Professional Documents
Culture Documents
Sözleşmeler
Haksız fiiller
Sebepsiz zenginleşme
İsimsiz Sözleşme Çeşitleri
a. Kendisine Özgü Yapısı Olan Sözleşmeler: Kanunda düzenlenmiş
olan sözleşme tiplerine ait olan ögelerin bazılarını veya hiçbirini
barındırmazlar. Kendilerine özgü ögelerden oluşurlar. Tahkim,
(hakemlik sözleşmesi) sulh, garanti, lisans, satış için bırakma
sözleşmeleri kendisine özgü yapısı olup da belirli bir adla anılan
sözleşmelerdir. (sınavda çıkar)
1. Tahkim Anlaşması: Bu sözleşme ile taraflar arasında bir
anlaşmazlık çıkarsa, taraflar mahkemeye başvurmaksızın
anlaşmazlığı hakem denen kişi veya kişiler ile çözerler. Yazılı
biçimde yapılmalıdır.
2. Sulh Sözleşmesi: Aralarında çıkan bir anlaşmazlığı ortadan
kaldırmak amacıyla, tarafların karşılıklı ödünler vererek bir
ortalama yolda birleşmek üzere yaptıkları sözleşmedir.
3. Garanti Sözleşmesi: Garanti alanının girişeceği bir işte doğacak
tehlikelere karşın garanti verenin o işten beklenilen sonucu garanti
ederek onu, o işi yapmaya yönlendirme temeline dayalı bir
sözleşmedir. Garanti verilen sonuç doğmazsa, garanti veren garanti
alana tazminat ödeme yükümlülüğü altına girer. Bağımsız bir
sözleşmedir.
4. Satış İçin Tevdi Sözleşmesi: Malını satmak isteyen bir kişi, malı
satış için bir kişiye bırakır. O kişi de kararlaştırılan süre içinde
kararlaştırılan satış parasını ödemeyi ya da malı aynen geri vermeyi
üstlenmektedir. Malı teslim alan kişi, dilerse malı başkasına
satabilir dilerse kendisi alıkoyarak parasını mal sahibine teslim
eder. Belirlenen süre içinde mal satılmamışsa, onu aldığı gibi
sahibine geri verir.
b. Karma ve Bileşik Sözleşmeler: Karma sözleşme, yasada
düzenlenmiş olan çeşitli sözleşmelere ait unsurların kanunun
öngörmediği şekilde bir araya gelmesidir. Çift mahiyetli sözleşme
(kapıcılık sözleşmesi) örnektir. Evde otur kira almayacağım der ve
karşılığında temizlik yapar. Kira ve hizmet bir araya geldi. Arsa
payı karşılığı inşaat sözleşmesi örnektir. Satış ve eser bir araya
gelir. Yap – işlet – devret biçiminde anılan sözleşmenin de bir
karma sözleşme olduğu kabul edilmektedir.
Kombine Sözleşme: Taraflardan biri borçlar kanununda düzenlenen
bazı sözleşme tiplerine ait unsurlar bir araya gelir. Otelcilik
sözleşmesi örnektir. Otel sahibi ve müşteri taraflardır. İstenen oda kira
sözleşmesidir. Otel işletmecisi yiyecek içecek için satış sözleşmesi
yapmış olur. Otelin havuzundan yararlanması için temizlik gerekir.
Otel işletmecisi bunu yaparken hizmet sözleşmesinden yararlanır.
Hastaneye kabul de kombine sözleşmedir. Oda kiralanır. İlaç ve
yemek için satış vardır. Oda temizliği için hizmet vardır. Doktorluk
hizmeti için de vekaletten yararlanılır.
Sınavda çıkmaz: Karma sözleşmelere ilişkin uyuşmazlık çıkarsa 4
teori vardır: soğurma, saf dışı etme, birleştirme, örnekseme
Soğurma kuralına göre ilgili sözleşmelerde hangi sözleşme tipi daha
önemliyse onun kuralları uygulanır. Saf dışı etme teorisine göre
edimlerin ilişkin olduğu özel sözleşme çeşidine ait kurallardan hiçbiri
uygulanmamalı ve sorun borçlar genel hükümlere göre çözülmelidir.
Birleştirme kuralına göre her edime hangi sözleşmede ise o uygulanır.
Örnekseme kuralına göre ilgili sözleşme tipine kıyasen uygulanır.
Türk hukukunda bu kuram benimsenir.
İsimsiz sözleşmenin çeşidi olarak bir de bileşik sözleşme vardır.
Bunlar yasada bulunan değişik sözleşme türlerinin öğelerini değil,
bütünlerini bir araya getirerek, bunları içeren yeni bir sözleşme
oluşturulmasıdır. Bu sözleşme tipi içerisinde yer alan sözleşme
tiplerinin her biri diğeriyle bağlantılı olmakla birlikte, kendi
bağımsızlıklarını da korurlar. Bileşik sözleşmelerle ilgili bir sorun
olduğu zaman, bu sözleşmeyi oluşturan her sözleşmeye, o tipe ilişkin
yasa kuralları uygulanır.
Sözleşme özgürlüğü ilkesini sınavda soracak.
Satış Sözleşmesi
TBK madde 207: Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve
mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel
ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Sözleşme ile aksi
kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve
alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler.
Satış sözleşmesinin yapılmasıyla, satış konusu malın mülkiyeti alıcıya
geçmez, sözleşmeyle satıcı malın mülkiyetini alıcıya geçirme
yükümlülüğü altına girer. Satım konusu malın mülkiyeti alıcıya, malın
zilyetliğinin devredilmesiyle geçer. Bu nedenle satış sözleşmesi
borçlandırıcı (taahhüt) işlem, satım konusu malın zilyetliğinin
devredilmesi de kazandırıcı (tasarruf) işlem niteliğindedir.
Satış Sözleşmesinin Hukuki Niteliği
Kural olarak ani edimli bir sözleşmedir. Edim konusu bir defada
gerçekleştirilir. Örneğin kitap istedim, parasını verdim, kitabı
aldım. İstisnai olarak dönemli de olabilir.
Geri alım
Önalım
Alım
Taşınmaz satış vaadi, geri alım ve alım sözleşmeleri resmi şekilde
düzenlenmedikçe geçerli olmaz.
Ön alım sözleşmesinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olmasına
bağlıdır.
a. Taşınmaz Satış Vaadi
Tarafların ileride bir taşınmaz satışı yapacaklarını doğuran
sözleşmelerdir. Bu ön sözleşmedir. Bu tek taraflı ve iki taraflı olabilir.
Uygulamada iki taraflıdır. İki taraflıysa her iki tarafın da imzası
gerekir. Birinin imzası eksikse geçersiz olur. TBK madde 237/2 ve 29.
maddelerde belirtilir. Resmi şekil noter aracılığıyla olur. Taşınmaz
satış vaadini tapu da yapabilir. Noterde taşınmaz satışı yapılamaz.
Sadece tapuda yapılabilir. Noterde yapılırsa tahmin edilerek
dönüştürülür.
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi noterde düzenleme biçiminde re’sen
yapılabilir. Yani baştan sona kadar noter huzurunda yapılır.
Konusu taşınmaz mallardır. Ancak vaad konusu taşınmazın belli
olması zorunlu değildir. Belirlenebilir olması yeterlidir.
Alıcının tapuda satış yapılmasını istemesine karşın satıcı buna
yanaşmıyorsa alıcı, tescile zorlama davası açarak taşınmazın kendisine
devrini isteyebilir.
Taşınmaz satış vaadi alacaklısı bu hakkını başkalarına devredebilir ve
devralan da adına tescil yapılmasını isteyebilir. Eğer bir yasak sebebi
ile tescili istemek imkansızsa, alacak tazminata dönüşür.
Taşınmaz Satış Vaadinin Hüküm ve Sonuçları
Taraflar bakımından;
Tam iki tarafa borç yükler. Amaçları doğrudan mülkiyeti geçirmek
değil de ileride bir taşınmaz satış sözleşmesi yapmaktır. Vaad
borçlusu, asıl sözleşme zamanı geldiğinde yapmak istemezse vaad
alacaklısı yetkili mahkemede dava açmalıdır. Yargıtay’a göre açılan
dava sonucu mahkeme kararı ile malın mülkiyeti doğrudan vaad
alacaklısına geçer.
Kişiler bakımından;
Vaad alacaklısı olarak 3. kişiye başvurursun. 3. kişi kabul etmezse
madde 716 kapsamında tescile zorlama davası açılır.
Bir hak tapuya şerh edilmekle ayni hak olmaz. Kuvvetlendirilmiş
alacak hakkı olur. Bir hakkın tapu kütüğüne şerh edilebilmesi için
taraflar arasında şerh anlaşmasının yapılması gerekir. Ancak taşınmaz
satış vaadi bunun istisnasıdır.
Tapu kanunu madde 26/6’ya göre şerhin etkisi 5 yıldır. Bu 5 yılda asıl
sözleşme yapılmazsa taşınmaz satış vaadi sözleşmesi kalkar.
Ön Alım Hakkı
Kanundan da sözleşmeden de doğabilir. Paylı mülkiyet ilişkisinde
kanundan doğar. Sözleşmeden doğan ön alım hakkı ilgili taşınmazın
ön alım borçlusu tarafından 3. kişiye satılması durumunda alacaklının
mahkemede açacağı dava ile taşınmazın mülkiyetinin o kişiden
alınarak kendine geçirilmesini istediği yenilik doğurucu bir haktır.
Taşınırlar için de taşınmazlar için de ön alım hakkı olabilir. Taraflar
sözleşmede ön alım hakkının kullanılmasına ilişkin şartları da
düzenlemişlerse nitelikli ön alım hakkı denir. Şartları
düzenlememişlerse olağan ön alım hakkı olur. Kurucu yenilik doğuran
bir haktır. A ve B olağan ön alım hakkı sözleşmesi yapmış ve A daha
sonra C’ye 250.000tl’ye satmıştır. B ön alım hakkını kullanırken
250.000tl üzerinden kullanabilir.
A ve B 150.000’tllik ön alım hakkı sözleşmesi yaptılarsa nitelikli ön
alım hakkı vardır. Diğer kişiye kaça satarsa satsın ön alım hakkı sahibi
o malı 150.000tl’ye alır.
Kurucu yenilik doğuran haktır. Ancak dava ile kullanılır. Yenilik
doğuran davadır. Ön alım sözleşmesinin geçerliliği yazılı bir biçimde
yapılmış olmasına bağlıdır.
Ön alım hakkı tapuya şerh verildiği zaman şerh etkisi ile 3. kişiye
karşı ileri sürülebilir.
TBK madde 239: Aksine anlaşma olmadıkça, sözleşmeden doğan
önalım, alım ve geri alım hakları devredilemez, ancak miras
yoluyla geçer. Bu hakların devredilebileceği sözleşmeyle
kararlaştırılmışsa, devir işlemi hakkın kurulması için öngörülen
şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz.
TBK madde 240: Önalım hakkı, taşınmazın satışı ya da ekonomik
bakımdan satışa eşdeğer her türlü işlemin yapılması hâllerinde
kullanılabilir. İfa yerine geçen edimlerde, alım ya da satışlarda da
kullanılabilir.
Taşınmazın, mirasın paylaşımında mirasçılardan birine
özgülenmesi, cebrî artırma yoluyla satışı ve kamu hizmetlerinin
yerine getirilmesi ve bunlara benzer amaçlarla edinilmesi
hâllerinde, el birliği mülkiyeti, kat birliği mülkiyeti,
kamulaştırma, arazi toplulaştırılması, vakıf kurma işleminde, iki
şirketin birleşmesinde, intifa ve konut hakkının tesisinde
bağışlama ve trampa sözleşmelerinde önalım hakkı kullanılamaz.
(sınavda çıkar)
TBK madde 242: Sözleşmeden doğan önalım hakkını kullanmak
isteyen hak sahibi, bu hak şerh edilmiş ve taşınmazın mülkiyeti
alıcı adına tescil edilmişse alıcıya; aksi takdirde satıcıya karşı,
satışın veya ekonomik bakımdan satışa eşdeğer başka bir işlemin
kendisine bildirildiği tarihten başlayarak üç ay ve her hâlde
satışın yapılmasından başlayarak iki yıl içinde dava açmak
zorundadır.
Alım Hakkı
Hak sahibine, sözleşmeyle öngörülen zaman ve şartlarla bir taşınmazı
tek taraflı varması gerekli bir iade beyanı ile satın alma yani
mülkiyetin kendisine devrini isteme yetkisini veren bir hak ve
sözleşmedir. Alım hakkının konusu taşınır ya da taşınmazlar olabilir.
Kurucu yenilik doğuran bir haktır. Taşınmazlara ilişkin alım hakkı
resmi şekilde düzenlenmelidir. Bu alım sözleşmesinin de tapuya şerhi
mümkündür. Şerhle 3. kişilere karşı ileri sürülebilir. Şerhin etkisi 10
yıldır. 10 yıldan fazla süreli şerh anlaşmaları geçersizdir. Kanundan
doğan alım hakkı yoktur. Sözleşme ile kazanılır. Vasiyetnameden de
doğabilir. Taşınırlara ilişkin alım hakkı, şekil serbestisi kuralı
gereğince, herhangi bir geçerlilik şekline bağlı değildir.
Geri Alım Hakkı
Taşınmazın mülkiyetini 3. kişiye devreden kimseye sözleşmede
kararlaştırılan şartlarla ve tek taraflı bir irade beyanı ile geri alma
yetkisi veren kurucu yenilik doğuran bir haktır. Geri alma bedeli ne
olacak? Sözleşme ile kararlaştırılabilir ancak bir kararlaştırma yoksa
taşınmaz satılırken verilen bedel neyse o bedel üzerinden ödeme
yapılarak geri alım hakkı kullanılmalıdır. Resmi şekilde kullanılır.
Tapuya şerh edilebilir. Kanundan doğan geri alım hakkı yoktur. Şerhle
3. kişilere karşı ileri sürülebilir. Şerhin etkisi 10 yıldır.
Şarta Bağlı Taşınmaz Satışı
Şarta bağlı olarak taşınmaz satışı yapılabilir. Örneğin yetkili makamın
yapı izni vermesi şartına bağlı olarak satış sözleşmesi yapmak
mümkün olacaktır. Koşul gerçekleşmedikçe tapu siciline şerh
yapılamaz. Bu geciktirici şarttır. Bozucu şarta bağlı olarak taşınmaz
satışı yapılamaz. Geciktirici şart gerçekleşmedikçe satış sözleşmesi
hüküm ve sonuç doğurmaz. Şart gerçekleşince satıcı malik sıfatı ile
alıcıyla birlikte tapuya gidip tescil işlemini yapar. Satıcı yapmak
istemezse alıcı zorlama davası açabilir.
Satış Türleri
1. Örnek Üzerine Satış: TBK madde 247: Örnek üzerine satış,
tarafların sözleşmenin konusu olan malın alıcıya veya üçüncü
bir kişiye bırakılan bir örneğe ya da tespit ettikleri bir mala
uygun olması üzerinde anlaşmalarıyla yapılan satıştır.
Sözleşmenin hüküm doğurması, ilgili malın örneğe uygun olmasına
bağlı değildir. Satılan örneğe uygun olmalı ama bu bir koşul
değildir. Uygun değilse gereği gibi ifa etmeme durumu ortaya
çıkabilir. Ayıplı ifa hükümleri uygulanabilir. Satılan mal örneğe
uygun değilse, alıcı dilerse ayıplı ifayı başlangıçta reddeder ve ifa
etmeme hükümlerine dayanabilir, dilerse satılanı teslim alır ve
ayıptan doğan sorumluluk hükümlerinden yararlanabilir. Taşınır
mallar için söz konusudur. Taşınmazlar burada konu olmazlar.
Parça satışlarında da olamaz. Çünkü zaten parça eşyalar tektir. İlgili
mal örneğe uygun olmazsa orada ayıplı mal vardır.
TBK madde 248: Örnek üzerine satışta kendisine örnek verilen
taraf, elindeki örneğin kendisine verilmiş örnek olduğunu ispat
yükü altında olmayıp, örneğin biçimi değişmiş olsa bile, bu
değişiklik gözden geçirmenin zorunlu bir sonucu ise, alıcının
iddiası doğru sayılır. Ancak, karşı tarafın her hâlde bunun aksini
ispat hakkı vardır. Örnek, alıcının elindeyken bozulmuş veya yok
olmuşsa, alıcının kusuru olmasa bile, satılanın örneğe uygun
olmadığını ispat yükü alıcıya düşer. (bu maddeden soru gelir.)
2. Beğenme Koşulu ile Satış: TBK madde 249: Beğenme koşuluyla
satış, alıcının satılanı deneyerek veya gözden geçirerek
beğenmesi koşuluyla yapılan satıştır. Beğenme koşulu
açıklanıncaya kadar sözleşme hüküm ve sonuçlarını doğurmaz. Bu
yüzden beğenme koşulu ile satış iradi geciktirici şarta bağlıdır.
TBK madde 250: Beğenme koşuluyla satışta alıcı, satılanı kabul
etmekte veya hiçbir sebep göstermeksizin geri vermekte
serbesttir. Satılan, alıcının zilyetliğine geçmiş olsa bile, satılanın
mülkiyeti, beğenme koşulunun gerçekleştiği ana kadar satıcıda
kalır.
Hoca dolaylı, dolaysız zilyede ve zilyet çeşitlerine bakın soruların
içinde geçebilir dedi.
TBK madde 251: Deneme veya gözden geçirme satıcının yanında
yapılmak gerekip de alıcı, satılanı sözleşme veya âdete göre
gerekli süre içinde kabul edip etmediğini açıklamazsa, satıcı
sözleşmeyle bağlılıktan kurtulur.
Böyle bir süre belirlenmemişse, satıcı uygun bir süre geçtikten
sonra, satılanı kabul edip etmediğini bildirmesi için alıcıya
ihtarda bulunabilir; bu ihtara hemen cevap verilmezse satıcı,
sözleşmeyle bağlılıktan kurtulur. Satıcının yanında deneme
yapılacaksa burada alıcının susması onaylamama anlamına gelir.
TBK madde 252: Satılan, denenmeksizin veya gözden
geçirilmeksizin alıcıya verilmişse, sözleşme veya âdete göre
gereken süre içinde veya böyle bir süre yoksa satıcının ihtarı
üzerine alıcı, satılanı beğenmediğini hemen bildirmez veya onu
geri vermezse, beğenme koşulu gerçekleşmiş olur. Alıcının,
herhangi bir çekince belirtmeksizin satış bedelinin tamamını veya
bir kısmını ödemesiyle ya da satılanı deneme veya gözden geçirme
amacını aşacak biçimde kullanmasıyla da beğenme koşulu
gerçekleşmiş olur.
Maldan beklediği yarar ve hizmeti denemek ve beklediğini bulduğu
takdirde kesin olarak satın alacağını söyleyen kişi beğenme koşuluyla
satış değil, olağan koşula bağlı bir sözleşme yapmıştır.
3. Taksitle Satış: TBK madde 253: Taksitle satış, satıcının, satılan
taşınırı alıcıya satış bedelinin ödenmesinden önce teslim etmeyi,
alıcının da satış bedelini kısım kısım ödemeyi üstlendikleri
satıştır. Genel olarak konusunu taşınır mallar oluşturur. Doktrinde
taşınmaz satışında da yapılabilir diyenler de vardır. Taksitlerin veya
taksitler arasındaki sürenin birbirine eşit olması şart değildir.
Taksitle satışlarda satılan, bedelin tamamen ya da kısmen
ödenmesinden önce alıcıya teslim edilir. Satış parasının kısım kısım
ödenmesinden sonra satılanın alıcıya teslim edildiği hallerde
taksitle satış değil ön ödemeli satış söz konusu olur.
Taksitle satış sözleşmesine ilişkin hükümler ilke olarak emredicidir.
Taksitli satış sözleşmesinin yazılı olarak yapılması gerekir. Kısmi
ödemeli satışın bir türüdür.
Taksitle satış sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli
olmaz. En az iki taksit olmalıdır.
Art arda teslimli satış sözleşmesi taksitle satış sözleşmesinin tam
tersidir. Satıcı satım konusu malı belirli aralıklarda teslim eder.
Burada bölünebilir bir mal olmalıdır. Kısmi ifa değildir. En tipik
örneği aboneliktir. (soru gelir)
Malın satıcının ticari faaliyeti kapsamında satılması hâlinde,
sözleşmede aşağıdaki hususlar belirtilir:
1.Tarafların adı ve yerleşim yeri.
2. Satışın konusu.
3. Satılanın peşin satış bedeli.
4. Taksitle ödeme sebebiyle belirtilecek ilave bedel.
5. Toplam satış bedeli.
6. Alıcının nakden veya aynen üstlendiği diğer bütün edimler.
7. Peşinat ve taksitlerin tutarı ile vadesi ve ikiden az olmamak
üzere taksit sayısı.
8. Alıcının yedi gün içinde sözleşme yapılması konusundaki irade
açıklamasını geri alma hakkı.
9. Öngörülmüşse, mülkiyetin saklı tutulmasına veya satış bedeli
alacağının devrine ilişkin anlaşma kayıtları.
10. Temerrüt veya vadenin ertelenmesi durumunda, yasal faiz
oranının yüzde otuz fazlasını geçmemek üzere ödenecek faiz.
11. Sözleşmenin kurulduğu yer ve tarih.
TBK madde 254: Ayırt etme gücüne sahip bir küçük veya kısıtlı
tarafından yapılmış olan taksitle satış sözleşmesinin geçerliliği,
yasal temsilcinin yazılı rızasına bağlıdır. Bu durumda rızanın, en
geç sözleşmenin kurulduğu anda verilmiş olması gerekir. Taksitle
satış sözleşmesinde yasal temsilcinin, sonradan icazet vermesi olmaz.
Kredi kartı ile taksitle satış bu konuya girmez.
TBK madde 255: Taksitle satış sözleşmesi, alıcı bakımından
(sınavda çıkar), taraflarca imzalanmış sözleşmenin bir nüshasının
(fotokopisinin değil, ıslak imzasının) eline geçmesinden yedi gün
sonra hüküm ve sonuçlarını doğurur. Bu madde genel kurala
istisnadır. Yedi günlük süre içerisinde alıcı sözleşme ile bağlı değildir
ama satıcı bağlıdır.
Alıcı, bu süre içinde irade açıklamasını geri aldığını satıcıya yazılı
olarak bildirebilir. Bu haktan önceden feragat edilemez. Geri
alma bildiriminin sürenin son gününde postaya verilmiş olması,
sonuç doğurması için yeterlidir. Yani 7. gün postaya vermiş olması
yeterlidir. Satıcı geri alma süresi içinde malı alıcıya devretmişse
alıcı, malı ancak olağan bir gözden geçirmenin gerektirdiği ölçüde
kullanabilir; aksi takdirde sözleşme hüküm ve sonuçlarını
doğurmuş olur. Alıcının geri alma hakkını kullanması hâlinde,
kendisinden cayma parası istenemez.
TBK madde 256: Alıcı, peşin satış bedelinin en az onda birini en
geç teslim anında peşin olarak, satış bedelinin geri kalan kısmını
da sözleşmenin kurulmasını izleyen üç yıl içinde ödemekle
yükümlüdür. Cumhurbaşkanı, satılanın türüne göre peşinat
miktarı ile yasal ödeme sürelerini yarıya kadar indirebileceği gibi,
iki katına kadar çıkartabilir.
Kanunda belirlenen asgari peşinatı tamamen almaksızın, satılanı
alıcıya devreden satıcı, peşinatın ödenmeyen kısmı üzerinde istem
hakkını kaybeder. Peşinattan vazgeçilmesi karşılığında, satış
bedelinde yapılacak artırma hükümsüzdür.
Taksitle satışta iki tür ödeme vardır. Önce peşinat ödenir. Sonra
taksitler ödenir.
TBK madde 257: Alıcı, satıcının taksitle satıştan doğan alacağı ile
kendisinin satıcıdan olan alacağını takas etme hakkından önceden
feragat edemez. Alacağın devredilmesi durumunda alıcının, satış
bedeli alacağına ilişkin def’ileri sınırlanamaz ve ortadan
kaldırılamaz.
TBK madde 258: Taksit borcu kambiyo senedine bağlanmış
olmadıkça, alıcı satış bedelinin kalan kısmını her zaman bir
defada ödeyerek borcundan kurtulabilir. Bu durumda, peşin satış
bedeline ilave edilen bedelin ödenmemiş taksitlere isabet eden
kısmı, yarısından az olmamak üzere ödeme süresinin
kısaltılmasına uygun olarak indirilir.
Alıcının Temerrüdü Halinde Satıcının Hakları
Alıcı taksitlerden birini ödemezse satıcının iki seçimlik hakkı vardır:
Sözleşmeden dönebilir.
TBK madde 259: Alıcı peşinatı ödemede temerrüde düşerse satıcı,
sadece peşinatı isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir.
Alıcı taksitleri ödemede temerrüde düşerse satıcı, muaccel olmuş
taksitlerin veya geri kalan satış bedelinin tamamının bir defada
ödenmesini isteyebilir ya da sözleşmeden dönebilir. Satıcının geri
kalan satış bedelinin tamamını isteyebilmesi veya sözleşmeden
dönebilmesi, ancak bu hakkı açık biçimde saklı tutmuş olmasına
(sözleşmede yazmasına) ve alıcının kararlaştırılan satış bedelinin
en az onda birini oluşturan ve birbirini izleyen en az iki taksiti
veya en az dörtte birini oluşturan bir taksiti ya da en son taksiti
ödemede temerrüde düşmüş olmasına bağlıdır. Örneğin borç
140.000tl. Taksit 7.000tl. 2 ay ödeyemedi toplam 14.000tl temerrüde
düştü. Onda birini oluşturdu. Açık bir kayıt da varsa olur.
Alıcı ve satıcı sözleşmeden dönerse birbirlerinden aldıklarını geri
vermek zorundadırlar. Alıcı malı hiç kullanmamış olsa da, uygun bir
kullanım bedeli ödemek zorundadır.
Taşıma, paketleme, montaj gibi masraflar istenemez. Bunların satış
bedeline dahil olduğu kabul edilir.
Alıcı, satıcıdan ödediği taksitlerin faiziyle geri verilmesini ve mala
yaptığı yararlı ve zorunlu giderlerin ödenmesini TBK gereğince
isteyebilir.
Ancak, satıcının dönme dolayısıyla isteyebileceği miktar, ödenmiş
olan taksitler tutarına eşit veya daha fazla ise satıcı sözleşmeden
dönemez.
Satıcı, satış bedelinin geri kalan kısmının tamamen ödenmesini
isteme veya sözleşmeden dönme haklarını kullanmadan önce,
alıcıya en az on beş günlük bir süre tanımak zorundadır.
TBK madde 260: Satıcı, alıcının taksitleri ödemede temerrüde
düşmesi sebebiyle satılanın alıcıya devrinden sonra sözleşmeden
dönerse, her iki taraf aldığını geri vermekle yükümlüdür. Satıcı,
ayrıca hakkaniyete uygun bir kullanım bedeli ve satılanın
olağandışı kullanılması sebebiyle değerinin azalması hâlinde
tazminat da isteyebilir. Ancak satıcı, sözleşme zamanında ifa
edilmiş olsaydı elde edecek olduğundan fazlasını isteyemez. Satıcı,
alıcının peşinatı ödemede temerrüde düşmesi yüzünden satılanın
devrinden önce sözleşmeden dönerse, alıcıdan sadece ödenmeyen
peşinat üzerinden, sözleşmeden döndüğü tarihe kadar işleyecek
yasal faiz ile sözleşmenin kurulmasından sonra, satılanın uğramış
olduğu değer kaybı sebebiyle tazminat isteyebilir. Ceza koşulu
kararlaştırılmışsa, peşin satış bedelinin yüzde onunu aşamaz.
Bir taksitle satışta satıcı, yalnızca bir tek taksitin ödenmemesiyle
sözleşmeden dönemez.
Mülkiyeti saklı tutma kaydıyla, mal alıcıya verilmişse, taksitlerin
ödenmemesi halinde satıcı malı istihkak davasıyla geri isteyebilir.
Mülkiyeti sakla tutma sözleşmesiyle yalnızca taşınırlar satılabilir.
Taşınmazlar bu yolla satılamazlar.
Ön Ödemeli Taksitle Satış: TBK madde 264: Ön ödemeli taksitle
satış, alıcının taşınır bir malın satış bedelini önceden kısım kısım
ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen ödenmesinden sonra
satılanı alıcıya devretmeyi üstlendikleri satıştır. Yazılı şekilde
yapılmalıdır. Taksitle satıştan farkı, taksitle satışta mal bedel
ödenmeden verilir. Konusunu taşınır mallar oluşturur. TKHK’da ön
ödemeli konut satışı da düzenlenmiştir.
TBK madde 266: Alıcı satış bedelinin tamamını ödedikten sonra,
her zaman malın kendisine devredilmesini isteyebilir. Ancak,
satıcı malı başkasından sağlayarak devredecek ise alıcı, bunun
için kendisine uygun bir süre tanımak zorundadır.
TBK madde 268: Satıcının sözleşmenin kurulduğu sırada
belirlenen toplam satış bedeline ek bir bedel isteme hakkını saklı
tutan bütün kayıtlar geçersizdir. Ödenecek toplam satış bedeli
sözleşmede belirlenmiş olmakla birlikte, devredilecek eşya
önceden belirlenmemiş ve satıcı tarafından bu eşyayı seçme hakkı
alıcıya tanınmış ise satıcı, peşin satıştaki olağan bedelleri göz
önünde tutmak suretiyle alıcının yapacağı seçime tam olarak
uymakla yükümlüdür. Buna aykırı anlaşmalar, ancak alıcının
yararına olduğu ölçüde geçerlidir.
Ödeme süresi bir yıldan uzunsa veya belirsiz bir süre için ödeme
yapılması kararlaştırılmışsa, alıcı, ödemeleri bankada kendi adına
açılacak gelir getiren bir tasarruf veya yatırım hesabına yatırmakla
yükümlüdür.
Açık Artırma Yoluyla Satış: TBK madde 274: Açık artırma yoluyla
satış; yeri, zamanı ve koşulları önceden belirlenerek, hazır olanlar
arasından en yüksek bedeli öneren ile yapılan satıştır. Cebri
artırma yoluyla satış ve isteğe bağlı satış olarak ikiye ayrılır. Cebri
artırma yoluyla satışta borçlu borcunu ödeyemeyeceği zaman devlet el
koyar ve o mallar açık artırma yoluyla satılarak borçlar kapatılmaya
çalışılır. İsteğe bağlı özel artırma ve herkese açık isteğe bağlı özel
artırma vardır. Özel artırmaya bazı kişiler katılır. Herkes katılamaz.
Kural olarak, cebri arttırmalarda ayıptan ve zapttan sorumluluk söz
konusu olmaz. Zorunlu olmayan arttırmalarda, malik malını en yüksek
fiyat verene de satmak zorunda değildir.
TBK madde 275: Satıcı artırma koşullarında aksi yönde bir irade
açıklamasında bulunmamışsa, herkesin katılabileceği isteğe bağlı
açık artırmalarda satış sözleşmesi, artırmayı yönetenin en yüksek
bedeli öneren kişiye ihale etmesiyle kurulmuş olur. Cebrî artırma
yoluyla satış, artırmayı yöneten memurun en yüksek bedeli
öneren kişiye ihale etmesiyle kurulmuş olur.
TBK madde 276: Artırmaya katılan kişi, satış için konulmuş olan
koşullar çerçevesinde önerisiyle bağlıdır. Aksine bir koşul yoksa,
öneride bulunanın bağlılığı, kendisinden daha yüksek bir öneri
yapılmasıyla sona erer veya daha yüksek öneri olup olmadığının
sorulması üzerine böyle bir önerinin olmadığının anlaşılması
hâlinde, önerisinin hemen kabul edilmemesiyle ortadan kalkar.
TBK madde 279: Artırmada taşınır bir mal alan kişi, onun
mülkiyetini ihale anında kazanır. Artırmadan alınan taşınmazın
mülkiyeti, ancak tapu siciline tescille alıcıya geçer. Artırma
görevlisi, satış tutanağında gösterilen taşınmazın alıcı adına
tescilini hemen tapu idaresine bildirir. Cebrî artırma sonucunda
yapılan ihalelerde mülkiyetin geçmesine ilişkin özel hükümler
saklıdır. İsteğe bağlı özel artırmalarda mülkiyetin geçmesi genel
hükümlere tabidir.
TBK madde 280: Artırmadan mal alan kişi, o mala, tapu siciline
veya satış koşullarına ya da kanuna göre belirli olan durumu,
hakları ve yükleri ile birlikte malik olur. İstisna olarak, taşınmaza
ilişkin cebri artırmalarda şartnamede ve mükellefiyetler listesinde
gösterilmeyen ve taşınmazı sınırlayan yükler tapuda tescil edilmiş olsa
bile iyi niyetli alıcılara karşı ileri sürülemezler.
İş Yeri Dışında Kurulan Sözleşmeler: Satıcı veya sağlayıcı ile tüketici
arasında;
a) Teklifin tüketici ya da satıcı veya sağlayıcı tarafından yapılmasına
bakılmaksızın iş yeri dışında, tarafların eş zamanlı fiziksel varlığında
kurulan,
b) Tarafların eş zamanlı fiziksel varlığında tüketiciyle iş yeri dışında
görüşülmesinin hemen sonrasında, satıcı veya sağlayıcının iş yerinde
ya da herhangi bir uzaktan iletişim aracıyla kurulan,
c) Mal ve hizmetlerin tüketiciye tanıtımı ya da satışı amacıyla satıcı
veya sağlayıcı tarafından düzenlenen bir gezi esnasında kurulan,
sözleşmeler iş yeri dışında kurulan sözleşmeler olarak kabul edilir.
Mesafeli Sözleşmeler: Mesafeli sözleşme, satıcı veya sağlayıcı ile
tüketicinin eş zamanlı fiziksel varlığı olmaksızın, mal veya
hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir
sistem çerçevesinde, taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu ana
kadar ve kurulduğu an da dahil olmak üzere uzaktan iletişim
araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmelerdir.
Art Arda Teslimli Satış: Taksitle satışın tam tersidir. Kural olarak satış
parası peşinen ödenmekte, fakat satım konusu mal daha sonra ve bir
defada değil de birbirini izleyen partiler halinde teslim edilmektedir.
Taşınırlar konusunu oluşturabilir. Burada kısmi ifa değil, sözleşmeden
doğan tek bir borcun yerine getirilmesi vardır. Temerrüt, ayıp
hükümleri yalnızca o parça için uygulanır.
Satış Sözleşmesinde Satıcının ve Alıcının Borçları
Satılanın Zilyetliği Devir ve Mülkiyeti Alıcıya Geçirme Borcu
TBK madde 210: Satıcı, satılanın mülkiyetini geçirmek amacıyla,
zilyetliğini alıcıya devretmekle yükümlüdür.
Taşınırlarda zilyetliğin devri ile mülkiyet geçer. Taşınmazlarda
mülkiyetin geçmesi için tapu siciline tescil gerekir.
Teslimli ya da teslimsiz devir olabilir. Fark etmez.
Beğenme koşulu ile satışta zilyetlik ve mülkiyet aynı anda geçmez.
(TBK madde 250/2) Arttırma yoluyla satışta mülkiyet geçişi ihale ile
olur. (TBK madde 279) Mülkiyeti saklı tutma kaydı ile sözleşmede de
mülkiyet ve zilyetlik aynı anda geçmez.
Tasarruf ehliyeti, hukuki işlem yapabilme yetkisidir. Bu bazı
durumlarda bulunmayabilir. Mülkiyet geçirici işlemlerin yapılmasında
tasarruf ehliyetine bakılır. Tasarruf yetkisi bir hakkı doğrudan doğruya
etkileyip etkileyememesidir. İkisi birbirinden farklıdır.
Sözleşmede kararlaştırılan edim yerine başka ifa vermek, yanlış ifadır.
Alıcının bunu kabul etme zorunluluğu yoktur.
Devir ve Taşıma Giderleri
Bunlar yan edim yükümlülüğüdür. Emredici değildir. TBK madde
211: Aksine sözleşme veya adet yoksa, ölçme ve tartma gibi devir
giderleri satıcıya, satılanı devralmak üzere yapılan giderler ve
satılanın ifa yerinden başka yere taşınması gerektiğinde, taşıma
giderleri alıcıya aittir.
Gidersiz devir kararlaştırılmışsa, satıcı taşıma giderlerini
üstlenmiş sayılır. Liman ve gümrük giderleri olmaksızın devir
kararlaştırılmışsa satıcı, dış satım, transit ve dış alım vergilerini
üstlenmiş sayılır; ancak satılanın alıcı tarafından devralındığı
sırada ödenmiş olan tüketim vergilerini üstlenmiş sayılmaz.
Ayıptan Doğan Sorumluluk
Satılan malda ortaya çıkan ve söz konusu malın kullanım amacını
azaltan, sınırlayan aksaklıklar ayıptır.
TBK madde 219: Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği
niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu
gibi, (satıcının mala ilişkin olarak belirttiği özelliklerin, zikir ve
vadettiği özelliklerin malda bulunmaması) nitelik veya niteliği
etkileyen niceliğine (sayı vb.) aykırı olan, kullanım amacı
bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları
ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da
ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu
ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. (Sınavda
kesin çıkar.)
Malın miktarındaki eksiklik, kural olarak ayıp sayılmaz. Eksik ifa
hükümlerine başvurulur. Ancak miktardaki eksiklik, niteliği de
etkiliyorsa, o zaman ayıplı ifadan bahsedilir.
Satılan mal yerine başka bir mal verilmiş olması hali, hiç ifa etmeme
halidir. TBK madde 112 hükümleri uygulanır. Bu gibi durumlarda
ayıplı ifa yoktur.
Maddi ayıp, malın fiziksel özelliklerinde ayıp varsa burada vardır.
Çürük elma, çatlak tahta örnektir.
Hukuki ayıp, satılan malda maddi anlamda bir aksaklık ya da eksiklik
yoktur ancak kamu hukukundan doğan sebeplerle o mal
kullanılamıyorsa burada vardır. Kullanımı yasak olan ilaç ve çalıntı
telefon örnektir.
Ekonomik ayıp, alıcı maldan beklediği faydayı tam olarak alamıyorsa
vardır. A+ buzdolabının faturasının çok gelmesi örnektir.
TBK madde 220: Hayvan satışında satıcı, yazılı olarak
üstlenmedikçe veya ağır kusuru olmadıkça ayıptan sorumlu
olmaz. (sınavda çıkar) Hayvan gebeyse yasadaki dokuz günlük süre
uygulanmaz. Sözleşme ile dokuz günden daha uzun bir süre
kararlaştırılabilir.
Ayıplı satışta sorumluluk, sorumsuzluk anlaşması ile ortadan
kaldırılabilir.
TBK madde 221: Satıcı satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır
kusurlu ise, ayıptan sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan her
anlaşma kesin olarak hükümsüzdür.
TBK madde 222: Satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı
tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir.
Satıcı, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği
ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca
üstlenmişse sorumlu olur. (gizli ayıp) Alıcının satılan malı yeterli
derecede gözden geçirmekle görebilecek olduğu ayıplar dolayısıyla da
satıcı, eğer bu ayıbın var olmadığı konusunda güvence vermişse
sorumlu olur, yoksa sorumlu olmaz.
TBK madde 223: Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin
olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve
satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse,
bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse,
satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden
geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde,
bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan
anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu
ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.
TBK madde 224: Hayvan satışında satıcının sorumlu olacağı süre
yazılı olarak belirlenmemiş ve ayıp da hayvanın gebeliğine ilişkin
değilse satıcı, ancak ayıbın devrin yapıldığı veya alıcının
devralmada temerrüdünün gerçekleştiği günden başlayarak
dokuz gün içinde kendisine bildirilmesi ve ayrıca, hayvanın
bilirkişilerce gözden geçirilmesinin aynı süre içinde yetkili
makamdan istenmesi halinde sorumlu olur.
TBK madde 225: Ağır kusurlu olan satıcı, satılandaki ayıbın
kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek
sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamaz.
Satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplar
bakımından da aynı hüküm geçerlidir.
TBK madde 226: Başka yerden gönderilen satılanın ayıplı
olduğunu ileri süren alıcı, bulunduğu yerde satıcının temsilcisi
yoksa satılanın korunması için gerekli önlemleri geçici olarak
almakla yükümlüdür. Alıcı, ayıplı olduğunu ileri sürdüğü
satılanın korunması için gerekli önlemleri almaksızın onu satıcıya
geri gönderemez.
Alıcı, satılanın durumunu gecikmeksizin usulüne göre tespit
ettirmekle yükümlüdür. Bunu yaptırmazsa, ileri sürdüğü ayıbın,
satılanın kendisine ulaştığı zamanda var olduğunu ispat yükü
alıcıya düşer.
Satılanın kısa zamanda bozulma tehlikesi varsa, alıcı onu
bulunduğu yerdeki mahkeme aracılığıyla sattırmaya yetkili, hatta
satıcının yararı gerektiriyorsa sattırmakla yükümlüdür. Alıcı,
durumu satıcıya en kısa zamanda bildirmezse, bundan doğan
zarardan sorumlu olur.
Ayıbı bildirme süreleri, hak düşürücü sürelerdir. Zamanaşımı dikkate
alınmaz.
Alıcının Seçimlik Hakları
TBK madde 227: Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu
hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden
dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları
satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkan varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini
isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve
uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını
kullanmasını önleyebilir. Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını
kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim,
satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar
verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın
ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir
benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.
Dönmenin Sonuçları
TBK madde 229: Satış sözleşmesinden dönen alıcı, satılanı, ondan
elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya geri vermekle
yükümlüdür. Buna karşılık alıcı da, satıcıdan aşağıdaki
istemlerde bulunabilir:
1. Ödemiş olduğu satış bedelinin, faiziyle birlikte geri verilmesi.
2. Satılanın tamamen zaptında olduğu gibi, yargılama giderleri ile
satılan için yapmış olduğu giderlerin ödenmesi.
3. Ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesi.
Satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe,
alıcının diğer zararlarını da gidermekle yükümlüdür.
TCK madde 230: Birden çok mal veya birden çok parçadan oluşan
bir mal, birlikte satılmış olup da bunlardan bazıları ayıplı çıkarsa,
dönme hakkı bunlardan ancak ayıplı çıkanlar için kullanılabilir.
Ancak, alıcıya veya satıcıya önemli bir zarar vermeksizin ayıplı
parçanın diğerinden ayrılmasına imkan yoksa, dönme hakkının
satılanın tamamını kapsaması zorunludur. Satılanın aslı için
satıştan dönülmesi, ayrı satış bedeli gösterilerek satılmış olsalar
bile, eklentilerini de kapsar; fakat eklentiler için dönme, satılanın
aslını kapsamaz.
TCK madde 231: Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş
olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her
türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın
alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına
uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl
içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş
olmasıyla ortadan kalkmaz. Satıcı, satılanı ayıplı olarak
devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden
yararlanamaz.
Geciktirici koşula bağlı satışta teslim ya da devir önce gerçekleşse
bile, zamanaşımı süresi koşulun gerçekleşmesinden itibaren işlemeye
başlar. Art arda teslimli satışlarda ise devredilen her ayıplı kısım için o
kısmın devrinden itibaren ayrı bir zamanaşımı işler.
Zapttan Doğan Sorumluluk
TCK madde 214: Satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir
hak dolayısıyla, satılanın tamamı veya bir kısmı bir üçüncü kişi
tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya
karşı sorumlu olur. Alıcı, elinden alınma tehlikesini sözleşmenin
kurulduğu sırada biliyor idiyse satıcı, ayrıca üstlenmiş olmadıkça
bundan dolayı sorumlu olmaz. Satıcı, üçüncü kişinin hakkını
gizlemişse, sorumluluğunu kaldırma veya sınırlama konusunda
yapılmış olan anlaşma kesin olarak hükümsüzdür.
Zapttan doğan sorumluluk kanundan doğar. Satıcının ayrıca beyanı
gerekmez. Bu düzenleme emredici değildir. Alıcı ve satıcı zapta karşı
satıcının sorumlu olmayacağını kararlaştırabilirler.
Satıcının kusurlu olması şart değildir.
Bu sorumluluğun doğabilmesi için, satış konusu malın alıcıya teslim
edilmiş olması gerekir.
Yargılama Usulü
TCK madde 215: Satılanın elinden alınması tehlikesi ile karşılaşan
alıcı, kendisine karşı açılan davayı satıcıya bildirdiği zaman satıcı,
durumun gereğine göre ve yargılama usulü uyarınca ya alıcının
yanında davaya katılmak ya da alıcı yerine geçerek üçüncü kişiye
karşı davayı takip etmek ve savunmak zorundadır. Bildirme,
davaya katılmaya ve savunmaya elverişli bir zamanda yapılmışsa,
alıcının aleyhinde verilen hüküm, onun ağır kusuru yüzünden
verildiği ispat edilmedikçe, satıcı için de sonuç doğurur.
Dava, kendisine yüklenilemeyen sebeplerden dolayı satıcıya
bildirilmemişse satıcı, zamanında bildirilmiş olsaydı daha elverişli
bir hüküm elde edilebileceğini ispatladığı ölçüde sorumluluktan
kurtulur.
TBK madde 216: Satıcının zapttan sorumluluğu aşağıdaki hâllerde
devam eder: 1. Alıcı, bir mahkeme kararı beklemeksizin üçüncü
kişinin hakkını dürüstlük kurallarına uygun olarak tanımış ve
satılanı ona vermişse. 2. Alıcı, üçüncü kişinin kendisine karşı dava
açmasını beklemeden, satıcıyı satılan üzerindeki hak iddiasına
ilişkin uyuşmazlığı dava yoluyla çözümlemesi, aksi takdirde
tahkim yoluna başvuracağı konusunda gecikmeksizin uyarmış ve
bundan sonuç alamadığı için tahkim yoluna başvurmuşsa.
Satıcının sorumluluğu, alıcının satılanı üçüncü kişiye vermekle
yükümlü olduğunu ispat etmesi durumunda da devam eder.
TBK madde 217: Satılanın tamamı alıcının elinden alınmışsa, satış
sözleşmesi kendiliğinden sona ermiş sayılır ve alıcı satıcıdan
aşağıdaki istemlerde bulunabilir: 1. Satılandan elde ettiği veya
elde etmeyi ihmal eylediği ürünlerin değeri indirilerek, ödemiş
olduğu satış bedelinin faizi ile birlikte geri verilmesini. 2. Satılanı
elinden alan üçüncü kişiden isteyemeyeceği giderleri. 3. Davayı
satıcıya bildirmekle kaçınılabilecek olanlar dışında kalan bütün
yargılama giderleri ile yargılama dışındaki giderleri. 4. Satılanın
tamamen elinden alınması yüzünden doğrudan doğruya uğradığı
diğer zararları. Satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini
ispat etmedikçe, alıcının satılanın elinden alınması yüzünden
uğramış olduğu diğer zararları da gidermekle yükümlüdür.
TBK madde 218: Satılanın bir kısmı elinden alınmış veya satılan
sınırlı ayni bir hakla yüklenmişse alıcı, sadece bu yüzden uğradığı
zararın giderilmesini isteyebilir. Ancak alıcının, satılandaki bu
durumu bilseydi onu satın almayacağı durum ve koşullardan
anlaşılıyorsa, alıcı hâkimden sözleşmenin sona ermesine karar
vermesini isteyebilir. Bu durumda alıcı, satılanın elinde kalmış
olan kısmını o zamana kadar elde etmiş olduğu yararlarla
birlikte, satıcıya geri vermekle yükümlüdür.
Satıcının Temerrüdü
TBK madde 212: Satıcının temerrüdü hâlinde, borçlunun
temerrüdüne ilişkin genel hükümler uygulanır.
Zilyetliğin devri için belirli bir süre konulmuş olan ticari
satışlarda, satıcı temerrüde düşerse alıcının, devir isteminden
vazgeçerek borcun ifa edilmemesinden doğan zararının
giderilmesini istediği kabul edilir. Alıcı, satılanın devredilmesini
isteme niyetinde ise, belirlenen sürenin bitiminde bunu satıcıya
hemen bildirmek zorundadır.
TBK 117 – 125 arası maddelere göre çözülür.
TBK madde 213: Borcunu ifa etmeyen satıcı, alıcının bu yüzden
uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür.
Satıcı borcunu ifa etmezse alıcı, satış bedeli ile kendisine
devredilmeyen satılanın yerine, bir başkasını satın almak için
dürüstlük kurallarına uygun olarak ödediği bedel arasındaki
farka göre hesaplanacak zararın giderilmesini isteyebilir.
Satılan, borsada kayıtlı veya piyasa fiyatı bulunan mallardan ise
alıcı, onun yerine bir başkasını satın alma zorunda olmaksızın,
satış bedeli ile belirlenmiş ifa günündeki piyasa fiyatı arasındaki
farka göre hesaplanacak zararın giderilmesini isteyebilir.
Alıcının Borçları
TBK madde 232: Alıcı, satış sözleşmesinde kararlaştırılmış olduğu
biçimde satış bedelini ödemek ve kendisine sunulan satılanı
devralmakla yükümlüdür. Aksine yerel âdet veya anlaşma yoksa,
satılanın hemen devralınması gereklidir.
Alıcının Temerrüdü
TBK madde 235: Satılanın, ancak satış bedeli ödendikten sonra
veya ödenme anında devredilmesi gereken durumlarda alıcı
temerrüde düşerse satıcı, herhangi bir işlem gerekmeksizin
satıştan dönebilir. Bu hakkını kullanmak isteyen satıcı, durumu
gecikmeksizin alıcıya bildirmek zorundadır. Satılanın zilyetliği
satış bedeli ödenmeden alıcıya devredilmişse, alıcının temerrüdü
sebebiyle satıcının dönme hakkını kullanarak satılanı geri alması,
bu hakkın sözleşmede açıkça saklı tutulmasına bağlıdır.
TBK madde 236: Borcunu ifa etmeyen alıcı, satıcının bu yüzden
uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür. Satıcı, satış bedelini
ödemede temerrüde düşmüş olan alıcıdan, bu bedel ile satılanın
başkasına dürüstlük kurallarına uygun olarak satışından elde
ettiği bedel arasındaki farka göre hesaplanacak zararın
giderilmesini isteyebilir. Satılan, borsada kayıtlı veya piyasa fiyatı
bulunan mallardan ise satıcı, böyle bir satışa gerek kalmaksızın
alıcıdan, satış bedeli ile malın belirlenmiş ödeme günündeki fiyatı
arasındaki farka göre hesaplanacak zararın giderilmesini
isteyebilir.
Mal Değişim Sözleşmesi (Trampa)
Taraflar karşılıklı olarak bir malla başka bir malı ya da hakları
değiştirerek zilyetlik ve mülkiyetini karşı tarafa geçirmeyi üstlenir.
Tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir.
TBK madde 282: Mal değişim sözleşmesi, taraflardan birinin diğer
tarafa bir veya birden çok şeyin zilyetlik ve mülkiyetini, diğer
tarafın da karşı edim olarak başka bir veya birden çok şeyin
zilyetlik ve mülkiyetini devretmeyi üstlendiği sözleşmedir.
Burada maddi olmayan mallar da bu sözleşmenin konusu olabilir.
Satış sözleşmesinin konusunu oluşturan her şey bunun da konusunu
oluşturur.
TBK madde 283: Satış sözleşmesine ilişkin hükümler, mal değişim
sözleşmesine de uygulanır; buna göre taraflardan her biri,
vermeyi üstlendiği şey bakımından satıcı, kendisine verilmesi
üstlenilen şey bakımından alıcı durumundadır.
Değiştirilecek mallar taşınırsa şekil yoktur. Değiştirilecek
mallardan bir tanesi bile taşınmazsa şekle tabidir.
Taşınmaz tapuda kayıtlı değilse sözleşme de şekle tabi olmaz. Çünkü
tapuya kayıtlı olmayan taşınmazların satışı, taşınırlarla ilgili kurallara
bağlıdır.
TBK madde 284: Satış sözleşmesinin zapttan ve ayıptan
sorumluluğa ilişkin hükümleri uygun düştüğü ölçüde, mal değişim
sözleşmesine de uygulanır.
Mal değişim sözleşmesinde para ödeme amacı olmadığından, alıcının
temerrüdüne ilişkin kurallar burada uygulama alanı bulmaz.
Bağışlama Sözleşmesi
Mülkiyeti devir borcu doğurur. Tek tarafa borç yükleyen sözleşmedir.
Tek taraflı hukuki işlem değildir. Bahşiş vermekte bağışlama amacı
olmadığı için burada bağışlama yoktur. Eksik borçların ödenmesi,
bağışlama olmaz. Ahlaki bir ödevi yerine getirmek de bağışlama
sayılmaz. Henüz edinilmemiş bir haktan feragat etmek, mirası
reddetmek, önalım ve alım hakkından vazgeçmek, evlilik birliğinin
giderlerine katılmasını isteme hakkından vazgeçmek, karşılıksız emek
harcayarak hizmet etmek bağışlama değildir.
TBK madde 285: Bağışlama sözleşmesi, bağışlayanın sağlar arası
sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız
olarak bir kazandırma yapmayı üstlendiği sözleşmedir.
Henüz edinilmemiş olan bir haktan feragat etmek veya bir mirası
reddetmek, bağışlama değildir. Ahlaki bir ödevin yerine
getirilmesi de bağışlama sayılmaz.
Bağışlamanın bağışlanana bir malvarlığı değeri verilmesi biçiminde
olması zorunluluğu yoktur. Bunun yanında; bağışlananın
malvarlığının pasifinin azalmasına yol açan, örneğin bir borcundan
ibra edilmesi ya da borcunun devralınması, biçimindeki işlemler de
kazandırıcı niteliktedir.
Ölüme bağlı tasarrufta bulunan kişinin ölümü halinde, kendi
malvarlığında değil de mirasçıların malvarlığında bir azalma
olduğundan ölüme bağlı tasarruf bağışlama sayılmaz.
Bağışlamanın Ögeleri
Bağışlamanın ögeleri; kazandırıcı işlem (kazanma yoluyla
zenginleştirme), karşılıksız (ivazsız) olma ve anlaşmadır.
Bağışlama Sözleşmesinde Ehliyetler
TBK madde 286: Fiil ehliyetine sahip olan herkes, eşler arasındaki
mal rejiminden veya miras hukukundan doğan sınırlamalar saklı
kalmak üzere, bağışlama yapabilir.
Bağışlamayı izleyen bir yıl içinde başlatılmış bir yargılama
sonucunda bağışlayanın, savurganlığı yüzünden kısıtlanmasına
karar verilirse, o bağışlama mahkemece iptal edilebilir.
Bağışlama yapacak kişinin, tam fiil ehliyetine sahip olması, yani ergin
(reşit) ve ayırt etme gücüne sahip (mümeyyiz) olması ve kısıtlı
(mahcur) olmaması gerekir.
Tam ehliyetliler bağışlama yapabilir. Tam ehliyetsizler bağışlama
yapamaz. Sınırlı ehliyetliler, yasal temsilcisinin izniyle bağışlama
yapabilir. Sınırlı ehliyetsizler bağışlama yapamaz. Yasaktır. Yasal
temsilcileri de izin veremez.
TBK madde 287: Fiil ehliyeti bulunmayan kişi ayırt etme gücüne
sahipse, bağışlamayı kabul edebilir. Ancak, bağışlananın yasal
temsilcisi bu kişinin bağışlamayı kabulünü yasaklar veya
bağışlanılan şeyin geri verilmesini emrederse, bağışlama ortadan
kalkar.
Kişinin ayırt etme gücü varsa, kendisine mal bağışlanan olabilir. Tam
ehliyetli olması zorunlu değildir. Ancak yasal temsilci izin
vermeyebilir.
Ayırt etme gücüne sahip olmasına karşın ergin olmayan ya da kısıtlı
bulunan kişiler yasal temsilcilerinin izniyle de olsa bağışlama
yapamayacakları gibi, onlar adına yasal temsilcileri de bağışlama
yapamaz. Çünkü bağışlama, bu gibi kişiler için yasak işlemlerden
sayılır. (önemli bağışlamalar için)
Mal değişim sözleşmesi ve takas aynı şey midir? (Hoca kendiniz
cevaplandırın dedi.)
Bağışlama Sözleşmesi Çeşitleri
1. Bağışlama Sözü Verme: Bir ön sözleşme değildir. İleride bağışlama
sözleşmesi yapılacağına ilişkin bir vaat değildir. Kurulmasıyla ifası
farklı zamanlarda oluyorsa, kurulduğu anda ifa edilmiyorsa burada
bağışlama sözü verme sözleşmesi vardır. Yani taahhüt ile tasarruf
işlemi farklı zamanlarda geçekleşir.
TBK madde 288: Bağışlama sözü vermenin geçerliliği, bu
sözleşmenin yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. (Taşınırlara
ilişkindir. Yazılı biçime uyulması geçerlilik koşuludur. Yalnızca
bağışlayanın irade açıklamasının yazılması yeterlidir.)
Bir taşınmazın veya taşınmaz üzerindeki ayni bir hakkın
bağışlanması sözü vermenin geçerliliği, ancak resmi şekilde
yapılmış olmasına bağlıdır.
Şekle uyulmaması sebebiyle geçersiz olan bağışlama sözü verme,
bağışlayan tarafından yerine getirildiğinde, elden bağışlama
hükmündedir. Ancak, geçerliliği resmi şekle bağlanmış olan
bağışlamalarda bu hüküm uygulanmaz.
2. Elden Bağışlama: TBK madde 289: Elden bağışlama,
bağışlayanın bir taşınırını (alacak ve kişisel haklar da olabilir)
bağışlanana teslim etmesiyle kurulmuş olur. Borçlandırıcı işlem
ve tasarruf işlemi aynı anda gerçekleşir. Taşınmazlar elden
bağışlamaya konu olamaz. Elden bağışlama biçime bağlı değildir.
3. Koşullu Bağışlama: TBK madde 290: Bağışlama, bir koşula
bağlanarak yapılabilir. Yerine getirilmesi bağışlayanın
ölümüne bağlı olan bağışlamada, vasiyete ilişkin hükümler
uygulanır. Bozucu ya da geciktirici şarta bağlı olarak yapılabilir.
Geciktirici şarta bağlanmışsa, koşul gerçekleşince hüküm ve
sonuçlarını doğurur. Bozucu şart gerçekleştiği an sözleşme bozulur.
Elden bağışlama ancak bozucu şarta bağlı olabilir, geciktirici şarta
bağlı olamaz. Şart, bağışlamanın yapıldığı şekilde olmalıdır.
Geciktirici şart gerçekleşirse yani 1 yıl sonra okulu bitirirsen sana
arabamı bağışlayacağım derse, sözleşmeyi o an kurdum ancak edim
ve sonuçlarını 1 yıl sonra doğurur. Şart gerçekleşirse bağışlama
konusu şey bağışlananın mülkiyetine geçer. Örneğin sigara içmeme
kaydıyla sana bu arabayı bağışlıyorum derse ve o kişi sigara içerse
bağışlama sözleşmesi ortadan kalkar. Bu bozucu şarttır.
Örneğin bağışlama sözü vermenin yazılı biçimde yapılması
gerektiğinden, bağışlama sözü vermenin koşula bağlı olarak yapılması
durumunda da, koşulun bu yazılı metin içinde yer alması gerekir.
4. Yüklemeli Bağışlama: TBK madde 291: Bağışlayan
bağışlamasına yüklemeler koyabilir. Bağışlayan, sözleşme
gereğince bağışlanan tarafından kabul edilmiş olan
yüklemelerin yerine getirilmesini isteyebilir. Kamu yararına
olarak bağışlamaya konulmuş olan bir yüklemenin yerine
getirilmesini isteme yetkisi, bağışlayanın ölümünden sonra,
ilgili kamu kurumuna geçer. Bağışlama konusunun değeri,
yüklemenin yerine getirilmesi masraflarını karşılamaz ve aşan
kısım kendisine ödenmezse bağışlanan, yüklemeyi yerine
getirmekten kaçınabilir. Bağışlayanın bağışlanana belirli bir
davranışta bulunmasını emrettiği bir durum varsa yüklemeli
bağışlama vardır. Bu yükleme bir edim değildir. (Kitapta fer’i
edimdir diyor.) Edim olursa bağışlama olmaz. Yararlanacak kişi
bağışlayanın kendisi veya 3. kişiler olabilir. Örneğin sana evimi
bağışlayacağım ama ben hastayım bana bak diyebilir. Koşullu
bağışlamadan farklı olarak bağışlayan, koşulun yerine getirilmesini
isteyemediği halde, yükün yerine getirilmesini isteyebilir.
5. Bağışlayana Dönme Koşullu Bağışlama: TBK madde 292:
Bağışlayan, bağışlananın kendisinden önce ölmesi durumunda,
bağışlama konusunun kendisine dönmesi koşulunu koyabilir.
Bağışlama konusu, taşınmaza veya taşınmaz üzerindeki bir
ayni hakka ilişkin ise, bağışlayana dönme koşulu tapu siciline
şerh verilebilir.
TBK madde 293: Bir kimse başkasına bağışlamayı önerdiği bir
malı, başka mallarından fiilen ayırmış olsa bile, bağışlananın
kabulüne kadar, bağışlama önerisini geri alabilir.
Bağışlayanın Borçları
Bağışlayan, bağışlama konusu değeri bağışlanılana vermekle
yükümlüdür.
Bağışlamanın konusu paraysa bağışlayan bunu ödeme borcu; taşınırsa,
bunu teslim borcu; taşınmazsa, tapuda ferağını verme, bağışlanan
adına tescilini isteme borcu altındadır. Bağışlanılan ifa veya tescil
davası açabilir.
TBK madde 294: Bağışlayan, bağışlamadan doğan zarardan bu
zarara ağır kusuruyla sebep olmadıkça, bağışlanana karşı
sorumlu değildir. Bağışlayan, bağışlanılan şey veya alacak
hakkında ayrıca garanti sözü vermişse, bununla sorumlu olur.
TBK madde 298: Aksi kararlaştırılmamışsa, dönemsel edimleri
içeren bağışlama, bağışlayanın ölümüyle sona erer. Bağışlamanın
konusu belirli ve bir kez ifa edilmesi gereken bir şeyse, bağışlayanın
ölmesi halinde bu şeyin verilmesinden onun mirasçıları sorumludur.
Belirli zamanlarda verilmesi gereken ifalar ise bağışlayanın ölümü ile
borç sona erer.
Bağışlayanın Sorumluluğu