You are on page 1of 10

Tevhitten Teslise Geçiş Sürecinde

Hıristiyanlık (Bir Yahudi İhya Hareketi


Olarak Başlayan Hıristiyanlığın Evrensel
Bir Din Haline Geliş Öyküsü)

Doç.Dr. Mehmet KATARa ÖZET Hıristiyanlık; bir Yahudi ihya hareketi olarak ortaya çıkmış ve zamanla Yahudilikten
uzaklaşarak evrensel bir din haline gelmiştir. Bu çerçevede hareketin öncüsü Hz. İsa, sağlığında
aAnkara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Yahudilerden başkasına öğretisini yaymayı reddetmiştir. İsa’dan sonraki dönemde bu öğretiyi
Dinler Tarihi AD, ANKARA sürdüren taraftarları ise bu öğretiye kabul ettikleri kimselerin Yahudi ibadet ve pratiklerini
katar@divinity.ankara.edu.tr sürdürmesini istemiştir. Ancak ilk Kilisenin önemli şahsiyetlerinden biri olan Pavlus ve
taraftarlarının etkisiyle kısa bir süre sonra bu yeni akıma katılanların Yahudi ibadet ve kurallarından
Yazışma Adresi/Correspondence: muaf tutulması sağlanmıştır. Başlangıçta Yahudi asıllı olmayanlara tanınan bu kolaylık zamanla
Doç.Dr. Mehmet KATAR genel hale gelmiş ve Hıristiyanlık Yahudilikten ayrı İsa merkezli bir din haline gelmiştir. Bu
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi algılama biçimi sebebiyle de İsa’nın, Hıristiyanlık içerisindeki önemi günden güne artmış ve o,
Dinler Tarihi AD, ANKARA Tanrı’nın Oğlu olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Kısa bir süre sonra bu Tanrı tasavvuruna Kutsal
katar@divinity.ankara.edu.tr Ruhun da eklenmesiyle Hıristiyanlıkta üçlü Tanrı tasavvuru ortaya çıkmıştır.

Anahtar Kelimeler: İsa mesih, ilk kilise, pavlus, tevhit, teslis

ABSTRACT Christianity emerged as Jewish revival movement and in the course of time moving
away from Judaism it has been transformed into world religion. In this context, Jesus, the pioneer of
the movement, rejected to spread his mission for non-Jews in his life. After Jesus, the adherents of
his teaching want the new believers to continue to perform Jewish rites. But within a short time, with
the effect of Paul, one of the salient persons of the Early Church, and his followers new believers be-
came exempt from Jewish rites. Although in early days this ease was offered for non-Jews, in the
course of time it became common for everyone and Christianity has been transformed into a religion
apart from Judaism and based on Jesus. Because of this perception, the importance of Jesus in Chris-
tianity increased day by day and accordingly he became the Son of God and accepted as a God. After
a short time, adding Holy Spirit to the imagination of God, Trinity has taken its final shape.

Key Words: Jesus christ, early church, paulus, monoteism, trinity

Journal of Islamic Research 2007;20(3):330-339

ıristiyanlık; Hz. İsa ile birlikte bir Yahudi ihya hareketi olarak ortaya çık-
mış ve zamanla Yahudilikten uzaklaşarak evrensel bir din haline gelmiş-
tir. Hz. İsa’nın ortaya çıktığı dönemde, içe dönük milli bir din haline
gelmeye başlamış olan Yahudiliğin içerisinden ortaya çıkan bu ihya hareketi, baş-
langıçta Yahudilerden başkasını muhatap almazken, İsa’dan sonra başka din ve
etnik kökenden olan insanlara da kapılarını açmıştır. Bu açılımla birlikte, İsa’nın
Copyright © 2007 by İslâmî Araştırmalar öğretisi, mevcut siyasi, sosyal ve kültürel şartların da etkisiyle bir-iki yüzyıl içe-

330 Journal of Islamic Research 2007;20(3)


TEVHİTTEN TESLİSE GEÇİŞ SÜRECİNDE HIRİSTİYANLIK (BİR YAHUDİ İHYA HAREKETİ OLARAK... Mehmet KATAR

risinde Yahudilikten uzaklaşarak yeni ve evrensel bir vasıtasıyla7 Davut’a dayandırılmakta ve bu suretle onun;
din haline gelmiştir. Bu süreci anlamak için Hz. İsa’nın Davut’un soyundan beklenen Mesih olduğu vurgulan-
ortaya çıktığı dönem ve sonrasında Filistin coğrafya- maktadır.8
sındaki siyasi, sosyal ve dini yapının göz önünde bu-
İncillerde, İsa’nın soyu ve doğumuyla ilgili verilen
lundurulması gerekmektedir.
bilgiler dışında, çocukluğu ve gençliği hakkında hemen
İsa’nın öğretisini yaydığı dönemde, Filistin-İsrail hiçbir bilgi bulunmamakta ve sadece onun, yetişkin bi-
coğrafyası Romalıların işgali altındaydı. Farklı idari böl- ri olarak dinsel öğretisini yaymak amacıyla ortaya çıktı-
gelere ayrılmış olan bu toprakların bir kısmını Roma’ya ğı dönem üzerinde durulmaktadır. Bu bağlamda önce
bağlı yerel yöneticiler, bir kısmını ise Romalı idareciler İsa’nın öncüsü ve onun gelişinin müjdecisi olarak kabul
yönetmekteydi. Bu çerçevede Yahudi nüfusun en yoğun edilen Yahya peygamberden (Vaftizci Yahya) bahsedil-
bulunduğu Kudüs ve çevresini oluşturan Yahudiye böl- mekte ve İsa’nın onun eliyle vaftiz olduğu belirtilmek-
gesini Romalı bir vali yönetmekteydi. Yahudiler; yüzyıl- tedir. İsa vaftiz olduktan kısa bir süre sonra -Yuhanna
lardan beri, bölgedeki siyasi etkinliklerini büyük oranda İnciline göre henüz Yahya yakalanmadan önce,9 Sinop-
yitirmiş ve M. Ö. 8. yüzyıldan başlayarak sırasıyla Asur, tik İnciller olarak adlandırılan diğer üç İncil’e göreyse
Babil, Pers ve Grek gibi toplulukların, son olarak da M. yakalandıktan sonra- Yahudiler arasında, öğretisini yay-
Ö. 63 yılından itibaren Roma devletinin denetimi altına maya başlamıştır.10
girmişlerdi1. Kısa süreli bağımsızlıklar dışında, sürekli
İncillere göre İsa’nın temel misyonu, İsrail oğulla-
olarak başka ulusların denetiminde kalmak, Yahudiler-
rının günaha düşmüş bireylerini günahkâr yaşamların-
de; kutsanarak tahta oturan başarılı Yahudi kralları Da-
dan kurtarmaktı.11 Hatta İncillerdeki anlatımlardan,
vut ve onun oğlu Süleyman dönemlerine yönelik büyük
İsa’nın bu misyonu yegâne yaklaşım tarzı haline getir-
bir özlem oluşturmuştu. Üstelik onlara göre bu, gerçek-
diğini, bu nedenle de onun, yaşadığı çevrede başka din
leşmesi muhakkak olan bir özlemdi; çünkü Tevrat’a gö-
ve etnik kökenden insanlar bulunduğu halde, İsrail oğul-
re Tanrı, Davut’un soyundan krallığı eksik etmeyeceğini
larından başkasına tebliğde bulunmadığını ve kendisine
belirtmişti.2 Bu nedenle onlar, gerekli liyakati gösterme-
başvuranları da ret ettiğini tespit etmekteyiz. İncillere
leri halinde Tanrı’nın, Davut soyundan bir kutsanmış
göre o, bu tavrı sebebiyle -İslam anlayışına göre bir pey-
kralı (Mesih’i)3 göndereceğine inanmaktaydı. Babil Sür-
gambere yakışmayan- dışlayıcı bir tutum sergilemiş ve
gününden itibaren kademeli olarak ortaya çıkan bu ümit
havarilerini de, diğer milletlere mensup kimseleri bu
ve beklenti, İsa’nın tebliğe başladığı dönemde bir inanç
inanca davet etmeme konusunda uyarmıştır. Nitekim o,
hâlini almıştı. Yahudilerin çoğu, Tanrı’nın; kendilerini
öğretisini yaymak için şakirtlerini çevre köy ve kasaba-
kurtaracak olan kutsanmış kral Mesih’i çok kısa bir za-
lara gönderirken onlara “milletler (Yahudi olmayan top-
manda göndereceğine inanmaktaydı.
luluklar) yoluna gitmeyin, Samaryalıların12 şehirlerinin
Sorunlar ağırlaştıkça, halkın, Davut soyundan ge- hiçbirine girmeyin, fakat daha ziyade İsrail evinin kay-
lecek ve kendilerini yaşanan sıkıntılardan kurtararak, bolmuş koyunlarına gidin” demiştir.13
Davut döneminin muhteşem egemenlik günlerine ka-
İsa’nın dışlayıcı tavrının, en çarpıcı örneği ise İs-
vuşturacak olan kutsanmış kral (Mesih) beklentisi daha
rail soyundan olmayan Kenanlı bir kadının, cine tutul-
da pekişmekteydi. Bu beklentiler, özellikle İsa’nın doğ-
muş kızını kurtarmasını İsa’dan istemesi karşısında,
masından bir süre önce, Yahudilerin uzun bir aradan
onun kadına vermiş olduğu cevapta görülmektedir. İn-
sonra Haşmonaim idaresiyle elde ettikleri bağımsızlığın
cillerde anlatıldığına göre bu Kenanlı kadın, İsa’nın pe-
Romalılar tarafından sona erdirilmesiyle daha da pekiş-
şine takılarak, kızına yardım etmesi için, ısrarlı bir
mişti. Nitekim Yahudilerin kendilerini kurtaracak olan
biçimde ona yalvarmıştır. Kadının bu ısrarlı yalvarma-
Mesih ile ilgili bu beklentileri, İsa dönemi Yahudi top-
ları karşısında, herhangi bir tepki vermeyen İsa’nın ya-
lumunun dinsel ve sosyal düşüncesini büyük oranda
yansıtan İncillere de girmiştir. Bu anlayış ve beklentinin nında bulunan ve kadının yalvarmalarından bıkan
etkisiyle İncillerde Hz. İsa; “Mesih”4, “Davut oğlu”5 vb. havariler araya girmiş ve ondan, ya kadına istediğini
isimlerle adlandırılmış ve bu suretle o, Davut soyundan vermesini ya da onu bir şekilde oradan uzaklaştırması-
beklenen kral, Davut hanedanlığının varisi olarak gös- nı rica etmişlerdir. Bunun üzerine İsa, kadına dönerek
terilmeye çalışılmıştır6. Bu nedenle de Matta ve Luka “çocukların ekmeğini alıp onu köpeklere atmak iyi de-
İncillerinde; İsa’nın soyu, Meryem’le nişanlı olan Yusuf ğildir!” demiştir. İsa’nın; getirmiş olduğu öğretinin ve

Journal of Islamic Research 2007;20(3) 331


Mehmet KATAR TEVHİTTEN TESLİSE GEÇİŞ SÜRECİNDE HIRİSTİYANLIK (BİR YAHUDİ İHYA HAREKETİ OLARAK...

göstermiş olduğu mucizelerin sadece İsrail oğullarına zaman havarilerine görünmüş ve dirilişinin kırkıncı gü-
mahsus olduğunu vurgulamak amacıyla söylemiş oldu- nünde havarilerinin gözü önünde göğe, (Baba) Tanrı’nın
ğu bu ağır ifadeye rağmen kadın, “köpekler de efendi- yanına yükselmiştir.21 Ayrılırken de havarilerine, o za-
lerinin sofralarından düşen kırıntıları yerler” cevabını mana kadar sadece Yahudiler arasında sürdürdüğü ve
vermiştir. Bunun üzerine İsa “kadın, imanın büyüktür; başkasına yaymayı reddettiği öğretisini diğer uluslar ara-
git sana istediğin gibi olsun” demiş ve İncil’e göre kadı- sında da yaymalarını ve gidip bütün milletleri taraftar
edinmelerini söylemiştir.22 İsa’nın vasiyet mahiyetinde-
nın kızı o anda iyileşmiştir.14
ki bu son emri, onun o döneme kadar sergilemiş olduğu
Yukarıdaki ifadelerden anlaşılacağı gibi İsa, bir Ya- tebliğ anlayışında ciddi bir değişimi ortaya koymaktadır.
hudi ihya hareketi görünümündeki öğretisini İsrail oğul- Çünkü o, Hıristiyan inancına göre çarmıha gerilmeden
larıyla sınırlı tutmuştur. O, bu öğretiyi yayarken de önce Yahudilerden başkasına öğretisini yaymaz ve hat-
çeşitli mucizeler göstermiş, hastalara şifa bahşetmiştir. ta titizlikle onlardan saklarken birden bire ciddi bir tu-
İsa’ya inanan Yahudilerin çoğu, onun beklenen Mesih tum değişikliği içerisine girmiş ve öğretisinin bütün
olduğuna inanmış ve kendilerini putperest Roma yöne- milletlere taşınması gerektiğine karar vermiştir.
timinden kurtararak, Hz. Davut ve Hz. Süleyman zama-
nının mutlu günlerine benzer bir döneme eriştireceğini 1. Yahudi Olmayanların İsacı Öğretiye Kabul Edil-
ümit etmiştir. Ancak burada Hz. İsa’nın göstermiş oldu- meye Başlanma sı: Hıristiyan inancına göre İsa’nın çar-
ğu değişik mucizelerden ve hastalara şifa bahşetmesin- mıhta ölüp dirilmesi, onun çok önemli bir yönünü
den etkilendiği için ona inananların veya onun ortaya çıkarmıştır. Onun taraftarları, o zamana kadar
misyonunu, olması gerektiği gibi anlayarak peygamber- sadece beklenen Mesih ve kurtarıcı olarak telakki et-
liğine iman eden bazı Yahudilerin de olması gerektiğini tikleri İsa’nın, bu vasıfların çok ötesinde bir özelliğe sa-
belirtmek gerekir. Bununla birlikte hangi gerekçeyle hip olduğunu, ölümü yenerek tekrar dirilmek suretiyle
olursa olsun İsa’ya inananlar, Yahudi toplumunun etkin Hıristiyan inanışına göre Tanrısal bir özellik taşıdığını
çoğunluğunu oluşturamamıştır. Çoğunluğu oluşturan müşahede etmiş olmaktaydılar. Böyle bir durumda bu
Yahudilerin bir kısmı, kendi dinî anlayışlarını bozduğu Tanrısal önderin, vasiyet mahiyetindeki son emrinin,
ve alışagelmiş oldukları dinî yapıyı sarstığı için, diğer bir onlar için vazgeçilmez bir davranışa temel teşkil etme-
kısmı ise Mesih olduğu iddiasıyla halkı, Roma yöneti- si ve havarilerin, o andan itibaren çevrelerinde gördük-
mine karşı kışkırtacağı ve bu suretle Yahudi toplumunu leri herkesi, etnik kökenine bakmadan İsa’nın
Romalılardan gelecek daha büyük sıkıntılara maruz bı- öğretisine davet etmeleri gerekmekteydi. Ancak onla-
rakacağı15 düşüncesiyle ona tepki duymuştur. Özellikle rın, İsa’nın bu emrine rağmen, ondan sonraki ilk gün-
bunlardan ilk grubu oluşturan ve fanatik dinsel tutumun lerde bu isteğe uygun davranmadığı ve bu öğretiyi
temsilcisi Ferisi mezhebine mensup olanlar, İsa’nın gele- sadece Yahudiler arasında yaymaya devam ettiği görül-
neksel din anlayışından daha farklı bir dinsel anlayış ve mektedir. Hatta bunun ötesinde onların da, İsa’nın
öğretiyi savunmasına şiddetle karşı çıkmış ve onu hem kendisinden yardım isteyen Kenanlı kadını reddettiği
sıradan Yahudilerin hem de Roma yönetiminin nazarın- ve öğretisinin sadece Yahudilere mahsus olduğunu be-
da zor duruma düşürmeye çalışmışlardır.16 İsa da bu lirttiği gibi, bu öğretinin Yahudilere mahsus kalması
mezhebin mensuplarını dinsel fanatizmleri, aşırı dinsel gerektiğinde ısrar ettikleri ve bu ısrardan ancak, Tanrı-
şekilcilikleri ve dinin; sevgi, merhamet gibi duygusal bo- sal bir işaret olarak gördükleri bir olaydan sonra vaz-
yutlarını önemsememeleri sebebiyle şiddetle eleştirmiş- geçtikleri anlaşılmaktadır. Buna göre Yahudi
tir.17 topraklarını denetimlerinde bulunduran Romalılar ara-
İncillere göre İsa’nın, o günkü Yahudi toplumunun sında, İtalyalı olarak adlandırılan taburda Yüzbaşı Kor-
din anlayışını ve dindar bilinen kesimlerini eleştirmesi nelius adlı, dinî duyguları son derece güçlü, iyiliksever
ona olan tepkileri daha da arttırmış, taraftarlarının gün- ve gerçek dini arayan bir asker bulunmaktaydı. Bir gün
den güne çoğalması ise yönetime yakın olan kişileri te- bu şahıs, dua ediyorken, Tanrı’nın meleği ona gözük-
dirgin etmiştir. Hıristiyan inanışına göre sonuçta bu müş ve onun hiç tanımadığı havari Petrus’un adını ve
tepkiler, İsa’nın Yahudiler tarafından idama mahkûm adresini vererek onun, kurtuluşun yolunu göstereceği-
edilmesine18 ve bölgeyi idare eden Romalı valinin de bu ni söylemiştir. Bunun üzerine Yüzbaşı Kornelius, gü-
kararı uygulayarak İsa’yı çarmıhta öldürtmesine neden vendiği birkaç adamını, meleğin kendisine verdiği
olmuştur.19 Ancak İsa; Cuma günü çarmıhta öldükten adreste, adı geçen kişiyi bulup getirmeleri için gönder-
sonra, Pazar günü dirilmiş,20 kırk gün boyunca zaman miştir. Bu adamlar Petrus’un bulunduğu eve yaklaşır-

332 Journal of Islamic Research 2007;20(3)


TEVHİTTEN TESLİSE GEÇİŞ SÜRECİNDE HIRİSTİYANLIK (BİR YAHUDİ İHYA HAREKETİ OLARAK... Mehmet KATAR

ken Petrus da bu gelenlerle gitmesi konusunda Tanrı’- Mesihçi olmayanlar tarafından kullanılmıştır. Hıristi-
nın meleği tarafından uyarılmıştır. Yüzbaşı Kornelius yanlar da zamanla bu ismi benimseyerek kullanmaya
ve havari Petrus, Tanrı’nın meleği tarafından düzenle- başlamıştır.27
nen ve birbirini tamamlayan bu ilahi senaryoya uyarak 2. Yahudi Asıllı Olmayanlara Yahudi İbadet ve Ri-
bir araya geldiklerinde, Petrus İsa’dan bahsetmiş ve o tüelleri Hususunda Muafiyet Tanıması: Yahudi asıllı ol-
esnada, sonradan Hıristiyanlıkta üçlü Tanrı anlayışının mayanların da cemaate kabul edilmesiyle sayıları
bir unsuru olarak kabul edilecek olan Ruhu’l-Kudüs gittikçe artan ilk dönem Hıristiyan topluluğu, İsa’nın
oradakilerin üzerine inmiştir. Bunun üzerine Korneli- öğretisini Filistin coğrafyası dışına taşımış, bunda da
us ve ev halkı İsa’ya inanarak vaftiz olmuştur. Ancak öncelikli olarak diasporada yaşayan Yahudilerin kaza-
diğer havariler, Petrus’un Yahudi olmayan birine İsa’- nılmasını amaçlamıştır. Bu bağlamda Hıristiyan misyo-
nın öğretisini açtığını ve onu cemaate kabul ettiğini öğ- nerleri, Mısır’dan Anadolu’ya, Irak ve Suriye’den
renince, İsa’nın; “gidin, diğer milletleri taraftar edinin” Yunanistan topraklarına kadar uzanan geniş bir dias-
şeklinde bir vasiyeti yokmuş gibi, liderleri Petrus’u şid- pora bölgesine yayılmış olan Yahudiler arasında İsa’nın
detle eleştirmiş ve ancak onun, Ruhu’l-Kudüs’ün inerek öğretisini ve onun, Yahudilerin beklediği Mesih oldu-
bu katılımı onayladığını söylemesi üzerine itirazdan ğunu yaymaya çalışmışlardır. İsa’nın öğretisini yayma-
vazgeçmişlerdir. Bunun üzerine onlar, Tanrı’nın İsa da, öncelikli olarak diasporadaki Yahudiler hedef kitle
aracılığıyla artık sadece Yahudilerin değil, diğer ulusla- olarak görülmekle birlikte, Yahudi asıllı olmayanlar da
rın da kurtulmasını istediğini kabullenmişlerdir.23 bu akıma katılmıştır; özellikle Filistin, Suriye, Mısır ve
Yukarıda ifade edilen bu açılımla Yahudi asıllı ol- Anadolu topraklarında Yahudi asıllı olmayan bazı kim-
mayanları da -Yahudi dini kurallarına uymak kaydıy- seler, Pavlus gibi Hıristiyan misyon önderleri sayesin-
la- kendi aralarına almaya başlayan Mesihçiler, bu de İsacı akıma katılmıştır.28 Ancak harekete katılan bu
sürecin ilk günlerinde hala bir Yahudi ihya topluluğu yabancılar, Yahudi asıllıların sürdürdüğü Yahudi iba-
mahiyetindeydi. Nitekim ilk dönem Hıristiyanlığını an- detlerini ve davranış kurallarını yerine getirmekte zor-
lamada önemli bir kaynak olan Resullerin İşleri kitabına lanmıştır. Bu durum, İsacı harekete mensup olmakla
göre, İsa’nın göğe yükselmesinden sonraki ilk zamanlar, birlikte Yahudi ibadet ve ritüellerini son derece önem-
ona inanan Yahudiler; İsa’nın dirildiği, Baba Tanrı’nın seyen ve bunları tıpkı bir Yahudi gibi yerine getiren
yanına yükseldiği ve yakında gelerek krallığını kuracağı Yahudi asıllıları rahatsız etmiş ve onları, aralarına ye-
öğretisini, diğer Yahudiler arasında yaymıştır. Bu yapı- ni katılan pagan asıllıların davranışlarını eleştirmeleri-
sıyla İsacı hareket, İsa’dan sonraki ilk dönemde de bir ne, hatta bunları gerçek dindarlar olarak kabul
Yahudi ihya hareketi konumunu muhafaza etmiştir. Bu etmemelerine neden olmuştur. Bu durum, İsacı hare-
bağlamda İsacılar, tıpkı birer Yahudi gibi, Yahudi dinî ketin Yahudi asıllı mensupları ile diğer etnik köken-
kural ve ritüellerine bağlılıklarını sürdürmüş, Yahudi lerden gelen mensupları arasında tartışmalara ve
mabedine gitmeye devam etmiş ve Yahudilikte çok özel gerilimlere neden olmuştur. Havariler ve Hıristiyan Ki-
bir yeri olan sünnet olma geleneğini devam ettirmişler- lisesinin önderleri, bu sorunu çözmek için M. S. 49 ve-
dir. Bu grubun, belki de Yahudilikten tek farklı yönü; ya 50 yılında Kudüs’te toplanmıştır. “Havariler
bunların, İsa’nın beklenen Mesih olduğuna inanmala- Konsülü” olarak da adlandırılan bu toplantıda İsacı ce-
rı ve onun dirildiği gün olarak kabul ettikleri Pazar gün- maatin o günkü liderleri, Pavlus ve benzeri misyon ön-
leri bir araya gelerek birlikte yemek yemeleri ve kendi derlerinin etkisiyle ve muhtemelen bu akıma katılan
aralarında dua etmeleriydi.24 Bu nedenle ilk dönemler, yeni taraftarları kaybetmemek amacıyla dinî pratikler
diğer Yahudiler bu hareketin taraftarlarını, Yahudilik- hususunda bazı düzenlemeler yapmış ve Yahudi asıllı
ten ayrı bir yeni dinî hareket olarak değil de, daha çok olmayanların, kaçınılması gereken bazı temel davra-
bir Yahudi dinî akımı gibi algılamış ve İsa’nın taraftarla- nışlar hariç, Yahudi asıllı olan İsacıların yapmakta ol-
rını, onun memleketi Nasıra ve Nasıra kentinin de içeri- duğu ibadet ve dinî pratiklerden sorumlu
sinde yer aldığı Galile(Celile) bölgesine nispetle tutulmamasına karar vermişlerdir.29
“Nasıralılar”25 veya “Galileliler”26 olarak adlandırmışlar- Havariler Konsülünde Yahudi asıllı olmayanlara
dır. Kökeni, Yahudilikteki “Mesih” kelimesinin Yunan- yönelik olarak yapılan bu düzenleme ile İsacı öğretinin,
cası olan Hıristos’tan kaynaklanan ve “Mesihçiler, Mesih içerisinden doğmuş olduğu Yahudilikten ayrı bir din hâ-
taraftarları” anlamına gelen “Hıristiyan” adı ise ilk kez, line gelişinin ilk ve belki de en önemli adımı atılmıştır.
M. S. kırklı yıllarda Antakya’daki Mesihçi cemaat için, Kanaatimizce Yahudiliğin ağır ibadet ve dini pratikle-

Journal of Islamic Research 2007;20(3) 333


Mehmet KATAR TEVHİTTEN TESLİSE GEÇİŞ SÜRECİNDE HIRİSTİYANLIK (BİR YAHUDİ İHYA HAREKETİ OLARAK...

rine alışkın olmayan pagan asıllıları tedrici olarak bun- Yahudilikten oldukça farklı ve evrensel bir din haline
lara alıştırmak amacıyla alınan bu karar, zaman içeri- gelmiştir.
sinde Hıristiyanlığın Yahudilikten koparak ayrı bir din 3. Hıri stiyanlığın Tek Tanrıcılıktan Uzaklaşarak
hâline geliş sürecini başlatmış, hemen sonraki tarihler- Üçlü Tanrı Anlayışını Benimseyen Bir Din Haline Geli-
de yaşanan siyasi ve sosyal olaylar ise tarihî süreç içeri- şi: Hıristiyanlık; Yahudilikten koparak ayrı bir din hali-
sinde bu ayrışmayı pekiştirmiştir.30 Bu bağlamda M. S.
ne geldiği süreçte hızlı bir biçimde yayılmış; bu
70 yılında Yahudi isyanları sebebiyle Roma devleti Ya-
çerçevede başta Filistin, Suriye, Mısır, Anadolu, İtalya
hudi toplumunun üzerine çok büyük bir askerî güçle
ve Kuzey Afrika olmak üzere Akdeniz çevresindeki yer-
gelmiş, Kudüs’ü ve burada bulunan Yahudilerin ünlü ta-
leşim bölgelerinde önemli bir taraftar kitlesi edinmiş-
pınağını yıkmış ve büyük katliamlar gerçekleştirmiştir.
tir.34 Bu yayılma esnasında o, sık sık Roma
Bu katliamlar nedeniyle Yahudiler başka bölgelere da-
İmparatorluğunun baskılarına maruz kalmış; baskılar ne-
ğılırken, Hıristiyanlar da o zamana kadar kendileri-
deniyle de yeraltına çekilmek ve bir yeraltı hareketi şek-
nin merkezi konumunda olan Kudüs’ü terk ederek
linde yayılmasını sürdürmek zorunda kalmıştır. Bu
çevre kent ve ülkelere taşınmıştır.31 Böylece Yahudilik
şartlar Hıristiyanlığın, Yahudilikten koptuktan sonra
ile Yahudiliğin içinden çıkan Hıristiyanlık arasındaki
kendi ilahiyat anlayışını, inanç, ibadet ve ritüellerini
fiziksel irtibat ortamı, büyük oranda kopmuş ve bu ko-
oluşturamadan farklı inanç ve kültürlerle karşı karşıya
puş Hıristiyanlığın Yahudilikten ayrı bir din hâline ge-
gelmesine ve onlardan büyük oranda etkilenmesine ne-
liş sürecini hızlandırmıştır.
den olmuştur. Bu süreçte Hıristiyanlık, başta Tanrı anla-
Bu süreçte bir kısım Hıristiyanlar, Kudüs’ün ve yışı olmak üzere pek çok konuda, içinden çıkmış olduğu
buradaki Yahudi Tapınağının yıkılmasını ve Yahudile- Yahudilikten oldukça farklı bir anlayış geliştirmiştir.
rin topraklarından sürülmesini, onların İsa’yı inkâr et-
Hıristiyanlığın zamanla, içerisinden çıktığı Yahu-
melerinin ve onu çarmıha gerdirmelerinin Tanrısal bir
dilikten farklı bir Tanrı anlayışı oluşturmasında, bu di-
cezası olarak yorumlamıştır. Buna bağlı olarak da Tan-
nin yayıldığı bölgelerdeki eski politeist (çok tanrılı)
rı’nın, Yahudilerin seçilmişliğini geri aldığını, dolayı-
inanç ve kültürlerin büyük etkisi olmuştur. Eski inanç-
sıyla Tanrı’nın açık bir biçimde reddettiği Yahudilikle
larını terk ederek Hıristiyanlığa geçen mühtediler, es-
kendilerinin de artık bir ilişkilerinin olmaması gerek-
ki kültür ve inançlarındaki politeist anlayışın bazı
tiğini, çünkü seçilmişliğin, Tanrı tarafından Yahudiler-
tezahürlerini bilinçli veya bilinçsiz bir biçimde yeni
den alınarak imanda seçilmiş gerçek müminler olan
inançlarına taşımıştır. İnanırları vasıtasıyla hemen her
Hıristiyanlara verildiğini savunmuşlardır. Bu düşünce-
dinde rastlanabilecek olan çevre kültürlerden etkilen-
yi savunan Hıristiyanlar, İsa’nın kanı vasıtasıyla Tan-
me hususu, Roma Devletinin baskısı sebebiyle dinî
rıyla yeni bir ahit yapıldığını32 ve artık Tanrı’nın gerçek
inanç ve kurumlarını oluşturacak ortamı bulamayan
kavminin, Hıristiyanlar olduğunu dile getirmişler-
Hıristiyanlıkta daha ciddi boyutta yaşanmış ve yeni Hı-
dir.33 Bu anlayış, Hıristiyanlığın Yahudilikten kopuşu-
ristiyanların, eski inanç ve kültürlerinden getirdikleri
nu hızlandırmış, mevcut siyasi sosyal ortam ise bu
dini inanış ve düşünceler bu dine daha kolay sirayet et-
durumu pekiştirmiştir.
miştir. Bunda Hıristiyanlığın, Roma Devletinin takiba-
Bu süreçte Yahudi asıllı Hıristiyanlar, diğer Hıris- tı nedeniyle ilk yüzyıllarda tam olarak
tiyanlardan farklı biçimde Yahudi inanç ve ibadetleri- kurumsallaşamamış olması yanında Hıristiyan termi-
ni de büyük oranda muhafaza ederek varlıklarını bir nolojisi ile İncillerin, Yahudi dili ve kültüründen mi-
süre daha devam ettirmiştir. Ancak gerek bu tarz bir ras almış olduğu mecazi anlatım ve ifade tarzının da
Hıristiyanlığın, diğer gruptan Hıristiyanlar ve Yahudi- özel bir rolü olmuştur. Sami kültürüne özgü bu mecazi
ler arasında benimsenmemesi, gerekse Yahudilerle bir- anlatımda Tanrı ile inanırlar arasındaki ilişki, baba-oğul
likte bunların da bölgede karşılaştığı siyasi ve sosyal arasındaki bir ilişki biçiminde dile getirilmekteydi. Ni-
sorunlar, Yahudi asıllı Hıristiyanların yayılmasına tekim Yahudi Kutsal Kitabının değişik bölümlerinde
önemli bir engel teşkil etmiştir. Sonuçta Yahudi Hıris- Tanrı’nın, İsrail kavmi veya bu kavmin Davut ve Sü-
tiyanlar olarak adlandırılan bu grup, zamanla sayısal leyman gibi seçkin bireyleri için, “İsrail benim oğlum-
olarak azalmış ve tamamen ortadan kalkmıştır. Hıristi- dur”35, “İsrail benim ilkimdir(ilk oğlumdur)”36, “sen
yanlık ise başta Grek dini ve felsefesi olmak üzere çev- benim oğlumsun; ben seni bugün evlat edindim”37 “sa-
re toplulukların dini inanç ve algılama biçimlerinden na baba olacağım”38 türü ifadeleri kullandığını görmek-
büyük oranda etkilenerek içerisinden çıkmış olduğu teyiz. Yahudi toplumu Tanrı’nın bu hitap tarzını ve

334 Journal of Islamic Research 2007;20(3)


TEVHİTTEN TESLİSE GEÇİŞ SÜRECİNDE HIRİSTİYANLIK (BİR YAHUDİ İHYA HAREKETİ OLARAK... Mehmet KATAR

ifadelerini mecaz olarak algılamış ve bunları, bir baba- le mecazi olarak Tanrı için kullandığı “baba, babam” gi-
nın çocuklarına olan şefkat, merhamet ve himayesi gi- bi ifadeler literal manada ve İsa’nın, Tanrı’nın oğlu ol-
bi Tanrı’nın kendilerine yönelik merhamet ve duğu şeklindeki yanlış algılamaya dayanak olarak
himayesinin bir tezahürü olarak görmüştür. kullanılmıştır.45
Bir Yahudi peygamberi veya ilk Hıristiyanlara gö- Başlangıçta, çeşitli bölgelerdeki bazı Hıristiyan din
re Yahudilerin beklediği Mesih (Kral) olarak telakki adamları ile halk arasında oluşmaya başlayan bu algıla-
edilen Hz. İsa da diğer Yahudi peygamber ve önderle- ma biçimi, Hıristiyanlığın devlet tarafından tanınarak
ri gibi aynı sembolik ve mecazi dili tercih etmiş ve Tan- himaye edilmeye başlandığı dönemin başlarında, henüz
rı için “babam”39, “babanız”40, gibi ifadeleri çok sık Hıristiyanların tümüne ait bir inanış halini almamış ve-
kullanmıştır. Tanrı ile İsrail kavmi arasındaki özel iliş- ya en azından, Hıristiyanlığın resmi görüşü durumuna
kiye atıfta bulunan bu ifadeler, tamamı Yahudi olan ve gelmemişti. Dolayısıyla erken dönem Hıristiyan Kilise-
bu mecazi anlatıma alışkın olan ilk İsacı cemaat tara- sinde İsa ile ilgili tasavvurların henüz tam anlamıyla tan-
fından da İsa’nın kast ettiği biçimde mecazi şekilde an- rısal bir tasavvura dönüşmediği ve Hıristiyan ilahiyatının
laşılmıştır. Dolayısıyla ilk Hıristiyan cemaati İsa’yı önemli bazı isimlerinin onu mutlak manada Tanrı ola-
Allah’ın kulu ve peygamberi olarak kabul etmiştir. Ni- rak değil, Tanrıya kıyasla ikinci derecede bir varlık ola-
tekim havarilerin lideri Petrus, Yahudi soydaşlarına hi- rak telakki ettikleri ifade edilmektedir. Bu telakki
tap ederken İsa’nın Allah’ın kulu41; ve Musa’nın, tarzının İskenderiyeli Justin (100-165), Ireneaus (130-
geleceğinden bahsettiği bir İsrail peygamberi olduğu- 200) ve Clement (150-215) gibi Hıristiyan ilahiyatçılar-
nu açıkça dile getirmiştir.42
da kısmen; Origen’de (185-254) ise açık bir biçimde
Tanrı’nın “babalığını” dile getiren ifadelerin meca- yansımasını bulduğu belirtilmektedir. Bu şekilde Oğul
zi olduğu ve Tanrı’nın koruyucu, rızk verici olduğunu İsa’yı, Baba Tanrı’dan daha aşağı ve ikincil bir konuma
ifade etmek amacıyla kullanıldığı, İsa’nın; Yuhanna İn- koymayı ifade eden Subordinationismin46 kısmen Yeni
cilinde geçen, “benim Babamın ve sizin Babanızın, be- Eflatunculuktan, kısmen de Yahudi geleneğinden çıka-
nim Allah’ımın ve sizin Allah’ınızın yanına rıldığı belirtilmektedir. Hıristiyanlığın ilk üç yüzyılında
çıkıyorum”43 şeklindeki ifadesinden de açık bir biçim- yukarıda belirtilen bu subordinationist görüşün birçok
de görülmektedir. Hıristiyan inancına göre Hz. İsa’nın, savunucusu bulunmaktaydı.47
çarmıhtan dirildikten sonra Tanrı’nın yanına yüksel-
Dördüncü yüzyıla gelindiğinde Hıristiyanlık tari-
meden önce sarf ettiği bu ifadede Tanrı’nın, sadece bir
hinde oldukça önemli bir gelişme yaşanmış ve o zamana
kişinin (İsa’nın) değil, Yahudilikteki gibi bütün inanır-
kadar genelde devletin baskısı altında olan Hıristiyanlık,
ların babası olduğu dile getirilmektedir. Bu durum, di-
Roma İmparatoru Constantine’in (Konstantin), 313 yı-
ğer İncillere oranla Yahudi kültürüne en uzak İncil
lında yayınladığı Milan Fermanıyla önce özgürlüğe ve
olan ve İsacı hareketi Yahudilikten ayrı bir din gibi
İmparatorun himayesine kavuşmuş,48 380 yılında ise
yansıtan Yuhanna’da bile Tanrı ve İsa için kullanılan
devletin resmi dini haline gelmiştir. Bu özgür ortamla
“Baba” ve “Oğul” ifadelerinin mecazi anlamda anlaşıl-
birlikte, o zamana kadar genelde devletin baskısı sebe-
dığını ortaya koymaktadır. Buradan hareketle Hıristi-
biyle çok fazla gündeme gelmeyen, başta İsa’nın kimliği
yanlıkta İsa’nın Tanrı olarak telakki edilmesi
ve kişiliği olmak üzere Hıristiyan ilahiyat ve pratikleri-
anlayışının M. S. 100 yılları civarında yazıldığı ifade
ne dair pek çok husustaki farklı anlayış ve uygulamalar
edilen Yuhanna İncilinin44 kaleme alınmasından son-
yoğun bir biçimde gündeme gelmeye başlamıştır. Buna
raki bir dönemde ortaya çıktığını, yani ancak miladi
paralel bir biçimde bu sorunlara yaklaşım şekli de belli
yüzlü yıllardan sonraki bir dönemde literal manada an-
bir oranda değişmiş ve siyasi otorite, bu sorunlara, ge-
laşılmaya başlandığını tahmin etmek mümkün olmak-
nellikle doğrudan müdahil olmuştur. Nitekim bu dö-
tadır. Kanaatimizce miladi yüzlü yıllarda Hıristiyanlık
nemden itibaren Hıristiyanlar arasında büyük
içerisindeki pagan asıllıların sayısının artmasına ve bu
tartışmalara neden olan ilahiyat ile ilgili meseleler, ço-
dinin, Yahudi dini değer ve kavramlarından uzaklaş-
ğunlukla bunlara ülkenin siyasi ve sosyal birlik ve bü-
maya başlamasına paralel bir biçimde İncillerdeki me-
tünlüğü açısından bakan İmparatorların müdahalesiyle
cazi anlatım metodu ve mecazi söylemler de Yahudi dil
ve genellikle de onların arzu ettiği biçimde kararlar alan
ve kültüründen tamamen farklı bir biçimde ve literal
konsüllerle çözümlenmeye çalışılmıştır. Bunun ilk ör-
şekilde anlaşılmaya başlanmıştır. Bu bağlamda İnciller-
neklerinden birini Mısır’da patlak veren Aryan ihtilafı
deki anlatıma göre İsa’nın Yahudi kültürünün etkisiy-
ve bu ihtilafı çözüme kavuşturmak için İmparatorun em-

Journal of Islamic Research 2007;20(3) 335


Mehmet KATAR TEVHİTTEN TESLİSE GEÇİŞ SÜRECİNDE HIRİSTİYANLIK (BİR YAHUDİ İHYA HAREKETİ OLARAK...

riyle 325 yılında İznik’te düzenlenen konsül oluştur- İznik ve İstanbul Konsüllerinde alınan kararlarla
muştur. Hıristiyanlıkta üçlü birlik olarak izah edilmeye çalışılan
İznik Konsülü, İskenderiyeli bir papaz olan Arius Tanrı tasavvuru oluşmakla birlikte, bu tasavvurun ne-
ile İskenderiye piskoposu Alexander arasında ortaya çı- den olduğu sorunlar sona ermemiştir. Bu sorunların en
kan İsa ilgili farklı algılamanın neden olduğu ciddi tar- önemlisi ise Konsül kararıyla Tanrılığı kabul edilen ve
tışmaları sona erdirmek amacıyla toplanmıştır.49 Tanrıyla aynı özde bir Tanrı olarak kabul edilen İsa’nın
Tartışmanın odağındaki isim Arius; oğulun Babadan da- bir kadından doğması sebebiyle tanrılığının mahiyeti ve
ha aşağıda olduğunu iddia etmiş ve onu yaratılmışlar annesinin konumu olmuştur. Önceki konsüllerde İsa’-
arasına dâhil etmiştir. Ona göre İsa’da bedenlenen Tan- nın Tanrılığına karar verilmiş olunduğu için özellikle
rı kelamı, Tanrı gibi ezeli değildir; o, Tanrı tarafından, Meryem ile ilgili tartışmaların gündeme gelmesi kaçı-
diğer mahlûkattan önce, ancak yine de zaman içerisin- nılmaz olmuştu. Şayet İsa, Tanrı gibi Tanrı idiyse o hal-
de yaratılmıştır. Bu anlayışa göre İsa, Tanrı’nın Oğluy- de Meryem’in durumu ne olacaktı? Bu bağlamda Mısır,
du, fakat Baba Tanrı ile aynı tabiatta değildi. İsa’da, Suriye ve Anadolu gibi pek çok Kilisede, İsa’nın annesi
yaratılmamış ezeli Tanrı değil, bir yaratık bedenlen- Meryem’in Tanrı doğuran (Theotokos) olduğunu iddia
mişti.50 Arius’ün bu fikrine Mısır piskoposu Alexander edenler bulunmaktaydı. Bu süreçte eğitimini Antakya’-
ve daha sonra onun yerine geçen Athanasius karşı çık- daki ilahiyat okulunda yapmış olan İstanbul piskoposu
mış ve İsa’da bedenlenen Tanrı kelamının da tıpkı Tan- Nestorius, Meryem’e “Tanrı’nın Annesi” denmesine kar-
rı gibi ezeli olduğunu, yaratılmadığını ve ezelden beri şı çıkmıştır. Nestorius; İsa’da, biri beşerî (insanî), diğeri
de Tanrı ile birlikte olduğunu savunmuştur. Böylece ilahi (Tanrısal) olmak üzere iki şahsiyetin bulunduğunu;
bunlar, İsa’nın da tıpkı Tanrı gibi Tanrı olduğunu iddi- bunlardan beşeri olanın Meryem’den doğduğunu, ilahi
a etmiştir.51 Alexander’in halefi Athanasius’un başını olanın ise Tanrı’nın ezeli kelamı olduğunu ve Ondan gel-
çektiği topluluk, İsa’nın Baba ile aynı özde olduğunu diğini, dolayısıyla Meryem’in İsa’nın beşeri (insani) yö-
vurgulamak için “aynı özde” anlamına gelen “homoou- nünü doğurduğunu ve bu nedenle ona Tanrı’nın annesi
sius” kelimesini konsül kararlarına dâhil ettirmiştir.52 denemeyeceğini ifade etmiştir.
Böylece İsa’nın da Tanrı ile aynı tabiatta ve ezeli oldu- Nestorius’un görüşü, değişik bölgelerdeki Hıristi-
ğu, dolayısıyla da Tanrı gibi Tanrı olduğu görüşleri ka- yan din adamları arasında yoğun tartışmalara neden ol-
bul görmüş, Arius ve taraftarlarının görüşü ise muş sonuçta bu tartışmaları sona erdirmek için 431
reddedilmiştir.53 Bunun sonucunda da Hıristiyan dü- yılında Efes’te bir konsül toplanmıştır. Konsülde yaşa-
şüncesinde üçlü Tanrı anlayışının ilk adımı atılmış ve nan ciddi tartışmalar sonunda Nestorius’un görüşleri
ikili bir Tanrı tasavvuru oluşmuştur. reddedilmiş ve İsa’da bedenlenen Tanrı kelamının içten
Arius’un İsa’yı bir yaratık ve Tanrıya kıyasla ikin- bir birlik hâlinde onda bulunduğu, bu nedenle de Mer-
cil sırada bir varlık olarak algılaması, İznik Konsülünde yem’in hem beşer hem de ilah olan İsa’yı doğurduğuna,
reddedilmiş olmasına rağmen Ariuscu görüşler hemen dolayısıyla ona Tanrı’nın Annesi (theotokos) denilece-
sona ermemiş ve Ariucu görüşü benimseyen din adam- ğine karar verilmiştir.55 Alınan bu kararlarla da Hıristi-
ları, çeşitli bölgelerde zaman zaman etkin olmuşlardır. yanlık, üçlü birlik şeklinde ifade edilen Tanrı anlayışı
Ancak şartlar, bunların lehine gelişmemiş ve bir süre yanında, İsa’yı dünyaya getiren Meryem’in de adeta tan-
sonra, Kutsal Ruh’un da Tanrılığına karar veren 381 İs- rıçalık konumuna yükseltildiği insanüstü bir Meryem ta-
tanbul Konsülü ile Hıristiyanlıktaki üçlü Tanrı anlayışı savvuruna erişmiş, böylece de Yahudilikten oldukça
oluşturulmuş ve Ariusculuk de bir kez daha reddedil- farklı bir din haline gelmiştir.
miştir. Bir yıl önce, 380 yılında Hıristiyanlığı resmi din Yukarıda belirtilen bütün bu gelişmeler sonucun-
hâline getirmiş olan İmparator I. Theodosyüs, bu konsül da Hıristiyanlık, yayılmış olduğu bölgelerdeki inanç ve
kararından sonra, Ariusculara karşı sert tedbirler almış kültürlerin etkisiyle içerisinden çıkmış olduğu tek Tan-
ve Ariuscu bilinen din adamları öldürülmüş veya sürgü- rıcı Yahudilikten tamamen farklı noktaya erişmiş ve tes-
ne gönderilmiş ve böylece Arius yanlıları tamamen sin- lis (veya Hıristiyanlarca üçlü birlik) olarak izah edilen
dirilmiştir.54 Aynı süreçte İstanbul Konsülünün Kutsal anlaşılması zor, inanılması ise zorunlu olan bir Tanrı an-
Ruh’un da tanrılığı ile ilgili kararı büyük oranda toplu- layışını benimsemiştir. Hıristiyanlığın, bu şekilde Yahu-
ma egemen kılınmış ve üçlü Tanrı tasavvuru (Teslis) Hı- dilikten farklı bir Tanrı anlayışı oluşturmasında, başta
ristiyanlıkta büyük oranda yerleşmiştir. Yunan kültür ve felsefesi olmak üzere, bu dinin yayıldı-

336 Journal of Islamic Research 2007;20(3)


TEVHİTTEN TESLİSE GEÇİŞ SÜRECİNDE HIRİSTİYANLIK (BİR YAHUDİ İHYA HAREKETİ OLARAK... Mehmet KATAR

ğı bölgelerdeki eski politeist (çok tanrılı) inanç ve kültür- linçli veya bilinçsiz bir biçimde- yeni inançlarına taşı-
lerin büyük etkisi olmuştur. Bu kültürlere mensup in- mıştır. Bir süre sonra da Hıristiyanlık, içerisinden çık-
sanlar Hıristiyanlığa geçerken eski kültür ve mış olduğu Yahudilikten oldukça farklı bir din haline
inançlarındaki politeist anlayışın bazı tezahürlerini -bi- gelmiştir.

KAYNAKLAR
1. M. Ö. 63 yılında Filistin’i işgal ederek Yahudi- zaman geçtikçe, dinsel bir kurtarıcı anlamı ancak bunun, Hirodes’in krallığının hangi
lerin yüz yıl kadar önce kurmuş oldukları kazanmaya başlamış, İsa sonrasında ise yılında gerçekleştiği belirtilmemektedir (Bkz.
bağımsız Haşmonaim idaresine son veren özellikle Hıristiyan ve İslam kültürlerinde ahir Matta, II/ 1). Tarihî kaynaklar, Kral Hirodes’in,
Romalılar, bu idarenin yerine, kendilerine zamanda gelecek kurtarıcı İsa anlayışını Milat olarak gösterilen tarihten dört yıl önce
bağlı uyruk bir kral olan Antipater’i getirmiştir. ifade etmeye başlamıştır. öldüğünü kesin bir bilgi olarak kaydetmekte-
Antipater’den sonra onun oğlu Herod (Hi- 4. Bkz. Matta, XI/ 2; XVI/ 16, 20. dir. Bu durumda İsa’nın , M. Ö. 4 yılında
rodes) aynı şekilde Roma’ya bağlı uyruk bir hükümdarlığı sona ermiş olan Hirodes za-
5. Bkz. Matta, XX/ 30-31; XXI/ 9; Luka, XVIII/ 38-
kral olarak yönetimi devralmış ve M. Ö. 4 manında doğmuş olduğu bilgisi, onun doğum
39.
yılında ölünceye kadar bölgeyi idare etmiştir. tarihinin miladi takvimin başlangıcı olduğu
Herod, ölümünden önce, bölgeyi üç oğlu 6. Bu imaların da ötesinde İsa’nın Kudüs’e son
şeklindeki genel kabulle de çelişmektedir.
arasında paylaştırmıştır. Bir süre sonra da gelişinde taraftarları onu açık bir biçimde kral
Milat tasavvuruyla çelişen bu bilgiye rağmen
Yahudiye çevresini idare eden uyruk kral olarak adlandırmıştır (Bkz. Luka, XIX/ 38;
İsa’nın, Milat olarak benimsenen tarihten dört
Roma yönetimin tarafından görevinden alı- Yuhanna, XII/ 13-15).
(Bkz. David Brown, A Guide to Religions,
narak yerine doğrudan Romalı bir vali atan- 7. İncil’de İsa’nın soyu, Meryem’in nişanlısı G.Britain 1991, 155) veya altı ila yedi yıl
mıştır (Bkz. Oxford Bible Atlas, Edited by Yusuf vasıtasıyla Davut’a dayandırılmakla bir- kadar önce doğduğu, bugün hemen bütün
Herbert G. May, with the assitance G. N. S. likte Yusuf’un onun babası olmadığı ve araştırmacılar tarafından kabul edilmektedir
Hunt, in consultation with R. W. Hamilton, re- Meryem’in Ruhu’l-Kudüs’ten hamile kaldığı (Bkz. A New Catechism Catholic Faith for
vised for the third edition by John Day, New açık bir biçimde belirtilmektedir. Bu durumda Adults, London 1978, 83; John F. Sullivan,
York Toronto 1990, 84; Richard Wallace- İsa’nın soyunun, onun gerçek babası olmayan The Externals of the Catholic Church, Re-
Wynne Williams, Tarsuslu Paulus’un Üç Yusuf vasıtasıyla Davut’a dayandırılmasının vised by John C. O’Leary, New York 1951,
Dünyası, Çev. Z. Zühre İlkgelen, İstanbul hiçbir anlamı olmadığını fark eden Hıristiyan 204). İsa’nın doğum tarihiyle ilgili bu bariz
1999, 83-85. ilahiyatçılar, daha sonra Meryem’in de yanlışlık, M. S. VI. yüzyılda yaşayan Hıris-
2. Bkz. II. Samuel, VII/ 12-15; ayrıca bkz. I. Kral- Davut’un soyundan geldiğini gösteren ve tiyan keşişi Dionysius Exiguus’dan kay-
lar, II/ 4. Meryem vasıtasıyla İsa’yı Davut’a dayandıran naklanmıştır. Bu kişi, o zamana kadar
3. İbranice Mesiah kelimesinden gelen Mesih; yeni bir şecere çıkarmışlardır. Bkz. Alan kullanılmakta olan ve Roma’nın kuruluşunu
kutsanmış, yağla kutsanıp meshedilmiş kişi Watts, Myth and Ritual in Christianity, U.S.A. başlangıç tarihi olarak alan takvim yerine,
anlamına gelmektedir. Bu terim, Tanrı’nın 1968, 103, 1 numaralı dipnot. İsa’nın doğumunu tarihin başlangıcı olarak
özel bir misyonla seçtiği ve görevlendirdiği 8. Bkz. Matta, I. bap; Luka, I/ 26-33. İncillerin esas alan bir düzenlemeye gitmiştir. Ancak
kişi için kullanılmaktadır. Bu anlamıyla İsa ile Davut ve Davut soyundan gelecek kur- o, bunu yaparken, İsa’nın doğum tarihi kesin
Yahudi Kutsal Kitabında Mesih kelimesi, din tarıcı arasında bu şekilde ilişki kurma ça- belli olmadığı için, ölüm zamanından hareke-
adamı veya kral gibi özel bir konumu ve balarına ve onun beklenen kral olduğunu ima tle onun doğum tarihini tespit etmeye
görevi olan herhangi bir kimse için, daha çok çalışmıştır. Bu amaçla da, Luka İncilinde
etmelerine rağmen, bu algılamanın, Yahudi-
da krallar için kullanılmaktaydı (Bkz. The İsa’nın otuz yaşlarında iken öğretisini yay-
lerin çoğunluğu tarafından kabul edilmediği
Concise Oxford Dictionary of the Christian
anlaşılmaktadır. Aksi takdirde halkın, bir yan- maya başladığı (bkz. Luka, III/23) şeklindeki
Church, Edited by E. A. Livingstone, G.
dan mucizevî bir biçimde babasız doğduğunu ifadeyi, doğrudan doğruya onun bu dönemde
Britain 1990, 334). Fakat bu kelimenin, daha
kabul ettiği, diğer yandan da beklenen kur- tam otuz yaşında olduğu şeklinde kabul et-
sonra, Hıristiyanlığın ortaya çıktığı dönem-
tarıcı kral olarak gördüğü bir kişinin hayatının miştir. Buna, İsa’nın üç yıl kadar süren tebliğ
lerdeki gibi dinsel bir kurtarıcı anlamı bulun-
her aşamasını en ince ayrıntısına kadar süresini eklemiş ve İsa’nın otuz üç yaşında
mamaktaydı. Bu nedenle de ortaya çıktığı ilk
bilmesi ve bunun İncillerde de yazılı olması öldüğü varsayımı ile onun çarmıha gerildiği
dönemlerde Mesih kelimesi, sonradan
gerekirdi. Oysa bu konuda hiç bir şey bilin- tarihten otuz üç yıl geriye giderek kendince
kazanmış olduğu dinsel ve eskatolojik an-
lamlardan oldukça farklı bir bağlamda kul- memekte ve İnciller -hem de bu kitaplar İsa’nın doğum tarihini ve dolayısıyla Miladi
lanılmaktaydı. Hatta bazen bu kelimenin İsa’nın hayat hikâyesi ve öğretisi üzerine kur- tarihin başlangıcını belirlemiştir (A New Cat-
sadece Yahudi kralları için değil, Yahudileri gulanmış olmalarına karşın- İsa’nın çocukluk echism, 83).
sıkıntıdan kurtaran ve sürüldükleri Babil’den, ve gençlik dönemi ile ilgili hemen hiçbir bil- 9. Yuhanna, III/ 22-24.
ana yurtlarına dönme izni veren Pers kralı giyi içermemekte, hatta onun gerçek doğum
10. Matta, IV/ 12-17; Markos, I/ 14-15.
Koreş (Cyrus) gibi yabancı krallar için bile tarihi bile bilinmemektedir. Bu bağlamda
sadece Matta İncilinde İsa’nın Kral Hirodes’in 11. Bkz. Matta, IX/ 13, XV/ 24; Markos, II/17;
kullanıldığı görülmektedir (Bkz. İşaya, XLV/
1). Ancak bu kelime daha sonraki süreçte, zamanında dünyaya geldiği ifade edilmekte, Luka, V/ 32, XIX/ 10.

Journal of Islamic Research 2007;20(3) 337


Mehmet KATAR TEVHİTTEN TESLİSE GEÇİŞ SÜRECİNDE HIRİSTİYANLIK (BİR YAHUDİ İHYA HAREKETİ OLARAK...

12. Samaryalılar; İsa dönemi ile öncesi ve son- 17. Mesela bkz. Matta, XII/ 2-7; XXIII/ 1-36; yine de o, Anadolu, Kıbrıs ve Yunanistan
rasında Yahudiye bölgesinin kuzeyinde Markos, VII/ 1-13; Luka, XI/ 37-44. seyahatlerinde de gözlemleneceği gibi
yaşayan, Musa dinini benimsemekle birlikte 18 Bkz. Matta, XXVI. bap; Markos, XIV. bap; misyon seferlerini genellikle diaspora Yahudi-
etnik, kültürel ve mezhepsel olarak diğer Luka, XXII. bap; Yuhanna, XVIII. bap. lerinin yaşadığı bölgelere yönelik olarak yap-
Yahudilerden farklı olan Musevi topluluğudur. mış ve buralarda hem Yahudilere hem de
19 Bkz. Matta, XXVII. bap; Markos, XV. bap;
M.Ö. 722 yılında Asur devleti, kuzeydeki İsrail diğer uluslardan insanlara İsa’nın öğretisini
Luka, XXIII. bap.Yuhanna, XIX. bap.
devletini yıkarak yerli İsrail halkının büyük bir yaymaya çalışmıştır (Bihlmeyer-Tuchle, 20-
kısmını Asur topraklarına sürgün ettikten 20. 1 Bkz. I. Korintoslular, XV/ 3-4. 22).
sonra Asur’un Babil, Kuta, Avva, Hamatla ve 21. Bkz. Resullerin İşleri, I/ 1-11; ayrıca bkz. E.Os- 29. Bkz. Resullerin İşleri XV. bap.
Sefervaim gibi bölgelerinden değişik topluluk- borne - Maud Carew - C.E.Mallandaine -
30. Bkz. Bihlmeyer-Tuchle, 19-23; Katar, 102-105.
ları bu topraklara yerleştirmiştir. İsrail’in önemli F.E.Reade and E.M.Green, Church, Fasts and
Festivals, London 1905, 112-113; Annamarie 31. Bkz. Mehmet Çelik, Süryani Tarihi (I), Ankara
kenti Samarya ve çevresine yerleştirilen bu in-
Schimmel, Dinler Tarihine Giriş, İstanbul 1999, 1996, 53; ayrıca bkz. Yakup Bilge, Anadolu’nun
sanlar Musevi inancını benimsemiş, ancak
171. Solan Rengi Süryaniler, İstanbul 1996,
eski inançlarından da tam olarak kop-
58-59.
mamışlardır (bkz. II. Krallar, XVII/ 23-41). 22. Bkz. Matta, XXVIII/ 19-20; Markos, XVI/ 15.
Güneydeki Yahudi toplulukları ise kendileriyle 32. Bu anlayışları sebebiyle Hıristiyanlar Yahudi
23. Bkz. Resullerin İşleri, X. ve XI. baplar.
etnik ve bazı dinsel farklılıkları bulunan bu Kutsal Kitabı Tanah’ı Eski Ahit, Hıristiyan kut-
24. K. Bihlmeyer - H. Tuchle, I. ve IV. Yüzyıllarda sal metinlerini ise Yeni Ahit olarak adlandır-
mezhebin mensuplarını gerçek Yahudi say-
Hıristiyanlık, Çev. Antun Göral, İstanbul 1972, mıştır.
mamıştır. İsa’nın geldiği dönemde kuzey İsrail
18; Mehmet Katar, Yahudilik, Hıristiyanlık ve
bölgesinde önemli bir nüfusa sahip olan bu 33. Baki Adam, “Katolik Kilisesinin Kurtuluş
İslâm’da Tövbe, Ankara 2003, 100-101.
topluluktan çok küçük bir grup günümüze Öğretisi Açısından Yahudiliğe ve İslâm’a
kadar varlığını devam ettirmiştir. Günümüzde 25. Bkz. Resullerin İşleri, XXIV/ 5; ayrıca bkz. Bakışı”, Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi
bunlar İsrail’in Nablus ve Holon kasabalarında Bihlmeyer -Tuchle, 19. Dergisi, Ankara 2000, 201-202; Nazmiye
yaşamaktadırlar (Baki Adam - Mehmet Katar, 26. Resullerin İşleri, I/ 11; II/ 7; ayrıca bkz. Yavuz, Kitabı Mukaddes Açısından Yahudilik
Dinler Tarihi, Ed. Mehmet Katar, İlahiyat Ön- Bihlmeyer- Tuchle, 19. ve Hıristiyanlıkta Seçilmişlik Anlayışı, (A.Ü.
lisans programı ders kitabı, Eskişehir 2005, 27. Bkz. Resullerin İşleri, XI/ 26, ayrıca bkz. Sos. Bil. Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek
61-62). Bihlmeyer - Tuchle, 19; Xavier Jacob, İncil Lisans Tezi) Ankara 2006, 86.
13. Bkz. Matta, X/ 5 - 6. Nedir? Tarihi Gerçekler, Ankara 1985, 44. 34. Bazı araştırmacılar Pavlus ve benzeri Hıris-
14. Bkz. Matta, XV/ 21-28; Markos, VII/ 24-30. İn- 28. İlk Hıristiyan Kilisesinde, Yahudilerin dışındaki tiyan misyonerlerinin Yahudi asıllı olmayan-
cillere göre İsa’nın bu dışlayıcı tavrı, ancak ulusların Hıristiyanlaştırılmasında en önemli lar arasında çok başarılı olmasını,
çarmıhta ölüp dirildikten sonra değişmiş ve o; rolü Pavlus üstlenmiştir. Tarsuslu bir Yahudi Yahudilerin uzun süreden beri diasporadaki
göğe, Tanrı’nın yanına yükselirken, şakirtler- olan Pavlus, din eğitimi almak için Kudüs’e varlığına bağlamaktadır. Buna göre farklı din-
ine, gidip diğer milletleri de taraftar edin- gelmiş ve ilk dönem İsacı cemaate karşı lere mensup uluslar, kendi aralarında
melerini söylemiştir (Bkz. Matta, XXVIII/ 19-20; büyük bir tepki göstermiştir. Hatta ilk Hıris- yaşayan Yahudiler sayesinde Yahudiliğin
Markos, XVI/ 15). tiyan şehidi olarak kabul edilen Stefan’ın inançlarını öğrenme fırsatını bulmuştu ve bu
öldürülmesinde onun da rolü olduğu belir- inançların büyük bir kısmına da sempati
15. Bkz. Yuhanna, XI/ 47-53.
tilmektedir. Pavlus ilk zamanlar, İsacı ce- duyuyordu. Ancak bu insanlar; Yahudilikteki,
16. Ferisilerin İsa’yı, Yahudi halkı ve Romalılar maate yönelik bu düşmanca tavrını etkin bir dinsel temizlik ve yiyecek kuralları ile sünnet
nezdinde sıkıntıya düşürmeye yönelik pek çok biçimde sürdürmüş, bunların sıkıntıya uğra- olmak gibi kendilerine zor gelen bazı yüküm-
girişimleri olmuştur. Bu girişimlerin birinde ması için her türlü çabayı göstermiştir. Bu lülükler nedeniyle Yahudiliğe girmemişti. Bir
onlar, yönetim yanlısı bir grupla birlikte İsa’ya, amaçla Şam’da yaşayan İsacıların da taki- süre sonra bunlar, Yahudiliğin içinden çıkan,
işgalci Roma yönetimine vergi vermenin caiz bata uğratılması için Kudüs’ten Şam’a ancak Yahudilik kadar katı dinsel davranış
olup olmadığını sorarak onu ikilemde bırak- giderken, yolda büyük bir ışık kümesi gözlerini kuralları koymayan İsacı akımın davetkâr
maya çalışmışlardır. İsa; “caizdir” demesi görmez hâle getirmiş ve İsa olduğunu misyonerlerini görünce bu akıma katılmakta
halinde, Romalıları putperest kabul eden ve söyleyen bir ses ona, “niçin bana eza ediyor- tereddüt etmemişlerdir (Bkz. Bihlmeyer-
onlara vergi vermeyi yönetime bağlılığın teza- sun?” diye sormuştur. Gördüğü ışıktan göz- Tuchle, 14).
hürü olarak gören dindar Yahudileri gücendi- leri geçici olarak görmez hâle gelen Pavlus, 35. Çıkış, IV/ 23; Tesniye, XIV/ 1.
receği ve kendi itibarını sarsacağı; “değildir” bu olaydan sonra saf değiştirmiş ve fanatik bir
36. Çıkış, IV/ 22
demesi halinde de Roma yönetiminin temsil- İsa taraftarı haline gelmiştir. Bu çerçevede
cilerini ve onların Yahudiler arasındaki işbir- önce İsa’nın öğretisini Yahudiler arasında 37. Mezmurlar, II/ 7
likçilerini rahatsız edeceği bu soruya ustaca yaymaya çalışmış ancak, Yahudilerin aykırı 38. II. Samuel, VII/ 14
bir cevap vererek işin içinden çıkmıştır. O, gördüğü İsa ile ilgili fikirlerinden dolayı sert
39. Matta, XI/ 27; Luka, X/ 22; Yuhanna, VI/ 32,
muhataplarından kendisine bir dinar ver- tepkilerle karşılaşmıştır (Bkz. Resullerin İşleri,
XIV/ 20, 23.
melerini istemiş ve kendisine uzatılan paranın VII., VIII ve IX. baplar). Bu tepkiler karşısında
Pavlus, artık bu öğretiyi Yahudiler arasında 40. Matta, VI/ 14-15, Markos, XI/ 25-26.
üzerindeki resim ile yazının kime ait olduğunu
sormuştur. Muhataplarının “Sezar’ın” demesi yeterince yayma şansının kalmadığını 41. Bkz. Resullerin İşleri, III/ 13, 26.
üzerine de “Sezar’ın hakkını Sezar’a Allah’ın görünce kendisini, İsa’nın öğretisini diğer 42. Bkz. Resullerin İşleri, III/ 22-23.
hakkını Allah’a verin!” diyerek bu tuzak soru- uluslar arasında yaymakla görevlendirilmiş
43. Yuhanna, XX/ 17.
dan sıyrılmıştır (Bkz. Matta, XXII/ 15-22; havari olarak takdim etmiştir (Bkz. Romalılar,
I/ 13-15; Galatyalılar, I/ 15-16). Buna rağmen 44. Schimmel, 176.
Markos, XII/ 13-17; Luka, XX/ 20-26).

338 Journal of Islamic Research 2007;20(3)


TEVHİTTEN TESLİSE GEÇİŞ SÜRECİNDE HIRİSTİYANLIK (BİR YAHUDİ İHYA HAREKETİ OLARAK... Mehmet KATAR

45. Aslında Yahudi ve Hıristiyanların Tanrı’yı, aile bunu dile getirenlerin küfre düştüğü ifade 48. Timothy Ware, The Orthodox Church, G.
halkının iaşe ve ibatesini temin edici ve dış edilmekte (Bkz. Maide, 72-73; Tevbe, 30) ve Britain 1983, 26.
tehditlere karşı koruyucu olan baba figürüyle İsa’nın sadece Allah’ın bir kulu ve elçisi 49. R. M. French, The Eastern Orthodox Church,
özdeşleştirmesi ve bu özellikleri sebebiyle olduğu vurgulanmaktadır (Bkz. Al-i İmran, 50; London 1951, 25; Bilal Baş, Bir Hıristiyan
mecazi manada Onu, “Baba” olarak adlandır- Maide, 75; Saff, 6). Mezhebi Olarak Aryüsçülük, (Marmara Ünv.
maları, Hz. İsa’dan çok sonra Hz. Muhammed 46. İkincil olma, bağlı olma gibi anlamlara gelen Sos. Bil. Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek
döneminde de devam etmiştir. Kuran’da, Subordinationism; Tanrı ile ilgili öğretisinde Lisans Tezi) İstanbul 1999, 37-38.
Yahudi ve Hıristiyanların kendilerini “Allah’ın oğul (İsa’yı) Baba (Tanrı’dan), Kutsal Ruhu ise 50. French, 25; Ware, 30; Runciman, 13-14; Baş,
oğulları ve sevgilileri” şeklinde adlandır- bunların ikisinden daha aşağıda (geride) kabul 51-52; Thomas Michel, Hıristiyan Tanrıbilim-
malarına ve bu hususta birbirleriyle rekabet eden bir anlayışı ifade etmektedir. Hıristiyan- ine Giriş, Dinler Tarihine Katkı, İstanbul 1992,
etmelerine işaret edilmekte ve “öyleyse niçin lığın ilk üç yüzyılında yaygın olan bu anlayış, 100.
günahlarınızdan dolayı size azap ediyor” diy- Aryanizm ve ondan bir süre sonra ortaya çıkan
erek bu algı biçiminin bir gerçekliğinin ol- 51. Bkz. Runciman, 13-18; ayrıca bkz. French, 25-
ve Kutsal Ruhu tam tanrı kabul etmeyen 26.
madığı ifade edilmektedir (Bkz. Maide, 18). Pneumatomachi öğretisine de kısmen etki et-
Burada dikkat edilmesi gereken husus, 52. Bu ifade daha önce Doğuda yapılan
miştir (Bkz. The Concise Oxford Dictionary of
Yahudi ve Hıristiyanların kendilerini “Allah’ın yerel bir toplantıda gündeme gelmesine rağ-
the Christian Church, 492). Bu ikinci topluluk
oğulları ve sevgilileri” olarak gösteren ifadenin men reddedilmiş, ancak bu konsülde İmpara-
da 381 İstanbul Konsülünde reddedilmiş ve
mecazi olduğunu Kuran’ın da kabul ettiği ve torun isteğiyle metne sokulmuştur
Theodosyüs’ün sapkınlık karşıtı yasalarından
cevabı da bu bağlamda verdiğidir. İsa’nın (Runciman, 17).
sonra varlığını sürdürememiştir (Bkz. The
Tanrı’nın oğlu olduğu şeklindeki Hıristiyan an- 53. French, 25-26; Ware, 30-31.
Concise Oxford Dictionary of the Christian
layışına gelince bunun, mecazi bir anlamda
Church, 407). 54. Bilge, 65-66; Runciman, 29.
değil de literal anlamda söylenmesi sebebiyle
Kuran’ın tavrı değişmekte bu çerçevede Hıris- 47. Bkz. Steven Runciman, Byzantine Theocracy, 55. Ware, 32-33; Michel, 100-101.
tiyanların bu söylemi, şiddetle eleştirilerek, Cambridge 1979, 13-14.

Journal of Islamic Research 2007;20(3) 339

You might also like