You are on page 1of 4

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE DEVLET TEŞKİLATI

1- lk Türk topluluklarında dört ana unsur vardır. Ogus (aile), Urug (soy), Bod (boy) ve Budun ( boylar birliği). Budun kavim
anlamında da kullanılmıştır. Genellikle soy ve dil birliğine sahip boyların oluşturduğu, milleti oluşturan bu yapıyı KAĞAN
yönetirdi.

Kağanın görevleri
— ülkeyi ve halk düşmandan korumak
— bütün toplulukları bir devlet çatısı altında toplamak
— töreyi (yazısız hukuk kuralları) uygulamak, düzeni sağlamak
— halkı adil idare etmek ve baskı yapmamak
— ekonomik açıdan halkı refaha kavuşturmak
— iç ve dış siyaseti düzenlemek
— savaşa ve barışa karar vermek
— savaşta orduyu komuta etmek
— elçiler göndermek, elçi kabul etmek, devlet görevlilerini tayin etmek veya görevden almak.

2- Siyasi yapılanmada, devlet ( il veya el ) en üst kademeyi oluşturuyordu. Devletin başında ŞANYU, KAĞAN,
HAN veya İDİKUT ünvanlarını taşıyan hükümdar bulunurdu. Türk devlet teşkilatını Mete Han kurmuştur.
3- Hükümdar eşlerine KATUN (hatun) ünvanı verilirdi. Hatunlar devlet yönetiminde söz sahibiydi. Kurultay
toplantılarına katılırlar ve elçileri kabul ederdi.
4- Ülke Doğu ve Batı diye ikiye ayrılarak yönetilirdi. Buna ikili Teşkilat denirdi. Ülke hanedan üyelerinin ortak
malıdır. Hakanın ölümüyle taht kavgaları yaşandığından devletler kısa sürede yıkılmıştır. Bu nedenle
Osmanlılara kadar Türk devletleri uzun süre yaşayamamıştır.
5- Ülke yönetimi daha çok sağ-sol veya doğu-batı şeklinde yönetilirdi.

SAĞ yada DOĞU Hükümdarın bulunduğu bölgedir


SOL yada BATI Hükümdarın egemenliğini tanıyan, hanedana mensup tiginlerin (prensler) bulunduğu
bölgedir.

NOT: Ancak bunlar devleti ilgilendiren konularda mecliste toplanırlar ortak hareket ederlerdi.
NOT: Ülkenin hükümdar ailesi arasında bölünerek yönetilmesi, İslam öncesi kurulan Türk devletlerinin parçalanması ve
yıkılmasında en önemli etkenlerden biri olmuştur.

6-
Türklerde siyasi, askeri ve ekonomik alanlardaki kararlar TOY, KENGEŞ veya KURULTAY denilen mecliste
alınırdı.
NOT: Bilge Kağan şehrin etrafının surlarla çevrilmesini, Taoizm ve Budizm’in tanıtılmasını teklif etmiş, ancak kurultay
kabul etmemiştir. Bu da hükümdarın sınırsız yetkisi olmadığını göstermektedir.

7- Boy beylerinden ve hanedanın ileri gelenlerinden oluşan bu Meclisin başında Hükümdar bulunurdu.
8- Devlet yönetiminde çalışan diğer görevliler şunlardır:

Buyruklar bakanlar Tamgaçlar(tuğracı) mühürdar

Tigin şehzade, prens Tudun vergi memuru

Subaşı ordu komutanı Yargucu yargıç

Bitigçi katip İlteber yüksek devlet memuru, idareci

Agıçı hazinedar Otaçı tabip

UYARI: Türkler, hükümdarlarına Göktanrı tarafından devleti yönetme yetkisi verildiğine inanırlardı. Bu yetkiye KUT derlerdi.
Kut’un kan yoluyla hanedanın erkek bireylerine geçtiği kabul edilirdi. Bu anlayış hanedanın tüm erkeklerinin kağan olma
hakkına sahip kılıyordu. Hükümdarlar öldükten sonra hanedandan birçok kişinin taht üzerinde hak iddia etmesinin ve saltanat
mücadelelerinin nedeni çoğu zaman bu anlayış olmuştur.
ORDU TEŞKİLATI
Türklerde ordu millet geleneği vardır. Hakan ordunun komutanıdır. Asker bir millet olan Türklerde paralı asker bulunmazdı.
Mete Han’a kadar Türklerde düzenli bir ordu yoktu. Göçebe yaşam tarzı nedeniyle eli silah tutan her birey( kadın da dahil)
asker sayılırdı bozkır yaşamının tehlikeye açık olması, Türklerde savaşçılığı ve askerliği ön plana çıkarmıştır. Türklerde ilk
ordu teşkilatını Mete Han kurmuştur. Mete Han, askeri birlikleri ONLU SİSTEME(bölük) göre teşkilatlandırdı. Bu sisteme
göre en küçük birlik on askerden, en büyük birlik ise onbin askerden (tümen) oluşmaktaydı. Çağın en güçlü ve disiplinli
ordularından birine sahip olan Türklerde savaş aracı olarak süngü, kargı, mızrak, kalkan, kılıç, yay ve ok kullanmışlardır. Ordu
atlı askerlerden oluşurdu. Türklerin en önemli savaş usulleri sahte geri çekilme( TURAN TAKTİĞİ) ve ani baskınlar yapmayı
içeren VUR-KAÇ taktikleridir.

NOT: 1- Tarihte ilk düzenli Türk ordusunu Mete Han kurduğu için Mete Han’ın tahta çıkış tarihi olan Mö 209 yılı Türk
Kara Kuvvetlerinin kuruluş tarihi olarak kabul edilir.
2- Türkler diğer ulusları en çok askerlik ve yönetim alanında etkilediler.
3- Tarihi süreçte en az değişiklik askeri özelliklerinde meydana gelmiştir.

1
TÜRK İSLAM DEVLETLERİNDE DEVLET TEŞKİLATI

KARAHANLILAR
— Orta Asya’da kurulan İlk Türk-İslam devletidir.
— Türk İslam kültürünün temellerini atmış, ilk yazılı eserleri vermişlerdir.
— Türk Devletleri içinde RİBAT adıyla ilk kervansarayları yapmışlardır.
— Hükümdar ailesi de halkı da tamamen Türklerden oluştuğu için Türkçeye ve Türk kültürüne büyük önem vermişlerdir.
— Orta Asya Türk kültürünü Selçuklulara taşımada köprü görevi yapmışlardır.
— Devletin başında Aslan, Buğra, Han, Hakan gibi ünvanlar taşıyan yöneticiler vardı.
— Devlet ikili Teşkilat esasıyla yönetilirlerdi.
— Büyük Han DOĞU kısmını, Buğra Han ise BATI kısmını doğuya bağlı olarak yönetirdi.
— Hükümdar eşleri Hatunlar da yönetimde söz sahibiydi.
Not: Karluk, Yağma, Çiğil Türklerinden oluşan orduları vardı. Karahanlılar’daki Hassa ordusu ücretli olup, doğrudan
hükümdara bağlı askerlerdi.

GAZNELİLER
- Çok ulusludur.
- Abbasi halifelerinin koruyuculuğunu üstlenen ilk Türk İslam devletidir.
- Bu nedenle hükümdarları Mahmut’a halife tarafından SULTAN ünvanı verildi.
- Çok uluslu olan bu Türk-İslam devleti Biruni, Firdevsi, Utbi gibi çok sayıda bilim adamı yetiştirdi.
- Çok uluslu olduğu için hukuk kuralları oldukça serttir.
- Türkçenin yanı sıra Arapça ve Farsçaya da önem vermişlerdir.
- Hükümdarları SULTAN unvanını kullanırdı. (Gazneli Mahmut Sultan ünvanını kullanan ilk Türk hükümdarıdır)
Not: Gulamlar; eyalet askerleri ve ücretli askerlerden oluşurdu. Başka milletlerden askerler de vardı. Orduda filler de
kullanılırdı.

BÜYÜK SELÇUKLULAR
- Tuğrul Bey, Bağdat Seferinden sonra SULTAN ünvanını kullanmıştır.
- Sultan savaş ve barış ile ilgili temel politikaları saptar, vergileri belirler, ferman yayınlar, orduya komutanlık yapar,
yüksek mahkemeye başkanlık eder.
- Sultanların egemenlik ve bağımsızlık sembolleri hutbe okutmak ( Abbasi halifesinin onayı ile sultanın adının Cuma
hutbelerinde okunması), para bastırmak(SİKKE: Sultan adına bastırılan para), növbet çaldırmak ( NÖVBET: Sultanın
bulunduğu yerde orkestranın çalması), taç giyme törenleri idi.
- Sultanın en büyük yardımcısı vezirlerdir.
- Devlet işlerinin görüşüldüğü bakanlar kurulu gibi DİVAN-I ALİ veya DİVAN-I SALTANAT ve bunlara bağlı divanlar
vardı.
- Divan başkanı hükümdardır, ancak çoğunlukla vezir başkanlık ederdi.

Büyük Selçuklularda Divanlar


Divan-ı İnşa: Hükümdar ve devletin iç ve dış yazışmalarına bakardı.
Divan-ı İstifa: Devletin Mali işlerine bakardı.
Divan-ı Arz: Askerlik ve ordunun ihtiyaçlarını tespit eder ve maaş defterlerini tutardı.
Divan-ı İşraf: Devletin idari ve mali işlerini teftiş ederdi.
Niyabet-i Saltanat: Hükümdar başkentte olmadığı zamanlarda devlet işleriyle ilgilenen divandı. Bu makamda bulunan kişiye
NAİB denirdi.

NOT: 1- Devlet işleri, Abbasilerden örnek alınarak kurulan Büyük Divan’da görüşülür, karara bağlanırdı. Divan örgütü, Selçuklu
Veziri Nizamülmülk tarafından kuruldu.
2- Hukuk işleri Şer’i ve Örf’i kanunlara göre yürütülürdü. Ordu içindeki davalara KADI LEŞKER(KAZASKER), halk arasındaki
davalara ise KADILAR bakardı.

Ülke Yönetimi
- Ülke bölge ve eyaletlere bölünmüş, eyaletlerin başına MELİK ünvanlı hükümdar çocukları vali olarak atanmıştır.
- Melik küçükse yanına tecrübeli eğitimciler olan ATABEYLER verilirdi. Atabeylik Osmanlılarda LALALIK olarak devam
etti.
- Ayrıca Atabeylerde vali olarak atanırdı. İç işlerinde bağımsız, dış işlerinde merkeze bağlı idiler.
- Kazaların başına ise ŞIHNE(ŞAHNE) denilen görevliler atanırdı.

Türkiye Selçuklu Devleti


- Devlet yönetim şekli Büyük Selçukluların devamı şeklindedir. Hükümdar SULTAN ünvanını taşımıştır.
- Şehzadeler ülke yönetiminde görev almış, yönetimlerindeki toprakları sultana bağlı olarak yönetmişlerdir.
- Saltanat divanının yanı sıra toplanma amacına göre adlandırılan çeşitli divanlar ülke yönetiminde görev almışlardı.
Divan-ı İstifa: Mali işlerin görüşüldüğü kuruldur.
Divan-ı Tuğra: Devletin iç ve dış yazışmalarını yürüten kuruldur.
Divan-ı Arz: Ordunun ihtiyaçlarının görüşüldüğü kuruldur.
Divan-ı İşraf: Devlet denetleme kuruludur.
Pervaneci Divan-ı: Toprakların kayıtlarının tutulduğu kuruldur.
Niyabet-i Saltanat: Sultana vekâlet eden divandır.
— Divanın başkanı Sultan olmakla birlikte çoğunlukla vezir başkanlık etmekteydi. Ülke yönetiminde vali, kadı ve subaşı
görev alırdı. Kadı adalet işleriyle uğraşırdı. Subaşı ise vilayetlerdeki askerlerin amiri olup asayiş işleri ile ilgilenirdi.

2
TÜRK İSLAM DEVLETLERİNDE ORDU
GULAMLAR: (HASSA KUVVETLEİ ) Devşirme sistemiyle yetiştirilen askerlerdi. Bunlar genellikle küçük yaşta satın
alınan veya esir edilen çocukların özel olarak eğitilmesi ile oluşurdu. Saraya doğrudan bağlı olan bu Gulamlar maaşlı
asker olarak görev yaparlardı.
İKTA ASKERLERİ(TIMARLI SİPAHİLER): İkta denilen toprakların gelirleriyle yetiştirilen atlı askerlerdir. Ordunun en
büyük bölümünü oluşturan ikta askerleri devletin hazinesinden para çıkmadan iktaların gelirleriyle yetiştirilirdi.
TÜRKMENLER: Sınırları koruyan ve düşman içlerine akın yapan Oğuz kökenli kuvvetlerdi. Bu kuvvetlerin yanı sıra
devlete bağlı hükümetlerin askerleri de savaş zamanında orduya katılırdı.

DİRLİK: Maaş karşılığı kamu görevlilerine ve savaşta başarı gösteren askerlere verilen topraklardır.
TIMAR ALAN KİŞİNİN GÖREVLERİ: Vergi toplamak, asker yetiştirmek, asker toplamak, bulundukları bölgenin güvenliğini sağlamak,
asker (cebelü) yetiştirmek, toprağın işletilmesini sağlamak.

OSMANLI DEVLETİ
- Osmanlıda bütün yetkiler padişahta toplanmıştır. Yani merkeziyetçi bir yönetim anlayışı vardır.
- Padişah yetkilerini Allah adına kullanmıştır. Osmanlı’da merkeziyetçi yapı, kuruluşundan yıkılışına kadar
padişahların sadece Osmanlı ailesinden seçilmesi, devletin parçalanmasını engellemiştir. Bu durum, Osmanlı’nın
daha önceki Türk devletlerinden farklı olarak uzun ömürlü olmasını sağlamıştır.
- İslamiyet öncesi Türk devletleri ve Türk İslam devletlerinin parçalanması ve kısa sürede yıkılmasında en büyük
etken taht kavgaları olmuştur. Bu da devlet yönetiminde ailenin tüm erkek üyelerinin söz sahibi olmasından
kaynaklanmıştır.
- Osmanlıda kuruluş döneminde DEVLET HANEDAN AİLESİNİN ORTAK MALIDIR anlayışı, yükselme
döneminde DEVLET YÖNETİMİNDE SADECE PADİŞAH SÖZ SAHİBİDİR anlayışı kabul edilmiştir. Böylece
Osmanlı ailesinin bütün üyeleri, mutlak otorite sahibi olan padişahın otoritesini tanımışlardır.
- Türk tarihinde ilk VERASET KANUNU Fatih Sultan Mehmet tarafından çıkarılmıştır. Bu kanuna göre,
hükümdarlık babadan oğla geçecek, hükümdar devletin birliği ve düzenini korumak için gerekirse kardeşlerini
öldürtme hakkına sahip olacaktır.
- Osmanlıda önceki Türk devletlerinde, tahtın boşalması halinde kimin hükümdar olacağı belli olmadığından,
hükümdar ailesinin erkek üyelerinin tümü yönetimde hak iddia ederlerdi. Bu da taht kavgalarına neden olurdu. Fatih
Sultan Mehmet veraset kanununu çıkararak bu geleneği değiştirmiştir. Böylece bütün yetkiler padişahta toplanmıştır.
Bu da Osmanlının merkeziyetçi bir devlet ve uzun ömürlü olmasını sağlamıştır.
- Fatih, şehzadelerin deneyim kazanması için şehirlere(sancaklara) vali olarak gönderilmesini yasallaştırmıştır.
- Duraklama döneminde I. Ahmet, Fatih’in koyduğu veraset kanununu değiştirerek EKBER VE ERSED OLANIN
TAHTA GEÇMESİni (ekberiyet sistemi) kural haline getirmiştir. Bu yasaya göre hanedan içinden en yaşlı ve olgun
olan erkek tahta geçecektir. Amaç taht kavgalarını engelleyerek devletin parçalanmasını önlemektir.
- I.Ahmet şehzadelerin sancaklara gönderilmesini yasaklayarak KAFES SİSTEMİ ni getirmiştir. Şehzadeler sarayda
eğitilmiştir. Bu durum şehzadelerin tecrübe kazanmadan padişah olmalarına neden olmuştur. Padişahların
yönetimde etkinliği azalmış, yönetimde saray kadınları ve saray ağaları etkili olmaya başlamıştır.
- Osmanlıda 19. yy dan itibaren padişahın mutlak otoritesini sınırlandıran demokratik nitelikli ıslahatlar yapılmıştır.
Bunda Osmanlının kendi iç yapısında meydana gelen gelişmelerin etkisi olduğu gibi, Fransız devrimi sonrası
demokratik gelişmelerde Osmanlıyı etkilemiştir.
- Ayanların ( toprak ağaları-derebeyler ) güçlenmesi üzerine II. Mahmut, 1808’de SENED-İ İTTİFAK ile ilk kez
ayanların bölgelerindeki gücünü tanımak zorunda kalmıştır. Bu durum padişahın mutlak otoritesinin ilk kez
sınırlandığını gösterir.
- 1839 TANZİMAT FERMANI ile padişah ilk kez hukukun üstünlüğünü kabul etmiştir. Böylece hukukun üstünlüğü
ve hukuk devleti anlayışı ortaya çıkmıştır.
- 1856 ISLAHAT FERMANI ile azınlıklara birtakım haklar verildiği için padişahın otoritesi zayıflamıştır.
- 1876 KANUNUESASİ’nin ilanıyla ilk kez ANAYASAL YÖNETİME geçilerek, halka yönetime katılma hakkı
tanınmıştır. Padişahın yetkileri anayasa ile sınırlandırılmıştır.
DİVAN-I HÜMAYUN – BAKANLAR KURULU ( ORHAN BEY TARAFINDAN KURULDU)
Seyfiye: idari ve askerlik işleri ile ilgilenir İlmiye: Yargı, öğretim ve dini işler ile ilgilenir Kalemiye: Yazışma ve maliye
- Danışma organıdır ve son söz padişahındır. ( Fatih döneminden itibaren sadrazamlar başkanlık etti)
Sadrazam ( vezirazam): ülkenin ikinci adamıdır. Padişahın yardımcısı ve vekilidir. Padişahın mührünü taşır. Padişahın
katılmadığı seferleri komuta ederdi. Fatih’ten itibaren divana başkanlık etmeye başladı.
Vezirler: Vezirler günümüzdeki devlet bakanlarının statüsündedir. (seyfiye sınıfı )
Kazasker: Adalet, eğitim, kadı ve müderrislerin atama işlerine ve büyük davalara bakardı. (ilmiye )
Defterdar: Bütçeyi hazırlar, gelir ve giderlerin planlamasını yapardı. Bugünkü maliye bakanıdır. (kalemiye)
Nişancı: Padişahın ferman(kanun), ve beratlarını hazırlar. Yazışmalarına bakar, bunlara padişahın tuğrasını(imzasını) çekerdi.
Dirliklerin kayıtlarını tutardı. Tapu kadastro işlerine bakardı. (kalemiye )
Şeyhülislam(müftü): Kanuni devrinde divana girmiştir. Yapılan işlerin dine uygun olup olmadığına dair fetva verirdi.
(ilmiye )
Kaptanıderya: Donanma komutanı ve denizcilik bakanıdır. Kanuni devrinde divana üye olmuştur. (seyfiye sınıfı)
Reisülküttap: 17. yy da dış işleri bakanı olarak divana alınmıştır.
Yeniçeri Ağası: Bugünkü İstanbul emniyet müdürüdür. Ancak divanın doğal üyesi değildir. Toplantılara sürekli katılmazdı.
3
Not: DİVAN II.MAHMUT tarafından kaldırıldı. NAZIRLIK (bakanlık ) sistemine geçildi. Sadrazamlık kaldırıldı yerine
BAŞVEKALET makamı oluşturuldu. Yürütme yetkisi NAZIRLIKLARA bırakıldı.

ÜLKE YÖNETİMİ:
A- MERKEZE BAĞLI EYALETLER (SALYANESİZ EYALETLER)
Rumeli beylerbeyliği ve Anadolu beylerbeyliği olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
Eyaletleri beylerbeyi yönetirdi.
Divan üyesi olan beylerbeyleri Rumeli’de Manastır’da, Anadolu’da ise Kütahya’da otururdu.
Eyaletler sancaklara, sancaklar kazalara, kazalar ise köylere ayrılırdı.
Anadolu ve Rumeli beylerbeyliğine bağlı eyaletlere salyanesiz eyaletler denirdi.
Tımar sisteminin uygulandığı bu eyaletlerde topraklar has, zeamet, tımarlara ayrılırdı.
Bunlar Anadolu, Trabzon, Van, Kars, Erzurum, Diyarbakır, Halep, Şam, Dulkadir, Sivas, Karaman, Budin, Rumeli, Bosna ve
Temeşvar idi.
Sancak: Sancak beyi yönetir Kazalar: Kadı yönetirdi. Nahiye ve Köyleri: Tımarlı Sipahiler yönetirdi
B- ÖZEL YÖNETİMLİ EYALETLER( SALYANELİ – İLTİZAMLI EYALETLER)
Bu eyaletler iç işlerinde serbest, dışişlerinde Osmanlıya bağlı eyaletlerdir.
Vergilerini iltizam yoluyla peşin öderler ve uzak eyaletler olmaları nedeniyle asker göndermezlerdi.
Mısır, Tunus, Cezayir, Bağdat, Basra, Trablusgarp, Yemen, Habeş, gibi eyaletlerdir.
Bu eyaletlerde dirlik sistemi uygulanmazdı.
Yöneticilerine salyane adıyla bir maaş ödenirdi.
C- BAĞLI BEYLİKLER(HÜKÜMETLER)
İçişlerinde serbest, dışişlerinde Osmanlıya bağlı eyaletlerdi.
Buralar Kırım, Eflak, Boğdan, Hicaz, Erdel gibi yerlerdir
Bağlı beylikler, vergi ödemek ve savaş zamanında asker göndermek zorundaydılar.Yalnız Hicaz’ın kutsal toprak olması
nedeniyle buradan asker ve vergi alınmazdı.

GENEL BİLGİLER

- Tanzimat fermanı 1839 yılında Abdülmecit tarafından ilan edildi.


- Tanzimat fermanı ile Osmanlı halkına Avrupa ülkelerinde olduğu gibi haklar tanınmıştır. Bu nedenle anayasaya
benzer ancak resmi bir anayasa değildir. Osmanlı da anayasacılığın ilk adımı sayılır.
- Tanzimat fermanı ile padişah dahil olmak üzere herkes yasalara uyacak ve yasalar önünde eşit sayılacaktır. Böylece
yasa gücünün padişahın gücünün üstünde olduğu kabul edilmiştir. Bu karar ile aynı zaman Hukukun üstünlüğü ve
Hukuk devletine geçiş anlayışı ortaya çıkmıştır.
- Tanzimat fermanı ile kanun önünde eşitlik prensibine geçildi. Hukuk devleti anlayışı başladı. Çağdaş hukuk
kurallarını uygulayacak karma mahkemeler kuruldu.
- Islahat fermanı 1856 yılında yayınlanmıştır.
- Tanzimat fermanı ile bazı haklar elde ede azınlıklar ıslahat fermanı ile yeni haklar kazanarak sosyal, ekonomik ve
kültürel bakımdan Müslüman halk ile eşit, hatta fazladan birtakım haklara sahip olmuştur. Esasen bu fermanı
Tanzimat fermanından ayıran en önemli özellikte yalnızca azınlık haklarına yönelik olmasıdır. Bu nedenle ıslahat
fermanına en büyük tepki Müslüman halktan gelmiştir.
- Ahmet Cevdet Paşa 1868-1878 arası bir çalışma ile MECELLE yi hazırladı.osmanlı mahkeme kararlarından örnekler
alınarak hazırlan 1851 madeden oluşan bu kitap, hukukta birliği sağlamak için yazılmıştı. Aynı zamanda Osmanlı
Medeni Kanunu niteliğindeydi.
- Jön Türklerin çalışmaları sonucunda 1876 da I. Meşrutiyet ilan edilmiş ve ilk anayasa olan KANUNUESASİ kabul
edilmiştir.
- I. Meşrutiyet ile halk ilk kez yönetimde söz sahibi olmuştur.
- Meclis Ayan meclisi ve Mebusan Meclisi olarak ikiye ayrılıyordu.
- Ayan Meclisini padişah seçerken, Mebusan Meclisini halk (erkekler) seçiyordu.
- Ancak son söz padişaha ait olduğu için danışma meclisi görevini görüyordu.
- II. Abdülhamit 1877-78 Osmanlı Rus harbini bahane ederek meclisi süresiz kapattı. (asıl neden padişahın yetkilerini
meclisle paylaşmak istememesidir)
- II. Meşrutiyet İttihat Terakkinin baskıları sonucunda 1908 de ilan edilmiştir.
- Anayasa tekrar yürürlüğe konulmuştur. Yapılan değişikliklerle anayasa daha demokratik hale getirilmiştir.
- Padişahın meclisi açma kapama yetkisi elinden alınmıştır.
- Yine iki meclisli sistem kabul edilmiştir. Ayan meclisi ve Mebusan Meclisi
- Padişahın sürgün yetkisi kaldırılmıştır
- Hükümet meclise karşı sorumlu olmuştur. Meclisin üstünlüğü ilkesi kabul edilmiştir.
- İlk defa çok partili sisteme geçilmiştir. İttihat terakki cemiyeti, Ahrar Fırkası, Hürriyet ve İtilaf Fırkası gibi

You might also like