Professional Documents
Culture Documents
Ebeveynlerin Çocuklarıyla Olan Iletişim Becerileri Ile Enneagram Modeline Göre Kişilik Tipleri Arasındaki Ilişki
Ebeveynlerin Çocuklarıyla Olan Iletişim Becerileri Ile Enneagram Modeline Göre Kişilik Tipleri Arasındaki Ilişki
ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
Ferhan KÜÇÜK
Tez Danışmanı
Dr. Öğr. Üyesi Semiha Füsun AKDAĞ AYCİBİN
İSTANBUL-2021
T.C.
ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
Ferhan KÜÇÜK
Tez Danışmanı
Dr. Öğr. Üyesi Semiha Füsun AKDAĞ AYCİBİN
İSTANBUL-2021
ÖZET
Elde edilen verilerin analizi, SPSS 26 VE Smart PLS Version 3.3.2 paket
programlarında gerçekleştirilmiştir.
i
ABSTRACT
The aim of this study that written is the communication skills of the parents with their
children and the temperament types according to the Enneagram model.
The research was conducted with the relational survey model, one of the quantitative
research methods. The study group is the parents who care for children between 48-72
months residing in the province of Istanbul, which was determined by the free sampling
method. Research data were collected using demographic information form, Child-Parent
Relationship Scale and Enneagram Personality Scale.
The analysis of the obtained data was carried out in SPSS 26 AND Smart PLS
Version 3.3.2 package programs.
As a result of the research, the communication skills of the parents with their children
did not change according to the personality types according to the Enneagram model, the
age of the parents, their educational status, income level, the number of children, the age
of the child and the gender of the child, but the positive relationship sub-dimension of the
child-parent relationship was determined by the gender of the child and the child. It was
concluded that the positive relationship sub-dimension of the child-parent relationship
varies according to the gender of the child and the number of children, besides the conflict
level changes according to the age of the child.
ii
TEŞEKKÜR
Araştırmam sırasında bana rehberlik eden değerli danışman hocam Semiha Füsun
Akdağ Aycibin’e, kendimi bilme ve beni ben yapan şeyleri keşfetme yolculuğumda
yoluma ışık tutan hocam Hediye Şehbal Gider’e, o yolculukta ihtiyaç duyduğum
noktalarda destekçim olan aileme, ümitsiz hissettiğim ve kilitlendiğim her anda
yardımıma yetişen ve beni motive eden canım Kübra Saltık’a ve destekleyen diğer
arkadaşlarıma çok teşekkür ederim.
iii
BEYAN FORMU
08.11.2021
Ferhan Küçük
iv
İÇİNDEKİLER
ÖZET ................................................................................................................................ i
ABSTRACT ..................................................................................................................... ii
İÇİNDEKİLER ............................................................................................................... v
1. GİRİŞ .......................................................................................................................... 1
v
2.1.3 Karakter .............................................................................................. 24
4. BULGULAR ............................................................................................................. 39
5. TARTIŞMA .............................................................................................................. 53
KAYNAKLAR .............................................................................................................. 64
EKLER .......................................................................................................................... 70
vi
TABLOLAR DİZİNİ
Sayfa
Tablo 1: Demografik İstatistikler ................................................................................... 39
Tablo 13: Farklı ebeveyn mizaçlarında çocuk anne baba ilişkilerinin ilişki türüne göre
karşılaştırılması ............................................................................................................... 51
vii
ŞEKİLLER DİZİNİ
Sayfa
Şekil 1: Araştırma modeline ait SmartPLS görünümü ................................................... 41
viii
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ
ix
1. GİRİŞ
Toplumsal bir varlık olan insan, hayatı boyunca çeşitli iletişim ağları kurar. Aile
bu iletişim bağlarının ilkidir. Yaşı büyüdükçe artan ilişki bağlarında, karşılıklı etkileşimin
olması kaçınılmazdır. Çocuklar için bu iletişim bağlarından en önemli ve hayati olan
ailedir (Kök & Ünal, 2018). Aile, biyolojik ve psikolojik bağları olan, tarihsel, duygusal
ve ekonomik bir birliktelik olan ve kendilerini aynı evin üyeleri olarak hisseden bireylerin
oluşturduğu birliktir (Tunç & Totan, 2021). Birçok alt boyutu kendi içinde barındıran aile
kavramı, eşler arası ilişkiyi, çocuklar arası ilişkiyi ve ebeveyn-çocuk ilişkisini de içinde
barındırır (Kök & Ünal, 2018). Ebeveyn-çocuk ilişkisi, çocuk dünyaya gelmeden anne
rahmindeyken başlayıp doğduktan sonra da sözel olmayan iletişimle devam eder.
Bebekler konuşmaya başlamadan önce vücut hareketleri, ses tonu, mimikler gibi pek çok
sözsüz ifadeyi anlayabilirler. Daha sonra konuşmaya başlamalarıyla iletişim şekillerinde
bunların yanına sözcükler eklenir. Bu iletişim, yalnızca bilgi alışverişi için değil, duygu
alışverişi için de kullanılır. Erken çocukluk döneminde çocuklar, nasıl iletişim
kuracaklarını ebeveynlerini gözlemleyerek ve taklit ederek öğrenirler. Anne ve çocuk
arasında bu dönemde kurulan bağ ve sağlıklı iletişim, çocuğun tüm gelişim alanlarındaki
ilerleme için önemli bir faktördür (Kırman & Doğan, 2017; Verny & Kelly, 2008;). Bu
dönemde çocuğun kişilik özelliklerinin de temeli atıldığından ebeveyniyle kurduğu
olumlu ilişkinin önemi artmaktadır (Kırman & Doğan, 2017).
1
Ebeveyn-çocuk iletişiminde, ebeveynlerin davranışları ilişki dinamiklerinin
önemli yapıtaşlarındandır. Ebeveynlerin davranışlarına yön veren şeylerin ise neler
olduğunu anlamak uzun yıllar psikolojinin konusu olmuştur (Demirel Yılmaz, Gençer,
Ünal, & Aydemir, 2014). Kişinin davranışlarının kökenini oluşturduğu düşünülen mizaç
ve kişilik kavramları; pek çok yaklaşım ve düşünür tarafından farklı şekillerde
tanımlanmış ve insanların davranışlarındaki farklılıklar anlaşılmaya çalışılmıştır. Mizaç,
kişiler arasında farklılık gösteren, temelinde biyolojik etkilerin olduğu düşünülen
duygusal ve davranışsal özelliklerdir (Kaya, 2020). Kişilik ise, doğuştan gelen biyolojik
özelliklerin ve sonradan kazanılan özelliklerin bir bütünüdür (Gökkaya, 2020).
Mizaç çevresinde gelişen bir yapı olan kişiliği tanımlayan yaklaşımlardan olan
Enneagram, insanın doğasını anlamak için geliştirilmiş, kişinin potansiyelleri, risk
faktörleri, stres noktaları ve rahatlatan noktalar gibi pek çok alanda değerlendiren,
bütüncül bir sistemdir. Enneagram öğretisi, kişinin kendisiyle beraber çevresindekilerin
davranışlarının altındaki iç motivasyonlarını anlayabilmek adına da ışık tutması, birden
fazla alanlarda kullanılmasını sağlamıştır (Gündüz & Keskin, 2019).
2
1.3 Araştırmanın Alt Soruları:
3
üzerindeki etkisi oldukça fazladır. Bu nedenle de anne babanın çocukla olan ilişkisini
incelemek, çeşitli değişkenlere göre değerlendirmek önemlidir (Kırman & Doğan, 2017).
Hem çocuğun hem de ebeveynin mizaç özellikleri, ebeveyn ile çocuk arasındaki
ilişkileri etkilemektedir. Ebeveynleriyle sağlıklı iletişim içinde olan çocukların, sorunlarla
başa çıkma becerileri, duygu ve düşüncelerini karşısındakine aktarabilme becerileri daha
iyi gelişecektir. Anne babalarıyla kurdukları ilişki, çocukların dünyayı algılayış
biçimlerini de (güvenli-güvensiz) etkilemektedir (Kırman & Doğan, 2017).
1.6 Sınırlılıklar
4
Araştırmada ulaşılan ebeveyn sayısı 92 ebeveyn ile sınırlıdır.
1.7 Varsayımlar
1.8 Tanımlar
1.8.1 İletişim
1.8.2 Mizaç
1.8.3 Kişilik
5
tutumlarımızın bütünüdür. İçinde yaşanılan toplum, o toplumun kültürü, yaşantılar ve
biyolojik faktörler kişiliğin oluşumunda etkilidir (Gökkaya, 2020)
1.8.4 Enneagram
6
2. GENEL BİLGİLER
2.1 Mizaç
Arapça kökenli bir kelime olan mizaç, birden fazla şeyin karışımı olarak
tanımlanmaktadır. İyice karışarak belli bir kıvama gelmek anlamına gelen mizaç
kelimesi, kadim gelenekte ise ‘’yapısal unsurların karışımı’’ anlamına gelmektedir
(Acarkan, 2019). Gazali; insanın ruh ve beden olmak üzere iki kısımdan oluştuğunu,
‘’fıtrat’’ kavramının insanın ruhi yönünü ifade ederken, ‘’mizaç’’ kavramının insanın
bedeni yönünü ifade ettiğini söylemiştir. Gazali’ye göre mizaç, insanın karakter
özelliklerinin ve eğilimlerinin genel bir ifadesidir (Ergün, 2020). İbni Sina ise mizacı,
felsefe için ayrı, tıp için ayrı, psikoloji için ayrı anlamlarda tanımlamıştır. İbni Sina’ya
göre psikolojide mizaç, insanın karakterini ve davranışlarını belirleyen faktörlerdir
(Aksu, 2012).
7
görülmesi sebebiyle Enneagram ölçekleri, kişilik ve mizacı kesin olarak birbirinden
ayırmaz. Dolayısıyla Enneagram ölçekleri, Enneagram Mizaç Ölçeği ya da Enneagram
Kişilik Ölçeği olarak isimlendirilmektedir.
Buss ve Plomin’e göre ise (1984) çocuk ve yetişkinlerde mizacın 3 boyutu vardır
ve bunlar da duygusallık, etkinlik ve sosyallik şeklinde sıralanabilir. Çok sık ağlayan,
sinirlenen, morali hızlı bozulan insanların duygusallık boyutu yüksekken, enerjisi yüksek,
çok hareketli olan insanların etkinlik düzeyinin yüksek olduğunu söylemişlerdir.
İnsanlarla birlikte olunan ve etkileşimin olduğu ortamları seven insanlarınsa sosyallik
boyutlarının yüksek olduğunu ifade etmektedirler (Acarkan, 2020).
Erermiş ve arkadaşları ise mizacı; kalıtsal ve biyolojik bir zemini olan davranış
şekilleri olarak tanımlamışlardır (Erermiş, ve diğerleri, 2019). Mizacı tanımlayan
yaklaşımların tümüne bakıldığında davranış kalıplarının sınıflandırıldığı ancak altın
yatan motivasyonla ilgili bilgi verilmediği görülmektedir. Enneagram yaklaşımı ise
insanların sergileme eğilimi olan davranışlar ile birlikte, neden o davranışı sergiledikleri
yani iç motivasyonları ile ilgili bilgi veren bir yaklaşımdır.
8
belirleyen faktör ise tüketilen gıdalardır. Bu sıvıların vücudu etkilediğine dair olan
görüşler, Eski Mısır’a, Babillilere ve Çinlilere kadar uzanmaktadır (Aksu, 2012). Bu
kuram, Batı’da Humoral Patoloji Teorisi olarak bilinmektedir (Koyuncu, 2019).
2.1.1 Enneagram
İnsanlar saç, ten, göz rengi gibi dış görünüşleriyle ilgili olan konularda farklı
olduğu gibi psikolojik yapıları itibariyle de birbirlerinden farklıdırlar. Bebeklik
döneminden başlayıp uzun yıllar devam eden boylamsal çalışmalarda bazı değişiklikler
olmasına rağmen bireylerdeki bazı temel özelliklerin ömür boyu kaldığı sonucuna
ulaşılmıştır. Enneagram, insanların doğuştan getirdiği bu özellikleri ve davranışlarının
altında yatan motivasyonları tanımlayan sistemdir (Acarkan, 2018, s. 9). Ilieva ve ark. ise
çalışmalarında, Enneagram’ın benliğin psikolojik olarak bağlı olduğu yolları gösterdiğini
ifade etmişlerdir (Ilieva & Nikolov, 2019). Dokuz Tip Kişilik Modeli olarak da bilinen
Enneagram, kişileri motive eden durumlara, değerlerine, korkularına ve kişiler arası
iletişimdeki tarzına odaklanır. Bu durum, bu yöntemin terapötik süreçlerde ve
süpervizyon çalışmalarında da kullanılmasına sebep olmuştur (Popejoy, Perryman, &
Suarez, 2017). Sutton araştırmasında; bir kişilik teorisinde olması gereken özelliklerin,
test edilebilirlik, kapsamlılık ve faydalılık olduğunu, Enneagram’ın tüm bu gereklilikleri
karşıladığını örneklerle açıklamıştır (Sutton, 2012).
9
potansiyellerini tanıyarak, kendi üzerine çalışmasının üzerinde duran Gurdjieff,
öğrencilerine bu eğitimleri vererek, Enneagramın geniş kitlelere yayılması konusunda
etkin rol almıştır (Gökkaya, 2020). Öğrencileri O. Ichazo ve C. Naranjo ise bu diyagramı
genişletmişler ve Enneagram modeli haline getirmişlerdir (Erdoğan , 2019). Sözlü
gelenek olarak devam eden Enneagram sistemi, Naranjo’nun öğrencileri ( Örn; Palmer,
1988; Riso, 1987; Riso&Hudson, 1999) yazılı eserler verene kadar sözlü olarak devam
etti (Kanca, Hall, Davis, Van Tongeren, & Conner, 2020). Enneagram’ın izlerine Antik
Yunan’da, İran’da, Hindistan’da ve Anadolu’da da rastlanılmaktadır (Batı, 2018, s. 11).
10
izine, Yunan felsefesi, İslam ve doğu medeniyetleri gibi pek çok yerde rastlanılmaktadır
(Acarkan , 2016, s. 66). İnsanlarda bu 3 merkez de bulunmaktadır ancak her bir kimse bu
3 merkezden birini baskın olarak kullanmaktadır. Her merkezde akıl, içgüdü ve duygu
bölümleri bulunmaktadır.
Enneagram’da, her bir mizaç tipinin sağlıklı, ortalama ve sağlıksız olmak üzere
kişilik düzeyinde farklı seviyeleri bulunmaktadır. Bu kişilik görüntüleri, bireyin çevreyle
olan etkileşimi sonucu ortaya çıkar ve dinamik bir yapıdadır. Ayrıca her kişilik yapısının
temel arzusu ve temel korkusu vardır. Kişiler kendini rahat hissettiğinde ve temel arzuları
gerçekleştiğinde başka bir kişilik tipinin sağlıklı halindeki özelliklerini sergilerken,
11
kendilerini gergin ve stres altında hissettiklerinde, temel korkuları gerçekleştiğinde ise
başka bir tipin sağlıksız halindeki özelliklerini sergilerler. Her bir kişilik tipi, stres ve
rahat noktalarında hep aynı tipin özelliklerini sergilerler. Örneğin mükemmeliyetçi
yapıdaki, hata ve kusurlara toleransı düşük olan tip 1 olan kimseler, temel arzusu
gerçekleşip eksiksiz ve doğru olduğu zamanlarda tip 7’nin sağlıklı halindeki özelliklerini
sergiler ve daha spontane ve rahat davranışlar sergiler. Temel korkusu gerçekleşip, hatalı
olduğunda ise tip 4’ün sağlıksız haline giderek içe dönük ve karamsar kimseler olurlar
(Acarkan, 2018, s. 27-36).
2.1.1.1 Tip 1
12
gerçekleştiğinde yani eleştirilmeyeceklerini düşündükleri ortamlarda, rahat hattı olan 7
tipinin sağlıklı halini sergileyip espritüel, yeni deneyimler yaşamak isteyen, spontane
insanlar olduklarını söylemişlerdir. Temel korkuları gerçekleştiğinde, kusurlu oldukları
ve eleştirildikleri zamanlarda ise, stres hattına gidip, 4 tipinin sağlıksız özelliklerini
sergilediklerini yani kendilerini anlaşılmamış, dışlanmış ve değersiz hissettiklerini ifade
etmişlerdir. Böyle zamanlarda tip 4 olan insanlar, kendilerine ve dünyaya karşı bir öfke
duyarak, kendilerini insanlardan uzaklaştırırlar (Riso & Hudson , 2009).
2.1.1.2 Tip 2
Duygu istek merkezinin duygu bölümünde olan tip 2 olan insanlar, en doğal
halinde insanlarla ilişki içinde olmayı ve duygusal paylaşımı seven, şefkatli, dışa dönük
ve konuşkan, ilgiden hoşlanan kimselerdir. Sevilen ve ilgilenilen, kendisine ihtiyaç
duyulan kimseler oldukları zaman tatmin olmuş hissederler (Acarkan, 2018, s. 103-104).
Empati becerileri gelişmiş olduğundan, vericidirler. Yardımlaşmayı severler. Ancak
çabaları takdir edilmediğinde, saldırgan tavırlar sergileyebilir ve sitemkar olabilirler
(Batı, 2018, s. 91-93). Gelişmiş empati yetilerinin getirdiği yardımseverlik, onların
kendilerinin farkında olmamalarına sebep olabilir ve bu durum da beraberinde yorgunluk
ve öfkeyi getirebilir (Helany, 2006). Takdir ve onay almaya ihtiyaç duyduklarından,
çevresindeki insanlar ile iyi ilişkiler kurmaya eğilimlidirler. Onay almadıkları zaman
kendilerini değersiz hissedebilirler. Tip 2 olan insanlar, sevgilerini eylem yoluyla yani
davranışsal olarak, sevdikleri kişiler için bir şeyler yaparak gösterirler. Sosyaldirler.
Duyguları onların hayatlarında önceliklidir ve davranışlarına da yön verebilir. Sevgi,
merhamet gibi kavramlar hayatlarında önemli olduğundan ve insanları kırmama
çekincelerinden dolayı zaman zaman insanlara hayır demekte zorlanabilirler (Gökkaya,
2020; Helany, 2006; Oosthuizen, 2013).
13
edemez ve sonunda kendileri de zarar görse yine de yardım etmeye ve karşısındakilerinin
ihtiyaçlarını gidermeye çalışabilirler (Acarkan, 2018, s. 105).
2.1.1.3 Tip 3
İş ve imaj odaklı davranışlarıyla öne çıkan tip 3 olan kimseler, adaptif, pratik ve
pragmatik kimselerdir. Başarıyı çok önemsediklerinden, azimli/hırslı davranışlarıyla öne
çıkarlar. Sergiledikleri davranış karşısında, insanlarda uyandırdığı etkiyi önemseyen bu
mizaç yapısındaki insanlar, hayran olunan kişi imajını isterler. İyi bir imajın, onları
hedeflerine yaklaştıracağını düşündüklerinden, giyimlerine, davranışlarına dikkat ederler.
İmaj düşkünü davranışları, onları bazen olduklarından farklı kimselermiş gibi görünme
çabasına itebilir. Sonuç odaklıdırlar. Bir hedef koyar ve o hedefe ulaşana kadar
etraflarındakilere gözlerini kapatabilirler. Süreci önemsememeleri, zaman zaman sonuca
ulaşmaya çalışırken etraflarındakilere ya da kendilerine zarar vermelerine yol açabilir
(Acarkan, 2018, s. 133-135). Özgüveni yüksek ve özgür davranışlarının ardından
başkaları tarafından beğenilme ve idealize edilme, dolayısıyla onaylanma arzuları vardır.
İçsel anlamda kendilerini değerli hissetmediklerinden, bunun için dışsal motivasyonlar
ararlar (Erkan, 2020). Karşılaştıkları engelleri pratik bir şekilde aşmaya meyilli olan 3’ler,
kendilerini yarışta hissettikleri, sınav zamanı ya da müsabakalarda hırçın tavırlar
gösterebilirler. Sonucunda sadece başarılı olmak değil, bu başarılarını herkese de
göstermek isterler (Yılmaz & Selçuk, 2018, s. 73).
14
yapıdadırlar. Çoğu zaman hedefleri vardır ve onun için yüksek bir içsel motivasyonla
çalışırlar. Etraflarındaki insanların onları motive etmesine çoğu zaman ihtiyaç duymazlar.
Onay alma, başarılı olma ve takdir görme dış motivasyonuyla, çalışmak konusunda içsel
bir motivasyon oluştururlar. Düşünceleri ve onunla ilgili harekete geçmeleri arasındaki
zaman uzun olmadığından, düşünmeden konuşma ya da düşünmeden davranma
eğilimindedirler. Yüksek özgüvene sahip olan bu kişilik tipindeki insanlar, hedefledikleri
sonuca ulaşmak için uygun şartları hazırlayıp, ona ulaşmak konusunda, girişimcilik, satış
temsilciliği ya da reklamcılık gibi konularda doğal bir yeteneğe sahiptirler (Erkan, 2020;
Gökkaya, 2020). Tip 3’ler, psikolojik sağlıklılık seviyeleri yükseldikçe, öz değerlerinin
farkına varırlar ve kendilerini başkalarıyla kıyaslamadan hedeflerine odaklanıp ellerinden
gelenin en iyisini yapmaya çalışırlar. Sağlık seviyesi düştükçe ise, yaptıkları işten çok o
işten elde edecekleri unvan ya da takdirin peşinde olup çalışmayı hayatlarındaki her şeyin
önüne koyabilir ya da yaptıkları işin niteliğinden çok, o işten elde edecekleri imaja
odaklanabilirler (Erkan, 2020).
İnsanlar tarafından hayran olunan ve takdir edilen bir kimse olduklarında temel
arzuları gerçekleşmiş olur ve kendilerini değerli hissedip tip 6’nın sağlıklı seviyedeki
hallerini sergilerler. Bireyselci yanlarından sıyrılıp, kendilerini başkalarına adayabilir ve
rekabeti bırakıp iş birliğine açık insanlar olurlar. Başarısız ve etkisiz olduklarında ise
kendilerini değersiz hisseder ve temel korkuları gerçekleştiğinden stres hattına giderler.
Tip 9’un sağlıksız özelliklerini sergilerler ve daha geri planda duran, inatçı ve vazgeçmiş
davranışlar sergilerler. Kendilerini iletişime kapatırlar (Riso & Hudson , 2009, s. 90-92).
2.1.1.4 Tip 4
Duygu istek merkezinin akıl bölümünde olan tip 4 olan kimseler, duyguları
üzerine düşünen, anlam ve derinlik arayan, özgün kişilerdir. Yaptığı şeyleri de özel
kılmak isteyen bu kişilik yapısındaki kişiler, kendilerine hastırlar ve sıradan olmaktan
kaçınırlar. Romantik, hassas ve anlaşılma ve anlama gayretindedirler. Yaşadıkları şeyleri
ve duygularını derinlemesine düşünür, bir anlam çıkarsamaya çalışırlar. Olumlu/olumsuz
her duyguyu yoğun yaşadıklarından, dışarıdan çok iniş çıkışlı görünebilirler (Acarkan,
2018, s. 155-157). Estetik atmosfer, hayatlarında ön plandadır. Duygularını çok yoğun
yaşayan 4’ler, insanlar tarafından anlaşılmadığını ya da zaman zaman yetersiz ve değersiz
olduğunu düşünebilir. Duygularını regüle etmeye çalışırlar. Bunu yapamayınca da
dışarıdan memnuniyetsiz görünebilirler. Yoğun yaşanan duygular, kendini
15
melankolikliğe bırakabilir ve insanlardan uzaklaşabilirler (Batı, 2018, s. 130-131).
Duygusal hassasiyetleri onları naif olmaya ve sanatsal eğilimlere iter. Sanatı kendilerini
ifade etmenin bir aracı olarak görebilirler (Morris & Cramer, 1996).
2.1.1.5 Tip 5
Zihin merkezinin akıl bölümünde olan tip 5, her şeyi tam bilme anlama
arayışında olan, soğukkanlı, objektif ve analitik düşünen insanlardır. Merak ettikleri şeyi
tüm detaylarıyla bildikleri zaman, o şeyi tanımlamanın getirdiği özgüvene ulaşırlar. Yeni
deneyimleyecekleri şeylerde, önce araştırıp bilgi sahibi olmak isteyen 5’ler, aynı zamanda
bilgi toplayabilmek için sürece dahil olmadan gözlem yapar. Gözlem sürecine
duygularını katmadan oldukça analitik bir şekilde sürdürür. Kendi kendine yetebilmeyi
oldukça önemserler. Bu da onları kaynaklarını daha kontrollü kullanmaya ve tutumlu
olmaya iter (Acarkan, 2018, s. 191-193). 5’ler kendilerini zihinsel olarak diğer
16
insanlardan daha üstün görebilirler. Zihin merkezlerini çok iyi kullanmalarına karşın
fiziksel ve duygusal anlamda aktif değillerdir. Kendilerini güvende hissettikleri alanda
eylemsiz zihinsellik göstermektedirler (Erkan, 2020).
2.1.1.6 Tip 6
Zihinsel netlik peşinde olan tip 6 yapısındaki insanlar, o netliğe ulaşmak için
gözlemleyen, kıyaslayan ve sorgulayan yapıdadır. Güvenlik arayışında olduklarından,
veri toplarlar ve güvendikleri şeyleri/kişileri hala onlar için güvenilir olup olmadığını
anlamak için test ederler. Şüpheli bir durum olduğunda hızlıca kuşkulanırlar ve
17
temkinlidirler. Bu şüpheci ve temkinli tarafları onları aynı zamanda kaygılı yapar. Doğru
eylemde bulunmayı ve hata yapmamayı istediklerinden, zaman zaman kararsızlık
yaşayabilir ve güvendikleri insanlara danışma yolunu sıkça tercih ederler (Acarkan, 2018,
s. 217-218). Eyleme geçmek ya da sürdürmek için genellikle onaylanmaya ihtiyaç
duyarlar (Ateş, 2019). Sağlıklı seviyede, güvenilir, sadık ve çalışkandırlar. Güveni
hayatlarında çok öncelediklerinden, çevrelerindeki herkesin de güvende olmasını isterler.
Bu onları, muhataplarına karşı kontrolcü yapabilir. Bir işi yaparken bireyselcilikten çok
işbirliğine açıktırlar. Güven duygusunu da grubun içinde olmakta bulabilir ve o yüzden
de bir gruba aidiyet isteyebilirler. Garantici bir tarafları vardır ve her işte kendilerini
garantiye almak isterler (Batı, 2018, s. 167-168). Bir gün lazım olursa diye düşünerek
para biriktirebilir ya da bir şeyleri saklamayı tercih edebilirler.
18
2.1.1.7 Tip 7
Hayal gücü yüksek, keyifli olan deneyimlerin peşinde koşan tip 7 olan insanlar,
spontan, iyimser ve meraklıdırlar. Merak ettikleri şeyleri deneyerek öğrenmek isterler.
Ancak merak odakları hızlıca değiştiğinden, deneyimledikten sonra derinlemesine
araştırmayı genellikle tercih etmez, başka merak odakları bulurlar (Acarkan, 2018).
Çağrışımlarının bu kadar hızlı olması, dikkat ve odaklanmayla ilgili problemler
yaşamalarına sebep olabilir (Yılmaz, Ünal, Gençer, & Aydemir , 2014). Macerayı
severler ve hareketlidirler.
Yedilerin temel arzusu, keyif aldığı ortamlarda bulunarak kendi hayallerine göre
yaşayarak doyuma ulaşmaktır. Bu gerçekleştiğinde rahat hattına giderler, tip 5’in sağlıklı
seviyedeki hallerini sergilerler. Sürekli yeni deneyimler yaşamak yerine, yaşadıkları
deneyimlerin üzerine yoğunlaşırlar. Onları incelerler. Olaylara eğlenceli ya da sıkıcı gibi
kavramlarla değil, doğruluk, objektiflik gibi kavramlarla yaklaşırlar. Keyiflerinin kaçtığı
ve sınırlandırıldıkları ortamlardaysa temel korkuları gerçekleşir. Stres hattına giderler ve
19
1’in sağlıksız seviyedeki özelliklerini sergilerler. Yaptığı işlerin düzenli olması için
çevresindekileri zorlayabilir ve gergin bir atmosfer sağlayabilirler. Başkalarına karşı
eleştirel ve sert olabilirler (Acarkan, 2018, s. 256; Riso & Hudson , 2009, s. 117-119).
2.1.1.8 Tip 8
Sekizlerin temel arzusu, güçlü ve bağımsız olmaktır. Bu olduğu zaman tip 2’nin
sağlıklı seviyedeki davranışlarını sergilerler. İnsanlardan karşılık beklemeksizin onlara
yardım eder ve çekincesizce duygusallıklarını gösterebilirler. Kendi istediklerini bırakıp,
muhatabının beklediği şeylere de odaklanabilirler. Temel korkusu ise kontrol edilmek ve
zayıf olmaktır. Bu olduğundaysa 5’in sağlıksız halindeki özellikleri sergilerler. Özgüvenli
20
hallerinin aksine çekingen ve endişeli olurlar. İnsanlara şüpheyle yaklaşır ve iletişimlerini
azaltırlar (Acarkan, 2018, s. 298-300; Riso & Hudson , 2009, s. 124-126).
2.1.1.9 Tip 9
21
2.1.2 Kişilik
Kişilikle ilgi öne çıkan kuramlardan biri de Gordon Allport’un kurucusu olduğu
Ayırıcı Özellik Kuramıdır. Bir süre sonra bu kuram, Murray ve Cattel tarafından daha da
geliştirilmiştir. Ayırıcı Özellik Yaklaşımı, davranışların nedenleri üzerinde değil, kişiliği
tanımlayarak davranış değiştirme üzerine odaklanır. Kuram geliştirilirken, insanların
22
ayırt edici özellikleri belirlenerek, bir sistem haline getirilmeye çalışılmıştır. Amaç ise,
kaç tip insan olduğu belirlenilip, bu insanların davranışlarının önceden tahmin edilebilir
olmasıdır (Çiçek & Aslan, 2020).
Psikobiyolojik yaklaşım ise kişiliği içe dönüklük ve dışa dönüklük olarak ele
almıştır (Tok & Arkar, 2012). Bu kurama göre, kişiliğin oluşumunda genetik faktörler
öncül olarak rol almaktadır (Gökkaya, 2020). Başlangıçta Eysenck’in temsilcisi olduğu
kuram, Costa ve McCrae tarafından da geliştirilmiştir. Böylece bir başka kişilik modeli
olan Beş Faktör Kişilik Kuramı oluşmuştur. Bu kuramın alt boyutları ise, dışa dönüklük,
yumuşak başlılık, özdenetim, duygusal tutarsızlık ve gelişime açıklık şeklinde
sıralanmaktadır (Tok & Arkar, 2012).
23
2.1.3 Karakter
Karakter; bir şeylerin üzerinde kalıcı izler bırakmak, kişilerin alamet-i farikası,
zihin faaliyetleri ve davranışsal niteliklerinin tamamı anlamına geldiği gibi, kişinin
davranış kalıplarının belirginlik kazanması ve yerleşmesi anlamına da gelmektedir
(Acarkan, 2019, s. 43).
24
olumlu hem olumsuz potansiyeller taşıdığından hangilerini sıklıkla sergilediği önem
kazanmaktadır. Böylece çocuğu doğru tanıyıp, olumlu potansiyellerinin desteklenmesi de
önem kazanan diğer bir konudur (Yılmaz & Selçuk, 2018).
İlişki, karşımızdaki kişinin ne ile var olduğunu anlayıp, bizim ne ile var
olduğumuzu anlamasına izin vermektir. İnsanların sosyalleşme ihtiyacı; onların, sayısı
kişiden kişiye fark etmekle birlikte, ilişki içinde olmalarına ve bunu sürdürmelerine sebep
olmaktadır (Acarkan, Kutluca , & Serttürk, 2018, s. 13-14).
25
cevap verir. Şizofreni hastası ya da psikozu olan annelerin yaşadıkları problem,
çocuklarıyla anlamlı iletişim kurmaya engel olduğundan, bu çocukların sağlıklı olan
annelerin çocuklarına göre daha fazla fiziksel ya da duygusal zorlanmalar yaşadıkları
görülmüştür. İletişim, bağlanmanın temel bileşenlerindendir. Pek çok uzman, bu
iletişimin anne karnındayken başlamasının hem anne hem de bebek açısından daha
faydalı olacağı kanaatindedir (Verny & Kelly, 2008, s. 7-21).
26
kuracakları iletişimin iyileştirilmesine yönelik faaliyetlerin artırılması gerekli
görülmektedir (Tayan, Geyik, Morkoyunlu, Sözbilir, & Konyalıoğlu, 2019).
Helany 2006 yılında mühendislik öğrencilerinin öğrenme stillerini belirlemek adına bir
araştırma yapmıştır. Öğrencilerin öğrenme stillerini belirlemek için kişilik tipi
göstergeleri sıklıkla kullanıldığından Helany (2006) Enneagram’ın kullanımını
araştırmıştır. Enneagram’ın diğer kişilik tipi göstergelerinden farklı olarak, dikkatin nasıl
yönlendirildiği ve altta yatan motivasyonları açıkladığından daha kapsayıcı olduğu
sonucuna ulaşmıştır (Helany, 2006).
27
Arthur ve arkadaşları; Enneagram tiplerinin 4 bağlanma stiliyle olan ilişkisine yönelik bir
araştırma yapmışlardır. Enneagramdaki kişilik tiplerinin birbirinden farklılaşan duygu
düzenleme yöntemleri olduğunu ve bunların doğuştan geldiğini söylemişlerdir. Bu duygu
düzenleme modellerini, 3 merkezin temel duyguları olan korku, öfke ve üzüntü şeklinde
gruplandırmışlardır (Kristin, Allen, & Tech, 2010).
Firuzeh Sepehrian Azar ve Omid Fatahy (2014), öğrencilerin Enneagram’a göre kişilik
tiplerini bilmelerinin eğitime olan uyumlarında herhangi bir değişikliğe sebep olup
olmayacağını araştırmışlardır. 60 kişisi deney, 60 kişisi kontrol grubu olan 120 öğrenciyle
yapılan araştırmada, deneklere eğitim uyum anketi uygulanmış ve deney grubuna 6 hafta
boyunca Enneagram kişilik eğitimi verilmiştir. Bu sürecin sonunda eğitim uyum anketi 2
gruba da tekrarlanmış ve deney grubunun eğitim uyum anketi sonuçlarında anlamlı bir
farklılık olduğu yani Enneagram’ın öğrencilerin eğitime uyumları üzerinde olumlu yönde
bir etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır (Azar & Fatahy, 2014).
Topçu (2016), okul öncesi dönemdeki çocukların aile ilişkileri ile çocuklarda görülen
problem davranışlar arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Araştırma grubunu, Düzce’deki
anaokullarına devam eden 170 tane 48-66 aylık çocuğun anneleri oluşturmaktadır.
Araştırmasının sonucunda, çocukların yaşlarının, cinsiyetlerinin, annelerinin öğrenim
düzeylerinin anne çocuk ilişkisinde anlamlı bir farklılığa yol açmadığı öğrenilirken,
28
annelerin yaşının, çocuğun doğum sırasının, anaokuluna devam etme sürelerinin istatiki
olarak anlamlı bir farklılığa sebep olduğu sonucuna ulaşmıştır (Topçu, 2016).
Seçer (2017), okul öncesi çocuklarının duygu regülasyonu ile annelerinin duygu
sosyalleştirme davranışları arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Duygu sosyalleştirmeyi,
çocukların duygusal çıktılarına yetişkinlerin verdiği tepkiler olarak tanımlayan Seçer,
araştırmasının sonucunda duygularını düzenleyebilen çocukların sosyal yetkinliklerinin,
duygularını düzenleyemeyen çocuklara göre daha yüksek olduğu sonucuna ulaşmıştır.
Çocukların duygu düzenleme becerilerinin önemli belirleyicilerinden biri olan annenin
duygu sosyalleştirme davranışı, olumlu ebeveyn-çocuk ilişkisi açısından da oldukça
gereklidir. Yapılan araştırmanın sonuçlarından birisi de ebeveynlerin duygu
sosyalleştirme davranışlarının ya da çocukların sosyal yetkinliğinin çocuğun cinsiyetine
göre değişmediği sonucudur (Seçer, 2017).
Boz, Kardaş ve Altınbay (2019), muhasebe hizmeti alan mükelleflerin Enneagram’a göre
kişilik özelliklerinin, müşteri bağlılığı ile olan ilişkisini incelemişlerdir. 201 mükellefle
sürdürdükleri çalışmada Enneagram kişilik özellikleriyle müşteri bağlılıkları arasında çok
zayıf, zayıf ve orta derece ilişki olduğu, müşteri bağlılığı ile en yüksek korelasyonun tip
7 arasında, en düşük korelasyonun ise tip 2 arasında olduğu sonucuna ulaşmışlardır (Boz,
Kardaş, & Altınbay, 2019).
Yaylacı (2019), okul öncesi dönemdeki çocukların ebeveyn çocuk ilişkisinin internet
kullanımı üzerine etkisini incelediği araştırmasında, ebeveynlerin gelir durumlarıyla
29
Çocuk Anababa İlişki Ölçeği’nin çatışma alt boyutunda anlamlı sonuçlar elde etmiştir.
Yaylacı’nın araştırmasına göre kazancı, masraflarından az olan ebeveynler, kazancı ile
masrafları eşit olanlar ve kazancı masraflarından fazla olan ebeveynlere göre çatışma alt
boyutunda anlamlı seviyede yüksek puan almıştır, yani ebeveynlerin ekonomik durumu
çocuklarıyla kurdukları ilişkiyi etkilemektedir (Yaylacı, 2019).
Erkan (2020), Enneagram modeline göre öğretmen adaylarının kişilik tipleri ile sınıf
yönetimi konusundaki özyeterlik inançları arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Araştırmasını
513 üniversite öğrencisi ile yapmıştır. Araştırmanın sonucunda, sınıf yönetimi özyeterlik
inanç puanlarının kişilik yapılarına göre değiştiği ve tip 5 olanların tip 9’a göre daha
yüksek sınıf yönetimi özyeterlik inancına ve yine tip 5’lerin sonuç beklentisinin tip 4’lere
göre daha yüksek olduğu sonucuna ulaşmıştır (Erkan, 2020).
30
Özyürek ve Çetinkaya (2021), COVID-19 pandemi döneminde ailelerin ve ebeveyn-
çocuk ilişkilerinin incelenmesine yönelik yaptıkları araştırmada, sürecin getirdiği
zorlukların ve gerekliliklerin aileler üzerindeki olumlu ve olumsuz pek çok etkileri
olduğu ayrıca; ebeveynlerin çalışamamasının getirdiği maddi zorluğun, ebeveyn stresini
artırdığı ve aile içi şiddetin artmasına sebep olduğu sonucuna ulaşmışlardır (Özyürek &
Çetinkaya, 2021).
31
3. GEREÇ VE YÖNTEM
32
kısımda Enneagram Kişilik Ölçeği, üçüncü kısımda ise Çocuk Ana Baba İlişki Ölçeği
bulunmaktadır.
Ölçeğin pilot uygulaması 58 kişiyle yapılmış ve test tekrar test kriterine uygun
olduğu sonucuna ulaşılmıştır. İstanbul’dan rastgele örneklem yöntemiyle seçilen 47’si
kadın, 149’u erkek 196 okul yöneticisinden elde edilen verilerle geçerlilik güvenilirlik
çalışmaları yapılmıştır. Ölçeğin 27 maddesinin (a=0,901) mükemmel güvenilirliğe ve
anlamlı düzeyde (p<0,001) madde ayırt ediciliğine sahip olduğu tespit edilmiştir.
33
Enneagram Kişilik Ölçeğinin 9 alt boyutu bulunmaktadır ve aldığı 19,952 faktör
yükü ile toplam varyansın %73,899’unu açıklamaktadır yani örneklem yeterliliğine sahip
olduğu görülmektedir.
Ölçeğin iç tutarlılığı için Cronbach’s Alfa ve Split Half, yapı geçerliliği için
Açımlayıcı Faktör Analizi (AFA) ve Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) kullanılmıştır.
Cronbach’s Alpha değerleri 0 ile 1 arasında yer alır ve alfa katsayısı 1’e
yaklaştıkça, çalışmanın güvenilirliği artar (Kılıç , 2016). Ölçekteki 27 maddenin
Cronbach’s Alpha değeri 0,901’dir. Split Half yöntemiyle yapılan analizde birinci grubun
(1-14 arası maddeler) Cronbach’s Alfa değeri; 0,817 olduğu, ikinci grubun ise (14-27
arası maddeler) Cronbach’s Alfa değerinin 0,813 olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu
verilere göre ölçeğin güvenilirliğinin yüksek düzeyde olduğu söylenilebilir. Yapı
geçerliliği ölçekteki göstergelerin farklı uygulamalarda aynı şekilde işleyip işlemediğini
anlamak için yapılır. Ölçekte bunu test etmek için Açımlayıcı Faktör Analizi (AFA) ve
Doğrulayıcı Faktör Analizinden (DFA) faydalanılmıştır. Enneagram Kişilik Ölçeği’nin
27 maddesinin 9 faktörde toplanmasını test etmek için açımlayıcı faktör analiziyle tespit
edilen modelin doğrulama faktör analizi uyum ölçüleri, alanyazındaki referans
aralıklarına göre değerlendirildiğinde, tasarlanan modelin istatistiksel açıdan uygun bir
model olduğunu göstermektedir.
Enneagram Kişilik Ölçeği’nin alt boyutları, Uzlaşmacı (Tip 9), Başaran (Tip 3),
Yardımcı (Tip 2), Maceracı (Tip 7), Mükemmeliyetçi (Tip 1), Özgün (Tip 4), Gözlemci
(Tip 5), Sorgulayan (Tip 6) ve Reis (Tip 8) olarak adlandırılmıştır. Faktörlerin isimleri
verilirken Acarkan (2014), Batı (2012), Riso, Hudson (1996), Palmer (1991) gibi pek çok
araştırmacının çalışmaları incelenmiş ve onlardan esinlenilmiştir (Subaş & Çetin, 2017).
34
M24, M06, M15 8 Tip 6 Sorgulayan
M08, M17, M26 9 Tip 8 Reis
35
belirlemek üzere uygulanan anket, bir yıl sonra tekrarlanmış ve geçerlilik ve güvenilirlik
açısından uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
36
Yani testin toplam varyansı %36’dır. Ölçeğin faktör yapısının güçlü olması, yapı
geçerliliğinin bir işareti olarak sayılabilmektedir (Akgün & Yeşilyaprak, 2010).
Yapılan araştırma için, bağlı olunan üniversitenin etik kurulundan özel izin
alınmıştır. Çalışmada 135 kişiye ait anket verileri incelenmiş ancak bazı yanıtların istatiki
anlamda tutarsız olması sebebiyle 92 ebeveynin yanıtları ile çalışma sürdürülmüştür.
Verilerin analizleri SPSS 26 ve Smart PLS Version 3.3.2 paket programlarında
gerçekleştirilmiştir.
İlk olarak ölçeklerden elde edilen verinin güvenirliğini test etme amacıyla
Cronbach Alpha değerleri ölçülmüştür. Asgari güvenirlik garanti altına alındıktan sonra
ebeveynlerin Enneagram tipolojisine göre mizaçları tespit edilmiştir.
37
(Hair Jr, Sarstedt, Hopkins ve Kuppelwieser, 2014: 112). Çalışma boyunca elde edilen
tüm modeller 10000 yeniden örnekleme ve 500 maksimum iterasyon ile elde edilmiştir.
38
4. BULGULAR
39
Araştırmaya katılan ebeveynlerin 43’ünün kız çocuğu, 49 tanesinin ise erkek
çocuğu vardır. Çocukların yaş aralığına bakıldığındaysa %44,6’lık bir oran ile 41
tanesinin 48-60 aylık çocuklara, %55,4’lük bir oran ile 51 tanesinin 60-72 aylık çocuklara
sahip olduğu görülmektedir. Ebeveynlerin %64,1’i 25-35 yaş aralığında, 35,9’u 36-45 yaş
aralığındadır. Ebeveynlerin %5,4’ü ilkokul mezunu, %5,4’ü ortaokul mezunu, %31,5’i
lise mezunu, %43,5’i önlisans ya da lisans mezunu, %14,1’i ise lisansüstü eğitim
mezunudur. Gelir durumlarına bakıldığında; %18,5’i asgari ücret ile, %81,5’i asgari ücret
üzeri tutarlarla geçimini sağlamaktadır. Ailelerin %32,6’sının 1 çocuğu, %67,4’ünün ise
2 ya da daha fazla çocuğu vardır. Örneklem grubunun %17,4’ü mükemmeliyetçi (tip 1),
%8,7 si yardımcı (tip 2) %5,4’ü başaran (tip 3), %6,5’i özgün (tip 4), %2,2’si gözlemci
(tip 5), %21,7’si sorgulayan (tip 6), %8,7’si maceracı (tip 7), %9,8’i reis (tip 8), %18,5’i
uzlaşmacı (tip 9) mizaç tiplerindedir.
Bir ölçek için Cronbach Alpha değerinin 0.50’in üzerinde olması, ölçeğin
toplanabilir özelliğinin olduğu yani güvenilir olduğu anlamına gelir. (George and
Mallery, 2003) Tablo 1’de incelenen tüm ölçek ve alt boyutların güvenilirlik değerleri
0,51-0,84 arasında değerler almakta olup, veri setinin istatistiki analiz için asgari
güvenilirliğe sahip olduğu söylenebilir.
40
Bu aşamada her bir katılımcının Enneagram puanlarına göre karakter analizi
yapılmış ve katılımcıların Enneagram tipi belirlenmiştir. Ebeveynlerin Enneagram tipi
başta olmak üzere diğer 6 bağımsız demografik değişken ile birlikte araştırma modeli
SmartPLS programında oluşturulmuş ve Yol Analizi kısmına geçilmiştir.
41
Tablo 3: Ayrışma geçerliği
Fornell-Larcker Kriteri
Çocuk
Ailenin Ebeveyn Ebeveynin
Ebeveynin Çocuk Çocuk Çocuk Anne
Gelir Enneagram Eğitim
Yaşı Cinsiyeti Sayısı Yaşı Baba
Durumu Tipi Durumu
İlişkisi
Ailenin
Gelir 1,000
Durumu
Ebeveyn
Enneagram 0,038 1,000
Tipi
Ebeveynin
Eğitim 0,212 -0,041 1,000
Durumu
Ebeveynin
0,168 0,033 -0,091 1,000
Yaşı
Çocuk
0,036 -0,204 -0,113 0,011 1,000
Cinsiyeti
Çocuk
0,106 -0,098 -0,165 0,189 -0,040 1,000
Sayısı
Çocuk
0,220 0,224 -0,081 0,132 -0,085 0,117 1,000
Yaşı
Çocuk
Anne
-0,277 -0,234 -0,070 -0,158 0,186 0,076 -0,329 0,560
Baba
İlişkisi
Ayırma geçerliği için bir modeldeki her bir değişkene ait AVE’nin karekökünün
değişkenler arasındaki korelasyonlardan büyük olması gerekmektedir. (Fornell ve
Lacker, 1981: 39-50). Tablo 3’te gösterilen AVE değerlerinin karekök değerleri, tabloda
çapraz ve koyu şekildedir. Elde edilen değerler, bulundukları satır ve sütunlardaki tüm
korelasyon değerlerinden daha büyük olduğuna göre ayırma geçerliliğinin sağlandığı
söylenebilir. Modele ait güvenirlik ve uyuşum geçerlik değerleri ise Tablo 4’de
paylaşılmıştır.
42
Tablo 4: Modele ilişkin güvenirlik ve uyuşum geçerlik değerleri
Cronbach's Composite Average Variance
Alpha Reliability Extracted (AVE)
Ailenin Gelir Durumu 1,00 1,00 1,00
Ebeveyn Enneagram Tipi 1,00 1,00 1,00
Ebeveynin Eğitim Durumu 1,00 1,00 1,00
Ebeveynin Yaşı 1,00 1,00 1,00
Çocuk Cinsiyeti 1,00 1,00 1,00
Çocuk Sayısı 1,00 1,00 1,00
Çocuk Yaşı 1,00 1,00 1,00
Çocuk Anne Baba İlişkisi 0,79 0,83 0,31
Model geçerliği için üçüncü ve son başlık ise faktör yükleridir. Faktör yüklerinin
en az 0,30 ve üzerinde olması gerekir. (Holmes-Smith, 2000: 143) Ayrıca modelde
bulunan tüm maddelerin en azından 0,05 anlamlılık düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı
olması beklenir. Modeldeki tüm göstergelere ait faktör yükleri ve yeniden örnekleme
yöntemi ile elde edilen faktör yüklerine ait anlamlılık istatistikleri sırasıyla Tablo 5’de
verilmiştir.
Modelde bulunan tüm göstergelere ait standart faktör yükleri 0,35-1,00 arasında
değişmektedir. Ayrıca yüklerin tamamı 0,05 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlıdır.
43
Tablo 5: Maddelere ait faktör yükü ve anlamlılık değerleri
Faktör
Değişken Madde t p
Yükü
Ailenin Gelir Durumu Ailenin Gelir Durumu 1,000
Ebeveyn Enneagram Ebeveyn Enneagram
1,000
Tipi Tipi
Ebeveynin Eğitim Ebeveynin Eğitim
1,000
Durumu Durumu
Ebeveynin Yaşı Ebeveynin Yaşı 1,000
3,18 0,00
Olumlu 3 0,602
7 1
3,04 0,00
Olumlu 7 0,650
5 2
2,11 0,03
Çatışma 10 0,351
6 4
3,48 0,00
Çatışma 11 0,581
3 0
3,17 0,00
Çatışma 12 0,592
8 1
5,89 0,00
Çocuk Anne Baba İlişkisi Çatışma 13 0,749
1 0
2,89 0,00
Çatışma 14 0,501
9 4
1,97 0,04
Çatışma 2 0,370
4 8
2,88 0,00
Çatışma 3 0,470
5 4
2,55 0,01
Çatışma 4 0,571
4 1
3,32 0,00
Çatışma 6 0,601
3 1
Çocuk Yaşı Çocuk Yaşı 1,000
Çocuk Cinsiyeti Çocuk Cinsiyeti 1,000
Çocuk Sayısı Çocuk Sayısı 1,000
Inner VIF
Çocuk Anne Baba İlişkisi
Ailenin Gelir Durumu 1,168
Ebeveyn Enneagram Mizacı 1,121
Ebeveynin Eğitim Durumu 1,142
Ebeveynin Yaşı 1,079
Çocuk Cinsiyeti 1,08
Çocuk Sayısı 1,109
Çocuk Yaşı 1,144
44
Son olarak modelde çoklu doğrusallık probleminin olmaması için VIF
değerlerinin 5’ten küçük gerekmektedir. (Pallant, 2016: 176). Tablo 6 incelendiğinde tüm
varyans artış faktörlerinin (VIF) 5’in altında kaldığı görülmektedir. Buna göre modelde
çoklu doğrusal bağlantı sorunu bulunmamaktadır.
Beta (β) p
t
katsayıla değerle
değerleri
rı ri
Ailenin Gelir Durumu → Çocuk Anne Baba -0,231 1,489 0,136
İlişkisi Enneagram Tipi → Çocuk Anne Baba -0,104
Ebeveyn 0,773 0,439
İlişkisi
Ebeveynin Eğitim Durumu → Çocuk Anne 0,009 0,051 0,959
Baba İlişkisi
Ebeveynin Yaşı → Çocuk Anne Baba İlişkisi -0,104 0,757 0,449
Çocuk Cinsiyeti → Çocuk Anne Baba İlişkisi 0,167 1,15 0,250
Çocuk Sayısı → Çocuk Anne Baba İlişkisi 0,179 1,171 0,242
Çocuk Yaşı → Çocuk Anne Baba İlişkisi -0,237 1,613 0,107
*0,05 düzeyinde anlamlı p değeri
Tablo 7’de tüm p anlamlılık değerlerinin 0,05’ten büyük olduğu tespit edilmiştir.
Dolayısıyla modelde kurulan 7 ilişkinin tamamının istatistiksel olarak anlamsız olduğu
söylenebilir Ailenin gelir durumu, ebeveyn Enneagram tipi, ebeveynin eğitim durumu,
ebeveynin yaşı, çocuk cinsiyeti, çocuk sayısı ve çocuk yaşı faktörlerinin çocukların
ebeveynleri ile olan genel ilişkisi üzerinde etkili olduğunu söylemek istatistiki olarak
mümkün değildir. Araştırmanın bundan sonraki ikinci kısmında bu faktörlerin, Olumlu
İlişki ve Çatışma İlişkisi üzerindeki etkileri ikinci bir PLS-YEM modeli ile incelenmiştir.
45
Şekil 2: Araştırma modeline ait SmartPLS görünümü
46
Tablo 8: Ayrışma geçerliği
Fornell-Larcker Kriteri
Ailenin Ebeveyn Ebeveynin
Ebeveynin Olumlu Çatışma Çocuk Çocuk Çocuk
Gelir Enneagram Eğitim
Yaşı İlişki İlişkisi Cinsiyeti Sayısı Yaşı
Durumu Tipi Durumu
Ailenin
Gelir 1,00
Durumu
Ebeveyn
Enneagram 0,04 1,00
Tipi
Ebeveynin
Eğitim 0,21 -0,04 1,00
Durumu
Ebeveynin
0,17 0,03 -0,09 1,00
Yaşı
Olumlu
-0,12 -0,14 -0,05 0,14 0,63
İlişki
Çatışma
-0,24 -0,29 -0,06 -0,18 0,41 0,55
İlişkisi
Çocuk
0,04 -0,20 -0,11 0,01 0,27 0,05 1,00
Cinsiyeti
Çocuk
0,11 -0,10 -0,17 0,19 0,26 0,05 -0,04 1,00
Sayısı
Çocuk
0,22 0,22 -0,08 0,13 -0,03 -0,36 -0,09 0,12 1,00
Yaşı
Average
Cronbach's Composite Variance
Alpha Reliability Extracted
(AVE)
Ailenin Gelir Durumu 1,000 1,000 1,000
Ebeveyn Enneagram Tipi 1,000 1,000 1,000
Ebeveynin Eğitim 1,000 1,000 1,000
Durumu
Ebeveynin Yaşı 1,000 1,000 1,000
Olumlu İlişki 0,708 0,790 0,393
Çatışma İlişkisi 0,755 0,807 0,305
Çocuk Cinsiyeti 1,000 1,000 1,000
Çocuk Sayısı 1,000 1,000 1,000
Çocuk Yaşı 1,000 1,000 1,000
47
maddelere ait faktör yükleri ve yeniden örnekleme yöntemi ile elde edilen anlamlılık
istatistikleri sırasıyla Tablo 10’da verilmiştir.
Faktör
Değişken Madde t p
Yükü
Ailenin Gelir Durumu Ailenin Gelir Durumu 1,000
Ebeveyn Enneagram Ebeveyn Enneagram
1,000
Tipi Tipi
Ebeveynin Eğitim Ebeveynin Eğitim
1,000
Durumu Durumu
Ebeveynin Yaşı Ebeveynin Yaşı 1,000
2,51
Olumlu 1 0,53 0,012
2
2,08
Olumlu 10 0,514 0,037
6
2,51
Olumlu 2 0,502 0,012
Olumlu İlişki 2
2,81
Olumlu 3 0,701 0,005
5
Olumlu 7 0,796 3,18 0,001
3,31
Olumlu 9 0,663 0,001
7
Çatışma 10 0,356 2,07 0,038
3,25
Çatışma 11 0,55 0,001
3
Çatışma 12 0,657 3,56 0,000
6,56
Çatışma 13 0,795 0,000
5
2,87
Çatışma 14 0,505 0,004
3
Çatışma İlişkisi 2,08
Çatışma 2 0,406 0,037
3
4,24
Çatışma 3 0,581 0,000
3
2,21
Çatışma 4 0,481 0,027
5
Çatışma 6 0,53 2,6 0,009
2,87
Çatışma 9 0,536 0,004
7
Çocuk Yaşı Çocuk Yaşı 1,000
Çocuk Cinsiyeti Çocuk Cinsiyeti 1,000
Çocuk Sayısı Çocuk Sayısı 1,000
48
Modelde bulunan tüm göstergelere ait standart faktör yükleri 0,35-1,00 değerleri
arasında değişmektedir. Ayrıca yüklerin tamamı 0,05 düzeyinde istatistiksel olarak
anlamlıdır.
Inner VIF
Olumlu İlişki Çatışma İlişkisi
Modelin bu haliyle tüm yapısal kıstasları sağladığı görülmüş ve yol katsayılarına ait
değerlendirmelere geçilmiştir.
49
Tablo 12: Yeniden örnekleme yol analizi istatistikleri
Beta (β) t p
katsayıları değerleri değerleri
Ailenin Gelir Durumu → Olumlu İlişki -0,181 1,27 0,204
Ailenin Gelir Durumu → Çatışma İlişkisi -0,143 0,948 0,343
Ebeveyn Enneagram Tipi → Olumlu İlişki -0,034 0,235 0,814
Ebeveyn Enneagram Tipi → Çatışma İlişkisi -0,217 1,602 0,109
Ebeveynin Eğitim Durumu → Olumlu İlişki 0,087 0,674 0,501
Ebeveynin Eğitim Durumu → Çatışma İlişkisi -0,057 0,333 0,739
Ebeveynin Yaşı → Olumlu İlişki 0,133 0,994 0,32
Ebeveynin Yaşı → Çatışma İlişkisi -0,12 0,834 0,405
Çocuk Cinsiyeti → Olumlu İlişki 0,288 2,165 0,03*
Çocuk Cinsiyeti → Çatışma İlişkisi -0,03 0,194 0,846
Çocuk Sayısı → Olumlu İlişki 0,270 2,287 0,022*
Çocuk Sayısı → Çatışma İlişkisi 0,106 0,684 0,494
Çocuk Yaşı → Olumlu İlişki -0,018 0,105 0,916
Çocuk Yaşı → Çatışma İlişkisi -0,286 2,002 0,045*
*0,05 düzeyinde anlamlı p değeri
Ayrıca çocuk sayısının da yine olumlu ilişki üzerinde etkisi incelendiğinde etki
istatistiksel olarak anlamlıdır (t=2,287, p=0,022<0,05). Buna göre en az 2 çocuklu
ailelerde, tek çocuklu ailelere göre daha yüksek seviyede olumlu ilişki kurulduğu yorumu
yapılabilir. (β=0,270). Çocuk sayısı ile çatışma ilişkisi arasında ise istatistiksel olarak
anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (p>0,05).
Diğer yandan çocuk yaşı ile çatışma ilişkisi arasındaki etki istatistiksel olarak
anlamlı görülmektedir (t=2,002, p=0,045<0,05). İlişkiye ait β katsayısı -0,286 şeklinde
hesaplanmıştır. Buradan hareketle, 60-72 ay arasında olan çocuklara ait ebeveynlerin, 48-
60 ay arasında çocuklu ebeveynlere göre daha düşük seviyede çatışma ilişkisi kurma
eğiliminde oldukları yorumu yapılabilir. Çocuk yaşının olumlu ilişki üzerindeki etkisi ise
istatistiksel olarak anlamlı değildir (p>0,05).
Ebeveynlerin Enneagram tipine göre 9 alt boyuta ait ilişki puanları, kişilerin
ölçek maddelerine verdikleri cevapların ortalamaları alınarak hesaplanmıştır. Her bir
kişilik tipinde ayrı ayrı olmak üzere, olumlu ve çatışma ilişkileri için ebeveynlerin ilişki
puan ortancaları Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi kullanılarak karşılaştırılmıştır. Elde edilen
sonuçlar aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
50
4.4 Ebeveynlerin Enneagrama göre Kişilik Tiplerinin Anne Baba İlişkilerinin
İlişki Türüne Göre İncelenmesi
Tablo 13: Farklı kişilik tiplerindeki ebeveynlerin çocuk anne baba ilişkilerinin ilişki türüne göre
karşılaştırılması
Ortanca Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi
Olumlu Çatışma
Ebeveyn Enneagram
n İlişki İlişkisi Z p
Tipi
Puanı Puanı
Mükemmeliyetçi 16 1,90 2,43 -3,212 ,001*
Yardımcı 8 1,90 2,43 -2,375 ,018*
Başaran 5 1,70 2,14 -2,023 ,043*
Özgün 6 2,05 2,11 -,734 ,463
Gözlemci 2 1,40 2,36 -1,342 ,180
Sorgulayan 20 1,95 2,21 -2,456 ,014*
Maceracı 8 1,60 2,21 -2,100 ,036*
Reis 9 1,70 2,36 -2,214 ,027*
Uzlaşmacı 16 1,70 2,00 -1,965 ,049*
*0,05 düzeyinde anlamlı p değeri
51
Özgün ebeveynlere ait çatışma ilişkisi ortancası ile (2,11) olumlu ilişki ortancası
(2,05) arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildir (Z=-0,734, p=0,463<0,05).
Buna göre özgün ebeveynlerin çocukları ile kurdukları olumlu ve çatışma ilişkilerinden
herhangi biri, diğerinden daha güçlü ya da daha baskın demek mümkün değildir.
52
5. TARTIŞMA
53
öntest ve sontest sonuçlarında belirgin bir farklılık olmadığı sonucuna ulaşmışlardır
(Gündüz & Keskin, 2019). Her kişilik tipinin, başarılı olduğu konu farklı olduğundan,
kendilerini tanımaları ve kişilik tiplerini bilmeleri, eğilimlerinin dışında bir beceriyi
artıramamış olabilir. Eğitim süresi daha uzun olsa, her bir bireyin daha fazla derinleşip,
kendileri üzerine çalışabileceği düşünülmektedir. Güney Kore’de Inje Üniversitesi’nde 1.
ve 2. sınıf tıp öğrencilerinin Enneagram tipolojisine göre empati farklılıkları
değerlendirilmiştir. Tip 2 ve tip 6 en yüksek empati puanını alırken, başarı odaklılıklarıyla
ön plana çıkan tip 3 en düşük puanı almıştır (HyeRin, ve diğerleri, 2019). Böylece
bireylerin kişilik yapılarının empati becerileri ile ilişkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Tip
2’lerin en öne çıkan özelliklerinden olan merhamet, onların empati becerisini
beslediğinden bu sonuç şaşırılmayacak bir sonuçtur. Ancak güven odaklı olan ve netlik
arayışında olan 6’ların empati puanlarının yüksek çıkması araştırmanın şaşırtıcı bir
sonucudur. 3’lerin empati puanının düşük olması da onların bireyselci yanlarıyla ilişkili
olabilir. Ateş (2019), yaptığı araştırmada öğretmenlerin güç mesafe algılarını mizaçlara
göre değerlendirmiş ve öğretmenlerin mizaçlarına göre farklı güç mesafe algılarına sahip
oldukları sonucuna ulaşmıştır. Araştırmaya göre; öğretmenlerin gücü kabul etmeleri ya
da onu sorgulamaları, doğuştan getirdikleri mizaç eğilimleriyle ilişkilidir. (Ateş, 2019).
Kişilerin bir kuralı benimsemesi, benimsememesi, onu kabul etme süresi, sorgulaması,
ona verdiği tepki, tepkiyi ne zaman ve ne şekilde verdiği gibi pek çok faktör mizaç ve
kişilik yapılarıyla ilişkili olduğundan, Ateş böyle bir sonuca ulaşmış olabilir. Örneğin bir
yöneticinin kurduğu otoriteyi tip 1 olan insanlar, kurallara uymak adına hızlıca kabul
ederken, tip 7’nin daha rahat davranması, 6’nın o kişiyle ve kurduğu otoriteyle alakalı
pek çok soru sorması oldukça olasıdır. Kişilik tipleri arasında bu farklılıkların,
araştırmanın sonuçlarına yön vermiş olabileceği düşünülmektedir. ABD’de Arkansas
Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada ise deney ve kontrol gruplarına farklı yoğunlukta
Enneagram Eğitimi verilmiş ve Washington Üniversitesi Cümle Tamamlama Testi ile
ego gelişimlerine bakılmıştır. Öntest ve sontest puanları incelendiğinde, yoğun
Enneagram eğitimi verilen grubun ego gelişim puanlarında belirgin bir artış olduğu
görülmüştür (Daniels , Saracino, Fraley, Christian, & Pardo, 2018). Enneagram’ın
kullanım alanlarından biri de kişisel gelişimdir ve kişilerin olumlu ve olumsuz
potansiyellerini tanımaları, ego gelişimleri üzerinde Daniels ve arkadaşlarının (2018)
çalışmasında görüldüğü gibi olumlu bir sonuç vermiştir. Az Enneagram eğitimi verilen
grubun, o süre zarfında yeterince derinleşememiş olmaları, ego gelişim puanlarında diğer
grup kadar yüksek farklılıkların oluşmamasına sebep olmuş olabilir. Matise (2018);
54
Enneagram’ın aile terapisinde kullanılmasına örnek vermiştir ve insan davranışlarının
geniş bir spektrumu olduğunu ve Enneagram’ın bu davranışları kavramsallaştırmaya ve
insanın merceği kendisine tutarak kendisiyle ilgili farkındalık geliştirmesine yardımcı
olduğu sonucunu paylaşmıştır (Matise, 2018). Muhataplarımızın davranışlarını daha
kolay görebilmemiz, problem davranışları belirlerken objektif olamamamıza sebep
olabilmektedir. Bir problemi derinlemesine konuşurken, örneğin terapötik süreçte,
öncelikle kendimizi tanımak, yaşanılanların ne kadarının bizim algımızla ilişkili
olduğunu belirlemek, sürecin çözümlenmesine yardımcı olabilir. Ndirangu ve
arkadaşlarının yaptığı araştırma da Matise’nin çalışmasını destekler niteliktedir.
Ndirangu, Gikonyo ve Mutisya (2019); Kenya’nın Kiambu ilçesindeki evli çiftlerin
Enneagram kişilik tipleri konusundaki farkındalıklarının evlilik doyumlarını nasıl
etkilediğini incelemişlerdir. 115 çift ile yürüttükleri çalışmada, katılımcılara Enneagram
tipleri ve evlilik doyumlarıyla ilgili çeşitli testler ve Enneagram tipi farkındalığına
yönelik eğitim verilmiştir. Ön test ve son test yapılarak veriler analiz edilmiş ve
sonucunda çiftlerin Enneagram tipleri konusundaki farkındalığın evlilik doyumlarını
etkilediği sonucuna ulaşılmıştır (Ndirangu , Gikonyo, & Mutisya, 2019). Kişilerin
kendilerinin ve muhataplarının davranışlarına yön veren motivasyonların farklılığını
kavramsallaştırılmış şekilde dinlemelerinin, empati becerileri üzerinde olumlu yönde etki
sağlaması beklenildiğinden, araştırmanın sonucu beklenilen bir sonuçtur.
55
1 ebeveynler mükemmeliyetçilikleriyle, tip 3’ler imaj ve başarı odaklılıklarıyla, 6’lar
kontrolcülükleri ve kaygılarıyla, 8’ler mutlak hakimiyet arayışlarıyla olumsuz ilişki
kuruyor olabilecekleri düşünülen kişilik tipleri olmuştur ancak sonuçlar beklenilenin
aksidir. Örneklem grubundaki ebeveynlerin çoğunluğunun çocuklarıyla olumlu ilişki
kurmaya eğilimli olduğu ve her birinin çocuklarıyla olan iletişimlerinde sağlıklı seviyede
olmaları da ihtimaller arasındadır.
56
Dursun (2010), okul öncesi dönemdeki çocukların davranış problemleriyle anne
baba tutumları arasındaki ilişkiyi anlamaya yönelik yaptığı araştırmasında ailelerin
sosyoekonomik durumu düştükçe, çocuklarıyla ilgili daha kontrolcü oldukları sonucuna
ulaşmıştır. Çocukların ilerleyen yaşlarında sağlıklı ilişkiler kurabilmeleri için aileleriyle
olan etkileşim çok önemli olduğundan, bu etkileşimde anne baba tutumları da süreç
açısından oldukça belirleyicidir (Dursun, 2010). Sosyoekonomik durumun düşük olması,
ailelerin kaygı düzeyini yükselteceğinden, kontrolcülük davranışını artırmış olabilir.
Aşırı kontrolcülük olumsuz bir eylem olarak değerlendirildiğinde, iletişim sürecini
olumsuz yönde etkileyecektir. Sosyoekonomik düzeyin bu bağlamda etkili olduğu
sonucuna ulaşılması, araştırmamız ile örtüşmemektedir. Günsel (2010), zihinsel engel
tanılı çocuklara sahip ailelerin, aile işlevlerini çeşitli değişkenlere göre incelediği
araştırmasında, ailenin gelir durumu yükseldikçe, aile işlevlerinin de olumlu yönde
yükseldiği sonucuna varmıştır (Özyurt, 2011). Gelir düzeyinin yükselmesi, ailelerin alım
gücünü ve maddi manevi zorlandıkları durumlarda destek alabilme yeterliliğini
etkilediğinden, aile işlevlerini de olumlu yönde etkilemiş olabilir.
57
ulaşmıştır. 20-39 yaş aralığındaki babaların, 50 yaş üzeri babalara göre baba-çocuk
ilişkilerinin daha yüksek çıkması, yaşlarının dinamiklikleri üzerindeki etkisinden
kaynaklanıyor olabilir. Eğitim durumu yükseldikçe, yaşadıkları çatışmanın azalması ise,
eğitim durumunun yükseldikçe ebeveynlik tarzlarının değişmesi, geleneksel yöntemlerin
yerine modern yöntemleri de kullanma tercihleriyle ilişkili olabileceği düşünülmektedir.
58
annenin çocuğu ile kurduğu iletişimdeki empatik becerilerinin çocuğun cinsiyetine göre
farklılaşmadığını bulmuştur (Aral & Körükçü , 2005). Empati, kişilerin muhataplarıyla
değil, kendileriyle ilgili bir beceri olduğundan muhataplarının yaş, cinsiyet gibi
değişkenleri, bu becerinin kullanımını etkilemiyor olabilir. Terkoçin ve Tuzcuoğlu
(2014), okul öncesi eğitim kurumuna devam eden 48-66 aylık çocukları olan ebeveynlerin
çocuklarıyla iletişim kurma düzeyleri ve davranış sorunları arasındaki ilişkiyi çeşitli
değişkenler açısından inceledikleri araştırmalarında, ebeveynlerin çocuklarıyla
kurdukları iletişimin ailenin gelir durumu, ebeveynlerin eğitim düzeyleri, kardeş sayısı
gibi faktörlere göre değiştiğini ancak çocukların cinsiyetine göre farklılaşmadığı
sonucuna ulaşmışlardır (Tuzcuoğlu & Tarkoçin, 2014). Sezer, Yılmaz ve Koçyiğit (2016)
çocukların oyun becerileriyle aile çocuk ilişkisini araştırdıkları araştırmalarında,
çocukların oyun becerilerinin ve aile çocuk ilişkilerinin cinsiyete göre değişmediği
sonucuna ulaşmışlardır (Sezer, Yılmaz, & Koçyiğit, 2016). Sezer ve arkadaşlarının bu
çalışması da Pekkarakaş, Tuzcuoğlu & Terkoçin ve Aral & Körükçü’nün çalışmalarıyla
aynı doğrultudadır (Aral & Körükçü , 2005; Pekkarakaş, 2010). Araştırmaların yapıldığı
şehir, oraya ait kültürel değerler, ilişkiye ya da kişilere yüklenilen anlamlar değiştiğinden,
çalışmaların sonucunda birbirinden farklı sonuçlara ulaşılmıştır. Her bir araştırmanın
kapsayıcılığı bir şehir ya da ilçe ile sınırlıdır. Dolayısıyla farklı kültürel değerlere sahip
olan toplulukların, aynı konu hakkındaki görüşleri değerlendirilmemiştir.
Bolat (2016), 60-72 aylık çocuğu olan ailelerin çocuk yetiştirme tutumlarını
demografik değişikliklere göre incelediği araştırmasında, çocuk sayısının ebeveynlerin
çocuklara karşı olan tutumunu etkilediği sonucunu elde etmiştir. Araştırma sonucuna
göre; iki çocuğu olan aileler, tek çocuğu olan ve 3 ve üzeri çocuğu olan ailelere göre daha
yüksek olumlu puan almışlardır (Bolat, 2016). Çalışmamızda, ebeveynlerin olumlu ilişki
seviyesinin çocuk sayısına göre değiştiği sonucuna ulaşıldığından, Bolat ile çalışmamız
aynı sonuçları vermiştir. Çocuk sayısının artmasıyla ebeveyn çocuk ilişkisinin olumlu
yönde değişmesi, çocuklar arasında akran ilişkisinin oluşması ya da ebeveynlerin ilk
çocuktan sonra kazandıkları deneyimle ilişkili olabilir. Aslanoğlu (2004), çeşitli engel
gruplarına sahip çocuğu olan ailelerin, aile içi ilişkilerini incelediği araştırmasında, tek
çocuklu ailelerin üç ya da daha fazla çocuğu olan ailelere göre çocuklarına daha fazla ilgi
gösterebildikleri ve daha olumlu bir ilişki kurdukları sonucuna ulaşmıştır. Ayrıca
araştırmasında, gelir düzeyinin aile içi ilişkileri etkilediğini, gelir düzeyinin düştükçe aile
içi ilişkilerin bundan olumsuz olarak etkilendiğini belirtmektedir (Aslanoğlu, 2004). Tek
59
çocuğun olması, ailenin çocuğa ayırabileceği vakti olumlu yönde etkileyeceğinden,
araştırmada böyle bir bulguya ulaşılmış olabilir.
60
cinsiyetine ve çocuk sayısına göre değiştiği, çatışma seviyesinin ise çocuğun yaşına göre
değiştiği sonucuna ulaşılmıştır.
61
6. SONUÇ VE ÖNERİLER
Ebeveynlerin farklı kişilik tipleri, çocuk anne baba ilişkileri, ilişki türüne göre
karşılaştırıldığında tip1, tip2, tip3, tip6, tip7, tip8 ve tip9’un çocuklarıyla olumlu ilişki
kurma eğiliminde oldukları sonucuna ulaşılırken; tip4 ve tip5’de anlamlı bir sonuç elde
edilememiştir.
4.) Ebeveyn-çocuk ilişkisi, yine Enneagram modeline göre her bir kişilik tipi
için ayrı bir çalışma olacak şekilde daha detaylı incelenebilir.
62
eğitiminin ebeveyn çocuk ilişkisini farklılaştırıp farklılaştırmadığı
belirlenmiş olur.
9.) Ebeveynlerin olumlu ilişki seviyesinin çocuk sayısına göre neden değiştiği
araştırılabilir.
63
KAYNAKLAR
Acarkan, İ. (2018), Enneagram ile Kendini Keşfet. İstanbul: 1.Baskı, Timaş Yayınları.
Acarkan, İ. (2020), Enneagram ile Çocuğunu Keşfet. İstanbul:1. Baskı Timaş Yayınları.
Acarkan, İ.(2018), Kutluca , A., & Serttürk, S. İlişkilerin 9 Rengi. İstanbul: 1. Baskı, Kurtuba Yayıncılık.
Acat, M., & Aslan, M. (2011). Okulların Karakter Eğitimi Yetkinliği Ölçeği. Değerler Eğitimi Dergisi,
Cilt:9 No:21 7-27.
Akaroğlu, G., Dağ, N., Beserek, S., Selvi, M., & Altıparmak, Ş. (2019). Ebeveyn Çocuk İletişiminde
Oyunun Rolü. Karatay Sosyal Araştırmalar Dergisi, 208-228.
Akgün, E., & Yeşilyaprak, B. (2010). Çocuk Anababa İlişki Ölçeği Türkçe Formunun Geçerlik Güvenilirlik
Çalışması. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 44-53.
Aksu, İ. (2012). İbn Sina Felsefesinde Mizaç Kavramı ve Nefs ile Olan İlişkisi. Marmara Üniveritesi
Yüksek Lisans Tezi.
Arabacı, N., & Ömeroğlu, E. (2013). 48-72 Aylık Çocuğa Sahip Anne-Babaların Çocukları İle
İletişimlerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Dergisi, 41-53.
Aral, N., & Körükçü , Ö. (2005). Altı Yaş Grubundaki Çocukların Annelerinin Empatik Becerilerinin
İncelenmesi. XIV. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi.
Aslanoğlu, M. (2004). Otistik, Zihinsel, İşitme, Görme ve Bedensel Engelli Çocuğu Bulunan Ebeveynlerin
Aile İçi İlişkilerinin İncelenmesi. Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 104.
Ateş, A. (2019). Öğretmenlerin Mizaçları ile Güç Mesafe Algıları Arasındaki İlişki. Marmara Üniversitesi
İstanbul Sabahattin Zam Üniversitesi Eğitim Yönetimi ve Denetimi Ortak Yüksek Lisans
Programı.
Aytar, A., Aksoy, A., & Kaytez, N. (2014). Anne Kişiliği ve Çocuğun Mizaç Özelliği. Uşak Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi, 237-251.
Azar, F. S., & Fatahy, O. (2014). Enneagram Kişilik Tipleri Eğitiminin Öğrencilerin Eğitimsel Uyumuna
Etkisi. Klinik Psikoloji ve Kişilik, 2(10), 29-40.
Batı, U. (2018), Enneagram ile Kişilik Analizi. İstanbul: 4. Baskı, Alfa Yayıncılık.
Bolat, E. (2016). 5-6 Yaş Grubu Çocuğa Sahip Ailelerin Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Bazı Demografik
Değişkenler Açısından Değerlendirilmesi. Turkish Journal of Primary Education, 54-65.
Boz, D., Duran, C., & Meral, H. (2021). Enneagram Kişilik Tiplerinin İş Performansı Üzerindeki Etkisi.
Electronic Journal of Social Sciences.
Boz, D., Kardaş, İ., & Altınbay, A. (2019). Muhasebe Hizmeti Alan Mükelleflerin Kişilik Özelliklerinin
Müşteri Bağlılığı ile İlişkisi. Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi.
64
Connell, C. M., & Prinz, R. J. (2002). The İmpact of Childcare and Parent-Child İnteractions on School
Readines and Social Skills Development for Low -İncome African American Children . Journal
of School Psychology , 177-193.
Çiçek , İ., & Aslan, A. E. (2020). Kişilik ve Beş Faktör Kişilik Özellikleri: Kuramsal Bir Çerçeve. Batman
Üniversitesi Yaşam Bilimleri Dergisi, Cilt: 10 Sayı:1 137-147.
Daniels , D., Saracino, T., Fraley, M., Christian, J., & Pardo, S. (2018). Advancing Ego Development in
Adulthood Through Study of the Enneagram System of Personalty. Journal of Adult Development,
229-241.
Demirel Yılmaz, E., Gençer, A. G., Ünal, Ö., & Aydemir, Ö. (2014). Enneagram'dan Dokuz Tip Mizaç
Modeli'ne: Bir Öneri. Eğitim ve Bilim Dergisi, Cilt: 39 Sayı:173.
Demirel, M. (2009). Sınıf Öğretmenlerinin ve Okul Yöneticilerinin Karakter Eğitimine İlişkin Öz-
Yeterlilik İnançları. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 37: 36-49.
Dereli, E., & Dereli, B. M. (2017). Ebeveyn Çocuk İlişkisinin Okul Öncesi Dönem Çocuklarının
Psikososyal Gelişimlerini Yordaması. YYÜ Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt XIV sayı: 1: 227-258.
Dursun, A. (2010). Okul Öncesi Dönemdeki Çocukların Davranış Problemleriyle Anne Baba Tutumları
Arasındaki İlişkinin İncelenmesi. Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü İlköğretim
Anabilim Dalı Okul Öncesi Öğretmenliği Programı.
Erçin, H. Ş. (2018). Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları ile Enneagram Kişilik Tipleri Arasındaki İlişkinin
Değerlendirilmesi. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı, 27.
Erdoğan , H. (2019). İslam Düşüncesinde Basiret ve Firaset Kavramlarının Din Psikolojisi Açısından
İncelenmesi. Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Erermiş, S., Bellibaş , E., Özbaran , B., Büküşoğlu , N., Altıntoprak, E., Bildik, T., & Çetin, S. (2019).
Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu Olan Okul Öncesi Yaş Grubu Çocukların Annelerinin Mizaç
Özellikleri. Türk Psikiyatri Dergisi, 14-21.
Ergün, Ü. B. (2020). Gazali Düşüncesinde Eğitimin Fıtrat ve Mizaç ile İlişkisi. Afyon Kocatepe Üniversitesi
İslami İlimler Fakültesi, 3 (1): 23-38.
Erkan, İ. (2020). Enneagram Modeline Göre Öğretmen Adaylarının Kişilik Tipleri ile Sınıf Yönetimi Öz
Yeterlik İnançları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi. İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi
Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi Bilim Dalı.
Farrell, A., Brook, C., Dane, A., Marini, Z., & Volk , A. (2015). Relations Between Adolescent Ratings of
Rothbart's Temperament Questionnaire and the HEXACO Personality Inventory. Journal of
Personality Assessment, 163-171.
Gianina, L., & Malina. (2020). Excessive Internet Use and Parent-Child Relationship. Agora Psycho-
Pragmatica, 1-9.
Gökkaya, A. (2020). Anne Babaların; Enneagram Bilgisi, Ebeveyn Tutumları ve Affedicilik Düzeylerinin
Bazı Değişkenlere Göre İncelenmesi. T.C. Maltepe Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
Psikoloji Anabilim Dalı Psikoloji Yüksek Lisans Programı.
Gözübüyük, A., & Özbey, S. (2020). Okul Öncesi Dönem Çocuklarının Motivasyon Düzeyleri ile Baba-
Çocuk İlişkisi Arasındaki İlişkinin İncelenmesi. IBAD Sosyal Bilimler Dergisi, 23-37.
65
Gündüz, E., & Keskin, N. (2019). Yaratıcı Liderlik Geliştirmede Enneagram Öğretisinin Rolü. Akademic
Platform Journal of Education and Change.
Hakkoymaz, S. (2017). Eğitim Fakültesi Öğrencilerinin Eleştirel Düşünme Eğilimleri ile Yazma Kaygıları
Arasındaki İlişki. Ihlara Eğitim Araştırmaları Dergisi, 24-38.
Hazar, Ç. M. (2006). Kişilik ve İletişim Tipleri. Selçuk İletişim Cilt:4, Sayı:2, 125-140.
Helany, A. (2006). Enneagram: Exploring Learning Styles of Engineering Students. IEEE GCC Konferansı.
Manama, Bahreyn: IEEE.
Höl, Ş. (2017). Annelerin Çocuklarına Yönelik İletişim Becerilerinin 5-6 Yaş Grubu Çocuklarının İletişim
Becerileri Üzerindeki Yordayıcı Etkisi . Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, 351-381.
HyeRin, R., Kyung Hye , P., Hyo Jeong, K., Kim, D., Son, H., Shin, D., . . . Heo, D. (2019). Understanding
Medical Students Empathy Based on Enneagram Personalty Types. Korean Journal Of Medical
Education, 31 (1) 73-82.
Ilieva, R., & Nikolov, M. (2019). Akıllı Çevik Entegrasyon için Enneagram Yaklaşımı. Uluslararası Akıllı
ve Sürdürülebilir Büyüme için Yaratıcı İşletme Konferansı. IEEE.
Işıkoğlu, N., & İvrendi, A. B. (2008). Anne ve Babaların Oyuna Katılımı. Pamukkale Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Dergisi, 47-57.
İyem, C., İyem, B., & Ulutaş, F. (2018). İşe Alma ve Yerleştirmede Enneagram Kişilik Testi'nin
Uygulanabilirliği Üzerine Bir Değerlendirme. Uluslararası Kafkasya Orta Asya Dış Ticaret ve
Lojistik Kongresi (s. 1274-1281). Aydın-Didim: UKODLK.
İyem, C., İyem, B., & Ulutaş, F. (2018). İşe Alma ve Yerleştirmede Enneagram Kişilik Tezti'nin
Uygulanabiliriği Üzerine Bir Değerlendirme. IV. International Caucasus Central Asıa Foreıgn
Trade and Logistics Congress , 1274-1281.
Kam, C. (2018). Integrating Divine Attachment Theory and the Enneagram to Help Clients of Abuse Heal
in Their Images of Self, Others and God. Pastoral Psychol, 341-356.
Kanca, J. N., Hall, T. W., Davis, D. E., Van Tongeren, D. R., & Conner, M. (2020, Kasım 20). The
Enneagram: A Systematic Review of the Literature and Directions for Future Research. 2020
Wiley Periodicals LLC, s. 865-883.
Karadağ, E. (2010). Eğitim Bilimleri Doktora Tezlerinde Kullanılan Araştırma Modelleri: Nitelik
Düzeyleri ve Analitik Hata Tipleri. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi , Cilt:16 sayı:1 syf:
49-71.
Kaya, İ. (2020). Okul Öncesi Dönemdeki Çocukların Fiziksel ve İlişkisel Saldırganlıklarının Mizaç
Özellikleriyle İlişkisinin İncelenmesi . İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi.
Kılıç , S. (2016). Cronbach'ın Alfa Güvenirlik Katsayısı. Journal of Mood Disorders, Cilt: 6 sayı:1.
Kıral, B., & Çilek , A. (2020). 2023 Vizyon Belgesi'nin Karakter Eğitimi Bakımından Değerlendirilmesi.
Milli Eğitim Dergisi, 49(225), 5-22.
Kırman, A., & Doğan, Ö. (2017). Anne Baba Çocuk İlişkileri: Bir Meta-Sentez Çalışması. H.Ü. Sağlık
Bilimleri Fakültesi Dergisi, Cilt 4 Sayı 1.
Komasi, S., Zakiei, A., Ramin, S., Ghasemi, Gilan, N. R., Veisi, A., . . . Saeidi, M. (2019). Is Enneagram
Personalty System Able to Predict Perceived Risk of Heart Disease and Readiness to Lifestyle
Modification? Annals of Cardiac Anaesthesia, Volume:22 Issue:4.
66
Koyuncu, Z. (2019). Ahlat-ı Erbaa/Humoral Patoloji Teorisi ve Divan Şiirinde Hakkani Örneğinde İşlenişi.
Hikmet Akademik Edebiyat Dergisi, 5. sayı syf 75-97.
Kök, E. E., & Ünal, F. (2018). Ebeveynlerin Çocukları ile İlişkilerinin Bazı Değişkenler Açısından
İncelenmesi. Kastamonu Education Journal, 26 (5), 1437-1446.
Kristin, A., Allen, K., & Tech, V. (2010). The Nature of Love: Understanding the Enneagram Types as
Nine Expressions of Attachment. The Enneagram Journal , 6-22.
Lindsey, E. W., Cremeens, P. R., Colwell, M. J., & Caldera, Y. M. (2009). The Structure of Parent–Child
Dyadic Synchrony in Toddlerhood and Children’s Communication Competence and Self-control.
Social Development, 375-396.
Matise, M. (2018). The Enneagram: An Enhancement to Family Therapy. Springer, 41: 68-78.
Meydan, H. (2012). İlköğretim Okullarında Değerler ve Karakter Eğitimi. Sakarya Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri.
Morris, L. R., & Cramer, S. F. (1996). The Enneagram and the Library. Library Management, 20-29.
Murphy, K. L., Martin, M., & Don, M. (2018). Parental Stress and Parent-Child Relationships in Recently
Divorced, Custodial Mothers. European Journal of Educational Sciences.
Ndirangu , S., Gikonyo, J., & Mutisya, S. (2019). Awareness of Enneagram Personality Types and Marital
Satisfaction Among Married Couples in Kiambu County, Kenya. İntarnational Journal of Arts
Humanities and Social Sciences, 19-38.
Oosthuizen, G. (2013). The Enneagram Map Of The Human Psyche. The Enneagram Journal , 51-73.
Orhan, M. (2010). Okul Öncesi Kaynaştırma Öğrencileriyle Normal Gelişim Gösteren Öğrencilerin Sosyal
Beceri ve Problem Davranışlarının Düzeyi ile Öğretmenlerin Kaynaştırmaya İlişkin Görüşlerinin
İncelenmesi. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi.
Öngider, N. (2013). Anne Baba ile Okul Öncesi Çocuk Arasındaki İlişki. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar,
5(4): 420-440.
Özdemir, O., Özdemir, P., Kadak, M. T., & Nasıroğlu, S. (2012). Kişilik Gelişimi. Psikiyatride Güncel
Yaklaşımlar, 566-589.
Özel, E., & Zelyurt, H. (2016). Anne Baba Eğitiminin Aile Çocuk İlişkilerine Etkisi. Sosyal Politika
Çalışmaları Dergisi, 9-34.
Özkaya, B. (2015). Ebeveyn Çocuk İlişkisi Üzerine Odaklanan Bir Oyun Terapisi Yaklaşımı: Filial Terapi.
Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 7 (2) 208-220.
Özüdoğru, Ş. (2014). Nitel Araştırmanın İletişim Araştırmalarında Rol ve Önemi Üzerine Bir Deneme.
Global Media Journal: TR Edition 4(8).
Özyurt, Ö. (2011). Hafif Zihinsel Engelli Çocuğu Olan Annelerin Algıladıkları Aile İşleyişi ve Aile Yaşam
Kalitesinin Sosyo-Demografik Değişkenler Açısından İncelenmesi. Maltepe Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Psikoloji Anabilim Dalı Gelişim Psikolojisi Programı, 72.
Özyürek, A. (2004). Kırsal Bölge ve Şehir Merkezinde Yaşayan 5-6 Yaş Arası Çocuğa Sahip Anne-
Babaların Çocuk Yetiştirme Tutumlarının İncelenmesi . Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Enstitüsü Çocuk Gelişimi ve Ev Yönetimi Anabilim Dalı Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bilim Dalı, 74.
67
Özyürek, A., & Çetinkaya, A. (2021). COVID-19 Pandemi Döneminde Aile ve Ebeveyn-Çocuk
İlişkilerinin İncelenmesi. Çağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 96-106.
Palmer, H. (2010). Ruhun Aynası Enneagrama Yansıyan İnsan Manzaraları. İstanbul: Kaknüs Psikoloji.
Pekkarakaş, E. (2010). 3-6 Yaş Çocukların Babalarının Çocuk Yetiştirme Tutumları ile Eğitime Katılım
Düzeyleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi. Dokuz Eylül Üniverstesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü
İlköğretim Anabilim Dalı Okul Öncesi Öğretmenliği Programı Yüksek Lisans Tezi.
Popejoy, E. K., Perryman, K., & Suarez, A. (2017). Using the Enneagram to Facilitate Resolution of
Supervisory Conflict. Journal of Counselor Practice, 136-154.
Rakhmanov, O., Demir, A., & Dane, Ş. (2020). Yurtta Kalan Erkek Üniversite Öğrencilerinde Enneagram
Kişilik Tipleri ile Çatışma Sorunları Arasındaki İlişkiler. Journal of Research in Medical and
Dental Science, 28-32.
Riso, D. R., & Hudson , R. (2009). Enneagram ile Kişilik Analizi. İstanbul: Butik Yayınevi.
Rouchun, D., Zongkui, Z., Shuailei, L., Qinggi, L., & Chen, G. (2021). Family socioeconomic status and
the parent-child relationship: Children's Internet use as a moderated mediator. Current
Psychology, 4384-4393.
Seçer, Z. (2017). Sosyal Olarak Yetkin Okul Öncesi Çocukların Duygu Düzenlemeleri İle Annelerinin
Duygu Sosyalleştirme Davranışları Arasındaki İlişkiler. Kastamonu Eğitim Dergisi, 1435-1452.
Sezer, T., Yılmaz, E., & Koçyiğit, S. (2016). 5-6 Yaş Grubu Çocukların Oyun Becerileri ile Aile Çocuk
İletişimleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Dergisi, 185-204.
Stevens , K. (2010). The Enneagram: Fundamental Hieroglyph of a Universal Language. The Enneagram
Journal, 119-145.
Subaş, A., & Çetin, M. (2017). Enneagram Kişilik Ölçeğinin Geliştirilmesi: Güvenilirlik Geçerlilik
Çalışması. Sosyal Bilimler Dergisi, 160-181.
Sutton, A. (2012). “But is it Real?” A Revıew of Research on the Enneagram. The Enneagram Journal, 5-
19.
Şahin, F., & Özyürek, A. (2008). 5-6 Yaş Grubu Çocuğa Sahip Ebeveynlerin Demografik Özelliklerinin
Çocuk Yetiştirme Tutumlarına Etkisinin İncelenmesi. Türk Eğitim Bilimleri Dergisi, 395-414.
Şahin, İ., Turan, H., & Yıldırım, A. (2020). Enneagram Kişilik Tipleri ve Akademik Başarı (Kocaeli-İzmit
İlçesi 7. ve 8. Sınıf Örneği). Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi.
Tayan, E., Geyik, D., Morkoyunlu, Z., Sözbilir, M., & Konyalıoğlu, C. (2019). Ebeveyn Çocuk İlişkisi
Konulu Makaleler: Tematik İçerik Analizi Çalışması. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi.
68
Tok, E. S., & Arkar, H. (2012). Psikobiyolojik Kişilik Modeli ile Beş Faktör Kişilik Kuramının Türk
Örnekleminde Karşılaştırılması. Antolian Journal of Psychiatry, 13: 262-269.
Topçu, Z. (2016). Okul Öncesi Dönemindeki Çocukların Aile İlişkileri İle Çocuklarda Görülen Davranış
Problemleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Dergisi, 20-43.
Tunç, B., & Totan, T. (2021). Aile Yaşamında Maneviyat: Aile Psikolojik Danışmasında Maneviyatın
Yerine Yönelik Bir İnceleme. Dumlupınar Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Dergisi, Cilt:5
Sayı:1 syf: 1-20.
Tuzcuoğlu, N., & Tarkoçin, S. (2014). Okul Öncesi Eğitim Kurumuna Devam Eden 48-66 Aylık Çocukları
Olan Ebeveynlerin Çocuklarıyla İletişim Kurma Düzeyleri ve Davranış Sorunları Arasındaki
İlişkinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi. Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, 339-
354.
Üstün, B. (2005). Çünkü İletişim Çok Şeyi Değiştirir. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi,
Cilt:8 Sayı:2.
Üstündağ, M. F., Yılmaz, E. D., Uğur, K., Ünal, Ö., Herdem, A., Aydın, O., & Aydemir, Ö. (2020). Majör
Depresif Bozukluk Tanılı Hastaların Bireysel Farklılıkları Üzerine Dokuz Tip Mizaç Modeli
Odaklı Bir İnceleme. Klinik Psikiyatri Dergisi, 333-342.
Verny, T., & Kelly, J. (2008). Doğmamış Çocuğun Gizli Yaşamı. İstanbul: Kuraldışı Yayınevi.
Yaylacı, B. (2019). Okul Öncesi Çocuklarda Ebeveyn Çocuk İlişkisinin İnternet Kullanımı Üzerine Etkisi.
T.C. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Hemşireliği Anabilim Dalı .
Yılmaz, E. D., Ünal, Ö., Gençer, A. G., & Aydemir , Ö. (2014). Enneagram'dan Dokuz Tip Mizaç
Modeli'ne: Bir Öneri. Eğitim ve Bilim Dergisi, 396-415.
Yılmaz, E., & Selçuk, Z. (2018). Ebeveyn Benim. İstanbul: Mizmer Yayınları.
Yüksel, A., & Kızılgeçit, M. (2021). Enneagram Kişilik Modeli Bağlamında İlahiyat Fakültesi
Öğrencilerinin Kişilik Özelliklerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi. Türk Din
Psikolojisi Dergisi.
Zabcı, N., Erol, E., & Şimşek, Ö. F. (2018). Ebeveyn Çocuk Kapsayıcı İşlev Ölçeği Geliştirme. Türk
Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 190-212.
69
EKLER
5- Çocuk sayısı
1() 2 ya da daha fazla ( )
6- Çocuk cinsiyeti
Kız ( ) Erkek ( )
5- Çocuk yaş
48-60 ay ( )
60-72 ay ( )
70