You are on page 1of 54

TARİH 11.SINIF DERS KİTABI SORU CEVAP 2.

ÜNİTE
ÜNİTE ADI KAZANIMLAR NELER ÖĞRENECEĞİZ
2. ÜNİTE DEĞİŞİM 2.1. AVRUPA’DA DEĞİŞİM ÇAĞI 2.2. OSMANLI • Yeni Çağ Avrupası’nda meydana gelen gelişmeleri
DEVLETİ’NDE DEĞİŞİM 2.3. OSMANLI • Avrupa’daki gelişmelere bağlı olarak Osmanlı idari, askerî ve ekonomik
ÇAĞINDA AVRUPA VE DEVLETİ’NDE İSYANLAR VE DÜZENİ KORUMA yapısında meydana gelen dönüşümleri
OSMANLI ÇABALARI • Osmanlı devlet idaresi ve toplum düzenindeki çözülmeleri önleme
çalışmalarını
KAVRAMLAR • Lâle Devri : Lâle Devri, Osmanlı Devleti'nde, 1718 yılında • Rasyonalizm : Usculuk, akılcılık veya rasyonalizm olarak da adlandırılan,
1-LALE Avusturya ile imzalanan Pasarofça Antlaşması ile başlayıp, 1730 bilginin doğruluğunun duyum ve deneyimde değil, düşüncede ve zihinde
DEVRİNİN yılındaki Patrona Halil İsyanı ile sona eren dönemdir. Bu dönemin temellendirilebileceğini öne süren felsefi görüş. Bu görüşe göre, kesin bilgi
TANIMIN padişahı III. Ahmet, sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'dır. örneği matematiktir. ... Hakikate ve eşyanın bilgisine sadece akıl ile
YAPINIZ erişilebileceğini savunur
2-LALE • Reform : Reform kelime olarak yenilik veya ıslahat anlamına • Rönesans : 15. ve 16 yy. larda Avrupa'da bilim, edebiyat ve sanat alanında
DEVRİNİN gelmektedir. 16. yüzyılda gittikçe olumsuzlaşan dini şartlar ve yeniliklerin meydana geldiği “yeniden doğuş” anlamına gelen döneme
PADİŞAHI ve kilisenin haksızlıkları karşısında Rönesans'ın da etkisiyle önce Rönesans denir.
SADRAZAMINI Almanya'da başlatılan ve kiliseleri dini değişiklik yapmaya zorlayan
YAZINIZ. harekettir. ALMANYA DA BAŞLADI İTALYA DA BAŞLAMIŞ
3-REFORMUN
TANIMINI • Kapitülasyon: Bir ülkede, yurttaşların zararına olarak, yabancılara • Burjuvazi : köylü, işçi ya da soylu sınıfına dahil olmayıp, sosyal statüsünü
YAPINIZ. verilen ayrıcalık hakları. ve gücünü, eğitiminden, işveren konumundan ve zenginliğinden alan kentli
4- kişi
MERKANTİLİZM • Merkantilizm : XV. yüzyıl ile XVIII. yüzyıl arasında egemen olmuş, • Sekülerleşme : toplumda ahiretten ve diğer dinî, ruhani meselelerden
NEDİR? ticaret burjuvazisinin çıkarlarını öne alan, gönencin üretim alanında ziyade dünya hayatına odaklanılması yönündeki hareket(LAİKLİK) Bu terim,
5-RÖNESANSIN değil ticarette ve anamal birikiminde olduğunu öne süren öğreti. somut ve bilimsel olan ile soyut ve dinsel olanın birbirine karıştırılmamasını
TANIMI NEDİR? DEVLETLERİN GÜÇLÜ OLDUĞUNU TOPRAK ifade etmektedirler.
BÜYÜKLÜĞÜNE GÖRE DEĞİL HAZİNESİNE GÖRE
BELİRLEYEN EKONOMİK GÖRÜŞTÜR.

• Ruhban Sınıfı : Ruhban sınıfı, başta Hristiyanlık olmak üzere belirli • Hümanizm : Hümanizm de bir Rönesans akımıdır. ... Hümanizm, tüm
bir din bünyesinde din adamlığını meslek olarak icra eden tüm insanların değerli ve onurlu olduğunu öngören ahlak felsefelerinin genel bir
kişiler kategorisini anlatan bir terimdir.

• Matbaa:Çinlilerce geliştiren baskı çoğaltma tekniğidir. • Bilim Devrimi: Bilimsel devrim, bilim tarihinin erken çağdaş döneminde
matematik, fizik, gökbilim, biyoloji, tıp ve kimya dallarında yaşanan düşünce
değişimidir. Rönesans döneminde Avrupa'da filizlenen bu dönüşüm 18.
yüzyıl sonlarındaki Aydınlanma Çağı'na dek sürmüştür
2.1. AVRUPA’DA XVI. yüzyılın başlarına Dinî bir kurum olan Papalık, XVI. Bu öğretilere karşı çıkanlar ise Engizisyon
DEĞİŞİM ÇAĞI kadar Avrupa’da siyasi, yüzyılın ilk çeyreğinde uyguladığı mahkemelerinde yargılanmıştır.
sosyal ve ekonomik etkin politikalarla İtalyan şehir
alanda en yetkili kurum devletlerinin en güçlülerinden biri Hristiyanlıktan uzaklaşan insanları
“Batı, üç esas üzerinde Roma Katolik Kilisesi ve hâline gelmiştir. cezalandırmak amacıyla kurulan
temellerini oluşturarak bu kiliseyi temsil eden Engizisyon mahkemeleri ile kilise kendi
bugününü inşa etmeye
Papalık’tır Özellikle eğitim ve öğretim alanında Oxford
ceza mekanizmasını oluşturmuş, bundan
başlamıştır. Bunlar;
Hristiyanlık, Feodalite ve (Oksford) , Paris ve Bologne (Bulöni) gibi dolayı da bilimsel çalışmalar
Rönesans’tır.” Marc Bloch dönemin önemli üniversitelerinde söz sahibi ilerleyememiştir.
(Mark Bloh) olan Papalık, buralarda Aristo ve
Batlamyus’un öğretilerini okutmuştur.

1)ORTAÇAĞ’DA Batı Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra Böylece kilise, her alanda yetkilerini genişletmeye ve Orta Çağ
Avrupası’nı şekillendirmeye başlamıştır. Sonuçta kilisenin mutlak
KATOLİK KİLİSESİ NİÇİN otorite boşluğundaki Avrupalılar, Hristiyanlığı egemenliği sağlanmış ve ruhban sınıfı hiç kimsenin itiraz edemediği
GÜÇLENMİŞTİR? temsil eden kiliseye sıkı sıkı sarılmıştır. manevi güce ulaşmıştır

2)BURJUVAZİ SINIFININ Kilise, ekonomik faaliyetleri dinî hayata göre daha önemsiz Buna karşı Avrupa’da faaliyet alanlarını
ARİSTOKRATLARA görmüştür. Ortak mülkiyeti esas alan kilise, başkalarına ait olan
malları hazinesine katmış ve mülkiyet sisteminin tartışılmasını
genişleterek yükselmek isteyen burjuvazi, kilisenin
(SOYLULAR) ve KİLİSEYE
yasaklamıştır. Çünkü kiliseye göre gerekli olandan
bu kısıtlayıcı ve aşağılayıcı yaklaşımından
KARŞI ÇIKMASININ SEBEBİ
NEDİR? fazlasını istemek hırs ve günah kabul edilmiştir kurtulmak istemiştir
3)BURJUVAZİ SINIFININ Bu durum, savaşlar için paraya ihtiyaç duyan krallar ve asillerin tek Kendilerinden borç alındığı ölçüde tüccarların
AVRUPADA NASIL SÖZ umudu horlanan tüccarlar olmaya başlayınca değişmiştir. Bu
nedenle tüccarlara karşı duyulan horlama ve aşağılama duygusu,
istekleri kabul edilmiş ve koşullar iyileştirilerek
SAHİBİ OLMUŞTUR?
yerini hayranlık ve saygıya bırakmıştır serbest ticaret yapmalarına göz yumulmuştur.
Böylece Avrupa’da burjuvazinin aristokrat sınıfa
karşı yükselişi hızlanmıştır
4)ORTAÇAĞDA LAİK Burjuvazi sınıfının yükselişe geçtiği dönemde XI. yüzyıldan XVI. yüzyıla kadar geçen süreçte Batı, İslam
(KİLİSEDEN BAĞIMSIZ) Avrupa, İslam kültür ve medeniyeti ile sistemli bir dünyasından yaptığı çevirilerle skolastik düşünce yüzünden
BİLİM NASIL DOĞMUŞTUR? yitirdiği Eski Yunan felsefesini yeniden keşfetmiştir.
temasa geçmiştir. Arapça ilim ve felsefe eserleri
Latinceye tercüme edilmiştir. Çeviriler aracılığıyla eleştirilecek malzeme ve yeni olgular öğrenen
Avrupa, Orta Çağ boyunca kendisini bağlayan otoritelerin baskısına
karşı çıkarak bilimsel aydınlanmayı başlatmış ve akıl tutulmasından
kurtulmayı başarmıştır.
5)RÖNESANSIN TANIMIN “Yeniden doğuş” anlamına gelen Rönesans, XV. yüzyılın sonunda İtalya’da başlamıştır. Rönesans, Avrupa
YAPINIZ ülkelerinde görülen bilim, güzel sanatlar ve edebiyat alanındaki gelişmeleri ifade eder.

6)RÖNESANS NİÇİN 1)COĞRAFİ KONUMU—> İSLAM DÜNYASINA YAKINLIĞI


İTALYADA BAŞLAMIŞTIR? 2)İTALYAN ŞEHİR DEVLETLERİNİN ZENGİNLİĞİ
3)PAPALIĞIN MERKEZİ
4)SANATÇILARIN İTALYADA KORUNMASI (BURJUVAZİ İÇİNDEN SANATI DESTEKLEYEN MESEN ADI VERİLEN SINIF
ÇIKMIŞTIR.)
7)RÖNESANSIN Kağıt ve matbaanın etkisiyle okuma yazmanın, bilgi ve kültürün artması
SEBEPLERİNİ YAZINIZ Güzel sanatlara merak saran zengin sınıfın oluşması
İstanbul’dan İtalya’ya giden bilgilerin eski Yunanca eserleri öğretmeleri
Doğa, güzel sanatlar, edebiyat ve bilimsel gelişmelere ilginin artması
8)RÖNASANSIN Rönesans’ın Öncüleri
ÖNCÜLERİNİ YAZINIZ Leonardo Da Vinci (Resim, bilim, robot)
Mikelanj (Heykeltıraş)
Montaigne (Edebiyat)
Luther(Dinde reform)
Shakespeare (Tiyatro)
Kopernik (Fizik)
AÇIKLAMALAR 1)XIV. Yüzyıldan itibaren bazı bilim insanları Yunan ve Roma dönemine ait 5)Hümanistlerin Yunan-Roma dünyasına olan ilgisi,
kaybolmuş veya unutulmuş el yazmalarını araştırmış ve yayımlamıştır. kilise için tehlike oluşturmuştur. Antik dünya anlayışı,
Avrupalılar bu eserleri İslâm dünyası aracılığıyla unutmaktan kurtulmuş ve hümanistlerin dünya anlayışını oluşturmuştur . Bu
RÖNESANSIN GELİŞİMİ yeniden hatırlamıştır anlayışa göre insan, yeryüzündeki yaşantısında mutlu
2) Roma, Venedik ve Floransa’da ilk akademiler ve halk kütüphaneleri olmalıdır. Hristiyanlık anlayışında ise gerçek hayat,
açılmıştır. Bu çalışmaları yapan aydınlar daha sonra hümanist olarak ölümden sonra başlamaktadır. Bu ve buna benzer pek
SKOLASTİK adlandırılmıştır. Hümanist akım; şair ve yazar Petrarca çok fikir, hümanistleri kilise öğretileri ile çelişen
(Petrarka) ile başlamış ve hümanistlerin çalışmaları, matbaanın sonuçlara götürmüştür. Bu nedenle hümanistler, inanç
DÜŞÜNCE:ORTAÇAĞDA bakımından İncil’e ve ilk azizlerin öğretilerine bağlı
gelişimi ile daha da yaygınlaşmıştır.
KATOLİK KİLİSESİNİN 3) Rönesans ile birlikte Yunan ve Roma dönemine artan ilgi, Avrupa’da
kalınması gerektiğini savunmuştur.
ÖZGÜR DÜŞÜNCEYİ edebiyatın yanında resim ve heykel gibi sanatların da canlanmasını sağlamıştır.
YASAKLAYAN Bu yeniden keşfetme süreci Fransa, Hollanda, Almanya ve İngiltere gibi birçok Hümanistlerin inançla ilgili bu düşünceleri,
Avrupa ülkesinde benimsenmiştir. Reform hareketinin ortaya çıkmasını sağlamıştır.
TEKDOĞRUCU GÖRÜŞ..
4) Rönesans sanatçıları, herhangi bir dinî ve toplumsal tabuyu önemsemeden
sanat yapmayı ilke edinmiştir
.
9) RÖNESANSIN 1)SKOLASTİK DÜŞÜNCE ETKİSİNİ YİTİREREK YERİNİ 3)AVRUPADA GELİŞMENİN ve İLERLEMENİN HIZLANMASINA SEBEP OLDU
HÜMANİZM ve POZİTİF BİLİME BIRAKTI
SONUÇLARINI YAZINIZ 4)HÜR DÜŞÜNCE ve YENİ SANAT ANLAYIŞLARI ORTAYA ÇIKTI
2)DÜŞÜNEN ARAŞTIRAN İNSAN TİPİ ORTAYA ÇIKTI.
REFORM HAREKETLERİNE ZEMİN HAZIRLADI
REFORM HAREKETLERİ
10)REFORMUNU TANIMINI Reform, XVI. yüzyılda Katolik Kilisesi’ne bağlı bir kısım hümanist din adamının kiliseye karşı yapmış
YAPINIZ olduğu dinsel harekettir.
11)REFORMU HAZIRLAYAN • Hümanizm sayesinde, Hristiyanlığın kaynaklarına inilmesi ve • Papalık’ta çöküşün hızlanması ve ıslahat
KOŞULLAR NELERDİR? serbest düşüncenin yayılması, düşüncesinin yayılmasıdır
• Matbaanın yeni fikirleri geniş halk kitlelerine yayması,
sebepleri
12)REFORM NEREDE Reform hareketi ALMANYA’DA başlamış daha sonra Hümanistler; İncil’in ve Hristiyanlık inancını içeren
BAŞLAMIŞTIR? Fransa, İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerinde etkili olmuştur. Ruhban metinlerin orijinal şekillerine dönüştürülmesini
sınıfında reform yapılması gerektiğini savunan hümanistler, yeni bir istemiştir. Bu yönde yapılan çalışmalarla kutsal
din yaratma iddiasında olmamıştır.. Buna havarilerin ve ilk Hristiyan kabul edilen yazıların birçoğunun, ilahi kaynaktan
azizlerin yorumundan başka bir şey katılamaz. Din ve ibadet herkesin olmadığı ve sonradan uydurulmuş metinler olduğu
Reform, Avrupa’nın modern çağa
vicdanına ait bir iştir.” esasları benimsenmiştir. Bu dinsel hareket, anlaşılmıştır. Reform hareketlerinin sonucunda
geçerken uğradığı dönüşümün
Protestanlık mezhebinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. “Dinin esas kaynağı Tanrı’nın sözlerinden ibarettir
önemli bir gelişmesidir. Din ve
kilise, yüzyıllardır toplumun
temelini oluşturduğu için Reform,
Avrupa’yı derinden sarsmıştır

13)MARTİN LUTHER ve Martin Luther ve Protestanlık Almanya’da çiftçi bir ailenin Luther’in, İncil’i Almanca’ya tercüme
PROTESTANLIK çocuğu olan Martin Luther, Erfurt Üniversitesinde felsefe etmesi halk arasında büyük yankı
okumuştur. Daha sonra ilahiyat eğitimi almış ve rahip
Endüljans, Orta Çağ Avrupası’nda uyandırmıştır. Luther’in fikirleri özellikle köylüler
olmuştur.
arasında kabul görmüş ve toprak sahiplerine karşı
bir tür günah çıkartma ve
Papa X. Leon’un (Lion), kilise harcamalarının artması isyanlar başlamıştır. Almanya topraklarının üçte birinin
ölümünden sonra kişinin cennete
Papalığa ait olması, birçok zümrenin kilisenin
gidebilmesi için papadan satın üzerine 1515 yılında bir bildiri yayımlayarak topraklarını yağmalamasında etkili olmuştur. Luthercilik
alınan bir af belgesidir. endüljansın uygulanmasını istemesi, Luther’i karşı hareketi, Protestanlığın ortaya çıkmasına yol açmıştır.
Luther (Görsel 2.8), endüljansı harekete geçirmiştir. Siyasi açıdan Almanya’nın oluşturduğu din birliği
bozulmuş böylece imparatorluğun otoritesi zayıflamıştır.
tehlikeli bir uygulama olarak Endüljans, Orta Çağ Avrupası’nda bir tür günah çıkartma ve Protestanlık zamanla bütün Avrupa’ya yayılmıştır
görmüş ve “95 Tez”ini ilan ederek ölümünden sonra kişinin cennete gidebilmesi için papadan satın
görüşlerini kilise kapısına asmıştır. alınan bir af belgesidir. Luther (Görsel 2.8), endüljansı tehlikeli
bir uygulama olarak görmüş ve “95 Tez”ini ilan ederek
görüşlerini kilise kapısına asmıştır.

AÇIKLAMA Protestanlığın ortaya çıkması ile Papalık, Antik Roma’da kullanılan hâliyle kutsal
Hristiyanların üzerindeki dinî, politik ve ekonomik olanın dışını yani dünyevî olanı, dinî
REFORM SONRASI AVRUPA
üstünlüğünü kaybetmiştir. olmayanı anlatan bir kavram olan
Böylece Hristiyanlığın devlet ve toplum hayatındaki etkisi sekülarizm, XVII. yüzyıl sonrasında giderek
azalmış ve sekülerleşme adı verilen kavram ortaya çıkmıştır. devlet ve kilise hukukunun ayrımı
anlamında kullanılmıştır. Avrupa’da
sekülerleşmenin uygulanarak dinî kurumlar
SEKÜLARİZM=LAİKLİK ile sembollerin egemenliğinin kaldırılması,
uzun bir süreçte gerçekleşmiştir
14)REFORMUN SONUÇLARI 1)AVRUPADA MEZHEP BİRLİĞİ BOZULDU 5)KİLİSE MALLARINA EL KONULMUŞTUR.
NELERDİR? 2)PROTESTANLIK,KALVENİZM ve ANGLİKANİZM GİBİ 6)LAİK EĞİTİM ORTAYA ÇIKMIŞTIR.
YENİ MEZHEPLER ORTAYA ÇIKTI. 7)OSMANLILAR REFORMU DESTEKLEYEREK
3)KATOLİK KLİSESİ KENDİNE ÇEKİ DÜZEN VERMİŞTİR. AVRUPA HIRİSTİYAN BİRLİĞİNİ
4)PAPA ve DİN ADAMLARINA OLNA GÜVEN PARÇALAMAK İSTEMİŞTİR
AZALMIŞTIR.
.
15)BİLİM DEVRİMİ Özet Bilim Devrimi Rönesans hareketine öncülük eden diğer bir felsefe de
Rönesans ve Reform’un ortaya çıkardığı fikir
akılcılık yani rasyonalizmdir. hareketleriyle birlikte filozoflar, kurallar ve
a)Rasyonalizm, insan aklının her türlü Rasyonalizm, insan aklının her türlü rehberliği yapacak güçte kanunlar geliştirmiş ve doğal dünyayı nasıl
rehberliği yapacak güçte olduğunu ve olduğunu ve başka hiçbir kaynağa gerek olmadığını dile getirir . anlayabileceklerini araştırmıştır.
başka hiçbir kaynağa gerek olmadığını
Bu filozofların “İnsanlık, yaşamı bilimin kurallarıyla
dile getirir Aklın doğruya ulaşmasını engelleyen en önemli anlayabilir.” düşüncesi, bilimde büyük değişimleri
b) Bilimin yeni kanunlar ortaya koymak unsurlar; kilise, hukuka dayanmayan devlet, batıl ortaya çıkarmıştır.
için kullanılması, bu dönemin Akıl Çağı inançlar, bilgisizlik, yöntemsizlik ve ön yargılardır. Bilimin yeni kanunlar ortaya koymak için
olarak adlandırılmasını sağlamıştır. kullanılması, bu dönemin Akıl Çağı olarak
c)Rasyonalistlere göre akıl, işleyişini
Yapılması gereken ise akla karşı olan unsurları gidermek, bilimsel bir adlandırılmasını sağlamıştır.
çevre hazırlamak ve aklın aydınlanmasını sağlamaktır. Akıl Çağı’nda Galileo (Galile), Kepler (Keplır),
engelleyen dış faktörler olmadığı
Copernicus (Kopernik) ve Newton (Nivtın) gibi bilim
takdirde doğru düşünmeyi sağlayacak
insanları sayesinde Avrupa’da, Bilim Devrimi
tek kaynaktır
gerçekleşmiştir.

16)AKIL ÇAĞINI ORTYA ÇIKARAN Galileo (Galile)


BİLİM ADAMLARINI YAZINIZ
Kepler (Keplır)
Bu bilim insanları sayesinde Avrupa’da, Copernicus (Kopernik)
Bilim Devrimi gerçekleşmiştir
Newton (Nivtın)

17)Isaac Newton (Ayzek Modern bilimin iki önemli unsuru olan deney ve gözlem aracılığıyla Newton’un Fizik Kuramı; ısı, ışık, gazlar kimyası,
başarıya ulaşan Newton, 1727 yılında öldüğünde, geliştirdiği elektrik, manyetizma ve benzeri alanlarda
Nivtın)
bilim anlayışı ve Parçacık Kuramı, bilim topluluklarınca denenmiştir. Kuantum Mekaniği, görelilik ve ışığın
Newton, 1727 yılında öldüğünde, benimsenmeye ve savunulmaya başlanmıştır. dalga olduğunu savunan dalga kuramlarının
geliştirdiği bilim anlayışı ve Parçacık doğuşuna giden yolu açmıştır
Kuramını bulmuştur.
Kütle çekim yasası, astronomi ve fizik tarihinde bir dönüm Zamanının neredeyse tamamını gözlem ve
Kütle çekim yasası, astronomi ve noktasıdır. Bu başarı onun, XVIII. yüzyıl Bilim Devrimi’nin deney yaparak geçiren Newton, dalından
fizik tarihinde bir dönüm noktasıdır. mimarı olarak adlandırılmasını sağlamıştır.
Bu başarı onun, XVIII. yüzyıl Bilim yere düşen elmanın düşüşünü
Devrimi’nin mimarı olarak gözlemlemesinden sonra evrensel çekim
adlandırılmasını sağlamıştır. yasasını bulmuştur
18)ULUS DEVLETLERİN Yeni Çağ Avrupası’ndaki fikrî-manevi dönüşüm siyasi, sosyal, Krallar güç ve yetkilerini artırarak bu ulus-devletlere
ekonomik ve askerî alanlarda da etkisini göstermiştir. mutlakiyetçi bir karakter kazandırmıştır.
ORTAYA ÇIKIŞI ÖZET
Krallar ve asiller, Rönesans’la siyasi güç kazanmış ve devletin Artık Hristiyan dünyasında Haçlı Seferleri gibi
Krallar ve asiller, Rönesans’la siyasi
kiliseden ayrı olabileceği fikri gelişmiştir. Orta Çağ’daki ittifaklar görülmemiş ve sekülerleşmenin etkisiyle
güç kazanmış ve devletin kiliseden
derebeylerin yerine devleti bir merkezden yöneten krallar her ulus-devletin kendi çıkarları için yaptığı ulusal
ayrı olabileceği fikri gelişmiştir
ortaya çıkmış ve merkezî yönetim güç kazanmıştır. savaşlar gündeme gelmiştir.
Ulus-devletlerin kurulma sürecinde
Bu kralların yönetimi altındaki halklar, ulus olarak Bu süreçte devletin içeride ve dışarıda görevlerini yerine
yaşanan mali sorunları çözmek için getirebilmesi için güçlü olması gerektiği ortaya çıkmıştır
devletlerin sömürgeciliğe tanımlanmaya başlamış ve kral, otoritesini ulusun
yönelmesi, daimî ve merkezî bir varlığına dayandırmıştır..
ordu bulundurma zorunluluğunu
Ulus-devletlerin kurulma sürecinde yaşanan mali Avrupalı devletlerin üretim ve ihracatı artırabilmek
ortaya çıkarmıştır.
sorunları çözmek için devletlerin sömürgeciliğe için kurdukları atölyeler, şehirleri büyük merkezler
Artık Hristiyan dünyasında Haçlı hâline getirmiştir. Bu merkezlerin ihtiyacı olan iş
yönelmesi, daimî ve merkezî bir ordu bulundurma
Seferleri gibi ittifaklar görülmemiş gücü, Avrupa’da kırsaldan kente göçlerin
ve sekülerleşmenin etkisiyle her zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. yaşanmasına sebep olmuştur.
ulus-devletin kendi çıkarları için Bu durum kralların hazinede sürekli altın bulundurmasını gerekli Feodalizmden merkantilizme uzanan dönemde,
yaptığı ulusal savaşlar gündeme kılmış ve bu gereklilik merkantilizmin doğmasına neden olmuştur. Bu Avrupa’da yaşanan askerî ve teknolojik dönüşüm savaş
gelmiştir. sistemde Avrupalı devletler; altın külçesini para olarak, dış ticareti de teçhizatlarının üretiminde de büyük gelişmelere neden
altını elde etmenin bir yolu olarak görmüştür. Paralı askerlerden olmuştur.
Avrupalı devletlerin üretim ve oluşan ordularda ödemeler altın ile yapılmış ve donanmaların
ihracatı artırabilmek için kurdukları masrafları da bu değerli madenler ile karşılanmıştır XV. yüzyılın ikinci yarısından itibaren barutlu
atölyeler, şehirleri büyük merkezler silahlar, savaşın zorunlu araçları hâline gelmiştir.
Avrupa’da nüfus, merkantilizmin amacı ile doğru orantılı olarak
hâline getirmiştir. Bu merkezlerin Ateşli silahların etkin bir şekilde kullanılmaya
artırılmaya çalışılmıştır. Fazla nüfus; ucuz iş gücü, fazla üretim, çok
ihtiyacı olan iş gücü, Avrupa’da başlanması, Avrupa’da Askerî Devrim’in başlangıcı
kazanç ve asker sayısının artması anlamına gelmektedir. Bu yüzden
kırsaldan kente göçlerin kabul edilmiştir. Askerî ve teknolojik gelişmeler sadece
bu dönemde nüfus hareketliliği yasaklanmış, ülkeye kaçak girenlerin
yaşanmasına sebep olmuştur bile çıkışları engellenmiştir ateşli silahlarda değil gemilerin geliştirilmesinde de
görülmüştür. XVI. yüzyılda, uzun menzilli toplarla
XV. yüzyılın ikinci yarısından
güçlendirilen üç direklilerin ve kalyonların kullanılmaya
itibaren barutlu silahlar, savaşın
başlaması, denizlerdeki mücadeleyi Avrupalılar lehine
zorunlu araçları hâline gelmiştir. çevirmiştir.
Ateşli silahların etkin bir şekilde
kullanılmaya başlanması, Avrupa’da
Askerî Devrim’in başlangıcı kabul
edilmiştir
19)MERKANTALİZM NEDİR? Avrupa’da XV ve XVIII. yüzyıllarda hâkim olan merkantilizm, ülkelerin güç ve zenginliğinin sahip
olduğu değerli madenlerle ölçülebileceği fikrine dayanan bir ekonomik sistemdir

20)AYDINLANMA DÖNEMİ NEDİR? Batı dünyası, XVIII. yüzyılda Aydınlanma Dönemi’ne girmiştir. Bu dönemde ortaya çıkan. Aydınlanma; Avrupa’da ilk
Aydınlanma düşüncesi, bireyin olarak İngiltere’de toplumsal değişimle başlamış, Fransa’da özgürlük hareketine dönüşmüş ve
özgürlüğünü esas alan bir felsefe
Almanya’da da felsefi temelleri atılmıştır
hareketidir
Böylece Aydınlanma düşüncesi, tüm dünyayı etkileyecek bir modernleşme hareketi hâline gelmiştir
21)AYDINLANMA DÖNEMİ BİLİM Copernicus (Kopernik) Immanuel Kant (İmanuel Kant)
ADAMLARINI SÖYLEYİNİZ.Bu Machiavelli (Makyavel) Jean Jacques Rousseau (Jan Jak Russo
düşünürler, eserleriyle burjuvazinin Thomas Moore (Tamıs Mur)
siyasal iktidarını meşrulaştırmıştır
KOPERNİK→ Özgür düşünce için aklı ve KOPERNİK THOMAS MOORE
deneyi ön plana alan Copernicus’un
fikirleri, Rönesans sürecinde gelişmiş Copernicus, Güneş Sistemi’ni keşfetmiş, Dünya’nın yuvarlak Thomas Moore, İngiltere’de sanayileşmenin getirdiği
olduğunu ve Güneş’in etrafında döndüğünü ispatlamış ve teorisini sorunlardan etkilenerek “Ütopya” adlı eserini kaleme
ve Aydınlanma Çağı’nda olgunlaşmıştır.
1543’te yayımlamıştır. Copernicus , bu teorisiyle kilise tarafından almıştır. Eserinde özel mülkiyetin bulunmadığı bir
THOMAS MOORE→“Ütopya” adlı dogma hâline getirilen Aristo ve Batlamyus’un öğretilerine karşı devleti hayal eden ve anlatan Moore İngiltere’deki
eserinde özel mülkiyetin bulunmadığı çıkmıştır. Bu sebeple Copernicus’un yeni teorisi, modern bilimsel toplum düzenini ve adalet sistemini eleştirmiştir.
bir devleti hayal eden ve anlatan devrimin başlangıcı sayılmıştır. Özgür düşünce için aklı ve deneyi ön Ütopya’da herkes devlet için üretir ve para geçerli
Moore İngiltere’deki toplum düzenini plana alan Copernicus’un fikirleri, Rönesans sürecinde gelişmiş ve
değildir. Üretilenlerden herkes ihtiyacı kadar alır.
Aydınlanma Çağı’nda olgunlaşmıştır.
ve adalet sistemini eleştirmiştir Moore, insanların bu şekilde mutlu olabileceklerini
düşünerek ütopik bir düzen hayal etmiştir

MAKYEVEL→“Hükümdar” adlı MAKYEVEL İMMANUEL KANT


kitabında Machiavelli, bir yandan
siyaseti din kurallarından ayırarak XVI. yüzyılda eserler veren Machiavelli Aydınlanma Dönemi’nde yeni Aydınlanma düşüncesini felsefi temellere oturtan kişi
laikleştirmiş bir yandan da dini, toplumun ve yeni devletin şekillenmesine yardımcı olmuştur. Immanuel Kant’tır. XVIII. yüzyılda “Aklını kendin
devletin denetimine alarak iktidarın bir “Hükümdar” adlı kitabında Machiavelli, İtalya’da siyasi birliğin ancak kullanma cesaretini göster.” diyen Alman Filozof Kant,
aracı hâline getirmeye çalışmıştır. Ona güçlü bir hükümdarla sağlanabileceği fikrini ortaya atmıştır. aydınlanmanın parolası olan bu sözüyle insanın aklını
göre esas olan devletin birliğinin “Hükümdarın önünde onu sınırlayacak hiçbir engel olmamalıdır.” başkasının kılavuzluğuna bırakmaması gerektiği
sağlanmasıdır diyen Machiavelli; din ve ahlak kurallarının bile hükümdarı üzerinde durmuştur. Ön yargılarından, dinsel
durdurmaması gerektiğini ileri sürmüştür. Machiavelli, bir yandan inançlarından ve skolastik düşünceden kurtulan insan,
İMMANUEL KANT→ Ön yargılarından, siyaseti din kurallarından ayırarak laikleştirmiş bir yandan da dini, aklını kullanarak yeni bir toplum inşa etme sürecine
dinsel inançlarından ve skolastik devletin denetimine alarak iktidarın bir aracı hâline getirmeye girmiştir.
düşünceden kurtulan insan, aklını çalışmıştır. Ona göre esas olan devletin birliğinin sağlanmasıdır.
kullanarak yeni bir toplum inşa etme
sürecine girmiştir.

JAN JAK RUSSO

JAN JAK RUSO→ XVIII. yüzyılda yaşayan Jean Jacques Rousseau da halkın iktidarını, her alanda eşitliğini ve
mutlak demokrasiyi savunan bir düşünürdü. Rousseau’ya göre doğal yaşamında bir birey
Rousseau, insanların toplum içinde de özgür ve eşit yaşamaları olarak özgür ve eşit olan insan, toplumsal yaşamda eşitlik ve özgürlüğü kaybedebilirdi.
için bir sistem geliştirdi. Bu sistemde toplumun bir araya
gelerek düzen içinde yaşaması için bir “sözleşme” Bu sebeple Rousseau, insanların toplum içinde de özgür ve eşit yaşamaları için bir sistem
oluşturacağını öne süren Rousseau’ya göre devlet, halkın geliştirdi. Bu sistemde toplumun bir araya gelerek düzen içinde yaşaması için bir
egemenliği ile yükseldiğinde meşru olacaktı. “sözleşme” oluşturacağını öne süren Rousseau’ya göre devlet, halkın egemenliği ile
yükseldiğinde meşru olacaktı.
Rousseau’nun bu düşüncesi; kan soyluluğuna bağlı
ayrıcalıkların ortadan kaldırılması, mutlak monarşik Rousseau’nun bu düşüncesi; kan soyluluğuna bağlı ayrıcalıkların ortadan kaldırılması,
yönetimlerin sona ermesi anlamına geliyordu. Böylece zaten mutlak monarşik yönetimlerin sona ermesi anlamına geliyordu. Böylece zaten
ekonomik güce sahip bulunan burjuvazi, hukuki ayrıcalıkların ekonomik güce sahip bulunan burjuvazi, hukuki ayrıcalıkların kaldırılmasıyla siyasi
kaldırılmasıyla siyasi yapıda da güç sağlayabilecekti yapıda da güç sağlayabilecekti
OSMANLI DEVLETİ’NDE DEĞİŞİM
22)Avrupa’ya Akan Servet XV. yüzyıl sonlarında Yeni Dünya’ya ilk defa Kristof Colomb (Kristof İspanya, Fransa, İngiltere, Hollanda ve Portekiz gibi
Kolomp) ulaşmışsa da yeni bir kıta keşfettiğini fark edememiş ve Avrupalı devletler, Yeni Dünya’yı hedef almış ve
İspanya, Fransa, İngiltere, Hollanda buranın Hindistan olduğunu varsaymıştır. Kolomb’dan daha sonra bölgede koloniler kurmaya başlamıştır. Başta İspanya
ve Portekiz gibi Avrupalı devletler, Floransalı Amerigo Vespucci (Ameriko Vespuçi) buranın yeni bir kıta ve Portekiz olmak üzere Hollanda, İngiltere gibi
Yeni Dünya’yı hedef almış ve olduğunu keşfetmiştir. Bu durum bilim dünyasında büyük ilgi devletler ulaştıkları bölgelerin değerli madenlerine ve
bölgede koloniler kurmaya uyandırmış ve bu yeni kıtaya Vespucci’nin adından dolayı “Amerika” varlıklarına el koymaya başlamıştır.
başlamıştır adı verilmiştir.

23)İSPANYA-İNGİLTERE HOLLANDA- İspanya, coğrafi konumu ve sömürgecilik faaliyetleri sayesinde Devlet mekanizmasını kuramayan İspanya, çökmeye
FRANSA ve AMERİKA SÖMÜRGE Avrupa’da ekonomik olarak ön plana çıkmıştır. başlamıştır. İngiltere ile denizlerde girişilen mücadele
KOLONİLERİ de bu çöküşü hızlandırmıştır. Amerika’da kurulan
Sevilla şehri , İspanya-Amerika ticaretinin tekel merkezi olmuştur. koloniler vasıtasıyla bölgenin zenginliklerinin
İspanya, coğrafi konumu ve Yeni Dünya’nın servetlerinden en çok yararlanan ülke olan İspanya, sömürülmeye başlanması, Avrupalı devletler arasında
sömürgecilik faaliyetleri sayesinde dünyanın en zengin ve en güçlü ülkelerinden biri hâline gelmiştir. XVI. da büyük bir rekabeti beraberinde getirmiştir.
Avrupa’da ekonomik olarak ön plana yüzyılın ilk yarısında Amerika’dan İspanya’ya gelen altın miktarı
çıkmıştır yaklaşık 185 bin kg, gümüş miktarı da 16 milyon kg’ı bulmuştur. Amerika’ya göç edenlerin yol parasını, ileride işçi olarak
çalışıp ödemek kaydıyla Virginia Company (Virjinya
Hollanda, Fransa ve İngiltere; Yeni Hollanda, Fransa ve İngiltere; Yeni Dünya’daki sömürgeler için
Dünya’daki sömürgeler için ciddi bir
Kampani) ve Massachusetts Bay Company
ciddi bir mücadele vermeye başlamıştır. (Mesaçusit Bey Kampani) gibi şirketler
mücadele vermeye başlamıştır.
üstlenmiştir.
24)SÖMÜRGECİLİĞİN OSMANLIYA Amerika’nın keşfi sonrası Avrupa’ya akan değerli madenler, XVI. XVI. yüzyılda sınırların hızla genişlemesi, nüfusun
ETKİLERİ NELERDİR? yüzyıldan itibaren Avrupa’da ticaretin gelişmesini sağlamıştır. artması, ekonomik yapının gelişmesi ve kamu
Amerika’dan gelen gümüşün, giderek Amerika’dan gelen gümüşün, giderek artan miktarda Osmanlı harcamalarının çoğalması karşısında Osmanlı
artan miktarda Osmanlı ülkesine ülkesine girmesi, akçenin değerinin düşmesine neden olmuş ve Devleti, yeni maden ocaklarını işletmeye ve taşra
girmesi, akçenin değerinin düşmesine fiyatlarda geniş çaplı dalgalanmalara yol açmıştır. eyaletlerinde de altın ve gümüş para basmaya
neden olmuş ve fiyatlarda geniş çaplı başlamıştır.
dalgalanmalara yol açmıştır
Osmanlı Devleti son dönemlere kadar altın ve gümüş
Bununla birlikte Osmanlı Devleti’ne giren paranın burada kalmayarak
Osmanlı’nın kontrolünde bulunan gibi değerli madenlerden sikke kestirmiş ve para
İpek Yolu’nu takiben İran’a, oradan da Hindistan'a geçmesi,
Akdeniz ticareti XVII. yüzyılın ilk bastırmıştır.
Osmanlı’nın ticaret dengesini büyük ölçüde etkilemiştir.
yarısında önemini kaybetmeye
Bu paraların gümüşten kesilenlerine akçe denmiştir ki
başlamış, İpek Yolu’nu takiben İran’a,
Osmanlı ekonomisinin temel birimini akçe
oradan da Hindistan'a geçmesi,
oluşturmuştur.
Osmanlı’nın ticaret dengesini büyük Orhan Bey Dönemi’nde ilk gümüş parayı bastıran Osmanlılar, Fatih ULUFE:YENİÇERİLERİN MAAŞI
ölçüde etkilemiştir. Dönemi ile birlikte altın para basmaya başlamıştır

25)Osmanlı Devleti farklı zamanlarda Osmanlı Devleti’nde para üzerindeki bütün değişiklikler akçe Avrupa’da büyük zenginliklerin artmasını sağlayan
para değerlerinde oynamalar yapmıştır. üzerinden yapılmış ve bu nedenle ülkede bulunan altın ve sömürgecilik politikası, Osmanlı Devleti’nde fiyat artışını
Devletin zaman zaman tedavüldeki gümüş miktarı ile paranın değeri arasında çok sıkı bir ilişki da getirmiştir.
parayı çekerek yerine değeri ayarlanmış oluşmuştur. Dolayısıyla birinde meydana gelen değişim, diğerlerini Sömürgecilik faaliyetleri neticesinde Osmanlılar, Batı
akçe çıkartmasına “sikke tashihi” de etkilemiştir. karşısında ekonomik üstünlüğü kaybetmeye başlamış ve
denmiştir Osmanlı Devleti farklı zamanlarda para değerlerinde oynamalar 1574’te Osmanlı bütçesi ilk defa 6.5 milyon akçe açık
yapmıştır. Osmanlı’da, devlet görevlileri dışındaki kişilerin para ve vermiştir.
26)Bazen de altın ve gümüş sikkelerin
fiyatlar üzerindeki etkisi, devletin zaman zaman tedavüldeki parayı Osmanlı Devleti’nin para birimi olan akçe, flori
bakır oranı artırılmış veya sikkelerin
çekerek yerine değeri ayarlanmış akçe çıkartmasına neden karşısında değer kaybetmeye başlamıştır. Bu değer
hacmi küçültülerek “sikke tağşişi” olmuştur. Bu para ayarlamalarına “sikke tashihi” denmiştir. kaybı Batı’nın Amerika’yı sömürmeye başlamasıyla daha
politikası uygulanmıştır.
Bazen de altın ve gümüş sikkelerin bakır oranı artırılmış veya da artmıştır. 1610’larda 200 akçe ancak 1 flori değeri
Çünkü Amerika’nın altın ve gümüşü, sikkelerin hacmi küçültülerek “sikke tağşişi” politikası taşımaya başlamıştır.
Osmanlı Devleti’nde büyük fiyat uygulanmıştır. Amerika’dan gelen değerli madenler, kıtalar arasında Osmanlı’nın kontrolünde bulunan Akdeniz ticareti
artışlarına sebep olmuştur. yoğun bir maden ticaretinin başlamasını sağlamıştır . Çünkü XVII. yüzyılın ilk yarısında önemini kaybetmeye
Amerika’nın altın ve gümüşü, Osmanlı Devleti’nde büyük fiyat başlamıştır.
artışlarına sebep olmuştur.
27)İLTİZAM SİSTEMİ NEDİR? İltizam, bir şahsın devlete ait herhangi bir vergi gelirini belirli bir yıllık bedel karşılığında toplama
görevini üstlenmesi demektir.İLTİZAM HAKKINI ALAN KİŞİYE MÜLTEZİM DENİR.
28)16.YY DA OSMANLILAR NAKİT PARA XVI. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti, içine düştüğü ekonomik Böylece XVI. yüzyılın sonlarından itibaren tımar ve
İHTİYACINI NASIL KARŞILAMIŞTIR? buhran sebebiyle nakit para ihtiyacını gidermek için çareler aramaya zeamet topraklarının iltizama verilmeye başlanmasıyla
başlamıştır. bazı kişiler nüfuz sahibi olmuş ve zenginleşmiştir
Bu amaçla tımar toprakları mukataa
hâline getirilerek hazineye yeni gelir Bu amaçla tımar toprakları mukataa hâline getirilerek hazineye yeni
kaynakları oluşturma yoluna gelir kaynakları oluşturma yoluna gidilmiştir. Bu toprakların vergi
gidilmiştir. Bu toprakların vergi gelirleri, iltizam usulüyle doğrudan hazineye aktarılmıştır.
gelirleri, iltizam usulüyle doğrudan
hazineye aktarılmıştır

MERSİN BÖLGESİ----→ 100 BİN ALTINLIK VERGİ DİLİMİNİN HEMEN PARA İHTİYACI OLDUĞU İÇİN
ASLI TEYZEYE (MÜLTEZİM) 50 BİN ALTINA SATILMASINA İLTİZAM SİSTEMİ DENİR.
29)Osmanlı’da Askerî ve Ekonomik Dönüşüm
Avrupa’nın ordu sisteminde ve savaş Avrupa’nın ordu sisteminde ve savaş yöntemlerinde ateşli silahlara Avrupalılar, merkantilist ekonomi sistemi sayesinde
yöntemlerinde ateşli silahlara dayalı dayalı değişiklikler yapması, “Askerî Devrim” olarak adlandırılmıştır. zenginleşerek Askerî Devrim yapmış ve Osmanlı
değişiklikler yapması, “Askerî Devrim” ordusuna eşit ordular kurmuştur.
olarak adlandırılmıştır.Monarşik
devletler, feodal lordların kullandığı Monarşik devletler, feodal lordların kullandığı şövalyeler yerine çok
şövalyeler yerine çok sayıda ücretli, Osmanlılar, 1593-1606 yılları arasında Habsburglarla
sayıda ücretli, mızraklı piyade kullanmaya başlamıştır
mızraklı piyade kullanmaya başlamıştır yapılan savaş sırasında ilk defa Avrupa savaş
teknolojisini ve taktiklerini görmüştür
Ateşli silahların savaşlarda etkin
kullanılmaya başlaması ile mızrak terk Ateşli silahların savaşlarda etkin kullanılmaya başlaması ile mızrak
edilmeye başlanmıştır terk edilmeye başlanmıştır

30)Osmanlı Devleti, Avrupa’nın ateş a)Birincisi, silahlı yeniçerilerin sayısını artırmak;


gücü ve askerî etkinliğini nasıl
dengelemeye çalışmıştır.? b)İkincisi ise ateşli silahlar kullanabilen sarıca, sekban ve levent denilen yeni atlı birlikler oluşturmaktır.
Yeniçerilerin Sayısındaki Artış Yeniçeri ordusu, Avrupa’da ilk daimî ordu özelliğindedir

31)YENİÇERİ OCAĞININ YAPISI a) Bu dönemde devşirme sistemi, Yeniçeri Ocağı’nın asker ihtiyacını b) Yeniçeri Ocağı’nın bozulmasında en önemli etken,
NİÇİN BOZULMUŞTUR? karşılamada yetersiz kalmıştır. Bu sebeple İstanbul’a iş bulmak için devşirme sistemi kurallarına aykırı bir şekilde ocağa
gelen fakir delikanlılar bile ocağa alınmış ve asker açığı kapatılmaya kayıt yapılmasıdır. Hristiyan çocuklar muayene
çalışılmıştır. Böylece ocağın yapısı bozulmuş ve dağıtılan ulufeler edilmeden ya da rüşvetle devşirme olarak alınmış ve
devlet hazinesine yük olmuştur tutulması gereken “Eşkâl Defteri”ne pek önem
verilmemiştir

32)TIMAR SİSTEMİ NİÇİN a)AVRUPANIN DÜZENLİ ORDUSU KARŞISINDA DAİMİ ORDU OLAN Tımar sisteminin bozulmasının nedenleri şunlardır: •
BOZULMUŞTUR? • Tımarların, sipahiler MAAŞLI “YENİÇERİ OCAĞININ” SAYISI ARTTIRILMIŞTIR. Tımarların, sipahiler dışında kimselere verilmesi, •
dışında kimselere verilmesi, • Tımarların (Bu amaçla sekban, sarıca ve levent olarak bilinen ücretli geçici Tımarların saray görevlilerinin eline geçerek özel mülk
saray görevlilerinin eline geçerek özel mülk askerler orduya alınmaya başlanmıştır) veya vakfa dönüştürülmesi ve rüşvet karşılığı verilmesi,
veya vakfa dönüştürülmesi ve rüşvet b)NAKİT PARA İHTİYACINI KARŞILAMAK ÜZERE TIMAR TOPRAKLARI • Dirliklerin parayla alınıp satılır hâle gelmesi, •
karşılığı verilmesi, • Dirliklerin parayla “İLTİZAM SİSTEMİYLE” MÜLTEZİMLERE VERİLMESİ Sipahilerin gösterişli yaşama arzusu ve çok para
alınıp satılır hâle gelmesi, • Sipahilerin
(Hafif tüfekle savaşan ordular karşısında kılıçla savaşan Osmanlı kazanma hırsı, • Nüfusun hızlı artması, • Enflasyon artışı
gösterişli yaşama arzusu ve çok para
Tımarlı Sipahilerinin yetersizliğinin ortaya çıkması sonrası Osmanlı ve paranın değer kaybetmesi, • Geleneksel silahlarla
kazanma hırsı, • Nüfusun hızlı artması, •
Enflasyon artışı ve paranın değer ordusunun en kalabalık savaş gücü olan Tımarlı Sipahiler , askerî savaşan sipahilerin, ateşli silah eğitimine ayak
kaybetmesi, • Geleneksel silahlarla savaşan yönden değerini kaybetmeye başlamıştır) uyduramaması, • Uzun süren savaşların yaşanmasıdır.
sipahilerin, ateşli silah eğitimine ayak
uyduramaması, • Uzun süren savaşların
yaşanmasıdır

33)TIMAR SİSTEMİNİN FAYDALARI a) Devletin temel kurumlarından olan tımar sistemi ile toplanan c)SİPAHİLER BÖLGELERİNDE ASAYİŞ ve GÜVENLİĞİ
NELERDİR? gelirler, hazinenin önemli bir kısmını oluşturmuştur SAĞLIYORLARDI

b) Ayrıca tımar sistemi sayesinde Osmanlı ordusunun büyük bir d)AYRICA ÜRETİMİN DEVAMLI HALE GETİRİLMESİNİ
bölümü kendi kendini finanse edebilmiştir.CEBELÜ ASKERİ BESLİYOR. SAĞLADILAR.

34)KAPİTÜLASYON NE DEMEKTİR? Kapitülasyon, genellikle Müslüman ülkelerde Hristiyanların haklarını belirleyen antlaşmalar olup
İslam ülkelerinde bu kelimenin karşılığı olarak “ayrıcalık, üstünlük” anlamında ‘imtiyaz’ ifadesi
kullanılmıştır
35)KAPİTÜLASYONLAR NE ZAMAN VE Osmanlı Devleti, 1740 yılında kapitülasyon siyasetinde yeni bir Kapitülasyonların sürekli hâle gelmesinin ardından
HANGİ AMAÇLA SÜREKLİ HALE döneme girmiştir. 1736-1739 Savaşları sonunda imzalanan Belgrad Fransızlar, Akdeniz ticaretinde ve Osmanlı limanları
GETİRİLMİŞTİR? Antlaşmalarında Fransız Elçisi Marguis de Villeneuve (Margis dö arasındaki taşımacılıkta üstünlük elde etmiştir.
Vilnuv) aktif rol oynamıştır.
1739 BELGRAT ANTLAŞMASI 1740 kapitülasyonlarının genişletilmesinden sonra
OSMANLININ BATIDAKİ SON KAZANÇLI Fransız elçisinin girişimleri sonucunda Osmanlı Devleti, 28 Mayıs Avrupa’da ekonomisi iyi olan her devlet, Akdeniz
ANTLAŞMASIDIR. BU ANTLAŞMANIN 1740’ta imzalanan antlaşmayla Fransızlara verilen kapitülasyonları limanlarında şirket kurarak Osmanlı’dan ayrıcalık
İMZALANMASINDA; genişletmiştir. Bu antlaşmayla kapitülasyonlar sürekli hâle getirilmiş istemiştir .
FRANSANIN ARABULUCULUĞUNUN ve daha önce olduğu gibi hükümdarların saltanat süresiyle sınırlı
ÖDÜLÜ OLARAK I.MAHMUT olmaktan çıkarılmıştır. Yani I. Mahmud halefleri adına da İngiltere’ye verilen ayrıcalıklar ise 1838
FRANSIZLARA DEVAMLI AYRICALIK kapitülasyonları onaylamıştır.
HAKKI VERMİŞTİR.
Balta Limanı Antlaşması ile en geniş hâlini
almıştır.
36)KAPİTÜLASYONLARIN ZARARLARI Osmanlı Devleti’nin zayıflamasıyla birlikte, kapitülasyonların XVIII. yüzyıla kadar bu imtiyazların Osmanlı ekonomisine
NELERDİR? karakterini değiştiren Avrupalılar için Osmanlı toprakları hammadde olumsuz etkisi olmamıştır.
kaynağı ve pazar hâline gelmiştir.
Osmanlı Devleti’nin zayıflamasıyla Ancak bu yüzyıldan itibaren Avrupa devletleri daha fazla
birlikte, kapitülasyonların karakterini Bu durum yerli sanayiyi baltalamış, gayrimüslim Osmanlı tebaası hak ve imtiyaz almak için Osmanlı Devleti’nin üzerinde
değiştiren Avrupalılar için Osmanlı yabancı devletlerin himayesine girerek Müslüman tüccarlara karşı baskı kurmaya başlamıştır.
toprakları hammadde kaynağı ve tekelci özellikler kazanmıştır.
pazar hâline gelmiştir. SANAYİİ İNKILABI (ENDÜSTRİ DEVRİMİ): EL İLE
Osmanlı Bankası (Görsel 2.23) ve Alman Doğu Bankası gibi kuruluşlar,
ÜRETİMDEN MAKİNE İLE ÜRETİME GEÇİŞTİR.
Bu durum yerli sanayiyi baltalamış, kapitülasyonlardan faydalanarak yabancı sermayenin Osmanlı’ya
gayrimüslim Osmanlı tebaası yabancı girişini kolaylaştırmıştır. HAMMADDE ve PAZAR
devletlerin himayesine girerek
Müslüman tüccarlara karşı tekelci Yabancılara verilen demiryolları imtiyazları da Osmanlı
özellikler kazanmıştır. ekonomisinin çökmesinde önemli bir rol oynamıştır.

37)OSMANLI DEVLETİNDE EKONOMİK TEDBİRLER


Osmanlı Devleti, Klasik Dönem’de Osmanlı Devleti, Klasik Dönem’de toprağa dayalı bir ekonomik Devlet; başta savaş olmak üzere deprem, kıtlık gibi
toprağa dayalı bir ekonomik sistem sistem uygulamıştır. Klasik Dönem’de fethedilen araziler mirî arazi özel durumlarda da değişik isim ve miktarlarda yeni
uygulamıştır.Fethedilen araziler mirî şekline getirilmiş ve tahriri yapıldıktan sonra kanunnamelerle vergiler koymak zorunda kalmıştır.
arazi şekline getirilmiş ve tahriri koyulacak vergiler tespit edilmiştir.
yapıldıktan sonra kanunnamelerle Geliri dirlik olarak kimseye verilmeyen ve doğrudan
Osmanlı vergi sistemi, temelde örfî ve şeri olmak üzere iki kısma merkez hazinesine aktarılan vergilere ve vergi
koyulacak vergiler tespit edilmiştir
ayrılmıştır. Öşür, haraç ve cizye gibi şeri vergiler; ayni veya nakdî kaynaklarına mukataa denmektedir.
Geliri dirlik olarak kimseye olarak tahsil edilmiştir.
Tımar sisteminin uygulandığı yerlerde, merkez
verilmeyen ve doğrudan Örfî vergiler ise devletin gerekli gördükçe şeri kurallara dikkat ederek hazinesinin nakit ihtiyacını karşılamak için memleketin
merkez hazinesine aktarılan değişik zamanlarda halktan aldığı vergilerdir. zengin vergi kaynakları, mukataa olarak ayrılmıştır.
vergilere ve vergi kaynaklarına
MUKATAA denmektedir.
Büyük ordular kurmak ve bu orduyu XVI. yüzyıl boyunca Osmanlı Devleti’nin gelirleri, giderlerine oranla XVII. yüzyılın başlarından itibaren Osmanlı Devleti’nde
sürekli olarak eğitme zorunluluğu daha fazla artmış, XVII. yüzyıldan itibaren ise bu durum tam tersine mali sıkıntılarla birlikte nakit ihtiyacının artması, tımar
Osmanlı Devleti’nin finansal yapısını dönmüştür. topraklarının merkezî hazineye bağlanmasına yani
bozarken uzun ve yıpratıcı savaşlar, iltizam hâline getirilmesine sebep olmuştur.
Büyük ordular kurmak ve bu orduyu sürekli olarak eğitme
ekonomik sorunları daha da
zorunluluğu Osmanlı Devleti’nin finansal yapısını bozarken uzun ve İltizam toprakları daha sonra da malikâne topraklarına
ağırlaştırmıştır
yıpratıcı savaşlar, ekonomik sorunları daha da ağırlaştırmıştır. dönüştürülmüştür. Genel anlamda iltizama vermek bir
XVII. yüzyılın başlarından itibaren toprağın gelirlerinin açık artırma yoluyla bir süreliğine
Girit Kuşatması’nın yirmi dört yıl sürmesi ve II. Viyana Kuşatması ile
Osmanlı Devleti’nde mali sıkıntılarla kiraya verilmesi anlamına gelmektedir. Açık artırmayla
başlayıp Karlofça Antlaşması'na kadar süren on altı yıllık uzun savaş
birlikte nakit ihtiyacının artması, tımar iltizam hakkını alan kişiye mültezim adı verilmiştir.
dönemi, devleti ekonomik olarak zor duruma sokmuştur.
topraklarının merkezî hazineye
XVI. yüzyılın sonlarından itibaren tımar ve zeamet
bağlanmasına yani iltizam hâline
toprakları iltizam olarak verilmeye başlanmıştır.
getirilmesine sebep olmuştur
Devletin sıcak para ihtiyacını karşılayan mültezimler ise
İltizam toprakları daha sonra da zenginleşmiş ve nüfuz sahibi olmuştur.
malikâne topraklarına
dönüştürülmüştür
38)MUKATAA NE DEMEKTİR? Geliri dirlik olarak kimseye verilmeyen ve doğrudan Tımar sisteminin uygulandığı yerlerde, merkez
hazinesinin nakit ihtiyacını karşılamak için memleketin
merkez hazinesine aktarılan vergilere ve vergi
zengin vergi kaynakları, mukataa olarak ayrılmıştır
kaynaklarına mukataa denmektedir..
39)İLTİZAM SİSTEMİ ve MÜLTEZİM NE İltizam, bir şahsın devlete ait herhangi bir vergi gelirini belirli bir yıllık bedel karşılığında toplama
DEMEKTİR?
görevini üstlenmesi demektir.İLTİZAM HAKKINI ALAN KİŞİYE MÜLTEZİM DENİR.
40)MALİKANE SİSTEMİ NEDİR? Mukataaların ömür boyu kiralanma uygulamasına malikâne Mukataalar , başlangıçta en fazla üç yıllık bir dönem için
sistemi adı verilmiştir. iltizama verilmiştir. Ancak merkezî hazinenin nakit
Mukataaların ömür boyu kiralanma ihtiyacının giderek artmasıyla devlet, mukataaları
uygulamasına malikâne sistemi adı Malikâne sistemi ile toprağın vergi gelirlerinin miras mültezimlere ömür boyu tahsis etmeye başlamıştır
verilmiştir bırakılması hakkı getirilmiştir.
Bu da malikâne sahiplerine büyük güç kazandırmıştır.
Malikâne sistemi ile toprağın vergi Büyük zenginliğe kavuşan bu gruplar, taşra yönetiminde
gelirlerinin miras bırakılması hakkı daha çok sorumluluk almıştır
getirilmiştir
41)AVARIZ VERGİSİ NEDİR? Avarız vergisi, Osmanlı Devleti’nde XVI. yüzyılın sonlarında Osmanlı Devleti’nde salgun ya da salma olarak
ihtiyaç hâlinde toplanan bir vergi olarak ortaya çıkmıştır. adlandırılan ve ilk başlarda ayni veya hizmet olarak da
Avarız vergisi, Osmanlı Devleti’nde XVI.
tahsil edilebilen avarız vergileri, XVII. yüzyıldan sonra
yüzyılın sonlarında ihtiyaç hâlinde Ancak savaşların uzaması ve gelir kaynaklarının azalmasıyla bu vergi, tamamen nakdî olarak alınmaya başlanmıştır.
toplanan bir vergi olarak ortaya düzenli olarak toplanmıştır.
çıkmıştır. Avarız vergileri, artan hazine açıklarını kapatmada
Avarız vergileri, artan hazine açıklarını Hem Müslüman hem de gayrimüslimlerden alınan avarız vergisi,
büyük bir paya sahip olmuştur
kapatmada büyük bir paya sahip başlangıçta olağanüstü hâllerde alınsa da zamanla devamlı hâle
olmuştur getirilmiştir.

42)İMDADİYE (İMDAD-I SEFERİYYE) Osmanlı Devleti’nde savaşlara bağlı ekonomik sıkıntılar İmdadiyye vergisinin ulemadan da toplanması
VERGİSİ NEDİR? nedeniyle varlıklı kişilerden imdadiyye adı altında yardımlar kararlaştırılınca bu kesimde büyük bir tepki oluşmuş
toplanmaya başlanmıştır. ve padişah da dâhil olmak üzere devlet ileri gelenleri
Osmanlı Devleti’nde savaşlara bağlı sert şekilde eleştirilmiştir. Sonunda imdadiyye
ekonomik sıkıntılar nedeniyle varlıklı Önceleri sefer masraflarını karşılamak için koyulan ve “imdad-ı vergisinin ulemadan toplanmasından vazgeçilmiş ve bu
kişilerden imdadiyye adı altında seferiyye” adı verilen bu vergi, XVIII. yüzyıl sonlarından itibaren verginin zengin kişilerden alınmasına karar verilmiştir.
yardımlar toplanmaya başlanmıştır sürekli hâle getirilmiştir. İmdadiyye vergisi, zamanla adeta bir varlık vergisine
İmdadiyye vergisi, zamanla adeta bir dönüşmüştür.
varlık vergisine dönüşmüştür
43)Âyan ve eşraf zümresinin Osmanlı Devleti kuruluştan itibaren merkeziyetçi bir siyaset takip Buna karşın Avrupalı devletler, feodal sistemin
devlet içerisinde güç etmiş ve mutlak otoritenin padişaha ait olduğu bir sistem kurmuştur. yıkılmasıyla merkeziyetçi ve mutlakiyetçi bir devlet
kazanmasının nedenleri nelerdir? düzenine geçmiştir.
Osmanlı’nın merkeziyetçi ve mutlakiyetçi devlet yapısı, birbirini
Tımar ve zeamet topraklarını dengeleyen ve denetleyen grupların ittifakına dayanmıştır. XVI. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti, içine düştüğü
mukataa hâline getiren devletin, ekonomik buhran sebebiyle nakit para ihtiyacını iltizam
Bölgelerindeki nüfuz sahibi aileler, uç beylerinin soyundan gelen
bu mukataaları iltizama vermeye ve malikâne sistemlerini uygulamaya koyarak
kimseler, sipahiler ve yeniçeriler gibi gruplar bu ittifakı sağlamıştır.
başlamasıyla âyanlar, toprak satın karşılamaya çalışmıştır.
almış ve zenginleşmiştir. Osmanlı Devleti, bu grupların güçlenerek Avrupa’da olduğu gibi
XV. yüzyıldan itibaren var olan âyan ve eşraf, sosyal ve
feodal bir yapı oluşturmalarını engelleyen bir sistem oluşturmuştur.
iktisadi bozuklukların da etkisiyle merkezî otoritenin
Merkezden gönderilen ve merkezî Bu sistem, Osmanlı’nın dinî ve etnik çeşitliliğine rağmen başarılı yanında nüfuzunu artırmıştır.
otoriteyi temsil eden olmuştur. Kuruluş Dönemi’ndeki ilkelere bağlı kalınmadığı için zaman
Merkezî otoritenin zayıfladığı, iç ve dış sorunların
beylerbeyleri, sancakbeyleri, içerisinde sistem bozulmaya başlamış ve seçkin bir grup olan âyan ve
arttığı dönemlerde devlet; âyan ve eşrafa başvurarak
Tımarlı Sipahilerin de yavaş yavaş eşraf zümresi güç kazanmıştır
onların ön plana çıkmasına sebep olmuştur.
ortadan kalkması ile âyanların Toprakların tasarrufunda devletin yerini alan âyanlar, İstanbul’da
nüfuzu daha da artmıştır Devlet; asker ve vergi toplanmasında, şehir ve yolların
otururken taşraya mütesellim adı verilen güvendikleri kişileri
korunmasında, eşkıyalık hareketlerinin bastırılmasında
göndermiş ve sahip oldukları bölgelerin vergilerini tahsil
âyanlardan sık sık yardım istemeye başlamıştır.
Merkezî otoritenin zayıfladığı, iç ettirmişlerdir.
ve dış sorunların arttığı
Üretimden alacağı payı artırmak isteyen âyanlar, reayaya kötü
dönemlerde devlet; âyan ve
muameleye ve köylülerden daha fazla para toplamaya başlamıştır.
eşrafa başvurarak onların ön
plana çıkmasına sebep olmuştur. Âyan ve eşraf sınıfı; himayelerine aldıkları levent, sekban, sarıca gibi
paralı askerler sayesinde askerî nüfuz da kazanmıştır. XVIII. yüzyıl;
Devlet; asker ve vergi merkezî otoriteye karşı askerî, idari, ekonomik olarak nüfuzunu
giderek artıran âyan ve eşrafın hâkim olduğu bir dönem olmuştur.
toplanmasında, şehir ve yolların
korunmasında, eşkıyalık
hareketlerinin bastırılmasında
âyanlardan sık sık yardım
istemeye başlamıştır.
ÖZET OSMANLI DEVLETİ’NDE İSYANLAR VE DÜZENİ KORUMA ÇABALARI

***Bu yüzyıllarda Osmanlı Devleti, 1-XVI ve XVII. yüzyıllarda Osmanlı Devleti, bazı muhalif hareketlerle 5-Bundan sonraki isyanlar, halk arasında onun adına
bir taraftan Avusturya ve İran ile uğraşmak zorunda kalmıştır. nispetle Celâli İsyanları olarak anılmaya başlanmıştır.
savaşırken diğer taraftan da iç 2-Bu yüzyıllarda Osmanlı Devleti, bir taraftan Avusturya ve İran ile 6-Bozoklu Şeyh Celâl İsyanı, Osmanlı idaresinden
isyanlarla mücadele etmiştir. savaşırken diğer taraftan da iç isyanlarla mücadele etmiştir.
memnun olmayan zümrelerin ve Şii eğilimli
Türkmen grupların, Safevilerin de tahrikiyle
***. Bu isyanlar merkezde Yeniçeri; 3-Bu isyanlar merkezde Yeniçeri; Anadolu’da Celâli ve
devlete başkaldırması şeklinde ortaya çıkmıştır.
Anadolu’da Celâli ve Suhte Suhte İsyanlarıdır.
İsyanlarıdır. 7-XVI. yüzyılın sonlarından itibaren ise bu isyanlar, farklı
4-Celâli ve Suhte İsyanları Yavuz Sultan Selim Dönemi’nde Bozoklu bir mahiyet kazanmıştır.
*** Bozoklu Şeyh Celâl İsyanı, Şeyh Celâl adında bir kişi mehdilik iddiasıyla Tokat civarında isyan
Osmanlı idaresinden memnun başlatmıştır.
olmayan zümrelerin ve Şii eğilimli
Türkmen grupların, Safevilerin de
tahrikiyle devlete başkaldırması
şeklinde ortaya çıkmıştır

44)CELALİ İSYANLARININ SEBEPLERİ 1-XVI. yüzyılda Anadolu’da hızlı bir nüfus artışı yaşanmış , fetihlerin 6-XVII. yüzyılda ekonomik sıkıntılar sebebiyle toprağını
de azalmasıyla mevcut toprak ve kaynaklar artan nüfusa yetersiz terk eden köylüler, tımarı elinden alınan sipahiler,
1- XVI. yüzyılda Anadolu’da hızlı bir gelmeye başlamıştır. suhteler, ücretli askerler devletin imtiyazlı yapısına
nüfus artışı yaşanmış , fetihlerin de girmek için isyan etmiştir. Bu isyanlar, devletin varlığına
azalmasıyla mevcut toprak ve 2-Bu gelişmeler toplum düzeninde bozulmalara ve Anadolu’da işsiz ya da Osmanlı Hanedanı’na karşı olmamıştır.
kaynaklar artan nüfusa yetersiz güçsüz bir kalabalığın oluşmasına yol açmıştır.
gelmeye başlamıştır. 7- Celâli İsyanları diye adlandırılan bu olaylar, devleti
3-Topraksız kalan köylüler ya orduya yazılarak sekban, sarıca, levent
hedef almadığı için isyan değil daha çok eşkıyalık
2-XVII. yüzyılda ekonomik sıkıntılar adlarıyla ücretli asker olmuş ya da devletin dinî zümrelere verdiği hareketi şeklinde olmuştur. Celâli İsyanları, devleti çok
sebebiyle toprağını terk eden köylüler, ayrıcalıklardan yararlanmak için Anadolu kentlerindeki medreselere uğraştırmışsa da devlet için ciddi bir tehlike
tımarı elinden alınan sipahiler, suhteler, kaydolmuştur. Bu durum devletin tüm dengesini alt üst etmiştir. olmamıştır.
ücretli askerler devletin imtiyazlı 4-Osmanlı topraklarındaki bu nüfus artışına, 1591-1595 yılları
yapısına girmek için isyan etmiştir. Bu 8-İsyana katılanlar bir gün Celâli iken ertesi gün devlet
arasında yaşanan uzun süreli kuraklık da eklenince Anadolu’da Celâli
isyanlar, devletin varlığına ya da hizmetinde bir görevli veya itaatli bir reaya olabilmiştir.
İsyanları tekrar başlamıştır Aynı şekilde isyancı liderler de bir gün eşkıya başı iken
Osmanlı Hanedanı’na karşı olmamıştır
5-Osmanlı Devleti 1578-1590 yılları arasında Safevi Devleti ve 1593- ertesi gün itibarlı sancakbeyi hâline gelebilmiştir.
3- Osmanlı topraklarındaki bu nüfus 1606 yılları arasında da Avusturya ile savaşmıştır. Sonuçsuz kalan bu
artışına, 1591-1595 yılları arasında savaşlar hem hazinenin para kaynaklarını hem de ülkenin insan ve 9-Bu durum isyancıların devletten menfaat
yaşanan uzun süreli kuraklık da ürün kaynaklarını kurutmuştur. koparabilmek için isyan ettiklerinin bir göstergesidir.
eklenince Anadolu’da Celâli İsyanları
tekrar başlamıştır
4- Bu durum isyancıların devletten
menfaat koparabilmek için isyan
ettiklerinin bir göstergesidir
45)ÖNEMLİ CELALİ İSYANLARINI Anadolu toprakları; Sivas sancakbeyi görevinden alınınca işsiz kalan
YAZINIZ Karayazıcı; tımarları elinden alınan sipahileri, başıboş
Karayazıcı, Deli Hasan, Tavil Halil, Kalenderoğlu Mehmed,
sekban ve leventleri etrafına toplayarak yağma
Karayazıcı, Deli Hasan, Tavil Halil, Canboladoğlu gibi makam peşinde olan Celâli liderlerinin eşkıyalık
hareketine başlamıştır. Karayazıcı, isyanı bastırmak
Kalenderoğlu Mehmed, Canboladoğlu hareketleriyle talan olmuştur
için gönderilen kuvvetler tarafından öldürülmüş olsa
Haçova Savaşı’nda, Sivas sancakbeyine vekâlet etmiş paralı bir asker da bu isyan hareketleri uzun süre devam etmiştir.
olan Karayazıcı’nın devlete karşı isyanı, ilk büyük Celâli İsyanı’dır.

46)CELALİ İSYANLARININ SONUÇLARI 1-Celâli İsyanları, devletin para sıkıntısı çekmesine sebep 6-Göç eden nüfusun büyük bir kısmı vergi
NELERDİR? olmuştur. toplayıcılarının ulaşamayacağı dağlara çekilmiş, bir
2-Anadoluda TARIM ÜRETİMİ kesintiye uğramıştır. kısmı da daha emniyetli yerler olan surlarla çevrili
3-Ürünlerin fiyatları yükselmiştir şehirlere göç etmiş, kalanları ise Celâliler arasına
katılmıştır.
4-Anadolu’da sosyal düzenin bozulmasını doğrudan
etkilemiştir., “Büyük kaçgun” adıyla anılan Anadolu köylüsünün
7-Bu göçler sonucunda başta İstanbul olmak üzere
geniş çaplı bir göçe sürüklemiştir. büyük şehirler güvenli yerler olmaktan çıkmış, bu
5-Şehirlerde asayiş (GÜVENLİK) sorunları artmıştır. şehirlerde asayiş ciddi bir sorun hâline gelmiştir.

47)YENİÇERİ (İSTANBUL) İSYANLARI Yeniçeri İsyanları Yeniçeri İsyanlarının çoğu İstanbul’da Ekber ve Erşed Sistemi Osmanlı
gerçekleşmiştir. Devlet adamları arasında iktidar mücadeleleri ve
Ekonomik sebepler çoğu zaman iktidar Devleti’nde, hanedan üyelerinden
ekonomik sıkıntılar bu isyanların temel sebepleridir.
mücadelelerinin bahanesi olmuştur. hangisinin tahta geçeceğini belirleyen
Mevki sahibi olmak ve rakiplerini Ekonomik sebepler çoğu zaman iktidar mücadelelerinin bahanesi
kesin bir kuralın olmayışı, taht
ortadan kaldırmak isteyenler, olmuştur. Mevki sahibi olmak ve rakiplerini ortadan kaldırmak
yeniçerileri çeşitli vaatlerle yanlarına isteyenler, yeniçerileri çeşitli vaatlerle yanlarına çekmek istemiştir mücadelelerine sebep olmuştur
çekmek istemiştir Yeniçeri İsyanları sadece başkentle sınırlı kalmamıştır.
Küçük yaşta tahta çıkan IV. Mehmet’in yönetimi tam olarak
sağlayamaması ve iktidarın uzun süre saray ağaları ve hanım Vergi toplamak ve devlet işlerini yürütmek gibi
sultanların elinde kalmasını fırsat bilen yeniçeriler isyan etmiştir görevlerle eyaletlerde çiftlikler kuran yeniçeriler,
Bunun yanında sık sık padişah Yeniçeri İsyanları, önemli devlet adamlarının idam edilmesine, vergiden muaf olduklarından ticarete de başlamıştır.
değişikliklerinin yaşanması merkezî liyakatsiz kişilerin üst makamlara getirilmesine sebep olmuştur. Zamanla eyaletlerdeki gelir kaynaklarına da el atan
otoriteyi sarsmış, devlet idaresinin yeniçeriler, iltizam işleriyle uğraşmaya başlamıştır.
bozulmasına ve yapılmak istenen ULUFE: YENİÇERİ MAAŞLARI Taşrada yeniçerilerin zulmünden bıkan halk, onlara karşı
ıslahatların sonuçsuz kalmasına neden
CÜLUS BAHŞİŞİ: PADİŞAH DEĞİŞİKLİĞİNDE zaman zaman isyan etmiştir
olmuştur
YENİÇERİLERE ÖDENEN PARA
48)YENİÇERİ (İSTANBUL) İSYANLARININ 1)Padişah ve diğer devlet adamlarının yeniçeri ocaklarında 5)Pek çoğunun İstanbul'da esnaflık gibi işlerle
SEBEPLERİ NELERDİR düzenlemeler yapmak istemeleri, uğraşmalarından sefere gitmek istememeleri

2)Saray entrikaları sonucu vezir veya diğer devlet adamlarının 6)Maaşlarının düşük ayarlı para ile ödenmesi
yeniçerileri kışkırtmaları
7)Denge unsuru olan tımarlı sipahilerin ortadan
3)Padişah değişikliğinde cülus bahşişi aldıklarından padişahları kalkmasıyla devlet içinde en tesirli güç haline
tahttan indirerek yerine yenisini geçirmenin işlerine gelmesi gelmeleri,

4) Devlet adamları arasında iktidar mücadeleleri ve ekonomik 8)Tımar sisteminin çökmesiyle sayılarının ve
sıkıntılar bu isyanların temel sebepleridir güçlerinin artması
49)ÖNEMLİ YENİÇERİ İSYANLARI a)2.OSMANIN (GENÇ) ÖLDÜRÜLMESİ c)III. Murad Dönemi’nde düşük ayarlı akçe ile
HANGİLERİDİR? Yeniçeri İsyanlarının en şiddetlisi Yeniçeri Ocağı’nı kaldırarak disiplinli ulufe almak istemeyen Kapıkulu Askerleri isyan
bir ordu kurmak ve devlete çeki düzen vermek isteyen II. Osman etmiş ve defterdar ile vezîriâzamın idamını
zamanında çıkmıştır. II. Osman’ın bu fikirlerinin duyulması, isyana
istemiştir. İstekleri yerine getirilen yeniçeriler, XVII.
SANCAK USULÜ:1.MURAT İLK sebep olmuştur. Hayatına dokunulmayacağına dair söz verilen II.
Osman, Yedikule Zindanları’nda öldürülmüştür yüzyıl boyunca istediklerini vezîriâzam yapmış hatta
SANCAĞA ÇIKAN PADİŞAH tahta kimin geçeceği kararında bile etkili olmuşlardır
3.MEHMET SON KEZ SANCAĞA ÇIKAN b)VAKA-İ VAKVAKİYE İSYANI (ÇINAR VAKASI)
PADİŞAH IV. Mehmed’den saray ağalarını idam etmesini isteyen asilerin, bu DEFTERDAR: MALİYE BAKANI
istekleri kabul edilmiştir. İdam edilenlerin cesetleri Sultan Ahmed VEZİRİAZAM: BAŞBAKAN
1.AHMET İLK KEZ SARAYDA KAPALI Meydanı’ndaki çınar ağacına asıldığı için bu olaya Vaka-i Vakvakiye
EĞİTİMSİSTEMİ (KAFES USÜLÜ) (Çınar Vakası) denilmiştir

50)YENİÇERİ (İSTANBUL) 1) Fetret Devri’nde Yıldırım Bayezid’in oğulları arasında yaşanan taht 3) I. Selim’in babasını tahttan inmeye zorlaması ve
İSYANLARININ ANA SEBEBİ OLAN kavgaları ve sonrasında meydana gelen Şehzade Mustafa Vakası, sonrasında kardeşleri ile yeğenlerine karşı giriştiği
TAHT MÜCADELESİNİN SEBEPLERİ Osmanlı Devleti’nin uzun süre siyasi sıkıntılar yaşamasına neden mücadele, Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nde
NELERDİR? olmuştur. yaşanan Şehzade Mustafa Olayı gibi gelişmeler, devlette
önemli siyasi sıkıntılar meydana getirmiştir
2) Fatih’in ölümü üzerine tahta geçen II. Bayezid ile Cem Sultan
arasında taht mücadeleleri yaşanmıştır. Devletin yaşadığı bu iç 4) Ekber ve Erşed Sistemi Osmanlı Devleti’nde, hanedan
siyasi karışıklık, farklı devletler tarafından Osmanlı Devleti’ne karşı üyelerinden hangisinin tahta geçeceğini belirleyen kesin
kullanılmıştır. bir kuralın olmayışı, taht mücadelelerine sebep
olmuştur
OSMANLI VERASET (TAHTA KİMİN ÇIKACAĞINI BELİRLEME) SİSTEMİ
1-TÜRK HANEDAN ANLAYIŞI: 2-I.MURAT ‘’TAHT PADİŞAH ve OĞULLARININDIR’’ 4- I.AHMET EKBER ve ERŞED SİSTEMİ: ‘’HANEDANIN EN
TÜRKLERDE DEVLETİ KURAN BÜYÜK ve EN AKLI BAŞINDA ÜYESİ PADİŞAH OLUR’’
3-FATİH KANUNNAMESİNDE (KANUNNAME-İ ALİ OSMAN) : TAHTA
HANEDANA BİR BAĞLILIK ŞARTINI GETİRDİ.
GEÇEN KARDEŞİN ‘’DEVLETİN BİRLİĞİ ve DEVAM İÇİN KARDEŞLERİNİ
VAR.HÜKÜMDAR ÖLDÜĞÜNDE ÖLDÜRMESİNİ CAİZ GÖRMÜŞ’’ 2.BAYEZİD-CEM SULTAN TAHT BU SİSTEME ‘’EKBER ve ERŞED’’ SİSTEMİ DENMİŞTİR.
HANADANIN TÜM ERKEK ÜYELERİ MÜCADELESİ YAPIYORLAR.
TAHTA GEÇEBİLİR.

51)OSMANLILARIN VERASET 1)Taht mücadelelerinde devletin siyasi karışıklıklar içinde kalması 4)III. Mehmed’in oğlu I. Ahmet sancağa çıkmayan ve
SİSTEMİNİN ORTAYA ÇIKARDIĞI hatta yıkılma tehlikesi yaşaması üzerine Fatih, “kardeş katli” olarak sarayda kafes usulüyle yetişen ilk Osmanlı padişahı
bilinen uygulamayı getirmiştir. Bu uygulamaya göre tahta geçen olmuştur
SORUNLAR NEDİR?
hükümdara, ülkenin bütünlüğü ve geleceği için diğer kardeşlerini ve 5)I. Ahmet’ten itibaren hanedanın en büyüğünün tahta
FATİH KANUNNAMESİ:Bu uygulamaya tahtta hak iddia edebilecek hanedan üyelerini öldürme izni geçmesi kural hâline gelmiştir. Bu yeni uygulama ile
göre tahta geçen hükümdara, ülkenin verilmiştir. saltanatın babadan oğula geçme yöntemi yerine en
bütünlüğü ve geleceği için diğer yaşlı hanedan üyesinin tahta geçmesi demek olan
kardeşlerini ve tahtta hak iddia 2)Kanuni Dönemi’nde, Şehzade Bayezid’in isyan etmesinden sonra “Ekber ve Erşed Sistemi”ne geçilmiştir
edebilecek hanedan üyelerini öldürme padişahın en büyük oğlu sancaklara gönderilmeye başlanmış ve
izni verilmiştir. diğer şehzadeler sarayda tutulmuştur.

3)III. Mehmed, sancakta yetişen son şehzade olarak 1595’te Osmanlı SANCAĞA ÇIKAN İLK ŞEHZADE---→ I.MURAT
EKBER ve ERŞED SİSTEMİ:I.Ahmet’ten
itibaren hanedanın en büyüğünün tahtına çıkmış, onun döneminden itibaren sancağa çıkma tamamen EN SON SANCAĞA ÇIKAN ŞEHZADE --→ 3.MEHMET
tahta geçmesi kural hâline gelmiştir kaldırılmıştır
İLK KAFES USÜLÜNDE YETİŞEN--→ I.AHMET
52)ÇÖZÜM ARAYIŞLARI ve LAYİHALARDA OSMANLI
AÇIKLAMA: Bu buhrandan (SIKINTILI XVI. yüzyılın son çeyreğinden itibaren Klasik Dönem Osmanlı düzeni Hazırlanan layihalar, XVI. asırdan itibaren yaşanan
SÜREÇ) kurtulmak için yeni ve kalıcı çözülme ve değişim sürecine girmiştir. Bu süreç, Osmanlı devlet ve olumsuz gelişmeleri geleneksel devlet ve toplum
tedbirlerin alınması gerektiğini toplum yapısını derinden etkilemiş, devletin büyük bir buhran içine düzeninin terkedilmesine bağlamıştır.
düşünen devlet erkânı, nasihatname girmesine sebep olmuştur. Bu buhrandan kurtulmak için yeni ve Layihalarda bu olumsuzlukların büyük ölçüde iç
tarzında raporlar düzenlemiştir. Bu kalıcı tedbirlerin alınması gerektiğini düşünen devlet erkânı, faktörlerden kaynaklandığı öne sürülmüştür. Bundan
raporlar, layiha ve risale olarak nasihatname tarzında raporlar düzenlemiştir. Bu raporlar, dolayı da layihalarda, dirayetli padişahların yönetim
adlandırılmıştır layiha ve risale olarak adlandırılmıştır. tarzı örnek gösterilmiş ve Klasik Dönem’deki
uygulamalara aykırı iş yapılmaması tavsiye edilmiştir.
LAYİHA: Rapor RİSALE VERENLERİN ORTAK ÖNERİLERİ:
RİSALE: Küçük kitap 17.YY A KADAR ISLAHAT (DÜZENLEME) ANLAYIŞI: DEVLETİN
GÜÇLÜ OLDUĞU YÜKSELME DÖNEMİ ÖRNEK ALINARAK
KURTULMANIN MÜMKÜN OLDUĞUNU SAVUNMUŞLARDIR.

KENDİ KENDİMİZİ ÖRNEK ALMAK

53)16.YY DA DEVLETİN DURUMUNU LÜTFİ PAŞA-ASAFNAME GELİBOLULU MUSTAFA ALİ


LAYİHA yada RİSALE ŞEKLİNDE RAPOR
EDEN DEVLET ADAMLARI VE Osmanlı sadrazamlarından Lütfi Paşa , tespit ettiği sorunları ve çözüm XVI. yüzyıl aydınlarından Gelibolulu Mustafa Ali ise
GÖRÜŞLERİ NELERDİR? önerilerini “Âsafnâme” adlı risalesinde anlatmıştır. Ona göre devlet layihasında olumsuzlukların en önemli nedeni liyakat
hazinesi çok önemlidir çünkü devlet, hazine ile ayakta durur. Devlet sahibi olmayan kişilerin yönetici olarak atanmasına
LÜTFİ PAŞA→“Âsafnâme” adlı gelirlerinin, giderlerden fazla olması için gereken yapılmalıdır. Bunu bağlamıştır.
risalesinde;Ona göre devlet hazinesi sağlamak için de ücretli memur sayısı belli bir düzeyde tutulmalıdır.
çok önemlidir çünkü devlet, hazine ile LİYAKAT: BİR GÖREVİ YAPMAYA EN LAYIK OLAN
Emekliye ayrılanlara hazineden maaş bağlanmamalı, bu gider başka
ayakta durur. Devlet gelirlerinin, KİŞİNİN GÖREVE GETİRİLMESİ
kaynaklarla karşılanmalıdır. Tıpkı, Sultan Süleyman Han zamanında
giderlerden fazla olması için gereken olduğu gibi devletin gelir ve gider dengesi sağlanmalıdır.
yapılmalıdır. Bunu sağlamak için de
ücretli memur sayısı belli bir düzeyde KOÇİ BEY DEFTERDAR SARIMEHMET PAŞA
tutulmalıdır KOD:AİLE BÜTÇESİ
IV. Murad ve I. İbrahim zamanında yaşamış XVII. yüzyılın önemli XVIII. yüzyılın başlarında yazdığı risalesinde Defterdar
GELİBOLULU MUSTAFA ALİ→ devlet adamlarından biri olan Koçi Bey ise sıkıntıların önüne Sarı Mehmed Paşa, üretime elverişli toprakların
layihasında olumsuzlukların en önemli geçilebilmesi için yöneticilerin, olayların iç yüzünü öğrenmesi kesinlikle atıl bırakılmaması gerektiğini belirtmiştir. Bir
nedeni liyakat sahibi olmayan kişilerin gerektiğine inanmıştır. Devlet düzenindeki bozulmaları Kanuni ülkenin zenginliğini zirai üretime bağlayan Paşa,
yönetici olarak atanmasına bağlamıştır. Dönemi’ne kadar götüren Koçi Bey, bozulmalara somut çözüm toprakların çiftçiler tarafından üretime açılması
KOD: EHLİYET önerileri getirmiştir. Zeamet ve tımarların ehline verilmediğini gerektiğini vurgulamıştır. Sarı Mehmed Paşa’nın devlet
belirten Koçi Bey, usule aykırı olarak yapılan bu uygulamanın toprak düzeni konusunda temel kuralı şöyledir: “Sultana devlet
KOÇİ BEY→4.MURAT ZAMANINDA
sisteminde bozulmalara neden olduğunu belirtmiştir. Askerlik adamları, devlet adamlarına mal lazımdır. Mal
LAYİHA SUNDU. Zeamet ve tımarların
düzenindeki bozulmalara da değinen Koçi Bey , III. Murad bayındırlıkla bayındırlık ise adalet ve iyi yönetimle olur.”
ehline verilmediğini belirten Koçi Bey,
Dönem’inde ulufeli kul sayısındaki büyük artışın da hazineye yük Layiha yazarları, Kanuni’nin saltanat yıllarını Osmanlı
usule aykırı olarak yapılan bu
getirdiğini vurgulamıştır. Ulufeli kul sayısındaki artış, reayadan toplumunun her bakımdan mükemmel biçimde
uygulamanın toprak sisteminde
toplanan vergilerin artırılmasına bu da reayanın fakirleşmesine sebep işlediği, kanun ve adaletin geçerli olduğu bir dönem
bozulmalara neden olduğunu
olmuştur. Koçi Bey’e göre reayanın vergi sorumluluğunu olarak tasvir etmiştir. Kanuni sonrası dönem ise rüşvet,
belirtmiştir. Askerlik düzenindeki
aksatmadan yerine getirebilmesi için vergiler makul bir seviyeye adaletsizlik ve düzensizliğin yaygın olduğu bir dönem
bozulmalara da değinen Koçi Bey , III.
indirilerek adaletin gözetilmesi gerekmektedir olarak anlatılmaktadır. Nasihatname yazarları, Kanuni
Murad Dönem’inde ulufeli kul
Dönemi’nden sonraki sıkıntılı dönemlerde yaşadıkları
sayısındaki büyük artışın da hazineye
için Kanuni Dönemi’ni ideal bir dönem olarak kabul
yük getirdiğini vurgulamıştır
DİRLİK ÇEŞİTLERİ: etmiştir. Layiha ve risale yazarları, Osmanlı devlet ve
Koçi Bey’e göre reayanın vergi toplumunu gözlemlerken Avrupa’da meydana gelen
TIMAR----→ 20 BİN AKÇEYE KADAR OLAN DİRLİK-→SİPAHİLERE olaylar yerine, yalnızca devlet içerisinde meydana
sorumluluğunu aksatmadan yerine
getirebilmesi için vergiler makul bir ZEAMET--→ 20 BİN-100 BİN ARASINDAKİ DİRLİK→ KADILARA gelen değişmeler üzerine yoğunlaşmıştır.
seviyeye indirilerek adaletin
gözetilmesi gerekmektedir. HAS--→ 100 BİN AKÇE ÜSTÜNDEKİ DİRLİK→ PADİŞAH ve
YAKINLARINA ve ÜST DÜZEY DEVLET MEMURLARINA veriliyor.
KOD: TIMAR SİSTEMİ-ULUFE (MAAŞ)-
VERGİ

DEFTERDAR SARI MEHMET PAŞA→ Bir


ülkenin zenginliğini zirai üretime
bağlayan Paşa, toprakların çiftçiler
tarafından üretime açılması gerektiğini
vurgulamıştır.

KOD: ZİRAAT TARIM

ÖNEMLİ NOT: KANUNİ DÖNEMİ ÖRNEK


ALINARSA DEVLETİN KURTULACAĞINI
BELİRTMİŞLERDİR.

54)LAYİHALARIN ORTAK ÖZELLİĞİ Kanuni’nin saltanat yıllarını Osmanlı toplumunun her Layiha ve risale yazarları, Osmanlı devlet ve toplumunu
NEDİR? gözlemlerken Avrupa’da meydana gelen olaylar yerine,
bakımdan mükemmel biçimde işlediği, kanun ve
yalnızca devlet içerisinde meydana gelen değişmeler
adaletin geçerli olduğu bir dönem olarak tasvir üzerine yoğunlaşmıştır
etmiştir
55)17.YY A KADAR ISLAHAT DEVLETİN GÜÇLÜ OLDUĞU YÜKSELME DÖNEMİ ÖRNEK ALINARAK TEKRAR GÜÇLÜ
ANLAYIŞI NEDİR?
DEVLET OLMAYI AMAÇLAMIŞLARDIR.KISACA KENDİ KENDİMİZİ ÖRNEK ALARAK
ISLAHAT YAPMIŞLARDIR.
56)18.YY ISLAHAT ANLAYIŞI NEDİR? AVRUPANIN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ KABUL ETMİŞLER ve İLK DEFA AVRUPAYI ÖRNEK ALAN ISLAHATLAR
YAPMIŞLARDIR. BATILILAŞMANIN İLK ÖRNEKLERİ LALE DEVRİ ISLAHATLARIDIR.

57)LALE DEVRİNİN TANIMI Lâle Devri Yenilikleri Osmanlı tarihinde 1718 Pasarofça Antlaşması’yla başlayan 1730 Patrona Halil
NEDİR? İsyanı’yla biten dönem Lâle Devri olarak adlandırılmıştır.
58)LALE DEVRİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ Bu dönem, Osmanlı Devleti’nde her ne kadar barış, eğlence, sefa Bunda dönemin reisülküttabı Mehmed Rami Efendi’nin
dönemi olarak bilinse de sosyal ve kültürel hayatta bir reform önemli bir rolü vardır. Mehmed Rami Efendi’nin
Bu dönem, Osmanlı Devleti’nde her ne
döneminin de başlangıcı olmuştur. Nevşehirli Damat İbrahim reisülküttaplıktan sadrazamlığa getirilmesiyle kalemiye
kadar barış, eğlence, sefa dönemi
Paşa’nın uzun sadaret yıllarını içine alan bu dönemde Batı ile siyasi, sınıfı giderek güçlenmeye başlamıştır.
olarak bilinse de sosyal ve kültürel
ekonomik ve kültürel ilişkiler geliştirilmeye başlanmıştır. Yüzyıllardır
hayatta bir reform döneminin de Pasarofça Antlaşması ile Osmanlı Devleti, Batı’da
savaş hâlinde olan Osmanlı Devleti ile Avrupa arasındaki ilişkiler ilk
başlangıcı olmuştur genişleme siyasetini bırakmış Avusturya ve Rusya gibi
kez bu kadar yakınlaşmıştır. Osmanlı devlet erkânı ve dönemin bazı
devletlerin, Osmanlılar aleyhine genişlemelerine karşı
Osmanlı devlet erkânı ve dönemin aydınları, ilk kez Avrupalıların üstünlüğünün altında yatan sebepleri
savunma tedbirleri almıştır. Böylece kaybedilen
bazı aydınları, ilk kez Avrupalıların öğrenmek gerektiğini kabul etmiştir. Bu nedenle Avrupa’daki
düzene ayak uydurarak ıslahatlar yapılması ve değişimin yolunun yerleri geri alma ümidi kalmayan Osmanlı Devleti,
üstünlüğünün altında yatan
açılması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Avrupa sınırlarını güvence altında tutmaya
sebepleri öğrenmek gerektiğini
çalışmıştır.
kabul etmiştir. Bu nedenle Osmanlı tarihinde Avrupa tarzında ilk yenileşme hareketleri Lâle
Avrupa’daki düzene ayak uydurarak Devri hükümdarı olan III. Ahmed Dönemi’nde başlamıştır. Devletin ileri gelenleri, Osmanlı tarihinde ilk defa
ıslahatlar yapılması ve değişimin savaştan çok barışı korumak amacıyla Avrupa
Askerî sınıfın yerine devlet kademelerinde kalem ehli bürokratlar ön siyasetiyle yakından ilgilenmiştir.
yolunun açılması gerekliliği ortaya plana çıkmaya başlamıştır. Örneğin dış sorunları çözmek için
çıkmıştır. diplomasiye değer verilmiş ve dış ilişkilerde reisülküttaplık kurumu Sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa
önem kazanmıştır. İstanbul’daki Avrupa ülkelerinin diplomatik
Pasarofça Antlaşması ile Osmanlı
temsilcileriyle düzenli bir ilişki kurulmuş ve çeşitli
Devleti, Batı’da genişleme siyasetini
ülkelere elçiler gönderilmiştir. Elçiler yalnızca
bırakmış Avusturya ve Rusya gibi
diplomatik ve ticari görüşmelerde bulunmamış,
devletlerin, Osmanlılar aleyhine
Avrupa’daki diğer gelişmeleri de yöneticilere rapor
genişlemelerine karşı savunma
hâlinde sunmuşlardır.
tedbirleri almıştır
SORU: LALE DEVRİNİN PADİŞAHI ve PADİŞAHI: 3.AHMET LALE DEVRİNİ BAŞLATAN OLAY: 1718 PASAROFÇA ANT
SADRAZAMIN YAZINIZ
SADRAZAM: NEVŞEHİRLİ DAMAT İBRAHİM PAŞA BİTİREN OLAY: 1730 PATRONA HALİL İSYANI

59)OSMANLILAR AVRUPAYI TANIMAYA Osmanlı’da Yenileşme Çabaları Avrupa’ya gönderilen ilk elçi Doğu-Batı arasında bütünleşmenin ilk adımlarını da
BAŞLIYOR Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi’dir . 1720-1721 tarihleri arasında atmaya başlamıştır. Hem Avrupa’da hem de Osmanlı’da
Paris’e gönderilen Çelebi Mehmed Efendi’nin hazırladığı rapor, eski devirlerde birbirlerine karşı oluşan ön yargılar yavaş
Osmanlı’da Yenileşme Çabaları
Osmanlı Devleti’nin aydınlanmasında en etkili rapor olmuştur. da olsa yıkılmaya başlamıştır
Avrupa’ya gönderilen ilk elçi Yirmisekiz
Çelebi Mehmed Efendi’dir

60)LALE DÖNEMİNİN YENİLİKLERİ Lâle Devri’nin en önemli gelişmesi, Müslümanların da artık matbaa Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi’nin ülkeye
NELERDİR? kullanmaya başlamasıdır. dönmesinden sonra İstanbul’da başta mimari olmak
üzere hemen her alanda Fransız tesiri, süsleme
Lâle Devri’nin en önemli gelişmesi, Gayrimüslimlerin daha önce İbranice, Rumca, Latince ve Ermenice sanatında ise barok ve rokoko tarzları kendini
Müslümanların da artık matbaa gibi kendi dillerinde basılan eserlerine karşı Lâle Devri’nden itibaren
göstermiştir.
kullanmaya başlamasıdır Türkçe eserler basılmaya başlanmıştır.

III. Ahmed Dönemi’nde birisi Topkapı III. Ahmed Dönemi’nde birisi Topkapı Sarayı’nda diğeri Yeni Cami’de 1748-1755 yılları arasında inşa edilen Nur-u Osmaniye
Sarayı’nda diğeri Yeni Cami’de olmak olmak üzere iki kütüphane kurulmuştur. Camisi ilk Barok tarzı camidir ve yarım daire avlusuyla
geleneksel cami mimarisinden ayrılır.
üzere iki kütüphane kurulmuştur
Yine bu dönemde, başta edebî eserler olmak üzere kültürel ve
Arapça ve Farsça dışında Batı’da bilimsel eserlerin Türkçeye çevrilmesi için bir heyet oluşturulmuştur. Lâle Devri’nde çiniciliğin yeniden canlandırılması
yazılmış birkaç tarih, felsefe ve Bu heyet; Arapça ve Farsça dışında Batı’da yazılmış birkaç tarih, amacıyla 1725 yılında İstanbul’da bir çini atölyesi,
astronomi eserini de Türkçeye tercüme felsefe ve astronomi eserini de Türkçeye tercüme etmiştir. bunun yanında bir de kumaş ve çuha atölyesi
edilmiştir. kurulmuştur.
Lâle Devri’nde Doğu tıbbının bitkisel ilaçlarla tedavisi yerine,
Lâle Devri’nde Doğu tıbbının bitkisel Batı’nın kimyasal ilaçlarla tedavisini tercih eden hekimlerin ortaya Lâle Devri’nde kültür, mimari, sağlık ve sosyal alanlarda
ilaçlarla tedavisi yerine, Batı’nın çıkması, sağlık konusunda bir ikilemin yaşanmasına sebep olmuştur. gerçekleştirilen bütün bu olumlu gelişmelere rağmen
kimyasal ilaçlarla tedavisini tercih eden Bu nedenle devlet, hekimlerin alanlarında yeterli olup olmadıklarını lüks merakı ve israflarından dolayı sadrazam ve devlet
hekimlerin ortaya çıkması, sağlık adamlarına karşı tepkiler artmıştır.
belirlemek için bir sınav uygulamaya başlamıştır
konusunda bir ikilemin yaşanmasına Bu dönem 1730’daki Patrona Halil İsyanı
sebep olmuştur. Bu nedenle devlet, Lâle Devri’nden önceki dönemlerde yangın ve depremlerle harap olan ile kanlı bir şekilde sona ermiştir.
hekimlerin alanlarında yeterli olup İstanbul yeniden imar edilmiş, şehirlerde yeni yollar açılmış, yeni
olmadıklarını belirlemek için bir sınav binalar ve köşkler yapılmış, bahçe düzenlemesi önem kazanmıştır. Devrin sembolü hâline gelen Sadâbad Sarayı ise yerle
uygulamaya başlamıştır İstanbul, birçok defa büyük yangınlara maruz kaldığı için Yeniçeri bir edilmiştir. Lâle Devri, bazı aşırılıklar bir kenara
bırakıldığında toplumdaki değişim arzusunun ulaştığı
Lâle Devri’nde çiniciliğin yeniden Ocağına bağlı “Tulumbacılar” adıyla ilk defa düzenli
boyutu göstermesi bakımından oldukça önemli bir
canlandırılması amacıyla 1725 yılında bir itfaiye teşkilatı kurulmuştur. dönemdir.
İstanbul’da bir çini atölyesi, bunun
yanında bir de kumaş ve çuha atölyesi Dönemin coşkusunu, duygularını gazellerinde dile
kurulmuştur getiren Nedim ve Şeyh Galip, Lâle Devri’nin
Yeniçeri Ocağına bağlı “Tulumbacılar” önemli şairlerindendir. Osmanlı sanat ve
adıyla ilk defa düzenli bir itfaiye kültürünün belirli bir gelişme gösterdiği dönemde
teşkilatı kurulmuştur yaşayan Levnî, minyatür sanatında büyük
başarılar ortaya koymuştur.
1748-1755 yılları arasında inşa edilen
Nur-u Osmaniye Camisi ilk Barok tarzı
camidir ve yarım daire avlusuyla
geleneksel cami mimarisinden ayrılır.

61)LALE DEVRİNİN ÖNEMLİ Dönemin coşkusunu, duygularını gazellerinde dile getiren Nedim ve Osmanlı sanat ve kültürünün belirli bir gelişme
SANATÇILARI KİMLERDİR? Şeyh Galip, Lâle Devri’nin önemli şairlerindendir.. gösterdiği dönemde yaşayan Levnî, minyatür
sanatında büyük başarılar ortaya koymuştur
Nedim ve Şeyh Galip, Lâle Devri’nin
önemli şairlerindendir.
Levnî, minyatür sanatında büyük
başarılar ortaya koymuştur
Matbaa ve Bilginin Üretilmesi
62)MATBAANIN TARİHİ GELİŞİMİ Coğrafi Keşifler, Rönesans ve Reform hareketleri, Bilim ve Aydınlanma Modern anlamda ilk matbaa Avrupa’da Gutenberg
Çağı gibi gelişmeler; Avrupa’nın bugünkü kültürel, bilimsel ve tarafından 1450’lerin başında geliştirilmiştir
Matbaanın icadıyla ilgili çelişen bilgiler teknolojik seviyesine ulaşmasını sağlamıştır. Gutenberg, değiştirilebilen harflerle baskı yöntemini
olmakla birlikte bu konuda en önemli Rönesans ile başlayan Akıl Çağı; edebiyatta, sanatta, bilimde ve geliştirmiş ve baskıyı mekanikleştirmiştir. Avrupa’da,
gelişmenin Çinliler tarafından kültürel sahada köklü değişimleri beraberinde getirmiş ve Coğrafi XV. yüzyıldan sonra özellikle Almanya ve İtalya’da
gerçekleştirildiği kabul edilmiştir. Keşifler ile Avrupa zengin ve önemli coğrafyalarla tanışmıştır. matbaanın kullanımı yaygınlaşmıştır.
Çin’de matbaanın ortaya çıkışı Basın sanatının gelişip yaygınlaşması sonucu insanlar
Avrupa’ya göre çok daha eskilere Reform süreci, modernleşme için gerekli dinî ve kültürel ortamı geniş ölçüde okuma imkânı bulmuş ve o zamana kadar
dayanmakla birlikte, matbaa oluşturmuştur. soylularla din adamlarının yararlandığı kitaplar artık
geliştirilememiştir. Çünkü Çin alfabesi Aydınlanma Çağı ise Avrupa’yı skolastik öğretiden ve kilise halkın da kullanımına açılmıştır. Kitaplar, matbaadan
yapı özelliği bakımından matbaada dogmalarından uzaklaştırmış ve aynı zamanda Avrupa’da gelişimin önceki dönemlerde elle yazılarak çoğaltılmıştır.
kullanılmaya uygun değildir bilimsel temellerini atmıştır. Avrupa’da kâğıt ve matbaanın yaygınlaşması, bilginin
Modern Avrupa’nın oluşumunda özgür düşünceyle bilginin üretimi üretiminde ve yayılmasında en önemli aşama olmuştur
önemli bir aşama olmuştur. Üretilen bilginin geniş halk Bilginin kayıt altına alınmasının kolaylaşması,
topluluklarına ulaştırılmasını sağlayan gelişme ise matbaanın kitapların kopyalarının kısa sürede ve çok sayıda
Modern anlamda ilk matbaa Avrupa’da icadıdır. Matbaanın icadıyla ilgili çelişen bilgiler olmakla birlikte bu üretilebilmesi, kâğıdın ucuzlaması ve yaygınlaşması
Gutenberg tarafından 1450’lerin konuda en önemli gelişmenin Çinliler tarafından gerçekleştirildiği Avrupa’da matbaanın geliştirilmesi ile ortaya çıkan
başında geliştirilmiştir kabul edilmiştir. Çin’de matbaanın ortaya çıkışı Avrupa’ya göre çok önemli sonuçlardır. Bu gelişmelerle Avrupa’da
daha eskilere dayanmakla birlikte, matbaa geliştirilememiştir. okuryazar sayısı hızla artmaya ve insanların eğitim
Çünkü Çin alfabesi yapı özelliği bakımından matbaada kullanılmaya düzeyi yükselmeye başlamıştır.
uygun değildir.

63)MATBAANIN AVRUPA DÜŞÜNCE Coğrafi Keşifler, Rönesans ve Reform hareketleri, Bilim ve Aydınlanma Çağı gibi gelişmeler;
YAPISINA KATKILARI NELERDİR? Avrupa’nın bugünkü kültürel, bilimsel ve teknolojik seviyesine ulaşmasını sağlamıştır.
Modern Avrupa’nın oluşumunda özgür düşünceyle bilginin üretimi önemli bir aşama olmuştur. Üretilen bilginin
geniş halk topluluklarına ulaştırılmasını sağlayan gelişme ise matbaanın icadıdır
64)OSMANLIDA MATBANIN GELİŞİMİ Osmanlı Devleti’nde ilk matbaayı kuranların gayrimüslimler olduğu Sadrazam’ın olumlu karşılaması ve Said Efendi’nin
kesindir. Gayrimüslimler içerisinde de matbaayı kullanan ilk grup çabalarıyla şeyhülislam, “matbaa kurulmasında din
Müslümanların kullandığı ilk matbaa Yahudilerdir. İlk Yahudi matbaası, İstanbul’da 1493 yılında Musevi bakımından sakınca olmadığı” yolunda fetva vermiş ve
Lâle Devri’nde açılabilmiştir Hahamı Gerson tarafından kurulmuştur. matbaa açılmasının önünde engel kalmamıştır
Müslümanların kullandığı ilk matbaa Lâle Devri’nde açılabilmiştir.
İbrahim Müteferrika ve Fransa Elçisi
İbrahim Müteferrika matbaasında basılan ilk kitap, iki
Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi’nin
Matbaa kurma hazırlıklarına basımevinin açılışından sekiz yıl kadar yıl kadar süren çalışmalar sonunda 31 Ocak 1729’da
oğlu Said Efendi ile ortak bir matbaa önce başlayan İbrahim Müteferrika ve Fransa Elçisi Yirmisekiz yayımlanan “Vankulu Lûgati” olmuştur
kurmak konusunda anlaşmıştır Çelebi Mehmet Efendi’nin oğlu Said Efendi ile ortak bir matbaa
İbrahim Müteferrika matbaasında kurmak konusunda anlaşmıştır.
basılan ilk kitap “Vankulu Lûgati”
65)OSMANLIDA MATBAANIN Osmanlı Devleti’nde okuyucu kitlesinin sınırlılığı, Kâğıt ihtiyacı ve yetişmiş eleman sorunu da
YAYGINLAŞMASINI YAVAŞLATAN Hattatlığın yaygın bir meslek oluşu, matbaanın geç kullanılmasının teknik
SEBEPLER NELERİR?
Dinî tutuculuk ve yasaklamalar, sebepleri olarak gösterilebilir
HATTAT: YAZI SANATI İLE UĞRAŞAN Okuryazar oranının düşüklüğü ve okuma KURAN-I KERİM MEKKE’DE İNDİ
KESİM (KURANI KERİM YAZARAK alışkanlığının yaygınlaşmaması MISIR’DA OKUNDU
GEÇİNEN ESNAF) . İSTANBUL’DA YAZILDI
66)İLİM ve İRFAN ERENLERİNİN Osmanlı Devleti’nde âlimler, devletin ilk teşkilatlanmasında genelde Ancak XVII. yüzyıldan itibaren ilim ve fikir hayatı
OSMANLIYA KATKILARI HANGİ yönetici olarak görev yapmıştır. gerilemeye ve akli ilimler (MATEMATİK ASTRONOMİ TIP
ALANLARDA OLMUŞTUR? Ülke dışından gelen âlimler matematik, tıp, hukuk, astronomi, din gibi FİZİK KİMYA BİYOLOJİ) ikinci plana atılmaya
alanlarda ilk eserleri vererek Kuruluş Dönemi’nde Osmanlı başlanmıştır.
toplumunun ihtiyaçlarını karşılamıştır. Merkezî otoritenin zayıflamasıyla ortaya çıkan sosyal ve
Dönemin önemli ilim merkezleri olan Türkistan, Irak, Mısır, Suriye ve ekonomik sorunlar, fetihlerin ve devlet gelirlerinin
İran’da eğitim görmüş ilim adamlarının etkisiyle Osmanlı ilim geleneği azalması, yaşanan toprak kayıpları, ilmî gelişmeye engel
şekillenmiştir. olmaya başlamıştır.
Devletin yüksek bir medeniyet seviyesine erişmesiyle toplum Bu olumsuzlukların etkisiyle, ilmî faaliyetleri teşvik edici
hayatında âlimlerin etkisi ve önemi daha da artmıştır. unsurların da kaybolması, ilim ve fikir insanlarının geçim
endişesi yaşamasına neden olmuştur

KATİP ÇELEBİ (HACI KALFA) NAİMA


67)OSMANLIDA 16 ve 18.YY DA XVII. Yüzyılda Avrupa ile Osmanlı ilim dünyası arasındaki açığı fark 1655-1716 yılları arasında yaşayan ve Osmanlı
ÖNEMLİ BİLİM ADAMLARI ve eden ilk Osmanlı âlimi, Avrupa’da “Hacı Kalfa” ismi ile tanınan Kâtip Devleti’nin ilk vakanüvisti olan Naima Efendi, Kâtip
ESERLERİNİ YAZINIZ. Çelebi’dir . Kendisinden önceki âlimlerden farklı olarak birçok önemli Çelebi’nin ilim ve irfan geleneğinde açtığı yolda
KATİP ÇELEBİ (HACI KALFA)→ Osmanlı eserin tercümesini yapan ve Batı’daki ilmî gelişmeleri de yakından ilerlemiştir. Tarihe olan sevgisi ve merakı nedeniyle
bilim ve düşünce hayatında önemli bir takip eden Kâtip Çelebi, Arapça ve Türkçe eserler kaleme almıştır. devrin büyüklerinin dikkatini çekmiştir. Tarih ilminin
yer edinen Kâtip Çelebi’nin “Keşfü’z- önemi üzerinde duran Naima, tarih yazarlarında doğru
Zunûn” adlı eseri, kapsamlı bir Kâtip Çelebi sadece Türkçe ve Arapça yazılmış eserleri kaynak olarak sözlü olmak ve olayların aslını iyi araştırmak gibi
bibliyografya (kaynakça) ve ilimler kullanmakla yetinmemiştir. Batı kaynaklarından da yararlanmak gibi özelliklerin bulunması gerektiğini vurgulamıştır. Naima
ansiklopedisi özelliğini taşımaktadır zamanının ilim adamlarına göre sıra dışılık olarak nitelendirilebilecek Efendi, “Târîh-i Naîmâ” adlı eserinde olayları,
bir ilmî tavır ve hür düşünceye sahip olmuştur kronolojik ve çok yönlü değerlendirmelerle ele alarak
NAİMA→ Naima Efendi, “Târîh-i kişiler ve kurumlar hakkında önemli bilgilere yer
Naîmâ” adlı eserinde olayları, Osmanlı bilim ve düşünce hayatında önemli bir yer edinen Kâtip vermiştir
kronolojik ve çok yönlü Çelebi’nin “Keşfü’z-Zunûn” adlı eseri, kapsamlı bir bibliyografya ve
değerlendirmelerle ele alarak kişiler ve ilimler ansiklopedisi özelliğini taşımaktadır
EVLİYA ÇELEBİ YANYALI ESAD EFENDİ
kurumlar hakkında önemli bilgilere yer Edebiyatçı, halk tarihçisi, halk bilimci, hattat gibi yönleri ile öne XVIII. yüzyıl Osmanlı âlimlerinden olan Yanyalı Esad
vermiştir çıkan Evliya Çelebi XVII. yüzyılda yaşamış bir Osmanlı aydınıdır. Efendi, Aristo’nun bazı eserlerini Grekçeden Arapçaya
Çocukluğundan itibaren seyahat etme arzusundadır. Babasının çevirmiş, onları düzeltmiş ve bu şekilde tanınmıştır.
EVLİYA ÇELEBİ→“Seyahatname-i Evliya anlattığı hikâyeler onu çok etkilemiş ve onda farklı yerleri gezip Esad Efendi, Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa
Çelebi” adlı eserinde bir araya görme hevesi uyandırmıştır. İlk seyahatini Bursa’ya yapan Evliya tarafından Lâle Devri’nde başlatılan yenileşme
getirmiştir. Seyahatnamesinde gezdiği Çelebi, kırk iki yılda yaptığı seyahatler sonucunda gezip gördüğü hareketleri kapsamında kurulan tercüme kurulunun
bölgelerde bulunan inanışlar, yerleri ve şahit olduğu olayları usta bir ressam bakışıyla başkanlığına getirilmiştir. Sahip olduğu ilim ve
gelenekler, kültürel ögeler, yararlı su “Seyahatname-i Evliya Çelebi” adlı eserinde bir araya getirmiştir. tecrübeyle yetiştirdiği öğrenciler, yaptığı önemli
ve bitkiler hakkında bilgiler vermiştir. Seyahatnamesinde gezdiği bölgelerde bulunan inanışlar, gelenekler, vazifeler, yazdığı eserler devrin âlimleri tarafından
kültürel ögeler, yararlı su ve bitkiler hakkında bilgiler vermiştir. takdir edilmiştir.
YANYALI ESAD EFENDİ→ XVIII. yüzyıl Gezdiği topraklarda bugün otuzdan fazla devlet mevcuttur.
Osmanlı âlimlerinden olan Yanyalı Esad Seyahatname’yi okumadan bu geniş coğrafyanın tarihini yazmak
Efendi, Aristo’nun bazı eserlerini mümkün değildir. Eseri toplam on cilttir ve dört bin sayfaya yakındır.
Grekçeden Arapçaya çevirmiş, onları Bu hacimde bir seyahat metni dünyada tektir
düzeltmiş ve bu şekilde tanınmıştır.

A-Aşağıdaki ifadeleri birer cümleyle açıklayınız.

Hümanizm:

Mukataa:

Ekber ve Erşed:

Kâtip Çelebi:

B-Aşağıdaki soruları cevaplayınız.

1. Orta Çağ Avrupası’nda bilimin gelişmemesinin nedenleri nelerdir?


2. Ulus devletler, mali sorunlarını çözmek için hangi politikaya yönelmiştir?
3. Avrupa’nın askerî gücünü yakalamak için Osmanlı Devleti’nin yapmış olduğu çalışmalar
hangileridir?
4. Celâli İsyanlarının çıkmasında etkili olan nedenler nelerdir?
5. Osmanlı Devleti’nde, Lâle Devri’nde gerçekleştirilen yenilikler nelerdir?
C-Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.

3. Osmanlı Devleti’nde belirli bir veraset sisteminin olmaması;


I. taht mücadelelerinin yaşanması,
II. rakip devletlerin Osmanlı için tehlike oluşturması,
III. uzun süren siyasi sıkıntıların ortaya çıkması
durumlarından hangilerine neden olmuştur?

A) Yalnız I
B) I ve II
C) I ve III
D) II ve III
E) I, II ve III

4. Amerika’nın keşfi sonrası Avrupa’ya akan değerli madenler;


I. kıtalar arası ticaretin gelişmesi,
II. Osmanlı akçesinin değerinin artması,
III. Akdeniz ticaretinin öneminin azalması
durumlarından hangilerine neden olmuştur?

A) Yalnız I
B) I ve II
C) I ve III
D) II ve III
E) I, II ve III
1. Ucuz iş gücü ve fazla üretim anlayışınasahip olan merkantalizmin temeli, ülkelerin güç ve zenginliklerinin sahip
olduğu değerli madenlerle ölçülebileceği fikrine dayanır.
Buna göre merkantilizmle ilgili olarak;
I. zenginliğin kaynağı topraktır,
II. ihracat desteklenmiştir,
III. nüfus artırılmaya çalışılır
durumlarından hangileri söylenemez?

A) Yalnız I
B) I ve II
C) I ve III
D) II ve III
E) I, II ve III

2. Aşağıdakilerden hangisi tımar sisteminin bozulmasının nedenlerinden biri değildir?

A) Uzun süren savaşların yaşanması


B) Nüfusun hızlı artması
C) Tımarların, sipahiler dışında kimselere verilmesi
D) Tımarların özel mülke dönüştürülmesinin önlenmesi
E) Enflasyon artışı ve paranın değer kaybetmesi

5. Aşağıdakilerden hangisi kapitülasyonların verilme nedenlerinden biri değildir?

A) Osmanlı’daki tüccarların, tekelci uygulamalarını önlemek


B) Dış ticaretten gümrük vergisi almak
C) Yabancı sermayenin Osmanlı’ya girişini kolaylaştırmak
D) Batı’da oluşacak Haçlı İttifak’ını engellemek
E) Ticareti Akdeniz’e çekmek
6. XVI. yüzyılın başlarına kadar Avrupa’da siyasi, sosyal ve ekonomik alanda en etkili kurumun kilise olmasında;
I. Batı Roma İmparatorluğu’nun çökmesi,
II. eğitim ve öğretimin kilisenin kontrolünde olması,
III. engizisyon mahkemelerinin varlığı
durumlarından hangileri etkili olmuştur?

A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) I ve II
D) II ve III
E) I, II ve III

7. Kâtip Çelebi, yaşının ilerlemiş olmasına rağmen, bilmediklerini merak duygusuyla öğrenmeye çalışmıştır. Katıldığı
seferlerde
bile ordunun konakladığı yerlerde kitapçıları dolaşmıştır.
Buna göre Kâtip Çelebi’yle ilgili;
I. gençliğinde daha fazla eser vermiştir,
II. öğrenmek için sürekli çaba sarf etmiştir,
III. ilmî gelişmelerden haberdar olmaya çalışmıştır
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?

A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) I ve II
D) II ve III
E) I, II ve III
8. Avrupa’da bazı bilim insanlarının düşünceleri şu şekildedir:
• Ortaya attığı teorisiyle kilise tarafından dogma hâline getirilen Aristo ve Batlamyus’un öğretilerine karşı çıkmıştır.
• Aydınlanma döneminde yeni devlet şeklinin oluşmasına eserleriyle yardımcı olmuştur.
• Felsefesinde insanın aklını başkasının kılavuzluğuna bırakmaması gerektiği üzerinde durmuştur.
• İnsanların toplum içinde özgür ve eşit yaşamaları için bir sistem geliştirmiştir.
Bu düşünceler dikkate alındığında aşağıdaki bilim insanlarından hangisine değinilmemiştir?
A) Copernicus
B) Machiavelli
C) T. Moore
D) E. Kant
E) J. J. Rousseau
9. Yeni Çağ’da kilisenin kısıtlayıcı engellerinden kurtulmak isteyen ve böylece faaliyet alanlarını genişleterek
yükselmeyi amaçlayan sınıftır.
Yukarıda ifade edilen sınıf hangisidir?

A) Burjuvazi
B) Soylular
C) Köylüler
D) Serfler
E) Ruhban sınıfı
10. Yeniçeri İsyanlarının sonucunda;
I. liyakatsız kişilerin makamlara getirilmesi,
II. merkezî otoritenin sarsılması,
III. ıslahatların sonuçsuz kalması
durumlarından hangileri ortaya çıkmıştır?
A) Yalnız I
B) I ve II
C) I ve III
D) II ve III
E) I, II ve III
CEVAP ANAHTARI
2. ÜNİTE
C Bölümü: 1. A 2. D 3. E 4. C 5. A 6. E 7. A 8. C 9. A 10. E

ÖRNEK EBA SORULARI Değişim Çağında Avrupa ve Osmanlı - 1- TEST - 5


1. Rönesans Avrupa’da bilim, güzel sanatlar ve edebiyat alanlarında yaşanan gelişmelerle ortayan çıkan “Yeniden doğuş”
hareketidir.Aşağıdakilerden hangisi Rönesans hareketinin sebeplerinden biri değildir?

A) Matbaanın geliştirilmesi
B) Sanat faaliyetlerini destekleyen “Mesen” sınıfının varlığı
C) Skolastik düşüncenin önemini kaybetmesi
D) Avrupa'da mezhep savaşlarının başlaması
E) Antik dönem Yunan ve Roma eserlerinin incelenmesi

2. Orta Çağ Avrupa’sında kilise tarafından her şeyin din kuralları ile açıklandığı skolastik düşünce hâkimdir. Kiliseye aykırı bir
görüş öne sürmek suçtur. Bu sebepten ötürü bir çok bilim adamı Engizisyon Mahkemelerinde yargılanarak cezalandırılmıştır.
Skolastik düşünce Rönesans hareketi ile birlikte yıkılmıştır.
Bu bilgilere göre Rönesans hareketinden sonra Avrupa’da aşağıdakilerden hangisinin gerçekleşmesi beklenemez?

A) Akıl ve bilimin önem kazanması


B) Deney ve gözlem yönteminin kullanılması
C) Dogmatik düşüncenin kabul görmesi
D) Özgür düşünce ortamının oluşması
E) Bilimsel çalışmaların hızlanması
3. XV. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Avrupa'da ateşli silahlar etkin bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır.
Bu durumun;
I. Orta Çağ kale surlarının aşılabilir hâle gelmesine,
II. Feodalitenin zayıflamasına,
III. Sömürgecilik çağının yaşanmasına
gelişmelerinden hangilerine zemin hazırladığı söylenebilir?

A) Yalnız I.
B) Yalnız II.
C) I ve II.
D) II ve III.
E) I, II ve III.

4. I. Coğrafi Keşifler
II. Kavimler Göçü
III. Reform
Avrupa’da yaşanan yukarıdaki gelişmelerden hangileri skolastik düşüncenin yıkılmasında etkili olmuştur?

A) Yalnız I.
B) Yalnız II.
C) Yalnız III.
D) I ve III.
E) I, II ve III.

5. Avrupa’da zenginlik ölçüsü olan toprak, coğrafi keşifler ile birlikte yerini altın ve gümüşe bırakmıştır.Buna göre;
I. Tarım,
II. Ticaret,
III. Turizm
coğrafi keşiflerin ardından zenginliği artırmak için yukarıdakilerden hangilerinin Avrupa’da ön plana çıktığı söylenebilir?

A) Yalnız I. B) Yalnız II. C) I ve II.


D) II ve III. E) I, II ve III.
6. ● İncil’in, Latince'den Avrupa dillerine çevrilmesiyle kiliseye ve din adamlarına olan güvenin sarsılması
● Deney ve gözleme dayalı pozitif bilimlerin ilerlemesi
Verilen durumlar aşağıdaki gelişmelerden hangisinin neticesinde yaşanmıştır?

A) Haçlı Seferleri
B) Coğrafi Keşifler
C) Rönesans Hareketi
D) Reform Hareketi
E) Aydınlanma Çağı

7. Otuz Yıl Savaşlarını (1618-1648) Protestan Alman Prenslikleri kazanırken Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu savaşı
kaybederek dağılmış, "din özgürlüğü mefhumu" Avrupa'da kesinlik kazanmıştır.Bahsedilen gelişmeler aşağıdaki antlaşmalardan
hangisi ile gerçekleşmiştir?

A) Westphalia Antlaşması
B) Prut Antlaşması
C) Augsburg Antlaşması
D) Bucaş Antlaşması
E) Margos Antlaşması

8. Reform hareketleri ile ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi doğru değildir?

A) Yeni Çağ başlarında Avrupa'da meydana gelen dinî düzenlemeleri ifade eder.
B) İlk olarak Almanya'da başlayıp İngiltere, Fransa ve Kuzey Avrupa ülkelerine de yayılmıştır.
C) Çeviri faaliyetleri ve matbaanın geliştirilmesi başlamasında etkili olmuştur.
D) Mezhep birliği sağlanmıştır.
E) Katolik Kilisesinin otoritesi sarsılmıştır.
9. Avrupa’da “Rönesans” ile bilim, kültür ve sanat alanlarında gelişmeler sağlanırken, “Reform” ile din alanında yeniden
yapılanma gerçekleşmiştir.
Rönesans ve Reform hareketlerinin;
I. Kilisenin itibarının azalması,
II. Özgür düşüncenin gelişmesi,
III. Avrupa’da “Üniversite” eğitiminin başlaması
verilen gelişmelerden hangileri üzerinde etkili olduğu söylenemez?

A) Yalnız I.
B) Yalnız II.
C) Yalnız III.
D) I ve II.
E) I, II ve III.

10. Avrupa’da XVII ve XVIII. yüzyıllardaki gelişmelere öncülük eden düşünürler ile ilgili verilen bilgilerden hangisi doğru değildir?

A) Copernicus - Güneş Sistemi’nin varlığını savunmuştur.


B) Thomas More - Özel mülkiyetin olmadığı toplumsal bir düzen tasarlamıştır.
C) Machiavelli - "Devletler arası ilişkilerde devlet, amaca ulaşmak için hukuk dışı kurallara da başvurmalıdır."
anlayışını benimsemiştir.
D) Jean Jacques Rousseau - Devlet otoritesine karşı çıkan bütün hareketleri ve destekçilerini halk düşmanı
olarak görmüştür.
E) Immanuel Kant - Feodalizmi ve aristokrasiyi desteklemiştir.
11. Avrupa’da merkantilizm siyaseti madene ve paraya dayalı zenginliği öne çıkartmış bu gerekçeyle iç ve dış ticarete önem
verilmiştir.Avrupa’da merkantilizm anlayışının benimsenmesi;
I. yeni yolların aranması,
II. hammadde ve pazar arayışının çoğalması,
III. Avrupa’da güçlü ekonomiye sahip devletlerin ortaya çıkması
gelişmelerinden hangilerine sebep olmuştur?

A) Yalnız I.
B) Yalnız II.
C) I ve II.
D) I ve III.
E) I, II ve III.

12. Kavimler Göçü ile ortaya çıkan feodalitenin;


I. Haçlı Seferleri,
II. coğrafi Keşifler,
III. ateşli silahların gelişmesi
verilen gelişmelerden hangileri ile zayıfladığı söylenebilir?

A) Yalnız I.
B) Yalnız II.
C) I ve II.
D) II ve III.
E) I, II ve III.

Test 5 1. D 2. C 3. E 4. D 5. B 6. C 7. A 8. D 9. C 10. E 11. E 12. E


ÖRNEK EBA SORULARI Değişim Çağında Avrupa ve Osmanlı - 2- TEST - 6
1. Aşağıdakilerden hangisi Yeni Çağ'da Osmanlı merkezî otoritesinin bozulmasının nedenlerinden biri değildir?

A) Toprak yönetiminin bozulması


B) Savaşların uzun sürmesi
C) Tımar sisteminin bozulması
D) Osmanlı parasının değer kaybetmesi
E) Meşruti yönetime geçilmesi

2. Osmanlı Devleti’nde iç isyanların çıkmasında ekonominin bozulması etkilidir.Aşağıdakilerden hangisi XVII. yüzyılda Osmanlı
ekonomisinin bozulmasına sebep olan gelişmelerden biri değildir?

A) Tarımsal üretimin azalması


B) Derbent teşkilatının kurulması
C) Savaş masraflarının artması
D) Tımar sisteminin bozulması
E) Ulufelerde ve cülus bahşişlerinde artış olması

3. İlk olarak Yavuz Sultan Selim Dönemi'nde Bozoklu Celâl adlı sipahinin çıkardığı isyan daha sonra Anadolu’daki isyanların genel
adı olmuştur.Aşağıdakilerden hangisi Celâli İsyanlarının sebeplerinden biri değildir?

A) Yeniçeri maaşlarının düşük ayarlı akçeyle verilmesi


B) Yerel yöneticilerin adaletsiz yönetimi
C) Ekonominin bozulması
D) İltizamın yaygınlaştırılması
E) Halktan ağır vergiler alınması
4. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde isyanların yaşanması ve savaşlardan başarısızlıkla dönülmesi aşağıdakilerden hangisinin
göstergesi olamaz?

A) Osmanlı’nın eski gücünü kaybettiğinin


B) Ganimet gelirlerinin azaldığının
C) Merkezî otoritenin zayıfladığının
D) Islahatlara gereksinim duyulduğunun
E) Avrupa’dan askerî destek alındığının

5. Osmanlı Devleti’nde, tımarların rüşvet karşılığında haksızca dağıtılması sistemin bozulmasına sebep olmuştur.
Aşağıdakilerden hangisi tımar sisteminin bozulmasının sonuçlarından değildir?

A) Merkezî otoritenin zayıflaması


B) Güvenlik zaaflarının doğması
C) İstanbul isyanlarının yaşanması
D) Tımar sahiplerinin dirliklerini kaybetmesi
E) Celâli isyanlarının artması

6. Bir bölgenin vergisinin ihale yoluyla peşin alınması esasına dayanan sisteme iltizam denilmiştir.
İltizam sisteminde vergi kaynağı olan arazi aşağıdakilerden hangisi ile isimlendirilmiştir?

A) İltizam
B) Mukataa
C) Mültezim
D) Tımar
E) Malikâne
7. Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı Devleti'nin bozulan ekonomisini dengede tutmak için aldığı tedbirlerden biri değildir?

A) Müsadere
B) Sanayi İnkılabı
C) Para Tağşişi
D) Malikâne Sistem
E) Esham sistemi

8. Osmanlı Devleti’nde toprak vergi gelirlerini toplama işinin ihale ile satışa çıkartılarak hazineye aktarılmasına “iltizam” sistemi
denilmiştir. İhaleyi alan “Mültezimler” devlete peşin para ödeyerek bölgedeki vergileri toplama hakkını elde etmiştir.
Mültezimlerin önemli bir kısmını askerî sınıftan gelenler oluştururken bu şahısların yerini zamanla zengin tüccarlar ve tefeciler
almaya başlamıştır.İltizam sisteminin doğurduğu sonuçlar arasında aşağıdakilerden hangisi bulunmaz?

A) Hazineye para girişinin sağlanması


B) Halkın üzerindeki baskının artması
C) Devletin, topraklardaki gücünün azalması
D) Tarımsal üretimin çoğalması
E) Köylerden şehirlere göç yaşanması

9. I. Tımarların hak etmeyen kişilere dağıtılması,


II. Mültezimlerin halktan fazla vergi istemesi,
III. Sekban adındaki ücretli askerlerin halktan haraç toplaması
XVII. yüzyılda yaşanan yukarıdaki gelişmelerden hangileri halkın topraklarını terk ederek şehirlere göçmesine neden olmuştur?

A) Yalnız I.
B) Yalnız II.
C) I ve II.
D) II ve III.
E) I, II ve III.
10. Osmanlı Devleti’nde görülen aşağıdaki gelişmelerden hangisinin ekonomide yaşanan sorunlardan kaynaklandığı
söylenemez?
A) Esham adıyla iç borçlanmaya gidilmesi
B) Ayarı düşük para basılması
C) Kırpılmış akçe uygulamasında bulunulması
D) Köylülerden öşür ve çift vergilerinin alınması
E) Ulufelerin ödenememesi

11. Osmanlı Devleti, 1739 Belgrad Antlaşması'nın imzalanmasında arabuluculuk yapan Fransa'ya daha önceden
padişahların saltanatı süresince geçerli olarak verilen kapitülasyonları, 1740'ta yapılan antlaşma ile sürekli hâle
getirerek vermiştir.
Bu durumun;
I. Fransa'nın Doğu ticaretinde iyi bir konuma gelmesine,
II. Avrupa Devletlerinin Osmanlı Devleti'ne karşı baskılarının artmasına,
III. Osmanlı Devleti'nde siyasi başarısızlıkların sona ermesine
gelişmelerinden hangilerine zemin hazırladığı söylenebilir?

A) Yalnız I.
B) Yalnız II.
C) I ve II.
D) II ve III.
E) I, II ve III.

12. Yeni Çağ'da Feodalite'nin yıkılmasıyla monarşiler kurulurken, Osmanlı Devleti'nde ise mahallî aktörler (ayan ve
eşraf) ön plana çıkmaya başlamıştır.Buna göre;
I. Avrupa'da merkezîyetçi devletler güç kazanmıştır.
II. Osmanlı Devleti'nde merkezî otorite zayıflamıştır.
III. Osmanlı Devleti'nin hâkimiyet alanı daralmıştır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

A) Yalnız I. B) Yalnız II. C) I ve II.


D) II ve III. E) I, II ve III.
Test 6 1. E 2. B 3. A 4. E 5. C 6. B 7. B 8. D 9. E 10. D 11. C 12. C

ÖRNEK EBA SORULARI Değişim Çağında Avrupa ve Osmanlı - 3- TEST - 7


1. Osmanlı Devleti I. Ahmet zamanında “Ekber ve Erşed Sistemi’’ ile hanedanın yaşça en büyük ve olgun üyesinin hükümdar
olmasını benimsemiştir.Buna göre Osmanlı Devleti’nde aşağıdaki alanlardan hangisinde değişiklik yapıldığı söylenebilir?

A) Veraset Sistemi
B) Sancak Sistemi
C) Tımar Sistemi
D) Devşirme Sistemi
E) Yönetim Rejimi

2. Osmanlı Devleti’nin, “Arayış Yılları”nda merkezî otoritesinin zayıflaması iç isyanlara sebep olmuştur.Aşağıdakilerden hangisi
Osmanlı Devleti’nde iç isyanların çıkmasında etkili değildir?

A) Tımar sisteminin bozulması


B) İltimasın yaygınlaşması
C) Yönetimde valide sultanların etkili olması
D) Veraset sisteminde değişiklik yapılması
E) Hükümdarın, Divanıhümayun başkanlığını sadrazama bırakması

3. Osmanlı Devleti’nde “Kafes usulü”ne geçilmesi ile tahta çıkan padişahlar yönetim tecrübesinden yoksun kalmışlar, sarayda
bulunan valide sultan ve saray adamları ise yönetimde etkili olmaya başlamışlardır.Osmanlı Devleti’ndeki bu durum aşağıdaki
gelişmelerden hangisi üzerinde etkili değildir?

A) İç isyanların yaşanmasında
B) Merkezî otoritenin zayıflamasında
C) Devlet idaresinde istikrarın bozulmasında
D) Halkın, yönetime olan güveninin sarsılmasında
E) Hükümdar yetkilerini sınırlandıran yasal düzenlemelerin yapılmasında
4. ‘‘Korkunç bir yeniçeri isyanıydı. Bir Osmanlı padişahı ilk kez yeniçeriler tarafından katledilmekteydi. Hem de devleti
güçlendirmek istediği için, yapmayı düşündüğü ıslahatlar yeniçerilerin çıkarlarını zedelediği için…’’Yazarın yukarıdaki anlatımı
Osmanlı Devleti’nin hangi dönemini betimlemektedir?

A) II. Mahmut
B) Yavuz Sultan Selim
C) I. Ahmet
D) II. Osman
E) IV. Mehmet

5. II. Osman, asker üzerindeki gücünü hissettirme fikriyle “Hotin Seferi”ne bizzat katılmıştır. Seferde, yeniçerilerin isteksizliğini
tespit eden hükümdar yeniliklere direnç oluşturacak bu kurumu kaldırmayı düşünmüştür.Bu duruma bağlı olarak II. Osman
hakkında aşağıdakilerden hangisini söylemek mümkün değildir?

A) Köklü bir reform düşüncesine sahip olma


B) Yeniçerilerin disiplinden yoksun olduğunu tespit etme
C) Askerî alanda ıslahata ihtiyaç duyma
D) Otoritesini kuvvetlendirmeyi amaçlama
E) Askerî kurumlar arasında çatışma ve rekabeti engelleme

6. IV. Murat, devletin kötüye gidişinin sebepleri ve bu gidişin durdurulması hakkında raporlar (layihalar) hazırlatarak
aşağıdakilerden hangisini gerçekleştirmeyi amaçlamıştır?

A) Halk iradesine dayalı bir yönetim oluşturmak


B) Farklı dinî inançların yönetime yansımasını sağlamak
C) Sorunlara kalıcı çözümler getirmek
D) Yabancı devletlerin, ülkenin iç işlerine karışmasını engellemek
E) Ülke yönetimini sağlayacak bir danışma meclisi oluşturmak
7. IV. Murat Dönemi'nde Anadolu ve eyaletlerdeki isyanlar bastırılmış, hazırlanan risaleler rehberliğinde ıslahatlar yapılmıştır.
Buna göre;
I. sorunlara çözüm bulunmaya çalışıldığı,
II. merkezî otoritenin güçlendirilmeye çalışıldığı,
III. devletin eski gücüne kavuşturulduğu
çıkarımlarından hangilerine ulaşılabilir?

A) Yalnız I.
B) Yalnız II.
C) I ve II.
D) I ve III.
E) I, II ve III.

8. Osmanlı Devleti’nde tarih yazımı ile görevli memura “vakanüvis” denilir.Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı Devleti’nin ilk
vakanüvisidir?

A) Mustafa Naima
B) İbrahim Peçevi
C) Süleyman İzzi
D) Ahmet Vasıf
E) Raşit Mehmet

9. Paris’e elçi olarak atanan Yirmi Sekiz Mehmet Çelebi tarafından yazılan ve Osmanlı’nın “Batı’ya açılan ilk pencere”si olarak
kabul edilen eser aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sefaretname
B) Layiha
C) Risale
D) Mektubat
E) Salname
10. Aşağıdakilerden hangisi III. Ahmet Dönemi'nde yapılan yeniliklerden biri değildir?

A) İlk Türk matbaasının kurulması


B) Çiçek aşısının yapılması
C) İtfaiye ocağının kurulması
D) Tercüme Encümenliğinin kurulması
E) Nizamıcedit ordusunun kurulması

11. XVIII. yüzyılda İstanbul’da Avrupa tarzı giyim, eğlence ve yaşam tarzı moda olurken; Paris’te Osmanlı elçiliğinin etkisiyle
Osmanlı modasının başlaması aşağıdakilerden hangisinin göstergesidir?

A) Batı uygarlığının, Osmanlı’dan üstün olduğu


B) Osmanlı ve Batı uygarlıklarının karşılıklı etkileşim içinde bulunduğu
C) Batı kültürünün Anadolu’da reddedildiği
D) Doğu ve Batı kültürleri arasında benzerliklerin bulunduğu
E) Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünü sağlayacak güce sahip olmadığı

12. Osmanlı Devleti’nde ilk Türk matbaasının kullanılmaya başlanmasına bağlı olarak ortaya çıkan gelişmeler arasında
aşağıdakilerden hangisi bulunmaz?

A) Hattatlar loncasının öneminin azalması


B) Kültür hayatının gelişmesi
C) Kütüphaneciliğin gelişmesi
D) Osmanlı Devleti’nin siyasi gücünün artması
E) Basın-yayın faaliyetlerinin hız kazanması

Test 7 1. A 2. E 3. E 4. D 5. E 6. C 7. C 8. A 9. A 10. E 11. B 12. D

You might also like