You are on page 1of 12

Doğu Hıristiyanlığı İçinde bir Yahudilik mezhebi sayılan Hıristiyanlık3,

İmparator Trajan döneminden (98-117) iti-


Ermeni Kilisesi’nin Yeri ve baren ve IV. yüzyıla kadar devletten sistemli
bir şekilde baskı görmüştür. İkinci bağlam,
Bizans ile İlişkileri Hıristiyan topluluklar arasında görülen bir
takım ihtilaflara ilişkindir. İsa’ya inananlar
arasında ve henüz ilk asırda başladığı anlaşı-
lan anlaşmazlıklar4, gittikçe şiddetlenmiş ve
Hıristiyanlık dünyasında V. yüzyıldan itibaren
kalıcı bölünmeler meydana getirmiştir. Son
olarak da Hıristiyanlığın yayılması meselesi
dikkat çekicidir. Hem siyasi otorite ile gergin
ilişkilerine ve hem de kendi içinde yaşadığı
Şükran Yaşar* teolojik problemlere rağmen Hıristiyanlık,
zaman ilerledikçe Filistin dışında da yaşam
alanı bulmuş ve Suriye, Mezopotamya, Er-
menistan, Anadolu, Makedonya, Yunanistan,
İtalya, Fransa ve İspanya sahilleri ile Mısır ve
Kuzey Batı Afrika’da da hatırı sayılır nispette
müntesipler kazanmıştır. Nitekim bu süreç,
Roma İmparatorluğu’nun tamamen Hıristi-
yanlaşmasına kadar gitmiştir.
1
Giriş 1. Doğu Hıristiyanlığına Giden Yol:
Süryaniler, Ermeniler ve Kıptiler, Hı- Teolojik ve Kristolojik İhtilaflar
ristiyanlığın ortaya çıkmasından önce poli-
Doğu Hıristiyanlığı meselesinin Hıris-
teist inançlara mensuptular. Süryaniler ve
tiyanlık dâhilindeki teolojik ihtilaflar ile iliş-
Kıptiler eski Mezopotamya ve Mısır dinleri-
kili olduğu ya da bu tabirin kendisini teolojik
nin etkisindeydiler. Ayrıca Gnostik (Sır Din-
ihtilaflarla ifade edebildiği söylenebilir. Hı-
leri) inançların da halk üzerinde hissedilir
ristiyanlık bünyesindeki teolojik ihtilafların
bir ağırlığı vardı; kurtarıcı Tanrılar ile onların
merkezindeki konu ise öncelikle kristoloji
ilettiği ebedi kurtuluş mesajı halk nezdinde
ve ikinci derecede ve sonradan da mariyoloji
ilgi uyandırıyordu1. Antik Ermeni inancı ise
olmuştur. II. asırda su üstüne çıkan kristo-
hem Ermeni-Frig milli unsurları ve hem de
lojik ihtilaflar5, aslında Hıristiyanlar için de
bazı Urartu kalıntıları ile İran panteonundan
bir muamma olan Baba Tanrı, İsa-Mesih ve
alınma unsurları içeriyordu. Yine Ermeniler
arasında yaygın olan Zerdüştlük, onlar üze- Ruh’ül Kudüs’ün mahiyetlerinin açıklanması
rindeki İran etkisinin bir yansımasıydı2. Söz zaruretinin bir neticesidir6. Bu da Pavlus’un
konusu üç topluluk, zamanla, aynı mezhepsel (*) Yrd. Doç. Dr., Celal Bayar Üniv., Fen Ed. Fak., Tarih Bölümü.
(1) Geniş bilgi için Mehmet Çelik, ‘Sosyal, Kültürel ve Dini Açıdan
çizgide yer almak suretiyle Doğu Hıristiyanlı- Helenistik Roma Dünyasında Sırlı Tarikatların Halk Hayatındaki
Rolü ve Önemi’, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C. VII, S.
ğı’nın en önemli üç unsurunu oluşturmuştur. 2, Elazığ 1993.
YENİ TÜRKİYE 60/2014

(2) Davut Kılıç, Tarihten Günümüze İstanbul Ermeni Patrikhanesi, Anka-


Hıristiyanlık dininin erken tarihi- ra, 2008, 2 vd.
(3) Mehmet Çelik, ‘Bizans Devletinin Antakya ve Yöresinde Giriştiği
ni ana hatlarıyla üç farklı açıdan ele almak Kitle Katliamları (IV-VII. Yüzyıllar)’, II. Hatay Tarih ve Folklor Sem-
pozyumu Bildirileri, Antakya, 21-22 Mayıs 1992, 2
mümkündür. Bunlardan birincisi, bu inan- (4) Elçilerin İşleri, 15/1-19
cın Roma İmparatorluğu ile ilişkilerine dair- (5) Eusebius, Ecclesiastical History, Çev. C. F. Cruse, London 1842, IV.
10.
dir. İlk yüzyılda, Roma yönetimi tarafından (6) Çelik, Süryani Kilisesi, 54 v.d.
Helenizm ile girift olmuş öğretilerinin, eski lünmeyi kabul etmeyendir” diyerek10, çok
sır dinlerinin kalıntılarının ve felsefi akımla- sayıda taraftar edinecek olan görüşlerini
rın bir neticesi olarak ortaya çıkmış bir tar- açıklamıştı. Arius’un resmi görüşe muhalif
tışmadır. fikirleri, İmparatorluğun dört bir tarafında
yankılandı11. Saray üzerinde büyük nüfuzu
Hıristiyanlık tarihinde teolojik müna-
bulunan Nicomedia (İzmit) piskoposu Euse-
kaşalar denildiğinde anlaşılması gereken, kili-
bius onun görüşlerini destekledi12. Eusebius,
senin özellikle kristoloji konusunda yerleştir-
“Tanrı, sadece birdir, doğrulmamıştır. İsa
meye çalıştığı resmi doktrin ile farklı görüşler
ise hakiki olarak yaratılmıştır; Baba’nın cev-
beyan eden bazı kilise babaları arasındaki
herine iştirak edemez” demişti13. Anadolu,
tartışmalar ve her biri birer teoloji ekolü hali-
Suriye, Filistin, Mısır ve Libya’da Aryanizm
ne gelmiş olan ilahiyat okulları mensuplarının
geniş kitleler tarafından desteklendi. Fakat
kendi inandıkları doktrinleri teşmil etme gay-
Aryanistler, İskenderiye Patriği Aleksander’in
retleridir. Kristoloji tarihindeki tartışmalara
şahsında kuvvetli bir muhalif buldular14. Bu
iştirak eden kişi ve grupların ortak yönü, hak-
sırada rakibi Licinius’u bertaraf etmeyi henüz
lılığını ispat edebilmek için bazen İncillerden
başarmış olan İmparator Konstantinus, impa-
bazı delilleri, bazen da felsefeyi kullanmala-
ratorluğun dört bir tarafına mektuplar yaza-
rıdır. Yine, dikkat çekici başka bir husus, ki-
rak ilahiyat tartışmalarının bozduğu huzur ve
lisenin yerleştirmeye çalıştığı resmi doktrinin
sükûneti sağlayabileceğini umdu15. Fakat bir
de aslında sürekli değişebilir bir mahiyette
başarı elde edemeyince, nihayet meseleyi ev-
oluşudur. Örneğin İznik’te kabul edilen dog-
rensel nitelikteki bir konsil ile çözebileceğini
ma ile Kadıköy’de kabul edilen itikat görüşü,
düşündü.
bambaşka mahiyette iki doktrindi. Örneğin
2 İmparator Anastasius ile Justinianus, farklı Konstantinus tarafından toplanan ve
ilahiyat görüşlerini dini siyasetlerinin merke- Hıristiyanlık tarihinin ilk ekümenik konsili
zine oturtmuşlardı. olan Nicea (İznik) konsili (325)16, öncelikle,
Bir taraftan Tanrı birdir denilmesi- (7) Çelik, Süryani Kilisesi Tarihi, İstanbul 1987, 44 v.d.
(8) Aryanizm hakkında bk. William P. Du Bose, The Ecumenical
ne rağmen kurtarıcı Oğul’un ve Ruhü’l Ku- Councils, Edinburg, 1896, 36 v.d., Turhan Kaçar, “Roma İmpa-
ratorluğunda Kilise Konsillerinin Siyasallaşması: İznik Örneği”,
düs’ün de Tanrı oldukları ileri sürüldüğü ve Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2002-2003; Çelik,
Süryani Kilisesi, 83 v.d.
buna rağmen politeizme düşülmeden ve bu (9) Erken dönem Hıristiyanlık tarihinin kristolojik tartışmalarında
öğelerin tanrılıklarına bir şekilde zarar veril- farklı ve bilhassa heretik ilan edilen teoloji gruplarına ait vesika-
lar daha o zamanlar büyük oranda imha edilmiş olduğu için ör-
meden problem çözülmeye çalışıldığı için, neğin Arianism hakkında bildiklerimiz, daha ziyade onu heretik
ilan eden Kilise tarihçilerinin verdikleri malumat kadardır. Bunlar
Hıristiyanlık tarihinin kelami münakaşaları arasında en önemlilerinden biri Sozomenus’tur ve kaleme aldığı
II. yüzyıldan itibaren su üstüne çıkmaya baş- Kilise Tarihi’nde Aryanizme yer ayırmıştır. Bk. Sozomenus, Eccle-
siastical History, Nicene and Post Nicene Fathers 2-02, ed. P. Schaff,
ladı7. Bütün bu tartışmalar sırasında en geniş 1896, I.15.
(10) Sozomenus, I.15; Krşl. Çelik, Süry. Kil., 83 v.d.
çaplı etki, Kuzey Afrika’lı Arius’un fikirleri8 (11) Sozomenus, I.15.
(12) Sozomenus, I.15; Nasturi (Siirt) Vekayinamesi, Türkçe tr. Celal
olmuştu9. Kabadayı, İstanbul 2002, 69.
(13) Sozomenus, I.15.
Antakya ekolünden gelen ve İsken- (14) Sozomenus’a göre Patrik Aleksandr iki grubun arasını bulmak için
çok uğraşmış fakat başarısız olmuş, bundan sonra da Aryanistler
deriye Kilisesi’nin nüfuzlu ilahiyatçılarından için daima bir hedef teşkil etmiştir. Zira Aryanizm karşıtları de-
vamlı surette onunla yazışmakta ve muhalefetlerini onun üzerin-
olan Arius, IV. yüzyıl başlarında, “Oğul, Baba den sürdürmekteydiler. Sozomenus, I.15.
(15) Sozomenus, I.16; The Chronological Canon of James of Edessa, Çev.
ile müşterek bir ebediyet ve ezeliyete sahip
YENİ TÜRKİYE 60/2014

E. W. Brooks, Zeitschrift der Deutschen Morgenlandischen Gesellsc-


olamaz, zaman yaratılışla başlar; bunun için haft 53, 1899, 309
(16) Sozomenus, I.17; Nasturi Vekayinamesi, 89 Georg Ostrogorsky,
her şeyle birlikte Oğul da yaratılmıştır, fakat Bizans Devleti Tarihi, (Çev. Fikret Işıltan), Türk Tarih Kurumu
Yay., Ankara, 2006, 45 v.d.; Auguste Baily, Bizans Tarihi-I, (Çev.
o ilk yaratılandır, eğer Oğul’un Baba ile aynı Haluk Şaman), Tercüman Yay., t.y. 15 v.d.; Aleksandr Aleksand-
cevherden geldiğini söylersek İlahi Cevher rovich Vasiliev, Bizans İmparatorluğu Tarihi-I, (Çev. A. Müfid
Mansel), Maarif Vekilliği Yay., Ank., 1943, 67 v.d.; Çelik, Süryani
taksim edilmiş olacaktır, hâlbuki Tanrı, bö- Kilisesi, 89 v.d.
Roma Devleti’ni Hıristiyanlık meselelerine düşmandı. Theodosius I (379-385)’in tahta
müdahil bir konuma getirmesi bakımından çıkması ise Hıristiyanlık tarihi açısından çok
önemlidir. Çünkü bundan sonraki süreçte önemli diğer bir kırılma noktasını teşkil etti.
kademeli olarak Hıristiyanlaşan devlet, artık
teolojik ihtilaf ve münakaşalarda bir taraf ve Bir asır sonra Doğu Hıristiyanlığının en
hakem olma iddiasına soyunmuştur. büyük parçasını teşkil edecek topluluklardan
Süryaniler ve Kıptiler, bu zamanlara kadar
İznik Konsilinin teolojik açıdan en hatırı sayılır nispette Hıristiyanlaşmışlardı.
önemli yönü, İznik İtikatnamesi denilen ve Ermenilerin Hıristiyan olması meselesi de IV.
İsa-Mesih’in ulûhiyetini ön plana çıkaran yüzyılın en mühim hadiselerinden birisidir.
bir doktrini kabul etmesi ve başta Aryanizm Sonradan efsaneleşen rivayetlere göre Erme-
olmak üzere söz konusu itikat metnine mu- nilere Hıristiyanlık, bizzat İsa’nın havarile-
halif her türlü ilahiyat görüşünü heretiklik rinden Taddeus ve Bartholomeus tarafından
ile itham ederek aforoz etmesi olmuştur17. götürülmüştü28. Ayrıca, Diocletianus zamanı-
Konsilin idari yönden en mühim tarafı, Kons- nın zulmünden kaçıp bu bölgeye gelen Gre-
tantinus’un siyasi birlik hedefiyle de paralel gorius’un Ermenilerin Hıristiyanlaşmasında
olarak kiliseleri devlet denetimi altına alma büyük emeklerinin olduğu kabul edilir29.
girişimidir. Bu bağlamda bütün İmparator- Bu, Kral Tridat devriydi30 ve rivayete göre
luk toprakları Roma, İskenderiye ve Antakya babası öldürüldüğünde Roma topraklarına
diye üç patriklik merkezine bölünmüş18 ve kaçırılmış olan Tridat, Hıristiyanlığa gençlik
bütün eyaletler bu üç merkezin yetki alanı- yıllarından aşinaydı; bu sebeple Gregorius’a
na tevdi edilmiştir19. Ayrıca, Konstantinus sempatik yaklaştı31. Henüz bir papaz olan
tarafından Milano Fermanı (313) ile birlikte Gregorius Kayseri’ye gitti; burada piskopos 3
kiliseye birçok imtiyazlar tanınmış ve kiliseyi Leontius tarafından kutsandı ve döndüğünde
ortaçağların en zengin kurumu yapacak olan Kral Tridat ile birlikte saray maiyetini Hıristi-
kapı da aralanmıştır20.
(17) Sozomenus, I.20; Nasturi Vekayinamesi, 91
(18) Bu üç merkezin seçilmiş olması, onların sahip oldukları aposto-
Aryanizm, İznik Konsili ile birlikte yok liklik kriteri ile ilgiliydi. Rivayete göre Roma İmparatorluğu’nda
bu kritere sahip bu üç kilise vardı. (Antakya, İskenderiye, Roma)
edilemedi ve saraydan kiliseye, cemaatten ru- Apostolik olmak, bir kilisenin havarilerden birisi tarafından kurul-
hanilere kadar dini çekişmelerin merkezinde muş olması durumunu ifade eden bir kavramdır. Bkz. Mehmet
Çelik, Fener Patrikhanesinin Ökümeniklik İddiasının Tarihi Seyri
kalmayı sürdürdü21. Sonraki imparatorlardan (325-1453), Akademi Kitabevi Yay., İzmir, 2000, 19; Bu havariler
arasında da Petrus’un ayrı bir yeri vardır. Petrus tarafından kurul-
Konstantius (337-361) bir Aryanist olduğu22 muş olmak bir kilise için en mühim saygınlık kriteridir. Bu hususta
bkz. Halim Işık, Papalık Tarihi, Ozan Yay., İst., 2006, 50.
için Aryus yanlıları ülkede büyük kudret ka- (19) Çelik, Fener Patrikhanesi, 15 vd.
zandılar23. Bu çerçevede örneğin Antakya (20) Mehmet Çelik-Şükran Yaşar, ‘Kuruluşundan İslam Fethine Kadar
Edessa’nın Siyasi Tarihi’, Edessa’dan Urfa’ya, Ankara 2007, C. 1,
Kilisesi 331’den 360’a kadar Aryus taraftar- 186-187.
(21) Sozomenus, 3.13; James of Edessa, 314
larının elinde kaldı24. Putperest İmparator (22) Sozomenus, 3.18; Bar Hebraeus, Abu’l-Farac Tarihi, (2 Cilt) Çev.
Ömer Riza Doğrul, Ankara 1999, I, 135; James of Edessa, 310
Julianus (361-363) devrinde dini münakaşa, (23) Sozomenus, 3.13
çekişme ve kargaşa sürdü; bir taraftan da (24) James of Edessa, 310
(25) Mehmet Çelik-Şükran Yaşar, ‘İmparator Julianus ve Paganizmi
tüm Hıristiyanlar nispeten baskı altına alındı- Yeniden Diriltme Teşebbüsü’, Prof. Dr. Işın Demirkent Anısına,
Globus Dünya Basınevi, İstanbul 2008.
lar25. Aryanizm düşmanı İmparator Jovianus26 (26) Sozomenus, 6.3.
(27) James of Edessa, 312; Nasturi Vekayinamesi, 226, 217; Sozome-
(363-364) Aryus yanlılarını, Aryanist görüşlü nus, 6.14
Valens27 (364-378) ise İznik yanlılarını baskı (28) Vahan M. Kurkjian, A History of Armenia, İndo-European Publis-
YENİ TÜRKİYE 60/2014

hing, Los Angeles, 1965, 113


altında tuttular. Fakat Aryusçuların devlet (29) Kurkjian, 117; Bu sürecin kısa bir tasviri için ayrıca bkz. Canan
Seyfeli, İstanbul Ermeni Patrikliği, Aziz Andaç Yay., Ank., 2005,
nezdinde desteklendikleri son dönem, Va- 30 v.d.; Erol Kürkçüoğlu, “Ortaçağ’da Bizans ve İran’ın Ermeni
Siyaseti”, Türk-Ermeni İlişkileri, (Yay. Haz. Berna Türkdoğan),
lens’in 378 yılında Gotlarla yaptığı Edirne Sa- Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma
vaşında ölmesiyle bitti. Gratianus (379-380) Merkezi, Ank., 2000, 39
(30) Sozomenus, 2.8
İznik İtikatnamesi yanlısıydı ve Aryanizm’e (31) Kurkjian, 118
yan yaptı32. Bundan sonra kral ve ordunun da kından takip etmek ve kontrolü altına almak
desteği ile Ermeniler arasında Hıristiyanlığı istediği ortaya çıkmıştı. İstanbul Kilisesi’ne
mümkün mertebe teşmil etti. Gregorius öl- bahşedilen ve İznik Konsili’ne aykırı olan
meden önce oğlu Aristakes’i piskopos olarak böyle bir imtiyazın bilhassa çok daha eski
kutsadı ve 317 yılında kendi makamına oturt- olan doğu kiliselerince ve ayrıca Roma Kili-
tu. Gerçekten Ermeniler’i temsilen Nicea sesi tarafından kabul edilmediği görülmekte-
(İznik) Konsili’ne katılan ruhani de Arista- dir. Theodosius I, ayrıca, ülkedeki putperest
kes’ti. Ermeniler İznik kararlarını onaylamış33 kalıntılar ile de büyük bir mücadelenin içine
ve bu suretle Bizans İmparatorluğu himaye- girmiş ve Bizans İmparatorluğu’nu tam ma-
sine girmişlerdi; İran ve komşu beyliklere nasıyla Hıristiyan bir devlet yapmak yolunda
karşı dini inançlarını sürdürmeleri için bu önemli adımla atmıştır39.
keyfiyet zaruriydi. Nitekim Ermeni Kilisesi
bu dönemde Kayseri piskoposluğu üzerinden İznik ve İstanbul Konsilleri İmparator-
Antakya Patrikliğine bağlıydı. Aristakes’ten luk dâhilinde dini münakaşaları bitiremediler
sonra Katolikos olan Narses, 365 yılında ilk ve hatta tam aksine daha da şiddetlendirerek
yerel konsili topladı ve evlenme ile ilgili bazı devleti de münakaşalara müdahil bir konu-
ma soktular. Bir sonraki aşamada Meryem’in
düzenlemeler yaptı34.
mahiyeti tartışma konusu oldu: “Madem İsa
Bu sırada Bizans tahtına Theodosius I Tanrıdır, Baba ile aynı cevher ve aynı tabiat-
çıkmıştı (379). İznik Konsili’nden beri daha tandır, o halde annesi Meryem’in statüsü ne
da şiddetlenmiş olan dini münakaşalar ve olmalıdır?”40 Konu hakkında Antakya ve İs-
Aryanizm meselesi, ülkenin dâhili düzeni- kenderiye teoloji ekolleri farklı görüşler öne
ni alt üst etmeyi sürdürüyordu. Theodosius sürdüler. Nitekim bu durum, Bizans Devleti
4 tarihinde Doğu Hıristiyanlığı olgusunu ortaya
I, bağnaz bir Hıristiyan ve fanatik bir İznik
İtikatnamesi yanlısıydı35. İdareyi eline aldığı çıkaracak hadiseler zincirinin başlangıcıdır.
gibi geniş çaplı bir kovuşturma başlattı ve
Cyrillos gibi büyük bir teologun şah-
dini birliği sağlayabileceği zannıyla ülkede
sında temsil edilen İskenderiye ekolüne göre
Aryusçu ve putperest avına çıktı36. Bununla
Meryem, Theotokos (Tanrı Anası)’ tu. Antak-
birlikte o da bir konsil toplamayı, hedeflerini
ya İlahiyat okulunu temsil eden İstanbul Pat-
gerçekleştirebilmek için daha uygun bir yön-
riği Nastorius’a göreyse Meryem, Kristotokos
tem olarak gördü.
(Beşer olan İsa’nın Anası) idi. Antakya ve İs-
Bu çerçevede 381 yılında toplanan İs- kenderiye İlahiyat Okullarında bu mariyolo-
tanbul Konsili, İznik İtikatnamesi’nin onay- jik tartışmanın ötesinde kristolojik tartışma-
lanması, Aryanizm başta olmak üzere diğer lar da devam ediyordu. Kristolojik açısından
bütün kristolojik görüşlerin aforoz edilmesi Antakya ekolüne göre İsa-Mesih ilahi ve be-
ve İznik Konsili’ndeki amentüye Ruh’ül Ku- şeri olmak ve ayrı iknumlar şeklinde teşekkül
düs ile ilgili bir paragraf da eklenerek37 onun etmek suretiyle iki tabiattan müteşekkildi.
da Baba’dan sudur ettiğine ve ona da iman Buna mukabil İskenderiye ekolü, İsa’da tek
edilmesi gerektiği hususuna yer vermesi ek- (32) Abdurrahman Küçük, “Gregoryen Ermeni Kilisesinin Oluşması
ve Konsil Kararları Karşısındaki Tutumu”, Ankara Üniversitesi İla-
seninde gerçekleşmişti. İstanbul Konsili’ni hiyat Fakültesi Dergisi, C. XXV, Ankara, 1996, 122; Davut Kılıç,
önemli kılan diğer bir sebep, içerdiği idari bir “Ermeni Kimliğinin İnşasında Kilisenin Rolü”, Fırat Üniversitesi
YENİ TÜRKİYE 60/2014

İlahiyat Fakültesi Dergisi, 13:1, (2008), 51-63; Kurkjian, 119


karardan kaynaklandı ve konsilin 3. maddesi (33) Küçük, 135; Seyfeli, 33
(34) Kılıç, 54
ile İstanbul Kilisesi de (İznik Konsili’nde adı (35) Bar Hebraeus-I, 140
(36) Bu hususta örneğin bkz. Sozomenus, 8.8.
bile geçmemiş olmasına rağmen) patriklik (37) James of Edessa, 314
statüsüne kavuşturuldu38. Böylece, İmpara- (38) Çelik, Fener Patrikhanesi, 20 v.d.
(39) Ostrogorsky, 49
tor Theodosius’un ülkede dini gelişmeleri ya- (40) Çelik, Süryani Kilisesi, 114
bir tabiat olduğunu, çünkü beşeri olanın ilahi sillerinde olduğu gibi burada da İsa-Mesih’in
doğa tarafından ihata edildiğini söylüyordu41. Baba ile aynı cevherden olduğu görüşü teyit
edilmiş, İsa-Mesih’te birleşmeden sonra tek
Bu görüşler İstanbul Kilisesi’nin pat- cevher ve tek iknum olduğu kararlaştırılmış-
riklik makamından ve İstanbul Patriği Nasto- tı47. Ayrıca, konsilin başka bir önemli yönü
rius tarafından ilan edildi (428). İskenderiye de İstanbul Konsili’nde İstanbul Kilisesi’ni
ekolüne muhalif bir duruş arz eden bu ilahi- patriklik statüsüne çıkaran maddeye resmen
yat fikirleri42, Aryanizm şizmasından bu yana olmasa da kâğıt üzerinde müdahale edilmesi
imparatorluk bünyesinde en geniş çaplı tesiri olmuştu. Bu çerçevede bizzat İmparatorun
yarattı. Nastoryanizm denilen bu görüşe göre
patriğinin (Nastorius) daha alt statüde oldu-
İsa’da ilahi ve insani iki ayrı tabiat mevcuttu.
ğu addolunan İskenderiye Patriği tarafından
Meryem ise İskenderiye’nin iddia ettiği gibi
azl ve aforoz edilmesi dikkat çekiciydi. Bu-
Tanrı İsa’nın değil, insan İsa’nın annesiydi43.
nunla da yetinmeyen Cyrillos, İstanbul pat-
Bu görüşler, bilhassa teolojik tartışmalardan
rikliğine kendisine kayıtsız şartsız bağlı olan
pek anlamayan sofu halk nezdinde büyük
Maximianus’u takdis ederek48 İskenderiye
nümayişlere sebep oldu. Ruhaniler karşılıklı
Kilisesi’nin fiili hâkimiyetini perçinledi.
olarak birbirlerini heretik olmakla itham et-
tiler. Kiliseler ise her zaman olduğu gibi bu Nastorius taraftarları konsil sonrasın-
münakaşalardan mümkün olduğunca güçlü da doğuda faaliyetlerini sürdürdüler. 440 yı-
çıkabilmenin yollarını arıyorlar ve bunu ken- lına gelindiğinde bilhassa Suriye’de ve en ni-
di politik güçlerini arttırmak için fırsat telakki hayet 441 yılında Antakya’da hâkimiyeti ele
ediyorlardı. Kısacası üçüncü defa bir konsil geçirdiler49. Bu durum, İskenderiye ve Roma
toplanması, artık kaçınılmazdı. kiliselerini büyük bir endişeye sevk etti. Bu-
nunla birlikte İstanbul Kilisesi içinde de ye- 5
431 yılında Efes’te İmparator II. The-
niden şiddetlenen teolojik münakaşalar, yeni
odosius’un (408-450) emriyle Hıristiyanlık
bir konsili zaruri kıldı.
tarihinin üçüncü ekümenik konsili toplandı.
Konsilde Antakya ve İskenderiye ekollerinin, 449 yılında yine Efes’te toplanan kon-
yani İskenderiye Patriği Cyrillos ile İstanbul sil, İskenderiye Kilisesi’nde Cyrillos’un halefi
Patriği Nastorius’un kozlarını paylaşacakla- olan Dioscorus’un50 muvaffakiyeti ve batıda
rı açıktı44. Ayrıca, İstanbul Konsili’nden beri Monofizitizm’in kurucusu addolunup bu
İstanbul Kilisesi’nin patriklik statüsüne ka- sıralarda İstanbul yakınlarında ruhani göre-
vuşmasını hazmedemeyen ve onun nüfuzunu vini yürüten Eutyches’in51 teorik katkılarıyla
bir an önce kırmak isteyen Roma da45 kendi İskenderiye Kilisesi’nin hâkimiyetini per-
hedeflerinin peşindeydi. çinledi. Nastorius taraftarı ruhaniler bir kez
Efes Konsili (431), İskenderiye Kilise- (41) Farklı teoloji ekollerinin bu ayrışması hakkında ayrıntılı bir tafsilat
için bkz. John Wesley Etheridge The Syrian Churches: Their Early
si’nin muazzam bir zaferi oldu. Çünkü konsil History, Liturgy and Literature, London 1865, 54 v.d.
(42) Bu görüşe Hıristiyanlık tarihinde Nastoryanizm denir. Nastorya-
sırasında hâkimiyeti derhal eline alan mahir nizm hakkında bk. William Wright, A Short Hıstory Of Syriac Lite-
siyasetçi Cyrillos, bizzat başkent patriği Nas- rature, Cambridge University Press, London, 1894, 47 v.d.; Kadir
Albayrak, Keldaniler ve Nasturiler, Vadi Yay., Ank., 1997, 73 v.d.;
torius’u ve Nasturi ilahiyat görüşünü heretik Aubrey R. Vine, The Nestorian Churches-A Conside History of Nes-
torian Christianity in Asia From The Persian Schism to the Modern
olmakla damgaladı, Nastorius’u azl ve aforoz Assyrians, London, 1937, 1 v.d.; Çelik, Süryani Kilisesi, 120 v.d.;
Etheridge, 54 v.d.
etti46. Böylece, İskenderiye Kilisesi kudreti- (43) The Syriac Chronicle Known As That Of Zachariah of Mitylene, Çev.
YENİ TÜRKİYE 60/2014

nin zirvesine çıkmış ve en önde gelen kilise F. J. Hamilton & E. W. Brooks, London 1899, II, 19
(44) Bu hususta bkz. Syriac Chronicle-II, 21
olarak resmen onaylanmıştı. (45) Vasiliev-I, 122
(46) Atiya, 198; Albayrak, 69, Çelik, Süryani Kilisesi, 124
(47) Çelik, Süryani Kilisesi, 134
Efes Konsili iman ilkeleri açısından (48) Bu hususta bkz. Çelik, Fener Patrikhanesi, 25 v.d.
ortaya Meryem’in statüsü dışında yeni bir (49) Dolabani, 27; Wright, 49.
(50) Dioscorus hakkında bkz. Syriac Chronicle-III, 41.
doktrin koymadı; tıpkı İznik ve İstanbul kon- (51) Eutyches hakkında bkz. Syriac Chronicle-II, 19.
daha azl ve aforoz edildiler52. Buna karşın binlerce Ermeni, Sasani Devleti tarafından
Papa Leo’nun konsile gönderdiği ve mutla- katledildi. Ermeniler üzerindeki bu ağır Pers
ka okunmasını istediği Toms adlı eserin Di- baskısı V. asır sonlarına kadar sürdü60. Fakat
oscorus tarafından dikkate dahi alınmaması, Ermeniler milli ve dini kimliklerini koruma-
Roma’nın büyük tepkisini doğurdu. İstanbul yı başardılar ve V. asır sonunda diğer Doğu
Patriği Flavian da İskenderiye Patriği Dios- Hıristiyanları ile Monofizitizm çatısı altında
corus tarafından aforoz edilmiş ve yerine kader birliği ettiler. Nitekim bu güne kadar
Anatolius takdis edilmişti53. II. Efes Konsili, kendilerinden bahsedilmeyen ve sessiz kalan
İskenderiye Kilisesi’ne göre ekümenik, diğer Ermeniler, artık tartışmaların içinde olacak-
bütün kiliselere göreyse geçersizdir. Leo’ya lardı61.
göreyse o, ‘Haydutlar Konsili’ diye adlandı-
Tekrar Bizans’a dönersek, II. Efes
rılmalıydı54.
Konsili’nin mağlupları Papa Leo’nun şahsın-
Antakya Kilisesi’ne bağlı olan ve İznik da birleşmişlerdi ve İmparator Theodosius
ve İstanbul konsillerinin kararlarını onayla- II’u yeni bir konsil toplaması için ikna etmeye
yan Ermeni Kilisesi, bu sıralarda sıkıntılı bir çalışıyorlardı62. Fakat İmparator Theodosius
süreç geçiriyordu. Bu sıkıntıların ilki, Erme- II buna hiçbir türlü razı olmadı. Bu meyan-
nilerin bizatihi kendi bünyelerinden kaynak- da 450 yılında Theodosius II’un ölümü ve
lanan dâhili bir problemdi. Ermeni milleti bir tahta Marcianus’un çıkması63, yeni bir konsil
alfabeye sahip değildi ve bu sebeple kilise toplanmasını isteyenlere bulunmaz bir fırsat
Hıristiyanlığı tam olarak yerleştiremiyordu. sunmuştu. İmparatorun eşi Pulkheria da Leo
Çünkü eğitim ve öğretim Süryanice ve Grek- ile ittifak halindeydi ve ülkede her geçen saat,
çe yapılmaktaydı55. Alfabeden ve yazılı edebi- Dioscorus aleyhindeki kamuoyunu şiddet-
6 yattan yoksun bulunmak, Ermeni Kilisesi’nin lendiriyordu. Marcian da çift tabiatlı bir İsa
önünde çok büyük bir engeldi; kiliseye göre taraftarıydı64 ve Bizans İmparatorluğu’nun
alfabe olmadan kilise tam manasıyla kurul- dini politikası da artık değişecekti.
muş olamazdı. Kilisenin önderliğinde Ermeni
Konsil 451 yılının 8 Ekim günü başla-
entelektüeller derhal bu işe eğildiler. 392-402
dı. Kadıköy Konsili’nin en önemli yönü, itika-
yılları arasında yapılan çalışmalar sonucun-
di açıdan İznik, İstanbul ve Efes konsillerinin
da Ermeni Alfabesi meydana getirildi. 433
iman ilkelerinin tamamen aksi yönde bir gö-
yılı itibariyle İncil’in Ermeniceye tercümesi
rüşü kabul etmesidir: “İsa-Mesih iki tabiatlı-
tamamlandı. Evvelce Süryanice ve Grekçe
dır.65”
okunan metinler gibi litürjiye dâhil pek çok
eser de Ermeniceye tercüme edildi. Bu, mil- Kadıköy Konsili, teolojik olmaktan zi-
li bir Ermeni Kilisesi’nin husule gelmesinde yade siyasi bir konsil olarak tarihe geçti; çün-
çok önemli bir adımdı56. Gerçekten Ermeni
(52) Syriac Chronicle-II, 22.
edebiyatı zamanla zenginleşti ve cemaat içe- (53) Çelik, Fener Patrikhanesi, 25 v.d.
(54) II. Efes konsilinin ayrıntılı değerlendirmesi için bkz. Çelik, Sürya-
risinde dinin anlaşılması sağlandı. ni Kilisesi, 155 v.d.
(55) Kılıç, 56; Küçük, 130.
Ermeni Kilisesi’nin sıkıntısı bu kadarla (56) Kılıç, 56, 57.
(57) Mar-Yeşua Vekayinamesi: 494-507 Yıllarına Ait Urfa, Amid ve Gü-
sınırlı değildi. O yıllarda Ermeniler ağır bir neydoğu Anadolu Vakaları, Bizans-Sasani Savaşları, (Neşr. ve İng.
Çev. W. Wright), (Trkç. Çev. Mualla Yanmaz), Diyarbakır’ı Tanıt-
İran baskısı altındaydı57. Kisra Yezdigert II, ma Derneği Neşriyatı, İst., 1958, 11.
(58) Kurkjian, 141
Ermeniler arasında Hıristiyanlığı yok etmek
YENİ TÜRKİYE 60/2014

(59) Anne Elizabeth Redgate, The Armenians, Oxford; Madlen,


ve Zerdüştiliği yerleştirmek amacıyla bir fer- Blackwell, 2000, 142 v.d.
(60) Kürkçüoğlu, 40
man yayımlamıştı58 (449). Bunu kanlı bir İran (61) Seyfeli, 33
(62) Syriac Chronicle-III, 42
kovuşturması takip etti59. Kadıköy Konsili’nin (63) James of Edessa, 316
toplandığı sıralarda isyan eden ve Roma İm- (64) Syriac Chronicle-III, 42
(65) Bar Hebraeus-I, 145; Monofizit tarihçiler bu konsilden nefretle
paratorluğu’nun yardımını umarak ayaklanan bahsederler. Örneğin bk. Syriac Chronicle-III, 43
kü daha oturumlar başladığında, toplantıların kısa süre sonra da Kudüs’te toplanan bir si-
yapılış şeklinden neticesi belli olmuştu66. Bi- nod ile aforoz edildi74. O da tıpkı Proterius
naenaleyh ortaya konulan doktrin gayet bu- gibi neden sonra askeri birliklerin yardımı ile
lanıktı; Cyrillos övülüyor, fakat onun teolojik ülkesine dönebildi. Gerek Filistin ve gerekse
görüşü mahkûm ediliyor, Nastorius mahkûm de Mısır’da halkın başlattığı ayaklanmalar,
ediliyor, fakat onun teolojik görüşü kabul ordu birlikleri tarafından onbinlerce kişi kat-
ediliyordu. Kadıköy Konsili aslında Nastorius ledilmek suretiyle bastırılabildi. Antakya’da
tarafından deklare edilen görüşü, yani Diyo- da Akak (456-458) ve Martur (458-459) ile
fizit bir kristolojik ikrarda bulunan Nastorya- birlikte Kadıköy Konsili yanlısı patrikler dö-
nizmi, diğer bir deyişle İsa-Mesih’te iki tabiat nemi başladı75. Ancak bu sırada yaşanan bü-
olduğunu kabul etmiş67; fakat bu görüşün te- yük bir deprem yüzünden ve ayrıca tam bu
orisyenlerini mahkûm etmişti. Konsilin siyasi sıralarda halk üzerinde büyük etkisi olan Mar
hedeflerle hareket ettiği açıktı. Roma Kilisesi Şamun’un ölümü nedeniyle76, Antakya Kili-
bu suretle İskenderiye Kilisesi’nin imparator- sesi’nde konsilin etkisi biraz daha geç bir za-
luk topraklarındaki hâkimiyetini tamamen manda ortaya çıkmıştır.
yok etmiş oluyor, İmparator Marcianus da
İstanbul Kilisesi’nin şerefini kendisine iade 2. Doğu Hıristiyanlığı Kavramının
ediyordu. Leo, görünürde zafer kazanmıştı68.
Teolojik İfadesi: Monofizitizm
Fakat kısa süre sonra gerçekliğin böyle olma-
dığı anlaşıldı. Çünkü konsille birlikte İstan- 474 yılında Bizans İmparatorluk tacını
bul Kilisesi Hıristiyan âleminin lideri konu- Zenon giydi. Bu sıralarda doğuda Monofizi-
muna yükseltilmişti. tizm tüm doğu halklarının kader birliği yap-
tığı bir ilahiyat doktrini olma yolundaydı ve 7
Kadıköy Konsili, Mısır, Antakya ve Fi- Zenon’un dini siyasetinin bunda hiç de az bir
listin başta olmak üzere çok büyük bir tep- etkisi yoktu77. İskenderiye Kilisesi bu esnada
ki ile karşılaştı. Konsile doğu manastırlarını Monofizit teolojinin kalesiydi. Zenon, doğu-
temsilen katılan Mor Barsauma, bir taraftan daki nümayişlerin sebebinin Kadıköy Konsili
Tur Abdin bölgesinde69 konsil aleyhine büyük olduğunu fark etmişti. Henoticon isimli meş-
bir faaliyete girişti, diğer taraftan da Ermeni hur bir birlik fermanı neşrederek78 Kadıköy
Kilisesi ile bağlantı kurarak onları da konsil yanlıları ile düşmanları arasında bir orta yol
aleyhinde davranmaya davet etti70. Böylece bulmayı amaçladı. İstanbul, Antakya, İsken-
Kadıköy’e karşı daha ilk anda bütün doğuda deriye ve Kudüs patrikleri Henoticon’u imza-
şiddetli bir muhalefet ortaya çıkmış, Doğu ladılar79. Nasturiler hariç diğer zümreler bu
Hıristiyanları ile devleti karşı karşıya getire-
(66) Leo’nun temsilcilerinin konsil boyunca bilhassa Dioscorus’u he-
cek ve bir daha kapanmayacak olan kapı açıl- def alan alçaltıcı hareketleri, Marcianus tarafından neredeyse gör-
mezden geliniyordu. Bu hususta bkz. Syriac Chronicle-III, 43
mıştı. (67) Syriac Chronicle-III, 43; Bar Hebraeus-I, 145
(68) Syriac Chronicle-III, 44
Bizans Devleti, bundan sonraki sü- (69) Tur Abdin denilen saha batıda Mardin yakınlarından doğuda Ciz-
re’ye ulaşan ve doğu ve kuzey hududu Dicle tarafından teşkil edi-
reçte Kadıköy Konsili muhaliflerini sindirme len, güney sınırı ise Dara ve Nusaybin’den Cizre’ye kadar uzanan
bir bölgedir. Bkz. Adnan Çevik, “İlkçağlardan Ortaçağın Sonuna
siyasetine yöneldi. Mısır’da Dioscorus’un Kadar Midyat ve Yöresi (Tur Abdin)’nin Tarihi Coğrafyası”, Ma-
kalelerle Mardin I-Tarih-Coğrafya, (Haz. İbrahim Özcoşar), İst.,
sürgüne yollanması halk nezdinde büyük bir 2007, 120
tepki doğurmuştu71. Merkezden İskenderi- (70) Çelik, Süryani Kilisesi, 207
YENİ TÜRKİYE 60/2014

(71) Syriac Chronicle-III, 58


ye’ye atanan yeni patrik Proterius72, görevine (72) Syriac Chronicle-III, 48
(73) Syriac Chronicle-III, 59
ancak askeri birliklerin nezaretinde başlaya- (74) Çelik, Süryani Kilisesi, 205
(75) Dolabani, 29 v.d.
bildi73. Konsile Filistin’i temsilen katılan ve (76) Çelik, Süryani Kilisesi, 209
kararları imzalayan Juvenal ise Filistin’e bile (77) Syriac Chronicle-V, 121
(78) Syriac Chronicle-V, 121
giremeden başkente kaçmak zorunda kaldı; (79) Syriac Chronicle-VI, 133
fermana sıcak baktılar ve geçici bir süre için bir tane ruhani bırakılmadı ve yekvücut bir
de olsa dini açıdan kargaşa durdu80. kilise meydana getirildi89. Böylece tıpkı İs-
kenderiye gibi Antakya Süryani Kilisesi de
Petrus Kassar bu sıralarda Antakya
Monofizit görüşün kalesi oluyor ve fakat ger-
Patriğiydi ve Monofizit öğreti halk nezdinde
çekte Bizans merkezinden artık kopuyordu.
daha da kökleşmeye başlamıştı. Bu durum
bir taraftan Antakya Kilisesi’ni İskenderiye’ye Kadıköy Konsili sonrasındaki gelişme-
yaklaştırıyor, diğer taraftan ise kendi içinde ler Ermeni Kilisesini de Monofizit bir rota-
Nasturilik diye anılacak bir bölünmeye sebep ya yöneltti. Tıpkı Ermeniler’in Hıristiyanlığı
oluyordu. Nitekim Zenon da Henoticon’a kabul etmesinin Sasani Devleti nezdinde
ters düştükleri gerekçesiyle Nasturiler’in Ur- hoş karşılanmaması gibi90, Ermeni alfabesi-
fa’daki meşhur teoloji okullarını kapattı ve nin kabulü de Grek Kilisesi tarafından hoş
çok büyük bir kitleyi İran’a sürdü81. Böylece karşılanmadı91. Ermeni Katolikosların artık
Antakya Kilisesi bölünmüş ve Doğu Kilisesi takdis edilmek için Kayseri’ye gitmemeleri
diye anılacak olan Nasturi Kilisesi’nin kurul-
de kiliseler arasında soğukluğa sebep olmuş-
masına giden yol açılmıştı82. İran’a sığınan
tu. İşte gerek bu gergin ilişkiler sebebiyle ve
Nasturi Hıristiyanlar, evvelce az sayıdaki
gerekse de Antakya Kilisesi’nin telkinleriyle
Hıristiyan tarafından Ktesiphon’da teşekkül
Ermeni Kilisesi Kadıköy Konsili’ni kesin ola-
ettirilmiş kiliseyi Nasturi bir hüviyete bü-
rak reddetti92. 506 yılında Dvin’de yapılan
rüyerek bundan sonra ayrı bir kader, öğreti
ve Monofizit Süryani cemaati ile müşterek
ve tarihin sahibi oldular. Sasani Devleti 410
hareketi öngören konsilde Ermeni piskopos-
yılında toplanan konsil ile birlikte bu Hıris-
lar Kadıköy Konsili kararlarını, teolojik sayı-
8 tiyanlar’ı resmen tanıdı83. Nasturiler İran’da
labilecek hiçbir yönü olmadığı gerekçesiyle
bazen baskı altında ve bazen de toleransa
dayalı çift yönlü bir devlet siyaseti altında84 reddettiler93. Bu, Ermeni Kilisesi tarihinin ilk
İslam hâkimiyetine kadar varlıklarını güçle- deklarasyonu olmuştu ve artık bu tarihten iti-
nerek ve yayılarak sürdürdüler. baren Ermeni Kilisesi Bizans’tan kesin olarak
ayrılmıştı94. Kadıköy Konsili kararlarına karşı
Öte yandan Antakya patriği Petrus çıkılmasında Bizans’a karşı ulusal ve dini ba-
Kassar döneminde tabanda iyice yerleşen ğımsızlığı koruma endişesinin hiç de az payı
Monofizitizm, bir yandan Büyük Severius’un yoktu. 554 yılında yine Dvin Konsili ile Kadı-
patrikliği ile birlikte85 (512) artık tamamen köy’ün reddedildiği tekrarlandı95.
kemikleşiyor, diğer taraftan Anastasius’un
(80) Mehmet Çelik, Bizans İmparatorluğu’nda Din-Devlet İlişkileri, 40
(491-518) imparator olması86 bu duruma el- (81) Çelik-Yaşar, Edessa’dan Urfa’ya II, 202 vd.
(82) Nasturi göçünden önceki süreçte İran’da Hıristiyanlık ve son-
verişli bir ortam yaratıyordu. Anastasius Ka- rasında Nasturiler’in yayılma faaliyetleri hakkında bkz. François
Yakan, “Doğu Kilise Tarihçesi Üzerine Toplu Bir Bakış: Türkiye’de
dıköy Konsili’ni görmezden gelen bir siyaset Keldaniler”, Hıristiyanlık, Dünü, Bugünü, Geleceği, Dinler Tarihi
izliyordu ve siyaset değişikliğinde Sasaniler Araştırmaları III, Ankara, 2002, 13 v.d.; Albayrak, 67 v.d.; Nasturi
Vekayinamesi, 51 v.d.; Vine, 81 v.d. ; Yonca Anzerlioğlu, Nasturiler,
ile VI. yüzyılın hemen başında yapılan savaşın Tamga Yay., Ank., 2000.
(83) Edward Every, “Asurîler”, (Çev. Sami Kılıç), Fırat Üniversitesi İla-
da büyük bir etkisi vardı87; Bizans için Mo- hiyat Fakültesi Dergisi, 2005, 97
(84) Anzerlioğlu, 30
nofizit doğu halkları ile barışmak, şimdi her (85) James of Edessa, 318; Syriac Chronicle-VI, 183
zamankinden daha zaruri görünüyordu. (86) Anastasius Kadıköy Konsili’ni görmezden gelmiştir. Bk. Ostro-
gorsky, 62.
YENİ TÜRKİYE 60/2014

(87) Çelik, Süryani Kilisesi, 230


Severius’un ilk icraatı Kadıköy Kon- (88) Syriac Chronicle-VI, 184
(89) Çelik, Süryani Kilisesi, 235
sili’ni ve Toms’u lanetlemek oldu. Kısa bir (90) Kurkjian, 123
(91) Kılıç, 58
müddet sonra Henoticon’un kabul edildiği (92) Küçük, 143; Seyfeli, 33
bir kez daha yinelendi88. Antakya Kilisesi’nin (93) Seyfeli, 33
(94) Kürkçüoğlu, 40
hâkimiyet alanı içerisinde Kadıköy taraftarı (95) Kılıç, 59
3. Bizans Merkezinin Monofizit Justin de öldü ve yerine Justinianus (527-
Doğu Hıristiyanlığına Karşı Siyaseti 565) Bizans tahtına çıktı106.

Justinus I (518-527) Bizans İmparato- Roma hayranı olan Justinianus’un bil-


ru olduğu sırada ülkenin doğusunda yaşayan hassa batıda izlemiş olduğu fütuhat siyaseti
Hıristiyanların büyük bir bölümü Monofizit Roma kilisesi ile anlaşma halinde olmayı ge-
bir çatı altında birleşmiş ve bu görüşü Bi- rektirdiği için, doğuda Monofizit kitlelere
zans’a karşı duydukları nefretin ve ayrıca kan kusturan Bizans dini siyaseti bu devirde
atalarına bağlılığın bir sembolü haline getir- de sürdü107. Justinianus da tıpkı Justinus I gibi
mişlerdi. Fakat kısmen Zenon ve gerçek ma- tüm gücüyle doğuda Monofizit doktrini imha
nada Anastasius devirlerinde Monofizit gö- etmek ve böylece imparatorluk dâhilinde dini
rüşe eğimli olan Bizans dini siyaseti, Justinus bakımdan bir birlik tesis etmek kanaat ve si-
I döneminden başlamak kaydıyla yeniden ve yasetine tutundu108. Roma ile ittifak halinde,
kesin olarak Kadıköy Konsili ve Diyofizitizm İmparator Zenon ve Anastasius’un isimle-
eksenine kaydı96. Ezcümle Zenon ve Anasta- rine lanet okundu; İstanbul’da her nasılsa
sius’un halefleri şarkı terk ile büsbütün batıya bu zamana kadar kalabilmiş olan Monofizit
önem verdiler97. Bu durum aynı zamanda im- ruhanilerin tamamı sürüldü. Yayımlanan bir
paratorluğun doğusunda yaşayan Hıristiyan- ferman ile bütün ülke çapında tüm kiliselerin
lar ile devletin karşı karşıya gelmesi demekti. bir ay içerisinde Kadıköy Konsili yanlılarına
teslim edilmesi ve konsil muhaliflerinin aynı
Justinus I, İstanbul’da daha İmparator
süre içerisinde doğru itikada dönmeleri em-
olur olmaz bir sinod topladı ve Büyük Seve-
redildi. Kadıköy Konsili’ni kabul etmeyenler
rius’u aforoz ettirdi98. Severius, daha sinodun
kararı kendisine ulaşmadan Antakya’yı terk mahkemelerde şahitlikten, miras hakkından 9
etmiş ve İskenderiye’ye, Patrik Timotheus’a ve bütün resmi görevlerden men edildiler109.
sığınmıştı99. Antakya’ya başkentten atanan ve Kısacası Monofizit görüşlü Hıristiyanlar için
Süryani kroniklerinin Yahudi olduğunu id- ülkede en küçük bir yaşam alanı bile bırakıl-
dia ettikleri Patrik Pavlos100 519 yılında tüm madı. İskenderiye, imparatorluğun dört bir
Monofizit ruhanileri sürgüne yolladı ve buna tarafından kaçıp gelen Monofizit görüşlü-
mukavemet gösteren halkın ayaklanmalarını lerin yegâne sığınağı oldu110. Askeri birlikler
en kanlı bir biçimde bastırdı101. Pavlos bir bütün Suriye, Filistin ve Doğu Anadolu’da
din adamından ziyade adeta şehrin emniyet ölüm turları atarak Monofizit avına çıktılar.
müdürü gibiydi102; rivayete göre Antakya’da 531 yılında Antakya’da patlayan isyan, Patrik
bu güne kadar hiç bu kadar kan dökülmemiş- Ephraim tarafından ancak kanlı bir katliam-
ti103. Kadıköy ve patrik aleyhtarı olan halk ev- la bastırılabildi; bizzat patrik isyandan canını
lerinden çıkarılarak, aileler dahi parçalanarak zor kurtardı111.
sürgüne gönderildi. Yaşanan acılar Monofizit (96) James of Edessa, 318; Nasturi Vekayinamesi, 149
(97) Vasiliev-I, 160
görüşü halk arasında daha da güçlendirdi. (98) Syriac Chronicle-VIII, 190
Sürgüne gönderilenler, gittikleri her yerde (99) Syriac Chronicle-VIII, 190; James of Edessa, 318.
(100) James of Edessa, 318
bu görüşü muhafaza etmeye ve hararetle (101) James of Edessa, 318
(102) Çelik, Süryani Kilisesi, 239
yaymaya çalıştılar104. Büyük zulüm, Antakya (103) Çelik, Süryani Kilisesi, 240
Patriği Euphrosius (521-528) döneminde de (104) Çelik, ‘Kitle Katliamları’, 8
YENİ TÜRKİYE 60/2014

(105) Dolabani, 36
sürdü. Bu sırada meydana gelen bir deprem (106) Syriac Chronicle-IX, 221
(107) Nasturi Vekayinamesi, 151
Antakya’yı yerle bir ederken sözde patrik de (108) Bar Hebraeus-I, 151
(109) Çelik, Bizans Devletinde Din Devlet İlişkileri, 49 vd.
bu depremde öldü. Bunun üzerine yine ruha- (110) Syriac Chronicle-VIII, 208; Nasturi Vekayinamesi, 150
ni kökene sahip olmayan Ephraim (528-546) (111) Mehmet Çelik, ‘Bizans Devleti’nin Antakya ve Yöresinde Girişti-
ği Kitle Katliamları (IV.-VII. Yüzyıllar)’, II. Hatay Tarih ve Folklor
Antakya patriği olarak atandı105. Bu sıra da Sempozyumu Bildirileri, Antakya 1994.
Justinus II (565-578) gibi Tiberius başarısız oldu. Hatta bizzat imparator, Kadı-
(578-582) ve Mauricius (582-602) da Ka- köycü Grek tebaası tarafından bu cereyana
dıköy Konsili yanlısıydılar112. Özellikle Ma- kapılmakla itham edildi126. İmparator son bir
uricius, Monofizit görüşe düşmandı113 ve umutla, İsa-Mesih’te iki tabiat ve bir irade
doğuda yeniden büyük çaplı katliamlara gi- kabul eden Ektesis itikat beyannamesini neş-
rişti. Kilise ve İsa adına bilhassa Beyt Şems retti; fakat imparatorluk topraklarında bunu
bölgesinde Monofizit görüşlülere ardı arkası da kabul edecek kimse bulunmamaktaydı127.
gelmeyen katliamlar yapıldı114.
Görüldüğü gibi Heraklius devrinde
602 yılında tahta çıkan ve Bizans tari- de atlatılan onca badire ve edinilen bu kadar
hinde zalimliği ile tanınan Phokas da Doğu tecrübeye rağmen devlet tebaasının tümünü
Hıristiyanlarına kan kusturmaya devam zorla cennete gönderme inadından ve mü-
etti115. Bu dönemde bütün Doğu Hıristiyan- samahasız dini siyasetinden hiçbir şey kay-
ları gibi Yahudiler de çok kanlı bir devlet siya- betmemişti. Fakat bu sıralarda başlamış olan
setine muhatap oldular116. Fakat 605 yılından İslam fütuhatı, Bizans’ın Doğu Hıristiyanları
itibaren Sasani ordularının Bizans arazisini üzerinde yeniden kanlı takibatlara girişme
tedricen istila etmeye başlamalarının ardın- fırsatını yok etti.
dan117, 610 yılında Heraklius Phokas’ı devi-
rerek tahta çıktı118. Sonuç
Heraklius da Kadıköy Konsili yanlısıy- Doğu Hıristiyanlığı tabiri coğrafi ol-
dı. Bu yüzden devlet ile Doğu Hıristiyanları maktan çok teolojik bir arka plan barındırır.
ve onların heretik sayılan Monofizit görüşleri I. yüzyılda başlamış olan ve Hıristiyanlık bün-
10 bu dönemde de karşı karşıya geldiler119. He- yesinde şiddeti gün geçtikçe daha da artan
raklius da tıpkı selefleri gibi kendisini Hıris- kristolojik ve mariyolojik tartışmalar, V. yüz-
tiyan teolojisinin tehlikelerle dolu deryasına yılın ilk yarısında Bizans İmparatorluğu’nun
attı120; Doğu Hıristiyanlarına ve hatta Mecusi özellikle doğu bölgelerinde büyük bir bölün-
ve Yahudiler’e karşı tazyikler yeniden başla- me meydana getirmiştir. Bununla birlikte kili-
dı121. Bu çerçevede Ermeni Katolikos Ezr, seler arası rekabet çerçevesinde şekillenen bu
632 yılında Erzurum’da topladığı bir sinod bölünmede, kiliselerin politik çıkarlarının bü-
ile Heraklius tarafından öngörülen yeni iman yük bir rol oynadığı da unutulmamalıdır. Bu
formülünü (Monoenergismus) kabul etti; çerçevede Nasturiler denilen ve İsa’nın iki ta-
hatta Ermeniler ve Grekler ortak ayin icra et- biatına iman eden bir grup, Zenon dönemin-
tiler122. Heraklius bu hususta Antakya Patriği de İran’a sürülmüş ve bundan sonra da orada
Athanasius ile de anlaşmaya vardı123. (112) Justinus II dönemi için bkz. Nasturi Vekayinamesi, 180; Tiberius
dönemi dini siyaseti için bkz. Nasturi Vekayinamesi, 263; Her üç
Fakat Ezr’in imza koyduğu iman for- dönemde de Doğu Hıristiyanlarına karşı yürütülen dini siyaset
için bkz. Çelik, ‘Kitle Katliamları’, 9 v.d.
mülü Ermeni halk tarafından kabul görmedi. (113) Nasturi Vekayinamesi, 280
(114) Çelik, Süryani Kilisesi, 271
Hatta Ezr, bizzat Ermeni toplumunda yüzyıl- (115) Bar Hebraeus-I, 168
larca devam edecek bir nefretin başlıca muha- (116) Steven Runcimann, Haçlı Seferleri Tarihi-I: Birinci Haçlı Seferi
ve Kudüs Krallığının Kuruluşu, (Çev. Fikret Işıltan), Türk Tarih
tabı oldu124. Bizans Devleti’nin İslam güçleri Kurumu Yay., Ank., 1998, 8
(117) James of Edessa, 323; Nasturi Vekayinamesi, 325; Bar Hebraeus-
karşısında mağlup olarak bölgeyi terk etme- I, 169
(118) Nasturi Vekayinamesi, 325
sinin hemen akabinde Dvin’de toplanan bir
YENİ TÜRKİYE 60/2014

(119) Ostrogorsky, 101


sinod, Ermeni Kilisesi’nin Monofizit doktri- (120) Runcimann-I, 10
(121) Çelik Süryani Kilisesi, 273
ne bağlı olduğunu ve sadece ilk üç konsil ka- (122) Kurkjian, 341
(123) Ostrogorsky, 101
rarlarını kabul ettiğini kesin bir dille deklare (124) Küçük, 153
etti125. Bu kabil gelişmeler Süryaniler için de (125) Kurkjian, 341
(126) Çelik, Süryani Kilisesi, 273; Ostrogorsky, 101
geçerliydi. Monoenergetismus büyük oranda (127) Ostrogorsky, 102; Çelik Süryani Kilisesi, 274
Doğu Kilisesi çatısı altında teşkilatlanmıştır. Dolabani, Hanna, Antakya Kadim Süryani (Or-
Monofizit görüşü kabul eden ve İsa’nın tek todoks) Kilisesi Patriklerinin Özgeçmişi, Çev. Gabriel Ak-
yüz, ed. İbrahim Özcoşar-Hüseyin H. Güneş, İstanbul
bir doğasına inanan Süryani, Ermeni ve Kıpti 2006.
Hıristiyanlar ise Kadıköy Konsili’nin ardın-
Etheridge, John Wesley, The Syrian Churches:
dan Bizans merkezinden zulüm görmüştür. Their Early History, Liturgy and Literature, London
Bu yüzden Monofizit kristoloji, söz konusu 1865.
Hıristiyan toplulukların Bizans’a olan kadim Eusebius, Ecclesiastical History, Çev. C. F. Cru-
düşmanlıklarının teolojik bir ifadesi olarak se, London 1842.
tanımlanabilir. Every, Edward, “Asurîler”, Çev. Sami Kılıç, Fı-
rat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2005.
Işık, Halim, Papalık Tarihi, Ozan Yayınları, İs-
Kaynakça
tanbul, 2006.
Albayrak, Kadir, Keldaniler ve Nasturiler, Vadi Kaçar, Turhan, “Roma İmparatorluğunda Kilise
Yay., Ankara, 1997. Konsillerinin Siyasallaşması: İznik Örneği”, Balıkesir
Anzerlioğlu, Yonca, Nasturiler, Tamga Yayınları, Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2002-2003.
Ankara, 2000.
Kılıç, Davut, “Ermeni Kimliğinin İnşasında Ki-
Atiya, Aziz S., Doğu Hıristiyanlığı Tarihi, Çev. lisenin Rolü”, Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergi-
Nurettin Hiçyılmaz, Ankara 2005. si, 13:1, 2008.
Baily, Auguste, Bizans Tarihi-I, Çev. Haluk Şa- Kılıç, Davut, Tarihten Günümüze İstanbul Erme-
man, Tercüman Yayınları, tarihsiz. ni Patrikhanesi, Ankara, 2008.
Bar Hebraeus, Abu’l-Farac Tarihi, (2 Cilt) Çev. Kurkjian, Vahan M., A History of Armenia, İn-
Ömer Riza Doğrul, Ankara 1999. do-European Publishing, Los Angeles, 1965.
Bose, William P. Du, The Ecumenical Councils, Küçük, Abdurrahman, “Gregoryen Ermeni Ki-
Edinburg, 1896. lisesinin Oluşması ve Konsil Kararları Karşısındaki Tu-
Çelik, Mehmet - Yaşar, Şükran, ‘İmparator Ju- tumu”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. 11
lianus ve Paganizmi Yeniden Diriltme Teşebbüsü’, Prof. XXV, Ankara, 1996.
Dr. Işın Demirkent Anısına, Globus Dünya Basınevi,
Kürkçüoğlu, Erol, “Ortaçağ’da Bizans ve
İstanbul 2008.
İran’ın Ermeni Siyaseti”, Türk-Ermeni İlişkileri, (Yay.
Çelik, Mehmet - Yaşar, Şükran, ‘Kuruluşundan Haz. Berna Türkdoğan), Atatürk Kültür, Dil ve Tarih
İslam Fethine Kadar Edessa’nın Siyasi Tarihi’, Edes- Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara,
sa’dan Urfa’ya, Ankara 2007, C. 1 2000.
Çelik, Mehmet, ‘Bizans Devleti’nin Antakya ve Mar-Yeşua Vekayinamesi: 494-507 Yıllarına Ait
Yöresinde Giriştiği Kitle Katliamları (IV.-VII. Yüzyıl- Urfa, Amid ve Güneydoğu Anadolu Vakaları, Bizans-Sa-
lar)’, II. Hatay Tarih ve Folklor Sempozyumu Bildirileri, sani Savaşları, (Neşr. ve İng. Çev. W. Wright), Türkçe
Antakya 1994 Çev. Mualla Yanmaz, Diyarbakırı Tanıtma Derneği
________‘Bizans Devletinin Antakya ve Yöre- Neşriyatı, İstanbul, 1958.
sinde Giriştiği Kitle Katliamları (IV-VII. Yüzyıllar)’, II.
Nasturi (Siirt) Vekayinamesi, Türkçe tr. Celal
Hatay Tarih ve Folklor Sempozyumu Bildirileri, Antakya,
Kabadayı, İstanbul 2002.
21-22 Mayıs 1992.
Ostrogorsky, Georg, Bizans Devleti Tarihi, Çev.
________‘Sosyal, Kültürel ve Dini Açıdan
Fikret Işıltan, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara,
Helenistik Roma Dünyasında Sırlı Tarikatların Halk
2006.
Hayatındaki Rolü ve Önemi’, Fırat Üniversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi, C. VII, S. 2, Elazığ 1993. Redgate, Anne Elizabeth, The Armenians, Ox-
ford; Madlen, Blackwell, 2000.
________Süryani Kilisesi Tarihi, İstanbul.,
1987. Runcimann, Steven, Haçlı Seferleri Tarihi-I: Bi-
________Fener Patrikhanesinin Ökümeniklik İd- rinci Haçlı Seferi ve Kudüs Krallığının Kuruluşu, (Çev.
YENİ TÜRKİYE 60/2014

diasının Tarihi Seyri (325-1453), Akademi Kitabevi Yay., Fikret Işıltan), Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara,
İzmir, 2000. 1998.
Çevik, Adnan, “İlkçağlardan Ortaçağın Sonuna Seyfeli, Canan, İstanbul Ermeni Patrikliği, Aziz
Kadar Midyat ve Yöresi (Tur Abdin)’nin Tarihi Coğraf- Andaç Yayınları, Ankara, 2005.
yası”, Makalelerle Mardin I-Tarih-Coğrafya, (Haz. İbra- Sozomenus, Ecclesiastical History, Nicene and
him Özcoşar), İstanbul, 2007. Post Nicene Fathers 2-02, ed. P. Schaff, 1896.
The Chronological Canon of James of Edessa, Vine, Aubrey R., The Nestorian Churches-A Con-
Çev. E. W. Brooks, Zeitschrift der Deutschen Morgenlan- side History of Nestorian Christianity in Asia From The
dischen Gesellschaft 53, 1899. Persian Schism to the Modern Assyrians, London, 1937.
The Syriac Chronicle Known As That Of Zacha- Wright, William, A Short Hıstory Of Syriac Lite-
riah of Mitylene, Çev. F. J. Hamilton & E. W. Brooks, rature, Cambridge University Press, London, 1894.
London 1899. Yakan, François, “Doğu Kilise Tarihçesi Üzeri-
Vasiliev, Aleksandr Aleksandrovich, Bizans İm- ne Toplu Bir Bakış: Türkiye’de Keldaniler”, Hıristiyan-
paratorluğu Tarihi-I, Çev. A. Müfid Mansel, Maarif Ve- lık, Dünü, Bugünü, Geleceği, Dinler Tarihi Araştırmaları
killiği Yay., Ankara, 1943. III, Ankara, 2002.

12
YENİ TÜRKİYE 60/2014

You might also like