Professional Documents
Culture Documents
9-A Lot, Much, Many, A Little, A Few
9-A Lot, Much, Many, A Little, A Few
Bu üç kelime aynı anlamda kullanılır fakat en yaygın olanı a lot of’dur. Üçü de hem
sayılabilen isimlerle ve hem de sayılamayan isimlerle kullanılırlar. Sayılabilen isimlerle
kullanıldıkları zaman isimler daima çoğul olur. Sayılamayan isimlerle kullanıldıkları zaman
ise tekil olurlar.
A lot of, lots of ve plenty of olumlu cümlelerde kullanılırlar. Fakat olumlu bir cevap
beklenerek sorulan soru cümlelerinde de kullanılabilirler.
EXAMPLES (ÖRNEKLER)
- She wants a lot of money but her husband doesn’t have any. (O çok para istiyor fakat
kocasında hiç yok.)
- My mother bought a lot of apples at the market yesterday. (Annem dün pazardan bir sürü
elma aldı.)
- Your bag is very large. Do you have a lof of books in it? (Çantan çok büyük. İçinde çok
kitabın mı var?)
► Many
Many daima sayılabilen isimlerle kullanılır ve isimler daima çoğul olur. Many çoğunlukla
soru cümlelerinde ve olumsuz cümlelerde kullanılır.
- Didn’t you need many workers while you were building this house? (Bu evi inşa ederken
çok işçiye ihtiyacın olmadı mı?)
- Many people agree with you, sir. (Birçok insan sizinle aynı fikirde, efendim.)
- The Minister of Tourism declared that many tourists visited the country this summer.
(Turizm Bakanı geçen yıl ülkeyi birçok turistin gezdiğini bildirdi.)
Günlük konuşmalarda ekseriyetle kendisinden önce too, so, a great, a good gibi
kelimeler kullanıldığı zaman many olumlu cümlelerde kullanılabilir.
- There were too many people outside the building on the day of the murder. (Cinayet
gününde evin dışında aşırı derecede çok insan vardı.)
- I bought my wife so many dresses thet she couldn’t decide which to wear first. (Karıma o
kadar çok elbise aldım ki önce hangisini giyeceğine karar veremedi.)
- You need to read a great many books if you want to learn English. (İngilizce öğrenmek
istiyorsan bayağı çok kitap okuman gerekir.)
► Much
- I haven’t written much information about this flower in my book. (Kitabımda bu çiçek
hakkında çok bilgi yazmadım.)
- Didn’t you need much cement while you were building this house? (Bu binayı inşa ederken
çok çimentoya ihtiyacın olmadı mı?)
- Much money will be spent on food next century. (Gelecek asırda yiyeceğe çok para
harcanacak.)
- Much time has passed since the government abolished this law. (Hükümet bu karara
kaldıralı beri çok zaman geçti.)
- The man drank too much wine and died instantly. (Adam çok fazla şarap içti ve anında
öldü.)
- Camels drink so much water before a long travel that they con go for days without drinking
any water. (Develer uzun bir yolculuğa çıkmadan o kadar çok su içerler ki, su içmeden
günlerce yol alabilirler.)
A few ve few daima sayılabilen isimlerle kullanılır ve isimler daima çoğul olur.
- There are a few men at the bus-stop. (Otobüs durağında birkaç -az- adam var.)
- I have seen few camels so far. (Şimdiye kadar az deve gördüm.)
(Cümleyi söyleyene göre kitap vardır fakat yok gibidir. Yani var sayılmaz.)
Quite a few ise "oldukça çok, epey" anlamına gelir ve yine sayılabilen isimlerle
kullanılır.
- There were quite a lot of people in front of the hotel. (Otelin önünde epey insan vardı.)
- I bought quite a lot of books last month. (Geçen ay oldukça çok kitap satın aldım.)
Little ile a little arasında fark vardır. A little cümleyi söyleyene göre "biraz, az"
manasındadır. Little cümleyi söyleyene göre "yok denecek kadar az" manasındadır.
(Cümleyi söyleyene göre onun yok denecek kadar az parası vardır. Bu cümlede “var sayılmaz
ama, biraz var” manası anlaşılmalıdır.)
- There is very little butter in the fridge. (Buzdolabında çok az tereyağı var.)
- There is only a little butter in the fridge. (Buzdolabında çok az tereyağı var.)