddi hukuk açısından yetkili olduğunu ispat etmesini isteyebi
leceği senetlerdir. Teşhis senetleri alacağın temliki hükümlerine göre devredilir.
Teşhis senedinin kaybı halinde TBK m. 105 uygulanır. Olayda güvenlik görev
lisi, öğrenci kimliğini ibraz eden (L)’den maddi hukuk açısından yetkili olduğu
nu ispat etmesini isteme hakkına sahiptir. Bunu ispat edemeyecek olan (L)’yi
okula almamakta haklıdır.
246 Ticaret Hukuku Uygulamaları
PRATİK ÇALIŞMA 3
i OLAYI
BONO
Sakıp Atasever
İmza
İstanbul 12.12.2017
Senet sırasıyla (Cl), (C2) ve nihayet (H)’ye devredilmiş fakat (H), dikkat
sizlik sonucu senedi kaybetmiştir ve senet (K)’nin eline geçmiştir.
SORULAR
5.1) Bu durumda (H)’ye kime karşı hangi davayı ikame etmesini tavsiye
edersiniz? Senedin devir şekline göre hangi tür kıymetli evrak olduğunu dikkate
alarak davanın süreci ve sonucu hakkında bilgi veriniz.
5.2) (K) senette oynama yaparak kendisini son hak sahibi olarak göstermiş
tir. Bu şekilde (K)’nin vadede Sakıp Atasever’e başvurup ödeme talep etmesi
durumunda Sakıp Atasever, (K)’ye ödeme yapmakla borcundan kurtulur mu?
Senet metninde “...veya hamiline'" ibaresi bulunsaydı vereceğiniz cevap değişir
miydi?
OLAY II
Müteahhit (A) yeni yapacağı inşaat için 01.01.2017 tarihinde aldığı 50.000
tuğla karşılığında (B) Limited Şirketi lehine 15.10.2017 tarihli 20.000 TL bedel
li “bono” düzenleyip yetkili müdürü (C)’ye teslim etmiştir. (C) de şirketin bir
borcu nedeniyle senedi ciro edip (D)’ye devretmiştir. (D) senedin kaybolması
ihtimaline karşılık noter onaylı “a^s^/z gibidir'" yazan senet fotokopisini şirketin
kasasına koymuş ve her nasılsa senet kaybolmuştur.
Kıymetli Evrak Hukuku 247
Müteahhit (A) ayrıca eski iş ortağı olan (E)’ye 02.11.2017 tarihinde öden
mek üzere 25.000 TL borç vermiş ve bu borç karşılığında (E) tarafından kendi
sine ibraz senedi verilmiştir. 02.12.2017 tarihinde bu borcun ödenmediğini fark
eden (A), ödeme gününün açıkça belirtilmesine rağmen borcun ödenmediği
gerekçesiyle (E)’den temerrüt faizi talep etmiştir.
SORULAR
5.3) (D)’nin vadesi gelen senedin noter onaylı fotokopisi ile talepte bulun
ması halinde (A) ödeme yapmakla borcundan kurtulabilir mi? Açıklayınız.
5.4) (A) temerrüt faizini almaya hak kazanabilir mi? İbraz senedinin işlevi
ni dikkate alarak açıklayınız.
YARGITAY KARARI
“Davacı vekili, müvekkilinin keşidecisi olduğu çekin lehtara gönderilmek
üzere kargo şirketine verildiğini, kargo aracında meydana gelen hırsızlık sonucu
çekin lehtara ulaşmadığını ileri sürerek çekin ödenmemesinin yasaklanmasını,
zayi sebebiyle iptalini talep ve dava etmiştir.
5.5) Yukanda verilen Yargıtay kararını, iptal davasının taraflarını göz önü
ne alarak değerlendiriniz;.
YANITLAR
Y.l) TTK m. 654’e göre “Belli bir kişinin admayazılı olup da onun emrine
kaydını içermeyen ve kanunen de emre yazılı senetlerden sayılmayan kıymetli
evrak nama yazılı senet sayılır." Bono, bir kambiyo senedidir ve kambiyo senet
leri kanunen emre yazılıdır. Emre yazılı senetler, senet metninde matbu emrine
ibaresinin silinerek menfi emre kaydının (iş bu senet nama yazılıdır) senede
şerh düşülmesi suretiyle nama yazılı hale getirilebilir.
kümleridir. TTK m. 77S»1^^1 hükmünün yaptığı atıf uyarınca nama yazılı bono
larda senet nama yazılmasına rağmen “bono” olduğu için hamiline yazılı senet
ler hakkındaki iptal kuralları değil poliçelere ilişkin iptal hükümleri uygulanır.
Emre yazılı senetlerin ziyaı halinde TTK m. 757 uyannca iradesi dışında
poliçe elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret
mahkemesinden, muhatabın poliçeyi . ödemekten menedilmesini isteyebilir. Bu
na göre (H), borçlunun yerleşim yerindeki Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvu
rarak ödemeden men talebinde bulunması gerekir. Mahkeme, ödemeyi meneden
kararında muhataba, vadenin gelmesi üzerine poliçe bedelini tevdi etmeye izin
verir ve tevdi yerini gösterir.
Poliçeyi eline geçiren kişi bilindiği takdirde, mahkeme, dilekçe sahibine iade da
vası açması için uygun bir süre verir. Dilekçe sahibi verilen süre içinde davayı açmaz
sa, mahkeme, muhatap hakkındaki ödeme yasağını kaldırır (TTK m. 758).
Poliçeyi eline geçiren kişi bilinmiyorsa, poliçenin iptaline karar verilmesi istene
bilir. İptal ■ isteminde bulunan kişi, poliçe elinde iken zıyaa uğradığını inandırıcı bir
şekilde gösteren delilleri mahkemeye sağlamak ve senedin bir suretini ibraz etmek
veya senedin esas içeriği hakkında bilgi vermekle yükümlüdür (TTK m. 759).
Mahkeme, dilekçe sahibinin, poliçe elinde iken zıyaa uğradığına dair ver
diği açıklamaları inandırıcı bulursa, verilecek ilanla, poliçeyi eline geçireni,
poliçeyi belirli bir süre içinde getirmeye davet ve aksi takdirde poliçenin iptali
ne karar vereceğini ihtar eder (TTK m. 760).
Poliçenin getirilmesine ilişkin ilan, 35 inci maddede yazılı gazete ile üç de
fa yapılır. Özellik gösteren olaylarda, mahkeme, uygun göreceği daha başka ilan
önlemlerine de başvurabilir (TTK m. 762).
Elden çıkan poliçe, verilen süre içinde mahkemeye sunulmazsa, iptaline ka
rar verilir. Poliçenin iptaline karar verilmiş olmasına rağmen, dilekçe sahibi
kabul edene karşı poliçeden doğan istem hakkını ileri sürebilir (TTK m. 764).
Kıymetli Evrak Hukuku 249
Mahkeme, iptale karar vermeden önce, kabul edene, poliçe bedelini tevdi
etme ve yeterli teminat karşılığında bunu ödeme yükümünü getirebilir. Teminat,
poliçeyi iyiniyetle iktisap eden kişinin uğrayabileceği zarara bir karşılık oluştu
rur. Senet iptal edildiği veya senetten doğan haklar diğer bir sebeple ortadan
kalktığı takdirde, teminat geri alınır (TTK m. 765).
Y.3) İbraz zorunluluğu kıymetli evrakta hakkın senede bağlı olması kuralı
nın doğal bir sonucudur (TTK m. 645). Adi senedin aksine, kıymetli evraka
bağlı alacağm tahsili için bizzat senedin ibrazı zorunludur. Hak ancak senetle
ileri sürülebilir ve ödeme de ancak senet karşılığında yapılabilir.
Borçlunun ödemesinin iyi bir ödeme olabilmesi için ise senedin kendisine
teslimi karşılığında ödeme yapması, ödemeyi vadede yapması, hile ve ağır ku
sur bulunmadan ödeme yapması ve senedin niteliğine göre alacaklı olduğu anla
şılan kişiye ödeme yapması gerekmektedir.
250 Ticaret Hukuku Uygulamaları
Olayımızda (A)’nm senedin aslı veya mahkemeden alman zayi belgesi ol
maksızın ödeme yapması halinde borcu sona ermeyecektir.
Y.4) îbraz senetleri, borçlunun senedi ibraz eden ve maddi hukuk bakımın
dan hak sahibi olan kişiye edimde bulunması gerektiği ancak senet ibraz edil
meden maddi hukuk bakımından hak sahibi olduğunu kanıtlayana da edimde
bulunabileceği senetlerdir.
İbraz senetleri, her borcu temerrüt bakımından ihtara tabi borç haline geti
rir. Ödeme gününün açıkça saptanmış olduğu hallerde bile temerrüt, ancak ibraz
üzerine ödeme yapılmaması halinde söz konusu olur. Senedin ibrazı ihtar yerine
geçer.
Y.S) TTK m. 651/II’ye göre iptal davası, senedin zıyaa uğradığı anda, senet
üzerinde hak sahibi olan tarafından açılabilir. Hak sahipliği, mülkiyet ya da
sınırlı ayni hak sahibi olmayı ifade eder. Genellikle, iptal davasını açabilecek
kişinin senedi elinde bulunduran yetkili hamil olduğu kabul edilir. Bir görüşe
göre ise hak sahipliği dar yorumlanmamalı, rehin alan, intifa alacaklısı, vekil,
saklayıcı gibi kimseler de bu kavrama dâhil edilmelidir.
PRATİK ÇALIŞMA 4
OLAY
(K) , (L)’den satm almak istediği araba için daha sonra 50.000 TL şeklinde
doldurulmak üzere aralarında yazılı olarak yaptıkları anlaşma uyarınca bedel
hanesini boş bırakmak suretiyle bir bono düzenlemiş ve (L)’ye teslim etmiştir.
(L) bedel hanesine 80.000 TL yazdığı bonoyu, eşi (A)’nın müdürü olduğu (C)
Ekspertiz Hizmetleri Ltd. Şti.’ne tam ciro ile devretmiş, (C) Ekspertiz Hizmetleri Ltd.
Şti.’nin tek müdürü olan (A), bononun arkasına sadece şirket kaşesi ve kendi imzasını
koymak suretiyle (B)’ye devretmiş, (B) aralannda akdettikleri eser sözleşmesi uyann
ca bonoyu tam ciro ile (D)’ye devretmiştir. (D)’nin sekreteri (S), ofisten gizlice aldığı
bononun bedel hanesinde yazan 80.000 TL’nin başma “1” yazmak ve (D)’nin imza
sını taklit etmek suretiyle “bedeli kabz içindir" ibaresi ile (E)’ye devretmiştir.
(S) bono ile birlikte (D)’nin çekmecesinden 5.000 TL nakit para ve ikrami
ye çıkmış bir adet milli piyango biletini de almıştır.
SORULAR
5.1) (C) Ekspertiz Hizmetleri Ltd. Şti. ödeme için (K)’ye başvurduğunda
(K), bononun (L) tarafından bedel hanesine 80.000 TL yazılarak tedavüle çıka
rıldığı gerekçesiyle geçersiz olduğunu ileri sürerek ödemekten kaçınmıştır.
(K)’nin ödememe gerekçesini ve bu gerekçenin (C) Ekspertiz Hizmetleri Ltd.
Şti.’ne karşı ileri sürülüp sürülemeyeceğini değerlendiriniz.
5.2) (E) ödeme için (B)’ye başvurduğunda (B), (D)’nin eser sözleşmesi
uyarınca üstlendiği asansör bakımını ifa etmediğini beyan ederek ödemekten
kaçınmıştır. (B)’nin ödememe gerekçesini ve bunun (E)’ye karşı ileri sürülüp
sürülemeyeceğini değerlendiriniz.
5.3) (E) ödeme için (D)’ye başvurduğunda, (D) bononun imzasının taklit
edilmek suretiyle devredildiğini ve bonoda tahrifat yapıldığını ileri sürerek
ödemekten kaçınmıştır. (D)’nin ödememe gerekçesini değerlendiriniz. (E) öde
me için (K)’ye başvursa, (K) bononun tahrifat sebebiyle geçersiz olduğunu ileri
sürerek ödemekten kaçınabilir mi?
5.4) (B) ödeme için (C) Ekspertiz Hizmetleri Ltd. Şti.’ne başvurduğunda,
şirket (A)’nrn yaptığı ciro neticesinde ciro zincirinde kopukluk nedeniyle
252 Ticaret Hukuku Uygulamaları
5.5) (D), (S) tarafından gizlice alman bono, 5.000 TL ve milli piyango biletinin
iptali için dava açabilir mi? Şartlan ve sonuçlarını belirterek değerlendiriniz.
YANITLAR
Y.l) (K) ve (L) arasında açık bono anlaşması yapılmıştır. (K), (L)’nin bu
anlaşmaya aykın şekilde bonoyu doldurduğunu ileri sürmektedir. Bu taraflar
arasmda kambiyo ilişkisi ile ilgili özel anlaşmadan kaynaklanan bir defidir.
Kambiyo ilişkisinin tarafları arasmda kambiyo ilişkisi ile ilgili olan ve fakat
senet üzerinde yer almayan özel bir anlaşmadan kaynaklanan defidir. Bu bir
şahsi defi olup sadece belirli bir alacaklıya sadece ilgilisi tarafından ileri sürüle-
bilen derilerdendir. Şahsi defiler herkese karşı ileri sürülemez. Şahsi defiler
kural olarak iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez. Bu durumun istisna
sı, yeni hamilin bile bile borçlu zararına hareket ederek senedi iktisap etmesidir.
Somut olayda (L) ve (A) evlidir. Eğer (A) şahsi defi teşkil eden durumdan ha
berdar ise (K)’ye zarar vermek için senedi devraldıysa bile bile borçlu zararına
iktisap söz konusudur. Bu bağlamda bu şahsi defi (K) tarafından (C) Ekspertiz
Hizmetleri Ltd. Şti.’ne karşı ileri sürülebilir. Bu noktada Yargıtay’m eşler ara
sındaki devir işlemlerini karine olarak bile bile borçlunun zararına hareket ol
duğunu kabul ettiğini belirtmek gerekir.
Y.2) (D)’nin eser sözleşmesi uyannca üstlendiği asansör bakımını ifa et
memesi nedeniyle (B)’nin ödeme yapmayacağını ileri sürmesi taraflar arasmda
senedin düzenlenmesine veya devredilmesine neden olan temel ilişkiden kay
naklanan şahsi defidir. Şahsi defiler kural olarak iyiniyetli üçüncü kişilere karşı
ileri sürülemez. Somut olayda hamil (E) senedi tahsil cirosu ile devralmış olup
tahsil cirosu şahsi defilerin üçüncü kişilere karşı ileri sürütebildiği istisnai du
rumlardan biridir. Tahsil cirosu yapılmışsa asile karşı iteri sürülebilen defiler
vekile karşı da iteri sürütebilir. Bu bağlamda (B), bu şahsi defıyi, bonoyu tahsil
cirosu ite devralmış olan (E)’ye karşı iteri sürebilir.
Y.4)
(L imza)
D’ ye ödeyiniz.
(B imza)
İlk olarak senedin arkasında -isabetli olarak- lehtann (C) lehine tam cirosu
bulunmaktadır. Bundan sonra (C) şirketinin cirosu bulunması gerekmektedir.
(C)’nin müdürü ve temsilcisi olan (A)’nm bononun arkasına sadece şirket kaşe
si ile kendi imzasını koymak suretiyle (B)’ye ciro etmesi beyaz ciro olup geçer
lidir. Bu bağlamda ciro zincirinde kopukluk yoktur.
Ciro zincirinde kopukluk senet metninden anlaşılan bir mutlak defidir. Se
net metninden anlaşılan deliler, senet üzerinde yer alan ve senede bakıldığında
senetten anlaşılabilen defılerdir. Senetle borç altına giren herkes tarafından her
kese karşı ileri sürülebilir.
Somut olaydaki bono emre yazılı bir senet olup (D) emre yazılı senetlerin
tabi olduğu usulde (poliçeye ilişkin iptal hükümleri. TTK m. 757 vd.) iptal da
vası açabilir. Şartlan:
Sonuçları: İptal kararı ile senet elinde iken zayi olduğunu söyleyen kişinin
iddiası ispatlanmış ve senet iptal edilmiş olur. İptal karan ile birlikte senedi zayi
ederek iptal davası açan kişi senedin vadesinin gelmiş olup olmadığına bağlı
olarak senette yer alan hakkım senetsiz ileri sürebilme ya da masrafları kendisi
ne ait olmak üzere yeni bir senet düzenlenmesi kararının verilmesini mahkeme
den talep etme imkânı kazanmaktadır.
Y.6) İptal davası açmanın şartlarından birisi de iptal talebinde bulunan ki
şinin hak sahibi olmasıdır. (K) burada hak sahibi olmayıp senedi düzenleyen
kişidir ve senet (K)’nin elindeyken ziyaa uğramamıştır. (K) ileri sürdüğü gerek
çelerle iptal davası açamaz, senedin bedelsiz kaldığı iddiası ile menfi tespit da
vası açabilir.
Kıymetli Evrak Hukuku 255
PRATİK ÇALIŞMA 5
OLAY
İstanbul’da ikamet eden tacir (K), (A) Bankasından kredi almak isteyen ar
kadaşı tacir (L)’ye 02.01.2017 tarihinde, 18.01.2017 vadeli ve 500.000 TL be
delli bir bono düzenleyerek teslim etmiştir. (L) bu bonoyu 23.01.2017 günü (A)
bankasına tam ciro ile devretmiştir.
Sekreteri (S)’nin masasına koyduğu belgeleri imzalayan (K), bunların ara
sına karışmış olan 80.000 TL bedelli bir çeki de imzalamıştır. Belgeleri imza
larken kolunun çarptığı bardaktan (K)’nin (T) İnşaat Ltd. Şti. ve (Y) Turizm
AŞ’deki onar adet nama yazılı hisse senetleri ile ofise ait sigorta poliçelerinin
üzerine kahve dökülmüştür.
(K)’nin imzaladığı belgeler arasmda çeki bulan (S), ailesine zarar verileceği
söylemi üzerine kumar borcunu ödemek için lehtar hanesini boş bıraktığı çeki
beyaz ciro ile (C)’ye devretmiştir. (C) çeki beyaz ciro ile (Cl)’e, (Cl) de beyaz
ciro (H)’ye devretmiştir.
(H) çeki kaybetmiş ve iptal prosedürüne başvurarak iptal ettirmiştir. Bu
arada çekin aslını elinde bulunduran (F), çek karnesinin alındığı (M) Bankasına
çeki ibraz ederek ödeme için başvurmuş ve (M) Bankası ödeme yapmıştır.
SORULAR
5.1) (A) Bankası ödeme için (K)’ye başvurduğunda, (K) bonoyu (L)’nin kredi
almasını sağlamak amacıyla düzenlediğini ileri sürerek ödemeden kaçınabilir mi?
5.2) (H) ödeme için (K)’ye başvurduğunda, (K) 80.000 TL bedelli çeki dü
zenlemediğini ve tedavüle sokmadığını ileri sürerek ödemeden kaçınabilir mi?
5.3) (H) ödeme için (C)’ye başvurduğunda, (C) çekin lehtar hanesinin boş
olması ve aynca beyaz ciro ile devredilmiş olması sebebiyle geçersiz olduğunu
ileri sürerek ödemeden kaçınabilir mi?
5.4) (H) ödeme için (Cl)’e başvurduğunda, (Cl) çekin (S)’nin ailesine za
rar verileceği düşüncesi ile devredilmesi neticesinde geçersiz olduğunu ileri
sürerek ödemeden kaçınabilir mi?
5.5) (K)’ye hisse senetleri ve poliçeler için ne yapmasını önerirsiniz?
YANITLAR
Y.l) Hatır bonosuna ilişkin defi bir nispi defi türü olan şahsi defidir. Şahsi
defiler doğrudan doğruya ilişkisi bulunan kimseler arasmda ve kural olarak sade
ce ilişkinin karşı tarafina karşı ileri sürülebilir. Şahsi defıler üçüncü kişilere karşı
ancak TTK m. 687/1 ve m. 825/11 hükümleri uyannca hamilin senedi devralırken
bile bile borçlunun zaranna hareket etmesi halinde ileri sürülebilir. Bu yüzden
kural olarak, (K)’nin (A) bankasına karşı bu defiyi ileri sürememesi gerekir.
Fakat TTK m. 690/1 hükmü uyannca protesto süresi geçtikten sonra yapılan
ciro alacağın temliki hükümlerine tabi olur. Protesto süresi vade + iki işgünü-
dür. Olayda bankaya yapılan ciro, vade + iki işgünü geçtikten sonra yapıldığın
dan alacağın temliki hükümlerine tabidir. TTK m. 690/11 hükmü uyannca aksi
sabit oluncaya kadar tarihsiz bir ciro, protestonun düzenlenmesi için öngörülen
sürenin geçmesinden önce yapılmış sayıldığından olaydaki ciro protesto süresi
geçtikten sonra yapıldığının ispatlanması halinde alacağın temliki hükümlerine
tabi olur. Böyle bir ciro söz konusu olduğunda, kişisel defiler senedi bu ciroyla
devralana karşı da ileri sürülebilir. Olayda (K), bu defiyi (A) bankasına karşı da
ileri sürebilecektir.
Y.2) Hata defi iradeye ilişkin bir geçersizlik defidir. Doktrinde bazı yazar
lar bu definin mutlak defi olduğunu ve senet borçlu tarafından imzalanmakla
birlikte, imzanın serbest irade ile atılmadığı durumlarda senedin üçüncü kişiler
de uyandırdığı, imzanın hukuka uygun olduğu şeklindeki görünüşten borçluyu
sorumlu tutmaya imkân bulunmadığını belirterek rızayı bozan sebeplerin,
iyiniyetli bile olsalar, her hamile ileri sürülebileceğini savunurlar. Diğer bazı
yazarlar ve Yargıtay bu tür defılerin şahsi defi olduğu görüşündedir.
Poroy/Tekinalp ise iradeye ilişkin geçersizlik defilerinden hatayı, tehdit ve hile
den ayırmıştır. Yazara göre tehdit ve hile durumunda oluşan hukuki görünüş
borçluya isnat edilemez, bu iki durumda iyiniyetli üçüncü kişilere karşı da ileri
sürülebilen mutlak bir defi oluşur. Yazara göre “hata” durumunda ise borçlu
hukuki görünüşün yaratılmasına tutumu ile katkıda bulunmuştur. Bu yüzden
şahsi defi kabul edilmelidir.
Y.3) TTK m. 780 uyarınca “lehtar” çekin zorunlu unsurlarından birisi de
ğildir. TTK m. 785/III uyannca kimin lehine düzenlendiği gösterilmemiş olan
Kıymetli Evrak Hukuku 257
bir çek, hamiline yazılı çek hükmünde olduğundan (C)’nin bu iddiası yerinde
değildir.
TTK m. 791 uyannca hamiline yazılı bir çek, devri için gerekli olmamasına
rağmen ciro edilebilir. Burada ciro çek hamiline cironun teminat fonksiyonundan
yararlanma ve kendisine başvurma imkânı sağlama amacına yöneliktir. Dolayısıyla,
söz konusu çekin muhatap banka tarafından ödenmemesi halinde hamil ciro eden
kişiye müracaat edebilir. Ancak bu cironun temlik ya da teşhis işlevi yoktur. Hamile
yazılı çekteki ciro zincirinin düzgün olmasının bir önemi yoktur. Ciro edilmiş hami
le yazılı çek de zilyetliğin geçirilmesi suretiyle devredilebilir. Çeki kim ibraz ederse
ciro silsilesi ile ilgilenilmeksizin ödeme yapılır. TTK m. 791 uyannca hamiline
yazılı bir çekin cirosu onu emre yazılı hale getirmez. (C)’nin çekin beyaz ciro ile
devredilmiş olması sebebiyle geçersiz olduğuna ilişkin iddiası yerinde değildir.
Buna karşın öğretideki bir görüş uyannca ise; “kişinin fiziki varlığını doğ
rudan etkileyerek zorla imza attınlması” (vis absoluta) hali, ehliyetsizlik gibi,
mutlak defi sebebi kabul edilmektedir. Burada ferdin güvenliği, işlem güvenli
ğine üstün tutulmaktadır. Fakat, bu şekilde zorla imza attırma düzeyinde olma
yan korkutmanın (=tehdidin), mutlak defi niteliğinde değil; nesbi defi olduğu
kabul edilir, dolayısıyla bu durum iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemez (Bkz.
Öztan Fırat, Kıymetli Evrak Hukuku, 2. Bası, Ankara 1997, s. 224,225;
Kınacıoğl Naci, Kıymetli Evrak Hukuku, 5. Baskı, Ankara 1999, s. 164,166;
Helvacı (Ülgen/Kendigelen/Kaya), s. 67; Alışkan Murat, Kambiyo Senetlerinde
Temlik Cirosu, İstanbul 1998, s. 336, 337).
Y.S) Kahve dökülmesi ziya halidir. Ziya senedin çalınma, kaybolma, yan
ma, yırtılma gibi nedenlerle hamili tarafından ibrazının imkânsız olmasıdır.
Kıymetli evrakın zayi olduğu veya ziyam ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak
sahibi olan kişi, senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir. Kıymetli evrak
zayi olduğu anda senet üzerinde hak sahibi olan kişinin talebi üzerine mahkeme
senedin iptaline karar verebilir.
Somut olaya baktığımızda anonim şirketteki nama yazılı hisse senetleri ka
nunen emre yazılı senet niteliği taşıdığından poliçelere dair iptal kurallarına
tabidir.
Sigorta poliçesi, kıymetli evrak olmayıp bir ispat aracıdır. Bu nedenle kıy
metli evrakın iptali prosedürüne başvurulamaz.
Limited şirket pay senedi, TTK m. 593 hükmünde yer alan “esas sermaye
pay senetleri ispat aracı şeklinde veya nama yazılı olarak düzenlenir" düzen
lemesi uyarınca bir görüşe göre bu senetler kıymetli evraktır. Diğer bir görüş ise
bu senetlerin kıymetli evrak olmadığı yönündedir. Bu senetleri kıymetli evrak
olarak kabul edersek nama yazılı senetlerin zıyaı ve iptali yoluna gidilir. Kıy
metli evrak olarak kabul etmezsek bu yola gidilemez.
Y.6) İptal kararı, hak ile senet arasmdaki bağı çözer. Senet teşhis fonksiyo
nunu yitirir. Hak sahibi hakkım senetsiz olarak ileri sürebilir veya yeni bir senet
ihdasını talep edebilir (TTK m. 652).
İptal kararma göre ödemede bulunan borçlu borçtan kurtulur. İlan üzerine
senet hamilinin ortaya çıkmadığı, bu sebeple istihkak iddiasının hükme bağlan
madığı durumlarda iptal karan mülkiyet sorununu çözmez. Dolayısıyla maddi
hukuk bakımından kesin hüküm teşkil etmez. Karar öncesi yapılan devirlerde
iyiniyet korunur. Karar sonrasında ise korunmaz.
PRATİK ÇALIŞMA 6
OLAY
Düzenleyeni (D) AŞ, lehtarı (L) AŞ ve muhatabı da (M) olan bir poliçenin
arkasındaki ciro zinciri; (L) AŞ tarafından (C)’ye, (C)’den de (H)’ye cirolanmış
şekildedir.
• “Poliçenin arkasında lehtar (L) AŞ’nin kaşesi üzerinde yer alan imza bu
şirketin yetkilisine ait olmayıp (M)’ye aittir.”
. “İlk cirodaki imza, lehtarı temsile yetkili kişiye ait olmadığından ciro zinciri ko
puk olup bu sebeple (D) AŞ poliçe bedelini ödemekle yükümlü değildir.”
SORULAR
5.1) Yerel mahkemenin karan yerinde midir? (D) AŞ ve (L) AŞ’nin poliçe
bedelinden sorumlu olup olmadığını ayn ayrı tartışınız.
5.2) (L) AŞ’nin kaşesi üzerine (M) tarafmdan imza atılmış olması, muhatap
(M)’yi kambiyo ilişkisine dâhil eder mi? (M)’nin senet bedelini yetkili hamile
ödemesi ihtimalinde (D) AŞ’ye rücu etmesi mümkün müdür?
5.3) Senedin ön yüzüne (D) AŞ’nin yetkili temsilcisi (T)’nin şirket kaşesi
üzerine iki kere imza atmış olduğunu gören (H), ikinci imza dolayısıyla (T)’nin
senet bedelinden şahsen sorumlu tutulmasını talep edebilir mi? Neden?
S3) Muhatabın ödeme güçlüğü içine düştüğünü öğrenen (D) AŞ ile (H)
aralannda anlaşma yaparak senedin vadesini 2 ay ötelemişler ve (M)’nin kabul
etmemesi durumunda senedin (L) AŞ’ye muhatap sıfatıyla kabule arz edileceği
ni kararlaştırmışlardır. Bu anlaşmanın geçerliliğini ve etkilerini değerlendiriniz.
YANITLAR
Y.l) İlk ciro, senedin lehtarı tarafından yapılır. Poliçede adı yazılı olan ki
şinin (lehtann) cirosu olmadan senet tedavüle çıkanlamaz. Somut olayda yerel
mahkeme yapılan bilirkişi incelemesi sonrası imzanın (L) AŞ’yi temsile yetkili
kişilere ait olmadığından bahisle (H)’nin yetkili hamil olmadığına karar vermiş
tir.
Kıymetli evrakta imzaların istiklali ilkesi söz konusu olup her bir imza bir
birinden bağımsız bir borçlanma iradesi olarak birbirinden etkilenmez. Bir ira
dedeki sakatlık diğer iradelerin sağlığına etki etmez. Dolayısıyla Yargıtay’ın
kararında ifade edildiği gibi ciro zincirinde bir kopukluk söz konusu değildir.
Ancak (L) AŞ, senette imzası olmadığı için sorumlu değildir.
(M), senedi (L)’nin yetkisiz temsilcisi olarak ciro etmiş ve kambiyo ilişki
sine dâhil olmuştur. Burada muhatap, kabul eden muhatap sıfatıyla değil (L)’nin
yetkisiz temsilcisi olarak lehtar sıfatıyla sorumludur. (M)’nin senet bedelini
yetkili hamile ödemesi ihtimalinde, (D) AŞ’ye rücu etmesi mümkündür.
Y.3) Senedin ön yüzüne atılan imza, aksi yönde bir kayıt yoksa aval hük
mündedir.
Her iki imzanın da kaşe üzerinde bulunması halinde ise yetkili temsilcinin
sorumluluğundan bahsedilemez. Bir diğer ifadeyle senetteki her iki imza da
şirket kaşesi üzerine atılmışsa, burada artık aval olgusundan söz edilemez (Hu
kuk Genel Kurulu'nun 05.10.2011 tarih, 2011/12-480 esas, 2011/598 karar sayı
lı karan).
Y.4) Olayda açık poliçe söz konusudur. (D) ile (L) arasında poliçe bedeli
nin sonradan doldurulmasına ilişkin bir doldurma anlaşma vardır. Bu doldurma
anlaşması ile düzenleyen (D), senet bedelinin doldurulması için lehtar (L)’ye
yetki (doldurma yetkisi) vermiştir.
Kıymetli Evrak Hukuku 261
Burada doldurma anlaşmasına aykırılık her ne kadar şahsi bir defi olarak
nitelense de, üçüncü kişilere karşı ancak bile bile borçlunun zararına hareket
edilmesi durumunda ileri sürülmesine ilişkin istisnai kural uygulanmaz. Bunun
yerine kötüniyetli ya da ağır kusurlu olma durumu aranır. Bile bile borçlu zara
rına hareket, kötüniyetten daha ağır bir durumu ifade eder.
PRATİK ÇALIŞMA 7
OLAY
Düzenleyeni (D) AŞ, lehtarı (L) AŞ ve muhatabın da (M) olduğu bir poliçe,
muhatabın adının yanmda yazılı yer olan İstanbul/Kadıköy’de düzenlenmiştir.
Poliçe (L) AŞ tarafından beyaz ciro ile (C)’ye, (C) tarafından ise devlet memuru
(H)’ye teslim edilerek devredilmiştir.
SORULAR
5.1) Poliçenin arkasında, iş bu poliçenin (D) AŞ ile (L) AŞ arasındaki taşın
maz alım-satım sözleşmesinin teminatı olarak düzenlendiğinin ve bu poliçeden
doğan ihtilaflarda İzmir mahkemelerinin yetkili olduğunun yazılması ihtimalinde
bu kayıtların geçerliliğini ve poliçenin sıhhatine etkisini değerlendiriniz.
5.2) (Ö) adi şirketi, (D) AŞ lehine aval verebilir mi? Senedin arkasına yazılan yetki
kaydı (ilk soruda yetki kaydına dayanarak) aval vereni, cirantaları ve (H)’yi bağlar mı?
5.3) Muhatap (M)’nin poliçeyi (C)’ye hitaben gönderdiği bir mektup ile
kabul etmesi mümkün müdür? Kabul beyanını (D) AŞ’nin kendisine sattığı malı
teslim etmesi şartına bağlayabilir mi? Neticelerini de belirterek değerlendiriniz.
5.4) Poliçe bedelinin (D) AŞ tarafından “5.000 Dolar veya TL karşılığı” olarak ya
zılması mümkün müdür? (C) poliçenin (H)’ye teslimi sırasmda bedele ilişkin ifadenin
yanına parantez içinde “Kanada Dolan" ifadesini ekleyebilir mi? Değerlendiriniz.
5.5) Poliçeye vade olarak “6 ay içinde görüldüğünde ödenecektir1 ’ ifadesinin ya
zılması ihtimalinde iki farklı vade bulunduğu gerekçesi ile poliçenin geçersizliği iddi
ası yerinde midir? (D) AŞ tarafmdan poliçenin görüldüğünde ödenecek şekilde dü
zenlenmesi durumunda, 6 ay içinde muhataba arz edilmesi kaydının (C) veya (L) AŞ
tarafından senede yazılması mümkün müdür? Neticeleri ile birlikte açıklayınız.
YANITLAR
Y.l) Doktrinde senet üzerinde hangi sözleşmenin teminatı olduğuna dair bir
kaydm yer almasının senedin kambiyo vasfnı etki edip etmeyeceği tartışmalıdır:
Bir görüşe göre (Öztan-Kendigeleny kambiyo senedi üzerine teminat oldu
ğunu gösteren bir kayıt konulduğunda bu taraflar arasmda mevcut bir sözleşme-
sel ilişkiye ve senedin bu sözleşmedeki bir edimin yapılması karşılığı verildiği
ne karine oluşturduğu, dolayısıyla poliçenin belirli bir bedelin kayıtsız şartsız
ödenmesi şartının sağlanmadığı ve senedin kambiyo senedi olarak kabul edile
meyeceği savunulmaktadır.
Kıymetli Evrak Hukuku 263
Dolar ifadesinin kullanılması ile ilgili olarak hangi dolar (Amerikan dolan,
Avustralya Dolan, Kanada Dolan) olduğunun belirli olmamasından dolayı doktrinde
farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Doktrinde bir görüş, böyle bir durumda bedelin belir
li olmadığını dolayısıyla senedin kambiyo senedi olarak geçerli olmadığını savun
maktadır. Diğer bir görüş ise bedelin belirliliği ilkesinin zedelenmeyeceğini, borçlu
lehine olan kur dikkate alınarak senedin ayakta tutulması gerektiğini savunur.
Yargıtay ise cinsi belirtilmeksizin sadece dolar üzerinden düzenlenmiş se
nedin kanuna aykırılık teşkil etmeyeceğini ve bu durumun senedin kambiyo
senedi niteliğini etkilemeyeceğini, Türkiye sınırları içerisinde yaygın olarak
işlem yapılan para biriminin Amerikan Dolan olmasından hareketle bu cinsin
geçerli olacağını kabul etmektedir.
Somut olayda, ciranta (C)’nin poliçenin (H)’ye teslimi sırasmda bedele ilişkin
ifadenin yanma parantez içinde “Kanada Doları” ifadesini eklemesi senet bedelinde
değişiklik niteliğindedir. Bir poliçe düzenlendikten sonra herhangi bir kimse tarafın
dan bedelde tahrifat yapılır ve bu poliçe el değiştirmeye devam ederse değiştirmeden
sonra poliçe üzerine imza atmış kimseler değişmiş metin gereğince değişiklikten önce
imza atanlar ise eski metin uyannca sorumlu olurlar (TTK m. 748/1)
Y.S) Poliçede vade ihtiyari unsurlardan biridir. Gösterilmemesi senedin ge
çersizliğine yol açmaz. Ancak poliçeye vade konulacaksa, bunun mutlaka TTK
m. 703’te gösterilen 4 tür vadeden biri olması gerekir. Bu vade türleri şunlardır:
• Görüldüğünde ödenecek (herhangi bir vade yazılmazsa görüldüğünde öde
neceği kabul edilir)
. Görüldüğünden belli bir süre sonra ödenecek
• Düzenlenme tarihinden belli bir süre sonra ödenecek
• Belli bir günde ödenecek
Vadesi başka şekilde yazılan veya birbirini takip eden çeşitli vadeleri göste
ren poliçeler batıldır (TTK m. 703/11).
Görüldüğünde vadeli poliçelerin düzenleme tarihinden itibaren bir yıllık ib
raz süresi içinde ödeme için ibraz edilmeleri gerekir. Düzenleyen bu bir yıllık
ibraz süresini kısaltıp uzatabilir; cirantalar sadece kısaltabilir (TTK m. 778/I-b;
m. 704/I-c.3,4). Somut olayda ise “6 ay içinde görüldüğünde ödenecektir”” iba
resi ibraz süresini kısaltan bir kayıttır. Bu sebeple poliçenin geçerliliği etkilen
meyecektir. Dolayısıyla (D) AŞ tarafmdan poliçenin görüldüğünde ödenecek
şekilde düzenlenmesi durumunda, 6 ay içinde muhataba arz edilmesi kaydının
(C) veya (L) AŞ tarafından senede yr^î^ıımo^ı mümkündür. Bu kayıı ya
zan kişi bakımından etki doğurur.
Kıymetli. Evrak Hukuku 265
PRATİK ÇALIŞMA 8
OLAY
,
(D) (L)’den satm aldığı 500.000 TL tutarındaki yazlığın bedeli için düzen
leme tarihinin 01.02.2016, muhatabının (M) olduğu bir poliçe düzenlemiştir.
(D) poliçenin meblağ kısmını boş bırakarak (L)’ye, (L) ise bedel hanesine
700.000 TL yazarak tam ciro ile (A)’ya teslim etmiştir. (A), poliçeyi (F)’ye
devretmeyi düşünmüş senedin arkasına imzasını atmış ancak senedi otobüste
düşürmüştür. Poliçeyi otobüste bulan (B), yakın arkadaşı (C)’ye teslim etmiştir.
(C) ise senedin üzerine “%5 faize tabidir" yazarak senedi vadesi gelmemiş
borçlarının teminatı olması amacıyla beyaz ciro ile (E)’ye, (E) ise "tahsil için
dir" kaydını koyarak muhasebecisi (H)’ye devretmiştir. (H) senedi bedelinin
ödenmesi için 15.01.2017 tarihinde (D)’ye ibraz etmiştir.
SORULAR
5.1) Poliçenin arkasını yazınız ve (H)’nin yetkili hamil olup olmadığını ge
rekçesiyle değerlendiriniz.
5.2) (D), poliçenin önce (M)’ye kabul için ibraz edilmesi gerektiği ve süre
sinde ibrazın gerçekleşmediği gerekçeleriyle ödeme yapmaktan kaçınabilir mi?
Her bir gerekçeyi ayrı ayrı değerlendiriniz.
5.3) (D), poliçenin sadece 500.000 TL’sini ödemekle yükümlü olduğu iddi
asında bulunabilir mi? Faiz kaydının geçersiz olduğunu ileri sürebilir mi? Açık
layınız.
“..Dava ve takip konusu senetteki ciro zincirine göre son ciro senedi elinde
bulunduran davalı (C...U...) adma yapılmış değildir. Son ciro, senedi beyaz
temlik cirosuyla davalıdan devralan (N.T.) tarafından yapılan tahsil cirosudur.
Bu tahsil cirosunu izleyen ve davalı yararına yapılmış herhangi bir temlik cirosu
bulunmadığına göre senedi elinde bulunduran davalmm şeklen hak sahibi ve
yetkili hamil olarak kabulü olanağı yoktur. Zira son cironun poliçeyi elinde
bulunduranın adma yazılmış bulunması ya da beyaz ciro olması gerekir. Bir
266 Ticaret Hukuku Uygulamaları
beyaz ciro ancak son ciro olduğu takdirde hamilin hak sahipliğine karine teşkil
edebilir..” (Y.ll.HD. 17.04.1980, E. 1685, K.2042), bkz. Gürbüz, A. Hulusi,
Yargıtay Uygulaması Işığında Ticari Senetlerin İptali Davaları ve Ticari Senet
lere Özgü Sorunlar, İstanbul, 1984, s.819-820).
YANITLAR
Y.l) _______________________________
A’ya ödeyiniz.
(L İmza)
(A İmza)
(C İmza)
“Tahsil içindir”
(E İmza)
Poliçeyi tam ciro ile devralmış gözüken (A), senedin arkasına sadece imza
sını atmıştır, senedi otobüste düşürmüş ve senedi bulan (B) senedi arkadaşı
(C)’ye teslim etmiştir. Burada (B) ciro zincirine dâhil olmamıştır. Bu durumda
TTK m. 686 hükmü uyannca takip eden cironun cirantası konumunda olan
(C)’nin senedi beyaz ciroyla devralmış olacağı kabul edileceğinden ciro zinci
rinde bir bozukluk yoktur.
Poliçeyi beyaz ciro ile alan (C) senedi beyaz ciro şeklinde yapılan örtülü
rehin cirosu ile (E)’ye devretmiştir. Örtülü rehin cirosu, taraflar arasında rehin
cirosu, diğerleri için ise temlik cirosu hükmündedir. Poliçeyi rehin cirosu ile
devralan kişi sadece tahsil cirosu ile devretmiş olup düzgün ciro zinciri oldu
ğundan ve zincirde kopma olmadığından (H) yetkili hamildir.
Y.2) Poliçede vade ihtiyari bir kayıttır. Poliçede vade yazılmamış ise TTK
m. 672/11 hükmü uyarmca görüldüğünde ödenecek vadeli bir poliçenin olduğu
kabul edilir. Somut olayda da vadeye ilişkin bir ifade yer almadığından vadenin
poliçeye yazılmamış olduğu bu sebeple görüldüğünde vadeli bir poliçenin mev
cut olduğu kabul edilecektir.
Kıymetli Evrak Hukuku 267
(H); senedi, bedelinin ödenmesi için 15.01.2017 tarihinde (D)’ye ibraz etti
ğinde, (D) poliçenin önce (M)’ye ibraz edilmesi gerektiği gerekçesine dayana
maz. Zira görüldüğünde ödenmek üzere düzenlenen poliçe ibrazında ödenir.
Böyle bir poliçenin düzenlenme gününden itibaren bir yıl içinde ödenmesi için
ibrazı gerekir (TTK m. 704). Dolayısıyla bu tür vadeyi içeren poliçelerde muha
taba kabul için ibraz söz konusu değildir.
Y.3) Normalde bir poliçe yasada sayılan şekil şartları tamamlanmış olarak
tedavüle çıkartılır, yani lehtara teslim edilir. Fakat bazen bu unsurlardan bazıları
boş bırakılarak da poliçe tedavüle çıkartılabilir. Bu durumda boş bırakılan bu
unsurların senedi düzenleyen ile lehtar arasımda yapılan anlaşmaya göre doldu
rulması düşünülmektedir (doldurma anlaşması). Boş bırakılan unsurlar senet
tedavüle çıkartıldıktan sonra tamamlandığında poliçe, baştan itibaren tüm un
surları tam olan geçerli bir poliçeye dönüşür. îşte senedi düzenleyen ile lehtar
arasında yapılmış bir anlaşmaya dayanarak birtakım unsurları boş bırakılmış
poliçeye açık (beyaz) poliçe denir (TTK m. 680). Arada bir anlaşma olmadan
unutkanlık, bilgisizlik ya da ihmal gibi nedenlerle bir kısım unsurlar boş bıra
kılmışsa bu poliçe açık poliçe olmayıp eksik poliçedir. Eksik poliçe batıldır.
Arada doldurma anlaşması olmadığı veya olayda olduğu gibi poliçenin aradaki
anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu yönündeki defiler, sadece doldurma an
laşmasının tarafları arasında ileri sürülebilecek bir şahsi defi teşkil eder ve ispatı
da ancak yazılı delille mümkündür. Dolayısıyla (D) bu defiyi sadece (L)’ye
karşı ileri sürebilir; senedin yetkili hamili (H)’ye karşı ileri süremez. Bunun tek
istisnası (H)’nin doldurma anlaşmasının varlığından haberdar olduğunun ve
dolayısıyla iktisabında kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğunun ispatı halidir.
Dikkat edilecek olursa, bir şahsi defiden bahsedilmesine karşın burada bile bile
borçlunun zararına hareket kıstası aranmaz.
Faiz kaydı bakımından; TTK m. 675 hükmüne göre görüldüğünde veya gö
rüldüğünden belirli bir süre sonra ödenmesi şart kılman bir poliçeye, düzenle
yen tarafından faiz şartı konulabilir. Diğer poliçelerde böyle bir faiz şartı yazıl
mamış sayılır. Faiz oranının poliçede gösterilmesi gerekir; gösterilmemiş ise
faiz şartı yazılmamış sayılır (TTK m. 675/11). (Ek bilgi: Başka bir gün belirtil
memişse faiz poliçenin düzenlenme gününden itibaren işler, TTK m. 675/III).
268 Ticaret Hukuku Uygulamaları
Somut olayda görüldüğünce ödenecek vadeli bir poliçe söz konusu olup faiz
oranı açıkça belirtilmiştir. Ancak faiz şartı düzenleyen değil ciranta (C) tarafın
dan yazılmıştır. Cirantanın senet üzerine faiz şartı eklemesi poliçe metnini tahri
fat kapsamında değerlendirilir (Bilgen, Mahmut: ‘Kambiyo Senetlerinde Tahri
fat (Değişiklik) Yapılması’, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
Cilt: 11, Özel S.: 2009, s. 985-1028 (Basım Yılı: 2010), s. 988). TTK m. 748
uyarınca bir poliçe metni değiştirildiği takdirde değiştirmeden sonra poliçe üze
rine imza koymuş olan kişiler, değişmiş metne ve ondan önce imzasını koyanlar
ise eski metne göre sorumlu olur. Dolayısıyla somut olayda düzenleyen ve faiz
kaydını koyan cirantadan önce gelen cirantalar faiz kaydından sorumlu değildir,
faiz kaydını koyan ciranta ve bundan sonra senede imza koyanlar ise faiz kay
dından sorumlu olacaklardır.
Y.4) Rehin cirosu yapılmak isteniyorsa buna ilişkin bir ifadenin senet üze
rinde olması gerekmektedir. Doktrinde hâkim görüş, rehin cirosunun tam ciro
şeklinde yapılması gerektiği yönündedir.
Somut olayda (E), senedi, beyaz ciro ile gerçekleştirilen örtülü rehin cirosu
ile devralmıştır.
Doktrinde bir görüşe göre (Domaniç, Arslanlı, Öztan, Eriş, Bahtiyar), rehin
cirosu senedin mülkiyetini nakletmediğinden rehin alacaklısı rehine konu edilen
senet ve bu senette yer alan alacak üzerinde müstakil bir alacak kazanmamakta,
bir başka deyişle poliçenin alacaklısı olmamakta sadece rehin hakkına sahip
olmaktadır. Dolaysıyla mürtehin hamil, senede dayanarak onun malikine başvu-
ramaz. Yerleşik Yargıtay kararlarına göre poliçe ve bonoda, hamil senedi rehin
cirosu ile devralmış ise kendi cirantasını takip hakkı bulunmamaktadır. (Yargı
tay 12. HD. T. 15.11.1999 E. 13682, K. 14272; Yargıtay 12. HD. T.3.12.1998
E. 13709 K. 13866).
Senedin vadesi rehinle teminat altına alınan alacaktan önce gelirse vadenin
geldiği gün senedin ibrazı ile (R) ödeme talep edebilir. Ödeme yapılırsa senet
iade edilir ve rehin hakkı sona erer. Senet bedeli alacaktan fazla ise fazlaya iliş
kin kısım rehin cirosunu yapan (C)’ye iade edilir.
Y.S) Tahsil cirosu, senetteki hakkın tahsilini sağlamak amacıyla yapılan ci
rodur (TTK m. 688/1). Tahsil cirosu ile ciro edilen kimseye poliçe bedelini ciro
eden kimse adına tahsil ve buna bağlı tüm işlemleri (ödeme için ibraz, bedeli
tahsil, protesto çekme, müracaat hakkını kullanma, icra takibi, iptal davası aç
ma) yapma yetkisi verilir. Tahsil cirosunda senedin mülkiyeti cirantada kaldığı
için hamil ile ciranta arasmda temsil ilişkisi mevcuttur, hamil ciro eden kişinin
temsilcisi (vekili) durumundadır. Bu yüzden tahsil cirosuyla senedi devralan
kimse senetle ilgili bütün haklan kullanabilirse de senedin mülkiyeti kendisine
ait olmadığı için sadece tahsil cirosu ile yeniden ciro edebilir (TTK m. 688/1).
Bu kişi temlik veya rehin cirosu yapamaz, yapsa bile bu cirolar hüküm ifade
etmez.
PRATİK ÇALIŞMA 9
OLAY
SORULAR
5.1) Bononun arkasını yazınız ve (H)’nin yetkili hamil olup olmadığını ge
rekçesiyle değerlendiriniz
5.2) (K)’nin bononun vadesi geçtikten sonra ibraz edildiğini ve (H)’nin ve
kâleten aldığı bono için ödeme talep edemeyeceğini ileri sürerek ödemeden
kaçınmasını değerlendiriniz.
YANITLAR
Yl) (____________________________________________________
(C)’ye ödeyiniz.
(L İmza) -> tam ciro
(A)’ya ödeyiniz.
(D İmza) -> tam ciro
“Teminat içindir”
(A İmza) -> rehin cirosu
“Vekaleten”
(E İmza) -> tahsil cirosu
Beyaz ciro ile devralan (D), (A)’ya beyaz ciro yapmak isterken aval yap
mıştır. Keşideci dışında bononun önyüzünde bir kişinin sadece imzası varsa, bu
aval hükmündedir. Kimin için aval verildiği açıkça belirtilmelidir, aksi takdirde
keşideci için verilmiş sayılır. (D), bonoyu (A)’ya teslim etmiş olup bir önceki
ciro beyaz ciro olduğundan kopma yoktur ve (A) yetkili hamildir.
Bonoyu beyaz ciro ile devralmış gözüken (A), ciroyu kendi namına dol
durmuş, böylece beyaz ciro tam ciroya dönmüştür.
(A), (E)’ye rehin cirosu yapmış olup bonoyu rehin cirosu ile devralan kişi
sadece tahsil cirosu ile devredebilir. (E), bonoyu (H)’ye tahsil cirosu ile devret
miş olup düzgün ciro zinciri olduğundan ve zincirde kopma olmadığından (H)
yetkili hamildir.
Y.2) Senet vade günü ya da onu takip eden iki iş günü içinde ibraz edilme
lidir. îbraz mesai saatleri içinde yapılmalıdır aksi takdirde geçersizdir. Olayda
belirli vade vardır (22.07.2016). Bu vadeyi izleyen iki işgünü içerisinde yapılan
ibraz geçerlidir. Bu bağlamda (K)’nin iddiası yerinde değildir.
(H) tahsil cirosu ile devralmıştır. Tahsil cirosu ile ciro edilen kimseye sene
di tahsil ve bunun için gerekli işlemleri yapmak için yetki vermek amaçlanmak
tadır. Temsilci; senet bedelini tahsil, kabule arz, ödeme için ibraz, ödeyen borç
luya makbuz verme, başvuru hakkının kullanılması, protesto düzenleme, ziya ve
iptal davası açma gibi işlemleri yapmaya yetkilidir. Bu bağlamda (K)’nin iddia
sı yerinde değildir.
Y.3) Belirli vadeli bonolarda ödeme gününü izleyen iki iş günü mesai saat
leri içinde ödememe protestosu çekilmelidir. Ödememe protestosunun hiç veya
zamanında çekilmemesi başvuru hakkının kaybedilmesine yol açar. İstisnai
272 Ticaret Hukuku Uygulamaları
PRATk ÇALIŞMA 10
OLAYI
Tekstil fabrikası olan (D) yurtdışmdan yüklü bir sipariş almış, sipariş için
ihtiyacı olan kumaşları satın almak için uzun süredir kumaş satın aldığı (L)’ye
müracaat etmiştir. (L), kumaşların gümrükte olduğunu, maliyetinin henüz tam
olarak belli olmadığını ancak yaklaşık maliyetinin en fazla 50.000 TL olabile
ceğini belirtmiştir. Siparişi kaçırmak istemeyen (D), 04.01.2016 tarihinde bedel
hanesini boş bıraktığı, muhatabının (M) olduğu, “Görüldükten 15 gün sonra'
vadeli bir poliçeyi imzalayarak (L)’ye teslim etmiştir. (D) poliçe üzerine “2 ay
sonra ibraz edilebilir" yazmıştır. (L) poliçeyi iş ortağı (C2)’ye ciro ile teslim
etmiştir. (C2), poliçenin bedel hanesine “60.000 TL”, “kabz içindir" yazarak
muhasebecisi (C3)’e teslim etmiştir. (C3), 07.03.2016 tarihinde (M)’nin tarih ve
imza atarak poliçeyi kabul etmemesi üzerine 23.03.2016 tarihinde (D)’ye müra
caat etmiştir.
SORULAR
5.1) (D), (C3)’e poliçenin süresinde ibraz edilmediğini ileri sürebilir mi?
OLAY II
,
(D) satın aldığı otomobilin bedeline karşılık olmak üzere (M)’nin muhatap
olduğu, 80.000 TL bedelli, 20.04.2016 vadeli bir poliçeyi imzalayarak (L)’ye
teslim etmiştir. (L) poliçe üzerine “ciro edilemez" yazarak tam ciro ile (C2)’ye
teslim etmiştir. 17 yaşındaki (C2)’nin babası (B), senet üzerine “(C2) lehine
kefilim” yazmıştır. (C2) senedin arkasını imzalamış, fakat dalgınlıkla senedi
düşürmüştür. Yolda poliçeyi bulan (C3) vade tarihinde poliçeyi ödeme için
(M)’ye ibraz etmiştir. (C3), (M)’nin poliçe bedelini ödememesi üzerine müraca
at hakkını kullanmıştır.
SORULAR
5.3) (L), ciro zincirinin kopuk olmasından dolayı (C3)’ün yetkili hamil olma
dığını ve senet bedelinin ödenmesinden sorumlu olmadığını ileri sürebilir mi?
YARGITAY KARARI
“Takip dayanağı çek üzerinde “iş bu çek teminattır" ibaresinden başka “ta
rihli sözleşmenin teminatıdır" sözcüklerine de yer verilmiştir. Ciro ile çeki ele
geçiren alacaklı sözleşmeye bağlı ve onun teminatı olduğu ibaresini görerek
çeki almıştır. Alacaklının sözleşmede taraf olmaması çekin teminat çeki niteli
ğini değiştirmez. Zira sözleşmeye çek üzerinde yazı ile açıkça atıf yapılmış
tır...” (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 02.05.1995 tarih, 6472/6884 sayılı kararı;
Kendigelen, Abuzer: Çek Hukuku, 4. Bası, İstanbul 2007, s. 136)
YANITLAR
Y.l) Olayda görüldükten belli süre sonra (15 gün) ödenecek vadeli poliçe
vardır (TTK m. 705). Ancak poliçeye belli bir süre (2 ay) öngörülerek ibraz
yasağı konulmuştur. Dolayısıyla düzenlenme tarihinden itibaren 2 ay süre ile
senet ibraz için (M)’ye götürülemez. Düzenleme tarihi 04.01.2016 tarihidir. 2
aylık süre 04.03.2016 tarihinde dolacaktır. Senet 07.03.2016 tarihinde (M)’ye
ibraz edilmiş, (M) kabul etmemiştir. Kabul etmeme durumu senet üzerine tarih
atılarak yazılmalıdır. (M) tarih atarak kabul etmeme beyanını belirtmiştir. Bu
nedenle belli süre (15 gün) bu tarihten itibaren başlayacaktır. Süreler hesapla
nırken TTK m. 753/1 uyannca ilk gün hesaba katılmaz. Dolayısıyla 15 günlük
süre 22.03.2016 tarihinde dolacaktır. Bu tarih bir iş gününe rastlıyorsa hem
vade hem de ödeme tarihidir. Ödeme için ibraz, ödeme gününde veya onu takip
eden 2 iş günü içinde yapılır. Poliçe 23.03.2016 tarihinde ödenmesi için (D)’ye
ibraz edilmiştir. (D) ibraz süresinin dolduğunu ileri süremez.
Y.2) Olayda bir açık poliçe ve doldurma anlaşması vardır (TTK m. 680).
Kural olarak anlaşmasının şahsi defi oluşturması sebebiyle iyiniyetli üçüncü
kişilere karşı ileri sürülemez. Açık poliçenin anlaşmaya aykırı doldurulduğu
defi ancak hamilin senedi kötüniyetle veya ağır kusurla iktisap etmesi halinde
ileri sürülebilir. (L) senedi iş ortağı (C2)’ye devretmiştir. Dolayısıyla araların
daki yakın ilişki sebebiyle açık poliçe anlaşmasını bildiği, bilerek senedi iktisap
ettiği ve sadece şahsi definin ileri sürülmesini engellemek amacıyla senedi
edindiği ileri sürülebilir (TTK m. 680). (C3) de senedi tahsil cirosu ile iktisap
etmiştir. (C2)’ye ileri sürülebilecek defiler, (C3)’e de ileri sürülebilir.
Y.3) (C3) senedi beyaz ciro ile iktisap etmiştir. Son ciro beyaz ciro ise se
nedi elinde bulunduran kimse, bu beyaz ciro ile senedi iktisap etmiş sayılır ve
yetkili hamildir (TTK m. 686/1). Dolayısıyla beyaz ciro durumunda ciro zinciri
kopmuş olmaz. (C3) yetkili hamil sayılır. (L) senet üzerine “ciro edilemez”
Kıymetli Evrak Hukuku 275
Y.4) (B), (C2) lehine aval vermiştir. Avalist, lehine aval verdiği kişinin
borcunun şekil eksikliği sebebiyle geçersiz olması halinde sorumluluktan kurtu
lur (TTK m. 70211). (C2)’nin ehliyetsizliği senet metninden anlaşılmadığı süre
ce (B), sorumlu olmaya devam eder.
PRATİK ÇALIŞMA 11
OLAYI
(D) satm aldığı taşınmazın bedelinin teminatı olarak bir bono düzenlemiş ve am
cası olan satıcı (L)’ye vermiştir. Satış bedelinin ödenmesine rağmen bonoyu iade
etmeyen (L), bonoyu borcunun teminatı olarak kuzeni (B)’ye ciro etmiştir. (B) tara
fından bonoya dayalı olarak takip başlatılmıştır. (19. HD’nin E. 2016/3486, K.
2017/802 sayılı ve 6.2.2017 tarihli karanndan esinlenilmiştir, www.kazanci.com)
5.1) Satım bedelini ödediği halde icra takibi ile karşılaşan (D), başvuracağı
hukuki yollarda olaydaki bilgiler çerçevesinde hangi iddialarda bulunmalı, bu
iddialar karşısında ne yönde karar verilmelidir? Açıklayınız.
OLAY II
(A), (B) bankasının uzun yıllardır müşterisi olup açtırdığı çek hesabına
bağlı olarak düzenlediği tüm çekleri zamanında ödemiştir. (A), kendisini arayan
(E)’nin elinde bir kısım çeklerin olduğunu ve ödenip ödenmeyeceğini sorması
üzerine bankayı aramış, kendisine ait çek yaprağını sahte olarak basan kişilerin
çeki banka şubesine ibraz ettiklerini, banka tarafından çekin arkasına “keşideci-
nin imzasını tutmadığı" yönünde şerh konulduğunu öğrenmiştir. (A), (B) banka
sı tarafından aynı çekin arkasına karşılıksız kaşesi vurulması suretiyle çekin
hukuki geçerlilik kazandığını, bu şekilde son ciranta (E)’nin kendisi aleyhine
icra takibinde bulunduğunu, belirterek bankaya karşı tazminat davası açmıştır.
(HGK’nın E. 2014/11-1146, K. 2016/906 sayılı ve 29.06.2016 tarihli karanndan
esinlenilmiştir, www.kazanci.com.tr)
SORULAR
5.2) (A)’nin iddiaları yerinde midir? Düzenleyenin imzasına ilişkin tespit
yapılmadan çekin banka tarafından ödenmesi durumunda ödenen tutar (A)’mn
hesabından karşılanabilir mi?
5.3) Çekin (A)’ya teslim edilen çek defterinin üçüncü kişilerce ele geçiril
mesi suretiyle düzenlenmiş olması durumunda cevabınızda değişiklik olur mu?
OLAY III
(A), (P) AŞ’ye verdiği borç para karşılığında arkasında (X) bankasının bloke
kaydı bulunan çeki aldığını, çekin 01.03.2017 tarihinde ibrazında karşılıksız çıktığım,
çekin düzenlenme yerinin İskenderiye/Mısır, ödeme yerinin ise Edime/Türkiye oldu
ğunu belirterek çek bedelini ödemeyen banka hakkında dava açmıştır. (X) bankası bu
Kıymetli Evrak Hukuku 277
icra takibine karşı yaptığı savunmada; çekin (P) AŞ ile (A) arasında bankayı dolan
dırmak amacıyla düzenlendiğini, bankanın kambiyo taahhüdü altına giremeyeceğini
belirtmiştir. (ll.HD’nin, E. 1991/1901, K.1991/2038 sayılı ve 22.03.1991 tarihli kara
mdan esinlenilmiştir- www.kazanci.com)
SORULAR
5.4) (A)’nın iddialannı ve (X) bankasının savunmalarını değerlendirerek, (X)
bankasının bu tür bir çekin bedelini hangi hallerde ödemeyeceğini açıklayınız.
5.7) Düzenlenme tarihinden önce çekin (A) tafafmdan (B)’ye, (B) tarafın
dan da (C)’ye ciro edilmiş olması ihtimalinde, (C) ibraz süresi içerisinde çekin
karşılıksız çıkması sebebiyle kim/kimlerden neler talep edebilir? Bileşik faiz
yasağını da dikkate alarak açıklayınız.
YANITLAR
Y.l) Satım bedelini ödediği halde icra takibi ile karşılaşan düzenleyen (D),
bedelsizlik iddiasında bulunabilir. Diğer bir ifade ile senet bedeli olan borcun
ödendiği, dolayısıyla senedin bedelsiz kaldığı iddia edebilir. Yine senedin temi
nat senedi olduğunu da iddia edebilir.
Buna karşılık senede ciro yoluyla hamil olan (B), bu defilerin şahsi bir defi
olduğunu ve şahsi defilerin kural olarak sadece hukuki ilişkinin tarafları olan
düzenleyen (D) ve lehtar (L) arasında ileri sürülebileceğini iddia edebilir. Hami
le karşı ileri sürütebilmesi için ise 6102 sayılı TTK m. 818/I-e hükmü yollama
sıyla bonolarda da uygulanması gereken, TTK m. 687/1 hükmü uyarınca, hami
lin bonoyu iktisap ederken bite bite borçlunun zaranna hareket etmiş olduğunun
düzenleyen (D) tarafından ispatlanması gerektiğini ileri, sürebilir. Hamilin ku
zen, lehtarın ise amca olması, yani bunlar arasında yakın akrabalık ilişkisi bu
lunması bite bite borçlu zararına hareket edildiğini göstermek için yeterli değil
dir. Bununla beraber, Yargıtaym eş ya da kardeş gibi yakın akrabalık ilişkileri
nin, hamilin bite bite borçlunun zararına hareket ettiğine karine teşkil ettiği yö
nünde kararlarının olduğu da unutulmamalıdır.
Y.2) Çekin arkasına karşılıksız kaşesi vurulması sahte çeki geçerli hale ge
tirmez.
278 Ticaret Hukuku Uygulamaları
TTK m. 812/1 uyannca, sahte veya tahrif edilmiş bir çeki ödemiş olmasın
dan doğan zarar muhataba ait olur. Meğerki senette düzenleyen olarak gösteri
len kişiye, kendisine verilen çek defterini iyi saklamamış olması gibi bir kusu
run yüklenmesi mümkün olsun.
TTK m. 812 ile sahte veya tahrif edilmiş bir çeki ödemiş olmaktan doğan
sorumluluk açıkça muhataba yüklenmiştir. Diğer bir ifade ile muhatap düzenle
yenin uğrayacağı zaran tazmin etmek zorunda kalacaktır. Muhatabın bu hüküm
kapsamındaki sorumluluğu, kanunen öngörülmüş ve objektif bir sorumluluktur.
Dolayısıyla muhatap bir kusuru bulunmasa dahi sahte veya tahrif edilmiş bir
çeki ödemiş olmaktan kaynaklanan zarara katlanmak zorundadır.
Y.3) Düzenleyenin, zarann doğumuna yol açan sahtelik veya tahrifata ilişkin
olarak kusurunun bulunması halinde olayda çek defterini iyi saklamamış olması
sebebiyle üçüncü kişilerin eline geçmesi durumunda, muhatabın sorumluluğu da
düzenleyenin bu kusurunun ağırlığı ölçüsünde ortadan kalkacaktır. Somut olayda
aynca muhatabın da kusurunun bulunması halinde, birlikte kusur (6096 sayılı Türk
Borçlar Kanunu m. 52ri1 ve 114/11) gerekçesiyle zarar taraflar arasında paylaştınla-
caktır. Düzenleyenin sorumluluğu kusur sorumluluğu niteliğindedir.
Y.4) Çekin arkasına banka yetkililerince konulan bloke kaydı çeki teyitli
bir çek haline getirmiştir. Bu nedenle ibraz tarihinde karşılığının bulunmaması
halinde teyit veren bankanın çek hamiline karşı bağımsız olarak sorumluluğu
söz konusudur. Bloke anlaşması sebebi ile doğan sorumluluk kambiyo taahhüdü
değil Borçlar Kanunundan doğan bir sorumluluktur. Bu sebeple muhatap ban
kanın kambiyo taahhüdü altına giremeyeceği yasağı burada uygulanmaz.
(A)’nın iddialan yerindedir, (X) Bankasının iddiası ise yerinde değildir^.
(X) bankasının bu tür bir çekin bedelini ödemeyeceği haller:
• Banka, teyit ettiği çek ibraz süresi içerisinde ibraz olunmaz ise, ibraz süresi
geçtiği için sorumluluğu ortadan kalkar
• Çekle işleyen hesap üzerine daha önce rehin ya da haciz konulmuş olması
Y.S) Olaydaki çek post-date çektir. Çekte vade söz konusu değildir. Çek
görüldüğünde ödenir (TTK m. 795/11). Ancak uygulamada çek üzerine gerçek
keşide tarihi yerine, ileri bir tarih keşide tarihi olarak yazılarak suni bir vade
yaratılmaktadır. Bu tür çeklere “ileri keşide tarihli çek., post-date çek ya da va
deli çek" adı verilmektedir. Dolayısıyla geçerli bir çek vardır.
Ancak Çek Kanunu’ndaki geçici madde 3/V hükmü nedeniyle 31.12.2020 tari
hine kadar üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap
Kıymetli Evrak Hukuku 279
PRATİK ÇALIŞMA 12
OLAYI
Gebze’de mobilya mağazası bulunan (A), (D)’yi ticari temsilci olarak atayarak
Akbank/Pendik şubesinde bulunan TL üzerinden çekle işleyen hesabma ait olan çek
defterini de (D)’ye teslim etmiştir. (D), Yalova’da mobilya imalatı ile iştigal eden
(L)’den 15.03.2016' tarihinde (A)’nm mağazası için aldığı mobilyalann satım bede
line karşılık olmak üzere (L)’nin lehtarı olduğu “3.000 TL” bedelli bir çek tanzim
ederek (L)’ye teslim etmiştir. (D), çek üzerine “04.18.2016”, “Gebze” yazmıştır.
(L), çeki ofisindeki çalışma masasının üzerine bırakmıştır. (C2)’den ödünç para
alan ve vadesi geldiği için telaşlanan (L)’nin muhasebecisi (Cl), çeki (L)’nin masa
sının üzerinden alarak çekin arkasına “(C2)’ye ödeyiniz” yazmış ve (L)’nin imzası
nı taklit ederek (C2)’ye teslim etmiştir. (C2), çekin arkasına “ödeyiniz” yazarak
imzalamış ve çeki (C3)’e teslim etmiştir.
(C3), çeki 20.05.2016 tarihinde, Akbank/Kadıköy şubesine ibraz ederek ödeme ta
lebinde bulunmuştur. Banka, çek hesabında sadece 1.000 TL- olduğunu beyan etmiştir.
SORULAR
5.1) Muhatap banka
OLAY II
Bononun tanzim edeni (T) İnş. Ltd. Şti. 11.07.2014 tarihinde henüz tamam
lanmamış dairenin satım bedeline karşılık olarak 11.09.2014 vadeli olarak tan
Kıymetli Evrak Hukuku 281
zim ettiği bonoyu lehtar (L)’ye vermiştir. Senet, (L) lafafınean vadeden hemen
önce (Y) AŞ’ye ciro edilmiştir. Senedin vadede ödenmemesi üzerine (Y) tara
fından ödememe protestosu keşide edilmiştir.
SORULAR
Aşağıdaki soruları birbirinden bağımsız olarak cevaplayınız.
5.3) Senet 15.09.2014 tarihinde (Y) AŞ tarafmdan (M)’ye beyaz ciro ile
devredilmiştir. (M) tarafından gerçekleştirilen icra takibine (T) İnş. Ltd. Şti.;
dairenin tamamlanmadığım, kendisine teslim edilmediğini, sözleşmeden dön
düğünü iddia ederek itiraz etmiştir. (T) İnş. Ltd. Şti. tarafmdan gerçekleştirilen
savunmayı gerekçeleri ile değerlendiriniz?
YARGITAY KARARI
“... 14.12.1992 günlü ve 1991/1 E. - 1991/5 K. sayılı içtihadı birleştir
me kararında açıklandığı Üzere, çeklerde keşide yerinin hiçbir kuşku ve
duraksamaya yer vermeyecek biçimde açık olarak gösterilmesi gerekir. Aksi
halde dayanak belgenin çek vasfında olduğunun kabulü mümkün değildir.
Somut olayda yukarıda belirtilen iki adet çekte keşide yerinin başlangıçtan
(K.ELÎ) olarak yazıldığı bu ibarenin daha sonra (KIRKLARELİ) şekline
dönüştüğü mahkemece kabul edilmiş ve yapılan bu işlemin tahrifat olduğu
gerekçesiyle anılan çekler yönünden takibin iptaline karar verilmiştir.
HUMK.nun 298. maddesi gereğince, yapılan işlemin tahrifat olarak kabul
edilebilmesi için, belgedeki çıkıntı, kazıntı veya silintinin (senedin sıhhat
veya manasına müessir olacak) nitelikte bulunması zorunludur. Somut olay
da yukarıda açıklananın aksine ve mahkemenin kabul şekline göre keşide
yerindeki noksanlık tamamlanmış ve belgede herhangi bir tahrifatta bulu
nulmamıştır. Türk Ticaret Kanununun 730/3. maddesi göndermesiyle çek
lerde de uygulanması gereken aynı kanunun 592. maddesi gereğince çekin
sonradan ve tedavüle çıkarken doldurulması mümkün olup, anılan çeklerle
ilgili itirazın da mahkemece reddi gerekirken, bunlar yönünden takibin ipta
line karar verilmesi isabetsizdir.” (Yarg. 12. HD, T. 23.01.2006, E.
2005/23318, K. 2006/148)
YANITLAR
Y.l) a) Yargıtay yanılma sonucu gün ve ayın yer değiştirmesi halinde ya
nılgı ilk bakışta görüldüğünden keşide tarihini geçerli kabul etmektedir. Dolayı
sıyla olayda senet geçerli olup düzenlenme tarihi 18.04.2016 olarak kabul edil
melidir.
Anlaşıldığı üzere (A) bir gerçek kişidir ve ÇekK m. 5/III uyarınca, çek he
sabı sahibi gerçek kişi kendisi adına çek düzenlemek üzere bir başkasını temsil
ci veya vekil olarak atayamaz. Yasal temsil ise yasak kapsamında değildir. Her
halükârda, ÇekK. m. 5/III’e aykınlık halinde çek geçerlidir, ancak bu çekten
dolayı hukuki sorumluluk çek hesabı sahibine aittir.
b) Olayda emre yazılı bir çek söz konusudur. Emre yazılı senetler ciro ve
zilyetliğin geçirilmesi yoluyla devredilir. Emre yazılı senetlerde yetkili hamilin
tespiti düzgün ciro silsilesinin varlığına bağlıdır. Bu şekli bir incelemedir.
Y.3) Senet 15.09.2014 tarihinde beyaz ciro ile devredilmiştir. Ancak bu ci
ro işleminden önce (Y) senedin vadede ödenmemesi üzerine ödememe protesto
su keşide etmiştir. TTK m. 602’ye göre ödememe protestosundan sonra yapılan
ciro alacağın temliki hükmündedir. Bu durumda kişisel defilerin devralana karşı
ileri sürülmesi mümkün hale gelir. Ancak burada (L) ciro yaptığı için senet
soyutluk kazanmıştır. Dolayısıyla (L)’ye karşı ileri sürülebilecek şahsi defiler
sonraki cirantalara kural olarak ileri sürülemez.
Eğer ciranta (Y) AŞ’ye karşı ileri sürülebilecek bir şahsi defi olsaydı bu se
fer (M)’ye karşı ileri sürülebilecekti. Ancak olayda böyle bir durum söz konusu
değildir.
Y.4) 15.02.2016 tarihi itibariyle geçerli bir protesto çekmediği için müraca
at hakkı düşmüştür. Müracaat hakkı düştüğü için ancak müracaat dışı yollara
başvurmak olanaklıdır. Olaydaki senet bono olduğundan karşılığın devri söz
konusu değildir. Sebepsiz zenginleşme bakımından ise 1 yıllık zamanaşımı sü
resi dolmuştur. Dolayısıyla bu yola başvurma olanağı da yoktur. Son olarak (Y)
AŞ, önceki ciranta (L) ile olan temel ilişkisine dayanarak alacağını talep edebi
lecektir. (T) ve (L) arasındaki temel ilişkiye ise soyutluk kuralı gereği başvura-
maz.
PRATk ÇALIŞMA 13
OLAYI
(D) satın aldığı ürünlerin bedelini ifa maksadıyla bir bono düzenlemiş ve
(L)’ye vermiştir. Bono üzerinde “bedeli malen alınmıştır” kaydı yer almaktadır.
İlerleyen süreçte malların yansının kendisine teslim edilmediği iddiasıyla (D),
(L)’ye karşı dava açmış bono bedelinden teslim edilmeyen mal tutan kadar
borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Mahkemece davalmm mallan dava
cıya teslim ettiğini ispat edemediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar veril
miştir. (19. HD’nin E. 2001/641, K. 2001/4448 K. sayılı, 08.06.2001 tarihli
kararından esinlenilmiştir, www.kazanci.com)
5.1) Mahkemece verilen karar yerinde midir? Değerlendiriniz.
OLAY II
(D) muhatap (M) bankası tarafından verilen tacir çekini, ticari işletmesi ile
ilgili olmayan bir borcunu ifa için 15.06.2016 tarihinde düzenleyerek (L)’ye
vermiştir. Çek üzerinde;
SORULAR
5.2) Çek üzerinde yazılı olan kayıtlan ve bu kayıtlann çekin geçerliliğine
etkilerini değerlendiriniz.
5.3) (L), (M) bankasına karşı kanuni karşılığın ödenmesi talebi ile dava
açarsa bu davada ne yönde karar verilmelidir? Kanuni karşılık bakımından (D)
ile (M) arasmdaki ilişkinin hukuki niteliğini de belirterek açıklayınız.
5.5) (M)’nin tacir çekini ticari işletmesi ile ilgili olmayan bir borcu için dü
zenlemiş olmasının neticesini, çekin geçerliliğine etkisi bulunup bulunmadığını
da belirterek değerlendiriniz. (M)’nin abisine ait tacir olmayanlara verilen çek
yaprağını, kendi ticari işletmesinden kaynaklanan bir borç için düzenleyerek
vermesinin neticeleri nelerdir? Açıklayınız.
OLAY III
Davacı (D), davalı (S)’den satın aldıklarının karşılığı olarak 20.06.2013 vade
tarihli lehtar hanesi boş bir bonoyu (S)’ye verdiğini, bono bedelinin vade tarihinde
(S)’ye şahitler huzurunda yazılı belge karşılığı ödendiğini, ancak (S)’nin bonoyu
yanmda olmadığı gerekçesi ile kendisine iade etmediğini, 15.01.2017 tarihinde
(S)’nin bononun lehtar hanesine oğlu diğer davalı (L)’nin adını yazarak takibe koy
duğunu belirterek tanık beyanları ve ödemeye ilişkin yazılı belgeye dayanarak borç
lu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı (L), ödemeye ilişkin yazılı belgenin kendisini bağlamayacağı, bu
belgeden ödemenin kendisine değil (S)’ye yapıldığının anlaşıldığı, alacağının
bonoya dayanması sebebiyle tanık beyanlarının kabul edilmeyeceği savunmala
rında bulunmuştur. (19. HD, E. 2011/2648, K. 2011/4269 sayılı ve 04.04.2011
tarihli kararından esinlenilmiştir, www.kazanci.com)
SORULAR
5.6) (L) larafmean bu bonoya dayanarak 15.01.2007 tarihinde (D)’den
ödeme talep edilmesi durumunda, (D)’ye ödemeden kurtulmak için hangi sa
vunmada bulunmasını tavsiye edersiniz? Bononun lehtar hanesinin daha sonra
doldurulmasının bononun geçerliliğine bir etkisi var mıdır? Açıklayınız.
5.7) (L)’nin savunmaları yerinde midir? Değerlendiriniz.
YANITLAR
Y.l) Somut olayda, taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle bir ödeme aracı olan
bono ile ihdas sebebi olarak "Bedeli malen alınmıştır" kaydım içeren bonoların dü
zenlendiği anlaşılmaktadır. Senet üzerindeki “bedeli malen alınmıştır” kaydı temel
ilişki uyannca mal alındığını gösterir. Bu kayıt geçerlidir ancak bu kaydm olması,
ispat bakımından herhangi bir değişiklik yaratmaz. Hal böyle olunca bonolarm açık
lanan niteliği ve bonolar yönünden mevcut karine karşısında, dava konusu kambiyo
senetlerinin avans olarak verildiği ve malın teslim alınmadığı iddiasının davacı tara-
fmdan usulüne uygun şekilde kanıtlanması gerekir. Dolayısıyla “ispat yükü davalı
üzerindedir” denildiği için mahkeme karan isabetli olmamıştır.
Y.2) Faiz Kaydı: TTK m. 786 hükmü gereğince çek üzerine faiz kaydı konulma
sı hususunda yasak getirilmiştir. Bu hükmün amacı, çekin kısa ibraz sürelerine tabi
286 Ticaret Hukuku Uygulamaları
tutulmuş ödeme aracı niteliğinde olmasıdır. Bu durumda açık hüküm gereğince çekte
öngörülen bir faiz kaydı yazılmamış sayılacaktır. Bu sebeple olaydaki faiz kaydı ya
zılmamış sayılır. Kaydın çekin geçerliliğine herhangi bir etkisi yoktur. Çek geçerlidir.
Sorumsuzluk Kaydı: TTK m. 818/I-c hükmünün m. 679 hükmüne yaptığı
yollama uyannca çeke, düzenleyenin çekin ödenmemesi halinde sorumsuz ola
cağına ilişkin bir kayıt konulamaz. Böyle bir kayıt çeke koyulduğu takdirde
yazılmamış sayılır. Kaydın çekin geçerliliğine etkisi yoktur.
Y.3) Somut olayda düzenleme yeri İstanbul/Kadıköy, ödeme yeri İstan-
bul/Üsküdar olan bir çek söz konusudur. TTK m. 796/1 hükmü gereği düzenle
me yeri ve ödeme yeri aynı yerler olduğu için çekin ibraz süresi 10 gündür.
Olayda çek, 29.06.2016 tarihinde ibraz edilmiştir ve çekin ibrazı için gerekli
olan 10 günlük ibraz süresi geçmiştir.
(D) ile (M) arasındaki ilişkinin hukuki niteliği gayri nakdi kredi sözleşme
sidir. Bu sebeple muhatap (M) bankası çekin kanuni karşılığını, çekin kısmen ya
da tamamen karşılıksız olması durumunda dahi ödemek zorundadır. Ancak bu
zorunluluk süresinde ibraz edilmiş bir çek için söz konusudur. Olayda çek süre
sinde ibraz edilmemiştir. İbraz süresinin geçmesinden dolayı mahkeme, kanuni
karşılığın ödenmemesi yönünde karar vermelidir.
Y.4) Olaydaki çekte 10 günlük ibraz süresi söz konusudur. 25.06.2016 tari
hi bu 10 günlük ibraz süresi içindedir. Hamil çekin ödenmemesi durumunda
başvuru hakkını kullanabilir. Başvuru hakkını kullanabilmesi için çek,
• İbraz süreleri içinde muhataba ödeme için ibraz edilmeli
• Süresinde ibraza rağmen ödenmediği TTK m. 808’ e göre tespit edilmeli.
Bu tespit;
a) Resmî bir belge, “protesto” ile,
b) Muhatap tarafından ibraz günü de gösterilmek suretiyle çekin üzerine
yazılmış olan tarihli bir beyanla veya
c) Bir takas odasının, çek zamanında teslim edildiği hâlde ödenmediğini
tespit eden tarihli bir beyanıyla yapılmalıdır.
Hamilin bu talebi zamanaşımı süresi içinde geçerlidir. Süre zamanaşımı ni
teliğindedir. Bu durumda hamilin -düzenleyen de dahil- tüm başvuru borçluları
na başvurabileceği süre TTK m. 814 hükmü uyannca 3 yıldır. 3 yıllık süre ibraz
süresinin bitiminden itibaren başlar. Olayda ibraz süresi 10 gündür ve düzenle
me tarihi olan 15.06.2016 tarihinden itibaren 10 günlük sürenin sonunda baş
vurmaya ilişkin 3 yıllık zamanaşımı süresi başlayacaktır. Poliçede ise çekten
farklı olarak 3 farklı zamanaşımı süresi söz konusudur. Bu süreler;
Kıymetli Evrak Hukuku 287
(1) Poliçeyi kabul edene karşı ileri sürülecek poliçeden doğan istemler, va
denin geldiği tarihten itibaren üç yıl,
(2) Hamilin, cifanlalaria düzenleyene karşı ileri süreceği istemler, süresinde
çekilen protesto tarihinden veya senette “gidersiz iade olunacaktır” kaydı varsa
vadenin dolduğu tarihten itibaren bir yıl,
(3) Bir cifanlanın başka cirantalarla düzenleyen aleyhine ileri süreceği is
temler, cirantanın poliçeyi ödediği veya poliçenin dava yolu ile kendisine karşı
ileri sürüldüğü tarihten itibaren altı aydır.
Y.S) 5941 sayılı Çek Kanunu, tacir - tacir olmayan kişi ayrımı getirmiştir.
Tacir kişi iştigal ettiği ticari faaliyet dışında bulunduğu ticari ilişkilerle ilgili
olarak tacir çeki düzenleyemez. Ancak düzenlenmesi halinde bunun yaptırımı
kanunda düzenlenmemiştir. İlgili kanun hükmü düzenleyici niteliktedir. Çekin
geçerliliğine de etkisi yoktur. TTK anlamında geçerli bir çek mevcuttur.
Tacirin, ticari bir işine ilişkin olarak tacir olmayan kişinin çekini kullanılması ha
linde ÇekK m. 7/1 hükmünün uygulanması gerekmektedir. Bu hükme göre tacirin ticarî
işletmesiyle ilgili iş ve işlemlerinde, tacir olmayan kişinin çek defterini kullanarak çek
düzenleyen ve düzenleten kişi altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Y.6) Somut olayda, bononun vade tarihi, 20.06.2013 olup senet 15.01.2017
yılında takibe konulmuştur. Bonoda düzenleyene karşı açılacak davalar vadeden
itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar (TTK m. 749/1; m. 778/I-h, aynca
m. 779/1). Dolayısıyla olaydaki bono zamanaşımına uğramıştır. Bu durumda
zamanaşımı savunmasında bulunulabilir.
TTK m. 778/II-f hükmü atfı uyarınca bonolarda da açık poliçe hükmü uy
gulanır. Bu hüküm uyarınca bonoda lehtarın yazılmamış olmasının geçerliliğe
etkisi yoktur. Lehtar aradaki doldurma anlaşması uyarınca sonradan tamamla
nabilir. Uygulanacak olan TTK m. 680 hükmü gereğince “Tedavüle çıkarılırken
tamamen doldurulmamış bulunan bir poliçe, aradaki anlaşmalara aykırı bir
şekilde doldurulursa, bu anlaşmalara uyulmadığı iddiası, hamile karşı ileri
sürülemez; meğerki hamil poliçeyi kötüniyetle iktisap etmiş veya iktisap sırasın
da kendisine ağır bir kusur isnadı mümkün bulunmuş olsun.”
Y.7) Zamanaşımına uğrayan bono delil başlangıcı niteliğindedir. Davalı
alacaklı, alacağını tanık dahil her türlü delille ispat edebilir. Bu durumda mah
kemece yargılama sırasında dinlenen taraf tanıklarının beyanları üzerinde de
durularak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç
dairesinde bir karar verilmesi gerekmektedir.
PRATİK ÇALIŞMA 14
OLAYI
ÖNYÜZ
BONO
İbrahim Aydın
İmza
İstanbul,
10.04.2016
ARKA YÜZ
İmza
İmza
SORULAR
Aşağıda yer alan 1. ve 2. sorulan birbirinden bağımsız olarak cevaplandırınız.
OLAY II
Tacir (D) 20.11.2017 tarihli, 10.000 TL bedelli çeki (L)’ye vermiştir. Çekin
ödeme yeri Kadıköy İş Bankası, düzenleme yeri ise Üsküdar’dtr. (L) çeki
(Cl)’e cirolamış, (Cl) ise vadesi 15.06.2017 tarihinde gelen borcuna karşılık
(H)’ye cirolamıştır.
SORULAR
5.3) (H), (Cl)’in kendisine olan borcunun, vadesinin geldiği gerekçesi ile çeki
bankaya 16.06.2017 tarihinde götürmüştür. Banka hesapta para olmasına rağmen
ödeme yapmamaktadır. (H)’nin ödeme talebini de dikkate alarak bankanın ödeme
yapmamasının hukuka uygun olup olmadığını gerekçeleri ile açıklayınız. Bankanın
ödeme yapmaması durumunda (H)’nin hukuki imkânlarım belirtiniz.
5.4) (H) bankaya tahsil için 21.11.2017 tarihinde gitmiş, ancak hesapta kar
şılığın olmadığını öğrenmiştir. (H) ısrarla bankadan ödeme talep etmektedir.
Bankanın yapması gerekenler nelerdir?
5.5) Çekin vadesi geldiğinde bankada karşılık yoksa (H) kimlere hangi
şartlarla başvurabilir? Aynca (H), (D) hakkında da suç duyurusunda bulunmuş
tur. Değerlendiriniz.
5.6) Yukandaki sorulardan bağımsız olarak (Cl) “teminat içindir” kaydına
yer vererek (H)’ye çeki ciro etmiş, (H) 21.11.2017 tarihinde çeki tahsil etmek
için bankaya başvurmuştur. Ancak banka yetkili hamil olmadığı gerekçesi ile
ödeme yapmamaktadır. Gerekçesi ile değerlendiriniz.
5.7) Çek düzenlenmiş halde ancak henüz (L)’ye verilmeden önce (D)’nin
elinde kaybolsaydı (D) çekin başkası tarafından ödenerek tahsil edilmesini nasıl
engelleyebilirdi? Gerekçeleri ile açıklayınız.
YANITLAR
Y.l) Ödünç sözleşmesinden doğan defiler, temel ilişki dışında taraflar ara-
smda var olan herhangi bir ilişkiden kaynaklanan derilerdendir. Dolayısıyla bir
şahsi defi olup nispilik gereği sadece ilişkinin tarafları arasında ileri sürülebilir.
Olayda en son ciranta Yusuf Sezgin, Mehmet Tatlı’ya senedi tahsil cirosu ile
devrediyor. Böylelikle, tahsil cirosu ile devralan Mehmet Tatlı, Yusuf Sezgin’in
vekili konumundadır. “Vekil hamile” karşı mevcut olan şahsi defiler ileri sürüle
mez. Böylelikle borçlu 5.000 TL ödeyebileceğine ilişkin defiyi ileri süremeyecektir.
Y.S) Çekin karşılığı yoksa müracaat borçlularına karşı başvuru hakkı kulla
nılabilir. Olayda (D), (L) ve (Cl) başvuru borçlusudur. Burada başvuru hakkını
Kıymetli Evrak Hukuku 291
kullanabilmek için protesto çekmek ya da buna denk bir belirleme yapmak ge
rekir (m. 809). ÇekK uyarınca bu denk belirleme karşılıksız işlemidir.
Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde
ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren
kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz
güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Mahkeme aynca, çek düzenleme ve
çek hesabı açma yasağına; bu yasağın bulunması hâlinde, çek düzenleme ve çek
hesabı açma yasağmın devamına hükmeder (ÇekK m. 5/1).
Olayda (H) çeki rehin cirosu ile aldığı için yetkili hamil olmayacaktır. Ban
kanın ödeme yapmaması yerindedir.
Y.7) İlk olarak, çekin nza dışı elden çıkması durumunda akla iptal davası
açmak ve mahkemeden ödemeden men karan aldırmak gelebilir. Ancak iptal
davası açmak için yetkili hamil olmak gerekir. Düzenleyenin böyle bir hakkı
söz konusu değildir. Dolayısıyla (D) iptal davası açamaz.
İkinci bir olasılık olarak akla cayma hakkı gelebilir. Ancak çekten cayıla-
bilmesi için ibraz süresinin geçmesi gerekir. Olayda ibraz süresi daha gelmediği
için cayma söz konusu olmaz.
TTK’de yer almamaktadır. Dolayısıyla çekin ■ rıza dışı elinden çıkması halinde,
keşideci tarafından artık muhatap bankadan ödemeden men talimatında bulunu
lamaz.
Sonuç olarak, (D)’nin elinde kaybolduğu için gidebileceği herhangi bir yol
bulunmamaktadır. Bununla beraber (D), muhatap bankayı çekin elden rıza dışı
çıktığını, dolayısıyla lehtarın imzasının sahte olabileceğini bildirebilir. Böylelik
le Bankanın, senedi ibraz edenin şeklen meşru hamil olup olmadığını tespit
ederken daha özenli davranması sağlanabilir.