Hukukun Temel Kavramları Dersi HUKUKTA KAYNAK KAVRAMI
Maddî Kaynak-Şeklî Kaynak
Maddî Kaynak: Hukukun kaynağı/kökeni nedir? Neden ve nasıl böyle bir hukuk var? Şeklî Kaynak: Hukuk kurallarını nerede ve hangi biçimde buluruz? (Şekli Kaynaklar=Yürürlük Kaynakları: Hukuka yürürlük kazandıran kaynaklar) TÜRK HUKUKUNUN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARININ 3 TEMEL ÖZELLİĞİ
1- Türk hukuku esasen yazılı hukuk
kaynaklarına dayanır 2- Türk hukukunda asıl (yazılı ve yazısız) kaynaklar-yardımcı kaynaklar ayrımı vardır. 3- Türk hukukunun yürürlük kaynakları arasında bir normlar hiyerarşisi vardır. NORMLAR HİYERARŞİSİNİN SONUÇLARI 1- Alt basamakta yer alan bir kaynakla getirilen hüküm, kendisinden üstte yer alan basamakta yer alan kaynakla getirilmiş hükme aykırı olamaz. 2- Alt basamaktaki kaynak, üst basamakta yer alan kaynaktaki bir hükmü kaldıramaz, buna istisna getiremez ya da değiştiremez. 3- Üst basamakta yer alan bir kaynaktaki hükmün, kendisinden alttaki basamaklarda yer alan kaynakla getirilmiş olan hükme uyma zorunluluğu yoktur. 4- Üst basamaktaki kaynak tarafından alt basamakta yer alan kaynaktaki hükmün kaldırılması ya da değiştirilmesi mümkündür. TÜRK HUKUKUNUN YAZILI ASIL KAYNAKLARI
temel kurallarını gösterir. Başlıca düzenleme konuları: Devletin temel nitelikleri ve örgütlenme biçimi, siyasal iktidarın/egemenliğin kullanılması Temel haklar ve özgürlükler, devlet-birey ilişkileri Devletin işlevleri (Yasama, Yürütme, Yargı) Devlet örgütünün işleyişi, organları, organların yetki ve görevleri, organlar arasındaki ilişkiler Kamu kaynaklarının toplanması ve harcanmasına ilişkin temel kurallar Türk Hukukunda Yazılı Anayasalar 1789 ABD-1791 Fransa, 19. yüzyılda liberalizm ve anayasacılık hareketleri 1876 Kânûn-ı Esâsî 1921 Teşkilatı Esasiye Kanunu 1924 Teşkilatı Esasiye Kanunu 1961 Anayasası 1982 Anayasası (Değişiklikler: 1987, 2007, 2010 ve 2017 yıllarında halkoylamasına başvurularak, 1993, 1995, 1999, 2001, 2002, 2004, 2005, 2006, 2011, 2016 yıllarında halkoylaması olmaksızın) 1982 Anayasasının Türk hukuk düzeni ile ilgili önemli tercihleri 1- Sert/katı anayasa tercihi: Anayasa değişiklikleri, yasama tarafından gerçekleştirilen sıradan kanun değişikliklerine göre daha zor ve karmaşık bir usule tâbidir. (+Değiştirilemeyecek hükümler ile sertlik kuvvetlendirilmiştir) 2- Anayasanın üstünlüğü tercihi: Anayasa normlar hiyerarşisinde en üstte yer alır ve kanunlar başta olmak üzere diğer tüm kaynakların anayasaya uygunluğu zorunludur. (AY m.11) 3- Hukuk devleti tercihi: Anayasanın açık hükmüne göre, Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. (AY m.2) Anayasal Güvence Nedir? Herhangi bir konunun, 1982 Anayasası tarafından düzenlenmiş olmasının hukuksal sonucu, ilgili kuralın anayasal güvence altına alınmasıdır. Bu güvence 3 biçimde somutlaşır: 1- Yasama ve yürütme, ilgili kurala aykırı düzenleme getiremez. 2- Yürütme ve yargı tarafından ilgili kurala aykırı karar alınamaz, bunlar tarafından, kanun ve diğer kaynaklar hakkında yapılacak yorumların ilgili anayasa kuralına uygun olarak yapılması gerekir. 3- Sert/katı anayasa tercihi nedeniyle, kuralın herhangi bir kanun hükmü, bir idarî karar ya da bir yargı kararı gibi kolayca ya da keyfî olarak kaldırılması ya da değiştirilmesi mümkün olmaz. Anayasa Değişiklikleri (m.175) Değiştirme yetkisi TBMM’ye aittir. TBMM 1/3 (200 MV) yazılı teklifi şarttır. (Başka herhangi bir yetkilinin veyahut belirli sayıda vatandaşın TBMM tarafından görüşülebilecek resmî anayasa teklifi sunma yetkisi yoktur.) 2 defa görüşme + gizli oylama zorunludur. Kabul için en az: TBMM 3/5 (360 MV) TBMM’de kabul sonrası CB: (a) RG’de yayımlar (b) 1 kez geri gönderebilir (c) halkoylamasına gidebilir. Halkoylaması 2 halde gerçekleşebilir: (1) 3/5 ve 2/3 arası (360-399) kabulde, CB RG’de yayımlayamaz, geri gönderebilir ya da zorunlu halkoylaması yapılır. (2) 2/3 ve üstü (400 ve üstü) ise CB isteğine bağlı halk oylaması yapılabilir. Anayasa Değişiklikleri (m.175)
TBMM (360-399) TBMM (400 ve üzeri)
Cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanı
Geri Gön. Zor. Halkoyl. RG Geri Gön. Halkoyl.
Aynen K. Aynen K. Aynen K. Aynen K.
(360-399) (400 ve üzeri) (360-399) (400 ve üzeri) CB: Zor. H.oyl. CB: 1-RG CB: Zor. H.oyl. CB: 1-RG 2-H.oyl. 2-H.oyl. KANUN (YASA) Kanun Gerçek ve dar anlamıyla kanun, hukuk kaynaklarından yalnızca birisidir. Kanun yapma yetkisi yalnızca TBMM’ye aittir. Kanunlar anayasaya uygun olmak zorundadır. Kanunların anayasaya uygunluğunun yargısal denetimi Anayasa Mahkemesi tarafından gerçekleştirilir. Tüm kanunların Resmi Gazete’de yayımlanması zorunludur. Her kanunun: (1) Başlığı/ismi olur (örn. Türk Ceza Kanunu). (2) Sıra numarası/sayısı olur (örn. 5718 sayılı Kanun). (3) Yürürlük tarihi olur (özel olarak daha ilerideki bir tarih belirtilmemişse, Resmi Gazete’de yayımlandığı gün yürürlüğe girer). Kanun Kanunların soyut ve genel nitelikli hukuk kuralları getirmesi yasama tekniği ve kanunun varlık nedeni açısından ideal olandır. Soyutluk: Belli ve tek bir somut olay için değil, aynı kategoriye giren benzer tüm olaylar için, sürekli olarak uygulanmak üzere kanun yapma Genellik: Belirli bir kişi için oluşturulmama, gayrişahsîlik, aynı durumda olan herkese uygulanmak üzere kanun yapma Bununla beraber, anayasa gereği kanunla düzenleme zorunluluğu olan hallerde ve özellikle TBMM tarafından düzenleme getirilmesinin siyaseten tercih edildiği hallerde, soyutluk ve genellik nitelikleri düşük kanunlar yapılabilmektedir. Kanun Yapma Usulü Resmî kanun teklifi verme yetkisi yalnızca milletvekillerine aittir (İstisna: Bütçe Kanunu- Cumhurbaşkanı). Tek bir milletvekili de kanun teklifi verebilir. Kanunlaşma için aşağıdaki 3 sayının sağlanmış olması gerekir (AY m.96): 1-Toplantı yeter sayısı: Üye tamsayısının 1/3’ü yani 200 milletvekilinin hazır olması gerekir. 2-Karar yeter sayısı: Toplantıya katılanların salt çoğunluğunun yani yarıdan bir fazlasının kabul oyu vermesi gerekir (örn. 380 MV ise 191 MV). 3-Asgarî kabul oyu sayısı: Teklifin kabulü için gereken sayı, hiçbir durumda üye tamsayısının 1/4’ünün bir fazlasından, yani 151 milletvekilinden az olamaz. Kanun Yapma Usulü TBMM tarafından kabul edilmiş olan teklif kanunlaşmış/yasalaşmış olur ve RG’de yayımlanmak üzere Cumhurbaşkanı’na gönderilir. Cumhurbaşkanı,15 günlük süre içerisinde, (a) Resmî Gazete’de yayımlatır (b) 1 defaya mahsus olmak üzere, kısmen (örn. tek bir maddeyi) ya da tamamen yeniden görüşülmek üzere geri gönderir. (İstisna: Bütçe Kanunu’nu geri gönderemez.) Geri gönderilme halinde, kanun hiçbir değişiklik yapılmadan fakat en az 301 milletvekili (TBMM üye tamsayısının salt çoğunluğu) tarafından aynen kabul edilirse, Cumhurbaşkanı kanunu bir daha geri gönderemez ve RG’de yayımlatmak zorundadır. (!) Değişiklik halinde ve 301 sayısının sağlanamaması halinde yeniden geri gönderebilir. ULUSLARARASI ANTLAŞMALAR Uluslararası Antlaşmalar Geniş anlamıyla uluslararası antlaşma terimi, devletler arasında ya da devletler ile uluslararası örgütler arasında imzalanan, yazılı nitelikteki tüm uluslararası antlaşma türlerini (antlaşma, anlaşma, sözleşme, şart vb.) karşılar. Anayasa tarafından tercih edilen «milletlerarası andlaşma» terimi de aynı anlamda ve aynı kapsamda kullanılmaktadır. Bu anlamıyla, uluslararası hukukun başlıca kaynağıdır. Uluslararası hukuktaki etkisi: Taraf devletler ya da taraf devletler ve uluslararası örgütler arasında, uluslararası hukuktan doğan hak ve yükümlülükler olarak karşımıza çıkar. Uluslararası Antlaşmalar Ulusal (iç) hukuktaki etkisi: Etkinin niteliği ve bunun gerçekleşme biçimi taraf devletlerin kendi hukuk düzenleri tarafından düzenlenir. Türk hukukunun tercihi: Kanun hükmündedir (AY m.90/5). Uluslararası antlaşmaların Türkiye Cumhuriyeti adına diğer devletlerle ya da uluslararası örgütlerle görüşülmesi, hazırlanması, bunlar için gerekli yazışma, bildirim ve belge değişimleri gibi bürokratik işlerin yapılması ile imzalanması, Türkiye’nin uluslararası ilişkilerini yönetmekle görevli olan yürütme organı tarafından yapılır (Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanı tarafından görevlendirilen temsilciler). Yürütme tarafından imzalanmış bir uluslararası antlaşmanın, Türkiye açısından bağlayıcılık kazanması ve aynı şekilde iç hukuk bakımından kanuna eşdeğer etkisini gösterebilmesi ise yasama organının (TBMM) bunu uygun bulmasına bağlıdır (AY m.90/1). Temel Hak ve Özgürlüklere İlişkin Uluslararası Antlaşmalar AY m. 90/5 c.1: Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir.” Uluslararası antlaşmalar kanundan üstün değildir, onunla eşit güçtedir. İstisna: (AY m.90/5 c.3) (2004 AY değişikliği) “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” Örnekler: AİHS, Mültecilerin Hukukî Statüsüne İlişkin BM (1951 Cenevre) Sözleşmesi, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Zorla Çalıştırmanın Yasaklanması Sözleşmesi Uluslararası Antlaşmaların Anayasaya Uygunluğu AY m. 90/5 c.2: «Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.» - Uluslararası antlaşmalar anayasaya uygun olmak zorunda değil midir? Anayasadan daha üstün bir hukuk kaynağı var mı? Yürütme ve yasama anayasaya aykırı karar alabilir mi? Görüşümüz: (1) Normlar hiyerarşisi gereği uluslararası antlaşmalar da şüphesiz anayasaya uygun olmak zorundadır. (2) Bu hüküm uluslararası antlaşmaların anayasaya uygun olması zorunluluğunu kaldıran bir hüküm olmayıp, yalnızca bunun denetlenmesi mekanizmasını ortadan kaldıran bir hükümdür. Uluslararası Antlaşmaların Uygun Bulunması Usulü Anayasa m. 90/1: “…andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır.” Uygun bulmaya ilişkin kanunlar da tüm kanunlar gibi RG’de yayımlanır. Uygun Bulma Usulünün İstisnaları: 1) «Ekonomik/ticarî/ teknik ve süresi 1 yılı aşmayan ve devlet maliyesine yüklenme getirmeyen, kişi hallerine ve Türk vatandaşlarının yabancı ülkelerdeki mülkiyet haklarına dokunmayan antlaşmalar» (AY m.90/2) TBMM onayına ihtiyaç yoktur, CB kararı ve RG’de yayım ile yürürlüğe girer. (2 ay içinde TBMM bilgisine sunulur) Uluslararası Antlaşmaların Uygun Bulunması Usulü 2) «Taraf olunan bir uluslararası antlaşmaya dayanan uygulama antlaşmaları + kanunun verdiği yetkiye dayanılarak yapılan, ekonomik/ticarî/teknik/idarî antlaşmalar» (AY m.90/3) TBMM onayına ihtiyaç yoktur, CB kararı yeterlidir. Bunlardan «ekonomik, ticarî ve özel kişilerin haklarını ilgilendiren» antlaşmaların RG’de yayımlanması zorunludur, diğerlerinin değildir. (!) Usule ilişkin nihaî kural (AY m. 90/4): Türk kanunlarına değişiklik getiren her türlü antlaşma için, her durumda TBMM onayı aranır. (+ RG’de yayımlanır.)