Professional Documents
Culture Documents
Özel Görelilik
Teorik Fizik
Özgün İçerik
867
Reklamı Kapat
Özel görelilik, ismi sanki sadece spesifik gözlemciler için geçerliymiş gibi bir
izlenim verse de, aslında temelde her eylemsiz gözlemci için mutlak olan
şeyler üzerine kuruludur. Bunlardan ilki, ışık hızıdır. Işık hızı her eylemsiz
gözlemci için aynıdır. Yani siz yolda dururken el feneri yakarsanız siz de,
yolda hızla giden araçtaki şoför de hatta Dünya'ya göre ışık hızına yakın hızda
giden bir uzaylı da el fenerinizden çıkan ışığın hızını aynı ölçecektir.
Elbette burada kastettiğimiz, ışığın boşluktaki hızıdır, ışığın belli bir ortamda A
noktasından B noktasına gidene kadar, birim zamanda ne kadar yol kat ettiği
değil; çünkü ışık içerisinde bulunduğu ortama göre yavaşlayabilir. Aslında
burada ışık, gerçek anlamıyla yavaşlamamaktadır; daha ziyade, maddeyi
oluşturan atomlarla etkileştiği için ve bu etkileşimler de zaman aldığı için, ışık
maddenin içinden geçene kadar zaman kaybeder. Aslında iki atom arasındaki
"boşlukta" da ışık, sabit ışık hızıyla hareket eder. Ancak dışarıdan bakan
bizler için, sanki ışık yavaşlamış gibi gözükür; çünkü o sırada ışık, bizim
belirlediğimiz A noktasından B noktasına gidene kadar birçok atomla
etkileşmek zorunda kalmaktadır. Özel görelilik, ışığın boşlukta, yani en hızlı
olduğu durumdaki hızı ile ilgilidir.
Reklamı Kapat
İkinci mutlak olan şey ise fizik yasalarıdır. Fizik yasalarını, Evren'de olup
biten olayların nasıl sonuçlanacağını hesaplamak ve öngörmek için
kullandığımız formüller olarak düşünebilirsiniz. Bir topun nereye, hangi hızla,
ne kadar sürede düşeceği veya belirli bir elektromanyetik alanda bulunan
parçacığın nasıl yol çizeceği örnek olarak verilebilir. Elbette bu olayları pek
çok farklı gözlem çerçevesinde ölçebiliriz. Örneğin sabit hızla giden bir araba
içerisinde iken bir topu dik bir şekilde yukarı attığımızda topun aynı yere
düştüğünü gözlemleriz. Öte yandan, yolda duran birisi top içerisindeki insanlar
ve araba ile beraber hareket ettiği için arabanın gittiği yöne doğru parabol
çizdiğini görecektir.
Bu nedenle fizik yasalarını formüller ile ifade ederken her gözlemci için geçerli
olacak şekilde yazılır, böylece her gözlemci fiziki olayları doğru bir şekilde
aynı formüller ile hesaplayabilir. Buna Galileo İlkesi denir. Galileo, bu ilkeden
iki kişinin Dünya'nın dönüp dönmediği üzerine tartışmasını konu alan İki
Büyük Dünya Sistemi Hakkında Diyalog kitabında bahseder. Verdiği örnekte,
sabit hızla giden bir geminin içerisinde, dışarıyı görmeyen bir yerde giden bir
kişinin geminin hareketsiz mi olduğunu yoksa sabit hızda mı gittiğini asla ayırt
edemeyeceğini söyler; çünkü fizik yasaları her iki durumda da aynı şekilde
işler. Aynı şekilde siz de sabit hızla giden bir araba içerisindeyseniz dışarıya
bakmadığınız veya motorun, tekerleğin sesini duymadığınız sürece, arabanın
gidip gitmediğini anlayamazsınız.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği
büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek
olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na
zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra
detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve
videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi.
Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Kütle-Enerji İlişkisi
Newton fiziğinde bir sistem üzerinde net kuvvet olmadığı zaman momentumun
korunduğunu biliyoruz. Özel görelilikte bu korunum yasasını ifade edebilmek,
Newton fiziğinde bildiğimiz 3 uzay yönüne sahip momentumdan farklı olarak
4-momentum adını verdiğimiz 3 uzay ve 1 zaman elemanı olan momentumu
kullanmamız gereklidir.
p=mv1−v2c2=mv(1+12(vc)2+38(vc)4+...)≈mv\LARGE{\bold{p} = \
frac{m\bold{v}}{\sqrt{1-\frac{v^2}{c^2}}} = m\bold{v}\left(1+\
frac{1}{2}\left(\frac{v}{c}\right)^2+\frac{3}{8}\left(\frac{v}{c}\
p=1−c2v2mv=mv(1+21
right)^4+...\right) \approx m\bold{v}}
(cv)2+83(cv)4+...)≈mv
Ancak ışık hızına kıyasla çok düşük hızları göz önünde bulundurursak (yani
vc≈0\frac{v}{c} \approx 0cv≈0 alırsak) bu terim Newton fiziğinde bildiğimiz
mvm\bold{v}mv terimine yakınsar. O halde mmm'nin de Newton fiziğinde
"kütle" dediğimiz şeye karşılık geldiğini söylemek doğrudur. Tam da bu
sebepten dolayı Newton fiziği, düşük hızlarda çok iyi tahminlerde bulunur;
çünkü Newton fiziğinin içinde olmayan terimler, ihmal edebileceğimiz kadar
düşük seviyede katkıda bulunur.
p0=mc1−v2c2\LARGE{p^0 =\frac{mc}{\sqrt{1-\frac{v^2}
p=
{c^2}}}} 0 1−c2v2mc
E0=mc2\LARGE{E_0=mc^2} E0=mc2
Voilà!
Dikkat ederseniz, denklemin sol tarafına enerji EEE'yi değil ama cismin
durağan iken sahip olduğu durağan enerji (İng: "rest energy") adı verilen
E0E_0E0'ı koyduk; çünkü cismin toplam enerjisi olan EEE, cisim ancak
durağan haldeyken kütlesine eşittir; çünkü cismin bütün enerjinin sadece
kütleden gelmez, aynı zamanda kinetik enerjisinden de gelir. Örneğin fotonlar
kütlesiz oldukları halde sahip oldukları momentumdan dolayı enerjileri vardır.
E2=(mc2)2+(pc)2\LARGE{E^2 = (mc^2)^2 +
(pc)^2} E2=(mc2)2+(pc)2
Bu durumda, yukarıda da yaptığımız gibi, durağan nesneler için p=0p=0p=0
aldığımızda, meşhur E=mc2E=mc^2E=mc2 denklemini elde ederiz. Öte
yandan foton gibi kütlesiz cisimler için m=0m=0m=0 alırsak, fotonlar için
enerjinin E=pcE=pcE=pc olduğunu görürüz. Kütlenin tanımını
düşündüğümüzde fotonların kütleye sahip olmaması kulağa daha yatkın gelir;
çünkü fotonun hızı her eylemsiz referans sisteminde ışık hızı olduğu için
fotonun durağan halde olduğu bir referans sistemi ve dolayısıyla kütlesi
yoktur.
Kütlenin enerji olduğunu söylememizin bir başka nedeni de, başka enerji
türlerine dönüşebilmesidir. Örneğin elektron kendi anti parçacığı olan
pozitron ile bir araya geldiği zaman çoğunlukla iki fotona dönüşürler. Her ne
kadar iki fotonun kütlesi olmasa da elektron ve pozitronun kütleleri, oluşan
fotonların enerjisine katkı sağlar.
F=ma∥(1−v2c2)3+ma⊥1−v2c2\LARGE{\bold{F} = \frac{m\
bold{a}_\parallel}{\left(\sqrt{1-\frac{v^2}{c^2}}\right)^3}+\frac{m\
bold{a}_\perp}{\sqrt{1-\frac{v^2}{c^2}}}} F=(1−c2v2)3ma∥
+1−c2v2ma⊥
a∥\bold{a}_\parallela∥, cismin gittiği hız yönündeki ivmesini gösterirken;
a⊥\bold{a}_\perpa⊥, hızına dik yöndeki ivmesini ifade eder.
Kütlenin görelilikteki tanımının, cismin durağan halde iken sahip olduğu enerji
olduğunu söylemiştik. Ancak tek bir cisim olarak ele aldığımız şeyler, en
temelde pek çok alt cismi içinde barındırıyor olabilir. Makroskopik nesneler
atomlardan oluşurken; atomlar proton, nötron ve elektrondan oluşur; proton ve
nötron da kuarklarına ayrılabilir. Bu yüzden bir cismin durağan olduğunu
söylerken neyi kastettiğimizi anlamak önemlidir; zira onu oluşutran alt cisimler
hareket ediyor olabilirler.
Bu tanım, her ne kadar sezgisel görünse de, ilginç sonuçları vardır. Yukarıda
fotonun kütlesi olmadığını çünkü fotonun durağan olduğu bir referans
sisteminden bahsedemeyeceğimizi söylemiştik. Ancak iki veya daha fazla
fotonu ele aldığımızda fotonların kendisi kütleye sahip olmasa da iki fotonu
oluşturan sistemin kütlesi sıfır olabilir çünkü fotonların toplam momentumu
sıfır olabilir.
(mtotc)2=(m1c)2+(m2c)2+2(E1E2c2−p1⋅p2)\LARGE{(m_{tot}c)^2
= (m_1c)^2 + (m_2c)^2 +2\left(\frac{E_1E_2}{c^2}-\bold{p}_1 \
(mtotc)2=(m1c)2+(m2
cdotp \bold{p}_2\right)}
c)2+2(c2E1E2−p1⋅p2)
Bu iki cismin foton (m1=m2=0)\left(m_1=m_2=0\right)(m1=m2=0)
olduğunu düşünürsek
(mtotc)2=2p1p2(1−cosθ)\LARGE{(m_{tot}c)^2 = 2p_1p_2\left(1 - \
cos\theta\right)} (mtotc)2=2p1p2(1−cosθ)
Reklamı Kapat
θ\thetaθ, iki fotonun gittiği yönler arasındaki açıdır. O halde formülden
görebileceğimiz üzere iki foton aynı yönde gidiyorsa (θ=0)\left(\theta = 0\
right)(θ=0) toplam kütle sıfırdır fakat paralel yönde gitmeyen iki kütlesiz
fotonun oluşturduğu sistemin kütlesi vardır.
Şimdi de ilk başta verdiğimiz genel formül üzerinden cisimlerin düşük hızlara
sahip olduğunda toplam kütlelerini hesaplayalım. Cisimlerin enerjisi ve
momentumunun düşük hızlardaki değerini koyduğumuzda aşağıdaki denklemi
elde ederiz.
(mtotc)2≈(m1c)2+(m2c)2+2m1m2c2(1+12(v1c)2+12(v2c)2−v1c⋅v2c)
(m_{tot}c)^2 \approx (m_1c)^2 + (m_2c)^2 +2m_1m_2c^2\left(1+\
frac{1}{2}{\left(\frac{v_1}{c}\right)}^2+\frac{1}{2}{\left(\
frac{v_2}{c}\right)}^2 - \frac{\bold{v}_1}{c} \cdot \frac{\
bold{v}_2}{c} \right)(mtotc)2≈(m1c)2+(m2c)2+2m1m2c2(1+21(cv1)2+21
(cv2)2−cv1⋅cv2)
Sonuç
Özel görelilikte kütle, Newton fiziğinde olduğundan çok daha mühim ve çok
daha karmaşık bir bir kullanıma sahiptir. O yüzden kütleden bahsederken neyi
kast ettiğimiz konusunda çok dikkatli olmalıyız. Büyük Hadron
Çarpıştırıcısı'nda olduğu gibi ışık hızına yakın hızların pekala ulaşılabildiği
yerlerde veya kendi kütlemizi atom altı parçacıkların kütlesine kıyaslarken özel
göreliliğin bize söylediği şeyleri inkar edemeyiz.
Özel Görelilik
Teorik Fizik
Özgün İçerik
867
Reklamı Kapat
Özel görelilik, ismi sanki sadece spesifik gözlemciler için geçerliymiş gibi bir
izlenim verse de, aslında temelde her eylemsiz gözlemci için mutlak olan
şeyler üzerine kuruludur. Bunlardan ilki, ışık hızıdır. Işık hızı her eylemsiz
gözlemci için aynıdır. Yani siz yolda dururken el feneri yakarsanız siz de,
yolda hızla giden araçtaki şoför de hatta Dünya'ya göre ışık hızına yakın hızda
giden bir uzaylı da el fenerinizden çıkan ışığın hızını aynı ölçecektir.
Elbette burada kastettiğimiz, ışığın boşluktaki hızıdır, ışığın belli bir ortamda A
noktasından B noktasına gidene kadar, birim zamanda ne kadar yol kat ettiği
değil; çünkü ışık içerisinde bulunduğu ortama göre yavaşlayabilir. Aslında
burada ışık, gerçek anlamıyla yavaşlamamaktadır; daha ziyade, maddeyi
oluşturan atomlarla etkileştiği için ve bu etkileşimler de zaman aldığı için, ışık
maddenin içinden geçene kadar zaman kaybeder. Aslında iki atom arasındaki
"boşlukta" da ışık, sabit ışık hızıyla hareket eder. Ancak dışarıdan bakan
bizler için, sanki ışık yavaşlamış gibi gözükür; çünkü o sırada ışık, bizim
belirlediğimiz A noktasından B noktasına gidene kadar birçok atomla
etkileşmek zorunda kalmaktadır. Özel görelilik, ışığın boşlukta, yani en hızlı
olduğu durumdaki hızı ile ilgilidir.
Reklamı Kapat
İkinci mutlak olan şey ise fizik yasalarıdır. Fizik yasalarını, Evren'de olup
biten olayların nasıl sonuçlanacağını hesaplamak ve öngörmek için
kullandığımız formüller olarak düşünebilirsiniz. Bir topun nereye, hangi hızla,
ne kadar sürede düşeceği veya belirli bir elektromanyetik alanda bulunan
parçacığın nasıl yol çizeceği örnek olarak verilebilir. Elbette bu olayları pek
çok farklı gözlem çerçevesinde ölçebiliriz. Örneğin sabit hızla giden bir araba
içerisinde iken bir topu dik bir şekilde yukarı attığımızda topun aynı yere
düştüğünü gözlemleriz. Öte yandan, yolda duran birisi top içerisindeki insanlar
ve araba ile beraber hareket ettiği için arabanın gittiği yöne doğru parabol
çizdiğini görecektir.
Bu nedenle fizik yasalarını formüller ile ifade ederken her gözlemci için geçerli
olacak şekilde yazılır, böylece her gözlemci fiziki olayları doğru bir şekilde
aynı formüller ile hesaplayabilir. Buna Galileo İlkesi denir. Galileo, bu ilkeden
iki kişinin Dünya'nın dönüp dönmediği üzerine tartışmasını konu alan İki
Büyük Dünya Sistemi Hakkında Diyalog kitabında bahseder. Verdiği örnekte,
sabit hızla giden bir geminin içerisinde, dışarıyı görmeyen bir yerde giden bir
kişinin geminin hareketsiz mi olduğunu yoksa sabit hızda mı gittiğini asla ayırt
edemeyeceğini söyler; çünkü fizik yasaları her iki durumda da aynı şekilde
işler. Aynı şekilde siz de sabit hızla giden bir araba içerisindeyseniz dışarıya
bakmadığınız veya motorun, tekerleğin sesini duymadığınız sürece, arabanın
gidip gitmediğini anlayamazsınız.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği
büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek
olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na
zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra
detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve
videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi.
Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Kütle-Enerji İlişkisi
Newton fiziğinde bir sistem üzerinde net kuvvet olmadığı zaman momentumun
korunduğunu biliyoruz. Özel görelilikte bu korunum yasasını ifade edebilmek,
Newton fiziğinde bildiğimiz 3 uzay yönüne sahip momentumdan farklı olarak
4-momentum adını verdiğimiz 3 uzay ve 1 zaman elemanı olan momentumu
kullanmamız gereklidir.
p=mv1−v2c2=mv(1+12(vc)2+38(vc)4+...)≈mv\LARGE{\bold{p} = \
frac{m\bold{v}}{\sqrt{1-\frac{v^2}{c^2}}} = m\bold{v}\left(1+\
frac{1}{2}\left(\frac{v}{c}\right)^2+\frac{3}{8}\left(\frac{v}{c}\
p=1−c2v2mv=mv(1+21
right)^4+...\right) \approx m\bold{v}}
(cv)2+83(cv)4+...)≈mv
Ancak ışık hızına kıyasla çok düşük hızları göz önünde bulundurursak (yani
vc≈0\frac{v}{c} \approx 0cv≈0 alırsak) bu terim Newton fiziğinde bildiğimiz
mvm\bold{v}mv terimine yakınsar. O halde mmm'nin de Newton fiziğinde
"kütle" dediğimiz şeye karşılık geldiğini söylemek doğrudur. Tam da bu
sebepten dolayı Newton fiziği, düşük hızlarda çok iyi tahminlerde bulunur;
çünkü Newton fiziğinin içinde olmayan terimler, ihmal edebileceğimiz kadar
düşük seviyede katkıda bulunur.
p0=mc1−v2c2\LARGE{p^0 =\frac{mc}{\sqrt{1-\frac{v^2}
p=
{c^2}}}} 0 1−c2v2mc
E0=mc2\LARGE{E_0=mc^2} E0=mc2
Voilà!
Dikkat ederseniz, denklemin sol tarafına enerji EEE'yi değil ama cismin
durağan iken sahip olduğu durağan enerji (İng: "rest energy") adı verilen
E0E_0E0'ı koyduk; çünkü cismin toplam enerjisi olan EEE, cisim ancak
durağan haldeyken kütlesine eşittir; çünkü cismin bütün enerjinin sadece
kütleden gelmez, aynı zamanda kinetik enerjisinden de gelir. Örneğin fotonlar
kütlesiz oldukları halde sahip oldukları momentumdan dolayı enerjileri vardır.
E2=(mc2)2+(pc)2\LARGE{E^2 = (mc^2)^2 +
(pc)^2} E2=(mc2)2+(pc)2
Bu durumda, yukarıda da yaptığımız gibi, durağan nesneler için p=0p=0p=0
aldığımızda, meşhur E=mc2E=mc^2E=mc2 denklemini elde ederiz. Öte
yandan foton gibi kütlesiz cisimler için m=0m=0m=0 alırsak, fotonlar için
enerjinin E=pcE=pcE=pc olduğunu görürüz. Kütlenin tanımını
düşündüğümüzde fotonların kütleye sahip olmaması kulağa daha yatkın gelir;
çünkü fotonun hızı her eylemsiz referans sisteminde ışık hızı olduğu için
fotonun durağan halde olduğu bir referans sistemi ve dolayısıyla kütlesi
yoktur.
Kütlenin enerji olduğunu söylememizin bir başka nedeni de, başka enerji
türlerine dönüşebilmesidir. Örneğin elektron kendi anti parçacığı olan
pozitron ile bir araya geldiği zaman çoğunlukla iki fotona dönüşürler. Her ne
kadar iki fotonun kütlesi olmasa da elektron ve pozitronun kütleleri, oluşan
fotonların enerjisine katkı sağlar.
F=ma∥(1−v2c2)3+ma⊥1−v2c2\LARGE{\bold{F} = \frac{m\
bold{a}_\parallel}{\left(\sqrt{1-\frac{v^2}{c^2}}\right)^3}+\frac{m\
bold{a}_\perp}{\sqrt{1-\frac{v^2}{c^2}}}} F=(1−c2v2)3ma∥
+1−c2v2ma⊥
a∥\bold{a}_\parallela∥, cismin gittiği hız yönündeki ivmesini gösterirken;
a⊥\bold{a}_\perpa⊥, hızına dik yöndeki ivmesini ifade eder.
Kütlenin görelilikteki tanımının, cismin durağan halde iken sahip olduğu enerji
olduğunu söylemiştik. Ancak tek bir cisim olarak ele aldığımız şeyler, en
temelde pek çok alt cismi içinde barındırıyor olabilir. Makroskopik nesneler
atomlardan oluşurken; atomlar proton, nötron ve elektrondan oluşur; proton ve
nötron da kuarklarına ayrılabilir. Bu yüzden bir cismin durağan olduğunu
söylerken neyi kastettiğimizi anlamak önemlidir; zira onu oluşutran alt cisimler
hareket ediyor olabilirler.
Bu tanım, her ne kadar sezgisel görünse de, ilginç sonuçları vardır. Yukarıda
fotonun kütlesi olmadığını çünkü fotonun durağan olduğu bir referans
sisteminden bahsedemeyeceğimizi söylemiştik. Ancak iki veya daha fazla
fotonu ele aldığımızda fotonların kendisi kütleye sahip olmasa da iki fotonu
oluşturan sistemin kütlesi sıfır olabilir çünkü fotonların toplam momentumu
sıfır olabilir.
(mtotc)2=(m1c)2+(m2c)2+2(E1E2c2−p1⋅p2)\LARGE{(m_{tot}c)^2
= (m_1c)^2 + (m_2c)^2 +2\left(\frac{E_1E_2}{c^2}-\bold{p}_1 \
(mtotc)2=(m1c)2+(m2
cdotp \bold{p}_2\right)}
c)2+2(c2E1E2−p1⋅p2)
Bu iki cismin foton (m1=m2=0)\left(m_1=m_2=0\right)(m1=m2=0)
olduğunu düşünürsek
(mtotc)2=2p1p2(1−cosθ)\LARGE{(m_{tot}c)^2 = 2p_1p_2\left(1 - \
cos\theta\right)} (mtotc)2=2p1p2(1−cosθ)
Reklamı Kapat
θ\thetaθ, iki fotonun gittiği yönler arasındaki açıdır. O halde formülden
görebileceğimiz üzere iki foton aynı yönde gidiyorsa (θ=0)\left(\theta = 0\
right)(θ=0) toplam kütle sıfırdır fakat paralel yönde gitmeyen iki kütlesiz
fotonun oluşturduğu sistemin kütlesi vardır.
Şimdi de ilk başta verdiğimiz genel formül üzerinden cisimlerin düşük hızlara
sahip olduğunda toplam kütlelerini hesaplayalım. Cisimlerin enerjisi ve
momentumunun düşük hızlardaki değerini koyduğumuzda aşağıdaki denklemi
elde ederiz.
(mtotc)2≈(m1c)2+(m2c)2+2m1m2c2(1+12(v1c)2+12(v2c)2−v1c⋅v2c)
(m_{tot}c)^2 \approx (m_1c)^2 + (m_2c)^2 +2m_1m_2c^2\left(1+\
frac{1}{2}{\left(\frac{v_1}{c}\right)}^2+\frac{1}{2}{\left(\
frac{v_2}{c}\right)}^2 - \frac{\bold{v}_1}{c} \cdot \frac{\
bold{v}_2}{c} \right)(mtotc)2≈(m1c)2+(m2c)2+2m1m2c2(1+21(cv1)2+21
(cv2)2−cv1⋅cv2)
Sonuç
Özel görelilikte kütle, Newton fiziğinde olduğundan çok daha mühim ve çok
daha karmaşık bir bir kullanıma sahiptir. O yüzden kütleden bahsederken neyi
kast ettiğimiz konusunda çok dikkatli olmalıyız. Büyük Hadron
Çarpıştırıcısı'nda olduğu gibi ışık hızına yakın hızların pekala ulaşılabildiği
yerlerde veya kendi kütlemizi atom altı parçacıkların kütlesine kıyaslarken özel
göreliliğin bize söylediği şeyleri inkar edemeyiz.