Professional Documents
Culture Documents
BİTİRME ÇALIŞMASI
Hilal ATASOY
Ebru ELMAS
Kübra GÜNDAY
Yusranur TERZİ
TEMMUZ 2020
TRABZON
T.C.
KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ
METALURJİ VE MALZEME MÜHENDİSLİĞİ
Hilal ATASOY
Ebru ELMAS
Kübra GÜNDAY
Yusranur TERZİ
TEMMUZ 2020
TRABZON
ÖNSÖZ
Tezi hazırlama sürecinde bize, tüm iyi niyetiyle, her türlü yardımı sağlayan danışman
hocamız Prof. Dr. Hamdullah ÇUVALCI ’ya teşekkürlerimizi sunarız. Çalışmalarımız
boyunca her yönüyle yanımızda olan, bizi destekleyen ailemize teşekkür ederiz.
Hilal ATASOY
Ebru ELMAS
Kübra GÜNDAY
Yusranur TERZİ
Trabzon – 2020
II
İÇİNDEKİLER
Sayfa No
ÖNSÖZ ....................................................................................................................... II
İÇİNDEKİLER ....................................................................................................... III
ÖZET.......................................................................................................................... V
SUMMARY .............................................................................................................. VI
ŞEKİLLER DİZİNİ ............................................................................................... VII
TABLOLAR DİZİNİ ............................................................................................VIII
KISALTMALAR DİZİNİ ....................................................................................... IX
1. GİRİŞ ...................................................................................................................... 1
2. KOMPOZİT MALZEMELER ............................................................................. 2
2.1. Matris Malzemeleri ........................................................................................... 7
2.1.1. Polimer Matrisler ........................................................................................ 8
2.1.1.1. Termoplastik Matris Malzemeleri ........................................................ 9
2.1.1.2. Termoset Matris Malzemeleri ............................................................ 10
2.1.1.2.1. Epoksiler ...................................................................................... 10
2.1.1.2.2. Polyesterler .................................................................................. 11
2.2. Takviye Elemanları ......................................................................................... 12
2.2.1. Fiber Formları ........................................................................................... 13
2.2.2. Karbon Fiberler ......................................................................................... 13
2.2.3. Cam Fiberler ............................................................................................. 14
2.3. Polimer Matrisli Kompozitlerin Üretimi ......................................................... 14
2.3.1. Elle yatırma (hand lay-up) yöntemi .......................................................... 15
2.3.2. Püskürtme yöntemi ................................................................................... 16
2.3.3. Otoklav ile kalıplama yöntemi.................................................................. 17
2.3.4. Elyaf sarma yöntemi ................................................................................. 17
2.3.5. Masif ve Sandviç (Sandwich) Yapım Yöntemleri .................................... 18
2.3.6. Reçine Transfer Kalıplama - Reçine Enjeksiyonu.................................... 19
2.3.7. Profil Çekme – Pultruzyon ....................................................................... 20
2.3.8. Hazır Kalıplama ........................................................................................ 20
2.3.8.1. Hazır kalıplama pestili / SMC (sheet moulding composites)............. 21
2.3.8.2. Hazır kalıplama hamuru / BMC (bulk moulding composites) ........... 21
2.3.9. Vakum Bonding ........................................................................................ 21
2.3.10. Preslenebilir Takviyeli Termoplastik ..................................................... 22
2.4. Özelliklerin Belirlenmesi ................................................................................ 22
III
2.4.1. Mekanik Özelliklerinin Belirlenmesi ....................................................... 22
2.4.1.1. Çekme Testi ....................................................................................... 22
2.4.1.2. Eğilme Testi ....................................................................................... 24
2.4.1.3. Düzlem İçi Kayma Testi .................................................................... 25
2.4.2. Termal Özelliklerinin Belirlenmesi .......................................................... 26
2.4.2.1. TG-DTG Analiz ................................................................................. 26
2.4.2.2. DSC Analiz ........................................................................................ 27
2.4.3. Kırık Yüzey Karakterizasyonu ................................................................. 27
3. LİTERATÜR TARAMASI ................................................................................. 28
4. SONUÇLAR ......................................................................................................... 35
5. KAYNAKLAR ..................................................................................................... 38
ÖZGEÇMİŞLER ..................................................................................................... 40
IV
ÖZET
Kompozit malzemeler iki veya daha fazla sayıda malzemenin üstün özelliklerini bir
araya toplamak amacıyla birleştirilmesi ile oluşan malzemelerdir. Günümüzde kompozitler
geleneksel malzemelerin yetersiz olduğu veya özelliklerinin geliştirilmesi gerektiği
durumlar için özel malzeme olarak kullanılmaktadır. Hemen hemen her sektörde uygulama
alanına sahiptirler.
Kompozit sektöründe amaç, tekli kullanımlarda dayanıklı ve verimli olmayan, ikili
işlemlerde erimeyen malzemeleri, uygulama alanlarında uygun nitelikleri gösterecek
standartlara getirmek için yeni malzeme üretmektir.
Bu çalışmada, polimer matrisli kompozitler hakkında bilgi verilmiştir. Devamında
yüksek sıcaklığa dayanıklı polimer esaslı kompozit malzeme üretimi ve özelliklerinin
belirlenmesi konusunda yapılan çalışmalar araştırılarak literatür taraması yapılmıştır.
Sonuç kısmı ile de çalışma sonlandırılmıştır.
V
SUMMARY
VI
ŞEKİLLER DİZİNİ
Sayfa No
Şekil 2.1. Epoksi grubu .............................................................................................. 11
Şekil 2.2. Elle yatırma yöntemi .................................................................................. 15
Şekil 2.3. Püskürtme yöntemi .................................................................................... 16
Şekil 2.4. Otoklav yöntemi ........................................................................................ 17
Şekil 2.5. Elyaf sarma yöntemi .................................................................................. 17
Şekil 2.6. Masif ve sandviç yapım yöntemi ............................................................... 19
Şekil 2.7. Strain gage ................................................................................................. 23
Şekil 2.8. Strain indicator ve switch balance unit ...................................................... 24
Şekil 2.9. 3 Nokta eğme deneyi düzeneği .................................................................. 25
Şekil 2.10. Aparatın bağlanması ve çekme test cihazının genel görünüşü ................ 25
Şekil 2.11. TG cihazının şematik gösterimi ............................................................... 26
Şekil 2.12. DTA cihazının şematik gösterimi ............................................................ 26
Şekil 2.13. DTA cihazının şematik gösterimi ............................................................ 27
VII
TABLOLAR DİZİNİ
Sayfa No
Tablo 2.1. Kompozit malzemeler ile diğer alışılagelmiş mühendislik malzemelerinin
karşılaştırılması [2] ................................................................................................................ 6
VIII
KISALTMALAR DİZİNİ
IX
1. GİRİŞ
20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren tekniğin hızla gelişmesi, beraberinde sanayinin
temel girdisi olan malzeme ve malzeme biliminde de gelişmelerin hızlanmasını
sağlamıştır. Fakat yeryüzünde ana malzemelerin sınırlı olmasından dolayı, malzemeler ve
bu malzemelerin özellikleri teknolojinin gelişimine ayak uyduramamıştır. Uzay araçlarının
yapımına geçilen geçen asırda, bilim adamları çağın yenilikleri ile birlikte mevcut
malzemelerin özelliklerinden, bilimin gelişmesi paralelinde günün şartlarına uyacak
şekilde gerek ekonomik gerekse teknik yönden daha uygun malzemeler imal etme yolunu
seçmişlerdir.
Dolayısıyla hem ekonomik hem daha yüksek mukavemetli ve hem de çok hafif
malzemelerin oluşturulması için yapılan çalışmalar yoğunlaştırılmıştır. Böylece malzemeyi
teşkil eden bileşenlerin özellikleri farklı olan kombinasyonlarının verdiği kompozit
malzemeler büyük bir önem kazanmıştır.
Son zamanlarda yüksek mukavemet / ağırlık, katılık / ağırlık oranlarına sahip olan
fiber takviyeli reçine kompozitleri, uçak ve uzay taşıtları gibi ağırlığa hassas
uygulamalarda önemli kullanım sahaları bulmuşlardır. Düne kadar saçtan tahtadan yapılan
tekneler, yatlar yerlerini artık polyester - cam elyaftan yapılan benzerlerine bırakıyorlar.
Bakım-onarım bakımından daha avantajlı olan kompozit malzemeden yapılan tekneler aynı
zamanda daha hafif, uzun ömürlü ve süratli olmaları bakımından tercih edilmektedirler.
İmalat sanayisinde artık birçok parça kompozit malzemeden yapılmaktadır [1].
Bu çalışmada genel olarak kompozitler ve yüksek sıcaklığa dayanıklı polimer esaslı
kompozit malzeme üretimi ve özelliklerinin belirlenmesi hakkında İngilizce ve Türkçe
kaynakların geçmiş yayınlarına bakılmıştır.
2. KOMPOZİT MALZEMELER
Kompozit malzeme; belirli bir amaç doğrultusunda bir araya getirilen iki ya da daha
fazla sayıdaki, aynı veya farklı gruptaki malzemelerin birbiri içinde çözünmediği ve
bileşenlerinin hiç birinin tek başına sahip olmadığı özelliklere sahip olan ve makro
düzeyde birleştirilmesiyle elde edilen bir malzeme olarak tanımlanır.
Kompozit malzemeler; bileşenlerde tek başına iken mevcut olmayan bazı özelliklerin
(sertlik, tokluk, iletkenlik, dayanım vb.) geliştirilmesi ve bir araya getirilmesi amacıyla
kullanılır.
Kompozit malzemelerden özellikle, polimer matrisli kompozitler (PMK) en yaygın
kullanılan mühendislik yapı malzemelerinden biri haline gelmiştir. Bu durum hem karbon,
polietilen, aramid gibi yüksek performanslı fiberlerde sağlanan gelişmeler, hem de matris
malzemesi olarak kullanılan polimerlerdeki gelişmeler sayesinde mümkün olmuştur.
Polimer esaslı kompozit malzemelerin tercih edilme sebepleri; malzemede yerine
göre sağlamlık, esneklik, hafiflik, çevre şartlarına (nem, güneş ısınları, gibi) dayanıklılık,
darbe dayanımı ve sertlik gibi günlük yasamda kullanılan terimlerle ifade edilen
özelliklerin yanında daha bilimsel bir dille ısısal genleşme katsayıları, yorulma, çatlama,
kırılma, çekme, eğme dayanımları ve benzeri değerlerin uygunluğunun aranmasıdır.
Kompozit malzemelerde çeşitli form ve oranlarda takviye fazı ile bu malzemenin
çevresinde hacimsel olarak çoğunluğu oluşturan matris malzeme bulunmaktadır. Bu iki
malzeme grubundan, takviye malzemesi kompozit malzemenin mukavemet ve yük taşıma
özelliğini, matris malzeme ise plastik deformasyona geçişte oluşabilecek çatlak
ilerlemelerini önleyici rol oynamakta ve kompozit malzemenin kopmasını
geciktirmektedir. Matris olarak kullanılan malzemenin bir amacı da fiber malzemeleri yük
altında bir arada tutabilmek ve yükü lifler arasında homojen olarak dağıtmaktır.
Böylece fiber malzemelerde plastik deformasyon gerçekleştiğinde ortaya çıkacak
çatlak ilerlemesi olayının önüne geçilmiş olur.
Kompozit malzemelerin üretimi ile aşağıdaki özelliklerin bir ya da birkaçının
geliştirilmesi amaçlanır.
1. Yüksek mukavemet
2. Aşınma dayanımı
3. Yorulma dayanımı
3
4. Kırılma tokluğu
5. Korozyon dayanımı
6. Yüksek sıcaklık performansı
7. Isıl ve akustik iletkenlik
8. Maliyet
9. Estetik görünüm
10. İmalat kolaylığı
daha büyüktür.
• Üretimi nispeten pahalıdır.
• Nem ve hava zerrecikleri, kompozitlerin mekanik ve yorulma özelliklerini olumsuz
yönde etkiler.
• Delik delme ve kesme türü işlemler liflerde açılmaya yol açmaktadır.
• Kompozitler kırılgan (gevrek) malzeme olmalarından dolayı kolaylıkla zarar
görürler, onarılmaları yeni problemler yaratabilir.
• Kompozit pazarı, hacim olarak en fazla Çin’de gelişme göstermiştir. Bunun yanı sıra
Amerika, Almanya, Japonya, Fransa ve İtalya gibi ülkelerde halen ciddi pazar
potansiyeli mevcuttur.
• Uzay ve Havacılık sektörünün kompozit kullanım oranı hızlı bir artış göstermiştir.
• Rüzgâr Enerjisi üretim ekipmanlarında kompozit kullanımındaki hızlı artış, bu
sektörü kompozit sektörleri içerisinde üst sıralara taşımıştır.
• Otomotiv sektöründeki kullanım, tüketici istekleri doğrultusunda şekillenerek
artışına devam etmiştir.
• Termoplastiklerin gelişme hızı termosetlere oranla daha fazla olmuş ve
termoplastikler toplam kompozit pazarı içerisindeki paylarını arttırmayı
başarmışlardır.
• Enjeksiyon proseslerinin, el yatırması tekniklerine olan oranı her geçen gün artmış ve
el yatırması teknikleri daha ziyade büyük parçaların üretimleri ile sınırlı kalmaya
başlamıştır.
Kompozit üretimi için kullanılan en yaygın yöntemlerden, elle yatırma, otoklav ve
reçine transfer kalıplamada kesim, istifleme ve ön sekil verilmiş parçaların üzerine
tabakaların yerleştirilmesi için çok sayıda yüksek nitelikli isçi gerekmektedir. Bazı uçak
parçalarının üretiminde 60 katmandan fazla karbon kumaş ya da karbon-epoksi prepreg
şeridin elle ayrı ayrı yerleştirilmesi gerekmektedir. Aynı şekilde bazı gemi gövdelerinde de
100’den fazla cam-fiberi elle yerleştirilmek zorundadır. Kalınlık yönünde bağlayıcı madde
eksikliğinden dolayı bütün katmanlar tek tek istif edilmek zorundadır, bu da üretim
süresini uzatmaktadır. Ayrıca kalınlık yönünde fiber olmayışı nedeniyle, katmanlar yatırma
sırasında birbirleri üzerinde kayabilmektedirler, bunun sonucunda da kompozit malzemede
fiber yönlenmeleri bozulmaktadır. Bu problem tam veya yarı otomatik yöntemler
kullanarak giderilebilmektedir fakat kullanılan donanımların pahalı olması ve üretilebilen
5
adlandırılırlar. Metal matrisler büyük çaplı uygulamalarda kullanılmak için çok pahalı ve
çalışılmaları çok zordur. Seramik matrisler ise yüksek oranda kırılgan olmalarından dolayı
yeterli dayanıklılığa sahip olmamaları nedeniyle kullanım alanları yüksek ısı ile kullanılan
yerlerle sınırlanmaktadır.
Tüm diğer matris alternatifleri arasında ticari olarak en uygun olanı plastik
matrislerdir. Bunların arasında ise en çok kullanılanlar termoset esaslı olan polyester ve
epoksi reçineleridir.
Polimerlerin ticari ve teknik bakımından önemli olmasının sebepleri şöyle
özetlenebilir:
• Plastiklerle genellikle ekstra işleme gerek kalmadan karmaşık geometriye sahip
parçaların kalıplanabilmesi,
• Metal ve seramiklere göre düşük yoğunluğa sahip olması ve dayanım/yoğunluk
oranın iyi olması,
• Yüksek korozyon direnci ve düşük ısıl ve elektrik iletkenliğine sahip olması,
• Maliyet yönüyle metallerle yarış halinde olması,
• Hacimsel bazda genellikle polimerleri üretmek için daha az enerjiye gerek
duyulması. Çünkü ma1zernelerin çalışma sıcaklıkları metallerden daha düşük
olması,
• Bazı plastiklerin ışığı yansıtması ve saydam olması bazı uygulamalarda camla
bunları rekabet eder hale getirmesi,
2.1.1.2.1. Epoksiler
Cam veya karbon fiber ile epoksi birleşimi mükemmel mekanik dayanıklılığa
sahiptir. Bu yüzden uzay ve havacılık teknolojilerinde ve denizcilik alanında çok kullanılır.
Genellikle iki elemanlı olan epoksiler, diğer termoset plastikler gibi belli süre sonra
sıvı hâlden katı hâle geçer ve takip eden bir iki hafta içinde kür alarak final sertliğe ulaşır
[5].
Epoksi reçineler olgunlaştıklarında (çapraz bağlandıklarında) yan ürün açığa
çıkarmazlar ve bu nedenle olgunlaşma büzülmesi gösterirler. Diğer malzemelerle
kolaylıkla yapışırlar ve kimyasal etkilerle çevre koşullarına karsı iyi dirence sahiptirler,
mekanik özellikleri ve elektrik yalıtım özellikleri iyidir [6].
Epoksi reçinelerin özellikleri incelendiğinde;
• Değişik yüzeylere mükemmel yapışma,
• Aşınmaya karşı dayanıklılık,
• Pişerek sertleşme esnasında yan ürünler oluşmaz,
• Pişme sonucu büzülme meydana gelmez,
• Boşluk doldurma özelliği,
• Alkali, asit ve çözücüler ile rutubete karşı dayanıklılık,
• Yapısal özellikleri birbirinden farklı malzemeleri yapıştırma gibi
özellikleri bulunmaktadır.
2.1.1.2.2. Polyesterler
Karbon lifi ilk defa karbonun çok iyi bir elektrik iletkeni olduğu bilinmesinden
dolayı üretilmiştir. Cam fiberin metale göre sertliğinin çok düşük olmasından dolayı
sertliğin 3–5 kat artırılması çok belirgin bir amaçtı. Karbon fiber epoksi matrisler ile
birleştirildiğinde olağanüstü dayanıklılık ve sertlik özellikleri gösterir. Karbon fiber
üreticileri devamlı bir gelişim içerisinde çalışmalarından dolayı karbon fiberlerin çeşitleri
sürekli değişmektedir. Karbon fiberin üretimi çok pahalı olduğu için ancak uçak sanayinde,
spor gereçlerinde veya tıbbi malzemelerin yüksek değerli uygulamalarında
kullanılmaktadır [7].
Karbon fiber denilen 1,000–1,500 ° C aralığında ısıl işlem görmüş lifler ile grafit
fiber denilen 2,000 ° C’nin üzerinde ısıl işlem görmüş lifler arasında bir fark vardır.
Karbon fiber sargısındaki grafit oranı %0 ila % 100 arasında değişebilir. Oran %99’un
üzerindeyken, liflere grafit lifleri denir.
Genel olarak, karbon lifleri yaygın olarak en az 92 içeren lifler olarak tanımlanır ve
ağırlıkça%100’e kadar karbon. Ayrıca, karbon fiberler polikristallerdir. Düzlemsel altıgen
ağlarda iki boyutlu bir uzun menzilli karbon atomu düzenine sahiptirler, ancak üçüncü
yönde (z-yönü) daha fazla veya daha az paralel istifleme dışında ölçülebilir herhangi bir
kristalografik düzen yoktur.
Karbon fiberin üretimi çok pahalı olduğu için ancak uçak sanayinde, spor
14
Cam fiberi silika, kolemanit, alüminyum oksit, soda gibi cam üretim maddelerinden
üretilmektedir. Cam fiberi, fiber takviyeli kompozitler arasında en bilinen ve kullanılandır.
Cam fiberi özel olarak tasarlanmış ve dibinde küçük deliklerin bulunduğu özel bir ocaktan
eritilmiş camın itilmesiyle üretilir. Bu ince lifler soğutulduktan sonra makaralara sarılarak
kompozit hammaddesi olarak nakliye edilir. Özellikle cam fiberi ile matris arası yapışma
gücünü arttıran "silan" bazlı ve fiber üzerinde ince film oluşturan kimyasalların
geliştirilmesinden sonra kullanım sahaları artmıştır. Fiberler işlem sırasında
dayanıklılıklarının %50‘sini kaybetmelerine rağmen son derece sağlamdırlar. Fiber
kumaşları genellikle sürekli cam fiberlerin lifleri ile üretilmektedir.
İşlemler sırasında değişik kimyasalların eklenmesi ve bazı özel üretim yöntemleri ile
farklı türde cam fiberleri üretilebilmektedir [5].
Elle yatırma yöntemi fiber takviyeli termoset kompozitleri bir kalıp içinde veya
üzerinde el ile ya da elle kullanılan aletler ile üretmeye verilen addır. Parça üzerine
yatırıldığı kalıbın şeklini aldığı için temas kalıplaması da denilmektedir. Her tipte fiber
takviyesi için kullanılabilse de genellikle cam fiber takviyeli kompozitlerin üretiminde
kullanılır. Oda sıcaklığının altında sıvı olan bütün termoset reçineler ile kullanılabilir.
Polyesterler, epoksiler, bazı fenolikler, furanlar, silikonlar ve poliimidler bu koşulu
sağlamaktadır. Yalnızca kalıpla temas halinde olan yüzey pürüzsüz olarak
üretilebilmektedir. Dolayısıyla pürüzsüz olması istenen yüzeye göre kalıp tasarlanmalıdır.
Avantajları:
• Basitliği nedeniyle yaygın olarak kullanılmaktadır.
• Pahalı ekipmanlara ihtiyaç duyulmamaktadır.
• Pratik olarak ürün boyutunda herhangi bir limit yoktur. Bütün şekilleri üretmek
mümkündür.
• Depoları, kanalları, tekneleri üretmekte ve büyük yapıları tamir etmekte yaygın
olarak kullanılmaktadır.
16
Limitleri:
• Emek yoğun bir işlemdir ve ürünlerin kalitesi üretimi yapan kişinin yeteneklerine
bağlıdır.
• Her iki yüzeyi de düzgün yüzeyler üretmekte kullanılamaz.
• Küçük parçaların yüksek sayıda üretilmesi için basınçlı kalıplama gibi yöntemlerle
rekabet edemez.
• Kalınlık kontrolü hassas değildir.
• Fiber-reçine oranını ayarlamak oldukça zordur.
Otoklav yüksek basınç ve sıcaklık altında çalışan kapalı bir ortamdır. Eş zamanlı
olarak uygulanan ısı ve basınç sayesinde önceden hazırlanmış lamineler (prepreg)
konsolide olur, var ise sıkışmış hava giderilir ve termoset reçine kürlenir. Bu işlem ile
yüksek kaliteli, fiber oranı %65’lere kadar çıkabilen ürünler elde edilir.
Sürekli fiberlerin reçine içerisinden geçerek ayırıcı ile kaplanmış parça üzerine
kaplandığı yarı otomatik kompozit üretim tekniğidir. Çok yüksek fiber oranına sahip,
yüksek dayanımlı PMK yapılar üretilebilir. Bu yöntemle pozitif eğime sahip silindirik,
küresel, konik parçalar üretilebilmektedir. Eğer gerekiyorsa, negatif eğime sahip konkav
parçaların üretimi için ise termoset kürleme işlemi yapılmadan önce basınç ile
şekillendirme yapılabilir.
Avantajlar:
• Yarı otomatik bir yöntem olması nedeniyle daha az çalışan ile üretilebilir.
• Fiber oranı, fiberlerin geometrik dizilimi ve fiber gerdirme hassas bir şekilde
• kontrol edilerek yüksek dayanıma sahip ürünler tekrarlı bir şekilde üretilebilir.
• Fiber oranı %70 gibi yüksek oranlara çıkabilmektedir.
• Fiber yönelimleri kontrol edilerek anizotropik özelliklere sahip parçalar üretilebilir.
• Görece düşük maliyetlerle büyük parçalar üretilebilmektedir. Bu yöntemle 15 m
çapında depo tankları üretmek mümkündür.
• Diğer birçok PMK üretim yöntemine göre malzeme israfı çok azdır.
Limitler:
• Karmaşık şekilli ya da hem içbükey hem dışbükey eğime sahip parçaları üretmek,
çok küçük açık uçlu parçaları üretmek çok zordur/mümkün değildir.
• Her ne kadar otoklav ile kalıplama kadar pahalı olmasa da önemli yatırım
gerektiren bir prosestir.
• Elyaf demetinin tabakalar arası kayma dayanımı ve basma dayanımı düşüktür.
• Eğer harici kalıplar ya da kalıplama cihazları kullanılmaz ise yüzey kalitesi
kötüdür.
• Üretilen parçanın kalitesi otoklavlı kalıplamaya göre daha düşüktür çünkü yapıdaki
boşluklar daha fazladır [URL – 1].
Bir yatın gövde ve güvertesi çok katlı elyaflarla inşa edilebileceği gibi, hafif bir
çekirdek malzemesinin iki yüzüne elyaf kaplanarak, düşük ağırlıklı ancak son derece
mukavim bir yapı elde edilebilmektedir. Sandviç adı verilen bu teknik özellikle güverte
inşasında 1970’li yıllardan beri kullanılmaktadır. Aradaki çekirdeği oluşturmak için balsa
ağacı ve çeşitli köpük levhalar kullanılabilmektedir. Bu şekilde kemere takviyesi
19
Ancak bu yöntemin deneyim gerektirdiği, pahalı olduğunu, her zaman iyi sonuç
vermeyebileceğini (delaminasyon: katların iyi yapışmama sonucu birbirinden ayrılması),
onarımın zor olduğunu ve bu tip yapımlarda örneğin bir donanım elemanının montajının
zor olduğunu göz önünde bulundurmak gerekir. Çekirdek olarak balsa plakalar, PU, PVC
sert ve yarı sert köpük levhalar ve kontraplaklar kullanılabilmektedir.
Bu kompozit üretim yönteminde elle yatırma sistemlere daha hızlı ve uzun ömürlü
olmakla birlikte iki parçalı kalıp kullanmak gereklidir. Kalıbın kompozit malzemeyle
yapılması çelik kalıp maliyetine göre daha düşük kalmasına neden olmaktadır. RTM
(Reçine transfer kalıplama) yöntemi çoğunluk jel kotlu veya jel kotsuz her iki yüzeyinde
düzgün olması istenen parçalarda kullanılır. Takviye malzemesi kuru olarak keçe, kumaş
20
Pultruzyon işlemi sürekli sabit kesitli kompozit profil ürünlerin üretilebildiği düşük
maliyetli seri üretim yöntemidir. Pull ve Extrusion kelimelerinden türetilmiştir. Sisteme
beslenen sürekli takviye malzemesi reçine banyosundan geçirildikten sonra 120-150ºC’ye
ısıtılmış sekilendirme kalıbından geçilerek sertleşmesi sağlanır. Kalıplar genellikle krom
kaplanmış parlak çelikten yapılmaktadır. Sürekli elyaf kullanılmasından dolayı takviye
yönünde çok yüksek mekanik mukavemet elde edilir. Enine yükleri karşılayabilmek için
özel dokumalar kullanmak gerekmektedir.
Hazır kalıplama bünyesinde cam elyafı, reçine, katkı ve dolgu malzemeleri içeren
kalıplamaya hazır, hazır kalıplama bileşimleri olarak adlandırılan kompozit malzemelerin
sıcak pres kalıplarla ürüne dönüştürülmesidir. Karmaşık sekilerlin üretilebilmesi, metal
parçaların bünye içine gömülebilmesi, farklı cidar kalınlıkları gibi avantajları
bulunmaktadır. Ayrıca ürünün iki yüzü de kalıp ile şekillenmektedir. Diğer kompozit
malzeme üretim tekniklerinin olanak vermediği delik gibi komplike şekiller elde
edilebilmektedir. Iskarta oranı düşüktür. Bu yöntemin dezavantajları kalıplama
bileşimlerinin buzdolaplarında saklanmaları gerekliliği, kalıpların metal olmasından dolayı
diğer kalıplardan daha maliyetli olması ve büyük parçaların üretimi için büyük ve pahalı
21
SMC takviye malzemesi olarak kırpılmış lif ile dolgu malzemesi içeren bir reçinenin
önceden birleştirilmesi ile oluşan pestil biçiminde malzemedir. Sürekli lifler, 25-50 mm
kırpılmış olarak ve kompozitin toplam ağırlığının %25-30 oranında kullanılır. Genellikle 1
m genişliğinde ve 3 mm. kalınlığında üretilir.
BMC takviye malzemesi olarak kırpılmış lif ve dolgu malzemesi içeren bir reçinenin
önceden birleştirilmesi ile oluşan hamur biçiminde malzemedir. Hazır kalıplama
bileşimlerinin avantajları;
• Çok geniş tasarım esnekliği,
• Düzgün yüzey,
• Kolayca laklanabilme, boyanabilme ve kalıp içinde yüzeyin kaplanabilmesi,
• Geri dönüştürülebilme ve hazırlığında geri dönüşümlü malzeme kullanabilme,
• Metal gömme parçaların yerleştirilmesi ile montaj kolaylığı,
• Yüksek alev dayanımı,
• Sıcaklık dayanımı,
• Soğukta kırılgan olmama, enjeksiyon kalıplama (injection moulding).
Bu yöntem RTM’ye benzer bir yöntemdir. Farklılığı reçine/elyaf karışımın kalıp
dışarısında karışmış ve eritilerek basınç altında boş kalıp içine enjekte ediliyor
olmasındadır. Sadece düşük viskoziteye sahip termoset reçineler bu yöntemde
kullanılabilir. Diğer yöntemlere göre daha hızlıdır. Çocuk oyuncaklarından uçak
parçalarına kadar birçok ürün bu yöntemle üretilebilmektedir.
Kompozit malzeme (genellikle geniş sandviç yapılar) önce bir kalıba yerleştirilir,
ardından bir vakum torbası en üst katman olarak yerleştirilir. İçerideki havanın
22
Keçe türünde elyaf takviyesi içeren termoplastik reçine ile yapılmış plaka seklinde
preslenebilir kalıplamaya hazır özel amaçlı bir takviyeli termoplastik çeşidini
tanımlamaktadır.
GMT’nin hazırlanması SMC’ye benzemektedir. Ekstruderden çekilen bir
termoplastik levha üzerine yumuşak haldeyken bir elyaf takviyesi yerleştirilir. Bu
katmanların üzerine bir diğer termoplastik levhada yumuşakken yerleştirilerek soğuk
hadde silindirlerinin arasından geçirilir. Sertleşen plakalar kesilerek preslenmeye hazır
duruma getirilir [8].
karşımıza çıkar, az sıkılır ise malzeme çenelerden ayrılabilir ve uygulanan kuvvet tam
performansına ulaşamaz. Çene bağlantısı yapıldıktan sonra kompozit çubuk üzerine kuvvet
uygulanır. Fakat ilk başta yapıştırıcı, sıcaklık ve çenelere uygulanmış olan kuvvet
nedeniyle oluşan şekil değişimi kuvvet uygulanmadan ölçülmelidir. Kuvvetin ilk artımının
düzenli olması gerekmektedir. Bu nedenle ilk önce ön yükleme yapılır ve kuvvet çok yavaş
olarak artırılır. Daha sonra kol çekilir ve düzenli bir şekilde kuvvet artırılmaya başlanır.
Belirli aralıklarla çekme cihazı durdurulur ve strain gage üzerinde oluşmuş olan
deformasyonlar not edilir. Ölçümün en sağlıklı şekli strain indicator üzerinde gage factor
butonunu ayarlayarak ibrenin 0 olduğu an yakaladığında gerçekleşir. Belirli kuvvetler
arasında cihaz durdurulur ve strain gage üzerinde oluşan şekil değişimi ölçülür. Daha sonra
ölçülen bu şekil değişimlerinin ortalaması alınarak asıl şekil değişiminin kuvvete orantısı
belirlenmiş olunur.
Strain-gage: Elastik bir taşıyıcı üzerinde bulunan birbirine paralel bağlantılı ince
pullardan oluşmuştur. Malzemeye uygulanan yüke doğru orantılı olarak uzayacak veya
kısalacaktır. Pul üzerinde bulunan teller de aynı şekilde uzayacak veya kısalacak ve orantılı
olarak direnci değişecektir. Strain gageler 1 yönündeki şekil değişiminin tespiti için 1
yönüne 2 için 2 yönüne bağlanır. Bağlama işlemi yapıştırıcı yardımı ile yapılır.
Switch Balance Unit ve Strain İndicator: Tek yönde düzenlenmiş olan kompozit
malzemedeki şekil değişimlerini incelememizi sağlar. Strain-gageler ile sağladığımız
köprü sayesinde şekil değişimini mikroinch olarak görmemizi sağlar. Fakat fiberimizin
açısı farklı olunca yani iki adet strain-gage bağladığımız takdirde strain indicator bir
köprüye ihtiyaç duymaktadır. Fazla sayıda şekil değişimi izlenmesi için Switch Balance
Unit kullanılır. Aksi takdirde ölçüm gerçekleştirilemez. Switch Balance ünitesi yardımı ile
10 adet strain-gage için şekil değişimi değerini görmek mümkündür. Tek yönlü gerilimi
24
ölçmek için Switch Balance ünitesine ihtiyaç olmaz iken daha fazlası için vazgeçilmez bir
bağlantı elemanıdır.
Test numunesine bir kuvvet etkilediğinde, numune kesitinin bir kısmında basma
gerilmesi, kesitin geri kalan kısmında çekme gerilmesi meydana geliyorsa numune eğilme
halindedir. Eğilme halindeki numunelerin kesitinde, iç yüzeye yakın bölgede basma
gerilmeleri, dış yüzeye yakın bölgede ise çekme gerilmeleri meydana gelmektedir.
Testin temel prensibi, testte kullanılacak malzemeyi "basit kiriş" modeli olarak kabul
etmeye dayanmaktadır. Kiriş denklemi ideal moment durumuna göre çıkarıldığından,
kirişte oluşan kayma gerilmesinin normal gerilmelere göre ihmal edilebilir düzeyde
kalması istenmektedir. Bu sebeple malzemenin sabit kesit alanlı uzunluk değerinin en
geniş değere oranla en az 16 katı büyük olması gerekmektedir. Deneyin sınır koşulları
"basit kiriş” modellemesi ile aynıdır. Test numunesi uzunlamasına yatay bir pozisyonda
destekler üzerine konurken, numunenin tam ortasından kuvvet uygulanır.
Test süresince, F kuvveti arttırılırken numunenin tam ortasında oluşan sehim değeri
ölçülür. Ölçülen değerler sonucu kuvvete karşılık gelen sehim grafiği elde edilir. Bu
ölçümler, tüm numune için en yüksek sehim ve momentin oluştuğu orta noktadan yapılır.
Mukavemet bilgilerini kullanarak, üç ve dört nokta eğilme deneyleri için gerekli
hesaplamalar yapılır.
Eğilme mukavemeti kiriş yüzeyinde orta noktasındaki kırılma momenti maksimum
gerilmeye eşittir. Kuvvet, kırılma momentindeki yüke çıktığı anda yukarıdaki denklemden
hesaplanır. Eğer malzeme kırılmaz ise veya tamamen hasar görmez ise eğilme momenti
bulunamaz.
25
DTA yöntemi, ısıtma veya soğutma sırasında, numune ve referans arasındaki sıcaklık
farkı ölçümüne dayanır.
Armağan, tarafından hazırlanan tez çalışmasında cam fiber takviyeli vinil ester
kompozit levhalar çeşitli ASJ kesme parametrelerinde Taguchi deney düzenine göre
kesmiştir. Taguchi deney düzenine göre, deneysel parametreler standoff mesafesi,
aşındırıcı kütle akışı hızı, ilerleme hızı, basınç ve malzeme kalınlığı olacak şekilde üçer
seviyede belirlemiştir. Tüm test sonuçlarına göre standoff mesafesi en etkin deney
parametresini bulmuştur. Sonuç olarak cam fiber takviyeli vinil ester kompozit levhaların
ASJ kesme performanslarını incelemiştir, optimum parametreler belirlenerek eğimli kesim
ile performanslarını geliştirmiştir[14].
Subaşı vd., tarafından yapılan çalışma kapsamında polimer matrisli bir kompozit
olan polyester matris içerisine grafen, grafen oksit ve grafit gibi nano materyaller katılması
sonucunda elde edilen nano kompozitlerin mekanik ve termal özelliklerindeki değişimleri
incelemişlerdir. Literatürde bu alanda yapılan çalışmalar belirli bir sistematik içerisinde
incelenmişler ve grafen ve türevlerinin polyester matrisli kompozitler üzerine olan
etkilerini ortaya koymuşlardır [15].
Nas vd., çalışmalarında, toz metalurji üretim tekniğinde kullanılan sıcak presleme
(SP) yönteminin, kompozit malzemelerin üretilebilirliği üzerindeki etkilerini
değerlendirmişlerdir [16].
Zhang vd., gerilme hızı ve yüksek sıcaklık ortamının sıcak pres kalıplama ile üretilen
karbon fiber takviyeli termoplastik kompozitlerin mekanik performansı üzerindeki
etkilerini araştırmışlardır. Sıcak presle kalıplama ile üretilen sürekli karbon fiber takviyeli
poliamid 6 laminatların yarı statik ve dinamik testler kullanarak büyük çekme mekanik
performansı üzerinde çalışmışlardır. Farklı istifleme dizilerine sahip dört çeşit laminat imal
etmişler ve test etmişlerdir. Gerinim hızı ve yüksek sıcaklığın yerleşime etkilerini
tartışmışlardır. Ayrıca, kusur davranışı ve mekanizmasını analiz etmişlerdir. Sonuç olarak
termoplastik kompozitlerin gerinim oranını güçlendirme etkilerine ve yüksek sıcaklıkta
zayıflama bağımlılığına sahip olduğu, farklı tabaka laminatlarının farklı hassasiyetler
sergilediği, etkilerin iki yöne atfedildiği, yani, termoplastik matrisin gerinim oranı etkisi ve
fiber / matris ara yüzeyinin mukavemet artış sağladığı, dört çeşit döşeme CCFRT laminatı,
0 °, 90 ° ve 45 ° / -45 ° katmanların kusur mekanizmalarındaki farklılıklar nedeniyle farklı
çekme kusur modları gösterdiği, gerilme oranı arttıkça, fiber / matris ara yüzeyinde hasar
azaldığı ve mukavemet artışı sağlandığı, farklı CCFRT katmanları arasındaki ara
katmanların iyi bir bağlanma sergilediği sonuçlarına ulaşmışlardır [17].
30
belirlemek amacıyla pin on disk kuru aşınma testi yapmışlardır. Farklı yüklerde yapılan
(10-30N) aşınma testleri sonucu MgO bileşiğinin epoksi malzemenin aşınma özellikleri
üzerine etkilerini incelemişlerdir. Farklı oranlarda MgO ilave edilerek üretilen kompozit
malzemeler ile takviyesiz epoksinin aşınma sonuçları kıyaslandığında, en iyi sonucun 2.5/1
oranında MgO/Epoksi içerikli kompozit malzemeden elde edildiğini gözlemlemişlerdir.
Ayrıca kompozit malzemelerin takviyesiz epoksiye göre daha iyi sonuç verdiği ve genel
olarak MgO miktarı arttıkça sürtünme katsayısı değerlerinin düştüğünü tespit etmişlerdir.
Farklı yüklerde yapılan (10-30N) aşınma testi sonucu, aşınma yükü arttıkça bütün
malzemelerde sürtünme katsayısının düştüğünü gözlemlemişlerdir. Aşınma sırasında
aşındırıcı pimin kompozit malzemeye temas ettiği yerdeki sıcaklık değerlerine
bakıldığında ise aşınma yükü arttığında aşındırıcı pim ve malzemeler arasındaki sürtünme
arttığı için sıcaklığın yükseldiğini belirlemişlerdir [20].
Durgun vd., bu çalışmada cam ve karbon elyaf destekli polimer esaslı kompozit
malzemelerin farklı üretim teknikleri kullanılarak çekme ve üç nokta eğilme deneyleri
sonucundaki davranışlarını yorumlamışlardır. Matris malzemesi olarak epoksi reçine
kullanmışlardır. El yatırma, vakum torbalama ve vakum infüzyon üretim tekniklerinin
karşılaştırmasını yapmışlardır. Elde edilen sonuçlardan karbon elyaf ile üretilen
numunelerin üretim tekniğinden bağımsız olarak cam elyafa göre daha yüksek bir dayanım
sergilediğini görmüşlerdir. Üretim teknikleri açısından değerlendirildiğinde sırasıyla el
yatırma, vakum torbalama ve vakum infüzyon yöntemlerinde dayanım artışını
gerçekleştirmişlerdir [21].
Özer, termoplastik kompozit malzemeleri laminasyon tekniği ile üreterek elde
etmiştir. Kompozit üretimi, kompozit yapının sıcak preste belirli süre bekletilmesiyle
gerçekleştirilmiştir. Bu yapı, arasına uygun şekilde ve açıda cam elyaf dizilmiş levhalardan
oluşturulmuştur. Sonrasında, üretilen malzemelerden; çekme, basma, kayma, üç nokta
eğilme ve çentik darbe numuneleri hazırlanmıştır. Numuneleri uygun şartlarda test edip
mekanik özelliklerini belirlemiştir. Çekme deneyleri sonucunda poliamid ve polipropilen
matrisli TPC malzemenin yüksek çekme dayanımına sahip olduğunu görmüştür. Basma
deney sonuçlarını incelediğinde PP matrisli TPC malzemenin yüksek gerilme değerlerine
sahip olduğunu görmüştür. PA matrisli TPC basma numunelerinde deney esnasında
delaminasyonlar meydana gelmiştir. PE matrisli deney TPC deney numunelerinde ise
kayma gerilmeleri meydana gelmiştir. Üç nokta eğilme deneyleri sonucunda TPC
malzemelerin maksimum sehim miktarlarını ve eğilme gerilmelerini elde etmiştir. Deney
32
sonuçlarına göre kaynak tekniği farklı olarak birleştirilen PP ve PVC numunelerde sıcaklık
artışıyla beraber kaynak sonrası çekme dayanımlarında artış olduğu görmüştür [23].
Bağcı, çalışmasında, günümüzde hızlı bir gelişme gösteren, yüksek mukavemet, iyi
kalıplama ve düşük maliyet özelliklerine sahip cam elyaf takviyeli kompozit malzemelerin
erozyon aşınma davranışlarını incelemiştir. Deneylerde çarpma açıları, çarpma hızları,
aşındırıcı partikül boyutları ve fiber doğrultuları değiştirilerek erozyon oranlarındaki
değişimler araştırmıştır. Cam elyaf takviyeli epoksi kompozit malzemelerin ve bu saf
yapıya ayrı ayrı hacimsel olarak %15 oranında Borik Asit, Borax, Silisyum Oksit ve
Alüminyum Oksit ilave edilerek oluşturulmuş kompozit malzemelerin erozyon aşınma
davranışları çarpma hızı, çarpma açısı, aşındırıcı partikül boyutu ve fiber doğrultusu
değiştirilerek incelemiştir. Çarpma açısının değiştirilmesinin deney numunelerinin
tümünde erozyon oranının farklılaşmasını sağladığı görülmüş olup erozyon oranındaki en
olumsuz etki 30° çarpma açısında gerçekleşmiştir. Yani sünek malzemelerde karşılaşılan
duruma benzer bir eğilim ortaya çıkmış olup çarpma açısındaki artış (30° den 90° ye)
erozyon oranındaki azalmayı beraberinde getirmiştir [24].
Yalçınkaya, çalışmasında yaygın olarak kullanılan polimerlerden olan polistirenin,
killerle oluşturduğu kompozitleri sentezlemiş ve karakterizasyonunu yapmıştır. Polimer-kil
nanokompozitleri, özellikle 2000 yılından sonra önemi anlaşılmış en yeni kompozit
türlerinden biridir. Bu tip kompozitlerde dağıtıcı faz olarak polimerler kullanılmaktadır.
Killer ise destek maddesi görevini üstlenmektedirler. Bu iki farklı yapı birleştirilerek,
normal polimerlere göre daha üstün fiziksel ve kimyasal özeliklere sahip yeni yapılar elde
edilmektedir. Polimer-kil nanokompozitleri, klasik polimerlere oranla daha yüksek
sıcaklıklara dayanmaktadır. Ayrıca darbe dayanımı gibi fiziksel özeliklerinde de
iyileşmeler sağlamaktadır. Bu kompozitler, sanayide ve günlük yaşamda polimerlerin
kullanıldığı her yerde kullanılabilmektedirler. Kompozitlerin sentezi; kilin saflaştırılması
ve katyon değişim kapasitesinin (KDK) belirlenmesi, organokil sentezi ve
nanokompozit sentezi olmak üzere üç aşamada gerçekleştirmiştir. Saf kil
kurutularak KDK tayini yapılmış ve organokil sentezinde kullanılmıştır. Kilin KDK değeri
ANSI/ASTM C837-76 standardına göre belirlemiştir. Saf kilin ve sentezlenen
organokillerin (CTAB-O, TEAB-O, BTEAB-O) tabakalar arası uzaklıkları X-Işını
Kırınımı (XRD) analizleri ile belirlemiştir. Nanokompozit sentezi yerinde
polimerizasyonla yapılmış ve kütlece %2, %4 ve %6 kil içeren nanokompozitler; XRD,
termogravimetrik analiz (TGA), jel geçirgenlik kromatografisi (GPC) ve taramalı elektron
34
mikroskobu (TEM) analizleriyle karakterize etmiştir. Kilin KDK değerini 110 meq/100 g
kil olarak bulmuştur. Saf kil, CTAB-O, BTEAB-O ve TEAB-O organokillerinin tabakalar
arası uzaklık değerleri sırasıyla 12.55 Å, 20.92 Å, 16.29 Å ve 15.22 Å dur. Son aşamada üç
farklı organokil ile de nanokompozit sentezi denenmiş, TEAB-O ve BTEAB-O ile dağılma
sağlanamadığı için yalnızca CTAB-O ile nanokompozit sentezlenebilmiştir. XRD
sonuçlarında pik gözlenmemesi dağılmış yapıyı göstermektedir. GPC sonucunda saf
polistiren ve kütlece %2, %4 ve %6 kil içeren nanokompozitlerdeki polistirenin molekül
kütleleri sırasıyla 32000 g/mol, 26000 g/mol, 35000 g/mol ve 29000 g/mol bulmuştur. Bu
sonuç kil miktarının, kompozit içindeki polimerin molekül kütlesini önemli ölçüde
etkilemediğini göstermektedir. TGA analizleri sonucunda, saf polistiren ve kütlece %2, %4
ve %6 kil içeren nanokompozitlerin %50 kütle kaybı sıcaklıklarını sırasıyla 403ºC, 417ºC,
424ºC ve 432ºC bulmuştur [25].
Polat, bu çalışmada cam elyaf malzemesinin takviye elemanı olarak polimer
matrisli termoplastik kompozit yapı içerisinde kullanılmasını araştırmıştır. Cam elyaf
malzemesinin çekme mukavemeti ve aşınma dayanımı çok yüksek olması sebebiyle plastik
malzemelerde güçlendirici olarak çok sık kullanılmaktadır. Bu çalışmada polimer matris
olarak, yüksek yoğunluklu polietilen (YYPE), düşük yoğunluklu polietilen (DYPE),
polipropilen ko-polimer (PPC), Akrilonitril Bütadiyen Stiren (ABS) kullanmıştır. Granül
haldeki termoplastik polimer malzemelere, takviye elamanı olarak cam elyaf kullanılarak,
sıcak pres makinesi yardımıyla kompozit plakalar üretmiştir. Üretilen kompozit plakaları
keserek deney numuneleri elde etmiş ve numunelerin testlerini yaparak mekanik
özelliklerini incelemiştir. Yapılan testler neticesinde cam elyaf takviyesinin mukavemette
artma ve darbe sonucu oluşan deformasyonda azalma görmüştür. Bu takviye ile
malzemelerde iyi bir dayanım artışı sağlamıştır. Cam elyaf takviyeli ABS kompozit
malzemeyi, üretilen kompozit malzemeler arasında en yüksek çekme mukavemetine sahip
malzeme olarak elde etmiştir [26].
4. SONUÇLAR
ÖZGEÇMİŞLER