Professional Documents
Culture Documents
T.C. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Şehir Hastanesi
T.C. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Şehir Hastanesi
1
ÖNSÖZ
2
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ 2
İÇİNDEKİLER 3
KISALTMALAR 4
RESİMLER DİZİNİ 5
TABLOLAR DİZİNİ 6
1. GİRİŞ 7
2. GENEL BİLGİLER 8
2.1. FLEP DOLAŞIMI HAKKINDA GENEL BİLGİLER 8
2.2. SİSTEMİK VE LOKAL KAN DOLAŞIMINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER, FLEP 9
FİZYOLOJİSİ
2.3. RATLARDA FLEP MODELLERİ 11
2.2.1. RANDOM PATERNLİ DORSAL FLEP MODELİ 11
2.2.2. İNFERİOR EPİGASTİRK ARTER BAZLI TORSİYONE VASKÜLER 11
SAPLI ADA FLEBİ
2.4. FUROSEMİDİN SİSTEMİK VE LOKAL KAN DOLAŞIMINA ETKİLERİ 12
3. GEREÇ VE YÖNTEM 12
3.1.Gruplar 12
3.2.Cerrahi yöntem 13
3.3.Furosemidin uygulaması 17
3.4.Histololojik inceleme 17
3.5.İmmunohistokimyasal inceleme 17
3.6.İstatistiksel analiz 18
4. BULGULAR 18
5. TARTIŞMA 42
6. SONUÇ 43
7. ÖZET 44
8. İNGİLİZCE ÖZET 45
9. KAYNAKLAR 46
3
KISALTMALAR
ABC: Avidin Biotin Complex
AEC: 3-Amino-9-Ethylcarbazole
ab: antikor
ATP: adenozin trifosfat
cm: santimetre
cm2: santimetre kare
Cl: klor
COX: siklooksijenaz
DAB: 3,3- diaminobenzidine
et al. : ve arkadaşları
FGF: fibroblast growth factor
H-E: Hematoksilen – Eozin
HCL: hidroklorür
IM: Intramuskuler
K: potasyum
kg: kilogram
mg: miligram
MÖ: Milattan önce
Na: sodyum
PBS: Phosphate Buffered Saline
PDGF: platelet derived growth factor
pH: power of hydrogen
TRAM: transversus rektus abdominis
VEGF : Vascular Endothelial Growth Factor
⁰: derece
4
RESİMLER DİZİNİ
Resim 1: Derinin beslenmesi 8
Resim 2: Fasiyokutan flep sınıflaması(Cormack lamberty) 9
Resim 3: Muskulokutan flep sınıflaması (Mathes-Nahai) 9
Resim 4: Kan dolaşımının regülasyonu 10
Resim 5: Kan dolaşımının düzenlenmesinde görevli vazoaktif maddeler 11
Resim 6: Ratların masaya tespit edilmesi 13
Resim 7: İnguinal flebin planlaması 14
Resim 8: Dorsal flebin eleve edilmesi 14
Resim 9: Dorsal flebin yerine iade edilmesi 15
Resim 10: İnguinal flep kaldırıldıktan sonra pedikülün gösterilmesi 15
Resim 11: İnguinal flebin yerine iade edilmesi 16
Resim 12: Dorsal flep, 1 hafta takip sonrası 16
Resim 13: Dorsal flep, 1 hafta takip sonrası 17
Resim 14: Subkutis bölgesinde yaygın ve geniş bir alanda enflamatuar hücre infiltrasyonu(1.grup) 21
Resim 15: Fibrozis ve iyileşme alanı, belirgin neovaskülarizasyon (1.grup) 21
Resim 16: Epidermis yüzeyinde nekrotik debris ve atrofil kıl follikülü (1.grup) 22
Resim 17: Subkutiste genç bağdoku ve kapillarlardan oluşan granülasyon dokusu (1.grup) 22
Resim 18: Kapillar duvarları ile endotel hücrelerinde VEGF ekspresyonu (1.grup) 23
Resim 19: Kavernöz damar duvarlarında çizgisel immunpozitif boyanma (1.grup) 23
Resim 20: Damar duvarı, endotel ve bazı enflamatuar hücrelerde VEGF pozitif reaksiyon (1.grup) 24
Resim 21: Epidermis yüzeyinde yaygın nekroz (2.grup) 25
Resim 22: Epidermis yüzeyinde yaygın nekroz (2.grup) 25
Resim 23: Derialtı yağ doku ve çevresinde multifokal enflamasyon ve nekroz (2.grup) 26
Resim 24: Hafif derecede enflamtuar hücre ve fibrosis alanı (2.grup) 26
Resim 25: Yeni şekillenmiş genç granulasyon dokusunda VEGF immunpozitiflikleri (2.grup) 27
Resim 26: Yaygın VEGF ekspresyonu, genç kapillarlar (2.grup) 27
Resim 27: Venöz damar ve etrafında kapiilar damar VEGF immunreaksiyonları (2.grup) 28
Resim 28: Epidermis katmanı ve atrofik kıl follikülleri (3.grup) 29
Resim 29: Sınırlı fibrosis ve neovaskülarizasyon alanı (3.grup) 29
Resim 30: Hyalinize duvara sahip damar görünümü ve etrafında çok sayıda damar oluşumu(3.grup) 30
Resim 31: Bir alanda çok yoğun enflamasyon (3.grup) 30
Resim 32: Granulasyon dokusu ve enflamasyon, tam olmayan iyileşme (3.grup) 31
Resim 33: Çok yoğun enflamatuar hücre infiltrasyonu ve bakteriler (3.grup) 31
Resim 34: Damar çevresi yaygın enflamasyon, bakteri kümeleri ve nekroz (3.grup) 32
Resim 35: Bağdoku proliferasyonu, kapillar oluşumların ile çok yoğun enflamasyon (3.grup) 32
Resim 36: VEGF immunreaksiyonu (3.grup) 33
Resim 37: VEGF immunreaksiyonu (3.grup) 33
Resim 38: VEGF immunreaksiyonu (3.grup) 34
Resim 39: Epidermiste tam iyileşme ve dermiste granülasyon dokusu (4.grup) 35
Resim 40: Genç bağdoku ve başarılı iyileşme alanı, VEGF immunopozitif alanlar (4.grup) 35
Resim 41: Çok sayıda neıvaskülarizasyon ve yoğun VEGF ekspresyonu (4.grup) 36
Resim 42: Granülasyon dokusu ve kapillar damarlar (4.grup) 36
Resim 43: Merkezde kısmen trombotik damar ve çevresi yaygın fibrosis (4.grup) 37
Resim 44: Kavernöz venül endotellerinde VEGF ekspresyonları (4.grup) 37
Resim 45: Yoğun VEGF immunreaksiyonları ve granülasyon dokusu (4.grup) 38
Resim 46: Yoğun VEGF immunreaksiyonları ve granülasyon dokusu (4.grup) 38
Resim 47: Yoğun VEGF immunreaksiyonları ve granülasyon dokusu (4.grup) 39
Resim 48: Yoğun bağdoku ve tam iyileşmeye ait bulgulara eşlik eden yoğun VEGF 39
immunreaksiyonları ve granülasyon dokusu
5
TABLOLAR DİZİNİ
6
1.GİRİŞ
Flep, kendine ait kanlanması olan doku parçasını ifade eder. Rekonstruktif cerrahide
fleplerin kullanımı, pediküllü fleplerle burun rekonstrüksiyonu yapılması ile MÖ. 600 lere
kadar uzanır. O günden bugüne çok fazla şey değişmiştir. Özellik 20. yüzyılda plastik
cerrahinin ayrı bir dal olarak kabul edilmesi, cerrahideki gelişmeler ve görüntüleme
yöntemlerindeki gelişmeler ile flep cerrahisi de büyük gelişim göstermiştir(1).
Yeni gelişmeler, yeni cerrahi teknikler ve yeni endikasyonlar flep cerrahisinin
prensiplerinde de değişikliklere ve gelişmelere sebep olmuştur. Aynı zamanda daha zorlayıcı
vakalarda yaratıcı çözümler bulma gerekliliği ortaya çıkmıştır.
Bu amaçla geçmişte yapılan pek çok çalışmada flep fizyolojisi anlaşılmaya
çalışılmıştır ve flep sağkalımını artırmanın yolları araştırılmıştır. Gerek farmakolojik ve gerek
mekanik pek çok faktörün flep sağkalımına etkisi gözlemlenmiştir(2)(3)(4).
Flep sağkalımına etkisi açısından en çok araştırılan farmakolojik ajanlar antikoagulan
ve antiagregan ilaçlardır(5)(6)(7)(8). Genelde vasküler anastomozların patent kalmasına
olumlu etkileri olduğu düşünülmektedir. Diğer bir grup antiinflamatuar ilaçlardır(9)(10)(11),
bunların da inflamasyonu baskılayarak yara iyileşmesine olumlu etkileri olduğu
düşünülmektedir. Bir diğer grup vazodilatör ajanlardır(12)(13)(14)(15)(16), yine bu grubunda
vasküler anastomozların güvenliğinde olumlu etkileri olduğu düşünülmektedir.
Daha pek çok farmakolojik ajan flep sağkalımına etkisi açısından incelenmiştir, ancak
bu ajanları şu şekilde sınıflamak gerektiğini düşünüyoruz, vasküler anostomoza etki eden ve
flep perfüzyonuna etki eden ajanlar. Bu iki kavramın aslında birbirine çok karıştırıldığı
gözlemlenmiştir. Bir diğer değişle vasküler anastomozdan geçen kan miktarı, her zaman
flebin perfüzyonu ile doğrudan orantılı olmayabilir. Örneğin vazodilatör bir ajan flebe ulaşan
kan miktarını artırırken flebe toksik etkiler göstererek flep viabilitesini olumsuz etkileyebilir.
Çalışmamızda potent bir diüretik ajan olan furosemidin flep sağkalımına etkisini
araştırdık. Literatürde herhangi bir diüretik ajanın flep sağkalımına etkisinin araştırılmadığını
gördük. Aslında denenmemesinin sebebi yukarıda bahsettiğimiz sebepledir. Diürez sonucu
kan basıncını düşürerek flebe ulaşan kan miktarını azaltacağı düşünülmektedir; ancak
furosemidn farmakodinamiği incelendiğinde sağlıklı bireylerde terapetik dozda plazma kan
volumünü azaltmadığı görülmüştür(17).
Furosemidin primer etki mekanizması interstisyel boşlukta sıvı hacmini
azaltmasıdır(17). Bir diğer bizim açımızdan önemli özelliği venodilatasyondur(18)(19)(20).
Bu etkinin özellikle venöz yetmezliğe giren fleplerde ya da büyük hacimli fleplerde flep
sağkalımına olumlu etkisinin olabileceğini düşündük. Ödem tanım olarak interstisyel
boşlukta biriken sıvıyı ifade eder.
Fleplerde gelişen ödem komplikasyon sıklığını artırmaktadır(21). Bu açıdan
bakıldığında furosemidin özellikle anastomozların patent olup venöz yetmezlik bulguları olan
fleplerde flep viabilitesini artıracağını ve komplikasyonları azaltacağını düşünmekteyiz
Biz bu amaçla çalışmamızda iki farklı rat flep modelinde furosemidin flep sağkalımını
araştırdık. İlk flep modelinde random paternli dorsal flep modelini kullandık. İkinci flep
modeli olarak ise vasküler saplı inferior epigastrik arter ada flebini kullandık, ancak pedikülü
360⁰ (derece) döndürerek primer venöz yetmezlik oluşturduk(22).
7
Furosemidin venodilatasyon etkisi ve interstisyel sıvı miktarını azaltıcı-ödemi
azaltıcı- etkisi sayesinde flep sağkalımına olumlu etkisi olacağı hipotezini kurduk.
2.GENEL BİLGİLER
2.1. FLEP DOLAŞIMI HAKKINDA GENEL BİLGİLER
Flep kendine ait kanlanması olan doku bloğunu ifade eder. Her flebin kendine has
beslenme paterni ve kullanım amacı bulunmaktadır. Bu mekanizmlara iyi anlamak flep
cerrahisinde başarıyı artıracaktır.
Derinin beslenmesi yüzeyelden derine doğru subepidermal pleksus, dermal pleksus,
subdermal pleksus, subkütan pleksus, prefasiyal pleksus ve subfasiyal pleksuslar aracılığıyla
olmaktadır(23).
Anjiozom konsepti 1987 de Taylor et al. tarafından tanımlanmış ve vücutta tek bir
alıcı damardan beslenen kompozit doku blokları olduğu gösterilmiştir(24).Anjiyozom
konsepti rekonstruktif cerrahide devrim niteliğinde bir gelişmedir, bu sayede fleplerin
kanlanması daha iyi anlaşılmış ve cerrahi başarısı da gün geçtikçe artmıştır.
Flepler pek çok faktöre göre sınıflanmaktadır, bunlardan en önemlileri, içerdikleri
dokulara göre, defekte uzaklığına göre ve kan desteğine göre olanlardır.
Kanlanmasına göre aksiyel ve random olarak flepler ikiye ayrılabilir(25). Aksiyel flep
bilinen bir damarla beslenen flepleri ifade eder, random paternli fleplerin ise bilinen bir
besleyici damarı yoktur, primer olarak subdermal pleksus aracılığıyla beslenirler(26).
Defekte uzaklığına göre flepler ise lokal, bölgesel ve uzak flepler olarak 3(üç)e
ayrılırlar.
İçerdikleri doku çeşitliliğine göre ise kutanöz, fasiyokutanöz, adipofasiyal,
muskulokutanöz ve osseokütanöz olarak sınıflandırılabilirler(27).
Fasiyokütanoz flepler Cormack ve Lombarty tarafından 1984 yılında beslenme
paternlerine göre sınıflanmıştır(28).
8
Resim 2:Fasiyokutan flep sınıflaması(Cormack lamberty)
Muskulokütanoz flepler ise 1981 yılında Mathes ve Nahai tarafından yine beslenme
paternlerine göre sınıflanmıştır(29).
9
adenozin, karbondioksit, histamin, potasyum ve hidrojen iyonları verilebilir. Deri kan
akımının ise majör belirleyicisi sempatik sinir sistemidir(30).
Kan akımına etki eden bir diğer sistem, hormonların ve lokal üretilen maddelerin rol
aldığı humoral mekanizmadır, adrenalin, noradrenalin anjiyotensin 2 ve vozopressin temel
olarak vazokonstriktör etki gösterirken; bradikinin ve histamin vazodilatör etki
göstermektedir. Hiperkalsemi vazokonstriksiyona sebep olurken, hiperpotasemi,
hipermagnezemi ve düşük pH vazodilatasyona sebep olmaktadır. Unutulmaması gereken
nokta ise dokuların metabolik hızı değişmediği sürece humoral faktörlerin etkileri minimal
kalacaktır(30).
Flep kanlanmasının düzenlenmesi de yukarıda bahsi geçen mekanizmalarla aynıdır.
Sistemik ve lokal mekanizmalar olarak ikiye ayrılır, sistemik kontrol nöral ve humoral
mekanizmalar olarak ikiye ayrılır, nöral regülasyon dominant olandır.
Nöral regülasyon α-adrenerjik reseptörler üzerinden vazokonstirksiyona sebep
olurken, β-adrenerjik reseptörler üzerinden vazodilatasyona sebep olmaktadır, serotonerjik
reseptörler ise yine vazokonstriksiyona sebep olmaktadır(32).
10
Resim 5: Kan dolaşımının düzenlenmesinde görevli vazoaktif maddeler
11
Çalışmamızda 4x5 cm büyüklüğünde inferior epigastrik arter bazlı flep, pedikülü 360⁰
torsiyone edilip primer venöz yetmezlik oluşturularak kullanılmıştır.
12
derece döndürülüp yerine iade edilen ve her bir sıçana günlük 5 mg/kg furosemid IM olarak
verilen grup
Çalışmada furosemidin random paternli fleplerde ve primer venöz yetmezlik
oluşturulan pediküllü fleplerde flep yaşayabilirliği üzerine etkisi araştırıldı ve bu süreçte
fleplerde VEGF düzeyi gözlendi. Deney hayvanları randomize olarak 4 gruba ayrıldı. Her
grup 8 hayvandan oluştu. Sıçanlar 1(bir) hafta gözlemlendi ve 1 hafta sonunda sıçanlar
sakrifiye edilerek dijital fotoğraflama ile topografik inceleme yapılmasını takiben flepler
patolojik inceleme için hazırlandı.
3.2.Cerrahi yöntem
Tüm gruptaki hayvanlara intramuskuler 50 mg/kg Ketamine HCL (Ketalar, Eczacıbası
İstanbul, Türkiye) and 10 mg/kg of Xylazine HCL (Rompun 23.32 mg/ml, Bayer Korea)
enjeksiyonu ile genel anestezi uygulanarak gerçekleştirildi. Anestezi sonrası grup 1 ve grup 2
hayvanların sırtları, grup 3 ve grup 4 hayvanların inguinal bölgeleri tıraşlanarak deney
tablasında pozisyon verilip ön ve arka ayakları tespit edildi. Alan tüm gruplarda daha önce
hazırlanan silikon tabaka ile standardize edildi.
13
Resim 7: İnguinal flebin planlaması
Povidon iyot ile antisepsi sağlandıktan sonra grup1 ve grup 2 deki sıçanlarda 3x9 cm
büyüklüğünde Mcfarlane flepleri eleve edilerek, kanama kontrolü sağlanmasını takiben 3-0
prolene dikişlerle yerlerine iade edildi.
14
Resim 9:Dorsal flebin yerine iade edilmesi
Grup 3 ve grup 4 deki sıçanlarda 4x5 cm büyüklüğünde inferior epigastrik arter bazlı
flepler eleve edilip, kanama kontrolü sağlanmasını takiben, flepler kendi etraflarında 360⁰
döndürülüp yerlerine 3-0 prolen dikişlerle yerlerine iade edildi.
15
Resim 11: İnguinal flebin yerine iade edilmesi
16
Resim 13: Dorsal flep, 1 hafta takip sonrası
3.3.Furosemidin uygulaması
Furosemid uygulanan gruptaki sıçanlara literatürdeki çalışmalar da göz önünde
bulundurularak ve furosemidin oral biyoyararlanımının da düşük olması sebebiyle IM yolla 5
mg/kg/gün furosemid günde 1(bir) kez uygulandı.
3.4.Histololojik inceleme
Çalışmada, 4 ayrı gruptaki ratlardan operasyon yapılan deri bölgesiyle birlikte alınan
yara bölgesi biyopsi örnekleri 48 saat süreyle % 10’luk tamponlu formaldehitte tespit edildi.
Yara bölgesi ile sınırdaki sağlam dokuyu birlikte görecek şekilde trimlenen dokular rutin
doku takip yöntemiyle takip edildikten sonra parafine gömülüp rotary mikrotomla 5
mikrometre kalınlığında kesitleri alındı. Kesitler Hematoksilen-Eozin boyama yöntemiyle
boyanıp CX31 Olympus trinoküler mikroskopla histopatolojik yönden incelendi ve Olympus
DP70 kamera yardımıyla mikrofotoğrafları çekildi.
Histopatolojik bulgular her hayvan için ayrı ayrı olmak üzere yangısal hücre
infiltrasyonu, bakteriyel kolonizasyon, epitelizasyon, fibrozis, neovaskülarizasyon ve kanama
bulguları gibi yara iyileşmesi ve yangı kriterleri yönünden değerlendirilip skorlandı.
Skorlamada; (-) yok, (+) hafif, (++) orta, (+++) şiddetli ve (++++) çok şiddetli olmak üzere
semikantitatif olacak şekilde derecelendirildi.
3.5.İmmunohistokimyasal inceleme
Tüm immunohistokimyasal analizler ticari immunoperoksidaz kit (Thermo Fisher
Scientific, Massachusetts, USA), AEC kromojen ve karşıt boyama için Mayer’s hematoksilen
kullanıldı. Negatif kontrol için de aynı prosedürler uygulandı ancak, primer antikor yerine
normal fare serumu kullanıldı. Kesitler üç ksilol serisinde 5’er dakika deparafinize edilip ve
absolü alkol, % 95 ve % 70’lik alkol ve distile suda 5’er dakika tutularak rehidre edildi.
Antijen geri alma işlemi için; sitrat solüsyonda (pH 6. 0) 30 dakika kaynatılan dokular, %1’lik
hidrojen peroksit içerisinde 15 dakika muamele edildi ve böylece endojen peroksidaz
17
aktivitesi inhibe edildi. Daha sonra kesitler, 10 dakika süreyle protein bloke edici serumla
(Thermo Fisher Scientific, Massachusetts, USA) inkübe edildi. Sonrasında, 1 saat oda ısısında
VEGF primer antikorla (fare anti-VEGF monoclonal ab), 30’ar dakika da sekonder antikor ve
streptavidin-peroksidaz enzimi ile inkübe edildi. PBS ile yıkanan kesitler, AEC kromojen ve
Mayer’s hemotoksilenle boyanarak, su bazlı yapıştırıcı ile kapatıldı. DP70 kamera eklentili
Olympus CX31 (Japonya) mikroskop ile boyanmalar değerlendirilerek, mikrofotoğrafları
çekildi.
3.6.İstatistiksel analiz
Araştırma verilerinin istatistisel analizleri için SPSS istatistik paket programı
kullanılacaktır. İstatistiksel analiz olarak tanımlayıcı bulgular kısmına kategorik değişkenler
sayı, yüzde verilerek sürekli değişkenler ise normal dağılan veriler için ortalama ±standart
sapma ve normal dağılmayan veriler için ortanca (en küçük ve en büyük değer ) ile
sunulacaktır. Kategorik değişkenler için gruplar arasında sıklık bakımından fark olup
olmadığı ise χ2 (ki-kare) testleri kullanılarak karşılaştırılacaktır. Sürekli değişkenlerin normal
dağılma uygunluğu görsel (histogram ve olasılık grafikleri) ve analitik yöntemler
(Kolmogorov-Smirnov/Shapiro-Wilk testleri) kullanılarak değerlendirilecektir. Tanımlayıcı
analizler, normal dağıldığı belirtilen parametreler için gruplar arasında varyans analizi (Anova
Table Test) kullanılarak karşılaştırılacaktır. İstatistiksel olarak gruplar arasında anlamlı
farklılıklar olması durumunda ikişerli post-hoc karşılaştırmalar Bonferronni testi kullanılarak
yapılacaktır. Tanımlayıcı analizler, normal dağılım göstermediği belirlenen parametreler için
gruplar arasında Kruskal Vallis Varyans analizi testi kullanılarak karşılaştırılacaktır. Gruplar
arasında anlamlı farklılık bulunan durumlarda farkın hangi gruptan kaynaklandığını anlamak
için ikişerli karşılaştırmalar Bonferroni düzeltmeli Mann-Whitney U testi kullanılarak
değerlendirilecektir. Bu çalışmada istatistik anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak kabul edilecektir
4.BULGULAR
Ratların sakrifiye edilmesini takiben fleplerin sağkalan alanların yüzey alanları
fotoğraflama yöntemi ile hesaplandı. Grup 3 ve 4 te flepler total sağkaldığı için tabloda yer
verilmedi (Tablo 1). Fleplerin yüzey alanlarının incelenmesini takiben patolojik inceleme
açısından gerekli prosedürler uygulandı. Histopatolojik ve immunohistokimyasal veriler
Tablo 2 ve Tablo 3 te verilmiştir.
Tablo 1: Flep sağkalımı
18
Tablo 2: Histopatolojik bulgular
19
Tablo 3: Neovaskülarizasyon ve VEGF ekspresyonu
20
reaksiyonlara, belirgin şekilde enflamasyonun ve özellikle fibrozisin yoğun olduğu alanlarda
daha yüksek oranda rastlandı.
Bu grupta, genel olarak enflamasyonun şiddetli ve yaygın, çok sayıda yangı hücresi ve
eksüdasyonun ön planda olduğu, bununla birlikte iyileşme ve fibrozisin göreceli olarak daha
düşük seviyede kaldığı saptanmıştır.
Resim 14 Subkutis bölgesinde yaygın ve geniş bir alanda enflamatuar hücre infiltrasyonu, HE, 4x
21
Resim 16 Epidermis yüzeyinde nekrotik debris ve atrofil kıl follikülü, HE 10x
Resim 17 Subkutiste genç bağdoku ve kapillarlardan oluşan granülasyon dokusu, fokal alanlar halinde enfkamasyon, HE 10x
22
Resim 18 Kapillar duvarları ile endotel hücrelerinde VEGF ekspresyonu, ABC indirekt Immunoperoksidaz test, Mayer’s
hematoksilen 10x
Resim 19 Kavernöz damar duvarlarında çizgisel immunpozitif boyanma, ABC indirekt Immunoperoksidaz test, Mayer’s
hematoksilen 10x
23
Resim 20 Damar duvarı, endotel ve bazı enflamatuar hücrelerde VEGF pozitif reaksiyon, ABC indirekt Immunoperoksidaz
test, Mayer’s hematoksilen 10x
24
Resim 21 Epidermis yüzeyinde yaygın nekroz, HE x4
25
Resim 23 Derialtı yağ doku ve çevresinde multifokal enflamasyon ve nekroz, HE, 10x
26
Resim 25 İyileşme faaliyetleri ve yeni şekillenmiş genç granulasyon dokusunda VEGF immunpozitiflikleri, ABC indirekt
Immunoperoksidaz test, Mayer’s hematoksilen x4.
Resim 26 Yaygın VEGF ekspresyonu, genç kapillarlar, ABC indirekt Immunoperoksidaz test, Mayer’s hematoksilen x10
27
Resim 27 Venöz damar ve etrafında kapiilar damar VEGF immunreaksiyonları, x10, ABC indirekt Immunoperoksidaz test,
Mayer’s hematoksilen
28
Resim 28 Epidermis katmanı ve atrofik kıl follikülleri, HE x10
29
Resim 30 Kesit merkezinde hyalinize duvara sahip damar görünümü ve etrafında çok sayıda damar oluşumları, HE x10,
30
Resim 32 granulasyon dokusu ve enflamasyon, tam olmayan iyileşme, x4 HE
31
Resim 34 Damar çevresi yaygın enflamasyon, bakteri kümeleri ve nekroz, x4 HE
Resim 35 Bağdoku proliferasyonu, kapillar oluşumların ile çok yoğun enflamasyon bakteri invazyonu x4 HE
32
Resim 36 VEGF immunreaksiyonu, ABC indirekt Immunoperoksidaz test, Mayer’s hematoksilen
33
Resim 38 VEGF immunreaksiyonu, ABC indirekt Immunoperoksidaz test, Mayer’s hematoksilen
34
Resim 39 Merkezde büyük ve eritrosit içeren daamr görünümü, epidermiste tam iyileşme ve dermiste granülasyon dokusu x4
HE
Resim 40 Genç bağdoku ve başarılı iyileşme alanı, VEGF immunopozitif alanlar, VEGF immunreaksiyonu, ABC indirekt
Immunoperoksidaz test, Mayer’s hematoksilen
35
Resim 41 Çok sayıda neıvaskülarizasyon ve yoğun VEGF ekspresyonu, VEGF immunreaksiyonu, ABC indirekt
Immunoperoksidaz test, Mayer’s hematoksilen
36
Resim 43 Merkezde kısmen trombotik ve nekrotik hyalinize damar ve çevresi yaygın fibrosis, x4 HE
Resim 44 Kavernöz venül endotellerinde VEGF ekspresyonları, VEGF immunreaksiyonu, ABC indirekt Immunoperoksidaz
test, Mayer’s hematoksilen
37
Resim 45 Yoğun VEGF immunreaksiyonları ve granülasyon dokusu VEGF immunreaksiyonu, ABC indirekt
Immunoperoksidaz test, Mayer’s hematoksilen
Resim 46 Yoğun VEGF immunreaksiyonları ve granülasyon dokusu VEGF immunreaksiyonu, ABC indirekt
Immunoperoksidaz test, Mayer’s hematoksilen
38
Resim 47 Yoğun VEGF immunreaksiyonları ve granülasyon dokusu VEGF immunreaksiyonu, ABC indirekt
Immunoperoksidaz test, Mayer’s hematoksilen
Resim 48 Yoğun bağdoku ve tam iyileşmeye ait bulgulara eşlik eden yoğun VEGF immunreaksiyonları ve granülasyon
dokusu ABC indirekt Immunoperoksidaz test, Mayer’s hematoksilen
39
Verilerin İstatistiksel Açıdan İncelenmesi
Flep sağkalımları açısından kontrol grupları ilaç verilen gruplarla karşılaştırıldığında
istatistiksel açıdan anlamlı bir fark saptanamadı. Bu, bize furosemidin flep sağkalımına
olumsuz etkisi olmadığını göstermektedir.
Epitelizasyon açısından 4.grubun diğer gruplara daha üstün olduğu görüldü (p:0,012).
Tablo 5:Epitelizasyonun istatiksel olarak karşılaştırılması
40
Tablo 6: Fibrozis-Granulasyonun istatiksel olarak karşılaştırılması
41
VEGF ekspresyonu, 4.grupta 3.gruba göre anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur
(p:0,017).
Tablo 9: VEGF ekspresyonunun istatiksel olarak karşılaştırılması
42
Random paternli kranial bazlı dorsal flep modelinde ise VEGF ekspresyonu artışı ve
neovaskülarizasyon artışı gösterilemedi. Flep sağkalımına olumlu etkisi olmasına rağmen
istatistiksel açıdan anlamlı bir fark gösterilemedi. Aslında bu flep modeli temel olarak arteryel
yetmezlik modelidir(55), bu sebeple furosemidin etki mekanizmaları da göz önüne
alındığında arteryel yetmezlik varlığında furosemidin sağkalıma olumlu etkisi olmayacaktır.
Çalışmadan elde edilen bir diğer bulgu; inflamatuar hücre infiltrasyonunun, furosemid
verilen pediküllü flep grubunda istatistiksel açıdan anlamlı düzeyde düşüktür, bu da bize
antiinflamatuar etkinliğinin bulunduğunu göstermektedir. Antiinflamatuar etki temel olarak
iki mekanizma sayesinde gerçekleşmektedir, birincisi prostaglandin sentezisi artırması(19) ve
ikincisi interstisyel alandaki sıvı miktarını azaltarak ödem azaltıcı etkisidir. Ödemin
inflamasyonu artırdığı bilinmektedir.
Unutulmaması gereken nokta, flebin pediküllerinde mekanik bir problem varsa
furosemid kullanmak sakıncalı olabilir, furosemidin faydalı etkisini gösterebilmesi için
arteryel ve venöz akımın doğal olması gerekmektedir.
Bir diğer nokta, furosemid düşük dozlarda yapmamakla birlikte kronik ya da yüksek
doz kullanımda hipotansif etki göstererek fleplerde arteryel yetmezliğe sebep olabilir.
Furosemid düşük dozlarda plazma kan hacmini azaltmamaktadır(17), bu sayede arteryel kan
akımını azaltmadan flep sağkalımına olumlu etkisini gösterebilmektedir.
Biz bu çalışmayla hayvan modellerinde furosemidin flep sağkalımını azaltmadığını ve
venöz yetmezliğe girmiş flep modelinde VEGF ve neovaskülarizasyonu artırdığını gösterdik.
Furosemid çok uzun yıllardır kullanılan ucuz ve güvenli bir ilaçtır ancak yine de furosemidin
bu endikasyonla klinik kullanımı açısından daha geniş kapsamlı çalışmalara ihtiyaç
duyulmaktadır.
6. SONUÇ
Elde edilen verilerin istatistiksel açıdan incelenmesi sonucunda, furosemidin flep
sağkalımına olumsuz etkisi olmadığı, hatta venöz yetmezliğe giren fleplerde
neovaskülarizasyonu ve VEGF ekspresyonunu artırarak flep sağkalımını artırabileceği
gösterilmiştir.
43
7. ÖZET
GİRİŞ: Flep sağkalımını artırmak ve flep cerrahisinin başarısını artırmak pek çok yöntem ve
ilaç denenmektedir. Diüretik grubu ajanların flep sağkalımına etkileri bilinmemektedir.
AMAÇ: Loop diüretik grubunda yer alan ve potent bir diüretik ajan olan furosemidin,
diüretik etkileri dışında direkt vasküler etkileri de bulunmaktadır. Periferik venlerde
dilatasyon, prostoglandin sentezini artırarak antiinflamasyon ve vazodilatasyon gibi etkileri
sayesinde flep sağkalımını artırıcı etkisini göstermeyi amaçladık.
METOD: 32 dişi Wistar Albino rat rastgele olarak 4 gruba ayrıldı. 1.gruba kranial bazlı 3*9
cm random patern dorsal flep yapılıp herhangi bir tedavi uygulanmadı. 2.gruba yine dorsal
flep yapılıp tedavi olarak 5 mg/kg/gün IM furosemid uygulandı. 3.gruba inferior epigastrik
arter bazlı inguinal flep planlanıp pedikül 360⁰ döndürülüp yerine iade edildi, herhangi bir
tedavi uygulanmadı, 4.gruba yine inguinal flep yapılıp tedavi olarak 5 mg/kg/gün IM
furosemid uygulandı. Ratlar 1 hafta takip edildi, takip sonrası fotoğraflama yöntemi ile
sağkalan alanlar ölçüldükten sonra flepler eksize edildi ve histopatolojik analiz yapıldı.
BULGULAR: Flep sağkalımları açısından kontrol grupları ilaç verilen gruplarla
karşılaştırıldığında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark saptanamadı. Bu, bize furosemidin flep
sağkalımına olumsuz etkisi olmadığını göstermektedir. Fibrozis-granulasyon dokusu
oluşumu, 4.grupta 3. Gruba göre göre anlamlı olarak yüksek bulundu (p:0,010). İnflamatuar
hücre infiltrasyonu 4.grupta 3.gruba göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düşük
bulunmuştur(p:0,005). Neovaskülarizasyon, 4.grupta 3.gruba göre anlamlı düzeyde fazla
bulunmuştur (p:0,012). VEGF ekspresyonu, 4.grupta 3.gruba göre anlamlı düzeyde yüksek
bulunmuştur (p:0,017).
SONUÇ: Elde edilen verilerin istatistiksel açıdan incelenmesi sonucunda, furosemidin flep
sağkalımına olumsuz etkisi olmadığı, hatta venöz yetmezliğe giren fleplerde
neovaskülarizasyonu ve VEGF ekspresyonunu artırarak flep sağkalımını artırabileceği
gösterilmiştir.
44
8. İNGİLİZCE ÖZET
INTRODUCTION: Many methods and drugs have been tried to increase flap survival and to
increase the success of flap surgery. The effects of diuretic group agents on flap survival are
unknown.
OBJECTIVE: Furosemide, a potent diuretic agent in the loop diuretic group, has direct
vascular effects apart from its diuretic effects. We aimed to demonstrate the flap survival
enhancing effect thanks to its effects such as dilatation, prostaglandin synthesis in peripheral
veins, and antiinflammation and vasodilation.
METHODS: 32 female Wistar Albino rats were randomly divided into 4 groups. Cranial
based 3 * 9 cm random pattern dorsal flap was applied to the first group and no treatment was
applied. Dorsal flap was applied to the second group and 5 mg / kg / day IM furosemide was
applied as treatment. Inferior epigastric artery-based inguinal flap was planned for the third
group and the pedicle was rotated 360⁰ and returned to its place, no treatment was applied, the
fourth group was again treated with an inguinal flap and 5 mg / kg / day IM furosemide was
applied. The rats were followed for 1 week, after measuring the areas that survived by the
photographing method, the flaps were excised and histopathological analysis was performed.
RESULT: There was no statistically significant difference in terms of flap survival when the
control groups were compared with the medication groups. This shows us that furosemide
does not have a negative effect on flap survival. Fibrosis-granulation tissue formation was
significantly higher in group 4 than in group 3 (p: 0.010). Inflammatory cell infiltration was
found significantly lower in group 4 than in group 3 (p: 0.005). Neovascularization was
significantly higher in group 4 than in group 3 (p: 0.012). VEGF expression was significantly
higher in group 4 than in group 3 (p: 0.017).
CONCLUSION: As a result of the statistical analysis of the obtained data, it has been shown
that furosemide does not have a negative effect on flap survival and may even increase flap
survival by increasing neovascularization and VEGF expression especially in flaps with
venous insufficiency.
45
9. KAYNAKLAR
1. Gorney M. Principalization of Plastic Surgery. Plastic and Reconstructive Surgery.
1988;
2. Light KE, Nuzik S, Personius W, Barstrom A. Low-load prolonged stretch vs. high-
load brief stretch in treating knee contractures. Physical Therapy. 1984;
3. Kim KZ, Thompson DH, George TF, McQuillan PM, Kao TC. Effect of anemia on
survival of myocutaneous flaps in the pig. Otolaryngology - Head and Neck Surgery.
1994;
4. Burnstock G, Ralevic V. New insights into the local regulation of blood flow by
perivascular nerves and endothelium. British Journal of Plastic Surgery. 1994;
5. Rothkopf DM, Chu B, Bern S, May JW. The effect of dextran on microvascular
thrombosis in an experimental rabbit model. Plastic and Reconstructive Surgery. 1993;
6. Sawada Y, Hatayama I, Sone K. The effect of continuous topical application of heparin
on flap survival. British Journal of Plastic Surgery. 1992;
7. Ritter EF, Cronan JC, Rudner AM, Serafin D, Klitzman B. Improved microsurgical
anastomotic patency with low molecular weight heparin. Journal of Reconstructive
Microsurgery. 1998;
8. Senderoff DM, Zhang WX, Israeli D, Mussat F, Urken ML, Weinberg H. The additive
beneficial effect of UW solution and urokinase on experimental microvascular free-flap
survival. Journal of Reconstructive Microsurgery. 1993;
9. Nakatsuka T, Pang CY, Neligan P, Lindsay WK, Zuker RM. Effect of glucocorticoid
treatment on skin capillary blood flow and viability in cutaneous and myocutaneous
flaps in the pig. Plastic and Reconstructive Surgery. 1985;
10. Peter FW, Franken RJPM, Wang WZ, Anderson GL, Schuschke DA, O’Shaughnessy
MM, et al. Effect of low dose aspirin on thrombus formation at arterial and venous
microanastomoses and on the tissue microcirculation. Plastic and Reconstructive
Surgery. 1997;
11. Forrest CR, Pang CY, Lindsay WK. Dose and time effects of nicotine treatment on the
capillary blood flow and viability of random pattern skin flaps in the rat. British Journal
of Plastic Surgery. 1987;
12. Kawabata H, Knight KR, Coe SA, Angus JA, McC.o’brien B. Experience with calcium
antagonists nitrendipine, diltiazem, and verapamil and β2‐agonist salbutamol in
salvaging ischemic skin flaps in rabbits. Microsurgery. 1991;
13. Jernbeck J, Dalsgaard CJ. Calcitonin gene-related peptide treatment of flaps with
compromised circulation in humans. Plastic and Reconstructive Surgery. 1993;
14. Price MA, Pearl RM. Multiagent Pharmacotherapy to Enhance Skin Flap Survival.
Annals of Plastic Surgery. 1994;
15. Ichioka S, Nakatsuka T, Ohura N, Sato Y, Harii K. Clinical use of amrinone (a
selective phosphodiesterase III inhibitor) in reconstructive surgery. Plastic and
Reconstructive Surgery. 2001;
16. Gateley DR, McAnulty GR, Martin DL. Intravenous infusion of prostacyclin to prevent
46
platelet thrombus during microvascular anastomoses. British Journal of Plastic Surgery.
1996;
17. Katzung Bertram G., Trevor Anthony J. Basic and Clinical Pharmacology 13 E :
Bertram G. Katzung : McGraw-Hill Education - Europe. 2015.
18. Higashi Y, Sasaki S, Nakagawa K, Ueda T, Yoshimizu A, Kurisu S, et al. A
comparison of angiotensin-converting enzyme inhibitors, calcium antagonists, beta-
blockers and diuretic agents on reactive hyperemia in patients with essential
hypertension: A multicenter study. Journal of the American College of Cardiology.
2000;
19. Wiemer G, Fink E, Linz W, Hropot M, Scholkens BA, Wohlfart P. Furosemide
enhances the release of endothelial kinins, nitric oxide and prostacyclin. Journal of
Pharmacology and Experimental Therapeutics. 1994;
20. De Berrazueta JR, González JP, De Mier I, Poveda JJ, García-Unzueta MT.
Vasodilatory action of loop diuretics: A plethysmography study of endothelial function
in forearm arteries and dorsal hand veins in hypertensive patients and controls. Journal
of Cardiovascular Pharmacology. 2007;
21. May JW, Chait LA, O’Brien BM, Hurley J V. The no-reflow phenomenon in
experimental free flaps. Plastic and Reconstructive Surgery. 1978;
22. Demirseren ME, Yenidunya MO, Yenidunya S. Island rat groin flaps with twisted
pedicles. Plastic and Reconstructive Surgery. 2004;
23. Daniel RK, Kerrigan CL. Skin flaps: An anatomical and hemodynamic approach.
Clinics in Plastic Surgery. 1979;
24. Taylor GI, Palmer JH. The vascular territories (angiosomes) of the body: experimental
study and clinical applications. British Journal of Plastic Surgery. 1987;
25. McGregor IA, Morgan G. Axial and random pattern flaps. British Journal of Plastic
Surgery. 1973;
26. Stell PM. The viability of skin flaps. Annals of the Royal College of Surgeons of
England. 1977;
27. Nakajima H, Fujino T, Adachi S. A new concept of vascular supply to the skin and
classification of skin flaps according to their vascularization. Annals of Plastic Surgery.
1986;
28. Cormack GC, Lamberty BGH. A classification of fascio-cutaneous flaps according to
their patterns of vascularisation. British Journal of Plastic Surgery. 1984;
29. Mathes SJ, Nahai F. Classification of the vascular anatomy of muscles: Experimental
and clinical correlation. Plastic and Reconstructive Surgery. 1981;
30. Guyton AC, Hall E J. Guyton and Hall Textbook of Medical Physiology, Thirteenth
Edition. Elseiver. 2016.
31. Gottrup F, Firmin R, Hunt TK, Mathes SJ. The dynamic properties of tissue oxygen in
healing flaps. Surgery. 1984;
32. Kerrigan CL. Skin flap failure: Pathophysiology. Plastic and Reconstructive Surgery.
1983;
47
33. Dunn RM, Mancoll J. Flap models in the rat: A review and reappraisal. Plastic and
Reconstructive Surgery. 1992;
34. McFarlane RM, DeYoung G, Henry RA. The design of a pedicle flap in the rat to study
necrosis and its prevention. Plastic and Reconstructive Surgery. 1965;
35. Myers MB, Cherry G. Differences in the delay phenomenon in the rabbit, rat, and pig.
Plastic and Reconstructive Surgery. 1971;
36. Jurell G, Jonsson CE. Increased survival of experimental skin flaps in rats following
treatment with antiadrenergic drugs. Scandinavian Journal of Plastic and
Reconstructive Surgery and Hand Surgery. 1976;
37. Kjartansson J, Dalsgaard CJ, Jonsson CE. Decreased survival of experimental critical
flaps in rats after sensory denervation with capsaicin. Plastic and Reconstructive
Surgery. 1987;
38. Chowdary RP, Campbell SP, Rosenberg M, Hugo NE. Dermofluorometric prediction
of flap survival. Annals of plastic surgery. 1987;
39. Conoyer JM, Toomey JM. Dorsal skin flaps in rats as an experimental model. Surgical
Forum. 1979;
40. Strauch B, Murray DE. Transfer of composite graft with immediate suture anastomosis
of its vascular pedicle measuring less than 1 mm. in external diameter using
microsurgical techniques. Plastic and Reconstructive Surgery. 1967;
41. Petry JJ, Wortham KA. The anatomy of the epigastric flap in the experimental rat.
Plastic and Reconstructive Surgery. 1984;
42. Parsa FD, Spira M. Evaluation of anastomotic techniques in the experimental transfer
of free skin flaps. Plastic and Reconstructive Surgery. 1979;
43. Ruby LK, Greene M, Risitand G, Torrejon R, Belsky MR. Experience with epigastric
free flap transfer in the rat: Technique and results. Microsurgery. 1984;
44. Takayanagi S, Ota C, Kusomoto K, Hosomi Y. Experimental evaluation of vascular
pedicle in island flaps. British Journal of Plastic Surgery. 1986;
45. Izquierdo R, Dobrin PB, Fu K, Park F, Galante G. The effect of twist on microvascular
anastomotic patency and angiographic luminal dimensions. Journal of Surgical
Research. 1998;
46. Demir A, Acar M, Yildiz L, Karacalar A. The effect of twisting on perforator flap
viability: An experimental study in rats. Annals of Plastic Surgery. 2006;
47. Bektas G, Ozkan O, Cinpolat A, Bassorgun IC, Ciftcioglu MA, Ozkan O. Comparing
the effects of pedicle torsion on axial or perforator flaps; Improving the perforator flap
resistance to pedicle torsion with delay phenomenon. Journal of Reconstructive
Microsurgery. 2014;
48. Whalen K. Lippincott Illustrated Reviews: Pharmacology Seventh Edition. Statistical
Field Theor. 2019.
49. Biddle TL, Yu PN. Effect of furosemide on hemodynamics and lung water in acute
pulmonary edema secondary to myocardial infarction. The American Journal of
Cardiology. 1979;
48
50. Dormans TPJ, Pickkers P, Russel FGM, Smits P. Vascular effects of loop diuretics.
Cardiovascular Research. 1996.
51. Ren H, Lin D, Mou Z, Dong P. The adverse effect of selective cyclooxygenase-2
inhibitor on random skin flap survival in rats. PLoS ONE. 2013;
52. Pickkers P, Dormans TPJ, Russel FGM, Hughes AD, Thien T, Schaper N, et al. Direct
vascular effects of furosemide in humans. Circulation. 1997;
53. Lineaweaver WC, Lei MP, Mustain W, Oswald TM, Cui D, Zhang F, et al. Vascular
endothelium growth factor, surgical delay, and skin flap survival. In: Annals of
Surgery. 2004.
54. Jiang Z, Li X, Chen M, Lu L, Gong X. Effect of endogenous vascular endothelial
growth factor on flap surgical delay in a rat flap model. Plastic and Reconstructive
Surgery. 2019;
55. Zahir KS, Syed SA, Zink JR, Restifo RJ, Thomson JG. Ischemic preconditioning
improves the survival of skin and myocutaneous flaps in a rat model. Plastic and
Reconstructive Surgery. 1998;
49