Professional Documents
Culture Documents
lversus�
düşünce - eleşciri
Michael Löwy
1938'de Brezilya' da doğdu. 1969.dan beri Fransa'da yaşamaktadır. Dıınyııw Dc::ğ iş
ıirnıeh üzer i ne I Kari Mwx'ıaıı Waltı:r Brnjmnin'f Siycıscı Felsefesi Dcııenıcleri, Ay
rıntı Yay ınlar ı , 1999; Lalin Amerilw Marlısizmi, B e l g e Yayınları, 1998; Marlısizııı
ve Din I Kıırıulıış Teolojisi Meyclaıı Olıuycır, Belge Yayınla r ı . J 996; Clıc Gııevııra'11111
Düşüncesi/ Devrimci Bir Hiimwıizm, Yazın Yayı nc ı lı k, 2004; Ulımıl Sorun E11ıcr-
11asyo11ıılizm ve Küreselleşme, Yazın Yay ı nc ıl ık, 2005: lsyıııı ve Mdcııılıoli/ Mo dcrıı i
ıcye Karşı Romanliznı, Vcrsus Ki ta p, 2007; \Valıcr Bcııjanıiıı: 'ı<ıngııı Alarmı/ "Tarilı
Kcıvrwnı ü:z.criııe" Tezlerin IJir Olıııması, Versus Ki tap, 2007 / frnıı:z. Kafluı - Boyıııı
Eğnıcyeıı Hııvcılpercst, Vcrsus Kitap, 2008 Türkçe'de yayınl::ınmış olan kitaplarıdır .
Tür kçe' de henüz yayınlanmamış olan Av nı p •ı ' da ki libertcr Yahudi mesiyanizminı
i nce le diği, Rcclcınptioıı et Uıopic (Kefaret ve Utopya ) isınıli kitabı yayıncvimızin
Aslıhan Aydın
Aslıhan Aydın 1955 yılında lstanbul'da d ogdu . Gala tasaray Lisesi'nin ardından
lsıaııbul Üniversitesi S osyoloj i Bölümü'nü bilirdi. 1981-1992 yılları arasında
Fransa ' da yaşadıktan sonra lstanbul'daki Fransız Konsolosluğu'nda tercüman
olarak çalıştı. Kendisi halen Galaıasara}' Ünivcrsiıesi'nde okutman olarak gör ev
yapmakta. Lev Troçki'nin "Sanat ve Edclıiycıı" kiıa b ı ıı ı çevirdi (Yazın, 2001) vt'
Michcl Lequenne'in "Mcırlısiznı ve Esıclilı" adıyla derlenen çalışmalarının kısmi
çevirisini üsıkndi (Yazın, 2000). Aslıhan Ayd ın hasılmamış bir Fransızca-Türkçe
L11incc botanik sözlüğünün de yazandır.
U. Uraz Aydın
Uıku Uraz Aydın 1976 yılında lstanbul'da dogdu. i lk öğreni m i ni Fransa'da tamam
ladıktan sonra G ala tara say Liscsi'nden mezun oldu. 2000 yılından beri, mezun
olduğu M arm ar a Üniversitesi lletişim Fakültesi'ncle araştırma görevlisi olarak ça
l ı şıyo r ve halen Genci Gazetecilik bölümünde doktora öğrencisidir. 2001 yılından
beri üyesi olduğu Eğitim-Sen lsıanbul 6 no'lu Üniversite le r Şuhesi'nde yönetim
kurulu üyesi olarak görev yapıyor. Sosyalist Dcmolmısi için Ycniyol, Gelecek,
\1cscle, l ma g o, Varlık dergilerinde makaleleri ve çevir ile ri yay ım la ndı. ''Kiistcbdı
ve Lol:onıııtif - Tcırilı, Devrim vr Sırnteji Üzerine Drıırnıcler" başlığı altında Dani
el Bcnsaid' in çeşitli yazılarını çevi rip derledi (Yazın, 20tlfi) ve Miclıacl Löwy'nin
""{ı/ıer Brnjwııiıı: \'cıııgııı Alcırıııı" çalışmasını Tür kç eye tercüme etti (Versus,
2007). ,\yrn.:a Yazın Ya vın c ılık'tan basılan çeşitli kiıaplarda çevirileri bulunuyor.
Versus Kitap (96)
Sabah Yıldızı
Gerçeküstücülük \'e Marksizm
l\Iichael Löwy
Özgün Künre
L'Etoile du matin: Surrealisme et marxisme
Yayına Hazırlayan
U. Uraz A,·dın
Fransızcadan ÇcYiri
Aslıhan Aydın
U. Uraz Aydın
K apak Tasarımı
Bülent Arslan
Sa�· fa Düzeni
Bülent Arslan
B ask ı
Can l\latbaacılık
D avutp aşa Caddesi
İpek İş l\lerkezi Kat: 3 No: 7
Tok:ıpı I İstanbul
Tel: O 212 613 10 77
ISBN: 978-605-5691-01-1
\'ERSUS KİTAP Şubat 2009
© Her hakkı mahfuzdur.
"''''W. Yersuskitap.com
Michael Löwy
Fransızcadan Çeviri
Aslıhan Aydın
U. Uraz Aydın
<>
fi
�Iv-er-su-s[�rl
Q
içindekiler
Sabah Yıldızı
Romantizmden Gerçeküstücülüğe Yeni Mit 13
Devrimci Kötümserlik
Pierrc Naville ve Gerçeküstücülük 45
Vincent Bounourc:
Kara Saplanmış Kılıç ya da Kırılan a ma Bükülmeyen Ruh 77
Sözlükçe 93
Kaynakça 101
Çelik Kafesi Kırmak
Gerçeküs tücülük hiçbi r zama n bi r edebi yat e ko lü veya bi r sanat
çı top luluğ u o lmamış tır, o lma ya ca ktır.
O tam a nlam ı y la ruhun
bir isyan ha reketi ve dünyayı yeniden büyiilemeye dönük kesin
likl e yıkıcı bir gi riş im di r. Yani, insa n yaşa mın ın kalbine burjuva
mC' dc niy eti ta rafı nda n sili nen "büyül ü" uğ rakla r ı yeniden so kma
teşebbüsüdü r: şii ri, tutkuyu, çı lgın aşkı, lıaya lgücünü , si hri, mi ti,
o laganüst üy ü , hayali, i syan ı, üto p yayı. V eya başka bi r deyişle, s ı
nai/ ka pita list to plumumuz un da r kafa l ı a k ı kı l ığına, tücca r z i hni
yeli ne, alçak ma nt ığ ına , düz gerç ekliği ne karşı bir tepki ve " ha ya
tı değişti rmeye" dönük üto pyac ı ve devri mci bir öz lemdir . G erçe
küst üc ülük, l 924'te baş layan fa kat so n söz ü nü söylemek ten uzak
ola n hem entelek tüel hem t u tku lu, h em siyasi hem sihirli, he m
şairan e h em haya lci bir maceradı r.
Eğ er, Max Weber'i n* güz el bi r biçi mde biz lere gös terdiği gi bi
dünya gerçek bi r ç e li k ka fes e dönüş tüys e -yani insan la rı hapse tı
kar gi bi "sis temin yasa la rı" içine kapata n ş eyleşmiş ve ya bancılaş
mış bir yap ı hali ni a ldıysa- gerç eküstüc ü lük özgürlüğe kavuş mak
için o nun pa rmaklıklarını k ırma mız ı sağ laya ca k büyülü ç ekiçti r.
Eğ er burj u va mede niyeti, Alma n sosyolo ga göre, Recl111c11hajtig
/ıeil evre ni ni n ta kendisiyse ya ni akılcı hesap nılnınun -ka rla rın ve
za ra rların niceli kscl hesabının- medeniyeti yse, g erçe küstücülük
4 .aluh yıldızı
2- Orıjinal mcı inde yer alan "ncgrc" kelimesinin ram karşılığı olduğundan burada
özo?lliklc "zenci,. sözcüğü kullanılmıştır (<,:.rı.).
ıni<h;ıcl liiwy 11
3- Rasyonel olmayan, daha çok dini-mistik bir aydınlanmayı , bir içedoğuşu ifa
de eden illuminaıion kavram ının Türkçesi için tasavvu fta aynı anlamı taşıyan
-işrak"ı kullandık. ilerleyen sayfalarda sıkça karşımıza çıkacak olan ve ''dünyevi
ışrak" şeklinde tercüme clliğimiz illıımination pmfanc kavramı ıse bu işrakın din
dışı, dünyevi unsurlarla (örneğin şiir veya aşk gibi) gen,:ekleşmesinc işaret eder
(ç.n-'.
Sabah Yıldızı
Romantizmden Gerçeküstücülüğe Yeni Mit
Dünyayı yeniden büyülemeye dair romantik stratej iler arasında
mite başvurunun özel bir yeri vardır. Çeşitli geleneklerin sihirli
kavşağında, mit. tükenmez bir semboller ve alegoriler, fanteziler
ve iblisler, tanrılar ve yılanlar haznesi sunar. Bu tehlikeli define
den beslenmenin çeşitli biçimleri vardır: eski mitlere şiirsel veya
edebi annar<la bulunmak, mitoloj iyi "bilimsel" açıdan incelemek,
ve yeni bir mit yaratmaya girişmek. Bu üç durumda ela, mi tin dini
özünden bır şeyler yitirmesi, onu , dünyayı yeniden büyülemenin
dünyevi bir aracı, ya el a daha doğrusu kutsal olana kavuşmanın
dini olmayan bir yolu haline getirir.
Mitlerin A lman faşizmi tarafından tehlikeli bir biçimde yo
lundan saptırılması, ulusal ve ırksal simgelere dönüştürülerek
manipüle edilmesi, ikinci Dünya Savaşı'nın ardından mitoloj inin
gözden düşmesine büyük oranda katkıda bulunmuştur. Bununla
birlikte, Ernst Bloch* gibi kimi antifaşist Alman entelektüelle
ri, miti -''geleceğin ü topik ışığıyla" aydınlatıldığı takrirde- N a
zilerin kirli ellerinden kurtarmanın mümkün;:Hına inanıyorlardı
(frank, L982).
Önceleri, ilk romantizm döneminde, bu ütopik ışık varlığını
yoğun biçimde h issettiriyordu; on dokuzuncu yüzyılın şafağın
da Friedrich Schlegel tarafından yaratılan "yeni mit"i, içinden
aydınlatan gizli bir lamba gibiydi. Karşılaştırıldığında, bu yüce
16 sahah yıldızı
4- Orijinal meti nde k u l lanılan "visionnaire" kelimesi hem hayalci ve çılgınca dü
şüncelere, hem de doğru sezgileri nedeniyle ileride benimsenecek fikirlere işaret
eder --ç.n.
ıııiı.:h:1cl löwy 17
6 - Brcıon. mite yönel i k ilgisini pa y laşan "zor zihinler" içi nde Bataillc, Cai l l o is,
Duıhuiı, Mason. Mabi lle. Leonora Carriııgıon , Max Ernsı. Etiemblc, Pcreı, Calas,
Scligmann. Hcııein'i sayar (Prolcgoıııcnc a un ıroisicnıc ıncmifcsıc clıı suncalisıııe oıı
11011, 1942)
18 dıalı vıldızı
''Cc
7 - Urclon, öze l l ikle "nail'" denilen rl'ssam larda mitsel bir boyuı sl'zıvor gibi:
nel anlamı, bir çok yönüyle bizler için karanlık kalan modern mitolojide, eczacı
Csoıılvary, gümrük görevlisi Rousseau ile postacı Clıeval arasında oturur, "pro
fcsyonc llerdrn" oldukı;a uzaklarda" (Breton 1 96 5 , s. 238) .
o halde, isyanı, şiiri, özgürlüğü ve aşkı ( modern biçimleri
alt ında) kapsayan, (aralarındaki seçmeci yakınl ıklar sayesinde)
onları bir araya getiren, ( herhangi bir hiyerarşi kurmadan) bun
ları birleşliren bu yeni mil nedir? Bu, "lanrısa l gücüy l e " , '·hala
gelmesi beklenen a ltın çağa" yönelmiş ülopik bakışıyla ancak
gerçeküstücülüğün kendisi olabilir. Şiirsel bir mil o larak gerçe
küslücülük, yüz e lli yıl önce Friihromantih'in ilan etliği progra
mın varisidir. Bununla birlikle şöyle bir özelliği vardır ki, hiçbir
zaman tamamlanmamış ve her dai m yeni milolojik imgel erin ve
simgelerin yaratımına açık, hare kel halinde bir mi ltir. H e r şeyden
önce tinin bir faaliyeti olan gerçeküstücülük, kendini "son mit",
yeniden keşfedilecek bir Kutsal Kase veya şeyleşmiş bir "ger
çeküstülük" o larak donduramaz: daimi tamamlanmayışı onun
ölümsüzlük iksiridir.
Yal e öğrencileri karşısında l942'de yaptığı konuşmada, Breton
gerçeküslücülüğün hedeflerinden biri olarak " mi tsel hayata ya
pılacak ve ilk başla büyük kapsamlı bir temizlik şeklini a lacak
olan müdahalenin pratik düzeyde hazırlan ışını " göslerir CBreton
1942) Bu görev, bizim çağımızda da, yakıcı güncelliğini koru
maktadır. Esasında, 20. yüzyılın sonunda yalnızca ahırlara deği l
fakat tüm odalara ve salonlara yerl eşmiş olan mitoloj i k vebayı
temizleyebilmek için lüm bir nehrin akışını deği ştirmek ge rekir.
Dini ve milliyetçi karanlıkçı lık mitleri, bataklıklarda sonsuza
dek boğulduğu düşünülen bu kurbağa kafalı pullar (kurbağalara
duyduğumuz lüm saygıyla birlikte), bilinçlere yeniden yerleş
mek ve ruhları dogmaların aşırı ısıcılmış sıvı kurşununda boğ
mak üzere çamurlu derinliklerinden çıkıyor.
Fakal bu putların ardında. bambaşka bir ihtişama sahip, yüz
yılımızın her yerele hazır ve nazı r bulunan, kadiri mutlak, koca
göbekli Büyük Miti dikiliyor: Tüm tanrıları yucan Tanrı, tüm fe
tişlere hakim Fetiş, istediği tüm kurbanları elde eden efendi Mo
loclı * , önüne çıkan her şeyi ezen al arabası j uggernauth* , kah
ruhun lüm ürün lerini yulan bir çekirge bululu şeklinde, kah her
yere işleyen ve zamanın havasını solunmaz yapan, görünmez ve
leş bir koku biçiminde beliren, hiçbir hasmı kal mamış Üstün Var
lık: Mammon * .
20 >abah vıldızı
bir kopuş teşkil etmez; fakat "devrimci ruhun iki temel bileşeni
ni yok etmeye yönelen" Stalin ve yamaklarının oportünizminden
bir kopuştur. Bu bileşenler, insanlara sunulan yaşam koşulları nın
kendiliğinden red<li ile bunları de�iştirmenin kaçınılmaz gerekli
liğidir. (Nadeau J 948, cilt . 2 , s.309)
l 938'de, Breton Meksika'ya. Troçki'yi ziyaret etmeye gider.
Birlikte , devrimci kültürün Yirmi nci Yüzyıl'daki en önemli
metinlerinden birini kaleme alacaklar: "Bağımsız Bir Devrimci
Sanat için " . Bu bi ldirinin şu pasajı ünlüdür : "en tclektüel yara
u c ı lık için, devrim, hem de en başından itibaren, anarşist bir bi
reysel özgürlük re jimi düzenlemck ve temin etmek zorundadır.
Hiçbir otorite, hiçbir baskı, en küçük bir komut izi bik olma
mal ıdır bunda ! Bu zeminde Marksistler anarşistlerle elele yü
rüyebilir. " Bilindiği gibi bu pasaj bizzat Troçki' nin kaleminden
çıkmıştır, fakat bunun, Patzcuaro gölünün kenarında Breton'la
yaptığı uzun sohbetlerin bir ürünü olduğunu da varsayabiliriz.
(Schwarız 1 9 7 7 ; Roch e J 986)
Breton'un anarşizme yönelik sempatisi savaş sonrası dönemde
daha açık biçimde ifade edilecektir. Arcane 1 Tde ( L947), henüz
çocukken. mezarlıkta üzerinde şu sözlerin yazılı olduğu bir ka
bir keşfettiğinde yaşadığı heyecanı anlatır: "Ne Tanrı ne Efendi".
Bu konuda, daha genel bir düşüncesini de aktarır: "lstesek de
istemesek de, sanatın, şiirin üzerinde de sırasıyla kızıl ve kara
olan bir bayrak dalgalanıyor"- Breton'un ikisinden birini seçmeyi
reddettiği iki renk.
1 95 1 Eki minden 1 953 Ocağına , gerçeküstücüler, Fransız A nar
şist Feclerasyonu'nun yayın organı Lı; Libertai re'c düzenli olarak
makaleler ve mektuplar yazacaktırlar. O dönemde Federasyon'da
esas olarak irtibatta bulundukları kişi, libcrter komünist G eorges
Follle nis'tir. All(lre Breton bu vesileyle, gerçeküstücülüğü n liber
ter kökenlerini hatırlattığı parıltılı makalesi "La claire tour'"u
[ Aydınlık Kule) ( 1 952) yazacaktır: "Kendine dair bir tanım yap
mazdan çok daha önce, ve henüz kendi zamanının toplumsal ve
ah laki dayatmalarını kendiliğinden ve bütünüyle reddeden birey
ler arası özgür bir birliktelik iken, gerçeküstücülüğün kendini ilk
defa tanıdığı yer, anarşizmin kara aynasıdır. " Otuz yılın ve birçok
ınidıacl li>wy 27
<J- Bcııjamiıı l 929'da Liıcrarisdıe Welı dergisinde Aragon'un kitah ı n ı n b i r kaç pa
saj ıııı yayımlayacaklır.
jamin onlarda "geçmiş yıll arda kendi içinde uç vermiş olan kimi
şeyleri" bul muştur. Başka bir deyişle "O , Aragoıı ve Breton'un, b i r
anlamda kendisinin e n derin i ç deneyimleriyle buluşan fikirl erini
haykırdıkları dergileri okumaktaydı . " (Scholem 1 98 1 , s. J 57- 1 58 )
B u "fi kirlerin" neler olduğunu i lcriki sayfalarda göreceğiz.
13enjamin bu vesileyle Brcton veya diğer gerçeküstücülerle
karşı laştı mı bilmiyoruz: yazışmalarında bunu belirten hiçbir şey
yok . Diğer yandan, A dorno ve Schokm'e göre (Bricfe'ye önsöz
lerinde ifade e ttikleri gi bi) Gcrçe/üistiicti l liğiin Man ifcslosu'nun
yazarıyla Bcnjamin'in birbirlerine -bugün kaybolmuş ya da bulu
namaz olan- mektuplar göndermiş ol maları mümkün . (ı\dorno
ve Scholcm L98 1 ).
Bu keşfin izi , -belli bir noktaya kadar- o sırada Benjamin'in
yay ı m ladığı Tch Yöıı ( [ L 928 ] , 1978) kitabında ortaya çıkar, o den
li ki Ernst Bloch bu eserden "gerçek ü stü c ü düşüncenin" " tipik"
bir örneği olarak bahsedebileceğini sanmıştır - oldu kça abartılı
ve hatta son tahlilde yanl ış bir iddia ( Bloch L 978, s . 340; l zard
1 990, s.3).
Aslında Benjamin kendisine tehl ikeli görünen b i r büyüknmc
den kurtulmaya ve kendi tasarısını n dij/ercııcicı spec(/ica's ı n ı 1 öz
gün fark l ılığını) ortaya koyma y a çabal amaktadır. 1 928 Kas ı m ında
Scholem'e bir mektubunda "bu çalışmayı , ne kadar anlaşılabilir
ve ne denli haklı olursa olsu n , gerçeküstücü hareketle benim için
öldürücü olabilecek fazla aşi kar bir yakınlıktan koparıp alma"
ihtiyacını duyduğunu açıklamaktadır - bu arada gerçeküstücülü
ğün felsefi m i rası n ı derlemekten pek de vazgeçmeden.
Ne a nlama geliyor hu '·anlaşı labilir" ve hatta " hakl ı " "yakın
lık"? Margaret Cohen'in bir eserinde, Profaııe lllumiııatioıı'da
( I CJ93). Benjamin ve Andrc Brelon'un müşterek yöntemine, me
ıafizik maleryalisl eğilimli ve ilerlemenin evrimci ideoloj isiyle
kirlenmiş olan hakim M arksizm yonımundan farklı bir goti /ı
nw rhs izm yöntemi olarak gönderme yapan i lgi nç bir hipotez
ortaya kon muştur. Yine de bence bu yazar, Bcnjamiıüle v e ger
çeküstücü krdeki ortak Marksizm anlayışını " to plum sa l sürecin
akı ldı�ı görünümleriyle büyü lenmiş bir Marksist soybil i m , akıl
dışının varolan topluma nasıl nüfuz ettiğini incelemek isteyen
micho1d \ih...y 33
1 1 - Son par�-;ı ııın Fransızca çevirisi aşırı derecede hatalıdır t M . L . ) ; "Ronne Nuu
u :llc" . iyi haber, müjde anlamına gclir -� . n .
söz konusu: devrimci ütopya eski, arkaik, tarih öncesi bir tecrü
benin yeniden keşfinden geçer : anaerkillik Waclıofcn) , ilkel ko
münizm, sınıfsız ve devletsiz cemaat, doğayla ilksel uyum, "iler
lem e" fınınasının bizi uzaklaşLı rclığı kaybolmuş cennet, tapılası
baharın henüz rayihasını yitirmediği "önceki yaşam" (Baudelai
re) . Tüm bunlarda, Benjamin bir geçmişe döıı lişii değil -devrim
ci romantizme özgü diyalektiğe göre- yeni bir geleceğe doğru ,
l 7R9'dan başlayarak modernitenin bütün feti h leri ni kucaklayıp,
geçmişe ugrayara h yönelmeyi savunur ( Löwy ve Sayre 1 992).
B u durum aynı zamanda gerc,· cküstücülerin taşıyıcısı olduğu,
eski zamanların o arkaik sarhoşluğuna asla indirgenemeyecek
olan modern sarhoşluk i çin de geçerlidir. Zaten Benjamin de sar
hoşluğun alı ve ilkel biçimleriyle -dini ya da uyuşturucunun ya
rattığı vee<lk- en iyi anlarında gerçeküst ücülü k tarafından taşı
nan daha üst bir sarhoşluk hiçimi arasında ayrım yapmakta ısrar
eder: bu üst biçim "materyalist ve antropolojik esinli" dünyeviiş
rahtır. Zengin ama kavranması güç şekliyle, bu din-dışı Erlcuch
tııng biçimi, ortaçağ saray aşkında olduğu kadar anarşist isyanda
da, Nadjcı'da ve gündeliğin yüreğinde saklı gizemde de bulunur.
Breton'un " Ciizi gerçeklik hakkında söyleme giriş" [Introdttdimı
au discours sur le pcu de realite! ( 1 924) adl ı eserinde istinat etti
ği onaçağ felsefi gerçekçiliğinin mirasçısı olan gen.:eküstücü lcrin
dünyevi işrakı her şeyden ünce, içerisinde "şiarların, efsun söz
cüklerinin (Zaııbaforınc!) ve kavramların iç içe geçtiği", "kelime
ler üzerine sihirli dencyl erclir. " 1 7 ( Benjamin 1 9 7 1 , s. 305 ) .
Eğer modern, yavan ve ferasetsiz kapitalist/endüstriyel uy
garlık -Spicsscı"lerin ve burjuva filistenlcrinin dünyası- Max
\Veber'in harika bir şekilde kavradığı gibi dünyanın biiyiisliniin
1 7 - Bcnjamin -hana göre haksız olarak- hu tür sih i rl i deneyleri fü t ü rizm dah i l
,1Imak üzere '"her lür avangard" edebiyata atkcl iyor. \'c yine -be ı ı i m diı5uııcrmr
�öre bir kez daha haksız olarak- ll re to ıı tarahııdaıı ı'Jwlja'da sözü edi len Lıkı
1 H - Dünrcvi işrakın -l'aris'e ge rçek üs t ü cü bakışla res medilen- m ü kem mel bir
ıasvıri Richanl Wolin'in Benjamin'in esıetiği üzerinı: kitabında bu lunur: " Dini iş
rak gıbi d ün y e v i işrak da tinsel sarhoşl uğun içe rdiği g üç k r i görgü! gc rç c k l i giıı ba
sit hali n i aşan bir "vahiy". bir ha ya l veya bir sezgı üretmek için de geç i ri r; ama hu
hayali . . . a l ı i rcıc chı i r dogmalara baş\'urmaclaıı üretir. Bmj a m i n ,ı çı k bir biçimde,
l'aris sokaklarını uzlasmaların moııoıonluguııun ııcsııcl !t'.sadiifiiıı güç l er iyl e
parçalandığı . . . hır famazmagıırik harikalar d iy a r ı n a dönüştürl·n . . . gerçeküstücü
l üğün ·romans'larırla kış k ı rt ı l a n sarhoşluğun. transın e t kisini hedd alm ışt ır. B i r
kez bu büyülü manzaraları k a ı ctı ikıcn sonra yaşam y e n ide n alışılmış hoşnutluk
ve ıasasızlı kla tecri.ıbe edi lebilecek m idir ?"(\\'olin 1 982. s. 1 3 2 )
1 ll- 13u konuda Raincr Rochlitz'in isa be t l i yorumuna bakınız: Bcııjamiıı ıçiıı. "ger
çcküstül"li l ü k i mgenin dc·vriınci b i r islevi ne y o l l a yerine gctirehileccgiııi göster
mişti: hu yol. modern formların hı zla yaşlaıınıasııı ı . çagdaşlıgın ge rç e k a n l a m ı n ı
.;agıraıı arka i kl i)i,iıı durmaksızın üretimi olarak sunmaktı. \lııdcnılcsmenin ka
l ı ıı ı ı l a rından kalkarak hir devrımci a l ı ü s t oluşun aci lliği n i •>rlal'a çıkarmıştı.
1111,h;,ıcl lılW\' 39
2 1 - Ban a . Raincr Rochlitz hu parçayı lkn jamin ıarah nclan gcrçcküstucül ügc bir
tür veda gibi yonı m l a makta yan ı l ı)'or gibi görünü�·or: Eğer okuma ve düşün
me ele i�rak ve �arho� l u k bi�·im lcrivse . . . gcrc;ekiısıucü akılclı�ılık ( irrasvoııalizm;
artık doğru lanamaz oluyor. Beııjamin gerçcl<Lıstüru deneyi yabancısı ııldugu h ır
alana taşımak istiyor: e tkin eylem alaıı ın:ı. �uphcsiz G co rgcs Baıai lle l ıu t ü r b ir
bi leşimi haklı n la r a k recldeı m iştir; sanatsal deney siyasal eylem i�·iıı <ll<ffsıı/las
lı rılı1111<1;:." ( Roclılitz l lJ92, s 1 54 ) . '·Akıldışılık" kavramı yukarıda gördüğümüz
gibi Bcnjamiıı"iıı denemesinde yoktur, k i o zaten gc rl:c küsıücülüğıın "sihirli ck
m·yi m lcrindcn" vazgeçmeyi asla arzuhımaz. Diğl'r taraftan Bcııjamin'in önerisi
-sarhoşl uğun gücünü devrime kazand ırmak- s;maı ı ıı politi kayla ··araçsal l aştırı l
masından"" çok başka b i r şc)'dir.
40 sahoılı yıldızı
.. . e Çin mur
kağıt uzerın ·· ekkebı, 1 993
· ·
Michel Zimbacca, L 'apiculca!ur [Kalp Arıcısı] ,
kağıt üzerine Ç i n mürekkebi, 1 9 5 5 .
�
.. ' .
I
•
6•
...
,,
't .. 1 .....
'J
ı
�
,· l · �
e:
,
• 1 \
j
-
}
I
23- " Rc vei l" kelimesi F ransızca'chı hem "çalar saat" hem " uyanış/uyanma" anla
m ı na gelir -ç. n .
2 4 - Jacqucs Lccnlıard t' ı n 13cnjami ıı'dc rüya ile uyanış bağlantısına i l işkin oldukça
ilginç yorumları var ama bence gerçcküsiücülük üstüne denemede çalar saat figü
rundc " bir tür akılcı düşünce kavrayışının bir imgesi" ni (Lcenhardt 1 986, s. Hı5)
görmekle yanı lgıya düşüyor. Bcnjamin'in aklına gerçeküstücülüğü bir "akı lcı"
düşünce biçimi olarak görmek gelmez - b u kavram tıpkı zıttı olan ''akıldış ı l ı k"
ka v ramı gibi maka lesinde yer almaz . Gerçeküstücülerin ve Benjanıin'in hu clcnc
mecleki yöntemini n i teleyen şey. onun tanı da "akılcı lık" ile "akıldışı l ı k " arasıııda
"klasik" \"C sabitleşmiş hir clikotomiyc inclirgencmcz olmasıdır.
44 -;abalı yıldm
Yeni grup Gerçelıüstücü Devrim 1 Lcı Rcvolu L ioıı sıı rrı;alisıd der
gisini yayımlamaya karar verdiğinde Pierre Navillc ve Benjamin
l'eret redaktör olarak seçilir. Bu seçimin nedeni Andrc Breton'a
göre bu ikilinin o dönemde "yeni düşünceyle/ru hla en eksiksiz
biçimde silahlanmış ve her tür uzlaşıma en çok başkaldıranlar"
olarak göni lcbi lir ol masıdır (Brcton 1 96Q . s. 1 1 0) . iki yazar ara
sındaki iliş ki mü kemmeldir: 1 925 yılın ı n bir makalesinde N aville
l'erct'yi "bütün vatan lar 1 . . . 1 aynı şerefsizliktir " diye düşü nen ve
şiirleri " kristalin saflığıyla" ışıldayıp "sihirli bir fırtınayı " haber
veren "yangın ç ıngırakları " gibi çalan bir insan o larak tanıtır ( N a
villc 1 977, s. 1 7 l - L 79 ) .
Naville a y n ı zamanda Anclrc Breton'a d a ç o k büyük b i r hayran
l ı k beslemektedi r: Sevgilisi Den ise'e -Breton'un ilk karısı Simonc
Khan'ın kuzini- yazdığı bir mektupta ( Kasım l 924) Gerçelıiisrü
cii .'-.1an if e s l o nuıı yazarına karşı eıı telcku::ı el borcunu iti raf eder:
'
"Breton bugü nlerde hayli karamsar. Sessizl iginc sonsuz saygı du
yuyorum. i ç imde ona karşı benzersiz bir dostluk hissi var. Ona
karşı yalnızca emelektüel konuda değil içsel uyanışım konusun
da <la çok borçluyu m . " ( Naville 1 977, s.276)
l Q 24 Eylülünde, Breton, sonuç bö lümü Doğu'ya taşkın bir say
gı içeren, "öfke ve inci l erden" ve de gelecek devrimlerin ruhundan
yapılmış olan "Cüzi gerçeklik ü zerine söyleme giriş"i yayımladı .
Dostu gibi Navillc ele o dönem doğu kül türüne burj uva ve ko
kuşmuş "batı medeniyetinin" olası bir alternatifi olarak hayranlık
besliyordu . işte bu duygunun esiniyle Hinduizmin hüvük tari h
çilerinden biri olan Rene Guenon'a* o n u gerçeküstücü dergiye
kaı ı lmaya davet etmek üzere çağrıda bulunacakt ı . Vedanıa'lar üs
tüne bir çal ışmasını henüz yayımlamış olan Gucnon gerçeküstü
cülerin "ruhu keneli ışığıyla aydınlatan" rüyaya karşı ilgisini pay
laşıyordu ama son derece gelenekçi ve modern karşıtı olan kendi
görüş açısından dolayı hareketin hedeflerini anlayamaz ya da ka
bul edemezdi (Breton 1 970, s. 28-29 ; Naville l 977, s. 285- 290) .
Naville Gerçeküstücü Dcvrim'de birçok otomatik metin ve Sol
Elin Kraliçeleri adlı bir şiir kitabı yayımladı. Arthaud, Leiris ve
M asson'la yakı n l ı k içinde, l 925 N isanında üç dostuyla birlikte be
lirli bir mutlak başkaldırı ruhunu mükemmel biçimde ifade eden
miducl lü\V)' 49
bir orLak bildi rge yazdı : ''Aşağıda imzası olan Gcrı;clnisLiıciı Devrim
üyeleri 3 N isan l 925 tarihinde bir araya gelerek şu hususlarda an
laşm ışlardır: L. Her tür gerçeküstücü ve devrimci kaygıdan önce,
zihinlerindeki hakim duygu şiddetli bir öfke halidir [ . . ] . 4. Tin .
l5- Nav i l l e modern teknoloj iy i tarafsız b i r araç olarak <ı lgı lar g i b i görünüyor;
ha ı ı l ı güç lerin el inde bir makineli tüfe k bir hakimiyet aletidir ama Ç i n l i d.:vrim-
50 s�hah yıldızı
r ı lcrin elinde bir kurtuluş aracı haline gelir. Bu pusıulanııı problematik doğasına
açıklık kazandırmak için "makineli tüfek" sözcüğünü kimyasal gaz ya da atomik
silahla dcğb ı i rmek yeterli.
26- Her iki belgenin A mi re Gaillard tarafından yapı lmış açıklamalı bir özeli Lrs
Ccılıicrs ıltı Sıttl'cle (Sayı 85, Kasım 1 926, s. 372-375) yay ı m hınclı: Brcton'un 11-
kirlcri nl· yakın lık gösterirken Navillc'i düşünce ile eyle m i birbirinden ayı rmaya
kalkıştığı için cleştiri)'Ur ve SSCB'clc bır bürokra ı i klc�mc sürecinin basladığını
duyuruyordu.
nıid1:1cl lowy 51
27- Bu ıarı ışmalarııı çok ardııılaııcı lıir tanıtımı i<;in \1 a u ricc Naclcau 'nun His
toirc dıı Sıınrnlisıııe I Cc rçdıı"ıstuciilüğiiıı ·/iı ı ilı i ] (ci l ı 1 , s. 1 33 - 1 87) adlı k i ıab ına
bakın ı z .
ıııkh.ıd li)\\0\· 53
için " tamamen gözler imi açtı" diye yazaca kt ı daha sonra (Naville
1 9 77, s. 343)
Zaman zaman C la rte'de yazan Vic tor Scrge '' say esi nde Pi
erre N avi llc ve dostu Gcrard Rosen t hal, Lev Trnçki'ye w Sol
M u ha l efe t'in diğer liderlerine takdim edilecektir. Serge, " ge rç e
küstücülükten gelmiş olan bu h a yre t edilecek kadar dürüst ki
şilikli ve çelik gibi sağl am ve berrak fikirl i iki genç Fransız"dan
çok o lumlu bir şekilde etkilenmişti (Serge 1 978, s . 2 5 l) . Had saf
hada hayran o l du ğu Tro çk i'yl e sohbeti esnasında N avil le ö zel l i kl e
Uluslararası Sol M u hal e fet' in p e rspe ktifl e ri nde n söz e tti; ge rçe
küstücü lüğün anlamına dair soruları. Kızıl Ordu'nun kurucusu
na harcker içindeki ince görüş farklılı klarını açı klamaktan aciz,
us ta c a savuşlllrdu (Navi l le 1 979, s. 90) .
Paris'e dön üşünde N avi l le Sol M u h al e fc t' e de s t e ği ni açıkça ilan
c r ti - ki bu da onu n . be kle n di ği gi bi , k ı sa bir sürenin ardından
1 9 28 Şubatında FKP'clen ihraç edilmesini get i reli . Birkaç ay geç
m cck n bu iki deneme Devrim ve E11 td el: tücllcr baş lığı a l ı mda ya
y ı m la nd ı .
28- N av i l l c'c göre -ki bu çatışma konusundaki tek kaymık kendisidir- Breton.
Brcst-Li tovsk'tı evrensel bir barış ve t a m silahsızlanma arzus u n u n bir ı l adl 'sı o l a
r a k görmekteydi, oysa ki Sergc'in -Navillc'in sav ununıluğunu yapt ığı- m a ka lesi
bunu Bolşevikler tarafından zaman kazanmak için bir ta k t i k girişi m i olarak yo
r u ml uvordu.
56 sol"'" ı•ıldızı
l9- ikinci f\lan i/.:.,lo'cla, gcn;cküstücülüğüıı "aynı ıakıik kavra y ışa sa h i p clcgilsclcr
hik. iki ıarahn da kendilerini tam devrimd olarak orıaya koymaktan ge r i durma
ı . . . ] iki çok g"ncl akım"clan birinin ya da d ij1,c ri n i n y;ııııncla yer almak
d ı k la r ı
için hı:rhaııgi bir nedeni bulunmadığını i l e ri sürer. (Anclrc Brcroıı. M11ni/esıcs . . .
s. 1 06)
midıad li)\�' 57
nının kişi liğinde bir müdafi buldu: Peru'lu büyük düşünür jose
Carlos Mariategui. Lalin Amerikalı devrimci N aville'le bağlan ı ı
içindeydi -ona Peru Gerçeğine Yedi Yarımı Dcııcmcsi ( 1 9 28) adlı
kitabının bir nüshasını göndermişti- ve dergisi A maııta'da gerçe
küstücülüğe olumlu bakan birkaç makale yayımlamıştı 311• Wal ler
I3enj amin'inkilere çok benzer terim lerle -onu muhtemelen tanı
mıyordu- söz konusu olanı n bir yazınsal olgu ra da sanatsal moda
değil "kapitalist medeniyeti blok halinde yeren ve suçlayan" "bir
tinsel i tiraz" okluğunda ısrar etmekteydi . Akl ı/ruhu ve eylemiyle
gerçeküstücülük romantik bi r eylemdi ama " kapi talist clüşünceyi
ve toplumu devrimci reddedişiyle, politik düzeyde, komünizm
le tarihsel açıdan çakışıyordu " . M ariategui gerçeküstücü grupla
Clartc arasındaki yakınlaşmayı büyük bir ilgiyle izlemekteydi;
l 926'daki bir makalesinde ortak bir yayımda (/ç Savaş dergisi
projesinde) birleşmeyi başaramamış olmalarına havıOanırken bir
yandan da gerçeküst ücülerin komünist dergide yazmalarını v e
Breton ile Aragon'un " Marksist devrim kavrayışını benimsemele
rini'' memnuniyetle gözleml iyordu. ( Marialegui l 973a)
Bi rkaı,; yıl sonra ''Gerçeküstücülüğün bilançosu" adlı bir ma
kalede M ariategui gerçeküstücülüğün hem -Breton\m /hinci
Mwıifcsto'da gururla üstlendiği- roman tik kökenlerini, hem de
"M arksist program "a angaj manını övgüyle karşılamaktaydı. Ger
çeküstücülere beslediği "yakınlık ve ümit"i ortaya koyuyor ama
bu arada I3reton\m Mcıııifcs!O'da şöhret sevdasına kapılmış bir
oportünist olarak gösterilen N aville'c karşı "aşırı kişisel saldır
ganlık" olarak adlandırdığı tavrını eleştirmekten geri durm uyor
du: "Bence Naville'in çok daha ciddi bir kişiliği var. Bu arada,
Breton'un, uzun bir çekişmeden sonra Tristan Tzara'nın yürekli
katılımında ve ciddi çalışmasındaki devamlılığı kabu llenirken
gösterdiği aynı asil tutumla, ileride -eğer Naville benim umdu
ğum gibiyse- onun hakkındaki görüşünü düzel lmesi olasılığını
da göz ardı e tmiyoru m . " Tahmin yanlış değildi ama ancak sekiz
sene sonra gerçekleşti ( Mariaıcgu i l 973b, l 973c) .
30- Mariaıcgui "supcrrcalizm" dey i m i n i ku llanıı•or, t\avillc adı "1'vlavi l lc" şeklin
ck ya::ılıvorclıı, ama gcrçcküsıücülük üzerine üç makalesi ele grup içindeki siyasi
nıüııazaralan di kkate clcgcr hir hi� imclc anladığını kanıt l ıyo r.
michael löwr 59
32- l ll34 yılında. ortak "Vizesiz planet" bildirilerinde Bre ton ve dost larının
froçki'ııin Fransız topraklarından çıkartılmasını -onun o güne dair k;ıvrayışla
rını paylaşmaktan uzak oldukları belirterek de o lsa- protesto e ttikleri doğrudur.
(Schwarz 1 9 7 7 , s. 1 0 5- 1 06)
60 >.ıhah yıldızı
33- Kitap ayrıca. Navilk'i n Breton'la biraz eski - 3 7 yıllık ' - bir hesabı da gördüğü
ve llıirıli Maııi/csto'nun haksız saldırıları n ı . yazarına karsı yine haklılığı dogrulan
nıamış eleştirilerle yanıtladığı kısa bir bölümü de içermektedir. (Navi l le 1 97 7 . s.
396)
34- Bu mektup Chicago belgesinin Fransız baskısına giriş olarak, gerçeküstücüler
ve liberterlcr tarafından ortak olarak bas ı l m ış bir broşürde yayımlanmış t ı r: Chi
cago Gerçeküstılcü Grubu, Tmis joıırs qııi ebranlerent le nouvel ordrc morıdicıl. La
R('v o lıe de Lo.� Aııgcles, avril-ıııail 1 992, Lyon, Atelier de creation Iibertaire, l 995
michacl löwy 63
j )(·ııi Diinya Dü;:rnini Sa rsaıı Üç Gün. los Angeles isyanı. Nisaıı-Mcıy ıs 1 9921 . Gcr
ı,Tküstücü hareketin l'aris grubundan Guy G irard tarafından yazılmış. Birleşik
Dcvletlcr'de gerçeküstücü lük üstüne bir not da dahildir.
G uy Debord'un Kara Romantizmi
Guy Debord asla bir gerçeküstücü gruba dahil olmadı. Ama bu, ku
rucularından biri olduğu 50'li yılların Letrist Enternasyonal'inin�·
kendini gerçeküstücü girişimin mirasçısı olarak algılamasını -bu
girişimi radikalleştirmeyi de tasarlayarak- engellemiyordu: "Ger
çeküstücülük (bu sistemin adını anmak gerekirse) taralindan daha
dün belirlenmiş talepler programının bize, acil olduğu unutulma
ması gereken, bir asgari temel gibi göründüğünü yeterince tekrar
ladık . " (Debord 1 996) Letristler ve gerçeküstücüler arasındaki tek
işbirliği girişimi -1954 yılında, Rimbaud'nun doğumunun yüzün
cü yıldönümü kutlamalarına karşı yapılmıştı- başarısızlıkla neti
celendi ve karşılıklı şiddet dolu saldırılarla devam etti. Bununla
birlikte, Debord ve dostları 1 95 5-56 yıllarında Marcel Marien ve
Paul N ouge tarafından -ki Paris gerçeküstücüleriyle çatışma ha
linde oldukları doğrudur- yönetilen Belçika kökenli gerçeküstücü
dergi Les Uvres nues* [Çıplak Dudaklar] ile işbirliği yapacaklardı.
Karşılıklı polemiklere ve aforozlara rağmen, Guy Debord'un
kültürel yıkıcılık denemeleriyle Andre Breton ve dostlarınınki
arasında ancak derin bir "seçmeci yakınlık" sezilebilir. "Gösteri
Top lu nı u "nun yazarı üstüne yakın tarihli bir incelemenin zekice
gözlemlediği gibi "Debord ve dostlarının iki savaş arası dönemin
gerçeküstücülüğüne karşı yüklendikleri borca ne kadar dikkat
çekilse azdır: ele geçen ilk gerçeküstücü bildiriyi, Litterature'ün
68 sab:ıh yıldızı
36- Roma n t i z m i n zıt l ı klar içeren yapısı konusunda daha ayrın t ı l ı bir tartışma
içın, Rc\'olıc el ııu'lwıwlic. Le nmımıtismc iı coıı ı rc-coıııwıı de la modcnı i ı r llsyan
midıacl löwy 71
37- Yine aynı çerçevede kimi kez "bir zamanlar savcı. lırkim, ıarihçi . . . olanlar" ı
idcal lcşı i rdiği de ol muşıur. Bu gösteri öncesi adalcıe ve tıbba yönel i k "romantik
hatır sayarl ı k " ı n meşru bir eleştirisi için bkz. Gonzalvcz 1998, s. 49.
72 ••hah yıldızı
38- Burada ku llanılan lum ii'res sözcüğü hem "ışıklar" hem de ( i l k ha rfi büyük
yazıldığında) Aydınlanma anlamına gelir -ı,: . n .
mil'.hacl lowy 75
lık yayın organı) Gerçeküstücü Meden iyet'i tanıtan bir yazıda şöyle
deniyordu: " Bu kitap gerçeküstücü mesajın tüm çeşitliliğini , zen
ginliğini ve liberter nefesini ", ve yine onun " kapi talist-endüstri
yel medeniyetle birlikte bu medeniyetin tecimsel , pozitivist-akıl
cı dünya kavrayışı nı" tutkuyla reddedişini ortaya koymaktadır.
lşte bu dönemde Vincent ve Micheline Dördüncü Enternas
yonal militanlarıyla, Arjantin askerleri tarafından hapsedilmiş
olan Maria Regina Pilla ile (gerçeküstücü film yönetmeni) Paulo
Paranagua'nın serbest bırakıl ması için süren kampanyayı düzen
lemelerinde onlara yardım ederek, bağlantı kurarlar. Yincent hiç
de iyimser biri değildi. Ama bir dava için angaje olmayı, onun
başarısından emin olmaya, zafere ulaşmasının güvence alt ına
alınmış olmasına bağlamamaktaydı. Sıırrealisme dergisinin 2 .
sayısında ( Haziran 1977), "Ordalie" adlı hararetli bir metinde,
tarihin verdiği hükmü reddet tiğini duyurur - bu "Tanrı'nın rezil
hükmü "nün belli belirsiz yenilenmiş bir versiyonudur. G erçe
küstücülük, her tür mağlubiyetin ve her tür başarının ö tesinde
"yanmaz bir kutup" olarak varlığını sürdürmektedir.
N eden "gerçeküstücü devrim" yerine "medeniyet" vardır 1 9 76
tarihli kitabın başlığında? Critique Comnııınistc'le (Sayı 24, 1 978)
bir söyleşisinde Vincent bu konuda tavrına açıklık getirir: " Eğer
82 sahah yıldızı
çıkan on sayısını tek bir ciltte toplar ve Sıırrcalisıne adlı yeni bir
derginin iki sayısını yayımlar. Sıırrcalisıne, neşeli bir biçimde, Ka
ro! Baron, Gabriel Der Kervorkian, Marianna Van Hirtu!11 , Albert
Marencin, Pierre Molinier'nin ve daha birçoğu nun eserleriyle
resimlenmiştir. Bu dergide başka yazılarla birlikte, Arjantin'cle
hapis bulunan Brezilyalı şair ve sinemacı Paulo Paranagua'nın
serbest bırakılması için bir çagn ( Ekim 1 976) , J oyce Mansour'un
muhteşem bir metni ( "lyi Hal Kağıdı veya Kızıl Deniz yolculu
ğu") ve ( katılı mcılara dağıtılmış olan birbirinin aynı resimlerle
üretilmiş) paralel kolaj oyunu resimleri yer almaktadır. Bu arada
Michel Lequenne ve Vincent Bounourc·un " Sapkın lık ve devrim"
üstüne bir tartışmasını ve Michcl Zimbacca tarafından "sevmek"le
eşanlamlı 36 fiilin keşfini de ( "cosınordrc'', ··asph�joııi r", "prisına
giner'', "soijfaıner") unutmamak gcrekir19.
Takip eden yıllarda grup iç etkinliklere gömülür ve ancak
l 990'dan itibaren tekrar su yüzüne çıkar. Ama bu dönem zarfın
da grubun dışından bazı kişiler de gerçeküstücülükten esinlenen
bir etkinliği aralıksız sürdürürler: J ean Benoit, Alain J oubert, An
nic Lebrun ve M imi Parent bu duruma örnek gösterilebilir.
Gerçeküstücülüğün hayatta kalmayı sürdürüşü -yıldızburun
lu köstebek Condylura cristata gibi- gözlerden uzak olmakla bir
likte tamamen aşikardır: bugün yalnız Paris'te değil ama Prag'da,
Stockhol m"clc, Madrid'cle, Chicago'da ve Sao Paulo'da ela aktif
gerçeküstücü gruplar bulunur. 90' lı yıllar bu aktifliği elle tutulur
hale dönüştüren bir dergi çeşitliliğine tanık olmuştur: SURR (Sur
recılisınc, Utopie, Reve, Revoltc -Gerçeküstücülük, Ü topya, Rüya,
isyan, ç . n . ) ( Paris) , Analogon (Prag) , Salamandra (Madrid) , Stora
Saltet (Stockholm), Arsenal ( Chicago ) , Manticore ( Leeds) gibi.
Bu iletin Sum:aliste internalioııal'in iki sayısı ( 1 99 J ve l 992'de) ,
tartışmalar, anketler, belgelerle ve ilk kez olarak da farklı grup
ların "Amcrika'nın keşfi"nin beş yüzüncü yılının acını lası kutla-
40- Türkçeye "Ça ga Aykırı Düşünceler" şeklinde tercüme edilmiştir (Say yayın
ları) -ç . n .
michad ıiiwy 91
Juggernau th: Hint dilindeki Ds hagan nat tan gelir, tanrı Wish
'
! Türkçe iki çevrisi bulunmakta: "Tek Yönlü Yol '' , Son Bakışta
Aş/?, Der. Nurdan Gürbilek, Metis, lsl. 1 993 ; Tek Yon, çev. Tev
fik Turan, YKY, lstanbul, 1 999 1
Benjamin (Walter), journal de M oscou , Paris, l.'.Arche, 1 983. ! M os
lwva Güıılı'iğü, çev. Cemal Ener. Metis, lstanbu l , 200 1 ]
Benjamin (Wal ıer), "Hachisch a Marsci lle" . 1 928, My t1ıc et Vi
olrnce, Paris, Denoel, l 971 ! " M arsilra'da Haşhaş", Parı ltılar,
çev. Yılmaz Öner, Belge yayınları, lstanhul, J 9901
Bcnjamin (Waher), Passagenwerlt, Frankfurt, Suhrk�mp Verlag,
l 980, cilt l.
Bcnjamin (Walter) , Paris, capi ta le dıı 1 9. Sieclc. Le livrc dcs pcıs
sages, Paris, Cerf, J 989, çev. J can Lacoste. l X I X Yüzyılın
" .